Giriş
(20)

sağlıklı deodorant

gmzo
nivea'nın alüminyum içermeyen sprey deodorantını almıştım, hiçbir işe yaramıyor gibi :( amaç tetletmesin değil, kokuyu önlesin. marka öneriniz var mı? herhangi bir doğal yöntem de deneyebilirim.
nivea'nın alüminyum içermeyen sprey deodorantını almıştım, hiçbir işe yaramıyor gibi :( amaç tetletmesin değil, kokuyu önlesin.

marka öneriniz var mı? herhangi bir doğal yöntem de deneyebilirim.
0
gmzo
(05.06.17)
stick kullansan olmaz mı?
0
cekilmis gayfe
(05.06.17)
Sebamed
0
giovanne
(05.06.17)
karbonat tek çözüm. hem sağlıklı, hem zerre koku yok
0
limoncello
(05.06.17)
@cekilmis gayfe stick dediğiniz nedir? benim bildiğim stick olunca otomatik olarak alüminyumsuz olmuyor ama?
0
🌸gmzo
(05.06.17)
Rossmann'da Alterra deo balsam diye bir roll-on var ben ondan bayağı memnunum, içinde alüminyum, paraben vs yok.

3.bp.blogspot.com
0
neferkitty
(05.06.17)
@limoncello karbonatı nasıl kullanıyoruz? duştan sonra bir tutam alıp sürüyor muyuz?
0
🌸gmzo
(05.06.17)
Karbonat, hindistan cevizi yağı ve lavanta yağı. Hindistan cevizi yağını benmari usulü eritiyorsunuz, içine karbonat ve lavanta yağını ekliyorsunuz. İyice karistiriyorsunuz Bir kavanoza koyup elinizle surebilirsiniz ama daha hijyenik olmasi icin asansörlü gibi roll-on kutusuna doldurup kullanabilirsiniz. Hem doğal hem de sahiden çok işe yarıyor. Güzel de kokuyor.

Edit: d3r2zleywq7959.cloudfront.net şu görseldeki roll-onun kutusunu kullanıyorum ben. Alttan çevirerek yukarı çıkıyor. Karışımı döküp içince kolayca dondurabiliyorsunuz.
0
fraise
(05.06.17)
Sebamed'in de parabensiz falan bir roll onu var. Ama çok güzel kokmuyor. Niveanın bahsettiğiniz alüminyum içermeyen deodorantını aylardır çok memnun kalarak kullanıyordum, ama havaların ısınmasıyla çok rahatsız etmeye başladı.

Deotak'ın kremleri var, küçük kutularda farklı türlerde geliyor. Naneli, hassas ciltler için olanı falan var. Onları duştan sonra sürüyorsunuz, üstünde 7 gün dayanıyor diyor ama ben daha sık yeniliyorum. O krem+ herhangi bir roll on gayet iyi oluyor. Şunu kastediyorum: tinyurl.com

Edit: Deotak'ın kremleri parabensiz alüminyumsuz falan değil.
0
sopiro
(05.06.17)
@fraise bu tarif çok iyi duruyor, hepsi de var elimde. deneyeceğim hemen, çok teşekkür ederim. lavanta yağı yoğun olduğu için birkaç damla yeterli diye düşünüyorum ama karbonat / hindistan cevizi yağının bir oranı var mı?
0
🌸gmzo
(05.06.17)
ben duştan ya da temizledikten sonra kuru koltuk altına elimle bir tutam alıp sürüyorum. dökülen dökülüyor lavaboya, kalan sağlar bizim. bazıları ıslak olarak da uygulayabiliyormuş. hiçbir koku sorunuyla karşılaşmadım.
bu deo ya da stick olaylarında banyodan sonra temiz koltukaltına sürdüğümde 10-15 dk sonra kokmaya başladığımı bilirim yazın. ama karbonatta bu sorunu yaşamadım, kiloyla alıyorum, üstelik sağlıklı.
yani hem ekonomik, hem sağlıklı hem de işlevsel.
allah şu öneriyi verenden razı olsun, ben de duyurudan öğrendim
0
limoncello
(05.06.17)
Ben göz karari yapıyorum aslinda ama 2 yemek kaşığı hindistan cevizi yağına, 1 yemek kasigindan daha az karbonat koyarsanız olur sanırım. Kremsi bir yapısı olacak, topaklanmayacak fazla sıvı da olmayacak. Birkaç damla lavanta yağı da yeterli olacaktır.
0
fraise
(05.06.17)
Nivea'nin Roll-on'lari deodoranttan daha ise yariyor gibi. Ben kullaniyorum.
0
stavro
(05.06.17)
Sephora'da satılan Lavanila'nın The Healthy Deodorant serisi var. Antiperspirant değil, kokusu hafif ve hoş, paraben ve alüminyum yok.
Şu vanilyalısı, kışın daha ağırlıklı kullanıyorum. Yaz akşamı da güzel kokuyor
www.sephora.com
Vanilya kokusu ağır geliyorsa Sport olanını yazın kullanıyorum. Kokusu daha hafif ve çok hoş
images-na.ssl-images-amazon.com
Böyle lavanta, greyfurtlu falan da olanları var ama hiç görmedim onlardan.
cdn.beautytidbits.com

Ama ben de şu karbonat işini deneyeceğim.
Fraise'in dediği daha da güzelmiş
0
aychovsky
(06.06.17)
@mermize nerden buluyoruz onu? ilk kez duydum
0
cekilmis gayfe
(06.06.17)
@fraise acaba leke yapiyormu kıyafetlerde yağda içeriyor ya gömlekler filan lekelenmez degilmi
0
keditik
(06.06.17)
keditik, ben simdiye kadar bir sorunla karsilasmadim ki onceden roll-on kullanirken beyaz giysilerde sari lekeler oluyordu.
0
fraise
(06.06.17)
Deodorant kötü ya, kullanma derini çürütürsün, çürüdükçe kokar :/

En iyisi deotak krem kullanmak <3 terlemeyi kesmez ama kokuyu keser, hatta deriyi tedavi eder düzgünleştirir.
0
megalomaniac
(06.06.17)
@mermize'ın dediğini ben de duydum ya, meme kanserinden kurtulmuş olan bir kadına doktoru tavsiye etmişti kadın kendisi anlatmıştı şimdi duyunca daha bir emin oldum doğruymuş cidden. Aktardan şap alıp kullanıyorum demişti.
0
neferkitty
(06.06.17)
@megalomaniac Deotak'ı 7 yıl kadar kullandım ve çok memnundum ama doktorumdan ve birçok insandan zararlı olduğunu duydum. Alüminyum içeriyor ve o da buradaki lenf düğümlerine zarar veriyormuş.
0
aychovsky
(06.06.17)
Rossmandaki isana nın krem yada stick deodorantı. Aluminyumsuz. Alterrayı da kullandım ama kokusu bir garip geldi özellikle terleyince ter kokmuyosunuz ama garip bir koku oluyor.
0
curukturpkokusu
(06.06.17)
(8)

Yara icin en etkili krem

noeldayın
Acik yara tahrisi icin en etkili krem veya losyon hangisidir? Her oneriye acigim. Not: imla ve yazim yanlisi icin kusura bakmayin mobilden yaziyor.https://hizliresim.com/G0bpO7
Acik yara tahrisi icin en etkili krem veya losyon hangisidir? Her oneriye acigim.
Not: imla ve yazim yanlisi icin kusura bakmayin mobilden yaziyor.
hizliresim.com
0
noeldayın
(04.06.17)
silverdin: daha çok yanıklar için...
terramycin:

not: herhangi tıbbi eğitimim yoktur.
0
qobel
(04.06.17)
aloe vera.
0
gkct
(04.06.17)
Fito krem
0
rayde
(04.06.17)
kantaron yağı müthiş etkili yaralarda.
0
gmzo
(04.06.17)
Bariyer kremlerden kullanıyor musunuz?
0
Lim5
(04.06.17)
Madecassol.
0
whysoweird
(04.06.17)
Kantaron yağı +1
0
brnbrs
(04.06.17)
@Lim5 hayir kullanmadik; ama silverdin,hametan , furacin kullandik.Pek ise yaramadi. Duyuruyu guncelledim. Pegin takildigi dikis iyice acildigi icin bagirsaktakiler dikisten hep siziyor. Cerrah yarin bakacak.Doktorlara bin defa soyledik, gelin kapatin bu pegi ya da ultrasonda bakin cikmissa tekrar yerlestirin diye. Bugunku asistan ekip haklisiniz diyor. Resmen devlet hastanelerinden sogudum. Ozel de anneme sadece serumu verdi odem olustu. Elimiz kolumuz baglandi resmen.
0
🌸noeldayın
(04.06.17)
(7)

imdat yarın tez jürim var!

gmzo
tezim tamam, sunumum da hazır ama konuşma kısmına hazırlanmak için geç kaldım. bi saat önce kendi kendime bir sunayım dedim, çok uzadı ve arada saçma uzunlukta (yazıyormuşum gibi) cümleler kurdum. konuşmayı yazıya dökerek çalışma vaktim yok, savunma 14.00'te.düzgün sunabilmem için önerileriniz var m
tezim tamam, sunumum da hazır ama konuşma kısmına hazırlanmak için geç kaldım. bi saat önce kendi kendime bir sunayım dedim, çok uzadı ve arada saçma uzunlukta (yazıyormuşum gibi) cümleler kurdum. konuşmayı yazıya dökerek çalışma vaktim yok, savunma 14.00'te.

düzgün sunabilmem için önerileriniz var mı?
0
gmzo
(02.06.17)
Bu saatten sonra çalışmak gereksiz stres ve karıştırmaya neden olur bence. Erken uyu sabah erken kalk sunuma kadar biraz prova yaparsın.
0
empedokles
(02.06.17)
Geç değil, daha çok var yarın 14:00'e. Sabah rahat çalışıyorsan, sabah kalkabilirsin. Gece rahatsan gece çalışabilirsin.
Bir de şu entry'mi takdim ederim.
eksisozluk.com
0
aychovsky
(02.06.17)
Biraz konusma izleyin, profesyonel olanları mesela M serdar kuzuloglu olabilir dıksıyonunuzu duzeltıp gereksız kelimeleri çıkartın aradan. Dogru yol ancak budur.
0
herseysoyledigimgibioldu
(02.06.17)
O konuyu ve tezi senden daha iyi bilen yok. Muhtemelen uzun sure uzerinde calistin. Metin hazirlamak seni daha fazla strese sokacaktir. Kaldi ki juride sunum sirasinda araya girerler surekli, metne bagli kalirsan dagilirsin. Kendine guven, savunma sirasinda nefes almayi unutma (geyik degil, ben unutup nefes nefese kalmistim). Yaparsin, basaracaksin. En az bir uyuz hoca olacak. Eger kisilik olarak uyuzsa takma, kisilik olarak uyuz degil ve savunma sirasinda uyuzluk yapiyorsa kotu adam gorevini edinmistir kisisel algilayip moralini dusurme :) Savunmadan cikinca buraya guzel haberlerini yaz. Her sey harika olacak.
0
evrim halkasi
(02.06.17)
Şunu bırakayım size iyi şans dileklerimle birlikte:
imgs.xkcd.com
0
norek
(02.06.17)
tüm cevaplar için çok teşekkür ederim, savunmayı atlattım ve tezim kabul edildi! :)

ilk 10 saniyeden sonra bütün heyecanım uçtu ve çok keyifli geçirdim süreci, evde çalıştığımdan da iyi anlattım ilginç bir şekilde.
0
🌸gmzo
(02.06.17)
O resmi neden koydum ben oraya biliyo musun ))
Totem o. İki arkadaşımı daha tezlettim ben onunla.
0
norek
(02.06.17)
(6)

Sizce kendime yardımcı bulabilir miyim?

tchuck
ciddi anlamda iş ilanı amacıyla vs. açmadım, sadece burda sormak istedim, sonra kendimi rezil etmeyeyim.bazı işlerde çok yalnız kalıyorum ve yetişemiyorum. basit ve vasıfsız birkaç işi verebilecek birini arayacağım, yani vereceğim işler hem vasıfsız hem de her şeye rağmen belli bir seviyede insanın
ciddi anlamda iş ilanı amacıyla vs. açmadım, sadece burda sormak istedim, sonra kendimi rezil etmeyeyim.

bazı işlerde çok yalnız kalıyorum ve yetişemiyorum. basit ve vasıfsız birkaç işi verebilecek birini arayacağım, yani vereceğim işler hem vasıfsız hem de her şeye rağmen belli bir seviyede insanın yapabileceği şeyler.

örnek; bir onlnie satış sitemizde instagram ve facebooka gelen mesajlar, fotoğraf altı yorumlara sürekli cevap verip satın almak isteyenleri satışa yönlendirecek, gerekrise sipariş kaydedecek.

yine aynı sektöre ait, ama satış değil içerik sitesine her gün düzenli yazılar yazacak (düğünler, düğün süsleri, evlilik hk şeyler vs. gibi).

falan gibi biraz ayak işlerini verebileceğim biri gerekecek kısaca. herhangi bir ofiste değil, direkt evde çalışması gerekecek, ofis olmaması haliyle iş motivasyonunu da düşürür bu gibi durumlarda.

hiç aramayayım mı böyle birini?
0
tchuck
(29.05.17)
Diğerini bilemedim ama içerik meselesi için icerikbulutu.com var, burayı kullanabilirsiniz.
0
gmzo
(29.05.17)
universite öğrencisi, ya da freelancer siteleri var oralardan bakabilirsin bence.
0
hasansabbah
(29.05.17)
Ben bile yapabilirim boyle bi seyi. Bence kolaylikla bulabilirsiniz.
0
dedim ben sana
(29.05.17)
bence etrafınıza soracaksanız da böyle sormayın, patron olmuş ama adam olamamış hödük derler, dolayısıyla rezil olursunuz. zira bahsettiğiniz ve vasıfsız tanımladığınız işler basit olabilir fakat vasıfsız işler değiller. ik'cı arkadaşlar daha iyi bilirler.

bunun yerine basit işler yaptıracağım, öğrenci birini arıyorum çok iş bilmesine gerek yok nasıl iletişim kuracağını bilsin yeter zaten ben de çok para vermeyeceğim derseniz ihtiyacı olan birine ulaşırsınız.
0
evde liyakat kalmamis
(29.05.17)
Uzun uzun yazacaktım ama üşendim. Çıkış noktan ve olaya bakışın sıkıntılı, bu şekilde aradığın kişiyi bulman da imkansız. @liyakat +1
0
manuel mandalina
(30.05.17)
liyakat +1.
aslında sen sosyal medya takibini yapacak birini arıyorsun. bu belki zor bir iş değil ama düzgün yapılması gereken bir iş. Herkese görünür bir alanda ya da özel mesajlarda yazılacak şeyler firmanın imajını etkileyecektir.

firma ne büyüklükte ve bu insanın ne kadar zaman ayırması gerekecek, bu önemli. günde 6-7 post mu, yoksa onlarca mı? ek olarak sipariş kaydı mı?

ofis olmaması durumu da kişiden kişiye değişir. özellikle böyle işler arayanlar, ya da böyle bilgisayar başı işleri evde daha rahat yapanlar var. fakat bu bahsettiklerinin çok da ayak işi olduğunu düşünmüyorum.

bence doğru şekilde ararsan böyle birini zorlanmadan bulursun. ancak işletmeci olarak bakış açını değiştirmeni öneririm.
0
simten
(30.05.17)
(10)

Şöyle evler hakkında ne düşünüyorsunuz?

voyager 1
http://instagram.com/tinyhousemovementYaşar mıydınız, bunalır mıydınız?Şunun gibi bir şey mesela: https://instagram.com/p/BPyJjh2Az6Z/
instagram.com

Yaşar mıydınız, bunalır mıydınız?
Şunun gibi bir şey mesela: instagram.com
0
voyager 1
(27.05.17)
Senin attığında değil ama diğer evlerden beğendiklerim var ve yaşayabilirim. Bunalacağımı düşünmüyorum. Benim için ufak da olsa oturma alanı olması yeterli gibi. Tabi iyi bir şekilde havalandırma imkanı olmalı, temiz hava şart.
0
ol dedim olmadı
(27.05.17)
guzelmis, cocugumuz olana kadar biz de boyle bir seylerde yasamak istiyorduk.

ben boyle ev/dekor instalarini cok seviyorum ayrica, daha varsa bildiginiz, ozelden yollar misiniz?
0
beriberi
(27.05.17)
Dar mekanlardan hoşlanmıyorum, odalar az ama geniş ve kullanışlı, camlar büyük olmalı. 4 ve 5 numarayı beğendim.
0
harvey
(27.05.17)
bu evler küçük ama kullanışlı. yükseklik de kullanılarak her metreküpe bir işlev tanımlanmış, dolayısıyla kayıp alan yok. istanbul'da ne evler var, 70m² ama alanın sadece yarısını kullanmak mümkün. ince uzun, ancak 2-3 kişinin yan yana dizilebildiği balkonlar; kare şeklinde, yemek masasıyla oturma grubunun iç içe olduğu salonlar; dar, uzun, karanlık koridorlar; doğal ışık almayan mutfaklar..

uzun lafın kısası, seve seve yaşardım ben böyle bir evde.
0
gmzo
(27.05.17)
Bayıla bayıla yaşardım böyle evlerde.
0
ms brownstone
(27.05.17)
fotoğraflar çok harika duruyor ama günlük koşuşturmalar sırasında o ev o fotoğraftaki gibi kalmayacak ki. mesela en basitinden çamaşırları nereye asıcaz? :D ben şahsen pek tercih etmem. büyük alan ve az eşya olması taraftarıyım.

ha yaşar mıyım, yaşarım tabi. günlerce çadırda yaşıyorum bunda mı yaşayamayacağım.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(27.05.17)
Onlara benim dev kopek sigmaz (._.) Bir tane de mini var. Ikisi guresse ev yıkılır.
0
velvetmorning
(27.05.17)
Aşırı seviyorum hatta kendime de yapmak istiyorum
0
fasulyek
(27.05.17)
@ j r r tolkien, amaç genelde bir yıllık kiraya karşılık ev yapmak. Ucuz eve sahip olmak. Senin olan şeye kira vermediğinden bir yıl sonra vs artık istediğin gb süslersin. Bir de ısınma güneş enerjisi vs derken ev iyice ucuz oluyor.
0
fasulyek
(27.05.17)
daralırım, bana basar öyle evler. yaşayamam. bir ara 28 m2 evde yaşamıştım. aklıma geldikçe bunalıyorum.
0
balik kraker
(27.05.17)
(9)

Eski resim, kartpostal nerden bulunur istanbulda?

Cursed Chico
Ünlülerin olduğu değil . Kimn oldupu belli olmayan, siyah beyaz şyler. kadköyde akmarda bulamadım. Mköyde var mıdır veya bjk?
Ünlülerin olduğu değil . Kimn oldupu belli olmayan, siyah beyaz şyler. kadköyde akmarda bulamadım. Mköyde var mıdır veya bjk?
0
Cursed Chico
(22.05.17)
istiklal sahaflar çarşısı üst kat, geçen hafta filan baktım daha o kadar güzel şeyler vardı ki. hatta 40'lardan filan fotoğraflar da var. bir de boğaziçi üniversitesi 90'larda sanırım bir kartpostal serisi basmış, onlar da baya güzeldi, oradalar.
0
yazmamaya yemin eden adam
(22.05.17)
galatasaray lisesinin yanından aşağı saldın mı oralarda vardı 1-2 dükkan bahsettiğin tarzda fotoğraflar yığılıydı önünde.
0
bass solo take one
(22.05.17)
Kadıköy'de yine Akmar'ın caddesi üzerinde kilisenin az ilerisinden sola dönünce Bahçeli Sahaf var. Kendileri hem eski kartpostal satıyor hem de eski fotoğraflardan yeni kartpostal basıyor. Çokça çeşit vardı. Bir bakın derim.

Bir de Moda Migros'tan Moda İlkokulu'na doğru Tek Büfe'nin yanından çıkan sokakta yukarı doğru giderken sağda bir sahaf var. Orada da eski fotoğraflara rastlamıştım. Adını hatırlamıyorum maalesef.
0
desdenova34
(22.05.17)
Beyoglu aslihan pasajini gezebilirsiniz.
0
luchetti
(22.05.17)
Yazılanlar dışında Kadıköy'de Bahariye Caddesi üzerindeki Kafkas Pasajı'nda oluyor güzel kartpostallar.
0
ms brownstone
(22.05.17)
kadıköy imge sahaf'ta var eski fotoğraflar.
0
gmzo
(22.05.17)
sirkeci'ye inebilirseniz "keskin color" var, istanbul'un kartpostal merkezi gibi bir şey. dediğiniz çeşit onlarca, yüzlerce kartpostal var.

büyük postane'ye gidin, herhangibir kişiye sorsanız gösterir, çok yakın.
0
orange coffee
(22.05.17)
Beyazıt sahaflar çarşısı cami kapısından girişte solda köşede bir dükkan var. Orada da eski güzel kartpostallar bulabilirsin.
0
kaptan memo
(22.05.17)
Imgeye gitmistim. Uc dort lira dedi
0
🌸Cursed Chico
(06.12.17)
(10)

Fotoğraf mı daha çok tatmin eder gerçek görüntü mü?

nıç
Bu konuda yapılan araştırma var mıdır acaba? Mesela gerçek bir manzara fotoğrafı gösterildiğinde insanda uyandırdıkları ile o insanın o manzaraya gerçek ortamda baktığında aynı etki mi görülür beyinde? Bazı durumlarda değişken olduğunu biliyorum tabii, bahsettiğim farklı. Ölen birinin fotoğrafını gö
Bu konuda yapılan araştırma var mıdır acaba?
Mesela gerçek bir manzara fotoğrafı gösterildiğinde insanda uyandırdıkları ile o insanın o manzaraya gerçek ortamda baktığında aynı etki mi görülür beyinde?
Bazı durumlarda değişken olduğunu biliyorum tabii, bahsettiğim farklı. Ölen birinin fotoğrafını görmek, gerçekte görmek kadar etkili olmayabilir örneğin. Ama bazı manzara fotoğraflarında da orada olmak, fotoğrafına bakmak kadar ilgi çekici olmayabilir.
Ödev değil merak. :)
( telefondan yazıyorum. )(biraz editledim)
0
nıç
(22.05.17)
Yapilan arastirma var mi hic bilmiyorum da. Bende de oluyor o. Video ya da fotografta daha cok etkilendigim, gercekte o kadar da cezbetmeyen seyler.

Tam aksi daha cok oluyor gerci.
0
bir ileti paylastim
(22.05.17)
fotoğraf gerçeğin hissiyat olarak yakınından bile geçemez. soruyu mu yanlış anlıyorum acaba.
0
brakgn
(22.05.17)
gerçeğin yerini hiçbiri tutmuyor
0
cekilmis gayfe
(22.05.17)
estetik yanından bahsediyorum.
Bir tepede durduğunuzu düşünün ama biraz kayalıklı, az ışıklı falan aslında o kadar da bayılmıyorsunuz o gördüğünüze (belki o manzaraya alışkınsınız ondan ya da başka bi detaydan) ama aynı manzaranın bir de fotoğrafını görüyorsunuz o daha güzel geliyor size (bu da belki açısından ışığından vs)
Bir şekilde fotoğrafın gerçeğe üstün geldiği anlar olabiliyor. Araştırması yapılmış mı merak ettim.
0
🌸nıç
(22.05.17)
bir fotoğraf birçok sebeple gerçekten daha etkileyici olabilir. direkt belirttiğiniz durum üzerine bir araştırma olmayabilir, ancak konuya ilginiz varsa genel okumalarla bir sonuca varabilirsiniz.

ilk aklıma gelenler;
- walter benjamin / tekniğin olanaklarıyla yeniden üretilebildiği çağda sanat yapıtı
- susan sontag / fotoğraf üzerine
- roland barthes / camera lucida
- john berger / görme biçimleri

öncelikle gerçekte gördüğünüz manzara ile fotoğrafı asla birbirinin aynısı olamaz. fotoğraf karesinin yansıttığı gerçekliğe fotoğrafçının yorumu katılır. yani düşünülenin aksine, fotoğraf makinesi gerçekliği birebir yeniden üreten bir aygıt değildir. fotoğrafçı hem çekim esnasında lensi kullanma biçimiyle, hem de sonrasında dijital ortamda veya karanlık odada kullandığı post processing yöntemleriyle ışık, renk gibi konuları yorumlayabilir. bunun yanı sıra kimi noktalara odaklanabilir, kimi noktaları kareye dahil ederken kimilerini göz ardı edebilir, karenin içerisinde kendi yorumuyla bir kompozisyon oluşturabilir.

bunun yanı sıra, bir fotoğrafın gerçeğinden daha güzel gelmesi belleğin bir oyunu olabilir. bellek, sanılanın aksine statik bir yapıda değildir, yani deneyimlediklerimizi ve gördüklerimizi oldukları gibi kaydederek beynimizdeki bir rafa kaldırmayız. tam tersine dinamik bir süreçtir, canlıdır, geçmişi sürekli yeniden kurgular. biraz da bu yüzden aynı fotoğrafa bakan iki kişi aslında aynı şeyi görmez. bellek, mekanik bir sürecin ürünü olan fotoğrafı bile yorumlar ve belleğimizde bulunan kodlara göre gördüklerimiz ve fotoğrafın bize hissettirdikleri değişebilir. fotoğraf bir bütün olarak veya içerisindeki bir detay ile bir anıyı canlandırarak gözümüze "güzel" gelebilir.

bunun yanı sıra, fotoğraftaki bazı detaylar açıklayamadığımız birtakım sebeplerle olduça etkileyici gelebilir. örneğin barthes, bu durumu "punctum" kavramı ile açıklar. punctum, bir fotoğrafta herhangi bir detay olabilir: bir çocuğun kıvrılmış çorabı, bir kadının belindeki kemer.. bu ögelerin bizi neden etkilediğini anlayamayız, ancak bu detaylar fotoğraflardan fırlayarak bizi deler, geçer.

üzerinde çok fazla konuşulabilir. fakat o anın içerisinde bir görüntüyü deneyimlemek bir şeydir, geçmişteki bir anın kesitini deneyimlemek başka bir şey. arada çok fazla parametre ve dinamik bulunuyor, estetik bunlardan yalnızca biri ve bana sorarsanız en zayıfı.
0
gmzo
(22.05.17)
adettendir diye cevap vereyim; gerçek görüntü
soru da cevaplar da çok hoşuma gitti. mobilden ancak böyle takip edebiliyorum. yazılacak diğer cevapları merak ettim çünkü.
0
balik kraker
(22.05.17)
Ne kadar güzel olursa olsun henüz hiçbir fotoğraf beni ağlatmadı. Ama gerçekte (Arada sırada) mesela manzara o kadar hoşuma gidiyor ki bayağı gözlerimi yaşartıyor.
0
april12th
(22.05.17)
Çekim teknikleri, filtre vs. ile bir mekan olduğundan daha güzel gösterilebilir.
0
arnold schwarzeneger
(22.05.17)
İnsanlar konusunda yapılan araştırmalar var. Filtresiz fotoğraflarla, videoları karşılaştıranlar ezici çoğunlukla videoda gördüklerini çekici bulmuş. Buna açıklama olarak da kişinin tavrını, havasını görmek gibi etmenlerin olduğunu söylüyorlardı. Ancak işin içine çekim hileleri veya filtreler girince sonuç değişebiliyor tabii ki ama şartlar eşit olduğunda hareketliliğin daha çekici olduğu söyleniyor. Hele ki üçüncü boyuta geçmenin daha da etkili olduğu vardı çalışmanın devamında.

Manzara için de durum aynıdır diye düşünüyorum. Güzel bir manzaranın havası fotoğraftan hissedilenez ya da bir degşetin kendisi fotoğrafından da dehşetli olabilir ama çekim ayarlanmamışsa. Bunun dışında, en kabak örneklerden biri Cinque Terre resimleri imiş sanırım. İlgili resmi bulamadım ama bir "hayaller-hayatlar" durumu vardı.
0
aychovsky
(22.05.17)
special thanks to @gmzo & @aychovsky :)

bahsettiğin yazarları ve kitapları biliyorum. ama hepsini okumuş değilim, diğerlerine de bir bakayım.
0
🌸nıç
(22.05.17)
(14)

Hangi yabancı dili kaç yaşında öğrenmeye başladınız?

ms brownstone
Ne şekilde ve ne kadar öğrenebildiniz?
Ne şekilde ve ne kadar öğrenebildiniz?
0
ms brownstone
(21.05.17)
ingilizce 3-4 yaşında falan başladım babam bana basit temel şeyleri öğretiyordu kitaplar vardı teybe kasedi takıp dinletiyordu falan bir işe yaramış mıdır en ufak fikrim yok ama belki anca kulak dolgunlugu kazandırmıstır. baya sondan bir tık uzağa kadar öğrendim sanırım. (anadil seviyesinden bir tık uzakta olmaktan bahsetmiyorum tabii)
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(21.05.17)
ingilizce - 12 yaş - anadolu lisesi.
almanca- 26 yaş - goethe institut
0
sta
(21.05.17)
ingilizce 14- advanced
almanca 27- beginner
fransizca 27-beginner
0
cunnilinguist
(21.05.17)
İngilizce- ortaokul yaşları 10- anadilim sayılır
İspanyolca- 29- çay çorba isteyebilirim
Çince- 33- hiçbir halt anlamıyorum
0
sopiro
(21.05.17)
"meister allahını seversen uzatma ya" dersen,

ingiliççe - 12 - C1
rusça - 22 - A2 (devam ediyor, hedef C2023)

detaylandıracak olursam,

oturup ingilizce çalışmadıysam da çocukluğumda ingilizce dergi falan vardı diye hatırlıyorum. hatta çok meşhur bir tane vardı ya gazeteler mi veriyordu sanki, ozmo mozmo bi' şeyler hatırlıyom. onunla başladım. asıl ingilizce eğitimim ise okulda, dördüncü sınıfla birlikte ingilizce dersinin gelmesiyle oldu diyebilirim. sonra lisede yabancı dil okudum zaten. okulda başarılıydım ama yazma, konuşma ve anlama alanında "breakthrough" kabul ettiğim sene 2013'tür, 18. yaşıma tekabül ediyor. o ara sabah akşam dota maçı izlerdim. bir sene falan her günüm en az 4-5 saat ingilizce duyarak geçiyordu. bu süreçte hem konuşmada hem de anlamada müthiş yol kat ettim. öncesinde mesela ingilizce denemelerinde 80'de 75+ çekerdim, yazılanı çok iyi anlardım, yazmada da fena sayılmazdım ama anlamıyodum anasını satiyim. şimdi eminem'i bile anlıyom büyük ölçüde, HELAL BANA BE.

rusça da benzer biçimde... yıllarca kendi kendime irili ufaklı çalıştım ama "BEYLER BAŞLIYORUZ, PASLI OYNUYORUZ" deyip de gaza geldiğim yaş 22'ydi. kursa başladım. NETEKİM çok faydasını gördüm. 7 senede A1.5'a kadar getiremediğim rusçam 8 ayda B1'e dayandı, rassiyski olimpiyatlarında (seviyesi A2-B1'di) derece falan yaptım, mutlu oldum. cyka blyat

şu an çok küçük bir ihtimal de olsa almanya'ya yerleşme durumum var, o iş olursa bunların yanında almanca da eklenecek ama yoksa ingilizce-rusça ikilisiyle devam etmeyi düşünüyorum. zaten tek haneli iq'm var türkçeyi zor konuşuyorum, üç yabancı dili imkanı yok öğrenemem. bildiklerimi de unuturum öyle. ingilizceyi ve rusçayı çok iyi konuşabileyim, fazlası lazım değil. başka alanda bi' şeyler yaparım belki. malum dilci olunca tek fonksiyonun "dil bilen adam" olmak oluyor. farklı yerlere yönelmek, işverenlerin aklını çelmek, "mmm ne kadar da donanımlı bi erkek" dedirtmek gerekiyor. işte iş görüşmelerinde kesinlikle yapmamanız gereken 10 şey! dıklayın!
0
der meister
(21.05.17)
ingilizce 14 - advanced
rusça 18 - upper intermediate
0
lesmiserables
(21.05.17)
İngilizceye @proletarier'in oldugu gibi babam tarafindan 5 6 yaşlarında ufak ufak baslatilmistim, hatta ayni sekilde dergili kasetli bi set vardi evde bbc'nin sanirim ondan bakiyoduk ama babamin ingilizce yok yani max duzeyi how are you falandir o yuzden renkler sayilar falan öğrendim sadece. O yuzden 10 yaş 4. Sinif olarak sayiyorum İngilizceye başlama yasimi. Seviyemi bilmiyorum ama okudugum bilimsel makaleleri sıkıntısız Türkçeye ceviririm, Türkçe bi makaleyi eger teknik terimleri biliyorsam biraz sıka sıka İngilizceye ceviririm. Konusmada da abd'de yasasam 3. Günden sonra sikintisiz alışırım herhalde belki pratik eksikliği vardir su an.

Bi de 13 yasinda basladigim almanca var ve aslına bakarsanız 7 yil okulda gördüm ama lisede başa sardi ve hocalarimi sevmiyodum falan derken a1 bile yokumdur su an. 11. Sınıfta hocamiz b1siniz diyodu(ki uydurma bence) ama 3 yildir falan gram bakmiyorum unuttum her şeyi :(

Ayrica @der meister benden 1 yas mi buyuksun sen :/ 25 falan dusunuyodum hep seni..
0
nundu
(21.05.17)
ingilizce - 5 yaş - kolej - C2
fransızca - 15 yaş - lise ve üniversite - C1
japonca - 18 yaş - üniversite - N4
yunanca - 20 yaş - üniversite - sıkıntımı ifade edebilecek kadar :D
0
theseachange
(21.05.17)
İngilizce-aslında ilkokul ama adam gibi öğrenmeye başlamam 14 yaş Anadolu lisesi- advanced

Çocukluğumdan beri bulgarca öğreniyor gibi şeyim, ailem sağ olsun tüm önemli konuşmaları bulgarca yaptıkları için ksjfjkdks

Almanca-lise-beginner
Çince-üniversite-beginner bile değil sjfjdkkdls
0
bir nick var benden iceri
(21.05.17)
burdan ekşiduyuru ahalisinin burjuva olduğunu görüyoruz ahjhdahd
ingilizce- ortaokul zamanları başladık. 20 yıl oldu hala intermediate.
0
moratoryumkisilik
(21.05.17)
Fransızca 5 hala zorlanıyorum, ama advanced diyebilirim(B2 civarı).
İngilizce 13, fluent şekilde konuşuyorum(C2 diyebilirim).
0
noluyo yaa
(21.05.17)
@kobuzchu kiz
Karaçayca Türkçe'ye yakın değil mi? Öyleydi diye biliyorum hatta Kıpçak kolu oluyor sanırım.

İngilizce 10 yaş, hala B2

Almanca 14 yaş, A2 idim en son ne zamandır yüzüne bakmıyorum.

İspanyolca 18 yaş A1 hiç ilerletemedim, çalışmıyorum.

Yunanca 18 yaş, alfabeyi biliyorum, yazıları genel olarak okuyorum. Temel tanışma cümlelerini biliyorum başka bir şey bilmiyorum. Ama ilerletmek istiyorum. Ellinika<3
0
tahin pekmez yoğurt
(21.05.17)
ingilizce 12 - C2
0
awareim
(22.05.17)
almanca ile türkçe'yi eşzamanlı öğrendim.
ingilizce 13 yaş, oldukça hakimim.
fransızca 11 yaş, kendisiyle gelgitli bir ilişkimiz var. orta seviyede kaldım.
0
gmzo
(22.05.17)
(8)

düğün fotoğrafları için

gmzo
hazırlandıktan sonra yakın arkadaş ve kardeşlerle birlikte güzel bir yere gidip kendimiz halletsek bu işi nasıl olur ki? profesyonel makine var, çağ itibariyle herkesin gözü az çok bu işlere yatkın artık. kasıntı olmaz, daha eğlenceli olur gibi geldi ama bilemedim. ne dersiniz?
hazırlandıktan sonra yakın arkadaş ve kardeşlerle birlikte güzel bir yere gidip kendimiz halletsek bu işi nasıl olur ki? profesyonel makine var, çağ itibariyle herkesin gözü az çok bu işlere yatkın artık. kasıntı olmaz, daha eğlenceli olur gibi geldi ama bilemedim. ne dersiniz?
0
gmzo
(17.05.17)
olur tabi, konuyla ilgili tutorial izleyin, bir iki de deneme çekimi yapın gelin ve damada göstermelik "bak beyle olacak" diye. biraz da postta renk rötuş yapıldı mıydı oldu.

not: fotoğraf asistanlığıspor

önemli edit: makinenin varlığı yetmez, lensin doğru kullanımı çok daha önemli
0
foseptik çukuru
(17.05.17)
@foseptik çukuru, gelin benim zaten :) photoshop da kullanıyorum. bir tek anneler mırın kırın edecek, onu düşünüyorum.
0
🌸gmzo
(17.05.17)
bence çok daha iyi olur. gördüğüm kadarıyla abartılı fiyatlar alıyor fotografçılar. o parayı çok daha farklı şeyler için kullanırsınız. zaten yatkınlığınız da varmış, sorun olmaz.
0
sorularimicinfeykhesap
(17.05.17)
eheh mutluluklar dilerim, o halde anneleri ikna etmek lazım sanki :)
0
foseptik çukuru
(17.05.17)
en mantıklısı bence, diğer türlü çoluk çocuğa dünya kadar para vermenize hiç gerek yok. hem de fotoğrafçı kaprisi çekmek var ucunda
0
gazozailacatmauzmani
(17.05.17)
Bravo. Bence harika olur. Yilda bir kez belki bakacaginiz fotograflara da binlerce lira da bayilmamis olursunuz. Kiz kardesim de aynisini yapti, cok da guzel fotograflar cikti ortaya. Sizi yilin gelini seciyorum. Tebrikler simdiden.
0
veritaslibertas
(17.05.17)
Mantıklı olabilir, sadece çekecek insanların gerçekten iyi çekeceğinden emin olun. Bir arkadaşım bu şekilde yaptı, çok basit duruyordu resimler. İlkokul müsameresinde gibiydi. Başka bir arkadaşımınki güzeldi.
0
fraise
(17.05.17)
çevrenizde fotoğrafçılık okuyan ya da ilgilenen gençler varsa ufak bir para karşılığı onlardan rica edin, hem onlar iş öğrenir, para kazanır, hem fotoğraflarınız güzel olur. Dilerseniz siz de çekerseniz. Birkaç soruşturmayla bulunur böyle birileri.
0
kaset
(18.05.17)
(32)

Otuzlu yaşlarında olanlar için özel soru

fraise
Otuzlu yaşlarında ya da yirmilerin sonlarında olanlar özellikle size soruyorum; turkiye'de kurulu bir düzeniniz, iyi ve gelecegi olan bir işiniz, aileniz varken yurtdışına (Avrupa ulkelerinden birine) taşınır misiniz? Bunun için yeniden yüksek lisans yapmaniz, ingilizce dışında bir dil daha öğrenmen
Otuzlu yaşlarında ya da yirmilerin sonlarında olanlar özellikle size soruyorum; turkiye'de kurulu bir düzeniniz, iyi ve gelecegi olan bir işiniz, aileniz varken yurtdışına (Avrupa ulkelerinden birine) taşınır misiniz? Bunun için yeniden yüksek lisans yapmaniz, ingilizce dışında bir dil daha öğrenmeniz, 3-4 yıl sürünmeyeceginiz ama rahat da olmayacağınız bir hayat yaşamanız gerekse göze alır mısınız? Yoksa bu kadar çabaya değmez mi diye düşünürsünüz? Sevgilinizin (ki yakın zamanda eşiniz olacak biri diyelim) bunu sizden talep etmesi bencillik mi olur? Yoksa ikinizin hayatını bir tık daha ust seviyeye taşımaya calisiyor diye mi düşünürsünüz?


Evet, herkesin düşüncesini çok merak ediyorum.

