kola dök tertemiz yapar.

Eskiden migrosta satılırdı 99 saflık etil alkol vardı yani evet doğrudur yapılır

evet öldürür.güvenle kullanabilirsin

saf alkolü su ile %70 lik hale getir ve öyle kullan. % 70 lik alkol daha iyi bir dezenfektandır.

çamaşır suyu (sodyum hipoklorit) alkolden daha etkilidir.

Ben evde de, seyahat ederken de Dettol'ü yanımdan eksik etmiyorum..

Evet yeme bozukluğunuz var psikologa gidebilirsiniz.

o insanlara verecek bir cevabın olmadığından ya da cevap vermediğinden üzerinde bir baskı oluşuyor da olabilir, bir de zayıflama olayında şu var: ne kadar kilo alırsan al alınır darılır ayıp olur diye kimse bişey demez, ancak müzmin zayıflara ya da zayıflayanlara gömerler gömebildikleri kadar. doktor falan hak getire, senin öyle laga luga yapanlara ağızlarının payını vermen lazım ki, bu baskıyı kırabilesin. "canım istemediği halde ne bulsam yiyorum" demişsin. yüksek ihtimal o laga lugacılar yüzünden.

bunu söylemelerini gerektiren ciddi bir kilo kaybınız olmuş muydu, cidden yemeniz gereken miktarın çok altında mı yiyordunuz, yeme ve yememe konularında kontrol uyguluyor muydunuz? yediğiniz zaman aşırı spor yapmak, laksatif almak, kendini aç bırakmak ya da kusmak gibi uğraşlarınız oldu mu?
beden olarak incelseniz de kıyafetleriniz bol gelse de kendinize baktığınızda incelmiş görmüyor musunuz? bunlar varsa bir yeme bozukluğunuz olabilir.

apranax 1 saat sürmez geçirir ağrıyı. tok karna lütfen

O nabız atma olayı çok normal, yapılan lokal anesteziklerin içerisinde o bölgeye geçici olarak kan akımını azaltan çok az miktarda adrenalin var ve anestezinin etkisi geçtiğinden sonra bölgenin kanlanması artıyor ve o nabzı hissediyorsunuz, hatta hastalar genelde bu nabzı ''ağrı'' ile karıştıyor. Aspirin dışında herhangi bir ağrı kesici için, tükürmeyin, sigara içmeyin.

gazete kağıdını top yap sok içeri, sonra sıçmaya çalış

@sour abartırsam ne olur?

bol bol muz ye :D

turuncu kakalarsın.

kuru ekme ye, sıvı alma. meyve yeme. tuvalete gitme.

Kabızlığın verdiği fiziksel acıyı özlemeyi bilmem ama
Haşlanmış patates
Cola
Şeftali
Cips

Su icme ve kakan gelince yapma tut

Kabiz bahane

ahahah teşekkürler bilgili ve samimisiniz.faydalanacağım.bi de şuraya gelseniz? eksiduyu.ru uzaylıları çözemedim ben

Sağlıksız ve sadece karbonhidrat odaklı beslen, 3 güne kabız olursun.

(meyve/sebze/ baklagil/et/yumurta olmadan sadece paketlenmiş hazır gıda)

kabızlık bahane, prostatik orgazm şahane.

bi tabak kara dut ye anında kabızsın, hayırlı şeyler sana.

Sanırım bunu soran kadın.

Diyor ki acaba kadın için small beden erkekler için olan medium bedene denk gelir mi ve de bluzun alt kısmını bağlamak mümkün mü?

Normalde shirt gömlek demek ama eğer bluz için soruyorsa şu anlamda soruyor galiba:

candelacouture.files.wordpress.com

kadınsa bluz/tshirt üstüne tam oturmasın bağlayacak bir bolluk olsun istiyor sanırım.

nefer +1

harikasın. teşekkürler.

cool story bro.

hormonlu ria yı çok tavsiye ediyordu benim tanıdığım bir kadındoğumcu hoca.
o hapların yan etkileri çok ben olsam başlarım senin zevkine de deyip kullanmazdı ama zibilyon tane doğum kontrol yöntemi var tartışmaya gerek yok çok da :) bir kadındoğum uzmanıyla görüşsünler.

Çeşitli doğum kontrol yöntemleri vardır bu konular çiftler arasında konuşulup ortak bir kararla optimum fayda sağlayacak bir yöntem seçilir ama adam düpedüz hödük ve evlilik anlayışı karımla da şapkasız çıkamayacaksam ne anlatım o evlilikten mantığı adam haklı falan değil dkh kullanımı kısa vadede de uzun vadede de kadının bedenini ve ruh halini hormonlarını etkileyen bir şey leblebi şeker değil. Adam belli cahilin teki parasıyla kızı kafalamış her şey evlenene kadar kafasında olan evlenince de karım değil mi binicem üstüne vurucam kırbacı modunda parasıyla kendine 'karı' satın aldığını zanneden biri. Gerekirse seve seve kullanacak o kondomu ya da spiral bin türlü tekniği var ama bu durumda karar kadınındır çünkü her türlü etkilenecek 1. Kişi kadın. Sıçıyım onun zevkine, mesele kondom değil adamın tavrı

adam hödük +1
kıza üzüldüm valla. her kadın doğum kontrol hapı kullanmak, bedeninin, psikolojisinin içine sıçmak zorunda değil başka yöntemler de var. farklı yöntemler denesinler, oturup aralarında anlaşsınlar, ayrılmak değil bunun çözümü.

Siktirsin vasektomi yaptirsin. Olaya bak zorla ilac aldiriyormus.

adam hödük+1

mirena'yı araştırsın söyle.

bana göre hastalık bulaştırma riski olmayan düzenli cinsel hayatı ve tek partneri olan kadınlarda en güvenilir doğum kontrol yöntemi.

edit yukarıda söylemişler görmemişim. hormonlu ria(rahim içi araç) dedikleri şey bu mirena. adı ris(rahim içi sistem)

etki mekanizması şöyle;

rahmin en iç tabakasının fonksiyonel kısmını (endometrium) incelterek zigotun yerleşebileceği bir ortamın olmasını/oluşmasını engelliyor. iğne ya da haplar gibi bütün sisteme dağılmıyor hormon etkisi. emziren kadınlarda bile güvenli deniyor yani. sadece lokal etkili. 3 yıl süreyle koruyucu. rutin kontroller esnasında yerinden kaymış mı diye bakılıyor düzeltiliyor vs. üstelik bir süre sonra 8-10 ayda filan adet kanamalarını azaltarak bitiriyor. çıkarıldıktan sonra 3-4 ayda eski haline dönüyor kadın. regle bağlı anemisi olan kadınlarda filan çok önerilir.

more:

www.mirena-us.com

;_;

vasektomi yaptırsın + 1

meme kanseri için riski artırıyor o haplar.

ya da kadın direkt boşansın (bekara koca boşamak kolaymış)

limoncello + 1
Tabii kiza boyle soylenmez bu. Her kadin dogum kontrol hapi kullanamiyor. Spiral ise cok sorunlu, periyotlarla duzeltiliyor. Iki periyot arasi kayma oldugunda hamile kalmamak isten degil. Spiralde hamilelik orani oldukca yuksek. Ayrica dogum kontrol haplari uzun vadede cinsel isteksizlik de yaratiyor. Ondan sonra "Karim yatakta kan verir gibi yatiyor" da diyebilir. Prezervatif bazen tek secenek olarak kalabiliyor. Mirena icin de "En azindan bir cocugunuz varsa size uygundur" deniyor, sifir cocuklular icin uygun gorulmuyor nedense. Cogu tanidigim evli, aktif cinsel hayati olan cift de prezervatif kullaniyor. Ya da alternatif yontemleri deneyecekler veya seneye bu zamanlarda cocuk sahibi olacaklar.

Kiza ne soylenecek? Kiza bu yazilanlar gosterilebilir ama bunu kocasina anlatamaz ki. Dogrudan kocasina gosterebilseniz keske.

Edit: Mirena icin "en az bir cocuk"u kendi sitelerinden okumustum.
www.mirena-us.com
Ancak biraz aydinlatildiktan sonra, bunun genel olarak hukuki risk almamak icin oldugunu anladim. O halde mirena kullanilabilir gibi duruyor ama etkilerini bilmiyorum.

1- adamın karısıyla prezervatifsiz seks yapmak istemesi çok normal.
2- onlarca yöntemden birisini karısına baskı ile kullandırtmaya calısması hödüklük.
3- kadının kadın sağlığı hakkında gerekli bilgiyi doktor yerine arkadasından almaya calısması cehalet.
4- sizin buradan yola çıkarak ilişkileri hakkında karar alan kaynana tribine girmeniz itici
5- buradaki bazı arkadasların adamı/kadını/ilişkilerini tanımadan etmeden yargılayıp ilişkinin geleceğine dair önerilerde bulunmaları komik

eyyorlamam bu kadar.

@twelfth resmen knock out yapmış.

daha fazla konuşmaya gerek yok.

@twelfth +1 :D

Karışmayın ilişkiye. Doktora yönlendirin.

adama tüplerini bağlatmasını önersin, böylece sorunsuz koşulsuz sevişebilirler, ve tabii ki adam bunu kabul etmeyecek vücudu etkileneceği için. bencil adam diyoruz burada kadının vücudunda binbir çeşit hasara neden olmakta beyis görmüyor. Geri çekilsin adam kondom kadar riskli sonuçta. ama uzlaşmaları şart fena işler bunlar

gaz maskesiyle gül koklanmaz.

Aranızdaki samimiyete bağlı, düğünden sonra anne demeyen bile var, 2 gün sonra anne diyen de var, sen artık duruma göre kendin ayarlayacaksın.

düğünden sonra denmesi daha uygun bence. nişan biraz daha cıvık bi şey. aileler tanışıyor, çeyizler hazırlanıyor falan çok ciddi ortamlar var. orada gidip de "anne ehe :)" dersen olmaz. düğünden sonra da samimiyete göre yardırırsın. bazı anneler de istemeyebilir.

mdc +1

Yüzük takıldıktan sonra. (söz ya da ikisi aynı anda yapılınca.)

nişandan sonra denmesi makbuldür

nişandan hemen sonra denilmesi bana "buldumcukluk" gibi geliyor. ne aceleniz var.
ben düğünden sonra dedim

41.günün şafağında.. Tam olarak o zaman

Ne zaman içinden geliyorsa o zaman. Ki bana göre de son derece saçma.

Hiçbir zaman.

anne diyeceksem de
isim anne derdim.

arkadaşlarımın annelerine ya isim sultan diyorum ya da isim anne diyorum ya.
sevgimden bazılarına ise isimle hitap ediyorum çok güzel oluyor
evlensem de değişmez yani ille anne demek değil yani saygıymış eşin annesiymiş falan, gayet rahat insanım ben.

harvey +1 hiç bir zaman

Kisiden kisiye degisiyor. Aradaki samimiyete bagli. Ben indescribable gibi yapardim.

hiçbir zaman katılığında bir insan değilim. sevdiğim de bir insan. sevdiğim kadının annesi olarak da ayrıca saygı duyuyorum. benim asıl sorduğum bu işin bir prosedürü var mı? yani zamanlama hatası yapmamak adına. teşekkürler, fikirler için.

Hiçbir zaman anne demezdim saçma o da benimkine demesin

Evlendikten sonra denir eğer ki denilecekse. Ben der miyim bilmiyorum.

Bu bi hissiyat meselesidir. Aranızda sevgi varsa bunu kompleks haline getirmezsiniz. Sevdiğiniz insanı da onun sevdiklerini de ve böylelikle kendi sevdiklerinizi de mutlu görmek istersiniz. Böylece herkes mutlu olur. Tavsiyem, kendi anne babanıza ne zaman anne/baba dendiğini duymak istersiniz onu düşünün. Ona göre bir zamanda siz de karşı tarafa söylemeye başlayın ufaktan. Bence nişandan sonra, düğünden önce bi zamanda ufak ufak alıştırmalarla başlanabilir. En başta "hissiyat meselesi" dediğimiz için kurulmuş saat gibi imzaların atılmasını bekleyip nikahtan 3 dk sonra anne baba demeye başlamak da bana garip geliyor. Başlarda belki x anne - y baba diye hitap edilebilir. Sonra ağız alıştıkça zamanla baştaki isimler kaldırılabilir. Güzel şeyler bunlar, şimdiden hayırlı olsun :)

İsim anne +1
Alkasız bir genetik kombinasyona anne demek cıvıklık biraz.

