Giriş
(5)

Bu araç perte çıkar mı?

wazzap
Resimde görülen kısım hasarlı sadece. Başka bir yerinde hasar yok. Bir de sürücü ve yolcu hava yastığı patladı. Normalde iki hava yastığı da patlayınca otomatikman perte çıkar diye okudum ama bilen, yaşayan varsa size de sorayım dedim.
Resimde görülen kısım hasarlı sadece. Başka bir yerinde hasar yok. Bir de sürücü ve yolcu hava yastığı patladı. Normalde iki hava yastığı da patlayınca otomatikman perte çıkar diye okudum ama bilen, yaşayan varsa size de sorayım dedim.
0
wazzap
(13 saat)
sigortalar airbag açtığı zaman genelde perte çıkarıyorlar.
0
gercekdunya
(13 saat)
Pert olmaz.
Airbagle de ilgisi yok zaten. Araç tamir ücreti, aracın fiyatının yüzde 70'i gibi olursa perte ayırır sigorta.
+1
etna
(12 saat)
aynı kazayı eşim yaptı. 2 hava yastığı patladığı için perte çıktı. marka da önemli bu işte. yerli üretimse parça ucuz. bizimki opeldi ve parça pahalıydı.
+1
mikahakkinen
(10 saat)
Geçmiş olsun kuvvetle muhtemel perte çıkacak araç.
+1
drako
(10 saat)
Abi aracın hava yastığı açılınca en az 10 tane değişim kalemi ortaya çıkıyor haliyle sigorta bunu karşılayacağıma aracı perte çıkarırım daha iyi diyor, o nedenle perte çıkmamasının imkanı yok.
+1
kizil karga
(10 saat)
(7)

didim'e haziran başı ya da eylül sonu gidilir mi?

elorelia
1-20 haziran arası fiyatlar uygun. sonra artıyor. eylül 23'ten sonra yine aynı fiyata dönüyor. ege olduğu için deniz suyu sıcaklığı nasıl olur bilemiyoruz. 4 yaşında çocuk da var yanımızda ve soğuk su sevmiyoruz.korku sebebimizde şu;23-30 eylül 2023'te manavgat'a gittik. havuz, deniz sıcaklığı çoook
1-20 haziran arası fiyatlar uygun. sonra artıyor. eylül 23'ten sonra yine aynı fiyata dönüyor.

ege olduğu için deniz suyu sıcaklığı nasıl olur bilemiyoruz. 4 yaşında çocuk da var yanımızda ve soğuk su sevmiyoruz.

korku sebebimizde şu;
23-30 eylül 2023'te manavgat'a gittik. havuz, deniz sıcaklığı çoook iyiydi. ama 1-5 ekim 2024'te muratpaşa'ya gittik. ortak havuzlar ve deniz soğuktu. çocukla zorlandık. kapalı havuzlarda takıldık. yani bir haftada bu kadar fark olması şaşırttı. o sebeple şimdi yine soğuğa denk gelmek istemiyoruz. ama fiyat farkından kaçınmak istiyoruz.

ilgili haziran tarihlerinde ya da 23 eylülle başlayan 5 günde nasıl olur acaba?
0
elorelia
(26.11.25)
jollyde indirim var şuan erken rezervasyon, 8 aralığa kadar bu fiyatlar, ben açıkçası 1 kere haziran 20 sinde ege denizine girdim bir dahada egeye temmuz ortasından sonra gitmememeye yemin ettim, havada soğuk oluyor denizde, bebek varsa haziranda en iyisi antalya

hatta bir ara sadece 1 temmuzda çıkardım, antalya hep inanılmaz sıcak olurdu izmirin ağustosu gibi düşün antalyanın haziran sonunu
0
eja
(26.11.25)
didim, ege'nin en sıcak denizlerinden birine sahip. fakat şansınıza o hafta soğuk olabilir ufak bir risk var. bu yaz o tarihlerde inanılmaz sıcaktı. ama mevsimler karman çorman oldu biliyorsunuz. yüzde 70-80 deniz suyu çok iyi olabilir diyebilirim.
+1
cisimcik golgi
(26.11.25)
1 haftada sıcaklık bir anda düşüyor.bu sene ekim 2. hafta gittik soğuktu, ama her sene eylül ekim gideriz. ekim ilk haftaya kadar sıcak oluyor deniz. eylül sonuna kadar çocuğun girebileceği sıcaklıkta olur. haziran 20 ve eylülde off sezon o sebepten rahat olur. ancak sezonda didim ortamı leş ötesi.
0
mikahakkinen
(26.11.25)
Bu sene Eylül'ün başından sonuna oradaydım. Mükemmel olur.

Her sene Ekim hatta Kasım'da bile giderim.
+2
gabe h coud
(26.11.25)
Didim’de yaşayan biriyim Haziranda su daha soğuk hava sıcak olduğu için kimse şikayet etmez, ama Eylül başladı mı su kasıma kadar sıcak fakat havalar bi tık serin o yüzden denize girilmez havası var. Bana sorarsanız Eylül ayında su hala baya sıcak kalıyor ama Eylül sonu gibi anca soğuyor
0
olaylar olaylar
(26.11.25)
her hakülârda ısınmadan önce değil, ısındıktan sonraki durumu tercih edin. yani eylül sonuna bakın yine de.
+2
sanal hayvan
(26.11.25)
Her sene haziran-kasım arası didim'e çok yakın bir bölgede kalıyorum.

Haziran ayında su hala soğuk olur, deniz gibi devasa su kütleleri geç ısınıp geç soğur çünkü.

Eylül ortasından sonra da su yavaş yavaş soğumaya başlar.

Yani bahsettiğiniz tarihler 4 yaşında bir çocukla deniz tatili yapılacak dönemler değil özellikle ege için. (Manavgat'la didim çok fark eder bu arada, ekim ortasına kadar oralarda çocukla hala girilebilir)
0
makbur
(26.11.25)
(18)

cocuk ve kopek ismi

in vino veritas
yeni bir yere tasindiniz diyelim, komsuluk iliskileri yogun yasaniyor ve siz de rahatsiz degilsiniz. fakat komsunun cocugunun adiyla sizin kopegin adi ayni. kopege adiyla seslenmeye devam eder misiniz? herhangi bir seyi degistirmeyi dusunur musunuz? ya da cocugun ebeveyni olsaniz rahatsiz olur musun
yeni bir yere tasindiniz diyelim, komsuluk iliskileri yogun yasaniyor ve siz de rahatsiz degilsiniz. fakat komsunun cocugunun adiyla sizin kopegin adi ayni. kopege adiyla seslenmeye devam eder misiniz? herhangi bir seyi degistirmeyi dusunur musunuz? ya da cocugun ebeveyni olsaniz rahatsiz olur musunuz?
0
in vino veritas
(25.11.25)
Köpeğime adıyla seslenmeye devam ederim ve adını degiştirmeyi düşünmem. Çocuğun ebeveyni olsam hiç rahatsız olmam çünkü hiçbir canlıyı birbirinden aşağı görmüyorum. Hatta hoşuma gider ve çocuğuma da " bak isimleriniz aynı, adaşsınız" derim.
+8
rock n roll
(25.11.25)
Bu tip şeylere alınmak için 0 hayvan sevgisi olması gerekiyor. Bir şey yapmam.
+2
arbre
(25.11.25)
Hayvana insan adı konmuş olması bence uygunsuz bir şey. Çocuğumun adı olması şart değil. Rahatsızlık duyar, o şahsa mesafeli olurum.

En azından bu tip durumlara maruz kalınabileceği öngörüsü güzel bir şey.
-18
Mirket
(25.11.25)
yazmıştım ama yine eksilemeye başladıkları için sildim ama tekrar yazasım geldi. olsun eksilesinler zaten mirketi de eksilemişler.

ben çocuğumun alay edilme riskine karşı böyle bir şeye izin vermezdim. çünkü alay insanlarda yara bırakıyor. ee şu avuç kadar yerde bile hemen goygoylamaya başlıyorlar. çocuk eminim bunla karşılaşır. hem onların küçücük kalpleri olanı biteni öyle bir anlıyor ki.

Aşağıdaki saçaklı da yine bana değdirmek için kıvranmış. Senin yaşadığın yerler öyle olabilir buralar senin gibi saldırgan kaynıyor. böyle bir şey var ve niye dikkatli olmasını istemeyelim adamdan. He narsist he hayvan sevgisi. Sen iftira atmamayı öğren önce. Pişkin yaratık.
Milletin sorusunun altına pislememeyi öğren gittiğin yüksek yerlerden. Nerdeee. O kadar görmene rağmen ancak bu kadar oluyor demek senden de.
-10
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(25.11.25)
Köpeğe it mi diyelim. Çocuğa köpek ismi koymak mı abes sen mi köpeğe insan ismi koydun o önemli. Sen köpeğe ferit ismini koyduysan o senin çapsızlığın. Ama çocuğa kahraman ismini koyduysa ebeveyn suçu.
-1
mikahakkinen
(25.11.25)
Bazı yerlerde unutulmuş olabilir ama komşuluk hakkı denen bir şey var sonuçta .
Çocuğun hakkı burada daha önemli . Arkadaşlarının onunla bu sebeple kafa bulması da mümkün.
Köpeğe başka isim de bulunabilir.
Çocuğun ismin değişmesi ise adliye dava mahkeme işleri falan çok uzun iş .
Çocuğun babasının da bir yavru sokak köpeği bulup ona bizim adımızın koymasını istemeyiz.
Bu sebeple böyle muhitte meşhur olmakta iyi bir şey değil.
-3
diyecevaplandı
(25.11.25)
Köpeğin adını değiştiririm.
Komşu olsam bu kişinin çocuğu yok herhalde diye düşünürüm.
Çocuk için akran zorbalığından tutun yeni taşınılan yerde kötü komşuluk ilişkilerine(dedikoduya) kadar birçok şeye gebe.
Çocuğun değil doğrudan komşunun ismi de olabilirdi.
"Sen bir şey mi ima etmek istiyorsun ?" bile diyebilir.
-4
WithWorth
(25.11.25)
Sorun sizde değil ki, sorun çocuğuna köpek ismi koyan ailede. Ahahahah ben çok eğlenirdim bak adaşın geldi diye sürekli takılırdım
-4
Hallegadola
(25.11.25)
yurt dışında bu durum oldukça yaygın aslında, kimse de gocunmuyor ya da tersi bir şekilde zorbalamıyor. Genelde hayvan sevgisi eksik olan topluluklarda garip karşılanacak bir durum. Zaten hayvanlar direkt aşağı seviye olarak görülüyor bu insanlar tarafından. dikkat ederseniz sosyo-kültürel seviye indikçe “köpek”, “kuduz”, “ötede havla”, “hoşt” gibi hakaretler de çok fazla kullanılıyor. köpeklerle alakalı ilginç bir kolektif hafıza yaratılmış gibi geliyor bana. Özellikle belli bir kesimde... böyle insanların yaşadığı bir yere taşınmıyorsanız sorun olmaz bence.
+5
eileengray
(25.11.25)
Sorun bence çocuğuna köpek ismi koyan ailede. Yabancı isim koyma modasının iyice boku çıktı. Oğlumun Hektor ve Ares adında bir arkadaşı var örneğin.. yüz kişiye bunlar Türkiye’de bir insan ismi mi yoksa köpek ismi mi diye sorsan yüz kişi de köpek ismi der.. öte yandan alınırlarsa da bu onların problemi.
+3
suicides underground
(26.11.25)
ay hayir, köpegimin adini degistirmem tabii ki de. öncelikle hayvana insan ismi verilmesinde sakinca görmüyorum, yani köpegime caner adini verdim diye alinacak adam fazla silik bir tiptir. öyle kırılgan narsisist insanlarla sahiden ugrasamam.
ikinci olarak son dönemde asiri mal insan isimleri cikti. bir lise arkadasim ogluna MİLO adini verdi. duyunca ilk tepkim "köpek adi ya bu" olmustu. yüzüne karsi da dedim valla. köpegimin adi milo olsa bu sebeple ismini mi degistireyim?
baska bir lise arkadasimin ogluna verdigi isim ŞANS. ortak bir arkadasimiz var, kücük bir toy poodle'i var, onun da adi şans. ananin babanin da hayirlisi nasip olsun cocuklara sahiden.
kendi ismimi bir köpekte duysam da alinmam, gel adasim biraz oynayalim, derim.
+6
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(26.11.25)
bizim sitede vardı böyle bi durum. eylüldü bi kızın ve köpeğin ismi.hiç yadırgamamıştık açıkçası. hatta çocuklar aaa iki eylül oldu, dilek tutalım filan diyorlardı. ki bence eylül insan ismidir, köpekte ne alaka ama olabiliyor yani. kızımın adı komşunun köpeğinin adı olsa ben umursamazdım ya. biraz buluttan nem kapmak gibi olur. sonuçta tanışmadan önce verilmiş bi isim. ama karşı taraf rahatsız olabilecekse veya sonuçta çocuk kafaya takacak gibiyse karşılaşma durumlarında köpeğe adıyla seslenmezdim heralde. zaten ne kadar iç içe olacaksınız ki.
+2
elorelia
(26.11.25)
köpeğe insan adı verildiyse umursamam.
çocuğa köpek adı verildiyse köpeğin adı değişmesi lazım.
0
duyuruuser
(26.11.25)
bizim kedinin adı da insan ismi ya jhdfjghjgh okuduğumuz bir kitap karakterinin bizde etkisi olduğu için kedimize bu karakterin adını koymuştuk. ve bize "yaa benim kaynımın adı da ..." falan diyenler olmuştu gülümseyerek tepki verdik. zaten baya geleneksel bir isim, şimdiki çocuklara konulmuyor artık. ben bu duruma gülüyordum sadece ama şimdi toplumun köpeğe bakış açısı biraz daha küçümseyici. dile öyle yerleşmiş. sizin komşu hayvan sevgisi yüksek biri ise bence dert etmenize gerek yok ama daha geleneksel bi yaşam tarzları var ise alınabilirler ve evet çocuk zorbalanmaya maruz kalabilir. bence kendiniz durumu tartıp ona göre karar verin. köpek adını öğrenmiştir artık değiştirilebileceğini çok sanmıyorum ama onların yanında seslenmezsiniz. adını sorarlarsa da "boncuk" vs gibi klasik bir şey söyleyip geçebilirsiniz :)
0
Sadece soruyorum
(26.11.25)
Çocuğun adı umarım Kont veya Boncuk değildir :) Köpeğiniz adına tepki veriyor mu? Onun için fark etmiyorsa bir de göbek adı koyun, onunla çağırın. Adıyla çağırmanız işe yarıyorsa diğer taraf katlanacak, yapacak bir şey yok.
+1
cosmicstring
(26.11.25)
sözlük'te şöyle bir hikaye vardı. orijinal entry silinmiş ama ekşi şeyler'de yayınlandığı için ulaşabiliyoruz:

eksiseyler.com
+1
kibritsuyu
(26.11.25)
Bunun bir sorun olabileceği aklımın ucunun kenarından geçmez. Buna alınan insanın en büyük derdi bu olsun derim.
+2
peki madem
(26.11.25)
Ya ben hayvanlara insan ismi konmasını çok seviyorum. Arkadaşlarımın kedisi Ali Rıza vardı, dünyanın en minnoş kedisiydi. Biri bana "köpeğime/kedime senin adını verdim" dese kişisine bağlı olarak güler geçerim ya da çocuğuna koymuş gibi mutlu olurum.
0
kobuzchu kiz
(26.11.25)
(10)

30'dan sonra fiziksel ve zihinsel performans azalıyor mu?

runaway
Direksiyon sınavına gireceğim. Rotayı ezberlemekten tut sınavda iyi performans göstermeye kadar her şey zorluyor. Özellikle çabuk unuttuğumu fark ettim. Sigarayı bırakalı çok oldu. Alkolle de hiçbir zaman aram iyi değildi. Kendimde biraz düşüş hissediyorum. 30'ların başlarında bu normal mi?
Direksiyon sınavına gireceğim. Rotayı ezberlemekten tut sınavda iyi performans göstermeye kadar her şey zorluyor. Özellikle çabuk unuttuğumu fark ettim. Sigarayı bırakalı çok oldu. Alkolle de hiçbir zaman aram iyi değildi. Kendimde biraz düşüş hissediyorum. 30'ların başlarında bu normal mi?
0
runaway
(25.11.25)
Normal değil. Bir nöroloji uzmanına görün bence.
0
Mirket
(25.11.25)
önceden nasıldın. ben sanki hep aynıydım gibi geliyor. devamlılık yaparsam öğreniyorum.

vitaminlerine baktır.
-4
Bir sıcak el uzanır tutmasam olmaz
(25.11.25)
Valla ben 30dan sonra daha iyi araba kullanmaya başladım. Sıkıntı sende gibi. 30un başı değil sonunda yavaşlama oluyor. Artık 35 yaş 44 yaşa çıkmış.
0
mikahakkinen
(25.11.25)
Ehliyeti 32 yaşında aldım. Ehliyeti sınavına kadar 4 kere araba kullandım.

Ehliyeti aldım, gittim başka şehirden araba alıp 350 km getirdim. Bu da 5. kez araba sürüşümdü.

8 yıldır sürüyorum, herhangi bir vukuat yaşamadım.
0
knazım
(25.11.25)
abi 8 sene önce direksiyon sınavı bakkaldan eliyet almak gibiydi. ondadır o
0
🌸runaway
(26.11.25)
gecenlerde bir makale okumustum. zihinsel performansi bircok alt kategoriye bölüyordu. mesela sosyal beceriler, duygulari tanima, sosyal algi 50'lere kadar artarken kisa süreli bellek 25 gibi peak yapip sonra düsüse geciyormus. processing speed peak'ini 20'de yapiyor, sonra düsüyormus. kelime bilgisi 60'lara kadar artiyormus. yani 25 yasindan sonra bir seyleri ögrenmek (kelime haznesi haric) daha zorlasiyor.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(26.11.25)
bence de 30dan sonra performans azalıyor. ben ehliyetimi 20 yaşında almıştım ve o zamanlar babam araba verse sürerdim. tabi babam araba vermedi :) bu saatten sonra da bende sürecek cesaret yok. eşim direksiyon dersine git araba sende kalsın diyor ben asla cesaret edemiyorum. bu sadece araba sürme konusunda değil bence her şeyde böyle. şimdi biraz ders çalışıp kpssye gireyim dedim, 1 ay dayanamadım gözüm boynum vs her yerim ağrımaya başladı, öğrenmek zor aklımda tutamıyorum vs. ben eskiden de çok zeki biri değildim de, şimdi sanki daha zor.
0
Sadece soruyorum
(26.11.25)
38 yaşında 15 günde kendi başıma yüzme öğrendim. sonraki günlerde ise yüzmemi geliştirdim.
0
the man with no name
(26.11.25)
8 sene önce sınavın nasıl olduğunu bilecek kadar işin içindeydiysen alsaydın ya?

cevap veren insanı çocuk gibi azarlamak zihinsel performansının azaldığını gösteriyor evet. büyümen gerek oysa ki. işte, her şey doğru orantılı değil insanlarda.
0
kiyiya vuran dildolar
(26.11.25)
Normal değil. Direksiyon sınavı eskiden daha kolaydı muhabbeti hep yapılır. Ben de 8-10 sene önce aldım. O zaman da millet dökülüyordu ve eskiden daha kolaydı artık kolay geçirmiyorlar diyorlardı:D
0
gnosis
(26.11.25)
(6)

vize başvurusunda e-imzalı hesap hareketi

bay b
verip sorun yaşayan oldu mu kabul ediyorlar mı genelde nedir acaba başına gelen var mı?
verip sorun yaşayan oldu mu kabul ediyorlar mı genelde nedir acaba başına gelen var mı?
0
bay b
(25.11.25)
italya konsolosluğu ıslak imzalı istemişti.
+1
mikahakkinen
(25.11.25)
Npara dan yalnızca böyle e imzalı alınabildiği için ve benim de döviz hesabım burada olduğu için Almanya'ya verdim mecbur. Vizeyi de aldım. Yani sorun olmadı.

Ama maaş hesabımı gittim ıslak imzalı aldım. Çünkü guvenemedim.
+1
a perfect lie
(25.11.25)
yunan fransa avusturya hollandaya verdim sorun olmadı.
ingiltereye de verdim yine sorun olmadı.
+1
jelly bear
(25.11.25)
birkaç yere veren tanıdığım oldu, sorun olmadı
+2
sweetoffice
(25.11.25)
Sadece ıslak imzalı kabul ediyorlar, e imza ile hiç riske girmedim
+1
mor oje
(25.11.25)
e-imzalı ve qr kodlu olduğu zaman istediklerinde hesabınızdaki miktarı kontrol edebiliyorlar. yani bu süreçte dikkat çekici işlemlerler, yüklü çekimler vs yaparsanız vizenizi etkileyebilir.
+1
zozjotejmnk
(25.11.25)
(7)

banka faiz oranı

parcaliham
çok acil bir sorum var. belki silerim sonra dostlar.diyelim 8-9 milyon tl paranız var. bugün bu para olsa banka ne kadar faiz verir? %41 az mıdır çok mudur? (hoşgeldin faizlerinden bahsetmiyorum)not. bir arkadaşım için soruyorum elbette.
çok acil bir sorum var. belki silerim sonra dostlar.

diyelim 8-9 milyon tl paranız var. bugün bu para olsa banka ne kadar faiz verir? %41 az mıdır çok mudur? (hoşgeldin faizlerinden bahsetmiyorum)

not. bir arkadaşım için soruyorum elbette.
0
parcaliham
(25.11.25)
41 normal ama ben şubeye gidip özel faiz isterim.
-1
arbre
(25.11.25)
QNB günlük kazandıran hesabının faizi %43,75 iken %41 az. Müşteri temsilcinizin merkez ile konuşup size özel oran alması lazım.
0
plastik turambar
(25.11.25)
on dijital bankacılık günlük 44 faiz veriyor. akbank serbest plus 43 veriyor.
0
mikahakkinen
(25.11.25)
şu an oralarda ama daha yüksek alınabilir
0
sweetoffice
(25.11.25)
şu an bankaların genel liste faiz oranları yaklaşık sizin söylediğiniz oranlarda. şubeye giderseniz daha iyi bir oran verirler, en azından liste faiz oranının 2-3 puan üzerini verirler.
0
exlibris
(25.11.25)
bazı bankalar kurnazlık yapıyor %44 %45 veriyoruz diye ancak belli bir miktarını vadesiz hesapta tutma şartı koyuyor ve paraya dokunamıyorsunuz. böyle olunca zaten yine %41 %42'lere denk gelmiş oluyor. onu kontrol etmek lazım.
0
zozjotejmnk
(25.11.25)
bildiğiniz pazarlıkla yürüyor bu işler. bankaya gidip pazarlıkla özel bir faiz oranı alabilirsiniz. genelde min. 3 aylık oluyor.
0
cisimcik golgi
(25.11.25)
(13)

Hanımdan ozur dilerken ele yüze bulaştırmak

dedeminhirkasi
Tartıştık, biraz da haksızdım. Cam sıkıntısıyla kafam yerinde değildi, işyerine gittim. Odasına girdim sevimli sevimli sırıttım. Sonra pideciye gittik. Cüzdanımı işyerinde birakmisim, hesabı o ödedi, sonra bir de dolmuş paramı verdi. Gönderirken de keşke gelmeseydin be valla bak daha iyi olurdu dedi
Tartıştık, biraz da haksızdım. Cam sıkıntısıyla kafam yerinde değildi, işyerine gittim. Odasına girdim sevimli sevimli sırıttım. Sonra pideciye gittik. Cüzdanımı işyerinde birakmisim, hesabı o ödedi, sonra bir de dolmuş paramı verdi. Gönderirken de keşke gelmeseydin be valla bak daha iyi olurdu dedi. Yedirdik içirdik bir de adamı gönderiyoruz cep harçlığı da vereyim mi diye bir güzel de laf soktu, hala sokuyordu o arkadan ben dolmuşla giderken ohh serinliği geldi.
-3
dedeminhirkasi
(25.11.25)
Yemekte özürünü kabul etti mi? Mesele bu, kabul ettiyse sonra toparlarsın bu durumu bir şey olmaz.
Laf sokulmasını gayet hak etmişsin o da tatlı tatlı lafını sokmuş işte ne güzel :)

Cüzdanın yanındayken güzel bir yerde yemek ısmarlarsın.


Ekleme;
Bu para lafı yapmak mı yaa bu kadar kırılgan olmayın artık. Şaka yapmış işte ne olacak.
+3
mutekebbir
(25.11.25)
Epey bir süre evli kaldım. Gırtlağımıza kadar sorun dolu bir evlilikti. Evlenirken o öğrenciydi, boşanırken öğretmen. Onca sorun içinde bir gün bile para konusuyla ilgili en ufak bir sorun olmadı.
Böyle espiri dahi olsa para konu edilen evlilik ya da birliktelikler çok tuhaf geliyor bana.
+1
Mirket
(25.11.25)
telefonun yanında değil miydi? tüm kartlarda qr ile ödeme imkanı mevcut. qr ile para da çekilir. bi daha başına gelirse diye yazdım.

ama evlilikte para sorun edilmemeli. ediyorsa sıkıntı. ha o ödemiş ha sen.
+1
jelly bear
(25.11.25)
sadece yazdiginizi okuyarak soyluyorum: ozur dilememissiniz ki? sevimli sevimli siritmak ne ya bes yasinda cocuk gibi? bu kadar mi zor dogru duzgun ozur dilerim demek?
+5
Sour
(25.11.25)
biraz şey gibi olmuş. yüzsüzlük.
planlı düzgün bir şeyler yapmalısın.
+2
ohmho
(25.11.25)
kalkıp iş yerine gitmek gayet güzel bir özür dileme yöntemi aslında niye beğenilmedi ki.
para konusunu ben hiç sorun etmezdim. sonuçta tüm paralar ortak değil mi zaten. biz kimin kartından ne harcadık diye bile bakmıyoruz rastgele ödeniyor hep.
0
kaptan maydanoz
(25.11.25)
evlilikte bütçe ortak olur. eşiniz şaka yapmıştır. takılmayın bu kadar.
+3
summerjam0306
(25.11.25)
İyi bile denk gelmiş.
Kontrolü ele almış olması, size espiriyle karışık laf dokundurması... Psikolojik olarak size karşı güçlü hissetmiştir. Gazını almışsınız yani. Tatlıya bağlanır.

(Olayın ekonomik boyutu ile ilgili burada söylenenlerin bir kısmını ciddiye almayın. Bir problem yok ortada o açıdan)
+2
yadigar
(25.11.25)
hanımdan özür dileyip ele yüze bulaştırmayan mı var. ananın babanın kimsenin sana söyleyemediği hakaretleri sana güzelce söyleyip, ağzına sıçp, bir gün sonra hiç bir şey olmamış gibi davranmamızı sağlayan kişiye eş denir. bu saçma düzene de evlilik denir. ben haklı olup haklı çıktığım herhangi bir durumda eşimle tartışmayı kazanamadım. hayatımda olan kadınlarının hiç birininde hatasını kabul ettiğini görmedim. anam eşim kaynanam...
0
mikahakkinen
(25.11.25)
Haksızlık ettiğiniz konu çocukça idiyse, devamını da tam bir çocuk gibi getirmişsiniz gibi görünüyor :)
Soru yok sanırım ama bence bundan sonra biraz daha adam adam, şöyle jestli mestli bişeyler iyi gider.
+2
lil siztah
(25.11.25)
bir yemek ısmarlayıp yol parası verdi diye laf ediyorsa sorun büyük demektir, kolay gelsin
-2
sweetoffice
(25.11.25)
@mirket abi sen neden kocasından sürekli hediyeler alan kadını kıskanan karşı komşu gibi cevap veriyon abi bana
+2
🌸dedeminhirkasi
(25.11.25)
Bence kötü bir durum yok hatta komik bile olmuş, 7 yıllık mutlu bir evliyim.
0
mirty
(25.11.25)
(25)

Sevgilimden Bu Şekilde Ayrılmakta Haklı Mıyım?

lapetitemort
7-8 aylık bir ilişkimiz var. Vaktimizin çoğu onun evinde geçtiği için evin kirası ve faturaları hariç neredeyse tüm ihtiyaçları ben karşılıyordum. Market harcaması bende, temizlik malzemeleri bende, yeme ve içme bende. Gezip tozmak bende. Eve ufak tefek dekorasyon ürünü alınacaksa onları da alırdım.
7-8 aylık bir ilişkimiz var. Vaktimizin çoğu onun evinde geçtiği için evin kirası ve faturaları hariç neredeyse tüm ihtiyaçları ben karşılıyordum. Market harcaması bende, temizlik malzemeleri bende, yeme ve içme bende. Gezip tozmak bende. Eve ufak tefek dekorasyon ürünü alınacaksa onları da alırdım. Ara sıra arabasına benzin almışlığım dahi vardır. Yani evli ve karısı çalışmayan bir adam gibiydim. Sadece kendi başına takıldığında harcama yapardı. Yanımda olduğu her an para harcadığımız hemen her şeyi ben alıyordum. Maaş farkımız fazla olduğu için problem etmedim.

Fakat en son canıma tak etti.
Bugün yemeğe giderken, birden bire bir milyoncu diye tabir edilen ve her telden ürünün olduğu bir yere yanaştı. Dükkanı bildiğiniz taramaya başladı. Ne alsam diye detay detay bakıyor. Para kendisinden çıkmayacağı için rahat. Evde mevcut olmasına rağmen damacana pompası aldı. Sonra yine evde olmasına rağmen halı aldı. İplik lazım dedi, onu da aldı. En son baktım çelik yüzük ve kolye bakmaya başladı kendisine. Orada benim sinir tavan yaptı.

Bekledim. Kasaya geldi. 650 TL tuttu. Dedim ki "bende yok, ödemeyeceğim". Bozuldu ve arabadan çantasını getirmemi istedi. Ben de aldım getirdim. Ödedi. Çıktıktan sonra da "arabayı eve çek" dedim. Evine gittik. "Selametle" deyip aracıma bindim ve eve geldim.

Kendisi tüm maaşıyla altın alan birisi. "Ben senin sponsorun muyum?" diye çıkışınca "erkek arkadaşımsın, ne var alsan" diye savunmaya geçiyor.

Eve dönerken bana "650 TL için değer mi" dedi. Şimdi ben cimri bir adam olarak görünüyorum. O kadar fedakarlığa rağmen 650 TL için ayrılan adam olarak hatırlanacağım için üzülüyorum.

Sizce tepkim fazla mıydı?
+6
lapetitemort
(24.11.25)
fazla olan şimdiye kadar bu kadar suistimal edilmeye izin vermeniz bence.
+11
black holes in the sky
(24.11.25)
Tepkin fazlaydı çünkü tavır alınacak yer orası değildi, bunu evde bir gün çay içerken ona açabilirdin

Sevgilinin evine çökmek, bütün abur cubur, temizlik masrafına ortak olmadan yaşamak kadar her şeyi karşılamaya çalışmak da hatan olmuş, neden konuşarak hakkaniyetli bir denge bulmaya çalışmadınız
+3
grimavi
(24.11.25)
Evet, o da kasiyerin önünde tepki vermeme bozuldu. Belki burada hatalıydım. Ancak kendisine bu tarz bireysel harcamalarını yapmaktan hoşlanmadığımı yazılı ve sözlü olarak belirtmiştim daha önce.
0
🌸lapetitemort
(24.11.25)
Sessiz bir anlaşma yapmışsınız zaman içinde. Sonra sen paldır küldür bozmuşsun anlaşmayı.

O paraya daha iyisini bulurum diyorsan, bu davranışında haklısın.

Bulamam diyorsan git bir çiçek yaptır.
+2
Mirket
(24.11.25)
Takıldığım tek şey bir milyoncudan takı alan biriyle beraber olmanız:)
+10
suicides underground
(24.11.25)
Niye bu kadar sinir yaptığını anlamadım. Bu durumda böyle tepki vermen sanki biraz çiğ bir davranış gibi olmuş. Ben olsam, eve geçtiğimizde ciddi bir şekilde konuşurdum, konuştum demişsin ama bir kez daha konuşurdum ve eğer bir daha böyle bir durum olursa da yine sakin bir şekilde, daha önce konuştuğumuz gibi ben karşılayamam kusura bakma der ama tepkimi abartmazdım. Ne yaparsan yap oyunu kuralına göre oyna. Bak onlar öyle yapıyor, akilli olmak bu gibi durumlarda ortaya çıkıyor. Kararlarından emin, sakin ve nezaketli ol o kadar.
+2
dedeminhirkasi
(24.11.25)
Tepkimin sebebi biraz da bu harcamayı haraç olarak kullanmasıydı. Kavga sonrası hatalı olduğumu anlayıp özür dilemiştim. Yemeğe de bundan dolayı çıktık. Yoldayken başladı zaten "bana yüzük alman lazım barışmak için" diye şakalaşmaya. Yok işte saat alacakmışım. Harçlığı kalmamış vs. Bunlar hep şakayla karışık beklentiler. En son bu bir milyoncuda patladı olay.
0
🌸lapetitemort
(24.11.25)
Hocam başta tüm red flaglere rağmen ilişkiye tamam demişsin şimdi de bu durumdan şikayet ediyorsun, bence sana davranış ve harcama olarak uygun olmayan birinden ayrılmaya cesaretin yok, bu kişi değişmez düzelmez bunu bekleme, devam ediyor musun etmiyor musun
+2
grimavi
(24.11.25)
Çantamı getir mi dedi?
+10
Kahvedesu
(25.11.25)
Vaktin çoğu onun evinde geçmeye başladığı an oturup bunları konuşup planlamanız gerekiyordu.
“ Yani evli ve karısı çalışmayan bir adam gibiydim.” buna katılmıyorum, sağolsun kirayı faturaları ödüyormuş :)
Kira ve fatura dediğin de öyle az bir miktar değil belki toplama vurduğumuzda yaptığın harcamadan çok bile olabilir.
İşte bunları oturup planlamadığınız için tam olarak eşitlik zor çıkar.

Burada çiğ olan mağazada alacağını alıp kasada birinin ödemesini beklemek, elini cebine atmaması, bu çok rahatsız edici.
Diğer çiğ hareket de kasada, insan içinde “ödemeyeceğim” demeniz.
İkinizin de karşılıklı davranış problemi var.
Konuşularak çözülebilecek bir sorunu fazla büyük yaşamışsınız, geçmiş olsun.

