Giriş
(10)

Mesai saati hakkında

madurumdamadurum
Bir yerle anlaştım beni 9.30 / 20.00 olarak çalıştırmak istiyor ve haftada sadece bir gün iznim var. Asgari ücret vereceklerini söylediler ve sanırım fazla mesai ücreti adı altında bir şey konuşulmadı ve vereceklerini de sanmıyorum. Bir kağıt imzaladım ve fazla mesai yapmayı kabul ettiğime dair bir
Bir yerle anlaştım beni 9.30 / 20.00 olarak çalıştırmak istiyor ve haftada sadece bir gün iznim var. Asgari ücret vereceklerini söylediler ve sanırım fazla mesai ücreti adı altında bir şey konuşulmadı ve vereceklerini de sanmıyorum. Bir kağıt imzaladım ve fazla mesai yapmayı kabul ettiğime dair bir kağıttı bu ismi Muvafakatname idi. Yasalarca bu çalışma saati normal mi molalarla birlikte tabi bu geçerli.
Teşekkür ederim.
0
madurumdamadurum
(11.08.21)
Eğer günde 3 saat mola yoksa bu çalışma saatleri kanuna uygun değil.
0
pispinti
(11.08.21)
3 saat mola yok min 45 dk dendi ama 1 saat max
0
🌸madurumdamadurum
(11.08.21)
Haftalık maksimum çalışma süresi 45 saat, molalar dahil değil. Yani günde 1 saat molan varsa haftada 9,5 * 6'dan 57 saat çalışmış oluyorsun. Neyi imzaladığın önemli değil, sözleşmeler kanundan üstün olmadığı için kanunla çelişen sözleşme geçersiz olur.
0
plutongezegendegilmi
(11.08.21)
Mola ve yemek süresini çık haftada en fazla 45 saat çalıştırabilirler. Üstü için fazla mesai ücreti ödemeleri şart. Bunun dışında cumartesi de gelmeni istiyorlar. O gün zaten komple fazla mesai sayılır. Bu da senin saatlik ücretin üzerinden %50 fazlası olarak hesaplanır. Mevzuatta böyle yazmakta. O imzaladıkları kagıtın da bir hükmü yok. Bu yazdıklarıma göre hesabını yap bedavadan kölelik yapma. Fazla mesai kalıyorsan onun parasını eşek gibi vermek zorundalar Onun dışında çart çurt yaparlarsa alo 170 i arayıp şikayet et.
0
limonlu eksi
(11.08.21)
birkac istisnai durum haric ne imzalattiklarinin onemi yok. haftalik calisma suresi 45 saattir, ondan sonrasi fazla mesai. verdigin bilgiler isiginda haftada 63 saat isyerinde geciriyorsun. pispinti'nin dedigi gibi gunde 3 saat mola yoksa kanuna uygun degil. molalarin 1 saat oldugunu varsayalim; haftalik 57 saat calisiyor olacaksiniz. yani 12 saat fazla mesai yapacaksiniz. fakat fazla mesainin yillik bir siniri var o da, 270 saat. yani bu sekilde en fazla 22,5 hafta calistirabilirler. sonrasi kanuna aykiri direk. ayrica bunu asgari ucretle yapamazlar, fazla mesainin ucreti normal saatlik ucretin 1,5 katidir.
0
redlinetheturk
(11.08.21)
Sözleşmeye dikkat et muhtemelen "mesai ücreti maaşın içindedir" gibi bir madde yazarlar.
0
anten
(11.08.21)
@anten; asgari ücret alan adamin mesaisi nasil maasin icinde olacak? Asgari ücret zaten 45 saat çalışacak kisinin alacagi ücret degil mi?

Neyse hem yasal değil hem de kölelik. Bilinen bir yerse söyleyin de herkese muhatap olmamalarini söyleyelim.
0
logisticsmanager
(11.08.21)
gece eve de gitme bi döşek versinler orda uyu böyle çalışma saati mi olur. yani keşke başka bi iş bulabilseniz. yasalara bir hayli aykırı görünüyor yukarıdaki arkadaşlar da demiş
0
photo85
(11.08.21)
mecbur kalmasam girmeyecektim Tespoda kasiyer olarak başlayacağım.
0
🌸madurumdamadurum
(11.08.21)
7,5+ saat çalışmak için kullanman gereken kesintisiz izin süresi minimum 1 saat, 45 dakika değil. Firmalar da bu süre için zaten direkt 1 saat izin belirliyorlar o yüzden. Yasada minimum ve maksimum neyse onu uygulama yolunda Türkiye'de işletmeler hep. Minimum yani asgari ücret o yüzden ülkenin %49'unun maaşı.

Mecbur kaldığım için diyorsun biliyorum ama boş ver şartları çok kötüymüş. Bu tür işlerde çalışmayı herkes reddetse şartlar iyileşir aslında ama... A101'e falan başvur. Şartları da maaşı da daha iyi.

@plutongezegendegilmi +1

@logisticsmanager evet. Asgari ücretin içinde fazla mesai ücreti bulunamaz. O yüzden genelde maaşı 3000 ile 3250 arası yapıp, o şekilde @anten'in dediğini yazarlar. Ücreti de bordro'da asgari ücret + mesai gösterirler. Bazıları onu çakallığı(!) da düşünmeyip düz bu ücretten verebiliyor.
0
nawar
(11.08.21)
(15)

doblo ile tatile gidilir mi

biseysorcaktim
10 gün sonra tatile gideceğim. ailemde klimalı doblo ve eski model klimasız clio var, ödünç alabilirim. clio güzel ve seri bir araç ancak eski ve özellikle klimasız olması sebebiyle tatilde kullanmak istemiyorum. doblo ise hantal, büyük ve seri değil. ancak rahat, konforlu ve bagajı büyük. 4 kişi ol
10 gün sonra tatile gideceğim. ailemde klimalı doblo ve eski model klimasız clio var, ödünç alabilirim. clio güzel ve seri bir araç ancak eski ve özellikle klimasız olması sebebiyle tatilde kullanmak istemiyorum.

doblo ise hantal, büyük ve seri değil. ancak rahat, konforlu ve bagajı büyük. 4 kişi olacağız. tek yön 600 km yol can sıkıcı olur mu doblo ile?

---
araba kiralamayı düşünüyorum ancak elimizde olan arabaya günlük 300-400 istiyorlar. üst segment araçlar ise daha pahalı. o parayı vermektense bir sürü şey yaparız.

sizce üst segment bir araç mı kiralayalım yoksa elimizdekini mi kullanalım?
0
biseysorcaktim
(11.08.21)
gidilir tabii nesi var doblonun mis gibi geniş araç
0
jelly bear
(11.08.21)
Klima var, geniş araç daha ne olsun. Sadece çok sürat kaldırmaz o araç 600 km ağır ağır keyif yapa yapa gidilir.
0
anten
(11.08.21)
doblo'yu seçerdim.
0
lazpalle
(11.08.21)
klimasız adım atma aman diyim. uzun yolda klimamız bozulmuştu bir keresinde camları azcık bile açsak kulaklarımız sesten patlıyordu.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(11.08.21)
tatilde insan çok yayılıyor. Doblonun bagajı hayat kurtarır. Kesinlikle doblo
0
westblack
(11.08.21)
tatile giderken seri aracı ne yapacaksınız zaten? doblo varsa iyidir.
0
duyurukullanıcısı
(11.08.21)
Doblo süper bence. Seri olmasını ne yapacaksın ki? Bagajı da var kocaman, yavaş yavaş gidersin
0
roket adam
(11.08.21)
klimasız araç ile sakın tatile çıkmayın.

doblo ile bir kaç kez tatile gittim, 4 kişi olarak da gittim. sıkıntı yaşamadık. bagajı geniş, içi ferah, az yakar.. çok seri olmasına gerek yok bence.
0
co2s2
(11.08.21)
Doblo ile on numara gidilir, klimasız ferrari olsa çekilmez bu havada.

Yalnız ticari araç ise hız limitlerine dikkat edin, ruhsatta ne yazdığına bakın.
0
John Bloor
(11.08.21)
uzun yolda yapacağınız hız zaten 120-130. doblo'nun da konforu fena değil. bence doblo akar.
0
golgi aygıtı
(11.08.21)
clio klimalı olsa bile dobloyla git. rahatlığı farkedeceksin
0
adventchant
(11.08.21)
dort kisi kucuk arabayla tatil zor diyeyim. biz maks uc kisi gidiyoruz. onda da arka koltukta hep esya oluyor.
0
supergirl
(11.08.21)
Doblo'yu seçerim.
0
hayirsiz
(11.08.21)
öyle bi anlatmışsın ki doblo vs mercedes gle anlatıyorsun sandım. diğer taraftaki altı üstü clio. kliması bile yok. kliması olsa bile ben yine dobloya binerdim
0
avatar is back
(11.08.21)
Doblo candır,hız limitlerine dikkat.
0
arenas
(11.08.21)
(10)

Hangi Bölüm Tercih Edilmeli?

infernalcadre
a)Sınıf Öğretmenliğib)Özel Öğretim ÖğretmenliğiKPSS atamsı, KPSS zorluğu vs.
a)Sınıf Öğretmenliği

b)Özel Öğretim Öğretmenliği

KPSS atamsı, KPSS zorluğu vs.
0
infernalcadre
(11.08.21)
tabii ki özel eğitim.
0
rose parks
(11.08.21)
kesinlikle özel eğitim. atanmaları da tayinleri de diğer branşlara göre çok çok kolay. 2. öğretim olsa benim de okuyasım var hatta.
0
dedim ben sana
(11.08.21)
özel eğitim.
atanamazsan da önemli değil. dışarıda daha kolay iş bulursun.
0
ananotherlife
(11.08.21)
Özel eğitimin sabrı ve şartları çok daha ağır olabilir, ona göre düşün. Önce mutlaka özel eğitim öğretmenlerinin konuştuğu forumlara bak incele oku bol bol. Lütfen hayatının hatasını yapma, iyice incele.
0
1bir1bir1
(11.08.21)
Normalde özel eğitim gibi gözüküyor ama meslek hakkında da bilgi sahibi olmak lazım. Özel eğitim öğretmenliği herkesin yapabileceği bir iş değil. Pişman olmamak için araştırmanız gerekiyor.
0
dissendium
(11.08.21)
özel eğitim ücreti hem fazla, hem daha önü açık.
0
mikahakkinen
(11.08.21)
Sınıf öğretmenleri bile yeri geliyor birinci sınıf çocuklarıyla zorluklar yaşıyor. Özel eğitim gerçekten zor bir meslek. Üç kuruş için stres sahibi olmaya değmez.

