KidLazer
amerikalı bi arkadaşıma cover letter'ımı gönderdim bi göz atsın diye. bi kısmı prolifent olarak değiştirmiş. ısrarla bunu kullanmış. cümlenin anlam bütünlüğü bi konuda iyi/usta olmak anlamında. acaba proficient mı demek istedi diye düşündüm ama keko konumuna düşmemek için de sormadım sdfds gugıl amc
amerikalı bi arkadaşıma cover letter'ımı gönderdim bi göz atsın diye. bi kısmı prolifent olarak değiştirmiş. ısrarla bunu kullanmış. cümlenin anlam bütünlüğü bi konuda iyi/usta olmak anlamında. acaba proficient mı demek istedi diye düşündüm ama keko konumuna düşmemek için de sormadım sdfds gugıl amcada da doğru düzgün bişe yok
0
@inanıyorsun
seninle aynı şeyi düşündüğümüz için biraz çelişkide kaldım o yüzden bahsi geçen cümleyi aşağıya yazıyorum. bu kelime (prolific kökenli olarak düşünürsek) bu cümleye uyum sağlıyor mu sizce?
Hence, I can emphasize that I am prolifent with technical drawing, reading, and tolerancing.
seninle aynı şeyi düşündüğümüz için biraz çelişkide kaldım o yüzden bahsi geçen cümleyi aşağıya yazıyorum. bu kelime (prolific kökenli olarak düşünürsek) bu cümleye uyum sağlıyor mu sizce?
Hence, I can emphasize that I am prolifent with technical drawing, reading, and tolerancing.
0
Pardon yukaridaki yanitim yanlis olmus. Prolifent yaygin/bilinen demek diye hatirliyorum. Cumleye koy bakalim oluyor mu?
0
trulymadlydeeply
Prison break, breaking bad tarzı bir dizi arayışı içerisindeyim. Oz'u izledim, dexter 3 sezon izledim sıkılıp bıraktım. Önerisi olan varsa çok makbule geçer
Prison break, breaking bad tarzı bir dizi arayışı içerisindeyim. Oz'u izledim, dexter 3 sezon izledim sıkılıp bıraktım. Önerisi olan varsa çok makbule geçer
0
fiber
Bu tayfaya gıcık oluyorum. siz istemeden şunu yapıcam diyor sonra yapmıyor(lar). Bu insanlara zerre güvenme diyorum ben de kendime. siz ne düşünüyorsunuz?
Bu tayfaya gıcık oluyorum. siz istemeden şunu yapıcam diyor sonra yapmıyor(lar). Bu insanlara zerre güvenme diyorum ben de kendime. siz ne düşünüyorsunuz?
0
güvenme tabii. söz namustur, küçük söZlerde yaşan söyleyenler büyüklerde tamamen yüzüstü bırakır
0
Ben de "Yarın sabah erken kalkacağım, kesin" deyip kalkamayan bir insanım. Gerçi diğer sözlerimi tuttum genelde ama sabah kalkamıyorum işte. Daha kendime verdiğim sözü tutamazken, başkasından böyle beklentilerim yok. Anlık gazla verilen "İçimden geldi, sana şunu yapacağım"lar beni çok mutlu ediyor açıkçası, çünkü hissedilerek söyleniyor onlar. Demek ki birilerinin içinde coşkulu, tutkulu birtakım duygular uyandırmışım ki, dayanamayıp böyle şeyler söylemiş. O an yapabilse yapacak ama zaman aşımına uğruyor o tutkular, bu da normal bence. Benim isteyip "Ne olur bak, çok önemli. Buna bel bağladım" dediğim, özellikle istediğim ve tekrar tekrar hatırlattığım bir şey değilse, hiç gücenmiyorum. İlk taşı günahsız olan atsın. O da ben değilim.
0
sözlerini tutmayan insanlardan uzaklaşmaya çalışıyorum
hatta soğuduğum bile oluyor
hatta soğuduğum bile oluyor
0
Yapamıyorsa insanlık hali, o anki durumu elvermiştir ve içinden gelmiş söylemiştir ama maddi manevi bir dönemlik engel çıkmış olabilir, sözünü gerçekleştirmek için söz konusu olay geçmediyse ya da ömür bitmediyse sözünü tutmadı diyemeyiz bence.
Ama yapabildiği halde yapmıyorsa o güven zedeleyicidir tabiki de. ''şu gün senin yanında olacağım'' deyip de ''qanka hiç çıkasım yok :('' moduna girmesi gibi.
İçimden çok gelerek ve isteyerek yapmak istediğim ama yapamadığım şeyler oldu ve hala da yapmak istiyorum, bence insanlara karşı bu ön yargıyı bir kenara bırakmak lazım.
Tabi benim bahsettiklerim ''sana şunu alasım geldi'' deyip alamamak gibi ya da yapamamak gibi sözler.
Birisinden bu tarz sebeplerden ötürü asla soğumam. Hatta alamasa/ yapamasa da o an içinden gelmesi ve bunu hissetmesi bile benim için yeterli olur.
Ama yapabildiği halde yapmıyorsa o güven zedeleyicidir tabiki de. ''şu gün senin yanında olacağım'' deyip de ''qanka hiç çıkasım yok :('' moduna girmesi gibi.
İçimden çok gelerek ve isteyerek yapmak istediğim ama yapamadığım şeyler oldu ve hala da yapmak istiyorum, bence insanlara karşı bu ön yargıyı bir kenara bırakmak lazım.
Tabi benim bahsettiklerim ''sana şunu alasım geldi'' deyip alamamak gibi ya da yapamamak gibi sözler.
Birisinden bu tarz sebeplerden ötürü asla soğumam. Hatta alamasa/ yapamasa da o an içinden gelmesi ve bunu hissetmesi bile benim için yeterli olur.
0
O an nereden bilebilir bir mani çıkabileceğini? İçinden gelip insan söyleyebilir. Siz hiç mi ''bir gün şuraya gidelim ya'' deyip heyecanla birilerine söylemiyor, anlık duygularınızı paylaşmıyorsunuz? Bunun ondan farkı yok aslında. Geleceği küreden göremeyeceğine göre bu tarz şeylerde beklentiye girmemek en mantıklısı, insanın başına her an her şey gelebilir. Hatta kendiniz de blirtmişsiniz yap(A)mıyor diye, yapabilse zaten yapacak demek ki bi mani çıkmış. Evli insanlar bile sonsuza dek birlikte olucaz deyip ayrılabiliyor, abartmayın yahu. Ki siz küçük sözler demişsiniz üstelik, küçük bir şeyi bir insan neden yapmasın ki? Demek ki dediğiniz gibi bir şey çıkmış ve yap(A)mıyor. Bu hiçbir zaman yapmayacağı sözünü tutmayacağı anlamına da gelmez ayrıca, uygun şartlar oluştuğunda tekrar sözünü tutuyorsa problem yok bence.
Edit: hele bu bi de hediye gibi bir şeyse ve benim yüzüme vurursa (aklımda olduğu halde) çok çok istesem de bütün hevesim kaçar asla almam söz konusu hediyeyi. Karşıdaki insanın da biraz tevazu sahibi olması lazım. ''E bana şunu alacaktın hadi noldu'' demek de biraz gevşeklik. Belki o ay beklenmedik bir şekilde elim sıkıştı, onun parasını bir şekilde aklımda hesapladım ve bir dahaki aya alacağım.. gibi. Ama karşıdaki insan bunu görevmiş gibi önüme sunarsa da hiç umrumda olmaz onun bana güvenmesine gerek kalmaz çünkü ortada bir samimiyet kalmaz, hiç dert etmem.
Edit: hele bu bi de hediye gibi bir şeyse ve benim yüzüme vurursa (aklımda olduğu halde) çok çok istesem de bütün hevesim kaçar asla almam söz konusu hediyeyi. Karşıdaki insanın da biraz tevazu sahibi olması lazım. ''E bana şunu alacaktın hadi noldu'' demek de biraz gevşeklik. Belki o ay beklenmedik bir şekilde elim sıkıştı, onun parasını bir şekilde aklımda hesapladım ve bir dahaki aya alacağım.. gibi. Ama karşıdaki insan bunu görevmiş gibi önüme sunarsa da hiç umrumda olmaz onun bana güvenmesine gerek kalmaz çünkü ortada bir samimiyet kalmaz, hiç dert etmem.
0
dimia
Ağrı kesicilerin ağrıyı kesmek için vücudumuza yaptığı işlemin tam olarak mantığı nedir? yani ne yapıyorlar da ağrımız kesiliyor?Mekanizma nasıl çalışmakta, Gidip beyindeki algımızı mı kapatıyorlar, damarları mı büzüyorlar, genişletiyorlar mı tam olarak napıyorlar yani?
Ağrı kesicilerin ağrıyı kesmek için vücudumuza yaptığı işlemin tam olarak mantığı nedir? yani ne yapıyorlar da ağrımız kesiliyor?Mekanizma nasıl çalışmakta, Gidip beyindeki algımızı mı kapatıyorlar, damarları mı büzüyorlar, genişletiyorlar mı tam olarak napıyorlar yani?
0
bildiğim kadarıyla beyindeki reseptorlerle ilgiliydi aslında hala ağrıyor ama biz hissetmiyoruz.
0
mekanizma bu
lsresearch.thomsonreuters.com
ağrı kesiciler siklooksijenazları inhibe edip pge 2 oluşumunu engelliyor. pge2 de ağrıyı hissetmende en etkili aracılardan biri.
lsresearch.thomsonreuters.com
ağrı kesiciler siklooksijenazları inhibe edip pge 2 oluşumunu engelliyor. pge2 de ağrıyı hissetmende en etkili aracılardan biri.
0
ağrıya sebep olan enzimin sentezini durduruyolardı galiba. yani bi enzim var kanda o enzim dolaşıyorsa ağrı oluşuyo ya da hissediyosun. o enzim gidince ağrı olmuyo. ilaçlar da o enzimi bir süreliğine azaltıyo işte.
0
cox denilen enzimi inhibe etmektedir. bu enzim cox-1 ve cox-2 şeklinde iki farklı türe sahiptir. bir de cox-3 enzimi vardır ama onun anlatacağım konudaki yeri pek yoktur. temel olarak iki türde olan bu enzimlerin ürünlerinin (prostaglandinler) artışı ağrıya sebep olmaktadır. ağrıyı gidermek için cox enzimini bloke eden ilaçlar tasarlanmıştır. fakat bu ilaçlar hem cox-1 hem de cox-2 enzimini bloke etmektedir. ha iyiymiş ikisi de bloke olsun diyebilirsiniz ama cox-1'in çok önemli bir görevi vardır bu da mide üzerindeki koruyucu etkidir. bu yüzden birçok ağrı kesici ilaç ağrıyı kesmesine rağmen mide problemine sebep olmaktadır. o zaman sadece cox-2'yi bloke eden ilaç yapsın bu ilaç endüstrisi diyebilirsin. zaten yapmışlar; sadece cox-2'yi bloke eden celekoxib, yanlış hatırlamıyorsam yan etkileri (kalp üzerine yan etkileri) sebebiyle kaldırıldı.
0
shotgunwoman ve leenathrw + 1
ilave yapayım bir de DAHA YENİ ÇALIŞTIM ANLATICAM adfsadad
aspirinin peki kan sulandırıcı etkisi ile ağrı kesici özelliğinin ne alakası var derseniz aspirin cox 1 enzimini inhibe ederken, cox -1 enziminin aktifleştirdiği bir süreçte tromboksan a2'nin oluşumu da önleniyor. Tromboksan a 2 ise ''hasar görmüş'' damarlardan salgılanarak trombositlerin yani pıhtılaşma hücrelerinin kümelenerek, pıhtılaşmayı aktifleştiren bir sinyal molekülü. Bunu engelleyerek otomatikman kanın pıhtılaşmasını da engellemiş oluyor ancak cox 2 inhibisyonu yapan NSAID türevi ilaçlarla aspirinin aynı anda alınmaması lazım, aspirinin etkisini antagonize edip bu etkiyi önleyebiliyor.
ilave yapayım bir de DAHA YENİ ÇALIŞTIM ANLATICAM adfsadad
aspirinin peki kan sulandırıcı etkisi ile ağrı kesici özelliğinin ne alakası var derseniz aspirin cox 1 enzimini inhibe ederken, cox -1 enziminin aktifleştirdiği bir süreçte tromboksan a2'nin oluşumu da önleniyor. Tromboksan a 2 ise ''hasar görmüş'' damarlardan salgılanarak trombositlerin yani pıhtılaşma hücrelerinin kümelenerek, pıhtılaşmayı aktifleştiren bir sinyal molekülü. Bunu engelleyerek otomatikman kanın pıhtılaşmasını da engellemiş oluyor ancak cox 2 inhibisyonu yapan NSAID türevi ilaçlarla aspirinin aynı anda alınmaması lazım, aspirinin etkisini antagonize edip bu etkiyi önleyebiliyor.
0
tolga asp
ensemin biraz altında tüyler var, tişört giyince barzo gibi gözüküyorum. aslında kıllı bir insan değilim ama hep bu şampuana kattığım yağlar kıllandırdı beni.bu ense altında ve omuzdaki kılları ne yapalım? geçenlerde acil durum var diye tıraş makinesi ile almıştım ama birkaç güne kadar yine çıkmıştı
ensemin biraz altında tüyler var, tişört giyince barzo gibi gözüküyorum. aslında kıllı bir insan değilim ama hep bu şampuana kattığım yağlar kıllandırdı beni.
bu ense altında ve omuzdaki kılları ne yapalım? geçenlerde acil durum var diye tıraş makinesi ile almıştım ama birkaç güne kadar yine çıkmıştı. ağda ile girişsem yakışı kalır mı sizce? ağda olur derseniz berbere gidip mi yaptırayım yoksa eve giderken marketten yarım kilo alıp evde kardeşime mi yaptırayım?
bu ense altında ve omuzdaki kılları ne yapalım? geçenlerde acil durum var diye tıraş makinesi ile almıştım ama birkaç güne kadar yine çıkmıştı. ağda ile girişsem yakışı kalır mı sizce? ağda olur derseniz berbere gidip mi yaptırayım yoksa eve giderken marketten yarım kilo alıp evde kardeşime mi yaptırayım?
0
Ağda yapılıyor, kendiniz yapamazsınız ağdacıya gidin.
Erkekler de aldırıyor kimse garipsemez.
Erkekler de aldırıyor kimse garipsemez.
0
omuz olurda gecen bende sormustum duyuruda ense için orasi cok acir falan denmişti.
0
sakın kardeşine yaptırma acıdan çocuğu döversin. ille evde yapalım dersen uyuşturan krem sür öyle dene.
0
ben ensemi ve omzumu hatta sırt bölgesi tüm diyim, üç ayda bir aldırıyorum. ilk kez yaptıracaksan çok acır, kızarır, yanar, kaşınır. sonraları alışıyorsun, tınlamıyorsun çünkü kıllar seyreliyor. sonrası tertemiz ve rahat. üç ayda bir yaptırmaya değer.
benim eşim alıyor. anlayan birisine yaptır.
benim eşim alıyor. anlayan birisine yaptır.
0
Valla ayni dertten ben de muzdaribim. Gogsum killarim falan kilsiz/az killi sirtimda da kil yok omzumda ve arkasinda tek tuk de olsa kil var aq.
Sebep de bulamadim sonra saclarim uzunken sik sik yikadigim sampuanlar geldi aklima. Herhalde onlar cikardi.
Agda dusundum ama aciyormus vazgectim. Makineyle giriseyim dedim daha fazla cikar diye dokanmadim.
Isin sonu lazere gidecek gibi duruyor.
Sebep de bulamadim sonra saclarim uzunken sik sik yikadigim sampuanlar geldi aklima. Herhalde onlar cikardi.
Agda dusundum ama aciyormus vazgectim. Makineyle giriseyim dedim daha fazla cikar diye dokanmadim.
Isin sonu lazere gidecek gibi duruyor.
0
arockm
Merhaba, burun kıllarını kesmek zararlı mı, ne ile kesiyorsunuz?
Merhaba, burun kıllarını kesmek zararlı mı, ne ile kesiyorsunuz?
0
Kesilmesi zararlı mı bilmiyorum da (değildir bence) burun içinden onu cımbızla, iple filan alan var o zararlı , onlar havayı filtre ediyor, temizliyor ciğerlerimiz için, tozları tutuyor, dokumayın o kadarına da :D
0
kökünden koparılırsa zararlı çünkü enfeksiyonu beyne gidebilir. burun venleri ile beyin sinüsleri ilişkili o nedenle koparmayın yolmayın. ama kısaltan aletler var onları çok istiyorsanız kullanın. yine de burnunuzun filtrasyon işlevini yok etmiş oluyorsunuz.
0
0
www.google.com.tr
bu arada dışarı sarkanları lütfen kesin. dünyanın en iğrenç görüntülerinden biri bence.
bu arada dışarı sarkanları lütfen kesin. dünyanın en iğrenç görüntülerinden biri bence.
0
içerisi havayı filtrelerken bayağı işe yarıyormuş. dışarı çıkanları kırpmak şart. gerisi lazım :)
0
Dışarı çıkan olunca cımbızla 2 tel çekiyorum. Zararlı olduğunu duydum ama kesince daha da gürleşme olayı olabilir diye şeyapıyorum.
umarım sorun yaşamam.
umarım sorun yaşamam.
0
dessy
Hangi tarifleri kullanıyorsunuz? Ne gibi konularda dikkat etmeliyiz? İnternette zibilyon tane tarif ver. Deneyime dayalı bilgilerden edinmek istedik. Sizden beklentimiz büyük duyuru ahalisi! <3
Hangi tarifleri kullanıyorsunuz? Ne gibi konularda dikkat etmeliyiz? İnternette zibilyon tane tarif ver. Deneyime dayalı bilgilerden edinmek istedik.
Sizden beklentimiz büyük duyuru ahalisi! <3
Sizden beklentimiz büyük duyuru ahalisi! <3
0
Dessy soruna cevap değil ama ben şu tarifi kaydettim güya hala yapıcam, gördüklerimin arasında en değişiği buydu belki ilgini çeker:D
Gerçi bu sıfırdan yapmıyor :
www.popsugar.com
Gerçi bu sıfırdan yapmıyor :
www.popsugar.com
0
evde yapılan sabunlar profesyonel sabunlar kadar cildi koruyan nemlendirici vs içermediğinden, ph'ı profesyonel laboratuvarda ayarlananlar kadar cilde uygun olamayacağından (sabun aslında baziktir ancak cilt asidik olduğu için bir şekilde ph'ı 5.5'e yani cilt pH'ına yakınlaştırılır ki cilt ile tepkimeye girip zarar vermesin) ev yapımı sabunlar cilde ciddi zararlar verebilmektedir. nitekim her türlü laboratuvar ekipmanımızın olduğu profesyonel bir lab'da yaptığımız sabundan sonra bile elde garip bir his kaldığını gördük. profesörümüz de yukarıda yazdığım bilgileri vermişti. her şeyin ev yapımı en sağlıklısı olmuyor :) özellikle de kimyasal maddelerle yapılan işlemlerde.
0
animalman, cevabın iyi ki silinmiş ve umarım gerçekten uçurulursun da.
sen zaten duyuruya cevap vermedin. alakasız yorum yazdın, geyik mi yaptın, yorum mu belirttin, orası beni ilgilendirmiyor ama sabunla ilgili bir şey demediğin kesin.
onun yerine dedin ki "işe önce yahudi bularak başla". sonuna da gülücük işareti çıkardın ki cümlenin pıtırcık esprisi olduğunu anlasın biz zavallılar.
cevabın silindi diye de şimdi hz. muhammed'den girip başka yerden çıkıyorsun.
yobazlıkta bu ülkenin top 10'ine girebilirsin.
önemli olan müslüman olabilmek değil, önemli olan önce insan olabilmek.
lütfen saptırma duyuruyu da, soruyu da.
sen zaten duyuruya cevap vermedin. alakasız yorum yazdın, geyik mi yaptın, yorum mu belirttin, orası beni ilgilendirmiyor ama sabunla ilgili bir şey demediğin kesin.
onun yerine dedin ki "işe önce yahudi bularak başla". sonuna da gülücük işareti çıkardın ki cümlenin pıtırcık esprisi olduğunu anlasın biz zavallılar.
cevabın silindi diye de şimdi hz. muhammed'den girip başka yerden çıkıyorsun.
yobazlıkta bu ülkenin top 10'ine girebilirsin.
önemli olan müslüman olabilmek değil, önemli olan önce insan olabilmek.
lütfen saptırma duyuruyu da, soruyu da.
0
@animalman bir insandan nefret etmek için tanımaya, yüzyüze görmeye, sesini bile duymaya ihtiyaç olmadığının kanıtısın. savunduğun fikirler de, onları savunuş yöntemlerin de leş gibi. bence de umarım atılırsın çünkü bilgi dağarcığında (if exists) duyurudaki kimsenin işine yarar bir bilgi olduğunu sanmıyorum.
0
ya susayım susayım diyorum da her seferinde cevap bildirimi gösteriyor ulan sabun tarifi yazılmış diye bakıyorum ama sorudan alakasız şu cevapları gördükçe artık ben de bir şey yazmak istiyorum:
arkadaşlar soru açık ve net: evde sabun yapma tarifleri.
hayır çok komik olsa, orjinal bir espri olsa vallahi canım sıkılmayacak, hadi esprini de yapmışsın silinmiş, silinince de müslüman mağduruyetine bağlayıp ad hominem yapmanın ne mantığı var.
sorudan alakasız cevap verip sonra gidip duyuru açıyor millete sövüyorsunuz ''duyuru çok bozdu'' diye.
allah aşkına dolu bir içerikle yazmayacaksanız, bir kere yazdıysanız da daha fazla uzatmayın , ne gerek hakkaten mantıklı mı şimdi? ben yazdığım cevabı silsem de orada görüyorum ve ev sabunu tarifi verilmiş zannediyorum çünkü ilgimi çeken bir konu ve çünkü merak ediyorum. Ama alakasız ad hominem içerikli tartışmayı uzatmak hakkaten mantıklı mı şimdi?
bi susun bari.
bu arada ev sabunu tariflerini bekliyorum hanımlar.
arkadaşlar soru açık ve net: evde sabun yapma tarifleri.
hayır çok komik olsa, orjinal bir espri olsa vallahi canım sıkılmayacak, hadi esprini de yapmışsın silinmiş, silinince de müslüman mağduruyetine bağlayıp ad hominem yapmanın ne mantığı var.
sorudan alakasız cevap verip sonra gidip duyuru açıyor millete sövüyorsunuz ''duyuru çok bozdu'' diye.
allah aşkına dolu bir içerikle yazmayacaksanız, bir kere yazdıysanız da daha fazla uzatmayın , ne gerek hakkaten mantıklı mı şimdi? ben yazdığım cevabı silsem de orada görüyorum ve ev sabunu tarifi verilmiş zannediyorum çünkü ilgimi çeken bir konu ve çünkü merak ediyorum. Ama alakasız ad hominem içerikli tartışmayı uzatmak hakkaten mantıklı mı şimdi?
bi susun bari.
bu arada ev sabunu tariflerini bekliyorum hanımlar.
0
Nefer, biz buna el atacağız sanırım: sagligabiradim.com
kostik soda zımbırtısı yerine kül kullanasım var ama arkadaş dedi, o da kanser riski taşıyormuş.
wtf?! biz ne kullanacağız?
kostik soda zımbırtısı yerine kül kullanasım var ama arkadaş dedi, o da kanser riski taşıyormuş.
wtf?! biz ne kullanacağız?
0
vallahi çok şaşırdım bu tartışma kültürüne emin ol çok ''orijinal'' hahahahah
www.quickmeme.com
@dessy bir de şunu kaydetmişim bunda içerik daha az :D
www.popsugar.com
hem @eskiden sizofrendim simdi iyiyiz'in dediği gibi ph değerleri belli sabunları kullanmış oluruz :P
www.quickmeme.com
@dessy bir de şunu kaydetmişim bunda içerik daha az :D
www.popsugar.com
hem @eskiden sizofrendim simdi iyiyiz'in dediği gibi ph değerleri belli sabunları kullanmış oluruz :P
0
nefer, senin gönderdiğinde shaved soap var anacım. yani her durumda, eğer DIY tarzı bir şey istiyorsan, kendin yapman gerekecek katı sabunu, yoksa ben mi bir şeyler kaçırıyorum?
0
saçdemeti
2 tane var, uyku saatleri her gün değişiyor. bazen akşam uyuyup gece kuduruyorlar, bazen de tam tersi. Neyse, bu hep böyle mi gider yoksa rutine biner mi büyüdükçe? ve bizim herhangi bir etkimiz olabilir mi uyku saatlerini ayarlamada?
2 tane var, uyku saatleri her gün değişiyor. bazen akşam uyuyup gece kuduruyorlar, bazen de tam tersi. Neyse, bu hep böyle mi gider yoksa rutine biner mi büyüdükçe? ve bizim herhangi bir etkimiz olabilir mi uyku saatlerini ayarlamada?
0
sizin uyku saatlerinize göre ayarlar onlar büyüdükçe. bizim kedide öyle oldu açıkcası.
0
Kedigiller gece aktiftirler, yavru kedi 5 aylıktan küçükse yetişkin kediden daha çok uyuyor zaten. Gece 3 te oyuncak ağzında tepene çıkabilirler. 5-7 ay arası en hareketli dönemleri, oyuna doymuyorlar sonra zamanla azalıyor ve uyku saati seninkiyle eşitleniyor. Sen kalkınca o da aktifleşip oynamak istiyor filan.
0
kedilerin huyları 2-3 yaşından sonra oturuyor.
1-2 yaşındaki kediler henüz bebek. akılları fikirleri oyun, etrafı keşfetmek. bir olay oldumu hemen dahil olmak isterler. tuvaleti gelir tam tuvalete gidecekken evden bir ses duyar. bir durum varsa kaçırmayayım diye geri döner, sonra tuvaleti tekrar aklına gelir tekrar dışarı çıkmak ister :)
uyku saatleri de o şekilde. sizin hareketlendiğinizi görünce uyanıyordur.
1-2 yaşındaki kediler henüz bebek. akılları fikirleri oyun, etrafı keşfetmek. bir olay oldumu hemen dahil olmak isterler. tuvaleti gelir tam tuvalete gidecekken evden bir ses duyar. bir durum varsa kaçırmayayım diye geri döner, sonra tuvaleti tekrar aklına gelir tekrar dışarı çıkmak ister :)
uyku saatleri de o şekilde. sizin hareketlendiğinizi görünce uyanıyordur.