Ekleme;
“Erkek arkadaşımsın ne olur alsan” diye bir tavır da kabul edilemez, saçmalık.
+1
mutekebbir
(25.11.25)
kız çantasını yanına bile almıyor yani ha
iyiymiş.

evli olsam bile yanımda çantam olmadan çıkamam bir yere, bu başka bir kafa.
siz bu kafayı bi kere baştan almışsınız hayatınıza bunun konuşmakla düzelecek bir tarafı yok, konuşmak bir kafa yapısını (yetişkin yaşta baştan inşa edemiyor.
+4
subcomponent
(25.11.25)
Arabayı eve çek'ten sonrasını okumadım. Haksızsın.
-6
arbre
(25.11.25)
Sen sponspor olmuşsun. Başta böyle başladıysa böyle gider. Win win.
+1
mikahakkinen
(25.11.25)
Harçlığım kalmadı ne ya ahdjfjd. Onu yazmasaydınız belki biraz inandırıcı olurdu. Bu haliyle serin hikaye kardeş.
Ne kadın düşmanlığınız bitiyor ne kendi tercihlerinizin sorumluluğunu alamayıp mızmızlanmalarınız.
+1
auroraaurora
(25.11.25)
çantamı getir deyip son uşaklığı da yaptırmış. güzel sömürmüş seni. yol ver. kendine saygın olsun biraz.
+2
summerjam0306
(25.11.25)
kirayı faturayı ödüyormuş işte daha ne istiyorsun. bir de üstüne kızın arabasını kullanıyorsunuz. belki o da içten içe "ben enayi miyim hem benim evde yaşıyor hem arabamı kullanıyor bari diğer masraflara ortak olsun" diyordur.

kasiyerin önünde böyle davranmak da acayip çiğ bir davranış, hiç beğenmedim.
-1
kaptan maydanoz
(25.11.25)
Bunun için ayrılıyorsanız zaten sevmemişsiniz. Konuşarak anlaşamıyorsunuz demek ki.
" ben senin sponsorun muyum" ne kaba ifade ya. Kızı sevmiyorsun.
0
sevilen progressive türkücü
(25.11.25)
kira+faturalar hatunda
onun arabasiyla geziyorsunuz
getir goturunu de yapiyorsun
hatun sana agir gelmesin diye bir milyoncudan yuzuk bakiyor

burda bir tane icguveysi var, o da hatun degil coco.
+3
cooperr
(25.11.25)
önceki duyurularından da hatırlıyorum, bu kadın seni beta-provider olarak kullanıyor. ilişkide keyif aldığı şey, ilişkiden aldığı şey bu.

sen de açık ve net şekilde bundan rahatsız oluyorsun. bundan rahatsız olduğunu gösteriyorsun ve görüyor da. kadınlar mikron seviyesindeki mimik değişikliklerini bile okurlar, bunu fark etmemesi mümkün değil. şöyle düşün, biri sana "beni kullanıyorsun" imasında bulunsa ve bu dinamiği değiştirmeye çalışsa, hangi sebeple o ilişkiyi sürdürürdün?

ben cevabını vereyim, sevmediğin, ama kullandığın bir kişi ise bu kullanışlılık devam etsin diye sürdürürdün. bu ayarda başka bir sağlayıcı kaynağı kolayca bulamayacağın için sürdürürdün.karşındakini seviyor ve "kullanmıyor" olsaydın da bu ima karşısında önce sarsılır, çöker, sonra ya ayrılır yada bu imajı temize çekmek için hızla kendine çeki düzen verirdin.

kendin için doğru olanı yaptığını düşünüyorum. maddiyat beklentisi olan kişiyi hiçbir şekilde elinde tutamazsın. öyle veya böyle ya el yükselterek seni tüketir, yada başka bir konak bulur ve sistemini yükseltir.çalışarak kazandığı, kendine kendi emeği ile sağlayabildiği hayattan fazlasını hak ettiğini düşünebilen bir insan ile stabil ve huzurlu bir hayat kurabilmen mümkün değil.
0
loch ness
(25.11.25)
araba benim arkadaşlar, bazen o sürüyor.
0
🌸lapetitemort
(25.11.25)
onun evinde yaşamıyorsunuz değil mi? sadece genelde orada buluşuyorsunuz? Siz aile ile mi yaşıyorsunuz?

kavgadan sonra arabayı hala onun sürmesi tuhaf olmuş biraz :D
+1
bobinhoo
(25.11.25)
burada duruma göre haklı olduğun ve haksız olduğun noktalar var. her durumda haklı olduğun nokta bence 7-8 aylık bir ilişkide arabadan çanta olmadan inip kafasına eseni alması olmuş. çünkü olayı emrivakiye getirmiş, uzun süreli bir ilişki ya da nişanlılık/ evlilik söz konusu değil absürt kaçıyor.

ev konusunu anlamadım açıkçası ortak yaşıyorsanız ve kirayı faturayı o karşılıyorsa bence yemek gezme gibi harcamaların senin tarafından karşılanmasında absürt bir şey yok, bence basit görgü kuralı bence.

ama bence evler ortak değil, sadece kız arkadaşının evinde buluştuğunuz için o evde vakit geçilme söz konusuysa kızın her harcamayı sana yıkması bence absürt kaçıyor zira aslında kızın evinde buluşmanız takılmanız kızın konfor alanını ve rahatlığını gözeten bir şey. elbette gene birlikte yemek yeneceği zaman yemek alınır edilir ama eve sponsor olmak bana saçma geliyor zira birbirinize güvenip de o eve çıkmadı.

genel olarak haklı olduğunu ve kızın para emcükleyen bir tip olduğunu, yarın bugün ciddiye binerse tüm yükü senin sırtlanacağını kızın da sana zırnık koklatmadan birikim yapacağını düşünüyorum.
+2
denizgonen
(25.11.25)
sırf senin alacagını bildiği için yanına çantasını almadan seni 1 milyonucuya sokmuş. bu ayıp bi kere. sırf senin alacağını bildiği için sana bir şeyler aldırmak için dükkana sokuyor. sonra erkek arkadaşım degil misin deyip üste çıkıyor.

burada araba ev kira bilmem ne ödemeleri degil konu burada sana yapılan yüzsüzlük ve ayıp var. ayrılan taraf senin olman daha iyi. bırak o 650 lira için bana laf söyledi demekle kalsın. ucuz insanlar ancak böyle parayla ölçülür işte.
+3
koela
(25.11.25)
sen kendine saygi duymuyorsun ki o duysun. boyle iliski mi olur? hatalari soyleyeyim:

1- kizin evine yerlesiyorsan oncelikle bu konunun finansini konusmamak hata. gerekirse kiranin yarisini sen vereceksin.
2- butun yeme, icme, temizlik senin odemen hata. ikiniz de para kazaniyorsaniz boyle bir denge olmaz. seni kullaniyor, hem de bu durumdan gram utanmiyor.
3- canini sikan bir durum varsa, duzgun yolla soyleyeceksin. icinde biriktirip patlamayacaksin sonra hakli da olsan, yillarca odemelerin hepsini de yapsan, karsi taraf 650 tl odeme diyecek.
+2
monicapp
(25.11.25)
konu 650tl değil seni ne olarak gördüğü. bu soruyu cevapladığında konu netleşecek.
+2
orpheus
(25.11.25)
(2)

Buhar kazanlı ütü ama hangisi?

ezkaza
Selamlar,Gömlek, kumaş pantolon vb ütülemesi görece daha zor olan ürünleri bile kolayca ütüleyebileceğim kaliteli bir ütü tavsiyesi arıyorum.Kullanan, tecrübe eden model marka önerebilir mi? Teşekkürler.
Selamlar,
Gömlek, kumaş pantolon vb ütülemesi görece daha zor olan ürünleri bile kolayca ütüleyebileceğim kaliteli bir ütü tavsiyesi arıyorum.
Kullanan, tecrübe eden model marka önerebilir mi?
Teşekkürler.
0
ezkaza
(23.11.25)
Philips 8030/20

www.vatanbilgisayar.com
0
brkylmz
(24.11.25)
Tefal var. 11 sene tık demedi. 11. Senede su ısıtıcı arzalandı 1500 tlye yaptırdım devam. Philips hem parça pahalı, hem servis ağı iyi değil. Ütü de tefal süpürgede rowenta.
0
mikahakkinen
(24.11.25)
(7)

Bu bir tür psikolojik rahatsızlık mı?

mermaidd
Amacım kimseyi yargılamak değil öncelikle bunu belirtmek isterim ama çevremde biri var kendisini uzun yıllardır tanıyorum. Yeni tanıştığı her kişiye (denk geldiklerime) kendini olmadığı kişi gibi tanıtıyor. Gitmeyeceği yerlere plan yapmış da gidecekmiş gibi anlatıyor. Almayacağı ürünü almak istiyorm
Amacım kimseyi yargılamak değil öncelikle bunu belirtmek isterim ama çevremde biri var kendisini uzun yıllardır tanıyorum. Yeni tanıştığı her kişiye (denk geldiklerime) kendini olmadığı kişi gibi tanıtıyor. Gitmeyeceği yerlere plan yapmış da gidecekmiş gibi anlatıyor. Almayacağı ürünü almak istiyormuş gibi araştırıyor, çevresine soruyor. Evlenmek istediğini, kızlarla ciddi ilişki kurmak istediğini söylüyor ama tamamen yalan amacı canı sıkılana kadar birileri ile takılmak özellikle ciddi ilişki isteyen kızların güvenini kazanmaya çalışıyor ve bunda 1 numara. Kısacası hep aynı taktikleri uyguluyor. Kendisi ile lise yıllarımdan tanışığız ve arkadaş grubumuz onun bu hallerine alıştı elbette fakat merak ediyorum bu bir tür rahatsızlık mı yoksa "karakteri" mi çözemedim.
Tüm lisedeki ortak çevrem ve ben bu huylarını daha da abarttığından beri aramıza mesafe koyduk. Yılda 2-3 anca aynı ortama denk geliyoruz artık fakat neden böyle davrandığına dair merakım olduğu için sizlere de danışmak istedim.
+1
mermaidd
(22.11.25)
grimavi
(22.11.25)
@grimavi gece gece güldürdün çok teşekkür ederim :D
0
🌸mermaidd
(22.11.25)
mesela hangi huylarını abarttığından beri? eldeki veri ile sosyopati harici bir şeyden şüphelenemeyiz. başka huylarını saysan belki de mitomani deriz. ben de yeni tanıştığı kızları böyle kandıran, sürekli başkasıyla gördüğüm böyle birini tanımıştım. ilk tanıştığı gencolara 45 dakika cinsel performansı olduğunu, teoman'ın bateristi olduğunu anlatmış hatta inandırmıştı. sürekli aynı yalanları söylüyor, düşünce dünyası belli başlı konular üzerinde dönüyordu. yurt odasını kendisi dağınık bırakıyor, sonra başkalarını dağınık diye müdürlere şikayet ediyormuş. sonraları bu arkadaşın ampul şeklinde ilaç kullandığını gördüm ama konuyla alakası var mı bilmiyorum.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(22.11.25)
@karim iceride uyuyor aslında sormaktaki amacım kesin bi teşhis koymak değil bu mümkün değil çünkü sadece karakteri mi yoksa rahatsızlığı olabilir mi açısından danışmak istemiştim.
Kendisini 10 yıldan fazladır tanıyorum. En son bi arkadaşımızın babasının cenazesinde kendi ailesi hakkında "onlar da hasta, ne kadar yaşarlar belli değil. Çok borcumuz var." (bunların hiçbiri doğru değil.) vs şeklinde yorumlar yapınca yuh artık dedik ve ne kadar az görüşürsek o kadar iyi kararı aldık. Her zaman kendini olmadığı birileri gibi gösteriyor. Sürekli farklı karakterlere bürünüyor sanki.
0
🌸mermaidd
(22.11.25)
teşhis konuldu. wikipedi'deki türkçe mitomani başlığı her şeyi açıklıyor.
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(22.11.25)
bu daha çok karakter ve mizaç olabilecek bir durum. her insan toplumda var olabilmek için değişik stratejiler geliştirir. bunun farkına varırız veya varmayız. herkesin kendini geliştirdiği ve iyi olduğu yönler vardır. ancak yalanı ve bu davranışları normalleştirmek sıkıntılı bir durum olabilir. bu arkadaşınızın geçmiş travma ve yaşam koşullarına bakmak gerekir. güven problemi olan birisi, güven kazanmak yönünde kendini geliştirmiştir.
0
mikahakkinen
(22.11.25)
Tanı koymaya gerek yok bu kişi baya bildiğimiz saçta yaşayan bir parazitin yavrusu.
-1
kimlanbu
(22.11.25)
(14)

Şu video hakkında ne düşünüyorsunuz?

messina123
Bana maymunluk gibi geliyor. Manitayı şöyle rezil duruma düşürmemAnkara Metrosu'nda şarkı söyleyen müzisyene eşlik genç çift:https://x.com/bosunatiklama/status/1991807966920708114?s=46
Bana maymunluk gibi geliyor. Manitayı şöyle rezil duruma düşürmem

Ankara Metrosu'nda şarkı söyleyen müzisyene eşlik genç çift:

x.com
0
messina123
(22.11.25)
insan aşık olunca böyle şeyler yapabiliyor (herkes bunu yapmak zorunda değil tabi)

Orada olsam vay be gençlik işte deyip gençler adına mutlu olurum
0
grimavi
(22.11.25)
Ben hayatta yapmam ama yapani da yadirgamam. Ortada garip bir durum yok.
0
bosver nicki
(22.11.25)
orada bir maymunluk varsa solda memnuniyetsiz teyze gibi olanlardır.
-2
jepa
(22.11.25)
Mutlu gibiler. Değil mi? Çok yadırgadım doğrusu. Olmamalılar.

Şaka bir yana. Çoğumuzda öyle bir gen var sanırım. Hazetmiyoruz mutlu insan görmekten.
-1
Mirket
(22.11.25)
maymunluk yapmak bilinçli bir tercihtir. buradaki düşük iq'luluk. dekart bunları görseydi düşünmeden de var olunabildiğini görür, tövbe ederdi. içimizdeki robotların bu sürümünde sınırlı sayıda nöron var, özgür iradeleriyle çiftleşme dansı bile yapmaya kabil değiller. bunlar tek bir beacon'dan kontrol ediliyor, güncelleştirmelerini elektromanyetik radyasyonla alıyorlar. milletin npc diye dalga geçtiği tipler tam olarak budur. bu tiplere güya şaşıracakları bir şey yapın, size filmlerden öğrendikleri şu pozlarla karşılık verirler: img.freepik.com
0
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(22.11.25)
Kendi adıma, dans eden insanlardan rahatsız olmam. Mutlular işte. Bana da bir zararları yok. Mal gibi kameraya alıp sosyal medyada paylaşılmasını doğru bulmuyorum.

Ulaşım aracı içinde müzik yapılmasına karşıyım. Orada oturan insanların sizin seçtiğiniz/sevdiğiniz tarzda gürültülere maruz kalmaya hakları yok.

Sokak ve metro durağı müzisyenliğine karşı değilim. İsteyen bekler, dinler. İsteyen katılır, eşlik eder. İsteyen çeker gider. Kimseye zorla dinletmiyorlar.

Dans etmenin de rezillik veya maymunluk olduğunu düşünmüyorum. Velev ki öyle olsun, insanlar kimseyi rahatsız etmeden rezillik ve maymunluk da yapabilir. Çocukların gelişimini olumsuz etkileyecek, aile ve toplum değerlerine, genel ahlaka mugayir şeyler olmamak kaydıyla tabii.

Bırakın gençler mutlu olsun.
0
yadigar
(22.11.25)
maymunluk, rezillik derken? dans ediyor ya insanlar.

ha ulaşım aracında müzik gürültü falan olmamalı bence o ayrı.
+1
robokot
(22.11.25)
sağır insanlar dans edenleri deli sanar diye enfes bir söz vardır.
+1
galahad reloaded
(22.11.25)
ben yapmam. ama farklılıklarada bu kadar kapalı değilim. ülke muhafazakar sapkın grupların elinde. onları görmektense bunları görmeyi tercih ederim.
-1
mikahakkinen
(22.11.25)
Ben de zannettim ki rezillik var. Zaten ülkece mutsuzuz, keyfi yerinde gençler görelim işte ne güzel.
(Toplu taşımada müziğe maruz bırakılmayı ben de sevmiyorum, o ayrı.)
0
kobuzchu kiz
(22.11.25)
teklif kadından gelmiştir derim.
erkek kalıp da "haydi dans edelim :)" sanmıyorum desin.
-2
WithWorth
(22.11.25)
maymunluk değil tabi ki. ama bu kadar dar ve insan olan bir ortamda çok da abartılı hareketler yaparak dans edemem. ben irrite olmadım. insan aşık olunca böyle şeyler yapabiliyor. ayrıca bazı erkekler kadınlardan daha dans etmeye yatkın olabiliyor.
-1
sevilen progressive türkücü
(22.11.25)
koca bir saçmalık.

www.youtube.com
0
gurur
(22.11.25)
İçlerinden gelmiş, dans etmişler, mutlular, hoşuma gitti, ha bu bir akıma dönüp tabelada fotoğraf çektirmek gibi sırf paylaşmış olmak için başkaları tarafından tekrarlanırsa o zaman irite olurum.
0
(23.11.25)
(11)

polis teşkilatı nasıl kötü şöhretinden kurtuldu?

plastic_angel
işkence, yolsuzluk, faili meçhul ve çete bağlantısı iddialarıyla anılan, halkın korktuğu bir kurumdu. bugün ise büyük oranda profesyonel ve güvenilir. kimse karakola gitmeye çekinmiyor artık. bu değişim nasıl gerçekleşti? akp döneminden sonra değişti bu. türkiye bunu nasıl başardı? mesela bu değişim
işkence, yolsuzluk, faili meçhul ve çete bağlantısı iddialarıyla anılan, halkın korktuğu bir kurumdu. bugün ise büyük oranda profesyonel ve güvenilir. kimse karakola gitmeye çekinmiyor artık. bu değişim nasıl gerçekleşti? akp döneminden sonra değişti bu.
türkiye bunu nasıl başardı? mesela bu değişim gümrük, tapu, nüfusta tam olamadı (kişisel fikrim)
-12
plastic_angel
(21.11.25)
Akp ile birlikte polis devleti olduk, ülke devasa bir yandaş, polis teşkilatı da öyle, haliyle korkacak bir şey kalmadı.
+2
kizil karga
(21.11.25)
z kuşağıyım. polisin kötü şöhretli olduğu bir dönem hatırlamıyorum. bugünkü polisin kötü yanı profesyonel olmamaları.
-10
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(21.11.25)
bahsettiğiniz işkence, kötü muamele işleri darbe zamanları işkenceleri, hortum süleymanlar, Mehmet Ağar polisliği, Metin Göztepenin gözaltında öldürülmesi gibi simgelerle ifade edeceğimiz şeylerse
1- polis her zaman devlet aparatıydı, hala öyle ama o eski kaba dayak tırmak sökme gözaltında kaybetme kadar olan olaylar zaten genel olarak kalmadı. devletin tarzı dğeişti.
cezaevlerinde de döve döve öldürmüyorlar. ilacını vermeyip tahliye etmeyip öldürüyorlar ama elektrik vermiyorlar mesela. (her yer kamera her yer kayıt her yer kanıt çünkü, darbe gibi gezi gibi çok büyük kargaşada gümbürtüye gitmediğin sürece illa ortaya çıkar)
80de 90da ortaya çıkartılamıyordu kolay kolay
devir değişti yani.

2) bir de AB uyum sürecimiz vardı bizim eskiden, açılan fasılların en dişe gelir maddeleri arasında karakolların cezaevlerinin bu eski yapılarının temizlenmesi idi. o zamanlarda hakikaten baya uğraşıldı bu konularla.

3) 95'lerde filan PKK mücadelesi kılıfıyla çok pis şeyi polislere yaptırdılar, şimdi öyle bir PKK mevzusu yok

4) çete bağlantısı kısmında ise bence konu polisin değil çetelerin yapısının değişmiş olması.
eskiden çeteler daha siyasi idi Alaattin Çakıcı filan idi mesela. onlar devletten adam kullanma kendilerinin devletin adamı görme vs vs gibi işlere eğilimli idi. Şimdiki çeteler ise daha az devletten adam kullanıyor (sanırım). Bu polis temizlendiğinden değil, şimdiki çeteler sosyal medyadan tas kafalı tetikçiyle işini yapıyor sonra o arkadaşları gürcistana filan atıyor, polis lazım olmuyor. yoksa polis lazımsa onu da bulur -bence.

5) kuruma mahsus olmayan diğer konularda (yolsuzluk, usulsüzlük) bir farkları yoktur muhtemelen
+2
subcomponent
(21.11.25)
Bunun üç nedeni var.

Birincisi Dünya bir bütün halinde medenileşiyor. Türkiye'de bundan nasibini alıyor. Bunun herhangi bir yönetimle ya da siyasi partiyle alakası yok.
Eskiden anne babalar çocuklarını terbiye etmek için dövermiş. Bir çocuk çırak olarak ustanın yanına verilirken 'eti senin kemiği benim' denirmiş. Eskiden okullarda dayak varmış. Öğretmen dövdü diye evde söylersen bir dayak da evde yermişsin. Eskiden dayak yemeden teskere alabilen mümkün değil olmazmış falan. Yani konu sadece karakol ve polis konusu değil.

İkincisi. İnternetin icadı herkesin ayağını denk almasına sebep oldu. Şimdi herhangi bir yerde olan herhangi bir aşırılık anında sosyal medyanın konusu oluyor. Videolar internete düşüyor. Bu durum muktedirde oto kontrole sebep oldu.

Üçüncüsü. AKP iktidara ilk geldiğinde sebebine burada girmeyeyim de, Avrupa Birliği uyum yasaları konusu üzerine eğildi. Eskinin devlet otoritesi epey yumuşatıldı.
0
Mirket
(21.11.25)
90'larda peki bahsettiğin bu olaylardan nasıl haberdar oluyorduk?

Medyada, haberlerde, gazetelerde bir şekilde gazeteciler haber yapabiliyordu değil mi?

Fıkra bu kadar.

(Bu arada mirket in yazdıklarina da katiliyorum ama esas meseleyi atlamayalim)
+2
makbur
(21.11.25)
akp sayesinde kurtuldu. bugün yolsuzluk var, enflasyon kontrolden çıkmış falan diyemiyorsak nedeni biraz da polis devletinden korkmak.

türkiye bir devlet ülkesi. yol yap, körü yap; bunları yaparken de biraz çukkala ülkesi yani. polis bu açıdan bir güvence oluyor.
-2
michael harddd
(22.11.25)
polis teskilati buyuk oranda profesyonel ve guvenilir mi? mhp genel merkezinden mi yaziyorsunuz yahu boyle seyleri, akpliler bile boyle dusunmuyordur lol
+1
ghilleinthemist
(22.11.25)
Dünya bütün halinde medenileşmiyor. Bizde değişim oldu. Yaşı yeten ve dünyanı gezen herkes fark eder.

2002'deki iktidar değişikliğini müteakip ilk yıllarda Türkiye'de agresif değişiklikler oldu. Sonra genetik kodlarımız ağır bastı ve yeni statüko oluştu.
0
yadigar
(22.11.25)
90'lara gore degisen sey arabalar, baska bir numara yok.

sene olmus 2025, bizim polisler hala bos beles dolasirken cakarlarin yakilmamasi gerektigini ogrenemedi, cakari "hos gorunuyor" diye yakiyorlar. yaw sizin devriye atarken gorunmemeniz gerekmiyor mu? 2 km oteden isiklari goren zaten bir is ustundeyse birakir kacar.
0
cooperr
(22.11.25)
eskiden kamera yoktu. cezaevlerinde neden dayak yok? her yer kamera, hükümlüye vurduğun an meslekten ihraca kadar gidiyor. polis teşkilatında düzelme falan yok. mobbing ve baskıdan geçen sene intihar eden en az 10 polis var.
0
mikahakkinen
(22.11.25)
Ben hatırlıyorum. AB uyum yasalarıyla ve internetin gelip kameranın yaygınlaşmasıyla çok şey değişti. Eskiden karakol mahkeme gibiydi. Hem yargı hem ceza infaz kurumu. AB sürecinde kısa zamanda değişim oldu

O zamanlar mahkeme kararıyla ehliyetimi geri almaya emniyet müdürlüğüne gitmiştim orada oturan memur ehliyeti teslim ederken "al buna da itiraz et" diye yeni bir ceza daha yazdı. AB yasalarından önce olsa belki döverdi.

Bu arada polis, doktor, tamirci, politikacı hepsi de toplumun aynası. Kimse gökten gelmiyor toplumun içinden çıkıyor
+1
hebanon
(22.11.25)
(5)

bütün servisler mi kötü? millet bunlara güvenip milyonluk araçlarını nasıl emanet ediyor?

konetsu
biraz uzun iç dökmelik daha çok :Dinternette videolarda vs. yapılan yanlışları saçmalıkları biraz biraz görüyordum da sanayideki rastgele ali usta veli usta tarzı yerler kötüdür diyordum ben. kurumsal olsun biraz düzgün iş yapsınlar da içime sinsin diyerek çok basit sadece yağ ve antifriz değişimi i
biraz uzun iç dökmelik daha çok :D

internette videolarda vs. yapılan yanlışları saçmalıkları biraz biraz görüyordum da sanayideki rastgele ali usta veli usta tarzı yerler kötüdür diyordum ben. kurumsal olsun biraz düzgün iş yapsınlar da içime sinsin diyerek çok basit sadece yağ ve antifriz değişimi için gittim.

sertifikalı castrol auto service vardı baktım sosyal medya hesaplarında da paylaşmışlar bir sürü lüx araba gitmiş buraya, son model mercedes bmw audi jeep range rover araçlar, suvler, pickuplar hatta meserati mustang vs. var... dedim buralardaki en iyi servis budur herhalde.

normalde basit sayılacak iş kendim yapacaktım ama önceki bakımda yağ filtresi fazla sıkılmış, normalde elle bile çıkması gereken şey, ben o ihtimali düşünerek şundan almıştım www.hepsiburada.com ama sapı uzun olduğundan hareket alanı kalmayıp dayanıyordu, kullanamadım.

sonra bu yöntemle denedim www.youtube.com artık filtrenin dışı ezilmeye başladı en ufak hareket yok, filtre delinir de çıkmazsa servise de gidemem bir de çekici parası çıkar diyip atladım gittim...

hazır gitmişken antifriz işi de aradan çıksın bari ortalığı batırmayayım dedim. özellikle çekincem antifrizin zehirli ve tatlı olması, kedi köpek filan dökülen antifrizi içmesin buralarda dedim, antifriz değişimi için ek sadece 200tl istediklerinden tamam dedim.

neyse aracı çektiler lifte, açtılar kaputu. sadece yağ ve antifriz değişimi konuştuğumuz halde hemen motor hava filtresini açıp eskisini fırlatıp attılar. öncesinde ne ellerinde uygun filtre var mı diye baktılar ne de bende olup olmadığını sordular :D neyseki yanımda vardı zaten değiştirecektim. polen filtresi yağ filtresi vs. hepsi hazırdı. yağımı antifrizimi hatta saf suyumu bile götürdüm sadece işçilik yapacaklardı.

aracı kaldırdılar, genel gözle bi bakıldı işte motorda şanzımanda hiç yağ kaçağı yok, aracın altında paslanma çürüme yok sağlam durumda... bunlardan bahsedildi. yapılması gereken başka bişey yok iyi durumda dendi işte.

asıl işlem başladı sonunda, tapa açıldı yağ boşaltıldı filtre söküldü tapa yeni filtre vs. takıldı araç indi. yağ koymaya başlıyoruz, ne bakıyor kaç litre yağ alır diye ne bana soruyor... huni vs. de olmadan dolduruyor 2 litre filan oldu dedim 3 litreden fazla koyma bi bakalım(kitapçıkta tam kuru motora 3.5, filtre ile değişimde 3, filtresiz sadece yağ değişiminde 2.8 litre diyor)

durdu bi kontrol edip motoru çalıştırdı, biraz gaz filan verdi. sonra baktım hemen tekrar yağ seviyesini kontrol ediyor... süzülmesini beklemen gerekmiyor mu diye sordum, bu ince yağ hemen süzülür beklemek gerekmez dedi :D ki 10w-40 yağdan bahsediyoruz 0-20 filan değil hani... uyarıma rağmen yağ ekledi ve bidonun üstünden seviyeye baktığımda kalan yağın 1 litrenin altına indiğini gördüm.

antifriz değişimine geçtik, araçta zaten kırmızı antifriz var, kitapçıkta önerilen de kırmızı ve sistemde kaçak vs. yok bu halinde, bana mavi koyalım bu sisteme zarar verebilir diyor. ki farklı tip antifrizler karıştırılamaz içindeki antifrizi de motor bloğundan filan tam olarak boşaltmadılar... kırmızıyla devam ettirdim.

boşaltma tapası var radyatörde dedim, onlar plastik kırılabilir hortumdan açalım dediler. ben zehirli diye etrafa dökmek istemediğimden orada yaptırayım demişken, ki bi kaba boşaltırdım etrafa sıçrayabilecek olandan bile çekinim... direkt yere boşalttılar hepsini.

antifrizi saf suyu verdim, ben karıştıracaklar da öyle dökecekler diye beklerken altı konsantre antifrizi direkt doldurmaya başladı, yine motor yağındaki gibi huni vs. yok, yerlere de dökülüyor... 1 litre kadar oldu dedim su da eklemeye başla istersen bak o konsantre antifriz diye, anca ben söyleyince başladı su eklemeye. bu sefer aslında en iyisi çeşme suyu, bak bu saf sularda bi miktar asit de oluyor akü suyu bu diyor :D saf suda asit? ?? ??? patlatırmış sistemi asitli su.

yedek su deposunu doldururken bak maksimum çizgisi var dedim bişey olmaz diyip taşana kadar doldurdu onu da... sonra aracı çalıştırıp kaloriferi açıp test etmeye başladık, bi ara havasını almak için radyatör üst hortumunu söktüler, geri oturtamadılar. yerler yine antifriz içinde hepsi döküldü. kelepçeyi düzgün takamadılar devamlı damlıyor o açtıkları yerden hala, orijinal kelepçeyi çıkarıp başka tip bi kelepçeyle sıktılar. yay tipi olan penseyle açılandan vardı vidayla sıkılan tip bişey taktılar. eksileni tamamlamak için yine saf sudan koyuyorlar ama antifriz komple boşaldı o arada neredeyse... biraz da antifriz eklettim yine. ama şuan ne oran var ne orantı. sonrasında bi antifriz ölçümü de yapılmadı. hortumdan olmuyor diye bir de hararet müşürünü söküp oradan hava almaya çalıştılar bi ara.

radyatör fanları açacak mı diye bekliyorlar. hararet ne durumda diyorlar dedim şase zayıf sanırım araçta gösterge tam doğru değil yüksek gösteriyor genelde diye. bi cihaz bağlayıp bakalım demediler kendi obd cihazımı ben taktım yanda kontrol ediyorum soğutma sıvısının sıcaklığını. yine sordular dedim gösterge 90ı geçti ama uygulamada daha 85 gösteriyor diye, uygulamaya güvenme yanlıştır o diyor :D dedim obdden bağlı oradan bakıyorum diye o zaman ok diyip telefondaki değerden ilerlemeye başladık. 92-93c'de açtı fanlar. tamam işlem bitmiştir diyip geçtiler.

eve gelip park ettikten yarım saat sonra gidip yağ seviyesine de baktım, tahmin ettiğim gibi maksimumu geçmiş fazla yağ konmuş. antifriz dediğim gibi... oranı orantısı belirsiz eskisi tam boşalmamış karman çorman durumda. bir de durduk yere gereksiz müdahale edildiğinden o hortumlardan başıma iş çıkar mı kaçırır mı akıtır mı diye korku eklenmesi bonus oldu.

en basit olması gereken sıvı bakımlarında bile nasıl bu kadar kötü iş yapabilir kaç yıllık sertifikalı servis ya? nasıl bu kadar bilinçsiz olabilir anlamıyorum...
şimdi eczaneden 50lik şırıngayla hortum aldım yağ çubuğunun oradan fazlasını çekeceğim, antifrizi de komple boşaltıp baştan kendim koyacağım mecbur... yerlere dökülenleri geçtim şuan içinde olanlar da boşa gidecek. castol radicool sf hani çok ucuz bişey de değil. yüz küsür liralık da saf su gitti. ekstradan fazla konan yağ boşa gitti. 1000tlye yakın boşa giden malzemeden zarar üstüne 1200 işçilik...

aracın başından ayrılmayıp yaptıkları her şeyi izleyip hata gördükçe söyleyip daha hatalı işlemi yapmadan uyardığım halde başıma gelen bu, bir de bırakıp gitsek ne olduğunu bile bilmeyeceğiz demekki... kırmızı antifrizle maviyi de karıştırırlar, çeşme suyunu da basarlar... sadece o hararet göstergesine güvenip termostat değiştirmeye filan da kalkarlardı belki :D

ben sıvı bakımında bile bu kadar sıkıntı yaşamışken ileride mekanik bi iş için gerekse nereye nasıl güveneceğim ya? baskı balata değişiminde şanzımanı indirmeli işlerde vs. neler yaparlar?
+1
konetsu
(21.11.25)
bu durum genel ahlakla ilgili bir durum. genelde servislerde çalışanların çoğunluğu sanayide risk alıp çalışmak istemeyen veya yarım yamalak iş bilen adamlar. servise götürme sebebim en azından elimde fatura olursa araçta olan sıkıntıyı kanıtlayabilirim düşüncesi. sanayide fiş fatura kayıt falan yok. sıkıntı yaşarsan en son sanayici seni dövmeye kalkar. iyi usta illa ki var ancak sanayi o kadar kaotik bir yer ki bulmakta zor randevu almakta. bu ahlaksızlık sadece oto sanayide yok, elektrik, su,klima, doğalgaz vb. her ustalık gerektiren işte var.
ben aracım için arkadaşıma gittim böyle binekoy ilerde bakarız dedi, araça yatak sarmış motor rektefiyeye girdi. arkadaş arkadaşa bunu yaparsa yabancı neler yapmaz. şehir ve araç belirtirsen burada tecrübeli olan arkadaşlar öneri sunar. sanayiye düşmemek için 5 senede bir araç değiştirmek gerekiyor.
0
mikahakkinen
(21.11.25)
yurtdisi ortalamasi da boyle malesef.

25 senedir arac kullaniyorum, boyle olmayan tek dukkan gordum yurtdisinda, tamirhane degil ameliyathane, hergun yerler yikaniyor, herkes eldivenle calisiyor, ultra profesyonel. motorda calistiyma motoru sampuanlamadan falan kesinlikle geri vermez. zaten iceri girmene falan izin yok cam var ordan bakiyorsun. senin verdigin parcayi kesinlikle takmaz. Lastik icin "force balance" olayini ilk orda gormustum.

Ama saati $200, yersen :)
0
cooperr
(21.11.25)
başıma gelen bir şeyden bahsedeyim. eşimin aracını yetkili servise verdik. kaporta işi bir de. ikame araç talebimizi de kabul etmediler. aradan 10 gün geçti hala haber yok. gittim cıngar çıkardım. 10 gündür ne yapıyorsunuz diye. bir sürü evrak önüme yığdılar. sanki ankarada bir bakanlık gibi yazışmalar yazışmalar. o birimden bu birime evraklar gitmiş gelmiş. indim aşağıya araç toz içinde kimse dokunmamış bile. hiç bir usta eline bir anahtar alıp işlem yapmamış. ama sürekli bir evrak işleri dönmüş. yapacağınız işe sokayım dedim ve aracı teslim etmelerini söyledim. yapılan işlemler için ücret falan diyecek oldular. dedim ki ne kadar a4 kağıt harcadıysanız sadece onun parasını veririm. avukatım falan da diyince hemen teslim ettiler aracı. gidin sağlam bir usta bulun. özellikle yetkili seviste daha önceden çalışmış ve tabelasında ilgili markanın bareleri falan olur bunların. messela izmir için Nissan Tuncay, Opel Nedim Egemmer Turgay (mercedes) ağırlıkla bu markalara bakarlar.
0
ground
(21.11.25)
ankara'da sayılı ustalardan dediler, dedik yetkili servis filan uğraşmayalım gidelim verelim. isim vermiyorum sorun olmasın diye :)

yıllık bakımlar yapılıyor filan sorun yok sanıyoruz, ufak bir kaza oldu, dedi tanıdık sigorta eksper filan var hallederiz, tamam dedik. X liralık şey 3X yazılmış, çok değil mi dedik, anca dedi :)

en son aracın yıllık bakimi yapıldı, araç teslim alındı akşam. sabah araca binince hata verdi, hemen götürdük yanına. baktılar biraz, sonra şurasında bir sorun var dediler. O zaman aracı 450 bine sattık bu olaydan hemen sonraertesi gün, ona rağmen 175 bin civarı masrafı olur dedi. dün sen yıllık bakım yapmadın mı, bunu görmediniz mi dediğimizde de, sen şurasında sorun var demezsen ben bakmam ki dedi.

Sonraki araçlarda ve şu an kullandığımız araçlarda yetkili servise gidiyoruz, orda da düzgün iş yapan yok maalesef. tamamen şansa kalmış durumdayız
+1
sweetoffice
(21.11.25)
bu işler böyle, cahile denk gelmişsin. gerçek teknisyen seviyesinde analitik düşünecek araç tamircisi türkiyede bulamazsın. hepsi ezbere iş yapar. ama bu sadece otomotiv sektöründeki bir sorun değil. tüm hizmet verenler böyle. düşünmek-tartmak yok. sebep sonuç ilişkisi yok. direkt davranışa geçiyor. iş elinden çıksın. araba liftden insin gerisinin-yarının önemi yok.

bu yüzden benim bostancıda her zaman gittiğim içeride çırak çalışmayan yıllardır tanıdığım 2 usta olan bir servis var. içeride çırak çalışmaması en önemli kriterimdir. işini kendi yapan titiz olan usta çırağa iş vermez.
0
orpheus
(21.11.25)
(8)

Şaraba karşı damak tadım oluşmadı

put it in your appropriate place
Yarın ciks bir mekana gideceğim Nişantaşı'nda. Şarap ağırlıklı bir resturant. Öyle menüye bakarken içimden geçirdim şaraba karşı bir damak tadım olmadı.Bira ile viskide bir damak tadı oldu. Ahım şahım ayrıntı detay bilsemde gene tattığımda az çok farkı anlayıp duruma göre sevdiğim sevmediğim oluyor.
Yarın ciks bir mekana gideceğim Nişantaşı'nda. Şarap ağırlıklı bir resturant. Öyle menüye bakarken içimden geçirdim şaraba karşı bir damak tadım olmadı.

Bira ile viskide bir damak tadı oldu. Ahım şahım ayrıntı detay bilsemde gene tattığımda az çok farkı anlayıp duruma göre sevdiğim sevmediğim oluyor.

ama şarapta hiçbir gelişim olmadı. Gerçi bira ile viski içtiğim kadar şarap hiç içmiyorum. Oranı 17'e 1 diyebilirim.
0
put it in your appropriate place
(20.11.25)
grimavi
(20.11.25)
biz şaraplık üzüm yetiştirip kendimize kadar da yapıyoruz. çocukluğumdan beri önüme gelir hiç sevemedim. en güzelleri de önüme geldi ama şarap beni çekmedi.
+2
mikahakkinen
(21.11.25)
second cheapest wine...
youtu.be
+1
croswell
(21.11.25)
hızlı bir hesap yaptım en az 1.000 şişe şarap içmişimdir. (30+ yılda) ancak ben rakıcıyım esasen (2.000 yetmişlik vardır o da) . şarapla ilgili bir çok şey abartıdır genel olarak. alışkın değilseniz beyaz şarap ve rose'ları tenzih ederim tadı her mideye iyi gelmez. mayalıdır çünkü. ancak yapıldığı bitkinin en çok tadını veren içki de şaraptır. milyon çeşit şarap vardır o yüzden. apayrı bir kültürdür. sinema yönetmenleri bayılır mesela. sinematografiktir. edebi eserlere iyi gider. şiirlere yakışır. amma velakin içimi o kadar da iyi değildir. ben şarabı alkol almak için içtiğimden "evin" gibi köpeköldürenleri de içerim, köylülerin yaptığını da abartı fiyat olmayan endüstriyel şarapları da içerim. hiç bir alkollü içecek çeşidi tadı iyi geldiği için içilmez zaten. zamanla alışırsın. ve o ilk yudumda, o ilk kokuda seni hemen forma sokar.
+1
ground
(21.11.25)
Sanırsam soru kısmını atlamışsınız

Menüden şarap seçerken neye dikkat edeceğinizi mi yoksa nasıl damak tadı geliştirebileceğinizi mi soruyorsunuz
+1
akhenaten
(21.11.25)
Kötü sarap icerek gusto gelismiyor. Istersek düzenli olarak sarap tüketelim, istersek tasarimi hos yerlere gidip sarap tadalim. Kötü sarap her yerde norm gibi Türkiye´de.

Seviye maalesef yerlerde. Ülkeye giren yabanci saraplar da vasat ve vasat alti, cok büyük oranda. Tamam, daha uygun fiyatlilar ama derinlikli degiller. Neleri ne kadar süre denediz ki, gusto gelistirme beklentisi icine girdiniz? Demissiniz az tükettiginizi... Bence biraz sert bir bakis acisi... Icerek, deneyerek gelistirirsiniz zamanla.

