Giriş
(11)

Evinizde/dükkanınızda kiracı bedavaya oturuyor ne yaparsınız?

mahmuttt
Kiracınız 3-4 senedir emsallerinin 5’te 1’i parasına oturuyor. Civarlar 150 binse 30 ödüyor yani. Size karşı bu fiyat benim hakkım diyerek pişkin, ukala ukala sırıtarak davranıyor. Kira arttırmam diyor. Kira tespit Davası da açtınız 1,5 sene sürecek. O 1,5 senenin alacağınız tutarı da aldığınızda
Kiracınız 3-4 senedir emsallerinin 5’te 1’i parasına oturuyor. Civarlar 150 binse 30 ödüyor yani.

Size karşı bu fiyat benim hakkım diyerek pişkin, ukala ukala sırıtarak davranıyor. Kira arttırmam diyor.


Kira tespit Davası da açtınız 1,5 sene sürecek. O 1,5 senenin alacağınız tutarı da aldığınızda kuş gibi olacak.

Sorum şu: hukuki yolu bekler misiniz? Yoksa giderim kavga çıkarırım tartışırım sert gösteririm mi dersiniz?
Yani hukuk dışı yollara girer misiniz ?
0
mahmuttt
(23.09.25)
sinirini bozarak çözebileceğinize inanıyorsanız yapın ama bence yüzsüz. arabuculukla da olabiliyor. hep dava sürelerini bahane ediyorlar. arabulucu bir avukat bulun ve yasal süreci başlatın. çözülmezse davaya gidiyor. zamanı geldiğinde alırsınız parasını.

benim kiracım da böyle ukalalık yaptı yaptı, internetten bakıp bilgilendi güya. kankam arabulucu avukat. şimdi en ufak bir sıkıntıda kibarca bilgilendirme yapıyor yola geldi. iskender parasına kalıyordu uyanık.
0
gadlemler
(23.09.25)
Abi böyleleriyle çok uğraşıyorum. Kiracın dükkansa yaptığı iş üzerinden vurabilirsin. Tekel 22'den sonra birilerine alkol aldırt. Görüntüle ve şikayet et. Ona da bunu yapacağını söyle.

Sallıyorum camcı. Bina altında cam atölyesi yasak. Git şikayet et gürültü ve belediye encümen kararlarına aykırı diye.

Bunlar mümkün değilse elektriğini suyunu doğalgazını kes. Git nüfus müdürlüğüne burada oturan yok. Kiracı çıktı. Abonelikleri almadı de. Düşür ikametini, bu kurumlara git ve bilgi ver. Bu yol karışık ve memurdan memura alacağın cevaplar değişir.

Kendin kes sayaçları.

Kanuni olarak zamları yapmışsa bu dediklerimi yapma. Kanuni değilse yine yapma. Ama fikir.
0
Shepard
(23.09.25)
yasal yollarla hareket etmek en doğrusu, diğer türlü suçlu durumuna düşebilirsiniz.
0
ruhlardan esinlenen karga
(23.09.25)
Bu tür insanlar hukuk dışı yolları kendileri yapar ama başkası yapamaz diye düşünüyor. Adamın dükkanını, işini baltalayacaksın ve seninle mi uğraşacağım deyip kiranı emsallere çekecek ya da dükkanı kapatacak, öyle mi? Yani ikinci, üçüncü adımı düşündün mü? Bana denk gelsen misliyle karşılık veririm.
0
gabe h coud
(23.09.25)
son yıllarda ev ve kira fiyatları çok artınca eski kiracılar bu durumda ucuz oturur oldu. böyle çok örnek var.
kavga çıkarırım, bıçaklarım diyenler neyin kafasını yaşıyor acaba. alenen suça teşvik ediyorlar.

orta yolu bulmak zorundasınız. kiracı iyi niyetli değilse ve orta yol bulunmuyorsa yasal süre sonuna kadar bekler, sonra başka kiracı bulursunuz.
zaten eski kiracılar ucuza oturur, bu yüzdan kiracılı daireler ucuza ve zor yeni alıcı bulur.
durum gayet olağan ve sık karşılaşılan bir durum.
0
abelardo
(23.09.25)
sen evini kiraya verirken emsallerin altina mi verdin? enflasyonun ve boktan ulke ekonomisinin sorumlusu kiraci mi? evini kiraya verirken yillik ne kadar artis yapacagini belirledin anlastin kiraya verdin. sonra yok ben bu kadar artis yapamam su kadar yapacagim diyemiyorsun. kira tespiti icin 5 yil oturmasi lazim. hep kendi tarafinizdan bakmayin ev sahibi olarak konusuyorum bu kosullarda kiraya veriyorsam buna gore hareket ederim, kiracimla anlasabiliyorsam anlasirim. hukuk disi bir yol ile cozebilen ornekler yok degil ama tam tersi de bolca mevcut evini zararina satmak zorunda kalan insanlar oldu. kiraci sozlesmede belirtilen oranda zammi yapip oturuyorsa senin yapabilecegin bir sey yok maalesef.
0
tahtakafa
(23.09.25)
hukuki yol uzun ve kesin olmadığı için 2. seçenek daha makul gibi duruyor.
0
duyuruuser
(23.09.25)
Oncelikle eski kiracilarin etraftaki rayice gore makul oranda indirimli oturmalari gerekiyor.Ancak sizin durumunuzda rayicin %20sini utanmadan veriyorsa oncelikle iletisimi su sekilde yapardim

5 senelik rayic belirleme zamanina yaklastiginizi bu kafayla devam ederse dava acip rayic bedeli isteyeceginizi yada cikartacaginizi soyleyip uzlasma icin tehdit edin.
Normalde Rayicin %15-20 gibi altina razi olmak iki tarafin da menfaatine iken orta yol bulmaya yanasmazsa uzun vadede kiracinin da kaybina olacaktir.Birkac sinir bozucu kiraciyla bu sekilde muhattap olunca sonraki kiracilarda mecburen bastan sisik kira belirleme yada tahliye taahhutnamesi almak gibi yollara gitmek zorunda kaliyor ev sahipleri.
0
turkuaz
(23.09.25)
3-4 senedir çok ucuza oturuyor demişsin ama davanın 1,5 sene sürmesini çok bulmuşsun. Hatayı burada yapıyorsun.

Bir yakınım sorunlu kiracılı ev satın aldı. Ödediği kira şöyle söyleyeyim rayiç bedel/6. Yani 1 ayda ödemesi gereken kirayı adam 6 ayda ödüyordu ve İstanbul'un en en prestijli bölgesi.

Kira tespit davası açtı, evet 15 ay kadar sürdü mahkeme karara bağladı. Bu esnada sürekli olarak davayı kaybedeceğini, 15 aylık farkı kendisinden tahsil edeceğini, avukat masraflarını da kendisinin karşılayacağını sürekli olarak avukatı aracılığıyla bildirdi. Bu kiracı üzerinde baskı oluşturuyor. Kiracı davayı kaybetti ve temyize de vermemişler. 6x olan kirayı ödemiyor, evden çıktı ve ihtar üstüne ihtar yiyor. Milyonun üzerinde borcu oluştu. Şimdi haber yolluyor, anlaşalım ben de anahtarı teslim edeyim gibisinden. Birkaç ihtar sonrası artık çilingirle kapı açılacak üzerine bir de evdeki hasarlar bilirkişi ile belirlenip tespit davası açılacak.

Tutar kuş gibi kalmayacak. Kira artış hızları eskisi gibi değil. Mahkemeler evet yavaş işliyor ama adile yakın bir kira tutarı tespit ediyor.

- Soğukkanlılığını yitirme, kavga-dövüş sana zarar verir. Haklıyken haksız duruma düşersin. Bu tip yollara kesinlikle girme.

- Kira tespit davanı HEMEN aç. 1 gün dahi kaybetme. Kesin olarak kazanacağın bir dava olduğu için mahkeme masrafı sana yansımıyor. Zaman çabuk geçiyor, avukatın aracılığıyla üstte belirttiğim şekilde sürekli haber yolla. Çekebildiğin yasal tüm ihtarları çek. Kiracı üzerinde yasal tüm haklarını kullan, baskı oluştur. Bir noktadan sonra kendi çıkmak durumunda kalacak.
0
Lethe
(24.09.25)
İçini ferahlatacaksa kira ödemeyip üzerine para isteyip üzerine mafya salan kiracılar var.

İşyerlerinde %25 kuralı yoktu sizinki yine de çok fark etmiş.
0
liberal
(24.09.25)
Hocam ben ev sahibi olarak yazıyorum. Ailemde de çok insan var bu sektörün her aşamasında iş yapan. O yüzden biraz net yazacağım ama bu konularda maalesef ev sahipleri ya da dükkan sahipleri biraz ezbere hareket ediyor.

tabii ki katılabilirsiniz de katılmayabilirsiniz de yazdıklarıma. Önce sorunun kaynağını anlatacağım. Sonra muhtemel benzer durumlarda ben ne yapardım onu söyleyeceğim ama siz kendiniz bildiğinizi yapın yine.

Kira kontratı bir sözleşme.

Baştan iki taraf da haklarını belirliyor.

Ticari bir sözleşme değil ama günün sonunda bir ticaret var ortada.

Ticarette de baştan her şeyi konuşmak lazım, düşünmek lazım. Ve sözleşmeye dökmek lazım.

yani adamın yaptığı pişkinlik değil, imzaladığı sözleşmeye uymak.

atıyorum ben bugün aynı durumda olsam, isterse maaşım 1 milyon tl olsun, ev sahibine derim ki kardeşim sözleşme belli. Sen de imzaladın. Daha da üstüne çıkmam bu sözleşmenin. Adam da bunu diyor size.

Şimdi kira sözleşmenizde kira artışı emsallerine göre yapılacak yazıyor mu?
Büyük ihtimalle yazmıyor. O zaman emsaller sizi ilgilendirmiyor maalesef. En azından kira tespitine başvurabileceğiniz zamana kadar.

Bunu attık kenara.

Bir diğer yanılgı, ev sahipleri gayrimenkulün sürekli yüksek gelir getirmesi gerektiğine inanıyor. Bu bir yatırım. Riskleri var, risksiz bir yatırım değil.
Bir evi kiraya verirken iyi kötü bir 5 yıllık getiri planlaması yapmaya çalışın. Türkiye'de zor ama, yine de tahmini bir enflasyon oranı vb hesaplamak lazım. Getiri bunun altında kalırsa ne yapacaksınız onu mesela planlayın.

İşin özü, ikiniz de aynı sözleşmeye imza atmışsınız.

Şartlar belli.

Adam şözleşmeye yazan oranda zam yaptıysa, şözleşme şartlarına uyuyorsa bir anormallik yok.

Aslında teknik olarak sözleşmeyi siz bozmak istiyorsunuz şu anda.

kiracı size dese ki tefe tüfe çok ben sözleşmenin altında zam yapacağım kabul etmezsiniz.

Şimdi kiracı da size diyor ki sözleşmede anlaştığımızın dışında bir zam istiyorsun kabul etmiyorum.

Bunu anladığınız zaman işiniz ve anlaşmanız daha kolay.

Ben olsam kiracıyla orta yol bulmaya çalışırım.

İlk başta yapıcı olmakta fayda var. Seni de anlıyorum sen de beni anla biraz senden biraz benden yöntemi genelde ılımlı kiracılarda işe yarar.

Çünkü ılımlı yaklaşırsanız, anlaşma ihtimaliniz var.

Ilımlı yaklaşmazsanız, iş inada biner ve tek çözüm kira tespiti talebi olur ya da kiracı tahliyesi. Yani hukuki süreçle ilerlemek dışında seçeneğiniz kalmaz.

Hukuki süreç konusunda kimseye kulak asmayın, en iyisi emlak konusunda deneyimli bir avukata danışın.

Genelde bu emlak konularında avukatı daha deneyimli olan, durumu daha iyi belgeleyebilen kazanıyor. Yani sonuç hiç belli olmaz. Ev sahibinin sosyal medya videosunu (ev lokasyonu üzerine bir video paylaşmış mesela) bulup, "bu adamın kiracısını çıkartıp kendi oturacağı daireye fiziken ihtiyacı yoktur, şu anki kiralık evinde oturmaya devam edebilir" diye itiraz eden avukat var.

İş avukatta bitiyor yani. Ama şuna da dikkat edin. Emlak davalarında avukat parasını her türlü alıyor yanlış bilmiyorsam. Ya ev sahibinden ya kiracıdan. O yüzden avukat kazanamayacağını düşünse bile size kiracıya dava açın bakalım neler yapıyoruz diyebilir. Güvenilir biri olsun.

Yani ben olsam ya düzgünce pazarlığa otururdum, oradan bir sonuç alamazsam da bir emlak avukatına gider ya da sabırla sözleşme süresinin dolmasını beklerdim.

Bunun dışında işlere kalkışmayın sakın. Birincisi hukuki olarak zor durumda kalabilirsiniz. Tehdit, rahatsız etme vb. İkincisi Türkiye'de kimin kim olduğunu bilemezsiniz. Saftirik görünen adama bir laf edersiniz, korkutmak istersiniz. Ertesi sabah 1 kamyon adam sizi kapıda bekliyor olur.

Sizin tanıdığınız birileri vardır. Onun tanıdığı daha büyük birileri vardır.
İş daha da zora gider. Hepsini geçtim adamın psikolojisi yerinde değildir, ters bir laf edersiniz size zarar verir.

O yüzden bu tip konularda her zaman sükunet ve diplomasi çalışır. Çoğu zaman çalışır yani.

Bir de bu tip durumları yaşamamak için lütfen güvenilir, büyük, kendi bünyesinde gayrimenkul alanında deneyimli avukatları olan emlak ofisleriyle çalışın.

İnsanlar kendi kafasına göre ya da mahalle arası emlakçının hazırladığı sözleşmelerle kiraya veriyor. 10 lira emlakçı parası vermemek için 100 liralık zarara uğruyor uzun vadede.

Büyük firmaların sözleşmeleri iyi hazırlanır, olumsuz durumlar için back-up maddeler vardır, taahhütnameler eklenir vs vs.

En azından her daim arayıp danışabilirsiniz.
0
anten
(24.09.25)
(6)

İşletme Modelleri

terspeygamber
Sahibinden bağımsız şekilde işleyebilen işletme modelleri (ör. franchise, self-sustaining business) üzerine yazılmış kitap, akademik araştırma ya da belgesel kaynaklarını nereden ve nasıl bulabilirim?Yani bugün sahibi olmadan kendi iç personel sistemiyle bir işletmenin bağımsız işlemesinin nasıl inş
Sahibinden bağımsız şekilde işleyebilen işletme modelleri (ör. franchise, self-sustaining business) üzerine yazılmış kitap, akademik araştırma ya da belgesel kaynaklarını nereden ve nasıl bulabilirim?

Yani bugün sahibi olmadan kendi iç personel sistemiyle bir işletmenin bağımsız işlemesinin nasıl inşa edilebileceğini öğreten bir kaynak arıyorum. Eğitim olur kitap olur veya bunu araştıran bir akademik( işletme bölümünün bir alanı) alan vs.

Örneğin klasik esnaf usulü çalışan bir işletmeyi, klasik kendi personel sistemiyle işleyebilen bir gıda işletmesine dönüştürmek gibi
0
terspeygamber
(21.09.25)
@edmond yok hocam bu bilgiler veya süreçler öyle tapınak sırları gibi şeyler değil. Sektörün içindekilerden bağımsız belirli araştırma ve gözlem süreçleriyle bunların işleyiş ve organizasyon kısımlarının dökülebileceğini düşünüyorum.

Benim sorduğum 10 bin şubesi olan dünya çapındaki işletmeler değil daha basit kendi kendine işleyen belki 100 şubesi olan gruplar gibi daha basit işletmeler
0
🌸terspeygamber
(21.09.25)
@terspeygamber boş iş derim. Çok kitap okudum, bir gün işimi kurarsam diye. Kurdum, bir işe yaramadılar. Hepsi hayal satıyor, gerçek hayat farklı ve hele yabancı kitaplar ülkemize de uzaklar. Boş laf salatası.

edmond honda +1
0
Shepard
(21.09.25)
akademisyen değilim ama belki YÖK'ün tez bankasında anahtar kelimelerle arama yapabilirsin.. karşına güzel yazılar gelecektir.
0
yankee jumping
(22.09.25)
www.youtube.com Serdar Tavus bu konuda epey video çekiyor.
0
liberal
(22.09.25)
kitap bilmiyorum ama temel özellikler şunlar olmalı diye düşünüyorum.
- Yöneticiyi iyi seçeceksin.
- Yöneticiye az da olsa hisse vereceksin.
- Yöneticiyi iyi kontrol edeceksin. (Düzenli finansal ve performans raporlar vermesi, bağımsız denetçi ile denetlenmesi vb.)
0
merhum
(22.09.25)
hocam kendi işini yöneten biri olarak söyleyeyim, iş yönetmek para pul modeller vs bir yere kadar.

Konu tamamen insan yönetimi ve ilişki yönetimi.

Bu dediğiniz yöntem de ancak ekibinizde çok iyi yöneticiler varsa mümkün.

Ya da çok iyi işleyen bir dijital ürün satış otomasyonu kuracaksınız.

Atıyorum yazılım saas vs satıyorsunuzdur.
0
anten
(22.09.25)
(8)

yeni araba sahibi olacak kişiye öneriler?

konetsu
neler bulunmalı araçta? yanında/bagajda illaki şu bulunsun diyeceğiniz şeyler filan? yeni araç alınca mutlaka şunu yap diyecekleriniz, ayrıca pratik uygun fiyatlı işlevsel şeyler vs. önerebilirsiniz.dashcam önemli gibi mesela ama ne alınır bilemedim piyasadaki çok satanların 99%'u adını duymadığım m
neler bulunmalı araçta? yanında/bagajda illaki şu bulunsun diyeceğiniz şeyler filan? yeni araç alınca mutlaka şunu yap diyecekleriniz, ayrıca pratik uygun fiyatlı işlevsel şeyler vs. önerebilirsiniz.

dashcam önemli gibi mesela ama ne alınır bilemedim piyasadaki çok satanların 99%'u adını duymadığım markalardan hep. çok yüksek fiyatlara da çıkamam... ön arka olacak 2000 altı bişeyler var mı düzgün mesela?

bu cama uygulanan su kaydırıcılar işe yarıyor mu/çok büyük bi rahatlık sağlıyor mu?
yazın park halindeyken içi çok ısınmasın diye güneşlik alacak olsam ne tarz ürünler daha etkili veya hiçbiri bikaç saat yattığında işe yaramaz mı?

araca göre öneri gelebilir diye model de belirteyim, olan olmayan donanıma göre öneriler değişebilir.... geely familia

+ olarak bu aracı nasıl bilirsiniz? fp olarak bayağı iyi gibi. model yılına göre fiyatları düşük. neredeyse kuş serisi parasına 2009-2011
0
konetsu
(21.09.25)
70mai pro araç kamerası.

kamp sandalyesi.
buz kazıyıcı.
arabada her daim bulunacak ıslak mendil, peçete, cam suyu. boş pet şişe de lazım olabilir.
her daim arabada bulunacak yedek ev anahtarı.
hırka-mont.
güneşlik al önemli ama gelecek yaza kadar vaktin var. vantuzlu alma efektif değil. şemsiyeler de kötü bence. dikiz aynasının üstünden cırt cırtlı olanlar var. güneşlikleri de indirince hareket etmiyor güzel oluyor.

yedek lastik yoksa lastik tamir kiti. ek olarak çakmaklıktan çalışan pompa al kesin.
0
jelly bear
(21.09.25)
@jelly bisiklet için pompa vardı o yetmez mi? tamam hacimce daha fazla hava alıyor araba lastiği ama çok daha düşük basınç gerekiyor yani bi tık uzun da sürse illaki basar gereken seviyede. www.hepsiburada.com şu modelden

70mai filan da yine hiç duymadıklarımdan. "A500 S Pro Plus" diye bi modeli var gördüğüm içinde pro geçen bunu mu diyorsun? hem fiyatça yüksek hem sadece ön kamera... xiaomi ile bağı varmış enazından biraz güvenilir gibi ama fiyat ve arka kamera olmaması sıkıntı.

bir de bunlarda pil yok değil mi? bütün gün özellikle yazları çok ısınabilen bi ortamda lithium bataryalı ürünü bırakmak da riskli geliyor. 50cleri rahat geçebilir araç içi sıcaklık. direkt araçtan alıyor gücü?
0
🌸konetsu
(21.09.25)
yani psi değerini gösteren pompa alman daha iyi tabi ama diğeri de benzinciye kadar idare eder gibi.

evet o kamera. en popülerlerinden. görüntü kalitesi iyi. çakmaklığa ya da sigortaya bağlayabilirsin ama sigorta için ek kablo gerekiyor. kendi bataryası var ama kullanılabilir değil, arabadan elektrik gelmeyince kapanıyor direkt.

sıcaktan dolayı bir şey olmuyor. yıllardır kullandığım aşırı popüler bi kamera. arka kamera da takabiliyorsun ekstra.
0
jelly bear
(22.09.25)
aksesuar sonra da alınır o yönde sıkıntı yok da alacağın arabanın parçasını ustasını iyi araştırmanı, yarın bugün satmak istediğinde çok zor satacağını ya da abuk sabuk insanlarla uğraşarak satacağını bilip almanı öneririm.
aracın mekaniği sağlam olsa dahi, genel olarak arıza vermese dahi bir farı kırıldığında, tamponuna vesaire bir şey olduğunda uğraşacağını unutma.

ne olursa olsun 15 yıllık bir arabadan bahsediyoruz. sorduğun için söylüyorum ben açıkçası almaz üstüne bir o kadar daha falan koyar hiç değilse dacia logan vesaire alırdım en azından zamanında taksi olarak da kullanıldığından, eski popüler renault parçalarından yapıldığından çıkma parçası ustası bol.
0
denizgonen
(22.09.25)
@jelly psi gösteriyor bu da. bisiklette de önemli doğru psida basmak :D 80-85 psi basıyorum 1.5 lastiklere bunu göstergesiz doğru şekilde basma şansım yok :D

ya bir sürü kişi bir sürü li-ion bataryalı şeyi ideal olmayan şartlarda kullanıyor ve sıkıntı yaşamayabiliyor ok ama ne diyim lithium bataryanın genel özelliklerini bildikten sonra bu bataryalar için olabilecek en kötü şartları bi araya getiriyor dashcam bataryası olmak sanki? sıcaklık var, sürekli 100% de durmak var devamlı şarja bağlı çalışma var... ben onu alsam arabadan her inişte sökmeden rahat edemem alır yanımda taşırım illaki bırakamam...

biraz daha bakınınca viofo gördüm kapasitörlü model, bataryasız derken bu tarz bişeyden bahsediyordum. fiyatları azıcık daha fazla gibi ama a119 v3 filan var 4.5 bandında. bu da yurtdışı incelemelerde vs de görülen popüler güvenilir ve uzun yıllardır piyasada olan bir markaymış yine ben ilk kez duysam da :D ayırmak istediğimin çok üstünde fiyatı 2x'i geçtik artık ama her türlü bataryalı seçeneklerden daha mantıklı geldi.

@deniz normal şartlarda kuş serisinin dökülmüşünü bile zor alırdım ki o tarz bişey alacağıma hiç almayayım diyorum işte ondan kaç yıldır arabasız eziyet çekiyorum. şartlar uygun geldi arabayı ben seçmedim direkt mümkün olan tek seçenek bu.
yükseltme niyetim olursa da satılmazsa anneme filan verir geçerim en kötü. ha zaten bu araba fiyatına göre iyi de göründüğünden o fiyatlara satmaya kıyamam gibi :D kalsın satılmasın napalım...
0
🌸konetsu
(22.09.25)
trafik çantası
güneşlik
buz kazıyıcı
lastik şişirici bir kompresör (şarjlı ya da fişli çakmak girişine uygun)
lastik tamir kiti
el feneri (mümkünse asılabilen)
Bir de pense, çekiç, anahtar gibi ufak birkaç tamir ekipmanı.
0
anten
(22.09.25)
geely familia çinlinin henüz otomotive sağlam girmediği ve çer-çöp araba ürettiği dönemden kalma bir araç. yani oldukça üzebilir baş ağrıtabilir.

çinliler 2020 sonrası iş görecek araçlar üretmeye başladı.
0
orpheus
(22.09.25)
Yazılanların hepsini artıluyorum aynı şeyleri yazmaya gerek yok. Birkaç eklemem var. Akü takviye kablosu olur. Bir gün ya sizin ya da bir başkasının hayatını gerçekten kolaylaştırır.

Dekatlonda satılan acil durum battaniyelerinden bagajda bir tane duruyor, ucuz şeyler. Mıknatıslı arabanın kaportasına yapışan iyi bir el lambası da gece lastik değiştirme vb. durumlarında cebinizden çıkan paranın hakkını verir. Bir de ben olsam arabanın bir yerine belli bir nakit para koyarım, hayat kurtarıcılığı olan bir şey.
0
milletin efendisi olmaya gelen adam
(23.09.25)
(10)

Ev satın almakla ilgili

pembediken
1: Kendi birikimim ve belki aileden biraz destek ya da kredi çekerek kendim oturacağım küçük bir ev almak 2: Ailemle birlikte ev alma diğer bir seçenek.
1: Kendi birikimim ve belki aileden biraz destek ya da kredi çekerek kendim oturacağım küçük bir ev almak
2: Ailemle birlikte ev alma diğer bir seçenek.
0
pembediken
(21.09.25)
2. fikir çok kötü.
0
Mcfly
(21.09.25)
'Tek çocuk muyuz?' sorusunun cevabı önemli.

Eğer öyleyse de uzlaşı sağlanmış genel kanı, aileye gelin/damat gelse de hep bir aradayız şeklinde mi yoksa biz büyüttük ama zamanı gelince yuvadan uçup gideceksin şeklinde mi?
0
Mirket
(21.09.25)
1 Kardeşim var ama evli onunla ilgili bir durum yok arada gelip kalıyor sadece. Gelin damat gelme durumu yok. Ben de 36 yaşındayım kadın bireyim evlilik ihtimalim düşük.
0
🌸pembediken
(21.09.25)
Bireyselcilik hepimizi esir almaya başlıyor.

İnsanın ailesiyle birlikte yaşaması ve birbirine manevi ve sosyal olarak destek olması kadar güzel bir şey yok.
Tabiki burada size ait bir odanız olabilcekse dahada iyi.

Evlilik ihtimalinin düşük olduğunu söylemişsiniz zaten. Kaldıki öyle bir durum olursa zaten yeni bir plan yapılır.

Tek başına alıp çıkmanız bencillik sayılmaz bana göre ama dediğim gibi ailenizle aranızda bir problem yoksa birlikte yaşamak güzledir.

Ailenizin yaşlanacağınıda göz önünde alırsak, aynı evde olmanız onlara özellikle manevi destek açısından daha faydalı olacaktır.

birlikte kalmanız onlara sosyal ve duygusal destek, güven duygusu, gibi bir çok şeyde katkınız olur bu sayede demans vb. gibi durum riski azalır.

Maddi olarak giderlerin azalması ve tasarruf ile kısımları saymıyorum bile.
0
Rao
(21.09.25)
@rao ailemle aynı semt olacak zaten yürüme mesafesinde eğer alırsam. Maddi yardım aileme tabi ki yapıyorum ayrı evde olsam da yapmaya devam ederim. Bireysellik bencillik gibi değil daha çok kendi ayaklarımın üzerinde durmak, arkadaşları eve rahatça davet etmek, kendime ait bir ev olma hissi
0
🌸pembediken
(21.09.25)
özetle siz kötü diyenlere takılmayın. Bir anne ve babanın emeğinin karşılığı ve hiç bir şeklide ödenemez.
Ancak en azından imkan dahilinde onları yalnız bırakmamak, saygı ve sevgiyi eksik etmemek bir evlat olarak sizin içsel huzurunuza katkı sağlar ve inaniyorsanız da bunun karşılığını mutlaka görürsünüz.

Yaşlarını bilmiyorum ama genelde Yanlız bırakılan yaşlılar özellikle mental sağlık sorunları ile ileride evlatları için daha büyük sorunlar haline geliyor. Bunu çevremde çok görüp şahit oluyorum.
0
Rao
(21.09.25)
36 yasinda kimse ailesiyle ayni evde kalmamali imkanlar el veriyorsa tabi ki.

Bunun tartisiliyor olmasi bile icler acisi.
0
Mcfly
(21.09.25)
1+1 olur, stüdyo daire olur, öncelikle kendi evini al. Bunu bir şekilde aileden destek almadan yap.

Sonrasında onların evi peşin yapıp falan ayrı bir aile evi düşünülebilir(imkanlar elverirse)

Onlar ikna da edilebilir. Sizden ayrılmayacağım ama kendime ait bir dünyam da olsun istiyorum dersen anlarlar diye düşünüyorum.

Şimdi ya da sonra imkanları birleştirerek ev alma düşüncesi hasıl olursa, evin ileride mirasa konu olacağını, 'onunla ilgili bir durum yok' dediğin kardeşin o an, 'durum'un yarısına illa ki sahip çıkacağını göz önünde bulundurmanda faide var.

Ayrıca sen hayatını şekillendirirken anne ve babanın bir gün mutlaka seni terkedeceklerini, sonrasında YALNIZ kalacağını ve yaşlılıkta yalnızlığın çok da çekilir bir şey olmadığını şimdiden düşünüp ona göre yol haritası çizmende fayda olduğunu hatırlatayım.
0
Mirket
(21.09.25)
36 yasinda anne babayla yasanmaz, hele hele de icinizde ayri eve cikma istegi varsa, bunun bencillikle bireyselcilikle alakasi yok. Oncelikle kullandigimiz kavramlarin tanimini bilmek lazim.
Bazi seyler yasinda yasanir, 25-35 yas arasinda hele de bekarsaniz hayati deneyimlersiniz, arkadaslarla tatile gidilir, evlerde dostlar agirlanir, hobiler vs. Elbette maddi durum elverdikce. Bunlari 50 yasinda zaten yapamayacaksiniz. Doganin duzeni bu, kus yuvadan ucabilmesi icin yetistirilir. Bu demek degil ki arayip sormayacaksiniz yanlarinda olmayacaksiniz. Ha baktiniz bir noktada onlarla yasamak gerekiyor tekrar,tekrar bir araya gelinir, bu da ok illa ayri eve ciktiniz diye omur boyu duzen boyle gidecek demek degil.
0
kassiopeia
(22.09.25)
hocam bu konuyu kafanıza bu kadar takıyorsanız aileye düşkünsünüz muhtemelen vicdan yapacaksınız demek.

Ailenizle birlikte oturmakla ilgili bir sorununuz var mı?
Bu konuda kafanız rahat olduğu sürece ve kendinize ait bir alanınız olduğu sürece 2. seçenk herkesi rahatlatabilir.

Bireycilik konusunda yazılanlara katılıyorum.
0
anten
(22.09.25)
(10)

Annenin aptal huylari

dedeminhirkasi
Kalp hastası bir kadın. Olabildiğince yormamaya, derdimizi anlatmamaya calisiyorum.Fakat sevmediğim ve değişmeyeceğini de bildiğim bir ısrar etme veya yapma dediğim şeyi yapma huyu var.İnsan annesiyle öyle veya böyle oturup iki kelam edemez mi? Ufak tefek herhangi bir hayat gayesinden bahsetsem üzül
Kalp hastası bir kadın. Olabildiğince yormamaya, derdimizi anlatmamaya calisiyorum.
Fakat sevmediğim ve değişmeyeceğini de bildiğim bir ısrar etme veya yapma dediğim şeyi yapma huyu var.
İnsan annesiyle öyle veya böyle oturup iki kelam edemez mi? Ufak tefek herhangi bir hayat gayesinden bahsetsem üzülüyor, geceleri uyuyamıyor hergun anlattığım olayı soruyor vs. Yahu kadın otur da bi bi sıkıntıya söyle derman bulabiliriz veya olur oğlum duzelir her şey vs de geç. Daha da kötü duruma getirmek neden?

Yorulmasın diye evine dahi gitmemeye başladım. Yemek yapiyor mesela ekmek bayatlamış sanırım diyorum, arkamı donuyorum bi bakıyorum markete ekmek almaya gidiyor filan. Abi geçen bunun yüzünden kavga ettik. Ben strese giriyorum bu durumda… niye böyle bir insan ya. Neden? Oturup bi çay içemeyecek miyiz. Ya en basit konuda da herhangi bir fikir belirtemeyecek miyiz?
0
dedeminhirkasi
(21.09.25)
İşte bundan sonra demek ki bunları yapmamanın doğru olduğunu anladım. Üzülüyorum gitmiyorum vs diye, gidince de tantana çıkıyor.
0
🌸dedeminhirkasi
(21.09.25)
Hepsi mi aynı acaba?

Birebir benim rahmetliyi anlatmışsın.
0
Mirket
(21.09.25)
"ekmek bayatlamış sanırım diyorum, arkamı donuyorum bi bakıyorum markete ekmek almaya gidiyor filan"

Bu senin sınavın, onu değiştiremezsin. Hem yaşlı hem de anne, değişmez. Ama sen ona mesela ayrıntı söyleme, eleştiri ya da memnuniyetsizlik sayılabilecek hiçbir şey söylememeye odaklan. Aslında senin hayatını güzelleştirecek bir çalışma bu, sana annen üzerinden sorulmuş bir soru.
0
muhayyer divan
(21.09.25)
burada aptal huylari olan bir anne yok. buyumemis karsisindaki insanin dertleri, travmalari oldugundan bihaber bencil bir insan var. anne belli ki anksiyete sahibi, demek ki ona dertler anlatilmayacak. kaldi ki "sıkıntıya söyle derman bulabiliriz veya olur oğlum duzelir her şey vs de" gibi bir talebi var bu insanin. anne ne hayat zorluklarindan gecmis, travmalarla delik desik olmus ama pasamiza derman olamadigi icin aptal deniliyor.

o kadar anlayissizsiniz ki o apar topar ekmek almaya gidisin bile bir travma tetiklenmesi sonucunu oldugunu goremiyorsunuz.

nedir bu kadinlarin sizlerden cektigi.
0
warrior princess
(21.09.25)
aynı takıntılar ve huylar yaş aldıkça sende de artacak.
0
lambırcek
(21.09.25)
Hayat gayelerinden bahsettiğinizde üzülme konusunda bişi diyemem. Ama ekmek örneği beni rahatsız etti. Evine gitmişsiniz, masaya oturmuşsunuz, kadıncağız uğraşmış. O noktada ekmek bayat dahi olsa yapacaklarım nettir. Ya hiçbir şey söylemeden o ekmeği yerim, ya ekmeğe dokunmam yemek yer kalkarım, ya hiçbir şey söylemeden giderim yeni ekmek alırım "kalabalığız yetmez diye düşündüm" ya da "sıcak sıcak almak istedim" derim. Kusur örtmek iyi bir şeydir, baktığı her şeyde kusur bulan insan sürekli şikayet eden insan beni rahatsız eder. Eleştirme, tespit yapma sorun çöz derim.

Ekmekten bağımsız olarak bir çok konuda bunu yapıyor olabilirsiniz bu arada.
0
kullanicadi
(21.09.25)
Yaşlandıkça huyları suları değişiyor uyardığında da alınıyor üzülüyor. Bu yüzden olduğu gibi kabullenip olabildiğince yardımcı olmaya çalışacaksınız.
Kendisini yormasını istemiyorsanız yormayın, yemek yemeye gitmek yerine yemek götürün ya da yemeğe götürün mesela.
Madem her şeye çok takılıyor derdinizi anlatmayın ne gibi bir çözüm üretecek yaşlı başlı kadın size allah aşkına darlanmasın en azından.
0
mutekebbir
(21.09.25)
kaybetmeden keyfini çıkartın annenizle zaman geçirmenin. varsın dertlensin varsın markete gitsin ne olacak. yeter ki mutlu olsun...

eğer yorulacağını düşünüyorsanız, ekmeği söyleyin getirden yemek sepetinden.

yemeği dışardan söyleyin.

üzmeyin olm annenizi.

benim annem de böyle. yaş ilerleyince daha da böyle oluyor. normal yani.
0
gurur
(21.09.25)
kullandigin kelimeler ve uslubundan acikca goruldugu uzere yasli ve hasta bir anneyi idare etmek icin fazla sivrisin. annenin de tepkilerini abarttigini dusunmuyorum. o uzuntuler muhtemelen senin uslubuna verilen tepkiler. ayrica empati eksikligi de had safhada hissettigim kadariyla. senin gibi bi arkadasim var. annesiyle hep azarlar gibi konusuyor. surekli yasli olmak zaten agir bir durumken hem yasli hem hasta hem yalniz olmak 10 kat daha agir bir yuk. hayat sadece siyah ve beyaz degil. griler de var.
0
dokunmakalbime
(22.09.25)
Geleneksel türk aile yapısı kadınları maalesef kendilerini başkası için feda etmeye çok alışıklar.

Ekmek bayat dersen gidip alır evet.

Değiştiremezsiniz, bunlara dikkat edeceksiniz.

