mikahakkinen
eşim ve çocuğumla trafikte problem yaşaö durumunda göze batmıyacak çakı öneriniz var mıdır? teşekkür ederim.
eşim ve çocuğumla trafikte problem yaşaö durumunda göze batmıyacak çakı öneriniz var mıdır? teşekkür ederim.
0
Sen cakiyla delikanlilik yapmaya calisirsin o silah cikartir olan sana olur. Karsindakiyle bogusursun yanlislikla sah damarina denk gelir katil olursun.
Ne gerek var durduk yere olmeye oldurmeye kayan senin hayatin olacak
Ne gerek var durduk yere olmeye oldurmeye kayan senin hayatin olacak
0
eşinizle ve çocuğunuzla trafikte sorun yaşamayın. yüzde yüz çalışıyor, denendi.
hatalı mısınız? özür dilerim diyip geçin.
hatalı karşı taraf mı? kusura bakma kardeş diyip geçin.
değmez bu ülkede. bok yoluna gidersiniz.
hatalı mısınız? özür dilerim diyip geçin.
hatalı karşı taraf mı? kusura bakma kardeş diyip geçin.
değmez bu ülkede. bok yoluna gidersiniz.
0
Karşınızdaki insanı çakıyla yaralamaya çalışırken eliniz o çakıdan öne kayacak, çakı tam olarak vucuda saplanamayacak ve kendi elinizi kesmiş olacaksınız. Karşınızdaki kişide de silah varsa sizi vuracak. Her tartışmaya karşınızdaki insanda silah varmış gibi hareket edin.
0
bende tüm yazdıklarınız gibi düşünüyorum ancak yukarıda bi duyuruda çakı lazım vs demişler kafam karıştı. ben cezaevinde çalışıyorum kendini adam sananların hepsi içerde zaten. valla kafam karıştı.
0
Çakı sakat bi gereç hiç lüzum yok. Taser falan gibi pasif bişey bulundurun bari en sıkıntılı anda kullanmak için.
Ama hanım ve çocuk varken diğer arkadaşların dediği gibi sığırda bile haklıyken kusura bakma demek en mantıklısı gözüküyor.
Ama hanım ve çocuk varken diğer arkadaşların dediği gibi sığırda bile haklıyken kusura bakma demek en mantıklısı gözüküyor.
0
dostum hiç gerek yok. elindeki en iyi silah zaten araba. bir terslik olursa üstüne sür geç. arabadan inmek bu ülkede intihar demek.
0
1. Trafikte asla kavga etmeyin
2. Trafikte sıkıntılı herkese yol verin
3. Trafikte kimseye el kol hareketi yapmayın, camı açıp bağırmayın
4. Trafikte asla kimseyle tartışmayın
5. Trafikte asla tartışmak için araçtan inmeyin, camı açmayın
Yanımda sürekli çakı taşırım, ama her an bir yerde bir kesme işi için lazım olur diye taşıyorum.
Eğer benim dediğim gibi taşıyacaksanız önerim kısa namlu ve sustalı olmayan bir küçük çakı olsun. Namlu boyu 5-6 cm yeter, sustalı taşımak suç zaten. (merak ettim ölçtüm benim bıçak namlusu 8 cm)
2. Trafikte sıkıntılı herkese yol verin
3. Trafikte kimseye el kol hareketi yapmayın, camı açıp bağırmayın
4. Trafikte asla kimseyle tartışmayın
5. Trafikte asla tartışmak için araçtan inmeyin, camı açmayın
Yanımda sürekli çakı taşırım, ama her an bir yerde bir kesme işi için lazım olur diye taşıyorum.
Eğer benim dediğim gibi taşıyacaksanız önerim kısa namlu ve sustalı olmayan bir küçük çakı olsun. Namlu boyu 5-6 cm yeter, sustalı taşımak suç zaten. (merak ettim ölçtüm benim bıçak namlusu 8 cm)
0
Ben kavga amaçlı değil ama vida açma, somun sıkma gibi işlerde lazım olur diye çok amaçlı makas taşıyorum. İstersen makasın bir tarafını çıkarıp saplayabilirsin.
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com
0
amsterdam otlu sigarası
merhaba32 yaşındayım. şişli'de yaşıyorum. işim gücüm var ama yaşadığım yer dolayısıyla henüz hiç araba almaya yeltenmemiştim. ehliyetim de var ama biraz ders de almam lazım. şimdi ötv indirimi gelirse sıfır arabayı kaçırmayayım diyorum. arabalardan hiç anlamam. dış görünüşü güzel olsun, beğeneyim is
merhaba
32 yaşındayım. şişli'de yaşıyorum. işim gücüm var ama yaşadığım yer dolayısıyla henüz hiç araba almaya yeltenmemiştim. ehliyetim de var ama biraz ders de almam lazım. şimdi ötv indirimi gelirse sıfır arabayı kaçırmayayım diyorum. arabalardan hiç anlamam. dış görünüşü güzel olsun, beğeneyim isterim. ötv indirimi gelince bana kalsa gidip bir fiat 500 alırım. bu arabayı çok beğeniyorum çünkü. sizce nasıl bir araba? buna benzer ya da farklı tavsiyeler verebilirseniz sevinirim. teşekkürler.
32 yaşındayım. şişli'de yaşıyorum. işim gücüm var ama yaşadığım yer dolayısıyla henüz hiç araba almaya yeltenmemiştim. ehliyetim de var ama biraz ders de almam lazım. şimdi ötv indirimi gelirse sıfır arabayı kaçırmayayım diyorum. arabalardan hiç anlamam. dış görünüşü güzel olsun, beğeneyim isterim. ötv indirimi gelince bana kalsa gidip bir fiat 500 alırım. bu arabayı çok beğeniyorum çünkü. sizce nasıl bir araba? buna benzer ya da farklı tavsiyeler verebilirseniz sevinirim. teşekkürler.
0
ötv sıfırlanma konusu her sene çıkar, sektörün önde gelenlerini dün akşam takip ettim hiç birisi çıkmasını beklemiyor. ülkede aylık enflasyonu görüyorsunuz, araba almadığınız her ay zarardasınız.
0
araba sektörünü takip edenler 2025ten önce iyileşme beklemiyor. bu tarz söylentiler 2.el piyasasını düşürmek için çıkarılan söylentiler. hadi indirim oldu araç yok çip krizi var, sıraya girsen 1 seneye belki araba gelmiyecek gelse de sizin istediğiniz fiyatın üstünde olucak.
0
Otomobil cari açığı şişiren en büyük ithalat kalemlerinden biri.
Cari açığın büyümesi demek ekonominin kötüleşmesi demek.
Şimdi siz devletin yerinde olsanız, ekonomi batsın ama herkes arabaya binsin mi dersiniz. Yoksa daha az araba satılsın ama ekonomi daha az sarsılsın mı dersiniz?
ÖTV'nin en büyük sebeplerinden biri cari açığı kontrol altında tutma niyeti. Siz karar verin düşer mi? Ha dönemsel kampanyalar oluyor arada ama bilemiyorum yine de.
Şimdi gelelim araç sorusuna. Şişli'de yaşıyorsanız, ilk aracınız da olacaksa kolay park etmeye uygun, şehir içinde çok yakıt tüketmeyen ufak bir araç bakmanız iyi olur. Yeniyseniz ufak araçları kontrol etmek daha kolaydır.
Fiat 500 fena değil bu kriterlere göre, ama muadillerine de bakın. Hyundai i20, toyota yaris, fiat egea cross(belki), volkswagen polo gibi araçları bi inceleyin.
Cari açığın büyümesi demek ekonominin kötüleşmesi demek.
Şimdi siz devletin yerinde olsanız, ekonomi batsın ama herkes arabaya binsin mi dersiniz. Yoksa daha az araba satılsın ama ekonomi daha az sarsılsın mı dersiniz?
ÖTV'nin en büyük sebeplerinden biri cari açığı kontrol altında tutma niyeti. Siz karar verin düşer mi? Ha dönemsel kampanyalar oluyor arada ama bilemiyorum yine de.
Şimdi gelelim araç sorusuna. Şişli'de yaşıyorsanız, ilk aracınız da olacaksa kolay park etmeye uygun, şehir içinde çok yakıt tüketmeyen ufak bir araç bakmanız iyi olur. Yeniyseniz ufak araçları kontrol etmek daha kolaydır.
Fiat 500 fena değil bu kriterlere göre, ama muadillerine de bakın. Hyundai i20, toyota yaris, fiat egea cross(belki), volkswagen polo gibi araçları bi inceleyin.
0
psmstc
Narsistler yaptıkları davranışları sorduğunuzda en içten bir şekilde, yemin ederek kötü bir niyetle, kasıtla yapmadıklarını söylüyorlar. Ki bence bu doğru. Sadece empati yapmadan, kendi bakış açılarından doğru olan neyse ona göre davranıyorlar. Şimdi biz narsist kişiye diyelim ki: "neden böyle davra
Narsistler yaptıkları davranışları sorduğunuzda en içten bir şekilde, yemin ederek kötü bir niyetle, kasıtla yapmadıklarını söylüyorlar. Ki bence bu doğru.
Sadece empati yapmadan, kendi bakış açılarından doğru olan neyse ona göre davranıyorlar.
Şimdi biz narsist kişiye diyelim ki: "neden böyle davrandın?" ,
daha fazla empati yap,
hep alıcı değil, biraz daha verici davran.
Karşıdakinin ihtiyaçlarını gözet.
Fakat sonuçta kasıtlı, kötü niyetli ve sürekli kötü davranan biri olmamasına rağmen, bunları diyoruz.
(Narsist de üzülüp, zaten olmayan özsevgisi, öz saygısı paramparça olarak öfkeleniyor.)
Bir de üstüne tamamen teması kesiyoruz. (O bunu kesinlikle sessiz cezalandırma olarak algılıyor, ki her insan böyle algılar.)
Yani özetle şiddetine karşılık bir şiddet gösteriyoruz.
Normal bir ilişki gibi oturup konuşmuyor, davranmıyoruz. (Kafamızda narsist etiketi var zira)
Fakat hiç bu kurguları yapmayıp, (o gün bir isteğimiz varsa), ben bugün şunu şunu yapayım diyebilirdik. Yanlış davranışını mümkün mertebe kırmadan ifade edebilirdik.
Yani günlük konuşma içinde böyle diyaloglar çok sık olur malum.
Narsistçe davranan bir insana bir empatın (nezaket, ilgi beklediği için) kızması,
üzülmesi yerine, (karşıdaki kasıtlı, kötü niyetli olmadığına inanıyor bir de)
empatın kendi ihtiyaçlarını gözetmeyi,
karşıdakiyle günlük diyaloglar içinde (karşıdakini etiketlemeden) normal bir biçimde konuşması,
narsisti de, her ne kadar o korkuyorsa da, yavaş yavaş kendi kendisini sevmeye, bireysel vakit geçirmeye teşvik etmesi gerekmez mi?
Bir de baştan karşıdakine narsist deyince,
7x24 sürekli toksik, bağıra çağıra davranan bir insan var mı?
Bundan bahsetmiyorsak,
her normal insanın zaman zaman toksik, karşıdakini kötü hissettirecek şekilde davranabildiği gerçeği de var.
özetle herkesin içinde bir narsist çekirdek varken,
ilişkilerin günlük rutinde (o narsisttir, ben empatımdır diye etiketlemeden) konuşularak çözülmesi daha doğru değil mi?
Zira narsist diye birini etiketleyince,
o kişinin her davranışı artık sorgulanmaya başlıyor.
Halbuki gerçekten empati yapıp davrandığı zamanları da oluyor.
O zamanları da "empatı tekrar kendine bağlamak için yapıyor" diye hemen bir kurgu oluşturuyoruz.
Karşıdakine sorsan kurana el basar gerçekten seni düşünerek davrandım diye.
Bu duruma ne diyorsunuz?
Sadece empati yapmadan, kendi bakış açılarından doğru olan neyse ona göre davranıyorlar.
Şimdi biz narsist kişiye diyelim ki: "neden böyle davrandın?" ,
daha fazla empati yap,
hep alıcı değil, biraz daha verici davran.
Karşıdakinin ihtiyaçlarını gözet.
Fakat sonuçta kasıtlı, kötü niyetli ve sürekli kötü davranan biri olmamasına rağmen, bunları diyoruz.
(Narsist de üzülüp, zaten olmayan özsevgisi, öz saygısı paramparça olarak öfkeleniyor.)
Bir de üstüne tamamen teması kesiyoruz. (O bunu kesinlikle sessiz cezalandırma olarak algılıyor, ki her insan böyle algılar.)
Yani özetle şiddetine karşılık bir şiddet gösteriyoruz.
Normal bir ilişki gibi oturup konuşmuyor, davranmıyoruz. (Kafamızda narsist etiketi var zira)
Fakat hiç bu kurguları yapmayıp, (o gün bir isteğimiz varsa), ben bugün şunu şunu yapayım diyebilirdik. Yanlış davranışını mümkün mertebe kırmadan ifade edebilirdik.
Yani günlük konuşma içinde böyle diyaloglar çok sık olur malum.
Narsistçe davranan bir insana bir empatın (nezaket, ilgi beklediği için) kızması,
üzülmesi yerine, (karşıdaki kasıtlı, kötü niyetli olmadığına inanıyor bir de)
empatın kendi ihtiyaçlarını gözetmeyi,
karşıdakiyle günlük diyaloglar içinde (karşıdakini etiketlemeden) normal bir biçimde konuşması,
narsisti de, her ne kadar o korkuyorsa da, yavaş yavaş kendi kendisini sevmeye, bireysel vakit geçirmeye teşvik etmesi gerekmez mi?
Bir de baştan karşıdakine narsist deyince,
7x24 sürekli toksik, bağıra çağıra davranan bir insan var mı?
Bundan bahsetmiyorsak,
her normal insanın zaman zaman toksik, karşıdakini kötü hissettirecek şekilde davranabildiği gerçeği de var.
özetle herkesin içinde bir narsist çekirdek varken,
ilişkilerin günlük rutinde (o narsisttir, ben empatımdır diye etiketlemeden) konuşularak çözülmesi daha doğru değil mi?
Zira narsist diye birini etiketleyince,
o kişinin her davranışı artık sorgulanmaya başlıyor.
Halbuki gerçekten empati yapıp davrandığı zamanları da oluyor.
O zamanları da "empatı tekrar kendine bağlamak için yapıyor" diye hemen bir kurgu oluşturuyoruz.
Karşıdakine sorsan kurana el basar gerçekten seni düşünerek davrandım diye.
Bu duruma ne diyorsunuz?
0
Narsistler arasında narsist olduklarının farkında olanları, bunun için terapi alıp davranışlarını kontrol etmek için uğraşanları esas sorun değil zaten. Sizin tanımladığınız narsist tipi narsist olduğunun bilincinde olan bir tip. Ya da daha doğrusu sizin dediğiniz yöntemlerin işe yaraması için böyle varsaydığınız bir tip gibi görünüyor. Bir denge kurma çabasından bahsediyorsunuz yazınız boyunca.
Gerçekte birçok narsist kendini haklı görüp davranışlarını düzeltmeye değil, bütün olumsuz davranışlarıyla kabul görmeye çalışıyor. Bunun karşısında diğer insanlardan psikolog gibi davranmasını bekleyemeyiz. İnsanlar nerede, hangi durumda ne yapılmasını nasıl hareket edilmesi gerektiğini kestiremez. Psikolog be psikiyatristler dahi söz konusu olan kendi bireysel hayatları olduğunda profesyonel karar veremeyebilirler, hayatın doğal akışına aykırı bir şey bu zaten.
Narsizm bir hastalık değil, bir kişilik bozukluğu olarak sınıflandırılıyor. Yani diyelim ki narsizm içermeyen başka tür sorunlu, problemli bir ilişkiniz var ya da çevrenizde sizi tüketen bir iletişim ağı içerisindesiniz, o halde size zarar veren herkesin davranışlarını "düzeltmek" için çaba mı harcamanız gerekir yoksa bunları bir kenara bırakıp hayatınıza devam mı etmelisiniz? Elbette bir nebze karşınızdakine derdinizi anlatıp uyumlu bir yol geliştirmeye çalışırsınız, peki sonra? Hala olmuyorsa?
Narsizm durumunda olan şey çoğunlukla işte bu "hala olmuyor olması" durumu.
Bir insan ortada bir problem olduğunu kabul etmeden onunla uyumlu hale gelmeniz olanaksız.
Gerçekte birçok narsist kendini haklı görüp davranışlarını düzeltmeye değil, bütün olumsuz davranışlarıyla kabul görmeye çalışıyor. Bunun karşısında diğer insanlardan psikolog gibi davranmasını bekleyemeyiz. İnsanlar nerede, hangi durumda ne yapılmasını nasıl hareket edilmesi gerektiğini kestiremez. Psikolog be psikiyatristler dahi söz konusu olan kendi bireysel hayatları olduğunda profesyonel karar veremeyebilirler, hayatın doğal akışına aykırı bir şey bu zaten.
Narsizm bir hastalık değil, bir kişilik bozukluğu olarak sınıflandırılıyor. Yani diyelim ki narsizm içermeyen başka tür sorunlu, problemli bir ilişkiniz var ya da çevrenizde sizi tüketen bir iletişim ağı içerisindesiniz, o halde size zarar veren herkesin davranışlarını "düzeltmek" için çaba mı harcamanız gerekir yoksa bunları bir kenara bırakıp hayatınıza devam mı etmelisiniz? Elbette bir nebze karşınızdakine derdinizi anlatıp uyumlu bir yol geliştirmeye çalışırsınız, peki sonra? Hala olmuyorsa?
Narsizm durumunda olan şey çoğunlukla işte bu "hala olmuyor olması" durumu.
Bir insan ortada bir problem olduğunu kabul etmeden onunla uyumlu hale gelmeniz olanaksız.
0
akhenaten +1
sosyal ilişkiler içerisinde herkes psikolog gibi davranmak zorunda değil ki davranamaz da. sevdiğiniz, değer verdiğiniz insana mümkün mertebe anlayışlı yaklaşsanız bile bir süre sonra farkında olmadan zarar veriyor olabilirsiniz.
kişilik bozuklukları, psikolojik rahatsızlıklar için bu sorunları (eğer deneyimleyen kişi sorun olarak görüyorsa) çözmeye yardımcı olacak profesyoneller var. kişi bu davranışları sorun olarak görmüyor ve normal olduğunu düşünüyorsa kendisiyle etkileşim kuran sıradan insanlar söylediğiniz gibi dikkatli yaklaşamayabilir. bu çok insani bir şey, herkesin limitleri var.
sosyal ilişkiler içerisinde herkes psikolog gibi davranmak zorunda değil ki davranamaz da. sevdiğiniz, değer verdiğiniz insana mümkün mertebe anlayışlı yaklaşsanız bile bir süre sonra farkında olmadan zarar veriyor olabilirsiniz.
kişilik bozuklukları, psikolojik rahatsızlıklar için bu sorunları (eğer deneyimleyen kişi sorun olarak görüyorsa) çözmeye yardımcı olacak profesyoneller var. kişi bu davranışları sorun olarak görmüyor ve normal olduğunu düşünüyorsa kendisiyle etkileşim kuran sıradan insanlar söylediğiniz gibi dikkatli yaklaşamayabilir. bu çok insani bir şey, herkesin limitleri var.
0
cezaevinde çalışan bir ruh sağlığı çalışanı olarak bize mahkum hakkında söylenen ilk cümle şu oluyor: 'aslında özünde çok iyi biri' herkesin özünde biraz iyilik var zaten.
@coldegezenkutupayisi +1 sosyal ilişkiler içerisinde herkes psikolog olarak davranmak zorunda değil.
burada önemli olan şey sıkıntılı olduğunu düşündüğünüz kişinin gerçekten kendisinin davranışlarının sıkıntılı olduğunu kabul etmesidir.
@coldegezenkutupayisi +1 sosyal ilişkiler içerisinde herkes psikolog olarak davranmak zorunda değil.
burada önemli olan şey sıkıntılı olduğunu düşündüğünüz kişinin gerçekten kendisinin davranışlarının sıkıntılı olduğunu kabul etmesidir.
0
Eski sevgilim narsist olduğuma inandirmisti beni. Davranış ve düşünce bozukluklarım vardı, empatik düşünce yerine sempatik düşünce yapısına sahiptim. Utanç anında önce kapanır sonra suçlama yapardım. Empati yapamadığım için narsist olduğumu düşünen çok insan oldu. Şiddetsiz iletişim eğitimleri alıyorum, empatiyi hayatıma entegre etmeme, düşünce yapımı yeniden oluşturmama inanılmaz faydası oldu. Narsist de tüm psikolojik etiketler gibi aşağılayıcı ve tetikleyici geliyor bana. İnsanları rahatsız eden davranışlarım bir kelime ile tarif edilemez, bu bir etikettir, bu bir yargıdır. Etiket ve yargı içermeyen bir gözlem ile rahatsız olduğunuz konuyu içtenlikle dile getirirseniz karşı taraf sizinle empati kurup kendinin daha iyi bir versiyonu için eğitim/tedavi/öğreti alabilir. Eşim şiddetsiz iletişim bildiği, sözlerim ve davranışlarım arkasındaki gerçek ihtiyaçlarımı görebildiği için ona hayran kaldım ve ben de şiddetsiz iletişim öğrenmeye başladım. Doğru ile yanlışın ötesinde bir yer var, orada buluşalım.
0
Bu arada bir parantez açmak istedim. Popülerleşen her türlü kavram, konsept, fikir eninde sonunda bir "halk arasında" kullanılan anlama sahip olup sınıflandırılmış bilimsel ya da ideolojik tanımının dışına çıkıyor. Engelli, özürlü gibi sözcükler ya da feminizm gibi ideolojiler yahut başka şeyler nihayet o kadar popülerleşiyor ki artık kavramın kendisinin ifade ettiği şeyler için kullanılmamaya başlanıyor.
Narsist sözcüğü de son zamanlarda olur olmaz kullanılmaya başlanmış olabilir, başlamasa da başlaması yakındır. Ne var ki bir de sözcüğün orjinalinde ifade ettiği çerçeve var. Diğer insanlar için çeşitli yönlerden zarar verici etkileri bulunan sınırları çizilmiş, gruplanmış bir kişilik bozukluğuna sahip insanları tanımlamak için kullanılıyor.
Bu açıdan birisi tarafından hatalı şekilde narsist olarak tanımlanmak, narsist kişiliğe sahip insanlara koşulsuz bir kabullenişle yaklaşmayı gerekli kılmıyor. Eşi, arkadaşı ya da bir dergideki anketle narsist olduğu söylenen kişi narsist olacak diye bir şey söz konusu değil. Zaten tam da bu yüzden "insanlara psikolog, psikiyatrist" muamelesi yapamayız. Hal buyken zaten kişiye "narsist olduğu için" değil, zarar verici davranışları için sınır çekilmeli eğer çekilecekse.
Ancak narsist terimi gittikçe günlük bir sözcük olmaya başladı. Bunun sonucunda ne olur? Muhtemelen ilerde bilimsel tanım değişir, narsist denmez ancak atıyorum; "B3 tipi kişilik" olarak tanımlanır ve gerçekte ifade ettiği anlam bu şekilde devam eder.
İnsanlara teşhis koymak yanlış ve yapılmaması gereken bir şey. Ancak burada sorulan birinin narsist olup olmadığına karar vermek değil zaten, tanımlanmış narsist tipine karşı ne yapılmasının uygun olduğu.
Narsist sözcüğü de son zamanlarda olur olmaz kullanılmaya başlanmış olabilir, başlamasa da başlaması yakındır. Ne var ki bir de sözcüğün orjinalinde ifade ettiği çerçeve var. Diğer insanlar için çeşitli yönlerden zarar verici etkileri bulunan sınırları çizilmiş, gruplanmış bir kişilik bozukluğuna sahip insanları tanımlamak için kullanılıyor.
Bu açıdan birisi tarafından hatalı şekilde narsist olarak tanımlanmak, narsist kişiliğe sahip insanlara koşulsuz bir kabullenişle yaklaşmayı gerekli kılmıyor. Eşi, arkadaşı ya da bir dergideki anketle narsist olduğu söylenen kişi narsist olacak diye bir şey söz konusu değil. Zaten tam da bu yüzden "insanlara psikolog, psikiyatrist" muamelesi yapamayız. Hal buyken zaten kişiye "narsist olduğu için" değil, zarar verici davranışları için sınır çekilmeli eğer çekilecekse.
Ancak narsist terimi gittikçe günlük bir sözcük olmaya başladı. Bunun sonucunda ne olur? Muhtemelen ilerde bilimsel tanım değişir, narsist denmez ancak atıyorum; "B3 tipi kişilik" olarak tanımlanır ve gerçekte ifade ettiği anlam bu şekilde devam eder.
İnsanlara teşhis koymak yanlış ve yapılmaması gereken bir şey. Ancak burada sorulan birinin narsist olup olmadığına karar vermek değil zaten, tanımlanmış narsist tipine karşı ne yapılmasının uygun olduğu.
0
maryjane
Selamlar, rakı, cin-tonik içerken sorun yok da son 3 seferdir 2 bira içip 2 shot bir şey atınca (en son viski shot yaptım) aşırı etkilenmeye başladım, daha önce hiç böyle olmazdı. Gece geldim çıkardım; hala ağzımda iğrenç bir tat var sigara bile içirtmiyor. Sebebini anlamadım, daha önceleri böyle ol
Selamlar, rakı, cin-tonik içerken sorun yok da son 3 seferdir 2 bira içip 2 shot bir şey atınca (en son viski shot yaptım) aşırı etkilenmeye başladım, daha önce hiç böyle olmazdı. Gece geldim çıkardım; hala ağzımda iğrenç bir tat var sigara bile içirtmiyor. Sebebini anlamadım, daha önceleri böyle olmadığı için neyin etki edebileceğini merak ettim.
0
daha öncesinde bir şeyler yiyip yemediğinize ve yeterli sıvı tüketip tüketmediğinize vs. göre değişkenlik gösterebilir.
0
Hemen öncesinde yemek yemiştim ama çok severek yemedim, haklısınız sıvı da az almıştım.
0
bence yemek asiri etkili mide bulantisinda. ne zaman tok karna icsem mutsuz son. susuzluk da sarhos yapiyor hemen
0
bunun bilimsel bir tarafı var mı bilmiyorum ama aynı durumun benzeri bende de var. iki farklı içkiyi arka arkaya içtiğimde, özellikle yorgunsam perte çıkıyorum. beş altı kadeh rakı içsem sorun olmuyor ama üç kadeh rakının üstüne bir kutu bira içeyim iptal oluyorum. hayatımda birayla sarhoş olmuşluğum yoktu, geçen hafta üç kutu bira sonrası bir kadeh viskiyle bayıldım.
0
mikahakkinen
boy 187cm kg 86. şehir bisikleti almak istiyorum. tabloda 22inç çıkıyor yani jant olarak karşılığı 28 mi 29 mu? teşekkür ederim.
boy 187cm kg 86. şehir bisikleti almak istiyorum. tabloda 22inç çıkıyor yani jant olarak karşılığı 28 mi 29 mu?
teşekkür ederim.
teşekkür ederim.
0
0
janttan çok kadro boyu önemli
uygun kadro boyuyla 26, 28, 29 janta da binebilirsin
22 inç dediği yer bu, türkiyede cm cinsinden yazıyorlar bisiklet broşürlerinde
bisiklopedi.com
ama bu kadro boyu meselesi bisiklet türüne göre de değişiyor, örneğin 52 kadro şehir bisikletinde rahat ederken 52 kadro yol bisikleti sana küçük gelebilir, sürüş pozisyonu farklı olduğu için değişiyor
uygun kadro boyuyla 26, 28, 29 janta da binebilirsin
22 inç dediği yer bu, türkiyede cm cinsinden yazıyorlar bisiklet broşürlerinde
bisiklopedi.com
ama bu kadro boyu meselesi bisiklet türüne göre de değişiyor, örneğin 52 kadro şehir bisikletinde rahat ederken 52 kadro yol bisikleti sana küçük gelebilir, sürüş pozisyonu farklı olduğu için değişiyor
0
ancak aramada jant ile arama yapılıyor. inç ile yapınca bisiklet çıkmıyor.
