Giriş
(2)

Pasaport kontrolüne birlikte girebilir miyiz?

dejame
Normalde eşinizle, arkadaşınızla birlikte giriyorsunuz diye biliyorum ama bizde şöyle bir durum var, ben TC vatandaşıyım, kız arkadaşım ise AB vatandaşı. Limandan bir Yunan adasına giriş yapacağız.Ekşi’de bir yazar girişlerin bu şekilde olduğunu söylemiş:“önce avrupa ülkesi vatandaşlarını ayrı bir s
Normalde eşinizle, arkadaşınızla birlikte giriyorsunuz diye biliyorum ama bizde şöyle bir durum var, ben TC vatandaşıyım, kız arkadaşım ise AB vatandaşı. Limandan bir Yunan adasına giriş yapacağız.

Ekşi’de bir yazar girişlerin bu şekilde olduğunu söylemiş:
“önce avrupa ülkesi vatandaşlarını ayrı bir sıraya alıyorlar.
bu sırada diğer herkes ayrı bir sıra oluyor.
sonrasında bebekli/küçük çocuklu olanları ayrı bir sıraya alıyorlar.
onun da sonrasında kapı vizesi ile gitmiş olan ayrı bir sıraya alıyorlar.
yani en başta 4 ayrı sıra oluyor.
sonra, avrupa ülkesi vatandaşları bittiğinde, günübirlik gelenleri alıyor ki onlar bir an önce kente giriş yapabilsinler.”

Peki biz yan yana dursak, kız arkadaşım da benim olduğum sırada beklese birlikte girme konusunda bir sorun olur mu?
0
dejame
(22.08.24)
olmaz, eu beklemesin diye yapılan bir şey, yoksa her şey aynı

edit: biz giderken, bebekli/çocukluları önce aldılar, sonra eu sonra schengen+yeşil pasaportluları sonra da kapıda vize ile gelenleri ama kapıda vize gelenler için ekstra işlem var galiba evrak falan dağıtıyorlardı isimleri bağırıp

günübirlik gelen var mı diye de seslendiler.
0
jülsezar
(22.08.24)
Evli olsanız olur da (biz öyle yapıyoruz) kız arkadaş olunca emin olamadım.
0
gmzo
(22.08.24)
(18)

Turkiye'den çekip gitmek hakkında.

tahirkemalbozoglu
İyi günler,Uzun zamandır düşündüğüm hatta benim gibi neredeyse ülkenin yarısından fazla ekseriyetle genç insanının da aklında olan yurtdışına göç hakkindaki fikirler, düşünceler aklımdan çıkmıyor son zamanlarda. Nedeni kişisel değil. Malum ülkenin durumları. Boğuluyorum, gülemiyorum ülkede. Mutlu de
İyi günler,
Uzun zamandır düşündüğüm hatta benim gibi neredeyse ülkenin yarısından fazla ekseriyetle genç insanının da aklında olan yurtdışına göç hakkindaki fikirler, düşünceler aklımdan çıkmıyor son zamanlarda. Nedeni kişisel değil. Malum ülkenin durumları. Boğuluyorum, gülemiyorum ülkede. Mutlu değilim. Burada yaşamak istemiyorum. Hollanda veya almanya da akrabaların çağırması üzerine lokantada garson ya da inşaatta onlarla beraber çalışma imkanım var. Bu çağıran kişiler yakın, samimi akrabalarım ve bu işi uzun zamandır yapıyorlar.
Şuanda 85 bin TL maaş alıyorum. Ev ve araba var bana ait. Evliyim. Çocuk yok. Sizler bu durum ve şartlarda bırakıp gider miydiniz.
0
tahirkemalbozoglu
(06.08.24)
Ülkenin hangi yarısından fazla genci istiyor bunu? Anlamsız tespitlerinle kendi mutsuzluğunu karıştırma.
Ne zannediyorsunuz yurtdışını bilmiyorum ama git gör
0
benaslindayohum
(06.08.24)
Gitmek isteme sebebini finansal olmayabilir tabii ama ben o acidan cevap vereyim. Istanbuldaysaniz, Numbeo'ya gore maasinizin Amsterdamdaki karsiligi 4800 euro oluyor. Kacak islerde bu rakama ulasamazsiniz sanirim. Bir sekilde oturum almis olsaniz da maas olarak ulasilmasi zor bir rakam, tabii meslege gore degisir. Onun disinda insaat islerinde bir ustalik kazanilmis ve resmi olarak is yapilabiliyorsa, tabii iyi paralar kazanilabiliyor.

www.numbeo.com
0
mbond
(06.08.24)
@benaslindayohum,
(TÜİK) Uluslararası Göç İstatistikleri'ne göre söylüyorum. "Giden göç seyirleri incelendiğinde en çok hareketlilik 25-29 yaş grubunda tespit ediliyor."
Linkini ekliyorum. Gerçi yaptığın yorumdan anladığım kadarıyla okumayla ve çevreni analiz etmede pek matah olmadığıni düşünüyorum.
data.tuik.gov.tr
0
🌸tahirkemalbozoglu
(06.08.24)
O tarz islerde calisarak Avrupa'da su anki konforunuzu elde etmeniz bilmem kaç yıl sürer, hele hollanda'da ev falan iyice sıkıntı konu.
Bir plan dahilinde gitseniz neyse de bahsedilen şekilde bence ancak rezil bir hayat yaşanır.
0
logisticsmanager
(06.08.24)
Eşim benden daha hümanisttir ama gitme hayali var yurtdışına.
Ben insan sevmem ama rahatım çok da kötü değil. Senin kadar kazanmıyorum da. Türkiye'de Neyden kaçtığına odaklanmak yerine, orada ne bulacaksın buna odaklanırsan belki netlik olur senin için.
İnsanların iletişimi ve kibarlığı mı, ekonomik özgürlük mü, kültürel dinamikler mi, ifade özgürlüğü mü? Sana ne katacak orası tam olarak? Türkiye de nelerden kaçmak istiyorsun tam olarak, genelleme yapınca ne sen ne biz anlarız durumunu.
0
hasmetizm 2046
(06.08.24)
Avradi bosar yoluma bakardım ağa. Yolun açık olsun
0
pavlis
(06.08.24)
Nasıl gittiğime göre değişir.
1 - TR'de beyaz yakalıysam ve Almanya'ya inşaatta çalışmaya gideceksem, hele bir de kaçak gideceksem... Hiç işim olmaz.

2 - Normal bir göçmen gibi gidiyorsam, inşaatta çalışmak ya da garson olmak geçici bir şeyse, bir süre sonra kendi işimi yapabileceksem, giderim.
0
salihdt
(06.08.24)
burda 85 bin lira alıp yaşadıgın konforla avrupada garsonluk yapıp yaşayacagın konfor aynı degil. garsonsun yani milletin yemegini götürüp artıgını toplayacaksın masasını sileceksin.aldıgın para yalnızca geçinmene yetecek. Türkiyede 100 bin lira verelim ordakiyle aynı şartlarda garsonluk yap deseler asla yapmazsın. ama daha az konforu seçip yurtdışına gidince yapmaya razısın. ne yaman çelişki degil mi?
85 lira TR şartlarında kötü para degil. bence burdaki şartlarını daha da düzeltmeye çalış.


onun dışında TR'de asgari ücret alsaydın hiç durma git derdim
yine onun dışında Avrupaya gittiginde yapacagın meslek prestijli olsaydı ve 10K euro gibi paraları alacak olsaydın yine hiç durma git derdim.
0
limonlu eksi
(06.08.24)
benzer bir durumda arkadas gitti. cok daha mutsuz.
0
foster
(06.08.24)
Hepsi tamam da 85 bin TL almak ve hala rahat olmamakta neyin nesi?

Varsayalım gittiğin yerde 100.000tl almana rağmen orada rahat edememe durumu da var. Akrabaların çağırması onlar gibi oraya alışmak demek değil.

Ben yerinde olsam asla gitmezdim.
Bu vaziyette gitmek istemek demek rahatlığın batması ile eş değer benim için.
0
diyecevaplandı
(06.08.24)
Ülkenin yarisindan fazlasi gitmek istiyor òzellikle genç nüfus. "Nereden biliyorsun" diyenleri ciddiye alma, simdiye kadar durman kabahat, derhal git.
0
Yourcousinmarvinberry
(06.08.24)
Genel olarak gordugum kadariyla herkes "su an aldigin bu, yasadigin bu, orada alacagin bu, yasayacagin bu" diyerek, anlik, kisa sureli degisimlere odaklaniyorlar.

Ben ulke degistirmis biri olarak fikrimi belirteyim:
Ne kadar zengin de olsan, ulke degistirdiginde mevcut hayatini zaten elde edemeyeceksin. Hayal edemeyecegim kadar cok parasi, cift vatandasligi olup hala turkiyede yasayan tanidiklarim var. Neden? Yabanci ulkede gecirilecek ilk kurulum suresini, yillarini goze alamiyorlar.

Bu tum insanlar icin gecerli, gidip yabanci olacaksin ilk basta vs vs. Senin durumunda calisip tekrar bir kariyer edinmen gerekecek, ekstra zor.
Ama cogu kisinin atladigi bir durum var. Bizler, gidenler ve gitmek isteyenler, sadece para kazanalim, hemen daha konforlu hayata gecelim diye yapmiyoruz bu isi.

Ben 160 metrekare evden, 50 metrekare eve gectim ilk yurtdisina tasindigimda, cekyatta yatan biri varken mutfaga gecemiyorduk.
Ama aklimizdaki neydi? "Gelecegimizi kurtariyoruz, cocuklarimiz daha huzurla buyuyecek, gelecek korkumuz olmayacak."
Evet,sikinti yasaniyor, evet adaptasyon zaman aliyor, ancak imkan varsa gidildiginde, 2 yil kaybedilip, 30 yil kazaniliyor. Turkiyede 30 yil sonra kimin ne olacagi belli mi? Ekonomi ne olacak ongorulebiliyor mu? Hayatimda ilk defa enflasyon dustu diye fiyatlarin azaldigi bir memlekette yasiyorum, bunu hayal bile edemezdim.

Neyse, demem o ki, evet 85 bin liranin luksunu hemen elde edemeyeceksin, ama hedeflerin daha uzun sureli olursa, rahat edeceginden eminim.
6 ayda altima mercedes, tepeme ev diye gidersen, buyuk scarsin, gecmis olsun.
0
quaker
(06.08.24)
akrabalarinin seni cagirmasi önemsiz. gecen gün bir baska duyuruda yazdim. garsonluk dediginiz is vasifsiz is. amelelik vasifsiz is. kargoculuk vasifsiz is.
ben su konuda ustayim ve bunu diploma ile belgeleyebilirim diyorsan bul is git. vinc operatörü egitimin olabilir, forklift ehliyetin olabilir, denildigi gibi ascilik egitimin olabilir. bu durumda is bulup gidebilirsin ama vasifsiz islere izin vermezler. sana gelene kadar garsonluk yapacak 30 bin adam var ellerinde.

bu arada hasmetizme katiliyorum. orada ne bulacagini düsünüyorsun? özellikle kacak durumuna düsersen? cünkü mutluluk dedigin cok katmanli bir yapi. sen alttaki katmani oyarak gidersen gene mutsuz olacaksin.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(06.08.24)
Bu ne lan emekli maasiyla geciniyoruz adam 85 bin lira maaşla mutsuz abi saka mi bu biri cimcik atsin bana
0
Zetnikov
(06.08.24)
Hocam yurtdışından yeni döndüm ve şunu anladım ki "mutluluk içimizde". Eğer deneme şansınız varsa gidin tabi test edin içinizde kalmasın. Güzel tarafları yok da değil elbette burada herkesin genelde tartıştığı birçok iyi tarafları var ancak bence muhteşem bir değişim beklemek çok iyi bir yaklaşım olmayacaktır. Hele hele sizin durumda birisi bence macera arıyor olmalı, istediğiniz zaman gidip gezip gelebilirsiniz bir kere.
0
va
(06.08.24)
85 bin tl kazanan birinin vasfı vardır. Birkaç sene tekrar çok çalışıp hayatınızı kurmaya hazırsanız gidin. Garsonluk yapıp bir taraftan dil öğrenirsiniz. Dil öğrendikten sonra da vasıflı işinize geçersiniz. Hele çocuk istiyorsanız Türkiye’de çok zor.
0
gmzo
(06.08.24)
Arkadaslar, anlamadiginiz nokta su: adam garson olarak gidemez. oturum izni ve calisma izni alamaz.
yani garson olarak git, dil ögren, sonra vasifli hede hödö yaparsin gibi bir ihtimali yok.
iki secenegi var.
ya turist vizesiyle gidip garsonluk yapacak ve vize bitiminden sonra kacak calisacak. yakalninca da depor edilecek.
ya da en bastan vasifli is bulup (egitimi ve tecrübesi dogrultusunda) gidecek ve hayatini kuracak.
0
konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
(06.08.24)
Bu arada sunu da belirteyim. Ben de benzer dusuncelere sahiptim ve ezkaza evlenip Hollanda'ya geldim. Olumlu yanlari var ama finansal olarak hic sosyal medyada anlatildigi gibi degil. Onun disinda cevre duzeni, insanlarin genel davranislari vs gibi bir cok konuda iyi bir yer. Ancak, sosyallik midir, yabancilik cekmek midir nedir bilmiyorum. Gercekten biktim buradan, Istanbul'da kalabalik bir semte gene donmek istemem ama acikcasi gelismemis bir balkan ulkesi veya Turkiye'de sakin bir yer tercih edebilirim. Ozetle buradan bir an once gitmek istiyorum.
0
mbond
(06.08.24)
(44)

Neden çocuk yapıyorsunuz?

ananiyimioguz
Biz pek düşünemiyoruz. Ben 30, eşim 32 olacak ama mantıklı gelmiyor. Aslında ben evlenmeden önce daha yakındım. Yani ileride çocuğum olur, babalık ve hatta dedelik hislerini yaşamak isterim diye düşünürdüm. Evlendikten sonra ülke, dünya, ekonomi, çevre vs. yüzünden ben de biraz uzağım ama eşim mesel
Biz pek düşünemiyoruz. Ben 30, eşim 32 olacak ama mantıklı gelmiyor. Aslında ben evlenmeden önce daha yakındım. Yani ileride çocuğum olur, babalık ve hatta dedelik hislerini yaşamak isterim diye düşünürdüm. Evlendikten sonra ülke, dünya, ekonomi, çevre vs. yüzünden ben de biraz uzağım ama eşim mesela kendini bildi bileli istemiyormuş, hala istemiyor. Oturup biraz konuştuk, biraz bencil olmak gerekiyor gibi geldi. Pek mantıklı bir sebep bulamadık.

- Olaya ilkel bakamıyoruz. Yani türümüzün devamlılığı gereği doğurmak gerekir falan diye düşünmüyoruz, öyle bir durum söz konusu değil zaten şu an. Hatta nüfus artışı dünyayı felakete sürüklüyor. Millet neden tavşan gibi ürüyor anlamıyoruz.

- Yine ilkel gelen bir görüş, nasıl ki eskilerde "boşanma" gibi bir kavramın olmadığı gibi, "çocuk yapmama" gibi bir bilinç de yokmuş gibi geliyor çoğu insanda.
Yani toplumsal olarak evlenince = çocuk yapılır gibi öğrenilmiş bir kalıplaşmış düşünce var. Kültürel ve dini olarak da bakıyor kimi. Çevre baskısı da had safhada. Bizde böyle şeyler de yok.

- Yine kırsal bir kafayla düşünüp, ya işte çocuk evin neşesidir dolansın ortalıkta, hem bağa bahçeye yardım eder, ne kadar çok çocuk, o kadar iyi. Birlikte büyürler gibi bir olayımız, düşüncemiz de yok. Zaten çok ilkel ve kontrolsüz bir üreme düşüncesi gibi geliyor. Çocuk sayısı arttıkça, çocuklar üzerine düşen refah azalıyor çok çok zengin değilse aile.

- İnsanın anlam arama ihtiyacı. Geçenlerde yaşarken çok boş oyalanmıyor muyuz gibisinden varoluşsal bir soru sormuştum. Öleceğini bilmek ve anlam arayışı zor bir süreç insanoğlu için. Bana çözüm olarak bir kaç kişi çocuk yap demişti. Belki bu bir çözüm olabilir. Fakat bunu yaparsam annelerimiz babalarımızdan ne farkımız kalıyor diye düşünüyorum. Onlar da büyük ihtimalle hayatı yaşamak için bir anlam bulamıyorum bari kendimi çocuğum üzerinden gerçekleştireyim diye düşündüler. Onlar için yaşadılar. Sonra da bişey olsa "yemedim yedirdim içmedim içirdim" diye başlarlar. "Ben kendim yaşamadım sen düzgün yaşa diye" diyerek yakınırlar. Yahu yaşasaydın kardeşim. Biz yaşamayı tercih edenlerdeniz. Bir çocuğa hayat adanması gerekliliğine karşıyız. Asgari düzeyde ayırırsın, ama hayatı kendin için yaşarsın. Ki ben, biz çocuk yapsak bile yine gezeriz tozarız diye düşünüyorum o kadar da paralatmayız kendimizi ama belli de olmaz. Çocuk büyüyüp ailesine dönüp bakınca kendini onun için heba etmiş bir aile görünce mutlu olmuyor ki. Çocuk en başta, birbirini ve hayatı seven ebeveynler görmek istiyorum.

Yani sonuç olarak bencilce bir yaklaşımla, sırf anlam arayışın için çocuk dünyaya getiriyorsan, bu hiç mantıklı gelmiyor. Çocuk sevme ihtiyacı için veya birinin sana bağlanması, sevilme ihtiyacın için vs... Hem belki çocuk sevmeyecek bu dünyayı veya seni.

- "Filmi bırak, peki çocuk olmuş mu?" Çocuk belki senin görüşlerini benimsemeyecek. Benimsemek zorunda değil belki biz özgür yetiştirme taraftarı oluruz ama aşırı aykırı davranacak belki. Hiç istemediğin bir yola sapacak. Sen ne kadar eğitim verirsen ver, görgü öğretirsen öğret dış dünyadan iyice soyutlanacak çocuk. Akran zorbalığına uğrayacak. Herkes aynı eğitim ve bilinç düzeyinde eğitmiyor ki çocuklarını. Sen ne yaparsan yap internet ve arkadaş çevresi sağ olsun beyinleri yıkanacak cocukların. Sana efendiyi oynayacak ama dışarıda bambaşka biri olacak belki. Ama sen kendi çocuğun diye yakıştıramayacaksın onu hep masum ve tatlı çocuğun, güzel kızın, aslan oğlum olarak gibi göreceksin. Ama belki pisliğin teki olacak. Veya aptalın teki olacak. Çocuk istedimiz gibi oluyor mu? Sanki bazen ne yaparsak yapalım olmuyor. Bunlar uç örnekler ama alınan sorumluluğun farkında mısınız?

- Kelebek etkisi. Siz nasıl yetiştirseniz yetiştirin. Yeni gelişen bir canlıya (çocuğa) uyguladığınız en ufak bir yanlışı, çocuk psikolojisiyle ödeyebilir. Başkası, çocuğunuzun büründüğü karakter veya huy yüzünden ödemek zorunda kalabilir. Çocuk, kendine zarar verebilir. İş yerindekilere kötü veya aşırı iyi davranabilir. Eşine ve çocuklarına karşı kötü veya aşırı iyi davranabilir (zarar göreceği düzeyde).

Yani "doğru" çocuk yetiştirmek ne demek? Bence böyle bir şey yok. Nasıl yetiştirirseniz yetiştirin, en ufak bir aktarılan bilginin sonucunu çocuğunuz yüzünden diğer canlılar çekecek. Bu iyi de olabilir kötü de olabilir. Çok iyi yetiştirirseniz kendi zarar görebilir, kötü yetişirse başkaları zarar görebilir. Yani etkisi zincirleme olarak etkileşim kurduğu tüm diğer canlı ve cansız varlıklara aktarılmış olacak. Bunun sorumluluğunu nasıl alabiliyorsunuz?

İşte ben annelik-babalık duygusu tadıcam, çocuk sevicem, ay birisi bana anne veya baba diyecek düşünsene *_* diye bencilce baktığınız bir olayın altındaki sorumluluğun büyüklüğünü görebiliyor musunuz? Bence çok fazla. Çocuk belki dünyayı görünce lanet olsun ne biçim yere geldim diyecek. İntihar edebilir, hassas bir kalbi olabilir sürekli depresif bir halde dolanabilir. Kendi doğrularınızı, kendi dininizi aktardınız diye aslında olabileceğinden, yani potansiyelinden daha kötü şartlarda büyüyüp ölebilir. Veya sizin gerçekliğinizden çıkıp dış dünyayı görünce sizden uzaklaşabilir.

Gerek var mı oyuna bir karakter daha sürmeye?

- Dış dünya tehlikesi. Çocuk her an bir savaşa, virüse, kimyasal bir saldırıya maruz kalabilir. Tecavüz edilebilir, vurulabilir, bıçaklanabilir, psikolojik sorunlar yaşabilir, dayak yiyebilir, veya bunları başka birine uygulayabilir. Dışarısı, aklı başında bir insanın pek de yaşamayı isteyebileceği bir yermiş gibi durmuyor. Ona nasıl koruma garantisi verebiliyorsunuz veya başına bir şey gelse, o sorumluluğu kaldırabilecek güçte misiniz?

Gibi gibi sebepler aklımızda dönüyor...

Edit: İmla.
0
ananiyimioguz
(23.05.24)
Bencilce olabilir. Ama doğal ve insani, bencillik de doğal. Sorumluluk da büyük evet, ama kendi adıma sorumluluk almayı severim. Ya ben bu adamın çocuğumun babası olmasını istiyorum dediğim biriyle tanışsaydım çok net anne olmak isterdim bi 10 sene içinde. Birine o kadar güvenmek bana asıl zor gelen kısım. Neyse nihayetinde bir insan yetiştirmek, beraber büyümek öğrenmek, hayatı deneyimlemek, birini kendinden çok sevmek falan çok fantastik duygular, deneyimler. Yaşamak lazım diye düşünüyorum. Ama hayatın amacı da değil. Çocuk güzel bi lüks bence, fakat ihtiyaç değil. Olsa da olmasa da hayat güzel olabilir, kişiye bağlı.
0
nic cage
(23.05.24)
Yapmiyoruz. Cevremdeki evli ciftlerde de oran yari yariya. Yani yarisi cocuk sahibi oldu ya da olmak istiyor, yarisi hic cocuk istemiyor.
0
sertac akin
(23.05.24)
Mantıklı düşünürsen zaten çocuk işine girmezsin, biraz dürtüsel bir karar. Benim oğlan 2 yaşına geliyor ben daha babalığı yeni anlıyorum. 2 senedir aralıksız ağlıyordum niye yaptık diye ama şimdi uyurken bile özlüyorum, garip bir durum. Mantık aramaman lazım bu işte.
0
mirty
(23.05.24)
Kimse bu kadar düşünerek mantık çerçevesine oturtup çocuk yapmıyor. Bu kadar düşünen yapmaz zaten. Nefes almak, yemek yemek, seks yapmak gibi bir şey çocuk yapmak da. Hayatta kalma içgüdüsünün bir sonucu, kendini çoğaltarak ölümsüz olma çabası. Hatta bu yüzden, mantık çerçevesinde düşünüp çocuk yapmamayı seçmek bir nevi pasif intihar gibi geliyor bana. (Ben de yıllardır antinatalistim)
0
duguit
(23.05.24)
denildiği gibi insanlar istediği için yapıyor direkt bir somut nedeni yok. evlat sahibi olmak anne baba olmak için yapıyorlar.

o kadar düşünen yapmaz zaten +1, yapanlar da o kadar düşünmüyor. sizin için gerek yoksa yoktur. yapana gerek var mıydı diye soramazsınız.

ben de istemiyorum mesela.
0
jülsezar
(23.05.24)
Çocuk sahibi olmak, yeme gibi, içmek gibi biyolojik bir ihtiyaç. Hayatın doğal akışı. Maddi sebeplerle olsun, zamanın modasıyla olsun istenmiyor olabilir. Bu yaşlarda hissedilmiyor olabilir ama travması, yaşam kalitesine olumsuz etkisi, psikolojik sorunları inanın ilerleyen yaşlarda üzerinize çökecektir.
0
Mirket
(23.05.24)
Ekonomik durum iyi değilse cehalet faktörü etkili. Toplum baskısı da var.

Her şey yerindeyse ekonomik durum vb gibi kişisel tercih. Ama evlilik ve çocuk fakiri daha da fakirleştirir.
0
ferenc
(23.05.24)
insanlar cocuk yapiyor cunku bu bizim dogamizda var. boyle hayvansal icguduleri beyaz yakali yaklasimlariyla irdelemek asiri manasiz. cocuk yaparsin ve genlerini aktarirsin cunku bu bizim (dunyada yasayan canlilarin) kodlarimizda var. bu kadar bunun cevabi.
0
bohr atom modeli
(23.05.24)
Ben de şu an 32 yaşındayım ve anne olmak istemiyorum ama çevremde o kadar çok kişi anne olmazsam pişman olacakmışım gibi hissettiriyor ki kabul etmekte zorlansam da etkileniyorum ve bazen "ya sonra keşke dersem" diye düşüncelere gark oluyorum.
istememe nedenim de tamamen sorumluluğundan. kendim kadar çok önemseyeceğim bir varlık kim bilir başına ne dertler açacak hastalanacak üzülecek vs vs seni tasalandıracak diyorum.
Baskın olan hissiyatım yapmamak yönünde. Yaparsam bencilce olsa da merak duygum olabilir.
Ama işin garibi de dışarıda gördüğüm çocuklar olsun kendi yeğenlerim olsun inanılmaz seviyorum ve çoğuyla fazlasıyla ilgileniyorum. Yani anaç yapım yok demiyorum ama kaygılarım ağır basıyor.

çocuk yaptıktan sonra pişman olunca vazgeçebilme hakkımız olsaydı keşke sgjskgksjg
0
Kediyi üzdün
(23.05.24)
@bohr atom modeli, hocam zaten türümüzü diğer hayvanlardan ayıran özellik frontal lobumuzun gelişmiş olması değil mi?

Yani zaten düşünmek ve sorgulamak üzere evrimleşmiyor muyuz?

Hala hayvansal iç güdülerle yaşayacaksak evrimimize haksızlık etmiş olmuyor muyuz?

Tamam ben de hala ilkel olduğumuzu düşünüyorum çoğu yönden ama en azından bir şeyleri yaparken sorgular seviyeye gelmişiz. Kodumuzu aktarıcaz diye düşünmeyelim mi ulan 1dk kodumu aktarıcam ama gerek var mı? İhtiyaç var mı? Herkes kodunu bilinçsiz aktara aktara dünya bu hale geldi zaten demeyelim mi?

O zaman ilkel dürtülerle aile kavramını da hiçe sayalım, birbirimizin üstüne atlayalım. Ne de olsa kodlarımızda vardır o da bir yerlerde.
0
🌸ananiyimioguz
(23.05.24)
Çocuk bakmak aşırı zor bir mesela. Eşini artık çok da sevmiyorsan mesela çocuktaki eşine benzer tarafları görüp çocuktan soguyabiliyorsun bile yer yer. Yeğenimi çok severim normalde, çok da sabırlıýım çocuğa karşı. Ama babasına gıcık olduğum zamanlarda "Baban ne ki sen ne olasın" diye kuruluyorum üç yaşında çocuğa. Bir de ne kadar minyatür bir insan da olsa çocukla frekansınız uymayabiliyor. Sen çok sakinsen hareketli çocuga sinir oluyorsun, ikili diyaloğa giriyorsunuz :p Bir dönem ilkokul öğretmenliği de yapmıştım, oradaki deneyimlerimi de katarak anlatıyorum. Ama günün sonunda sosyopat değilsen ya da çok ciddi bir bunalım geçirmiyorsan barısiyorsunuz, öpüşüp koklasiyorsunuz. Gormediginde özlüyorsun, hayatının merkezine koyuyorsun. Yukarıda bir arkadaşın dediği gibi bu zamanın argümanlariyla işin içinden çıkamıyoruz. Olacağı varsa oluyor, sen de uyum sağlıyorsun duruma.
0
sekizdokuzon
(23.05.24)
Valla ben yazdıklarını okumaya üşendim. 29 yaşındayım. Ekonomik olarak durumları biraz daha toparlayınca 30ların başında falan çocuk yapmayı düşünüyorum yani sağlık sorunu yaşamazsak. Sebebi yok sadece anne olmak istiyorum, karnımda bebek taşımak böyle emzirmek onu büyütmek bir şeyler öğretmek beraber deneyimlemek vs bunları merak ediyorum. Merak duygumu tatmin etmek için çocuk istiyorum. Tabi ki kendi mersk duygum için çocuk yapayım derken onu perişan etmek de istemem tabi ki. Maddi manevi yeterli hissettiğim zaman yaparım bunu.
0
turuncu tonlarda
(23.05.24)
Tam olarak bahsettiğiniz sebeplerden dolayı yapmıyoruz. 32 yaşındayız, 2 yıldır evliyiz ve çocuk fikrine o kadar uzağız ki, uzak kelimesi bile yakın kalır. Zaten şurda kalmış bir bu kadar daha ömrüm, onu da çocuk derdiyle mi geçireceğim zaten? O kadar dertsiz tasasız bir hayatım olursa da çocuk yapmak yerine gezer tozarım. Evde kronik rahatsızlığı olan bir kedimiz var, gözümüz sürekli üstünde. Sırf 1-2 gün uzaklaştığımız zamanlarda aklımız kalmasın diye eve bebek kamerası bile aldım, arada açıp bakıyorum napıyor keyfi yerinde mi diye. Kedinin bile üstüne bu kadar düşerken, hastalandı mı diye gözünün içine bakarken, kendimden olan bir canlıya karşı olan stresimi düşünemiyorum bile. Ülke şartları falan da cabası tabi.

Çevremde "evimi aldım, arabamı aldım, mesleğimi garantiledim. evlenirsem çocuk yaparım çünkü insana hayatta bir amaç lazım" düşüncesinde olan tanıdıklarım da var. Neresinden baksan hastalıklı ve bencil bir düşünce bu bana göre. Sırf kendine amaç olsun, oyuncak olsun, saçma sapan varoluşsal sancılarına derman olsun diye dünyaya bir canlı getirmek büyük bencillik.


Ayrıca "genlerimizde var, üremek için yaşıyoruz" düşüncesi de bu bencilliğe uydurulmuş bir kılıftan başka bir şey değil bana göre. Genlerimizde üremek varsa, kafamızın içinde de beynimiz var. Neyin ne olduğunu sorgulayıp karar verebilme, muhakeme edebilme yeteneğine sahibiz. Şimdi ben çocuk yapmak istemiyorum diye insanlıktan mı çıkıyorum bu durumda yani... Teallam.
0
pianeta
(23.05.24)
Valla ben dünyaya katkım olsun diye yaptım. Çok iyi bir insanım üstelik müthiş zekiyim. Boşa gitmemesi gereken genlerim vardı.
Hep saçma sapan insanlar çocuk yapıp dünyayı daha kötü bir hale getirmesin, ahlaklı düzgün yetişmiş iyi kalpli insanlar da olsun gelecekte diye istedim.

İleride 3 4 tane daha düşünüyorum. Maddi olarak imkanım olursa tabi.
0
Gradient_tabanlı_mor
(23.05.24)
@Gradient_tabanlı_mor, gen aktarımının öyle cımbızla seçerek olduğunu düşünmüyorum da, diyelim ki oldu ve çok zeki, çok yakışıklı/güzel bir çocuk dünyaya geldi. Gayet aklı başında, efendi, saygılı vs. oldu.

Dünya bu özellikleri mükafatlandıran bir yer mi?

Diyelim ki sıyrıldı, mükafatlandı, soruyu şuradan sorayım, dünya bu çabaya değecek bir yer mi?

Dünyadaki en zekilere baktığımız zaman genelde kullanıldıklarını görüyoruz. Çok azı şanslı oluyor. Sistem kaşıkla verip kepçeyle alıyor.

Ayrıca cahiller, eğitimsizler çok fazla ürüyor böyle gitmesin terazinin diğer tarafına biraz bastıralım diye çocuk yapılınca çocuğa haksızlık olmuyor mu uğraşacağı insanlar, yani kötü diye gösterdiğimiz taraf daha çoğunlukta.

Mesela ben aksine, kendimiz gibi bir toplum veya ortam varsa oraya çocuğu koyarım.

Pakistanın orta yerine zeki ve bilinçli bir çocuk koymam mesela. Ona da yazık. Haksızlık. Ama norveç e koymak isterdim. Tr nin durumu da pek iyiye gitmiyor kötü tarafın doğum hızlarına bakılırsa.
0
🌸ananiyimioguz
(23.05.24)
bu kadar dusunen yapmaz +1

su an 33-37 yaslarindayiz, 6 senedir evliyiz, henuz cocugumuz yok.

insanlar cocugu tamamen hayattan beklenenler o yonde oldugu icin yapiyor. okula git --> is bul/kur --> evlen --> cocuk yap, model bu. kimse cocuk yaparken "insanlik devam etsin, turumuzun devamliligi" gibisinden seyler dusunmuyor. bu kadar dusununce okula gitmek de mantikli olmayabilir mesela.

dediginiz gibi, eskiden tarlada calisacak adam vs gibi is gucu alaninda ise yaramis epeyce cok cocuk sahibi olmak. bugun tarlasi olan az, sehirde yasamin da kendince finansal guclukleri var, hayat kalitesi tartisilir. ancak:

cocuk buyukmek eglenceli keyifli bisey, minicik beyinleryle biseyleri kesfetmeleri, akil etmeleri, oyun oynamalari, sizin hayatta akliniza gelmeyecek sorular sormalari vs epey keyifli. buyumesinde, dunyayi kesfetmesinde, kendini kesfetmesinde destek olmak, yol gostermek guzel seyler. bundan mahrum kalmak istememek gayet gecerli bir sebep.

diger yandan insanlar yaptiklari degil yapmadiklari seylerden daha cok pismanlik duyabiliyor, bu da bir baska sebep. 20-30lu yaslarda cok dert etmiyoruz ama hic 50-60 olmadik, tam olarak bilmiyoruz o yaslarda neye nasil ihtiyac duyabilecegimizi.

ayrica, cocuklar buyudukten sonra onlarin kurdugu ailelerle kalabalik olmak, arada birlikte biseyler yapabilmek, yanliz kalmamak, hastalikta yaslilikta cenazede davalik durumlarda vs samimiyetle siginabileci insanlar olmasi yine bir baska sebep.

zamanin "cocugu" olarak ben bugun ailemden uzakta yasiyorum oyle cok aman aman birlikte biseyler yapmiyoruz ama gercekten bir ihtiyac oldugunda atlayip gidebiliyor olmam, genel olarak varligim ailem icin guven verici bir durum. anneme kalsa en buyuk pismanligi daha cok cocuk yapmamis olmak.

dediginiz riskler elbette var, benim de kisisel olarak cocuk konusundaki en buyuk cekincem "ya buyudugu zaman cok stresli bir hayati olursa, ya anksiyetesi olursa, ya depresyonda olursa, ya intihar etmek isterse, ya kanser olusa, ya yatalak olursa" gibi seyler. tamam sorumluluk da istemiyroum belki ama erken cocukluk sorumluluklari citir cerez kaliyor bunlarin yaninda.

diger yandan bugun yetiskin insanlar olarak hepimizde belli bir olcude depresiflik, ankiyete bozukluklari fln var; cesitli hastaliklarla ugrasiyor, issiz kaliyoruz, sevgilimiz terk ediyor, dolandiriliyoruz, basimiza sacma sapan olaylar geliyor uzuluyoruz vs ama bir sekilde bunlarla basa cikmayi ve yasamayi ogreniyoruz; hayatin bir parcasi aslinda hepsi. ayni sekilde cok guzel yemekler yiyouz, sevdiklerimizle 2 kadeh tokusturuyoruz, konserlerde bagira cagira sarkilar soyluyoruz, gezip egleniyoruz. cesitli tibbi desteklere erisimimiz de gittikce kolaylasiyor. o yuzden biz bugun yetiskinler olarak bir sekilde var olabiliyorsak, hayatimizda biseyler yolunda gidiyorsa ve intihar etmiyorsak demek ki var olmak o kadar da kotu bir sey degil.

sonuc olarak konu gerek olup olmamasi degil, konu sizin bireysel olarak cocuk buyutmek istiyor olup olmamaniz.
0
taurina
(24.05.24)
Çocuk yapma kararı mantıkla verilen bir karar değil, duyguyla verilen bir karar. Mantıklı düşünürseniz evet sorumluluğu, yorgunluğu, özellikle küçük yaşlarda ihtiyacı olan dikkati verebilmek için kendinizi bile kaybetmeniz, vs. birçok olumsuz yanını bulabilirsiniz. 2 yaşında çocuğu olan bir anne olarak da bunların hiçbirini reddetmem. Ama dünyaları verseler de oğlumu değişmem.

