limoncello
Söyleyin arkadaşlar en çok hangisi iitici geliyorsa onları koymayacağım ilerde.Kabul ediyorum bugün çok işssizim
Söyleyin arkadaşlar en çok hangisi iitici geliyorsa onları koymayacağım ilerde.
Kabul ediyorum bugün çok işssizim
Kabul ediyorum bugün çok işssizim
0
gülsüm. bilmiyorum nedense sevmiyorum.
bir de nazlı, nazlısu, nazlıcan.
bir de nazlı, nazlısu, nazlıcan.
0
-tuğba
-tuğçe
-derya
-kübra
-seda
-çisil/oylum/neslima/neysu/gülce gibi uyduruk gelen isimler.
-tuğçe
-derya
-kübra
-seda
-çisil/oylum/neslima/neysu/gülce gibi uyduruk gelen isimler.
0
sümeyye : doğal tiksinç "sümük ye" gibi
rabia : politik sembol
hayrünnisa : sonradan görme zenginlik hatırlatıyor
rabia : politik sembol
hayrünnisa : sonradan görme zenginlik hatırlatıyor
0
nefret degil de... cocuga "ecrin" filan gibi isimler verilmesini sevimli bulmuyorum.
0
Aleyna
Alara
Almina
Almila
Aymila
Alev
Aybüke
Alanur
Badegül
Betül
Çisil
Ecrin
Eyşan
İrem
İlayda
Şeyma
Rabiya
Alara
Almina
Almila
Aymila
Alev
Aybüke
Alanur
Badegül
Betül
Çisil
Ecrin
Eyşan
İrem
İlayda
Şeyma
Rabiya
0
buse
ayşegül
handan
yeliz
süreyya
ümmügülsüm
gülsüm
gülay
mukaddes
fatma
ecrin
münevver
sonu nur ya da su ile biten tüm isimler
ayşegül
handan
yeliz
süreyya
ümmügülsüm
gülsüm
gülay
mukaddes
fatma
ecrin
münevver
sonu nur ya da su ile biten tüm isimler
0
Ayrica
Sumeyye (Bana da sumuk cagristiriyor)
Cisil (Sidik cagrisitiyor)
Rabia (Asik suratli bir kocakadin geliyor gozumun onune)
Bade
Irem
Ummugulsum diyince beni gulme tutuyor.
Tuana
Nur ile baslayan ya da bitenlerin hepsi
Hatta ek almis isimlerin hepsi
Melis
Melisa (Bu en ust siralarda)
Bunlarin hepsine +1 diyorum.
Tugba ve Pelin isimleri aksine hosuma gidiyor. "Pelin" ismini duydugumda da gozumde guzel bir kadin canlaniyor nedense.
Sumeyye (Bana da sumuk cagristiriyor)
Cisil (Sidik cagrisitiyor)
Rabia (Asik suratli bir kocakadin geliyor gozumun onune)
Bade
Irem
Ummugulsum diyince beni gulme tutuyor.
Tuana
Nur ile baslayan ya da bitenlerin hepsi
Hatta ek almis isimlerin hepsi
Melis
Melisa (Bu en ust siralarda)
Bunlarin hepsine +1 diyorum.
Tugba ve Pelin isimleri aksine hosuma gidiyor. "Pelin" ismini duydugumda da gozumde guzel bir kadin canlaniyor nedense.
0
whimsical
Bu lafı söyleyenin -lafı adettendir diye iyi niyetle söylese de- kibirli biri olduğu görüşüne katılır mısınız? Edit: Kişi bu lafı doğrudan kendi durumuyla ilgili olarak söylüyor diye varsayın. Mesela evlenen biri "Çok mutluyum, darısı başına" diyor olsun. Anne/baba olan biri "Annelik/babalık bambaşk
Bu lafı söyleyenin -lafı adettendir diye iyi niyetle söylese de- kibirli biri olduğu görüşüne katılır mısınız?
Edit: Kişi bu lafı doğrudan kendi durumuyla ilgili olarak söylüyor diye varsayın.
Mesela evlenen biri "Çok mutluyum, darısı başına" diyor olsun. Anne/baba olan biri "Annelik/babalık bambaşka bir şey, darısı başına" diyor olsun. İşinde yükselen biri "Çok çalıştım, karşılığını aldım, darısı başına" diyor olsun.
Soruya kaynak: Size bu laf söylendiği zaman -söyleyenin niyetinden bağımsız olarak- mutlu mu olursunuz, yoksa rahatsız mı olursunuz?
Edit: Kişi bu lafı doğrudan kendi durumuyla ilgili olarak söylüyor diye varsayın.
Mesela evlenen biri "Çok mutluyum, darısı başına" diyor olsun. Anne/baba olan biri "Annelik/babalık bambaşka bir şey, darısı başına" diyor olsun. İşinde yükselen biri "Çok çalıştım, karşılığını aldım, darısı başına" diyor olsun.
Soruya kaynak: Size bu laf söylendiği zaman -söyleyenin niyetinden bağımsız olarak- mutlu mu olursunuz, yoksa rahatsız mı olursunuz?
0
valla hiç aklıma kibirli bir örnek gelmedi bu sözü duyduğum zamana ait. Genelde teyze lafıdır zaten. Uyuz uyuz söyleyen teyzeler de var da kibirli denmez pek.
0
Duruma göre değişir. Bu bana söylendiğinde genelde evlenmediğim için bana laf vuruluyor oluyor. :D
0
hayır. yani hiç o tarz bir tavırla söyleyen birine denk gelmedim. hoşlandığım bir durumsa tabi ki mutlu olurum.
0
"bu benim mutlululuğum, umarım sen de benim kadar mutlu olursun" demek o; hiçbir zaman kibirle bağlantısı olduğunu düşünmedim. kendim de istediğim bir şeyi başaran bir insan görünce "darısı başıma" diyorum. sadece istemediğim bir şey için "darısı başına" denirse hoşlanmam, çünkü zaten istemiyorumdur onu. herhangi bir art niyet taşıdığını düşünmüyorum bu tabirin kısacası, aksine mutluluk verici.
0
Rahatsiz olmam niye olayim, aksine mutlu olurum
Evliligimde o kadar mutluyum ki bekar birileriyle konustugumda "umarim en az benim kadar mutlu olursun" diyorum darisi basinadan sonra. Hele ki karsimdakinin istedigi biseyse bu konu
Evliligimde o kadar mutluyum ki bekar birileriyle konustugumda "umarim en az benim kadar mutlu olursun" diyorum darisi basinadan sonra. Hele ki karsimdakinin istedigi biseyse bu konu
0
cok gicik olurum.
darisi basima ne? istemiyorum belki ben onu?
iyi niyetli soyleniyor genelde ama hosuma gitmiyor.
oh ben kapagi attim/benim isim tamam demek bu.
darisi basima ne? istemiyorum belki ben onu?
iyi niyetli soyleniyor genelde ama hosuma gitmiyor.
oh ben kapagi attim/benim isim tamam demek bu.
0
Kendini üstün görme var kesinlikle.
Darısı başına = Umarım sen de sınıf atlarsın
Halbuki bunu karşı taraf söylemeli, "darısı başıma" demeli. Mesela evlenen/çocuğu olan birinin bekar/çocuksuz olana darısı başına demesi çok abes. Bakalım istiyor mu?
~illa bir şey diyecekse, Allah isteyen herkese nasip etsin diyebilir.
Darısı başına = Umarım sen de sınıf atlarsın
Halbuki bunu karşı taraf söylemeli, "darısı başıma" demeli. Mesela evlenen/çocuğu olan birinin bekar/çocuksuz olana darısı başına demesi çok abes. Bakalım istiyor mu?
~illa bir şey diyecekse, Allah isteyen herkese nasip etsin diyebilir.
0
Bence de eğer söyleyen kişi o şeyi senin de istediğini kesin olarak biliyorsa "darısı başına" demesi güzel bir şey, ama varsayımda bulunuyorsa ben kibirli olduğunu düşünüyorum. Varsayımda bulunmaması lazım, bıraksın ben "darısı başıma" diyeyim.
Durduk yere kafamı kurcaladı bu laf bugün, ben de fikir alayım dedim.
Durduk yere kafamı kurcaladı bu laf bugün, ben de fikir alayım dedim.
0
Söyleyenin iyi niyetli olduğunu düşünüyorum, iyi niyetli olmasa da pek sallamam çünkü genelde darısı başına denilen şeylere göz atarsak;
-Çocuk : zaten istemiyorum
-Evlilik: yolunu gözlemiyorum
-Araba: zaten hevesli değilim, kaldı ki alması çok güç bir şey değil
-ev: buna genelde daha iyisi senin olsun diyolar
ee zaten benim ''ay keşke bende de olsa'' diye hayal ettiğim bir şey olmadığı için ''heheh sağol'' deyip geçiyorum hiç üstünde düşünmedim açıkcası.
-Çocuk : zaten istemiyorum
-Evlilik: yolunu gözlemiyorum
-Araba: zaten hevesli değilim, kaldı ki alması çok güç bir şey değil
-ev: buna genelde daha iyisi senin olsun diyolar
ee zaten benim ''ay keşke bende de olsa'' diye hayal ettiğim bir şey olmadığı için ''heheh sağol'' deyip geçiyorum hiç üstünde düşünmedim açıkcası.
0
bosverinbeni
Merhaba,Kedim bir süredir fayans zemine çiş yapıyor. Tuvaletini de kullanıyor fakat hemen hergün o alana da yapmayı sürdürüyor. Sebepleri üzerine kafa yorduğumda şunlarla karşı karşıyayım. Kışın dairemizin kapısına kadar gelen diğer sokak kedileri sebebiyle alan, bölge vs. sebeplerle kazandığı bir a
Merhaba,
Kedim bir süredir fayans zemine çiş yapıyor. Tuvaletini de kullanıyor fakat hemen hergün o alana da yapmayı sürdürüyor.
Sebepleri üzerine kafa yorduğumda şunlarla karşı karşıyayım. Kışın dairemizin kapısına kadar gelen diğer sokak kedileri sebebiyle alan, bölge vs. sebeplerle kazandığı bir alışkanlık. Ancak o dönem bu kadar sıklıkla tekrarlanmazken asıl sebep olduğunu düşündüğüm bebeğimizin dünyaya gelişi ile bu sorunun sıklığı arttı. Tüm ilgi ondayken ilgimizi onu ihmal etmeksizin bebeğimize de yoğunlaştırdık haliyle fakat ona da bu yetmiyor belki... Bu ilgi düşüşü sebebi ile tepkisel bir sonuçla karşı karşıya olabiliriz diye düşünüyorum.
Psikolojik önlemler dışında, kedinin alanı görmeksizin temizlenmesi, sirke kullanımı, Getoff denilen caydırıcı spreyler, kristal kumdan topaklanan kuma geçiş gibi doğru olduğunu okuduğum ve önerilen her türlü değişime gittim. Sonuç alamadım. Tam sonuç aldığımı düşündüm, ikinci gün tekrarlandı davranış. Sadece bir fren etkisi oldu yani.
Fakat artık zaman azaldı. Bebeğimiz evi keşfetmek istiyor ve hareket kabiliyeti artıyor. Kendi kendine koridora gittiğinde çiş gölünün içinde onu bulmak istemiyoruz. Ya da içine elini daldırıp ağzına götürmesini filan...
Kedimizi de sokağa atamayız. Tek başına hayatta kalamayacak kadar küçükken annesiz olduğu için sorumluluğunu aldığımız bu güzel çocuğu hiç bilmediği sokak hayatına mahkum etmeye hakkımız yok...
Önerisi, bilgisi, tavsiyesi olanlardan yardım rica ediyorum.
Kedim bir süredir fayans zemine çiş yapıyor. Tuvaletini de kullanıyor fakat hemen hergün o alana da yapmayı sürdürüyor.
Sebepleri üzerine kafa yorduğumda şunlarla karşı karşıyayım. Kışın dairemizin kapısına kadar gelen diğer sokak kedileri sebebiyle alan, bölge vs. sebeplerle kazandığı bir alışkanlık. Ancak o dönem bu kadar sıklıkla tekrarlanmazken asıl sebep olduğunu düşündüğüm bebeğimizin dünyaya gelişi ile bu sorunun sıklığı arttı. Tüm ilgi ondayken ilgimizi onu ihmal etmeksizin bebeğimize de yoğunlaştırdık haliyle fakat ona da bu yetmiyor belki... Bu ilgi düşüşü sebebi ile tepkisel bir sonuçla karşı karşıya olabiliriz diye düşünüyorum.
Psikolojik önlemler dışında, kedinin alanı görmeksizin temizlenmesi, sirke kullanımı, Getoff denilen caydırıcı spreyler, kristal kumdan topaklanan kuma geçiş gibi doğru olduğunu okuduğum ve önerilen her türlü değişime gittim. Sonuç alamadım. Tam sonuç aldığımı düşündüm, ikinci gün tekrarlandı davranış. Sadece bir fren etkisi oldu yani.
Fakat artık zaman azaldı. Bebeğimiz evi keşfetmek istiyor ve hareket kabiliyeti artıyor. Kendi kendine koridora gittiğinde çiş gölünün içinde onu bulmak istemiyoruz. Ya da içine elini daldırıp ağzına götürmesini filan...
Kedimizi de sokağa atamayız. Tek başına hayatta kalamayacak kadar küçükken annesiz olduğu için sorumluluğunu aldığımız bu güzel çocuğu hiç bilmediği sokak hayatına mahkum etmeye hakkımız yok...
Önerisi, bilgisi, tavsiyesi olanlardan yardım rica ediyorum.
0
İnternette araştırdım meraktan, sürekli çiş yaptığı alanı çiş kokusundan eser kalmayacak şekilde temizleyin diyor. yani o alana geldiğinde önceki çişlerinin kokusunu alamasın.
ayrıca, o alana sorun çözülene kadar eşva vb koymayı önermişler.
ayrıca, o alana sorun çözülene kadar eşva vb koymayı önermişler.
0
@innerbliss
teşekkür ederim. ancak okuyanları da yanlış yönlendirmemek adına belirtmek isterim ki, çamaşır suyu kesinlikle önerilmiyor. çünkü kedinin söz konusu davranışını pekiştiren bir kimyasal içeriğe sahip. daha çok teşvik ediyor yani.
teşekkür ederim. ancak okuyanları da yanlış yönlendirmemek adına belirtmek isterim ki, çamaşır suyu kesinlikle önerilmiyor. çünkü kedinin söz konusu davranışını pekiştiren bir kimyasal içeriğe sahip. daha çok teşvik ediyor yani.
0
@krem peynir
teşekkür ederim.
söylediklerinizin bir kısmı denediklerim arasında (sirke ile temizlik vs.gibi) kapıya gelen kediler sadece kışın karşılaştığımız bir sorun. uzunca bir süredir gelmiyorlar yani...
kum kabı yeterince büyük. fakat koku konusu ile ilgili yeniden değerlendirebilirim.
teşekkürler yeniden.
teşekkür ederim.
söylediklerinizin bir kısmı denediklerim arasında (sirke ile temizlik vs.gibi) kapıya gelen kediler sadece kışın karşılaştığımız bir sorun. uzunca bir süredir gelmiyorlar yani...
kum kabı yeterince büyük. fakat koku konusu ile ilgili yeniden değerlendirebilirim.
teşekkürler yeniden.
0
bu konuda tecrübem yok ancak belki denk gelmişsinizdir, animal planet kanalında "my cat from the hell" diye bir program var. kedi uzmanı adam böyle sorunlu kedilerin evlerine gidip bazı tespitler yapıyor ve sahiplere ödevler veriyor. sizin kedinin sorunu çok küçük bile sayılır onun gittiği evlere göre. geçen haftaydı sanırım evin her yerine işeyen kedi vardı. mikrodalganın içine, yataklara koltuklara bile işemiş. eşyaları atmak zorunda kalmışlar. neyse haftalarca uğraştıktan sonra gizli kameradan bahçeye başka bir kedinin gelip işediğini gördüler. kedinin işediği yeri bu bahçelere süs olarak konan iri taşlarla kapattılar. başka kedi gelip işeyemediği için evdeki kedinin işeme sorunu bıçak gibi kesildi.
özetle benim bu programdan öğrendiğim günlük mutlaka oyun saati olması, kedinin psikolojine yardımcı duvarlara tırmanabileceği raf tarzı yeni alanlar yaratmak (başka bölümde kıskançlıktan sahibini cırmalayan kedi için direk bebek odasına raf yaptırmıştı yine sorun çözülmüştü) ve etraftaki başka kedi izlerini kesinlikle yok etmek. birbirlerinin bıraktıkları koku izlerini uzakta da olsa alabiliyorlarmış çünkü.
umarım sorununuz çözülür.
özetle benim bu programdan öğrendiğim günlük mutlaka oyun saati olması, kedinin psikolojine yardımcı duvarlara tırmanabileceği raf tarzı yeni alanlar yaratmak (başka bölümde kıskançlıktan sahibini cırmalayan kedi için direk bebek odasına raf yaptırmıştı yine sorun çözülmüştü) ve etraftaki başka kedi izlerini kesinlikle yok etmek. birbirlerinin bıraktıkları koku izlerini uzakta da olsa alabiliyorlarmış çünkü.
umarım sorununuz çözülür.
0
bebeğin insan olduğunu kavrayamayıp kendisi gibi kedi olarak algıladığından koku bırakıyor olabilir. sonuçta bebek de bezle dolaşıyor, onun da kokusu ortamda kedinin alabileceği şekilde kalıyor olabilir.
kedinin çiş sorunu bebeğin ayaklanmasıyla ortaya çıktıysa durum budur. (hatta ayaklanmasına gerek de yoktur belki, bezdeki koku yetiyordur).
yok değilse o zaman yukarıdaki söylenenlere ekleyebileceğim bir şey yok.
kedinin çiş sorunu bebeğin ayaklanmasıyla ortaya çıktıysa durum budur. (hatta ayaklanmasına gerek de yoktur belki, bezdeki koku yetiyordur).
yok değilse o zaman yukarıdaki söylenenlere ekleyebileceğim bir şey yok.
0
@yue
teşekkürler. söz konusu programı izlerim denk geldikçe. benzer örneklerden çıkarttığım sonuç psikolojik etkinin yoğun olduğu yönünde. bebekle ilişkili bir kıskançlık ya da düşmanlık durumu söz konusu olmasa da, kedinin günlük yaşantısında da değişiklikler olduğu için sonuç bu sanırım. kullandığı alanlar değişti. daha çok insan görmeye başladı. dahası üçümüz yaşarken bir tane daha küçük bi'şey geldi ve biz ona harcadığımız zamandan bebeğe daha büyük dilimler keser olduk.
teşekkürler. söz konusu programı izlerim denk geldikçe. benzer örneklerden çıkarttığım sonuç psikolojik etkinin yoğun olduğu yönünde. bebekle ilişkili bir kıskançlık ya da düşmanlık durumu söz konusu olmasa da, kedinin günlük yaşantısında da değişiklikler olduğu için sonuç bu sanırım. kullandığı alanlar değişti. daha çok insan görmeye başladı. dahası üçümüz yaşarken bir tane daha küçük bi'şey geldi ve biz ona harcadığımız zamandan bebeğe daha büyük dilimler keser olduk.
0
@whimsical
teşekkürler öncelikle...
bebeğin yoğun olarak bulunduğu alanlarda bu sorunu yaşamadığım için söylediğiniz pek olası görünmüyor. söylediğiniz sebepten olsa idi daha çok bebeğin ve eşyalarının bulunduğu alanlarda tekrarlardı bu davranışı.
teşekkürler öncelikle...
bebeğin yoğun olarak bulunduğu alanlarda bu sorunu yaşamadığım için söylediğiniz pek olası görünmüyor. söylediğiniz sebepten olsa idi daha çok bebeğin ve eşyalarının bulunduğu alanlarda tekrarlardı bu davranışı.
0
ben olsam önce ben de sizin gibi düşünebilirdim, ancak önemli olan kedinin "kendi bölgesi" olarak gördüğü alanlarda bebeğin bulunma yoğunluğu.
kedinin önceden çok dolaştığı çok sahiplendiği, bölgesi ilan ettiği kısımlarda bebeğin dolaşması üzerine işeme sorunu olup olmadığını bir düşünün derim. kedi zaten bebeğin eşyalarının bulunduğu kısımları kendi bölgesi olarak görmüyor idiyse oralara işememesi bir şey değiştirmez çünkü.
hep birlikte mutlu mesut yaşamanız dileğiyle. :) bebek ve kedili çok güzel anılarınız olacak, çok imrendim. :)
kedinin önceden çok dolaştığı çok sahiplendiği, bölgesi ilan ettiği kısımlarda bebeğin dolaşması üzerine işeme sorunu olup olmadığını bir düşünün derim. kedi zaten bebeğin eşyalarının bulunduğu kısımları kendi bölgesi olarak görmüyor idiyse oralara işememesi bir şey değiştirmez çünkü.
hep birlikte mutlu mesut yaşamanız dileğiyle. :) bebek ve kedili çok güzel anılarınız olacak, çok imrendim. :)
0
@whimsical
açıkçası kediye bebeğin yoğun olarak bulunduğu yerlere girmeme gibi bir kısıtlamada bulunmuyoruz. ne kadar koyun koyuna değilseler de şuraya girme, bu alana yaklaşma gibi bir durum söz konusu değil. ha kedinin algısında "ulen şuralarda ne güzel yatıyordum. bu tip nereden çıktı" diye inceden bir kıllanma olabilir.
güzel dilekleriniz için teşekkürler. "bezi yanlış kişiye bağlıyoruz galiba" dedirtmeden çözmem gerek. zira bebek yürüdü yüreyecek...
:)
açıkçası kediye bebeğin yoğun olarak bulunduğu yerlere girmeme gibi bir kısıtlamada bulunmuyoruz. ne kadar koyun koyuna değilseler de şuraya girme, bu alana yaklaşma gibi bir durum söz konusu değil. ha kedinin algısında "ulen şuralarda ne güzel yatıyordum. bu tip nereden çıktı" diye inceden bir kıllanma olabilir.
güzel dilekleriniz için teşekkürler. "bezi yanlış kişiye bağlıyoruz galiba" dedirtmeden çözmem gerek. zira bebek yürüdü yüreyecek...
:)
0
@mutevazi
Teşekkürler. Bu yeni bi ihtimal oldu. Veteriner ile görüşelim bunu.
Teşekkürler. Bu yeni bi ihtimal oldu. Veteriner ile görüşelim bunu.
0
Aynı sorunu yaşayanlar için akıbeti paylaşmak istedim.
Kedinin fiziksel bir rahatsızlığı çıkmayınca çiş yaptığı bölgenin dekorasyonunu değiştirdik. İşte halıyı kaldır, portmantoyu başka bir açıya çek filan gibi bir düzenleme ve son bir temizlik sonrası davranış kayboldu.
Eğer kedinizin benzer bir sorunu olup da, sistit gibi bir rahatsızlık yoksa, temizlik önlemleri ile sonuç alamıyorsanız bir denemenizi tavsiye ederim.
Kedinin fiziksel bir rahatsızlığı çıkmayınca çiş yaptığı bölgenin dekorasyonunu değiştirdik. İşte halıyı kaldır, portmantoyu başka bir açıya çek filan gibi bir düzenleme ve son bir temizlik sonrası davranış kayboldu.
Eğer kedinizin benzer bir sorunu olup da, sistit gibi bir rahatsızlık yoksa, temizlik önlemleri ile sonuç alamıyorsanız bir denemenizi tavsiye ederim.
0
MaraudeR
ne diyorlardı, standart bi laf vardı filmlerde falan? nice tunes muydu?
ne diyorlardı, standart bi laf vardı filmlerde falan? nice tunes muydu?
0
sidd79
Lütfen chati kullanmadan önce dat.com'a login olunuz.Login olursanız, kendi nickiniz ile yazmış olursunuz, login olmadan yazarsanız " guest" nicki ile yazmış görünürsünüz.
Lütfen chati kullanmadan önce dat.com'a login olunuz.Login olursanız, kendi nickiniz ile yazmış olursunuz, login olmadan yazarsanız " guest" nicki ile yazmış görünürsünüz.
0
Please, log in to dat.com before operating the chat application. When you log in, you will start to type with your own nickname, otherwise you will be seen as ''guest'' while you are typing.
0
genc irisi
Konu malum son kraliçe kübrayı dövmüş hayvanın biri incideki trollüklerini felan da takip ederdim ona çok üzüldüm mesela ama az önce gastede gördüm deniz akkaya 3. farklı sevgilisinden dayak yemiş. aynı adam daha önceki sevgililerini de dövmüş. ona hiç üzülmedim mesela. ben naif bir insan olduğumu d
Konu malum son kraliçe kübrayı dövmüş hayvanın biri incideki trollüklerini felan da takip ederdim ona çok üzüldüm mesela ama az önce gastede gördüm deniz akkaya 3. farklı sevgilisinden dayak yemiş. aynı adam daha önceki sevgililerini de dövmüş. ona hiç üzülmedim mesela. ben naif bir insan olduğumu düşünüyorum ve yakınlaştığım kızlardan azcık erkek ol, sevgilim gibi değilsin felan gibi tenkitler duydum daha önce. illaha höt zöt bi adam mı olmak lazım yani ?
0
höt zöt bir adam olmak sevgili dövmek değil ki?
onlar size pısırık olma, sözünün arkasında dur, efendi ol, işbitirici ol babında falan söylemiştir. siz öylesinizdir demiyorum ama anlattığınız bunu çağrıştırıyor.
onlar size pısırık olma, sözünün arkasında dur, efendi ol, işbitirici ol babında falan söylemiştir. siz öylesinizdir demiyorum ama anlattığınız bunu çağrıştırıyor.
0
naif insanlarda gayet sözünün eri olurlar, aldatmazlar, efendi olurlar ki höt zöt adamların efendi olduğunu hiç görmedim kesin bi yerden patlak verirler. sonuçta aynı şeye geliyorum illa höt zöt maço mu olmak lazım. maço sevenler bu riskleri baştan göze almış olmuyor mu?
0
bazı kızlar çok kezo. özellikle de erkek ol???? diyen kezolar. biz iyi olalım derken sert olmaktan hoşlanıyorlar. sonra ağır davranınca da kıro oluyoruz. sence dayağı hak etmiyorlar mı?
0
yetiştirilme tarzı. babalarından öyle görmüşler. şansını Avrupa'da dene ordaki kızlar efendi düzgün erkekleri sever
0
kesinlikle dayağı kimse hak etmez ama bu kızlar böyle bir riskin büyük olduğunu baştan nasıl kabulleniyorlar. ben işin o kısmını anlayamıyorum işte. neden piç erkeklere güven duyup kendilerini teslim ederken çok daha naif davranan karşısındakine herhangi bir şekilde zarar vermekten korkan birini neden ezik görürler.
0
eski kız arkadaşım bana şakayla karışık hep light'sın derdi. nedeniyse kibar olmam, incitmemem, insan gibi davranmamdı tabii ki. eski sevgililerinin onu nasıl kıskandığını, izlediğini, şifrelerini istediğini, ara sıra tokat attığını "gururlanarak" anlatırdı resmen. kızların büyük kısmı böyle maalesef. 4s kuralı yani.
0
Defalarca konuşulmuş konular bunlar. Ağlama duvarına dönen tartışmalar yapmaya gerek yok. Seni olduğun gibi seven birini bul.