Su da var ki, nasil kötü pizza yiyerek iyi pizzadan haberdar olamaz ama o konuda "fikir" sahibi olacak duruma gelemezsek, aynisi burada da gecerli. Bir de sarapta ne istedigini anlamak, cok cesit oldugundan biraz uzun sürüyor.

Biraya da viskiye de göre cok daha kompleks sarap, adamlar Isle´de ficinin tadina baktiriyor, bu kadar mi yani? Distile iceceklerin tamam yillandirmasi ve terruari var, ama anlamasi cok daha kolay. Birada da craftlarla beraber cesit artti, ama yine de sarapla karsilastirilamaz.

Sarap yogun mesai istiyor. Suclusu siz degilsiniz, sarabi zengin oyuncagi haline getirmis olan Türkiye pazari, sarap antipolitikalari... Yoksa ortalama sosyal icici, sarabin bu kadar maliyetli ve vasat olmadigi her yerde az cok ne istedigini bilir...

Mini tavsiye, begendiginiz bir sarap bulursaniz, o üzümden ya da o üreticiden, stilden devam edin... Rioja mi begendiginiz, baska yere gittiginizde de Rioja icin... O bölge nasil kirmizi sarap yapiyor, neler benziyor, damak hafizasini boyle gelistirirsiniz...
+1
buf-e kür
(21.11.25)
@akhenaten aslında atlamadım ve böyle bir cevap bekliyordum. bir soru yok, genel olarak yazdım.

bütün cevaplar için teşekkür ederim.
+1
🌸put it in your appropriate place
(22.11.25)
Örneğin şarap rakıya göre daha fazla mesai yapmayı gerektiriyor öğrenmek için. Rakı dediğinizde mesela hafif ve yoğun rakılar var. İşte meşeye girince oradan lezzet alan rakılar oluyor. Anasonu baskın veya geri planda oluyor ama genellersek 5-6 tür var diyebiliriz.

Bira daha karışık; kraft bira akımı orada türleri ziyadesiyle arttırdı. Şerbetçiotu baskın IPA'lar mı yoksa karamel veya siyaha çalan biralar mı, meyveyle yapılanlar mı vs. derken orada da mesai lazım. Ama bir şaraba göre burada yol almak kolay. Gidin Sanayi 1-A'ya, küçük bardaklarda verilen 10 farklı birayı tek günde denersiniz.

Viski tarafında bile bana kalırsa daha rahat yol alınır. İsli mi meyvemsi mi? Yoğun mu yoksa günlük içime uygun mu? Biraz biraz deneme yapılarak öğrenebilir. Bir de evinize viski aldınız diyelim, açıp da bitirme zorunluluğu yok. Orada duruyor. Halbuki şarap öyle mi... Açtıysanız illa ki içilmek zorunda.

Bu arada benim şarap üzerine "Toprak ve Şarap: Türkiye'nin Bağları ve Şarapları" diye bir kitabım var. Ayrıca sayısız bira, viski ve rakı tadımına katıldım. Oralardan damıtarak bunları yazıyorum. (Mayalayarak mı deseydim. :D)

Şaraba geldiğimizdeyse öğrenmek için en uzun zaman harcanması gereken içki kesinlikle bu. Mesela geçenlerde şarap üzerine bir eğitim veriyordum. Türkiye'de şaraba hakim olmak için

yerel üzümlerden,

-Emir,
-Narince,
-Bornova Misketi,
-Kalecik Karası,
-Öküzgözü,
-Boğazkere,

yabancı üzümlerden,

-Cabernet Sauvignon,
-Merlot,
-Shiraz,
-Sauvignon Blanc,
-Chardonnay'in

nasıl ve ne tür şaraplara hayat verdiğini öğrenmeniz gerek dedim.

Şimdi burada 11 üzüm saydım. Hani bir üzümün tek bir örneğini içerek de onu anlamazsınız. 3 örneği lazım desek en az 33 tane şarabı üzerine düşünerek, not alarak içmeniz lazım gelir. Başka yolu yok.

Ama bunu yaparsanız da Türkiye'de gittiğiniz restoranların şarap menülerindeki şarapların %70'ine hakim olursunuz.

Tabii Türkiye piyasası kolay, yabancı şarap yok denecek kadar az. Şarap kültürünün daha gelişkin olduğu, bolca şarap bulunabildiği ülkelerde işler karışıyor.
+1
loras
(22.11.25)
(12)

Hamburgluluk neyi gerektirir?

alice in potatoland
Dördüncü defa gideceğim ve üç gün kalacağım. Ilk iki gün sabah 8 akşam 15 seminerle geçecek ancak üçüncü gün tamamen boş. Dördüncü gün dönüyorum. Çok turistik olmayan, ilginç olarak ne var yapılabilecek?
Dördüncü defa gideceğim ve üç gün kalacağım. Ilk iki gün sabah 8 akşam 15 seminerle geçecek ancak üçüncü gün tamamen boş. Dördüncü gün dönüyorum. Çok turistik olmayan, ilginç olarak ne var yapılabilecek?
0
alice in potatoland
(20.11.25)
Hamburger yemeden olmaz.

Ekleme: Cevabımı eksileyen arkadaşlar hamburger sözcüğünün kökünden bihaber sanırım.
-2
10551037
(20.11.25)
günler bu kadar kısayken 5 saat yol gitmek mantıklı değil. saat 15:30'da hava kararmaya başlıyor. bir gün için değmez.
0
🌸alice in potatoland
(20.11.25)
gece hayatına ak.
-1
yurtsuz john
(20.11.25)
@yurtsuz john harika olurdu ama yanımda 17 aylık kızım da olacak. biz tavuklarla tumba yatak.
0
🌸alice in potatoland
(20.11.25)
Lübeck e git. Değişiklik olsun.
0
krank milli
(20.11.25)
Lübeck güzel bir tavsiye. Tavsiye kıtlığından anlıyorum ki Hamburg'da pek bir şey yok (:
0
🌸alice in potatoland
(20.11.25)
Lübeck+1
Bir de şurada hayatımda yediğim en güzel hamburgerlerden birini yemiştim. Dulf's Burger: maps.app.goo.gl
-1
Amaranta ursula
(20.11.25)
St Pauli ya da Hamburg sv takımlarından birini tutmak gerekir. St pauli başkanı geydi. anarşist bir takım. ikisinden birini tutman gerekir.
0
mikahakkinen
(21.11.25)
Spesifik bişey söylemek zor yoksa Hamburg’da boş boş gezinmek de güzeldir. Barlarda harika gruplar çalıyor. Kruvaziyer rıhtımı yakını Elbe nehri kenarı ve fishmarkt civarı yürüyerek gezilmeli bence.

Hafencity de enteresan müze ve dükkanlar var.

Ama tek gün ve kış vakti kısa gün olunca uzağa gitmek sıkıntı. Yoksa yakınlarda haithabu Viking köyü -müzesi, Kiel ve flensburg görülse iyi olurdu tabi.
0
krank milli
(21.11.25)
eminönü balık ekmek diye bir yer var acı ve sarımsaklı yanında pilavla verilen bir balık var.. hayatımda yediğim en lezzetli şeydi..rathaus falan görmüşsündür zaten bir de mimariye merakın varsa Chilehaus..
0
denizmaniaherif
(21.11.25)
Turistik olmayan değil ama gitmediyseniz Bunker St. Pauli'yi sevmiştim ben. Bir de yukarı çıkarken St. Pauli altyapı kız takımlarının antrenmanına denk gelmiştim onları izlemesi de keyifli olmuştu. Boş gününüz cumartesi ise oranın yakınında sabah bit pazarı vardı onu gezmek de zevkliydi. Hava güzel olsa vapura binip kumsala gidin orada takılın derdim. Güneşin geç doğup erken battığı bir zaman olduğu için tavsiye zor. Bremen de trenle 1 saat eğer gitmediyseniz.
0
peki madem
(21.11.25)
- Blankenese'ye gidilir (mümkünse Landungsbrücken'in oradan deniz yoluyla)
- Altona veya Reeperbahn gecesini sabaha bağlamak için Cumartesiyi pazara bağlayan sabah Fischmarkt'a gidilir, bir güzel gezilir ve balık ekmek yenir (benim favorim kızarmış olan)
- Franzbrötchen yiyerek Eppendorf'ta güzel bir tur atılır.
- Eppendorf muhitinde Little Amsterdam'da bir drink de alınabilir.
- Schanze'de Katze'ye uğrayıp, happy hour'dan Caipirinha 5 euro'ya içilir.
- Yine Schanze'de Hatari'de yer fıstık soslu hamburger yanında da Fritz-Kola'nın Rhubarb suyu içilir.
- Şehir bisikletlerine binilir (ilk 30 dakikası ücretsiz)
- Mühlenkamp'taki Ratshernn Bar'da kanal izlenip, güzelce bira içilir.

imza: eski bir Hamburg'lu.
0
elektr10
(21.11.25)
(9)

Bahceli dedemizin plani nedir

die fetten jahre sind vorbei
Siyasi kutuplasmaya ve kavgaya girmeden, surece yonelik analizleriniz nedir, dedemiz neden boyle bi surece girdi size gore, bahceli ve apo beraber fotograf paylasiyor olcak onumuzdeki gunlerde, sizce plan nedir, kurtleri oyaliyorlar mi size gore ?
Siyasi kutuplasmaya ve kavgaya girmeden, surece yonelik analizleriniz nedir, dedemiz neden boyle bi surece girdi size gore, bahceli ve apo beraber fotograf paylasiyor olcak onumuzdeki gunlerde, sizce plan nedir, kurtleri oyaliyorlar mi size gore ?
+1
die fetten jahre sind vorbei
(20.11.25)
Kürtleri değil Türkleri oyaladılar şimdiye kadar.
ölmeden önce yapılması gereken şeyleri tek tek deniyor sanırım.
0
duyuruuser
(20.11.25)
herhangi bir programı yok. hükümet ortağı kalabilmek için her şeyi yapabilecek bir parti ve lider. çünkü seçime tek başına girse barajı dahi geçemez. söylemleri etkili olmazsa iktidarın popüler ortağı olamamaktan rahatsızlık duyacağı için gündem de kalmak istiyor. bahçeli dışında da terör örgütü lideriyle görüşmek isteyen de yok. ayrıca kürtleri oyalan hükümet, affı yarım verdi, demirtaşı çıkarmadı, terör örgütü lideri ile görüşmüyor. hükümetin ve mhpnin bir planı yok bu süreç hem akp hem mhpyi kitlemiş durumda. akp kendini bu işten sıyırır ama bahçeli bu süreç ilerlemezse siyasi kariyerinin sonuna gelecektir.
+1
mikahakkinen
(20.11.25)
belediye seçimlerinde kaybettikleri oyları hdp seçmeni ile kapatma çalışmaları. (öyle zannediyorlar)
0
HellKeePer
(20.11.25)
tamamen jeopolitik. abd ne derse yapmak zorundalar. esad'ın bir anda düşmesi ve pyd'nin suriye siyasetinde söz sahibi olması bizi pkk'yla diyaloğa mecbur bıraktı. üstelik bir sonraki seçimde dem oyları olmadan %50'yi aşamayacakları belli. bunun için büyük kumar oynadılar ama bu çözüm sürecinin sonucu da 7 haziran 2015 seçimlerindeki gibi oy kaybetmeleriyle sonuçlanacak.
+3
beatbox yapan metalci
(20.11.25)
İktidar elden gidiyor. Son yerel seçimler bunu bir kez daha ispatladı. Muhalif cephe büyüyor.

Koltuklar elden gidiyor. Üç-beş maaşlı görevler elden gidiyor.
Bürokraside kadrolaşmalar gidiyor.
Yandaşa verilen ballı ihaleler gidiyor.

Kemik akp ve mhp kitlesi hariç oylarına talip olacakları kürtlerden başka kesim kalmadı. Tek değişken kitle o.

İktidarı bir kaybetti mi bir daha alamayacaklarını biliyorlar. Kazanmak için her şeyi yapacaklar.

Daha yazarım da neyse.
+1
yurtsuz john
(20.11.25)
Kürtlerin desteğini kazanmaya çalışıyorlar. %20'lik kürt oylarını küçümsememek gerek. Apo'yu bir salsalar %20 oy akp-mhp ilttifakına gider. Önümüzdeki seçimi kürt oyları ile kazanacaklar
-2
runaway
(20.11.25)
Oy vs. aradıkları yok. İçerde sıkıştılar, para yok. O kadar suç işlediler ki, koltuğu da bırakmak istemiyorlar. Abd ne derse, onu yapıyorlar.

Abd, iç siyaseti komple dizayn etti. akp, mhp, chp, dem, deva, gelecek vs. hepsi aynı hedefe çalışıyor.

.
+2
kartallar yuksek ucar
(20.11.25)
Bahçelinin bir planı yok. abd İsrail-hamas Türkiye-pkk ilişkileri üzerinden bir pazarlığa girdi; amaç bölgedeki sıradaki hedef olan iran ve levant için aksiyonlar alabilecek duruma gelmek. geleceğini sandıkla garantileyemeyeceğini bilen hükümet ittifakı bu pazarlıktan bir şeyler kapma derdiyle bütün tuşlara basıyor.
Bahçeli ise kendi rolünü oynuyor.
+1
Bruce
(20.11.25)
Batılılara borç aramaya ya da AB üyeliği için gittiklerinde önlerine Sevr'i koyuyorlar. "Güneydoğu'yu ver, Kıbrıs'ı ver, Adaları ver, Şunu ekme bunu biçme".
Buraya geldiklerinde bunu söyleyemediği için "analar ağlamasın, silahlar sussun, Kıbrıs'ta çözüme hazırız " diye nutuk atıyor.
0
hebanon
(21.11.25)
(2)

Euroleague maçı toplamda kaç saat sürer?

azeriturku
merhabalar, bu akşam 20.30'da anadolu efes'in barcelona ile olan maçını izlemeye gideceğim. maçın bitişi ve arenadan çıkışım saat kaçı bulur sizce?
merhabalar, bu akşam 20.30'da anadolu efes'in barcelona ile olan maçını izlemeye gideceğim. maçın bitişi ve arenadan çıkışım saat kaçı bulur sizce?
0
azeriturku
(20.11.25)
2 saat sürer
arenadan hızlı çıkarsın ancak çok trafik oluyor
0
croswell
(20.11.25)
1 maaç maç önü 3 saat maç 1 saat çıkış 5 saatin gider.
0
mikahakkinen
(20.11.25)
(11)

Midye yiyip zehirlendiniz mi hiç?

makbur
Sözlükte baya tartışılıyor ve büyük bir hayretle izliyorum. Lise üniversite döneminde tam böyle çok afedersiniz hayvan gibi içip sictigimiz zamanlarda midye aşırı tüketirdik. Hatta bira içince direkt canım midye dolma çekmeye başlardi (pislik pisligi çeker minvalinde :)) fakat normal zamanda kesinli
Sözlükte baya tartışılıyor ve büyük bir hayretle izliyorum.

Lise üniversite döneminde tam böyle çok afedersiniz hayvan gibi içip sictigimiz zamanlarda midye aşırı tüketirdik. Hatta bira içince direkt canım midye dolma çekmeye başlardi (pislik pisligi çeker minvalinde :)) fakat normal zamanda kesinlikle canım istemezdi.

Yeme de şu şekilde olurdu, bir mekanda alkol alınır çıkışında da seyyar midyeciye rastlanıp adamla pazarlık yapılır ve tepsinin tamamı yenir :)) -nadiren şampiyon vs gibi yerlerde de yerdik-

Uzun zamandır yemiyorum ama baglayacagim yer, ben hiçbir zaman midyeden veya kokorecten zehirlenmedim.

Eminönü sahilde balık ekmek, Beyazıtta balık, sonra ne bilim tavuk dönerdi; şu an bildiğin disarda yemeye korkulacak her şeyi bolca tüketirdik..

Biz mi çok sansliydik zaman mi daha iyiydi vallahi bilemedim..
0
makbur
(19.11.25)
3 5 yilda bir midye yerdim. Cok da severim. Bir yaz ayvalikta midyeden zehirlendim ama boyle bir sey hic yasamamistim. Ölmek uzere oldugumu hissettim. Doktora gitmekten bile geri duran biri olarak sevgilime ambulansi ara dedim. Beynim ve elim kolum arasindaki iletim durmus gibiydi. Elimi kaldirmak istiyorum ama Beynim bu emri elime iletemiyodu.

Sonrasinda bi daha asla midye yemedim
+1
üğpoıuy
(19.11.25)
ben değil.

ama annem 2 sene önce ölüyordu. ölümün kıyısndan döndü. (gerçekten bu arada, mecaz değil)
1 sene önce de bir arkadaşım ölmedi, ama 3-4 defa hastanelik oldu. 15 günden fazla sürdü midye zehirlenmesinden kurtuluşu.

ben de 2 senedir hiçbir şekilde yemiyorum bu yüzden.
annem ölümden dönerken acildeki doktor, gıda zehirlenmesi ölümlerinin 3'te 2'sinin midyeden olduğunu da söylemişti bize.
+1
tchuck
(19.11.25)
eskiden dürüstlük daha ön plandaydı, insanlar yanlış iş yapmaktan korkardı şimdi yozlaşmışlık her sektörde, eski ile şimdiyi kıyaslamak yanlış olur. esnaf krizde yazarkasa falan fırlatıyordu hey gidi hey. restoran sahibi tanıdığım var çorbayı bile çalışana dağıtır ertesi gün tekrar yaparlardı, şimdi o çorbayı bitene kadar satıyorlar

midye ve kokoreç yolumun üzerinde 2 ayda 1 net yiyorum, kumpirde aynı şekilde bu kadar olaydan sonra daha almam sanırım, izmir çeşmede kumsalda gelen seyyar midyeciden senelerce yedik o da güneş altında bekliyordu saatlerce ama günlük olunca zehirlemiyordu sanırım işte esnaf esnaftı eskiden.
+1
eja
(19.11.25)
+bazi yiyecekleri bilmedigim yerden kesinlikle yemem. kokorec ve midye bunlara dahil.
+tavuk ise mumkun oldugu kadar disarda yememeye calisiyorum, yine eger cok cok tanidik bir yer degilse.
+yogun olarak turist avlayan yerlerden uzak durmaya calisirim.
+istanbul'da kazan dibi yedigim yer farklidir, lahmacun yedigim yer baskadir, balik icin birkac yere guvenirim, tavuk suyuna corba icecegim yer bile belli.
+bu mekanlarin hicbiri luks yerler degil, cogu esnaf lokantasi klasmaninda yerler.
+motoru bozdugum oldu ama benim bunyem hassas zaten. zehirlenip hastanelik oldugum hic olmadi.
+2
cooperr
(19.11.25)
Direkt zehirlenmedim ama ishal olmuştum. Sanki vucudum o yediklerimi atmak istiyordu bir an önce. Ondan sonra bir daha yemedim
+1
basubadelmevt
(19.11.25)
Bedava verseler yemeyecegim leş bir yiyeceği dışarıda da yememiş oluyorum
-3
artıküyeolmakistiyorum
(19.11.25)
bilindik bir avm'de öğle arası midye yiyen 8 iş arkadaşım hastanelik oldu.
ben de gayet iyi bir restorandaki isli midye'den zehirlendim. o günden beri yemem 3 sene oldu.
kardeşim de portekizde yediği oyster'dan felaket zehirlendi, hastane de kabul etmedi filan baya kötüydü.
+1
awlmi
(19.11.25)
Lise-üniversite zamanı midye ben de çok yerdim.

Bir kez midye ve karidesli makarna yemiştim, zehirlendim. Midye kabuklarıyla pişirilmişti. Ürtiker (kurdeşen) hastalığı geçirdim vücudumda kızarma ve kabarma oldu. Bu olay y.dışında yaşandı.

Çok severim ama uzun yıllardır midye hiç yemiyorum, karides de çok çok nadir. Midyenin kendisi sağlıksız bir besin olduğu gibi seyyar satıcılar acaba hangi koşullarda hazırlıyor hayal gücünüze bırakıyorum.
+1
Lethe
(19.11.25)
senelerce nerdeyse her hafta sonu yedim. ama hepsi aynı yerde balık pazarındaki golden kokoreç'te. hiç bişi olmamıştı. 5-6 senedir yemiyorum ama.
+1
spirit crusher
(19.11.25)
midyedeki zehirlenmesine benzer zehirlenmeyi vedat milor yaşamıştı. mideyede zehirlenme pirinçte sıkıntı olmadığı sürece, vücuttaki birikimle olur. kokoreçten zehirlenme zor gibi çünkü yüksek ısıda pişen bir şey ve dokunun öldüğü bir ürün. . eflasyonun bu kadar yüksek olduğu ülkelerde malzeme kalitesi düşer, satıcılar zaten dünden ucuz ve kalitesiz ürüne gönüllü.

yani enflasyon her şeyin suçlusu gibi görünse de, vicdan asıl suçlu olan.
+1
mikahakkinen
(19.11.25)
Midye gibi riskli yiyeceklerden uzak duruyorum. Midyeyi geçtim çok ucuz yerlerden çorba bile içmem. Önceki günden kalan yemekleri satıyor bir çok lokanta, restoran.
0
michael harddd
(19.11.25)
(22)

Hamile eşim

camlicagazoz
Merhabalar, eşim 37+4 haftalık hamile. Bugün doktora gitti. Doktor bacakları kısa gibi demis ama öyle olumsuz gibi dememiş. Birde son 1 haftada sadece 50 gram almış. 2750 gr şu an.İçime oturdu sabahtan beri. Bir şey yoktur demi?Şimdiye kadar hiç olumsuz bir şey denmedi. Her şey normal gidiyor. Detay
Merhabalar, eşim 37+4 haftalık hamile. Bugün doktora gitti. Doktor bacakları kısa gibi demis ama öyle olumsuz gibi dememiş. Birde son 1 haftada sadece 50 gram almış. 2750 gr şu an.

İçime oturdu sabahtan beri. Bir şey yoktur demi?

Şimdiye kadar hiç olumsuz bir şey denmedi. Her şey normal gidiyor. Detayli ultrasonu 22 haftada yaptirdik. Onda da her sey normaldi.

Morallerinizi bekliyorum.
+2
camlicagazoz
(17.11.25)
benim kız 2.650 doğmuştu. bir biftek gbi bir şey verdiler elime.dedim bu nasıl büyüyecek yahu.
şimdi 10 yaşında dünya güzeli bir kızım var.
minyon olacak.annesinin boyu kaç mesela.
+13
jamswety
(17.11.25)
Doktorunuzu değiştirin. Nasıl bir hasta bilgilendirmek o öyle.
+6
Mirket
(17.11.25)
Bebeğinizi sağlıkla kucağınıza almanızı, huzurla büyütmenizi dilerim :) Bir şey olsaydı doktor mutlaka söylerdi. Bilgi saklanacak bir durum değil. İçiniz rahat etsin istiyorsanız yarın doktorla bir konuşun.
+4
cosmicstring
(17.11.25)
Ben minyonun. Benim annem babam kardeşim minyon. Eşim de kendi ailesinin en minyonu. Yani birde down sendromlu falan olur mu ki diye düsündüm. Internette öyle şeyler de yaziyor. Eşimin boyu 1.63. Ben 1.70
0
🌸camlicagazoz
(17.11.25)
37+4'te 2750 gram gayet iyi. son iki haftada bebekler her hafta 250-300 gram alabiliyor. gayet kilosu güzel dogar.
ama bir seyi bilin, bu degerler yaklasik olarak söyleniyor. mesela bir arkadasimin bebegine bu bebek cok büyük dediler, 10 gün erken dogurttular kizi, cocuk kirpi kadar 2900 dogdu. bu sekilde en az 3-4 kisi var cevremde ve hayir, sezaryen icin böyle yalan atmadilar doktorlar.
ayrica dogum boyu ve dogum kilosu ilerideki boyu ve kilosu hakkinda zerrrre bilgi vermiyor. tamamen hurafe.
anne dinlensin bol bol, ev isi falan yapmasin.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(17.11.25)
İnternetten bilgi almayın. En basit ağrı bile nelere bağlanıyor.
+3
cosmicstring
(17.11.25)
Merhaba inşallah sağlıkla kucağınıza alırsınız. 2750 o hafta için bence de iyi. Detaylı ultrasonda bir sorun çıkmadıysa ve bu haftaya kadar da her şey normal geldiyse sorun yoktur bence. Kilo ölçümü bile yüksek doğrulukta yapılamazken bacak ölçüsü almak da ne bileyim:). Down sendromu da ultrasonda çok belirti veriyor, birinden biri illa ki hekimin gözüne çarpardı bence o konuda da rahat olmak lazım.
+1
eisberg
(17.11.25)
Bu arada ense kalinligi da 1.6 çıkmıştı.
0
🌸camlicagazoz
(17.11.25)
bizim doktor kız demişti erkek çıktı, pembe bir sürü kıyafetle takıldı 6 ay. bacak dediği pipi olmasın :)))
0
yeahbutso
(17.11.25)
Abi benim anneme de doktor senin oğlanın kafası büyük demiş.
Annem de tabi uzaylı gibi kabuslar görüyor yani koca kafa diyince. Doktor sonra "ya kocanın kafasına bak, böyle heriften ufak kafalı çocuk mu çıkar" demiş.

Yani komple minyon aileden shaq çıkacak değil.
Şimdiden sağlıklı büyüsün, mutlu olsun.
+3
logisticsmanager
(17.11.25)
37+4 zaten her an doğabilir bu saatten sonra ne değişebilir ki.. canınızın sıkılmasını anlıyorum ama bir şey olsa belli olurdu önceden.

Bu arada oğluma hidrosefali teşhisiyle 32. Haftada gebeliğe son verme kararı almıştı meşhur pahalı özel hastane.. 36+3de doğdu sapasağlam çocuğum çok şükür.

Bebeğiniz sapasağlam doğacak merak etmeyin.. bir an önce sağlıkla kavuşmanızı dilerim.
0
suicides underground
(18.11.25)
bize de kordon kisa normal dogum cok zor denmisti, cocuk normal dogdu, kordon da baku ceyhan boru hatti gibiydi, hatta ben keserken zorlandim.

ozetle salla gitsin, hayirli olsun..
0
cooperr
(18.11.25)
@mirket +1. sağlıklıca doğacak bir sıkıntı var ise de doğduğu gibi müdahale edilir.
0
mikahakkinen
(18.11.25)
cihazlar ortalama sonuç veriyor. yarın farklı bir hastanede farklı bi cihaza girseniz farklı sonuçlar alırsınız.
bence doktorla arada bi iletişim kopukluğu olmuş. yani doktor o an bacakları uzun gibi de diyebilirdi. boyuna dair bi yorumda bulunmuş. kısa : kötü olarak algılayacağınızı düşünmemiş.

bebek de minyon doğacak gibi görünüyor. 41. haftada doğup da 3 kilo altında olan bebek biliyorum. zaten 2500-4000 arası normal kilo aralığı kabul ediliyor. hatta bi doktor videosu izlemiştim. 2500 gr doğan bebek ile 4000 gr doğan bebeğin doktor açısından hiçbir farkı yoktur, ikisi de sağlıklı doğum kilosu olarak kabul edilir diyordu.

hah buldum işte. bu adamın videolarını izleyerek geçirmiştim hamileliği ya.
www.youtube.com
0
elorelia
(18.11.25)
bizimki de öyleydi şimdi tosun gibi oldu maşallah. ilk başta öyle olan çocuklar sonra daha hızlı toparlıyor tontiş oluyorlar. hiç endişe etmeyin.

düzenli doktor konrollerinizi ihmal etmeyin yeterli. endişe edecek birşey yok.
0
psmstc
(18.11.25)
Bizim dana 2.450 doğmuştu. 24 yaşında gayet sağlıklı.
+1
ground
(18.11.25)
benim doktor 2 kg doğacağını öngörüp 8 ayda acil sezaryene aldı, bebe 3.2 kg doğdu. başka bi doktor da aynı şeyi söylemişti, yok kg almıyo, karnında gelişmiyo bu bebek falan. hamile görünmüyordum, problem oydu bence (neremde saklayabildim ben de bilmiyorum) ve bebeğin gelişmediğine yordular halbuki çok sağlıklıymış.

özetle oluyor böyle şeyler.
0
deartheodosia
(18.11.25)
internet okumayın böyle konularda. sağlıkla kucağınıza alın.
0
summerjam0306
(18.11.25)
%99.9 hiç bir şey çıkmıyor o ultrasonda görüp kaygılandığınız şeylerden. gerçekten kaygılandıracak şeyleri gebelik bu kadar ilerlemeden doktorlar söylüyor zaten. siz istemeseniz de söylüyorlar.
0
kaptan maydanoz
(18.11.25)
anne karnında basküle koyup tartacak hali yok. birkaç temel ölçü var, baş çevresi, karın çevresi, femur uzunluğu. bu ölçüleri girince alet hesaplayıp ortalama bir ağırlık veriyor. muhtemelen pozisyonundan ya da el becerisinden femur uzunluğunu kısa ölçtü, ağırlığı da düşük çıktı. açıklamak için de bacakları kısa dedi.

26. hafta olmuş, endişelendiğiniz anomaliler daha gebeliğin başında tespit ediliyor günümüzde. hele ayrıntılı ultrasona da girdiyseniz down sendromu gibi durumlardan endişe etmenize gerek yok.

öyle anası kısa babası kısa diye kısa boylu olacak diye de bir şey yok. o da belli olmaz.

hiç merak etmeyin. sağlıkla kucağınıza alın.
0
kibritsuyu
(18.11.25)
Herşey normal bizimkide küçük doğdu Allah sağlıklı bir ömür versin tebrik ederim şşmdiden
0
basond
(18.11.25)
Gebeliğimin 34.haftasında (son kontrolde 2200 gr ölçülmüştü) bebekte gelişim geriliği var, muhtemelen engelli denildi. Yapılan ölçümde 1800den başlayıp 1600e kadar indiler. 3 ayrı hastane 5 ayrı doktor gördü. En son 39. haftada apartopar yoğun bakım ve küvöz olan bir hastaneye acil sezeryan denilerek sevkim yapıldı. Saat 1de 2400 ölçülldü, 2100 doğarsa küvözden yırtabilir ama engeline bir şey diyemeyiz dediler. Saat 4te yapılan sezeryan sonrası 2780 gr ile sapasağlam doğdu bebeğim ve o gün o hastanede doğan en tombul(!) bebekti. Yaklaşık 1 ay yaşadığım şoku, acıyı, endişeyi bir ben bilirim. O kadar doktor cihaza rağmen yanlış ölçüm. Şimdi 9 yaşında oğlum. Dehb teşhisi hariç sapasağlam. Onun da doğumla bir ilgisi yok malum.

Sağlıkla alın kucağınıza.
0
strawberry first
(19.11.25)
(5)

The Queen's Gambit gibi önerebileceğiniz bir dizi var mı?

truf
İşine tutkuyla bağlanmış, zamanın ötesinde, tüm koşullar ve insanlar ona karşıyken kendine güvenerek ilerleyen bir karakter içeren cinsten.Belgesel ve film olmasın.Teşekkürler şimdiden :)
İşine tutkuyla bağlanmış, zamanın ötesinde, tüm koşullar ve insanlar ona karşıyken kendine güvenerek ilerleyen bir karakter içeren cinsten.

Belgesel ve film olmasın.

Teşekkürler şimdiden :)
0
truf
(17.11.25)
Umudumuz Şaban
+4
artıküyeolmakistiyorum
(17.11.25)
Mad men
0
eja
(17.11.25)
şaban serileri +1
0
mikahakkinen
(18.11.25)
(bkz: the knick)
0
galahad reloaded
(18.11.25)
Tam karşılıyor mu bilmiyorum ama aklıma The Bletchley Circle geldi.
0
peki madem
(18.11.25)
(9)

Emlak alım satım piyasası çöktü mü

yeahbutso
İstanbul Çekmeköy satılık bir evimiz var çatı dubleks sitede, fiyat üç aydır artırmadım ilk ay gelen oldu, pazarlık yapan olduAma şimdi gelen giden yok. Aşırı nakit acil değil ama olsa daha rahat olacağım harcamalarda. Kriz mi var, fiyatım mı yüksektir
İstanbul Çekmeköy satılık bir evimiz var çatı dubleks sitede, fiyat üç aydır artırmadım ilk ay gelen oldu, pazarlık yapan oldu
Ama şimdi gelen giden yok. Aşırı nakit acil değil ama olsa daha rahat olacağım harcamalarda. Kriz mi var, fiyatım mı yüksektir
0
yeahbutso
(17.11.25)
Arayan yoksa fiyat piyasa ile uyusmuyodur. 50 bin dusur. Piyasada su an tum fiyatlar sisirme. İlan fiyatlari gercegi yansitmiyor. Kademeli sekilde ufak ufak asagi indir, piyasa ile inatlasma mutlaka saticaksaniz tabi
+1
die fetten jahre sind vorbei
(17.11.25)
Ucuza gitmesini istemiyorsaniz beklemekten başka çareniz yok. Kimsede de para yok zaten
0
artıküyeolmakistiyorum
(17.11.25)
Abi kredi çıkmıyor, genelde para da yok.
Benim emlakçı arkadaştan anladığım;
Ya pahalı, zenginlere yönelik evler gidiyor çünkü krediye ihtiyaçları yok.
Ya da ucuz 1+1 falan gidiyor çünkü kredi çıkıyor.
Ortası şu an sıkıntılı.
0
logisticsmanager
(17.11.25)
7m yeni ev satildi karsi sitemde 2 ay anca kaldi ilanda orta ust bi fiyat koymustu bu bolge icin
2 sene önce de piyasa öyle diyorlardı ama emlakçılarda randevu bulamıyorduk
0
eja
(17.11.25)
Kiracı var mı içinde. O da önemli bir faktör. Caydırıcı olabiliyor.
0
benim bir gizli bildiğim var
(18.11.25)
emlak piyasası aşırı durgun, yıl sonu ve yılbaşı belirsizlik var.
0
mikahakkinen
(18.11.25)
emlak piyasası durgun ama ne hikmetse fiyatlar devamlı artıyor.
takip ettiğim evler 150-200k devamlı artışta. bir ev var 6 aydır satılmadığı halde sürekli farklı ilanlarla fiyat arttırıyor.
+1
my fault
(18.11.25)
evi satsa parasını nereye koyacak bilinmezliği ve riski devam ettiği sürece evin değerini yükseltip satmaz insanlar. bu çok normal. koca koca gyo'lar bile aynısını yapıyor. satış diplerde ama portföy değerleri sürekli artıyor. sattığım fiyata yenisini yapamam diyor bir de.
+1
gabe h coud
(18.11.25)
Bizim de aynı 4. levent emniyetevlerinde 4+1 çatı katı teraslı 10 yıllık binada dubleks dairemiz var, 1 yıldır 7-8 milyona satılmıyor. Kaça satalım 6 ya mı satalım anlamadım ki.
0
ananiyimioguz
(18.11.25)
(14)

Pazar akşamı için film tavsiyesi

Moonpie
İyi pazarlar. Bu akşam için tatlı, bulut gibi hafif ve mod yükselten bir film önerirseniz ne güzel olur. Şimdiden teşekkürler :))
İyi pazarlar. Bu akşam için tatlı, bulut gibi hafif ve mod yükselten bir film önerirseniz ne güzel olur. Şimdiden teşekkürler :))
-1
Moonpie
(16.11.25)
ben dün ilk defa when harry met sally's izledim iyiydi, eğlendirdi, güldürdü.
julie and julia tam tarif ettiğiniz tipten bir film bence.
the intern
0
black holes in the sky
(16.11.25)
little miss sunshine
0
kassiopeia
(16.11.25)
Captain fantastic. (süperkahraman filmi değil bu arada)
www.imdb.com
Mod yükseltme derecesi hayata bakış açısına bağlı olarak değişir, benim için feel good movie'dir.
0
Bruce
(16.11.25)
@black önerdiğiniz filmleri çok severek izlemiştim, teşekkürler :)
-2
🌸Moonpie
(16.11.25)
İzlemediysen kesinlikle
(bkz: 3 idiots)
0
etna
(16.11.25)
Geleceğe Dönüş (1985)

Parliament pazar gecesi sineması...

www.youtube.com
0
yurtsuz john
(16.11.25)
Big fish var tim burton'un
0
yadigar
(16.11.25)
Bütün öneriler için çok teşekkür ederim. Fantastik filmleri çok severim ama şu anda daha çok "he's just not that into you" tadında daha boş ama akan bir şeyler olsa süper olur :)
-2
🌸Moonpie
(16.11.25)
Karigurashi no Arietti (www.imdb.com

Örneği sonra gördüm :) İzlemişsindir gerçi muhtemelen ama Holiday (www.imdb.com belki?

GFY.
0
truf
(16.11.25)
a time to kill.
0
mikahakkinen
(16.11.25)
when harry met sally (edit:önerilmiş)

annie hall.
0
biravekahve
(16.11.25)
EDEN
0
HellKeePer
(16.11.25)
im juli.
+1
gurur
(16.11.25)
sorunuza tam cevap değil ama şöyle bir kanal keşfettim
www.youtube.com

christmas filmlerini severim, kafa boşaltmak için uygun oluyor, burada da bu tarz filmler var, belki ilginizi çeker
0
exlibris
(16.11.25)
(18)

Makinede çamaşır kurutma olayını sevmedim. Siz?

santimantal
Çamaşırın tüyünü, havını, tiftiğini falan temizlemesi hoşuma gitmişti.Arçelik'ten bir model aldım.Fakat makine elbiseleri o kadar sürtündürüyor ki elbise makineden âdeta mıncıklanmış olarak çıkıyor.Oysa ki yıkanan çamaşır havada kuruyunca böyle bir tezelenir, yenilenir, onarılır... Giyince insan ken
Çamaşırın tüyünü, havını, tiftiğini falan temizlemesi hoşuma gitmişti.
Arçelik'ten bir model aldım.
Fakat makine elbiseleri o kadar sürtündürüyor ki elbise makineden âdeta mıncıklanmış olarak çıkıyor.
Oysa ki yıkanan çamaşır havada kuruyunca böyle bir tezelenir, yenilenir, onarılır... Giyince insan kendini iyi hisseder.
Fakat ben makinede kuruyan çamaşırları katlarken bile rahatsız oldum. Sanki hiç yıkanmamış gibi atletler, nevresimler, kotlar.
Bıraktım kurutmayı.
Evin içinde tele asıyorum, kışın bile bir günde kuruyor, mis gibi katlayıp kaldırıyorum, giyerken de yenilenmiş gibi.