Bu arada isim+ anne/baba en samimiyetsizi ya adam gibi anne baba de ya da hiç deme bence ağızda çok sakil duruyor o laf

yüzükler takıldıktan sonra denir

arşivlemediyseniz vermezler.

uzun ama, olay soyle basladi www.eksiduyuru.com

ne kadar temiz duygularla ilişkiye girmişsin ama o yalan söylemiş. siktir et will'i.

şaka bi yana, çok düşünüyon. ilişkiniz olursa çok pis darlarsın da sen bu çocuğu. one night stand'e olur diyosan devam et. yoksa forget about it.

ya heyecanlandim. cunku hep boyle "o bana bakmaz yeaa" diye dusundugum, hatta dusunemedigim bir tip. hatta hala kendimi onun yaninda goremiyorum ama iste boyle kalbim pir pir.

duyulmasi gerektigi kadar, sinav daha bitmedi. 7 dakika kaldi bitmesine. normalde ben yazmayi dusunmuyordum, sinavi bittiginde gorusmek isterse o yazar diyordum aslinda ama sinav yok la. cok sinir oldum ders calisamiyorum simdi.

will'in amacı belli.

sor tabii. beklediğin hata. sana o lafları sarhoşluktan mı söyledi yoksa ciddi miydi öğrenmenin tek yolu ayıkken vakit geçirmek.


bu arada dengi değilim deme, aşk insanın gözünü kör eder, en çirkini bile tanrıça gösterir.

"normalde ben yazmayi dusunmuyordum, sinavi bittiginde gorusmek isterse o yazar diyordum"

çok düşünüyon. sen ugly betty misin gardaş? sen quasimodo musun? çekinenin çocuğu olmaz.

will'in amacı belli diyenleri de salla... amaaaan burda herkes insan sarrafı kesiliyor başımıza. kalbinin sesini dinle. iyi şanslar :)

Bence bu Will flört adamı değil, sevişeceksen de direkt ''sevişelim mi'' de sen de kurtul Will de.

Ama yok aramızda az da olsa romantizm ihtimali var diyorsan, çekinme zira biliyorsun ki ''Avrupa'da kızlar teklif ediyormuş'' afsdad, adam zaten yeterince ilgi görüyordur. Öyle mi yapsam böyle mi yapsam derken iyice kaçar gider, kültür farkı onlar bizim çekingenliğimizi filan anlamaz, ne yap ne et açık ol adama.

Kahve içeceksen , ''nerdesin kahve içelim mi'' de, bi kere iplemezse de bi daha peşine düşme.

kendime hakim olup hicbir sey yapmayacagim. sinavini sormayacagim. gorusmek isteseydi biliyor okulda oldugumu. ya erken gelirdi, ya cikinca yazardi, yapardi bir sey. muhtemelen o gece alkolun etkisiyle bi yakinlasma istegi duydu, belki ben cok tepkisiz davrandim diye yakinlasmadi, belki bi anda alkolun etkisi gecti bisey oldu. tepkisiz de davranmadim aslinda ya. "cekinmene gerek yok ki, cekinmesi gereken biri degilsin" dedim. bunu demeseydim de "sanirim senden hoslaniyorum" diyen adama ya ne deseydim? neyse, simdi yazarsam cok darlamis olabilirim her gun her gun mesajlasma. gerci dun ilk mesaji o atti ama cok da devami gelebilecek bir muhabbetimiz olmadi zaten. birakiyorum ben boylece. cuma gunu barda olacagimi da biliyor. isterse gelir, ki her hafta geldigi icin yine gelecektir.

Bacım sen Almanya'da değil misin? Bu Avrupalı erkekler bizim Türk erkeklerine benzemez bak, öyle taciz edercesine peşinden koşmaz bence adama yanlış mesaj veriyorsun. Sen benden daha iyi biliyorsundur ama onların kültürüne göre üstemelek biraz kabalık olarak kaçıyor, net mesaj vermen lazım.

evet ama isteseydi zaten bir sekilde hemen ise koyulmaz miydi? tanidigim ilk avrupali degil ki bu aslinda hem avrupali hem amerikali. oha pasaport cok saglam. kesinlikle yanlis hamlede bulunmamaliyim dasdafasda

letheavendangered, hemcinsinim ama bu "isteseydi sağ verirdi, sol göstermezdi" tavırları çok "kezbanvari", sorrrriii. Sonunda bu kelimeyi de söylettin bana! :D

Çocuğun ne isteyip istemediği değil, bence öncelikle senin ne isteyip istemediğini bilmen gerekiyor. Diğer duyuruna da baktım, anlattıklarından yorum yaparak söylüyorum: bence sen adamı olduğundan farklı görüyorsun ya da kendine güvenin yok.

Ben olsam ve ilgilenip ilgilenmediğini merak ediyorsam "sınav nasıl geçti?" tarzı bir mesaj atardım. Ne var yani? Türk erkekleri gibi "ay kıza bak mı?!" diyecek. Gayet arkadaşça bir mesaj. Üstelik dün de mesaj yazmış.

Tey Allam!

ya dessy, haklisin. ama darlamis olmak istemiyorum. isteseydi yazardi diye dusunmem tribal dusunmemden degil. bunaltmak, daha en basindan "bu ne yaa her gun her gun" dedirtmemek icin.

ama zaten mesaj attim asdasd. aynen dedigin gibi sinavin nasildi yazdim.

Ay biz yine randevulastik! *winkwink*
"Sinav"dan sonra atlamis frankfurta gitmis. Peheeyy. Soramadim da sinava girecegin sinifi aradim ama sinavin yokmus ki diye. Belki de ben yanlis baktim.

Batı ataşehir otobüsü 8A, bi internetten bakın tekrar 8A'nın geçmesi lazım.

Migros'a da bayağı yakındı diye hatırlıyorum ama emin değilim, önünden geçmiyorsa Migros'un orada inip biraz yürüyebilirsiniz de.Bi haritaya bakayım editleyeceğim.

Edit: migrosa biraz uzakmış.

8A batı ataşehir'e gidiyor, evet. bir de 8M var, e-5'ten gidip bağlanıyor batı ataşehire. 8A kadar mahalle aralarında gezmiyor.

metro ile yenisahra'ya gidip, oradan kısa bir taksi yolculuğu ile de geçebilirsiniz bataşehire.

8a 'ya binmek istemiyorum acil bir işim var en kısa yoldan gitmem lazım.

yenisahraya gidip taksiye bineceğim . tahminen ne kadar sürer sizce? çok teşekkür ederim

Yeni sahra oraya yakın trafik olursa bilmiyorum da, trafik olmazsa en fazla 10-15 dakikalık yok.

@neferkitty teşekkür ederim yarın gideceğim :)

Glutensiz olarak aratabilirsin:

ÇİKOLATA:

Bounty

Frankonia

Kinder Surprise ,

Kinder Chocolate,

Kinder Chocolate Maxi

Mabel Sütlü Çikolata

Mabel Bitter Çikolata

Mabel BeyazÇikolata

Nussknacker

Sagra çikolata

Snickers

Tadelle (gofretli hariç),

Toblerone

Toffiee

Zentis Marzipan( Carrefour Expreslerde bulunuyor)

www.colyakankara.org.tr

Lindt.

lindt'de yoksa harika :)
@neferkitty; çok iyi bir kaynak gösterdin, teşekkürler.

Memleket manyak dolu, bunlar arasında en makulu aslında 3. grup. Çünkü insan hiç tanımadığı birisi ile aynı eve girerek biraz risk alıyor aslında, en iyi senaryo düşünürsek dediğin gibi üniversite mezunu- işinde gücünde-sosyal bir çevresi olan insan profili.
En kötü senaryoyu düşünürsek daha kötüsü bile çıkabilir, ''eve erkek giriyor mu''dan kasıt da ucundan kıyısından bir yerden güveni sağlamak amaçlı. sonuçta iki taraf da birbirini tanımıyor eve getireceğin tipler belki çok güvenilirdir ama karşıdaki insan için ''gelenim gidenim olmaz'' sözünü duymak biraz daha rahatlatıcı oluyor en azından, o yüzden sormaları makul.

onun dışında başta da söylediğim gibi memleket manyak dolu, üniversite öğrencisi ya da mezunu olması da bunu değiştirmiyor, iş yoğunluğu fazla olan insan seçmeye çalış bence..

3. gruptan şahsi olarak hoşlanmıyorum. kendi cinsiyetini bile söyleyemeyen insanlarla aynı evi paylaşmayı tercih etmem. çok sert oluyor böyle söyleyince ama temelde cinsellikle problemi olan insanlar bu sefer günlük hayatta bambaşka şeylere takabiliyorlar. karşılıklı birbirimize uyum sağlayamayız.

Yabancı ev arkadaşı alıyorum ben de gayet tatlı bir sürü ev arkadaşım oldu. bir sürü ülkede kapın oluyor bu sefer bu da ayrı güzel.

ben mecbur kalıp birkaç kez böyle "ilan" sitelerine yazmıştım da aman aman, o tipler ne öyle? bir kontrol mekanizması olmadığından ve herkes girebildiğinden sanırım, türlü türlü ipsiz sapsız oluyor oralarda. mesela ekşi duyuru'ya da herkes girebilir ama en azından bir kontrol mekanizması var (mı?) ve birinin nasıl birisi olduğu konusunda duyuruları veya cevapları fikir verebiliyor. o açıdan, ev arkadaşı aramak için takıldığın sitelerin ilgili bölümlerini kullanmak daha uygun bence.

ben mesela, görebileceğin en uyumsuz ve agresif insanlardan biriyim; duyurudan iki kez eve çıktım, ikisinde de sorun yaşamadım. daha doğrusu, "normal" insanlarla tanıştım diyeyim. ben yine sorun yaşadım hatta çok yaşadım ama hepsi benim manyaklığımdan kaynaklanan şeylerdi.

velhasıl, ev arkadaşlığı gibi yılların dostuna güvenirken bile iki kez düşünmen gereken hassas bir konuda böyle apır sapır sitelere hiç bağlama bence. oralarda manyağa rastlama ihtimalin çok daha yüksek.

Nezaketi unutan bir toplum oldu, hatta nazik olmak zayiflik belirtisi gibi algilaniyor. Turkiye'ye geldigimde aliskanlikla tesekkur etmek, ozur dilemek, selam vermek gibi eylemler yapinca insanlarin yadirgadigini hissediyorum.

Hatta bir kere markette sepetim doluydu, arkamda da eli yuzu duzgun, modern gorunumlu bir teyze tek parca urunle bekliyordu. Dedim ki "Tek parca urununuz var, bosuna sira beklemeyin buyrun gecin dilerseniz". Kadin asik suratla tek kelime soylemeden onume gecti. Ne tesekkur ne bir sey...

nereye çıkardıysan oraya bak :)

çorapları top yapıp yıka, pantolanların içine falan giriyordur

aynen, her ay bi sürü çift çorap alıyorum.

çamaşır makinesi çoraplarla beslenir. ne kadar erken öğrenirsen o kadar iyi :p

Kirli sepetinden eksik aliyorsun bence. Her seferinde eksik alirsan boyle boyle ayri dusuyolar iste :(

Tabii ki çorap teki canavarı

makinenin su boşaltan bir yeri var altta, oraya sıkışıyordur.

ben de sormuştum :)

eksiduyu.ru

Sen erkek tarafısın sanırım, ''topuklu ayakkabıyla kaldırımdan inerken yolu kontrol ettiğimden yardım edemedim. bir başka gün ayakkabımın bağı çözüldü yürüyüş yolunda şuna benzer şekilde ayakkabımı bağladım.(git: visualrheumatology.ru )'' kısmının olayla alakası ne ?

@neferkitty bunları yaptığım için bana odunsun,öküzsün diyor. topuklu olunca elimle yardım edecekmişim, ayakkabı da öyle bağlanmazmış nezaket kurallrını hiç bilmiyorsun diyor. acaba soğumasını bunlar mı tetikledi diye düşündüm

bu 3 şeyden ötürü soğumamıştır, zaten soğuduğundan gözüne her şey batmaya başlamıştır.

ayrıl yoksa o seni terk edecek.

