bir öğretmen olarak yorumum şu,
öğretmenliğin kolaylığını/zorluğunu mesai saatiyle ölçmek büyük bir yanlışlık.
başka meslekleri yapanların, aldığı ücretin düşük olması, öğretmenliğin kolay olduğu sonucunu kesinlikle çıkarmıyor.
teog denilen, öğrencilerin puanlarına göre okulları tercih ettiği sisteme geçildiğinden beri, pek çok okul, akademik başarı anlamında en alt kademe öğrencilerin ''istiflendiği'' yerlere dönüştü.
her şeyden önce, ortalama 35 kişilik sınıflarda (kendi çalışma ortamımı söylüyorum) en fazla 1-2 öğrencinin öğrenmeye birazcık olsun ilgi duyduğu sınıflarda, bir şeyler öğretmeye çalışmak, bunu planlamak, insan yönetimi yapmak, bunda sürekliliği sağlamak, aynı zamanda bir memur olarak, idare ile muhattap olmak, velilerle muhatap olmak aynı zamanda bir birey olarak kendi problemlerin, dertlerin, sıkıntıların, sosyal yaşamın vs. yi bir kümede yönetebilmek çok kolay bir eylem değil.
bir müşteri/satıcı ilişkisi olmamakla beraber, nihayetinde bir hizmet veriyoruz, hizmeti almaya çok az kişi gönüllü ama bunu yapmak zorundasın. mümkün olduğunca iyi yapmak zorundasın ve dokunduğun şey insan.
üstelik çok gamsız biri değilseniz, kesinlikle ama kesinlikle eve iş geliyor. ben öğretmenin 1 saat çalışması ile herhangi bir memuriyetin 1 saatinin kesinlikle aynı yoruculukta olamayacağını düşünüyorum.
üstelik kadrolu öğretmen olmak hiç de kolay değil, atanma açısından. ki artık iyice saçma bir hal aldı. gerekli olduğunu düşünürsünüz/düşünmezsiniz orasını tartışmayacağım ama zorunlu hizmet denilen bir olayın olduğu ender memurluklardan.
fiziksel anlamda emek yoğun bir iş değil ve doğası gereği, yaz tatili var. bu bir avantaj ama dünyada bir tek türkiye'de değil bu. bir de ek ders sebebiyle, bir sene sonra eline geçen net miktar azalabilen bir meslek. örneğin ben gecen seneden yaklaşık 600 lira daha az kazanıyorum. ders sayım azaldığı için ve bunun tek sebebi, okul yönetiminin norm ayarlamasını becerememesi, öğretmen ihtiyacı olmadığı halde, benim branşımdan okula sürekli yeni öğretmen gelmesi. gecen sene bir kredi falan çekmiş olsaydım, maddi dengem elbette bozulurdu.
bir de doğrudan kısa vadede somut ürün, somut sonuç olmayacağı için (işin doğası gereği) mesleki tatmin yönünden handikaplı bir iş.
tabii ki türkiye ortalamasında, çalışma saati/maaş açısından çoğu alandan iyi ancak kendine has, dışarıdan görülmesi ve topluma ifade edilmesi güç zorlukları var. mesleğimi seviyor muyum, seviyorum ama şu sözlükte öğretmenlere galiz küfürler içeren başlıklar açan, entry yazanları, öğretmen yapsak, bir yıl sonunda önemli bir çoğunluğunun, pişman olacağına inanıyorum.
para konusunda da şu bir kıstas olabilir, tek başına yaşayan bir insan olarak ve bu yaşımdan sonra, ev arkadaşı filan kesinlikle istemediğim için, istanbul'a tayin istemeye asla cesaret edemiyorum mesela. bu maaşımın ortalama yaşanabilir, sıradan bir semtte yarıya yakınını belki yarısını sadece kira giderine vermem demek. demek ki çok da abartılı bir meblağ değil maaş bence.
ki devletteki 3.yılım ek ders hariç 3000 lira falan kazandığım yok. başkalarını bilemem. en az bir üç sene geçmeden de, standart 3000 rakamına ulaşacağımı düşünmüyorum, zam ortalamalarını düşünürsem.
0