Not: burdaki özne ben değilim.
0
fraise
(12.05.17)
Evet hatta yapmak için çabalıyorum.
0
fasulyek
(12.05.17)
yapardım.
hele yanımda sevdiğim olsa, düşünmem bile.
0
filteria
(12.05.17)
yaş önemli değil, ecnebilerin dediği gibi: "run for your life !"
0
supermatik
(12.05.17)
35 yasindayim suan imkan olsa yaparim, zaten buradada super imkanlarla yasamiyorum, eger senin imkanlarin harikaysa 8-10 bin ve uzeri bir gelirin varsa dur yine bir dusun, burada oyle bir durumun yoksa gidecegin ulkede standartlarinin cok dusecegini sanmiyorum. ayrica sevgiln varmis, hadi yalniz olsan gerek yok diycem ama yaninda birisi olacak. hayata bir kere geliyorsun, yeni seylere sans ver.
0
bluewhale
(12.05.17)
Arkama bile bakmadan giderim. Ailem burada evet ama onlara ne kadar faydam dokunuyor tartışılır. Yurtdışında hem kendime hem gelecekteki çocuğuma iyi bir yaşam sunabilirim Avrupada. Zaten tek korku yalnızlık olur onda da evleneceğim adam destek olur zaten. Arkama bile bakmam Avrupa'da oturup dil oğrenecegim üstüne bir de yuksek lisans yapacagım ha. Vay arkadaş. (İmrendi)
0
Sulfoxaflor
(12.05.17)
yaptim, mutluyum
hayatim bir degil, 3 tik ust seviyede
0
ekyil
(12.05.17)
edit: buradaki özne ben değilim diye sonradan eklemişsin, ben yazarken allahıma yoktu o. ben sensindir diye düşünüp ona göre şeyaptımdı.

"otuzlu yaşlarında ya da yirmilerin sonlarında olmayan şerefsizler yazmasın" demediğin için çok yakında 23'ü dolduracak bir zırtapoz olarak yazıyorum,

ülkenin şu anki durumunu, bildiğim kadarıyla senin durumunla da birleştirecek olursam, ben bu riski alıp ülkeden kaçardım. seni daima çalışkan biri olarak gördüm, yanılmıyorsam halihazırda evropa vatandaşlığın da var zaten. hatta bir dakika ya, sen niye hala burada saygın iş kurulu düzen falan deyip duruyorsun ki, niye gitmiyorsun? orada da düzen kurulur, orada da yaşanır. düzen kurana, dil öğrenene kadar geçen süreçte yatağına bağlı vaziyette kalmayacaksın ki. öyle veya böyle hayat yine akacak, buradaki gibi olmasa bile yine yaşayacaksın.

ben yurtdışında yaşamayı kısa süreli olsa da tecrübe ettim. ne kadar ağır gelebileceğini, tatile gitmekten ne kadar farklı olduğunu gördüm. yine de bir avrupa ülkesinde yaşama şansım olsa bugün arkama bile bakmadan giderim.

bu ülke, hele ki genç bir kadın için, hiç güzel değil. ben senin avrupa görmüş bir insan olarak buraya nasıl bu kadar bağlandığını da hiç anlamıyom zaten. ben olsam giderim. hani klasik "o dönemin şartlarında değerlendirmek lazım" geyiği var ya... sen de gittiğin ülkenin şartlarına göre değerlendir kendini.

türkiye'de asgari ücretle çalışacak olsam, annesiyle yaşamak zorunda olan top sakallı teknosa çalışanı olurdum. ne geleceğim, ne gerçekleştirebileceğim hayallerim, ne de düzgün bir yaşantım olurdu. kendi adıma konuşuyorum, başkası pekala yardırıp gidebilir.

öte yandan almanya'da asgari ücretle çalışacak olsam muhtemelen yurtdışı tatilleri yapabilecek, işe bisikletle falan gidebilecek, netto kasiyeri olduğum için toplumda boş beleş adam muamelesi görmeden sakin sakin yaşayabilecektim. ben bu yüzden evropa'da yaşam için (almanya-fransa gibi ülkeler için söylüyorum) birkaç adım geri gelmeye razı gelirdim. evet biliyorum insan her yerde aynı, almanya da öyle cennet değil ve asgari ücretle çalışan bir yabancı olarak insanların bana bayılmayacağını biliyorum ama sonuç olarak kötü değil işte ya. değil yani bence.

ben rus dili edebiyatı okuyorum çünkü çok istediğim halde avrupa'ya gidemiyorum. bu yüzden rus hükümetine çalışıp avrupa'nın birlik ve beraberliğini bozmak, hansgillere falan nükleer bomba atmak istiyorum. tamam rusya'yı ve rusları gönülden severim ama motivasyonlarımın başında avrupa'yı bozmak geliyor. evet. ya benimsin ya kara toprağın çünkü.

git fraise, git. iki yıl oldu galiba, soruyorsun. git. valla git ya.

çok üzüldüm biraz sevineyim,

www.youtube.com
0
der meister
(12.05.17)
Kesin evleneceksem dil de öğrenirim, dünyanın bir ucuna da giderim.
0
kayranin kedisi
(12.05.17)
Senin durumunda olsam ben de aynısını yapardım sevgilimden bunu istemek bencillik değil bence ikinizin de iyiliği için istiyorsun.30lu yaşlarımda değilim belki o zaman değişikliğe daha karşı olurdum tam kestiremiyorum ama şu anki düşüncem bu şekilde.
0
pastörizesüt
(12.05.17)
Gitmezdim. Bence sen de gitmek istemiyorsun. İstesen bugüne kadar çoktan gitmiştin.
0
dissendium
(12.05.17)
şimdi bekara karı boşamak kolay. adamın kurulu düzeni var, iyi ve geleceği olan bir işi var. ailesi var. bunları bırakıp sevgilisiyle bir maceraya atılmak istemeyebilir, bu en doğal hakkıdır. fazla zorlarsan ayrılık kapıda. na işte buraya yazdım.

bu bir bakış açısıydı. kısıtlı bilgilerle bunu söyleyebiliriz.

sevgilinin kapasitesi de önemli. belli bir yaştan sonra sıfırdan başlamayı göze alamayabilir. burada mutludur belki de, belki de senin buraya ayak uydurmanı bekliyordur. aynı sorunun sana sorulduğunu düşünürsen daha iyi anlarsın. neden bu soruyu sen ona soruyorsun da o sana soramıyor? avrupa'da senin rahat edeceğin bir hayat yerine türkiye'de onun rahat edeceği, senin bir dönem gelişmeni gerektirecek bir hayat önerisini neden o sana soramıyor?

Bana sorulsa giderim ama çalışmak, dil öğrenmek bana kolay geldiği için. yapmakta zorlanacağım bir şey olsa, türkiye'de bırakmayı istemeyeceğim insanlar olsa, rahatımdan vazgeçemeyebilirdim.
0
stewie
(12.05.17)
düzeni bozma
0
jamswety
(12.05.17)
gideceğim yerin yaşam standartları önemli. temelli mi kalıcam orda bu süreçten sonra o da önemli. bunlar okeyse 3-4 yıl bişey değil. ben giderdim.
0
dedim ben sana
(12.05.17)
Gereksiz bir macera olur. Bunu yapmam için iki şey olmalı: Ya Türkiye savaş haline girer, ben de kaçmak için giderdim; ya da tüm bu işlerin sonunda astronot olma şansım olurdu, onun için giderim. Yoksa kurulu düzenim, geleceği ve kazancı olan iyi bir işim varken yurtdışında 3-4 yıl sığıntı bir hayat yaşamayı göze almazdım. Kaldı ki bizim planladığımız süreler hiçbir zaman nokta atışı olmaz, yani 3-4 yıl diyorsak o iş en az 6-7 yıl olur, hayatımın 6-7 yılı çöpe atamam bu şekilde. Ha ama dediğim gibi, işin sonunda astronot olacaksam şansımı denerdim.
0
angelus
(12.05.17)
taşınırım.

temmuz'da evleneceğiz. yabancı dilimiz çok iyi değil biraz dilimizi geliştirip bi şekilde gitmek istiyoruz.
0
contavolta
(12.05.17)
Burada ne kadar maaş aldığım hangi şehirde yaşadığım önemli faktörler olurdu. Gideceğim Avrupa ülkesi de önemli bence
Sektorel olarak çalıştığım ve esimin çalıştığı alanın o ülkedeki durumuna bakar tr'den daha iyi şartlarda yasayabilecegime ve er ya da geç buradaki standartimi yakalayabilecegimizi düşünüyorsak sevgilimi ya da esimi de ikna ederdim ve gitmek için tüm şartları sağlamaya çalışırdım
0
şapşiko
(12.05.17)
su anda 30lu yasların basında yeni yeni , düzen kurmus rahat etmiş birisiyim

hiç bir sey beni tekrar dil ögrenmeye , tekrar yuksek yapmaya itemez . birazda kafam rahat olsun artık yaş olmus 30bilmem kaç

valla içim bir kötü oldu
yurt dışında hazır iş var , ortam var , calısma kosulları mukemmel , mmaş on numara , 2-3 ayda bir 2-3 haftalıgına seni turkiyeye yolluyoruz filan derlerse düşünebilirim :D
0
bnmzz
(12.05.17)
sonunda hep mutsuzluk vardır bu işlerin .. hep ama
0
taylor durden
(12.05.17)
Yaptığımı biliyorsun. Aile, kurulu düzen, kadrolu iş, para, vb. ne varsa hepsini dağıtıp geldim. Düzenimi yeni kurmuştum ve uzun zamandan sonra her şey düzene girmişti. Türkiye'deki imkanlarım düzgündü, yoluna giriyordu. Borcum harcım yoktu, beyaz yakalı ayarında maaşım vardı; fıstık gibi yaşıyordum. Biraz yoruluyordum gerçi, 4 saatlik trafik dışında derdim yoktu.

Şimdi, daha da çok çalıştığım, asgari ücretin az üstünde kazandığım, yaşamakta zorlandığım, düzenin ötesinde bir durumdayım. Hayatım yetişkin hayatından, öğrenci hayatına başladım; bildiğimiz sıfırdan ama bu bir 3 seneden sonra normale girecek.

Türkiye'de 3 sene sonra yine aynı yerde olacaktım, iş yerinde mobbing'e uğruyorduk ve o daha da yoğunlaşarak devam edecekti. Arkadaşlarım KHK'larla atıldı, belki ben de atılanlardan biri olacaktım. Geldikten sonra 'Tam zamanında gitmişsin, çekilmez oldu burası' diyen mesajlar aldım bol bol. Pişman değilim geldiğime ama güzellik bedavaya gelmiyor tabii ki.

Üstelik bunu birkaç sene sonra tekrar yapmak durumunda da kalabilirim. Bu ülkede olacağımın bir garantisi yok. Dil öğrenip başka bir ülkeye geçmeyi de deneyebilirim. Ama şunu biliyorum ki birkaç sene çok stabil bir düzenim yok.
0
aychovsky
(12.05.17)
temelli orada kalabileceksem evet. yoksa dil okulu için gitmeyi mantıksız buluyorum. yüksek için de gidilebilir.
0
nax
(12.05.17)
Hayat cok kisa, fazla garantici olmamak lazim diye dusunuyorum. Ben olsam kesin giderdim, hatta su an bavulumu toplamaya baslardim. Ha bu arada ben yillardir burada dikis tutturamamis biriyim, onun da etkisi var, belirtmis olayim. Gidince de hersey cok guzel olacak diye birsey yok, ama yine de denerdim.

Not: 30 kusur yasindayim.
0
loveisallaround
(12.05.17)
Kriterlere uyan birisi olarak, duruma bağlı diyorum.

Burada ticaret vs. yapıyorsam, işimi oturtmuş ve rahata alışmışsam bir daha düşünürüm. Ama normal bir çalışan vs. isem, şartlara bakarım. Eğer çok yoksulluk çekmeyeceksem ve köle gibi çalışmak durumunda kalmayacaksam giderim, kim ne demiş şeyimde bile olmaz. Kaldı ki sevgilim çağırıyor diyorsun ve muhtemelen evlenirim diyorsun. İlk zamanlarında sana yardım eder illa ki, o yüzden gidilebilir diye düşünüyorum.

Özet, para sıkıntım olmasa ben çoktan gitmiştim zaten. Maddi olarak burada halihazırda çok iyi durumda bulunuyorsam da yine ciddi bir düşünürdüm ve hatta gitme düşüncesi yine ağır basardı bence.
0
skooma
(12.05.17)
yaptim, devam ediyorum ama surunmem sanarken surunur hale geldim. pisman miyim degil miyim bilmiyorum, bazen pisman oluyorum bazen olmuyorum. fakat bu olay sevgiliyle beraber yapilacak is degil arkadas, sonu mutlaka kotu biter, kimse sizin icin hayatini degistirmez. degistirse de mutlaka basiniza karar, ya da icten ice nefret beslemeye baslar. siz hangi taraftasiniz bilmiyorum ama iki taraf icin de risk. iki kisinin de ayni seyi ayni derece tutkuyla istiyor olmasi gerekiyor bunu beraber yapmak icin. dedigim gibi, hayat gulluk gulistanlik gecmiyor, bazen maddi bazen manevi cok sayida problem yasaniyor yurt disinda, egitim falan orta yasta, cok zor.
0
kurbanlik koyun
(12.05.17)
kesinlikle giderdim, türkiye'de şu an iyi gözüken işin olsa ne yazar, yarın ne olacağını biliyor musun, işsiz mi kalacaksın, en doğal haklarından mahrum mu olacaksın, ülke nereye gidiyor belli değil.
hele bu ülke isviçreyse kesin giderim. 30 yaş zaten çok genç bir yaş, aile sıkıntı olabilir sadece onun için de iletişim kanalları çok gelişti zaten.
bence hayati önemi var bu konunun. kesinlikle giderdim
0
limoncello
(12.05.17)
bunun yaşla ilgisi olmadığını düşünüyorum.
30'lu yaşlardayım ve taşınamam.
20'li yaşlarda olsaydım da taşınamazdım, gidip farklı bir ülkede yaşayamazdım.

sevdiğim insanlar benden böyle bir şey istese çok üzülürdüm.

tabii bu benim düşüncem.

ben buraya ait hissediyorum. anadilimi konuşmak istiyorum. buranın yemeklerini yemek ve rakı içmek istiyorum.

bu ülkeyi düzeltebilmek istiyorum.

teşekkürler,
0
kosun lan mevzu var
(12.05.17)
daha kotu kosullarda yaptim bu eylemi, evet su an surunuyoruz ve biraz daha surunecegiz ama mutluyuz.

30larin sonu, evli ve cocuklu.
0
enaz3kedi
(12.05.17)
Ben de bunun yaşla alakası olmadığını düşünüyorum. Kişilik, beklenti ve hayaller ile ilgili bu durum. İsteğinizi belirtmenizin bencillik olduğunu düşünmüyorum, ancak sevgiliniz açık ve net bir şekilde istemediğini söylediyse ısrar etmeniz çok yıpratıcı ve üzücü olur. Farklı zamanlarda ve biçimlerde benzer bir ısrarı babam ve sevgilim üzerimde uyguladılar, üzüntüm ağlamaya kadar gitti fakat hiçbir yere gitmedim. Bu yüzden ısrar etmeyin.
0
gmzo
(12.05.17)
Yaşla alakası yok diyenlere katılmıyorum. İnsan öğrenciyken, gençken garsonluk, kasiyerlik, amelelik yapar fazla koymaz. Ama üniversiteyi bitirmiş eğitimli, iyi de bir işe sahip kişi bir anda hayat standardının bu derece düşmesini kolay sindiremez. Cem Yılmaz gosterisinde diyor ya hani, skmişim İngiltereyi, ne kasıyorsun pasaport görevlisi Pakistanlı diye. Bir zahmet en kalifiyemiz başvursun bakalım, İngiltere'de pasaport görevlisi olabiliyor mu olamıyor mu? Herşeyden once bir göçmensiniz, Hele bir de dile hakim değilsen, bir beyaz türkün burun kıvırdığı sekreterlik, resepsiyonistlik, garsonluk bile yapamazsın. Ha dile gerek duyulmayan bir mesleğin vardır, yazılım, it alanında ya da mutfakta şef sindir. Kendi mesleğini icra edersin, fazla standartların değişmez ya da daha da yükselir o ayrı. Ama her zaman bir yabancısındır, Londra ya da New York gibi bir kozmopolit yerde yaşamıyorsan bunu her zaman hissedersin.
0
neck_and_neck
(13.05.17)
yaparım ve yapıcam da zaten. planlarım o yönde. hatta, gücüm yeterse annemi de yanıma almayı planlıyorum ilerleyen senelerde.
0
i drive the hearse
(13.05.17)
25 yaşındayım. askerliğimi yaptım ve türkiye'de halen yüksek yapmaktayım. yazma sebebim başlığım aklımda kalması ve gaza gelmek. sevgilim yok, sapım, sadece annem ve babam var. başka kimseye eyvallahım yok.

"Yoksa bu kadar çabaya değmez mi diye düşünürsünüz? "

ama buna bazen evet diyorum.
0
rain when i die
(13.05.17)
yurtdisinda zorluk cekebilirsin, baslarda her sey farkli gelir. insanlari anlamayabilirsin, kazik da yiyebilirsin. ama bir sure sonra yurtdisina tasinmanin ne kadar dogru bir karar oldugunun farkina varacaksiniz. bu arada yurtdisindan turkiye'ye donus yapanlarin cogu, tutunamamis insanlardir..mesala odtu'de bu sekilde donmus cok hoca vardi.
0
ubi dubium ibi libertas
(13.05.17)
buradaki mutluluğunun ölçüsünü bilmeden kimse bişey diyemez aslında. yada der de bi sonuca ulaştırmaz seni ama benim kendim için fikrim şudur,yurtdışı askerlik gibidir kardeşim .. hele burada bir evi ailesi evi arabası gelrii olan biri için çok zor bir yerdir. bu durumda değilsen burada alta tabaka olacağına orada alt tabaka olmanı önerebilirim .
burada durum ortalama ve üstüyse kal ,değilse git
0
taylor durden
(15.11.17)
(8)

gelinlik denerken/alınırken dikkat edilmesi gerekenler

gmzo
cumartesi 3 adet randevum var, hazır modellerden deneyip seçme işini tek günde halletme niyetindeyim. ancak nelere dikkat etmem gerektiği konusunda hiçbir fikrim yok.- ilk kez bakıp, deneyeceğim için iç çamaşırınin bir önemi yok değil mi?- hazır gelinliklerde de sonrasında prova oluyordur sanırım? k
cumartesi 3 adet randevum var, hazır modellerden deneyip seçme işini tek günde halletme niyetindeyim. ancak nelere dikkat etmem gerektiği konusunda hiçbir fikrim yok.

- ilk kez bakıp, deneyeceğim için iç çamaşırınin bir önemi yok değil mi?

- hazır gelinliklerde de sonrasında prova oluyordur sanırım? kaç kez oluyor? düğün başka bir şehirde olacak, 1 hafta - 10 gün öncesinde gelinliği almak sorun olmaz herhalde?

- gelinlikçiler ne tür çakallıklar yapar, hangi konularda dikkatli olunması gerekir?

- gelinliği arabayla götürme niyetimiz var ama, uçakla taşıma şansımız da olur mu sizce? öyle kabarık bir gelinlik almayı düşünmüyorum.

ek tecrübe ve tavsiyelerinize de talibim.
0
gmzo
(09.05.17)
Sadece şunu söyleme geldim; geçen hafta erkek arkadaşımın ablası evlendi, gelinliğinin üstü islemeliydi. Koltukaltı kısmı surtunmekten yara oldu, kız bütün gece acı çekti resmen. Pazar günü gördüm, kabuk bağlamış baya. O yüzden alırken islemeli, boncuklu vs bir şey alacaksanız buna dikkat edin. O kısma ne yaparlar bilmiyorum ama bir şekilde hallederler diye düşünüyorum.
0
fraise
(09.05.17)
1. Düğünde hangi iç çamaşırını giyeceğini belirle ve gelinliği de o iç çamaşırıyla ya da onun aynısı olan başka bir taneyle dene. Başka bir sutyenle çok farklı durabilir.

2. 10 gün çok az bir süre. Bence en az 20-25 gün önce gelinliğin hazır olsun, her türlü aksaklık yaşanabilir, en azından bu konuda için rahat olsun.

3. Parayı sakın peşin verme. Neyse ki diktirmiyorsun, diktirseydin çakallık olasılıkları bayağı artardı.

4. Kabarık değilse neden taşıyamayasın? Ama güzel muhafaza et. İnternette illa ki önerilen yöntemler vardır bu konuda.

ve ek olarak mutluluklar dilerim.
0
fragile lady
(09.05.17)
kardeşimin düğününden biraz tecrübeliyim. 2 - 3 kere provaya gitti. gelinliği bir ay öncesinden aldı. annem gelinliği uçakla götürmüştü (kendi çantası/askısı ile kabinde, eteğini kabarık tutan telimsi şey (adını unuttum) bagajda gitti.) .
0
inheritance
(09.05.17)
@fraise bu hayatta aklıma gelmezdi, çok teşekkürler.

@fragile lady oleg cassini gibi kurumsal yerlerde nasıl olur ödeme o halde, depozito verip gelinliği alırken tamamını vermek gibi bir şey mi öneriyorsunuz?

@krem peynir, şimdi cumartesi bu yerleri gezip, üzerine bir gece uyuyup karar vermek istiyorsum hangisini alacağımı. bu durumda hemen cumartesi etek boyu alınmaz yani, gelinliğe karar verdikten sonra ayakkabıyı alıp gitmek nasıl olur?
0
🌸gmzo
(09.05.17)
duvaağı ve kafanıza takacağınız diğer şeyleri çok uzun tutmayın çünkü öküz gibi ağırlık yapıyor.
0
nax
(09.05.17)
Oleg Cassini'de bazen istediğiniz modelin sıfırı ellerinde olmuyor, ben alacakken 34 beden gerektiği için Amerika'dan getirtmeleri gerekiyordu. Onun için de aylar verdiler, alamadım. Aynı modeli bir terziye diktirttim, üç hafta içinde falan. Çok güzel olmuştu gerçi.

Gelinlikçilerde topuklu ayakkabılar model model oluyor zaten, orada denersiniz ama düşündüğünüzden cok da farklı yükseklikte olan bir şeyle denemeyin bari.
0
sopiro
(09.05.17)
Sütyen kullanmak zorunda kalabilirsiniz her model için geçerli değil sütyen lazım değil olayı. Ayakkabınız kafanızda belliyse mutlaka alın yanınıza. Oleg cassini de geçerli değildir ama ben jabo weddingten almıştım indirim yaptırdık baya. Şansınızı mutlaka deneyin. Tarzları çok benziyor olegle. Benim gelinliğim de kabarık değildi uçakla kendim götürdüm. Kabin memuru sağ olsun kendi valizlerini koydukları dolaba almıştı.
Düğünden önce kuru temizleme olayına sakın ha girişmeyin. Fotoğraf çekiminde etekleri kirlense bile vermeyin. Kendiniz temizlemeye çalışın. Kuru temizlemede mahvolan o kadar çok gelinlik duydum ki.
Düğün gününüzü daha erkenmiş gibi söyleyin tadilat yurtdışından getirtme olayları olursa. Benimkinin bedeni yoktu italyadan geldi erken söyledik tarihi 25 günde gelecekken 15 gün için çözüm buldular getirdiler.
0
pshasha
(09.05.17)
bi erkek olarak yorum yapayım :)
2-3 hafta önce nişanlıma aldık oleg cassini'den. orda ayakkabı oluyor. biz alıp gitmiştik ama 36 bedeni vardı orda, 34'ü bi iki haftaya gelir dediler. biz satın aldık. gelinlik + duvak.

haftaya provaya gideceğiz. provaya giderken duvak ve aldığımız ayakakbıyı da giyecek, ölçü alacaklar, boyunu keseceklerse kesecekler işte.

bi de oleg cassini'de bahşiş olayı oluyo mu görevli kızlara bilmiyorum ama küsüratlı bişey tutmuştu bizim 3360'lı bişey. ben 3400 verdim. kız 3400 var burda dedi, dedim evet. para üstü vermedi bende isteyemedim. heralde daha çok veriliyo bahşiş falan diye anlayamadım :)
0
contavolta
(09.05.17)
(6)

ev arkadaşı ile kalınan evden ayrılma

gmzo
Ağustos gibi ev arkadaşım ile kaldığım evden ayrılacağım. 6 senedir burada yaşıyoruz. kontrat ikimizin de üstüne, ev sahibi almanya'da ve bu durumlarla avukatları ilgileniyor. iyi birisi, şu güne kadar herhangi bir sıkıntı yaşamadık. ben evden ayrıldıktan sonra ev arkadaşım burada yaşamaya devam ede
Ağustos gibi ev arkadaşım ile kaldığım evden ayrılacağım. 6 senedir burada yaşıyoruz. kontrat ikimizin de üstüne, ev sahibi almanya'da ve bu durumlarla avukatları ilgileniyor. iyi birisi, şu güne kadar herhangi bir sıkıntı yaşamadık. ben evden ayrıldıktan sonra ev arkadaşım burada yaşamaya devam edecek. şimdi ben şu sıralar avukatı arayıp haber vereyim diyorum, bunun dışında yapmam gereken bir şey var mı?

bir de ev arkadaşım ile çözmem gereken depozito meselesi var. evi 2011 yılında tutarken 400+400 toplam 800 lira depozito vermiştik. doğalgaz ve suyu onun üzerine, elektriği benim üzerime yapmıştık. elektrik ve su önemli değil ve birbirini karşılar ama, doğalgaza az buz bir depozito verilmiyor. şimdi ben çıkarken depozitolardan payıma düşeni istesem ayıp olur gibi hissediyorum. ama olmaz değil mi? usulü nedir bunun?
0
gmzo
(02.05.17)
2. soruna cevap olarak; usulü depozitoyu istemektir zaten o da yerine birini bulunca depozito isteyecektir diye düşünüyorum yani ondan aldığını verecek sana bir nevi
0
Tam1Hi0n3
(02.05.17)
evin depozitosunu arkadaşının alması için evi boyatması gerekir. bu boyatma işini de günümüzde 800'e yapamazsınız. en iyisi depozitoyu ikiniz de unutun.

ikinci olarak doğalgaz depozitosunu isteyebilirsin, bunda ayıp bişey yok. üçüne ödenen depozitoları hesaplayıp kendi payına düşeni bul, ona göre para iste ya da öde.
0
hosein
(02.05.17)
@hosein evi tuttuğumuzda boyası yapılmamıştı?
0
🌸gmzo
(02.05.17)
@gmzo boyayı da siz yaptıysanız ya da aman boşver öğrenci evi ne gereği var boyanın dediyseniz istemen mantıklı tabii ki.
0
hosein
(02.05.17)
Depozitoların yarısı senin yarısı onun
0
mutlusismankedi2015
(02.05.17)
Neden istememen gerektigini dusundugunu anlamadim ben. Evden ayrilirken zamaninda odedigin depozitodan hakkin olani alirsin yani usúl budur.
0
aquarium
(02.05.17)
(2)

İstanbula Yakın Kamp Alanı

sos fistik olsun mu
istanbula yakın, kızlı erkekli genç kitlenin takıldığı, apaçisi az, hafif müziğimizi açıp dans edebileceğimiz, rahat rahat alkol alabileceğimiz, çadırımızı kurup uyuyabileceğimiz nereler var?
istanbula yakın, kızlı erkekli genç kitlenin takıldığı, apaçisi az, hafif müziğimizi açıp dans edebileceğimiz, rahat rahat alkol alabileceğimiz, çadırımızı kurup uyuyabileceğimiz nereler var?
0
sos fistik olsun mu
(02.05.17)
gökçetepe tabiat parkı
0
gmzo
(02.05.17)
www.kampyapsak.com

burada güzel incelemeler var.
0
hepas
(02.05.17)
(20)

kadınlar aktif olarak araba kullanıyor musunuz?

limoncello
yaşla birlikte söylerseniz.edit:aslında asıl merak ettiğim arabanız olup olmamasından ziyade aktif olarak trafikte araç kullanabilme durumunuz. ehliyeti olup da aktif trafiğe çıkmayanlar da var tabii. o yüzden ehliyet diye sormadım
yaşla birlikte söylerseniz.

edit:aslında asıl merak ettiğim arabanız olup olmamasından ziyade aktif olarak trafikte araç kullanabilme durumunuz. ehliyeti olup da aktif trafiğe çıkmayanlar da var tabii. o yüzden ehliyet diye sormadım
0
limoncello
(30.04.17)
Evet, 26
0
dahayeniymis
(30.04.17)
Evet, 28
0
fotrsapka
(30.04.17)
Hayır, yıllardır ehliyetim var ama korkuyorum
0
fallopian
(30.04.17)
Evet - 24
0
olutaklidi
(30.04.17)
Hayır, 24.
0
ms brownstone
(30.04.17)
Hayır arabam yok olsa kullanırdım, 23
0
mutlusismankedi2015
(30.04.17)
evet 33
0
sta
(30.04.17)
@kurcalama ne alaka? bu duyuruda kimlerin kadın olup olmadığını az çok biliyorum farklı bir niyetim olsa zaten ordan yürürüm ki bu zamana kadar şurdan kimse en ufak bir yürümem bile olmamıştır. ama senin gibi birkaç aklıevvellin konuyu buraya çekeceğini düşünmüştüm soruyu sorarken zaten. senin soruyu mantıklı bulup bulmamanın da bir önemi yok

sorma nedenim ve kadın diye ayırmamın nedeni de; zaten erkeklerin çoğu küçük yaştan araba kullanmaya teşvik ediliyor ve çok büyük bir kısmı kullanıyor.
kadınlar da her zaman öyle değil, ehliyeti olsa bile aktif kullanmayabiliyor. yaş da bununla alakalı. daha 20lerinin başında ya da ortasında öğrenci falansa biraz daha okey ama, 20lerinin sonu, 30larda da kullanıp kullanmamasını özellikle merak ediyorum.
yoksa burda kimlerin kadın olup olmadığını, yaşlarının da ne olup olmadığını az çok biliyorum.
0
🌸limoncello
(30.04.17)
evet, 21
0
theseachange
(30.04.17)
Evet, 33.
Daha önce aktif kullanamıyordum, çünkü benzin parasını karşılayamıyordum.

Edit: Cesaretsiz insanlara bir cesaret hikayesi anlatmak ve bir de başıma geleni anlatmak istedim. Yardımcı olursa ne mutlu.

Bizim sitede, Abidin Amca'nın eşi Tülay Teyze vardı. Abidin Amca 50'li yaşlarında kansere yakalandı ve yüksek bir aşama idi. (Yıl 90'ların sonu) Tülay Teyze'yi kendi yokluğuna hazırlamaya başladı Abidin Amca. Tülay teyze 50 küsur yaşında banka kartının ne olduğunu öğrendi, devlet işleri ile tanıştı ve direksiyona dokundu. İlk önce site çevresinde tur atıyordu. O dönemlerde de Abidin Amca'yı kaybettik ve Tülay Teyze bir süre dışarı çıkmadı. Yavaş yavaş arabayla dolaşmaya başladı ama o kadar fena kullanıyormuş ki o dönem; kırmızı ışıklarda yanında bir dolmuş durmuş bir gün. Dolmuş şoförü pencereyi açıp kızgın bir şekilde ama annesi yaşındaki bir kadına da bağırmamaya çalışarak 'Olmuyor hanımefendi, olmuyor' demiş. Bizim Tülay Teyze de gayet sakin bir sesle 'Olacak beyefendi, olacak' demiş. İşte o Tülay Teyze, birkaç sene içinde her yerde fır fır döner oldu. Şimdi İstanbul trafiğinde cirit atıyor. Bir kaza yapmışlığı da yok.

Babam beni arabaya 12 yaşında oturtmuştu. 16 yaşında mahallenin çocuklarını arabayla dolaşıyordum. Sonra birtakım olaylar yaşadım, bir kaza değildi ama beni korkutan ve kendime yabancılaştıran birtakım olaylar yaşadım. O sırada arabayı otoparktan bile çıkarmaya korkar oldum. Bir anlamda araba kullanmayı yeniden öğrendim bir nevi. Bisiklet sürmek gibi olmadı. Bu süreçte, korkuyu yenebilmek için sabahları kimsenin olmadığı saatlerde araba kullandım. Pazar sabahı 6:00 gibi kalkıp babamın arabasıyla çıktım mesela. Saat 8:00-9:00 gibi millet çıktığında da geri döndüm. Öyle öyle, önce millet yokken, sonra yavaş yavaş millet varken gittim. Sonra da alıştım zaten. Sabah kimsenin olmadığı saatlerde pratik yapmak çok işe yarıyor. Hata yapmaktan korkmayın. Öyle hemen kimseyi öldürmüyorsunuz.
0
aychovsky
(30.04.17)
ablam yerine cevap vereyim; hayır, 33.
annem yerine cevap vereyim; evet, 52.
0
nathanieltroy
(30.04.17)
Evet, 30. Son 4-5 senedir bayağı aktif olarak kullanıyorum.
0
inawen
(01.05.17)
Evet, 30.
11 yıldır da aktif kullanıyorum ama hala hala haaalaa etrafımdaki erkekler sürüşle ilgili sacma sapan akıl vermeye çalışıyorlar.
Sirket arabasini ortak kullandigim arkadaş hala daha yokusta el freniyle kalkmayi unutma filan diyor mesela. Iki hamlede sahane paralel park ederim ama ben park ederken sokakta bir erkek varsa muttlaka isini gucunu birakip "du bakayim nasil park edemeyecek" seklinde elini beline koyup izliyor ya da daha fenası arabanin arkasina yapisip park sensorunu iceride dıiiiiiiiiitt diye kesintisiz ottürmek suretiyle "geel geel saga kir topla geel" yapıyor.
Su an tum nefretimi kustum biliyorum ama gercekten cok uyuz oluyorum.
0
physcos physcos
(01.05.17)
evet hunharca, 23
0
shotgunwoman
(01.05.17)
evet hunharca yazacaktım shutgun yazmıs, itinayla özel ders verilir:)
0
galandar kostumu
(01.05.17)
@krem peynir haklısınız araba ihtiyacı duyarsam mecbur öncesinde ders almam lazım... son sürüşlerimde(karşının ısrarı, yoksa benim öyle bir talebim yok) her viraj gördüğümde VİRAJJ diye bağırıp yanımdakine direksiyonu tutturuyordum. arada motorsiklet için cesaretim geliyor ama onun ehliyeti de var. Başka arabalar olmasa iyi bir araç aslında :)) (kork kork)
0
fallopian
(01.05.17)
2010dan beri aktif olarak araç kullanıyorum.
Yaş 25
0
alaimisema
(01.05.17)
Hayır, 23
0
rivulet
(01.05.17)
annem, 2 teyzem, 3 halamın 2'si aktif olarak araba kullanıyorlar ve hepsi 58 üzeri yaşlardalar. annemin halaları (80'lerine geldiler) da istanbul trafiğindeler. o yüzden bir erkek olarak tavsiye kızlar, mutlaka kullanın. hele imkanı olanlar cesaretini toplayıp öğrensinler.
0
rain when i die
(01.05.17)
kullanmıyorum, 26.

18'imi doldurduğumda babama "baba ehliyet alsam mı ya" dedim, "ihtiyacın olursa öğrenir, alırsın" dedi. ertesi sene istanbul'a geldim, senelerdir buradayım ve açıkçası istanbul'un trafiğine bir araç daha ekleme niyetinde değilim. okula giderken vapuru kullandım hep, şimdi işe de vapurla gidiyorum. iş-okul dışında da merkezi yerlerde vakit geçirdiğim ve evim de istanbul'un göbeğinde olduğu için, toplu taşıma yerine araç kullanmak çılgınlık gibi geliyor. gerek yok, toplu taşıma ve zor durumlarda taksi fazlasıyla yeterli.
0
gmzo
(01.05.17)
(12)

ayrılıp da barışanlar

tughan
büyük kavgalar, olaylar olmasına rağmen bir süre sonra (6 ay - 1 sene) barışıp da mutlu bir ilişki yürüten veya evlenen çiftlerden örnekler var mı sizde veya çevrenizde?
büyük kavgalar, olaylar olmasına rağmen bir süre sonra (6 ay - 1 sene) barışıp da mutlu bir ilişki yürüten veya evlenen çiftlerden örnekler var mı sizde veya çevrenizde?
0
tughan
(25.04.17)
hayır, yok.
0
fragile lady
(25.04.17)
biz 5 sene aradan sonra tekrar birlikte olmaya başladık, 3 yıldır da beraberiz ama ilk zamanlarda çooook küçüktük. doğru düzgün görüşmemiştik bile.
0
piremses
(25.04.17)
annemle babam bir sene sevgili olmuslar, cok buyuk bir kavga sonucu ayrilmislar ve bir bucuk sene ayri kalmislar, sonra babam anneme evlenme teklif etmis. bu sene evliliklerinin yirmi besinci yili.
0
lucy in the sky
(25.04.17)
benim başıma geldi ama terk eden sevgilinin geri dönüp tekrar terk etmesi şeklinde son buldu :))
0
eeb
(25.04.17)
Daha kötü ayrıldıklarını gözlemliyorum ben de.
0
chitosan
(25.04.17)
Genelde daha kötü şekilde ayrılırlar. İstisnalar kaideyi bozmaz.
0
arnold schwarzeneger
(25.04.17)
Arkadaşım öyle tekrar bir araya gelip evlendi ama, ayrılmalarında 16-17 yaşlarında oldukları için sayılır mı bilemedim.
0
gmzo
(25.04.17)
Eski sevgilimle olmuştu öyle bi şey. Lise 2de başlamıştık 2 ay sonra ayrılmıştık. Yaklaşık 1 sene sonra, lise 3te tekrar başlamıştık. 3 yıl sürdü.
0
mutlusismankedi2015
(25.04.17)
var ama büyük kavgalar sonrası çok zarar görmüş ve eski haline gelememiş ilişki örnekleri var maalesef.
alışkanlıktan vs.den devam ediliyor genelde. evlenen bir örnek de oldu. ilişkileri bok gibiydi, birbirlerinin hayatlarını zehir etmişlerdi ve bunu göremiyorlardı, üstüne bir de evlendiler maalesef.
0
kfk
(25.04.17)
bazı insanlar bazı şeyleri zamanla öğrenir, değişmezler ama kendilerini törpülerler. böyle bir durumda sonuç farklı olabilir ama değişkenler aynıysa sonuç da aynı olur tabi.
0
yeraltindan potlar
(25.04.17)
Çevremde çoğu kişi eski sevgilisine dönüyor. Bildiklerim mutlu.
0
jazzabel
(25.04.17)
büyük kavgalar, olaylar yoktu; ama ilişkileri geri dönülmez bir kısır döngüye (kavga, ayrıl, barış, kavga, ayrıl, barış...) girmiş iki arkadaşım vardı. Dört yıllık ilişkinin ardından bir yıl ayrı kaldılar, sonra tekrar barıştılar ve dört yıl daha geçti. Bu yaz evleniyorlar.
0
sen git ben geliyorum
(30.04.17)
(6)

Çift vatandaşlığı olan ülkeden nasıl çıkıyor?

quaker
Aloha,Biraz evvel ab sınır kapılarıyla ilgili soruyu görünce merak ettim:A kişisinin hem Türk hem de İtalyan pasaportu var. Türkiye'de yaşıyor.Canı sıkıldı, İtalya'ya gitmek istedi iki gün, havaalanında pasaport kontrolden geçerken istediği pasaportu gösterip çıkabiliyor mu?"Ben İtalyanım kardeşim,
Aloha,

Biraz evvel ab sınır kapılarıyla ilgili soruyu görünce merak ettim:
A kişisinin hem Türk hem de İtalyan pasaportu var. Türkiye'de yaşıyor.
Canı sıkıldı, İtalya'ya gitmek istedi iki gün, havaalanında pasaport kontrolden geçerken istediği pasaportu gösterip çıkabiliyor mu?
"Ben İtalyanım kardeşim, ab vatandaşı bankosundan geçerim" diyip, sadece pasaportu polise gösterip yürüyerek gidebiliyor mu?

Hatta bir adım öteye götüreyim: Adam burada bişeyler yapmış, davalık olmuş, yurt dışına kaçacak, İtalyan pasaportuyla çıkıyor diye arananlarda görünmez mi? (Fantazi yaptım)
0
quaker
(24.04.17)
Hayır, TC kimliğini de göstermek gerekiyor. Zira sadece İtalya vatandaşı olsa ülkeye girişte bir belge alması (adı tam aklıma gelmedi), çıkışta da onu göstermesi gerekir.
0
gmzo
(24.04.17)
Hem ABD hem Türkiye kimlikli akrabalarım var, gayet sadece ABD pasaportlarıyla gelip gidiyorlar. (En son birinin kimlik numarası lazım oldu, tatile gelmişti ve nüfus cüzdanı bile yanında değildi.)
0
kobuzchu kiz
(24.04.17)
ben eu-tr vatandaşıyım. yurtdışına çıkarken eu pasaportunu, türkiye'ye girerken de eu pasaportunu ve bazen de tc kimliği gösteriyorum. kimliği her seferinde sormuyorlar, neden anlamadım.

tc pasaportum yok.
0
reavelyn
(24.04.17)
Tam onu soracaktım gmzo'nun yazdığı üzerine.
Ben Türkiye vatandaşı olduğumu söylemek zorunda mıyım ki?
Neden bir belge almalıyım?
0
🌸quaker
(24.04.17)
Buna benzer olayi polonya uzerinden belarusa giderken yaptim.