0
Bu soru burada 50 kere soruldu. Genelde de kızlar değil erkekler cevap yazarlar. Çok modern çok medeni çok özgür geçinen kızlarımız "ben de ayı gibi erkeklerden hoşlanıyorum gerekirse dişlerimi döksün vajinama tuz serpsin ayy bayılırım sarsılırım" demeye utandıklarından sesleri çıkmaz. Kıroluk, mağara adamlığı toplumsal kültür olunca böyle oluyor işte.
0
Dayak yiyen, öldürülen kadınlara pek üzülmüyorum. Ardında maddi dayanak olmadan bu boktan erkekleri ve boktan hayatı, hıyarların kölesi olmayı seçip sonra sapır sapır telef oluyorlar. Adam salak olduğu gibi kız da salak. Bu adamın son tahlilde seni döveceği belli. Gidiyo kahveciye esnafa vurulup Aşık oldum falan diyo. Aşk da ne demekse. Çiftleşme içgüdülerimin önüne geçemiyorum falan de bari. Gerisi müstehak.
0
kizi döven adamla ben erkek olarak ayni mekanda bulunmak istemem acikcasi. at tüccari kilikli bir comar.
ama kizin da ayni seviyede comar oldugunu düsünüyorum ki bu adami bulmus.
ama kizin da ayni seviyede comar oldugunu düsünüyorum ki bu adami bulmus.
0
Ülkemizde bunun bu kadar yaygın olmasının tek sebebi var; o da kız çocuklarını doğru düzgün sevmeyi bilmeyen anne ve babalar. Özellikle kız çocukları son derece şefkatten eksik bir ortamda büyüyor ve eksik olan baba figürünü bir şekilde hayatlarında tamamlayabilmek için bilmeden de olsa otoriter erkekleri bu yüzden daha cazip buluyorlar. Sevgi eksik kaldığı için ideal bir sevginin nasıl olması gerektiğini ruh hastası bir toplum olarak bilmiyoruz, dolasıyla bağırıp çağırması= baba gibi sahiplenme=demek ki beni seviyor oluyor. Şiddet işin içine girmediğinde bunun patolojik boyutu fark edilmiyor. Dolasyla bunu ülkemize genellemenin tek nedeni, toplumun genelinin çarpık aile yapısı, kadınlar ile ilgili bir sorun değil.
Edit: Bir de çomar diye genellenen kesimde bunların görülmesinin nedeni; o çomar ailelerinin kız çocuklarına daha doğuştan ''yollu olmadan namusuyla everelim de kurtulalım'' muamelesi ile büyütmelerinden dolayı zaten. Söz konusu kız çocuğu bir an önce büyüyüp kabul göreceği ve kendisini sahiplenecek erkeği ile ''var olmayı'' diliyor bu da evlenme merakını fazlasıyla açıklamakta zaten. Ailede kabul görmeyen kız çocuğu bir önce kabul görebileceği bir aşamaya geçmek istiyor ve kendisini sahiplenen bir erkek arayışına giriyor. Ancak sahiplenme algısı da patolojik tabi. Kadına ikinci sınıf muamelesi yapan çomar kesimin erkeği de büyüyünce şekil A'ya dönüşüyor işte. Her şey aile yapısı ile, toplum ile alakalı bir sorun.
Ailenin modern olması çocuklarını doğru bir şekilde sevebileceği anlamına gelmiyor. Profesörlerin çocukları da intihar ediyor ya da bu tarz eğilimlere gidiyor ona kalırsa.Eğitimli eğitimsiz komple sevmeyi bilmeyen bir toplumuz, çocuk -özellikle de kız çocukları- nasıl yetiştirilir nasıl sevilir bilmiyoruz.
Edit: Bir de çomar diye genellenen kesimde bunların görülmesinin nedeni; o çomar ailelerinin kız çocuklarına daha doğuştan ''yollu olmadan namusuyla everelim de kurtulalım'' muamelesi ile büyütmelerinden dolayı zaten. Söz konusu kız çocuğu bir an önce büyüyüp kabul göreceği ve kendisini sahiplenecek erkeği ile ''var olmayı'' diliyor bu da evlenme merakını fazlasıyla açıklamakta zaten. Ailede kabul görmeyen kız çocuğu bir önce kabul görebileceği bir aşamaya geçmek istiyor ve kendisini sahiplenen bir erkek arayışına giriyor. Ancak sahiplenme algısı da patolojik tabi. Kadına ikinci sınıf muamelesi yapan çomar kesimin erkeği de büyüyünce şekil A'ya dönüşüyor işte. Her şey aile yapısı ile, toplum ile alakalı bir sorun.
Ailenin modern olması çocuklarını doğru bir şekilde sevebileceği anlamına gelmiyor. Profesörlerin çocukları da intihar ediyor ya da bu tarz eğilimlere gidiyor ona kalırsa.Eğitimli eğitimsiz komple sevmeyi bilmeyen bir toplumuz, çocuk -özellikle de kız çocukları- nasıl yetiştirilir nasıl sevilir bilmiyoruz.
0
kalitenin, niteliğin bu konuyla zerre alakası yok. off... dört duvar arasında neler yaşandığını kimse bilmiyor. aklınıza hayalinize gelmeyecek insanlar bunu talep ediyorlar. bu tamamen içgüdü. ikili ilişkilerin bir cevap anahtarı yok. dolayısıyla doğru/yanlış kavramları, sadece yaftalamadan ibaret.
bu konu üzerinde çok fazla sosyolojik ya da antropolijik açılımlar kasmaya gerek görmüyorum. hepimizin belli bir yaşı var. hepimiz tecrübeleniyoruz; terk ediyoruz, terk ediliyoruz. kimilerinin canını yakıyoruz bir şekilde, kimilerini iplemiyoruz; keza bize de aynıları yapılıyor. şu, bu...
yukarıda erkeğin başat rollerde olduğu zaman kadının daha da bağlandığı yazılmış, ki doğrudur. en yakın arkadaşımın karısını dövdüğünü biliyorum ve karısı adamı ultra seviyor. kendimi düşündüğümde, barzo gibi davrandığımda eski kız arkadaşlarımın daha bir bağlandığına da bizatihi şahidim.
bir iş nasıl 'doğru' işliyorsa, öyle işlemeli diye düşünüyorum. herkesin hayatı kendine. o yüzden kalkıp da 'ay nasıl bu hanzoyla berabersin?' tarzı soruların karşılığı olmayacaktır. bırakın kim nasıl beraber olmak istiyorsa öyle olsun.
bu konu üzerinde çok fazla sosyolojik ya da antropolijik açılımlar kasmaya gerek görmüyorum. hepimizin belli bir yaşı var. hepimiz tecrübeleniyoruz; terk ediyoruz, terk ediliyoruz. kimilerinin canını yakıyoruz bir şekilde, kimilerini iplemiyoruz; keza bize de aynıları yapılıyor. şu, bu...
yukarıda erkeğin başat rollerde olduğu zaman kadının daha da bağlandığı yazılmış, ki doğrudur. en yakın arkadaşımın karısını dövdüğünü biliyorum ve karısı adamı ultra seviyor. kendimi düşündüğümde, barzo gibi davrandığımda eski kız arkadaşlarımın daha bir bağlandığına da bizatihi şahidim.
bir iş nasıl 'doğru' işliyorsa, öyle işlemeli diye düşünüyorum. herkesin hayatı kendine. o yüzden kalkıp da 'ay nasıl bu hanzoyla berabersin?' tarzı soruların karşılığı olmayacaktır. bırakın kim nasıl beraber olmak istiyorsa öyle olsun.
0
Sevgi, ilgi açlığı, bağlanma, sahiplenilme, güvende hissetme arzusu vb. Neferkitty, iyi özetlemiş.
0
Bu olay özelinden bağımsız olarak söylüyorum, dışardan sonderece naif, mülayim, evlenene kadar fiziksel şiddete dair hiç belirti vernemiş erkeklerden hastanelik olacak kadar dayak yiyen kadınlar var. Yaklaşık 15 yıldır kadın çalışmalarına katılıyorum çeşitli ortamlarda ve ne olaylar gördüm ve duydum. akademisyen olupta eşi istemediği için anal tecavüzden ( kadına fiziksel zarar verecek boyutta) tutunda daha fazla maaş alıyor diye öğle yemeklerinde orospuluk yapıyorsun yoksa benden fazla kazanamazsın diye burnunu kıran mühendis kocaya kadar çok çeşitli olaylar var. Bu adamların en büyük özelliği, dışardan kimsenin, bu adam bunları yaptı dediğinizde inanamaması.
Bu konular "kezbanlar efendi adam yerine piç adam tercih ediyor yeeaaa" dan çok daha ciddi toplumsal bir mesele.
Bu konular "kezbanlar efendi adam yerine piç adam tercih ediyor yeeaaa" dan çok daha ciddi toplumsal bir mesele.
0
ben bu konuda çok sığ düşünüyorum valla; sevgilisini/karısını dövebilecek, öldürebilecek, tecaavüz edebilecek, ne biliyim onu kumarda bahis olarak ortaya koyabilecek, parayla satabilecek vs her adamın yanındaki kadın da yarı yarıya suçludur, bu durumu hakediyodur.
kendi arkadaş çevremden bile yakınen şahidim. bir yanında gayet de düzgün, efendi adamlar varken, kendi yanındaki adamın kıro, cahil, öküz, kaba vs olduğu ayan beyan ortada ama o yine de bu tercihinde ısrarcı. ondan sonra da ouuvv..
yani kedi yerine evde kaplan besleyip de "beni ısırdıı" diye sızlanmak gibi bişey bu.
not: sözüm tanımadığı kişilerce ya da akrabalarınca tecavüze veya şiddete maruz kalan kadınlara değil tabii ki, anlayan anlamıştır demek istediğimi.
kendi arkadaş çevremden bile yakınen şahidim. bir yanında gayet de düzgün, efendi adamlar varken, kendi yanındaki adamın kıro, cahil, öküz, kaba vs olduğu ayan beyan ortada ama o yine de bu tercihinde ısrarcı. ondan sonra da ouuvv..
yani kedi yerine evde kaplan besleyip de "beni ısırdıı" diye sızlanmak gibi bişey bu.
not: sözüm tanımadığı kişilerce ya da akrabalarınca tecavüze veya şiddete maruz kalan kadınlara değil tabii ki, anlayan anlamıştır demek istediğimi.
0
Sandman
aksiyon figürlerinden çizgi roman tarzı bir şey yapmak istiyorum sizce tutar mı
aksiyon figürlerinden çizgi roman tarzı bir şey yapmak istiyorum sizce tutar mı
0
zinomseker
Havasi kaldirmisti en son imelih diye hatirliyorum. Son durum nedir? Neyle gidelim havaalanina? Ucustan bir saat once orada olmak icin kacta binelim otobuse? Havaalanina yolculuk ne kadar suruyor?
Havasi kaldirmisti en son imelih diye hatirliyorum. Son durum nedir? Neyle gidelim havaalanina? Ucustan bir saat once orada olmak icin kacta binelim otobuse? Havaalanina yolculuk ne kadar suruyor?
0
Kızılay'dan ya da Aşti'den ya da muhtelif diğer duraklardan Belko air'e binmeniz lazım. Trafik yoksa 45 dakikada gidersiniz ama bazı saatlerde yolcu yoğunluğu oluyor ve 2.arac beklemek zorunda kalabiliyorsunuz. Bu nedenle riske atmamak için 1 saat 15 dakika olarak yolu hesaba alın. En son 8 tl idi sanırım, bu kadar detaylı verdikten sonra yarın gidip muavinlik başvurumda buluncağım, iyi yolculuklar.
0
stavro
Gunumuzde hala cinsel yolla bulasan hastaliklardan olum oluyor mu? Hepsinin tedavisi var mi artik?
Gunumuzde hala cinsel yolla bulasan hastaliklardan olum oluyor mu? Hepsinin tedavisi var mi artik?
0
Hpv, aids, herpes gibi virüslerin kesin tedavisi yok. hepatit B'de nispeten daha yüksek iyileşme şansı, en son hepatit c'ye bi ilaç geliştirildi diyolardı ondan emin değilim.
0
0
hpv'den olmaz. HIV eğer AIDS'e dönüşürse enfeksiyondan öldürür. Hepatit B kronikleşir, ya sirozdan ya da karaciğer kanserinden öldürür. Hepatit C de siroz veya kanserden öldürür. Hep B hastaları uzun yıllar yaşatılabiliyor ama C zor. Herpes öldürmez eğer altta yatan savunma sistemini zayıflatan hastalığın yoksa.
0
siğili dondurmak/yakmak virüsü vücuttan atmaz,siğil çıkmasa da taşıyıcılıkla bulaşıcılık devam edebilmekte. dolasıyla siğil tedavisi hpv tedavisi demek değil, google'dan araştırırsanız kesin tedavisi olmadığını siz de görürsünüz. daha doğrusu kesin tedavisi ile kast ettiğim semptomatik tedavi değil.
bağışıklık sistemi üstünden gelebilirse ne ala.
Edit: mesela burada çok basit bir dille ifade edilmiş:
www.jinekolognet.com
''HPV kesin tedavisi var mıdır?
Maalesef günümüzde HPV kesin tedavisi bulunmamaktadır. Tedavi edici aşı çalışmaları henüz tamamlanmamıştır.
Tüm viral hastalıklarda olduğu gibi vucud ancak kendi başına antikor üretimi sağlayarak HPV enfeksiyonunu yenebilir. Bu da bağışıklık sistemi güçlü olanlarda mümkün olabilmektedir. Bu yüzden HPV bulaşan kadın ve erkeklerin immun (bağışıklık) sistemini güçlü tutmaları önerilir.''
bağışıklık sistemi üstünden gelebilirse ne ala.
Edit: mesela burada çok basit bir dille ifade edilmiş:
www.jinekolognet.com
''HPV kesin tedavisi var mıdır?
Maalesef günümüzde HPV kesin tedavisi bulunmamaktadır. Tedavi edici aşı çalışmaları henüz tamamlanmamıştır.
Tüm viral hastalıklarda olduğu gibi vucud ancak kendi başına antikor üretimi sağlayarak HPV enfeksiyonunu yenebilir. Bu da bağışıklık sistemi güçlü olanlarda mümkün olabilmektedir. Bu yüzden HPV bulaşan kadın ve erkeklerin immun (bağışıklık) sistemini güçlü tutmaları önerilir.''
0
yedi bela husnu
yurt dışı ile ilgili ciddi problem yaşamaktayım, anlam bozukluğuna uğramamak için ciddi yardıma ihtiyacım var;Değişim istediğimiz parçayı bize fatura edecek misiniz?Sözleşme içinde bizi direkt ilgilendiren maddeler nelerdir. Bu sözleşmeyi imzaladigimizda ücretsiz değişim yapılacak mı?sorularını düzg
yurt dışı ile ilgili ciddi problem yaşamaktayım, anlam bozukluğuna uğramamak için ciddi yardıma ihtiyacım var;
Değişim istediğimiz parçayı bize fatura edecek misiniz?
Sözleşme içinde bizi direkt ilgilendiren maddeler nelerdir.
Bu sözleşmeyi imzaladigimizda ücretsiz değişim yapılacak mı?
sorularını düzgün yazabilmem lazım, yardım pls. öpt. bye.
Değişim istediğimiz parçayı bize fatura edecek misiniz?
Sözleşme içinde bizi direkt ilgilendiren maddeler nelerdir.
Bu sözleşmeyi imzaladigimizda ücretsiz değişim yapılacak mı?
sorularını düzgün yazabilmem lazım, yardım pls. öpt. bye.
0
meyve parcacikli kadin
Sevgiliniz vesikalığınıza bakınca "bu ne böyle ya, ben böyle çıksam bunalıma girerdim" dese napardınız?
Sevgiliniz vesikalığınıza bakınca "bu ne böyle ya, ben böyle çıksam bunalıma girerdim" dese napardınız?
0
begendigim bi fotografsa ben begeniorum derdim, ben de begenmiyorsam evet kotu cikmisim diye onaylardim.
0
Zaten vesikalık fotoğraf, herkesin dandik dandik çıktığı, ne acayip çıktığını millete göstere göstere eğlenmek için kullanılan bir şey. Çift taraflı "Hehe, ne biçim çıkmışız" deyip karşılıklı gösterilip kahkaha atılası, dalga geçilesi bir şey. Onun yerinde olsam güler güler, sonra da benimkini gösterip seni güldürürdüm. Fotoğrafa gülünür. Yine de "Bunalıma girerdim" kısmı azıcık ağır geldi bana biraz. O kısma küçücük bozulurdum herhalde. Ne bileyim, ben kimsenin fotoğrafına "Bunalıma girerdim" demezdim herhalde, aklıma bile gelmezdi.
Çok büyük bir şey değil bu tek başına, hatta dert edilecek bir şey bile sayılmaz da; konuşurken özüne döndüğünde ağzının ayarı olmayan, düşüncesizleşen, keskin sirke gibi küpüne zarar biriyle beraber olmak istemem. Bu da kesinlikle bunun bir göstergesi değil zaten de, eğer genelde de böyle bir insansa bu laf da batardı. Zaten genel hali gözüme batıyorsa, bu da bir süre rahatsız ederdi. Belki bardağı taşıran damla olurdu. Öyle biri değilse de, "Kurban ol fotoğrafıma" der, gülerdim, öperdim.
Çok büyük bir şey değil bu tek başına, hatta dert edilecek bir şey bile sayılmaz da; konuşurken özüne döndüğünde ağzının ayarı olmayan, düşüncesizleşen, keskin sirke gibi küpüne zarar biriyle beraber olmak istemem. Bu da kesinlikle bunun bir göstergesi değil zaten de, eğer genelde de böyle bir insansa bu laf da batardı. Zaten genel hali gözüme batıyorsa, bu da bir süre rahatsız ederdi. Belki bardağı taşıran damla olurdu. Öyle biri değilse de, "Kurban ol fotoğrafıma" der, gülerdim, öperdim.
0
Reddit'de çok komik bir paylaşım vardı, cümleyi tam hatırlamıyorum ama bu online dating sitelerinde sadece kimlik fotoğrafına izin verilmesi gerektiğini, böylece insanların daha düşük beklenti içerisine girerek mutluluğa ulaşmasının %100 verime ulaşacağını söylüyordu :p
yani vesikalık fotoğraf dünya çapında bir sorun zaten ben alınmaz gülerdim, sonra onun vesikalığı ile dalga geçerdim kesin daha beterdir :)
yani vesikalık fotoğraf dünya çapında bir sorun zaten ben alınmaz gülerdim, sonra onun vesikalığı ile dalga geçerdim kesin daha beterdir :)
0
Frederick Co
1- blade: the cutting edge must be ground sharp, prefeably with an included angle of 18 to 23 deg and shall be ground on the front side of the blade, i.e. the side facing the operator2-blade: for digging hoes, the rise of the blade shall be small (preferably less than 60mm) so that the blade is almo
1- blade: the cutting edge must be ground sharp, prefeably with an included angle of 18 to 23 deg and shall be ground on the front side of the blade, i.e. the side facing the operator
2-blade: for digging hoes, the rise of the blade shall be small (preferably less than 60mm) so that the blade is almost at right angle to the handle to give maximum penetration on impact
bu iki maddeyi anlayamadım :(
2-blade: for digging hoes, the rise of the blade shall be small (preferably less than 60mm) so that the blade is almost at right angle to the handle to give maximum penetration on impact
bu iki maddeyi anlayamadım :(
0
blade ile kast ettiği şeyi jilet/bıçak vs parçaya göre sen yazarsın
1-bıçak: kesici kenarı; keskin bir şekilde şekillendirilmiş olmalı. Tercihen 18 - 23 derece bir açıya sahip olmalı ve bıçağın ön yüzünde; yani kullanıcıya bakan yüzünde şekillendirme yapılmalıdır.
2-bıçak: kazıcı çapalar için, kesici kenarın artırılması az olmalıdır (tercihen 60 mm'den az), böylece etki gösterdiği maksimum deliciği sağlayacak tutuş için hemen hemen doğru bir açıya sahip olacaktır.
Gibi bir şeyler anladım, işine yarar umarım. Teknik çeviri olduğu için terimlere göre değiştirebilirsin de.
burdaki ground , grind'in past hali, şekillendirme yapma anlamı var (To shape, sharpen, or refine with friction: grind a lens.)
edit: grind için bilemek daha doğru oluyor evet, aklıma gelmemişti hiç :)
1-bıçak: kesici kenarı; keskin bir şekilde şekillendirilmiş olmalı. Tercihen 18 - 23 derece bir açıya sahip olmalı ve bıçağın ön yüzünde; yani kullanıcıya bakan yüzünde şekillendirme yapılmalıdır.
2-bıçak: kazıcı çapalar için, kesici kenarın artırılması az olmalıdır (tercihen 60 mm'den az), böylece etki gösterdiği maksimum deliciği sağlayacak tutuş için hemen hemen doğru bir açıya sahip olacaktır.
Gibi bir şeyler anladım, işine yarar umarım. Teknik çeviri olduğu için terimlere göre değiştirebilirsin de.
burdaki ground , grind'in past hali, şekillendirme yapma anlamı var (To shape, sharpen, or refine with friction: grind a lens.)
edit: grind için bilemek daha doğru oluyor evet, aklıma gelmemişti hiç :)
0
antikadimag
Tek başına tatil yapmanın en büyük sıkıntısını buldum sanırım. Sırtını nasıl kremleyecek bu insanlar
Tek başına tatil yapmanın en büyük sıkıntısını buldum sanırım. Sırtını nasıl kremleyecek bu insanlar
0
onemli olan omuzlar. en cok yanan ve hassas bolge omuzlar. omuzlari iyice yagladiktan sonra elinin uzandigi kadar arkalari yagla iste.
0
mevsimler
Yapılması gereken bu mu sizce?
Yapılması gereken bu mu sizce?
0
hem de ilk günden, evet.
silmezsen kesin bi şeylik çıkar, ayrılır ayrılmaz silip iletişimi kesmek lazım.
silmezsen kesin bi şeylik çıkar, ayrılır ayrılmaz silip iletişimi kesmek lazım.
0
evet geçtiğimiz 2 gün kıyamet koptu bizde de bu durumdan ötürü, sil bencede ağızımızın tadı bozulmasın Ali rıza hesabı :D
0
Güzel diyorsunuz da ben bugüne kadar böyle bir şey yapmadım aslında şimdi hepsini birden sileyim mi çok yok ama abes olur ya
0
%80 evet. %20 hayır.
eğer kötü bitmişse, kırgınlık varsa, falan evet.
eğer anlaşılmışsa, iki taraf da olgunlukla sindirerek ayrıldıysa, anlayış sağlanmışsa elbetteki hayır.
eğer kötü bitmişse, kırgınlık varsa, falan evet.
eğer anlaşılmışsa, iki taraf da olgunlukla sindirerek ayrıldıysa, anlayış sağlanmışsa elbetteki hayır.
0
ben ciddi düşündüğüm eski sevgilimi silmiştim. ama kısa süren bir sevgililik durumumuzun olduğu biri var, onu silmedim misal, arada konuşuruz.
0
yapılması gereken mi değil mi diye düşünmekten çok, yapmazsam elime ne geçecek diye düşünmek daha mantıklı olabilir.
o kişiyi hayatınızdan çıkarmak size bir şey kaybettirecek mi? eski sevgiliniz olmaktan başka bir varlığı var mı hayatınızda? silmezseniz bir artısı olacak mı?
şahsi görüşüm silmenin en temizi olduğudur. eski sevgili asidi geçmiş kola gibidir derler, bir işe yaramaz :P
o kişiyi hayatınızdan çıkarmak size bir şey kaybettirecek mi? eski sevgiliniz olmaktan başka bir varlığı var mı hayatınızda? silmezseniz bir artısı olacak mı?
şahsi görüşüm silmenin en temizi olduğudur. eski sevgili asidi geçmiş kola gibidir derler, bir işe yaramaz :P
0
@vesika +10000000000000000000000000000000000000
8 yıl önceki kız arkadaşımla hala konuşuyoruz. kadın kompleksiz ve dost canlısı. biten bitiyor ama dostluk kalıyor. ama bunlar çok nadir.
ama kötü bitmişse neden silmeyesin?
8 yıl önceki kız arkadaşımla hala konuşuyoruz. kadın kompleksiz ve dost canlısı. biten bitiyor ama dostluk kalıyor. ama bunlar çok nadir.
ama kötü bitmişse neden silmeyesin?
0
hasansabbah
sb. (soru başlıkta)insanlar beyaz şarap içmemesine rağmen sevmediklerini söyleyebiliyorlar.
sb. (soru başlıkta)
insanlar beyaz şarap içmemesine rağmen sevmediklerini söyleyebiliyorlar.
insanlar beyaz şarap içmemesine rağmen sevmediklerini söyleyebiliyorlar.
0
bence filmlerde filan habire kırmızı şarap gördükleri için, hiç içmeyen birisinde kırmızı daha iyidir algısı oluşuyor, hoş kırmızının tadı bence de daha güzel :D
not: beyazın tadını biliyorum tabi.
not: beyazın tadını biliyorum tabi.
0
çünkü "koçtaş kilimi-külotlu çorap-yere simetrik yayılmış üç beş plak" üçlüsü kırmızıyla tamamlanır da ondan.
yanında et vs yeniyorsa kırmızı iyidir ama aksi halde ağır gelir kanımca.
yanında et vs yeniyorsa kırmızı iyidir ama aksi halde ağır gelir kanımca.
0
Doğru, belki kırmızı şarap genellikle romantizmle falan IIişkilendirildiği içindir. Ben de beyaz severim özellikle yarı tatlı olanları sıcak şarap da iyidir bu arada Ich liebe glühwine
0
tchuck
sıkıldım ya. napacağımı da bilmiyorum. 10 aydır birlikteyiz ama vallahi sıkıldım ve ne kadar seversem seveyim bu sebepten sürekli tartışmaktan da sıkıldım.düzeleceğini de düşünmüyorum.en son dün akşam tartıştım.yani o tartışmaıy özet olarak açıklayayım:akşam uyuyacağım bir saatte bir işimi halleder
sıkıldım ya. napacağımı da bilmiyorum. 10 aydır birlikteyiz ama vallahi sıkıldım ve ne kadar seversem seveyim bu sebepten sürekli tartışmaktan da sıkıldım.
düzeleceğini de düşünmüyorum.
en son dün akşam tartıştım.
yani o tartışmaıy özet olarak açıklayayım:
akşam uyuyacağım bir saatte bir işimi halleder misin dedi. (photoshoplu bişi) ben de başladım yapmaya, göndermesi gereken bir dökümanı "gönderdim" yazmış ama gelmemiş. o yazdıktan 1 dakika sonra "gelmedi" yazdım. cevap yok, whatsappe de bakmıyor.
10 dakka 20 dakka geçti. "hayatım uyucam gözümü açamıyorum at şunu da yapıp göndereyim" dedim. hala bakmıyor.
hala bakmıyor. hala bakmıyor.
en son"yahu iş veriyorsun sonra çekip gidiyorsun 3 defa aradım, kaç tane whatsappten yazdım. yarım saattir önümde photoshop açık işini halletmeye çalışıyorum. yanında bomba mı patladı noldu da cevap vermiyorsun sıkıldım bu işten" gibi şeyler yazdım.
sonra uyumuşum zaten koltukta.