Bahsettiğiniz şeyler ilişkinin süsüdür, kurdelesidir. Partnerinize olan özeninizi ve verdiğiniz değeri gösterir. Ana sebepler olur-olmaz belki, bilemem ama tetikleyici sebepler olduğuna inanırım.

bu kiz senden bir sekilde sogumus. onceden yapiciymis ama artik oyle davranmiyor bes belli. ailen istememis sorun olmus. beraber tatile gitmek istemis gene yapamamissin. sahsen ben kizi kendimin yerine koyuyorum bende ayni tepkileri veririm. diger duyurularinida okudum. pek gelecegi yok iliskinizin. senin iliskiden bekledigin seyler ve onun bekledigi seyler farkli. asil sorun bu. senin hayatina farkli kisilikte bir kizla devam etmen gerekiyor. ben kiza hak veriyorum.

bence sen artık ben neyi yanlış yapıyorum diye düşünmeyi bırakabilirsin. bi kere bana ne hediye aldın sorusunu soran kız ayıp ediyordur. sorulur mu o ne ya öyle? ne kadar saçma.
ha sen puzzle demişsin o da ayrı bi konu ama neyse bugüne dönelim.
topuklu ayakkabıyı başkası onu taşıyacak diye mi giyiyor. kendin yürüyemeyeceksen giyme?!
yol ortasında öyle eğilmemek gerekir,evet. ama bunu normal bi şekilde söylersin, ıy böyle mi eğiliyosun öküz demezsin, aslında böyle yapmasan iyi olur dersin bi şey dersin, o da bi daha yapmaz. alışmış ve/ya bilmiyor olabilirsin. normal.
benim anladığım kadarıyla bu kız seni kendine layık görmüyor/ seninle yapabileceğini düşünmüyor. zaten böyle düşünen ve davranan birini sen de isteme.
yalnız işin trajik tarafı hep böyle kızlar istenilen+peşinde koşulan kız tipi. neyse ya. sinir oldum.

Elimi attığım yer kuruyor aQ iyice kısmetsiz bi insan olup çıktım

Q7 iş yapar mı yapmaz mı diye düşünüyorum.

bira

mc escher

manchester united'ın geçen sezon formasını alsam mı diyorum. %50 indirim var.

transfer.

bu gece ne yapsam diye düşünüyorum.

ne düşündüğümü. sahiden.

Azcik sarhosum. Ama mutlu hissediyom ya.

"Hickirigi nasil gecirsem" konulu derin bir ic tartismaya girdim.

yarin uyandigimda da boyle olacak mi? bu ara cok keyifliydim ama bugun sanirim berbat uykum yuzunden, su an hasta ve aptal hissediyorum. midem fena. yarin guzel bir gun olmali. o yuzden daha iyi olurum diye umuyorum. su an icin gundemimde bu var.

bunu dusunuyorum,

eksiduyu.ru

siz de dusunsenize

m.friendfeed-media.com

;_;

işime yarayacak MUHTEŞEM bir websitesi buldum onunla meşgulum :3

Edit: spesifik bir alanla ilgili heves yapmayın ilginizi çekmez, benim çekti biraz gaza gelmişim.

amacı ne acaba? sevgili olmak mı? sevişmek mi?

ulan zaten beni canlı canlı karşısında görünce her ikisinden de vazgeçecek.

şansımı,tipimi sssssss...parasının amk.!!!!!!

yol kenarında yavru bir kedi var. ona mama götürcem, onu düşünüyorum.

Lenslerimi çıkarsam, gözlüklerimi diğer odadan şimdi kim alacak diye düşünüyorum. Bi de ağırlık çalışmayı iki gündür ihmal ediyorum, ne zaman bu kadar tembel oldum sorusu aklımı meşgul ediyor.

ne düşündüğümü düşündüm. bulamadım.

bana avustralya bayrağı lazım veya kanada. ikisi de olursa daha iyi olur. nereden bulurum diye bakınıyordum.

ayrıyız şu an. bir insan hem bu kadar güzel gülüp hem de zaman zaman içimi nasıl daraltıyor ondan uzaklaşma hissi yaratıyor bunu nasıl başarıyor diye düşünüyorum.

neden mal olduğumu düşünüyorum

Gta 5 te diger finali secseydim nasil bitecekti diye dusunuyom

argoyu küfrü abartıyorum galiba lan .s

00.39 yarın sabahın köründe işe kim gidecek ya.

Güzel anılar biriktirmek kötürü anıları ufak ufak sildiğini keşfettim şuan. AydınlandıM resmen len

www.yurticikargo.com diğerlerine bakmadım ama muhtemelen hepsi aynı kıvamdadır. Bu daima böyleydi.

valla yolda 2 tane kargo şubesi gördüm. biri mng, diğeri yurtiçi, ikiside kapalıydı. büyük ihtimalle diğerleri de kapalıdır.

@gonion çok teşekkürler.

@taklayamigeldiklan teşekkür ederim bilgilendirmen için ben de çıktım hepsi kapalıydı.

--

arkadaşlar çok acil kargo yetiştirmem gerekiyor. hiçbir yer yok mu kargomu 3 günde japonyaya yetiştirebilecek. sadece bir dosya içinde 5 evrak var.

hangi şehirde yaşıyorsun? ups acil yurtdışı gönderi yapıyor diye biliyorum...
belki bu hizmetleri aktiftir bi arayıp sor..

japonya: 2-3 iş gününde teslimat
telefon: 444 00 66

bayramda çalışmıyoruz tarzı bir duyuru da geçmemişler...

EDİTTTTTTT

kargonun gideceği yer ile iletişime geçsen? tr'de böyle böyle bir durum var, zamanlaması bu şekilde, şu kadar sürecek.. hizmetin başladığı ilk gün yola çıkaracağım vs vs?

az önce aradım. pazartesiye kadar kapalıyız dedi. en erken çarşamba kargo varır dedi ama salı kargonun yetişmesi için son gün.

arkadaşlar çok kötü durumdayım her türlü fikre açığım

dhl dahil hepsi kapalı olduğunu düşünüyorum.

dhl den mail geldi pazartesiye kadar çalışmıyoruz diye.

evet ben de az önce dhl yi de aradım ups yi de aradım yurtiçi de çalışmıyor mng de çalışmıyor.

bulgaristana gitsem yarın oradan kargo gönderebilir miyim?

dhl cumartesileri de çalışmaz.

nolur akıl verin bu kargoyu salı gününe kadar japonyaya nasıl yetiştirebilirim

dhl çarşamba varış diyor pazartesi çıkış için.

bugün başka ülkeye gidip yollasan kesin yetişirdi. pazartesi gönderisi içinde 1 günde gidebilir başka şirketlerde, arayıp sorman lazım pazartesi.

www.turkishcargo.com.tr

thy'nin şöyle bir şeyi var işe yarar mı bilmiyorum bir bak istersen?

japonyaya uçuşu olan güvenebileceğin birisini bulup, hizmet parası neyse ver, o da ordan kargolasın.

kargocu filan bulunmaz bu aşamada.

@christopher nolan

çok teşekkür ederim. aradım ve öğrendim ki dhl ayın 22 sinde teslim ediyormuş. 1 gün gecikmeli yani. yine sıkıntı o yüzden.

@neferkitty
gözüme çok zor görünüyor tanımadığım birisinin razı gelmesi ve risksiz bir şekilde bu işi yapması.

biz geçen şirketten %3 hisse verdik,o derece seviyoruz

ben kedi kanatlı her şeyi anında öldürüyor.

Henüz karşılaşmadık, adını anmak istemiyorum o yüzden. Karşılaşır isek çat!

yıllardır düzenli ilaçlama yapılıyor olmasına rağmen niye yokolmuyor bu rosopu çocukları.

bilim bu hiçbir faydası olmayan yavşakları yok edemeyecek kadar aciz mi?

İki saatir yiyor beni, doymadı bezemenk... Doysa gitse bari :( sinek kovucu var, vücuduna sürdüğün şeylerden var, sinek ilacı var, kapılarda tel var...

Demin havada yakalım, azad ettim ama :)

(bkz: raid)

Kiyamiyorum elle oldurmeye. Ben pike, yorgan, vb.yi kafama cekiyorum. Bacaklari da aciyorum, yiyebildigi kadar yesinler. Bazen sabah kalktigimda bazilari somurmus oluyor, agirliktan zor ucar halde oluyorlar, havada asili kalmakta zorlaniyorlar. Bir iki kere gozumu kapayip oldurdum ama iyi hissetmiyorum o zamanlar. Odayi spreyliyorum ama, o zaman dogrudan sinekle goz goze gelmedigim icin onu yapabiliyorum.

Su anki evde sinek yok ama sinek olan evde kalirsam boyle oluyor.

Beni ısırmıyorlar nedense. O yüzden evde sinek de yok. Buradan bize ekmek çıkmaz mı diyorlar nedir, gelmiyorlar bana (eve)... :)

Amaaan kaşınmıyo zaten yesin yavrucaklar diyorum. Kaşındığı zaman da sivri avına çıkmaya üşeniyorum. Kaşıyorum falan. Zamana bırakıyorum her şeyi asdfhj

Caniler :(

ahahhaha ya kızma ama salak mısın lan. ben çakmakla yakıyorum, en nefret ettiğim şeylerden biridir sivri.

odanın duvarları (tavan dahil) sivrisinek leşleriyle dolu. cesaret edip giren bir sivri ibret alsın diye. ibret almazsa akrabalarına yaptığım gibi usulca ygs biyoloji kitabımı alıp gafasına geçiriyorum. rekorum 1 saatte 7 sivri, arkadaşlarım bana hitman der

Sineği çakmakla yakmak suretiyle öldürme eylemi, "adam öldürme"den farklı olan "canavarca hisle adam öldürme" suçunu anımsattı bana.

Korktum.

Deodorant ve çakmak ikilisi ile pişiriyom hibneleri. Ateş seni çağırıyor küçük sinekçik :(

Odaya girmesini bırak dışarda, iş yerinde bile görsem direk peşine düşüp zımbalıyorum. En sevdiğimde kışın vitrinlerdeki ışığın sıcağına kanıp cama dizilmiş sivrileri tek tek öldürmek. Kışın bir tane yazın 10 taneye bedeldir, üremeden öldürdüm deyip mutlu oluyorum. Sivrilerden nefret ederim.

beni çok ısırıyorlar bunlar. gece yarısı uykumdan uyanıyorum kaşınmak suretiyle ve küfürler ediyorum onlara. şu fişe takılan ekipmanlardan kullanıyorum. gerçekten çok lüzumsuz yaratıklar.

bu işte o kadar uzmanlaştım ki gece karanlıkta yattığım yerden bile yakalayabiliyorum.

gece sivrisinek yüzünden uyuyamayan kızlar, selam ;)

Plastik cerrah görsün derken estetik dikiş atılsın anlamında dedilerse artık bu saatten sonra plastik cerrah da atamaz. Götürün yine de gösterin en azından krem filan verir iz kalmasın diye. Bu tarz durumlarda acilde estetik olarak iz kalmaması için müdahele edilmez sadece kanama kontrolü yapılır, eğer iz konusu çok endişelendiriyorsa ve imkanınız varsa plastik cerrahı bulunan özel hastanelerin acillerinde müdahele ederler.Bebekken tüm aşıları düzenli olduysa tetanoz koruculuğu 10 sene devam ediyor.

Likya yolu?

Likya

likya + 1

3 turist kayboldu sonra bulundular :)

@immortal evet :) "ki" fazla olmuş. sabahtan beri delirdim. çok sağol.

@neferkitty; haber linki var mı?

www.milliyet.com.tr

Likya yolu.
Bizim sınıftan iki eleman gidip kaybolmuş, akut ve jandarma tarafından kurtarılmışlar. Bir ara ben de gitmeyi düşünüyorum.

ben bi bakabilirim.

buraya koyarsan bakabiliriz

koy buraya bakarım ben de

aqueous preparation nasıl çevrilebilinir?
cümle: The inventors found, unexpectedly, that a stable, autoclavable, aqueous preparation of esmolol hydrochloride can be obtained by formulating the esmolol with particular concentrations of a buffer and an osmotic-adjusting agent (in particular amounts).

sulu çözeltisi diyebilirsin

Üreticiler beklenmedik bir şekilde; kararlı, otoklavlanabilir, esmolola belli konsantrasyonlarda ilave edilen tamponlayıcı ve osmotik dengeleyici ajanın (belirli miktarlarda) birlikte formulasyonu ile elde edilebilen esmolol dihidroklorit sulu çözeltisini buldular.