Polonyadan cikarken eu pasaportumu gosterdim, belarusa girerken tc pasaportumla girdim. (Eu pasaportumla vize var cunku belarusa ve polonyadan giris yapmam yasak)

Cikarken de tc pasaportumla ciktim, polonyaya eu pasaportumla girdim.

Bu hafta tr ye gelicem, burokratik birkac problemden oturu havalimaninda tc vizesi alip eu pasaportumla giris yapicam. Normalde o ulkeden cikarken eu pasaportumla cikip trye tc pasaportuyla girebilirim ya da o ulkeye viZe istemiyosa yine eu pasaportumla girerim tr ye. Cikarken de ister istemez eu pasaportumla cikmak zorundayim, tc pasaportumu uzatirsam "vizen nerde kardes, cikamazsin" der bana.
0
kuehles blondes
(24.04.17)
@quaker çifte vatandaşım ve diğer vatandaşlığım isviçre'de. geçtiğimiz temmuz'da ülkeden çıkarken polise sadece isviçre kimliğimi uzattım "x belgesi vermediler mi girişte?" dedi. şu an biraz mantık yürütüyorum ama, isviçre vatandaşları türkiye'ye yalnızca kimlikleriyle girebiliyorlar. bu durumda yine de ülkede bulunabilecekleri süre kısıtlı olduğundan, takip edilebilmesi için girişte belge doldurtup onaylatıyor olabilirler. çıkışta da onu soruyorlardır. kısa süreli giriş çıkışlarda yabancı pasaport veya kimlik yeterli olabilir ama sürekli ikamette ayrı bir prosedür var belli ki. polis iki kimliğinizi de gösterin giriş çıkışlarda dedi hatta.
0
gmzo
(24.04.17)
(26)

"kadın kocasından önce eve gelmeli"

gmzo
bugün ülkenin önde gelen üniversitelerinden birinde araştırma görevlisi olan bir kadın arkadaştan bunu duydum. kocasının kendinden önce eve geldiği zamanlar oluyormuş, o günler kendisini kötü hissediyormuş. kendi çevremde o kadar uzun zamandır böyle bir açıklama duymadım ve beklemiyordum ki, nutkum
bugün ülkenin önde gelen üniversitelerinden birinde araştırma görevlisi olan bir kadın arkadaştan bunu duydum. kocasının kendinden önce eve geldiği zamanlar oluyormuş, o günler kendisini kötü hissediyormuş. kendi çevremde o kadar uzun zamandır böyle bir açıklama duymadım ve beklemiyordum ki, nutkum tutuldu. bunu bir de dünyanın en doğal olayıymış gibi savundu.

burada var mı böyle düşünenler ya da ne düşünüyorsunuz konuyla ilgili, merak ettim. tam tersi fikirleri benimsemiş birisi olarak kendimi bir hayli garip hissettirdi çünkü.

buyrun sohbete.
0
gmzo
(19.04.17)
Ben neden bunu söylediğini ve neyi savunduğunu anlamadım gerçekten. Neden kadın kocasından önce eve gelmeliymiş :s ?
0
qazaqwsx
(19.04.17)
Şaşırmadım. Bu tarz düşünen çok fazla kadın ve erkek var. Gerçi bu lafı bi erkek söyleseydi nasıl linç yerdi düşün? Böyle kadınlar için üzülmüyorum bunların karnından sıpa sırtından sopa eksik etmeyeceksin.
Araştırma görevliliği falan hikaye. Kaç tane bilim insanı niteliğinde akademisyenimiz çıkıyor ki artık. Çoğu memur gibi olmuş akademide. Bu kadın da memur zihniyetliymiş, bir bilim insanı gibi düşünmesini bekleyemezsin. Gitsin kocişine yemek hazırlasın
0
limoncello
(19.04.17)
@qazaqwsx evi düzene koymak ve kocası eve geldiğinde kapıda karşılamak için.
0
🌸gmzo
(19.04.17)
@gmzo o kadar saçma ki aklıma bile gelmedi..Şimdi burdan türkiyede akademideki insanların haline mi yanayım..kadının dar görüşlülüğüne mi yanayım..nerden tutarsan...
0
qazaqwsx
(19.04.17)
Maalesef kafasındaki ataerkil düşüncelerden kurtulamamış bir kişinin beyanı. Ne zaman kadın-erkek eşit olduğumuzu anlayacağız acaba?
0
minduser
(19.04.17)
dabi dabi

hep
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
(19.04.17)
Eve duzene koymak niye sadece onun goreviymis? Anahtar diye bir sey icat oldu ondan esi de edinirse kapida karsilama geregi kalmaz.

Kusura bakmayin girisim sert oldu biraz ama sinir oluyorum boyle seylere ya.
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(19.04.17)
çalışmayan bir kadın için olsa ben de aynısını düşünürüm. adam çalışmıştır, epey yorgundur. evine gelince eşini, onun sıcak karşılaşıyışını görmek, stresinden sıyrılıp yuvasına geldiğini hissetmek ister bence. ama kadın çalışıyorsa böyle bir şeyi dile getirmek anlamsız tabii.
0
m e b
(19.04.17)
araştırma görevliliği falan hikaye +1 çalıştığım/okuduğum yerde herkes en az doktora öğrencisi, aynı mantıklar, ay çocuğumlar, vay kocişimler
0
fallopian
(19.04.17)
@limoncello hakikaten de memur yakıştırması doğru sanıyorum. aynı bilim dalındayız, ben yeni başladım. "çok zorlanmazsın zaten, yılların deneyimiyle birlikte oturmuş bi sistem var ders vermeyle ilgili, sana da o sistemi öğrenmek kalıyor sadece." dedi bir ara. yani araştırmak, düşünmek, eğitime bir şey eklemek yok. üzüldüm açıkçası.

@vegas bu yüzden kendimi garip hissettirdi sanırım. ben de evleniyorum birkaç aya ve bu muhabbetin açılması üzerine kurdu çünkü bu cümleyi. öyle de tatlı bir dille söylüyor ki, kendimi toplumun yüz karası gibi hissettirdi ki senelerdir böyle söylemlere sert bir dil ve tavırlara karşı çıkıyorum aslında.
0
🌸gmzo
(19.04.17)
Akademisyen yalnizca kendi konusunda biraz bilgiye sahip o kadar. Zeka gostermesini beklemiyoruz.
0
Traveller
(19.04.17)
egitim cahilligi aliyor.
0
thewizardofearthsea
(19.04.17)
şimdi tabii ki insanlar istediği şekilde yaşayabilir, muhafazakar ya da modern. kocasından önce de gelebilir, sonra da. kocasının ayağını da yıkayabilir, hatta suyunu da içebilir. nitekim bunlar kişisel tercihlerdir, başkasını ilgilendirmez, kimse de yaşam tarzı ve özel hayatındaki kişisel tercihler için yargılanamaz.

ama olay 'kadın dediğin.....', 'erkek dediğin ....' tarzı genellemelere giriyorsa ve makbul kadının nasıl olması gerektiği tanımı yapılıp kocasından sonra eve gelen/gelmek zorunda olan kadınlar ocakdışı bırakılıyorsa bu zihniyet eleştirilir, memur zihniyeti demek de az kalır hatta. burda anladığım kadarıyla bu kişisel bir tercih olarak değil, olması gereken olarak görülmüş.

ayrıca eğitim cehaleti alır+1 bizde nedense eğitim yoluyla zihniyeti değişen çok çok az insan var. şu da önemli akademisyen denen kişi kimdir? lisedeki öğretmenin üniversitede ders anlatanı mı? akademisyen olan kişi kendi alanı dışında çok bilmese de açık fikirli, araştıran, dogmatik, geleneksel yargılara değil de evrensele ve bilime önem veren insandır bence. o yüzden muhafazakar zihniyetli bir bilim insanı olmasını düşünemiyorum. ama muhafazakar bir çok akademisyen varsa onlar da bence memur zihniyetlidir.
0
limoncello
(19.04.17)
yukarıda yazanları pek okumadım, kim ne demiş bilmiyorum, ama muhtemelen linç edileceğim.

kadınım ve ben de öyle düşünüyorum.
çalışıyorsa falan, ayrı tabii.

ama ben de evlenirsem, kocam gelmeden yemek falan yapıp, beklemek isterim.
aile düzeni önemli bir şey.
şirkette ceo da olsam, evde yemeğimi kendim yapmak isterim mesela.

benim de ailemde hep öyle oldu.
evde yardımcı bile olsa, yemekleri hep kadınlar yaptı.
ki hani aşırı geleneksel olmayan, tipik İstanbul ailesine sahibim.
benim annem falan da hep gittiğimiz yerden kalkardı eve üvey babamdan önce gitsin, yemek yapsın diye.

bunda kadın haklarına aykırı bir şey göremiyorum.
kadın erkek ilişkisinde bazı şeyler muhafaza edilmeli ve belirli seviyelerdeki düzen korunmalı.
yoksa o evlilik düzeni olmadığında ilişki rayından çıkabiliyor.

sen o gün çok çalışacaksındır, adam yemek yapar, sana sürpriz olur falan, onlar ufak tefek hoşluklar, tamam.
ya da yemek yapamazsın, yorgunsundur dışarıdan bir şey istersin, yemeğe çıkarsın falan filan.

ama genel olarak evin düzeni ve aile hayatı, üstelik bir de çoluğa çocuğa karışma meselesi de varsa, bence çok önemli.

sevdiğim adamı kapıda karşılamak, önüne iki tabak yemek koymak beni de mutlu eden bir şey olur sonuçta.
bunu yapamadığında da insanın huzursuz olması normal.
evcimen olmanın kötü olduğunu düşünmüyorum.
ne benim kadın haklarımı ihlal ettiğini, ne de karşımdaki adamı sığıra dönüştürdüğünü düşünüyorum.
evin dışındayken herkes kendi işinde istediğini yapar, isterse kadın şirkettekileri asar keser, ama evde kadın kadın, erkek de erkek olmalı.
"bunu yapınca mı kadın olunuyor?" e, yani.
despot bir düzenden bahsetmiyorum, ama rollerin değişmemesi lazım.

bir de, dediğim gibi yani ben kadın olarak zevk/haz alıyorum bu tip şeylerden zaten.
incilerim dökülmez adamı kapıda karşıladım diye.
0
blatta hiberna
(20.04.17)
ben bu soruya patriarka/feminizm tartışmasından bağımsız olarak cevap vereceğim. çünkü sorunun bağlamı gerçekten de bu tartışmadan bağımsız.

öncelikle insanların kendi hayatlarıyla ilgili verdikleri her karar, eğitim seviyelerine bakılarak yargılanamaz. bir yanda prof. bir kadın çocuk büyütmek için işini gücünü bırakabilir, bir yanda da ilkokul mezunu bir çift tamamen toplum tabularını kabullenmeksizin yaşayabilir. eğitim yaşam tercihlerinde bir etken olsa da ''tek etken'' değildir.

ikinci olarak kendi hayatınızla ilgili tercihlerinizi ''modernitenin gereği'' olarak görürseniz, bu hayatı başkalarına da dayatma ya da onları küçümseme yanılgısına düşersiniz. kant 20. yy felsefesinin temellerini kurmasına rağmen köyünden dışarı çıkmayan bir adamdı. sadece bu yönünden yola çıkıp kant'ı yobaz ilan edebilir misiniz?

özellikle duygusal ilişkiler ve aile kurmak gibi konularda (her ne kadar insanlığa dair güncel bilgi ve birikimden yararlanmak gerekse de) insanlar bilimsel yöntemleri değil kendi ailelerine ve çocukluklarına dair bilinçdışı pattern'leri takip ederler. kimse okuyarak çocukluk tramvalarının üstesinden gelemez.

siz hiç ''bilimsel'' bir şekilde aşık olan bir bilim adamı gördünüz mü? göremezsiniz çünkü duygular bilişsel değildir.

bu tarz bakış açılarında patriarkanın hiç etkisi yoktur demiyorum. tam tersine çok etkisi vardır, fakat bu etki düşündüğünüz kadar korkunç bir şey de olmayabilir.

modern toplum yapısı ve kadının özgürleşmesi konuları da gece yarısı mesaileri ve göçmen bakıcılar tarafından büyütülen çocuklar demek değildir. bu kavramların özümsenmesine daha baya zaman var bana göre.

(bu son kısım soruyla biraz ilgisiz oldu. kendi tramvalarını ailesi üzerinden tatmin etmeye çalışıp kendi ailesini tramvatize eden ve bunu feminizm olarak gören algı - ki sizde bu var demiyorum- beni sinir ediyor da ona serzenmişim aslında biraz.
bak bu tam mansplaining oldu işte :)
0
otonomo
(20.04.17)
sunumsuz yakalanmak istemeyenler sadece ev hanımları olmuyor işte ne yazık ki... slfjsl istemsizce güldüm çok komik ya :D
0
ma ya
(20.04.17)
ulkenin onde gelen universitesi ne ki, oradaki arastirma gorevlisi ne olsun...

millet dusune dusune yasamiyor ki...

benim anneme de oyle dedikleri olurdu, o da babam da sallamazlardi - ki, babam gayet agir bir adamdir. hala hastasiyim.
0
e haliyle
(20.04.17)
sanırım genel bir fikrimi yazacağım ben de, cevaplar için teşekkürler.

öncelikle akademide bulunduğunu belirtmemin sebebi (türkiye'de akademinin durumundan bağımsız olarak), üniversitelerin her şeyden önce eleştirel ve özgür düşüncenin geliştirildiği ve öğrencilere aşılandığı yerler olması gerekliliği. dolayısıyla bu ortamda bulununan bir kadının toplumun biçtiği rolleri bu denli kabullenip, üzerine aksini kesinlikle kabul etmeyişiydi beni asıl şaşırtan. kısa konuşması aşağı yukarı şöyleydi: "eşim benden önce evde olduğu zamanlarda kendimi çok kötü hissediyorum, bence kadın kesinlikle kocasından önce evde olmalı. hocalar anlatırlar bölümde bazen (artık aramızda olmayan, bölümün eski hocaları olan bir çiftten bahsediyor), ali hoca ayşe hocayı erken gönderirmiş eve. saat 4 buçuk olunca 'hadi sen git artık' dermiş ki kendisinden önce evde olsun. kadın önce evde olsun ki kocası geldiğinde kapıyı açıp, karşılasın." bu noktada ben müdahale ettim, sert bir cevap da vermek istemeyerek "onların zamanında belki normal karşılanıyor olabilir ama bence öyle bir şey kalmadı." buna da cevabı "yok yok, bence hala kesinlikle kadın önce eve gitmeli."

bunun kendi yaşamımı modernitenin gereği olarak kabul edip, başkalarını küçümsemekle alakası yok. dilerse ve ekonomik durumları el veriyorsa kadın (veya erkek!) çalışmamayı tercih edebilir. hadi diyelim kendi ilişkisinde de birtakım rolleri üstlenmeyi, kocasından önce eve gitmeyi isteyebilir. ancak bunu çalışma ortamında dillendirip, hele ki aynı pozisyonda çalışan iki insanı örnek göstererek birinin diğerini eve önden göndermesini normal ve doğru karşılamak, kadını toplumdaki yerinde kendi söylemleriyle bir adım geriye itmektir. üzgünüm ama üniversitede öğrencilerle içli dışlı olan birinin bu söylemleri savunuyor ve aksini kesinlikle reddetmesi benim için kabul edilebilir bir şey değil.

yani çalışmayıp evinle ve çocuklarınla ilgilenmeyi tercih etmek farklı bir şey, çalışıp kadının eve daha erken gitmesini savunmak çok farklı bir şey.
0
🌸gmzo
(20.04.17)
yere dusup kirilan sarap kadehi + 1
krem peynir + 1
gmzo + 1

'Kocamdan önce evde olmak istiyorum' ile 'Kadın kocasından önce evde olmalı' arasında dağlar var gibi geliyor bana. Dişi kuşun yuvayı yapması değil, 'Yuvayı yapanın dişi kuş olmaması çok yanlış, dişi kuş olmalı' diye tutturulması rahatsız ediyor. 'Erkek dediğin ...', 'Kadın dediğin ...'lere katılmıyprum. Her evin kendi düzeni var, bir taraf ezilmedikçe ve hayat müşterek oldukça sıkıntı yok. Halamın eşi erken emekli olmuştu ve halam 60 küsur yaşına kadar çalıştı; evlilikleri de mutlu bir evlilikti. Eniştem halam geldiğinde çayını karıştırıp verirdi. Başka bir mutlu evlilik de teyzeminkiydi; onda da teyzem erken emekli oldu ve eve o baktı. Herkesin kendi mutlu olduğu dinamik neyse odur. Bu kişinin de içinin sıkılması olabilir, 'Niye için sıkılıyor' diyemem, kendi nasıl mutlu oluyorsa öyle mutludur ama "Yok yok, bence hala kesinlikle kadın önce eve gitmeli" empozesine saygı duymuyorum.
0
aychovsky
(20.04.17)
''üzgünüm ama üniversitede öğrencilerle içli dışlı olan birinin bu söylemleri savunuyor ve aksini kesinlikle reddetmesi benim için kabul edilebilir bir şey değil.''

siz kabul etmeyin o zaman :) muhtemelen sizin kabul edip etmemenizin de bahsettiğiniz kadın için hiçbir önemi yoktur. ayrıca akademide olan, öğrencilerle içli dışlı olan birisi toplumsal cinsiyet rolleri konusunda sizden farklı düşünebilir, düşündüklerini çalışma ortamında özgürce dile getirebilir (sen ne kadar özgürsen o da o kadar özgür kısaca)

ha gidip derste öğrencilerine bunları anlatıyorsa, diğer insanları yargılayıp rahatsız ediyorsa, herhangi bir şekilde mobbing yapıyorsa filan yorumum değişir tabii ki. böyle durumlar yoksa hazmetmek veya kabullenememeye devam etmek dışında bir seçeneğiniz yok gibi duruyor.

edit: ben kadının kocasından önce eve gelmesi gerektiğini filan düşünmüyorum elbette. ama böyle düşünen birinin böyle yaşamaya hakkı var. böyle düşündüğünü söyleme hakkı da var. aynı şekilde düşünmeyen birine de ya he deyip geçmek ya da ilgili insana karşı kendi argümanlarıyla kendi düşüncesini savunmak düşer.

kimse kimin hangi konuda ne kadar görüş bildirebileceğini belirleyemez. böyle şeylere kalkışmak bence de en hafif tabirle ayıp ve aslında hadsizlik :)
0
otonomo
(20.04.17)
Zaten yolda gebermişim, iş yerinde bir sürü insanla uğraşmışım bir de eve gelince "çok açım!" diye sabırsızca bekleyen birini bulmak tüm sinirlerimi hoplatıyor. Biri başimda beklerken iş yapamıyorum. O yüzden kocamdan önce eve gitmeyi tercih ederim.
Niye yemek benim görevim oluyor da eve koşmak istiyorum? Annemden görüp koşullandım, adamın "o nerde bu nerde burası dağınık" diye kendi başına yapıyor gibi gözüküp 2 kat eforla iş yaptırmasından hoşlanmıyorum, adamın duygu sömürüsü moduna geçip "ah ah ne sofralar kuruluyordur sımdi orda burda" diye söylenmesinden nefret ediyorum.
Kociş ciciş oğluş/kızış muhabbeti akademide de, havalı plazalarda da oluyor. Kendileri kadar "süper kadın/süper hizmetli/süper anne" değilseniz yargılayıp, olmayan akıllarından verip, çeşitli şekillerde sizi ezip bastırmaya çalışıyorlar.
"He" deyip geçmek en iyisi, kendi görüsünüzü söyleseniz bile onlar bunu kutsal kişiliklerine saldırı olarak görüp agresifçe şirretliğe başlıyorlar. Gerek yok.
0
Sulfoxaflor
(20.04.17)
@aychovsky'ye katılıyorum, bunu tercih etmek ve gereklilik olarak görmek bambaşka şeyler.

e adam yumurtayı zor kırıyor, ona bıraksak aç kalıcaz, bu durumda ben de elbette eve erkenden gidip yemeğimi kendim yapmak isterim. ama bunu isteyen bir kadın; yorgun olduğunda ya da canı yemek yapmak istemediğinde "bugün de böyle olsun" diyemiyorsa ya da mesela evin diğer işlerini de kendi yapıyorsa bir dursun ve kadınlığını sorgulasın. sonra yevmiyesini alıp evine dönsün zira bildiğin hizmetçilik yapıyor bu şekilde.

hepsini geçtim; bunu kadın erkek rolüne bağlamak ve bu rollerin sabit olduğunu düşünmek benim için çirkin bir davranış ve şahsen kanımı donduruyor. bana bunu annem söylese "hadi ordan" derim, sevgilim söylese "keyfin bilir" der kapıyı gösteririm.

e o sabahın köründe gidiyorsa ben de gidiyorum? o çalışıyorsa ben de çalışıyorum, ben de para kazanıyorum? herkesin eli ayağı tutuyor? işleri paylaşmak yerine olayı neden "kadının rolü"ne getiriyoruz? sırf çocuk doğuruyoruz diye mi dağıtılıyor bu roller?
0
piremses
(20.04.17)
Herkesin kendi ilişki dinamikleri var. Onlarınki öyle demek ki.
0
arnold schwarzeneger
(20.04.17)
bu cümleyi odanızı temizlemeye gelen bir kadından duysanız muhtemelen bu soru olmayacaktı. meslek fetişizminden kurtulmak gerek. belki akademisyenler özelinde beklediğiniz özgür düşünme gerekliliği bunu da kapsıyordur.
0
misterturist
(20.04.17)
akademiklere fazla anlam yüklüyorsunuz gerçekten, bir alanda uzman olması örnek kişi ya da düşünceyi temsil edeceği anlamına gelmiyor. zaten üniye gelene kadar öğrencilerin kafa yapısı, karakterleri oluşmuş oluyor. Öyle insanın hayatını değiştiren hocalar ilkokulda, lisede oluyor. Her ikisi yönünden de ülkemiz çok leş malesef. Eşimde akademisyen, prof/yrd doç vs arkadaşları ailecek oturmaya geliyor. bölümdeki prof eşini çalıştırmadığını, kadının yerinin evi olduğu gururla anlatıyor. adamın eşi bana eve eşimden sonra geldiğim için acıyor resmen. sınıf öğretmeni falan olsaydın keşke diyorlar.
0
yue
(20.04.17)
aychovsky + 1

Eve genelde ben daha erken geliyorum. Dolayısıyla gayet domestik kocamı kapıda karşılıyorum. Üzerini değiştirip gelince beraber yemek yiyoruz (ben hazırlamış oluyorum, çocuklar daha önce yiyor). Ben ondan daha geç eve geldiğimde ise o beni kapıda karşılıyor, üzerimi değiştirip geldiğimde sofra hazır oluyor.

Eve daha erken gelebilmeyi istiyor muyum, evet. Ama bunun sebebi kocama "hizmet edebilmek" değil. Beraber daha fazla vakit geçirebilmek. Bizim evliliğimizin dinamiği bu.
0
SiyamkedisiZorro
(20.04.17)
(17)

Ne yapalım, ne düşünelim?

fraise
Dünden beri aklım çorba gibi oldu. Öncelikle bu seçim benim için şaibeli, kafamda kocaman bir soru işareti kaldı ve kimsenin açıklama yapamaması da kendimi salak gibi hissettirdı; hazmedemiyorum bu durumu. Tepki veren doğru düzgün kimse yok. Sonra diyorum ki 'ister şaibeli olsun, ister olmasın. %70-
Dünden beri aklım çorba gibi oldu. Öncelikle bu seçim benim için şaibeli, kafamda kocaman bir soru işareti kaldı ve kimsenin açıklama yapamaması da kendimi salak gibi hissettirdı; hazmedemiyorum bu durumu. Tepki veren doğru düzgün kimse yok.

Sonra diyorum ki 'ister şaibeli olsun, ister olmasın. %70-%80 hayır cikabilmeliydı. İnsanlar daha mantikli dusunebilmeliydi. Biz böyle sadece kendimizi kandırmaya çalışıyoruz'

Babam, erkek arkadaşım vs benim kadar umutsuz değil. 'Ne olursa olsun tek adam olamayacağını, karşısında halkın yarısının durduğunu gördü' diyorlar.

Bir tarafım 'bu ülkeden umudunu kes ve git artik, zaten istedikleri gibi at kosturuyorlar' diyor. Diğer tarafim 'manyak mısın? Halkın en az yarısı senin gibi düşünüyor. Umutsuz olmak olur mu? Burası senin de vatanın' diyor.

Siz ne düşünüyorsunuz? Ne yapalım? Umutsuzluğa düşmekte haklı miyiz? Yoksa bir ışık var mı bizim için?
0
fraise
(17.04.17)
ülkeden gitme fırsatı olup gitmeyenlerdeniz, ama ışık yok.
0
basond
(17.04.17)
Bence ışık falan yok. Tayyip'in tam tedrisatından geçenler oy verecek yaşa geldi, ileriki hiçbir seçimde AKP'nin oyunun azalmasını beklemiyorum şahsen.
0
whoosie
(17.04.17)
'ister şaibeli olsun, ister olmasın. %70-%80 hayır cikabilmeliydı. İnsanlar daha mantikli dusunebilmeliydi. Biz böyle sadece kendimizi kandırmaya çalışıyoruz'

seçimlerde kimse mantığı ile hareket etmez. duyguları ile hareket eder. yasalar masalar kimsenin umurunda değildi. bir taraf tayyip i seviyordu bu duygu ile evet verdi, diğer taraf nefret ediyordu hayır verdi. mantığı ile hareket eden ben ve benim gibiler bu oyuna alet olmadı. oy vermedi. şimdi gayet rahatım, nötrüm. dünden bir farkı yok bugünün benim için. sadece hileli diyenleri anlamaya çalışıyorum, anlayamıyorum.
0
aklimdakisorular
(17.04.17)
Halkin herhangi bir yarisi ile ayni degilsin. Uzgunum. Keske oyle olsak. CHP - HDP - MHP'lerin cogu ayniyiz demek degil.
0
Traveller
(17.04.17)
@aklimdakisorular, internette özellikle araştırmadan şöyle bir gezinsen bile anlatılanları, çekilen videoları görürsün ama "kimse mantığı ile hareket etmez" dedikten sonra "mantığı ile hareket eden ben ve benim gibiler" cümlenden hangi kesime ait olduğunu anlayabiliyoruz. :) o yüzden tutarlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi kurabilme gibi en temel gereksinimleri beklemiyorum. hepsini geçtim, ysk'nın her açıklaması ayrı rezalet. bir kanun çiğneniyor ve bunu adam gibi anlatan kimse yok, ben şahsen zerre tatmin olmadım ve sonuçların da gerçekçi olduğunu düşünmüyorum.

seçim sonucu değil de bu salağa yatmalar, bu salak yerine koymalar mahvediyor beni.
0
piremses
(17.04.17)
fırsatın varsa kaç git, tünelin ucu bombok bi yere çıktı.

ne denirse densin, en temel çıkarımın şu olsun; ülkede çok büyük bir kesim milletin iradesini bir kişiye teslim etti. bu kadar olaydan sonra partizanlıkla, taraftarlıkla ülkenin kaderi çizildi.

benim ülkeyi terketme fırsatlarım oldu ve kullanmadım. hep bir ümit bekledim. şu anda fırsatım yok ama ileride olacak. asla arkama dönüp bakmam.
0
stewie
(17.04.17)
Benim icin yuzde 30 evet ciksa da sevilmeyecek bir ulke olurdi burasi ama asil mesele asil can alici nokta bu degil. Asil mesele saibesiz bir secim bile goremiyor olusumuz. Bence bu sebep ulkeden umudu kesmek icin yeterli.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(17.04.17)
Babanız gibi düşünüyorum. Bir yerde göz kırpan bir ışık olmak zorunda değil, karanlığa o mumu biz yakıyoruz zaten. Seçim sürecinde kullandıkları imkanları, yarattıkları korkuyu, baskıyı, söylemlerini düşünün. Tüm bunlara rağmen insanların yarısı hayır diyor.

Bu adamlar geceden sabah güçlenmedikleri gibi, bugünden yarına gitmeyecekler ve yok olmayacaklar. Bu yüzden ben bu ülkede mücadele etmeye devam edeceğim. Üniversitede çalışıyorum, 98'li ve 99'lu olmak üzere iki de kardeşim var. Gençler pırıl pırıl, yaratılmaya çalışılan yozlaşmış gençlik algısı doğru değil. Değişim de bir sonuç değil, süreç. Sonuçlara değil, süreçlere odaklanmamız gerekiyor. Her şey inanarak ve çabalayarak başlıyor.

Chomsky ile bitirelim; www.azquotes.com
0
gmzo
(17.04.17)
@piremses
o zaman hayır mı kazandı diyorsun?
0
aklimdakisorular
(17.04.17)
herkes bir şeylerden dertleniyor ama ara sıra soruyorum hem gerçek hayatta karşıma çıkanlara hem de burada senin gibi yazanlara; "düzeni değiştirmek için ne yaptın?"ufak bir slogan, elinden alınan bir hak için bir eyleme katılma, sandık müşahidi olma, el bildirisi dağıtma, bir siyasi partiye üye olup çalışmalarına katılma vb.vb. aklına ne gelirse.

aldığım cevap %99 hiçbir şey. herkes siyasete bir ucundan katılmayı angarya buluyor, katılanları bayağı insan görüyor, hatta aşağılıyor. ayak takımı sayıyor. hiçbir şey yapmadan bir şeylerin değişmesini bekliyorsunuz ve değişmeyince ağlıyorsunuz.
0
doxanikee
(17.04.17)
Doxanike, 3 seçimdir oy ve ötesi gonullusuyum. Kendi capimda elimden geleni yapıyorum. Yetmiyor tabii ki ama elimden başka bir sey de gelmiyor.

Gösteri, eylem ne olursa dün bir şeyler yapılsaydı çıkmaya hazırdım. Diyorum ya en çok salak yerine koyulmaz rahatsız ediyor beni.
0
🌸fraise
(17.04.17)
Hâlâ, bu sonucun bile kisa-orta vadede bizim gibi 'hassasiyet' sahibi insanlar için olumlu olacagini dusunuyorum.
Bu sistemi getiren akp ya da erdogan degil. Bu sistemi, onlari kullanarak getirtenler var.
Bu makam, bu yetkiler; adı, sanı bellimidir bilmem ama, baskasi/başkaları icin getirildi.
Dgm'ler kurulurken milli gorus cizgisinin gosterdigi feraseti, basireti yine gosterdi, takipcisi saadet. Ama genis muhafazakar yiginlar; maalesef, mateessuf...
Aci cekecegiz biraz. Akil, mantik, hak, adalet... ne desek boş. Ama ışık yakın
0
runfor
(17.04.17)
dünkü seçim sonuçları 2019 için gayet umut verici. getirdiği sistemin kendi sonunu hazırlayabileceğini ihtimaller dahilinde düşünüyordur bence erdoğan. bu iki sene pek rahat geçmeyecek kendisi için.
0
soso
(17.04.17)
çok romantiksiniz. her türlü ihtimali düşünmeden mi referanduma girdi sanıyorsunuz? bundan sonrası için de hepimizden daha fazla bu konuda düşündüğünü, düşünen insanların danışmanlığını aldığını biliyorsunuz. gerekirse bir darbe daha patlatır, yine de kazanır. gerçeklerle yüzleşme zamanı.
0
stewie
(17.04.17)
gidiniz canım kardeşim. ileride kesinkes gitmek isteyeceğiniz dönemlerin geleceğini tahmin ediyorum. ne kadar erken giderseniz sizin yararınızadır. benim dünya görüşüm nerede olursam olayım beni muhalif olmaya itiyor, ama ben buna rağmen isterdim gidebilmeyi. türkiye'nin rolü belli bu düzende. galip tarafta yer almak kişisel yarara daha uygundur hiç değilse.
0
misterturist
(17.04.17)
Babanız ve erkek arkadaşınızın zihniyetindeyim :) Umudu dürtün.
0
minduser
(17.04.17)
gitme imkanınız varsa gidin. umutsuzluğa düşmekte haklısınız, haklıyız.

eğer kalacaksak yapılması gereken ilk şeyler:

kemal kılıçdaroğlu'nun indirilmesi. yerine genç ve dinamik birinin geçirilmesi. teşkilatın canlandırılması. chp'nin teşkilatı ölü gibi. dinamik chp seçmeni hep dışarıda. özellikle gençler. bunların partiye ve aktif mücadeleye kazandırılması lazım ama öncelikle onları teşvik edecek bir şey lazım. bu da lider değişikliği.

eğer chp'yi düzeltemeyiz diyorsanız muhalif mhp'liler birkaç farklı kanattan isimle yeni parti kurmaya teşvik edilmelidir. bu parti milliyetçi değil merkez sağ parti olmalıdır. dinamik milliyetçi gençleri kendi bünyesine çekerler.

bu saatten sonra bu adamlarla mücadele etmek için önce kendimizden başlamalıyız. bunlar gerçekleşmediği müddetçe bana göre aynı tas aynı hamam. kasım 2019'da tayyip başkan olur, kemal kılıçdaroğlu çıkıp "bunu doğru bulmuyoruz, müslümanlıkta yok" falan der hahahahahahahaha
0
pilavmaker
(17.04.17)
(16)

sol kesimin örgütlenememesi

yons
sol veya muhalif kesim, yani ülkenin yarısı. chp yönetiminin kendisinin pasif olması tabanını da tembelliğe itiyor/alıştırıyor. muhaliflerin parti dışında örgütlenmesi daha etkili olmaz mı şu durumda?uygulamalı örneği de var. ülkenin en geniş çaplı iktidar muhalefetini partilerden bağımsız yaptık ge
sol veya muhalif kesim, yani ülkenin yarısı. chp yönetiminin kendisinin pasif olması tabanını da tembelliğe itiyor/alıştırıyor.

muhaliflerin parti dışında örgütlenmesi daha etkili olmaz mı şu durumda?
uygulamalı örneği de var. ülkenin en geniş çaplı iktidar muhalefetini partilerden bağımsız yaptık gezide.

chp muhalifleri gereğince temsil edemiyor. dün akşam da gördük bir daha.
0
yons
(17.04.17)
chp kapatılmalı kemal kılıçdaroğlu deniz baykal gibi artık halkın ezbere önyargılı olduğu insanlar mümkünse siyasetten çekilmeli diyorum ben.
0
bohr atom modeli
(17.04.17)
chp'yi kapatip ayni cizgide farkli logoda, renklerde, yaklasimda yepyeni bir parti acilmali. ataturkcu olunmaya devam edilebilir ama adnan menderes zamaninda nasil beyin yikamissa chp gelirse camilerimizi ahir yapicaklar, kuranlari toplatacaklar, din elden gidecek diyen kitle epey genis.

tek cozum bu, yuzde 70i devamli sag partilere oy veren bir ulke icin.
0
baldur2
(17.04.17)
mermize +1000

sağda oy bölecek bir lider lazım.
0
cedex
(17.04.17)
hay sagda bolebilecek liderinize ya. akp ile saadet partisi sonra koalisyon kursa simdikinden daha mi farkli olacak? sagda oylari boleceginize sola cevirmeye calissaniz? sagda oylari bolunce sol iktidara gelmiyor cunku. ahmet tek basina gelecegine, cok yakin arkadasi, kankasi mehmetle iktidara geliyor.
0
baldur2
(17.04.17)
olur. ama kimse o taşın altına elini sokmak istemiyor.

diğer yandan da, sorun sol içinde bir örgütlenme sorunu değil. şu an hayır cephesi belli ki bazı bölgelere ulaşamamış. merkez sağın oy depolarını patlatmanın yolunu bulmak lazım, o da örgüt formu ile olacak iş değil. zaten merkez sağın oy depolarına gezi döneminde de pek ulaşabildiğimiz söylenemez.

bu arada, üç büyük ilin üçünün de akp-mhp ittifakına rağmen hayır dediğini unutmayalım...
0
babilbaligi
(17.04.17)
CHP'yi (ya da herhangi bir partiyi) kapattirmaya calisan liberal (?) insanlar var. Sizi gorunce ulkenin durumunu anlaybiliyorum.
0
Traveller
(17.04.17)
traveller sen ne ariza bir adamsin aga? yenilenmekten bahsediyoruz, hemen parti kapatiyor fasistler olarak algilamissin bir de uzerine liberal oldugumuzu iddia edip. uhhahahua.
0
baldur2
(17.04.17)
@entegre: ben hayır diyenler terörist diye biliyorum. koca cumhurbaşkanı yalan söyleyecek değil ya. 24 milyon teröristle yaşamaya hazır mısınız?
0
babilbaligi
(17.04.17)
Entegre +1

Onun gibi olmasam da gercekler onun anlattigi gibi.
0
Traveller
(17.04.17)
chp kapatılmalı diyen adamın zekasından şüphe ederim. kabul chp yarrak gibi parti, yönetimi baştan teslim bayrağı açıyor da başkası çıksın parti kursun, chp engel mi oluyor? azıcık beyninizle düşünün abi rica ediyorum ya.
0
doxanikee
(17.04.17)
"chp'yi kapattıymaya çalışan libeyal insanlay vay..."

güzel kardeşim chp'nin geçmişte kapandığı oldu zaten. sol partiler bölünmemiş olsaydı (erdal inönü bülent ecevit gibi) iktidar olabilecek oya sahip olabileceklerdi. en azından koalisyon olacaktı.

chp 87 seçimlerinde yoktu. anap zar zor birinci parti çıkmıştı.

atatürk'ün kurduğu ve geleneği olan bir parti olabilir ama ülkeyi geleneği olanlar değil çoğunluğu olanlar yönetiyor.

ek olarak chp'nin kapatılması oylarının mecburen başka bir sol partiye kayacağı anlamına geliyor. ikinci bir merkez sol parti açılırsa mecburen bölünecek. hiçbir sol görüşlü parti chp varken çıkıp akp ile mücadele edebilecek pozisyonda değil.
0
bohr atom modeli
(17.04.17)
yahu ne olacak chp kapanınca, bana açıklayın da elimde balyozla chp binasını yıkayım? chp yüzünden eli kolu bağlanan superman'ler, spiderman'lar sokağa çıkıp yeni parti mi kuracak? bir sik yaptığınız/yapacağınız yok car car konuşuyorsunuz.

korkaklığınıza kalkan aramayın allahaşkına. kim ne yapacaksa yapsın.
0
doxanikee
(17.04.17)
chp kapanınca ne olacak diyor adamlar deliriyorum ya. ulan ben de akpli veya hdp'li değilim. mecburen biz de chp'ye atıyoruz oyumuzu. ama ne değişecek demek ne kadar saçma.

bi kere yepyeni bir parti kurulacak. kimsenin bunlar geçmişte camilerimizi ahır yaptı diyemeyeceği bir parti. halkın "kurtuluşun yolu olabilir" diyebileceği "yeni" bir atılım.

ikinci olarak chp'nin oylarının bu partiye direkt olarak kayması için chp kapatılmalı diyorum. yoksa chp %15'e düşse bu yeni parti %20 alsa ne işe yarayacak? oyları bölmüş olacaksın.

hayır bir süre kapatılsa ne oluyor onu anlamıyorum. ne olur lan chp kapatılsa? rte diktatörlüğünü mü ilan eder? aa etti zaten?
0
bohr atom modeli
(17.04.17)
@bohr atom modeli en büyük hatanız, chp'ye "camilerimizi ahır yaptı" diyen insanların yeni bir sol partide birleşebileceğine inanmak.
0
gmzo
(17.04.17)
hocam zamanında ecevit'e falan oy verdi bu adamlar sonuçta. nasıl verdiler ben de bilmiyorum ama oluyor demek ki bazen.

o zamanlar chp'ye karşı bu kadar sığ bir karalama kampanyası yoktu tabii o yüzden biraz da.
0
bohr atom modeli
(17.04.17)
sorumu partinin kapatılması veya oyları bölecek başka bir sol parti şeklinde sormadım bilerek. bunlar faydadan çok zarar getirecek hamleler.
muhafazakarların chp antipatisini bildiğim için muhaliflerin bağımsızca örgütlenmesi gerektiğini düşünüyorum.
ki zaten ülkelerin yönetim biçiminin geleceğinde de partilerin keskin çizgilerinin yontularak ortak bir amaç güden meritokrasi tarzına yöneleceğini düşünüyorum. bu olana kadar bizim gibi birçok nesil boktan yöneticilerle heba olacaktır tabi.
şu ülkede hak ve hukuk'un doğru bir şekilde işlemesi için kilit kelime "kamuoyu" oluşturmak. bir haksızlığın giderilmesi için yaygara kopması gerekiyor türkiye'de bildiğiniz üzere.
0
🌸yons
(17.04.17)
(14)

2019'da başkanlık için kim aday olsa kazanabilir?

klar
Erdoğan'ın karşısına yani. Mesela Abdullah Gül geliyor aklıma. Olmaz da hani chp dese ki aday olursa biz Gül'ü desteklemeye hazırız. Son turda Tayyip-Gül ikilisinde kim alır? Bence Gül alabilir.Edit: Trollemiyorum. Mhp ne zaman ülkeyi seçime goturecek dokunuşu yapsa kendisi kaybediyo. Son turda tayy
Erdoğan'ın karşısına yani. Mesela Abdullah Gül geliyor aklıma. Olmaz da hani chp dese ki aday olursa biz Gül'ü desteklemeye hazırız. Son turda Tayyip-Gül ikilisinde kim alır? Bence Gül alabilir.