0
hocam zaten türkiyede şehir bisikletleri genelde 28 jant ve 48cm-52cm kadro boyuyla yaygın olarak satılıyor
sen 28 jant ve 52cm kadro olandan alırsan daha iyi olur fakat 48 alsan da rahatsızlık hissetmezsin ayrıca kadro demiri yere paralel olandan değil alçak olanlardan alırsan büyük rahatlık inip binmek
mesela şu klasik modeller 28 jant ve kadro boyu 46cm fakat kendilerine has geometrisi sayesinde oturma pozisyonu ve sürüşü çok konforlu mersedes gibi :)
carrarobisiklet.com
sen 28 jant ve 52cm kadro olandan alırsan daha iyi olur fakat 48 alsan da rahatsızlık hissetmezsin ayrıca kadro demiri yere paralel olandan değil alçak olanlardan alırsan büyük rahatlık inip binmek
mesela şu klasik modeller 28 jant ve kadro boyu 46cm fakat kendilerine has geometrisi sayesinde oturma pozisyonu ve sürüşü çok konforlu mersedes gibi :)
carrarobisiklet.com
0
@freebird5406_
abi ne yaptın. ben 182 boyla 54 kadro yol bisikleti kullanıyorum ki benim vücudum orantısız. bacaklar görece kısa.
ama gerisi doğru. şehir olsun yol olsun çoğu 28 jant olur. en çok giden de 52-54 kadrodur ama soru sahibine muhtemelen 54 kadro bile kısa kalabilir. en temizi iç bacak boyunu ölçmesi ve tablolardan seçim yapması.
abi ne yaptın. ben 182 boyla 54 kadro yol bisikleti kullanıyorum ki benim vücudum orantısız. bacaklar görece kısa.
ama gerisi doğru. şehir olsun yol olsun çoğu 28 jant olur. en çok giden de 52-54 kadrodur ama soru sahibine muhtemelen 54 kadro bile kısa kalabilir. en temizi iç bacak boyunu ölçmesi ve tablolardan seçim yapması.
0
AlsterWasser
fransada le pen, almanyada afd, macaristanda orban, polonyada hükümet pis, isveçte isveç demokratları falan derken şimdi de italyada giorgia meloni.le penin rn'si ve ve almanyadaki afd'nin konjonktür ile beraber oylarını arttırmasını anlayabiliyorum lakin bu ülkelerde bunların gerçekten söz sahibi o
fransada le pen, almanyada afd, macaristanda orban, polonyada hükümet pis, isveçte isveç demokratları falan derken şimdi de italyada giorgia meloni.
le penin rn'si ve ve almanyadaki afd'nin konjonktür ile beraber oylarını arttırmasını anlayabiliyorum lakin bu ülkelerde bunların gerçekten söz sahibi olması bana biraz zor geliyor. geçtim. ki olamadılar.
macaristan ve polonyada durum ortada zaten. isveçte de baya dip dalga var gibi gözüküyor.
lakin italyanın böyle seçim yapması bana çok ekstrem geldi. aslında gelmedi malum bu sefer başka tip bir hayalet dolaşıyor gibi avrupada ama bu baya neo-faşist kökenli birisi giorgia meloni. ben demiyorum zaten partisinin logosunda da bunu direkt kendi ortaya döküyor.
malum ortada olan sebepler var tabii ama italya nası gerçekten bu kadar ekstrem bir seçim yaptı? italya muhabirleri var mı biraz bilgilenelim havalar nasılmış orda?
le penin rn'si ve ve almanyadaki afd'nin konjonktür ile beraber oylarını arttırmasını anlayabiliyorum lakin bu ülkelerde bunların gerçekten söz sahibi olması bana biraz zor geliyor. geçtim. ki olamadılar.
macaristan ve polonyada durum ortada zaten. isveçte de baya dip dalga var gibi gözüküyor.
lakin italyanın böyle seçim yapması bana çok ekstrem geldi. aslında gelmedi malum bu sefer başka tip bir hayalet dolaşıyor gibi avrupada ama bu baya neo-faşist kökenli birisi giorgia meloni. ben demiyorum zaten partisinin logosunda da bunu direkt kendi ortaya döküyor.
malum ortada olan sebepler var tabii ama italya nası gerçekten bu kadar ekstrem bir seçim yaptı? italya muhabirleri var mı biraz bilgilenelim havalar nasılmış orda?
0
Kimsenin umrunda değil o yüzden. Meloni'ye oy vermeyecek/vermemiş olan kesim zaten italya'daki politik instabilitiden ve diğer nedenlerden dolayı demokrasiden umudunu kesmiş durumda. Ayrıca rekor sandığa gitmeme oranı var. Meloni'nin partisinin %25 (7.3m) gibi bir oyu var. Diğer 4 sağ partiyle birlikte toplam %43'e geliyor. (Kıyas için, merkez sol ana parti olan PD %19 (5.4m), toplam merkez sol %26, 5 yıldız hareketi de %15, kalanlarda tekli, çoğu %1 altı alan partiler)
Benim konuştuğum insanlar yine de umurlarında olmadığını söylüyorlar, zaten hükümeti kurması aylar sürer o da en fazla 2 yıl ayakta kalır diyorlar.
Açıkçası ben de nasıl bu kadar oy aldığını anlamadım. Seçim propagandasını başarılı bir şekilde yürüttüğü için söyleyenler var. Yıllardır merkez sol ve 5 yıldız hareketi stabil bir hükümet kuramadı onun bıkkınlığı var. Sağ'daki öbür partilerde yıpranmış ve yıpratılmış partiler. 5 yıldız zaten kendi kendini bitirdi bir noktada. Berlusconi zaten 85 yaşında ama ona rağmen %8 oy alabiliyor.
Yani merkez sola olmayan güven, sağ tarafta yaşlı Berlusconi ve yine geçen yıllarda kendini kanıtlayamayan Salvini yüzünden geriye kalan tek adayın Meloni olması gibi yorumlayabiliriz belki. Berbatın iyisi yani.
Benim konuştuğum insanlar yine de umurlarında olmadığını söylüyorlar, zaten hükümeti kurması aylar sürer o da en fazla 2 yıl ayakta kalır diyorlar.
Açıkçası ben de nasıl bu kadar oy aldığını anlamadım. Seçim propagandasını başarılı bir şekilde yürüttüğü için söyleyenler var. Yıllardır merkez sol ve 5 yıldız hareketi stabil bir hükümet kuramadı onun bıkkınlığı var. Sağ'daki öbür partilerde yıpranmış ve yıpratılmış partiler. 5 yıldız zaten kendi kendini bitirdi bir noktada. Berlusconi zaten 85 yaşında ama ona rağmen %8 oy alabiliyor.
Yani merkez sola olmayan güven, sağ tarafta yaşlı Berlusconi ve yine geçen yıllarda kendini kanıtlayamayan Salvini yüzünden geriye kalan tek adayın Meloni olması gibi yorumlayabiliriz belki. Berbatın iyisi yani.
0
dünyada siyaset sıkışmış durumda zaten. avrupadaki liderler alternatifsizlikten yerlerini koruyor. italya'da seçime katılım yüzde 64. oturmuş demokrasilerde kim gelirse gelsin devletin idaresi bir şekilde gidiyor.
corona sonrası bu ekonomik yıkıntıları kimse almak istemiyor. italya'da zaten sol bu yükü almak istemediğinden bu durum böyle. eski siyasi yapılarda solcular umut olarak göreve gelirler ekonomiyi düzeltirlerdi daha sonra meyvesini sağ yerdi. artık sol uyandı yıkık ekonomileri almak istemiyorlar.
yunanistan örneği çok açık çipras aldı düzelti sonra gene sağ geldi.
corona sonrası bu ekonomik yıkıntıları kimse almak istemiyor. italya'da zaten sol bu yükü almak istemediğinden bu durum böyle. eski siyasi yapılarda solcular umut olarak göreve gelirler ekonomiyi düzeltirlerdi daha sonra meyvesini sağ yerdi. artık sol uyandı yıkık ekonomileri almak istemiyorlar.
yunanistan örneği çok açık çipras aldı düzelti sonra gene sağ geldi.
0
saclarimdaki papatyalar
Ekimin ilk haftasi denize girmeli tatil önerileriniz neresi olur?Tesekkurler.
Ekimin ilk haftasi denize girmeli tatil önerileriniz neresi olur?
Tesekkurler.
Tesekkurler.
0
Ekimde kas ve ciraliya gitmistim 2 sene once gayet iyiydi deniz ve hava... ama her sene degisiyor havalar. Ama bu yerleri tavsiye ederim.
0
Antalya'nın doğusu (Side, Alanya)
Kıbrıs
Not: Kıbrıs bilet fiyatları çıldırmış vaziyette. Otellerin 2 3 katı.
Kıbrıs
Not: Kıbrıs bilet fiyatları çıldırmış vaziyette. Otellerin 2 3 katı.
0
anneboleyn
Ekim ayında İzmir tatili planlamıştık ama havalar erken soğudu gibi. Yaz tatili tadında nereye gidebiliriz Ekimde bir öneriniz olur mu? Otel tatili değil de gezmeli bir şey istiyoruz rota şeklinde de olabilir.
Ekim ayında İzmir tatili planlamıştık ama havalar erken soğudu gibi. Yaz tatili tadında nereye gidebiliriz Ekimde bir öneriniz olur mu? Otel tatili değil de gezmeli bir şey istiyoruz rota şeklinde de olabilir.
0
antalya güzel olur ekimde. bazı yerlerde denize bile girilir. biz kasımda dalış yapıyorduk antalyada.
0
calmdown
Bilenler cevaplayabilirse sevinirim, İstanbul'da hangi marka/bayilerde sıfır araç var merak etmekteyim.
Bilenler cevaplayabilirse sevinirim, İstanbul'da hangi marka/bayilerde sıfır araç var merak etmekteyim.
0
Kaotik Notral
Selamlar,Yeni bir eve taşınılıyor, dolayısıyla en sıkıcı yeni abonelikleri halletme dönemi.Araştırırken hepsi birbirine benziyor ve aralarından seçmek zor geliyor.En avantajlı TV + Internet pakedi hangisi sizce?
Selamlar,
Yeni bir eve taşınılıyor, dolayısıyla en sıkıcı yeni abonelikleri halletme dönemi.
Araştırırken hepsi birbirine benziyor ve aralarından seçmek zor geliyor.
En avantajlı TV + Internet pakedi hangisi sizce?
Yeni bir eve taşınılıyor, dolayısıyla en sıkıcı yeni abonelikleri halletme dönemi.
Araştırırken hepsi birbirine benziyor ve aralarından seçmek zor geliyor.
En avantajlı TV + Internet pakedi hangisi sizce?
0
superonline 25mbps + tv+ full paket: 150 lira
gayet memnunum. evde özellikle akşamları en az 2 cihazdan full video dönüyordur.
gayet memnunum. evde özellikle akşamları en az 2 cihazdan full video dönüyordur.
0
sizofren06
araba km daha dolmadı da bakımı geldi. en son ne zaman yaptırmam gerek garantiden cıkmaması için?
araba km daha dolmadı da bakımı geldi. en son ne zaman yaptırmam gerek garantiden cıkmaması için?
0
Bazan ters cevap verenlere çok kızıyorum ama şu duyuruyu açmaya harcanan emekle bu sorunun cevabu bulunurdu.
Ara sevisi sor kardeşim.
Ara sevisi sor kardeşim.
0
arkadaslar zaten servise güvenmiyorum ki buraya yazıyorum. servise kalsa hemen gel diyorlar.
0
servise niye güvenmiyosun? bazı servis gıcıktır 1 ay geç gitsen garantiden çıkarırlar.
bazısı der ki abi 3 ay içinde gel sorun olmaz.
bazısı der ki abi 3 ay içinde gel sorun olmaz.
0
Markanın genel merkezini (üreticisi/ithalatcısını) arayıp ilk ağızdan bu bilgiyi alın, zaten mutlaka bire yerlerde yazıyordur.
0
reno aracım var. araç eylül trafiğe çıkışlı ancak marttan beri kullanılıyor. 7bin kmde aracım. genel merkezi aradım ya bir sene ya da 20bin km dediler. reno için böyle her firmada farklı olabilir. benzinlilerde 20bin dizel 15bindir genelde.
0
hyundai için ilk 3. veya 6. ayda check-up, sonra 12. ayda bakım vardı.
kullanma kılavuzunu açın, bakım bölümünde ne zamanda bir veya kaç kmde bir (hangisi önce dolarsa) bakım yapılacağı yazar. örneğin benim araba için 12 ay veya 15000 km.
kullanma kılavuzunu açın, bakım bölümünde ne zamanda bir veya kaç kmde bir (hangisi önce dolarsa) bakım yapılacağı yazar. örneğin benim araba için 12 ay veya 15000 km.
0
ananiyimioguz
Seçim vaadi olarak ilk araba alımında veya telefon alımında ötv alınmayacağı söyleniyor.Ben daha önce hiç bayiden araç almadım ama babamın kullandığı ve 2.el aldığımız araç benim üzerime.Şimdi ben gidip sıfır araç alamayacak mıyım?"ilk alım" dan kasıt, seçimden sonraki alımlar değildir değil mi? Ger
Seçim vaadi olarak ilk araba alımında veya telefon alımında ötv alınmayacağı söyleniyor.
Ben daha önce hiç bayiden araç almadım ama babamın kullandığı ve 2.el aldığımız araç benim üzerime.
Şimdi ben gidip sıfır araç alamayacak mıyım?
"ilk alım" dan kasıt, seçimden sonraki alımlar değildir değil mi? Gerçi öyle olsa araç alacak olanlar beklesin demezlerdi.
Eğer 2. el de geçerli ise, araba alacak güçteki bir insan şimdiye kadar iyi kötü bir tane almıştır zaten.
Ömrü boyunca ilk kez araç alacak olanlar için geçerliyse bu, baya düşük bir kitleyi kapsamaz mı? Yani adam alamadıysa kötüsünü de alamamıştım, ötv kalkınca alabilecek mi sanki?
Ben daha önce hiç bayiden araç almadım ama babamın kullandığı ve 2.el aldığımız araç benim üzerime.
Şimdi ben gidip sıfır araç alamayacak mıyım?
"ilk alım" dan kasıt, seçimden sonraki alımlar değildir değil mi? Gerçi öyle olsa araç alacak olanlar beklesin demezlerdi.
Eğer 2. el de geçerli ise, araba alacak güçteki bir insan şimdiye kadar iyi kötü bir tane almıştır zaten.
Ömrü boyunca ilk kez araç alacak olanlar için geçerliyse bu, baya düşük bir kitleyi kapsamaz mı? Yani adam alamadıysa kötüsünü de alamamıştım, ötv kalkınca alabilecek mi sanki?
0
detayları bilemeyiz tabii şu an ama evet üzerinize araba varken 2. araba alıp "ilk arabam" diyemezsiniz.
hayır düşük bir kitleyi kapsamaz. orta halli bi insanım, anne babası multi milyoner olmadan beyaz yakalı olup çevremde "ilk arabasını" alabilen 1 kişi bile yok. ötv o kadar fazla ki, kesinlikle yardımı olacaktır.
tabii burası tc, bunun da milyon tane kılıfı kılçığı vardır.
hayır düşük bir kitleyi kapsamaz. orta halli bi insanım, anne babası multi milyoner olmadan beyaz yakalı olup çevremde "ilk arabasını" alabilen 1 kişi bile yok. ötv o kadar fazla ki, kesinlikle yardımı olacaktır.
tabii burası tc, bunun da milyon tane kılıfı kılçığı vardır.
0
muhtemelen hayatında hiç üzerinde araba olmamış kişileri kapsar.
2. el zaten olamaz. sıfır olmak zorunda ötv indirimi için.
2. el zaten olamaz. sıfır olmak zorunda ötv indirimi için.
0
2020'de mezun olup 2021 yazında çalışmaya başlayan bir doktorum ve arabam yok, hiç olmadı ve şu anki şartlarla olacak gibi değil. Benimle aynı sene mezun olup çalışmaya başlayan arkadaşlarımdan arabası olan iki üç kişi var, onlar da ailelerinden altın vs borç alıp aldılar ikinci el arabalarını. Diğer arkadaşlarımın arabaları yok onlar da alamaz şu an.
Yani alacak olan şimdiye alırdı durumu son iki üç senede çalışmaya başlayan çoğu kişiyi kapsamıyor çünkü alamıyoruz.
Yani alacak olan şimdiye alırdı durumu son iki üç senede çalışmaya başlayan çoğu kişiyi kapsamıyor çünkü alamıyoruz.
0
2. el de geçerli mi derken, daha önce 2.el almış birisi eleniyor mu anlamında sordum
0
2. el olmasının fark yaratacağını sanmıyorum.
yani bir araç sahibi misin? Evet. o zaman bu olaya dahil olamazsın gibi geliyor.
bakarsın derler ki sadece bayilerden alınan 0km 1 araç derler bi anda dahil olursun.
lakin buna yaş, araç segmenti gibi bir çok kriterin geleceğine emin olabilirsin.
düşünsene zengin biri oğlu-kızı hatta çevresindekiler üstünden ötvden muaf şekilde ferrariler, bentleyler almaya kalkıyor falan!?!?
ne olacağı belli değil. üzülerek pratikte pek yapılabilir bir şey gibide gelmiyor.
yani bir araç sahibi misin? Evet. o zaman bu olaya dahil olamazsın gibi geliyor.
bakarsın derler ki sadece bayilerden alınan 0km 1 araç derler bi anda dahil olursun.
lakin buna yaş, araç segmenti gibi bir çok kriterin geleceğine emin olabilirsin.
düşünsene zengin biri oğlu-kızı hatta çevresindekiler üstünden ötvden muaf şekilde ferrariler, bentleyler almaya kalkıyor falan!?!?
ne olacağı belli değil. üzülerek pratikte pek yapılabilir bir şey gibide gelmiyor.
0
bunu yaparlarsa otomobillerin iki fiyatı oluşacak veya satarken ötv ödemesi gibi durumlar ortaya çıkacak. Bir de yaş sınırı (insana) koyarlarsa 30 civarı (benim jenerasyona) fena patlayacak. Benim arabam olmadı, çevremdeki çoğu arkadaşımın da yok. Ama gençlere bu fırsatı sunuyoruz diye 1993 üstü vb. bişey getirmeye çalışabilirler.
Ya kimsenin pek almayacağı Kia Picanto Hyundai i10'lara bile getirseler bunu, milletin işi çözülür. Bence olumlu bir girişim olur. Onlar vergisiz ucuz araç olmalı zira. Daha üstünü isteyen artan vergilerle alır. Ama B sınıfı araçların vergisi de düşürülsün mesela.
Ya kimsenin pek almayacağı Kia Picanto Hyundai i10'lara bile getirseler bunu, milletin işi çözülür. Bence olumlu bir girişim olur. Onlar vergisiz ucuz araç olmalı zira. Daha üstünü isteyen artan vergilerle alır. Ama B sınıfı araçların vergisi de düşürülsün mesela.
0
herhangi bir hükümet sol veya sağ fark etmez, bu gelirden vazgeçemez hükümetler. yani hiç bir şekilde hiç araba almayacak kişileri kapsayacak kanımca. çocuğunun, eşinin vb kişilerin üstüne alırlar. kılıfını bulurlar trde.
0
yaprak_erturk
merhaba,psikiyatriste gideceğim ilk defa ama vereceğim bilgileri sisteme kaydediyor mu merak ettim. mesela çok detay bir bilgi versem ve bugüne özel olsa o bilgi, psikiyatrist de yanlış anlayıp ciddi bir şeymiş gibi yazsa bilgisayara,bir başka psikiyatriste gittiğimde o söylediğim şeyi görür ve onu
merhaba,
psikiyatriste gideceğim ilk defa ama vereceğim bilgileri sisteme kaydediyor mu merak ettim. mesela çok detay bir bilgi versem ve bugüne özel olsa o bilgi, psikiyatrist de yanlış anlayıp ciddi bir şeymiş gibi yazsa bilgisayara,bir başka psikiyatriste gittiğimde o söylediğim şeyi görür ve onu yanlış yönlendirebilir mi?
eğer eski psikiyatristin yazdığını görürse etkilenir, yani ilk gideceğim psikiyatriste yanlış anlayabileceği bilgileri vermem eğer kaydediyorsa ve bilgiler paylaşılıyorsa.
ve eğer bilgiler paylaşılıyorsa e-devlet üzerinden falan, bu kvkk'ya aykırı değil mi?
psikiyatriste gideceğim ilk defa ama vereceğim bilgileri sisteme kaydediyor mu merak ettim. mesela çok detay bir bilgi versem ve bugüne özel olsa o bilgi, psikiyatrist de yanlış anlayıp ciddi bir şeymiş gibi yazsa bilgisayara,bir başka psikiyatriste gittiğimde o söylediğim şeyi görür ve onu yanlış yönlendirebilir mi?
eğer eski psikiyatristin yazdığını görürse etkilenir, yani ilk gideceğim psikiyatriste yanlış anlayabileceği bilgileri vermem eğer kaydediyorsa ve bilgiler paylaşılıyorsa.
ve eğer bilgiler paylaşılıyorsa e-devlet üzerinden falan, bu kvkk'ya aykırı değil mi?
0
doktorun sisteme yazdığı notu sadece aynı merkezdekiler görür. farklı bir merkeze gittiğinizde görülmez. konulan tanı ise sağlık sistemine işlenir, sizin verdiğiniz/vereceğiniz izne göre e-nabız vs üzerinden görülebilir.
0
belki bir teşhis koyarsa onu yazar ya da 1-2 anahtar sözcük şeklinde not alabilir ama bu konuda gizlilik diye bir şey var.
seansta veya terapide konuşulanlar ve anlattıklarınız elbette kimseyle paylaşılmaz.
anneniz gidip sorsa bile, reşit olduğunuz sürece sizle ilgili bilgi veremez doktor.
doktorunuz değişirse, aynı klinikteki başka bir doktorla devam etmek isterseniz bir şekilde dosyanıza ulaşırlar muhtemelen.
o da zaten hem eski doktorunuzun hem de sizin rızanızla olacak bir şey.
yani bu kol kırığı değil ki, bir doktordan diğerine, elden ele dolaşsın bilgileriniz.
psikiyatri hassas bir alan.
seansta veya terapide konuşulanlar ve anlattıklarınız elbette kimseyle paylaşılmaz.
anneniz gidip sorsa bile, reşit olduğunuz sürece sizle ilgili bilgi veremez doktor.
doktorunuz değişirse, aynı klinikteki başka bir doktorla devam etmek isterseniz bir şekilde dosyanıza ulaşırlar muhtemelen.
o da zaten hem eski doktorunuzun hem de sizin rızanızla olacak bir şey.
yani bu kol kırığı değil ki, bir doktordan diğerine, elden ele dolaşsın bilgileriniz.
psikiyatri hassas bir alan.
0
Zaphod
Bilim bu isi cozemedi mi hala? Yoksa cozdu de bana mi haber verilmiyor?..Kesme tahtasi gozenek dolu mikroplar icin super ortamPlastikte gozenek problemi yok ama bu sefer de pilastik yutup duruyorsunCam da mekanik olarak kusurlu. Kesme yuzeyinin darbeyi sonumlemesi gerektigini kullaninca farkettim. B
Bilim bu isi cozemedi mi hala? Yoksa cozdu de bana mi haber verilmiyor?..
Kesme tahtasi gozenek dolu mikroplar icin super ortam
Plastikte gozenek problemi yok ama bu sefer de pilastik yutup duruyorsun
Cam da mekanik olarak kusurlu. Kesme yuzeyinin darbeyi sonumlemesi gerektigini kullaninca farkettim. Bicak yuzeye carpinca acayip uyuz ediyor insani.
Yok mu bunun cozumu?
Kesme tahtasi gozenek dolu mikroplar icin super ortam
Plastikte gozenek problemi yok ama bu sefer de pilastik yutup duruyorsun
Cam da mekanik olarak kusurlu. Kesme yuzeyinin darbeyi sonumlemesi gerektigini kullaninca farkettim. Bicak yuzeye carpinca acayip uyuz ediyor insani.
Yok mu bunun cozumu?
0
insanlar yıllardır tahta kullanıyor, bu mikroplardan enfeksiyon kapmadan yaşıyor
meyve sebze keserken zaten sorun olmaz, üzerinde çiğ et kestiysen de bekletmeden temizle, o kadar bakteriden bir şey olmaz
meyve sebze keserken zaten sorun olmaz, üzerinde çiğ et kestiysen de bekletmeden temizle, o kadar bakteriden bir şey olmaz
0
Bağışıklık sistemimizin gelişebilmesi için bir miktar mikroba maruz kalmamız zaten gerekli.
Aşı dediğimiz olayda da zaten vücuda bir miktar mikrop verilip vücudun o mikroba karşı kendini hazırlaması amaçlanmıyor mu?
Yani
Çok da şeyetmemek lazım.
Ahşap kullanılırsa şu şekilde temizlenebilir :)
mobile.twitter.com
Aşı dediğimiz olayda da zaten vücuda bir miktar mikrop verilip vücudun o mikroba karşı kendini hazırlaması amaçlanmıyor mu?
Yani
Çok da şeyetmemek lazım.
Ahşap kullanılırsa şu şekilde temizlenebilir :)
mobile.twitter.com
0
Valla hem yumuşak olsun hem sağlıklı olsun gözenekleri olmasın hem de tatsız olaylar yaşanmasın diyorsunuz. O kadar bakteriden bence de bir şey olmaz ama şu var dediklerinizden farklı olarak:
www.hepsiburada.com
Ama bu da darbeyi sönümlemez ve bıçağı köreltir gibi geldi, ilginc.
www.hepsiburada.com
Ama bu da darbeyi sönümlemez ve bıçağı köreltir gibi geldi, ilginc.
0
kesme tahtasının bıçaktan sert olmaması gerekiyor. aksi taktirde bıçak körelir. cam ve metal bu yüzden eleniyor.
ahşabı temizlemesi zor, ahşap da elendi.
geriye plastik kaldı. et ve sebzeler için ayrı tahta kullanır, kullandığınız tahtayı hemen temizlerseniz sorun olmaz. çok yıpranan plastik tahtayı değiştirirsiniz.
çiğ et (tavuk özellikle) değmiş tahtayı bıçağı elde yıkamayın, direkt makineye.
ahşabı temizlemesi zor, ahşap da elendi.
geriye plastik kaldı. et ve sebzeler için ayrı tahta kullanır, kullandığınız tahtayı hemen temizlerseniz sorun olmaz. çok yıpranan plastik tahtayı değiştirirsiniz.
çiğ et (tavuk özellikle) değmiş tahtayı bıçağı elde yıkamayın, direkt makineye.
0
bakteriden bir şey olmaz söylemindeki arkadaşlar uzmansa sıkıntı yok ancak bir şey olmaz demek için argüman nedir?
en sağlıklısı cam. yani uzman bir şef değilseniz cam kullanın bu hayatta hangi şeyler istediğiniz gibi ki? sağlıklı olmak emek gerektiren bir durum.
tahtada mesela meyve kestin. üstünde yıkama ile geçmeyen ilaç kalıntısı var tahtaya geçti, diğer kestiğin ürüne geçti bunun sonu yok.
en sağlıklısı cam. yani uzman bir şef değilseniz cam kullanın bu hayatta hangi şeyler istediğiniz gibi ki? sağlıklı olmak emek gerektiren bir durum.
tahtada mesela meyve kestin. üstünde yıkama ile geçmeyen ilaç kalıntısı var tahtaya geçti, diğer kestiğin ürüne geçti bunun sonu yok.
0
beemaker
Sebepsiz yere yalan konuşan insanların amacı ne olabilir?