0
elcolerico
Lütfen "sevmiyorsan sen insan değilsin, canisin" gibi kişiye göre değişiklik gösteren görüşlerden çok genel kavramlarla cevap verin. Eğer "insan" olmak bu hayvanları sevmeyi gerektiriyorsa neden gerektiriyor onu açıklayın. Yani bu hayvanları kışın soğuktan, yazın sıcaktan koruma sorumluluğu neden in
Lütfen "sevmiyorsan sen insan değilsin, canisin" gibi kişiye göre değişiklik gösteren görüşlerden çok genel kavramlarla cevap verin.
Eğer "insan" olmak bu hayvanları sevmeyi gerektiriyorsa neden gerektiriyor onu açıklayın.
Yani bu hayvanları kışın soğuktan, yazın sıcaktan koruma sorumluluğu neden insanlara yükleniyor?
Bu arada bu hayvanlara iyilik yapılmasına karşı değilim. Yeri geliyor ben de yemek/su veriyorum. Yolda gördüğümde başını okşuyorum falan.
Sorguladığım şey bu iyilikleri yapmanın neden mecburiyetmiş gibi lanse edildiği.
Yani benim için 3 seçenek var.
1- iyilik yapar yardım edersin.
2- hiçbir şey yapmazsın.
3- kötülük yapar, onlara zarar verirsin.
3. seçeneği yapanlara ben de karşıyım. Ama 2. seçenekte ne gibi bir problem var onu anlamakta güçlük çekiyorum.
Lütfen saygı çerçevesi içinde felsefi bir tartışma yürütelim. Hayvan severler bu tarz konularda çok hassas olabiliyor. Ama benim istediğim duygusal değil, mantıklı, bilimsel, felsefi açıklamalar.
Eğer "insan" olmak bu hayvanları sevmeyi gerektiriyorsa neden gerektiriyor onu açıklayın.
Yani bu hayvanları kışın soğuktan, yazın sıcaktan koruma sorumluluğu neden insanlara yükleniyor?
Bu arada bu hayvanlara iyilik yapılmasına karşı değilim. Yeri geliyor ben de yemek/su veriyorum. Yolda gördüğümde başını okşuyorum falan.
Sorguladığım şey bu iyilikleri yapmanın neden mecburiyetmiş gibi lanse edildiği.
Yani benim için 3 seçenek var.
1- iyilik yapar yardım edersin.
2- hiçbir şey yapmazsın.
3- kötülük yapar, onlara zarar verirsin.
3. seçeneği yapanlara ben de karşıyım. Ama 2. seçenekte ne gibi bir problem var onu anlamakta güçlük çekiyorum.
Lütfen saygı çerçevesi içinde felsefi bir tartışma yürütelim. Hayvan severler bu tarz konularda çok hassas olabiliyor. Ama benim istediğim duygusal değil, mantıklı, bilimsel, felsefi açıklamalar.
0
kimse hiçbir şeye tabi ki mecbur değil. ama sokakta yaşayan kedi köpeğin içler acısı durumunu normalleştirmeye, "sokak onların doğal ortamı" düşüncesine ve bunların uzantısı olarak yardım edilmesini tuhaf bulup yadırgayanlara karşıyım. kimse bir şey yapmak zorunda değil ama insanlar kendi yaptıklarının sonucu olan şeylerin farkında ve bilincinde olmak zorunda, hem doğa hem de kendi dışındaki canlılar konusunda.
0
ben de bazen yardım ediyor ve seviyorum ancak şunu da anlayabilmiş değilim...neden sokakta hayvan var....buradan şimdi cevaplar gelir...işte bakmıyosunuz atıyosunuz felan...ancak bu durum insanın olduğu her yerde olabilir değil mi? hollanda'da sokak hayvanı gibi kavram yokken neden bizde var...bence hayvanları sevenler ve sevmeyenler birleşsin bütün sokak hayvanları için bir şey kurulsun her 2 tarafta mutlu olsun...çok garip gelmiyor mu size...insan büyüklüğünde köpekler geziyor sokaklarda...
genel bir cevap vermek gerekir ise hiç bir şey yapmamak bir seçenektir ve asla yargılanamaz...
genel bir cevap vermek gerekir ise hiç bir şey yapmamak bir seçenektir ve asla yargılanamaz...
0
1'le 2 arasında gidip geliyorum ben de. ama daha çok 2, ağır basan taraf.
son dönemin en büyük trendi hayvanatapar olmak. böyle arkadaşlarımın çoğunu facebook'tan da engellemiş durumdayım. bunun dönemsel bir trend olduğunu düşünüyorum. cani falan değilim, 10 yıl kedi bakmış bir adam olarak söylüyorum bunu.
son dönemin en büyük trendi hayvanatapar olmak. böyle arkadaşlarımın çoğunu facebook'tan da engellemiş durumdayım. bunun dönemsel bir trend olduğunu düşünüyorum. cani falan değilim, 10 yıl kedi bakmış bir adam olarak söylüyorum bunu.
0
ebonni eth atc +1
Ayrıca bu durum tamamen insanın içinde bitiyor. Hayvanları seviyor, yardım ediyorum çünkü böyle mutluyum. 2.durumda olanlara karışamam, 3.durumda olanın karşısındayım her daim.
Ayrıca bu durum tamamen insanın içinde bitiyor. Hayvanları seviyor, yardım ediyorum çünkü böyle mutluyum. 2.durumda olanlara karışamam, 3.durumda olanın karşısındayım her daim.
0
Hatchiko'yu izlemeyi yeni bitirmişken bu duyuruyla karşılaşmak...
Sevgi de şefkat de insanın içnden gelir, zorunluluktan yapılmaz. Zarar verme, kötülük yapma durumu da öyle, o da içinden gelir, kimseye zorla kötülük yaptıramazsın. Hiçbir şey yapmama, umursamama da öyle, o da insanın içinden gelir. Bunun başka canlılara değer vermemekle, kendine çıkar sağlayandan başkasını sevmemekle ilgili olduğunu düşünüyorum.
Gözünün önünde çöpten yemek arayan kedileri doyurmak, gözleri üzgün bakan köpekleri sevmek içinden gelmiyorsa zaten gelmez. "Mantıklı, bilimsel, felsefi açıklamalar"la olacak iş değil bu. İlla ki bir açıklama istiyorsan da "çevrene duyarlı ve faydalı olmak"la başlayabilirsin. Felsefenin temeli sorgulamak. O hayvan neden orada aç, ben neden onu doyurabilecekken doyurmuyorum diye sorgulayabilirsin.
Bir de şu 3. durumun karşısında olduğunu özellikle belirtenler de ilginç. Bir de karşısında olmayın bari... Nasıl insanlarsınız anlamıyorum.
Sevgi de şefkat de insanın içnden gelir, zorunluluktan yapılmaz. Zarar verme, kötülük yapma durumu da öyle, o da içinden gelir, kimseye zorla kötülük yaptıramazsın. Hiçbir şey yapmama, umursamama da öyle, o da insanın içinden gelir. Bunun başka canlılara değer vermemekle, kendine çıkar sağlayandan başkasını sevmemekle ilgili olduğunu düşünüyorum.
Gözünün önünde çöpten yemek arayan kedileri doyurmak, gözleri üzgün bakan köpekleri sevmek içinden gelmiyorsa zaten gelmez. "Mantıklı, bilimsel, felsefi açıklamalar"la olacak iş değil bu. İlla ki bir açıklama istiyorsan da "çevrene duyarlı ve faydalı olmak"la başlayabilirsin. Felsefenin temeli sorgulamak. O hayvan neden orada aç, ben neden onu doyurabilecekken doyurmuyorum diye sorgulayabilirsin.
Bir de şu 3. durumun karşısında olduğunu özellikle belirtenler de ilginç. Bir de karşısında olmayın bari... Nasıl insanlarsınız anlamıyorum.
0
dünyada yaşadığı habitata saygısı olmayan tek canlı insandır. şu an tabiri caizse yaşadığımız yerin içine sıçıyoruz.
kendimiz çok kötü bir sona doğru gidiyoruz, hayvanları da beraberimizde götürüyoruz.
ben sokakta gördüğüm bütün hayvanlara yardım etmeye çalışıyorum, yemek veriyorum, su veriyorum, yaralı varsa veterinere götürüyorum. iyilik olsun diye değil, acıdığım için değil, onlara olan saygımdan dolayı.
insanlar o kadar kibirli ki, bütün doğanın kendileri için yaratıldığını düşünüyorlar, hatta uzayın bile:) oysaki doğa bir denge halinde her şeyden güçlü, biz sadece doğanın ufacık bir parçasıyız. hatta parça olmaktan da çıktık, şu an dünyanın virüsleriyiz.
bu yüzden dünyadaki hayvanların çektiği eziyetlerden kendi türümü sorumlu tutuyorum. kedi, köpek değil, bütün hayvanları koruyup kollamalıyız, onlara en azından bu kadar saygıyı borçluyuz diye düşünüyorum.
kendimiz çok kötü bir sona doğru gidiyoruz, hayvanları da beraberimizde götürüyoruz.
ben sokakta gördüğüm bütün hayvanlara yardım etmeye çalışıyorum, yemek veriyorum, su veriyorum, yaralı varsa veterinere götürüyorum. iyilik olsun diye değil, acıdığım için değil, onlara olan saygımdan dolayı.
insanlar o kadar kibirli ki, bütün doğanın kendileri için yaratıldığını düşünüyorlar, hatta uzayın bile:) oysaki doğa bir denge halinde her şeyden güçlü, biz sadece doğanın ufacık bir parçasıyız. hatta parça olmaktan da çıktık, şu an dünyanın virüsleriyiz.
bu yüzden dünyadaki hayvanların çektiği eziyetlerden kendi türümü sorumlu tutuyorum. kedi, köpek değil, bütün hayvanları koruyup kollamalıyız, onlara en azından bu kadar saygıyı borçluyuz diye düşünüyorum.
0
(bkz: wu wei)
2. seçenek her zmn her koşulda mantıklı bir karardir.
ayrica hayvanseverler bu hayvanları evlerine alip kisirlastiran degil mi? hormonlu mamalar verenler degil mi? iyilik yaptiklarini düsünüyorlar ama hayvanın dogalarını bozanlar bunlar aslında. avlanan hayvan mama bekler oluyor.
2. seçenek her zmn her koşulda mantıklı bir karardir.
ayrica hayvanseverler bu hayvanları evlerine alip kisirlastiran degil mi? hormonlu mamalar verenler degil mi? iyilik yaptiklarini düsünüyorlar ama hayvanın dogalarını bozanlar bunlar aslında. avlanan hayvan mama bekler oluyor.
0
insan olmak bu hayvanları sevmeyi gerektirir mi:Aslında net cevabı hayır.Senin vicdanına kalmış.
hiçbir şey yapmamak: sokakta gördüğünüz kedilerin hepsi aman da aman hanimiş tarzında değil. sokakta yaşayan canlıların büyük çoğunluğu ya insanlar ya da diğer hayvanlar tarafından şiddete uğruyor. bu olmasa bile sağlık koşulları, açlık, susuzluk, barınma gibi imkanlara sahip olmuyorlar/olamıyorlar. Üstelik bütün bu başına gelenlerin sebebi biziz. Sokaktaki canlıları bir kenara bırakalım aynı şekilde evsiz ve sokakta donarak ölmeyi bekleyen insanlar hakkında vicdanınız biraz olsun sızlıyorsa aynı şeyin kat be kat daha fazlasını bu canlıların da yaşadığını fark edebilmemiz gerekiyor.
hiçbir şey yapmamak: sokakta gördüğünüz kedilerin hepsi aman da aman hanimiş tarzında değil. sokakta yaşayan canlıların büyük çoğunluğu ya insanlar ya da diğer hayvanlar tarafından şiddete uğruyor. bu olmasa bile sağlık koşulları, açlık, susuzluk, barınma gibi imkanlara sahip olmuyorlar/olamıyorlar. Üstelik bütün bu başına gelenlerin sebebi biziz. Sokaktaki canlıları bir kenara bırakalım aynı şekilde evsiz ve sokakta donarak ölmeyi bekleyen insanlar hakkında vicdanınız biraz olsun sızlıyorsa aynı şeyin kat be kat daha fazlasını bu canlıların da yaşadığını fark edebilmemiz gerekiyor.
0
sevmek zorunda değilsin. zarar vermemek zorundasın. zor durumda bir hayvanı görüp yardım etmeyecek vicdana sahipsen o da senin bileceğin iş. daha geçen bir hayvanı kör olmaktan kurtardım. şimdi doğurmuş üç tane minik kedisi var torun seviyoruz apartmanın bodrumunda.
0
@ebonni eth atc ya kusura bakmayın ama gazete felan okuyan insanlarız tabii ki bunu ben gözümle görmedim ama okudum ve basından edindiğim bilgiyi paylaşıyorum...inanıp inanmamak sana kalmış...bunu başka yerde sorgularız...
ya ben kedilerle büyümüş felan bi adamım bugüne kadar beslediğim hayvanın sayısı yoktur...mütevazi olmamak gerekiyomuş demek ki...illa adama muhalefet yaptırcaksınız...
kusura bakmayın ama beslemek zorunda felan değilim...ne münasebet....zarar vermeye tabii ki karşıyım ama allah aşkına bu "aşırı" hayvan sevgisi bi süreden sonra amacını aşıyor ve bir nevi faşizme doğru gidiyor... "ben biliyorum, böyle yaşıyorum ve bu doğruyu herkese empoze etmeliyim" tarzıyla yaklaşarak bi yere varamazsın...ayrıca kalkıp konuyu insanlara yardım etmeye bağlamanda gerçekten çok ilginç...özellikle metropol hayatında gettolara, gecekondu insanlarına bilmem kimlere yardım edebilecekken kaçına yardım ediyosun merak ediyorum..tabii ki yeterince etmiyosun çünkü bu insanların dürüst bilmem ne olduğunu düşünmüyosun...sonra da gayet elitist ve üstten bakan bir tavırla önce insanlara yardım edin sonra hayvanları düşünürüz şeklinde karşındakini ezmeye çalışıyosun...
yo adamım yo buna izin veremem....tekrar ediyorum hayvanlara yardım etmek zorunluluğu kimse için geçerli değildir...yardım etmek tamamen insanın vicdanıyla ilgilidir ki taktir edersin buna da bizler karar veremeyiz...
ya ben kedilerle büyümüş felan bi adamım bugüne kadar beslediğim hayvanın sayısı yoktur...mütevazi olmamak gerekiyomuş demek ki...illa adama muhalefet yaptırcaksınız...
kusura bakmayın ama beslemek zorunda felan değilim...ne münasebet....zarar vermeye tabii ki karşıyım ama allah aşkına bu "aşırı" hayvan sevgisi bi süreden sonra amacını aşıyor ve bir nevi faşizme doğru gidiyor... "ben biliyorum, böyle yaşıyorum ve bu doğruyu herkese empoze etmeliyim" tarzıyla yaklaşarak bi yere varamazsın...ayrıca kalkıp konuyu insanlara yardım etmeye bağlamanda gerçekten çok ilginç...özellikle metropol hayatında gettolara, gecekondu insanlarına bilmem kimlere yardım edebilecekken kaçına yardım ediyosun merak ediyorum..tabii ki yeterince etmiyosun çünkü bu insanların dürüst bilmem ne olduğunu düşünmüyosun...sonra da gayet elitist ve üstten bakan bir tavırla önce insanlara yardım edin sonra hayvanları düşünürüz şeklinde karşındakini ezmeye çalışıyosun...
yo adamım yo buna izin veremem....tekrar ediyorum hayvanlara yardım etmek zorunluluğu kimse için geçerli değildir...yardım etmek tamamen insanın vicdanıyla ilgilidir ki taktir edersin buna da bizler karar veremeyiz...
0
avrupa ve abd'de sokağa atılan hayvanlar için bir süre bekleniyor. sahiplenilmezse ÖLDÜRÜLÜYOR. işte bu nedenle sokak hayvanı yok! yardım etmeyi iyilik yapmak olarak gören zihniyet yardım etmesin zaten. neden zorundayız kısmına gelirsek hayvanların yaşayabileceği bir alan var mı? insan için hapishaneye eşdeğer barınaklara neden tıkılsın bu hayvancıklar? hiçbir şey yapmamak herkesin işine geliyor zaten. hasta sokak köpeğini kovalamak kolay ama ilçe belediyesi veteriner işlerini çağırıp hayvanın tedavisini yapılmasını istemek zor ve daha medenice olduğu için işine gelmiyor insanların. bugün her derenin, su kaynağının etrafına beton döküp ıslah ettiğini söyleyen yönetimler varken hayvanların yaşayacağı doğal ortamı gösterebilir misiniz? beton yığını arasında kapıya su koymak zorundayız. evde yemeyip çöpe attığınız yemeği çöpün kenarına koymak çok mu zor?
evdeki hayvana hormonlu mama verip kısırlaştırıyor diyip saldıranlar da kendi yarattıkları çok kaznma hırsıyla kirlenmiş dünyada hamburger, döner, dürüm vb. beslenip göbek büyütüp çok kazandığı parayı spor salonuna yıllık premium üyelik yaptırıp ancak gitmeyip çok çalışıp kilo almaya devam edenler. oysa ki biz sokakta zor durumda kalan hayvana başının çaresine bak, bu senin doğan, sana hormonlu mama vermek istemiyorum demeliydik!
evdeki hayvana hormonlu mama verip kısırlaştırıyor diyip saldıranlar da kendi yarattıkları çok kaznma hırsıyla kirlenmiş dünyada hamburger, döner, dürüm vb. beslenip göbek büyütüp çok kazandığı parayı spor salonuna yıllık premium üyelik yaptırıp ancak gitmeyip çok çalışıp kilo almaya devam edenler. oysa ki biz sokakta zor durumda kalan hayvana başının çaresine bak, bu senin doğan, sana hormonlu mama vermek istemiyorum demeliydik!
0
Köpekten korkarım, kedileri de sevmem. Evcil hayvan hiç beslemedim ve ömrüm boyunca da beslemeyi düşünmüyorum. Bir hayvanın getireceği sorumluluğu , maddi yükü üstlenmeyi, bokuyla, çişiyle, kokusuyla uğraşmayı istemeiyorum. Sevimliler kesinlikle ama uzaktan uzaktan. İlginçtir, ailem de çok düşkündür hayvanlara ama bana pek sirayet etmemiş bu durum.
Senn seçenkelerden 2.si, hiçbir şey yapmayan kategorisindeyim sanırım. Zorda vs.. bir hayvan görürsem yardım ederim tabii ki ama çıkıp da mahalledeki kediyi köpeği beslemem. Hatta geçenlerde belediyeye şikayet ettim köpekleri. Gece otoparka giremiyorum korkudan, daha aydınlık diye caddeye parkediyorum arabamı.
Kimse hayvanları sevmek, korumak zorunda değil. Zarar vermedikten sonra da kimseyi ilgilendirmez bu durum. Hayvan sevmeyen, insan da sevemez diyen agresif ve itici hayvanseverlere de çok gıcık oluyorum.
Senn seçenkelerden 2.si, hiçbir şey yapmayan kategorisindeyim sanırım. Zorda vs.. bir hayvan görürsem yardım ederim tabii ki ama çıkıp da mahalledeki kediyi köpeği beslemem. Hatta geçenlerde belediyeye şikayet ettim köpekleri. Gece otoparka giremiyorum korkudan, daha aydınlık diye caddeye parkediyorum arabamı.
Kimse hayvanları sevmek, korumak zorunda değil. Zarar vermedikten sonra da kimseyi ilgilendirmez bu durum. Hayvan sevmeyen, insan da sevemez diyen agresif ve itici hayvanseverlere de çok gıcık oluyorum.
0
Sevgili -sebebini anlayamadığım şekilde agresif- hayvanseverler;
Saydığınız şeyleri ben de biliyorum. Ben sıradan bir birey olarak bina dikmiyorum, yol yapmıyorum, her yeri betonlaştıran partilere de oy vermiyorum.
10bin yol önce kediyi köpeği de ben evcilleştirmedim. Şimdi sorumlu neden ben oluyorum?
Ayrıca bu hayvanlara yaşam alanı bulmak çok da zor değil. Neredeyse her ilçede birer milli park var. Bunlar hayvanlar için doğal yaşam alanı olarak düzenlenebilir. Küçücük barınaklardan bahsetmiyorum. Kilometrekarelik alanlardan bahsediyorum. Buralarda yaşayabilir bu hayvanlar. Neden şehirde yaşamak zorundalar ve ben, (elcolerico olarak) neden bunlara bakmak zorundayım.
Bakın ölsünler gitsinler demiyorum. Devlet baksın diyorum. Neden bana sorumluluk yükleniyor ve ben neden kendi halimde yaşarken birden suçlu konumuna düşüyorum? Çok saçma değil mi?
Saydığınız şeyleri ben de biliyorum. Ben sıradan bir birey olarak bina dikmiyorum, yol yapmıyorum, her yeri betonlaştıran partilere de oy vermiyorum.
10bin yol önce kediyi köpeği de ben evcilleştirmedim. Şimdi sorumlu neden ben oluyorum?
Ayrıca bu hayvanlara yaşam alanı bulmak çok da zor değil. Neredeyse her ilçede birer milli park var. Bunlar hayvanlar için doğal yaşam alanı olarak düzenlenebilir. Küçücük barınaklardan bahsetmiyorum. Kilometrekarelik alanlardan bahsediyorum. Buralarda yaşayabilir bu hayvanlar. Neden şehirde yaşamak zorundalar ve ben, (elcolerico olarak) neden bunlara bakmak zorundayım.
Bakın ölsünler gitsinler demiyorum. Devlet baksın diyorum. Neden bana sorumluluk yükleniyor ve ben neden kendi halimde yaşarken birden suçlu konumuna düşüyorum? Çok saçma değil mi?
0
zorunda değilsin. derdini anlatamayan bir canlının- neden sokaklardalar, bizim payımız nedir, devlet ne yapmalı vs tartışmaları ilk aşamada benim için önemli değil- açlığı susuzluğu sevgiye ihtiyacı vs gibi şeyler seni vicdanen ilgilendirmiyorsa yürür yoluna devam edersin. ben iyilik yaparım, yapmayana karışmam, kötülük yapanın da kendi ailem bile olsa ağzına sıçarım net.
0
"Yani bu hayvanları kışın soğuktan, yazın sıcaktan koruma sorumluluğu neden insanlara yükleniyor?"
betonlaşma vs sonucu doğal ortamların yok edilmesini gerçekleştiren insanoğlu olduğu için sorumlusunuz, sorumluyuz. zorunlu musunuz, değilsiniz.
betonlaşma vs sonucu doğal ortamların yok edilmesini gerçekleştiren insanoğlu olduğu için sorumlusunuz, sorumluyuz. zorunlu musunuz, değilsiniz.
0
şu anda evimizde 5 tane annesine araba çarpan 7 günlük dahi olmayan yavru kediler var, ben severim hayvanları, öyle deli içli dışlı olmam ama şu anda diğer odada kutunun içindeler, hatun besliyor, bana da "al beslesene sen de, çok farklı bir şey" dediği halde yapamadım, çünkü korkuyorum ölecekler diye, incecik ayakları var, gözleri kapalı, yalnız kaldıkları an deli gibi bağırıyorlar, bir şeyden haberleri yok, anne sıcaklığı gitmiş, anne küvezde yaşam savaşı veriyordu en son, sakarya'daki evimde bir köpeğim var, ona bir şey olursa kendime nasıl gelirim bilmiyorum.
2. seçenekteki insanlarla bir sıkıntım yok, bir ağacın altına bir kap su koyabilir ama şu yaz günlerinde, dokunmasın, ama ne bileyim, penceresinde o koyduğu sudan içen bir hayvanı görse bir şey hissetmez mi? iyi hissedebilir, bence deneyebilir.
2. seçenekteki insanlarla bir sıkıntım yok, bir ağacın altına bir kap su koyabilir ama şu yaz günlerinde, dokunmasın, ama ne bileyim, penceresinde o koyduğu sudan içen bir hayvanı görse bir şey hissetmez mi? iyi hissedebilir, bence deneyebilir.
