Giriş
(9)

Eşyalı Ev / Eşyasız Ev Kararsızlığı

depresif genc
Arkadaşlar, max 3-4 sene kalmayı planladığınız bir yerde eşyalı evler ile eşyasızlar arasındaki fark 300-400 TL civarıysa sizce eşya almaya değer mi?
Arkadaşlar, max 3-4 sene kalmayı planladığınız bir yerde eşyalı evler ile eşyasızlar arasındaki fark 300-400 TL civarıysa sizce eşya almaya değer mi?
0
depresif genc
(02.12.19)
maddi durumlar elveriyorsa kendi eşyan alman daha iyi bence, zamanında ben de bu ikilemde kalmıştım, eşyasız evi seçtim, doğru bir karar olduğunu şimdi rahatlıkla söyleyebilirim.
0
blue rebel motorcycle club
(02.12.19)
değmez. eşya taşımak bile başlı başına dert. eğer tutacağın evdeki eşyalar yeni ve temizse hiç düşünme.
şu an ben böyle bir evde oturuyorum ve çok memnunum. öyle yurt odası gibi bişey değil. temizlik ve faturalarda dahil. daha çok otel gibi.
0
scudman1
(02.12.19)
Eşyaların durumuna göre. Yeni düzgünse eşyalı halde tutardım sanırım.
Mantığım şu,
300x12 3600
3 yıl olsa 10800
Bu paraya tüm evi döşemek var.
Kimse üç yıl vade yapmaz. Bu para istediğiniz eşyalar iicn az gelebilir. Ve yeni eve gidince taşınma masrafı da olur.
Onun yerine eşyalı evde kalıp, mümkünse bir miktar parayı döviz ya da altınla biriktirip yeni eve gidince taşınma masrafı da olmayacağından yeni eşyaları alıp otururdum
Tasinma masrafı da her halde şu anda 3000 TL aşağısına değildir. (bir yıllık kira farkı gibi)
0
kisa
(02.12.19)
o eşyalarda senden önce kim bilir kimler yattı kalktı. bir de bunu düşünmek lazım
0
dafuq
(03.12.19)
Yatak, koltuk vs gibi eşyalar değil de beyaz eşyalar için mantıklı bence.
Ben buzdolabı, çamaşır makinesi, masa ve sandalyeler ile bir gardrop sistemi olan kısmi eşyalı bir ev tuttum. Kendim de ikeadan bir yatak ve küçük bir koltuk aldım. Taşınma, yerleşme kısmı çok kısa, pratik, sorunsuz oldu.
Yakında başka bir yere taşınıyorum ve hiç gözümde büyümüyor taşınma kısmı.
0
sopiro
(03.12.19)
Bekarsanız hiç gerek yok eşyalı evi tutun geçin. Eşyalı evde bir çok şeyden kurtuluyorsunuz elektrik, su, doğalgaz vb. abonelikleri, eşya alımı gibi zaman ve maddiyat kaybından kurtulursunuz. Ev değiştirmeye kalksanız eşya taşımak bir dert, şehir değiştirirseniz o eşyalara yarı değerini verirlerse dua edin.

Arada ki fiyat farkı görmezden gelinebilecek bir düzey ise eşyalı yok çok fazla olacaksa temel ihtiyacınıza yönelik eşyalar olacak şekilde almanızı öneririm.
0
murtiii
(03.12.19)
Eşyalar düzgünse uğraşmaya değmez. Kredi çekip alsan 20.000tl nin aylık faizi 200-250 lira zaten
0
okumakserbestbegenmeksart
(03.12.19)
bilmiyorum bende mi cenabetlik var ama bilinen markaların ürünlerini almama rağmen hep sorunlu çıkıyor ürünler. kalite yerlerde. sakın alma. boşver parayı marayı. değmez.
0
prizmatik
(04.12.19)
tabi ki esyasiz. matematigi cok basit.
0
hot potato
(04.12.19)
(6)

Alışveriş konusunda ilginç bir psikoloji

istebukadar
Ihtiyacimiz olduğundan mi satın almaya çalışıyoruz yoksa ihtiyaç mı yaratmaya çalışıyoruz. Bütün sitelerde en çok satan şeyleri arıyoruz.Güzel birsey varsa ben de alayim diye.Geçen huaweinin gt 2 diye saati çıkmış.2 hafta pili gidiyormuş. Satış rekorları kırmış. Onu mu alsam diye düşünüyorum. Sonrad
Ihtiyacimiz olduğundan mi satın almaya çalışıyoruz yoksa ihtiyaç mı yaratmaya çalışıyoruz.

Bütün sitelerde en çok satan şeyleri arıyoruz.
Güzel birsey varsa ben de alayim diye.

Geçen huaweinin gt 2 diye saati çıkmış.2 hafta pili gidiyormuş. Satış rekorları kırmış. Onu mu alsam diye düşünüyorum. Sonrada 1.5 bin lira neden saate vereyim diye düşünüyorum. Bu bi şeyler satın alma tutkusu depresyondan mı kaynaklanıyor yoksa sürekli çalışıyoruz neden çalıştığımız belli değil para biriktirip duruyoruz bu parayı biryerlere harcamak zorunda hissettiğimiz için mı?
0
istebukadar
(02.12.19)
bence saate ihtiyacın var o nedenle almayı düşündün. çok çok ciddi bir indirime gitmediği sürece değil akıllı saat, normal saat bile almam. çünkü ihtiyacım yok. geçen gün 1300 liralık telefonun fiyatı 1 liraya düşmüştü. onu almaya çalışmıştım. 200 liraya kadar da düşünürdüm.
0
sutlu nescafe
(02.12.19)
Ihtiyaç tam olarak nedir onu da algilayamamaya başladım da.
0
🌸istebukadar
(02.12.19)
saat seven bi insan olsaydın direkt almıştın. demek ki o kadar sevmiyorsun. ben saat severim ama saat alırken en çok önemsediğim kriter pil ömrü olacaksa güneş enerjili bir saat alıp konuyu kapatırdım. ihtiyaç mı? bu devirde belki ihtiyaç değil ama zevk. iki gün sonra bozulacak ya da kenarda unutulmaya terk edilmeyecek bir şeye para harcanır.
0
sinek kral
(02.12.19)
bunlar ihtiyac degil, luks.

insanlarin uzerinde inanilmaz bir satin alma baskisi var gunumuzde. kafani nereye cevirirsen cevir reklam var ve sana satin almani emrediyor.

ozellikle black friday gibi gunlerde "herkes aliyor, sen almazsan cok buyuk bir sey kacirirsin" hissini cok guzel yaratiyorlar. aslinda bi halt kacirdigin yok.hic biri de ihtiyac falan degil.almazsan 3 gün sonra unutursun, aklına bile gelmez.
0
brkylmz
(02.12.19)
Bence çok güzel bir minimalizme giriş yoluna doğru yönelmişsiniz, burdan devam edin derim.
Bazı kaynaklar olarak The Minimalists veya Zenhabits gibi bloglara bakabilir ve bu blog sahiplerinin kitaplarını okuyabilirsiniz.

Minimalizm "bir şeyi yerinde sevmek" diye bir kavramdan bahseder. "Aa ne güzel saatmiş ya, süper bir fikir" deyip geçebilmeyi öğrenmemiz gerekiyor, güzel olan her şeye sahip olmak zorunda değiliz.

Ben bir şeyi satın almadan önce ne sıklıkla kullanacağımı, fonksiyon vs görünüş kıstasımı, ödediğim paranın kullanım sıklığıma göre ederini vs düşünüyorum. Misal bir saate 1500 lira verilir mi diye düşününce, her gün takabilir miyimİ; takım elbise veya daha şık bir elbiseyle vs yine uyar mı, hassas özellikleri yüzünden sürekli sakınmam gerekecek mi, sadece belirli bir aktivitede mi kullanabilirim, gerçekten beğendim mi, vs bunları sorgularım. 1500 lira benim için büyük bir para değilse de sorgularım.

Ha çok sevdiğiniz ve düzenli yaptığınız bir spor olduğu için kayak takımı alacaksınızdır, yukarıdaki soruların hiçbirinin cevabı yoktur. Ama ona verilir, çünkü o uzun vadeli ve kullanıldığı kısa sürelerde bile hakkını veren bir yatırımdır. Falan filan.

İhtiyaç belirlemede de "buna ne sıklıkta ihtiyacım var?, bunu başka bir şeyle telafi edebilir miyim?, ödünç alabileceğim bir şey mi?, üç ay/beş ay/bir sene sonra da kullanıyor olur muyum?, buna üç ay/beş ay/bir sene önce de ihtiyacım oldu mu?, bu şeyi kullanmak için her gün kiralamam gerekseydi ne kadar ödemeye razı olurdum?" gibi sorular sorabilirsiniz.
0
sopiro
(02.12.19)
Ne güzel yazmışsınız yav inci gibi
0
🌸istebukadar
(03.12.19)
(37)

kim hakli?

ateistanbul
2-3 hafta once tinder'dan bir hanimefendiyle tanistim. bu aksama dek sevgilinin alti, flortun ustu sekilde devam ediyorduk.bugun biz hanimefendinin evinde demlenirken annesi geldi (oncesinde telefonla konustular, ucumuz de denk gelineceginden haberdar olduk) tanistik, ettik. anne beni biraz ovdu, ar
2-3 hafta once tinder'dan bir hanimefendiyle tanistim. bu aksama dek sevgilinin alti, flortun ustu sekilde devam ediyorduk.

bugun biz hanimefendinin evinde demlenirken annesi geldi (oncesinde telefonla konustular, ucumuz de denk gelineceginden haberdar olduk) tanistik, ettik. anne beni biraz ovdu, aramiz iyiydi. bir sure sonra: "nasil tanistiniz?" dedi. ben de "tinder'dan" dedim. -fade out-

kisa sure sonra biz disari ciktik (tinderella ile) hanimefendi gozleri dolu bir sekilde bir daha gorusmek istemedigini soyledi. oyle dememeliymisim, bu patavatsizlikmis. ebeveynler cocuklari boyle bi' uygulamada biriyle tanissin ister miymis! (benimkiler biliyor ve herhangi bir beis gormuyorlar uygulamada) ben de onceden boyle, gelmesi olasi bir soruya karsi herhangi bir uyari almadigimdan rahatlikla soyledigimi deklare ettim. "yine olsa yine soylerim, saklayacagin seyleri onceden bildirmelisin" dedim.

%'lik dilim vererek kime yakin oldugunuzu soylerseniz sevinirim. soylemezseniz de uzulmem.
0
ateistanbul
(29.11.19)
Mevzu Türkiye'de geçiyorsa; kadın haklı, erkek patavatsız. Yüzde vermedim, umarım üzülmemişsindir.
0
fxinturevi
(29.11.19)
turkiye'de geciyor. tesekkur ederim, uzulmedim.
0
🌸ateistanbul
(29.11.19)
Türkiye'de geçtiği için kız haklı. Ailesine durumu anlatmakta zorluk yaşayabilir
0
bagcivan
(29.11.19)
Bence de kız haklı. 2019’u bitiriyor olsak da internetten tanışılan ilişkiler halen toplum onayını almamış durumda. Bu da bir nebze doğru çünkü internetten tanışmış olmanız hiçbir ortak noktanızın olmadığı ve sadece aynı app’i kullandığınız için tanışabildiğinizi gösteriyor.
Sonradan çok ortak noktanız çıkmış olabilir ama bunu kimseye anlatamazsınız, bu yüzden zorluk yaşamamak adına söylememeniz ve beyaz bir yalan uydurmanız gerekirdi.
0
megalomaniac
(29.11.19)
Yani bence %80 kiz hakli, %20 kiz haksiz, sana yuzde vermiyorum. Niye dersek, zaten internetten tanismanin nasil yadirgandigini diger arkadaslar aciklamis. Bu %70lik kisim. Ama biraz da haksiz, madem bunu boyle soylemeni istemezdi, veya patavatsizlik oldugunu dusunuyordu, daha annesi gelmeden sana soyleyebilirdi, ya da direkt soylemeden bile hafiften citlatabilirdi.
0
Haldamir
(29.11.19)
%100 kiz hakli. orada bir incelik var, onu dusunebilmen lazim. bu bir sosyal zeka gostergesi. "yine olsa yine soylerim" diyerek yanlis yapiyorsun. bu durumdan bir seyler ogrenmen umuduyla..
0
ebabil curnatasi
(29.11.19)
sadece turkiye icin:
"nasil tanistiniz?" sorusuna ne olursa olsun cevap verilmez, kadına pas atılır. hele cevap tinder ise direk soruyu duymazdan gelmek gerekir. 1/1 kadın haklı.
0
redlinetheturk
(29.11.19)
kiz % 200 hakli. Tam bir patavatsizsiniz
0
habula
(29.11.19)
Kesinlikle sen haklısın. madem utanıyosun tinder denen kerhanede ne işin var? Ayrıca sana niye söylemiyor tinderdan tanıştığımızı sakın söyleme diye?
0
yazar yazmaz yazan yazar
(29.11.19)
el conquerador +1.

Net tavrın takdir edilesi. Oyna, devam.
0
tsubasa
(29.11.19)
21+ yaş ise kız kesinlikle haksız, gözleri dolu şekilde falan hele off çok korkunç, kezbanus majoris
0
inekadam
(29.11.19)
Sen haklısın.

Hayata bakışınız farklı. -mış gibi yapan, oyunlarla hayatını sürdüren, birilerinin dolduruşuna gelmeye her an hazır, bir kalemde erkeği silebilecek bir kıza sen beş beden büyüksün hocam.

Ayrıca ülkemiz tinderında psikolojisi yerinde, dingin bir kadın yok neredeyse. Bu da kısa bir not.
0
heidi'nin dedesi
(29.11.19)
bu yaşıma kadar edindiğim tecrübeye göre bu tür kritik sorularda topu her zaman kadına at. "hihihi ayşe yanıtlasın onu" diye kıvır geç.

adettendir: kız %100 haklı.
0
duster
(29.11.19)
Tinder kullanmiyorum ama kerhane olduguna da inanmiyorum, dunya degisti biraz acik fikirli olmak lazim, nasil bakarsaniz onu gorursunuz. Kerhane olarak kullanmak isteyen var, etrafimda cok guzel iliskiler yasayan da var. Insanlar uyumadiklari zamanin ciddi bir kismini sosyal medyada ve telefonda geciriyor zaten.
Bununla birlikte kendin ol vs diyen insanlarin da turkiye'de yasamadiklarini dusunuyorum, sanki toplum olarak kisisel sinirlara cok saygimiz varmis, insanlari yargilamiyormusuz, bizi ilgilendirmeyen her konuya burnumuzu sokmuyormusuz gibi, '-mis' gibi yapmanin alemi yok.

Kiz %100 hakli degil ama hakli.
0
songforsomeone
(29.11.19)
yazısız iletişimin kuralı, kimin ebeveyni soru sorarsa onun çocuğu cevap verir. hadi bu önemli değil, tinder cevabı ne ya ahah?
0
sanzelize canavari
(29.11.19)
anne-kız-erkek arkadaş kızın evinde demlenme ortamında tanışabiliyorsa, o aile tutucu, kuralcı değildir. siz de bunun rahatlığıyla tinder'da tanıştığınızı söyleyebilmişsiniz, önceden uyarı da almamışsınız zaten.

ben size daha çok hak verdim.
0
kayıtsız
(29.11.19)
Cevabı kız vermeliydi, kızın gözlerine bakmalıydın.

Ayrıca kızın anası Tinder'ı nereden biliyo ki bozuluyolar?
0
John Bloor
(29.11.19)
Sen yuzde 75 gibi bir oranla haklisin
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(29.11.19)
bence de siz haklısınız.zira hanımefendi sizi annesinin yaşadığı eve davet ediyor ve annesiyle de aranız iyiyse bunu hesaba katması lazımdı.aynen dediğiniz gibi saklayacağı bir şey ise bunu önceden size söylemesi lazımdı.annesiyle tanşmışsınız nihayetinde annesinin bunu soracağını da tahmin etmesi lazımdı.
0
drako
(29.11.19)
tam olarak kayitsiz ve drako'nun bakis acisindaki gibi dusundugumden boyle gelisti olay. baska bir zaman-mekan-kisi ucgeninde farkli gelisebilirdi; fakat mevcut sartlarda %96.3 ayni cevabi verirdim. %3.7 de "x cevaplasin" diyebilirmisim.

yaslar: 29-24.
0
🌸ateistanbul
(29.11.19)
Sizi haksız buldum ben, ama kız da haklı değil. Sadece aileler her şeyi bilmemeli bence. Misal, erkek arkadaşının annesiyle sohbet ederken de "Valla oğlunuz çok iyi sevişiyor, o yüzden birlikteyim" demez insan sebebi o olsa bile. Lüzumsuz bir artistlik yapmışsınız Tinder'dan diyerek.
0
sopiro
(29.11.19)
Topu kıza atacaktın +1. Bu net patavatsızlık.
0
anarsika
(29.11.19)
bu, "utanıyorsan yapmayacaksın"lık bir durum değil.
yaptığından utanmamak demek insanın annesine gidip, "ben tinder'da takılıyorum" demesi değildir.
üstelik tinder'ın şöhreti de malum.
hem ayıp, hem büyük patavatsızlık.

kızın gözlerinin dolması/dolmaması ayrı mesele, ama aile yapısı bunu kaldıramayacak bir kızsa gözleri dolar, gerekirse ağlar da.
sen pot kırmışsın, bu karşındakinin kezbanlığı değil.

"arkadaş vasıtasıyla" ya da en kötü ihtimalle "internetten tanıştık" falan bile diyebilirdin.
kız yüzde 100 haklı.
bir de "kusura bakma, düşünemedim" değil, "yine olsa yine söylerim" falan diye tüy dikmişsin.
yüzde 200.

edit:
yukarıdakilerin tamamını okumamıştım, şimdi okudum.
kızın evinde demlenebiliyor olabilirsiniz, kızın annesiyle aranız iyi de olabilir.
ama mesela "ekşi sözlükten tanıştık" deseniz, tesadüfen bir sohbet sonucu tanışıldı diye düşünülür.
her önüne gelen ekşi sözlük yazarıyla tanışıp sevişiyor diye düşünülmez.

tinder dediğinizde, bu kız aktif olarak tinder kullanıyor durumuna düşüyor.
tinder'ın da ne olduğu belli.
yani bu durumda kızın aktif tinder kullanıcısı olduğu açık edildi.
belki sizden önce kimseyle görüşmemiş olabilir, ama bu öyle anlaşılmaz, akla başka şeyler gelir, her yere çekilebilir bu durum.
hoş olmayan da bu zaten, kızı ailesiyle boşuna yüzgöz etmişsin.
ayrıca kızın evinde olman, annesini yatakta karşıladığınız anlamına gelmiyor.
yani kızın evine gittin diye, "nasılsa annesi her şeyi biliyor" gibi bir durum yok.
arkadaşı oturmaya gelmiş diye düşünür birçok anne.
0
blatta hiberna
(29.11.19)
Kiz hakli.Bunlar hep annelerin erkek cocuklarini sadece kendini düsünen prensler olarak yetistirmesinden oluyor.
0
turkuaz
(29.11.19)
açık konuşayım ben o pozisyonda olsam, topu kıza atardım. ama bu demek değil ki senin yaptığın patavatsızlık. kızın ağlayarak gelip "görüşmeyelim" diyeceği kadar büyük bir meseleyse bu, eşeğini sağlam kazığa bağlaması gerekirdi.
çoğu insan bir ebeveyne "sizin kızla tinderda tanıştık biz eheh" demez ama yani bu tarz bir senaryoda da "tinderda tanıştığımızı söyleme ha sakın" gibi bir önlem alınması da gerek sanki. ikinizde de çıtır kusur var.
0
cay koy geliyorum
(29.11.19)
siz haklısınız. ikiyüzlülüğe gerek yok böyle konularda. kendi evinde takılıyormuş nasıl içi rahat ediyor, hayret. biraz azar işitir geçer. herkesin içi rahat eder böylece. hayır, onun evinde ailesi karşı olacağı halde takılmak konusunda ısrar eden sizseniz siz haksızsınız.
0
cilekesgargi
(29.11.19)
sen haklisin. tinder'da tanistigimizi soyleme diye uyarmasi gerekirdi, neticede annesinin gelmekte oldugu belliydi.
0
hot potato
(29.11.19)
Kadın veya erkek ailelerin detay bilmesine gerek yok internetten deyip geçebilirdiniz. Kendi ailesine ikiniz hakkında ne kadar bilgiyi açıklayacağınızın sınırı o kişiye ait. Bence de dümdüz patavatsızlık sizin için sıkıntı olmayabilir ama muhafazakar olmasa bile insanların ailelerinin arkadaşlık sitelerinde gezdiğini bilmesine gerek yok. Siz ailesnize söylemeyi tercih ediyorsunuz diye herkesten de bekleyemezsiniz.

Özellikle de ilk defa görüştüğünüz halde detay vermemeliydiniz. Belki daha ilerde ortama bağlı olarak hem karşınızdakinin düşüncesini de bilirdiniz) söylenebilirdi ama ne gerek var? Doğrucu mu sevdi?


edit: el conquerador'cu tayfaya da cevaben yatak odasında da uç fantazileriniz olabilir ama başkalarının duymasını istemeyebilirsiniz. Utanıyosa yapmasın diye buna da diyebilir misiniz? Özel hayat neden "özel"? Her şeyi ailenizle paylaşmak malesef sizin medeni ve korkusuz olduğunuzu göstermiyor. Sadece dünyanın bu tarafında insanların özel hayatı bu kadar ortalıkta herkes de bu konuda yorum yapmaya bayılıyor aileler arkadaşlar... Utanmamanız malesef ailenizin medeni olmasından vs. değil bu ülkede erkeklerin rahat yetiştiriliyor ama her zaman da aile tarafından özel hayatına burnunun sokuluyor olmasıyla alakalı
0
eatpraylaw
(29.11.19)
Kız haklı
0
basond
(29.11.19)
çok saçma ya. erkek haklı. ben olsam ben de direkt tinder derdim.
0
xvyz
(29.11.19)
erkek haklı. kızın önceden söylemesi gerekirdi. patavatsızlık falan da değil, ha bana sorsa ortak arkadaş derdim ince düşünüp. ama kimse ince düşünüp biri için yalan söylemek zorunda değil.

kızın evinde demlenirken annesi geliyormuş, hiç türk tipi bir aile gibi de gelmedi bu sahne bana ayrıca.
0
jangbogo
(29.11.19)
Kız 100% haklı.

Ekşisözlükte, yani internetle haşır neşir olmuş, nispeten genç insanların yazdığı bir platformda bile tinder için olumlu yorumlar okuyamazken orta yaşlı kadından böyle bir açıklık beklemek düpedüz hata.

@ebabil +1
0
chitosan
(29.11.19)
17-12'lik skorla kiz* hakli cikti. 7-0 onde baslamasaydi her sey farkli olabilirdi...
0
🌸ateistanbul
(29.11.19)
ortada haklilik veyahaksizlik diye bir durum gormuyorum.

soru sorulmus. cevap vermissin.

olan bu.
0
Leonardo~Da~Vinci
(30.11.19)
kız haklı.
0
trgydl
(30.11.19)
sevgili leonardo, keske herkes boyle dusunseydi. (en azindan haksiz olmazdim)
0
🌸ateistanbul
(30.11.19)
Kiz hakli diyenler evlilik alisverisinde telefonlarindan bahis sitelerine bakiyor
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(30.11.19)
(3)

Dolandırılma ihtimalim nedir?

mutantking
sahibinden'e kullanmadığım bir imac ilanı koymuştum. akşamına telefonuma bir mesaj geldi. konuşma aşağıdaki şekilde, ama ingilizce gerçekleşti. a: alıcı b:ben a: salam alekum. hala satılık mı?b: eveta: ne kadar?b: 4000a: foto var mı?b: fotolar..a: güzel. kendim gelip almak isterdim ama şu anda ulus
sahibinden'e kullanmadığım bir imac ilanı koymuştum. akşamına telefonuma bir mesaj geldi. konuşma aşağıdaki şekilde, ama ingilizce gerçekleşti. a: alıcı b:ben

a: salam alekum. hala satılık mı?
b: evet
a: ne kadar?
b: 4000
a: foto var mı?
b: fotolar..
a: güzel. kendim gelip almak isterdim ama şu anda uluslararası kızıl haç'a bağlı olarak yurtdışındayım. sana kargo için ekstradan 500 yollıyım bana kargola olur mu? ben parayı göndereyim önce sen sonra kargoyu yolla.
b: nereye kargolayacağım.
a: batı afrika'da çalıştığım askeri bölgeye.
b: bana tam adresini yazki ben de kargo şirketiyle konuşayım zamanlama ve ücret için.
a: sen bana tam adını iban numaranı tam adresini ve mail adresini yaz.
b: sen önce bana adresini ver ki ben bi konuşayım. belki kargo şirketi pahalıya götürürüm diyecek veya 2 ay sürer diyecek yada hiç götürmeyecek.
a: ne zaman ulaşacağı önemli değil.
b: tamam sen ver tam adresini
a: 500 lirayı aşmaz bence
b: olsun sen ver yinede.

burda kaldı konuşma. açıkçası çok mantıklı gelmedi bana. daha önce benzer bir olay yaşayan duyan var mı? allahın afrikasında redcross'ta çalışan adam benim sahibinden ilanımı nerden bulacak ya. bi yandan da adam istediği bilgilerle bana ne yapabilir ki diye düşünüyorum. bilemedim.
0
mutantking
(26.11.19)
teritori
(26.11.19)
%100
0
burya
(26.11.19)
Rolf Dobelli'nin bu gibi durumlarda ve genel olarak hayat için önerdiği çok güzel bir strateji var. "If something feels like crap, it's crap." Diğer türlü öyle sorgulamalar olmazdı zira diye düşünebilirsiniz.
"Acaba öküzlük mü ediyorum?", "X beni sevmiyor mu?", "Bu dolandırıcılık olabilir mi?", "Bu yaptığım yanlış mı?" gibi sorgulamalarda işe yarıyor.
0
sopiro
(26.11.19)
(1)

Litcharts hesabı olan var mı?

wmeh
Sadece bir sayfaya erişmem gerekiyor. Yardımcı olan olursa çok sevinirim.
Sadece bir sayfaya erişmem gerekiyor. Yardımcı olan olursa çok sevinirim.
0
wmeh
(25.11.19)
Benim var.
0
sopiro
(25.11.19)
(5)

Hoşlandığınız kişinin...

proculianus
Sizden daha iyi şartlarda olması sizde de kötü bir hisse (özgüven kaybı, yetersizlik, ona layık olmama vs.) sebep oluyor mu?Daha iyi şartlardan kastım, sadece mal mülk yani maddi durum değil. Evet ınu da kastediyorum ama bunun dışında mesela sizden daha yetenekli olması, belki daha güzel/yakışıklı o
Sizden daha iyi şartlarda olması sizde de kötü bir hisse (özgüven kaybı, yetersizlik, ona layık olmama vs.) sebep oluyor mu?

Daha iyi şartlardan kastım, sadece mal mülk yani maddi durum değil. Evet ınu da kastediyorum ama bunun dışında mesela sizden daha yetenekli olması, belki daha güzel/yakışıklı olması, ekstra hobilerinin veya ilgi alanlarının olması gibi. Ben hoşlandığım kişinin sürekli seyahat etmesi dünyayı dolaşması her fırsatta gezmesini çok kıskanıyorum mesela. Kesinlikle çok hoşuma gidiyor ama ben bunu istediğim halde bir şeyleri bahane ederek yapamadığım için ezik hissediyorum karşısında. Yetersiz ona layık değilmişim gibi. Ben hiç yurt dışına çıkmamışken o dünyayı geziyor. Napsın ki beni falan diyorum. Ya da onun arabası var mesela Ben metrobüse biniyorum gibi.

Sizde de oluyor mu böyle şeyler? :/
0
proculianus
(24.11.19)
Hem de nasıl.

Son hoşlandığım, bayağı hoşlandığım insan biraz gıcık, mesafeli gibi olmasına rağmen inanılmaz yetenekli, zeki, entelektüel, aklı başındaydı. Ailesini bırakıp Türkiye'de gelmiş yıllar önce. Sık sık Avrupa'ya, Hindistan'a gidip geliyordu. Evinde bir balkonu vardı, dünyanın dört bir yanından getirttiği bitkiler, kuşlar. Papağan ı vardı herifin, Yeni Zelanda'dan üşenmemiş getirtmiş. Uyuduğu odanın bile tavanı egzotik otlarla, bitkilerle, çalı çırpıyla kaplıydı. Hiç yeni eşya almazdı, milletin kullanıp attığı sağlam bir sürü eşyayı sokak sokak dolaşıp topluyor, güzelce temizleyip tamir edip evine götürüyordu. Bir müzik grubu vardı, sesi çok iyi değildi ama yazdıkları muazzamdı.