Bu arada, eskiyen ama hâlen ömrü olan tüm giysilerimin belli yerleri yıprandı ve yırtıldı. Kıyafetlerin ömrünü de kısaltıyor.

Sizde durum nedir? Seviyor musunuz? Sizin kıyafetleriniz de mıncıklanmış gibi oluyor mu?
0
santimantal
(16.11.25)
Kumaş ömrü açısından zararlı olması bir yana, bana da gereksiz geliyor. Çamaşır kurutacak fiziksel yerin olmamasını da çok anlamıyorum mesela, 3 m2 yer olmaması için japonya misali küplerde yaşamak lazım.

Evcil hayvan tüyü konusundaki başarısını deneyimlemedim, belki ondan muzdarip olsam anlamlı gelebilirdi.
0
Bruce
(16.11.25)
Çok özür dileyerek kaynak yapmak istiyorum. Ben hala çamaşır makinesi alamadım. Kurutmasız ve otomatik deterjan ayarsız çamaşır makinesi arayışım sürmektedir. Üzerime marka ve model atın, lütfen.
0
gnosis
(16.11.25)
Kışın evde kurutunca koku oluyor bazı çamaşırlarda. İkinci olarak, havlular sertleşiyor. Sadece bu ikisi için bile kullanışlı bir alet.
Benimki kurutmalı çamaşır makinesi. Tüy konusunda pek yardımcı olmuyor, lastikte kalıyor tüyler. Birkaç kıyafetim de çekti. Bir daha atmadım kurutucuya.
Arçelik tabii ki. Tövbeliyim, bir daha almam; ki evdeki tüm beyaz eşyalar Arçelik.
+1
auroraaurora
(16.11.25)
Valla ben severek kullanıyorum. Kurutma benim için her zaman bir çileydi. Kurutma makinasıyla yurtta kalırken üniversitede tanıştım. Sabah bakıyorum kıyafetler kirli, öğleden sonra arkadaşlarla buluşacağız. Şak yıkama, şak kurutma, sonra giy çık. Rüya gibi gelmişti. Sonra kendi evime de aldım gerçi ev tipi makinalar daha uzun sürede kurutuyor ama yine de güzel. Özellikle şu kış aylarında nevresimler için çok iyi.

Çamaşırların daha hızlı eskiyor olması doğrudur, bir şey diyemiyorum ancak yıllar boyunca zaten hep kurutmaya uygun kıyafetler aldım. Artık çok da öyle gibi gelmiyor. Bir de ben aksine daha temiz hissediyorum kurutmada kuruyan çamaşırı ama konunun bu yönü tamamen kişisel zevk heralde. İki türlü de dramatik bir fark olmasa gerek.

İhtiyaç hissetmiyorsanız kullanmayın bence.
+2
akhenaten
(16.11.25)
ben çok memnunum. giysilerimin ömrünün de azaldığını düşünmüyorum. lg kullanıyrum ve kırış kırış değil, neredeyse yarı ütülü gibi geliyor tüm giysilerim. o yüzden baya memnunum bi sorunum yok.
0
tchuck
(16.11.25)
kışın nevresim ve çarşaf kurutmak çile. ayrıca evin içinde kurutunca rutubet yapıyor ev kokuyor. bir de neredeyse her gün kıyafet yıkanıyor, sürekli evin ortasında tel mi dursun? (kendi evim stüdyo olduğu için maalesef evin ortası oluyor)

yazın balkona asıyorum. kışın kurutma makinesi kullanıyorum.
0
nolmus yani
(16.11.25)
sana katılıyorum. çarşaf ve havlu dışındaki her şeyi tele asıyoruz. tişörtleri yaydırıyor, bunu fark edince artık iyi kıyafetleri atmıyoruz. bizde de arçelik var.
+1
mikahakkinen
(16.11.25)
Evimde herkes spor yaptigi icin hergun birkac kez camasir yikaniyor. Alternatif yok. Ben kurutucu olarak commercial speedqueen kullaniyorum. 45 dakikada her sey kuru sekilde hazir oluyor.

Hem kullanmadigimiz yatak odalarina, garajin bir bolumune kurutmak icin camasir astigimi hayal edemiyorum. Goruntuden rahatsiz olurum. Alani istedigim gibi kullanamam. Olmaz.

Kurutucu onemli.
0
thetruenorthstrongandfree1
(16.11.25)
Amerikadayken kullanmıştım kaldığım apartmanda vardı. En düşük ısıda tutunca kurutmuyordu doğru düzgün, ısıyı arrıtınca kıyafetlerim çekiyordu ve evet kesinlikle çok yıpratıyor. Yeni modeller nasıl bilemiyorum ama koku için tazelik veren mendiller var, onlar ekstra bi tazelik veriyordu.

Şu an 1+1 de kalıyorum ve balkonum yok. Şu an olsa acayip işime yarardı çünkü etrafta serili çamaşır görmek çok sinirimi bozuyor :D
0
truf
(16.11.25)
15+ senedir kurutucu kullaniyorum, kurutma makinesine attigim icin, aa yirtildi, dedigim herhangi bir kiyafetim olmadi.
kiyafetin üstündeki hav, toz, tüy, sac, kil her sey gidiyor.
mis gibi alet.
hem yikayan hem kurutan makineleri sevmiyorum ama kurutma makinesi bizim evin vazgecilmezi.
bu sabah nevresimleri yikadim, öglene kurumustu, hemen tekrar ayni nevresimleri serdim yataga.
+3
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.11.25)
kurutma makinesi en sevdiğim ev aletleri listesinde 4. sırada
0
( . )( . )
(16.11.25)
15 yılı aşkındır kullanıyoruz hunharca. Bence direkt yaşam kalitesi arttıran bir cihaz.

Çırpma, serme, bekleme, toplama derdi yok. Çamaşır makinesinin önüne bir sepet koyuyoruz. Makineden çıkardığımızı direkt üstteki kurutmaya koyuyoruz, bitti. Dolaba kaldırmaya hazır.

Bir kıyafete acil ihtiyacımız olunca hemen yıkayıp kurutabilmek çok iyi. İstanbul'un havasında bazen üç günde kurumayıp kokmaya başladığı oluyordu çamaşırların. Büyğk rahatlık bence. Kedileri olan bir eviz. O açıdan da çok faydası oluyor.

Yıpratıyor evet. Ömrünü kısaltıyor çamaşırların. Bazen küçültüyor. Kıyafet ve beden seçimlerimizi ona göre yapıyoruz. Kurutmaya uygun olmayan hassas kıyafetleri atmıyoruz kurutmaya.

Bahsettiğiniz hissin tam tersi, bence yumuşacık ve kırışıklıkları açılmış olarak çıkıyor kıyafetler. Yün toplar ve kurutma mendili kullanmanızı tavsiye ederim.
+1
yadigar
(16.11.25)
Ben çok sevdim, toz ya da kumaş kalıntısı her neyse onları toz haznesinden almak çok tatmin ediyor beni, giysiler ekstra temizlenmiş gibi hissediyorum. Bozulan giysim olmadı hiç. Bebeğimin kıyafetlerini ütülemediğim için kendimi kötü hissetmedim bi de, zaten yüksek sıcaklığa maruz kaldılar diye. Pratiklik için de güzel tabi ama ben çamaşır sermeyi toplamayı da seven biriyim o yüzden son sırada
+1
mezzosprite
(16.11.25)
oo robot süpürgeden sonra ekşicilerin ikinci kutsalına laf söylemişsin. eleştirilere hazırlan:)
0
nothing in my way
(16.11.25)
Spor kıyafetleri, spor ayakkabıları, iç çamaşırları, çarşaflar ve havlular için çok yerinde bir alet.

Gömlek ve tişört atmıyorum.
0
gabe h coud
(16.11.25)
benim nevresimlerim filan çoğunlukla o eski %100 pamuklardan
şimdiki ranforce'lerden değil
tişörtlerim filan da öyle
kurutmada muhtemelen az da olsa yıpranır kırışır ve çekerler. bir de benim çok kıyafetim ve çok ev tekstilim var. yazık olur bu kadar eşyaya.

ben tekim, evlerin küçük olduğu bir yerdeyim çok yerim de yok ama 2 balkon var
çamaşır meselesi sabit olarak hep balkonun birinde benim, 1 günde kurumazsa 2 günde de kuruyabilir. bu kadar acele gerekecek bir çamaşırım yok. ne biliyim scrubs filan giymiyorum.
her çamaşırı da iyice çırpıp asarım, balkonda toplarken de çırparak alıp katlarım (ütü yapmıyorum), o yüzden bu toz kıl tüy meselesiyle bir sorunum yok, alerjik bir durumum da yok .evde pet yok. dahası evde erkek yok zaten ki öyle aman aman bi kıl tüy sorunu olsun. çamaşırın havını da makine almasın zaten, alırsa yıpratıyor.

bana da kurutmadan çıkan çamaşır bir tür "göpsümüş" (bizde öyle denir) gibi geliyor, o dediğiniz sanki fresh değil gibi, evet. güneş alan bir ülkeyiz, ben yazın öğlen güneşine bile çamaşır sermiyorum ki daha önemlisi kurutma bence gereksiz bir enerji kullanıyor. (bu konularda hassasım)
balkonda 1 fincan kahve içerken çamaşırı da hallediyorum. bu kadar vaktim var yani, bence sorun yok. çok kuzeye gitmedikçe alma herhalde.
0
subcomponent
(16.11.25)
eski konserlerliler ile ısı pompalılarda sıcaklık farkı var. yeni nesil ısı pompalılar daha düşük sıcaklıkta çalıştığı için kurutma süresi uzun (3-4 saat) ama çamaşır çekmiyor. ısı pompalı tavsiye ederim
0
sttc
(16.11.25)
bazen çok işe yarıyor gibi geliyor ama yine de çok bayılmıyorum ya. birçok parçayı atmıyorum kurutmaya, çekiyor ya da çeker diye korkuyorum. onu atma bunu atma derken her seferinde 5-6 parça kıyafeti askıya asıyorum zaten. ne anladım o zaman diyorum
0
dfn4
(17.11.25)
(7)

Genetik sağlık

egerbiryolcu
Beslenme, yaşam kalitesinden daha çok genetik kodlar daha mı etkili sizce/ ya da bilimsel olarak?Mesela;Benim anne tarafım baba tarafımdan çok daha sağlıklı geliyor (gerçi aralarında uzaktan bı akrabalık durumu var ama)Baba tarafımdan; halamda beyin tümörü, onun oğlunda beyin kanaması, amcamda prost
Beslenme, yaşam kalitesinden daha çok genetik kodlar daha mı etkili sizce/ ya da bilimsel olarak?
Mesela;
Benim anne tarafım baba tarafımdan çok daha sağlıklı geliyor (gerçi aralarında uzaktan bı akrabalık durumu var ama)

Baba tarafımdan; halamda beyin tümörü, onun oğlunda beyin kanaması, amcamda prostat kanseri, onun kızında beyin tümörü, eşinde (baba tarafimla yengemin akrabalık durumunu hatırlayamadım ihtimal vardır diye belirteyim) lenfoma beyin tümörü, babamda kemik iliği kanseri vakaları oldu bahsettiklerimin biri hariç hepsi vefat.

Anne tarafıma baktiğimda bir sürü teyzem iki dayım ve bir sürü kuzenim var maşallah nazar da değmesin hiçbirinde ciddi bir sağlık vakası olusmadi. Anneannem 90 küsur yaşında hâlâ sağ. Kuzenlerimin yaşları orta yaş büyük olanlar da var kimsede kanser vakası oluşmadi Allah da göstermesin zaten ama bu durum dikkatimi çekti.

Ben ise fiziksel olarak baba tarafima daha yatkın gibiyim. Bilmiyorum sağlık olarak da bir ipucu mudur bu durum.
Ve tabii kanser vakaları belki de hepsi tesadüftür genetik ne kadar yüzde olarak etkilidir pek bilmiyorum ama bu kadar şey tesadüf olabilir mi sadece
0
egerbiryolcu
(16.11.25)
bilimsel izahlara girersek çıkamayız.

evet genetik bence de temel unsur. büyük büyük ninelerim doğru erkek tercihi yapmış.

ailemde saçı dökülen yok, dişi çürüyen yok, gözlük takan yok, 1.80cm'den kısa yok. ailenin erkekleri komple güreşçi. (ben de katıldım)

evet her şey genetik.
0
yurtsuz john
(16.11.25)
Şu Afrika savanlarında elinde mızrak, yalınayak koşuşturan kara kuru, iskeletten hallice minicik zenciler var ya, bir de iki metreyi aşkın, basketçi afro-amerikalılar da var.
Onların genleri aynı.

Yani gen konusu önemli olmasına önemli de, her şey değil.
0
Mirket
(16.11.25)
genler çevresel etkenlere uyumlulukla ilgili. 1900'lerde amerikalılar meksika yerlilerine bakıyor. bütün gıdaları mısır üzerine. bu böyle olmaz çok sağlıksız diyerek adamların diyetlerini kendilerince sağlıklı gıdalarla değiştiriyor. sonraki yıllarda istatistiksel olarak hastalıklar artıyor.
0
orpheus
(16.11.25)
her ikisi de tek basina anlam ifade etmiyor.
genetik yapinizi saglikli gida ve spor ile destekleyeceksiniz.
bu sizin kanser olmanizi, seker hastasi olmanizi 100% engelleyecek diye bir sey yok ama elinizden geldigince bunu geciktirmeye, önlemeye calisacaksiniz. ne genetik ne yasam stili tek basina bir anlam ifade ediyor. ikisi gayet girift bir sekilde calisiyor.
mesela genetik olmayan diyabet var. tamamen yasam stili ile alakali. öte yanda genetik olan diyabeti istediginiz kadar saglikli beslenin, önleyemiyorsunuz. bazen dogumdan itibaren bebekler diyabetik oluyor.
+1
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(16.11.25)
Kesinlikle genetik. İstersen çöple beslen yaşam süreni yüzde 10 uzatır ya da kısaltır.
-1
Mistyimage
(16.11.25)
@Mirket bir şeyi atlamış. Köle tacirleri satmak için zayıf ve hastalıklı zencileri değil, sağlıklı ve uzun deniz yolculuğundan sağ çıkabilecek olanları seçiyorlar. Diğerleri Amerika'yı göremeden yolda ölüyor zaten. Doğal ya da yapay bir seçilim var yani.

Yine de genetik her şey değil tabii de mesela dünyanın en kendine dikkat eden en aktif ve sağlıklı insanı da olsan alzheimer genlerinde varsa ve başka sebepten erken ölmezsen alzheimer olursun. Böyle bir sürü hastalık var. Doktorlar boşuna ailenizde x vakası var mı diye sormuyor.
+1
gnosis
(16.11.25)
kendi genetik geçmişizde bir sürü hastalık olabilir. bu genetik aktarımın kötü yaşam şartları ve stres benzeri etkenlerle açığa çıkıp genetik faktörlüğü oluştuğunu dinlemiştim. kendi dedem fakirdi yaşam şartları kötüydü, 70 yaşını geçtiği gibi vefat etti. eşimin dedesi varlıklı bir aileden geliyor, 98 yaşında. her gün margarin sürülmüş ekmek yiyor, çayına beş tane şeker atıyor ama tık yok.
avrupa ülkelerini gezdiğimde özellikle almanların beslenmeleri çok kötü ancak bizden daha çok yaşıyorlar. ülkelerinde genel stres az ve bir çoğu sürekli spor yapıyor. iyi yaşam şartları genetiği faktörleri etkiliyor.
0
mikahakkinen
(16.11.25)
(1)

Ateş Çukuru (öneriniz var mı)

tchuck
bahçede otururken falan hem ısı versin, hem düzgün ambiyans olsun diye ateş çukuru almak istiyorum da önerdiğiniz bir şey var mı?https://www.amazon.com.tr/ates-cukuru/dp/B0CYX524XT/bu hoşuma gitti ama 54cm yeterli büyüklükte midir değil midir gözümle kestiremiyorum asla. aynı markanınhttps://www.ama
bahçede otururken falan hem ısı versin, hem düzgün ambiyans olsun diye ateş çukuru almak istiyorum da önerdiğiniz bir şey var mı?

www.amazon.com.tr

bu hoşuma gitti ama 54cm yeterli büyüklükte midir değil midir gözümle kestiremiyorum asla.

aynı markanın

www.amazon.com.tr

bu ürünü de var, ama bundan da hiç emin olamadım. bir de fazla mı alçak ondan da emin olamadım. (komple emin değilim yani :D)

www.kombifirsati.com

bu ve buna benzer şeyleri de gördüm de. yine hem yükseklik, hem çap konusunda hiç fikrim yok.

cidden hem düzgün bir ısı verebilsin istiyorum (bu demektir ki çok odun atabilmeliyiz) hem de ambiyans falan da verebilsin istiyorum yani. yere yapışıp ne bizi ısıtacak, ne düzgün gözükmeyecek bir şey istemiyorum da.


edit:

www.hepsiburada.com

1000 liraya bu varken diğerlerine el etmem herhalde ya. 2 tane bundan alsam daha bile mantıklı sanki?

neyse öneriniz varsa çok iyi olur.
0
tchuck
(15.11.25)
çamaşır makinesi kazanından yapılan bahçe şöminesinden 2 tane ile 2 kişi çok rahat ısındık.
0
mikahakkinen
(15.11.25)
(2)

Messi neden hala futbol oynuyor?

kizil karga
Başta söyleyeyim ben bir Messi hayranıyım ama merak ettiğim şu: Ronaldo tamam biyonik gibi robot gibi bir sporcu tüm ömrünü de kendisini geliştirmeye daha iyiye götürme üzerine kurmuş ve bunun karşılığı olarak da 40 yaşında hala futbol oynuyor ve daha da devam edecek gibi, yani Arap liginde oynuyor
Başta söyleyeyim ben bir Messi hayranıyım ama merak ettiğim şu: Ronaldo tamam biyonik gibi robot gibi bir sporcu tüm ömrünü de kendisini geliştirmeye daha iyiye götürme üzerine kurmuş ve bunun karşılığı olarak da 40 yaşında hala futbol oynuyor ve daha da devam edecek gibi, yani Arap liginde oynuyor ama ulusal olarak milli takımda da oynuyor fakat bunları yapmayan Messi de hala futbol oynuyor, yani ben Messi'nin Ronaldo gibi hedeflerinin olduğunu da zannetmiyorum ama 38 yaşında hala oynuyor, fizik gücü kondisyonu ve mentali Ronaldo gibi mi bimiyorum ama hala oynuyor, hatta sanırım Barca'ya tekrar dönme ihtimali de var ama bu seviyede hala nasıl oynayabiliyor Messi ve neden oynuyor, Ronaldo oynadığı için mi devam ediyor sizce yoksa oynayabildiği için mi oynuyor?
+1
kizil karga
(15.11.25)
futbolu bırakırsa yaşlandığını kabul etmiş olur.
futbol olmazsa ilgi odağı olmaz.
yapacağı başka bir iş yok. uğraş, hedef, heyecan.

elon musk dünyanın en zengin insanıyken neden halen çalışıyorsa aynı sebepten. hem ilgi güzel, hem para güzel hem de birnevi yaşlanmayı geciktiriyosun.
0
jelly bear
(15.11.25)
sadece sahada hiç bir şey yapmadan durması bile stadyumu dolduruyor. ayrıca inter miaminin ortaklarından ve takımın değerini artırıyor. olay tamamen ronaldonun devam etmesi değil halen hatrı sayılır şekilde futbol oynayabilmesi. ayrıca ronaldodan 2 yaş daha küçük. barçaya dönmez zaten barçanın bunu karşılayabilecek ekonomisi yok. ancak sponsorla olur.
0
mikahakkinen
(15.11.25)
(10)

Nasıl olabilir?

mermaidd
Dün bu konuda başlık açılmış ama konunun gidişatı değiştiği için bende sormak istedim. Zehirlenen gurbetçilerin kaldığı otelden 2 kişi daha zehirlenme vakasıyla hastaneye kaldırılmış. Oteldeki damacana sudan zehirlenildiğinden şüpheleniliyormuş. Su bu kadar tehlikeli olabilir mi? Özellikle damacana
Dün bu konuda başlık açılmış ama konunun gidişatı değiştiği için bende sormak istedim. Zehirlenen gurbetçilerin kaldığı otelden 2 kişi daha zehirlenme vakasıyla hastaneye kaldırılmış. Oteldeki damacana sudan zehirlenildiğinden şüpheleniliyormuş. Su bu kadar tehlikeli olabilir mi? Özellikle damacana su.
0
mermaidd
(15.11.25)
Damacanın toksikliği açıkta bekleyen tavukla yarışır.
0
kizil karga
(15.11.25)
Sudan ziyade damacananın içine oturtulduğu sebil, alındiği günden bu güne hiç temizlenmemiş olabilir.
Suyun geçtiği o yollar vs.
0
WithWorth
(15.11.25)
Otel sahibi mutfağımız yok, kapalı su dışında ikramimiz da yok demiş. Havalandırma da sorun yoksa otelde sorun yok

Düzeltme: şimdi twitterda gördüm damacana su varmış sadece. Otel sahibi suçlu olabilir
0
artıküyeolmakistiyorum
(15.11.25)
bence artık haber kirliliği var.herkes bir şey diyor. ülkede sağlık sistemine güvenilmeyince böyle oluyor. tavuktan zehirlenen bir aile vardı, onlarda acile gidip evlerine gönderilmişti. asıl sıkıntı burada.
+1
mikahakkinen
(15.11.25)
insanlar depremde enkazda susuz kalınca kendi idrarlarını içiyorlar, bir şey olmuyor. bear gyrills fil dışkısını sıkıp içindeki suyu içiyor, bir şey olmuyor. damacana su veya sebili ne kadar kirli olabilir? hem sadece onlar mı içti?

bir de niye bu kadar belirsizlik olduğunu anlamadım. adli tıpta otopsi yapılmadı mı? biri böcek ilacı diyor, biri midye diyor, biri kumpir biri damacana su diyor.
+1
tabudeviren
(15.11.25)
@tabudeviren yaklaşık 30-40 dakika önce girilen bi haberde de otelde düzenli olarak böcek ilaçlaması yapıldığı ve bunun doğrultusunda zehirlendiklerini yazmışlar. Neye inanacağımı şaşırdım artık
0
🌸mermaidd
(15.11.25)
@mermaidd böcek ilacı konusu sabahtan beri konuşuluyor. Otelin ciddi bir hamam böceği sorunu varmış. Google yorumlarında otelde kalanlar bu konudan şikayetçiymiş. Aile alt katta havalandırmanın yetersiz olduğu bir odada kalmışsa böcek ilacından etkilenmiş olabilir diyorlar.
0
gnosis
(15.11.25)
insan ve gida olan yerde ilaclama yapan sirketler,puskurttukleri sivinin treake solunumu yapan canlilarda etkili oldugunu söyluyorlar,

bence tavuktandir,
0
designer
(15.11.25)
@designer Tavuktan olsa o restoranda yemek yiyen başkalarının da zehirlenmesi beklenmez mi? Geçenlerde başka bir ilde yedikleri tavuk dönerden yüzlerce kişi hastanelik olmuştu.
Bu arada son dakika haberi: "Zehirlenen ailenin kaldığı otelde iki kişi daha hastaneye kaldırıldı! 'İlaçlama' ve 'damacana su' şüphesi... 3 kişi daha gözaltına alındı"
0
gnosis
(15.11.25)
@gnosis bende seninle aynı fikirdeyim gıdadan olduğunu düşünmüyorum. Otelde bir de damacanadan su içmişler ya ondan oldu ya da bu ilaçlamadan zehirlendiler.
0
🌸mermaidd
(15.11.25)
(15)

Türk dizilerinde neden yaşlı adam genç kız partner seçiliyor

darkwizard
40-45-50 yaşında adamların 20-25 yaşında sevgilisi oluyor bu gibi yozlaşmalar neden müdahale edilmiyor.
40-45-50 yaşında adamların 20-25 yaşında sevgilisi oluyor bu gibi yozlaşmalar neden müdahale edilmiyor.
-8
darkwizard
(14.11.25)
'Neden empoze ediliyor?' şeklinde bir soruya mutabık olurum ama 'yozlaşma' tanımlamasına katılmıyorum.

Ayrıca müdahale, reyting düşmesiyle olmalı. Sansür mekanizması mı olsun yani? Sansür komisyonları mı kurulsun 21. yüzyılda?
+1
Mirket
(14.11.25)
zengin güçlü erkekler de gerçek hayatta da genç olanı tercih ediyor zaten. tutarsızlık ve yozlaşma yok.
+1
hold the door
(14.11.25)
izlettirmek için,
guzel kadin, yakisikli erkek,
tüketen toplumun tüketen dizileri.
0
designer
(14.11.25)
tv kumandasının tuşuna basarak bu durumdan kolayca kurtulabilirsin. sansür hepsinden daha büyük bir yozlaşma ve ayıptır.
+4
yurtsuz john
(14.11.25)
Turk dizilerini bilmiyorum yalniz yasli adam genc kadin cok yaygin bir cift profili. Adam tarafi genellikle zengin oluyor. Hemen hemen dunyanin her yerinde gorebilirsiniz.
+1
thetruenorthstrongandfree1
(15.11.25)
yasitiyla evlenmis, yakasik 15 senedir evli olan birisi olarak, zaten dogrusu bu diyorum. kadin erkek arasinda kilciksiz 10 yas olmali.

40 yasinda adam diyelim, yeni yeni paraya ulasmaya baslamis aile kurmak istiyor, coluk cocuk pesine verecek. ne yapsin gidip yasitiyla evlenip, biyolojik saat diye birsey var.
-5
cooperr
(15.11.25)
www.themarysue.com
Bu sadece Türkiye'ye özgü ya da yeni bir şey değil. Fakat bununla mücadele için sizi sansürcülüğe değil, feminizme bekleriz.
+3
kobuzchu kiz
(15.11.25)
Bu dünyadaki olağan bir gerçek. Monte Carlodaki zengin dedeler de 20 yaşındaki kızlarla geziyor. Empozeye gerek yok, insan birbirine benzer.
-1
mikahakkinen
(15.11.25)
çünkü çatışma lazım hikayede herkesin bi sosyal yargıç olup insanlar hakkında hüküm vermesi lazım ki haklı çıksınlar
0
duyurukullanıcısı
(15.11.25)
Geçen bir haber gördüm. Zamanında James Bond'u oynayan aktörlerden biri kızı yaşında aktris ile sevgiliyi oynaması istenince kabul etmemiş. Daniel Craig'e de yaşlı bir kadınla oynamak nasıl gibi bir şey sormuşlar. Yaşlı kadın da Monica Belluci bu arada. Craig, Bond ile yaşıt ne var bunda demiş.

Bu yaş farkını yapımcılar talep ediyor sanırım. Yapımcı da parasına bakıyor. Sonuçta iş seyircide bitiyor. Sen izliyorsun ki o film veya dizide 50 yaşında adam kızı yaşında aktris ile aşk yaşıyor. Toplum böyle ilişkileri ayıplar ama bilinçaltı mı artık iki yüzlülük mü neyse ekranda görmeyi seviyor.
0
gnosis
(15.11.25)
toplumun böyle şeyleri ayıpladığını kim nasıl iddia ediyor bilemiyorum
toplumda ancak çok iyi eğitimli, kültürlü, kentli, kadınları 2-3 kuşaktır aile işi harici maaşlı çalıştığı vb. bir kesim için böyle yaş farkları abestir, yanlıştır.

kalan toplum için, yani toplumumuzun epeyce büyük bir bölümü için bu yaş farkları normal, her yer ekşi evreni gibi değil zira.

hatta şu anda daha da normal
zira 30-40 sene önce yani daha kitleler şehre taşınmadan ve adapte olmadan önce, erkekler askere gitmeden önce nişanlanıp gelir gelmez de evleniyorken 18-19 yaşındaki çocuğa ne kadar küçük kız "alabilir"din zaten? yaş farkları mecbur en fazla 2-3 olabiliyordu. istesen de olamıyordu yani yaş farkı. ancak 2. evlilikte.
ilk evlilikte ciddi bir yaş farkı olabilmesi için adamın askerden epey epey bir zaman sonra (mesela 10 yıl sonra, 30 yaşlarında iken evlenmiş olması lazım ki 18-20 yaşında biriyle evlenince yaş farkı oluşsun, mesela, bu da süpheli niye evlenmemiş o zamana kadar derlerdi anadoluda. çerkesler filan hariç o yaşlara kadar evlenmeyen insan yok ki o zamanlar. (okuyan, geç evlenen kesim küçük bir azınlık)

ama şimdi öyle değil evlenme yaşları ilerledi. üniversite biter bitmez işi bulup, aşık olup evlenmiyorsa (1. dalgayı kaçırdıysa yani) şayet erkek 33-38 gibi yaşlarda gayet de 20-22 yaşında kızlarla evlenebiliyor bu da son derece normal görülüyor. benim etrafımda muhafazakar anadolu illerinde sıradan düz memur, öğretmen, mühendis bi dolu adam var 35-40 yaşa yakınken 22-23 yaşta kızlarla evlendiler. dümdüz adamdı bunlar. kızlar genel olarak da çalışmıyor ,okumuş ama atanamamış ya da evlenince işi bıraktı filan.

hele hele dizilerdeki o zengin, okumuş, ultra kaslı ya da ağa mağa olan abilerimiz zaten alfa alfa karakterler, 15 yaş küçük de yazarlar harem de kurarlar onlara, çok öyle kimse de ayıp karşılamaz çünkü o erkeğe gayet hak görür.
-4
subcomponent
(15.11.25)
@subcomponent, köyünden çık.
+3
deartheodosia
(15.11.25)
Kimse 25 yaşındaki kızı yaşıtı yerine 40 yaşındaki adamla evlensin istemez. Parası, malı mülkü varsa onay verirler. Zaten 25 yaşındaki de 40 yaşındakine bakmaz. Yeterince para yaş, eğitim, kültür, kondisyon farkını ortadan kaldırır. Paranın miktarına bağlı olarak her olumsuzluk aşılır, her sorun çözülür.
Not: Abba'dan Money Money Money hepimize gelsin:
"I work all night, I work all day to pay the bills I have to pay
Ain't it sad?
And still there never seems to be a single penny left for me
That's too bad
In my dreams I have a plan
If I got me a wealthy man
I wouldn't have to work at all, I'd fool around and have a ball"
+2
gnosis
(15.11.25)
yozlaşma değil ki bu. tüm dünyada bu durum normal. yaşı geçmiş yalnız kadınlar dışında kimse dert etmiyor bunu. erkeklerin yüzü, duruşu, karakteri zaten 35ten sonra oturuyor. kadınlarda ise tam tersi.
-4
abelardo
(15.11.25)
@deartheodosia, evet Monaco'nun tümü de bizim köylü, sizi de bekleriz.
0
subcomponent
(15.11.25)
(17)

800 milyon Türk lirası büyük para mı?

ulukayin
Bugün işyerinde konu yılbaşı büyük ikramiyesine geldi. Birkaç kişi bu paranın abarttığımız kadar büyük olmadığını iddia etti. Tabii ki bu kişiler ayda en fazla 100-120 bin kazanan kişiler. Bu miktarın sadece günlük faizi bile bu kişilerin 7 aylık maaşı olan bu parayı küçümseme sebepleri sizce ne ola
Bugün işyerinde konu yılbaşı büyük ikramiyesine geldi. Birkaç kişi bu paranın abarttığımız kadar büyük olmadığını iddia etti. Tabii ki bu kişiler ayda en fazla 100-120 bin kazanan kişiler. Bu miktarın sadece günlük faizi bile bu kişilerin 7 aylık maaşı olan bu parayı küçümseme sebepleri sizce ne olabilir?

İkinci sorum ise şu, faiz her zaman enflasyona yenilir mantığını kavramaya çalışıyorum. Ayda 100 bin lira kazanan yani 100 bin lirayla geçinen birisi için neden faiz zararlı oluyor? Kişi zaten 100 bin lira ile geçinebiliyorken ayda ortalama 2.5-3 milyon getirisi olan risksiz garanti kazanç neden zararlı olarak değerlendiriliyor? Şimdiden herkese teşekkürler.
0
ulukayin
(14.11.25)
Tabi ki büyük para. ayda 120 bin kazansa 6.666 ayda kazanabileceği bir para yani 555 yıl :)

bu paraya büyük para dememek için zenginler listesinde ilk 10'da olmak lazım.

ikinci soruya cevap vermeyeyim ekonomist değilim :) Ama çok param olsa ben de faiz yerdim ne yalan söyleyeyim.
+2
orta buyuklukte bir ulkenin krali
(14.11.25)
Çok büyük para. Ömrüm boyunca yemeden içmeden çalışsam kazanamam.

Enflasyon karşısında yenilmek de çok basit. 100 birime bugün ekmek alıyorsanız yarın 200 birim olur ama sizin paranız sabit faiz vermeye devam eder. Paranın değeri düşer, yenilir.
+3
artıküyeolmakistiyorum
(14.11.25)
@artıküyeolmakistiyorum tamam paranın değeri düşüyor fakat kendimden örnek vereyim. Bugün 100 lira alıyorum seneye olsun olsun 150 lira alayım. Ben bu miktarla (doğru orantıda) geçinip bir hayat yaşayıp ölüp gidebiliyorken neden ayda 30 katı getiriyle bir hayat yaşayıp ölüp gidemiyorum. Bugün ekmek 10 lira seneye 15 lira. Bugün maaşım 100 lira seneye 150 lira. Bugün “risksiz ve garanti” faiz getiri oranı 300000 lira seneye 450000 lira. Faiz sadece finansal olarak değil ruhen ve bedenen de getiri sağlamıyor mu? Mesela çalışmamak?
0
🌸ulukayin
(14.11.25)
800 milyon TL nakit, fabrikası olan insanların bile anca 20, 30 yılda ulaşabileceği bir para. Küçümseme sebepleri 1. matematik bilmemeleri, 2. paranın nasıl kazanıldığını bilmemeleri.

Faizi belirleyenler altını, doları, euroyu dikkate alıp zaten paranı TL'de tutman için çekici bir oran belirliyorlar. Bu oran çekici değilse zaten devlet canlılık istiyordur. Faiz yüksekse değerlendir geç. Enflasyon konusu da bu kadar basit bir şey değil. Her şeyin fiyatı her zaman artmaz. Böyle bir matematik yok. Aylar önce 100 TL olan şey bugün 50 TL'ye satılabiliyor. Arz ve talep konusu. Yani sen bal gibi de kâr etmiş olabiliyorsun. Hiçbir şey yapamıyorsan faizden gelen parayı harcamayıp onunla da yatırım yapabilirsin. Sonuçta elinde nakit var, en değerli şey.
0
arbre
(14.11.25)
20 milyon dolar yurtdisi icin bile buyuk para, turkiye icin cok buyuk para.
+2
cooperr
(14.11.25)
İşin komigi bu loto piyango vs paraları normal halka da çıkmıyor senelerdir :)

Hani boşuna hesap kitap vs yapmaya gerek de yok.
+3
makbur
(14.11.25)
Bana bütün arzuladıklarımı yaptırır rahatlıkla. Meh. Çok güzel para.
+1
muhayyer divan
(14.11.25)
valla yılda 400-500k kazanan swe olmayı hedefleyen ve bunun için çocukluktan beri günde 12 saat ders çalışan şahsım için bile inanılmaz büyük para. loto çıksa okuldan kaydımı siler, kod yazdığım laptopumu kampüsün ortasında parçalarım xd
+1
hold the door
(14.11.25)
Bu soruyu Elon Musk'a, Mark Zuckerberg'e falan sorun, onlar da "Büyük Para" diyecek. 19 milyon dolardan bahsediyoruz. O parayla boğazda yalı bile alınabilir. İnsanı "sayılı zenginlerden" yapmaz, evet. Ama güzel para.
+1
dilemma of subscribtionability
(14.11.25)
Değer olarak büyük , niteliği olarak ise kirli para. Ne de olsa büyük ikramiye ile hayatı mahvolanları gördük toplum olarak.

O arkadaşlarının yanılgısı, kazandıkları ortalamanın üstünde olsa dahi bunu az görmeleri.
6 ay parasız kaldıklarında biraz da fakir mahalle ve sokakları gezdiklerinde
100 - 200bin lirayı da çok göreceklerdir.
Hatta bu haldeyken etsiz hazırlanmış kabak veya patlıcan gibi sebzeli yemekleri sevecekler, ekmeğin üstüne salça sürüp yemenin zevkine varacaklardır.
Zor değil. Empati kurabilmeleri için sadece yapacakları şey biraz konfor alanlarının dışına çıkmaları gerek.
0
diyecevaplandı
(14.11.25)
Büyük para...

Bir de "Faiz her zaman enflasyonun altında kalır" argümanı tartışılır.
Düz faiz ve Türkiye için söz konusu durum geçerli olur ama faiz ve enflasyon arasındaki fark astronomik kalmayacağı için 800 milyon lira her halukarda anaparaya dokunmadan ve başka hiçbir yatırım yapmadan birkaç jenerasyonu güzel bir şekilde yaşatır. ancak tabi ki bu saçma çünkü mesela S&P500 yıllık ortalamada dolar bazında ABD enflasyonunun üzerinde para kazandırıyor, yani ortalama bir yatırımla bile bu parayı bitirmek, lüks sayılabilecek bir yaşam tarzıyla bile, baya bir aptallık gerektiriyor.
+1
salihdt
(15.11.25)
1) Olcut olarak iyi futbolcularin yillik maaslarina, top zenginlerin yatlarina, gelismis ulkelerin buyuk sehirlerindekideki prime lokasyonldaki top emlak fiyatlarina falan baktiklari icin rakami kucumsuyor olabilirler. Muhtemelen hayatlari boyunca hesaplarinda ulasamayacaklari bir net worth.