Bu anlamla oynayıp değiştirebilirsin de .

preparation aslında hazır ilaç demek müstahzar olarak çevriliyor ya da preparat da deseniz olur. bu kimyadan çok farmasötik bir terim esmololHCl bir taşikardi ilacı.
Mucitler, beklenmedik bir şekilde; kararlı ve otoklavlanabilir bir esmolol hidroklorür sulu preparatının, esmololün belli konsantrasyonlarda bir tampon ve (belli miktarlarda) osmotik düzenleyici ajanla formüle edilmesi suretiyle elde edilebileceğini keşfettiler.

preparat +1
su fazındaki preparat da diyebilirsin bence

oh my gosh!(burayi biraz sasirma efektiyle susledim) is neferkitty on vacation?

tatilde miymişim harbiden ?


Which one is more influential on development of the country; having a literate community, or being located on a potent geopolitical position?

''Africa has been'' dedikten sonra as olmaz bir şey getireceksin a country diyebilirsin ya da direkt as'i kaldır.

Africa has long been a colonial land for European countries. Cümlenin geri kalanını anlamadım türkçesini yazarsan daha yardımcı olabilirim.

2.In the guidance of history desen daha şık olur.

thattan sonra passive yapman lazım.

teşekkürler!

Kadında hayır.

angelus'a ilave yapayım, yeni başladıysan kaslar alışık olmadığı için ilk hafta mikroyırtıklar nedeniyle ödem topluyor sana öyle geliyor sonra geçer, yediğine dikkat edersen de incelir bile.

bayan ve erkeklerın spor standartlarından anlamam ama şöyle bişi var
(git: imgur.com)

dış tarafı dümdüz olup sadece iç kısımda ince süngeri olan modeller de var.

@Lily briscoe kaplıları da mevcut tabii, biliyorum ama ben yukarıda bahsettiklerimden almış bulundum, çok da rahat her şeyini sevdim ama suya girincesini düşünemedim. Buna çözüm arıyorum teşekkür ederim yine de.

speedo'nun mayolarında filan yani yüzücü mayolarında nispeten daha az belli oluyor, mayonun iyice sıkması lazım omuzlardan , kalitesiz mayolar klorla birlikte ve de özellikle ''güneşte'' kurutulunca elastikiyetini kaybeder ve sıkılığı gidince de iyice belli olur.

yani meme ucu belli olmasın diyorsan üzerine tam oturan (biraz sıkacak yoksa yüzerken de rahatsız eder) speedo'nun mayolarından al bence.

iki cinsten de kullandım , speedo'da daha az belli oluyor ama sudan cıkınca onda da çok hafif belli oluyor bazen, o kadarına da yapacak bir şey yok herkesinki meydanda boşver. (olimpik havuzda spor amaçlı yüzüyorsan)

edit: bir de modelden modele de fark ediyor göğüs kısmının yakası düşük olanlarda daha çok belli oluyor nispeten yüksek yakalı modellere de bakabilirsin.önemli olan mümkün olduğunca omuzdan sıkması.

mesela şu modelde www.speedostore.com yaka daha kapalı ve omuzdan daha fazla destek almış, mayo daha sıkı bunda kolay kolay belli olmaz ama şunda çok rahat belli olur (ki zaten bu spor amaçlı değil omuzların da iyi sıkması için çapraz olması lazım)
www.speedostore.com

yaka sıkılığı ilgili fikir olması için link verdim , en iyi deneyerek anlarsın.

bant yapıştırıyoruz

Yahooanswers'ta da bant demişler, parmağa takılan bile suda atıveriyor ya ne kadar dayanıklı deseler de. Hakikaten duruyor mu yerinde?

Yüzerken mümkün değil durmaz ama suya öylesine girip çıkacaksan durur.

@neferkitty öneriler için teşekkürler ^^ bir sonraki alışverişimde dikkat edicem mutlaka. Deneyip rahat etmiştim aslında, satın aldığım mayo da sıkı gibi gelmişti ama suda sürpriz yaptı biraz :d tecrübe oldu, sağ oluun.

Bir arkadasim sutyenin icindeki ince sungeri cikarip mayoya dikmisti. Gogus ucu da belli olmuyordu oyle. Belki isinize yarar.

ölçüleri yazarsan daha sağlıklı yardımcı olurum.

bis.bitenekadar.net

Tam ''her şeyi çözdüğünü sanan cahil'' beyanı :)

''Hiçbir aşıyı yaptırmazdım'' demiş, işte tipik 3-5 literatürden kısıtlı bilgiye sahip olup da demeç veren insan modeli, bunlar da kendilerine bilinçli hasta deyip sonra da doktorlar bize tahammül edemiyor diyorlar.

Önce bi aşı tiplerini araştırın, canlı aşı, ölü aşı, toksoid aşı, rekombinant aşı nedir ne değildir.
bu kadın canlı aşıları yaptırmam dese hadi anlarım da HİÇBİR aşı deyince, kapattım, zaman kaybı :D

yaptırmayıp doğal seleksiyona katkı sağlayabilir bence problem yok.

''Şöyle yanıt vereyim, bir çocuk daha yapacak olsam hiçbir aşıyı yaptırmazdım. ''

hamileyken kızamığa yakalanıp sakat çocuk doğurduğunda da bakalım aynı şeyleri söyleyebilecek mi.

Edit:

1- referans gösterdiği kaynağın medikal anlamda hiçbir değeri bile yok,edebi olarak olabilir, kontrollü deney filan da değil.

sm.stanford.edu

hayatımda gördüğüm en saçma immunoloji kaynağı.

2- Bunun aşı ile ne alakası var anlamadım erişimi olan birisi hayrına yollasın çünkü giriş kısmının aşı ile alakasını çözemedim:

www.nature.com

3- Kaynak gösterdiği diğer makalede de aşı geçen tek bir cümle var o da daha iyi aşı gelişimine faydası olacağı yönünde :D

www.jleukbio.org

Neonatal humans and rodents are susceptible to infection with encapsulated bacteria as a result of an inability to make antibodies to capsular polysaccharides. This is partly a result of decreased production of proinflammatory cytokines by splenic macrophages (MΦ) from neonates.

----

The results from these studies are likely to have a significant impact on the development of better pneumococcal polysaccharide vaccines.

sonuç : bu kadın ne dediğini bilmiyor, Tuğçe Kazaz modeli.

bir kaç sene önce ulan modern tıp yüzünden en salak bile hayatta kalıyor doğal seleksiyon kalmadı yemin ediyorum diyordum ki şu aşı karşıtları çıktı ortaya. doğa bir yolunu buluyor arkadaş hehehe=)

İngiliz Dili ve Edebiyatı bitirip aşı konusunda sallayan mı, bunu haber yapan mı, yoksa bu tipleri ciddiye alan mı sorunlu bilemedim.

hepsi de olabilir bak, doğal seçilim önemli sonuçta.

mal beyanı. amerikada bunlardan sürüyle var. alayını göndericen afrikaya aşısızlıktan gebersinler.

(bkz: #22075104)
bunu yazmıştım zamanında. hala da aynı fikirdeyim.

çocuk felci aşı kampanyalarıyla Türkiye'de bitmişti, Suriyeliler sayesinde hortladı yeniden. İkinci çocuğunu aşılatmayıp çocuğu bu hastalık gibi bir şey yaşarsa ne hisseder onu merak ediyorum.

i.kinja-img.com

aşılarını yaptırmayanları doğal seleksiyon olarak görüyorum. ne yazık ki çocuklar/bebekler bu kararı kendileri verebilecek yaşta değiller. kendisi için konuşsa her şey süper ama, yaptırmayabilir tabii ki :)

3-5 google araştırması ile bile aşıların yan etkilerinin bu kadar medyatik olmadığı rahatça görülebilir. ama algıda seçicilik tabii ki...

hayır bi de gösterilen kaynaklar çok komik :D

bunun savunucuları için belli birkaç çalışma vardır genelde direkt o kaynak gösterilir.

işte bilmem kaç çocuk arasından otizm olduğunu savunan çalışma, ya da bunun en popüler örneklerinden birisi her hpv aşısı karşıtı sitede vardır, japonya'da rekombinant aşıda aktif virüs bileşeni bulunmuş tek bir çalışma, gibi belli demirbaş karşıt makaleler vardır.

Onlar mı diye baktım alakasız şeyler çıktı, bu kadından daha donanımlı aşı karşıtları var ABD'de :D

Buna inanan insanlar yüzünden geçen sene amerika disneyland de kızamık salgını başladı diye hatırlıyorum. sebep de çocuklarını aşılatmayan bir aile yüzünden.

@acemi beni gören zaten ilaç lobisi sanıyor paso, halbuki durum tamamen procrastination ile alakalı afsdadsaf.

i.kinja-img.com

sürü bağışıklığı olayı ve el kadar çocuğun suçsuz olması durumu olmasa gerçekten hiç umrumda olmaz bu mallar. ama malesef ebeveynin cahilliğini o çocuk ve senin benim çocuklarım çekiyor. şu anda bu ülkede çocuk felci görülmüyorsa, kızamık, kabakulak gibi hastalıklar çok nadir görülüyorsa bunun tek nedeni aşılamalar. ömer seyfettin'in kaşağısındaki çocuk, o zamanlar difteri aşısı icat edilmiş olsaydı ölmezdi.

kendi çocuğunun sağlığı bir yana, aşılanmayan çocuklar bu hastalıkları kapıp diğerlerine de bulaştırma riski taşıdıkları için normal aşılı çocuklara da risk oluşturuyorlar. aşı lobisi değil, cahillik var dünyada. yani nasıl bir insan dünyadaki bütün doktorların, bilim adamlarının savunduğu bir olguya internetten okuduğu kıçıkırık üç satır bilgiyle kafa tutmaya çalışır, aşı lobisi var :( der, anlamıyorum vallahi.

ayrıca dördüncü yaş aşısı diye bir şey yok. ne aşısı olmuş ki bu arkadaş 4 yaşında? yazının ilerisinde de homeopati denen soygunculuğu savunmuş. bazen ciddi ciddi sırf bu tipleri kazıklamak için homeopatist olasım geliyor. doldur çeşme suyunu, ver gitsin.

Yazida katildigim bircok nokta var. Son yillarda bilimsel olarak ne kadar gelismis olursak olalim vucut hakkinda genel itibariyle cok az sey bildigimiz ya da insan uzerinde daha butuncul ve ozel bir yaklasimin gerekliligi gibi. Daha da otesi, ilac sektorunun les bir sektor oldugunu, daha genel olarak saglik sektorunun de temelden yanlis dinamiklere sahip oldugunu dusunurum. Diger taraftan, ek olarak, yolsuz ve niteliksiz tc devletinin bana dayattigi asi dahil her seye supheyle yaklasirim, cunku bu dayatmalarin saglikli mekanizmalardan benim iyiligimi dusunerek ve kontrollu bir sekilde gecmek zorunda olmadigini (hatta cogu zaman oyle olmayacagini) iyi bilirim.

Ancak asilari tumden reddetmek bana da mantikli gelmiyor. Ortada bir polio, efendime soyleyeyim bir hepatit gibi gormemenin imkansiz oldugu gercekler var. Soyle ifade edeyim, ulkeden birazcik cikip doguda veya guneyde ne var bir gidip bakayim diye merak etmis olsan, karsilasabilecegin cok sayida hastalik ve bunlarin asilari hakkinda bilgi sahibi oluyorsun. Ve dunyanin bu sekilde kuculmesiyle hanfendinin ifade ettigi cozum olan cocukken bagisiklik kazanmak burada ise yaramiyor cunku senin cevrende gorulmeyen hastaliklarla baska yerlerde karsilasabilirsin. Kendine o kadar guveniyorsan asilarini yaptirmadan gez bakalim o fakir ulkeleri derdim ben. Zaten modern tibbin basarisi ortada. Tabelaya bakildiginda diger herhangi bir yaklasima karsi sayisiz tur bindirmis oldugu bariz.