Bense yatak çarşafını değiştirmeye üşenen bir tipim. Kendimi ona layık göremedim. Acısını da çektim bir süre tabii. Ama beni ne kadar yavan gördüğünü bakışlarından okumak kahrediyordu.
0
epistemic_regress
(24.11.19)
Valla bende olmuyor, dediğin durumlarda da olmadı. Olsa olsa imrenirdim helal be kendini ne güzel geliştirmiş derdim. Tabi bunları kendi dişiyle tırnağıyla yapmadıysa yani zaten çok fazla imkanlara sahip olarak geldiyse dünyaya imrenmeyebilirdim de.
0
Amaranta ursula
(24.11.19)
Hiç olmaz. Çünkü aksine daha bile güzel, kendime daha çok şey katabilirim.
0
superfluid
(24.11.19)
Olmuyor. İnsanların "napayım ki bunui" diyeceği bir insan olduğumu düşünmüyorum zira.
0
sopiro
(24.11.19)
oluyor.

onu haketmedigimi ve uyusamayacagimizi dusunuyorum. beni istemeyecegini, hoslansa bile benden sikilacagini dusunuyorum.
0
batlegolas
(25.11.19)
(6)

bir sanatı yahut zanaatı sadece zihinsel egzersizle ne kadar öğrenebiliriz?

for day to break
hiç mi? sorumu detaylandırmam gerekirse, yani daha çok el becerisi ve pratiklik gerektiren işler zihnimizde sürekli onu yapıyormuş gibi tekrar edilerek öğrenilebilir mi acaba, buna benzer örnekler duydunuz mu?
hiç mi? sorumu detaylandırmam gerekirse, yani daha çok el becerisi ve pratiklik gerektiren işler zihnimizde sürekli onu yapıyormuş gibi tekrar edilerek öğrenilebilir mi acaba, buna benzer örnekler duydunuz mu?
0
for day to break
(24.11.19)
hayir ögrenilmez.
0
duygusuzromantik
(24.11.19)
bunu başaran insanlar var, ama çok üst düzey bir beceri bu:) epey de eğitim istiyor aslında.
0
anten
(24.11.19)
bana kişisel gelişim kitapları önerenler oldu mesajla. sanırım sorumu inanmakla bağdaştıranlar olmuş. ben hani bu işi yapacağım inanıyorum gibi fantastik gaz vermelerle değil de, o işi zihninde tekrar ederek el becerisini hiç kullanmadan zihinsel olarak deneyimledikten sonra el becerisine dökebilme yetisi oluşabiliyor mu babında sordum.
0
🌸for day to break
(24.11.19)
Zannetmiyorum hocam pek. Gerçi sizin biraz işi kavramanizla alakalı. Ben karşımdakinin bana ilk defa gösterdiği bir şeyi eş zamanlı yapamayacak kadar bu beceriden yoksunum mesela. Ortaokulda fen laboratuvarında "Duyan unutur, gören hatırlar, yapan öğrenir." diye bir afiş vardı. İsterseniz deneyin ama kestirmeden öğrenmenin bence en etkili yolu bol bol denemektir.
0
black holes in the sky
(24.11.19)
Inner Game of Tennis kitabında tenis oynamaya başladıktan sonra bir süre ara verip söylediğiniz gibi zihin egzersizleri yapıp sonra oynamaya devam etmekten bahsediliyordu yanlış hatırlamıyorsam.

Bir de geçenlerde bir eğitimde eğitmen kollarımızı açabildiğimiz kadar açmamızı söyledi, açtık. Gözünüzle duvarda işaretleyin açtığınız maksimum noktayı, dedi. Sonra gözümüzü kapatıp kollarımızın uzadığını, kocaman açıldığını falan hayat etmemizi istedi, 30 sn kadar. Sonra aynı hareketi tekrar yaptığımızda herkesin kolları birkaç santim daha açılmıştı çok net. Sorunuzun cevabı olmadı pek ama...
0
sopiro
(24.11.19)
Gerçekten yapmak kadar olmasa da hic yapmamaya göre faydası olacağı kesin. Ne kadar çok zihinden yaparsan gerçekte yaptığında ustalaşman o kadar kolaylaşır.
0
prizmatik
(24.11.19)
(3)

anlaşılamayan kişi

daisyy
merhaba ben yeni geldim duyuruya bir kaç yıl önce biriyle tanıştım sosyal medya üzerinden arkadaş gibiydik o da benim oturduğum şehirde oturuyordu ara da bana uyudun mu yalnız mı yasıyorsun gibi şeyler soruyordu anlam veremiyordum sonra taşındı sehirden biz hiç buluşamadık nedense arada konuşmaya d
merhaba ben yeni geldim duyuruya bir kaç yıl önce biriyle tanıştım sosyal medya üzerinden arkadaş gibiydik o da benim oturduğum şehirde oturuyordu ara da bana uyudun mu yalnız mı yasıyorsun gibi şeyler soruyordu anlam veremiyordum sonra taşındı sehirden biz hiç buluşamadık nedense arada konuşmaya devam ediyorduk havadan sudan şeyler hayatını hiç bilmezdim sonra ben bir gün hayatımın kötü gittiği bir dönemde ona sacma mesajlar attım sacma espriler vs (depresyondaymışım haberim yoktu o zamanlar) o da bana sen çok mu yalnızsın diye mesaj attı son mesajı oldu bu mesajdan sonra ghost oldu telefonunu değiştirdi kişi bana mesaj attığı zamanlarda baskasını seviyormuş tesadüfen öğrendim bir de herşeye olsun ne olacak diyordu hayatımla ilgili önemli birşey söylediğimde simdi bu kişi yedek mi yaptı yoksa yara bandı mı beni ya da öylesine konuştuğu birimiydim ben hiç birşey anlamadım hala merak ediyorum kullanıldım mı diye
0
daisyy
(24.11.19)
hiçbir şey olmamış ki kullanılasınız.
"Bir insan vardı, birkaç kere konuştuk. Kullanıldım mı?" diye anlıyorum sorunuzu. O açıdan bakarsak sohbet ettiğimiz herkesi eğlenmek için, bilgi almak için, ilgi almak için, can sıkıntısı gidermek için vs kullanıyoruz zaten.
0
sopiro
(24.11.19)
@sopiro gibi düşünüyorum. Yedek mi yaptı yara bandı mı, bence de hiçbir şey yapmamış ki sizi.
0
aquarium
(24.11.19)
Mantıklı evet
0
🌸daisyy
(24.11.19)
(41)

kadinlarin kol killari

songforsomeone
oncelikle kadinim, kol killarimi almiyorum, almayi da dusunmuyorum pek cunku hic aklima gelen bir yer degil, ne kendimde ne baskasinda bakmam, dikkat etmem vs.. siz ne dusunuyorsunuz? kadinlarin kol killarina bakar misiniz? alinmali mi? kadin erkek herkes yazabilir, sadece merak ettim acikcasi.
oncelikle kadinim, kol killarimi almiyorum, almayi da dusunmuyorum pek cunku hic aklima gelen bir yer degil, ne kendimde ne baskasinda bakmam, dikkat etmem vs..

siz ne dusunuyorsunuz? kadinlarin kol killarina bakar misiniz? alinmali mi?
kadin erkek herkes yazabilir, sadece merak ettim acikcasi.
0
songforsomeone
(18.11.19)
ben bakıyorum ve bence kişisel bakımına dikkat eden her kadın almalı. alan/almayan beni bağlamaz tabi yine de.
0
onkiloversemtamamım
(18.11.19)
Almalı
0
soru cevap 1tl
(18.11.19)
koltuk alti degil bu arada, kollardan bahsediyorum.
0
🌸songforsomeone
(18.11.19)
erkegim.

cok asiri kurk gibi olmadigi surece bence alinmamali, dogal hali cok daha guzel geliyor bana. hormonal, Genetik bozukluk vs gibi durumlarda gerekliyse alinabilir. bunun disinda bence kadina gereksiz vakit kaybi. seni kolunda tuy var diye sevmeyecek adam sevmesin daha iyi.
0
JohnOakley
(18.11.19)
Erkek. Benimkinden daha kıllıysa çok hoşuma gitmiyor açıkçası ama onun haricinde np. Kadın olsam almazdım sanırım.
0
plutongezegendegilmi
(18.11.19)
ben de dikkat ediyorum.alınmasını tercih ederim.

erkek.
0
drako
(18.11.19)
almasa da olur rahatsız olmam, erkek
0
freebird5406_2
(18.11.19)
Bakarım, almalı.
0
eazy
(18.11.19)
'temizlik' diyen arkadaslar, ozellikle erkekler, hakkaten cok saskinim, hic kolunu, bacagini alan erkek tanimadim, onlar pis mi ya da kadin neden pis oluyor kolunu almayinca - tekrar, koltuk alti degil - hakkaten anlamadim. nasil bagdastiriyorsunuz pislikle?
0
🌸songforsomeone
(18.11.19)
Özellikle siyahsa böyle erkek gibi duruyor, biraz seksapeliteyi öldürüyor açıkçası. Almalı almamalı demek bize düşmez tabii herkesin kendi bileceği iş ama bir erkek olarak bazı kadınlarda cidden dikkatimi çekiyor yani. Hoş durmuyor bence.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(18.11.19)
erkek de kadın da en azından "fazla" kıllarını almalı.
temiz ve estetik gelmiyor bana.
kadında kolunun rengini değiştirecek kadar, erkekte kabartı olacak kadar kol kılı varsa azaltılmalı, ölçümüm bu.
0
jimjim
(18.11.19)
bakarım. kıllar siyahsa libido killer oluyor benim için. alıp almaması kendi tercihi.
0
hasmetizm 2046
(18.11.19)
meli mali diye bir sey yok. kisisel tercih meselesi bu. ben kadinim, alinik daha estetik oldugunu dusunuyorum. ayva tuyu gibi olsalar almazdim.

yalniz anlamadigim, @yedek'in yazdigina istinaden soruyorum, temizlik ile nasil bir baglantisi var acaba kol kilinin? bilmedigim bir sey mi var acaba bu konuda?
0
jimicik
(18.11.19)
ben de almıyorum. kollarını alan arkadaşlarıma dokunuyorum sakal gibi sert sert çıkıyor.
0
geçerkenugradım
(18.11.19)
bakarım. kıllar siyahsa libido killer oluyor benim için. alıp almaması kendi tercihi.

+1

alinik daha estetik

+1
0
Dimitry
(18.11.19)
Epey şaşırdım yorumlara yaa. Yazdım yazdım sildim. Almıyorum ben, belli de olmuyor. En azından bence. Bir de sayın erkeklere sormak lazım. Kol kılı ifşası mı başlatsak..
0
noisette
(18.11.19)
genelde aldırıyorum. ama bu aralar aldırmadım mesela. lazer bile yaptıracaktım ince kılı artırıyor diye yaptırmadım. ( kadınım)

öyle temizlik falan yalan bence, kol kılı seksi gelmediği için aldırılmalı diyor herkes. yoksa birinde görmek baba kılı gibi olmadığı sürece gözüme çarpmıyor.
0
damla sakızlı dondurma
(18.11.19)
Kıl var kıl var. Tüy ise zaten hiç gerek yok, ama kıl ise kıl kalınlığı, rengi, ten rengi ile alakaı bir durum.

Her kadın almalı diye bir şey yok, ama bazı kadınlar alsa daha güzel durur.
0
John Bloor
(18.11.19)
Kadınlarda kol bacak ve yüz kıllarının bakımlı olmasını seviyorum. Genital bölge konusunda ise tercihim tam ters yönde nedense..
0
twelfth
(18.11.19)
Kadınım, aldırıyorum. Hemcinslerimde de dikkat ederim.
0
aynenbencede
(18.11.19)
kadınım, kendimde alınmış halini daha güzel buluyorum. rengi belli olsun olmasın pürüzsüz parlak halini seviyorum. isteyen almasın
0
aquarium
(18.11.19)
Kadınım almıyorum. Baya da var aslında bazen alsam mı diyorum belki sonra lazer yaptırırım. Sorduğum insanların hiçbiri alman lazım demedi. Bu durum karşıdaki için kriterse benim için de kriter, ben kendimi nasıl rahat hissediyorsam öyle yaparım. İsteyen alsın istemeyen almasım bize ne.
0
malwethiel
(18.11.19)
aldırılmamalı. aldırdıktan sonra çok daha kötü çıkıyor ve alınması için biraz uzaması gerekiyor bildiğim kadarıyla, o süreçte daha da çirkin duruyor. parlak bir kolda tek tük batıklı falan tüy görüntüsü daha kötü.

aşırı siyah ve bileklerde falan yoğun değilse asla düşünmezdim. benim de var normal ama aldırmıyorum. bi de onunla uğraşamam herkes işine baksın beni sinirlendirmesin :)
0
nıç
(18.11.19)
genç kuşakta var bu tür takıntılar, internette görsel bombardımana maruz kalmaktan oluyor. şahsen ben takmam, ister alsın ister almasın.
0
bezgin adam
(18.11.19)
Ben çok yoğun olduğu için rahatsız olup erken yaşta almaya başlamıştım. Artık biraz azaldığı için de gözüme batmıyor hiç. Çıkınca da umursamıyorum pek.

Hijyenle bağlantısı olmadığı sürece böyle şeylerin dikte edilmesinden hoşlanmıyorum. Kol tüylerini almanın da hiçbir alakası olmadığına göre isteyen istediği gibi takılsın.
0
rusalka
(18.11.19)
kadınım ve kadınlarda siyah siyah kol-bacak kılı görmek biraz midemi bulandırıyor. algılarımızı nasıl bozmuşlarsa artık...

öte yandan aşırı kıllı erkek kolu-bacağı da midemi bulandırıyor.
0
kayıtsız
(18.11.19)
"Yapmalı, etmeli" gibi bir zorunluluk veya kural olduğunu düşünmüyorum ama ben alıyorum, bana böyle daha hoş geliyor. Keza erkek arkadaşım da parmaklarının her boğumuna kadar kılı olan biri olsaydı o da alsın isterdim. Gözünüze hoş gelmiyorsa, içinize sinmiyorsa alın diye düşünüyorum. Ama "kadın dediğin kolundaki kılı alacak aga" falan diyen biri olsa karşımda "tövbe allahım, cahile bak" derim içinden.
0
sopiro
(18.11.19)
Killari alinammis kadin kolunu hayal bile etmek istemiyorum oyle soyleyeyim. Kadinin butun cekiciligi biter gozumde, huzursuz olurum kol killarini gordukce. Aman allahim..
Libido killer +1
Erkegim.
0
stavro
(18.11.19)
Eşim almıyor, çok belli de olmuyor zaten o yüzden abartı olmadıkça rahatsız olmam, olmuyorum.
0
chicha
(18.11.19)
Alinmasi taraftayim
0
all girls dream
(18.11.19)
Kadınlar için, alınıp alınmaması konusunda söz hakkının biz erkeklere düşmemesi gerektiğini düşünüyorum..
0
hurt
(18.11.19)
ben alıyorum ama öyle bazı kadınlarınki gibi ayva tüyü gibi değil benimkiler. belli belirsiz görünse almazdım.
0
ninotevtidze
(18.11.19)
belki de almak istemiyordur, bize ne?

Bireylerin, sırf belli bir küme öyle buyurdu diye ferdi seçimlerini biçimlendirmesi yanlış ve komik.

Almak istemiyorsan almak zorunda değilsindir. Kıl senin, karar senin.
0
el conquerador
(18.11.19)
Şu tarz ise kötü görünüyor malesef :/

i.hizliresim.com
0
Northern Mariner
(19.11.19)
İsterse aldırır, istemezse aldırmaz.
0
rock n roll
(19.11.19)
Dikkat çekecek kadar belirginse kesinlikle alınmalı. Dikkatimi çekmiyorsa problem etmem açıkçası.
Tabii ki son söz hakkı yine kadının.
0
rakicandir
(20.11.19)
siyahsa göze batıyor, en azından oksijenle felan sarartsın, tüy gibi olsun
0
ravenudon
(20.11.19)
Kadınım, bu konuda hiçbir şey düşünmüyorum. Kişi nasıl rahat ediyorsa öyle yapmalı, kimseye laf düşmez.
0
fotrsapka
(20.11.19)
yani kötü duruyor bir erkek gözüyle(libido killer +1) ama vücut kiminse onun kararı.
0
wacot
(20.11.19)
siyah değilse boşver
0
sttc
(20.11.19)
"almali" degil ama ben kadin olsaydim alirdim buyuk ihtimalle.
0
hot potato
(20.11.19)
(5)

Sebzeler, özellikle domates nasıl saklanır?

denizaya
Pazardan domates, salatalık ve marul aldım diyelim, ilk gün yedin yedin, yemedin 2.gun domates içi sekreleniyor, rengi bir acayip oluyor, salatalık burusup tad bozuluyor, marul kararıyor...sanırım bizim mutfaktaki atmosfer sebzeleri bozuyor..Çok değil 2-3 gün dayansinlar istiyorum, buzdolabında mi s
Pazardan domates, salatalık ve marul aldım diyelim, ilk gün yedin yedin, yemedin 2.gun domates içi sekreleniyor, rengi bir acayip oluyor, salatalık burusup tad bozuluyor, marul kararıyor...sanırım bizim mutfaktaki atmosfer sebzeleri bozuyor..

Çok değil 2-3 gün dayansinlar istiyorum, buzdolabında mi saklamaliyim, domates falan nasıl saklanır ve bizim.mutfakta neden bozuluyor olabilirler? 3 tarafı açık balkonda bir sepette mi saklasam bilemedim...
0
denizaya
(17.11.19)
Buzdolabinda tutuyoruz. Eski dolapta iki gunde porsuyordu, yeni dolapta bir haftayi geciyor, bozulma yok sebze meyvelerde.
0
la.luna
(17.11.19)
Söylediğiniz sebzeler dışarıda durmaz. Ya balkona koyun ya da buzdolabına. Balkonda da gece serin ama şu an öğlenleri sıcak olduğu için çok dayanmaz. O yüzden buzdolabına koyun en iyisi. Ayrıca marulu da atom(göbek) marul alırsanız çok daha uzun süre dayanıyor.
0
rusalka
(17.11.19)
Marulu yıkayıp sebze kurutucuda kurutup hava almayan poşetlere koyuyorum ben, öyle dayanıyor. Ayrıca bıçak sürmemeniz gerekiyor, kararıyor cünkü, elinizle koparmanız gerekiyor yaprakları.

Ben her şeyi buzdolabında saklıyorum. Domatesin içinin sekrelenmesi ne demek bilmiyorum, ben aksine domateslerin olması gerektiğinden daha uzun süre dayandığını düşünüyorum kimyasallar vs nedeniyle.
0
sopiro
(17.11.19)
kapalı poşetlere koymayın salınan gazlar çürümeyi hızlandırır ve temiz hijyenik dolapta oldukça uzun süre dayanır, aşırı hızlı çürüyorsa bakterilerin bol olduğu bir ortamda olabilir.
0
Big bada bum bum
(18.11.19)
oncelikle en temel kural az az almak, kullanacagin kadar almak. ama tabi her zaman isler oyle yurumuyor.

yesillikler icin kuru olmalari onemli. havlu kagida sarip sonra beyaz bezlere sararak saklayabilirsiniz. beyaz bez dedigim hani ekmek falan sarilir ya, onlar gibi.

bir de curumeye baslayan bir sebze varsa onu hemen ortamdan ayirmak lazim. yoksa digerlerine de hizla bulasiyor bakteriler.
0
jimicik
(18.11.19)
(9)

spor sıklığı

dafuq
haftada kaç gün spor yapıyorsunuz? hangi spor?
haftada kaç gün spor yapıyorsunuz? hangi spor?
0
dafuq
(16.11.19)
haftada 4 gün 20dk koşu + ağırlık
0
nahtoderfahrung
(16.11.19)
haftada 3 gün 30 dk koşu + 30 dk ağırlık
0
kanlakarisikyagmur
(16.11.19)
Haftada 4 tenis
0
smellofsoul
(16.11.19)
Her gün 10k adim.
yuruyus + kosu karisik
(Son 2 aydir araliksiz boyle)
0
rentts
(16.11.19)
Haftada 5, bazen de off gunlerden birinde metcon yapiyorum, crossfit.
0
Deathrow
(16.11.19)
her gün iş ev arası bisiklet. toplamda 120-130 km civarı. gönül ister bir günde o mesafeleri yapayım ama işten güçten zaman kalmıyor.
0
lazpalle
(16.11.19)
Haftaiçi ve sonu her sabah 5'te uyanıp işe gidene kadar yoga yapıyorum. Haftada bir gün personal trainerla ağırlık çalışıyorum. Normalde iki gün giderim ama bu aralar yoğun.
0
sopiro
(16.11.19)
haftada 4-5 ağırlık + yüksek tempo koşu
0
basond
(16.11.19)
Herkes mi fit arkadas. Neyse ben balik etlileri ve sismanlari temsilen yazayim: her gun iki kez kopek gezdiriyorum. Yuruyuse giriyor bence. ^_^
0
la.luna
(16.11.19)
(9)

Dikey elektrikli süpürgeler kullanışlı mı

condom kurşunu
200 lira verilir mi bide? 1 litrelik haznesi var yıka tak yıka tak çok mu kullanışsız olur? Bir de varsa şunu al memnunum dediğiniz onu da alırız bir dal.
200 lira verilir mi bide? 1 litrelik haznesi var yıka tak yıka tak çok mu kullanışsız olur? Bir de varsa şunu al memnunum dediğiniz onu da alırız bir dal.
0
condom kurşunu
(16.11.19)
www.trendyol.com
bende şundan var. hediye gelmişti. uzunca bir süre büyük süpürgeyi açmadım bile, bunu kullandım. çok pratik oluyor yani bence kedi köpek vs yoksa genel temizlik için gayet yeterli. haznesi yıkanmıyor ya da ben bilmiyorum, hiç yıkamadım. 2+1 evin tamamını süpürebiliyorum.
0
elorelia
(16.11.19)
Bilâkis çok kullanışlı geliyor bana. Bende fakir marka var hepa filtresi olan bir.modeldi
0
all girls dream
(16.11.19)
Ben tercih etmem cunku normal boyuttaki makinenin borusunu cikarip yakin mesfedeki kiri tozu vakumlayabilme esnekligini seviyorum. hic kullanmadim ama o dikey supurgelerin hicbir artisi yok bence. kullanislilik icin normal supurge, portatiflik icinse ufak sarjli supurge.
0
hot potato
(16.11.19)
ogrenciyim diye ailem bana bunlardan almisti, yetmiyor. cekmiyor ki dogru duzgun. ayni yeri uc defa supuruyorum. hemen de doluyor haznesi. tavsiye etmiyorum.
0
batlegolas
(16.11.19)
Bütçe varsa indirim takip edip büyüğünün alınması taraftarıyım ben de. Gerçekten çok çabuk doluyorlar ve temizlik gücü çok iyi değil.
0
amugochi
(16.11.19)
Evet, kullanisli. Cekim gucu dusuk olmayacak tabi. Gidip dyson'a binlerce lira bayilinmaz ama 200 lirayla da sinirlandirilmamali.

Arnica tria pro'yu oneririm. Guclu ve ucuz.
0
la.luna
(16.11.19)
arnica almıştık 1 yılda dağıldı. çekme gücü pek iyi değildi. yerli marka fantom var annemler 5 senedir kullanıyorlar memnunlar sorun çıkarmadı.
0
morcivert
(16.11.19)
Arnica almıştım, hiç memnun değilim. Taşınacak olmasam hemen normal bir süpürge alırım.
0
sopiro
(16.11.19)
@morcivert, Fantom milattan once'de kaldi. Arnica ile kiyaslamak dogru olmaz. Sanssizlik diyelim sizdekine.
0
la.luna
(16.11.19)
(6)

insanların dışarıda yeme merakı neden?

diffarentiationation
onun yerine toplanıp eve gidip yemek yapmak sadece bana mı daha mantıklı, eğlenceli geliyor?
onun yerine toplanıp eve gidip yemek yapmak sadece bana mı daha mantıklı, eğlenceli geliyor?
0
diffarentiationation
(15.11.19)
uğraşmak istemiyorlar ya da ev müsait olmuyor. bi de herkese yemek beğendirmek zor.
0
jelly bear
(15.11.19)
kaç öğün yemeğini kendin yapıyorsun, merak ettim. ben yemekle uğraşmayı seven, rahatlatıcı bulan birisi olarak istisnasız her allahın günü mutfağa girmekten nefret ediyorum. çok şükür bir öğünü okulda halledebiliyorum, bazen gaza gelip direkt tek öğün yiyorum vs. böylelikle olabildiğince az girmeye çalışıyorum mutfağa. başka ihtiyaç olsa da yemek bu... herkes günde en az bir kez yiyor. her günün 1-2 saatini yemek hazırlamak & malzeme almak için harcamak acayip bunaltıcı geliyor bana. kaldı ki dünyanın en boş adamlarından biriyim, gerçekten işi gücü olan insanlara nasıl koyuyordur kim bilir.

imkânım olsa sanırım 10 öğünümden 9'unu dışarıda yerim... hafta sonu kahvaltısı ya da özellikle denemek/yapmak, kendi kendime pişirmek istediğim bir şey yoksa hiç girmem mutfağa. boş iş çünkü. uğraş allah uğraş... niye? en temel yaşamsal fonksiyonları yerine getirebilmek için. ohooo. hiç hoş değil.

ya bütün malzemeler hazır olsa bile düşünsene akşam 6'da işten eve gelmişsin (türkiye şartlarında pek az insan bu kadar şanslı). üstüne yemek hazırlayacaksın. hazırlaması, pişirmesi, yemesi, bulaşığını yıkaması vs. derken temiz bir saat gidecek. zaten kendine ayırabileceğin 4-5 saatin anca var, onun da en az birini öyle bomboş yemek peşinde koşturarak geçireceksin. bir değil iki değil neredeyse her gün böyle... nesi keyifli ki bunun?
0
der meister
(15.11.19)
Disarida yiyince benim kafam dagiliyor biraz. Arada ondan tercih ediyorum.
Ozellikle arkadasla girmektense tek yemege cikmayi daha cok severim. Desarj yani benim icin
0
Flipsflops
(16.11.19)
kırk yılda bir yemek yapıyorsan tabi eğlenceli ama her gün işten çıkıp evde yapıyorsan arada bir nefes almak gerekiyor. evlenmeden önce makarna harici yemek yapmayan insandım, o da mecbur kalınca. ama şu an her gün işten çıkıp eve gidip yemek yapıyoruz eşimle. aynı yemeği ikinci gün yiyemediğimizden her gün mutfaktayız. üstelik yemek yapma sürecinde en sıkıntılı durum ise hangi yemeği yapacağını bulmak. bu yüzden arada dışarıda yemek veya dışarıdan söylemek iyi geliyor.
eskiden hemen her gün dışarıda yer evde yemek yemezdim. o da sıkıcıydı ama.
0
elorelia
(16.11.19)
Ne yesem diye düşünmek, yorgunken ona zaman ayırmak ve her gün her gün uğraşmak bıktırıcı. Seçım şansı varsa arada değişiklik iyi oluyor.
0
sopiro
(16.11.19)
yalnız yaşıyorum.. 10dakikalık bir yeme eylemi için "yarım saat yemek hazırlama + yarım saat bulaşık temizlik" gibi şeylerle uğraşmak o kadar zoruma gidiyor ki.. bu nedenle akşamları genellikle tost yapıyorum.. hiç bulaşık çıkarmadığı için de tostuma buradan teşekkür ederim :)
0
strobist
(16.11.19)
(10)

Türk yargı sistemindeki saçmalık

dakota
Temmuz ayında bir devlet hastanesinde bir mağduriyet sonrası doktorun sekreteriyle tartışmam oldu. Bu tartışma sonrası kadın beni muayenehaneden kovdu. Herneyse de tedavi mi olamadım onun yüzünden. Daha sonra da kadını e-Devletten şikayet ettim Cimer üzerinden. Kadın hakkında yapmış olduğum şikay
Temmuz ayında bir devlet hastanesinde bir mağduriyet sonrası doktorun sekreteriyle tartışmam oldu. Bu tartışma sonrası kadın beni muayenehaneden kovdu. Herneyse de tedavi mi olamadım onun yüzünden. Daha sonra da kadını e-Devletten şikayet ettim Cimer üzerinden. Kadın hakkında yapmış olduğum şikayet zoruna gitmiş olacakki kendisi de polise gidip benim hakkımda şikayetçi olmuş. Bugün savcılıktan kovuşturmaya yer olmadığına dair karar geldi. Buraya kadar her şey normal yalnız savcılık kağıdında kadının adı soyadı babasının adı anasının adı adresi iç kapı numarasına kadar yazıyor. Benim adresim de yazıyor. Onunki bana benimkide ona gitmiş oldu. Bu durumda birbirine husumet beeleyen Ve yargı yoluyla işlemlerini çözemeyen taraflar birbirinin adresini öğrenmiş oldu. Bu kişiyi alenen ifşa etmek ve altın tepside karşı tarafa suç işlemesi için sunmak olmadı mı ?
Hani mafyatik tipler seni bulacağım oğlum dediklerinde. Adam hakkında suç duyurusunda bulunup haksız da olsa evine kağıt geldiğinde adresini savcılığın ona sunması ile mi bulmuş oluyorlar. Şu işteki saçmalığa bakar mısınız? Savcılık alenen tarafları birbirine kırdırma rolü gibi bir şey üstlenmiş olmuyor mu ?
0
dakota
(15.11.19)
soruyu duyuru tipinde açınca mesaj yazmıştım, ama soru olarak değiştirilmiş.
o yüzden buradan da yazayım:

"zaten insanlar bu yüzden, "başımıza bela alırız" diye düşünerek harekete geçmiyor çoğu zaman.
bu uzun zamandır olan ve bilinen bir şey, neden bu kadar şaşırdınız ki?
ihbarda bile bulunsanız kimliğiniz gizlenmiyor bildiğim kadarıyla."

ama ihbar konusu sanırım türüne ve şekline göre değişebiliyor.
ondan emin değilim.
0
blatta hiberna
(15.11.19)
Değişmiyor. Ben de daha önce birini şikayet etmiştim ve şikayet ettiğim kişinin Eskişehir’deki ev adresine kadar yazıyordu. Ve yargı yoluyla çözemediğim sorunu gidip adamı bulup çok rahatlıkla da çözebilirdim mesela kötü niyetli biri olsam.
0
🌸dakota
(15.11.19)
Evet, benim de bir arkadaşıma sokakta sarkıntılık eden iki adama kızın ev adresini vermişlerdi, gidip konusarak tatlı dille ikna edin diye. Hayatımda böyle saçmalık görmedim.
0
sopiro
(15.11.19)
bana da iftira atarak ve tamamen haksız şekilde söğüşlemeye çalışarak dava açan eski ev sahibim şu anda yaşadığım evin adresini, yerimi yurdumu biliyor.
akli dengesi de pek yerinde olmayan, onun evde otururken durup dururken kapıya gelebilen, sürekli telefonla taciz eden bir kadındı.
neyse ki Antalya'da yaşıyor şu anda ve büyük ihtimalle mahkeme süreci nedeniyle avukatı ve çocukları engelliyor saçmalamasını.

ama davayı muhtemelen kaybedecek ve ben de tek başıma yaşıyorum.
gelip kapıma dayanma ihtimali var mesela.
kendi normal değil, ama bence oğlu falan da normal değil.
elleriyle koymuş gibi bulabilirler beni yani.
0
blatta hiberna
(15.11.19)
Yani sizin canınıza kast edilse yok yoluna gideceksiniz. Ve bunu da adli sistem sayesinde yaşayacaksınız. Bu bir çürümüşlüktür
0
🌸dakota
(15.11.19)
evet, aynen oyle rezalet otesi bir durum. cok haklisin. aynen bu nedenle haysiyetsiz bir herifi sikayet edemiyorum, su anda hic degilse adresimi vs. bilmiyor diye. bu kadar aptalca bir sistemin icinde hayatta kalmaya calisiyoruz.
0
kassiopeia
(15.11.19)
Bu ülkeden gidicem ben ya. Kafaya koydum.
0
🌸dakota
(15.11.19)
Dostum sen yazdıklarımı okumadın sanırım. Ben sekretere değil sekreter beni savcılığa şikayet etmiş. Kendi kendine burada adalet bakanlığı yapma.
0
🌸dakota
(17.11.19)
@hey corc, siz Canada'da yaşamıyor muydunuz uzun zamandan beri? Bu ülkede kocasını 8 kere şikayet eden birine koruma kararı çıkmıyor bu arkadaşa mı çıkacak? Eksisözlükte huguker isimli bir kullanıcı savcı ile arasında geçen konuşmayı paylaşmıştı, bulamadım ama okuyun. Avukatların bile umudu kestiği bir sistemden bahsediyoruz. Arkadaş korkmakta haklı.
0
banacevaplazım
(17.11.19)
Corc hariçten gazel okuyor.
0
🌸dakota
(17.11.19)
(7)

arşivler açılsın

legalize marijuana
sevdiğiniz bir şeyi arşivleme takıntınız var mı? bir nevi koleksiyonculuk.bir fotoğraf, müzik ya da porno bile olabilir.çevremde pek yok ve olmayışını hayretle izliyorum. görüp beğendiğin bir şeyi bir daha görmemeyi riske atmak? mesela zamanında grooveshark (şimdinin spotify'ı) listelerimi ne olur n
sevdiğiniz bir şeyi arşivleme takıntınız var mı? bir nevi koleksiyonculuk.

bir fotoğraf, müzik ya da porno bile olabilir.