Yazdığım şey yanlış anlaşılmış, dönüp baktığımda hak verdim. Demek istediğim şey sırf para için seçilmemesi gereken bir meslek olduğuydu. Gerçekten bu iş için uygun olduğunu düşünenlerin tercih etmesi gereken bir meslek, öyle kolay atanıyor daha çok para getiriyor diye değil. Bu nedenle üç kuruş demiştim. Çünkü hakikaten onca emeğin, fedakarlığın yanında ne olsa üç kuruş kalır.
0
ruhen hastayim ben
(11.08.21)
zihinsel engelli, ya da genel olarak engelli bireylerin de vicdanlı öğretmenlere ya da eğitmenlere ihtiyacı var. bu mesleğe karşı üç kuruş para için değmez diye düşünenler beş kuruş para da olsa seçmese daha iyi olur zaten. öğretmenlik böyle bir şey olmamalı.
0
das ende der welt
(11.08.21)
özel eğitim psikolojik olarak zorlu olabilir. Bunu da göz önünde bulundurun.
0
anten
(11.08.21)
hangisinin daha kolay ataması var ise onu seçeyim kafasındaysanız lütfen bu iki öğretmenlik bölümünü seçme arzunuzu tekrar bir gözden geçirin. bu amaçla bu soruyu sormanız bile özel eğitim öğretmenliğini seçmemeniz için aslında bir veri oluşturuyor kusura bakmayın. elbette size de hak verdiğim noktalar var muhakkak, gelecekte işsiz kalmak istemiyorsunuz pek çok üniversite mezunu gibi. ancak sınıf her ne kadar özel eğitim gibi olmasa da özel eğitim bütün bunların dışında mesleki ilgi alaka ve yüksek özveri isteyen bir branş. evet ataması daha çok ve daha kolay ancak salt bu amaçla seçerseniz hem size hem sizden bir şeyler öğrenmek isteyen çocuklara haksızlık etmiş olursunuz. kendinizi iyi tanıdığınızı düşünüyorsanız; iki mesleği de yapan birleriyle görüşün detaylı konuşun veya çalışma ortamında görün mümkünse. öyle karar vermeniz daha kolay olur.
0
pardus
(11.08.21)
(5)

yağ yakma antrenmanı

kondansator
şimdiye kadar kilo vereyim diye uğraşırken hep koşu bandı, eliptik bisiklet vb tepindim durdum. şimdi araştırdığımda ise, millet yağ yakma süreci için kuvvet antrenmanları önermiş. ağırlık çalışmak yağ yakma sürecinde süreci destekler mi acaba?
şimdiye kadar kilo vereyim diye uğraşırken hep koşu bandı, eliptik bisiklet vb tepindim durdum. şimdi araştırdığımda ise, millet yağ yakma süreci için kuvvet antrenmanları önermiş. ağırlık çalışmak yağ yakma sürecinde süreci destekler mi acaba?
0
kondansator
(11.08.21)
Yağ yakma antrenmani diye bir olay yok. Güç antrenmani ile kas yaparsin + kalori takibi yapip kalori açığı yaparsan kilo verirken kas yapmış olursun.
Bunun yaninda proteini yüksek tutmak da cok çok önemli.
Kaynak;
examine.com
0
logisticsmanager
(11.08.21)
Sadece compound hareketleri yaparak 6 haftada 4kg verdim aynı zamanda kas yaptım. 2-3 ay içinde 10 kg daha düşerim tahminimce, çünkü ağırlık giderek artıyor,sonra normal yağsız halime dönmüş olurum zaten. Vücudun tüm kaslarını yorup besin ihtiyacına sokmak elbette yağ yakiminda işe yarıyor. Geriye sağlıklı beslenmeyi yaşam biçimine döndürmek kalıyor. Kısa süreli beklentiler yerine zevk alınan bir spor ve beslenme modu ile süreçten keyif alarak sağlıklı ve fit olmak mümkün.
0
hasmetizm 2046
(11.08.21)
kas kütlesi arttıkça vücut daha hızlı yağ yakıyor diyorlar. Benim su anki antrenörüm tam da böyle bir çalışma şablonu verdi.
0
anten
(11.08.21)
Kas kütleni arttırmalısın,

yalnızca boş kardiyo yaparsan, protein alımına, kas çalışmana önem vermezsen kaslarını da kaybedersin kilo verirken.

Bu nedenle kas çalışması ve kardiyo yerine hiit antrenmanlar gerekli. Hiit antrenmanlar kısa sürede metabolizma hızını arttırıp gün içinde spordan sonra da yüksek yağ yakımını destekliyor.

Kilo verdikten sonra sağlıklı kalmak için kardiyoya devam edersin.
0
zimbirik
(11.08.21)
Hiit antrenmanı veya Tabata'yla yağ yakarsın. Hatta tabatayla akşam yattığın yerde yağ yakmaya devam edersin.

Ancak Youtube'da şurada burada gösterilen hiit ya da tabata antrenmanlarının hiçbiri doğru değildir. Fikir vermesi açısından işe yarar.

Bu iki antrenman çeşidi, kalbinizi kısa sürelerde belirli atımlara yükseltip ardından belirli atıma düşürüp bunu birkaç kez tekrar etme üzerine kurulmuştur. Her insan farklı yoğunlukta hareketle ve farklı sürelerde bu atıma ulaşır. Hatta insanın günü gününe, anı anına uymaz. Yani bunu bir şablona oturtamazsın.

Göğüsten ölçen, maksimum minimum atım alarmları bulunan bir nabız ölçer edinerek çok kısa sürelerde Hiit veya Tabatayla istediğin yağ yakımını kısa sürelerde sağlayabilirsin.
0
Mirket
(11.08.21)
(4)

Bana bir fitness programı hazırlayacak babayiğit var mı aramızda?

lafıolmaz
Merhabalar,Uzun süredir ektomorf vücudumu geliştirmek istiyorum. Kol ve bacaklarımın zayıflığı görüntümü bozuyor biraz. Evimin karşısına spor salonu açılır açılmaz kaydoldum. Fakat tek antrenör var ve akşamları orada oluyor. Üç kez rutinimi bozup program yazdırmak için salona gittim. Beşer saniyeyle
Merhabalar,

Uzun süredir ektomorf vücudumu geliştirmek istiyorum. Kol ve bacaklarımın zayıflığı görüntümü bozuyor biraz. Evimin karşısına spor salonu açılır açılmaz kaydoldum. Fakat tek antrenör var ve akşamları orada oluyor. Üç kez rutinimi bozup program yazdırmak için salona gittim. Beşer saniyeyle birkaç makineyi nasıl kullanacağımı öğretti, bench press yap falan dedi ve kayboldu. İlgisiz biri olsa da spora devam etmek istiyorum, zaten biraz hacim kazansam, yağ yaksam yeter.

Boy: 1.77
Kilo: 69
Omuz: 110
Göğüs: 96.5
Bel: 84.5
Kol: 28.5

Daha önce fitness tecrübem olmadı. 6 yıl futbol oynadım amatörde ama çok güçsüzüm, göbeğimde biraz yağlanma var. Boş barla bench press yaparken 3. sette barı üzerime düşürecektim, o kadar zayıfım yani :D Başlayalı sadece bir hafta oldu. Tecrübeli arkadaşlardan biri beni gelecek yaza fit girebileceğim bir programa yönlendirebilirse çok sevineceğim. Hoca yok zaten, youtube'dan izleye izleye uygulamayı planlıyorum. :)

Not: haftada dört gün gitmeyi planlıyorum.
0
lafıolmaz
(10.08.21)
instagram'da hakan boylan var bir ona bak istersen fena değil önerileri, antrenman programı da yazıyor.
0
anten
(10.08.21)
hocam stronglifts 5x5'e baktın mı hiç?

hem çok basit, hem de kısa zamanda güçlenmeni sağlayacak bir program. ama fit yapmaz büyük ihtimal. powerlifting bir yerde. ben de sıfırdan başladım, yemeğime dikkat ederek şu an 60 kilo squat, 85 kilo deadliftteyim. bu aralar azıcık saldım, 10 gündür gitmiyorum ama çabuk toparlanıyor.

stronglifts.com
0
chezidek
(10.08.21)
Ömrünüzde hiç fitness/bodybuilding yapmadıysanız size bilfiil yardımcı olacak kimse olmadan bench press, squat ve deadlift yapmanızı önermem. Başlangıç için makineleri kullanın derim. Makineler mobilitenizi hazırlamaya yardımcı olacaktır. Biraz güçlendikten sonra serbest ağorlıklara geçmek daha mantıklı. Ayrıca ilk aşamada boş barla değil de mobilite sonrası daha düşük kilo dummbell larla çalışabilşrsiniz. Bir 200 cm bar 18.5-20 kg. Bir nevi elinize 10+10 kg dummbell almış gibi oluyorsunuz. Halbuki sizin kilonuz 5+5 kg dummbelldır.