Ozetle, bu kadar bilinmezin oldugu bir ortamda bize onerilen her asinin (ya da ilacin) %100 gerekli olduguna inanmak ne kadar yanlissa tum asilari hatta modern tibbi yekten reddetmek de bana yanlis geliyor.

tıpta herhangi bir maddenin yüzde 100 gerekliliği diye bir durum yoktur. Her ilaç için, her tedavi, her operasyon için kar zarar hesabı yapılır. o ilacın vereceği olası fayda zararından daha fazlaysa verilir. o yüzden çoğu karar klinik değerlendirme ile alınır, o yüzden hastalık yoktur, hasta vardır. tamamen aynı semptomları olan iki tansiyon hastasının birine tansiyon ilacı başlanır, birine başlanmaz. bir doktora gidersin tansiyon ilacı yazar, diğeri yazmaz. herkes kendine göre bir kar zarar hesabı yapar çünkü.

tıpta mutlak doğru bulmak zordur. bireysel bakıldığı zaman yanlış değerlendirmelere ulaşılabilir. oranlarla değerlendirme yapmak genelde daha doğru sonuç verir. 100 sigara içen hastanın 90 tanesi akciğer ca olurken 10 tanesi olmaz. bu olmayanlar gelip doktora ben 50 sene sigara içtim, akciğer turp gibi zaa der. bu sigaranın akciğer kanser yapmadığını kanıtlamaz. aynı şekilde 100 akciğer kanserinin 90 tanesinde sigara öyküsü varken 10 tanesi ömründe ağzına sigara koymamıştır, gelir hocam ben hayatımda bir tane sigara içmedim, neden ben yine de akciğer kanseri oldum der.

o yüzden doktor değerlendirmesi çok önemlidir. siz yılda en fazla 2-3 kere grip olursunuz ama doktor o hastalığı yılda 2000 defa görür, hangi hastada hangi ilacı verdiğin zaman en yüksek oranda fayda edeceğini de o doktor bilir. internetten vs yapılan çoğu araştırma, oradan okuduklarınız da yine bu nedenle çoğunlukla doğru sonuca ulaştırmaz.

neyse sıkıldım. öyle işte. :)

evet aşı çok zararlı. öyle zararlı ki geçtiğimiz ay ispanya'da çocuğunu aşılatmayan bir çift gerizekalı ebeveyn yüzünden ülkede 28 seneden sonra tekrar difteri vakası görüldü. işin kötüsü, tek suçu dangalak bir ana-babanın oğlu olmak olan küçük çocuk öldü. bi dönem arkadaşlarının evden çıkmasına bile izin verilmiyordu hastalık taşıyor olabilecekleri gerekçesiyle.

@fayfim, evet ben de onu diyorum.
sadece, o kar zarar hesabini tabii ki birey de yapiyor. ve mutlak dogrularin olmadigi bir alanda bireyin kararlarina da saygi duymak lazim.

ilaçlarla ilgili konularda bireyin kararına tabi ki saygı duyulur. hiçbir doktor hastanın kafasına ilaç dayayıp illa da bu ilacı içeceksin diyemez. doktor tavsiye eder, içmek veya içmemek, tedaviyi kabul etmek hastaya kalmıştır.

fakat aşı bu konuda biraz özel. sizin verdiğiniz karar sadece sizi değil, bütün toplumu etkiliyor. o yüzden bu aşılama reddi meseleleri mahkeme konusu dahi olabiliyor. ingiltere ve fransa gibi ülkelerde zorla aşılatma kararları çıkabiliyor.

Evet, bireylerin davranislari toplum sagligini etkileyebiliyor, catisma bu noktada. Isin detayina inebilecek yetkinlikte degilim ancak burada da kar zarar hesabi cok kesin gozukmuyor. Detay derken, hangi asilarin hangi kriterlere gore zorunlu olmasi gerektigi ve bunlarin ne kadar guvenilir olculdugu gibi konular.

Burada da tum asilari (butun toplumu etkiledigi yonunde) ayni kefeye koyamayiz. Ustelik esasen ilaclar da o kadar farkli sayilmaz. Asi ile ilac etik acidan ayni sey: medikal bir mudahale. Zaten bireylerin kullandigi ve kullanmadigi ilaclar (orn. antibiyotikler) da tum toplum sagligini acik sekilde etkiliyor. Buralardaki olasi bir zorlama ile asi konusundaki bir zorlamayi neden farkli degerlendirelim?

Diger bir catisma noktasi da, (belirli hata paylari dahilinde) toplum geneli icin iyi olan bir seyin (asinin) birey ozelinde iyi olmayabilecegi, hatta kotu olabilecegi. Ozeli incelemeden zorunlu tutulan asinin tartismaya acik bu noktasi da var. Proaktif bir mudahalede "hata paylari"nin sorumlulugu kimde olacak?

Baya bir açıklanmış da ben başka bir şeye dikkat edip geldim. Konuşan kişinin kim olduğuna bakmayın. Daha geçen gün de bir tane doçentin yazısını okudum, duyuruda da paylaştım hatta "Tavuklar kanser oluyor, yerseniz siz de kanser olursunuz." diyen. Doçent bu adam da.

İnsanın kromozom sayısını bilmeyen bir biyologla tanıştığımı söylersem bu haberdeki şahsa da neden güvenmemen gerektiğini anlarsın bence.

dünya sağlık örgütünce onaylanmış, çocuklara uygulanması önerilmiş bütün aşıları aynı kefeye koyabiliriz. bunların hepsi toplum sağlığını geliştirmekte çok önemli rol oynuyor. o yüzden bireysel bakmak diye bir şey söz konusu olamıyor. bir milyon çocuğu kurtarmak için uygulanan aşıdan yan etki gören 100 çocuk şansına küsmek durumunda. kar zarar ilişkisi. bu aşılardan hangisinin devletçe uygulanıp hangisinin uygulanmaması ise tamamen devlet bütçesi ile alakalı bir şey. toplum sağlığı söz konusu olduğu zaman devlet nasıl kapalı mekanlarda sigara içmeyi diğer vatandaşlara zarar verdiği için yasaklayabiliyorsa çocukların da aşılanmasını sağlayabilir. bence burada etik olarak bir sorun yok. ebeveynin çocuk üzerindeki hakları vs hukuk konuları. hukukçu değilim, o konuları mahkemelere bırakmak en doğrusu ama benim bireysel görüşüme göre bilim adamlarınca etkisi kanıtlanmış bu aşılardan hem çocuğu hem de toplumu mahrum bırakmak kabul edilemez. ebeveyn istese de istemese de çocukları aşılatmak gerekir.

antibiyotiklerle aşıların hiçbir alakası yok. antibiyotikler reçete ile satılan ilaçlardır, kimse kafasına göre gidip eczaneden kendi kafasına göre antibiyotik alamaz. ülkede bu kuralın ne kadar uygulandığı ayrı bir tartışma konusu. antibiyotik kullanmadığı zamansa toplum sağlığına negatif bir etkisi yok. sadece bireyin kendi sağlığını etkileyen bir karar. ama mesela verem gibi toplum içerisinde hızlı yayılan hastalıklarda antibiyotik kullanımı da zorunludur. hastalar her hafta gelirler, aile hekimlerinden imza karşılığı verem ilaçlarını alırlar. ben ilaçlarımı içmiyorum, benim sağlığım deme hakkı yoktur. devlet ulaşır, o ilaçları ona verir. aynı şekilde mesela bir ebola vakasında karantina uygulanır. banane kardeşim can benim canım bırakın ben gideceğim, bence ebola öldürmüyor bunlar hep amerikanın afrikayı karıştırmak için uydurduğu hastalıklar diye bir savunma yapılamaz.

aynı şeyin dediğim gibi bence aşıda da uygulanması gerekir. türkiye'de mahkemeler bunu uygun görmüyor. ama mesela fransa'da aile reddetse de zorla aşılama kararı alınıyor. almanya'da zorla aşılama uygulanmasa da kızamık aşısı olmayan çocukların derslere alınmama kararları çıkabiliyor. doktor olarak ben tavsiye ederim, reddederse tutanağımı tutarım. gerisi ülkenin hukuk sistemi ile hasta arasında :)

benim bahsettiğim öngörülen, doğal yan etkiler tabi. uygulama sırasındaki hatalar hata yapanı bağlar.

birisi de twitter'da bunun icin sunu yazmis:

"
aşı tartışması yoktur, proje çocuğu için organik beslenmeyi ve evde sabun yapmayı yeterli görmeyen canı sıkkın ebeveyn vardır.
"

ne alaka ki?

Sigara konusu bambaska. Orada, baskasina kanitli ve dogrudan bir zarar + rahatsizlik verme var. Buna karsilik bir mudahale, hele ki vucuda yok, ceza var.

Digerinde ise olasi bir riskten ve bu riske karsilik vucuduna dogrudan, zorunlu ve olasilikla yan etkili bir mudahaleden bahsediyoruz.

Su ayrimi yaparsak daha net gorulebilir. Birey aslinda asi olmadigi icin toplum sagligini tehdit etmiyor. Birey hasta oldugu takdirde toplum sagligini tehdit ediyor. Hastalik riskine karsi asi olup olmamaya da istedigi takdirde kendi karar verebilmeli. Nasil ebola oldugunda karantinaya aliniyorsa, asi olmadigi icin hastaliklara yakalanirsa yakalandigi zaman, yani ebola gibi bulasma riski acik sekilde kesinlestiginde zorunlu mudahale edilmeli diye dusunuyorum. Diger mudahaleleri mumkun oldugunca butceden, tesviklerle ve egitimle gerceklestirip zorunluluk yoluna basvurmamali.

kızamık gibi bulaşıcı hastalıklar da yakalandığı zaman derhal araştırılır, hasta çocukla temaslı olan herkes tek tek bulunur, tekrar aşı vurulur vs. ebolanın da aşısı olsaydı o da tıpkı kızamık gibi vurulurdu. bütün bulaşıcı hastalıklarda bu tedbirler zaten uygulanır. bulunduğu zaman müdahale edilsin, aşıya gerek yok yaklaşımı yine yanlış. zaten şuanda kızamığı, çocuk felcini, difteriyi ebola gibi öldürücü, çok ciddi bir hastalık olarak görmüyorsak bu aşılar sayesinde oldu.

neyse meseleyi yeterince anlattığımı düşünüyorum. selamlar.

proje çocuk yorumu çok güzel, hatta orijinal link varsa retweet etmek isterim. Gerçekten de bu neo-doğalcı akımın güzel tarafları var ama militan veganlar ve "daha nereden ne çıkartabilirim" doyumsuz deli ablaların abilerin elinde saatli bombaya dönüştü. Hele çocuk varsa ve bu çocuğu dört dörtlük, mükemmel, doğayla uyumlu, übermensch hatta 20 sene öncesinin popüler sıfatıyla indigo çocuk olarak yetiştirmek isteyen ebeveynler nereye saldıracaklarını şaşırdı.

aklıma geldi favor olur mu?

"cause to" bence olumsuz gibi görünen bi kalıp. bir sorun var ve bişeye sebep oluyor gibi.
cause to increase olabilir bilmiyom terim nasıl kullanılıyor contextte

hastalığa zemin oluşturmak gibi bir şey diyeceksen underpin

örn:

Acute inflammation modulates substantia nigra responses to stimulus novelty and may underpin effects on exploratory behaviour

www.sciencedirect.com

gayet kullanılan şık bir fiil

edit: age, gender and parity factors (may) underpin occurence of urinary incontinence.

favor da olumlu. türkçe metni yazarsanız daha isabetli öneriler gelir.

X leads to an increase in Y

expedite ?

Daha spesifik kelimeler istiyorsaniz ne anlatmaya cabaladiginizi daha spesifik ifade etmeniz gerekli.

Yukaridaki kelime onerilerini kullanmaniz duruma gore uygun olabilecegi gibi, duruma gore cok cok yanlis da olabilir.

yaş, cinsiyet ve doğum sayısının üriner inkontinansın üzerinde etkili olduğunu/ sebep olabileceğini/ etiyolojik faktör olabileceğini anlatmak istiyor örnek vermiş arkadaşlar. cause dışında fiil kullanmak istemiş.

increase demek için de belli bir level'dan bahsetmek lazım o olmaz bence.

görülme sıklığını artırır dersek increase olur. (sayısal bir artış lazım)

lead ya da cause deyince de zaten direkt temel sebep oymuş gibi ama arkadaşımızın bahsettiği anlam o değil benim anladığım kadarı ile. gender cause dese tüm kadınlar üriner inkontinans olur gibi bir anlam çıkar.

bu yüzden oluşumuna katkıda bulunmak ya da zemin oluşturmak anlamında bir şey kullanmak daha mantıklı olur bence.