çevremde pek yok ve olmayışını hayretle izliyorum. görüp beğendiğin bir şeyi bir daha görmemeyi riske atmak?

mesela zamanında grooveshark (şimdinin spotify'ı) listelerimi ne olur ne olmaz diye ekran görüntüsü alıp kaydetmiştim, sonra Grooveshark kapanınca millet playlistlerim gitti diye ağlarken ben gülüyordum.

şimdi de youtube playlistlerinin ekran görüntülerini arşivlerken aklıma geldi sorayım dedim:)
0
legalize marijuana
(14.11.19)
Gittiğim tiyatro biletlerini, önem atfettiğim gezi biletlerini, mektuplarımı, kart postallarımı, günlüklerimi saklıyor, biriktiriyorum.
0
Amaranta ursula
(14.11.19)
Cicek koleksiyonum var. Kuruttugum cicekler.
0
la.luna
(14.11.19)
kibrit koleksiyonum var.
0
mayday
(14.11.19)
Hiçbir şeyi koleksiyon yapmıyorum. Eşya yükü korkunç bir şey gibi geliyor bana. Anılardan da aklımda kalan kalır, bazı şeyleri unutursam da unuturum; ömür böyle bir şey. Belki bir gün tekrar hatırlarım.
Artık seyahat ederken fotoğraf bile nadiren çekiyorum.
Sık sık da cep telefonuma bakıp gereksiz bulduğum fotoğrafları, mailleri, uygulamaları falan silerim.
0
sopiro
(14.11.19)
Var, cok feci arsivleme takıntım var.
Gunun birinde donup tekrar bulmak istedigimde sikinti yasamak istemem. O yuzden arsivlerim. Hem fiziki eşyalar, hem bilgisayar ortamında bir takim seyler, her halti arşivlerim.
0
stavro
(14.11.19)
stavro +1 çok pis arşivlerim. müzik, film, program, pdf vs..
0
sinematikcrop
(14.11.19)
Caps arşivim var. Son 6-7 yılda hoşuma giden her görseli arşivledim.
0
plutongezegendegilmi
(14.11.19)
(14)

ahmet ümit'i nasıl buluyorsunuz?

pelovann
yazarlığını, dilini, işlediği konuları, yaklaşım biçimini, görüşlerini, kişiliğini vs vs. nasıl buluyorsunuz? ben kendisini yeni okumaya başladım ve çok fazla beğendim. biraz gereğinden fazla beğenmişim galiba, milletin nabzını ölçeyim dedim bi de. teşekkürler şimdiden.
yazarlığını, dilini, işlediği konuları, yaklaşım biçimini, görüşlerini, kişiliğini vs vs. nasıl buluyorsunuz? ben kendisini yeni okumaya başladım ve çok fazla beğendim. biraz gereğinden fazla beğenmişim galiba, milletin nabzını ölçeyim dedim bi de. teşekkürler şimdiden.
0
pelovann
(14.11.19)
Vasat buluyorum.
0
nickimin hakkini veremedim
(14.11.19)
Varos buluyorum.
0
hot potato
(14.11.19)
@nickimin hakkini veremedim +1
Basit, oku ve unut cinsinden polisiyeler yazıyor. Edebi derinliği yok bence, karakterleri başarısız, derinliksiz.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(14.11.19)
allah allah, aynı ahmet ümit'ten mi bahsediyoruz acaba. kukla adlı romanında bu dediklerinizin hiçbiri yok, bayağı da içine çekmişti beni. neyse, zevkler diyelim o zaman.
0
🌸pelovann
(14.11.19)
Vasat +1
Çok kötü değil, çok iyi de değil.
"Kadim" kelimesini kullanmazsa ölecek hastalığı var.
Ayrıca gerilim yapabiliyor ama aksiyon yaratamıyor.
0
etna
(14.11.19)
halk dili konuşucam diye anlamsız kasıyor gibime geliyor
komser nevzat kitaplarından bazılarını okudum.
güzel, fena değil
ama çok kasıyor
0
Corc
(14.11.19)
Beyoğlu rapsodisini sonu hariç beğendim, cinayet romanlarını sevmediğimden okuyamıyorum ama kırlangiç çığlığını yarısına kadar okuduğum kısmı ile ortalama karar bir romancı.
0
eja
(14.11.19)
Bazı kitaplarını çok beğenmiştim, bazıları da çok vasattı. Elif Şafak gibi fazla popüler ama tüm kitapları aynı kalitede değil
0
eylul
(14.11.19)
Hikaye ister rusyada geçsin, ister beyoğlunda, ister antik bilmemnede, aynı hikayeyi tekrar okuyormuşum gibi geliyor.
0
sopiro
(14.11.19)
Son dönem yazarların en kötüsü olabilir. Polisiye yazıp sıfır merak uyandırmak nasıl bir şeydir?
0
a summer day
(14.11.19)
Ortalama.
0
all girls dream
(14.11.19)
okurken kafasındaki kurgulama anını gördüğüm için yazdıklarını beğenmiyorum. düğümü nerede attığı, planladığı vs çok seziliyor. sırf hikayeyi süslemek için de yalandan edebiyat yapıyormuş gibi süslü cümleler.
0
9kuyruklukedi
(14.11.19)
ilk kitapları gayet kaliteliydi ancak son zamanlarda çıkardığı kitapları beğenmiyorum.bilmiyorum çok sık yazdığından konu mu bulamıyor nedir?
0
drako
(14.11.19)
kukla da sanırım ilk yazdığı kitaplardan. o yüzden mi beğendim acaba hahsha teşekkürler fikirleriniz için. yalnız canan tan ve elif şafak gibi ezik yazarlarla(?) kıyaslanması biraz abartı geldi bana. bilemiyorum o kadar aşağılanmayı hak ediyor mu:D
0
🌸pelovann
(14.11.19)
(10)

Asla kelimesini yanlış kullanan insanlar

i ve been mistreated
“Hiç” diyeceğine “asla” diyen bir kısım insan türedi, siz de fark ettiniz mi? Sizin de kulağınızı tırmalıyor mu? Neden böyle oldu? Çoğu da kadın gibi geliyor, hiç erkeklerden duymuyorum bu kullanımı.
“Hiç” diyeceğine “asla” diyen bir kısım insan türedi, siz de fark ettiniz mi? Sizin de kulağınızı tırmalıyor mu? Neden böyle oldu? Çoğu da kadın gibi geliyor, hiç erkeklerden duymuyorum bu kullanımı.
0
i ve been mistreated
(13.11.19)
Şimdiye kadar hiç farketmedim. İnşallah "aynen ya" gibi herkesin diline pelesenk olmaz.
0
Başkalaşım
(13.11.19)
Kerimcan Durmaz’dan sonra turedi ve herkeste duyuyorum ben de:/
0
you
(13.11.19)
Duymadım hiç. Umarım "aşırı" kadar itici bir şey değildir.
0
sopiro
(13.11.19)
ben soruyu anlamadım, kulağıma örneği gelmediğinden sanırım. cümle içinde kullanabilir mi duyanlar?
0
piremses
(13.11.19)
gelirken markete ugrar misin? evde asla patates kalmamis gibi mi?
0
jimicik
(13.11.19)
bunu bazen ben de yapiyorum ve rahatsiz oluyorum. aslinda insan o imkansizligi vurgulamak istiyor bazen
0
batlegolas
(13.11.19)
Denk gelmedim ama denk gelsem fena kulagimi tirmalardi.

Benim de sey dikkatimi cekiyorum: hoslandigi bir elemandan ya da flortunden bahseden kizlar soz konusu cocuktan bahsederken "bir bey" diye soz etmeye başladılar. Bey ne lan, 20 yasinda kiz tanistigi 21 yasinda cocuktan bey diye bahsediyor. Mustesar misiniz kizim, unv li genc kizsiniz siz. Bir cocukla tanistim denirdi onceden, bu nereden cikti anlamadim. Bu da kadınlarin kullandığı değişik kaliplardan, Blbir hanımla tanistim diyen erkek gormedim.
0
stavro
(13.11.19)
Evet duyuyorum. Kulağa hoş gelmiyor.
0
Misha
(13.11.19)
anlamayanlar için şöyle örnekler:

Timuçin Esen muazzam bi oyuncu asla lafim yok ama yanlış tercih!

vay halimize sonrası malum durumu asla toparlayamıyorum

beni çıkardı bana bişey olmazmış ben mimarmışım garip tarafı asla itiraz etmedim
0
🌸i ve been mistreated
(13.11.19)
Sizin verdiğiniz örnekler rahatsız edici gelmedi de benim bahsettiğim daha farklıydı, ergen grubu kullanıyor daha çok. Şöyle;
Asla güzel değil.
Asla yemedim.
Asla uyumadım.
0
Misha
(13.11.19)
(2)

kot salopet altına çorap

yuvarlanantencereninkapagi
kot salopet altına nasıl bir çorap giyerdiniz? içine kırmızı sweatshirt giyicem
kot salopet altına nasıl bir çorap giyerdiniz? içine kırmızı sweatshirt giyicem
0
yuvarlanantencereninkapagi
(12.11.19)
Herhangi bir renk çizgili çoraplardan
0
sopiro
(12.11.19)
çorap giymezdim
0
aquarium
(12.11.19)
(6)

Çocuk sahibi olup "pişman oldum" diyebilen insan

i ve been mistreated
Çocuğundan bağımsız olarak, ebeveyn olmaktan pişman olan ve bunu açıkça söyleyebilen insanlar çevrenizde var mı? Muhtemelen pişman olan çoktur da, açıkça diyememelerinin sebebi bence çocuğun atsan atılmaz satsan satılmaz bir şey olması, insanlarda "anası-babası nasıl yavrusunu sevmez, bu ne biçim an
Çocuğundan bağımsız olarak, ebeveyn olmaktan pişman olan ve bunu açıkça söyleyebilen insanlar çevrenizde var mı?

Muhtemelen pişman olan çoktur da, açıkça diyememelerinin sebebi bence çocuğun atsan atılmaz satsan satılmaz bir şey olması, insanlarda "anası-babası nasıl yavrusunu sevmez, bu ne biçim anne-baba" önyargısı yaratmak istememek.
0
i ve been mistreated
(11.11.19)
Direkt soyleyen var. Acikca soylemeyip hissettiren de var.

Cocuk buyutmek eskisi gibi degil artik, inanilmaz maliyetli ve yorucu bir ugras.
0
msb
(11.11.19)
Bana da öyle geliyor, ama benim aldığım en yakın cevap “bazen pişman oluyorum” oldu
0
mezzosprite
(11.11.19)
Bu söylediğiniz şeyle ilgili bir detay Everybody Lies isimli kitapta var, yazarı Seth Stephens Davidowitz olabilir, uyduruyor da olabilirim.
Bu kitap Big Data ile ilgili, ve insanların Google aramalarından sosyolojik cıkarımlar yapılıyor. Belirli bir dönemde hamilelikle ve çocuk sahibi olmakla ilgili aramalar yapan insanların arasından "hamileyim, doğursam mı?/ partnerim hamile, çocuğu doğursak mı aldırsak mı?" gibi şekillerde emin olmadıklarını belirten insanların çok büyük bir yüzdesi yaklaşık bir yıl sonra "çocuk sahibi olduğum(uz)a pişmanım. Ne yapmalıyım?" gibi aramalar yapıyorlarmış. Yani emin olmadan girişilmemesi gereken bir konu. Ben şimdi berbat anlattım tabii de, kitap mükemmel.

Birkaç sene önce İngiltere'de falan da çalışmalar vardı bununla ilgili. Çok büyük bir tabu, kimse dile getirmiyor; kimse dile getirmediği için de insanlar çok anormal bir his sanıyor bunu, ayrıca nasılsa sevilir/alışılır/idare edilir diye düşünerek de çocuk sahibi oluyor emin olmayanlar da. Kompleks bir konu.

Benim duyduğum şöyle oldu; çocuk bayağı sorun çıkarıp (bağır, ağla, gürültü, yerinde durma vs) canlarından bezdirdikten sonra gelip babanın yanına yatıp sarıldı ona. Baba da "günün tamamı pişmanlıkla geçiyor, sonra şöyle bir sarılıyor, o pişmanlığı unutuyorsun" dedi.
0
sopiro
(11.11.19)
davranış bilimci jordan peterson'un "don't let your kids make you dislike them" şeklinde bir mottosu var. "çocuklarınızın, onları sevmemenize sebep olacak şeyler yapmasına izin vermeyin." gibi çevrilebilir. ebeveynler, çocukları üzerinde otorite kurmayı başaramadıklarında önce saygı, sonra sevgi kayboluyor.
0
sinek kral
(11.11.19)
Babam:(
Hatta bazen anneme baskı kuruyordu yanımda ben istemiyordum sen istedin diye. Hatta öyle ki hiç sahip çıkıp benimseyemedi bizi.
0
kirmizipilotkalem
(12.11.19)
benim. cocuklarimi seviyorum ve onlara sahip oldugum icin mutluyum. ama tekrar dünyaya gelsem hic cocuk sahibi olmazdim.
0
proteus
(12.11.19)
(4)

Kulağımın hala acıması normal mi?

jacque
Küçükken kulaklarımı deldirmişler (1) ama ben hiç küpe kullanmadığım için kapanmıştı. 2010'da gittim kendim deldirdim (2). Ayda yılda bir küpe taktığım için o delikler hep kapanır gibi oldu. Küpe takarken zorlamam gerekiyordu, acıyordu ve küpeleri en fazla bir saat takabiliyordum.Ben de geçen ay yet
Küçükken kulaklarımı deldirmişler (1) ama ben hiç küpe kullanmadığım için kapanmıştı. 2010'da gittim kendim deldirdim (2). Ayda yılda bir küpe taktığım için o delikler hep kapanır gibi oldu. Küpe takarken zorlamam gerekiyordu, acıyordu ve küpeleri en fazla bir saat takabiliyordum.

Ben de geçen ay yeter artık herkes gibi istediğim zaman rahat rahat küpe takabilmek istiyorum dedim ve yine kulak memesinden ama eskinin yarım cm kenarından deldirerek (3) yeni bir başlangıç yaptım.

Düzenli terramycin sürdüm, ilk bir hafta hiç çıkartmadım. Sonra bi akşam çıkardım sabah takarım diye ki sabah küpe girmedi. 2-3 gün ara ara denedim olmadı. Bu süre içinde de delik boş kaldı tabii. En son kapanmıştı sanırım ki baya kanadı.

Tekrar eczaneye gittim ve aynı yeri bir daha deldirdim (4). Bu son deldirmemden beri küpeyi hiç çıkarmadım. 3 hafta oluyor ama hala gece uyurken kulağımın üzerine rahat yatamıyorum, acıyor.

Yani ben kulak mememi 4 sefer deldirmişim ama bu her fırsatta kapanmakta ve iyileşmemekte ısrar ediyor. Acaba daha fazla zorlamasam mı? Az önce MR çektirdiğim için küpeleri çıkarıp 5 dk sonra geri taktım. Orası hala kırmızı ve kanlı gibiydi (Tabii küpeleri hiç çıkarmadığım için taa ilk deldirmemin kanı da olabilir). Yine de 3 hafta sonra bile yatarken hala kulağımın acıması saçma geliyor. Herkeste böyle mi bu süreç?

Kulaklar ve küpeler üzerine sorulmuş en uzun soruyu okudunuz. Teşekkürler...
0
jacque
(11.11.19)
materyali yüzünden olabilir. beyaz altın veya titanyum deneyin, genelde onlar alerjik tepkiler yaratmıyor. Ayrıca arkası düğmeli olan değil, halka küpe veya kancalı küpe deneyebilirsiniz. Benim de kulaklarım 30 senedir deliktir, hala arkası düğmeli küpe takamıyorum, yara oluyor.
0
sopiro
(11.11.19)
Benim de aklıma alerji geldi ilk olarak, o nedenle en iyisi altın takmak derim.
0
lcha
(11.11.19)
@sopiro
@lcha

Eczacı bu küpeler anti-alerjen olduğunu söylemişti aslında.

Halka ve kancalıların ucu ince olduğu için rahat giriyor. Onları deneyebilirim ama yine de uyurken daha sağlam bir şey takmak gerekmez mi hem rahatsız etmemesi hem de çıkmaması için?
0
🌸jacque
(11.11.19)
Benim kulaklarımdaki deliklerin birer tanesinde hep küçük halka küpeler takılı, kendi içine girenlerden. Herhalde 20 senedir falan takıyor olabilirim, uyurken hiç rahatsız etmiyor. Boyutu önemli tabii.
Keza, cerrahi çelik de deneyebilirsiniz. Piercing yapan yerlerde falan satılıyorlar.
0
sopiro
(11.11.19)
(16)

neden kadınlar daha dindar/dine düşkün?

xvyz
çevremde çoğunlukla gözlemlediğim bir durum. aynı ailede/ortamda büyüyen kardeşler arasında bile kadınlar daha dindar oluyor. neden bu böyle? kadınlara daha çok mu dini eğitim veriliyor?
çevremde çoğunlukla gözlemlediğim bir durum. aynı ailede/ortamda büyüyen kardeşler arasında bile kadınlar daha dindar oluyor. neden bu böyle? kadınlara daha çok mu dini eğitim veriliyor?
0
xvyz
(10.11.19)
kadınlar yapı itibariyle daha kırılgan oldukları için istemsizce güvenecekleri bir yer ararlar. o yüzden sığınma anlamında allaha yönelirler.
0
JackDanielSparroww
(10.11.19)
duydugum en sacma genelleme.

soruya cevap olsun: kadınlara daha cok dini egitim verilmiyor.
0
proteus
(10.11.19)
toplumun çarpık ahlak anlayışı kadın cinselliğinin kısıtlanması üzerine kurulu.
içinden dindar olmak gelmese de dindar görünmek birçok kadın için daha ahlaklı görünmek, daha tercih edilebilir olmak, daha az tacize uğramak anlamlarına gelebilir.
0
sinek kral
(10.11.19)
maalesef çoğunluk olarak erkekler kadar yoğun düşünebilen varlıklar değiller. kendi iradeleriyle tanrının varlığı veya yokluğu hakkında bir karar verebilmeleri mucize gibi bir şey. düşünmeden en yakınları ne diyorsa onu kabul ediyorlar. düşünmek zor geliyor.
0
diffarentiationation
(10.11.19)
@sinek kral +1

Ailelerinin, toplumun onayını almak daha kolay.
Dindar olunca daha doğrusu "dindar gözükünce", bazı insanlar tarafından "bacımız" gibi kabul gördükleri için daha az tacize uğruyorlar.
0
chitosan
(10.11.19)
Mesele bu kadar basit değil. Kur'an kursları 30-40 yaş üstü manevi tatmin arayan kadınlarla dolu. Niçin 30-40 yaş üstü erkekler Kur'an kursuna gitmezken, kadınların böyle bir ihtiyacı ve yönelimi var? İndirgemeci bir bakış bu soruya geçerli bir cevabı zor verir.
0
tingen
(10.11.19)
dindar biriyim, kimsenin baskısı yok üzerimde. kimse beni beni beğensin az taciz etsin diye de dindar değilim ki, dindar kadınları sevmeyip tercih etmeyen de bir o kadar erkek var toplumda o yüzden bu görüşe katılmıyorum. kaldı ki eşim hiç istemiyor böyle olmamı.

sadece en zor zamanlarımda zor süreçlerimde hep ALLAh'tan yardım istediğimi farkettim. o yüzden onu anlamaya çalışıyorum, bize emrettiği şeylerin dışına taşmamaya dikkat ediyorum. değişik bir huzur, bence herkes tatmalı bunu. tamamen gönlümden geliyor. ailemde hemen herkes söylemek istemiyorum ama yani öyle. inşALLAH ALLAH hepimizi affeder.

din güzel kokular aldığım bir bahçe gibi geliyor bana. içinden çıkmak istemiyorum.
0
for day to break
(10.11.19)
Garip bir cevap olacak belki ama erkekler daha çok şeylerinin pesinde ya afedersiniz ondan da olabilir. İnançlı olmak demek bi kere uçkuruna sahip çık demek çünkü zina büyük günahlardan. Evlilik dışı cinsellik yaşama diyen bir din ve dindarlik tabiki çoğu genç erkeğin işine gelmiyor. alkol tüketimi de kızlar erkekler kadar içmez içen çevresi olmaz. Erkek arkadaş çevreleri kız çevrelerinden daha bozuktur genelde ve birbirini dindarlığa doğru değil de tam tersine etkileme daha çok vardır. Dini ve aileden gelen hassasiyetler ile bazı şeylerden uzak durani aşağılama kınama vs. O yüzden muhafazakar dindar ailelerin bile kızları oğullarından daha dindardır genellikle ve genelde ailenin oğlunun dışarıdaki yaşantısından çok haberi yoktur.
0
nick dedigin
(10.11.19)
Daha duygusal oldukları içindir.

Ama ben sahsen kadınların daha dindar oldugunu sanmiyorum.
0
stavro
(11.11.19)
cevap çok basit: çünkü hangisi olursa olsun dinler her daim en çok kadına kısıtlama koyar, en çok kadını korkutur, en çok kadına görev yükler, en çok kadına günah yazar. hangi din olursa olsun o dinin kurallarına göre yaşamak her daim kadın için daha zordur. hal böyle olunca tarih boyunca kadın daha fazla korkutuduğu için ya da kadına daha fazla görev verildiği için doğal olarak daha çok iç içe olmuştur kadınlar.

sahi tanrı ya da allah ya da hakk, yaratıcı deyince cinsiyetini ne olarak canlandırıyoruz gözümüzde? cevabı hepimiz biliyoruz. bundan dolayı kadınlar daha dindar olmak zorunda
0
everythingok
(11.11.19)
Dindar olduğunu nasıl anlıyorsunuz peki?

Yukarıda bir arkadaşın dediği gibi türban ya da baş örtüsü taktığı için mi? Kıyafetiyle mi dindar olduğunu anlıyorsunuz?

Erkeklerde kıyafet ile bu durumu anlamak çok zor +1

Ofis dışında olduğum zamanlarda vakit namazlarını camide kılmaya denk getiririm, küçük ilçe ve semtlerde değil de özellikle kalabalık ve merkezi yerlerdeki camilerde sıradan kıyafetle, spor veya iş için giyilmiş takım elbiseyle erkeklerin namaz kıldığını görebilirsiniz.

Hatta ve hatta top sakallı, küpeli, nadir de olsa dövmeli bile denk geliyor sık sık.

Bence de mantıklı bir genelleme değil.
0
John Bloor
(11.11.19)
bu soruya neden tepki verildiğini anlayamıyorum.
benim de gözlemim kadınlar spiritüel şeylere daha ilgili.
fal, burç, kişisel gelişim vs olaylarına kadınlar daha ilgili.
yapıları gereği böyle sanırım.
0
dafuq
(11.11.19)
genellikle ev hanımları böyle çünkü hayatın gerçekleri ile daha az karşılaşıyorlar. dinin baskın olduğu daha kapalı bir çevrede yaşıyorlar.
0
orijinal nick bulamadim
(11.11.19)
sorun baştan hatalı. kadınlar daha dindar ya da daha dine düşkün değil.
0
babilbaligi
(11.11.19)
Sene 2020 olmuş, hala kadınlar erkekler kadın yoğun düşünemiyor vs diyen saçmasapan fikir üreticisi insanların olduğu bir toplumda yaşanıldığı için sabır, irade, koruma gibi alanlarda yüce bir varlığa sığınma ihtiyacı hissediyor olabilirler.