Ben hamileliği bile çok sevmiştim. Ki çocuk yapma düşüncesi yapana kadar çok kafamı meşgul etmemişti bile. Karnımda minicik bir mercimek tanesi kadar olan bebemin şimdi bıcır bıcır konuşmasını duymak, karakterinin geliştiğini izlemek, büyümesine tanık olmak inanılmaz bir şey.

Bencil insan çocuk sahibi olmaz bana kalırsa, olursa da çocuğu hakkıyla yetiştiremez. Yemeyip yediren, uyumayıp uyutan bir anne veya baba nasıl bencil olabilir ki?
0
gmzo
(24.05.24)
@ gmzo, pek katılamıyorum. çocuğun kendisi zaten bencilce geliyor. çocuğa bakıyor olmak insanın eksik yanlarını besleyen bir şey, o durumu bencil olmamakla açıklayamayız.

François de La Rochefoucauld ve Sigmund Freud'un savunduğu şöyle bir görüş var;

"İyiliklerimizin çoğu, kötülüklerimizi gizleme sanatıdır." İnsanların yaptığı iyiliklerin bile aslında kendi kötü yönlerini ve çıkarcı doğalarını gizlemek için bir araç olduğunu söylerler.

"İnsanların yaptığı iyiliklerin çoğu, şeref ve erdemden çok gururdan kaynaklanır." İnsanlar güzel şeyler yaparken bile aslında gururlarını tatmin ettiklerini ve kendilerini daha iyi hissettiklerini öne sürerler.

"Narsisizm" Freud, insanların birincil ve ikincil narsisizm olarak adlandırdığı kavramlarla, kişinin kendi benliğine duyduğu sevgiyi ve bu sevginin nasıl dışa vurulduğunu açıklar. Bu bağlamda, birçok iyilik ve yardım davranışının aslında kişinin kendi narsistik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yapıldığını öne sürer.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
ben bekarım evlensem de hem ülke şartlarından hem şahsi ekonomik gücümden ötürü yapmak istemem. ancak milyon dolarlık bir topçu, aktör falan olsam en az 5 çocuk falan yapardım herhalde. harika bir kendini tamamlama aracı çocuk, paran çoksa eksilerinden mümkün olduğunca az etkilenirdin artılarını çok daha fazla yaşardın. çok iyi bir hayat yaşatacağın garanti olurdu zaten o yüzden bencillik değil tam tersine sahip olduğun iyi yaşamı paylaşmış olurdun. ülkede yarın bir gün iç savaş çıkıp millet değneklerin ucunda komşusunun kellesiyle gezse bile iyi hayat yaşayacağı garanti olurdu para böyle bir şey maalesef. ama ortalama beyaz yaka olarak türkiye'de çok zor bir kere muhakkak koleje gönderecek paran olmalı şu meb müfredatında çocuk mu yetiştirilir. bu bencillik olur bence de. avrupa'da bir orta sınıf olsaydım da eşle gezme tozma işlerinden sıkılma hissine gelirsek düşünebilirdim yok bizi kesmiyorsa bir türlü gezmek tozmak gene yapmak istemezdim herhalde.
0
semaforo de medianoche
(24.05.24)
bu inanç gibi bişey. Kalbin/beynin neye yatkınsa onu görürsün. Senin dediğin gibi, kendi genlerinden kendine benzeyen bir varlık yaratıp yetiştirmeyi müthiş bencil egoist bir şey olarak da görebilirsin, bir annenin yazdığı gibi 'kendimizi düşünmeyip onu yetiştiriyoruz bu nasıl bencil olabilir' diye de görülebilir.

Bu arada dünyanın gidişatına bakmak vs. yalan. Evet nüfus çok ve dünya kötüye gidiyor ama belki de en barışçıl çağdayız (tabii üçüncü dünya savaşı geliyor olabilir, gelmiyor da olabilir). Ben mesela üreyen ve üremeyen kesimi görünce "biz üremeliyiz yav" diyorum. Dünyayı b*k eden şeylerden biri de bu çünkü. İngiltere'de çocuklara en çok konulan isim Muhammed'miş. Neden acaba :D Türkiye'de de 20-30 yıla kimler iktidarda olacak tahmin etmek zor değil. Bunu sorgulayan insanlar yeterince üremezse hayatını belirleyen kararları hiç sevmediğin insanlar alacak (demokrasi yönetimi kaldığı sürece). Fakat bu da bencil ve "oy içi mi çocuk yapıyoruz yav" dedirtecek bişey. Bence zaten çocuk yapmak saadet zinciri gibi bişey. Sistemin devamı için üremek gerekiyor, yeterince genç olmazsa emeklilik sistemi bile çöküyor :D
0
nhk ni youkosu
(24.05.24)
@ thetruenorthstrongandfree, sizin şartlarınızda çocuk yapmak değil yapmamak ayıp olurmuş, o şartlarda çocuğa iyi bir ortam sunamayacağım diye kaygılanmayız ki. Verebileceğiniz imkanlar ve çevre bu düşüncemizi etkiler tabii ki.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
1 - bayragi ilerde birine devretmek icin

2 - her di$i hayvan mutlaka bir kere dogurmali, buna insan da dahil. annelik duygusunu yasamamis bir kadin yasliliginda sikinti ceker, cevremde gordugum yasini almis ve dogurmamis kadinlar sikintili, yerine kedi kopek kaplumbaga falan koymaya calisiyorlar ama yetmiyor.
0
cooperr
(24.05.24)
Bu kadar detayli dusunmek cok sacma. Hepimizin genlerinde var. Hayvanlar niye uruyor? Onlara ne faydasi var? Zarari bile var ugrasiyorlar ediyorlar gida bulup besliyorlar vs. Insanlarin ureme sebebi de bu kadar basit. Boyle kodlanmisiz.
0
The_Lollok
(24.05.24)
@ The_Lollok, hayvanlar neden ürüyorlar? bölünme, çoğalma, üreme canlılığın temelinde var. evrimsel sürecin başlama nedeni. bu konuda yetenekli olmayanlar tarih sahnesinden elendiği için günümüzdeki hemen her canlı üreme konusunda yetenekli ve iç güdüsel olarak hazır hale evrilmişler.

Fakat biz insanlar şu an neyin neden olduğunu ve nasıl çalıştığını az çok kavrayabiliyoruz.

Aklımızla düşündüğümüzde, insanlığın günümüzde üremesini gerektirecek bir sebep yok ki? Korunma yöntemlerini neden çıkardık, kontrol altına almak için. Veya hiç ürememek için. Soyumuz tehlikede, çoğalmamız lazım gibi sebep de yok.

Mesela hayvan çiftleştirince hayvanseverler hemen kızarlar ya "Sokakta bir sürü hayvan var kardeşim ne diye hayvan çiftleştirip onları alıyorsunuz veya sahiplendiriyorsunuz!!!" diye.

Ama sen niye ürüyorsun bir sürü kimsesiz çocuk var sahiplen dediğinde kalırlar öyle. İşte ama bağ falan... derler. Bencillik yani.

Nüfusu artırmanın kime ne faydası var şu an?

Mirasımı devredicem diyen var. Yahu ben öldükten sonra biri almış, almamış kime ne. Belki hiç edecekler geride kalanlar mirası. Bilemiyorsun ki. Belki birbirlerine düşecekler. Hadi onlar da idare etti diyelim, torunlar? Nereye kadar gidecek, ne kalacak, kime kalacak, herkes göçecek.

Bazı hayvanların da aklı olsa üremezdi veya çok kontrollü ve az ürerlerdi diye düşünüyorum soyları tehlikede değilse.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
Böyle kişisel bir konuda burada uzun uzun yazdığına göre sende fikirlerinde emin değilsin ve teyit edilmek istiyorsun. Ancak bu tamamen kişisel bir karar. Topluca böyle bir konuda mutabakat oluşmasını beklemen çok mantıklı gelmiyor.
0
dreamsandcolours
(24.05.24)
Biri sahane bi laf etmisti yillar once bana. İsin ozeti gibi. Sedat bak demisti... ne çocukla oluyor ne de cocuksuz. Ama cocuklu daha guzel.

5 yil yapmadik. Sonra gule oynaya cocugumuz oldu.
0
halk
(24.05.24)
Bazen ellerime kollarıma bakıp "olm milyonlarca yıllık bir evrim sürecinin ürünüsün. Bu noktaya gelene kadar ataların ne yollardan ne sıkıntılardan geçti ve sonucunda sana kadar ulaşıldı. Bu nasıl bir kibirdir ki 4.5 milyar yıllık yolu bir anda kesip atıyorsun"

Urememenin getirdiği bu kibir yalan yok hoşuma gidiyor.

Bir de çocuğu olan biri bencil olamaz tabirine takıldım yorumlarda. Ben tam tersini düşünüyorum. Doğanın yüklediği "turun devamliliginin kodlandigi" iç guduler o kadar kuvvetlidir ki, kendi yaşamının önüne koyarsin yavrunu = annelik.

Kesin olarak Bencil olamayacağını iddia edebileceğiniz tek insan türü, Çocuk yapma şansı olup yapmayıp evlat edinenler bence.

Tamamen akıl, merhamet ve kendinden olmayan bir şeyi kendi önüne koymak.

Bu insanları çok seviyorum.
0
makbur
(24.05.24)
Her şey söylenmiş zaten. Ozetle

1-turun devami icgudusu (zeki yaratik olarak aklinla bunun yersizligini kesfetsen de milyon yıllık evrimin getirisini hemen alt edemiyorsun, kervana katiliyorsun mejburr bazen; yakında senin de yapacağın gibi ;))

2-uzerine düşünmemek, standardi bu zaten deyip yapmak

Bence çocuk yine anlaşılabilir asıl delilik evlenmek. Ama onu da yaptık meselaam di mi
0
abuzer
(24.05.24)
Ben yapmiyorum (simdilik). Gereksiz bencillik ve sorumluluk gibi geliyor. Evlat edinme durumlari da var, onun tartismasi farkli olabilir.

Ama o cocuk yapma icgudusu tetiklenebiliyor. Tabii hayvanlar gibi ilkel icgudu degil. Daha cok "istek"
gibi. Gelismis beynimiz var sonucta. Cogu kisi toplumdan, etrafindan da etkileniyordur. Ve sonucta senin anne baban da var ve atalarin. Devam ettirme istegi oluyor. Gelecege yatirim gibi de dusunebiliyor insanlar.

Daha duygusal yonleri de var. Ve sartlari iyi bireylerde duygusal yon daha agir basiyor sanirim. Anne baba olmayi deneyimlemek. Sevecegini birini dunyaya getirmek.

Anne babaya da sorulabilir: "beni neden dunyaya getirdiniz"? :)

Ya da birey kendine de sorabilir. Felsefeye girecek ama "Ben neden dunyaya geldim?"
0
ermanen
(24.05.24)
Simdi biz doguyoruz, gozlemliyoruz ve birseylere alisiyoruz. Aslinda bircok sey aliskanliklarin getirdigi birsey bana kalirsa. Yani bir sekilde boyle kodluyoruz zihnimize. Yani ayni sekilde bizim de buyuyup evlenince bu sekilde olacagimizi, cocuklarimizin olacagini dusunuyoruz tum akis boyunca.
Farkli bir acidan yine bakayim, bizim yasayamadiklarimiz, pismanliklarimiz var bu hayatta ve bunlari birisinin yasamasini istiyoruz, planliyoruz. Bu da iste cocugumuz oluyor.
Butun bunlari durumumuz kotu bile olsa planlamiyoruz cunku durumu iyi olanin da kotu olanin da cocuk yapmak icin sebepleri farkli ancak illaki bir sebebi var.

3 yasinda oglu olan bir baba olarak, cocuk yapmadan once bir bebegi gozlemlemek ve vakit gecirmenin en onemli karari almanizi saglayacagini dusunuyorum. Bu durtu gelecek mi, cocukla zaman gecirmeyi ilgilenmeyi sevecek misiniz, yoksa size zor mu gelecek. Ondan sonra bu kadar detayli dusunmeyeceksiniz emin olun.
0
va
(24.05.24)
Karşı argüman üretiyorum diye katı bir şekilde karşıyım anlamı çıkmasın, dediğim gibi ben daha yakınım çocuk konusuna. Sadece mantıklı bir fikir, görüş var mı, insanlar ne düşünüyor veya düşünmüyor onlara bakıyorum.

Bana kalırsa ben sırf "ya bizim birlikteliğimizden doğan çocuk nasıl bir şey olur acaba, iyi kötü o kadar deneyim elde ettik, biraz da biz aktaralım bakalım kullansın onları çocuk, derdiyle dertlenelim, sevinciyle mutlu olalım.." düşüncesiyle bile çocuk yapabilirim gibi. Şimdilik sadece eşimden bağımsız ekonomik sebepler bizi ve ilişkimizi sarstığı için çocuk mantıklı gelmiyor. Ama bu sorunlar zamanlar çözüldükten sonra olabilir diye bakıyorum. Eşim o zamanda bile mantıklı bakamıyor.

Bu düşünce ile çocuk yapmak bencillik diyor. Ay merak ettim dur bi bakalım diye çocuk mu yapılır diyor. Zaten yoğun çalışıyorum, çocuğa nasıl bakıcam diyor. Hadi baktık büyüttük diyelim, iyi bir eğitim nasıl vericez bu topraklarda diyor. Çok deli rakamlar harcamak lazım veya. Kötü yetişecekse veya ortalama yetişecekse de çocuğa haksızlık değil mi diyor. Ona sonra "seni zor şartlarda büyü diye yaptık yavrum" mu diyeceğiz, demez mi çok daha iyi şartlarda dünyaya gelenler var, benim günahım neydi diye. Belki demez sonuçta biz razı olduk bir şekilde ama derse, bu büyük bir sorumluluk.

Ben kötü de olsa iyi de olsa hayatı deneyimlemenin, hiç gelmemektense bir artı olduğunu düşünüyorum. Ama eşim öyle düşünmüyor. Eğer @ thetruenorthstrongandfree ın sağladığı gibi bir şart sağlanmıyorsa çocuğa haksızlık edileceğini düşünüyor.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
vaaaay demek 30+ yaşında bir çiftsiniz ve çocuk istemiyorsunuz, hatta çocuk yapanların neden çocuk yaptığına anlam veremiyorsunuz. ohaaa ilk defa böyle bir durumla karşılaşıyorum :D

nedense hep çocuk istemeyenler kendini uzun uzun açıklama ihtiyacı hissediyor. aslında kimse sizin çocuk yapıp yapmamanızla ilgilenmiyor, merak etmeyin. bu kadar çok kafaya takıp sorguladığınıza göre bence siz kararınızdan emin değilsiniz. emin değilseniz kararsızım filan diyebilirsiniz.

çocuk yapmamak eskisi gibi yadırganmıyor zaten emin olun.

bahsettiğiniz -son paragraf - eşinizin başına da gelebilir. o zaman evlenmek de saçma.
hayatta her an her şey olabilir tabi ki insan en çok çocuğu için korkar da sebep olarak yarın bir gün tecavüze uğrar diye bi seçenek dile getirmek çok saçma.

yani bu iş böyle uzun uzun felsefeye dönüşecek tartışmalar yapılacak bir konu değil bence. isteyen yapar istemeyen yapmaz. herkesin kendince haklı sebepleri var. birine gidip neden kedi sahiplenmiyorsun ya da balkondaki saksına neden çiçek dikiyorsun demek gibi bir şey bu.
0
elorelia
(24.05.24)
Heh yani sen eşine sunmalik argüman istiyosun bı noktada...

Öyle harikayim böyle harikayim diye sallayanlari dinleme öncelikle. Kaldı ki sizin durumunuz da fena değil. Ortalama durumdasınız. Sevgi ve huzur ortamında olan bir çocuk için gaaaayet yeterli sartlariniz. Bı de o kadar kontrolcü olmayın (ben de oluom), belki çocuk ileride bohem bı şekilde kulübede yasamaktan keyif alicak ne bilionuz? Sizin planladiginiz yatlarinizi katlarinizi uçaklarinizi (xd) istemicek?

Çocuk ayakkabisini ysl almadiinizi anlamaz meraq etme. Evcil hayvan gibi düşün xdxd sevgini sakınma, gerektiğinde onu koruyacagini belli et, kalanı ileride kendisi halleder zaten o ozguvenle
0
abuzer
(24.05.24)
Cocuk ne ya hem de turkiyede. aklini peynir ekmek gibi yemen veya hayatsiz olman lazim cocuk icin. zaten doguranin yari akli da gidiyo hepten hayatimiz zorlasiyi
0
ala09
(24.05.24)
Benden iyi bir ebeveyn olmaz o nedenle çocuk asla düşünmedim ve düşünmem. Geçen ofiste bütün öğlen yemeği boyunca doğru kişi ile tanışırsan o isterse ne yapacaksın diye sorguya çekildim bir de yani insanlar her bir şeye burunlarını sokma ihtiyacı duyabiliyorlar.

Size gelince daha geçen boşanma masrafı soruyordunuz şimdi biz hiç çocuk düşünemiyoruz diyorsunuz bence de düşünmeyin zaten.
0
peki madem
(24.05.24)
mahalle baskısı bu konuda büyük rol oynuyor. her ne kadar çocuk istesen de, günümüz şartlarında bunun altına girmek oldukça zor. zorumluluk tarafı ayrı.
0
kondansator
(24.05.24)
kedi götünü görmüş yara zannetmiş.
neden çocuk yapmayayım?

evladım olur. severim işte.
0
OgutucuRecep
(24.05.24)
ben bu olaya deneyim olarak baktım ve bu deneyimden neden mahrum kalayım diyerek istedim. sonuç kelimelerle tarif edilemeyecek kadar muazzam bir şey. bu dünyada başka hiç bir şey çocuğunuzun size hisettirdiklerini asla ama asla hisettiremez. başka hiç bir sevgi, aşk, bağ vs vs çocuk-ebeveyn bağına benzemez. bu işin bir yönü.

evet zorluklar da müthiş. zaten ekonomik koşullardan dolayı 2. düşünemiyorum. siz fazla sorgulamışsınız bir de tam tersi hiç sorgulamadan önüne arkasını düşünmeden birden fazla çocuk doğuranlar var. bu ülkedeki kaynaklar ve sistemin bu kadar çok çocuğa olması gerektiği kadar yetmesi imkansız.zaten düşüncesizce doğurup duranlar yukarıda bahsettiğim bağı falan kurmuyor ortaya salıyor ne eğitimi, ne güzel vakit geçirmesi saldım çayıra modunda. o yüzden de bir sürü psikolojisi bozuk insan var toplumda.

öte yandan evrimsel ve insanlığın gelişmesi açısından kaçırdığınız şeyler var. mesela siz hep 30 lu yaşlarda kalmayacaksınız. 90 yaşınıza geldiğinizde kalçanızı kırıp yatalak olup tuvalete gidemediğinizde bir başkasının doğurduğu eğittiği çocuk (hemşire olur hastabakıcı olur) sizinle ilgilenecek ve ona minettar kalacaksınız. herkes sizin gibi çocuk yapmasaydı sizin de muhtaç olduğunuz şeylere erişiminiz olmayacaktı bir de o yönden bakın.
0
iwillsee
(24.05.24)
@ peki madem, evet bize geliyorlar öyle arada pek sağlıklı olmayabilir zaten bizim çocuk yapmamız bir bakıma haklısınız ama

bazı dinamikler var çiftlerin ikisi de bireysel olarak çok iyi insanlar fakat birlikteliklerinde sorun çıkıyor. hal böyle olunca bir de çocuk varsa ayrılmaları daha mantıklı oluyor.

benim de anne babam ayrı mesela. ben hiç sıkıntısını yaşamadım daha güzel bile denilebilir. evde gürültü yok patırdı yok çatışma yok. istediğinde birine gidiyorsun istediğinde öbürüne gidiyorsun kalıyorsun. herkes kendi hayatında vs.

tabii ki en güzeli çocuğa da aile kavramını geçirmek için mutlu bir aile tablosu çizmek ama herkes kendi ilişkisine veya annesine babasına baksın 4/4lük bir hayat mı yaşıyorlar, bazen ayrılık daha mantıklı olabilir. ben ayrılık ile çocuğu engel olarak görmüyorum o yüzden. ülkeden bir sürü insanın annesi babası ayrı. eğer sıkıntı tipler değillerse öyle de sağlıklı çocuk büyütülebilir. ben bir insanla aynı evde yaşamak istemeyebilirim ama çocuğuna bakmak / çocuğumuza bakmak isteyebilirim.

@ iwillsee, teşekkürler deneyiminiz için. fakat yaşlılık konusuna katılmıyorum. ben kimseye yük olmak istemem gerekirse uyutsunlar diye vasiyet bile verebilirim. yaşlanınca kim bakacak diye çocuk mu yapılır bu iyice bencilce bişey. ben tek çocuğum, kardeşim yok bişey yok. eşimle olur da ölene kadar 'evlilik mücadelesini' :D sürdürebilirsek birbirimize bakıcaz işte çocuk olmasa da. en kötü bakım evi qeyf. o da olmadı uyutsunlar dediğim gibi. eşim de olmazsa bir köşede ölür giderim. nedendir bilmiyorum, böyle kaygılarım/korkularım yok.

Çoğu gelişmiş ülkede durum biraz daha farklı, ebeveynler çocuklarını yetiştirdikten sonra köylere kasabalara çiftliklere yerleşiyorlar. Ki kendi hayatlarını yaşasınlar biz yük olmayalım diye. Bizimkiler de gel evime desen gelir. Şimdi diyeceksiniz ki onlar sana o kadar baktı sen onlara bakmıyor musunuz hayırsız evlat. Bence burada kültürel ön yargılar var. Ben öyle bir sorumluluğu kabul etmiyorum ki, onlar da beklemesin. Doğuran bakmakla yükümlü hatta kimi bakmıyor bile. Ama çocuğun ebeveyne bakmakla yükümlü olduğunu düşünmüyorum.
0
🌸ananiyimioguz
(24.05.24)
bu kadar düşünüyorsanız yapmayın zaten. çocuğa da yazık.
0
Whily
(24.05.24)
Tum bunlari sorgulamis ve cocuk istemeyerek 35 yil gecirmis bir insan olarak bu yil bebegim oldu. Butun hepsi bos muhabbetmis ve gereksiz dusuncelermis gibi geliyor su an bu cocuk yapmama gerekceleri ve varolan yeni insan dunyanin en gerekli ve mukemmel seyi oluyor doğduğu andan itibaren. Bir de ben genel olarak bir seyi isteyip istemedigimden cok emin değilsem yapmayarak pisman olma ihtimalini elemek icin yapmayi tercih ederim, cocugumu da iyi ki yapmisim. Akli basinda bunlari sorgulayan insanların bilincli bir sekilde cocuk yapması da insan ve toplum olma deneyimi açısından değerli.
0
instant crush
(24.05.24)
Maddi durumunuz iyiyse çocuğa büyükşehirde üç ev, bir araba veya bir dükkan ve araba filan ve yüklü miktar nakit para bırakabilecekseniz hiç düşünmeden yapın. Fakat kardeşini de 3-4 sene sonra yapın. İleride birbirlerine yoldaş olurlar.

Eğer maddi durumunuz orta direkse çocuklara çok iyi birer eğitim şansı ve hayat mücadelesi ruhu veririm diyorsanız o zaman da yine aynı şekilde en az iki tane yapın.

Fakat en önemlisi de şu. Aile içi huzurunuz fiziksel ve mental sağlığınız yerinde, eşler arası sevginiz muhabbetiniz karşılıklı saygı ve muhabbet sürekli olarak iyi seviyede varsa en önemlisi bu, tüm şartlar okeyse yapın.
0
psmstc
(24.05.24)
Bir de çocuk yapma işi mantıkla olmaz yoksa yapmazsın katılıyorum +1500
0
psmstc
(24.05.24)
Yazdıklarımı anlamamışsınız. Sizin yaptığınız çocuklar size bakar demiyorum. Evrimsel olarak yaşlanınca birileri tarafından yapılmış çocuklara ihtiyacınız olacak diyorum. Şimdi de öyle hiç mi doktora dişçiye gitmiyorsunuz sonuçta onlar da bi annenin doğurup büyüttüğü çocuklar.kimse çocuk yapmasın derseniz mantıksız oluyor
0
iwillsee
(24.05.24)
(2)

El süpürgesi

anatomik
Evdeki sağda solda biriken küçük tozları, kırıntıları ve koltuk aralarını süpürebileceğim bir el süpürgesi arıyorum. Fiyat 2000'i bulmasa güzel olur (batarya dahil).Kullandığınız ve tavsiye edebileceğiniz bir ürün var mı?
Evdeki sağda solda biriken küçük tozları, kırıntıları ve koltuk aralarını süpürebileceğim bir el süpürgesi arıyorum. Fiyat 2000'i bulmasa güzel olur (batarya dahil).
Kullandığınız ve tavsiye edebileceğiniz bir ürün var mı?
0
anatomik
(16.11.23)
Black Decker markalı ürünlere bakabilirsiniz. Biz esnek hortumlu olanını kullanmıştık ama baktım şimdi fiyatı uçmuş tabii. Daha uyguna olanları da var ama, yorumları iyi görünüyor.
0
gmzo
(16.11.23)
Bizde aynen öyle aradık tineco d10 dash 4bine aldık 2 hafta oldu.
0
mikahakkinen
(16.11.23)
(21)

bekarlık sultanlık mı değil mi?

olimpia
Sizce?
Sizce?
0
olimpia
(14.07.23)
Evliysen sultanlık, bekarsan değil.
0
michael_knight
(14.07.23)
değişir. rezillik olan evlilik de var sultanlık olan da. aynısı bekarlık için de geçerli.
0
oceanthousand
(14.07.23)
Günümüzdeki ortalama ilişkilere baktığımızda evet bekarlık sultanlık.

Kişisel alanlara ve özgürlüklere saygı varsa ve her an yanında hissettiğin güvenilir bir omuz bulabiliyorsan nimettir işte. Hiçbir bekarlıkla kıyaslanamaz.
0
ruhen hastayim ben
(14.07.23)
Belli bir yaşta öyle, belli bir yaştan sonra değil. Bu sözün çıkış noktası bence 20'lerinin başında evlenen insanlar. O çağlarda evlilik çok kısıtlayıcı bir şey.

Ama göreceğinizi görüp yettiğini hissettikten sonra evlilik ya da eşdeğeri bir ortaklaşma işi insana iyi geliyor. Tabi severek evlendiyseniz.

İnsanların azımsanmayacak bir kısmı evliliği hayatın bir aşaması olarak gördüğü için evleniyor, düzgün bir sevgililik dönemi yaşayıp evlenen çevremde gördüğüm çiftlerin hepsi görünürde gayet mutlu, birlikte bir şeyler yapmaktan zevk alıyorlar. Hatta ben de onlarla birlikteyken mutlu oluyorum. 20'lerin başında evlenen çok kişi de tanıyorum iş ortamında, daha ziyade onlar evlilikle ilgili olumsuz konuşuyor.

Ben evli değilim ama çok uzun süredir bir birlikteliğim var. Halimden gayet memnunum açıkçası.
0
akhenaten
(14.07.23)
bence gayet de sultanlık.
0
nothing in my way
(14.07.23)
Sevdigin ve anlastigin biriyle olmak sultanlik. Sevdigin ve anlastigin biri yoksa bekarlik da sultanlik. Sultanligi kafa rahatligi olarak goruyorum, bu bekarken de olabilir iliskide de. Surekli yalnizligin da yanlis partnerle iliskinin de sultanlikla alakasi yok.
0
unidentified floating object
(14.07.23)
Tipin iyiyse paran da varsa (arkadaşlarının yarısından fazlası evlenene kadar) sultanlık. Sonra evliler ayrı sosyalleşmeye başlıyor. O zaman değişiyor tabii.
0
nawar
(14.07.23)
Sevgili olup gezip tozmak, kavda edip ayrılmak barışmak yerine evlendiyseniz bekarlık sultanlık.

Ama 20lerinizde baya güzel eğlendiyseniz, yanında da varsa sana göre biri varsa o zaman evlenmek sultanlık.
0
zimbirik
(14.07.23)
Belirli bir yaşa kadar evet, sonra değil +1

Kimse evlenmek zorunda değil elbette, ama yaşamın zorluklarını birlikte sırtlayabileceğiniz, güzelliklerin tadını birlikte çıkarabileceğiniz bir hayat arkadaşınızın olması önemli bence. O yüzden herkes bu insanı bulabilsin isterim.

Mesela çocuk da çok güzel bir şey ama sorumluluğu bambaşka. Dolayısıyla bu sorumluluğu almadan da yaşayabilir insan. Ama hayat arkadaşı olmadan çok zor.

Fakat doğru insanla doğru zamanda yapılmış evlilikten bahsediyorum tabii. Yoksa yanlış zamanda, yanlış kişiyle evlenmek hayatı cehenneme çevirebilir.
0
gmzo
(14.07.23)
Erkek için sultanlık olabilir de kadın için bilmem, erkekler hayatları boyunca çok az kadına ulaşabiliyor günümüzde. 30dan sonra parası da varsa kıymetli oluyor ve o sırada bekar olacaktım varya demeye başlıyorlar işte bu yüzden erkek için farklı kadın için farklı diyeyim.
0
olaylar olaylar
(14.07.23)
Mutlu bir evlilik yapildiysa bekarlik sultanligin yanından gecmez
0
instant crush
(14.07.23)
kafa dengi, hayatı güzelce paylaşabileceğin bir eş ile olma ihtimali karşısında sultanlık değil. ancak hayatı dinzan edecek kapasitede, darlayan bir eş ile olma ihtimali karşısında sultanlık
0
kondansator
(14.07.23)
evlilik de bekarlık da bir seçim, kimse evlenmek yada bekar kalmak zorunda değil ve seçiminizden memnunsanız ikisi de sultanlık olabilir. ama sizi seven, değer veren, emek bilen biriyle hayatınızı paylaşıyorsanız evlilik bence sultanlık, ben bekarlık dönemimde çok dağınıktım mesela o zamanda sultanlık dönemlerim oldu ama evlilikle birlikte esas sultanlık buymuş dedim , birlikte her şeyi paylaşabileceğiniz bir eşiniz varsa evlilik de sultanlık, hatta ayrı bir güzel.
0
crackcodemood
(14.07.23)
ben evliliğimde mutluyum bekarlığa dönmek istemem ancak çocuk problem :)
0
mirty
(14.07.23)
Birçok değişken var. Maddi durum ve sosyal çevre önemli. Yapışkan bir ailen varsa ve bekarken de olsa her işine salça oluyorsa sıkıntı. Tek maaşla kira ödeme zorluyorsa yine sıkıntı. Bence insanlar biraz da zorunluluktan evleniyor. Bu zorunluluk maddiyat olur veya cinsellik vb şeyler olabilir gibi
0
roe
(14.07.23)
benim icin kesinlikle sultanlik. evlenip standartini ciddi oranda yukseltirsen evlilik de iyi bir seye donusebilir ama ben hala neden evlenildigini tam olarak cozebilmis degilim. kendine yetmeyen insanlar genelde bu yola hizli giriyor ve eksiklikleri azalmak yerine cogaliyor
0
mess
(14.07.23)
Duruma göre değişiyor.
0
poncikkurabiye
(14.07.23)
Duruma göre değişir+1
Su an Türkiye'deyim, hanımı özledim 10 günde. Vallaha şu an evde olup televizyon karşısında uyumayi, hanımın üstüme örtü örtmesini(bu sicakta değil tabi) arkadaslarla dışarı çıkıp kokteyl içmeye tercih ederim.
Bana göre sultanlik değil çünkü eşimin hayatima kisitlamasi sıfır; oyun oynarim hatta o benden fazla oynuyor son zamanlarda, alkol alir sigara icerim, canim isterse ondan farkli yemek yerim, cikar arkadaslarla dışarıda icerim vs yani bunu bekarken de evliyken de yapıyorum ama esimle beraber aynı ortamda bulunmak, sabah kahve içmek apayrı olay.
0
logisticsmanager
(15.07.23)
Bekarlık sultanlık değil tabi…
0
yalniz kizkulesi
(15.07.23)
değil. Bu hayatı aynı şekilde algıladığın, anlaşabildiğin, güvendiğin destek olduğun, desteğini aldığın bir insanla yaşamak sultanlık. Bunların olmadığı zorlama bir ilişkidense bekarlık sultanlık.
0
sparkle kiddle
(16.07.23)
Bekarlık sultanlık net, er geç demokrasiye geçiliyor.
0
abi bi dizi buldum on numara
(01.08.23)
(2)

Bebek konusunda otorite kim?

michael_knight
Bebek bakımı konusunda pek çok insan tarafından otorite olarak kabul edilen, verdiği bilgilerin çoğunun doğru olduğuna inanılan, internette bol bol okunabilir/izlenebilir içerik üreten birkaç isim verebilir misiniz? Türkçe de olur İngilizce de.Başka pek çok alan için böyle otorite/fenomen/influencer
Bebek bakımı konusunda pek çok insan tarafından otorite olarak kabul edilen, verdiği bilgilerin çoğunun doğru olduğuna inanılan, internette bol bol okunabilir/izlenebilir içerik üreten birkaç isim verebilir misiniz? Türkçe de olur İngilizce de.

Başka pek çok alan için böyle otorite/fenomen/influencer'ların kimler olduğunu kolayca buluyorum ama bebek bakımı hakkında bulamadım.
Birinin ak dediğine diğerinin kara demesi durumu bu alanda çok sık yaşanıyor mu?
0
michael_knight
(26.05.23)
her çocuk birbirinden farklı olduğu için kimin ne dediğini kimse iplemiyor, bence iplememesi de lazım.

biz %90 kendimiz tecrübe ederek bu yaşa getirdik bizim kızı.
tabi ki ilk yıkamalarda vs.. annelerden destek aldık.
internetten bir şey baktığımızı hiç hatırlamıyorum.

edit: hatta doğum yaptığımız hastane eve bir hemşire gönderip yaklaşık 1-2 saatlik bir eğitim de vermişti bize.
0
teritori
(26.05.23)
Yenidoğan bebeğin fiziksel bakımı ile ilgili hemşireler yardımcı olur evet, fakat anneanne-babaanne bilgisi pek güncel olmayabiliyor, bilginiz olsun.

Ben reddit kullandığım için hamilelikten itibaren aynı ayda doğum yapacakların olduğu bir grubumuz var, oradan çok yararlandım/yararlanmaya devam ediyorum (bebe 14 aylık oldu). Bunun dışında r/sciencebasedparenting, r/newparents gibi subreddit'ler var, babalar için r/daddit var, emzirme için r/breastfeeding.

Herkes kendisi karar verir ebeveynlik stiline fakat bugüne dek oluşmuş bir birikim ve en önemlisi bilimsel araştırmalar var. Her çocuk farklı elbette, çocuğa göre özelleşmeli yaklaşım ama deneme/yanılma veya yalnızca içgüdüye dayanan yöntem bana göre değil. Aşağıya listeliyorum reddit haricinde faydalandığım kaynakları:

- Magda Gerber / Özgüven Sahibi Bebek Yetiştirme
- Janet Lansbury / Birçok kitabı ve sporify'da podcasti var, Gerber'in yolundan gidiyor.

Bu 2 isim authorative parenting yaklaşımını savunuyorlar diyebiliriz. Özetle çocuğa sınırları öğreten, saygılı yaklaşım. Ne çocuğu küçük gören aşırı otoriter bir tavır, ne de çocuğun sınır bilmez bir velede dönüşmesine sebep olan çocuk merkezci tavır.

- Instagram'da @drbeckyatgoodinside aynı yaklaşımda, podcast'i de var, öneririm.

- @milestones.and.motherhood dönme, emekleme, yürüme gibi bebekliğin kilometretaşlarına dair

- @infantsleepscientist ve @heysleepybaby uyku ile ilgili konular

- @solidstarts, @feedinglittles, @happyhealthyeaters beslenme

- @play_at_home_mummy oyun fikirleri

Sağlık ve mutlulukla büyüsün bebeğiniz :)
0
gmzo
(26.05.23)
(6)

Anketlere göre TİP milletvekili çıkarabiliyor mu?

michael_knight
Anketlere göre TİP milletvekili çıkarabiliyor mu?Kesin çıkaracakları, çıkarmaya çok yakın oldukları ve çıkarmalarının imkansız olduğu illerin listesini bulabilir miyim?İl il anket sonucu da hiç göremedim, var mı? Mesela İstanbul 2.bölgede hangi parti ne kadar alır gibi görünüyor?
Anketlere göre TİP milletvekili çıkarabiliyor mu?
Kesin çıkaracakları, çıkarmaya çok yakın oldukları ve çıkarmalarının imkansız olduğu illerin listesini bulabilir miyim?

İl il anket sonucu da hiç göremedim, var mı? Mesela İstanbul 2.bölgede hangi parti ne kadar alır gibi görünüyor?
0
michael_knight
(13.05.23)
Kimi ankete göre evet fakat onda dahi 1 adet. Şu anki gibi 4 değil
0
Unde bach canim
(13.05.23)
Çok zor.
0
adivar
(13.05.23)
www.taktikseloy.com , milletvekili dağılımlarına dair tahminleri de gösteriyor.

