Öyle bir "baby fever" ile yapmadım ben, ama hep istiyordum, hazır olduğumuzu düşününce de yaptık. Öyle filmlerde yansıtılan veya toplum tarafından dayatılan gibi de devam etmiyor süreç. Benim öğrendiğim şu (bebeğim 9 aylık), insanlar ayıplanma korkusu ile hissettiği/yaşadığı şeyi söylemiyor ebeveyn olma süreci ile ilgili.
Mesela pozitif test sonucunu görünce havalara uçmadım, sevindim fakat aynı anda içimi bir endişe kapladı. Hamileyken bir taraftan bebeğin hareketlerini hissedince çok mutlu oldum, bir taraftan da taşımaktan çok yoruldum "artık çıksa içimden de başkaları da taşısa" diye düşündüm. Doğduktan sonra ilk haftalarda hem kucağımda uyuduğunda huzur doldum, hem de özgürlüğümü (en azından birkaç seneliğine) yitirdiğimi fark ettiğimde "büyük bir hata mı yaptım acaba" diye düşündüm.
Hayatımda yaptığım en zor ve en güzel şey. Bebeğim rahmime düştüğünden bugüne kadar sevgim artarak devam ediyor. Öyle ki insan sevme kapasitesine şaşırıyor zaman zaman. Fakat öyle "ay birden inanılmaz bebek sahibi olmak istedim, onu ilk andan beri de her şeyden çok seviyorum" gibi değil benim tecrübem. Emek verdikçe ve emeğimizin karşılığını aldıkça, daha bebekken bile büyüdüğünü, çabalarımızla bağımsız bir birey olarak varlık kazanmaya başladığını, kendi karakterinin geliştiğini gördükçe aramızdaki bağın daha da güçlendiğini hissediyorum ve doğru bir karar verdiğimi anlıyorum.
0