1 saat sonra cevap atmış, sabah gördüm. bıdı bıdı bişeyler.
ya ben delireceğim ya.
yanlış anlamayın, her yazdığıma anında cevap atacak diye bir şey yok.
ama bir konuşmanın ortasındaysak, bir işin ortasındaysak, bir şeyleri halletmeye çalışıyorsak ANINDA CEVAP VERMEK ZORUNDA. başçavuşun eşşeği yok orda 2 saat onun cevabını bekleyecek değilim.
ablalarıyla beraberdi, biliyorum onlarla konuşmaya daldığı için cevap atmıyor.
ama ne demek bu ya? ulan orda onun işini yapıyoruz, ne demek ablasıyla konuşmaya dalmak? bi 10 dakkada bir zahmetedip telefona bak bari?
bakın bu dandik ve en basit örnek.
ama hep böyle. sıkıldım ya.
2 şeyi birden düşünemiyor çünkü dağılıyor. çünkü sorumluluk diye bişey yok.
hem ablamla konusayım hem arada telefona bakayım demek yok. ablasıyla konusuyorsa: ben umurunda değilim.
benle konusuyorsa: ablası umurunda değil.
bin tane konu arkadaşlar. tam bin tane konu.
freelance çalışıyorum akşamları, o işlerimi bile engelliyor. güzel güzel anlatıyorum "bak bunu yaptığımda alacağımız parayla x yapacağız, y isteğimizi yapacağız" diye. tamam diye kafa sallıyor, 1 saat sonra neden onla ilgilenmiyorum muhabbetleri dönüyor. sinir yapıyor.
hiç sorumluluğu yok. aklımı yitirecem artık ya.
soru: napayım ben?
seviyorum. ama olmuyor işte.
her tepkimi anormal görüyor çünkü onda sorumluluğa dair bir duygu yok. o yüzden bu tür şeyler onun için problem değil. ama benim için problem çünkü ben sorumluluk sahibiyim, sırtımda yük hissediyorum.
düzeleceğini de düşünmüyorum.
en son dün akşam tartıştım.
yani o tartışmaıy özet olarak açıklayayım:
akşam uyuyacağım bir saatte bir işimi halleder misin dedi. (photoshoplu bişi) ben de başladım yapmaya, göndermesi gereken bir dökümanı "gönderdim" yazmış ama gelmemiş. o yazdıktan 1 dakika sonra "gelmedi" yazdım. cevap yok, whatsappe de bakmıyor.
10 dakka 20 dakka geçti. "hayatım uyucam gözümü açamıyorum at şunu da yapıp göndereyim" dedim. hala bakmıyor.
hala bakmıyor. hala bakmıyor.
en son"yahu iş veriyorsun sonra çekip gidiyorsun 3 defa aradım, kaç tane whatsappten yazdım. yarım saattir önümde photoshop açık işini halletmeye çalışıyorum. yanında bomba mı patladı noldu da cevap vermiyorsun sıkıldım bu işten" gibi şeyler yazdım.
sonra uyumuşum zaten koltukta.
1 saat sonra cevap atmış, sabah gördüm. bıdı bıdı bişeyler.
ya ben delireceğim ya.
yanlış anlamayın, her yazdığıma anında cevap atacak diye bir şey yok.
ama bir konuşmanın ortasındaysak, bir işin ortasındaysak, bir şeyleri halletmeye çalışıyorsak ANINDA CEVAP VERMEK ZORUNDA. başçavuşun eşşeği yok orda 2 saat onun cevabını bekleyecek değilim.
ablalarıyla beraberdi, biliyorum onlarla konuşmaya daldığı için cevap atmıyor.
ama ne demek bu ya? ulan orda onun işini yapıyoruz, ne demek ablasıyla konuşmaya dalmak? bi 10 dakkada bir zahmetedip telefona bak bari?
bakın bu dandik ve en basit örnek.
ama hep böyle. sıkıldım ya.
2 şeyi birden düşünemiyor çünkü dağılıyor. çünkü sorumluluk diye bişey yok.
hem ablamla konusayım hem arada telefona bakayım demek yok. ablasıyla konusuyorsa: ben umurunda değilim.
benle konusuyorsa: ablası umurunda değil.
bin tane konu arkadaşlar. tam bin tane konu.
freelance çalışıyorum akşamları, o işlerimi bile engelliyor. güzel güzel anlatıyorum "bak bunu yaptığımda alacağımız parayla x yapacağız, y isteğimizi yapacağız" diye. tamam diye kafa sallıyor, 1 saat sonra neden onla ilgilenmiyorum muhabbetleri dönüyor. sinir yapıyor.
hiç sorumluluğu yok. aklımı yitirecem artık ya.
soru: napayım ben?
seviyorum. ama olmuyor işte.
her tepkimi anormal görüyor çünkü onda sorumluluğa dair bir duygu yok. o yüzden bu tür şeyler onun için problem değil. ama benim için problem çünkü ben sorumluluk sahibiyim, sırtımda yük hissediyorum.
0
sanırım kendisinin biraz olgunlaşması gerekiyor.empati eksikliği bu toprakların en büyük sorunu galiba.
0
Belli ki olmuyor, konuşunca da duzelmiyor. Herkesin yoluna gitmesi dışında aklıma seçenek gelmiyor.
0
Bencil ve toy kadın terörüne maruz kalmışsın, geçmiş olsun.
"Eski" kız arkadaşım işteyken bono mösoj otmoyorson diye trip yapıyordu, zaten göt kadar ofis, zaten müdür benim direkt arkamda oturuyor, ona cevap yetiştireceğim derken bir hafta sonrasında müdürden uyarı almıştım ve çok zoruma gitmişti. He sebebi neydi: Kendisi hiç çalışmamış ve hala çocuk kafasındaydı o yüzden empati yapmayı becernekten de acizdi. Neyse sonuç olarak ayrıl ve kafanı dinle, benden söylemesi.
"Eski" kız arkadaşım işteyken bono mösoj otmoyorson diye trip yapıyordu, zaten göt kadar ofis, zaten müdür benim direkt arkamda oturuyor, ona cevap yetiştireceğim derken bir hafta sonrasında müdürden uyarı almıştım ve çok zoruma gitmişti. He sebebi neydi: Kendisi hiç çalışmamış ve hala çocuk kafasındaydı o yüzden empati yapmayı becernekten de acizdi. Neyse sonuç olarak ayrıl ve kafanı dinle, benden söylemesi.
0
@dude, maskülenlikle ne alakası var allah aşkına?
ve evet CEVAP VERMEK ZORUNDA. çünkü bana bi iş vermiş, yapıyoruz. bir merak eder, bi sorar, bi bakar. böyle saçmalık olmaz.
ve evet CEVAP VERMEK ZORUNDA. çünkü bana bi iş vermiş, yapıyoruz. bir merak eder, bi sorar, bi bakar. böyle saçmalık olmaz.
0
Yazik ya ne ugrasiyorsun. Suraya su kadar yazdirabiliyorsa bir olayda gerisini tahmin bile edemiyorum.
0
@tchuck
sen dude'e takılma, kendisi haftada bir duyuruyu bırakıp sansasyonel bir olayla geri döner. tükürdüğünü yalamakta ustadır zaten saçı sakalı kesince de naylon kere naylon oldu aljdsnblkajdsn
konuya gelince bırak o kızı ya. azıcık saygısı olsun sevgilisine. bu yaştan sonra sen öğretecek değilsin ya!
şimdi silkelen ve kendine gel!
sen dude'e takılma, kendisi haftada bir duyuruyu bırakıp sansasyonel bir olayla geri döner. tükürdüğünü yalamakta ustadır zaten saçı sakalı kesince de naylon kere naylon oldu aljdsnblkajdsn
konuya gelince bırak o kızı ya. azıcık saygısı olsun sevgilisine. bu yaştan sonra sen öğretecek değilsin ya!
şimdi silkelen ve kendine gel!
0
Benim en rahatsız olduğum insan profillerinden biri senin sevgilin. Bir ilgili gözüküp, hemen başka bir şeylerle ilgilenen; hemen hallediyorum deyip bir daha haber alınamayan sorumsuz insanlardan. O kadar fazla var ki bu insanlardan gerçekten şaşırıyorum. İnsanlardan dedikleri şeylerin sonuna kadar arkasında durmalarını beklemek bu kadar olağandışı bir durum olmamalı.
Ben ayrılırdım. Gerçi konuyla alakam hiç olmadığından bu kadar rahat konuşabiliyorum ama yazdıklarını okuyunca ben olduğum yerde sinirlendiysem senin hala daha beterdir.
Ben ayrılırdım. Gerçi konuyla alakam hiç olmadığından bu kadar rahat konuşabiliyorum ama yazdıklarını okuyunca ben olduğum yerde sinirlendiysem senin hala daha beterdir.
0
Kız saygısız.
Ne sana saygısı var ne senin işine ne uykuna...
Saygısızlığa tahammülün baya yüksekmiş.
Çözüm yok. Ya ayrılırsın ya da aynen devam
Ne sana saygısı var ne senin işine ne uykuna...
Saygısızlığa tahammülün baya yüksekmiş.
Çözüm yok. Ya ayrılırsın ya da aynen devam
0
bu arada şu evrimsel psikoloji mevzusuna da takıldım. ne evrimsel psikolojisinden bahsediyorsunuz yahu? avcı toplayıcı mıyız sanki?
ben senelerdir tek başıma yaşıyorum.
yemeğimi kendim yapıyorum, çamaşırımı kendim yıkıyorum, evimi kendim temizliyorum.
bu yüzden sorumluluk ihtiyacım var. eğer sorumluluk sahibi olmasaydım, bugüne kadar çoktan dağılırdım ve bu bende bir refleks artık. hiç bana "bu kadın hareketi, bu erkek hareketi" demeyin.
2000'li yılların insanlarıyız. avcı toplayıcı insanla aramızda hiçbir bağ kalmadı. gidip onun psikolojisi ile ilişki yönetmeye kalkışmayın. ya fail olursunuz ya da ömrünüz boyunca aile kuramazsınız.
sorumluluk bunları gerektirir: biriyle iş yapıyorsanız (müşteri veya çalışan), iş ypaım süresince o insanla ilgilenirsiniz.
biriyle sohbet ediyorsanız: sohbet boyunca onunla ilgilenirsiniz. eğer sohbet etmenizi engelleyecek bir faktör çıktıysa 0.3 saniyenizi arayıp "bi sn bişi oldu yazamıcam bi süre tamam mı" dersiniz.
ben "gerçek bir erkek" muhabbeti yapmayacağım "gerçek bir insan" bunu yapar. yapmak zorunda.
bir şeylere karşı sorumluluk hissedeceksiniz.
ben ona sorumluluk hissettiğim için (çünkü mesleki bir işiydi ve sabaha lazımdı) ona yardımcı oldum. (bilgisayarı yanınad olsaydı kendi yapardı zaten) bunda düşünülecek bir şey bile yok. gerekirse uykumdan uyandırsın, yine yapayım. hiç önemli değil.
ona karşı sorumluluk hissettiğim için telefon açtım mesaj attım.
yoksa "gönderdiklerin gelmedi" diyip 15 dakka bekleyip cevap alamayınca hiçbişey yapmadan uyur giderdim. sonra buna da "evrimsel psikolojide, evcı toplayıcı olan erkek bireyler, tek sorumluluğu yemek getirmek ve korumacılık için hissederler. o yüzden kadınının istekleri üstünde sorumluluk hissetmezler" gibi aptalca bir açıklama bulurdum.
ama bu şekilde ilişki yürütülmez. bu şekilde, 80 bin yıllık evrimin bizi getirdiği noktada, 80bin yıl önceye geri dönülür anca.
ama dediğim gibi bu da önemli değil.
ilişki dediğin şey karşılıklı sorumluluktur. ben sorumluluklarımı yerine getiriyorum, gelecek planlarımız için it gibi çalışıyorum, freelance yapıyorum, para kazanıyorum, ev geçindiriyorum. gidip evimin karşısındaki ormanda geyik avlamıyorum, çünkü o 80bin yıl öncede kaldı. anlatabildim umarım.
ben senelerdir tek başıma yaşıyorum.
yemeğimi kendim yapıyorum, çamaşırımı kendim yıkıyorum, evimi kendim temizliyorum.
bu yüzden sorumluluk ihtiyacım var. eğer sorumluluk sahibi olmasaydım, bugüne kadar çoktan dağılırdım ve bu bende bir refleks artık. hiç bana "bu kadın hareketi, bu erkek hareketi" demeyin.
2000'li yılların insanlarıyız. avcı toplayıcı insanla aramızda hiçbir bağ kalmadı. gidip onun psikolojisi ile ilişki yönetmeye kalkışmayın. ya fail olursunuz ya da ömrünüz boyunca aile kuramazsınız.
sorumluluk bunları gerektirir: biriyle iş yapıyorsanız (müşteri veya çalışan), iş ypaım süresince o insanla ilgilenirsiniz.
biriyle sohbet ediyorsanız: sohbet boyunca onunla ilgilenirsiniz. eğer sohbet etmenizi engelleyecek bir faktör çıktıysa 0.3 saniyenizi arayıp "bi sn bişi oldu yazamıcam bi süre tamam mı" dersiniz.
ben "gerçek bir erkek" muhabbeti yapmayacağım "gerçek bir insan" bunu yapar. yapmak zorunda.
bir şeylere karşı sorumluluk hissedeceksiniz.
ben ona sorumluluk hissettiğim için (çünkü mesleki bir işiydi ve sabaha lazımdı) ona yardımcı oldum. (bilgisayarı yanınad olsaydı kendi yapardı zaten) bunda düşünülecek bir şey bile yok. gerekirse uykumdan uyandırsın, yine yapayım. hiç önemli değil.
ona karşı sorumluluk hissettiğim için telefon açtım mesaj attım.
yoksa "gönderdiklerin gelmedi" diyip 15 dakka bekleyip cevap alamayınca hiçbişey yapmadan uyur giderdim. sonra buna da "evrimsel psikolojide, evcı toplayıcı olan erkek bireyler, tek sorumluluğu yemek getirmek ve korumacılık için hissederler. o yüzden kadınının istekleri üstünde sorumluluk hissetmezler" gibi aptalca bir açıklama bulurdum.
ama bu şekilde ilişki yürütülmez. bu şekilde, 80 bin yıllık evrimin bizi getirdiği noktada, 80bin yıl önceye geri dönülür anca.
ama dediğim gibi bu da önemli değil.
ilişki dediğin şey karşılıklı sorumluluktur. ben sorumluluklarımı yerine getiriyorum, gelecek planlarımız için it gibi çalışıyorum, freelance yapıyorum, para kazanıyorum, ev geçindiriyorum. gidip evimin karşısındaki ormanda geyik avlamıyorum, çünkü o 80bin yıl öncede kaldı. anlatabildim umarım.
0
toy ve bencil kadin teroru +1500
daha iyi ozetlenemezdi.
omrunu yer bu kiz, duzelmesini sakin bekleme, kisiligi bu.
seviyorsun anliyorum ama kendini dusunuyorsan kosarak kacarsin, zamanina yazik boyle bi insanla...
daha iyi ozetlenemezdi.
omrunu yer bu kiz, duzelmesini sakin bekleme, kisiligi bu.
seviyorsun anliyorum ama kendini dusunuyorsan kosarak kacarsin, zamanina yazik boyle bi insanla...
0
benzerini yaşadım resmen hayatımı, iliğimi kemiğimi sömürdü. ne zaman bitti, nefes aldım.
tavsiye vermeyeceğim. sadece ilk cümlede en ufak bir abartı olmadığını söyleyeyim.
tavsiye vermeyeceğim. sadece ilk cümlede en ufak bir abartı olmadığını söyleyeyim.
0
abi ya kızın yaşı ufak, ya zengin hayat sikinde değil ya da sana karşı bir şeyler eksik.
bence yaşı ufak bunun, olgunlaşmamış.
sonuna kadar haklısın. şu sikik yerde tek sermayemiz çalışmak iken birisi gelip verilen o emeği haksız yere boşa çıkarırsa ben senin gibi tepkiler verirdim.
ayrılsan yeridir. ama bence hiç sallama. önce kendi hayatını yaşa ve işini gücünü yap. zaman kalırsa onun işlerine bak.
her ilişkinin sonu ayrılıktır zaten. bazıları uzun bazıları kısa. bu yüzden hiçbir insan olmazsa olmaz değildir. başta sana böyle saygısızlık yapıyorsa sizin iş kısa sürer.
yalnızlık yaşanılabilecek en güzel ilişki türü bence. ama dönem dönem kadınlar da olmalı, bunu inkar edemeyiz.
bence yaşı ufak bunun, olgunlaşmamış.
sonuna kadar haklısın. şu sikik yerde tek sermayemiz çalışmak iken birisi gelip verilen o emeği haksız yere boşa çıkarırsa ben senin gibi tepkiler verirdim.
ayrılsan yeridir. ama bence hiç sallama. önce kendi hayatını yaşa ve işini gücünü yap. zaman kalırsa onun işlerine bak.
her ilişkinin sonu ayrılıktır zaten. bazıları uzun bazıları kısa. bu yüzden hiçbir insan olmazsa olmaz değildir. başta sana böyle saygısızlık yapıyorsa sizin iş kısa sürer.
yalnızlık yaşanılabilecek en güzel ilişki türü bence. ama dönem dönem kadınlar da olmalı, bunu inkar edemeyiz.
0
valla kıza burdan "kız çok rerorö" demicem, karakteridir, büyüse de değişmez. kaldı ki sen de bilmemkaçıncı defa oluyo diyosun. senin daha olgun, onun daha relax bi sevgiliye ihtiyacı var. birbirinizi daha fazla yormayın, birbiriniz için doğru kişiler değilsiniz belli ki
0
sevgilin saygısız, bencil, sorumluluktan bihaber.
sevgiline benzer bir arkadaşım var, geçen gün plan yaptık bir sonraki gün için. o gün gelince önce telefonunu açmadı, sonra telefonu hepten kapandı. evine gittim, planı bozduğunu azarlanarak öğrendim. bir gecede depresyona girmiş zira kendisi. onu bekleyen diğer iki kişiye haber verme zahmetine bile girmesine gerek yoktu onun için. sorumluluğa ait zerre barındırmıyor çünkü bünyesinde.
arkadaş olarak bile zorken sevgili olarak "katlanması" imkansız oluyordur. birden sorumluluk duygusu geliştireceği umuduna tutunmamalı; benim arkadaşım yirmi üç senedir geliştiremedi zira. o değişmeyecek, sen de kabul edemeyeceksin. bu iş de böyle yürümeyecek. üzgünüm.
sevgiline benzer bir arkadaşım var, geçen gün plan yaptık bir sonraki gün için. o gün gelince önce telefonunu açmadı, sonra telefonu hepten kapandı. evine gittim, planı bozduğunu azarlanarak öğrendim. bir gecede depresyona girmiş zira kendisi. onu bekleyen diğer iki kişiye haber verme zahmetine bile girmesine gerek yoktu onun için. sorumluluğa ait zerre barındırmıyor çünkü bünyesinde.
arkadaş olarak bile zorken sevgili olarak "katlanması" imkansız oluyordur. birden sorumluluk duygusu geliştireceği umuduna tutunmamalı; benim arkadaşım yirmi üç senedir geliştiremedi zira. o değişmeyecek, sen de kabul edemeyeceksin. bu iş de böyle yürümeyecek. üzgünüm.
0
hemen kurtul hemen, bas tekmeyi..
bulmuş senin gibi sabırlı ve sorumlu insanı, enayi gibi kullanıyor. sen onun hayatında muhtemelen hiç kimsenin dolduramayacağı bir boşluğu dolduruyorsun, belki senden başka hiç kimsenin katlanmayacağı birine katlanarak.. bunun verdiği tuhaf bi tatmin duygusu da var belki, vazgeç bundan. onun için de asla üzülme, bırak sevgin nefrete dönüşsün. ilk önce kendine karşı sorumlusun, hayatının daha da mahvolmasını istemiyorsan bir an önce kurtulmaya bak, çünkü hep daha kötüye gider böyle tiplerle.. başta zor gelse de çok daha iyi hissediceksin sonunda.
bulmuş senin gibi sabırlı ve sorumlu insanı, enayi gibi kullanıyor. sen onun hayatında muhtemelen hiç kimsenin dolduramayacağı bir boşluğu dolduruyorsun, belki senden başka hiç kimsenin katlanmayacağı birine katlanarak.. bunun verdiği tuhaf bi tatmin duygusu da var belki, vazgeç bundan. onun için de asla üzülme, bırak sevgin nefrete dönüşsün. ilk önce kendine karşı sorumlusun, hayatının daha da mahvolmasını istemiyorsan bir an önce kurtulmaya bak, çünkü hep daha kötüye gider böyle tiplerle.. başta zor gelse de çok daha iyi hissediceksin sonunda.
0
erkek versiyonumsun tchuck. nefret ederim bu davranışlardan. benim erkek arkadaşım da "napıyorsun?" dediğimde oyun oynadığı için 2-3 saat sonra cevap verirdi en iyi ihtimalle. ifrit olurdum. çünkü zaten görüşmediğimiz günlerde bu "napıyorsun?" faslı maksimum 2 kere döner o ya da benden dolayı. ben aramasam aramaz falan.
sonra düşündüm ki belki sorun bendedir; herkes benim gibi olmak zorunda değil. oyunundan başka bir alışkanlığı yok, kana kana oynasın. yan yanayken ilgi ve sevgi dolu bir insan çünkü.
ayrıl demek kolay olanı, şu an sinirle bunu yapmayı düşünüyor olabilirsin ama sizde de bir orta yol bulunabilir belki. hiçbir yerden kurtarmıyorsa yollarını ayırmaktan başka çare yok gibi.
sonra düşündüm ki belki sorun bendedir; herkes benim gibi olmak zorunda değil. oyunundan başka bir alışkanlığı yok, kana kana oynasın. yan yanayken ilgi ve sevgi dolu bir insan çünkü.
ayrıl demek kolay olanı, şu an sinirle bunu yapmayı düşünüyor olabilirsin ama sizde de bir orta yol bulunabilir belki. hiçbir yerden kurtarmıyorsa yollarını ayırmaktan başka çare yok gibi.
0
sen ne anlatiyon la
it is crunchy on the outside. (kekten bahsediliyor)arkadaşlar bunun çevirisi tam olarak nedir.. dışına doğru çıtırlı mı demek. yoksa dış kısmı çıtırlıdır mı demek?
it is crunchy on the outside. (kekten bahsediliyor)
arkadaşlar bunun çevirisi tam olarak nedir.. dışına doğru çıtırlı mı demek. yoksa dış kısmı çıtırlıdır mı demek?
arkadaşlar bunun çevirisi tam olarak nedir.. dışına doğru çıtırlı mı demek. yoksa dış kısmı çıtırlıdır mı demek?
0
bir de she puts them on. -gözlük- diye bir cümle var.. tam olarak çevirisi nedir.. ON'un görevi nedir tam olarak
0
Dış kısmı çıtırlı diyor, put on ayrı bir şey phrasal verbs olarak geçer. put on o cümlede gözlük takmayı anlatıyor, ordaki on put'un kuyruğu.
kekteki on preposition.
kekin dış tarafında anlamı veriyor.
Dış tarafa doğru dese outward gibi yönelimsel bir kelime kullanırdı.
kekteki on preposition.
kekin dış tarafında anlamı veriyor.
Dış tarafa doğru dese outward gibi yönelimsel bir kelime kullanırdı.
0
0
jesterdvine
Aldığımız elektronik parçaların içinden çıkan amacı kabloyu toplamak olan siyah plastik kaplı metal tellerin adı nedir?
Aldığımız elektronik parçaların içinden çıkan amacı kabloyu toplamak olan siyah plastik kaplı metal tellerin adı nedir?
0
aynısı buzdolabı poşetlerinin içinden de çıkıyor. bildiğim kadarıyla onların özel bir adı yok. teknik olarak vardır ama halk tarafından kullanılan bir adı yok.
0
kvlknctk
ben de mi bir sorun var anlamadım.bir ara "The service is unavailable." yazdı.
ben de mi bir sorun var anlamadım.
bir ara "The service is unavailable." yazdı.
bir ara "The service is unavailable." yazdı.
0
az önce bende aynı hatayı aldım galiba bir sorun var
Edit: Hala girmiyor şuan ki hata 504 Gateway Time-out
Edit: Hala girmiyor şuan ki hata 504 Gateway Time-out
0
acccra
Bir fotoğraf projesi için Almanca bir kelime seçip onunla poz vermemiz gerekiyor. Kafamda bir kelime var ama bak bu kelime ne kadar cool şu kelime ne kadar manidar vs diyeceğiniz her şeye açığım
Bir fotoğraf projesi için Almanca bir kelime seçip onunla poz vermemiz gerekiyor. Kafamda bir kelime var ama bak bu kelime ne kadar cool şu kelime ne kadar manidar vs diyeceğiniz her şeye açığım
0
Fernweh
Ayrica baska dillerde kelime karsiligi olmayan sozcukleri arastirabilir ve olaya baska bir boyut katabilirsin.
Ayrica baska dillerde kelime karsiligi olmayan sozcukleri arastirabilir ve olaya baska bir boyut katabilirsin.
0
Rhababerbarbarabarbarbarenbartbarbierbierbarbärbel
açıklaması da burada: www.youtube.com
ciddi cevaplarsam: aufgehoben (felsefe: diyalektik hareket biçimi)
açıklaması da burada: www.youtube.com
ciddi cevaplarsam: aufgehoben (felsefe: diyalektik hareket biçimi)
0
mr.goodcat
cep telefonu, alarm, masa saati vs.?
cep telefonu, alarm, masa saati vs.?
0
Masa saati. Telefonu da uzaga koyuyorum. Cunku masa saatini kapatip telefondan yeni alarm kurup saatlerce erteliyorum obur turlu.
0
ucak modundaki cep telefonumu yanibasima koyuyorum, onun alarmi ile uyaniyorum.
0
Cep telefonu ve bulabildigim en rahatsiz edici alarm sesini.
Edit: Kedi cok iyiymis:)
Edit: Kedi cok iyiymis:)
0
masa saati, telefonda 15'er dakika arayla alarm, titreşimli bir saat. uykum biraz ağır
0
cep telefonunun alarımı. 7'de kalkmam gerekiyorsa 6:50, 6:55, 6:57 ve 7:00'ye dört alarm kurarım. bu işi 100 kez yaptıysam 95'inde ilk alarmda kalktım, buna rağmen bu sapıklıktan vazgeçemiyorum.