0
kakamelsokoban
dünyanın en saçma ama can sıkıcı problemini yazıcam şimdi. sevdicek kişisi yemek konusunda fazla nazlı. en basiti evde mikrodalga fırın varken yemekleri ille ocakta ısıttırır mikrodalganın ısıttığı yemek güzel olmuyomuş ona göre. o görmeden mikrodalgada ısıtıp masaya getirirsem bilmeden yiyo anlamıy
dünyanın en saçma ama can sıkıcı problemini yazıcam şimdi. sevdicek kişisi yemek konusunda fazla nazlı. en basiti evde mikrodalga fırın varken yemekleri ille ocakta ısıttırır mikrodalganın ısıttığı yemek güzel olmuyomuş ona göre. o görmeden mikrodalgada ısıtıp masaya getirirsem bilmeden yiyo anlamıyo bile. ama gördüyse bu çok kurumuş ocakta ısıtsaydın keşke tadıyla yeseydik vs demeye başlıyo.
yaz gününde bile çorba içiyo ve çorbasının kaynar olması konusunda takıntılı. çorbayı da son dakikaya bırakıp o telaşeye katmayı sevmiyorum. işten gelince ilk işim çorbayı yapmak oluyo. yemeğe oturmaya yakın ısıtıp getiriyodum ille en son çorbayı yap ben çok kaynar içmeyi seviyorum diyo. bunu misafir varken de istiyo ama. kimse o kadar kaynar sevmiyo, insanlar iki saat çorbanın soğumasını bekliyo onun nazı yüzünden. ben de çareyi önceden diğerlerimizin kaselerine koyup onunkini iyice kaynatıp yemeden hemen önce sofraya getirmekte buldum. ama zaten misafir telaşı varken bi de onun kendine has isteklerde bulunmasına sinir oluyorum işimin üstüne iş katıyo diye. biz bizeyken yapsın eyvallah da hep özel muamele peşinde.
malum ramazan ayı oruç da tutuyoruz artık. zaten gün boyu aç durunca açlığa alışmış oluyoruz çok yemek yiyemiyoruz. tek derdimiz su içmek oluyo iki bardak su içince de yemek bile aramıyo gözümüz. bunu kendisi de biliyo. her akşam yarına çorbayla salatayla geçiştirelim ziyan oluyo yemekler demesine rağmen ertesi gün daha öğlen olmadan telefon edip akşama şunu yapalım şunu yiyelim demeye başlıyo. bak yiyemicez yazık günah diyorum, yapmaya üşeniyorum demiyosun da falan diyip üste çıkmaya çalışıyo. yav he he diyip malzeme alıp yapıyorum ben de suratını çekmemek için.
işin kötü tarafı işten gelince zaten gücüm kalmamış oluyo. yoğun çalışan insanım, gün içinde çok yoruluyorum. oruçlu da olunca iyice pilim bitiyo. işten gelince 1 saat kadar uyuyup öyle yemek hazırlamaya başlıyorum. fakat kendisi en basit yemeği bile zorlaştırmaya bayılıyo!
mesela dün biber dolması yapayım dedim zeytinyağlı, serin serin yeriz. normalde içini kavurup biberleri doldurup tencerede pişiriyorum ben, annemden de öyle gördüm. tutturdu önce biberleri yağda kızartalım, sonra tencerede pişirelim en son fırına atalım. ya dedim ben bi dolmayla bu kadar uğraşırsam yanına çorba, makarna, salata da istiyosun gel yardım et o zaman yetişmicek yoksa. kalmış iftara 1 saat hepsini son dakika beyan ediyo. en son tamam ben dolmayı hallederim sen ötekileri yap dedi, içeri gitmiş uyumuş ben de sonradan farkettim. iftara yarım saat kala artık kızartmalı yapamayız yetişmez sen bildiğin gibi yap dedi onu da bana kitledi sofrayı kurdu sadece. benim iki ayağımı bi pabuca soktu durduk yere.
bugün de iş çıkışı kediyi vet.e götürücez akşam 8 buçuğa doğru anca evde olcaz. dünden konuştuk buzlukta döner var gelirken lavaş alırız, döneri pişiririz yanına domates yeşillik turşu vs koyar dürüm yapar yeriz anca o yetişir iftara diye. dünden çorba da var zaten ikisi yeter dedik anlaştık.
az önce telefon etti diyo ki ben yanına pilav istiyorum dürümden vazgeçtim dürümle doymam. vakit az yetişmez zaten yorgun gelcez pilavı da yarın yersin dedim bisürü konuştu kedi için bi saat yol yürüyosun bana bi pilav yapmak mı zor geldi şimdi diye.
tek tek bakınca çok basit problemler ama hem iş yorgunluğu, hem orucun verdiği sinirle iyice gerilmeye başladım. kavgacı bi insan değilim çemkirmek istemiyorum o yüzden ama ben bişey demedikçe daha da sınırları zorlayıp üstüme geliyo gibi. dayanamayıp çıngar çıkarcam en sonunda.
ne yapiim, tatlı dille daha kaç kere anlatabilirim bilmiyorum. her iftardan sonra bak bi sürü şey istedin yine kaldı yemekler diyorum. evet yaa yarın az yapalım diyo ertesi gün yine aynı şeyleri yaşıyoruz. ben mi abartıyorum yoksa abartılacak bi durum mu çıkamadım işin içinden
edit: adamı iyice gömmüşüm gibi oldu normalde böyle değil, oruçluyken bu hale geldi. normalde yemeğe de temizliğe de yardım eder ama yeni yeni böyle huylar edindi.
edit 2: anne evinde hiç şımartılmadı üstelik. ısıtmaya üşendiğinden buzdolabındaki soğuk pilavın üstüne ketçap döküp yiyen adamdı ne ara masterchef oldu ben de anlamıyorum ipin ucu birden kaçtı.
yaz gününde bile çorba içiyo ve çorbasının kaynar olması konusunda takıntılı. çorbayı da son dakikaya bırakıp o telaşeye katmayı sevmiyorum. işten gelince ilk işim çorbayı yapmak oluyo. yemeğe oturmaya yakın ısıtıp getiriyodum ille en son çorbayı yap ben çok kaynar içmeyi seviyorum diyo. bunu misafir varken de istiyo ama. kimse o kadar kaynar sevmiyo, insanlar iki saat çorbanın soğumasını bekliyo onun nazı yüzünden. ben de çareyi önceden diğerlerimizin kaselerine koyup onunkini iyice kaynatıp yemeden hemen önce sofraya getirmekte buldum. ama zaten misafir telaşı varken bi de onun kendine has isteklerde bulunmasına sinir oluyorum işimin üstüne iş katıyo diye. biz bizeyken yapsın eyvallah da hep özel muamele peşinde.
malum ramazan ayı oruç da tutuyoruz artık. zaten gün boyu aç durunca açlığa alışmış oluyoruz çok yemek yiyemiyoruz. tek derdimiz su içmek oluyo iki bardak su içince de yemek bile aramıyo gözümüz. bunu kendisi de biliyo. her akşam yarına çorbayla salatayla geçiştirelim ziyan oluyo yemekler demesine rağmen ertesi gün daha öğlen olmadan telefon edip akşama şunu yapalım şunu yiyelim demeye başlıyo. bak yiyemicez yazık günah diyorum, yapmaya üşeniyorum demiyosun da falan diyip üste çıkmaya çalışıyo. yav he he diyip malzeme alıp yapıyorum ben de suratını çekmemek için.
işin kötü tarafı işten gelince zaten gücüm kalmamış oluyo. yoğun çalışan insanım, gün içinde çok yoruluyorum. oruçlu da olunca iyice pilim bitiyo. işten gelince 1 saat kadar uyuyup öyle yemek hazırlamaya başlıyorum. fakat kendisi en basit yemeği bile zorlaştırmaya bayılıyo!
mesela dün biber dolması yapayım dedim zeytinyağlı, serin serin yeriz. normalde içini kavurup biberleri doldurup tencerede pişiriyorum ben, annemden de öyle gördüm. tutturdu önce biberleri yağda kızartalım, sonra tencerede pişirelim en son fırına atalım. ya dedim ben bi dolmayla bu kadar uğraşırsam yanına çorba, makarna, salata da istiyosun gel yardım et o zaman yetişmicek yoksa. kalmış iftara 1 saat hepsini son dakika beyan ediyo. en son tamam ben dolmayı hallederim sen ötekileri yap dedi, içeri gitmiş uyumuş ben de sonradan farkettim. iftara yarım saat kala artık kızartmalı yapamayız yetişmez sen bildiğin gibi yap dedi onu da bana kitledi sofrayı kurdu sadece. benim iki ayağımı bi pabuca soktu durduk yere.
bugün de iş çıkışı kediyi vet.e götürücez akşam 8 buçuğa doğru anca evde olcaz. dünden konuştuk buzlukta döner var gelirken lavaş alırız, döneri pişiririz yanına domates yeşillik turşu vs koyar dürüm yapar yeriz anca o yetişir iftara diye. dünden çorba da var zaten ikisi yeter dedik anlaştık.
az önce telefon etti diyo ki ben yanına pilav istiyorum dürümden vazgeçtim dürümle doymam. vakit az yetişmez zaten yorgun gelcez pilavı da yarın yersin dedim bisürü konuştu kedi için bi saat yol yürüyosun bana bi pilav yapmak mı zor geldi şimdi diye.
tek tek bakınca çok basit problemler ama hem iş yorgunluğu, hem orucun verdiği sinirle iyice gerilmeye başladım. kavgacı bi insan değilim çemkirmek istemiyorum o yüzden ama ben bişey demedikçe daha da sınırları zorlayıp üstüme geliyo gibi. dayanamayıp çıngar çıkarcam en sonunda.
ne yapiim, tatlı dille daha kaç kere anlatabilirim bilmiyorum. her iftardan sonra bak bi sürü şey istedin yine kaldı yemekler diyorum. evet yaa yarın az yapalım diyo ertesi gün yine aynı şeyleri yaşıyoruz. ben mi abartıyorum yoksa abartılacak bi durum mu çıkamadım işin içinden
edit: adamı iyice gömmüşüm gibi oldu normalde böyle değil, oruçluyken bu hale geldi. normalde yemeğe de temizliğe de yardım eder ama yeni yeni böyle huylar edindi.
edit 2: anne evinde hiç şımartılmadı üstelik. ısıtmaya üşendiğinden buzdolabındaki soğuk pilavın üstüne ketçap döküp yiyen adamdı ne ara masterchef oldu ben de anlamıyorum ipin ucu birden kaçtı.
0
fazla nazlı. o kadar yemek istiyorsan sen yap de. bu havada kaynar çorba mı içilir ayrıca. oruçluyum yapamıyorum, sende yardım ett falan de.
0
Bu adam 24 saat yemek mi düşünüyor allasen? bu ne?
Tamam akşama ne yemek yapılır diye düşünülür de biberin içine kadar hesap yapıyorsa allah yardımcın olsun. Abartmıyorsun.
Bir şey söylesen de değişmez bence, hem yardım etmiyor hem de anca direktif veriyor, en uyuz insan tipi.
Hayır bir de sen şu an evde bile değilsin gün içerisinde her gün arayıp yemek siparişi verecek aşamaya geliyorsa tutmasın bu adam oruç filan.
Tamam akşama ne yemek yapılır diye düşünülür de biberin içine kadar hesap yapıyorsa allah yardımcın olsun. Abartmıyorsun.
Bir şey söylesen de değişmez bence, hem yardım etmiyor hem de anca direktif veriyor, en uyuz insan tipi.
Hayır bir de sen şu an evde bile değilsin gün içerisinde her gün arayıp yemek siparişi verecek aşamaya geliyorsa tutmasın bu adam oruç filan.
0
kusura bakma ama bu nasıl sevdicek? bu kadar meraklı ise kendi yapsın biraz da. ikiniz de çalışırken seni hizmetçi gibi kullanmasını dert etmiyosun da yemek seçmesini mi dert ediyosun?
0
sevdiceğin bi temiz dayak yesin kendine gelsin.
okurken içim şişti. peygamber sabrı var sende. bence sen de yorgunum de yat gitsin. bakalım iş başa düşünce karnı acıkınca ne yapacak
okurken içim şişti. peygamber sabrı var sende. bence sen de yorgunum de yat gitsin. bakalım iş başa düşünce karnı acıkınca ne yapacak
0
Bende de benzer bir sorunlu var. bütün yemekleri anne evindekiyle kıyaslar, yemeğin olmazsa olmaz malzemelerini eleştirir, bir de dediğin gibi aynı saatte eve gelmemize rağmen o salona ben mutfağa şeklinde görev dağılımı yapar. (evlilik nasıl bir şey merak edenler için söyleyeyim %80 de durum bu)
ben ara ara çıngar çıkarıyorum, çok yoruldum bugün sen gelmiyorsan mutfağa ben de yapmıyorum diyorum, dışarıdan söylüyor kuzu kuzu.
bencil diyen arkadaşa katılıyorum, onlar bencilse bizim de öyle olmamız lazım. ben lavaşlı istiyorum, başta öyle planladık şimdi değiştiremem canım çekti, sana da bir lokantaya uğrayıp bir porsiyon pilav paket yaptıralım dersen vazgeçip lavaşa dönebilir. ya da kediyi bir kişi götürsün diğeri evde kalıp pilav yapsın diyebilirsiniz.
off gerçekten okurken de düşünürken de daraldım, halini çok çok iyi anlıyorum.
ben ara ara çıngar çıkarıyorum, çok yoruldum bugün sen gelmiyorsan mutfağa ben de yapmıyorum diyorum, dışarıdan söylüyor kuzu kuzu.
bencil diyen arkadaşa katılıyorum, onlar bencilse bizim de öyle olmamız lazım. ben lavaşlı istiyorum, başta öyle planladık şimdi değiştiremem canım çekti, sana da bir lokantaya uğrayıp bir porsiyon pilav paket yaptıralım dersen vazgeçip lavaşa dönebilir. ya da kediyi bir kişi götürsün diğeri evde kalıp pilav yapsın diyebilirsiniz.
off gerçekten okurken de düşünürken de daraldım, halini çok çok iyi anlıyorum.
0
evet herkesin de yazdığı gibi normal değil. nasıl bir insan anlamadım. ayrıca kendi özelimde konuşursak hayatta en nefret ettiğim şey yemeğe bu kadar önem veren, sürekli aç ve yemek düşünen insanlardır. yani acıktı mı hayatta daha önemli şey yoktur onlar için. elleri ayakları titrer bir sinir bir uyuzluk. ağzına çarpacan böylelerinin.
neyse konuya dönünce, hayatınız ortak ve hizmetçisi değilsiniz. ben çalışıyorum eşim genellikle evde, ve ben yemek yapmıyorum. sevgiliyken de yapmazdım, evlenince de. bu benim görevim değil. bir kadının görevi erkeği beslemek olamaz. ortaklaşa bir şeyler hazırlanır. kimin vakti varsa o bir şeyler yapar. hele bir de bu şekilde naz yapsa o kaynar çorba onun kafasından aşağı iner. daha da dokunmam elimi sürmem ne yerse yer.
siz gerçekten aşırı iyi niyetliymişsiniz, ona rağmen bu muameleyi görmenize üzüldüm.
bir tek bu durum oruç öncesi de mi böyleydi onu merak ettim. eğer oruçlu ve çok acıkıyor diye böyleyse bir nebze sizin için sevineceğim ama adamın doğal hali buysa sadece yemekte değil birçok konuda sizin hayatınızı zorlaştıracak bir yapıda gibi gözüküyor.
neyse konuya dönünce, hayatınız ortak ve hizmetçisi değilsiniz. ben çalışıyorum eşim genellikle evde, ve ben yemek yapmıyorum. sevgiliyken de yapmazdım, evlenince de. bu benim görevim değil. bir kadının görevi erkeği beslemek olamaz. ortaklaşa bir şeyler hazırlanır. kimin vakti varsa o bir şeyler yapar. hele bir de bu şekilde naz yapsa o kaynar çorba onun kafasından aşağı iner. daha da dokunmam elimi sürmem ne yerse yer.
siz gerçekten aşırı iyi niyetliymişsiniz, ona rağmen bu muameleyi görmenize üzüldüm.
bir tek bu durum oruç öncesi de mi böyleydi onu merak ettim. eğer oruçlu ve çok acıkıyor diye böyleyse bir nebze sizin için sevineceğim ama adamın doğal hali buysa sadece yemekte değil birçok konuda sizin hayatınızı zorlaştıracak bir yapıda gibi gözüküyor.
0
abla sen onun hizmetçisi misin ya? ne istiyosa kendi yapsın. kim tahammül eder buna ya..
0
bir de artık annelerimizin yaşadığı gibi bir hayat kalmadı. onlar sabahtan akşama evdelermiş, erkekler çalışırmış, haliyle anneler de ne pişireyim ne yapayım diye düşünüp yaparmış. artık bu yok ama. bunu bekleyen de daha çok bekler. sen sabahtan akşama kadar çalış yorul. bir de eve gel hizmetçilik yap.. yok öyle bir dünya. he tabii çamaşırı yıka as, ne bileyim bulaşık vs topla, bir iki atıştırmalık hazırla, evi arada bir sil süpür el mahkum yapıyoruz. ama bu abartılırsa ve senin asli görevin gibi algılanmaya başlarsa, senden bu beklenir olursa o zaman orada bir sorun var demektir. bunu kabul etme.
0
ha burada açlığa dayanamama, el ayak titremesi ya da sinirlilik hali bir sağlık problemi; açlık kan şekeri, şekere yatkınlık gibi ölçümler yaptırmalı bu durumdakiler.
0
bana göre bir evlilikte hem erkek hem kadın çalışıyorsa, ev işleri (yemek, temizlik vs) ortak olmalı. erkek ev işlerine ortak olmak istemiyorsa yardımcı kadın tutulmalı. veya kadın isterse çalışmayı bırakabilir.
öyle hem dışarıda iş, hem evde iş olmaz. benim için bariz ayrılma nedeni.
ben asla yapamazdım bu kadarını. önce tatlı dille, olmadı sert dille konuşup yukarıda yazdıklarımı söylerdim. olmadı yemek yapmayı bırakıp ne yapıyorsan yap derdim. çekilmez bir dert.
öyle hem dışarıda iş, hem evde iş olmaz. benim için bariz ayrılma nedeni.
ben asla yapamazdım bu kadarını. önce tatlı dille, olmadı sert dille konuşup yukarıda yazdıklarımı söylerdim. olmadı yemek yapmayı bırakıp ne yapıyorsan yap derdim. çekilmez bir dert.
0
@aman sen de, haklısın bu da bir durum ama kastettiğim daha çok bencilliğin getirdiği bir telaş. yani sağlık sorunu olan değil de. yani dünyada bir tek kendi aç ve kendi yemeli herkes de o an onun yemesi için çabalamalı. sabahtan akşam ne yiyeceğini detayına kadar düşünmeli. ama şunu şunu yemezsem olmaz yani çünkü bıldırcın yumurtası benim asli besinim filan diye takılan manyaklar.
bunlarla ne dışarı çıkılır ne program yapılır, mümkünse uzak durmak gerek hayatının her alanında.
bunlarla ne dışarı çıkılır ne program yapılır, mümkünse uzak durmak gerek hayatının her alanında.
0
evlerinde kusursuz bir geyşa kesilen kadınların burada atıp tutması da çok grotesk.
0
bu kadar naza, bu kadar şımarıklığa rağmen hala sabrediyosan ve verdiğin en büyük tepki buraya açılmaksa valla seni tebrik ederim. cidden ederim ama. ağır sabır varmış sende.
bak ben yemek yapmayı severim, sevgilim, eşim, misafirim vs olsun evde, işten de gelsem harala gürele yemek yaparım, ne söylenirim ne gocunurum ama bu davranış pek de hoş değil. biberleri önce kızart, sonra tencerede pişir, sonra da fırına at. yanına da çorba, makarna, salata yap falan dese kusura bakma vereceğim ilk cevap "yarak var yen mi?" olurdu. sonradan ben yaparım deyip uyumasını falan saymıyorum bile. onun için ayrıca bi küfür ederdim.
kedi için bi saat yol yürüyosun, bana bi pilav bile yapmaya eriniyosun demiş lan, paşama bak.. o kedinin hangi nazını çekiyosun ki bu kadar? sanki "hanım bugün wiskas alma proplan al, ama önce fritözde kızart, sonra dolaba koy soğusun, sonra tekrar ısıtıp üstüne de ciğer koyup nutella sür" mü diyo amk? (gerçi eşiniz kedi olsa kesin derdi, o ayrı akjsdf) kendi bokunu bile kendi hallediyo yavrucak.
bak ben yemek yapmayı severim, sevgilim, eşim, misafirim vs olsun evde, işten de gelsem harala gürele yemek yaparım, ne söylenirim ne gocunurum ama bu davranış pek de hoş değil. biberleri önce kızart, sonra tencerede pişir, sonra da fırına at. yanına da çorba, makarna, salata yap falan dese kusura bakma vereceğim ilk cevap "yarak var yen mi?" olurdu. sonradan ben yaparım deyip uyumasını falan saymıyorum bile. onun için ayrıca bi küfür ederdim.
kedi için bi saat yol yürüyosun, bana bi pilav bile yapmaya eriniyosun demiş lan, paşama bak.. o kedinin hangi nazını çekiyosun ki bu kadar? sanki "hanım bugün wiskas alma proplan al, ama önce fritözde kızart, sonra dolaba koy soğusun, sonra tekrar ısıtıp üstüne de ciğer koyup nutella sür" mü diyo amk? (gerçi eşiniz kedi olsa kesin derdi, o ayrı akjsdf) kendi bokunu bile kendi hallediyo yavrucak.
0
Eşinizin annesi olma yolunda emin adımlarla ilerliyorsunuz hayırlı olsun.
Evliyim ve çok absürt yemekler yemek isterim, acıkınca sinirli agresif olurum.
İstediğim yemekleri kendim eşimin yardımıyla yaparım, zaman zaman bana bırak da derim. Bahsettiği durum sağlıklı bir durum gibi gözükmüyor. Bir erkek olarak daha dirençli olduğumuzu ve kadın tarafının daha çok yorulduğunu düşünürüm çalışma koşulları da göz önüne alındığında. Şöyle de bir örnek vereyim, bizim off günlerimiz zaman zaman farklı olur, eşim ya da ben evde olurum, diğerimiz çalıştığı gün, o zaman eve gittiğimde masanın hazır olmasını beklerim, o da bekler. Bahsettiğiniz tavırların düzelmesi nasıl sağlanır bilmiyorum açıkçası. İnşallah bu tek örnektir. Bunun devamı, hafta sonu ben arkadaşlarla takılıcam sen evi temizlersin, bana da don lazım onu da halletler de varsa sıkıntının büyüğüdür. Bir insanla evlenirken onun yanında yer almaya söz verirsiniz, onun kulu kölesi olmaya değil. Umarım her şey gönlünüzce ve güzel olur.
Evliyim ve çok absürt yemekler yemek isterim, acıkınca sinirli agresif olurum.
İstediğim yemekleri kendim eşimin yardımıyla yaparım, zaman zaman bana bırak da derim. Bahsettiği durum sağlıklı bir durum gibi gözükmüyor. Bir erkek olarak daha dirençli olduğumuzu ve kadın tarafının daha çok yorulduğunu düşünürüm çalışma koşulları da göz önüne alındığında. Şöyle de bir örnek vereyim, bizim off günlerimiz zaman zaman farklı olur, eşim ya da ben evde olurum, diğerimiz çalıştığı gün, o zaman eve gittiğimde masanın hazır olmasını beklerim, o da bekler. Bahsettiğiniz tavırların düzelmesi nasıl sağlanır bilmiyorum açıkçası. İnşallah bu tek örnektir. Bunun devamı, hafta sonu ben arkadaşlarla takılıcam sen evi temizlersin, bana da don lazım onu da halletler de varsa sıkıntının büyüğüdür. Bir insanla evlenirken onun yanında yer almaya söz verirsiniz, onun kulu kölesi olmaya değil. Umarım her şey gönlünüzce ve güzel olur.
0
@kaputt anladım canım senin demek istediğini de diğeri de bir bilgi olarak dursun dedim ;)
0
oha kızın açtığı başlıktan, şikayet ettiği kelimelere kadar hepsi tatlılık içeriyor lan, kendini tutuş tarzına hasta oldum, muhteşemsin. çemkirmekten ziyade iyi ve zamanlamalı bir laf sokuş herşeyi halledebilir.
0
rock n roll +1
ayrıca evlilik bence böyle değil. olmamalı. ben de çalışıyorsam o da çalışıyorsa evde de iş bölümü olmalı. ben yemek yaparken o ayaklarını uzatıp tv izliyorsa belki ilk zamanlar kadınlar bunu seve seve yapar ama bir yerden sonra gıcık olmaya başlar. o da mutfakta yemek yapmalı. biri çorbayı yapıyorsa diğeri yemeği biri salata yapıyorsa diğeri tatlıyı yapmalı falan. temizlikte de biri odaları süpürüp siliyorsa biri de tuvaleti-banyoyu ovmalı. biri çamaşırları makinaya atıyorsa diğeri asmalı. bulaşık makinasını doldur boşalt bile aynı şekilde. ama ben bunu yaptım sen de bunu yap! gibi değil de eşler birbirine karşı vicdanlı ve merhametli olarak söylenmeden yapmalı bunu. evlilikleri en çok zedeleyen şey bence bu bencillik oluyor.
ayrıca evlilik bence böyle değil. olmamalı. ben de çalışıyorsam o da çalışıyorsa evde de iş bölümü olmalı. ben yemek yaparken o ayaklarını uzatıp tv izliyorsa belki ilk zamanlar kadınlar bunu seve seve yapar ama bir yerden sonra gıcık olmaya başlar. o da mutfakta yemek yapmalı. biri çorbayı yapıyorsa diğeri yemeği biri salata yapıyorsa diğeri tatlıyı yapmalı falan. temizlikte de biri odaları süpürüp siliyorsa biri de tuvaleti-banyoyu ovmalı. biri çamaşırları makinaya atıyorsa diğeri asmalı. bulaşık makinasını doldur boşalt bile aynı şekilde. ama ben bunu yaptım sen de bunu yap! gibi değil de eşler birbirine karşı vicdanlı ve merhametli olarak söylenmeden yapmalı bunu. evlilikleri en çok zedeleyen şey bence bu bencillik oluyor.
0
Sadece ramazana ozgu bir durumsa ki oyle demissin bayrama az kaldi zaten idare ediver.
0
çok özür dilerim ama bahsettiğiniz kişinin erkek, sizinse kadın olduğunuz aklıma bile gelmedi yazının sonuna kadar.
bence buraya yazmanıza gerek yokmuş. insan sevdiği için her şeyi yapacağı gibi 5665472665415 çeşit yemek de yapar. belli ki siz de bu özveriye sahip bir insansınız zaten.
ama ne zaman ki ekşi duyurudan akıl isteyecek noktaya geldiğinizi fark ettiniz, anlayın ki o işin suyu çıkmış. edit'lerinizdeki rasyonalize etme çabalarınızla beraber tekrar değerlendirmenizi öneririm. gerçekten normalde böyle değil mi? gerçekten sadece oruç tuttuğu için mi oldu? gerçekten normalde başka türlü de şimdi mi bozuldu? gerçekten tek sorun bu mu? gerçekten başka şeylere sıçramadı mı? sıçramasından korkmuyor musunuz?
konuşmaya karar verirseniz kolaylıklar dilerim.
bence buraya yazmanıza gerek yokmuş. insan sevdiği için her şeyi yapacağı gibi 5665472665415 çeşit yemek de yapar. belli ki siz de bu özveriye sahip bir insansınız zaten.
ama ne zaman ki ekşi duyurudan akıl isteyecek noktaya geldiğinizi fark ettiniz, anlayın ki o işin suyu çıkmış. edit'lerinizdeki rasyonalize etme çabalarınızla beraber tekrar değerlendirmenizi öneririm. gerçekten normalde böyle değil mi? gerçekten sadece oruç tuttuğu için mi oldu? gerçekten normalde başka türlü de şimdi mi bozuldu? gerçekten tek sorun bu mu? gerçekten başka şeylere sıçramadı mı? sıçramasından korkmuyor musunuz?
konuşmaya karar verirseniz kolaylıklar dilerim.
0
seni ev işlerini yaptırdığı kölesi gibi görüyor.
ikinizde çalışıyorsanız onun yemeğe temizliğe yardım etmemesi lazım, ikinizde çalışıyorsunuz iş bölümüyle ikinizde ev içinde görevleri olmalı, ev içinde yaptıkları lutuf gibi adlandırılmamalı.
ikinizde çalışıyorsanız onun yemeğe temizliğe yardım etmemesi lazım, ikinizde çalışıyorsunuz iş bölümüyle ikinizde ev içinde görevleri olmalı, ev içinde yaptıkları lutuf gibi adlandırılmamalı.