Edit: Trollemiyorum. Mhp ne zaman ülkeyi seçime goturecek dokunuşu yapsa kendisi kaybediyo. Son turda tayyip ve diger aday kaldığında mhpnin yuzde doksani diger adaya oy verir gibi bir izlenim edindim ben bu seçimde. Yani mhp şu an akpye vagon olarak yavru muhalifligini kaybetti. Bugun secim olsa hdpden düşük alır bence. Yani bana mi öyle geliyo bilmiyorum da akp resmen kendi avantajina olan lig usulü sistemi bırakıp elemeli sisteme gecerek gücünü tehlikeye atıyor.
0
klar
(16.04.17)
Aynen aynen tayyip dururken gül alır.
0
England
(16.04.17)
Mhp ile hdp hiçbi zaman aynı adayı desteklemeyeceği için akp istediğini başkan yapar.
0
oddyseus
(16.04.17)
bu trolleme olmadı. otur. sıfır.
0
qazaqwsx
(16.04.17)
CHP Gül'e destek olduğunu açıklarsa gider Tayyip'e oy veririm.

Yok lan o kadar da değil de kesinlikle Gül'e oy vermem. Her durumda RTE karşısında herhangi bir adayın kazanabileceğini sanmıyorum. Geçmiş olsun.
0
himmet dayi
(16.04.17)
şu adamı ikna edebilirsek belki yerler

www.gazeteplus.com
0
güneyli çocuk
(16.04.17)
temhar
(16.04.17)
ilber ortaylı geldi aklıma direkt.
0
soft
(16.04.17)
öyle biri yok. hem ülkücünün hem kürdün oyunu en az fireyle alabilecek biri olması lâzım.
0
grv
(17.04.17)
Rte alır kasmayın.
0
cemiyetin ünlü siması
(17.04.17)
supermatik
(17.04.17)
hayret kimse yazmamış. Meral Akşener.
0
brakgn
(17.04.17)
ben rte başkan olmasın diye gidip meral akşener'e oy vermem.

ben öyle bir adayın - hazırda - var olduğuna inanmıyorum maalesef. zaten hatamız, halihazırda bu hayır diyen kitleyi bir araya getirecek birinin olduğuna inanmamız. tam tersi, özellikle chp hazır diyen kitleyi ve profilini çok, çok iyi analiz etmeli. sonrasında bu profile hitap edecek bir lider ve imajını yaratmalılar. rte geceden sabaha mı bir kesimi temsil eden kişi oldu? ya da halihazırda öyle miydi?
0
gmzo
(17.04.17)
bugün berberdeyken anahaberlerde abdullah gül ismi filan duydum, ne iş?
0
🌸klar
(04.05.17)
geçen sene bu zamanlar ben gül deyince gülüyodunuz develer?!

1 sene önceden gündemi koklamışım resmen yahu
0
🌸klar
(27.04.18)
(12)

ysk' nın mühürsüz zarflari kabul etmesi

yuvarlanantencereninkapagi
böyle bir son dakika haberi var. lütfen gerçek olmasın. olabilir mi böyle bir şey?
böyle bir son dakika haberi var. lütfen gerçek olmasın. olabilir mi böyle bir şey?
0
yuvarlanantencereninkapagi
(16.04.17)
oldu maalesef bulundugum sandıkta kavga da cıktı bu konuyla ilgili. kudurdu köpekler
0
art vandaley
(16.04.17)
evet bu gerçek. peki müşahitler o sandıkta oy kullanacak kişi sayısı ve ve sandıktan çıkan zarf sayısına göre itiraz etse bu mümkün mü?
0
karlmarx
(16.04.17)
iktidarın kendini garantiye alma yolunda işlettiği yöntemlerden biri. hayır çıkarsa bunu bahane ederek seçimi iptal edecekler. hayır çıkmazsa sorun yok zaten.
0
mr.goodcat
(16.04.17)
CHP itiraz etmiş, büyük olay olacak bu konuda.
0
fraise
(16.04.17)
Buyuk olay cikacak oyle sacmalik mi olur.
0
uzun kulaklı yalnız tavşan
(16.04.17)
Bence saçmalık değil. burada hile şansı yok.
Sandık başkkanı benim zarfıma mühür basmadı diye benim oyum neden geçersiz olacakmış ki? ben zarfı mı kontrol edeceğim? Sonuçta evde kağıda hayır yazıp getirsem de orada da hayır oyunu sandığa atsam benim oyum hayır olacaktı. yani teknik olarak sonucu etkileyen bir şey mümkün değil. tek yönlü bakmayın. hayır da evet de aynı oranda etkilenir bundan.
0
aklimdakisorular
(16.04.17)
iptal olacak onlar mecbur.
0
pirlonun sakali
(16.04.17)
neferkitty
(16.04.17)
0
neferkitty
(16.04.17)
bu nasıl mantık ya? ne olursa olsun, ortada hukuksuzluk varsa bunun giderilmesi lazım. 1 milyon hukuksuz oyda 600 bin hayır, 400 bin evet varsa yine iptal edilsin kardeşim, o zaman diyelim ki hakkıyla evet çıktı. bu nasıl bir akıl tutulması, bu nasıl bir bahane, bu nasıl bir yüzsüzlük? ne demek onların hepsi hayır değil?
0
der meister
(16.04.17)
ben 2017 yılında mühürsüz zarf muhabbetini saçma buluyorum. çünkü başkasının salaklığından vurdumduymazlığından dolayı neden benim oyum iptal oluyor? Kaç kişi verilen zarfa bakıyor? ben mührümü basıp, oyumu atarım. benim sorumluluğum zarfı kontrol etmek değil. ayrıca hukuksuzluk ile adaletsizlik aynı şey değil. bu sonuçları ilgilendiren bir durum değil. benim hukukum ne olacak? YSK bana zarfı kontrol etme eğitimi verdi mi? benim vatandaşlık görevim mührü basıp, kutuya atmak. gerisini mikerler.
0
aklimdakisorular
(16.04.17)
@aklimdakisorular zarfı kontrol etmek için eğitim mi alman gerekiyor? oy kullanmak nasıl vatandaşlık görevinse, bilgiye bu denli kolay erişebildiğin bir çağda (2017 dedin ya) oyunun geçerli olması adına dikkat etmen gerekenleri bilmek ve takip etmek de görevindir. o zaman ysk hepimize oy kullanma eğitimi de versin en iyisi?
0
gmzo
(16.04.17)
(24)

hayır çıkma ihtimali ne?

oddyseus
Şu an Evet %54.8 egedeki oyların açılma oranı iç anadoluya göre çok daha düşük. Ne dersiniz hala ihtimal varmı sizce?
Şu an Evet %54.8 egedeki oyların açılma oranı iç anadoluya göre çok daha düşük. Ne dersiniz hala ihtimal varmı sizce?
0
oddyseus
(16.04.17)
Su an Istanbul hayira dogru gidiyor. Ankara'da Evet dususte. Son ana kadar anlasilamayacak bence sonuclar.
0
evrim halkasi
(16.04.17)
%54.4
0
🌸oddyseus
(16.04.17)
54.3
0
🌸oddyseus
(16.04.17)
abi evet düşüyor da sandıkların %78.2'si açılmış. gerçi anadolu ajansı diyor bunu, ne kadar güvenilirdir bilemem. %22 az geliyor bana o farkı kapatmak için.
0
der meister
(16.04.17)
54 oldu
0
pastörizesüt
(16.04.17)
Batı ağırlıklı olduğu için neden olmasın ya.
0
funl
(16.04.17)
53 oldu
0
duyurumvar
(16.04.17)
manipülasyon yapılıyor aldanmayın alınmış ajansa. çok net şekilde hayır çıkacak. yeter ki sandıkları koruyabilelim. %67den eveti açtılar %47 ile kapatacaklar. bunlar her zaman yaptıkları ....lik. makas sürekli kapanıyor en geç 10'da hayırı kutluyor oluruz.
0
sen de git sen de unut
(16.04.17)
şuradan takip ediyorum

referandum.ntv.com.tr

açılmış sandık yüzde 80 oldu neredeyse ancak aşağıda kullanılan oy bilgisi de var.

Açılan Sandık
138.734 / % 79.52
Kullanılan Oy
38.586.659
Toplam Seçmen
58.392.512

yani seçmenin henüz 2/3 ünün oyları görünüyor sandık sayısı 4/5 olsa da.
0
senolll
(16.04.17)
senolll, hocam katılım oranını da hesaba katmanız lazım. herkes oy kullanmadı sonuçta.
0
🌸oddyseus
(16.04.17)
@oddyseus, orası öyle tabii ama kasım sonuçlarına göre

Seçmen Sayısı 54.049.940[25]
Kullanılan Oy 47.239.370
Geçerli Oy 46.555.267

yani doğuda sandıkların daha önce sayılmaya başlandığı ve 100 200 oyların çıktığı yerler düşünülürken batıda bazı sandıklardan 1000 küsür oy çıkıyor.
0
senolll
(16.04.17)
Istanbul one gecti bu is bitmistir hayir geliyor saka maka
0
duyurumvar
(16.04.17)
Hayır geliyor.
Sandıklara sahip çıkın!
0
empty man
(16.04.17)
Hocam moral bozmak istemem ama eğer tvlerde verilen açılan sandık oranı doğruysa, evetin düşüş oranı ile karşılaştırma yaptım. Aynı hızda düşmeye devam ederse. En fazla %51-51.5 bandında kapanıyor evet oranı.
0
🌸oddyseus
(16.04.17)
timsaha yatmak gibi olmasın ama hayır geliyor diye umutlandım şu an.
0
buhebu
(16.04.17)
aynı oranda değil daha hızlı düşecek
kadıköy, beşiktaş daha %60 girilmiş mesela
izmir hala %65
0
gmzo
(16.04.17)
@ odysse

Ekranlarda AA sonuçlarını görüyoruz. Ysk'da ne oluyor henüz bilmiyoruz. Yüzde 2,(en az) balon sonuç. Sandıklara sahip çıkma zamanı.
0
empty man
(16.04.17)
Umarım arkadaşlar umarım. Sandıklara kesinlikle sahip çıkalım.
0
🌸oddyseus
(16.04.17)
sandıkların çoğu açıldı. umarım yanlistir bu yuzdeler. hala bir inancım olsun istiyorum.

lütfen olsun
0
yuvarlanantencereninkapagi
(16.04.17)
ankarada daha çankaya yüzde 70 yalnız.

Ankara da hayıra dönebilir o zaman işin rengi değişir
0
qazaqwsx
(16.04.17)
seçimden önce damgasız oy pusulalarına sıralı olarak 'evet' basıldığının videosunu gördük. YSK da, soğuk damgasız pusulaları da geçerli saymaya karar vermiş.
0
neynep
(16.04.17)
25 milyon oya ulaşan kazanıyor sanırsam. Evet 23 milyon hayır 21 milyon. Geriye kalan oyların %66.7'si hayır çıkarsa kazanıyoruz. Sandıkların durumuna bakarsak genelde az açılan yerler sol bölgeler. O yüzden hala umut var. Sandıkları terketmeyin.
0
🌸oddyseus
(16.04.17)
2 milyon oy fark var, o iş yalan oldu. Devletin tüm imkanları seferber edilmişken imkansız gibiydi zaten.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(16.04.17)
Katılım oranı %86.7 hocam.
0
🌸oddyseus
(16.04.17)
(4)

sözlük yavaşlatıldı mı?

gmzo
diğer sitelerde sorun yok ama sözlük çok yavaş açılıyor bende. sizde de öyle mi?
diğer sitelerde sorun yok ama sözlük çok yavaş açılıyor bende. sizde de öyle mi?
0
gmzo
(16.04.17)
Bende de açılmıyor.
0
desktopu
(16.04.17)
Ben de giremiyorum.
0
begin again
(16.04.17)
Açamıyorum.
downforeveryoneorjustme.com burası çalışıyor diyor.
Hakikatten bir engelleme var siteye..
0
quaker
(16.04.17)
insanlar sandıklarından hayır lehine oldukça olumlu sonuçlar paylaşıyor. çok, çok yavaş olsa da arada açabiliyorum ben. i.hizliresim.com
0
🌸gmzo
(16.04.17)
(8)

insanlar akbil istediğinde...

nathanieltroy
metroda, otobüste, vs. insanlar akbil (güncel ismiyle istanbulkart) basmanızı rica ettikleri zaman;1) kabul ediyor musunuz? yoksa nasıl reddediyorsunuz?2) bozuk para verdiklerinde o parayı alıyor musunuz?not: akbil dedim de diğer şehirlerde yaşayanlar da kendi şehirlerindeki karta göre cevaplayabili
metroda, otobüste, vs. insanlar akbil (güncel ismiyle istanbulkart) basmanızı rica ettikleri zaman;

1) kabul ediyor musunuz? yoksa nasıl reddediyorsunuz?
2) bozuk para verdiklerinde o parayı alıyor musunuz?

not: akbil dedim de diğer şehirlerde yaşayanlar da kendi şehirlerindeki karta göre cevaplayabilir tabii.
0
nathanieltroy
(15.04.17)
kabul ediyor ve parayı alıyorum.
0
stewie
(15.04.17)
Her ay abonman yaparken 20 lira da ekstra para yukletiyorum o 20 lira bitene kadar basıyorum insanlara. Az biraz iyilik olsun mantığıyla. Parayı da çok ısrar etmezlerse almıyorum. İhtiyacı olan birine kart basıp bana olan borçlarını ödeyebileceklerini söylüyorum.
0
manuelka
(15.04.17)
ben de kartımda yeterince varsa ve nakit problemim olmadığında basıyorum. parayı genelde almamaya çalışıyorum. ama mesela metrobüs turnikesinde biri basmamı istediğinde hiç basasım gelmiyo orda direk geri çevirmişliğim var. gidip güvenlikten rica edebilir diye düşünüyorum orda
0
klar
(15.04.17)
Kartta para varsa basıyorum gençse(öğrenci) ve yaşlıysa almıyorum, orta yaşlıysa bir iki gerek yok falan diyorum ısrar ediyorsa alıyorum.
Kartta para sınırlıysa bitmek üzere diyorum basmıyorum.
0
mutekebbir
(15.04.17)
Genellikle her gün değilse belli bir kotaya kadar kabul ederim, parasını almam. 'Siz de bir gün başka birine basarsınız, ödeşiriz' derim.
0
aychovsky
(15.04.17)
1) evet tabi ki parasını alıyorum ve basıyorum, isteği de parayı da reddetmem.
2) bozuk paradan nefret ediyorum, koyacak yer bulamıyorum bazen, o nedenle uğraşmak istemediğim oluyor doğrusu. ama alıyorum dediğim gibi.

onun dışında istanbul'da metrobüslerde falan makineler var, dolum yapabilirler veya tek geçiş kartı alabilirler. acelesi olan adamlar da değil bunlar, sorumsuz çoğu.
0
soft
(15.04.17)
basıyorum ve parayı almıyorum. yanımda birisi kartı okutup içerisinde bakiye kalmadığını fark ettiğinde direkt basıyorum hatta. o durumda kalıp vapuru kaçırmak çok sinir bozucu çünkü. ama metrobüs kullansam aynı tutumu sergiler miydim bilemedim şimdi arkadaşların yazdığını okuyunca.
0
gmzo
(15.04.17)
"dostum öğrenci benimki" diyip devam ediyorum. hiç basmadım şu ana kadar kimseye.
0
doxanikee
(16.04.17)
(5)

üniversitede öğrencilerle iletişim

gmzo
kısa süre önce araştırma görevlisi oldum, güvenlik soruşturmamı beklerken haftada 2 gün hocalarımın yanında derse girdim. şimdi süreç sonlandı ve tam zamanlı olarak üniversitede bulunmaya başlayacağım.heves ve heyecan ile birlikte şu aşamada öğrencilerle iyi iletişim kurduğumu düşünüyorum, tatlı tat
kısa süre önce araştırma görevlisi oldum, güvenlik soruşturmamı beklerken haftada 2 gün hocalarımın yanında derse girdim. şimdi süreç sonlandı ve tam zamanlı olarak üniversitede bulunmaya başlayacağım.

heves ve heyecan ile birlikte şu aşamada öğrencilerle iyi iletişim kurduğumu düşünüyorum, tatlı tatlı geri dönüşler alıyorum. mezun olalı henüz 3 sene bile olmadı, dolayısıyla hallerinden anlıyorum. iyi anlaşmamız biraz da bununla ilgili sanıyorum. bölüm ve okul itibariyle zor ve yorucu bir eğitim alıyorlar, hatta proje atölyelerinde öğrencilerin özgüvenini ciddi derecede sarsan hocalar da var.

öğrencilerle iletişim kurma, bilgiyi aktarma gibi konularda kendimi geliştirmek istiyorum. sanırım "pedagoji" kavramı bu öğrencilerin yaşları itibariyle çok da bir şey ifade etmiyor. konuyla ilgili tavsiye verebilecek, kaynak (makale, kitap, bildiri, vs.) önerebilir misiniz?
0
gmzo
(14.04.17)
Fi dizisini izler misin?

Başrolde olan şahıs da bir hoca ve özgüvenle alakalı şeyler söylüyor.

Yani bu öğretme olayı içinden gelmeli aslında bi insanın, kendini iyi ifade edebiliyorsundur umarım? Daha fazlası için, daha çok bilgi öğren, güncel bilgilere bak, öğrencilere "voov" dedirtecek bilgileri öğren yani. Sana hayran kalsınlar.

Biraz araştırmacı ruh şart
0
MaNOfTheYear
(14.04.17)
olay basit aslında. üni yaşantında nefret ettiğin hoca profilinden olma. öğrenci-öğretmen ilişkisi laçka olmadan da samimi bir şekilde olabilir. ulaşılamaz olma. kapına gelen birine defol git tarzında kelimeler söyleme müsait değilsindir bunu herkes anlar, kapına gelen çocukları şu saatte gel de öyle yolla.

biraz fedekarlık yap. hangi bölümsün bilmem illaha boş bir zamanın vardır, illaha çok iyi olduğun bir konu vardır. bunun için izin almak gerekir mi gerekmez mi akademik hayat nasıldır bilmiyorum ama 2+2=4'ü öğrenciler anlamadıysa, sen de iyi biliyorsan ve anlatmanda bir sakınca yoksa anlat.

öncelikle söyleyeceğim filmde olay her ne kadar lisede gerçekleşse de bence izlesen birkaç bir şey kapabilirsin.

(bkz: imkansız olasılık)

sen olursun olmaz mısın bilmem ama ben böyle yapardım yani.

edit: hem iş hem eğitim hayatında başarılar dilerim.
0
blue eyes white dragon
(14.04.17)
www.edutopia.org

www.readingrockets.org

Bu yazılar daha çok öğretmenler için yazılmış ama sizin için de faydalı olabilir. Örneğin son yazıda "Ask questions requiring short answers." yazıyor.

Bu çok önemli bir şey. Sınıftakiler sizi dinliyorlar mı yoksa uyuyorlar mı ya da dediklerinizi gerçekten anlıyorlar mı yoksa anlıyormuş gibi mi yapıyorlar, bunu anlamak için böyle şeylere ihtiyacınız var.

Öğrencilerin gözünde iyi bir hoca olmak maalesef kitaplardan öğrenilmiyor. 10 üzerinden 1 puanı çok gördüğüm Prof. Dr. hocalar var. Bir akademisyen anlatmaktan korkmamalı. Eşek üstünde ders anlatmamalı. Alanınızı bilmiyorum ama tahtayı etkin bir şekilde kulanmanız gerekli. En basit soruları bile dalga geçmeden, küçümsemeden kimi zaman defalarca açıklamak gerekli. Bunlar bir öğrenci olarak kişisel tavsiyelerim. Öğrenci dostu olursanız size her yerde saygı duyarlar.
0
dissendium
(14.04.17)
'Teaching Tips' diye bir kitap var, ders anlatma, soru hazırlama, iletişim kurma gibi konularda faydalı. Branşa göre değişecektir mutlaka ama illa ki işe yarar.

Onun dışında mümkün olduğunca öğrencilerin isimlerini öğrenin ve onlara isimleriyle hitap edin. Samimi olun ama sizinle laubali olmalarına izin vermeyin. Bilmiyorum demekten çekinmeyin. Alanınızla ilgili yeni konuları takip edin. Kayıtlar, seçmeli dersler, yüksek lisans, yds, ales, yatay geçiş, yan dal, çift ana dal gibi konularda bilgi sahibi olun, yeni kuralları bilin, öğrenciler böyle konularda kime danışacaklarını bilemiyorlar ve çoğu hocanın böyle şeyler için zamanı olmuyor.
0
opucuk baligi
(15.04.17)
Harika tavsiyeler için çok teşekkür ederim herkese!
0
🌸gmzo
(15.04.17)
(37)

Fahriye Evcen aşırı güzel mi sizce ?

sybella
medyada devamlı "fahriye evcen çok güzel, tam bir tanrıça" vs. şeyler söyleniyor benim güzellik anlayışımda mı bir sorun var anlamadım, tamam hoş kadın ama aman aman bir güzelliği yok bence. aynı dizide rol arkadaşı gülcan arslan daha güzel bence. siz de böyle düşünüyor musunuz ? ve böyleyse neden m
medyada devamlı "fahriye evcen çok güzel, tam bir tanrıça" vs. şeyler söyleniyor benim güzellik anlayışımda mı bir sorun var anlamadım, tamam hoş kadın ama aman aman bir güzelliği yok bence. aynı dizide rol arkadaşı gülcan arslan daha güzel bence. siz de böyle düşünüyor musunuz ? ve böyleyse neden medyada devamlı güzel diye pompalanıyor torpili yüksek olduğu için mi ?
0
sybella
(14.04.17)
okulda birkac kere gordum, fena hatun degil.
0
fakyoras
(14.04.17)
Şu an öyle bir de yaprak dökümü sırasında ki haline bak hayata küsersin. Hepsi estetik güzeli.
0
gozu acik sevisen yahudi
(14.04.17)
bence beren saat çok daha güzel hele bihter halleri tam bir efsane. bilemiyorum beren'in, tuba büyüküstün'ün yanında çok sıradan kalmıyor mu ?
0
🌸sybella
(14.04.17)
alaman ekmeği yemiş belli. güzel yani aşırısını maşırısını bilmem. sen sorunca açıp baktım ilk kez görüyorum avradı.
bu arada beren saat aşırı yeteneksiz ve güzel değil. bu kadının oyunculuğunu bilmem.
0
cekilmis gayfe
(14.04.17)
@gözü açık işte estetikli hali de bana güzel gelmiyo. bi kere gözler çok çekikleşmiş kedi kadına evrilmiş gibi. bir de kaba bir vücudu var yani yanakları poğaça gibi şişik, yani küçük zarif bir suratı da yok.
0
🌸sybella
(14.04.17)
güzellik çok göreceli. bence angelina jolie, megan fox ya da kate winslet hiç mi hiç güzel değiller. hatta kız arkadaşım dalga geçer benle bundan dolayı, elizabeth mitchell güzel bir kadın.
0
kurnaz
(14.04.17)
nasıl ya, beren saat'in bihter hali efsanedir, yapma bebek gibi suratı kadnın. o narin ufak yüzü, o renkli gözler, aurası da var beren'in ama fahriye itici geliyo hiçbi dizisi de tutulmuyo zaten
0
🌸sybella
(14.04.17)
Sokaktaki kız standardına göre güzel ama aktris standardına göre eh.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(14.04.17)
Hiç bir çekiciliği yok.
0
Ufuk
(14.04.17)
@bugünkü antrenman işte demek istediğim tam da bu yani :) sokakta güzel dersin ama tv ve ekran dünyasında ne güzeller varken onun pompalanması devamlı bi garip geliyo. tuba büyüküstün, beren saat gibi kadınlar varken..

hatta faziletin kızları diye dandik bir dizi var ordaki kız bile çok çok güzel
0
🌸sybella
(14.04.17)
@gayfe bundan kolay ne var.

(bkz: beren saat)
(bkz: tuba büyüküstün)
(bkz: afra saraçoğlu)
(bkz: gülcan arslan)
(bkz: nurgül yeşilçay)
(bkz: merve boluğur)
(bkz: elçin sangu)
(bkz: sanem çelik)
(bkz: başak köklükaya)
(bkz: deniz çakır)
0
🌸sybella
(14.04.17)
Türk dizi sektoruyle alakam olmadigi icin pek Türk ünlü bilen biri değilim, mesela ayni diziden kıyas yaptığınız kizi bilmiyorum ya da diziyi de bilmiyorum ama fahriye evcenin tipini biliyorum yani, bana göre bugünkü antrenmanda goz dolduran futbolcu +1 zaten aktrisse sokakts gordugun standarttan guzeldir yani bunun tartışmasını yapmiyoruz ama dizi standartında eh yani. Turkiyeden guzel bulduklarim serenay sarikaya, kiralik asktaki başrol aklima su an gelenler ama bi iki beğendiğim adini bilmedigim falan kesin vardir.
0
nundu
(14.04.17)
Çekememezlik bence :D fahriye evcen saydığın isimlerin çoğundan güzel kalanıyla da eşittir. Hele tuba büyüküstün en son zarifeyken güzeldi ben de onu hiç beğenmiyorum.
0
ekaterina
(14.04.17)
@ekaterina çekememezliğim olsa beren saat'i çekemem :) hiç alakası yok. hele tuba büyüküstün'ün o müthiş güzelliği: www.google.com.tr kadında oyunculukyok ama efsane güzelliği sayesinde tüm dizileri tutuyor. fahriye'nin aman aman güzel olmadığı aslında dizilerinin tutmayışından bile belli. başrol olduğu diziler yayından kaldırıldı hep.
0
🌸sybella
(14.04.17)
Katılıyorum. Tvdeki çoğu güzel denilen kişi güzel değil, çoğu da torpil kontenjanından güzel diye şişiriliyor. mesela oha çok güzel denilen kızlardan biri de 309 adlı dizideki kız.
0
gotic
(14.04.17)
çok güzel kadın,ben beğeniyorum.
yaprak dökümü zamanında bizim okulda çekim yaparlarken denk gelmiştim,baya su gibiydi.

şu üstteki listeden de beren saat ve nurgül yeşilçay güzel gelir bana,diğerleri gerçekten standart.
deniz çakır ,fahriye'den güzel diyen çarpılır yalnız onu diyim :D
0
demoniclewinsky
(14.04.17)
@gotic aynen ya çene kemikleri çok korkunç o kızın evlerden ırak :S
0
🌸sybella
(14.04.17)
@demonic deniz çakır'ın gözleri, endamı, havası yeter :)
0
🌸sybella
(14.04.17)
her ünlüyü görmüş gibi oldu ama Deniz'i de bi avm'de görmüştüm,baya 1,50 boyunda çocuk gibi.
endam fln tvden öyle gözüküyor:P
0
demoniclewinsky
(14.04.17)
Hiç tipim değil hatta antipatik ve iğrenç. kuscam.
0
stewie
(14.04.17)
beren saat- ebleh gibi bakıyor, bakışlarında bi andonluk var. zaten sevmem de kendisini.

tuba büyüküstün- at suratlı. fehriye'ye narin değil deyip bunu örnek göstermen çok enteresan :)

afra saraçoğlu- poğaça yanaklı. o yanaklardan makas alınır anca. küçük zarif suratı yok dediğin fehriyeden daha lahmacun suratı var.

gülcan arslan- sponge bob gibi kare suratlı. 55 ekran kafası var bu mu güzel? sokakta görsem dönüp bakmam.

nurgül yeşilçay- zayıf hali iyi. bu olur 1 oldu.

merve boloğur- pavyon karısı gibi. gözü kaşı çok orantısız. güzelliği bırak çirkin hatta.

elçin sangu- bu avradı görüyordum da adını bilmiyordum. bu da güzel 2 oldu.

sanem çelik- wtf? o 20 sene önceydi. gülşen bubikoğlu'nu da yaz oldu olacak.

başak köklükaya- bu da karekafagillerden. 37 ekran ama bunun kafa. bakışlarında meymenet yok. come on!

deniz çakır- bu karı da iyi. etti 3.

evet 3 tane fehriye ayarında kadın saydın. varsa daha buyur :)
0
cekilmis gayfe
(14.04.17)
@gayfe tuba büyüküstün gibi bi şahaneye "at suratlı" diyen birinin argümanlarını ciddiye alamayacağım kusura bakma:

tuba büyüküstün: www.google.com.tr

bak bak için açılsın :))
0
🌸sybella
(14.04.17)
Fahriye evcenin estetikli hali çok güzel bence yani şu anki halini çok beğeniyorum ben ama şu hali www.google.com.tr www.google.com.tr güzel diyemiyorum. Yani estetik yakıştı.
0
pastörizesüt
(14.04.17)
ayrıca merve boluğur, adriana lima ile foto çektirip ondan güzel çıkmayı becerebilmiş bir kadın: www.google.com.tr
0
🌸sybella
(14.04.17)
fahriye evcen güzel ama abartıldığı konusuna katılıyorum. geçen instagram'da magazincilere "arkadaşlar beni senelerdir biliyorsunuz, değişmedim hep aynıyım" dedi ve kahkaha attım. estetikten geçilmiyor yüzü.

türkiye'de güzel kadın deyince aklıma arzum onan geliyor hep. 45 yaşına geldi sanıyorum ve yukarıda sayılan tüm kadınlara taş çıkarır. zarafeti, duruşu, üslubu harika ve elf gibi bir kadın. zaten güzelliğin öyle altın oranlarla belirlenemeyeceğine inanıyorum, bu fikir ayrılıklarının sebebi de bu. ama arzum onan'ı saydığım özellikleriyle birlikte inanılmaz güzel buluyorum.
0
gmzo
(14.04.17)
@sibel
www.google.com.tr
aşırı açıldı içim kapatamıyom asdfgasdfas
0
cekilmis gayfe
(14.04.17)
Baya gömmüşsünüz de kadın estetik mestetik güzel kadın. Teni saç olarak da doğal geliyor bana. Ha çok göz önünde dersen anlarım. Kaldi ki güzellik zaten goreceli kavramken başkalarını kadının çirkin olduğuna ikna etme çabanı anlayamadim.
0
cabiday
(14.04.17)
@cabitay ben çirkin demedim tamam eli yüzü düzgün de çok abartılıyor hem de tv dünyasında ona bin basacak bu kadar kadın varken.
0
🌸sybella
(14.04.17)
Bana hic guzel gelmiyor. Ayrica; cenesi torpulu, burnu estetik, elmacik kemikleri dolgu.
0
bahtiyar
(14.04.17)
Bence aman aman güzel bir kadın. Türkiye'de ünlülerden onun kadar güzel bir iki kişi geliyor aklıma. Saydıklarının çoğunu çok daha çirkin buluyorum. Beren Saat ile aynı ayarda görüyorum.
0
aychovsky
(14.04.17)
Hic begenmiyorum fahriye evceni cok siradan bir tip bence giyim sac bas ile baktiruyor iste.ama gercekten zorla pohpohluyolar ve gözümüze guzel diye sokuyorlar ne istir anlamadim.y.dokumu haric hicbir dizisini filmini de izlemedim
0
bugunolmadiamayarinkesinolacak
(14.04.17)
"tuba büyüküstün- at suratlı"
Diyenleri de gördük ya şu dünyada sen koru yarabbi... rezilsiniz la ajdjsfjsj. At suratlı dediğin berrak tüzünataç gibi olur. Tuba büyüküstün kalem gibi kadın. Türkiye'nin en güzel kadını.

Sorunun cevabına gelince. Fahriye evcen suratı ile acayip oynadı yukarıda da yazılmış zaten. Yüzü de kadinsiliktan uzak. Tatlı ama.
0
fyodor fyodorovic
(14.04.17)
yeni hali bence çok güzel. ayrıca tuba büyüküstünü de beğeniyorum. tuba'nın güzelliği daha doğal.
0
kinematik viskozite
(14.04.17)
Beren mi Fahriye mi sorusuna Fahriye tabii ki derim. Beren saat'te yaramaz çocuk suratı var. Yoo dostum, yaramaz çocukları hiç sevmem. tuba bü. bazen güzel bazen cingen geliyor gözüme. Sadece Nurgül Yeşilçay gerçekten güzel.
0
fallopian
(14.04.17)
Ben ilk meşhur olduğu zamandan beri hiç sevmem o kadını. Çok donuk geliyor ve negatif bir enerjisi var bana göre.
0
fraise
(15.04.17)
Bu arada mobil olduğum için editleyemedim gmzo +1 demeye geldim. Benim için güzel kadın arzum onan'dir. Su gibi resmen. Bu yaşında sayılan tum kadinlara taş çıkarır.
0
fraise
(15.04.17)
arzum onan +1. güzel, sempatik, kibar... bence de güzel kadın.

fahriye evcen aşırı estetikli ve çok cırtlak, çok problemliymiş. sevemiyorum, itici bir kadın. estetik meselesindeki tavırları bile çok itici.
0
pinkpeony
(15.04.17)
(3)

Doğum kontrol hapı unutulursa

söylemez
12 saat geç içtim ve o gün ilişkiye girmiştim. Kalan 23 hapa düzenli devam edildiği takdirde risk var mıdır sizceTşk ederim
12 saat geç içtim ve o gün ilişkiye girmiştim. Kalan 23 hapa düzenli devam edildiği takdirde risk var mıdır sizce

Tşk ederim
0
söylemez
(09.04.17)
normal olarak devam en, sıkıntı çıkmaz
0
giovanne
(09.04.17)
Risk her zaman vardır
0
aklimdakisorular
(09.04.17)
12 saate kadar aklınıza gelince hapı telafi ederseniz bir sıkıntı olmaz. bunu aşan sürelerde hangi hafta içerisinde olduğunuza göre ek korunma yöntemleri kullanıp kullanmamanız gerektiği reçetede yazıyor. genelde hapsız döneme yakın olan günlerde risk daha fazla.
0
gmzo
(09.04.17)
(14)

16 nisanda referandumda oy kullanamamak çok mu korkunç

mobydick
erzurumda yaşıyorum. oy yerim ise izmir. bir araba aldım o ise ankarada beni bekliyor erzuruma getirmek için. yakın bir erkek arkadaşımla alacağız o kullanacak Erzuruma kadar.önceden izmire gidiş biletimi aldım. 16 sında oy kullanıp ankaraya geçip ordan araba ile erzuruma gelecektik.ama bir yakınım
erzurumda yaşıyorum. oy yerim ise izmir.

bir araba aldım o ise ankarada beni bekliyor erzuruma getirmek için. yakın bir erkek arkadaşımla alacağız o kullanacak Erzuruma kadar.

önceden izmire gidiş biletimi aldım. 16 sında oy kullanıp ankaraya geçip ordan araba ile erzuruma gelecektik.

ama bir yakınım uyardı 16 nisandan sonra ne olacağı belli olmaz yola mı çıkılır o tarihte diyerek. çok da haklı.

şimdi ki tek seçeneğim 16 sından önce gidip arabayı almak. ozaman izmir biletim yanacak herşey yanacak. oy kullanamayacağım.

şuan vicdani olarak çok rahatsızım. ne yapmamı önerirsiniz?
0
mobydick
(08.04.17)
16sindan sonra hiç bir şey olmaz. Olsa bile aylari bulur öyle hemen bir günde birsey degismez
0
zaxurani
(08.04.17)
Ne olacak 16sindan sonra? Hicbir sey olmaz.
0
antikadimag
(08.04.17)
şahsi fikrim sadece bu referandum için değil tüm seçimlerde oy kullanmamak çok korkunç. (genel ve yerel seçimlerde "hiçbir parti bana hitap etmiyor" diyenleri ayrı tutuyorum çok anlam veremesem de)

sabah erkenden oyunu kullan yola koyul. öyle daha sonuçlar açıklanmadan ya da açıklanmaya başladıktan sonra bir şey olacağını sanmam. yine de kullanmak da kullanmamak da kişinin insiyatifindedir. ben sadece şahsi fikrimi söyledim.
0
seksli harf
(08.04.17)
Seçimlerde genelde vermem oy ben hepsi aynı bok çünkü. Kötünün iyisi kavramına da uyuz olurum. Ama bu referandumda ben bile sorumlu hissediyorum kendimi. Bence kullan oyunu. Öylesine bir seçim işi değil bu.
0
begin again
(08.04.17)
16 nisandan önce yolları daha güvenli yapan bir şey yok.
0
nrmnm
(08.04.17)
daha sonra her gün yola koyulmak konusunda aynı endişeyi yaşamamak için oyunuzu kullanın. aynı gün bir şey olacağını ben de sanmıyorum ancak yine de temkinli olmak isterseniz tavsiye edildiği gibi erkenden yola çıkmak mantıklı olabilir.
0
gmzo
(08.04.17)
16 sında nöbet ertesiyim. Ben de gitmeyeceğim. Soranlara da çok güzel sebebim hazır, napiyim
0
fallopian
(08.04.17)
Ben kullanmıyorum
Umurumda değil
0
aklimdakisorular
(08.04.17)
16sindan sonra bir sey olmaz. O kadar hazrlanmissiniz, gidip oy kullanin.
0
kuehles blondes
(08.04.17)
lütfen ne yapıp edin oy kullanın. oy kullanmak hiç bu kadar önemli olmamıştı.
0
slow like honey
(08.04.17)
16 nisandan sonra ne olacağı belli olmaz yola mı çıkılır

hiç bir şey olmaz
git oyunu kullan
ha bana zor gelecek gitmek, ikna edin vicdanım rahatlasın diyosan ayrı.
0
basond
(08.04.17)
arkadaşımla konuştum yanına birini daha alıp o alacak arabayı 14 ünde. ben planıma sadık kalıp oyumu kullanıp öyle dönecem. onun oyu erzurumda zaten, iki planda da kullanıyor.

arkadaşım ile yanındaki kişinin bütün giderlerini ben karşılasam da baya baya ayıp oldu arkadaşıma, ama başka yapılabilecek bir plan da yok sanırım. neyse aynı işyerinde çalışıyoruz ilk birkaç ay araba onda bile kalır ben iyice öğrenene kadar. onun da işine yarayacak bir durum az çok. bütün yıl da işe gidip gelirken o aracı kullancaz.

arabayı almayı da kendisi teklif etti ilk başta. bukadar düşünmeme gerek yoktu belki de.

ben vicdani rahatsızlığımdan ötürü açtım duyuruyu. biletlerimi almıştım çok önceden. ama arabayı referandumdan sonra getirmeyin deli misiniz sorunu çıktı birkaç saat önce. bir de yer ankara olunca karışık olma ihtimali daha yüksek tabi.

16sına kadr arabayı alıp erzuruma geçsem diye düşünüp 16sında gidiş dönüş bilet bile baktım da izmire fiyatları çok fahişti.yoksa gidip gelmek koymaz oy için.

cevaplar için teşekkür ederim.
0
🌸mobydick
(08.04.17)
gidin ve kullanın lütfen. hiçbir şey olmaz.
0
hayati cozemeyen adam
(08.04.17)
ben de muğladan ankaraya gidip gelecem
ben de esprisine, "artık dönebilirsem 16 nisanda, görüşürüz" diyorum buradakilere- insanın aklına geliyor.
ama sonuçta gidecem ve oy kullanacam dönemezsem dönemem ona o zaman bakarız.
bir şey olmaz gibime geliyor.
0
niye ama
(08.04.17)
(23)

sosyal medya kullanıyor musunuz?

demirr
ekşi sözlük ve WhatsApp'ı sosyal medya dışında tutarsak eğer sosyal medya hakkında ne düşünüyorsunuz ve hangi platformları kullanıyorsunuz?şahsen ben sosyal medya kullanmıyorum. sebebi ise bu mecralar artık hastalık ve ayrı bir dünya haline geldi bir kesim üzerinde. genel olarak insanlar bu sanal al
ekşi sözlük ve WhatsApp'ı sosyal medya dışında tutarsak eğer sosyal medya hakkında ne düşünüyorsunuz ve hangi platformları kullanıyorsunuz?