0
maalesef telefon alarmları bana işlemiyor. dış sesleri rüyama entegre ediyorum :(
kesinlikle uyanmam gereken çok önemli günlerde ofise gidip koltukta uyuyorum. ofise gidemezsem evde tekli bir koltukta uyuyorum. yani mümkün olduğu kadar rahatsız şekillerde uyuyorum. koltukta yatınca sürekli uyanıyorum bu uyanmalar da kalkmam gereken saate denk geliyor illaki. çoğunlukla geceleri çok az uyuyup masada falan, öğleden sonraları 1buçuk saatlik tek bir döngü şeklinde uyuyorum ofiste. bu enerji sağlıyor. haftanın iki günü hiç uyumuyorum.
bütün bu düzensizlikler yüzünden ayda iki kere bayılarak uyuyorum istemeden ve bu uykular 12si saati buluyor.
düzen kurunca o düzene alışıp uyanamadığım için nasıl uyuyup uyunacağımı o gün düşünüp planlanıyorum. neye ihtiyacım varsa. mesela bu geceyi daha düşünmedim. ancak sabah duş almam saçımı yapmam ve 8:30 da belediyede olmam lazım.
alarm kullanmaya sürekli aralar veriyorum. uzun bir ara geçince alarm kurduğum telefonumu gece yatarken yatağın altının tam ortasına koyuyorum. ve o alarmı kapatmak için kalkıp yatağı ittirmem gerekiyor ki oldukça ağır. o kadar ağır yatağı kaldırıp ittirip telefona eğilip geri yerleştirince de kalkmış oluyorum ama bu 4 5 gün sürüyor. 5. günün sabahında alarmla yine uyanamamaya başlıyorum.
üzerinde en çok kafa patlattığım konu bu.
kesinlikle uyanmam gereken çok önemli günlerde ofise gidip koltukta uyuyorum. ofise gidemezsem evde tekli bir koltukta uyuyorum. yani mümkün olduğu kadar rahatsız şekillerde uyuyorum. koltukta yatınca sürekli uyanıyorum bu uyanmalar da kalkmam gereken saate denk geliyor illaki. çoğunlukla geceleri çok az uyuyup masada falan, öğleden sonraları 1buçuk saatlik tek bir döngü şeklinde uyuyorum ofiste. bu enerji sağlıyor. haftanın iki günü hiç uyumuyorum.
bütün bu düzensizlikler yüzünden ayda iki kere bayılarak uyuyorum istemeden ve bu uykular 12si saati buluyor.
düzen kurunca o düzene alışıp uyanamadığım için nasıl uyuyup uyunacağımı o gün düşünüp planlanıyorum. neye ihtiyacım varsa. mesela bu geceyi daha düşünmedim. ancak sabah duş almam saçımı yapmam ve 8:30 da belediyede olmam lazım.
alarm kullanmaya sürekli aralar veriyorum. uzun bir ara geçince alarm kurduğum telefonumu gece yatarken yatağın altının tam ortasına koyuyorum. ve o alarmı kapatmak için kalkıp yatağı ittirmem gerekiyor ki oldukça ağır. o kadar ağır yatağı kaldırıp ittirip telefona eğilip geri yerleştirince de kalkmış oluyorum ama bu 4 5 gün sürüyor. 5. günün sabahında alarmla yine uyanamamaya başlıyorum.
üzerinde en çok kafa patlattığım konu bu.
0
@disardayim. Welcome to the club.
Ayakta uyuyabilen bir insan olarak her ortam, arac ve pozisyonda, sicaklikta uyuma yetenegine sahibim.
Telefona 3 masa saatine 1 alarm kurarim, duymam, uyanmam. Gec kaldin, uyuyakaldin diye uyandirmak icin ararlar, bir noktada ona uyaniyorum.
Ileride kendi evime gecince, ciddi ciddi arduino ile yatagi sallayan sistem takacagim. Cünkü farkettim ki biri dürtse bile uyanmiyorken, cebimdeki telefon titresimde valarsa uyaniyorum. Bir tek o beni uyandirabiliyor ama o da riskli. 1. telefon hep üzerimde olsun sevmiyorum. 2. popomla ne alarmlari snoozelaIp kapattim ben. Bir bilsen.
Ayakta uyuyabilen bir insan olarak her ortam, arac ve pozisyonda, sicaklikta uyuma yetenegine sahibim.
Telefona 3 masa saatine 1 alarm kurarim, duymam, uyanmam. Gec kaldin, uyuyakaldin diye uyandirmak icin ararlar, bir noktada ona uyaniyorum.
Ileride kendi evime gecince, ciddi ciddi arduino ile yatagi sallayan sistem takacagim. Cünkü farkettim ki biri dürtse bile uyanmiyorken, cebimdeki telefon titresimde valarsa uyaniyorum. Bir tek o beni uyandirabiliyor ama o da riskli. 1. telefon hep üzerimde olsun sevmiyorum. 2. popomla ne alarmlari snoozelaIp kapattim ben. Bir bilsen.
0
bobinhoo
laptopu alalı 2 seneden biraz fazla oldu onun için garantisi bitmiştir, içinden çok fazla ses geliyor( aşırı derecede fan sesi gibi bir şey).nerede tamir ettirebilirim bunu? yetkili servis garanti olmadan bakar mı bu işe? çok uzun sürer mi geri vermeleri? dikmen tarafında oturuyorum.
laptopu alalı 2 seneden biraz fazla oldu onun için garantisi bitmiştir, içinden çok fazla ses geliyor( aşırı derecede fan sesi gibi bir şey).
nerede tamir ettirebilirim bunu? yetkili servis garanti olmadan bakar mı bu işe? çok uzun sürer mi geri vermeleri? dikmen tarafında oturuyorum.
nerede tamir ettirebilirim bunu? yetkili servis garanti olmadan bakar mı bu işe? çok uzun sürer mi geri vermeleri? dikmen tarafında oturuyorum.
0
Bimar bilgisayar
Arkadaşımın tavsiyesi ile bilgisayarımı götürdüm çok memnun kaldım. Arıza tespitten de ücret almıyorlar. Kolej metrosunun aşağı çıkışında hemen solda.
www.bimarbilgisayar.com
Arkadaşımın tavsiyesi ile bilgisayarımı götürdüm çok memnun kaldım. Arıza tespitten de ücret almıyorlar. Kolej metrosunun aşağı çıkışında hemen solda.
www.bimarbilgisayar.com
0
rayde
http://www.freakenergy.ru/uploads/posts/2012-02/1328955261_1318597764_annie-mac.jpgbelime kadar kıvır saçlarım var. aynı bu kadının tipinde kıvırcığı. kestirsem mi kıysam mı diye düşünüyorum bu aralar. alnım çok geniş değil yalnız modeli kaldırır mı bilemedim. hadi bana biraz gaz versenize.annie mac
www.freakenergy.ru
belime kadar kıvır saçlarım var. aynı bu kadının tipinde kıvırcığı. kestirsem mi kıysam mı diye düşünüyorum bu aralar. alnım çok geniş değil yalnız modeli kaldırır mı bilemedim. hadi bana biraz gaz versenize.
annie mac kendisi bu arada merak eden olursa.
kadınlar kulübü mod off. hayırlı forumlar.
belime kadar kıvır saçlarım var. aynı bu kadının tipinde kıvırcığı. kestirsem mi kıysam mı diye düşünüyorum bu aralar. alnım çok geniş değil yalnız modeli kaldırır mı bilemedim. hadi bana biraz gaz versenize.
annie mac kendisi bu arada merak eden olursa.
kadınlar kulübü mod off. hayırlı forumlar.
0
haaaarika, bayıldım. keşke benim de kıvır kıvır saçlarım olsaydı. hayal edemiyorum o yüzden konu hakkında yorum yapmıyım.
0
bence sakın yaptırma. ya da çok tarz biri isen ve bu çılgın modeli günlük yaşama yedirebilecek süper havalı kıyafetlere sahipsen veyahut stilini kökten değiştirebilecek bir durumun varsa yaptır. eğer kendi halinde normal giyinen biri isen bonus kafanın besleme cinsi gibi görünürsün benden söylemesi.
0
kadında kıvırcık saçı severim ama bu kadına hiç olmamış. ayrıca kıvırcık olacaksa biraz uzun olmalı, öyle bonus kafa herkese olmaz, fotoğraftaki kadına olmadığı gibi.
ayrıca kendi fotoğrafını koyarsan (yüzünü sansürleyebilirsin) daha düzgün yorumlar gelir.
ayrıca kendi fotoğrafını koyarsan (yüzünü sansürleyebilirsin) daha düzgün yorumlar gelir.
0
Ben kıvırcık ve dolgun saçları severim. Kadının saçları da güzel. Ama upuzun olsa daha da güzel olurdu bence. Dolayısıyla senin saçlarının da güzel olduğunu, ama kestirince güzelliğinin azalacağını düşünüyorum.
0
@köstebek kurabiye + 1
şahane model ama bunu kaldırabilecek bir giyim tarzın var mı? varsa hiç durma aşırı tatlı.
şahane model ama bunu kaldırabilecek bir giyim tarzın var mı? varsa hiç durma aşırı tatlı.
0
köstebek kurabiye +1
bu hanımefendi gibi olacaksan yaptır, hoş. yok değilsen, olmaz. gitmez. eğer yanlış hatırlamıyorsam bir soru için saç ifşası yapmıştın zamanında. doğru hatırlıyorsam, bence böyle kalsın. bu saç büyük kumar çünkü.
gerçi ben şu kadının saçını çok hoş buluyorum, kıvırcık gibi de değil ama ne bileyim kafam karıştı ksjhfsj
www.youtube.com
bu hanımefendi gibi olacaksan yaptır, hoş. yok değilsen, olmaz. gitmez. eğer yanlış hatırlamıyorsam bir soru için saç ifşası yapmıştın zamanında. doğru hatırlıyorsam, bence böyle kalsın. bu saç büyük kumar çünkü.
gerçi ben şu kadının saçını çok hoş buluyorum, kıvırcık gibi de değil ama ne bileyim kafam karıştı ksjhfsj
www.youtube.com
0
bence model gayet güzel, kadına da yakışmış. gündelik olarak da kullanılır.
0
Beline kadar olan saçlarını kestiren bir kız bir süre hapse atılmalı.
0
kartonpiyer
Ya da konuyla ilgili bilgisi olanlar deneyimlerini yazabilirler mi?
Ya da konuyla ilgili bilgisi olanlar deneyimlerini yazabilirler mi?
0
işyerinden bi arkadaşım öyle, ana farklı baba farklı konuşuyo çocukla. çocuk 3,5 yaşında ve hala konuşmayı öğrenemedi. belki psikolojik başka sebebi de vardır ama daha konuşmaya yeni başlayan bi çocuğa çift dil öğretmeye kalkmak bence doğru değil.
0
@animalman peki anne ve baba farkli anadile mi sahip? yoksa baba turk ama ingilizce konusuyor, anne turk ve turkce konusuyor gibi mi?
0
farklı anadile sahipler. anne boşnakça konuşuyor, baba bildiğin adanalı :D
edit : anne çok iyi türkçe bilmesine rağmen çocuk boşnakça öğrensin die çocukla konuşurken çok türkçe kullanmıyor. kocasıyla genelde aralarında türkçe konuşuyorlar ama.
edit : anne çok iyi türkçe bilmesine rağmen çocuk boşnakça öğrensin die çocukla konuşurken çok türkçe kullanmıyor. kocasıyla genelde aralarında türkçe konuşuyorlar ama.
0
çift anadil ile çocuk büyütmedim ama çift anadil ile büyüdüm. konuşmayı geç sökmüş değilim.
iki dil birbirine harmanlanıyor,(özellikle bu iki dili konuşan bir çevrede yetişilmiş ise) farkına varmadan x dilindeki dilbilgisi kuralını y dilinde kullanabiliyorsunuz. veya değimler, söyleyişler birbirne geçebiliyor. bazen söylediğinize sadece o iki dili bilen biri anlam verebiliyor. ama zamanla beyin bunu da birbirinden ayırıyor, sadece x dilini bilen ile ne şekilde konuşacağınızı kavrıyorsunuz. (neye anlam verip neye vermeyecekleri zamnala oturuyor.
ilerde farklı bir dil öğrenirken avantajları var kesinlikle.
bulunulan bölgede dillerden biri geçerli değil ise istediğiniz yerde istediğiniz şekilde diğer dilde konuşup anlaşabiliyorsunuz yanınızdakiyle. yaz tatillerinde arada turist ayağına yatıp eğlenmişliğimiz var mesela. :)
başlıca şu anda aklıma gelen bunlar.
iki dil birbirine harmanlanıyor,(özellikle bu iki dili konuşan bir çevrede yetişilmiş ise) farkına varmadan x dilindeki dilbilgisi kuralını y dilinde kullanabiliyorsunuz. veya değimler, söyleyişler birbirne geçebiliyor. bazen söylediğinize sadece o iki dili bilen biri anlam verebiliyor. ama zamanla beyin bunu da birbirinden ayırıyor, sadece x dilini bilen ile ne şekilde konuşacağınızı kavrıyorsunuz. (neye anlam verip neye vermeyecekleri zamnala oturuyor.
ilerde farklı bir dil öğrenirken avantajları var kesinlikle.
bulunulan bölgede dillerden biri geçerli değil ise istediğiniz yerde istediğiniz şekilde diğer dilde konuşup anlaşabiliyorsunuz yanınızdakiyle. yaz tatillerinde arada turist ayağına yatıp eğlenmişliğimiz var mesela. :)
başlıca şu anda aklıma gelen bunlar.
0
son 10 yılda bir sürü gazetede röportajlar araştırmalar falan çıktı bu konuda. kimileri ana dili değilse yapmayın çocuğun ayarlarını bozmayın diyorlar. biraz araştırırsanız baya bi şeyler bulursunuz.
(bkz: google)
(bkz: google)
0
almanyada bu anne babalar arasinda cok tartisilan bir konu. En ideal cözüm olarak da anne baba ile türkce, aileden cok görüsülen bir yakin, abi, abla ile almanca konusarak asilmaya calisiliyor. Bazi ailelerde anneyle sirf almanca, baba ile sirf türkce konusuldugu oluyor, ama bunda cocuk anne-baba arasindaki konusmayi duydugu icin bazen kafasi karisabiliyor.
Insan beyni kelime secimini ve düsünce yapisinin bir dilden diger dile gecisini karsisinda konustugu kisi ve ortama göre otamatik yapiyor. Yani cift ana dilli cocuklar kimle konusuyorsa o kisiyle daha önceden konustugu deneyimlere göre o dilde düsünmeye basliyor. Mesela anne ile hep bu zamana kadar türkce konustuysa ane ile konusurken türkce düsünürken, abi ile bu zamana kadar almanca konustuysa abi ile konusurken almanca düsünüyor. Aslinda bunu tek dil ile konusurken biz de yapiyoruz, isyerinde konusurken farkli kelimeler ile konusup farkli kelimeler ile düsünürken, aile ile farkli kelimeler ile düsünüyoruz. Mesela egeli biri köyde yasayan babasiyla konusurken farkinda olmadan ege sivesine geciyor, istanbulda arkadasiyla konusurken farketmeden istanbul sivesi ile konusuyor. Bunun farkinda olmadan yapilmasi isin anahtari, bu aliskanlik da sadece o kisiyle tek bir dil/düsünce yapisi üzerinden konusulmasi ile oluyor.
Insan beyni kelime secimini ve düsünce yapisinin bir dilden diger dile gecisini karsisinda konustugu kisi ve ortama göre otamatik yapiyor. Yani cift ana dilli cocuklar kimle konusuyorsa o kisiyle daha önceden konustugu deneyimlere göre o dilde düsünmeye basliyor. Mesela anne ile hep bu zamana kadar türkce konustuysa ane ile konusurken türkce düsünürken, abi ile bu zamana kadar almanca konustuysa abi ile konusurken almanca düsünüyor. Aslinda bunu tek dil ile konusurken biz de yapiyoruz, isyerinde konusurken farkli kelimeler ile konusup farkli kelimeler ile düsünürken, aile ile farkli kelimeler ile düsünüyoruz. Mesela egeli biri köyde yasayan babasiyla konusurken farkinda olmadan ege sivesine geciyor, istanbulda arkadasiyla konusurken farketmeden istanbul sivesi ile konusuyor. Bunun farkinda olmadan yapilmasi isin anahtari, bu aliskanlik da sadece o kisiyle tek bir dil/düsünce yapisi üzerinden konusulmasi ile oluyor.
0
Iki dilli cocuklarin gec konusmasi kimi zaman gordugumuz bir durumdur. Ancak kesin degildir. Tek dilli cocuklarin da akranlarina gore gec konustuklari gorulmektedir. Ancak "cocuklarin ayarinin bozulmasi" mahalli endiselerdir ve oyle bir durum soz konusu degildir. Avrupa'da milyonlarca cocuk cift dilli olarak buyumektedir, Isvicre'de ornegin ve Isvicrelilerin zihinsel bir sorunlari olduguna dair bir olgu bulunmamaktadir. Daha fazla bilgi icin Noam Chomsky'nin Universal Grammar ve dil edinim kitaplarini okuyabilirsiniz.
0
çift anadille yetişmek sayılır mı bilmem ama. ben 6 yaşına kadar kürtçe konuştum, türkçe bilmiyordum. okula başlayınca türkçe öğrendim. sayılır mı?
0
ben ingilizce hazırlık okurken azeri arkadaşım vardı öyle. evde sadece azerice konuşmuşlar televizyonda da hep ingilizce izletmişler. Çocuk televizyondan ingilizce öğrenmiş aksanına felan hayrandık tvden dil mi öğrenilir diye çok şaşırmıştık. benim de hep aklımdadır bu durum.
her ne olursa olsun eğer X kişisi o çocukla başka dilde konuşuyorsa örneğin ingilizce olsun X hep ingilizce konuşmak zorunda onunla ki çocuk farkı ayırt edebilsin. Diğer türlü çocuğun da kafası karışıyor iki dili de öğrenemiyor.
her ne olursa olsun eğer X kişisi o çocukla başka dilde konuşuyorsa örneğin ingilizce olsun X hep ingilizce konuşmak zorunda onunla ki çocuk farkı ayırt edebilsin. Diğer türlü çocuğun da kafası karışıyor iki dili de öğrenemiyor.
0
@cilekli
Iki dili de ogrenemiyor diye bir durum olmaz. Kaynak gosterebilecek misin? Cocugun zeka seviyesinde anormali yoksa dili istemsizce edinir. Biri zayif kalir o ayri. Ama dil ogrenemiyor kadar sacma bir yorum duymamistim.
Iki dili de ogrenemiyor diye bir durum olmaz. Kaynak gosterebilecek misin? Cocugun zeka seviyesinde anormali yoksa dili istemsizce edinir. Biri zayif kalir o ayri. Ama dil ogrenemiyor kadar sacma bir yorum duymamistim.
0
Soruyu sormaktaki amacim aslinda cocugun kafasi karisir mi, karismaz mi, ogrenir mi ogrenmez mi gibi kaygilardan ziyade cocugun genel yapisi, ne bileyim cift anadilli olmanin gunluk hayatina etkileri, daha girisken - daha cekingen ya da daha pratik zekali - durgun gibi etkileri olup olmadigini deneyimlemis kisilerden ogrenmekti. Bu konuda pek cok yazi okudum ve okduklarima gore cift ya da daha cok anadilli olmanin bu tur etkileri olmadigi bilgisini edindim ancak yine de bu konuda deneyim ya da bilgisi olanlar varsa bilgi almak istedim. Bunun yaninda elbette gec-erken konusma, konusmadaki akicilik vs. konulari da merak ediyorum, dogrudan sahit olmus kisilerden ogrenmek istedim. Biz cocugumuzu cift anadilli yetistiriyoruz, henuz birkac kelime disinda konusmuyor ufaklik ancak her iki dilde de her seyi anliyor, nasil bir netice alacagimizi acayip merak ediyorum.
0
kuzenim almanya' da yaşıyor, 2 yaşında çocuğu var çocukla hep türkçe konuştuklarını, kreşe başlayınca orada zaten almanca konuşulacağı için çocuğun yanında almanca konuşmadıklarını söyledi. peki herkes bu şekilde mi yapıyor? diye sordum, genelde bu şekilde yapıldığını söyledi.
0
@çilekli pasta, dediğin gibi bir durum geçerli değil. ailede çevremde kim varsa doğduğum günden beri ermenice ve türkçe karışık konuştular.
evin içinde ağırlıklı ermenice konuşuluyordu ama dışarıda türkçe. yani x kişisi sadece y diliyle konuşmalı gibi bir durum kesinlikle yok.
(hani tek başıma olsam eyvallah ama çevremdeki yüzlerce kişi de aynı şekilde bu dilleri öğrenmiş kişiler.)
evin içinde ağırlıklı ermenice konuşuluyordu ama dışarıda türkçe. yani x kişisi sadece y diliyle konuşmalı gibi bir durum kesinlikle yok.
(hani tek başıma olsam eyvallah ama çevremdeki yüzlerce kişi de aynı şekilde bu dilleri öğrenmiş kişiler.)
0
@nwnd arastirmalarima gore x kisisi illa y dilini konusacak diye bir sey olmasa da, eger anne ve baba cocukla konusurken sadece kendi dilini konusuyor ise bu durum cocugun hem daha hizli hem de aksansiz ogrenmesini sagliyor. Belki ustteki cevapta bu kastedilmistir.
0
@kartonpiyer, birebir sadece 2 anadil ile büyümüş olamamla bağdaştırdığım herhangi bir özelliğim yok. benim açımdan dil ve kültürel zenginlik ayrıca üstüne öğrendiğim dilleri kategorize etmemi kolaylaştırdı. lakin çift anadil ile büyüyüp yabancı dil konusunda pek de başarılı olmayan insanlar tanıdım. şöyle bir çevreme baktığımda çift anadilden gelen ortak karakteristik bir özellik göremiyorum.
şöyle bir durum olabilir 2. anadili dünyada daha geçerli bir dil ise erken yaşta bunu öğrenmesi ve ancak doğru yerlerde kullanıp araştırma yönünü geliştirmesi bilgi ile birlikte kendine güven olarak geri dönüş yapabilir.
Michael Erard'ın babel no more kitabına göz atabilirsin o da genel olarak ortak bir sonuca varamıyor dil konusunda.
şöyle bir durum olabilir 2. anadili dünyada daha geçerli bir dil ise erken yaşta bunu öğrenmesi ve ancak doğru yerlerde kullanıp araştırma yönünü geliştirmesi bilgi ile birlikte kendine güven olarak geri dönüş yapabilir.
Michael Erard'ın babel no more kitabına göz atabilirsin o da genel olarak ortak bir sonuca varamıyor dil konusunda.
0
@kartonpiyer, ne yaparsan yap başta aksan oluyor. çünkü öğrendiğin kişiler de aksanlı konuşuyor. lise çağında ermeni okulundan çıkıp türk öğrenci çoğunlukta bir liseye gidene kadar türkçem aksanlıydı. sonra düzeldi. evde genellikle ermenice konuşulmasından ve onların da türkçesinin aksanlı olmasındandı bu. ama dediğim gibi annem olsun babam olsun ikisi de iki dilde de konuşurdular konuşuyorlar. bir zaman sonra dil ayrımı kalmıyor zaten. farkına varmadan otomatik gelişiyor ve o iki dili bir dilmiş gibi hissedebiliyorsun. yani annene 2 dk evel türkçe seslenirken birden bire ermenice konuşmaya başlayabiliyorsun ve bunu otomatik bir şekilde fark etmeden yapıyorsun. gibi gibi.
asıl mantık hangi dili daha az duyacaksa çevresinde onu evin içinde daha çok kullanmak. türkiyede yaşayan biri 7/24 türkçe her taraftan duyacağı için ev içinde 2.anadili konuşup türkçe ile dengelemek en mantıklı çözüm.
kafama dank eden bir fark var, ben çift anadilli ailede çiftanadilli büyüdüm. sizin durumda 2.öğretilen dil birinizden birinin ana dili mi? yoksa ikinizin de yabancı dili çocuğa anadil olarak mı öğretiliyor?
asıl mantık hangi dili daha az duyacaksa çevresinde onu evin içinde daha çok kullanmak. türkiyede yaşayan biri 7/24 türkçe her taraftan duyacağı için ev içinde 2.anadili konuşup türkçe ile dengelemek en mantıklı çözüm.
kafama dank eden bir fark var, ben çift anadilli ailede çiftanadilli büyüdüm. sizin durumda 2.öğretilen dil birinizden birinin ana dili mi? yoksa ikinizin de yabancı dili çocuğa anadil olarak mı öğretiliyor?
0
Baba turk, anne amerikan ama avusturya'da (almanca) yasayan tanidigim bir aile var.
cocuklar mukemmel derecede ingilizce ve almanca biliyorlar. Anne ingilizce, baba turkce konusuyor. Ama baba doktor oldugu icin nobetler vs cok daha az goruyor cocuklari. O yuzden cocuklar turkce anliyorlar ama cok az konusabiliyorlar.
Ikisi de cok girisken, arkadas canlisi cocuklar ama cift dillilikten ziyade cocugu oyle yetistirmeyle alakasi var diye dusunuyorum. Bir de biraz tembellik oluyor mesela, turkce konusmak istemediklerinde hemen ingilizce ya da almancaya donuyorlar filan.
cocuklar mukemmel derecede ingilizce ve almanca biliyorlar. Anne ingilizce, baba turkce konusuyor. Ama baba doktor oldugu icin nobetler vs cok daha az goruyor cocuklari. O yuzden cocuklar turkce anliyorlar ama cok az konusabiliyorlar.
Ikisi de cok girisken, arkadas canlisi cocuklar ama cift dillilikten ziyade cocugu oyle yetistirmeyle alakasi var diye dusunuyorum. Bir de biraz tembellik oluyor mesela, turkce konusmak istemediklerinde hemen ingilizce ya da almancaya donuyorlar filan.
0
Anne Fransız, baba Alman olan arkadaşım vardı, annesi doğumundan itibaren sadece Fransızca konuşmuş ve hala Fransızca konuşuyor sadece kendi eşiyle Almanca konuşuyor onun dışında çocuklarla sürekli Fransızca konuşuyor,çocuklar da anneyle Fransızca konuşuyor babayla Almanca :D Baba sadece Almanca konuşuyor. Bilungaller tam tersine daha zeki oluyor ve öğrenmeye yatkın oluyorlar, kendisi ana dili gibi Fransızca ve Almanca biliyordu bir de İngilizcesi vardı, pazartesi gel başla cinsinden.
0
@nwnd ben cocukla anadilim olan Turkce konusuyorum, esim kendi anadili olan Rusca konusuyor. Esim Turkce biliyor, ben Rusca biliyorum ancak daha rahat anlastigimiz icin bastan beri birbirimizle Ingilizce konusuyoruz. Ikimizin de anadilinde aksan olmadigi icin cocugun aksansizca iki dili de konusmasini umuyoruz ki, okudugum kaynaklar da bu yonde, zaten aksan konusunda yorum yapan diger arkadaslar da benzer yorumlar yapmislar. Aradan acaba Ingilizceyi de kapacak mi diye de merak ediyorum aslinda. Bakalim netice nasil olacak:)
Sizin anne-babanizin Turkcesinde aksan oldugu icin muhtemelen sizde de aksan olmustur bir sure, sonra anadili Turkce olanlarla iletisiminiz arttikca kaybolmus anlasilan. Bizim ufaklik, Turkceyi benden, ailemden ve televizyondan duydugu icin aksani olmayacak saniyorum. Hakkaten sonucu merakla bekliyorum
Sizin anne-babanizin Turkcesinde aksan oldugu icin muhtemelen sizde de aksan olmustur bir sure, sonra anadili Turkce olanlarla iletisiminiz arttikca kaybolmus anlasilan. Bizim ufaklik, Turkceyi benden, ailemden ve televizyondan duydugu icin aksani olmayacak saniyorum. Hakkaten sonucu merakla bekliyorum
0
Kartonpiyer aksan konusu aynen dediğiniz gibi, ben ama anne ile tek bir dil baba ile tek bir dil konuşması gerekir yoksa kafası karışır bakış açısına katılmıyorum.. Yeri geldiğinde siz de çocukla rusça beya annesi türkçe konuşabilir veya siz aranızda bu dillerden ikisiyle konuşmanız çocukta karmaşa yaratmaz.