Sebepsiz yere yalan konuşan insanların amacı ne olabilir?
0
mitomani işte. ilkokul arkadaşım böyle benim. aynı yalanları dinlemekten bıktım, iletişimi kestim artık.
0
Mitomani semptom. Altında yatan kısım kişilik bozukluğu ve benzeri sebepler sanırım ve bu durum kesinlikle bir rahatsızlık
0
1. alışkanlık.
bazı insanlar aileden görerek veya sürekli yalan söyleyerek bir zaman sonra alışıyorlar. bir soru soruldugunda doğrusunu söylemek yerine önce ağzına yalan cevap geliyor
2. karşısındaki insandan zeki oldugunu düşünmek
bazı insanlar kendilerini zeki hissetmek için sebepsiz yere yalan söylüyor. karşısındaki inanınca "bak nasıl inandırdım" diyerek kendini mutlu hissediyor.
3. pratik yapmak
şu an üzerinde çalıstıgım bir konu. yalan söyleme becerimi artırmak için yalan söylüyorum. bakalım ustalaşabilecek miyim
bazı insanlar aileden görerek veya sürekli yalan söyleyerek bir zaman sonra alışıyorlar. bir soru soruldugunda doğrusunu söylemek yerine önce ağzına yalan cevap geliyor
2. karşısındaki insandan zeki oldugunu düşünmek
bazı insanlar kendilerini zeki hissetmek için sebepsiz yere yalan söylüyor. karşısındaki inanınca "bak nasıl inandırdım" diyerek kendini mutlu hissediyor.
3. pratik yapmak
şu an üzerinde çalıstıgım bir konu. yalan söyleme becerimi artırmak için yalan söylüyorum. bakalım ustalaşabilecek miyim
0
bambaleyo
Kasım'ın son haftası için 8 günlük bi Londra planını nasıl organize etmeli? (İlk defa gidilecek)- 8 gün sadece Londra çok mu olur?- Civar şehirlerden günü birlik eklenecek yerler nereler sizce?- Gitmişken Dublin'e de 2 günü ayırsak mı? (Kişi başı 30 pound gidiş dönüş uçak bileti)Ana hatlarıyla rotay
Kasım'ın son haftası için 8 günlük bi Londra planını nasıl organize etmeli? (İlk defa gidilecek)
- 8 gün sadece Londra çok mu olur?
- Civar şehirlerden günü birlik eklenecek yerler nereler sizce?
- Gitmişken Dublin'e de 2 günü ayırsak mı? (Kişi başı 30 pound gidiş dönüş uçak bileti)
Ana hatlarıyla rotayı çıkarırsak içini doldurma ve transfer vs. işlerini hallederim.
Her fikir işime yarar, teşekkürler.
- 8 gün sadece Londra çok mu olur?
- Civar şehirlerden günü birlik eklenecek yerler nereler sizce?
- Gitmişken Dublin'e de 2 günü ayırsak mı? (Kişi başı 30 pound gidiş dönüş uçak bileti)
Ana hatlarıyla rotayı çıkarırsak içini doldurma ve transfer vs. işlerini hallederim.
Her fikir işime yarar, teşekkürler.
0
Biz 10 gün sadece Londra’da kalmıştık ve hiç sıkılmadık ama kişiden kişiye değişir tabii. Bilindik turistik lokasyonları acele etmeden 4-5 günde gördükten sonra kalan zamanımızın çoğunu bir yerlerde yemek yiyerek, publarda takılarak, uzun uzun kahve içerek falan geçirdik ve çok da memnun kaldık. Boş boş sokaklarda gezmek bile keyifli.
Gideceğiniz tarihlerdeki aktiviteleri de araştırın, konser olur, festival olur, sokak sergisi olur, bit pazarı olur, bunların her biri yemek molasını da katınca yarım gününüzü alır zaten.
Gideceğiniz tarihlerdeki aktiviteleri de araştırın, konser olur, festival olur, sokak sergisi olur, bit pazarı olur, bunların her biri yemek molasını da katınca yarım gününüzü alır zaten.
0
Londra'ya 8 gün değil 80 gün bile yetmeyebilir ama sadece en turistik, en bildik yerlerini göreyim derseniz 3-4 gün de yeterli olabilir.
0
@cosmicstring
stonehenge'i eledik hocam, baya araştırdım 1 günü ayırmaya değmeyeceğine karar verdim.
stonehenge'i eledik hocam, baya araştırdım 1 günü ayırmaya değmeyeceğine karar verdim.
0
londrayı detaylı gezip müzeleri de gezeyim dersen 8 anca yeter. edinburgta güzel 2 3 gün ayrılabilir. oxford var günübirlik gezilebilinir.
0
logisticsmanager
Tatilden dönüşte ofise ve hanımın ailesine birer kilo baklava/kadayıf karışık yaptıracağım. En son narlidere fistik'tan aldim ama beklediğim kalite degildi.Simdi bir sürü baklavacı görüyorum mapste ama hangisi iyi bilgim yok.Tercigim narlidere'den başlayıp Üçyol taraflarina kadar bir yerde olması Ka
Tatilden dönüşte ofise ve hanımın ailesine birer kilo baklava/kadayıf karışık yaptıracağım. En son narlidere fistik'tan aldim ama beklediğim kalite degildi.
Simdi bir sürü baklavacı görüyorum mapste ama hangisi iyi bilgim yok.
Tercigim narlidere'den başlayıp Üçyol taraflarina kadar bir yerde olması
Karsi tarafta ya da konak/Alsancak trafigin icinde olmazsa sevinirim.
Simdi bir sürü baklavacı görüyorum mapste ama hangisi iyi bilgim yok.
Tercigim narlidere'den başlayıp Üçyol taraflarina kadar bir yerde olması
Karsi tarafta ya da konak/Alsancak trafigin icinde olmazsa sevinirim.
0
izmir'in neresinde bilmem ama bolulu hasan usta varsa oradan alabilirsin.
0
Karşıda olmasın deseniz de Petek Pastanesi
goo.gl
Merkezi Hatay'da (semt olan değil, şehir olan) ve inanılmaz güzel baklavaları var.
goo.gl
Merkezi Hatay'da (semt olan değil, şehir olan) ve inanılmaz güzel baklavaları var.
0
petek pastanesi bayraklı avcılar excluive'de de açıldı. ofise söylemiştik, beğenmişti misafirler.
0
Doğal 46
Baklavası Urfa'da yediklerime benziyor içi bol Antep fıstıklı. Ağam da güzel yapıyor ama fıstığı az o yüzden gerçek baklava diyemiyorum ben. Fıstığın damakta aroma bırakması gerekir, hamurdaki tereyağının değil.
Bunlar bir de Maraş dondurması yapıyor efsane. Maraşta yediğimden daha güzel. Uzun yol paketi de yapıyorlar kuru buz ile. Buca ve Bayraklı'da yerleri var bildiğim. Tavsiye ederim
Baklavası Urfa'da yediklerime benziyor içi bol Antep fıstıklı. Ağam da güzel yapıyor ama fıstığı az o yüzden gerçek baklava diyemiyorum ben. Fıstığın damakta aroma bırakması gerekir, hamurdaki tereyağının değil.
Bunlar bir de Maraş dondurması yapıyor efsane. Maraşta yediğimden daha güzel. Uzun yol paketi de yapıyorlar kuru buz ile. Buca ve Bayraklı'da yerleri var bildiğim. Tavsiye ederim
0
ShadowOfMoon
şu an decathlo koşu ayakkabımla hepsini oynuyorum ama bir yerde zorlanacak ayakkabı.ayda 1 tenis oynarsam oynuyorum. onun için de ayakkabı almak istemiyorum. haftada 2 kez voleybol.çözüm var mıdır?ayakkabı aşınması değil de ayağıma bir şey olmasından korkuyorum. teniste ters harekette outdoor ayakka
şu an decathlo koşu ayakkabımla hepsini oynuyorum ama bir yerde zorlanacak ayakkabı.
ayda 1 tenis oynarsam oynuyorum. onun için de ayakkabı almak istemiyorum. haftada 2 kez voleybol.
çözüm var mıdır?
ayakkabı aşınması değil de ayağıma bir şey olmasından korkuyorum. teniste ters harekette outdoor ayakkabıyla sıkıntı yaşamayayım veya voleybolda
ayda 1 tenis oynarsam oynuyorum. onun için de ayakkabı almak istemiyorum. haftada 2 kez voleybol.
çözüm var mıdır?
ayakkabı aşınması değil de ayağıma bir şey olmasından korkuyorum. teniste ters harekette outdoor ayakkabıyla sıkıntı yaşamayayım veya voleybolda
0
yani şu şartlarda fiyatlarda seçenek yok. yani baskete genelde boğazlı ayakkabı alınır. diğerlerine sneaker dahi olsa yeter.
0
kort tenisi ayakkabılarının altı salon sporları ayakkabılarına göre daha sert ve dayanıklıdır bu esnekliği azaltıyor ve uzun kullanımda diğerleri kadar rahat değildir
hobi olarak bir tane voleybol ve basketbol ortak kullanımı için daha rahat ve esnek, kort kullanımı için tenis ayakkabısı alıp iki ayakkabı ile idare edersin
hobi olarak bir tane voleybol ve basketbol ortak kullanımı için daha rahat ve esnek, kort kullanımı için tenis ayakkabısı alıp iki ayakkabı ile idare edersin
0
tenisi eforlu oynamıyorsanız farklı ayakkabıya gerek yok. ama yüklenecekseniz sağlam bir ayakkabı şart.
0
Aslında evet. hatta koşu da varsa en önemlisi koşu için özel bir ayakkabı şart.
Indoor bir ayakkabı dışarda giyince olmuyor. Ya da tam tersi.
Spor spor ayıramıyorsanız en azından buna dikkat edin derim ben.
Indoor bir ayakkabı dışarda giyince olmuyor. Ya da tam tersi.
Spor spor ayıramıyorsanız en azından buna dikkat edin derim ben.
0
Serena Williams değilsen ya da Djokovic gibi yerde kaymıyorsan tenise özel ayakkabı almana gerek yok. Kort ayakkabıları kortta uçup kaçanlar için tasarlanıyor. Standart bir spor ayakkabı ayda bir oynayan birinin oyunuyla aşınmaz.
0
birmilyonunvarmi
Liverpool çok geç tweet attı ve cevapları kapatarak attı. Liverpoolluların bir sürü elizabethin ölümünü kutladığı video gördüm. Olay ne?
Liverpool çok geç tweet attı ve cevapları kapatarak attı. Liverpoolluların bir sürü elizabethin ölümünü kutladığı video gördüm. Olay ne?
0
bilmiyorum ama tahminim şöyle liverpool liman işçilerinin takımı. işçi takımı olduğu için de sol bir gelenekten geliyor. sol halkın egemenliğini desteklediği monarşiye karşılar. tabi şu an sahipleri amerikalı, işçiliği falan kalmamıştır
0
pembe incili kaptan kirk
Evdeki bütün ampuller bir anda söndü ama diğer elektronik aletler çalışıyor. Komşunun da prizleri çalışmıyor, ışıklar yanıyor. Diğer komşu da bizim gibi ışıklar var prizler çalışmıyor. Sigortaların hiç biri de atmamış. Sebebi ne olabilir ki
Evdeki bütün ampuller bir anda söndü ama diğer elektronik aletler çalışıyor. Komşunun da prizleri çalışmıyor, ışıklar yanıyor. Diğer komşu da bizim gibi ışıklar var prizler çalışmıyor. Sigortaların hiç biri de atmamış. Sebebi ne olabilir ki
0
Macaba trifaze elektrik olabilir mi?.fazlardan birisi gitmiştir vs?
Apartman girişindeki saatin fotoğrafı var mı? Kablolarının olduğu kısmın
Apartman girişindeki saatin fotoğrafı var mı? Kablolarının olduğu kısmın
0
(Anlattığım yöntem tehlikelidir, anlamayan biri için ölüm tehlikesi olabilir Allah korusun)
Eğer bu saate kadar çözülmediyse, bina girişinde elektrik panosunun altında kofra kutusu var. İşi bile ve elektrikten anlayan biri kapağı açıp baksın.
Bazen yerine tam oturtulmamış kofra bıçakları yerinden çıkıyor. Bıçaklardan biri yerinden çıktıysa fazlardan biri eksilmiştir.
Bu eksik faz sizin evde lambalar, komşuda ise prizlere ayrılmıştır tesadüfen montajcı tarafından.
Ama bu dediğim düşük bir ihtimal, yüksek ihtimal sokaktan binaya gelen fazın birinde arıza var, elektrik idaresine bilgi verin kontrol etsinler.
Yukarıda anlattığım yöntem çok tehlikelidir, işi bilmeyen biri kurcalamasın.
Eğer bu saate kadar çözülmediyse, bina girişinde elektrik panosunun altında kofra kutusu var. İşi bile ve elektrikten anlayan biri kapağı açıp baksın.
Bazen yerine tam oturtulmamış kofra bıçakları yerinden çıkıyor. Bıçaklardan biri yerinden çıktıysa fazlardan biri eksilmiştir.
Bu eksik faz sizin evde lambalar, komşuda ise prizlere ayrılmıştır tesadüfen montajcı tarafından.
Ama bu dediğim düşük bir ihtimal, yüksek ihtimal sokaktan binaya gelen fazın birinde arıza var, elektrik idaresine bilgi verin kontrol etsinler.
Yukarıda anlattığım yöntem çok tehlikelidir, işi bilmeyen biri kurcalamasın.
0
jepa
ege veya akdenizde eylül ayı sonlarında deniz tatili yapılır mı? güneş durumu nasıl olur? Çok sıcak istemesem de rüzgar olmaması tercih sebebi. Fethiye kaş marmaris uygun mudur sizce?
ege veya akdenizde eylül ayı sonlarında deniz tatili yapılır mı? güneş durumu nasıl olur? Çok sıcak istemesem de rüzgar olmaması tercih sebebi. Fethiye kaş marmaris uygun mudur sizce?
0
Akdenizde yapılır, ege tarafı serin olur. Ağustosun son haftası bodrumdaydık, o zaman bile yağmur ve rüzgar vardı epey. Bana sorarsan Antalya'ya doğru in o tarihler için. Hatta daha da iyisi kıbrıs.
0
Son 3 senedir ekim ayında hava durumunu kontrol edip Bodrum tatili yapıyorum. Su geç ısınıp geç soğuduğu için bence gayet iyi oluyor. Sadece akşamları üzerinize bir şey almanız gerekiyor.
0
Kuzey Ege'yi önermem. Geçen yıl Eylül 20'den sonra Akçay ve Ören'de soğuktan denize giremedik. Normalde de denizi soğuk oranın zaten. Bodrum'un aşağısı daha mantıklı Eylül sonu için.
0
egede deniz akdenize göre daha soğuk olur. kuşadası çeşme akyaka rüzgarlı olur. marmaris olabilir. ancak antalyada ekim sonuna kadar denize girilir.
0
balpolen
Ekspertiz raporu da son fotoda, ben pek anlamiyorum. Bana sorun cikarir mi?Arabanin arti ve eksileri neler?https://www.sahibinden.com/ilan/vasita-otomobil-opel-tr-nin-en-ucuzu-2015-opel-adam-1.4-glam-otomatik-vites-cift-renk-1049505992/detay
Ekspertiz raporu da son fotoda, ben pek anlamiyorum. Bana sorun cikarir mi?
Arabanin arti ve eksileri neler?
www.sahibinden.com
Arabanin arti ve eksileri neler?
www.sahibinden.com
0
ekspertizden bağımsız olarak yorum yapayım; araba tertemiz de olsa atmosferik yani güçsüz ve çok yakma potansiyeli olan bir araç. piyasası da pek yok. ben olsam direkt elerdim. turbo beslemeli modellere bakardım.
0
"Bu modeli çok sevdim, aşık oldum. İleride satamasam da, elimde kalsa da, ya da büyük zarar etsem de alıp binmek istiyorum"
diyorsanız ona göre yorumlamak lazım. Yok eğer böyle bir durum yoksa hiç yanaşmayın.
Ben yoldan geçen her arabaya/motora bakar gözlemlerim kendimce, ilk defa gördüm böyle bir model.
Yedek parçası lazım olduğunda çok zor bulunacağı gibi fiyatları abartı olacaktır.
diyorsanız ona göre yorumlamak lazım. Yok eğer böyle bir durum yoksa hiç yanaşmayın.
Ben yoldan geçen her arabaya/motora bakar gözlemlerim kendimce, ilk defa gördüm böyle bir model.
Yedek parçası lazım olduğunda çok zor bulunacağı gibi fiyatları abartı olacaktır.
0
Piyasası hiç olmayan bir araba. Satmak istediğinde çok zorlanırsın. Toplam 10 ilan var zaten. Kimsenin aklına gelecek bir model değil. Alınmaz bence.
Ekspertiz raporu da iyi değil. Boya olması çok dert değil belki ama 3 parça boya var, tramer kaydı yok diyor. Araba zaten kaç parça. Tramer olmaması kötü bir şey. Araca ne olduğu belli değil.
Ekspertiz raporu da iyi değil. Boya olması çok dert değil belki ama 3 parça boya var, tramer kaydı yok diyor. Araba zaten kaç parça. Tramer olmaması kötü bir şey. Araca ne olduğu belli değil.
0
o kadar korkmayin bildigin corsanin sekillisi bu araba. satarken agir satilir ama illa satilir yani burasi turkiye. parca sikintisi falan olmaz. motoru sanzimani bilindik parcalar. bi problem olmaz. bu galericiyi de biliyorum durust birisi baktirip alin. begendiyseniz korkmayin.
0
araba güzel ama daha çok zengin ülkelerdeki insanların "aa ne güzel araba şunun ikinci eline 3-4bin$ verip alayım çok tatlı" diyeceği türden, maalesef biz ülkedeki pahalılıktan dolayı zevkleri bir yere bırakıp mantıklı olanlara karar vermek zorundayız. o yüzden yukarıdaki arkadaşlara katılıyorum. 18-19bin$ verilecek bir aracın yarın satılmak istendiğinde hızlıca satılabilecek bir araç olması çok önemli
0
Hocam her şey bir satarken oldukça zorlanirsin. Atmosferik motor iyi değil +1. Ayrıca boyalı parçalar dışında kaputta da işlem var ki, esas sıkıntı o. Ayrıca sanzimandaki terleme eğer potansiyel bir arızaya işaretse çok ciddi bir sıkıntı, ağır maliyetli.
Sonuç olarak, alınmaz.
Sonuç olarak, alınmaz.
0
Eksileri; -söylenildiği gibi- piyasasının olmaması, tek kapılı olması, tramerde gözükmese de ciddi sıkıntıları olması ve rengi (maalesef siyah/beyaz/gri kadar kolay satılmaz)
Artısı, tatlı şirin oluşu, çok fazla görebildiğimiz bir araba olmaması falan.
Artısı, tatlı şirin oluşu, çok fazla görebildiğimiz bir araba olmaması falan.
0
Bende böyle abuk bir araba var ama ikinci, hobi arabası. Herkes laf ediyor ama ben binerken çok seviyorum önemli olan bu bence.
0
orient blue +1 türkiye piyasasını düşününce alınıp satılması çok zor. spesifik bir araç.
0
yetkili birine benzeyen abi
bugün bir lacoste gözlük beğendim ama daha önce hiç kullanmadığım için aklıma takıldı, lacoste'un gözlükleri iyi midir? markayı sadece giyim olarak biliyorum.persol'ün gözlüklerinde handmade in italy diyor, işçilik var. lacoste'ta böyle bişey göremedim. işçiliği, lens kalitesi nasıldır?bu kadar para
bugün bir lacoste gözlük beğendim ama daha önce hiç kullanmadığım için aklıma takıldı, lacoste'un gözlükleri iyi midir? markayı sadece giyim olarak biliyorum.
persol'ün gözlüklerinde handmade in italy diyor, işçilik var.
lacoste'ta böyle bişey göremedim. işçiliği, lens kalitesi nasıldır?
bu kadar para vermeye değer mi?
persol'ün gözlüklerinde handmade in italy diyor, işçilik var.
lacoste'ta böyle bişey göremedim. işçiliği, lens kalitesi nasıldır?
bu kadar para vermeye değer mi?
0
numaralı gözlüğünü 6 senedir kullanıyorum çok memnunum. Hatta o yüzden gidip güneş gözlüğünü de Lacoste aldım bu yaz. Ondan da memnunum bi aydır kullanıyorum.
İşçiliğinden kastınızı bilmiyorum ama kalitesi gayet iyi gözlüklerin. Numaralı gözlüğü 6 senedir uyku hariç taktığımı düşünürsek, biraz yıpranması var tabii ama hala daha sağlam nazar değmesin :d
Güneş gözlüğünün de kalitesi iyi geldi kullandığım sürede.
Lens konusunu bilemiyorum ben numaralı gözlük kullandığım için camları lacoste'un değil Nikon cam kullanıyorum.
Ama genel olarak oldukça tavsiye ederim Lacoste'u gözlük konusunda. Bu sene olmadı seneye numaralı gözlüğümü de yenilemeyi düşünüyorum. Yine Lacoste alırım muhtemelen.
İşçiliğinden kastınızı bilmiyorum ama kalitesi gayet iyi gözlüklerin. Numaralı gözlüğü 6 senedir uyku hariç taktığımı düşünürsek, biraz yıpranması var tabii ama hala daha sağlam nazar değmesin :d
Güneş gözlüğünün de kalitesi iyi geldi kullandığım sürede.
Lens konusunu bilemiyorum ben numaralı gözlük kullandığım için camları lacoste'un değil Nikon cam kullanıyorum.
Ama genel olarak oldukça tavsiye ederim Lacoste'u gözlük konusunda. Bu sene olmadı seneye numaralı gözlüğümü de yenilemeyi düşünüyorum. Yine Lacoste alırım muhtemelen.
0
Ne persol ne de lacoste tabiki kendisi üretim yapan gözlük markaları değiller. Başka bir firma onların lisansı alarak üretim yapıyor.
Bu alanda dünyanın en büyüğü Luxotica; Ray-Ban, Persol, Chanel vs. vs. onun kullandığı markalar ve lüks markalar gözlük pazarının %80'nine yakını bu şirketin elinde.
www.luxottica.com
Öyle ayrı bir işçilik de bekleme, bütün markalar üç aşağı beş yukarı aynı. Ama tabi her marka için ayrı bir tasarım çizgisi takip ediyorlar. Sonuçta, adamlar aynı yerlerde fasonda üretim yapıyor bize de markasını satıyor.
www.luxottica.com
İkinci sırada, Safilo var. Dior ve Fendi falan da bunun kullandığı markalar
www.safilogroup.com
Üçüncü sırada ise, marchon var. Lacoste'da işte Marchon'un lisansını kullandığı markalar arasında.
www.marchon.com
Ben kendim Safilo ve Marchon'un üretim kalitesini daha çok beğeniyorum. Ama sonuçta hiç birinin derdi kaliteli ürün satmak değil, bir kaç dolara üretilen çerçeveleri üzerine lisanslı marka takıp bize saplıyorlar. O yüzden öyle işçiliğine falan bakmanı önermem.
Yıllardır persol de lacoste da kullandım. İkisinin çizgileri de, kaliteleri de yakındır bence ve ikisini de severim. Ama persol kendime aldığım ilk güneş gözlüğümdü ve kaybettiğimde en çok üzüldüğüm de o idi, bu nedenle yeri bende ayrıdır.
İşin özü paran var ise hangisini beğenirsen al, hepsi neredeyse aynı.
Bu alanda dünyanın en büyüğü Luxotica; Ray-Ban, Persol, Chanel vs. vs. onun kullandığı markalar ve lüks markalar gözlük pazarının %80'nine yakını bu şirketin elinde.
www.luxottica.com
Öyle ayrı bir işçilik de bekleme, bütün markalar üç aşağı beş yukarı aynı. Ama tabi her marka için ayrı bir tasarım çizgisi takip ediyorlar. Sonuçta, adamlar aynı yerlerde fasonda üretim yapıyor bize de markasını satıyor.
www.luxottica.com
İkinci sırada, Safilo var. Dior ve Fendi falan da bunun kullandığı markalar
www.safilogroup.com
Üçüncü sırada ise, marchon var. Lacoste'da işte Marchon'un lisansını kullandığı markalar arasında.
www.marchon.com
Ben kendim Safilo ve Marchon'un üretim kalitesini daha çok beğeniyorum. Ama sonuçta hiç birinin derdi kaliteli ürün satmak değil, bir kaç dolara üretilen çerçeveleri üzerine lisanslı marka takıp bize saplıyorlar. O yüzden öyle işçiliğine falan bakmanı önermem.
Yıllardır persol de lacoste da kullandım. İkisinin çizgileri de, kaliteleri de yakındır bence ve ikisini de severim. Ama persol kendime aldığım ilk güneş gözlüğümdü ve kaybettiğimde en çok üzüldüğüm de o idi, bu nedenle yeri bende ayrıdır.
İşin özü paran var ise hangisini beğenirsen al, hepsi neredeyse aynı.
0
pangea
Merhabalar Duyuru Sakinleri,Bir arkadaşım ektekini gönderdi bana. Benim de aklımda bunun etik olup olmadığı sorusu belirdi; ancak bir kanıya varamadığımdan burada bir sorayım dedim. Ek olarak, kliniğin böylesi bir uygulamadan kazancı ne olabilir? Ya da şöyle sorayım: Neden böyle bir uygulamaya gitmi
Merhabalar Duyuru Sakinleri,
Bir arkadaşım ektekini gönderdi bana.
Benim de aklımda bunun etik olup olmadığı sorusu belirdi; ancak bir kanıya varamadığımdan burada bir sorayım dedim.
Ek olarak, kliniğin böylesi bir uygulamadan kazancı ne olabilir? Ya da şöyle sorayım: Neden böyle bir uygulamaya gitmiş olabilirler?
Bir arkadaşım ektekini gönderdi bana.
Benim de aklımda bunun etik olup olmadığı sorusu belirdi; ancak bir kanıya varamadığımdan burada bir sorayım dedim.
Ek olarak, kliniğin böylesi bir uygulamadan kazancı ne olabilir? Ya da şöyle sorayım: Neden böyle bir uygulamaya gitmiş olabilirler?
0
herkesin rızası olduktan sonra neden etik dışı olsun ki?
sonuçta zorlamıyorlar, emrivaki de yapmıyorlar, indirimle teşvik etmişler.
böyle bir uygulamaya stajyerler iyi yetişsin, tecrübe kazansın diye gitmişler belli ki.
sonuçta zorlamıyorlar, emrivaki de yapmıyorlar, indirimle teşvik etmişler.
böyle bir uygulamaya stajyerler iyi yetişsin, tecrübe kazansın diye gitmişler belli ki.
0
Etik midir bilmiyorum ama bence danışan kişi bunu indirim olarak değil, gizlilik için 2 katı para ödemek zorunda kalmak olarak algılayacak ve daha seansa başlamadan aklında bu olacaktır.
0
bence etik değil. danışanda 1 soru işareti yaratıyorsa bence etik sorgulanır. yani ticari şeylerin terapi eklenmesi zaten bence çok saçma. stajerin terapi izlemesi psikolojide danışan rızasıyla olabilen bir şey, ancak böle afişli vs. bence güzel bir durum değil. staja gelen üni öğrencileriyle işyerinin anlaşması vardır.
0
chicha_v2
Fotoğrafı duyuruya ekledim.Arabayı yol kenarına park etmiştim. Adamın biri aradı sıkıştırdılar ben de sağa fazla yanaşınca sizin arabaya sürttüm dedi. Çok bi şey yok pasta cila ile düzelir dedi ama bence düzelmez boya kalkmış bazı kısımlarda. Yaptırırsam kaskoyu bozmayacak şekilde cepten yaptırıp pa
Fotoğrafı duyuruya ekledim.