Ekmek bayatlamış demek yerine gidip siz alabilirsiniz mesela bunu yapacağını biliyorsanız.
0
anten
(22.09.25)
(6)

çok aşırı kas yapmak istemiyorum:) Gedson Fernandes gibi olayim yeter:)

tantamount_to_equivalent
Su fotoyu sans eseri yeni gordum. Resimdeki ortadaki arkadasin (Gedson Fernandes) vucuduna hayran kaldim, Inanilmaz, estetik ve cekici geldi, bayagi kiskandim. https://www.facebook.com/photo/?fbid=691765156931606&set=a.194833043291489 Spor salonuna yazilasim geldi. Nasil oluyor bu isler iyi bir spo
Su fotoyu sans eseri yeni gordum. Resimdeki ortadaki arkadasin (Gedson Fernandes) vucuduna hayran kaldim, Inanilmaz, estetik ve cekici geldi, bayagi kiskandim. www.facebook.com Spor salonuna yazilasim geldi. Nasil oluyor bu isler iyi bir spor salonuna gidiyoruz, personal trainer tutuyoruz, bu resmi gostericem hedef bu Gedson diyecegim, sakin beni Savas Cebeci gibi yapma:) Personal trainer bize beslenme, vucut calisma programi hazirliyor sonra sanimirim? Biz harfiyen uyguluyoruz. Hayatimin yuzde 95'i arabasiz gecti, bacak kaslarima guveniyorum, kilo problemim de yok. Kac ayda, yilda Gedson olabilirim ben? Zor bir olay mi bu?
0
tantamount_to_equivalent
(17.09.25)
Hocam bir zamanlar "brad pitt'in fight club'taki hali gibi" bir tanım vardı her spor salonunda o geldi aklıma:)

İyi bir personal trainer size çok yardımcı olur. İyi bir hoca eşliğinde Düzgün beslenme, düzenli antrenman, düzenli uyku 6 ayda bile şekillendirebilir. 1-2 senede bu seviye olmasa bile sizi mutlu eden bir vücuda kavuşturur.

Ama burada genetik faktörler var. Yani kemik yapınız, kas uzunluğunuz vs...

Şimdi aynı antrenmanı 2 adama yaptırın biri topaç topaç olur kaslar. Biri ince uzun olur.

Bu genetik.

Belki pilates vb desteğiyle biraz şekillendirilebilir ama genetik de çok etkili.
0
anten
(17.09.25)
Sorunun cevabını tam bilemiyorum ama çok fazla kas istemediğinizi özellikle belirtin yoksa bi bakıyorsunuz sabah Arnold gibi uyanmışsınız evlerden ırak.
0
kizil karga
(17.09.25)
Gedson Fernandez vucudu icin deli gibi yag yakmaniz lazim. Yagli iseniz cok zor ama imkansiz degil
0
turkuaz
(17.09.25)
Kahin değilim ama net olarak söyleyebilirim ki vermen gereken emeği gördükten sonra daha ilk ayda vazgeçersin.

Savaş Cebeci gibi olmak kolay değil zaten, yıllarca emek vereceksin, takviyeler alacaksın vs..

Fotoğraftaki vücut ise ulaşılabilir ama kolay da değil, kolay olsa sokakta herkes six pack'le gezerdi. Boğazına sahip çıkmanın ve düzenli beslenmenin yanı sıra o düşük yağ seviyesine gelmek ve formu o noktada korumak maaşlı bir çalışanın günlük rutinine uygun bir şey değil.

Gene de bol şans.
0
kimlanbu
(17.09.25)
Hocam bunu örnek aldığına göre halihazırda zayıf birisin. Yaş 25'in altı, kilo 55-60 ise, yani şu an çevrende zayıf birisi kabul ediliyor, kotta 28,29 giyiyorsan çok zor değil. Vücut böyleyse zaten ilaçsız savaş cebeci olamazsın. Bu arada Savaş Cebeci de bu adam olamaz. (bkz: ektomorf)

6 ay spora gidip proteine dikkat edersen bir gelişme görürsün. Umutsuzluğa kapılma.
0
nickini vermek istemeyen uye
(17.09.25)
bu vücut için spor lazım ama temel olarak beslenme düzeni ve disiplini gerekli
0
gurur
(17.09.25)
(5)

ev almak ve miras - bilenlere soruyorum

baldan kaymak
elimdeki birikmiş para ile şehir dışı da olsa ev alabiliyorum.Annemin evi yok, kirada. Teklif etsem ve kabul etse şayet.2 kardeşiz bu arada.Evi ihtiyaç kredisi ile tamamlayarak alsam, yani ilk ev kredisine bulaşmadan o hakkım eşimle olan zamana kalsa.Evi de annemin üzerine alsam.1) Mirasa konu etmey
elimdeki birikmiş para ile şehir dışı da olsa ev alabiliyorum.

Annemin evi yok, kirada. Teklif etsem ve kabul etse şayet.

2 kardeşiz bu arada.

Evi ihtiyaç kredisi ile tamamlayarak alsam, yani ilk ev kredisine bulaşmadan o hakkım eşimle olan zamana kalsa.

Evi de annemin üzerine alsam.

1) Mirasa konu etmeyecek şekilde bunu düzenleyebilir miyim? Ölene kadar oturabilir.
2) veya bugünden mirasım bu o'nundur diyebilir mi?
3) yarın öbürgün x ev için ilk evim kredisi alsam hukuken ilerde sorun yaşar mıyım?

Bilen var mı?
0
baldan kaymak
(15.09.25)
Evi onun üzerine alma, kendi üzerine alıp kullanım hakkını annene verecek şekilde tapuya şerh koy. Kimse anneni çıkaramaz evden. Evi sen satsan bile alan kişi de çıkaramaz.

Onun dışında garantiye alacak bir yol bilmiyorum
0
kisa
(15.09.25)
İlk evim kredisi için değer mi bilemedim.
Eğer ev alma imkanınız varsa kredili olarak alın geçin. yarın öbür gün elinizdeki parayla da alamayabilirsiniz.
0
duyuruuser
(15.09.25)
kendi üzerine alıp anneye intifa (kullanma) hakkı verin. dilerse kendi oturur dilerse kiraya verebilir. miras olarak da kalmaz
0
ground
(15.09.25)
kardeşinin saklı payı olacağı için ilerde sana karşı saklı pay davası (tenkis) açabilir. bir şekilde krediyi kendin ödediğini ama annenin adına aldığını mahkemeye ispat etmen vs uğraştırıcı bir sürece girmiş olursun. yani evi annen adına aldınız ve sonra notere gidip bu ev çocuğum baldan kaymak'a ait olacaktır diye vasiyetname düzenlediniz diyelim. o durumda kardeşin vasiyetnamenin iptali ve saklı pay nedeniyle tenkis davası açabilir. bunu yapmayacağından eminsen al. sonra eşinle ilk evim kredisinden ev aldıktan sonra annen hayatta ise gidip o evi kendi adına geçirirsin geri.

yani hukuken sana yap knk bişey olmaz diye garanti verilmesi pek mümkün görünmüyor. bu senin ailenle ilişkine vs bağlı. kardeşim asla böyle bi şey yapmaz diyosan yap.
0
Sadece soruyorum
(15.09.25)
Mirasta kardeşinizin talep etme hakkı olabilir.

İşin içinde mal mülk olduğu zaman kimin nasıl tepki vereceğini bilemezsiniz.

Ne ne insanlar ne kardeşler sıkıntıya düşüyor.

Bu konularda naçizane fikrim, asla "ben güveniyorum" diye yola çıkmayın.

Sadece sözlü anlaşmalara bel bağlamayın.
0
anten
(15.09.25)
(8)

Karot testi yaptıran var mı?

bilge rusty james
40 yıllık bir binada oturuyoruz. Binada şimdiye kadar hiç karot alınmadı. Binada yaşlılar oturuyor pek umurlarında değil. Biz kentsele sokacağız gibi duruyor. Bugün bir karot testi firmasıyla görüştüm. 25 bin lira fiyat çıkardı. Sizce normal mi?
40 yıllık bir binada oturuyoruz. Binada şimdiye kadar hiç karot alınmadı. Binada yaşlılar oturuyor pek umurlarında değil. Biz kentsele sokacağız gibi duruyor.

Bugün bir karot testi firmasıyla görüştüm. 25 bin lira fiyat çıkardı. Sizce normal mi?
0
bilge rusty james
(08.09.25)
Fiyat normal fakat diger apartman sakinleri kentsel dönüşüme yanaşmıyorsa ve karot testi olumsuz çıktıgında kavga dövüş olabilir.
0
limonlu eksi
(08.09.25)
olumsuz çıkarsa hiçbi müteahhitle anlaşma yapmadan binanız yıkılmış olur bu da sıkıntı olur. yıkıma hazır olmadan karot yapılmaz yani
0
ala09
(08.09.25)
Binada bir daire başımıza saksı düşüp de ölebiliriz dedi.

Yani biz şöyle karar verdik: Karot testi olumsuz çıkarsa hemen taşınacağız. Sonra birbirlerini yesinler. Onların hayata bakış açıları dolayısıyla canımız burnumuzda neden yaşayalım. Bizim binanın sakat olması ayrıca yan binalara da tehlike yaratıyor. Yani onlarca kişinin canı mevzubahis.
0
🌸bilge rusty james
(08.09.25)
@bilge rusty James belliki apartman sakinlerine kin ve nefret duydugunuz için böyle bir karar verdiniz. Şunu bilin bir kere karot testi yaptırdığınızda binanız emin olun %100 çürük çıkacak. Çünkü 99 deprem yönetmeligine göre 1999 yılından önceki yapılar olması gereken demir tipi ve çimento türüne göre yapılmadıkları için Hele ki bugünün şartlarıyla 40 yıl önce yapılan bina kesin çürük çıkacak.
Karot testi yaptırmanız sonunun bildiginiz bir filmi tekrar izlemek gibi bir şey olacak.

Diger konuya gelelim. Eger endişeniz varsa şimdi de çıkabilirsiniz. Yani karotun sonucu belliyken ne diye kafanızı agrıtıyorsunuz ki?

Emin olum komşularınız da biliyor sonucun negatif çıkacagını fakat bina için yıkım kararı çıktıgında sürecin nasıl gelişecegini de biliyorlar.

İtiraz süreci olmazsa 6 ay sonra bina boşaltılıyor. Binanın yıkımı için min 6 ay beklenecek. Sonra yeni müteahhit ile anlaşma yeni binanın yapılması teslimi derken minumum 3 sene geçiyor. Toplamda min 3.5 yıl tutan bir süreç

Kafamıza saksı düşerse de ölürüz diyen emekli dayı yani o binadaki yaşlı takımı en fazla 20 bin lira emekli maaşı alıyor. İstanbul gibi yerde kiraya çıksa min kira olmuş 25 bin lira. Bu adam bildigin evsiz kalmaktan aç kalmaktan korkuyor. Yani aslında en başta sistem bozuk. Eee müteahhit de para kazanacak o da yaptıgı her daire başına min 2.5 milyon isteyecek. Bu kadar paran mı yok müteahhit senin payını rayiç bedelin de altından alıyor. O paraya gidip başka bir ev bile alamıyor. Bu adamlar bu yüzden her şeyi göze alıp negatif bakıyorlar. Şuç bunlarda degil suç bu insanları çaresizliğe mahkum eden bozuk düzende.

Yıllar önce ben de oturdugum bina için karot testi aldıracaktım hatta eski duyurularımda da var bakarsanız. Sonra bu süreçleri araştırıp öğrenince evi boşaltıp yeni bir yere taşındım
0
limonlu eksi
(09.09.25)
99 oncesi yapilan binanin karot testinde saglam cikma olasiligi sifira yakin.
o yuzden bavullari toplamaya basla ufaktan.

ha obur taraftan yeni yapilan her bina dayanikli mi, depremde yikilmayacak mi? - hayir

cunku hala mal gibi ayni yontemleri kullanarak hantal binalar yapiyoruz. tek fark iste nervurlu demir, daha kaliteli beton. calisan ustanin hala dunyadan haberi yok.
0
cooperr
(09.09.25)
uzman ve onlarca kentsel dönüşüm içinde yer alan birisi olarak yazıyorum.
1-yönetim defterine kentsel dönüş için müteahitlerle ön görüşme yapmak ve teklif almak için heyet kurulu oluşturulması kararı alın.3-4 kişilik heyet oluşturun.
2-müteahitlerle görüşün.arsanızın metrajı ne sizden ne kadar kırpıp kendine daire çıkartacak bunları öğrenin.
3-karar verdiğiniz 2 müteahit firmayı.kat malikleri ile paylaşın ve ortak bir müteahit belirleyin
4-karar verdiğiniz müteahitle ön protokol noterde imzalayın.
5-müteahit e belediye işlemleri ve karot aldırmak için yetki verin.
6-belediye den yıkım kararı çıkınca kat yerleşim planını noterde onaylatıp son yeetkiyi verip imzaları atın.yıkım sürecini başlatın.

7- son kafanıza göre karot aldırmayın.aldırırsın yapacak müteahit hepinizi kucağına alır. yıkım maliyetleri tapuda dairenize borç yazar.abuk sabuk bi rakam.evinden olursun.
0
jamswety
(09.09.25)
Hocam bu işler dikkatli yürütülmesi gereken süreçler.

Bir müteahhitle anlaşmadan karot aldırdığınıza çürük çıktığı an, ki 99 öncesi binalara direkt çürük verme ihtimalleri çok yüsek

Binayı hemen yıkıma alıyorlar. Tartışmaya açık değil.

3 ay gibi bir sürede belediye yıkıyor binayı.

Siz de elinizde arsayla kalıyorsunuz.

Sonra...

Müteahit müteahit gezersiniz. Firmalar da zor durumda olduğunuzu görüp aşırı zorlayıcı şartlarla projeye girer.

İdeali şu, önce bir heyet oluşturmak.

Sizin gibi düşünenlerle birleşin.

Apartman karar defterine, bu heyeti yazın.

sonraki olay birkaç firmadan teklif almak.

İdeal teklifle apartmanı ikna etmek.
0
anten
(09.09.25)
Fiyat normal. Biz de yaptirdik 99 öncesi. Sağlam çıktı en azından içimiz rahat. Müteahhitin kendisi de sitede oturuyor adam o zamanın şartlarının ötesinde yapmış. Kortuğunuz gibi de olmayabilir yani.
0
administ
(09.09.25)
(9)

ford puma mı kia stonic mi?

sir gawain
yoksa başka bir b-suv mu? nedenleriyle birlikte yazarsanız sevinirim.not: otomatik vites ve maks. 2-3 yaşında ikinci el alınacak.
yoksa başka bir b-suv mu? nedenleriyle birlikte yazarsanız sevinirim.

not: otomatik vites ve maks. 2-3 yaşında ikinci el alınacak.
0
sir gawain
(07.09.25)
Puma, no contest.

Bagaj hacmi Puma’nın 100 litre daha fazla
Ncap testi sonucu daha iyi
Daha iyi ve güçlü motor
Sürüşü daha iyi
0
gabe h coud
(07.09.25)
Bende bayon var oldukça memnunum, 2 yetişkin 1 çocuk 1 köpek. Hacim olarak tam geliyor.
0
mirty
(07.09.25)
pumanın bir sürü saçma sapan kronik sorunu var. bir tanesi tavan yapışkanlarının akarak tavanı sarı sarı noktacıkların kaplaması mesela. defalarca tekrarlayan araçlar gördüm. garantiden tavan kaplaması değişiyor, 1 yıl sonra yine yapıyor.
kapı, pencere fitillerinin dandikliği; motor bloğu paslanması, arka stopların içinin su damlacıkları olması, kışın akü sorunu ile göstergelerin ölü gibi zayıf yanması, boyasının aşırı dandik oluşu. Dışarıdan muhteşem durup kullanıcıyı üzen bir araç.
Kia kullanmadım, yorum yapamıyorum; karşıdan iyi görünüyor sadece.
0
adivar
(07.09.25)
hocam türkiye'de ikinci el piyasası olmayan arabayı almak biraz üzebilir.
0
anten
(07.09.25)
@anten,

yurtdışındayım
0
🌸sir gawain
(07.09.25)
Puma alacakken vazgeçmiştim. Ecobbost motor baş belası. Youtube ta bi herif güzel güzel anlatıyor. Ama demişti 2024 sonrası bu hatayı düzelttiler. Yeniyse alınır. 2. Else aman diyim.

Kia hakkında bilgim yok.
0
halk
(07.09.25)
@halk,

peki onun yerine ne aldın?
0
🌸sir gawain
(07.09.25)
Abi stonic çok eskidi artık, ben 2019da araba alırken bakıyordum ona.
İngiltere galiba senin, otomatik vites vs diyorsan bence Ford ve kia çok iyi secimler değil. Ecoboost ilk versiyonlari çok sorunlu olsa da ben etrafımda son yillardaki versiyonlarindan çok ciddi sikayet duymadim. Bir de unutmamak lazım; herhangi bir bilgide, lokasyona bakmak lazım. Misal Amerikalıya otomatik focus de yandik bittik der, Avrupa'da öyle değil çünkü iki farklı sistem vardı.

Ben olsam illa otomatik bakıyorsam toyota/suzuki işlerine bakarım biraz. Yaris cross olmaz mi?

Yeni renault grubu da baya seviliyor etech motorları.

Kia bu arada Avrupa'da garantisi ile öne çıkıyor (7 yildi galiba). Onun bir tik etkisi var.

Yalniz sürüş konusunda kia yanina yaklasamaz.
0
logisticsmanager
(07.09.25)
Bu soru bile sayılmaz. Ford puma nerdeyse preminyum olacak bir araç.
0
mikahakkinen
(07.09.25)
(9)

Para kazandıran hobiler

lambada
30 yaşından sonra öğrenmelik (öğrenmesi seneler sürmeyecek), çılgın kazandırmasına da gerek yok, şu hayatta idare etmeye bile yetecek kadar da olsa para kazandıracak hobi ne olabilir? Atış serbest. Kısıtlamak istemiyorum ama hani dışarıya bağlı olmasa, tek başına evde bile yapılabilecek gibi olsa da
30 yaşından sonra öğrenmelik (öğrenmesi seneler sürmeyecek), çılgın kazandırmasına da gerek yok, şu hayatta idare etmeye bile yetecek kadar da olsa para kazandıracak hobi ne olabilir?

Atış serbest.
Kısıtlamak istemiyorum ama hani dışarıya bağlı olmasa, tek başına evde bile yapılabilecek gibi olsa daha iyi (mesela seramik gibi dışarda büyük bir fırına ihtiyaç duyulmayacak)

.
0
lambada
(06.09.25)
Ev yemeği - Pazarlama becerisi gerektirir. Zengin bile eder.
0
Mirket
(06.09.25)
Ufak tefek dikişler. "Handmade" diye etiket koyup satan hesaplar var, bazıları muazzam kazanıyor. Sadece biraz tecrübe istiyor.

Hakiki tiftik yününü elde örerek (tığ örgüsü galiba) delikli ve yarım parmaklı uzun bilekli eldiven yapan bir kadın vardı burada düğmeciye vermiş satıyordu. Hakiki yünden olduğu için muazzam ısıtıyor yarım parmaklı olduğu için elleri kullanmayı kolaylaştırıyor, bilekleri sıcacık tutuyor falan. Ben bu eldivenden 5-6 çift sadece hediye etmek için almıştım. Piyasada bunu yapmazlar, yapsalar almam kesin karışım vardır diye ama yünü tanıyorum. Böyle şal boyunluk eldiven bere gibi bişeyler yapıp satmak da mümkün. El yapımı olması kıymetli olur, hakiki yün olması sağlıklı olur örene de giyene de. Parası da ona göre olur...
0
muhayyer divan
(06.09.25)
3d printer
Ahşap işçiliği
0
gabe h coud
(06.09.25)
Kişiselleştirilmiş ürünler yapabileceğiniz (üzerine isim yazma) beceriler
0
kaset
(06.09.25)
Deri işleme. Cüzdan kartlık saat kordonu ya da daha yaratıcı şeyler ama malzeme deri.
Mermer parçalarını birleştirip mozaik tablo yapıyorlar, nedir adı bilmiyorum.
0
beyfendi
(07.09.25)
Ayakkabı çanta top tamiri
0
encokbenisevinnolur
(07.09.25)
kanaviçe.
0
sir gawain
(07.09.25)
3d print evet fakat öyle trendyoldaki gibi abidik gubidik şeyler para kazandırmaz, sipariş usülü action figür(boyama dahil), ufak araba parçası gibi şeyler üretmeniz lazım.
0
okinawalı taş kağıt makas ustası
(07.09.25)
Hocam beyaz yakalı uğraşları genelde maliyeti yüksek getirisi azdır. Buralarda biraz daha zanaat beceri gerekiyor.

Ama... tabii ki pazarlama beceriniz vs önemli. Birkaç örnek vereyim.

Bu anlatacaklarımın çoğu beyaz yaka.

En düz örnek, hobisi spor/fitness ya da yoga/pilates olan, normal işinde gücünde çalışıp bir yandan da personal trainer olarak çalışan tanıdıklarım var. TAbii ki sertifika aldılar antrenörlük belgeleri var.

Bir başka örnek. Bir arkadaşım pazarlamacıydı. Fotoğrafçılığa merakı vardı. Birkaç yaz sezonu boyunca düğün / nişan fotoğrafları ama hani şu doğada, mekanda çekilen fotoğraflardan çekerek araba aldı kendine. Ağzı iyi laf yapıyordu tabii. Bu işi meslek yapanlardan bile fazla kazanmış olabilir bazı sezonlarda.

Bir başka örnek.
Bir arkadaşım halkla ilişkiler sektöründeydi. Topraksız tarıma merak sardı. Şimdi karadeniz'de memleketinde 3-4 tane serası var çilek üretiyor. Artık tam zamanlı işi bu. Ama onun da köyünde arsası vardı sera kurabileceği.

Komşum vardı turizm şirketinde çalışıyordu. Cüzdan yapıyordu deriden hobi olarak.
Adamı işten çıkardılar, birkaç ay o cüzdanlardan kazandığı parayla döndürdü. Büyük bir şey kazanmıyordu yani öyle zenginlik değil ama temel ihtiyaçlarını, borçlarını taksitlerini giderdi mesela.

Seslendirme kursuna gidip dublaj yapan tanıdığım var aralarda.

Bu iş biraz orijinallik,
Biraz çevre,
biraz satış becerisi,
Biraz da ilgi alaka istiyor.

Bir de şu var.
Hobi olarak yaptığın şeylerde çok yetenekli olmana gerek yok. Keyfine yapıyorsun çünkü.

Ama paraya dökmek istediğinde biraz beklentiyi karşılayabilmelisin.
bir de egonu törpüleyebilmelisin. Mesela fotoğrafçı arkadaşım tabii ki doğa fotoğrafları, acayip teknik sanatsal işler yapmayı seviyordu. Ama sevdiği ekipmanları alabilmek için parayı düğün fotoğraflarından kazandı.

O yüzden sevdiğiniz şeyi yaparken, sıkıcı işler de yapmanız gerekebilir.

Yani bir de imkan meselesi tabii. Çevre ve imkan.

Atıyorum benim de topraksız tarıma ilgim var ama benim için hobi olarak bile maliyetli.

Çünkü ben apartmanda yaşıyorum bahçem yok bu denemeler için.

Sera kiralamam lazım.

Ama arkadaşımın bahçeli evi vardı başlayabilid.
0
anten
(07.09.25)
(25)

İçki içmenin havalı tarafı nedir?

i wanna go back
Şöyle bir gözlemim var: İçki içmeyi Türkiye'de insanlar havalı bir şey olarak buluyor.Sağlığa zararlı olduğu bilinen ve uzun vadede vücuda hasar veren ve ülkenin çoğunluk inancına göre de yasak olan bir kimyasal maddenin havalı olan tarafı nedir?Ben inançlı bir insan değilim, çok nadiren (yılda 2-3)
Şöyle bir gözlemim var: İçki içmeyi Türkiye'de insanlar havalı bir şey olarak buluyor.

Sağlığa zararlı olduğu bilinen ve uzun vadede vücuda hasar veren ve ülkenin çoğunluk inancına göre de yasak olan bir kimyasal maddenin havalı olan tarafı nedir?

Ben inançlı bir insan değilim, çok nadiren (yılda 2-3) bir kadeh şarap, prosecco veya şampanya içerim ancak havalı bir şey olarak düşünmem hatta bana saçma geliyor.

Ama insanımızda genel algıya baktığımda havalı buluyorlar ve "ağğbbbiii rakı ya" "offf buz gibi bira" "şarap kadehi ve atıştırmalık pozları" gibi örnekler görüyorum ve bana aşırı itici böyle bomboş, çiğ karakterler gibi geliyorlar.

Aynı zamanda içkiye düşkün insanları da basit, boş karakterler olarak görüyorum milliyeti fark etmeden. Alkolik olmasa bile haftada 2-3 gün içenler bile bana öyle geliyor öyle hissettiriyor.

Sizin sosyolojik tespitleriniz ve görüşleriniz nelerdir?
0
i wanna go back
(06.09.25)
"ülkenin çoğunluk inancına göre de yasak olan"
yasak olan şey havalı gelir. Herkes özgürce yapabilse bu dediğin olmazdı. Mesela İngilterede müzikalde standupta trende sağda solda bira içmek çok normal. Kimse fotosunu instagrama koymaz ama koyarsa işten atılmaz mesela. Türkiye'de adam inanmadığı bir kutsal gün instagramda hikaye paylaştığı için işinden atıldı mesela.(pegasustan atılan adam olayı) Böyle olursa insanlar da tersini göstere göstere yapmaya çalışır.

Aynı şey sokakta ibadet edenler için de geçerli. Sen onun ibadetine karışırsan o da göstere göstere yapmaya başlar.
0
nhk ni youkosu
(06.09.25)
Sosyalleşmenin kolay yollarından biri, içki etrafına gerek pubda gerek evde gerek açık havada kolay toplanılıyor fakat sosyalliğin ana amacının içki olması bana tuhaf geliyor.Hadi toplanalım içeriz düşüncesi.

inançsız biriyim yazın ayda 1-2 bira içerim
0
grimavi
(06.09.25)
Ergenlikte sigara içmek havalı gelebilir ama içki için ilk defa böyle bir tabir duyuyorum. 35 yıldır içiyorum hiçbir zaman havalı olarak gören birine rastlamadım. İç içmeni çok fazla sebebi var en başta bağımlılık. Daha sonra sosyal meseleler. Ortam gerektirir bazen. Bazen cesaretlenmek için gerekebilir. Bazen sırf üzüntüden bazen de tam tersi kutlamak için ya da neşeden içilebilir. Ama alkol alayım havalı görüneyim diye bir şey duymadım ben.
0
ground
(06.09.25)
nhk+1 kim havalı dedi? 16 yasında icki içen ergenler mi size böyle lanse etti? onlar için havalı evet. güzel bi eventtir, övülebilir. rakı sofrası denen ortam diğer yemeklerden farklıdır. buz gibi içmeyi sevdiğiniz diğer içecekler gibi düşünseniz düşünmeye gerek kalmazdı siz orda alkole takılıyorsunuz buz gibi su, kola, limonata da güzel ama bira denince tırmalıyosa nhk+1 again
0
ala09
(06.09.25)
Ben kendimi bildim bileli içerim. Hiç öyle havalı bir şey olduğunu da, hava atmak için içildiğini de düşünmemiştim.
Öyle miymiş?
Ayrıca dini saiklerle veya değil, ağzına içki koymayan arkadaşlarım da var, kırk yılda bir içeni de var.
Ama içenleri basit, boş karekterler olarak göreni de hiç görmemiştim.
Tuhaf.
0
Mirket
(06.09.25)
öncelikle bir şeyin havalı olmasıyla, sağlığa ve vücuda etkisi arasında ters korelasyon var desek yeridir. tehlikeli sporlar havalıdır. risk alınan ticari hamleler havalıdır. o yüzden "bu zararlı ya, neden havalı ki" argümanını hemen bağlamdan çıkartmamız lazım. havalı != makul olan. aksi halde zaten bulgur pilavı yiyip, devlet memuru olmak ve belediye parkında hızlı yürüyüş yapmak havalı olurdu.

öte yandan her kesimde havalı değil. anadolu'nun pek çok yerinde havalı değil, aksine dışlanabileceğiniz bir şey. seküler, batı türkiyesi için yer yer havalı denebilir. çünkü özenilen batı kültürünün önemli bir ögesi. bu ilk sebebi bence.

ikinci sebep olarak da, bir tür sınıfı da gösteriyor. iyi içki kültürü olan, iyi içki mekanı olan insanlar yüksek bir sınıfı temsil ediyor. hem maddi durumları görece iyi, hem (bir şekilde) entelektüel seviyeleri görece iyi. bu da bu eylemi havalı yapıyor. yoksa kimse merdivenaltı bir mekanda kolonyaya benzeyen ev yapımı rakı içen alkolik amcayı romantize etmiyor. instagram'da lüks bir ortamdaki, güzel görünen kokteylleri görüyoruz.

kendi perspektifimden: ben haftada 2-3 içki içiyorumdur. evimde içki yok ama çok sık pub'a giderim. pub kültürünü hoş buluyorum. arkadaşlarımla yazın bira eşliğinde, kışın garip guçuk denediğimiz içkilerle sohbet etmeyi seviyorum. hem tatlarını seviyorum, hem ertesi gün iş yoksa kafamın hafif high moduna geçmesini seviyorum, hem ortamın sıcaklığını seviyorum. başka insanlarla sosyalleşmek için de iyi bir ortam olabiliyor.
0
gitdaddy
(06.09.25)
Yok. Havalı bir tarafı yok. Sigaranın da yok. Çayın da yok. Binaenaleyh, bir şey yemenin/yememenin, içmenin/içmemenin havalı bir tarafı yok esasen.

Bugün filmler, kitaplar, diziler, videolar, klasik ve sosyal medya b.k yemeyi "cool" bir şey olarak gösterirse, insanlar öyle olduğunu düşünecek.

Olayın bir kapitalizm boyutu var. Bir ürünü satan o ürünün vazgeçilmez olmasını ister. Burası cepte zaten.

Diğer taraftan, insanlık kendi tarihi boyunca uyuşturucu, uyarıcı ve keyif verici maddeleri hep kullanmış.

Birçok din, mezhep ve pratik; bunları ritüellerinde kullanmış. Yine birçoğu bunları yasaklamış.

Şahsen bu devirde insanın hem uzun vadede sağlığına zarar veren, hem kısa vadede muhakemesini bozan hem de cebini yakan bu tarz alışkanlıkları rasyonel/aklıselim görmesi mümkün değil. Ama nefis taşıyan insanlarız. İlla ki kendinize zarar veren alışkanlıklarımız olacak. İlla ki zararlı zevklerimiz olacak. İnsanız.

Ben kullanmıyorum, gereksiz buluyorum. Sigaraya ise daha da karşıyım çünkü edebiyle içen insan beni rahatsız etmezken, edebiyle sigara içen yine zehirliyor beni...
0
yadigar
(06.09.25)
Mobilden Ekleme:
Bir şeyin "yapılış şeklinin" havalı olması gerçeği var bir de. Bir insan rakıyı, sigarayı, kahveyi yahut çayı çok havalı bir tarzda içebilir. Yahut ceketini çok havalı bir şekilde çıkarabilir. Topu çok havalı bir şekilde sürebilir.

Atatürk'ün sigara ve alkol kullanmasına üzülürüm mesela. Adam cool. E rol model aynı zamanda. Haliyle etkilenir insanlar. Ama mesela Bizimkiler dizisindeki güzel insan Cemil Abimizin içtiği sigaradan, biradan kimse etkilenmez.
0
yadigar
(06.09.25)
Şöyle bir gözlemim var: kahve içmeyi Türkiye'de insanlar havalı bir şey olarak buluyor.

al ben de böyle görüyorum.
0
patronaj1
(06.09.25)
Bence havalı bir tarafı yok. Kahve uyku falan açıyor veya bir enerji veriyor. Alkol tamamen işlevsiz. Zaten yeni jenerasyon pek alkol almıyor
0
runaway
(06.09.25)
Toplum baskısı ve yasaklara karşı alaycı, antisosyal bir davranış modeli benimseme ile alakalı.
Sigara içilen ve içilmeyen bölüm yapılıyor; bütün sigara içenler sigarasız bölüme oturuyor :)
Ailede eğer içki kötü gibi bir baskı kuruluyorsa aynı davranış modeli de burada devreye giriyor. Halbuki içki bu kadar öcüleştirilmese ve kişinin kendi iradesine bırakılmış bir içecek gibi görülse belki de bu kadar cazip gelmeyecek özenen kişiler için; onlar için yasakları delecek bir aykırılık alanı çünkü. Halbuki dünya geneline bakınca her gün soda, su gibi içenler var bu normal karşılanıyor. Normal bilinçli tercih edenler ve bağımlı olanlar bu genellemenin dışında elbette.
0
titanic kemancısı
(06.09.25)
İçki içiyor olsaydın insanların bunu havalı bir şey gibi gösteriyor olduğunu düşündüğün şeyin havalı gibi görünmek olmadığını anlardın.

Senin tespitin içki içmeyen insanlara olan "hayattan keyif almayı bilmeyen insan" bakışıyla ve buna maruz kalmakla ilgili.

Ve evet, içki içmeyen bir insan hayattan keyif almayı bilmiyordur. Hayattan keyif almak havalı bir şey mi diye tartışabiliriz belki, o konuda haklı çıkarsın, havalı bir şey.
0
Bruce
(06.09.25)
Muhafazakar kesimin alkolü havalı bulduğuna inanıyorum. Yoksa alkolsüz içecekler şampanya gibi patlatılmaz, videolara çekilmezdi.

Dümdüz insanlar için sudan farkı yok. Mesela çay için de “tavşan kanı” deniyor. “Buz gibi bira”dan ne farkı var?

Not: Sosyal içiciyim, alkolik sevmem.
0
ruhen hastayim ben
(06.09.25)
Hocam Türkiye'de bunun birkaç sebebi var. Öncelikle resmi uyarıyı yapalım. Alkol sağlığa zararlıdır, uzak durun.

1-Türkiye'de genel sosyolojik yapının tersine hareket etmeyi oldukça havalı bulan bir kesim var. Bu sadece içkiyle alakalı değil. Mesela domuz eti yemeyi de çok cool bulan bir kesim var. Toplumun geneline ters gelen giyim tarzlarını da cool bulanlar var ya da türk kahvesi yerine 3rd wave kahve içmek gibi gibi... Avrupa'da hiçbir arkadaşımın domuz yemek üzerine saatlerce konuştuğunu duymadım. Türkiye'de özellikle beyaz yaka kitlede böyle bir konu var. Konu yani bu bunu konuşuyorlar özellikle yurtdışına gidip dönünce.

2-Fazla para harcamayı cool bulan bir kesim var. Bunlar da adisyonla övünüyor. Gittikleri mekanla övünüyor. Tabii içki de bunun en temel göstergesi oluyor onlar için.

3-Türkiye'de insanlar hayattan keyif almayı bilmiyor. Birçok insanın tek eğlencesi haftasonu avm gezmek, cuma & cumartesi akşamları da mekan gezmek. Ellerinde sadece bu olunca bu konuyu bir şova dönüştürmeyi seven bir kitle de var. Mesela Almanya'da insanların bir sürü uğraşı var. Hobi kulüpleri var, ilgileri var. Spor yapıyorlar, geziyorlar, özellikle bahçecilik ve doğayla uğraşıyorlar. Onlar için bunlar daha havalı sosyal aktiviteler. Bizde böyle bir kültür yok.

4-Bu kuşaklar arasında da farklı algılanan bir konu. Mesela bu bahsettiğiniz konu y kuşağına ait bir alışkanlık. Z kuşağı ise bunu uncool buluyor. Son dönemde sağlıklı yaşam trendi yükselişte. O yüzden özellikle avrupa ülkelerinde kendine iyi bakmak, longevity odaklı vb gibi alışkanlıklar daha havalı bulunuyor. Ama Türkiye trendleri geriden takip ediyor. Yani 2000'lerin, 90'ların o kendini dağıtan gençlik kültürü, umursamaz yaşam tarzı Türkiye'ye daha yeni geldi. Ama görün bakın önümüzdeki yıllarda türkiye'de bunu uncool bulan insanların oranı artacak.

Bir örnek, mesela katıldığım bazı parti ya da davetlerde y kuşağı pancara dönerken, z kuşağı genelde daha sağlıklı yaşam trendi sebebiyle daha kontrollü gidiyor. Ya da hiç içmiyor.

5-Aslında konu cool bulmaktan ziyade insanlar bunu kimliklerinin bir parçası olarak alma eğiliminde Türkiye'de. Tuhaf olan da bu.
0
anten
(06.09.25)
İçki içilen yerlerde, ya da yöresinde yetişen yerlerde standart bir davranıştır. Günlük ya da benzeri bir sürecin parçasıdır. Örneğin trakyada standart bir olaydır kimse havalı ya da havasız bir olay dahi görmez. İçen içer içmeyen içmez.

Bunun olmadığı ve genelde de anadolu taşrasında yetişen köylüler büyük kentlere falan gittiğinde standart içki içilen durumların bile başkalarınca havalı bulunduğuna ilişkin bir zana kapılıyor genelde. Bunlar içkiye genelde alkol almak diyen tipler olur. Normal içli İçen kişilerin inanın bu durum hiç umrunda değil. Belki yeni başlayan çoluk çocuk için havalıdır 20 yaşında tipler için falandır ona bir şry diyemem. Onlara yasak olan her şey havalı zaten.
0
sanal hayvan
(06.09.25)
Aynı şeyi sigara hatta "madde" için dahi düşünüyorum, bu tür kullanımların çok büyük çoğunlukla televizyon ve sosyal medya üzerinden yaygınlaştığını hatta özendirildiğini düşünüyorum ben. Vaktiyle sigara için bizzat doktorların "faydalı" dedikleri reklamlar yayınlanmıştı mesela. Eskiden alkollü içecek, sigara reklamları vardı. Bu hatta estetik operasyonlar için de geçerli, gözlerin bazı görüntülere alıştırılması mesela.

Bu da nasıl yapılacak, elbette havalı olduğu, bir üstünlük verdiği hissi oluşturulacak şekilde unsurlar kullanarak yapılacak. Özellikle benim çocukluğumda sigara alkol kullanımı kullanan kişiye tam bir özenilme, imrenilme katan şeylerdi, bir evde viski varlığı o ailenin zengin olduğu fikri vardı, daha çok değer veriliyordu falan.