Fakat otokrasinin olduğu bir ülkede anket sonuçlarının ne kadar gerçeğe yakın olabileceğini bir düşünmenizi öneririm. İktidar partisini TİP kadar karşısına alan, seçimden sonra yargılanmaları için ellerinden geleni yapacağını söyleyen bir partiye oy vereceğini kaç kişi rahat rahat söyleyebilir?

Ben TİP'in sürpriz yapacağını düşünüyorum. Hiçbir oy boşa gitmez. Aynı mantıkla, halihazırda sizin oyunuz olmadan da bir bölgede 2 milletvekili çıkaran, fakat sizin oyunuzla da 3.milletvekilini çıkaramayan partiyi tercih ettiğinizde de "oyunuz boşa gitmiş" oluyor.
0
gmzo
(13.05.23)
Mobil olduğum için editleyemiyorum. Ek olarak son günlerde sözlükte ve sosyal medyada inanılmaz bir kampanya görüyorum TİP'e karşı. TİP milletvekillerinin mecliste olmasını kim istemez bir düşünün bakalım.
0
gmzo
(13.05.23)
İstanbul 2.bölgeden (Esenler) oyumu TİP'e atacağım umarım boşa gitmiş olmaz. Özellikle Mısra Öz, Zeynep Esmeray Özadıktı ve Yılmaz Aslantürk'ü milletvekili olarak görmek güzel olurdu.
0
bartholomew87
(13.05.23)
unidentified floating object
(13.05.23)
(7)

Tip’in durumu ne oldu şimdi

condom kurşunu
Önce baraj sorunu yok diyordu erkan baş ittifakta oldukları için ama kondanın sonuçlarından sonra meclise giremiyor deniyor galiba. Nası olucak şimdi?Ps: kemal dedespor
Önce baraj sorunu yok diyordu erkan baş ittifakta oldukları için ama kondanın sonuçlarından sonra meclise giremiyor deniyor galiba. Nası olucak şimdi?

Ps: kemal dedespor
0
condom kurşunu
(12.05.23)
yüzde 1 bile alamaz
0
f02561
(12.05.23)
Yüzde kaç aldığı böyle küçük partiler için önemli değil. Önemli olan ona oy verecek kitlenin, o seçim bölgesinde yoğun olarak, milletvekili çıkaracak kadar bulunması. Yoksa Türkiye'de yüzde 5 alıp, hiçbir milletvekili cikaramayabilir, eğer o oy tüm Türkiye'ye yayılırsa. Ben İzmir'de kullanacağım, bu yüzden CHP'ye vermek daha doğru geliyor ve öyle yapacağım.
0
fakat
(12.05.23)
Tip in, Emek ve Özgürlük İttifakı toplamda %7 yi çok yüksek ihtimalle geçeceği için baraj problemi yok. Aldığı oy kadar da kendi listelerinden girdiği bölgelerde milletvekili çıkarabilecek. Ha Memleket Partisi mesela, bir ittifakta yer almadığı için %6,9 alsa dahi meclise vekil yerleştiremeyecek.
0
lüzumsuz adam
(12.05.23)
ysp barajı geçeceği için baraj probemleri yok. seçim bölgelerinde vekil alacak oy sayısını yakalayabilirlerse mv çıkartabilirler.
0
paintov
(12.05.23)
baraj sorunu yok. istanbulda bir bölgede 110bin civarı oy alırsa vekil çıkarır. istanbul 2 harici çok zor derim vekil çıkarabilmelerine. millet baya taktik kasıyor iyip-chp hesaplarında falan.
0
avatar is back
(12.05.23)
baraj sorunu yok ama genel olarak verilen oyların çoğu çöp. bence taktiksel davranıp bölgenizde hangisinin oy ihtiyacı varsa chp, iyip ve ysp'den birine verin.
0
candide
(12.05.23)
Az önce başka bir soruya da benzer cevap verdim. Anketlerin hata payı olmakla birlikte, bir otokraside yaşayan insanların, iktidar partisi mensuplarını bu denli sert eleştiren ve yargılanmaları için ellerinden geleni yapacağını söyleyen bir partiye oy vereceklerini ne kadar rahat söyleyebilirler, bir değerlendirmenizi öneririm.

Hiçbir oy boşa gitmez. Aynı mantıkla, halihazırda sizin oyunuz olmadan da bir bölgede 2 milletvekili çıkaran, fakat sizin oyunuzla da 3.milletvekilini çıkaramayan partiyi tercih ettiğinizde de "oyunuz boşa gitmiş" oluyor. Ama nedense, x partisinin 8.milletvekili adayının benim oy vermeyi düşündüğüm Parti'nin 1.adayından daha değerli olduğuna karar veriliyor ve bunun üzerinden algı kasılıyor. O zaman tam tersini yapalım, x partisine oy verecek fakat oyu bir fark yaratmayacak 50 bin kişi benim istediğim adaya oy versin ki vekili garantileyelim?

Öyle bıçak sırtı bir seçim ki, insanların hassas olduğu noktayı tespit ettiler ve bunun üzerinden TİP'e karşı kampanya yürütüyorlar günlerdir. TİP milletvekillerini mecliste en görmek istemeyen de malum parti. Hiçbir oy boşa gitmez, içiniz rahat bir şekilde, hangi adayı destekliyorsanız, o adaya oy verebilirsiniz.
0
gmzo
(13.05.23)
(13)

Siyasi paylaşım yapıyor musunuz?

sassot
whatsapp durumunda ya da instagramda siyasi görüşünüzü belli eden paylaşımlar yapıyor musunuz? bazıları çekiniyor neden çekindiklerini anlamıyorum, herhangi bir tarafa suçlama hakaret vs olmadıkça bir sorun yok diye düşünüyorum ?
whatsapp durumunda ya da instagramda siyasi görüşünüzü belli eden paylaşımlar yapıyor musunuz? bazıları çekiniyor neden çekindiklerini anlamıyorum, herhangi bir tarafa suçlama hakaret vs olmadıkça bir sorun yok diye düşünüyorum ?
0
sassot
(12.05.23)
Yapmıyorum. Çekinmekten değil de manasız geliyor.
0
ruhen hastayim ben
(12.05.23)
1 oyum varken bin oyluk laflar etmek istemiyorum.
0
deepex
(12.05.23)
Twitterda bi miting duzenlemedigim kaldi, onun disinda aktif olmadigimdan no
0
unidentified floating object
(12.05.23)
Valla eskiden yapmıyordum da artık o kadar doluyum ki Instagram'da gayet de yapıyorum. Memur vs de değilim. O yüzden de çiçek, böcek paylasiyorsam bunları da paylaşmakta hiçbir sorun yok bence. Facebook teyzesi gibi paylaşım yapmıyorum tabii, orada bir sinirim var.
0
fraise
(12.05.23)
instagramdan hikayelerde güzel yürüyorum.

cevheri güven in paylaştığı ali yeşildağ ı falan bile attım umarım içeri almazlar ^^
0
ananiyimioguz
(12.05.23)
Hayır. Çekinmiyorum ki yurtdışında yaşıyorum.
Sadece sosyal medyada fikir belirtmeyi umursamıyorum.
0
logisticsmanager
(12.05.23)
Böyle her gün paylaşım yapan biri değilim ama rengim her zaman bellidir.
0
roket adam
(12.05.23)
yurtdisindayim. bir aralar FB'den yardiriyordum.

Sonra yine benimle ayni ulkede olup sosyal medyadan yardiran bir arkadasi tr'de tatildeyken evinden aldilar, devlet gorevlilerine hakaretten. 9-10 ay icerde takildi.

o olaydan sonra paylasim yapmamaya basladim.
0
cooperr
(12.05.23)
Yapmıyorum ama bu yapmaktan korktugumdan, cekindiğimden değil sosyal medya kullanmıyorum. Ortamlarda yeterince konuşuyorum bence. Wp'ta paylaşmak da biraz şey geliyor.
0
Amaranta ursula
(12.05.23)
yapmıyorum, her iki görüşten tanıdığım bir sürü insan var ve yapılmasından da rahatsızlık duymuyorum.
0
deartheodosia
(12.05.23)
Gündem çok yoğun değilse yapmıyorum. Son günlerde rengimi belli edecek şekilde yaptım. Devlet memuru / akademisyenim. Yalan söylemiyorum, hakaret etmiyorum, dolayısıyla başıma bir şey gelmesinden çekinmiyorum, bu sebeple gelecekse de gelsin, korkmuyorum.
0
gmzo
(12.05.23)
Yapıyorum. IG’da olmayan Reddit’te olan özgün bir içerik olursa onu koyuyorum.
0
gabe h coud
(12.05.23)
Yapmıyorum; çünkü her yerde siyasi herhangi bir içerik görmekten hem gına geldi hem de buna katkı sağlamayı anlamsız buluyorum. Allah aşkına kim kimin fikrini değiştirebiliyor ki? Ayrıca insanların o kadar fırıldak olduğu bir konuda kimse için yorulamam. Adam her halükarda Erdoğan'a veya başta küfürler savurduğu Kılıçdaroğlu'na oy verecek, niye umurumda olsunlar ki?
0
m e b
(13.05.23)
(11)

Muharrem ince'nin ak partiye nasıl faydasi olabilir bana aciklar misiniz?

stavro
Simdi bu oy bölme muhabbetini, iktidar partisinin ekmegine yag surme muhabbetini düşünüyorum düşünüyorum ama bir mantiga oturtamiyirum. Benim goremedigim ne var anlamaya çalışıyorum.Bircok kisi ile bu konuyu tartistim ve tek bir mantikli aciklama alamadım kimseden.Herneyse derdim tartismak değil, sa
Simdi bu oy bölme muhabbetini, iktidar partisinin ekmegine yag surme muhabbetini düşünüyorum düşünüyorum ama bir mantiga oturtamiyirum.
Benim goremedigim ne var anlamaya çalışıyorum.


Bircok kisi ile bu konuyu tartistim ve tek bir mantikli aciklama alamadım kimseden.

Herneyse derdim tartismak değil, sadece boyle dusunen birisi bana bunun mantigini anlatsin istiyorum cunku henuz anlatabilen cikmadi.

Tek soylenen sey iste atıyorum yuzde 3 falan alacak ve chp adayının secilmemesini sağlayacak. E tamam bu durumda 2. Tura kaliyor ve elimizde ince veya Sinan ogan hic aday olmamis senaryosu gibi bir secim kalıyor? Bunu soyledigimde de bana herkeson soyledigi sey "yahu niye 2. Tura kalsin" bu bir aciklama değil. 2. Tura kalmasi baska sey secim sonucu baksa sey.

Simdi bu durumda teknik olarak ince'nin secimi 2. Tura uzatmak disinda ne etkisi oluyor biri açıklayabilir mi? 2.turda zaten denklemden cikiyor bu adam yine elimizde 2 aday kalıyor, ne değişti secimin 2 hafta uzamasından baska bu durumda? Mantik olarak durum bu.

İmza toplama sürecinde akpli secmenler gidip inceye imza verdi dendi, ince akp ile anlasmalo dendi.
Simdi ben herhangi bir adayi savunuyor veya kotuluyor degilim sadece mantik yurutuyorum, ince akp ye nasıl bir fayda saglamis oluyor aday olarak?

Yani normalde kk secimi kazanacak ama 2. Tura kalırsa kk kazanmayacak durumu mu var, eger varsa bunun mantiigi ne? 2 adayli secim senaryosunda oylarin cogunlugu kk'ya verilecek ve kk secilecek ise 2. Turda kk'ya verilmeyecegini dusunduren ne? Normalde kk'ya verecek olan secmen secim 2.tura kaldigimda neyse ya rte'ye vereyim mi diyecek? Veya 2.turda kazanmayacagi dusunulen kk'nin neden ince aday olmasaydi ilk turda kazacagi düşünüluyor, 2. Turda kk nin kazanma ihtimalini dusuren sey ne?

Dedigim gibi burada kim iyi aday kim kotu aday onun tartismasi icin yazmıyorum, sadece isin mantigini sorguluyorum ve benim mantigima gore incenin tek etkisi secimi 2.tura bırakmak, nihai sonuca hiçbir etkisi yok. 10 tane aday daha çıksaydı da her halükarda 2. Turda kk ve rte kalacakti, sonuc olarak 2 tane guclu adayin oldugu bu secimde hiçbir aday hicvir sekilde secim sonucunu değiştiremiyor mantik olarak bem buradan baktigimda.

İnceye oy vermek akp nin ekmegine yag surmektir deniliyor ve bunun mantigini göremiyorum. Ya da soyle sorayım, 2 tura kalmasi neden kk nin idine degil de rte'nin işine yariyor mesela? Bana göre kimsenin isine yaramıyor, sadece 2. Tura kalmis oluyor. Yani ince aday olmasin isteyen kesimin istedigi seçim zaten 2. Turda karşımıza çıkıyor.

Cok kisiyle konuştum, son care burası kaldi. Kaçırdığım bir sey varsa lütfen buradan biri anlatsin.
0
stavro
(30.04.23)
En mantıklı açıklama şu bence: halk güçlü olanın yanında ve mecliste büyük ihtimalle akp en yüksek oyu alacak. İkinci turda ona bakarak rte'ye geri dönecek oylar olabilir. Tabii bu ilk turda o kişilerin rte yerine İnce'ye verdiğini gösteriyor o zaman ilk tur için oy çalması iyi de diyebiliriz :D bilemiyorum.
0
nhk ni youkosu
(30.04.23)
Kaç yaşındasınız emin değilim ama 2015 seçimleri ve sonrasını araştırın. Ben kendi adıma ikinci tura kalma olasılığı ile birlikte ülkenin o günlerdeki atmosfere girmesinden korkuyorum.
0
gmzo
(30.04.23)
Secimi 2. Tura bıraktırmak şu an kime yarar? Akp dışında 2.tura kalmasini isteyecek bir kesim var mi? 14 günde bunca baskı ile neler yapabilirler düşünün lütfen. Haziran-kasim seçimleri arasında neler oldu bir arayin nolur. Patlayan bombalar, öldürülen insanlar...
Korku siyasetinden nefret ediyorum ama korkmak icin yeterli gerekcemiz var maalesef. Hem İnce karakteri ne söylüyor da etkili oluyor. Ekrem İmamoğlu ve mansur yavaş da olmayan ne var? Kadro madro demeyeceğim de vizyonu geçtim sakinlik bile yok adamda. Yüzde 5 oy alıp akp'ye vekil kazandırmak ve seçimi 2.tura biraktirmak dışında bir şey sunuyor mu? Yahu seçimi 2.tura bıraktırmak diye bir vaad olur mu bu arada?
0
anjepotre
(30.04.23)
Ya saçma tabi, hiçbir mantığı yok. İktidar 2. tura kalınca bişeyler yapacaksa aynısını niye ilk turda yapmasın? Madem kaybedeceğini düşünüyor, niye ilk turu riske atsın? Bunların cevabı yok.

İşte bi şey olabilir belki, ilk turda meclis/mv oranları belli olacak. Eğer AKP ilk turda meclis çoğunluğunu alırsa (AKP en yüksek oy oranına sahip parti olduğu için bu açıdan avantajlı), ikinci turda "muhalefet zaten meclisi kaybetti" diyip sandığa gitmeyecek muhalifler olur, bu da ikinci turda muhalefet için bir dezavantaj yaratır vs. Ama bu da çok zorlama yani, batıda CHP'den oy çalabilecek tek parti TİP, onlar da anlaşıp birbirlerinin ayağına basmayacak şekilde gösterdiler adayları. Buna rağmen seçmen sandığa gitmiyorsa yapacak bişey yok, ona göre bi aday göstereceklerdi.

Ama bu propogandanın temel sebebi, KK'nın seçimi kaybettiğinde yükselecek tepkiler için bi günah keçisi bulmaya çalışması. Yani 10 yıldır girdiği hiçbir seçimi kazanamadı, ama 2018'de bile ihaleyi İnce'ye yıkıp parti başkanlığını bırakmadı vs. Aynı muhabbetten devam.
0
plutongezegendegilmi
(30.04.23)
rte'nin, "kimse 14 bin farkla seçimi kazandım demesin" sözünü hatırlayalım.
Yani fark büyük olmazsa "her yolu" deneyip seçimi vermeyebilirler.
İnce'nin eksilttiği oylar yüzünden seçim sadece ikinci tura kalmayabilir, ilk turda
tamamen seçim kaybedilebilir. Ben zaten seçimin ikinci tura kalacağını düşünmüyorum. Ekonomi saatli bomba durumunda her an patlayabilir. Bu riski almak istemeyeceklerdir.
Ayrıca ince'nin chp'den çıkıp, ona rakip olması ve neredeyse devamlı chp'ye saldırması çok göze batıyor. Akp'nin o kadar zayıf noktası var birini beğen ordan yardırsana kardeşim. Hem sana yarar, hem muhalefete yarar.
Bir diğer nokta da, akp'lilerin ince adına imza verip vermediğine bilemem ama sözlükte bilinen bazı aktrollerin ince'yi desteklediğini rahatlıkla görüyorum.
0
vizivozo
(30.04.23)
Ekremi ve Mansur'u aday göstermeyip ben aday olcam diyen KK'nın AKP'ye faydası ne kadar olacaksa, onun da o kadar olacak.
0
Kahvedesu
(30.04.23)
seçimin ikinci tura kalması her açıdan çok büyük ve gereksiz bir stres kaynağı olur bütün ülke için.
önceki seçimlere bakarsanız bunun haklı bir endişe ve stres kaynağı olduğunu görürsünüz.

dolayısıyla ilk turda bitirebilecekken ikinci tura kalınmasına neden olacak her türlü etkene, faktöre, nedene kötü gözle bakılıyor haklı olarak.

konu sadece kazanmak, kazanmamak değil, o iki seçim arasındaki atmosfer.
kaldı ki, ülkedeki gergin atmosfer süreçleri de her zaman akp'nin işine yaramıştır çünkü insanların korkularını kullanıyorlar.
0
blatta hiberna
(30.04.23)
Hala mantikli bir sey göremedim.

Yasim kurtariyor, gecmis secimleri biliyorum.

2 tur arasi ülkede bombalar patlayacaksa bu demokratik ve yasal yollarla secim yarisina giren bir adayin sucu mu oluyor secimi almak adina bu yollara başvuran gucun mu, onu sormak lazim. Yabi boyle bir teslimiyet olmaz bir sefer. Boyle bakarsan zaten ana muhalefet de bu korku siyasetini kullanmis oluyor o zaman, "ilk turda bizi seçmezseniz iktidar ülkeyi savas alanına cevirir..."
Yani bu mantikla kk nin aday olmamasi lazımdı o zaman bastan.

Hatta bu mantikla gidilecekse su anki durumda seçimin 2. Tura kalmasi garanti olduğuna göre o zmaan direkt herkes akp ye versin 2. Tura kalmasin noktasina gider bu is.

Ve benim anlamadigim sey, iktidarin elinde secimi kaybetmemek icin bu bahsetitginiz yollara basvuracak guc ve imkan var ise bu adamlar salak mi, direkt bu yontemlwri kullansınlar hic 2.tura kalip da riske atmadan ilk turda alsinlar oyle ya?
Yani bir mantik goremiyirum ben.

Ki kk aday olarak zaten kafadan secimi riske atmis oluyor, mansur yavas aday çıkarılsaydi cok buyuk ihtimalle 3. Bir aday çıkmayacakti ve secimin 2.tura kalmasi diye bir durum ve risk olmayacakti ve muhalefetin secimi kazanmasi garnati gibi bir şeydi. Dolasiyla secimi 2.tura uzatmak suclayacak biri varsa (ki bana gore 2.tura kalmasi sorun değil ama sorun oldugunu varsayarak konusuyirum) bu en basta kk oluyor, inceyi suclamak mantiksiz geliyor. E kk bir kere aday oldu artik yapacak bir sey yok elimizde bu var diyeceksek o zaman ince de aday oldu, elimizde 3 aday var yapacak bir sey yok o zaman ona gore hareket edeceğiz. Ha inceye olmaz sen adaylıktan cekil diyeceksek bu mantikla kk ya da adayliktan cekil dememiz lazimdi ki defalarca seçim kaybetmiş, milletin onemli bir kesiminin (ama mantikli ama mantiksiz bir sebepten) asla oy vermek istemedigi ve sevmedigi ve son 1 yildie butun intenrette sosyal medyada insanlarin aday olma diye kendini parcaladigi bir aday. Hani kk çekilmez evet ama cekilse ve ince kalsa sinan oganin da oy potansiyeli olmadigindan ilk turda alma sansi var gayet mantik olarak. Kimse sen adayliktan cekil demekle cekilmeyecek zaten de bu mantikla kk ya da adaylitkan cekil dememiz lazimdi onu anlatmaya çalışıyorum.


Simdi tum söylediklerimi bir tarafa bırakayım, secimin 2.tura kalmasi ülkede kaos yaratacak ve kan dokecekse aday olma hakkini kullanan adayi değil kani dokeni sorumlu tutarsin mantik olarak.
Bu tecavuze ugrayan kadini niye bu azgin heriflerin olsugu mahallede boyle kisa etekle dolastin diye sucmalak gibi oluyor.
Ve dediğim gibi bu mantikla gideceksek bile o zaman ince'den once kk ya itiraz etmemiz gerekiyor senden daha guclu ve kazanması garanti gibi olan (Mansur ve Ekrem) adaylar varken niye aday oldun diye. Sonucta kk da demokratik ve yasal yollardan aday olma hakkini kullandı ve secime girdi.
0
🌸stavro
(30.04.23)
Bro seni tamamıyle tenzih ederek söylüyorum; Kemal Kılıçdaroğlu için çıkan "adaylıktan çekilmeliydi aday olmamalıydı" gibi algı operasyonlarının çoğunlukla sınırdaki seçmenin aklını "lan doğru olabilir belki" şeklinde kuşkulandırmak için rende bina troll'leri tarafından gerçekleştirildiğini görüyorum hep, bu kadar "olmayacak" şeyleri olduran bir adamı istemeyen çok kimse yok, ayrıca Muharrem İnce'nin oy böldüğü falan yok ya, öyle bir gücü potansiyeli olan biri de değil aday olup olmamasının çok etkisi yok bana göre.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(30.04.23)
Muharrem İnce ilk turda % 65 ile seçilecek, ne 2. turu?
0
fobfilm
(30.04.23)
kk'yı en çok yerden yere vuranlardan biriyim ama bu kk aday olmamalıydı argümanı aşırı saçma. istemedik ama adam aday oldu. ne yapalım ? kk'ya küsüp diğerinin devleti tamamen ele geçirmesine çanak mı tutalım?
0
vizivozo
(30.04.23)
(15)

Çevrenize bakarak ince % kaç oy alır sizce?

sonhakan
....
....
0
sonhakan
(28.04.23)
Çevreme bakainca sifir görüyorum.
0
rockinside
(28.04.23)
İnce şansını daha önce kullandı. Çevremde hiç yok. Yüzde 15 olabilir.
0
dissendium
(28.04.23)
Bro sen bu olayı çok merak ediyorsun ama yok yani yüzdelik bi dilim oluşturmuyorlar, herkesin çevresinde ya yok ya da 1 kişi var. Eğer senin çevrende 1 kişi yoksa o 1 kişi sensindir diyeceğim ama benim çevremde de yok, ben de o 1 kişi olmamak için bu teorimi şimdilik dile getirmiyorum.
0
Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet
(28.04.23)
Çevreme baksam Reis'in bile %5 oyu var.
0
synesthesia
(28.04.23)
Çevreme bakarsak %0,01. Ben seçimlerde %4 bilemedin 5 alır diye tahmin ediyorum ama.
0
nawar
(28.04.23)
Benim çevremde yok ama benim çevreme bakarsak TİP iktidar oluyor o yüzden örneklem hatalı :)
0
gmzo
(28.04.23)
sıfır
0
gabe h coud
(28.04.23)
@Kahvedesu hariç İnce diyen görmedim ben.
0
Mirket
(28.04.23)
çevreme bakarsam sıfır
0
ahm1
(28.04.23)
%6 ama secimlere kadar biraz daha duser gibi.
0
antikadimag
(28.04.23)
Sıfır.
Akp bile var ama ince yok
0
kisa
(28.04.23)
Cevreme gore sol devrim kapida. Digerlerinin esamesi okunmuyor.
0
unidentified floating object
(28.04.23)
Çevremde neredeyse herkes her zaman vereceği partiye veriyor. Fikir değiştiren görmedim. Eşimin ailesinde bir iki kişi gördüm; önceki dönem akpartiye verip, şimdi CHP diyecek olan. Bir de yine eşimin ailesinde bir tane ince diyen, ilk kez oy kullanacak genç gördüm. Bir de babam, Erdoğan a her ne kadar oy vermek istemese de "ulan kilicdaroglu na demedigimizi birakmadik. Bu saaaten sonra da kilicdar" diyemem diyerek ince diyip duruyor ama kesin basar yine ampule.
0
allah yazdiysa bozsun
(29.04.23)
cevreme bakarsam 0 ancak bu gercegi yansitmaz. ancak secim gunu, tek adam rejime karsi cikanlar, yuzde 2-3 oy alacak adama oy vermeyecektir bence, cok fazla degisken var
0
monicapp
(29.04.23)
Çevremde bir kisi bile yok. Bir bacanak var, marjinal takılan o bile işin vehametini anlamış durumda. Seçimi 2.tura bıraktırma diye bir vaad mi olur allasen. 2.tura kalmayı rte dışında isteyen tek kisi ince fakat kazanan İmamoğlu-yavaş ve kılıçdaroğlu olacak.
0
anjepotre
(30.04.23)
(19)

Kolonları boydan boya kesilmiş bina

whatdreamsnevercome
annemlerin evinin altındaki cafe (10 katlı bina) bütün kolonları boydan boya kesmiş. boydan boya. apartmanı tutacak kolon yok kenarlar dışında. göbekteki bütün kolonlar yok olmuş.belediyeye şiakyet etmek istedik, tapumuz yok diye şikayet edemiyoruz. kiracıyken şikayet edebilecğimiz hiçbir yer yok.bi
annemlerin evinin altındaki cafe (10 katlı bina) bütün kolonları boydan boya kesmiş. boydan boya. apartmanı tutacak kolon yok kenarlar dışında. göbekteki bütün kolonlar yok olmuş.

belediyeye şiakyet etmek istedik, tapumuz yok diye şikayet edemiyoruz. kiracıyken şikayet edebilecğimiz hiçbir yer yok.

biz ne yapmalıyız? annemler şuan o apartmanda kalmıyor. ama ne yapıcaz yani kulağımızın üstüne mi yatıcaz? gelip burayı denetleyecek kimse yok mu?
0
whatdreamsnevercome
(15.02.23)
eksisozluk.com

öncelikle orada kalmamaları iyi ama taşınmadılar geçici olarak başkasında kalıyorlar gibi mi anlamalıyız bunu? Eğer öyleyse bir an önce yeni ev bulup taşınmaya çalışsınlar. Önce canınızı kurtarın, şikayetleri de yapabiliyorsanız yapın kiracı olarak pek olmuyorsa diğer daireleri uyarın, yöneticiye söyleyin ve apartman girişine not vs. asıp gidin. Bazıları çok umursamaz olabiliyor, o da onların problemi.
0
nhk ni youkosu
(15.02.23)
Afişe edin hocam. Sosyal medya postu olur, ekşisözlük'te başlık olur, şu anda insanlar bu konularda hassas zaten... Bu binanın müstakbel bir enkaz olduğunu bilsin herkes. Birilerinin ticari hırsı yüzünden canı yanmasın artık kimsenin.

Yeryüzü böyle bir cehalet görmedi.
0
msb
(15.02.23)
Gidip cafe'de bir çay içip durumu fotoğraflayın mümkünse. Halk olarak biz el atıcaz bu işe o belli oldu.
0
msb
(15.02.23)
@nhk, evet geçici kalıyorlar çünkü 2 gün önce farkettik durumu. alt katında işyeri olan tüm binaların yıkıldığını görünce, inip cafeye bakalım dedik. yayla gibi cafe. 4-5 metrede bir kolon olması gereken cafenin (dairelerdeki ve otoparktaki kolonlara göre) bi ucundan dieğrni görüyorsunuz.
0
🌸whatdreamsnevercome
(15.02.23)
@msb,

ya afişe etme olayı bile çok şey geliyor, bilmiyorum. daha önce hiç sosyal medyayı bu konularda kullanmadığım için. apartmanda 60 daire var, onlar bile kendi arasında organize olamıyor bu konuda. bilmiyorum, biraz beynim de çalışmıyor sıkıntıdan.

tüm kirlar 2 katına değil, 5 katına çıkmış durumda. alterantif daire de bulamıyoruz bir tülrü. burası nasıl bir ülke. nasıl bir mezarlık.
0
🌸whatdreamsnevercome
(15.02.23)
istanbuldaki eski binaların çok büyük bir kısmında zaten bu dediğiniz durum var. eğer bu durum yoksa da zaten binalar eski olduğundan depremde patlayıp gidecek. siz kendinizi bir an önce kurtarmaya bakın, gerisini oturan düşünsün. afişe etmekle, şikayetle falan uğraşırsanız önce daire sakinleri sonra daire sahipleri sizi linç etmeye çalışır, durduk yere uğraşırsınız. gerek var mı? haber olmadan kendinizi kurtarın yani o binadan.
0
roket adam
(15.02.23)
Bu depremden önce hukuk yoluyla uğraşıp da uzun süre sonuç alamayan birisi vardı, belki görmüşsünüzdür. Aynı şekilde kolonların kesilmesiyle ilgili. Birkaç yıldır dava uzadıkça uzuyordu da depremde yıkılmış zaten bina.

Bence 10 katlı binanın girişine "alt kattaki kafe kolonları kesmiş, helallik almadan evinize girmeyin" gibi bir yazı asarsanız şu sıra gündem de deprem olduğu için çözülür hızlıca.

Bu arada kolonların kesik olduğunu bilip de apartmanda yaşayan diğer insanlara söylemezseniz ve bir şey yaşanırsa vicdan azabı da yaşarsınız, o sebeple de yazı asın derim.
0
michael_knight
(15.02.23)
@roket adma,

üzücü olan da bu. binamız 11 yıllık. baya da düzgün bir bina. büyük ihtimalle her şeyi düzgünce yapılmış. perde betondan tutun 120lik kolonlara kadar hre boku var.

ama cafe amaçlı biri alıp mimar yönetimiyle içinden geçmiş.
0
🌸whatdreamsnevercome
(15.02.23)
barodan destek isteyin
0
idexo
(15.02.23)
kafe yayla gibi boş mu
tavan o yükü tutamaz
0
mantık
(15.02.23)
yaw bu kolon kesme isi de biraz sehir efsanesi.

10 katli bina, kolon acikligi iki tarafa dogru 6 metre olsa icerdeki kolonlar 36m2 alan tasiyor demek.
doseme kalinligi 20cm desek.
02x24 = 4.8kPa
0.5kPa da ivir zivir desek etti 5.3kPa.
5.3 x 36 x 10 = 1908kN
Kolonlar 100cmx50cm desek, 3m kat yuksekligi, 1.5m3 x 10 = 15m3 x 24 = 360kN da kolon agirligi.
1908 + 360kN = 2268kN = 227 ton.

Hepsini kesmisler dedigin kolonlarin herbirinde 227 ton agirlik var en basit hesapla. Kim neyi nasil kesecek, hayal kurmayin.

Transfer slab diye birsey var, oyle bir doseme tasarlarsin ki zemin kattaki kolonlarin hicbiri yukardaki kolonlarla denk gelmez.

Bakiniz --> rb.gy

Duzgun tasarim yapilirsa birsey olmaz..
0
cooperr
(15.02.23)
tavanı kubbeli yaparsın yine gerek kalmaz da üstünde kat var diyor
bir de garaj olsa daha anlaşılır ama bir cafede kolon ne kadar sorun olabilir ki
0
bir soru sorcam
(15.02.23)
belediyeye gidin ve binanın imar planını görmek isteyin. o planda zaten açıkça görebilirsiniz kolon kesilmiş mi yoksa öyle mi normali diye.
0
hlt1985
(15.02.23)
söylendiği gibi, cephedeki kolonlar dışında hepsini kesip de binayı ayakta tutma gibi bir şansları yok. giriş katı ticari kullanım için planlanmış ve buna göre bir döşeme kullanılmış olabilir.

belediyeden binanızın planlarını talep etmeniz ilk yapacağınız şey olmalı.
0
knight of cydonia
(15.02.23)
binayı teste tutmak için tapuya ihtiyacınız var ama şikayet etmek için yok diye biliyorum. bırak kolon kesmeyi tadilat projesi olmadan balkonu içeri alan birinin bile belediyenin fen işlerine şikayet edilmesi sonrası binanın mühürlendiğini gördüm.
0
b1020
(15.02.23)
Fotoğraf çekebiliyorsanız çekin gönderin, adres vs yazın, bir rt grubumuz var çok hızlı yayılıyor. Ama +1 kolonların hepsini kesmiş olamazlar sadece dış kolonlar ayakta tutamaz. Tam emin misiniz kesildiğine?
0
sipsiyah
(16.02.23)
@cooperr: 2268kN=227 ton

Ayrıca doğru. Kolonlar sonradan boydan boya kesilse üst döşeme en azından sehim yapar. O yükün diğer kolonlarca karşılanması namümkün.
0
trixi
(16.02.23)
@trixi

eyw, ben de 20ton az cikti diyorum, kacirmisim. ;)
0
cooperr
(16.02.23)
Belediyeden planları isteyin +1

Buna kiracı olsanız da hakkınız var, hatta binayla alakanız olmasa bile var. Oradan ortaya çıkar her şey.
0
gmzo
(16.02.23)
(2)

Sonradan yapılan kolunun faydası olur mu?

durbidakka
a101 bim gibi marketlerin kolon kestiklerini okuyoruz, bu kesilen kolonların yerine yenisi yapılsa taşıyıcılığı olur mu?
a101 bim gibi marketlerin kolon kestiklerini okuyoruz, bu kesilen kolonların yerine yenisi yapılsa taşıyıcılığı olur mu?
0
durbidakka
(12.02.23)
Güçlendirme yapılabiliyor fakat detaylar özgün duruma göre değişir.
0
gmzo
(12.02.23)
Evet olur. Bırak kolonu, olmayan kolonun altına ve kolon-kiriş birleşimlerinin hizalarına teleskobik dikmelerden koysalar onun bile faydası olur.
0
malheiros
(12.02.23)
(19)

Deprem anında

adwokat
Hızlıca dışarı mı kaçmalıyız yoksa çök kapan mı uygulamalıyız??Kaçayım desem merdivenler binanın en sakat kısmı. Belki de ilk göçecek kısım.Kalayım desem hayat üçgeni her durumda işe yaramıyor…Bilim ne diyor?
Hızlıca dışarı mı kaçmalıyız yoksa çök kapan mı uygulamalıyız??

Kaçayım desem merdivenler binanın en sakat kısmı. Belki de ilk göçecek kısım.
Kalayım desem hayat üçgeni her durumda işe yaramıyor…

Bilim ne diyor?
0
adwokat
(10.02.23)
%100 kurtuluş garantisi veren bir yöntem yok. Enkaz altında kalan herkesi canlı olarak kurtarmak mümkün değil. Bu noktada şans faktörü var.