2) Nominal faiz var, reel faiz var;
Nominal faiz: sizin bankadan aldiginiz faiz.
Reel faiz: Nominal faizden enflasyon oranini cikarinca elinizde kalan rakam %.

Diyelim bankadan 10 milyon lira paraniz icin %50 faiz aldiniz. sizin 10 milyon liraniz 15 milyon oldu. Siz 5 milyon faiz getirisi aldiginiz icin seviniyorsunuz ama ayni yil enflasyondan dolayi herseyin fiyati %60 artiyor. Sizin 10 milyonun reel degeri 9.6 milyona esdeger hale geliyor.

Yillar geciyor para nominal olarak artsada rakamlar buyuse de bu reel kayip daha da buyuyor. 1. yil sizin 15 milyon'un reel degeri , 9.6 milyona dusuyor, 2. yil 8.8 milyona duuyor, 3. yil 8.2 milyon , 4. yil 7.7 milyon boyle asagiya dogru gidiyor.

Tr'de enflasyon faizden daha yukarida oldugu icin bu sekilde sadece faiz alarak yasamak mantikli degil. Sizin de deiginiz gibi belli bir sure calismadan yasanabilir ama zaman icinde calismaya geri donmek zorunda kalirsiniz ya da paranizin erimesini izlersiniz.
+1
thetruenorthstrongandfree1
(15.11.25)
ben hesap yaptım. hayatımın geri kalanı için 6milyon dolar bana yetiyor.

lüks yaşayan biri olmadığım için aylık 5bin dolar ile çok keyifli yaşarım. buda 30 sene daha yaşasam 1.8 milyon dolar ediyor. 2 milyon dolara ev ve arabaları yenilerim. kalan 2.2 milyonda kefen param kötü gün için saklarım.

yani demem odur ki 19milyon dolar benim için çok büyük para.
+1
gercekdunya
(15.11.25)
Abi şöyle düşün yıllardır Galatasaray'da futbol oynayıp bir sürü para şan şöhret kazanan Barış Alper Yılmaz geçen yaz o paranın yarısına Arabistan'a gitmek için Galatasaray'ı tek kalemde silip günlerce peşinden koşturdu koca kulübü, öyle bir para.
+1
kizil karga
(15.11.25)
Benim için büyük para. Beni bozmaz ama büyüktür.
0
mikahakkinen
(15.11.25)
ortalama 20m USD ki bununla bir kişi bir daha çalışmaya bilir orta standartlarda
0
duyurukullanıcısı
(15.11.25)
şu beyaz yaka tayfanın her şeyi küçümsemesine hayranım:) aylık 100 bin tl kazanan beyaz yaka zengin, 800 milyonu olan adam değil öyle mi? vay anasını arkadaş.
0
nothing in my way
(15.11.25)
(17)

Zehirlenen gurbetçiler neden?

michael_knight
Zehirlenen gurbetçiler lokum, midye, kumpir yemişler ya. Ama bu satıcılardan yiyen onlarca insan daha olmalı. Zehirlenmelerinin sebebi bu yediklerinin arasındaki bir etkileşim mi? Bayat balık ve sütü birlikte yediğimizde zehirleyeceği söylenen etkileşim gibi bir şey mi?
Zehirlenen gurbetçiler lokum, midye, kumpir yemişler ya.
Ama bu satıcılardan yiyen onlarca insan daha olmalı.
Zehirlenmelerinin sebebi bu yediklerinin arasındaki bir etkileşim mi? Bayat balık ve sütü birlikte yediğimizde zehirleyeceği söylenen etkileşim gibi bir şey mi?
0
michael_knight
(14.11.25)
muhtemelen birbiriyle bir etkileşime girdiler vücutta zehir oluştu. yada ailede olan bir bakteri ile etkileşime girdi. yoksa hepsi birden zehirlenmesi normal değil.
-2
gercekdunya
(14.11.25)
Haberi görmemiştim şimdi baktım. Yine bu sene kumpirden zehirlenen bir aile yok muydu izmirde yanlış hatırlamıyorsam? Aynı kumpirciden başka zehirlenen yoktu sanki o gün. Salmonella bakterisi anlık bulaşmış olabilir belki hazırlama esnasında. Ya da midyecide aldıkları midyeler güneş altında kaldı ve bakteri üretti vs bilemeyiz.

Ayrıca yoğurt ve balık zehirlemez. Bayat balık zehirler. Yoğurt yemenin konuyla bir alakası yok
0
nundu
(14.11.25)
@nundu işte sadece midyelerde sorun olsa sonuçta o midyeciden o gün belki 40 kişi daha yemiştir ama onlara bir şey olmadı veya en azından ölmediler.
+2
🌸michael_knight
(14.11.25)
bana hiç mantıklı gelmedi ya sadece o ailenin etkilenmiş olması. okay zararlıdır pistir kötü şartlarda yapılmıştır yedikleri midye ve kumpir ama, bu kadar ölümcül olup sadece onları etkilemesi çok tuhaf olurdu. kesinlikle daha önce yedikleri bir şeyden falan etkileşime girince toksik bi durum olmuştur
0
chanandler bong
(14.11.25)
"o midyeciden o gün belki 40 kişi daha yemiştir ama onlara bir şey olmadı"

bir hindistan belgeseli izliyordum. ingiliz bir adam hindistan'in sehirden uzak ama turistik sayilabilecek bir yerinde, bir sarayin bahcesinde akan suyu insanlarin avuc avuc ictiklerini gördü. dini bir inancmis. saglik getiriyormus. adam, ben icmeyecegim sadece agzimi calkalayacagim, dedi. adami ucakla ingiltere'ye götürdüler. az daha ölüyordu. toparlanmasi aylar sürdü.
hindistanli hayatina normal devam ediyor ama elin ingiliz'i 4 ay hastanede yatiyor.

o 40 kisi türkiye'de yasiyor, bu aile almanya'da. sebep bu olabilir.
+9
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(14.11.25)
Öyle bir mantık yok. En azından yemekten zehirlenmemişlerdir başkaları zehirlenmedi değil. Zehirlenmek için belli bir seviye gerekiyor. Daha önce yemedikleri bir şey, bağışıklık sistemlerinin düşük olması, bir çok etken olabilir.
+1
gabe h coud
(14.11.25)
bir entry'de gördüm, babanın ifadesine göre hepsi farklı şeyler yemişler.
kumpir yememişler hatta söylenene göre.
haberler çelişkili ve eksik.

"anne çiğdem böcek de polise yaptığı açıklamada ortaköy'de midyeyi altmış yaşlarında, kır saçlı bir seyyar satıcıdan satın aldıklarını belirtti. kumpircilerin olduğu sokakta kadın çalışanların bulunduğu, ahşap oturaklı bir işletmede eşinin ve oğlunun kokoreç, kendisinin tavuk tantuni, kızının ise sucuk ekmek yediğini söyledi. çiğdem böcek'in de hastanedeyken entübe edildiği öğrenildi."

bahsi geçen ahşap oturaklı işletmede hep beraber oturup farklı şeyler yemişler.
sonrasında bir lokumcudan lokum alıp yemişler. hepsinin yediği ortak şey bu.

eksisozluk.com

kumpir dükkanı sahibi, midyeci ve lokumcu gözaltına alınmış.

ölenlere rahmet ve babaya baş sağlığı ve şifalar dilerim ancak yenilen şeyler midye, kokoreç, tavuk döner... aklı başında olup da istanbul'da yaşayan çoğu kişinin yemediği ya da yerken tereddüt edip sadece güvendiği yerden yediği şeyler bunlar. bilmediğin yerde yenecek şeyler değil.
0
biseysorcaktim
(14.11.25)
açıkçası ben de merakla takip ediyorum bu durumu. benim de ilk aklıma gelenlerden biri yukarıda bahsedilen hindistan örneği oldu fakat gene de 4 kişilik ailenin tüm bireylerini de 2 günde direkt ölüme nasıl bir şey götürmüş olabilir anlayamadım.

herkesten farklı farklı iddialar çıkıyor kimisi kumpir yemediler diyor, kimisi midye yemediler diyor kimisi de biri kumpir yedi biri midye yedi hepsi aynı şeyleri yemediler diyor.
+1
denizgonen
(14.11.25)
rasgele bi restoranda yemek yiyoruz eşimin karnı ağrıyor mahvoluyor bana bişey olmuyor. Kötü yağ bile kimini etkiliyor yani.

Bakteri yükü falan da ilk çocukları etkiliyor yetişkinlere pek bir şey olmuyor sanırım. Yani yiyen herkes zehirlenir gibi bi şey yok.
0
nhk ni youkosu
(14.11.25)
Aynı yemeği yiyen kişilerden sadece bazılarının zehirlenmesi için gayet makul bir senaryo var. Dünden kalan midyelerin üzerine taze olanlar eklenirse piyango kime çıkarsa o zehirlenir. Böyle bir şey evinizde de olabilir. Eski yumurtalarla tazeleri ayrı tutmazsanız bir noktada araya karışmış 3 aylık bir yumurta bile olabilir.
* Birlikte yenmesi halinde zehirlenmeye yol açtığı ispatlanmış bir gıda kombinasyonu yok. Olsaydı zaten bugüne kadar çoktan araştırılıp ortaya konmuş olurdu.
+3
mikro patlama
(14.11.25)
2 yaşındaki çocuğun yediği aynı tabaktan bende yedim zehirlendim(böyle ölümcül değil tabide), biraz bünye ile alakalı ama birazda yiyeceğin onlara gelen kısmı sorunlu olabilir üste eski mal alta yeni mal koymuş olabilirler.
+1
eja
(14.11.25)
saçma sapan her şeyi yemişler üstüne 2 ve 6 yaşındaki çocuklarına da yedirmişler. Muhtemelen de yanlış tedavi uygulandı.
0
croswell
(14.11.25)
Her vücut ayrı tepki verir. Özellikle midye zaten civadan dolayı riskli. Patates içine konan bir sürü meze var ve açıkta duruyor. Vücudun tepkisi önemli örneğin ben trüf mantarlı mayonezden zehirlenmişken, yan masadakiler bir şey olmaması gibi.
0
mikahakkinen
(14.11.25)
dünyada
salmonella, delidana vs yayginlasiyor,
disaridan birsey yemeyin,

tavuk,yumurta,yesillik gibi birseyden gecmistir.
0
designer
(14.11.25)
Hangi mekan acaba?
0
rabitelli
(14.11.25)
Bu üzücü olay bizim 4 kişilik ailemizin dışarıda yediği içtiği maceraları hatırlatıyor. Babam ve abimin mideleri çöp öğütücüsü gibidir. Annem ve ben içtiğimiz suyun markasını değiştirsek üç gün diyare (ishal) oluruz. Annem ve ben şehir değiştirdiğimizde bile birkaç günümüz sancılı geçer. İnsan şehir değiştirdiğinde ishal olabilir mi? Ben oluyorum. Hem de öyle otobüsle şehir değiştirmekten bahsetmiyorum. Uçakla 1 saatlik Ankara-İstanbul yolculuğundan sonra ishal olurum. Geçen yaz Büyükada’da denizden mikrop kapıp az daha ölüyordum. Kolpaçino filmindeki ayin sahnesi gibi günler geçirdim o mikrop sebebiyle. Crp değerim haftalarca 800-900’den aşağı düşmedi. Aynı yerde benimle denize giren kız arkadaşım ise birkaç gün hasta yatıp sonrasında sapasağlam oldu. Bünye meselesi kısaca. Vücudun kendini koruma mekanizmasının sağlamlığı ile ilgili biraz da.
+1
ulukayin
(14.11.25)
anne 3 yaşındaki çocuğuna midye yedirmez. çocuklara kumpir yedirse birkaç kaşık dışında kumpir de yemezler ve çocuklar kumpirdeki ıvır zıvırları sevmez. otel odası incelenmiş mi, odada zararlı bir şey var mıymış bunlar paylaşılmadı hiç.
+2
deartheodosia
(14.11.25)
(2)

Can Öz mü Özgür Mumcu mu?

theconqueror
Hangisini dinlemek size daha çok keyif veriyor ya da size daha çok şey katıyor?
Hangisini dinlemek size daha çok keyif veriyor ya da size daha çok şey katıyor?
0
theconqueror
(13.11.25)
can öz'ü dinlemek neden keyif versin ki?
0
koela
(13.11.25)
Can Öz vizyonlu biri ama çok da kafamın aldığı biri değil. Özgür Mumcu daha donanımlı ancak onun muabbetide biraz dinleyince beni sıkıyor.
0
mikahakkinen
(14.11.25)
(1)

Nba Avrupa vs. Euroleague

kizil karga
Nba Avrupa kurulursa/kurulduğunda sportif itibar olarak Euroleague'i geride bırakır mı, yani bi zamanlar Euroleague'in yaptığını Nba Avrupa da Euroleague'e yapabilir mi ve Euroleague'in sabit katılımcıları Nba Avrupa'ya geçiş yapar mı, nasıl olur sizce?
Nba Avrupa kurulursa/kurulduğunda sportif itibar olarak Euroleague'i geride bırakır mı, yani bi zamanlar Euroleague'in yaptığını Nba Avrupa da Euroleague'e yapabilir mi ve Euroleague'in sabit katılımcıları Nba Avrupa'ya geçiş yapar mı, nasıl olur sizce?
0
kizil karga
(13.11.25)
Kurulduğunda pek ilginin olacağını sanmıyorum. Genelde nokta atışı şehirleri seçmek istiyorlar. Mesela Manchester, Paris, Roma. Burda en önemli etken tabii ki para. İlerleyen süreçte Nbaden ayrılan yıldızları da buraya getirirlerse belki ilgi artar. Barcelona ve Real Madrid geçeceğini açıkladı. Paris geçmek istemiyor deniyor. Milano da katılacağını belirtti. Nba Europela Eurolig anlaşmak için biraz debelenecek ama ortada iyi para olursa 5 sene içinde geçişler olabilir. Euroligin ana destekçisi şu an İsrail sponsorları. Önce bekleyip görecekler.
0
mikahakkinen
(13.11.25)
(22)

Oturduğunuz bina kaç yaşında?

messina123
Bizimki 35
Bizimki 35
0
messina123
(13.11.25)
75 yıllık.
0
elektr10
(13.11.25)
10 yıllık.
0
unalub
(13.11.25)
9 ya da 10 yıllık bizimki de
0
matilda
(13.11.25)
10 15 arası.
0
mikahakkinen
(13.11.25)
4
0
gabe h coud
(13.11.25)
8-10 yıllık.
0
inheritance
(13.11.25)
16
0
co2s2
(13.11.25)
8
0
lemmiwinks
(13.11.25)
10 ay
0
artıküyeolmakistiyorum
(13.11.25)
12 yıllık
0
my fault
(13.11.25)
26 Yıllık
0
onyx
(13.11.25)
70
0
gurur
(13.11.25)
6
0
nothing in my way
(13.11.25)
1953'te insa edilmis. 72 yasinda.
2 katli. kismen ahsap. deprem kusagi degil. daglik bölgede.
o sebeple bir korkum yok.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.11.25)
5
0
kullanicadi
(13.11.25)
99 yapımı 26 yaşında. güvenilirliği test edildi, zemini de sağlam.
0
orpheus
(13.11.25)
10 olmak üzere.
0
m e b
(13.11.25)
59 yapımı.
0
denizgonen
(13.11.25)
Bizim burada 1800lü yıllarda yapılmış binalar var dimdik ayakta
0
suicides underground
(13.11.25)
8
ailemin 14
eşimin ailesinin 35+
0
biravekahve
(14.11.25)
villa 15 yıllık
0
hold the door
(14.11.25)
5 yasinda, onceki 1970 modeldi kentsel donusumden yikip bastan yaptilar.
istanbulda yuksek riskli bolgedeyiz.
yeni yapilana da guvenmiyorum.
0
cooperr
(14.11.25)
(21)

Duyuruya her gün giriyor musunuz

pembediken
Sb
Sb
0
pembediken
(12.11.25)
Her gün bir çok defa.
İnstagram gibi arada dönüp baktığım bir yer haline geldi benim için
+4
kisa
(12.11.25)
Günde birkaç defa. İnternet büyük bir çöplüğe döndüğü için bakacak çok yer kalmadı. Sözlüğe bu kadar girmiyorum.
+2
artıküyeolmakistiyorum
(12.11.25)
evet
+1
lemmiwinks
(12.11.25)
Evet maalesef, diger sosyal medya platformlarinda uzaklasmaya calisirken burayi aliskanlik haline getirdim. Makul olmayan siklikta gelip bakiyorum.
+1
mbond
(12.11.25)
Günde iki defa.
Sabah ve akşam aç karnına
+3
etna
(12.11.25)
Yıllar önce her gün birkaç defa giriyordum, her seferinde de yeni bir hareket oluyordu. Ama güncel olarak artık ne zaman aklıma gelirse sıklığında.
0
nwnd
(12.11.25)
mumkun oldukca evet, hatta soyle soyleyeyim: girdigim tek turkce site eksiduyuru. :))
0
arakaali
(12.11.25)
evet
0
sweetoffice
(12.11.25)
Hafta içi günde bir girip hızlıca cevaplayıp kaçıyorum. Hafta sonu değişiyor.
0
gabe h coud
(12.11.25)
haftasonu haric evet
0
cooperr
(12.11.25)
evet günde birkaç defa
0
black holes in the sky
(12.11.25)
dışarıda olmadığım hemen her akşam diyebilirim ki bu da %96 gibi bir şey oluyor.
0
late viper
(12.11.25)
Evet, daha çok telefondan giriyorum Twitter’da gündemi tükettikten sonra bakarım buraya da sık sık.
0
Dağcı
(12.11.25)
Evet.
0
diyecevaplandı
(12.11.25)
evet, her akşam mutlaka girerim. günde 1 net ama iş yerinde zaman olursa da bakıyorum.
0
MtKrt
(12.11.25)
Hayir.
0
thetruenorthstrongandfree1
(13.11.25)
Evet.
0
mikahakkinen
(13.11.25)
günde bir kaç kez çoğu zaman, bir kaç dakika.
arada bir girmediğim olsa da çoğunlukla giriyorum.
0
biseysorcaktim
(13.11.25)
haftaiçi neredeyse her gün. haftasonu arada bir.
0
inheritance
(13.11.25)
Her gün birkaç kez +1
0
peki madem
(13.11.25)
birkaç ay önce her gün onlarca kez giriyordum. Şimdi gün içinde aklıma gelince giriyorum. Bazen hiç girmediğim de oluyor
0
nundu
(13.11.25)
(10)

Aşırı empati tam olarak ne demek?

1bir1bir1
Örneklerle anlatmak isteyen?
Örneklerle anlatmak isteyen?
0
1bir1bir1
(12.11.25)
Fast food siparişi verirken bir yandan da siparişi alan kişinin durumunu, yaşadığı zorlukları ve yüzündeki donukluğu düşünmek. Bu sebeple yemekten tat alamamak.
Örnek.
+6
artıküyeolmakistiyorum
(12.11.25)
Başka birinin duygularını sanki kendi duygunmuş gibi hissetmek.
Mesela; birisi bir olay yaşadı bundan dolayı çok üzgün ve onunla aynı şiddette üzüntü hissetmek gibi.
+1
rock n roll
(12.11.25)
Ben eskiden birine kırıldığımda ona açikça söylersem o üzülecek vs diye düşünüp içime çok atıyordum. Elbette üzülebilir ama sonuçta ben de üzüldüğüm için kirilmiş oluyordum. Böyle durumlarda bile karşindakini düşünmek artık aşırı empati mi gereksiz empati mi kavramdan emin değilim.
0
egerbiryolcu
(12.11.25)
eskiden ben böyleydim. aşırı empatiden delirecek noktaya geliyordum.
mesela eşim bi gün şey dedi bugün bi kadın geldi cv bıraktı. eşi de işsizmiş kendi de, inşallah bulurlar iş üzüldüm falan dedi. ben abartısız 1.5 saat ağladım. ne yapacaklar nasıl geçinecekler diye. gerçekten sanki biz işsiz kalmışız da onun derdine düşmüşüm gibi.
sonra baktım ben böyle böyle deliririm, nasıl becerdiysem daha az üzülmeyi başarmaya başladım. hala normal insanlara göre empati dozum yüksek ama eskisi gibi fenalıklar geçirmiyorum.
+1
matilda
(12.11.25)
Cevabımı eksileyen arkadaş kim bilmiyorum da aşırı empatiyle ilgili okuduğum yazılarda yazan bu. Bunun nesi eksilenir anlayamadım?
Kesin bu cevabımı da eksileyecek önemli değil de arkadaşlar bu oylama sistemi getirildi ama abuk sabuk oylamanız için değil.
-2
rock n roll
(12.11.25)
Ben zamanında bir duyuru açmıştım burada, ben bozuldum heralde diye.

Bir keresinde el yapımı ürün satan bir dükkandan tereyağı almıştım. Tereyağı acı, keskin bir tattaydı iyi değildi. Götürüp iade edemedim çünkü dükkan sahibi teyzenin o dükkanı büyük ihtimalle çocuklarının, torunlarının senin yemeklerin gibisi yok gazıyla açtığına orada o şeyleri yapıp satarken mutlu olduğuna, o yaptığı şeyleri sevgiyle yaptığına ve değer gösterdiğine; ben tereyağını beğenmeyip götürürsem kalbi kırılıp üzüleceğine insanlar beğenmiyor diye içleneceğine, dükkanda sevgiyle ürettiği ürünleri falan okşayıp sizi sevmediler mi yavrıım falan diye ağlayacağına inandım. Oturdum kadına üzüldüm, halbuki ortada bir şey yok. Götürmedim. Tabi bu düşündüklerimin hiçbiri çok büyük olasılıkla gerçek değildi. Ama ben hisli bir dönemimdeydim.

Aşırı empati de bu. Aşırı sözcüğü doğası gereği nitelediği sözcüğü bozar. Aşırı olan her şey kötüdür, eğer kötü değilse aşırı olmamıştır. Benim örneğimde belki de teyze bayat ürünü daha fazla müşteriye satmama şansını kaybetmiş oldu, eleştiriden mahrum kaldı. Ben de yok kere tereyağından oldum.
+1
akhenaten
(12.11.25)
Kurduğun empati sonucu kendinden ödün veriyorsan, kendini hiçe sayıyorsan aşırı sayılıyor sanırım. Ya da empati seni ya da başkasını eylemsizlige itiyor, pasiflestiriyor, gerçeğin üstünü örtüyor ya da çarpıtıyor ve kimsenin hayrına bir iş cikarmiyorsa ortaya orada da iyilikten maraz doğuyor.
+2
sekizdokuzon
(12.11.25)
kimse yanlış anlamasın ama sempati ile empatiyi karıştırıyorsunuz.
"aşırı empati" ifadesi komple anlamsız.

not: bu arada ben de karıştırıyordum, bir eğitimde doğrusunu öğretmişlerdi.
-3
late viper
(12.11.25)
empatide evet karşındakinin duygusunu anlayıp bi miktar paylaşmak var ama aşırı empatide gereğinden fazla paylaşıyorsun arana yeterince mesafe koyamıyorsun bence o duyguyla. mesela arkadaşın sevgilisinden ayrılmış sen de ağlıyorsun bu aşırı empati oluyor, gerek yok o kadarına, üzül destek ol yeter. empati arkadaşınla ilişkine iyi gelir ama aşırı empati karşı tarafa ya yapay ya da tuhaf gelir, seni de tüketir. sempati konusu biraz karışık farklı kaynaklarda farklı anlatılıyor
+1
mezzosprite
(13.11.25)
Hiper empati galiba psikolojiye yeni katılan bir terim. Ben mesleki yorum yapayım. Tam olarak feedbackini bilmesem de kişinin kendi için geliştirdiği savunma mekanizmaları tiplerinden biri bence.
0
mikahakkinen
(13.11.25)
(19)

en yakın arkadaşımın evli biriyle aylardır birlikte olması

megalomaniac
Selam duyurucular, epeydir buralara uğramamıştım ama bu konu çok canımı sıkınca, kimseye de anlatamayacağım için sizlerin fikrini merak ettim.En yakın arkadaşım geçirdiğimiz yazdan beri evli ve çocuklu biriyle ilişki yaşıyor. Başlarda sadece fiziksel çekimdir, birkaç buluşmaya vazgeçer demiştim faka
Selam duyurucular, epeydir buralara uğramamıştım ama bu konu çok canımı sıkınca, kimseye de anlatamayacağım için sizlerin fikrini merak ettim.
En yakın arkadaşım geçirdiğimiz yazdan beri evli ve çocuklu biriyle ilişki yaşıyor. Başlarda sadece fiziksel çekimdir, birkaç buluşmaya vazgeçer demiştim fakat maalesef öyle olmadı. 4-5 aydır sürüyor. Hiç böyle bir kız değildir, 34 yaşında ve toplasak 2-3 sevgilisi olmuştur ve hepsi de uzun süreli ilişkiydi. Bazı bedensel şeyleri geç keşfettiği için bu yola kapıldı belki de diye düşündüm ama uzadıkça ve dışarıda her yerde rahatça buluşup gezdiklerini gördükçe daha da üzüldüm. Başlarda bana ne yaptıklarını nereye gittiklerini anlatırdı ama şimdi arabada, cafede onun yanındayken ararsa/ben ararsam birlikte olduklarını öğrenince hemen kapatıyorum, bişey anlatacaksam vazgeçiyorum, selam da söylemiyorum, konuşursam da yanındakini yok sayarak konuşuyorum.
Birkaç sefer anlattım, istese 1 haftada boşanabilir tanışmanızdan beri neden yapmıyor sence diye uyandırmaya çalıştım, çocuklarına ayıracağı vakti dışarda orda burda gezerek geçiren biri sence doğru bir partner midir boşansa bile dedim, ne desem biraz savunup biraz haklısın deyip sürdürüyor aynı şekilde ve ben arkadaşımı kaybetmek istemiyorum. Onu tanıyan kimseye de bunu anlatıp yardım isteyemem.
Başka şehirde yaşıyor, yanına gidip yüz yüze son 1 kez konuşup bu konuyu ebediyen kapatsam mı, yoksa yavaş yavaş mesafe koyup uzaklaşsam mı... Çok seviyorum kendisini, çok kıymetli.
-1
megalomaniac
(12.11.25)
İyi de ağa bu durumun senin arkadaşlık iliskinle ne alakası var?
Kadın nasıl isterse öyle yaşıyor, evli olması seni ilgilendirmiyor. Sevgilisi varmis gibi devam edebilirsin. Sanki sevgilisi var diye hayatın zarar goruyor gibi yazmışsın.
-12
artıküyeolmakistiyorum
(12.11.25)
Öncelikle "onu tanıyan kimseye de bunu anlatıp yardım isteyemem." demişsiniz ama zaten arkadaşınızın yardım ister gibi bir hali yok. Siz size göre doğru olanı yapıp onun görmediği ya da görmek istemediği şeyleri anlatmışsınız. O da biraz size hak vermiş biraz da kendi ilişkisini savunmuş ve kaldığı yerden devam etmiş.
Hiç öyle bir kız değildir demişsiniz haklılık payınız vardır elbette ama ben her zaman insanın içinde saklı başka bir benliğin olduğuna inanırım yani kimse belirli bir yaştan sonra değişmez sadece yapacakları şeyler için fırsatlar belirli zamanlarda gelir insana.

Kendisi sizin için çok kıymetliyse şu anda yaşadığı ilişki süresince aranıza mesafe koymanız en doğrusu olacaktır çünkü bu şekilde iletişime devam etmeniz sizi daha da rahatsız edecek. Ara sıra haber almanız yeterli. Karşı taraf evli olduğu için illa ki ilişkiyi noktalamak zorunda kalacak. O zaman görüşmek isterseniz kaldığınız yerden görüşmeye devam edebilirsiniz diye düşünüyorum.

DİPNOT: Kimsenin yaşadığı ilişkiyi yargılamıyorum sadece karşı tarafın yaşadığı "rahatsızlığa" çözüm üretmeye çalışıyorum.
+1
mermaidd
(12.11.25)
'Benim öyle bir arkadaşım olsa' diyemem çünkü o yapıda bir arkadaşım olmaz. Anında ilişkimi keserim.

Ahlaksızlıkta en dip nokta bence bu. Arkadaşımın ahlaksız biri olması beni nasıl ilgilendirmez ki?
0
Mirket
(12.11.25)
ortada sizi ilgilendiren, arkadaşlığınızı bitirecek bir durum yok.
-3
my fault
(12.11.25)
Benim sıkıntım yanlış anlaşılmasın, ben de böyle bir şey yapabilirim bir gün, insan hataya müsaittir her zaman. Ama "bir kişi bile gözümü açmam için beni sarsmadı, herkes normal karşıladı ben de normal bir şey yapıyorum sandım, böyle birine zamanımı ve sevgimi verdiğim için pişmanım, şimdi hem sevgisiz hem de herkese karşı güvensiz hissediyorum" demesini istemiyorum bir gün. Çünkü çok duygusal ve hassas kalplidir.

Şimdi ben başlarda (ilk söylediği zamanlarda) hafife alıp üzerine düşmediğim için suçlu hissediyorum.
0
🌸megalomaniac
(12.11.25)
Yavaş yavaş mesafe koymayın, arkadaşlığınızı nedenini açıklayarak bitirin. İnsan hata yapar, evet. İkna etmeyi denediniz, hatasında ısrar ediyor. Normalleştirmeyin. Birinin boşanmasını beklemeden ilişkiye girmekte ve ilişkiyi devam ettirmekte sorun görmeyen birini neden çevrenizde isteyeceksiniz? Başkasına böyle zarar veren size de verebilir, çıkarı için yalan söyleyebilir. Bile isteye içine girdiği sorunları dinleyerek vaktinizi harcamak zorunda değilsiniz. Size ne diyenlere bakmayın, toplumun normali bu olmamalı.
+4
?
(12.11.25)
adam evli olmasaydı ama başka bir sevgilisi olsa, tamam mıydık? buna onay verebilir miydik?

kanunlara göre evli biriyle birlikte olmak suç değil. evet çok hoş bir hareket değil. hatta ahlaki olmadığı da söylenebilir. ama evli olan adam bu ahlaksızlığı yaparken, sizin arkadaşınız neden yapmasın ki? arkadaşınızın kimseye bir yükümlüğü yok. istediği gibi davranır.

bence arkadaşınız evli olsaydı ve kocası haricinde biriyle ilişkisi olsaydı müdahale etmeniz gerekirdi. bu durumda çok da umursamayın bence.
+1
co2s2
(12.11.25)
@co2s2
Arkadaş olduğum kişi evli adam olsaydı tabi ki öncelikle tepki göstereceğim kişi o olurdu. Ama adamı tanımıyorum, tanışmayarak tepki koyabiliyorum sadece. Çünkü daha önce bizi tanıştırma girişimleri oldu, ben bahanelerle geçiştirdim (mesela neden doğrudan sebebi söylemek yerine bahane ürettim diye kızıyorum kendime).

Beni ziyarete geldiğinde aileme "ben aşık oldum hayatımda biri var" dediği için, ilişkisi nasıl gidiyor, evlilik durumu var mı vs. diye soruyorlar mesela, geçiştiriyorum evlenmez o falan diyebiliyorum. Kendi ailesiyle de aynı durumda.

Yani sana ne diyorsunuz kısaca, ama bence bu işler tam öyle olmuyor yakın arkadaşlarımız ailemizden biri gibi olunca.
0
🌸megalomaniac
(12.11.25)
arkadaşınızın özel hayatı arkadaşlığınızı etkilememeli. özel hayat sonuçta. sen görüşünü belli edip kenara çekilirsin. arkadaşlıkta arkadaşını her hatasıyla kabul etmek değil mi? senin görevin uyarmak engel olmak değil. adam karısını çocuğunu düşünmüyorsa o onun sıkıntısı. kıymetli diyorsun neden sınır koyuyorsun ki.
-2
mikahakkinen
(12.11.25)
bırakın arkadaşınız ne istiyorsa yapsın. kendi vicdan muhasebesini yapamıyorsa siz karışmayın. günün sonunda her koyun kendi bacagından asılır.
-1
koela
(12.11.25)
Ailem gibi gördüğüm yakın arkadaşlarım var, yanlış bir şey yaptıklarını düşündüğümde tabii ki uyarırım, yapmaya devam ediyorlarsa bu kadar ısrarla uyarmaya devam edemem ama şunu yapıyorum size de bunu önerebilirim;
Ben seni uyardım, kendi hayatın sen bilirsin ama ben bu konuyla ilgili detay bilmek istemiyorum, bu konuda konuşmak istemiyorum, bana gelip o kişiyle ilgili bir şey anlatma, dert yanma vs.
Bu durumu arkadaşlığınızdan soyutladığınızda herhangi bir sorun kalmayacaktır.

“Aileniz gibi gördüğünüz arkadaşlarınızın” hayatlarına bu kadar müdahale etmek de doğru değil bence. Yanlış yaptığını üzüleceğini mi düşünüyorsunuz bırakın üzülsün nedir yani kendi yanlışını kendi fark etsin, böyle zorla olacak şeyler değil bunlar.
+2
mutekebbir
(12.11.25)
Böyle bir insanı nasıl sevebiliyorsun? Sevgini yok et. O kızın senin eşinle birlikte olduğunu hayal et.
-1
arbre
(12.11.25)
En yakın arkadaşı bir uyarırsın iki uyarırsın. Sonra arkadaşlık biter. Bu iş sizin de başınızı ağrıtmasin sonra
0
pembediken
(12.11.25)
Bir söz var, başkasına yapan bana da yapar. Benim de çok kıymetli bir arkadaşım aynılarını yaşattı.
+1
Kahvedesu
(12.11.25)
Ben olsam şu iki konu beni ilgilendirir.
1. En yakın arkadaşımın sevgilisini hıyar buluyorum.
2. Arkadaşıma karşı sorumluluğum olduğunu hissediyorum.
İlki için yapacağım şey diğer başka arkadaşlarımın hıyar sevgilileri ile aynı tarifeyi uygulamak olur. Yani özel olarak ayrı bi hıyar tarifesi uygulamam. Benim hıyar enişte taeifem işte görünce hı hı ivit falan diyip kısa temaslar. Birlikte plan yapmamak. Min. muhatabiyet.
İkinci konuda eskiden daha kaçınırdım sorumluluk almaktan. Onun hayatı onun tercihleri filan derdim. Artık daha çok fikrimi söylüyorum. Açıkça derdim ki baştan böyle düşündüm, ama artık sana zarar verdiğini düşünüyorum bu ilişkinin. Senin için endişeleniyorum.
İki durumda da arkadaşlığımı kesmem. Ama bu durumda o benden uzaklaşabilir en azından bi süre. yapcak bişey yok.
0
benim bir gizli bildiğim var
(12.11.25)
Bu, bizi ilgilendirmeyecek te, ne ilgilendirecek?

Arkadaşınızı sert bir şekilde uyarın, yaptığı yanlıştan vazgeçirmeye çalışın. Vazgeçmezse, ilişkinizi sonlandırın.

.
0
kartallar yuksek ucar
(12.11.25)
siz neden arkadaşınıza evli erkeği ayartan, yuva yıkan kadın muamelesi yapıyorsunuz onu anlamadım. partneri arkadaşınızın ilişki beklentisini karşılıyorsa sorun olmamalı. yani belki bu durumdan arkadaşınız memnun, partneri memnun, partnerinin eşi memnun, partnerinin çocukları memnun...

size düşense ahlaki değerlerinize ters düşen kişilerle ne tip bir ilişki kurmak isteyeceğinize karar vermek. onun dışında üçüncü bir kişi olarak bence sizin karışmanızı gerektirecek durum yok.
-1
tnz
(12.11.25)
Karısını, kocasını aldatanlara ve evli olduğunu bile bile ilişki yaşayanlara güven olmaz. İlerde sizi sırtınızdan hançerleycek ve yarı yolda bırakacaktır. Ben olsam yavaş yavaş arkadaşlığımı bitiridim.
+2
komando kani var bende
(12.11.25)
ben olsam bi kere çok ciddi konuşurum, "sen napıyosun, yakışıyor mu, bu nasıl bi saçmalık, nasıl normalleştirdin, ben çok üzülüyorum" gibi. ama yararının olacağını sanmıyorum. bi daha da konuyu açmam. hala seviyorsam arkadaşlığıma devam ederim çünkü ilişkisi beni ilgilendirmez ama soğuduysam eski en yakın arkadaşlığımın hatrına bu konuşmayı yine yapıp direkt bitiririm arkadaşlığımı
+2
mezzosprite
(13.11.25)
(10)

Ankara'daki tabela olayı

yazar yazmaz yazan yazar
Niye bu tabelaya asılıyorlar? hatta asılmak için 100 metrelik kuyrukta bekliyorlar? nasıl başladı bu olay? insanların popüler kültür uğruna, mantık aramaksızın anasını babasını bile kesecek duruma gelmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Niye bu tabelaya asılıyorlar? hatta asılmak için 100 metrelik kuyrukta bekliyorlar? nasıl başladı bu olay?

insanların popüler kültür uğruna, mantık aramaksızın anasını babasını bile kesecek duruma gelmesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
0
yazar yazmaz yazan yazar
(12.11.25)
Ankarada zaten yapacak pek bir şey yok. Ekonomik kriz ile ülkenin gençlerinin iflakını kestiler . Bu kuşak önceki kuşaklar gibi degil
sosyal medyadan yaşıtlarını görüyorlar. Avrupadaki yaşıtları dünyayı geziyor her şeye kolay erişebiliyor Bizim gariban gençler de böyle masrafsız işler peşinde kafalarını dagıtıyorlar. Hepsi bu. oraya salak yazan tabela koysalar altına da aşagısını gösteren ok koysalar altına gelip yine fotograf çekinirler.
+1
limonlu eksi
(12.11.25)
"niye asılıyorlar?" -şu an popüler kültür o olduğu için. ankara'yı çok severim şahsen ama istanbul veya izmir cazibesi olan bir yer mi? hayır. böyle bir trende ev sahipliği yapabilir anca.