Arabayı yol kenarına park etmiştim. Adamın biri aradı sıkıştırdılar ben de sağa fazla yanaşınca sizin arabaya sürttüm dedi. Çok bi şey yok pasta cila ile düzelir dedi ama bence düzelmez boya kalkmış bazı kısımlarda.
Yaptırırsam kaskoyu bozmayacak şekilde cepten yaptırıp parasını adamdan almayı düşünüyorum. Ne kadara yapılır?
Yaptırma der misiniz tamponun diğer tarafında da var benzer bir sürtme maalesef.
Arabayı yol kenarına park etmiştim. Adamın biri aradı sıkıştırdılar ben de sağa fazla yanaşınca sizin arabaya sürttüm dedi. Çok bi şey yok pasta cila ile düzelir dedi ama bence düzelmez boya kalkmış bazı kısımlarda.
Yaptırırsam kaskoyu bozmayacak şekilde cepten yaptırıp parasını adamdan almayı düşünüyorum. Ne kadara yapılır?
Yaptırma der misiniz tamponun diğer tarafında da var benzer bir sürtme maalesef.
0
Sadece plastik parçada sorun var gibi. Ben yaptırırdım. Ufak bir rötuş boyası atılacak. Pasta cilalık bir iş değil. Çok bir şey de tutmaz.
0
Kasko bozulmayabilir hatasız olduğunuz için, sigortacınıza sorun bence. tramersiz, kayıtsız boya değişen vs. beni şüphelendiriyor.
0
Plastik parça çok mühim değil, boyatıp parasını adamdan alabilirsiniz. Park halinde sürtme/çarpma olduğu için eğer tutanak tutarsanız kasko bozulmaz, karşı tarafın trafik sigortasına rücu eder. Ama tutanak tutacak kadar büyük bir hasar görünmüyor, elden yaptırabilirseniz daha iyi olur.
0
kaskosunuza ait mini onarım hakkından ücretsiz yaptırabilirsiniz bu tip bir onarım için tutanak tutmaya değmez.
0
solo
Merhabalar,27.10.2020 tarihinde aldığımız aracın ilk araç muayenesi ne zaman yapılmak zorunda? araç muayeneleri 2 yılda bir yapılıyor diye biliyorum ancak bugün google'da arama yapınca 3 yaşını doldurduktan sonra muayene 2 yılda bir yıl yapılması gerekiyor gibi okudum. Bu durumda ilk muayeneyi 27.10
Merhabalar,
27.10.2020 tarihinde aldığımız aracın ilk araç muayenesi ne zaman yapılmak zorunda? araç muayeneleri 2 yılda bir yapılıyor diye biliyorum ancak bugün google'da arama yapınca 3 yaşını doldurduktan sonra muayene 2 yılda bir yıl yapılması gerekiyor gibi okudum. Bu durumda ilk muayeneyi 27.10.2023'de mi yaptırmamız gerekiyor?
27.10.2020 tarihinde aldığımız aracın ilk araç muayenesi ne zaman yapılmak zorunda? araç muayeneleri 2 yılda bir yapılıyor diye biliyorum ancak bugün google'da arama yapınca 3 yaşını doldurduktan sonra muayene 2 yılda bir yıl yapılması gerekiyor gibi okudum. Bu durumda ilk muayeneyi 27.10.2023'de mi yaptırmamız gerekiyor?
0
Ruhsatta ilk muayene geçerlilik süresi yazıyor, oraya bakabilirsiniz.
Eskiden sıfır araçta trafiğe çıkış tarihi baz alınıyordu, ama uzun bir süredir araç yerli malıysa imal tarihinden, ithal ise ithalat tarihinden itibaren başlıyor süre.
Yani sıfır aldığınız araç vitrinde uzun süre beklediyse süre iki seneden bile az olabilir.
Eskiden sıfır araçta trafiğe çıkış tarihi baz alınıyordu, ama uzun bir süredir araç yerli malıysa imal tarihinden, ithal ise ithalat tarihinden itibaren başlıyor süre.
Yani sıfır aldığınız araç vitrinde uzun süre beklediyse süre iki seneden bile az olabilir.
0
@John Bloor, hakikaten ruhsatta yazıyormuş hiç farketmemişim. teşekkür ederim bilgilendirme için.
0
imalat ya da ithal tarihinden sonraki üç yıl. benim 2016da sıfır aldığım araç 2015 üretimliydi mesela, ilk muayaneye 2018de girdim.
0
Ruhsattaki ilk tescil tarihi +3 yıl.
edit: ilk tescil tarihi yanlış bilgi olur gerçi. Bu aracın satışa ilk çıktığı tarih aslında. Ama zaten muayene geçerlilik diye de yazıyor.
edit: ilk tescil tarihi yanlış bilgi olur gerçi. Bu aracın satışa ilk çıktığı tarih aslında. Ama zaten muayene geçerlilik diye de yazıyor.
0
hadi ya la
Bugün arkadaşımla buluşuyorum, daha çok Alsancak - Bostanlı tarafında oluyoruz.Genelde kahve içeriz, yeni kafeleri keşfederiz, sushi yeriz, bazen sokak lezzetlerini deneriz, güzel tatlı veya dondurma yapan yer varsa mutlaka uğrarız.Akşama kadar bol sohbetli ve yemeli içmeli bir gün olacak, nereleri
Bugün arkadaşımla buluşuyorum, daha çok Alsancak - Bostanlı tarafında oluyoruz.
Genelde kahve içeriz, yeni kafeleri keşfederiz, sushi yeriz, bazen sokak lezzetlerini deneriz, güzel tatlı veya dondurma yapan yer varsa mutlaka uğrarız.
Akşama kadar bol sohbetli ve yemeli içmeli bir gün olacak, nereleri önerirsiniz?
Genelde kahve içeriz, yeni kafeleri keşfederiz, sushi yeriz, bazen sokak lezzetlerini deneriz, güzel tatlı veya dondurma yapan yer varsa mutlaka uğrarız.
Akşama kadar bol sohbetli ve yemeli içmeli bir gün olacak, nereleri önerirsiniz?
0
bostanlı novella dondurma, bostanlı pizza di mamma, bostanlı Melo Cheesecakes&Cookies mühallebisi. reyhan pastanesi bostanlı. alsancakta kemeraltı gurme lezzet dolu. hisarönü şamballicisi, söğüşçüler.
0
karışık yazıyorum;
Bostanlı Atakent tarafında söğüşçü aco, la vie, ingo, leaf ve bravo pastanesi.
Biraz daha uzak ama mavişehir’de dükkan burger ve la puerta.
Alsancak; brothers coffee, awake coffee, kardeşler büfe, le cigale, sirena.
Bostanlı Atakent tarafında söğüşçü aco, la vie, ingo, leaf ve bravo pastanesi.
Biraz daha uzak ama mavişehir’de dükkan burger ve la puerta.
Alsancak; brothers coffee, awake coffee, kardeşler büfe, le cigale, sirena.
0
bravoda dondurma öneririm.
eğer kahvalyı yapacaksanız, yine bostanlıdaki morisiyi tercih edebilirsiniz.
akşama rakı planı olursa, kavalaya içkinizi de alıp gidebilirsiniz.
şimdiyen iyi eğlenceler.
eğer kahvalyı yapacaksanız, yine bostanlıdaki morisiyi tercih edebilirsiniz.
akşama rakı planı olursa, kavalaya içkinizi de alıp gidebilirsiniz.
şimdiyen iyi eğlenceler.
0
duyurukullanıcısı
10 kilo fazlam var 75 olursam az gözüküyor şu an 85'im ve sakalı kestiğimde löpür löpür bir et parçası sarkıyor resmennormalde kiloyu göstermiyorum gıdı hariçen son da gıdı gidiyor bendeözel bir şey var mı bunu götürmek için?
10 kilo fazlam var 75 olursam az gözüküyor şu an 85'im ve sakalı kestiğimde löpür löpür bir et parçası sarkıyor resmen
normalde kiloyu göstermiyorum gıdı hariç
en son da gıdı gidiyor bende
özel bir şey var mı bunu götürmek için?
normalde kiloyu göstermiyorum gıdı hariç
en son da gıdı gidiyor bende
özel bir şey var mı bunu götürmek için?
0
Kiloyla artar, kilo verince görünürlüğü azalır. Ama varsa hep vardır.
Çok rahatsız ediciyse ameliyatla alıyorlar.
Çok rahatsız ediciyse ameliyatla alıyorlar.
0
The_Lollok
Merhabalar,sadece bu 2 aractan birini almak istiyorum ama hangisi alayim sizce?350k ya clio var dizel manuel 2019 50.000 km420k ya i30 var dizel manuel 2016 55.000 kmikisi de hatasız boyasızpara 360k var ustunu kredi cekmeyi planliyorum i30 alirsam.6 ay 1sene sonra satacagim. Uzun yola cok gidiyorum
Merhabalar,
sadece bu 2 aractan birini almak istiyorum ama hangisi alayim sizce?
350k ya clio var dizel manuel 2019 50.000 km
420k ya i30 var dizel manuel 2016 55.000 km
ikisi de hatasız boyasız
para 360k var ustunu kredi cekmeyi planliyorum i30 alirsam.
6 ay 1sene sonra satacagim. Uzun yola cok gidiyorum.
sadece bu 2 aractan birini almak istiyorum ama hangisi alayim sizce?
350k ya clio var dizel manuel 2019 50.000 km
420k ya i30 var dizel manuel 2016 55.000 km
ikisi de hatasız boyasız
para 360k var ustunu kredi cekmeyi planliyorum i30 alirsam.
6 ay 1sene sonra satacagim. Uzun yola cok gidiyorum.
0
i30 konfor açısından clio'dan çok daha iyi. ben olsam C segmenti olan i30'u tercih ederim.
0
Ben 6ay 1 sene sonra satacak olsam clio alırdım.
Elinde kalmasi imkansiz.
Daha az maliyeti var. Kredi cekmeye gerek yok.
I30 eski kasa galiba, ben pek beğenmiyorum.
Elinde kalmasi imkansiz.
Daha az maliyeti var. Kredi cekmeye gerek yok.
I30 eski kasa galiba, ben pek beğenmiyorum.
0
soper
Bence sevdiği kişi için beklemeli bir kız. İlk olmak ayrıdır
Bence sevdiği kişi için beklemeli bir kız. İlk olmak ayrıdır
0
Zar anlamında ilktir ama ruh anlamında, sürtünme, ön sevişme, ters ilişki, flört anlamında çoktur. O zaman okey misin?
Her haltı yiyeyim ama sevgilim bakire olsun kafası bana çok ilkel gelmiştir.
Bir erkek bakir ise bakire seçmesinde bir sakınca yok bence.
Ama ben bir şeyler yaşadıysam, karşımdaki insan da yaşamış olabilir sorun yok.
Ne istediğini bilsin, kafa ve beden olarak sadık kalsın da gerisi önemli değil.
Hem bu zar takıntısı olanların korkulu rüyası diktirme ameliyatı var öyle denk gelirse çok gülerim.
Her haltı yiyeyim ama sevgilim bakire olsun kafası bana çok ilkel gelmiştir.
Bir erkek bakir ise bakire seçmesinde bir sakınca yok bence.
Ama ben bir şeyler yaşadıysam, karşımdaki insan da yaşamış olabilir sorun yok.
Ne istediğini bilsin, kafa ve beden olarak sadık kalsın da gerisi önemli değil.
Hem bu zar takıntısı olanların korkulu rüyası diktirme ameliyatı var öyle denk gelirse çok gülerim.
0
90'li yillarda eksisozluk = kizlik zari tartisma platformu gibiydi. Sonraki yillarda o basliklarin yerini envai cesit erasmus basliklari aldi. duyuruyu gorunce aklima o geldi.
neyse... dengi dengine diyip cekileyim.
neyse... dengi dengine diyip cekileyim.
0
Eskiden insanlar 18 ine gelmeden evlenirdi. O zamanlar onemliydi. Simdilerde is bulma egitim para meselesi gibi turlu sebeplerle evlilik yasi cok ilerledi. Evlilik oncesi seks bu yuzden cok artti.
0
Sevdiği kişi için derken? İnsan her sevgilisini seviyor hangisini beklesin mesela?
Erkek de beklemişse “sevdiği” kız için o zaman tamam ama bu kutsal görev sadece kadınlardan bekleniyorsa çok yanlış. Kadınların da el değmemiş erkek bekleme hakkı doğuyor bu durumda.
Erkek de beklemişse “sevdiği” kız için o zaman tamam ama bu kutsal görev sadece kadınlardan bekleniyorsa çok yanlış. Kadınların da el değmemiş erkek bekleme hakkı doğuyor bu durumda.
0
O devir o muhabbetler geçti artık. Önemli gören çok azaldı, önemsiz demiyorlar ama üzerinde de konuşulmuyor.
0
kizlik zariyla ilgisi yok , turkiyedeki kizlar kamuflaj anlaminda uzman:) belki oral sex, anal sex yapiyor nereden bileceksin?
burada olay kizin daha onceki kisilerden neden ayrildigi? karsidaki adamlarin mi yoksa kizin mi can sikintisindan ayrildigi. duygusal zekasi, size adanmisligi, empatisi vs.
ayrilmaya karar verdik iliski monotonlasti diyen kizlardan uzak durabilirsin mesela.
cok seks kimi zaman kizlari travmatize edebiliyor. bunu rahatlikla anlayabilirsin.
burada olay kizin daha onceki kisilerden neden ayrildigi? karsidaki adamlarin mi yoksa kizin mi can sikintisindan ayrildigi. duygusal zekasi, size adanmisligi, empatisi vs.
ayrilmaya karar verdik iliski monotonlasti diyen kizlardan uzak durabilirsin mesela.
cok seks kimi zaman kizlari travmatize edebiliyor. bunu rahatlikla anlayabilirsin.
0
Küçük yerlerde hala önemli. Büyük şehirlerde de tecrübe arıyorlar. +1 ananiyimioguz. Özellikle öyle birini arayana.
0
vay, nostalji başlık.
15 sene önce tartışılıp bitmedi mi olm bu kızlık zarı meselesi? yemin ediyorum sosyal medyada 10 sene olmuştur görmeyeli. geçmişe gittim.
cevap: olmazsa olmazımdır.
15 sene önce tartışılıp bitmedi mi olm bu kızlık zarı meselesi? yemin ediyorum sosyal medyada 10 sene olmuştur görmeyeli. geçmişe gittim.
cevap: olmazsa olmazımdır.
0
Bu beklenti kendine karşı özgüveni düşük insanların beklentisidir, ya başkaları ile birlikteliğinden benimki ile olduğundan daha zevk aldıysa vb. düşünceler içerisindeler.
Halbuki bu dünya öyle bir dünya değil. nedense ilk ve son olmakla ilgili bir ilinti var. yani kişinin ilk beraber olduğu kişi aynı zamanda son birlikte olduğu kişi de olacak.
ilk olmak önemli ise kim kimin hangi konuda ilk'i olacak? ilk tekne gezisini beraber yapınca oluyor mu? ilk yamaçparaşütünü beraber yaptık, oluyor mu? ilk motor gezisini beraber yaptık, oluyor mu?
Sex dediğin bir saat, hadi seni mi kıracağım 2 saat olsun, sen kralsın 4 saat diyelim. eee sonra? koskoca hayatı bu 4 saat ile mi değerlendiriyorsun?
Hadi hepsini geçtim, daha kendisi ile ilgili şeyleri bilmeyen biri ile nasıl hayat geçecek? keyif alınan şeylerin kendisi için keyifli olup olmadığı konusunda bir fikri, düşüncesi olmayan biri ile ne yapcaksın? konu sadece cincellik değil yani. o çok küçük bir parçası.
Halbuki bu dünya öyle bir dünya değil. nedense ilk ve son olmakla ilgili bir ilinti var. yani kişinin ilk beraber olduğu kişi aynı zamanda son birlikte olduğu kişi de olacak.
ilk olmak önemli ise kim kimin hangi konuda ilk'i olacak? ilk tekne gezisini beraber yapınca oluyor mu? ilk yamaçparaşütünü beraber yaptık, oluyor mu? ilk motor gezisini beraber yaptık, oluyor mu?
Sex dediğin bir saat, hadi seni mi kıracağım 2 saat olsun, sen kralsın 4 saat diyelim. eee sonra? koskoca hayatı bu 4 saat ile mi değerlendiriyorsun?
Hadi hepsini geçtim, daha kendisi ile ilgili şeyleri bilmeyen biri ile nasıl hayat geçecek? keyif alınan şeylerin kendisi için keyifli olup olmadığı konusunda bir fikri, düşüncesi olmayan biri ile ne yapcaksın? konu sadece cincellik değil yani. o çok küçük bir parçası.
0
25-30 yaş arası erkek grubumuzun fikrine göre sevgili olmak için önemli değil ama iş ciddiye binecekse ve evleneceksek çok önemli sırf bu yüzden evlenmeyen arkadaşlarım oldu.
şuan ne kadar önemsiz diye pompalansa da önemli.
ama yeni tip erkekler türedi zar önemli değil diyen. sonuçta herkesin terrcihi
şuan ne kadar önemsiz diye pompalansa da önemli.
ama yeni tip erkekler türedi zar önemli değil diyen. sonuçta herkesin terrcihi
0
genelde kendine güvensiz erkeklerin hissettiği gereksiz bir takıntı. bir kadının başkalarını deneyip, sende karar kılması daha ego okşayıcı bir durum, çünkü ömrü boyunca tek bir kişiyle yatan birinin içindeki merak duygusunu asla öldüremezsin. evliliğği boyunca başkalarıyla nasıl olurdu acaba diye fantezi kurmasındansa deneyip öyle evlenmesi daha mantıklı geliyor bana. ayrıca evlilik öncesinde orgazm olabiliyor mu, vajinismus gibi bir problemi var mı gibi cinsel sorunların tamamını da bu yolla çözmüş oluyorsun (hiç küçümsemeyin inanılmaz yaygın bu hastalıklar, kolay da tedavi edilemiyor ve boşanmaların - aldatmaların da en büyük sebeplerinden biri bu). son olarak 15 dakikalık bir işlemle sonradan da zar yaptırılabiliyor, yani hiç bir zaman orjinal mi değil mi bilemiyorsun. bu şartlar altında hala bekarete takılan hemcinslerimi komik buluyorum.
hiç ilişkiye girmediğiniz biriyle kolaylıkla yanlış bir evlilik yapabilirsiniz, çünkü dikkatiniz başka bir yerdedir, mantıklı düşünemezsiniz. erkeklerin evlendikten sonraki "ulan ben ne yaptım" pişmanlığı hep buradan geliyor.
hiç ilişkiye girmediğiniz biriyle kolaylıkla yanlış bir evlilik yapabilirsiniz, çünkü dikkatiniz başka bir yerdedir, mantıklı düşünemezsiniz. erkeklerin evlendikten sonraki "ulan ben ne yaptım" pişmanlığı hep buradan geliyor.
0
İlk olmak kız için de ayrıdır erkek için de ayrıdır bence.
Madem ayrıdır, ikisi de o ayrıcalığı "sevdikleri" kişiye sunmalılar.
Ama sorun şu, cinsel anlamda ilk olan kişi güvenilir sayılıyor ama çok daha farklı konularda hiç de güven vermiyor hatta hayatı zindan ediyor mesela. Onu ne yapalım? Gitti elden "ilk"... ne olacak?
Saçma. Kızlık zarıyla güven elde edilmez. Kızlık zarı değil önemli olan...
Sen ruhu masum olan kadını tanıyamıyorsun kızlık zarına yüklüyorsun koskoca bir sorumluluğu. Önemli olan bu.
Madem ayrıdır, ikisi de o ayrıcalığı "sevdikleri" kişiye sunmalılar.
Ama sorun şu, cinsel anlamda ilk olan kişi güvenilir sayılıyor ama çok daha farklı konularda hiç de güven vermiyor hatta hayatı zindan ediyor mesela. Onu ne yapalım? Gitti elden "ilk"... ne olacak?
Saçma. Kızlık zarıyla güven elde edilmez. Kızlık zarı değil önemli olan...
Sen ruhu masum olan kadını tanıyamıyorsun kızlık zarına yüklüyorsun koskoca bir sorumluluğu. Önemli olan bu.
0
20'lerimin başında önemsizdi, ancak artık önemli. 30'larına merdiven dayamış biri bu yaşına kadar cinsel ihtiyaçlarını tümden bastırdıysa tuhaf hissettiren çok fazla problem ortaya çıkıyor. Onun için hiçbir cinsel deneyimi olmamış biri beni geriyor.
Cinsellik biyolojik bir ihtiyaç, eğer hayatınızın büyük bölümünde cinsel arzunuzu bastırdıysanız bu sizde bir şeyleri kötü yönde değiştirir.
Çok değer verdiğiniz, ancak sıradan bir şeyi yıllar boyunca korumak için bir çok şeyden vazgeçtiyseniz o koruduğunuz şey sizin için o kadar önemli hale gelir ki sizden başka kimse ona o değeri vermez. O açıdan bekaret takıntısı olanlara önerim, fazla geç kalmadan evlenmeleri olur heralde. Bir yerden sonra kendilerinden daha çok "evlenecekleri kişiye vaadettikleri o şeyi" öne çıkarmaya başlıyorlar, bir nevi hayatını adadığı tek şeyi size verip vermeme konusuna evriliyor olay. Her olayda, her durumda, sizin yaptığınız fedekarlığı ve ortaya koyduğunuz her emeği onun size vaadettiği ve kendince bir değer biçtiği şeyden değersiz ve yetersiz buluyorlar. Ne yapıyorsanız "e tabi yapacak" olarak görüyorlar.
Cinsellik biyolojik bir ihtiyaç, eğer hayatınızın büyük bölümünde cinsel arzunuzu bastırdıysanız bu sizde bir şeyleri kötü yönde değiştirir.
Çok değer verdiğiniz, ancak sıradan bir şeyi yıllar boyunca korumak için bir çok şeyden vazgeçtiyseniz o koruduğunuz şey sizin için o kadar önemli hale gelir ki sizden başka kimse ona o değeri vermez. O açıdan bekaret takıntısı olanlara önerim, fazla geç kalmadan evlenmeleri olur heralde. Bir yerden sonra kendilerinden daha çok "evlenecekleri kişiye vaadettikleri o şeyi" öne çıkarmaya başlıyorlar, bir nevi hayatını adadığı tek şeyi size verip vermeme konusuna evriliyor olay. Her olayda, her durumda, sizin yaptığınız fedekarlığı ve ortaya koyduğunuz her emeği onun size vaadettiği ve kendince bir değer biçtiği şeyden değersiz ve yetersiz buluyorlar. Ne yapıyorsanız "e tabi yapacak" olarak görüyorlar.
0
Bence önemli. 2022'de hala bunu dert edinen ve tartışma konusu haline getiren kafaların kalıp kalmadığını gösteriyor. Çomar turnusolü diyebiliriz.
0
Kızlık zarı bisiklete binerken bile yırtılabilen bir şey, hiçbir anlamı yok.
0
38 yaşında erkeğim. Önemli değil.
Cinsellik bakımından daha sıkı olma durumu var mı bilmiyorum. varsa, güzel bir şey.
30-35’ini geçmiş hala bekaretini evleneceği adama saklayan ama o zar hariç yapılmadık aktivite bırakmamış kızlardan uzak dururum.
Erkeğin onlarca farklı kişiyle cinsel ilişkisi olsun ama evleneceği kızın bakire olmasını istemesi de üstteki insan tipiyle aynı seviyede benim için. Bu iki cins insan birbirini çok iyi tamamlar. Match made in heaven.
Tam tersinde de, bakir erkeğin bakire kız istemesi hakkıdır sözüne katılmıyorum. Önce bekaretin böyle bir şey olmadığını, alınacak, verilecek hak olmadığını ifade edeceksin sonra da bakirsen bakire beklemen normal diyeceksin. Çelişki bu da.
Bir de onlarca erkekle birlikte olup son sevgilisine ya da evlendiği kişiye “sen ilksin” diyenler oluyor. Kapıya çarptım bekaretimi kaybettim vs. Onlar da ayrı bir kategori.
Son olarak fikir beyan etmek serbest. Kim ne derse desin, ne düşünürse düşünsün. Fikirleri baskı altına almak hiç kimseye, kuruma, organizasyona, topluluğa yakışmaz. Düşünmek, ifade etmek serbest olduğu kadar düşüncesini beğenmediğin kişiden uzak durmak da serbest.
Cinsellik bakımından daha sıkı olma durumu var mı bilmiyorum. varsa, güzel bir şey.
30-35’ini geçmiş hala bekaretini evleneceği adama saklayan ama o zar hariç yapılmadık aktivite bırakmamış kızlardan uzak dururum.
Erkeğin onlarca farklı kişiyle cinsel ilişkisi olsun ama evleneceği kızın bakire olmasını istemesi de üstteki insan tipiyle aynı seviyede benim için. Bu iki cins insan birbirini çok iyi tamamlar. Match made in heaven.
Tam tersinde de, bakir erkeğin bakire kız istemesi hakkıdır sözüne katılmıyorum. Önce bekaretin böyle bir şey olmadığını, alınacak, verilecek hak olmadığını ifade edeceksin sonra da bakirsen bakire beklemen normal diyeceksin. Çelişki bu da.
Bir de onlarca erkekle birlikte olup son sevgilisine ya da evlendiği kişiye “sen ilksin” diyenler oluyor. Kapıya çarptım bekaretimi kaybettim vs. Onlar da ayrı bir kategori.
Son olarak fikir beyan etmek serbest. Kim ne derse desin, ne düşünürse düşünsün. Fikirleri baskı altına almak hiç kimseye, kuruma, organizasyona, topluluğa yakışmaz. Düşünmek, ifade etmek serbest olduğu kadar düşüncesini beğenmediğin kişiden uzak durmak da serbest.
0
tr şartlarında x y kuşağında önemliydi. z kuşağında durum be bilmiyorum. yani çok önemli olmamalı ama tr şartlarında beklenti bu. insanlar cinselliği çok geç yaşıyor ülkemizde bu da salak muabbetleri açıyor. dönemsel değişir bu cevap 2000 sonrası doğumlularda bence çok sıkıntı değil.
0
küçük bir azınlık ve bu şekilde kızları kafaya alacağını sanan bir erkek grubu hariç hala baya önemli.
i.pinimg.com
i.pinimg.com
0
ben aksine hayatında hiç sevişmemiş kızlardan kaçmaya çalışıyorum ama hep beni buluyorlar. tecrübesiz kız istemiyorum ya. evlenmelik de olsa. ben öğretmen olmak istemiyorum. te.rübesiz kızı anca libidosu yüksekse iyi sevişiyosa isterim.
-bence bir erkek hiç sevişmemişse hiç sevişmemiş bir kız isteyebilir. ama kızlık karı bunu kanıtlamaz o ayrı bir konu.
-kızlık zarını kocasına saklayan çok kız tanıdım. erkeğin sevişip sevişmediğini dert etmiyolardı. onlarak göre erkek yapabilir. kadın saklamalı vs. saçmalık resmenç
-bence bir erkek hiç sevişmemişse hiç sevişmemiş bir kız isteyebilir. ama kızlık karı bunu kanıtlamaz o ayrı bir konu.
-kızlık zarını kocasına saklayan çok kız tanıdım. erkeğin sevişip sevişmediğini dert etmiyolardı. onlarak göre erkek yapabilir. kadın saklamalı vs. saçmalık resmenç
0
duma duma dum
Merhaba,Bugün yolda giderken yanımdaki şoför bira içe içe gidiyordu. 20 metre ileride de çevirme çıktı karşımıza. Aramıza birkaç araç soktum anlamasın diye, kenarda duran polise söyledim. Tamam dedi. Ben yoluma devam ettim. Aynadan baktım, adamı çektiler. Ne ceza vermişlerdir?
Merhaba,
Bugün yolda giderken yanımdaki şoför bira içe içe gidiyordu. 20 metre ileride de çevirme çıktı karşımıza. Aramıza birkaç araç soktum anlamasın diye, kenarda duran polise söyledim. Tamam dedi. Ben yoluma devam ettim. Aynadan baktım, adamı çektiler. Ne ceza vermişlerdir?