İngilizceyi de sizlerin aksanı ile mutlaka kapacaktır ama eğer arada onla da ingilizce konuşursanız kalıcı olur. Annem ile teyzem aralarında fransızca konuşurlardı arada ama bizle hiç konuşmadılar. Kulak aşinalık kazandı küçükken ama ben bizzat oturup öğrenene kadar fransızcayla olan bağ sadece kulak aşinalığıydı.
Bence çocukla da ingilizce konuşun arada çünkü türkçe ve rusçayı söktükten sonra ingilizceyi devreye sokarsanız çocuk kolaya kaçıp size türkçe veya rusça yanıt verecektir.
Belli bir süre diller arası kafası ufak da olsa karışaın veya dilbilgisi hataları olsun onları büyüdüğünde okudukça yazdıkça vs zaten kapatacak.
İngilizceyi de sizlerin aksanı ile mutlaka kapacaktır ama eğer arada onla da ingilizce konuşursanız kalıcı olur. Annem ile teyzem aralarında fransızca konuşurlardı arada ama bizle hiç konuşmadılar. Kulak aşinalık kazandı küçükken ama ben bizzat oturup öğrenene kadar fransızcayla olan bağ sadece kulak aşinalığıydı.
Bence çocukla da ingilizce konuşun arada çünkü türkçe ve rusçayı söktükten sonra ingilizceyi devreye sokarsanız çocuk kolaya kaçıp size türkçe veya rusça yanıt verecektir.
Belli bir süre diller arası kafası ufak da olsa karışaın veya dilbilgisi hataları olsun onları büyüdüğünde okudukça yazdıkça vs zaten kapatacak.
0
biz 3 dili yetiştiriyoruz şimdi ama 2.5 aylık bebe. sonuçları bikaç seneye yazarım :D
bi yakınımızın bebesi de 3 dilli büyüdü. anne polonyalı baba türk. anne lehçe konuştu baba ingilizce, etraftan da türkçeyi öğrendi. 4 yaşında 3 dilde de sıkıntısı yok süper konuşuyo
bu tarz yetiştirilen çocuklar geç konuşmaya başlıyor, onu biliyoruz. aynı zamanda 4 yaşa kadar öğrenilen dillerin beynin "ana dil" kısmında öğrenildiğini, "yabancı dil" kısmının ise farklı olduğunu da biliyoruz.
bi yakınımızın bebesi de 3 dilli büyüdü. anne polonyalı baba türk. anne lehçe konuştu baba ingilizce, etraftan da türkçeyi öğrendi. 4 yaşında 3 dilde de sıkıntısı yok süper konuşuyo
bu tarz yetiştirilen çocuklar geç konuşmaya başlıyor, onu biliyoruz. aynı zamanda 4 yaşa kadar öğrenilen dillerin beynin "ana dil" kısmında öğrenildiğini, "yabancı dil" kısmının ise farklı olduğunu da biliyoruz.
0
asabi
selam romalılar..diş sağlığı malumunuz önemli.. geçen martta diş taşı temizliği için doktora gittiğimde biraz yaşlıca olan doktor beni azarladı ve dişlerimi iyi fırçalamadığımı söyledi ve bana şarjlı diş fırçası önerdi.. bende utandım ve dediğini yaparak gittim şarjlı diş fırçası aldım.. epeyde memn
selam romalılar..
diş sağlığı malumunuz önemli.. geçen martta diş taşı temizliği için doktora gittiğimde biraz yaşlıca olan doktor beni azarladı ve dişlerimi iyi fırçalamadığımı söyledi ve bana şarjlı diş fırçası önerdi.. bende utandım ve dediğini yaparak gittim şarjlı diş fırçası aldım.. epeyde memnnun kaldım esasında..
geçenlerde koku geldiğini farkederek bu sefer başka doktora gittim çürük çarık mı var acaba diyerekten. doktor bana çürüğümün olmadığını, dişlerimi iyi fırçalamadığımı söyledi ve nasıl fırçalanacağını gösterdi. :)) bende doktor tavsiyesi üzerine şarjlı diş fırçası kullanıyorum dedim. bana şarjlı diş fırçalarının sadece parlattığını ama iyi temizlemediğini ve manuel fiş fırçası ile birlikte diş ipi kullanmam gerektiğini söyledi..
kafam karıştı şimdi benim.. manuel mi şarjlı mı?
diş sağlığı malumunuz önemli.. geçen martta diş taşı temizliği için doktora gittiğimde biraz yaşlıca olan doktor beni azarladı ve dişlerimi iyi fırçalamadığımı söyledi ve bana şarjlı diş fırçası önerdi.. bende utandım ve dediğini yaparak gittim şarjlı diş fırçası aldım.. epeyde memnnun kaldım esasında..
geçenlerde koku geldiğini farkederek bu sefer başka doktora gittim çürük çarık mı var acaba diyerekten. doktor bana çürüğümün olmadığını, dişlerimi iyi fırçalamadığımı söyledi ve nasıl fırçalanacağını gösterdi. :)) bende doktor tavsiyesi üzerine şarjlı diş fırçası kullanıyorum dedim. bana şarjlı diş fırçalarının sadece parlattığını ama iyi temizlemediğini ve manuel fiş fırçası ile birlikte diş ipi kullanmam gerektiğini söyledi..
kafam karıştı şimdi benim.. manuel mi şarjlı mı?
0
sivil admin
Arkadaşlar diyelim ki bir mevzu oldu ve bıçaklandınız veya vuruldunuz ne yapılması lazım? Mesela bıçaklanıldığınız da bıçak saplı kaldıysa vücudunuzda bunu çekip çıkarmak mı gerekir yoksa hastaneye kadar bıçak tampon yapsın diye saplanan yerde bırakılması mı gerekir?ve vuruldunuz diyelim. Kurşun içe
Arkadaşlar diyelim ki bir mevzu oldu ve bıçaklandınız veya vuruldunuz ne yapılması lazım?
Mesela bıçaklanıldığınız da bıçak saplı kaldıysa vücudunuzda bunu çekip çıkarmak mı gerekir yoksa hastaneye kadar bıçak tampon yapsın diye saplanan yerde bırakılması mı gerekir?
ve vuruldunuz diyelim. Kurşun içeride kaldıysa ne yapılması lazım? Dışarı çıktıysa ne yapılması lazım?
Lütfen kesin bilgisi olan arkadaşlar cevaplasın.
Mesela bıçaklanıldığınız da bıçak saplı kaldıysa vücudunuzda bunu çekip çıkarmak mı gerekir yoksa hastaneye kadar bıçak tampon yapsın diye saplanan yerde bırakılması mı gerekir?
ve vuruldunuz diyelim. Kurşun içeride kaldıysa ne yapılması lazım? Dışarı çıktıysa ne yapılması lazım?
Lütfen kesin bilgisi olan arkadaşlar cevaplasın.
0
Özellikle göğüs/kaburga bölgesindeki bıçağı /saplanan demiri vs. çıkarmamak lazım+1
Akciğere filan girdiyse, çıkarınca plevral basınç atmosfer basıncı ile eşitleniyor ve daha ölümcül oluyor. Bildiğim kadarıyla akciğerler kollaps olup fonksiyon görmüyor o aşamada, yanlışsa düzeltsinler. Sırtına demir saplananları filan bile öyle götürürler hastaneye.
Edit: buldum :)
Plevral aralıkta hava toplanmasına pnömotoraks denir. Normalde visseral ve paryetal
plevra arasında 5–10 ml plevral sıvı bulunur; ancak hava bulunmaz. Pnömotoraksta hava
girişi, visseral ya da paryetal plevrada oluşan bir açıklık nedeniyle gerçekleşir. Bu açıklık,
göğüs duvarında oluşan künt ya da delici travma sonucu oluşabildiği gibi akciğer
hastalıklarında akciğer parankiminin yırtılması nedeniyle de oluşabilir. Hatta trakea, bronşlar
ya da özofagusun yırtılması nedeniyle mediastinumdan; akciğer biyopsisi, torasentez,
kardiyopulmoner cerrahi vb. cerrahi müdahaleler de pnömotoraksa yol açabilir.
Hava açıklığını önlemek için çıkarmamak lazım. ATT'ler çıkarıp müdahale ediyorsa orası ayrı tabi ama normal bir insan çıkarıp daha beter tablo oluşmasına neden olabilir.
Akciğere filan girdiyse, çıkarınca plevral basınç atmosfer basıncı ile eşitleniyor ve daha ölümcül oluyor. Bildiğim kadarıyla akciğerler kollaps olup fonksiyon görmüyor o aşamada, yanlışsa düzeltsinler. Sırtına demir saplananları filan bile öyle götürürler hastaneye.
Edit: buldum :)
Plevral aralıkta hava toplanmasına pnömotoraks denir. Normalde visseral ve paryetal
plevra arasında 5–10 ml plevral sıvı bulunur; ancak hava bulunmaz. Pnömotoraksta hava
girişi, visseral ya da paryetal plevrada oluşan bir açıklık nedeniyle gerçekleşir. Bu açıklık,
göğüs duvarında oluşan künt ya da delici travma sonucu oluşabildiği gibi akciğer
hastalıklarında akciğer parankiminin yırtılması nedeniyle de oluşabilir. Hatta trakea, bronşlar
ya da özofagusun yırtılması nedeniyle mediastinumdan; akciğer biyopsisi, torasentez,
kardiyopulmoner cerrahi vb. cerrahi müdahaleler de pnömotoraksa yol açabilir.
Hava açıklığını önlemek için çıkarmamak lazım. ATT'ler çıkarıp müdahale ediyorsa orası ayrı tabi ama normal bir insan çıkarıp daha beter tablo oluşmasına neden olabilir.
0
Bunu tam olarak ilk yardim egitimi alan biri cevaplayabilir. Çünkü yaralanmanın şekline, vücuttaki yerine göre müdahale ediliyor bildigim kadariyla.
Bıçak çekilmez gerekli mudahale yapilana kadar yerinde birakilir. asagidakiler uygulanir.
Mermi yaralanmalarinda içeride olup olmadigina bakilmaksizin, ilk yardimda diz ve dirsek altında ise yara turnike , diger yerlerde tampon yapilir. turnike, tampona göre daha dikkat gerektiren bir ilk yardimdir. uygulama süresi, şekli çok önemli.
Bıçak çekilmez gerekli mudahale yapilana kadar yerinde birakilir. asagidakiler uygulanir.
Mermi yaralanmalarinda içeride olup olmadigina bakilmaksizin, ilk yardimda diz ve dirsek altında ise yara turnike , diger yerlerde tampon yapilir. turnike, tampona göre daha dikkat gerektiren bir ilk yardimdir. uygulama süresi, şekli çok önemli.
0
Mermi bi noktadan girip diger taraftan ciktiysa zaten yapacak pek bisey olmaz o durumda. Cunku yiv set yuzunden donerek girdigi icin, nokta seklinde giris yarasi olur, ama cikis yarasi en az avuc buyuklugunde olur. Parcalayarak cikiyor. Birazdan daha bilgili kisiler bilgi verir zaten.
0
3 adet ilk yardım sertifikası olan biri olarak söyleyeyim,
bıçak içeride kalmış ise çıkarılmıyor, hastaneye ulaşana kadar çıkmaması gerekiyor. sadece kanama için tampon yapılabilir ve ambulans ulaşana kadar hasta hareket ettirilmez.
kurşun da aynı şekilde içeride ise kesinlikle çıkarmaya uğraşmıyoruz. kurşun girip çıktıysa da kanamanın bölgesi/çeşidine göre kanamayı durdurmak için ilk yardım uygulanır.
bıçak içeride kalmış ise çıkarılmıyor, hastaneye ulaşana kadar çıkmaması gerekiyor. sadece kanama için tampon yapılabilir ve ambulans ulaşana kadar hasta hareket ettirilmez.
kurşun da aynı şekilde içeride ise kesinlikle çıkarmaya uğraşmıyoruz. kurşun girip çıktıysa da kanamanın bölgesi/çeşidine göre kanamayı durdurmak için ilk yardım uygulanır.
0
Bıçaklayan kişi bıçağı içerde bırakmaz çünkü bıçak birinci suç delilidir. Henüz hicbir vakada bıçağı kurban üzerinde bırakan duymadım. Bıçaklanma ihtimaliniz varsa tampon yontemlerini öğrenin
0
bi kavgada sırtımdan bıcaklandım, bastan birsey yoktu, bir kaç dakika sonra etraf dönmeye başladı,sırtımdan köpuk çıkıyor gibiydi, yani öyle hissediyorumdum, birşey yapamıyorsun.
ben kelimeye şehadet getirdim, ailem,hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçti. öleceğimi dusundum.
durum ciddiyse şayet, yapacak birşey yok yardım alman lazım. hele bel üstünden yediysen kötü.
ben kelimeye şehadet getirdim, ailem,hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçti. öleceğimi dusundum.
durum ciddiyse şayet, yapacak birşey yok yardım alman lazım. hele bel üstünden yediysen kötü.
0
yavuzsyildiz
Merhaba...Sanırım bunlardan birisi "gerçekten hafızasını kaybetmiş ve kim olduğu sorusuna cevap arıyan birinin ifadesi....Bir diğeri ise "ben kimim bak sana anlatayım" tadında ve soru değil..gibi bir bilgiye sahibim? Doğrumudur? Ve hangisi "kendini tanıtmadan önce kullanılabilir" bir cümledir mesela
Merhaba...
Sanırım bunlardan birisi "gerçekten hafızasını kaybetmiş ve kim olduğu sorusuna cevap arıyan birinin ifadesi....
Bir diğeri ise "ben kimim bak sana anlatayım" tadında ve soru değil..
gibi bir bilgiye sahibim? Doğrumudur? Ve hangisi "kendini tanıtmadan önce kullanılabilir" bir cümledir mesela.
Sanırım bunlardan birisi "gerçekten hafızasını kaybetmiş ve kim olduğu sorusuna cevap arıyan birinin ifadesi....
Bir diğeri ise "ben kimim bak sana anlatayım" tadında ve soru değil..
gibi bir bilgiye sahibim? Doğrumudur? Ve hangisi "kendini tanıtmadan önce kullanılabilir" bir cümledir mesela.
0
Who am I ? bir tam cümle : Ben kimim?
Who I am: phrase ve devamı gelir mutlaka
I don't know who I am- kim olduğumu bilmiyorum. (gibi)
Who I am: phrase ve devamı gelir mutlaka
I don't know who I am- kim olduğumu bilmiyorum. (gibi)
0
tek başına "who i am" diye bişey yok dendiği gibi. kendini tanıtmak için "let me tell you who i am" diye bilebilirsin mesela. burada who am i diyemezsin çünkü soru cümlesi değil.
0
şöyle bir çeviri mümkün olabilir:
who am I? kimim ben?
who I am (devam ediyor veya başı var) kim olduğum(u)
who am I? kimim ben?
who I am (devam ediyor veya başı var) kim olduğum(u)
0
evet dogrusun. ilki soru cumlesi, ikincisi kesinlikle soru cumlesi degil.
ama su kafani karistirmasin, soru cumlesi icinde geciyor sadece: Do you know who I am?
ama su kafani karistirmasin, soru cumlesi icinde geciyor sadece: Do you know who I am?
0
ekaterina
Şu cümleyi; "Gaziantep'in gelişen ekonomisinden dolayı aldığı göçler ve artan taşıt sayısıyla birlikte trafik kazaları kentin önemli bir sorunu haline gelmiştir." "Traffic accidents have became an important issue for Gaziantep since the city is having immigrants and an increase in amount of vehicles
Şu cümleyi;
"Gaziantep'in gelişen ekonomisinden dolayı aldığı göçler ve artan taşıt sayısıyla birlikte trafik kazaları kentin önemli bir sorunu haline gelmiştir."
"Traffic accidents have became an important issue for Gaziantep since the city is having immigrants and an increase in amount of vehicles due to its economical improvement."
bu şekilde çevirmen bi arkadaş çevirdi ama hoca üstünü çizip yeniden yaz demiş nasıl yazsam ?
Teşekkürleer.
"Gaziantep'in gelişen ekonomisinden dolayı aldığı göçler ve artan taşıt sayısıyla birlikte trafik kazaları kentin önemli bir sorunu haline gelmiştir."
"Traffic accidents have became an important issue for Gaziantep since the city is having immigrants and an increase in amount of vehicles due to its economical improvement."
bu şekilde çevirmen bi arkadaş çevirdi ama hoca üstünü çizip yeniden yaz demiş nasıl yazsam ?
Teşekkürleer.
0
göçler ve trafik kazaları sorun olmuş o yüzden cümle yanlış çevrilmiş yalnız türkçesinde sıkıntı var biraz daha net yazılabilirdi.
neyse şöyle demeniz lazım:
The immigrants related to economical improvement of Gaziantep and the traffic accidents corralated with an increment in the amount of vehicles have became an important issue for Gaziantep.
Sadece trafik kazaları sorun olduysa türkçesini değiştirin biraz, hem göçler hem de trafik kazaları sorun olmuş gibi de anlaşılıyor. Tam olarak ne sorun oluyor?
neyse şöyle demeniz lazım:
The immigrants related to economical improvement of Gaziantep and the traffic accidents corralated with an increment in the amount of vehicles have became an important issue for Gaziantep.
Sadece trafik kazaları sorun olduysa türkçesini değiştirin biraz, hem göçler hem de trafik kazaları sorun olmuş gibi de anlaşılıyor. Tam olarak ne sorun oluyor?
0
O zaman çeviri doğru ama Türkçesini değiştirin belki hoca da yanlış anlamış olabilir.
Gaziantep'in gelişen ekonomisinden dolayı aldığı göçler ve buna bağlı olarak taşıt sayısının artması ile; trafik kazaları kentin önemli bir sorunu haline gelmiştir.
bu cümle olur mu? ona göre çevireyim.
Hoca da yanlış anlamış türkçesini, kaynak metin net değil + 1
Gaziantep'in gelişen ekonomisinden dolayı aldığı göçler ve buna bağlı olarak taşıt sayısının artması ile; trafik kazaları kentin önemli bir sorunu haline gelmiştir.
bu cümle olur mu? ona göre çevireyim.
Hoca da yanlış anlamış türkçesini, kaynak metin net değil + 1
0
Hoca kaynak metni görmüyor ki :/ kaynak metin nasıl net değil ya :/ gelişen ekonomiden dolayı göç geliyo, taşıt sayısı artıyo bu da trafik kazalarını kentin önemli bir sorunu haline getiriyor. @neferkitty taşıt sayısında artış ve göçler, ekonominin gelişmesinden dolayı oluyor. Senin yazdığın cümlede göçlerden dolayı taşıt sayısı artıyor gibi olmuş.
0
O zaman şimdi netleşti:
The traffic accidents have become an important issue for Gaziantep as a result of the increased amounts of vehicles and immigrants, corralated with economical improvement of Gaziantep
ya da ekonomik gelişme sonucu göç ve tasıt sayısı artısını daha çok vurgulamak istiyorsan:
The traffic accidents have became an important issue for Gaziantep as a result of the economical improvement of Gaziantep which has led to increased amounts of vehicles and immigrants.
The traffic accidents have become an important issue for Gaziantep as a result of the increased amounts of vehicles and immigrants, corralated with economical improvement of Gaziantep
ya da ekonomik gelişme sonucu göç ve tasıt sayısı artısını daha çok vurgulamak istiyorsan:
The traffic accidents have became an important issue for Gaziantep as a result of the economical improvement of Gaziantep which has led to increased amounts of vehicles and immigrants.
0
halanne
ne anlama geldigini anladım da, tam olarak kelime karşılığı ne?
ne anlama geldigini anladım da, tam olarak kelime karşılığı ne?
0
bunun spesifik bir anlamı var google'da bayağı bakındım çok farklı kullanımları olsa da genelde her alana uyarlamışlar ki teknik bir terim değil demek ki.
mesela:
*Sara created her own “thread of continuity” between caregivers by holding a symbol of her foster mother’s love and care as she worked to develop a new relationship with her biological mother.
*This thesis looks at discovering the unifying elements of an existing neighborhood and using them to create a building that draws from the existing to reflect its own times, yet also continues the thread of the urban fabric.
*In order to maintain some thread of continuity through the perplexed and tangled vicissitudes of the Italian race, it has been Norman necessary to disregard those provinces which did not ~ immediately contribute to the formation of its history.
ama ne olduğunu çözemedim belki okuyan arkadaşlar bu cümlelerden bir şey çıkarır diye yazayım dedim..
mesela:
*Sara created her own “thread of continuity” between caregivers by holding a symbol of her foster mother’s love and care as she worked to develop a new relationship with her biological mother.
*This thesis looks at discovering the unifying elements of an existing neighborhood and using them to create a building that draws from the existing to reflect its own times, yet also continues the thread of the urban fabric.
*In order to maintain some thread of continuity through the perplexed and tangled vicissitudes of the Italian race, it has been Norman necessary to disregard those provinces which did not ~ immediately contribute to the formation of its history.
ama ne olduğunu çözemedim belki okuyan arkadaşlar bu cümlelerden bir şey çıkarır diye yazayım dedim..
0
neferkitty, işte tam anlıyorum ama konuşamıyorum örneği. anlamı belli aslında ama makaled kullanacağım için böyle cuk diye oturcak bişey lazım.
0
yalnız bu thread de başlı başlına devamlılığı anlatmak için kullanılabiliyormuş:
Something that suggests the continuousness of such a strand, cord, or filament: lost the thread of his argument.
kullanıldığı yerde anlam olarak istikrar /istikrar akışı oluyor mu?
istikrar akışı saçma oluyor ama bence çünkü zaten istikrar bir süreklilik bildiriyor.
thread ve continuity de öyle, bir şeyin aynı şekilde devam etmesinin de devamlılığını anlatıyor gibi :D
o yüzden anlam oluyorsa bence istikrar de geç.
Something that suggests the continuousness of such a strand, cord, or filament: lost the thread of his argument.
kullanıldığı yerde anlam olarak istikrar /istikrar akışı oluyor mu?
istikrar akışı saçma oluyor ama bence çünkü zaten istikrar bir süreklilik bildiriyor.
thread ve continuity de öyle, bir şeyin aynı şekilde devam etmesinin de devamlılığını anlatıyor gibi :D
o yüzden anlam oluyorsa bence istikrar de geç.
0
meyve parcacikli kadin
Selam. 3 ayda 13 kilo falan verdim ve bel bölgem 12 cm kadar incelmiş. Sizce bu kiloların ne kadarı yağdır? Bu bilgilerle aşağı yukarı tahmin edilir mi bilmiyorum ama sorayım yine de
Selam. 3 ayda 13 kilo falan verdim ve bel bölgem 12 cm kadar incelmiş. Sizce bu kiloların ne kadarı yağdır? Bu bilgilerle aşağı yukarı tahmin edilir mi bilmiyorum ama sorayım yine de
0
boya göre değişir aslında, boyun uzunsa daha az incelmen çok normal.
ama kısa boylu birisinde 1 kiloda rahat 2-3 cm filan inceliyor.
bu durumda ortalama pi yi 3 alırsak :P
boyun kısa ise %60 civarı yağ kaybetmişsindir, boyun uzunsa %80'lere çıkabilir bu oran ama daha fazla olduğunu sanmıyorum açıkcası bana biraz az geldi :)
Yine de aynen devam et, proteini yeterli al, yoksa incelmen çok yavaş devam eder.
ama kısa boylu birisinde 1 kiloda rahat 2-3 cm filan inceliyor.
bu durumda ortalama pi yi 3 alırsak :P
boyun kısa ise %60 civarı yağ kaybetmişsindir, boyun uzunsa %80'lere çıkabilir bu oran ama daha fazla olduğunu sanmıyorum açıkcası bana biraz az geldi :)
Yine de aynen devam et, proteini yeterli al, yoksa incelmen çok yavaş devam eder.
0
o boya kesinlikle normal bence. %70-80 arası kaybetmişsindir tahminen. çok daha yüksek oranlarda yağ kaybı daha çok spor + düşük karbonhidrat ile mümkün oluyor çünkü, 60-100 gram arası karbonhidrat alınan beslenmelerde ortalama %70-80 arası yağ kaybı oluyor.
0
civcivlerin dedesi
Arkadaşlar bileniniz var mı? Kim bu bıyıklı kadın
Arkadaşlar bileniniz var mı? Kim bu bıyıklı kadın
0
kilolu tarkan +1 cidden asfdsafdgsf
Edit: diğer söylenenlere de benziyor ona da +1 :D
Edit: diğer söylenenlere de benziyor ona da +1 :D
0
focke wulf
nette gördümbu bel bölgesinden yağlar çok zor eriyordomates suyu kürü, lahana kürü falan demiş.deneyen, işe yarayan var mı
nette gördüm
bu bel bölgesinden yağlar çok zor eriyor
domates suyu kürü, lahana kürü falan demiş.
deneyen, işe yarayan var mı
bu bel bölgesinden yağlar çok zor eriyor
domates suyu kürü, lahana kürü falan demiş.
deneyen, işe yarayan var mı
0
öyle bir şey mümkün değil, bunların yüzünden bütün millet hala obez.
bel bölgesindeki yağların çok zor erimesinin nedeni; bunun gibi adamlar yüzünden milletin yanlış diyetler yapıp habire kas kaybetmesi ve kas kaybettikçe de yağların desteksiz kalıp daha fazla göbekte birikmesi.
o söylediklerin en fazla ödem attırır, yağ yaktırmaz.
bel bölgesindeki yağların çok zor erimesinin nedeni; bunun gibi adamlar yüzünden milletin yanlış diyetler yapıp habire kas kaybetmesi ve kas kaybettikçe de yağların desteksiz kalıp daha fazla göbekte birikmesi.
o söylediklerin en fazla ödem attırır, yağ yaktırmaz.
0
şu adamı dinlemeyi bırakın öncelikle. göğüs büyüten krem çük büyüten kür diye reklam yapan bir adam.
bölgesel zayıflama yoktur ve göbek yağlanmasının esas nedeni karaciğer yağlanmasıdır. bu yağları eritmenin tek yolu da kardiyodur yani yüzmektir, koşmaktır, bisiklete binmektir. önemli olan bacak kaslarınız çalışacak zamanla göbek erir zaten. kürmüş, yağ yakıcı hapmış, mekikmiş falan filan hikaye.
bölgesel zayıflama yoktur ve göbek yağlanmasının esas nedeni karaciğer yağlanmasıdır. bu yağları eritmenin tek yolu da kardiyodur yani yüzmektir, koşmaktır, bisiklete binmektir. önemli olan bacak kaslarınız çalışacak zamanla göbek erir zaten. kürmüş, yağ yakıcı hapmış, mekikmiş falan filan hikaye.
0
yue
örneğin biftek yedim, gramajını çiğ haline göre mi yoksa pişmiş haline göre mi alacağım? pişmeden önce 250 gr, pişince küçücük kalıyor :D gerçi aman aman fark olmaz ama merak ettim işte.