Datanızın nerden geldiğini bilmek gerek bence önce. Sizin kişisel gözleminiz mi bu? Belki hayat tarzınız bunu çoğunlukta görmenize sebep oluyordur. Benim etrafımda tek bir dindar insan yok mesela, benim genellemem de "bu kadar çok ateist varken dinlerin hala ayakta kalması nasıl mümkün?" vs olabilirdi bu durumda.
Eğer bunu gösteren bir araştırma falan varsa ona göre konuşalım.
Ama Gretchen McCulloch "Because Internet" kitabında bir bilgiden bahsediyor; twitter'da yapılan bölgeler arası, uzun süreli bir çalışma kadınların "internette popüler olan kalıplar/cümleler/kelimeleri" daha çabuk kapıp yayıyorlarmış. Bunun gibi istatistiksel bir veriyse (dini kurslara katılanlar, ilahiyat okuyanlar, bir formu X din mensubu olarak dolduranlar vs) bilemiyorum.
0
sopiro
(11.11.19)
kadınlar daha dindardan ziyade dindar kadınlar daha uçlarda yaşıyorlar dini diyebilirim ama uç örnek olabilir.
genellemene katılmıyorum kadınlar pek dindar değil benim gözümde çevre ile alakalı olabilir
0
basond
(11.11.19)
(10)

İlk maaş kutlaması?

neverlose
Merhabalar, çalıştığım yerde hayatımın ilk aylığımı alacağım. ilk maaşla iş yerine baklava vs. almak şart mı yoksa alsan iyi olur mu yoksa alan saflar var ama sen bilirsin mi?
Merhabalar, çalıştığım yerde hayatımın ilk aylığımı alacağım. ilk maaşla iş yerine baklava vs. almak şart mı yoksa alsan iyi olur mu yoksa alan saflar var ama sen bilirsin mi?
0
neverlose
(10.11.19)
ortama göre değişir bu, kimi yerde hoş karşılanır kimi yerde gereksiz saçma olarak gelebilir. iş arkadaşlarınla aranın nasıl olduğuna göre, ortamın nasıl olduğuna göre değişir yani.
0
hem şişko hem deli
(10.11.19)
neden safça olsun ki?
duruma göre bakarsın öncelikle arayı iyi tutmak önemli ciddiyetle.
sonra suistimalci kimseler olduğunu görürsen zaten onlara gereğini yapacaksın.
0
istebukadar
(10.11.19)
alma.

onun yerine kendine birşeyler al.
0
horowitz
(10.11.19)
Maaşla iş yerine bir şey alındığını ilk defa duyuyorum ben. Adet olan maaşınızla ailenize bir şey almaktır, tatlı matlı gibi.
0
sopiro
(10.11.19)
bu yazili bir kural degil ama, ortam ve arkadaslarin gudubet degilse ilk maasla bir tatli ikram etmen guzel olur, kendi departmanin icin alabilirsin tatli
0
exlibris
(10.11.19)
Benim staj yaptığım yerde adetti. Hatta stajyer halimle baklava almıştım. Sonra ilk işe başladığım yerde de, maaş sonrası çikolata dağıtmıştım. Herkes "aa, nişanlanıyor musun?" diye sormuştu, ben de iki saat "hayır, ilk maaş vs..." diye anlatmak durumunda kalmıştım. Kısacası, iş yeri kültüründe yoksa, sizin de içinizden gelmiyorsa, almayın.
0
agluna
(10.11.19)
bi deli kuyuya taşı atıyor, yersen alırsın yemezsen almazsın. ofisinde böyle şeyleri kafaya takıcak bir rahatsız yoksa alma. bizde acayip kezban bi kız vardı almadık diye sürekli laf sokuyodu.
0
nahtoderfahrung
(10.11.19)
Böyle bir mecburiyet yok aslında. Eğer çalışma arkadaşlarını seviyorsanız ve az kişiyse alabilirsiniz. Saflık olmaz katiyen ama söylediğin gibi böyle bir mecburiyet yok. Şahsen ofisteki çikolata almıştım ilk maaşımla.
0
put it in your appropriate place
(10.11.19)
Olay saf olmak değil. 4. Isyerimdeyim daha hiç almadım. Alsam da "lanet olsun ne kadar aptalim:(" demem
0
kablelvuku
(10.11.19)
Eski çalıştığım yerde baklava alınırdı. Almayanın başına kakılırdı. Sadece ilk maaş değil terfi sonrasında alınırdı. Ben güllüoğlundan sipariş vermiştim kendi departmanım için, güzel güzel yedik. Yeni iş yerime de alırım saflıkla alakası yok bence.
0
jazzabel
(10.11.19)
(5)

üniversitelerdeki akademisyen öğrenci ilişkileri

diffarentiationation
son olayla iyice paranoyak oldum. her erkek hoca ve kadın öğrenci, özellikle çok yakın olanlar, odasından çıkmayanlar mutlaka bir şey yaşıyordur diye düşünmeye başladım. doğru düzgün bakamaz oldum insanlara. düzgün akademisyen ve öğrenciler mutlaka vardır, bu duyduklarımız milyonda bir falandır deği
son olayla iyice paranoyak oldum. her erkek hoca ve kadın öğrenci, özellikle çok yakın olanlar, odasından çıkmayanlar mutlaka bir şey yaşıyordur diye düşünmeye başladım. doğru düzgün bakamaz oldum insanlara. düzgün akademisyen ve öğrenciler mutlaka vardır, bu duyduklarımız milyonda bir falandır değil mi?
0
diffarentiationation
(10.11.19)
Bölümüne göre değişir, benim bildiğim kadarıyla diş hekimleri ve tıpçılar arasında, araştırma görevlisi/uzman ve öğrenci ilişkileri çok yaygın. Evlenenler falan da oluyor sık sık. Adeta gelenek gibi. Diğerlerini bilmiyorum.
0
sopiro
(10.11.19)
Bizim okulda 2 hoca vardı böyle. Onun ayarında olan kızlar yüksek alırdı hep hatta biri hocaya adıyla sesleniyordu.
0
adetsancısı
(10.11.19)
sopiro haklı, sağlıkçılar arasında neler neler dönüyor.
0
neverlose
(10.11.19)
her taraf mantar gbi üniversite dolmuş, ünvanlar yerlerde. Fetöcüsün, sınıfta bırakırım, şikayet ederim bilmemne diye hem hoca hem öğrenci tarafında neler dönüyordur neler. Ayyuka çıkanlar 5%i falandır
0
speedy
(10.11.19)
Özel üniversitelerde, eğer sınıfta belirgin bir güzelliğe sahipse bir kız zaten hoca ona takar (olumlu anlamda) mutlaka, olağanüstü garip bir şeymiş gibi yazmanı garipsedim ben de.

Geçen sene bir kızla tanışmıştım, antepli bir kezoydu Kadir Has'ta okuyan, hocalarından birinin ona Instagram'dan nasıl yürüdüğünü ve onun arabasına bindiğine ona nasıl açıldığını filan anlatırdı.
0
Avoiding The Puddle
(10.11.19)
(2)

Aklıma takılan müziği bulalım

anti-kahraman
ben hep çok güzel, çok çok çok güzelllllllll diye bir şarkı vardı. google ve youtube yardımcı olamadı. böyle hareketli, pozitif bir şarkı.
ben hep çok güzel, çok çok çok güzelllllllll diye bir şarkı vardı. google ve youtube yardımcı olamadı. böyle hareketli, pozitif bir şarkı.
0
anti-kahraman
(09.11.19)
Çünkü çok güzel, çok çok çok güzel yalnız dolaşmak, yanımda sen olmayınca. Kargo.
0
sopiro
(09.11.19)
of sonunda. teşekkürler. linkini de bırakalım.

www.youtube.com
0
🌸anti-kahraman
(09.11.19)
(10)

Kadının sevgilisinden asla para kabul etmemesi

wmeh
Duyduğum bir olayı fikirlerinizi merak ettiğim için yazıyorum.Üniversitede okuyan bir kadın var. Bir adamla tanışıyor, sevgili oluyorlar falan. Adamın maddi durumu iyinin üstünde, kadınınki pek iyi değil ama adam sorun etmiyor. Kadın adamın hiçbir hediyesini, restoranda vs para ödemesini kabul etmiy
Duyduğum bir olayı fikirlerinizi merak ettiğim için yazıyorum.

Üniversitede okuyan bir kadın var. Bir adamla tanışıyor, sevgili oluyorlar falan. Adamın maddi durumu iyinin üstünde, kadınınki pek iyi değil ama adam sorun etmiyor. Kadın adamın hiçbir hediyesini, restoranda vs para ödemesini kabul etmiyor ve herkes kendi hakkını ödesin diyor. Başta adamın hoşuna gitse de adam sonradan rahatsız olmaya başlıyor. Sonrasında kadının ailesiyle problemleri olduğu için ailesinin ona para vermeyi kestiğini, kadının hafta sonları çalışarak aldığı para ve kredinin parasının ona yetmediği ve çok sıkıntıda olduğunu öğreniyor bir şekilde. Hatta öyle ki kadın bir hastalığı için gördüğü zorunlu tedaviyi bile alamıyormuş birkaç aydır parasızlık yüzünden (ayda 400 lira). Adam öğrenince çok üzülüyor ve hemen yardımcı olmak istiyor kadına ama ona durumu anlattığında (sana her ay birkaç bin vereyim, benim için sıkıntı olmaz, borç da değil, geri istemiyorum vs. diyor) kadın kötü tepki veriyor ve senin paranı istemiyorum diyor. Kendini kötü hissettirmiş bu teklif. Bu olaydan sonra kadın ayrılmaya kadar getirmiş konuyu ama adam ayrılmak istemiyormuş ve para dışında gayet iyiymiş ilişkileri.

Siz olsaydınız ne yapardınız böyle bir durumda? Sizce kim haklı? Adam ne yapsın, nasıl istersen mi desin?
0
wmeh
(09.11.19)
sevgiliye duzenli para vermek abes bir davranis. cogu kisi bunu kabul etmez zaten.
0
brkylmz
(09.11.19)
kadın hasta. böyle takıntılı kadınla ömür geçmez
0
dafuq
(09.11.19)
Kadında bir sorun görmedim ben.
Adam neden kadına para vermenin kendi istediği bir şey olduğu ve bunu kabul etmeyen kadında bir anormallik olduğunu düşünürken, kendisinin de teknik olarak kadının açısından aynı şeyi yaptığını anlayamıyor, bu şaşırtıcı?

Adam kadınla alakası olmayan bir konuda (birilerine maddi yardım etmesi, kendisine borçlu biri vs) kadına kötü bir izlenim vermiş olabilir, öyle ki kadın illa bunun geri dönüşü olacağını hissetmiştir belki.

Ya da kadın sadece istemiyordur. Bir şeyin iyi niyetle yapılması, o şeyin kabul edilme zorunluluğu olduğunu göstermiyor. Meşhur bir yan komşunun bahçesine şeftali ağacı dikme hikayesi vardır, onu okusunlar bir.

Edit: ben de her ay para verme kısmına yaptım bu yorumu. Yemek içmek gibi mevzularda kim öderse ödesin.
0
sopiro
(09.11.19)
sana her ay birkaç bin vereyim ne demek ne münasebet yani bu çok saçma olmuş. Orada tepkisi çok doğal Ama hiçbir şekilde hediye, yemek kabul etmemek, herkes kendi ödesin demek biraz kabalık bence. İlişkide Karşılıklı herkes birbirine hediye alıp yemek ısmarlayabilir. O noktada bence de biraz takıntılı kadın.
0
aquarium
(09.11.19)
Haksiz olan yok ortada. Iki tarafin da sacma bir talebi yok. Orta yol bulunması lazim.
0
stavro
(09.11.19)
ne münasebet, sevgiliye her ay birkaç bin vermek ne demek?! bana böyle bir şey teklif edilse o..spu yerine koydulduğumu düşünürdüm. bunu teklif eden kişiyle iletişimi keserdim. kadın çok haklı. kabul etmemekte de kötü hissetmekte de.

hesap ödemeye gelince, sürekli bir tarafın ödemesi rahatsız edici bence. bazen biri bazen diğeri ödeyebilmeli.
0
pati
(09.11.19)
Kadın biraz fazla takıntılı. Bir taraf fazla kazanıyorsa yemekleri falan o daha sık ödeyebilir, bunda bir şey yok. Hele ki o 400 lira kısmı. Ne yani sevgilim hasta olacak ve tedavi olamayacak parası olmadığı için, ben tedavisi için 400 tl veremeyecek miyim? Hadi yemeği hediyeyi geçtim de bu ciddi bir iş, istediği kadar kızsın bozulsun ben zorla verirdim o parayı. Öyle saçmalık olmaz.

Bununla birlikte adamın "ben sana ayda bilmemkaç bin tl vereyim" teklifi biraz rahatsız edici tabii.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(09.11.19)
Pati’ye katılıyorum ben de kendimi o... gibi hissederdim.
Şunu da göz önünde bulundurmak lazım, öğrenciyken insan o koşullara göre yaşamalıdır ve bundan zaten rahatsızlık duymayacaktır. Ucuz bi restoranda yemek, önemsiz gördüğü bi tedaviyi ertelemek öğrenciye batmaz. Kendi parası ona yetiyodur. Sürekli daha iyisine zorlanmak ve kendine ait olmayan bi parayla bunları yapmaya zorlanmak çok çirkin ve saçma.
Ama adam oralarda yemek yemekten, sevgilisiyle biraz daha pahalı aktiviteler yapamamaktan rahatsızlık duyacaktır haliyle. Bu nedenle ilişki bi noktada çıkmaza girer.
0
megalomaniac
(09.11.19)
Kadin alma verme dengesini hice saymis. Gayet iyi bi iliski olamaz. Duzenli parayi kabul etmeyebilirsin, ayrilmak istemek cok uclarda dolasan bi secenek. Ailesiyle yasadiklari etkilidir. Yer etmis inanclarini kirabilir adam. Baska sorunlari yoksa. Illa ayrilmak istiyorsa da gule gule desin ya.
0
la.luna
(09.11.19)
Kadına acayip saygı duydum.Bu zamanda böyle kadınların olabilmesi,yaşama sebebim falan olabilir :) Adam yardım etmek istiyorsa iş bulsun,para kazanabileceği bir şeyler öğretmeye çalışsın falan.
0
wacot
(11.11.19)
(2)

Bir cizgi film karakterini ariyorum.

sabor
Ya en son care buraya danismak geldi icimden. Eski donem bugs bunny sylvester cizgi filmlerinde kucuk bir kiz cocugu karakteri vardi. Kucagina alip sevmeye calisiyordu sylvesteri falan hic hatirlayan animsayan var midir?
Ya en son care buraya danismak geldi icimden. Eski donem bugs bunny sylvester cizgi filmlerinde kucuk bir kiz cocugu karakteri vardi. Kucagina alip sevmeye calisiyordu sylvesteri falan hic hatirlayan animsayan var midir?
0
sabor
(08.11.19)
Elmayra - Elmira
"Seni öpüciim, seviciim, ve ömür boyu muhafaza ediciim" derdi.
0
sopiro
(08.11.19)
@Sopiro +1
Öldüresiye sevmenin simgesi bu kız. Tokasındaki kurukafa önemli bir ayrıntıydı.
0
Erva
(08.11.19)
(10)

Gebelik planlayan biri sağlık sigortası yaptırmalı mı?

ninotevtidze
Selamlar. Çocuk yapmaya karar verdik fakat doğal yollarla olmuyor. En kestirme yol tüp bebek. Yapacağız ama masraflar malum. Acaba bu işe girişmeden önce özel sigorta yaptırmalı mı? birkaç acenteden fiyat aldım; hastaneden doğum için fiyat aldım ve masraflar aşağı yukarı aynı. Ayrıca gebelik kontrol
Selamlar. Çocuk yapmaya karar verdik fakat doğal yollarla olmuyor. En kestirme yol tüp bebek. Yapacağız ama masraflar malum. Acaba bu işe girişmeden önce özel sigorta yaptırmalı mı? birkaç acenteden fiyat aldım; hastaneden doğum için fiyat aldım ve masraflar aşağı yukarı aynı. Ayrıca gebelik kontrol ve testleri de sigorta 1 yıl dolmadan yapılmıyormuş zaten.
Fakat bir yandan da düşününce acaba erken doğum vs riskine karşı yenidoğan kuvöz masrafıydı bebeğin olası hastalıklarına karşı tedavi masraflarıydı vs sigorta onları da karşılıyor.

kafam çok karışık o yüzden. 1 yıl daha beklemeye karşın sigorta yaptırmalı mı, yoksa zaten her şekilde o paralar çıkacak gereksiz mi dersiniz?

aramızdaki çocuk bekleyenler ne yaptı bu konuyla ilgili?
0
ninotevtidze
(08.11.19)
doğumla ilgili çoğu şeyi sigorta karşılayamıyor doğum paketlerinde bile.

içeriklere dikkatli bakarak araştırın. karar kılınan son rakamı da hastaneyle karşılaştırın. doğum öncesi sonrası vs. bi paket sunabilir hastane de size pazarlık edin.
0
jugador
(08.11.19)
hamilelik "permanent condition" sayılıyor bazı sağlık sigortalarında, süreçle ilgili bir çok detay karşılanmayabiliyor. İyice araştırın demeye geldim ben, çocuğum yok.
0
sopiro
(08.11.19)
Doğumu da karşılayan şekilde fiyat talep edin. ya da hamileyken yapılabilen bir türü olması lazım öyle duymuştum. İyice bi araştırın isterseniz. Sonradan çıkabilecek tüm masrafların dahil olacağı bir paket alırsanız sigorta tavsiye ederim. Tahmin edemeyeceğiniz çok değişik masraflar çıkabiliyor.
0
i am a legal alien
(08.11.19)
simdi kesin konusmayayim ama %99 sigortalar hamileligi kapsamiyor. hamilelik önlenebilir ya da önceden bilinebilir bir sey.
0
duygusuzromantik
(08.11.19)
Doğum teminatı ek ücretle alınıyor ama gebelik olmaması lazım sigorta alınırken. Kiminin 3 ay, kiminin 6, kiminin de 1 yıl bekleme süresi var da. Ek teminatlı sigortalar 11, 13 bini buluyor. Acıbademde doğum masrafı zaten o fiyatta.
Değer mi ki onu kararlaştıramıyorum.
Sigorta alırsak iki yılda zaten 20 bin küsür ödenecek. Risksiz gebelik ve doğum sürecinde zaten o fiyatta a sınıfı hastanede doğurursun...
0
🌸ninotevtidze
(08.11.19)
eğer gideceğiniz doktoru belirlediyseniz ve o doktorda geçerli doğum teminatlı bir sigorta paketini önceden alırsanız mantıklı bence sağlık sigortası. ortalama bir uzman doktor muayenesi 450tl çünkü, 1000e kadar da çıkıyor. gebelik de çok değişken bir şey, sadece doğum sonrası değil gebelik sürecinde de çok sorun da yaşayıp doktora gitmek zorunda kalabilirsiniz.

çocuğum yok, kardeşim bebek bekliyor. keşke sigorta yaptırsaydık diyorlar.
0
evde liyakat kalmamis
(08.11.19)
normal sgk var ise tamamlayıcı sağlık sigortası yaptırın. çok daha uygun. ancak sigorta yaptırıldıktan sonra 6 ay veya 1 yıl hamile kalmama şartı var. daha uyguna gelir kesinlikle. ama gideceğiniz hastaneyi belirleyin ve o sigortanın o hastane ile anlaşması var mı öğrenin. özellikle kadın doğum branşını sorun çünkü sigorta şirketleri branş branş anlaşma yapıyorlar hastaneler ile. tüm branşları kapsamıyo olabilir.
0
xrated
(08.11.19)
biz zamanında hesaplayıp yaptırmadık. çünkü gitmek istediğimiz özel hastane 2 yıllık sigortadan daha ucuza geliyordu.

geçtiğimiz 5 yıl içinde eşim açık beyin ameliyatı oldu, özel hastanede cebimizden ödedik. yine de sigortaya vereceğimiz para kadar sağlık harcamamız olmadı.

bütün bunların üstüne bir de sigortayı peşin peşin ödeyip her defasında provizyon bilmemen uğraşmak var.

dolayısıyla önermiyorum.
0
babilbaligi
(08.11.19)
Tamamlayıcı sigorta yaptırmak daha mantıklı. Tabi SGK geçmeyen, üst sınıf hastanelere gitme şansınız kalmıyor. Zaten gerek de yok.
0
alicandan
(08.11.19)
Saglik sigortaniz olunca hastaneler sigorta limitiniz olmasa dahi buyuk indirimler yapiyor. Anadolu saglik kullaniyorduk, tup bebek tedavisi yaptirdik maslak acibadem de. Tuo bebek de sigortw gecmedigi halde, gerekli testler normalde 800 tl ise 400 tl aliyorlardi sigortali oldugunuz icin ( sigorta gecmedigi halde ) dr randevusu 600 ise, 400 aliyorlar mesela.

Ben kesinlikle yaptirin derim
0
oscar
(08.11.19)
(7)

Uykusu hafif olmak sağlıksız uykunun göstergesi midir?

Bruce
Çıt sesine uyanabilen bir insanım. Uyumadan önce ambalaj açmıştım, odamdaki çöpe buruşturup attım. Çok da uykum var daldım hemen, sonra o ambalajın genişlemesi sonucu çıkan çıtırtıya uyandım resmen. Ama normal uyanış değil, sanki tehlike anında uyuyakalıp şüpheli ses duyan asker gibi dikkat kesilere
Çıt sesine uyanabilen bir insanım. Uyumadan önce ambalaj açmıştım, odamdaki çöpe buruşturup attım. Çok da uykum var daldım hemen, sonra o ambalajın genişlemesi sonucu çıkan çıtırtıya uyandım resmen. Ama normal uyanış değil, sanki tehlike anında uyuyakalıp şüpheli ses duyan asker gibi dikkat kesilerek. Öyle panik atak bi tip de değilim, evham falan yapmam uyanıkken.

Bu basit bir örnek, mesela uyuduktan 3-4 saat sonra odama sessizce giren insan olursa da uyanıyorum. Rem uykusu denen şey az mı bende, neden böyleyim?
0
Bruce
(07.11.19)
Bana burun ameliyatı önerildi bunun için uyku düzelicek diye. Gittim septum ameliyatı oldum, hiçbi şey düzelmedi. Hala kapı gıcırtısına uyanıyorum. Psikolojik bir mevzu olduğu kanısına vardım. Gündelik yaşamda sürekli diken üstünde olmak, hafif paranoya ve anksiyetenin uyku halindeki karşılığı olarak yorumladım.
0
Vse budet horosho
(08.11.19)
gün içinde hep yorgun oluyorsan, gergin oluyorsan üstüne git. uykunu iyi alabiliyorsan sorun olmamalı. haftada 3 defa yapılacak iyi egzersiz uyku kalitesini ve derinliğini çok arttırıyor.

normalde rem denilen derin uykuda bırak sesi birisi seni dürtse uyanamazsın. ama dediğim gibi gün içinde aşırı yorgun değilsen rem uykunu alıyorsun. fakat gece hiç uyumadığını düşüne yaşlılar gibi o aradaki hafif uyku anlarında olan sesleri fark ediyorsun.

bu yeni nesil uyku takibi bileklikleri de sana fikir verir. bir adım ötesi bir uyku kliniğine gidip uyku testi yaptırabilirsin.
0
orpheus
(08.11.19)
Benim de cok nazik ve kalitesiz uykum var. Yukaridaki arkadas gibi bana da burun ameliyatı onerdi doktor. Ben hic komusunu açmadan doktor burnuma baktiktan sonra soylesi senin uykun cok kalotesizdor, sabahlaro zor kalkarsın dedi. Aynen oyle gercekten.

Ambalaj sesine uyanmak, - ki bana da olur bazen - kalitesiz uykunum gostergesi bence. Kaliteli uyku deliksiz uykudur zaten. Ben 750 kere uyarinirim sabaha kadar ornegin.
0
stavro
(08.11.19)
bir kaç gün fiziki olarak yorulmayıp, çok uyursam bana da öyle oluyor.
ama normal zamanlarda iş güç çoluk çocuk, akşam top atılsa uyanmıyorum.
demem o ki fiziki olarak fazla yorulmuyorsundur, belki bu yüzdendir.
0
ravenudon
(08.11.19)
Burun ameliyatı oldum ben bu değişmedi. Bence ruh haliyle ilgisi var. Her zaman tetikte olan, kendini salamayan, çevreden gelebilecek her şeye karşı hazırlıklı olmaya çalışan bir insansın; kafası rahat, "amaaan" diyebilen bi tip değilsin muhtemelen.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(08.11.19)
burnumda hiçbir şey yok, haftada birkaç gün spor yapıyorum. gün içinde çok yoruluyorum ve karanlık/sessiz ortamda uyuyorum. buna rağmen en küçük bi hareketlilikte ya da ışık değişiminde uyanıyorum. yolculuklarda da tüm gece uykusuz gitmiş olsam bile uyuyamam. bence yapısal, bir nedeni yok belki hayatının başka bi döneminde değişirsin, değişiriz. deliksiz uyuyabilmeyi çok isterdim.
0
xvyz
(08.11.19)
Ben de yatılı okulda çalıştığım zamandan alışkanlıkla gece yirmi defa uyanırdım, ama ne zaman ki uyumadan önce body scan meditasyonları dinlemeye başladım, uyku kalitem arttı, daha derin uyuyorum. Ayrıca egzersiz ve akşam belirli bir saatten sonra yemek yememek de fayda sağlıyor diye düşünüyorum.
Body scan deneyin derim.
0
sopiro
(08.11.19)
(8)

İnsanlar neden evlenmeye 3 kala ayrılıyor

roket adam
Tanıdığım bir çok insan birkaç yıllık ilişkiden sonra tam evlenme arifesinde ayrıldı, hatta bazıları kısa süre içinde başkalarıyla evlendi. Neden?
Tanıdığım bir çok insan birkaç yıllık ilişkiden sonra tam evlenme arifesinde ayrıldı, hatta bazıları kısa süre içinde başkalarıyla evlendi. Neden?
0
roket adam
(07.11.19)
Genelde sadece tek taraf evlenmek istiyor, öbür taraf hayır diyince evlenmek isteyen ayrılıyor. Çünkü bizde evlilikler evleneceğin kişi kadar evlilik zamanı geldi mi ona göre de yapılıyor.
0
Bruce
(07.11.19)
Aile faktörü devreye giriyor. Anne görümce vs.
0
olaylar olaylar
(07.11.19)
aileler isin icine giriyor. o diyor ki benim kizim en iyilerine layik bilmem kac liralik set alinsin, oburu diyor ki ben yatak odasina su kadar masraf ettim erkek tarafi mobilyalari ucuzundan aldi. kiz deliriyor tek tasim neden ceviz degil nohut kadar, dugun su kadar olsun gelibasi bu kadar olsun, annen bana gulmedi, gelin elimi opmedi, damat biz hosgeldin demedi, ... bunlar bitmiyor sonra iliski bitiyor.

bunlari isin icine sokmayanlar ya da minimumda tutanlar evleniyor zaten :)
0
in vino veritas
(07.11.19)
Evlilik tarihi yaklaştıkça karşınızdaki kişiyle ilgili hoşunuza gitmeyen şeyler “aa resmen hayatımın sonuna kadar buna katlanmam gerek” diye suratınıza bir tokat gibi çarpıyor. Tabii ki boşanmak bir seçenek ama çok az kişi “ya bir evlenelim, yürümezse boşanırız” mentalitesiyle evleniyordur zaten. O sebeple “zararın neresinden dönülürse kardır” diyerek vazgeçmek çok mantıklı.
0
sopiro
(08.11.19)
Benim komşu abinin annesi gelinle perde seçimi konusunda kavga edince ayrıldılar evlilik öncesi. Kısa süre sonra başkasıyla evlendi. Aile ve evlilik zamanı geldi düşüncesi +1
0
hasmetizm 2046
(08.11.19)
evlenmeye 3 kala gerçek yüz ortaya çıkıyor.
flört aşaması tamamen tiyatro.
0
dafuq
(08.11.19)
Evlenme öncesi "önemsiz detay" diye düşündüğün herşeyin, karşı taraf, ailesi veya tam tersi, onun için "önemsiz detay"ların senin ve ailen tarafından önemsenmesi durumunda kavgalar çıkıyor hemen.