0
Ben kendimi nazlı sanıyordum, benim nazım sevgilinin nazının yanında ilk görüşte sevişmek gibi kaldı. Herkes söylemiş zaten, eğer bir şeyler istiyorsa elini taşın altına da biraz onun koyması gerek artık.
Bir yandan lieutenantmono'ya hak veriyorum. Eğer elini o da zaman zaman taşın altına koyuyorsa, eğer birbirinizi karşılıklı şımartıyorsanız; o da arada böyle şımarıversin gitsin. Ne olacak. Atıyorum, sen ona yemekler yaparsın, onun da uğraştığı başka şeyler vardır ve gül gibi geçinir gidersiniz. Ancak, yazıdan sinir harbi noktasına geldiğine inanıyorum. O yüzden bundan sonraki kısım, eğer kafanda "O da beni şımartıyor arada" konusunda tam tersi bir yerdeysen veya "Külkedisi oldum kendi evimde" diyorsan, çileden çıkmak üzereysen anlamlı olacak.
İki arkadaşım ile laflıyorduk. Biri dedi ki "Evlenmek istemiyorum, aynı evde yaşamak istemiyorum. Temizliği, yemeği gözümde büyüyor. Ben kendim için yapmıyorum ki bunların hiçbirini. O benden bekleyecek ama". Diğeri dedi ki "E çöp evde oturacak değilsiniz, aç billaç kalacak değilsiniz. Ortayı bulduktan sonra sorun ne?". İlk arkadaş evlendi, mutfaktan çıkmaz oldu. Diğeri "Ben seninkinin nazlı çocuk olduğunu nereden bileyim. Cinderella yaptık seni, evliliğe ikna edelim derken" demişti. Annem de bütün gün mutfakta, bütün gün yemeğin başında. Çalışırken de emekli iken de böyleydi. Anneme üzülsem bile 45 yıllık evlilikten sonra kuralları değiştiremiyoruz, dengeleri öyle kurmuşlar ve artık kimse durumdan şikayetçi değil. Ama yıl 2015, sizin birlikteliğiniz isterseniz bu denge ile kurulur, isterseniz başka bir denge ile kurulur. Ancak bu denge de yeni yeni oturmaya başlamış gibi. Bu içinize siniyorsa, bu denge kalır böyle. Doğruluğunda veya yanlışlığında değilim, her evin kendi dengesi var. Biz onu yargılayamayız aile içi şiddet olmadığı sürece. Kadın bunları yaparken tatmin olup kendini kadın gibi hissediyorsa, o onun bileceği iş.
Ramazan yüzünden böyle diyorsun da, Ramazan'dan sonra da buna alışırsa üstüne kalıverir bu görev. Becerebildiğin ve altından kalkabildiğin için yapışır sana en alasından bir görev, bir iş olarak ve muhtemelen o da düşünmez senin yorulduğunu. Düşünmez demeyelim de, sen patlamadan, ağlamadan, zırlamadan algılayamaz. Ne hissettiğini hissedemez. Görev diyorum çünkü artık "Yiğidim yesin, yiğidimin damağına erisin yemekler. Ben de mutlu olayım" noktasını geçeli birkaç bin kilometre olmuş; yiğidini boğazlayacak noktaya yakınlaşmışsın. Şu an onun gözünde "Sevdiceğim benim sevdiğim yemekleri yapıyor, az yoruluyor ama ben mutlu olunca, o da mutlu oluyor nasıl olsa. Ben de onda yardım etmek niyetindeyim ama Ramazan Ramazan çok yorgunum. Neyse artık, yarın yardım ederim"den ve yarın da aynı döngünün tekrarlanmasından ötesi olduğunu sanmıyorum. Şu anda çocuk gibi, eli kolu bağlı gibi. Niyetinin kötü olduğuna inanmıyorum ama nasıl ki biz çocukken annemiz bizi çektiğinde onu üzdüğümüzü anlamıyoruz, o da öyle gibi gibi. Tatlı dille olmuyorsa, evliliğin tadı tuzu olan kavgalar bugünler için var; birbirinizi boğazlayın diye değil de, bir noktada yeniden uzlaşılsın, bir tarafın rahatsız olduğu denge bozulsun ve yeni bir ortak denge kurulsun diye var. Ne istediğinizi ve sizin için nereye kadar zevk, nereden sonrasının "kullanılmak" olduğunu siz biliyorsunuz; o da bilsin. İçinizden çıngar çıkarmak geliyorsa, bırakın ve çıkarın. Kavga etmek sağlıksız bir şey değil ki! Ağlamak istiyorsanız ağlayın, çıngar çıkarmak istiyorsanız çıkarın, yasal olan her yoldan dökün içinizi. Böyle sadece size yazık değil ki, keskin sirke küpüne zarar. Belki size hak vermesi veya anlaması için böyle şeylere ihtiyacı var; belki de siz ona daha önce farkında olmadan bir şeyler yaptınız, onun hıncı böyle çıkıyor. Altından ne çıkacağını biz de bilmiyoruz ki. Bakalım neler çıkacak.
Bir yandan lieutenantmono'ya hak veriyorum. Eğer elini o da zaman zaman taşın altına koyuyorsa, eğer birbirinizi karşılıklı şımartıyorsanız; o da arada böyle şımarıversin gitsin. Ne olacak. Atıyorum, sen ona yemekler yaparsın, onun da uğraştığı başka şeyler vardır ve gül gibi geçinir gidersiniz. Ancak, yazıdan sinir harbi noktasına geldiğine inanıyorum. O yüzden bundan sonraki kısım, eğer kafanda "O da beni şımartıyor arada" konusunda tam tersi bir yerdeysen veya "Külkedisi oldum kendi evimde" diyorsan, çileden çıkmak üzereysen anlamlı olacak.
İki arkadaşım ile laflıyorduk. Biri dedi ki "Evlenmek istemiyorum, aynı evde yaşamak istemiyorum. Temizliği, yemeği gözümde büyüyor. Ben kendim için yapmıyorum ki bunların hiçbirini. O benden bekleyecek ama". Diğeri dedi ki "E çöp evde oturacak değilsiniz, aç billaç kalacak değilsiniz. Ortayı bulduktan sonra sorun ne?". İlk arkadaş evlendi, mutfaktan çıkmaz oldu. Diğeri "Ben seninkinin nazlı çocuk olduğunu nereden bileyim. Cinderella yaptık seni, evliliğe ikna edelim derken" demişti. Annem de bütün gün mutfakta, bütün gün yemeğin başında. Çalışırken de emekli iken de böyleydi. Anneme üzülsem bile 45 yıllık evlilikten sonra kuralları değiştiremiyoruz, dengeleri öyle kurmuşlar ve artık kimse durumdan şikayetçi değil. Ama yıl 2015, sizin birlikteliğiniz isterseniz bu denge ile kurulur, isterseniz başka bir denge ile kurulur. Ancak bu denge de yeni yeni oturmaya başlamış gibi. Bu içinize siniyorsa, bu denge kalır böyle. Doğruluğunda veya yanlışlığında değilim, her evin kendi dengesi var. Biz onu yargılayamayız aile içi şiddet olmadığı sürece. Kadın bunları yaparken tatmin olup kendini kadın gibi hissediyorsa, o onun bileceği iş.
Ramazan yüzünden böyle diyorsun da, Ramazan'dan sonra da buna alışırsa üstüne kalıverir bu görev. Becerebildiğin ve altından kalkabildiğin için yapışır sana en alasından bir görev, bir iş olarak ve muhtemelen o da düşünmez senin yorulduğunu. Düşünmez demeyelim de, sen patlamadan, ağlamadan, zırlamadan algılayamaz. Ne hissettiğini hissedemez. Görev diyorum çünkü artık "Yiğidim yesin, yiğidimin damağına erisin yemekler. Ben de mutlu olayım" noktasını geçeli birkaç bin kilometre olmuş; yiğidini boğazlayacak noktaya yakınlaşmışsın. Şu an onun gözünde "Sevdiceğim benim sevdiğim yemekleri yapıyor, az yoruluyor ama ben mutlu olunca, o da mutlu oluyor nasıl olsa. Ben de onda yardım etmek niyetindeyim ama Ramazan Ramazan çok yorgunum. Neyse artık, yarın yardım ederim"den ve yarın da aynı döngünün tekrarlanmasından ötesi olduğunu sanmıyorum. Şu anda çocuk gibi, eli kolu bağlı gibi. Niyetinin kötü olduğuna inanmıyorum ama nasıl ki biz çocukken annemiz bizi çektiğinde onu üzdüğümüzü anlamıyoruz, o da öyle gibi gibi. Tatlı dille olmuyorsa, evliliğin tadı tuzu olan kavgalar bugünler için var; birbirinizi boğazlayın diye değil de, bir noktada yeniden uzlaşılsın, bir tarafın rahatsız olduğu denge bozulsun ve yeni bir ortak denge kurulsun diye var. Ne istediğinizi ve sizin için nereye kadar zevk, nereden sonrasının "kullanılmak" olduğunu siz biliyorsunuz; o da bilsin. İçinizden çıngar çıkarmak geliyorsa, bırakın ve çıkarın. Kavga etmek sağlıksız bir şey değil ki! Ağlamak istiyorsanız ağlayın, çıngar çıkarmak istiyorsanız çıkarın, yasal olan her yoldan dökün içinizi. Böyle sadece size yazık değil ki, keskin sirke küpüne zarar. Belki size hak vermesi veya anlaması için böyle şeylere ihtiyacı var; belki de siz ona daha önce farkında olmadan bir şeyler yaptınız, onun hıncı böyle çıkıyor. Altından ne çıkacağını biz de bilmiyoruz ki. Bakalım neler çıkacak.
0
i am cookie monsters nipple
Selamlar,Kız arkadaşım yeni almış bunu. Ayakları 38 numara, ayakkabıyı 39 almış ama sıçmış ayaklarının ağzına ayakkabı. Su toplamış, yara yapmış falan. Ayakları taraklı fakat bu kadar da yara yapması normal mi? Kullanan bilen var mı bu ayakkabıyı?40 alsa çok mu büyük olur?Teşekkürler şimdiden.
Selamlar,
Kız arkadaşım yeni almış bunu. Ayakları 38 numara, ayakkabıyı 39 almış ama sıçmış ayaklarının ağzına ayakkabı. Su toplamış, yara yapmış falan. Ayakları taraklı fakat bu kadar da yara yapması normal mi? Kullanan bilen var mı bu ayakkabıyı?
40 alsa çok mu büyük olur?
Teşekkürler şimdiden.
Kız arkadaşım yeni almış bunu. Ayakları 38 numara, ayakkabıyı 39 almış ama sıçmış ayaklarının ağzına ayakkabı. Su toplamış, yara yapmış falan. Ayakları taraklı fakat bu kadar da yara yapması normal mi? Kullanan bilen var mı bu ayakkabıyı?
40 alsa çok mu büyük olur?
Teşekkürler şimdiden.
0
Ayak parmaklarında yara olduysa yarım numara büyüğünü alması lazım.
Bir de spor ayakkabılarında o numara olayı çok farklı oluyor normalde 35,5 giyip de 37 numara alınabiliyor gibi.O yüzden denemeden spor ayakkabısı alınmaz. İnternetten aldıysa mağazada tek tek numaraları deneyip öyle sipariş versin.
Bir de spor ayakkabılarında o numara olayı çok farklı oluyor normalde 35,5 giyip de 37 numara alınabiliyor gibi.O yüzden denemeden spor ayakkabısı alınmaz. İnternetten aldıysa mağazada tek tek numaraları deneyip öyle sipariş versin.
0
cihann
Arkadaslar bugun kardesim staj yaptigi yerde bir ceviri isi icin adam arandigini soyleyip bana teklif etti 3-5 sayfa bi metin cevirmeyi; ama hic tecrubem olmadigi icin ve hakkiyla yapamama korkusuyla kabul etmedim. Universitede ingilizce isletme okudum, yds notum 90, isim dolayisiyla ingilizce (tekn
Arkadaslar bugun kardesim staj yaptigi yerde bir ceviri isi icin adam arandigini soyleyip bana teklif etti 3-5 sayfa bi metin cevirmeyi; ama hic tecrubem olmadigi icin ve hakkiyla yapamama korkusuyla kabul etmedim. Universitede ingilizce isletme okudum, yds notum 90, isim dolayisiyla ingilizce (teknik ingilizce olsa da) hayatimin icinde; ama ceviri isi bambaska bir mecra gibi geliyor. Soyle az sayfali bir metinle baslasam mi bu ise? Bu isgercekten zor mu ve puf noktalari nelerdir? Cok tesekkurler.
0
Bence şöyle yap , ilk başta kar amacı gütmeden, hem işi öğrenmek hem de kaçırmamak için işi al.
Çevirini yap ama gerekirse parasıyla bir başkasına ''redaksiyon'' hizmeti alıp düzelttir öyle teslim et, yanlışlarını da gör ve doğrusunu öğren. Bu şekilde 3-5 çeviri sonrası oturtursun iyice.
Çevirini yap ama gerekirse parasıyla bir başkasına ''redaksiyon'' hizmeti alıp düzelttir öyle teslim et, yanlışlarını da gör ve doğrusunu öğren. Bu şekilde 3-5 çeviri sonrası oturtursun iyice.
0
tabi her şeyde olduğu gibi çeviride de bir yerden başlamak gerek. ama alışana kadar şöyle uzunca bir süre resmi veya önemli bir metni çevirme. zira ilk çeviri kesinlikle hatalarla dolu olacak. püf noktası diye bir şey yok. zamanla göreceksin zaten nasıl bir çalışma gerektirdiğini.
0
ben rusçadan türkçeye kısa makaleler çeviriyorum zaman zaman. ancak bu işte profesyonel olmadığımdan cümlenin manasını anladıktan sonra tamamen kendi cümlelerimle yani metne minimum bağlı kalarak çeviriyorum. resmi olarak bir yerde de kullanmadığımdan şimdilik sorunsuz bir şekilde öğrenme süreci devam ediyor. bu tarz bir çalışma içerisine girebilirsin.
0
lesmiserables+1
püf noktası sayılır mı bilmem ama kelimelerin/kalıpların hangi bağlamda ne anlama geldiklerini ayırt edebilmek gerekiyor bence. bir de tabi sadece okuduğunu anlamak değil türkçe olarak doğru ve düzgün bir şekilde ifade edebilmek gerekiyor.
1-2 paragraf çevirip yollayabilirsin, uygun görürlerse devam edersin. ben öyle yapmıştım ilk çevirimde.
püf noktası sayılır mı bilmem ama kelimelerin/kalıpların hangi bağlamda ne anlama geldiklerini ayırt edebilmek gerekiyor bence. bir de tabi sadece okuduğunu anlamak değil türkçe olarak doğru ve düzgün bir şekilde ifade edebilmek gerekiyor.
1-2 paragraf çevirip yollayabilirsin, uygun görürlerse devam edersin. ben öyle yapmıştım ilk çevirimde.
0
balkanlardangelensogukhavadalgasi
Minik Oskar'ımıza daha önceden kedi bakmış veteriner mama masraflarından kaçınmayan onu hep sevecek, terk etmeyecek güzel sıcak bir yuva arıyoruz. Tek bir odada büyüdüğü için biraz ürkek ama kısa sürede alışıp ayaklarınıza dolanması kaçınılmaz. Tüm eşyaları ile sahiplendirilecektir (Box,tuvalet, mam
Minik Oskar'ımıza daha önceden kedi bakmış veteriner mama masraflarından kaçınmayan onu hep sevecek, terk etmeyecek güzel sıcak bir yuva arıyoruz.
Tek bir odada büyüdüğü için biraz ürkek ama kısa sürede alışıp ayaklarınıza dolanması kaçınılmaz. Tüm eşyaları ile sahiplendirilecektir (Box,tuvalet, mama kabı, tırmalama tahtası)
İstanbul Avrupa yakası
iletişim ipek hanım: 5443301513
fbcdn-sphotos-g-a.akamaihd.net
scontent-lhr3-1.xx.fbcdn.net
scontent-lhr3-1.xx.fbcdn.net
Tek bir odada büyüdüğü için biraz ürkek ama kısa sürede alışıp ayaklarınıza dolanması kaçınılmaz. Tüm eşyaları ile sahiplendirilecektir (Box,tuvalet, mama kabı, tırmalama tahtası)
İstanbul Avrupa yakası
iletişim ipek hanım: 5443301513
fbcdn-sphotos-g-a.akamaihd.net
scontent-lhr3-1.xx.fbcdn.net
scontent-lhr3-1.xx.fbcdn.net
0
Şu hayvan sahiplendirme ilanlarının altında her seferinde ''sen niye bırakıyorsun'' tavrını bırakalım artık, adam sokağa bırakmıyor, çöp kutusuna da atmıyor, yuva arıyor. Demek ki bakamıyor ve yine bir canın sorumluluğunu üstlenerek güvenli bir yere teslim etmek istiyor. Sebeplerini sıralasa ''oo tamam haklısın'' deyince mi sahiplenilecek, niyeti olan zaten arıyor. Niyeti olmayan da anca mahkeme kurup burdakileri yargılıyor.
Kedi de çok güzelmiş bu arada.
Kedi de çok güzelmiş bu arada.
0
sifirdokuzucuolanvarmi
selamlar arkadaşlar ne kadar fırçalarsam fırçalayım dişlerimin sararmasını önleyemiyorum özellikle arkadaki azı dişlerimin rengini normale döndüremiyorum. siz hangi diş fırçasını tavsiye edersiniz bir de diş macununu tabi ki.
selamlar arkadaşlar ne kadar fırçalarsam fırçalayım dişlerimin sararmasını önleyemiyorum özellikle arkadaki azı dişlerimin rengini normale döndüremiyorum. siz hangi diş fırçasını tavsiye edersiniz bir de diş macununu tabi ki.
0
arm and hammer diş macunu ve oral-b nin şarj edilebilir diş fırçalarını dene istersen. ama diş macunu ve fırçasıyla da çok fazla değiştirebileceğin bir şey değil bu durum.
0
curaprox
dişçimin tavsiyesi kullanmaya başladım. bizde de benzer sorun vardı. bunun kılları yumusak ama çok sık. diş minesini çizmeden temizliyor, böylelikle leke oluşumunu azaltıyormuş. bazı eczanelerde var.
dişçimin tavsiyesi kullanmaya başladım. bizde de benzer sorun vardı. bunun kılları yumusak ama çok sık. diş minesini çizmeden temizliyor, böylelikle leke oluşumunu azaltıyormuş. bazı eczanelerde var.
0
Arm and hammer dan uzak durun. Kısa vadede beyazlatıp uzun vadede daha da sarartıyor. Splat tavsiye ederim gratiste satılıyor.
0
victum
Selamlar, aklıma bir şey takıldı da. Sizlerden yardım istiyorum bu konuda.oraya gidip gitmeyeceğimi bilmiyorum cümlesini ingilizce olarak'i don't know if i'll go there' diyebilir miyiz, eğer diyemiyorsak benim liseden hatırladığım bu if kalıbını ne tür cümlelerde kullanıyorduk? Çok önemli bir mevzu
Selamlar, aklıma bir şey takıldı da. Sizlerden yardım istiyorum bu konuda.
oraya gidip gitmeyeceğimi bilmiyorum cümlesini ingilizce olarak
'i don't know if i'll go there' diyebilir miyiz, eğer diyemiyorsak benim liseden hatırladığım bu if kalıbını ne tür cümlelerde kullanıyorduk?
Çok önemli bir mevzu değil ama aklıma takıldı merak ettim. Cevaplar için şimdiden çok teşekkürler..
oraya gidip gitmeyeceğimi bilmiyorum cümlesini ingilizce olarak
'i don't know if i'll go there' diyebilir miyiz, eğer diyemiyorsak benim liseden hatırladığım bu if kalıbını ne tür cümlelerde kullanıyorduk?
Çok önemli bir mevzu değil ama aklıma takıldı merak ettim. Cevaplar için şimdiden çok teşekkürler..
0
denir ama whether kullanmak daha güzel güzel geliyor bana.
i don't know whether i'll go there or not.
if'lisi daha çok türkçedeki gidecek miyim bilmiyorum gibi bi his veriyor bence. sonuçta anlam aynı o ayrı.
i don't know whether i'll go there or not.
if'lisi daha çok türkçedeki gidecek miyim bilmiyorum gibi bi his veriyor bence. sonuçta anlam aynı o ayrı.
0
Burdaki kullanımı doğru ancak geleceğe bağlı bir şart cümlesi olursa will doğru olmaz, grammar olarak doğru ancak usage olarak pek doğru olmaz.
mesela
If i go there, i will meet her.
Burada oraya gidersen(gelecekten bahsediyor) onunla buluşma olayı gerçekleşecek ve şartı bağlı.
Ancak bir de gelecekte gerçekleşecek olan şeyin durumundan çok, sonucunundan bahsediyorsak will olur;
mesela:
If (you think) it will save our marriage, I'll try to give up drinking.
Yani condition (şart) cümlelerinde kullanma yeter.
mesela
If i go there, i will meet her.
Burada oraya gidersen(gelecekten bahsediyor) onunla buluşma olayı gerçekleşecek ve şartı bağlı.
Ancak bir de gelecekte gerçekleşecek olan şeyin durumundan çok, sonucunundan bahsediyorsak will olur;
mesela:
If (you think) it will save our marriage, I'll try to give up drinking.
Yani condition (şart) cümlelerinde kullanma yeter.
0
sen olmayan cocuk benim
evden iki hafta uzaklaşayım geldiğimde banyoda, tuvalette kertenkele dolanıyor. iki yıl oldu aynı evde oturoyurm, eskiden olmuyordu bu kadar. ne yapmamı önerirsiniz ? ilaç vs kullanmak mı gerek?
evden iki hafta uzaklaşayım geldiğimde banyoda, tuvalette kertenkele dolanıyor. iki yıl oldu aynı evde oturoyurm, eskiden olmuyordu bu kadar. ne yapmamı önerirsiniz ? ilaç vs kullanmak mı gerek?
0
kertenkele aslında evde böcek olduğu için geliyor.
Evdeki sinekle böcekle beslenirler.
Ya ev komple ilaçlanacak ya da kertenkeleyi de yemesi için kedi alacaksınız :D
Evdeki sinekle böcekle beslenirler.
Ya ev komple ilaçlanacak ya da kertenkeleyi de yemesi için kedi alacaksınız :D
0
tuğla ya da fayans aralarında boşluk vardır ya da tuvaletin banyonun penceresinden giriyordur. ilaçlamayın kertenkele zararlı değildir. banyoda ya da tuvalette açık gördüğünüz delikleri kapatın..
0
yazın bizim eski evde de oluyordu 1-2 tane üstelik 4. katta kalıyorduk. kışın hiç denk gelmemiştim.
0
teflon
Evet başlıktaki yorumu yaptıracak filmlerinizi alıyım.
Evet başlıktaki yorumu yaptıracak filmlerinizi alıyım.
0
daha dün akşam izleyip kendimden geçtim.
(bkz: la ceremonie)
edit: ama yeni film değil son zamanlardadan kastın oysa.
(bkz: la ceremonie)
edit: ama yeni film değil son zamanlardadan kastın oysa.
0
intouchables
predestination
ikisi de çok yeni filmler değil ama yakın zamanda izlediğim en güzel iki film.
predestination
ikisi de çok yeni filmler değil ama yakın zamanda izlediğim en güzel iki film.
0
@himmet dayi ikisini de izledim ama predestination'ı hiç sevmedim. intouchables güzeldi.
0
(bkz: spy)
geçenlerde sinemada izledim, baya eğlendim. (eğlencelik hollywood filmi)
geçenlerde sinemada izledim, baya eğlendim. (eğlencelik hollywood filmi)
0
geçen hafta seyrettiklerim;
birdman, çok başarılı buldum.
sleepers, eski bir film.
Frankie & Johnny epey eski bir film.
spy +1, eğlenceli sayılır.
birdman, çok başarılı buldum.
sleepers, eski bir film.
Frankie & Johnny epey eski bir film.
spy +1, eğlenceli sayılır.
0
dessy
Bir konuda çok fazla dertliyim. Kısa kesmeye çalışacağım. Babam yaklaşık 2 sene kadar önce kalp krizi geçirdi ve hemen ardından kalp ameliyatına alındı. Ameliyatı yapan kişi bizim departmanda çalışan müdürün abisi. Ameliyat başarılı geçti ve fakat babamın sıkıntıları bir türlü bitmedi. Özellikle gec
Bir konuda çok fazla dertliyim. Kısa kesmeye çalışacağım. Babam yaklaşık 2 sene kadar önce kalp krizi geçirdi ve hemen ardından kalp ameliyatına alındı. Ameliyatı yapan kişi bizim departmanda çalışan müdürün abisi. Ameliyat başarılı geçti ve fakat babamın sıkıntıları bir türlü bitmedi. Özellikle geceleri yaşadığı sıkıntılar sebebiyle neredeyse her hafta acile, hastaneye, fakülteye vs. gider olduk iki senedir. Bu süre zarfında gitmediğimiz doktor kalmadı. Ancak babam sigara içmeye, stresli yaşam tarzına devam etti. Ağrıların bundan dolayı geçmediğini düşünüyorum ben. Tabii olayın bir de psikolojik boyutu var.
Babamı ameliyat eden doktoru İstanbul'da. Babam ise memlekette. Doktoruna öncesinde gittik, dedik ki ağrıları hala devam ediyor. Doktor diğer doktorların ve fakültenin yaptığı testlere baktı, dedi ki "sıkıntılar ince damardaki tıkanıklıktan kaynaklı ancak bu damara müdahale etmek riskli, siz bu şekilde de yaşamınıza devam edebilirsiniz, zaten bypass olan hastalarımızın artık eski bir performans bekleyemeyiz, kendinize dikkat etmeniz şart, hiçbir şeyiniz yok, rahat olun' dedi. Ancak babamın sıkıntıları bir türlü geçmedi.
Sonra yine İstanbul'a geldiği bir gün doktorun hastanesine (siyami ersek) gittik, başka bir doktor da aynı şeyleri söyledi.
Heh, ne güzel, bak baba, her şey yolunda, biraz kendine dikkat etmen gerek, sigara ve stresli hayat tarzını terk etmelisin dedik. Tamam, tabii dedi. Memlekete geri döndüler, yine rahatsızlandı.
Orada gördüğü profesör bir doktoru var. İnce damara müdahale olursa iyi olur ama bu iş riskli, ben bunu yapamam demiş. Bunu da babam taktı kafayı. Anladığım kadarıyla istiyor ki anjiyo olsun yine.