"hatta asılmak için 100 metrelik kuyrukta bekliyorlar?" -trend uğruna mantığın bedenleri terk etmesi olayı.

"nasıl başladı bu olay?" -yanlış hatırlamıyorsam bir tane kadın yapmıştı, sıra dışı görünmeye çalışan ama oldukça sıradan bir kadındı. ondan sonra patlayıp gitti.


tiktok kanseri (hiçbir zaman kullanıcısı olmamama rağmen instagram'a veya twitter'a düşmesi sebebiyle kaçamıyorsunuz da) ülkenin aklını ve zekasını öyle esir aldı ki herhalde en masumları (ama devlet malına zarar vermeleri yine de çirkin bir şey) bu tabelaya asılma mevzusudur. sosyal medya iletişim ve vakit öldürme açısından süper bir yer olsa da en büyük kötülüğü insana hep bir şeylerden geri kalmış, sıkıcı hayat yaşayan biriymişsin gibi bir düşünce empoze ederek yapıyor.
0
m e b
(12.11.25)
3 gün sonra popüleritesini kaybolacak zaten bırak takılsınlar
0
koela
(12.11.25)
tabela kennedy caddesi'nde. meşhur tunalı-kızılay arası yürünen yolda. uzun süredir bu yolun romantizmi yapılır, sözlükte de uzun süredir başlığı mevcut. tunalı 7. cadde'yle birlikte gençlerin en çok vakit geçirdiği yerlerden biri. tabela orada olunca herhangi bir yerdeki tabelaya göre çabuk yayıldı olay. mevzu bana da saçma geliyor ama popüler kültürün başka bir çıktısı sadece, bu olay özelinde uzun uzun düşünmeye gerek yok.
0
black holes in the sky
(12.11.25)
sen yapar mısın ? yapmazsın, ama bir başkası yapıyor ve bundan mutlu oluyorsa, keyif alıyorsa ve başkasına zararı yoksa; sorun yok. sosyal medya olmasa günde 1-2 kişi gelir bunu yapardı ancak, orası ayrı bir konu.
+1
sweetoffice
(12.11.25)
Medeniyetten nasibini almamış vandal zihinli insanların yaptığı bi aktivite, dışarıdan baksan insan dersin ama topluma ait bir mala zarar verip mutlu olmaktan geri kalamaz.
0
kizil karga
(12.11.25)
ne tabelası, link atın pls
0
deartheodosia
(12.11.25)
Ben de anlamamistim ve link bekliyordum iyi ki soylediniz. Eksi'de basligi acilmis, videoyu izledim ve hala neler oldugunu anlayamadim.

x.com
0
mbond
(12.11.25)
Olm ben bunu yapay zeka sanmıştım bu kadar da anlamsız bir şey olmaz heralde birileri yine insanları kekliyor tadında :))

Gerçek olması enteresanmis ya
0
makbur
(12.11.25)
Bizim zamanımızda da neden bu gençler kafa sallıyor saç uzatıyor deniyordu.(rokçılara). Dönemsel trendler değişiyor ama daha zekasızca oluyor bu. Bence rockçıların ıqsu bu salaklarınkinden 10 kat daha yüksektir. Trend muabbeti her zaman vardı. Bu instagram çıktıktan sonra insanlar trendlere daha fazla uymak istiyor. Kendini eksik hissetme duygusuda böyle gerizekalı hareketler yaratıyor.
0
mikahakkinen
(13.11.25)
(13)

Tefecilik neden kötü?

michael_knight
Neden yasal olmadığını anlıyorum, devletten alınmış bankacılık lisansı, vergileri vs. yok. Ama halk tarafından neden nefret ediliyor?Elbette kredi çekemeyen riskli kişiye daha yüksek faizle borç verilecek ve o para geri ödenmezse elinden gelen yasal ve yasadışı her yolu kullanacak tefeci. Ama borcu
Neden yasal olmadığını anlıyorum, devletten alınmış bankacılık lisansı, vergileri vs. yok.
Ama halk tarafından neden nefret ediliyor?

Elbette kredi çekemeyen riskli kişiye daha yüksek faizle borç verilecek ve o para geri ödenmezse elinden gelen yasal ve yasadışı her yolu kullanacak tefeci. Ama borcu alan kişi bunu bilerek alıyor zaten.
Zor durumda, çaresiz kalmış ama geri ödeyebileceğine inanan bir insana böyle bir fırsat sağlayan tefecilere daha iyi gözle bakmak gerekmez miydi?
-3
michael_knight
(12.11.25)
www.youtube.com
Edit: Cevabım beğenilmemiş yahut anlaşılmamış. Linkini verdiğim şiir hakkında:
aya.org.tr
0
yadigar
(12.11.25)
bankalar da dediğin gibi yasal tefeci. biraz geçmişten kalan bir alışkanlık galiba, tefeci ile münasebetin sonu tebligatla değil de morgla bitebildiği için. günümüzde geçmişe oranla bir iyileşme vardır herhalde bir nebze de olsa. gerçi banka borcundan kendisini asanlar da çok. distopyanın dibine dibine vuruyoruz.
+1
lüzumsuz adam
(12.11.25)
Tefecilik dediğimiz şey geri ödememe riski çok yüksek olan bireylere çok çok yüksek faizle borç vermek. Geri ödememe riskinin çok yüksek olması demek kişinin düzenli bir geliri yok, mevcut borç stoğu çok yüksek ve toplam mal varlığı borcunu ödeyebilecek kapasitede değil demek. Eğer tefeci bu riski sadece yüksek faiz karşılığında alsaydı bu yasal olabilirdi, zaten bunun yasal örnekleri belli ölçülerde çeşitli ülkelerde "Pay day loan" vb. isimler altında var, buna "Predatory Lending" deniyor. Bunlarda genelde tutar görece çok düşük ve faiz çok yüksek.

Ancak tefecinin çok yüksek riskle birine para vermesinin arkasında kaba kuvvetle alacağını tahsil edeceği varsayımı var. Eh faiz oranlarından ve riskten bağımsız bu tabi ki yasal değil. Yani siz mal sattığınız ama sonrasında senedinin vadesi geldiğinde ödemesini yapmayan esnafa çek senet mafyasını tahsilat için yollarsanız bu da yasal değil. Banka da alacağına istinaden aynısını yapsa illegal olurdu.

Diğer yandan sosyal devletin vatandaşlarını bu tür durumlara karşı ticaret serbestisini de zedelemeden koruma görevi var. O yüzden bazı ülkelerde yukarda örneğini verdiğim "Pay day loan" servisleri ya yasak ya da maksimum bir faiz oranıyla regüle ediliyor. Zira 500 lira parayı %250 faizle alacak adamın daha derin finansal sorunları vardır, o finansal sorunlar da 500 lirayla çözülmez, olsa olsa o 500 liralık borç ve üstündeki faiz adamın üzerine bir kürek daha toprak atar.
+5
salihdt
(12.11.25)
nasıl yasal değil? bankalar, leasing adındaki firmalar, yatırım ayağı altında bu işleri yapan herkes tefeci. buna türk tarihindeki geçmişine bakara karar vermek lazım. Anadolu'da toprak ağaları zorda kalanlara borç verip karşılığında adamın karısına kızına el koymuş. Daha sonra bu işler ccumhuriyet döneminde banker, mafya vb. zenginlere kalmış. Mesela anadoluda çoğu kuyumcu bu tarz tefeciliği halen yapar. parayı sana verip 2 katını almaya zorlayan bir tefeci ve sistemi neden sevilsin. bu işler hep yasal yapılmamış ki.
0
mikahakkinen
(12.11.25)
Kanka insanları istismar eden her kurum kuruluş kötüdür ve sevilmez ama mesela banka da seni istismar ediyor ama bankanın sana yapacakları belirli yasal sınırlar içinde kalıyor ama tefeci dediğin adam sen borcunu ödemeyince mesela senin karını kızını evden aldırıp tecavüz etmekle tehdit ediyor, yani cezai müeyyidesinin sınırı yok, bu da hem yasal hem de insani olarak etik değil, bunları bilerek borç almak da bunları meşrulaştırıp sevilmesine bir neden olmuyor.
+4
kizil karga
(12.11.25)
Mesele 3 alıp 5 vermek değil, paran yokken sana, ailene zarar vermekle tehdit eden paran varken neden yapmasın? Borcunu tamamen ödediğinde, hayır daha bitmedi derse kime gideceksin?
+1
duyuruuser
(12.11.25)
şöyle tahmin ediyorum, bankadan kredi çektin ödemedin ne yapar? icra uygular, evine hacze gelir ama icra iflas kanununn öngördüğü sınırlar içinde hareket eder, örneğin lüzumlu eşya dediğimiz ev eşyalarını haczedemez. senin mülkiyetindeki evini satışa çıkarsa bile yine bunu senin yasal hakların kapsamında yapar, örneğin evin değeri bağımsız bilirkişiler tarafından belirlenir, senin mahkemede itiraz hakkın bulunur vs.

ama mahallenin tefecisi senin zor durumundan faydalanarak sana çok yüksek faizle para verir ve geri alırken yasa masa yoktur. direkt canınla ailenle tehdit ederek geri alır. burada sen evet kendin baştan kabul ederek alıyor olabilirsin ama normal bir ruh halinde değilsin o anda. acil paraya ihtiyacın var çocuğun ameliyat olacak mesela. bu ruh haliyle hareket eden biri tefeciden borç aldığında "e baştan kabul ettin kardeşim" demek o kişi için haksızlık.

kanunlar yapılırken de güçlü ve güçsüz konumda olan tarafların eşitliği gözetilerek yapılır. örneğin tüketicinin korunmasına dair kanun çıkarılırken tüketicinin satıcıya göre daha güçsüz konumda olduğu bilindiği için ona bazı avantajlar sağlanır, mesela kanunda der ki tüketici hakem heyetine başvururken tüketici ücret ödemez veya dava açtığında kaybetse bile harçlardan sorumlu olmaz. ama satıcının açtığı davalarda öyle değil satıcı tüm harçlardan sorumlu olur. çünkü devlet güçsüz konumda olanın haklarını gözetmek eşitliği sağlamakla yükümlüdür.

kira işlerinde de şu örneği verebilirim, tahliye taahhütnamesi diye bi şey var mesela. kanun diyor ki kiralayan adam zaten sıkıntılı bi durumda, zar zor bütçesine uygun bir ev bulmuş, sen o anda adama ne imzalatırsan imzalat o kabul edecek çünkü en temel ihtiyacımız olan barınma ihtiyacını karşılamak için uğraşıyor. sen bu adama kira sözleşmesiyle aynı tarihte tahliye taahhütnamesi düzenleyip imzalatamazsın.

tefeciden para alan adam da o an kimbilir hangi ihtiyacını karşılamak için para arıyor, sen bu adamın zor durumundan faydalanıyorsun, adam 1000 tl alsa gelecek ay 5000 geri vereceksin diyorsun, adam belki çocuğuna ilaç alacak seninle pazarlık yapma şansı yok ki ne desen tamam diyor. bu nedenle bence iyi gözle bakılmıyor.
+5
Sadece soruyorum
(12.11.25)
Besim Tibuk'un da böyle bir açıklaması vardı. Tefeciler sayesinde ticaret dönüyor diye.

Bizim insanımızda, yaptığının sonuçlarına katlanma gibi bir durum olmadığı için tefeciler kötü olmuş.

Şimdi şöyle bir yöntemi var. 1000 tl istiyorsun diyor ki bunun aylık faizi 100 tl. Sen bu adama ay ay 100 veriyorsun. Tüm parayı verene kadar aylık 100'ü ödemek zorundasın. Anlaşma böyle. 10 ay geçiyor, sen 1000 tl ödemiş oluyorsun. Diyorsun ki borcum bitti. İnsafsız adam 1000 verdik daha benden 1000 daha mı istiyorsun diyorsun. Ama 10.ayda borcunu kapatmaya söz verdiysen 10.ayda ödeyeceğin para 2000 tl. Öyle anlaşmıştınız. 1000'i ödeyince borcum bitti sanıyorsun.
0
nickini vermek istemeyen uye
(12.11.25)
tefeciler iyidir hocam cek %200 faizli bir kredi.
0
koela
(12.11.25)
çok ilginç bir yaklaşm valla. tefecilere imkan sunduğu için iyi gözle bakmak ha?

tefeci başkasının çaresizliğinden yararlanarak 1-2 birim kazanabileceği bir işten 5-6 birim kazanmaya çalışan birisi. sana tam olarak nerede özverili davranıyormuş gibi geldi?
+1
kiyiya vuran dildolar
(12.11.25)
@kiyiya vuran,
Ailesinden, arkadaşlarından, iş yaptıklarından, bankacılık sisteminden hiçbir yerden borç para bulamayan insana borç para bulma imkanı sağlıyor.

Ama ekmek almak için gibi düşünme bu parayı.
Çok uyduruk bir örnek veriyorum ama diyelim ki börekçi dükkanın var ve iflas etmek üzeresin ama diyorsun ki dükkana bir kahve makinesi alsam gidişatı değiştirebilirim fakat yüz bin liralık kahve makinesini almak için para lazım ve işler kötü gittiği için hiçbir yerden bulamıyorsun.

Tefeci seçeneği olmasa iflas edeceğin kesin ama belki de kahve makinesini bu sayede alıp dükkanı kâra geçirebiliyorsun.

Tüm çözümleri tüketen kişiye bir çözüm daha yaratıyor tefeci.
-1
🌸michael_knight
(12.11.25)
olm yaratıyo da kara kaşının, kara gözünün hayrına mı yaratıyor sanki?
+1
kiyiya vuran dildolar
(12.11.25)
Hocam, o mantıkla haksızlık ettiğimiz meslekler:
Eskortluk: Aslında cinsel ihtiyaçları olanlara imkan sağlıyor.
Sahte içki satıcıları: Vergilerden beli kırılan içicilere ycuz alternatif sunuyor.
Torbacılık: Madde kullanan insanların işini görüyor.
Çek Senet Mafyası: Alacağını tahsil edemeyen mağdurlara yardımcı oluyor, sevap işliyorlar.
Konsomatrislik: Eşlerinden şefkat göremeyen mutsuz erkeklere bir kucak, adeta bir psikolog oluyorlar.
Dolandırıcılık: Doğal seçilime katkıda bulunuyor, uzun vadede insanların ders alıp gözünün açılmasına yardım ediyorlar.
Kiralık katillik: Kişinin kendisinin gücünün, cesaretinin veya uzmanlığının yetmemesi durumunda elini kana bulamadan düşmanını yok etmesine yardımcı oluyorlar.

Şimdi şu bir gerçek: Yukarıda saydığım meslekler gerçekten de var. Ve talep olmasa olmazlar. Yani iş görüyorlar ki, halen mevcutlar.

Ama iş görmesi bir meslek grubunu namuslu yapmaz, temize çıkarmaz.

Tefecilik de gözümde en aşağılık meslek gruplarından biridir. Çünkü insanın en çaresiz ve zor durumundan istifade ederler. Paralarını bu şekil kazanırlar.

Hayatımdan gereksiz bir ayrıntı ekleyeyim:

Fi tarihinde işten yeni ayrılmışım. Bir arkadaşım vesilesiyle bana yeni kurulacak ortadoğu sermayeli bir ödeme/cüzdan uygulamasının tüm teknik altyapısını kurup yönetmem teklif edildi. Ekipman, yazılımcılar, kullanılacak teknolojiler vs. hepsini ben seçip belirleyeceğim. Sınırsız yetki, kaynak ve çok sağlam bir maaş ile. Benim için adeta rüya gibi bir teklifti. Balıklama atladım. Adamlarla görüşmeden önce hali hazırda "varlık yönetimi şirketleri" olduğunu öğrendim. Bu tür şirketler, banka, telekom gibi firmalardan alacaklarını satın alıp, borçluların üstüne kabus gibi çöküp, bundan para kazanan firmalar. Sadece ama sadece o sebeple teklifi tereddütsüz reddettim. Boğazımdan geçecek bir lokmanın başka insanların âhı olacak olması gerçeğini midem kaldırmadı.

Tefecilik dünyanın en aşağılık mesleklerinden.

Ekleme:
Bir de "tüm çözümleri tüketen kişi" zaten çaresizlikten illegal ve kötü çözümlere teveccüh eder genelde. Zaten bundan da bir sonraki "çözüm" genelde intihar oluyor. Zaten makbul şeyler "son çare" olarak denenmez.
+1
yadigar
(13.11.25)
(20)

duyuruda kiminle oturup kahve içimek isterdiniz?

Bartebly
romantik anlamda değil illa. normal sohbet.
romantik anlamda değil illa. normal sohbet.
+3
Bartebly
(12.11.25)
Herkesin en sevdiği insan olduğunu tahmin ettiğim logistics geliyor ilk olarak akla. Her konudan konuşabileceğin ve aynı fikirde olmasan da medeni tartışma sınırlarını aşmayacak bir tavrı var.

Bartebly’ın sesi ses sanatçısı gibiymiş diye okumuştum ama sanat düşkünü insanların muhabbetinin çok bayması ihtimali yüksek, risk almamak için onunla telefonla konuşurum, çok daralırsam elime bir poşet alıp önce hışırtı yapar sonra telefonu kapatırım ve hat kesildi derim.

Kittie veya buna benzer nicki olan kişi de bambaşka bir dünyada yaşıyor gibi, onunla bir kahve içip dünyasını dinlerim.

Edmond Honda diye çok gıcık olduğum biri vardı, gitti galiba. Onunla kahve içip ne rahatsızlığı varmış onu keşfederdim.

Aşırı verici ve herkese yardımcı olmaya çalışan, bir kere bana yeni aldığı arabasını bir haftalığına ödünç vermeyi ciddi bir şekilde teklif eden vardı, nick’ini unuttum ama çok aktifti geçen sene. Belki de gitti. Onun da hayatını bir dinlemek istedim.

Rakıcandır da ilginç birisi galiba ama nasıl biri olduğu çok aklımda kalmadı, zihnimde kalan intiba zeki, yardımsever ve ilginç biri olduğu. Bir kahve içelim.

Nhkni yohusu gibi nick’i olan adamı da pek merak ediyorum. Onunla çok keyifli, doyurucu bir sohbet olur gibi geliyor bana.

Bir sürü başka kullanıcı vardır da nick’leri hep unutuyorum.


Bir de beni engelleyen 3 kullanıcı varmış. Yeni gördüm öyle bir şey olduğunu.
Onları da merak ettim, onlarla bir kahve içelim de kışkırtıp kudurtayım onları kahvede.

Peki ya sen Bartebly?
0
michael_knight
(12.11.25)
compadrito ve aychovsky. Dönelerdi iyiydi.
0
yadigar
(12.11.25)
der meister.
+1
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(12.11.25)
basond, fraise, kibritsuyu, rakicandir
+3
compumaster
(12.11.25)
Sorduğum her soruya hiç erinmeden en detaylı şekilde cevap verip beni PT'lerin elinden kurtardığı için Kaleci saçlı yırtıcı forvet hocamla içmek isterdim, o arada aklımda kalan 700 soruyu daha sorup kafasını açmaya devam ederdim burada olmadığı için soramıyorum çünkü.
+3
kizil karga
(12.11.25)
kibritsuyu geçen mesajlaşmada baya atıştık ama muabbeti iyidir herhalde. arada bir kaç kişi var ama nickleri aklıma gelmedi.

bir de şu muabbetteki arkadaşlarla konuştukları konuyu anlamak için muabbet etmek isterdim. kesinlikle bilmediğim bir coğrafya. www.eksiduyuru.com

thetruenorthstrongandfree1
eileengray
kuehles blondes
gabe h coud
+2
mikahakkinen
(12.11.25)
der meister (ucl gibi diye)
logistcs manager (gs li diye)

bi de güzel şarkı söyleyen tatlı bi kız vardı ama onunla içmezdim, kasada şarkı söyletir, uzardım.
0
baldan kaymak
(12.11.25)
Phoebe'yle çok isterdim. onun dışında yok.
0
matilda
(12.11.25)
Kassiopeia nickli yazar ile konuşmak isterdim.
0
umutt
(12.11.25)
Compadrito ile kahve içmek isterdim +1

15 sene önce falan (ben o zamanlar lisedeyken) kendisi bana çok faydalı tavsiyelerde bulunmuştu. 10 senedir de buralarda yok sanırım kendisi, öldü mü kaldı mı haberim bile yok ama hayatımın kırılım noktalarında etki sahibi birisi her ne kadar kendisi farkında olmasa da hihoh. Üniversite tercihlerim konusunda da çok yardımcı olmuş ufkumu genişletmişti.

Gerçi ben lisedeyken buralarda başka süper insanlar da vardı ama yine de compadrito kadar yardımcı olmamıştı hiçbiri.

Birkaç tane de meslektaş var tabii fikrine zikrine tecrübesine güvendiğim, ground var mesela. O da yıllardır burada. Var daha sayarım ama ilk aklıma gelenler bu iki kişi.
0
vedatchilipeppers
(12.11.25)
basond ve der meister ilk aklıma gelenler. özellikle der meister için hiç kasmadan muhabbet akıp gider diye düşünüyorum. bir de aklımda gibi yılmaz figürünü canlandırıyor.
0
MtKrt
(12.11.25)
Çok var, @bir sıcak el yorumuna yarıldım:)
-2
Kahvedesu
(12.11.25)
Konuşma ben konuşuyorum ve kobuzchu kız'la tanışmak isterdim.
0
sekizdokuzon
(12.11.25)
bir der meister da benden o zaman. ukrayna/rusça meselesini naptın, spor gazeteciliğine dönüş planı var mı, dota en so nne zaman oynadın vs akar giderdi muhabbet.
0
unalub
(12.11.25)
@arbre kankimin her gün aşık olduğu kızları bir de yakından dinlemek isterdim
+5
koela
(12.11.25)
akhenaten
cooper
der meister (yeni nickini unuttum)
0
deartheodosia
(12.11.25)
eileengray, kisa, abuzer, logistics, thetruenorth, grimavi olabilir neden olmasin
+1
ala09
(12.11.25)
pandispanya
aychovsky
kobuzchu kız
fraise
tuborg yeşili
angelus
gabe h coud
kuehles blondes
janderzel zartanyan
-2
dedim ben sana
(12.11.25)
Compumaster
Kibritsuyu
orta büyüklükte bir ülkenin kralı

eskilerden olacaksa
aychovsky

hiç tanışmadığım/sohbetimizin olmadığı kişiler olara:
pandispanya
tuborg yeşili
0
rakicandir
(13.11.25)
troller hariç herkes kafa insan burada.
0
gabe h coud
(14.11.25)
(6)

İmamoglu durumu hk

die fetten jahre sind vorbei
Bugun iddianame cikmis, ek iddianame de olcakmis, haricen casusluk davasi icin de bir iddianame hazirlaniyormus, kisa vadede iceriden cikabilecegini dusunuyor musunuz kendisinin
Bugun iddianame cikmis, ek iddianame de olcakmis, haricen casusluk davasi icin de bir iddianame hazirlaniyormus, kisa vadede iceriden cikabilecegini dusunuyor musunuz kendisinin
0
die fetten jahre sind vorbei
(11.11.25)
mevcut şartlarda bir chp iktidarı olmadan zor görünüyor.
fakat burası türkiye. ne imkansız görünen şeyler oldu ve oluyor.
+1
lazpalle
(11.11.25)
reis tepedeyken zor. ancak ergenekomda bir sürü komutana deli gibi ceza kesildi sonra hepsi çıktı.
0
mikahakkinen
(11.11.25)
Bazı canlıların doğal ölümü olmadan bu yaşadığımız süreç devam edecek gibi görünüyor. Bazı partilerin her şeye rağmen %30 alması bu ihtimalin kuvvetini gösteriyor. Ben en fazla bir 10 senemiz kaldı diyorum mahpustan çıkmaya.
+8
artıküyeolmakistiyorum
(11.11.25)
çok uzun süre içeriden çıkamayacak diye düşünüyorum. ilk girdiği günden beri bunu söylüyorum. gerçekçi olmak lazım.
+1
abelardo
(11.11.25)
her an her şey olabilir.

belli olmuyor.
0
gurur
(12.11.25)
her an her şey olabilir +1
0
deartheodosia
(12.11.25)
(8)

Bahisçi futbolcular

kizil karga
Ceza alırlar mı sizce nasıl bir yol izlenir, özellikle "geçmişte oynadık ama sonradan oynamadık" diyenler.
Ceza alırlar mı sizce nasıl bir yol izlenir, özellikle "geçmişte oynadık ama sonradan oynamadık" diyenler.
0
kizil karga
(11.11.25)
geçmişte oynadık sonradan oynamadık kısmı kanıtlanamıyor mu ya? bence öyleyse sorun olmamalı. cidden şimdi gençken oynamıştır sonra futbolcu olmuştur ve o süreçte hiç dokunmamıştır, okay bana kalırsa. hangi takım olursa olsun yani. fanatikliğe gerek yok bu durumda
+1
chanandler bong
(11.11.25)
Oynadığını tespit edenler hangi aralıkta oynandığını da tespit ederler bana kalırsa.
0
🌸kizil karga
(11.11.25)
yasal bahis sitelerinde oynamış oldukları tüm bahislerin kayıtları mevcut oluyor. ek olarak, örnek veriyorum site yalnızca son 5 yılın kayıtlarını tutuyor tarzı bir uygulamaya gitmişse, onu bilemeyeceğim.

ama bu süreç bence sadece yasal bahis siteleriyle dönecek iş değil. yasadışı bahis siteleriyle ilişkileri varsa nasıl ortaya çıkarılır, o konu hakkında bilgisi olan varsa yeşillendirsin.
0
fetis ya ali
(11.11.25)
İllegallerin tespiti zor sanki ya, yani ilk etapta legal bahis yapanların banka kayıtları incelenip nereye çıkış yaptıkları incelenerek yurtdışı bağlantılı bi bahis var mı yok mu bakılabilir ama kendi hesabından para çıkışı yapmayanlar da olabilir bir sürü teferruat.
0
🌸kizil karga
(11.11.25)
talimatname de yanlisim yoksa oynamanin cezasi var ve sarta bagli degil. 5 yil icin statute of limitations(turkcesine bakamadim affedin) var o yuzden son 5 yila bakiliyor, bahis sitesi verisi cok eskiye de dayansa ceza verilemiyor. Ozetle Lisansli futbolcu olduklari tarihte oynamislarsa hak mahrumiyeti cezasi alabilirler, o donem lisansli degillerse almazlar. Bir de musabaka sonucunu etkilemek varsa o bambaska bir cezaya gider zaten pfdkdan ote savcilik devreye girer.

Su an TFF herhangi gercek bir kritere bagli olmadan tamamen TC kimlik nosu uzerinden uyelik var mi bahis yapilmis mi ona bakiyor. Bunu su an adam gibi arastirmadan niye acikliyorlar belli degil, muhtemelen bastakilerin yonetsel zekalari, aciklamadan tum detaylarini ogrenmeleri gerektigine yetmiyor. Ama iste baskasi adina uyelik acilabildigi vs. de ortaya cikti. Yani bahis yapti denilenlerin neye bahis yaptigi bile net degil su an. Karman corman bir sey.
0
wallcan
(11.11.25)
newcastle tonali 6 ay ceza almıştı. oynamadıklarını kanıtlarlarsa ceza almazlar. ceza alsalarda çok uzun süreli olmaz. bu sadece türkiyede değil dünyada bir sorun. bahis artık her ligi ve her sporu kirletti.
0
mikahakkinen
(11.11.25)
dava inanılamz sulandırıldı.

illegal bahis ile yolunu bulan milyon tane futbolcu ve hakem var. hiçbiri resmi sitelerden oynamıyor. hepsi kaçak sitelerden oynuyor, daha doğrusu maçı fixlemesi karşılığında o sitelerden para alıyor.

isim vermeyim ama; selçuk doğumlu bir hakemimiz. ölümcül fakirlikten; kuşadası marinada 40-50 milyonluk evler, anasına babasna apartmanlar almaya başladı.

öyle misli.com'dan nesine.com'dan pra transferlerine değil, bu adamların akzandığı para ile tüm sülalelerinin mal varlığı arşatırılarak ortaya çıkr bu işler.

dava sulandırıldı. üstü kapatıalcak.
+1
tchuck
(11.11.25)
tonali'nin durumu farklıydı kendi takımının maçına takımım kazanır diye bahisleri olduğu söylenmişti. bir de yanlış hatırlamıyorsam oynadığı yer de illegal yerlerdi. 10 ay ceza aldı. cezasını bitirdi bir süredir de tekrar oynuyor. türkiye'deki talimatnamede sosyal medyada gördüğüme göre en alt sınır 3 ay üst sınır 1 yılmış. alakasız liglere oynayan ve oynama tarihi eskide kalmış olan topçular alt sınırdan ceza alır bence. burada ilginç olan eren elmalı'nın konusu. soruşturmada 5 yıl geriye gidilebiliyor ve onun son bahsi 4 yıl 10 ay önceymiş. 2 ay sonra yapılsa soruşturma cezası yok ama şu an ne olacak buna rağmen o da mı 3 ay alır farklı bir hakkı olur mu görücez.
0
semaforo de medianoche
(12.11.25)
(21)

uzun yolda surus yaparken biri yaninizda uyusa uyuz olur musunuz?

buenosdias
iki kez basima geldi. uzun yolda uyudugum icin sofor uyuz oluyor. laf sokuyor. bilerek gaz, fren yapiyor. sizin basiniza geldi mi? ne dusunuyorsunuz.
iki kez basima geldi. uzun yolda uyudugum icin sofor uyuz oluyor. laf sokuyor. bilerek gaz, fren yapiyor. sizin basiniza geldi mi? ne dusunuyorsunuz.
-2
buenosdias
(11.11.25)
Arabayı kullanmayan kişi neden uyumasın ki. Arabayı kullanan uyumayacak. Bunun için uyuz olunmaz. Uyuz oluyorsa kullanmasın arabayı.
-1
rock n roll
(11.11.25)
Yoo hiçte olmuyor. Hatta herkes uyuyunca kulaklığımı takıp öyle müzik dinlemeye devam ediyorum.
-2
substituent
(11.11.25)
Ben uzun yolda uyumayı tercih etmem. Yolu yaşamak isterim çünkü deşarj oluyorum uzun yolculuklarda ama şoför ben olsam ve araçtaki diğer kişiler uyusa asla rahatsız olmam aksine muhabbet etme gereksinimim olmadığı için daha rahat şekilde araç kullanırım.
Çok rahatsız oluyorsa tek başına yolculuk yapsın arabaya başka birini almasın.
0
mermaidd
(11.11.25)
arabada 2 kişiysek ben olsam uyumam ve uyunmasını da istemem. özel şoförüm değil ya da ben kimsenin özel şoförü değilim. sohbet ederek daha hızlı geçer zaman.
+2
art cat chocolate
(11.11.25)
olmam. esim hep uyur uzun yolda. hatta kisa yolda bile uyur. ben muzigimi dinler takilirim.
+1
lemmiwinks
(11.11.25)
rahatsız olmam aksine kesinlikle daha rahat olurum. onlar tedirginlikle yola bakınca rahatsız oluyorum. herkes uyuyunca istediğim gibi gidebiliyorum.
+1
gercekdunya
(11.11.25)
bu soru adamına göre değişir, yorgun bi şoförün yanında hayvanlık yapıp horluya horluya uyunmaz
+2
nahtoderfahrung
(11.11.25)
Ben uyursa sevinirim. Uyusun güzel güzel.
Edit: ya uzun yola çıkacağım kişi zaten eşim dostumdur. Uyusun tabi. Kendimi şoför gibi hissetmem.
0
kisa
(11.11.25)
Bana güvendiği için hoşuma gider.
-1
arbre
(11.11.25)
süren ben değilsem uzun uyuyuşlar yapmamaya çalışırım. şoför de zamanla yorulur, gözü dalar, uyur vs gibi bi durum olmasın onu da daha dinç tutayım diye.
sürücü bensem öyle fosur fosur saatlerce uyunmasını istemem çünkü aynı şekilde ben o kadar fazla sessizlikte uykum geliyo. ama yani bikaç saat uyunuyosa o kadar da olur insanlık.
0
chanandler bong
(11.11.25)
cok stresli bir durum yoksa, mesela asiri yagmur yagiyor, goz gozu gormuyor sis mis, hic rahatsiz olmam. ama bu bahsettigim halde arkadasim uyumustu, baya horluyordu, o zaman hakkaten bi yoldas istemistim yani elbette surmeyen kisinin yapacagi bir sey yok ama iste insan bi yaninda iki laf edecek 'ay ne kotu hava, goz gozu gormuyor' vs. diyecek birini ariyor sanirim. bir de iki kisi de yorgunsa/uykusuzsa, (elbette ideal olan hic yola cikmamak ama cikildiysa) yanindaki kisi prensip olarak uyunmamali, yoldaslik boyle bir sey yani, surucuye de yardimci olmak lazim konusarak, yemek vererek vs.
+1
kassiopeia
(11.11.25)
esim, annem, babam falansa hayir. ama mesela sehirlerarasi bir yere gidicez, komsum benim gidecegimi biliyor, gitmemi bekliyor ki otobüse para vermesin, sonra yanima gelip 4 saatlik yolun 4 saatinde uyuyor. bu düpedüz eseklik. kimsenin özel soförü degilsin sonucta. zibaracaksan bin otobüse git.

yanimda uyunmasi uykumu getirir. bircok kisi icin de böyledir. uzun yolda soförün yaninda kendim de uyumam. esim ya da babam olsa bile uyumam. bir an gözü dalsa ikimiz de gideriz.

ayrica araba sürerken kulaklikla müzik dinleyen adamin arabasina bana milyon dolar verseniz binmem. millet bir de bunun yaninda uyuyor. canini yolda bulmus millet. neler okuyorum böyle.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(11.11.25)
Araba kullanırken biri uyuyorsa uyuz olanlar oruç tutarken biri yemek yiyorsa sinir krizi geçirenler hep aynı modeller.
-6
kizil karga
(11.11.25)
Uyumam ve uyutmam.
0
Mirket
(11.11.25)
yol boyunca uyanık kalmasına gerek yok, arada bir uyuyabilir.
ama arada bir kısmı önemli.

başkasının arabasında hiç uyumadım. uyumam. ayıbı ayrı, tehlikesi ayrı.
uzun yol ve dönüşümlü sürmemiz gerekiyorsa birazcık kestirdiğim olur.
0
biseysorcaktim
(11.11.25)
Valla ben ne kadar uykum gelse de uyumamaya hatta sohbetle ya da müzikle arabayı kullananı da uyanık tutmaya çalışıyorum. Bu bence şoför koltuğunun yanında oturanın co-pilot olarak otomatik görevi. Burada oturan uyusa bile arkada olsam da uyanık kalıp şoförün de uyanık kalabildiğinden emin olmaya çaışıyorum.
+1
Amaranta ursula
(11.11.25)
bilerek gaz-fren yapiyor kismi en kotu kismi bence. onceden bir beklentin olabilir ve yanindaki kisi uyudu diye rahatsiz olabilirsin (kim olduguna ve duruma bagli olarak), fakat gaz-fren yapmak cok cocukca.

dedigim gibi, kisi ve durum burada onemli.
0
Sour
(11.11.25)
şoför iyi insan değil, ya da ergen bir arkadaş.
0
ebabil curnatasi
(11.11.25)
ben kullanıyorsam uykum yoksa milletin uyuması işime geliyor daha rahat kullanıyorum. eğer uykum varsa uyumalarını istemem.
0
mikahakkinen
(11.11.25)
Uyuz olmak demeyelim. İstemem, izin vermem.
Ön koltukta oturan kişinin uyumasını istemem. Arka koltuktakiler uyuyabilir. Öndeki arka koltuğa geçip uyuyabilir ön koltuk boş kalabilir.
Ama ön koltuktakinin uyuması uykumu getiriyor.
Önceden söylerim ama bunu, sonradan gaz fren veya uyuzluk yaparak değil.
0
michael_knight
(12.11.25)
benim hanim uzun yolda genelde uyur. beni hic etkilemez.
kamyoncu ruhluyum, rekorum sadece benzin icin durarak 18 saat.
yanimda biri olsun olmasin ben yola bakarim.
0
cooperr
(12.11.25)
(4)

Evleneceğiniz kişiyi çekirdek aile dışında özellikle tanıştırdığınız kimse oldu mu?

egerbiryolcu
Yoksa anam babam tanışsın yeter gerisi düğünde nişanda tanışır mı dediniz?
Yoksa anam babam tanışsın yeter gerisi düğünde nişanda tanışır mı dediniz?
0
egerbiryolcu
(10.11.25)
Yani annem babam bile arkadaşlarımdan çok sonra tanışır.

Biraz gevezelik yapacam. Sevgiliyi aile dışında biriyle tanıştırıp onun onayını alınca içi rahatlayan insanın karakteri olgunlaşmamış demektir. Bu insan hayatta başka konularda da insanlardan onay alma ihtiyacı duyar, kararlarının sorumluluğunu kendi başına alamaz.