Ben evlilik öncesi ayrılmayı düşünmedim, ama gerçekten "bitse de başbaşa kalsak artık" diye gün saydım.
benim annem herşeye "önemsiz, fakir/avam eğlencesi" tadında baktı, karşı taraf allahtan bohça, şu bu isteriz diye tutturmadı, böyle bir istek olsa, ben tek başıma yapamazdım ve sorun çıkardı, asgari müşterekte anlaşıldı (benim annem hariç)

Eşim annemi kına gecesi öncesi, fikrini alırmış gibi 1-2 birşey sorduğunda bile annem, "ne gereksiz adetler, ne köylü işi salak şeyler" diye terslemişti :)
0
Corc
(08.11.19)
Arkadaşın annesi kınada düğünden bir gün önce k.validesinin seçtiği pastayı beğenmedi diye damatla tartıştı, ayrıldı.
0
banacevaplazım
(08.11.19)
(9)

kemer takamıyorum

goodenuff
merhaba, kemer kullanmam gereken zaman kemer kullanamıyorum. çünkü kemerin tokasında bulunan metal derime temas ettiği zaman alerji oluyor. kaşınmaya başlıyor o bölge ve kızarıyor. dayanılmaz bir kaşıntı. bu yüzden yaklaşık 1 yıldır kemer kullanamıyorum. çocukken böyle bir olayım yoktu, hatta 5-6 se
merhaba, kemer kullanmam gereken zaman kemer kullanamıyorum. çünkü kemerin tokasında bulunan metal derime temas ettiği zaman alerji oluyor. kaşınmaya başlıyor o bölge ve kızarıyor. dayanılmaz bir kaşıntı.

bu yüzden yaklaşık 1 yıldır kemer kullanamıyorum. çocukken böyle bir olayım yoktu, hatta 5-6 sene öncesine kadar böyle bir sıkıntım yoktu. sonra ne olduysa metal alerjim iyice arttı. zaten gümüş ya da altın olmayan hiçbir şey takamıyorum.

aynı şekilde saat, kolye, bileklik gibi. paslanmaz çelik, çok kaliteli olursa eğer takabiliyorum. kafayı yiyeceğim, ne yapmam gerekiyor?

teşekkürler.
0
goodenuff
(07.11.19)
kemer tokasının metal kısmına hiç dokunmadan takabiliyorsun kemeri ben sorunu tam olarak anlayamadım?
o kemerim iplikli kısmı rahatszı ediyorsa kemeri kaplatabilirsin

edit: ya hay kafam ben emniyet kemeri olarak düşünüyorum plasitik tokalı kemerlerden bakabilirsin olmadı omuzlardan gelen askılardan takabilirsin.
0
basond
(07.11.19)
Kemer neden teninize değiyor ki? Kemer takılan durumlarda genelde giyilen şey içe sokulmaz mı zaten, yani ten ve kemer arasında bir katman oluyor?
Ama bunu sormaya gelmedim, titanyum şeyler deneyebilirsiniz. Belki kendiniz yaptırmanız gerekebilir.
Üniversitede bir arkadaşımda da benzer bir alerji vardı, metroda otobüste falan demirlere tutunamıyordu bu yüzden, doktor eldiven vermişti plastik gibi, onları kullanıyordu.
0
sopiro
(07.11.19)
Plastik aksamli kemerler var,onlardan alabilirsin ya da pantalonu terziye goturup arka birlesim yerinden kemerin ic kismina lastik taktir.benim cogunluk pantolon boyle.alir almaz terziye verip icten lastikle geridliyor.kemere ihtiyac kalmiyor.
0
duptıs
(07.11.19)
eğer klasik pantolonda da oluyorsa, klasik pantolonların düğmesinin yanında ufak bir delikli çıkıntı vardır. onu kemer tokasının ucundan geçirince, pantolon yukarıda kalır.
0
silver apple
(07.11.19)
kemer tokaları genellikle nikelaj kaplı olduğu için alerjik reaksiyonu baya bir can sıkıcı olur, kemer tokasının cilde temas eden kısmına 2 kat seffaf oje sürebilirsiniz
0
apocalipy
(07.11.19)
Atletinen giy
0
Gecikmeli Tapa
(07.11.19)
Hocam selam. Kabataştaki deri pantolon ve eldiven giyen, üstü çıplak 100 kişiden biri değilseniz kemer tokasının teninize dokunmaması lazım. Bence başka bir sıkıntı var. Kemer tokası baskı uyguladığı için kızarıyor olabilir (benim öyle mesela) önce kemeri takıp sonra don ve pantolon giymiyorsanız mantığa ters cildinize temas etmesi. Pantolonun tam toka kısmına ince sünger diktirin, sizin sorun muhtemelen tokanın sıkması.
0
Tears of Devil
(07.11.19)
@basond plastik, bakmam gereke evet teşekkürler.

@sopiro şöyle söylüyeyim, göbeğim illaki temas ediyor. atlet yada tişört benzeri şeyler giysem bile birazcık bira göbeği olduğu için genelde otururken mutlaka katlanıyor ve değiyor. bu yüzden. tavsiye için teşekkürler.

@duptıs tavsiye için teşekkürler.

@silver apple klasik pantolondan ziyade ben kot pantolon giyiyorum, zaten başka pantolon giymiyorum.

@apocalipy mantıklı fikir teşekkürler. deneyeceğim.

@gecikmeli tapa olmuyor, daha önce denedim. mutlaka oturunca arada atlet olsa bile temas ediyor göbeğim katlandığı için ve temas ediyor, yine de oluşuyor bu alerji. anlamadım bir türlü.

@tears of devil tavsiye için teşekkürler. ama baskı falanda değil bu dediğim gibi herhangi bir şeyi giyip içime soksam bile mutlaka alerji oluyor, otururken oluyor genelde. acayip bir kaşıntı başlıyor bir iki saat sonra.

gelen cevaplar için teşekkürler, genel sorular nasıl değdiğine dair olmuş. şöyle anlatayım, yazında kışında içine bir şey giyip soksam yine de bir şekilde oturunca göbeğim katlandığı için temas ediyor. hatta sırf bunun için acaba dedim göbeği eritsem mi falan ama üşengeçlik işte, çok fazla kilolu bir insanda değilim. boyuma göre kilom gayet ideal, yani dışarıdan kilolu bir insan olarak gözükmüyorum. bira göbeği var. plastik fikirleri ve oje fikri için teşekkürler, ayrıca sünger fikri de fena değil. bakalım nasıl olacak. kötü bir durum. tekrardan teşekkürler.
0
🌸goodenuff
(07.11.19)
Nikel akerjin var. Aynı sıkıntı bende de mevcut. Kemerin tokasını bantla. ben öyle kurtuldum.
0
elitoangelito
(08.11.19)
(18)

En son guilty pleasure ınız nedir?

epistemic_regress
Benimki çok güzel hareketler bunlar 2 izlemek ve bazen ciddi anlamda eğlenmek.Sizinkiler nelerdir?
Benimki çok güzel hareketler bunlar 2 izlemek ve bazen ciddi anlamda eğlenmek.

Sizinkiler nelerdir?
0
epistemic_regress
(07.11.19)
recep ivedik 5'in youtube videolarini izledim dun aksam. hani iki dakikalik kesitler yukluyorlar ya filmden, onlardan.
0
der meister
(07.11.19)
recep ivedik 2

serdar ortaç - mesafe albümü. özellikle "istersen" şarkısı. anlamsız ama bağıra çağıra söylemesi keyifli.
0
mattiadestro
(07.11.19)
Masterchef :(
0
malwethiel
(07.11.19)
Hmm...
Online okey oynamak, tam bir vakit kaybı. Bazen yapıyorum hala.
10-11 sene öncesinde, sabahları yarı zamanlı çalıştığım ofisi açıp 9-10 gibi okula gitmeden önce İstiklal'deki bol kepçe lokantalarından birine uğrayıp ezogelin çorbamı içerken Fanatik'in yalan futbol haberlerini okumak :)
0
burka
(07.11.19)
maalesef masterchef izliyorum ve merak ediyorum takip ediyorum.
beyin yıkayan programlardan hoşlanmam ama daniloyu sevip ortasından başladığım masterchef i takip ediyorum
0
basond
(07.11.19)
Masterchef +1
0
datnet
(07.11.19)
özcan deniz derin duygular şarkısını dinlemek en sevdiğim guilty pleasure'ım
0
Mossy
(07.11.19)
İşte benim stilim kavgalarını izlemek
0
eazy
(07.11.19)
Özcan deniz - derin duygular +1
0
🌸epistemic_regress
(07.11.19)
leş gibi soğuk esprilere gülüyorum. başkalarına da yapıyorum. arkadaşsız kaldım bu yüzden.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(07.11.19)
Olumume turkce muzik dinliyorum bağımliyim. Sabah kahvaltida manus baba dinledim o derece :(
0
hindistan cevizi
(07.11.19)
Demet Akalın'ın birkac sarkisini dinliyorum arada..
0
stavro
(07.11.19)
esra erol seyretmek
0
dafuq
(08.11.19)
Netflix'te insanların kötü kötü pastalar falan yaptığı Nailed It diye bir program var. Onu izliyorum.
0
sopiro
(08.11.19)
bir donem serdar ortac - ne olur gitme
0
jimicik
(08.11.19)
son zamanlarda masterchef +1
0
evde liyakat kalmamis
(08.11.19)
amerikan survivorını izlemek. gerçi haftada bir 42 dakika program, ne kadar guilty pleasure sayılır bilemedim..
0
twq
(09.11.19)
son zamanlarda arkadaş ortamında içtiğim 3 5 dal sigara, derken bu akşam bi coştum keyiflendim, yürüyüş yapıyordum ulan dedim bi paket sigara alayım, aldım yaktım bi tane, yürüyüşümün yarısında olmama ve çok dinlenik olmama rağmen ayaklarım beni eve resmen zor getirdi, ne gücüm ne kuvvetim kaldı.

anladım ki sigara böyle bişeymiş, pazartesi yeniden bırakıcam.
0
hem şişko hem deli
(09.11.19)
(14)

İlk psikolog deneyiminiz

pastörizesüt
Nasıldı? Bu hafta ilk defa psikologa gittim, kadın şikayetimi sordu bi şeyler anlattım falan sonra ailemi sordu işte yaşamdan zevk alıp almadığımı falan sordu ben anlattım baya, size terapi yapmamız lazım dedi toplam 45 dakika sürdü ve 250 lira verip çıktım :D açıkçası bir rahatlama hissetmedim hatt
Nasıldı? Bu hafta ilk defa psikologa gittim, kadın şikayetimi sordu bi şeyler anlattım falan sonra ailemi sordu işte yaşamdan zevk alıp almadığımı falan sordu ben anlattım baya, size terapi yapmamız lazım dedi toplam 45 dakika sürdü ve 250 lira verip çıktım :D açıkçası bir rahatlama hissetmedim hatta biraz kandırılmış hissettim. Devam edicem bakalım nasıl olcak ama tüm bu olanlar normal mi? Gitmeden yorumları okumuştum insanlar birkaç seansta bile hayatım değişti vs yazmışlar
0
pastörizesüt
(07.11.19)
bi seansta hayatının değişmesi imkansız, zaten derdinizi anlatmanız ve psikoloğun sorunu anlaması en az 3-4 seans sürüyor. arkadaşınıza bir şey anlatırken bile dışarda bi yerde buluşup saatlerce konuşuyorsunuz. ben ilk gittiğimde baya gergindim, sonradan şekillendi herşey bana ödevler mödevler vermişti. parasız kaldığım için devam edememiştim.
0
nahtoderfahrung
(07.11.19)
İlk seansta mucize beklemiyordum ama 45 dakika bi şeyler anlatıp çıkıp ben ne yaptım şimdi hissiyle karşılaşınca anlamsız geldi bu durum.
0
🌸pastörizesüt
(07.11.19)
Terapistin senle aynı frekansta, anlaşabileceğin, derdini zorlanmadan, açıkça anlatabileceğin biri olması lazım. Arada kurulan bağ önemli. Yoksa karanlık bir odada el yordamı lamba prizi aramaya benziyor terapi. Can sıkıyor.
0
epistemic_regress
(07.11.19)
ben çok mutlu olmuştum.

psikiyatristim yönlendirmişti "sen gafayı yemişsin sana terapi lazım, ilaç kurtarmaz" diye. genç, böyle bıcır bıcır, çok enerjik, sevimli bir kadındı. büyük beklentiyle gitmemiştim ama benim anlatmaya çalıştığım şeyleri çok daha anlaşılır ve yalın bir şekilde bana geri anlatması inanılmaz etkilemişti beni. yani mesela kadına bana çok kompleks gelen bi' şeyi anlatıyorum, öyle bir iki cümleyle cevap veriyor ki "ohaaa nasıl ya" dememek için zor tutuyorum kendimi. karı çok sevdiğim için avrupa'nın çeşitli şehirlerinin mobese kameralarını takip ettiğimi ve kar yağışını onlardan takip ettiğimi söylemiştim de yarılmıştı, onu hiç unutmuyorum. cuneo'da bir kamera bulmuştum o zaman, ona bakıyordum hep.

sanırım iki kez gidebildim. ikisinde de çok memnun kaldım, uzun vadede çok faydası olacağını hissettim. param yetmedi ama, ikiden sonra bırakıp sadece ilaç tedavisi + 30-40 günde bir psikiyatristi görme şeklinde devam ettim.
0
der meister
(07.11.19)
@der meister bana hiç geri bildirimde bulunmadı ya bi konudaki düşüncelerimin yanlış olduğunu söyledi sadece. Gerçekten pahalı bi de yani :D
0
🌸pastörizesüt
(07.11.19)
Ben de faydalı bulacaktım ki adam bir seansta uyuyakaldı. Bana müsaade, diyerek gittim.
0
sopiro
(07.11.19)
terapi böyle bir şey zaten. bazı haftalar çok verimsiz geçiyor gibi geliyor bazı haftalar amerikayı keşfetmiş kadar etkili oluyor. ilk seanstan bir şey söylemek zor. benim ilk seansımda ilk başta bir şey sormadan kendimi anlattırdı sonra çok saçmalayınca genel sorulara geçmişti.

rahatlama her zaman olan bir şey değil, hatta genel olarak tam tersi oluyor. çünkü (genel olarak) kötü tecrübelerin üzerinden geçiyorsunuz, hissettiklerinizi anlatıyorsunuz.

bir de okul meselesi var, psikologların yaklaşımı farklı. psikologunuza sorup bilgi alabilirsiniz. hatta aklınızdan geçen her şeyi, pahalı olmasını bile paylaşın bence.

ben her ay maaşımın 3'de 1'ini veriyorum, 2 senedir devam ediyorum. bazen kendimi zorlayarak gidiyorum bazen seans günü gelse de gitsem diyorum. 2 sene önceki halime göre kendimi çok daha iyi tanıyorum, hareketlerimi ve başkalarını daha iyi anlıyorum.

verdiğim paranın iki katını verelim, iki sene önceki haline dön deseler kabul etmem.
0
mattiadestro
(07.11.19)
ilk psikologumla enerjim çok uydu. kendimi açmakta zor bir insan olmama rağmen o direncim kırıldı ve güzel bir teröpatik ilişkimiz oldu.

birkaç seansta hayatım değişmedi. ilk seansta neden bunları anlattım ben şimdi ne boka yarayacak deyip kendi kendime ağladığımı hatırlıyorum. ama uzun süreçte çok şey değişti.
terapistim akıllı biriydi. eğitimine de güveniyordum. uzun zaman gittim (4-5 yıl belli aralıklarla) yine başım sıkışınca bir şey danışacak olsam giderim.
iyi ilişki kurduğunuz terapistle güzel bir süreç oluyor.

bir de dipnot: terapi öyle ferahlayıp çıkacağınız bir deneyim olmayabilir. benim çok ağlaya zırlaya çıkıp delirme eşiğine geldiğim zamanlar oldu. o yüzden uzun vadede bakmak lazım sonuca.
0
ruh i tibbiye
(07.11.19)
@mattiadestro böyle düşünmene sevindim bana umut oluyor bu durumlar
0
🌸pastörizesüt
(07.11.19)
ilki devlet hastanesi'nde bir herifti. o ne dedi ben ne dedim zerre anlamadık birbirimizi.

ikincisi bilmem ki ne yapsan tüh vah tarzında bir kadındı.

üçüncüsü çok genç bir kızdı. dikkatli sevimliydi ama pek verim alamadım.

dördüncüsü yaşlı bir amcaydı. bırak gızım boş işleri sorumluluktan gaçaman gibi şeyler söyledi. üzülerek ayrıldım kapısından.

beşincisi: tamamen farklı bir konu üzerinden danıştım kendisine. cinsellikti konumuz. çok çok iyi gelmişti ama zamanla özele çok daldığımız için utandım kendisinden.

yedinci de çok iyiydi. en son artık psikolog ihtiyacım yok diye gitmiyorum ama olur da ihtiyaç duyarsam numarası var. her an arayabilirsin dedi.

en iyisini sona sakladım, hayatımın dönüm noktasıydı. mesleğine aşık biriydi. beni dinlerken gözlerinin içi gülerdi. çok şeyleri fark edip düzeltmemde yardımcı oldu. bir çocuk gibi ilgilendi benimle. umarım çok mutludur.


aa bir tane daha var, onu hiç sevmedim kaltağın tekiydi.

birde üniversite 2'de gitmiştim, uyum sorunum vardı. dışlanmış hissediyordum girdiğim her toplulukta. ondan da verim alamamıştım. zaten üniversite hayatım kötü geçmişti.

sadece 2 psikoloğa farklı konularda danıştım, diğerlerine tamamen erteleme sorunu üzerinden müracaat ettim.
0
for day to break
(07.11.19)
İlkinde bir şey anlamayı bekleme uzun soluklu bir şey bu çünkü. sadece vazgeçmeden devam et. Farkı zaman geçtikçe anlayacaksın :)
0
Sonsuzluk ve Bir Gün
(07.11.19)
Neden kandırılmış hissettin? İlk gidişinde bir fark olmaz zaten. Ben de gittim psikoloğa birkaç ay ve biz sonlandırdık terapileri çünkü iyi görmüş beni. Ben psikoloğumu çok seviyorum o da beni çok seviyormuş. Hatta seni görmediğimde özlüyorum demişti. Onu tanıdığım için çok şanslıyım. Gerçekten mükemmel insan oluyormuş.
0
rock n roll
(07.11.19)
Bir ara değişime direnç gösterdiğim bir zaman beni eleştiri yağmuruna tuttu ama nasıl acımasızca eleştiriyor, hüngür hüngür ağladım. Bazen insanları sarsmak gerekiyor dedi :) sonra ben ödevlerimi yapmaya başladım ve amacıma da ulaştım.
0
rock n roll
(07.11.19)
Aslinda psikologunuzun ilk seansin daha cok bilgi edinme & tanişma tadinda gececegini belirterek seansa baslamasi gerekirdi. O kismi atladigi icin sizde verimsiz bir seans izlenimi birakmis olabilir ama devam eden seanslarda beklentileriniz daha olumlu sekilde ilerleyecektir.

Not: psikolog
0
goochie goochie
(07.11.19)
(21)

Ekşi duyuruyu nasıl buluyorsunuz?

Alimelli
Bir ara bozuldu gibi ama şu aralar yine iyi gibi. Burdan kimse ile tanışmadım. Kimse ile özel Bi sohbetim de olmadı. Ama yine de çok seviyorum. Kimseye soramadığım soruları burda rahatlıkla sorabiliyorum. Soruma gelirsek duyuruya 10 üzerinden kaç verirsiniz? Ek olarak kısa Bi görüşünüz.
Bir ara bozuldu gibi ama şu aralar yine iyi gibi. Burdan kimse ile tanışmadım. Kimse ile özel Bi sohbetim de olmadı. Ama yine de çok seviyorum. Kimseye soramadığım soruları burda rahatlıkla sorabiliyorum.

Soruma gelirsek duyuruya 10 üzerinden kaç verirsiniz? Ek olarak kısa Bi görüşünüz.
0
Alimelli
(06.11.19)
10 arda full takip ettigim donemler oldu, cokta troll yuvasi degil, bazi sorulardan guzel filmler, kulturler kazandim.
Vengoyu burda gorup endulus turu yapip kulturu baya arastirmistim, ilk sorumu 2007de sormusum hey gidi
0
eja
(06.11.19)
eski kalitesinin yakınından bile geçemez. troll dolu ortalık. cevap veren 10 nick'ten temiz bi' 5-6'sı birilerinin beşinci hesabı ya da sırf pislik yapmak için üye olmuş dangalak bir tipe ait.

böyle deyince de sevmediğim herkese troll yaftası vurduğum düşünülüyor. hayır kardeşim. ben bu duyuruda en az 20 kişiyle tartışmışımdır. dissendium vardı mesela, her duyuruda didişiyorduk herifle. adam alplerin hiçbir numarası olmadığını, hakkari'de de dağ olduğunu falan yazıyordu. ama ben hiçbir zaman "BUNLARI DUYURUYA NİYE ALIYOSUNUZ" demedim. görüşlerimiz taban tabana zıt olsa da, anlaşamasak da buraya kendini yansıtan GERÇEK biriydi çünkü. böyle olanlara her zaman saygım var, duyuruyu güzelleştiren zaten insanların bu ortamda birbiriyle iletişim kurması, birbirine yardım etmesi.

o özelliğini büyük ölçüde yitirdi benim için. boş boş, antin kuntin soruların hepsi cevaplanır ama cidden "yahu bunu benim birilerine danışmam lazım, kendi başıma halledemem" diyeceğin hemen hiçbir soruya cevap alamazsın. zamanında öyle insanlarla tanışıyordum ki burada, oturduğum yerde 10 puan iq kazanıyordum. şimdi nerdeeee.

10 üzerinden puanım 6 olur herhalde. zamanında 8'di. bu gidişle 5-4 diye gidecek öyle.
0
der meister
(06.11.19)
Fikir lazımsa faydalı oluyor, herkesin bir fikri var hemen her konu hakkında.

Ama Google'da kısa bir arama ile bulabileceğiniz bilgiler dışında bir bilgi gerekirse cevap nadiren geliyor.
0
crown
(06.11.19)
buranın scriptini beğenmiyorum çok kötü

mobile desteği yok

çok bilgi veya tecrübe gerektiren sorulara cevap bulamıyorsun genelde yüzeysel soru cevaplar
0
baknedicem
(06.11.19)
Cok az cevap geliyor. Gerci geldiginde de cok yardimci olan insanlar da oluyor. Ama azinlik.

Anca anket tarzi bi soruya ya da komik bi olayin konu oldugu soruya yogun cevap geliyor.

Gecen seneye kadar uyeligim yoktu ama hep takip ederdim. ben de eskiden daha cok cevap ve daha enteresan, daha gerekli sorular oldugunu dusunuyorum. Yine de seviyorum. Bana iyi geliyor.

Bu arada ben de geyik sorular aciyorum bazen ama trol soru acmiyorum en azindan :)

6/10
0
Flipsflops
(06.11.19)
eskiden çok ve düzgün cevaplar gelirdi, şimdi az ve trollük yapmaya/dalga geçmeye yönelik yanıtlar geliyor. ayrıca eski fikir çeşitliliği yok, çoğu cevap birbiri ile aynı mantıkta yani farklı bakış açısı yok.
0
tabirimekruh
(06.11.19)
Hukuk isim, cilt bakimi hobim ikisinden soru gorunce cevap yaziyorum mesaj atıyorum. Yuzeysel degil de daha detayli aciklama yapmaya calisiyorum.

Elektrik supurgemi buraya sorarak aldim notebook alirken de bayagi yardimci olanlar oldu. 1 2 kisiyle guzel sohbetlerim oluyo yakinda gorusmek de istiyorum bu insanlarla reelde.

Bikac sinir oldugum konu var. Ilki uzun uzun cevap yazdiginda ve tek cevap veren sensen bi tik bi tesekkur vs bile etmeden cevabi alip silenler oluyo sorusunu ondan hoslanmiyorum. Ikincisi troll haricinde 1 2 terbiyesiz saygısız ve suursuz insanlar var. Ucuncusu de bilmedigi konularda cok eminmis gibi alakasiz cevap veren tipler bi de sordugun soruyla alakasi olmayip yazdigin bi seye takilip bambaska cevaplar veren tipler. Bunlar haricinde 10 uzerinden rahat 7 veriirim
0
hindistan cevizi
(06.11.19)
quora'ya yazsam elin hintlisinden gelecek cevabı neyleyeyim, bazı konularda kendi insanıma danışmayı daha uygun buluyorum. o yüzden faydalı.

bir iki troll denk geldi bana da, aklıevvelin biri durduk yere hakaret etmişti mesela, engeli basmadan evvel yazdıklarına bir baktım, fakir oldukları için ana babasından nefret eden bir sayko. yazık. :) böyle sorunlular, travmalılar çıkıyor arada. onun dışında iyi.
0
kayıtsız
(06.11.19)
Tamamen ilgi çekmek amaçlı, 3-4 kişiye ait 8-10 troll hesaptan gelen aynı tip gönül işi ve cinsellik sorularından bıktığım için puanı düştü buranın. Eskiden aktiftim, fikir alma sorularına kafa yorardım ama şimdi soranlara güvenim kalmadığı için adamına göre muamele yapıyorum.
0
Bruce
(06.11.19)
Yaklasik 11-12 yildir buralardayim, kimler geldi kimler gecti. Herkes eskiden daha icerikli aciklayici cevaplar gelirdi diyor fakat soyle de bir durum var, son 8-10 senede hepimizin hayatinda gunluk yasamsal degisiklikler oldu, birbirimize ayirdigimiz vakitler azaldi, icerikten ziyade goruntu on plana oturdu, artik like kulturuyle beslenir olduk cogumuz. Dolayisiyla kimse bir baskasi icin 30 dk'sini ayirip metin kurgulamak istemiyor. Cevabi yapistir-gec seklinde yaklasiyoruz. Belki cok fazla hizlandik hepimiz, duyuru'ya has bir durum oldugunu dusunmuyorum.

Ben her seye ragmen burayi ve buradaki insanlari seviyorum.
0
msb
(06.11.19)
gayet samimi bi cevap değil mi? Soruya da cevap olsun on üzerinden 5 veriyorum.

Belki de bozuldu demenin sebeplerinden biri benim. Belki ben bozuyorum bildiğiniz duyuruyu. Çok değil 2002 den beri takip ediyorum. Çok şey kattı bana ben de çok şey kattım. Misal dil yaşayan bir olgudur, değişir, hatta ölür. Bu da öyle bir şey. Her şry değişmeye mahkumdur. Duyuru da değişiyor. Belki de en süzme saf bilgiye ulaşılabilecek yer artık duyuru değildir? Doğruyu söyliyim ben bi ara öyle düşünüyordum ama sonra ne oldu? Ben dalga geçmeye başladım duyuruda. O kadar çok alakasız soru cevap var ki. Arasından işe yara olanı sizin seçmeniz lazım. Burası bir ansiklopedi değil. En nihayetinde kuran adamın amacı her neyse, kullanıcılar bu siteyi yürütüyor ve ben de bi kullanıcıysam dalga geçmek de en az doğru bilgi kadar gerçek.
0
tarden
(06.11.19)
Ben bazı insanların duyuruda kendine ait kültürü olan bir grup yaratma çabasını veya beklentisini biraz lüzumsuz buluyorum zira öyle bir şey gözlemlemiyorum. O yüzden bir beklentim falan da yok. Yılda iki soru falan soruyorumdur herhalde, ama çok fazla cevap veriyorum. Canım istediği zaman bırakıp aylarca girmeyebiliyorum.

Buradaki bazı insanların korkutucu derecede cahil ve "this is why we can't have nice things" sözünü kanıtlar nitelikte olduğunu düşünüyorum. Saldırgan insan çok fazla. birçok insan "hmm bu bu kişinin fikri/tecrübesi" deyip geçemiyor. İlla ki "aramızdaki bazı ezik mallar/ lümpen bilmemneler (ne hakaret isterseniz koyun buraya) xyz yapıyorlar" diye bir laf çarptırma çabası. Sonra hemen benzer şeyler özel mesajlarda geliyor.

Ama bazı insanlar da şu Lübnan'daki gösteriler sırasında çocuk korkunca toplu halde "baby shark dododoo" diye şarkı söylemeye başlayan protestocular gibi, kıvrak zekalı, yardımsever, esprili insanlar. Onları takdir ediyorum.

10 üzerinden 5-6 veririm. Tasarımı kötü buluyorum, renkler vs.
0
sopiro
(06.11.19)
Açılın gediklisi geldi, ilk üyelerdenim. Sözlük yazarıyım ama sözlük hesabımı kullanmıyorum. Günlük rutinim sorulara bakıp, merak uyandıran bir şey varsa internette araştırmaya başlarım. Başlangıç noktam gibi bir yerdi. Sözlüğe sırtımı döndüm ama hala pc'yi açtığımda ilk ziyaret ettiğim yerlerden birisi burası. Bir zamanlar Friendfeed vardı. Orada ufkum açılırdı. Duyurun katmerlisiydi. Google'da aranarak bulunacak şeyler sorulmaya başlandığından beri kalite giderek azaldı. Yine az da olsa arada güzel sorular geliyor. İzlemeyi değil okumayı seven bir neslin ayakta kalma çabası gibiyiz. Dayan duyuru. Puanım 6.
0
rastinon
(06.11.19)
6 veririm, bi 8-10 sene evvel sozlukten cok buraya gelirdim, son 3 4 senedir neredeyse hic girmiyorum, yeni yeni 2 3 aydir arada bakiyorum, cok tenhalamis, eski hal gitmis gibi ama 10 sene de ne degismiyor ki.
0
hewit
(06.11.19)
Eskiden çok aktif kullanıyordum duyuruyu. Birkaç senedir çok nadir giriyorum duyuruya. Çok sevdiğim insanlar oldu burada. O zamanlar gibi değil artık burası ama yine de seviyorum burayı.
0
rock n roll
(06.11.19)
7 puanı var bende.

sosyal medya kullanmadığım için gün içerisindeki boşlukları duyuruyla dolduruyorum. sayesinde merak edip çok şey araştırıyorum, öğreniyorum. hoş.
0
brkylmz
(06.11.19)
10 sene olacak uye olali, dusununce ne zaman gecti onca yil diyor insan ama gecmis iste. cok super insanlarla tanistim buradan, guzel arkadaslarim oldu bu arkadaslardan biriyle ispanyaya gezmeye gittik hatta o derece sevdigim bir yer duyuru. ama zaman icinde her sey gibi burasi da sönükleşti tabii, eski ortami kalmadi maalesef. eskiden bu insanlar bu kadar seyi nasil biliyor diye sasirirdim burada cevaplari okurken. cok sey ogrendim, cok kisiye de yardimim dokunmustur. simdi artik eskisi gibi bilgili insanlar pek kalmadi, basit bi google aramasiyla ulasilabilecek sorulara bile bazen cevap gelmedigi oluyor. bir de en sinir oldugum seylerden biri de trol mudur yoksa gercelten gerizekali midir bilinmez bazi tiplerin fink atmasi. soru soruyorsun soruyla alakasiz gelip sana hakaret ediyor sacma sapan yerlere getirip konuyu sonra da anlamamakta israr ediyor filan. sorunlu tip ve atarli ergen bollugu var artik. ya da ben yaslandim bilemiyorum :) veda mesaji gibi oldu ahah neyse, puanim 7, eskiden olsa 9 derdim 1 puani da gercekten kullanissiz olan arayuzden kirardim.
0
in vino veritas
(07.11.19)
uzun zamandır buradayım. duyuru benim için internetin diğer adı sayılabilir, burası benim çekinmeden fikrimi sorabileceğim yakın arkadaşım gibi. içinde kötü cevaplar çıkıyor, ama bana kazandırdıklarının yanında bunlar çok zayıf.
buranın biraz daha canlanmasını, sorulara 2-3 cevap gelmesindense 8-9 cevap gelmesini isterdim. yine de burada hiçbir kullanıcı kalmasa, sırf ara ara behzat ç açıp izler gibi buradaki duyuruları okurdum sanırım.
özet olarak buradaki insanları seviyorum.
0
rakicandir
(07.11.19)
siteyi 12 yıldır takip ediyorum. eskiden daha çok ciddiye alırdım ama artık şöyle bir bakıp geçiyorum. sorular da soruyorum ama öylesine soruyor gibiyim aslında. burada bazen çok dolu insanlar da görmekle birlikte sitenin genel olarak cahil, ezik ve sorunlu, kıskanç, özetle yaralı insanlarla dolu olduğunu düşünüyorum. yine de takip etmekten kendimi alamıyorum.

bir de düşünüyorum da tasarımı çok eskidi ve köhne bir yer haline geldi. kullanıcılar azaldı, fazlaca bir bizbizelik var gibi. nickler yenilense de sanki buranın 10 yıllık gediklisi gibi yazıyorlar. bir nick gidiyor öbürü geliyor falan. garip garip şeyler.

kimi insanlar laf sokmak için yer arıyor ya da okuduğunu anlamıyor. tartışacak biri bulma peşinde. yazık diyorum, uğraşmadan geçiyorum.