şahsen ben sosyal medya kullanmıyorum. sebebi ise bu mecralar artık hastalık ve ayrı bir dünya haline geldi bir kesim üzerinde. genel olarak insanlar bu sanal alemde yapmacık ve olduğundan farklı biri haline geliyor.Ayrıca da zaman kaybı bence. tabi bu benim düşüncem kimseyi yadırgamıyorum. siz ne düşünüyorsunuz?
0
demirr
(08.04.17)
Seviyor ve kullanıyorum. Abartmamakla birlikte özellikle Instagram'ı çok seviyorum. Hayatıma dair anıları fotoğraf albümü şeklinde biriktirmemi sağlıyor.

Twitter da gündeme dair farklı perspektifler sunuyor.
0
fragile lady
(08.04.17)
Facebook kullaniyorum.

Sosyal medyadaki insanlarin yapmacik olmasi sosyal medyanin sucu degil. Yapmacik insanlarla arkadaslik etmiyorum, bu tarz insanlari takip de etmiyorum. Sosyal medyaniza kimialacaginiz sizin seciminiz tamamen.

Zaman kaybi olup olmamasi goreceli. Eger hayatinizin merkezine koyuyorsaniz zaman kaybi, iletisim amacli kullaniyorsaniz degil.

Yani nasil kullandiginiz ve kimleri takip ettiginiz size kalmis. Sosyal medyanin bir karakteri ya da kisiligi yok, secim size ait.
0
crown
(08.04.17)
Kullanmıyorum hiçbir şey. En sevmediğim mecra da Instagram. "Bak ben ne kadar güzelim, bak biz ne kadar eğlenceli insanlarız, bak hayat ne kadar bize güzel" insanlarından oluşan bir mecra. Dışarı çıkıyosun yüz tane fotoğraf çekiyor bir şöyle olsun bir böyle çekelim, ebeni çek ebeni. Yer bildirimi konusu da ayrı efsane, haftanın üç günü mahallesindeki kebapçıya gider yer bildirimi yapmaz ama bienale gidince falan katiyen yer bildirimi yapmadan duramaz. Riyakarlık diz boyu.
0
vedatchilipeppers
(08.04.17)
Sosyal medya kullanmıyorum.

Müspet kullanımına karşı değilim fakat faydalı kullanım dışında zaman kaybı olarak görüyorum.
0
sylr
(08.04.17)
kullanmiyorum vedat'a da katiliyorum.

gecen hafta kapadokya'ya gittim, insanlarin tek derdi fotograf cekmekti. ayni noktada 35 poz cektikleri icin de gezmek imkansizlasmisti. fotograf cekmek disinda ne dokuyla
ne tarihle ilgileri vardi. Insanlar artik baskalari icin yasiyor,belki eskiden de oyleydi ama simdi cap daha da buyudu.

ote yandan bu sosyal medyanin sucu degil, insanlar bos oldugu icin onlara bir ugras sundu iste.
0
cedex
(08.04.17)
Facebook kullanıyorum, günde en fazla on beş dakika bakıyorumdur. Sağlıklı kullandığımı düşünüyorum açıkçası, oyunlarda filan devam etmede ya da sitelere girişte kolaylık sağlaması da artısı.
0
devilred
(08.04.17)
Watsap yerine fb messenger kullanıyorum. Fb'u telefondan sildim, bilgisayar başına geçmedikçe bakmıyorum bir süredir. O da insanların güncellemeleri değil, sayfalardaki forum tarzı muhabbetler, haber ve etkinlikleri izlemek için. Kendim ise er bildirimi yapmıyorum pek, haftada 1-2 fotoğraf paylaşıyorum bazen. Bu da kişisel albümüm gibi oluyor daha çok, sonradan hatırlatması falan da hoşuma gidiyor. Yoksa insanların beğenmesi için değil, zira aktif olarak gönderi beğenen biri olmayınca insanlar gönül koyup seninkini de beğenmiyorlar :) Yine de dışa kapalı bi tip olduğumdan, özel verileri görüşmediğim insanlarla paylaşmamayı tercih ederim, bu nedenle gizlilik ayarlarını kullanırım çoğunlukla. Bir de bu nedenle insanları ben ekliyorum istersem, ara ara da atıl kalanları siliyorum.

Gördüğün gibi fb bile yeterince külfetli benim için :) Twitter, instagram kullanmıyorum, hiç heves etmedim, Linkedin'e ihtiyaç duymuyorum. Yakında academia üyeliği açabilirim sanırım. Sözlük bu kategoride mi bilemedim ama yüzyılda bir üye girişi yapıp bakarım. Toplasan 20-30 entryim vardır. Duyuruyu ise aktif kullanıyorum ara ara.

Yapmacıklık konusunda haklısın ama bütün bunlar adı üstünde yeni sosyalleşme mecraları işte. Onlar olmasa bu devrin insanları yalnızlıktan ölür, net. Watsap konusunda çevremden yapılan baskı artık komik bir hal aldı, inadına açmıyorum ben de. Bu nedenle mesleki bir derneğin yönetim kurulu üyeliğinden ayrılmak üzereyim, şaka gibi.

Bütün bunlara rağmen bazen olmayan üyelikler nedeniyle bişeyler kaçırıyor muyum hissi olmuyor desem yalan olur ama. Bu bir etkinlik ya da haber olacağı gibi arkadaşlık da olabilir.
0
manuel mandalina
(08.04.17)
Instagram'da referans bir hesabım var ona da en son ne zaman girdim hatırlamıyorum, kişisel bir hesap değil.

Genelde (genelleme) insanlar mutlu ya da güzel anlarını değil insanların böyle düşüneceği anları paylaşıyor. -Boktan bir muhabbet dönerken ve herkes sıkılmışken birden biri fotoğraf çekmeye kalkınca herkes kahkaha atar-güler halde fotoğraf çektirir ve bu şekilde Instagrama atılır, yani bu bir yanılsama ve üzücü bir durum.-

Ayrıca her insan içgüdüsel olarak beğenilmek ister, bir bakıma bu şekilde kendini daha iyi hissediyorsa kişi kullanması gayet doğal.

Yukarıda da belirtildiği gibi zaten fotoğraf çekilmeyi sevmeyen beni, dur dur bir tane daha çekilelim bu güzel çıkmamış lafı bünyemde gece kulübünden çıkarken ilişkiniz nasıl gidiyor diye sorulan ozan güven etkisi yaratıyor.
0
Apocalypse
(08.04.17)
sadece instagram kullanıyorum, o da çektiğim analog fotoğrafları paylaşmak için.

beni rahatsız eden birden fazla konu var sosyal medyayla ilgili. ilki ve facebook'u asıl kapatma sebebim, insanların bu platformda saçma sapan (özellikle siyasi) tartışmalar yürütmesi. ikincisi, insanların beğenilme ve onaylanma ihtiyacını buralardan gidermeye çalışması. üçüncüsü, daha önce de bahsedilen "çok geziyorum, çok eğleniyorum, hayatım harika" mesajı verilmeye çalışılıyor olması ve dolayısıyla insanların deneyimlerini de sırf bu istek üzerine kurması. sosyal medyada paylaşmak için sergilere, etkinliklere gidiliyor. oysa sanatın s'sinden haberi yok, öğrenmeye de niyeti yok. contemporary istanbul mesela bu konuda en kötü durumdaki olaylardan biri. ev arkadaşımdan biliyorum, çektiği/çekildiği fotoğrafları "sürekli geziyorum" havası yaratmak için programlı bir zaman çizelgesi çerçevesinde yüklüyor resmen sosyal medyaya. üzerine yazdığı şey de o an oradaymış havası katıyor, oysa o sırada evde veya iş yerinde oluyor. bunu yapan insanlar o kadar çok ki.
0
gmzo
(08.04.17)
instagramı kullanıyorum fakat onu da şehirleri tanıtan hesapları (diyelim edinburg, buenos aires vs) takip etmek için kullanıyorum. herhangi bir paylaşımım olmuyor çoğunlukla
0
gkct
(08.04.17)
oyalanıp zaman geçirme amacıyla kullanıyorum açıkcası
0
gazozailacatmauzmani
(08.04.17)
fake fb hesabım var. orada haber, medyayı takip ediyorum. akrabalar dolayısıyla 6 yıl önce kendi hesabımı kapadım. çekilecek gibi değil.
0
vayezikhan
(08.04.17)
Kullaniyorum, cok isime yariyor, hayatimi kolaylastiriyor ve eglenceli biraz da. Cilginlar gibi 7/24 de kullanmiyorum ama.

Sosyal medya dedigim Facebook, Instagram'i nadir kullaniyorum bir isime yaradigi da soylenemez.
0
stavro
(08.04.17)
İnstagram Twitter Facebook kullanıyorum çok da memnunum. Özellikle Twitter bir numaralı haber kaynağım. Kültür sanat konusunda özellikle.

Facebook çok bi önem arz etmiyor 2007den beri hesabım var diye duruyor öyle.

İnstagramda fotoğraf paylaşmayı Ve güzel hesapları takip etmeyi seviyorum.
0
mutlusismankedi2015
(08.04.17)
instagram > twitter > fb

benim için yoğunlukları bu sırada. kullanmasam daha güzel olurdu ama kullanıyorum.
0
cabiday
(08.04.17)
sosyal medyadan tiksiniyorum. sebebi de milyon kere yazıldığı için tekrar yazmayayım. facebook ve twitter hesabım var.

facebook hesabım sürekli çevrimdışı, benim için hayati önem taşıyan birkaç sayfa sebebiyle kapatamıyorum.

twitter da eşi dostu takip etmediğin sürece, haber kaynaklarına tek yerden ulaşma açısından inanılmaz faydalı. severek kullandığım tek sosyal platform.

bir ara instagram ve swarm hesabım da vardı, kapadım. kafam rahat.
0
keçeli kalem
(08.04.17)
okuduğum kitapları listelemek ve fikir belirtmek için instagram kullanıyorum. Kendi resimlerimi koymuyorum, yani oranım 1/100 gibi bir şey.

Fakat whatsapp'ın sosyal medya kategorisinde olduğunu da düşünmüyorum. ben sosyal medyanın ne olduğunu bilmiyor da olabilirim ama sadece mesajı gönderdiğimiz kişi ve bizim aramızda olan bir mesajlaşma sisteminin intagram, snapchat vs seviyesinde bir "sosyal" yani yok sanki.
0
sopiro
(08.04.17)
whatsapp'ta da durum belirten söz ve profil resmi özelligi oldugu icin sosyal medyaya ucundan dokunuyor sanki. insanlar bu durum bildiren soz ve profil resimleriyle bazen rehberindeki kisilere laf falan sokuyorlar :-)
0
🌸demirr
(08.04.17)
Ben kullanıyorum. Hastalık ve zaman kaybı olması kişinin kullanımına bağlı bence.

Facebook, birkaç sene önce açmıştım. Hala duruyor. Tanıdığım ekleyen kişileri kabul ederim. Fotograf cok fazla eklemiyorum, aklıma gelmiyor. Takip ettiğim sayfalar var onlardan haber alıyorum.

İnstagram, seviyorum. Dışarıda fotoğraf çekmeyi seviyorum. O tarz sayfaları takip ediyorum. Teknik anlatan kişiler var, onlardan yeni şeyler öğreniyorum. Kendim nadir foto koyuyorum, onlar da selfie tarzı değil de çektiğim yerlerin fotografları olur. Takipçimin artması için herhangi bişey yapmam.

Twitter, çok kullanışlı benim için. En son ne zaman yazmısımdır hatırlamam bile. Ama haber, gazete vs anlık oradan kolay ulaşıyorum. Arkadaslarımdan takip ettiğim nadirdir. Zaten twitteri onları takip için kullanmıyorum.

Bir de 500px var benim. Oradan da fotografları inceliyorum.

Kısaca neredeyse hepsini kullanıyorum ama birşeylere ulaşmak için. Kim nerede ne yapmış beni ilgilendirmiyor. Bence amaç önemli.
0
antikitleruhlu
(08.04.17)
sadece facebook'um var ama onu da kullanmıyorum sayılır.
bence en büyük sebebi, akıllı telefon kullanmıyor olmam. telefon olsa belki yolda, araçta, birini beklerken ne biliyim belki yemek pişirirken bile 2 dakika bakıp layk edecektim belki ben de. bir de fotograf çekme paylaşma gibi bir huyum yok. sosyal medya çıkmadan önce de böyleydim.
eksiklik duymuyorum. ama bunu çok verimli kullanan insanlar da var işi gücü buralardan yürütenler filan var, gün boyu elinden tablet/telefon düşmeyen var. ben onlara göre epey sosyal medya cahili kalıyorum.
güzel kullanırsan çok da mantıksız değil aslında. ha gerçeklik algısı bozulacak kadar sosyal medyada takılanlar filan onlar zaten hasta bence.
0
niye ama
(08.04.17)
dolu dolu cevapların olduğu güzel bir bilgi alışverişi oldu.teşekkürler
0
🌸demirr
(08.04.17)
sadece facebook hesabım var. fotoğrafımı da durumumu da oradan paylaşıyorum. genelde komik video, caps falan paylaşıp salak salak takılıyorum zaten ahaha. 130 küsür arkadaşım var. öyle takılıyom.

twitter ve instagram kullanmıyorum, twitter'da bi liveuamap'in tweet'lerini takip ederim her gün. o kadar.
0
der meister
(08.04.17)
(2)

Harry potter'da elfler neden kendilerine "is" dlyor.

beyinter
Mesela i am veya we are yerine i is veya we is diye konuşuyorlar.
Mesela i am veya we are yerine i is veya we is diye konuşuyorlar.
0
beyinter
(05.04.17)
buyuk ihtimalle, ingilizceleri bozuk oldugu icin veya onlari ingilizceyi farkli konusan bir etnisite olarak gostermek istedigi icin. yaban topluluk gibi.

@dissendium
IT'ler cunku ne demek ya?
0
baldur2
(05.04.17)
çünkü birey olarak varlıkları kabul görmüyor, bir büyücü ailesine aitler genelde.
0
gmzo
(05.04.17)
(48)

duyuru kadınlarına: tektaş yüzüğü ne kadar önemsiyorsunuz?

m e b
müstakbel/potansiyel/mevcut eşinizin size bu yüzükten alması ne kadar önem arz ediyor?ciddi ciddi bekliyor musunuz ondan `ille de bu yüzükle` evlilik teklif etmesini? sıradan bir yüzükle gelse ne düşünürsünüz?
müstakbel/potansiyel/mevcut eşinizin size bu yüzükten alması ne kadar önem arz ediyor?
ciddi ciddi bekliyor musunuz ondan ille de bu yüzükle evlilik teklif etmesini? sıradan bir yüzükle gelse ne düşünürsünüz?
0
m e b
(04.04.17)
O da olur, o da olur ama tek taş daha şık olur. Mücevher düşkünü değilim kesinlikle ama bu ayrı, anlamlı.
0
devilred
(04.04.17)
tektaş yüzük olmasına gerek yok ama evlilik teklifinin değerli bir taştan yapılmış kıymetli bir yüzükle yapılması gerektiğini düşünüyorum. sıradan bir yüzükle gelecek biriyle birlikte olmam. evlilik teklifi ve evlilik basit bir olay değil bence.
0
fragile lady
(04.04.17)
Sıradan yüzükle gelse aynı oranda mutlu olurum. Tektaş beklentim yoktu, eşime de söylemiştim bunu. Ama eşim yine de tektaşla teklif etti (önemli değil deyip deyip sonradan başına kakarım diye korktu sanırım:p). Şimdi takmıyorum bile, duruyor kutusunda. Boşa masraf bence.
0
peggy
(04.04.17)
Evlenmek gibi bi planım yakın bir gelecekte yok, ama evlenme teklifinin tek taş ile yapılması gerektiğini düşünüyorum. Öyle kocaman gösterişli olması gerekmiyor, minik de olsa tek taş olmalı.
0
bir nick var benden iceri
(04.04.17)
bir erkek olarak, sevdiğim kişiye annemin 88 model yüzüğüyle evlenme teklifi etmeyi düşünüyorum. yüzükten dolayı redderse defolup gidebilir. hiç çekemem öyle yok beştaş olacak yok tektaş olacak muhabbetlerini.

2016 düğün maliyetleri başlığında bir kadın yazar vardı evli. yüzük konusunda sahte bir şeyler takmıştım kimseyi de sallamadım diyordu. bakınca bulamadım. bulursam eklerim buraya.
0
blue eyes white dragon
(04.04.17)
bir erkek olarak kahrolsun bu düzen diyorum. niye biz teklif edip tek taş yüzük alma derdine giriyoruz lan?
0
orijinal nick bulamadim
(04.04.17)
Tektas yuzuk sevmiyorum bunu daha once erkek arkadasima belirtmistim..evlilik teklif ettigi an benim icin daha onemli bisey..yani oyle buyuk alengirli bi organizasyonla degil ama basbasa olacagimiz romantik bi anda evlilik teklif edilmesini tercih ederdim..ama erkek arkadasim ben bir gun evde uyurken elinde tek tas bi yuzukle gelip 'bak yuzuk aldim sana hadi evlenelim' dedi..tam bi hayal kirikligi..odun odundur napalim
0
astrid
(04.04.17)
zarif bi yüzük beklerim de tektaş hele beştaş filan boku çıktı artık.
0
elorelia
(04.04.17)
benim için hiç önemli değil ama bazı kültürlerde tek taş almanın erkeğin kafasına koyduğu bir şey için para biriktirebileceği, cesaret gösterebileceği, kendisinden bekleneni yapabileceği gibi yan anlamları vardır, bu mesajı hoş buluyorum.
bana evlenme teklif eden kişi tek taşla ya da sıradan bir yüzükle edebilir ve alınmazdım, fakat eski eşim sahte bir tek taşla etmişti ki o biraz eşeklik oluyor bence.
0
sopiro
(04.04.17)
tektaş yüzük bir sembol. beyaz gelinlik nasıl bir sembolse, evlilik teklifinin de onla yapılması taraftarıyım bir erkek olarak.
0
cekilmis gayfe
(04.04.17)
Pırlantaya karşı antipatim var (zamanında izlediğim film ve belgesellerden dolayi), bu yüzden tektaş kesinlikle istemiyorum. Evlilik teklifi özel bir yüzükle yapılmalı evet ama o yüzük benim için pirlanta ve turevlerinden değil.
0
fraise
(04.04.17)
www.dailymail.co.uk

www.brilliantearth.com

en.wikipedia.org

Çok sömürgeci bir sektör olduğu için bana çok anlamsız geliyor. Biri bu şekilde gelse kafasız olduğunu düşünürdüm.
0
anumegha
(04.04.17)
onemli olan ozenerek secilmesi.
0
jimicik
(04.04.17)
Tek taş şart değil, yüzüğü kimin, hangi hislerle aldığı önemli olan.
0
elikası
(04.04.17)
önemsemiyorum. taşlı tuşlu şeyleri sevmiyorum çünküsü.
0
muslugubozukhayrat
(04.04.17)
Ben istemem hayır. Afrika'da köle ticareti veya silah ticareti elmaslar yoluyla yapılıyor. Uğruna Afrikalı çocukların sabah akşam çalıştığı; ve bazı insanların güç gösterisinde bulunmak ve bunu herkese göstermek üzere dekoltelerinin üzerine kondurdukları bu maden dünyada birçok insanın kötü şartlar altında çalışmasına, hatta ölmesine sebep oluyor.

Daha buna benzer sebeplerle bir sürü ürün, markayı da kullanmıyorum.
0
old possum
(04.04.17)
Kadın erkek eşitliği yok oluyor bu süreçte sanırım.
0
patatesli yumurta
(04.04.17)
hiç önemsemiyorum, umrumda değil. bana yüzüksüz evlenme teklif etti. sonradan almasını da istemedim. gayrı-insani şartlarla üretilen bi şey.
0
orange coffee
(04.04.17)
kadınların parmağının tamamını kaplayan alyanslarının yanına taktıkları son derece çirkin takıdır. evlilik teklifinin demirbaşı algısı yaratıldığından beri,modern zamanın başlık parası haline geldi. evlilikte yüzük,çiftler için sembolik bir detaydan öteye geçiyorsa, ileride mideler sıkça bulanabilir.
0
denef
(04.04.17)
hiç
0
yuvarlanantencereninkapagi
(04.04.17)
erkek olarak cevaplayacağım, dayanamadım. @ krem peynir aslında tam olarak düşüncemi yansıtmış. tektaş dünyadaki en iyi pazarlanan ürünlerden. insanlar ''neden bununla teklif etmek zorundayım'' diye düşünmüyor. iki aylık maaşıyla tektaş alanları görünce üzülüyorum. yüzüğün önemi anlamında, değerinde değil. kaliteli herhangi bir materyalden imal edilebilir.

çok alakalı değil ama şundan da bahsedeyim. nişan olayı mesela, illa törenle, ailelerle yapılacak diye bir genel kabul var. nişan bir işarettir. sen birlikte olduğun kişiyle başbaşa da yüzük takıp nişanlanabilirsin.

üstteki iki paragrafta yazdığım görüşleri arkadaş ortamında aktarınca uzaylı muamelesi gördüğümü de belirtmek isterim.
0
soft
(04.04.17)
lafa gelince mangalda kül bırakmayan çok atarlı feminiz bacıların "tektaşsız evlilik teklifini kabul edemem :((" tavrı kadar mide bulandırıcı şey azdır sanırım. ben tektaş isteyen kadına ağzımı açıp da hiçbir söz söylemem, ben bu şekil geyinirim bu bayan şu şekil geyinir ama böyle toplumsal norm, kadın-erkek eşitliği diye vikvik kafa sikip de "tektaşsız evlenme teklifi olmaz!!" diye saçmalamaları çok komik bu tiplerin. şu dünyada tektaş yüzükle evlilik teklif edilmemesi gereken tek grupsunuz. ikiyüzlü sülükler.
0
der meister
(04.04.17)
bir arkadaşım evlenirken pırlanta tek taş yüzük ile evlenme teklifi almıştı. Fakat pırlanta pahalı bir şey olduğu için küçük bir taşı vardı. Kendi kendine "keşke pırlanta olmasaydı, normal bir tek taş olsaydı da daha büyük taşlı olsaydı" diyordu.

Ama tabi ki pırlanta olmayan bir tek taş almış olsaydı "keşke ufak da olsa pırlanta olsa" diyebilirdi.

Ben ise şuan hiç umurumda değil açıkcası. Umurumda da olmayacağını düşünüyorum. Ama o biraz ortamla alakalı. Evleneceğim zaman gelir tek taş triplerine girer miyim? belkide girerim.
0
zimbirik
(04.04.17)
Tek taş önemli ama küçücük varla yok arası tektaşla teklif edecekse, pırlanta almasın safir falan alsın daha iyi, safir bile küçük olacaksa beklesin bütçe elverince teklif etsin. Duyurunun maddiyata değer veren tek kadınıyım, herkes düşünceliymiş kıymetini bilin bu hanımların <3 :D
0
ekaterina
(04.04.17)
pırlanta takmam. tektaş beştaş fark etmez, daha önce verilen cevaplardaki ideolojik sebeplerden dolayı takmam. gösterişin simgesi haline geldiği için de alelade buluyorum bu yüzükleri.

ben teklifimi siyah taşlı gümüş bir yüzükle aldım. dünyanın en değerli şeyi benim için.
0
gmzo
(04.04.17)
buradan anladık ki taş önemliymiş hacı
0
yons
(04.04.17)
Bizim tarafta alyansla teklif edilir kadınla erkek de beraber yüzük seçer. Artık tek taş mı olur beş taş mı olur elmas mı gümüş mü tamamen kadının zevkine ve maddi durumlarına bağlı.

Klasik eski zamanlardan kalma evlilik yüzüklerini beğeniyorum ben. Bunlar gibi www.brilliantearth.com Kaldı ki illa böyle olacak pırlanta isteyen iki yüzlü feministtir, normal taş isteyen kendini ucuzdan satar muhabbetlerine katılmıyorum. Annemle babam yüzük takmazdı, alyansları bile yoktu sembollere inanmadıkları için ne oldu boşandılar ahahahah. Bu kadar anlam ve anlayış kasmaya gerek yok.
0
jazzabel
(04.04.17)
evlilik teklifi olayı komple garip geliyor bana. biriyle evlenecek noktaya gelirsek muhtemelen teklifsiz falan konuşarak zaman içinde karar vermiş oluruz buna, gider yüzüklerimizi de birlikte seçeriz paramız neye yetiyorsa. tektaş değil ama çok zarif değerli başka taşlarla üretilen yüzükler var, onlardan falan alırım sanırım. her şeyi planlamışım bi damat eksik sdfkjsldk
0
ma ya
(04.04.17)
hiç önemsemiyorum. yüzüğe bile gerek yok.
0
bol kepce
(04.04.17)
arkadaşım 3k maaş alan biriyken evlendi. eşine alyans taktı sadece, evlenmeden önce de, beni zora sokacağını bile bile ille tek taş diyen birisiyle birlikte olmam zaten. evlilik teklif etmişsem zaten böyle biri değildir, derdi. şimdi bu arkadaş ceo, hayvan gibi zengin. aynı düşüncedeyim. evlilikte kazanç ortak, yüzüğe bütçenizin olduğunu düşünüyorsanız alınır zaten. adam kendi cebinden almıyor aslında.
0
stewie
(04.04.17)
Tek taş isteyen kadın kırodur, varoştur, gösteriş meraklısıdır.
Sömürü düzenine katkı sağlar ve bunu yaparken içine romantizm katar.
0
tahin pekmez yoğurt
(04.04.17)
Ben de alyans seviyorum. Tek taşı hatta hiç sevmiyorum. Sevgisini ve bağlılığını nereden geldiği, nasıl yapıldığı bilinmeyen, kalem ucu kadar olan bir şey için servet ödemesini istemesi salaklıktan öte bir şey değil.

not: kadınım.
0
dessy
(04.04.17)
Kadınların bir çoğunun bunu önemsediğini düşünüyorum.

Burda böyle yazdıklarına bakma sen.
0
MaNOfTheYear
(04.04.17)
Zerre onemsemem. Dilimiz muhabbetli gonlumuz huzurlu olsun yeter.
0
for day to break
(04.04.17)
der meister+1 lafa gelince yok kadınlar şöyle eziliyor böyle eziliyor diyip de, evlililk teklifini illa erkek hem de tektaşla yapmalı aşağısı kurtarmaz, yoksa da para biriktirsin öyle gelsin tavrı çok ikiyüzlüce
0
limoncello
(04.04.17)
Kadın tek taş istesin veya istemesin o topa hiç girmeden o tek taş alınmalı.Kadınları o kadar gözünüzde büyütmeyin.Bütün yüce duyguların zorunlu temsilcisi olmak zorunda değiller siz öyle istiyorsunuz diye.
0
turkuaz
(04.04.17)
ben takıseverim. yüzüğe de ayrı düşkünlüğüm var. o yüzden bu konuda olmasa da olur falan diyemiycem. ama teklif için bence tektaş şart değil. değerli bir taş ve zarif bir tasarım olması tercihim. safir, zümrüt, yakut olur etrafı pırlanta,elmasla süslenmiş olur o kısmı işte bütçeye bağlı. tutup da 3000lira maaş alan birinden 10binlik yüzük beklenmez o kadar da değil. önemli olan şık olmalı. minimal tasarımları da beğeniyorum ama bazıları pazarlarda satılan imitasyon yüzüklere benziyor sevmiyorum. bana kalırsa teklifte bi yüzük, düğünde tektaş, çocuk doğunca veya bi evlilik yıldönümünde de beştaş takılabilir. bu tamamen benim fikrim tabiki.

Düşes Kate'in nişan yüzüğünü her zaman beğenirim: www.hellomagazine.com

bu instagram sayfalarının da yüzüklerini beğeniyorum: www.instagram.com
www.instagram.com

bi de şuna acayip ayar oluyorum. teklifte yüzük isteyen varoştur, para düşkünüdür, koca avcısıdır istemeyen kız en iyisidir, süperdir, mükemmeldir. herkesin zaafları vardır. bazı kadınlar takı sever bazıları sevmez. sizin için bu kadar önemliyse eşiniz olacak kişiyi ona göre seçersiniz ama bu kadar genelleme yaparak milleti yerin dibine sokmak da abes. bu kötü söylemleri üzerime alınıyor muyum elbette hayır. ben yüzük seviyorum, değer veriyorum. karşımdaki kişinin de benim beğenilerime göre evlilik teklif etmesini isterim. olur olmaz orası ayrı konu.

hayattaki tek derdimiz tektaşsız evlenme teklifi olsun nolcak sanki.
0
dedim ben sana
(04.04.17)
old possum +1
bol kepce + 1

Yüzüğe gerek bile yok, o ayrı. Pırlantaya verilen paraya acıyorum. Cimri değilim, aynı oarayı alsın ve çatıdan aşağı insanlara fırlatsın daha iyi. Aldıysa heves etmiş diye bozmam o an için ama çok üzülürüm. Kanlı elmas mı, çocuk mu çalıştırdılar, kaç kişinin kanı elimde diye kafayı yerim. Uygun bir ara da sevgiliyle sakin ve tatlı bie şekilde konuşup iade ederiz edilebiliyorsa, edilmiyorsa ne yapılır bilmiyorum. Başka çareler ararız.

Teklif olması olmaması da çok fark etmiyor. İlişkinin nereyee gittiğini genelde herkes biliyor zaten. Hani, ömrü birlikte geçirme niyeti varsa insan içinde yutamayıp söylüyor zaten.
0
aychovsky
(04.04.17)
tek taş 5 taş şu bu değil. ben pırlantaya ideolojik olarak karşıyım, takmam.

Zaten bana evlenme teklif edecek biri olsa o kadarını bilir gerizekalı değilse- gerizekalı birinden tek taşla teklif alırsam oturup ağlayabilirim. sinirlerim bozuluyor böyle durumlarda (teklif kabul etmemişliğim bir kaç kere var, saçma salak bir durum).

şöyle de şey var: benim kızkardeşim nişanlı mesela . bu nişan-düğün sürecinde bir sürü şey göstermelik olarak yapıldı. bunun içine tek taşla teklif de dahil :) nişanlısı almış bir tek taş, eyvallah da. benim kardeşim 34 beden parmakları 11-12 numara bile büyük gelecek şekilde...çocuk bunu zerre kadar düşünmeden sanırım 13 numara filan yüzük almış yani zorlasa kız o yüzüğü bilezik olarak takar...açıkçası ben tek taş istemem ama parmak genişliğini düşünmekten bu denli aciz olsa adam, herhalde deliririm.
ama klasik türk kızı mmodeli için bu önem arz etmiyor. yeter ki tek taşı olsun :)
0
niye ama
(04.04.17)
İdeolojik sebeplerden dolayı asla takmam, tektaş bekleyen insana da göşteriş meraklısı ve maddiyatçı derim.
0
pike
(04.04.17)
bos isler...
0
e haliyle
(05.04.17)
Ben tek taş istemediğimi baştan söyledim, bana tam tersine itici geliyor. Sırf adet yerini bulsun ve başkalarına hava atabilmek için boşa giden para gözüyle bakıyorum. Onun yerine benim seveceğim zarif başka tarz yüzük alsa daha güzel olur benim için, hem severek takarım hem de paramız çöpe gitmemiş olur. Tabi bu durumda kendi yüzüğümü kendim seçsem daha iyi olacak galiba adsdsd :D
0
neferkitty
(05.04.17)
Bu konuda tam bir düzen insanıyım.

Şuan için onemli. Sıradan bir yüzük aldı diye adamı bırakmam elbet ama beklerim. Bir de taş kalitesi boyutu vs önem veririm.

Tabi biri gelir ezberimi bozar bilemem.
0
mobydick
(05.04.17)
Pırlantanın elmasın kullanıldığı herhangi bir takıyı ne sebeple olursa olsun kullanan ya da beklentisi olan biri bana göre insanlıktan nasibini almamış, kendi dünyası dışında ne olup bittiğinin farkında olmayan entelektüel seviyesi yerlerde sürünen köylü kezban kıro ya da ne bileyim bunun gibi bir şeydir benim için. Açın bikaç kitap okuyun ne biliyim okumuyorsanız izleyin bu pırlantalar elmaslar nasıl geliyiyor parmaklarınıza ne yollardan geçiyor, hala mideniz kaldırıyorsa yine takın bir şey diyemem onun için ama "Benim için önemli değil ama evlilik teklifinde de insan bekliyor" diye düşünen canlıların cehaleti karşısında insan ürpermeden edemiyor.
0
angelus
(05.04.17)
Ha bir de tektaş yüzük bekleyen kişileri, kültürsüz vs vs tanımlayan bolca giydiren insanları anlamıyorum.

Iyi ki bir kanlı elmas filmi vardı da herkes kültürlendi yoksa ne olurdu halimiz. Çok seviniyorum en son ne zaman belgesel izlediği bilinmeyen belgesel diyince aklına aslanın ceylanı kovaladığı görüntüler gelen ahmet mehmet bile kültürlendi.

Son çıkan iphone u almayı biliyor herkes. Ya da eskimeden yeni telefon almasını samsung da olur fark etmez. Google a yazın bakayım o bataryalar hangi şartlarda üretiliyormuş.

Aldığınız deri çantalar ayakkabılara bakın sonra.

Ona da gerek yok. Azıcık marka bir elbisenin ne şartlar altında yapıldığını biliyor musunuz?

Gittiğiniz yunus gösterisindeki yunus eğer bir filipin burunlu olmasaydı hunharca demir çubuklarla delinerek önünüze ton balığı eti diye servis edileceğini biliyor musunuz? Peki o ton balığı konservelerinin içindeki civa miktarını.

Geçen yıl kaç tane canlının nesli yok oldu hangi hızla yok oluyor biliyor musunuz? Dünyanın en büyük ses kütüphanesindeki seslerde bulunan kaç canlı yok oldu biliyor musunuz?

Geçen yıl kaç tane gereksiz eşya aldığınızı bunların kaç canlıya mal olduğunu biliyor musunuz? Veya bir insan için bu rakamın ortalama kaç olduğunu.

Satın aldığınız oyuncak silahların ne anlama geldiğini biliyor musunuz?

Herkes bir şekilde ipin ucunda tutmuş olabilir. Sadece tektaşla olmuyor o işler. Peki siz bu denli rahat eleştirirken ne denli ipin ucunu tutuyorsunuz?

Biraz okuyun. Saygılar.
0
mobydick
(05.04.17)
ben daha altını sorguluyordum, bu pırlanta nanesi ne ara geldi girdi hayatlarımıza bu kadar? bi de insanlar kesinlikle onsuz olmaz falan diyor. her turlu somuruye, toplumsal cinsiyete vs karsı bir insan olarak ne yüzük isterim ne bişey. gerçi ben hesap bile odetmeyen biriyim. böyle olunca da en kural dısı yasiyorum diyenin bile gozunde degeriniz olmuyor ama olsun.
0
art vandaley
(05.04.17)
@mobydick +1

Foxconn fabrikalarında üretilenler elinizden düşmez ki işçi şartları ve intiharlar belli. Brezilyadaki işçi çocukların yaptığı elbiseleri giy, Türkiyede üretilenlerde de 5 yaşındaki Suriyeli çocuklar çalıştırılsın ellerinden büyük iğnelerle kot diksin ama bir pırlantayla elmas kullanmıyorum diye kendini rahatlat başkalarını cahil, kezban, kıro ilan et ne güzelmiş. İçtiğin her starbucks kahveyle aldığın her palm yağı içeren yiyecekle, dışardan yediğin yemekle yağmur ormanlarının yok olmasına katkıda bulunuyorsun. Öyle pırlanta almayarak rahatlamayla bitmez.
0
jazzabel
(05.04.17)
valla kendi adıma
telefonu 2010'da filan aldım akıllı da değil laptop da 2007 filan olması lazım başka elektronik eşyam yok.
starbucks bulunduğum şehirde yok zaten, dolayısıyla pek gittiğim de yok. yemeği evde yapıp yiyorum. hayır yemek bu, açsam dışarıda da yerim, öleyim mi kapitalist değilim diye?
azıcık marka elbisem yok, herhangi bir elbiseye 100 liradan fazla para vermedim. 9 saat otobüste haşat oluyorum diye ortopedik tabanlı ayakkabı aldım geçen gün, aldığım en pahalı ayakkabı da odur. spor. lazımdı aldım. alıp kullanmadığım bir şeyim yok zaten.
dünyada kaç canlı ne olmuş bırakın bileyim, biyoloğum. yunus gösterisine gitmem için IŞİD'in gitmezsen seyircilerin ortasında canlı bomba patlatırız filan demesi lazım.
oyuncak silah? wtf?
eyvallah, tek taş almam/takmam diyeni de eleştirin, eleştirmeyin demiyorum da bunlar nedir Allasen, tamamen saçmalık.
0
niye ama
(05.04.17)
(9)

Uzak mesafe ilişkisi

tuvalet
Merhaba,Uzak mesafe ilişkisi yaşıyorum ve çok kısa tavsiyelerinize ihtiyacım var.Kıtalar arası bir ilişki ve bir seneyi geçti, senede bir kere görüşüyüroz ve epey sıkıntılı bir süreç olmaya başladı.temel nedeni : gelecek belirsizliği o (kadın tarafı) türkiye'de ve ne olacağı belli değil ilerde buray
Merhaba,
Uzak mesafe ilişkisi yaşıyorum ve çok kısa tavsiyelerinize ihtiyacım var.
Kıtalar arası bir ilişki ve bir seneyi geçti, senede bir kere görüşüyüroz ve epey sıkıntılı bir süreç olmaya başladı.
temel nedeni : gelecek belirsizliği
o (kadın tarafı) türkiye'de ve ne olacağı belli değil ilerde buraya gelip gelemeyeceği ne zaman geleceği vs.
ben ise abd'deyim ve en az üç sene daha belki de daha fazla buradayım.

bu belirsizlikler bizi bitiriyor. en çok da beni, anksiyete başladı ciddi düzeyde, bi şeyler net olmayınca hayat ilerlemiyor benim için.
ne yapsak bilemiyorum, seviyorum da çok ama onun çekinceleri (burayla ilgili) öyle bir hale soktu ki beni sanki buraya gelse de mutsuz olacağız.

yapacak işi yok burada, benim maaşımla geçinemeyiz, geçinsek de bütün gün evde kalmasını ne ben ne o ister, sırf benim için tüm düzenini bozup istemediği bi yerde hiç bilmediği insanların arasında yaşaması ile ilgili çekincelerim var, mutsuz olacak diye... vs. vs. vs.
ben abd'ye gitmeden üç ay önce başladı ilişkimiz.
bi senedir de devam ediyor uzaktan. başladıktan sonra sadece bir kere gördük birbirimizi.
bilmiyorum devam etmek mantıklı mı değil mi , ne yapmam gerekiyor sağlıklı düşünemiyorum o yüzden belki deneyimli birileri görüş bildirir diye buraya yazmak istedim.
0
tuvalet
(29.03.17)
O iş yaş reis. Ben 500 km lik ilişkiyi yürütemedim ayda 1-2 kere görüşmemize rağmen. Bi yerden sonra git geller için maddiyat büyük problem oluyor. 1 senem havalimanlarında pazar günlerimi piç ederek geçti ve sonunda bitti. Her uzun mesafe ilişkisi bitmeye mahkumdur benim gözümde. Olmuyorsa zorlama bence.
0
Arthur Dayne
(29.03.17)
Arthur Dayne'i çürütmeye geldim. 4 senelik uzak mesafe ilişkisini nişanla taçlandırdık iki ay önce, yaza da evleniyoruz.