Programdan önce aletleri deneyerek mobilite ve asgari güç elde edin. Programı ilerleyen zamanlarda kendiniz dahi yazarsınız. Önemli olan her serbest ağırlıktaki hareketi yapabilecek duruma gelin.
0
neysene
(10.08.21)
bir ay boyunca hocanın gösterdiği makinelerdeki hareketleri yap. vücudun anca alışır ve hamlıgı atarsın. sonra program yazılır
bu arada yaşını söyle ve haftada kaç gün gidebileceğini söyle belki yardımcı olmak isteyen olur ve buna göre program önerirler.
eğer zayıfsan sporun yanında düzgün beslenmelisin. o da ayrıca araştıracağın bir konu.
herkese bol şans.
0
dafuq
(10.08.21)
(7)

askerlikten 1 sene yırtmak için aöf mü yl mi?

avatar is back
en alakasız yl'de olur aöf'te olur hangisi kolaysa onu yapmak istiyorum. hayatımda açıköğretimle alakalı bişey duymadım çevremde okuyan yok. askerlik tecili için işe yarar mı? yoksa random bi üniye git yl yap mı dersiniz? (başlasam da seneye haziranda bırakacam zaten umrumda değil). ales 89, puana g
en alakasız yl'de olur aöf'te olur hangisi kolaysa onu yapmak istiyorum. hayatımda açıköğretimle alakalı bişey duymadım çevremde okuyan yok. askerlik tecili için işe yarar mı?

yoksa random bi üniye git yl yap mı dersiniz? (başlasam da seneye haziranda bırakacam zaten umrumda değil).

ales 89, puana güveniyorum ama kabul edilmem kolay olur mu?
0
avatar is back
(10.08.21)
Tezsiz yüksek lisans bölümlerine ALES puanı olmadan da başvurulabiliyor bazı üniversitelerde. O da denenebilir ama ücretli.
0
dissendium
(10.08.21)
@dissendium, tezsiz diye askerlik tecilinde problem olmaz değil mi?
0
🌸avatar is back
(10.08.21)
lisans mezunu isen ki seçeneklerden biri yl olduğuna göre öylesin aöf kurtarmaz. tek seçenek yl zaten. bir üst öğrenim gerekiyor.
0
hadsafhada
(10.08.21)
yl dediğine göre 4+ yıllık bir üniversite bitirmişsin demektir.
üniversite bitirdiğin için üniversite okuyarak
askeriğini tecil ettiremezsin diye biliyorum
diğer seçeneği değerlendir derim; YL yapmak
0
meko
(10.08.21)
Sorun olmaz ama süresi daha kısa.

lee.itu.edu.tr

İTÜ 1 yıl demiş.
0
dissendium
(10.08.21)
İkinci 4 senelik üniversite tecil yapmıyor. Mezun olduğunun hep bir üstüne geçmen lazım. Mesela yl hakkın biterse artık yl tecil etmiyor. Doktora yapman lazım. Özel bir sebebiniz yoksa bence hiç uğraşmayın bu tip şeylerle. Yurtdışına çıkıp dövizli askerlik yapmayacaksanız askerlik tamamlamış beklentisi olan iyi işleri kaçırıyor olacaksınız.
0
neysene
(10.08.21)
TEcil için okuduğunun üstünde bir seviyede devam etmen lazım. Yani 4 sene bitirdiysen yuksek lisans
0
anten
(10.08.21)
(1)

Profesyonel Aşçılık Eğitimi ve Mevcut İş

muslugubozukhayrat
Selamlar, Bu yıl içinde piyasadaki mevcut okullardan birinden profesyonel eğitim almak istiyorum. Ama normalde yaptığım iş bambaşka tabii. Benim gördüğüm bu okullarda bir hafta içi bir de hafta sonu ekibi var. Mevcut işimi bırakmadan (maddi kaygılardan ötürü) hafta sonu grubuna dahil olsam bir süre
Selamlar,

Bu yıl içinde piyasadaki mevcut okullardan birinden profesyonel eğitim almak istiyorum. Ama normalde yaptığım iş bambaşka tabii. Benim gördüğüm bu okullarda bir hafta içi bir de hafta sonu ekibi var. Mevcut işimi bırakmadan (maddi kaygılardan ötürü) hafta sonu grubuna dahil olsam bir süre sonra aşırı bir yorgunluk olur mu sizce?

Yani dersler nasıl geçiyor, aşırı yoğun mu bunu öğrenmeye çalışıyorum. İşini bırakmadan bu okullara devam eden var mı? Ya da msa, usla gibi okullarda eğitim görmüş insanlar da yardımcı olabilir.

Teşekkürler
0
muslugubozukhayrat
(10.08.21)
Bunu yapan tanıdıklarım var.

Kurslar öyle laylaylom hobi maksatlı olmadığı için oldukça ciddi ve yorucu olabiliyor. Bir de öğrendiklerinizi uygulamanız da gerekiyor, arkadaşım evde gece yarılarına kadar yemek yapıyordu kurstan arta kalan zamanlarda. Çünkü sınavları falan da ciddi zorlu geçiyormuş.

Adı üstünde profesyonel aşçılık yani adamlar bu işi meslek olarak yapacak insan yetiştirme derdindeler. O yüzden iyi düşünün.

Mutfak işleri bayaa ast üst ilişkisinin olduğu yerler, fiziksel olarak da çok yorucu bunları da göz önünde bulundurun.

Bir de kurs sonrası bu işi meslek olarak yapma niyetiniz varsa, staj yapmanız gerekiyor belli sertifikalar için. O stajlarda da mutfağın en alt kademesinden başlıyorsunuz
0
anten
(10.08.21)
(4)

Finans Yatırımı Hakkında Görüş

burka
MerhabalarBir konuda düşüncenizi merak ettim. Orta-uzun vadeli bir yatırımcıyım. Al-sat yapmam, büyük trendlere girip yüksek kazanç arayışında değilim. Çok basit bir yatırım felsefem var, çok büyük bir sır da değil zaten. Düzenli alım yapmak, tasarruf ederek tutumlu olmak ve sabırlıca buna devam etm
Merhabalar

Bir konuda düşüncenizi merak ettim. Orta-uzun vadeli bir yatırımcıyım. Al-sat yapmam, büyük trendlere girip yüksek kazanç arayışında değilim. Çok basit bir yatırım felsefem var, çok büyük bir sır da değil zaten. Düzenli alım yapmak, tasarruf ederek tutumlu olmak ve sabırlıca buna devam etmek. Soruma gelirsek:

ETF tercihleri üzerinde duruyorum ve kendimce pek çok araştırma yaptım. Profesyonel yatırımcılar ile de irtibat halindeyim. Onların da tavsiyelerini dinliyorum. Öte yandan geldiğim nokta şu oldu; pek çok alternatif varken aslında hali hazırda kendini kanıtlamış 10-15 tane çok bilindik ETF ortada duruyor. Bunlar istikrarlı şekilde de büyüyorlar, bünyelerindeki şirketler de zaten dünya çapında bilinen markalar. Bu durumda basitçe bu seçimlere yatırım yapmak, düzenli alım yapmak yeterli olmuyor mu? Bunu size soruyorum çünkü ben sonuçlar apaçık ortada iken kendimden şüpheye düştüm :) Sadece alıp birkaç sene dokunmayarak dahi güzel getiri sağlanabiliyor, bunu ben amatör halimle görüyorsam neden başka insanlar görmüyor. Yanıldığım bir nokta mı var acaba?
0
burka
(09.08.21)
Lafi dolandirmadan soyle ozetlenebilir sanirim: Bahsettigin sirketlerin bagli bulundugu borsalara (endekslere) gore bahsettigin ETFler daha cok getiri veriyor gibi gozukuyorsa, aradaki fark kadar ekstra risk vardir. Yabanci, likit, regule edilen borsalarin genel trendinden daha fazla getiri elde etmenin o borsalarin endeks etflerini direk almaya kiyasla esit veya daha az riskli bir yolu yok. Marketten daha cok kazanabilirsin evet, ama daha cok kaybedebilirsin de. Ne kadar diverse bir portfolyo varsa, o kadar az risk, o kadar az potansiyel getiri.

Genel tavsiye hep soyle denir: ne kadar gencsen o kadar risk alma opsiyonun var. "emeklilige" yaklastikca riski azaltirsin, unicorn sirketlerden endeks eftlerine, yas ilerledikce yavas yavas tahvillere vs. vs. cunku gencken gideni yerine koymaya vakit var, ama yaslilikta yok.
0
robokot
(09.08.21)
"Bu seçimlerden" diye kastettiğiniz 3-5 popüler ETF ise yanılmıyorsunuz. Bunun "VWRL/VWCE and chill" diye geyiğini bile yapıyorlar :)
0
bruce mclaren
(09.08.21)
İki sebebi var:

-Bizim insanımız her şeyi çooook iyi bildiği için kendi kafasına göre hisse alıyor satıyor vs. Bu da genelde kulaktan dolma bilgilerle. Şirketlerin bilançolarına ve hisse fiyatlarına bakınca aşırı ilginç bir borsa yatırımcımız var diyorum bazen. Ki ben de uzman bir yatırım danışmanı değilim, ama eğitim aldım. ben bile korkuyorum bir hisse alırken satarken. İnsanlar leblebi alır gibi "kağıt" alıyor.

-Çoğu insan fonlardan habersiz. Ne olduklarını, ne işe yaradıklarını bilmiyor. Repo sanan bile var.
0
anten
(09.08.21)
@robokot
Burada risk sanırım insanların getiri beklentisi olmalı değil mi? Yani genç birisinin (25-40 yaş diyelim) hedefi parasını birkaç katına çıkartmak mı? Çünkü bu bana o kadar gerçekçi ve kolay görünmüyor. Ayrıca yerine koyma potansiyeli var ama herhalde gene sonuçta vardığımız nokta seçimler oluyor galiba. Öte yandan 5 yıllık yatırım sürecinde parasını 2'e katlama imkanı sunan enstrümanlar olduğunu düşünüyorum. Burada yapılması gereken düzenli alım ve elde tutmak. İnsanların zorlandığı kısım bu gibi geliyor bana.