Bugün yolda giderken yanımdaki şoför bira içe içe gidiyordu. 20 metre ileride de çevirme çıktı karşımıza. Aramıza birkaç araç soktum anlamasın diye, kenarda duran polise söyledim. Tamam dedi. Ben yoluma devam ettim. Aynadan baktım, adamı çektiler. Ne ceza vermişlerdir?
0
Araba kullanırken alköl tüketiyomuşun suçlamasını inkar edeceği için alkol testi yapacaklardır, çıkarsa promile göre gerekli cezasını alacak çıkmazsa devam edecektir diye düşünüyorum.
0
dün gece bir arkadaş alkolden ehliyeti kaptırdı. 6 ay ehliyeti kaybetti.
0
Gradient_tabanlı_mor
Çok merak ediyorum herkes size olumsuz şeylerini anlatıp anlatıp gidince her gün eve mutsuz dönmemeyi nasıl başarıyorsunuz? Yoksa bir süre sonra alışıyor ve insanların size hıçkırarak ağlayıp anlattığı şeyleri dinlerken içinizden akşam ne yesem diye mi geçiriyorsunuz?
Çok merak ediyorum herkes size olumsuz şeylerini anlatıp anlatıp gidince her gün eve mutsuz dönmemeyi nasıl başarıyorsunuz? Yoksa bir süre sonra alışıyor ve insanların size hıçkırarak ağlayıp anlattığı şeyleri dinlerken içinizden akşam ne yesem diye mi geçiriyorsunuz?
0
Ben değilim ama bir dönem psikiyatrist bir flörtüm olmuştu, aynı soruyu ben de sordum.
İçinden ne geçirdiğini ben merak etmemiştim ama öyle çok da etkilenmeden kalamayabiliyorlarmış. Tabi bu bir travma seyesinde olmuyor. İstemsizce fazla empati kurabiliniyormuş özellikle benzer hikayeler varsa. Bu durumda genelde tedaviye devam etmenin uygun olmadığı bildirilip başka bir doktora yönlendiriliyor hasta.
Diğer taraftan çok fazla olumsuz davranış biçimiyle muhatap olunduğu için yer yer kendileri de başka psikiyatristlere uğruyorlar.
Tabi bu her gün, her an baskı altında oldukları anlamına da gelmiyor. Hastalara hasta gözüyle bakıldığı için onların içinde oldukları duruma daha teknik anlamda yaklaşılıyor, psikiyatrist sizinle dertleşen bir arkadaş değil, sizi dinleyip, durumunuzu saptayıp bu durumu ortadan kaldırmak ya da kontrol altına almak üzere belli başlı teknikleri uygulayan bir profesyonel.
Psikiyatristler meslekleri dolayısıyla bir şeylerle baş etmekte daha profesyonel ben aslında icra memurlarının ve avukatların olaylarla nasıl baş ettiklerini daha çok merak ediyorum.
İçinden ne geçirdiğini ben merak etmemiştim ama öyle çok da etkilenmeden kalamayabiliyorlarmış. Tabi bu bir travma seyesinde olmuyor. İstemsizce fazla empati kurabiliniyormuş özellikle benzer hikayeler varsa. Bu durumda genelde tedaviye devam etmenin uygun olmadığı bildirilip başka bir doktora yönlendiriliyor hasta.
Diğer taraftan çok fazla olumsuz davranış biçimiyle muhatap olunduğu için yer yer kendileri de başka psikiyatristlere uğruyorlar.
Tabi bu her gün, her an baskı altında oldukları anlamına da gelmiyor. Hastalara hasta gözüyle bakıldığı için onların içinde oldukları duruma daha teknik anlamda yaklaşılıyor, psikiyatrist sizinle dertleşen bir arkadaş değil, sizi dinleyip, durumunuzu saptayıp bu durumu ortadan kaldırmak ya da kontrol altına almak üzere belli başlı teknikleri uygulayan bir profesyonel.
Psikiyatristler meslekleri dolayısıyla bir şeylerle baş etmekte daha profesyonel ben aslında icra memurlarının ve avukatların olaylarla nasıl baş ettiklerini daha çok merak ediyorum.
0
profesyonellik. ya da alışmak olabilir. benim öyle bir yöntem yok. dünyada milyonlarca sorun var. hangi birine üzülelim.
0
Psikoloji eğitimi de almış fakat avukatlık yapan ve çoğu insanin bir psikologa dahi bahsetmekten kacinacagi seyleri dinleyen bir kimse olarak ben kısaca bu durumu özetleyeyim, karşımızdaki kişiyi dinlemiyoruz meseleyi çözüm odaklı dinliyoruz yani tamamen kişiden yerden ve mekandan bağımsız yalnızca sorunun esasına odaklanıyoruz. Böylece empatinin önüne geçiyoruz.
0
psikiyatrispor
yıllar önce oliver sacks'ın şimdi adını hatırlamadığım bir kitabını okumuştum. öğrenciyken, beyin cerrahlarının falan nasıl haldır huldur ameliyatlar yapıp, perişan hastalar görüp, sonrasında da öğle yemeğine nereye gideceklerini nasıl kayıtsızca konuşabildiklerini hayretle karşıladığını, sonrasında kendisinin de tıpkı o cerrahlar gibi olduğunu anlatıyordu. özetle, sorunuzun cevabı aslında basit: alışıyorsunuz.
ruh sağlığı çalışanı olmayan birinin duyunca etkilenebileceği bir öykü her gün onlarca defa karşınıza çıkınca, mecburen, duygularınızı pas geçip bilişleriniz içinde dolanıp çıkıyor. elbette ki bazı şeyler hissediyoruz ama, en azından bende, kalıcı bir his -genellikle- olmuyor. yaşadığımız hisler ayrıca tanı ve tedavide de çok önemli, ki buna karşı aktarım deniyor, hissettiğiniz şeyler büyük olasılıkla kişinin başkalarına da sıkça hissettirdiği şeyler çünkü. bunu fark edip, gerektiği yerde uygun ruhsal müdahale aracı olarak kullanıp, sıradaki öyküye geçiyoruz. ama bu hissedilen şeylerin tedaviyi objektif biçimde yürütmeyi engelleyebileceği düşünülürse, akhenaten'in dediği gibi, farklı bir ruh sağlığı çalışanına yönlendirmek uygun olur. bu durumlar çok sık olmamakla birlikte danışandan çok terapistin bizzat kendisiyle ilgili de olabilir.
yıllar önce oliver sacks'ın şimdi adını hatırlamadığım bir kitabını okumuştum. öğrenciyken, beyin cerrahlarının falan nasıl haldır huldur ameliyatlar yapıp, perişan hastalar görüp, sonrasında da öğle yemeğine nereye gideceklerini nasıl kayıtsızca konuşabildiklerini hayretle karşıladığını, sonrasında kendisinin de tıpkı o cerrahlar gibi olduğunu anlatıyordu. özetle, sorunuzun cevabı aslında basit: alışıyorsunuz.
ruh sağlığı çalışanı olmayan birinin duyunca etkilenebileceği bir öykü her gün onlarca defa karşınıza çıkınca, mecburen, duygularınızı pas geçip bilişleriniz içinde dolanıp çıkıyor. elbette ki bazı şeyler hissediyoruz ama, en azından bende, kalıcı bir his -genellikle- olmuyor. yaşadığımız hisler ayrıca tanı ve tedavide de çok önemli, ki buna karşı aktarım deniyor, hissettiğiniz şeyler büyük olasılıkla kişinin başkalarına da sıkça hissettirdiği şeyler çünkü. bunu fark edip, gerektiği yerde uygun ruhsal müdahale aracı olarak kullanıp, sıradaki öyküye geçiyoruz. ama bu hissedilen şeylerin tedaviyi objektif biçimde yürütmeyi engelleyebileceği düşünülürse, akhenaten'in dediği gibi, farklı bir ruh sağlığı çalışanına yönlendirmek uygun olur. bu durumlar çok sık olmamakla birlikte danışandan çok terapistin bizzat kendisiyle ilgili de olabilir.
0
dissendium
Uzun süredir spor yapamıyorum. Bir tane basketbol topu alıp haftada 1 saat basketbol oynasam faydası olur mu? Fayda dediğim biraz kilo verme, biraz form kazanma. Bir de kaliteli basketbol topu önerinizi alırım. Teşekkür ederim.
Uzun süredir spor yapamıyorum. Bir tane basketbol topu alıp haftada 1 saat basketbol oynasam faydası olur mu? Fayda dediğim biraz kilo verme, biraz form kazanma. Bir de kaliteli basketbol topu önerinizi alırım. Teşekkür ederim.
0
Top onerisi yapamicam ama haftada bir saat az geldi acikcasi. Ama haftada 3 gun birer saat oynarsaniz bayagi iyi gelir.
Her seye ragmen, daha fazla oynayacak imkan veya motivasyonunuz yoksa hic spor yapmamaktan iyidir haftada bir saat de. Ama oyle forma girmeyi falan beklemeyin.
Her seye ragmen, daha fazla oynayacak imkan veya motivasyonunuz yoksa hic spor yapmamaktan iyidir haftada bir saat de. Ama oyle forma girmeyi falan beklemeyin.
0
hic yoktan iyidir de dogru duzgun spor salonuna gidip agirlik calissan cok daha fazla verim alirsin. top alip sut atmak yurumek gibi neticede.
0
@hot potato, ağırlık kaldırma işine hayatım boyunca ısınamadım. Basketboldan zevk alıyorum. Zamanla artırırım belki süreyi.
0
Ekleme yapayim. Acikcasi ben basketbolda, futbol maclarina gore cok daha fazla yoruluyordum. Gercekten yorucu bir spor (net bir bilgim yok ama hem bacaklar, hem de futbolda kullanilmayan ust vucut kullanildigi icin olabilir, e bir de zipliyorsun surekli). Şutlari yuruyerek atmayacaksinizdir herhalde. Gidip topu alirken vs hafif tempoda kosarsaniz surekli, oldukca verim alirsiniz diye dusunuyorum.
0
Top önerisi f/p olarak nike dominate
Tek başına basketbol oynarken ritmi yakalayamıyorsun, iki kişi olursanız daha iyi, 3e3 maç hem eğlenceli hem iyi yoruyor nabzını yükseltiyor buna da aynı anda uygun zamanı olan 6 kişi bulmak zor :/
Tek başına basketbol oynarken ritmi yakalayamıyorsun, iki kişi olursanız daha iyi, 3e3 maç hem eğlenceli hem iyi yoruyor nabzını yükseltiyor buna da aynı anda uygun zamanı olan 6 kişi bulmak zor :/
0
freebird5406_2 +1
öylesine takılırsan çok da faydasını görmezsin. sana katıldığım nokta da sevdiğin sporu yapmak mevzusu. uzun lafın kısası düzenli yapılan, sevdiğin spor, minimum 45dk, nabzı yükselten.
bütçe yetiyorsa molten, spalding iyidir aklımda kaldığı kadarıyla.
öylesine takılırsan çok da faydasını görmezsin. sana katıldığım nokta da sevdiğin sporu yapmak mevzusu. uzun lafın kısası düzenli yapılan, sevdiğin spor, minimum 45dk, nabzı yükselten.
bütçe yetiyorsa molten, spalding iyidir aklımda kaldığı kadarıyla.
0
şut atma sadece kol güçlendirir. maç olursa verirsin. sokakta oynayacaksan spaldingler iyidir.
0
nike dominate f/p ürünü gerçekten.
nike baller ve spalding tf-150 de iyidir.
haftada 1 saat basketbol ise hiçbir işe yaramaz.
seninle aynı durumdayım. nefret ediyorum spor salonunda aletlerle spor yapmaktan.
2 sene önce hergün düzenli 2 saat basketbol oynadım. ufak sahada çift pota maçlar yapıyorduk. çok ciddi kilo verip kendimi dinç hissediyordum.
bir süre aynı sahaya gidersen zaten kemik bir ekip oluşur ve düzenli oynamaya başlarsınız. aksi takdirde haftada 1 saat ancak hobi amaçlı olur.
nike baller ve spalding tf-150 de iyidir.
haftada 1 saat basketbol ise hiçbir işe yaramaz.
seninle aynı durumdayım. nefret ediyorum spor salonunda aletlerle spor yapmaktan.
2 sene önce hergün düzenli 2 saat basketbol oynadım. ufak sahada çift pota maçlar yapıyorduk. çok ciddi kilo verip kendimi dinç hissediyordum.
bir süre aynı sahaya gidersen zaten kemik bir ekip oluşur ve düzenli oynamaya başlarsınız. aksi takdirde haftada 1 saat ancak hobi amaçlı olur.
0
isimsiz uye
bira içerken çok sık geğiriyorum bira dışında olmuyor bu. normal mi? (not: gastritim var)
bira içerken çok sık geğiriyorum bira dışında olmuyor bu. normal mi? (not: gastritim var)
0
mobilim editleyemedim bira sıklığı: en az 2 günde bir her gün en az 5 bira
0
Birayı şişeden içme. Köpürterek bardağa koy. O gaz (köpük) bardakta çıkmayınca midende çıkıyor.
0
pluton +1
birayı köpürtmeden koymak bir yetenekmiş gibi lanse ediliyor ama aslında tam tersi orta seviye köpürmesi lazım. lambur lumbur tamamen köpürecek kadar koyunca da olmaz ama hiç köpürtmeden koyunca bütün karbondioksit midenden çıkar.
birayı köpürtmeden koymak bir yetenekmiş gibi lanse ediliyor ama aslında tam tersi orta seviye köpürmesi lazım. lambur lumbur tamamen köpürecek kadar koyunca da olmaz ama hiç köpürtmeden koyunca bütün karbondioksit midenden çıkar.
0
i am a legal alien
Merhabalar, Elimde bir araç var ancak eskisini satamadığımdan yenisini alamıyorum. Malum araba piyasası durgun. Biraz daha beklersem de istediğim araba artacak diye korkuyorum. 300 bin tlye ihtiyacım var yenisi için. Eski arabanın satılmasını beklemeden 3 ay ertelemeli kredi alıp arabayı 3 ay içeris
Merhabalar, Elimde bir araç var ancak eskisini satamadığımdan yenisini alamıyorum. Malum araba piyasası durgun. Biraz daha beklersem de istediğim araba artacak diye korkuyorum. 300 bin tlye ihtiyacım var yenisi için. Eski arabanın satılmasını beklemeden 3 ay ertelemeli kredi alıp arabayı 3 ay içerisinde satmak mantıklı mı sizce? Başka aklınıza gelen bir fikir var mı? Teşekkürler.
0
100bin üzeri krediler 12 ay vadeli. hemen kredi çıkmayabilir. araç sıfırsa elindekini verip bayiden al satamıyorsan.
0
aynısını yaptım, alacağım arabanın fiyatı daha çok artıyordu. Bende eski arabamı satmadan yenisini aldım, sonra eski aracımı 20.000 tl daha fazlaya sattım :)
0
ayseee
Hava filtresi, polen filtresi ve yağ filtresi kesin değişiyor mu?2.el aracımı geçen sene aldım 3.000 km yaptım, benden önceki sahibi bakımını geçen sene ekim ayında yetkili serviste yaptırmış. ben 1 yıldır kullanıyorum 3.000 km yaptım. haftaya sanayide ustaya götürmeyi düşünüyorum ilk defa bakım yap
Hava filtresi, polen filtresi ve yağ filtresi kesin değişiyor mu?
2.el aracımı geçen sene aldım 3.000 km yaptım, benden önceki sahibi bakımını geçen sene ekim ayında yetkili serviste yaptırmış. ben 1 yıldır kullanıyorum 3.000 km yaptım. haftaya sanayide ustaya götürmeyi düşünüyorum ilk defa bakım yaptıracağım için bilmiyorum.
internetten orjinal renault clio bakım seti buldum. bunu alayım mı? 600 tl.
www.renaulttoptancisi.com
yan sanayi filtreler var gördüğüm kadarıyla 200 tl fiyatı var. arada 400 tl fark var. yan sanayi alırsam ne oluyor arabaya kötü şeyler mi oluyor?
Hava filtresi, polen filtresi ve yağ filtresi kesin değişiyor mu?
2.el aracımı geçen sene aldım 3.000 km yaptım, benden önceki sahibi bakımını geçen sene ekim ayında yetkili serviste yaptırmış. ben 1 yıldır kullanıyorum 3.000 km yaptım. haftaya sanayide ustaya götürmeyi düşünüyorum ilk defa bakım yaptıracağım için bilmiyorum.
internetten orjinal renault clio bakım seti buldum. bunu alayım mı? 600 tl.
www.renaulttoptancisi.com
yan sanayi filtreler var gördüğüm kadarıyla 200 tl fiyatı var. arada 400 tl fark var. yan sanayi alırsam ne oluyor arabaya kötü şeyler mi oluyor?
Hava filtresi, polen filtresi ve yağ filtresi kesin değişiyor mu?
0
yağına suyuna bakın, klima da iyi çalışıyorsa 8-9 bin km'ye kadar ellemeyin bence.
0
Aracın garantisi var mı? Toplam km'si ne kadar? Bir önceki bakımda ne yapılmış?
Garantisi varsa, yetkili servise götürüp yaptırın.
Garantisi yoksa ve araç 70 - 80 bin altındaysa hiç yaptırmayın. 15bine yaklaşınca yaptırırsınız.
Km. fazlaysa, bir önceki bakımda "ustam gelecek bakımda şunu - bunu kesin yaptıralım falan" dedikleri şeyler olabilir.
Garantisi varsa, yetkili servise götürüp yaptırın.
Garantisi yoksa ve araç 70 - 80 bin altındaysa hiç yaptırmayın. 15bine yaklaşınca yaptırırsınız.
Km. fazlaysa, bir önceki bakımda "ustam gelecek bakımda şunu - bunu kesin yaptıralım falan" dedikleri şeyler olabilir.
0
@nickini vermek istemeyen uye araç 2017 model garantisi bitmiş bir araç yani. önceki bakımların hepsi yetkili serviste yapılmış.
Şu an toplam km'si 64.500 km. ben aldığımda 61.500'dü.
ben ne olur ne olmaz diye geçen ay motor yağını aldım çünkü biraz eksilme tespit etmiştik. onu kesin değiştiricem. ustaya gidince motor yağını değiştirirken orda hava,yağ,polen filtresini değiştirelim mi diye sorsam para kazanmak için hemen değiştir tabi der mi?
aracı kullanım tarzım hep yakın yerlere gitmek içindi. 1 yıldır tek seferde en fazla 4 saat araba kullanmışımdır. diğer sürüşlerim 30-40 dakikayı geçmedi.arabayı zorlamadım, yağını,suyunu kontrol ettim diye düşünüyorum.
Şu an toplam km'si 64.500 km. ben aldığımda 61.500'dü.
ben ne olur ne olmaz diye geçen ay motor yağını aldım çünkü biraz eksilme tespit etmiştik. onu kesin değiştiricem. ustaya gidince motor yağını değiştirirken orda hava,yağ,polen filtresini değiştirelim mi diye sorsam para kazanmak için hemen değiştir tabi der mi?
aracı kullanım tarzım hep yakın yerlere gitmek içindi. 1 yıldır tek seferde en fazla 4 saat araba kullanmışımdır. diğer sürüşlerim 30-40 dakikayı geçmedi.arabayı zorlamadım, yağını,suyunu kontrol ettim diye düşünüyorum.
0
Aracın kullanma kılavuzunu incelerseniz 15000km veya bir yıl (hangisi önce gelirse) gibi birşey yazar. Bence süresi gelince Ekim ayında servise (veya sanayiye) götürün. Özellikle otomatik vitesse bakımları aksatmayın.
Benim araba yılda 2000-3000 km yaptığım halde her sene bakıma girdi. Aynı model araba bir iş arkadaşında da vardı, az kilometre yapıyor diye iki üç sene hiç bakım yaptırmadı sonra vites kutusunda sorun çıktı.
Benim araba yılda 2000-3000 km yaptığım halde her sene bakıma girdi. Aynı model araba bir iş arkadaşında da vardı, az kilometre yapıyor diye iki üç sene hiç bakım yaptırmadı sonra vites kutusunda sorun çıktı.
0
digerleri cok fark etmez ama yag filtresuni yetkili servisten orijinal al kesin.
0
garantisi varsa sanayiye götürme. araçla 3bin yaptıysan bir yağ değiştirsen yeter bence. tabi aracın toplam kmsi kaç o önemli.
0
3 bin km'de hava ve polen filtresi değişmeye gerek olmayabilir. Tabi bir önceki bakımda bunların kesin değiştiğine eminsek.
Periyodik bakım için yılda bir ya da 10/15 bin km'de bir bakım yaptırın yazar kitapçıklarda. Yağın özelliğini kaybettiğinden bahsedilir km yapmasa bile.
Yağ kesin değiştirilmeli, yağ filtresini 3 bin km'de değişmek lüzumsuz olur. Hatta sanayide genel kanı yağ filtresini iki bakımda bir değiştirmek yönündedir.
Hava filtresini açıp gözlemleyip değişmek gerekiyorsa değiştirelim der usta, ama çok dikkat etmek gereken bir nokta var;
hava filtresine asla temizlemek amacıyla basınçlı hava tutulmamalı, basınçlı hava filtrenin gözenek yapısını bozar ve geçirgenliğini arttırır.
Parçaları önceden alıp gitmeyin, hatalı veya yanlış parça alma ihtimaliniz yüksek. Sanayiye gidip filtreler sökülsün ona göre aynılarını oradan, internetten çok daha uyguna alırsınız.
Periyodik bakım için yılda bir ya da 10/15 bin km'de bir bakım yaptırın yazar kitapçıklarda. Yağın özelliğini kaybettiğinden bahsedilir km yapmasa bile.
Yağ kesin değiştirilmeli, yağ filtresini 3 bin km'de değişmek lüzumsuz olur. Hatta sanayide genel kanı yağ filtresini iki bakımda bir değiştirmek yönündedir.
Hava filtresini açıp gözlemleyip değişmek gerekiyorsa değiştirelim der usta, ama çok dikkat etmek gereken bir nokta var;
hava filtresine asla temizlemek amacıyla basınçlı hava tutulmamalı, basınçlı hava filtrenin gözenek yapısını bozar ve geçirgenliğini arttırır.
Parçaları önceden alıp gitmeyin, hatalı veya yanlış parça alma ihtimaliniz yüksek. Sanayiye gidip filtreler sökülsün ona göre aynılarını oradan, internetten çok daha uyguna alırsınız.
0
karsiyakaliyiz
herkese selamlar, cumartesi günü araçla istanbuldan yola çıkarak selanik-üsküp-priştine-prizren rotasını araçla gezeceğiz. yeşil sigorta yaptırıldı. uzun yolda arabada bulunması gerekli şeyler varsa bilmek isterim, ilk defa bu kadar uzun bir araç yolculuğuna çıkıyorum o yüzden tedirgin oldum.
herkese selamlar,
cumartesi günü araçla istanbuldan yola çıkarak selanik-üsküp-priştine-prizren rotasını araçla gezeceğiz. yeşil sigorta yaptırıldı.
uzun yolda arabada bulunması gerekli şeyler varsa bilmek isterim, ilk defa bu kadar uzun bir araç yolculuğuna çıkıyorum o yüzden tedirgin oldum.
cumartesi günü araçla istanbuldan yola çıkarak selanik-üsküp-priştine-prizren rotasını araçla gezeceğiz. yeşil sigorta yaptırıldı.
uzun yolda arabada bulunması gerekli şeyler varsa bilmek isterim, ilk defa bu kadar uzun bir araç yolculuğuna çıkıyorum o yüzden tedirgin oldum.
0
Biz soğuk tutan çantalara birkaç 1.5 litre ve çokça 0.5 litre pet şişeyi önceden dondurup buz halinde koyuyoruz. İçine de meyve, sandviç falan koyuyoruz buzlar eriyince soğuk su olarak içiliyor.
Aynı şekilde bir marketten tatlı/tuzlu atıştırmalık alıyoruz erimeyecek çikolata kaplı vs. olmayanlardan.
Başka da bir şeye ihtiyaç yok aslında lastiklerin havasını, yedek lastiğinizin sağlam olup olmadığını (yedek lastik yoksa tamir kitini), yangın tüpünüzü vs. kontrol edin önden.
Şimdiden güvenli ve keyifli yolculuklar ^^
Aynı şekilde bir marketten tatlı/tuzlu atıştırmalık alıyoruz erimeyecek çikolata kaplı vs. olmayanlardan.
Başka da bir şeye ihtiyaç yok aslında lastiklerin havasını, yedek lastiğinizin sağlam olup olmadığını (yedek lastik yoksa tamir kitini), yangın tüpünüzü vs. kontrol edin önden.
Şimdiden güvenli ve keyifli yolculuklar ^^
0
arabanızın bakım zamanı yaklaştıysa erkenden yaptırın bakımınızı.
güvenlik açısından aklıma sadece yangın söndürücü geliyor.
onun dışında bol bol atıştırmalık ve dinlenecek podcastleri indirme. benim uzun yolum bu ikisiyle geçer hep.
iyi eğlenceler şimdiden.
güvenlik açısından aklıma sadece yangın söndürücü geliyor.
onun dışında bol bol atıştırmalık ve dinlenecek podcastleri indirme. benim uzun yolum bu ikisiyle geçer hep.
iyi eğlenceler şimdiden.
0
yedek lastik, yoksa lastik tamir kiti.
reflektör, yoksa kazan tutanağı.
termos iyi olur olmasa da olur her yer benzinlik.
uzun süre benzinlik olmayan yerden geçecekseniz abur cubur atıştırmalık.
gözlük, ıslak mendil, peçete, kolonya tarzı şeyler.
reflektör, yoksa kazan tutanağı.
termos iyi olur olmasa da olur her yer benzinlik.
uzun süre benzinlik olmayan yerden geçecekseniz abur cubur atıştırmalık.
gözlük, ıslak mendil, peçete, kolonya tarzı şeyler.
0
Birden fazla powerbank, günü kurtarmak için lastik tamir kiti, pompa, kalem/kağıt.
0
12v buzdolabi. Canta bi ise yaramaz bu sicakta. He su an gümrükler o kadar dolu ki ipsalayi gecmeden erir hepsi.
Senelerdir viyana-istanbul gidip gelen biriyim bana güvenin :)
Senelerdir viyana-istanbul gidip gelen biriyim bana güvenin :)
0
lastik patlarsa bijon anahtarına yüklenmek için 1 metrelik demir boru, insan başına gelene kadar farketmiyor.
0
yıllardır uzun yola çıkarım hiç böyle düşünmedim. Kafsinkafff hemşerim peçete önemli.
0
encokbenisevinnolur
Şöyle acayip bir sorun yaşadığım için başka bir banka kullanacağım:https://www.eksiduyuru.com/mobil/duyuru/1533416/bu-sorunu-cimere-yazarak-cozebilir-miyimTelefonumda bir sorun olmadığı ortaya çıktı ve nihayet şubede 2 saat sıra bekledikten sonra çözüldü üstteki soruda anlattığım sorun.Özetle, dijit
Şöyle acayip bir sorun yaşadığım için başka bir banka kullanacağım:
www.eksiduyuru.com
Telefonumda bir sorun olmadığı ortaya çıktı ve nihayet şubede 2 saat sıra bekledikten sonra çözüldü üstteki soruda anlattığım sorun.
Özetle, dijital güvenlik prosedürleri delirtmeyecek, gündelik işler için kullanacağım bir banka arıyorum.
Dijital güvenlik prosedürleri delirtmeyecek derken, mesela yarım saat kadar isbank cep şubesinde yüzümü tanısın diye uğraştım olmadı, şifre alamadım. Ya da yukarıda anlattığım garanti'deki olan gibi bir şey olmasın.