"Ama Google'da kısa bir arama ile bulabileceğiniz bilgiler dışında bir bilgi gerekirse cevap nadiren geliyor." bu cümleye de katılıyorum. hatta ben google'da bulunabilecek şeyleri görünce cevap yazmıyorum. eskiden çok cevap yazardım. artık çok spesifik ya da ilgi çekici olmadıkça hiç cevap yazasım gelmiyor. galiba ülkedeki insana inancımı da buradakine olan inancımı da birbirine paralel olarak kaybettim.
0
i ve been mistreated
(07.11.19)
Berbat.

1/10.
0
Avoiding The Puddle
(07.11.19)
Androidden giriyorum, duyurunun tarihi bile gorunmuyor. Te allahim... sene olmus 2020... 10 uzerinden 0.5 Yokluktan giriyoruz
0
tunaktunaktun
(07.11.19)
(3)

Öfke Kontrol Yöntemleri

soru isareti
Soru: Öfke kontrol sorunu yaşayıp uzun vadede çözebildiğini düşünen var mı? Varsa hangi yöntemleri kullanarak çözdünüz?Halihazırda bir psikologla görüşüyorum ancak görüşmeler her seferinde kendimi bir uğraşa kanalize etmeye yönelik tavsiyelerle sonuçlanıyor. Zaten birçok aktivite ile meşgul ediyorum
Soru: Öfke kontrol sorunu yaşayıp uzun vadede çözebildiğini düşünen var mı? Varsa hangi yöntemleri kullanarak çözdünüz?

Halihazırda bir psikologla görüşüyorum ancak görüşmeler her seferinde kendimi bir uğraşa kanalize etmeye yönelik tavsiyelerle sonuçlanıyor. Zaten birçok aktivite ile meşgul ediyorum kendimi ama bunlar bir çözüm getirmedi. İş ve okul yoğunluğu dışında hayatımda stres kaynağı olabilecek majör bir sorunum yok.
0
soru isareti
(06.11.19)
Türkçesi var mı bilmiyorum ama Mindfulness for Worriers diye bir kitap var, ben şu anda okuyorum ve faydalı buldum.
Genel olarak Buddhizm'in "respond, don't react"("tepki verme, cevap ver" gibi çevrilebilir belki) diye bir yaklaşımı vardır. Stimulus ve tepki arasında birkaç saniyelik de olsa bir zaman olduğunu ve davranışımızın bu anda şekillenmesi gerektiğini söylerler.
Yogayı da ana yoğunlaşma ve vücudumuzun kontrolünü geri kazanma açısından faydalı buluyorum.

Ama spesifik şeylere yoğunlaşırsak:
1) bir öğretmenlik eğitiminde, öğrencilere manyakça bağırmaktan vazgeçmek için sürekli bir kameranın canlı yayın yaptığını düşünmemiz söylenmişti. Hareketlerinizin herkes tarafından görüldüğünü bilseniz muhtemelen daha farklı hareket edersiniz bazı zamanlarda. Ben bunu faydalı buluyorum. Bir nevi "fake it till you make it" yaklaşımı.

2) vücutsal tepkileri tetiklememek önemli. Mesela sinirliyseniz, aslında bir şeye yumruk atmak, parmaklarınızı masaya vurmak, ayaklarınızı pat pat yapmak falan aslında sadece daha kötü yapıyor durumu. Böyle bir durumda nefese, ayağa, göğüse vs yoğunlaşıp kendimizi bu stres hareketlerinden uzak tutmaya çalışmak gerekiyor.

3) Benim hayat prensibim "bütün duygular normaldir ama davranışlarını kontrol edebilirsin". Dolayısıyla hislerim konusunda kendimi daha rahat bırakmaya çalışıyorum. Başkalarını kesinlikle kontrol edemeyeceğimi ama kendi tepkilerimi kontrol edebileceğimi öğrenip kabullendim.

4) "X zaman sonra bu hala önemli olacak mı" sorusu perspektif kazanmamız açısından faydalı.

5) ayrıca bir işi bitirmek, bir şeyi yapmak için illa ki mükemmel ruh halini falan beklemek gerekmediğini de kabullenmeye çalışmak gerekli bence. Bir şeyi üzgün üzgün, sıkkınken, istemeyerek, keyifsizce, çekinerek de yapabiliriz

Edit: Hep bu soruyu beklemişim gibi upuzun yazmışım, pardon.
0
sopiro
(06.11.19)
@sopiro kitabı araştıracağım. Bahsettiğin tepkiye kadar olan süreyi farkettiğimi söyleyebilirim ama sorun şu ki o anda kendimi bilinçli bir şekilde sakin tutmaya çalışsam da kontrolden çıkıp agresifleşiyorum. O süredeki kontrolümü artırmak için tavsiyelerini deneyeceğim. Uzun cevap ve özellikle 3 ve 5 için teşekkür ederim.:)

@lamaga galiba dediğiniz gibi zamanla olacak bir şey. nefes egzersizlerini deneyeceğim. çok teşekkürler. :)
0
🌸soru isareti
(06.11.19)
ben falun dafa müzikleri dinliyorum. çok etkili yani en azından eskisinden daha iyiyim. isterseniz link verebilirim.
0
for day to break
(06.11.19)
(7)

Yağlı cildim için bu iyi mi?

all good things to those who wait
Bu jel işe yarar mı sizce yaş 24 ama sivilce problemim var.https://www.hepsiburada.com/la-roche-posay-effaclar-gel-yagli-ve-hassas-ciltler-icin-temizleyici-jel-400-ml-p-SGONKOZD14533?magaza=Cosmolog#reviews
Bu jel işe yarar mı sizce yaş 24 ama sivilce problemim var.
www.hepsiburada.com
0
all good things to those who wait
(06.11.19)
yarar, effaclar serisi yağlı ve sivilce problemi olan ciltler için kullanılıyor.
0
isyankar tosbaga
(06.11.19)
Evet bayağı iyi. Ama güzel yağlandırmayan bir nemlendirici de edinin, bir süre sonra biraz kurutabilir.
0
sopiro
(06.11.19)
Sopiro, bu yeterli kalmazsa nemlendirici de alıcam
0
🌸all good things to those who wait
(06.11.19)
bu arada sadece yüz yıkama jeli yeterli olmaz tabii ki. önce cildini jel ile arındırıp sonra da yağlandırmayan bir nemlendirici kullanman lazım.
0
isyankar tosbaga
(06.11.19)
Nemlendirici tavsiyeniz var mı?
0
🌸all good things to those who wait
(06.11.19)
🌸all good things to those who wait
(06.11.19)
effaclar duo işini görür.
0
isyankar tosbaga
(06.11.19)
(5)

Hikâyeden (öyküden) uyarlanan film önerebilir misiniz?

gijilti
Hikâye edebî türünden olmalı, roman vb. uzun metinlerden uyarlanmış olmamalı.Bildiğim birkaç film var. Ama çok da beğendiğimi söyleyemem. Belki daha güzel bir şeyler keşfetmemi sağlayabilirsiniz.
Hikâye edebî türünden olmalı, roman vb. uzun metinlerden uyarlanmış olmamalı.

Bildiğim birkaç film var. Ama çok da beğendiğimi söyleyemem. Belki daha güzel bir şeyler keşfetmemi sağlayabilirsiniz.
0
gijilti
(05.11.19)
sopiro
(05.11.19)
predestination da heinlein'ın all you zombies öyküsünden uyarlama
0
freebird5406_2
(05.11.19)
They live
Müthiş bir tren
Arrival
0
lesmiserables
(05.11.19)
www.imdb.com
Puani dusuk ama ben begendim. Vizyonda su an.
0
stavro
(05.11.19)
Wristcutters a love story vardı. Edgar keret'in hikayesi.
0
baal
(05.11.19)
(5)

hediye olarak kişisel pul

denizzz
ptt'den kişisel pul almışlığınız var mı? hediye olarak mantıklı mı sizce?
ptt'den kişisel pul almışlığınız var mı? hediye olarak mantıklı mı sizce?
0
denizzz
(05.11.19)
sayenizde haberim oldu, hatta ptt nin sitesinde filateli terimleri ile ilgili bir metin var ilgimi çekti , teşekkür ederim.

hediye olarak mantıklı bence. ama önemli olan verilecek kişinin beğenip beğenmemesi.

ben kendime yaptırıcam galiba :)
0
benaslinda
(05.11.19)
Ben kendi adima nostaljik biraz romantik hediye sevmiyorum. Hep isime yarayacak seyler hediye edilsin istiyorum. Biraz daha maddesel bakiyorum maalesef. Ama bi arkadasim cok nostaljik hediye seven kisisel yazilar yazan bi tipti ona daktilo almistim asiri mutlu olmustu kiz. Oyle birine alinacaksa o kategori icin guzel bi fikir olabilir.
0
hindistan cevizi
(05.11.19)
filatelist değilse hediye alacağınız kişi bence başka fikirlere yonelmeli
0
all girls dream
(05.11.19)
Ben pek güzel bir fikir olduğunu düşünmüyorum.
Yani bana benimle ilgili hediye verilmesi fikri (kişisel pul, resmimin çizilmesi, adım yazılı olan bilmemne vs) çok garip geliyor.
Özellikle pula özel bir ilgisi yoksa kişinin...
0
sopiro
(05.11.19)
Bildiğim kadarıyla farklı birinin fotoğrafı olursa onun iznini istiyorlar. Sürpriz için uygun olmayabilir eğer öyleyse ama sorun yine de. Ben 3431653 tane kartpostal gönderdiğim için işime gelirdi ama tabii postaneye gitmeyen biri için tamamen boş bir harcama.
0
whoosie
(05.11.19)
(24)

ülkeden defolup gitmek lazım diyip fırsat ayağına gelince emin olamamak

Bruce
ben hep "ilk fırsatta defolup giderim" diyenlerdendim ama fırsat yaratmak için acele etmiyordum. kariyer planlamamı onun üzerinden şekillendirmeye çalışıyorum, orta-uzun vadede giderim diye düşünüyordum.geçtiğimiz günlerde önüme çok enteresan ve beklemediğim bir fırsat geldi. iş arkadaşım doğma büyü
ben hep "ilk fırsatta defolup giderim" diyenlerdendim ama fırsat yaratmak için acele etmiyordum. kariyer planlamamı onun üzerinden şekillendirmeye çalışıyorum, orta-uzun vadede giderim diye düşünüyordum.

geçtiğimiz günlerde önüme çok enteresan ve beklemediğim bir fırsat geldi. iş arkadaşım doğma büyüme fransalı ve strasbourg'da bir süre önce yaptığı yatırımın işletme ruhsatını almaya çalışıyordu. restoran-kafe tarzı, inşaatı iç dizaynı derken toplamında 200 bin euro'ya yakın yatırım yaptığı bir işletme. artık umudu kesmişken bu ruhsat çıktı. eşiyle beraber istanbul'a taşındı 1-2 sene önce ve geri dönmek istemiyor. ama bu ruhsat çıkmışken oradaki yatırımının da ölmesini istemiyor(orada başka işletmeleri de var uzaktan hallediyor ama verim alamıyor). benim hep gitme niyetim olduğunu biliyordu, bu iş de olunca git işlet orayı dedi bana. işveren olarak çalışma izni ev vs. konularında bilgisi var, daha önce bu şekilde işçi çalıştırmış, prosedürleri vs. her şeyi biliyor.

dedim ben pek anlamam bu işlerden, o da "bana güvenilir adam lazım işlerin başında durup az buçuk hesap kitap bilen" dedi; zaten orada bir çevresi ve işleri yapacak elemanları var.

pat diye önüme çıkınca ne yapsam bilemedim. strasbourg küçük ve istanbul'a göre oldukça sakin bir yermiş. aslında severim sakinliği ama ne bileyim, sıkılır mıyım diye düşünüyorum. kimseyi tanımamak, herkesi ardında bırakmak gibi sosyal çekincelerim yok ama konfor alanı aşma konusunda pek hevesli değilimdir genelde. gidip bir sürü prosedürle uğraşmak korkutucu geliyor. işi yapabileceğime inanıyorum ama biraz üşengeçlik biraz da cesaretsizlik yüzünden ne desem bilemedim. inanılmaz bonkör bir adam, o yüzden 3 kuruşa falan çalıştırmaz beni onu biliyorum. beni çok seviyor ve dahası güveniyor. işletme işlerinden geldiği için kimin kime ne maksatlı yaklaştığını da biliyor, benim parasından pulundan dolayı samimiyet kurmadığımın da farkında. buradaki yatırımları konusunda fikir alır, danışır eder. benim de güvendiğim ve yarı yolda bırakmaz dediğim bir insan.

buralardan gitmeye niyeti olanlara soruyorum, böyle bir fırsat çıksa karşınıza ne derdiniz? kulağa nasıl geliyor?
0
Bruce
(04.11.19)
Ben giderdim. Seni buralara bağlayan bir sey yoksa git bence.
@xportant i okuyunca hak verdim. Dil ve isletme tecrübesi yoksa cok sıkıntı olur.
0
Amaranta ursula
(04.11.19)
@forgi, kalıcı ve düzgün bir işim var ama maaşlı çalışan vahşi beyaz yaka cangılında ormanın kıralı olacak azim ve hırsa sahip değilim.

@amaranta ursula, ailem var ama onlara çok bağlı değilim; 2 ayda 1 gelsem ziyarete sorun yaşamam.

@xportant, arkadaşımın bu tipte işlettiği 2 restoranı var fransa'da. ikisini de gelmeden o işletiyordu, hatta 1 tane daha varmış onu satıp da gelmiş buraya. 1 restoranla başlayıp oranın yemeklerini yapıp sonradan büyütmüş, yani işin mutfağından ve zorluklarından gelen biri. 2 restoranı kendisi buradayken yürütüyor bir şekilde ama ben oradayken daha çok kazanıyordum, sorumluluk verdiğim kişi işleri güzel takip edemiyor diyor. yani 200 bin euro'luk yatırımını bana emanet etmeyi göze aldığına göre bir şeyler biliyordur diye düşünüyorum ben, en azından neyin kötü gidebileceğinin farkındadır. sorumluluk sahibi ve gastronomiye dair ilgisi ve bilgisi olan biri olarak benim açımdan sorun çıkmayacağını düşünüyorum ama ona "sen bana bırak abi ben hallederim uçururum" demedim, demem de.
az buçuk almanca ve fransızcam var günlük anlaşabilirim ama civarda çok türk varmış zaten. bir de ingilizcem var iyi seviyede.
0
🌸Bruce
(04.11.19)
Ulkeden gitmek ya da gitmemem, bu ayri mesele de oyle elin isine guvenerek hayatinda kokten degisiklik yapilmaz. Cok fena canin yanabilir. Sen simdi diyeceksin ki yahu ne eli, arkadasim kankam kardesim falan. Oyle bir apisip kalirsin ki.
"orada kurulu is var, git islet, bana guvenilir biri lazim" bunlar insani kisa zamanda tav eden cok tehlikeli ifadeler. Yani adamin kotu bir niyeti olacak diye bir sey yok. Isler onun da tahmin ettigi gibi gitmez falan, anliyor musun?
Kisacasi tr'den gidip gitmemeyi degil bu ise guvenilir mi mevzusunu olcup tart bence oncelikle.
0
stavro
(04.11.19)
ulan millete ne arkadaşlar var be.
buralarda tutan yoksa git. ama dil ve iş zorluğu var gibi.
0
scudman1
(04.11.19)
@stavro, onu da düşündüm aslında ama kaybedecek bir şeyim yok gibi geliyor. işi bırakmış olacağım en fazla, onu da döndüğümde bulurum. yaşayacağım kötü tecrübeler sıkıntılar arkadaşla bozuşmak göze alabileceğim şeyler; başka da gelmiyor aklıma canımı çok yakacak bir şey.
0
🌸Bruce
(04.11.19)
gitmeyip hayatının geri kalanını pişmanlıkla geçireceğine gidip, pişman olup, geri dön. geri döndüğünde cv'ne yurtdışı tecrübesi bile ekleyebilirsin. kesinlikle git!
0
sinek kral
(04.11.19)
Daha once yurtdisina cikmadiginizi veya en azindan baska bir ulkede bir donem yasamadiginizi varsayiyorum.

1- Fransizca biliyor musunuz?
2- "Orta-uzun vadede giderim"lik bir yani yok ki bunun? Kimse kolay kolay 45 yasinda gidemez, zira "hadi gel istedigin zaman" seklinde islemiyor. Yurtdisina yerlesmenin esas olayi erken gidip ilk 5-10 sene sikinti yasayip sonrasinda sefasini surmek. Ilk kapagi atma olayini da ya evlilik, ya yuksek lisans ve sonrasinda kalma veya turkiye'de iyi bir okuldan mezun olup kisa surede yurtdisinda is bulma seklinde yapiyor bir cogu. Bu yuzden herhalde hic yurtdisinda yasamadiniz dedim.
3- "strasbourg küçük ve istanbul'a göre oldukça sakin bir yermiş." yine buradan da daha once cikmamis pek cikarimi yaptim. Istanbul'a gore kiyaslama yapma hastaligina yakalanirsaniz mutsuz olma ihtimaliniz %100. strasbourg'un buyuk kucuk olmasinin da gene konuyla alakasi zayif, zira burada esas soru dil biliyor musunuz? Bir de oradaki lokal halkla kaynasmak icin ekstra bir giriskenlik ve enerji sarfermezseniz illa ki sikilacaksiniz, bu "istanbula gore kucuk strasbourg"a da gitseniz boyle veya daha buyuk new york'a da gitseniz boyle. her turlu sifirdan bir cevre yaratmaniz lazim.
4- restoran isletme girisimcilik vs konusunda bilgim yok. o da dil bilmeden yol bilmeden nasil yapilacak biraz kafam karisti. duz masa basi maasli is olsaydi atla derdim.
0
hot potato
(04.11.19)
ben de bu aralar yurt dışında yaşam için harekete geçmiş biri olarak size fikirlerimi yazmak isterim.
öncelikle, yazdıklarınızı okuyunca sizin başka bir ülkede yaşam ile ilgili çekinceleriniz olmasından ziyade bunu istemiyorsunuz izlenimi oluşuyor. yani kararsızlığınız orada yaşayacağınız zorluklardan çok türkiyeyi terk etmek ile alakalı gibi görünüyor. eğer işin zorluğu konfor alanından çıkmak ise onu dirayetli bir şekilde aşabileceğinizi düşünüyorum. ben genel olarak görüşlerimi yazayım;

düşünülmesi gerekenleri yazarken türkiyedeki aile, eş, çocuk vs. konularına girmiyorum. bunlar zaten sizin ilk düşündüğünüz şeyler olsa gerek, ailevi koşullar uygun olmasa zaten bu fikre kapılmazdınız. bunun dışında birkaç faktörü dikkatlice ele almanız gerektiğini düşünüyorum;

1. yabancı diliniz orada yaşamak için yeterli mi?
2. daha önce fransada bulundunuz mu? fransız yaşam şekli size uyar mı?
4. orada eşiniz dostunuz, arkadaşınız vs var mı?
5. uzun vadeli olarak kendinizi orada görüyor musunuz?
6. eğer giderseniz yaşam kaliteniz yükselecek mi?

bana sorarsanız en önemlileri 2 ve 5 numaralı faktörler. o yaşam tarzı size uyarsa zamanla yaşam kalitenizi de artırabilirsiniz, dilinizi de geliştirebilirsiniz. eğer uzun vadeli düşünmüyorsanız ise sizi oraya götürecek motivasyonun ne olacağını iyice belirlemelisiniz (çok para kazanıp türkiyede o parayı kullanmak gibi).
çalışma ortamının arkadaşınızın yanı olması avantaj, bürokratik süreci de onunla birlikte aşacağınız için yine şanslısınız. strasbourg neredeyse avrupanın tam göbeği. muhtemelen 4-5 ülkenin en güzel yerlerine istanbul-ankara mesafesinde ulaşıyorsunuz.

son olarak bence bir izin kullanıp gidip orada bir hafta on gün süre geçirin. karar vermenize yardımcı olacaktır.
0
semyasa
(04.11.19)
@hot potato, yurt dışına çok kere çıktım, avrupa'da toplamda 2 ay kalmışımdır çok sefer gidişte. fransa'da 1 hafta kaldım ama strasbourg ya da çevresinde değil. konunun yurt dışına çıkmamakla alakasını da anlayamadım pek; ne kadar çıkmış gitmiş olursan ol kurulu düzen kurmadıkça bilemeyebiliyorsun zorlukları.

istanbul'a kıyaslama yapıyorum çünkü istanbul'da yaşıyorum, hayatımın rutininde ne kadar değişiklik olacak bunu en net bu şekilde görebilirim. bir şeyler kaybedeceğimi biliyorum ama gideceğim yer herhangi bir avrupa başkenti değil, haliyle ayrıca küçük ve sakin olacak. sıkılmamın sebebi insanlarla kaynaşmamak değil yapacak etkinlik olmaması, ben istanbul'da da yalnız takılıyorum genelde.

az buçuk almanca ve fransızcam var günlük anlaşabilirim ama civarda çok türk varmış zaten. işletmede çalışan garson aşçı vs'nin dil sıkıntısı olmayacak, aralarında türkler de olacak. dilimi geliştirmem 2-3 ayımı alacaktır maksimum.

bu adamın orada bir tedarik sistemi, çalışacak profesyonelleri(garson, aşçı, satın almacı vs.) var zaten. ben ise o insanların işlerini doğru yaptığından emin olacak ve muhasebe konusunda doğru bilgi verip arkadaşımın söylediği doğrultuda değişiklikler yapacağım. direkt işletmecilik tecrübem olmamasını bu yüzden çok sorun etmiyorum çünkü aktarımı doğru yaptığım takdirde arkadaşımın bilgisi ve tecrübesi ile hem uygulamayı halleder hem de işi öğrenirim diye düşünüyorum.
0
🌸Bruce
(04.11.19)
yaşını bilmiyorum ama 30 altı ise git dilini geliştir en azından. 3-5 sene kalır dönersin. strasbourg sakin yer ama köy değil en azından. etrafta Colmar, Freiburg gibi gezilecek yerler de var, o bölgeyi gezersin, zaman geçer. zaten Alsace bölgesi, mis gibi doğa, şarap.

ama işletme sahibi olacaksın, sorumlulğun yüksek olacak, muhtemelen haftada 50-60 saat çalışacaksın. esnaf gibi dükkanda durup tüm gün türklerle muhabbet edip bunalabilirsin. ofis işi dğeil sonuçta.

bol şans
0
sttc
(05.11.19)
@sttc, muhtemelen en büyük sorunum da bu çalışma saatleri konusu olacak. iş-özel hayat dengesine önem veren bir insan olarak bu konu çok kafamı kurcalıyor ama getirilerinin yanında götürüleri de olacak bu işin elbet. bunun üzerine biraz daha düşünmem lazım ama, ona katılıyorum; teşekkürler.
0
🌸Bruce
(05.11.19)
Emin olamamanız gayet normal bence. Anlattığınız kadarıyla çok fazla gri alan var. Gitmenin bir sürü yasal vs. prosedürü var. Türkiye'de ev kapatmak bile bir sürü iş. Ben olsam tam karar vermeden önce işverenle gri noktaları gidermek için görüşürdüm. Eğer 1-2 yıl içinde düz beyaz yaka olarak 9-5 mesaili konforlu bir iş bularak gitme ihtimaliniz varsa nispeten düşük ücretli, başka bir iş bulma ihtimalinizin yüksek olmadığı, yoğun mesaili ve stresli bir işi kabul etmenin bir esprisi yok.
0
bruce mclaren
(05.11.19)
@bruce mclaren, eğer mevcut işim üzerinden düşünürsek yine beyaz yaka olarak öyle bir ihtimal var 2021 için ancak orası muhtemelen romanya olacak. bunun için de romence öğrenmem lazım, hem bu dert hem de romanya<fransa.
iş değiştirirsem ne olur bilemem ama o kısım tamamen muallak, o yüzden hesaba katamıyorum.
0
🌸Bruce
(05.11.19)
@el cevap, yok kızmadım tabii ki istanbul karşılaştırmasına. demek istediğim şuydu, neleri kaybedeceğimi görmek adına bu karşılaştırmayı tabii ki yapacağım. belirttiğim gibi istanbul'un muadilini zaten aramıyorum ama bir barcelona, paris, londra'ya da gitmediğim için normalden ne kadar daha fazla şey kaybedeceğim, bunu net olarak anlayıp ona göre kabullenmem gerekecek ya da göze almayacağım; bunu belirtmek istedim. istanbul'un aynısını aramıyorum yani, öyle olsa avrupa'da paris ve londra'dan başka seçeneğim yok bunun farkındayım örneğin.

dil konusunu sorun etmiyorum, dediğim gibi günlük anlaşmayı sağlayabilirim ve kısa süre içerisinde öğrenirim ama bunun önemli olduğunun farkındayım. sosyallik boyutunu özellikle ilk başlarda çok vakit ayıramayacağıma düşünürsek o sürede geliştireceğim dilimle aşarım diye düşünüyorum.
0
🌸Bruce
(05.11.19)
@Bruce, o zaman iş arkadaşımla süreci mümkün olduğunca beyaz yaka-işveren ilişkisi gibi yürütmeye çalışıp şansımı denerdim büyük ihtimalle. 2021'e kadar aynı iş ihtimalinin olup olmayacağı meçhul. Fransa ile Romanya arasında dağlar kadar fark var.

Ben bu sene içinde yurtdışına taşındım. Sakinliği ve düzeni seven biri olarak kolay kolay aynı sürece girmem. Hatta bir süre daha ülkeyi ve şehri geçtim, iş değiştirmeyi bile düşünmüyorum :) O nedenle "önce Romanya ile başlayalım sonra daha iyi ülkelere bakarız" benim için pek cazip bir plan olmazdı (ki sizin de çekinceleriniz benimkine benzer)
0
bruce mclaren
(05.11.19)
"inanılmaz bonkör bir adam, o yüzden 3 kuruşa falan çalıştırmaz beni onu biliyorum. "

bizim insanimiz yurtdisinda birbirini duduklemeye bayilir. bu sekilde yurtdisina cikip ciddi sikinti ceken, saga sola para kaptiran cok insan ile karsilastim. ben bu senaryoda once bir sekilde parayi saglama alirim. gerisi zaten bir sekilde gelir eger yurtdisinda yasamak istiyorsan, yasayarak goreceksin.
0
cooperr
(05.11.19)
@cooperr, tecrübeyle sabit bir yorum yaptın gibi anladım, o yüzden ayrıca dikkate alacağım yorumunu :)
bonkör deme sebebim, biz buradayken bana elimi cebime attırmamaya çalışacak kadar bonkör. herkese karşı böyle, hatta ben diyorum bu kadar fazla verici olma söğüşlerler seni diye. bundan sebep sorun yaşamayız diye düşündüm.
0
🌸Bruce
(05.11.19)
Sadece bir kisiye bagli olarak kalkip baska ulkeye yerlesmezdim. Teklif en yakin arkadasimdan gelse de yerlesmezdim. Ancak siz gittiginiz ulkede, arkadasinizla olan is, diyelim ki bir iki sene sonra bittikten sonra da kalabileceginizi dusunuyorsaniz, gidin kesinlikle.