@bruce mclaren
Evet bahsettiğim popüler, Top 10 diyebileceğimiz ETF'ler. Örneğin SPY, QQQ vb. Adı bile zaten açıkça diyor NASDAQ borsada işlem gören top 100 şirket vb. Şirketlere bakıyorum ürünlerini bizzat kullandığım, gözüm kapalı ne iş yaptıklarını sayabileceğim firmalar. Öyleyse işin içine insan doğası ve daha fazlasını istemek mi giriyor sizce, nedir? :)
0
🌸burka
(09.08.21)
(2)

Kickbox kadınlar için?

nefertarii
Anadolu yakasında veya avrupa yakası merkezi yerlerde kadınlara da kickbox dersi veren iyi bir yer var mıdır? Yani şu an pilates / cardio yapıyorum; kas kütlem çok iyi değil hem savunma amaçlı hem de deşarj olmak için öğrenmek istiyorum.Genel olarak hem eğitmen hem de sporun kendisiyle ilgili öneril
Anadolu yakasında veya avrupa yakası merkezi yerlerde kadınlara da kickbox dersi veren iyi bir yer var mıdır? Yani şu an pilates / cardio yapıyorum; kas kütlem çok iyi değil hem savunma amaçlı hem de deşarj olmak için öğrenmek istiyorum.

Genel olarak hem eğitmen hem de sporun kendisiyle ilgili önerileriniz var mıdır?
0
nefertarii
(09.08.21)
@gainlifefitnes

üsküdar merkezde
0
ala09
(09.08.21)
savunma amaçlı kick boks çok beklediğinizi vermeyebilir. Ama iyi kardiyo sağlar.
Kas kütleniz zayıfsa biraz ağırlık antrenmanı da eklemeniz iyi olabilir.
0
anten
(09.08.21)
(11)

sizce orta direk hangi sınırdan başlar

syozkn
ayda 100 bin kazanmıyorsan fakirsinciler de gelmesin ama bir beyin fırtınası yapalım istiyorum.tek olarak da düşünebilirsiniz. çift olarak da. tek başıma 100 bin TL kazanıyorsam orta direğimdir veya çiftler toplam 500 bin kazanıyorsa orta direk bir ailedirler gibi bir yaklaşım istiyorum. iyi bir yaş
ayda 100 bin kazanmıyorsan fakirsinciler de gelmesin ama bir beyin fırtınası yapalım istiyorum.


tek olarak da düşünebilirsiniz. çift olarak da. tek başıma 100 bin TL kazanıyorsam orta direğimdir veya çiftler toplam 500 bin kazanıyorsa orta direk bir ailedirler gibi bir yaklaşım istiyorum.

iyi bir yaşamdan da bahsetmiyorum, kötü bir yaşamdan da. orta direk'in kafamdaki karşılığı geçinmekte zorluk yaşamayan ama geleceğe de öyle aman aman yatırım yapamayan kişiye denir. eskiden memur skalası bu sınıftaydı ama hala emin değilim açıkçası.

hatta şöyle yapalım: çünkü şehir kira açısından baya büyük bir değişken yaratıyor. bunlara/buna aileden tam da yaşadıkları şehirde oturabilecekleri bir adet ev kalmış ve burada yaşıyorlar. istanbul olması şart değil ama büyük şehirlerden birinde diyelim.

hadi bakalım nedir orta direk buyurun.
0
syozkn
(07.08.21)
tek başına yaşayıp 10-15 arası kazanan birisi orta direktir bence. kendimden yola çıkıyorum :D
0
amour fou
(07.08.21)
bence marketten istediğin şeyi alıp yiyebilmek, ayda bir kaç kere dışarıdan yemek söyleyebilmek orta direklik.
0
Acil kan
(07.08.21)
Valla kavram böyle çok keskin bir kavram olmadığı için öncelikle kavram konusunda herkeste bir kafa karışıklığı var gibi. Herkesin orta direk kavramını farklı çünkü.

Benim düşünceme göre memur, emekli ya da bişekil orta düzey geliri olan, yani asgari ücretten fazla alan ancak öyle aldığı ücretin kendisine çok da büyük nimetler sağlamadığı kişidir orta direk. Daha çok toplumdaki en düşük maaş skalasına göre belirleniyor gibi. O yüzden tüm ihtiyaçlarını karşılaması vs gibi bir olay yok, sadece biraz daha yaşanılır şekilde hayatta kalan ancak yine de oldukça şeyden feda etmek zorunda kalan kişidir orta direk. Yani o toplumdaki ortalama insandır orta direk. Bu yüzden memurlar/memur maaşları vs hala oluşturuyor o sınıfı bence.

Illa rakam verecek olursak da 5-6 bin civarı derim.
0
j r r tolkien hayrani
(07.08.21)
Kira hariç
tek 10 bin
hane 18-20

Orta direktir
0
otopsicocugu
(07.08.21)
E bana nick bırakmamışsınız ve jrr tolkien doğru yerden bakıyor. Orta direk eskiden de alt sınırın bir üstünde yaşayan ama sabit geliri olan demekti, Özal’ın lafıydı diye hatırlıyorum. Şimdi de aynı şekilde yaşayan memur sınıfıdır. Hem sayıca toplumda büyük yer işgal eder, hem toplumu ayakta tutan tam da ortadaki direktir. Ekonomi çarkı o orta direkle döner, o yüzden eskiden esnaf, memur zammını sıkı takip ederdi ki memur zam alsın da biraz para harcasın. Çünkü ne kadar harcama o kadar esnaf kazanacak. Şimdi ise ekşide milletin elinden gelse memura maaş vermeyecekler. Halbuki toplumu ayakta tutan orta direk odur işte. Ve aynı düzeyde maaş alan çalışanlar, 5-6 bin yani.

10-15 bin orta direk olsa olsa paralel evrende olur. Türkiye’de halkın bir çoğu bu maaşı alabilmek için uğraşıyor.
0
epitaf
(07.08.21)
Yoksulluk sınırının üstünde bir gelirin varsa orta direksin işte.
0
anten
(07.08.21)
ortalama öğretmen maaşı *2 yaptığında şöyle görüyorum, karı koca hane başına 11-12 bin tl falan giriyor. işte bu rakam bence tam orta direğin karşılığıdır.
0
roket adam
(07.08.21)
"geçinmekte zorluk yaşamayan ama geleceğe de öyle aman aman yatırım yapamayan kişi"

senin tanımından yola çıkarsak, ev kiralarının 2000-3000 olduğu şehirde geliri 6000-9000 civarında olanlar orta direktir derim. kısaca ortalama kiranın 3 katı alıyorsa orta direktir.

insanın kendi evinin olması çok büyük bir rahatlık bu arada. o maslow'un üçgeninin ilk basamağına yerleşmek için gezmek gibi. "he burası katların en genişi la, şuraya yatağı koyarım, çalışma masası da şurda olur, oh iyi la" huehue.
0
chezidek
(07.08.21)
tek yaşıyorum, 10 bin alıyorum. minimal ve tamahkar yaşadığım için yarısını kenara atıyorum. ama daha iyi ev, araba, kurslar, kıyafet, hobiler, alkol alışkanlığım falan olsaydı bu maaş ucu ucuna yeterdi gibime geliyor. ama ortadireklik sadece yaşamak değil. ev alacak kadar kenara para atmak lazım. o yüzden ben tek kişi için min. 12bin 2 kişi için 25 bin diyorum.
0
buenosdias
(07.08.21)
Orta direk bir ülkenin memur, kıdemsiz kurumsal çalışan ve küçük esnaf ortalamasıdır. Kişisel olarak bakıp, bana anca bu yeter diyerek tanım yapmak biraz subjektif olur.

hesabı ailede kişi başına düşen gelir gibi hesaplıyoruz . Tek veya çift veya aile gibi ayrı senaryolarda tutarlar yazmanın daha net hali bu olur sanırım. Bir aileden çalışabilecek durumda olanların her birine ortalama 5 bin TL düşüyorsa yani çiftlerde 10 bin TL , çalışmaya başlamış, veya çalışma çağına gelmiş ama henüz evden ayrılmamış çocuk varsa çocuk sayısına bağlı olarak (2+x)*5k TL gibi bir rakam denebilir.

Bunun üstü hemen zengin değil tabi, orta direğe yakın ara seviyeler ama Türkiye ortalaması 5 bin tldir bence orta direğin başlangıcı.
0
eksisozlukokuryazari
(07.08.21)
5
0
oekuklu
(07.08.21)
(6)

Helikopterler yangın söndürmede uçaklardan ne kadar farklı?

ya ben lan neyse
yangını körükleyebildiğini duymuştum haber kanallarından birinde. söndürme kabiliyeti açısından uçaklarla kıyaslandığında bir oran vermek mümkün mü? 3 helikopter ortalama 1 uçak kadar etkili gibi.
yangını körükleyebildiğini duymuştum haber kanallarından birinde. söndürme kabiliyeti açısından uçaklarla kıyaslandığında bir oran vermek mümkün mü? 3 helikopter ortalama 1 uçak kadar etkili gibi.
0
ya ben lan neyse
(05.08.21)
5 helikopter 1 uçağa bedel diye sallıyorum. Helikopter in tek avantajı manevra kabiliyeti. Onun dışında pek bi avantajı olduğunu düşünmüyorum.
0
olaylar olaylar
(05.08.21)
Yanlış bilmiyorsam uçak daha hızlı ve daha çok su alabiliyor.
0
orient blue
(05.08.21)
Helikopter 2,5 ton ucak 5 ton aliyor. Modele gore degisiyor ikisini de ufak aldim.

Helikopter yangini harliyor fan gibi ruzgar yapiyor.
Tam ustune dokemiyor sicaktan yaklasamiyor.

Ucak alevin tam ustune hali gibi birakiyor. Devamli git gel yapabiliyor suya inebiliyor.

Helikopter kova dolsun diye bekliyor.

Helikopterin tek avantaji golden havuzdan falan doldurabilmesi ortamda deniz yoksa avantaj.
Onun disinda yanginda ise yaramaz bir alet.
Zaten anlatmaya gerek yok goruyoruz.
0
divit
(05.08.21)
Helikopterin en büyük avantajı OGM'nin ormanların içinde yangın için oluşturduğu yapay göletlerden su alabilmesi.

"Helikopterimiz var uçağa gerek yok" demek saçma, ama 40-50 tane helikopter görev yaparken yok görmek de saçma.

Sanırım helikopter sayımız yeterli, ama uçağımız yeterli değil, onu da herhalde "yangın olursa kiralarız" diye düşündü işgüzarlar.