''have a role'', ''play a role'' de kullanabilirsin.

age, gender and parity factors (may) have/play a role on occurence of urinary incontinence (hastalığın oluşmasında etkili)

age, gender and parity factors (may) have/play a role on the onset of urinary incontinence (hastalığın başlamasında etkili)

üriner inkontinans zaten var ve o tablo üzerinde etkili ise de progress /process kullanmalısın. (hastalığın ilerlemesinde/ seyrinde etkili)

age, gender and parity factors (may) have/play a role on progress /process of urinary incontinence.

correlates?

arveles iç. aldır abi ne uğraşıyon senelerdir ;_; ben 20 yaşıma gelmeden aldırdım 4ünü de

Aldırcam ama bayram sonrasına kadar idare etmem lazım

rakı bas.

apranax fort çok iyi diş ağrısı için,
ben 20'likleri aldırdığımda tanıştım bu ilaçla, çekim sonrasında en ufak bir sıkıntı çekmedim.

perikoronit olmuşsun ağrı kesici fayda etmeyip yanak şiştiyse antibiyotik başlaman lazım ama yeni düzenleme ile reçetesiz alabiliyor musun emin değilim.

reçetesiz alamıyorsan aile hekimine bile yazdırabilirsin durumunu söyleyip.

bu akut enfeksiyonlu haliyle %99 çekemezler zaten, antibiyotiğini düzenli kullan ve bayram sonrası hemen çektir yoksa sürekli 2-3 haftada bir tekrarlar ve belli bir yerden sonra antibiyotik de derdine çare olmaz.

ilaç ismini özelden yazıyorum , her diş ağrısına antibiyotik kullanılmaz çünkü yanlış yönlendirmiş olmayayım başkalarını.

ağrın da 3 doz antibiyotikten sonra yavaş yavaş geçer, 1,5 gün biraz daha çekecen maalesef. o süre zarfında evdeki majezik, apranax, etol fort vs ne varsa almaya devam.

aspirin içme, rakı basma.

ufacık bir düzeltme, voltaren sr, majezik, etol vs aralarında hiç bir fark yok. hangisi iyi gelirse onu alın.

neferkitty +1

benzeri durum bende oldu. öğlen ağırmaya başladı akşama doğru gözüme ve lenf bezime vurmaya başladı ağrı. antibiyotik'e başla direkt. ağrı kesiciyi minimum seviyede almaya çalış.

sağolun panpalarım perşembe çektiriyorum. Herkese ve özellikle @neferkitty'e teşekkürü bir borç bilirim.

ilişkiyi salla. macbook'u kurtardın mı onu söyle

Naptin da kirdi acaba cok merak ediyorum. Iliski kurtulabildigine gore oyle bisi yapmis olman lazim kirmasi hakli olsun.

Eski başlığa link versene merak ettim.

2. kişi varmış, 1. kız da onu öğrenip kırmış, hepimiz ayrıl dedik, ayrılmış ve 2. ilişkiyi kurtarmış.

başka açıklama bulamadım.

madem barıştın, diğer elektronik eşyalarını sigortalat. bir kere kıran, ikinciye hacemat eder.

ben ilişkiyi kurtar demedim, benimki yapsa ben de onu camdan atardım demiştim.

dediğim gibi, sigorta konusunda allianz iyi.

eğer ilişkiyi kurtardım derken sorunları çözüp ilişkiye devam etmekten bahsediyosan. önceki duyuruya gelen cevapları yanlış okumuşsun demektir. eğer öyleyse trollsun zaten muhtemelen.

bilader ayak değil dondur o, ayak olsa duramazsın çünkü.

çocukken ''tüm dozları olduysanız'' ve onun üstüne 7 yıl önce ekstra doz olduysanız, o dozun 10 sene koruyuculuğu var, ama içiniz rahat etmiyorsa tek rapel doz yaptırabilirsiniz.

okulda zorunlu aşılar oldu ama içlerinde tetanoz var mı bilmiyorum. ilkokul 1, 5 ve lise 1'de aşı yapmışlardı.

Valla ben bir yıl önce olmama rağmen geçen hafta elime iğne battığı için tekrar yaptırdım. Yaptırmadan önce üç farklı doktora sordum ikisi yaptır dedi. Sen de bu enfeksiyonlara bakan doktorları arayıp sorabilirsin.

sabah erkenden hastaneye gideyim de aşı olayım bari. 1 saat öncesine kadar ne kadar mutlu bi insandım ya...

Sherlock, izlemediysen

(bkz: a young doctor's notebook)
(bkz: the lost room)
(bkz: the booth at the end)

a young doctor's notebook+1

a young doctor's notebook +1
(bkz: angels in america)

fargo

utopia

under the dome

Under the Dome ve Utopia mini dizi değil yalnız.

The lost room
Fargo
Gangland Undercover
True Detective (Yeni sezon geliyo ama karakter olaylar vs sıfırlandığı içi mini seri olarak söylüyorum. Ha ilerde olaylar ibrleşirse bilemem)

the it crowd, pisman olmazsin

Dune, fargo

the lost room
flashforward

en başta 'angels in america' ve 'the lost room'

ardından;
unsere mütter unsere vater
band of brothers
a young doctor's notebook
mildred pierce
olive kitteridge

mermize +1

unsere mütter unsere vater

aç karna olmamak lazım, aç karna alınan alkolun midede konsanstrasyonu daha fazla olacağından emilimi daha hızlı olur ve kandaki konsantrasyonu yavaş ve tok karna içilen alkole göre daha hızlı olur. (bu kısmı kesin bilgi) alkol emilimini engelleyecek ya da yavaşlatacak başka da bildiğim bir şey yok.

zeytinyağı kusturmaz daha çabuk sarhoş eder. alkol arası fırsat bulabilirsen limon ayran tuz karışımı iç, rakıysa açık çay da olur da öyle shot yarışına gireceksen götüne güven :)

öncesinde bi şeyler yiyebilirsin, neferkitty'nin dediği gibi aç karna yüklenmemek lazım. bi de şimdi baktım, mayanın içindeki ADH alkolün etkisini azaltıyomuş artık o her neyse. bir şişe bira için bi çay kaşığı maya kullan diyolar, içine döküyosun yani. tekilada ona göre ayarla dicem de iddiada yapamazsın herhalde onu. bence gödle vedalaş sen, tekila olduğuna göre bi de patır patır şat yapacaksınız muhtemelen, iyice zorlaşacak ayık kalmak

şekerli şeylerle içmiyceksin. şekerle daha çok emiliyo. aç olmayacaksın kittynin dediği gibi. ama gidip de bi tabak makarna yiyip tokum yea diyip içmeyeceksin çünkü makarna karbonhidrat. karbonhidratlar emilimini hızlandırıyo kısacası. protein yiyip üstüne şekersiz(kokteyl olmayan şeyler içersen) daha zor olursun

Zeytinyağı mide çeperini kapladığı için alkolün kana daha yavaş karışmasını sağlıyor. O nedenle daha geç sarhoş olabilirsin. Hatta uzun bir süre olmayabilirsin.

no şeker +1

eyvallah tesekkurler herkese tavsiyelerinizi uygulayacagim sagolun varolunn :))

cırcır olacaksın bol bol su ve maden suyu içmeye başla ;_;

kus en azından az etkilenirsin. yola çıkacaksan cırcır çok sıkıntı olur yanına reflor al bol bol leblebi, muz ye.

Süt dolapta olmasına rağmen bozulur sütteki bakteri soğuk ortamda üremeyi pek sever.

shotgunwoman ve kuzey li + 1

bol bol sıvı tüketin denilmiş. kusturabilirsen kendini o da işe yarar denilmiş. ama o kadar süt çok ciddi bir şey yapmaz sanırım.

yeni içtiysen (epey demişsin ama) kustur kendini.

Bağışıklık sistemi durumu kurtarır, bir şey olmaz.

bol bol su iç ki o süt bağırsaklarını bozmadan olduğu gibi bir an önce atılsın, mikroorganizmalar üreyemeden seyrelsin hastalık olmadan atlar. bunun yanında eczaneye gidip reflor şase de bir tane içebilirsin bu da enterit olmanı engelleyecektir. kusturmalık falan bir durum yok. kabızlık yapacak muz vs yeme.

bişey olmaz.

gıda zehirlenmesi genelde süt ve süt ürünlerinden olur.

geçmez, geçtiğini sanarsın ama geçmez.

özele bir yere git fazla para almazlar zaten çıkatrıp tekrar yapıştırsınlar.

taktırmak için fazla beklemişsin yükselmiş dişler. o kaplama olmaz artık çöpe gitmiş, alışma sakın eklem problemi yaşarsın, git söktür yenisini yaptır.

hangi hastane olduğunu söyle de insanlar gitmesin bari oraya bu nedir yaaaa

sahi mi söylüyorsunuz yahu. kaplamayı yeni yaptırıp düşürmedim bu arada 2 sene oluyor yaptıralı 2 sene sonra cumartesi düştü. yine de kullanmaya devam mı etmeliydim o haliyle bile? vay anasını

kapalama düşünce dişler karşılık dişe değmek için uzamaya başlar, yeni diş çıkarken nasıl uzar aynı o şekilde, yapıştırmakta geç kalırsan haliyle yükseklik olur.

istersen yeniden yaptırmadan önce kaplamadan biraz yükseklik aldırmayı dene

şans faktörü yok, vajinada kanama olursa peniste açık yara varsa bulaşır işte. başka türlü hastalık bulşama çeşitleri de var bunlardan biri olursa bulaşır. illa seviştiğin kişi hasta olacak diye bir kaide yok.

abi yaradır kanamadır olmasına filan gerek yok bunlar olmadan da bulaşır. insanlar nası uyduruyo böyle şeyleri neye dayanıp söylüyor onu da anlamıyorum.. hpv mesela. kadında da erkekte de senelerce belirti vermeyip rahim ağzı yada penis kanseri yapabilir. illa olacak diye bir şey yok ama niye işini şansa bırakıyorsun?

Bakir/bakire olup ilk seviştiğin insandan da hastalık kapabilirsin, dediğin örneklerdeki gibi 500 kişi ile sevişip de hiçbir şey kapmayabilirsin/ kapmadığını sanabilirsin.

Arasındaki fark nedir?

Birisinde atıyorum ihtimal 1/ 1000 ise öbüründe 1/10.(MESELA)

Partner sayısı arttıkça otamatikman risk oranı artıyor, ama 1/1000000 bir ihtimal de olsa sana bulaşırsa %100 oluyor haliyle.

Bu durumda partner seçimi ''nispeten'' daha önemli.

Mesleki açıdan kötülediğimden filan değil kesinlikle ancak seks işçisi ile sevişirsen (seçme opsiyonu daha az olduğu için) tabiki de hastalık kapma ihtimalin daha fazladır.

Şu an hepatit b'ye karşı aşını olursun, hadi ondan çok korkmasan da olur, hiv için de prezervatif kullandın diyelim ve nadir görülüyor desek, neredeyse her 3 erkekte birinde gözüken Hpv için risk en fazla. Onun da kim ne kadar tartışırsa tartışsın aşısı var, birazdan gelip yan etkilerinden filan bahsedecekler. Hpv için prezervatif koruyuculuğu etkisiz kalabilir, kasık teması yeterlidir. Hiv ve hepatit virüsleri için vücut sıvısı teması gereklidir.

Yalnız burada şu sıkıntı var, hpv,hiv,hsv gibi latent virüsler seneler boyunca belirti vermeden vücutta kalabilir ve taşıyıcılık devam edebilir o yüzden otomatikman hiçbir şey kapmadık sanabiliriz, çünkü latent virüsler kanda vs belirti vermez, hücre içerisinde çoğalmadan sinsi sinsi bekler, bunun bir standartı yok.

www.ncbi.nlm.nih.gov

Hatta artık yabancı doktorlar direkt herkese ''cinsel olarak aktifsen ve partner sayın fazla ise, bir gün mutlaka hastalık oluşturmasa da hpv etkeni vücuduna girecek'' diyor.

Latent virüslerin kesin tedavisi yoktur, hepatit b bile bir kısmı tedavi edilebilir ve iyileştirilebilir, kanda tespit edilebilir.