Yani bir havalı olma durumu varsa bence çok büyük çoğunlukla havalıymış gibi yansıtıldığı içindir. Böyle yansıtılmazsa talep görmez, talep görmeyince tüketilmez ve varlığı sürdürülemez çünkü.
0
muhayyer divan
(06.09.25)
Benim gözlemime göre tek başına ya da yakın çevresiyle güvenli ortamda rahatlamak için içen insanlar genelde sohbeti güzel, iyi, güvenilir oluyorlar. Havalı diyemem ama yüzyıllardır İstanbul'da süregelen bir gelenek bu aksamcilik dediğimiz şey. Böyle de bir gerçek var.
0
sekizdokuzon
(06.09.25)
Keyif verici maddedir,
haftada iki üç gün icen bagimli olmustur,

birakmak boşluga düsurur.
0
designer
(06.09.25)
içki içmek havalı değil.
türkiyede muhafazakar olmamanın bir sembolü olarak göründüğü için bazı kişiler içki içtiğinin altını çizmek isteyebilir. bazı çevrelerde içki içmek özgürleşmek, zincirleri kırmak, yasakları delmek gibi algılanır ve havalı olur.
küpe takan erkekler, dövme yapan insanlar gibi...

ben içki içmeyi havalı bulmuyorum ama "ağğbbbiii rakı ya" "offf buz gibi bira" diyorum.
çünkü rakı ve bira seviyorum. biranın zaten sevdiğim tarafı soğuk içmenin en çok zevk verdiği içeceklerden birisi olması. kola ve maden suyu da soğuk içilir ama bira daha geç soğuyor ve soğuk içecek hissiyatını daha dolu dolu veriyor. işin ilginci soğuk içecek hissini dolu dolu veren bir başka içecek de ayran :)

bence içki içmenin havalı olmasına veya havalı bulan kesimin varoş olması konusuna fazla kafa yoruluyor. ben de mesela bu tartışmayı abes buluyorum. havalı bulan da bulabilir yani, havalı bulmak biraz ergen hareketi gibi geliyor bana veya yukarda yazdıgım gibi muhafazakar çevreden olmadıgının altını çizmek gibi geliyor. bu da muhafazakar çevreden çıkmayı tam olarak başaramamış kişilerde biraz kötü duruyor, bunu kabul ediyorum.

yani öyle kızlar tanıyorum ki, annesi eve kaçta geleceğini söylüyor, bakire ve gayet muhafazakar bir hayat yaşıyor, ama instagramda daha düzgün tutmayı beceremediği rakı kadehi ile poz veriyor. bu kötü evet. ama yine de ben "ağğbbbiii rakı ya" derim çünkü rakı müthiş bir içecek. bunu ayrıca konusuruz :)

edit: ekleme yapmadan edemedim ama bu tartışmalar cidden belli bir yaşın üzeri için çok boş geliyor. şöyle ki, içki içtiğini belli etmek bir gruba ben de sizdenim imajı verebilir, içki içilen ortamlara beni de çağırabilirsiniz mesajı verebilir, zira içki içilen ortamda içki içmeyen birisinin olması hoş olmuyor.
ama dediğim gibi belli bir yaş üzeri için çok saçma, çünkü bir kere 35-40 yaşından sonra hiç bir şey havalı gelmiyor :) kimse kimseyi umursamıyor. ayrıca içki daha dikkatli tüketiliyor, hem sağlık açısından hem de içip sapıtmamak açısından daha az tüketildiği için hava mava kalmıyor.
çok yukarlarda yazdıgım gibi bu konuyu tartışmak bile tuhaf. havalı bulan bulsun :)

edit2: yorumları okudum, güzel cevaplar var ama bruce'a katıldıgımı yazmadan edemicem. "Ve evet, içki içmeyen bir insan hayattan keyif almayı bilmiyordur."
hiç içki içmemek bana da hayatın sundugu bir zenginliği tatmayı reddetmek gibi geliyor. kimse alkol yüzünden sağlığından ve ilişkilerinden olmasın, alkolik olmasın ama içki içmek gerçekten keyifli bir hayat aktivitesi. bu da var olan bir gerçek. sıcak yaz akşamında buz gibi bira içip sohbet etmenin keyfi ayrıdır. veya güzel mezelerle rakı içip anason kokulu sevgiliyi ağzından öpmek falan güzel şeyler :)
0
abelardo
(06.09.25)
ya sen türkiye'ye ne bakıyorsun. türkiye'de insanlar eli yüzü düzgün bir restoranda makarna yesin, onu bile instagram'da paylaşır, üç gün anlatırlar 'off geçende bir makarna yedim' diye. tamamen yokluk ve eziklikten. bunun da temelinde ekonomi yatıyor.

avrupa'da birayı kiosk'tan alıp yürürken falan içiyorsun. suyla aynı fiyat. şarap desen kola fiyatına. al parkta bankta otururken iç. o kadar değerli bir şey değil. insanlar kolayca erişebiliyor. herkesin istediği zaman ulaşabildiği bir şeyle hava da atamazsın haliyle.

rakı romantizmini bunun dışında tutuyorum. o bambaşka bir gerizekalılık seviyesi. parayla pek ilgisi yok.
0
sir gawain
(06.09.25)
Ben bu tripleri çok anlamıyorum. Hocam kendiniz demişsiniz zaten. Alkol ülkede tabu. İnsanlar neyi havalı görsün çay içmeyi mi?

Söylediklerim kulağa agresif geldiyse özür dilerim ama "havalı" denen şeyin özü zaten bu. Neyine şaşırdınız ki?
0
akhenaten
(07.09.25)
avrupada da alkol normal, ot falan yasak.

onlara onu kullanmak havalı geliyor.

yani dedikleri gibi ney tabu, yasak, tü kaka, özgürlük göstergesi, büyümüşlük göstergesi vs. ise ona hevesli oluyor olabilirler.

bu arada ben de alkol içerken hiç havalı göründüğümü düşünmemiştim.

sokakta beypazarı sodamı yudumlarken daha çok havalı hissediyorum.
0
ananiyimioguz
(07.09.25)
Hayır yok.

En uyuz olduğum ve eleştirdiğim konulardan biridir, içki içmeyi havalı görünler. Üfff bir biçim, hatırlamıyorum diyenlere anlam veremiyorum. Lan hatırlamıyorsun dün eğlendiğini ne kadar saçma.

Birde üfff çok dertliyim ya, sevgilimden ayrıldım gidiğim rakı içeyim, iki bira içeyim diyenlere de uyuz oluyorum.

Yürüyün gidin lan. İçki dediğiniz millattan önce süregelen bir içecek.

Pandemi öncesi içki içmezdim, yurtdışı gezilerim çok güzel geçerdi. Pandemide ilk kez içki içtim, şimdi yurtdışı gezilerimde içki içiyorum. Gene güzel geçiyor.
0
put it in your appropriate place
(07.09.25)
icki icmek 20 yas altindaysan havali olabilir. cunku insan merak ediyor. 20 yas ustu icin pek bir esprisi yok.
18 yasinda bir kere sarhos oldum, kufelik. o seviyeyi denedikten sonra bir daha ona yaklasmadim, cunku gerek yok.

belli bir yastan sonra da is biraz rahatlamak icin "ihtiyaca" donuyor.
ben arada bir agri kesici ya da kafa dinlendirici olarak kullaniyorum.
herseyin asirisi zarar. ama "beyler alkolden kesinlikle uzak durun" demem.
zaten akli basinda olan bir bireyin boyle bir uyariya ihtiyaci yok.
sigara cok cok daha zararli.
0
cooperr
(07.09.25)
"ülkenin çoğunluk inancına göre de yasak olan"

Havalı olduğunu düşünmüyorum ama konu bu zaten. Yasaklar her zaman cazip hale getirir ama inançlılar, inanmayan herkesi her alanda kendi inançlarına zorlamak ya da inanmayanları baskı altında hissetmek yükümlülüğünde hissediyorlar. Bunlara direnç gösterip var olduğunu gösterme çabası haline dönüşüyor içki konusu da. Yoksa herhangi bir "havalı" tarafı yok.

Bu ülkedeki dini baskının %1'ini dincilere yapsan "28 şubat ühü ühü" ile pala ile sokaklara çıkıp insan yakmak arasında dönüş olur. Tebliğciler içki içilen mekanlara gidip insanları taciz etmekte, oruç tutanlar ramazanda oruç tutmayanlara sebep sormakta yanlış bir şey görmüyorlar mesela. Sokak ortasında namaz kılanların da sebebi ibadetlerine karışılması değil. Kendileri gibi olmayanlara ya da ülkenin resmi olarak şeriata geçmemesi sebepli bir gövde gösterisi. O yüzden @nhk için +1 vermedim.

Din temelli baskı ve tehditlerin olmadığı yerde içki üzerinden "havalı" ve "özenilen" bir şey olma konusu yaşlarından dolayı içki yasağı olan döneme kadar. ABD'de 23, Avrupa'da 20 sonrası alkol ve havalı olma konusu pahalı içki, kokteyl ya da mekan dışında yok mesela. Yani varsa da ya alkolikler ya da ben görmedim.
0
nawar
(07.09.25)
(7)

Avrupa gezisi tavsiyesi lütfen

luluki
Almanya, belçika , hollanda turu yapılacak. En fazla 6 gün. Sonrası sıkıyor. Ailecek. Ana baba ve ergenAlmanya dan düsseldort dortmund ya da köln.Tipik bi alman şehri olsun. Bolca tarih ve güzel şehir planlaması. Ve belçika sınırına yakın.Beçika dan yine bu ayarda bi şehirSon olarak hollanda. Amster
Almanya, belçika , hollanda turu yapılacak. En fazla 6 gün. Sonrası sıkıyor. Ailecek. Ana baba ve ergen

Almanya dan düsseldort dortmund ya da köln.
Tipik bi alman şehri olsun. Bolca tarih ve güzel şehir planlaması. Ve belçika sınırına yakın.

Beçika dan yine bu ayarda bi şehir

Son olarak hollanda. Amsterdam sanırım yeterli. Ve yakınsa bi şehir daha?

Almanya ya inip araba kiralasam...
Gittiğim her yerde park parası verecek miyim?
Park parası nasıl alınıyor? Bizdeki gibi işpark görevlisi mi yoksa ne?
Tüm tur 6 güne sığar mı? Yoksa vakit hep yolda mı geçer?
Her yeri görme derdinde değiliz. Sanat tarihçisi kafasında değiliz. 2 3 kiliseyi dışardan gör, sehir meydanında dondurma yiyerek ortalığa göz gezdir, 1 2 müzeyi laklak yaparak gezmek bizim için yeterli.

Bolca anlatın. Her satırınızı not alarak okuyacağım.
Herkese şimdiden teşekkürler...
0
luluki
(05.09.25)
almanya için konuşayım.

dortmund'da kelimenin gerçek manasıyla hiçbir şey yok. turizm açısından sıfır bir şehir. düsseldorf-köln ikilisi yeterli. vakit kalırsa köln'e çok yakın olan bonn da yapılabilir.

almanya'da park her yerde paralı değil. her şehirde parkın ücretsiz olduğu mahalleler var. tabi şehrin en merkezi bölgesine park etmek isterseniz oralar ücretli olur.

park için üç seçenek var:

birincisi, sokağa park edip yakınlardaki otomattan (sokak ücretliyse illaki vardır) park bileti (parkschein) alacaksınız ve bu bileti dışarıdan görülecek şekilde aracın konsolunun üzerine bırakacaksınız. ordnungsamt görevlileri rastgele kontroller yaparlar. bilet varsa ceza yemezsiniz. bu sokak otomatlarını kullanmanın dezavantajı, parayı önceden ödediğiniz için süreyi de önceden belirlemiş olursunuz. süreyi uzatmak isterseniz geri dönüp yeni bilet almalı ve arabaya bırakmalısınız.

ikincisi, telefona easypark gibi bir uygulama yüklemek. yabancı hatlı bir telefonla nasıl oluyor bilmiyorum ama hesabı bir karta bağladığınızda park ücretini buradan ödeyebilir, süreyi istediğiniz gibi uzayıp kısaltabilirsiniz. görevliler sistemden park ücretini ödediğinizi görür ve ceza yazmazlar. easypark'ta hangi bölgeler ücretli, hangileri ücretsiz, park ücreti ne kadar vs. hepsini önceden görebilirsiniz.

üçüncü ve en basit yöntem, arabayı şehir merkezinde ücretli bir otoparka bırakmak. girişte bilet alır, çıkarken otomattan ücreti ödersiniz. fiyatlar otoparktan otoparka değişiyor. google yorumlardan hesaplı otoparklar bulabilirsiniz.

birinci ve üçüncü seçenekler için not: otomatlarda bazen sadece nakit geçer. yanınızda her zaman nakit bulundurun.
0
sir gawain
(05.09.25)
Belcika'nin Almanya taralarinda öyle pek bir sey yok, Liege var ama ne biliyim, Plattenbau görmek icin harika bir sehir.
Amsterdam kesin planda olacaksa Amsterdam - Maastricht - Aachen yapardim, Belcika ocak disi kalirdi. Aachen <3
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(06.09.25)
Brüksel’e uçun, 1 gün şehir turu, 2 gün de günübirlik, akşam geri dönmeli, ghent ve brüj yapın. Dördüncü gün Amsterdam’a gidip 2-3 gün de orada kalın.
0
archmage mahmut
(06.09.25)
Köln'ün batısında kalan görmeye değer şehirlerin hepsi birbirine 2-3 saat uzaklıkta. Kölne sabah erken inip araç kiralasan, hollandadan belçikaya göreceğin bütün şehirlerde birer saat kalsan, kölne tekrar döneceğin şekilde bütün seyahati bir günde bile yapabilirsin. 6 günlük araç kiralamak ayırdığın bütçeyi zorlamayacaksa araç kiralamak hem uçağın zahmetinden hem alanın dar oluşundan dolayı bana daha mantıklı geliyor. Park konusu hem zahmet hem masraf ama kalacağın yerin otoparkı varsa eğer bu dertten kurtarır.
0
beyfendi
(06.09.25)
Hollanda'da köyleri kasabaları gezecekseniz araba işinize yarar ama Amsterdam ağırlıklı plan yaparsanız arabasız gidin. Şehir içi hız sınırı 30 muydu, öyle bir şey. Raylı sistem çok yaygın, her yere metro tramvay trenle gidebilirsiniz.

Gouda (peynir müzesi, peynir alışverişi), Delft (porselen müzesi), Utrecht (önereceğim özel bir müze yok) Amsterdam'a görece yakın ve keyifli yerler.
0
kobuzchu kiz
(06.09.25)
köln & düsseldorf gayet güzel. Zaten çok yakınlar trenle. 1 gün 1 gün yeter.
Düsseldorf'ta uzak doğu kültürüne meraklı olanlar için çok iyi uzakdoğu restoranları var öyle bir kommunite oluşmuş.

Hollanda'da rotterdam tavsiye ederim amsterdam yerine.

Belçika'yı bilmiyorum.

Araç kiralamak yerine tren kullanmak daha kolay olabilir.

Park yeri özellikle şehir merkezlerinde dert.
0
anten
(06.09.25)
Almanya Köln’e inebilirsiniz. Köln güzel, keyifli bir şehir ama 2. Dünya savaşında tamamen yıkılmış bir şehir. Bu sebeple tarihi bir şehir kriterinizi katedrali haricinde ne kadar karşılar emin değilim. Bu sebeple hem Belçika hem Hollanda sınırındaki Aachen daha iyi bir seçenek olabilir.

Yani şöyle:

1. Gün: Köln
2. Gün Aachen

Buradan sonraki 2 günü Brüksel-Antwerp-Gent’e ya da bunlardan ikisine ayırabilirsiniz.

Son 2 gün de Amsterdam. Bir gün şehir merkezi ikinci gün Zaanse Schaans, yel değirmenleri vs, oradan Köln 3 saat vs.

Park yeri ise:
Görevliler yok ama sokakta park bankoları var. Seety ya da Easypark uygulama indirirseniz neresi ücretli neresi ücretsiz görürsünüz. Almanya’da daha makul fiyatlar, Belçika’da ve bilhassa Amsterdam’da inanılmaz yüksek (5+ euro saatlik).

Spesifik sorularınız olursa dm’den yazabilirsiniz. İyi gezmeler.
0
but that was just a dream
(06.09.25)
(4)

tatil bütçesi ne olmalı

asli_1986
Selam 38 yaşında, aylık kazancı net 125 bin olan birisi 7 gece tatil yapacak, yurt içinde. Tatil bütçesi ne olmalı ?Evli eşi ile gidecekler.
Selam 38 yaşında, aylık kazancı net 125 bin olan birisi 7 gece tatil yapacak, yurt içinde. Tatil bütçesi ne olmalı ?

Evli eşi ile gidecekler.
0
asli_1986
(05.09.25)
yillik tatil bütcesi 225-250k bandinda olmasi lazim bence.

125k*12*15% olarak hesapladim
0
sonsuz
(05.09.25)
100 bin
0
gabe h coud
(05.09.25)
Günlük 10 bine otel yeme içme gezme bu mevsimde rahat yer bulunur. Her yer boş ve pazarlıklı artık.
0
luluki
(05.09.25)
Hocam lokasyon çok önemli.

Gökçeada'ya gidin mesela, toplam 60-70binle yaparsınız.

Bodrum'a gidersiniz 100binle başlarsınız, yukarı doğru çıkarsınız.

Biraz ne aradığınıza bağlı.
0
anten
(06.09.25)
(5)

rahat batmasından nasıl kurtulurum?

nolmus yani
maaşı sektör ortalamasından biraz yüksek olan bir yerde çalışıyorum. çalışma koşullarım da rahat sayılır, evdeyim kimse karışmıyor deadline'a uyduğum sürece. insanlar biraz tırt ve bu haddinden fazla batıyor bana. her gün böyle istifa edip laf çarpma hayalleri kuruyorum. patronun vizyonsuzluğu ve al
maaşı sektör ortalamasından biraz yüksek olan bir yerde çalışıyorum. çalışma koşullarım da rahat sayılır, evdeyim kimse karışmıyor deadline'a uyduğum sürece. insanlar biraz tırt ve bu haddinden fazla batıyor bana. her gün böyle istifa edip laf çarpma hayalleri kuruyorum.
patronun vizyonsuzluğu ve aldığı kararları kendime gereksiz dert ediniyorum. sanki kendi şirketime zarar ettiriyormuş gibi gıcık oluyorum. mesela sabah söyleyebileceği bir işi mesai bitimine 10dk kala söylüyor. yapamam desem problem etmiyor. ama ben o kadar bilenmiş oluyorum ki birden saldırıya geçiyorum, "senin plansızlığın benim problemim değil" şeklinde yardırmaya başlıyorum. bir şey de demiyo garibim. o bir şey demedikçe daha da gıcık oluyorum bir de üstüne yapmıcam diye söylendiğim o işi yaparken buluyorum kendimi :d

biliyorum ki istifa etsem aynı rahatlıkta ya da maaşta iş bulmam çok zor olacak. birkaç ay sonra da "ulan o iş yeri iyiydi keşke kovdurmasaydım/istifa etmeseydim" dicem.

büyük hevesle başladığımız bi proje vardı onu iptal edip çok saçma başka bir şeylere geçtik. sanırım bu olaydan beri böyleyim.

kısaca rahat batıyo sanırım :D napcas?
0
nolmus yani
(02.09.25)
Patronun seni göndereceği iması yapması sana yeterli gelecektir. Ama bu pek mümkün değil gibi anlattığına göre. Ama ona cevapların da çok yanlış. Senin yerinde olsam haksızlığa uğramadığın sürece elindekilere şükür et geç derim. Oooo sıcak su var, oh be allah veya insanlar sağolsun, işim süper vay kerizlerrrr ortalama üstü maaş veriyorlar xd de geç derim.
0
Shepard
(02.09.25)
Memuriyete geç. Eninde sonunda kendini kovdurur rahatlarsın. Götün kaşınıyor çünkü belli ki.
0
sanal hayvan
(02.09.25)
Yaptığın işe saygın ve sevgin çok yüksek, ne güzel. Herkes böyle olsa bunlar yaşanmayacak, haklısın. Artırıyorum, herkes böyle olsa ülke ekonomik olarak çok daha iyi bir yerde olur, yine haklısın.

Ama bu iş senin kurduğun bir iş değil, sen sadece kendine düşeni hakkıyla yapmak zorundasın, başkalarının alanına karışmak güzel bir şey değil. Kıymet bilme davranışı fazla yok ülkemizde, kıymetini bilmek yerine seni törpüleyeceklerdir. Bence takılma insanların hatalarına. Sen işini en iyi şekilde yap, bir de kendi mesai saatlerini gevşetme (başkalarının vaktine saygı göstermelerine teşvik açısından) yeter. Muhakkak birkaç ilgi alanın hobin bişeyin vardır oralarda konuştur dikkatini derim. Yoksa da sana en yüksek dikkat gerektiren bişey bulalım, yorsun seni.
0
muhayyer divan
(02.09.25)
hocam durum söylediğiniz gibiyse,

yıllarca beyaz yaka olarak çalışmış biri olarak diyeyim. Şimdi de kendi işimi yönetiyorum.

bastırılmış stres ve öfke sorununuz olabilir.


ya da benmerkezci bir yapınız olabilir.

İkisi de uzun vadede size zarar.

İşyerinden istifa edip gittiğinizde kimsenin umrunda olmuyor bilginiz olsun.

Bugüne kadar hiçbir işyerinde laf çakıp istifa edip dramalarla giden insanları kimse çok da umursamadı benim gördüklerimde. Hatta bazen ciddiye bile alınmadılar.

en fazla bir çay kahve molasında dedikodusu yapılır sonra kimse hatırlamaz bile o kimdi, ne demişti vs...

Patronunuzla ilgili kısım da muhtemelen adam çıkmadan bir statüs güncellemesi yapıyor kendine. Şu iş vardı bu iş vardı diyor. Ne güzel darlayan bir tip de değilmiş. Çok da takılacak bir durum değil. "Sabah ilgilenirim" der çıkar gidersiniz.

Ha bu arada patronun sakinliğine çok da takılmayın. Durur durur "senin plansızlığın" diye söylenen bir adamı bir anda terste bırakır.
Ya da belki zaten size kafayı takmıştır, siz farkında değilsinizdir.

İşin özü şu maalesef beyaz yaka çalışanlarda ya da iyi eğitimli mavi yakalarda benmerkezcilik çok yaygın bir durum.

"Ben gidersem, bu departman biter, bu şirket batar" kafasına çok kolay geçiyor birçok insan.

Yani apple'ın baş tasarımcısı jony ive kadar unik bir yetenek değilseniz, birçok şirket için varlığınız yokluğunuz bir. Daha doğrusu yerinize koyabilecekleri biri vardır muhakkak. Ha jony ive bile apple'dan çıktı şirket hala ayakta:)

bu tip kafalara girmeden önce şunu sorun, "ben bu alanda ne kadar nadir bir yeteneğim?"

yani sizin pozisyonunuza siz istifa etseniz kaç başvuru gelebilir?

eğer 5'in üzerindeyse, ayaklarınız biraz yere bassın.

Maalesef çok insan tanıdım bulunmaz hint kumaşı gibi hissederken, aylarca işsiz beklemek zorunda kalan.

Belki bu realite biraz ayaklarınızın yere sağlam basmasına yardımcı olur.

Hocam rahat işiniz varsa çok da kasmayın.

Bir de ben olsam yerinizde sosyal becerilerimi geliştirir, daha ılımlı ve "takım oyuncusu" bir imaj oluştururum.
0
anten
(03.09.25)
terapiye gidip biraz para harcıycan
0
mantık
(03.09.25)
(9)

Çatı katında yaşamanın artıları/ eksileri

sekizdokuzon
Yazın çok sıcak, kışın çok soğuk olması, asansör yoksa merdiven çıkıp inmek dışında "Şuna dikkat et!" dediğiniz bir husus var mı?Teşekkürler.
Yazın çok sıcak, kışın çok soğuk olması, asansör yoksa merdiven çıkıp inmek dışında "Şuna dikkat et!" dediğiniz bir husus var mı?

Teşekkürler.
0
sekizdokuzon
(01.09.25)
Asansör varsa makine gürültüsü olabilir. Çatıda akma sorunu olursa uğraştırır, kat malikleri ödeme yapmaya yanaşmayabilir (zorunda olsalar da).
0
orient blue
(01.09.25)
Martı, güvercin sesi, fırtına yağmur sesi, kuş biti( şu an tam adını unuttum) riski, rutubet ve özellikle siyah küf ihtimali, çatı akıntı ihtimali, adi hırsızlık vakalarında yayılma görülürse en üst katlar girmenin en kolay olduğu ve en çok olacağı ihtimali.
0
Mirket
(01.09.25)
selam eğer mal sahibi olarak oturacaksanız, çatı akma sorununda büyük ihtimalle apartman bizi ilgilendirmiyor deyip geçecektir. illa böyle olacak demiyorum ama bununla alakalı örnek bir mahkeme kararı olduğunu okumuştum. ayrıca diyelim ki çatıyı siz yaptırdınız, ben uydu anteni koyaacğım falan deyip çatıya çıkıp kiremitlere sıkıntı vermeleri de olası.

ayrıca teras katı varsa eski bir binaysa oradan alt katın tavanına su inme olayı da olabilir. böyle bir durumda yine size masraf çıkartacaktır.

bu aralar kendime ev arıyorum. müstakil veya teraslı dubleks bakıyorum(apartmanın en üst iki katı olan tipte). benim dikkatimi çeken şeyler bunlar oldu.

ha bir de düz tavansa sıkıntı yok. öyle çatı şeklinde dış odalara doğru tavan alçalıyorsa o da sıkıntı. hem çok şekilsiz oluyor eşya vb yerleştirmek için hem de klostrafobik.


günlerdir ev bakıyorum. parasını pulunu geçtim. hani yirmi milyon liralık evlere de bakıyorum. bir tanesi de istediğim gibi çıkmadı. kaldı ki öyle yirmi milyon falan çok fantastik rakamlar benim için.
0
Fodera
(01.09.25)
Artısı olan şeylerden, mangal yapmak sorun olmaz, manzara avantajı, bina yana kutu gibi yatmadığı sürece depremden daha az etkilenme.
Tabi teras derken 15 katlı bir binanın üstünü değil de çok çok 5-6 katlı bir yapıyı kastediyorum.

Yalıtım konusu önemli yoksa kışın doğalgaz faturası şişebilir
0
diyecevaplandı
(01.09.25)
Teraslı evlerde, evde olmadığınız bir zamanda (nedense hep öyle olur), yağan şiddetli bir yağmurun paspası alıp giderin üstüne götürüp bıraktığı, böylece gidemeyen yağmur sularının teras kapısı altından salona akın ederek bütün laminat parkeleri patlattığı çok sıklıkla yaşanan, masraflı bir olaydır.
0
Mirket
(01.09.25)
direk yağmura maruz kalma, camlar aşırı kirleniyor iyi bir pimapen yoksa su sızdırıyor veya aşırı rüzgar alıp camlar rüzgar sesi ile ötüyor, teras varsa yıkamak ayrı dert, çatı akıyorsa ve yönetim yoksa yaptırmak size düşüyor ki bu bize aşırıı dert olmuştu usta bulmak çok zor her sene çatı ile uğraştık. teras akar yine siz yaptırmak zorunda kalırsınız.
pozitif yönü ise üst kattan mobilya çekme veya çocuk koşma sesi gelmemesi bu her şeye değer.
0
eja
(02.09.25)
müstakil tadında yaşıyorum ben, üstten yandan gürültü yapan yok, kafam rahat. teras da var mangalımı da yapıyorum, kafe gibi kullanıyorum. manzaram da var mis gibi. yeni binaysa çatıda akma falan olmaz. 20 yıl öncesinde kaldı o sorunlar. ancak shingle'lı çatı ise dediğiniz sıcak olabilir ama yalıtım iyiyse soğuk olmaz. yalıtımı güzel yapılmış ve üstü de kiremit ise tadından yenmez aşırı sıcak olmaz. olsa da klimayı 1 ay fazla kullanırsın hepsi bu.

yani kısaca iş yalıtımda ve çatının durumuna göre değişiyor. en düşük kombi ayarında 2 kış geçirdik ve hiç üşümedik. her şeyden öte o özgürlük ve bağımsızlık hissi bambaşka bir şey.
0
Improbable
(02.09.25)
sıcak sıcak sıcak...

yazın sürekli klima çalışacak başka türlü duramazsın.

Yalıtım iyi değilse mutlaka akma yapar.

Eğer çatı ortak alan olarak belirlenmediyse, ki çatı katı olduğunda genelde çatı daire sahibinin alanı sayılabiliyor resmiyette,

o zaman işte bütün masraflar sizde.

Ha çatı ayrı bir bölüm ama en üst katsa, o zaman ortak alan sayılıyordur büyük ihtimalle masrafları apartmana böldürmek mümkün olabiliyor ama yine de bina imarına ve mevzuata bakmak lazım.
0
anten
(02.09.25)
-köşelerden akıntı olabiliyor eski apartmanlarda.
-asansörsüz çıkmak ilk aylarda zor oluyor, sonra alışıyor bacaklar kuvvetleniyor.
-soğuk olabiliyor kışları, çok sıcak oluyor yazları. ama manzarası süperse mantıklı olabilir.
-evi satarken ama şerefiye sebepli kazançlı olur.
0
picassoishere
(09.09.25)
(23)

bu araba alınır mı

ansya
Merhaba,Alınmaz dersiniz sanki ama çok harcama yapmadan evin 2. arabası olacak otomatik vites minik bir araç almak istiyoruz (ikinci eli değerli olsun vs gibi şeyleri düşünmeden) . Kısa mesafede rutinlerimiz var (kreş vs) ama yaşadığımız yerde toplu taşıma kötü. https://www.sahibinden.com/ilan/vasit
Merhaba,
Alınmaz dersiniz sanki ama çok harcama yapmadan evin 2. arabası olacak otomatik vites minik bir araç almak istiyoruz (ikinci eli değerli olsun vs gibi şeyleri düşünmeden) . Kısa mesafede rutinlerimiz var (kreş vs) ama yaşadığımız yerde toplu taşıma kötü.
www.sahibinden.com
edit: ben ve +1 bebe sığacak araca

Sonuç editi: gideyim para kazanayım madem.
0
ansya
(05.08.25)
ikinci el Citroen ami alırdım ben olsam.
0
orient blue
(05.08.25)
@orient blue çocuk olmasa ben de alırdım ama işte kreş'e çocuk taşımam lazım.
0
🌸ansya
(05.08.25)
bu model yılları ve bu fiyat bandında alacak olsam ikinci eli daha kuvvetli, bakımı daha rahat modellere bakardım. clio, ibiza vs. belki aynı km'deki bir tık daha pahalı olur ama hem daha geniş, hem daha güvenli.
0
awlmi
(05.08.25)
ami zaten 2 kişilik araç. neden çocuğu taşıyamayasın ki? 2. el ami çok mantıklı bence de.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(05.08.25)
68 beygir 1000 litrelik atmosferik motora sahip, 2. araba olarak şehir içi kısa mesafelerde kullanılır ama bu tip atmosferik motorlarla "kalkıp biraz yol yapayım" demek işkence gibi olur, sizin durumunuz için çok sıkıntı olmaz ama. Normalde Motor Tipi bölümünde motorun besleme türü yazmalı ama kurnazlık yapıp yazmıyor Turbo olmayanlar.

Citroen Ami ve benzeri segmentte araçlar standart otomobillerin zorunlu tutulduğu hiçbir güvenlik standartına sahip değil, çarpışma testi vs hiçbir şeyi yok bi kaza falan yaşansa başınıza ne geleceğini allah bilir, arabada hava yastığı bile yok tek güvenlik donanımı emniyet kemeri.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(05.08.25)
Alınmaz.
O fiyatlara otomatik küçük araç istiyorsanız; fiat 500 ve smart fortwo bakabilirsiniz
0
duyuruuser
(05.08.25)
@yazar yazmaz çocuk koltuğunu arka koltuğa kurmak gerekir en başında.
0
🌸ansya
(05.08.25)
@duyuruuser teşekkürler ama çocuk koltuğu nasıl olacak. 500'ün arkası çok yalandan geldi baktım gidip ona.
0
🌸ansya
(05.08.25)
@kaleci saçlı derdimi anladığınız için mutlu ettiniz valla
0
🌸ansya
(05.08.25)
o fiyat aralığında i20 otomatik 1.4 benzinli bakardım ben olsam.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(05.08.25)
@duyulması gerektiği kadar o fiyata bulamadım i20, bakayım yine
0
🌸ansya
(05.08.25)
Hocam 2. araç olarak bakıyorsanız ve bu fiyat aralığında bakıyorsanız japon ve kore grubuna yönelin.

Avrupa araçları yaş ilerledikçe daha motor mekanik sorun yaşatma ihtimali taşıyor.

Honda jazz,
Hyundai i20,
Toyota Yaris,


temiz bulduğunuzda bunlar kafanız rahat kullanabileceğiniz araçlar.

Ya da fiat 500 l 500 x falan bakabilirsiniz. En azından bu fiyatlara suv ayarında bir araç olur.

En azından ustası kolay bulunur, parçası ucuz.
0
anten
(05.08.25)
@anten haklısınız da işte onları bu fiytalarda, makul bir km'de ve ağır hasar vs olmayan durumda bulamadım. o zaman bakayım biraz daha ne yapalım
0
🌸ansya
(05.08.25)
net alınmaz. piyasası geniş olan araçlara bakınız. fiesta corsa micra vb. micra 3 sene kullandım. uzun yol yapmayacaksanız on numara araba. sahibindendeki ilan sayıları hangi arabanın alınabileceği hakkında fikir veriyor. her ne kadar 2. araç olsa da. satarken eziyete dönüşmesin bakkalda bile yedek parçası olsun kafasında gitmek gerekiyor.
0
tukenmez adam
(05.08.25)
km’si 100.000’e dayanmış otomatik vites araç alacaksan birinci bakman gereken şey şanzıman tipi olmalı. yarı otomatik şanzıman bu kadar yüksek km’de sizi üzebilir, ustayla kanka olabilirsiniz.

piyasada en dayanıklı ve tamir görmeyen vites tipi cvt olarak kabul ediliyor. bu da honda, toyota gibi japon araçlarında bulunuyor. ben olsam jazz ya da yaris bakardım.

özetle, otomatik şanzıman tiplerini ve yüksek km’de görülen kronik sorunları araştırmadan karar vermemeni öneririm.
0
sir gawain
(05.08.25)
@ansya

fiat 500de çocuk koltuğu için iki seçeneğiniz var;
1- ön yolcu koltuğun hava yastığını iptal edip çocuk koltuğunu ön koltuğa kuracaksınız.
2- ön yolcu yolduğunu öne doğru yatık kullanıp, çocuk koltuğunu arka koltuğuna kuracaksınız.

iki durumda da çocuk karşıyı izleyebileceği için daha konforlu olur. Ben bebeklerle yola çıkarken önü açılsın diye ön yolcu koltuğunun kafasını söküyorum.
0
duyuruuser
(05.08.25)
i10 düşünebilirsiniz.
0
inheritance
(05.08.25)
Yaşına, motoruna göre istediği fiyat çok yüksek.

Kesinlikle alınmaz.
0
angina pektoris
(05.08.25)
onu alacağıma
www.sahibinden.com

ya da

www.sahibinden.com

bunu alırdım.
0
belkider
(06.08.25)
honda/toyota bakman lazim..
0
cooperr
(06.08.25)
bu para verilir mi konusu tartışılır ama mesela İngiltere'de acayip kullanılan çoğu kişinin ilk arabası bu.

Citroen C1 = Toyota Aygo = Peugeot 107
bunların motoru Toyota diyorlardı, o yüzden çok tercih ediliyor.

i.ibb.co
i.ibb.co
i.ibb.co

O paralara daha modern Kia Picanto / Hyundai i10 olsa keşke ama yok herhalde. Bir de otomatik diyince bu fiyatta seçenekler azalıyor.
0
nhk ni youkosu
(06.08.25)
@nhk hah be çok yaşayın! 3 .5 km bi mesafeye gidip geleceğim haftaiçi, şehirlerarası da yok. öyle olunca picanto'ya filan o kadar para vermek kafama yatmıyor. Ben de toyota motoru diye okudum araştırırken. Para konusunda haklısınız bu kadar da etmemeli gerçi bana baktığım tüm 2. el araçların fiyatları çok yüksek geliyor...Tavsiyelere de bakacağım verilen ama tam sorduğum şeyi dikkate aldığınız için çok teşekkürler
0
🌸ansya
(06.08.25)
@belkider somut tavsiyeye can kurban. çok sağolun
0
🌸ansya
(06.08.25)
(8)

kiloda takılıp kalmak

Whily
ama öyle böyle değil. 100 gram oynarsa oynuyor.45 gündür böyle sayılır. karb sıfırladım neredeyse imkan olduğu kadar. kardiyo arttırdım. olmadı.madem olmuyor güç programını arttırayım ona uygun besleneyim dedim. gene olmadı.tartı bozuk herhalde dedim yeni tartı aldım. o da aynı.takıntı olacak bu gid
ama öyle böyle değil. 100 gram oynarsa oynuyor.
45 gündür böyle sayılır. karb sıfırladım neredeyse imkan olduğu kadar. kardiyo arttırdım. olmadı.
madem olmuyor güç programını arttırayım ona uygun besleneyim dedim. gene olmadı.
tartı bozuk herhalde dedim yeni tartı aldım. o da aynı.
takıntı olacak bu gidişle lan nasıl +-100 gram oynar 45 günde.
tahlillerde falan da bir şey yok.
0
Whily
(04.08.25)
Platoya girmişsin.
0
Mirket
(04.08.25)
Gereksiz eziyet ediyorsun kendine, özel bir durum yoksa karbponhidrat sıfırlamaya çalışmak falan gerçekten eziyet, bi sal kendini rahat bırak, kilo vermek gerçekten böyle bir şey değil dünyanın en basit işini böyle karmaşık hale getirirseniz sistem de "dışarıda bi boklar oluyor dur kendimi koruyayım biraz bi rahat huzur vermedin birader" moduna giriyor, git biraz pasta çörek ye bi sorun yok mesajı gönder hipofiz bezine sistem rahatlayınca her şey yoluna girer, yav günde yarım kilo pirinç yiyerek yağ kaybeden insanlar var siz niye böyle yapıyorsunuz, tamam yarım kilo pirinç yemeyin de sıfırlamaya da çalışmayın karbonhidrat yemeyince yağ kaybı otomatik olarak gelmiyor.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(04.08.25)
Ata Demirer, sadece ekmeği birakarak kilo verdigini söylemişti.
0
designer
(04.08.25)
Her kilolu bedenin kendini dengeleme süresi var. Bedenin şu anda "kıtlık var mı yok mu" diye tetikte. Yağı yakmama sebebi bu. Fakat bir yandan da sürekli olarak kilo verir halde yaşamak vücudun dengesini korumaz, çünkü her bir yağ hücresinin içinde vücuttan atılması gereken ama bir sebepten atılamamış (bizim bilerek veya bilmeyerek fazla fazla aldığımız) toksinler yani zehirler var. Sürekli olarak yağ hücresi küçülüp yağ yakılırsa o zehirler açığa çıkar, kana karışır, ilgilendikleri ortamlara ulaşıp olay çıkarırlar, kilo verme yine durdurulur.