Ama verebileceğim en iyi tavsiye gelecekle ilgili belirsizlikleri kaldırmak ve plan yapmak. Kaldı ki biz 5-6 haftada bir görüşüyorduk, yazları birlikteydik. Senede bir kez görüşüp ne zaman bir araya geleceğiniz de belirsiz olursa çok yıpranırsınız. Birinizden birinizin fedakarlık yapıp diğerinin yanına gitmesi lazım, "iki sene sonra birlikteyiz" diyebildiğiniz zaman o iki sene rahat geçer ama ne zaman bir araya geleceğiniz belirsizse 3-5 ayı bile zor geçirirsiniz. İki taraf da ilişkisinden ne kadar emin o önemli burada. Sevgiliniz yanınıza gelir, alışamazsa 3 sene sonra birlikte Türkiye'ye dönersiniz, çok zor değil. Amaç hayatı birlikte geçirmekse bunlar mesele olmaz.
0
gmzo
(29.03.17)
Eger sen amerikaya gitmeden 1-2 yil once baslamis olsaydi derdim, bu sacmaliga katlanmak icin bir nedeniniz var, bir gecmisiniz var diye. Ama hicbir seyiniz de yokmus. Senede 1 gorusulecekse zaten olmaz, cile cekmeyi gerektirecek gecmisiniz de yok.

Bitirmek lazim. Gereksiz yipratici. Iki taraf icin de.
0
kuehles blondes
(29.03.17)
Daha bir kere görüşmüşsünüz. Bir birinizi bu kadar kasmayın. Enerjinizi boşa harcıyorsunuz.
0
arnold schwarzeneger
(29.03.17)
burdan bakınca hayatının en büyük hatası olacak gibi duruyor.

ki sen gitmeden 3 ay önce tanışmışsınız sadece. ve sadece senede bir sefa görüşebiliyosunuz? bu bi ilişki bile dğeil bence. boşa kürek çekip zamanı boşa harcamayın. ben bi kaç kere denedim. daha yakın mesafelerde bile gereksiz yük oluyor insana.
0
elorelia
(29.03.17)
Arkadaşım ve sevgilisi beş yıldır aynı sebeplerden dolayı uzaktan yürütüyor. Çocuk yabancı, maddi durumu iyi değil ikisinin de ama para biriktirip görmeye geliyor yılda bir kere ya da kız gidiyor.
0
geçerkenugradım
(29.03.17)
neye çekiniyorsunuz anlamadım. senin işin ve kalacak yerin var belli ki. gelsin yanında başlarda kaçak şekilde garsonluk vs yapar, bi okula falan başvursun gelsin nedir yani. türkiyede kalıp bombayla öleceğine kalk gel şurda hayatımızı yaşayalım de. ha yok gelemiyorum vs derse de böyle ilişki mi olur der ayrılırsın.
0
freya
(29.03.17)
benim de sonradan uzak mesafeye dönüşen bir ilişkim olduğu için ılıman bir tavsiye vermeye gelmiştim ama birbirinizi 1 kere gördüyseniz bu nasıl iştir diye sormadan edemicem. 1 sene nasıl devam etti ben ona şaşırdım. hiç boşuna kendinizi yıpratmayın sen amerika'da o türkiye'de yoluna baksın.
0
sanguine mcqaer
(29.03.17)
time to say goodbye
0
superb
(30.03.17)
(18)

kardeşim psikoloji okumayı düşünüyor, babam hukuk diye tutturdu

gmzo
öncelikle iki alana da hakim değilim. kardeşim hukuk düşünüyordu ama, bugün sonuçlar açıklanınca konuştuk tekrar "hukuktan emin değilim, odtü psikoloji düşünüyorum şu an" dedi. sonra babam aradı, "psikolojiye dönmüş galiba" dedim. babam başladı "psikoloji okuyup ne yapacak, hukuk okusun, sen de o yö
öncelikle iki alana da hakim değilim. kardeşim hukuk düşünüyordu ama, bugün sonuçlar açıklanınca konuştuk tekrar "hukuktan emin değilim, odtü psikoloji düşünüyorum şu an" dedi. sonra babam aradı, "psikolojiye dönmüş galiba" dedim. babam başladı "psikoloji okuyup ne yapacak, hukuk okusun, sen de o yönde yönlendir konuşurken." diye söylenmeye.

şimdi ben açıkçası kendisinin karar vermesinden yanayım. verdiği karar doğrultusunda da yanında durmayı düşünüyorum. herhangi bir meslekte başarılı olmanın kişinin kendi tercihleri, çalışması ve yaklaşımı doğrultusunda gerçekleştiğini düşünüyorum.

iki tarafı da doğru yönlendirebilmem adına sorularıma gelecek olursak:

1. hukuk okuyacak birinin karakteri hangi yönde güçlü olmalıdır? hangi yatkınlıklar yararlı olur?

2. ikisini de aynı anda değerlendirebilecek olan var mı bilmiyorum ama, iş alanı açısından gerçekten fark çok mu büyük?

3. çifte vatandaşlığımız var, olası bir durumda kardeşimin ileride yurtdışına da gidebileceği bir eğitim almasında yarar var. hukuk bu konuda sıkıntı yaratır diye biliyorum, doğru mudur?

4. böyle bir durumda kardeşe nasıl yaklaşmak gerekir, babaya nasıl yaklaşmak gerekir, tavsiyeleri olan varsa alayım.

edit: 1.sorunun psikoloji versiyonu da geçerli.
0
gmzo
(28.03.17)
ayıptır söylemesi, şurada çok güzel yorumladım olayı.

www.eksiduyuru.com
0
kurnaz
(28.03.17)
Ankara Hukuk'ta okuyan birisi olarak ODTÜ psikoloji diyorum.
0
tahin pekmez yoğurt
(28.03.17)
@tahin pekmez yoğurt sebebini de açıklayabilir misin?
0
🌸gmzo
(28.03.17)
hukuk mezunuyum, kardeşim psikoloji. Kesinlikle ikimizin tarzi ve hayat algisi farklı. O daha sakin, bireysel diyolaga yakin ben daha hararetli, daha dışa dönük biriyim. Kardeşim hukuk istemedi, psikoloji okuyor ve bu bölümü okumasi öncelikle cok daha rahat, zevkli. Çifte vatandaşlık demişsin hukukla alakalı ne olursa olsun mesleğini dışarıda yapma olasılığı pek yok. Her ülkenin hukuk sistemi cok farklı.
Ha yüksek lisans,dil egitimi gibi konularda her 2 bölüm için de vatandaşlığından faydanabilir bilmiyorum .
Aslında tamamen karakteri ile alakali bölümler. Hangisine daha yatkinsa onu tercih etsin. Baba hiç karışmasin herkesin kendi geleceği.
0
cabiday
(28.03.17)
psikoloji okusun, üstelik odtü'de olacak. çok derin bir alan. örneğin psikoloji okuyup sanat terapi alanlarına yönelebilir ki henüz ülkede bakir diyebileceğimiz bir alan. aynı zamanda da keyifli... hukukla filan boğuşmasın, hazır psikoloji istiyorken...
0
chihirovekohaku
(28.03.17)
1. Hukuk ve psikolojinin her ikisi de insanlarla doğrudan iç içe bulunulan meslekler. İnsanlarla iletişim söz konusu olduğu için her şeyden önce sabırlı bir karakter gerekli. Bir miras davasında taraflar arasındaki sorunları halletmeye çalışırken de, psikolog olarak ailesinden şiddet görmüş bir çocukla konuşurken de sabra ihtiyaç olacak. Hukukçu değilim, sayısal bir bölüm okuyorum. Sadece açık öğretimden iki yıllık hukukla ilgili bir bölüm bitirdim ikinci üniversite olarak. Buna dayanarak güçlü bir hafıza gerektiğini söyleyebilirim. Kanunlar arasında kaybolmamak için iyi bir hafıza gerekli.

2. Hukukun iş alanı daha geniş. Ancak her ülkenin farklı hukuk sistemi olduğu için yurt dışına çıkmak çok kolay olmuyor. Psikolojide yurt dışına çıkmak daha kolay olabilir.

3. Yurt dışında yaşayacaksa o ülkenin hukukunu bilmesi işine yarar ve mesleğini orada yapar. Amerikan hukuk sistemini öğrendikten sonra Türkiye'de avukatlık yapmanın bir mantığı yok. Mesleki birikimle akademik birikim farklı.

4. Dört yıl okuyacak olan kardeşiniz. Vizeye de o sabahlayacak, finale de. Sevdiği bölümü okusun. Babaya yanlış meslek seçiminin ileride yaratacağı sorunlardan bahsedilebilir. Çalışma performansında düşüklük, sürekli mutsuz olmak vb. gibi.
0
dissendium
(28.03.17)
Hukuk eski hukuk değil. Her yer avukat kaynıyor. Mesleğin başka bir ülkeye gittiğin zaman geçersiz gibi bir şey. Eğitim bence iyi değil. Okullar aşırı abartılıyor ben 3 yıldır herhangi bir kalite göremedim. Hâlâ ezberci saçma sapan bir sistem var. Sınıflara 400 kişiyi doldurup hocanın ders anlatıp çıkmasına eğitim adı veriyorlar. Hocalarla iletişime bile geöiçemiyorsun.

Hakim savcı olmak hukukun olmadığı ve özgür karar veremeyeceğin bir yerde benim için anlamsız geliyor. Zaten herkesi hakim savcı yapmıyorlar. Bazı vakıfların yurtlarında kalanların isimleri gidiyor ve onlar seçiliyor.
Daha yakınacak çok şey var ama yazmaya üşeniyorum. Hukukun içine görünce eksiklikleri, çarpıklıkları görüyorsun.
0
tahin pekmez yoğurt
(28.03.17)
Yanlış hatırlamıyorsam İsviçre vatandasiydiniz. Ben de öyleyim.


Galatasaray hukuktan mezunum ki Türkiye'den çıkışlarda en kolay yurtdışı imkanı tanınan okul bizim okuldur. Buna rağmen İsviçre'de herhangi bir yüksek lisans için kabul alamadım, notlarım da gayet iyiydi üstelik. Yüksek lisansı geçtim, mesleği orda sürdürmem çok güçtü. 1 sene boyunca hem babam hem ben araştırdım. 2. Sınıftan itibaren tekrar başlamam gerekiyordu. Isvicre'deki hukuk sistemini anlatmama da gerek yok sanırım.

Velhasıl benim babam psikolog. Zamanında yüksek lisans için İsviçre'ye gitmiş ve orada kalmış. Onun da yonlendirmesiyle, hukuktan da soğumuş olmam sebebiyle bu sene Türkiye'de hukuk alanında yüksek lisans yaparken ayni zamanda psikoloji bölümüne başladım. Çok çok mutluyum. Benim bölümüm burasiymis diyorum. Olası bir durumda da İsviçre'de eğitimime/ meslegime devam edebileceğimı bilmek de ayrıca rahatlatıcı benim açımdan.

Tabii bunda önemli olan kardeşinizin tercihi ama hukuk babanızın bildiği gibi değil artık. İyice ele ayağa düşen bir meslek oldu. İyi bir okuldan kendini geliştirerek mezun olmazsan (ki ben öyle mezun olduğum halde sogudum) hayatın boyunca mutsuz olacağın bir iş yapıyorsun.

O yüzden siz kardeşinizi manipule etmeye çalışmayın, bırakın ne istiyorsa onu okusun.

Şunu da ekleyeyim; dışardan bakınca psikolojinin iş alanı kısıtlı görünüyor fakat öyle değil. Herkes klinik psikolog ya da pedagog vs oluyorlarmis gibi düşünüyor. Hiç tahmin etmeyeceğiniz yerlerde calisabiliyorsunuz ve çok çok geniş alanı var. Türkiye'de imkanlar biraz daha kısıtlı olsa da İsviçre'de bu imkanlar derya deniz. Birebir hem babamdan biliyorum hem de kendimden.
0
fraise
(28.03.17)
Psikoloji bölümü mezunu demek ruh sağlığı çalışanı demek olmuyor bunu öncelikle bir netleştirmek lazım. Psikoterapist olmak için yüksek lisans + ek eğitimler gerekiyor. Bunların hepsi para. Yüksek lisans sürecinde çalışması diğer bölümlerdeki gibi mümkün olmayacak. Devlete atanma da şuan mümkün değil gibi bir şey. Mezun olduktan sonra ortalama 70-80 bin tl para harcayabileceksiz okusun. Diğer türlü çok düşük maaşlara çalışır. Bir de 5 sene sonrasında ne olur bilinmez.
0
roe
(28.03.17)
böyle cümleleri insanlar sert buluyor ama, yapacak bir şey yok.

babanıza çocuğunu rahat bırakıp kendi hayatıyla ilgilenmesi gerektiğini anlatmak gerekiyor. 2017 yılında hala çocuğunun ne sevmesi ne yapması gerektiğine kendisi karar vermeye çalışan insanlar olması üzücü.

not: şimdi anladım, babaya saygısızlık gibi anlaşıldığı için sert geliyor. benim babanıza ve çocuklarının eğitimi için gösterdiği çabaya büyük saygım var. fakat söylediğiniz gibi, sevdiği işi yapmayı bilmemek babanıza ait bir özellik. ama kardeşinizde de olmak zorunda değil. bunu söylemeye çalışıyorum sadece.
0
otonomo
(28.03.17)
@otonomo her çocuğun bir birey olarak kabul edilmesi gerekiyor ve bu bizim toplumumuzda genelde sorun oluyor. bana meslek konusunda karışmamıştı ama, istanbul'a göndermek istememişti korktuğu için. karşı durup geldim yine. babam maddi sebeplerden dolayı okuyamamış, bu yüzden canını dişine takarak çalışıp çocuklarına iyi bir eğitim sunmak için hayatını veren bir insan. 53 yaşında ve evden sabahın köründe çıkıp, akşam 8'de dönüyor hala. bunu da sağlıklı bulmuyorum ama bir şekilde fazla müdahaleci davranmasının sebebi de bu. 16 yaşında hiç bilmediği bir ülkeye gidip garsonluk yaparak başlayınca hayatına kişi, çocukları en azından belli başlı sıkıntıları çekmesin istiyor sanırım. "sevdiğin işi yapmak" nedir bilmiyor, yaptığı işi sevmeyi öğrenmiş bir şekilde.

çocuk da tam karar verebilmiş değil, derdim buradan bilgi edinerek karar aşamasında yardımcı olmak. çok güzel cevaplar geliyor, teşekkürler herkese.
0
🌸gmzo
(28.03.17)
Odtuyu kazanabiliyorsa psikoloji okumali. Alalede bir okula gidecekse psikoloji yerine sosyal hizmey uzmanligi gelecegi daha acik bir bolum.
Hukuk evet baska bir ulkede meslegini yapamiyor. Odtuden sonra isvicrede yuksek lisans yapsa psikoloji acisindan kendisini cok one gecirir. Ve evet illa klinik psikolog olmasi gerekmez, odtululerin bir cogu gelisimci ya da endustrici oluyor ya da reklamci vs. Bence cok daha ozgur olabilecegi bir bolum var. Ama ilk mezun oldugunda zorlanacagi bir bolum, ki hukuk da oyle aslinda.
0
red g
(28.03.17)
babam hukuk diye bastırdı, ben ingilizce psikoloji seçtim. götümden terler akıyor okurken, ama zerre pişman değilim. hukuk okusaydım, istemediğim bir bölüm olduğu için pişman olacaktım.
kendi istediği alana yönelmesi konusunda teşvik edin, babanızın değil. psikoloji çok geniş iş olanakları olan bir bölüm, küçümsemesin babanız da.
0
bir nick var benden iceri
(28.03.17)
bu arada benim de çifte vatandaşlığım var ve yüksek lisansımı yurt dışında yapacağım, araştırdığım ülkelerde ab vatandaşlarına çok ciddi indirimler sağlıyorlar, örneğin hollanda'da yıllık 2bin euro yüksek lisans ücretleri. ve psikoloji adına, yurt dışında yüksek lisans çok şey katar mutlaka.
0
bir nick var benden iceri
(28.03.17)
istiyorsa okusun hukuk da ben bu türkiyedeki hukuk balonunu anlayamıyorum, evet mezun olur olmaz en aşağı 5-10 bin lira maaşın hazır, ofisin hazır vs. böyle bir ortam mı var sanılıyor? iyi okullarda okuyan arkadaşları tenzih ederek söylüyorum artık isteyen herkes hukuk fakültesi bitirip avukat olabilir, öyle bir durumdayız. zibilyon tane hukuk fakültesi ve kontenjan var her yıl 15 bin kişi mezun okuyor. ve 1 yıllık stajla sınavsız vs. herkes avukat oluyor. boş beleş adam için iyi de çalışkan zeki insanın burdan sıyrılması zorlaşıyor.
iyi bir çevre yoksa iş getirecek, ailede avukat hakim savcı vs. yoksa, ana-baba avukat değilse ki büro ve dava dosyası, müşteri vs. kalsın diye, ben tavsiye etmem. artık herkes hukuk okuyabildiği için bi havası da yok. en boş beleş adamlar bile özelde-sözüm meclisten dışarı- hukuk okuyor, bir havası da kalmadı. ben bile 2 yıl aöf adalet okuyup dgsyle iyi bi hukuk kazanabilirim, özele falan değinmedim bak.
ayrıca türkiye'de insanlarla- hem de problemli insanlarla uğraşacağın bir meslek. adliyelerde hayat mı geçer her türlü insan-iti kopuğu serserisi- var.
yurtdışı kapalı bölüm, boşa okumuş gibi olur. türkiyenin durumu belli sonuçta yurtdışı kartı açık olmalı bence. odtü teknik üniversite diye düşünülmesin iibfsi de beşerisi de çok iyidir. odtü psikoloji gözüm kapalı tavsiye ederim
kız kendisi istiyorsa yapsın, ama hukuk önü açık şöyle havalı böyle ayrıcalıklı vs. diye göndermeyin, yarın öbür gün belki akpli değilse hakimler, bilirkişiler haklı olduğun davayı bile kazandırmayacaklar sana öyle bir ülke artık burası. bi havası da kalmadı hukukun, işletme bizim zamanımızda hukuktan yüksekti puanları çok popülerdi, 3-5 yıla hukuk da aynısı olacak.
0
limoncello
(29.03.17)
bundan 15 sene evvel hukuk çok düşük puanlı, çok rağbet görmeyen bir bölümdü. cemaat yönlendirmesiyle puanlar yükseldi, ihtiyaç da arttı ama bu grafik geri aşağı doğru gidiyor. her özel üniv de hukuk mutlaka açılıyor.kararı kendi ideallerine göre versin bence.
0
taksici milletin efendisidir
(29.03.17)
Yillar once ayni duruma dusmustum. Kanip hukuk sectim ve pismanim. Turkiye'de yapilacak is degil. Keske uluslarasi gecerlilifi olan bir sey okusaydim diyorum simdi. Bence cocugu rahat birakin ne istiyorsa secsin. Babayi bu yonde ikna etmek daha mantikli.
0
rusyalı kozmonot
(29.03.17)
rusyalı kozmonot +1 hukuk seçtim pişmanım. keşke uluslararası geçerliliği olan bi bölümde okusaydım diyorum ben de. hukuk bomboş bölüm türkiye'de. mezunlar asgari ücrete falan çalışıyor. koç, galatasaray, bilkent falan kazanıp yabancı dile hakim bir hukukçu olacaksa ne ala, olmayacaksa yol yakınken psikoloji yazsın, güzel güzel okusun, yurtdışına çıksın.
0
jangbogo
(29.03.17)
(7)

doğum kontrol hapı düzenli kullandıran aplikasyonlar var mı?

dessy
Çok unutkan biriyim. Doktorum doğum kontrol hapı verdi. Unutmamak için kullandığınız bir aplikasyon var mı?
Çok unutkan biriyim. Doktorum doğum kontrol hapı verdi. Unutmamak için kullandığınız bir aplikasyon var mı?
0
dessy
(28.03.17)
alarm kuruyordum ben.
0
strawberry first
(28.03.17)
sevgilinize "baba mı olmak istersin yoksa hapı mı hatırlatmak" deyin, alarm kurmaktan daha etkili şekilde size hatırlatır :)
0
hosein
(28.03.17)
alarm kur +1

benim kullandığım hapta minik etiketler vardı, işaretleyip oradan takip ediyordum ama sendekinde böyle bişiy yoksa her gün takvimine bir harf yaz hapı alır almaz, uygulama çok lazım değil, unutmazsın.
0
evde liyakat kalmamis
(28.03.17)
her akşam dişlerini fırçaladıktan sonra içersen unutmazsın.
0
fyodor dostoyevski
(28.03.17)
adet takvimi (period calendar) adlı uygulamayı kullanıyorum. her gün saat 7'de hatırlatıyor bana, uygulamaya girmediğim sürece de hatırlatmaya devam ediyor.
0
mutlusismankedi2015
(28.03.17)
eski sevgilim bunun için telefonda bi aplikasyon kullanıyordu ama adını bilmiyorum, araştırın vardır mutlaka
0
limoncello
(28.03.17)
clue diye aregl döngüsünü izleyen bir uygulama var, doğum kontrol hapı hatırlatması da var içinde.
0
gmzo
(28.03.17)
(8)

sizin de istanbuldan kaçma gibi planlarınız var mı yakın zamanda?

limoncello
moda ya, varsa nereye ne iş vs. yapmayı planlıyorsunuz?edit: yalnız sorduğum ülkeden kaçmak değil mesela abd ya da avrupaya gitmek değil de istanbuldan türkiyede başka bir şehre gitmekle ilgili
moda ya, varsa nereye ne iş vs. yapmayı planlıyorsunuz?

edit: yalnız sorduğum ülkeden kaçmak değil mesela abd ya da avrupaya gitmek değil de istanbuldan türkiyede başka bir şehre gitmekle ilgili
0
limoncello
(21.03.17)
Var.

Yazılımcıyım. Remote çalışabiliyorum, çalışabileceğim iş bulabilirim veyahut Avrupa'da kolaylıkla iş bulabilirim. Eş durumundan şimdilik İstanbul'dayız, zamanın ne göstereceğine bağlı olmakla birlikte; en azından orta vadede İstanbul'dan kaçmayı planlıyorum/planlıyoruz.

edit: ihtimallerim arasında bodrum'a taşınmak da var.
0
saygilarefendim
(21.03.17)
var. nisan sonunda işi bırakıp izmire taşınıyorum. iş bulmadım bi şekil kazanılır para. beyaz yakalığa mümkün olduğunca dönmeme planım var. kısmet.

not: 10 senedir istanbuldayım yetti + zaten izmirliyim
0
freya
(21.03.17)
bir aksilik olmazsa agustos-eylul gibi ankara'ya tasinip orada okuyacagim ben. bugunun sartlarinda en az 4 bin lira kazanmadigim surece de geri donmek istemiyorum, cok kotu sartlarda yasamadigim veya issiz kalmadigim surece ankara'da kalirim. sansim yaver giderse zaten yuksek lisans icin rusya'ya gitme sansim olur, gidince de donmem geri.
0
der meister
(21.03.17)
İstanbul'dan Kıbrıs'a (memleketime) kaçtım, mutluyum.
0
long live rock n roll
(21.03.17)
Valla benim yok. Önümüzdeki 35 seneyi Istanbul'da geçirmeyi düşünüyorum, sonra gider emekli olurum Anadolu'da. Keşke gidenlerden misli misli gelenler olmasa da rahat etsek biraz.
0
gmzo
(21.03.17)
4 yıl önce şantiyecilik yapmak için ayrıldım, 2 yıl önce dükkan açıp istanbulun 1300 km ötesinde yerleşik hayata döndüm. Aramıyorum hiç o şerefsizlerin memleketini :)
0
kargn
(21.03.17)
Maaşım 5 haneli şekilde 2 rakamı ile başlayacaksa giderim İstanbul dışına yoksa İstanbulda sürünmeye devam
0
turkuaz
(21.03.17)
ankara'dan var. hedef mudanya.
0
babilbaligi
(21.03.17)
(40)

özel üniversite mezunlarına ön yargılı mısınız?

limoncello
parayla okuyanlar için. yani tanışıp özelde okuduğunu ya da mezun olduğunu öğrenince bi 'gerizekalı bu' önyargısı oluyor mu?
parayla okuyanlar için. yani tanışıp özelde okuduğunu ya da mezun olduğunu öğrenince bi 'gerizekalı bu' önyargısı oluyor mu?
0
limoncello
(19.03.17)
Oluyor :(
0
devilred
(19.03.17)
Gerizekalı demem ama önyargım var evet.
0
aquarium
(19.03.17)
@aquarium tam olarak ne gibi?
0
🌸limoncello
(19.03.17)
Universitesine ve bolumune bagli. Iyi bir universitenin iyi bir bolumunden mezun olmayi basarabildiyse sikinti yok.
0
crown
(19.03.17)
Özel ünide tam bursluyum ama bana bile oluyor...
0
dedi ayca
(19.03.17)
Özelden özele değişir. Bilkent, odtü, boğaziçi, koç, itü, sabancı dışındaki tüm üniler çöp zaten
0
prince legolas
(19.03.17)
saçmalıktan başka bir şey değil. atıyorum, yeditepe tıp'ta ücretli okuyanın başarı sırası

ücretliye ilk girenin başarı sırası: (8.675)
sonuncunun başarı sırası (24.669

marmara bilgisayar mühendisliği
ilk girenin başarı sırası: (8.829)
sonuncunun başarı sırası (25.973)

şimdi neye göre belirleyeceğiz?

2017 yılında hala bunu mu konuşuyorsunuz?
0
blue eyes white dragon
(19.03.17)
Yani dandik bir bölümse zaten pek bir yorum yapmam da iyi bir bolumden bahsederken ozelde burssuz oldugunu ogrenirsem mal bu demem ama hımm parayla okuyor yani der geçerim. Pek saygi duymuyorum yani. Yetersiz geliyor. Tabi koç gibi okullardan bahsetmiyoruz.
0
aquarium
(19.03.17)
@blueeyes özel tıpların burssuzlarına da tepki var. özellikle tıp ve hukuklara
0
🌸limoncello
(19.03.17)
Hangi üniversite olduğuna bağlı. Groupon'la Nişantaşı Üniversitesi'ne girmişse "Gerizekalı bu" demem ama atıyorum mühendis olarak ciddiye almayabilirim. Yine de kendini geliştirmesine de bağlı.

Devlet ve özelle ilgisi yok; ikisinin de iyisi körüsü var.
0
aychovsky
(19.03.17)
Bende olmuyor valla. Hatta belki özel üniversitede devlet üniversitesinden daha fazla imkâna sahip olup daha kaliteli eğitim alıyorlar.
0
gsgsgsgsgsgsgsgs
(19.03.17)
Saçma sapan okullardan mezun değilse olmuyor. Her insan illa devlet okulundan mezun olacak diye şart yok. Bir de dinamikler çok farklı oluyor. Bazen aileler şehir dışına göndermek istemiyor, kişi bulunduğu şehirde %50 burslu ortalama/iyi bir özel üniversiteyi kazanmış oluyor, orada eğitime başlıyor. E şehir dışında devlette okusaydı zekiydi de özelde okuyunca mi salak oluyor?

Böyle birkaç örnekle karşılaştım. Kendini gelistirebildikten sonra çok önemi kalmiyor benm için.
0
fraise
(19.03.17)
Şimdi devlette okuyorum ilkokul-lise özeldeydim. Arkadaşlarımın %90ı özelde ve imkanları çok farklı. Devlete giden kafamı duvarlara vuruyorum teşekkürler.
0
jazzabel
(19.03.17)
Bizim zamanımızda özel üniversite sayılıydi.Simdi es dostun çocuğu bir bakıyorsun hukuk okuyor birde bakıyorsun hakim olmuş kime sorsam mühendis doktor diyor bu özel üniversite ve yeni açılan üniversiteler sayesinde .Özellikle hukuk, bir kürsü koydular hukuk fakültesi acildi.Asgari ücretle ise başlar oldular.
0
keditik
(19.03.17)
bir onyargim yok ancak bazi ozel universitelerin cok guzel imkanlari var onu demek istiyorum sadece. yeditepe'nin ve bilgi'nin mesela taa 2008 yilinda inanilmaz bir kutuphanesi vardi. bizim okulun kutuphanesi korkunctu o zaman. baya bir kaynak toplamistim oralardan. bir de bilgi'de mesela okuldaki bilgisayari kullaninca kendinize her seyi email atabiliyordunuz (makale) o zaman icin buyuk bir seydi gercekten. her turlu ingilizce kaynaga ulasabiliyordunuz. zira bizim okulda ayni yillarda secimlik ders icin gece 12'de siraya girip sabaha kadar sira bekliyorduk okul kapisinda -bu da gercek. cok ozenmistim kutuphanelerine. bu anlamda, bazi insanlar imkanlari nedeniyle seciyor da olabilir. bilemiyorum altan...
0
kassiopeia
(19.03.17)
Gerizekalı demem de okuduğu okula ve bölüme göre önyargılı olabiliyorum. Koç Üniversitesi'nde %50 burslu tıp okuyanla Atılım Üniversitesi'nde parayla matematik okuyan bir değil sonuçta.
0
ms brownstone
(19.03.17)
özel tıp okuyana iyi gözle bakmam. iyi olsa bile önyargımı kırması zaman alır. diğer bölümleri bilmiyorum.
0
fallopian
(19.03.17)
Jazzabel+1 diyorum, ayrıca özelde çevren de senin gibi zengin oluyor. Özele gitmedim çevrem fakir doldu fuck. Bende para var ama etkinliğe iştirak edecek arkadaşta yok ya onunkini de vercem ya da gitmicem, sonuç olarak 10 gideceksem 2 gidebiliyorum. Öyle saçmalıklar işte. Kafama tükürim.
0
beni taniyan yok bu sehirde
(19.03.17)
evet ön yargılıyım. Hem zeka hem de entelektüel kapasite açısından düşük oluyorlar. Kızlar okulu bitirse de ev kızı gibi. Erkeklerde galerici, emlakçı gibi. Parlak renkli giyinmeler, büyük güneş gözlükleri, yorumlayamama, kızlarda tuhaf bir cilt. Özetle her anlamda sığlık ve kalitesizlik. Özelde mühendislik mimarlık okuyan çok gördüm ama bunların çoğu mesleklerini yapmıyorlar belki de yapamıyorlar.

Koç, bilkent falan denilmiş de buralarda da böyle tiplerden az da olsa var.

Sorun okullarda değil, öğrencilerde. Yoksa tabii imkan iyi de sığ ve aptal olunca işe yaramıyor.
0
empedokles
(19.03.17)
Evet. Beni hiç yanıltmadilar şimdiye dek.
0
cabiday
(19.03.17)
Geri zekalı olduklarını düşünmüyorum. Dünyadaki en iyi üniversitelerin hepsi paralı. Harvard, Oxford, MIT vs. hepsi paralı bunların. Zeki bir insan da olsan bir şekilde para veriyorsun bu okullara. Bir insanın bir okula para vererek eğitim almak istemesi neden aptallık olsun ki? İstanbul Üniversitesi iyi bir üniversite diye bilinir ama devlet üniversitesi olmasına rağmen gözümde çok değerli değil mesela. Hukuk fakültelerinde devam zorunluluğu yok. Amfiler leş gibi. Bir sınıfta 150 kişi var. Sırf isim için neden böyle bir okula gideyim ki? Adam devam zorunluluğu olmadığı için okula gitmiyor. Hukuku komşusundan mı öğrenecek bu adam? Böyle rezilliklere katlanacağıma parasını verip özel bir üniversitede temiz temiz okurum daha iyi. Şu anda devlet üniversitesindeyim ama bir gün ekonomik durumum iyi olursa özel bir üniversitede istediğim bir bölümü okumak isterim.
0
dissendium
(19.03.17)
Gerizekalı falan çok ağır/anlamsız ama önyargı olduğu kesin. Ha Kırıkkale'de okumuş biri de gelip özel üniversitede okuyan gerizekalı falan derse gülerim. Türkiye'deki devlet üniversitesinin kalitesi de belli.
0
doxanikee
(19.03.17)
manyak mısınız oğlum niye birine gerizekalı ya da çok zeki demek zorunda hissediyorsunuz kendinizi?
0
hemsta
(19.03.17)
Sıradan bir devlet üniversitesinde okuyan en azından üniversite diplomasını hakkıyla alıyor. Sınavları bilgisiyle geçiyor. Özellerde notlar da şişirme.
0
empedokles
(19.03.17)
Özelde bedavadan not verildiğini sanmıyorum Nişantaşı vs değil kastım
0
🌸limoncello
(19.03.17)
özelde okuyan gerizekalı ne alaka koç bilkent gibi ciddi anlamda zor üniversiteler var bu okullara sadece para değil aynı zamanda bilgili olman gerekiyor
0
leo78
(20.03.17)
@vegas benim düşüncem değil toplumda öyle bir önyargı var mı diye sordum
0
🌸limoncello
(20.03.17)
evet. puanı yetmemiş, aradaki puan farkının parasını ödemiş diyorum.
0
karlmarx
(20.03.17)
Yoo olmuyor. Zamaninda %100 burslu okuyabilecekken gidip mal gibi devlet üniversitesinde okumayi sectigime yaniyorum.

Parasi varmis, parasini egitime harcamis. Aferin ona.
0
buf-e kür
(20.03.17)
özel derken, mesela bilkent turizm otelcilik başta olmak üzere atılım ve çankaya üniversiteleri mezunları gözümde alt tabaka.

anadolu ile selçuk'dan aşağıda, hitit ile çankırı'nın üzerinde bir yerde görüyorum. neticede devlet var devlet var.

ama mesela bilkent elektrik elektronik de özel, ama alanında ilk 5 içinde saymayanı döverler. o derece farklı olabiliyor.
0
babilbaligi
(20.03.17)
hiç öyle bir yaklaşımım yok.

100+ kişilik sınıflarda okumak mı?
20 kişilik sınıflarda okumak mı?
okulun sabit hocalarından ders almak mı?
piyasada tanınmış hocalardan, özel sektördeki başarılı insanlardan ve başarılı okulların başarılı hocalarından eğitim almak mı?


adam akıllı, özelde rahat rahat okuyor. aklına devlet okullarındaki, reislik, saçma salak marjinallik ile muhattap olmuyor. okula okumak için para veriyor ve tam olarak da bunun karşılığını alıyor. hatta bu okullarda burslu okuyanlar, tanıdığım en düzgün, kafası çalışan insanlar.
0
stewie
(20.03.17)
@prince legolas mesela o çok övülen sabancının mühendislikleri 80 bin 90 bin falan
bilkent koç ve sabancının mühendislik hariç diğer paralı bölümleri de , 100-150 bin, 200-300 bin 400 bin falan işletme, iktisat uluslar siyaset, iç mimarlık gibi bursluları çok yüksek belki odtü ve boğaziçinden de yüksek ama burslularla paralılar arasından ciddi fark var sıralama olarak
ha bilkent ve koçun paralı hukuku 25 bin falan belki
0
🌸limoncello
(20.03.17)
hem devlet okulu sonrasında da özel bir üniversitede okumuş ,2'sini de tecrübe etmiş biri olarak söyleyebilirim ki olay gerizekalılık değil, özel üniversitedeki çoğu kişinin başarmak için uğraştığı bir amacı yok.O yüzden de rahat ve ilgisiz olma durumları var.

Yani bir şey sorduklarında önceden onu araştırma gibi bir dertleri yok, direkt armut pişsin ağzıma düşsün istiyorlar.Başlarda oturup uzun uzun açıkladığım şeyleri sonradan bu durumu çözüp,nette şuna baksana diyip kestirip atmaya başlamıştım.
Böyle bir problem çözme kafası olmadığını düşünüyorum,yetiştirilme tarzlarına bağlı olarak.
Tabii bunda nesil farkının da etkisi var.

Onun dışında özel üniversite var, özel üniversite var.Benim tercih yaptığım dönemde,okulumun bir altındaki tercihim Yeditepe tam burslu mimarlık idi ki sonrasında da gördüm ki okuldan birçok hocam orada da eğitim veriyordu.Hem de çok daha az sayıda öğrenciye,çok daha teknolojik sınıflarda vs.Önemli olan bu imkanları değerlendirecek istek olması kişide.

Kıssadan hisse biraz önyargı ile yaklaşsam da aslında olay zekadan öte öğrenmeye açık ve istekli olmak.Bu önyargımı kıran birçok insan da tanıdım sonradan.O yüzden olmamak lazım aslında:)

edit: şunu da söylemem lazım ,özel üniversitelerde eğitim, sınavlar, genel sistem çok çok daha kolay.devlet okulunda günlerce sabahlayarak geçtiğiniz projeler sınavlar, ay hocam haftaya olsun nolooorr şımarıklığıyla cok kez ertelenebiliyor özel okullarda. Ya da aynı hoca özel okulda sorularını,eleştirilerinin derecesini azaltıyor devlet okuluna göre vs.
dolayısıyla bunun iş hayatına negatif bir etkisi oluyordur.
0
demoniclewinsky
(20.03.17)
önyargıdan kastın ne olduğuna bağlı. kendi alanım olan mimarlık çerçevesinde konuşabilirim, mesleki teknik bilgi açısından bir ön yargım olmaz. kişi pekala özel okulda da olsa çok çalışabilir ve bu açıdan gerekli donanımla mezun olabilir. ancak aldığı eğitim ve kazandığı vizyon açısından iyi bir devlet üniversitesi mezununun yanından geçemez. bunun da birçok sebebi var:

- "Bizim okula zaten İTÜ'den, Mimar Sinan'dan hocalar geliyor." mantığı var. Yanlış. Bir hocanın dışarıdan yalnızca proje dersi için geldiği üniversiteye sağladığı katkıyla, kadrolu bulunduğu üniversitede sağladığı katkı arasında dağlar kadar fark var. (Yeni mezunları öğretim görevlisi olarak alıp, proje verdiren özel üniversiteler de var ki, bunlar zaten direkt kapatılmalı.)

-Bunun yanı sıra mimarlık alanında ODTÜ, İTÜ, Mimar Sinan gibi okulların ekolleri var. Bu ekolleri bugünden yarına, dışarıdan getirdiğiniz hocaları toplayarak oluşturamazsınız. Eğitimlerinde eleştirilecek hiçbir şey olmadığını asla söylemem, mutlaka var. Ancak bu okulların ölüsü, herhangi bir vakıf üniversitesini 10'a katlar.

- Fiziksel çevre önemli. Çekmeköy'de veya apartmandan bozma yapıda okumakla Taşkışla'da, Fındıklı'da okumak arasında dağlar kadar fark var.

- Köklü okulların belli bir ekol çerçevesinde eğitim vermesinin bir etkisi daha var. Bu okullar piyasaya eleman yetiştirmez, meslek ve çevre etiği verilen eğitimde önemli bir rol oynar. Özel üniversitelerdeyse çocuklara bildiğin rant projesi yaptırıldığına birçok sefer şahit oldum.

- Türkiye'de gerçekleştirilen üniversite sınavındaki başarınınsa gözümdeki değeri 0, yazıyla sıfır. Bunun herhangi bir yargıda bulunmam için hiçbir etkisi yok.
0
gmzo
(20.03.17)
@gmzo peki bu okullarda tam burslu olarak okumak hakkında ne düşünüyorsun? hem okul yurt bedava ayda 500 lira harçlık verse iyi bir vakıf üniversitesine değil de itü mimar sinan ytü filan mı tercih edersin yine de?
0
🌸limoncello
(20.03.17)
ayni puanla bile girmis olsalar devlette iyi bir okulda okuyani ozeldekiyle bir tutmam. istisnalar sakli kalmak kaydiyla, adam ozel okumussa ailesinde para ve her turlu imkan var gibi dusunurum. bunlarin liseleri falan da ozel oluyor. hem en iyi hocalardan egitim aliyorlar, hem ingilizceleri cepte, hem ozel dersler vs. almis ama o kadar imkanla ayni puani aldiysa oburuyle bir tutmam. ama gerizekali demek icin baska kriterlerim var. bir bogazicili de gerizekali olabilir.
0
jimicik
(20.03.17)
gmzo'ya sorulan soruya maydanoz olayım.
yıldız'daki bir hocamız Yeditepe'de de ders veriyordu, ki Yeditepe son dönem türeyen apartman üniversitelerine göre çok daha köklü ve düzgün bir okul.
Kendi söylerdi,orada anlattığım içerik ve işleyiş sizinkinin çok gerisinde çünkü ilerlemek daha zor diyordu.Vize dönemlerinde onlara bu kadar yüklenmedğini söylerdi vs.
Doğruluğundan eminim çünkü dediğim gibi daha sonra özel üniversite deneyimim de oldu.
Ders veren kişi sınıf ortalamasına göre hareket etmek zorunda,sen özel üniversitede hocayı,imkanlarını ekstra zorlar isen ,daha fazla bilgi almak için uğraşırsan olur.Diğer türlü ortalama için verilen kadar alırsın ama devlet okulunda bir denklik var öğrenciler arasında.