Sonra burda duyurular açılıyor bir değil iki değil. Evlenmiş aile kurmuş fakat anne babasının sözünden çıkamayan ya da onların isteklerine karşı gelemeyen hikayeler.
+1
grimavi
(11.11.25)
Eşim daha sevgiliyken butun sulalemle nerdeyse (gorustuklerimizle) tanisti ve iyi ki öyle olmus.
0
matilda
(11.11.25)
Kuzenlerim, teyzelerim, halalarim, anneannem ve babannem.
0
logisticsmanager
(11.11.25)
aynen öyle dedim. nişanlanana kadar kardeşim hariç kimseyle tanıştırmadım, akrabalık zorunlu gereksiz bir bağ zaten.
+3
mikahakkinen
(11.11.25)
(3)

komedyenler ne kadar kazanıyor cidden?

green eyed penguin
günün akla takılan sorusu. açıkçası yeni nesil kafa isimler bile ayda 300-400k kazanıyordur diye düşünüyorken eşine ayda 500k kredi kartı harcatması sektör hakkında çok da bilgim olmadığımı gösterdi.
günün akla takılan sorusu.

açıkçası yeni nesil kafa isimler bile ayda 300-400k kazanıyordur diye düşünüyorken eşine ayda 500k kredi kartı harcatması sektör hakkında çok da bilgim olmadığımı gösterdi.
0
green eyed penguin
(10.11.25)
özgür turhan baya başarılı.

doğu demirkol-baturay özdemir-gökhan ünver gibi komedyenler baya kazanıyor. özgür turhan da sahneleri full dolduruyor en az 500 kişiye gösteri yapıyor genelde. 500 kişiye gösteri yapsa 750 tlden 375000 tl yapar. yarısını bile alsa baya büyük para. ayda 15-20 gösteri yapabiliyor bazen.

ama böyle kazanan çok az. çoğu 100-200 kişiye anca gösteri yapabiliyor.
0
jelly bear
(10.11.25)
dün twitterda gökhan ünverin yıllık 75 milyon kazandığı yazıyordu.
0
mikahakkinen
(11.11.25)
ülkedeki gerçekten iş yapan komedyenlerden biri, sosyal medya hesaplarından gelen kazançlar, reklamlardan gelen kazançlar ve yukarıda bahsedildiği gibi ayda rahat 10-15 adet gösteriden gelen kazançlar ve bu gösterileri yaparken de genellikle bir masrafı da olmuyor barınma olsun, yemek olsun organizasyonu yapan şirket tarafından karşılanıyor.

kamp videoları çeken ve sadece vlog olarak faaliyet gösteren atik ailesi bile Bolu vergi rekortmeni oldu. Bu tarz kişilerin ben ayda rahatlıkla 700-800 kazandığını düşünüyorum.
0
denizgonen
(11.11.25)
(10)

erkekler vucut kıllarını nasıl almalı?

duyurukullanıcısı
a- almasın, kıllı kalsınlar. kıl iyidir.b- sadece gögüs. kollar bacaklar kalsınc- gögüs + kollar bacağı zaten kim görecekd- madem aldın komple temizlen. tüm vucutbirde alacaksan bile nasıl almak gerekiyor ki 5 günlük sakal gibi çıkmasın kollarda kıllar. o iyice kötü oluyor.
a- almasın, kıllı kalsınlar. kıl iyidir.
b- sadece gögüs. kollar bacaklar kalsın
c- gögüs + kollar bacağı zaten kim görecek
d- madem aldın komple temizlen. tüm vucut

birde alacaksan bile nasıl almak gerekiyor ki 5 günlük sakal gibi çıkmasın kollarda kıllar. o iyice kötü oluyor.
0
duyurukullanıcısı
(10.11.25)
vücut fitse kemer üstü komple alınsın, bacaklar da bir miktar seyreltilsin.
ama vücut çok fit değil göbek meme falan yağlıysa hiç dokunulmasın en azından kamufle eder.
almak için en iyisi lazer epilasyon. diğer yönetmler daha fazla çıkartır, sakal gibi her hafta almak zorunda kalırsınız.
0
joooper
(10.11.25)
ben sırt, ense, omuz, kol üstünü alıyorum. göbekli olduğum için ön tarafı bırakıyorum.
kol ve bacaklar aşırı yoğun olmadığı için onlara da dokunmuyorum.
en iyi tercih folyo traş makineleri özellikle philips bodygroom 3000 ve benzerleri. ben yıllardır bunu kullanıyorum. kasık ve testis bölgesini de çekme yapmadan sorunsuz traş ediyor.
kestikçe gür/kalın çıkar tamamen şehir efsanesi.
0
my fault
(10.11.25)
Joper'ın dediği gibi fit vücutlu birinin alması bence sıkıntısız ama götlü göbekli biri aldığında Kybele gibi oluyor.
+1
kizil karga
(10.11.25)
a- almasın, kıllı kalsınlar. kıl iyidir. (Dalga cevresi ve koltuk alti haric)
+2
mbond
(10.11.25)
buna bayanlar cevap versin. ama ben bir erkek olarak şunu diyim: bir yer alınmış bir yer alınmamış o zaman bülbül yuvası gibi duruyor hoş değil. git lazere yat kıçından alnına kadar aldır, jiletle falan uğraşma.
0
mikahakkinen
(10.11.25)
kıl almakla kim ugrasacak kanka. sirtinda yoksa koltuk alti ve pipi çevresi kâfi.
kıl almakla ugrasacagin vakitte git 2 spor yap daha iyi görünmek istiyorsan.
+1
arkadakiadam
(10.11.25)
eskiden a grubundaydım.

covid'den sonra bir süre nabzım falan dengesizleşmişti, o sıralar kardiyolojiye gidiyordum sık sık. çam ve sakura'da doktor arkadaşım vardı o ilgileniyordu her şeyimle, bir gün sana eforlu ekg de yaptıralım dedi. randevu verirlerken "gelirken mutlaka göğüs kıllarınızı kesin kıl varsa işlemi yapmıyoruz" dediler :) o gün üst gövdeyi bir kestim, oh be dünya varmış dedim. hijyen olarak da daha iyi oluyor. ayrıca sporla ilgileniyorsan kasların falan çok belirginleşiyor :)

o gün bugündür çok sık olmasa da üst gövde -sırt göğüs omuz hatta üst arka kollar- kıllarımı kesiyorum.

normal traş makinesiyle kesiyorum. jiletle kesince gür çıkıyor algısı da efsaneymiş bu arada, ilk 2 sefer jiletle kestim normal çıktı sonrasında. makine ile daha kolay oluyor ama.

yalnız bacak kıllarımı kesmem. kesene bir şey demem tabii de
0
makbur
(10.11.25)
Ya bu jiletle alırsan gürleşir olayı tabii efsane öyle bir şey yok ama jilet tahrişe açık bir yöntem, bir de nedense jiletle alındığında çok daha fazla batığa neden oluyor bunlar ekstra dertler, o nedenle makine kesimi bayağı sağlıklı.
0
kizil karga
(10.11.25)
B.
"killi erkek merhametli olur" - A. Einstein
+1
cooperr
(11.11.25)
Etek bölgesi, kol altları, ense, kulaklar, burun delikleri alınmalı.

Saç/sakal/bıyık opsiyonel.

Göğüs, kol, bacak, el ve ayağa dokunmamak lazım.

Sırta bir şey demiyorum. Alınmasa daha iyi bence.

Kaş arası hadi tamam da, onun dışı kaşa dokunmamalı.

Benim görüş bu şekilde.
0
yadigar
(11.11.25)
(53)

eşimin yeğeninin her hafta sonu bizde kalması sorunsalı

matilda
merhaba, bu duyurunun benzerini geçtiğimiz günlerde açmıştım ama olay biraz değişti o yüzden akıl danışacak birilerine ihtiyacım var. özetle: eşimin yeğeni istanbul'da askeri okul kazandı. bizi de evci olarak yazdı. bizim planımız 2-3 haftada bir cuma-cumartesi akşamları bizde kalması ve pazar günü
merhaba,
bu duyurunun benzerini geçtiğimiz günlerde açmıştım ama olay biraz değişti o yüzden akıl danışacak birilerine ihtiyacım var.

özetle:
eşimin yeğeni istanbul'da askeri okul kazandı. bizi de evci olarak yazdı.
bizim planımız 2-3 haftada bir cuma-cumartesi akşamları bizde kalması ve pazar günü okula dönmesiydi. çocuk da sizi her hafta rahatsız etmek istemiyorum, hem de çok uzak vs diyordu.
ben 2-3 haftada bir kalmasına da çok sıcak bakmıyordum ama yapacak bir şey yok moduna girmiştim.
şimdi okuldan öyle kafanıza göre evci iznine çıkmak yok. ya her hafta evci çıkacaksınız ya hiç çıkmayacaksınız denilmiş. çocuk da eşimi aramış amca okul böyle diyor ne yapayım diye o da gelme diyememiş. yani özetle çocuk her hafta sonu bizde kalmak zorunda ama bunu eşim de ben de kesinlikle diyemiyoruz.
buraya bir dipnot düşeyim: eşimin anne ve babası istanbul'da yaşıyordu. memleketlerine taşındılar. onların taşındığı eve biz geçtik yani eşimin anne-babasının evinde oturuyoruz. kira da ödemiyoruz. başka evleri var kirada onun kirasını da eşimin abisi alacak yıl sonundan sonra.
dün bayağı kavga gürültü oldu evde. çünkü ikimiz de çalışıyoruz. ben haftada 2 gün evden, 3 gün ofisten çalışıyorum ama 3 gün çalıştığım günlerde 2 saat işe gidiş, 2 saat eve dönüş sürüyor. 6'da çıksam 8'de evde anca oluyorum. bir tek hafta sonum var. cumartesi zaten temizlikle geçiyor. cumartesi akşamları eşimle vakit geçirmek istiyorum. pazar da yine ıvır zıvır işler oluyor ya da nadiren dışarı çıkıyoruz bi etkinlik vs olursa.
yeğeni bize gelirse cumartesi sabahı eşim evde olmuyor ve ben uyuyabileceğim 2 günden birinde kalkmak zorundayım çünkü ayıp. pazar günü de benzer durum var zaten askeri okulda olduğu için alışmış sabahın köründe kalkıyor. geçen pazar mesela 3'e kadar evde oturdu. 6'da okula girmesi gerektiği için 3'te çıktı.
benim artık cuma- cumartesi akşamları eşimle oturup film/dizi izleme ve vakit geçirme gibi bir olayım kesinlikle kalmadı. çünkü bu çocuk cuma akşam yemeği vaktinde gelecek ve bizle oturacak sohbet falan etmek istiyor. cumartesi gündüz çıkar gider ama akşam yine öyle. pazar da ya kahvaltıdan sonra biraz oturur ya da gider bilmiyorum 2 günüm çöp olduktan sonra pazar yarım günü düşünemiyorum artık.
dün eşime ya bu işe bi çare bul ya da bu iş boşanmaya kadar gider dedim. çünkü bu çocuk tam 5 sene okuyacak bu okulda. gidebileceği başka bir yer yok. olsa da yasak.
o da ailesiyle arasını bozmadan bir yöntem düşünüyor ama bulamadık.
makul şekilde abine anlat, bizim bi hafta sonumuz var. mümkün olduğunca evi otel gibi kullansın vs gibi çocuğunu uyarsın gibi bir yöntem geldi aklıma ama ne kadar etkili olur, nasıl bir tepki gelir bilmiyorum.
eşimi seviyorum ve bu nedenden ayrılmak istemiyorum ama ben sorumluluk almamak için çocuk bile yapmıyorum ve hayatımda 4-5 kere gördüğüm bi çocuğa da zaten tek dinlenme alanım olan hafta sonumu 5 sene feda etmek istemiyorum. üstelik bu çocuk bizde kalırsa benim evimde yatılı misafir de kalamaz her türlü tüm konforumu ve düzenimi bozuyor.
bu konuyla ilgili ailesini, abisini ve yeğenini de incitmeden nasıl bir konuşma yapılabilir. fikirlerinize gerçekten çok ihtiyacım var.

bunu kimse kabul etmez dedim eşime. çık sokağa 10 kişiye sor kaçı kabul edecek dedim. siz böyle bir şeyi kabul eder miydiniz bunu da kendisine okutmak için bunu da sorayım.

teşekkür ederim.
-1
matilda
(10.11.25)
Hoş bi düzen değil bu öncelikle ama bunu 5 sene sürdüreceğini düşünmüyorum, ilk sene çok sık olur fakat şehre alışıp kendi arkadaş ortamını kurunca size fazla uğramaz

Eşin öncelikle sana karşı sorumlu orası sizin eviniz. Senin durumunu anlayıp seni buna hiç dahil etmeden aile ve çocukla çözmeli. Başta dediğim gibi çocuk şehre alışıp ortamını kurana kadar 2-3 ay anlaşma yapabilirsiniz belki
+2
grimavi
(10.11.25)
@grimavi ben de öyle düşünüyordum alışınca sürekli gelmez ama okul ya her hafta evci çıkarsınız ya hiç izin vermeyiz demiş. mesele de bu zaten.
0
🌸matilda
(10.11.25)
kesinlikle mantıklı değil. bir sene bile bu şekilde yaşanmaz. çocuğun ailesi nasıl buna tamam diyebiliyor anlayamadım. okulun ya hep hiç demesi de saçma. bizim okulda da yurt var ama öyle bir durum yok. istedikleri hafta sonu kalıyorlar. okulla da görüşülebilir tabii ki ama çocuğun ailesinin rahatlığı çok ilginç.
+1
oyokbuyoknevar
(10.11.25)
haklısınız. her hafta sonu olmaz yani. ayda 1 olsa neyse. çocuk evci çıkmak zorunda değil. yatsın okulunda. ya da babası diğer evi boşalttırsın yerleştirsin çocuğu. bir şeyler kırılıp dökülecek artık pek çareniz kalmamış. sen çocuğun annesiyle konuş önce eşin utanıyorsa.
0
archmeister8
(10.11.25)
Kocaman insan ya kendisinin ya da ailesinin bunun ne kadar saçma olacağını düşünmesi gerekirdi.
Şimdi eşiniz abisine sizin dediğiniz cümleyi söylediği an ne olacak biliyor musunuz olay büyüyecek vay sen benim oğlumu istemiyorsunlara gelecek ve çocuk bir şekilde durumu düzeltip izne çıkmamaya karar verecek.
Her şekilde arada gerginlik çıkacak bu yüzden bence gerginlik nasılsa çıkacak diye düşünüp dürüst bir şekilde ben böyle dedim ama bizim yaşam biçimimiz bu uygun olmaz sanki gibi konuşsun abisiyle.
Ben olsam böyle yapardım.

Çok zor durum bunu daha önce okuduğumda da çok üzülmüştüm adınıza. Umarım en az hasarla atlatırsınız bu süreci :/
0
mutekebbir
(10.11.25)
eşiniz kendi anne babasıyla konuşacak, bunun normal bi şey olmadığını söyleyecek. onlar da çocuğun anne babasına büyükleri olarak bunun normal olmadığını söyleyecek. böylelikle kimse birbirine kötü olmayacak. en makul yol bu ama bazı ailelerde kimse birbirine bir şey söyleyemiyor. o durumda eşiniz açık açık konuşacak.
+2
la mort heureuse
(10.11.25)
Akrabalar arasında yüze gelememek ve böyle şeyleri kabul etmek kötü ama bu 5 sene sürdürülebilir bir şey değil tabii ki, ha arkadaşların dediği gibi ilk seneden sonra böyle bir yoğunluk olmaz ama olacak gibiyse de çıkmasın evci kendi rahat edecek diye sizin rahatınızı bozmaya hakkı yok.
0
kizil karga
(10.11.25)
benim kabul etmeme gerek kalmadan eşim zaten böyle bi teklifle gelmezdi. mantıklı da değil zaten.
yani bu işin oluru şöyledir. ya 4-5 aylık bi süreçtir hadi her hafta gelsin dersin ya da 5 senelik bi süreçse ayda bir hafta sonu anca olabilir. başka türlü kesinlikle oluru yok.
-1
elorelia
(10.11.25)
İstanbul'da kalacak yeri olmayan öğrenciler 5 yıl boyunca hafta sonu okuldan çıkamıyor mu? Hapishane mi orası? Ben mi yanlış anlıyorum?
Hadi, başka yerde kalamıyor olsun. Hafta sonu gündüzleri çıkıp akşam dönebiliyor olması gerekir ya. Saçma geldi bana.
+2
auroraaurora
(10.11.25)
çıkabiliyor aslında. cumartesi sabah çıkıp akşam 6'da okulda olması lazım. pazar da öyle. iki gün de çıkabiliyor. seneye giriş saati akşam 10 olacakmış ilk sene diye böyleymiş.
ama işte ya evci çıkacaksın her hafta ya da hiç çıkmayacaksın sadece böyle cumartesi 6'ya, pazar 6'ya kadar 2 gün çıkacaksın demişler.
+2
🌸matilda
(10.11.25)
O zaman okulda kalacak, kimse de kusura bakmayacak. Evlatlık mı aldınız?
Ben kesinlikle kabul etmezdim. Evde kira vermeden oturma bahsi açılırsa da neyse bedeli ödeyeyim deyin. Alırlarsa o da onların ayıbı olsun.
+5
auroraaurora
(10.11.25)
Çocuk zaten kalmasın ok da sizde vay eşimle vakit geçirmek istiyorum diye ortalıkta anlatmayın bunu çünkü inandırıcı değil. Acınası da duruyor bir yandan.

Açık açık ben böyle tanımadığım birisiyle haftasonu iki gün geçirmek istemiyorum diyin geçin. Bir de boşanmayı söz konusu etmek fırsat bulmuşsunuz gibi görünüyor.
-14
artıküyeolmakistiyorum
(10.11.25)
@matilda, nasıl söylerseniz söyleyin, kim söylerse söylesin, bu konunun sonunda mutlaka aile arasında gerginlik, küskünlük, tartışma vb. çıkacak. iki yetişkin olarak kendi sınırlarınıza saygı duyulmasını sağlamak için bunları göze alıp bu konuşmayı yapmak zorundasınız. bunu da eşiniz yapmalı, siz değil.

bu kadar izahat vermenize de, kendinizi haklı çıkarmaya çalışmanıza da gerek yok hiç kimseye karşı zira siz her türlü haklısınız zaten. çocukla gerektikçe ilgilenmek, göz kulak olmak başka, tamamen hafta sonları sizin evinize yerleşmesi bambaşka. bütün aile üyeleri de bal gibi biliyor bu durumun ne kadar "uygunsuz" olduğunu ama herkes salağa yatıyor bir şekilde zoraki de olsa kabul ettireceklerini bildikleri için. bu da muhtemelen eşinizin bu konuda net dur(a)mamasından kaynaklanıyor. önce o resti çekecek, konuyu da eşimle film izleme, uyuma vb. şeklinde yumuşatmaya çalışmayacak. lap diye ben evli barklı adamım, karımla canım isterse salonda koltukta seks yapıcam, canım isteyecek inleye inleye boşalcam, birlikte duşa gircem, genç sağlıklı çiftiz, evde yetişkin bir erkek çocuğu hanginize mantıklı geliyor, siyeeeaahh diye masaya yumruğunu vuracak. sizi arada bırakmaması da çok çok önemli.
+4
Phoebe
(10.11.25)
öncelikle bence bu egoistlik. aile olmak böyle birşey değil. tabiki kendi konforunu düşünmek senin hakkın ama eşinin de bir ailesi var. ileride annesi babası hasta olsa sizde kalmak zorunda olsa ona da aynı arızayı çıkartacaksın demekki. ayrıca empati yapsan ve aynı durumda sen olsan eşin istemeze ne yapardın.

çocuk tarafına gelince millet haklı bir süre sonra size gelmez bile arkadaşlarıyla dışarda vakit geçiririr. yada gündüz çıkıp akşam saati dolmadan geri dönsün. evci çıkmasına gerek yok.

sen bence boşan bu evlilik sürmez bu bencillikle. ayrıca benim eşim senin gibi rest çekecek direk avukata gönderirdim.
-23
gercekdunya
(10.11.25)
Ben şunu net anlayamadım. Diyelim ki hiç evci çıkmamaya karar verdi. Yine her haftasonu belli bir saate kadar dışarı çıkma hakkı olacak mı
Mesela her cumartesi saat 6 ya kadar izni var gibi mi?

Bunun dışında diyelim hiç cikamayacak tabii ki çok iyi bir seçenek olmayabilir ama bile isteye tercih edilmiş bir şehir,.okul. sokakta kalmayacak bu çocuk nihayetinde. Belki aktarılan kadar katı kurallar yoktur ya da belki göz korkutmak için çok katı konusulmus olabilir.

Gerçi askeri okul katıdır muhtemelen ama dediğim gibi evci çıkmamak da bir seçenek, öyle kalacak bir sürü arkadaşı da olacaktır.

Gerçekten zor bir durum ama siz sonuna kadar haklısınız bence.
+1
egerbiryolcu
(10.11.25)
tabii ki evci çıkmazsa izni var.
ya evci çıkacaksınız ya da sadece askerlikteki gibi çarşı izni gibi ama 2 gün çıkabilirsiniz. birinden birini seçin gibi bi konuşma yapmışlar.
yeni oldukları için belki göz korkutma amaçlı yapılmış bir konuşma da olabilir sonuçta herkesin evci kaldığı ev kendi ailesine ait değil insanların işleri, başka misafirleri de olabilir. evci kaldıkları kişileri de düşünmeleri gerekir bence.
+1
🌸matilda
(10.11.25)
işte aslında yazdığınız cevabın içinde gizli olay: zorunda kalmak.
burada bu çocuk her hafta sonu bizde kalmak zorunda değil. zorunluluk olsa zaten bir şey diyemem. bu çocuk istanbul'da değil de konya'da bu durumu yaşasaydı kime gidecekti gidecek yer de yok. ama hastalık durumu dediğiniz zorunlu bir durum öyle bir durumda tabii ki bakılır.

"direk" avukata göndersin napayım çekmek zorunda değilim kimsenin çocuğunu. bu seçeneği de sundum ama kabul etmiyor.
+2
🌸matilda
(10.11.25)
eğer çocuğun babası eşinize, siz benim çocuğumu istemiyorsunuz diye filan hayıflanırsa eşiniz de desin ki; ben zaten çocuk sorumluğunu üstlenmek istemediğim için kendim çocuk yapmıyorum.

gereksiz ajitasyonlara gerek yok.
+3
since1907
(10.11.25)
Türkiye'de büyük aile yapısı kuralları hala geçerli. Sen mesela boşanmayı aklına getirmişsin. Boşansan normali baba evine dönmendir. O durumda küçük kardeşinin vay sen niye geldin, ben sorumluluk almamak için hatta bir haftasonum vardı deme lüksüne sahip değil.
Yine büyük aile yapısının bir özelliği olarak baba evinde ücretsiz oturulabilir. Babanın çıkın ben kiraya vereceğim, kirayı da biriktirip ahir ömrümde bir maldivler tatili planlıyorum. diyemiyor, diyemez.
Yine mesela, kardeşlerden birinin depremde evi yıkılsa, veya şizofreni teşhisiyle eşi terketse, sığınacağı yer kardeş evidir.
Anne babadan biri vefat edip, diğeri elden ayaktan düşmeye başlasa olacak olan yine aynıdır.
Yani başınıza bir durum gelmiş. Aklına da gelmiş madem, uygula. Boşa adamı. Ya da eşin gitsin Abisine, Matilda iyi kız, inan sesini çıkarmış değil ama, ben mahcubiyet duyuyorum. Biz sorumluluğundan kaçınıp çocuk yapmama kararı almışken, kendimi karıma eksikli hissediyorum. Çocuğun evciliğini iptal edelim de ayda bir falan geçici evci yapalım. Olmaz mı? cinsinden bir şeylerle vaziyeti idare etsin.
Ama ben bunun yanlış olacağını düşünüyorum. Şahsi fikrim bu.
-5
Mirket
(10.11.25)
@matilda, hastalık vb. bir durumda böyle bir reaksiyonunuz olmazdı zaten, hiç sanmıyorum. dediğiniz gibi emrivaki yapılması, sizin iradenize ve yaşam alanınıza saygı duyulmaması söz konusu.

elbette boşanmak böyle bir nedenle olmamalı ama şayet siz eşinizin böyle durumlarda hiç bir zaman sınır çizemediğini düşünüyorsanız ve bu bardağı taşıran son damla olduysa, çift terapisi düşünebilirsiniz. zira bu durumda konu o çocuk değil, eşinizin çekirdek ailenizle ilgili hiç sınır çizememesi oluyor.
0
Phoebe
(10.11.25)
Çocuk evci çıkmak zorunda değil ki. Haftasonu kalsın okulunda, gezmeye çıksın dönsün. niye dışarda yatıya kalmak zorundaymış? İlle çıkacaksa adres olarak sizi göstersinler gitsin nerde kalıyorsa kalsın. ne biçim genç erkek bu gelip sizde kalıyor çocuk gibi

Sorun eşinizde. O neden rahatsız olmuyor mesela sizinle baş başa vakit geçiremeyecek olmaktan. Çocuk geldikçe siz dışarı çıkın kafanıza göre kocanız ağırlasın madem öyle istiyor. Boşanma ya da eşinizle kötü olma meselesi yeğeninin her hafta gelip sizde kalmasından ziyade eşinizin ailesine karşı sınır koyamayan ve sizi öncelik yapmamış biri olmasıyla alakalı.
+5
dfn4
(10.11.25)
işin sarpa sarması dipnotta belirttiğiniz sebepten evin size ait olmamasından kaynaklı. kira verip vermemenizin pek önemi yok. birisi işin nereye varacağını düşünmeden laf arasında bizim istanbulda ev var orda kalır sizin oğlan demiştir, diğeri de oğlum x amcanlarda kalırsın demiştir. 3. kişilerin 1.kişiler adına plan yapması...

çocuk burada en masum olan kişi. zira ailesinin kendisine söylediğini yapıyor. kendi adına karar vermeyi öğrenene kadar da böyle olacak. ama 5 yıl boyunca her haftasonu bizde kalacak "korkunuz" endişeniz bence yersiz. belki 1 sene sonra "amca sağol ben artık okulda kalmak istiyorum" diyebilir.
bence askeri okul kurallarını bir de kendiniz gidin sorun, öğrenin. mesela ben bilmediğim için soruyorum, evci çıkmadan, yani hafta sonu da okulda kalmaya devam ederek gün içinde dışarıya çıkılamıyor mu? örneğin duş almaya, çamaşır yıkamaya, kahvaltıya/öğlen yemeğine gelip akşam saatinde de okula geri dönülemiyor mu? ya da size evci izni diye çocuğun aktardığı şey gerçekten her hafta sonu evde konaklama zorunluluğu mu, yoksa izne çıkarsam bu adreste beni bulabilirsiniz beyanı mı? mesela planlı bir şekilde her ay başında bu ay sadece 1/2/3 hafta sonu eve çıkacağım, hava soğuk hiç çıkmayacağım gibi bir tercih belirtilebiliyor mu? ya da 6 ay sonra bu beyandan cayılamıyor mu?
kısacası çocuğu kırmadan kafanızdaki soruların cevaplarını ilk ağızdan yetkili birinden öğrenip 3.kişi olan aileleri karıştırmadan çocukla oturup konuşarak beraber bir çözüm üretin. 3.kişiler dilediklerini söyleyebilirler de önemli olan 1.kişilerin ne istediği.

söylemeden duramayacağım :) "bunu kimse kabul etmez", "çık sokağa 10 kişiye sor kaçı kabul edecek" gibi söylemler bana manasız geliyor. zira herkesin aile-akraba ilişkisi bir değil. bu davranışınızı eleştirip, sizi kötüleyecek de bir sürü insan bulunur. siz belirttiğiniz sebeplerden ötürü bu duruma karşısınız. bu kadar. sorduğunuz 10 kişiden 9'u aksi yönde fikir belirtse, siz düşüncenizden/kararınızdan vazgeçecek misiniz?

son olarak sorunsalınıza çözüm önerisi: boşanmak yerine her hafta sonu evi çocuğa bırakıp otelde konaklayın :)
-1
tnz
(10.11.25)
dfn4 +1

ayda 1 bile kabul edilebilecek bir şey değil. çok can sıkıcı. eşinizin ciddi ciddi konuşması lazım. buna da alınacaklarsa alınsınlar. her hafta sonu misafirlik olur mu ya öyle? böyle saçma bir şey olabilir mi? sizin bir hafta sonunuz var. çocuğun yanında mı sevişeceksiniz? belki tatil planı yapmanız gerekecek belki bir işiniz çıkacak yapamayacaksınız. kimse kabul etmez böyle bir şeyi.

ben olsam eşim diyemiyorsa gider ben söylerim. hiç çekinmem utanmam, düşüncesiz ana babası utansın. direkt derim: "biz her hafta sonu müsait değiliz, kalabalığı sevmiyorum bu yüzden çocuk bile istemiyorum (ben de gerçekten istemiyorum bu arada) benim her hafta sonu bir çocukla ilgilenecek vaktim ve enerjim yok, tüm hata çalışıyorum, hafta sonu da evde yalnız kalmak, sessiz takılmak istiyorum. evde genç bir erkek çocuğu varken rahatça giyinemiyorum bile. lütfen başka bir çözüm bulun. ben bunu kabul edemem."

aynen bu şekilde söyleyin. küserlerse küssünler. hiçbir şekilde ayda 1 yok otel gibi bilmem ne kabul etmeyin. çünkü zaman geçtikçe ayda 1 de batacak. vallahi evliliğiniz biter. ben olsam ben de boşarım.

çocuğun durumunu, ahını vahını yazığını siz düşünmek dertlenmek zorunda değilsiniz. onu dünyaya getiren anne babası düşünsün. doğururken size mi sordular. neden ilgilenmek zorunda olasınız ki? kocanız da pısırık anneci aileci biri galiba. aile içinde saygı gören sesi çıkan sözü dinlenen biri değil gibi duruyor. bunu söylemenin bir yolunu nasıl bulamaz? katlasın 4 yıl okulda takılsın. benim lise arkadaşlarım da o şekilde okuldaki yurtta 4 yıl kaldılar, bir şey olmadı.

hem bir çocuğun sorumluluğunu almak kolay değil. o çocuğa sizin evde bir şey olsa anne babası gelir sizi suçlar. ergen deli dolu erkek çocuğunun ne yapacağı belli olmaz. ergenlik ihtiyaçlarını falan da sizdeyken evde karşılayacak olma ihtimali bile çok rahatsız edici. yok sevgilimi getirebilir miyim diyecek, yok kankasını getirecek, yok onlara gidecek gecenin köründe eve gelecek sizi uyutmayacak... ergenin derdi bitmez ki.

evde sütyensiz ve şortla, dantelli gecelikle ya da çıplak falan gezemeyeceksiniz, hafta sonu pinekliğini yapamayacaksınız. bu ne biçim bir hayata dönüşecek...

ay valla evlenmeme isteğime +1 sebep eklendi bu olayla. akrabayla uğraşmak rezilliktir.
+2
art cat chocolate
(10.11.25)
tnz adlı duyurucunun yazdıkları komedi... anne babasının sorgulaması, öğrenmesi, düşünmesi, ayarlaması gereken o şeyleri siz yapmak zorunda değilsiniz. o çocuğun adını ve yaşını bile bilmek zorunda değilsiniz. ne münasebet ya. çocuk bakmak istesek doğururuz.

çözüm önerisi de her hafta otel masrafı olmuş. :D evlenilmemesi gereken kişi modelini görmüş olduk.

gercekdunya nın yazdığı yazı ise troll olabilir veya klasik anacı erkek modeli uzak durulması gerekenlerden. ciddiye alınmaması gereken bir yazı. hatta kişiyi engelleme kararı aldım şu an çünkü baya rage bait yapan bir troll bence.
+2
art cat chocolate
(10.11.25)
Oğlum İstanbul'da yatılı lise öğrencisi, abim de İstanbul'da yaşıyor. Hatta birbirine bayağı yakınlar, otobüsle bile max 30 dk ama oğluma ilk tembihlediğim şey "amcan seni arayıp haftasonu için davet etmedikçe sakın gitme oğlum" oldu. Abimle de aramız çok iyidir ama ne kadar yeğen de olsa aile dışından biri ve sürekli, onu da geçtim zorunlu misafirlik çok hoş karşılanmaz. sizi çok iyi anlıyorum. bunu eşinizin abisi ile görüşmesi, uygun bir dille izah etmesi gerek. Fakat "iş boşanmaya kadar gider" tepkiniz biraz fazla. Boşanma lafını bu kadar kolay dillendirmemek lazım. yaydan çıkmış ok gibi birşey bu, bi kere boşanma kozunu ortaya sürdüğünüz zaman hep sizin de eşinizin de aklında boşanma opsiyonu olacak. başka konularda da olsa tüm tartışmalarınızda lafın sonu boşanmaya gidecek. evliliğinizi çok yıpratır. naçizane tavsiyemdir bu da, anlayışla karşılayacağınızı umarak..
+12
faberkastelli
(10.11.25)
hala üstten üstten konuşuyorsunuz ama. çocuk yabancı biri değil, kimsenin çocuğu hiç değil. eşinizin öz yeğeni. sizin aileye bakışınız farklı olabilir eşinizin bakışı farklı olabilir. ortak bir noktada değilseniz anlaşabilmeniz zaten mümkün değil.

ayrıca evlilik böyle bir şey değil. bana göre sevgi saygı ve özveri gerektirir. bırak çocuk 2-3 ay kalsın hemen arızaya bağlama sonra zaten kendi bir yol bulacaktır. olmadı siz bir yol bulursunuz oraya yönlendirirsiniz. sizin adresi yazdırdı diye sizde kalması gerekmiyor zaten. yada gece askerler gelip evi yoklamayacak.

yine söylüyorum boşanmak en güzel çare. çünkü sizin bu tavrınızla, şimdi yapmazsanız ilerde daha büyük sorunlar yaşayacaksınız.
0
gercekdunya
(10.11.25)
Kabul etmem. Erkeğim. Bu çocuk aç değil, açıkta değil. Okulu herhangi bir evden daha iyidir. Havuzu, spor salonu, kütüphanesi vardır. Bir de İstanbul. Köyden gelen insan her yeri öğreniyor, askerî okulda okuyan çocuk çıksın gezsin. Ben de askerlik yaptım 6 ay. Haftada 1 gün çıkarsın, alışveriş yaparsın, yemek yersin, kafa dağıtırsın. Evde oturmak neymiş saatlerce. Sıkıntı eşinde. Niye her şeye tamam diyor. Kurtulmak için şans doğmuş. Onu da kabul etmiş.
+2
arbre
(10.11.25)
Ajite etmeye gerek yok, hastalık ayrı bu durum ayrı. Kimse kimsenin konfor alanını bozmamalı. Bunu önce çocuğun ailesi düşünebilmeli. Çocuk genç daha, ailesi bile akıl edemiyorken ondan beklemek olmaz zaten. Ailesi akıl etmiyor mu? O zaman yapacak bir şey yok, eşiniz güzelce konuşacak. Ben de şahsen kabul etmezdim, benim öz yeğenim olması da durumu değiştirmezdi. Çalışıyor, yoruluyor ve dinlenmek istiyoruz. Kısa bir süre olsa diş sıkılıp idare edilebilir ancak 5 sene çok uzun bir süre. Çocuk ortam yapar demişler ama garantisi olan bir durum değil bu. Eşiniz konuşacak, başka çıkar bir yol yok. Gerekirse evliliğimde sorun yaşamak istemiyorum diyecek.
+4
huzurlarinizda huzursuzluk
(10.11.25)
daha önceki duyurunuza da yazmıştım. biraz karikatürize edeyim. 1940 larda yaşasaydık, yeğen de köyünden tahta bavulu ile büyükşehire okumaya gelseydi o dönemin sosyal gerçekliğinde normal olabilirdi ama 2025 yılında bu normal ve sağlıklı değil.

olması gereken şu; çocuğun hafta sonu sabahtan akşama kadar izinli olduğu günlerde devamlılık arz etmeyecek şekilde günübirlik ziyaretler yapması daha seyrek olmakla beraber başlarda alışma sürecinde eğer olanak var ise cumartesi gecesi sizin evinizde yatıya kalması, zamanla bunun da ayda yılda bir seviyesine inmesi.

2025 yılındayız. insanlar çalışma hayatının yoğunluğundan dolayı (hele ki 8-5 çalışan memur vs değiller ise) kendi evinde bile yeterli vakit geçiremezken, aç açıkta olmayan birinin evin 3.kişisi düzeyinde rutin olarak dahil olması hiç doğru değil.

her şeyden önce çocuğun anne babasının oğlum, amcam yengen ısrarla davet etmediği sürece yatıya kalma, ev insanların mahremidir. amcan seni ne kadar sevse de sen rahatsızlık verme demesi gerekirdi. çocuk çok gamsız bir tip değilse, başkasının evinde yatıya kalmaktan (evet, aksi yönde cevap verenlerin bilmesi gereken nokta bu, insanın ana baba evi dışındaki her yer, amcasının evi de olsa başkasının evidir.)

burada durumu çetrefilli hale getiren bir nokta çocuğun anne babasının tavrı. diğer bir nokta bence dede/babanne kaynaklı. onların evinde oturduğunuz için benin öngörüm büyükanne/büyükbaba eşinizin kardeşine aaa ne güzel işte, ''bizim'' evde kalır hafta sonları çocuk rahat eder zihniyetiyle yaklaşıyor. yani ''bizim'' kelimesini kullanmasalar dahi düşünce yapıları bu şekilde muhtemelen, bu iki durumun üstüne eşinizin de aman abimle, anamla, babamla kötü olmayayım diye düşünüp sınır çizememesi durumu işin içinden çıkılmaz hale getiriyor.

eşinizin diyeceği şu, abi, anne, baba ''yeğenim tabii ki bizim canımız her sorunu, sıkıntısı ile ilgilenmek amcası olarak yalnız olmadığını hissettirmek benim görevim, bizim de bir aile düzenimiz var, hafta sonları da gelsin ama devamlı yatıya kalırsa kendi de rahatsız olur'' gibisinden derdini anlatan ama karşı tarafı da üzmeyen minvalde konuşma yapması. ama muhtemelen bir noktadan sonra büyük bir çatışma çıkacak, küslük olacak gibi hissediyorum.
+4
wilhelmwasmuss
(10.11.25)
bunu o yaştaki bir çocuk düşünemez. toplumumuz da mahalle baskısı halen geçerli. ben kendim bu durumu yaşasam kabul etmem. siz de istemiyorsanız kabul etmeyin. kendinizi çok net açıklamışsınız ki eşinizin muhattap olacağı kişiler sizin bilinç seviyenizin altında. bizim toplumumuzda halen çocuk yapmamak, anaya babaya sınır çizmek abes görülüyor. aman toplum ne der baskısı var. ne derse desin ya sene 2025.
yatılı okula gönderen ana baba da çocuğunu hafta sonunu düşünsün.
+2
mikahakkinen
(10.11.25)
olay fazla büyümüş gibi. mantık geri plana atılıp duygusal tepkiler verilmesin.
boşanma gibi laflar çok tehlikeli. dilinizin ucunda olmasın.
5 yıl boyunca çocuk hep bizde kalacak diye düşünmeyin, bu nereden çıktı. eşinize biraz zaman tanıyın o da abisine, çocuğun ailesine der.

daha ilk senesi, belki arkadaşları yok, nereye gideceğini bilmiyor, zamanla yapacak şeyler bulur arkadaşlar bulur.

rahatsızlığınız anlaşılır. hiç yadırgamıyorum bunu. haklısınız. ama bu konuda eşinizin fazla üstüne gidip de arada bırakmayın onu.

bir iki defa geldi misafirdi, artık her hafta geliyorsa misafirden saymam ben onu.
cumartesi sabah geldi ben uyuyamam, erkek kalkmam lazım çünkü ayıp gibi şeyleri pek düşünmezdim. siz bakın keyfinize, yapın planınızı olduğu kadar.
hem böylece belki çocuk da vazgeçer evci çıkmaktan.
+1
biseysorcaktim
(10.11.25)
Bence nasılsa kötü olacaksınız en baştan kötü olayım reddedeyim mantıgı yanlış.