Kilo vermenin durması iyi bir şeydir, olması gerektiği şekilde beslenmeye ve yaşamaya devam. Stres attıysa kortizon dolayısıyla yağ birikimi artar, ona dikkat et sadece.
0
muhayyer divan
(05.08.25)
şoklama zamanın gelmiş. bol malzemeli büyük boy pizza gömeceksin. üstüne de belki bir tatlı. sonra kaldığın yerden diyete devam.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(05.08.25)
kasa dönmüştür
0
mantık
(05.08.25)
Hocam karbonhidrat, yağ bırakarak kilo verme işi biraz dikkat edilmesi gereken bir konu. Biraz da şehir efsanesi.

Bir diyetisyene danışın ama vücudun hepsine ihtiyacı var.

Sadece porsiyon kontrolü sağlamalısınız.

İdeal oranda yağ, karbonhidrat ve protein dengesini kurmak gerekiyor.

Bunu sağlamazsanız vücut kıtlık alarmı veriyor ve daha çok yağ tutmaya başlıyor.

Bu iş denge işi.

İdeal oranda kardiyo,
İdeal oranda ağırlık antrenmanı
İdeal ve dengeli beslenme

Ama bu ideal oranı yaşınıza, vücudunuza göre bir diyetisyen ve spor hocası belirlesin.

Bunlar temel sebepler.

Bir de sağlık sorunlarından da kaynaklanabilir. Atıyorum insülin direnci, sindirim sorunları, hormon dengesizlikleri gibi.

O yüzden bence bir diyetisyen şart.
0
anten
(05.08.25)
kardiyoya abandım ve sorun şimdilik çözüldü gibi.
ata demirer nefes almayı su içmeyi kesse de kilo verirdi zaten ne alaka mk.
0
🌸Whily
(17.08.25)
(2)

Kentsel donusum sureci

funl
Istanbul'da kentsel donusum icin muteahitle anlasildiktan sonra ne kadar surede oturanlarin evi tahliye etmesi bekleniyor ? Yakin zamanda bu sureci kiraci olarak gecirmis birileri var mi ? Bir de tasinma destegi gercekten var mi yoksa sadece sozde mi ?
Istanbul'da kentsel donusum icin muteahitle anlasildiktan sonra ne kadar surede oturanlarin evi tahliye etmesi bekleniyor ? Yakin zamanda bu sureci kiraci olarak gecirmis birileri var mi ? Bir de tasinma destegi gercekten var mi yoksa sadece sozde mi ?
0
funl
(28.07.25)
yakın zamanda yaşadık.

Firmayla anlaşmaya göre değişiyor.

Ama zaten karot alınıyor ve çürük raporu çıktıktan sonra direkt 3 ay içinde yıkılıyor.
0
anten
(28.07.25)
Anlasacaginiz firma/muteahhitle bunları belirten bir sözleşme yapmış olmanız lazım. Sizin sorularınızın yanıtı orada yazacak.

Şehir şehir degismiyorsa, ya da firmaya göre, o sözleşmede "x ay içinde bitecek, teslim edilecek, aksi takdirde bekletilen ay başına tazminat/ek kira bedeli" gibi şeyler de yazıyor.

Taşınma desteği gerçekten var ama bir kira ödeyecek kadar vermeleri biraz zor, biraz şans işi.
0
encokbenisevinnolur
(29.07.25)
(4)

Hollanda'da iş bulmak

Moonpie
Merhaba, Hollanda'da expat olarak iş bulmak için Linkedin ve bazı iş bulma siteleri dışında hangi yöntemleri kullanabilirim? Bu konuda tecrübesi olanlar paylaşabilirlerse çok makbule geçer. Şimdiden teşekkürler.
Merhaba, Hollanda'da expat olarak iş bulmak için Linkedin ve bazı iş bulma siteleri dışında hangi yöntemleri kullanabilirim? Bu konuda tecrübesi olanlar paylaşabilirlerse çok makbule geçer. Şimdiden teşekkürler.
0
Moonpie
(27.07.25)
hollanda is arama vizesi alabiliyorsaniz ona bakin. sonra da gidip oradan hollanda hatti alip sanki orada yasiyormus gibi basvurun. adresi de hollanda yapin.
0
antikadimag
(27.07.25)
Linkedin disinda bilindik yerlerde de ilanlar oluyor, glasdoor, indeed falan. Gözünuze kestirdiginiz yerlerin kendi sitelerinden de olabilir. Ancak en önemli nokta şu; bu adamlar motivasyona fena takik, bunu ön yazi ile iyice açıklamak lazım. Hollanda özelinde cok istekliyseniz en azından A2 Hollandaca belki öne çıkarabilir.
0
mbond
(27.07.25)
Hocam linkedin'den başka bir ülkede iş bulmanız çok çok kolay değil. Yapabileceğiniz şey belli şirketlere remote çalışma başvurusu yapıp türkiye'den çalışmak ve sonra oraya gitmeye uğraşmak.

Ya da oraya gidip yüksek lisans falan yapıp iş aramak.
0
anten
(28.07.25)
@anten maalesef uzaktan çalışabileceğim bir mesleğim yok. Yüksek lisans, doktoram var. Linkedin'deki ilanların çoğunda orada ikamet ediyor olma şartı var, bu yüzden ilerleyemiyorum.
0
🌸Moonpie
(28.07.25)
(27)

80 Bin TL Maaşı Bırakıp İtalya Roma’da Garsonluk

tahirkemalbozoglu
80 bin liraya yakin maas aliyorumYari özel yarı devlet işi ama işten çıkartılma ihtimalim yok ben istemediğim sürece, memuriyet diyebiliriz yani şuandaki işeEv ve araba var bana aitBen evet dersem eger İtalya roma da calisma izni ayarlanacak restoranda getir götür garsonluk işi var. riske değer mi U
80 bin liraya yakin maas aliyorum
Yari özel yarı devlet işi ama işten çıkartılma ihtimalim yok ben istemediğim sürece, memuriyet diyebiliriz yani şuandaki işe
Ev ve araba var bana ait
Ben evet dersem eger İtalya roma da calisma izni ayarlanacak restoranda getir götür garsonluk işi var. riske değer mi
Uzun süredir gitmek istiyorum açıkçası, insanların durumu, birbirine karşı sevgisizligi, yozlaşma, bozulma vs vs. Avrupa’da yaşayıp orada yaşlanmak istiyorum. yaş 35 yolun yarisi eder.
0
tahirkemalbozoglu
(19.05.25)
Italya için böyle bir şey yapmazdım. Alım gücü düşük. 80 bin TL maaş fena değil. Italya bana göre overrated bir ülke. Türkiye'de yakın diye bir sempati var abartı var. Yeni zelanda'ya gidemeyen yurdum insanının yurtdışı macerası.

Ev ve araba da varsa hiç değmez. Memuriyet tarzı yatış işindeysen cennettesin
0
runaway
(19.05.25)
roma'da garsonluk ne kadar getirecek? tr'de post-tax $2k is garantisiyle çok güzel bir deal. ben sanmıyorum italya'da bunun üstüne cikasiniz kolayca. bir de kira falan verilecek.

maceraperestseniz olur ama diğer turlu ben garsonluk yapmak icin garanti isimi bırakıp dilini bilmediğim ülkeye gitmeyi çok sacma buldum.
0
antikadimag
(19.05.25)
Attan inip eşeğe binmekse mesele yurt dışına yerleşmek makul değil
0
vedatchilipeppers
(19.05.25)
Havaalanında,
İtalya bir garson kazandı..

diye paylaşım yapamayacaksan boşver.
Aşırı rahatlığın battığını gösteren maceralara hiç girme .
0
diyecevaplandı
(19.05.25)
sen düzenini bozma beni yolla :)
0
anon1m
(19.05.25)
Türkiye mevcut haliyle leş olsa da benefitleri yok değil. Özellikle sağlık sistemi bu kadar suriyeliye falan rağmen halen işleyebiliyor.
0
runaway
(19.05.25)
Boş düşünceler. İşine devam plz.
0
Shepard
(19.05.25)
35ten sonra milletin ağız kokusunu çekemezsin. Düşün arap turist sana atar gider yapıyor.
0
mikahakkinen
(19.05.25)
sacmalama ne garsonlugu. o kadar da degil.
ev ve araban seninmis daha ne istiyorsun. avrupa'da büyük sehirlerde ev alamazsin. vizesiz gezme hayallerine da kapilma derim o maaslarla.

20 yasinda yapsaydin cok güzel hayatin olurdu ama 35 gec.
0
sonsuz
(19.05.25)
Hani avrupanin gelismis bir kosesine gidiyor olsan neyse de Italya hele Roma turkiyeden hallice. Pislik gibi muamele gordugunle, yedigin irkcilikla falan kalirsin.
0
hot potato
(19.05.25)
Mevcut kosullarin vs karsina sunulan kosullar yapinca bir mantığı yok. Hele italya'nin yani.

Aynı hayat kosullarini hayatta yakalayamazsin. Avrupa su kararı verecek kadar da güzel değil, o kadar da değil yani.
0
logisticsmanager
(19.05.25)
Okuyunca "daha neler?" dedim ben. Bahsettiğiniz yer İtalya bir de.

Tamam, Türkiye'de de bir sürü sorun var ama Avrupa da cennet değil. Attan inip eşeğe binilmez şu koşullarda. Bir sene sonra üzülerek geri dönersiniz.
0
fraise
(19.05.25)
Yurtdışında garsonluk guzel is. Bos falan toplamiyorlar. Müşteri goturuyor. Calisma izni olayina inanmadim. Garsonluk icin tr den adam getiremezler. Muhendis olarak gitmeniz daha mumkun.
0
Kahvedesu
(19.05.25)
Attan inip eşşeğe binilmez
0
Rondak
(19.05.25)
oncelikle agir konuscam bastan kusura bakma ama inan senin iyiligin icin. kimseyi tanimiyacaksin, maasin dusecek, statun dusecek, pozisyonun dusecek, devlet memurlugun bitecek, hizmet edilen iken hizmet eden olacaksin vs.. bu sartlarda gitmek icin katiksiz bir gerizekali olmak lazim. ayrica sevgisizlik, yozlasma, bozulma da gecersiz sebepler. cunku orda garson parcasi bir gocmen olarak gorecegin muamele inan bana burda statu sahibi bir devlet memurlugundan cok daha beter olur.
0
buenosdias
(19.05.25)
Çok benzer koşulları bırakıp işsiz olarak yurt dışına gidiyorum, çünkü bey burada iş arıyorken oradan teklif aldı. Yaşlar 38-40. Çok mantıksız bir karar olduğunun farkındayım. Burada masrafımız yoktu, benim gayet oturmuş bir hayatım, gül gibi işim vardı. Şimdi iş bulana kadar tazminatımla geçinmeye gidiyorum ki bulacağım iş vardiyalı olabilir ve geçinmeme ucu ucuna yetecek kadar maaş verebilirler. Bey burada iş bulabilseydi kalmaya ikna ederdim. Yani bence mantıklı değil. Ancak çok sevdiğin biri için yapılabilecek bir fedakarlık. Tek başına sürünmeye hiç gidilmez.
0
cilacı ökkeş usta
(19.05.25)
buradaki konforu orada bulamazsın. orada 2. sınıf insan muamelesi göreceksin. rahat battı galiba, garsonluk dünyanın en zor mesleklerinden biridir. madem iyi para kazanıyorsun ev araba sorunun yok, sürekli yurt dışına tatillere giderek bu özlemini giderebilirsin. hem gezersin, hem eğlenirsin. yaşama fikri her şey güzelken bana saçma geldi.

düzenin yoksa işsiz avare olsaydın neyse de düzen bozmaya değmez.
0
koela
(19.05.25)
git abi. seni buraya bağlayan extra bişey yoksa git. biraz girişken biriysen zaten garsonluktan başka yerlere de atlarsın. ama avrupa için çok çok büyük beklentilere girme.
0
scudman1
(19.05.25)
Anca ilerde pasaportu kesin alacaksan bir ihtimal gidilir.
0
hububrad
(19.05.25)
Senin maaşını alan beyaz yakaların %80'i fıldır fıldır avrupada geziyor senin garsonluk için düşündüğün yerde para eziyor üstelik çoğunun evi de yok.

Avrupaya yerleşme niyetiniz varsa kendi mesleğinizle ilgili şeyler bakın.
0
Mcfly
(19.05.25)
İtalya ücretlerin yüksek olduğu bir ülke değil. Başka bir yer olsa düşünebilirsin belki diyeceğim ama 1800 euro maaş bırakılıp İtalya'da garsonluk yapılmaz. Zaten alacağın para en fazla o kadar olur orda.
0
synesthesia
(19.05.25)
Git, hiç durma. Çoğunluğa göre oldukça net bir durumda kafan "uzun zamandır gitmek istiyorum" kafasıysa seni gitmek paklar.
0
prole
(19.05.25)
Bu arada aklıma şey geldi. Kanada'ya göç programındaki kız. Aselsan'daki işini bırakıp Kanada'ya y.lisans yapmaya gitti. Garsonluk yapıyordu.

Bu arada bir işveren sizi Tr'den getiriyorsa, ilk çalışma izniniz ona bağlı oluyor. Yani Roma'ya garson olarak giderseniz, ilk yıl Roma'da garson olarak çalışabilirsiniz. Ne başka şehre ne de başka alana geçebilirsiniz.
0
Kahvedesu
(19.05.25)
Ben italyanların okumuşlarına bile katlanamıyorum, sen git 1-2 hafta çalış, italyanları tanı, dene. bir daha belki adımını bile atmak istemezsin.
0
spherical
(19.05.25)
gördügüm kadariyla bircok insanin avrupa ile ilgili cok ucari, gercekcilikten cok uzak hayalleri var.
80 bin maas + ev senin. o isin sana sagladigi konforu roma'da garsonluk yapmak saglamaz.
öte yanda sana gelen bu teklifin de bana gercekci gelmeyen bir yani var. ab'den garsonluk icin vize alinamayali baya oluyor cünkü vasifsiz is. adamlarin vasifsiz eleman ihtiyaci yok ki sana vize versinler? bir süre sonra sorunla karsilasma riskin cok yüksek. hele garsonluk gibi bir iste, vizen de isverenine bagliyken sömürülme olsiligin %5000.

en son sözlükte bir yazar, ki onun yasi da 27 civariydi, avusturya'ya gelmisti garsonluk yapmak icin. bir süre sonra isverenle anlasamadi, viyana'ya gecti. orada köpek gibi calisti bir otelde ama sonra orasi da olmadi geri döndü, en son ögrenci olayim falan diye gelmeye calisiyordu. yani, neden? haftada 60 saat karin tokluguna calismak icin neden bu eziyet?
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(19.05.25)
1800 euro'nun türkiye'deki alım gücü muhtemelen roma'da yapacağın garsonluğun alım gücünden daha iyidir ki ev de benim diyorsun.
20'li yaşlar sonrası türkiye'de 1500 euro ve üstü kazanan birinin yurtdışında birebir aynı işi yapmayacaksa yurt dışına gitmesi çok saçma.
0
denizgonen
(19.05.25)
Avrupa göç konusunda iyi, ama kime iyi?

Türkiye'de mavi yakalıysan eğer asgari ücretin biraz üzerinde kazanırsın.
Ama bu mavi yakalılar avrupa'ya gittiklerinde sınıf atlıyorlar.

Aynı şey beyaz yakalı ya da memur için geçerli değil.
35 yaşına kadar burada yakaladığınız yaşam standartları Avrupa'da bulamazsınız.

Eviniz arabanız var. Türkiye'de bunlara sahipseniz ortalamanın çok üstünde bir yaşamınız olacak.

İtalya'da buradaki konforunuzu garsonluk geliriyle sağlayamazsınız.
Muhtemelen göçmen yoğunluklu bir mahallede, göçmen yoğunluklu ufak bir dairede yaşayacaksınız.

Eğer mavi yakalı az kazanan biri olsanız hemen gidin derdim.
Ama beyaz yaka olarak hele 35 yaşında çok zorlanmanız olası.

İtalya diğer avrupa ülkeleri kadar kozmopolit bir yer de değil.

Yani dil bariyeri de olacak.

Bir de garsonluk işinin garantisi var mı?

Mesela daha farklı bir avrupa ülkesini konuşsak, atıyorum İngiltere, Fransa, Hollanda gibi biraz daha kozmopolitleşmiş ülkeleri konuşsak birçok fırsat bulabilirsiniz. Ama italya için bu risk tartışılır.

İtalyan gençleri bile italya'da durmuyor. İmkan azlığı, ağır bürokrasi ötürü. İtalya AB içinde en çok göç veren ülkelerde ilk 5 içinde. Romanya, Polonya, Bulgaristan ve Yunanistan'la yarışıyor bu konuda.

Mevzu paraysa italya'dan başka seçeneklere bakın. Para kazanmak için gidilecek ülke değil. Sizin koşullarınızda yani.
0
anten
(19.05.25)
(8)

özel sektördekiler gelecek için hiç kaygı duyuyor mu?

trablon
iş bulmak 40 yaşından sonra iyice zorlaşıyor. devlet işi çok rahat ama giren de bir o kadar az.özel sektörde çalışan ben ne sik yiyeceğim diye düşünen var mı benim gibi?
iş bulmak 40 yaşından sonra iyice zorlaşıyor. devlet işi çok rahat ama giren de bir o kadar az.özel sektörde çalışan ben ne sik yiyeceğim diye düşünen var mı benim gibi?
0
trablon
(30.04.25)
Ben cok dusunmuyorum. Bahsettiginiz durum da yapilan ise gore degisiyor. 60 yas uzerinde hala proje yonetimi yapan, yazilim yapan yada yazilim projesi yoneten insanlar var. Fiziki zorlugu insani tuketecek seviyede islerde olsaydik dusunulebilirdi. Tabii aklima gelmiyor da degil. Yanlis tercihler yaptim diye dusunuyorum bazen.

Bunun yaninda devlette de bir garanti soz konusu degil. Normal sartlarda cikarilmiyorsun ama 10 sene once hangi "fetocu" cikarilacagini dusunurdu. Ya da su an gene torpille ise girenler, hele ki siradan bir is degilse. Bunlar da yerini saglam goruyor olabilir ama yarin dinamikler degisir kapinin onunde bulurlar kendilerini.
0
mbond
(30.04.25)
Mesleğe bağlı olarak değişse de özel sektör dünyannı her yerinde sıkıntılı. ansızın aylarca belki yıllarca işsiz kalma riski her daim var.

Kaygın yersiz değil ama fazla bence. Bu kadar korku varsa ne yapıp edip devlet işine gireceksin. Teorik olarak belediyede koruma görevlisinin özel sektördeki mühendise göre riski düşüktür ama ona göre de geliri olur.
0
runaway
(30.04.25)
ben düşünüyorum. hele şu aralar proje değişikliğinden vs baya korkuyorum. iş de değiştiremiyorum(bulamadım) kaldım öyle.
0
jelly bear
(30.04.25)
şirketin sektörünün geleceği ile alakalı, işsiz kalma durumu daha çok işler kesat gittiği ya da şirketin batacağı zaman oluyor
personel gençleştirme durumları için bol ikramiyeli teklif sunuluyor
0
mantık
(30.04.25)
Sana katiliyorum. Amerikada boyle bir sey yok mesela. Ama bizde 40i birak 35ten sonra elini ayagini cek diyorlar is dunyasindan adeta. Tam ortadogu kafasi iste. Ikili iliskilerde de bu boyle zaten. Hele kadinsan direkt öl.
0
Kittie
(30.04.25)
bende farklı bir yerden görüşümü ileteyim.

türkiye'de özel sektörde çalışan vasıflı insanların çoğunluğu yurtdışına kaçtı. bu sebeple çok da vasıflı olmayan insanlar artık eskiden hayal edemeyecekleri mevkilere gelebiliyor. bende eskiden senin gibi düşünüyordum ama özel sektörde çalışan biri olarak eskisi gibi negatif değilim. sen aylardır iş arıyorsun ama inan bana ciddi şekilde insana ihtiyaç duyan ama insan kaynaklarının mallığından dolayı eleman bulamayan binlerce firma var.
0
ayseee
(30.04.25)
Türkiye'de ve ABD'de de beyaz yakalı nitelikli çalışanlar arasında adı konmamış bir durum bu.

Ageism deniyor. Ve en az tartışılan konu bu. Yaşa bağlı ayrımcılık.

Özel sektörde 40+ insanlar şirket için daha maliyetlidir.

Genelde özel sektörün en sevdiği çalışan tipi 28-35 arası yaş grubunda olanlar. Bunlar hem işi bilen, hem dinamik hem de kendini full kariyerine adamış insanlar oluyor. Yani gece gündüz çalıştırırsın. Yükselme ümidi var kariyer hedefleri var.

Ama 35'ten itibaren bu grup içinde evlilerin, çocuk sahibi olanların sayısı artıyor. Haliyle bunların maaş beklentileri, yan hak beklentileri de artıyor. Üstelik işe daha az odaklı oluyorlar.

35 yaşında bekar bir çalışanla 45 yaşında evli çocuklu bir çalışanın iş konsantrasyonu aynı olmaz. Mesela 35 yaşındaki haftasonu çalışmayı sorun etmeyebilir. 45 yaşındaki daha az istekli olacaktır.

O yüzden büyük şirketlerde bu yaş grubu yavaş yavaş elenir. Bu arada kendileri de tercih etmez. Onlar da çok yüksek tempolu işlerde çalışmayı istemezler.

Burada şöyle bir doğal süreç var.

genelde büyük ve çalışanların hayallerini süsleyen havalı şirketler ortalama maaş +prestij ile genç çalışanları cezbediyor. Ve çok yoğun bir tempoda çalıştırıyor.

Yaş ilerledikçe çalışanların bazıları yönetici pozisyonlara terfi alıyor. Ama o pozisyonların da kapasitesi sınırlı.

Yönetici olamayanlar daha yüksek maaş beklentilerine ya da daha düşük tempo beklentilerine yoğunlaşıyor.

Bu durumda da büyük şirketler onların sorunlarına cevap veremiyor.

Onlar da daha orta ölçek firmalarda deneyimli çalışanlar olarak hayatlarına devam ediyor.

Çünkü orta ölçek firmalar kariyer hedefi olan genç çalışanları cezbetmez.

O yüzden deneyimli çalışanları alır işe.

Türkiye'de yaşınız ilerledikçe 1. lig firmalarda ya yönetici pozisyonlara geçmeniz gerekir, ya da daha düşük lig firmalara. özeti bu. ABD'de de benzer.

Bu avrupa'da biraz farklı. Çünkü beyaz yakalıların çok büyük sendikaları var Fransa'da falan.

Ben dünyanın 70 ülkesinde ofisi olan bir firmada çalışıyorum. Mesela ABD ofislerinde 50+ yaşında "SR" pozisyonda bir çalışan görmek çok zor. En azından benim çalıştığım firmada öyle. Varsa da tek tük. En kıdemli sr 35-40 yaşında. Diğerleri ya terfi almış pozisyon varsa, ya da bir şekilde gitmiş o şirketten.

Ama Paris ofisinde 50 küsür yaşında 30 yaşından beri SR olarak çalışan terfi olmayı da seçmemiş (yöneticilik pozisyonuyla sr pozisyonu arasında çok maaş farkı olmadığı için o pozisyonda kalmış adam sorumluluk almak istememiş)

Kendi de diyor başka ülkede beni bu yaşta burda çalıştırmazlar, Fransa'da sendika var o yüzden kovamıyorlar diye.
0
anten
(30.04.25)
Özel sektörde bu dünyanın her yerinde olan bir risk. abd için konuşacak olursan belli yaştan sonra özel sektör şartlarına çoğu kişi dayanamaz. beklenti Türkiye'ye göre çok daha fazla.

Memuriyetin değerli olmadığı bir kara parçası yok.
0
runaway
(30.04.25)
(5)

Spor salonunda nerede çalışmak daha iyi

kizil karga
Serbest mi makinelerde mi?
Serbest mi makinelerde mi?
0
kizil karga
(30.04.25)
Bu konu bu işteki en önemsiz mesele AMA ben her zaman bu işlere yeni başlanmışsa amaç ne olursa olsun kadın/erkek ayrımı olmaksızın herkesin compound hareketlerle güç temelini inşa etmelerini öneririm, hayatın akışı içinde işinize yarayacak asıl özelliğiniz güçlü olmanız olacaktır, bunun için de serbest ağırlıkla squat bench press deadlift O.H. press gibi hareketleri muhakkak rutinlerinize eklemenizi ve bunları yüksek yoğunlukta/ağırlıkta (yüksek yoğunluk kişiye özel bir konudur o nedenle tutup 100 kiloyla squat'a girmeyin gerekiyorsa boş barla (boş bar 20 kg) çalışın) nispeten düşük tekrarlarla (4-5-6) çalışmanızı öneririm, bu sistem kullanılan programa bu şekilde entegre edilip güç inşası yapılmalı, belli bir seviyeye gelip kendinizi ve anatominizi tanıdıktan sonra hangi hareketi tam ROM'la yapıyorsanız, ağrı sızı hissetmiyorsanız, hangisiyle çalışırken daha çok mutlu oluyorsanız yolunuza onunla devam edebilirsiniz. Ben uzun yıllar tüm compound hareketleri serbest çalıştım ama şu an sadece squat'ı ve deadlift'i serbest çalışıyorum, omuzlarım sıkıntılı olduğu için ve açıkçası bu şekilde çalışmayı daha çok sevdiğim için bench press ve O.H. press'i serbest yapmayı bıraktım ikisini de makinede yapıyorum AMA rutine ilk başladığım dönemde serbest ağırlıklarla çalışıp güç inşa etmeseydim sadece makinelerle çalışarak bugün kaldırdığım ağırlıkları kaldıramazdım, ha ama sen "kardeşim güç benim için önemli değil ben sadece hipertrofi istiyorum" diyorsan çalıştığın aletin bir önemi yok aletler sadece bir araç bu anlamda, düzenli progressive overload yapıp gerekli kalori alıyorsan her şekilde hipertrofi yaşarsın AMA dediğim gibi kadın/erkek herkesin öncelikli hedefi güçlenmek olmalı, hipertrofi vs zaten çok basit bir süreç.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.04.25)
Serbest ağırlıkta sakatlanmazsın, yanlış teknikle çalışırken de sakatlanmazsın zaten kimse doğuştan bu teknikler yüklenerek salona gelmiyorlar, seni sakatlayan şey kaldıramayacağın ağırlıklarla çalışmaya çalışmaktır, gerekiyorsa boş barla ya da en küçük plakalarla çalışarak bunları öğreneceksin, böyle yaparsan sakatlanmazsın, bununla birlikte kaldıramayacağın ağırlığa makineye güvenip girersen orada da sakatlanırsın.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.04.25)
hangisinde daha rahat edip keyif aliyorsan onda.
bazi hareketleri makinede asla yapamiyorum, formunu ve mekanigini sevmiyorum.
bazilarini her ikisinde de yapiyorum.
eskiden bu tarz detaylara cok takardim, artik canim nasil isterse oyle yapiyorum.
makinede shoulder press hic yapmam derdim mesela su sira yapiyorum, sonra belki yine uzun sure yapmam. cok takilmamak lazim bunlar cok kucuk detaylar.
0
bay b
(30.04.25)
Tabii egolifting güdüsünü yenemeyen birisi ne kadar dış kontrol varsa ona o kadar maruz kalması kendi sağlığı için daha önemli olabilir.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.04.25)
hocam burada beklentiler ve kişisel alışkanlıklar önemli.

En güzeli deneyip görmek, gözlemlemek.

Ama aletlerle çalışmanın bana göre en büyük artısı, seni en verimli çalışma formuna zorlaması.

Bazen serbest ağırlıkta çok ufak nüanslar farklı kas gruplarının daha fazla çalışmasına ya da istenen kas grubunun daha az çalışmasına neden olabiliyor.

Ben makinede çalışmayı tercih ediyorum mümkün mertebe. TAbii ki bazı antrenmanlar için serbest ağırlık daha doğru bir tercih oluyor.

Bence kendiniz deneyin, gözlemleyin. Çünkü konunun psikolojik boyutu da var. Atıyorum sıkılıyorsundur, hareketi sallayarak yapıyorsundur. O zaman öbürünü seç.

Ama bu benim kişisel görüşüm. O yüzden farklı yorumu olana da saygı duyarım.
0
anten
(30.04.25)
(3)

Schengen vize alınan ülkeden çok diğer ülkelerde vakit geçirmek

chicha_v2
Yunanistan'dan bir yıllık almıştık. İlk girişi Yunanistan'dan yaptık. Sonra bir kere daha gittik. Toplamda 2-3 gün falan. Sonrasında 2 gün İspanya, 4 gün İsviçre, 3 gün Avusturya, 2 gün Macaristan derken Yunanistan'a pek uğramadık.Bu şartlarla Yunanistan'da en çok kalmadığımız için bir sonraki vizem
Yunanistan'dan bir yıllık almıştık. İlk girişi Yunanistan'dan yaptık. Sonra bir kere daha gittik. Toplamda 2-3 gün falan. Sonrasında 2 gün İspanya, 4 gün İsviçre, 3 gün Avusturya, 2 gün Macaristan derken Yunanistan'a pek uğramadık.

Bu şartlarla Yunanistan'da en çok kalmadığımız için bir sonraki vizemiz riske girer mi?

Vizemiz Temmuz'da bitiyor ona göre Yunanistan seyahati ayarlayayım sorun olacaksa.
0
chicha_v2
(28.04.25)
ilk girişi usulüne göre yapmışsınız. sonrası fark etmiyor.
0
glamdr1ng
(28.04.25)
artık farkediyor. imkan varsa yunanistanda biraz daha vakit geçirin. sonraki başvurularınızda problem yaratabilirler çünkü.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(28.04.25)
Yunanistan'a bir gidip gelmek iyi olur.

Yakın zamanda birinden duymuştum bununla ilgili sorun yaşadığını.
0
anten
(28.04.25)
(9)

Amerikanın çin' e karşı attırdığı gümrük vergileri ve sonuçları

Rao
Bir çok ürününü apple, vb. gibi çin üzerinden üreten bir ülkenin bu vergileri attırması ile aslında kendi vatandaşının ayağına sıkmış olmuyor mu ? Yani enflasyonist etki olarak geri dönmesi açısından. Bunun sebebi amerika istese bile bu üretimlerin ülke içerisinde gerçekleşme bugünden yarına olac
Bir çok ürününü apple, vb. gibi çin üzerinden üreten bir ülkenin bu vergileri attırması ile aslında kendi vatandaşının ayağına sıkmış olmuyor mu ? Yani enflasyonist etki olarak geri dönmesi açısından.

Bunun sebebi amerika istese bile bu üretimlerin ülke içerisinde gerçekleşme bugünden yarına olacak bir süreç değil çünkü.

Teşekkürler.
0
Rao
(10.04.25)
Evet olasılıklardan biri, halka 70 lerdeki gibi zenginlik vaad eden ve destek alan trump fiyatlar yükselince halkın tepkisini nasıl karşılayacak bekliyoruz

Bir iphone %100 amerikada üretilmiş olsaydı fiyatının 30.000 dolara yakın olacağı hesaplaması vardı
0
grimavi
(10.04.25)
30k degil 3k idi sanirim o @grimavi.

trump eski baskanliginda da üretimi abd'ye tasiyacak isler yapti. issizligi de bu sayede cok düsürmüstü. su an bu yaptigini cok daha agresif bir sekilde yapmaya calisiyor.
söyledigin seylerden ötürü r yapti zaten. ben sizi denedim falan diye sacmaladi. prensi elon musk fare gibi basti gitti en önce.

simdi sirketlerin üretimi abd'ye tasimasi lazim. yoksa senin dedigin gibi direkt enflasyon olur heralde.
0
sonsuz
(10.04.25)
Amaç zaten bu. Firma daha önce 500 dolara iphone satarken, şimdi Çin'de üretmeye devam ederse 800-900 dolara satmaya başlaacak.

Burada mantıklı olan : üretimi ABD'ye kaydırması. Trump'ta bunu istiyor. Üretimi tekrar ABD'ye kaydırmayı.

Kısa vadede zararlı olsa da, hedefine ulaşırsa artırıma değer.


.
0
kartallar yuksek ucar
(10.04.25)
Amerika, 2.dünya savaşı sonrasında, elleriyle kurduğu yeni dünya düzeni ile kendi sonunu hazırladı.

Sadece inovasyonu üzerine alıp, üretimi azgelişmiş ülkelere yayması, o ülkelerin palazlanmasına, teknolojisini çalıp geliştirerek rekabet gücü kazanmalarına ve dünya liderliğini ele geçirmeye aday olmalarını sağladı. Küreselleşme ve gümrük duvarlarının kaldırılması, Amerikan ekonomisine hep zarar verdi.

Sonuçta ekonomi de dünya liderliği de o hale geldi ki ya çok sancılı bir ameliyat yapılacak, batan batıp çıkan çıkacak ve dünya liderliği yeni kurallarıyla pekişecek. Ya da zaman içinde amerika iflas edecek ve liderlik çine altın tepside sunulacak.

Yani amerika ayağıma mı sıkıyorum lan yoksa aşamasını çoktan geçti. Gerekirse ayağını kesecek duruma geldi ve o yapılıyor.
0
Mirket
(10.04.25)
Intel zamanında üretimini amerikaya kaydırdı ve Amd'nin gerisinde kaldı. Çünkü Tayvanlı tsmc kadar iyi teknolojili çip üretemiyor. Bu diğer amerikan markalarına da olabilir. Olay sadece fiyat değil ama tabii bi noktada bunu yapmazsa ülkesinde son teknoloji ürün üretebilen fabrika kalmayacak.(Şu an taşıyıp yatırıma başlamaları lazım)

Ama ucuz ürün ve küresel pazar olayı bitti mi yani, bu da bize denk geldi...
0
nhk ni youkosu
(10.04.25)
Trump amaçlarını çoğu zaman abartarak söylüyor. Pazarlığı yüksekten açıyor, bunu yaparken de zaten kabullenilmiş kafası kırık adam imajını kullanıyor.

Gerçekten çok derinlikli hareket ettiğini söylemiyorum, ancak yaptıkları amaçlarının ötesinde büyük hamleler.

Bunu yaptığı işlerden sonraki açıklamalarıyla belli ediyor zaten. Ukrayna konusunda da böyle oldu. Pazarlığa avrupa kendi içinde askeri yatırımları artırsın biz zorlanıyoruz diye girmedi. Biz çekiliyoruz, siz de rusyayla ne yaparsanız yapın diye girdi. Arkasından yaptığı açıklamalarda şaka yollu "bakın nasıl hemen toparlanıyorlar" gibi şeyler söyledi.

Meksika'nın gümrük tarifelerini artırıp sınırdaki giriş çıkışları ve kartel sorununda çok daha aktif olmalarını sağladı. Yine aynı açıklamalar, bakın meksika hiç olmadığı kadar aktif rol alıyor.

Şimdi bunu dünya genelinde yapıyor, geçenlerde herkes karşılıklı tarifeleri kaldırma pazarlığı için kıçımı yalıyor falan dedi.

Esas hedefinin tüm üretimi abd'ye kaydırmak olduğunu sanmıyorum. Eğer abd'ye uygulanan tarifeleri düşürürse kâr sayacaktır. Bu süreçte üretimin bir kısmı abd'ye kayarsa da ne ala diyor olmalı. Zaten birçok ülkeyle gümrükte denge sağlarsa hali hazırda abd'de üretilen şeylere faydası olacaktır bunun.

Kendisinden sonra gelen yönetim de "deli gitti işimize bakalım" diye hemen olmasa da zaman içinde ilişkileri yoluna koyacaktır. İlla ki güvensizlik olur, ama trump'ın marjinal imajı hala geri dönüş imkanı veriyor.