Bina birden çökmüyor. Hızlıca bir şekilde dışarı atarsan kendini kurtulursun. Alt kattaysan denenebilir. Üst katta hayat üçgeni gibi stratejiler daha mantıklı çünkü aşağı ulaşman zaten zor
0
scholar
(10.02.23)
şans işi

eğer dükkan gibi sokağa açılan bir yerdeysem kendimi dışarı atarım

4 kattan yüksek bir binada isen hem deprem hem salınımdan iki adım atamıyorsun eğer yatakta uzanıyorsan kalkamıyorsun
0
freebird5406_2
(10.02.23)
Binaya güvenmiyorsan yoğun, ezilmeyecek, ağırlık merkezi yere yakın bir cismin yanına kapaklan.
Çekyat, çamaşır makinesi vs..,
0
trixi
(10.02.23)
Ev birinci katsa camdan atla en fazla ayağını kırarsın ama kafa üstü atlama sporcu gibi atlaman lazım ayaklarının üzerine inip dizlerini büküp yere yatıp yıvarlanarak. Bizim ev birinci kat hemen balkonun altında da araba var üstüne atlasam zıp diye hiç yuvarlanmama gerek yok ayağım dahi ağrımaz beş metre çünkü arabanın tavanı ile balkonun tabanının arası ama ben atlamam çünkü ailemi bırakıp kaçmak istemem y*vşak gibi anca beraber kanca beraber. Yalnız yaşayıp depremden korkanlar için en iyisi ya bahçeye açılan bir kapıya sahip bir zemin kat ya da birinci kat. İkinci kattan atlanmaz biraz fazla maceralı yani yapan yapar aslında ama ben yapmam aslında balkon demirine ip bağlasan ondan sarkarsın ama çabuk davranman lazım sen sarkarken bina yıkılırsa çok pis düşersin. Bunların hiçbirisini denemedim önermiyorum beni dinlemeyin dinleyip zararlı çıkarsanız mesıl değilim.
0
Batuhanolabilir
(10.02.23)
Bildiğim kadarıyla şiddetli bir deprem anında yürüme, koşma şansınız çok yok. Hele de çok katlı bir binada oturuyorsanız... Bir de işin içine şok etkisi vb. girince, mesela 90 saniye süren şiddetli bir depremde çok katlı bir binadan kaçmak çok mümkün olmaz sanıyorum. Anca yukarda bahsedildiği gibi kendinizi dükkandan dışarı falan atabilirsiniz... O yüzden evde güvenli bir yerde çöküp beklemek daha mantıklı.
0
salihdt
(10.02.23)
Gaziantep teydim. Deprem anında uyanıktım ve sarsıntının ilk saniyesinde zıpladım ayağa. Koşarak çocuğu alıp kapıya geldik eşimle yaklaşık 7 8 saniyede belki de daha az. Çelik kapıyı açtım Kapıda şiddetlendi ve sallantıdan dolayı adım atamadık. 2. Kattan aşağıya yetişemedik yani.
Arkadaşların dediği gibi bahçe katı filan olsaydı belki apartmanın dışına atardık kendimizi ama yine çok uzaklaşamazdık. O yüzden güzel bir yer bulup çökmek daha iyi. 7.4 yalova depremini de yaşadım. Orda 13 yaşında atik biriydim. Ancak uyandığımda çok şiddetliydi ve yatağımdan dahi çıkmamıştım.
0
rodeocu
(10.02.23)
@rodeocu +1

Benim bu yönde bir tecrübem yok fakat bu son deprem insanları yatağından atmış. Kaçacağım derken başınızı bir yerlere vurmanız, bilincinizi kaybetmeniz, vs. olası. Dolayısıyla binadan ayrılmak için depremin bitmesini beklemek gerekiyor.
0
gmzo
(10.02.23)
yukarıda çamaşır makinasının yanına çökmek örnek verilmiş, uyarmak istedim aman diim sakın. çamaşır makinası, bulaşık makinası, buzdolabı gibi beyaz eşyalar sarsıntı sonrası dümdüz oluyor. yöntem doğru sadece sadece beyaz eşyalar yanına çökülecek şeyler değil uyarmak sitedim.
0
a7x
(10.02.23)
bunu bile kimse doğru dürüst bilmiyor, herkes farklı bi şey yazmış.
0
sanemz
(10.02.23)
Binanız önceden hasarlı değilse depremin ilk dalgaları genel olarak yıkıcı değildir. Depremin kuvvetli dalgalarına kadar yaklaşık 10 saniye kadar bir süreniz var. Bu sürede binadan dışarı takılmadan, herhangi bir engelle karşılaşmadan ve merdiven/asansör kullanmadan çıkabileceğinize inanıyorsanız kaçmak bir fikir olabilir.

Fakat depremin esas yıkıcı dalgaları geldiğinde yaşam üçgeni oluşacağını düşündüğünüz bir yerde bedeninizi en ufak pozisyona getirip depremin şiddetiyle savrulmayacağınızı düşündüğünüz bir yerde durmanız en iyisi. Bu esas yıkıcı etki geldiğinde kararsız halde ortalıkta bulunmamalısınız.

Bunun için de mutlaka önceden tatbikat yapıp deprem anında ne yapacağınızı uygulamalı olarak zihninize yerleştirmelisiniz. Yoksa o şok anında, özellikle de gece uykudan uyandıysanız gözüne far tutulmuş tavşan gibi kalmanız olası.

EK: Ek olarak depremde beyaz eşyaların yanına sığınmamalıyız, dümdüz oluyorlar şeklinde yanlış yönlendirmeler yapmamak lazım. Devrilme riski olan buzdolabı hariç diğer beyaz eşyalar, eğer evinizde özel hazırlanmış kitap dolu sandık gibi mukavemeti yüksek bir eşya yoksa sığınılabilecek alanlardır. Evet enkaz altında ezilir, falkat dümdüz olmazlar. 85 cm yüksekliğinde bir çamaşır makinesi enkaz altında 30 cm olabilir, yaşam üçgeni dediğimiz şey de bu zaten. Öteki türlü evden kaçmaktan başka çaremiz kalmıyor zaten zira evlerimizde daha dirençli objeler yok maalesef. Koca bir eve yalnızca çamaşır makinesi koyarsanız tek başına enkaz altında çok fazla ezilebilir fakat yaşanan bir evde diğer eşyalarla, duvar molozları vb gibi etmenlerle birlikte yükü kısmen sırtlanıp yaşam alanı oluştururlar. Elbette hiçbir şekilde garantisi yoktur ama alternatifiniz yoksa özellikle çamaşır makinesi ev şartlarında dirençli bir eşyadır.
0
msb
(10.02.23)
Ben kaçmayı mantıklı buluyorum. Evin dışına doğru yaklaştığında bulunma şansın artıyor. Merkezde kalırsan ulaşmaları uzun sürer. 2 saniyede yerle bir olan evleri görünce 2 kata kadar kontrollü bir şekilde camdan, balkondan atlamayı bile mantıklı bulmaya başladım.
0
dissendium
(10.02.23)
Çök kapan uygulamasını mantıklı bulmuyorum. Yıkılma anında her şeyin yeri değişiyor. Sanki kenarına çöktüğün yatak sabit kalacak. Tek mantıklı gelen hacmi mümkün olduğunca küçültmek. Dikkat ederseniz hep çocuklar kurtarılıyor.
0
dissendium
(10.02.23)
kosarak kacabileceginizi sanmiyorum. algilayacaksiniz da, kapilari acacaksiniz da merdivenden ineceksiniz de.
0
baldur2
(10.02.23)
geçen bi uzman paylaşımı yapmışlardı, sosyal medyada gördüm. çöken insanların hepsi ezilmeye bağlı ölüyormuş. en mantıklısı yan yatıp cenin pozisyonuna geçmekmiş. yatakta yatıyorsanız devrilerek yatak yanında yaşam üçgeni oluşturun diyordu. kapılardan geçmek çok tehlikeliymiş çünkü kirişler kırıldığında direkt üstümüze çökermiş, ikiye böyle ihtimali de varmış. merdivenler ise binalardan daha farklı bir yapıda olduğu için asla önerilmiyor.

zaten 99 depreminde ankara'da olan dayım anlatmıştı. onlar da direkt dışarı kapısı olan bi evde oturuyolardı ama koridoru aşıp kapıya ulaşamamışlar. sağa sola savrulmuşlar sürekli.

bir yerde de bozdolabı, çamaşır makinesi gibi eşyalar ezilmeye daha dayanıklı olduğu için onların yanı daha güvenli olabilirmiş. yukarıda bi arkadaş önermemiş ama mesela ama hangimiz haklı bilmiyorum. konunun uzmanı değilim.

bir de camdan korunarak bina dışına en yakın yere yatmak da mantıklı diyorlar.

99 depreminden sonra bize okulda deprem olduğunda sıraların altına girip çökmemiz gerektiği şeklinde tatbikatlar yaptırılıyordu bu en yanlışı mesela. keşke düzgünce bir eğitim verilse tüm kanallarda.
0
elorelia
(10.02.23)
99 depreminde izmitteydim. Deprem suresince kapiya bir turlu gidemiyorduk. En mantiklisi comelip beklemek ve biter bitmez cikmak gibi geliyor. Duz ayaksa disari firlanabilir.
0
brkylmz
(10.02.23)
Dükkan gibi 4-5 saniyede kaçabileceğiniz bir yerde değilseniz *ASLA* kaçmaya çalışmayın. Çök kapan tutun yapın. Bunu soranlar genelde depremi hafif sallantı ile yaşayanlar oluyor. Depremi merkezinde yaşayanların durumu için deprem anına ait kamera görüntülerini izleyebilirsiniz. O sallantıda koşarak ancak kendinizi yaralarsınız/sakatlarsınız. Kaldı ki merdivenlerin siz üzerindeyken yıkılmayacağının garantisi de yok. Sallantının geçmesini bekleyin sonra merdivenleri kullanarak binayı tahliye edin.

Çök-Kapan-Tutun yatay eksende yüzey alanınızı azaltan ve sallantı sırasında savrulmanızı engelleyen bir uygulama. Dikey eksendeki uzunluğunuz tutunduğunuz şeyden yüksekte kalıyorsa elbette ezilme ya da darbe ile yaralanma veya ölme riskiniz var. Cenin pozisyonu dikey eksende minimum alan kaplarken yatayda daha fazla alan kaplamanız anlamına gelir. Hangisinin nerde güvenli olacağını eviniz içinde uygun yerleri belirleyerek kararlaştırabilirsiniz.
0
nawar
(10.02.23)
Malatya'da yakalandım depreme. İmkanı yok, öyle şiddette bir depremde bir adım atamıyorsun zaten, olduğun yere çöküp çaresizce bitmesini beklersin. Bina sağlamsa, şanslıysan ölmezsin. Böyle maalesef.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(10.02.23)
niğde'de yakalandım depreme ben de. maraş'a uzak olmasına rağmen belki binadan da dolayı çok hissettik. sallanması bir noktaya kadar beni çok etkilemedi ama bu kadar uzun sürmesi çok etkilemişti. bursa'da yaşıyorum normalde şimdiye kadar büyük küçük on tane deprem yaşamışımdır. bazısını okulda da yaşadım yani deprem bölgesinde büyüdüğüm için okulda da çok üstünde durdular çök-kapan-tutun vs. aklıma hiçbir şey gelmedi o an. uykuda yakalandım hissedince kalktım ve yeğenimin odasına gidip kapının girişinde bekledim. kiriş altında beklemek aptalca, ayakta beklemek çok daha aptalca, hiçbir yere çökmemek aptalca ama o an sadece sallanan dolaba ve yeğenime bakıp durdum. zaten kapılar çarpıp duruyordu bir yandan onu tutmaya çalışıyorum falan. sakin kalabilmek en önemlisi o da çok zor. ama yukarıda da yazılmış bir yerden bir yere gitmek çok mümkün olmuyor ama evde 2 küçük çocuk olunca biz onları düşündük mesela bana ne olacağı umrumda değildi o an.

binadan tam çıkacakken 6+ büyüklüğündeki artçı sarsıntıya yakalandık yeğenimin ayakkabılarını giydiriyordum hemen içeri soktum. artçı sallantı bitince ayakkabılarını giydirdim aşağı indik hemen.

ikinci depremde yine ayakta bekliyordum eniştemin uyarısıyla koltuğun kenarına çöktüm bulunduğum yerde başka bir şey yoktu. orada çok daha hızlı hareket edip 2 dakika içerisinde aşağı indik ama 2 dakika bile çok fazla aslında.

mantıklı olan evde güvenilir noktaları belirleyip gidiliyorsa o noktaya gidilip çök-kapan-tutun yapmak ama bazen yürümek bile mümkün olmuyor. sallantı bittikten sonra evde ocak falan açıksa onu kapatıp varsa deprem çantasını alıp aşağı inmek ve mümkünatı varsa bir müddet o eve girmemek. ama dediğim gibi böyle işlemeyebiliyor.
0
black holes in the sky
(10.02.23)
beyaz eşya konusu biraz tartışmalı gördüğüm kadarıyla. linkte ilettiğim ekipten depremde ne yapılır eğitimi almış bir kişi olarak aktarmıştım, tabii ki herkes kendi araştırmasını kendisi yapsın muhakkak.

www.instagram.com

www.instagram.com

www.instagram.com
0
a7x
(10.02.23)
(5)

İş yerinde haksızlık

dissendium
İş yerinde haksızlıkla karşılaşınca ne yapıyorsunuz? Kendini bilmez bir görevli nedeniyle bir müdürle tartışma yaşadım. Beni şikâyet eder tarzda konuşmuş. Başka iş bulup çıkmak istiyorum ama bir yanım intikam istiyor. O kişiye kesinlikle yardımcı olmak istemiyorum. Nasıl bir yol izlemek mantıklı olu
İş yerinde haksızlıkla karşılaşınca ne yapıyorsunuz? Kendini bilmez bir görevli nedeniyle bir müdürle tartışma yaşadım. Beni şikâyet eder tarzda konuşmuş. Başka iş bulup çıkmak istiyorum ama bir yanım intikam istiyor. O kişiye kesinlikle yardımcı olmak istemiyorum. Nasıl bir yol izlemek mantıklı olur? Teşekkür ederim cevaplar için.
0
dissendium
(09.02.23)
Insanin intikam alasi geliyor evet ama bir yandan da bununla ugrasmaya deger mi diyorsun. Netiecede onunla ugrasirken harcayacagin zaman ve emegin sana bir faydasi yok. Daha iyi bir is bulabiliyorsan cik tabi intikam alana kadar orada bekleyecek halin yok. Bulamiyorsan da kendini savun ve kendi iliskilerini/cikar gruplarini olustur.
0
hot potato
(10.02.23)
en basit haksızlıkta hemen pes edip işten çıkmak biraz korkakça bence. intikam da keza aynı şekilde zayıf insanların davranışı. neden bu duruma düştüğünü anlayıp bir daha bu duruma düşmemek için çalışmak en iyisi.
0
roket adam
(10.02.23)
Dun odada o, ben ve ekipten en yakin arkadasim varken mudurle aramda su diyalog gecti:

...
m: yapacak bi sey yok
b: yapacak sey var ama oraya gelmesini istemiyorum
m: ne yapacaksin?
b: (el sallar)

sonrasinda oyle bi panik yapti ki anlatamam. zaten performans degerlendirmemde de "her seyde cok iyisin tek sorunun herkesi esit goruyor olman" demislerd, "magna carta bitches" demistim.

isinizi iyi yapiyorsaniz bi sey yapamazlar genelde. sizin ornege benzer bir sey yasadigimda karsimdaki kisiye o kadar profesyonel davrandim ki anlatamam (anlatirim) normalde herkese gerekli gereksiz yardima kosan ben, bu kisinin isteklerinde benden beklenen sekilde, tamamen kuralina uygun olarak burokrasinin tum adimlarini islettim.
0
aguen
(10.02.23)
ufak teefek sikintilarda gulip geciyorum.

major bir sikintida en son bastim istifayi ciktim. comez birini basimiza mudur yaptilar, herkes delirdi, once ben istifa ettim, sonra arkamdan 2-3 kisi daha cikti.
0
cooperr
(10.02.23)
Haksızlığın ölçeğine bağlı. Çok büyük bir problemse başka iş aranır, evet fakat önce mümkünse hakkını aramak da lazım. İntikam alacağım diye enerjimi harcamam açıkçası, bu tür insanlar en çok kendi işine odaklanmış, eyvallahı olmayan, başka şeylerle uğraşmayan, kendinden emin insanlara tahammül edemiyor. O yüzden iş yerinde böyle bir insan olmaya çalışıyorum artık.
0
gmzo
(10.02.23)
(4)

Yakinlari yurt disinda olan depremzedeler icin bir kolaylik var mi?

ala09
whatsapp gruplarinda yalan yanlis seyler donuyor da bunla ilgili bi gundem oldu mu? evi yikilan kardesini yanina almak istiyor yakinim isvicre'de. sozde konsoloslugu arayin demisler ama konsolosluklar kapatmisti zaten
whatsapp gruplarinda yalan yanlis seyler donuyor da bunla ilgili bi gundem oldu mu? evi yikilan kardesini yanina almak istiyor yakinim isvicre'de. sozde konsoloslugu arayin demisler ama konsolosluklar kapatmisti zaten
0
ala09
(09.02.23)
Vize basvurunuz varsa ya da yaparsaniz hizlandiririz demisti Irlanda.

Konsoloslugu degil Ankara'daki buyukelcilikleri arayabilirsiniz.

www.eda.admin.ch
0
sertac akin
(09.02.23)
evet dogru bu linki yazmislar
0
🌸ala09
(09.02.23)
İsviçre depremden sonra İstanbul ve Ankara konsolosluklarını açtı tekrar.
0
gmzo
(10.02.23)
almanya birinci derece yakininiz buraya gelebilir, 90 güne kadar kalabilir demis.
0
tadellesever
(10.02.23)
(11)

Çocuk sahibi kadınlara sorum var

Gradient_tabanlı_mor
Çocuğu olmayanlar da cevaplayabilir :) Kadınlardaki anne olma isteğini oluşturan hormon olayı gerçek mi? Kendi anneme sordum “evet net şekilde çocuk istemeye başlamıştım kafamda hep çocuk vardı o zaman çocuk doğurdum” diye cevap verdi. Yani cidden çocuk için hazır olduğumuzda içimize böyle bir evlat
Çocuğu olmayanlar da cevaplayabilir :)

Kadınlardaki anne olma isteğini oluşturan hormon olayı gerçek mi? Kendi anneme sordum “evet net şekilde çocuk istemeye başlamıştım kafamda hep çocuk vardı o zaman çocuk doğurdum” diye cevap verdi.

Yani cidden çocuk için hazır olduğumuzda içimize böyle bir evlat sevgisi filan mı geliyor? Çünkü ben çocuk sevmiyorum ve bakmak zor geliyor. Hiç içimde çocuk sevgisi yok. 31 yaşındayım. Sizce zamanı mı gelmedi yoksa herkes hormon filan dinlemeden öylece çocuk mu yapıveriyor?
0
Gradient_tabanlı_mor
(23.12.22)
ben hormon dinlemeden öylece çocuk yapanlardanım. ama kesinlikle olmaz demiyordum, sadece çocuk bakmak çok büyük bir sorumluluk olduğundan mantığım galip geliyordu. sonra yaş ilerleyince eytere beah dedim yaptım. doğduktan sonra hormonlar devreye giriyor zaten, böyle oluyorsunuz: 2.bp.blogspot.com
0
pide
(23.12.22)
kadınları annelik hapishanesine sokmak için uydurulan safsata. psk agah aydın ın bu konudaki görüşlerini dinleyin.
bir de mine söğüt ün sözleri var: www.hizliresim.com
0
bahçedekisandal
(23.12.22)
bana hiç öyle şimdi hazırım düşüncesiyle (ya da tam tersi) göklerden bir karar gelmedi :) her zaman ileride bi gün çocuğum olacak, anne olacağım gibi bir düşünce vardı aklımda.
0
deartheodosia
(23.12.22)
psikiyatristler ve psikologlar "annelik içgüdüsü" diye bir şey olmadığını, tamamen çevresel ve toplumsal sebeplerden ötürü kadınların anne olmak istediğini belirtiyorlar. (yani "arzu" kavramına atıf var daha çok.) otuzların ortasındayım ve hiçbir zaman çocuğum olsun istemedim. lakin çocukları çok severim <3
0
anna sun
(23.12.22)
kadın değilim fakat şöyle bilgim var, eğer olaya tamamen biyolojik bakacaksak hormonların ve doğurganlığın en yüksek olduğu yaşlar 16-20 arası, kadınlar o aralıkta bile çocuk sahibi olmayı eğitim, iş sahibi olmak, hayata hazırlanmak gibi nedenlerle erteleyebiliyor

bu yüzden 30 ları geçtikten sonra çocuk sahibi olmalıyım geç mi kalıyorum ya da hayatımı yoluna koydum artık çocuk sahibi olmak istiyorum zamanı geldi demek toplumsal ve kültürel inşaanın bir sonucu, çünkü biyolojik olarak hormonlar ve doğurganlık ilk gençlikteki yaşlara göre daha düşük
0
freebird5406_2
(24.12.22)
38 yaşım bitti bitecek, hâlâ o hormon ve/veya "çocuk yap" alarmı bir noktada gerçek olacak mı diye bekliyorum, olmuyor. Zaten çocuk yapma isteğim hiç yoktu, artık "bu yaştan sonra çocuk peşinde koşamam" da eklendi bahanelerim arasına.

Fakat çocukları çok da sevmeyen bir arkadaşım gözümün önünde hızla değişip "çocuk yapmalıyım!!!" moduna girdi, onu da gördüm. (Yaptı, rahatladı.)
0
kobuzchu kiz
(24.12.22)
Eger ic gudusel ya da hormonsal olsaydi 20 lerin basinda dogurma istegi ile yanip tutusurduk. Tamamen toplumsal ve mantiksal bir istek geliyor cocuk icin.
0
zimbirik
(24.12.22)
kadın ya da erkek ayrımı olmaksızın genel olarak neslini devam ettirme iç güdüsü bu konularda belirleyici oluyor bence. üremenin amacı da bu. ve bu ilkel/hayvani bir şey. ilkel olması onu kötü veya değersiz yapmıyor bu arada. hormonların varlık sebebi ve insana etkisi de doğrudan bununla ilişkili.

bu bahsettiğiniz annelik hali daha çok hamilelik ve sonrasındaki süreçte de deneyimlenebilen bir hal bana kalırsa. yani illa içsel bir güç size anne olmalısın duygusunu hissettirmeyebilir. bunu hamilelik sürecini yaşayarak da hissedebilirsiniz. yolda öğrenmek gibi düşünün. hamilelik süreci zaten kadının biyolojik ve fizyolojik olarak bunun üzerine evrildiği bir durum. bunu salt bir davranış veya fıtrat özelliği olarak ayırmak yerine iki durumu da kapsayan bütüncül bir yaklaşım ile nitelendirmek bence daha doğru bir ifade.

bir de annelik ya da çocuk sahibi olmak her zaman planlı bir şekilde gerçekleşmiyor bana göre. hatta benim düşünceme göre çoğunlukla plansız. ama evlilik gibi bir müessese dahilinde zaten bunu plansız olarak nitelendirebilmek kendi içerisinde anlamsız oluyor. evlilik aile kavramının oluşması ve devamını etkin kılan bir müessese. yani alt amaçları içerisinde çocuk sahibi olmak her zaman var olan bir durum.
0
pardus
(24.12.22)
ben de 30a giriyorum, şu ana kadar hiç o hissiyat gelmedi bana da. bazen ailem ne zaman torun seveceğiz kafasına giriyor ama çok alakasız noktadalar, gülüp geçiyorum. onca işimin gücümün arasında çocuk zaten aklıma gelmiyor.

bir de çevreyle alakalı bence bu işler. eğer etrafınız evli ya da çocuk hevesindeki insanlarla doluysa tetiklenebiliyor bu his. bir ara arkadaşım bebekleri hiç sevmememe rağmen sevimli videolar atıyordu. o anlarda üşenmeyip yapsam mı acaba bir velet diyordum. sonra tabi arkadaşla arama mesafe koydum.
0
susannah delgado
(24.12.22)
Öyle bir "baby fever" ile yapmadım ben, ama hep istiyordum, hazır olduğumuzu düşününce de yaptık. Öyle filmlerde yansıtılan veya toplum tarafından dayatılan gibi de devam etmiyor süreç. Benim öğrendiğim şu (bebeğim 9 aylık), insanlar ayıplanma korkusu ile hissettiği/yaşadığı şeyi söylemiyor ebeveyn olma süreci ile ilgili.

Mesela pozitif test sonucunu görünce havalara uçmadım, sevindim fakat aynı anda içimi bir endişe kapladı. Hamileyken bir taraftan bebeğin hareketlerini hissedince çok mutlu oldum, bir taraftan da taşımaktan çok yoruldum "artık çıksa içimden de başkaları da taşısa" diye düşündüm. Doğduktan sonra ilk haftalarda hem kucağımda uyuduğunda huzur doldum, hem de özgürlüğümü (en azından birkaç seneliğine) yitirdiğimi fark ettiğimde "büyük bir hata mı yaptım acaba" diye düşündüm.

Hayatımda yaptığım en zor ve en güzel şey. Bebeğim rahmime düştüğünden bugüne kadar sevgim artarak devam ediyor. Öyle ki insan sevme kapasitesine şaşırıyor zaman zaman. Fakat öyle "ay birden inanılmaz bebek sahibi olmak istedim, onu ilk andan beri de her şeyden çok seviyorum" gibi değil benim tecrübem. Emek verdikçe ve emeğimizin karşılığını aldıkça, daha bebekken bile büyüdüğünü, çabalarımızla bağımsız bir birey olarak varlık kazanmaya başladığını, kendi karakterinin geliştiğini gördükçe aramızdaki bağın daha da güçlendiğini hissediyorum ve doğru bir karar verdiğimi anlıyorum.
0
gmzo
(24.12.22)
ben içgüdüsel olarak istiyorum şahsen ama mantıken istemiyorum(28). çok zengin olsam yapardım bi tane. kendi geninden olan, sana verilmemiş imkanları verebileceğin bir canlı. bu içgüdü mü oluyor bilemedim.
çoğu ailenin yaptığı gibi sadece çocuk büyütmek için ölene kadar çalışma fikri çok mantıksız.
0
piranase
(24.12.22)
(5)

Cities: Skylines Benzeri Oyunlar

deligine yuvarlanmis tavsan
Merhaba,Cities benzeri günde 1 saat falan kafa dağıtmak için oynanabilecek oyunlar biliyor musunuz? Mesela age of tarzı da olabilir ama sürekli duracak oyun girip girip bakacağım arada.Teşekkürler.
Merhaba,

Cities benzeri günde 1 saat falan kafa dağıtmak için oynanabilecek oyunlar biliyor musunuz? Mesela age of tarzı da olabilir ama sürekli duracak oyun girip girip bakacağım arada.

Teşekkürler.
0
deligine yuvarlanmis tavsan
(03.08.22)
Mobil olur dersen Clash of Clans çok popülerdi bi ara. Cities değil de daha çok AoE benzeri. Onun fantastik versiyonu gibi.
0
himmet dayi
(03.08.22)
Simcity
0
dembrayage
(03.08.22)
tycoon oyunları, roller coaster tycoon
theme hospital
project hospital
0
eja
(03.08.22)
Tropico
0
gmzo
(03.08.22)
Two point hospital
0
baal
(03.08.22)
(3)

buyuyen leke- kas yaparken goz cikarmak vakasi

tuborg yesili
kumas yatak basliginda sari leke gormemle basladi her sey. sileyim derken geldigimiz sonuc ektedir :(once nemi sabunlu bezle basladim, leke cikarici jel, karbonatli su, oksijenli su ( ki bu mahvetti salak ben) ile devam ettim. Inatlastim.sanirim geri donulemez noktadayim ama son care size,duyurucula
kumas yatak basliginda sari leke gormemle basladi her sey. sileyim derken geldigimiz sonuc ektedir :(

once nemi sabunlu bezle basladim, leke cikarici jel, karbonatli su, oksijenli su ( ki bu mahvetti salak ben) ile devam ettim. Inatlastim.

sanirim geri donulemez noktadayim ama son care size,duyuruculara sormak istedim.

ps: ev esyali yatak bizim degil yoksa ben boyar surrealist bisiler yapardim ama ev sahibi faktoru var.

www.hizliresim.com
0
tuborg yesili
(06.06.22)
Sanırım oksijenli su sarartti:( sebep oyse geri dönüşün mümkün olduğunu sanmıyorum.
Belki kumaş boyası ile boyanabilir. Bilmiyorum
0
kisa
(06.06.22)
Ek bilgi,
O paneli sokebilirseniz yeni kumaş kaplamak zor olmayacaktır. O düğmeler arkadan cubaldizngibi bir şey ve kalın iplikle sabitleniyor.
Kumaş ise zımba ile sabitlenir arkada kalan kısımdan.
0
kisa
(06.06.22)
Bana kullandığınız deterjanları tam arıtamadığınız için iz kalıyor gibi geldi. Bölgesel değil de tamamını önce arap sabunu, üzerine bol suyla silerseniz geçebilir.
0
gmzo
(06.06.22)
(1)

Manzarali butik otel

karpuzpeynirekmeksu
Selamlar, tercihen izmire yakin m (3-5 saat uzaklikta) evlenme teklifi etmelik, sessiz sakin bir otel ariyorum. Onerilerinizi beklerim.
Selamlar, tercihen izmire yakin m (3-5 saat uzaklikta) evlenme teklifi etmelik, sessiz sakin bir otel ariyorum. Onerilerinizi beklerim.
0
karpuzpeynirekmeksu
(06.06.22)
Kekik Otel Selimiye
0
gmzo
(06.06.22)
(19)

Kaç yaşında evlendiniz?

birmilyonunvarmi
sb. Cinsiyet belirtirseniz daha iyi olur.
sb.

Cinsiyet belirtirseniz daha iyi olur.
0
birmilyonunvarmi
(05.06.22)
E -30
0
ankarakecisi
(05.06.22)
E 29
0
kaiserr76
(05.06.22)
E 29
0
chicha_v2
(05.06.22)
E 28
0
temasettin
(05.06.22)
E 24, erken olduğu için pişmanım.
0
neymis
(05.06.22)
K 28
0
fotrsapka
(05.06.22)
E 26
0
but that was just a dream
(05.06.22)
K-27
0
physcos physcos
(05.06.22)
E 31
0
Topalordek
(05.06.22)
K-27
0
gmzo
(05.06.22)
e 39 olacak
0
gabe h coud
(05.06.22)
k 27
0
pide
(05.06.22)
23, k
0
deartheodosia
(05.06.22)
K 31
0
ofelia
(05.06.22)
E 29
0
baal
(05.06.22)
E 32
0
essoist
(05.06.22)
E 29
0
zgrydn
(05.06.22)
K29 olacak
0
Hallegadola
(06.06.22)
E-31
0
cooperr
(06.06.22)
(11)

istanbulu ziyaret edecek 7 yaşındaki kuzeni nerelere götürelim

mhmtt
babasıyla gelip bir güzel eğlenmeyi planlıyorlar ben de onların tur rehberi olacagım, aman ne hoş:)miniatürk, pierre loti ve son olarak da vialand temapark lunaparkı şeklinde bir gün düşündük ama siz ne dersiniz? var mı başka tavsiyeleriniz?
babasıyla gelip bir güzel eğlenmeyi planlıyorlar ben de onların tur rehberi olacagım, aman ne hoş:)

miniatürk, pierre loti ve son olarak da vialand temapark lunaparkı şeklinde bir gün düşündük ama siz ne dersiniz? var mı başka tavsiyeleriniz?
0
mhmtt
(03.06.22)
vialand'i ilk sıraya koyun. 12'den sonra çok kalabalıklaşıyor. ilk 2 saat eğlenirsiniz sonrası sıra beklemekle geçiyor.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(03.06.22)
ilgisini çekerse florya aquapark.
daha önce binmediyse kadıköy-eminönü vs. vapura binebilirsiniz.
0
lazpalle
(03.06.22)
Vakit varsa Kidzania
0
brkylmz
(03.06.22)
Çocukken ilk kez İstanbul'a gezmeye gittiğimde turla, en sıkıldığım yer Pierre Loti olmuştu sanırım. Bilmiyorum manzarası falan güzel de çok bi olayı yoktu en azından 17 yıl önce :)

Miniatürk'ü çok sevmiştim. Onun dışında bence tarihi yerleri gezdirmek de keyifli olabilir. En azından Galata kulesine çıkarın, okulda kesin muhabbeti olur, arkadaşlarına hava atar :)
0
nundu
(03.06.22)
rahmi koç müzasi de güzel bir durak olur, miniatürk'e de yakın.
0
altinci nesil caylak
(03.06.22)
rahmi koç müzesi de ilginçti küçükken gittiğimde.
0
roket adam
(03.06.22)
Rahmi Koç Müzesi +1
İstanbul Akvaryum da olabilir ama Florya'da.
0
gmzo
(03.06.22)
abi allah askina hicbir numarasi olmayan pierre loti'ye goturup cocugun vaktini bosa harcamayin cok rica ederim :( galata kulesine cikarin onun yerine daha iyi yani illa manzarali bir yere goturmek istiyorsaniz. aqua florya akvaryum'u da cok seviyor cocuklar zaten yazilmis.
0
bay b
(03.06.22)
cocuk napsın manzarayı pierre lotide derim.

rahmi koç müzesi
oyuncak müzesi
akvaryum
0
ceketimi alip cikcam
(03.06.22)
7 yaşındaki kuzeni pier lotiye falan götürme lütfen çocuk ne anlasın :)
0
Nocturne
(03.06.22)
vialand bir gününü alır zaten.
pier lotiye götürme o yaştaki çocuk sevmez.
miniatürk mantıklı
mall of istanbul da Vox var hemen yanında Flyzone var.ikisi güzel olur.digitürklüysen bedava.
tarih seviyorsa topkapı sarayı.sevmiyorsa aqua parklar var.
0
uykulu_fb
(04.06.22)
(3)

ist anadolu yakası ortopedi dr

deepness
diz agrısı sıkayetım ıcın, tavsıye edebılecegınız dr ısmı yazabılecek arkadaslara; bır kac dr a gıttım, tanı ve tedavı hala yok, hala baska dr arastırıyorum, sımıden tesekkur ederım
diz agrısı sıkayetım ıcın, tavsıye edebılecegınız dr ısmı yazabılecek arkadaslara; bır kac dr a gıttım, tanı ve tedavı hala yok, hala baska dr arastırıyorum, sımıden tesekkur ederım
0
deepness
(16.05.22)
Acibadem altunizade'de prof alper kaya'da iki dizimi ameliyat ettirmistim. İyi doktor baya bence, ona gitmeden once baska 3-4 doktora daha gitmistim yine istanbul'da en iyi denilen. en guvenilir ve insani geleni o olmustu.
0
fakyoras
(16.05.22)
Tuzla Okan Üniversitesi Hastanesi, Dr. Hüsnü Kaya Akan. Benim de çözemediğim diz problemim vardı, sayesinde iyileştim.
0
gmzo
(16.05.22)
gmzo +1. aynı tavsiyeyi vermeye gelmiştim.
0
semyasa
(16.05.22)
(15)

Ülke mimarisi hakkında

skzr
Ülkemizin mimarisi neden hemen hemen tek tip. Yani çeşitlilik anlamında soruyorum, hep bir kaç tasarım etrafında dönüyor gibi tüm binalar. Tabii kastım sadece site, rezidans, ofis kuleleri değil de daha çok villa tipi müstakil evler üzerine. Mesela bir bizim Türklerin, Türk mimari eseri olan geniş a
Ülkemizin mimarisi neden hemen hemen tek tip. Yani çeşitlilik anlamında soruyorum, hep bir kaç tasarım etrafında dönüyor gibi tüm binalar. Tabii kastım sadece site, rezidans, ofis kuleleri değil de daha çok villa tipi müstakil evler üzerine.

Mesela bir bizim Türklerin, Türk mimari eseri olan geniş arazide ki villalara bakıyorum, bir de Amerika'da ki villalara. Bilenler bilir YouTube'da Enes Yılmazer'in tanıttığı harika ötesi Amerikan villaları var. Adamlar çokta geniş olmayan arazilere bile çok kullanışlı, çok gösterişli ve bir o kadar da farklı tasarımlar yapıyorken bizimkiler tam tersi. Bunun sebebi nedir? Maliyetse altın varaklı, sözde şatafatlı, apartman boyutunda avizeler eminim ki daha maliyetlidir.

Örnek olması açısından şu linki de bırakıyorum. youtu.be
0
skzr
(23.04.22)
ben bunu mimar arkadaşlarıma sordum. ne biçim bina çiziyorsunuz bunlar nedir ya diye. onlarda biz çizmiyoruz müteahid ne getirirse onaylıyoruz sadece dediler.

yani tüm mimari varyasyonlar asla o lokasyonda oturmayacak, umrunda olmayan ilkokul mezunu insanların elinde.
0
duyurukullanıcısı
(23.04.22)
@duyurukullanıcısı bence tam olarak tüm sebep müteahhitler değildir. Hadi hali hazırda müteahhitlerin yap sat şeklindeki evleri sizin dediğiniz gibi olabilir anladık ama ya diğerleri? Çünkü parası karşılığında direkt olarak kendi evini kendisinin seçtiği mimar, mühendis ve müteahhite yaptıran da yüzlerce insan var.
0
🌸skzr
(23.04.22)
Sebebi halkta para olmaması. Nüfus az olsaydı, bir şehre 10 milyon kişi doluşmasaydı çok daha iyi evler çıkardı. Evlere kocaman salon yaparsan millet burayı nasıl ısıtacağız deyip kiralamaz bile. Akdeniz ülkesi olsak da iklim genel olarak soğuk. Yılın 6 7 ayı kombi açık, büyük evin faturasıyla baş edemezsin.
0
dissendium
(23.04.22)
neyle neyi kıyasladığın önemli. los angeles'taki mimari neden istanbul'da yok demek istanbul'la Aşağıkarafakılı köyünü kıyaslamaya benziyor. köyden hallice istanbul.

birde özellikle türkiye'de kimin ne yaptığı belli değil. normal siteler bile 3 metre duvar örüyor sen yani bir zenginin nasıl ev tasarlattığını bilmiyorsun ki kimbilir nasıl bir zevksizlik abidesidir.

netflix'te güzel bir belgesel var bununla ilgili. video ya 10 basar.
0
duyurukullanıcısı
(23.04.22)
@duyurukullanıcısı belgesel ismi alabilir miyim gece izleyeyim. Merak ettim.
0
🌸skzr
(23.04.22)
tamamen parayla alakali degil. mimari, sanat, tasarim bunlari takdir edebilmek toplumun o kesimindeki genel egitim ve kulturle alakali. turkiye'de cok zenginglerin bile yaptirdiklari evler rezalet (amerika'da da cok kotu ornekler var)
0
hot potato
(23.04.22)
@hot potato aslında tam olarak sormak istediğim şey sizin bahsettiğiniz. Yani evet para etken ama bireysel olarak tasarlanıp, kendisine özel ev yaptıran insanların o evleri de nasıl desem çok çirkin ve gerçekten diğerlerinden farksız. Bizim zenginimiz bile zevkten yoksun. Mimari yönü haricinde benim bu duruma (kendimce) bulduğum en mantıklı cevap işin bir de sosyolojik boyutu olduğu yönünde.
0
🌸skzr
(23.04.22)
The World's Most Extraordinary Homes 'tan başlayabilirsin sonra o danimarkalı bir adam var oradan güzel yürüyorlar.

bizimkilerde para yok +1.
0
duyurukullanıcısı
(23.04.22)
İşin elbette sosyolojik boyutu var. Diyelim ki sen bir müteahhit olarak veya müstakil ev yaptıracak arsa sahibi olarak daha fazla masrafı sırf estetik için göze alan nadide bir insansın ve yaptıracağın binanın özel bir mimarisi olsun istiyorsun. Bak bakalım belediyesinden yönetmeliğine, mahallelisinden mimarına kaç kişi seni ortalamaya çekmek için uğraşıp önüne set üstüne set diziyor. Sonuçta pes etmez de binayı yasalara uygun dikebilirsen benden sana özel bir ev hediyesi.
0
osssy
(23.04.22)
@osssy bildiğim kadarıyla binaların mimari yönden estetik ve imgesel kaygıları da olması gerektiği. Hatta mimar olan eski sevgilim bu minvalde bir şey söylemişti, üniversitede ilk öğrendikleri şeyin bu olduğu yönünde. Aslında bu soruda öğrendim ki, ülke ortalamamız (her ne kadar bütçe problemimiz olmasa da) kendisini, zevklerini yansıtan yapılar istemiyor. Zevki, lüksü süreklilik arz eden noktalarda (mesela duvarların yekpare olarak özel bir mermer çeşidinden kaplanması gibi) değil de daha çok evine gelecek insanların gözlerine sokarcasına büyük noktalarda istiyorlar gibi.
0
🌸skzr
(23.04.22)
ben biraz genel konuşayım. içerisinde herkes istediği şeylerin cevabını bulacaktır.