Anadolu'daki diğer üniversiteler adına konuşamam,ya da son dönemlerdeki kadrolaşma üniversitelerdeki eğitim sistemini ne kadar bozdu bilmiyorum ama şahsi fikrim, o bölümde bilinen sayılı üniversitelerden birinde okumayı ,yine bilinen bir özel üniversitede tam burslu,ücretsiz yurt harçlık vs avantajları ile birlikte de olsa, okumaya tercih ederim.
0
demoniclewinsky
(20.03.17)
Okuduğu okuldan ziyade eğer kişi biraz aptalsa oluyor bu düşünce "zaten özele gidiyor" diye.
Ama "hıı özel okulda okuyor kesin aptaldır" diye bir şey olmuyor.

Kuzenim iş görüşmesine çağıracağı kişileri seçerken özel üniversiteden mezun olanların öz geçmişlerini kenara ayırıp önce devlettekileri çağırıyordu. Eğer o başvurulardan bir şey çıkmazsa diğerlerini çağırırdı. Bu da böyle bir örnek.
0
mutekebbir
(20.03.17)
@limoncello eğitim kalitesi açısından kesinlikle devlet üniversitelerini tercih ederim. ancak ailenin çocuğu istanbul'da okutacak yeterli durumu yoktur, o zaman tercih edilebilir çünkü barınma + 500 lira gibi bir para masrafların önemli bir kısmını karşılıyor. ama tabii bu çocuğun okula arabasıyla gelen öğrenciler arasındaki psikolojisini de düşünmek lazım.

öte yandan dokuz eylül, iyte, anadolu üniversitesi gibi okullar mümkünse yine vakıflara göre bu okulları tercih ederim. mimarlığı istanbul'da okumak önemli bir artı ama, yüksek lisans için de istanbul'a gelinebilir sonrasında, bunu yapan çok var.
0
gmzo
(20.03.17)
Geçmişte bana bağlı 6 mühendisin işe alım sürecinde bulundum.Tecrübe 5-6 yıldan fazlaysa hangi okuldan mezun kısmına çok sonra bakıyorsunuz.Öncelikle hangi alanlarda çalışmış,ne yapmış kısmı belirleyici oluyor.Mezuniyet sadece ilk yıllarda önemli oluyor.

Sorunun cevabı her disiplin için farklıdır ama benim eleman seçerken kafamdaki kategoriler altta.Boğaziçiyi eklemiyorum çünkü Boğaziçi mezunu mühendisi teknik işler için almam.

1) ODTU,İTU,Koç burslu,Sabancı burslu

2) Yıldız,İstanbul,Ege,Dokuz Eylül,Hacettepe,Marmara

3) Kocaeli,KATÜ,Isparta,Trakya vb. devletler ve Bahçeşehir,Işık,Yeditepe gibi özellerin burslu mühendislikleri
0
turkuaz
(20.03.17)
(11)

isviçre almancası vs alman almancası

cedex
birbirlerini anlıyorlar mı?evde isviçre tvsi var altyazılı, telaffuz ve dinlemeyi buradan geliştirebilir miyim? yoksa almancam kötü bir hal mi alır?(Goethe b1 sertifikam var)
birbirlerini anlıyorlar mı?
evde isviçre tvsi var altyazılı, telaffuz ve dinlemeyi buradan geliştirebilir miyim? yoksa almancam kötü bir hal mi alır?
(Goethe b1 sertifikam var)
0
cedex
(17.03.17)
İsviçreliler Almanları anlıyor. Almanlar İsviçrelilerin yazdıkları şeyleri anlıyor ama konuştuklarını anlamıyor. Bambaşka konuşuyorlar. İsviçreliler Almanların yanında konuşmaya utanıyor hatta. O yüzden dinleme bence.

Almanlar İstanbul Türkçesi, İsviçreliler İç Anadolu gibi düşün.
0
Lim5
(17.03.17)
farklılıklar var ama anlaşıyorlar tabii. şöyle ki viyanalı türk arkadaşım baselli ve leipzigli türk arkadaşlarla konuşuyor.
pratik için ben easy german'ı tercih ediyorum youtubeda. tavsiye ederim.
0
foseptik çukuru
(17.03.17)
Telaffuzu sakin isvicre tvsinden kapiyim deme.

Bir de isvicrelilerin aslinda gramerleri de almanya-avusturya almancasi gramerinden farkli biraz. Konusurken elbet anadili almanca olan biri anliyor ama isvicrelinin de biraz cabalamasi gerekiyor. Almanlarin anlamasini istemezse ortamda baska isvicreliyle oyle bir konusur ki halis muhlis hans bile bir sey anlamayabilir.

Almanca ogrenirken isvicre olaylarina girme, rtl filan ac, en temizi.
0
kuehles blondes
(17.03.17)
Şöyle söyleyeyim İsviçreli biriyle almanca yazışan bir alman her dediğini gayet normal bir şekilde anlar fakat iş konuşmaya gelince aksan farklılıkları var. İsvicreliler almanlari anlıyor fakat almanlar anlamakta biraz zorlanıyor.

Ben İsviçre'de okulda öğrendiğim çat pat Almancayla kendimi almanlara ifade edemedim mesela. Onlar benimle yavas bir sekilde almanca konuştu, ben ingilizce cevap verdim. O günden sonra da her gittiğimde ingilizce konuşmaya karar verdim. Daha önce almanca maillestigim insanlar olmuştu halbuki.
0
fraise
(17.03.17)
isviçrelilerin utandıkları filan yok, isviçre vatandaşıyım. baya güldüm bu yoruma.

isviçre'de konuşulan almanca farklı, almancayı isviçre ağzıyla konuşuyorlar diyelim. ancak okullarda "yazı almancası" (schriftdeutsch) dediğimiz almanca konuşuluyor ve almanlarla iletişim kurmak için konuşurken de yazı almancasını kullanıyorlar. konuşurken gidiyom, yapıyom diyip yazarken gidiyorum, yapıyorum yazmak gibi düşün.

isviçre kanallarında da programların bir kısmı yazı almancası kullanılarak sunulur (örneğin haberler), ancak haber esnasında bir isviçrelinin röportajı varsa mesela o kişi sokakta konuştuğu için yine isviçre ağzıyla konuşur. o yüzden almanca öğrenmek için pek doğru bir yaklaşım olmaz.
0
gmzo
(18.03.17)
Gmzo, valla ben de İsviçre vatandaşıyim, okulda alman kantonundan gelen bir arkadaşım 'bize koylu muamelesi yapıyorlar almanya'da. Bazen sevmiyorum orda konusmayi' demişti. Yani herkes için genelleme yapmak doğru değil. Hepsi utanmıyordur tabii de bir kısmının rahat hissetmediği kesin.
0
fraise
(18.03.17)
oha lan iki tane isviçre vatandaşı almanca hakkında ne güzel tartışıyor. :))

mesele türkçe-kürtçe olsa hemen küfür ederdik birbirimize. adamlar hakkaten ileri amk.

biri ''hey, bu yoruma güldüm''
diğeri, '' alman kantonundan gelen çocuk anlattı, rahat olmadıkları kesin''

kantonuna kurban olduklarım, beni de alın aranıza :)
0
kan aranıyor
(18.03.17)
@fraise o farklı bir mesele. köylü muamelesi yapan almanya'nın neresinden acaba? hani almanların da "köylüleri" ve "köylü gibi konuşanları" var, hepsi aynı konuşmuyor. bu doğudan öğrencilerin istanbul'a gelip, konuşmalarını uyduramayıp sıkıntı yaşamaları gibi bir şey.

zaten bu mesele isviçre'de almanca konuşulan kesimde özellikle eğitim alanıyla bağlantılı meselelerde sıkça tartışılan bir şey. biz 8.sınıftayken beden eğitimi dersinde bile öğretmene yazı almancası konuşma zorunluluğu getirilmişti örneğin. çünkü akademik anlamda başarılı olmak adına, yazı dilinde bu şekilde kullanıldığı için dile bu açıdan hakim olmak gerekiyor.

almanların bir kısmı bu yüzden muhakkak ön yargılı yaklaşıyor, bunun sonucunda da zaten isviçre'de almanlar pek sevilmiyor. zürih ve çevresi için bunu söyleyebilirim tabii sadece.

ancak ben genel olarak bunun "utanma" olarak betimlenemeyeceğini ve kültürel zenginlik getirmeleri sebebiyle dillere sahip çıkılması gerektiğini düşündüğüm için bu şekilde ifade ettim.
0
gmzo
(18.03.17)
Konunun ne olduğuna hakimim ben de. Benzer şeyler fransız kantonlarinda da var (kantonlar arası aksan farkı vs). Sadece "çok güldüm bu yoruma" deyince aslında içlerinde arkadaşın dediği gibi hissedenler de olduğunu söylemek istedim. Butun İsviçreliler almanlanlarin yanında ezilip buzulmuyor tabii ki.

Sonuçta her insan aynı değil, genellemek de iki taraf için de doğru değil.

Velhasıl almanya almancasi ile İsviçre almancasi gramerde aynı, pratikte farklı. Bu yüzden de çeşitli handikaplar var. Siz en iyisi alman kanallarından pratik yapmaya çalışın :)
0
fraise
(18.03.17)
@gmzo Vallahi öyle. Mekan Lörrach, İsviçreliler çeviri yaptırıyor. Hannover'e gitseler hiç konuşmazlar demek ki :)
Olabilir yani böyle şeyler, kuzenim de Fransızca konuşurken kendini hiç rahat hissetmiyor. Bu arada Zürih çok güzel bir yer diyerek tespitlerimi sonlandırıyorum.
0
Lim5
(18.03.17)
Hocam haberlerini izledigimde &70-80 anliyorum, cünkü Hochdeutsch`a yakin konusuyorlar.
Anadil kullanicisi benim anladigimdan cok daha iyi anliiyor tabi.
Ben haberlerini izlerdim senin yerinde olsam, kötü bir etkisi olmaz. Ben Almanyada A1 ve A1.2 alirken, hoca üniversitede bazen cdden Isvicre Almancasi aciyordu ve quiz oluyorduk bu kayitlardan, düsün yani.
0
buf-e kür
(18.03.17)
(18)

Kira yerine ne?

catpat
Arkadaşımın annesiyle kaldığı evinde kalıyorum 2 aydır. Bi süre daha kalıcam gibi görünüyor. Durumları çok iyi değil, samimiyetten kiraya destek olmayı öneremiyorum. Kiranın yarısını karşılacak kadar falan bi hediye vermek istiyorum ama altın da yanlış anlaşılabilir para gibi. Ne alsam annesine?
Arkadaşımın annesiyle kaldığı evinde kalıyorum 2 aydır. Bi süre daha kalıcam gibi görünüyor. Durumları çok iyi değil, samimiyetten kiraya destek olmayı öneremiyorum. Kiranın yarısını karşılacak kadar falan bi hediye vermek istiyorum ama altın da yanlış anlaşılabilir para gibi. Ne alsam annesine?
0
catpat
(17.03.17)
ihtiyaçları olan bir şey alsana. iki aydır kalıyorsun bilmen lazım.
0
bohr atom modeli
(17.03.17)
Eksik olan bi mutfak eşyası tabiki.
Ya da bir ay elektrik veya doğalgaz faturası
0
etna
(17.03.17)
mutfak masraflarına katkı, fatura ödeme uygun olur. Altın takı hediye etsen bozdurmak onlara ayıp gelir.
mutfak masraflarına katkıyı para vererek değil de bişeyler alarak yapman uygun olur.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.03.17)
Bence sen direk kiraya destek olmayı bir öner.
0
nedendir bilinmez
(17.03.17)
bir gün markete git, doldur torbaları envayi çeşit erzakla, öyle git eve.
0
kibritsuyu
(17.03.17)
paraya ihtiyaci olan bir insana skain gidip bir sey alma. ya kira ya fatura ya mutfak masraflarini hallet. nakit olmayinca ne yapsin insan bir ihtiyacinin karsilanmasini.
0
sparkle kiddle
(17.03.17)
kiraya ortak olmayi kesin onerin. belki bekliyorlardir. ayip olmaz.
0
carabelli
(17.03.17)
carabelli +1

durumları iyi değilse hediye şu aşamada çok anlamsız kalır. ben olsam samimiyetten teklif ederim. hatta bütçemi ona göre ayarladığımı vs söyler ısrar ederim.
0
elorelia
(17.03.17)
Ya kiraya ortak ol ya da faturalari sen ode. 2 aydir bunlari teklif etmemis olman cok ilgincmis.
0
England
(17.03.17)
@sparkle kiddle +1
0
uzman pratisyen
(17.03.17)
kiraya ortak olmayı öner +1

bu samimiyetten söylenemeyecek bir şey değil. liseden çok yakın arkadaşım bu yaz 2 ay kaldı bizde, hiç kira istemeyi filan düşünmedik ısrarla vermek istedi "böyle daha rahat hissedeceğim, zaten para ayırmıştım" diyerek. biz de tamam o zaman dedik ve kirayı tam 3'e bölmedik, biraz daha az aldık ondan. hem onun içi rahat etti, hem de tam bölmediğimiz için bizim içimiz rahat etti.
0
gmzo
(17.03.17)
bir pazara git yada markete,Temel yiyecek maddelerinden bütçene göre al getir.En makulu bu bence.
0
izmirlimuh
(17.03.17)
Market alışverişi yapın. Her akşam eve eliniz dolu gidin. Kesinlikle işe yarar.
0
lazarus
(17.03.17)
eve fatura mı geldi? hoop alıp öde.
ben olsam kirayı değil de faturayı ödese daha memnun olurum. kira o olsa da olmasa da ödeniyor ama elektriği suyu vs o da kullanıyor.
0
matilda
(17.03.17)
önce kirayı öner.
kabul etmezlerse faturaları öner.
onu da kabul etmezlerse her hafta market alışverişi yap.

şeklinde nacizane öneriler filan.
0
teritori
(17.03.17)
Ayıp olmaz 3. Ay kirayı sen öde, 3 ayda bir ben ödüyorum kabul etmezseniz de kalamam de ısrar et kabul ederler
0
sekerse tehlike
(17.03.17)
Kira önerilmez arkadaşlar. Arkadaşının annesiyle yaşadığı ev orası. Bekar veya öğrenci evi değil. Aile yanında geçici bir süre kalma durumunda evin masraflarına usulünce katkıda bulunulur. Ailenin durumunun iyi veya kötü olmasına bakarak karar verilmez, iyi de osa aynı şey yapılır. Adet bu yönde olduğu için kimse kırılmaz, alınmaz.
Kira teklif etmek yakışık almaz, arkadaşlık var arada.
Arada olur, günlük olur yaşam koşullarına göre ayarlarsın, eve giderken bişeyler alırsın, mutfağa katkıda bulunursun. En uygunu budur.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.03.17)
arkadaşınla konuş, böyle bir yardım yapmazsam rahat etmem, size yük olduğumu hissederim de. market alışverişini beraber yapın ve sen öde.
0
stewie
(17.03.17)
(14)

abi bu filmi kesin izle

neseli ispanak
Dediğiniz filmleri yazar mısınız.
Dediğiniz filmleri yazar mısınız.
0
neseli ispanak
(14.03.17)
şanslı slevın
0
mete kudur
(14.03.17)
Billy Elliot
0
gmzo
(14.03.17)
Paha Maa
0
zwiegesprach
(14.03.17)
her
0
dedimmidemedimmi
(14.03.17)
büyük balıh
0
seyduna6687
(14.03.17)
old boy
0
lcha
(14.03.17)
titanic
0
bohr atom modeli
(14.03.17)
en iyi teklif
0
MtKrt
(14.03.17)
human centipede
0
sir gawain
(14.03.17)
The Intouchables.
0
himmet dayi
(14.03.17)
agora
0
sizofren06
(14.03.17)
heritage
(14.03.17)
13 hours: secret soldiers of benghazi
0
1shot2shots
(14.03.17)
Reis
Recep İvedik
Destere
Kutsal damacana
Kolpaçino
0
kreatin
(14.03.17)
(9)

asus mu acer mi?

ytse jam
niden?
niden?
0
ytse jam
(13.03.17)
asus kullandım yıllarca çok memnundum.
acer olan arkadaşlarım hep şikayetçi idi
o yüzden asus diyorum.
0
basond
(13.03.17)
asus kullandım, acer kullanmadım.

asus diyorum.
0
mezarkabul
(13.03.17)
sony vaio kullandım.
şu an acer kullanıyorum.

acer diyorum :)

ben memnnunum yani hangi modeli alacaksın ben de Nitro serisi var
0
burya
(13.03.17)
kesinlikle asus.

acer'ın ısınma problemi var.
0
drako
(13.03.17)
ikisini de kullandım. asus.

asus'un ucuz modellerinde menteşe problemi olduğu doğru fakat düzgün kullandığınız sürece bir sıkıntı olmuyor. Benim pc yere düşüp kırılmasına rağmen menteşesini garantisi ücretsiz değiştirmişti.
0
artikbenimdebirvolvomvar
(13.03.17)
markadan ziyade model karşılaştırmak daha mantıklı olacaktır. notebook dediğimiz şey toplama bilgisayar zaten. marka olarak önyargılı olduğum bir tek casper var, hayatta almam. ama asus kullanan da acer kullanan da tanıdığım ve memnun olan insanlar var. dediğim gibi markasından ziyade içine bakın, ekran kartına, işlemcisine, ramine.
0
veritaslibertas
(13.03.17)
asus vardı evde, acer var şimdi, acer daha iyi şu anda gözümde.

önceden olsa acer yaramaz derdim.

ama asusun da ekran kartı fln iyi olan güzel modellerinin f/p oranı çok iyi, sen ne alacaksın ona göre değişir durum
0
nucleon
(13.03.17)
Acer'in cok da pahali olmayan bir makinesini kullandim, tez yazarken anakart yandi :) Belki benim sanssizligimdir bilemiyorum. Su anda Asus kullaniyorum gayet memnunum.
0
voyager 1
(13.03.17)
Markadan ziyade model +1

Nitro serisinden bir modeli kullanıyorum 1 buçuk senedir, gayet memnunum.
0
gmzo
(13.03.17)
(2)

Hangi iç mimari programda

o kadar da degil aga
Çizilmiş bu kat planları? Tüm kataloglarda bunu görüyorum artık http://prnt.sc/eil044
Çizilmiş bu kat planları? Tüm kataloglarda bunu görüyorum artık

prnt.sc
0
o kadar da degil aga
(11.03.17)
Autocad ile çizilip, Photoshop ile görselleştirme yapılıyor.
0
gmzo
(11.03.17)
evet o eskiden de yapılırdı ancak tefrişat bir çok firmanın kataloğunda neredeyse aynı. bence bu bir iç mimari programı ve herkes aynı kütüphaneyi ve ışıklandırmayı kullanıyor.
0
🌸o kadar da degil aga
(12.03.17)
(8)

zeki insanların daha boş beleş insanlar olması

proletarier aller lander vereinigt euch
yani kariyer ve akademik olarak başarısız hatta işsiz gezinen düzensiz vs. daha bir sürü şey eklenir olmasının nedeni nedir sizce?istisnalarla gelmeyin lütfen. genel olarak kafası pratik çalışan başkalarının göremediği şeyleri görebilen insanlar böyle oluyor.edit: zeka deyince neyin zekası demeyin y
yani kariyer ve akademik olarak başarısız hatta işsiz gezinen düzensiz vs. daha bir sürü şey eklenir olmasının nedeni nedir sizce?

istisnalarla gelmeyin lütfen. genel olarak kafası pratik çalışan başkalarının göremediği şeyleri görebilen insanlar böyle oluyor.

edit: zeka deyince neyin zekası demeyin yukarıda açıkladığım gibi, başkalarından farklı şekillerde yaklaşabilmeleri olaylara, başkalarının asla aklına gelemeyecek ilginç çözümlemeler üretmeleri vs.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(10.03.17)
Çünkü başkalarının hırs yaptığı şeylere kıymet vermiyorlar. Bulunduğumuz düzende bir şey yapmak onlarıntatmin etmiyor.
0
fasulyek
(10.03.17)
Turk ekonomisi ara eleman ekonomisidir. Bu nedenle zeki insan is bulamaz. Turkiye'ye genelde meslek lisesi mezunu tekstilci ya da otomotivci gerekir. Alman ekonomisi arastirma gelistirme uzerine kiruludur. Orada zeki insan issiz kalmaz. Almanlar nasil yapilacagi bilgisini satar biz de onlara bakarak tekrar ederiz.
0
Traveller
(10.03.17)
Egitim sisteminin ortalama insana yonelik olmasi.
Zeki insanin zekasini tek bi noktaya bu sistemde kanalize etmesinin zor olmasi.
0
ghilleinthemist
(10.03.17)
Türkiye'de zekiysen, "aptal" kitlelere göre hazırlanmış bir ton şeye adapte olarak başarıya gitmen gerekiyor. öncelikle öğretmenlerin büyük kısmı kalitesiz ve kötü. ortalama bir yaşama ulaşmak için bu tiplerle uğraşılır mı? bence hayır.
0
christopher nolan
(10.03.17)
herkes 8-6 çalışsaydı mesela bence sanat falan hiç gelişmemiş olurdu. özellikle sanatçının bu tip boş beleş bi hayata ihtiyacı var ki iyi bir şeyler üretebilsin. sonra neden ben tarkovski olamıyorum...
0
olkol
(10.03.17)
Ben önermeye baştan katılmıyorum. Kendini olduğundan daha zeki sana insanlar tembelleşir ve başarısız olurlar. Şurada sorsan şimdi, herkes senin tarif ettiğin biçimde belli bir seviyenin üstünde zeki olduğunu düşünüyor. Sorun da bu.

Türkiye ara eleman ülkesiymiş, eğitim sistemi aptallara göreymiş - geçiniz. Bunlar tam olarak bahsettiğim şey ve kendini başarısız ama çok zeki görenlerin bahanesidir. Zeki insan er geç başarılı olur, kendini olduğundan zeki ve başka insanlardan üstün gören olamaz. Bu kadar.
0
gmzo
(10.03.17)
Zeki insanların daha zeki olanları başarının aynı zamanda düzenli çalışmanın bir sonucu olduğunu bildikleri için başarılı oluyorlar. Zeka, bir olaya farklı açıdan bakmak çok büyük bir "asset", ama bunu çalışmayla desteklemezseniz boş-beleş insan olursunuz. Bir de pratik zeka ile zeki insanlar arasında eğitim farkı var bence.
0
SiyamkedisiZorro
(10.03.17)
Kıskanma yiğidim
0
prince legolas
(10.03.17)
(17)

Dandik okul bitirip babasının işini yapan sahte işadamları

sorunvar
Bu tipleri hiç sevemiyorum ya. Bir de kendisini girişimci gibi gösteremler var. Baban vermiş 1 milyon tl yi tabi girişirsin o paraya. 23 yaşında adam kendini işadamı gibi gösteriyor. Aynısı hukuk mezunlarında da var. Adam 2016 da ruhsat almıs bi bakiyorsun 1 yılda yanında 10 çalısan lüks ofis falan
Bu tipleri hiç sevemiyorum ya. Bir de kendisini girişimci gibi gösteremler var. Baban vermiş 1 milyon tl yi tabi girişirsin o paraya. 23 yaşında adam kendini işadamı gibi gösteriyor. Aynısı hukuk mezunlarında da var. Adam 2016 da ruhsat almıs bi bakiyorsun 1 yılda yanında 10 çalısan lüks ofis falan filan. Havalı pozlar, bmw de cool hayatlar. Sıfırdan baslayanlarda bunların yanında 3 bin tl ye çalıssın. Hayat hiç adil değilsin. ne düsünüyorsunuz ?
0
sorunvar
(08.03.17)
hayat adil değil. katılıyorum.
0
otonomo
(09.03.17)
Ne yapsın hacı, adam sürünsün mü babada para varken? O paralara sahip olup bi baltaya sap olamayanlar da var, hiç yoktan bir şeyler yapıyor bu bahsettiklerin.
0
noluyo yaa
(09.03.17)
+1 sıfırdan gelmiş gibi havalar falan.
0
ketcapli dondurma
(09.03.17)
benim 2 arkadaşım vardı. okul bitti bunlar, istanbula gelip belge aldılar mesleki olarak. ikisi de babadan zengin. ikisini de severim arkadaşlıkları ayrı tabi. fakat birisi var ki durmadan laf sokmalar falan. o hemen gitti belgesini aldı, dükkanını açtı para kazanıyor. ben askere gittim geldim iş bakıyorum bazen boş boş konuşuyor canımı sıkıyor.
0
blue eyes white dragon
(09.03.17)
O adam benim ama dobloya biniyorum valla bmw falan almadı peder. Yeri geliyor 9.kata sırtımızda takım çıkarıyoruz ama aynı akşamında güzel bir yerde yemek de yiyoruz yani kolay kazanmıyoruz ama yiyoruz yani.

Tabi benden çok daha iyi durumda özel ünileri yarıda bırakıp şimdi altlarında sıfır 320ler ile gezen arkadaşlarım da var onların babası daha zengin napalım.
0
gozu acik sevisen yahudi
(09.03.17)
daha temelde sorgulamamız gerekenler;
-mülkiyet hakkı
-miras sistemi

yoksa biz değil torunlarımız da aynı duyuruyu girecek.
0
brakgn
(09.03.17)
Herkesi sıfırlasak ve eşitlesek bile, on yıl sonra birileri yine zengin, birileri yine fakir olacak. Zengin olanın da en değerli varlığıyla zenginliğini paylaşması çok normal. Fakir için üzücü ama normal.
0
metamorphisis
(09.03.17)
Yanliz ne haset yaptik surda.
0
duptıs
(09.03.17)
öyle bi herif şu an abd başkanı
0
yazmamaya yemin eden adam
(09.03.17)
Brakgn +1

Miras sisteminin degismesi gerekiyor
0
Traveller
(09.03.17)
yapacak bir şey yok onun da ailesinde biri zamanında çok çalışmıştı biz de belki şu an çocuğumuz ileride rahat etsin diye kasıyoruz. maalesef hayatın gerçekleri inş bizim cocuklarımız rahat eder.
0
monkey
(09.03.17)
Zengin olsam kendi çocuğuma aynı imkanları sunardım. İki yüzlü davranmak istemiyorum. Anarkososyalist devrim yapak diyin yapalım ama bana hasetlikle gelmeyin bro. Genetik materyalimin yarısını verdiğim picime yatırıcam paramı elbet. Doğal. Gen bencildir.
0
kargn
(09.03.17)
adalet ile esitlik farkli kavramlar. esit olmak her zaman adil degildir. bir aile 3 nesildir emek verip her turlu zorluga ragmen tuccarlik esnaflik yapmaya calismissa, birikimini de cocuguna aktarmaya calismis ve salak bir cocuk dahi olsa basinda durabilecegi bir sirket sistemi oturtmussa; evet o dingille esit sartlarda degiliz ama bu da onun ailesinin 3 nesildir cektigi ceremenin goz ardi edilmesini hakli kilmaz. esitlik olsaydi adil bir durum olmazdi.

cevaplarda bahsedilmis, konu mulkiyet ve mulkiyetin soya devamini saglayan miras sistemi ile ilgili.
0
hybridus
(09.03.17)
Çok haklısın ama yapacak birşey yok. Baba parasıyla iş kurmasında sorun yok, babas uygun gördükten sonra en doğal hakkı. Ama sanki kendisi sıfırdan var edip yapmış gibi triplere girmeleri antipatik oluyor elbette.
Aklıma The IT Crowd'daki reynolm un "Bu şirketi kurarken elimde sadece hayallerim ve 6 milyon pound um vardı." lafı geldi. Hahaha
0
battal gemalmaz
(09.03.17)
Babam über zengin değil ama iyi kazandığı, kendi işi var. Mezun olduğumda "dön memlekete, sana iş yeri açalım, kendi işini yap" diyebilirdi ama demedi. Mezun olduğumdan beri kendi çapımda debeleniyorum, çok zor durumda kalsam elbette maddi olarak yardım ederler ancak anafikrim her zaman artık kendi paramı kazanmam gerektiği yönünde oldu. Bu da zaten aileden o güne kadar aldığınız eğitimle alakalı.

Hayat adil değil demiş arkadaşlar, evet değil o yüzden o şirketler yarın batabilir. Babaları da artık yanlarında olmayabilir. O vakit ne olacak? Ben ne kadar param olursa olsun mezun olur olmaz çocuğumu şirketin başına getirmem. O pozisyona gelmeden öğrenmesi gereken şeyler var hayatla ilgili. Çocuğunuza bıraktığınız bazı miraslar maddi miraslardan daha önemlidir. Bunun da en başında verdiğiniz eğitim ve hayata ne kadar hazırladığınız gelir.

Adam gelmiş 35 yaşına, babasına bağımlılık açısından 15 yaşındaki veletten farkı yok. Ben kıskanacak bir şey göremiyorum.
0
gmzo
(09.03.17)
kesinlikle katılıyorum. sorun bu avantajdan faydalanmaları değil. bizim de olsa biz de faydalanırdık ancak bunu başarı gibi göstermeleri sinir eden. sanki herşeyi sıfırdan başlayarak elde etmiş gibi havalara giriyorlar. bunun aslında baba parasıyla alınan bmw ile hava atmaktan farkı yok. kendin çalışıp o noktaya geldiysen sıkıntı yok ancak hiçbiri böyle değil.
0
black mamba
(09.03.17)
olsa yemeyeceksiniz sanki.
evet hayat adil değil ama bu epey uzun bir zamandan beri böyle.
0
kayranin kedisi
(09.03.17)
(8)

gelinlik ile ilgili sorular

gmzo
düğün ağustos sonunda. haziran ayında bakmaya başlasam geç mi kalmış olurum? tez yazıyorum da, o sıralarda rahatlamış olacağım. öyle beğendiğim modeli diktireyim gibi bir derdim de yok, hazır beğenip tadilat yaptırırım sanıyorum.bunun yanı sıra abartılı modellerden hoşlanmıyorum, internetten baktım
düğün ağustos sonunda. haziran ayında bakmaya başlasam geç mi kalmış olurum? tez yazıyorum da, o sıralarda rahatlamış olacağım. öyle beğendiğim modeli diktireyim gibi bir derdim de yok, hazır beğenip tadilat yaptırırım sanıyorum.

bunun yanı sıra abartılı modellerden hoşlanmıyorum, internetten baktım da a kesim dedikleri uygun gibi geldi. fazla dar kalıpları bana yakışmaz, fazla kabarıklardan da ben hoşlanmıyorum. aşırı pahalı da olmasın istiyorum, gerek yok. kadıköy civarından tavsiye edeceğiniz nereler var? söğütlüçeşme caddesindeki gelinlikçiler nasıldır? yoksa oleg cassini gibi daha kurumsal yerlere mi yönelmeli?

bir de son olarak; kiralamalı mı, satın mı alınmalı?
0
gmzo
(07.03.17)
Valla çevremdeki arkadaşlardan gördüğüm kadarıyla "evet" geç kalmış olursun. Arkadaş Mayıs'ta evlendi Ocak-Şubat gibi gittiği gelinlikçiler "Aoaoaaaaa çok geç kalmışsınız hiii" diye dırdır etti. Ha şanslıysan yürürsün ama beğenmezsen uğraşırsın biraz...

A kesim güzeldir. Zaten prenses modelin pek kimseye yakıştığını görmedim. A hem ince hem uzun gösteriyor. Oleg Cassini fiyat performans açısından makul gördüğüm kadarıyla.

Son soru: Valla bu senin kararın. Ama benim bildiğim kiralamaların fiyatı da gereksiz uçuyor. Kiralayacağına satın alıp sonra satman daha karlı olabilir eğer uygun kiralık bulamazsan.
0
lcha
(07.03.17)
senin için geç değilde, gelinlikcilerde sıra oluyor sıkıntı onların yoğunluğundan doğuyor, zaten son işlemleri düğüne yakın yapıyorlar ama bunun model seçmesi kumaş seçmesi diktireceğin yeri beğenmek derken 'bakma' süreci neredeyse 2-3 hafta sonu sürüyor sonra gelinlikçininde elinde tonla işi oluyor onlar sana ileri tarih veriyorlar bu yüzden..
oleg çok ileri tarihe bitiş veriyor şu sıralar gitmen lazım, çok yoğunlar biz nisan ayında arkadaş için gitmiştik ekimdeki nikahı için belki yetişir bilemiyorum demişlerdi..
arkadaşla oleg ve başka bir gelinlikçiye gidip anladıklarım bunlardı
0
eja
(07.03.17)
Aysira var söğütlüçeşmede fabrika satış mağazası sanırım. Pek popüler fiyatlar da uygun sayılabilir.
Oleg cassini candır.
Paraya kıyarım derseniz pronovias var, hastasıyım.

Ve evet haziran falan çok geç. Ağustosta evlenecek arkadaşlarım 2 ay önce başkadılar gelinlikçi gezmeye. Aradığınızı bulmak düşündüğünüzden daha zor olacak. Zaman yaratmaya çalışın.
0
bir nick var benden iceri
(07.03.17)
o dönemlerde yoğunluk olduğu için dikim bile olmasa yapılacak birkaç düzenleme zaman alabilir.
Zamanında Kadıköy'deki birkaç gelinlikçiye gidip beni saçmasapan bir hale getirmelerine izin verip darlandıktan sonra (mağazada ne varsa üstüme koydular,duvaklar akseuarlar,tüller süsler fln) oleg cassini'ye gidip yarım saatte modeli seçtim.
böyle çok sade ve düz modelleri var.

www.olegcassini.com.tr

Şimdiden gidip 1 gününüzü ayırın,zaten beden seçiyorsunuz,en fazla bir prova yaparsınız biter.

edit:bir de online rezervasyon yapın,%10 indirim oluyor.
0
demoniclewinsky
(07.03.17)
yani ne bileyim, nişan için elbise bakmaya gittiğimde 3 hafta vardı, kadın "inanamıyorum çok geç kalmışsın insanlar 3-4 ay önce başlıyor bakmaya" demişti de, iki saat içerisinde beğenmiştim elbiseyi. mağaza mağaza gezip gelinlik denersem zaten içim daralır, 3-4 seçeneğe eleyip, oralardan halletmek istiyorum.
0
🌸gmzo
(07.03.17)
geçen ay oleg cassiniye gittim çok fazla bi araştırma yapmadan. kafamda az buçuk a kesim tipinde bir model vardı. anlattım yardımcı oldular. gecen hafta provalarım bitti gelinliğim elimde. nisan başı evleniyorum. bana da çok geç kalmışsın felan dediler ama şehir dışından geliyorum vs vs deyip sıkıştırdım randevuları. yardımcı oluyorlar yani satış yapacaklar sonuçta.
demem o ki rahat ol. ne kadar strese girersen bulmak o kadar zorlaşıyor.mutluluklar bu arada :)
0
hicgudu
(07.03.17)
eski duyuruları karıştırırken şurayı buldum, harika işleri var: www.facebook.com

ama özel dikim yapıyoruz demişler. şöyle sade bir model ne kadara mal olur acaba? diktirince çok mu pahalıya gelir fikri olan var mı?
0
🌸gmzo
(07.03.17)
2 sene önce su modele 4000 demişlerdi kadıköy'deki gelinlikçiler.
www.eksiduyuru.com

Su anki fiyatları bilmiyorum ama ben o kadar para verip sonra istediğim gibi olmazsa diye tırsmıştım.Gerçi oradakiler daha önce yaptıkları modeller,yapamama gibi bir durumları olmaz.Yine de mağazadan almaktan pahalıya gelir diye düşünüyorum.
0
demoniclewinsky
(07.03.17)
(20)

Erkek 25 kız 27 yaş ilişkisi olur mu

mhmtt
Başta benim için okeydi. Sonuçta 2 yaş farketmez çok diyordum. Anca bugün annemle öyle bir muhabbeti geçti. Senden büyükse sakın ciddiye bindirme işi, kesinlikle senden en az 3 yaş küçük olmalı vsvs kafamın etini yedi. Kızdan da biraz soğuttu bu olay beni... siz ne diyorsunuz bu konu hakkında?Not: g
Başta benim için okeydi. Sonuçta 2 yaş farketmez çok diyordum. Anca bugün annemle öyle bir muhabbeti geçti. Senden büyükse sakın ciddiye bindirme işi, kesinlikle senden en az 3 yaş küçük olmalı vsvs kafamın etini yedi. Kızdan da biraz soğuttu bu olay beni... siz ne diyorsunuz bu konu hakkında?
Not: gayet baby face küçük gösteren geç yaşlanması muhtemel bir arkadaşınızım. Onu da düşünün.

Bonus soru; kızın 7 yıllık ilişkisi olmui benden önce, o da kafamı karıştırıyor biraz. Benim hep kısa süreli oldu. Unutabilir mi o çocuğu sizce? Bilmiyorum helpp pls
0
mhmtt
(04.03.17)
kimi seveceğinin direktifini annesinden alan adamla genel olarak olmaz. olur da annenin dediği olur. kimi seçeceğini belirledikten sonra yarın ilişkiyi nasıl yaşayacağınızı da belirler. bulduğun 3-5 yaş küçük kız da durmaz.
bence annen hamamdan baksın, kimi beğenirse onunla çık.

not: şaka yapmıyorum
0
otonomo
(04.03.17)
Tabi annenin fikrini dinlicen haci, en dogrusunu o bilir. Seni ondan cok seven var mi.
0
brad pitt
(04.03.17)
buna sadece sen karar verebilirsin. herkes aynı değil. genel şeyler vardır tabii ama ben mesela benden büyük biriyle sıkıntı yaşamam ki bu 5 yaş bile olabilir.
0
tute
(04.03.17)
olur yahu neden olmasın. hatta evliliklerde kadın yaşça büyük olursa, ileride zengin olurlar diye bir laf var :) annenin bu kadar karışmasına izin verir, üstüne bir de dinleyip bu sebeple ayrılırsan ileride çok sorun yaşarsın.

7 senelik ilişki ne zaman bitmiş? hangi yaşlardaymış? hangi şartlarda ayrılmışlar? bu parametrelere bağlı olarak unutulur, neden unutulmasın. insanlar senelerce evli kalıp, boşanıp, yeniden evleniyorlar ve mutlu oluyorlar.
0
gmzo
(04.03.17)
Geleneklerin bazi akillica bazen de aptal yanlari var. Bu yas olayi aptal olanlarindan cunku artik yalnizca erkegin calismasi beklenmiyor.
0
Traveller
(04.03.17)
ananı dinle kıza yazık etme.
0
elorelia
(04.03.17)
kafa olarak 2 yil bisey degil. aynen senin gibi 25 yasinda 27 yasinda kiz arkadasim olmustu. bir yil beraber olduk. cok guzel zamanlarim gecmistir. ayrildik sebebi benim salakliklarimdi o ayri. yaninda kendini iyi hissediyorsan iki yasa cok takilma.
0
duyurumvar
(04.03.17)
Burdaki tipleri dikkate alma. Anneni dinle. Doğru söylüyor. Sen anneni dinledin diye seninle kendince dalga geçmeye çalışanlar otuzundan sonra mutsuzlukla başarısızlıkla çevrili Batı özentiliğine batmış bir ömrün ortasına geldiklerini anlayıp korkunç buhranların içinde bulacaklar kendilerini. Anneni dinle evlat. Anneler doğruyu bilir. Uzak dur o kadından.
0
mevsimler
(04.03.17)
Sevgili olayında yaş sorun değil de evlilikte sorun maalesef. Evlenenler yok mu, var elbette. Bi de onlara sormak lazım çevreden aldıkları tepkileri.

7 yıllık bi ilişkiyi unutması zordur fakat senin de kısa süreli ilişkilerinden unutamadığın vardır belki. Süreden ziyade o kişiden kaynaklı bişe.
0
mandalina kokusu
(04.03.17)
Eşim 5 yaş büyük benden. Takmayin boyle şeyleri. Takacaksaniz da bulasmayn.
0
veritaslibertas
(04.03.17)
bazen uzun süreli ilişkileri unutmak çok daha kolay oluyor.
çünkü uzun yıllar dendiğinde akla ne kadar romantik ve sağlam bir şey gelse de, bıkkınlık yaratmış ve yıpratmış bir ilişki olma ihtimali de çok yüksek.
o yüzden zannedildiği kadar fazla etkisi olmaz genelde.