Eşiniz buna zaten tamam dememesi lazım ama sizin yerinizde olsam bir kaç hafta gelsin sonra olmuyor diye eşinizle konuşmak olurdu.
+1
liberal
(10.11.25)
ben ya her haftasonu bir akraba, arkadas, gun daveti yapardim ya da cocuk geldiginde toplanip giderdim.
0
Coma
(10.11.25)
yukarda akli basinda olanlar yazmis zaten, hocam normal degil. ilk basta esinizin karsi cikmasi lazimdi o gercekten cok enteresan. burada normal karsilayanlar da aileden boyle gormustur ve zaten cocukluktan itibaren buyuk aile herkes ic ice yasiyordur. bugun geldigimiz sehir yasaminda bahsettiginiz seyin normal karsilanmasi mumkun degil.
anlamadigim bir durum, esiniz neden cumartesi sabahlari cocuk geldiginde evde olmuyor? cocuk gelmezse evde mi oluyor? o kismi anlamadim.
once aileyle sonra da okulla konusacaksiniz, bunun tek mantikli oluru cocuk sizde kalmayacak, aksamlari yurduna donece, arada bir siz yemege davet edeceksiniz.
okulun 5 yil taahhut almasi mumkun degil, muhtemelen yillik hatta belki donemlik soruluyordur. kaldi ki bir kere cocuk evci cikacagim dedi diye kararin degismemesi mumkun degil, diyelim ki siz sehir disina tasindiniz, ne olacak cocuk evci cikacagim dedi diye okul kabul etmeyecek mi karardan donulmesini. dolayisiyla hala karar degistirebilirsiniz ki saglikli olan budur.

ben cocugun ilk zamanlar gelip sonra gelmeyecegine inanmiyorum. gelecek, kiyafetlerini getirecek, ev yemegi yemek isteyecek vs.

eger bu durum degismezse, esinizle bunun icin aranizi bozmanizi ve bosanma lafinizi agziniza pelesenk etmenizi tavsiye etmiyorum. siz bir takimsiniz, birbirinize karsi degil, karsilastiginiz gucluklere karsi birlikte durmak zorundasiniz. bu durum degismezse, sizin yerinizde olsam hic oyle sabah kahvalti hazirlayim, erken kalkayim, cocukla oturayim derdine dusmem.

bu arada cocugu suclamak da dogru degil, bu cocuk muhtemelen 17/18 yasinda bisi, akli basi ne olsun ki daha, ailesi ne diyorsa onu yapiyordur.

bol sans diliyorum. esiniz ailesiyle konusacak, gerekirse kotu olacak. yani o nasil bir performans bekliyor ki sizden acaba hic hayir dememis cok enteresan.
0
kassiopeia
(10.11.25)
Sorun ne ben anlamadim. Ayip olur diye erken kalkmak mi koca ile dizi izleyememek mi? Erken kalkmamak yegenine ayip oluyorsa kocana olmuyor mu, kocana ayip olmuyorsa yegenine niye ayip oluyor? Aksam kocanla niye dizi izleyemiyorsun? Durum zaten keyfi degil de zoraki degil mi? Cocuk aileden degil mi? Zaten bulundugunuz evde hakki da yok mu? Bunun icin bosanmakla tehdit etmek? Modern kadin deliligi bu.
-5
osssy
(10.11.25)
ailesinin kirasını abisi alacakmış ya, oradan aldıkları kira ile çocuğa 1+1 ev açsınlar madem çocuk rahat etsin istiyorlar, arada bir de size gelir misafirlik gibi.

kendi ikametlerini 1+1 evde gösterip evci gösterebilirler sanırım oraya
0
pislick0
(10.11.25)
bunun çözümü maalesef başka eve çıkmak. şu an kira ödemiyorsunuz ve bir bakıma çocuğun dedesinin evinde yaşıyorsunuz. eğer size karşı anlayışlı değillerse (-ki bence lise çağında çocuklar için günlük izin gayet de yeterli, bir evde kalmaya ihtiyaçları olmamalı) kendi evinize çıkarsanız böyle bir istekte bulunabileceklerini sanmıyorum.
+1
eileengray
(10.11.25)
"işgüzar" amcanın çocuğu size sormadan size kitlemesi ile, sizin annenizin babanızın evine kira ödemen çökmeniz genelde aynı sebepler aslında.

kendi bireysel alanınızı, huzurlu bir haftasonunuzu düşündüğünüz gibi mesela; bedavaya oturduğunuz evden gelecek kira ile anne babanın da hayat standartlarını arttırabileceğini hiç düşündünüz mü? ordan da para gelse belki turlara katılıp gezecekler, ya da tarzları değil derseniz belki arabayı yükseltecek, oturduğu evi daha güzel yaptıracak?

her şey malesef ekonomiktir. siz mesela tamamen ayrı gayri bağımsız, kirasını ödediğiniz bir evde otursanız bu tartışmalar belki hiç olmayacaktı.

değişen toplumumuzun sosyolojisi üzerine de aslında güzel bir konu bu. şikayetlerinizde kesinlikle haklısınız, 2025 yılında olacak iş değil bu tabii ki. ama siz sırf o evde para ödemeden oturuyrsunuz diye o amca kendisinde bunu hak görüyor. aslında anlatmak istediğim buydu.

aile içi, hele ki geniş aile için; asla para alan, bir yardım gören konumuna düşmeyin. para verin, yardım edin ama asla bu konuma düşmeyin. huzurunuzu, konforunuzu, dertsiz başınızı böyle sömürürler.
+10
makbur
(10.11.25)
Daha okurken canım sıkıldı. Çocuğun ebeveynlerine biraz empati yapabilme yeteneği zerk etmek gerekiyor bence. "Siz de İstanbul'da oturuyorsunuz haftasonları kalıversin işte" rahatlığına ayar oldum. Ebeveynleri daha baştan sizin hayatınız ne derece olumsuz etkileniri düşünüp bu teklifi yapmamalıydı. Sizin öneriniz ideal bana kalırsa. Eşiniz "Çalışma saatlerinden dolayı eşimle bir tek haftasonları baş başa kalabiliyoruz. Yeğen evci gelmese mi bize acaba?" desin mesela.
0
mungojerry
(10.11.25)
Her evliliğin dinamikleri ile aile yapısı farklı ve bekar olduğumdan fikir belirtmem doğru değil. Düşünceniz doğrudur yanlıştır bir şey diyemem ama takıldığım bir durum var. Bunu eleştirme olarak değil, anlamak için soruyorum.

Yazmışsınız ki: "... ben uyuyabileceğim 2 günden birinde kalkmak zorundayım çünkü ayıp." Neden kalmak zorundasınız ki, neden ayıp olsun?


Kendimi sizin yerinize koymaya çalışıyorum; haklılık payınız var. Özellikli yeni evlisiniz sonuna kadar haklılık payınız var.

Özellikle aile yapısı çok farklı. Bunu ikinci kez yazmanının doğru ve yanlış olmaması. Ben ailemden daha farklı gördüm. Erkek kişisiyim. Evli olsam ve hanımın yeğeni her hafta sonu kalmaya gelse, bir şey diyeceğimi sanmıyorum. Tabii büyük konuşmam doğru değil, şartlar değişebilir ama elimden geldiğince rahat rahat takılmaya çalışırım.
+1
put it in your appropriate place
(10.11.25)
ya siz neden hayır olmaz diyemiyorsunuz? tüm sorun burada.
+2
deartheodosia
(10.11.25)
cevaplari okudum, hem uzuldum hem sinirlendim yaw. her zaman soyluyorum, insanlar "default" kotu. kotu kalpliyiz, yarali ele isemeyiz, sadece kendi gotumuzu kurtarmaya calisiyoruz. istediginiz kadar eksileyin, cok da fifi.

oncelikle ev cocugun dedesinin yaw :) o evde o cocugun da hakki var. ben cocugun dedesi olsam ve boyle bir ariza ciksa, sizi o evden ivedilikle sepetlerim, madem torun kalamiyor kimse kalmasin derim, veririm kiraya. bu cepte dursun.

ailede boyle bir ihtiyac var, yaw belki cocugun da su anda sohbet falan etmek istedigini gore belki duygusal bir ihtiyaci var, yalniz hissediyor kendini vs. 1-2 sene bu sekilde idare etseniz sizin icin olumcul sonuclari olacagini sanmiyorum.
hadi cocuk dusunuyor olsaniz, odaya ihtiyaciniz falan olsa, ya da lohusa falan olsa bir nebze haklisin diyecem de oyle bir durum da yok. bu iki.

burda ayrica sizden istenen bir "entertaintment" degil, guvenilir bir kapi, bir adres olacaksiniz. siz bakin isinize, yok haftasonu erken kalkmak, yok aksam bilmem kaca kadar yatamamak, bunlara gerek yok ki. siz bakin isinize, cocuk zaten en fazla 1-2 sene gelir gider, sonra buyuk ihtimal kendini arkadas grubunu kurup gelmeyi kesecek.
bu da uc.

bu ayrica daha once denenmemis birsey de degil, benim tanidigim bir aile 4 sene boyunca her allahin gunu, istanbula okumaya gelen bir uzak akraba cocugunu misafir ettiler. kimsenin bu konuyu mevzu ettigini ne duydum ne gordum, surekli o eve girip cikardim. ve o sirada ciddi maddi sikintilari vardi.
+1
cooperr
(11.11.25)
Bence çok ümitsizliğe düşmeyin. Hallolmayacak şeyler değil. Moralinizi yüksek tutun.

-Okul her ne kadar "her hafta evci çıkacaksınız" dese de, bu "5 sene boyunca sizde kalacak" anlamına gelmiyor. Bu tarz kurumlarda mutlaka gelişmelere göre izlenen prosedürler vardır. Diyelim 2 ay sonra sizin şehir dışına taşınmanız gerekti, çocuğu okuldan mı atacaklar? Bir dilekçe verecek, artık evci olmayacak. Disiplin yönetmeliğine göre suç da değil. Başı da ağrımaz. Bu bir.

-Eğer düzenli olarak size gelecekse, "misafir" olmuyor artık. Bir nevi "ev halkı" oluyor. İlk bir iki haftasonu beraber takılırsınız. Sonra kendisi serbest takılır. Hiçbir ayıbı yok bunun. Siz eşinizle haftasonu rutinleriniz neyse bozmazsınız. Yani çocuk sizin düzeninize adapte olacak. Kendisini istenmeyen hissettirmeden, sevgiyle, serbest bırakın. Siz de kendi düzeninizi bozmayın. Erken mi kalktı, dolaptan bir şeyler atıştırsın kendine. Öyle ayda yılda bir gelen misafir değil çünkü. Hatta ev işlerinde siz ve eşinize yardımcı dahi olabilir.

-Eğer çocuğun sevmediğiniz, benimsemediğiniz huyları yahut çeşitli problemleri varsa tabii ki eve almak zorunda değilsiniz. Ama çocuk zararsızsa bence şimdiden olumsuz düşünmeyin. İlk aylarında şehre, okula, ortama alışmasında yardım etmiş olursunuz. Destek olmuş olursunuz. O zaten arkadaş edindikçe zamanla bir düzeni olur.

-Eğer ailenize olumsuz görüş bildirecwkseniz, eşiniz asla sizi bahane etmemeli. Suçlu olarak sizi öne atmamalı. Aile içinde işler çok karışabilir.

-18 yıllık evliyim. Yeri geldi benim yeğenim bir yıla yakın bizde kaldı. Yeri geldi eşimin ablası aylarca bizde kaldı. Çok müteşekkir oldular. Çok dua aldık. Dönem dönem evde ekstra birinin olması çok da kötü bir şey değil. Herkes sınırlarını biliyorsa, kimse kendini kasmıyorsa gündelik yaşamınız, düzeniniz sekteye uğramıyor.

Bence hemen peşinen olumsuz düşünmeyin. İlk bir ay (4 haftasonu) sonunda, eğer yapamayacağınıza kani olursanız kesin bir şekilde, sonra çocuk kurumuyla konuşur, evci izni iptal edilir. Çocukta bir olumsuzluk yoksa bence bir şans verin.
+1
yadigar
(11.11.25)
abi ev cocugun dedesinin, kira vermeden oturuluyor.. ortada bildigin royal flush var, kartlar acik :D
bunun ustune ne deseniz olsa olsa sinek ikili olur, bosuna analiz kasmaya gerek yok.
+2
cooperr
(12.11.25)
bir önceki duyurunu da okumuştum ve üzülmüştüm.

Öncelikle ev çocuğun dedesinin falan değil sizin eviniz. kira vermiyorsunuz diye çocuk gelip o evde istediği gibi kalabilir demek değil bu. öyle saçmalık mı olur ya evde kira vermeden oturuyosunuz diye dedenin tüm misafirleri arkadaşları akrabaları gelip kalsın o zaman djhffdjgh misafirhane mi orası kervansaray mı Allah aşkına saçmalamayın arkadaşlar.

çocuğun sürekli sizin evde kalması sizin aile ve ev düzeninizi tamamen bozar, böyle bir şeyi ancak çalışmayan ve aşırı geleneksel yaşayan ailelerin gelinleri kabul eder normal aile yaşantısına sahip olan kimse kabul etmez. bu çocuğun ailesi istanbuldaki askeri okulu yazdırırken size mi güvendiler? hayır. çocuğun yatılı bi şekilde orada kalacağını bilmiyorlar mıydı? size böyle bir yük yüklenmesi çok saçma ve haksızlık.

ben de istanbulda üniversite kazandığım zamanlar ilk dönem hafta sonları teyzemlere gidiyordum kalmaya. şimdi düşünüyorum da ne kadar saçmaymış annemin beni uyarması gerekirmiş gitme diye ama annem cahil bir insan olduğu için pek böyle şeyleri düşünebilecek biri olmadığı için gidiyordum. sonra bi baktım yurt arkadaşlarım hep kaynaşmışlar, hafta sonları hep bi yerlere gidiyolar vs. sonra ben ocak dışı kalmışım teyzemlere gittiğim için. neyse ben ikinci dönemden itibaren gitmemeye başladım yurtta takılıyordum artık. bence çocuğa bunu söyleyebilirsiniz, okul arkadaşların hep kaynaşır arkadaş olurlar hafta sonu gezdkleri takıldıkları için sen dışarda kalırsın vs diye korkutun bence.

ailesine de söyleyin çcouğun bu şekilde her hafta sonu gelmesi bizim açımızdan yorucu oluyor, kendi arkadaşlarımızı vs çağıramıyoruz, bazen makana ile veya kahvaltılık şeylerle geçiştrmek istediğimiz zamanlar oluyor, biz de çalışan insanlarız vs söyleyin çocuğun ailesine durumu. bence bu karşı tarafa bu şekilde anlatıldığı takdirde onların da anlayışla karşılaması gerekir. eşiniz ile beraber arayın hoparlöre verin durumunuzu anlatın. sizi de kırmak gücendirmek istemeyiz diyerek başlayın yumuşak bir tonda konuşun. çocuk için de ortamına alışması bakımından her hafta evci gelmesi iyi bi şey değil, arkadaşları kaynaşıyodur o dışarda kalıyodur vs ayrıca zorluklara tek başına vakit geçirmeye de alışması gerekiyor, hatta ders çalışması da ggerekiyor. böyle eve gelince ne ara ders çalışacak? bunları anlatın bence.

neyse bi de yukarıda da söylenmiş, bu bir hastalık durumu vs değil o yüzden mecbur değilsinz bakmaya.
-2
Sadece soruyorum
(12.11.25)
bir ekleme daha:
bu durumda bazı aileler çocuğunu tek bırakmaya korktukları zaman çocuğun bulunduğu ile taşınıyorlar. bizim öyle tanıdığımız aileler var mesela kızı kırıkkalede üniversite kazanmış aile de kızla birlikte o ile gitmiş ev tutmuşlar kız da evden gidip geliyor okula. böyle şeyler de var. ailesi bu kadar hassas ise gelip taşınsınlar istanbula. yine bu işin sorumluluğu size ait değil.
-5
Sadece soruyorum
(12.11.25)
makbur+1
cooper+1
put it in your...+1
osssy(soyleyis tarzi biraz fazla direkt olsa da)+1/2

istanbul' da kalacak yeri olmayan bekar olan kucuk kuzenim birkac senedir, evli olan buyuk kuzenimin evinde kaliyor. bildigim kadari ile simdiye kadar buyuk bir sorun cikmadi. yani her ailenin yapisi ve dinamikleri farkli. sizin derdinizi anliyorum ama bu durumu gayet normal olarak goren suruyle insan da cikacaktir.

siz de kisisel alandan filan bahsederken hollandali-amerikali, esinizin baba-annesinin evinde kira odemeden otururken turk gibi davranmissiniz. baska her konuda "modern" olup da is erkek tarafina milyonluk dugun merasimi kitlemeye gelince direkt geleneksele baglayan kadinlar gibi olmus biraz. kendi evinizde olsaniz bunlar yasanmaz.
+3
trixi
(12.11.25)
@sadece soruyorum :D

Öncelikle ev çocuğun dedesinin falan değil sizin eviniz - yaw duyuruyu acanin beyani ev dedenin, tapu dede adina. ne demek sizin eviniz asdasdasd. tapu kiminse ev onundur, dede hayattayken adamin evine mi cokuluyor, hayirdir?

vde kira vermeden oturuyosunuz diye dedenin tüm misafirleri arkadaşları akrabaları gelip kalsın o zaman djhffdjgh misafirhane mi orası kervansaray mı - yaw, COCUGUN OZ DEDESI, alooowww.. dedenin arkadasi falan degil mevzubahis.

biz de ayni topraklarda dogduk buyuduk. dedemin evi olacak, orada amcam yasiyacak. ben gidip kalmak isteyecem ve beni almayacak iceri oyle mi? niye, amcamin karisinin keyfi bozuluyormus.
iyiymi$, kafalara gel..
-1
cooperr
(12.11.25)
bence buradaki sorun evin dedesinin olmasi, cocugun ortama alisamamasi, ailesinin sehirdisinda yasamasi falan degil. sorun, op'nin cocuk istememesi ve baskasinin cocugunun sorumlulugunu da almak istememesi. cocuk sadece gelip gidecek, bir sorumluluk yok ki, demekle olmuyor bu. türkiye'de, türk aile yapisinda, evine gelen misafir yetiskin bile olsa ev sahibine sorumluluk düser.

bu durum benim ailemde sorun olmazdi.
bu durumu sahsen ben de sikinti etmezdim cünkü severim kalabalik aileleri.
ama kendim cocuk bile yapmak istemesem, buna ragmen 5 sene her haftasonu benim cocuga bak dense benim de ayarlarim oynardi.
düsünün ki kendinize ugrasmamak icin ve sevmediginiz icin araba almiyorsunuz. sonra bir aile büyügü size ev veriyor, evin garaji da var. diger aile büyügü de diyor ki evinde garaj var, benim arabayi her haftasonu sana vericem, icini sil süpür, arabayi yika, lastik basinciydi, suyuydu neydi kontrol et, her yil servise götür ve bu bes sene devam etsin.
buna sktr cekmem diyorsaniz ben de kibariye'yim.

soru sahibine: bosanma gibi laflar bence ortaya atilmamali. oyun degil yani bu. ne tehdit olarak ne uyari olarak bahsi gecmeli. agiz alistirilmamali. bir kere söyleyince bile iliskideki dengeler degismeye basliyor.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(13.11.25)
@deranzo

uyan evlat, sabah oldu :D
0
cooperr
(13.11.25)
1- Bosanma kelimesini tehdit gibi kullanmasaymissin iyi olurmus. buyuk bir kelime bu. Ayip etmissin esine karsi. Bunun icin ozur dilemelisin.

2- Tecrubeyle sabit yaziyorum; bence seni asil yoran cocuk degil. 2 saat ise gidis, 2 saat isten gelis normal degil. Haftada 20 saatin! yolda geciyor. Sen zaten yorgunsun.
+1
thetruenorthstrongandfree1
(13.11.25)
bence bu işi krizi fırsata çevirerek çözebilirsiniz. niye erken kalkmak, çocuğa kahvaltı hazırlamak, kendini çocuğa hizmet etmek zorunda hissedesin ki, anası mısın babası mısın, bu da ufacık çocuk değil.

ben erkek tarafıyım. eşimin yeğeni (kardeşinin de değil, kuzeninin çocuğu) ankara'da üniversite kazandı. kyk'ya yazıldı. daha ilk ay dolmadan koskoca herif böhühüüğğğ halaaa ben yapamıyom dayanamıyom ühühüğğğ diye çıktı geldi. ne diycen gel kal dedik. öyle sadece hafta sonu da değil, full time. ilk 2 yıl bizimle kaldı, 3. sınıfta daha yakın yurt çıktı, bu sene az geliyor, hafta sonu gelip pazartesi gidiyor.

ama bizde kalıyor diye de kendimizi çocuğa hizmet etmeye adamadık. kendi yatağını kendi seriyor, sabah kendi topluyor kaldırıyor. kahvaltısını kendi hazırlıyor. tarih öğretmenliği okuduğu için (ayrıca tarihe çok meraklı da olduğu ve bu alanda epey bilgili olduğu için) 13 yaşındaki oğluma tarih özel dersi veriyor (lgs denemelerinde inkılap tarihimiz full), çocuklarla çok güzel çocuk oluyor, oğlanın arkadaşları da çok seviyor. arkadaşlarını yanına kitleyip hadi bunları gezdir oyala diyip yolluyorsun, bir güzel oyun abisi oluyor. eve gelmeden önce arayıp "akşama misafir var bi evi süpürüver, ortalığı toparla" diyorsun evi hazırlıyor. biz mesela şu anda okul ara tatilde, çıktık tatile geldik, çocuk evde kediye bakıyor.

oğluma abi oldu, bedava özel öğretmen oldu, arkadaşlarına oyun abisi oldu, bize zor durum yardımcısı oldu. bir zorluğu, külfeti de yok, geç kalkılacaksa geç kalkıyoruz, bu yatağını toplayıp hazırlanıp gidiyor. akşam geliyor, geç geleceksek yemeğini koyup yiyor. misafir gibi ona özel ayrıcalıklı bir hizmet yok. o evde diye kendimizden esirgediğimiz bir şey yok. biz film izleyeceksek, o izlemek istemiyorsa gidiyor odasına oyun oynuyor. ya da oturup bizle izliyor. durduk yere ikinci çocuğumuz oldu.

misafir gibi davramayın. evin, ailenin üyesi olsun, zaten usanırsa "eeh bunlar beni hizmetçi gibi kullanıyorlar" diyip gelmez. kalma fikri ağır basıyorsa da aile üyesi olarak üzerine düşeni, hatta fazlasını yapsın, yaptırın.
+2
kibritsuyu
(13.11.25)
benim de anlatmak istediğim aşağı yukarı @kibritsuyu'nun dediği şeylerdi. Yani denenir, olumlu da sonuçlanabilir. Olumsuz bir durum olursa da, o zaman karar verirsiniz. Şimdiden peşinen kötü olacak diye şartlanmamak lazım. Can sıkıcı şeyler olursa aksiyon alınır. En azından peşin hükümlü davranmamış, bir olumsuzluğa binaen eyleme geçmiş olursunuz. O zaman da çocuk ister başka yerde kalır hafta sonu (kontrol edilmiyor nerede kaldığı) ister dilekçe verip daimi yatılıya geçer.

Tabii şöyle bir gerçek de var, kibritsuyu örneğinde aile çocuklu ve yaş farkı daha fazla. Evde kalan üniversiteli de olsa göze daha bir "bebe" gözüküyor. Daha rahat davranıyor evdekiler...
+1
yadigar
(13.11.25)
(1)

2 yaş çocuğumuzla bu hafta tatile nereye gidelim sizce? (İstanbul’dan)

psmstc
Yeşil olsun, çocuk parkı da olsun istiyoruz. Böyle Bolu gibi İstanbul etrafında nereleri tavsiye edersiniz? Otel, bungalov tavsiyelerinize de açığım. Aracımızla gideceğiz. Teşekkürler.
Yeşil olsun, çocuk parkı da olsun istiyoruz. Böyle Bolu gibi İstanbul etrafında nereleri tavsiye edersiniz?

Otel, bungalov tavsiyelerinize de açığım. Aracımızla gideceğiz.

Teşekkürler.
0
psmstc
(10.11.25)
7 göller.
+1
mikahakkinen
(10.11.25)
(14)

Şu cümleyi nasıl yorumlarsınız?

seni tanıdığım güne lanet olsun
"Ben bir insanın yanındaysam kesinlikle onun kalitesinde artış görürsün." Kibirli, özgüvenli veya başka bir şey?
"Ben bir insanın yanındaysam kesinlikle onun kalitesinde artış görürsün."
Kibirli, özgüvenli veya başka bir şey?
0
seni tanıdığım güne lanet olsun
(10.11.25)
kibirli.
+1
Karim iceride uyuyor ben seni dusunuyorum
(10.11.25)
tam bi varoş dalyarak cümlesi maalesef. bu cümleyi kuracak insanın kibirli olabilecek kapasitesinin olduğunu sanmıyorum.
+14
asap raki
(10.11.25)
(bkz: Delusional)
+3
salihdt
(10.11.25)
özgüven böyle bir şey değil.
bu sapına kadar kibir ve kendini beğenmişlik.

ben iyi insan seçerim anlamı da çıkmıyor tam olarak, ben seçtiğim insanı yükseltirim diyor.
+4
biseysorcaktim
(10.11.25)
Bu bence kibir, özgüven vesaireden ziyade direkt narsizm.
+1
mermaidd
(10.11.25)
Narsist kişilik bozukluğu
Eğitimsiz
Cahil
Varoş
+5
cemallamec
(10.11.25)
"Yav he he" derim sesli ya da içimden duruma göre.
+5
Amaranta ursula
(10.11.25)
dev aynasi sendromu derim
0
cooperr
(10.11.25)
Yukardakiler +100 başka söze gerek yok. söylenmesi gereken her şey söylenmiş
0
Rondak
(10.11.25)
aklıma ilk bu geldi

www.youtube.com
0
yurtsuz john
(10.11.25)
kendi içinde dibine kadar yetersiz olduğunu düşünen (özgüvensiz) ama bunu maskelemek için dışarıya kibirli ve büyüklenmeci bir profil sergileyerek bunu kapatmaya çalışan sıkıntılı bir tip derdim karşımda olsa.
0
mor oje
(10.11.25)
"bastırılmış ezikliğin dışa vurumu" diye yorumladım.
+1
duyuruuser
(10.11.25)
@asap rakının lafının üstüne laf konmaz. narsist bile şu cümleyi kurmaz.
0
mikahakkinen
(10.11.25)
kesinlikle tersi olacaktır, uzak durun!
0
sweetoffice
(10.11.25)
(8)

bulaşık makinesi su taşma sorunu

egerbiryolcu
Bulaşik makinemizde bir süre önce şöyle bir sorun oluşmaya başladı. Genelde gün içinde bir problem yok sabah bir uyanıyoruz mutfak halısı sırılsıklam olmuş makinenin alt haznesinde berrak temiz bir su birikmis.Tamirci teknik servis cağırdık conta mi neydi net hatrlamiyorum bir şey değiştiler fakat k
Bulaşik makinemizde bir süre önce şöyle bir sorun oluşmaya başladı. Genelde gün içinde bir problem yok sabah bir uyanıyoruz mutfak halısı sırılsıklam olmuş makinenin alt haznesinde berrak temiz bir su birikmis.

Tamirci teknik servis cağırdık conta mi neydi net hatrlamiyorum bir şey değiştiler fakat kisa süre sonra aynı şey tekrar oldu.
Bu sorunu yaşayınca makineyi çalıştırdığınızda biriken su yok olup bir kaç gün hatta bazen bir kaç ay sorunsuz çalışmaya devam ediyor ama ara ara bu problem hortluyor hortlayinca da üst üste birkaç gün sürüyor.

Mesela dün sabah yine aynı şey yaşandı. Makineyi çalıştırdik su gitti falan. Az önce makineye bulaşık atarken fark ettim o su havuzu altta yine birikmiş. Muhtemelen sabaha mutfak yine batacakti. Ben de yine çalıştırdım makineyi.


Şimdi biz tamirci cagirsak nokta atışı çözüm için neleri vurgulayalim?
Bazi zamanlar bu problemin hortlayip bazı zamanlar sorunsuz devam etmesi neyle ilgili olabilir, kendi çapımda kontrol edebileceğim bir şey var mı? Filtreleri temizliyoruz, pervanelerde bir sorun da yok gibi.
YouTube da araştırdığımda ventil diye bir şeyin durumumuza en benzer sorun olduğunu düşündüm. Sorun buysa bunun ücreti çok pahalı mıdır?
Bir de tezgah altındaki musluk kapatılınca su birikmiyorsa sorun kesin ventil diye okumuştum ama denemedim bunu henüz.
0
egerbiryolcu
(08.11.25)
Dediğiniz gibi muhtemelen ventil - su giriş valfı ile ilgili bir sorun var.

Geçici çözüm için, bulaşık makinesine su giden vanayı makineyi kullanmiyorken kapatabilirseniz en azından şimdilik sıkıntı olmaz.

(Tabi vana kolay ulaşılabilir bir yerdeyse)
0
makbur
(09.11.25)
ayni sorunu yasadik. sonra bir gün mutfagi komple su basti. ventil patlamis.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(09.11.25)
Babamlarda aynı sorunu olan bir makine var. Geçenlerde yüksek ısılı uzun programda (düdüklü resmi olan) su akıtırken, normal programda akıtmadığını keşfettik. Tamir ettirmeyip, normal programda kullanmaya başladık. Böyle kötü bir çözüm bulduk. Belki sizin de işinize yarar.
0
yadigar
(09.11.25)
ventil basit bir parça alıp kendiniz de değiştirebilirsiniz. youtube bakın, videoları var.
0
adivar
(09.11.25)
başladığı programı bitirememiş makina da benzer tepki verir gibi geliyor. kontrol etmek için sudan geçirmeden makinaya yerleştirdiğiniz bulaşıkları 24 saatten fazla beklemeden yoğun programda yıkayın. program bitince bulaşıkların durumunu kontrol edin. temiz mi, kirli mi, iyi durulanmamış gibi mi vs.
0
tnz
(09.11.25)
çağırdığınız tamirci işin ehli değil. yetkili servis çağırın fiyat yüksek çıkar ama fatura ve kayıt olduğu için sıkıntı çıktığında firmaya bildirirsiniz.
ayrıca kendiniz yapmaya kalkmayın ben denedim daha da ayarı kaçırdım.
0
mikahakkinen
(09.11.25)
@mikahakkinen
Bekonun sitesinden cagiriyorduk yani yetkili servisi aslında ama tabi orda da demek işin ehli olmayan çıkabiliyordur ya da detaylıca bakmamış olabilirler o yüzden bu defa ben de sorunu en doğru şekilde anlatmaya caliscam.
0
🌸egerbiryolcu
(09.11.25)
Direk bekoya şikayet edin. Geldi servisiniz yapamadı, para vermiyeceğim diyin. Sonuçta servis baktıktan sonra çözülmesi gereken bir sıkıntı bu sonuçta.
0
mikahakkinen
(09.11.25)
(14)

30+ evli adam nasıl arkadaş edinir ki? edinemez bence

Lubb
merhabalar, 30+, evli erkek adam eşinin şehrine göçmüş.bu adam nası arkadaş edinebilir? gördüğüm kadarıyla bu tipler genelde futbol muhabbeti, halısaha vs üzerinden bir sosyallik yaşıyor.ancak bu arkadaş futbol tayfadan değil, halısaha yapmaz vs. o tip biri değil yani anladınız siz.e adam evli. gece
merhabalar,

30+, evli erkek adam eşinin şehrine göçmüş.

bu adam nası arkadaş edinebilir?

gördüğüm kadarıyla bu tipler genelde futbol muhabbeti, halısaha vs üzerinden bir sosyallik yaşıyor.

ancak bu arkadaş futbol tayfadan değil, halısaha yapmaz vs. o tip biri değil yani anladınız siz.

e adam evli. gece çıksa çıkmaz. yaş da yolun yarısı.

eee napcaz?

iş ortamını geçelim. ölü. zaten mantıklı da değil.

bence bu saatten sonra geçmiş olsun. en yakın arkadaş kitap.
+2
Lubb
(07.11.25)
30 lu yaşlardan önce kendi memleketim olmayan bir şehire atandım. iş yeri dışında arkadaş edinemedim. edinsem edinirdim ama kafam almadı. eşim de aynı o hiç edinemedi, ben de gene rakıya çıkacak dertlenecek 2 3 kişi var. ama evli olunca ayda 1.
+2
mikahakkinen
(07.11.25)
Kendine bir hobi bulacak sonra bunların gruplarıyla sosyalleşecek
+2
grimavi
(07.11.25)
Berber ortamı.
0
duster
(07.11.25)
Kadınlar arkadaş bulma konusunda sıkıntı çekmiyorlar. Sizin durumunuzda da, kadınlar arkadaş bulup 'Hadi kocaları tanıştıralım.' diyorlar. Olaylar bu şekilde gelişiyor.
+3
Mirket
(07.11.25)
Kitap kulübüne git.
0
rock n roll
(07.11.25)
iyi de bu benim, ezgi sen misin ?
+1
izmitcan
(07.11.25)
hocam aynı sorun bende var. evli değilim. lakin avm gezip, milletin orasına burasına bakıp offf oğlum varya... yok beaaa vb..., ne bileyim top maç muhabbeti yapan bir insan değilim. hani öte yandan fular takıp ahahah o kadar strong bir prescence var ki azimim.... tarzında da bir insan da değilim. ben henüz kafama göre bir arkadaş seti oluşturamadım. ha çok iyi arkadaşlarım dostlarım var ama dünyanın bir yanına dağıldıkları ve genelde evlendikleri çoluk çocuklara karıştıkları için orta noktada buluşamıyoruz.


müzikle uğraşıyorum. eğer yeteneğin varsa müzikle uğraş veya hobilerin çerçevesinde bişeyler yap en azından o konuda arkadaş edinirsin.


ha şimdi kalkıp ben bayburt'a geldim dersen de hiç bizi boşuna uğraştırma.


www.youtube.com
+1
Fodera
(07.11.25)
bayan arkadaş bul hocam.
+1
hold the door
(07.11.25)
spor klüplerine gidebilir, mba tarzı bir şey yapabilir üniversite ortamında?
0
damba
(08.11.25)
Namaz kılıyorsanız ya da inancınız kılmanıza engel değilse, mahalledeki camiye vakit namazlarında düzenli gitmeye başlayınca otomatik bir çevre oluşabiliyor.

Yine, eğer kat komşularınız varsa, arada yemek, ikram yahut memleketten gelen bir şeyler paylaşınca, muhabbet ilerleyebiliyor.

Mahalledeki yahut tercih ettiğiniz bir muhitteki bir kahve, çay ocağı, nargile cafe gibi erkek ağırlıklı bir mekana düzenli gitmeye başlayınca da yeni kişilerle tanışılabiliyor. Mesela iş yerinden bir arkadaşla yahut şehre sizi ziyarete gelen bir tanıdıkla buluşacaksanız, oturup bir şeyler içmeye hep aynı mekanı tercih edin. Müdavimler arası bir ülfet, bir muhabbet oluyor.

Benim favorim dil kursu, resim/müzik kursu gibi kurslar. Amaç sosyalleşmek olsa da, kafa dengi arkadaş bulamasanız da bir bakıyorsunuz, faydalı şeyler öğrenmişsiniz. Aynı şey yüksek lisans, kpss kursu vb. şeyler için de geçerli.
+1
yadigar
(08.11.25)
bilardo iyi bir ortam ve sosyal bir spordur. çevrenizde iyi bir bilardo salonu varsa tavsiye ederim.
0
galahad reloaded
(08.11.25)
bir cevabim yok ama sadece birinin ciddi ciddi “namaz kilsin” onerisine gulmeye geldim. shekandjei bzndiwjriqbdndiwbdjqoxnvltpqhrncuqbcnfi.
nE? vay arkadas, neler neler ya
0
kiyiya vuran dildolar
(08.11.25)
"Namaz kılıyorsan, camiye devam edince arkadaş ortamı oluşuyor" cümlesini "arkadaş bulmak için namaz kıl" anlayacak raddede kıt bir kavrayışın varsa gülersin tabii. Biraz da kendine gül. "Cevapla" tuşuna basmadan da gülünebiliyor, inanır mısın?

Namaz kılan insanlar var. Duyuruda da var, toplumda da var. Çıkıntılık yapan insanlar da var. Duyuruda da var. Toplumda da var.
+4
yadigar
(08.11.25)
Bir arkadaş edinince gerisi geliyor, onun arkadaşlarıyla ve ortamıyla muhabbet başlıyor ama o ilk arkadaşı edinmek zor.
0
thor44
(08.11.25)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.