Beni aradı geçen. Bu raporlarımı doktoruma gönderir misin diye? Ama iki senedir o kadar aynı şeyleri sorduk ki doktora artık doktor maillerime cevap vermiyor :( Haklı olarak. Çünkü her seferinde 'herşey yolunda' diyor adam. Biz ise ısrarla olmadığını savunuyor gibiyiz. Öte yandan bu doktor müdürümüzün abisi. Bir yandan da babamın gerçekten çok mu sıkıntısı var diye düşünmüyor değilim ama babam psikolojik olarak da zorlu ve anlaşılması zor bir insan. Bazı anlarda ilgi görebilmek için farkında olmadan bu durumu hayat tarzı yapmış olabileceğini bile düşünüyorum. Üstelik sigara içen, devamlı stres altında olan, kendini fiziken yoran şartlara sahip.
Şimdi ben doktora tekrar ne diyeyim? Ne yazayım? Her seferinde çok utanarak yazdığımı söylüyorum adama, artık onu bile yazacak yüze sahip değilim.
Doktorlar, özellikle aramızda kardiyolog varsa, bir fikir verir misiniz?
Babamı ameliyat eden doktoru İstanbul'da. Babam ise memlekette. Doktoruna öncesinde gittik, dedik ki ağrıları hala devam ediyor. Doktor diğer doktorların ve fakültenin yaptığı testlere baktı, dedi ki "sıkıntılar ince damardaki tıkanıklıktan kaynaklı ancak bu damara müdahale etmek riskli, siz bu şekilde de yaşamınıza devam edebilirsiniz, zaten bypass olan hastalarımızın artık eski bir performans bekleyemeyiz, kendinize dikkat etmeniz şart, hiçbir şeyiniz yok, rahat olun' dedi. Ancak babamın sıkıntıları bir türlü geçmedi.
Sonra yine İstanbul'a geldiği bir gün doktorun hastanesine (siyami ersek) gittik, başka bir doktor da aynı şeyleri söyledi.
Heh, ne güzel, bak baba, her şey yolunda, biraz kendine dikkat etmen gerek, sigara ve stresli hayat tarzını terk etmelisin dedik. Tamam, tabii dedi. Memlekete geri döndüler, yine rahatsızlandı.
Orada gördüğü profesör bir doktoru var. İnce damara müdahale olursa iyi olur ama bu iş riskli, ben bunu yapamam demiş. Bunu da babam taktı kafayı. Anladığım kadarıyla istiyor ki anjiyo olsun yine.
Beni aradı geçen. Bu raporlarımı doktoruma gönderir misin diye? Ama iki senedir o kadar aynı şeyleri sorduk ki doktora artık doktor maillerime cevap vermiyor :( Haklı olarak. Çünkü her seferinde 'herşey yolunda' diyor adam. Biz ise ısrarla olmadığını savunuyor gibiyiz. Öte yandan bu doktor müdürümüzün abisi. Bir yandan da babamın gerçekten çok mu sıkıntısı var diye düşünmüyor değilim ama babam psikolojik olarak da zorlu ve anlaşılması zor bir insan. Bazı anlarda ilgi görebilmek için farkında olmadan bu durumu hayat tarzı yapmış olabileceğini bile düşünüyorum. Üstelik sigara içen, devamlı stres altında olan, kendini fiziken yoran şartlara sahip.
Şimdi ben doktora tekrar ne diyeyim? Ne yazayım? Her seferinde çok utanarak yazdığımı söylüyorum adama, artık onu bile yazacak yüze sahip değilim.
Doktorlar, özellikle aramızda kardiyolog varsa, bir fikir verir misiniz?
0
valla ben kardiyolog filan değilim ama devlet hastanesindeki bir doktor sizin maillerinize filan şimdiye kadar cevap verdiyse bile adam yeterince vakit ayırıp vermiş, yazık günah rahat bırakın adamı artık. valla ben başka hastası olsam size hakkımı helal etmem o kadar açık ve net. 40 kere sormuşsunuz söylemiş adam daha ne yapsın?
babanız o kadar istiyorsa gitsin istediği özel bir doktora görünsün. bu operasyona gerek olup olmadığını yapıp/yapmayacağını sorsun. ha bir de yaşı kilosu vs bunlar hep önemli. 2 hekim bu operasyonu yapmayı riskli gördüyse herhalde babanızda var bir risk.
bana kalırsa babanız sigarayı, hayat tarzını filan değiştiremediğinden bahane/meşgale arıyor.
babanız o kadar istiyorsa gitsin istediği özel bir doktora görünsün. bu operasyona gerek olup olmadığını yapıp/yapmayacağını sorsun. ha bir de yaşı kilosu vs bunlar hep önemli. 2 hekim bu operasyonu yapmayı riskli gördüyse herhalde babanızda var bir risk.
bana kalırsa babanız sigarayı, hayat tarzını filan değiştiremediğinden bahane/meşgale arıyor.
0
bu hastanın öncelikle yaşam tarzında bir değişikliğe gitmeyi denemesi lazım.
adamın biri erikleri tuzlayıp denize atıyormuş, niye yapıyorsun demişler, tuzlu erik sevmem demiş.
sizinki de o hesap. kalbine önem veriyorsa eriği tuzlamayı bıraksın: sigarayı yani.
adamın biri erikleri tuzlayıp denize atıyormuş, niye yapıyorsun demişler, tuzlu erik sevmem demiş.
sizinki de o hesap. kalbine önem veriyorsa eriği tuzlamayı bıraksın: sigarayı yani.
0
Biliyorum, çok da haklısınız. Ben bu durumda doktora zaten tekrar yeni raporları maille göndermekten çekiniyorum ama öte yandan da babam ve rahatsızlığı var, ben de bir evladım neticede. Üstelik babama ne diyeceğim? "gönderemem baba, 40 kez oldu gönderdik" diyemem ki.
0
Ek olarak belirtmiş olayım, babamın ameliyat olduğu hastane siyami ersek. yeri geldi memleketteki fakülteye alındı, yeri geldi devlet hastanesindeki acile kaldırıldı ama "bence ince damara müdahale olması gerek" diyen doktor özel bir prof. o böyle demeseydi belki de babam biraz daha rahat uyuyabilecekti. psikolojik olduğunun farkındayım, zaten ağrıyı çoğunlukla sadece geceleri yaşıyor, e uyku apnesi de var. ama babam kabullenmiyor. çünkü "prof öyle dedi".
0
Öyle diyemem, sonra babam küsüyor, kızıyor. Başka bir çözüm yolu bulmaya çalışayım bu durumda. Olmadı o "müdahale edilmesi gerek bence" diyen prof'a söyleyeyim, bir psikoloğa görünsün desin. Ama öte yandan, acaba çok riskli bir şey var mı hakikaten diye düşünmüyor değilim. Bir kardiyolog özelden yazsa bana da en azından bir evlat olarak içim rahat etse? Belki 6 ayda bir şeyler gerçekten değişmiştir.
0
babanın memleketindeki kardiyologla konuşun öncelikle. sigarayı ve stresli yaşamı bıraktırsın zorla korkutsun biraz. hala düzelmezse operasyonu düşünürüz falan desin. kalbe müdaheleden sonra hayatı değiştirmek gerekiyor ciddi anlamda.
0
dessy'cim biraz açık konuşacağım kesinlikle kırıcı olarak algılama, baban sigarayı bırakmadığı sürece hiçbir doktor bu riskli ameliyatı yapmaya yanaşmaz açıkcası.
benim babam da sigara içiyordu vs bir dünya kvs problemi yaşadı, gittiği her doktor açık ve net ''sigarayı bırakmıyorsan gelme'' diyordu artık haklılar da, çünkü doktor damarı açsa da post-op döneminde yine sıkıntı olacak, yine kendisi uğraşacak. Haliyle ''kendi sağlığını önemsese sigarayı bırakırdı, ben değil başkası uğraşsın'' diyorlar. Baban o kadar ameliyat olmasına rağmen sigara faktörünü kabullenmek istemiyor bence, bu biraz psikolojik boyutu. Kardiyolog değilim ama doktorların bahsettiği şekilde yaşam kalitesini artırarak yaşayan pek çok insan var. Aynı bu şekilde bir vaka olan patronumun babasının damarını açabilen tek doktor Hacettepe Kardiyoloji bölüm başkanı oldu (İstanbul, Ankara ve Antalya'da) ama onun babası sigarayı bırakmıştı. Sigara içmeye devam etse idi yapar mıydı bilmiyorum. Tedaviyi yapmaktan ziyade tedavi sonucuna yönelik, hasta için kar-zarar hesabı yapmakla alakalı biraz.
benim babam da sigara içiyordu vs bir dünya kvs problemi yaşadı, gittiği her doktor açık ve net ''sigarayı bırakmıyorsan gelme'' diyordu artık haklılar da, çünkü doktor damarı açsa da post-op döneminde yine sıkıntı olacak, yine kendisi uğraşacak. Haliyle ''kendi sağlığını önemsese sigarayı bırakırdı, ben değil başkası uğraşsın'' diyorlar. Baban o kadar ameliyat olmasına rağmen sigara faktörünü kabullenmek istemiyor bence, bu biraz psikolojik boyutu. Kardiyolog değilim ama doktorların bahsettiği şekilde yaşam kalitesini artırarak yaşayan pek çok insan var. Aynı bu şekilde bir vaka olan patronumun babasının damarını açabilen tek doktor Hacettepe Kardiyoloji bölüm başkanı oldu (İstanbul, Ankara ve Antalya'da) ama onun babası sigarayı bırakmıştı. Sigara içmeye devam etse idi yapar mıydı bilmiyorum. Tedaviyi yapmaktan ziyade tedavi sonucuna yönelik, hasta için kar-zarar hesabı yapmakla alakalı biraz.
0
vatandasacartcurtyok
Arkadaşlar şöyle bokslu, kungfulu bi film önerir misiniz? hani adamın efsane bi hocası olur yaşlı, onu yetiştirir sıfırdan falan. karate kid gibi mesela.
Arkadaşlar şöyle bokslu, kungfulu bi film önerir misiniz? hani adamın efsane bi hocası olur yaşlı, onu yetiştirir sıfırdan falan. karate kid gibi mesela.
0
tam aradigin sey degil ama bence the fighter da olur. hem bale var zaten. o adam icin bile izlenir.
0
samamama
Kedim dün 2. kattan düşmüş, geceyi dışarıda geçirmiş. Evde olmadığım için durumu sonradan öğrendim, sabah aramama rağmen bulamadım. Ardından kendisi karşıma çıktı. Bir gözü kan kırmızısı idi ve biraz kan akmıştı. Hemen alıp veterinere götürdüm. İç kanama için bir ilaç kullandı, bir de antibiyotik ve
Kedim dün 2. kattan düşmüş, geceyi dışarıda geçirmiş. Evde olmadığım için durumu sonradan öğrendim, sabah aramama rağmen bulamadım. Ardından kendisi karşıma çıktı. Bir gözü kan kırmızısı idi ve biraz kan akmıştı. Hemen alıp veterinere götürdüm. İç kanama için bir ilaç kullandı, bir de antibiyotik verdi. Kullandığı ilaçlardan birisi ''amoxynil la'' idi. benden yarın da muayeneye gelmemi istedi. fakat şöyle bir durum var: iki aşı ve bir krem için benden 65 lira istedi. açıkçası bu kadar fazla bir şey beklemiyordum. haliyle kazıklanıyor olup olmadığımı merak ediyorum. bu konuda bilgisi olan var mı acaba? -- röntgen çektirmenin gereği olup olmadığını merak ediyorum ayrıca. kedim şu an için gayet sakin. dokununca bağırmıyor. (sadece gündüz tuhaf sesler çıkartmıştı. sanki başka bir kediyle kavga ediyor gibiydi. muhtemelen gece kedilerden biriyle kavga etti. şu an için o sesleri de kesti, her zamanki gibi miyavlıyor.) kedi için yapılması gerçekten gereken bir şey varsa yaptırmak isterim ama işi gücü para olan veteriner sürülerinden de nefret ediyorum. ne yapmalıyım?
0
Sorularınıza tam cevap veremiyorum ancak başka kedi ile gerçekten kavga etmiş olabilir.
Bu konu ile ilgili forumları okuduğumda herkes kedisinin düşer düşmez başka kkedilerin saldırdığını yazmış, haliyle diğer kedilerle gerçekten kavga edip korkmuş olabilir.
Diğer kediler bunu direkt tehdit olarak algılayıp saldırıyorlar çünkü.
Çok geçmiş olsun bir de fiyat normal bence.
Bu konu ile ilgili forumları okuduğumda herkes kedisinin düşer düşmez başka kkedilerin saldırdığını yazmış, haliyle diğer kedilerle gerçekten kavga edip korkmuş olabilir.
Diğer kediler bunu direkt tehdit olarak algılayıp saldırıyorlar çünkü.
Çok geçmiş olsun bir de fiyat normal bence.
0
Canııım, ne korkmuştur o şimdi.
Fiyat normal. İki-üç sene önce komşumuzun yere düşen kedisini anında hastaneye götürmüştük. Ağrı kesici ile karışık iç kanama önleyici yaptılar. İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Acil'de 35 TL idi. Eğer kavga, saldırı sonucu krem de gerekmişse bu fiyat normal, hatta birçok yere göre ucuz da olabilir.
Eğer yakınlarınızda varsa bir Veterinerlik Fakültesi'ne götürebilirsiniz. Daha ucuz olur çevredekilere göre. Röntgen çektirmek gerekli midir bilemem ama sonradan pişmanlık duymaktan iyidir. İçiniz rahat eder durumunuz varsa.
Çok geçmiş olsun.
Fiyat normal. İki-üç sene önce komşumuzun yere düşen kedisini anında hastaneye götürmüştük. Ağrı kesici ile karışık iç kanama önleyici yaptılar. İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Acil'de 35 TL idi. Eğer kavga, saldırı sonucu krem de gerekmişse bu fiyat normal, hatta birçok yere göre ucuz da olabilir.
Eğer yakınlarınızda varsa bir Veterinerlik Fakültesi'ne götürebilirsiniz. Daha ucuz olur çevredekilere göre. Röntgen çektirmek gerekli midir bilemem ama sonradan pişmanlık duymaktan iyidir. İçiniz rahat eder durumunuz varsa.
Çok geçmiş olsun.
0
kazıklanmamışsınız öncelikle.
röntgen çektirmenin gereği olup olmadığını da buradan kimse söyleyemez, ancak tahmin yürütür. yani kedinin kavga etmiş olması da tamamen tahmin.
ölümden dönmüş görünüyor şimdilik kediniz ama iç kanama için yine de takip edilmesi gerek diye biliyorum, bir iki gün. fayda var kontrole götürmekte.
röntgen çektirmenin gereği olup olmadığını da buradan kimse söyleyemez, ancak tahmin yürütür. yani kedinin kavga etmiş olması da tamamen tahmin.
ölümden dönmüş görünüyor şimdilik kediniz ama iç kanama için yine de takip edilmesi gerek diye biliyorum, bir iki gün. fayda var kontrole götürmekte.
0
Dokunduğunuzda acıyorsa bir yeri, kaçıyor, dokundurtmuyorsa kırık çatlak vs olabilir. Bizim kedi düşünce arka ayak parmağını kırmıştı. İlk götürdüğümüz veteriner anlamamıştı bile. İkinci götürdüğümüz fark etmişti. Kontrol edin derim.
0
o adamlar da özel klinikleri sana hizmet için açmışlardı. onların karın doyurmak, aile kurmak, o kadar sene bir taraflarını yırtarak okuyup hekim olmak falan bunlar boş şeyler... salaklık veteriner hekimlerde ki ilkokuldan sonra okuldan ayrılıp sanayide usta olmadılar vida sıkmaya vida başına 10 tl isteyen adamlardan olmadılar ya da inşaat sektörüne girip ucuza ev yapıp lüks diye millete kakalamadılar. Devlet kurumlarına götürün özel kliniklere götürmeyin kedinizi köpeğinizi paranız yoksa... hem ucuz hem 5 yıldız hizmet... 1 gün veteriner kliniğinde çalışın bakalım az mı çok mu kazanıyorlar görün.
bugün bir tuvaletin musluğunu ilkokul mezunu tesisatçı bozması adamlar 40 liraya değiştirilerken siz hekimlik ücreti 65 tl çok diyorsunuzya... o diplomaya ayıp be...
veteriner hekiminiz az para almış lütfen ismini ve adresini verin odaya şikayet edeceğim hekiminizi!
not: veteriner hekimiyim. mezuniyet aşamasında "ben hayatımı üç kuruş için takla atan, sahiplendiği canı için devlet kurumundaki fiyatlar için bile bağırıp çağıran tiplerle uğaraşamam dediğim için bıraktım. şimdi bir laboratuarda dertsiz tasasız manyak hasta sahiplerinden uzak mutlu mesut yaşıyorum. arada sizin gibileri görünce hayallerimi yıktığınız görüp tekrar delleniyorum...
bugün bir tuvaletin musluğunu ilkokul mezunu tesisatçı bozması adamlar 40 liraya değiştirilerken siz hekimlik ücreti 65 tl çok diyorsunuzya... o diplomaya ayıp be...
veteriner hekiminiz az para almış lütfen ismini ve adresini verin odaya şikayet edeceğim hekiminizi!
not: veteriner hekimiyim. mezuniyet aşamasında "ben hayatımı üç kuruş için takla atan, sahiplendiği canı için devlet kurumundaki fiyatlar için bile bağırıp çağıran tiplerle uğaraşamam dediğim için bıraktım. şimdi bir laboratuarda dertsiz tasasız manyak hasta sahiplerinden uzak mutlu mesut yaşıyorum. arada sizin gibileri görünce hayallerimi yıktığınız görüp tekrar delleniyorum...
0
letheavendangered
Az once okudugum bir yazidan sonra cocuklugumda bu soruyu defalarca sordugumu ilk kez hatirladim. Acaba ben hep lojman ortaminda yetistigim icin mi guvenip o yasimizda baskasinin evine girip su iciyorduk, yoksa benim zamanimin butun cocuklari o zamanlarda bunu yapabiliyor muydu? Samimi, uzak yakin d
Az once okudugum bir yazidan sonra cocuklugumda bu soruyu defalarca sordugumu ilk kez hatirladim. Acaba ben hep lojman ortaminda yetistigim icin mi guvenip o yasimizda baskasinin evine girip su iciyorduk, yoksa benim zamanimin butun cocuklari o zamanlarda bunu yapabiliyor muydu? Samimi, uzak yakin demeden herhangi bir kapiyi calip koro halinde "su icmeye girebilir miyiiieeezz" derdik.
0
Küçük şehirde büyümüş bir kişi olarak biz de yapardık bunu, herkes birbirini tanıyıp bildiği için problem olmazdı.Ama büyük şehirlerde aynı olacağını sanmıyorum durumun.Bonus olarak: nerde o eski komşuluklar.
0
kimseden su istemedim, hoş ben sokakra da oynamadım. annem her gün bir saat parka götürürdü.
0
o kadar sokakta oynadim da hic yapmadim boyle bir sey. yani su icmeye giderdik ama grupta kim varsa artik onun evine girdik. niye baskasinin evinden su istiyorsunuz ya shaksh.
0
istanbul / biz de kapıdan camdan istiyorduk ama evet. gerçekten o zamanlar daha güvenliymiş sanki. şu an yapılmaz.
0
Biz istiyorduk ama eve girmiyorduk. Genelde zemin kat balkonu bahçeye bakan tarafta olan aileden ister, balkondan alırdık. Herkesi tanıyorduk ama birilerinin evine gitmeye üşenirdik. Ancak birileri karpuz keserse. Düşündüm, yüzsüzmüşüz.
0
Sadece su mu? Mahalledeki evlere patır kütür dalıp ekmek arası peynir domates yaptirirdik. Tabi illa ki gruptan bir çocuğun tanıdığı akrabası falan olurdu o teyzemiz :)
0
İstanbuldaydım. Hep dışarıda oynardım ama hiç istemedim su. Ama güvenden ziyade annem böyle öğrettiği için sanırım. Başkasının evinde içtiğim suyun tadı bana garipmiş gibi gelirdi hep.
0
artık insanların yakınlarında oturanlarla ilişki kurup yeni insanlar tanımasına gerek yok çünkü ilkokuldan iş yerine kadar herkesle sanal da olsa bağlantıda kalıp sosyalleşme ihtiyaçlarını giderebiliyorlar. eskiden bir kıyafet, aksesuar, telefon, araba aldığı gösterecek insan komşuydu o yüzden yakın olması gerekiyordu. akşam evde birşey lazım olduğunda komşudan alıyorduk çünkü telefon/internet sipariş yoktu. böyle olunca komşuyu tanımana ihtiyaç yok, tanımayınca da çocuk su isteyemiyor tabi.
0
Bizim sokakla kesişen bi sokakta bi evin önünde hayrat vardı hic evlere girmezdik :/ o sokakta top oynar oyun oynar o hayrattan içerdik duygulandim :(
0
Kazandaydık biz, Ankara'da. 2003-2006 arası kaldık sanırım çok eski değil yani. Arkadaşlarımızın evi dışında uğramazdık ki site olmasa da mimarisi site gibiydi oturduğumuz yerin. Biz site diyorduk yani kendi aramızda üzülmesin diye. Öyle bir ortam vardı ona rağmen arkadaşlarımız dışında kimsenin evine gitmedik.
0
bizim sokakta da çeşme vardı ordan içerdik hiç istediğimi hatırlamıyorum. ama şimdi yeğenim arkadaşlarıyla sokakta oynuyor mesela zile basıyorlar su istiyorlar. indirip veriyoruz. :)
0
ben yapmıyordum ama mahallenin çocukları bizim camı tıklayıp (giriş katta oturuyorduk) istiyordu. bazen aralarında tanıdıklarımız olurdu bazen hiçbirini tanımazdık. şimdi yiğenim böyle birşey yaptığını söylese kalbim durur. (ankara)
0
letheavendangered
Normalde tetanoz asisini ne zaman oluyoruz? Cocukken zorunlu mu? 10 senede bir yenilenmesi gerek dedi doktor. Yoksa asi olmam gerekiyor. Elimi kestim cok derin. Yenilenmesi gerekli mi? Anneme sordum hatirlamiyor ama zorunlu butun asilarini oldun dedi.
Normalde tetanoz asisini ne zaman oluyoruz? Cocukken zorunlu mu? 10 senede bir yenilenmesi gerek dedi doktor. Yoksa asi olmam gerekiyor. Elimi kestim cok derin. Yenilenmesi gerekli mi? Anneme sordum hatirlamiyor ama zorunlu butun asilarini oldun dedi.
0
Çocukken tüm dozları olduysan erişkinken 10 senede bir, 1 doz oluyorsun.
Çocukken olup olmadığını hatırlamıyorsan komple baştan tüm dozları oluyorsun (3 doz).
www.tihud.org.tr
Çocukken olup olmadığını hatırlamıyorsan komple baştan tüm dozları oluyorsun (3 doz).
www.tihud.org.tr
0
Yarin olsam olur mu yoksa yarina kadar hastalanir miyim? Ne oluyor ki bu tetanozda? Tenekeyle kestim ama pasli falan degildi. Temizdi. Olmasam nolur?
0
İlk 24 saat içinde olman lazım böyle şüpheli kesik vs durumlarda. (aşının olup olmadığından emin değilsin o yüzden şüpheli)
Sonra aşı takvimine göre devam edeceksin, olmalısın.
Sonra aşı takvimine göre devam edeceksin, olmalısın.
0
Doktor cok korkuttu pansumani yapti ama asilarini ogren olmadiysan yapmamiz lazim dedi. Annem hatirlamiyor. Korkmasin diye cizildi sadece diyerek sordum ciddiye almadi hatta kizdi bile, o kadarcik seye asi mi gerekir diye. Ne kadar buyuk oldugunu bilmiyor.
0
Doktor haklı çünkü travmadan 24 saatten sonra istenilen düzeyde etkili değil.
0
chandler bing1
normalde rüya gören birisi değilim, yani en azından hatırlamam pek. dün gece galiba uyku paralizesi denen şeyi geçirdim. daha önce bulunduğum bir yerde arkadasımla bir şey konustuk uzun uzun, rüya oldugunu anlamadım bile sonra uyandım. annem odama girdi bana bir şeyler söyledi seni çok seviyorum fal
normalde rüya gören birisi değilim, yani en azından hatırlamam pek. dün gece galiba uyku paralizesi denen şeyi geçirdim. daha önce bulunduğum bir yerde arkadasımla bir şey konustuk uzun uzun, rüya oldugunu anlamadım bile sonra uyandım. annem odama girdi bana bir şeyler söyledi seni çok seviyorum falan dedi ben de onla konustum bir şeyler söyledim falan sonra bir anda gözümü açtım annem falan yok ortada. kalktım bi su içeyim diye mutfağa gittim. suyu içerken bir daha gözümü açtım ve yataktayım. yerimden kalkmamısım bile. sonra bir daha kalktım bu sefer gerçekten gidebildim. bizim kuzen de bizdeydi, iyi geceler dedim suratıma bile bakmadı. lan yine mi rüya dedim içimden sonrada yatağa girdim tekrar. yattıktan sonra geci bir şekilde çevremdeki şeyler dönmeye basladı yani nasıl diym sanki psychedelic bir drug atmısım trip yaşıyormuşum gibi. gözümü kapattım bitmesini bekledim. sonra da uyumusum işte. sabah kalktıgımda hiçbir şey yoktu.
size böyle bir şey oldu mu ne ki bu?
size böyle bir şey oldu mu ne ki bu?
0
Ohooo bana surekli oluyor en cok da sabah okula/ise yetisme asamasinda oluyor. Gec kalcam kalkmaliyim diyorum guya kalmisim dusumu bile almisim hop bi bakiyorum yine yataktayim sonra ikinci defa kalkiyorum o da ruya cikiyor alistim artik :D
0
hkt
Üst ön iki dişime kaplama yaptırmayı düşünüyorum. Ancak şöyle ki annem birkaç yıl önce dişlerine kaplama yaptırdı (üst dört diş) ve ben ortaya çıkan görüntüden hiç memnun kalmadım. Yapılan dişler, diş etinin bittiği noktada hiç muntazam durmuyorlar mesela biri aşağıda kalmış diğeri yukarı çıkmış gib
Üst ön iki dişime kaplama yaptırmayı düşünüyorum. Ancak şöyle ki annem birkaç yıl önce dişlerine kaplama yaptırdı (üst dört diş) ve ben ortaya çıkan görüntüden hiç memnun kalmadım. Yapılan dişler, diş etinin bittiği noktada hiç muntazam durmuyorlar mesela biri aşağıda kalmış diğeri yukarı çıkmış gibi değişik. Anlatamıyorum sanırım ama diş hekimleri anlarlar umarım demek istediğimi. Sonra dişler fazlaca ''dolgun'' görünüyorlar.