Lan alın 10 tane uçak dursun, koskoca devlet için çerez parası bu!
0
John Bloor
(06.08.21)
İkisinin kullanım amaçları farklı internetten edindiğimiz bilgilere göre. Mantık yürüterek de bazı şeyleri tahmin edebiliyoruz.

Ama yangınlarda ikisini de ortak kullanmak gerekiyor gördüğümüz kadarıyla. Yani biri var diye öbürüne ihtiyaç yok gibi düşünmemeli.

Mesela helikopter havuzdan, gölden bile su çekebiliyor. Uçağın illa ki geniş göllere ya da denize inmesi lazım. Galiba belli göllere inebilen uçaklar da var küçük gövdeli olanlar.

Uçak çok geniş bir alana hızlıca su bırakabiliyor.

Muhtemelen uçağın sortisinin ardından helikopterlerle tek tük yanmaya devam eden yerlere noktasal olarak su ya da söndürücü kimyasal bırakılıyor koordineli bir şekilde.

Çünkü helikopter geniş alana su bırakamadığı için büyük bir yangına yetişmekte zorlanıyor. Uçak da noktasal atış yapamadığı için büyük alanı söndürüyor ama sağında solunda yanmaya devam eden yerler için karadan ya da helikopterle havadan müdahale lazım.
0
anten
(06.08.21)
3 helikopter 1 ucak denilemez cunku her aracin alacagi su orani farkli. ayni zamanda ucaklar suyu helikopterlerden cok daha fazla bir hizla biraktigindan ayni hacimdeki suyla bile yangin uzerinde daha etkili.
0
rm
(06.08.21)
(12)

Dürümcünün "sade tavuk" isteyince tavuğu biraz fazla koyması gerekmez mi?

ya ben lan neyse
hatay dürüm için "sadece tavuk" isteyince marul, patates, mayonez vs. konulmuyor içine.tavuğu gerçekten çok az.şimdi ben hep böyle söyleyince adamı maliyetten kurtarıyorum. 10 liralık dürümün maliyeti 5 liraysa belki 1 lirası bu konulmayanlar. 3 lira tavuk, 1 lira da ekmeği olsun.ama adam hep aynı m
hatay dürüm için "sadece tavuk" isteyince marul, patates, mayonez vs. konulmuyor içine.

tavuğu gerçekten çok az.

şimdi ben hep böyle söyleyince adamı maliyetten kurtarıyorum. 10 liralık dürümün maliyeti 5 liraysa belki 1 lirası bu konulmayanlar. 3 lira tavuk, 1 lira da ekmeği olsun.

ama adam hep aynı miktarda tavuk koyuyor. bu yüzden çok zaman duble isteyip 1 lavaşa sardırıyordum çünkü sade tavuk olunca tavuk yok gibi.

o 1 lirayı da tavuğa ekleyip tavuğu yüzde 33 artırması gerekmez mi? ben gıcıklık yapmak istesem tam dürüm söyler, tavuk harici içeriği çöpe atar adamın karını kısarım. mcdonals'ta yanlış bilmiyorsam peynir vs istemeyince fiyat düşüyor.

bir ara 3 yıl içinde sanırım yüzlerce yedim. belki 1000'i bulmuştur. sırf 1000 lira havadan kazandı adam.

etik açıdan nasıl değerlendirirsiniz? sonuçta param kadar ürün istiyorum. sade tavuk isteyene neden daha pahalıya gelmiş oluyor?

edit: ben yanlış mı biliyorum, mcdonals'ta böyle değil mi? lokantalarda da az kuru, az çorba falan oluyor. mesela yarım porsiyon köfte istiyorsun 10 değil, 5 köfte geliyor. yoğurtlu diyorsun, 2 lira bindiriyor. subway'de malzeme seçtikçe fiyat artıyor...

ben de "sade" diyeyim 1 lira almasın ne var? 1 kere değil ki. 1000 kere yemişim. o 1 lirayı da "ekstra tavuk" için vereyim.
0
ya ben lan neyse
(05.08.21)
Sen tercihte bulunuyorsun, bu sana kıyak geçileceği anlamına gelmez.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(05.08.21)
kime düşünmez bunu. ki öyle bi fiyatlandırma olamaz. adana söyledin diyelim yanındaki domates biberi istemeyip daha fazla adana alabilir misin? hayır. saçma yani bu isteğin. birim fiyatları aynı değil bi kere. aynı olsa bile adam vermek zorunda değil.

adamın hiç umrunda olmaz içeriğini atman. sen uğraşırsın yok yere. adam onu sattıktan sonra ye/yeme hiç ilgilenmez. bu durumda tabağını yarım bırakanlar da mı adamın karını kısıyor :)

değişik bir düşünce. ölücülük oluyor bu :)
0
jelly bear
(05.08.21)
Bunun etik olayıyla falan pek ilgisi yok. Olay sen ve adam arasındaki anlaşmaya bağlı. Bu kadar çok yiyorsan ve durumdan da memnun değilsen gidip adama "diğer malzemeleri koymayıp tavuğu biraz fazla koy" de.

Sen bişey demeyip almaya devam ettiğin müddetçe adam senin olaydan memnun olduğunu varsayar. Yani bişekilde şartlarda anlaşmışsınız gibi oluyor. Memnun değilsen söyleyeceksin.
0
j r r tolkien hayrani
(05.08.21)
knk şuan ülke bataklık içindeyken kimseden eli açıklık bekleme, bazı dürümcüler utanmasalar tavuk dürüme tavuk bile koymayacaklar. tavuk dünyasından yemek sipariş ediyorsun 50 gram tavuk koyup patates kızartmasını abanıyorlar.
0
nahtoderfahrung
(05.08.21)
Mesela ben ise gidiyorum. Idare edecegim toplanti iptal oluyor, bunun uzerine patron bana "bugun cok calismadin, aylik maasindan 50 lira kesiyorum" diyor. Boyle bir sey.

"mcdonals'ta yanlış bilmiyorsam peynir vs istemeyince fiyat düşüyor"
Yanlis. Fiyat dusmuyor. Peynir ekstra. Fazladan bir kofte konmasini istemekten farki yok.
0
hot potato
(05.08.21)
mcdonals'ta böyle değil mi? hahaha :)

O dedigin sadece "kucuk" sehirlerde devamli musterisi oldugun "kucuk" esnaf ile olur belki, adam kiyagina eti biraz fazla koyabilir. Onun disinda mumkunu yok.
0
cooperr
(05.08.21)
Bu hesapla yanında çok sevdiğimiz turşu veya ketçap veya mayonez veya ekstra ekmek olursa ona da para istemeleri lazım. Buna ok misin?
0
etna
(05.08.21)
bence bir sıkıntı yok. yani standart bir ürün var. bunu alsan da almasan da menüde var. araba alırken ben cam istemiyorum sadece bazı parçaları alıyorum demek gibi aslında. sen almak istemesen de onlar standart bir şekilde satılmak için planlanmış. diğer taraftan marulun maliyeti çok arttıracağını düşünmüyorum. 1 lira bile değildir.
0
black mamba
(05.08.21)
Kilo ile satıyor musunuz deyip alabilirsin
0
bir soru sorcam
(05.08.21)
konumuz ürün-fiyat standardizasyonu

bahsettiğin şey ilk olarak çok mantıklı gelsede esasında öyle değil. örneğin XXL beden bir t-shirt düşün fiyatı 50 lira. aynısının XS olanı da 50 lira. sence ikisi de aynı miktarda kumaş ve baskı ile mi yapılıyor? peki fiyatı neden aynı? aynı durum ayakkabılarda da aynı çoğunlukla. ancak tekstildeki gibi keskin değil her zaman. 45 numara ayakkabı ile 37,5 numara ayakkabı aynı miktarda deri vs. malzemeden mi yapılıyor? peki fiyatı neden aynı? (tek beden kalan veya serisonu ürün dışında hepsinin ilk satış fiyatı aynı kabul edilir)

burada söz konusu olan şey ürün fiyat standardizasyonu. aslında farklı beden veya farklı numara varyasyonları olan ürünün giydirilmiş satış fiyatı ürünün ortalama fiyatına tekabul eder. burada ana kıyas ortalama maliyettir.

bu arada mc donalds örneğiniz tamamen yanlış. bu gibi fastfood ürünlerinde her zaman paket menü tekli menüden daha avantajlıdır. yani siz peynir istemezseniz daha ucuz ödemezsiniz. fiyat standarttır. ben mesela genelde et ekmek peynir şeklinde yerim burgeri ve sos,turşu,kıvırcık malzemelerini istemem. ama aynı fiyatı öderim. ancak ekstra peynir isterseniz ekstra para ödersiniz. çünkü standart dışıdır. örneğin big mac menü 31,99 lira fiyatı var diyelim. içerisinde big mac+patates+içecek mevcut ve toplam fiyat 31,99. peki ya sadece big mac hamburgeri kaç para? 29,99 lira. bunun yanına ekstra patates ve içeceği ayrı ayrı alırsanız toplam ödenecek tutar bir üstte yazdığım big mac menü fiyatından daha pahalıya gelecektir. işte tüm bunlar bir ürün fiyat standardizasyonu demektir. ana belirleyici etken ortalama malliyettir.

dönercinin uyguladığı da bu durumlar ile tamamen aynıdır. küçükken, yıllar önce bana da mantıksız gibi gelirdi hep bu durumlar. ancak sonradan kavrayabildim işin özünü.
0
pardus
(05.08.21)
@gabe +1

Ürün tavuk dürüm. Maruluyla, domatesiyle, patatesiyle... Siz bu ürünü almışsınız zaten. Ki dürümcü de ürün çeşitliliğini, stoklarını listelenmiş ürünlerine göre ayarlamış.

Siz liste dışı bir ürün istemiş olursunuz tavuğu arttırmak istediğiniz anda. Mesela 1.5 tavuk dürüm listelenmiştir, ona göre onu seçip 1.5 tavuk dürüm parası vererek tavuk hariç hiçbir şey olmasın diyebilirsiniz. Adam da yüzde 50 daha fazla tavuk koyar.

