Kuşak farkı.
Onların yetiştiği ortamla bizimki aynı değil.
Yazılanları okudum.
Yaşını bilmiyorum ama babanızın yaşadığı dönem kazanmaktan çok koruma gerektiren dönemlerdi.
90'larda, 80'lerde birçok insan malını mülkünü kaybetti yaşanan krizlerde. Babanız bugüne kadar bunları korumuş o bile yeterli.
Dediğiniz örnekler öyle basit görünüyor ama basit değil. Türkiye'de paranızı koruyabiliyor üstüne de biraz artırıyorsanız şanslınız.
Ticarete adım attı diyelim. Şu anda belki de "babam bütün malı mülkü ticarette batırmış" diye açacaktınız bu başlığı. Ticaret çevre işi. Ve türkiye'de ticaret hayatı hemşericilikle, ahbaplıkla hatta siyaset vb konularla iç içe gider. Sadece sermayen olması yetmez yani.
Arsa konusu da aynı. Havaalanı demişsiniz. Havaalanı yapılacak bölgede arsa alıp kar eden oldu, ama mesela benim kuzenlerim tarlasına imar gelsin diye bekliyor hala.
Eskiden regülasyonlar falan yoktu bugünkü kadar. O yüzden o kuşak bu tarz işlere temkinli yaklaşır. Normal.
Bir de belli bir yaşa gelmiş insanlar artık risk almak istemez. 30-40 yaşındaki adam risk alır. Çünkü zararını yerine koyabilir. 60 yaşında adam için bu daha zor. Evini kaybetse nasıl alacak?
O yüzden babanızı suçlamak yerine kendi yapabileceklerinize odaklanın.
Fırsatlar her zaman var. Bugünden geçmişe bakarak konuşmak kolay.
Emin olun sizin de önünüze bir sürü fırsat geliyor. Kaçırdığınızı bile anlamıyorsunuz.
Belki sizin çocuklarınız da size diyecek bunları. Mesela Bitcoin'i 2010'larda görmedin mi diyecek, e-ticaret çıktığında girmedin mi diyecek, 0,69 krediyle dişini sıkıp bir ev alamadın mı diyecek, diyecek de diyecek.
O yüzden babanıza kızmak yerine kendinize odaklanın.
Bu arada kölelikten kurtulmak istiyorum demişsiniz.
Muhtemelen babanızın sermaye desteğiyle iş kurmak istiyorsunuz. İşinize karışmak istemem ama, bence önce kafa yapınızı değiştirin.
Yani iş kurmak, ya da sermayeden önce girişimci kafası lazım.
Bu biraz doğuştan biraz öğrenmeyle olur.
Para kazanma becerisi öyle bir beceri ki, sermaye şart değil.
Şöyle anlatayım. Para kazanmayı bilen adam cebinde sıfır lirayla iş kurar büyütür.
Bilmeyen adama milyonlar da verseniz batırır.
Şöyle bir örnek duydum mesela:
Adam tatile gidiyor butik otele.
Otelin sahibiyle laflarken uygun fiyatlı sabun vb sarf malzemesi bulmakta zorlandığını öğreniyor. Girişken de bir tip.
İstanbul'a dönünce eş-dost üstünden imalatçı buluyor. Fiyat alıyor.
Sonra oteli arıyor diyor elimde böyle böyle mal var fiyat şu.
Otelci tamam diyor, adam gidiyor imalatçıya siparişi geçiyor, vadeli ödeme istiyor.
Bu aşamada cebinden hiç para çıkmıyor.
İmalatçıdan 1'e alıyor, otelciye atıyorum 3'e satıyor. Herkes mutlu.
Adam bakıyor bu iş güzel, birkaç otelci daha bağlayıp otellere sabun, şampuan dağıtımı yapan bir iş kuruyor.
anlatabildim umarım aradaki farkı:)
Yanlış anlamayın işinize karışmak değil derdim ama bu kafaya gelmeden babanız size tüm muslukları açsa bile istediğiniz verimi alamayabilirsiniz.
Bir de naçizane bir hayat tavsiyesi, başarısızlıkların sorumluluğunu başkalarına atmayın sadece. Dershane örneği verdiğiniz için diyorum bunu. Eğitim hayatımı da mahvetti demişsiniz dersaneye göndermediği için. Ben mesela iyi bir dershaneye gittim, kardeşim döneminde babamın işleri bozuktu ona o kadar iyi bir imkan sunulamadı.
O benden daha iyi bir okulda okudu ama. O da babamı suçlamayı seçebilirdi beni okutmadın diye...
0