Ben çok daha düzgün ve kesinlikle dolgun olmayan daha düz, ince etkili bir kaplama diş istiyorum. Ama bunun adı nedir, ne denir bilmiyorum. Arattım baya ama çok fazla çeşit var, kafam karıştı. Bu anlattığıma en yakın ne yapılabilir, adı nedir? Bir de estetik görünüme önem verdiğim için hekim de önemli. Bu konuda önerileriniz varsa o isimlere de açığım. (aşırı pahalı olmaması tercihimdir tabi)
Ben çok daha düzgün ve kesinlikle dolgun olmayan daha düz, ince etkili bir kaplama diş istiyorum. Ama bunun adı nedir, ne denir bilmiyorum. Arattım baya ama çok fazla çeşit var, kafam karıştı. Bu anlattığıma en yakın ne yapılabilir, adı nedir? Bir de estetik görünüme önem verdiğim için hekim de önemli. Bu konuda önerileriniz varsa o isimlere de açığım. (aşırı pahalı olmaması tercihimdir tabi)
0
Muhtemelen annenizinki metal destekli porselen.
Metal destekli porselenlerde alttaki gri metal yansımasını kapatmak için zirkonyum destekli porselenlere göre daha fazla porselen yığılması yapılır, tabi metal destekli porselenle çok güzel estetik de yakalanabilir ama bu kişiden kişiye, çene yapısı, diş yapısı, hekimin çalıştığı teknisyene kadar çok değişken bir şey.
Annenizin diş eti seviyelerindeki farklılık da ''uygun ise'' gingivektomi denilen çok basit işlemle düzeltilebilir.
Size tavsiyem şu an hali hazırda CAD/CAM sistemleri çalışan kliniklerin sayısı çok arttı böylece klinikte varsa direkt ağızdan, yoksa alınan ölçüye göre dijital tarayıcılar ile okunup minimum hata payı ile çok kaliteli ve estetik protezler kısa sürede hazırlanıyor. Estetik olanlar ''full seramik'' olarak geçer bunlarında bir sürü çeşitleri vardır, zirkonyum destekli, ips-empress gibi. Güvenilir bir hekim bulun onun yönlendirmesi ile CAD/CAM li bir full seramik yaptırın memnun kalmamanız mümkün değil.
Bu mesela ips-empress
www.ivoclarvivadent.us
Ama full seramikler içerisinden seçimde biraz daha hekim yönlendirmesini dinlemekte fayda var yalnız bunlar pahalıdır annenizinkine göre ama sonucu mükemmel olur.
Metal desteklilerde ışık geçirgenliği olmadığı için de ''birkaç dişe'' uygulamalarda daha az tatmin edici bir görüntü çıkıyor, daha opak kalıyor:
www.disdizayn.com
Üst ön iki diş için kesinlikle benim dediğim yöntemi seçin, sonuçta diş sayısı az olduğundan yüksek maliyeti çok etkilemez, ama en az 10-15 sene tatminkar bir görüntü ile sıkıntısız kullanırsınız.
Metal destekli porselenlerde alttaki gri metal yansımasını kapatmak için zirkonyum destekli porselenlere göre daha fazla porselen yığılması yapılır, tabi metal destekli porselenle çok güzel estetik de yakalanabilir ama bu kişiden kişiye, çene yapısı, diş yapısı, hekimin çalıştığı teknisyene kadar çok değişken bir şey.
Annenizin diş eti seviyelerindeki farklılık da ''uygun ise'' gingivektomi denilen çok basit işlemle düzeltilebilir.
Size tavsiyem şu an hali hazırda CAD/CAM sistemleri çalışan kliniklerin sayısı çok arttı böylece klinikte varsa direkt ağızdan, yoksa alınan ölçüye göre dijital tarayıcılar ile okunup minimum hata payı ile çok kaliteli ve estetik protezler kısa sürede hazırlanıyor. Estetik olanlar ''full seramik'' olarak geçer bunlarında bir sürü çeşitleri vardır, zirkonyum destekli, ips-empress gibi. Güvenilir bir hekim bulun onun yönlendirmesi ile CAD/CAM li bir full seramik yaptırın memnun kalmamanız mümkün değil.
Bu mesela ips-empress
www.ivoclarvivadent.us
Ama full seramikler içerisinden seçimde biraz daha hekim yönlendirmesini dinlemekte fayda var yalnız bunlar pahalıdır annenizinkine göre ama sonucu mükemmel olur.
Metal desteklilerde ışık geçirgenliği olmadığı için de ''birkaç dişe'' uygulamalarda daha az tatmin edici bir görüntü çıkıyor, daha opak kalıyor:
www.disdizayn.com
Üst ön iki diş için kesinlikle benim dediğim yöntemi seçin, sonuçta diş sayısı az olduğundan yüksek maliyeti çok etkilemez, ama en az 10-15 sene tatminkar bir görüntü ile sıkıntısız kullanırsınız.
0
long live rock n roll
Yarın, vatanımı doğru düzgün koruyabilmek maksadıyla, 8 yıllık upuzun saçımı kestireceğim. Bir moral alkışı versenize..?
Yarın, vatanımı doğru düzgün koruyabilmek maksadıyla, 8 yıllık upuzun saçımı kestireceğim. Bir moral alkışı versenize..?
0
Kısa saçlı erkekler bana hep daha çekici gelmiştir, sen daha da çekici olacaksın, eminim.
Not: Bir bağyan.
Not: Bir bağyan.
0
masa penisi
s.b. ben kişisel olarak yüzyüze konuşulması taraftarıyım, halledenler oluyor mu telefonla bu işleri? etkili olması için nasıl çaba sarfediyorsunuz? ben yüzyüze konuşmanın yerini tutmaz diyorum ama emin de olamıyorum bazen devir değişti.
s.b. ben kişisel olarak yüzyüze konuşulması taraftarıyım, halledenler oluyor mu telefonla bu işleri? etkili olması için nasıl çaba sarfediyorsunuz? ben yüzyüze konuşmanın yerini tutmaz diyorum ama emin de olamıyorum bazen devir değişti.
0
İki taraf ön yargısız olduktan sonra dumanla bile halledilir ama ön yargılı konusurlarsa ve egolar bi tarafa bırakılmazsa yüz yüze bile anlaşılmaz bence.
0
telefonda konuşarak bir ihtimal ama kendi adıma konuşacak olursam, internette halledemiyorum ben artık. eskiden tam bir sanal sexs canavarıydım, herkesle çok iyi diyalog kurabilirdim falan. artık beceremiyorum. eksik geliyor. ses duyma, mimik görme ve gösterme ihtiyacı hissediyorum. yazdığım hiçbir şey gerçek değilmiş gibi görünüyor mesele gönül işi olunca. ha yüz yüze çok daha donuk ve malım, o yüzden gemiyi hala netten yürütmeye gayret ediyorum. genel olarak seninle aynı fikirdeyim, yüz yüze konuşmanın yerini kesinlikle tutmaz.
0
materyalist imam
Çeyiz Sandığı almaya gelindiğinde erkek kardeş olarak avanta almam gerekiyormuş. Aslında düşünce olarak hiç sevmediğim şeyler, çok yapasım yok. Akbabalık gibi.Gel gelelim aile büyükleri gelenek bu olmaz öyle vs diyor. Yalan yok, öğrenci adamım para da tatlı gelmiyor değil he. Ağustos'ta Zeytinli fes
Çeyiz Sandığı almaya gelindiğinde erkek kardeş olarak avanta almam gerekiyormuş. Aslında düşünce olarak hiç sevmediğim şeyler, çok yapasım yok. Akbabalık gibi.
Gel gelelim aile büyükleri gelenek bu olmaz öyle vs diyor. Yalan yok, öğrenci adamım para da tatlı gelmiyor değil he. Ağustos'ta Zeytinli fest falan var.
Napsam yolsam mı ben de biraz gelenek ayağına? Yaparsam parayı alınca omzuna vurup "Okul bitsin para kazanayım ödeşiriz knk" falan derim muhtemelen yediremeyip. Yeğenim olunca da gitar falan alırım çocuğa küçüklukten başlasın diye odesmis oluruz di mi la? Akbabalık olmuyor tam, geçici Akbabalık oluyor böyle di mi? :(
Gel gelelim aile büyükleri gelenek bu olmaz öyle vs diyor. Yalan yok, öğrenci adamım para da tatlı gelmiyor değil he. Ağustos'ta Zeytinli fest falan var.
Napsam yolsam mı ben de biraz gelenek ayağına? Yaparsam parayı alınca omzuna vurup "Okul bitsin para kazanayım ödeşiriz knk" falan derim muhtemelen yediremeyip. Yeğenim olunca da gitar falan alırım çocuğa küçüklukten başlasın diye odesmis oluruz di mi la? Akbabalık olmuyor tam, geçici Akbabalık oluyor böyle di mi? :(
0
Şimdi böyle diyenler düğün zamanı baldizlarina kayincolarina para kaptiracaklar ya çok guluyorum.
Eğer karşı tarafın durumu iyi ise, düğünü borca bata bata yapmiyolarsa iste gitsin. Ama 100 lira verirlerse 200 alicam diye cirkeflesme.
Eğer karşı tarafın durumu iyi ise, düğünü borca bata bata yapmiyolarsa iste gitsin. Ama 100 lira verirlerse 200 alicam diye cirkeflesme.
0
bu isin raconu boyle. zaten alacagin hepi topu 50-100tl birsey. oyle agirliginca altin falan vermeyecekler. akbabalik degil.
0
O gun damadı herkes oyle bir yolacak ki pastacisindan kuaforune kadar, seni hatirlamaz bile. Cirkefe yatma ama ne verirse al çekil.
0
Gelenek adı altında sevimli gösterilmeye çalışılan akbabalık.Gelin başı bile en son 2000 tl filandı galiba, sana vereceği 100'tl yi çoktan hazırlamıştır, düğünü yapan bu yola kendisini hazırlıyordur diye tahmin ediyorum.
0
abi düğün yapan adamlar genelde kayınçoya baldıza giden paraya değil alakasız millete verdikleri paraya acıyorlar. seninkini takmaz bile. çirkeflik yapma yeter.
0
konskenkova
öncelikle yaklaşık 1,5 yıldır çıkıyoruz. kız izmirde bende istanbuldayım. geçen sene o yurt dışındaydı doğum gününü kutlayamadık. neyse haftaya doğum günü mesajlaştığımız da kız bana hediye olarak ne aldığımı sordu şakayla karışık. ben de başta söylemedim bu tarz şeyleri sevmediği için bende puzzle
öncelikle yaklaşık 1,5 yıldır çıkıyoruz. kız izmirde bende istanbuldayım. geçen sene o yurt dışındaydı doğum gününü kutlayamadık. neyse haftaya doğum günü mesajlaştığımız da kız bana hediye olarak ne aldığımı sordu şakayla karışık. ben de başta söylemedim bu tarz şeyleri sevmediği için bende puzzle almayı düşündüğümü söyledim en sonunda. birlikte seçer alır; birlikte yaparız sonra dedim. bunu dememin nedeni de öncesinde netten puzzle bakarken benim beğendiklerimi beğenmiyordu ondan böyle söyledim. hatta ben bir izmire geleyim bir hasret giderelim de bakarız sonra zaten dedim. neyse başladı atara tribe. böyle iş mi olur, birlikte mi alacağız ne anlamı kaldı demeye. izmire de gelme istemiyorum zorla iş mi yaptırıyorum sana gelme falan dedi. odunsun kadının ruhunu okşamayı bilmiyorsun şöylesin böylesin diye bir dünya laf söyledi. içimden "siktir git" diyesin geliyor gerçekten. çünkü tamam bazı şeyleri düşünememiş olabilirim, onu yaptıklarım onu tatmin edecek şeyler olmayabilir ama iyi niyetle kendi çapımda şeyler yapmaya çalışıyorum. normalde doğum günlerini pek sallamam benim doğum günüm de bana iki güzel sözü yetiyor yemin ederim. ben mümkün olduğunca tarafsız yazmaya çalıştım ama odunluk bende mi benim kız çok mu kezban?
ps: uzun yol zaten ayrıl demeyin lütfen. mevcut durumda kim haklı, çıkış yolu söyleseniz yeterli
ps: uzun yol zaten ayrıl demeyin lütfen. mevcut durumda kim haklı, çıkış yolu söyleseniz yeterli
0
Öküzlük olarak görmesem de hediyenin sürpriz olanı güzel bence. Birlikte alınan hediye ne bileyim zoraki geliyor bana biraz siz böyle düşünmemiş olsanız bile. Kız Kezban diil siz de öküz diilsiniz, biraz daha ince düşünebilirsiniz bu konularda sadece.
0
anlattın mı bu düşünceni? benim seçtiğimi beğenmiyorsun diye beraber seçeriz dedim gibisinden?
0
oeh o zaman periyoduna denk gelmiş olabilirsin. maalesef erkek tarafı hep alttan almak zorunda.
0
sizin bakış açınızla gelecek doğumgününe de direkt hediye çeki verin gitsin hediyesini kendi beğenip alsın mağazadan :))
kız haklı, sanki önemsememişsiniz gibi olmuş. illa puzzle alacaksanız doğum gününden önce beraberken beğendiği bir tanesini aklınızın köşesine yazarsınız, sonra yalnız gider alırsınız. "benim aldığımı beğenmiyor nası olsa" diye hediye seçmeye beraber gitmek pek şık olmamış.
kız haklı, sanki önemsememişsiniz gibi olmuş. illa puzzle alacaksanız doğum gününden önce beraberken beğendiği bir tanesini aklınızın köşesine yazarsınız, sonra yalnız gider alırsınız. "benim aldığımı beğenmiyor nası olsa" diye hediye seçmeye beraber gitmek pek şık olmamış.
0
yaşlar önemli, tahmin ediyorum 22- yaşlardasınız. o yüzden çok sallama ama bu durum normal değil. para önemli ama bu konularda değil.
0
birlikte alırızı okuyunca eyvaaah dedim atar geliyor ve yanılmadım :)
bro acı bi tecrübe olmuş.
bro acı bi tecrübe olmuş.
0
Kiza oyle denmez yanlis anlama bildigim halde ben de ya nolcak diyip senin gibi davraniyorum erkek mantigiyla asiri dogru geliyor ama karsi taraftan o kadar dogru olmuyor ben de aci aci tecrube ettim hep
0
1. doğum günü hediyesi için puzzle pek güzel bir hediye değil.
2. birlikte seçelim diyerek sıvamışsın.
kezbalınla alakası yok hoş her türk kızı günde 5 kez kezban olarak anılmasa günü geçiremiyor artık. neyini beğenmedin kezban de geç. içten bir şekilde sadece doğum gününü kutlasan belki birlikte ona hediye olarak puzzle almandan daha çok sevinir. o senin emeğini görmek istiyor sense kolaya kaçmaya çalışıyorsun. utanmasan hediye çeki vereceksin kıza uğraştırma beni ne istiyorsan git al der gibi.
2. birlikte seçelim diyerek sıvamışsın.
kezbalınla alakası yok hoş her türk kızı günde 5 kez kezban olarak anılmasa günü geçiremiyor artık. neyini beğenmedin kezban de geç. içten bir şekilde sadece doğum gününü kutlasan belki birlikte ona hediye olarak puzzle almandan daha çok sevinir. o senin emeğini görmek istiyor sense kolaya kaçmaya çalışıyorsun. utanmasan hediye çeki vereceksin kıza uğraştırma beni ne istiyorsan git al der gibi.
0
1. sevgilinden "kız" diye bahsetme, hiç hoş değil.
2. sevgilin saçmalamış.
3. sevgiline hak verenleri gördükçe şaşkınlığım on yüz milyon kat daha arttı.
2. sevgilin saçmalamış.
3. sevgiline hak verenleri gördükçe şaşkınlığım on yüz milyon kat daha arttı.
0
puzzle alıcam doğum gününde dediysen haklı. sürpriz yaptım bu da hediyen ama asıl hediyen başka, onu söylemem de :))
0
Bence bu hediye olayı yüzünden kavga etmek çok saçma. Önemli olan birlikteyken güzel keyifli vakit geçirmek.Mesela sen hediye almasan ama yanına gidip güzel bir şekilde birlikte vakit geçirip, bi pastaa kesseniz bile bu kutlama olur. Ama bu konuda insanlar ikiye ayrılıyor sanırım :
-Hediye olayını aşırı önemseyenler
-Hediye olayını fazla önemsemeyenler
Sanırım siz de bir önemseyen ve önemsemeyen çifti olmuşsunuz. Dolasıyla tam olarak haklı ya da haksız yok burada, görüş farklılığı var. Benim şahsi fikrime göre de siz haklısınız. Samimiyet ve içtenlik olmadıktan sonra tutup en iyi hediyeyi koysanız ne olacak sanki.
Oturup bu konudaki duygu ve düşüncelerinizi ifade etmek en mantıklı çözüm.
-Hediye olayını aşırı önemseyenler
-Hediye olayını fazla önemsemeyenler
Sanırım siz de bir önemseyen ve önemsemeyen çifti olmuşsunuz. Dolasıyla tam olarak haklı ya da haksız yok burada, görüş farklılığı var. Benim şahsi fikrime göre de siz haklısınız. Samimiyet ve içtenlik olmadıktan sonra tutup en iyi hediyeyi koysanız ne olacak sanki.
Oturup bu konudaki duygu ve düşüncelerinizi ifade etmek en mantıklı çözüm.
0
abi puzzle neymiş la? valla benim sevgilimde puzzle ı çok seviyorda öyle bir hediye alsam her gün birer parça olmak üzere 1 yıl boyunca götüme sokar o hediyeyi
0
hediyeyi beğenmemek herkesin hakkı.
hediyeyi beğenmediğini belirtmek çiğliktir/basitliktir.
daha romantik bir hediye beklemesi kızarkadaşının hakkıdır.
ama bana ne hediye aldın diye sorması falan romantik hediye beklentisinden çok maddecilik göstergesi bence.
hediyeyi beğenmediğini belirtmek çiğliktir/basitliktir.
daha romantik bir hediye beklemesi kızarkadaşının hakkıdır.
ama bana ne hediye aldın diye sorması falan romantik hediye beklentisinden çok maddecilik göstergesi bence.
0
ya ben lan neyse
selamlar,mesela diyelim adamda hepatit b var. kan yoluyla geçiyor çoğunlukla.öpüşmeyle tokalaşmaysa vs. geçmez deniyor.aslında hepatit b li kişinin nefesinde bile var bu mikrop değil mi? teorik olarak 1 tane bile olsa nefesinde de oluyor o virüs değil mi? mesela onunla aynı evde yaşayanlar illaki o
selamlar,
mesela diyelim adamda hepatit b var. kan yoluyla geçiyor çoğunlukla.
öpüşmeyle tokalaşmaysa vs. geçmez deniyor.
aslında hepatit b li kişinin nefesinde bile var bu mikrop değil mi? teorik olarak 1 tane bile olsa nefesinde de oluyor o virüs değil mi? mesela onunla aynı evde yaşayanlar illaki o virüse maruz kalıyor ama o kadar az ki hastalık yapmıyor.
doğru mudur? bu mikrop bulaşma olaylarında böyle bir şey var değil mi?
mesela diyelim adamda hepatit b var. kan yoluyla geçiyor çoğunlukla.
öpüşmeyle tokalaşmaysa vs. geçmez deniyor.
aslında hepatit b li kişinin nefesinde bile var bu mikrop değil mi? teorik olarak 1 tane bile olsa nefesinde de oluyor o virüs değil mi? mesela onunla aynı evde yaşayanlar illaki o virüse maruz kalıyor ama o kadar az ki hastalık yapmıyor.
doğru mudur? bu mikrop bulaşma olaylarında böyle bir şey var değil mi?
0
Hepatit b antijeni nefeste değil ''vücut sıvılarında'' bulunur.Ter, tükürük, kan, seminal sıvı, vajinal sıvı vs vs sıvıda var.
Hatta bu yüzden hiç aklınıza gelmeyecek spor salonlarının temizliği çok önemli. Çünkü hastane vb kan ile bulaşma ortamı olan yerlerde zaten bu risk bilindiği için dikkat ediliyor. hijyenik spor salonlarında görevli ya da kişinin kendisi aletleri kullandıktan sonra dezenfektan püskereterek (evet etkilidir) terli ve kontamine yüzeyi temizler. Hepatitli birisinin terlemesi ile elini değdiği yerlere antijen bulaşabilir ve elinizde kesik vs varsa, aşınız da yoksa çok çok çok düşük de olsa teorik olarak risk teşkil eder. Aşısı olanın korkmasına lüzum yok, bir de spor salonlarının bazıları hepatit testi istiyor.
En azından hepatitli kişinin kullandığı aletlere temizlik konusunda hassasiyet gösterilebilir, ama ben hiç görmedim böyle bir uygulama. O yüzden endişelenen aşısını olsun.
Aynı evde yaşayanlar için aşı son derece etkili ve koruyucudur , hepatit b aşısı şu an cinsel hastalıkla/kan yoluyla bulaşan hastalıklar içerisindeki virüslere karşı en etkili aşıdır.
Öpüşme ile bulaşma düşük risk teşkil eder, doğal bağışıklık sistemimiz bu konuda iyi çalışıyor. Ama ağızda bir yukarıda arkadaşın dediği gibi açık yara/kanama/ diş eti hastalığı varsa bulaşabilir.Ama bilmeden öptünüz diyelim ki, aşısı olan ve bağışık bireyin yine korkmasına lüzum yoktur.
Yazmışken aşı ile de ilgili şöyle bir bilgi vereyim;
Rutinde 3 doz yapılır ama ilk doz yapıldıktan itibaren düşük de olsa bağışıklık başlar. Dünya Sağlık Örgütü bu oranları açıklamıştı şu an hatırlamıyorum ama ilk doz %10 , ikinci doz %30 üçüncü doz ise %90 ve üstü civarında seyrediyordu.
Kişinin bağışıklık sistemi ve beslenme durumu çok kötü değilse aşı genelde tutuyor, ama uygun koşullarda saklanmayan aşılar bozuluyor ve etkisiz kalıyor. O yüzden aşı dozlarını tamamladıktan 3-6 ay sonra antikor seviyelerine baktırıp aşının tutup tutmadığından emin olmalısınız.
Eskiden 5 senede bir yenileniyordu ancak WHO artık bağışık kişilerde rapel doza gerek olmadığını ve 3 doz aşısını yaptırmış ve antikor oluşturmuş kişilerin ömür boyu bağışıklığının devam ettiğini açıkladı.Antikor düzeyi düşse de hepatit antijeni ile karşılasınca bellek hücrelerinin sayısı artarak uygun savunmayı gerçekleştiriyor.
Özet: aşı ol.
Hatta bu yüzden hiç aklınıza gelmeyecek spor salonlarının temizliği çok önemli. Çünkü hastane vb kan ile bulaşma ortamı olan yerlerde zaten bu risk bilindiği için dikkat ediliyor. hijyenik spor salonlarında görevli ya da kişinin kendisi aletleri kullandıktan sonra dezenfektan püskereterek (evet etkilidir) terli ve kontamine yüzeyi temizler. Hepatitli birisinin terlemesi ile elini değdiği yerlere antijen bulaşabilir ve elinizde kesik vs varsa, aşınız da yoksa çok çok çok düşük de olsa teorik olarak risk teşkil eder. Aşısı olanın korkmasına lüzum yok, bir de spor salonlarının bazıları hepatit testi istiyor.
En azından hepatitli kişinin kullandığı aletlere temizlik konusunda hassasiyet gösterilebilir, ama ben hiç görmedim böyle bir uygulama. O yüzden endişelenen aşısını olsun.
Aynı evde yaşayanlar için aşı son derece etkili ve koruyucudur , hepatit b aşısı şu an cinsel hastalıkla/kan yoluyla bulaşan hastalıklar içerisindeki virüslere karşı en etkili aşıdır.
Öpüşme ile bulaşma düşük risk teşkil eder, doğal bağışıklık sistemimiz bu konuda iyi çalışıyor. Ama ağızda bir yukarıda arkadaşın dediği gibi açık yara/kanama/ diş eti hastalığı varsa bulaşabilir.Ama bilmeden öptünüz diyelim ki, aşısı olan ve bağışık bireyin yine korkmasına lüzum yoktur.
Yazmışken aşı ile de ilgili şöyle bir bilgi vereyim;
Rutinde 3 doz yapılır ama ilk doz yapıldıktan itibaren düşük de olsa bağışıklık başlar. Dünya Sağlık Örgütü bu oranları açıklamıştı şu an hatırlamıyorum ama ilk doz %10 , ikinci doz %30 üçüncü doz ise %90 ve üstü civarında seyrediyordu.
Kişinin bağışıklık sistemi ve beslenme durumu çok kötü değilse aşı genelde tutuyor, ama uygun koşullarda saklanmayan aşılar bozuluyor ve etkisiz kalıyor. O yüzden aşı dozlarını tamamladıktan 3-6 ay sonra antikor seviyelerine baktırıp aşının tutup tutmadığından emin olmalısınız.
Eskiden 5 senede bir yenileniyordu ancak WHO artık bağışık kişilerde rapel doza gerek olmadığını ve 3 doz aşısını yaptırmış ve antikor oluşturmuş kişilerin ömür boyu bağışıklığının devam ettiğini açıkladı.Antikor düzeyi düşse de hepatit antijeni ile karşılasınca bellek hücrelerinin sayısı artarak uygun savunmayı gerçekleştiriyor.
Özet: aşı ol.
0
bana da mi lolo
Malum üç tür vücut tipi var biri kendiliğinden kaslı böyle biscolata doğanlar, yağlanmaya meyilli olanlar ve de bi pislik tip var ki o da ne yerse yesin kilo alamayanlar. Dar omuz çatılı, zayıf, çok zor kilo alan tiplere malum ektomorf deniyor. En mal genlerin bi araya gelmesiyle oluşan bizler maale
Malum üç tür vücut tipi var biri kendiliğinden kaslı böyle biscolata doğanlar, yağlanmaya meyilli olanlar ve de bi pislik tip var ki o da ne yerse yesin kilo alamayanlar. Dar omuz çatılı, zayıf, çok zor kilo alan tiplere malum ektomorf deniyor. En mal genlerin bi araya gelmesiyle oluşan bizler maalesef.