Klasik politikalar aslında, sadece daha abartılı şekilde uygulanıyor. Burdaki tek problem avrupa, kanada gibi müttefiklerinin durumu onun gördüğünden daha ciddiye alması ve ittifakın cidden dağılması olur. O yüzden çok derinlikli hareket ettiğini düşünmüyorum dedim. Ancak bu henüz olmadı, İngiltere olmaması için çalışanların başında geliyor.
0
akhenaten
(10.04.25)
Kısa vadeli olarak Çin'e koydu, bomboş fabrikalar var, çalışanlar "izne" çıkarılmış. Yotube'da fabrika videoları ve çalışanlara gönderilen mesajlar var.
0
kimlanbu
(10.04.25)
abd ağır sanayiyi geri plana attı son dönemde. Post endüstriyel bir döneme geçti.
Yani ağır teknolojiden ziyade patent ekonomisi, yüksek teknoloji vb gibi alanlar büyüdü.

İşin özü şu:
Designed in USA, Made in China.

Bu abd'ye zarar vermeye başladı.

Bu yüzden ihracatı arttı.
Çünkü şuna inanıyor. Ben iphone patentini alırım. Tasarımı bende.
İstediğim yerde ürettirim çünkü asıl para eden şey tasarım ve marka hakkı.

Ama bu işte ürünlerin ithalatına döndü.
Ticaret açığı arttı. Çin'i zenginleştirdi.
En önemlisi abd'deki işçi sınıfını eritti.
Çünkü işçi sınıfının çalışacağı iş kolları Çin'e, Hindistan'a vs kaydı.

Şimdi trump ABD'de yeni bir sanayi devrimini zorluyor.
Çin'de ürettirip ABD'ye ithalat yapan firmalar fabrikaları ABD'ye taşısın istiyor.

Designed in USA
Made in USA

dönemine dönmek istiyor.

Ama Çin de boş durmadı. Ucuz işgücü ülkesiydi, ama o sermayeyle şimdi teknoloji de üretmeye başladı.

Yani ABD'nin umduğu gibi gitmeyebilir işler.
0
anten
(10.04.25)
Şimdi meslek ve amerikan corporationda çalışma gereği bu konu hakkında biraz okuyorum. Misal daha bugün şirketin amerika ayağının Çin'den alıp amerika, kanada ve güney Amerika'ya sattığı ürünleri bizim Çin'den alıp bizim üstümüzden amerika dışındakilere satmayi falan konuştuk.

Bir kere ben protectionism severim. Ama kıvamında. Misal belli kitleler biden hiçbir işe yaramamış gibi yapacaklar ama stratejik sektörlerin ülkeye gelmesi için zaten bir yatırım planı vardı;
en.m.wikipedia.org

Ki açıkça konuşayım; ne kadar her şeyi Fransız firması, Fransa'da üretilmiş almaya çalışsam da bu imkansız. Çünkü mantığı yok, her şeyi ülkende üretmenin karliligi yok. Bunlar çocuk oyuncağı değil.

Bu noktada bu saçma sapan vergiler ile tabiki kullaniciya darbe indi ki ilk başta "yok yaa merak etmeyin" dedi, sonra "yaa olabilir yani banane" dedi, sonra "ilac gibi düşünün ya iyilestirecek bu sizi" dedi. Yani tabiki fiyatları yükseltecek.

Bir de gene biraz tedarik zincirinde olan herkes bilir ki üretimler öyle bir senede kaymaz. Özellikle belli know how gerektiren şeyler. Misal Apple için konuşuldu bugün Fransız ekonomi programında;
Apple Amerika'da üretmek 30 milyar dolar yatırım
3 yıl fabrikanın kurulması

Buna ek olarak karlılık düşeceği için şirketin hisseleri vs her şey düşecek ve bir daha asla eskisi gibi karlı olmayacak. Bu işler böyle. Eğer protectionism istiyorsaniz öyle 5$ hisse 200$ olsun olmaz.

Trump'i durduran tahvil faizlerinin cosmasi olduğu anladığım/okudugum. Yoksa amacina ulasti falan değil yani.

Bu arada Amerika'nın trade deficit gitmesinin ona yararlarini anlamak isteyenler npr planet money'nin son trade deficit podcastini dinleyebilir ama tek cümlede özetlersek;
X ülke Amerika'ya karşı daha fazla ürün satıyor ve arada trade deficit var ve işlemi dolar ile yapıyor. Ve çoğu ülke de bu paralar ile gidip Amerikan borsasina yatirim yapıyor, Amerikan tahvili alıyor vs.
Ve dünya ticareti dolar üzerinden dönüyor bu sayede, sonrasinda paralar amerikan borsasina dönüyor.

Bakarsak Amerika'nın büyümesi uzun yillarca cosmus halde. Ve genel gelirlerde, zenginlikte falan da oldukca yukseklerdeler. Onların sorunu gelirlerin adil dagilmamasi.

Amerika gibi bir ulkenin her şeyi kendi üretmesi imkansiz. Ama bazi şeyleri tabiki getirebilir ama hiçbir büyük şirket "ah vergi mi tamam o zaman yarin Amerika'ya geliyorum" demez. Bu işler bu kadar basit olmuyor.

Neyse bu şekilde piyasa manipülasyonu da yapti, çevresi zenginlesti. Mutlular.
0
logisticsmanager
(10.04.25)
(4)

Banka dolar hesabından para cekme

tahirkemalbozoglu
Bankadaki dolar hesabımda bulunan parayı dolar olarak bankadan çekebiliyor muyum?
Bankadaki dolar hesabımda bulunan parayı dolar olarak bankadan çekebiliyor muyum?
0
tahirkemalbozoglu
(24.03.25)
evet
0
sonsuz
(24.03.25)
Miktara göre önden haber vermek gerekebiliyor. Her zaman hazırda döviz bulundurmayabiliyorlar. Ya da o an kasadaki döviz rezerve oluyor.
0
anten
(24.03.25)
az miktar olmak kaydıyla uyumlu atm'lerden de çekebilirsiniz, şubelerden de.
şubeye önden haber vermeniz gerekebilir
0
biseysorcaktim
(24.03.25)
Evet, ancak şu eski denilen ve piyasada kabul görmeyen 100'lükleri iteleyebilirler. Başıma geldi ordan biliyorum
0
abbabaabbaababbabaababbaabbabaab
(24.03.25)
(2)

Yeni Gelismeleri Ogrenmek icin Siteler

isminivermekistemeyensuser
Merhaba, Yeni gelismeleri ogrenmek icin hangi siteleri kullaniyorsunuz?Ornek olarak Yapay Zeka ciktiginda nasil haberiniz oldu? Ya da yeni bir yapay zeka modeli gelisince, Ya da Onemli bir gelisme oldugunda sadece yapay zeka odakli degil. Genel olarak. Cok ortaya cikinca zaten eksi sozlukte falan y
Merhaba,

Yeni gelismeleri ogrenmek icin hangi siteleri kullaniyorsunuz?

Ornek olarak Yapay Zeka ciktiginda nasil haberiniz oldu? Ya da yeni bir yapay zeka modeli gelisince, Ya da Onemli bir gelisme oldugunda sadece yapay zeka odakli degil. Genel olarak. Cok ortaya cikinca zaten eksi sozlukte falan yazilarla goruyoruz fakat var mi sizin takip ettiginiz siteler vb. Ornek techcrunch gibi. Reddit de copluk gibi. 1000 yazi okuyunca 1 tanesi ise yarayan cikarsa iyi modunda..
0
isminivermekistemeyensuser
(16.03.25)
takipçisi değildim ama soruyu görünce mit technology review aklıma geldi.
0
inveniam viam
(16.03.25)
flipboard
0
anten
(16.03.25)
(15)

Kiracılı ev alırken kiracıyı rahatça çıkarabilir miyiz ya da kiraya zam?

Cesario
Bir daire için emlakçı aradım.Ev 2.350.000.İçinde 8 bin tlye oturan kiracı varmış. Şu an 15bin oralarda kiralar 1+1 daire. Siz oturacaksanız haziranda çıkar, ya da oturmazsanız iyileştirme yapılabilir dedi.Ben oturcam desem de kiracı çıkmamak için elinden geleni yapabilir mi?İyileştirme nasıl olacak
Bir daire için emlakçı aradım.

Ev 2.350.000.

İçinde 8 bin tlye oturan kiracı varmış. Şu an 15bin oralarda kiralar 1+1 daire. Siz oturacaksanız haziranda çıkar, ya da oturmazsanız iyileştirme yapılabilir dedi.

Ben oturcam desem de kiracı çıkmamak için elinden geleni yapabilir mi?

İyileştirme nasıl olacak? 15 bin kira isterim %100 zam olacak kiracı için.

Borçla harçla alırız alırsak, dakka bir gol bir dava/mahkeme uğraşıp dertsiz başımıza dert almayalım.
0
Cesario
(14.03.25)
Oturacaksan 6 ay süre verecek, çıkmazsa ihtiyaçtan tahliye davası açacaksın. Mahkeme kanalıyla çıkarıp oturmayıp kiraya verirsen o sana dava açacak ve kazanacak.

İyileştirme olur diyen emlakçıya 'Yalancıyı...' de. ne diyecek bakalım. Eski sahibiyle olan kontrat aynen devam eder.
0
Mirket
(14.03.25)
Sorularına cevap vereyim.

- Ben oturcam desem de kiracı çıkmamak için elinden geleni yapabilir mi? -> Evet, kanun kiracıyı fazlasıyla koruyor ayrıca mahkeme süreçleri çok uzun sürüyor. Bir yakınım geçen sene 2024 mayıs ayında tahliye davası açmıştı, ilk duruşma 2025 martta yapıldı ve 2025 eylül'e ertelendi. O duruşmada ne çıkacağı belli değil, tahliye çıksa bile istinafa gidecek ve dava 1 sene de istinafta sürünecek. 2,5-3 senede ancak bir sonuca ulaşacak.

- İyileştirme nasıl olacak? 15 bin kira isterim %100 zam olacak kiracı için. -> Kiracıyla konuşup kirada iyileştirme yapabilirsin ama TÜFE üstü zam yapma/yapmama tamamen onun inisiyatifinde. Kiracısız konut alman lazım. Emlakçının derdi evi satıp komisyonunu almaktır, 3 taraflı yalan konuşacaktır. Ev sahibine başka, mal sahibine başka, kiracıya başka yalan söyleyecektir. Ona çok itibar etmemeni tavsiye ederim. Kirayı güncelleme/tahliye konularını evi ziyaret ettiğinde kiracıya sorman lazım. Orada durum anlaşılır. Tabi hiçbir kiracı "oo hiç sorun değil siz evi alın ben kirayı %100 artırırım" demeyecektir. Kiracılı ev aldığında bir önceki ev sahibi ile yapılan kontrat şartları aynen devam eder. O kontratı mutlaka edinin.
0
Lethe
(14.03.25)
@lethe

40 bin civarı kredi taksiti öderken 8 bin kira almak koyar. Tahliye etmek için uğraştırırsa dertsiz başıma dert almış olurum.

Görüşmek lazım oturan kiracı ile de.
0
🌸Cesario
(14.03.25)
kiracıyla görüşmek gerekir ancak şunu da unutmayın, isterse size dünyaları vaadetsin gün gelip de ben çıkmıyorum dediğinde yine +3 sene minimum eklenir. sözlerin bir önemi yok yani işler ters gittiğinde. tabi bu kiracının karakterine bağlı. iyi ve kötü örnekler bolca var.
0
tukenmez adam
(14.03.25)
Emlakçı kiracıya, kiracının çıkacağı tarihi gösteren, noter tastikli bir tahliye taahhütnamesi imzalatsın.

veya,

Emlakçı kiracıya, o size vaadettiği iyileştirme yapılmış şekliyle bir kira kontratı imzalatsın.

O şekilde kabul edin.
0
Mirket
(14.03.25)
@tukenmez

Kiracısız ev öncelik olmalı o zaman. Zaten o kadar borca girip avukat, dava vs para yetiştiremem.
0
🌸Cesario
(14.03.25)
Kiracinin ne soylediginin bir onemi yok, o yuzden bos yere konusmaya calismayin. "Aaabi zaten tayinim cikti, 2 aya gidiyorum" diyen adam 2 senedir oturuyor hala.
0
brkylmz
(14.03.25)
kiracılı eve hiç bulaşma
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(14.03.25)
boş ev al. kiracı riski alınmaz.
0
elorelia
(14.03.25)
hocam teknik olarak çıkarabilirsiniz. Ama pratikte bu iş sandığınızdan zahmetli olabilir.

Büyük şehirlerde çok uzun sürebiliyor süreçler.

Emlakçıya çok bel bağlamayın. Evi satmak için size her şeyi söyler. Ben kiracılı evden uzak dururdum. Ama kiracıyla siz birebir iletişim kurup anlaşabilirseniz başka.

Genelde birebir diyalog birçok konuyu çözüyor benim gözlemlediğim. Tabii anlaşmanızı kağıda dökmekte fayda var. Ama hiç konuşmadan direkt kiracı tahliye davasına dönünce iş inatlaşmaya gidiyor bir şekilde.

Bu benim gözlemim, ama hiç sekmedi.
0
anten
(14.03.25)
Ev sahibinin canı istedi hop evi sattı, yeni ev sahibi de kiracıyı çıkarır diye bir dünya olmayacak hiçbir zaman. Konut dediğin şey kısa süreli yatırım aracı değildir. Ev alış-satışı yapan da bunu bilmeli artık.

Senin sorununa gelirsek, kiracıyı çıkarmak istiyorsan, istanbul şartlarında min. 130k ankara için min. 100k kiracıya destek olman gerekir. Oturup anlaşırsın bu rakamlara kiracı da çıkar.
0
bilge rusty james
(14.03.25)
kiracılı evi satmak çok zor o yüzden evi daha uyguna alma şansın olabilir.bu fark aradaki 2 senelik kira farkına denk geliyorsa mesela evi emsallerine göre 200-300K ucuza alıyorsan aslında kira farkını zaten peşinen almış gibi düşünebilirsin.

kiracı 5 yıldan uzun süredir oturuyorsa emsal kira belirlenmesi için dava açabilirsin.

evsahibi kiracıdan noter onaylı tahliye taahhütnamesi alabiliyorsa bu işini kolaylaştıracaktır.
0
orpheus
(14.03.25)
kiracı 3 aya çıkar abi.
kiracı yazın çıkacak
kiracı çıkmaya hazırlanıyor.

vb. yalan dolan

kiracı kapıdan çıkıp evi tamamen boşaltmadan evi satın alma. tekrar yazıyorum:
kiracı kapıdan çıkıp evi tamamen boşaltmadan evi satın alma.

tahliye taahhütnamesi, imzalı evrak vs. falan bunların hepsi fasa fiso. avukatlarla, mahkemelerle ömrünü tüketirsin. tahliye taahütnamesini insanlar sanki adamın suratına gösterince adam güle oynaya evden çıkacak zannediyorlar. onunla mahkemeye başvurup dava açabilirsiniz sadece. o dava kaç sene sürer kim bilir.

kolaylıklar.
0
mr.goodcat
(14.03.25)
emlakçı/kiracı/ev sahibinin zam/tahliye vaatlerine kesinlikle güvenmeyin. istanbul için dava sonuçlanma süresi 4 yıl hesap edin. alacaksanız ona göre alın.
0
house md
(15.03.25)
İyileştirme işi yalan. Evi aldığında sözleşmeyi kabul etmiş oluyorsun ve devam ettiriyorsun. Kiracı istemezse bir şey olmaz. Kiracıyı çıkarmak da kolay değil. İhtiyaçtan çıkarmak istesen de davası uzuyor onun. Yani şu an başka bir ilçede bir evin varsa ya da kiradaysan ve 1 yıl orada kalabileceksen ihtiyaç sebepli aç davayı. Rüşvet verip evden çıkarmayacaksan zor o iş. Kiracılı eve bulaşma bence. Girdiğin borca yazık.
0
nawar
(15.03.25)
(8)

Birikimi nasıl yapıyorsunuz?

ırene adler
Maasi aldiktan sonra bir miktar kenara ayırıp kalan parayı harcıyor musunuz?Bir süredir bir miktar kenara ayırıp kalan parayı harcamaya çalışıyorum. Ama harcarken sürekli düşüncelerdeyim. Yani harcamak için ayırdığım paradan daha çok kalsın ,onu da birikime ekleyeyim diye doğru düzgün harcama yapamı
Maasi aldiktan sonra bir miktar kenara ayırıp kalan parayı harcıyor musunuz?


Bir süredir bir miktar kenara ayırıp kalan parayı harcamaya çalışıyorum. Ama harcarken sürekli düşüncelerdeyim. Yani harcamak için ayırdığım paradan daha çok kalsın ,onu da birikime ekleyeyim diye doğru düzgün harcama yapamıyorum. Bu işin oluru nedir sizce?

Normalde cimri değilim ama cimrilik seviyesine yaklaştım bu yüzden. Bir de maasi beklerken son haftada mesela ekstra bir harcama çıkarsa diye daha ihtiyatlı gitmeye çalışıyorum ama param varken bile bu kadar düşünmek beni yoruyor.
0
ırene adler
(14.03.25)
aylik bütce yapiyorum. fiks harcamalar belli zaten, kira, telefon vs.
degisebilen harcamalari (mutfak, alisveris, sosyallesme cafe restoran vs) limitliyorum.
böyle olunca aylik ne kadar para biriktirebilecegimi görüyorum ve o plana uyuyorum. kalan parayla da etf, hisse senedi falan aliyorum.

bence bütce yaparsan harcarken kötü hissetmezsin. cünkü ona bütcen var zaten. ve tutup da hic olmayacak gercek disi hedefler koyup kendini yipratmazsin.

ben ay ay yil yil takip ediyorum bütün harcamalarimi.cimri oldugumu düsünmüyorum öyle de hissetmiyorum. ama tutumluyum. her ay trendyoldan eve kargolar gelmesi mi cömertlik...
0
sonsuz
(14.03.25)
bir kısmı bes ve altın fonu. o ay içindeki kredi kartı, fatura ödemesi, aidat vs. için bir miktar günlük vadeliye. geri kalan vadeli hesaba.
0
inheritance
(14.03.25)
tutumlu olmak iyi bi şey bence.
bence burda önemli olan 1 ev 1 araban var mı? eğer yoksa böyle hissetmen normal. ihtiyacın olmadıkça harcama yapma, yapabiliyoken biriktir. İhtiyacın olan şeyleri al tabi ki orası ayrı. ama ev araba varsa kasmana gerek yok. maaşı aldın, belli harcamaları ödeyip kalan paranı direkt birikime at. ay içinde kullanacağın para kalsın hesabında.

ben bir ara şunu yapıyodum, maaşı alıp kira vs ayırdıktan sonra kalanı tamamen birikime atıp ay içinde yapacağım harcamayı kredi kartından yapıyodum. istersen bi de öyle dene.
0
turuncu tonlarda
(14.03.25)
Birsey dusunmeden normal harcamalarimi yapiyorum. Disarda yemek, surekli kiyafet alisverisi, luks seyler vs hic biri yok. Normal sartlarda cok olmasa da biraz para artmasi gerekir ama cogu ay ekstra birsey cikiyor ve para bir sekilde kalmiyor.
0
mbond
(14.03.25)
Hocam Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Bu işi amerikalı bir ekonomist çok güzel modele dökmüş.

50-30-20 demiş.

Bu modelde maaşını alıyor. %50'sini temel ihtiyaçlar için, %30'unu keyfi masraflar için, %20'sini de birikim için ayırıyor. Bu kadar.

İhtiyacına ve beklentine göre minik ayarlamalar yapabilirsin atıyorum kiran düşüktür %45 ihtiyaç, %30 keyfi, %25 birikim yaparsın.

Ya da %45 ihtiyaç, %5 tamirat vb için kenarda acil durum miktarı, %20 keyif, %30 birikim...

Sistemi sen kur ama basit tutmak faydalı çok karışmasın.

Birikimini enflasyona karşı korumak hatta daha üstünde getiri sağlamak için nasıl yöneteceğin sana kalmış. Fon mu alırsın, bes mi yaparsın, altın mı alırsın, hisse mi alırsın o senin bileceğin iş.

Ama bu tarz bir şablonla sistemli ilerleyebilirsin.

Nasıl ki aşırı savurganlık sorun, aşırı cimrilik de sorun olabiliyor.

Tasarruf ve cimrilik arasında ince bir çizgi var. Ona dikkat edin.
0
anten
(14.03.25)
gelirim arttıkça giderimi aynı oranda artırmıyorum. onun dışında üzerinde pek düşünmüyorum.
0
gabe h coud
(14.03.25)
Tek bir prensiple: önce kendine olan borcunu öde, sonra diğer borçlara geç.
0
vedatchilipeppers
(14.03.25)
Kesinlikle tutumlu olmak, "elde kalan parayı nasıl harcarım" düşünce yapısına girmemek en önemlisi. Gerisi çok kolay.
0
carnalflower
(15.03.25)
(7)

Viagra ne işe yarar?

etna
Yani erkekte boşaldıktan sonra da erekte halde kalmayı mı sağlıyor?Başka bir olayı var mı? Eczanede bunları tek satıyorlar mı? Ona benzer başka ilaçlar var mı?
Yani erkekte boşaldıktan sonra da erekte halde kalmayı mı sağlıyor?
Başka bir olayı var mı?
Eczanede bunları tek satıyorlar mı?
Ona benzer başka ilaçlar var mı?
0
etna
(07.03.25)
Sıkıntısı olmayan bir insanda rüzgar esse bile hemen etki gösteriyor, iş bittikten sonra da en ufak bir uyaran olsa bile etki devam ediyor. Markasına bağlı olarak ertesi gün akşama kadar iki büklüm yürümenize sebep oluyor.
0
kimlanbu
(07.03.25)
kadıköy rıhtımdaki eczanelerde muadilleri var uygun fiyata. viagraya para verme boşuna. degra var mesela. etkisi aynı.

3-4 saat hazır olda tutuyor seni. fanfini finfon öncesi içki içildiyse ister istemez sertleşme bozukluğu oluyor. bunun önüne geçmek için alıyor insanlar. işe yarıyor.

spoiler

Kuru Otlar Üstüne filminde böyle sahne vardı. Samet içki sonrası olacakları tahmin ettiği için tuvalete gidip bu haptan atıyordu bi tane :)

spoiler


yüzde kızarma yapıyor biraz. ilaç etkisi geçince o da geçiyor tabi.
0
yurtsuz john
(07.03.25)
aslında tek yaptığı kan basıncını yükseltmek. kan basınca yükselince erekte olmak için penise kan pompalama işlemi daha hızlı oluyor. bu süre yaklaşık 24 saat sürebiliyor. o yüzden bazılarında yüzde kızarma, mide yanması vs vs gibi yan etkileri görülebiliyor. bu arada sürekli erekte kalma gibi bir durum yok. uyarıcı olursa devreye giriyor. (not: bir arkadaşım)
0
ground
(07.03.25)
bu aslında tansiyon düzenleyici bir ilaç olarak üretilmiş zamanında. Test için farklı yaş gruplarından insanlara dağıtılıyor.
ama yaşı büyük denekler test bittiğinde ilacı geri vermek istemiyor.
Derinine inince bu yan etkiyi keşfediyorlar.

Sonra firma bu haliyle daha çok para edeceğini görerek ufak modifikasyonlarla piyasaya sürüyor.

Ama temelinde kan basıncını etkileyen, tansiyonu etkileyen bir ilaç olduğunu unutmamak lazım.

O yüzden bence doktora danışılmadan kullanılmamalı.
0
anten
(07.03.25)
bU KADAR yaygın mı kullanımı ya? Spor yapsanız sonra sevişmeye gitseniz aynı etki olmaz mı?
0
Kahvedesu
(07.03.25)
Cialis var, yarı organik olduğu söyleniyor. Ayrıca prostat hastalarına vs de 5 mg olanı veriliyor. Endokrinoloji doktorum da bana vermişti baya başarılı. Şimdi 20 mg bulunduruyorum evde, kırarak kullanıyorum, zaten ritmi yakalayınca uzun bir araya kadar baya adapte oluyorsun ilişkiye.
0
guitarissimo
(07.03.25)
viagra damarları genişleterek daha fazla kan dolmasını sağlıyor. penisteki kavernoz yapılar geniş kalıp içine kan dolmasını sağlıyor. etkisi ise 4-6 saat civarı sürer. alet hiç çalışmıyorsa kullanılır genellikle. ama ileri yaşlar için ve kalp damar sorunu olanların kullanımı tehlikeli dikkat.

cialis ise daha çok performans arayanlar için etkili. ereksiyonla ilgili çok sorun yok ama şöyle 45-50 dk üzerine çıkarsın beni diyenler için ideal. hem ereksiyon sağlıyor hem de boşalma sonrası bekleme süresini neredeyse ortadan kaldırıyor. ortalama 24-36 saat etkili ve güzel bir haftasonu geçirmek isteyenler için uygun. yoksa viagra gibi ölüyü diriltme özelliği yok. ve viagra kadar da riskli değil.

ama bu bahsedilen ilaçların hepsi testosteron hormonunun yeterli varlığında etkili sonuç verir. o yoksa istek ve sperm üretimi olmaz. sadece ilaçlar sizi mekanik olarak hazırlar, mental olarak hazırlamaz.
0
joooper
(07.03.25)
(10)

"Buraya park edilmez"

Bir ben var benden şurada
Normal sıradan alelade bi sokakta herkes aracını kaldırıma paralel park ediyor ama bitişik nizam evlerden biri evinin altını bi şekilde garaj gibi yapmış arabasını oraya sokuyor, önüne de garaj çıkışı buraya park etmeyiniz yazıyor, park etmeyiniz dediği yer sokak, insanımızın böyle bir hakkı var mı
Normal sıradan alelade bi sokakta herkes aracını kaldırıma paralel park ediyor ama bitişik nizam evlerden biri evinin altını bi şekilde garaj gibi yapmış arabasını oraya sokuyor, önüne de garaj çıkışı buraya park etmeyiniz yazıyor, park etmeyiniz dediği yer sokak, insanımızın böyle bir hakkı var mı sokak kamusal alan değil mi nasıl oluyor böyle?
0
Bir ben var benden şurada
(06.03.25)
Belediye fen isleri izin verirse olur. Zabitaya sikayet edip ogrenirsiniz. Ama bu isler hayirli isler degil, cok ugrasmayin belaya gerek yok.
0
die fetten jahre sind vorbei
(06.03.25)
Yok abi beni etkileyen bir durum değil ama önünden geçerken görüyorum çok enteresan geldi sadece, gerçi beni etkilese de dediğin gibi uğraşmazdım.
0
🌸Bir ben var benden şurada
(06.03.25)
bizim karşı kaldırımın önüne bi tane duba koydular belediyeyi aradım onu bile anında kaldırttım. isim falan söylemiyorlar ki. şikayet edin gitsin ceza öderler kaldırmazlarsa.
0
kurcalamabozarsin
(06.03.25)
evin altına park edemese o park etmeyiniz dediği yere park edecek zaten adam. farzet ki oraya koymuş. gayet insani bir istek. ben aksi bir durum göremedim.

oraya kimse park edemez diye bir şey yok tabii ki de adamın aracının önünü kesip park yaparsan gece rahat uyuyabilecek misin mesela? sorulması gereken bu.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(07.03.25)
Abi o park etmeyiniz dediği yer yol boyunca herkesin karışık olarak park ettiği bir yer "o park etmeyiniz dediği yere park edecek zaten" gibi bir durum yok, yani boş bulursa tabii park edebilir ama normal şartlarda başkası da park edebilir ama böyle yaparak o bölümünü kendisine özel tahsis etmiş gibi oluyor ve bu benim dünya görüşüme ters, ben gayet rahat uyurum asıl o yazıyı yazanın "ben acaba başkalarının hakkına giriyor muyum" diye düşünüp uykusunun kaçması lazım ama halkımızdan bu inceliği beklemek ne kadar doğru bilemiyorum.
0
🌸Bir ben var benden şurada
(07.03.25)
Eğer dediğin yer "kamusal alan" kapsamına giriyorsa arayın belediyeyi gelip yazıyı, varsa duba/zinciri söküp gitsinler.

Bizim apartmanın karşısında böyle bir yer vardı. Karşı apartmandakiler onlarınmış gibi davranıyordu. Aradık geldiler belediyeden burası kamusal alandır tabelası koydular. Bunlardan biri tabelayı söktü bir iki gün içinde. Sonra yine aradık, geldiler bu kez beton atarak koydular tabelayı. O gün bugündür herkes boş buldukça park ediyor oraya.

Vatandaşlık görevinizi yapın, korkacak bir şey yok. Cimer'den şikayet etmedikçe karşı tarafa isim cisim gitmiyor.
0
chicha_v2
(07.03.25)
garaj çıkışı ise kesin ve net olarak giriş çıkışı kapatacak şekilde park edemezsiniz. zamanında ceza yedik.
0
ground
(07.03.25)
Kanka kafanızda bi site ya da blok şeklinde apartman yapılmış da projede o bölge garaj olarak belirlenmiş gibi düşünmeyin belki 40 senelik bi apartman apartmanın garajı yok yolla apartman girişi arasında bi boşluk var o boşluğa arabasını koyuyor, ha arabasını koyunca otomatik olarak garaj statüsüne yükseliyorsa bilemem tabii.
0
🌸Bir ben var benden şurada
(07.03.25)
bina projesinde binanın sokağa bağlantı yerleri bellidir. Yani garaj girişi çıkışı zaten projede vardır. Ha sonradan kafasına göre garaj yaptırıp sonra da "burası garaj girişi" diye sokağa müdahale ediyorsa, o enteresan bir konu. Çok fikrim yok ama belediyeyi arayıp sormak lazım.

Normalde belediyeler için otopark konusu iyi gelir kapısı. O yüzden sokağı kafasına göre kapatanlara belediye gidip direkt dubaları falan söktürüyor. Çok istiyorsan ver parasını belediyeden kirala burayı diyor, belediye de kazancının peşinde.

Ama türkiye'de bu işler sıkıntılı maalesef. En kalburüstü mahallede bile otopark yüzünden millet birbirine giriyor. Hele böyle şikayet mikayet oldu mu...
0
anten
(07.03.25)
hocam belediyeye sikayet edeceksin gelip bakacaklar usulsuzluk varsa mudahale edecekler bilmiyorum tabi hangi sehir ilce belediye ama. adam kafasina gore is yapmis cok belli.
0
bay b
(07.03.25)
(21)

Nerde dilenebilirim?

trablon
atıyorum evsiz kaldım sokaklara düştüm arkadaşlar.Dilencilik yaparak otel parası çıkartabilir miyim? Nerde dilenebilirim belediye sanırım dilencileri istanbul üsküdar ana caddelerde pek dolaştırmıyor bilgisi olan?bir de para verirler mi dilensem?
atıyorum evsiz kaldım sokaklara düştüm arkadaşlar.Dilencilik yaparak otel parası çıkartabilir miyim? Nerde dilenebilirim belediye sanırım dilencileri istanbul üsküdar ana caddelerde pek dolaştırmıyor bilgisi olan?

bir de para verirler mi dilensem?
0
trablon
(06.03.25)
hocam sokakta kalma durumunuz mu var?akıl vermek gibi olmasın ama yardım derneklerine, kaymakamlığa, belediyeye falan danıştınız mı hiç yardımlar konusunda. muhtarlıklar bile belki bir yardım yönlendirebilirler.
0
zemberek
(06.03.25)
hocam ailemle yaşıyorum 5 kuruşum yok.Ailem öldüğü anda sokaktayım.ev felan da yok kiradayız.hava buz gibi dışarıda kalsam bu gün soğuktan donarım mesela.kafayı yiyorum nasıl hayatta kalacağım diye.
0
🌸trablon
(06.03.25)
Iki yillik bi bolum kazan, kyk'ya tasin. Sonra da part time calisirsin.
0
feastofthedamned
(06.03.25)
allah gecinden versin hocam, ailenizin bir hastalığı falan yoksa şu an, bunu neden düşündünüz.

aileniz vefat etse dahi işe girebilirsiniz çalışma engeliniz yoksa, çarklar bir şekilde döner diye düşünüyorum. evsizlik çok uç bir nokta. kendi evinizden çıkıp ortak paylaşımlı eve geçebilirsiniz. eşyalarınızı satabilirsiniz. yatılı işlere bakabilirsiniz. çözüm üretilir diye düşünüyorum.
0
zemberek
(06.03.25)
ben soruda kira parasi yerine "otel parasi" olmasi kismina takildim.

bir de mantiken su an dilenmeye baslaman gerekmez mi? yani aile olunceye kadar niye bekliyorsun ki.
0
hot potato
(06.03.25)
Lol güzel soru. Aslında en iyi taksimde dilenirsin catır cutur para kazanırsın ama mesaisi uzun is dilenmek. Gezeceksin surekli birilerine kendini anlatacaksin falan. Zor be hacı.

Bence youtube kanalı ac bugun burda dileniyorum diye vlog cek her gun bi tane
0
vedatchilipeppers
(06.03.25)
soruların genelde sokakta kalmaya ve sefil bir hayat sürmeye yönelik. öncelikle bu kadar çağırırsan olur. ayrıca bu platformu kullanabilen biri dilenmenin ötesinde bir şeyler yapabilir. ışıklarda mendil satan insanlar var, sıkışık trafikte su satan insanlar var. ayrıca kralık ev ya da köhne kulübe yerine otel odası hayal etmen de bir garip olmuş. eğitimin nedir yaşın kaçtır bilmiyorum ama çevrende yapabileceğin işler yok mu? üç harfli marketlerde kasiyerlik olur, mahalle fırınında tezgahtarlık olur, bunları bir düşün. kolaylıklar dilerim kardeşim...
0
exlibris
(06.03.25)
iş başvurusu yaptım ama telefondan arayıp dönen yok maalesef.su satma olayında suyu ucuza nereden alabilirim? iki katına satsak öyle mi kar ederiz.

otel odası niye denilmiş sürekli kalacak bir yer değil otel odası haftada bir üstünü başını yıkarsın o babında .iş başvurusu yaptık tecrübe de var ama dönüş yok.belediyelere de başvurdum onlardan da dönüş yok henüz 4 gün oldu. diğer dilenciler dalar mı bir de oturduğum yerden allah rızası için diye söylensem yetmez mi arkadaşlar.kiralık ev tutacak kadar para kazanırsam dilencilikten tabiki paylaşımlı bir eve çıkarım neden olmasın.ama bana nerede dilenebilirim asya yakası arkadaşlar bunu bi söyleyen yok henüz.
0
🌸trablon
(06.03.25)
kanka asya yakası diyorsan işin daha da zor. sen kadıköy'de moda sahilden başla, peşine kalamış oradan da yardır dalyan parkından caddebostana akış ve peşine maltepe'ye kadar tabanvay, yolda en az 2-3 bin çözersin, maltepe'de yorulunca otur ve sadece bekle
0
vedatchilipeppers
(06.03.25)
Her yerde dilenilir ama aklına getirme böyle şeyler.

Turizm sezonu 1 ay sonra açılıyor. Tatil yöresi otelleri komi, garson, bellboy, meydancı arıyor. Lojman da veriyorlar. Yeme içme zaten otelden. Bahşişi, maaşı derken güzel para geçer eline. Değerlendir derim.
0
yurtsuz john
(06.03.25)
Elin ayağın sağlamken dilenmek pek işine yaramaz nerede olursa olsun. Yüze yara bere, mümkünse uzuv kaybı. Bi de yerde oturman lazım öyle gezerek olmaz.
Fatih bölgesi, cami civarları iyidir.
0
Bruce
(06.03.25)
yarın ramazanın ilk cuması, cuma çıkışı yoğun bir cami önü iyi iş yapar.
0
my fault
(06.03.25)
dalga geçiyorsun ama yine de bu kadar çağırırsan elbet bulursun çağırdığını +1
0
kaptan maydanoz
(06.03.25)
valla ramazan geldi floryada her çöpün başında biri yemek alır gibi yapmaya başladı, aradan iki saat geçiyor aynı yerden geçiyorum yine çöpü karıştırıyorlar. bence sen bu taktiği kullan. birde eline ekmek al her biri geçerken çöpten cıkmış yiyormuşsun gibi yap, günde 5,10 kişi yutsa karnın doyar. bide ramazan ya hemen yarın başlaman lazım tam dini duygular tepedeyken.
0
kurcalamabozarsin
(06.03.25)
çöpten yemek mi topluyorlar? statik durup dilenme benim de aklımda
0
🌸trablon
(07.03.25)
neden dilendiğinizi anlamadım. tek tek restoranları, pastaneleri, her yeri gezerim. illa bir tanesi "geç içeride bulaşık yıka" der bence.
0
co2s2
(07.03.25)
hocam dilencilik birçok insan için bir meslek. Çok az insan bunu gerçekten muhtaç olduğu için yapıyor. Sokaklardakilerin çoğu mesleği olarak görüyor bunu. Hatta birçoğu çeteleşmiş ve parsellemiş durumda bölgeleri.

Yani siz bir yerde dilenmeye kalkarsanız, size bela olurlar "müşterilerini "kaptırmamak için.

Yani öyle çıkıp dilenemezsiniz. Hem kanunen yasak, zabıtayla uğraşırsınız. Hem de size tezgah açtırmazlar öyle:)

Böyle şeyleri düşünmeyin. Gidin düzgünce işinize gücünüze bakın.

Eğitimliyseniz, zaten bir şekilde iş bulma şansınız var.
Eğitiminiz yoksa da kalifiye olmayan işlere bakın. İyi kötü elinize 3-5 kuruş para geçer. Kiranızı döndürürsünüz.

Belediyelerin meslek edindirme kursları var. İşkur'un mesleki eğitimleri var. Hiçbir eğitiminiz olmasa bile bir meslek edinebilirsiniz. Aşçılık, güzellik uzmanı, şoförlük, berberlik, forklift operatörlüğü vs vs.... bunların çoğu ücretsiz. Hatta işkur günlük harçlık da veriyor kurs boyunca.