Diğer türlü sizin talebinizdeki gibi taleple gelse herkes adamın stoklarında çürüyen marul, patates, domates gibi ürünler adama sürekli eksi yazar.

Doğrusu adamın yaptığı. Düşüncesizlik dendiğinde sizin yaptığınızın da düşüncesizlik olabileceğini bilin :)
0
armagan abanuz
(06.08.21)
ben bu "havadan kazandı" olayını anlamıyorum:) Genel olarak bizim ticarete ve alışverişe bakış açımız biraz tuhaf.


Şimdi Matematik olarak da adam haklı. Diyelim ki dürümün içinde 100 gram tavuk, 20 gram da domates olsun.

Tavuk kg fiyatı 30 TL. 100 gramı 3 TL
Domatesin kg fiyatı 6 TL. 20 gramı 0,12

20gram domates gitti. Adam 0,12 TL malzeme çıkartmış oldu.
Diyorsun ki, 20 gram tavuk eklesin. 0,6 TL.

yani adam domatesi çıkarttığı zaman 5 kat daha değerli bir malzeme koysun diyorsun:)


Hadi matematiği kabul etmedin. Adam ben esnaf olsam şunu derim.
Kardeş ben zaten sadece tavuğun parasını alıyorum. diğer garnitür ikram fiyata dahil değil. Yine haklı.
0
anten
(06.08.21)
(7)

pickup - kamyonet hayranlığı olanlara sorumdur

roket adam
hafta sonu bir yerde kampa gittik, orada yol biraz bozuk olduğu için kendi aracımı bırakıp arkadaşın tata kamyoneti ile gitme planı yaptık. yalnız arkadaş böyle bir konforsuzluk, böyle bir çile olamaz. hayvan gibi araç, sağı solu belli değil, içeri çok ses alıyor, süspansiyonlar sert, hayvan gibi ya
hafta sonu bir yerde kampa gittik, orada yol biraz bozuk olduğu için kendi aracımı bırakıp arkadaşın tata kamyoneti ile gitme planı yaptık. yalnız arkadaş böyle bir konforsuzluk, böyle bir çile olamaz. hayvan gibi araç, sağı solu belli değil, içeri çok ses alıyor, süspansiyonlar sert, hayvan gibi yakıyor, vs vs. her halükarda bu pick-up'lar şehir içinde kullanım için tam çileymiş gibi geldi bana.

tamam standart bir sedan konforu sunsun demiyorum ama evden bakkala giderken kamyon kullanıyor olma hissi hiç hoşuma gitmedi. peki şehir içinde kullananlar nasıl idare ediyor? bir hevesle alıp pişman olan çok mu, yoksa benim binmediğim bazı modeller konfor bakımından sedanı aratmıyor mu? böyleyse çile çünkü.

ikinci sorum da abd'nin pickup hayranlığı üzerine. vergiler düşük, benzin ucuz. neden spor arabalar yerine kamyonetlere yöneliyor bu insanlar merak ediyorum.
0
roket adam
(05.08.21)
Amarok, L200, Hilux vs neredeyse sedan konforunda diyorlar. Almaya niyetlendim ama param yetmedi maalesef. YouTube incelemelerinden duyduğum kadarıyla söylüyorum. ABD'de pick-uplar muhtemelen spor arabadan daha ucuzdur bir de adamlarda avcılık vs gibi hobiler olunca pick-up daha mantıklı oluyor onlar için
0
beni sen öldürme
(05.08.21)
tata ya boşuna traktör demiyolar. navara kullandım baya binek araç gibi.
0
hobarey
(05.08.21)
güncel modeller daha konforlu tabi, gördüğüm sıkıntı ağırlık merkezi öne doğru olduğu için sarsılma daha fazla oluyor bozuk yerlerde, konforsuzluk burada ortaya çıkıyor.

Amerikada bizde neden doblo tipi araçlar çoksa o yüzden yöneliyorlar diye düşünebilirsin. Hiluxu almak doblo almak kadar kolay olsaydı vergisi ekstrem olmasaydı burada da bunlar tercih edilirdi bence daha çok.
0
atom karincanin torunu
(05.08.21)
amariga çok büyük memleket, yerine göre arabasız yaşayamadığın ve en yakın süpermarketin 3-5km ötede olabildiği bir yer. e her yer de öyle gıcır gıcır asfalt değil. hem yük taşıma kapasitesi hem de aygır gibi güçlü olması açısından kamyon gibi arabalar tercih ediliyordur. en azından benim görüşüm bu şekilde. yani adam o araçla bazen ufak bir şey için saatlerce yol gitmek zorunda kalabiliyor, bokun püsürün taşın toprağın içine giriyor, kırsalda yaşıyorsa alışverişe bir kez gittiğinde 2-3 alışveriş arabası dolduruyor vs. hal böyle olunca spor araba almanın çok manası yok, alsa nereye gidecek ki? pickup olunca her yere gidersin, gerekiyorsa dünyayı da sırtında taşırsın. kaldı ki amerikanlar muhtemelen isterlerse hem kamyonet hem spor araba alabiliyorlardır, bizdeki gibi 4 bin lira maaş 200 bin lira araba durumu yok ki.
0
der meister
(05.08.21)
Hayranlığım yok, ancak fikir belirtebilirim.

Tata alanlar, iş için gerekliliğinden alıyorlar, Mercedes, Amarok vs. alanlar, keyif için tercih ediyorlar. Bunlar gerçekten konforlu olabiliyor.

Tata'nın pickup'ından beklenti, biraz daha kötü olsa traktör gerekecek yerlere gidebilmesi olsa gerek. Traktör ile karşılaştırırsanız daha konforlu ve hızlı diyebilirsiniz.
0
burfak
(05.08.21)
Şimdi bindiğiniz aracın tata olması zaten başlı başına bir konforsuzluk:)
Ama bozuk yolda en sağlam land rover bile yorar insanı.

Yine de vw amarok, toyota hilux, dodge ram gibi araçlar oldukça rahat konforlu. Amerikalılar da bunları genelde asfalt yolda kullanıyorlar.

ABD'lilerin pickup hayranlığından ziyade büyük araç hayranlığı var. Adamların sedanları da büyük. Ama ülkede ciddi bir nüfus olduğu için, bu çiftçiler de her yola gelen bu araçlarla birçok işlerini halledebildikleri için oldukça popüler.
0
anten
(05.08.21)
Yanlış mı anladım, kendi aracın o yola girememiş bile ama girebilen aracın konforsuzluğundan şikayet ediyorsun? Sizin modeli bilmem ama ön koltuklar epey konforlu bu arada. Sana arkası kalmış herhalde. Şehirde dar yerler ya da park sorunu varsa esas sorun o.
0
osssy
(05.08.21)
(13)

Bilgisayar mühendisliği ama işte aması var

liberal
Bilgisayar mühendisliği okuyacak bir genç var ama aslında sıralamada epey düşük yani bilgisayar mühendisliğini çok aşagı sıralarda bir okulda okuacak muhtemelen kültür veya daha düşük bir okulda.sıralamalarda bu 250.000 olan kişi bilgisayar mühendisliği okuyup mezun olduktan sonra zorlanır mı, zira
Bilgisayar mühendisliği okuyacak bir genç var ama aslında sıralamada epey düşük yani bilgisayar mühendisliğini çok aşagı sıralarda bir okulda okuacak muhtemelen kültür veya daha düşük bir okulda.

sıralamalarda bu 250.000 olan kişi bilgisayar mühendisliği okuyup mezun olduktan sonra zorlanır mı, zira muhendislikte daha sonra sürekli yeni programlar çıkıyor hepsini öğrenmek ve pratik olmak gerekir diye düşünüyorum.

yoksa yanılıyor muyum?

bilgisayar mühendisliğinden mezun olur gider bu kızımız sonra bir yazılım firmasında veya bir şirkette standart yapılması gereken işleri yapar gibi de düşünebilir miyiz.

Benim tanıdıgım bilgisayarcı arkadaşlarımın hepsi cevval ve aşırı zeki oldukları için, bu kız için acaba end veya işletme daha mı uygun olur diye düşünmeden edemedim.

sizce bilgisayar yazsın mı yoksa end. mühendisligi falan mı yazsın.
0
liberal
(05.08.21)
Valla ilk yüze girip mezun olduktan sonra zorlanan da var benim birebir tanıdığım. O biraz bölümü ne kadar sevdiği ve üniversitede ne kadar ders kastığıyla ilgili. Yoksa okuması çok zor bir bölüm değil, kolay bile denebilir hatta.

Piyasada iyi durumda olmak için sürekli kendini geliştirmek ve işi sevmek gerekiyor evet. Ama her bilgisayar mühendisliği mezunu kod yazmıyor. Analizi var, testi var, kod yazması gerekmeyen alanlar da var yani. Onlar o kadar demanding değil. O işleri de yapabilir sonuçta.
0
plutongezegendegilmi
(05.08.21)
@plutongezegendegilmi, kesinlikle haklısınız, bahçeşehir mezunu arkadaşım vardı çok ta çalışkandı ama ben kod yazmayı sevmiyorum diyordu iş analisti olmuştu.

yine de kafam karışık.
0
🌸liberal
(05.08.21)
Abi ben moruk oldugum icin siralama algim biraz bozuk ama 250binde sayisalci o bolumu nasil bitirecek?
O bolumun hakki 50binler falan maksimum.