örneğin biftek yedim, gramajını çiğ haline göre mi yoksa pişmiş haline göre mi alacağım? pişmeden önce 250 gr, pişince küçücük kalıyor :D gerçi aman aman fark olmaz ama merak ettim işte.
0
kalori bilgisine bakma karbonhidrat oranına bak. yıllarca kalori kalori diye keklediler milleti. önemli olan kalori değil karbonhidrat. test yapılıyor, kalorisi aynı olan ancak karbonhidratı fazla olan yiycekler veriliyor. karbonhidratı fazla olan daha fazla kilo alıyor.
0
ben sorunuza alakasız cevap olmasın diye yazıp silmiştim ama madem konu artık açıldı, alakasız cevap olmuyor bu durumda yazabilirim :p
eksisozluk.com
eksisozluk.com
0
Besinler pişerken gramajı düşüyor ama besin değerleri/kalorisi sabit kalıyor. Yani 30 gram proteinse 30 gram protein 10 gram karbonhidratsa 10 gram karbonhidrat ya da 1 gram sodyumsa 1 gram sodyum, besin değerleri değişmez. Pişirme şekline göre yağ miktarında değişiklik olabilir. Yani pişerken küçülmesi bir şeyi değiştirmez, etin suyunu çekmesi nedeniyle oluyor o. Tabii aynı şekilde pişirdiğinin zaman daha da çoğalan yiyecekler var. Onların da aynı besin değerinde bir değişiklik olmuyor.
0
pandispanya
Önerilen arkadaşlar listesine baş sıradan giriş yapıyorlar hemen. Bunu kapamanın bir yolu yok mu yahu? Telefonla olan tüm eş zamanlamaları filan kaldırdım yine kurtulamıyorum. Nasıl oluyor bu iş?!
Önerilen arkadaşlar listesine baş sıradan giriş yapıyorlar hemen. Bunu kapamanın bir yolu yok mu yahu? Telefonla olan tüm eş zamanlamaları filan kaldırdım yine kurtulamıyorum. Nasıl oluyor bu iş?!
0
Telefonla senkronize ettigin mail adresine mi bagli facebook? Eger oyleyse facebook un bagli oldugu mail adresini degistirerek dene bir de.
0
kirliyesilkazak
iyi geceler, midemde zaten gastrit reflü vb. sorunlar yıllardır var, mide ilacı kullanmayıp kötü beslendiğimde kötüleşir, çok kötü olmadıkça kolay kolay kusmam. bugün ateş - öksürük grip gibi bir durum nedeniyle iki neurofen içtim, o kötü geldi sanırım. az önce ani bir bulantıyla siyah renkte kustum
iyi geceler, midemde zaten gastrit reflü vb. sorunlar yıllardır var, mide ilacı kullanmayıp kötü beslendiğimde kötüleşir, çok kötü olmadıkça kolay kolay kusmam. bugün ateş - öksürük grip gibi bir durum nedeniyle iki neurofen içtim, o kötü geldi sanırım.
az önce ani bir bulantıyla siyah renkte kustum afedersiniz, böyle siyah kahverengi gibi parçalı, bir de metalik bir tat.
bugün hiç koyu renk bir şey de yemedim.
şu anda da midem ağrıyor ve yanıyor, hani arada bir yaşadığım hazımsızlık gibi. biraz da dayanıklıyımdır, ağrı sızı eşiğim iyidir, hiç bayılmam, şu an mide kanaması geçiriyor olma ihtimalim var mı?
şimdi bu saatte hastaneye gitmem çok zor, şimdi gitmesem de yarın sabahı beklesem çok kötü olur mu??
teşekkürler..
az önce ani bir bulantıyla siyah renkte kustum afedersiniz, böyle siyah kahverengi gibi parçalı, bir de metalik bir tat.
bugün hiç koyu renk bir şey de yemedim.
şu anda da midem ağrıyor ve yanıyor, hani arada bir yaşadığım hazımsızlık gibi. biraz da dayanıklıyımdır, ağrı sızı eşiğim iyidir, hiç bayılmam, şu an mide kanaması geçiriyor olma ihtimalim var mı?
şimdi bu saatte hastaneye gitmem çok zor, şimdi gitmesem de yarın sabahı beklesem çok kötü olur mu??
teşekkürler..
0
bütün sorumluluk bana ait farkındayım ancak,
çok koyu renk kusma olunca hani mide kanaması da olmuş bitmiştir onlar pıhtılardır diyip de şimdi gitmesem sabah acile gitsem olur mu? :/
yalnız olduğum zamana denk geldi de gece daha fenalaşma ihtimalim var mı onu merak ediyorum
çok koyu renk kusma olunca hani mide kanaması da olmuş bitmiştir onlar pıhtılardır diyip de şimdi gitmesem sabah acile gitsem olur mu? :/
yalnız olduğum zamana denk geldi de gece daha fenalaşma ihtimalim var mı onu merak ediyorum
0
mide kanaması öyle bişi değil, geçirdim ordan biliyorum. yani mide kanamıştır sonra kanaması durmuştur pıhtılaşmış değildir o, mide kanamasıysa hala kanıyordur. ben senin yerinde olsam atlar bir taksiye giderdim ihmal edilecek şey değil bu.
0
Mide kanaması. Sonraki aşama zift gibi dışkılama. Bayılma. 112'yi arayın.
0
fatihkkk
Selamlar,Doktora falan görünmeden kafam göre alıp kullanmamda bi sakınca olmayacak balgam söktürücü gibi bir şey var mı?Bi de burun-nefes açıcı bir şey var mı?Son soru: Günde 4-5 maden suyu içmiyor olmam gırtlağımda balgam hissi olmasına neden olmuş olabilir mi yoksa suçlu yine içki-sigara mı?mersi.
Selamlar,
Doktora falan görünmeden kafam göre alıp kullanmamda bi sakınca olmayacak balgam söktürücü gibi bir şey var mı?
Bi de burun-nefes açıcı bir şey var mı?
Son soru: Günde 4-5 maden suyu içmiyor olmam gırtlağımda balgam hissi olmasına neden olmuş olabilir mi yoksa suçlu yine içki-sigara mı?
mersi.
Doktora falan görünmeden kafam göre alıp kullanmamda bi sakınca olmayacak balgam söktürücü gibi bir şey var mı?
Bi de burun-nefes açıcı bir şey var mı?
Son soru: Günde 4-5 maden suyu içmiyor olmam gırtlağımda balgam hissi olmasına neden olmuş olabilir mi yoksa suçlu yine içki-sigara mı?
mersi.
0
Kuru meyve satan bir yerden zencefil alın. Tadı kötü ama işe yarıyor. Ölmezsiniz herhalde...
0
N-asetil sistein al hicbir yan etkisi yok, balgam sokturucu bir antioksidandir. suda eriyen efervesan tablet, sabah aksam 1 er kez
0
asist adlı ilaçtan günde 900 mg.a kadar alabilirsin. ben sigara içtiğim dönemlerde içiyordum ve ara ara gerçekten balgam atıyordum. fakat nefesini açmak için doktora gitmelisin. ben 12 yıl bildiğin sigarayı sömürdüm. inanılmaz seviyordum sigara içmeyi. artık tıkanmaya başladım ve dr.a gittim. solunum fnksiyon testi yaptılar ve ileri derecede koah adayısın dediler. şimdilerde fısfıslardan kullanıyorum.
dipnot: dr.a gitmeden bir yl önce de sigarayı bıraktım. ona rağmen fısfısım var.
dipnot: dr.a gitmeden bir yl önce de sigarayı bıraktım. ona rağmen fısfısım var.
0
Sigara. :( Uzun zamandır içiyorsanız balgam neredeyse kaçınılmaz. Asetilsistein içeren bir ilaç içebilirsiniz, nac mesela. Burun açmak için de tuzlu su, hatta sinüs temizleme kitleri var, onlardan öneririm.
0
burnun tikaliysa bol karabiberli corba ic. yemeklerle birlikte bol aci biber yersen (tursu minik biber de olur, kirmizi kurutulmus biber de olur)hem burnun acilir hem de hizli iyilesirsin.
ama yine de doktora git sen
gecmis olsun
ama yine de doktora git sen
gecmis olsun
0
C vitaminli bi balgam solturucu var icinden 4 tup cikiyor de eczaci anlar bence 1 hafta kendi kendine kullansam sorun olmaz ancak devam ederse mutlaka doktora git astim falana doner aman ha !
Not : doktir degilim tiptan anlamam sadece vatandas tavsiyesi ve kendi yaptigim .
Not : doktir degilim tiptan anlamam sadece vatandas tavsiyesi ve kendi yaptigim .
0
Mobildeyim editleyemiyorum 3 tup cikiyor diyecektim suda eriyen cinsten .
Gecmis olsun...
Gecmis olsun...
0
yavuzsyildiz
Soru Başlıkta efenim. Teşekkürler.
Soru Başlıkta efenim. Teşekkürler.
0
@neferkitty
O kavram sanırım "iç mimar" için değilde, "iç mimarlık" manasında kullanılıyor gibi. Aklım karıştı o yüzden sordum.
Interior Designer diyeceğim ama emin olamıyorum.
O kavram sanırım "iç mimar" için değilde, "iç mimarlık" manasında kullanılıyor gibi. Aklım karıştı o yüzden sordum.
Interior Designer diyeceğim ama emin olamıyorum.
0
valla hem designer hem de architect kullanılıyor ama aralarında fark varsa bilmiyorum :)
study.com
..Interior architects specialize in designing and building interiors for safety, functionality and aesthetics. It is important that interior architects not only understand the durability and strength of building materials, but also be skilled in the use of light, color and textures in a space..
Bir de şöyle bir şey var:
www.quora.com
designer ve architectlerin lisansları farklı imiş. designerlar ekstradan mimarlık lisansı aldıktan sonra iç mimar oluyorlarmış.
interior designer bu durumda iç tasarımcı oluyor sanırım.
--
study.com
..Interior architects specialize in designing and building interiors for safety, functionality and aesthetics. It is important that interior architects not only understand the durability and strength of building materials, but also be skilled in the use of light, color and textures in a space..
Bir de şöyle bir şey var:
www.quora.com
designer ve architectlerin lisansları farklı imiş. designerlar ekstradan mimarlık lisansı aldıktan sonra iç mimar oluyorlarmış.
interior designer bu durumda iç tasarımcı oluyor sanırım.
--
0
dessy
Babamın köpeği de yapıyor aynısını, bahsettiğim şey şu linkteki 07:35'te yer alan tepki: https://www.youtube.com/watch?v=SF3RSxiWd6M
Babamın köpeği de yapıyor aynısını, bahsettiğim şey şu linkteki 07:35'te yer alan tepki: www.youtube.com
0
Dogs can display an “aggressive pucker.” They move their lips forward over their teeth and exhale air so that their lips look puffy and large. You can sometimes even hear them breathing heavily. This display is often accompanied by a wrinkled forehead. A dog who looks like this is saying, “Don’t come any closer.”
www.aspca.org
Banyo yapmak istemediği için diretiyor işte :)
www.aspca.org
Banyo yapmak istemediği için diretiyor işte :)
0
Normalde dislerini gostermesi tehdittir, yani "bak boyle dislerim var sana zarar veririm" gibi.
Ama videodaki ornekte agesiflikten uzak gibi. Hatta bazi insanlar kopeklerini egitiyorlar "gulumse bakalim" diye, kopekler de bunu yapiyor. Bir ok video izledim bunu ornekleyecek.
Ama videodaki ornekte agesiflikten uzak gibi. Hatta bazi insanlar kopeklerini egitiyorlar "gulumse bakalim" diye, kopekler de bunu yapiyor. Bir ok video izledim bunu ornekleyecek.
0
basond
3-4 yıldır bu sitede sürekli takılırım çok da ciddiye almam eğlenir giderim hepsi bu, sözlükte site hakkında atıp tutmuşlar(haklı oldukları kısımlar var) ancak bu kadar üzerine düşülecek bi bağımlılığım olmadı.sizde durum nedir?
3-4 yıldır bu sitede sürekli takılırım çok da ciddiye almam eğlenir giderim hepsi bu, sözlükte site hakkında atıp tutmuşlar(haklı oldukları kısımlar var) ancak bu kadar üzerine düşülecek bi bağımlılığım olmadı.
sizde durum nedir?
sizde durum nedir?
0
Bir sene önce ciddi bir bağlılığim ya da bağımlılığım vardı. Buradan çok insan tanımaya, yazılanları dikkatli takibe, zirvelere katılmaya başladım. Sonrasında ardı ardına yaşadığım birtakım absurdlukler sonucu buradan uzak kalmamıştır gerektiğine karar verdim hatta hesabimi da sildim. Bir müddet ara verdim, hesabı canlandırdım. Su an hayalet kullanıcı gibiyim, rahat ediyorum.
0
Ne kadar zamandır var, ne kadar zamandır kullanıyorum hiç hatırlamıyorum. Büyük ihtimal ilk günden beri. Elimin altında olması hoşuma gidiyor ama diğer tüm web siteleri gibi olmazsa olmazlık bir durum yok (belki imdb buna istisnadır)
0
@ali
"3-4 yıldır bu sitede sürekli takılırım çok da ciddiye almam eğlenir giderim hepsi bu"
yazdığın cümleyi zaten ben söylemişim neden rakam verip beni haksız çıkarmaya çalıştın ki?
"3-4 yıldır bu sitede sürekli takılırım çok da ciddiye almam eğlenir giderim hepsi bu"
yazdığın cümleyi zaten ben söylemişim neden rakam verip beni haksız çıkarmaya çalıştın ki?
0
ciddiye almak konusu bayağı karışık. ben neredeyse bütün günümü burada geçiriyor, buradaki insanların çoğunu "gerçek" kabul ediyor ve buradan aldığım fikirlere falan değer veriyorum. buna karşılık normalde hiç yapmayacağım serserilik ve itlikleri, "amaan duyuru alt tarafı" diyerek yapmaktan geri kalmıyorum. ciddiye almıyorum desem, "e o yüzden mi gece gündüz buradasın?" denir haklı olarak. ciddiye alıyorum desem, normalde duyuruda çizdiğim profille pek alakam yok aslında. burayı bir çeşit iç dökme, kafa dağıtma, kendi kendine deli gibi konuşma ortamı olarak görüyorum işin açığı. neyse ne.
bağımlılık konusunda... genel olarak bir internet bağımlılığı sorunum zaten var, duyuru da bunun parçası tabii ama hep hareketli bir yer olmadığı için, bir süre uzak kalınca "aman ne olmuştur?" diye düşünmüyorum pek. eskiden karı kız kovalardım, şimdi 500 kilo olduğum için onunla da uğraşmıyorum hiç. sorum varsa soruyorum, öyle bakıyorum kim ne yazmış etmiş diye, cevap verebileceğim bir şey varsa cevap veriyorum, geçiyorum. duyuruyu severim, sayarım, hayatımın bir parçası bellerim ama öyle bağımlısı da değilim sanırım. çünkü uğraşabileceğim bir şey olduğu zaman unutuyorum hemen. herhangi bir şeyle ilgilenirken aklıma duyuru gelmiyor mesela. başka şeyler geliyor ama.
bağımlılık konusunda... genel olarak bir internet bağımlılığı sorunum zaten var, duyuru da bunun parçası tabii ama hep hareketli bir yer olmadığı için, bir süre uzak kalınca "aman ne olmuştur?" diye düşünmüyorum pek. eskiden karı kız kovalardım, şimdi 500 kilo olduğum için onunla da uğraşmıyorum hiç. sorum varsa soruyorum, öyle bakıyorum kim ne yazmış etmiş diye, cevap verebileceğim bir şey varsa cevap veriyorum, geçiyorum. duyuruyu severim, sayarım, hayatımın bir parçası bellerim ama öyle bağımlısı da değilim sanırım. çünkü uğraşabileceğim bir şey olduğu zaman unutuyorum hemen. herhangi bir şeyle ilgilenirken aklıma duyuru gelmiyor mesela. başka şeyler geliyor ama.
0
Ciddiye almıyorum ama bağımlıyım biraz, alışkanlık oldu kıramıyorum da :) Biraz öğrenci modunda takıldığım için kaytarıyorum sürekli, vakit geçiriyorum.
0
eliboşluktan buradayım çoğunlukla. ciddiye alma kısmı da ruh halime göre değişiyor siteye bağlı değil; bazen kimseyi almıyorum, bazen troll başlıkları bile alıyorum falan fistan. almamak daha iyi.
0
oldukça pragmatik bir ilişki içerisindeyim burayla, çok işime yaramışlığı vardır. adamakıllı sorulan sorulara verilen cevapları ciddiye alıyorum, gerçek hayatta aynı ortamda bile bulunamayacağım 3-5 kişi var mesela, onların cevaplarını özellikle ciddiye alıyorum, gerekirse mesaj atıp soru soruyorum bilgileniyorum. eğlence aşısından pek ciddiye alamıyorum, geyiği çok iyi değil ama bu bir sorun da değil. bu kadar faydasını gördüğüm bir ortamın içinde olmayı da seviyorum sanırım, o yüzden sözlüğü açınca buraya da kesin geliyorum. bağımlılık mı değil mi; artık işime yaramaz hale gelirse girip girmediğime bakarak karar veririm ona.
0
ciddiye alıyorum, ama sözlükte hakkında entry girecek kadar (çok bozuldu rererö diyecek kadar) ciddiye almıyorum. :)
çok sık giriyorum duyuruya ama bağımlı da değilim, girmek istemezsem girmem.
edit: hatta şu anda karar verdim, haftada bir iki defa filan bakacağım artık, onda da film duyurularını cevaplayacağım. polemikten uzak duracağım. etliye sütlüye karışmayacağım. görüşmek üzere.
çok sık giriyorum duyuruya ama bağımlı da değilim, girmek istemezsem girmem.
edit: hatta şu anda karar verdim, haftada bir iki defa filan bakacağım artık, onda da film duyurularını cevaplayacağım. polemikten uzak duracağım. etliye sütlüye karışmayacağım. görüşmek üzere.
0
Bilgisayarı açtığım zaman ilk girdiğim site burası reklam engelleyicileri devre dışı bıraktığım tek site de burası. Cevaplayabileceğim bir şey olursa cevaplıyorum, kimi zaman da soru soruyorum. Çok yararlı cevaplar da alıyorum. Hele bir tanesi vardı ki ağzımla kuş tutsam o bilgiye ulaşamazdım.
Bağımlı değilim.
Bağımlı değilim.
0
Dallama saturasyonu arttıkca kopuyor bu saturasyon azaldıkca (nadir) siteye bağlanıyorum.
garip bi denge var :)
garip bi denge var :)
0
bi kaç sene oolmuş kullanalı ve ciddiye alıyorum. bazı dönemler her gün giriyorum bazı dönemler hiç aylarca elimi sürmyorum... değişiyor. müptelası değilim. herkes fikrini yazıyor. ciddiye alarak da almayarak da bir görüş belirtiyor. önemsendiğini hissediyorsun temelde. ne bilim aidiyet duygusu vs... bu güzel bişi.
0
Mehmet Ersoz
Merhaba,Kardiyo koşu için 20 dk ve 120 nabız öneriliyor. Lakin bu 20 dakika boyunca sabit 120 nabız oluşturacak bir efor manasına mı geliyor?Koşu bandında seçtiğim kardiyo programı 20dk boyunca koşturuyor lakin nabız 95 ile 110 arasında değiştiriyor.Kendim manual program seçip 20dk 120 nabız yapacak
Merhaba,
Kardiyo koşu için 20 dk ve 120 nabız öneriliyor. Lakin bu 20 dakika boyunca sabit 120 nabız oluşturacak bir efor manasına mı geliyor?
Koşu bandında seçtiğim kardiyo programı 20dk boyunca koşturuyor lakin nabız 95 ile 110 arasında değiştiriyor.
Kendim manual program seçip 20dk 120 nabız yapacak şekilde mi ayarlamalıyım yoksa yukarıdaki otomatik kardiyo programı doğru mudur?
Saygılar
Kardiyo koşu için 20 dk ve 120 nabız öneriliyor. Lakin bu 20 dakika boyunca sabit 120 nabız oluşturacak bir efor manasına mı geliyor?
Koşu bandında seçtiğim kardiyo programı 20dk boyunca koşturuyor lakin nabız 95 ile 110 arasında değiştiriyor.
Kendim manual program seçip 20dk 120 nabız yapacak şekilde mi ayarlamalıyım yoksa yukarıdaki otomatik kardiyo programı doğru mudur?
Saygılar
0
Şimdi hiit ve liss yani nabzın fazlaca arttığı yüksek yoğunluklu koşu, bir de nabzın nispeten aynı ve daha düşük kaldığı düşük tempolu koşular var.
Yeni başlayan birisi hiit yapamaz daha doğrusu yapar da o tam anlamıyla hiit olmaz, eğer hiç kondisyon yoksa liss ya da yürüyüş ile başlayın. Dolasıyla ilk başlarda 20 dakika ya da 40 dakika bile olur, 120 nabız çok zorlayıcı bir nabız değildir. liss antrenmanı diyebiliriz.
yeni başlayansanız hiit ile başlamayın kesinlikle ancak 1 ay sonra filan kondisyon arttıkça yavaş yavaş programınıza dahil etmelisiniz.
hiit daha fazla efor sarfedildiği için daha fazla bir recovery gerektirir bu nedenle haftanın 2-3 günü hiit, diğer günler liss diyorlar.
hiit için: maximum eforda 130-160 civarı, düşük eforda 100-120 civarı, 15-20 dakika (ilerleyen aylar için söylüyorum)
liss için: genel olarak 120 civarı, ortalama 30-45 dakika
özet: nabız 120 iken dakikayı kendiniz belirleyebilirsiniz. Koşu bandına bağlı kalmayın, kendiniz başlarda bir tempo belirleyin, sonraları da hiit programlarını araştırıp haftanın 2-3 günü hiit ilave edin. Farklı nabız aralıklarında çalışmak iyidir ancak 95-110 arası değişim çok etkili değil bence. O yüzden ilk etapta 120 de zorlanmıyorsanız 120 ile kondisyon artırmaya bakın sonra hiit. 120 çok zorluyorsa daha düşük nabız 110 gibi liss yapın.
Kondisyon ilerledikçe her ikisi de ideal bir program için gereklidir, 3 ay sürekli 120 nabız ile 20 dakika koşarsanız, aldığınız verim zaman içerisinde yüzde olarak düşecektir
Yeni başlayan birisi hiit yapamaz daha doğrusu yapar da o tam anlamıyla hiit olmaz, eğer hiç kondisyon yoksa liss ya da yürüyüş ile başlayın. Dolasıyla ilk başlarda 20 dakika ya da 40 dakika bile olur, 120 nabız çok zorlayıcı bir nabız değildir. liss antrenmanı diyebiliriz.
yeni başlayansanız hiit ile başlamayın kesinlikle ancak 1 ay sonra filan kondisyon arttıkça yavaş yavaş programınıza dahil etmelisiniz.
hiit daha fazla efor sarfedildiği için daha fazla bir recovery gerektirir bu nedenle haftanın 2-3 günü hiit, diğer günler liss diyorlar.
hiit için: maximum eforda 130-160 civarı, düşük eforda 100-120 civarı, 15-20 dakika (ilerleyen aylar için söylüyorum)
liss için: genel olarak 120 civarı, ortalama 30-45 dakika
özet: nabız 120 iken dakikayı kendiniz belirleyebilirsiniz. Koşu bandına bağlı kalmayın, kendiniz başlarda bir tempo belirleyin, sonraları da hiit programlarını araştırıp haftanın 2-3 günü hiit ilave edin. Farklı nabız aralıklarında çalışmak iyidir ancak 95-110 arası değişim çok etkili değil bence. O yüzden ilk etapta 120 de zorlanmıyorsanız 120 ile kondisyon artırmaya bakın sonra hiit. 120 çok zorluyorsa daha düşük nabız 110 gibi liss yapın.
Kondisyon ilerledikçe her ikisi de ideal bir program için gereklidir, 3 ay sürekli 120 nabız ile 20 dakika koşarsanız, aldığınız verim zaman içerisinde yüzde olarak düşecektir
0
Bir de @angelus uyardı, liss için yürünecekse; hiit verimini yakayalabilmek için en az 1,5 saat yürünmesi gerekiyormuş.
yani ilk aylar biraz tabana kuvvet :D
yani ilk aylar biraz tabana kuvvet :D
0
teşekkürler yardımınız için.
hiit'in çok yağ yaktırdığını lakin vucudu tükettiğini okudum bir yerde. normal kilolu insanların yapması yavsiye edilir mi acaba? bu noktada aklım karıştı.
hiit'in çok yağ yaktırdığını lakin vucudu tükettiğini okudum bir yerde. normal kilolu insanların yapması yavsiye edilir mi acaba? bu noktada aklım karıştı.
0
Çok kilolu iseniz hiit yapmayın zaten, yürüyün ya da aralarda çok yavaş koşun/yüzün/eliptik bisiklete binin vs. düşük tempolu çalışın başlarda.
hiit'de eklemlerin sakatlanma ihtimali daha fazladır zamanla yani 2 ay sonra filan haftada 1 gün, sonra 2. ay haftada 2 gün, 3. ay haftada 3 gün şeklinde artırırsınız.
Kilo fazla olunca yürüyüş bile ciddi kalori yaktırır şu an metabolizmanız zayıf insanlardan daha hızlı kalori yakacaktır.
O yüzden siz liss ile başlayıp 1-2 ay sonra yavaş yavaş yoğunluğu artırın.
Vücudu tüketmesi de maximum efor harcandığı için ertesi güne toparlanması (recovery) nispeten zor olabiliyor,hatta hiit başlığında bunu yazanlar çok.
bir de düşük tempolu koşularda kalbe tam kapasitede kan dolabildiği için stresle mücadelede biraz daha etkili, o yüzden sürekli yapanlar stres düzeylerinde çok fazla azalma olmadığını hatta arttığını bile söyleyebiliyorlar(hiit için). En güzeli ilerleyen zamanlarda ikisini de kombine etmek.
edit: normal kilolu demişsiniz çok özür diliyorum, normal kilolu insanlar da haftada 2-3 gün yapabilir. önemli olan kas yıkımını engellemek için ''dengeli'' beslenmek. Yin de siz hemen hiit ile başlamayın.
hiit'de eklemlerin sakatlanma ihtimali daha fazladır zamanla yani 2 ay sonra filan haftada 1 gün, sonra 2. ay haftada 2 gün, 3. ay haftada 3 gün şeklinde artırırsınız.
Kilo fazla olunca yürüyüş bile ciddi kalori yaktırır şu an metabolizmanız zayıf insanlardan daha hızlı kalori yakacaktır.
O yüzden siz liss ile başlayıp 1-2 ay sonra yavaş yavaş yoğunluğu artırın.
Vücudu tüketmesi de maximum efor harcandığı için ertesi güne toparlanması (recovery) nispeten zor olabiliyor,hatta hiit başlığında bunu yazanlar çok.
bir de düşük tempolu koşularda kalbe tam kapasitede kan dolabildiği için stresle mücadelede biraz daha etkili, o yüzden sürekli yapanlar stres düzeylerinde çok fazla azalma olmadığını hatta arttığını bile söyleyebiliyorlar(hiit için). En güzeli ilerleyen zamanlarda ikisini de kombine etmek.
edit: normal kilolu demişsiniz çok özür diliyorum, normal kilolu insanlar da haftada 2-3 gün yapabilir. önemli olan kas yıkımını engellemek için ''dengeli'' beslenmek. Yin de siz hemen hiit ile başlamayın.