Hiv için şüpheli ilişkiden 2 hafta içinde erken beliren bir antijen var, erken antiviral profilaksi var, ama erken teşhis ve profilaksiyi kaçırdın mı 10 sene sonra hiv bulaştığını da öğrenebilirsin. Yani biraz da bilinçli olmak lazım, acaba şüphesi yaşar yaşamaz doktora koşmak lazım.

Bakteri, mantar bulaşması tedavisi olduğu için pek girmedim o konuya.

Yani özet olarak; BENCE partner seçimi hakkında fikrin olmadığı tek gecelik ilişkilerde risk daha yüksek, ancak onların hepsinin hasta demek değil tabiki de, risk oranı olarak fazla. Aynı şey her gün fuckbbuddy değiştirdiğini bildiğin 10 senelik fuckbuddy'in için de geçerli.

Korunmak, aşı olmak, partner seçimine dikkat etmek dışında artık biraz da dua edecen çünkü tüm bunlara rağmen her zaman risk var. Tanımadığın kişilerle sevşirken korunmuyorsan da hiç bunlara kafa yorma zaten, ayrıntılı olarak araştırsan aseksüel olur çıkarsın.

@neferkitty taşıyıcı olmak demek başkasına veya çoluğuna cocuğuna geçmesi ama senin sağlıklı olman mı demek oluyor?
ve bu işin garanti bir yolu yok mu arkadaş? 1 den farklı kişiyle sevişen herkes illaki doktora gidip bir dolu testten geçmek zorundaysa ben inanmıyorum bu insanların buna dikkat ettiğine. Gene gözümkorktu karamsarlaştım:( Özellikle avrupa gibi yerlerde +30 yaş herkesde bir hastalık kesin vardır o zaman. Adamlar "single" olarak geçirdikleri 1 senede en az 5-6 farklı kişiyle sevişiyorlar korunarak da olsa.

Şikayet kutusuna bıraktığı için eleştiri kapsamında değerlendirmiş olabilirler, gerçekte sözlü hakaret olunca direkt şahitli filan tutanak tutuluyor. Bir de X doktoru zikeyim filan dese sıkıntı olurdu tabi.

burda hakaret yok

Suc degil. O suc, bu suc. Agzimizi kapatip evde oturalim o zaman.

Şimdi burada atıfta bulunulan nesne işin kendisi mi yoksa faili mi ona göre değerlendirilmiş.

anladığım kadarıyla kişinin kendisine değil yaptığı işe hakaretolmuş. şahsa yönelik olmadığı zaman suç olmayabiliyor. fakat kişiye göre değişiyor. mesela s.kerim böyle hakimi derseniz 10 yıl ceza alırsınız.

i.imgur.com

sana ne benim derdimden sana neeğ!?!?!?! ;_;

işsizlik + yalnızlık ve bunların sonuçları.

yaz mevsimi
yalnızlık

hatun kişisi...

Gönlüme göre bir iş bulamadım :( Bununla bağlantılı dertler dışında bir derdim yok.

"the iftar that never comes"

dertsizlik.

Dizim agriyo.

İş çok, tembellik de bugün biraz çok gibi.

saysam burdan bagdata yol olur..

şuan işsizlik en büyük sıkıntım adam gibi bir iş bulsam herşey çözülcek.

4 tane ödev var 4'ü de dünyanın en boktan konuları ve almanca, hepsi grup ödevi ama sanırım 1'i hariç kalan 3'ünü ben tek yapıcam sanırım çünkü grup arkadaşım kendine yeni erkek manita yaptı, mesaj atıyorum dünya umrunda değil... tek yaparsam ismini silicem gruptan kaşarın, görsün dünya kaç bucak. sinirlendim yine :d

yalnızım.

önce ana makaleyi oku, sonra ilk 5 makaleyi (1,2,3,4,5) ve sonra 20. referans makaleyi oku.

Yani toplamda 7 makale okumanı istiyor.

Eger konu hakkinda hic bi bilgin yoksa muhtemelen ilk 5 makale konunun en temellerini anlatiyor. Ordan baslayabilirsin ilk basta. Ama cok gorev adami degilsen direk sana verilenden basla anlamadigin yerlerde digerlerine bak.

Referans denilen sey "su bahsettigim surada yaziyor" diyen bir not, baska bir sey degil.
Bizim, sizin elinizdeki makalelerin konu anlatimini bilme imkanimiz olabilir mi hic?

Ayrica sirasi ne kadar fark eder ki? Cok onemsiyorsaniz bakin makalelerin yazim tarihlerine kronolojik siradan gidin.

keske soyle desydim niye o sirada akil edemedim olayi dunyanin en normali. bir enayilik yok. zamanla azaliyor biraz velki, yas ilerledikce akil daha bir yerine oturuyor.

salak değilsin ama özgüven kazanman lazım. bir de sosyalleşme egzersizi yap.

salaklıkla alakası yok karşındakine/insana değer vermenle alakalı bir şey.

Teşekkürler :D Zaten salaklıktan kastım zekayla ilişkili bir şey değildi. sosyalleşme ve özgüven eksiliği iyi tespit galiba.

Normal dozlarda en sık yan etkileri anksiyete, çarpıntı, uykusuzluk yapabilir. Uzun süre kullanılıp birden kesilirse uykusuzluk ve yoksunluk sendromu gibi bazı belirtiler yapabilir.

Yüksek dozlarda nörotoksiktir.

Normalde zindelik ve öfori amaçlı kullanılsa da kimisinde normal dozlarda tam tersi etki de yapabilir.

İştah azalması, kilo kaybı en masum etkileri.

dehb için kullanıyorum doktor bunu yazdı.. yüksek dozda alacağımdan değil meraktan sordum sadece :)

doktor yazdıysa kullanın tabi bazıları sınavlara daha iyi çalışabilmek için kafasına göre kullanıyor o yüzden dedim. Yüksek dozdan kasıt bir kutu ilacı içenler filan, doktor kontrolünde olanlar değil.

Zaten kırmızı reçeteye tabii imiş.

kaç tane içtin değil, aşırı doz almak gibi bi niyetim yok sadece normal hali böyle bi etki yapan ilacın doz aşımı ne yapar merak ettim :)

Öğle yemeğini ağır kaçırıyor olabilirsiniz, kan şekerindeki dalgalanmalar böyle uyku getiriyor.

genelde şirkette sadece çorba içiyorum öyle ağır yemekler çıkmıyor zaten..

dostum aynısı bendede var, şeker seviyelerini bir kontrol ettir, zira bende şeker baslangıcı cıktı.

işsiz kalırsın giden arkadaşlarım var.

yahu git oku makineni, molekuler okuyup butun gun çiş bok analizi mi yapacaksın?

Biliyorum böyle sana scifi, bilimkurgu tarzı gelıyo ''oo molekuler booloji'' falan diye ama yeminlen öle deil kuzum. şu anda senin hayatını kurtarıyorum farkında olmayabilirsin ama git oku makine!!!!!

tabi ki bilkent. bitmeden tanıtım günlerine gidin bence.

Bilkent daha iyi ama yurtdışında yaşamayı düşünmüyorsanız Türkiye'de arge sektörü pek iyi durumda olmadığından sonrasında sıkıntılı olabilir. Yurtdışında çok kolay doktora bulursunuz ama.

Bilkent 1, ODTÜ 2 puanın bunlara yetiyorsa başka bir yer düşünme zaten.

Not: İÜ mezunu, çişbok analizi yapmayan moleküler biyolog.

Ben de ikisi arasında kalmıştım. Bilkenti seçtim. 4. senemdeyim, gayet mutluyum. Çişbok da analiz etmeyeceğim ilerde.

Yok öyle sci fi falan gelmiyor. Mühendislikler hiç ama hiç ilgimi çekmiyor. Tıbbı da istemiyorum.

Ben odtü diye düşünüyordum hoca kadrosu olarak. Bilkentin bütün kadro resmen kansere adamış kendini. Neden bilkent dediniz ki :/ Bu arada sıralama olarak 6 bindeyim. Büyük ihtimalle bilkent burslu da oluyor ama benim bir yanım hala odtü diyor :/

Sen oldukça bilinçli durumda tercih yapıyorsun sanırım. İçinden ODTÜ geçiyorsa onu seç. Bilkent gerçekten kanser ağırlıklı, ancak çok iyidir hocaları. Keza ODTÜ'nün de hocaları çok iyidir ve daha çeşitli konularda çalışırlar. Bence hiç kafanı bulandırma. "Tüh keşke Bilkent'i seçseydim" diyeceğin bir durum yok zaten ODTÜ'de.

Dört yıldır aynı bölümü istiyorum baya bir araştırma fırsatı buldum bu zaman içerisinde :)) İçimi rahatlattiniz teşekkür ederim.

Bu bölümü tercih etmeden önce gelecekte seni ne bekliyor ya da sen nasıl bir hayat istiyorsun? Önce bunları düşünmen gerekiyor. Eğer ki okumayı seviyorsan ve idealist bir kişiliğe sahipsen ve akademisyen olup ömür boyu öğrenci olacağım ya da lisans hayatımdan sonra yurt dışına çıkıp orada devam edeceğim diyorsan bu bölümü seç ama şunu bilmeni isterim ki Türkiye'de bu alanda bir cacık olmayacak arkadaşım. Bizim ülkemizde gerekli deneyler için sınırlı, belli başlı makineler var, yani yapabileceklerimiz kısıtlı. Halbuki millet yurt dışında deneylerini tamamlayabilmek için ülke ülke geziyor ve deneyi için gerekli kaynaklardan yararlanabiliyor. Bunu yapabilmen için de eğer ki bu bölüme gireceksen hakkını vermen gerek, onun dışında mezun olduktan sonra moleküler biyoloji ya da genetik okumak sana bir şey katmıyor, insanlara hala "genetik mi? o ne fizik, biyoloji gibi bişi mi" sorularıyla karşılaşıp onun açıklamasını yaparken bulabilirsin. Sevgiler

Edit: Ayrıca seçim yapmadan önce iki okulu da git gez, olanaklarını gör.

küçük kara balık +1. çiş bok analizinden kastım buydu.

Zorlu bir süreç bekliyor biliyorum. Zaten hangi meslek kolay ki artık? Yüzlerce mühendislik fakültesi açılmış durumda. Dört beş yıl sonra mühendislik de patlar zaten.

iyte arkadaşım iyte.
çünkü burada bilimsel olarak ileriye dönük çalışmalar yapılıyor. eğitim kalitesi olarak bilkent ve odtü düzeyinde.
(bkz: iyte)

Uzun bir süredir iyte istiyordum. Gerçekten kaliteli bir okul ama odtü bilkent kadar kaliteli olduğunu düşünmüyorum. Zaten bölümü seçmemde iyte den cenk beyin çok büyük bir katkısı var. Lablari da güzel gayet.

Boğaziçi kadrosu biraz karışıkmış galiba. Hocalar arasındaki çekişmeler yüzünden kadro oturmamış duyduğuma göre. Bir de boun çıkışlı çoğu kişi odtü yu tavsiye etti o yüzden boğaziçi yi eledim gibi gibi.

Alkil benzoat , alkol degil. Zararli mi bilmiyorum

Şu içerikte alkol var mı peki ben göremedim ama belki bilmiyorumdur. Bilen var mı? Teşekkürler @neferkitty
AVENE THERMAL SPRING WATER (AVENE AQUA), C12-15 ALKYL BENZOATE, METHYLENE BIS-BENZOTRIAZOLYL TETRAMETHYLBUTYLPHENOL [NANO], WATER (AQUA), CETEARYL ISONONANOATE, DIISOPROPYL ADIPATE, ISODECYL NEOPENTANOATE, BIS-ETHYLHEXYLOXYPHENOL, METHOXYPHENYL TRIAZINE, DIETHYLHEXYL BUTAMIDO TRIAZONE, ALUMINUM STARCH, OCTENYLSUCCINATE, BUTYL METHOXYDIBENZOYLMETHANE, POTASSIUM CETYL PHOSPHATE, DECYL GLUCOSIDE, ACRYLATES/C10-30 ALKYL ACRYLATE CROSSPOLYMER, BENZOIC ACID, CAPRYLIC/CAPRIC TRIGLYCERIDE, CAPRYLYL GLYCOL, DISODIUM EDTA, FRAGRANCE (PARFUM), GLYCERYL BEHENATE, GLYCERYL DIBEHENATE, GLYCERYL LAURATE, HYDROGENATED PALM GLYCERIDES, HYDROGENATED PALM KERNEL GLYCERIDES, PROPYLENE GLYCOL, SILICA, SODIUM HYDROXIDE, TOCOPHERYL GLUCOSIDE, TRIBEHENIN, XANTHAN GUM

CAPRYLYL GLYCOL alkol türevi.