öncelikle şu :" türkiye'de tek tip bina" lafını herkesten duyuyorum. işin ilginç yanı doğru da bulmuyorum. bunun doğru olduğu tek alan var o da devlet binaları. ben hastane mi yapıyorum. projeye hiç bakmadan yapayım. bitireyim sonra önüme mimariyi, mahal listesini, detay projesini koysunlar %80 oranında tutar. ki öyle de oluyor. bir binayı farklı kılacak olan şey bellidir;
1 amacı, neye hizmet edeceği
2 maliyeti
3 kullanışlılığı

sen gidip de 7'24 güneş alan ya da tam aksine soğuk olan yere full cam koyarsan olmaz. ha olmaz derken koyarsan olur. adam verir yakıt parasını karşılar. ancak bu doğru mu?

mühendislikte 3 şey var. ucuz, sağlam ve kullanışlı olması. en son olarak da güzellik gelir. bu güzellik ise bu üçünün olduğu yerde olmaz. zaten bunun için de ayrı olarak mimarklık diye ne olduğunu çözemediğim bir şey var.

mimar demişken türkiye'de mezun oranına bakılırsa düzgün mimar yok dersek kimse karşı çıkmaz. çıkamaz. ikincisi, ekonomi cidden faktör. para kazandıracak şeyler belli bunun için yapılan şeyler de belli, ha bu belirli kalıp içerisindeki farklı detaylar da belli ki kimselere yetmiyor "neden aynı tip mimari" sorusu geliyor. valla bir binayı ne kadar farklılaştıbilirsiniz? yani sonuçta çatısı olan kapısı olan duvarı olan bir şey. tek ayak üstünde duran hiçbir şeye benzemeyen yapılar mı olmalı?
almanya'daki gibi ya da avustralya'daki gibi onlar da hata dolu kimi göz alıyor kimisi yangın tehlikesi barındırıyor falan. böyle farklı olacağız derken tüy dikiyorlar. 7 metre konsol çiziyorlar sonra bekliyorlar ki inşaat mühendisi bu binayı ayakta tutsun. gel de sen tut. hadi tuttun onun maliyeti? ya onu yaparken bile kaç tane usta iş kazası geçiriyor saçma sapan işler. neyse konu kaymasın.

bizim ülke fakir arkadaşım. sen bizim ülkede böyle pahalı yapı inşaa edemezsin. zaten bizde parası olan da newyork'a bilmem nereye amerika'ya falan yerleşiyor bunu herkes biliyor. şu saatten sonra şehir içinde büyük arazi alamazsın. alan da konut dikiyor para kazanmak için.

çizdirirken detay yok dediniz doğru. biz de diyoruz ki fakir memleketiz. sefa pezevenkliği de bir yere kadar. bu arada şu videodaki yapı berbat.

o camlar çok büyük madem mimari konuşacağız. onun temizliği? kırıldığında değişimi? evin iç aydınlatması? ısıtması ve soğutması çok sorun.

ikincisi o yere döşenen ahşapların ömrü 10 yıl sonra cortluyor kalkıyor.

ücüncüsü de o beton nedir allah aşkına usta tahtayı sökmüş dekor diye onu kullanmışlar. brüt beton bile değil. keriz silkeleme işi. parapetlerdeki konik başlıklar bile duruyor brüt betondaki. boya bile atmamışlar. tierotlar aynen duruyor. haa güzel işçilik yaparsın o zaman o beton da kullanılır. kolon ve döşeme birleşimlerinde vibratör iyi atılmamış hatalar var. güzel kaba inşaat isteniyorsa, www.youtube.com
alın buraya bakın.

ek olarak o banyo var ya duşakabin. o normalde öyle olmuyor. onun bi tuşu var ona basınca ya da ipine asılınca o cam bir anda buzlu cam gibi oluyor :D o da eksik.

daha bir sürü detay.

bu yapının büyütülecek bir detayı yok. her tarafının cam olması ve su basman kotunda yapılması sizi büyülemiş.

bu ve benzeri yapıları üniversitedeki 20 yaşındaki arkadaş da çiziyor bitirme tezinde.

farklı yapılar derken dame zaha adid gelmesin aklınıza uçuk kaçık olmanın anlamı yok. hayat realistik.
0
turbo sadık
(23.04.22)
@turbo sadık hocam öncelikle çok teşekkür ederim. İşin pratikliğine mühendislik olarak çok farklı ve de çok güzel bir bakış açısı eklemişsiniz. Sanırım sizin bakış açınız daha çok ekonomik ömür, sağlamlık ve maliyet üzerine endeksli. Ki mesleğinizin inşaat mühendisliği olduğunu tahmin edince bu bakış açısı çok normal.

Ama gelgelelim benim olayım, daha doğrusu sorum binanın mühendisliğinden ziyade daha çok görsellik ve detay üzerine. Yani mesela bahsetmişsiniz kocaman pencereler bu işin soğutması/ısıtması yani iklimlendirmesi varken nasıl olacak. Hatta cevabınıza genel anlamda baktığımda odak nokta tamamen duygusal (para/maliyet) taraf. Oysa benim esas bahsettiğim husus tamamen ince detayların ve bina genel yapısının diğerlerinden farklı (uç noktada farklılık değil, biraz daha karakteristik olması gibi) olması üzerine. Evet baktığımız zaman her ev yapı büyüklüğü ne olursa olsun dört duvar bir çatı temelinde şekillenir. Ama baktığımız zaman gecekonduda bu tarife uyuyor, Avrupa'nın bilmem ne sarayı da bu tarife uyuyor. Yukarıda bir önceki yorumumda da bahsetmiştim. Benim esas odak noktam 15 metre altın kaplama avize yerine neden daha minimalist hatta tavandan süzülerek gelecek doğal ışık kaynağı kullanılmaması (ki bu bile binaya ekstra karakteristik özellik çıkarır) yönünde. Ya da bina dış cephe kaplamasının oya gibi işlenmesi yerine neden daha farklı şeyler yapılmaması yönünde sorular.

Ki yine söylüyorum maliyetse, eminim ki ülkemizde benim attığım videodaki binadan daha maliyetli ama daha işlevsiz, daha yüzeysel, daha çirkin binalar da mevcuttur.
0
🌸skzr
(23.04.22)
Fakirlik buyuk etken.
Zengin dedigin adam da kendi olceginde fakir aslinda.
Adam zekeriyakoy'den 20 milyona arsa almis ama ev yapacak 2 milyon ayiriyor.
O ev duzgun olmuyor haliyle.
50 milyon versen 48 milyona arsa alir yine eve 2 milyon kalir.


Ikinci sebebi de guzel mimari istemiyoruz. Umrumuzda degil, belki gocebe genleri engel oluyordur.

Yani paran,vizyonun olmasin herkes sana engel olsa bile evinin 1 odasini yada 1 balkonunu mukemmel hale getirebilirsin.
Ac pinteresti 3bin tl harca dunyanin en iyi balkonunu yaparsin.
Ama onu da yapmiyoruz.
1500 senedir ayni evdeyiz televizyonun yeri yanlis, evdeki prizler eksik, sigorta panosu rezalet.
Bizim akrabanin isyerinde giriste cukur var, 50 senedir var o cukur.
Parasi mi yok var iste, elinden de geliyor istese yaparlar.
Milyon tane duzeltilecek sey var ama kimse sallamiyor.
Ben evdeki yirtilan sinekligi ustunden diktim 10 sene oyle kaldi.

Arkadasim ev aldi tv taktirdi duvara.
Kablo sarkiyor diye kablo kanali koydurmus duvara.
Cok hassas kendisi.

Takilan kanal kablonun kendinden daha berbat.
Klima taktirdi onun da borusu ortadan geciyor :)

Bu dedigim kisi asiri mimari hassasiyeti olan birisi
0
divit
(24.04.22)
Bu tarz evlerin minyaturleri bizim ulkede de, ege sahillerinde falan gorulmeye basladi, assos civarinda gizlemis sekilde birkac ev var mesela, arada tek tuk denk geliyorum.

ama neden bu noktaya yavas geliyoruz, benim aklima gelen sebepler:

1- bu evleri yaptirmak butce isi ve halkin geneli fakir. mimar ile calismak bir lukstur ve para gerektirir.
2- mimarlarimiz dandik cunku moda diye, aile baskisiyla falan mimarlik yaziliyor. Iyi mimar olabilecek cocuklar da "ac kalirsin" diye baska mesleklere yonlendiriliyor (ki ac kalirsin kismina kismen katiliyorum) Mimarlik ile ilgisi olmamasi gereken binlerce mezun veriliyor, onlarin da cogu cizim elemanindan oteye gidemiyor. Turkiye'de malesef cocuklarin hayalindeki meslegi yapmasi neredeyse imkansiz.
3- Zevginimiz inanilmaz vizyonsuz, bambaska seyleri dert ediniyorlar. Tasarim umurlarinda degil. Mimar cogunluk icin gereksiz bir teferruat, bas agrisi.
4- Betondan baska malzeme bilmiyoruz ve betonu da acaip primitif bir sekilde kullaniyoruz. Sene olmus 2022 hala asmolen doseme pesindeyiz. Boyle atraksiyonlu evlen icin celik, ahsap falan da kullanmak gerekiyor, o bilgi bizde pek yok.
5- elimizde boyle bir evi cikartacak kalifiye eleman, ekip sikintisi var. Yahu ustaligi gectim hala santiyelerde milletin kafasinda baret yok.
6- bina yonetmelikleri berbat. Avanta toplamak icin, delinecegini bile bile sacma sapan kurallar koymuslar, evler kopyala yapistir mantigiyla yapiliyor.
7- Insanimiz zevk degil rant pesinde, elinde arsaya maksimum ne yapilacabilecekse onu yapmak istiyor her seferinde. M2 yuksek olsun, max. kat cikalim da gerisi onemli degil.

Linkteki eve gelince, $55milyon dolar deger bicilmis, bu amerika standartlarida bile ciddi bir rakam, boyle bir evi 350 milyonluk ulkenin %99.999'u ruyasinda bile goremez. Ev yikiliyor, isini bilen bir ofisin isi oldugu belli. Beton berbat olmus yorumuna sesli guldum. Evdeki butun detaylarin bilincli yapildigi belli, bu seviyede hata kabul edilmez, madara olursun.
0
cooperr
(24.04.22)
Bir mimar ve ülkenin en köklü mimarlık okulunun akademisyeni olarak bu soruya birkaç kelam edeyim. Öncelikle üstteki cevaplar genel olarak doğru ve hepsinin bir araya gelmesi ile ülkede niteliksiz mimarlık problemi ortaya çıkıyor. Fakat hepsinin başında da aslında @hot potato'nun açıkladığı mesele yatıyor. Toplumun mimarlık konusunda eğitilmesi ve bu doğrultudaki farkındalık eksiği.

Bu farkındalık ve eğitim gerçekleşirse eğer, nitelikli mimarlık için talep oluşur. Bu taleple birlikte gerekli kaynaklar ayrılmaya başlanır (hem özel hem kamu finansmanı, profesyonel hizmet, vs.). Ayrıca işverenler de buldukları bir bina görselini mimarın önüne koyup "bundan çiz" demekten vazgeçerek işi uzmanına bırakır. 3 hocayla iş yapan, Anadolu'nun ücra köşelerindeki kurumlarda bulunan veya büyük şehirlerde apartman üniversitelerinin bir parçası olan mimarlık bölümleri kapatılır. Senelerce sabahlayarak mimarlık okuyan öğrenciler de, parasıyla projesini çizdirip mezun olanlar da aynı diplomayı alıyor maalesef bu ülkede.

Peki bu farkındalık nasıl oluşacak? Yine özel veya kamu desteği ile çalışan kurumlar, STK'lar aracılığıyla. Meslek odaları, dernekler, vakıflar, mimarlık merkezleri, müzeler, medya, basın yayın, kısacası mimarlık kültürünü topluma kazandıracak tüm kurumların desteklenmesi gerekiyor. Bu anlamda çalışan kurumlar elbette var fakat bunlardan bazıları finansman eksiği çekiyor, bazıları toplumdan kopuk, bazıları da demokrasi talepleri nedeniyle (mimarlar odası gibi) hükümet tarafından senelerdir bastırılıyor.

Peki nitelikli mimarlık için gereken ortama erişebilir miyiz ülke olarak? Dediğim koşullar gerçekleşirse erişiriz. Fakat esasında bir demokratik hak olan (nitelikli mekanlarda yaşayabilmek temelde bir demokratik haktır) mimarlık kültürü eğitiminin gerçekleşmesi için, öncelikle demokrasiye değer veren politik aktörlerin etkin olması gerekiyor.

Bu arada genel bir mimari niteliksizlik ortamı hakim fakat nitelikli örnekler de yok değil. Arkitera gibi mimarlık sitelerini karıştırırsanız bu örnekleri de görebilirsiniz.
0
gmzo
(24.04.22)
(19)

Bir ev sahibi - kira sorusu daha

gmzo
Geçen sene Mayıs ayında şu an oturduğumuz eve taşındık, kiramız 3600, eşim de ben de devlet memuruyuz (dolayısıyla aldığımız zam belli). Şu an çevredeki kiralar iki katına çıktı. Yasal zam oranı yaklaşık %30 dersek 1080 lira yapıyor, dolayısıyla kira 4680 TL oluyor.Bugün ev sahibi eşimi aramış, %100
Geçen sene Mayıs ayında şu an oturduğumuz eve taşındık, kiramız 3600, eşim de ben de devlet memuruyuz (dolayısıyla aldığımız zam belli). Şu an çevredeki kiralar iki katına çıktı. Yasal zam oranı yaklaşık %30 dersek 1080 lira yapıyor, dolayısıyla kira 4680 TL oluyor.

Bugün ev sahibi eşimi aramış, %100 zam yapın demeyiz, öyle insanlar değiliz ama bu kirayı annem maaş gibi kullanıyor, para pula döndü, kirayı 5500 TL yapmayı düşünüyoruz demiş. Eşim de eşimle konuşup size döneyim demiş.

Şimdi biz evden, konumundan, bulunduğu siteden çok memnunuz. Dolayısıyla orta yol bulmak mantıklı gibi, 5500 yapmayız yasal oranda yapacağız diye tuttursak, farklı şekillerde canımız sıkılabilir diye düşünüyorum. Evden çıksak 5500'e aynı nitelikte ev bulamayız. Ama 5500 yapınca da kiranın maaşımıza oranı artmış oluyor, o kadar zam almadık. Eve çok iyi bakıyoruz, kirayı aksatmıyoruz. 5000 TL yapalım demeyi düşündük ama, makul mu sizce? İlla 5500 olacak derlerse kabul mu etmeli? Siz olsanız ne yapardınız?
0
gmzo
(19.04.22)
bu işlerde orta yolda buluşulur. 5000'de anlaşın bence.
0
teritori
(19.04.22)
Kesin bi dille diyeceksiniz ki eğer bu para senin ananın maaşı kadar kaldıysa sen de ananın maaşı kadar kira geliri elde edeceksin demektir.
0
mg3929
(19.04.22)
Lutfen tufe'nin uzerinde zam yapmayin.
0
ahmet oturum cerezi
(19.04.22)
5 yıl sonra ancak kira tespit davası açıp bölgedeki emsal kira oranlarına göre kira oranı talep edebilir. mahkemeye ver desen mahkeme 5 yıl sonra gel der mal sahibine.
4680 hukuken ödemeniz gereken ha kafam ağrımasın diyorsan 5 yap. ama hukuken hiç bişi yapamaz.
0
jamswety
(19.04.22)
5000 de anlaşmaya bakın. İlla 5500 diyorsa da kabul edin.
0
Cruyff
(19.04.22)
"Biliyorsunuz, memuruz ve çok zam almadık.
Yasal orana göre kira 4680 ediyor. Ayşe Teyze'nin de sıkıntı çekmesini isteyemeyiz ama kirayı ancak 4800'e kadar yükseltebiliriz. Sizin için de uygunsa 4800 olarak göndereyim kirayı" (kabul etmezse 4680 olarak gönderirsiniz)
Karşı taraf biraz daha bir şeyler derse o zaman 5000 ödemeyi düşünün derim.

İlk adımda 5000 teklif ederseniz 5500'e anlaşırsınız sonra :)
4600 küsürlü rakamı telaffuz etmeniz de önemli.
0
michael_knight
(19.04.22)
Yasal değer neyse onu yapıp geçin, maaşlı çalışanı kimse düşünmüyor. Gerçekten ev gecindermeye çalışan insanların benden farklı yazacağını sanmam
0
mirty
(19.04.22)
@mg3929 hocam yanlış anladınız, kirayı annesi kullanıyor yaşam giderleri için yani o anlamda diyor :)

@ahmet oturum cerezi teoride haklısınız tabii de pratikte öyle yürümüyor maalesef.
0
🌸gmzo
(19.04.22)
Pratikte evet, huzurumuz bozulmasın ve yeni eve çıksak bu fiyata bulamayız diye orta yolu bulmak istiyorsunuz anlıyorum ben de öyle yaparım.

Ama @michael +1. 4800 teklif edin. Olmadı 5000de el sıkışın bence.

100% zam yapmayız biz öyle insan değiliz demeleri hoş değil. 100% zam sanki haklarıymış da, lütfeder gibi 5500 teklif edemezler.

Haklarınızı bildiğinizi vurgulayarak ifade eden.

Bu sene 5500 e okey dersiniz ,seneye bunlar kabul etti deyip daha rahat artırabilirler.
0
ceketimi alip cikcam
(19.04.22)
%30 nisan ayı oranı. Mayıs ayında muhtemele %35 civarı olabilir. Öyle olsa 4860 ediyor zaten. Çok bir fark kalmıyor zaten Civardaki kiralardan hala çok düşük kalıyorsa kafanızı ağrıtmayın. Temmuzda muhtemelen %30 civarı zam gelecek memur maaşlarına zaten
0
efruz
(19.04.22)
michael_knight +1 demeye geldim, yüzde yüz artış yapacak insanlar değiliz deyip 2.000 lira kira artışı istemek de... sizin başınız ağrıyacaksa onların da ağrıyacak. benim ev sahibim hali vakti yerinde bir insan ve bana istersen hiç yapma demişti, ona rağmen ben yapmıştım. size nasıl tavır gösteriliyorsa, siz de göstermelisiniz bence.
0
the man with no name
(19.04.22)
merhaba, mayıs ayında sözleşme yaptığınız için nisan 12 aylık tüfe oranında zam yapılabilir. 1 yıllık kiracıya tüfe üzerinde zam yapamaz kirayı ve aidatı düzgün ödüyorsanız sizi evde çıkartamaz. %29,88 1075,68= 4675.68tl ödemeniz gereken tutar. Avukatla görüşün mutlaka ama ev sahibinin teklifini kabul etmeyin.
0
hayalleredogruyolculuk
(19.04.22)
yasal oranı geçmeyin en fazla küsüratı yukarı yuvarlayın, memurlara da yasal oranda zam yapılıyor herkesin şartı eşit
annesi için vicdan yapmanıza da gerek yok
0
mantık
(19.04.22)
Yasal orandan fazlasını yapmayın ne olur. Yapacağınız her lira zam, sonraki senelerde size ekstra maliyet olarak dönecek. Daha bismillah ilk senede böyle yapıyorsa, ileride çekeceğiniz var. Baştan tavrınız net olsun. Çıkarmak için uğraşsın dursun gerekirse. Memura ev mi yok?
0
Arthur Dayne
(19.04.22)
Kiraya verirken ogretmene memura veriyorum diyen ev sahipleri var. Eger ki size de o sartta verdiyse zaten bi gram ustune cikmayin.
0
sen nasıl bir insansın
(19.04.22)
Yasal orandan fazlasını yapmanıza gerek yok ve yapmayın da. Bir ev sahibi olarak söylüyorum. 5. senenize kadar bu şekilde rahat rahat oturursunuz.
0
roket adam
(19.04.22)
ayşe teyze evi satıp faizini maaş gibi kullansın. yok hem kira getirsin hem orada mal dursun diyorlarsa tüfedir max limit. ev bir insanın en temel ihtiyacı olan barınma ihtiyacını karşılayan bir şey. üzerinden başkasının ettiği karın azalması kirada yaşayan birinin umurunda olmamalı.
0
floydian
(19.04.22)
Inatla yazmaya devam edelim yasal oranin uzerinde yapmayin.
Bunu duzgun dille anlatabilirsiniz, kavga etmenize gerek yok haklisiniz. her seyin bir fiyati var bu evin sizin icin fiyati da mevcut kira+yasal zam. Fiyat bu yani fazlasini istemesinin bir anlami yok.

bunun memur olmakla yada issiz olmakla falan ilgisi de yok, Euro ile kazanip %50 zam bile almis olsaniz hakkiniz bu sizin. Niye bedavadan fazla para veriyorsunuz baskasina? Bakkaldan kola aldiginizda her seferinde 10 lira fazla mi vereceksiniz bakkal surat yapiyor diye? Para kolay kazanilmiyor.
0
wallcan
(20.04.22)
kimse dememiş ama yasal orandan fazla yapmayın :)

hadi jest yapıp 4800 yaptınız diyelim. 5500 ödeseydiniz 12x700=8400 tl, seneye 5.500 üzerinden zamlanacak, aylık fark 700 olacak 1000 yani yıllık 12000, sonraki sene 17000 sonraki sene 25000. 4 senede fazladan ödeyeceğin kira toplamı 62 bin tl.

fakirden zengine sermaye transferi böyle minik hesaplarla oluyor.
0
gabe h coud
(20.04.22)
(8)

Bebek Arabası Açmazı

joker hakki
3 haftalık bebeğimiz var. Travel sistem istemiyoruz zira tekrar tekrar bebek arabası alacak durumumuz yok. Direk baston arabalardan almak istiyoruz fakat bizim ufaklığın henüz tek yönlü arabalar için fazla küçük olduğunu düşünüyoruz. Bu bastonların çift yönlü olanı yok mu? Katlanınca fazla yer kapl
3 haftalık bebeğimiz var. Travel sistem istemiyoruz zira tekrar tekrar bebek arabası alacak durumumuz yok. Direk baston arabalardan almak istiyoruz fakat bizim ufaklığın henüz tek yönlü arabalar için fazla küçük olduğunu düşünüyoruz. Bu bastonların çift yönlü olanı yok mu?

Katlanınca fazla yer kaplamayacak, baston ya da alternatif bir sistem, çift yönlü, hiç ümidim yok ama bir ev kirası yatırmak gerekmeyen araba tavsiyeleriniz varsa çok makbule geçer.

Sonunda kafayı sıyırıp el arabasında gezdireceğim çocuğu.
0
joker hakki
(17.04.22)
Bastona koysan da durmaz cocuk. Illa ki sirtustu yatmasi gerek. O yuzden uygun fiyatli bir tane edinip sonra satmayi dusun. Evet fiyatlar pahali ama 24 saat kucaginda da tasiyamazsin.

Ya da temiz ikinci el bakacaksin
0
brkylmz
(17.04.22)
Tam yatan bastonlar var. Doğumdan itibaren kullanıma uygun. Her baston 6+ ay, oturur pozisyonda değil. Bizim sıkıntımız tek yönlü olmaları.
0
🌸joker hakki
(17.04.22)
baston ne bilmiyorum ama bizim bebek 8 haftalik, ilk gunden beri babyzen yoyo kullaniyoruz. ilk 6 aya kadar newborn pack daha sonra 6+ pack'e geciliyor. ayni araba sadece ustu degisiyor. sanirim 6 kilo ve ben katli sekilde arabanin bagajinda tutuyorum. ben hepsini 2.el aldim
0
try again fail again fail better
(17.04.22)
Bunu biz de düşünmüştük ama soe bir ayrıntı var, bebeğiniz küçükken arabada gezidrmek istediğinizde, baston arabalar daha konforsuz ve tekerlekler den gelen darbeleri bebeğe daha çok ilettikleri için, bedeni halen oleukca narin olan 0-6 ay bebekler icin uygun degerlendirilmiyor.

Biz joie litetrax4 almıştık. Tavsiye ederim. İleriki zamanlarda taşıma kolaylığı olması için baston model de almayı düşünüyoruz ama bu joie yi de yıllarca asıl araba olarak kullanacağız.
0
nucleon
(18.04.22)
summer diye marka var, baston tipi ama cift yonlu, one dogru katlayinca yatak oluyor ama cok korunakli degil, 3 aylik cocuk duser icinden. Sakat yani biraz.
Ama biz 2-5 yas arasi tepe tepe kullandik kiramadik, ucuz ve dayanikli.

www.summerinfant.com
0
cooperr
(18.04.22)
Merhaba, kanguru da düşünebilirsiniz aslında, hele ilk 6 ayda anneyle ve babayla bolca ten tene temas da etmiş olur. sonrasında da rahatça baston pusete geçiş yapabilirsiniz. kangurudayken uyutması da, emzirmesi de çok kolay. eğer bel ağrısı vs gibi sorunlar yoksa kanguru bebek arabasından çok daha büyük kolaylık gelmişti bana. arabayı neredeyse hiç kullanmadık.
0
kakamelsokoban
(18.04.22)
dolap sitesine bakın 2. el. ana kucağı uyumlu bastonlar var. ben ana kucağı uyumlu baston aldım maxi cosi. ancak arabalar şu an uçmuş. 2.el ana kucağı ve uyumlu baston bakın.biz 10. ayda bastona geçtik çocuk ana kucağında yattıkça tembelleşiyor.
0
mikahakkinen
(18.04.22)
Ana kucağı uyumlu baston +1

Bizim bebeğimiz de 3 haftalık, Maclaren Atom aldık kasım ayında, Maxi Cosi ana kucağı/oto koltuğu ile kullanıyoruz. Bebek arabasının kendisi de yenidoğan uyumlu yani tamamen yatabiliyor, öyle de denedik, kullanılabiliyor ama ana kucağı ile daha güvenli geldi bana şu aşamada (bebek daha kafasını kontrol edemediği için).
0
gmzo
(18.04.22)
(6)

Özel hastanede doğum ve tamamlayıcı sigorta soruları

gmzo
Gebelik teminatımız var, cuma sabahı da sezaryen randevumuz. Hastanedeki ilgili kişiyle konuştuğumuzda, "sigorta yenidoğan masraflarını, anesteziyi karşılamayabiliyor demişti. Sigorta acentesi ile görüştük, Axa ile iletişime geçti, her ikisini de karşılamadıklarını söylemişler.Şimdi araştırdığımda y
Gebelik teminatımız var, cuma sabahı da sezaryen randevumuz. Hastanedeki ilgili kişiyle konuştuğumuzda, "sigorta yenidoğan masraflarını, anesteziyi karşılamayabiliyor demişti. Sigorta acentesi ile görüştük, Axa ile iletişime geçti, her ikisini de karşılamadıklarını söylemişler.

Şimdi araştırdığımda yenidoğan masraflarının devlet tarafından karşılandığını, özel hastanenin bizden ödeme talep edemeyeceğini gördüm. Hatta şkayetvar'da birisi Acıbadem hastanesinden yenidoğan yoğun bakım masrafları için ödediği yaklaşık 50 bin lirasını geri almış gördüğüm kadarıyla. Kadın bize yaklaşık 1000 lira gibi bir masraf çıkabilir bebekle ilgili demişti rutin kontrollerde. Neye göre bunu söyledi? Tamamlayıcı sigorta olduğunu söylemiştik, SGK kapsamında olduğumuzu biliyor yani. (Şu linkte 10.soru www.sgk.gov.tr)

Bunun yanı sıra sezeryan ameliyatın karşılanıp anestezinin karşılanmaması çok saçma değil mi? Anestezi olmadan mı ameliyat olacağız? Yoksa bunda da mı benzer bir durum var acaba, normalde devlet karşılıyor da hastaya mı kilitlemeye çalışıyorlar?

Teşekkürler şimdiden.
0
gmzo
(23.03.22)
Gebelik teminatınız varsa sigorta neden karşılamıyor ben onu anlamadım. Bence sigorta şirketiyle tekrar görüşün. Sigortanın ne anlamı var bu durumda? Hastanedeki kişi yenidoğan masrafı ve anestezi derken ne demek istemiş? Bebek doğduktan sonra bebeğe yapılan işlemleri kastediyorsa haklı olabilir. Yeni doğumlarda sigorta için 15 gün geçmesi gerekiyor. 15 gün sonra bebek için sigorta yapılabiliyor. Tabi ben tahminde bulunuyorum. Yanlış yönlendirmek istemem. Ama bebek yoğun bakıma alınırsa sizden ücret falan talep edemezler. Öyle bir durum olursa faturasını isteyip şikâyet edin. Ama dikkat edin faturaya doğru işlemi yazsınlar.
0
bayc
(24.03.22)
Ben doğum yapalı 3 sene oldu ama hatırladığım kadarıyla;
Yenidoğanın ilk doğum anı rutin kontrolleri doğum ücretine dahil
Yoğun bakımda kalırsa bize siz ödeyeceksiniz sgk şu kadarı karşılıyor bunu sonra devletten geri alıcaksınız demişlerdi.
Hastane acıbadem altunizade bu arada
Anesteziyi karşılamayacaksa bu sigorta neden var :)
Onun detayını öğrenin sigortadan poliçenizi isteyin çağrı merkezinden bu normal gelmedi bana. Acenteya felan gerek yok kendiniz arayın poliçenin peşine düşün baştan savmasınlar.
0
cilekli pasta
(24.03.22)
Bence kafanız çok karışmış. Sakin kafa ile poliçenizi tekrar gözden geçirin. Sigorta kapsamında Acıbadem grubunda doğum yapıp çok cüzi bir rakam ödedik, bebeğin ilk kontrolleri de yapıldı.
0
oligomer
(24.03.22)
acıbadem'in bazı şubelerinde sgk anlaşması olmadığı için sgkdan alamıyor masrafları haliyle size yansıtıyor olabilir.
0
argent dawn
(24.03.22)
sigortanız size ait, bebeğinize ait değil bu nedenle yenidoğan masraflarını karşılamaz. bebek doğduktan sonra ayrı bir birey sayılıyor. ancak bazı hastaneler doğum paketinde kampanya yapıp yenidoğan ilk bakımları da içinde diyebiliyor. hastaneyle ilgili. @oligami nin dediği böyle bir durum olmalı. diğer sorularınızı bilmiyorum açıkçası. burada da yanıt bulmanız güç, poliçenizi görmek gerekirdi.
0
kenarortay
(24.03.22)
Bugün anestezi uzmanı ile görüşmek için hastaneye gitmiştik, tekrar görüştük. Daha sonra bilgi arayacak olanlar için yazayım dedim: Yenidoğan masraflarını özel hastane de olsa SSK karşılıyor (sügortanızın karşılaması gerekmiyor). Spinal anestezi için 1500 TL fark ödeyeceğiz, genel anestezi olsaydı tamamlayıcı sigorta karşılayacaktı.
0
🌸gmzo
(24.03.22)
(4)

Biontech'ten sonra tansiyon problemi...

kukuleta
Yaşayanlar oldu mu aranızda?Bir yakınım yaşadı ve olduğu Biontech aşılarına bağlıyor durumu.Yaş 50 bu arada.
Yaşayanlar oldu mu aranızda?

Bir yakınım yaşadı ve olduğu Biontech aşılarına bağlıyor durumu.

Yaş 50 bu arada.
0
kukuleta
(22.03.22)
Bilim anekdotlarla çalışmaz. Bu tür çıkarımlar "biontech aşısı olduktan sonra kaynıma araba çarptı, aşı yan etkisi olmalı" ile aynı kategoride. Resmi çalışmalara ve açıklamalara bakmak lazım ama benim bildiğim aşının böyle bir yan etkisi yok.
0
gmzo
(22.03.22)
bir arkadasimin 24 yasindaki kizinda oldu. bir ay surdu sonra normale dondu. doktoru da asiya bagladi.
0
congratulationsyouwon
(22.03.22)
Dört doz Sinovac'ın son dozundan sonra 15 gün süren kalp ritim bozukluğu ve yüksek tansiyon oldu. Kardiyolog aşıya bağladı. Özellikle Biontech ile daha sık gördüklerini söyledi.
Virüsün kalp damar sistemine affinitesi olmasına bağladı.
0
pro9it9is9
(23.03.22)
bende kalpte ritim bozukluğu başladı. Bağlantılı etkiler olabilir.
0
alaimisema
(23.03.22)
(10)

Kadıköy’de apartman dairesi vs rezidans

ms brownstone
Kadıköy’de Fenerbahçe-Bostancı arası sahil hattında bir apartmanı mı yoksa Bomonti ya da Maslak taraflarında bir rezidansı mı seçerdiniz yaşamak için? Deprem riski açısından Kadıköy’deki dairenin sıfır bir binada olduğunu da ekleyeyim. Nedenleriyle birlikte tercihinizi yazarsanız sevinirim.Bu arada
Kadıköy’de Fenerbahçe-Bostancı arası sahil hattında bir apartmanı mı yoksa Bomonti ya da Maslak taraflarında bir rezidansı mı seçerdiniz yaşamak için? Deprem riski açısından Kadıköy’deki dairenin sıfır bir binada olduğunu da ekleyeyim. Nedenleriyle birlikte tercihinizi yazarsanız sevinirim.

Bu arada gitmeniz gereken bir işinizin olmadığı ve arabanızın olduğu bir durum için soruyorum.
0
ms brownstone
(17.03.22)
daha alt ama benzer bir seçimi maltepe taraflarında rezidansı seçerek yaptım. komşumun kim olduğunu bilmeme lüksüne sahip olmak için 1000 aidat veriyorum kendime ait evde o başka mesele ama.
0
neverlose
(17.03.22)
sadece deprem riski açısından bakarsak sanki maslak galip geliyor gibi.hem kuzeyde hem de civardaki yerleşim yeni.

bomonti zemin ve yine yerleşim açısından güven vermiyor. kaldı ki sosyal açıdan da oldukça vasat, bi arterle bi bomonti ada'yla olacak iş değil. kültürel dönüşüm için çok yol var daha. yerleşim yerleri de ya çürük binalar ya da çok eski.

kadıköyde (hangi kadıköy? merkez ve modayı mı kastediyorsunuz) binanın sıfır olması çok şahane ama etraftaki çoğu bina yıkılacak. bu şu demek, depreme evde yakalanmaz da alışverişte, yolda, eve giderken, evden çıkarken yakalanırsanız yani evinizin etrafında -mecburen- gezinirseniz yazık olur :/
0
rewlack
(17.03.22)
Bunu çok konuştuk arkadaşlarla ve bunun sonucunda yaŞ işe baglantılı bulduk, mesela 55 yaşından büyük tanıdıgımız maslak siteleri seçti, daha genç olanı kadıköy sahil bandını seçti.