Akbank, iş Bankası ve garanti dışında hangi bankayı önerirsiniz
www.eksiduyuru.com
Telefonumda bir sorun olmadığı ortaya çıktı ve nihayet şubede 2 saat sıra bekledikten sonra çözüldü üstteki soruda anlattığım sorun.
Özetle, dijital güvenlik prosedürleri delirtmeyecek, gündelik işler için kullanacağım bir banka arıyorum.
Dijital güvenlik prosedürleri delirtmeyecek derken, mesela yarım saat kadar isbank cep şubesinde yüzümü tanısın diye uğraştım olmadı, şifre alamadım. Ya da yukarıda anlattığım garanti'deki olan gibi bir şey olmasın.
Akbank, iş Bankası ve garanti dışında hangi bankayı önerirsiniz
0
son 3-4 senede üst üste sırayla, garanti-akbank-yapı kredi kullandım.
en güzeli yapı kredi.
en güzeli yapı kredi.
0
gerçek bir "alternatif" olarak ben çok uzun süre kuveyttürk kullandım. enparalar falan yokken daha havale eft ücretsizdi. uygulaması da basit ve temiz.
garanti ve iş bankası kullanmak durumundayım şu an ama komple boşa çıksam kuvettürk'e geri dönerim. tek eksisi bankamatik nispeten az. katılım bankası olduğu için cezbetmeyebilir gerçi ama böyle.
garanti ve iş bankası kullanmak durumundayım şu an ama komple boşa çıksam kuvettürk'e geri dönerim. tek eksisi bankamatik nispeten az. katılım bankası olduğu için cezbetmeyebilir gerçi ama böyle.
0
Enpara diyenler henüz mağdur olmamış gibi görünüyor. Ben Yapı Kredi'yi öneririm 7 yıldır bir kez problem yaşamadılar bana.
0
Kendi durumuma maşallah diyeyim de bir nazar olayı olmasın.
Çok uzun yıllardır ve aktif olarak
İş Bankası
Yapı Kredi Bankası,
Enpara
Ziraat Bankasını kullanıyorum. Bugüne kadar en ufak bir sorunla karşılaşmadım.
Yüz tanıma demişsin, gözün şişer, dudağın patlar, ışık yandan çok vurur falan, girme abi öyle şeylere. Şifre neyine yetmiyor.
Arayüzü en iyi en sorunsuz sadece birini söyle dersen Ziraat derim.
Çok uzun yıllardır ve aktif olarak
İş Bankası
Yapı Kredi Bankası,
Enpara
Ziraat Bankasını kullanıyorum. Bugüne kadar en ufak bir sorunla karşılaşmadım.
Yüz tanıma demişsin, gözün şişer, dudağın patlar, ışık yandan çok vurur falan, girme abi öyle şeylere. Şifre neyine yetmiyor.
Arayüzü en iyi en sorunsuz sadece birini söyle dersen Ziraat derim.
0
@mirket: zamanında burs hesabı olarak kullandigim için iş bankasi müşterisiyim aslında teknik olarak. Ama mobili ilk defa kullanacaktim, o da ille yüz doğrulama istedi. Dayatti demek daha doğru olur başka seçenek bırakmıyor. Benim tercihim değildi yani, dijital güvenlik prosedürleri delirtmeyecek derken onu da kastetmiştim
0
avatar is back
ittifaka giren ama %7'yi aşamayan parti yine de vekil çıkarabilecek mi? sanki bunu da engellemişlerdi?
ittifaka giren ama %7'yi aşamayan parti yine de vekil çıkarabilecek mi? sanki bunu da engellemişlerdi?
0
signore
Dün iș çıkışı bir şeyler yiyip içelim dedik kız arkadaşımla. Ortak bir şeyler aldık ortada 2 tabak olarak fast food yemekler, 2 tabak da önümüzde boş, oradan alıp yiyoruz, yanında da bira içiyoruz bar tarzı bir yer ama genelde yemek de yeniyor yani.Kız arkadaşım erken bıraktı ben tek başıma devam ed
Dün iș çıkışı bir şeyler yiyip içelim dedik kız arkadaşımla. Ortak bir şeyler aldık ortada 2 tabak olarak fast food yemekler, 2 tabak da önümüzde boş, oradan alıp yiyoruz, yanında da bira içiyoruz bar tarzı bir yer ama genelde yemek de yeniyor yani.
Kız arkadaşım erken bıraktı ben tek başıma devam ediyorum. Çok az yemek kalmışken telefonum çaldı bir arkadaş aradı lafa tuttu yiyemedim. Ortadaki tabakların birinde 2 tane kajun, diğerindeyse 2 tane parmak patates kalmış. O zaman sayıları bilmiyorum. 10 dk falan telefonla konuştuğum için kaldı onlar ama yiyeceğim yani kapatınca. Neyse garson geldi baktım hamle yaptı, devam ediyorum dedim ama sadece patates tabağına hamle yapmış adam. Kajunlar büyüktü ama patatesler klasik 2 parmak patates kalmış. Ben de bi yandan telefonla konuşmanın gerginliği vs. devam ediyorum falan dedim sonra baktım 2 tane kalkış elimle alıp patatesleri kajunların yanına attım. Telefonu kapatınca da gömdüm bunları.
Şimdi benim asıl derdim kajunlardı. Adam hamle yapınca tüm tabakları alacak sandım. Patateslerin de 2 tane olduğunu bilmiyordum. Temel olarak kajunları ve 2'den fazla olduğunu düşündüğüm patatesleri korumak için düştüğüm durum: 2 patates için "devam ediyorum" demek. Rezil oldum hissine kapıldım da yaptığım yanlış bir şey mi? Tabak tamamen boş olmadığı sürece sormadan alması yanlış değil mi?
Kız arkadaşım erken bıraktı ben tek başıma devam ediyorum. Çok az yemek kalmışken telefonum çaldı bir arkadaş aradı lafa tuttu yiyemedim. Ortadaki tabakların birinde 2 tane kajun, diğerindeyse 2 tane parmak patates kalmış. O zaman sayıları bilmiyorum. 10 dk falan telefonla konuştuğum için kaldı onlar ama yiyeceğim yani kapatınca. Neyse garson geldi baktım hamle yaptı, devam ediyorum dedim ama sadece patates tabağına hamle yapmış adam. Kajunlar büyüktü ama patatesler klasik 2 parmak patates kalmış. Ben de bi yandan telefonla konuşmanın gerginliği vs. devam ediyorum falan dedim sonra baktım 2 tane kalkış elimle alıp patatesleri kajunların yanına attım. Telefonu kapatınca da gömdüm bunları.
Şimdi benim asıl derdim kajunlardı. Adam hamle yapınca tüm tabakları alacak sandım. Patateslerin de 2 tane olduğunu bilmiyordum. Temel olarak kajunları ve 2'den fazla olduğunu düşündüğüm patatesleri korumak için düştüğüm durum: 2 patates için "devam ediyorum" demek. Rezil oldum hissine kapıldım da yaptığım yanlış bir şey mi? Tabak tamamen boş olmadığı sürece sormadan alması yanlış değil mi?
0
Rezil olmak ve karışıklık yaşamak çok farklı şeyler. Rezil olmamışsınız, ufak bir karışıklık olmuş. 1dk sonra garsonun sizle ilgili hiçbir şeyi hatırladığını sanmıyorum. Rezillik için çıta çook daha yüksekte. Düşünmeyin bu kadar.
0
bunun tanımı Allah başka dert vermesin rezil olması
10 dk tel konuşurken arkadaşın ne yapıyodu bence bu daha önemli bir nokta
10 dk tel konuşurken arkadaşın ne yapıyodu bence bu daha önemli bir nokta
0
Rezil olunacak bir durum yok da 10 dakika boyunca konuştuğunuz için garson bıraktığınızı düşünmüş olabilir.
Ben telefon meselesine takıldım. Çok önemli bir konuysa tamam ancak sıradan bir sohbetse yedikten sonra da tekrar konuşulabilirdi.
Garson napsın, o da hızlı çalışmak zorunda.
Ben telefon meselesine takıldım. Çok önemli bir konuysa tamam ancak sıradan bir sohbetse yedikten sonra da tekrar konuşulabilirdi.
Garson napsın, o da hızlı çalışmak zorunda.
0
boş boş oturup, kalabalık içinde masayı lüzumsuzca işgal etmediğiniz sürece, istediğiniz kadar telefonda konuşup önünüzdeki yemeği istediğiniz kadar uzun sürede yiyebilirsiniz.
vücut dilinizden bitirdiğinizi sanmış sadece.
normalde zaten içinde bir parça bile yiyecek olan bir tabağı alırken sorması ya da kaş gözle iletişim kurması gerekir.
kalabalık bir günse hemen alması gerektiğini düşünmüş olabilir.
burada mesele garsonun mutfağa tabak yetiştirmesinden ziyade, müşterinin önünde bitmiş yemeğin tabağını tutmamak gerekmesiyle ilgili.
sorun yok yani, rahat olun.
vücut dilinizden bitirdiğinizi sanmış sadece.
normalde zaten içinde bir parça bile yiyecek olan bir tabağı alırken sorması ya da kaş gözle iletişim kurması gerekir.
kalabalık bir günse hemen alması gerektiğini düşünmüş olabilir.
burada mesele garsonun mutfağa tabak yetiştirmesinden ziyade, müşterinin önünde bitmiş yemeğin tabağını tutmamak gerekmesiyle ilgili.
sorun yok yani, rahat olun.
0
garsonun tavrından çok bu olayı senin neden bu kadar önemsediğin-gündelik hayatında da başka insanların sana karşı bakışını, düşüncelerine bu kadar önem verip vermediğini araştırmalısın.
0
Dimi
2008 model Toyota Yaris'im var. Hayvan gibi memnunum arabadan. 4 yıldır bende ve hiçbir derdi sıkıntısı olmadı şimdiye kadar.Ama modeli eskidiği için, tam da para etme dönemleri gibi geliyor. Kilometresinin düşüklüğü, kazasının olmaması yüzünden beklediğimden de iyi para ediyor. Bu yüzden değiştirse
2008 model Toyota Yaris'im var. Hayvan gibi memnunum arabadan. 4 yıldır bende ve hiçbir derdi sıkıntısı olmadı şimdiye kadar.
Ama modeli eskidiği için, tam da para etme dönemleri gibi geliyor. Kilometresinin düşüklüğü, kazasının olmaması yüzünden beklediğimden de iyi para ediyor. Bu yüzden değiştirsem mi diye düşünüyorum. Kafamda birkaç alternatif var;
1- Satıp +40-50 bin lira daha koyup VW Golf 1.2 Trendline almak. 2012-2014 arası kasalardan birisi.
2- Satıp +30 bin gibi bir para koyup 2012-2014 arası 1.2 motor Peugeot 208 almak.
3- Satıp +30 bin lira koyup 1.0 motor Toyota Yaris 1.0 motor, 2012-2014 arası kasalardan birisini almak.
şuan kullandığım araç da zaten 1,3 motor. Yani uzun yola da çıktım, şehir içi de kullanıyorum. Hiç öyle "altımda şöyle 1,6 ya da 2 motor bir şey olsa da kullansam" demedim. Çünkü zaten hayatımda sadece şimdi kullandığım Yaris'i kullandım. O yüzden tek derdim yine beni üzmeyecek, dert sahibi yapmayacak araba almak.
Sizin tavsiyeniz nedir?
Ama modeli eskidiği için, tam da para etme dönemleri gibi geliyor. Kilometresinin düşüklüğü, kazasının olmaması yüzünden beklediğimden de iyi para ediyor. Bu yüzden değiştirsem mi diye düşünüyorum. Kafamda birkaç alternatif var;
1- Satıp +40-50 bin lira daha koyup VW Golf 1.2 Trendline almak. 2012-2014 arası kasalardan birisi.
2- Satıp +30 bin gibi bir para koyup 2012-2014 arası 1.2 motor Peugeot 208 almak.
3- Satıp +30 bin lira koyup 1.0 motor Toyota Yaris 1.0 motor, 2012-2014 arası kasalardan birisini almak.
şuan kullandığım araç da zaten 1,3 motor. Yani uzun yola da çıktım, şehir içi de kullanıyorum. Hiç öyle "altımda şöyle 1,6 ya da 2 motor bir şey olsa da kullansam" demedim. Çünkü zaten hayatımda sadece şimdi kullandığım Yaris'i kullandım. O yüzden tek derdim yine beni üzmeyecek, dert sahibi yapmayacak araba almak.
Sizin tavsiyeniz nedir?
0
Golf çok güzel araba ama hatırladığım kadarıyla trendline donanımı epey fakirdi. Comfortline ya da özellikle highline olursa memnun kalırsınız.
0
bence toyota'dan vazgeçmeyin. japon arabasına alışınca diğerleri çok tel maşa geliyor.
bende seneler önce honda civic vardı. sonra çocuk doğdu gittim c4 picasso aldım. şimdi yine toyota'ya döndük. citroen yılları tam bir eziyetti :(
bende seneler önce honda civic vardı. sonra çocuk doğdu gittim c4 picasso aldım. şimdi yine toyota'ya döndük. citroen yılları tam bir eziyetti :(
0
golf değer kaybetmez. pejo alırsın satması zor. yaris 1ler gitmiyor. 1 diyorum.
0
Cevap hiç biri. Golf güzel bir araba ama 2012-2014 demek 10 yıllık araba demek. Çok çok kelepir temiz bir şey gelmedikçe 10 yıllık alman arabasına bulaşmam.
Diğer dedikleriniz de değecek bir değişim değil. Arabanız sorunsuz, şehir içi pratik bir araba ve türkiyenin şu anki koşullarında hiç fena bir araba değil.
Macera aramayın.
Diğer dedikleriniz de değecek bir değişim değil. Arabanız sorunsuz, şehir içi pratik bir araba ve türkiyenin şu anki koşullarında hiç fena bir araba değil.
Macera aramayın.
0
@pispinti
benim yaris'in usb girişi bile yok diyim de ne kadar boş olduğunu anlayın hocam:)
@denizgonen
Doğru bir yandan da dertsiz başıma dert almayayım diyorum cidden.
benim yaris'in usb girişi bile yok diyim de ne kadar boş olduğunu anlayın hocam:)
@denizgonen
Doğru bir yandan da dertsiz başıma dert almayayım diyorum cidden.
0
japon'un problemsizligini baska markalarda bulmak zor. zaten eski yarislerde bozulacak birsey yok, arac 4 teker ve bir direksiyondan olusuyor.
basim agrimasin, araci a noktasindan b noktasina gitmek icin kullaniyorum diyorsan yaris'den devam et model yenile. ben olsam olabildigince yenisini alirim. 1.0 motor konusunda emin degilim cunku 0.1 litre bile cok farkedebiliyor. 1.0 turbo degilse uzebilir.
basim agrimasin, araci a noktasindan b noktasina gitmek icin kullaniyorum diyorsan yaris'den devam et model yenile. ben olsam olabildigince yenisini alirim. 1.0 motor konusunda emin degilim cunku 0.1 litre bile cok farkedebiliyor. 1.0 turbo degilse uzebilir.
0
Merhaba,
Biraz fazla gelebilir ama benim de Yaris’im satılık. İlgilenirseniz konuşabiliriz.
www.sahibinden.com
Biraz fazla gelebilir ama benim de Yaris’im satılık. İlgilenirseniz konuşabiliriz.
www.sahibinden.com
0
hadi ya la
Sizde de var mı bu?Bazen haritayı açıp özellikle Türkiye'deki küçük şehirlere, ilçelere bakıyorum. Street view ile sokaklarını geziyorum, dükkanlara, okullara, yollara bakıyorum ve tüylerim diken diken oluyor. Özellikle Türkiye ama, Portekiz'in köyüne baktığımda bu olmuyor. Çok ilginç, sanki küçüklü
Sizde de var mı bu?
Bazen haritayı açıp özellikle Türkiye'deki küçük şehirlere, ilçelere bakıyorum. Street view ile sokaklarını geziyorum, dükkanlara, okullara, yollara bakıyorum ve tüylerim diken diken oluyor. Özellikle Türkiye ama, Portekiz'in köyüne baktığımda bu olmuyor. Çok ilginç, sanki küçüklüğümde bin kez Bir Zamanlar Anadolu'da izlemiş gibiyim.
edit: Uçakta bilmediğim yerlerin üstünden geçerken de çok ürperiyorum. Öğretmen olarak atanan arkadaşlarımı ziyarete gittiğimde aşırı kötü hissediyorum, ki evden pek çıkan bir insan değilim. Yaşadığım yerde ağaçlar, kafeler, sıcak tonlu sokak lambaları, düzgün yollar ve kurallara uyan insanlar olacak. Başka yerde yaşama fikri bile ölümcül geliyor.
Bazen haritayı açıp özellikle Türkiye'deki küçük şehirlere, ilçelere bakıyorum. Street view ile sokaklarını geziyorum, dükkanlara, okullara, yollara bakıyorum ve tüylerim diken diken oluyor. Özellikle Türkiye ama, Portekiz'in köyüne baktığımda bu olmuyor. Çok ilginç, sanki küçüklüğümde bin kez Bir Zamanlar Anadolu'da izlemiş gibiyim.
edit: Uçakta bilmediğim yerlerin üstünden geçerken de çok ürperiyorum. Öğretmen olarak atanan arkadaşlarımı ziyarete gittiğimde aşırı kötü hissediyorum, ki evden pek çıkan bir insan değilim. Yaşadığım yerde ağaçlar, kafeler, sıcak tonlu sokak lambaları, düzgün yollar ve kurallara uyan insanlar olacak. Başka yerde yaşama fikri bile ölümcül geliyor.
0
Haritadan falan açıp bakıp hayallere dalmıyorum ama arada düşündükçe benim de aklıma geliyor ve hayalini kurunca kısa süreli bir kabus görmüş gibi hissediyorum. Bence insanımızı ve neyle karşılaşacağımızı bildiğimiz için öyle hissediyoruz. Ek olarak Karadeniz'i saymazsak dümdüz ülke, yaşama ihtimalimiz olabilecek birçok yerde yaşamaktan keyif aldıracak doğal güzelliklerle de karşılaşmayacağımızı da biliyoruz. Bu yüzden bana da korkutucu geliyor. Tabi hepsinden büyük asıl etken büyük şehre alışmış olma durumu.
0
bende o yok da. kuzey kore fobisi var. youtube'dan acip sehrin devasa genislikteki mimarisine, sikiciligina, enerjisizligine, yasaklarina, devlet baskisina bakip acaba burada yasamak nasil bisey diye periyodik olarak izliyorum. ulkenin kocaman alani var ama heryeri bombos birakip yanyana genis, yuksek binalari sikistirmislar.
mesela su ablanin her gun yataktan kalkma motivasyonunu cok merak ediyorum
www.youtube.com
yada su sokaklarda hergun bombos gezdigimi hayal ediyorum.
www.youtube.com
mesela su ablanin her gun yataktan kalkma motivasyonunu cok merak ediyorum
www.youtube.com
yada su sokaklarda hergun bombos gezdigimi hayal ediyorum.
www.youtube.com
0
Bu fobim yüzünden kpss’de hiç tercih vermemiştim. Şehirlerarası yolculuk yaparken veya tatildeyken gördüğüm okullara alıcı gözle bakıp ürperirim mesela. Çok az şeyden bu kadar rahatsızlık duyarım.
0
ben her zaman derim, türkiye'nin şehirleri çok çirkin. doğal güzellikleri olmasa bu ülke bir şeye benzemez. bütün şehirler birbirinin kopyası sanki. mimari berbat.
0
soyle aciklamak da istiyorum tamamen alismamakla ilgili. butun birikim ve cevremizi buyuksehirde yasamisiz ve kucuk sehirde tamamen yabanciyiz ne kulturune ne iliskimiz var. belki esim dostum yakin cevrede yerlessek bi nebze ama bu sefer de koy mantiginda dedikoduya cok mahal veriyormusum gibi olur. buyuksehirde o insanin kuculmesi ve gozden kacmasina iyi alismisim her boku yerim kimsenin haberi olmaz zaten millet kendine zaman ayiramiyor.
luks ve imkanlar sinirsiz kucuk sehir(hani bodruma yerlesmek mantiginda dhsjsj) olursa olur. ben hayatimi 7/24 acik her yer mantiginda gutmusum yokluk, erisememek vs kotu bir his veriyor
luks ve imkanlar sinirsiz kucuk sehir(hani bodruma yerlesmek mantiginda dhsjsj) olursa olur. ben hayatimi 7/24 acik her yer mantiginda gutmusum yokluk, erisememek vs kotu bir his veriyor
0
Evet var. Çine diye bir yer var mesela. Tatil mekanlarına yakın ama içinden bir geçip görsen, insanlar burada nasıl yaşıyor dersin. Ki, Anadolu kırsalında çok daha fenası vardır.
0
yurt dişi kismi var bende de çogunlukla. Kenar mahalle ya da bilinmeyen şehirde de az da olsa var.
0
Bende yok. İlk defa duydum.
Edit: @plutongezegendegilmi+1 büyük şehir korkusu çok çok baskın. İstanbul'da kendimi aşırı tedirgin ve rahatsız hissediyorum ve asla orda yaşamak istemiyorum. Bu durum tüm kalabalık gürültülü şehirler için geçerli.
Edit: @plutongezegendegilmi+1 büyük şehir korkusu çok çok baskın. İstanbul'da kendimi aşırı tedirgin ve rahatsız hissediyorum ve asla orda yaşamak istemiyorum. Bu durum tüm kalabalık gürültülü şehirler için geçerli.
0
açılın ben köy öğretmeniyim ilk atamam doğunun bir ilçesinin mezrasına çıktı. Bak mezra diyorum köyden de küçük. Gittiğim yeri görseydiniz ruh hastalıkları hastanesine kapatılırdınız. Her neyse oradaki maceralarımı anlatmayayım.
İyi yanları insanlar bir ihtiyacın olduğunda yardım eder, asayiş olayları pek olmaz, fazla yorucu ve stresli değildir yaşamak, trafik falan sıkıntılı değildir.
Kötü yanları ise dedikodu, hayatındaki her şeyin izlenmesi, hastanelere ulaşım zorluğu
ala09 +1
İyi yanları insanlar bir ihtiyacın olduğunda yardım eder, asayiş olayları pek olmaz, fazla yorucu ve stresli değildir yaşamak, trafik falan sıkıntılı değildir.
Kötü yanları ise dedikodu, hayatındaki her şeyin izlenmesi, hastanelere ulaşım zorluğu
ala09 +1
0
Yok.
Hatta büyük şehir fobisi var, millet trafikte metroda üst üste gidiyor, pislik içinde yaşıyor, nasıl rahatsız olmuyorlar anlamıyorum. Ben hafif şehir dışında, bahçeli büyük bi evde yaşıyorum, ama merkezde kümes gibi bi rezidansta falan kalmak zorunda olsam kafayı yerdim.
Ara ara babamın köye gidip kalıyorum, bi sıkıntısını görmedim. İnsanlar daha mutlu, kafeye gitmek yerine evlerinin çiçek dolu bahçesinde toplanıp muhabbet ediyorlar, içiyorlar falan.
Gerçi, Doğu Avrupa ülkelerini gezerken köylerde tedirgin olmuştum. Sokak lambası altına toplanmış Adidas eşofmanlı kekolar pek güven verici bir manzara değil :)
Hatta büyük şehir fobisi var, millet trafikte metroda üst üste gidiyor, pislik içinde yaşıyor, nasıl rahatsız olmuyorlar anlamıyorum. Ben hafif şehir dışında, bahçeli büyük bi evde yaşıyorum, ama merkezde kümes gibi bi rezidansta falan kalmak zorunda olsam kafayı yerdim.
Ara ara babamın köye gidip kalıyorum, bi sıkıntısını görmedim. İnsanlar daha mutlu, kafeye gitmek yerine evlerinin çiçek dolu bahçesinde toplanıp muhabbet ediyorlar, içiyorlar falan.
Gerçi, Doğu Avrupa ülkelerini gezerken köylerde tedirgin olmuştum. Sokak lambası altına toplanmış Adidas eşofmanlı kekolar pek güven verici bir manzara değil :)
0
yaşım (49) itibari ile küçük yerde yaşama heveslisiyim ama gençken bana da çok soğuk gelirdi
diğer yandan içiniz açılsın istiyorsanız street view ile hollanda'da herhangi bir yere bakın yeterli.
diğer yandan içiniz açılsın istiyorsanız street view ile hollanda'da herhangi bir yere bakın yeterli.
0
Büyük şehirlerin küçük şehirden daha kötü yerleri var. İstanbul'da esenler'e, sultanbeyli'ye, esenyurt'a düştün mü daha da kötü. Atanan memurlar buralara atanıyor. Buralarda da iyi bölgelerde yaşama şansları yok.
Artık anadolu eskisi gibi değil. Yobaz bölgeler dışında gayet iyi yerler var. Genelde site içinde yaşıyorlar kamu çalışanları.
Artık anadolu eskisi gibi değil. Yobaz bölgeler dışında gayet iyi yerler var. Genelde site içinde yaşıyorlar kamu çalışanları.
0
kesinlikle katılıyorum. o sıkışmışlık hissi çok bunaltıcı. askerliğimi erzincanda yaptıktan sonra kesinlikle küçük şehirde durmak bile istemiyorum. egede büyük bir ilçedeyim ancak burası bile beni bunaltıyor.
0
Bende zevksizlik ve küçük şehir zihniyeti fobisi var.
İçerisindeki insanlar makul ve şehir de bakımlı olduğu müddetçe sevebilirim bile ama biliyorum ki küçük şehir insanları en ufak şeyde size düşman olacak kadar muhafazakar ve dedikoducu, tek eğlence anlayışları akrabalar arası toplanmak yeri geldiğinde de düğün yapmaktan ibaret ve tutumlu ya da mütevazi olmayı zevksiz olmakla eş gören insanlar. Bu da beni bunaltıyor. Küçük şehirlerden gelen parlak insanların başarı hikayelerini dinlediğinizde bile içinde her zaman "kendimi buradan çıkarmalıyım" teması var.
Böyle deyince hep ne yapsın şartlar kötü, yokluk, açlık, hayat zor muhabbeti geçiyor ama olayın bence bunla hiç alakası yok. Çünkü herhangi birisi bir şey yapmaya kalktığında da birlik olup canından bezdiriyorlar onu. Neticede küçük şehir sevmiyorum evet. Aynı kitle büyük şehirlerde de var, ancak büyük şehirde her şey var. Şehir içinde şehir var. Küçük şehirde bu olamıyor.
Küçük şehirin ünlü bir şeyi varsa giderim, gezerim; peynir, tarhana şu bu neyi varsa alırım biter. Zaten ne onlar beni ister ne ben onları. Sevmeye çok müsaade eden bir ortam oluşmuyor zaten. İşin garibi buraların yerlisi olup da buraları kalben seven de çok az insan var. Alışverişte nerede bir güleryüzlü insan görüp iki laf etsem "hayatımız burada akıp gidiyor, ne yapacaksın işte" diye satır arasında boşvermiş bir tonda dert yanıyor.
İçerisindeki insanlar makul ve şehir de bakımlı olduğu müddetçe sevebilirim bile ama biliyorum ki küçük şehir insanları en ufak şeyde size düşman olacak kadar muhafazakar ve dedikoducu, tek eğlence anlayışları akrabalar arası toplanmak yeri geldiğinde de düğün yapmaktan ibaret ve tutumlu ya da mütevazi olmayı zevksiz olmakla eş gören insanlar. Bu da beni bunaltıyor. Küçük şehirlerden gelen parlak insanların başarı hikayelerini dinlediğinizde bile içinde her zaman "kendimi buradan çıkarmalıyım" teması var.
Böyle deyince hep ne yapsın şartlar kötü, yokluk, açlık, hayat zor muhabbeti geçiyor ama olayın bence bunla hiç alakası yok. Çünkü herhangi birisi bir şey yapmaya kalktığında da birlik olup canından bezdiriyorlar onu. Neticede küçük şehir sevmiyorum evet. Aynı kitle büyük şehirlerde de var, ancak büyük şehirde her şey var. Şehir içinde şehir var. Küçük şehirde bu olamıyor.