Eğitiminiz vardır ama mesleğinizin iş olanakları kısıtlıdır. O zaman alternatif meslekler bakının. Yukardaki gibi işçi açığı olan alanlara yönelin.

Şu anda muhtemelen bir süredir işsiniz. O sizde biraz bunalım yaptı.

Ama evde oturmakla olmaz o iş. Biraz kendinizi zorlayın.

Eğer konu anksiyete, depresyon vb ise, bu konuda da belediyelerin ücretsiz destek servisleri var. Onlarla görüşün mutlaka.

Hiçbir şey yoksa bile kapı kapı gezin restoranlara, dükkanlara mağazalara. İş arıyorum deyin. Mutlaka size iş verecek biri çıkar. Özellikle haftasonu mutlaka mekanlar adam açığı yaşar.
0
anten
(07.03.25)
hmm yani sen kapı kapı dolaşıp iş var mı diye soramıyorsun (utanma, çekinme, kendine yakıştıramama her ne ise sebeb) ama sokaktan geçen insandan allah rızası için 1 lira diyebileceksin öyle mi?
0
selam
(07.03.25)
hayır sokakta kalırsam dilenirim de orayı parsellemiş insanlarla da kavga olacak gibi o zaman diğer dilencilerle ...
0
🌸trablon
(07.03.25)
hocam senin derdin ne tam olarak, 2021'de bambaska duyurularin varken 2025'te ve son bir aydir dilenmek, cezaevine girmek, is basvurusu, sokakta kalmak vs diye duyurular aciyorsun her gun her gun, cidden problemin ne senin? troll musun yoksa?
0
bay b
(07.03.25)
troll değilim kardeşim geleceğimden korkuyorum sadece.niye insan telaşlanamaz mı
0
🌸trablon
(07.03.25)
(10)

İstanbul’da eski evler satın alınmaz mı?

damba
31 yaş ve üzeri evler var, tabii ki uyguna satılıyor ve bütçemiz genelde bunlara yetiyor. Bu evlerin hepsi İstanbul depreminde yıkılacak diye bir şey yok herhalde? Yapım aşamaları güvenilir insanlardan geçtiyse, alınmaz mı? İçinde oturulmaz mı?Ailemin Kocaeli’nde bir evi var, inşaatı yapan firmanın
31 yaş ve üzeri evler var, tabii ki uyguna satılıyor ve bütçemiz genelde bunlara yetiyor. Bu evlerin hepsi İstanbul depreminde yıkılacak diye bir şey yok herhalde? Yapım aşamaları güvenilir insanlardan geçtiyse, alınmaz mı? İçinde oturulmaz mı?

Ailemin Kocaeli’nde bir evi var, inşaatı yapan firmanın sahibi, Gölcük Depremi olduğu gece, uyanır uyanmaz yaptığı evleri kontrol için evinden fırlıyor, hassas ve dürüst bir adam olduğu söyleniyor. Tabii ki yaptığı evler yıkılmamış. Böyle bir örnek Adapazarı’nda da vardı.

Ne bileyim, bir umut soruyorum dostlar, İstanbul’dan nasıl ev alacağız?:/
0
damba
(02.03.25)
Toki alınır.
0
halitkin
(02.03.25)
Neden Kadıköy Maltepe olmaz? @arbre
0
🌸damba
(02.03.25)
Kadıköy maltepe anadolu yakasının sahil kesimi zaten. Buradan alınmayacaksa ukraynaya falan mı çıkacak vatandaş.
E-5 in altı sahil tarafı korkunç bir durumda. Marmarayın altında zaten elli tane uyarı falan var. Marmarayın altındakiler niye oradalar hiç anlamadığım bir mesele.
Ama e-5 in yukarıda gayet de temiz yerler. Depremde yaşayacağımız şeyleri film izler gibi izleyecekler.
Soruya gelirsem eski ev alıp çok iyi para kazanan bir tanıdığım var. Güçlü bir aileden gelmesinin de yararı var tabii ama yaklaşık 10 yıldır eski evleri alıp kat karşılığı milyonlar doldurdu cebine. Siz oturmak için bakıyorsanız e-5 in üstüne bakın.
0
mrvln
(03.03.25)
bu kimsenin bilebileceği bir şey değil. hiçkimse. ancak doğru tahmin yürütmek olabilir, kaç milyon kişi konuşuyor işte.

e5’in üstü, e5’in altı. komikmiş.
0
deartheodosia
(03.03.25)
Açıklanan raporlara göre avrupa yakasını sil kafandan, anadolu yakasında Kadıköy Ataşehir gibi alanlarin binaları eski olsa da zemini sağlamdır. Maltepe, kartal, Pendik teyse bölgesine göre değişiyor. İki yakanın kuzeyinde de bir problem yok gibi gorunuyor. Ne yaparsan yap anadolu yakasında kalmaya çalış. Zaten düşük fiyatlara ev baktığında avrupa yakasında anadolu yakasinin 3-4 katı daha fazla evin satışta olduğunu göreceksin.
0
onepointzero
(03.03.25)
bizim yıkılan 30+ senelik bir evimiz var kendimiz müteahhite yaptırdık başında durduk falan, altından su çıktı diye köprü kadar demir beton koydum demişti temeline ama ev daha 25 senelikken tavanlar falan düşmeye başlamıştı, yıkılırkende gördükki sadece temelini adam gibi yapmış. eski ev yerine biraz şehir dışındaki muhitlerde ev bak gürpınarda evler cidden çok ucuz
0
eja
(03.03.25)
istanbulda en yaşanılacak yerler sahil kesimleridir özellikle anadolu yakası sahil hattı.
doğrudur zemin yapısı kötü ama yeni binalarda bu duruma göre yapılıyor.
aslında ev alırken binaya değil oradaki yaşam koşullarınada para veriyorsun. anadolu yakası için e-5 altı bil hassa marmaray çevresi en yaşanabilecek yerlerdir.
buralardaki eski bir daireyi ümraniyedeki, çekmeköydeki, sultanbeylideki sıfır evlere tercih ederim.
ayrıca bu bölgelerde uygun fiyata kentsel dönüşüme girecek bir ev bulunursa kaçırmamak lazım.
0
my fault
(03.03.25)
30+ yaşındaki konutlar Allah'a emanet. O dönemden beri yönetmelikler çok değişti. Dürüst ve işini bilen müteahhitler mutlaka vardır. Hepsi yıkılacak diye birşey tabi ki yok ancak ben oturmaya çekinirim. Bina deprem taramasından geçmiş mi bunu sorgulayabilirsiniz.

İstanbul'da ev alma konusu tabi ki çok sıkıntılı bir konu. İşine yakın olmak kaydıyla şehrin çeperlerine yönelmek mantıklı olabilir fiyatlar elbette daha uygun.
0
Lethe
(03.03.25)
Hocam riskli bir konu ve kimse size bunu garantisini veremez. Bir de o eski evlerin birçoğu yapılırken denetim mekanizmaları da zayıftı. Deprem falan kimsenin gündemi değildi.

Bugün denetim düzenlemeleri varken bile, bir sürü yanlış yapılıyor. O zamanı siz düşünün.
0
anten
(03.03.25)
"Yapım aşamaları güvenilir insanlardan geçtiyse,"

Bunu nereden bileceksiniz merak ettim. 90 lı yıllar ve öncesinde yapılan devlet kontrol teşkilatının denetlediği okullar bile güçlendirmeye tabi tutuldu. Ağaoğlu da 98'den önceki binalar için tehlikeli demişti:
www.patronlardunyasi.com
0
iustitia omnibus
(03.03.25)
(2)

Joint expeditionary force natonun yerini alir mi

lapaz
?
?
0
lapaz
(24.02.25)
NATO, Komünizme karşı kurulmuştu. Doğu bloku çöktükten sonra zaten nato işlevsizleşmişti.
ve artık savaşmak için bir yere ordular yığmaya gerek duyulmuyor. Para ve teknoloji kimdeyse o kazanıyor zaten.
Karşında bir ittifak bulunmadığı sürece müttefike gerek yok.
Trump'la beraber yeni dünya düzenine geçileceği, küreselleşme olgusundan tamamen vazgeçileceği, ittifakların ekonomi ile sınırlı kalacağı bir dünya göreceğiz.
0
Mirket
(24.02.25)
bu birlikteki ülkelerin ingiltere dışında dişe dokunur bir askeri varlığı yok. Deneyimi de yok.

Nato nüfus, silah kapasitesi, askeri deneyim, istihbarat ağı gibi, eşgüdümlü hareket gibi bir çok konuda fersah fersah ilersinde bu bahsettiğimiz oluşumun.

Nato'da şu an abd avrupa meselelerine uzak kalsa bile, fransa, türkiye gibi askeri kapasitesi ve deneyimi yüksek ülkeler var. Ha bunlar ABD'siz hareket etmek istemezler. ama Joint Expeditionary Force su anda İngiltere'nin avrupa'nın liderliğine soyunma çabasından başka bir şey değil.

Yarın bu sistemin içine fransa, italya vs dahil olur o zaman konu biraz değişir.

Ama açıkcası ben fransa'nın ingiltere'nin dümen suyunda gitmek yerine ab ordusu projesini hayata geçirmeye zorlayacağını düşünüyorum.

Şu anda batı bloğunun natoya bir alternatifi yok elinde.

Amerika biraz kendi sınırlarına çekilmeyi ve avrupa'nın meselelerine "karışmamayı" kendine rota olarak belirlemiş gibi. Daha doğrusu esas odağını pasifik bölgesine çeviriyor. Avrupa'yı da uslu durmaya zorluyor. Ukrayna savaşı'nı bitirme gayreti de ondan. Uslu durmuyor musunuz? Rusya'yla aranıza girmem diyor.

Özetle şöyle bakalım.
Rusya nato'dan çekinir. Ama Joint Expeditionary Force gibi bir oluşuma karşı daha agresif davranır, nato'nun olmadığı bir resimde tabii.
0
anten
(25.02.25)
(5)

E ticaret sitesi kurmak

dirildimde geldim
Fiziki mağazamıza E-ticaret sitesi acmak istiyoruz fakat bu alana ayırdığımız bütce kısıtlı. Bu tip işlere cok uzak olmadığım gibi cokta yakın sayılmam, bütün web sayfayı kendim kurmayı denesem başarabilir miyim?
Fiziki mağazamıza E-ticaret sitesi acmak istiyoruz fakat bu alana ayırdığımız bütce kısıtlı. Bu tip işlere cok uzak olmadığım gibi cokta yakın sayılmam, bütün web sayfayı kendim kurmayı denesem başarabilir miyim?
0
dirildimde geldim
(20.02.25)
Bence Wix ile çok basit şekilde kurabilirsin. Ya da chat.com üzerinden dört başı mamur bir prompt ile websitesi tasarlamak için birkaç parça kod hazırlatıp onlar üzerinden yapabilirsin.
0
vedatchilipeppers
(20.02.25)
@vedatchilipeppers Wic direk işime yaradı cok tesekkurler
0
🌸dirildimde geldim
(20.02.25)
tahtakafa
(20.02.25)
Wordpress + woocommerce. Tek tıkla kurarsın. Sadece domain ve hosting kiralarsın.
0
Mehmettheslim
(20.02.25)
hocam wix vb platformlarla yaparsınız ama verim alamazsınız. E-ticaret konusunda seo çok önemli. Wix bu konularda limitli.

Farklı eklentiler kurabilmek vs önemli.

Denemedim ama ikas fena durmuyor bu konularda.
0
anten
(21.02.25)
(5)

plakaya yazılan cezayı ödemezsem ne olur?

deartheodosia
aracı kullanmadığım bir gün için ceza yazılmış. itiraz da etmedim, gözümde çok büyüdü ve itiraz etsem de sanki bi şey çıkmayacak gibi hissediyorum. bu cezayı ödemezsem ne olur?
aracı kullanmadığım bir gün için ceza yazılmış. itiraz da etmedim, gözümde çok büyüdü ve itiraz etsem de sanki bi şey çıkmayacak gibi hissediyorum. bu cezayı ödemezsem ne olur?
0
deartheodosia
(19.02.25)
Aracı kullanmadığınız bir günse park cezası olabilir, değilse gidip itiraz edin bence.

Ödemezseniz benim taaa 2016'dan hız cezam vardı, ödemedim, faiz işledi durdu, en son da sildiler :)
0
kimlanbu
(19.02.25)
arabayı satamazsın.
cezaya faiz biner.
0
jelly bear
(19.02.25)
muayene randevusu alamazsınız.

@kimlanbu
cezayı ödemeden tuvturk'ten muayene işini nasıl hallettiniz?
0
lazpalle
(19.02.25)
@lazpalle, palakaya değil ehliyetime yazıldı ceza
0
kimlanbu
(20.02.25)
banka hesabınıza haciz konup alınır o para bir müddet sonunda.
0
anten
(20.02.25)
(11)

Siz olsanız ne yapardınız?

isiaha
Bu sabah işe giderken Ankara'da bilinen ve birden fazla şubesi bulunan bir pastanenin(Lütfen sormayın) aracı(Logosu/ismi üzerindeydi) sokağımdaki çöp konteynerinin önünde durdu. Araçtan inen engelli, gariban şoför kasayı açarak kasa kasa poğaça, açma, kurabiye vb unlu mamülleri çöpe dökmeye başladı.
Bu sabah işe giderken Ankara'da bilinen ve birden fazla şubesi bulunan bir pastanenin(Lütfen sormayın) aracı(Logosu/ismi üzerindeydi) sokağımdaki çöp konteynerinin önünde durdu. Araçtan inen engelli, gariban şoför kasayı açarak kasa kasa poğaça, açma, kurabiye vb unlu mamülleri çöpe dökmeye başladı. Şok oldum, nasıl bir tepki vereceğimi bilemedim. Yoluma devam ettim ama aklıma takıldı bu konu. Muhtemelen raf ömrü biten ürünler ama bunun başka bir çözümü yok mu? Firmaya kurumsal hesaptan mı yazı yazmalı? Sürekli olan bir şey muhtemelen ama daha verimli bir geri dönüşüm çözümü bulamaz mıyız sizce?
0
isiaha
(19.02.25)
raf ömrü dolmuş küflenmiş bayatlamış şeyleri çöpe atmışlar aslında en doğrusunu yapmışlar başka türlü eritip ısıtıp tekrar başkasına/başka canlılara verseler çok daha vahim sonuçlar olurdu ki bunu yapanlarda maalesef mutlaka vardır.
bence helal olsun denilecek davranış yapmışlar
başka türlü gıdada geri dönüşüm olayı var mı yok mu bilmiyorum tabi varsa öğrenmiş olurum bende.
0
basond
(19.02.25)
başka yerde okumuştum
bayatlamadan çalışanlara ya da ihtiyaç sahiplerine verince suistimaller olduğu için bu yola gidiliyormuş
0
mantık
(19.02.25)
olayi farkli acidan ele alacagim. beni bu denli etkileyen bisey icin oracikta aksiyon alip sorardim. obur turlu tum gun kafanda dondurmek sagliksiz.

diger cevabim: normalde eski kurabiyeleri falan ogutup ay coregi harci gibi seyler yapiyorlar. ki bence cok daha insani. bu kadar pembe kicli olmaya gerek yok. kaynaklar tukeniyor. tesekkurler.
0
buenosdias
(19.02.25)
Bazı ülkelerde Too Good To Go diye bir uygulama var burada lokantalar pastaneler falan kalan ürünleri ucuz paketler halinde satıyorlar. Bizde tutar mı bilmiyorum. @mantık'ın dediği nasıl bir süistimal bilmiyorum (alanlar el altından satıyorlar mı tekrar) ama ne kadar olursa olsun çöpe dökmekten daha iyi gibi geliyor bana.
0
peki madem
(19.02.25)
Normalde diger pastaneler gibi raf ömrü bitmiş bu ürünleri çöpe degil de makineden geçirip kek ve pogaca hamurunun içine katmanları lazımdı. Bunu yapmadıkları için gözünüzü tuhaf gelmiş olabilir
0
limonlu eksi
(19.02.25)
aşırı normal. askeriyede de artan yemekler böyle dökülür. dışarı çıkmasına izin verilmez.

israf mı israf. ama belli sebepleri var.
0
jelly bear
(19.02.25)
izmir'de hilton yiyecek artıklarını hayvanat bahçesine verirdi.
burada tatlı, doymamış yağlar ve işlenmiş şekerden bahsediyoruz. hayvanlar için zararlı. insanlar için de zararlı. yine de çöpten sokak hayvanlarının yiyeceğini biliyorlar ama işte vicdan rahatlatıyordur.

doyuran, ay çöreği vs yapılacakları yapmışlardır.
belki kurutup kruton yapmışlardır. bu tip işletmeler bu konuları bizden daha iyi biliyorlardır.
5 yıldızlı otellerin açık büfelerinde olanları bir gıda müh ispiklemişti.
0
janderzel zartanyan
(19.02.25)
Birisine verseler o da zehirlense suçlu olurlar, benzer bir durumda bana böyle söylendi.
0
spherical
(19.02.25)
suistimal soyle yasandi: starbucks ya da benzeri bir yerdeydi galiba. "kalanlari atilmadan once yiyebilirssiniz" diince satilabilecekleri de ortadan kaldirip "bitti" diyolar. sonra da yiyolar. bunu fark edince de iste bu uygulamadan vazgeciliyor.

uygulamalar var bitmek uzere olanlari indirimli satan mekanlar var. o sekilde deneyebilirler belki.
0
wct3 org
(19.02.25)
Araç getirip toplanması masraflıdır. Hayvanlara verilemiyordur içerikten dolayı. Yukarıda da dendiği gibi kullanılabilecek olan kullanılmıştır artık artan da atışmıştır.

@wct3 org +1 Bu tip "çöpe gitmesin" yaklaşımları hep sağlam ürünlerin çöpe gitmesi ile sonuçlanıyor. Bir zincir markette benzer şekilde güzel bir şekilde taze ürünleri poşetleyip bayat diye çöpe attıktan sonra çöpten alıp evine gidenler vardı. O yüzden çöpe atma süreci de sıkıntılı. Bir inşaatta (ki inşaatın işlerindeki artanların/çöplerin bir kısmı para eder) çöpleri toplarken çıkan kablo artıklarını alıp alamayacağını soran işçiler olmuştu. Ben izin verince döşenmiş kablolara hasar verip ya da bir kısmını kesip onlar yeniden döşenirken çöp diye toplamaya çalışmışlardı.

Sen yeter ki birine böyle bir konuda yardım et. 1 hafta olmadan pişman ediyorlar.
0
nawar
(19.02.25)
hocam bunu sadece o işletme yapmıyor emin olun.

Sabah 7-8 gibi ya da akşam 10buçuk gibi marketlerin önünden geçerseniz, çöplerin yanına konmuş kasa kasa gıda görürsünüz. Çoğu da yenebilecek halde daha bayatlamamış oluyor.

Eskiden işletmeler bunları çalışanlara dağıtıyordu. Ama çok suistimal edildi. Yani kasa kasa meyveyi sisteme bayatladı attık diye yazıp arka kapıdan elden satan market çalışanları var maalesef.

yine bazıları insaflı davranıp insanların bir şekilde alabileceği yerlere koyuyor sokaktaki insanlar alsın diye çöpe atmıyor da.

Yurtdışında bazı ülkelerde bu konseptte restoranlar var mesela. Restoranın belli bir menüsü yok.

Anlaştığı marketlerden son kullanma tarihi o gün olan ürünleri alıyor, o gün yemekleri o ürünlerle yapıyor.

Hem daha ucuza satıyor (Genelde öğrenciler vs tercih ediyor, bizdeki esnaf lokantası mantığı) hem de israfı azaltıyor.

Ama bu da zor türkiye'de çünkü gıda güvenliği konusunda sıkıntı var. O gün tüketilecek ürünleri kim bilir kaç gün servis eder restoranlar.
0
anten
(20.02.25)
(3)

Mantarlar neden yetismiyor

optimistbakunin
Selam bi posete topragi samani ceri copu bastim. Marketten aldigim mantari da parcaladim attim ama yetismedi. Ben mantari nasil yetisitirip cogaltabilirim. Kultur mantari yerim var. Hazir kitler satiliyor ondan mi almaliyim her seferinde spor falan mi alacagim bu kendi kendine cogalmiyor mu ne degis
Selam bi posete topragi samani ceri copu bastim. Marketten aldigim mantari da parcaladim attim ama yetismedi. Ben mantari nasil yetisitirip cogaltabilirim. Kultur mantari yerim var. Hazir kitler satiliyor ondan mi almaliyim her seferinde spor falan mi alacagim bu kendi kendine cogalmiyor mu ne degisik bir sey
0
optimistbakunin
(16.02.25)
Kültür mantarı çoğunlukla spor üretmiyor ve ürettikleri sporlar da çoğalma için yeterli olmuyor. Hazır kit en mantıklısı.
0
cemallamec
(16.02.25)
Piyasada satılan kültür mantarlarının geneli tam olgun değil, daha lamelleri bile açılmamış oluyor. Bunların olgun halleri portobello adıyla satılıyor ancak burada mantarın hala aktif olarak yeterli spor üretip üretmediği bir problem, çünkü toplandıktan siz mantarı satın alana kadar geçen sürede sporlarını salıp metabolik faaliyeti bitmiş olabiliyor.

Bir de sadece samanı çeri çöpü karıştırmanız yetmeyebilir. Kültür mantarı kompostta yetiştiriliyor. Karışım yapmak sağlıklı bir kompost için yeterli olmayabilir. Kompostun oluşumu bir süreç istiyor.

Mantarlar bitki değil, bitki gibi düşünmemelisiniz. Bitki toprağı tutunmak ve bazı mineralleri almak için kullanıyor, esas besinini güneşten ve havadaki karbondioksitten elde ediyor. Mantarlar bağlı oldukları substrata ve ekosisteme çok bağımlı. Nem koşulları vs. de hayati öneme sahip.

Kısaca o kadar çok yerde yanlış yapıyor olabilirsiniz ki yazdığınız kadarıyla bir şey söylemek çok zor.

En azından kullandığınız mantarların spor üretip üretmediğini görebilirsiniz. Mantarın sapını çıkarıp başını lamelleri aşağıda kalacak şekilde bir kağıda koyun ve hareket ettirmeyin. bir gün beklesin. Ürettiği sporlar kağıtta birikip görünür hale gelir. Eğer spor yoksa veya çok azsa sorun bu olabilir. Eğer spor varsa kompostta veya iklim şartlarında sorun olabilir.
0
akhenaten
(16.02.25)
kültür mantarı dediğimiz beyaz şapkalı mantar. Onun için örtü toprağı lazım. Beyaz şapkalı yetiştirmek için kompost hazırlıyorsunuz. Üstüne toprak örtüyorsunuz. Toprağın da özellikleri var.

Beyaz şapkalı yetiştirmek biraz zor ve zahmetli.

O dediğiniz kompost içinde mantar yetiştirme yöntemi istiridye mantarında işe yarıyor. O kompostun da belli özellikleri var koymanız ve koymamanız gereken malzemeler var.

Bu arada mantar yetiştirmek doğru şartları sağladığınızda kolay, ama şartları sağlaması kolay olmayan bir iş.

Bir defa çok nem istiyor. Eve koşullarında o nemi sağlamak kolay değil. ya da birkaç saatte bir sulayacaksınız.
0
anten
(17.02.25)
(13)

kiracı kiralık ev

hknty
şimdi bir kiralık ev var. evin kirası piyasanın çok altında. eski bir ev. ondan da dolayı sorun çıkarıyor. yakında kira zammı konuşulacak kiracıyla. şimdi şöyle bir durum var. kiracı pek zam yapmaya yanaşmıyor genelde. önceki yıllar kuruş hesabı yapıyordu. ancak evle ilgili sorunlarda bu benim hakkı
şimdi bir kiralık ev var. evin kirası piyasanın çok altında. eski bir ev. ondan da dolayı sorun çıkarıyor. yakında kira zammı konuşulacak kiracıyla. şimdi şöyle bir durum var. kiracı pek zam yapmaya yanaşmıyor genelde. önceki yıllar kuruş hesabı yapıyordu. ancak evle ilgili sorunlarda bu benim hakkım tavrına girip çok şey istiyor. bu yıl hesapladım. kiracının istediği şeyleri yapınca neredeyse aldığım kiraya yakın. hatta her istediğini yapsam ödediği kiradan daha fazla masraf istiyor. bu noktada evi kiralamaktansa boş tutmak daha mantıklı. ama çıkarmak ve zam yapmamak zor olacak. uğraştıracak. ne önerirsiniz? kiracı 5 yılı geçti. kira tespit davası vs. olabilir ama uğraştırıcı. neler öneriyorsunuz. kiracının maliyetini çıkarınca ayda 1000 lira gibi bir getirisi oluyor.

amacım tartışma çıkarmak değil lütfen ev sahiplerini paragöz olarak gören yazmasın. hesap ortada.
0
hknty
(16.02.25)
devletin açıkladığı oran neyse onun üzerinden yatır diyeceksin sadece hocam, bu kadar. yatırmazsa ihtar ve sonrasında icra. 5 yıl dolduysa kira tespit davası. ödemezse 2. ihtardan sonra sanırım tahliye davası da açılabiliyor. yüz göz olmaya gerek yok.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(16.02.25)
önceki yıllar pek zam yapmadığımız için şu an çok düşük. resmi rakamı yapsak bile baya düşük kalıyor. önceki yıllar pek sorun etmedik en azından ucuza otursun maliyeti olmasın diye ama bir şeyler talep edince artık maliyeti aşmaya başladı. şu an evin boş kalması daha karlı. kira tespit davası var ama uzun bir süreçmiş sanırım. bu sürece giren var mı? ya da tahliye davası açabilirim. (kalabileceğim başka evim yok) çünkü mahkeme masrafına, koşturmacasına katlanacaksam en azından kökten çözülsün diye düşünüyorum.

bir de şu konuda bilgisi olan var mı? kira tespit davası açmadan kiracıyla kirayı arttırma konusunda konuşmak gerek sanırım. şu an tüfe üzerinde artması için anlaşırsak daha sonra vazgeçerse farkı talep etme hakkı olur mu? böyle olursa direkt dava yoluna gitmek daha mantıklı. öyle olursa da onla uğraşmışken direkt tahliye davası açmak daha mantıklı.
0
🌸hknty
(16.02.25)
Evinizde resmen bedavaya oturan, bencil, kötü niyetli bir kiracı söz konusu. Yerinizde olsam asla hiçbir isteğini yerine getirmez, eğer bütçem varsa o evin emsal aylık kirası ne ise 6,7 ay ile çarpıp kendi rızasıyla çıkması için vermeyi teklif eder, kabul etmezse kira tespit davası ve tahliye davasını eş zamanlı olarak açacağımı söylerdim. Buna rağmen kabul etmezse de davaları açardım.

Emin olun her türlü senaryo, şuan içinde bulunduğunuz durumdan daha karlı olur.
Yukarıda bahsettiğim şekilde bir kiracıyı yakın zamanda çıkarttım. Üstelik kira tespit davası açma hakkım henüz yoktu. Kimse alacağı toplu bir para varken, haksız çıkacağı iki tane davayla uğraşmak istemez. İsterse de finalde yine siz karlı çıkarsınız.
0
fobfilm
(16.02.25)
evle ilgili oluşan sorunları kendi karşılasın. 5 yılı geçmiş, evdeki eşyalar da doğal olarak veya kullanım kaynaklı eskiyor. yaptırmaya param yok diyin başka sorun çıkarsa.

bu kira tespit olayları tahliye süreci kadar uğraştırıcı değil sanırım. belki o opsiyonu tekrar gözden geçirmelisiniz.

herkes adil olmalı. kiracı da ev sahibi de. her ev sahibi zengin olmuyor ya da emlak kralı değil. bizde ev sahiplerine karşı "zamanında ohh kebap şekilde aldı evi, kaçak yere ev yapıp sonra müteahhite verip zengin oldular" diye genel bir algı var. açıkçası altı boş bir argüman değil bu ama yine de herkes için de geçerli değil.

ev kirası gelir değildir. ama durduk yere kiracım var diye ekstra bir gider de olmamalı. dediğiniz gibi boş bırakmak daha karlı oluyor bu durumda.

en mantıklı davranış kira tespit davası gibi geliyor. evle ilgili sorunlara da kulak tıkamanız gerekebilir.
0
biseysorcaktim
(16.02.25)
Evin içine 1 lira bile masraf yapmayın. Sizin rızanız dışında iş yaptırıp kiradan düşmeye kalkarsa kira ödenmediği için tahliye davası açın. Her halükarda kira tespit davası açın.
0
bak raist tavsanciklar
(17.02.25)
Eğer çıkartma durumu yoksa, direkt rayiç kira bedelini belirleyip, ihtar çekin ve davayı açın. Maalesef süreç çok uzun ama başka türlü kirayı artırma durumu yok.

Eve de şimdilik hiçbir yatırım yapmayın. Bu tipler böyle, sessiz kaldıkça tepenize binerler. Kirayı eksik vs. yatırırsa direkt ihtar çekin. Eliniz güçlenir.


.
0
kartallar yuksek ucar
(17.02.25)
Karşındaki iyi niyetli değil. Dolayısıyla hakkını sonuna kadar savunman lazım.

- Kira tespit davasını hiç zaman kaybetmeden aç. Uğraştırıcı değil, avukatına vekaletini verirsin tüm işlemleri halleder. Sadece zaman alıyor yani örneğin bir yakınım geçen sene mayıs gibi dava açmıştı, bu sene Temmuz gibi kazanmış olacak sonra da istinaf bekleyecek. Öncelikle bir an önce davayı aç süreci başlat. Bildiğim kadarıyla kira tespit davalarında kazanan taraf sen olduğunda kiralar geçmişten günümüze kadar hesaplanıp faizli bir şekilde kiracıya fatura çıkartılıyor. Açıkça bu kirayı kabul etmediğini, mahkemeye başvuracağını söyle.

- Geçmiş ödemeleri kontrol et. TÜFE zammını yapmadıysa, kirayı 1 TL bile olsa eksik yatırdıysa, EFT masrafını kiradan düştüyse bile sen haklısın. Hemen ihtar çek.

- Üzerine o şehirde başka bir konut yoksa tahliye davası da aç.

- Eve kesinlikle 1 TL bile harcama. Önerilerim bunlar.
0
Lethe
(17.02.25)
Selamlar, hocam ben tarafsız bir yerden yazacağım size.

Ev kiralama bir alışveriş. Ev alıp kiraya vermek de bir yatırım. Aşağıdakini lütfen tartışmak için yazmadığımı bilerek okuyun. Sadece bu konudaki bakış açınızı değiştirirseniz hem bu kiracıyla hem de ilerdeki kiracılarla daha mantıklı bir noktada yönetirsiniz süreçleri.

Şimdi her yatırım gibi bunun da riskleri var. Her zaman aynı getiriyi sağlayamama ihtimali var. Maalesef Türkiye'de bu anlaşılamıyor özellikle ev sahipleri tarafından. Evin sürekli çok değer kazanması ve sürekli çok kira getirmesi gerektiğine inanıyorlar. Öyle bir durum yok maalesef. Enflasyona vurunca birçok evin satış değeri, alış değeriyle kafa kafaya çıkabiliyor. Ya da biraz üzerinde. Fiyat enflasyon yüzünden artsa bile.

Siz bir kira kontratı yapıyorsunuz. Adı üstünde sözleşme. Belli şartlara ve belli durumlara göre karşılıklı sözleşiyorsunuz. Burada sizin de kiracının da belli hakları ve uyması gereken kurallar var.

Kiracının en temel uyması gereken şey kirayı eksiksiz ve gününde ödemesi. Bunu ödediği sürece evin kullanım hakkını sözleşme boyunca elinde tutar.

Gelelim zam oranına.

Bu kontratta belli. Siz insiyatif kullanarak bu oranın altında zamlar yapmışsınız geçmişte. Ya da %25 şartından bahsediyorsanız o da devletin belirlediği bir oran. Kontratta tüfe yazıyor olabilir. Ama tüfeyi kontrol etmek için tuik'in sitesine girdiğinizde emlak kira için tüfe oranı %25'tir yazdı iki sene boyunca. Yani resmi kaynak öyle diyor.

Evin kirası piyasasının altında kalıyor konusu biraz subjektif. Çünkü sizin sözleşmenizde kira miktarı mahalledeki evlerin kira miktarına göre belirlenir yazmıyor. Ev sahibi olarak düştüğünüz ikinci hata da burada. Birçok ev sahibi buna benzer taleplerde bulunuyor, işte etrafta kiralar çok arttı. Ya da sen maaşına şu kadar zam aldın. Ya da "ben de kira ödüyorum, benim kiram şu kadar oldu". Sözleşmede kira maddesi artışı neye göre yapılacak belli. Bunlar konu dışı. Adam isterse ayda 1 milyon tl maaş almaya başlasın. Bu kirasını etkilemez. Ya da sizin kiracınız 10 liraya otururken karşı komşunuz 100 liraya kiracı buldu diyelim. o sizi bağlamaz.

Civardaki konutlar ne zaman tartışmaya girer? Kira tespit davası olduğunda.

5 yılı geçtiği için bunu kullanabilirsiniz. Süreç biraz uzun sürebiliyor. Genelde sonuçlandığında da geriye dönük bile beklentinizi tam karşılamayabilir. Sadece manevi bir tatmin yaşarsınız.

Başka eviniz yoksa, "ben oturacağım" diyerek kiracıya tahliye davası açabilirsiniz. bu da uzun sürer. Bir de kira tespit davası açtığınız için tahliye davasının ciddiyeti sorgulanabilir. Karşı tarafın avukatı direkt buna oynar.

Evle ilgili taleplerden bahsedilmiş. Ev sahibinin demirbaşlarla ilgili belli sorumlulukları oluyor. Kiracı bazı tadilat taleplerinde bulunabilir (bu ne kadar kira ödediğinden ayrı bir konu). Ev sahibi de borçlar kanununa göre bu tadilatları karşılamak zorunda. Tabii kiracıdan kaynaklı bir kusur olması durumu ayrı. Atıyorum kombi bozuldu. Ev sahibi yaptırmak zorunda. Ama kombiyi kiracı bozdu diyelim o ayrı. Tavan akıtıyor. Ev sahibi yaptırır gibi gibi. Kiracı bunları size bildirdi ve karşılık alamadı diyelim.

Gidip kendisi bir tamirci bulur. Yaptırır ve maliyeti sizden tazmin edebilir. Örnekleri var.

Uyanık bir kiracı şunu yapabilir. Zaten sizin bu taleple geleceğinizi düşünerek, evde sizin karşılamanız gereken tadilatları birkaç kez yazılı bildirdikten sonra sizden yanıt alamayınca gider bir ustaya yaptırtır. Faturayı da biraz şişirtir. Ustanın canına minnet. Yani sizin talep ettiğiniz zam farkını, size ödetebilir. Hatta sizin ihmaliniz yüzünden sıkıntı yaşıyorsa, atıyorum tavanı akıyordur eşyaları zarar görmüştür, kombi çalışmıyordur "hasta oldum" diyebilir gibi gibi. Bunlarla ilgili tazminata da götürebilir.

Tablo sinir bozuyor ama bunları bilmek ve anlamak önemli.

Bu da ev sahiplerinin düştüğü ikinci yanlış. Alakasız konuları birbirine karıştırmak. Kiracının düşük bir kiraya oturması, sizin evle ilgili sorumluluklarınızdan muaf olduğunuz anlamına gelmiyor.

Durduk yere daha büyük maliyetlerle muhattap olabilirsiniz.

Şimdi diyebilirsiniz ki, ben ne yapacağım?

-Kira tespiti talep edebilirsiniz. Bu biraz zaman alır. Ama günün sonunda muhtemelen civardakine yakın bir yere gelme ihtimali var. Ama yine sizin beklediğiniz oranda bir zam olmama ihtimali de var.

-Evi devretmek de çok kullanılan bir yöntem. Ama ben olsam buna kesinlikle niyetlenmem. Ev üstünüzeyse eşiniz üstüne, çocuklarınız varsa onlar üstüne, anne baba üstüne devredediyor satış gibi gösterip birçok ev sahibi. Evin yeni sahibi kiracıya tahliye davası açabilir. Ama burada da riskler var. Sonuçta kendi malınızı birinin üstüne yapıyorsunuz. Geri vermeyebilir. Allah gecinden versin bir vefat durumu olabilir. Dünyanın binbir türlü hali var. Boşanma olabilir, küslük olabilir. Başkası gibi anlatalım. A kişisi evi verdiniz diyelim bir aile büyüğüne. Kiracı tahliye konusu 1 sene sürdü diyelim. O arada da vefat etti. Sizin de 6 kardeşiniz var. Bir anda o ev 6 kardeşin mirası oluyor. kardeş bile olsa herkes iyi niyetli olamayabiliyor.
Bir de evi devretme işi de maliyet. Sonuçta 0 lira bile olsa rayiç üstünden bir tapu masrafı ve vergi çıkıyor. Evi verdiniz maliyet. Geri aldınız yine maliyet.

-Bence bir orta yolda uzlaşmaya çalışın. Bu konuda yapılabilecek en mantıklı hareket bu.

-Bir sonraki kiralamada da olası ihtimalleri enflasyonu vb göz önünde bulunduararak bir fiyat belirleyin. Yani bu yıl 10 liraya verdiniz evi diyelim. Önümüzdeki 5 senenin enflasyonlarını hesaplayın, o ihtimali de düşünerek 5 yıllık ortalam kiranızı bulun. Bu yeterli mi değil mi onu bilerek yönetin kiranızı. Bunu chatgpt'ye bile yaptırabilirsiniz kabaca. En azından ne alıp ne vereceğinizi bilirsiniz. Ama bu hesabı yaparken merkez bankasının tahminlerinin biraz üzerine çıkın. Çünkü o tahminler iyimser tahminler oluyor. Zarar etmeyin. Bu hesap kesin bir sonuç vermez ama en azından belli bir mantıkta kira belirlemenizi kolaylaştırabilir.