Siteler aşırı izole bir hayat sunuyor.
0
liberal
(17.03.22)
ben rezidans/site sevmiyorum. (cocuk varsa evet olabilir, salarsin sitenin bahcesine/rezidansin sosyal seyine biter.) apartman seviyorum ben. etrafimda kolaylikla ulasabilecegim market, cafe, restorant olmasini, yuruyerek bir yerlere ulasabilmeyi tercih ediyorum. bir de kapimi actigimda gunaydin diyebilen medeni insanlar olmasini seviyorum. bu nedenle bostanci-senesenevler minibus hattinin az uzerini tercih ettim, mutluyum.
0
65 derece
(17.03.22)
Fenerbahçe bostancı arası sahil hattında güzel yeni bir evde yaşamak dünyada cenneti yaşamak gibi. Boş ver maslak falan, akşamüstü yürüyerek fenerbahçe parkına gidip 2 saat sakin vakit geçirmek çok dinlendirici ve keyifli. Her şeye ve ulaşım araçlarına da yakınsın.
0
mg3929
(17.03.22)
Yaşam tarzı sebebiyle Kadıköy. Hayattan alacağınız keyif çok daha fazla olur, arkadaşlar anlatmışlar zaten.
0
gmzo
(17.03.22)
Fenerbahçe, tertemiz. Bağdat caddesi yakın, sahil yakın. Çıkıp bir nefes almak çok kolay. Hatta arabayı boşverin, trafiğe girmeden Marmaray'la her türlü raylı sisteme ulaşıp her yere gitmek de çok kolay. Şahsen Avrupa yakasında bir rezidansa tıkılıp kalmak istemem.

Geçen yazı Küçükyalı sahilde kamp sandalyelerine yayılarak geçirdik biz. Söylediğiniz şerit boyunca aynı şeyi yapmak mümkün ve keyifli.
0
kobuzchu kiz
(17.03.22)
her ikisinde de yaşamış biri olarak kesinlikle kadıköy apartman dairesi, rezidans türü yerlerde yaşamak akvaryumda olmak gibi biraz, sitenin içinde sosyal alanlar, spor imkanları, havuz vs olsa dahi hep aynı insanlarla aynı ortamlarda bulunmak da bir süre sonra sıkıcı hale geliyor.

kadıköyde ise her yere yürüyerek ulaşabilmek mümkün. sahilden yürü, caddeden yürü, kadıköye yürü, açık hava, yeşillik, keyifli parklar vs.

yani yüksek bir binanın insanları dahi göremediğim 23. katından manzarayı izlemek yerine sokaklarda olmak beni daha çok mutlu etti. sorunun cevabı tamamen kişiliğe bağlı aslında.
0
hypathia
(17.03.22)
bomonti veya maslak tarafında kesinlikle yaşamak istemem. çünkü trafik, kalabalık ve yakında yürüyerek bir şeyler yapma açısından rezalet yerler. rezidans yaşamını seven ve yaşayan biri olarak söylüyorum, nef vs tarzı etrafının rezalet olduğu, sürekli arabaya mahkum olduğun ama lüks yerlerde üstüne para verilse yaşamam.

hayat kalitesi açısından bu karşılaştırmada fener - bostancı arası çok açık farkla kazanır. istanbul'un net en yaşanası hattı. arabanız varsa + olarak otoparklı bir yer seçmenizi öneririm (otopark büyük sıkıntı), onun dışında depreme dayanıklı olması yeterli
0
roket adam
(17.03.22)
bence kıyas kabul etmez, kadıköy tabii ki.

kadıköy'ün bence istanbul'un değil, türkiye'nin en güzel ve en yaşanılası ilçesi olması dışında, maslak da bir o kadar sevimsiz bir yer bana göre.
yani yakınlarda çalışıyor olursunuz, o başka.
ama işe gitmek falan gerekmedikten sonra maslak zaten bence yaşanılacak bir yer değil.
0
blatta hiberna
(17.03.22)
(6)

İş teklifini kabul ettikten sonra başka bir şirketle görüşmek etik midir?

zero times infinity
Merhaba,Halihazırda bir iş teklifi almıştım (X şirketi diyelim). O teklifi kabul ettim ve şu an çalıştığım iş yerine işten ayrılacağımı bildirdim. İşten çıkış ve yeni iş yerine başlayış tarihlerini netleştirdik.İhbar süremi doldururken farklı bir şirketten (Y şirketi diyelim) iş görüşmesi teklifi ge
Merhaba,

Halihazırda bir iş teklifi almıştım (X şirketi diyelim). O teklifi kabul ettim ve şu an çalıştığım iş yerine işten ayrılacağımı bildirdim. İşten çıkış ve yeni iş yerine başlayış tarihlerini netleştirdik.

İhbar süremi doldururken farklı bir şirketten (Y şirketi diyelim) iş görüşmesi teklifi geldi. Yeni işe başlamama 2 hafta gibi bir süre var. Bu durumda benim yeni iş görüşmesi yapmam etik bir şey midir? O işe başlamadan ya da başladıktan kısa bir süre sonra iş değişikliği yapsam bu kötü bir izlenim mi uyandırır?

2 aylık deneme süreci oluyor, işveren ve işçi tek taraflı olarak iş akdini sonlandırabiliyor. Dolayısıyla yasal bir problem olacağını sanmıyorum ama hem X hem Y şirketinin gözünde kötü bir izlenim oluşur mu diye düşünüyorum.
0
zero times infinity
(17.03.22)
bir sorun olmaz, devam. bir alışverişten farkı yok. daha iyisi, daha kalitelisi, maddi olarak daha uygunu varsa tabii ki tercihini değiştirebilirsin. daha iyisini aramak da normal. kötü izlenim oluşuyorsa zaten saçma bir yönetimi olan şirkettir. iyi etmişsindir.

benim ekibe birini aldık. 2 ay boyu eğitim verdik, yatırım yaptık. o sırada büyük başka bir şirketten daha iyi teklif almış. geldi, söyledi. etik olmaz, reddedeceğim dedi. bana ve şirkete hiç bir borcun yok, hangisi senin yararına olacaksa onu seç dedim. bizi bıraktı. şeffaf, samimi ve saygılı bir şekilde kendisini ifade ettiği için iyi bir izlenim bile bıraktı. şirketler bu durumu olumlu karşılamalı. biz eğer çalışanı tutamıyorsak, piyasada daha iyi imkanlar sunan şirketler varsa bu da bizim eksiğimizi gösterir. şirketin zayıf yanlarını görmek şirketin devamlılığı içn çok değerli. sen etik olmadığı için kalırsın, işler yürür, biz zannederiz ki sunduğumuz şartlar iyi. senden sonra yerine birini koyamayız, belki daha kötü sonuçları olur. ya da daha iyi şartlara gitmediğin için performansın düşer, işler aksar, yine kötü sonuçları olur.
0
gabe h coud
(17.03.22)
etik. kim daha yüksek para veriyorsa daha iyi şart sağlıyorsa oraya gitmek senin hakkın.
0
birmilyonunvarmi
(17.03.22)
gayet de etik. en iyisini seçeceksiniz, gayet normal. hatta bu iş yerinizden ayrılıp, X'e hiç başlamadan bile Y'ye geçebilirsiniz. "Ama ayıp oluyor, hiç hoş değil" diyen taraf olursa zaten profesyonel iş yeri değildir, Allah kurtarmıştır.
0
lovemyself
(17.03.22)
herkes yapıyor bunu, bence gayet normal.
0
kenarortay
(17.03.22)
Etik, 5 sene önce yaptım aynısını pişman değilim. Fırsatın nereden ne zaman geleceği belli olmuyor, kaçırmayın.
0
gmzo
(17.03.22)
Çok teşekkürler cevap veren herkese. Gönül rahatlığıyla görüşebilirim o zaman :)
0
🌸zero times infinity
(17.03.22)
(14)

Sezaryen doğuma babanın katıl(ama)ması

gmzo
Kendimi hep normal doğum fikrine alıştırmışken, bıcırık pozisyon almadığı için %90 önümüzdeki hafta sezaryen ile dünyaya gelecek. Tam bu yeni düşünceye kendimi alıştırmaya çalışırken, doğum yapacağım hastanede (Kadıköy Medicana) anestezi doktorlarının babayı sezaryene almadığını öğrendim. Kadın doğu
Kendimi hep normal doğum fikrine alıştırmışken, bıcırık pozisyon almadığı için %90 önümüzdeki hafta sezaryen ile dünyaya gelecek. Tam bu yeni düşünceye kendimi alıştırmaya çalışırken, doğum yapacağım hastanede (Kadıköy Medicana) anestezi doktorlarının babayı sezaryene almadığını öğrendim. Kadın doğum uzmanımız, anestezi uzmanıyla konuşuruz yine dedi ama, Youtube'da izlediğim (pandemi öncesi bu hastanede çekilmiş) doğum videolarının hiçbirinde baba yok hakikaten.

Fotoğrafçının alınıp babanın alınmaması çok saçma geldi bana, öyle değil mi? Bizim zaten öyle fotoğrafçı tutma, video çektirme gibi bir niyetimiz yok. Araştırdığım kadarıyla yurtdışında spinal veya epidural anestezi oldukça, yani genel anestezi olmadıkça babalar da alınıyor. Bizim için çok özel olan bu anı paylaşmak istiyoruz açıkçası, o yüzden tecrübeli olanlarınızdan duruma nasıl yaklaşmalı fikir edinmek istedim. Teşekkürler şimdiden.
0
gmzo
(15.03.22)
fotoğrafçının alınıp babanın alınmaması çok saçma evet haklısınız. medicana hastanelerinde ameliyathaneye hasta dışında kimse alınmıyor sanırım sağlık görevlisi değilse. iki arkadaşımın sezaryen doğumuna eşleri girememişti. birinin ablası bir başka hastanede hemşireydi, onu almışlardı.

sizin için eşinizin o sırada orada olmasının ne kadar önemli olduğunu doktorunuzla paylaşın, ben olsam bir istisna yapılabilir mi veya bir başka yolu var mıdır mutlaka doğum öncesi öğrenirdim. hayırlı olsun bu arada, mutlulukla güzelliklerle büyütün bebeğinizi :)
0
evde liyakat kalmamis
(15.03.22)
Kurtköydeki Ersoy Hastanesinde bana da izin vermemişlerdi. Sezaryen doğum bir çeşit ameliyat, cerrahi operasyon olduğu için annenin güvenliği açısından almamalarını anlayışla karşıladım. Normal doğum neyse ama sezaryende kesip biçme işi olduğundan belki de o şekilde görmek iyi gelmezdi diye düşünüyorum şimdi. Fotoğrafçı kısmına bişey diyemiyorum tabi, bana kalırsa sezaryen doğuma fotoğrafçı da alınmamalı.
Şimdiden gözünüz aydın, Allah sağlıkla kucağınıza almayı nasip etsin.
0
mustafakesekci
(15.03.22)
Abi deneyimim yok ama o kadar kanlı bıçaklı ortamda olmak gerçekten iyi gelecek mi babaya? Bir de en sevdiklerini o halde görmek falan. 3 dakika sonra kavuşacak zaten, bilemedim anne veya baba değilim belki o yüzden gereksiz geliyor. Ama o anda panik hali, psikolojik ve olası fiziksel riskleri (bayılma düşme vs) gözetiyor olabilirler.
0
rewlack
(15.03.22)
ben de 3 hafta sonra doğuracağım, babayı pcr testi ile alıyorlar. (ataşehir memorial)
tabi planlı doğum olmaz ise pcr sonucu gelmeyeceğinden almayacaklardır.
daha önce de aynı yerde epidural doğum yaptım, genel anestezi yoksa hep babayı ve fotoğrafçıyı alıyorlardı.
ancak bu durumu neden bu kadar umursadınız ki?
baba zaten baştan yok. yani sizin ameliyathanede epidural iğnesi olma aşamalarında yok.
bebek çıktıktan sonra da yok.
yani totalde 5 dakika olacak, sonra bebeği ona verecekler gidecekti zaten. o 5 dakikada da canınızla ve bebeğinizin iyi olup olmadığı ile uğraştığınızdan çok da baba görecek bir gözünüz olmuyor. yani öyle her dakikaya eşlik edilen, el ele tüm sürecin birlikte yaşandığı romantik ve paylaşımlı bir ortam yok. kısa bir karambol ve kapanış.
hastanenin yaptığı saçmaymış ama baba da çok gereksiz bence.
ha ben yine çağırdım babasını o ayrı. girebiliyorsa girsin, neler çektiğimi görsün :)

edit: sizi şimdi hatırladım. şeker yüklemesi fazla çıkan kadınsınız daha önce konuşmuştuk. bir siz bir ben bir doğuramadık şu bebekleri :)
0
kenarortay
(15.03.22)
@rewlack hocam baba kaldıramayacak olsa söyler, sorduğum da bu değildi ama görüşünüz için teşekkürler yine de :)

@kenarortay "baba da çok gereksiz bence" demişsiniz, bu da sizin görüşünüz elbette ama bana da bu ve "neler çektiğimi görsün" yaklaşımları çok ters :) tam doğru ifade edememiş olabilirim kendimi ama, mesele zaten benim babayı görmemden çok, babanın çocuğunun dünyayla ilk temasını, ilk ağlamasını deneyimleyebilmesi. vajinal veya sezaryen önemli değil, karambol olsun olmasın bu anları paylaşmak hem baba-bebek, hem anne-baba bağları için değerli. eşim hamilelik boyunca ne çektiğimi ve bundan sonra ne çekeceğimi anlayacak kadar empati becerisi yüksek ve duyarlı bir insan. tüm kontrollere birlikte gittik zaten, bana hamileliği kolaylaştırabilmek için hayatımızla ilgili sorumlulukları aylardır büyük oranda kendisi yüklendi. fakat ben de tüm bu süreçte babanın hem toplum, hem düzen tarafından sürekli dışlandığını düşünüyorum. babalar da hayatlarında oldukça önemli bir değişim geçiriyorlar, ama nasıl olduklarını soran yok, 1 hafta - 10 gün sonra işe dönmek zorundalar babalık izni diye bir şey yok, sezaryen doğuma alınmaları kolaylıkla engellenebiliyor. sonra bu adamlar çocuklarına neden mesafeli, neden eşit sorumluluk üstlenmiyorlar, neden anne kadar bağ geliştirmiyorlar?
0
🌸gmzo
(15.03.22)
eğer babanın doğuma girmesi sizin için önemliyse hastane değiştirin. ben doğumda tektim, şu an olsam yine tek olmayı seçerim (sezaryen).
0
deartheodosia
(15.03.22)
@deartheodosia doktoruma çok güvendiğim için hastane değişimi seçenek dahilinde değil maalesef.
0
🌸gmzo
(15.03.22)
ben gecen sene pandeminin gobeginde daha asilar filan piyasada yokken yaptim dogumu fulya acibadem'de. pcr testiyle girdi baba da doguma. planli bir sezaryendi ve genel anestezi degildi. kanli bicakli bir ortam gormuyor bu arada baba. anne ne kadar goruyorsa baba da o kadar goruyor dogum kismini. ben esimin de olmasini cok istemistim hem kendimi iyi hissetmek icin onun yanimda olmasini istedigimden, hem de bence cok guzel bir an olan bebegin ilk dogdugu anlara onun da sahitlik edebilmesini istedigimden. esimin oyle ozel bi istegi yoktu ama sen istiyorsan gelirim dedi, oyle geldi. dogum sonrasi hep iyi ki gelmisim mucizevi bi hismis dedi hala guzel hatirliyor o anlari. bebek dogdugunda annenin kucagina veriliyor hemen ve baba da o sirada orada oluyor, guzel ve ender yasanan bir an bence. doktorunuzla konusun, doktor inisiyatifinde alinabiliyor baba da doguma.
0
in vino veritas
(15.03.22)
bu durum hastaneden hastaneye değişiyor. ben geçtiğimiz şubatta acıbadem altunizade' de doğum yapmıştım (sezaryen), eşim de, fotoğrafçı da doğumda yanımdaydı. ama hamileliğimin ilk ayları pandemi koşulları ile ilgili uygulamaları daha ağırdı o zamanlar doğuma baba alınmıyordu. hatta muayeneye de alınmıyordu. doğumdan önce eşimden pcr testi istenmişti. her hastane farklı uygulama yapıyor bu konuda. açıkçası benim doğum yaptığım hastane de olmaz deseydi ille de olsun demezdim. size kalmış çok istiyorsanız doktorunuz tekrar şansını deneyebilir. şimdiden tebrik ederim, sağlıkla gelsin bebişiniz :)
0
isyankar tosbaga
(15.03.22)
Fotocu dedigimiz kisi belki bu olaya 500 kere sahit olmus hemsire kadar bilincli birisi.
Baba dedigin cat diye dusup bayilsa bayilirken 3-5 hortum koparsa 2 kisiyi kendine bakmak zorunda biraksa daha mi iyi?

Babalar bu olaya girmek istemiyor zaten, sirf olay cikmasin diye tamam diyorlar.
Benim arkadasimi doktor almadi, adam sevincten koridorda halay cekti.
Karisini o halde gorunce bir daha sevismeyen adamlar falan var.
0
divit
(15.03.22)
Yazmışsınız zaten sezeryan olacak diye. Yani anestezi alacaksınız, ortamda açık yara ve kanlar olacak. Epiduralle yapılan vajinal doğum gibi birsey değil bu zaten, bildiğiniz açık ameliyat bu. Fotoğrafçının da alınmaması lazım buna. Vajinal doğuma baba, fotografçı ve kaynana da girebilir.
0
sumuklu asilzade
(15.03.22)
Biraz tuhaf bir öneri ama babayı fotoğrafçı olarak gösterseniz, bir makine ödünç alırsınız elbet bir tanıdıktan diye düşündüm. Genel anestezi ise alınmaması oldukça normal, ama epiduralde olmamasının manası yok bu hiçbir pandemi önlemi kalmamışken.
0
kullanıcıadımbuolsun
(15.03.22)
Sezaryen bir operasyon, normal doğum doğal bir süreç.

Bir operasyon sırasında sizi travmaya uğratacak, ameliyatın seyirini etkileyecek, sizin istemeden doktorları strese sokup hata yapmalarına sebebiyet vermenize yol açacak birçok olay yaşanabilir.

Örneğin eşinizin kalbi durabilir. Bu durum karşısında insanların ne yapacağını kestirmek güç ve doktorlar için siz herhangi birisiniz, sizi tanımıyorlar. Siz olsanız içeri alır mısınız?

Kalp durması örneğini olayı anlatan siyah beyaz bir durum olduğu için verdim, ancak birçok farklı senaryo düşünülebilir.

Her şey sizin ameliyatı kaldırıp kaldıramamanızla ilgili değil.
0
akhenaten
(15.03.22)
Sezaryen sırasında bebeği kanlı kanlı çıkınca düşüp bayılıp kafasını yere çarpan bir baba tanıyorum. Muhtemelen bu sebeple almıyorlar.
0
physcos physcos
(16.03.22)
(9)

Güvenlik soruşturması ne kadar sürüyor

kindarfil
Merhabalar, Memuriyet nedenli olarak güvenlik soruşturması ne kadar sürüyor acaba? Bazıları 3-4 ay demiş ama sanırım artık daha kısa sürmekte. Yakın bir zamanda güvenlik soruşturması geçiren varsa ne kadar sürdüğünü iletebilir mi acaba? Teşekkürler.
Merhabalar,

Memuriyet nedenli olarak güvenlik soruşturması ne kadar sürüyor acaba?

Bazıları 3-4 ay demiş ama sanırım artık daha kısa sürmekte. Yakın bir zamanda güvenlik soruşturması geçiren varsa ne kadar sürdüğünü iletebilir mi acaba?

Teşekkürler.
0
kindarfil
(15.03.22)
2017 de bizim 3 ay sürmüstü
0
eagle is free
(15.03.22)
2017 döneminde sanırım darbeden dolayı öyleydi de, peki @aloha sizin soruşturma ne zamandı yakın tarihli miydi?
0
🌸kindarfil
(15.03.22)
4 ay sürmüştü 2019’da.
0
ruhen hastayim ben
(15.03.22)
Sanırım bu bulunduğunuz yerdeki emniyetin çalışma hızıyla, hatta dosyanızın hangi memurun masasına düştüğü ile çok alakalı. Benim de 2017'de 3 ay sürmüştü mesela ama araştırdığımda o zaman da daha kısa sürenler de, uzun sürenler de vardı. Bizim komşulara gelip sormuşlardı mesela, hâlâ yapıyorlar mı bunu bilmiyorum ama sürecin sonunda oluyor bu dolayısıyla yakında haber alacağınıza dair iyi bir ipucu oluyor :)
0
gmzo
(15.03.22)
Çok teşekkür ederim.

Sizce güncel işimden ne zaman çıkışımı yapmalıyım?
0
🌸kindarfil
(15.03.22)
kazandığınız kurum ve oturduğunuz yer ile alakalı.
0
Hallegadola
(15.03.22)
güvenlik sonucu gelmeden çıkışınızı yapmmayın. bende bir şey yok yeaaa diyip kendinize güvenmeyin.
0
kenarortay
(15.03.22)
Teşekkür ederim. Bir de anladığım kadarı ile öğretmenlik, polislik adalet bakanlığı vs haricindeki yerlere sadece arşiv araştırması yapılıyormuş. Doğru mudur acaba o zaman sürecim daha da kolaylaşır sanırım...
0
🌸kindarfil
(15.03.22)
evet doğru her yerde güvenlik soruşturması yapılmıyor
0
Hallegadola
(15.03.22)
(5)

barcelona civarında 6 günlük seyahat planı

roket adam
benim ikinci gidişim olacak, 6 gün vaktim var. 3 günü barcelona'ya ayırdık ama 3 gün boşta. arada uçak, otobüs, araba kiralama dahil her türlü ulaşımı kullanarak bi 2 gece - 3 gün olacak bir plan yapabiliriz. bcn yakınlarında vaktiniz olsa ek olarak nereye gidilir? portekiz'e gitmek mantıklı mı? ibi
benim ikinci gidişim olacak, 6 gün vaktim var. 3 günü barcelona'ya ayırdık ama 3 gün boşta. arada uçak, otobüs, araba kiralama dahil her türlü ulaşımı kullanarak bi 2 gece - 3 gün olacak bir plan yapabiliriz. bcn yakınlarında vaktiniz olsa ek olarak nereye gidilir? portekiz'e gitmek mantıklı mı? ibiza'ya mı gidilmeli? tarih nisan sonu, mayıs başı. tavsiyeler için şimdiden teşekkürler.
0
roket adam
(14.03.22)
multiple giriş varsa veya yeşil pasaportsa andorra'ya gidin.
0
do you remember me
(14.03.22)
bcn yi bitirdikten sonra eğlence hayatı ve beach için ibiza Sant Antoni de Portmany tavsiye edebilirim.
iyi eğlenceler şimdiden.
0
redlabel
(15.03.22)
Ne zaman gideceksiniz? Ben olsam 3 gün için kalkıp Portekiz'e gitmem. Biz 12 günlük seyahati Katalonya gezisine çevirmiştik, Barcelona'da kaldıktan sonra araba kiralayıp Girona ve Figueres'te konaklama ayarlamıştık. Hem buraları gezdik hem de Costa Brava sahillerini, Besalu ve Begur gibi çok güzel kasabalarını gördük. 3 gün her ikisine yetmez ama Girona'da konaklayıp, çevreyi gezebilirsiniz, kesinlikle tavsiye ederim. Girona'nın old town'ı, kentin içinden geçen nehrin çevresi, yeme içme imkanları çok güzel. Game of Thrones'un bazı sahneleri de burada çekilmiş dikkatinizi çekerse :)
0
gmzo
(15.03.22)
ibiza'ya gitmeyin, değmez. yakınlardaki şehirlere giderim ben olsam ama uçakla gideceksem de binmişken portekiz'e giderdim.
0
kimwexler
(15.03.22)
26 Nisan - 2 Mayıs arası gideceğiz.
0
🌸roket adam
(15.03.22)
(13)

Aylık mutfak masrafınız ne kadar? Kaç kişisiniz?

duchess jessamine
Azaltan ya da artıran spesifik detaylar varsa ekleyin lütfen. Lüks harcamalar da belirtilebilir.
Azaltan ya da artıran spesifik detaylar varsa ekleyin lütfen. Lüks harcamalar da belirtilebilir.
0
duchess jessamine
(09.03.22)
Hocam 2021 yılında iki kişi, (ikimizde full evden çalışıyoruz ama bu önemli)

Aylık 2000-2500 civarı harcıyorduk mutfağa. Abur cuburumuz biraz fazlaydı, onu da ekliyim.
0
saturn
(09.03.22)
Editleyemedim. 2022 itibariyle hesap tutamıyoruz, komtrol de etmemeye karar verdk. Çünkü baş edilmiyor. Gerektikçe harcıyoruz mecbur.
0
saturn
(09.03.22)
1 kişi, evden çalışma. 1500 tl civarı. Kıyma ve et (kırmızı) dahil değil çünkü onu ailem gönderdiğinden buzlukta stok var.
0
ilgeru
(09.03.22)
Dışardan yemekleri, kahveleri filan saymadan 2000-2500 lira arası tutuyor herhalde rahat. Ben çoğu zaman evdeyim, eşim çalışıyor.

Ben et ürünleri tuketmiyorum ama onun yerine aldığım kinoa, chia filan gibi ürünler var.


Sanırım en en çok ana yemek malzemesi dışında kuruyemiş, meyve, atıştırmalık vs gibi şeylere harcama yapıyoruz. bir de değişik soslar filan alıyoruz.

Baharat, salça, zeytinyağı vs gibi şeyler senede bir kere toplu olarak alındığı için onları saymadım bu arada.
0
fraise
(09.03.22)
1 kişiyim ama evime haftada bir kaç kez kız arkadaşım geliyor. onunla birlikteyken ve tek başıma eve söylenen yemeklerle beraber aylık 6-7 bin. dışarıda mekana gidip yenilenler hariç.

dün 2 kişi chinese sipariş verdik. bahşişle 300 lira tuttu. geçen sene aynı siparişi 100 liraya veriyorduk. bir şarap açtık + 350 lira. bugün macro'dan homemade 3 ürün aldım, 480 lira tuttu. yanına et pişirdim 150 lira. et ve homemade ürünler yarın öğlen de yenir. bir öğün yemek ne yaptı? 300. ne alsak 300 yahu. bunlar içkisiz sadece akşam yemeği. evde ya da dışarıda içki içersen maliyet iki katına çıkıyor.

ayda 7-8 kez iki kişi ortalama 400 liradan 3 bin, ayda 2 kez dışarıda yesek, tek başıma kaldı 20 gün, ortalama 150 liradan 3000 lira. sabah ve öğlen az yiyorum, 1000 de onlara desen işte 7 yaptı.

Benim yemek için endeksim Günaydın tombik döner, 150 gr: Geçen sene 36 liraydı, şimdi 90 lira.
0
gabe h coud
(09.03.22)
2 kişi - 2000-2500TL. (market + pazar) // Et'e fazla abanmıyoruz.
0
ananiyimioguz
(09.03.22)
1 kişi , 2 öğün keto beslenme, 1750 lira civarı.
0
anthemis nobilis
(10.03.22)
Tek kişi 2000-2500 gibi. Tek.
0
garylineker
(10.03.22)
4 kişi, 3500 lira. et tavuk alkol bebek bezi filan dahil toplan market alışverişi
0
babilfish
(10.03.22)
tek kişi, 3000 civarı vardır.
kullandığım markalardan ya da ürünlerden kısmıyorum, çoğunlukla ketojenik besleniyorum ama işler yoğunken dışarıdan da çok yediğim oluyor.
0
blatta hiberna
(10.03.22)
Yakın zamanda toplamadım ama iki kişi 4 bin TL'yi geçiyordur artık. Her hafta kırmızı et - balık - hindi birer kez yiyoruz. Yumurta - süt organik alıyoruz. Atıştırmalıklarımız protein bar, kuruyemiş. Onun dışında da ürünlerde sağlıklı alternatifleri tercih etmeye çalışıyoruz, ton balığı zeytinyağlı olan, pirinç kepekli, bulgur siyez gibi. Bunlar arttırıyor haliyle.
0
gmzo
(10.03.22)
iki kişiyiz, 7000 civarı. Heralde en az 2000 tl içkiye harcıyoruz. Bu sadece market, manav, et vb.
0
kumandanim
(10.03.22)
4 - 5 kişi
5000 minimum. Bazen 6000.
Alkol yok, dışarda yemek yok. Kırmızı et ayda 2-4 kg. Tavuk da öyle. Balık hiç yok. Ama buna kağıt havlu, sabun vs gibi market ürünleri de dahil.
0
photo85
(10.03.22)
(4)

haftasonu adalar vapuru çalışır mı?

Olric
normalde bu cumartesi için adalara gidip bir gün kalma planımız vardı ama çok kötü kar yağacak, fırtına olacak haberlerinden sonra iptal mi etsek diye düşünüyoruz. daha önceki kar yağışlarında vs adalar vapuru durdurulmuş muydu hatırlayamadığım için sizin öngörünüz ne olur sorayım dedim.
normalde bu cumartesi için adalara gidip bir gün kalma planımız vardı ama çok kötü kar yağacak, fırtına olacak haberlerinden sonra iptal mi etsek diye düşünüyoruz. daha önceki kar yağışlarında vs adalar vapuru durdurulmuş muydu hatırlayamadığım için sizin öngörünüz ne olur sorayım dedim.
0
Olric
(07.03.22)
Söylemesi zor, karın durduğu bir zaman dilimine denk gelirseniz çalışır, görüş alanını sınırlayan bir yağış dönemine denk gelirseniz iptal olur.
0
gmzo
(07.03.22)
karın durumu net değil.
dün 2-3 siteye baktığımda sulu kar gösteriyordu.
bugün iphone'un hava tahmin uygulaması kar veriyor, hava da baya soğuk görünüyor. ama genel olarak hava konusunda ilk tercihim olan windguru şu an yoğun bi kar yağışı vermemiş. gece ile sabaha karşı yağacak gösteriyor; ama öyle yoğun yoğun bi yağış da değil.
bence 1-2 gün daha 3-4 ayrı kaynaktan hava tahminlerini takip edin. ona göre plan yaparsınız.
0
barankovan
(07.03.22)
Ada vapuru, daha çok kar değil de lodos ya da poyraz rüzgarları fırtına seviyesine ulaştığında iptal ediliyor.

Kar yağışıyla iptal olması için korkunç yoğunlukta göz gözü görmez bir yağış olması gerekir ki bu da Marmara üzerinde pek olan şey değil.

Bir de Kadıköy gibi uzak noktalardan iptal edilse bile Bostancı'dan çalışıyor olabilir. Şehir Hatları dışında mavimarmara.net bu arkadaşlar da tarifeli sefer yapıyor.
0
kaptankedi
(07.03.22)
kartal motorları çok çok ekstrem bir durum olmadığı sürece çalışır. En kötü öyle geçilir. Ben karda bile kartal'dan adaya geçtiğimi hatırlıyorum.
0
anten
(07.03.22)
(6)

Turkiye'ye Pasaportsuz Girmek

fortisvita
Selam Romalilar,Kanada'da yasiyorum ve onumuzdeki aylarda Turkiye'yi ziyaret etmek istiyorum. Turk pasaportumun suresi doldu, mumkunse yenilememe taraftariyim. Nufus cuzdanim + Kanada pasaportu ile sinirdan gecebilir miyim?Normalde Kanada pasaportu ile e-vize almak gerekiyor, esim icin zaten alacagi
Selam Romalilar,

Kanada'da yasiyorum ve onumuzdeki aylarda Turkiye'yi ziyaret etmek istiyorum. Turk pasaportumun suresi doldu, mumkunse yenilememe taraftariyim. Nufus cuzdanim + Kanada pasaportu ile sinirdan gecebilir miyim?

Normalde Kanada pasaportu ile e-vize almak gerekiyor, esim icin zaten alacagim ama pasaport yoksa ben vizesiz gecebilir miyim emin degilim (bana vize aldirmalari sacma olur ama sasirmam).
0
fortisvita
(07.03.22)
Aslında kanadalilari(kanada pasaportu sahipleri) e-vize ile alıyoruz ama sen madem turksun geç bu seferlik, bir şey olmaz.

Böyle bir şey demelerini mi umuyorsunuz? Kanada pasaportuyla gidiyorsanız kanada vatandaşları neye tabi ise ona tabi olursunuz. Nasıl bir ayrıcalık bekliyorsunuz?
0
sckxyss
(07.03.22)
@sckxyss durumu tam anlamamış sanırım, arkadaş çifte vatandaş.

tc vatandaşıysanız ve "nüfus cüzdanım" dediğiniz tc nüfus cüzdanı ise tabii ki nüfus cüzdanınız ile giriş yapabilirsiniz. ben ülkeden çıkarken isviçre, girerken tc kimliğimi kullanıyorum. tc pasaportu hiç çıkarmadım bile, hiç sorun yaşamadım. ülke kendi vatandaşından vize mi isteyecek?
0
gmzo
(07.03.22)
kanada' da türk konsolosluğuna gidip pasaportunu uzat ya da yenisini al.
0
ravenudon
(07.03.22)
gmzo +1

Türkiye'ye girerken TC nüfus cüzdanı ve kanada pasaportu yeterli olur, türk pasaportunu uzatmaya gerek yok.
0
anyelios
(07.03.22)
@gmzo, tesekkurler. tam da aradigim bilgi buydu. kendi vatandasindan vize mi isteyecek demekle haklisiniz ama sonucta mantiksiz olsa da yurtdisi cikis harci diye bir sey de var, o yuzden emin olamadim.

@hot potato kanada vatandaslarindan vize istiyor turkiye

@ravenudon, baska hicbir yerde kullanmayacagim pasaporta yok yere 150 dolar vermek istemiyorum.
0
🌸fortisvita
(07.03.22)
gecen eylulde suresi gecmis pasaportla girdim, geceli 5-6 ay olmustu.
bu seferlik gec, ama tekrar boyle gerirsen kanada pasaportuna vize basariz dediler.
yani ilk seferse gozyumuyorlar.
0
cooperr
(08.03.22)
(10)

Bu ocaklar kullanisli mi?

twelfth
Bu tarzda elektrikli ocaklar kullanisli midir ev icin?
Bu tarzda elektrikli ocaklar kullanisli midir ev icin?
0
twelfth
(06.03.22)
elektrikli ocak doğalgazlı ocağa göre çok yakar. ben tercih etmezdim.
0
jelly bear
(06.03.22)
Çok yakması ve her tip tencere ile kullanamıyorsun diye biliyorum.
Karma olan ocaklarda olsun isterdim.
tüp bittiğinde elektrik, elektrik yoksa tüp.
0
neymis
(06.03.22)
Pleyt biraz geç ısınıp, geç soğuduğu içn, istediğin anda ısı elde edip istediğin anda soğuğa alamıyorsun.
'Dur çorba taşmak üzere, biraz kısayım şunu deme lüksün yok. Sen kıssan bile o 5 dakika sonra soğuyacağı için çorban yaşmış oluyor.
Geç soğuduğu için de sen yemeği aldıktan ve ocağı kapadıktan sonra da en azından bir kahve pişirecek sıcaklık devam ettiği için boşuna enerji israfı oluyor.
Yemek yaparken bir türlü istediğin ısıyı ayarlayamıyorsun.
Bunlar olumsuzlukları. Artı yönü var mı dersen. Görsel güzelliği ve temizleme kolaylığı derim.
0
Mirket
(06.03.22)
yemek yaparken direkt ateş bence kontrol açısından her zaman daha kullanışlı.
ama mesela 1-2 tanesi elektrikli olanlardan kullanılabilir, pratik olan yanları da var.
0
blatta hiberna
(06.03.22)
Biz yaklaşık 10 aydır indüksiyonlu kullanıyoruz ve çok memnunuz. Çok az elektrik harcıyor ve kullanması, temizlemesi aşırı pratik. Tüm çelik ve döküm tencereler uyumlu, yapışmaz olanlarda da indüksiyon ile uyumlu olanları tercih etmeniz gerekiyor (biz Tefal'den (titanyum) ve Ikea'dan (teflon) aldık). Asla gazlı ocağa geçmek istemem artık öyle söyleyeyim.

Edit: Arkadaşların bahsettiği geç ısınma ve geç soğuma meselesi de indüksiyonda yok bu arada, tam tersi. Süt filan taştı diyelim elinizi yakmadan anında temizleyebiliyorsunuz. Çünkü indüksiyon üzerindeki tencere - tavayı ısıtarak çalışıyor, kendisini ısıtarak üzerindekini ısıtmıyor. Sadece tencerenin sıcaklığı biraz geçiyor ama o da el yakacak kadar olmuyor.

Edit 2: İndüksiyonlu ocağın çalışma mantığı elektrikli ocaktan çok farklı. Özellikle belirtmemişim ama önemli. Dolayısıyla elektrik kullanma, pratiklik gibi konularda apayrı yerlerdeler.
0
gmzo
(06.03.22)
Enerjisa'yi kalkindirmak icin guzel aletler.
Cok acayip elektrik yakar bunlar , ne diye moda ettiler anlamiyorum.
Normalde kanada amerika gibi elektirigin beles oldugu yerlerde kullaniliyordu.