Küçük şehirin ünlü bir şeyi varsa giderim, gezerim; peynir, tarhana şu bu neyi varsa alırım biter. Zaten ne onlar beni ister ne ben onları. Sevmeye çok müsaade eden bir ortam oluşmuyor zaten. İşin garibi buraların yerlisi olup da buraları kalben seven de çok az insan var. Alışverişte nerede bir güleryüzlü insan görüp iki laf etsem "hayatımız burada akıp gidiyor, ne yapacaksın işte" diye satır arasında boşvermiş bir tonda dert yanıyor.
0
Kucuk sehir demeyelim de issiz sehir fobisi var evet. Depresyona giriyorum. Seyahatlerimde ilk kriterim gidilen sehrin canli, civil civil olmasidir.
"Özellikle Türkiye ama, Portekiz'in köyüne baktığımda bu olmuyor." demissiniz o garibime gitti Portekiz'in, Norvec'in, Letonya'nin koyune gidin bakalim kafayi yersiniz, dil yok, yabancisin, gocmensin, herkes kendi halinde, 100 yil yasasan entegre olamazsin, olimpiyat madalyasi kazandirsan bile aralarina almazlar zaten seni.
"Özellikle Türkiye ama, Portekiz'in köyüne baktığımda bu olmuyor." demissiniz o garibime gitti Portekiz'in, Norvec'in, Letonya'nin koyune gidin bakalim kafayi yersiniz, dil yok, yabancisin, gocmensin, herkes kendi halinde, 100 yil yasasan entegre olamazsin, olimpiyat madalyasi kazandirsan bile aralarina almazlar zaten seni.
0
temasettin
Ekşi’de Almanya başlığı son zamanlarda hep hareketli malum, dönen tartışmalar da çok sevenler ve nefret edenler arasındaki maç muhabbetinden hallice. Ancak son günlerde tek ağızdan çıkıyormuşcasına Almanya’da durumun çok kötü olduğu, ülkenin batmanın eşiğinde olduğuna yönelik çok fazla entry var. Sa
Ekşi’de Almanya başlığı son zamanlarda hep hareketli malum, dönen tartışmalar da çok sevenler ve nefret edenler arasındaki maç muhabbetinden hallice. Ancak son günlerde tek ağızdan çıkıyormuşcasına Almanya’da durumun çok kötü olduğu, ülkenin batmanın eşiğinde olduğuna yönelik çok fazla entry var. Savaşın ve enerji krizinin Avrupa ve özellikle Almanya açısından önemli bir tehdit oluşturduğu açık, ama bilmediğim başka şeyler mi var? Yeni hükümet Merkel kadar güven vermiyor bu da malum. Peki halkın gündelik yaşamında neler değişti? Bahsedilen enflasyon oranları orası için büyük tabi ama yüksek enflasyonla batılmadığının (henüz) canlı kanıtlarıyız. Nedir bu yangının sebebi? Ciddiye alınır bir durum var mı? Bir de Almanya ile ilgili haberleri takip etmek için önereceğiniz Türkçe veya İngilizce kaynaklara talibim.
0
dünyada suni bir kriz var. abd, ingiltere, almanya vs. gıda krizi, enerji krizi, çip krizi. pandemide insanları panikle yönlendirmeyi keşfettiler. iklim krizi diye ortalığı yıkıyorlar. havalar çok sıcakmış. 5 sene önceki aynı dönemdeki hava durumu daha sıcak mesela ama şimdi insanlara iklim krizi var demek için haritaları kıpkırmızı gösteriyorlar. et yemek çevreye zararlıymış böcek yiyin diyorlar.
bunun dışında enflasyon yüzde 1 artsa onlar için büyük kriz. zengin ülke-fakir ülke ayrımı işte. yakıt bizde yüzde 400 artı adamlarda yüzde 10. gelişmiş ülke insanı buna alışık değil. stabil ülkeler. orada yaşayanlar bundan memnun değil. aktroller de bakın orda da kriz var sadece bizde yok diye ateşe benzin döküyorlar
bunun dışında enflasyon yüzde 1 artsa onlar için büyük kriz. zengin ülke-fakir ülke ayrımı işte. yakıt bizde yüzde 400 artı adamlarda yüzde 10. gelişmiş ülke insanı buna alışık değil. stabil ülkeler. orada yaşayanlar bundan memnun değil. aktroller de bakın orda da kriz var sadece bizde yok diye ateşe benzin döküyorlar
0
almanya'da rus gazina bagimlilik cok ust duzeyde. bundan dolayi endise var dogal olarak ama paintov'un da dedigi gibi asil mesele hassasiyet. gelismis ekonomi icin yuzde 10 enflasyon filan cok ciddi sayilar.
almanya'da oyle inanilmaz sorunlar olacagini sanmiyorum, birkac yil belki enerji krizinden dolayi sorun yasarlar ama ureten bir ulke olduklari icin bu kriz digerlerine uc vuracaksa onlara yine bir vurur... kisacasi almanya'nin battigi dunyada hicbir avrupa ulkesi saglam kalmaz zaten. durum ic acici olmasa da bence fazla abartiliyor.
almanya'da oyle inanilmaz sorunlar olacagini sanmiyorum, birkac yil belki enerji krizinden dolayi sorun yasarlar ama ureten bir ulke olduklari icin bu kriz digerlerine uc vuracaksa onlara yine bir vurur... kisacasi almanya'nin battigi dunyada hicbir avrupa ulkesi saglam kalmaz zaten. durum ic acici olmasa da bence fazla abartiliyor.
0
Almanya ya da diğer avrupa ülkelerinde herkes rahat yaşamıyor. Misal ben benzin ve enerji dışında Fransa'da ciddi sekilde bir etki yasamiyorum. Öyle yüzde 2-3 artmış fark etmiyorum ama öyle insanlar var ki haftalık ne yiyeceğini marketin indirimine göre falan planlıyor, haliyle bu insanlara sen yüzde 10 enflasyon dersen ki bu genel bir de enerji falan baksan uçuyor, haliyle sıkıntı var.
Şöyle hesap et; ben Fransa'da ilk zammı alırken müdür enflasyon yüzde 1 falan zam da işte 1.5-2 olur dedi. Ben bu sene kendime yüzde 8 zam bekliyorum eğer enflasyon beklenen seviyede olursa. Bu ciddi olay.
Ama bu demek değil ki öldü bitti avrupa. Satışlarda genel olarak beklenti az ama yıl sonu ve 2023 azalma yok.
Bu arada küresel ısınma konusunda ben sunu diyebilirim; 5 senedir burada yaşıyorum hayatımda ilk defa 2-3 hafta yağmur yağmadigini gördüm, resmen geçen hafta yağmur yağmasına sevindim.
Şöyle hesap et; ben Fransa'da ilk zammı alırken müdür enflasyon yüzde 1 falan zam da işte 1.5-2 olur dedi. Ben bu sene kendime yüzde 8 zam bekliyorum eğer enflasyon beklenen seviyede olursa. Bu ciddi olay.
Ama bu demek değil ki öldü bitti avrupa. Satışlarda genel olarak beklenti az ama yıl sonu ve 2023 azalma yok.
Bu arada küresel ısınma konusunda ben sunu diyebilirim; 5 senedir burada yaşıyorum hayatımda ilk defa 2-3 hafta yağmur yağmadigini gördüm, resmen geçen hafta yağmur yağmasına sevindim.
0
suni kriz falan yok gayet kriz var heryerde. iklimsel krizin sebebi sicaklik degil kuresel isinma. her gun lizbon kadar buzul eriyor dunyada. 5 yil onceki sicakligi bugunun sicakligi ile karsilastirip kriz suni demek yanlis. onun disinda ekonomik kriz de var. avrupa'da bir cok markette fiyatlar artmis durumda. onun disinda bircok metropolde konut krizi var. benzin, bugday vs'ye girmiyorum bile.
0
kriz her yerde var. almanlar merkelle krizsiz ve rahat yaşıyorlardı. belirsizlik ve hükümete güven düşük olunca tedirginlik var. ama bizimkinin yanında hiç bişey.
0
Belirsizlik ya da yeni hukumete güvensizlik yok. Mesela dis isleri ari gibi isliyor. Uluslararasi gorusmelerde cok hizlica güven kazanildi ve Almanya ciddiye alindi. Ben bu koalisyondan memnunum. Ic ve dis siyaseti yakindan takip ediyorum. Isim de zaten bunlarla ilgili. Cogu sey daha iyi isliyor ve daha da iyiye gidecek, benim gordugum bu.
Almanya batiyor diye aglayanlar, Mark sonrasi cok fakirlestik diyenler ve bavulunda salca-bulgur tasiyanlarla ayni kesim? Onlar hep agliyorlardi.
Gerci Almanlar da aglarlar hep. Ben "bu gün dünden daha iyi" diyen Alman duymadim. Dert yanmaktan cok hoslanirlar, dert yanmak ve söylenmek ata sporlaridir.
Küresel krizde ülke olarak zenginlesmek zor. Buradaki insanlar, her seyin ulasilabilir olmasina alisik. Un bitecek diye gidip 100 kg un alanlar az degil. Her sey hep ellerinin altinda olmali yoksa cildiriyorlar. Rasyonellik yok. Kosemizde savas varke ben "bu bahar niye kuzu kulagi mantari yemedim, Ukrayna yüzünden transfer edilmiyor!!!!" diye Ukrayna bayragi yakmam mesela. Ama klasik Alman icin bunlar dert.
Orta hallinin yasantisinda büyük degisimler yok. Almanlar "köseye para atma" konusunda uzmanlar. Benim yasantimda ve cevremde de hicbir degisiklik yok. Kimse "acaba sinemaya gitmesek mi, aksam disari cikmasak mi?" demedi. Ama tatilde cogu insan Avrupa´da kalmis, istatistikler onu gösteriyor. Cok acilip onlerini goremiyecekleri harcalamalar yapmaktan kacinmislar bu yaz. Daha temkinliler kisacasi harcamalarda.
Yedigi ictigini hep kurusuna kadar saymak zorunda olan insanlar elbette 10% artistan en cok etkilenenler. Gelir adaletsizligi yok degil. Kriz zamanlari aradaki fark daha da aciliyor.
Bu "yanginin" sebebi Almanlarin ekonomik sorunlari degil, sosyal sorunlari. Fazlasiyla derin. Kitlik ve savas psikolojisine cok cok hizli giriyorlar. "German Angst" nedir, bir bakin gorun.
Merkel uzun süre iktidarda kalmanin verdigi güven ortamindan beslense de ne multeci krizinin altindan kalkabildi ne de bagira bagira gelen enerji sorunu icin yapici cozumlere yol acti. Merkel anamizi ben de severim, ama duraganlik ile güvende hissetmek cok karistiriliyor.
Kaynak önerisi: www.spiegel.de
Almanya batiyor diye aglayanlar, Mark sonrasi cok fakirlestik diyenler ve bavulunda salca-bulgur tasiyanlarla ayni kesim? Onlar hep agliyorlardi.
Gerci Almanlar da aglarlar hep. Ben "bu gün dünden daha iyi" diyen Alman duymadim. Dert yanmaktan cok hoslanirlar, dert yanmak ve söylenmek ata sporlaridir.
Küresel krizde ülke olarak zenginlesmek zor. Buradaki insanlar, her seyin ulasilabilir olmasina alisik. Un bitecek diye gidip 100 kg un alanlar az degil. Her sey hep ellerinin altinda olmali yoksa cildiriyorlar. Rasyonellik yok. Kosemizde savas varke ben "bu bahar niye kuzu kulagi mantari yemedim, Ukrayna yüzünden transfer edilmiyor!!!!" diye Ukrayna bayragi yakmam mesela. Ama klasik Alman icin bunlar dert.
Orta hallinin yasantisinda büyük degisimler yok. Almanlar "köseye para atma" konusunda uzmanlar. Benim yasantimda ve cevremde de hicbir degisiklik yok. Kimse "acaba sinemaya gitmesek mi, aksam disari cikmasak mi?" demedi. Ama tatilde cogu insan Avrupa´da kalmis, istatistikler onu gösteriyor. Cok acilip onlerini goremiyecekleri harcalamalar yapmaktan kacinmislar bu yaz. Daha temkinliler kisacasi harcamalarda.
Yedigi ictigini hep kurusuna kadar saymak zorunda olan insanlar elbette 10% artistan en cok etkilenenler. Gelir adaletsizligi yok degil. Kriz zamanlari aradaki fark daha da aciliyor.
Bu "yanginin" sebebi Almanlarin ekonomik sorunlari degil, sosyal sorunlari. Fazlasiyla derin. Kitlik ve savas psikolojisine cok cok hizli giriyorlar. "German Angst" nedir, bir bakin gorun.
Merkel uzun süre iktidarda kalmanin verdigi güven ortamindan beslense de ne multeci krizinin altindan kalkabildi ne de bagira bagira gelen enerji sorunu icin yapici cozumlere yol acti. Merkel anamizi ben de severim, ama duraganlik ile güvende hissetmek cok karistiriliyor.
Kaynak önerisi: www.spiegel.de
0
Almanya'nın (ve çoğu "gelişmiş" Avrupa ülkesinin) son 10 yıldır falan GDP'leri neredeyse sabit. "Büyük ekonomi yavaş gelişir" diye kendilerini avutuyorlar ama aynı dönemde Amerika ya da Kore ekonomisine bakarsan bu doğru değil.
Ekonomileri "iyi" değil yani. Ha bizden her türlü zenginler, ama bizde kapital yok, onlarda olmasına rağmen büyüyemiyorlar. Sebebi de "kültürel". Koca kıta depresyonda, çocuk bile yapmıyorlar. Bu gidişle 1-2 nesil sonra Almanlar kendi ülkelerinde azınlık olacak mesela.
Sorunu göçmen alarak çözmeye çalışıyorlar ama o da çalışmıyor. Entegrasyon diye bir şey yok mesela, ilk nesilden sonrasının ülkeye faydası yok, boşuna yük.
Merkel'i de bizim yazılım çevresi sevmez, Almanya'da hala yazılım sektörünün gelişmemesinin sorumlusu olarak görülür. Startup'lar açısından bizden bile baya gerideler o kadar kaynağa rağmen. Bunun önemi şu, fabrikan var iyi hoş ama geçen yüzyılın teknolojisi o, geleceğe yatırım yapmak lazım. Ama "herkes aynı maaşı alsın, hayvan gibi vergi alalım, kamu harcaması" diye bıdı bıdı edersen olmaz o iş.
Merkel'den sonra "yeşiller" iktidar ortağı oldu, ilk işleri kömür tüketimini artırmak oldu :) Millet enerjisiz kalıcaz diye korkarken gençlik kolları "iklim krizi" falan diye kafa ütülüyor, kendilerini yollara falan uhuluyor. Politik ortam da felaket yani. Kışa doğru Rusya ile el sıkışırlar herhalde, "enerji fiyatları uçuyor" diye her yerde ağlamaları böyle bi niyetleri olduğunu düşündürtüyor.
Neyse, şu an görece yine zenginler ama Avrupa kıtasının geleceğini parlak bulmuyorum ben. Almanya'da çocuk yetiştirmezdim.
Ekonomileri "iyi" değil yani. Ha bizden her türlü zenginler, ama bizde kapital yok, onlarda olmasına rağmen büyüyemiyorlar. Sebebi de "kültürel". Koca kıta depresyonda, çocuk bile yapmıyorlar. Bu gidişle 1-2 nesil sonra Almanlar kendi ülkelerinde azınlık olacak mesela.
Sorunu göçmen alarak çözmeye çalışıyorlar ama o da çalışmıyor. Entegrasyon diye bir şey yok mesela, ilk nesilden sonrasının ülkeye faydası yok, boşuna yük.
Merkel'i de bizim yazılım çevresi sevmez, Almanya'da hala yazılım sektörünün gelişmemesinin sorumlusu olarak görülür. Startup'lar açısından bizden bile baya gerideler o kadar kaynağa rağmen. Bunun önemi şu, fabrikan var iyi hoş ama geçen yüzyılın teknolojisi o, geleceğe yatırım yapmak lazım. Ama "herkes aynı maaşı alsın, hayvan gibi vergi alalım, kamu harcaması" diye bıdı bıdı edersen olmaz o iş.
Merkel'den sonra "yeşiller" iktidar ortağı oldu, ilk işleri kömür tüketimini artırmak oldu :) Millet enerjisiz kalıcaz diye korkarken gençlik kolları "iklim krizi" falan diye kafa ütülüyor, kendilerini yollara falan uhuluyor. Politik ortam da felaket yani. Kışa doğru Rusya ile el sıkışırlar herhalde, "enerji fiyatları uçuyor" diye her yerde ağlamaları böyle bi niyetleri olduğunu düşündürtüyor.
Neyse, şu an görece yine zenginler ama Avrupa kıtasının geleceğini parlak bulmuyorum ben. Almanya'da çocuk yetiştirmezdim.
0
jepa
6 ay önce ayrıldığım kız arkadaşım vardı. uzun süredir birlikteydik evlenme aşamasına gelmiştik. maddi sorunlar ve bazı konulardaki farklı düşüncelerimizden dolayı ayrıldık ama irtibatı kesemedik. çok uzun süren birliktelikten sonra kolay kolay unutulmuyor. ara sıra buluştuk, telefonda nasıl olduğun
6 ay önce ayrıldığım kız arkadaşım vardı. uzun süredir birlikteydik evlenme aşamasına gelmiştik. maddi sorunlar ve bazı konulardaki farklı düşüncelerimizden dolayı ayrıldık ama irtibatı kesemedik. çok uzun süren birliktelikten sonra kolay kolay unutulmuyor. ara sıra buluştuk, telefonda nasıl olduğunu sorduk birbirimize vs.. sonra birbirimizi üzmemek adına bunları da kestik.
bu ay beni aradı ve ağlayarak başkasıyla beraber olduğunu söyledi. hala sana karşı sorumluluk hissediyorum çok kötüyüm, onunla beraberken bile senin fotoğraflarına bakıyordum, ilişki yaşarken karşımdakinin sen olduğunu gördüm ağlayarak ordan çıktım, dedi.
ikimiz de hala birbirimizi seviyoruz..bunu biliyorum. onun iyiliği için beni unutması açısından uzak durmaya çalıştım ama pek beceremedim. gerekirse ailesinin tanıştırdığı birileriyle buluşmasını çünkü aile kurmayı ve çocuk sahibi olmayı çok hakettiğini söylemiştim. bunu içten gelerek söylemedim o da biliyor ama beni unutması gerektiğini düşünmüştüm. şimdi 6 aylık bir ayrılık sonrası yeniden başlama girişimlerimiz var ama bu tek gecelik ilişki her zaman aklıma geliyor.
sizden yorum almak istedim. bunu ona hissettirmeye hakkım var mı? birlikteyken ya da evliyken daha farklı düşünülür elbette. benden ayrıyken ama tam olarak da ayrılamamışken yaptığı aldatmaya girer mi? kafamda dönüp dolaşıyor bu düşünce...
bu ay beni aradı ve ağlayarak başkasıyla beraber olduğunu söyledi. hala sana karşı sorumluluk hissediyorum çok kötüyüm, onunla beraberken bile senin fotoğraflarına bakıyordum, ilişki yaşarken karşımdakinin sen olduğunu gördüm ağlayarak ordan çıktım, dedi.
ikimiz de hala birbirimizi seviyoruz..bunu biliyorum. onun iyiliği için beni unutması açısından uzak durmaya çalıştım ama pek beceremedim. gerekirse ailesinin tanıştırdığı birileriyle buluşmasını çünkü aile kurmayı ve çocuk sahibi olmayı çok hakettiğini söylemiştim. bunu içten gelerek söylemedim o da biliyor ama beni unutması gerektiğini düşünmüştüm. şimdi 6 aylık bir ayrılık sonrası yeniden başlama girişimlerimiz var ama bu tek gecelik ilişki her zaman aklıma geliyor.
sizden yorum almak istedim. bunu ona hissettirmeye hakkım var mı? birlikteyken ya da evliyken daha farklı düşünülür elbette. benden ayrıyken ama tam olarak da ayrılamamışken yaptığı aldatmaya girer mi? kafamda dönüp dolaşıyor bu düşünce...
0
Sorumluluk hissediyorsa neden başkasıyla ilişki yaşamış. Maalesef umut veren bir durum yok. Başkası işin içine girmeseydi barış derdim ama şu anca bence barışma.
0
Ayrılmışsınız. Tam olarak ayrılamamak diye bir şey yok. Başkalarıyla birlikte ol, aile kur, 35 yaşına geldiğinde kimseyi bulamazsan evleniriz bile demişsiniz. Kızın sana karşı hiç bir bağlılık sözü yokken başkasıyla birlikte olduğunda seni düşünmüş ve şimdi tekrar başlamayı düşünüyorsunuz. Ve sen beni aldattı mı diyorsun öyle mi? Üzüldüm kızcağıza.
0
Bunun aldatma ile yakından uzaktan alakası yok. Bunu ' aldatmış' gibi hissettirmeye hakkınız yok.
0
kim kimi aldatmis biri aciklasin lutfen. bi aldatilma varsa kadin kisisi karsisina cikan kisiyi kandirmis sayilir. ama siz birlikte olmamak icin turlu bahaneleri gecerli goruyorsunuz. toksik denebilir. sevdiginizi soyluyorsaniz buna deger vermeye odaklanin ya da hazir ayrilmisken tekrar iletisimi kesin
0
sevişirken sizin yüzünüz gözünün önüne gelmiş peki sevişme aşamasına gelinceye kadar hangi yüz ile haşır neşir olmuş?
otuzluk teyzeler gibi yorum yapmıyorum, gerçekten o aşamaya kadar hangi yüzü görüyormuş, merak ettim. Tüm benliğimle bütün insanlıktan nefret ediyorum.
Affedin ya da affetmeyin, şu kararı verin bu kararı verin diyemem fakat eğer ki bir araya gelecekseniz tekrar, bu konuyu tamamen sindirmiş, üzerini kapatmış olun. sindiremezseniz tam anlamıyla, hem size hem karşınızdakine ızdırap olur geçirdiğiniz süre.
otuzluk teyzeler gibi yorum yapmıyorum, gerçekten o aşamaya kadar hangi yüzü görüyormuş, merak ettim. Tüm benliğimle bütün insanlıktan nefret ediyorum.
Affedin ya da affetmeyin, şu kararı verin bu kararı verin diyemem fakat eğer ki bir araya gelecekseniz tekrar, bu konuyu tamamen sindirmiş, üzerini kapatmış olun. sindiremezseniz tam anlamıyla, hem size hem karşınızdakine ızdırap olur geçirdiğiniz süre.
0
Bu konu içinizi gıcıkladığı sürece “evet seninleyim aşkım” demeyin.
Otu b.ku bahane edip gerilirsiniz, bilinçaltınıza yerleşir bu mesele ve asla tam huzurlu bi ilişki yaşayamazsınız.
Ya da tek başınıza terapi alın, aşıp aşamayacağınızı zamanla görün ve ilişkiye devam edip etmeme konusunda öyle karar verin.
Otu b.ku bahane edip gerilirsiniz, bilinçaltınıza yerleşir bu mesele ve asla tam huzurlu bi ilişki yaşayamazsınız.
Ya da tek başınıza terapi alın, aşıp aşamayacağınızı zamanla görün ve ilişkiye devam edip etmeme konusunda öyle karar verin.
0
Valla teknik olarak aldatmaya girmez ama arada hala bir şeyler kalmış ve konuşmayı siz sürdürüyorken onun başka biriyle birlikte olması her ne kadar kabul edilebilse de sizi kendimin yerine koydum, bana da aldatılmışım gibi gelebilirdi.
Ki ben cidden bu şekilde aldatılıp o gecenin tüm detaylarına kadar biliyor olaraktan bir türlü gözümün önünden gitmedi. Aradan 1 sene geçti tekrar dener gibi olduk ama yok gitmedi, saygım falan da kalmamış. Valla bir şey olmadı hep seni düşündüm gibi şeyler iyice sıvıyor durumu bence. Birlikte olduğu kişi ile işler yolunda gitseydi geri döneceklerini de sanmıyorum.
Yani sizi rahatsız etmiyor olsaydı, ne var canım ayrıyken ben de birlikte oldum çok normal.. deseydiniz zaten bu soruyu sormaz, rahatsızlık hissetmezdiniz. Ama sorduğunuza göre o hep akla gelecek. Başka ilişkilere yelken açmak daha sağlıklı.
Bu arada görüştüğüm kişlerin öncesi beni hiç bir zaman rahatsız etmedi. Ancak nedense sevgiliyken veya tam ayrılamamışken yaşanan şeyler. Veya veya ayrılınıp böyle konuşma düzeyinde kalan durumlar, yani tam kopamamışlıklarda olan şeyler bence biraz rahatsız edici. Kadınlar evrimsel olarak bunu biraz daha kolay kabul edebiliyorlar ama nedense erkek için kolay aşılabilir ve kabul edilebilir bir durum değil.
Ki ben cidden bu şekilde aldatılıp o gecenin tüm detaylarına kadar biliyor olaraktan bir türlü gözümün önünden gitmedi. Aradan 1 sene geçti tekrar dener gibi olduk ama yok gitmedi, saygım falan da kalmamış. Valla bir şey olmadı hep seni düşündüm gibi şeyler iyice sıvıyor durumu bence. Birlikte olduğu kişi ile işler yolunda gitseydi geri döneceklerini de sanmıyorum.
Yani sizi rahatsız etmiyor olsaydı, ne var canım ayrıyken ben de birlikte oldum çok normal.. deseydiniz zaten bu soruyu sormaz, rahatsızlık hissetmezdiniz. Ama sorduğunuza göre o hep akla gelecek. Başka ilişkilere yelken açmak daha sağlıklı.
Bu arada görüştüğüm kişlerin öncesi beni hiç bir zaman rahatsız etmedi. Ancak nedense sevgiliyken veya tam ayrılamamışken yaşanan şeyler. Veya veya ayrılınıp böyle konuşma düzeyinde kalan durumlar, yani tam kopamamışlıklarda olan şeyler bence biraz rahatsız edici. Kadınlar evrimsel olarak bunu biraz daha kolay kabul edebiliyorlar ama nedense erkek için kolay aşılabilir ve kabul edilebilir bir durum değil.
0
Seninle neredeyse aynı ilişkiyi yaşadım. Ayrılık sebeplerimiz de çok benzerdi. biz ayrıyken o da başkalarıyla görüşmüştü (muhtemelen sevişmiştir de) ve ben bunu ayrıldıktan sonraki tekrar birleşme çabaları sırasında öğrendim. öğrendiğimde de yol verdim. sonrasında çok peşimden koştu, ne diller döktü ama araya başka bir erkek girdiyse o iş bitmiştir. güven bana. kadınların bu numaralarını yeme. senin yerine daha iyisini bulduğu an yine kıçına tekmeyi basacak.
bu arada olayın aldatma ile falan ilgili yok. ama senin acilen kesmen lazım muhabbeti.
bu arada olayın aldatma ile falan ilgili yok. ama senin acilen kesmen lazım muhabbeti.
0
Şu durumda bunu sorguluyorsanız birlikte olmayı denemeyin.
Çünkü mantık olarak tabii ki aldatmamış. Siz zaten hayatına devam etmesi için onu yüreklendirip desteklemişsiniz. Diğer ihtimallerin önünüz kesmişsiniz. Kadın da pek tabii bir yerde yıldı ve hayatına devam etmeyi denedi. İlk denemesinde de sizinle olmak istediğini belki travmatik şekilde tekrar fark etti. Şu an istesem de senden vazgeçemiyorum kısmında.
Ancak bu durumda kendinizi aldatılmış hissediyorsanız evet birlikte olmayı denemeyin. Belli ki yanlış olsa da hissinizden vazgeçemeyeceksiniz.