20'li yaşlarda iki yaştan bir şey olmaz.
duygularını yok saymaya değmez iki yaş yani.
0
blatta hiberna
(04.03.17)
anayı dinle, analar garip analar filan o kısma hiç giremeceyeceğim.

olur, sevgi varsa neden olmasın?
kendi adıma emin olamıyorum ama başkasında gördüğümde yadırgayacağım bir şey hiç değil.
0
filteria
(04.03.17)
Olur ama çok zorlar bu ilişki sizi... Benim tanıdığım bir kaç kişi yürütemedi, ben kesin evlenirler gözüyle bakıyordum. Eğer ciddiye binmedi ise vazgeçebiliyorsanız vazgeçin. Ama ben seviyorum diyorsanız 2-3 yaş çok değil.

Annenin sözüyle sevmeyeceksin ama tecrübesinden de faydalanacaksın tabii ki. Annen sana bunu kötülük olsun diye söylemiyor. Olşabilecek sıkıntıları görüp, sonradan üzülmeni istemiyor.


.
0
kartallar yuksek ucar
(04.03.17)
2 yaştan oluşabilecek sıkıntı ne olabilir ki? yani sen 2 yaş büyük olsan neye göre ilişki daha farklı olabilir? Ha dersen ki karakter olarak küçüklerle daha iyi anlaşırım eyvallah da, mantığı ne yani? ya da neden illa 3 yaş küçük. çevremde kendisinden 5,7 ve 8 yaş küçük kadınlarla evlenen erkekler var. Kuzenim senin şu anki yaşındayken kendinden 5 yaş büyük 30 yaşında kadınla evlendi. Eskiden de kadının 5-10 yaş büyük olduğu evlilikler fazlaymış. annelerimiz bizim iyiliğimizi isteseler de her şeyin doğrusunu bilemezler ve bilmiyorlar da. tamamen ataerkil bi bakış açısıyla erkek kadından büyük olmalı zihniyetiyle harekete ediyor, mantık ve deneyimle değil.
Ha, eğer annenin bu lafıyla kadından soğuyorsan zaten sizin ilişkide olmayan bir şeyler varmış
0
limoncello
(04.03.17)
seni tanıyan birilerinden fikir al bu konuda.
0
market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava
(04.03.17)
25e 27k olur.

kız mal değilse unutur.
0
freetakilir
(04.03.17)
Hayatınızdaki insandan annenizin 3-5 sözüyle soğuyabiliyorsanız sadece bu değil, lütfen herhangi bir ilişkiye başlayıp karşınızdaki insanı üzmeyin gereksiz yere.
0
chihirovekohaku
(05.03.17)
-Erkek 25 kız 27 yaş ilişkisi olur mu
-iki kadın da isterse olur. iki kadından biri isterse yine olur. (biri=hanım kızımız)
0
a man alone
(05.03.17)
25e, 27k ilişkisi bal gibi olur, şeker gibi olur, mis gibi olur.

ama... o 25e sen değilsin. ana kuzususun, annenin lafıyla sevdiğin kadından soğumuşsun. hem de saçma salak bir sebeple. neymiş 2 yaş büyükmüş... alla alla bak sen ya. sanki 20 yaş büyük. sana bir şey diyeyim mi sen tam annenin istediği gibi kadınla bile evlensen bir gün o annen yüzünden yuvan dağılacak, yazıyorum bunu buraya. seneler sonra bakarsın belki^^
0
shin
(05.03.17)
Kızın senle olmaması lazım onu biliyorum bir tek.
0
medre
(05.03.17)
(4)

araştırma görevlisi mülakatında ne sorabilirler

coderlovescoder
selamlar yarın medipol üniversitesinde araştırma görevlisi mülakatına gireceğim sizce ne sorarlar? hangi sorulara hazırlıklı olmalıyım?
selamlar yarın medipol üniversitesinde araştırma görevlisi mülakatına gireceğim sizce ne sorarlar? hangi sorulara hazırlıklı olmalıyım?
0
coderlovescoder
(02.03.17)
Hangi bölüme ait bir sınav olacak, onu belirtirseniz daha spesifik yorumlar yapılabilir.

Fakat illaki yüzeysel yorum yapacak olursam; artık iş ciddi bir raddeye geldiğinden olağan bir sınav beklemeyin. "Bunu bu işle uğraşan herkes bilmeli." diyeceğiniz konular kesinlikle karşınıza çıkar. Artık herkesin cevap verebileceği sıradan bir vize sınavı değil de bildiğinizi göstermeniz gereken, ileride öğrencilere aktarmanız gereken cevaplara ait sorular ile muhatap olacaksınız.

İşletmeci bir arkadaşımın yorumlayacağı sorular çıktı fakat nihai kararlarını ne kadar zaman ayıracağını öğrenerek verdiler. Bir biyokimyacı olarak bana önemli yolaklar soruldu mesela.

Şimdiden başarılar sınavınızda :)
0
tel tokasini duzelten samuray
(02.03.17)
alanla alakalı soru düşünmemiştim, şaşırtıcı olabilir :) alanla alakalı soruyorlar mı?
0
🌸coderlovescoder
(02.03.17)
alanla alakalı tabii ki sorabilirler, hatta sormalılar da. medipol nasıl bilmiyorum ama genelde yalnızca mülakatla geçmez, bilim sınavı yapılır. ama tamamen seni seçecek akademik kadroya bağlı olduğu için, ne soracaklarını kestirmek zor. medipol'ün hangi bölümüne gireceksen sitelerindeki "misyonumuz, vizyonumuz" tarzındaki başlığa bakabilirsin, orada neye önem verdikleri az çok belli olur. bir vakıf üniversitesinin mimarlık araştırma görevlisi sınavında adaylardan üniversitenin sloganını yorumlamalarını istediklerini bile biliyorum mesela.
0
gmzo
(02.03.17)
her üniversite alan bilgisiyle ilgili %90 ihtimalle soru sorar. ya yazılı sınav+mülakat olur ya sadece yazılı sınav, ya da sadece mülakat. ama bunların üçünde de mutlaka alanla ilgili soru sorarlar, akademik cvye bakıp yayınlarınıza tez konunuza vs bakarlar. etken olur mu alımda, özellikle bir vakıf üniversitesi için, bunu bilemiyorum, dinamikler değişebilir. ama bu sorular mutlaka gelir.
0
mutlusismankedi2015
(02.03.17)
(25)

Güvenlik bakmıyorken metrobüsten çocuğun kapıdan bedava geçmesi

Cursed Chico
Çok sinirlendim ya bu hırsızlık değil mi resmen. Ağzım açık kaldı. GÜvenliğin arkasını dönmesini bekledi, dönünce hemen geçti bebek arabası kapısından.Ben aptal mıyım her gün basıyorum, örnek vatandaş oluyorum.Bir sürü kişi gördü , bir şey diyemedi. Ben de diyemedim ama ben burda yazıyorm en azından
Çok sinirlendim ya bu hırsızlık değil mi resmen. Ağzım açık kaldı. GÜvenliğin arkasını dönmesini bekledi, dönünce hemen geçti bebek arabası kapısından.

Ben aptal mıyım her gün basıyorum, örnek vatandaş oluyorum.

Bir sürü kişi gördü , bir şey diyemedi. Ben de diyemedim ama ben burda yazıyorm en azından. Bu bile bir şey. Facebookta da paylaştım.

Yaptığı şeyle bir eve girip eşya çalması arassında ne fark var, bence yok çünkü ikisi de pek sorgulamadığım, genelde toplumunkiyle paralel ahlakıma uymayan davranışlar ve bana göre hırsızlık.

Onun yaptığıyla binlerce kilometreden sırf kahvaltda mutlulukla içebilsinler diye gelen kahveeleri satan firmalardan çalmak ya da insanları asgari ücrete mahkum eden supermarket gibi zincir firmalardan çalmak arasında ne fark var? ben göremiyorum.

O çocuk mesela yarın öbür gün evime girip de çalar eşyalarımı. Çünkü o kapasite var. Ben bunu gördüm, 4 yıl sosyoloji masteri, 2 yıl mütercimlik masteri yaptım. Çünkü bu tür kişiler sömüren kurumlarla sömürülen insanlardan çalmayı ayırt edemecek kadar körler.


O çocuk para kazandırmalı devlete. O paralar ki devlete gelmeli , sonra yol elektrik su trt katliam ölüm toplumda nefret.....
0
Cursed Chico
(02.03.17)
belki parası yoktur. buraya bu kadar yazana kadar sebebini bi sorsaydınız keşke. hemen hırsız yapmışsınız.
0
tthet
(02.03.17)
yanlış birşey yapmış evet ama insanların cebinde bazen yol parası bile olmayabiliyor. belki acil bi durumdu ve bi yere yetişmesi lazımdı?
bilmeden yargılamanız doğru mu?
0
interview with the vampire
(02.03.17)
Seni böylesine cinnet geçirtecek noktaya getiren şey ne? Aslında bence buna odaklanman daha doğru.

Okurken benim de ilk aklıma parasız kalmış olabileceği geldi.

Bu kadar etiketlememek lazım insanları.
0
dessy
(02.03.17)
Bursa'da aynı şey başıma gelse hiç sesimi cikarmam. parası yok diye düşünürüm, zaten belediye zam yapa yapa en pahalı uulaşımı kullandırıyor varsın birisi bu yoklukta bedava geçsin.
0
brnbrs
(02.03.17)
şimdi sakin ol ve elindeki akbili kenara bırak :) ha sosyoloji masterına harcadığın 4 yıla yazık olmuş bence, o ayrı.
0
altinci nesil caylak
(02.03.17)
O kadar sinirlenmişsin ki CV vereceksin nerdeyse.
0
clones
(02.03.17)
Parası var bu arada. Politik olarak yapıyr. deevlete para kazandırmamak için.
0
🌸Cursed Chico
(02.03.17)
ÇOcuk dediğim 25 yaş cvarı biri bu arada. Adam demek istemedim :D
0
🌸Cursed Chico
(02.03.17)
O kadar master yapinca bionik goze sahip olmus ciko hem cebindeki parayi hem kartinda yuklu olani gormus.ulkede sinirlenebilecek pek cok sey varken konumuz bu olmamaliydi.en dogru sensin ,en cok sen okudun herseyi bilirsin.
0
duptıs
(02.03.17)
toplu taşımanın ücretsiz olması gerektiğini düşünen ve her zaman akbilini basan bir insan olarak akbil basmayan insanların haklı olduklarını düşünüyorum, olması gereken o zaten. bence kimse toplu taşıma için para ödememeli. ben neden akbil basıyorum, çünkü akbil basıp toplumsal anarşi eylemlerine girmeden geçmek daha kolay.

parasızlıktan ya da çakallıktan değil de politik bir duruş olarak yapıyorsa daha iyimiş.
0
passive aggressive
(02.03.17)
çocukluğum boyunca metroya para verdiğim nadirdir. bin çeşit yolla kaçak girer, güvenliğe mimlenirsem sinyal yapar büyüklerden bozuk para alır öyle girerdim.

toplu taşımaya kaçak binen çocuktan gelmeyen para devleti zorlamaz. kafa yoracak daha önemli şeyler yok mu? bu kadar katı olma.
0
filteria
(02.03.17)
... 'o kapasite var.' ...'4 yıl sosyoloji masteri'
hangi üniversite? danışmanınız kimdi? ilgili kişi beyninizin böyle çalıştığını biliyor muydu?
0
ahoydear
(02.03.17)
toplu taşımaya bedava binen öğrenciyle eve giren hırsızı aynı kefeye koyuyorsan emekli siniri gelmiş sana. sakin ol.

bu arada eğitim seviyeni araya sıkıştırman çok eğreti durmuş, konuyla bağlantısını çözemedim.
0
sir gawain
(02.03.17)
"Yol parası yok belki :(" "Hemen etiketleme belki zor durumdaydı" ahsjsjdld

Dalga mı geçiyorsunuz? Yoksa akp'li misiniz? Hırsızlığı öveceğimiz bazı durumlar var da benim mi haberim yok? Mesela kitap çalınca bir insan yine aynı şakşakçılar geliyor "bırak da okusun helal olsun" diye. Kafalar zehir gibi. Hasbam devletten çalıyorum çünkü vergi veriyorum rererö demiş. O kadar cahil ki yaptığı hırsızlığın devletten çok yine kendisi gibi halktan insanlardan çıktığının farkında değil.

Hırsızlığa belirli sınırlar biçen veya bunu önemsizmiş gibi gösteren tiplerin ya potansiyel hırsız ya da düşük zekalı olduğunu düşünüyorum. Başka bir açıklaması olamaz.
0
ruhen hastayim ben
(02.03.17)
senden örnek vatandaş olmaz kardeş kasma boşuna. geçerse geçsin ne yapacaksın sanki? 65 yaş üstü de bedava biniyor onlara da kanasana böyle ;)
0
cekilmis gayfe
(02.03.17)
fakir değil, parası var ama politik olarak metrobüse para vermiyor?

kendisi ile etik algılarımız çok farklı. bu zihniyette bir toplumda ben de barınamazdım.
birinin 5 kuruşu bile bende kalsın istemem. kızmanı anlıyorum bana kalırsa da hoş bir durum değil.
0
cabiday
(02.03.17)
bu gibi durumlarda serdar kepenek aklıma geliyor.
sanırım 4 tl'nin hırsızlığı trajedi, 4 milyon avronun hırsızlığı sadece basit bir istatistik.

bknz: serdar kepenek
bknz: efsane asfalt danışmanlığı
0
supermatik
(02.03.17)
bireyi suç davranışına iten toplumsal nedenleri analiz edemeyip, şlak diye etiketi yapıştırıyorsan,


BOŞUNA OKUMUŞSUN.

sosyolojinin adını kullanmayın bu durumlarda abi. yapmayın ne olur.

olaya yorum yapamayacağım zira böyle bir zihniyete objektif olarak bir şeyler anlatmak beni şahsen aşıyor. Sizin adınıza üzgünüm.
0
market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava
(02.03.17)
soruyu sorarken çocuk deyip devamında 25 yaşında, parası olan bir adama çevirmişsin bahsettiğin kişiyi.

bu ikisini bir tutmuyorum ama soruyu doğru sormadığın için cevabımı silmeyeceğim.
0
filteria
(02.03.17)
Biz de yapardik lisede ve asiri keyif alirdik. Tramvay'a verecegimiz parayla da gider yemek falan yerdik. Zaten bedava olmasi gereken bir sey icin(en azindan ogrencilere) bu kadar tatava yapmanin luzumu yok. Tatava yapma, akbil bas gec.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(02.03.17)
binlerce kilometreden sırf kahvaltıda mutlulukla kahveleri içebilelim diye gelen firmalar mı? kimmiş o firmalar yahu? baya ben mutlulukla içebileyim diye kim kahve getiriyor çok merak ediyorum şuan.

kapitalizmin temel mantığıdır hırsızlık. yani aslen çocuk kapitalizme ayak uydurdu diye mi kızdınız anlamadım? bir de sosyoloji falan demişsiniz. ama gözünüzü olayı anlamaya kapatmışsınız. yani kapitalizmin temel mantığı borçlandırmak ve mevcut borç üzerinden para yaratmak. öyle üretmek falan değil yani. siz oraya o parayı basabiliyorsanız tam olarak oraya para basamayanlar sayesinde oluyor bu. bu sistemde oradan kaçak geçmek zorunda biri yani. cebinizdeki para aslen birinin borcu, zira para böyle oluşuyor.

öte yandan bu hırsızlık da nasıl bir tanıma oturtulmuş ben anlamadım. yani örneğin bankalar, holdingler bu hırsızlıkların çok daha vahşisini yapıyor. hem de sadece somut değerler çalarak değil, hayat, inanış, ideoloji gibi kavramları da çalıyorlar. fakat birilerinin yazdığı metinlerden dolayı buna hırsızlık denmemiş oluyor. temel mantık hatanız bence bu. önce bir hırsızlık tanımına ihtiyacınız var bence.

4 yıla yazık olduğunu düşünüyorum gerçekten ben de.
0
windowsguvenlikduvari
(02.03.17)
Sanırım , Konya da idi. Genelde Suriyeliler , ücret ödemeden ( kaçak ) binmiyorlarmış , itiraz eden iki genç , bıçaklnmış . görevliler , baş edemediklerinden bahsetmişlerdi
0
dunyatuhaf
(02.03.17)
öğrenci olunca ne oluyor amk? biz de öğrenci olduk ben hayatımda bir kez bile param azalmasın diye hırsızlık yapmadım. öğrenciyken en fazla para ödememek için otostop çektim.

hırsızlığın öğrencisi çocuğu olmaz. hırsızlık hırsızlıktır. bazı yabancı ülkelerde güvenlik bile yok. zihniyet farkına bak. burada adamlar hırsızlığı övüyor.
0
bohr atom modeli
(02.03.17)
Hakkın olanı almak hırsızlık dğildir diyor terbiyesiz bir de. Afrikada gözünü açan çocuk sefalete açıp avrupadaki para içinde açıyorsa ben bu oyunu bozarımcı.
0
🌸Cursed Chico
(02.03.17)
birilerinin aylık elektrik kullanımına harcanan parayla halkın toplu taşıma masrafları karşılanabilecekken böyle bir şeyi hırsızlık olarak adlandırmak ilginç hakikaten.
0
gmzo
(03.03.17)
(7)

Nereye taşınalım?

gmzo
6 senedir kadıköy'de yaşıyorum, yaza evleneceğim ve nişanlımın da benim de işimiz avrupa yakasında olacağı için avrupa yakasına taşınmayı düşünüyoruz ama emin de olamıyoruz. benim iş yerim fındıklı'da, nişanlımın şişli'de halide edip civarında (grand cevahir oteline yakın). çağlayan metrobüs durağın
6 senedir kadıköy'de yaşıyorum, yaza evleneceğim ve nişanlımın da benim de işimiz avrupa yakasında olacağı için avrupa yakasına taşınmayı düşünüyoruz ama emin de olamıyoruz. benim iş yerim fındıklı'da, nişanlımın şişli'de halide edip civarında (grand cevahir oteline yakın). çağlayan metrobüs durağına yürüme mesafesinde olduğu için kadıköy hala bir seçenek, ben de vapurla geçebilirim. ama her gün metrobüs kullanmak da işkenceye dönüşebilir.

avrupa yakasında nereleri düşünebiliriz? arkadaşım halide edip tarafına taşındı daha yeni, buraya gelin diyor ama bilemiyorum kadıköy'den sonra sevebilir miyiz? şişli ve beşiktaş civarı var genel olarak aklımda, bütçe max. 2000.
0
gmzo
(01.03.17)
beşiktaş olabilir ama ortaköy ulaşım açısından sıkıntı, merkeze bakabilirsiniz.
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
(01.03.17)
kadıköy'den sonra sevebileceğin çok az yer var. alışkanlıkları değiştirmek çok zor ama kadıköy çok başka. şahsen kadıköy yine de ilk tercihim olurdu. tabi eşinizin tercihi de kararınızda etkili olacak. şimdiden hayırlı olsun, bir ömür mutlu olun.
0
burty
(01.03.17)
ben de Kadıköy diyorum.
ne tarz bir yer aradığınızı bilemiyorum, ama bütçe nedeniyle istediğiniz gibi bir ev bulabilir misiniz emin değilim.
fiyatlar çok uçmuştu bir ara.
ben olsam Kadıköy'den ayrılmak istemezdim.
0
blatta hiberna
(01.03.17)
kadın tarafı eşiniz ise her gün metrobüs kullanmak ekstra eziyetli olur onun için, kısa mesafe bile olsa. zira ben her gün metrobüs kullanmamak için bedava kaldığım aile evinden 1700 kira verdiğim bir eve taşındım. ne tacizler ne eziyetler yaşadım. sırf bunun için işe yakın oturulması taraftarıyım.
0
bir nick var benden iceri
(01.03.17)
Yerinizde olsam Kadıköy'de kalırdım. Fındıklı'ya zaten vapurla geçilir. Şişli için de müstakbel eşiniz yeni yapılan Kabataş-Mecidiyeköy metro hattını kullanabilir.
0
zombi
(01.03.17)
Kadın tarafı benim. Yani idare edecek bir araba da alınabilir tabii de her gün köprü trafiğine girmek de dert.
0
🌸gmzo
(01.03.17)
Kadikoy'de kalinir bence.

Marmaray + metro da yapabilir nisanliniz.

Ya da besiktas'a vapur, oradan otobus ya da eminonu'nden otobus vb. Cok secenek var, metrobus tek secenek degil yani.
0
kuehles blondes
(01.03.17)
(18)

başarılarımı şansa bağlayan insanlara verilecek cevap

gmzo
öyle über başarılara sahip değilim, kimi zaman da hakikaten şansımın da yardım ettiğini düşünüyorum ancak kendime çok inanarak ve gıkımı çıkarmadan çalışarak elde ettiğim birkaç başarı var. örneğin lisans sürecinde iyi bir cv ve portfolyo yaratarak daha okul bitmeden görece iyi bir maaşla çalışmaya
öyle über başarılara sahip değilim, kimi zaman da hakikaten şansımın da yardım ettiğini düşünüyorum ancak kendime çok inanarak ve gıkımı çıkarmadan çalışarak elde ettiğim birkaç başarı var. örneğin lisans sürecinde iyi bir cv ve portfolyo yaratarak daha okul bitmeden görece iyi bir maaşla çalışmaya başlamak, alanımda çoğu ofisin sıcak bakmadığı part time çalışma şartıyla lisans sonrasında iyi maaş veren bir ofise kendimi kabullendirmek, bu esnada ağır bir programda yüksek lisans yapıp bilimsel yayın yapmak, son olarak da ülke sınırları içerisinde hayal edebileceğim en iyi akademik kadroyu kazanmak gibi.

dediğim gibi, bunlar aslında birçok insanın ulaşabileceği ama tembellikten es geçtikleri şeyler. örnekleri de bunun anlaşılması için verdim. çoğu arkadaşım ret yiyecekleri korkusuyla part time çalışmayı talep etmiyorlar bile, bunun sonucunda da "çalıştığım için yüksek lisansa vakit ayıramıyorum" ya da "yüksek lisans yaptığım için çalışamıyorum" deyip geçiyorlar. ya da birçok kadroya zaten giremeyeceklerini düşündükleri için başvurmuyorlar bile.

bense bu süreçte sırf istediğimi elde etmek için birçok ofise başvurdum, kimi zaman direkt kapılarına dayandım. istediğim kadro olana kadar birçok kadroya başvurdum. insanlar haftasonu gezerken dersime çalıştım ve yurtdışında konferansa gidebilmek için harcama yapmayıp evde oturdum. ancak süreçlerim sonlanınca insanların gözünde tüm bunlar yok oluyor ve her şey kucağıma düşmüş gibi davranıyorlar. "senin şansın iyidir zaten", "yine şansını konuşturdun" gibi laflar ediyorlar - başta ev arkadaşım olmak üzere. ben de kendimi övmeyi de katiyen sevmediğim için nasıl cevap vereceğimi bilemiyorum ancak verdiğim emeğin görmezden gelinmesine çok sinirleniyorum.

böyle yaklaşımlarla siz de karşılaşıyor musunuz? bu yaklaşımların altında kötü bir niyet olduğunu düşünmüyorum ama insanlar neden başarıların kolayca elde edildiğini sanıyorlar? bir daha birisi bir başarımın karşısında "şanslısın" dediğinde ne diyeyim?
0
gmzo
(28.02.17)
Her şey istediğin gibi olduysa şanslısın demektir. Buradaki şans kelimesinin tesadüfi olarak başarı elde etmek anlamına geldiğini düşünmüyorum. Birçok başarılı insan sırf siyasi görüşleri nedeniyle üniversitelerden atılıyor. Onlar başarılı olabilirler ama böyle bir yönetimle karşı karşıya kalmaları onların şanssızlığı. Biri bana çok şanslısın dese "aynen, işler iyi gidiyor, sıkıntı yok şimdilik" derdim.
0
dissendium
(28.02.17)
azımle osuran kayayı deler ...
0
Caaannn
(28.02.17)
sen objektif olamıyor olabilirsin kendine karşı.

şöyle bir gerçek var. ister inan ister inanma, bana söv.

Diyelim mimarlık okuyorsun, o mimarlık okuma sürecinde ailenden full destek görüp, okumuş bir ailede yaşayıp az problem ve az karışma ile okuyan birinin yaptıklarını yapması bana çok garip gelmiyor. ben başardım, ben yaptım etc. elbette ben adamın başarılarına tek laf etmem ama bu noktada onun olduğu kadar ailesinin bir hediyesi ona.

umarım anlatabilmişimdir.

bir holding sahibinin oğlu harvardda okuyup bitiriyorsa bu çocuğun başarısı kadar aileninde başarısıdır, o ortamda olmayıp becerebilmek çok daha fantastik bir şey.

o adam o portfolyoyu hazırlayacak ortam bile bulamamış olabilir. o tembellik dediklerin bazen bilgisizlik, ailenin vizyonsuz olması, çevresinde yol gösterebilecek tek bir insan olmaması gibi durumlarında nedeni olabiliyor.

bende senin gibi yargılardım insanları eskiden ama bu doğru değilmiş.
0
kurnaz
(28.02.17)
@kurnaz dediğini anlıyorum tabii ki, saydıklarımı zaten birçok ortalama insanın başarabileceğini yazımda belirttim. hatta bu nitelikte olduğu için insanların şans olarak adlandırdığını garipsediğimi ifade etmeye çalıştım. ancak ben kimseye istediği bir şeyi elde ettikten sonra "çok şanslısın" dediğimi hatırlamıyorum.

@dissendium eninde sonunda oldu ancak aynı kadroya iki buçuk sene önce de başvurdum ve başka birisi alındı. o zaman şanssızdım, şimdi şanslı mı oldum yani? her şey istediğim gibi olsaydı o zaman alırdım kadroyu.
0
🌸gmzo
(28.02.17)
@gmzo, en son gelinen noktaya bakacaksın. Şu anda o kadroya girmiş olduğun için şanslısın. Arkadaşların bunu bildikleri için sana şanslısın diyorlar. Bu konuşma o zaman yapılsaydı arkadaşların belki de sana "ne kadar şanssızsın" diyeceklerdi.
0
dissendium
(28.02.17)
@dissendium bu denli kaderci yaklaşımla hayat çok zor olur bence. kısmet deyip geçiyor muyuz o zaman? bana sorarsan o zaman yetersizdim kadro için.
0
🌸gmzo
(28.02.17)
bir de yalnızca kariyer açısından düşünmemek lazım. sağlık açısından ele alacak olursak, pcos ve buna bağlı insülin direncim var. düzenli spor, sağlıklı beslenme gibi şeylerle ikisinin de üstesinden gelmem mümkün. ancak yeterli irade gösteremediğim için kurtulamıyorum ikisinden de. şimdi insanlar bu rahatsızlıklarımın olmasına şanssızlık diyecek, bence değil. bu konuda iradem yok ve gerekli çabayı göstermiyorum, o kadar. yoksa herkesin karşısında fırsatlar da çıkıyor, sıkıntılar da. bunlar karşısındaki tutumumuz bence hayatımızın yolunu çiziyor.
0
🌸gmzo
(28.02.17)
@gmzo, kadercilikten bahsetmiyorum. Şans diye bir şeyin gerçekten var olduğunu ve dikkate alınması gerektiğini söylüyorum. Kadro için mülakat yapan hocalardan birinin o gün mutlu olması bir şanstır. Mülakatta söylediğin her şeye olumlu yaklaşır. Bir hocanın günü kötü geçmiştir. Tek bir yanlış lafında seni gözden çıkarır. O gün hava güneşlidir. Enerjin yerindedir ve mülakatta hiç takılmadan kendini açıklarsın ve sorulara yanıt verirsin. Çok komik geliyor ama sırf boş vaktinden dolayı keyif almak için izlediğin filmden bile bir şey öğrenirsin ve bu şey seni kararlı yapar. Diğer bir aday vakit bulup film izleyemediği için, kitap okuyamadığı için yeterli motivasyona sahip olamaz. Her şeyi şansa tabii ki bağlayamayız ama bu hayattaki tüm değişkenleri kontrol edemeyeceğimiz de açık. Bunun kaderle hiç ilgisi yok. Bunlar tamamen yaşadığımız dünyanın bize sunduğu doğal sonuçlardır. Sen diyorsan ki ben böyle şeylerden nefret ederim, şans diye bir şey yok, o zaman sana şanslı diyenlere güler geçersin.
0
dissendium
(28.02.17)
@dissendium zaten biraz da bunları tartışmak adına açtım duyuruyu ve bence çok da iyi oldu, kendi düşüncelerimi de toparlayabiliyorum. neyi nasıl tanımladığımızla alakalı işte, bahsettiğin değişkenler elbette var ama bunlar yalnızca birtakım tesadüfler. milli piyangoyu kazanmak bir tesadüftür örneğin, parayı nasıl kullanacağın ve bu tesadüfü olumlu bir yöne çevirip çevirmeyeceğin sana bağlıdır. haberlerde sokakta yaşayan eski kazananlar gösterildiğinde insanların aşırı şaşırması çok fazla şans diye tanımlanan şeye inanmalarından dolayı diye düşünüyorum örneğin.
0
🌸gmzo
(28.02.17)
Bahaneciler her zaman başkalarının başarılarına bok atar. Sayısal üstünlük de onlarda olduğundan bir birlerini pohpohlayarak huzura ererler. Takmayacaksın, işine bakacaksın. Neticede harekete geçecek özgüven ve azme sahip olmadıklarını kendileri de gayet iyi biliyor.
0
arnold schwarzeneger
(28.02.17)
konuyu biraz araştırdım ve denetim odağı olarak adlandırılan bir konuya denk geldim. kabaca yaşamları üzerinde kontrolü olduğuna inananlar ve başarı/başarısızlık durumlarını kendilerine bağlayanlar içsel denetimli, bu tür durumları dış etkenlere bağlayan ve şansa inananlar dışsal denetimli olarak adlandırılıyormuş.

ilgisini çeken varsa okuyabilir: www.tavsiyeediyorum.com
0
🌸gmzo
(28.02.17)
@gmzo

ortalama imkanlara sahip turk insani kendi tembelligini ve yapmamak icin buldugu bahaneleri bir kenara atip bu 'sans' isini cok kullaniyor bence. ben katiliyorum.
sans diye bir sey gercekten var, ona kimse bir sey diyemez ancak o sansi bir anlamda 'yaratabilmek' onemli. yoksa kimse kimseye - hele de ortalama imkanlara sahip insanlara - altin tepside bir sey sunmuyor.

sen o mulakatta yetkin oldugunu gostermeseydin, o mulakata yetkin olarak gitmeseydin, hoca istedigi kadar 'iyi gununde' olsun alinmazdin. ancak insanlarin, yeterli zamani ve emegi vermedikleri icin yapamadiklarini gormemek adina, senin yetkin oldugunu degil, hocanin o gun iyi gununde oldugunu dusunmek islerine geliyor.

ayrica, benim gordugum ve hoslanmadigim, asagi yukari benim kadar imkani oldugu halde yapmayanlar 'cok sanslisin' diye bahane uretiyor esasinda.

@dissendium sana laf carpmak icin soylemedim, cevaplara goz gezdirdigimde en son o ornek verildigi icin soyledim. yanlis anlasilma olmasin.
0
kassiopeia
(28.02.17)
yav he he - boyle demen gerekiyor.

ev arkadasin seni hem sevip hem kiskaniyor olabilir. ama bir sure sonra zaten ayiracaksiniz yasamlarinizi. tartisip gerilmeye gerek yok. cok canini sikiyorsa bir kere daha sert bir uslupla biraz laf sokarak bunun senin emeginin sonucu oldugunu ifade edebilirsin. insanlar gozlerine sokulmazsa anlamiyor bazi seyleri. sen mutevazi takiliyorsun belki ama obur tarafta daha az calisiyor olmasina ragmen surekli ay cok calisiyorum, ay cok yoruldum, ay nasil bitecek bu isler deyip duran biri daha cok calisiyor saniliyor. yani bir yandan aldigin bu yorumlar biraz da senin davranislarinin, yarattigin alginin sonucu. insanlar senin duymalarini istedigin seyi duymayacak. ya hic umursamamayi ogrenmelisin, ya da illa ki bu sans konusunun kapanmasini istiyorsan davranislarini, sozlerini, yorumlarini vs. degistirmelisin. cok calisiyorum, cok yoruluyorum tarsi soylemleri artirman gerek.
0
jimicik
(28.02.17)
Ortalama insanlardan farklısın, çalışkansin,fedakarsin, daha zekisin ve bunun farkındasın. Başarılar elde etmişsin ve bunun diğerleri tarafından da farkedilip takdir edilmesini istiyorsun.

Maalesef insanların %90i başkalarının mutluluğu ile mutlu olmuyor. Başına kötü bir şey gelince herkesin dikkatini çekiyorsun. Ve belki diğerleri iyi ki onlara değil de senin başına geldi diye seviniyorlar. O yüzden asla başarın ya da mutluluğun nedeniyle başkalarının seni tebrik edeceğini sanma. Ben iş hayatına yeni girdim ve son zamanlarda bu konuda farkındalığım çok arttı. Herkes yüzüne gülüp arkandan birbirinin dedikodusunu yapıyor. Kimse senin iyiliğini istemiyor buna emin olabilirsin. Sadece ailen ve çok yakın arkadaşların haricinde. Ben de artık savunma geliştirdim. Gerçek dostlarım ve ailem dışında kimseyle başarilarim ya da mutluluklarım hakkında konuşmuyorum. Çünkü uzerine negatif dusunceler toplamaktan başka bir işe yaramıyor.
0
betsy
(28.02.17)
"Şans değil, alın teri" diyebilirsin. İlla açıklama yapmak zorunda değilsin, yaptığın şeylerin görmezden gelinmesini takıntı etmemeye bak.
0
peggy
(28.02.17)
Buradaki şans kelimesi hala ısrarla yanlış anlaşılıyor. @gmzo'nun arkadaşları onun yanında olduklarını belirtmek için ne kadar şanslısın diyor. Kötü bir durumda ona ne kadar şanssızsın deselerdi bu da bir desteği belirtecekti.

@kassiopeia, birilerinin hocanın iyi gününde olduğunu düşünmeleri neden onların işlerine gelsin ki? O kişilerin bundan ne kazançları var? Kaldı ki @gmzo'nun arkadaşları onun akademik yeterliğini ölçecek bilgi birikimine sahip olmayabilir. Bu durumda ne desinler ki? Arkadaş sohbeti sırasında şanslısın demişler. Laf çarpmadım diyorsun ama her cümlemi yorumlamışsın kendine göre.
0
dissendium
(28.02.17)
Gercekten bu kadar onemli mi?
0
eksimeksi
(01.03.17)
"he şans. çok şanslıyım valla" de.
0
alperz
(01.03.17)
(10)

akademisyenlik tercih edilesi bir meslek değil mi?

dahinnotha
merhaba,lisansta iyi bir ortalamam varken bir kaç hocamla konuşup akademisyen olmak istiyorum, ne gibi bir yol izlemeliyim demiştim. onlar da "manyak mısın oğlum, yapılacak iş değil bu. cin gibi çocuksun akademisyen mi olacaksın git başka bir meslek bul" demişlerdi. hocalarımdan bir tanesi muhalif d
merhaba,

lisansta iyi bir ortalamam varken bir kaç hocamla konuşup akademisyen olmak istiyorum, ne gibi bir yol izlemeliyim demiştim. onlar da "manyak mısın oğlum, yapılacak iş değil bu. cin gibi çocuksun akademisyen mi olacaksın git başka bir meslek bul" demişlerdi.

hocalarımdan bir tanesi muhalif diye işten atıldı, geri alındı, atıldı, alındı falan bilmiyorum şimdi ne yapıyor. bir başkası yüksek lisansını verdikten sonra 6-7 yıl kadar bir üniversiteye girebilmeyi beklemiş. bir tanesi hocaları "dinazor ve cahil"görüyor. sonra hocaların yapması gereken işleri kendilerinin yaptığını söylüyorlardu. doktorasını vermeye çalışan çalışan hocalarımıza çok ders yüklüyorlardı.

falan..
vs.

ama altı aydır bir şirkette çalışıyorum. sıkıldım.
topluluk önünde konuşma, bildiğini iyi anlatma gibi özelliklerim varken ve ders vermek istiyorken, sanki potansiyelimi ziyan ediyormuşum gibi geliyor.

acaba ben olumsuz bir dolduruluşa mı geldim? dedikleri kadar kötü değildir belki de?
0
dahinnotha
(16.02.17)
Türkiye de değil.
0
fasulyek
(16.02.17)
Bizim ülkede hallerini görüyoruz, senin fikirlerinin bir önemi değeri yok bizde baştaki ne derse onu destekler nitelikte iş yaparsan yürürsün tabi.
0
gozu acik sevisen yahudi
(16.02.17)
öte yandan tek derdim insanlığa faydalığa olup varlık sebebimi kutsamak ve bildiğim doğruları gençlerle paylaşmak. 5 - 6 yıl boyunca okul okuyup da dersini dinlemek istediğim bir ya da iki tane hocamın olması çok trajik geliyor bana.

o sebeple bunu bir borç hissediyorum şimdi. tüm bunlar bi yana, iş hayatı 6 ayda beni bıktırdı.
0
🌸dahinnotha
(16.02.17)
türkiye'de akademisyenlik ideal değil, özel sektörde çalışmak hiç değil. ben de senin gibi ofiste çalışırken her gün sistemi beslemeye devam ettiğim için içim sıkılıyordu. bu yüzden ofiste part time çalışıp, bir taraftan yüksek lisansa başladım. kadro bekledim, 2-3 kez sınava girdim, olmadı. 2 buçuk senenin sonunda, geçtiğimiz ay istanbul'da köklü bir üniversitenin 33a kadrosuna girdim. torpilim filan da yoktu. yani süreç zorlu olabiliyor, ama yapmak istediğin buysa ve pes etmemeye, akademisyen olduktan sonra da mücadele etmeye hazırsan hiç durma.

her gün sabahtan akşama birilerini zengin edeceğim diye çalışmaktansa, akademide insanların hayatına dokunabilmek her şeye rağmen çok daha verimli bir hayat vadediyor. türkiye'de akademinin çarkını kendi yönlerinde döndürüyor olabilirler. olsun, çark gün gelir döner, hatta tamamen yenilenir. topuğumuz kıçımıza vurarak kaçacak değiliz. o başkalarının işi.
0
gmzo
(16.02.17)
Insallah asistanliginizda iyi bir hocaya denk gelirsiniz. Akademi asistanlik doneminde hocanizin karakterine gore eziyet olabilir. Asistanini koruyup idari gorevlere verilmesini istemeyen, tez zamani rahat birakan da var; surekli is verip tum arastirmalarini yaptirdigi yetmiyor gibi "su isten bizim asistan anliyor. Ona yaptirin hep." diyen de. Asistanlik donemini atlatip ders vermeye basladiktan sonra ise, asiri ders yukunun yaninda sacma sapan idari gorevler de verecekler.
Ortada bir sey yokken isinizi kaybetme riskine hic girmiyorum.
0
ganbatte
(16.02.17)
Çok iyi bir akademik geçmişin ve ideallerin yoksa yapılmaz.
0
prince legolas
(16.02.17)
Ortalaman iyiyse ve ingilizce yeterliligin oldugunu dusunuyorsan Erasmus Mundus cok iyi bir program. Hayatina mudahil olmak istemem ama türkiyede belli başlı eğitim kurumları hariç (ki bunlarin da yavas yavas icini bosaltiyorlar) iyi bir eğitim alma şansın pek yok bence. Bu durum hem akademinin sürekli kendini tekrar etmesinden hem de türkçe kaynaklarin zayif olmasindan kaynaklaniyor biraz
0
whoshothesheriff
(16.02.17)
Bence o kadar kötü değil. Staj yaptığım fabrikadaki üretim müdürü her boş kaldığında Candy Crush oynuyordu. Üniversitede en azından boş vakitlerinde ders verebilirsin. Bir şirkette en fazla müdür olursun, o şirketten çıkınca müdürlüğün de gider. Ama akademik kariyer yapıp yüksek mühendis, doktor mühendis, yüksek kimyager olursan kimse almaz senden o unvanı. Bu daha tatmin edici bir yol.
0
dissendium
(16.02.17)
@Sour, araştırma yapmak. :)
0
dissendium
(16.02.17)
akademisyenlik bence meslek değil, hayat tarzı olmalı. bundan dolayı zaten ailede akademisyen varsa çok daha iyi akademisyen olunabiliyor.

dışarıdan her meslekte güzel şeyler bulabilirsin içinde bambaşka bir dünya çıkabilir.

akademisyenlikte politikada var, çekememezlik, güç savaşları etc var, bunlar sadece tr de değil tüm dünyada varlar.
0
kurnaz
(16.02.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.