Bir bunu, bir de oda termostatsiz kombi satani vatana ihanetten yargilamak lazim.
0
divit
(06.03.22)
Temizliği zor ve közleme yapamıyorsunuz.
0
marla is in my head
(06.03.22)
elektrik harcayan bir şeyin çok az harcaması imkansız
0
comp
(06.03.22)
çok güzel. bizde var, hemen ısınıyor, ama geç soğuyor. temizliği oldukça basit, her tencere ile çalışıyor, evin içinde alev yakmaktan da çok daha güvenli. çocuklu evler için de daha uygun o yüzden. bi de çok şık duruyor, alevli ocaklar biraz eski kafa gibi geliyor artık.

bizim gördüğümüz tek dezavantajı közleme diyebilirim.
0
roket adam
(07.03.22)
10 yıldan eski olanları çok verimsizdi, çok geç ısınıp çok geç soğuyordu ama sonra çıkan indiksyonlu denilen teknelojide bu sorunlar ortadan kalktı. gaz da ucuz değil elektrikde o konuda pek farkları olacağını sanmıyorum ama ilk alış maliyeti yüksek olsa gerek.
0
ravenudon
(07.03.22)
(9)

Sosyalleşmek için ne kadar aktifsiniz?

psmstc
Ne kadar enerji sarfediyorsunuz? (Arama, yazma vs) Ne kadarı dışarıdan teklifler geliyor? (Kahve, çay, hal hatır)
Ne kadar enerji sarfediyorsunuz? (Arama, yazma vs)

Ne kadarı dışarıdan teklifler geliyor? (Kahve, çay, hal hatır)
0
psmstc
(26.02.22)
Hiç hatta sıfır, teklif eden de yok. Erkek olarak bu çok zor kadın olsam teklif yağardı muhtemelen.
0
olaylar olaylar
(26.02.22)
sıfır. ben de etmiyorum, diğerleri de.

farklı şehirlerde olduğumuz birkaç arkadaş var. onlara yazıyorum, ben yazmasam onlar yazıyor vs. o açıdan güzel bir dengemiz mevcut ama o sosyallik sayılmaz sanırım aynı yerde olmadığımız için.
0
der meister
(26.02.22)
Dengeli tutmaya çalışıyorum, tek tarafın çaba gösterdiği ilişkiler yürümez. Beni sık sık arayıp soran bir arkadaşımı ihmal ettiğimi fark edersem bir süre biraz daha fazla çaba gösterebilirim. Sık sık arayıp sorduğum arkadaşım hiç aramazsa kendimi çekerim.
0
gmzo
(27.02.22)
Yazılı ve sözlü olarak günde ortalama 10 cümle filan kuruyorum.
0
huçi kuçi
(27.02.22)
Pandemi ile birlikte iyice pasiflestim, pandemi sureci bittikten sonra da devam etti pasiflik.

Disaridan cok da fazla teklof gelmiyor ama benden disariya giden tekliflerle karşılastirinca disaridan gelen teklif daha fazla net sekilde.
0
stavro
(27.02.22)
Pandemide resmen unutuldum :(
Önceden haftada bir iki kahve vs olurdu
0
photo85
(27.02.22)
Sıfır istek var içimde. Bir miskinlik bir atalet içerisindeyim. Evden dışarı çıkmak bile istemiyorum.
0
komando kani var bende
(27.02.22)
cuma ve cumartesi clubbing. pazar gunleri de disarda yeme icme, chill hesabi. ben de cagiriyorum beni de cagiriyorlar. farkli arkadas gruplariyla, kimse yoksa da kendim.
0
baldur2
(27.02.22)
Az enerji sarfediyorum. Sosyalleşme için isteğim mevcut ama sosyalleşince de canım sıkılıyor.
0
jjimyl
(27.02.22)
(9)

Günde 18 saat nasıl çalışıyor bazıları

mezarkabul
Aziz Sancar bir röportajda diyor ya kırk yaşıma kadar günde 18 saat çalışıyordum diye. Bekar olsa anlayacağım da evli olup da nasıl 18 saat çalışıyorlardı? Muhtemelen laboratuvarda vs çalıştığı için mi o kadar çalışabiliyorlar? Ben evde çalışayım diyince hanım bir sürü şey için bölüyor beni, yok per
Aziz Sancar bir röportajda diyor ya kırk yaşıma kadar günde 18 saat çalışıyordum diye. Bekar olsa anlayacağım da evli olup da nasıl 18 saat çalışıyorlardı? Muhtemelen laboratuvarda vs çalıştığı için mi o kadar çalışabiliyorlar? Ben evde çalışayım diyince hanım bir sürü şey için bölüyor beni, yok perde takılacak yok çöp atılacak, marketten şu alınacak :P

Nasıl abi nasıl ya. Bu adamların çoluğu çocuğu yok muydu, birçok şeyi eşleri mi yapıyordu evle ilgili?
0
mezarkabul
(24.02.22)
Eşi de biyokimya profesörü, o da muhtemelen kendi işleri için sabahlıyordur.
0
whoosie
(24.02.22)
Abi Aziz Sancar'ın eşini kendi eşinle niye bir tutuyorsun onun eşi de kendisi gibidir muhtemelen.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(24.02.22)
aziz sancar'ın ev işi yaptığını düşünmen üzdü :( her ne kadar çok über sosyetik zenginler gibi olmasa da adam iyi bir bilim adamı, eşi de öyle. ek olarak hayatında hiç bir nerd ile tanıştın mı bilmiyorum ama bu kişilerin hayatı gerçekten çalışmaktan ibaret. üniversitede bile okuldan çıkıp eve dönüş yolunda çalışmaya başlarlar. laboratuvara ilk girer son çıkarlar falan. haftanın 7 günü 18 saat çalışmak bence fiziksel ve psikolojik olarak mümkün değil ama yine buna yakın bi şeyler çalışmışlardır.
0
mg3929
(24.02.22)
Ya Aziz Sancar bir örnek sadece, bunun gibi yüzlercesi vardır. 18 saat olmasın 12 saat olsun o da büyük mesele. Sanırım bu insanların bölününce tekrar çalışmaya dönmeleri zor değil. ben en çok o konuda zorlanıyorum. günde beş saat çalışırsam öpüp de başıma koyuyorum. bir de zaten 24 saatin 2 saati yolda geçiyor ya, bunlar laboratuvarda mı yatıyorlar, ne yiyip içiyorlar abi :)

tanıdığım en çalışkan insanlar tıp öğrencileriydi :) sanırım nerd falan tanımadım hayatımda.
0
🌸mezarkabul
(24.02.22)
Bence orada demek istediği yemek, tuvalet, ufak molalar ve uyku dışındaki tüm vaktini çalışmaya verdiği.
Zaten temizliği, yemeği vs yardımcıları vardır onlar yapıyordur. İnsan evde kalmayınca ev kirlenmiyor zaten. Üniversite ortamında yemekhaneden yemek yiyip çalışmaya dönüyorlardır. Lojmanlarına sadece yatmaya gidiyorlardır.

Büyük ihtimalle şuanda da 12 saat çalışıyorum demesi “akşam 9 dan sonra bırakıyorum, arada bir sinemaya gidiyorum, dışarı yürüyüşe gidiyorum, spor salonuna yazıldım. Ama geri kalan zamanlarda yine full time çalışıyorum” demektir.
0
zimbirik
(24.02.22)
akademide bu anlamda toksik bir ortam var. takip ettiğim kadarıyla özellikle amerika'da böyle, normal mesai saatlerinde ofise / laboratuvara girip çıkana kötü gözle bakılıyor, sabahın köründen gece yarılarına kadar orada bulunup "çalışmanız" bekleniyor. peki verimli oluyor mu? tabii ki hayır. reddit'teki ilgili subreddit'lerde bu doğrultuda arama yaparsanız bu anlattıklarımın çok tartışıldığını görürsünüz.

bizde bile akademide herkes gece - gündüz çalıştığını iddia ediyor. mimarlık bölümündeyim, haftanın 3 gününü sabahtan akşama öğrencilerle atölyede geçiriyorum, bazı arkadaşlar bunun üzerine akşam eve gidip çalışmaya devam ettiklerini iddia ediyorlar. bana göre mümkün değil (özellikle öğrencilerle çalışmayı da ciddiye alıyorsan), zaten olmamalı da. sürekli çalıştıklarını iddia eden arkadaşlardan daha az çalışarak (kendime, aileme vakit ayırarak) çok daha verimli iş çıkarıyorum ortaya. benden daha ileride değiller kariyer anlamında.

kısacası günde 18 saat işinizin başında olsanız da, verimli geçecek olan max.5-6 saattir. geri kalanında kendinizi kandırırsınız. ayrıca belirtmeden geçemeyeceğim, market alışverişi, perde takma, çöp atma gibi ortak sorumluluk olması gereken konuları lütfen eşinize söyletmeden yapın :) bu tür işleri üstlenseniz de zihinsel yükü kadına yüklemek, inanılmaz bir yorgunluk doğuruyor (eşinizin de çalıştığını varsaydım).
0
gmzo
(24.02.22)
Ben geçen sene 15 saat calişiyordum. Sabah geliyordum güneş yok, akşam çıkıyordum yine yok.
Ama biyoloji olduğu için labta deney yapmayı da kastetmiştir. Hücrelerim büyüdü öldü vs. muhabbeti. Normal çalişmaya farklı bir iş çıkmıyor, normal yayın çıkıyor. Adam hayatını tamamen adamış. Eve gittiklerini sanmam zaten yemeği vs hazır alıyorlardır, benim tek sorunum çamaşır bir de cilt bakımımdı :)
Hocanın ofisinde şişme yatağı vardır eminim.
0
Coma
(24.02.22)
dodonene
(24.02.22)
Fiziksel olarak çalışmaktan ziyade kafasının işle meşgul olduğu, işiyle ilgi araştırma yaptığı süreyi de eklemiştir.
0
schopenhauerin kedisi
(25.02.22)
(2)

Tencere Tava işleri

tchuck
yemek yapamktan keyif alıyorum. ilk evlenirken de hep adndik ekipman almıştık. şimdi yenilemek istiyoruz.ama aşırı kararsız kalıyorum ne almamız gerektiği konusunda.bir iki tane tencere-tavanın fırına da girebiliyor olması iyi olur mesela, ilk aklıma bu geliyor.nerelere kimlere bakmak lazım?bir de a
yemek yapamktan keyif alıyorum. ilk evlenirken de hep adndik ekipman almıştık. şimdi yenilemek istiyoruz.

ama aşırı kararsız kalıyorum ne almamız gerektiği konusunda.

bir iki tane tencere-tavanın fırına da girebiliyor olması iyi olur mesela, ilk aklıma bu geliyor.

nerelere kimlere bakmak lazım?
bir de asıl ihtiyacım ne acaba benim, onu ad bilemedim ki.

çelik tavalar da hoşuma gidiyor,
kulbu takmalı/çıkmalı olan eşyler de hoşuma gidiyor.

nasıl bir set yapmak doğru?
0
tchuck
(21.02.22)
Benim bir çelik tencere setim var; korkmaz marka; içinde çelik tava da dahildi, çok nadiren kullanıyorum onu ama setten çok memnunum.

Bir tane granit tencere setim var; bu set Jumbo'dan. Bundan da çok memnunum.

Farklı ebatlarda tava setim var, üçlü. Kulpları çıkanlar fırına giriyordu ama çok tavsiye edilmediği için ben almadım. Bir de bu seti hep elde yıkıyorum. Markası Tefal.

Kızartma tencerem, bir tane fırına giren kapakli tencerem, bir de wok tavam var. Tava korkmaz marka, kızartma tencerem Emsan, fırına giren tencere de wmf. Wok tavayı eşim çok istedi diye aldık, bence çok da gerekli değil.

Tüm pişirme setim bu kadar. ayrı çelik tava setim, döküm setim vs yok. Dökümü temizleyecek enerjim de vaktim de yok zaten. Düdüklü tencere bakıyorum ancak şimdiye kadar pek ihtiyacım olmadıgi için alıp almamak konusunda kararsızım hala.

Ben de yakın zamanda evlenirken yeniledim. Granit seti ilk karaca'dan aldım. Birinci ayın sonunda dökülmeler başlayınca iade ettim (iyi ki amazondan almışım).

Alırken en önemli şey tencelerin farklı ebatlarda olmasına dikkat etmek bence. En küçük boyu da olsun, büyükçe bir tencere de olsun.

Ve çok çeşitli almak yerine minimal bir şekilde dizmek daha mantıklı. O tıkis tıkis dolap goruntusu beni asiri rahatsız ediyor.

Edit: şimdi aklıma geldi bir de sos tencerem var, bu da Jumbo. Alırken gereksiz gelmişti aslında ama en çok kullandığım tencerelerden biri bu, çok pratik.
0
fraise
(21.02.22)
sıfırdan mükemmel set dizmeye çalışmak değil de, zamanla ihtiyaca göre alıp tamamlamak daha mantıklı. ama et pişirmeyi seviyorsanız, döküm tava kesinlikle almalısınız. hem fırına da girer. yıkamasında da bir şey yok çünkü döküm tava öyle sabunla filan yıkanmaz. biz eti pişirdikten sonra ocakta içine sıcak su koyup biraz kaynatıyoruz, bir fırçayla üzerine yapışmış et parçası varsa temizliyoruz, yine sıcak suyla şöyle bir durulayıp, iyice kurulayıp kaldırıyoruz. sadece kırmızı et için kullanıyoruz ama.

çelik tava ben hiç kullanmıyorum. ikea'dan emaye, lacivert bir tencere almıştım, çok severek kullanıyorum. hızlı ısınıyor ve fırına da giriyor, ama elde yıkanıyor. tefal'in iyi kalite titanyum tavaları da hem pratik, hem de yemeğe lezzet veriyor ama bulaşık makinesine atınca çizilebiliyor.

tencere yemekleri için çelik tencereler şart zaten, evladiyelik de ayrıca. hem normal kapağı, hem düdüklü kapağı olan çelik tencere seti alabilirsiniz mesela ikili. daha küçük ebatlı, çelik sos tencereleri de çok işe yarıyor. sık sık sote yapıyorsanız yapışmaz malzemeden wok tava da kullanırsınız. granit set birkaç sene önce evlenirken almıştık ama sevmedim ben hiç.
0
gmzo
(21.02.22)
(4)

Kadıköy’de ufak kutlama mekanı

ats
Merhaba,Cumartesi akşamı için kadıköy’de 8-10 kişilik arkadaş grubu olarak toplanacağız, doğum günü pastası kesilebilir ancak asıl amaç sohbet muhabbet. Yaş ortalaması 30. Viktor levi düşündük ama şarap sevmeyenler çoğunlukta. Devamında barlar sokağına gitmemiz gerekebilir, bu nedenle kadıköy merkez
Merhaba,

Cumartesi akşamı için kadıköy’de 8-10 kişilik arkadaş grubu olarak toplanacağız, doğum günü pastası kesilebilir ancak asıl amaç sohbet muhabbet. Yaş ortalaması 30. Viktor levi düşündük ama şarap sevmeyenler çoğunlukta. Devamında barlar sokağına gitmemiz gerekebilir, bu nedenle kadıköy merkez veya moda taraflarında bir yer önerebilir misiniz? Big chef’s benzeri bir yer olabilir ama orası da rezervasyon almıyor maalesef, çok özel bir yer olmasına gerek yok, rahatça muhabbet edebileceğimiz bir yer olması önceliğimiz ama şöyle biraz şık olsa da iyi olur.
0
ats
(17.02.22)
Thales'te büyük masaların olduğu odalar vardı köşkün içinde.
0
whoosie
(17.02.22)
viktor levi iyice leş oldu.
barlar sokağının üstünde the house cafe var. iç mekanda köşe masalardan biri iyi olabilir.
üşenmezseniz iyice buruna yürüyün, belfast veya nor var.

basık bar konseptli bir yer için de barlar sokağı punch diyorum.
0
rewlack
(17.02.22)
Mahle'ye bakabilirsiniz, şu renkli şemsiyelerin olduğu sokakta.
0
gmzo
(17.02.22)
atlas muhurdarin terasi olabilir ama alkolsuz bura
0
ala09
(17.02.22)
(10)

Narsist sevgiliden ayrılmak

beyaztenlikiz
2 yıllık, evliliğe giden ilişkimi bitirdim. Erkek arkadaşımın narsist olduğunu düşünüyorum. Tüm belirtiler ona işaret ediyor. Onun ve ailesinin yanında kendimi aşırı değersiz, mutsuz hissediyordum. Garip bir şey olduğunu fark ediyordum ama bir türlü ne olduğunu anlayamıyordum. Ben bu 2 yılda mutlulu
2 yıllık, evliliğe giden ilişkimi bitirdim. Erkek arkadaşımın narsist olduğunu düşünüyorum. Tüm belirtiler ona işaret ediyor. Onun ve ailesinin yanında kendimi aşırı değersiz, mutsuz hissediyordum. Garip bir şey olduğunu fark ediyordum ama bir türlü ne olduğunu anlayamıyordum. Ben bu 2 yılda mutluluğumu, huzurumu ve kişiliğimi kaybettim :( Kendimden emin değilim. Artık güçsüz biriyim. Bir şeylere başlama gücüm yok. İşimi küçümseyerek beni işimden bile soğuttu. Şimdi benim gideceğimi bildiği ve alakası olmayan etkinliklere geliyor. Kendini gösterip beni küçük düşürücü şeyler söylüyor herkesin içinde. Gerçekten sıkıldım. Narsistle ilişkisini bitirmeyi başarabilen var mı? Çok kindar ve öfkelendiğinde çok gaddar olabilen biri. Beni korkutuyor:( Tek keyif aldığım yer o etkinliklerdi. Artık onlara da gitmeyi düşünmüyorum:( Karşılaşmak istemiyorum
0
beyaztenlikiz
(13.02.22)
O seni kucuk dusurucu seyler soyluyorsa sen de ona karsiligini ver herkesin icinde. Oyle sinip yaptigini normal karsilarsan daha da gaza gelir. Hatta oyle ciddi bir sey yerine alayci, onun kucuk seylerle ugrasan biri oldugu izlenimini veren seyler soyle. Etkinliklere de git, karsilasirsan da aldirma.
0
j r r tolkien hayrani
(13.02.22)
İletişim kurmayın, kendinizi, ne hissettiğinizi anlatmaya çalışmayın. Sadece uzak durun ve yeni hayatınıza odaklanın. Başka türlüsü zor. Konuyu sündürdükçe sadece canınızı yakacaktır.
0
kaptankedi
(13.02.22)
Ne mutlu ki fark edip ayrılmışınız. Şimdi psikolojinizi düzeltme zamanı. Mümkünse psikoloğa gidin. Değilse de travma iyileştirmeyle alakalı kitaplar, içerikler okuyun çünkü toksik ilişki bilfiil travmadır.

Onun sizi kışkırtmasına izin vermeyin, bir narsistin dayanamadığı şeylerden biri görmezden gelinmektir. Bir süre o etkinliklere gitmeyip ruh sağlığınıza odaklanın. Kendisi sizden istediği geribildirimi alamayınca yavaş yavaş kendine yeni bir kurban bakacaktır muhtemelen.

Aynısını deneyimlemiş biri olarak size garanti ediyorum, özgüveninizi geri kazanabilirsiniz. Sadece zamana ve kendi üstünüzde çalışmaya ihtiyacınız var.
0
inawen
(13.02.22)
var.

17-24 yaş arası yakın arkadaşlık
24-32 yaş arası sevgilik

narsisistik kişilik bozukluğu olduğu da ayrıldıktan sonra dank etti üstelik maalesef.

sonra üzerine çok okudum. bendeki empatlık ve annem ile olan bağlanma sorunlarım, altta yatan değersizlik duygum yol açtı bu kadar yılımım anlamadan geçmesine.

nasıl ayrıldım?

çok sevdiğim bir eğitmen vardı, bir gün bir şey anlattı: çift terapilerinde bazen şöyle bir şey öneriliyormuş: birkaç ay tamamen onun dilediği gibi biri olun, gurur yapmayın, ona uyun, tüm odağınız onu mutlu etmek olsun. başka bir şey düşünmeyin. eğer siz min 3 ay böyle davranmanıza rağmen pek bir şey değişmiyorsa ayrılın.

(bazı şeyler değişebilir veya ilk başlarda değişebilir ama uzun sürmez.)

bunu uyguladım ve benim kurtuluşum oldu. çünkü asla irademle uzaklaşamıyordum. (bkz. travma bağı)

saçma sapan davranmaya devam etti. ben de ondan iğrenene kadar devam ettim. bittiğinde hem içim çok rahattı hem de ondan artık iğreniyordum, hiç ayrılık acısı çekmedim.

tamamen kopmamız 1 yılı buldu çünkü asla vazgeçmezler. 1 yılda geri dönmeyeceğimi ancak anladı. ne demek siz ondan ayrılacaksınız? egosuna asla yediremez. çok deneyecek, hayatta yapmayacağı şeyleri yapacak, değişti sanmayın, sadece avını kaçırmamak için rol yapıyor. aslında o sırada sizden nefret ediyor ve olur da numarası tutar ve geri dönerseniz nasıl intikamlar alacağınının hayalini kuruyor.

geri dönmeyeceğinizi anlayınca da
- ya birdenbire ortadan kaybolarak dikkat çekmeye çalışacak.
- ya da çirkefleşecek. sizi suçlayacak. çok masum bir konuşma yapmak isteyip size psikolojik şiddet uygulayacak. belki sizi çevrenize rezil etmeye çalışacak.

eğer no contact kuralını uygular ve dimdik durabilirseniz eninde sonunda vazgeçecek.
0
la lykia
(14.02.22)
"Çok kindar ve öfkelendiğinde çok gaddar olabilen biri"

bu kısım çok tehlikeli. bu kişiler karşısındakine fiziksel, manevi, psikolojik zarar vermekte hiç tereddüt etmeyecek kişiler.

asla laf dalaşına girmeyin. ona uymayın.

ilk kural no contact ve tepki vermemek.

ona herhangi bir tepki verdiğinizde onun istediğini yapıyorsunuz. sizin dikkatinizi çektiği için tatmin oluyor. siz herkesin içinde ona küfür de etseniz, laf da soksanız mutlu olacak.

konuşmak zorunda kalırsanız asla onu aşağılamayın, dalga geçmeyin, laf sokmayın, suçlamayın. bunlar sizi kısır döngüye sokar ve daha kötüsü ondaki tehlike potansiyelini artırır.

takılmış plak gibi sadece görüşmek istemediğinizi söyleyin. uyumsuz olduğunuzu düşündüğünü söyleyin bu kadar. ama mümkünse konuşmayın.

no contact no contact no contact

etkinliklere en az 6 ay gitmeyin. ortak çevreniz varsa uzaklaşın.
0
la lykia
(14.02.22)
İngilizce "grey rock method" olarak araştırabilirsiniz, narsistlerde tek işe yarayan yöntem. Temelde onun için "sıkıcı" hale gelip,istediğini vermeyeceksiniz la lykia'nın önerdiği gibi. Karşısına çıkmayacak,sizinle ilgili kişisel bilgilere ulaşmasını engelleyecek, gerekirse düz ve kısa cevaplar vereceksiniz. Kavga,dövüş,duygu yoğunluğu, bunlar hep istediği ve beslendiği şeyler,bunu ona vermeyeceksiniz. Hem pozitif hem de negatif enerjinizden besleniyor, öyle düşünün.

Benim de geçmişinde bir narsist sevgili var. İşin ilginci, okuyup öğrendikten sonr çevremdeki diğer narsistlerin farkına vardım, arkadaş kisvesi altında o kadar çok bu tip insan barındırmışım ki. Yavaş yavaş hepsini temizledim. Size de çevrenizin geri kalanına da aynı gözle bir bakmanızı öneririm. Genelde birden fazla narsist sarmış oluyor bizim gibi kişilerin etrafını.
0
gmzo
(14.02.22)
ayrılmayı başararak en önemli adımı atmışsınız zaten. böyle düşünün. güçsüz ve başarısız olsanız bu adımı asla atamazdınız. düşündüğünüz kadar manipüle edememiş demek ki sizi, içinizdeki güçle uzaklaşmayı başarabilmişsiniz.

ama diğer taraftan sanki bu toksik duruma alışmışsınız ve hatta bir miktar beslenmeye başlamışsınız. bununda mutlaka sizin içinizdeki karşılık geldiği noktalar vardır, sevgisiz büyüme, manipüle eden ebeveynlerle büyümüş olma ve benzeri başka nedenler gibi gibi. bunları bulmaya çalışın kendinizde ve gerekiyorsa bunlarla ilgili uzman desteği alın.

tek keyif aldığım yer o etkinliklerdi diyorsunuz ya, hah işte sizin beslendiğiniz alan burda dolaşıyor. bir insanın sadece x tarzı etkinliklerden keyif almasına imkan yok. size iyi gelecek, bu süreçte ruhnuzu ve özgüveninizi onaracak yığınla etkinlik bulabilirsiniz. kendinize karşı dürüst olun, kendi içinizdeki çelişkilerle yüzleşip onları çözmeye odaklanı.

arkadaşlarında dediği gibi no contact ve dik durun, başaracaksınız.+ 1
0
Phoebe
(14.02.22)
merhaba, öncelikle geçmiş olsun. benzer yollardan geçmiş biri olarak sizi çok iyi anlıyorum. kendinizi yalnız hissetmeyin.

önceki cevaplarda da çok güzel anlatılmış. şu an size zor gibi gelebilir ama hiç temas kurmadan uzak durmak ve kendinize odaklanmak kendiniz için yapabileceğiniz en güzel şey. zaten bir süre sonra iyileşmeye başlayacaksınız. kendinize zaman tanıyın ve kendinize karşı şefkatli olun.

bir de instagram kullanıyorsanız dilerseniz "narsisten sonra yaşam", "narsisizme karşı", "narsistle mücadele, "narsist kişilik bozuklugu" gibi hesaplara gözatabilirsiniz.
0
elma
(14.02.22)
@elma + 1 —" kendinizi yalnız hissetmeyin."

burada herkes o kadar güzel yaklaşmış ki, okurken tavsiyeler bana verilmemiş olsa da pamuk gibi oldum. herkese teşekkürler.

kendinizi yalnız hissettiğinizde de buraya ya da size iyi gelen, konuyu anlayabilecek dostlarınıza başvurun. yalnız hissetmeyin, narsist kişiler karşısındaki yalnız bırakmak konusunda oldukça mahirdir ama değilsiniz. her şey güzel olacak.
0
kaptankedi
(14.02.22)
Bana güç verdiniz. Herkese çok çok ama çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız:)
0
🌸beyaztenlikiz
(15.02.22)
(1)

Pencerede küflenme

everestttl
Merhabalar,Pencere pervazlarina cekilmis olan silikonun uzerinde küf olustu ama bir türlü yok edemiyoruz. Küf ilaci kullandik ama izi yine de kaliyor. Bir hafta sonra yeniden olusuyor ustelik. Rutubetten ya da nemden kaynakli olmadigina, uzun sureli sicak/soguk temiz hava ve gibi denemeler sonrasind
Merhabalar,

Pencere pervazlarina cekilmis olan silikonun uzerinde küf olustu ama bir türlü yok edemiyoruz. Küf ilaci kullandik ama izi yine de kaliyor. Bir hafta sonra yeniden olusuyor ustelik. Rutubetten ya da nemden kaynakli olmadigina, uzun sureli sicak/soguk temiz hava ve gibi denemeler sonrasinda kanaat getirdim. En son care, var olan silikonu komple söktürüp yenisini cektirmek olur ama işi ona vardirmadan çözmenin bir yolu var mi acaba?

Bize baglanma büyüsü yaptirmis olmasindan da endiseliyim:))

Temizlik benden sorulur diyenler piste lütfen.
Tesekkur ederim.
0
everestttl
(13.02.22)
Küf ilacını bilmiyorum ama çamaşır suyu küfte çok etkili.eski evde banyo derzlerinde çok küf olurdu, ACE ultra çözüyordu, bir deneyin.
0
gmzo
(13.02.22)
(21)

Marketlerdeki pahalılık sizi de artık delirtmiyor mu?

fraise
Az önce marketten geldim; çığlık atarak oradan uzaklasma isteği geldi. Eve gelip kendi kendime soylenecegime hep beraber söylenelim dedim.Detaylı bir alışveriş de yapmadım bu arada; evde birkaç şey eksikti onları alayım dedim. 300 lira tuttu. Poşete bakıyorum, 300 liralık bir şey yok, gerçekten yok.
Az önce marketten geldim; çığlık atarak oradan uzaklasma isteği geldi. Eve gelip kendi kendime soylenecegime hep beraber söylenelim dedim.

Detaylı bir alışveriş de yapmadım bu arada; evde birkaç şey eksikti onları alayım dedim. 300 lira tuttu. Poşete bakıyorum, 300 liralık bir şey yok, gerçekten yok. Hepsini bir poşete sigdirmisim zaten. Bir süredir sinirim bozulmasın diye fiyatlara bakmadan alıp çıkmayı tercih ediyorum ama geçen hafta ailemin yanında yurtdışındaydim; oradaki alım gucuyle buradaki alım günü karsilastirdigimda gerçekten nefesim kesiliyor. Kendimi aptal yerine koyuluyormus gibi hissediyorum. 1.5 kilo yoğurda 26 lira vermek istemiyorum mesela. Yoğurt bu, Türk sofralarinin temel gidalarindan biri.

Hadi biz bir şekilde her şeyimizi alabiliyoruz, sözlükte zaten herkes aylık 100000 lira kazanıyor tamam da asgari ücretle geçinen o kadar insan ne yapıyor yaa? Bir de her şeye şu anda ulaşabiliyor olmam ses çıkarmamam anlamına mı geliyor? İnsanlara sorsak böyle çünkü. Bu da benim için ayrı bir problem. Ulaşılabilir olmasıyla pahalı olması arasında ciddi fark var bana göre.

Ne olacak bunun sonu böyle? Dün bir yerde okudum, Martta yine zam gelecekmiş.

Not: bu duyuruyu sonrasında silebilirim
0
fraise
(10.02.22)
Sokağa dokulmeli normalde halk ama alıştı millet.
0
stavro
(10.02.22)
Bu dalga 2018'den beri geliyordu ve zamlar 4 yıldır devam ediyordu. Hayata pahalılığı bu hale gelene kadar kimse ses etmedi, umursamadı. Son 6-8 aydır insanlar şikayet etmeye başladı. Sonucun böyle olması kaçınılmazdı.

Zamlar geldikçe geldi. İnsanlar almaya devam etti. Çip krizine rağmen araba fiyatları ortada. Kapış kapış gidiyor. 2 yıl önce 300.000 eden eve 1 milyon ödeyip "LAN NE 1 MİLYONU" demiyor kimse. Ödeyip geçiyor. Anca hayıflandığıyla kalıyor. Ama herkes bunu yapınca yeni eşik milyon liralar oluyor.

İnsanlar gerçekten itiraz edip satın almamaya başlarsa zamlar durabilir ancak.

edit: temel ihtiyaçlar istisnai bu değerlendirmede. onda bile tüketimin düşmesi gerekir ki fiyatlar dengelensin.
0
asaf
(10.02.22)
Türkiye'de artık ucuz bir şey yok ya pahalı ya da çok pahalı, eskiden pahalı ürünlerin ucuz muadili olurdu artık çok pahalı ürünlerin pahalı muadilleri var ve bunun bir çözümü yok, bu kabulleniş insanları delirmekten koruyor sanırım psikolojik olarak hemen adapte oluyoruz.
0
Zaman Tamircisi
(10.02.22)
alıştı hocam millet. sokağa çıkmak eşittir terörist olarak görülüyor artık ülkede. öyle kolay kolay sokağa falan çıkılmaz zamlardan.

yoğurt örneği vermişsiniz, yumurta, peynir de çok pahalı. yarım kilo lor bile 15 lira.

evde yemek yapılıyorsa yağ kullanıyor yağ da çok pahalı.

ülke öyle bir noktada ki, 2 askeri ücretli kirada oturan bir ailenin 2 çocuk okutma şansı yok gibi bir şey. bu yüzden zaten çoluk çocuklar cemaatlerin, hocaların yurtlarında kalıyor yeri geliyor taciz ediliyor yeri geliyor intihar ediyorlar.

tüm bunların yanında da ülkenin kaymak kesmi lüks restorantları doldurmaya, lüks arabaları almaya devam ediyorlar. mesela borusan'ın yaptığı açıklamaya bakalım

"Tüm modellerimiz için aynı durum geçerli. Bizim stratejimiz de bunun üzerine kurulu. Yüksek donanımlı BMW satışlarında Türkiye, 44 ülke arasında birinci.”

Bir taraf var, içeceği sütü, yiyeceği ekmeğin fiyatını düşünüyor. Bir taraf da full araç alma peşinde.

ve evet nisan en zor ay olacak. tekstil ve gıda da daha yüksek zamlar bekliyorum.
0
a darkness coming
(10.02.22)
Ben hayattan beklentimi sıfırladım. 27 yaşındayım bir de henüz. "Dur daha yolun başındasın" denebilir ama bu ülke asla düzelmez ve burada kaldığım için acı çekiyorum. Pahalılık falan da umrumda değil açıkçası. "Nasıl olsa hayat kuramayacağım" gözüyle bakıyorum.

TL kazanıp euro bölgesi pahalılığı çekiyoruz resmen.
0
deveyidiken
(10.02.22)
geçtiğimiz ay sürekli pahalılıktan bahsetmemek ve artık indirimli ürün kovalamak istemediğim için 1 yıllık deodarant, pet, detarjan, yumuşatıcı, yağ, un, şeker vs.. alışverişi yaptım. elimden toplu bir para çıktı ama sürekli sürekli daha pahaşlı hale gelmesi aklımı çok meşgul eder oldu.

ya dün manava girmemek için dışardan söyledik sırf fiyatları görüp sinirlenmeyelim diye.
0
benaslinda
(10.02.22)
bundan uc yil once 600 tl ye iki alisveris sepeti doldurmustuk markette
kasiyer yuh demisti, ne yapacaksiniz bu kadar seyi diye
ev yeni dolap bombostu, ilk alisveristi, unutmuyorum

simdi 600 liralik alisveris iki poset anca ediyor
hele bide et sut yumurta gibi gorece pahali seyler alinca durum daha kotu

gecen bi balik yiyelim dedik, fiyatlar muhtesem :D
uc tarafi denizlerle cevrili ulkede balik yiyemiyoruz, saka gibi
0
foster
(10.02.22)
Delirtiyor tabii ama bence insanlar şikayet ediyor ve tepkili artık, millet alıştı durumu yok. Gidecekler artık bu belli oldu (gitmeden de hiçbir şey düzelmeyecek çünkü ekonomik değil politik bir mesele ile karşı karşıyayız) ama ne zaman ve nasıl gidecekler? Muhalefetin seçim için çok sert bastırması gerekiyor. En son kaybedecekleri zaman neler yapmışlardı hatırlayın. Bu süreç ne kadar hızlı ve az zararla geçerse o kadar iyi. Biz bir şekilde market alışverişimizi yaparız da daha fazla uçuruma sürüklenmekten korkuyorum.
0
gmzo
(10.02.22)
Türkiye'de bireysellik yok. Herkes birbirinin sırtından geçiniyor. O yüzden tepki gösteren yok bu pahalılığa.

Hiçbir şey yapamayan çift maaş olmak için evleniyor. 2-3 de çocuk yapıp çalıştırıyor tamam işte.
0
garylineker
(10.02.22)
2 senedir market alışverişini online yaptığım için farkedebilme şansım oluyor. Aldıklarım hemen hemen aynı şeyler düzenli olarak. İlk aylarda max ayda 1000 ile bol bol alırken şimdi ayda 2500e çıkıyorum aldığım şeylerin kalitesini düşürdüğüm halde. Küçük çocuğum olduğu için bazı şeylerden ödün veremiyoruz ama kısabileceklerimi kısıyorum.
0
curukturpkokusu
(10.02.22)
sadece market degil her seyin fiyati ucmus durumda; ofis icin alisveris yapayim dedim 2-3 ay once aldiklarimin en az 2-3 kati olmus her sey. market icinde kayitli olarak duruyor zaten, onda da her baktigimda fiyatlar artmis durumda. elektrik,su filan faturalar desen onlar da oyle. yani sadece market degil her seyin fiyatlari insani delirtecek sekilde artmis durumda
0
sweetoffice
(10.02.22)
Şu an işçi ve kurye eylemleri grevleri var her yerde, mesela evrensel gazetesi bunu haritalandırmış
www.evrensel.net

Fakat çoğu beyaz yakalıya göre bu geçim derdi eylemleri "amele işi" bulunuyor

Twitter en azından bilgi sahibi olmak adına bu açıdan aktif, zaten bir iki hesap takip edince diğerlerinden de haberdar olursunuz
0
freebird5406_2
(10.02.22)
nasıl delirtmesin ki. kesinlikle sokaklara dökülmemiz lazım ama olmuyor bir türlü. "ne olacak bunun sonu böyle" çok klasik ama hep sormamız gereken soru. cidden benim de en çok merak ettiğim soru bu. nasıl son bulacağını çok merak ediyorum. gerçek bir kriz olsa bunları yaşar mıyız acaba. ölmüyor, sürünüyoruz resmen.
0
nothing in my way
(10.02.22)
Y jenerasyonunun yasi biraz buyuk olanlari 94 krizini cocukken gordu. Geri kalani da 1999-2001 buhraninda kasarlandi.

Kisaca alisik insanlar.