Çünkü mantık olarak tabii ki aldatmamış. Siz zaten hayatına devam etmesi için onu yüreklendirip desteklemişsiniz. Diğer ihtimallerin önünüz kesmişsiniz. Kadın da pek tabii bir yerde yıldı ve hayatına devam etmeyi denedi. İlk denemesinde de sizinle olmak istediğini belki travmatik şekilde tekrar fark etti. Şu an istesem de senden vazgeçemiyorum kısmında.
Ancak bu durumda kendinizi aldatılmış hissediyorsanız evet birlikte olmayı denemeyin. Belli ki yanlış olsa da hissinizden vazgeçemeyeceksiniz.
0
6 ay önce ayrılmışsınız işte daha ne kadar ayrılacaksınız ki? Mesela ayrıldıktan sonra görüşmeye devam eden her çift tam ayrılmamış mı sayılıyor?
Bakın bir çift ayrıldığı zaman artık geri dönmeyi beklemez. Beklememeli de zaten. Ayrıca siz de geri dönmeyeceğiniz sinyallerini vermişsiniz belli ki. Bu olduğunda insan yara alır, ayrılık acı bir şeydir. Ayrılan insanlar kendi akıl ve ruh sağlığını korumak için şeyler yaparlar. Kah saçını keser stilini değiştirir, kah konsere gider, kah biriyle tanışır. Bundan daha doğal bir şey yok. Bazen yas dönemini atlattıktan sonra kendinize gülersiniz elin adamı için girdiğim triplere bak diye. Olur bunlar. Bunu kabullenemeyecekseniz keşke en başta ayrılmamak için diretseymişsiniz. 6 Ay önce "ayrılmak" olarak tarif ettiğiniz şey sadakat sözünün geri dönme sözü olmadan bozulmasıydı, olan şey bu.
Mesela bence şu nokta önemli, eğer bu kişi girdiği ilişkiden mutlu olsaydı ve iyi biriyle tanıştım diye size söyleseydi ona tepki gösterip "beni aldattın, bu aldatmaktır, biz tam ayrılmadık daha, ne oluyor?" diyebilecek hakkı kendinizde görecek miydiniz?
Sizin hissettiklerinizi hor görmüyorum, yanlış anlamayın. Yaşadığınız şey kırıcı, insanı yaralayan bir şey. Ancak bu yola girmeyi siz belki tek taraflı belki karşılıklı olarak tercih ettiniz ve bu gerçekleşti. Şimdi durup nasıl sizden sonra bir başka insanla bir şeyler kurmayı denediğini anlamlandırmaya çalışırken kendinizi köşede kalmış hissediyor olabilirsiniz, bu da normal ve insani bir his. Yanlışlık ise bunu "aldatma" olarak adlandırıp "karşı tarafa bunu hissettirmeye hakkım var mı yok mu" diye sorguladığınız noktada başlıyor. Konuyu yanlış bir yerden çözümlemeye çalışıyorsunuz. Travmatik bir durum yaşamışsınız, ancak hayatın gerçeği bu. Ayrıldığımız insanlar hayatına devam etmeye çalışıyor. Bunun için onları suçlayamayız.
Eğer meseleyi içinizde halletmek istiyorsanız bence sorgulamanızı "biz neden ayrıldık", "neden tekrar birlikte olmak istiyoruz." ve "ayrılmamıza neden olan sorunlar çözüldü mü, çözülmediyse bunları kabullendik mi, tekrar bu yüzden ayrılık gündeme gelebilir mi", "şu anda tekrar birlikte olmak istememin, onun bensiz bir hayat kurabilme ihtimalinin beni rahatsız etmesiyle nasıl bir ilişkisi var" yönünde yapmalısınız.
Bakın bir çift ayrıldığı zaman artık geri dönmeyi beklemez. Beklememeli de zaten. Ayrıca siz de geri dönmeyeceğiniz sinyallerini vermişsiniz belli ki. Bu olduğunda insan yara alır, ayrılık acı bir şeydir. Ayrılan insanlar kendi akıl ve ruh sağlığını korumak için şeyler yaparlar. Kah saçını keser stilini değiştirir, kah konsere gider, kah biriyle tanışır. Bundan daha doğal bir şey yok. Bazen yas dönemini atlattıktan sonra kendinize gülersiniz elin adamı için girdiğim triplere bak diye. Olur bunlar. Bunu kabullenemeyecekseniz keşke en başta ayrılmamak için diretseymişsiniz. 6 Ay önce "ayrılmak" olarak tarif ettiğiniz şey sadakat sözünün geri dönme sözü olmadan bozulmasıydı, olan şey bu.
Mesela bence şu nokta önemli, eğer bu kişi girdiği ilişkiden mutlu olsaydı ve iyi biriyle tanıştım diye size söyleseydi ona tepki gösterip "beni aldattın, bu aldatmaktır, biz tam ayrılmadık daha, ne oluyor?" diyebilecek hakkı kendinizde görecek miydiniz?
Sizin hissettiklerinizi hor görmüyorum, yanlış anlamayın. Yaşadığınız şey kırıcı, insanı yaralayan bir şey. Ancak bu yola girmeyi siz belki tek taraflı belki karşılıklı olarak tercih ettiniz ve bu gerçekleşti. Şimdi durup nasıl sizden sonra bir başka insanla bir şeyler kurmayı denediğini anlamlandırmaya çalışırken kendinizi köşede kalmış hissediyor olabilirsiniz, bu da normal ve insani bir his. Yanlışlık ise bunu "aldatma" olarak adlandırıp "karşı tarafa bunu hissettirmeye hakkım var mı yok mu" diye sorguladığınız noktada başlıyor. Konuyu yanlış bir yerden çözümlemeye çalışıyorsunuz. Travmatik bir durum yaşamışsınız, ancak hayatın gerçeği bu. Ayrıldığımız insanlar hayatına devam etmeye çalışıyor. Bunun için onları suçlayamayız.
Eğer meseleyi içinizde halletmek istiyorsanız bence sorgulamanızı "biz neden ayrıldık", "neden tekrar birlikte olmak istiyoruz." ve "ayrılmamıza neden olan sorunlar çözüldü mü, çözülmediyse bunları kabullendik mi, tekrar bu yüzden ayrılık gündeme gelebilir mi", "şu anda tekrar birlikte olmak istememin, onun bensiz bir hayat kurabilme ihtimalinin beni rahatsız etmesiyle nasıl bir ilişkisi var" yönünde yapmalısınız.
0
bu aldatma değil. bu bayanla evlensen ve yıllar geçse güler geçersin bence bu duruma tabi obsesif biriysen takarsın.
eğer belli sebeplerde uyuşmuyorsan zorlamanın anlamı yok ileride tekrar sorun olur.
eğer belli sebeplerde uyuşmuyorsan zorlamanın anlamı yok ileride tekrar sorun olur.
0
Yaptığı aldatmaya girmez.
Aldatmada karşındakini aldatman, kandırman, saklaman gerekiyor. Halbuki anlattığınız kadarıyla karşınızdaki dürüst bir insan.
Hayata istediğiniz tarafından bakabilirsiniz;
- Yeryüzünde ben olmama rağmen başka biriyle birlikte oldu gibi bir bakış açısıyla kendinizi ve onu üzebilirsiniz.
- Başkasıyla zaman geçirdiğinde bile aklında ben varmışım gibi bir bakış açısıyla kendinizi ve ilişkinizi yüceltebilirsiniz.
Nereden bakacağınızı kolayca kontrol edemezsiniz ama bunun anahtarı sizden başka birisinde değil.
Fakat eski bir ilişkiyi yeniden deneyip de başarılı olanların sayısı çok az. Daha önce ayrılmaya sebep olan şey neyse yine karşınıza çıkması çok muhtemel.
Kolay gelsin,
Aldatmada karşındakini aldatman, kandırman, saklaman gerekiyor. Halbuki anlattığınız kadarıyla karşınızdaki dürüst bir insan.
Hayata istediğiniz tarafından bakabilirsiniz;
- Yeryüzünde ben olmama rağmen başka biriyle birlikte oldu gibi bir bakış açısıyla kendinizi ve onu üzebilirsiniz.
- Başkasıyla zaman geçirdiğinde bile aklında ben varmışım gibi bir bakış açısıyla kendinizi ve ilişkinizi yüceltebilirsiniz.
Nereden bakacağınızı kolayca kontrol edemezsiniz ama bunun anahtarı sizden başka birisinde değil.
Fakat eski bir ilişkiyi yeniden deneyip de başarılı olanların sayısı çok az. Daha önce ayrılmaya sebep olan şey neyse yine karşınıza çıkması çok muhtemel.
Kolay gelsin,
0
strangerinhere
Bütün sene tatilde geçireceğimiz 3-5 günün hayalini kuruyoruz. Hevesle araştırma yapayım dedim pişman oldum. Örneğin Muğla'nın, İzmir'in turistik ilçelerine bakıyorum, nispeten sakin bir yer bulmaya çalışıyorum sözlükten okuyorum ilgimi çeken yerleri yahu bir tane iyi yorum yok. Doğru düzgün hiç kim
Bütün sene tatilde geçireceğimiz 3-5 günün hayalini kuruyoruz. Hevesle araştırma yapayım dedim pişman oldum. Örneğin Muğla'nın, İzmir'in turistik ilçelerine bakıyorum, nispeten sakin bir yer bulmaya çalışıyorum sözlükten okuyorum ilgimi çeken yerleri yahu bir tane iyi yorum yok. Doğru düzgün hiç kimse beğenmemiş. İşte kalabalık, pis, pahalı, denizi kötü vs. İnsanlar nerede tatil yapıyor ben anlamadım, bilerek kötü yorum mu yapıyorlar acaba...
0
Memnuniyeti olan çok az insan yazar, yorum yapar. Ama herkes şikayetini anında paylaşır.
Ayrıca yorumları okumayı da bilmek gerekir. Rakipler mi yazdı, fazla hesap isteyen biri mi yazdı, eski sevgilisinin mekanını mı bokladı?
Eğlenmeyi bilen biri Yozgat'ın çekerek ilçesi boşalan köyünde de keyifli vakit geçirir.
Ayrıca yorumları okumayı da bilmek gerekir. Rakipler mi yazdı, fazla hesap isteyen biri mi yazdı, eski sevgilisinin mekanını mı bokladı?
Eğlenmeyi bilen biri Yozgat'ın çekerek ilçesi boşalan köyünde de keyifli vakit geçirir.
0
Edit, serinlik istiyorsan Karadeniz, deniz istiyorsan Antalya, Muğla veya Aydın ilçeleri, kalabalık olmasın diyorsan İzmirin güzel koyları olan ilçeleri, gastronomi veya otantik birşeyler istiyorsan Güneydoğu.
0
bir egeli olarak istanbul ankaralıların yoğun geldiği yerler bakirliğini kaybediyor. egede yazın gidilecek yazlık bölge kalmadı. hepsi kalabalık ve pahalı artık. temiz kalabalık olmayan koy bulmakta zor. ben egeli olarak artık antalyadan beş yıldız otel ayarlayıp gidiyorum. kuşadasına 1 saat didime 1.5 saat mesafedeyim ama gitmiyorum.
kötü yorum yapmıyorlar gerçekten kötü. örneğin datçaya gidiyorum gözleme yemeye mekana giriyorum kazık yiyorum ayrıca kalitesi yerlerde. iyi yerlerde aşırı pahalı.
kötü yorum yapmıyorlar gerçekten kötü. örneğin datçaya gidiyorum gözleme yemeye mekana giriyorum kazık yiyorum ayrıca kalitesi yerlerde. iyi yerlerde aşırı pahalı.
0
egokalp
bu gün ilk 30k ya giren doktor oluyor tamam güzel başarı doğruavrupadaki doktorların yanında aldıkları para değildi hala değil o da doğruama bu durum sadece ülkedeki doktorlara has bir durum değil ki? mühendisler kamuda 2 milyon kişi arasından ilk 1000 e girmeden 91+ almadan atanamıyor. aldıkları pa
bu gün ilk 30k ya giren doktor oluyor tamam güzel başarı doğru
avrupadaki doktorların yanında aldıkları para değildi hala değil o da doğru
ama bu durum sadece ülkedeki doktorlara has bir durum değil ki? mühendisler kamuda 2 milyon kişi arasından ilk 1000 e girmeden 91+ almadan atanamıyor. aldıkları para ortada
20 yıllık öğretmenler var komik paralar alıyorlar.
Bakanlıklarda çalışan uzman nitelikli kariyer memurları var. hem yds puanı hem alan puanı hem mülakatları geçmiş geleceğin bürokratları bunlar aldıkları paralar pratisyen hekimden az durumda şu anda
kamuda çalışan sadece belli bir kesime özel muamele yapılması doğru mu?
avrupadaki doktorların yanında aldıkları para değildi hala değil o da doğru
ama bu durum sadece ülkedeki doktorlara has bir durum değil ki? mühendisler kamuda 2 milyon kişi arasından ilk 1000 e girmeden 91+ almadan atanamıyor. aldıkları para ortada
20 yıllık öğretmenler var komik paralar alıyorlar.
Bakanlıklarda çalışan uzman nitelikli kariyer memurları var. hem yds puanı hem alan puanı hem mülakatları geçmiş geleceğin bürokratları bunlar aldıkları paralar pratisyen hekimden az durumda şu anda
kamuda çalışan sadece belli bir kesime özel muamele yapılması doğru mu?
0
aglamayana meme vermezler
doktorlar agladi ve istediklerini aldi
bastaki yonetim senin actigin duyuru gibi ince dusunebilen insanlar degil
doktorlar agladi ve istediklerini aldi
bastaki yonetim senin actigin duyuru gibi ince dusunebilen insanlar degil
0
Pandemi de etkili oldu bunda. Düşün ki bir insan kendi isteğiyle seçiyor bir mesleği sonra da diyor çok çalışıyorum. Hastanedeki diğer personel çalışmıyor sanki.
Yakında istanbul'da çalışacak öğretmen bulamayacaklar mesela ya da diğer kamu kadrolarına eleman bulamayacaklar. Ülkede iş yapan sadece doktor değil. Yeni kiralarda sadece doktorlar yaşayabiliyor.
Yakında istanbul'da çalışacak öğretmen bulamayacaklar mesela ya da diğer kamu kadrolarına eleman bulamayacaklar. Ülkede iş yapan sadece doktor değil. Yeni kiralarda sadece doktorlar yaşayabiliyor.
0
Yanlış. O yüzden devlet özel sektör ayağı olan sizin geleceğin bürokratı dediğiniz merkez kadrolardaki yetişmiş elemanlarını çatır çatır özel sektöre kaptırıyor ama toplumun geneli bunlardan haberdar olmadığı için ses getirmiyor. Bunların sancıları bugün doktor istifaları gibi toplumun tabanına yansımasa da çok uzak olmayan gelecekte tüm topluma yansıyacak.
0
doktor acigi var ama muhendis acigi yok. en parlak/caliskan lise ogrencilerinin tip yazmasini istiyorsan kesenin agzini acmak zorundasin.
bir de muhendislik mezunlarinin kaymak tabakasi devlette degil direkt ozelde calisiyor zaten. kiyaslama hatali mantiken.
bir de muhendislik mezunlarinin kaymak tabakasi devlette degil direkt ozelde calisiyor zaten. kiyaslama hatali mantiken.
0
Kamunun herhangi bir biriminde, "mühendis arıyoruz bulamıyoruz" "avukat arıyoruz bulamıyoruz" "kamu yönetimi mezunu arıyoruz bulamıyoruz" denildiğini gördün mü? Yeterliliği sorgulanır ama ne kadar az maaş verilirse verilsin bu gruplardan çalışan bulunur.
Ayrıca bir doktorun tıp fakültesini kazanana kadar çalıştığını saymıyorum, fakülteden mezun olana kadar ne kadar çalıştığını gördün mü? Gerçekten normal bir seviyede çalışmıyorlar. Verilen emek ve alınan risk inanılmaz. Her an her saniye insanların hayatıyla ilgili kritik kararlar vermek durumunda kalabiliyorlar. Doktor değilim ama yakından gözlemledim, yapılacak iş değil. Tercih edilmesi için kesenin ağzını açmak lazım.
Şu an maaşlar halen çok düşük. 30 40 yıl önce yeni başlayan bir doktor bir öğretmenin 7 8 katı maaş alıyormuș. 10 yıl öncesinde de 3 katı vardır sanırım.
Ayrıca bir doktorun tıp fakültesini kazanana kadar çalıştığını saymıyorum, fakülteden mezun olana kadar ne kadar çalıştığını gördün mü? Gerçekten normal bir seviyede çalışmıyorlar. Verilen emek ve alınan risk inanılmaz. Her an her saniye insanların hayatıyla ilgili kritik kararlar vermek durumunda kalabiliyorlar. Doktor değilim ama yakından gözlemledim, yapılacak iş değil. Tercih edilmesi için kesenin ağzını açmak lazım.
Şu an maaşlar halen çok düşük. 30 40 yıl önce yeni başlayan bir doktor bir öğretmenin 7 8 katı maaş alıyormuș. 10 yıl öncesinde de 3 katı vardır sanırım.
0
Doktorlar zannettiğin kadar maaş almıyorlar. Ayrıca doktorun yaptığı işi s..ler yapmam. Verilen emeğin karşılığı çok çok az.
8 senelik doktor olan abimden daha fazla kazanıyorum, 3 yıllık yazılımcı olarak. Ki ben evde remote çalışıp kıçımı yayarken abim 36 saatlik nöbetlerde yemek yiyecek vakit bulamıyor. Mühendisle kıyaslanır mı hiç.
8 senelik doktor olan abimden daha fazla kazanıyorum, 3 yıllık yazılımcı olarak. Ki ben evde remote çalışıp kıçımı yayarken abim 36 saatlik nöbetlerde yemek yiyecek vakit bulamıyor. Mühendisle kıyaslanır mı hiç.
0
bence doğru. doktorluk önemli ve ihtiyaç duyulan bir meslek. imkanlar iyi olmalı ki doktor karşılaşacağı zorluklarda mesleğini bırakmayı veya ülkeyi terk etmeyi düşünmesin veya bunun ikileminde kalmasın. zaten ülke kötü bir halde, doktorlara karşı bir öfke ve şiddet dalgası var. şimdi bu adama vasattın altında bir maaş verirsen bu adam çeker gider yerine adam koyman çok zor.
bu konu çoğu meslek için geçerli ancak doktorlar biraz daha öncelikli
bu konu çoğu meslek için geçerli ancak doktorlar biraz daha öncelikli
0
mikahakkinen
kızım 18 aylık öğlen uykusundan ağlayarak uyanıyor, bu süreçte eşim yanına gitmezse durup ağlamaya devam ediyor. aynı durum gece olduğunda ağlamıyor. bu bir problem midir? gece aynı durumda yatağımızın yanında yattığından ağlamıyor.
kızım 18 aylık öğlen uykusundan ağlayarak uyanıyor, bu süreçte eşim yanına gitmezse durup ağlamaya devam ediyor. aynı durum gece olduğunda ağlamıyor.
bu bir problem midir? gece aynı durumda yatağımızın yanında yattığından ağlamıyor.
bu bir problem midir? gece aynı durumda yatağımızın yanında yattığından ağlamıyor.
0
Ayrılık anksiyetesi mi acaba? Bir uzman belki yardımcı olur bu konuda. Uyandığında bilinçli oluyor mu, anlıyor mu bunları değerlendirmek lazım sanırım.
0
esiniz dediginiz kisi annesi mi? guvende hissetmiyor olabilir kendini. ama gece olmuyor diyorsunuz, gece nerede yatiyor? annesine yakin bir yerde mi uyuyor? bi uzmana sormak gerekli evet, ama bi sindirim ya da alerji durumu da olabilir. mesela, ogleden once ne yediriyorsunuz? peynir, yumurta? belki onlara alerjisi var? bunlari genelde uzmanlar atlar. aksam bu dediklerinizi yemiyor neticede. sabah yedirdiginiz seylerde isterseniz bi srue hayvansal gidayi kesin, 5-6 gun, baska seyler yedirin sindirimi kolay. bakalim aglayacak mi?
0
@curukturpkokusu ağladığı süreçte bilinçli değil gibi.
@damba evet annesi. gece annesine yakın yatıyor.
@damba evet annesi. gece annesine yakın yatıyor.
0
En azından uzun olan gece uykularında rahatsınız. Gündüz kısa nasılsa düzelir diye düşünüyorum. Bizim 15 aylık bebeğimiz var ve gündüz gece farketmeksizin ortalama bir saatte bir ağlayarak uyanıyor. Annesi sabah olduğunda savaştan çıkmış gibi uyanıyor.
Her bebekte farklı durumlar olabiliyor, biz de araştırıyoruz ancak şu ana kadar net bir bilgi edinemedik.
Her bebekte farklı durumlar olabiliyor, biz de araştırıyoruz ancak şu ana kadar net bir bilgi edinemedik.
0
aretwoane
herkes 2023 seçimini bekliyor ama eğer bu saltanat sürerse sonumuz bir Pakistan Bir Venezüella krizi veya Bangledaş gibi olur mu dersiniz? ya da sri lanka da gibi saraya karşı ayaklanma olur mu?umudum yok benim.
herkes 2023 seçimini bekliyor ama eğer bu saltanat sürerse sonumuz bir Pakistan Bir Venezüella krizi veya Bangledaş gibi olur mu dersiniz? ya da sri lanka da gibi saraya karşı ayaklanma olur mu?
umudum yok benim.
umudum yok benim.
0
Sanmam. Keşke öyle dediğin gibi toptan bir ayaklanma olsa ama zor.
Çoğu kişinin dümen suyu kıyak, parası var.
Benzin 30 TL oldu, ne oldu herkes yine Paşa paşa bindi arabasına.
Tatil yerleri gırtlak dolu.
En noktan maça bile millet çıktığı an bileti tüketiyorlar hemde en pahalı kısımdan. Tek maça 2000 3000 TL veriyorlar.
Ha diyeceksiniz ki toplam nüfusa vurunca bunlar azınlıkta.
Orası doğru ama zaten her zaman fakir bir kesim vardı halen var, onlarda ayaklanmaz. Onlar şükürcü, biatçı.
Zenginin parasına dokunursan ayaklanır ancak.
Çoğu kişinin dümen suyu kıyak, parası var.
Benzin 30 TL oldu, ne oldu herkes yine Paşa paşa bindi arabasına.
Tatil yerleri gırtlak dolu.
En noktan maça bile millet çıktığı an bileti tüketiyorlar hemde en pahalı kısımdan. Tek maça 2000 3000 TL veriyorlar.
Ha diyeceksiniz ki toplam nüfusa vurunca bunlar azınlıkta.
Orası doğru ama zaten her zaman fakir bir kesim vardı halen var, onlarda ayaklanmaz. Onlar şükürcü, biatçı.
Zenginin parasına dokunursan ayaklanır ancak.
0
Bunlar iyi günlerimiz.
Seçime kadar iyi günlerimiz devam edecek.
Seçimden sonra kim gelirse gelsin, kış o zaman başlayacak.
Seçime kadar iyi günlerimiz devam edecek.
Seçimden sonra kim gelirse gelsin, kış o zaman başlayacak.
0
muhalefet seçimi kazanırsa büyük bir yük alacak. bu durumu aşmaları hemen olmaz zaman alır. bence bir erken seçime gidilir. zor bir tablo var. bu arkadaşlar devleti boşaltıp gitme peşinde bence. sri lanka bangladeş olmayız biz.
0
seçim sonrası sıkı düzenlemeler olacak doğru ama "piyasaya uygun" şeyler yapılacağını gören yatırımcılar Türkiye'ye tekrar güvenmeye başlayabilir, borsaya vs. para girebilir. Hani olumsuz şeylerin yanında olumlular da olacak bence. Halk olarak öyle hemen ferahlamayız ama.
Bu saltanat sürerse zaten gg.
Dünyada da çeşitli krizler var ama illa ki 5-10 yıla düze çıkılır. Belki çok kötü şeyler yaşarız (1929 krizleri gibi ama daha global) ama onun bile düze çıkışı oluyor. Türkiye'de korkutan şey kimsenin yaşananlardan ders almaması ve 10 yılda bir kriz, 20 yılda bir darbe tehditleri olması. Ben bunların değişeceğini düşünmüyorum.
Bu saltanat sürerse zaten gg.
Dünyada da çeşitli krizler var ama illa ki 5-10 yıla düze çıkılır. Belki çok kötü şeyler yaşarız (1929 krizleri gibi ama daha global) ama onun bile düze çıkışı oluyor. Türkiye'de korkutan şey kimsenin yaşananlardan ders almaması ve 10 yılda bir kriz, 20 yılda bir darbe tehditleri olması. Ben bunların değişeceğini düşünmüyorum.
0
Ayaklanma olmaması için asgari ücrete devasa zamlar yapılıyor. Bir sonraki artışa kadar idare ediyor. Bu yüzden orta sınıf bitti.
Saltanan sürerse venezüela'dan daha kötü bile olabilir. Seçimden sonra gelenler enkaz devralacak bu da bir gerçek. Kademeli olarak 5 senede toparlanam olur.
Saltanan sürerse venezüela'dan daha kötü bile olabilir. Seçimden sonra gelenler enkaz devralacak bu da bir gerçek. Kademeli olarak 5 senede toparlanam olur.
0
Sıkı bir para politikasının yapılması gerekir ama ana muhalefetin vaatlerine bakıyorsun; herkes sıfır arabaya binecek, muhtara muhtar yardımcısı atanacak, vb. Şimdiye kadar hep CHP’ye oy verdik ama artık kemik kitlesini bu kadar önemsememesi ben dahil çevremdeki birçok kişinin canına tak ettirdi. Akp karşında terlik de olsa oy vereceğim demeyen CHP seçmeni de çok. Beni dikkate almayan bir partiye verecek oyum kalmadı. Akp artığı bir partiye de oy vermeyi düşünmüyorum.
Hangi parti gelirse gelsin insanlar değişmediği sürece hiçbir şey daha iyiye gitmeyecek maalesef. Şu anda bile eğitim bitik, sağlık sistemi alarm veriyor, hak hukuk adalet zaten yok, ekonomi rezalet, diğer yandan zaten bir de dünya genelinde enflasyon ve enerji krizi kapıda. Demografik yapının altına döşenen dinamit de henüz patlamadı. Kim seçilirse seçilsin kötü tercihlerin ve coğrafyanın bedelini ödeyecek gibiyiz.
Dünyadaki para bolluğunda istikrarlı olarak yanlış hamleler yaparak maalesef yakın dönemdeki son şansımızı da kaybettik.
Hangi parti gelirse gelsin insanlar değişmediği sürece hiçbir şey daha iyiye gitmeyecek maalesef. Şu anda bile eğitim bitik, sağlık sistemi alarm veriyor, hak hukuk adalet zaten yok, ekonomi rezalet, diğer yandan zaten bir de dünya genelinde enflasyon ve enerji krizi kapıda. Demografik yapının altına döşenen dinamit de henüz patlamadı. Kim seçilirse seçilsin kötü tercihlerin ve coğrafyanın bedelini ödeyecek gibiyiz.
Dünyadaki para bolluğunda istikrarlı olarak yanlış hamleler yaparak maalesef yakın dönemdeki son şansımızı da kaybettik.
0
freebird5406_2
Sinovac için hala belirli bir kişi toplanması mı gerekiyor, ananemi aşıya götürecem de fazla bekleyemez ikincisi evde aşı hakkı görünüyor, oradan randevu alabiliyorum, gelip doğrudan yapıyorlar mı, başka prosedürü var mı ?
Sinovac için hala belirli bir kişi toplanması mı gerekiyor, ananemi aşıya götürecem de fazla bekleyemez
ikincisi evde aşı hakkı görünüyor, oradan randevu alabiliyorum, gelip doğrudan yapıyorlar mı, başka prosedürü var mı ?
ikincisi evde aşı hakkı görünüyor, oradan randevu alabiliyorum, gelip doğrudan yapıyorlar mı, başka prosedürü var mı ?
0