Bu bolum her okulda zor. En dandik vakifa da gitsin yine ayni dersler var. Ilk 2 senesi matematikle geciyor neredeyse.
0
divit
(05.08.21)
eğer yazılımcı olacaksan diye diyorum, maliyeden tut , üni okumayanlara kadar başarılı ve iyi kazanan bir çok yazılımcı arkadaşım var.

okulun bu konuy ile alakalı ek bir puan kazandıracağını düşünmüyorum bilgisayar mühendisliği okuyarak.

yazılımcılıkta direkt olarak yaptığın işe ve vereceğin referansa bakıyolar gerisi tırı vırı. bu da kendini ne kadar geliştirebildiğine ve popüler ama henüz tam bilinmeyen yeni yazılım dillerini bilmene bağlı. ha bir de türkiye'den bahsediyoruz bilgisayar mühendisliğinde sana neyi ne kadar öğretebilir?

okuyacaksan daha kolay iş bulabileceğin daha garanti bir bölüm varsa onu okumanı öneririm.(hangi bölüm nasıl iş bulur nasıl olur o konuda hiç bir fikrim yok.)

arkadaş adına sormuşsun ama ben sen sormuşsun gibi yanıtladım, daha kahvemi içmedim idare et.
0
killerbee
(05.08.21)
Her bilgisayar mühendisi / yazılımcı orijinal işler yapmıyor. Edebiyat mezunu olup düz kod yazan çalıştığı firmanın işini görüp iyi para kazanan da var. Bankacılık, savunma gibi dikkat gerektiren sektörlerde ciddi kafa patlatan da var. Hani maksat para kazanmaksa yolunu bulursa ODTÜ mezunu da Sütçü İmam mezunu da para kazanabilir.
Ama 2 sene araştırma görevlisi olarak lab. dersi vermiş bir bilgisayar mühendisi olarak 100binin aşağısına mühendis olmayı cidden tavsiye etmiyorum. Kenarlar birer birim artınca alan ne olacak diye formül yazacağız çocuklar paralelkenarın alanını hesaplayamıyordu. İçten içe cinnet geçiriyordum derslerde.. Matematik bilmeyen bu yönde düşünemeyen adamın mühendislik okuması zulüm. Boşuna derslerde zorlanıp meslekten soğuyorlar.
Siz o genç arkadaşımıza tekrar hazırlanmasını tavsiye edin. Bir yıl daha hazırlanıp lise matematiğini halledip öyle tercih yapsın. Lise matematiğini bilmeyen insan bölümde çok zorlanır boşuna 4 sene zulum çeker okuldan soğur.
Bölûmü de kesinlikle İngilizce okusun. Kaynaklar İngilizce olduğu için Türkçe okumak bana mantıklı gelmiyor şahsi fikrim.
0
cilekli pasta
(05.08.21)
Bilgisayar mühendisliği okusun. Benim çevremde çok fazla başarı sıralaması düşük okullardan mezun olup bilgisayar mühendisi var, iyi yerlere geldiler. Bilgisayar mühendisliği okuldan çok öğrencinin kendisini geliştirmesi ile alakalı. Çoğu bilgisayar mühendisi öğrenciyken çalışmaya başlıyor. globalaihub var, bu oluşumdakilerin mezun oldukları okullar bu yazdıklarımı destekliyor. Ek olarak 2 senelik bilgisayar programcılığı okuyup, kendisini geliştirenler bile inanılmaz iyi yerlerde işe giriyorlar, şaşırıyoruz. Bilgisayar mühendisliği, kişinin kendi çalışma azmiyle iyi yerlere gelebileceği bir alan.

Özel üniversitelerdeki endüstri mühendisliği ve işletme eğitimleri çok yetersiz. Devlet okullarındaki öğrenciler özellerdeki öğrencileri yer diyebileceğim bir durum var. Ben nerdeyse hiç endüstri mühendisliğini özelde okuyup iyi bir iş bulan görmedim. bu iki bölüm için aşırı fazla hırslı, girişimci olmak gerekiyor. piyasa kurtlar sofrası gibi.
0
GoodMorningTeacher
(05.08.21)
okumasın ama bilgisayar mühendisliğinden faha kötü bir şey varsa işletme yazıp iibf çukuruna düşmektir. iyi bir üniversiteden mezun olmadıkça yeni mezun mühendisler asla iş bulamıyor lcw'de işe girmek zorunda kalıyorlar. ya da 1-2 senesini kpss'ye verecek ve merkezi atamadan mühendis atanacak bir kuruma. başka çaresi yok pek.

radyoloji, hemşirelik vs düşünsün. tm puanı içinse pdr düşünün.

asla ama asla iibf yazmayın.
0
Hallegadola
(05.08.21)
bizim sektörde ODTÜ İTÜ Boğaziçi vb belli başlı üniversiteler dışında kimse umursamaz nereden mezun olduğunu. bu marka üniversiteler de ilk iş için önemli bir faktör, iş hayatına sadece 1-0 önde başlatır diyelim, sonrası hangi projede ne yaptığındır. ben meslek lisesi çıkışlıyım, dgs'ye hazırlanmadan girip Beykent unide bilg. muh okudum, bana toplamda 3 yıl kazandırmıştı bu hamle, sonra master da yaptım aynı üniversitede, bugün olsa yine aynı yolu izlerdim. 8 yıldır iyi yerlerde, iyi projelerde çalıştım, şu sıralar bir teklifi kabul ettim, bir ay sonra da yurtdışına taşınıyorum, hele yurtdışında kimse umursamaz hangi üniversite...
0
rca
(05.08.21)
zaten bu soruyu sorma amacım buydu.

bundan 20 yıl önce işletmeyi zar zor kazanan sıralama yapanlar şimdi mühendis olma derdinde, ben de dört bes sene sonra pek te bişey ogrenmeden bilgisayar mühendisi olacagına şimdiden gitsin işletme okusun muhasebeci olsun çıksın kafasındayım.

@divit kesinlikle haklısın bence de okumaması lazım.

açıkçası en kötü bir şekilde bilgisayar mühendisliğini bitirse bir sene mba yapsa işletme mezunu ile birebir olacak çünkü işletmede ne ögretiyorlar ki.

yata yata işletme bitirecegine belki biraz kasar da bilgisayarcı olur, ortalama bir işte çalışır en kötü erp'de danışman olur.

Bu yüzden bilgisayar yazmasını istiyorlar. Bu şekilde düşünenler de yanlış mı.

@rca işte sorun burada acaba okulu hakkıyla okuyabilecek mi?
0
🌸liberal
(05.08.21)
nasıl 250bininci olduğu önemli. çok çalıştığı halde anca bu kadar puan alabilen biriyse sakın gidip okumasın. hiç çalışmayıp yan gelip yatan, bir konu, ders vs için masaya bi oturup 7-8 saatini veremeyen biriyse de gidip okumasın. çok kötü sıralama ile girip iyi mezun çıkan var ama liseden beri gözü açık uyanık fırlama tipler oluyor onlar. adam tak tak hedeflerine koşuyor falan.
0
avatar is back
(05.08.21)
@liberasi hakkıyla okumayacaksa ne olduğunun hiç bir önemi yok. mühendis kendinin öğretmeni olmak zorunda, üniversiteden alacağı bilgi ona sadece yol gösterecek, o yoldan kendisi yürümek zorunda. yata yata mezun olursa mezun olduğunda iş başı yapması çok zor, teknik becerilerini bitirme projesiyle göstermesi gerekir. benim karşıma yeni mezun geldiğinde baktığım şey ne projeler yaptığı oluyor, İTÜ veya amcaoğlu üniversitesi mezunu olması bakacağım son kriterlerden doğrusu, öte yandan IT alanında tanıdığım tüm inovatif insanlar, iyi mühendisler genellikle bir üniversiteden mezun değiller gibi bir gerçek de var. o tutku yoksa teknik olmayan alanlara yönelmesi belki de daha mantıklı olur.
0
rca
(05.08.21)
Ben bilgisayar mühendisliği bölümüne 2k ile girdim. Şuan bankacılık sektöründeyim, kod yazmayı sevmiyorum ve dataya yöneldim. İş bulma sıkıntım olmuyor. Maddi sıkıntım olmuyor. İşimi sevmiyorum ama yapıyorum. Bankacılık sektöründe 2 şirket gördüm ikisinde de ilk 30k dan insanlar vardı. Yani bunu çok bile söylüyorum diywbilirim.

Özellikle sınavda çok kötü yapmadıysa
200k sıralama yapmış insanın algısı ile 20k sıralamadaki insanın algısı bir değil. Yarışamaz. Okulundaki herkes o derecelerde olacağı için ona göre eğitim göreceği için mezun olabilir çalışıp. Ama köklü şirketlere giremez. Yeni mezunken iş arama dönemi uzayabilir.

Hani ekşide bi geyik var ya yeni mezun mühendisin 3k 4k maaşı beğenmemesi diye, işte bu başlığa konu olur. Bu maaşları beğenmek durumunda kalır.

İşini çok severse, okulda ve sonrasında kendisine hem sosyal hem akademik anlamda güzel yatırımlar yaparsa iyi noktalara gelebilir. Ama onun için de network lazım.

Mülakat şansını yakalamak için ya tanıdık lazım ya da iyi bi üniden mezun olman lazım.

Yani ölmez açlıktan. Ama rahat bi hayat süremez. Çook uğraşırsa ve şansı yaver giderse 20k derece yapan ortalama bi bilgisayarcının elde ettiği şansları elde edebilir.
0
zimbirik
(05.08.21)
Dürüst olmak gerekirse para kazanma becerisi okuduğun okulla çok alakalı değil.
Yani hiç bilgisayar mühendisliği bile okumadan, "coding bootcamp" gibi 6 aylık kurslar bitirip, wordpress temaları yaparak milyon dolarlar kazanan insanlar da var:)

Bizzat tanıdığım bir arkadaşım uzaktan öğretim 2 yıllık bilgisayar programcılığı bitirdi. Kendi yazılım şirketini kurdu, oldukça da güzel kazanıyor.

Bence şunu tartışmak lazım: Türkiye'de bir bilgisayar mühendisi ne iş yapar? Türkiye'nin ciddi bir bilgisayar endüstrisi var mıdır? Genelde ülkemizdeki bilgisayar mühendisleri yazılım alanında çalışıyor. Ama ülkedeki yazılım endüstrisi de ne seviyede bir düşünmek lazım. Biz genel anlamda ciddi yazılım ithal ediyoruz. Çoğu sektörel yazılım yurtdışından ithal. Birkaç muhasebe uygulaması, erp, e-ticaret altyapıları vb. üreten şirket dışında ciddi bir yazılım şirketimiz yok. Oyun firmaları var tabii, ama o apayrı bir alan ve ilgi.