Deliren yeni jenerasyon. Biz coktan delirmistik zaten.
0
darkrocq
(10.02.22)
1 paket 180gr kuruyemiş 62 tl !

delirtmiyor olmasının nedeni bir nebze olsun "tuzu kuru" kesimde olmak. ancak kısıtlı bütçelerle yaşayan insanlar için cidden üzgünüm.
0
orpheus
(10.02.22)
darkrocq + 1
0
dreamnesiac
(10.02.22)
ben bugün 1 şampuan 1 sıvı sabun aldım, 100 tl civarı tuttu.
0
deartheodosia
(10.02.22)
Delirmek değil bu “akıllanmak”(!) ama “uslanmak” anlamında.

Ne zaman dert yanan olsa “abi buraya da siyaset bulaştırmayın” diyen kitlenin konforu dayanılmaz boyutta bozuldu. Ve bu kitle siyasey yapmadan bununla nasıl başa çıkabileceğini bilmiyor. O yüzden isyan etmek yerine deliriyor.

Bugün bu kitle haberlerde x’le mücadele diye kutsal herhangi bir kavramla ilgili haber görse yine sınıfını (ezilen, işçi, emekçi, yoksul vs) unutur. sınıf bilinci yok.

Yoksul insanlar ölür, büyütülmez. Bir fabrika batar, ülkemiz nasıl kalkınacak, ülke kalkınsın ki hepimiz kalkınalım der. Güçsüzü dert etmez, güçlüyü eder.

Fırsat bulsa kendi de %100 zam yapar.

O duygusal, vicdanlı, merhametli, dayanışmacı, filmlerde bile yardımsever görünce gözleri dolan yönünü bir yere evriltemez bizim güzel toplumumuz. O kanallar kopuk.

Böyleyken biz daha çok deliririz…
0
her giriste sifresini unutan adam
(11.02.22)
benim nesil bence çok alıştı. bence biz hiç refahın tadını çıkarmadık. 94'lüyüm, belki 85'li falan olsam en azından araba almış, ev kredisi ödüyor olabilirdim şu an aylık 3k falan ama tam mezun olduk ekonomi serbest düşüş sürecine girdi. ha düzeldi ha düzelecek dedik daha da kötü oldu.

mesela ben part time çalışıyordum öğrenciyken fena da para kazanmıyordum. dedim ki bir sene okulu uzatayım hem ortalamam yükselir hem de şu ekonomik darboğaz çözülür zaten fena para kazanmıyorum full time işe girsem şu ekonomide azıcık fazlasını alıp daha yoğun çalışacağım. büyük hataydı. 2018'e kadar olan şeyler vardı tabii ama 2018 sonrası ben daha net hissetmeye başladım.

şu an arabası olan(bu bir kriter benim için çünkü araba = hayat kalitesine önemli katkı) bütün arkadaşlarım öğrenciyken ailesi aldığı için veya sonrasında aile desteğiyle aldığı için var. market fiyatlarına gelecek olursam, tek yaşayan biri olarak market alışverişi yapmak iyice zorlaştı çünkü ölçeklendiremiyorum ev ekonomimi. mesela 5'li paket bozulabilen x ürünü çok uygun olduğu halde alamıyorum çünkü çöpe gidecek yarısı. tek kişilik yemek yapmak çok zor. hayatıma da yansıyor bu durum, max 2 ay işsiz kalsam aç kalırım böyle bir dünya olabilir mi ya. İngiltere'de yaşıtım Doncaster denen UK'in en rezil şehirlerinden birinde asgari ücret ile detached house'da yaşayıp benzin fiyatlarından şikayet edebiliyor.

mesela zamları da ön göremiyorsun artık. annem tv alacaktı. 2 senede yüzde yüz elli en az zam gelmiş tv'lere. alayım yine zamlanır dedi, içimden "yok ya artık daha ne zam gelecek" dedim ama al bence de dedim. iyi ki almış. yine zam geldi çünkü.

fiyat algısı denen bir şey kalmadı en kötüsü de o. evdeki stoklar bitiyor mesela her alışveriş bir dayak yemiş hissi yaratıyor. bulaşık makinesi tabletlerim bitince nolacak bakalım asıl.

martta ne zammı gelecekmiş market ürünlerine mi?
0
floydian
(11.02.22)
Biberin kilosu 29 tl.
Söyleyeceklerim bu kadar
0
photo85
(11.02.22)
darkrocq +1
0
blatta hiberna
(11.02.22)
(10)

Taziyeye giderken

gmzo
Arkadaşımın babası vefat etti, taziyeye gideceğiz. Ben bitkileri çok seviyorum, evdeki bitkilerden birini güzel bir saksıya dikip, babasının anısına hediye etmek istiyorum ama abes mi kaçar?
Arkadaşımın babası vefat etti, taziyeye gideceğiz. Ben bitkileri çok seviyorum, evdeki bitkilerden birini güzel bir saksıya dikip, babasının anısına hediye etmek istiyorum ama abes mi kaçar?
0
gmzo
(10.02.22)
Evet gereksiz bir eylem olur
0
freebird5406_2
(10.02.22)
Olmaz.
0
Erva
(10.02.22)
gitmez, taziye evine yemek gider, onu yapamazsanız, çay, şeker, türk kahvesi gibi şeyler götürülür
0
love and trust
(10.02.22)
aşırı saçma.
olmaz.
0
rewlack
(10.02.22)
bence güzel düşünmüşsünüz ama acıları yeniyken, kalabalık içinde olmaz. eğer bitki sever bir aileyse üzerinden biraz vakit geçtikten sonra X amcanın anısına dikmiştim diye hediye etmeniz daha anlamlı olur.
0
evde liyakat kalmamis
(10.02.22)
4 hafta oldu. ben hamile olduğum için ve gelen giden çok olduğu için bu süreçte, ne olur ne olmaz yakında açık havada bir yerde görüşelim dedi. öyle kalabalık bir taziye evine gitmiyoruz yani, cevaplar için teşekkür ederim ama türk kahvesi, şeker gibi şeyler de bana çok jenerik geliyor zaten.
0
🌸gmzo
(10.02.22)
boyle zamanlarda sadece yaninda olmak yeterli o anda hediyenin bir kiymeti yok
0
tahtakafa
(10.02.22)
Aradan zaman geçtiyse @evde liyakat kalmamış'ın dediği gibi götürebilirsiniz bence.
0
kobuzchu kiz
(10.02.22)
cicek, bitki genelde guzel seylerde tercih ediliyor. bu nedenle biraz hosgorusuz gorulebilir. onun yerine babasinin adina fidan diktirebilirsiniz belki illa bitkiye yonelecekseniz. kendi adima dusundugumda babamin taziyesine gelen bitkiye gordukce hep hatirlatacagindan dolayi hos bakmazdim sanirim.
0
65 derece
(10.02.22)
Biz çalıştığım zümrede birinin kaybı olduğunda anısına ağaç diktiriyoruz tema’ya bağış yaparak. Karşı taraf hep mutlu oluyor kaybettiği kişinin adının böyle yaşayacağı için. Bence sizin rahmetli için diktiğiniz bitki de onun anısını yaşatacaktır, hoşlarına gider, güzel bir jest olur.
0
duma duma dum
(10.02.22)
(8)

mezuniyete yakın "aa şu dersi vermemişim mezun olamadım" durumu yaşayan

der meister
oldu mu acaba?sorun şu ki erasmus'u, pandemisi, alttan dersi, üstten dersi vs. derken bende kayış koptu. takip edebildiğim tek şey kaç kredi verdiğim, bölüm derslerimden hangilerini verdiğim ve vermediğim... mesela bu dönem için bölüm dışından daha önce veremediğim bir seçmeliyi değiştirdim. onun ye
oldu mu acaba?

sorun şu ki erasmus'u, pandemisi, alttan dersi, üstten dersi vs. derken bende kayış koptu. takip edebildiğim tek şey kaç kredi verdiğim, bölüm derslerimden hangilerini verdiğim ve vermediğim... mesela bu dönem için bölüm dışından daha önce veremediğim bir seçmeliyi değiştirdim. onun yerine kendi bölümümden seçmeli yazdım. sistem kabul etti. kendisi sordu zaten "başka bir ders yerine almak istiyor musunuz?" diye.

diyelim ki ben 2-3 dönem daha böyle yüklendim, en sonunda 240 krediyi doldurdum. tüm derslerimi verdikten sonra vermem gereken bir dersi vermediğim için (seçmeli) koca bir sene daha okulla uğraşmam gerekir mi? bu tarz bir sıkıntı yaşayan oldu mu hiç?

yani görünürde aslında bir problem yok, haliyle öğrenci işlerine gidip net bir soru dahi soramıyorum ama bu nedense aklımı kurcalıyor. bazen dönemden döneme dersler değişiyor; bir dönem ders almak istesem "seçmeli alman lazım önce kankito bunu seçemezsin" uyarısı geliyor, diğer dönem hiç seçmeli filan tercih etmeyip kendi bölümümden ders seçebiliyorum vs...

gönül dostları zaten noel'de evde olmayı bekleyip kendini stalingrad'da bulan alman askeri gibi 10 yıldır bu bataklığa saplandığımı bilir, bitirmeye yaklaşmışken (yaklaşmak dediğim iki sene gerçi) saçmasapan sebepten problem yaşamaktan korkuyorum açıkçası.

o yüzden merak ettim, hani böyle lisansta 240 krediyi tamamlayan ama filanca dersi vermemiş olduğu için diplomayı alamayan, bu dersi almadığını ve alması gerektiğini de herhangi bir şekilde fark edememiş (otomasyondan uyarı almamış) biri var mı aramızda?
0
der meister
(09.02.22)
ben yaşamadım da, 239 kredide kalan, bir dersi almayıp da mezun olamayan falan çevremde çok oldu.

bu soruyu öğrenci işlerine sorabileceğiniz gibi, danışman hocanıza da sorabilirsiniz. üniversitedeki danışman hocanın temel görevi budur zaten.
0
a darkness coming
(09.02.22)
Ben varım. 140 krediyle (eski sistem) biten bölümü 180 krediyle bitirdim o yüzden.

Şöyle oldu, zaten belalı bi dersim var bi türlü geçemiyorum. Tek ders için okula gidilmez malum, gitmeye bahane olsun diye de yanında 2-3 ekstra ders ala ala aşırı fazla okumuş oldum.

Sonra bi ortaya çıktı ki zorunlu başka bi dersim de varmış ama unutmuşum ben onu. Transkript 15 sayfa olunca kolay farkedilmiyor, sistem de ben okula girdiğimden beri 5 kere falan değiştiği için otomasyon çalışmıyor bende doğru düzgün. Benim dönemin kurallarını tozlu arşiv raflarından falan bulabiliyorsun anca.

Ben de gittim dönemin ortasında hocaya yalvar yakar dilekçeyle dersi aldım, "boşuna 1 sene daha uzatmayayım okulu" diye. Sonra o dersi geçtim ama belalı olandan yine kaldım 2 yıl daha uzadı okul.

Mesela ben girdiğimde zorunlu olmayan, ama sonradan zorunlu olan bi ders vardı. Sistem diyor ki bunu alacan kardeşim, halbuki gerçekte işler öyle değil. Diplomayı elime alana kadar onun stresiyle yaşadım hakkaten, her an okul yine uzayabilirmiş gibi. Dersi almışım, sonra onun kodu değişmiş, yerine gelen dersle uyuşmuyor, bana dersi veren hoca emekli olup gitmiş, ne neyin yerine geçiyor bilen yok, otomasyonu kim yazdıysa böyle bir case'i düşünmemiş bile falan.

Bi de şey olmuştu, belalı dersi geçtim, diplomayı gel al diye okula çağırdılar. Gittim, dediler ki senin sınav iptal, yönetmelik değişmiş, o sınavın yapılmaması gerekiyormuş zaten. Napcam dedim, seneye gelir tekrar alırsın dersi dediler. Diploma rektörün imzasından dönmüş, imzalamış olsa kapıp koşarak kaçardım okuldan.

Yani danışmanın iyiyse aslında onun halletmesi lazım böyle şeyleri. Ama en garantisi sen durumu ortaya bi dök, bütün case'leri sırala, 3-4 kişiden (sekreter, bölüm başkanı, danışman vs) onay al, ona göre hareket et.

Üniversite bürokrasisi ölüm.
0
plutongezegendegilmi
(09.02.22)
eger toplaman gereken, toplam krediyi hallettiysen, secmeli ders icin okul uzamaz. ama ders secmeli degil de zorunlu ise fazla kredi bile toplasan, zorunlu dersi almadan mezun olmazsin. ve bu durumda olan epeyce ogrenci gordum. ozellikle af ile donen ogrencilerin transkripti cok karisik oldugu icin donem basi danismani veya ogrenci isleri ile kontrol etmesi faydali olur.
0
helenart
(09.02.22)
benim de erasmus vs hikayesi var, sonra 5. senemde sistem değişikliği oldu, durduk yere bi seçmeli ders eklediler diploma alacakken bi dönem uzattılar sana bunu da vermemiz lazımmış diye, sinirden çatladım seçmeli dersin bi de devam zorunluluğu vardı hem işe hem okula gittim, sonra o dersi de veremedim, sonra da dediler ki aa sen mezunsun zaten, bu seçmeliyi almana gerek yokmuş :) nereye dava edersen et deyip geçtiler.

türk üniversitelerinde okuyorsan bu durumları en az 3-4 kişiden onaylatacaksın. sisteme falan güvenme ben bizzat yaşadım.
0
roket adam
(09.02.22)
lisansta aynı hocadan bitirme projesi aldığım bi eleman vardı. 1 sene falan uğraştı etti. sunum günü, haziran sonunda finaller bitmiş, artık son resmi notumuzu almak için sunumlarımızı yapacağımız günün sabahında bu arkadaşta takım elbiseyle okuldayken hoca bu elemanı arıyordu etrafta sonra bulmuştu sanırım. hoca çocuğa ders kaydını yapmadığını sınav notu giremeyeceğini falan söylemişti. ilk dönem bitirme ödevini seçince ikinci dönem heralde seçmeme gerek yok sanmış.

çok üzülmüştüm. değişik bi tipti falan ama işte acıdım. geldi biraz oturdu seminer salonunda bir kaç kişiyi izleyip gitti. dediğinden daha acayip ve zor bir durum bence. mezun olacam diye geldiği gün okulunun 1 sene uzadığını öğrenip gitti
0
avatar is back
(09.02.22)
Bölümlerin öğretim planını içeren, hangi zorunlu derslerin alınması gerektiği, kaç kredi seçmeli ders alınması gerektiği ve bunların kaçının bölüm dışı olabileceği, mezun olmak için toplam kaç kredi gerektiğine dair bilgileri içeren katalogları vardır. Bu kataloglarla birlikte ilgili yönetmelik/yönergeleri, transkriptinizi açıp önünüze koyacaksınız. Okuyup, anlayıp, tutarsız bir durum var mı tespit edeceksiniz. Bir tutarsızlık veya aklınıza takılan bir konu varsa danışmanınıza veya öğrenci işlerine sorabilirsiniz.

Yoksa oturup her öğrencisi için tek tek mezun olabiliyor mu, olamıyor mu kontrol etmek danışmanın görevi değildir. Üniversite çağındaki kişilerin bu takibi kendisinin yapması, yönetmelik-yönerge okumayı bilmesi gerekir.
0
gmzo
(09.02.22)
Yaşamadım ama son saniyede kurtuldum.
Hocayla konuşurken bilmem bilmem ne olduğunu (ya kredi yetiyor ama ects yetmiyordu ya da öyle garip olaydi) söyledi. Hemen bir ders yapistirmistim son saniyede. Ve oraya başka bir arkadaş için beraber gitmiştik, hoca arkadaşa konusurken ulan ben kontrol edeyim dedim ve patladığımi fark ettim.

Bölümden birinci, okuldan 3. Mezun oldum ama şu olayı fark etmesem olamiyordum. Hayatımda yaşadığım en telasli zamanlardan...
0
logisticsmanager
(09.02.22)
Ay evet bizzat tanıştım bu kişiyle. Korkumdan geçici mezuniyet belgesi verilene kadar mezun olduğuma inanmamıştım.

Bizde şöyle oldu, bölüm aslında eşit ağırlık ama okul endüstri mühendisliğinden dersler koyarak mühendisliğe almak istemiş olamamış. Biz girdiğimiz sene 100 küsür kişiden 60 kişi sınıfta kalınca bu dersleri kaldırdılar ama biz o müfredattan sorumluyduk. Normalde sistemde ne ders varsa hepsini alıyoruz, bazı kaldırılan dersler sistemde hiç yok, bunu fark edersek dilekçe yazıp sisteme getirilmesini istememiz lazım. O kişi bunu fark etmemiş bu yüzden de bir dönem uzatmıştı.
0
jazzabel
(09.02.22)
(7)

Kemik suyu için ocağın 8-10 saat yanmasıyla ne kadarlık gaz tüketilir ?

joehigashi
Kendim için olsun çocuk için olsun marketten hazır kemik sularından alıyorum fakat onlarında fiyatı çıldırmış durumda. 320 ml'lik bir kemik suyu 35 tl civarı ki bu en düşük fiyat. az evvel internette 660 ml kemik suyunu 80 tl gibi bir fiyata gördüm ki kargosu ile neredeyse 100 tl bana çok uçuk geldi
Kendim için olsun çocuk için olsun marketten hazır kemik sularından alıyorum fakat onlarında fiyatı çıldırmış durumda. 320 ml'lik bir kemik suyu 35 tl civarı ki bu en düşük fiyat. az evvel internette 660 ml kemik suyunu 80 tl gibi bir fiyata gördüm ki kargosu ile neredeyse 100 tl bana çok uçuk geldi. Nitekim tanıdık kasap varsa kemikleri bedavaya bile veriyor.

Şimdi ben kasaptan gidip kemiği kendim alsam ve ocağı 8-10 saat arası en kısıkta çalıştırsam doğalgazdan tahmini ne kadar yerim ? Bu şekilde yaparsam hazır alınanlardan daha ucuza getirir miyim yoksa harcadığım gaza değmez mi ?
0
joehigashi
(09.02.22)
cevabi bilmiyorum ama düdüklü tencere bu isin en iyi cözümü. sürekli yapiyorsaniz kendini bi süre sonra amorti eder.
0
c1b2k3
(09.02.22)
@c1b2k3 +1 aynısını söylemeye geldim. Hatta kemikli et alıp haşlayın düdüklü tencerede, etini de yersiniz mis gibi.
0
gmzo
(09.02.22)
Cevap için teşekkürler. düdüklüden ziyade normal tencerede kısık ateşte uzun süre kaynamasının kalojen açısından daha faydalı olduğuna dair yazılar okudum onun için normal tencerede yapmak istiyorum.
0
🌸joehigashi
(09.02.22)
ocak saatte ne kadar gaz tüketiyor diye aradım ama tam bulamadım. projelerde ocaklar 1.6 m3/saat kullanıyor hesaplanıyormuş. 10 saatte 1.6 m3 * 2.5 TL/m3 den 40TL çıkıyor ama gerçek tüketim bundan daha az olacaktır.

birisi en küçük gözde saatte 0.058 m3 ölçmüş. buna göre 1.5TL falan çıkıyor.

www.dogalgazprojesi.com
0
inheritance
(09.02.22)
ya bu kolajen tüketmek çok moda da, düzenli beslenen birisi için çok faydası olduğunu düşünmüyorum pek. Kemik suyunu içtiğin zaman kolajenleri sindirip aminoasitlere çevirip öyle emiyorsun. Yani herhangi bir et yediğin zamanki proteinden bir farkı olmuyor pek fazla. O yüzden sağlıklı beslenen birinin illa ekstra kollajen tüketmem lazım diye kemik suyuna falan abanması çok mantıklı gelmiyor bana.
0
nundu
(09.02.22)
Kesinlikle daha mantıklı, şöyle düşün, yazın doğalgaza kaç lira veriyorsun aylık? Bunun için de büyük ihtimal duş da var, o verdiğin aylık ücretle ki tahminim 150 TL civarıdır, 660 ml değil, 6600 ml yaparsın rahat rahat
0
pistranger
(09.02.22)
hesaplamak zor değil ki hocam.

ocak açmadan sayacın git fotosunu çek.

sonra kısık ateşte ocağı 10 dk açık tut kapat.

tekrar sayacın fotosunu çek 6 ile çarp saatteki tüketimi bulursun.

sonra da 2,5tl ile çarp şuan m3 bizim burda o kadar.
0
qobel
(09.02.22)
(12)

En fazla ne kadar zaman işsiz kaldınız?

norules
Mevcut işinizden ayrılıp da yeni bir iş bulana kadar hayatınızda en fazla ne kadarlık bir zaman dilimi boyunca işsiz kaldınız acaba?
Mevcut işinizden ayrılıp da yeni bir iş bulana kadar hayatınızda en fazla ne kadarlık bir zaman dilimi boyunca işsiz kaldınız acaba?
0
norules
(09.02.22)
1 yıl 4 ay.
0
ruhen hastayim ben
(09.02.22)
4 ay. Ama farklı ülkede arıyordum, Fransızca bilgim daha iyi olsa bu kadar beklemezdim.
0
logisticsmanager
(09.02.22)
3-4 ay.
0
Arthur Dayne
(09.02.22)
4-5 ay ama o arada boş durmadım. aldım elime bi fotoğraf makinesi, turistlerin fotoğraflarını falan çekip harçlığımı çıkardım :)
0
mustafakesekci
(09.02.22)
20-21 gun sanirim. genelde bir gun isi birakip ertesi is gunu diger ise basliyorum.
0
lemmiwinks
(09.02.22)
1 yıl 2 ay
0
deveyidiken
(09.02.22)
Temmuz 2014'te mezun oldum, Ağustos'ta iş buldum, kendi isteğimle Eylül'de başladım. Bir daha şimdilik işsiz kalmadım, bir kez iş değiştirdim. İşin işten ayrılmadan aranması gerektiğine inanıyorum.
0
gmzo
(09.02.22)
4 yıl
0
monicapp
(09.02.22)
mezuniyetten sonraki tecrübesiz dönemde 1.5 yıl ama o dönemde freelance bir kaç iş yaptım, bu dönemi saymazsak ikinci istifam sonrası 11 ay.
0
mrtkp9993
(09.02.22)
1 ay. Ama is aramadım, teklif gelmesini bekledim.
0
stavro
(09.02.22)
6 Ay kadar işsiz kaldım. Bunun aktif olarak 3 ayında iş aradım.
0
yercekimini kendine ceken adam
(09.02.22)
Mezun olduktan sonra 6 ay, iş bulmadan istifa ettikten sonra da 3 ay. 3 ay kursa gitmiştim yeni işimi öyle buldum.
0
jazzabel
(09.02.22)
(4)

Rüzgardan elektrik üretme projesi

mustafakesekci
Duyurunun mühendisleri merhabaBizim oğlan haftasonu bir sınava katılacak. 5.sınıf öğrencisi. Sınavda rüzgar enerjisinden elektrik üretimi yapılacak bir proje tasarlamaları isteniyor. Aşağıda detaylı açıklamasını da kopyalıyorum.Ne tavsiye edersiniz, nasıl bir tasarım yapabilir? Mühendislik harikası
Duyurunun mühendisleri merhaba

Bizim oğlan haftasonu bir sınava katılacak. 5.sınıf öğrencisi. Sınavda rüzgar enerjisinden elektrik üretimi yapılacak bir proje tasarlamaları isteniyor. Aşağıda detaylı açıklamasını da kopyalıyorum.
Ne tavsiye edersiniz, nasıl bir tasarım yapabilir? Mühendislik harikası olmayacak tabi ki, yaşına uygun, yapabileceği birşeyler olursa şahane olur. Şimdiden teşekkürler.

Sevgili Öğrenciler,


Dünyada enerjiye olan ihtiyaç giderek artıyor. İhtiyacımız olan enerjiyi fosil yakıtlar kullanarak elde etmek hem çevreye zarar vermekte hem de bu yakıtların tükenmesine sebep olmaktadır. Daha temiz bir dünya için tükenen fosil yakıtlarına alternatif olan yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmek geleceğimiz için vazgeçilmez hale gelmiştir. Türkiye'nin geleceğine katkıda bulunacak siz değerli gençlerimizden, uygulama sınavı kapsamında, yenilenebilir enerji kaynaklarından birisi olan rüzgâr enerjisini kullanarak, elektrik enerjisi üretecek bir tasarım yapmanız istenecektir.
Yaratıcı tasarımlarınızı heyecanla bekliyoruz.
0
mustafakesekci
(09.02.22)
şöyle birşey yapabilir:

www.hepsiburada.com
0
kaptan memo
(09.02.22)
burada direkt şunu yapın dersek, öğrencinin projesi olmaz ortaya çıkan şey. 5.sınıf böyle bir şey erken olmuş, çünkü normalde öğrenciler teknoloji tasarım dersinde (6. - 7.sınıf) proje nasıl yapılır, fikir nasıl bulunur, tasarım odaklı düşünme gibi konuları öğreniyorlar. size iki kısa video önereceğim, oğlunuzla birlikte izleyin yararlı olacaktır.

proje nasıl yapılır için: www.youtube.com
yenilenebilir enerji üzerine: www.youtube.com
0
gmzo
(09.02.22)
bir dinamo'ya o kanatları uygun şekilde takacaksınız dinamonun diğer tarafına da tercihen bir led ampul takacaksınız

www.akakce.com

kanatlar dinamoyu döndürecek dönen dinamo elektrik üretecek o elektrik de lambayı yakacak
0
duyurukullanıcısı
(09.02.22)
Evdeki malzemelerle yapalım derseniz:

1 kağıt -> bundan rüzgar gülü yapın. Bu rüzgarın enerjisini yakalamamıza yarıyor.

1 tane ince çubuk -> rüzgar gülünün ucuna takın, rüzgar gülü bunu çevirecek. Enerjiyi rüzgardan çubuğa aktarıyoruz.

1 tane pet şişe -> bunun etrafına bakır kablo dolayın, bakır kablonun uçlarını da bi led'e bağlayın. Birazdan şişenin içindeki manyetik alanı değiştireceğiz, bu manyetik alan değişimi de elektrik üretecek kablo üstünde. O elektrik de led'i yakacak.

1 avuç mıknatıs -> bunları da çubuğa bağlayın, bulundukları yer şişenin (dolayısıyla kabloların) ortasında olsun. Çubuk döndükçe bunlar da dönecek, böylece ortamdaki manyetik alanı değiştirecekler.

Bundan sonra rüzgar gülü döndükçe led'in yanması lazım. Yanmazsa daha çok kablo dolayın pet şişenin etrafına. Ya da rüzgar gülünün daha hızlı dönmesini sağlayın. Daha çok mıknatıs da olur :) Birim zamanda ne kadar çok manyetik alan değişirse o kadar çok elektrik üretiyoruz.

@duyurukullanıcısı'nın bahsettiği dinamo zaten bu pet şişe / kablo / mıknatıs üçlüsünün yaptığı şeyi yapıyor. Ama böyle bi "kara kutu" yerine, direkt malzemelerin ortada olması konuyu daha anlaşılır kılar bence.

Ha bu proje neye yarar? Onu bilmiyorum :) Soru da bu değil sanırım, ama işte rüzgardan elektrik (ve ışık) üretmek isterseniz evde bu şekilde basit bir şey yapmanız mümkün.
0
plutongezegendegilmi
(09.02.22)
(10)

Erkek Çocuğu Yetiştirme

pofudukayi
Arkadaşlar, politik doğrucu olmadan yaklaşırsanız sevinirim, işin ezbere doğrusunu bende biliyorum. Bir erkek çocuğunu empati duygusu yüksek, sevgi dolu vs. yetiştirdiğinizde iyi bir birey katıyoruz topluma. Ama toplum kadınıyla, erkeğiyle kırıyor,eziyor bu insanı. Hırbolar ise her anlamda el ustund
Arkadaşlar, politik doğrucu olmadan yaklaşırsanız sevinirim, işin ezbere doğrusunu bende biliyorum. Bir erkek çocuğunu empati duygusu yüksek, sevgi dolu vs. yetiştirdiğinizde iyi bir birey katıyoruz topluma. Ama toplum kadınıyla, erkeğiyle kırıyor,eziyor bu insanı. Hırbolar ise her anlamda el ustunde tutuluyor. Ogluma iyilik mi yapmis olacagim diye kafam cok karisiyor. Ozellikle oglu olup benzer ikilemlere dusen var mi merak ediyorum.
0
pofudukayi
(06.02.22)
Empati duygusu yüksek, sevgi dolu olunca kendini ezdiren, çekinik birisi olacak diye bir şey yok ki. Aynı zamanda kendine güvenen, hakkını arayan ve kendisini savunan bir karakteri olabilir pekala. Öyle de olmalı. Başkalarını ezen zorbalar yetiştirmek değil bunun çozümü. Hele hele cinsiyet ayrımı yapmak hiç çözüm değil. Oğlum olacak ama oğlum da olsa kızım da olsa tüm canlılara saygılı, empati kurma becerisi yüksek, kendine güvenen ve kendi kararlarını verebilen, içerisinde yaşadığı topluma faydalı bir birey yetiştirmek olur hedefim. Ezilen insanlar sadece empati kuran, sevgi dolu insanlar değil, genelde ailesi tarafından özgüvenleri zedelenerek yetişmiş kişiler.
0
gmzo
(06.02.22)
gmzo +1
siz anne misiniz baba mi? bir erkege erkekligi ancak baska bir erkek ogretebilir. bir kadina da kadinligi en iyi anne, olmadi bir baska kadin ogretebilir.
cocugunuzun gelisiminde anlatilariniz, ogutleriniz vs. tabiki onemli ama en onemli ogretim sekli davranislariniz. su ya da bu sekilde sizin davranislarinizi taklit edecek. yerinde ve zamaninda empati ve sevgi gostereceksiniz, yerinde ve zamaninda da agresyon. sonrasinda da cocuga anlatacaksiniz neden bunu yaptiginizi.
0
redlinetheturk
(06.02.22)
kafanızda bir idealite yaratıp ona göre davranmak yanlış
0
duyurukullanıcısı
(06.02.22)
Empati duygusu yüksek cocuk zaten yüksek özgüvenlidir. Hirbo çocuğun özgüveni gerçek değildir fostur. O yüzden olabildiğince medeni yetiştirin ancak şuna dikkat edin. Aşırı steril yetistirmeyin. Hayatta türlü türlü insan olduğunu bilsin ve bunlarla tanışma fırsatı bulsun. Hirbolarla da karsilassin gerekirse ezilsin. Ama ezilmemesi gerektiğini, böyle insanlardan uzak durması, güvenmemesi gerektiğini bilsin.
0
westblack
(06.02.22)
Çevresi de arkadaşları da kendisi gibi olmalıdır.
Siz bu iyiliği yapın en azından.
Yoksa hayat her daim tek taraflı olumlu şekilde ilerlemiyor. Eksiler de olacaktır. Hiç değilse örnek alınacak/gösterilecek biri olsun oğlunuz.

Yalan dolan yapmadan başkalarına yanaşmadan sadece işine olan bağlılığı sebebiyle önceki durumuna kıyasla biraz daha uygun görevlere getirilen insanlar var.
Başkaları ise araya adam koymaya çalışıyor aynı iş için. liyakat ise sıfır.

Çocuk yetiştirirken karşıdaki insanı tanıma amaçlı ona bazı bilgiler de verilmesi taraftarıyım. Hal,yüz şekli, hareket ve beden dili konusunda. Hiç değilse kime yakın olup olmayacağını erkenden öğrenmiş olur.
Yukarıda dendiği gibi aşırı steril yetiştirmekte doğru değil.
İnsanların ya da hayatta olabilecek kötü şeyler ilgili örnekler ve bilgilendirmeler de verilmesi gerekiyor ki az yanılsın daha az hataya düşsün.

Öğretici olarak anne babanın tutumu çok önemli.
Kendine güven konusuna ise az imkanlarla daha güzel işler yapmak ha da başarmak olarak bakıyorum.
Belli marka ürünleri giymek ve kullanmak kendine güvenle bir ilgisi yoktur tamamen taklit etmektir.
0
Erva
(06.02.22)
siz evrensel doğruya göre yetiştirin, o doğru neredeyse o ülkeye gitsin. Ortadoğudayız diye ortadoğulu yetiştirirseniz buraya adapte olur ama buradaki o sıradan kötü insanlardan biri olur. Ki siz bunları düşünüyorsanız öyle yetiştiremezsiniz zaten. Ne yapacaksınız git şu insanın önüne geç, bağır çağır hakkını sertlikle ara mı diyeceksiniz? Hiç sanmıyorum :D Türkiye'deki genel kitle hiç düşünmeden bunları yapıyor ama.

Burada tek sıkıntı, son zamanlarda düzgün yetişen çocukların bir kısmı Türkiye'deki orman kanunlarına karşı fazla hassas olabiliyorlar. Hem kırılıyorlar, hem atıyorum şu an Isparta'da olan donma olaylarına üzülüyorlar, hayvanların öldürülmesine vb. daha bir çok şeye üzülüp depresyon hatta intihar moduna girebiliyorlar.(bizzat gördüğüm var) Bu tür şeylere karşı ne yazık ki biraz duygusuz, hassas olmayan şekilde yetiştirmek gerekiyor bence. Çünkü bu topraklardan bu tür şeyler eksik olmuyor, olmayacak ve her şeyi değiştiremeyiz.
0
nhk ni youkosu
(06.02.22)
cevapları okurken 20 yaşında, çocuğu olmayan insanların da tavsiyeler verdiğini göz önünde bulundurun lütfen.

hayatın adil olmadığını, iyinin yanında kötü olduğunu, hayatta her istenilene ulaşamayacağını, herkesin birbirinin üzerine basarak yükselmeye çalıştığını... uygun bir döneminde öğretirsiniz
0
bass solo take one
(06.02.22)
empati duygusu aşırı yüksek ve sevgi dolu bir birey olarak toplumda hiç de öyle kendimi ezdirmedim, çevrem de aksine hırbo birini değil el üstünde tutmak aralarına bile almaz. bunu da şu an 32 yaşında olup istanbulun varoşlarında büyümüş birisi olarak söylüyorum. benim ailem beni böyle yetiştirdi ama bir yandan da dünyanın çok adil bir yer olmadığını, her zaman kazanamayabileceğimi de aşıladı, yani dediğin gibi hırbo yetiştirmek zorunda değilsin ezilmesin diye. bence bu eziklik dediğin kavram, çocuğu sevgi dolu yetiştirmekten dolayı değil de, bir birey olmasına izin vermeyip her işini ebeveynlerinin hallettiği, sorumluluk alamayan kişilerde daha çok oluyor. bunun sevgiyle alakası yok yani.
0
roket adam
(06.02.22)
Hirbolar el ustunde mi tutuluyor gercekten?
Ben cevremde hirbolugu birakin dusuncesiz veya kaba saba tavirlar gosteren bir insanin barindirildigini pek gormedim acikcasi degil ki el ustunde tutulmak. Yani biraz yasanilan cevreyle de alakali bir sey muhtemelen, kimlerle iletisim icinde olunduguyla vs.

Eger bahsettiginiz hirbolar unlu simalar ise onlar zaten uc karakterler ve bir nevi karikaturize edilmis insanlar oldugu icin unluler, sov dunyasi vs. cok ciddiye alinmamali muhtemelen.

Fakat benim asil diyecegim bunlarin hicbiri degil aslinda. Cocugunuzu X sekilde yetistirmeniz o cocugun o sekilde bir insan olacagi anlamina da gelmiyor aslinda. Sizin yetistirirken ogrettiklerinize bakacak, sizin nasil bir insan oldugunuza bakacak, rol modeli olarak gordugu baska insanlar olacak, kendi yasadigi tecrubeleri degerlendirip dunyada olup bitenleri suzgecinden gecirip bunlara dair bir degerlendirme yapip o sekilde bir insan olacak. Tabii ki yetistirilmenin etkisi var ama siz bir nevi gelecegini birebir yazmiyorsunuz ki o cocugun. Ben neredeyse 20 senedir ogretmenlik yapan biri olarak soyleyebilirim, oyle cocuklar ve ebeveynler gordum ki hem olumlu hem olumsuz anlamda 'bu insanlar nasil ayni genleri tasiyor, ayni ailede yasamis olabilirler akil almiyor' diye dusundugum cok oldu.

Bir ebeveyn ve yetiskin insan olarak sizin sorumlulugunuz vizyon sahibi olmak ve cocugunuza da kritik dusunmeyi ogretebilmek bence. Bir kac secenege saplanip kalmasin; aman da gelenek aman da biz boyle gorduk diye baskilanmasin; farkli perspektifleri degerlendirebilsin; mevcut durumlarin okumasini yapabilsin (read the room demek istiyorum aslinda, ne denir bilemedim) vs ona gore zaten cani nasil isterse oyle bir birey olur.
0
sopiro
(06.02.22)
doğal bir sosyal bir ortam sağlanırsa zaten kendisini geliştirecektir
hayatı doğru tecrübe etmesi önemli
tatlı dille çözülecek şeyler de var, fiziksel güç göstermek/kullanmak gereken de
0
bir soru sorcam
(06.02.22)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.