Üstesinden gelen de çok var ama sıkı bi yemek ve sporla aylarını yıllarını vererek durumu kotaranlar. Şimdi ektomorf bi insan şu capsteki gibi olabilir mi??
Bunun için çalışmak mı gerekiyor bu yoksa salt allah vergisi mi?
Üstesinden gelen de çok var ama sıkı bi yemek ve sporla aylarını yıllarını vererek durumu kotaranlar. Şimdi ektomorf bi insan şu capsteki gibi olabilir mi??
Bunun için çalışmak mı gerekiyor bu yoksa salt allah vergisi mi?
0
bu ektomorf değil mezomorf olması lazım
ekto bodyciler en seksi bodycilerdir yalnız bence tabi
ekto bodyciler en seksi bodycilerdir yalnız bence tabi
0
ekto olan birisi böyle olabilir mi işte sorum, capsteki ekto değil tabi ki :)
0
bilekler o kadar kalın olamaz ama ektocu çok daha seksi olabilir onu diyorum
0
Resimden hiçbir şey anlaşılmıyor, yüzünün yerine direkt en azından anatomik olarak biraz daha belirgin bir resmini koysaydın.
0
Spor yaparsan çok göze batmaz bence 1 aydır spor yapıyorum farkı gördüm açıkçası 67 den 72 kiloya çıktım spora yazıl kısacası
0
Ektomorf diye yerden yere vurduğun vücut tipine en iyi 2 örnek Brad Pitt ve Michael Jordan'dır..
0
aslında herkesin vücut tipi farklı. ektomorf ince kemikli, narin, zayıf insanlar için kullanılan bi ifade. pek bi önemi yok yani.
insanların vücut tipi 3 kategoriden oluşmuyor. kan grubu değil bu.
insanların vücut tipi 3 kategoriden oluşmuyor. kan grubu değil bu.
0
Capsi goremiyorum mobilden girdigimden dolayi ama sunu soyleyeyim ektomorf vucut berbat bir vucut tipi degildir. Endo ve mezoya gore birtakim avantajlari var. Yani su vucut tipi iyidir ya da kotudur denemez her biri kendine gore bazi avantajlarla one cikiyor.
Ornegin ektomorflarin kas yapisi dayanikli, mukavemeti yuksek olur. Ani direncten ziyade biraz daha uzun sureye dayanan direnci var. Mezo veya ekto kadar guc uretemesen de bir isi yaparken yorulmaz onlara gore cok daha zor olur.
Kilo alamamak hem avantaj hem dezavantaj. Genclik yaslarinda kilo almakta zorlanirsin ama ozellikle orta yastan sonra endo ve mezolar kilo vermek icin g.tunu yirtar. Sen zorlanmazsin bile.
Ektonun one ciktigi bir baska alan hacim basinda dusen guc miktari en fazla olan grup olmasi.
Arkadaslar da soylemisler zaten kas yapmasi zordur evet ama yaptigin zaman yag oranin ideal duzeyde ise en estetik vucuda sahip olursun. Genetik gucsuzlugunun de vucut yaparak asmis olursun. Yani hem dayanikli hem de guclu bir vucudun olur. Vucudun da hantal degil cevik olur.
isini bilene benim sahsi gorusum ekto her zaman ondedir.
Ornegin ektomorflarin kas yapisi dayanikli, mukavemeti yuksek olur. Ani direncten ziyade biraz daha uzun sureye dayanan direnci var. Mezo veya ekto kadar guc uretemesen de bir isi yaparken yorulmaz onlara gore cok daha zor olur.
Kilo alamamak hem avantaj hem dezavantaj. Genclik yaslarinda kilo almakta zorlanirsin ama ozellikle orta yastan sonra endo ve mezolar kilo vermek icin g.tunu yirtar. Sen zorlanmazsin bile.
Ektonun one ciktigi bir baska alan hacim basinda dusen guc miktari en fazla olan grup olmasi.
Arkadaslar da soylemisler zaten kas yapmasi zordur evet ama yaptigin zaman yag oranin ideal duzeyde ise en estetik vucuda sahip olursun. Genetik gucsuzlugunun de vucut yaparak asmis olursun. Yani hem dayanikli hem de guclu bir vucudun olur. Vucudun da hantal degil cevik olur.
isini bilene benim sahsi gorusum ekto her zaman ondedir.
0
duma duma dum
Kafa yapar mı? Iki ampul yaptı. Çıktıktan sonra sersem gibiydim, eve gelince de her şeye gülmeye falan başladım. Psikolojik bu mu yoksa etkiler mi iğne?
Kafa yapar mı? Iki ampul yaptı. Çıktıktan sonra sersem gibiydim, eve gelince de her şeye gülmeye falan başladım. Psikolojik bu mu yoksa etkiler mi iğne?
0
psikolojiktir herhalde, bana "uyuşturmadı ki bu" dedim diye iki tane birden saplamıştı hiç kafayı falan bulmadım.
0
fazıl sayma
sb.
sb.
0
www.osym.gov.tr
100 üzerinden 88 iyi bir not mu? diye sormadığınızı varsayıyorum.. yds ne derece geçerli bir sınav merak ediyorsunuz o halde. uluslararası sınavlarla denkliğini linkte bulabilirsiniz.
100 üzerinden 88 iyi bir not mu? diye sormadığınızı varsayıyorum.. yds ne derece geçerli bir sınav merak ediyorsunuz o halde. uluslararası sınavlarla denkliğini linkte bulabilirsiniz.
0
always good+ 1
Okuma iyidir ama diğerlerinde çuvallayabilir.
Yds'den 90 üzeri alıp da akademik yazı yazamayan bir sürü insan var.
Konuşmayı, yazı yazma becerisini ölçmez hep diyorum yds grammar ve vocabulary odaklı bir sınavdır, dili kullanma becerisini ölçmez.
Okuma iyidir ama diğerlerinde çuvallayabilir.
Yds'den 90 üzeri alıp da akademik yazı yazamayan bir sürü insan var.
Konuşmayı, yazı yazma becerisini ölçmez hep diyorum yds grammar ve vocabulary odaklı bir sınavdır, dili kullanma becerisini ölçmez.
0
sen olmayan cocuk benim
Rules, Patterns and Words Grammar and Lexis in English Language Teaching İngilizce öğretiminde kurallar, desenler, kelime grameri ve sözcük bilgisi
Rules, Patterns and Words Grammar and Lexis in English Language Teaching İngilizce öğretiminde kurallar, desenler, kelime grameri ve sözcük bilgisi
0
phoenixboy
Random gülüşleri aptalca buluyorum. Gerçi çoğu zaman kendi yaptıklarımı da aptalca buluyorum ama bu başka türlü bi saçmalık sanki. Niye gıcık olduğumu da bilmiyorum. Siz de kullanıyor musunu?
Random gülüşleri aptalca buluyorum. Gerçi çoğu zaman kendi yaptıklarımı da aptalca buluyorum ama bu başka türlü bi saçmalık sanki. Niye gıcık olduğumu da bilmiyorum. Siz de kullanıyor musunu?
0
Ben kullanıyorum çok da seviyorum, internet ortamında gayet de liseliye bağlıyorum valla benim klavyem benim kararım zaaaXD
0
sdfhdhdfhd
Q:WeQ:wEQ:EQ:w (bunu kullananlar 13-18 arası genelde, lol oyununda çok rastlıyorum)
asdadsasdas
xzczbvxcbxcb
qwpıfjdpgıdsdg
Q:WeQ:wEQ:EQ:w (bunu kullananlar 13-18 arası genelde, lol oyununda çok rastlıyorum)
asdadsasdas
xzczbvxcbxcb
qwpıfjdpgıdsdg
0
bazen oyle seyler denk geliyor ki asiri derece gulmekle ortaya cikan enerji klavyeye hunharca saldirmakla sonuclaniyor. o yuzden kullananlara bisey diyemiyorum. her lafa kullaniyorsa civiktir efendim
0
yatagants
Saat 11:30'da çekildi.Kanaması, ağrısı falan bitti. Patates püresi yiyorum şuan.8 Saat geçmiş nerdeyse bi sigara içsem olur mu?
Saat 11:30'da çekildi.
Kanaması, ağrısı falan bitti. Patates püresi yiyorum şuan.
8 Saat geçmiş nerdeyse bi sigara içsem olur mu?
Kanaması, ağrısı falan bitti. Patates püresi yiyorum şuan.
8 Saat geçmiş nerdeyse bi sigara içsem olur mu?
0
sıkıntı olmaz bence. ben kanal tedavisi yaptırdıktan sonra içmiştim.
0
Sıkıntı olur alveolit olursunuz içmeyin.
48 saat içmemeniz lazım.
Kanal tedavisi ile aynı şey değil.
Birazdan ''ben içtim bir şey olmadı yeaa''cılar da gelecektir tabi siz bilirsiniz.
48 saat içmemeniz lazım.
Kanal tedavisi ile aynı şey değil.
Birazdan ''ben içtim bir şey olmadı yeaa''cılar da gelecektir tabi siz bilirsiniz.
0
İki gün içilmemesi gerektiği söyleniyor, sonradan sıkıntıya yol açabiliyormuş, malum açık yara orası.
Ben dayanamayıp içmiştim ama siz kendinizi tutabiliyorsanız içmeyin bence.
Ben dayanamayıp içmiştim ama siz kendinizi tutabiliyorsanız içmeyin bence.
0
ahm1
bugün parmağımı demir bir şeyle kestim, hemşire aşıyı yaptı, 5 sene korur dedi gitti ama birkaç ay önce bir arkadaşımı köpek ısırmıştı, 3 kere aşı tetanoz aşısı olmuştu. benim aşı olmam gerekiyor mu? aşılar arasında fark mı var acaba? yani biri eski tip biri yeni tip falan mı?
bugün parmağımı demir bir şeyle kestim, hemşire aşıyı yaptı, 5 sene korur dedi gitti ama birkaç ay önce bir arkadaşımı köpek ısırmıştı, 3 kere aşı tetanoz aşısı olmuştu. benim aşı olmam gerekiyor mu? aşılar arasında fark mı var acaba? yani biri eski tip biri yeni tip falan mı?
0
kuduz 5 dozdur onla karıştırıyordur/ karıştırıyorsunuzdur.
kuduz hayvan ölmediyse 3 dozda bırakıyorlar.
tetanoz 5 sene korur evet.
Edit: ben erişkinlerden bahsediyordum şurada detaylı anlatıyor aslında
Çocukken tüm dozları olduysanız rapel tek doz yapılıyor yani.Ama olup olmadığınızı bilmiyorsanız baştan yapılıyor.
www.tihud.org.tr
kuduz hayvan ölmediyse 3 dozda bırakıyorlar.
tetanoz 5 sene korur evet.
Edit: ben erişkinlerden bahsediyordum şurada detaylı anlatıyor aslında
Çocukken tüm dozları olduysanız rapel tek doz yapılıyor yani.Ama olup olmadığınızı bilmiyorsanız baştan yapılıyor.
www.tihud.org.tr
0
sen olmayan cocuk benim
“An investigation of multiple intelligences and self-efficacy in the university, English as a second language classroom”
“An investigation of multiple intelligences and self-efficacy in the university, English as a second language classroom”
0
''Üniversitede çoklu zeka ve öz yeterliliğe yönelik bir araştırma, ikinci bir il sınıfı olarak İngilizce''
Gibi bir şey çıkıyor ama daha anlamlı olması için kendinde de konu içeriğine göre oynama yapabilirsin.
Gibi bir şey çıkıyor ama daha anlamlı olması için kendinde de konu içeriğine göre oynama yapabilirsin.
0
sen olmayan cocuk benim
An analysis of teacher self-efficacy, teacher trust, and collective efficacy in a southwest Texas school district
An analysis of teacher self-efficacy, teacher trust, and collective efficacy in a southwest Texas school district
0
karina zeviani
yapmak istediğim şeyin doktorluk olmadığından eminim.i'm sure that i want to do is.... kuramadım yardım.
yapmak istediğim şeyin doktorluk olmadığından eminim.
i'm sure that i want to do is.... kuramadım yardım.
i'm sure that i want to do is.... kuramadım yardım.
0
Şöyle diyebilirsin:
I 'm sure about one thing; being a doctor is not what i want to do.
I 'm sure about one thing; being a doctor is not what i want to do.
0
april12th
Ben böyle şeylerde çok utanıyorum. Genelde esnaflarla olan alışverişimde de dedikleri fiyatı ödeyip çıkıyorum. Bizim sitenin altında bi spor salonu var. (Atletic-o). Burası 6 aydan kısa süreli üyelik almıyormuş, 6 ay fiyatı 800 lira. Ben 2 ay burda olduğumu, sonra gideceğimi söyleyince 325 lira olur
Ben böyle şeylerde çok utanıyorum. Genelde esnaflarla olan alışverişimde de dedikleri fiyatı ödeyip çıkıyorum.
Bizim sitenin altında bi spor salonu var. (Atletic-o). Burası 6 aydan kısa süreli üyelik almıyormuş, 6 ay fiyatı 800 lira. Ben 2 ay burda olduğumu, sonra gideceğimi söyleyince 325 lira olur dediler. Öyle ayaküstü konuştum.
Daha önce siteden biri telefonla konuşurken salona kayıt olduğunu, 6+1 ay için 675 lira ödediğini söylerken duymuştum. Bu yüzden soruyorum, söyledikleri fiyat üzerinden belli ki indirim yapmış, bir ay da hediye etmişler sanırım.
Şu durumda, ben 2 ay gitmek istediğim için, yazılmaya gittiğimde pazarlık etmeye çalışayım mı yoksa bu verdikleri fiyat normal mi? (fiyata her şey dahil, sauna, havuz, grup dersleri vs)
Bizim sitenin altında bi spor salonu var. (Atletic-o). Burası 6 aydan kısa süreli üyelik almıyormuş, 6 ay fiyatı 800 lira. Ben 2 ay burda olduğumu, sonra gideceğimi söyleyince 325 lira olur dediler. Öyle ayaküstü konuştum.
Daha önce siteden biri telefonla konuşurken salona kayıt olduğunu, 6+1 ay için 675 lira ödediğini söylerken duymuştum. Bu yüzden soruyorum, söyledikleri fiyat üzerinden belli ki indirim yapmış, bir ay da hediye etmişler sanırım.
Şu durumda, ben 2 ay gitmek istediğim için, yazılmaya gittiğimde pazarlık etmeye çalışayım mı yoksa bu verdikleri fiyat normal mi? (fiyata her şey dahil, sauna, havuz, grup dersleri vs)
0
spor salonları en cok 6 aylık/1 senelik gibi paketlerden para kazanır çünkü insanlar bi hevesle yazılır ama en fazla 1-2 ay sonra bırakır, ondan sonra düzenli gitmez/ hiç gitmez/ üyeliğini başkasına devreder. %70'lik kesim böyledir. Dolasıyla adam 800 lirayı peşin alırken aslında salonu 2 ay işgal edecek birisinden aldığını çok iyi bilir.
Ama senin durum 2 aylık olduğu için sende fazla indirmek istemezler çünkü onlar için kar payın düşük.
İstanbul piyasasını bilmiyorum ama o 25 tl yi de pazarlık payı diye koymuşlardır en son 300'e düşerler, sen de 300 ödemeyi teklif et bari :D
Ama senin durum 2 aylık olduğu için sende fazla indirmek istemezler çünkü onlar için kar payın düşük.
İstanbul piyasasını bilmiyorum ama o 25 tl yi de pazarlık payı diye koymuşlardır en son 300'e düşerler, sen de 300 ödemeyi teklif et bari :D
0
:D deneyeyim belki nakit diye indirir onu. hem pazarlık da yapmış olup hevesimi alırım ahah
0
Nasıl bir spor salonu orası öyle. Dışarıda kat kat daha ucuz salonlar var. Gayette kaliteli.
0
Cidden yok gidebileceğim başka bir yer diyorsan kesinlikle pazarlık yap. Ben o dediklerinin kralını yapan yerlerden yıllık 850-900 fiyat aldım. 2 ay da bedava verelim dediler 14 ay.
0
6 aya 800 diyip 325 demişse iyi açmış aslında. git de 6 aya 675 almmışsınız 250 veririm.
0
baris daima
selamprotein değerlerini merak ettiklerim var. nette bir ton şey yazıyor doğrusu ne ? tavuk göğsü ? lor ?yumurta ?
selam
protein değerlerini merak ettiklerim var. nette bir ton şey yazıyor doğrusu ne ?
tavuk göğsü ?
lor ?
yumurta ?
protein değerlerini merak ettiklerim var. nette bir ton şey yazıyor doğrusu ne ?
tavuk göğsü ?
lor ?
yumurta ?
0
Bu site güvenilir:
nutritiondata.self.com
tavuk göğsü 100 gramda 31 gram diyor
nutritiondata.self.com
yumurta 1 adet orta boyda (44gramda) 6 gram
lor 100 gramda 10 gram
nutritiondata.self.com
nutritiondata.self.com
tavuk göğsü 100 gramda 31 gram diyor
nutritiondata.self.com
yumurta 1 adet orta boyda (44gramda) 6 gram
lor 100 gramda 10 gram
nutritiondata.self.com
0
Tavuk göğsünde ortalama 21/22 gram protein var. Büyük boy yumurtada toplam 8 orta boy yumurtalarda toplam 6 gram protein var. Toplam diyorum zira beyazında ve sarısındaki protein değerinin toplamı bu. Yıl olmuş 2015 hala sarısı çöpe atan "badici"ler var amk. Lor değişir. Whey olanlarda ortalama 15 gram varken kazein tipli olanlarda daha fazla olabilir ama buda birkaç gramdan fazla olmaz.
0
letheavendangered
Lazim cok acil. Gulmeyin.
Lazim cok acil. Gulmeyin.
0
Tipine göre bak bakalım, curtain track button carrier diyor ama hook'lu filan da oluyormuş.
www.fabricdaddy.com
www.sailrite.com
www.sailrite.com
www.sailrite.com
tavandaki korniş de şu galiba:
Ceiling Curtain Track
www.fabricdaddy.com
www.sailrite.com
www.sailrite.com
www.sailrite.com
tavandaki korniş de şu galiba:
Ceiling Curtain Track
0
chicha
Her ikisi de yıldız mı onların? İsimlerini bilen var mı?
Her ikisi de yıldız mı onların? İsimlerini bilen var mı?
0
play.google.com
itunes.apple.com
star chart adlı bu uygulamayı akıllı telefonuna yüklersen gps ve interneti açıp kamerayı gökyüzüne yıldıza dogru tuttugunda sana tüm yıldızların gezegenlerin adını gösterir
gps ve internet ikiside tam olarak gerekiyomu bilmiyorum ama.
itunes.apple.com
star chart adlı bu uygulamayı akıllı telefonuna yüklersen gps ve interneti açıp kamerayı gökyüzüne yıldıza dogru tuttugunda sana tüm yıldızların gezegenlerin adını gösterir
gps ve internet ikiside tam olarak gerekiyomu bilmiyorum ama.
0
dessy
Vücut değil, saç olayını sorduğumu tekrar belirteyim :) Nem dengesini korumak için saçlarını birkaç günde bir yıkayan var mı? Varsa nasıl gidiyo? Yaşadıkları sıkıntılar neler?
Vücut değil, saç olayını sorduğumu tekrar belirteyim :) Nem dengesini korumak için saçlarını birkaç günde bir yıkayan var mı? Varsa nasıl gidiyo? Yaşadıkları sıkıntılar neler?
0
Her gün duş alıyorum ama saçımı her gün ''tam'' yıkamıyorum.
Şu an parabensiz bebe şampuanı kullanıyorum o zaten hiç köpürtmüyor şampuan gibi değil, azıcık diplerine filan sürüyorum o kadar. Yani saçım totalde hiç köpürmüyor ama hiç yağlanmıyor/kaşınmıyor da.
Saça ne kadar çok ve sık şampuan sürerseniz Ph dengesi bozulup o kadar sık yağlanma ve kaşınmaya başlar.
kısa saçlılar hatta aradaki günler şampuan sürmese bile olur bence.
Şu an parabensiz bebe şampuanı kullanıyorum o zaten hiç köpürtmüyor şampuan gibi değil, azıcık diplerine filan sürüyorum o kadar. Yani saçım totalde hiç köpürmüyor ama hiç yağlanmıyor/kaşınmıyor da.
Saça ne kadar çok ve sık şampuan sürerseniz Ph dengesi bozulup o kadar sık yağlanma ve kaşınmaya başlar.
kısa saçlılar hatta aradaki günler şampuan sürmese bile olur bence.
0
iki günde bir yıkıyorum.
dökülme sorunum yok.
biraz kuru sadece saçlarım, yağları karıştırdım uçlara sürüyorum.
Tek derdim kurutması uzun sürüyor, denizde kum bende saç çünkü.
dökülme sorunum yok.
biraz kuru sadece saçlarım, yağları karıştırdım uçlara sürüyorum.
Tek derdim kurutması uzun sürüyor, denizde kum bende saç çünkü.
0
yazın her gün. kışın 2 günde bir.
o muhabbetleri ben de çok duydum, saç derisinin ürettiği ve saçı besleyen doğal bir yağ varmış. yıkadıkça o yağ gidiyormuş ve saçlar güçsüz kalıyormuş.
ama saçını hergün (bazı günler iki kere) yıkadığı halde gayet gür, sağlıklı, az dökülen saçlara sahip olan bir arkadaşım var, bu teoriyi çürüttü. kişiye göre değişiyordur belki.
o muhabbetleri ben de çok duydum, saç derisinin ürettiği ve saçı besleyen doğal bir yağ varmış. yıkadıkça o yağ gidiyormuş ve saçlar güçsüz kalıyormuş.
ama saçını hergün (bazı günler iki kere) yıkadığı halde gayet gür, sağlıklı, az dökülen saçlara sahip olan bir arkadaşım var, bu teoriyi çürüttü. kişiye göre değişiyordur belki.
0
Her gün mutlaka yıkarım. Dışarıda çok zaman geçirdiysem bu sayı ikiye de çıkabiliyor. Aslında saçın sağlığı açısından yağlanması da gerekiyor. Gün aşırı yıkamak daha iyi diye biliyorum. Ama benimki artık bir alışkanlık olmuş tabi, ilkokuldan beri her sabah mutlaka duş alıyorum, saçlarımda şimdiye kadar dökülme, kepek vs gibi bir problem olmadı. Kestirdikten sonra çok hızlı uzadığını söyleyebilirim.
0
2 günde bir duş alırken yıkıyorum.
Sabah akşam yıkayanlar var te allam, başka işi yok milletin.
Sabah akşam yıkayanlar var te allam, başka işi yok milletin.
0
Kirlenme durumuna göre ya haftada bir, ya da haftada 2-3 kez yıkıyorum.
Eğer çok yağlı bir saç deriniz yoksa saçları her gün yıkamak iyi değildir. Saç derisinde de deri ve saç için iyi olan doğal bir yağ var. Yıkadığınızda bu yağı deriden almış oluyorsunuz. Her gün yıkamak da bu yüzden iyi değil.
Saçın çabuk kirlenmesini önlemek için, temiz ortamlarda bulunmak harici:
- Saçınızı fazla ellemeyeceksiniz, elinizdeki yağ ve kir ile kirleniyor.
- Uzun saçı açık bırakınca daha çok kirlenir, topladığınızda saçlar nedeniyle kir deriye zor ulaşıyor.
- Saçınızı yıkadığınızda tam temizlediğinize ve duruladığınıza emin olacaksınız. Haftada 1-2 kere saçınızı yıkıyorsanız en az iki kere şampuanlamanız lazım, saçın uzunluğuna göre kullanmanız gereken şampuan miktarı değişir.
- Saç derisine uygun bir şampuan kullanacaksınız.
Saçı toplamak hariç diğerlerini uyguladığım için haftada 1-3 kez yetiyor bana. Kirli görünmüyor, kokmuyor, bir problem yok.
Eğer çok yağlı bir saç deriniz yoksa saçları her gün yıkamak iyi değildir. Saç derisinde de deri ve saç için iyi olan doğal bir yağ var. Yıkadığınızda bu yağı deriden almış oluyorsunuz. Her gün yıkamak da bu yüzden iyi değil.
Saçın çabuk kirlenmesini önlemek için, temiz ortamlarda bulunmak harici:
- Saçınızı fazla ellemeyeceksiniz, elinizdeki yağ ve kir ile kirleniyor.
- Uzun saçı açık bırakınca daha çok kirlenir, topladığınızda saçlar nedeniyle kir deriye zor ulaşıyor.
- Saçınızı yıkadığınızda tam temizlediğinize ve duruladığınıza emin olacaksınız. Haftada 1-2 kere saçınızı yıkıyorsanız en az iki kere şampuanlamanız lazım, saçın uzunluğuna göre kullanmanız gereken şampuan miktarı değişir.
- Saç derisine uygun bir şampuan kullanacaksınız.
Saçı toplamak hariç diğerlerini uyguladığım için haftada 1-3 kez yetiyor bana. Kirli görünmüyor, kokmuyor, bir problem yok.
0
Her gun dus alip, gun asiri yikiyorum.Sacin her gun yikanmasi dogru degil demisti doktorum.
0
2 günde 1 şampuanlarım. eğer genede yağlandığını ve yıkamam gerektiğini düşünürsem duru suyla saç diplerini ovuyorum. Bu işlemde en az 5 6 saat temiz saçlara kavuşmamı sağlıyor.
0
günaşırı yıkarım genelde. ama bazen yaptığım aktiviteye ve havaya göre gün içinde de yıkadığım oluyor çünkü saçlarım çok yağlı. günaşırıyı geçirmem ama.