-Dediğim gibi uzlaşmak, net bir plan koymak en temizi. Biraz siz talebinizi düşürün, biraz da onun çıkmasını bekleyin. Bir orta yol bulursunuz.
0
anten
(17.02.25)
@eileengray +1
Kira tespit davası açtığınız andan itibaren dava geç sonuçlansa bile geriye dönük belirlenen kirayı toplu halde alabiliyorsunuz. Üstelik açacağınız iki davada da haklı olduğunuzdan kiracı dava masraflarını, avukatınızın vekalet ücretini ve kendi avukatının ücretini ödeyecek. Yani süreci uzatmak ister ve uzatabilir ama sonunda ona maliyeti toplu halde ödeyeceği 400-500k civarı olabilir.
Size karşı bu kadar düşüncesiz davranmasının altında bu gerçekleri bilmemesi veya sizin bu davaları açmayacağınızı düşünmesi yatıyor olabilir.
0
fobfilm
(17.02.25)
5 yılı geçtiyse kira tespit, ev eski ama tadilat sorunu olmayacak kadar yeniyse bahsettiği işlemlere ve gerekli diğer yenilemelere bağlı tadilat sebebiyle tahliye. Sonra da tekrar oturmak için gelince yeni kiradan oturmaya devam etsin. Siz de senelik olarak açıklanan oranda zam yapın, oturduğu süre boyunca tekrar tadilat konusu da açılmamış olur. Yeni kirayı kabul etmiyorsa da başka yer bulur artık kendisine.
0
nawar
(17.02.25)
@anten temelde şunu demişsiniz. hukuki olan bu. yasa neyse onu yapıyor kiracı. ancak yasa hayatın gerçeklerine uymuyorsa, aksaklığa sebep oluyorsa uygulanamaz ya da değişmesi gerekir. yasa öyle başka bir şey yapamam demek aksaklığı aklamak oluyor.

kombili evde kira 1000 lira diyelim. kombi bozulsa 15 bin lira masrafı var. ev sahibinin başka geliri yok diyelim nasıl yaptıracak bunu? bunu hukuki olarak çözün o zaman. olmuyor değil mi? kiracı yasa neyse ona uyuyor demek bir kılıf bulmak açıkcası. yasal da olsa mantıksız bir şeyi insanlara dayatamazsınız. o zaman bu anlaşmaya baştan varmazlar. şu an kiracının tahliye edilmesi 3 yıl mu sürüyor? o zaman kimse evini kiraya vermez. herkes mağdur olur.

temel sorun da temelde bu zaten. şu an kiracının bu düşük kirayı ödemesi yasal mı? evet. ben o tadilatları yapmak zorunda mıyım? evet. bu durumda ben de tahliyesini isterim ve evi bir daha kiraya vermem. mantıksız şeyleri "hukuki" diye savunmayın. hukuki olan şey aksaklığa ya da başka sorunlara sebep oluyorsa savunulacak bir yanı yoktur. bu sadece arkasına saklanmaktır.
0
🌸hknty
(17.02.25)
@hknty

hocam haklısınız siz ev sahibi olarak. Kiracı da kendi açısından haklı bazı konularda. Mantıklı ya da mantıksız demedim sadece borçlar kanununa göre yasalar çerçevesinde durum bu onu özetledim. Bunu bilerek hareket etmek, ona göre önlem almak, ona göre sözleşme yapmak sadece bu sıkıntıları daha az yaşama ihtimalini sağlayabilir onu anlatmaya çalıştım.

Bir sonraki kiralamanızda bunlara noktalara göre bir sözleşme yapabilirsiniz diye yazdım o detayları.

Yani bunu mantıklı bulsak da bulmasak da, kiracı "ben eve tadilat yaptırdım, ev sahibine de 3 kere yazılı bildirdim ilgilenmedi," diye size fatura edebiliyor. Şimdi bu konuda istediğimiz kadar mantıksız diyelim o parayı icra yoluyla talep edebilir. Bunla uğraşmak istemezsiniz.

O yüzden diyorum bu tip işleri kendi mantık süzgecimizle değil, iyi bir avukat ya da sorumlu gayrimenkul danışmanıyla (düz mahalle arası emlakçı değil) yapmak lazım.
0
anten
(21.02.25)
'kombili evde kira 1000 lira diyelim' diye başlayan bir örnek verilmiş. Sadece ona cevap vermek için yazıyorum. İsteyen eksileyebilir.

Ben de başka bir örnek vereceğim. Ancak önce konut kiralamanın tanımını yapalım.
Kiracıya, ilk yıl senin belirlediğin, sonraki yıllarda da devletin belirlediği miktarda artan bir ücret karşılığı 10 yıl bir adet konut konforu sağlamayı taahhüt etme işi.
Bu bir yatırım şeklidir ve sen kar da edebilirsin zarar da.
Kombi tamiri 15 bin olursa denmiş. Başka bir örnek veriyorum. Herkes arabasını kaskoladı, bir sel geldi, bütün arabalar pert. Kasko şirketi diyor ki, Elde yok avuçta yok, mal mülk satmadan ödeyemem, kalan aidatınızı ödeyeyim gidin. Olur mu, olmaz. Birileri sistem içinde zarar edebilir, birileri batar, asla sistem çökmez. sistem bir çıkışını bulur, Serbest piyasa ekonomisinin mantığı budur zaten, böyle yürür. Hukuk esastır.
Ama şu mağdur oluyor, mantık yürütelim, hukuk her olayı çözmüyor mantığı yanlıştır.
0
Mirket
(21.02.25)
(10)

Beşiktaş'tan ev almak ya da almamak

chicha_v2
Şu an oturduğumuz apartmanda üst çapraz dairemiz satılık.Biz 5. yıla girdik ve ev sahibi geçen sene birkaç bin daha fazla istemişti biz yine enflasyonun çok üstünde ama onun istediği tutarın altında bir zam yaptık geçtik. Sesini çıkarmıyor ama rayiç bedel davası falan açabilir. Şu an oturduğumuz ev
Şu an oturduğumuz apartmanda üst çapraz dairemiz satılık.

Biz 5. yıla girdik ve ev sahibi geçen sene birkaç bin daha fazla istemişti biz yine enflasyonun çok üstünde ama onun istediği tutarın altında bir zam yaptık geçtik. Sesini çıkarmıyor ama rayiç bedel davası falan açabilir. Şu an oturduğumuz ev 3+1 150 metre kare civarı gayet güzel bir ev.

Bina ise depremden birkaç sene önce yapılmış ancak bulunduğu konum sağlam (altı kaya) ve gerek ev sahibi gerekse diğer malikler, emlakçı vs. buranın o zamanın en düzgün, en iyi apartmanı olduğunu söylüyor.

Kat irtifaklı, o zamanlar müteahhit ölmüş vs. derken sonra uğraşan olmamış kat mülkiyeti alınmamış. Şu an da alınması için bir talep vs. yok ama iskan var.

Satılık olan ev ise bir süredir boştu şu an kiracı var ve 20 bine oturuyormuş. Orası 2+1 90 metre kare falan ama güneş görüyor içi de fena değil gayet oturulur yani. Fiyat olarak da 6 küsür yazmışlar ama satan emlakçı 6'ya bırakırlar dedi. Daha aşağısı olmazmış.

Bizim ise kendimizi zorlasak (arabayı satıp, altınları bozdurup) 4-4.5 milyon gibi bir paramız var. Kalan tutarı kredi çeksem 10 değil de 5 yıl olarak alsam bile şu an neredeyse zorlanmadan ödeyebiliyorum.

İstanbul'dan ev almak gibi bir planımız hiç yoktu ama bu daire biraz uygun geldi. Deprem vs. olsa dahi Beşiktaş'ta bir yerimiz olacak. Fiyatlar bir süredir yatay, en ufak bir kur veya faiz hareketliliğinde konut fiyatları yukarı ivmelenir gibi geliyor.

Kiramızın iki katı gibi bir tutarı krediye ödeyeceğim beş yıl öyle söyleyeyim.

Bu durumda böyle bir evi almak sizce mantıklı mı?

Oradan bir daire alacağına şuradan iki daire al veya alma diyeniniz olur mu?
0
chicha_v2
(12.02.25)
alın geçin hiç affetmeyin. tanıdığınız bildiğiniz apartman olması çok güzel. arabayı satmayıp onun parası yerine de kredi çekebilirsiniz. arabasız da kalmayın madem bu kadar rahat ödenebiliyor kredi.
0
asap raki
(12.02.25)
@asap Arabayı satmadan zor hocam araba fiyatı kadar krediyi eklersem o zaman zorlanırım ve geri ödemem de çok olur. 1.5 milyona 3 milyon ödüyorum ama 3 milyona 6 ödemem lazım aylık taksit de boyumu aşar o zaman.

@arbre Muaf demedim. Altı sağlam ve yapılırken de sağlam yapılmış. Bizim ev sahibinin eşi diktirmiş binayı. He yıkılmaz demek değil bu onu Allah bilir.
0
🌸chicha_v2
(12.02.25)
Ben olsam hemmen alırım (çift m ile)
0
Mirket
(13.02.25)
Besiktastaysa %99 bitisik nizamdir yani sagindaki solundaki binalarda da sıkıntı olabilir. Oyle ev sahibinin esi diktirmis falan inanmayin biz de muteaahhit binada oturuyo ya saglamdir dedik karot alinmasiyla binanin bosaltilma karari bir oldu bitisik nizam falan da degildi 4 katli normal bir binaydi. Deprem oncesiyse alti kaya vs bos is onlari gecin. Altinda kalmak istiyosaniz alin. Hele besiktas gibi bir semtte sizi bulamazlar bile enkaz altinda
0
matilda
(13.02.25)
Almazsan pişman olursun

Malesef enflasyonist bir ulkedeyiz

O paraya gidip Avrupa'da ev alıp oturum hakkı alabilirsiniz ayrıca
0
topkapiaksaray
(13.02.25)
İstanbul'da evi olan kime sorsan "bizim ev sağlam yahu altı da kaya" der, hiç sekme bu :)

99 öncesi binaların nerdeyse tamamı riskli yapı. Kullanılan beton, demir (celik) hiçbiri şu an kullanılmıyor.

@matilda güzel noktaya deginmis, bitişik nizamsa bir de ve katların hizalari aynı değilse binanın istediği kadar sağlam olsun, sağındaki solundaki sizinkini dove dove yıkar..

Öyle ya da böyle alayım ben, kentsel dönüşüme de girse her türlü kar ederim fikri varsa..

Binadan birinin kafasına esip karot aldırıp (99 öncesi bina %99 çürük çıkar) binaya yıkım kararı gelirse bunun geri dönüşü yok. Bir de binada kentsel dönüşümde uyumsuzluk cikaranlar varsa, Beşiktaş'ta binanız senelerce atıl durumda kalabilir -ne satabilirsiniz ne de kira geliri yatırım tamamen boşa hissi- (tam da Beşiktaş'ta besiktas'in en guzel yerinde ailemizden birileri ne yazık ki bu sorunu yaşıyor..)
0
makbur
(13.02.25)
mantıklı ama eski ev olduğu için ben almaya baya mesafeli olurdum. bir de kiracıyı çıkarabilecek misiniz? adam daha yeni geçmiş, onunla da uğraşmanız gerekecek.

kendiniz oturacaksanız maliyet hesabı olarak bence mantıklı, tabi beşiktaşın neresinde olduğuna göre de değişir, ama diğer koşullarda handikapı da var. yatırımlık düşünüyorsan başka alternatiflere de bakardım. bu evin kira/fiyat çarpanı da 300 ay yani 25 yıl. öyle aşırı iyi bir fiyat değil.
0
awlmi
(13.02.25)
hemen alın
0
nuisance2
(13.02.25)
Oturmak için mi alıyorsunuz yatırım için mi onu merak ettim.

Sağlamlık ve deprem konusu önemli. 99 öncesi yapılmış bir binaya soru işaretleriyle yaklaşırdım. Türkiye'de her eve sorun aynı şeyi duyarsınız:) Derler ki zemini kaya buranın, derler ki müteahhit eşine, kızına, oğluna, kendine yapmış o yüzden çok sağlam yapmış. Kimse malım kötü demez. Ona güvenmeyin yani. Moda'da bodrumda kolonu yarılmış bir ev vardı onu da zemini çok sağlam diye satmaya çalışıyorlardı.

Ev alırken lütfen insanların lafına güvenmeyin. Herkes ev sağlam der, herkes kat irtifakı hiç sorun değil der.

Bu evin bence tek artısı konumu.

Ama riski çok. Eksisi demiyorum belki bu aşağıdaki konular sorunsuzdur. Ama bu konulara en azından dikkat edin alacaksanız da.

-Bir defa eski bina. 2000 öncesi binaları kontrol için başvurduğunuz anda büyük çoğunlukla yıkıyorlar, büyük ihtimalle riskli çıkacaktır. Yani evi aldınız, birinin belediyeye başvurmasına bakar. Binada bir kiracı ev sahibine kızar çıkarken evi yıktırtmak için belediyeyi arar şaaaak yıkarlar.

-Kat mülkiyeti olmaması büyük sorun. Bir de bitişik nizam olduğunu düşünüyorum beşiktaş olduğu için. Size şöyle diyeyim, arsa tapuları bitişik evlerle bile ortak olabilir. Onu bir kontrol ettirin. Atıyorum yan binada biri kardeşleriyle miras paylaşımından tartışır. İş miras davasına döner. Kat mülkiyeti olmadığı için arsa üzerinden "mirasın yeniden paylaşımı" diye bir başlar süreç. Arsaya da şerh düşerler. Satmak istediğinizde çok uğraşırsınız. Yan binalarla ortak arsada olmasanız bile aynı bina içinde bile yaşanabilir bu sorun. Olmaz demeyin en olası ihtimal. Binadan birinin vefat etmesi, çocuklarlarının mal paylaşımında anlaşamamasına bakar.

-Bitişik nizam mı bilmiyorum ama bitişik binalar istanbul'da çok riskli. Çünkü herkes kafasına göre yapıyor hatta şöyle diyeyim, binalarınızın duvarları bile ortak olabilir. Yukarda da yazmışlar, çok sıkıntılı. Eviniz sağlam olsa bile yandaki ev sorun olabilir. Bir de beşiktaş gibi yerlerde kentsel dönüşüm sorun. Çünkü arsalar küçük, müteahhitler aynı anda 2-3 binayla girmek istiyor o yüzden. Ondan sonrası şenlik. O yüzden zaten bu rezerv alan yasası çıktı. Devlet bir anda diyor ki burası rezerv alan komple bu 3-4 sokağı komple yıkıyorum. Beşiktaş, şişli, kadıköy gibi sıkışık bölgeler için var o düzenleme. Çünkü başka türlü çözülemiyor kentsel dönüşüm işi orada.

-Allah korusun deprem konusunda da yazmışsınız... Allah korusun depremde yıkılsa bile en azından beşiktaşta yerim olur diyorsunuz muhtemelen. O iş öyle olmayabiliyor. Bir defa rayiçten hesaplanır zararınız. Sonra devlet size gelip şunu diyebilir, kardeşim senin mülkünün rayiç bedeli buymuş. Ben sana aynı değerde konut yapıyorum. Ama nerde yapıyorum? Esenyurtta yapıyorum.

-Beşiktaş gibi bölgeler zaten merkez bölgeler. Buraların artık yukarı gitme hızı o kadar hızlı olmuyor. Elbette artabilir kredi faizleri düşünce. Ama mesela yeni gelişen bir bölgenin değerlenmesiyle, zaten oturmuş bir bölgenin değerlenmesi aynı olmaz. Örnek: ataşehir, çekmeköy. Ataşehir'in 10 yıl önceki değeriyle bugünkü değerine bakın. Bir de beşiktaşa bakın. Ataşehir gelişen bir bölge olduğu için normal artışların üstüne bir de o gelişimin artışını ekleyebildi.

Ben olsam bu fiyatlarda biraz daha merkeze uzak ama gelişen bölgelere de bakardım. Mesela anaolu yakasında ataşehir, mesela çekmeköy, mesela ümraniye, mesela göztepe'nin e-5'e yakın tarafları, mesela üsküdar'ın altunizade'ye yakın kısımları, maslak seyrantepe tarafları gibi.
0
anten
(13.02.25)
Zaten aynı binada oturuyorsanız, alınır.


.
0
kartallar yuksek ucar
(13.02.25)
(9)

Evlilik teklifi için Tek taş

kel aynak kusu
Selamlar.. açtığım ilanlar arasında cevapları en dikkatli okuyacağım duyuru bu olacak sanırım. Uzatmayayım,Evlilik teklifi için tek taş yüzük alma niyetindeyim. Bütçem 40k civarında. Ne uçuk ne de sönük olduğunu düşünüyorum.Sizce nereden bakmalıyım? Zincir markalar mı yoksa butik mücevherciler mi? G
Selamlar.. açtığım ilanlar arasında cevapları en dikkatli okuyacağım duyuru bu olacak sanırım. Uzatmayayım,

Evlilik teklifi için tek taş yüzük alma niyetindeyim. Bütçem 40k civarında. Ne uçuk ne de sönük olduğunu düşünüyorum.

Sizce nereden bakmalıyım? Zincir markalar mı yoksa butik mücevherciler mi? Genel olarak Dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir?

Bağlamı içinde olduğu sürece her türlü öneriye açığım, şimdiden kıymetli fikirleriniz için teşekkürler
0
kel aynak kusu
(02.02.25)
geçen sene içinde evlenen 2 yakın arkadaşımı alıp kuyumcu ve takı tasarımcı arkadaşıma götürdüm. isteklerini ilettiler ve ona göre bir tarz yaratıldı. ikisi için de daha özel oldu.

size de tavsiyem budur. direkt kuyumcu atölyesine gidip isteklerinizi anlatın, size özel bir yüzük yapacaklar. arada mağaza-marka olmayacağı için boş yere fazla para da harcamayacaksınız.
0
MtKrt
(02.02.25)
Gia sertifikali 0.5 karat yeter. 900 dolar fiyati var ist de.

Edit: d renk ve oval aliniz.
0
die fetten jahre sind vorbei
(02.02.25)
@mtkrt kıymetli önerin için teşekkürler hocam. kuyumcu ve takı tasarımcı arkadaşınızın iletişim numarasını bana iletebilir misiniz? Ekşide mesaj alımım açık.

@die fetten hocam 0.5 karatı o fiyata nerede bulabilirim? İstanbuldayım, sanal ya da fiziken Bir kanal önerirseniz edinmek üzere iletişime geçeyim
0
🌸kel aynak kusu
(03.02.25)
forum.donanimhaber.com

bu arkadas her turlu soruya yardimci oluyor hic bikmadan.
0
arakaali
(03.02.25)
Bos yere zincir markalara para vermeyin. Sertifikasi oldugu surece taş her yerde taştir.

Zincir markada g color 0.3 karat tas parasina noname bir yerden 0.5 karat e color tas alabilirsiniz (kesim ve berrakliklari ayni olacak sekilde).

Ankaradaki su arkadastan bi kac kere aldik, duzgun bi esnaf. Fikir olmasi acisindan fiyatlarina bakabilirsiniz. Istanbul'daki versiyonu da yukarida @arakaali'nin attigi linkteki arkadas.

www.fahrikuyumculuk.com
0
brkylmz
(03.02.25)
bence hiçbir yerden hiçbir tektaş bakmamalısınız. işin maddi boyutundan sesleniyorum, hiçbir değeri olmayan bir şey. bugün 40 bine aldığınız yüzüğü olur da satmak isteseniz 7-8 bine anca satarsınız, o da belki. bu illa ileride satacaksınız anlamına gelmiyor, yanlış anlaşılmasın ama dünya hali.

zaten nereden alayım, kaç karat olsun, kesimi nasıl olsun diye düşünüp karar vermek insanı manyak eden bir süreç, safi zaman kaybı. bir de bu hedeyi taksitle falan almaya kalkanlar var ki düşman başına. yani maliyeti 3 birim olan ürün pazarlama aldatmacası ve olmazsa olmaz dayatmasıyla 50-60-70 birime satılıyor, inanılmaz bir kar marjı.
0
Improbable
(03.02.25)
@improbablenin dediği doğru, pırlantanın maalesef yatırım değeri yok. ama zaten onun için alınmıyor. evlilik sürecinde ben sana pırlanta değil altın aldım, daha iyi bir yatırım gibi bir argüman maalesef iş yapmaz. evlendikten sonra kullanırsınız bu argümanı.

pırlantada herkes genellikle karata takılıyor, yani büyüklük. ancak berraklık, renk, kesim ve büyüklük olmak üzere 4 önemli ölçüt var. bana göre renk en önemlisi, D renge sahip olan bir pırlanta küçük olsa da oldukça albenili duruyor. dolayısıyla renk ve berraklığın da belli bir seviyede olduğuna emin olun. bu 4 ölçütü bütçenize göre dengeleyeceksiniz işte.

sertifika +1. marka olmasına gerek yok +1. tanıdık bildik bir kuyumcudan, taş toptancısından almanız daha mantıklı.
0
kojonotsuki
(03.02.25)
kapalı çarşıdaki marka (zen pırlanta, atasay, blue diamond vs.) olmayan kuyumculara bakın. özellikle çarşının arka taraflarındaki kuyumcuları tek tek gezin. sertifikalı tek taş yüzükleri, marka mağazaların en az %30-40 düşüğüne alabilirsiniz. ben zamanında öyle almıştım.
0
yemrem
(03.02.25)
hocam birkaç arkadaşın örneğinden duyduğum kadınlar boyutuna tüm niteliklerden daha çok takılıyor:D

Bir arkadaşım iki seçenek arasında kalmıştı. Daha düşük kalite, ama büyük taş. Daha küçük ama pırıl pırıl bir taş.

Erkek mantığı kaliteli ama küçüğü aldı.

Sonra gittiler hanımıyla büyük taşı aldılar:D
0
anten
(03.02.25)
(6)

Amerikanın ilber ortaylısı kim olabilir sizce?

Gradient_tabanlı_mor
s.b?ek soru: celal şengör'ü kim sizce?
s.b?

ek soru: celal şengör'ü kim sizce?
0
Gradient_tabanlı_mor
(28.01.25)
Neil degrasse tyson biraz çok konuşuyor (du, bayadir yok gibi).
0
logisticsmanager
(28.01.25)
ChatGPT:

Amerika'nın İlber Ortaylı'sı gibi biri bulmak zor, çünkü İlber Ortaylı hem akademik bilgisiyle hem de entelektüel birikimiyle çok yönlü bir figür. Ama böyle bir benzerlik arıyorsak, ABD'de tarih ve kültür alanında etkili, bilgisiyle toplumu eğitme amacı güden isimlerden bahsedebiliriz.

Mesela, David McCullough bu role yakın bir isim olabilirdi. Kendisi Pulitzer ödüllü bir tarihçi ve yazar. Amerikan tarihini halka sade ve etkileyici bir dille anlatma konusunda çok başarılıydı. Tıpkı İlber Ortaylı gibi geniş bir tarih perspektifi sunar, ancak artık aramızda değil (2022'de vefat etti).

Bir başka isim olarak Henry Louis Gates Jr. öne çıkabilir. O da hem akademisyen hem de popüler kültür figürü. Afrika kökenli Amerikalıların tarihi, kimlikleri ve kültürü üzerine çalışıyor. Ayrıca PBS'teki belgeselleriyle kitlelere hitap ediyor, tıpkı İlber Hoca’nın televizyon programlarına katılması gibi.
0
kaptan memo
(28.01.25)
bir ara s. hawking idi. hemen her konnuda yorum yapardı. uzaylılar gelirse şöyle olur böyle olur falan derdi.
0
ground
(28.01.25)
Canadanınki gabor mate galiba. Amerikanın ki Trump gibi.
0
mikahakkinen
(28.01.25)
ABD'de tarihçiler o kadar meşhur değil. Fizikçi ve astronomlar daha ünlü.

Bir defa oradan benzeşen birini bulmak zor. Ama bence celal ve ilber ikisi de türkiye'ye özgü figürler. ABD'de benzer bir karakter bulmak zor.

Bu da toplum psikolojisini iyi özetliyor. Biz tarihe bakıyoruz onlar önümüze bakıyor.

Bir de Türk bilim adamlarının farkı şu, ABD'de insanlar alanları dışında çok konuşmamayı tercih eder. Fizikçiyse fizik konuşur. Kimyacıysa kimya konuşur.

İlber ve Celal'in en büyük farkı her konuda fikir beyan ediyorlar. bu biraz medyanın da kabahati, biraz da bizim "aydın insan" algımızdan. Bir insan okumuşsa, her konuda topluma yön göstermeli diye bekliyoruz. Ama öyle bir dünya yok.

Düşün celal yer bilimleriyle ilgileniyor. Ama tarih belgeselinde de konuşuyor.
Evrimle ilgili de konuşuyor.
Yapay zeka da konuşuyor.
felsefe de konuşuyor.
Sanat tarihi de konuşuyor.
Sosyoloji de konuşuyor.
Her söylediği de doğru kabul edilemez. Ama ediliyor.

ABD'de böyle tipler akademide o kadar ciddiye alınmayabilir. Elbette medyada kendine yer bulabilir ama... Neil DeGrasse Tyson belki Celal'e benzetilebilir. Her konuda konuştuğu için.
0
anten
(28.01.25)
tarih abd'de pek tutan bir alan degil. hatta bence avrupa'da bile tutmuyor. cunku tarih bizdeki kadar tartismali bir alan degil. biz tarihimizle barisik bir toplum olmadigimiz icin bunlar reyting yapiyor ve dolayisiyla tarihciler populer oluyor, hatta sahte tarihciler turuyor. yukarida epey fikir beyan edilmis. abd'de daha cok fizikcilerin, uzay bilimcilerin populer olmasina katilmakla birlikte neil degrasse tyson'in tarih konustugunu duymadim. neil degrasse tyson bilim insani degil. yani akademide hic calismamis, doktora sonrasi birakmis. sadece populer kitaplari var. celal sengor bilim insani (ama her konuda konusan cinsinden). ben ilber ortayli icin (bkz: noam chomsky) diyorum.
0
Sour
(28.01.25)
(8)

Turkiye cinle savasa girer mi

lapaz
https://eksisozluk.com/entry/172257135?debe=trueDebeye girdigi icin soruyorum
eksisozluk.com

Debeye girdigi icin soruyorum
0
lapaz
(28.01.25)
abd’ye güvenip kafayı uzatırsak ukrayna’dan beter oluruz. bırakalım pasifikte birbirlerini yesinler. bir savaş kopacaksa zaten o taraflarda kopacağı kesin gibi. abd’nin ukrayna ve ab’yi ne duruma düşürdüğü ortada. trump çin’i yalnızlaştırmak için ruslar ve ab’nin anlaşmasını istiyor. siz avrupa’da kardeş kardeş takılın ben tüm odağımı pasifiğe kaydıracağım diyor. artan çin baskısını farkeden abd müttefikleri zaten yıllardır savunma harcamalarını artırıyorlar pasifikte. tayvan meselesi, güney çin denizi problemi falan bir yerde film kopacak ama bizim karışmamızı gerektirecek bir durum yok.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(28.01.25)
Çin gelip de öyle abd gibi Rusya gibi saga sola hırlayıp saldıracak bir ülke degil. Adamlar teknoloji üretiyor.Muazzam bir ekonomik gücü var. Hiç askeri güç kullanmadan bilr ekonomik olarak ülkeni pasivize edebilir.
0
limonlu eksi
(28.01.25)
stratejik derinlik - ahmet davutoglu seviyesinde. entry cok komikmis.

turkiye bati (abd + avrupa) gudumunden cikti bile coktan. bati'yi cin'e karsi mi savunacakmis :)

dunyanin ekseni pasifik'e kayiyor. onumuzdeki on yillarda mucadele edecek gucler abd, cin, hindistan. bize gelene kadar cin'in karsisinda hindistan var. amerika'nin uluslararasi dokumanlari artik hep indo-pacific uzerine. yapilan anlasmalarin gittikce artan bir bolumu indo-pacific icin yapiliyor. turkiye burada var olabilecek gucte degil maalesef.

avrupa ikinci dunya savasindan beri dususte. rusya sovyetler dagildigindaki nufusunun bile altinda bugun. turkiye de kendi coplugunun horozu olacak iste. bizimkilerin yapmak istedigi uluslararasi anlasmalarla musluman ulkeleri de yanina cekerek akdeniz'deki hakimiyeti arttirmak. erdogan'in vizir vizir sacmasapan ulkelerde gezmesinin sebebi bu. tika'nin afrika, orta asya ulkelerindeki faaliyetlerinin sebebi de bu. turkiye musluman nufusun hamiligine soyunuyor. ki saka maka bu da davutoglu'nun cizdigi politikanin devamidir.

ancak global olcekte varlik gosterebilecek bir ulke degiliz. daha lokal bir guc olarak varligimizi devam ettirecegiz.
0
antikadimag
(28.01.25)
'bugün ülke olarak tek bir vasfımız var: askeri kabiliyetimiz.' demiş.
Nasıl bir kabiliyet atfediyorsa kendisine. Bedelli mi yapsam tecil mi ettirsem, anksiyetem var, rapor verirler mi düşünceleri arasında, bir iki tane dron haberi izleyip kabiliyetten ve bölgesel güç olmaktan da bahsedilebiliyor demek ki. 'Başkasının sopasını görmeyen...' diye bir söz vardı.

Nepolyon yüzyıl önce 'Ordular mideleri üzerinde yürür.' demiş. Savaşmak için ordudan önce teknoloji ama onun öncesinde de çok sağlam bir ekonomi gerekir. Dünyanın en yüksek faiziyle borç bulabildiğimiz için vaziyeti idare eden ve henüz çökmeyen bir ekonomiyle savaşılamaz. Buğdayda bile dışa bağlıyken bölgesel güç de olunamaz.

Müslüman ülke liderliği falan denmiş. Mesela? Hangi ülke? Suriye falan denecekse geç onu. Daha yeni gümrük koydular adamlar. Görüşmeler yapıyorlar, masada yoksun. Azerbeycanla Ermenistan arasındaki masada da yoktun. Havuz medyası öyle demiyor gerçi de, çok maruz kalmamak lazım.

Ortada bir savaş var zaten. Ekonomi ve teknoloji alanında Dünya savaşta şu anda. Bize düşen , var gücümüzle ekonomiyi toparlamak olmalı. Dünyasal, bölgesel hayaller bize göre değil. Dimyat hayallerini bırakıp bulgura sahip çıkalım, yeter.
0
Mirket
(28.01.25)
"Debe'ye girdiği için soruyorum"

Debe'yi gözünüzde bu kadar büyütmeyin. Çoğunlukla Ekşi'nin müdahalesi ile oluşan bir liste.

Türkiye Çin savaşı gibi bir şey asla olmaz. Eğer Çin bu gelişme hızını sürdürür ve hitler gibi kafayı kirarsa, o zaman da olsa olsa "Çin'in Türkiye'yi işgali" olur. Ki bu bile baya ileri bir süreç, tr'ye gelene kadar işgal edecekleri bir sürü yer var.
0
makbur
(28.01.25)
Turkiye NATO uyesi.Cin-NATO savasinda karsi cephede Cin+Rusya varken nasil karismamayi becerecegiz biri anlatsa da anlasak.NATO belli bolgede uyelerinden aldigi askerlerle bir ordu olusturdu diyelim.Ben yollamiyorum mu diyeceksiniz.
0
turkuaz
(28.01.25)
ABD ve Çin rekabeti başka bir seviyede.

ABD ve Çin İngiltere, Fransa, Almanya gibi avrupa lokomotiflerini çoktan geride bıraktı birçok alanda. Bu ikisinin yanında ingiltere değil belki ama fransa ve almanya neredeyse regional power seviyesinde kalıyor.

Son zamanlarda Yanis Varoufakis'in tekno feodalizm tanımı çok konuşuluyor.

Bu perspektifle yaşadığımız dönem Çin ve ABD'nin hegemonya savaşı olarak devam edecek.

Alvin Toffler tarihi 3 döneme bölüyor. Tarım çağı, endüstri çağı, enformasyon çağı. Enformasyon dediğimiz şey yapılandırılmış veri.

Bunu da sermayenin odağına bakarak yapıyor. 1700'lere kadar iktisadi hayat tarımla şekilleniyor. 1700'lerden itibaren endüstri etrafında. 2000'lerden itibaren enformasyon etrafında dönüyor ekonomi.

Şu anda enformasyon odaklı bir ekonomi var. Ve ABD-Çin bu enformasyonun tüm musluğunu elinde tutuyor. Kredi kartı harcamalarından, internet kullanımına kadar. Tik Tok muhabbeti de bundan çıkıyor. Bu verilerin çok büyük ekonomik değeri var. Sosyal etki değerinden bahsetmiyorum bile. BREXIT veri güvenliğinin ve veri manipülasyonuna karşı korunmanın ne kadar önemli olduğunun göstergesi.

Şimdi Avrupa ve Rusya bu bu yarışın çok gerisinde kaldı. Bunu nereden anlıyoruz? ABD ve Çin'deki en büyük şirketler listelerine bakın. Birçok veri şirketi var.

AB'nin büyük şirketlerine bakın. Birçoğu ağır sanayi şirketleri ve finans kurumları. Bu yüzden ekonomik olarak rekabetin gerisinde kalıyorlar.

Regülasyonlarla vs abd ve çin'i yavaşlatacaklarını umuyorlar ama tam tersi oluyor.

Bu uzun intro şunu anlayalım diye. Avrupa'nın bir bölümü özellikle gelişmiş tarafı ABD'ye daha da bağımlı hale gelecek. Bir bölümü de çin yörüngesinde dolaşacak özellikle doğu avrupa. Varıufakis'in tezi de bunun üstüne. Özetle AB, ABD ya da Çin'in sömürgesi haline gelebilir diyor 10-20 yıl içinde.

Bu tabii robotik ve uzay teknolojilerine de yansıyan bir yarış. Haliyle askeri anlamda da iki taraf dünyanın kalanıyla farkı açıyor.

O yüzden bırakın bu savaşta Türkiye'yi, AB'nin bile çok bir ağırlığı olmayabilir. TAbii ki Fransa'nın, İngiltere'nin, İtalya'nın bir gücü var.

Gelelim Türkiye'ye. Türkiye 100% batı ekseninde hareket eden bir ülke değil. Türkiye 100% doğu ekseninde hareket eden bir ülke de değil.
Türkiye kendi ajandasına göre hareket ediyor ama çoğu zaman duruma göre anlık hareket ediyor.

Dünyada tarafların daha belirgin hale geldiği bir ortamda Türkiye ne batıdan, ne doğudan yüz bulamayabilir ve ortada kalabilir.
0
anten
(28.01.25)
Çin'in başta ABD ile çözmesi gereken hususlar var .
Her ne kadar yakın görünseler de Rusya da Çin ile başka bir rakip.

Trump'ın gelmesiyle Rus Ukrayna savaşı bittiği anda Çinle gerilimler daha da artacak gibi.
Belki ABD, Rusya'ya bazı bazı tavizler vererek Çin konusunda yanında olmasını isteyebilir.


Türkiye ile Çin savaşı şimdilik çok uzak bir ihtimal.
0
diyecevaplandı
(28.01.25)
(7)

hani burger king'in adı börgır oluyordu?

kibritsuyu
ne oldu o iş, reklam mıymış sadece?
ne oldu o iş, reklam mıymış sadece?
0
kibritsuyu
(24.01.25)
börgır satışları düştü bu yüzden marka adını değiştirdi gibi haberler dolaşıma sokuldu. ekmeği yendi ve olay kapandı.
0
g4rymckinn0n
(24.01.25)
marka degerini bilen hic bir insan börgir diye bir isim kullanmaz. hele burger king gibi zihinlere kazinmis uluslararasi bir sirket icin asla. bence troll haberdi.
0
buenosdias
(24.01.25)
bizzat kendileri resmi mavi tikli hesaplarından paylaştılar, trol haber olamaz.
0
🌸kibritsuyu
(24.01.25)
O donemlerde yazilanlardan hatirladigim kadariyla bir cesit reklamdi, sirket adini degistirmek gibi birsey hic bir zaman masada degildi.
0
mbond
(24.01.25)
yerelleşme odaklı bir reklam kampanyasıydı o.

Yurtdışında falan da yapıyorlar benzer radikal işler. ABD'de de whopper artık satmıyoruz kampanyası yaptılar.
0
anten
(24.01.25)
reklam kampanyasıydı tabii ki. yıllar önce coca-cola da koka-kola kampanyası yapmıştı hatırlarsınız. global markalar farklı ülke pazarlarında böyle lokal iletişimler yaparlar sık sık.
0
robin crusoe
(24.01.25)
tabudeviren
(24.01.25)
(8)

Satin aldigim evde kiraci cikmak istemiyor

screwedup2
Merhabalar,Kendi sitemde kendi sitemizin yoneticisi emlakci vasitasiyla ev aldik. Kirada oturan kisi de emlakci da Temmuz ayinda kiracinin cikacagini soyledi. Emlakci tandidik oldugu icin onun sozune guvendik O yuzden kiraciyla karsilikli cok detayli konusulmadi. Evin dun satisi gerceklesti. Satis g
Merhabalar,

Kendi sitemde kendi sitemizin yoneticisi emlakci vasitasiyla ev aldik. Kirada oturan kisi de emlakci da Temmuz ayinda kiracinin cikacagini soyledi. Emlakci tandidik oldugu icin onun sozune guvendik O yuzden kiraciyla karsilikli cok detayli konusulmadi. Evin dun satisi gerceklesti. Satis gerceklestikten sonra kiracinin fikrini degistirdigini birkac gundur bizimle konusmaya calistigini, oturmaya devam etmek istedigini ogrendik. Emlakci arkamizdan is yapip bize satis olana kadar soylememis. Biz ihtarnamemizi bugun noterde cektik. 6 ay sonunda gerekirse dava acilacak.