Sadece bir pozisyon ve bir arkadasa bel baglamak benim gibi hayatinda b, c plani olmasini isteyen bir kontrol delisini cok rahatsiz ederdi. Kendime sorardim: "O is yurumezse planin nedir?" Tatmin edici bir cevabim varsa, giderdim.

Sehir ve sosyal hayat konusunda cekinmezdim. Strassbourg, evet kucuk ama benim ilgimi ceken bircok kente yakin. Dil ogrenmek icin de guzel bir yer. Ayrica Elsass saraplari denilince benim kalbim daha hizli carpiyor. Gastronomisi de fena degildir, oyle olmak zorundadir zaten (EU Parlamentosu nedeniyle). Universitesi nedeniyle de cok duragan bir yer sayilmaz aslinda.
0
buf-e kür
(05.11.19)
Tanidik biri icin calismakla ilgili turnosol kagidi olarak gordugum bir soru var :

Isletmeye ortak olmak. Ben olsam ne olursa olsun bunun benim icin buyuk bir degisiklik olacagini bu yuzden adimlarimi saglam atmam gerektigini izah eder ve boyle bir cozum buldugumu soylerdim ve kendisine ortaklik teklif ederdim. Senin odeyebilecegin bir hisseyle kabul ederim. Atiyorum %10 kar ortakligi gibi veyahut %30 direkt ortaklik. Bunun karsiliginda sadece var olan isletmenin isletmesi degil ayni zamanda buyume hedefleri koyacagimi isletmeyi belki baska lokasyonlarda subelerle gelistirecegimden falan bahsederdim.

Rakamlari salladim benzer bir sey onerilebilir. Buna yaklasimi bence bu konuda ne kadar samimi oldugu hakkinda bence cok bilgi verecektir sana.

Ve tabii ki her seyin sozde degil kagitta olmasi en birinci oncelik olmali. Bu baban olsa da sozler kagida dokulmeli.
0
seksli harf
(05.11.19)
Bir kisiye bagli olarak asla baska ulkeye gidip burdaki duzenimi degistirmem. Baskasinin lafina asla guvenmem. Daha once gittim yasadim orda kuzenim vardi o prosedurlerde yardimci oldu kalacak yer konusunda adaptasyonda vs ama ben ona da guvenerek degil b plani olarak parama guvenerek gittim. B planin varsa git. O is yerinde sorun yasayinca baska is bulabilecek motivasyon ve donanima sahipsen git. Aksi halde hic bilmedigin bi alanda, hic bilmedigin ulke ve baskasina guvenerek gidilmez. Turkiye döndüğünde beyaz yaka olarak tekrar is bulabilmek o kadar da kolay olmayabilir ulkede ekonomik kriz var. O riski de dusun.
0
hindistan cevizi
(05.11.19)
Ben şu hayatta her 5-6 yıla bir düzenimizi kendi isteğimizle toptan sarsmamız veya sarsacak bir durum çıktığında da izin vermemiz, o akışa kapılmamız gerektiğine inanıyorum. Hatırladığım kadarıyla 27-28 yaşında falandınız siz. Herhangi bir dönüş ihtimalinde şu ankine denk bir iş bulmanız mümkün mü? Yani sektörden ayrı kalmanız size ket vurur mu? Misal, ben İngilizce öğretmeniyim, bir fırsat çıktı diye Amerika'ya gidip üç sene kalsam, sonra herhangi bir yerde tekrar iş bulabilirim zira o ara aksine benim yabancı dilimi ve international-mindednesslığımı (!) destekleyen bir şey olurdu. Sizin birkaç sene ara vermeniz telafi edilmesi çok zor bir açık yaratır mı?

Bunun cevabı tahmin edilebilirse, gidin bence.

Ha ama şunu kabullenerek gidin, arkadaşınızla aranız muhakkak bozulacak. Muhakkak olacak bu. İş ortaklığınız tamamen sona ermese de, çok defa "lan ne pislik herifmiş, evlerden ırak" diyeceksiniz. Bu sizin için önemli bir detaysa, gitmeyin.
0
sopiro
(05.11.19)
-gelen malzemenin kalite kontrolü
-faturaların, tehir edilen ödemelerin takibi
-yiyecek ana malzemelerinin, içeçeklerin, kahve şuruplarının vb. stokların takibi
-kağıdından peçetesine, kırılan tabak çanağa, pipete, aşçı önlüğüne sarf malzemeleri
-belediyeye ödemeler, harçlar, elektrik/doğalgaz/su faturası
-işçilere ödemeler/sigorta
-işçilerin shiftleri, izin istemeleri, hastalanmaları, avans istemeleri, bitmeyen istekleri
-servis edilen yemeğin kalitesi
-müşterinin konforu, onları hoşgeldin beşgittinlemek. müşteriye aptallık eden çalışanların ardını süpürmen, toplaman
-müşterilerin güvenini kazanmak, çekirdek müşteri kadrosu için çabalamak
-çevre esnafla ilişkiler
-söylenmiş, (bkz: patrona hesap vermek)
-izne çıkacağın zaman patronla oturup konuşmak
-en önemlisi, adisyon. hesap almayı unutmamak. müşterinin ödemeden kaçmasına mani olmak. günsonunda çıkan yemek kadar adisyon toplaman.
-burada bağlamını herkesin ya da etrafındakilerin anladığı bir espriye orada kimsenin tepki vermemesi
-oraya; esprilerinden, hava durumuna, siyasetine kadar yeniden adapte olman, oriyenteyşın.
şimdi aklıma gelmeyen dahası.
0
esref
(05.11.19)
arkadasinizla oturup dogru duzgun sozlesme yaparsaniz kimse kimseye yamuk yapamaz. her seyin bir cozumu var. yasiniz kac bilmiyorum ama eger gercekten istiyorsaniz, korkularinizin arkasinda yasayarak hayati yasamis olmuyorsunuz, istediginiz yasami degil korkularinizin yonettigi yasami yasamis oluyorsunuz, kendi hikayenizin basrolu degil baskasinin hikayesinin figurani oluyorsunuz. ulkenin %98'i gibi. dedigim gibi eger gercekten istiyorsaniz, once ne sorunlar olabilir, ne kaybedebilirsiniz, ne ters gidebilir bunlari bir gozden gecirin (turkiye'deki isinizden bahsetmiyorum, yapacaginiz isle ilgili) arkadasiniz o kadar yakinsa alin karsiniza konusun, cok sert olmasina gerek yok ama iki tarafi da koruyacak guzel bir anlasma yapin. arkadasinizin belli ki cok deneyimi var bu konuda, bu benim icin bir arti olurdu mesela. baliklama atlayin demiyorum ama yasamdan bu kadar korkmak cok sacma geliyor, almaya cesaret edemediginiz riskleri baskalari aldigi icin istediginiz hayatlari yasiyorlar ve siz de o hayatlara gipta ediyorsunuz (sizin ozelinizde soylemedim ama genel olarak durum bu).
0
kassiopeia
(05.11.19)
ayrica strasburg'da sikilir miyim falan bana biraz komik geliyor, almanya'nin 10000 nufuslu bir koyunden bahsetmiyoruz, AB'nin bir cok organinin bulundugu bir merkezden bahsediyoruz, binlerce expat var, her yere tren var, strasburg stuttgart arasi bir saat, her yere ucak var, Avrupa'nin guzide sehirlerinden birinde sikilan insanlarin ciddi bir cogunlugu turkiye'de kafeye gidip oturmaktan baska sosyal aktivite bilmiyor.
0
kassiopeia
(05.11.19)
(1)

Bu sozun sahibi yazarin adi neydi ?

shiningkid
Babam bu hikâyeyi dostoyevski uzerinden anlatmisti . ama yillar sonra bunun dostoyevski olmadigini ogrendim . babam yanlis biliyormus . bu soz kime aittir ?Yazari bi gun arkadasi ziyaret eder .Yazar agliyordur .Arkadasi ne oldugunu sorar .Yazar , "roman karakterim öldü , onun icin agliyorum" der ...
Babam bu hikâyeyi dostoyevski uzerinden anlatmisti . ama yillar sonra bunun dostoyevski olmadigini ogrendim . babam yanlis biliyormus . bu soz kime aittir ?

Yazari bi gun arkadasi ziyaret eder .
Yazar agliyordur .
Arkadasi ne oldugunu sorar .
Yazar , "roman karakterim öldü , onun icin agliyorum" der ...
0
shiningkid
(02.11.19)
Çok genel ve muhtemelen gerçek olmayan bir şeydir. Herhangi bir yazı yazan herkes bu hissi yaşar zira.
En basitinden dün Balli Kaur Jaswal internette yaptığı bir röportajda, Unlikely Adventures kitabı için "sonunda çok üzüldüm, karakterlerimle vedalaşmam çok zor oldu ama hayatlarını yaşayabilmeleri için kendi hallerine bırakmam, vedalaşmam gerekiyordu" vs diyordu.
Özetlemek gerekirse: bütün yazarlar.
0
sopiro
(02.11.19)
(12)

Okuyacaginiz yeni kitaplara nasil karar veriyorsunuz

instant crush
Yeni kitaptan kasıt son 20 yil içinde yazılmış ve belli bir edebi değer taşıyan kitaplar. Ne zaman kitap alacak olsam ya klasiklerden alıyorum ya da bilimsel kitaplar alıyorum. Günümüzde yazılmış kaliteli, ozgun içerik yoktur diye dusunerek bir seyler kaçırıyor olmaliyim ama hicbir zaman yeni basılm
Yeni kitaptan kasıt son 20 yil içinde yazılmış ve belli bir edebi değer taşıyan kitaplar. Ne zaman kitap alacak olsam ya klasiklerden alıyorum ya da bilimsel kitaplar alıyorum. Günümüzde yazılmış kaliteli, ozgun içerik yoktur diye dusunerek bir seyler kaçırıyor olmaliyim ama hicbir zaman yeni basılmış bir kitap almaya elim gitmiyor.

1-Bu tarz kitaplardan nereden haberdar oluyorsunuz?
2-Önereceğiniz kitap var mi?

Tesekkurler.
0
instant crush
(02.11.19)
Aslı erdoğan
Latife tekin

Türk edebiyatından takip ettiklerim arasında ilk aklıma gelenler.

Şiir ve biyografi severim. Dolayısıyla son 20 yıl kriterini bağlı kalmadan sadece ilgi alanlarıma yönelik yazarlar ya da ilgilendiğim konularla
ilgili kitapları alıyorum.
Tavsiye edilen kitaplara bakıyorum, hoşuma giderse onları da alıyorum.
Böyle böyle büyüyor kütüphane.
Mobildeyim, düşük cümleler gramer hataları için özür dilerim.
0
balik kraker
(02.11.19)
Edit:yeni kitaplardan arkadaş tavsiyesi, İnternet yorumları ya da gazetelerdeki kitap tanıtımlarıyla(kitap ekleri vb) haberdar oluyorum.

Polisiye severim mesela sevil Atasoy, Ahmet Ümit dememiştim. Onları da ekleyeyim. Daha düşünsem neler neler çıkar da...
0
balik kraker
(02.11.19)
Arkadaşlarıma soruyorum
0
westblack
(02.11.19)
Turk edebiyatiyla sınırlamayın lutfen dunya edebiyatını daha cok bilmek istiyorum aslinda
0
🌸instant crush
(02.11.19)
Dilerseniz kütüphanemim parti parti fotoğrafını çekip atayım. Tek tek yazamıyorum çocukla zor oluyor.
Ama genelde eski kitaplar oluyor bende de...
0
balik kraker
(02.11.19)
"Roman türü tüm dünyada düşüşe geçti" çok acayip bir önermeymiş. Sadece self-published kitaplarin bile on yılda yüzde dörtyüze yakın arttığını düşünürsek, edebiyat alanında artık daha diverse açılımlar yapıldığını göz önünde bulundurursak en azından sayı olarak bir düşüş olmadığı aşikar. Kalite olarak düşüşe geçtiği düşüncesiyse burada öne sürülen, yine elimizde yetersiz data var. Bu klasik kitapların zamana yenilmediği bir gerçek, fakat günümüzde yazılan bazı romanların da ikiyüz yıl sonra okunup okunmayacağını bilmiyoruz, zira daha o kadar zaman geçmedi üstünden. Sırf yeni diye "salla gitsin" diye bakmamak gerekir. Ha tabii, yukarıda bahsettiğim self-publishing imkanlarının artmasıyla herhangi bir sektörel onay ihtiyacı olmadan bir çok şey basılabiliyor ama o da genelleme yapmak için yeterli değil diye düşünüyorum.

Ben okumayı sevdiğim türlerden gidiyorum. Mesela modern dönem İngiliz yazarları özellikle ilgimi çekiyor. Jodi Taylor, Gavin Extence, Alastair Puddick, Christopher Shevlin, Caimh McDonell vs gibi yazarlar birbirine benzer tarzlarda ürünler çıkarıyorlar, onları takip ediyorum. Haliyle sevdiğim bir yazarın yeni bir kitabı çıkınca onu alıyorum.

Booker ödülü vs almış kitapları takip etmeye çalışıyorum bazen. Ya da seçmemde faydası oluyor diyeyim.
İnstagram'da sevdiğim bazı yazarları takip ediyorum, onların önerdikleri kitapları okuyorum. (bu en önemli kriterlerimden biri olabilir.)
Non-fiction içeriğinde ilgimi çeken konuları takip ediyorum.
Amazon'da ve başka kaynaklardaki yorumları okuyorum.
Ayrıca yazarlardan oluşan bir community (buna ne deniyorsa) içindeyim, herkes birbirine tavsiyede bulunuyor.

"Önereceğiniz kitap var mı?" çok geniş bir soru, ne tarz, nerelerden olan kitaplarla ilgileniyorsunuz ki?
0
sopiro
(02.11.19)
al benden de o kadar.
benim gibi insanı okumaktan soğuttular. daha gençken ne kadar okursan o kadar iyi mottosu ile okuyordum. sonra boş beleş birbirini tekrar eden şeyler okuduğumu fark ettim. önüne gelen kitap yazıyor yazıyordu ki okuyarak bitiremezdin. bu bende paradigma değişikliğine yol açtı. sonraları seçici olmaya başladım. bir nevi diyete benzedi bu. bazı tür ve kişilerden uzak durdum. özetini bile okumadım merak etmedim. ---hiç bir şey kaybetmedim--- bunu görünce de diyet azdı. daha da seçici oldum derken öyle bir noktaya geldim ki neyi okuyacağımı ince eleyip sık dokurken okuyacağım şeyle ilgili okurken zamanım geçiyordu. bunu netflixde izleyecek film bulamayıp filmleri önceden araştırmaya başladığın ve sonunda saat 11 de hiç bir şey izlemeyemeden yatıp uyuduğum bir sürece benzetebilirsin. şimdi de bu döngüden çıkamıyorum iyi mi? yani bir şey okumaya karar verip, bu okunur mu deyip, hayır bu daha iyi diye düşünür olduğum ve enerjimi buna harcayıp okuyamamakla sonuçlanan döngüden. aradığım şey sahicilik ve stil.. konu önemli değil neredeyse. cevap olmadı yorum oldu ne yapalım idare et.
0
jeharfi
(02.11.19)
takip ettiğim goodreads hesapları var. zevkini sevdiğim insanlar var. her zaman birebir tutmasa da beğeniler çoğunlukla denk geliyor.
goodreads'te bir süre geçirdikten sonra benzer zevklere sahip insanlardan bir kitle oluşuyor. oradan oraya derken de o istediğiniz kapı açılıyor. ya da yeni çıkanları takip edip risk alacaksınız.
türk yazarlarda o risk %90 ihtimalle gerçekleşiyor, yabancı yazarlarlarda da %50, %60 oranında... yeni çıkanları takip ederken çok övülenlerden genellikle uzak duruyorum ben. yeni çıkan değil de, dilimize yeni çevrilen "kalbin yardımcı fiilleri" diye bir kitap okudum mesela, macar bir yazarın, kendimi kesecektim. sonra hakkında ne yazılmış diye biraz gezinince yere göğe koyamayan pek çok yazı ve blogger gördüm. garip cümleleri art arda dizme telaşındaki deneysel yazarlardan zerre kadar hazzetmiyorum ama nedense türkiye'de çok övülüyorlar. anlaşılmayanı en iyi ben anlarım zihniyeti herhalde bu.

sürekli klasik klasik, daraltıyor. keşiflerden biri mutlu edince yepyeni bir dünya açılıyor önümde, o yüzden o riski almaya devam ediyorum.
0
benyazarsamolur
(02.11.19)
Sevdigim yayinevlerinden cikanlari listeletiyorum idefix.com benzeri sitelerde.

Melisa kesmez'in kitaplarini oneririm. 3 oyku kitabi var ve hepsi birbirinden sevimli. Yeni yazarlara baslangic icin dogru bi tercih olabilir.:)
0
la.luna
(02.11.19)
Takip ettiğim, sevdiğim yazarların yeni kitapları çıktıkça online satış sitelerinden haberim oluyor.

Bağımsız kitapçıların Twitter ve instagram sayfaları çok faydaları oluyor yeni yazarlar keşfetme konusunda.

Mesela izmir'de Yerdeniz kitapçısı. Sahibi Nuray hanım çok tatlı kadındır. Twitter sayfasında sürekli "okuyun, duacım olursunuz" şeklinde kitaplar paylaşır. Çok faydasını gördüm.

twitter.com
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(02.11.19)
Merak ettigim konularla ilgiliyse yazarı da bilim insanıysa
0
sordum soruyu
(02.11.19)
Zihni milli eğitim ve medya tarafından iğdiş edilmiş bir nesilden olduğum için henüz Türkçe edebiyatın klasiklerini okuyorum. 20'li yaşlarımın ortalarına kadar Tanpınar'ı ve Kemal Tahir'i rejim karşıtı olarak gördüm diyeyim, siz anlayın :)

80 sonrası modern Türkçe edebiyattan sadece İhsan Oktay Anar'ı hakkıyla okudum.

Ben de arada bir acaba neleri kaçırıyorum diye düşünüyorum ama eğer son 30 yılda yeni bir Yaşar Kemal çıksaydı bir şekilde haberimiz olurdu :)

Kitap tavsiyesi için bir sürü kaynaktan faydalanıyorum. Murat Sevinç'in Gazete Duvar'daki kitap yazılarını takip ediyorum. Emrah Safa Gürkan herhangi bir konu ile ilgili kaynak eserleri paylaşıyor. Sevan Nişanyan'ın önerdiği kitapların da boş çıktığını görmedim. Daha Harari ve Kahneman bu kadar patlamamışken o önerdiği için okumuştum.

fivebooks.com'da alanında uzman kişilerin önerdiği kitaplara bakıyorum. Eğer Goodreads ve Amazon'da çok fazla zıt yorum okuduysam libgen'den kitabı indirip göz atıyorum.

Dünya edebiyatında diğer alanları bilmiyorum ama bilimkurgu alanında son yıllarda iyi yazarlar çıktı.
0
bruce mclaren
(02.11.19)
(4)

i.e. vs e.g.

speedy
Karıştırıyorum sürekli, akılda tutmak için bir çağrışım vs varsa alayım, lütfen.
Karıştırıyorum sürekli, akılda tutmak için bir çağrışım vs varsa alayım, lütfen.
0
speedy
(01.11.19)
e.g. yani örnek vermek için e ve g'nin "example" telafuzunu çağrıştırdığını düşünebilirsiniz. (egzampıl gibi)

i.e. için de latincesini boşverip "in essence" anlamında düşünün derler. İlla türkçe bağlantı kurmanız gerekirse "dIğEr bir dEyİşlE" içindeki sesli harfler olarak düşünebilirsiniz.
0
sopiro
(01.11.19)
e.g. için sopiro +1

i.e için "başka bir deyişle" yerine kendisi gibi kısa olan "yani" aklıma gelecek şekilde öğrenmişim.
0
reactionic
(01.11.19)
i.e yani demek i harfi de i.e de var e.g de yok
0
faik abi
(01.11.19)
yani.e.

for e(xample).g.
0
sanat guresi
(02.11.19)
(6)

Dolapta uzun süre dayanacak yemek

loverdose
Kısaca özet,2 hafta üzerine basmamam gereken bi ayağım var.Yalniz yaşıyorum.Hangi yemekler yapılıp dolaba konsun ki beni 1 hafta idare etsin en azından?Beynim durdu gerçekten. Taze fasulye ve mercimek çorbası dışında cidden düşünemedim. Moralim çok bozuk zaten. Bel fıtığı teşhisi kondu vermem gereke
Kısaca özet,
2 hafta üzerine basmamam gereken bi ayağım var.
Yalniz yaşıyorum.
Hangi yemekler yapılıp dolaba konsun ki beni 1 hafta idare etsin en azından?
Beynim durdu gerçekten. Taze fasulye ve mercimek çorbası dışında cidden düşünemedim. Moralim çok bozuk zaten. Bel fıtığı teşhisi kondu vermem gereken bi 7 kilom varken üzerine bi de bu çıktı. 5 gündür yatıyorum yiyorum. 2 hafta daha bu süreç devam edecek.
Karnabahar vardı mesela haşlayıp koysalar kaç gün dayanır?
0
loverdose
(30.10.19)
Buzluğunuz yok mu? Ne yaparlarsa yapsınlar, buzluğa koysunlar?
Neticede diğer şeyleri de dolaptan alıp yemeyeceksiniz, ısıtmak için bir emek harcayacaksınız.
0
sopiro
(30.10.19)
nohut, fasülye haşlayıp buzluğa atsan, aynı şekilde soğanı doğrayıp. 10 dakika içinde yemek hazır. afiyet olsun. doğrudan yemek olarak porsiyonlayıp atabilirsin yine.
0
scudman1
(30.10.19)
karnabahar çok çabuk bozulur.

en iyisi buzluk, mikrodalga da varsa daha iyi.
0
aziz dostum jack
(30.10.19)
çeşitli zeytinyağlılar yapılabilir, en azından 3-4 gün durur.
taze fasulye dışında barbunya olabilir mesela.

yeşil mercimek, nohut, kuru fasulye gibi yemekler de o kadar gider.

yanına pirinç ya da bulgur pilavı yaparsanız yine 2-3 gün gider.
turşuyla falan da desteklersiniz.
mercimek çorbası yapılabilir dediğiniz gibi.

en "dayanıklı" olarak aklıma bunlar geldi.

onun dışında buzluğa tepsi böreği falan yapıp atabilirler.
alıp fırına koyarsınız, pişer.

kalçalı tavuk but, bütün piliç gibi şeyleri de bir fırın torbasına atıp ya da bir fırın kabına koyup fırında pişirebilirsiniz.
mikrodalgaya koymakla aynı süre.

karnabahar çabuk bozulur +1

geçmiş olsun.
0
blatta hiberna
(30.10.19)
başka bir seçenek de marketlerdeki hazır dondurulmuş yemekleri(pizza, börek, köfte vs) alıp buzdolabına atabilirsiniz.
0
blue rebel motorcycle club
(30.10.19)
Nohut ve bulgur pilavı. Mücver.
0
baal
(30.10.19)
(9)

gömlek ütüsüz giyilir mi?

insomniac
Ütü yapamıyorum. Günlük giyimde ütüsüz gömlek giyilir mi?
Ütü yapamıyorum. Günlük giyimde ütüsüz gömlek giyilir mi?
0
insomniac
(30.10.19)
takim elbise icine giyilen gomlekler hic hos gorunmuyor. ama oyle bir zorunlulugunuz yoksa utu gerektirmeyen veya yikandiktan sonra duzgun asilirsa utusuz giyilebilen gomlek kumaslari var.
0
tanaka
(30.10.19)
Keten gömlekler ütüsüz giyilebilir.
0
kaptan memo
(30.10.19)
takım elbise içine giyilen klasik gömlekler giyilmez. ama oduncu tarzı, keten vs değişik kumaşlar giyiliyor.
0
mikahakkinen
(30.10.19)
her şey ütüsüz giyilir, gömlek giyilmez. ütüsüz giyilen bazı modelleri ayrı tutuyorum.
eğer ütü yapmakla uğraşmak istemiyorsan non-iron modeller var. onlara bakabilirsin.
0
teritori
(30.10.19)
non-iron modelleri deneyebilirsin, utulu tadi vermez. eger cidden resmi ve sik olman bir yerdeysen kuru temizleme diyorum. kumasina gore duzgunce kuru temizlemeden gecmis bir gomlek 3-5 defa giyilir (kirli, biliyorum).
0
hot potato
(30.10.19)
süveter altına olur
0
bir soru sorcam
(30.10.19)
Kuru temizlemecilerde ütü yapılıyor.
0
sopiro
(30.10.19)
KEsinlikle giyilmez. Aklinizdan bile gecirmeyin.
0
stavro
(30.10.19)
gömleklerim slim fit'tir. 30 derecede, kolay ütüleme modu ile yıkar ve ipe gergin şekilde asarım. ipten alıp giyerim. ütüsüz olduğunu kimse anlamıyor.
0
sinek kral
(31.10.19)
(14)

bir film karakteri ile evlenecek olsaydınız kimi seçerdiniz?

duchess jessamine
sb.
sb.
0
duchess jessamine
(29.10.19)
Can dostum filmindeki psikiyatr Robin Williams ile.
0
balik kraker
(29.10.19)
Tabi ki true romance- alabama whitman.
0
deer hunter
(29.10.19)
kaplan ve ejderha'daki genc kiz ile. (Zhang Ziyi'nin oynadigi)
0
ebabil curnatasi
(29.10.19)
mr. darcy
0
asteriks
(29.10.19)
edward fairfax rochester
0
Bartebly
(29.10.19)
Ninja kallumgalardaki April ile. Cok guzel, citi piti bir sey. Cunku Megan fox.
0
stavro
(29.10.19)
black widow
0
selam
(29.10.19)
Juliette binoche
0
olaylar olaylar
(29.10.19)
sayın duyurucular soru “en beğendiğiniz ünlü” değil. karakter soruyorum.
0
🌸duchess jessamine
(29.10.19)
Muhtemelen Balkan filmlerindeki karakterlerden biri olurdu. Filantropica'daki sekreter örneğin.
0
leo1905
(29.10.19)
Ingiliz Hasta - Count Almasy
0
Olive
(29.10.19)
Marla singer
0
Gecikmeli Tapa
(29.10.19)
About Time'daki Tim Lake ile.
0
sopiro
(29.10.19)
The hobbit- Bard the bowman
0
astrid
(29.10.19)
(11)

2 yaş küçük birinden hoşlanıyorum

ceann deas
Yaşlar 22 k 20 e.Okuduğum şehirde son yılım, memleketlerimiz farklı ben bu yıl mezun olup gideceğim onun daha 2 yılı olacak. Kaldı ki benden hoşlanıp hoşlanmadığını bile bilmiyorum ilk zamanlar bakışlarını yakalıyordum ama yaşımı öğrendikten sonra pek bakmıyor gibi. Çevreme sorduğumda o senden daha
Yaşlar 22 k 20 e.
Okuduğum şehirde son yılım, memleketlerimiz farklı ben bu yıl mezun olup gideceğim onun daha 2 yılı olacak. Kaldı ki benden hoşlanıp hoşlanmadığını bile bilmiyorum ilk zamanlar bakışlarını yakalıyordum ama yaşımı öğrendikten sonra pek bakmıyor gibi. Çevreme sorduğumda o senden daha büyük gösteriyor falan diyorlar ama ne bileyim işte. Uzun zaman sonra ilk kez birisinden hoşlandım ilişki falan olmasa da onu tanımak yanında olmak istiyorum. Normalde bile çekingenken şimdi hoşlandığım kişiyle aramızda böyle bir yaş durumu var ne yapacağım :(
0
ceann deas
(27.10.19)
Yani o kadar problem olmayan bir şeyi dert ediyorsunuz ki o kadar olur.
0
sopiro
(27.10.19)
derdini...

yürü çocuğa kendine sorun yaratmışsın resmen. çekingen falan da olma. girişken ol. özgüvenli ol. hadi kg.
0
tabii lan manyak mısın
(27.10.19)
keşke böyle bir şeyi kafaya takacak kadar rahat olsaydım. sizi kıskandım.
0
tabudeviren
(27.10.19)
Yahu ben ciddi düşünüyorum şunun şurasında 6-7 ay sonra göremeyeceğim diyorum niye derdimi şey ediyorsunuz. Hem yürü demissiniz de ben instagramdan ekledim daha ne yapayim
0
🌸ceann deas
(27.10.19)
instagramdan ekledin şimdi onun sana bu hareketin karşılığında aşkını ilan etmesini mi bekleyeceksin nasıl ne yapayım? aç muhabbet konusu başla konuşmaya..
0
nahtoderfahrung
(27.10.19)
Eleman singlesa senin iş yüksek ihtimal olur.
0
datnet
(27.10.19)
benim liseden itibaren bütün kız arkadaşlarım en az bir yaş benden büyüktü. mealen oluyorsa olur olmuyorsa olmaz, 2/3 yaş yakın yaşlar bişi olmaz.
0
selam
(27.10.19)
sebepsiz fırtına yaşarsın. bulaşma.
0
since1907
(27.10.19)
Aşkın yaşı olmaz. Kuzenim kendinden 5 yaş küçük adamla evli. Oradan biliyorum. Yeter ki Sevgi ve anlayış olsun. Üstesinden gelecektir.
0
bogurtlenliporsuk
(27.10.19)
Gidip konuşabilecek bir tip degilim. Haftada bir gün 2 saat ayni ortamda bulunuyoruz o arada kaçamak bakışlar atabiliyorum anca. Evet bu yaşıma geldim bi erkege ilgimi nasil belli ederim bilmiyorum taslamayın :(
0
🌸ceann deas
(27.10.19)
çocuğun daha 2 senesi ve askerliği var, başka bullursun
0
bir soru sorcam
(28.10.19)
(4)

Dövme önerisi

shiningkid
Merhaba arkadaşlar . tam 8 yılın sonunda yaptıracağım dövmeye karar verdim . bu 5 harflik bir isim . sorgulamayn . tam 8 sene düşündüm . yalnız nereme olacağına karar veremedim . cinsiyetimi belli etmeden öneri bekliyorum . öneri çokluğuna ihtiyacım var . yalnız suraların olmayacağına eminim:Boynum
Merhaba arkadaşlar . tam 8 yılın sonunda yaptıracağım dövmeye karar verdim . bu 5 harflik bir isim . sorgulamayn . tam 8 sene düşündüm . yalnız nereme olacağına karar veremedim . cinsiyetimi belli etmeden öneri bekliyorum . öneri çokluğuna ihtiyacım var . yalnız suraların olmayacağına eminim:

Boynum , yüzüm , üst kollarim .