0
her gün dışarı çıkıyorsam hemen hemen her gün. ama çok detaylı bir yıkama yapmıyorum kiri tozu akıtacak kadar. evdeysem 2-3 günde 1
0
oha kadınlar ne kadar pismiş, ben daha normal bir insan olan dışkıladıkları fikrine bile yeni alışmaya çalışıyorum:D
valla ben yazın bi evden çıkarken bir de yatmadan önce. kışın sadece günde 1. şu ana kadar hiçbir zararını görmedim, saçımda dökülme yok. gerçi yaşım da genç ama olsun pek dökülecek gibi durmuyorlar. haftada 1 demiş ya ögh metrobüste camı kirleten kadın iamelf:/
valla ben yazın bi evden çıkarken bir de yatmadan önce. kışın sadece günde 1. şu ana kadar hiçbir zararını görmedim, saçımda dökülme yok. gerçi yaşım da genç ama olsun pek dökülecek gibi durmuyorlar. haftada 1 demiş ya ögh metrobüste camı kirleten kadın iamelf:/
0
six packsiz
Daha küçüktüm o zaman diyarbakır'dan bir öğretmen böyle nasıl diyeyim çamur gibi bir şey getirdi ama güzel kokuyordu. Sonra onu cezvede pişirip bize ikram etti tadı hala damağımda ağır bir şey değil çok güzel tadı vardı. Sütlü yapmıştı sanırım tam emin değilim. Kürt kahvesi demişti ama araştırdım he
Daha küçüktüm o zaman diyarbakır'dan bir öğretmen böyle nasıl diyeyim çamur gibi bir şey getirdi ama güzel kokuyordu. Sonra onu cezvede pişirip bize ikram etti tadı hala damağımda ağır bir şey değil çok güzel tadı vardı. Sütlü yapmıştı sanırım tam emin değilim. Kürt kahvesi demişti ama araştırdım hepsi farklı. Kuru kahve değil dediğim gibi çamurumsu.
Bilen arkadaşlar varsa çok sevinirim :)
Bilen arkadaşlar varsa çok sevinirim :)
0
kesin menengiçtir +1
tadı ve kokusu çok güzel.
o çamurumsu şey de antep fıstığı yağından kaynaklı.
tadı ve kokusu çok güzel.
o çamurumsu şey de antep fıstığı yağından kaynaklı.
0
Google'dan baktım ancak aradığım resmi göremedim. Dediğim gibi çamurumsu bir şeydi kuru kahve değildi. Nasıl anlatayım macun gibi diyeceğim değil arasında bir şeyler daha vardı.
0
www.nefisyemektarifleri.com
Evet bu teşekkürler herkese :) daha farklıydı aslında köyden getirdiği için olabilir ama tadı aynıdır sanırım. Bulup almam gerek şimdi :)
Evet bu teşekkürler herkese :) daha farklıydı aslında köyden getirdiği için olabilir ama tadı aynıdır sanırım. Bulup almam gerek şimdi :)
0
@godosu beklerken menengiç kahvesi, güneydoğu anadolu bölgesinde yaygın olarak yetişen menengiç(bir tür antep fıstığı)'ten yapıldığı için öyle deniyor olabilir. Hiç arap/kürt kahvesi diye duymadım ama kürtçe'de de ayrıyetten ismi varmış.
0
dur ben buna en doğru cevabı veriyorum, aradığın karışımlı dibek kahvesi.
içinde menengiç de var ama tadı çikolatalı gibi de, sütlü gibi de ve içinde süt yok.
www.mardinkuruyemis.com
ilk kez ben de güneydoğu'da içtim. kürt kahvesi demeye hakları var bence.
içinde menengiç de var ama tadı çikolatalı gibi de, sütlü gibi de ve içinde süt yok.
www.mardinkuruyemis.com
ilk kez ben de güneydoğu'da içtim. kürt kahvesi demeye hakları var bence.
0
masa penisi
sanırım farmakolojiye giriyor benim sorum, bi ilaç kullanmadığımızda belli bir süre bunun çekilmesi yaşanıyor vücutta uzun bi listesi var nasıl hissedilir vs diye. tahminen bu ilaç ne kadar vücuda alınmadığında çekilme işlemleri vücutta oluşmaya başlıyor?
sanırım farmakolojiye giriyor benim sorum, bi ilaç kullanmadığımızda belli bir süre bunun çekilmesi yaşanıyor vücutta uzun bi listesi var nasıl hissedilir vs diye. tahminen bu ilaç ne kadar vücuda alınmadığında çekilme işlemleri vücutta oluşmaya başlıyor?
0
ilaca bağlı.
hangi ilaç?
ilacın türüne göre değişir o yüzden genel bir cevap verilemez bu soruya.
hangi ilaç?
ilacın türüne göre değişir o yüzden genel bir cevap verilemez bu soruya.
0
ssri'ların etken maddesi seratonin değil. seratoninin geriemilimini engelliyorlar. birkaç hafta sürebiliyor.
doktor veya eczacı değilim kullanıma dayalı tecrübem var
doktor veya eczacı değilim kullanıma dayalı tecrübem var
0
okuyamıyom ben ya
Telefonunuzu kapatıyor musunuz? Uçak moduna alıyor musunuz demiyorum bakın. Anonslardan anladığım kadarıyla uçak havadayken uçak modunun sakıncası yok ama kalkarken ve inerken telefonların kapatılması isteniyor. 2 3 yıl önce tamamen kapatılıyordu, kapatıyordum. Şimdi sadece kalkarken inerken kapatı
Telefonunuzu kapatıyor musunuz? Uçak moduna alıyor musunuz demiyorum bakın. Anonslardan anladığım kadarıyla uçak havadayken uçak modunun sakıncası yok ama kalkarken ve inerken telefonların kapatılması isteniyor. 2 3 yıl önce tamamen kapatılıyordu, kapatıyordum. Şimdi sadece kalkarken inerken kapatıyorum, havada müzik dinlemek istersem uçak modunda açıyorum. Ama kimi görsem telefonları hep açık, yani uçak modunda mı bilmem de kalkarken inerken baya açık yani. Saklamıyorlar da. Ben mi yanlış duyuyorum acaba o anonsları?
Evet teşekkürler.
Evet teşekkürler.
0
Kapatıyorum , açık olanları da çaprazımdaysa filan ispitliyorum, yanımdaysa uyarıyorum.(yanımdakini ispitlemiyorum tüm uçuş onun tribini suratını çekemem afsdagad)
30 yaşında eşşek kadar adam o hale düşürmesin kendisini bi zahmet, kapatın diyorlarsa kapatılsın, türk mantığındaki gevşek insanlara uyuz oluyorum bu yüzden.
Bir de hostesten uyari yiyince " benimki ucus modunda?!!!" Diye atar yapan mallar var onlar yilin dahisi odulu filan vermek lazim. Kulakligi cikarsa anonsu duyar en azindan.
30 yaşında eşşek kadar adam o hale düşürmesin kendisini bi zahmet, kapatın diyorlarsa kapatılsın, türk mantığındaki gevşek insanlara uyuz oluyorum bu yüzden.
Bir de hostesten uyari yiyince " benimki ucus modunda?!!!" Diye atar yapan mallar var onlar yilin dahisi odulu filan vermek lazim. Kulakligi cikarsa anonsu duyar en azindan.
0
kapatırım da aslında kapatılmasına pek gerek yok sanırım. kabin ekibinin hep telefonları açık.
geçen yanımdaki çocuk uçak kalkıp inene kadar mesajlaştı foto çekip yolladı falan, ispiyonlamadım. öyle gittik.
geçen yanımdaki çocuk uçak kalkıp inene kadar mesajlaştı foto çekip yolladı falan, ispiyonlamadım. öyle gittik.
0
ben uçağa binmeden uçuş moduna alıp kapatıyorum, kalktıktan sonra açıp müzik dinliyorum. İnişe hazırlanıyoruz dediklerinde kapatıyorum, sonrası malum.
Normalde uçuş modunda olduğu sürece sıkıntı değil diye biliyorum ama yine de kapatıyorum ben. baya açık dediğiniz mesajlaşıyorsa falan sıkıntı uyarmak lazım, gerçi o bile etkilemeyebiliyor galiba ama ne gerek var 3-5 saat bakmayıversin insanlar yahu. Bir pilot forumunda bi tartışma vardı birkaç alet arızalanmış doğru göstermiyormuş, pilot hostesi çağırıp telefon kontrolü yapmasını istemiş 4-5 kişininki açık çıkmış falan öyle bişey okumuştum bi ara. Dikkat etmeyen de vardır yani ama edilmeli.
Normalde uçuş modunda olduğu sürece sıkıntı değil diye biliyorum ama yine de kapatıyorum ben. baya açık dediğiniz mesajlaşıyorsa falan sıkıntı uyarmak lazım, gerçi o bile etkilemeyebiliyor galiba ama ne gerek var 3-5 saat bakmayıversin insanlar yahu. Bir pilot forumunda bi tartışma vardı birkaç alet arızalanmış doğru göstermiyormuş, pilot hostesi çağırıp telefon kontrolü yapmasını istemiş 4-5 kişininki açık çıkmış falan öyle bişey okumuştum bi ara. Dikkat etmeyen de vardır yani ama edilmeli.
0
uçak kalkıp/inerken kapayan, uçak modundan da çıkarmayan birisi olarak ben uçakların açık olan bir iki ya da beş telefonla düşürülebileceğine inanmıyorum. teröristler niye o zaman uçak kaçıracağı zaman o kadar kassın ki?
0
@reavelyn super mantık böyle devam
birincisi zarar vereceği kesin değil, sadece zarar verme ihtimali var. yoksa illa bir kaç salak açık bırakıyor her seferinde uçak düşerdi.
ikincisi bu aletler uçağı düşürmüyor zaten. Kimi elektronik sistemlerin yanlış göstermesine sebep olabiliyor yaydıkları dalgalar yüzünden, bu da normalde çok sıkıntı olmasa da iniş ve kalkış gibi uçuşun en kritik anlarında kazaya yol açabilir bu yüzden tehlikeli.
birincisi zarar vereceği kesin değil, sadece zarar verme ihtimali var. yoksa illa bir kaç salak açık bırakıyor her seferinde uçak düşerdi.
ikincisi bu aletler uçağı düşürmüyor zaten. Kimi elektronik sistemlerin yanlış göstermesine sebep olabiliyor yaydıkları dalgalar yüzünden, bu da normalde çok sıkıntı olmasa da iniş ve kalkış gibi uçuşun en kritik anlarında kazaya yol açabilir bu yüzden tehlikeli.
0
eskiden tüm otobüslerde de telefon yasaktı. şoförler epey yaygara çıkarıyordu. üstelik otobüsler mercedes 303 falan yani. sanıyorum önümüzdeki 3-5 senelik süreçte bu sıkıntı olmaktan çıkacak. ancak ben de her seferinde kapatıyorum.
0
uçakta 100 kişiye aynı anda arama geldiğini düşününün. o radyo dalgaları elektromanyetik alana sebebiyet verip uçağın sistemlerinde arızaya neden olabilir.
ha o kadar da değil, birden öyle arama mı gelir diyeceksiniz, ama nerden bilebiliriz, düğünde adamın kafasına havaya atılan kurşun sekip geliyor ve öldürüyor misal.
kapatmak lazım.
ha o kadar da değil, birden öyle arama mı gelir diyeceksiniz, ama nerden bilebiliriz, düğünde adamın kafasına havaya atılan kurşun sekip geliyor ve öldürüyor misal.
kapatmak lazım.
0
çok tehlike arz etse kesin uçağa bindiğimizde toplarlardı. O nedenle bence çok da etkileyen bir mevzu değil sadece önlem amaçlı yapılıyor ama ben yine de kapatıyorum, sonuç olarak amaçladıkları şey mantıklı, riski düşürmek.
0
olm milet sesli konusup baskasini rahatsiz etmesin diye konmus bir uygulama. sonucta 10-11 saat suren yolculuklar var millet uyuyor. otobusle ayni mantik. bakin simdi hicbir yerde otobuste telefon kullanmayin tabelasi yok. onceden millet birbiriyle kavga ederdi lan. vay aq ne gunlerdi.
0
@yakuza baba haklısın o minvalde bi şey yazmamışım, illa ki zararı vardır da kapatın diyordur adamlar kıllığına yapmazlar herhalde farkındayım ben de :D demeye çalıştığım bu uçakta açık telefon görünce deliren insanların daha sakin olması gerektiğiydi :D
0
Ucak moduna aliyorum ve hic kapatmiyorum. Gerek yok. Milyon dolarlik alet benim sikindirik telefondan etkilenip dusecekse dussun amk. Hangi cagda yasiyoruz. :)
0
Komple kapatıyorum, uçuş boyunca açmıyorum. Zaten en fazla bir saat sürüyor o arada da kitap okuyorum.
0
telefon acik olsa dahi seyir yuksekliginde sinyal alamayacagi icin acik tutulmasi telefon sahibinin bir isine yaramayacaktir. hatta cep telefonlari baz istasyonu bulamadiklarinda daha yuksek enerji kullanip daha genis kapsamdan sinyal almaya kastiklari icin sarji da hizlica dusurecektir. dolayisiyla sadece inis ve kalkis esnasinda sinyal alabilen cihazin seyir irtifasinda acik olmasini zaten sacma degil mi? Elektronik haberlesmeci vardir illa, daha iyi aciklar elbette ama telefonlarin tum seyir ya da inis-kalkis esnasinda acik olmasi halinde de ucaktaki telefonlarin tumu ornegin iniste baz istasyonuyla iletisime gececekler, siz konusmasaniz dahi bu iletisim ve sinyallesme olacak. dolayisiyla ucak elektronik sistemle inis yaparken yuzlerce cihazin sinyal kirliligi yaratmasi riski goze alinabilir mi?
0
irsh92
bizi ısıran hayvanı gözetim altında tutmamız gerekiyormuş kuduzsa başkalarına saldırmasın diye mi?hayvanda belirtilerin ortaya çıkmasını beklerken tedavi için zaman kaybediyor olmayacak mıyız?
bizi ısıran hayvanı gözetim altında tutmamız gerekiyormuş kuduzsa başkalarına saldırmasın diye mi?
hayvanda belirtilerin ortaya çıkmasını beklerken tedavi için zaman kaybediyor olmayacak mıyız?
hayvanda belirtilerin ortaya çıkmasını beklerken tedavi için zaman kaybediyor olmayacak mıyız?
0
hem başkasına saldırmasın diye hem de kuduzsa gidip bir an önce aşı olun diye. aşıyı yine de olun bence.
0
AÇILIN KUDUZ UZMANI GELDİ:
gözlem altında tutulması kuduz olup olmadığını kesin anlamak için.Bunun da iki sebebi var:
1- kuduz aşısı ısırma sonrası ilk 24 saatte, (mümkünse ilk saatlerde yapılması ideal) etkilidir, sonrasında koruyuculuk ciddi anlamda düşer.
bu yüzden belirtileri beklemeden (hayvan kuduz olsun olmasın) sadece kuduz şüphesi ile direkt aşılama yapılır. toplamda 5 dozdur. hayvan 3 gün içinde ölürse 4 ve 5. dozu mutlaka oluyorsunuz, ölmezse 3.dozda bırakılıyor.
(ısırma belirtisinden sonra en fazla 72 saat içerisinde ölüyorlar çünkü)
2-ölen hayvan halk sağlığı birimlerine bildirilir ve bölge ''kuduz şüphesi'' olduğu bilinerek belediye önlemini alır. kuduz aşınızı günü gününe olmazsanız en son jandarma zoruyla götürülür yine olursunuz çünkü halk sağlığını tehdite giriyor. o yüzden aşı programına sadık kalmalısınız.
Bununla birlikte ilk 24 saatte tetanoz bağışıklığı yoksa tetanoz aşısı da yapılır. (son 5 sene içerisinde rapel doz yoksa)
ısırılan bölgeyi sabunlu su ile yıkamak %50 riski azaltır, baş ve boyun bölgesi ısırıklarında kuduzun ölümcül riski daha fazladır. (MSS yakınlığı nedeniyle)
kaynağı %91 köpek, %2 kedi , %3 diğer evcil hayvanlar ,%2 yarasalar ve %1 diğer yırtıcı hayvanlar şeklinde sıralanıp ,
ülkemizde de en çok köpekten bulaşan bir hastalıktır.
kuduzun bulaşması için illaki ısırması lazım , tırmalama bile çok düşük bir ihtimaldir. kuduz şüpheli bir hayvana dokunarak kuduz alma ihtimaliniz epey düşüktür hatta yok bile olabilir.
tüm sıcakkanlı hayvanlar virüs ile enfekte olabilirken soğukkanlı hayvanlarda bu oluşmaz imiş. dolasıyla akrep, kertenkele ısırdı diye kuduz olmamakta.
hayvanların hepsi kuduz virüsüne aynı oranda hassas olmayıp en çok kurt, tilki,çakal ve yarasa hassas olup, köpek orta hassas grupta yer almakta.
ısırık ile kuduz bulaşma riski, ısırık dışı temasa göre (kuduz hayvanın salyasına temas vs) 50 kat daha fazla. (crc press 1991,519-49)
insandan insana sadece organ transplantasyonu yapılanlarda bulaş gözükmüş olup sadece 16 vaka ile sınırlı kalmış.(8 kornea, 7 solid organ ve 1 vasküler doku transplantasyonu)
bunun dışında sadece etiyopya'da 2 şüpheli durum olmuş ve bunun da insandan insana transplantasyon dışı bulaştığı kanıtlanamamış.
ülkemizde yarasa ile bulaşma da tam anlamıyla henüz açığa kavuşamamış.
jarn vet. med. assoc. 2001,218:669-96/cdc,1997 kaynaklı yazıya göre vahşi bir hayvan tarafından ısırılma olayı varsa hayvan öldürülmeli ve beyninde negri cisimciği olup olmadığı kuduz yönünden araştırılıp kesin tanı konulmalı.
ısırık baş ve boyun bölgesinde ise ortalama 3 hafta içinde, daha periferde ise 1,5 ayda belirtiler ortaya çıkmakta. kuduz semptomları başladıktan ve başlamadan önce aşı olmamış kimse hayatta kalmamış. bunun sadece 1 istisnası var imiş.
onun dışında kuduz aşısına ilk 24 saat içerisinde başlanan bireylerin cinsel ilişki, öpüşme vs ile yakın temasta olduğu kişilere kuduz profilaksisine gerek olmadığı belirtilmiş.
ancak kuduz aşısı olan kişiden de 12 ay boyunca kan transplantasyonu yapılmamakta imiş.
kuduz olup aşısını olmayıp kurtulan literatürde tek bir kişi vardır o da nörolojik hasarla, onun dışında tüm kuduz şüphesi ile ısırılmış ve ilk 24 saat içinde aşı olmamış bireyler ölmüştür.
hepsi benim kendi literatür araştırmalarım olup, kendi entrymden kopyalanmıştır :PPP
gözlem altında tutulması kuduz olup olmadığını kesin anlamak için.Bunun da iki sebebi var:
1- kuduz aşısı ısırma sonrası ilk 24 saatte, (mümkünse ilk saatlerde yapılması ideal) etkilidir, sonrasında koruyuculuk ciddi anlamda düşer.
bu yüzden belirtileri beklemeden (hayvan kuduz olsun olmasın) sadece kuduz şüphesi ile direkt aşılama yapılır. toplamda 5 dozdur. hayvan 3 gün içinde ölürse 4 ve 5. dozu mutlaka oluyorsunuz, ölmezse 3.dozda bırakılıyor.
(ısırma belirtisinden sonra en fazla 72 saat içerisinde ölüyorlar çünkü)
2-ölen hayvan halk sağlığı birimlerine bildirilir ve bölge ''kuduz şüphesi'' olduğu bilinerek belediye önlemini alır. kuduz aşınızı günü gününe olmazsanız en son jandarma zoruyla götürülür yine olursunuz çünkü halk sağlığını tehdite giriyor. o yüzden aşı programına sadık kalmalısınız.
Bununla birlikte ilk 24 saatte tetanoz bağışıklığı yoksa tetanoz aşısı da yapılır. (son 5 sene içerisinde rapel doz yoksa)
ısırılan bölgeyi sabunlu su ile yıkamak %50 riski azaltır, baş ve boyun bölgesi ısırıklarında kuduzun ölümcül riski daha fazladır. (MSS yakınlığı nedeniyle)
kaynağı %91 köpek, %2 kedi , %3 diğer evcil hayvanlar ,%2 yarasalar ve %1 diğer yırtıcı hayvanlar şeklinde sıralanıp ,
ülkemizde de en çok köpekten bulaşan bir hastalıktır.
kuduzun bulaşması için illaki ısırması lazım , tırmalama bile çok düşük bir ihtimaldir. kuduz şüpheli bir hayvana dokunarak kuduz alma ihtimaliniz epey düşüktür hatta yok bile olabilir.
tüm sıcakkanlı hayvanlar virüs ile enfekte olabilirken soğukkanlı hayvanlarda bu oluşmaz imiş. dolasıyla akrep, kertenkele ısırdı diye kuduz olmamakta.
hayvanların hepsi kuduz virüsüne aynı oranda hassas olmayıp en çok kurt, tilki,çakal ve yarasa hassas olup, köpek orta hassas grupta yer almakta.
ısırık ile kuduz bulaşma riski, ısırık dışı temasa göre (kuduz hayvanın salyasına temas vs) 50 kat daha fazla. (crc press 1991,519-49)
insandan insana sadece organ transplantasyonu yapılanlarda bulaş gözükmüş olup sadece 16 vaka ile sınırlı kalmış.(8 kornea, 7 solid organ ve 1 vasküler doku transplantasyonu)
bunun dışında sadece etiyopya'da 2 şüpheli durum olmuş ve bunun da insandan insana transplantasyon dışı bulaştığı kanıtlanamamış.
ülkemizde yarasa ile bulaşma da tam anlamıyla henüz açığa kavuşamamış.
jarn vet. med. assoc. 2001,218:669-96/cdc,1997 kaynaklı yazıya göre vahşi bir hayvan tarafından ısırılma olayı varsa hayvan öldürülmeli ve beyninde negri cisimciği olup olmadığı kuduz yönünden araştırılıp kesin tanı konulmalı.
ısırık baş ve boyun bölgesinde ise ortalama 3 hafta içinde, daha periferde ise 1,5 ayda belirtiler ortaya çıkmakta. kuduz semptomları başladıktan ve başlamadan önce aşı olmamış kimse hayatta kalmamış. bunun sadece 1 istisnası var imiş.
onun dışında kuduz aşısına ilk 24 saat içerisinde başlanan bireylerin cinsel ilişki, öpüşme vs ile yakın temasta olduğu kişilere kuduz profilaksisine gerek olmadığı belirtilmiş.
ancak kuduz aşısı olan kişiden de 12 ay boyunca kan transplantasyonu yapılmamakta imiş.
kuduz olup aşısını olmayıp kurtulan literatürde tek bir kişi vardır o da nörolojik hasarla, onun dışında tüm kuduz şüphesi ile ısırılmış ve ilk 24 saat içinde aşı olmamış bireyler ölmüştür.
hepsi benim kendi literatür araştırmalarım olup, kendi entrymden kopyalanmıştır :PPP
0
ramazanali
without shaft power which is produced by using electricity..
without shaft power which is produced by using electricity..
0
elektrik enerjisi kullanarak üretilen mil gücü olmaksızın
diyor.
mil gücü de pompa/motor ile alakalı sanırım.
diyor.
mil gücü de pompa/motor ile alakalı sanırım.
0
peki devamında some machines like refrigerators and mixers may not function dese
0
memetali bey harf alayım, tam cümleyi alırsam daha iyi olacak, cümle eksik olursa hatalı anlam çıkabilir sizin için daha iyi olur. eğer tam cümle buysa:
without shaft power which is produced by using electricity some machines like refrigerators and mixers may not function
buzdolabı ve mikser gibi bazı makineler elektrik enerjisi kullanarak üretilen mil(motor) gücü olmaksızın çalışmayabilir
anlamı çıkar.
without shaft power which is produced by using electricity some machines like refrigerators and mixers may not function
buzdolabı ve mikser gibi bazı makineler elektrik enerjisi kullanarak üretilen mil(motor) gücü olmaksızın çalışmayabilir
anlamı çıkar.
0
without shaft power which is produced by using electricity some machines like refrigerators and mixers may not function tam cümle bu
0
sarhosken alinan hesap
bunu kullanmak istiyorum ama açıkcası biraz tırsıyorum. sanki böyle misina gibi bir ip ve diş etlerimi kesecekmiş gibi düşündürüyor. kullanan var mı? acı nasıl oluyor? diş etine ulaşacak kadar yukarı çıkmıyor musunuz?
bunu kullanmak istiyorum ama açıkcası biraz tırsıyorum. sanki böyle misina gibi bir ip ve diş etlerimi kesecekmiş gibi düşündürüyor. kullanan var mı? acı nasıl oluyor? diş etine ulaşacak kadar yukarı çıkmıyor musunuz?
0
çıkıyorum ama zaten güçlü ve sağlıklı diş etlerin varsa dokunsan da kanamaz
0
diş etine bastırmadığın sürece değmez ve acıtmaz çünkü zaten sağlıklı bir diş etinde 0,3 mm lik bir açıklık var:
beyle:
pocketdentistry.com
kanarsa da orayı kestiğinden değil bakteriden dolayı kanıyordur.
beyle:
pocketdentistry.com
kanarsa da orayı kestiğinden değil bakteriden dolayı kanıyordur.
0
bir sorum daha var. dişçiye gitmeden önce böyle diş etimle dişimin arasında siyah renkli tartar mı öyle bir şeyler vardı. adam makinasıyla temizledi. şimdi diş ipi kullansam onlar bir daha çıkmaz mı? yani sadece diş aralarını mı temizliyor diş ile et arasındaki kısmı da temizleyebiliyor muyuz?
0
Diş ipi kullanarak oluşumunu engeller/azaltırsın evet.
Kullanmazsan oralarda tekrar oluşur
Kullanmazsan oralarda tekrar oluşur
0
ben diş ipi kullanarak birbirine bitişik 2 dişimi ayırmışım (kesicilerden) ve o ayrılan yer çürümüştü. ondan beri sadece dişimin arasına birşey sıkışırsa kullanıyorum.
0
İyi bir diş ipi kullanırsanız problem olmaz. Hatırlamıyorum hangi marka olduğunu ama bir markanınki çok sertti, o rahatsız etmişti. Şimdi hassas dişler için olan Sensodyne'in diş ipini kullanıyorum, bir problem yaşamadım.
Ekleme: Yakın zamanda yaptırmadıysanız önce diş taşı temizliği yaptırıp ondan sonra diş ipi kullanmaya başlamanızı öneririm. Diş ipi kanatmıyor, ama dişte taş varsa sanırım onlar kanamaya yol açabiliyor. Bende öyle oldu en azından.
Ekleme: Yakın zamanda yaptırmadıysanız önce diş taşı temizliği yaptırıp ondan sonra diş ipi kullanmaya başlamanızı öneririm. Diş ipi kanatmıyor, ama dişte taş varsa sanırım onlar kanamaya yol açabiliyor. Bende öyle oldu en azından.
0