0
çok teşekkürler yardımınız için.
"o yüzden sürekli yapanlar stres düzeylerinde çok fazla azalma olmadığını hatta arttığını bile söyleyebiliyorlar."
bu kısımda aklım karıştı. liss stress azaltıyor ama ileri dönemde etkisizleşiyor mu demek istediniz?
saygılar
"o yüzden sürekli yapanlar stres düzeylerinde çok fazla azalma olmadığını hatta arttığını bile söyleyebiliyorlar."
bu kısımda aklım karıştı. liss stress azaltıyor ama ileri dönemde etkisizleşiyor mu demek istediniz?
saygılar
0
Onu hiit için dedim yanlışlık olmasın :) Yani yorucu olduğu için, sürekli haftanın her günü hiit yapılmasın diyenler var.
Liss iyidir ama ilerleyen aylarda sizi kesmeyeceği için haftada 2-3 gün hiit ilave ederek, yoğunlaştırmalısınız demek istedim.
Liss iyidir ama ilerleyen aylarda sizi kesmeyeceği için haftada 2-3 gün hiit ilave ederek, yoğunlaştırmalısınız demek istedim.
0
tekrar teşekkürler.
peki bir insanın sahip olması gereken kardiyo kondisyonun bir ölçütü var mı? sağlıklı sınırlar içerisinde kardiyoyu nereyekadar zorlamalıyız uzun planda?
peki bir insanın sahip olması gereken kardiyo kondisyonun bir ölçütü var mı? sağlıklı sınırlar içerisinde kardiyoyu nereyekadar zorlamalıyız uzun planda?
0
Şimdi bu çok göreceli bir soru çünkü profesyonel atletler , yüzücüler günde en az 4-5 saat kadar kardiyo antrenmanı bile yapabiliyor.Dolasıyla ''insanoğlu'' için bir limit varsa o limite profesyonel sporcular anca ulaşıyordur. Ama normal bir insanın tabiki de bu aşamaya gelmesine gerek yok dahası ''overtraining'' nedeniyle zararlı bile olabilir. Çok uzun kardiyolar sonrası vücut stres cevabı geliştirip kortizol salınımına başlayarak, kas yıkımını ve yağ depolanmasını artırabilir bile. Overtraining'i amatör ve kondisyonu düşük olanlar, tecrübeli sporculara nazaran daha hızlı bir şekilde deneyimleyebilirler.
Bunun da önüne geçmek için öncelikle ''yeterli'' proteinli beslenmek gerekiyor. Yani abartmaya gerek yok vücudunuzun ihtiyacı olan proteini, her sağlıklı insan gibi tüketmeniz lazım. Hareketsiz bir insanda yıkıcı etkisi daha yavaş ortaya çıkabilir ama yoğun kardiyo yapanda göreceli olarak en az 1-2 ayda kas yıkımı 1-2 kiloya kadar ulaşabilir bile (kişiye göre de değişir tabi). O yüzden uzun kardiyo yapıyorsanız ve yağ depolarınızı da artırmak istemiyorsanız beslenmenize dikkat etmelisiniz.
Onun dışında normal spor amaşlı yapılan egzersizlerde, kondisyon da arttıkça biraz daha yoğun eforla yapacağınız için 45 dakikadan uzun kardiyo pek iyi bir şey değil, bu saydığım sebeplerden ötürü.
Hiit içinse 20 dakikayı zaten geçmeyin ki tam anlamıyla yapılan bir hiit'de 20 dakikadan daha uzun süre zaten dayanamazsınız pek fazla.
Not: maraton koşanlar var ama onlar her gün en az 40 km maraton antrenmanı yapmıyor mesela, aralıklı antrenmanlar yapıp proteinli beslenme ile destekliyorlar. Ben düzenli yapılan egzersizlere yönelik konuştum daha çok.
Bunun da önüne geçmek için öncelikle ''yeterli'' proteinli beslenmek gerekiyor. Yani abartmaya gerek yok vücudunuzun ihtiyacı olan proteini, her sağlıklı insan gibi tüketmeniz lazım. Hareketsiz bir insanda yıkıcı etkisi daha yavaş ortaya çıkabilir ama yoğun kardiyo yapanda göreceli olarak en az 1-2 ayda kas yıkımı 1-2 kiloya kadar ulaşabilir bile (kişiye göre de değişir tabi). O yüzden uzun kardiyo yapıyorsanız ve yağ depolarınızı da artırmak istemiyorsanız beslenmenize dikkat etmelisiniz.
Onun dışında normal spor amaşlı yapılan egzersizlerde, kondisyon da arttıkça biraz daha yoğun eforla yapacağınız için 45 dakikadan uzun kardiyo pek iyi bir şey değil, bu saydığım sebeplerden ötürü.
Hiit içinse 20 dakikayı zaten geçmeyin ki tam anlamıyla yapılan bir hiit'de 20 dakikadan daha uzun süre zaten dayanamazsınız pek fazla.
Not: maraton koşanlar var ama onlar her gün en az 40 km maraton antrenmanı yapmıyor mesela, aralıklı antrenmanlar yapıp proteinli beslenme ile destekliyorlar. Ben düzenli yapılan egzersizlere yönelik konuştum daha çok.
0
Maksimum oksijen alım sınırı var. VO2 Max. Bu sınırı aştığın zaman oksijensiz solunuma geçersin. Bu sınırı belirleyen test Cooper Testi. Hastahanelerde yapılabiliyor. Fakat o kadar bilimsellikle uğraşamam dersen bi nabız ölçer alır 10 dakika yürür vücudunu ısıtırsın, sonra birkaç dakika depar atar soluğunun kesildiği noktada nabzına bakarsın, senin kondisyon sınırın odur. O sınırın %60 ve %80'i arasında çalışırsan yağ ve şeker yakarsın, üstünde çalışırsan laktik aside karşı dayanıklılığın artar. %60'ın altında çalışırsan hafif düzeyde yağ yakarsın.
0
@angelus çok teşekkürler. VO2 Max gelişme imkanı var mı acaba? kardiyo kondisyonu arttıkça VO2 Max de artar mı?
0
Tabii gelişebilir, bu sabit bir şey değil. Yapılan antrenmana göre gelişme gösterir. Yani hiç spor yapmamış biri koşmaya başladığında 50 metre sonra tıkanır fakat 1 ay sonra aynı kişi 30 dakika aynı tempoda koşacak hale gelir. Bu, maksimumum oksijen tüketme kapasitesinin artmasıyla olur. Kardiyovasküler sistemi gelişir kanı dokulara daha kısa sürede daha fazla oksijen taşımaya başlar. Tabii aynı zamanda dayanıklılığı da artar, laktik aside karşı direnci yükselir bu da yorulmadan daha uzun süre antrenman çıkarmasına olanak verir.
0
sometimes the weak become the strong
bundan 20 sene önce de erkek-kadın ilişkisi ve insan hayatı şu ana çok yakındı, ama insanlar bu kadar fitness meraklısı değildi, bu bilgiden hayatımızda büyük bi gereklilik olup bi boşluğu doldurduğu dusuncesını yalanlayabiliyoruz. 50 sene önce de insan aynı insandı.peki neden şu an popüler kültürün
bundan 20 sene önce de erkek-kadın ilişkisi ve insan hayatı şu ana çok yakındı, ama insanlar bu kadar fitness meraklısı değildi, bu bilgiden hayatımızda büyük bi gereklilik olup bi boşluğu doldurduğu dusuncesını yalanlayabiliyoruz. 50 sene önce de insan aynı insandı.
peki neden şu an popüler kültürün temel taşlarından?
peki neden şu an popüler kültürün temel taşlarından?
0
Aslında en büyük etken görsellik ve bunda sosyal medyanın inanılmaz bir etkisi oluyor, ben de etkileniyorum hatta motive oluyorum bu kötü bir şey değil. Sosyal medyayı en çok kullanan kesim de en yoğun fitness ile uğraşanlar. Daha sonra başlayınca görselliğin ötesinde, kişinin kendisi ile rekabet etmesi, her gün daha iyiye gittiğini hissetmesi, sporun olumlu etkileri filan derken bildiğin ''endorfin kafası'' (gayet güzel bir kafa yanlış anlaışmasın) çıkıyor ortaya. Sonra okuyup araştırmaya başladıkça, artık senin için yaşam tarzına dönüşüyor, sağlıklı etkilerini de birebir görüyorsun deneyimliyorsun. Bu pozitif deneyimler de haliyle yayılıyor. Moda olduysa da en güzel ve sağlıklı moda bu olsa gerek.
0
50 sene önce insan yine insandı ama yaşam tarzı, yiyip içtiklerimiz aynı değildi. bence hareketsiz yaşam ve obeziteye yol açan gıdalar sonucunda alınan kilolar insana kendini kötü hissettirmesi sonucu fit olma isteği arttı. yani benim yorumlamam bu.
0
biscolata erkekleri squatçı kızlar falan derken popüler oldu işte. hemen hemen herkesin derdi "piyasa değeri"ni yükseltmek.
ben üniversiteye başladığımda fitness muhabbeti yapabileceğim bi tane adam yoktu şimdi herkes hafız ne program yapalım yea diye geliyor.
ben üniversiteye başladığımda fitness muhabbeti yapabileceğim bi tane adam yoktu şimdi herkes hafız ne program yapalım yea diye geliyor.
0
Kötü beslenmeye neden olan gıdalara ulaşmak eskiden bu kadar kolay değildi. Haliyle bugünkü kadar etkilenmiyordu insanlar. Bugün toplumun büyük bir kısmı leş bir şekilde besleniyor, haliyle ortalık şişkodan geçilmiyor. Fitness sektörü bu boşluğu çok güzel değerlendirdi. Halbuki fitness dediğimiz şey illa spor salonuna gidilerek bilinçsizce yapılan salak salak hareketlerden ibaret değil. Doğru ve temiz bir şekilde beslenmek de fitness. Fitness moda oldu ama onun gereklilikleri yine geri planda kaldı. Bir nevi kozmetik sektörü gibi bir şey oldu.
0
Sundan 100 sene oncesine kadar insanlar "Sismanlik sagliktir, baksana yanagindan kan geliyor" diyordu. Omer Seyfettin oykulerinde soyle bir cumle geciyor "X Hanim, kocasina inat gurbuz, dolgun, saglikli idi" ya da "Parasi olmadigi ve sadece vesika ekmegi yedigi halde gurbuz ve guzeldi". O zamanlarin da guzellik anlayisi sagliktan geciyormus da, saglik anlayisi ters bir yerden geciyormus sadece.
Zayifligin guzel oldugu algisi ise 1920'lerde baslayip Twiggy denen manken ile zirveye ulasmis bir sey. 1990'larda bile hala "heroin chick" modasi vardi. Yalniz bu modada saglik on planda degil, sadece guzellik icin zayiflamak gerek. 2000'lere gelindiginde insanlar bakmis bu heroin chick'ler oluyor, pek bir sagliksiz; bunun yaninda artik homini girtlak emek de saglikli bir sey olmadigi biliniyor; saglikli guzellik akimi baslamis. Fitness'i guzellikten bagimsiz dusunmek anlamli degil. Eminim ki "Sisman olmak guzeldir" akimi ortaligi kasip kavursa, aynen heroin chick donemindeki gibi kilo alarak sagligindan vazgecip guzel olmak isteyen insan sayisi cok olur. Belki ben de onlardan biri olur ve spora gitmek yerine kendimi sisirirdim, kendimi dista birakmayayim.
Sosyal medya kismi zaten soylenmis. Kuresellesme daha once bu kadar hizli degildi. Her seye aninda ulasiyoruz (buna ragmen Amerika ve Avrupa modasini iki seneden geri takip ettigimize hala sasiriyorum. Benim zaten gozum alismiyor bunlara ama sosyetemiz hemen kabullenebiliyor). Dolayisiyla modanin disinda kalmak gittikce daha da zor, cunku sadece sokakta degil, evinin de icinde, uyumadigin her aninda.
Yine de bu modayi destekliyorum. Ortalikta neyin ne ise yaradigina ve yaramadigina dair bir suru bilimsel calisma varken "saglik = guzellik"in moda olmasi, bundan yararlanacak bircok kisi varken ve kendi endustrisini yaratmisken bile kotu bir sey degil.
Zayifligin guzel oldugu algisi ise 1920'lerde baslayip Twiggy denen manken ile zirveye ulasmis bir sey. 1990'larda bile hala "heroin chick" modasi vardi. Yalniz bu modada saglik on planda degil, sadece guzellik icin zayiflamak gerek. 2000'lere gelindiginde insanlar bakmis bu heroin chick'ler oluyor, pek bir sagliksiz; bunun yaninda artik homini girtlak emek de saglikli bir sey olmadigi biliniyor; saglikli guzellik akimi baslamis. Fitness'i guzellikten bagimsiz dusunmek anlamli degil. Eminim ki "Sisman olmak guzeldir" akimi ortaligi kasip kavursa, aynen heroin chick donemindeki gibi kilo alarak sagligindan vazgecip guzel olmak isteyen insan sayisi cok olur. Belki ben de onlardan biri olur ve spora gitmek yerine kendimi sisirirdim, kendimi dista birakmayayim.
Sosyal medya kismi zaten soylenmis. Kuresellesme daha once bu kadar hizli degildi. Her seye aninda ulasiyoruz (buna ragmen Amerika ve Avrupa modasini iki seneden geri takip ettigimize hala sasiriyorum. Benim zaten gozum alismiyor bunlara ama sosyetemiz hemen kabullenebiliyor). Dolayisiyla modanin disinda kalmak gittikce daha da zor, cunku sadece sokakta degil, evinin de icinde, uyumadigin her aninda.
Yine de bu modayi destekliyorum. Ortalikta neyin ne ise yaradigina ve yaramadigina dair bir suru bilimsel calisma varken "saglik = guzellik"in moda olmasi, bundan yararlanacak bircok kisi varken ve kendi endustrisini yaratmisken bile kotu bir sey degil.
0
sosyal medyayla fit vucutlar yayildi, insanlarin hosuna gitti. insanlarin hosuna gidince baktilar ki ekmek kapisi (kiz-erkek dusurmece), biz neden yapmiyoruz dediler.
0
paltar yuyan masin
yine bir kedi sorusuyla karşınızdayım, aramaya üşendim kusura bakmayın,-veteriner kabını doldurun o acıktıkça yer zaten dedi, bunun ayarı yok mu, uygulama doğrumu (kedi 3 aylık)-kakasını (kumu kristal gibi olanlardan) naylon torba ile atıyorum, ancak takdir edersiniz ki pek hoş olmuyor, kristalli ka
yine bir kedi sorusuyla karşınızdayım, aramaya üşendim kusura bakmayın,
-veteriner kabını doldurun o acıktıkça yer zaten dedi, bunun ayarı yok mu, uygulama doğrumu (kedi 3 aylık)
-kakasını (kumu kristal gibi olanlardan) naylon torba ile atıyorum, ancak takdir edersiniz ki pek hoş olmuyor, kristalli kakayı tuvalete atamıyoruz değil mi? var mı başka çaresi?
-kızılay'a yakın veteriner tavsiyeniz var mı? (kısa taksi mesafesi de olabilir)
-veteriner kabını doldurun o acıktıkça yer zaten dedi, bunun ayarı yok mu, uygulama doğrumu (kedi 3 aylık)
-kakasını (kumu kristal gibi olanlardan) naylon torba ile atıyorum, ancak takdir edersiniz ki pek hoş olmuyor, kristalli kakayı tuvalete atamıyoruz değil mi? var mı başka çaresi?
-kızılay'a yakın veteriner tavsiyeniz var mı? (kısa taksi mesafesi de olabilir)
0
Aslinda olcusu olmasi lazim. mamanin posetinde yazar kiloya gore günde ne kadar verilmesi gerektigi. Onu gun icinde ikiye bölerek vermek daha iyi.
Kristal kum yerine topaklasan kum kullansan? Çünkü kristal kumda cis falan iyi temizlenemiyor. Dolayisiyla kedide idrar yollari problemine sebep olabilir. Alice marka topaklasan kum var bizde hem koku yapmiyor hem temizlemesi kolay.
Kristal kum yerine topaklasan kum kullansan? Çünkü kristal kumda cis falan iyi temizlenemiyor. Dolayisiyla kedide idrar yollari problemine sebep olabilir. Alice marka topaklasan kum var bizde hem koku yapmiyor hem temizlemesi kolay.
0
benim bildiğim kadarıyla uygulama hep aynıdır. yani eğer çok yiyen,obezite sorunu olabilecek bir kediniz yoksa normalde kediler kaba ne kadar koyarsanız koyun belli ölçüde yiyorlar zaten. ama işte bazı kedilerde insanlar gibi boğazını tutamıyor :)
biz kaka,kum allah ne verdiyse tuvalete atıp sifonu çekiyoruz. sıkıntı olmuyor.
biz kaka,kum allah ne verdiyse tuvalete atıp sifonu çekiyoruz. sıkıntı olmuyor.
0
-veteriner doğru söylemiş. bunlar bizim gibi bir öğünde işkembeyi doldurmuyorlar. acıktıkca gidip insan hesabına göre bir sandviçlik atışıtırıp geçiyorlar. karışmayın nasıl isterse öyle beslensin.
-kristal kum kullanmayın. çünkü kristal kum kuvars içerir ve silikozis sebebi olabilir. hele ufak kedilerde daha büyük bir problemdir. bentonit kum iyidir. hangi tür kum kullanılırsa kullanılsın tuvalete atıp sifonu çekin yeter.
-bilemem. ben istanbuldayım.
-kristal kum kullanmayın. çünkü kristal kum kuvars içerir ve silikozis sebebi olabilir. hele ufak kedilerde daha büyük bir problemdir. bentonit kum iyidir. hangi tür kum kullanılırsa kullanılsın tuvalete atıp sifonu çekin yeter.
-bilemem. ben istanbuldayım.
0
1.Yavru kedide mama kısıtlaması olmaz, 8 aylıktan sonra ve özellikle kısılaştırıldıysa mama kısılmaya dikkat edilir.
2.Silika kumlar kediye zararlıdır ama yok illa kullanıcaz diyorsanız da mecbur çöpe çünkü onlar suyu çekip iyice şişiyorlar ve bence klozeti filan birikip tıkıyabilirler, sert yapıdalar, birbirlerine yapışıyorlar da.
3.Kızılay civarı bilmiyorum.
2.Silika kumlar kediye zararlıdır ama yok illa kullanıcaz diyorsanız da mecbur çöpe çünkü onlar suyu çekip iyice şişiyorlar ve bence klozeti filan birikip tıkıyabilirler, sert yapıdalar, birbirlerine yapışıyorlar da.
3.Kızılay civarı bilmiyorum.
0
emekli intihar komandosu
selamlar,yaklaşık 1,5 yıl kadar önce ilk defa gözümde uçuk / herpes çıktı. o zamanlar yurtdışındaydım. zovirax tablet, zovirax göz kremi ve birde göz damlası vermişlerdi. 1 haftada iyileşti.şimdi gözümde tatlı tatlı kaşınmalar başladı. ve kenarında ufak bir sivilce tarzı birşey... korkuyorum tekrarl
selamlar,
yaklaşık 1,5 yıl kadar önce ilk defa gözümde uçuk / herpes çıktı. o zamanlar yurtdışındaydım. zovirax tablet, zovirax göz kremi ve birde göz damlası vermişlerdi. 1 haftada iyileşti.
şimdi gözümde tatlı tatlı kaşınmalar başladı. ve kenarında ufak bir sivilce tarzı birşey... korkuyorum tekrarlayacak diye.
birkaç eczaneye uğrayıp zovirax göz kremi istedim. artık üretilmiyor dediler. muadilini sordum. yok öyle birşey dediler. göz damlası dedim onda da elleri ayaklarına dolaştı ne verceklerini bilemediler. 5 ayrı eczanede aynı terane. antibiyotik verelim mi abi diyolar birde salak salak. ulan boğaz ağrısına bile kafana göre kullanamazsın anitbiyotik...
neyse ne kullanabilirim bu aşamada? salakça bi soru olacak ama zovirax dudak kremini en azından gözün dışına sürsem işe yarar mı?
yaklaşık 1,5 yıl kadar önce ilk defa gözümde uçuk / herpes çıktı. o zamanlar yurtdışındaydım. zovirax tablet, zovirax göz kremi ve birde göz damlası vermişlerdi. 1 haftada iyileşti.
şimdi gözümde tatlı tatlı kaşınmalar başladı. ve kenarında ufak bir sivilce tarzı birşey... korkuyorum tekrarlayacak diye.
birkaç eczaneye uğrayıp zovirax göz kremi istedim. artık üretilmiyor dediler. muadilini sordum. yok öyle birşey dediler. göz damlası dedim onda da elleri ayaklarına dolaştı ne verceklerini bilemediler. 5 ayrı eczanede aynı terane. antibiyotik verelim mi abi diyolar birde salak salak. ulan boğaz ağrısına bile kafana göre kullanamazsın anitbiyotik...
neyse ne kullanabilirim bu aşamada? salakça bi soru olacak ama zovirax dudak kremini en azından gözün dışına sürsem işe yarar mı?
0
şu işinizi görür:
www.ilacrehberi.com
etken maddesi asiklovir,antiviral almalısınız antibiyotik değil.
www.ilacrehberi.com
etken maddesi asiklovir,antiviral almalısınız antibiyotik değil.
0
fraise
Ben yillarca avrupa ulkelerinin birinde yasadim; ailem hala orada yasiyor, ayni zamanda vatandasligim da mevcut. Universite zamanında heveslenip istanbul'a geldim, iyi üniversitelerin birinde, iyi bir bölümde okuyorum. Ilk zamanlar cok sevsem de giderek cekilmez bir sehir halini aldi benim için ista
Ben yillarca avrupa ulkelerinin birinde yasadim; ailem hala orada yasiyor, ayni zamanda vatandasligim da mevcut. Universite zamanında heveslenip istanbul'a geldim, iyi üniversitelerin birinde, iyi bir bölümde okuyorum. Ilk zamanlar cok sevsem de giderek cekilmez bir sehir halini aldi benim için istanbul. Sonra da Türkiye. Artik kendimi guvende bile hissetmiyorum, her an basima bir sey gelecek diye korkuyorum. Insanlar da cabasi.
Bu arada 3 yıldır erkek arkadasimla birlikte yasiyoruz; ufak, tefek problemler olsa da kendisini cok seviyorum, mutluyuz. Daha once birkac kere tasinalim mi, muhabbeti yaptim ama genelde pek pozitif yaklasmadi. Ben son 1 aydir baya baya bu konuyu düşünüyorum, ikimiz icin de arastirmalar yaptim. Denkliklerimizi nasil aliriz ogrendim.
Erkek arkadaşım 30 yasinda, elektrik-elektronik muhendisi. Standart bir isi olsa da bir cok muhendis gibi kendi isini turkiye'de yapamiyoer.Bunun disinda cok iyi derecede ingilizce biliyor ama gideceğimiz ulkenin dilini bilmiyor, sanirim en cok da bu korkutuyor onu. Bir de ailesi, cevresi istanbul'da.
Velhasil bu aksam konuyu acip duzgunce konusmak istiyorum ama ne demeliyim bilmiyorum. Sizce kendisini bu konuda ikna etmeli miyim? Oyleyse neler söylemeliyim?
Not: bu duyuru kisa sure sonra kendini imha edebilir.
Bu arada 3 yıldır erkek arkadasimla birlikte yasiyoruz; ufak, tefek problemler olsa da kendisini cok seviyorum, mutluyuz. Daha once birkac kere tasinalim mi, muhabbeti yaptim ama genelde pek pozitif yaklasmadi. Ben son 1 aydir baya baya bu konuyu düşünüyorum, ikimiz icin de arastirmalar yaptim. Denkliklerimizi nasil aliriz ogrendim.
Erkek arkadaşım 30 yasinda, elektrik-elektronik muhendisi. Standart bir isi olsa da bir cok muhendis gibi kendi isini turkiye'de yapamiyoer.Bunun disinda cok iyi derecede ingilizce biliyor ama gideceğimiz ulkenin dilini bilmiyor, sanirim en cok da bu korkutuyor onu. Bir de ailesi, cevresi istanbul'da.
Velhasil bu aksam konuyu acip duzgunce konusmak istiyorum ama ne demeliyim bilmiyorum. Sizce kendisini bu konuda ikna etmeli miyim? Oyleyse neler söylemeliyim?
Not: bu duyuru kisa sure sonra kendini imha edebilir.
0
Gitmek istediginiz ülkede ilgi alanina, hobilerine veya meslegine göre fuar gibi organizasyonlar bulup gidin, is ortamini görsün. Ingilizce bilen biri icin zaten problem olmayacaktir. O ülkede 1 aylik dil kursu gibi birsey ayarlayin, hem tatil olur hem de ol ülkenin sosyal yasamina girmis olursunuz. bir araba kiralayin, plansizca gezin. Gideceginiz ülke avrupa ise zaten en fazla 3 saat istanbula gitmek. Severse sever, sevmezse zorlamanin anlami yok.
0
direkt karar vermesini beklemek yerine, gidip bir gormesini birkac hafta vakit gecirmesini saglayin. oradaki arkadaslarinizla tanistirin. is zaten her zaman ayarlanir. onemli olan orada yasamayi degerlendirmesini saglamak.
0
Evlenip mi yerleşmeyi düşünüyorsunuz? Eğer değilse orada kolaylıkla çalışabilecek mi?
Sanırım en iyi ikna yolu, eğer giderseniz oradaki yaşamınızı ona en yakın şekilde tasvir etmek olabilir. Bak gidersek şu standartlarda yaşıycaz, hayatımız böyle olacak. Çocuğumuz olursa böyle güzel şartlarda okuyacak yaşayacak diye.
hatta daha önce gitti mi bilmiyorum ama bir tatil ayarlayın oraları ve insanların orada nasıl yaşadıklarını gösterin. Gerisi ona kalmış. Belki de her türlü olumsuzluğa rağmen Türkiye ağır basıyordur ona. Zorla giderse ona sürgün gibi gelebilir.
Sanırım en iyi ikna yolu, eğer giderseniz oradaki yaşamınızı ona en yakın şekilde tasvir etmek olabilir. Bak gidersek şu standartlarda yaşıycaz, hayatımız böyle olacak. Çocuğumuz olursa böyle güzel şartlarda okuyacak yaşayacak diye.
hatta daha önce gitti mi bilmiyorum ama bir tatil ayarlayın oraları ve insanların orada nasıl yaşadıklarını gösterin. Gerisi ona kalmış. Belki de her türlü olumsuzluğa rağmen Türkiye ağır basıyordur ona. Zorla giderse ona sürgün gibi gelebilir.
0
Gitsek de gitmesek de seneye evlenmeyi düşünüyoruz zaten. Türkiye'den kendisi de pek hoşnut değil ama korkuyor iste.
0
Korkması normal. sanırım erkek tarafı olmasıyla da alakalı. Bilmediği suya atlamak, riske girmek istemiyor belki de. Uyum sağlayamayacağından da korkuyor olabilir çünkü büyük ihtimalle sen oraya alışık olduğun için empati yapamayacağından çekiniyor olabilir.