Buralar haricinde bu ismi nereye yazdirabilirim ?
0
shiningkid
(27.10.19)
iç bacak
0
Gecikmeli Tapa
(27.10.19)
Bel
0
HasanK
(27.10.19)
İlk dövmeyi sık sık görmeyeceğiniz bir yere yaptırın derler (ense, sırt, omuz arkası, omuz vs). Zira sürekli görürseniz bıkma ihtimaliniz çok yüksek.
Hatta bir süre geçici dövmeyle benzerini deneyin.
Birkaç yıl önce bir öğrencim vardı, bileklerine annesi ve babasının doğum tarihlerini dövme olarak yaptırmıştı. Almanya'da kullanılan bir teknikle, 2 senelik olarak yaptırmış. Adeta gün sayıyordu dövmenin çıkması için, nefret etmişti.
Ben de ilk dövmemi (ensemin altında idi) beş sene kullandıktan sonra kapattırdım, sırtımda çok daha büyük bir dövme var şimdi ama çok memnunum.

Kısaca, görmeyeceğiniz bir yere.
0
sopiro
(27.10.19)
El bilek içi.
0
PhoenixRising
(27.10.19)
(27)

bu cüreti nereden buluyorlar

denek hayatım
toparlayamadım sinirimden ama idare edin.çilingir arıyor abi senin evin önündeyim kapıda kalmışlar haberin var mı tanıyor musun açayım mı diyor. dedim ne kapıda kalması lan ne alaka evdeyim ben. daha önce emlakçıda, inşaat firmalarında falan çalıştığım için az çok tanıyor çilingirler. kısa bir süre
toparlayamadım sinirimden ama idare edin.
çilingir arıyor abi senin evin önündeyim kapıda kalmışlar haberin var mı tanıyor musun açayım mı diyor.
dedim ne kapıda kalması lan ne alaka evdeyim ben. daha önce emlakçıda, inşaat firmalarında falan çalıştığım için az çok tanıyor çilingirler. kısa bir süre önce de kapıda kaldığım bu arkadaşı aramıştım oradan şey yapmış. tanımasak açacak kapıyı o da ayrı mallık neyse konuyla ilgisiz bilgi.
kapıyı açtım karşımda çilingir ve karşı daireye taşınmaya çalışan birileri.
hayırdır dedim abi ev kiralamışlar falan bir şey anlatmaya çalışıyor çilingir bir yandan diğerleri bir yandan.
neyse işte tiplerden biri diyor kapıyı çaldık açmadınız biz de eşya taşıyoruz sizin balkondan daha kolay olur diye şey yaptık diyor. komşulara da sormuşlar iyi biridir falan demişler benim için zaten kötü bir niyetleri yokmuş falan.
lan olm bu ne cüret ya sanki 40 yıllık arkadaşım, anam babam da benden haber alamamışlar eve girmeye çalışıyorlar gibi gayet normal anlatıyor bir de. tuttukları daire de cam balkon varmış da vinç şey olmuyormuş da. benim balkondan daha kolay olurmuş. zaten sabah kapıyı açsam hiç bunlar olmayacakmış.
lan olm ben kapıyı açmak zorunda mıyım, hadi açtım sana neden evime girmen için izin vereyim neyden bahsediyorsunuz aq diyorum adam ama şimdi biz komşu olucaz ya niye böyle yapıyorsunuz falan diyor.
tck da karşılığı var lan bunun pazar pazar kafayı yedim. adam ciddi ciddi yaptığı şeyin -hiç tanımadığı, alakası olmadığı birinin evine çilingir çağırıp girmeye çalışmak- normalliğini savunuyor.
bir de ben burada olsun başka apartmanlarda olsun hep böyle toplumun sorunlu diye kodladığı insanlarla oturdum. travestisi, suriyelisi, escortu şusu busu. hiçbiri böyle saçmalık yapmadı.
apartmandaki diğerleri de ayrı mal. kimse siz ne ayaksınız demiyor. eski komşular olsa bunları pencereden atmışlardı.
soru başlıkta. valla öfkeyle yazdım ama ne yazdım bilmiyorum.
0
denek hayatım
(27.10.19)
lol kanka hangi semt??
0
dafuq
(27.10.19)
çok geçmiş olsun, gerçekten hangi semt?
0
benaslinda
(27.10.19)
alajahalsksj
Şu geldi aklima direkt:
m.youtube.com
Tam 10:00'da başlıyor senin olay
0
el conquerador
(27.10.19)
Burada ben sinir oldum, kim bilir sana neler olmuştur. Keşke açsalarmış kapıyı. Çilingiri ve komşuyu dava ederdin.
0
angina pektoris
(27.10.19)
bu cureti tamamen kendilerinden buluyorlar. Muhattap olma.
0
Sonsuzluk ve Bir Gün
(27.10.19)
Ahahhaja bu ne lan :) Oha yani
0
oldumusimdi
(27.10.19)
efsane duyurulardan biri olacak bu. lütfen silme.
yeni komşu görünümül yaratıklarla hayatta başarılar diliyorum sana.
0
sutlu nescafe
(27.10.19)
Bence ev anahtarının bir kopyasını onlara verin. Arada bir kullanmak isteyebilirler. Böyle çilingir çağırmak filan çok masraflı olur onlar için.

sutlu nescafe +1
0
Barbaros59
(27.10.19)
Yanlış anlamadım Di mi asjsjs
Karşı daireye yeni biri taşınıyor ve sizin balkondan taşımak daha kolay olur diye sizin evde olmadığınızı düşünüp çilingir çağırıyor. Tam dayaklık bak. Dövsen polis filan çağırsa bir de polis dövmeli bence bunları.
0
valarmurgulis
(27.10.19)
Geçmiş olsun hocam, benzerlerini günlük hayatta çok yaşıyoruz ama bu baya abartı olmuş, direkt dava açın, buna okey derseniz daha neler yaparlar tahmin edemiyorum
0
06017
(27.10.19)
Sert konuşun.Bi daha muhatap olmasınlar sizle.Gerekirse şikayetçi olun.
0
soru icin geldim
(27.10.19)
Geçmiş olsun, bu kadar abartı olmasa da buna benzer bir durum yaşamıştım. Üst komşu balkonda asılı olan halısını benim balkondan geçilebilen sundurmaya düşürmüş. Kapıyı çaldı, balkonundan geçip alayım diyor. Ben yarı çıplağım, evde tek değilim, balkona geçilecek oda hiç müsait değil. Ev müsait değil sonra gel dedim. Ya hemen girip alayım çıkarım geri diyor. Yok müsait değil ev dedikçe hala hemen alır çıkarım diyor. Yaklaşık bi 4-5 kez ısrar ettikten sonra kapıyı kapattım direkt. Bu arada bu, bu komşuyla ilk ve son iletişimimizdi. Bu samimiyeti nereden buldu anlamadım.
Sendeki durum bu yüzsüzlüğün çok daha ötesi tabi.

Bazı insanlar gerçekten diğer tüm insanları kendi hayatlarındaki figüranlar olarak görüyor, herkes onlar için var olmuş, ne isterlerse yapabilirler gibi geliyor sanırım. Narsisizmle bağlantılı bir hastalık olsa gerek.
0
diyanet takvimi
(27.10.19)
Siz çok kızmışsınız ama kusura bakmayın ben çok eğlendim. Elalem deliye, siz akıllıya hasret durumu olmuş.
Hadi komşunuz manyak onu anladık ama bu arada çilingir kapıyı açarken ya bir kolluk görevlisi ya muhtar en olmadı apartman yöneticisi ile açmak zorunda
0
strawberry first
(27.10.19)
bir yasima daha girdim. sinirlarim zorlandi su an.
0
brkylmz
(27.10.19)
Ben de bir apartmanın giriş katında yaşıyorum. Dairemde apartmanın arkasına bakan bir bahçe var benim kullanımıma ait. Salondan kapı açılıyor bahçeye. Ama ben hiç kullanmıyorum, pek de güvenli değil gibi geliyor, o yüzden o kapının önünde kitaplık vs var açılmasın diye. Çıkmıyorum yani. Bir gün üst kattaki komşu gelip bir şeyler sordu, cevap verdim. Bahçenizdeki otlar da uzamış, temizlesenize, dedi. Yok temizlemiycem dedim. "E kullanılırdı ne güzel" dedi. Bütün gün işteyim zaten, geldiğimde de kullanacak durumda olmuyorum falan dedim. E biz kullanırdık, dedi. Nasıl olacak o ben yokken, dedim. Ya bir anahtar bırakırsınız işte, ne olacak yani dedi. Ben de tersleyince bayağı bozulmuştu, evimin anahtarını istedikleri zaman bahçemi kullansınlar diye kendilerine vermediğim için.
Sizinki süpermiş.
0
sopiro
(27.10.19)
sorusuyla cevaplarıyla efsane olmaya aday bir duyuru.

Bunlarla işin iş valla. daha ilk günden hırboluğa başlamışlar hiç acıma canlarına oku derim. laftan anlamazlarsa bi gece yarısı kapılarını çal, komşu olcaz madem beş dakikalığına karını versene de adama bak bakayım napcak tövbe tövbe lskgllgşsşdl

Bu arada şu müthiş tespit cidden diyanet takviminin cevabı
"Bazı insanlar gerçekten diğer tüm insanları kendi hayatlarındaki figüranlar olarak görüyor, herkes onlar için var olmuş, ne isterlerse yapabilirler gibi geliyor sanırım." ayyyynen öyle.

Bu arada semt/ilçe neresi aşırı merak ettim.
0
windows95
(27.10.19)
benzer şekilde olmasa da bende nerede ise her sabah bu şekilde her şeyi kendilerinde hak gören insanlara daha evimden dışarı çıktığım anda karşılaşıyorum, sinirden kendi kendimi ...., neyse insanlar bu hale nasıl gelebildi nasıl oldu bütün bunlar bir türlü bilmiyorum. allah sana kolaylık versin.
0
selam
(27.10.19)
oha çok iyiymiş. şaka maka büyük terbiyesizlik diyecem de başka bi seviye bu
0
yuto
(27.10.19)
anten ya da kablo bağlama nedeniyle izin alıp girenleri anlarım da bu başka bir şey..
değişik bir şey, acayip bir şey, yok böyle bir şey.
Hatta çilingir ağır hipnoz altında bunları söylemiş olabilir.
0
Erva
(27.10.19)
Senaryosu yazılsa "absürd komediyi de iyice abartmışlar" denir.

Ama bence kızmadan önce bi düşünmekte fayda var, bunu düşünme sebepleri hırtoluk, cüret filan da olamayabilir.

Bu yapmak istediklerinin bir sıkıntı olmayacağını düşünecek kadar saf ve naif de olabilirler.

Hayır yani bundan nasıl korkmazlar, siz evde olmasanız ve bunu yapsalar, siz de sonradan "lan benim evde 11 tane bilezik, 34 tane yarım altın, 49 tane de çeyrek altın vardı. çalınmış hepsi" diyecek biri olsanız ne halt yiyecekler?
0
John Bloor
(28.10.19)
oha+1

tabi zaman gecti ustunden ama keske o sirada hic uzatmadan polis cagirsaydiniz.
0
jimicik
(28.10.19)
yer görükle/nilüfer.
bu olaydan sonra sınav için şehir dışına çıktım ama nasıl çıktım bilmiyorum.
0
🌸denek hayatım
(29.10.19)
hahahaha iyi güldüm ha.
evinin kapısını açık bulsalar girip diş fırçanı falan kullanabilir bu tipler.
sen uyurken eve girip ödünç don falan alabilirler.
:) :)
0
prizmatik
(29.10.19)
bunun devamı gelecek hissediyorum. maceralarını ara ara yazsana buraya :-)
karşılaşınca napıyosunuz falan
0
windows95
(29.10.19)
windows95 +1

bana da öyle geliyor ki bu insanların eylemleri artarak devam edecek. Bizi habersiz bırakma.
0
mayday
(30.10.19)
Ya bu komşular ne oldu?
0
kobuzchu kiz
(03.01.21)
bende merak ettim şimdi. güncelleme alabilir miyiz acaba?
0
sutlu nescafe
(04.01.21)
(7)

Televizyon İzleme Üzerine Film Dizi

kendi helvasını kavuran zombi
İçerisinde televizyon izleyen karakterlerin olduğu filmler dizilerden aklınıza gelen var mıdır?Requiem for a dream'de anne karakteri gibi mesela. Televizyon ile arasında bağ kurmuş, belki de bağımlı hale gelmiş.
İçerisinde televizyon izleyen karakterlerin olduğu filmler dizilerden aklınıza gelen var mıdır?
Requiem for a dream'de anne karakteri gibi mesela. Televizyon ile arasında bağ kurmuş, belki de bağımlı hale gelmiş.
0
kendi helvasını kavuran zombi
(27.10.19)
True Romance'deki Floyd(brad pitt) olabilir.
0
ravenclaw
(27.10.19)
kaybedenler kulübü
0
canhavli
(27.10.19)
Maverick
(27.10.19)
Community (Abed)
0
inheritance
(27.10.19)
Pleasantville
0
nothing in my way
(27.10.19)
Fahrenheit 451'da Mildred böyledir. Kitapta öyle yani en azından, filmde de bunu korumuşlardır herhalde. TV'deki insanları akrabası, ailesi sanıyordu.
0
sopiro
(27.10.19)
faik abi
(27.10.19)
(8)

Sizden daha yüksek standartlarda yaşayan insanlardan haberdar olmak

epistemic_regress
İstememek sağlıklı mı sizce?İlk üniversitem Türkiye'nin sayılı okullarındandı. Ben oradan mezun olamadım, daha orta ölçekli bir üniversiteye tekrar yerleştim. Fen edebiyat okudum, formasyon aldım. Atanmayı bekleyen on bin, hatta yüzbinlerce dar gelirliden biriyim. Fakat ilk üniversitemden mezun arka
İstememek sağlıklı mı sizce?

İlk üniversitem Türkiye'nin sayılı okullarındandı. Ben oradan mezun olamadım, daha orta ölçekli bir üniversiteye tekrar yerleştim. Fen edebiyat okudum, formasyon aldım. Atanmayı bekleyen on bin, hatta yüzbinlerce dar gelirliden biriyim. Fakat ilk üniversitemden mezun arkadaşlarım başka bir türlü bir hayat kurdular, standartları elbette daha yüksek. İyi bir üniveriste diploması sahibi olma motivasyonları var ve sanırım bu durum pek çok şeyin üstesinden gelmekte epey işlerine yarıyor. Ben bu insanların hayatına tanık olup kendimi kötü hissetmek istemiyorum. Yıllardır diyalogum olmayan, görüşmediğim, konuşmadığım insanlar bunlar. Örneğin, instagramdan hepsini takipten çıkarmak doğru olur mu? Dediğim gibi yıllardır görüşmüyoruz ve her geçen gün aramızdaki uçurumun büyümesi beni çok değersiz hissettiriyor.

Teşekkürler.
0
epistemic_regress
(27.10.19)
Bu bir çözüm değil.hayatın her alanında hayat standartları sizden çok yüksek insanlarla karşılaşacaksınız.takipten çıkarmak yerine instagramı kapatmak daha mantıklı bence.çünkü her halükarda birileriyle kıyaslıyor olucaksınız kendinizi.biraz da düşünce yapınızı değiştirmeye çalışın.o nasıl olur bilemiyorum, belki psikolojik destek, belki meditasyon.
0
astrid
(27.10.19)
Sessize al. Ben herkesi sessize aldım mesela.
0
sessiz kalma hakkina sahipsin
(27.10.19)
Yüksek standart mı önemli sence, yoksa huzur mu? Belki o insanlarin senin kadar huzuru yoktur, belki de vardır bilemeyiz ama bu bizi ilgilendirmez. Sen huzurlu olmaya bakacaksın elinde olan imkanlar dahilinde. Bal gibide olursun. Senin derdin başkası için nimettir belkide bunu unutma. Mesela ben eski arabamın içerisinde gayet huzurluyum, banane milletin lüks arabasından. Mesela ben arabamla dağa, bayıra, bozuk, bazen bataklık yollara giriyorum balık tutmaya giderken. Balık tutmak benim vazgeçilmezim, en büyük huzur kaynağım. Şu an benim sıfır bir arabam olsa korkusuzca girdiğim o yollara giremem. Demek istedigim sıfır lüks bir arabanın benim hayatımda yeri yok.

Bu tarz düşüncelerle ancak kendine zarar verirsin. İnstagram konusuna gelince, orasi senin evin gibi, sevmediğin, gördüğün zaman moralini bozan kim varsa misafir etmek zorunda değilsin zaten, sil gitsin.
0
el conquerador
(27.10.19)
Sil gitsin. Ben zaten gorusulmeyen, konusulmayan, sokakta gorseniz zoraki konusacaginiz insanlarin hayatlarini takip etmenin sacmaliktan baska bir sey olmadigini dusunuyorum.

Ama bunun disinda sizi bu konu ekstra rahatsız ediyorsa belki hayat standartlarinizi yukseltmek icin atanma ihtimali disinda b plani da yapabilirsiniz. Cunku belli ki sizin tatmin etmeyen bir seyler varm
0
red g
(27.10.19)
Kıskanmak çok olağan. Bir zamanlar o fırsata sahip iken siz bunu başaramamışsınız bir sebepten. İnsanın kendisine karşı dürüst olması iyidir. Benim genelde insanları takipten çıkarma sebebim kıskançlıktan ziyade uzun süre iletişim içinde olup olmadığımıza göre oluyor. Zaten görüşmediğin ve bir daha görüşmeme ihtimalinin çok yüksek olduğu insanı özel hayatınla ilgili paylaşım yaptığın sosyal medya hesabında bulundurmanın çok anlamsız olduğunu düşünüyorum. Aslında sırf bu nedenle bile takipten çıkarılabilir.
0
radio raheem
(27.10.19)
Artık popüler sosyolojide bunun bir adı var, "hate follow" deniyor. Takip ettiğiniz kişiler arasında her postunu gördüğünüzde sinirinizi bozan, içten içe gıcık olduğunuz, size kendinizi -sebebi ne olursa olsun- kötü hissettiren kişilerin hesapları. En sağlıklısı takip etmemek veya sessize almak.
0
sopiro
(27.10.19)
Can sıkıcı ama insan doğası bu. Başka insanların mutluluğunun bizi mutsuz ettiğiyle, sosyal medyanın depresyona sebep olduğuyla ilgili araştırmalar var.
0
rldofiui
(28.10.19)
Gerçek hayatta muhatap olmadığın, birşeyler paylaşmadığın, gerçekten yakının olmayan sıradan insanları ya da eski arkadaşları takip etmek çok saçma.

Takibi bırakın kafanız rahat olsun, birilerinin hayatına imreniyor olabilirsiniz bu çok olağan bir insan davranışı.

Ama emin olun fotoğraflarda gördüğünüz hayatı tam olarak yaşamıyorlar, istemeden de olsa yaşıyormuş gibi yapıyoruz çoğumuz.

Her gün dandik pjamayla yaptığımız dandik kahvaltının fotosunu çekip koymuyoruz, sadece özel bir yere gidip de sofra mükemmel iken çekiyoruz fotoğrafı mesela!
0
John Bloor
(28.10.19)
(8)

Öğretmenin öğrenciye uyguladığı şiddet için ne yapmalıyız?

solo
Merhaba,Bugün 8 yaşındaki oğlumuzdan öğretmenlerinden birisinin kendisine şiddet uyguladığını öğrendik, Öğretmen derste çocuğun boğazından tutup kendi masasına taşımış çocuk nefes alamamış ve ders boyunca ağlamış bu olayı bugün oğlumuzdan öğrendik, olayın üstünden zaman geçtiği için bir iki veliyi a
Merhaba,

Bugün 8 yaşındaki oğlumuzdan öğretmenlerinden birisinin kendisine şiddet uyguladığını öğrendik, Öğretmen derste çocuğun boğazından tutup kendi masasına taşımış çocuk nefes alamamış ve ders boyunca ağlamış bu olayı bugün oğlumuzdan öğrendik, olayın üstünden zaman geçtiği için bir iki veliyi aradık o derse giren diğer çocuklara sormaları için onlar da çocuklarına sorduklarında olayın gerçekleştiğini öğrendik.

Böyle bir durumda ne yapılması gerekiyor, siz olsanız ne yapardınız?
0
solo
(26.10.19)
Öğretmenle konuştunuz mu? Hemen gaza gelmeyin. Olayın iç yüzünü öğrenin. Muhattaplarla konuşun. Savcılık falan kimsenin ekmeği ile oynamadan önce konuşun.
0
beni arayan olursa banyoda de
(26.10.19)
Darp raporu alıp, savcılığa şikayette bulunun. Böyle bir durumda bir çocuğun hatta birden fazla çocuğun yalan söylemesi mümkün değil. Önce okula giderseniz öğretmen diğer çocukları korkutup, yalan söylemeleri için zorlayabilir.

Rapor ve savcılık dilekçesinden sonra da okul müdürüne gidin.
0
Evinizinkedisi
(26.10.19)
Hukukçu değilim bilgim yok o konularda. Ama öğrenciyi sınıfın ortasında rezil etmek psikolojisine ciddi etki edebilir ki hayatı boyunca unutamayabilir. Psikolog psikiyatr hangisi ilgilenir bilmiyorum ama çocuğu götürmenizde fayda var. Çocuk abartıyor olabilir mi bilemiyorum. Belki yaramazlık yaptı belki hocaya küfretti ama hocanın bu yaptığını doğru kılmaz hiçbir şey.
0
bahoho
(26.10.19)
İlçe Milli eğitim müdürlüğüne giderek şikayette bulunun. İşin aslını öğrenin, daha sonra savcılığı düşünürsünüz.
0
el conquerador
(26.10.19)
Savcılık ve cimer e yaz. Cimer meb e yollar idari soruşturma açılır. Savcılık ceza hukuku kapsamında ilgilenir. Yalnız müfettiş gelir okula soruşturma için orda çocukların tanık sıfatıyla ifadesini alır sonradan biz görmedik olmadı derlerse bir ceza çıkması zor. Olay neyse abartmadan ve azaltmadan tutarlı ifade lazım.
0
Topalordek
(26.10.19)
Devlet okulu ise işler değişir de özel bir okulsa zaten yüksek ihtimalle öğretmenin imzaladığı veya okul tarafından uygulanan bir davranış prosedürü vardır. Bunların çoğunda fiziksel temasın sınırları belirlenir. Şiddet uygulamakla ilgili vs de maddeler vardır. Böyle bir şey yoksa da okulun hazırlamasına vesile olmuş olursunuz, sizin çocuğunuzun canı yanmış ama bundan sonra başka çocuklar için okul kendine çeki düzen verir.

Bir öğretmen olarak şunu da söylemeliyim, bazı insanlar çocuk da olsalar deli/garip/çileden çıkartıcı. Gerçekten akıl sağlığınızı korumanız gerekiyor. Ben bir keresinde disiplin konusunda çok laçka bir okulda çalışmak zorunda kaldım. Bir öğretmenin yerine girdiğim bir sınıfta 12-13 yaşlarında bir çocuk yüzüme karşı "kendisine vurmam için beni kışkırtmaya çalışacağını" söyledi ve 40 dklık ders boyunca yaklaşık 3-4 santimetre yakınımda durarak kulağıma hiç durmadan "I have to pee. I have to pee. I have to pee." dedi ben ders anlatırken. Bakın 40 dk diyorum. Ben çok sabırlı bir insanım, hiçbir şey yapmadım, dersten çıkınca bir terapisti aradım ve düzenli görüşmeye başladım o akşamdan itibaren. Yani demem o ki, çocuklar doğruyu yanlışı bilmiyor olabilirler, öğretmenini çileden çıkaracak bir şey de yapmış olabilir çocuğunuz, ama öğretmenin metanetini koruyabilmesi lazım. O yüzden şikayet etmekten çekinmeyin demek istiyorum.
0
sopiro
(26.10.19)
Öncelikle cevap veren herkese teşekkür ederim.

Olayın gidişatı ile ilgili biraz daha bilgi vereyim soran olmuş evet çocuk özel okulda okuyor devlet okulu değil, Cezayı veren öğretmen satranç öğretmeni (erkek - orta yaş üstü) Olay da şöyle gelişti.

Cuma günü çocuğu okula bırakırken bu öğretmenle denk geldik sohbet ettik, oğlumuz son zamanlarda satranç derslerine girmek istemiyor sorun çıkartıyordu, bugün kahvaltıda konuyu açtım bak satranç öğretmenin ne kadar iyi birisi seni çok seviyor dediğimde, "baba sen ona iyi diyorsun ama o beni boğazımdan tutup kaldırıp masasına götürdü nefes alamadım ders boyunca ağladım arkadaşlarım da bana güldü dedi" Biz eşimle şok geçirdik birbirimize baktık sonrasında olayın gerçek olup olmadığını öğrenmek için diğer veli arkadaşları aradık ailecek görüştüğümüz onlar da inanmadı önce ama hemen arkasından bizi arayıp evet doğruymuş biz de duyunca şok geçirdik çocuğumuz olayı aynen sizin anlattığını gibi anlattı dediler.

Gün içerisinde ısrarla Rehber öğretmeni aradık görüştük olaydan haberinin olup olmadığını sorduk katiyen olmadığını ve olsaydı mutlaka bize de durumu iletip kurulu toplatacağını iletti Pazartesi de ilk işinin süreci takip edeceği olduğunu söyledi.

Bugün Sınıf öğretmeni ile de randevulaştık yüz yüze görüşeceğiz pazartesi 29 Ekim vesilesiyle resmi kurumlar yarım gün çalıştığından Çarşamba günü Savcılığa suç duyurusunda bulunacağız.

Bir iki bilir kişiyle görüştük böyle durumda bir uzman aracılığı ile çocuğun ifadesinin alınacağı ve olayın aydınlatılacağını öğrendik.
0
🌸solo
(26.10.19)
Öğretmenim.

Geçmiş olsun öncelikle.
Çevremde 9 yıllık öğretmenlik hayatımda benzer olaylarla karşılaşan öğretmenler vardı.
Bazı öğretmenler gerçekten çok haksızdı onları bir yana koyuyorum, ne pedagojiden anlıyorlar ne de insan ilişkilerinden.

Fakat şöyle bir örnek de gördüm mesela:

Arkadaşım ders anlatıyor. Devamlı konuşan bi çocuk var tam ön sırada. Arada 1 metre bile yok yani. Tebeşiri ona atıyor gülümseyerek sırasına doğru. Basket atar gibi. Hani yaparsınız ya bazen arkadaşınıza, onun gibi. Gülümsüyor hatta. Fakat çocuk bunu bana tebeşiri yüzüme fırlattı diye anlatıyor ailesine. Şimdi aile olayın videosunu izlese belki onlar da gülecek ama anlatamıyorsunuz.

O yüzden fiziksel temastan her zaman kaçınmak gerekiyor. Bazen çocuklar da abartabiliyor ama burada kontrolü sağlaması gereken kişi öğretmen, yetişkin olan çünkü o, rol model olan o. Eğer sabırla öfkeyle alakalı sıkıntısı varsa destek almalı.

Ben öğretmenle konuşmanızdan, hatalıysa da özür dilemesinden ve okula bu bilginin tüm yönetim kademelerince biliniyor olmasından yanayım. Fakat savcılığa gitmek biraz ağır olabilir, zaten öğretmen de pişman olmuştur/olacaktır. Karşı tarafı da bir dinleyin.
0
la traviata
(26.10.19)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.