PROPYLENE GLYCOL'e de baktım ama ona diol demişler, alkol mü tam bilmiyorum.

Edit: bunların ikisi de alkol türevi imiş, dialkol olarak sınıflandırılıyormuş.

idioms.thefreedictionary.com

stop anlamı var

tureng.com

kafada bitirmek.

hormonal bir düzensizlik sebebiyle normalden fazla olabilir.
ama öyle bir bozukluk olmasa da evet kadınların kılları var, o yüzden de epilasyon amaçlı büyük bir pazar var, çeşit çeşit yöntem.
bahsettiğiniz "doğal" seksilik size tamamen kültürel olarak dayatılmış seksilik.
bir afrika kabilesinde dünyaya gelseydiniz işler bambaşka olacaktı maalesef.

genetik bişey baba o her kadında o kadar o la maz.
hormonal dengeye aykırı. belki kadın hastadır ilaç kullanıyordur bilemeyiz yadırgamamak lazım.

doğal seksilik dediğin şey 4 yuvarlaktan ibaret baba kılla alakası yok pek.

Midesi kaldırmayan bakmasın!!
www.haberself.com
Midesi kaldırmayan bakmasın!!

Daha önce gördüğüm için gözüm kapalı aldım linki :(

Ergenlikte ilk çıkan kıllar çok zayıf ve belli belirsiz çıkıyor, hatta esmer değilse direkt sarımtırak çıkıyor. Fakat onlar alına alına koyulaşıyor ve sonra lazer, ağda vs devreye giriyor.

Doğada hiç alınmamış olsa öyle bir görüntü oluşmazdı yani, alındıkça kalınlaşıyor kıllar, hiç alınmamış olsaydı belli belirsiz tüyümsü bir şey olurdu herhalde.

Tabi genetik çok önemli bir faktör mesela çoğu slav kadın bacağını hiç almıyor bile çünkü kıl değil şeftali tüyünden hallice, ama onların erkekleri de tüysüz :)

kadınlar da erkeklerle ayni bölgede kıl tüye sahip. sadece yoğunluk miktarı farklı. bunu da testosteron miktarı belirliyo. mesela polikistik over hastalığında kadınlardaki testosteron artar ve yüz, karın gibi bölgelerde kıllanma artışı olur. yani normalde de var ama sadece artar ve kalınlaşır. belirginleşir yani. doğaya gelince bence bu tamamen yaşadığımız dönemin güzellik algısı dayatması. yüzyıllar önce erkekler eşlerini onlardan aldıkları feromonlara, kalçasının geniş olmasına(çünkü bu kadınlar daha kolay doğum yapar erkek soyunu daha rahat devam ettirir) bakarak seçiyorken günümüzde sıfır beden sıfır kıl tüy gibi dayatmalar var. erkek için de aynı şekilde. bana göğsündeki kılı tüyü alan erkekler itici geliyor mesela. doğal görünüme ters/aykırı geliyor.

dipnot: kolunu bacağını alıp erkekleri buna alıştıran o ilk kadının da mk ;_;

Gecen hafta bimde kasiyer bi kiz gordum hic abartmiyorum cene altinda bildigin top sakal vardi. Aslinda baya baya biyigi da vardi ama sakal o kadar coktu ki biyik dikkat bile cekmiyordu. Ve yasi da en fazla 25tir.

Cok sasirmistim. Her gun yuzlerce musteriyle yuzyuze geliyosun ve insanlarin karsisina o sekilde cikiyorsun. Icsellestirmis.

Trasla killar kalinlasmaz/koyulasmaz:
www.evrimagaci.org

Tamamen genetik, kimi kizlarda 1 tane bile bacak kili olmayabiliyor.

I have gained experience on natural language processing, database systems, semantic web and Microsoft Excel in X, which is provided by TUBITAK.

Bukadarını ettim. :)

I have acquired experience on natural language processing, database systems, semantic web and Microsoft Excel in X, which is sustained by TUBITAK.


Three-person teams from five universities were formed within the scope of Z Project and I was selected for the team of my own university. I was on duty the introduction of products which were newly released by the company, conducting viral campaigns through social media with a low budget.

Çok teşekkürler. Allah razı olsun.

Hastalığın etkenini kaldırabiliyorsan kaldırırsın = ideal/radikal tedavi

Etkeni ortadan kaldıramıyorsan şikayetleri ortadan kaldırırsın = semptomatik tedavi

Örneğin gripsin, burnun tıkanmış nefes alamıyorsun,a teşin var, e virüsü anında temizleyecek bir ilaç yok, bu durumda sen böyle bekle 1 haftaya geçer demek yerine ateşi düşürüp, burun tıkanıklığını gideriyorlar.

Bu çok basit bir örnek, hiv'den hepatit'e kadar bu örnek geçerli.

Hastayı iyi yapabiliyorsa yapıyorlar, mümkün değilse de iyi hissetsin/hayat kalitesi artsın/ şikayetleri geçsin/ bu hastalıktan ötürü hayat boyu sürünmesin deniliyor.

tedavi olmak eşittir iyi olmaktır bence. şimdi daha iyiyim diyebilmek.

tedavi olmak iyileşme sağlamak için girilen yoldur. ilaçlı ilaçsız ya da ameliyat.
tedavi süreci iyi olana kadar geçen süreçtir.
yani aslında ilaçla hafifletme dediğin olay da bi tedavi. bi bakıyosun adam 5 yıl kanser ilacı kullanıyor sırf ağrıları dunsun diye 6. yıl kanser yok olmaya başlıyor. e tedavi olmuş oldu işte. bu evrelerin bilimsel adlarını da doktorlar bilir zaten. yukarıda da yazılmış. ben türkçe bilgisiyle cevapladım :)

belki tedavi görmek deyince daha farklı bir çağrışım yapıyordur. çünkü kronik rahatsızlıklar da var, diyabettir tansiyondur gibi, sonuçta onlar da bir tedavi alıyor ama hayat boyu sürecek.

@red g
dediğin rahatsızlıkların da hayat boyu sürmesini, daha çok kesin tedavisinin bilinmemesi olarak görüyorum.
yani hayatta, bunlara benzer sürekli bir hastalık/rahatsızlık içerisinde olma, ölene kadar bu derdi çekme genel olarak yok, olmaması lazım (istisnalar tabii ki olacak). çünkü hayatta sadece sağlık açısından değil her konuda (olumsuzluklar da yaşansa) asıl olarak ilerleyiş olumlu pozitif doğrultudadır.

Kesin tedavisi sadece klonlanmaktan, yeniden sıfırdan, birebir kendi genetiğine uygun organa sahip olmaktan geçen hastalıklar var tip 1 diabet onlardan biri. O aşamaya geldiğimizde ölümsüz olacağız zaten endişelenme.

dostum virüs bu. içeri girmesine gerek yok. erkek cinsel organına bulaşıyor. temas ettiğin zaman virüs sana bulaşmış oluyor. pis bişeyi ellediğini düşün içine girmiyo ama ne kadar yıkarsan yıka geçmezse hasta olursun.

Şimdi bunu anlatmak için epey histolojik terim kullanmak lazım, ayrıntılı bir şey çünkü.
Ama kabaca şöyle söyliyim illa kana direkt karışmasına gerek yok, en basitinden Hpv direkt hücre dışında, epitel dokusunun bileşenlerine bağlanıp çoğalıyor. Bunun için de penetetrasyona hatta sıvıya bile gerek yok, kasık teması yeterli. O yüzden prezervatif etkisiz kalabiliyor.

Yine Hıv'de de önce epitel tabakasındaki reseptörler enfekte olabiliyor ancak o Hpv gibi kasık teması ile bulaşan bir şey değil, sıvı aktarımı olması lazım(vajinal, seminal,kan vs). Edit: kadından erkeğe demişsiniz vajinal sıvıda hiv var zaten.

Tıp ne kadar gelişirse gelişsin hayatınız boyunca alerjik olacağınız maddeleri gösterebilen bir test olmayacaktır. Sadece ''mevcut'' alerjik maddelere yönelik kesin ve güvenilir test yapılır.
Henüz hiç arı sokmamış bir insanın , arıya karşı alerjisi olması mümkün değildir ama bir kez soktuktan sonra vücut o maddeyi tanır ve bir nevi ''bir daha karşılaşırsan tepki göster'' kodunda antikor üretir. 2. karşılaşmada eğer bu antikor oluştuysa alerjik reaksiyon gösterir. 1000 kez arı sokması yaşamış bir adam 1001. sokmada hiç alerjisi yokken de alerjik reaksiyon gösterebilir.

Özet: durduk yere vücudunuzun hiç tanımadığı ve ''şüphenizin olmadığı'' dünya kadar maddeyi vücudunuza tanıtmak güvenilir bir yöntem değildir.

Vücutta alerjik reaksiyon gelişmiştir, ''dün çilek yemiştim doktor bey'' dersin o zaman çileğe karşı alerjin var mı diye bakarlar. Ya da astımın vardır belli şüpheli maddelere bakılır. Durduk yere belki vücudunuza hiç girmeyecek bir maddeyi kendinize tanıtmak mantıklı bir şey değil. Doktorlar da bu kapsamlı testi sadece şüpheli durumlar için yapıyor zaten.

Neferkitty+1

Ayrica allerji testi 1 tup kan vereyim baksinlar diye olmuyor. Deriyi desip altina allerjen maddeyi koyup reaksiyon veriyor mu diye bakiyorlar

Yani istedigin gibi bi test teoride mumkun, pratikte degil

Iki yıl önce özel bir hastanede kardeşime yapılmıştı. Kandan alerji testi diye. Ancak çok pahalıydı ozaman göre 300 tl vermiştik. Her hastanede yoktu ozaman. Şimdi durum ne bilmiyorum. Özel hastanelerde mevcuttur illaki. Bir adı var mı bilmiyorum ama kandan yapılan bir testi

@stiletto

O yapilan test direkt "suna alerjin var" mi diyor, "allerjin var" mi diyor?

Direk yumurta, Çimen penesilin hatta çimenin dönem sonu Çimen mi( Eylül zamanındaki otlar) ya da ilkbahar çimenimi onu bile belirtiyor vs alerjin var diyor. Yanlış hatırlamıyorsam 20/25 madde var bunlara alerjin var mı yok mu onu belirtiyor.

@stiletto heel Alerjen spesifik IgE testi seninki, alerjene verdiğin yanıtı tam olarak göstermiyor. Bir de ona tek tek bakmak yerine gruplayarak bakıyorlar; süt-yumurta-soya vb. bir grup, polenler bir grup, akarlar başka grup gibi.

hepinize tek tek çok teşekkür ederim, zaman ayırıp yazmışsınız zahmet vermişim, çok teşekkürler. benim niyetim şu ki özellikle son 2 senedir sürekli bir hastalık halsizlik hali mevcut, sürekli hafif derecede bir ateş var ve boğazım sürekli şiş hissiyatı var, çok sık hasta olduğumu düşünüyorum ve hastalıklar çok uzun süre kalıyor bünyede, bununla ilgili geçenlerde doktora gittim d vitamini, kansızlık, tiroit vb ne var ne yoksa baktılar buralarda sıkıntı çıkmadı şükür ama ben hâlâ aynı dertlerden muzdaribim. gerçi boğazımda sık sık beyaz kütleler oluyor ama doktorlar hiç önemsemediler onu, herhalde bu durumumla çok ilgisi yok, ben de acaba alerji mi var bende diye düşündüm, doktorlar psikolojik olabilir dediler ama bir sıkıntım yok huzurum yerinde şükür. bunun üzerine doktora sormadan bir fiyat bilgisi alayım istedim sizlerden ama çok değerli bilgiler de öğrenmiş oldum sayenizde teşekkür ederim. en genelinden bünyeye zararı olmayacak bir test olarak değiştireyim olmazsa sorumu, bu kaça mal olur ve adı var mıdır bu testin?