Eğer tanıdığın Türklerden, belli bir yaştan sonra oraya taşınmış insanlar varsa onlarla bir araya getirebilirsin. Olumlu veya olumsuz kendisini nelerin bekleyeceğini görür ve kafasında ölçer biçer durumu.
Eğer tanıdığın Türklerden, belli bir yaştan sonra oraya taşınmış insanlar varsa onlarla bir araya getirebilirsin. Olumlu veya olumsuz kendisini nelerin bekleyeceğini görür ve kafasında ölçer biçer durumu.
0
burada üniversite bitirmiş herkes çok rahat iş bulamıyor
karadeniz teknikte inşaat okumuş bir abimiz vardı, almanyada dönerciydi.bunun gibi örnekler var.
buradan kastım dönerci olacak değil tabi ki :)) ama burada işi, düzeni, sosyal bir çevresi ve soyo ekonomik bir düzeyi var.
orada tamamen sana bağımlı olacak.
senin eşin olarak oturum alacak, senin dil bilginle iletişim kuracak, belki ilk gittiğinizde senin ailenin yanında kalacaksınız
zira sen yeni mezun o işsiz olacak nereden ev tutacaksınız?
gibi gibi
korkuyor olabilir, etrafında böyle örnekler olabilir, erkekler genelde düzen kurmakta kadınlardan daha az yeteneklidir üstelik yaşı 20lerde de değil.
senin meznuniyetine 1 yıl, yaparsan stajer avukat olarak da 1 yılın daha var. burada kursa giderse, bu 2 sene içinde bir geçiş dönemi yaşarsanız, iş güç için araştırmalara şimdiden başlarsanız belki adapte olması kolaylaşır, üstelik 1 ay filan gitmek çok başka orada yaşamak çok başka.
karadeniz teknikte inşaat okumuş bir abimiz vardı, almanyada dönerciydi.bunun gibi örnekler var.
buradan kastım dönerci olacak değil tabi ki :)) ama burada işi, düzeni, sosyal bir çevresi ve soyo ekonomik bir düzeyi var.
orada tamamen sana bağımlı olacak.
senin eşin olarak oturum alacak, senin dil bilginle iletişim kuracak, belki ilk gittiğinizde senin ailenin yanında kalacaksınız
zira sen yeni mezun o işsiz olacak nereden ev tutacaksınız?
gibi gibi
korkuyor olabilir, etrafında böyle örnekler olabilir, erkekler genelde düzen kurmakta kadınlardan daha az yeteneklidir üstelik yaşı 20lerde de değil.
senin meznuniyetine 1 yıl, yaparsan stajer avukat olarak da 1 yılın daha var. burada kursa giderse, bu 2 sene içinde bir geçiş dönemi yaşarsanız, iş güç için araştırmalara şimdiden başlarsanız belki adapte olması kolaylaşır, üstelik 1 ay filan gitmek çok başka orada yaşamak çok başka.
0
Pek istediğin gibi bi cevap olmayacak ama insanın memleketini ve tanıdıklarını ailesini bırakıp gitmesi kolay değil. Mesleği olmasa daha kolay olurdu belki, şimdi meslek belli, tecrübe yok gördüğüm kadarıyla, orda dikiş tutturmak ne kadar zor. Üstelik dilini bilmiyor. Ne iş olsa yaparım dese dil bilmesi beklenmeyebilir, ya da az bilse de olur kimse problem etmez. Oralardaki mühendis anlayışıyla bizdeki bir de değil. Adamın endişesi yersiz değil. Bence burda iyi bir gelecek görürse kalın. Önce burayı deneyin bana kalırsa. Sen bildiğin dille daha rahat iş bulursun.
0
Bir insandan sırf sevgilisi istiyor diye tüm hayatını yaşadığı şehri geçtim ülkeyi çevresini ailesini işini alışkanlıklarını bırakıp başka bir ülkeye gitmesini beklemek de çok bencilce bir durum.
0
once oralari bir gorsun, tatile cikin.
daha sonra turkiyeye dondugunuzde burada yapamayacagini soylersin.
ama zor, ailesini birakmak istemez.
en ufak olumsuzlukta basina kakabilir senin yuzunden geldik vs
byrayi deneyin kalin dusuncesine katilmiyorum.
gidebiliyorsaniz gidin.
ikna etmek sana kalmis artik.
dil olayi sikinti olmaz ingilizce bilmeyen mi kaldi firmalarda felan is bulur rahatca.
daha sonra turkiyeye dondugunuzde burada yapamayacagini soylersin.
ama zor, ailesini birakmak istemez.
en ufak olumsuzlukta basina kakabilir senin yuzunden geldik vs
byrayi deneyin kalin dusuncesine katilmiyorum.
gidebiliyorsaniz gidin.
ikna etmek sana kalmis artik.
dil olayi sikinti olmaz ingilizce bilmeyen mi kaldi firmalarda felan is bulur rahatca.
0
30 yaşında işi gücü, ailesi çevresi istanbul'da kurulu birinin en baştan düzen kurması kolay değil. imkansız değil tabii, 30 yaş da geç falan değil, ama hiç kolay değil. bunu 30 yaşında ve 5 senedir yurtdışında yaşayan biri olarak söylüyorum.
3. dil çok ciddi bir zorluk olarak karşısına çıkacak. iş bakımından 2 seçeneği var, ya 'expat' olarak takılacak ve sürekli uluslararası firmalarda iş bakacak, ya da dili öğrenip yerli gibi yaşamaya çalışacak. ikinci seçenekte dil / adaptasyon / iş hayatını oturtması en az 2-3 yılını alır. ayrıca şu anki seviyesinden devam edemeyip daha alttan başlamayı kabul etmek zorunda da kalabilir. kendini yalnız ve depresif hissedebilir, pişman olabilir. istanbul'da kalsaydım şimdi x pozisyonunda olurdum, şu kadar maaşım olurdu gibi düşüncelere kapılabilir. bu durum da ilişkinize oldukça zarar verecektir. o yüzden yanaşmıyorsa zorlamamanız en iyisi.
vatandaşlık alması da zor çünkü büyük ihtimalle evlilikle doğrudan vatandaşlık hakkı kazanamayacak, orada birkaç sene kesintisiz oturmanız gerekecek.
belki orta yolu bulmak adına istanbul'dan gitmenin yollarına bakabilirsiniz, ikinize de uyacak iş yönünden de çok zorlamayacak daha sakin bir yere geçmeyi düşünebilirsiniz.
3. dil çok ciddi bir zorluk olarak karşısına çıkacak. iş bakımından 2 seçeneği var, ya 'expat' olarak takılacak ve sürekli uluslararası firmalarda iş bakacak, ya da dili öğrenip yerli gibi yaşamaya çalışacak. ikinci seçenekte dil / adaptasyon / iş hayatını oturtması en az 2-3 yılını alır. ayrıca şu anki seviyesinden devam edemeyip daha alttan başlamayı kabul etmek zorunda da kalabilir. kendini yalnız ve depresif hissedebilir, pişman olabilir. istanbul'da kalsaydım şimdi x pozisyonunda olurdum, şu kadar maaşım olurdu gibi düşüncelere kapılabilir. bu durum da ilişkinize oldukça zarar verecektir. o yüzden yanaşmıyorsa zorlamamanız en iyisi.
vatandaşlık alması da zor çünkü büyük ihtimalle evlilikle doğrudan vatandaşlık hakkı kazanamayacak, orada birkaç sene kesintisiz oturmanız gerekecek.
belki orta yolu bulmak adına istanbul'dan gitmenin yollarına bakabilirsiniz, ikinize de uyacak iş yönünden de çok zorlamayacak daha sakin bir yere geçmeyi düşünebilirsiniz.
0
Oyle bir bencillik yaptigim yok angelus, sorumda da belirttim zaten ikna etmeli miyim diye. Kaldi ki istemezse ben istanbul'da yasamaya devam edecegim, ediyorum. Bu da bir cesit bencillik degil mi?
0
bu arada
sanırsam ülke isviçre miydi?
ben dili o kadar önemseme diyenlere pek katılamıyorum
zaten küçük ülke. koca almanyada (4 sene yaşadım) bile dil olmadan iş kolay bulunmuyor (mühendisler için)
çok çok iyi bir mühendisse MBA'li filansa, başka 2 dili varsa yada çok şanslıysa belki
avrupada en iyi dil eğitimini verdiğini düşündüğüm ülkelerden birisi hollanda, surinamlı ve yükseği hollandada, doktorayı almanyada yapmış, oranın dilini ana dil gibi konuşan (üstüne almanca ve ingilizce) bir arkadaşım var, eşi orada diye hollandaya yerleşti 2 sene kadar iş aradı.
tekil örnekleri genelliyorum gibi olmasın ama yerel yerlerde iş bulmak için dil şart,
uluslararası büyük firma filan içinse top degree mühendis olmanız lazım
sanırsam ülke isviçre miydi?
ben dili o kadar önemseme diyenlere pek katılamıyorum
zaten küçük ülke. koca almanyada (4 sene yaşadım) bile dil olmadan iş kolay bulunmuyor (mühendisler için)
çok çok iyi bir mühendisse MBA'li filansa, başka 2 dili varsa yada çok şanslıysa belki
avrupada en iyi dil eğitimini verdiğini düşündüğüm ülkelerden birisi hollanda, surinamlı ve yükseği hollandada, doktorayı almanyada yapmış, oranın dilini ana dil gibi konuşan (üstüne almanca ve ingilizce) bir arkadaşım var, eşi orada diye hollandaya yerleşti 2 sene kadar iş aradı.
tekil örnekleri genelliyorum gibi olmasın ama yerel yerlerde iş bulmak için dil şart,
uluslararası büyük firma filan içinse top degree mühendis olmanız lazım
0
Dediğim gibi bu konuda baya arastirma yaptim, muhendis olup ingilizcesi ve az fransizcasiyla is bulan birçok tanidigimiz var türkiye'den gelen. Bir sekilde halledilir diye düşünüyorum o yüzden. Bir de kendisi yetenekli ve deneyimli bir mühendis diyebilirim. Yine de zorlanma ihtimalini goz ardi edecek kadar empati yoksunu değilim.
0
Bence ikna etmek değil de öncelikle fikrini almalısın. İsviçre için dil konusu çok ciddi bir problem, sen daha iyi biliyorsundur ki İsviçre'de tek dil kullanımı yok, gideceğiniz bölgeye göre İtalyanca, İsviçre Almancası ya da Fransızca olarak 3 dil konuşulan bir ülke. Haliyle uyum sağlaması tabiki de çok zor, ancak bunu sadece ''kendi isteyerek'' aşabilir.
Fikrini sor, sence gitsek nasıl olurdu diye, ama gönüllü değilse ikna etmek doğru olmaz. Çünkü hayatını komple değiştirmiş olursun ve O seni sevdiği için bu fedakarlığı yapmak istese de, insanlık hali her şey olabilir ayrılabilirsiniz ve ileride pişmanlık duyabilir. O yüzden kendisinin de istekli olması lazım. Oraya gittiğinde de tecrübesiz bir mühendis muamelesi görecek, her şeye sıfırdan başlayacak.
Fikrini sor, sence gitsek nasıl olurdu diye, ama gönüllü değilse ikna etmek doğru olmaz. Çünkü hayatını komple değiştirmiş olursun ve O seni sevdiği için bu fedakarlığı yapmak istese de, insanlık hali her şey olabilir ayrılabilirsiniz ve ileride pişmanlık duyabilir. O yüzden kendisinin de istekli olması lazım. Oraya gittiğinde de tecrübesiz bir mühendis muamelesi görecek, her şeye sıfırdan başlayacak.
0
ona bu ülke ile o ülke şartlarını karşılaştırmasını sağlayacak bi kaç şey sun. sonra da sanki bir anadolu ilinde çok iyi bir iş bulmuş gibi olabileceğini bu uzaklığın söyle. yaşam standartlarınızdaki atlamanın nasıl bir etkisi olacağını anlat. (nasıl olsa gideceğiniz yer avrupada ve buradan çok daha iyidir diye düşündüğüm için söyledim bunları.) ciddi ciddi manisada vestelde çalışmasından zaman ve uzaklık olarak çok da farkı olmayacağını anlat. sana başarılar. umarım ikna edersin de kurtulursunuz. sizleri gördükçe gerçekten özeniorum.
0
fraise
yakin zamanda tekrar spor salonunda spor yapmaya baslayacagim, bu yuzden biraz alisveris yapayim dedim ama ne alsam bilemedim. siz ne giyiyorsunuz? tayt mi daha rahat oluyor sort mu? yoksa uzun bir seyler mi? kisacasi neler alayim ben?tesekkur ederim simdiden herkese.
yakin zamanda tekrar spor salonunda spor yapmaya baslayacagim, bu yuzden biraz alisveris yapayim dedim ama ne alsam bilemedim. siz ne giyiyorsunuz? tayt mi daha rahat oluyor sort mu? yoksa uzun bir seyler mi? kisacasi neler alayim ben?
tesekkur ederim simdiden herkese.
tesekkur ederim simdiden herkese.
0
tayt(dizin altında bitenlerden o upuzun olanlardan değil), sporcu sütyeni üzerine de atlet giyiyorum
şortla rahat edemem
şortla rahat edemem
0
öncelikle spor sütyeni şart.
tayt ya da şort ne alırsan al para varsa dri-fit al. dri-fitlerle uzun kısa hiçbir şekilde konforun bozulmaz.
penye kumaşlar teri bünyesine hapseder ve spor esnasında soğur üşürsün, performansın düşer.
tayt ya da şort ne alırsan al para varsa dri-fit al. dri-fitlerle uzun kısa hiçbir şekilde konforun bozulmaz.
penye kumaşlar teri bünyesine hapseder ve spor esnasında soğur üşürsün, performansın düşer.
0
sporcu sütyeni önemli ben istediğim gibi destekli bir şey bulamadım ona da tavsiye lütfen
0
fasulyek nike drifit sütyenleri tavsiye ederim, omuzdan çaprazlayıp desteklemesi lazım göğüsten destekli olursa o iyi bir spor sütyeni olmaz zaten. hem de sarkmalara neden olur. yer çekimi etkisini minimuma indirmek lazım. ince askıların estetik görünüşüne aldanmayın direkt bu şekilde kalın çaprazlı alın yoksa yeterince destek sağlamaz
sporjinal.cubecdn.net
is2.barenecessities.com
sporjinal.cubecdn.net
is2.barenecessities.com
0
la noix
Doktora yeterliligimi verdim ama zor oldu. Zaten postpartum iyi degildim, yeterlilik de tuz biber oldu. Gectim falan ama hala daha birakmayi dusunuyorumAma sorum bu degilBi avuc insaniz doktorada. Samimi oldugum 2 kisi var. onun disindakiler genelde meraba meraba. Az bi muhabbet ilerlese cogu doktor
Doktora yeterliligimi verdim ama zor oldu. Zaten postpartum iyi degildim, yeterlilik de tuz biber oldu. Gectim falan ama hala daha birakmayi dusunuyorum
Ama sorum bu degil
Bi avuc insaniz doktorada. Samimi oldugum 2 kisi var. onun disindakiler genelde meraba meraba. Az bi muhabbet ilerlese cogu doktorayi birakmayi dusundugunu soyluyo ama kimsrye bisey deme diyo.
Ben biraz saftirigim de, bu samimi olmadigin insanlar niye "kimseye soyleme bidi bidi bidi" diyolar anlamiyorum. Guvenip de mi diyolar yoksa rakip eleme stratejisi mi yoksa doktora psikolojisi mi?
Valla anlamadim
Ama sorum bu degil
Bi avuc insaniz doktorada. Samimi oldugum 2 kisi var. onun disindakiler genelde meraba meraba. Az bi muhabbet ilerlese cogu doktorayi birakmayi dusundugunu soyluyo ama kimsrye bisey deme diyo.
Ben biraz saftirigim de, bu samimi olmadigin insanlar niye "kimseye soyleme bidi bidi bidi" diyolar anlamiyorum. Guvenip de mi diyolar yoksa rakip eleme stratejisi mi yoksa doktora psikolojisi mi?
Valla anlamadim
0
Ben doktoraya hiç başvurmadım ama o tarz rekabetlere çok şahit oldum. Özellikle de döner sermayeden para geliyorsa çoğu kişi için rakipsin(evet 3'ün 5'in hesabını yapan kesin vardır), hele de sayınız da azmış zaten akademisyen olarak kalmak isteyenler senin gitmene göbek atar. Bir de alan dışı girmiştin sanırım ve tıp fakültesi çıkışlı olman bayağı büyük bir rekabet yaratıyor olabilir. Gitmene sevinirler resmen bence yapma öyle bir şey.
0
Bir de hocanın teki senle ilgili bir şey sorsa ''ya evet işte doğum yaptı ya o işler aksadı'' şeklinde negatif algı yaratmak için fırsat oluşturanlar da kesin vardır. Tipik ''hocaya yalakalanma'' vakası. Geçiş yapabiliyor musun bilmiyorum ama başka üniversiteye geçiş yapabilirsin mümkünse.
0
@cosmic dedigin cok mantikli da o zaman neden samimi olmadigin adama soyluyorsun bunu diye sorarlar :)
@neferkitty ozel unideyim, doner meselesi yok ama iyi bi rakibim gelecek icin dedigin sebepten dolayi :)
@neferkitty ozel unideyim, doner meselesi yok ama iyi bi rakibim gelecek icin dedigin sebepten dolayi :)
0
akademide o gizli rekabet var gibi, görmedim ama hissediyorum.
şu yeterliği ben de vereydim iyiydi. :D
şu yeterliği ben de vereydim iyiydi. :D
0
doktoranın bitmesi demek kadro demek, biri öğretim üyesiyken diğerinin asistan kalması demek belki de sonra uzun süre beklemesi demek vs vs. bu insanların çoğunda büyük baskı oluşturuyor ve insanlar bir süre sonra herkesi rakip görmeye başlıyor. alışması zor, tuhaf şeyler bunlar.
doktora gittikçe kötüleşen bir süreç ve herkes bırakacam diye diye bitiriyor. siz de bitirirsiniz. bırakmayın tabii.
doktora gittikçe kötüleşen bir süreç ve herkes bırakacam diye diye bitiriyor. siz de bitirirsiniz. bırakmayın tabii.
0
Hocalar ogrenciye ciddi emek verdigi icin birakmayi planlayan ogrenci ile calismak istemez, uzun vadeli dusunur. O sebeple kimseye soylemeyin diyor. Samimi olmamaniza ragmen soylemesi ise Turk insani olarak iki muhabbet edince samimiyet terazimizin sasmasindan kaynaklaniyor.
0
air
başlık troll başlığıydı ama debeye giren entry'yi çözemedim, değişik bir duygu durumlara girdim çıktım. başlık meninin ağızda bıraktığı uyuşukluk gibi bir şeydi. altına da bir arkadaş ''dişçiler nasıl uyuşturuyor ağzınızı zannediyorsunuz'' yazmıştı, o entry de debeye girmişti.ilk başta güldüm nasıld
başlık troll başlığıydı ama debeye giren entry'yi çözemedim, değişik bir duygu durumlara girdim çıktım. başlık meninin ağızda bıraktığı uyuşukluk gibi bir şeydi. altına da bir arkadaş ''dişçiler nasıl uyuşturuyor ağzınızı zannediyorsunuz'' yazmıştı, o entry de debeye girmişti.
ilk başta güldüm nasılda cevap vermiş dedim, sonra dedim doğru da olabilir tıbbi olaylar bunlar hep. bu kabullenişin ardından da bir ürperti geldi içime lan dedim yoh artık bunca yıl elalimin çocuklarını mı yuttum ben dedim. ki benim sayemde arabasını yenileyen diş hekimleri var asfdhjksad yutmuş olma ihtimalinde olduğum miktarı tahmin edin artık.
aramızdaki diş hekimi arkadaşlar ya da konuya hakim arkadaşlar beni aydınlatırsa sevinirim. doğruysa da söyleyin bu acıyla yaşabilirim ancak belirsizlik adamı yiyip bitiriyor...
ilk başta güldüm nasılda cevap vermiş dedim, sonra dedim doğru da olabilir tıbbi olaylar bunlar hep. bu kabullenişin ardından da bir ürperti geldi içime lan dedim yoh artık bunca yıl elalimin çocuklarını mı yuttum ben dedim. ki benim sayemde arabasını yenileyen diş hekimleri var asfdhjksad yutmuş olma ihtimalinde olduğum miktarı tahmin edin artık.
aramızdaki diş hekimi arkadaşlar ya da konuya hakim arkadaşlar beni aydınlatırsa sevinirim. doğruysa da söyleyin bu acıyla yaşabilirim ancak belirsizlik adamı yiyip bitiriyor...
0
diş anestezisi ile spermin alakası yok. espri yapmışlar.
lidokain ve artikain olarak en çok kullanılan anestezikler hakkında googleda arama yapabilirsin.
Entryde de uydurmasyon açıklama filan var sandım bariz espri:
eksisozluk.com
lidokain ve artikain olarak en çok kullanılan anestezikler hakkında googleda arama yapabilirsin.
Entryde de uydurmasyon açıklama filan var sandım bariz espri:
eksisozluk.com
0
10032007
geçen cumartesi 20lik dişimi çektirdim, yanlış saymadıysam 3 dikiş atıldı. Bu dikişlerin alınması lazım ama ne zaman? kendi doktorumun acil bir işi çıktığı için şehir dışında, herangi bi doktora da erken gidersem yok yere muayene parası vericem diye önce bir buraya sormak istedim. ya da bu dikişleri
geçen cumartesi 20lik dişimi çektirdim, yanlış saymadıysam 3 dikiş atıldı. Bu dikişlerin alınması lazım ama ne zaman? kendi doktorumun acil bir işi çıktığı için şehir dışında, herangi bi doktora da erken gidersem yok yere muayene parası vericem diye önce bir buraya sormak istedim. ya da bu dikişlerin ağızda durabileceği max bi gün sayısı var mıdır kendi doktorumu bekleyeyim?
0
scent of a pastrami
Böyle aşk mı kaldı lan diyip ağlıyo. Ne düşüneyim? Ben de erkeğim.
Böyle aşk mı kaldı lan diyip ağlıyo. Ne düşüneyim? Ben de erkeğim.
0
Yok yau, öyle bi durumu olsa şimdiye kadar bilirdik. Uzun zamandır arkadaşız.
0
Aslında orada erkeğin ağlayacağı bir şey yok daha çok kadının ağlaması gereken bir film.
Söz konusu filmde Kadir İnanır'ın oynadığı erkek karakter aslında Asya karakterine gerçekten aşık değil, Asya aşık. Fakat aşk da bir yere kadar, sevdiği adamı başka kadını öperken gördüğü gün Asya tüm aşkının ve emeklerinin karşılıksız kaldığını anlayıp kahroluyor ve gidiyor. Kendisine gerçekten emek veren insanın yanında kalmayı tercih ediyor her ne kadar kalbi geçmişteki aşkı için çarpsa da, sevginin aşkla meşkle değil emek ile olduğunu idrak ediyor.
Kadir İnanır'ın oynadığı karakter ise, ''Beni Asya gibi kimse sevmedi'' diye dönüyor bence ve aslında bu adam da ''kendisine emek gösteren kişiye'' yani Asya'ya dönüyor. Filmde herkes kendisine emek gösterene dönüş yapıyor yani bu yüzden sevgi emekti diyor.
Filmdeki sadece aşık iki karakter var: 1-Asya (eski kocasına) ve 2- Asya'nın yeni kocası (Asya'ya),
ama kesinlikle Asya'nın eski kocası değil.
Dolasıyla arkadaşın filmi anlamamış olabilir.
Edit: Bu arada bu kitap adeta Küçük Prens'ten alıntı. Okuyanlar Asya'nın yeni kocasına alışmasını ''evcilleşme'' bölümünde anlatılanlar birebir örtüştüğünü görebilir. Ben çok severim bu filmi, gerçekten çok anlamlıdır.
Söz konusu filmde Kadir İnanır'ın oynadığı erkek karakter aslında Asya karakterine gerçekten aşık değil, Asya aşık. Fakat aşk da bir yere kadar, sevdiği adamı başka kadını öperken gördüğü gün Asya tüm aşkının ve emeklerinin karşılıksız kaldığını anlayıp kahroluyor ve gidiyor. Kendisine gerçekten emek veren insanın yanında kalmayı tercih ediyor her ne kadar kalbi geçmişteki aşkı için çarpsa da, sevginin aşkla meşkle değil emek ile olduğunu idrak ediyor.
Kadir İnanır'ın oynadığı karakter ise, ''Beni Asya gibi kimse sevmedi'' diye dönüyor bence ve aslında bu adam da ''kendisine emek gösteren kişiye'' yani Asya'ya dönüyor. Filmde herkes kendisine emek gösterene dönüş yapıyor yani bu yüzden sevgi emekti diyor.
Filmdeki sadece aşık iki karakter var: 1-Asya (eski kocasına) ve 2- Asya'nın yeni kocası (Asya'ya),
ama kesinlikle Asya'nın eski kocası değil.
Dolasıyla arkadaşın filmi anlamamış olabilir.
Edit: Bu arada bu kitap adeta Küçük Prens'ten alıntı. Okuyanlar Asya'nın yeni kocasına alışmasını ''evcilleşme'' bölümünde anlatılanlar birebir örtüştüğünü görebilir. Ben çok severim bu filmi, gerçekten çok anlamlıdır.
0
yok yok asya'nın hareketlerine binaen böyle aşk mı kaldı lan dedi...
0
lllllllllllllllllll
ekmek yediğimde yanma ve şişkinlik oluyor midemde aynı zamanda reflüyü tetikliyor. acaba ekmek neden bende böyle bir etki yapıyor sonuçta herkesin yediği en temel gıda maddelerinden biri, birçok kişide rahatsızlığa sebep olsaydı temel gıda maddesi olmazdı.. bir de çeşitli ekmekler var acaba sindirim
ekmek yediğimde yanma ve şişkinlik oluyor midemde aynı zamanda reflüyü tetikliyor. acaba ekmek neden bende böyle bir etki yapıyor sonuçta herkesin yediği en temel gıda maddelerinden biri, birçok kişide rahatsızlığa sebep olsaydı temel gıda maddesi olmazdı.. bir de çeşitli ekmekler var acaba sindirimi en rahat en mide dostu olanları hangileridir?
0
Glutenin yanı sıra maya da rahatsızlık veriyor olabilir. Bira içtiğinizde rahatsızlık durumunuzu gözlemleyin.
0
Glutenden ziyade lektin kaynaklı bir problem. Tahıl kaynaklı lektin gibi proteinler vücutta metabolize olmadığı için parçalanmadan büyük parçalar halinde bağırsak çeperine yapışıp bağırsak florasını bozduğu gibi bağırsak duvarını delip geçtiği için vücut tarafından virüs zannedilip antikor saldırısına maruz kalırlar, bu olay da vücudun bu tip alerjik reaksiyonlar vermesine neden olur. Gluten alerjisi bu konuyu tek başına karşılamaz. Zira bu tip durumlarda glutensiz ekmek yesen bile lektin nedeniyle aynı problem devam edecektir. Çözüm herhangi bir tahıl ürünü tüketmemek, ekmek en temel gıda maddelerinden değil gayet tırt ve kalitesiz bir tahıl ürünüdür.
0