Merak ettigim husus su. Kiraci su an 18 bin tlye oturuyor. Mayis ayinda 5 senelik sozlesmesi doluyor. Benzer evler 45 bin tl kira oduyor. Biz daha kucugunde 32 bin tl oduyoruz. . Biz su an zam yapmak sozlesme yenilenmesi sayildigi icin zam yapmiyoruz. Fakat isi yokusa surup tasinmazlarsa eger Mayis ayinda sitemizdeki benzer fiyatlara arttirma hakkimiz var mi? Bunun icin de dava mi acmamiz gerekiyor?
0
screwedup2
(17.01.25)
siz önce normal şekilde civardaki benzer kiralara çekmek için görüşeceksiniz, kiracı nau nau diyecek. sonra hem kiranın yükseltilmesi için hem de tahliye için ayrı ayrı iki kez dava açacaksınız. kiranın yükseltilmesi için en az 2 yıl, tahliye için de en az 2 yıl dava sürer. bence sitenin yöneticisi de olan emlakçıyı dövün, sonra kendinizi de tokatlayın bi toparlanmak için. site yönetimine emlakçı seçilir mi, emlakçının sözüne güvenilir mi abi...
0
ahmet oturum cerezi
(17.01.25)
ihtarname çektiyseniz, çıkmamaları durumunda evden çıkmaları için tahliye davası açacaksınız.
tam olarak ne sorduğunuz anlaşılmıyor, yani kirayı yükseltirse evde oturmasına izin verecekseniz tahliye davası değil, kira tespiti tarzı bir dava açmanız gerekebilir.
ayrıca zaten sözleşmeyi de yenilemeniz gerekecek o durumda.
zaten yeni sözleşme yaparken istediğiniz kirayı söylersiniz, eski kira bedeli sizi bağlamaz.

artık olan olmuş tabii, eviniz de hayırlı olsun ama içinde kiracı olan ev satın alanların evde oturan insanlarla iletişim kurmamasını da asla anlayamıyorum.
bu yaşa geldim, kiracılı ev alıp da sorun yaşamayan görmedim.
insanların yuvası bu sonuçta, neden muhatap almazsınız ki?
0
blatta hiberna
(17.01.25)
Emlakçıya güvenerek en başta hata etmişsiniz maalesef. Elakçı meslek grubunun güvenilmezliğini bir kenara bırakırsak zaten sözlü bir ifadeye güvenip milyonlarca liralık alışveriş yapmanız komple falso.

Sorularınıza gelecek olursak, ihtarname çektikten 6 ay sonra tahliye davası açmanız gerekecek, evet. Dava açmadan tahliye edemezsiniz. O da 2 yıl sürer +1

Kira tespit davasına gelecek olursak, siz geçmiş sözleşmenin artık tarafısınız. 5 yıl dolduğu için kira tespit davası açabilirsiniz. Bu da 2 yıl sürebilir ama önemli değil. Tespit edilen kira, dava açılan dönemi kapsayacak şekilde geriye dönük olarak tahsil edilir kiracıdan. Bu bilgiyle kiracınızla konuşursanız belki orta noktada buluşursunuz. Yanaşmıyorsa kira artışına siz de geriye dönük olarak alırsınız kira farkını.
0
himmet dayi
(17.01.25)
Öncelikle emlakçıları güvenilir meslek gruplarından addediyorsan bu hayat seni çok çarpar. Önce taksici sonra emlakçı gelir sosyal hayatta

Dava açacaksın ihtiyacın olduğunu ispat edeceksin dava en az 2 sene sürer istinafa götürürse bir sene daha
0
fistikthecat
(17.01.25)
Kolay gelsin, bahsettiğiniz yöntemler çok uzun sürebiliyor. Bir de iş inada binmiş oluyor. Sonunda siz haklı olsanız bile, süreç uzun sürdüğü için yine maddi zararınız olabilir.

Karşı tarafın işi bilen bir avukatı varsa sırf işi uzatmak için bile uğraşsa uzatır. Adam sadece başka yerde evinin olmadığına dair belge istiyorum ailesinden dese 8-9 ay atıyor.

İsterseniz ilk başta diyalog yolunu kullanmayı deneyin.
Kiracı ile makul bir oranda anlaşmaya çalışın.

Bir de kirasını düzenli ödeyen biriyse bırakın kalsın. Çünkü düzensiz ama yüksek ödeyen bir kiracıdansa düzenli ama düşük ödeyeni tercih ederim. Kişisel bir tercih tabii.

Evden çıkmak şu an kiracı için de masraf.
O da yanaşmayacaktır.

Ama sizin için de bir risk.
Ev boş kalabilir aylarca. Hiç belli olmuyor o işler.
Ya da daha problemli bir kiracı gelebilir.

Atıyorum 32 olmasın 28 olsun. Bence uzlaşı, inatlaşmaktan daha makul olacaktır.

Sizin tercihiniz tabii.
0
anten
(17.01.25)
bu kısma kadar amatör ve bireysel iş yapıldığı için sorun yaşamışsınız bundan sonrası için profesyonel destek(referanslı bir avukat gibi) almanızı tavsiye ederim.
0
nuisance2
(17.01.25)
öncelikle avukat tutun. Çünkü dava süreleri artık 2 yıl değil. Biz de yeni açtık 8 ay da tamamlanacak. Adliyeden adliyeye değişiyor. Sizin eviniz yoksa aynı ilçe sınırlarında hem ihtiyaç nedeniyle tahliye hem de mayıs ayı itibariyle kira tespit davası açma hakkınız var. Kira tespit davasını muhakkak açın ki aradaki kirayı faiziyle birlkte alabilesiniz. Şu an rayiç 45 bin ise hakimin %20 indirim hakkı oluyor 36k ya bağlanır.
0
administ
(17.01.25)
Evin nerede olduğu önemli, istanbuldaysa ve kiracının avukatı da varsa tahliye davasının sonuçlanması 5 sene sürecektir. 2 sene diyenler nerede yaşıyor bilmiyorum ama İstanbul istinaflar 2022de istinafa gelen dosyalara yeni başladılar yani sadece istinaf aşaması 3 sene sürüyor, yani dava lehinize bitse, istinafta da hiç sorun çıkmadan kararınız onansa bile tahliye davası 5 sene sürecek.

Bir an önce avukatla görüşmeniz gerekiyor. Ya da kiracıyla konuşup anlaşmaya çalışın. Ben sizin yerinizde olsam evi satıp kurtulmaya çalışırdım.

Kira tespit davası da eğer kiracının avukatı varsa kiracının gözünü korkutacak bir dava değil, sizin lehinize sonuçlansa bile bugün ödemesi gereken kira farkını kiracı 4-5 sene sonra ödeyecek. Ben kiracı olsam kesinlikle anlaşmazdım. Ayrıca tespit davasında tespit edilen tutar da dava tarihindeki tutar olacak ama dava 4-5 sene sürecek, bunu da göz önünde bulundurun.
0
de jure
(17.01.25)
(5)

İnternetten günde 1-2 saat ayırarak para kazanmak mümkün mü?

denizmaniaherif
Yan gelir elde etmek amaçlı soruyorum. Kendi işim ve gelirim iyi seviyede ama boş zamanım da oluyor.. Bu sebeple günde 0.01 dolar veren anket reklam tıklama benzeri şeyler değil de adam akıllı bir yol var mı ? farklı ülkelerin İngilizce sayfaları da olabilir..
Yan gelir elde etmek amaçlı soruyorum. Kendi işim ve gelirim iyi seviyede ama boş zamanım da oluyor.. Bu sebeple günde 0.01 dolar veren anket reklam tıklama benzeri şeyler değil de adam akıllı bir yol var mı ? farklı ülkelerin İngilizce sayfaları da olabilir..
0
denizmaniaherif
(15.01.25)
Abi yok öyle bir şey. Birilerine hizmet veremiyorsan para da kazanamıyorsun.
0
Shepard
(15.01.25)
Kripto ve sayilarla aranız nasıl?
0
topkapiaksaray
(15.01.25)
çalışma alanınızla ilgili veya ilginizi çeken bir alanla ilgili veya hobilerinizden biri ile ilgili veya diğer insanlara göre ortalamanın üzerinde bilginiz olan bir konuyla ilgili vs. vs. bir internet sitesi açıp, haftada en az 1-2 içerik gireceğiniz bir internet sayfası, youtube kanalı, instagram sayfası vs. açabilirsiniz. kısa vadede olmasa da orta ve uzun vadede sitenize çekeceğiniz trafikle birlikte farklı yollarla (reklam, adsense, affiliate marketing, danışmanlık vs. vs.) para kazanabilirsiniz.
0
yemrem
(15.01.25)
Mümkün. Ama kolay değil.

İnternetten para kazanmak ile normal hayatta para kazanmak arasında bir fark yok.

Sadece internet işinizi biraz kolaylaştırıyor.

Bu yöntemlerin en basiti işinizle ilgili bir eğitim oluşturmak.
Mesela udemy'de benim de aldığım bir photoshop eğitimi var.
Adam ortamala bir tasarımcı dünyanın en iyisi değil. Ama çok iyi bir photoshop kursu oluşturmuş, hem de spesifik bir alanda web sitesi tasarımı üzerine. Udemy'de binlerce insan almış bu kursu.

Bugünkü fiyatından hesapladığında kursun cirosu 500bin doların üzerinde.
Başka bir kurs daha var 2-3 milyonu buluyor cirosu.
Elbette bu kaba bir hesap, udemy'e komisyon ödüyorlar, reklam maliyetleri var muhtemelen. Ama bu cironun çeyreği bile iyi bir miktar ek gelir için. Yine de büyük reklam bütçeleri harcamış olabilir. Atıyorum 500bin ciro için tahmini kaba bir hesapla 50-100bin dolar arası bir reklam harcaması yapmıştır bugüne kadar. Tabii bu parayı harcamak yetmiyor, bir bu kadar da doğru reklam planı yapmak zorunda. O paraları harcayıp sonuç alamamak da var.

Ama buradan şu anlaşılmasın işte bedavadan para kazanıyor.
Muhtemelen o kurs için ciddi bir emek harcamış çünkü epey kaliteli videolar.
Profesyonel bir editörle çalışmış. Hatta bir tanesi profesyonel dublajcı tutmuş mükemmel anlatıyor. Kabaca adamın maliyeti 2-3 bin dolardır minimum. Bu reklam hariç sadece yapım ve seslendirme bedeli. En ucuzundan yaptığında bile.

Ve muhtemelen deli bir reklam maliyeti var o kadar satış için. yukarda da yazdım bu ciroyu şansa sağlaması kolay değil. mutlaka reklam çıkmıştır. O da kabaca 50-100 bin arası bir harcama tahmini.
Bu adam belki bir senede hazırladı o kursu.

Şimdi de her gün bir kısım vaktini buna ayırıyordur. Çünkü reklamları, müşteri yorumları vb önemli.

Anlatmaya çalıştığım, ne yaptığınızı bildiğiniz sürece bir şekilde yan gelir elde edebilirsiniz.

Ama yine anlatmaya çalıştığım öyle emeksiz kazanç zor.

Kurs bir örnek, bunun gibi çok yöntem var.

Mesela bazı yazılımcılar tanıyorum micro saas denen uygulamalar ve siteler yapıyorlar.

Nedir o? Görece daha az emek ya da bütçe isteyen uygulamalar geliştiriyorlar.
Not tutma uygulaması, hatırlatıcı, qr kod oluşturucu vb.

Sonra bundan gelir elde ediyorlar.

Ama yine bu da takip isteyen en azından dijital pazarlaması yapılması gereken bir alan.

Yani etsy'de envai çeşit excel şablonu satarak milyonlar kazanan insanlar var.

Amerikalılar için vergi ve vergi iade hesabı yapan uygulamalar var mesela...

birçok böyle örnek sayılabilir.

Burada önemli olan çok doğru ve spesifik bir ihtiyacı çözmek,
internette bedava bulunamayacak, ya da o kalitede bedava alternatifi olmayan bir içerik ve hizmet sunmak,
Bedavaysa da reklam geliriyle para getirebilecek hizmetler ya da ürünler oluşturmak gerekiyor.

Ama en önemlisi çok iyi bir iş planı, çok iyi bir takip ve ilgi gerekli.

Biraz da şans. Aynı ürünü sunan iki kişiden biri kazanıyor biri kazanamıyor.

Sadece çok odaklı gitmek lazım diye düşünüyorum başarı hikayelerinin çoğu böyle çünkü.

Atıyorum internette excel şablonu satan bir mağaza, dur biraz da poster satayım dediği gün müşteri kaybediyor çünkü iki cephede savaşamıyor bir de kredibilitesinden yiyor. Herkes her şeyde iyi olamaz. Şöyle, excel şablonu alacak olan excel şablonu satan adamı arar her şeyi satanı değil.
0
anten
(16.01.25)
beyin fırtınası için teşekkürler @anten :)topkapısarayı no kripto :/
0
🌸denizmaniaherif
(16.01.25)
(4)

Hafta Sonu Avrupa

tss
Duyurunun seyahat guruları,Bir haftasonu Avrupa’ya gitmek istiyoruz, herhangi bir yer olabilir ancak izin problemimiz var. Uçuş cuma mesai sonrası olmalı ve pazartesi sabah mesaiye yetişebilmeliyiz. Ne kadar baktıysam bir türlü denk getiremedim, gidiş uysa dönüş çok erken oluyor. İzmir veya Sabiha G
Duyurunun seyahat guruları,
Bir haftasonu Avrupa’ya gitmek istiyoruz, herhangi bir yer olabilir ancak izin problemimiz var. Uçuş cuma mesai sonrası olmalı ve pazartesi sabah mesaiye yetişebilmeliyiz. Ne kadar baktıysam bir türlü denk getiremedim, gidiş uysa dönüş çok erken oluyor. İzmir veya Sabiha Gökçen çıkışlı öneriniz var mı?
0
tss
(11.01.25)
Seyahat gurusu değilim. Trip.com’dan bakıyorum:

17si gece (18’i) saat 00.55 ist-budapeşte 37euro

19u saat 18.10 budapeşte-ist 29euro
0
artci sarsinti
(12.01.25)
O bahsettiğiniz uçuş İstanbul havalimanından. Ne yazık ki +2 saat demek benim için, SAW veya ADB olması lazım
0
🌸tss
(12.01.25)
hocam en temizi otobüsle kavala ya da dedeağaç bu sıkışık programda.
0
anten
(12.01.25)
Izmir atina.
Cuma akşam 7de ucak.
Pazar aksam 5.20de dönüş uçağı.

Çok güzel geçmez tabi sadece 1.5 gün ama bu yani.
0
logisticsmanager
(12.01.25)
(13)

Baby shower olayı

kondansator
eşim 7 aylık hamile, etrafında baby shower organize edecek arkadaşı yok. Şimdi bu olay bir mecburiyet mi? Yani canımı sıkar mı? Benim ofisten tanıdığı kızları, kendisini bir iki arkadaşı ve annesini çağırıp ben bir cafede bir şey ayarlasam mı diyorum ? Ne dersiniz
eşim 7 aylık hamile, etrafında baby shower organize edecek arkadaşı yok. Şimdi bu olay bir mecburiyet mi? Yani canımı sıkar mı? Benim ofisten tanıdığı kızları, kendisini bir iki arkadaşı ve annesini çağırıp ben bir cafede bir şey ayarlasam mı diyorum ? Ne dersiniz
0
kondansator
(30.12.24)
maddi bir ihtiyacın yoksa hiç girme. yakın bir bağ yoksa kimse bir bebeğin partisine gitmeye ve hediye almaya hevesli olmaz.
0
buenosdias
(30.12.24)
ben baby shower gibi seyleri asiri gereksiz, özenti ve cringe buluyorum ama bunun derdine esiniz icin düsmeniz asiri tatli bir davranis.
bence esinize bir sorun.
belki kendisi de istemiyordur. belki de bir yerde görmüs özenmistir. insan hamileyken karar degistirebiliyor, hem de cok hizli.
bir sorun, o ne derse ona göre yaparsiniz. heves edebilir yani kadin, ilk bebegiyse hele.
0
alice in potatoland
(30.12.24)
tr'de babyshower hediye icin mi yapiliyor, yok artik!
babyshowerda oyun oynaniyor, komik kiyafetler giyiliyor falan. hediye alinmaz. hediye partinin organizasyonu oluyor.
bir erkek olarak yapma derim, cok kadinlara hitap eden bir olay. ya da birlikte organize ederek yapin kadin erkek herkesin olacagi sekilde yapin.
0
sonsuz
(30.12.24)
mecburiyet değil. yeni yeni ithal adetlerden yalnızca biri.
0
m e b
(30.12.24)
@sonsuz, Yıllar önce ilk duyduğumda "bebek doğacak ya önceden lazım olan şeyler hediye ediliyor aileye yardımcı olunuyor" diye mantıklılaştırıyorlardı. Hatta ABD'de falan anne Amazon.com listesi yapıyormuş isteyen oradan sipariş verip alıyormuş.

eksisozluk.com
0
nhk ni youkosu
(30.12.24)
@nhk ni youkosu'nun dedigi olay dogru ama tam olarak söyle: aslen babyshower'in amaci anneye hediye almakti ama türkiye'de bebege hediye sekline evrildi.
sadece abd'de degil, baya baya türkiye'de de kadinlar liste yapip arkadaslarina dagitiyorlar, su markanin su hedesini istiyorum diye. Isteyen listeden bir sey secip aliyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(30.12.24)
eşinizin böyle bir beklentisi mi var? yoksa gereksiz. yani babyshover, gelin ertesi, kına gecesi, gelin alma bunlar artık çok gereksiz şeyler. tabii ki subjektif bir yorum. zaten eşinizin çevresinde yapacak birileri yoksa bir kaç insan bulup yapmak samimi olmaz.
0
mikahakkinen
(30.12.24)
baby shower denilen sey zaten hediye etrafinda kuruludur. cocugun veya annenin ihtiyaci olacak seyleri alip getirir diger kadinlar. sonra anne de bu hediyeleri tek tek acar eglenirler.

bizde komsularin patik hediye etmesinin bati versiyonu.
0
antikadimag
(30.12.24)
3-4 sene önce hayatımızda olmayan bir şey bu:) Must mı sorusunun cevabı.

Bizde zaten baby shower gibi adetler var fazlasıyla.

Gereksiz.

Ama tabii eşiniz hamile, hassasiyeti olur alınganlığı olur.

Ona göre siz karar verin.
0
anten
(30.12.24)
genellikle kadın tarafının kız arkadaşları ve ailesi etrafında şekillenir, eşinizin böyle bir isteği planı v.s. varsa yapar siz karışmayın sadece destek olun.
0
nuisance2
(30.12.24)
hayır ya. böyle bir şeyi organize edecek arkadaşı yoksa hediye açgözlüsü gibi algılanırsınız siz yaparsanız. isteyen zaten hediyesini alır.
0
elorelia
(30.12.24)
Hayır tabi ki bunun olayı annenin samimi arkadaşlarının süprizi yapması. Sizin iş arkadaşlarınız ne alaka yahu ne gerek var. Bizim de yaşadığımız yerde arkadaşım yoktu böyle bir şey yapmadık eksik de olmadı. İlla ki bebekten önce bir şey yapmak istiyorsanız “babymoon” yapın yani bebek doğmadan önce anne babanın 2 gece bir yerlere gidip güzel bir kaçamak yapması.
0
iwillsee
(30.12.24)
hediyesiymiş, arkadaşlarının dahil olmasıymış, zaten bilgim olmadığı için sizlerin fikirlerine ihtiyaç duydum. zahmet edip düşüncesini paylaşan herkese çok teşekkürler
0
🌸kondansator
(30.12.24)
(7)

Suriye'deki rejim yanlılarının akıbeti

Improbable
malum esad devrildi ve rusya'ya kaçtı. peki emri altındaki binlerce asker ile onu destekleyen kişilerin akıbeti ne durumda. tutuklanıp bir yerde hapis mi edildiler, hepsi başka bir yere mi kaçtı? 10-15 gündür ne yapıyor bu şahıslar. aralarında işkenceciler katiller vs. bir sürü tip var. herkes barış
malum esad devrildi ve rusya'ya kaçtı. peki emri altındaki binlerce asker ile onu destekleyen kişilerin akıbeti ne durumda. tutuklanıp bir yerde hapis mi edildiler, hepsi başka bir yere mi kaçtı? 10-15 gündür ne yapıyor bu şahıslar. aralarında işkenceciler katiller vs. bir sürü tip var. herkes barıştı mı n'oldu yani?
0
Improbable
(11.12.24)
suriye'de şu an bir alevi katliamı var. sayısız video bulabilirsiniz twitter'da.

biliyorsunuzdur htş adlı örgüt ışid'in içinden çıkma bir örgüt.

"katil" dedikleriniz ışid'lileri öldüren askerler ve bu eski ışidli teröristler köy köy gezip orduya yemek pişiren yaşlı teyzeleri bile "şebbiha" olmakla suçlayıp katlediyor.

özellikle 2 gündür lazkiye, tartus ve humus'taki alevi köylerinde binlerce insan kurşuna dizildi, kafaları kesildi, linç edildi.
0
patronaj1
(11.12.24)
rejimden korkanlar ve hedefte olanlar ya kacti ya saklaniyor ya olduruluyor ya da olduruldu. tabi her onune geleni oldureceklerini sanmiyorum. etliye sutluye karismayan halka dokunmuyorlardir zira ulkede adam kalmaz. isid'i, hts'si, hizbullah'i cok kotu de sanki esad cok iyiydi. auchwitz gibi bir sistem kurmus. tamamen barbarligin ve intikam nefretinin hukum surdugu bir cografya. bir turk olarak kendine yapabilecegin en iyi sey taraf tutmadan, duygusal bag kurmadan uzaktan izlemek.
0
buenosdias
(11.12.24)
maalesef bunlar savaşın görünmeyen yönleri.

Bir video vardı şam'daki insanların havaalanında son uçaklara yetişmek için koştukları bence birçok şeyin özeti.

Ha tam tersi de olmuyor muydu? Oluyordu.

Bu coğrafyanın sorunu bu maalesef.

Bir şekilde gücü eline alan, diğerlerini yok etmeye çalışıyor.

Askerlerin şanslıları kaçmıştır çoktan.

Bence şu anda eski başbakan bile fırsatını bulsa kaçmanın yolunu arıyordur. Çünkü o görevinin başında, şimdilik. Ama onun da akıbeti çok iyi olmayabilir.
0
anten
(11.12.24)
Muhaliflerin şii de olsa halkı öldürmesi zor çünkü şu an batıbğlkeleri tarafından da siyasi olarak tanınmaları daha önemli.
Onları sıradan terör örgütlerinden ayıran en önemli hususlardan biri de bu olacak.
hayatı tehlikede olan daha çok zamanında zulüm yapan Esed yanlılarıdır.
Ayrıca rejim komuta kademesinde 200 ü aşkın kişinin kendi iç hesaplaşmaları sonucu öldürülmeleri gerçeği de var. İrancılar ve Ruscular diye ayrılmışlar.

Ayrıca muhaliflerin suriyedebkısa zamanda bu kadar hızlı ilerlemeleri zaten rejim güçlerinin kendi içinde çözülmüş olduğunun da delili.

Esed'in 1 yıl kadar önce yakınlarına ordudaki gevşeklikten şikayet ettiği de bir videoki yorumda dile getirilmişti.
Diğer yandan bölge idari kademelerinde Esed rejimine bağlı olan ama güç el değiştirince muhaliflere de anlaşmaya hazırız mesajı veren yerler var.
0
diyecevaplandı
(11.12.24)
"Muhaliflerin şii de olsa halkı öldürmesi zor çünkü şu an batıbğlkeleri tarafından da siyasi olarak tanınmaları daha önemli."

sadece buraya atabildiklerim. "nusayri köpeği" diye kurşuna dizilmenin, "alevi misin" sorusunun keskin bıçakla kafanı keseceğiz demenin esad'la alakası yok.

Bunlar son 2 günde olanlar:

x.com

x.com

x.com

x.com

x.com

bu da zamanında el colani'nin kontrol ettiği el nusra'nın cinayeti:
x.com
0
patronaj1
(11.12.24)
@patronaj1
şu durumda sivil öldürmek avantaj getirmez muhaliflere.
Örneğin İngiltere bile maddi yardım yapabileceğinden söz etti.
Deaş zihniyeti ile muhalifler aynı değiller muhalifler "daha çok" Türkiye yanlısı.
Şu an geri gitmek için sınıra yakın edenler de muhaliflere Daha 2015 gibi 100 ü aşkın muhalif grup vardı şu an aşiretler de dahil 50 civarı oldukları söyleniyor.
Linkteki videolar tek tek izaha muhtaç.
Hatta birinde şahısların şebbihadan oldukları da söyleniyor.
0
diyecevaplandı
(11.12.24)
Sosyal medyada Suriye ile alakalı çok fazla yanlış bilgi, video vs. var. Biri bir yerden foto bulup, atıyor. "Bakın Suriye'ye geçmek isteyenler kuyruk oluşturdu" diye. Aslında Çin'den bir foto imiş. Eski videolar vs. çok dolaşıma sokuluyor.

Biraz ortalığın sakinleşmesini beklemekte fayda var. Her duyduğunuza, her gördüğünüze inanmayın.


.
0
kartallar yuksek ucar
(11.12.24)
(11)

Ev alma sorunsali

tuborg yesili
derdini sey yapayimlik bir soru gibi duruyor ama degil, bizim evimiz yok, bu zamana kadar bir sekilde paea biriktirdik derken su an ancak orta halli bir ev alacak duruma geldik.Ancak ben asla ev asla ev begenemiyorum, evlerin isciligi mimarisi berbat, azicik eli yuzu duzgun olana da aninda 3,4 kat f
derdini sey yapayimlik bir soru gibi duruyor ama degil, bizim evimiz yok, bu zamana kadar bir sekilde paea biriktirdik derken su an ancak orta halli bir ev alacak duruma geldik.

Ancak ben asla ev asla ev begenemiyorum, evlerin isciligi mimarisi berbat, azicik eli yuzu duzgun olana da aninda 3,4 kat fiyat bicildiginden yanina yaklasamiyoruz.

Cok buyuk beklentilerimiz yok ama yani oyle evler var ki ruhum cekiliyor, sahibini arayip sen kafayi mi yedin bu evin hali ne ve sen bu parayi istiyorsun demek istiyorum. Sahibinden fobim oldu resmen, bakinca moralim bozuluyor.

Nasil bulunuyor az cok eli yuzu duzgun, normal fiyatli ev?

Valla isim olmasa tek tek ev sahiplerine ulasip sovesim var, mutfak fayanslari kirik dokuk eve 6 mio isteyen var, hele esya olan evlerdeki o zevksizlik o her seyin dandikliginin taaa fotolardan belli olmasi.

Lutfen uzerime oneri atin, ev nasil bakilir, bulunur?
0
tuborg yesili
(10.12.24)
öncelikle şunu kabullenmek gerek: dört dörtlük ev bulmak dört yapraklı yonca bulmak gibi bir şey. ona yakın olanlar da muhtemelen bütçenize uymuyor.

kriterlerinizi biraz esnetmeniz gerekecek. lokasyon olabilir, banyonun durumu olabilir, m2 ölçüleri olabilir. tadilat, dekorasyon vb. ile biraz idare etmek gerekebilir.

kolay gelsin, bol şans.
0
zakk
(10.12.24)
Evin fiyatını büyük ölçüde muhit belirliyor. Kiralık dairelerde durum daha kötü. 40 yıllık binadaki, 40 yıldır ne tadilat ne bakım görmüş dairelere servet isteniyor. Nasıl ev bulunur? Çemberi genişletmek lazım; ama yine de içinize sinen bir ev bulamayabilirsiniz. Benim ilk evim kötüydü. Şimdiki bir tık daha iyi. Bir sonraki daha iyi olur inşallah. :)
0
auroraaurora
(10.12.24)
ev kültürümüz gelişmemiş. aslımız göçebe, yerleştikten sonra da fakirlik...
0
parka
(10.12.24)
@ sanemkk+1

Bence evin içinden çok muhit önemli, apartman komşuları çok çok önemli. Kapı önlerinde ayakkabı hatta vestiyer varsa kaç. Çamaşır asılmışsa balkona böyle ipe asılanlardan kaç. Çocuk parkı varsa da kaç. Kediler ve köpekler için mama ve su kabı yoksa ve en önemlisi bu hayvanlar insan gördüğünde kaçıyorsa , topukların vura vura kaç.
0
rock n roll
(10.12.24)
Kesinlikle katılıyorum. Mevcut türk yapıları içi de dışı da iğrenç. Annemin dairesini değiştirmek istiyorum gerçekten her yerde ışıktan, çakma mermerden, her yere bir şey koymaktan kusacagim. Bu kadar zevksiz adamların eline verilmiş bu sektör.

Ama yapacak bir şey yok. Yapısına, firmasina, komsusuna falan bakıp alacaksiniz.
0
logisticsmanager
(10.12.24)
İnsanlar tadilata 500 bin harcıyorsa bunu ev fiyatına en az + 2 milyon olarak ekliyorlar.

Tabi söz konusu istanbul ise bu paraları bir de eski evlere istiyorlar, dediğiniz gibi deprem sebebiyle malzemesi, temeli vs hep soru işareti.

Yeni yapılan evler de muamma bu arada. Celiginden cimentosundan çalamiyorlar belki ama zemin etüdünü düzgün yapmiyorlar, 5 metre örneği 20 metre diye laboratuardan geçirip oldu bittiye getiriyorlar. Depremde Lego gibi devrilen evleri ya da olduğu yerin göçüp içine girip yıkılan evleri hatırlayın. Bunlar hep zemin etüdü düzgün yapılmamış binalar.
0
makbur
(10.12.24)
Bugün bir arkadaşla bahsi geçti. Benzer bir süreçten sonra ev almayıp, fiyatlar uçup gidince de, ev alamadığından bahsetti.

Sağına soluna, kapısına vs. bakarsanız, evsiz kalırsınız. Fiyatlar tekrar yükselişe geçerse, alamazsınız. Satın aldıktan sonra 250-300 bin gibi bir bütçe ayırıp, bazı şeyleri tadilat yaptırabilirsiniz.

Kimse geleceği bilemez ama çok beklemeyin. 2-3 ay içinde bir anda tepetaklak olabilir her şey.

NOT: Yatırım tavsiyesi değildir!


.
0
kartallar yuksek ucar
(10.12.24)
ben de taze aldım evi. tam 3 senedir beklemedeydim. ben deprem yönetmeliği ferah olması ve muhite bakarak aldım. antalya 3.4 1+1 konyaaltında yeni gibi olan evler yani 10 yaşına kadar olan evler 3.5 milyon liradan başlıyor.
0
denizmaniaherif
(10.12.24)
Genel bir ic boguculuk ve zevsizlik problemi var evet. Alamadığın için satıcıya küfretmene gerek yok ama. Eski evler daha genis ve ferah genel olarak.
0
osssy
(10.12.24)
Hocam türkiye'de düzgün işçilikli ev bulmak çok zor.

Altyapı anlamında en düzgün projeler gördüğüm bugüne kadar soyak grubunun evleriydi.

Bence fayansa mayansa takılmayın. Onlar zaman içinde yapılır. Millet dışı döküntü evlerin içlerini ne hale getiriyor. Dışından bakıyorsun gece kondu, daireye bakıyorsun new york'ta penthouse...

Türkiye'de en önemli konu evin altyapısı kesinlikle. Boyasını mutfağını banyosunu düzeltirsin. Ama bozuk altyapı büyük dert.

Nedir o?

Mesela çatısı akıtıyor mu? İstanbul'da bağdat caddesine 2-3 sokak mesafede 3-4 senelik binanın çatısı su akıtıyor mesela? Yalıtım düzgün değil, giderleri yanlış yapmış...

Ya da su tesisatı dandik.

gibi gibi...

Bunlar daha büyük sorun.
0
anten
(10.12.24)
millet fayansına, kapısına bakma filan demiş ama yapısız evde mutsuz mutsuz oturmak da büyük mutsuzluk sebebi. bilmemkaç milyon verilen evin de eli yüzü az düzgün olsun istiyor insan. ve cepte 300-400 yoksa büyük tadilat işlerine de girişemiyorsunuz, çok pahalı. 110 m2 evin boyasına 16bin tl verdik bir sene önce. şimdi 50bin isterler kesin.

arayacaksınız ve önünüze çıkacak başka çaresi yok da bu arada bazı kriterlerden vazgeçilecek.

ben mesela asansört şart diyordum, asansörsüz 1. katta oturuyoruz şu an. ama eski döküm petekli evi direkt eliyordum önceki evden çok ses yaptığını bildiğim için. banyo ve tuvalet yüzüne bakılmayacak gibiyse direkt eliyordum. çünkü parke kötü ise üstüne halı serebiliyorsunuz ama banyo leş gibi ise iyi bi masraf yapmadan düzelmiyor. örnekler çoğaltılabilir.

bir sene önce benzer yollardan geçmiş biri olarak kolaylıklar diliyorum.

benim örneklerim de dahil olmak üzere verilen örneklerin hepsi aslında kişiye göre değişiyor. mama kabı varsa kaç demiş bi arkadaş, bizim sitede her yer mama kabı ama tutup kediyi binanın içine alıyolar, kaka kokusu çekiyorsun. evin bir cephesi site içindeki parka bakıyor. gürültü oluyor mu, kesinlikle. ama ben de kızımı parka kolayca götürebiliyorum, işime yarıyor. gibi gibi.
0
elorelia
(11.12.24)
(10)

Evde alkol

gilbeys
Bir arkadaşım evde alkolün her türlüsünü yapıyor. Rakı/votka/viski vb Çok da güzel yapıyor namussuz :) Ne kadar dikkat edilirse edilsin Bundan zehirlenme riskimiz var mı?
Bir arkadaşım evde alkolün her türlüsünü yapıyor. Rakı/votka/viski vb Çok da güzel yapıyor namussuz :)

Ne kadar dikkat edilirse edilsin Bundan zehirlenme riskimiz var mı?
0
gilbeys
(05.12.24)
Zehirleyen sey ickiyi yaparken satin alinip kullanilan alkolun turu. Metil alkol ise zehirliyor, etil alkol ise zehirlemiyor.

Metil alkol daha ucuz, o yuzden daha cok tercih edilebiliyor.
0
sertac akin
(05.12.24)
Neyle yapıyor?
Dışarıdan etil alkol alıp yapıyorsa bir gün metil alkol alabilir. Bu büyük bir risk.
Kendisi imbik kurmuş, damıtıyorsa bu suçtur. Öyle bir riski var.
Kendisi şarap veya bira yapıyorsa, belli bir miktarı geçmemek ve satmamak kaydıyla yapabilir ve risksizdir.
0
Mirket
(05.12.24)
metil alkol ile etil alkolü ayırt edebilmek için kitler satılıyor. arkadaşınız büyük ihtimalle ondan kullanıyordur, risk almıyodur heralde. ama yanılma payı nedir, ne değildir bilmiyorum.
0
elorelia
(05.12.24)
fıçıda bekletilen viski, damıtılan rakı gibi olmaz onlar. gerek yok bir hatayla zehirlenilir.
0
mikahakkinen
(05.12.24)
Damarlarında kandan çok bu tip alkolün dolaştığını düşündüğüm bir arkadaşım, @ elorelia'nın bahsettiği kitlere fazla güvenmememi söylemişti ki bu konuda söylediklerine inanırım.
0
Mirket
(05.12.24)
Bu işler riskli geliyor bana. Teknik detayını bilmiyorum.

Ama bu kadar kolay olsaydı zehirlenme riskini ortadan kaldırmak, koca şirketler laboratuvarlara para saçmazdı.
0
anten
(05.12.24)
özellikle viski için, piyasadaki hemen hemen tüm markaların yoğun aromaları satılıyor, satın aldığı alkolün içine istediği aromayı, örneğin chivas, karıştırıyor ve aha evde viski yaptım diyor sonra.

eskiden tang vardı, ya da nazzo. toz içeceği suyla karıştırıp evde portakal suyu yapılıyordu. o ne kadar portakal suyuysa arkadaşınızın evde yaptığı da o kadar viski işte.

kendisi yanlışlıkla etil yerine metil alabilir, satıcısı etil yerine metil satabilir, karıştırıp fiyatı düşürmeye çalışabilirler vs vs.

netice olarak içinde milyon tane farklı risk var ve sonuç da kimya fabrikasında üretilmiş evde mikslenmiş iğrenç bir içki. tek olumlu yanı ucuz olması. iyi de viski almaya param yoksa gidip saçma sapan şeyler içeceğime viski içmeyiveririm daha iyi yani.

bu insanlar da bir tuhaflar.
0
emfuzi
(05.12.24)
etil alkolun satisi yasal olmadigi icin risk var. muhtemelen bir tekelden elaltindan aliyor. arkadasina ne kadar guvenirsen guven tekelci faktoru var.
0
buenosdias
(06.12.24)
en fazla kör olursun.
0
ayseee
(06.12.24)
mayalama (bira/şarap) yapıyorsanız neredeyse yok. distilasyon yapıyorsanız veya hazır alkol alıyorsanız her zaman var.
0
inheritance
(06.12.24)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.