Haliyle yazılım alanında çalışan mühendislerimiz, genellikle bankaların, e-ticaret sitelerinin, büyük lojistik firmalarının vs internal sistemleriyle uğraşıyorlar. Bu da ne denli tatmin edici bir iştir?


Şimdi bir de şu var. Dünyada yazılım artık biraz mavi yaka işi olarak kabul görmeye başladı. Elbette bir boeing'in otomatik pilot yazılımı ciddi bir mühendislik altyapısı gerektiriyor. Buraya çok ciddi okullardan mezun insanların alınması normal.

Ama orta ölçek bir işletmeye e-ticaret sitesi ve uygulaması yapmak artık kendi kendini yetiştirmiş ortalama bir insanın da yapabildiği bir şey.

Yani kültür üniversitesinden mezun biri iyi bir mühendis olur mu bu tartışılır, ama iyi para kazanabilir mi konusu tamamen kişiye bağlı.

Eğer bu arkadaşımız yazılım konusuna ilgiliyse, çok iyi fırsatlar yakalayabilir.

Learntocodewith.me gibi yerlere bir baksın bakalım öyle karar versin:)
0
anten
(05.08.21)
(7)

iphone se 2020'yi nasıl bilirsiniz?

2027
Selam, 6 yıllık emektar android telefonum sahalara veda etmek üzere. ilk telefonumdu. kucuk ekran olması önemliydi ve su an kucuk ekran(5 inch ve altı) telefonlara baktığımda en uygun seçeneğin iphone se olduğunu goruyorum.1) Android olabilir 5 inch ve altı telefon öneriniz var mı? iphone se iyi mi
Selam,
6 yıllık emektar android telefonum sahalara veda etmek üzere. ilk telefonumdu. kucuk ekran olması önemliydi ve su an kucuk ekran(5 inch ve altı) telefonlara baktığımda en uygun seçeneğin iphone se olduğunu goruyorum.

1) Android olabilir 5 inch ve altı telefon öneriniz var mı? iphone se iyi midir?
2) Internetten alınır mı? Tavsiye eder misiniz? 150-200 tl civarı daha uygun.
3) Internetten alma derseniz nereden almamı önerirsiniz? Garanti vs cok fark ediyor mu? Şehir Ankara bu arada.
4) Simkartım nano değil. o değişiklik işlemini nerede/nasıl yapacağız?
5) Su aksesuarı da al mutlaka dediğiniz bir sey var mı?

Cok Teşekkürler.
0
2027
(04.08.21)
se kullanıyorum, şarjı hızlı bitmesi dışında on numara. Ben amazon'dan almıştım. Yeni kartı 5 dakikada servis sağlayıcınızdan çıkarırsınız, yeni kart olunca bankacılık applerini falan güncellemek gerekebiliyor. Baseus'un 2 metrelik kumaş kaplı şarj kablosunu aldım, mutluyum.
0
whoosie
(04.08.21)
Hem iphone 11 hem samsung aserisi kullanan biri olarak söylüyorum.

Hiç gerek yok. Yeni nesil bir samsung a52, a72 gayet işini görür. iOS dünyasında android'de yaşadığın esnekeliği yaşayamıyorsun.

Her şey bir olay her şey bir sorun:) Kulaklığı dert, bilgisayara bağlaması dert, dosya aktarması dert, şarjı dert, bilgisayardan şarj etmesi dert. Bir şey oldu mesela servisi dert... Randevu alıyorsun vs vs...

O kadar komik apple'ın marketing için yaptığı uygulamalar var ki. Mesela icloud'a uzun süre android'den ulaşmak mümkün değildi. Neden? Çünkü android güvenli değil diye hesabını android cihazdan açamıyorsun. Şimdi de kısıtlı erişim veriyor.

Ben kullanıcı olarak bunlardan çok sıkıldım açıkcası bu kadar yüksek fiyatla bir cihaz aldıktan sonra böyle saçmalıklar uğraşmak istemiyorum:)
0
anten
(04.08.21)
Eger cok oyun app vs ile isiniz oluyorsa se isinizi gormeyebilir cunku sarji pek uzun gitmiyor, onun disinda ben de cok memnunum. iphone 6s’ten se’ye gecis yaptim 1 senedir gayet iyiyiz.

5 icin sunu soyleyeyim sadece; kulaklik girisi diger kulakliklar gibi olmadigi icin (sarj girisinden yapiliyor) kulaklik almaniz lazim eger kullaniyorsaniz. Androiddeki kulaklik calismaz.
0
gibicibicis
(04.08.21)
iphone se 2020 al. pişman olmayacaksın.
0
makarnavodka
(04.08.21)
Kendi telefonum pixel 4a, is telefonu se 2020.
Ikisinden de memnunum.
Ikisinin de pili hızlı bitiyor ama iphone cok daha hızlı.
Iphone ekran dayanikliligi daha iyi.

Ben öneririm ama pil konusu sıkıntı o kesin.
0
logisticsmanager
(04.08.21)
Uzun yıllar android kullanan biri olarak küçük telefon tercih ettiğimden dolayı 1 sene önce ilk iphone cihazım olan se 2020 yi aldım. Söylenildiği gibi pil dışında çok çok güzel bir telefon. Tavsiye ederim.
0
Depik
(04.08.21)
eşime küçük telefon istediği için se aldık, çok memnun, pille ilgili bir sıkıntı da yaşamıyor.
0
ozgur bir kusun hatirati
(04.08.21)
(6)

Arabanın boyutunu kestiremiyorum

mcgrain
Merhaba arkadaşlar başlık biraz saçma olabilir :) fakat arabanın sağını kestiremiyorum, diğer araçlara sürtecek gibi geçiyorum özellikle şerit olmayan yollarda park halinde olan araçlara ve yayalara çok yakın geçiyorum.Park yaparken dibine kadar girdiğimi sanıyorum ama aramda bir metre mesafe oluyor
Merhaba arkadaşlar başlık biraz saçma olabilir :) fakat arabanın sağını kestiremiyorum, diğer araçlara sürtecek gibi geçiyorum özellikle şerit olmayan yollarda park halinde olan araçlara ve yayalara çok yakın geçiyorum.
Park yaparken dibine kadar girdiğimi sanıyorum ama aramda bir metre mesafe oluyor, siz böyle problem yaşadınız mı ve nasıl aştınız.
0
mcgrain
(03.08.21)
onu herkes yaşar ve zamanla o arabayı kullandıkça alışırsın. tavsiyem,

dar ve riskli bölgelerde solda oturduğun için eğer arabanın o aralıktan geçeceğinden eminsen, ki bu da zamanla olur, sola mümkün olduğunca milimetrik yaklaşarak yavaşça geç. arabanın soluna her zaman sağına nazaran daha hakim olursun. arkadan korna çalanlara aldırma. onlar da bir zamanlar senin gibi hatta senden çok daha kötüydüler.
0
cokponcik
(03.08.21)
ilk zamanlar hanıma diyordum ki "farın önüne geç", o da sağ ön taraftan farın önüne geçiyordu, oha ya bu arabanın önü baya kısa aslında diye şaşırarak "tamam çekilebilirsin" diye kıyas alarak park ediyordum. tabi bu acemilik zamanlarında olan şey. sonra bu kıyas olayı kafada daha da oturuyor ve alışıyorsunuz.
0
trajikomix
(03.08.21)
zamanla arabanın dış gövdesini üstünüzdeki gömlek gibi hassas hissedeceksiniz.
bunu hızlandırmanın yolu yok. kullana kullana.
her defasında 2 değil 1 parmak boşlukla araba park edebilen adam tanıdım ben.
0
aslindasorunumpsikolojik
(03.08.21)
Yaşadım. Sağ aynadan yola bakarak çözdüm.
0
dissendium
(03.08.21)
başta böyle olur zamanla alışırsın. park ederken sağ aynayı aşağı indir ve oradan hesapla.

ben ama her daim sola az daha yakın giderim daha hakim olabildiğim için. ayrıca sağdan biri fırladığı zaman görme ihtimalim daha düşük olduğu ve kör nokta olduğu için böylesini daha güvenli buluyorum.
0
queen bee
(04.08.21)
sağ aynanın görüş alanını artırmak bir nebze rahatlatır. Aynanın kenarına dış bükey küçük aynalardan takın. Bu tarz milimetrik yanaşmalarda falan çok işe yarar. Dikkat ederseniz minibüslerin otobüslerin falan çoğunun sağ aynasına şoförler ekstra bir yuvarlak yerleştirirler aracın yanını rahat görmek için.
0
anten
(04.08.21)
(8)

Marmaris’te Tatil Rezervasyonunuz olsa?

işimdeyim gücümdeyim
Ne yapardınız?Diyelim rezervasyonunuz 10 gün sonraya. Beş yıldızlı bir otel, parasını 2 ay önceden ödemişsiniz. Bu durumda ne yapardınız?Not: linç sevmem. Konu hayal ürünü. Önemli olan sizin fikirleriniz.
Ne yapardınız?

Diyelim rezervasyonunuz 10 gün sonraya.
Beş yıldızlı bir otel, parasını 2 ay önceden ödemişsiniz.

Bu durumda ne yapardınız?

Not: linç sevmem. Konu hayal ürünü. Önemli olan sizin fikirleriniz.
0
işimdeyim gücümdeyim
(03.08.21)
giderdim. benim de içim acıyor ama ne yapayım yani burada oturunca daha mı iyi oluyor her şey? gider duruma bakardım, çok kötü hissedersem ki yüksek ihtimal hissederim, o zaman da gider gönüllü olarak çalışırdım, her şeyin çözümü var. nasılsa parasını ödemişsin.
0
cokponcik
(03.08.21)
Giderdim.

Bu mantikla, 90larda pkk var diye, 2000lerin basinda deprem oldu diye, 2000 ortalarinda gezi eylemi var diye, 2008de kriz var diye, 2020lerde afgan gocu var diye gidemezdik hic bir yere.

Malesef norvec'de yasamiyoruz. Buranin da gercegi bu. Hep boktan seyler oluyor ve olmaya da deva edecek.

Bahsettiginiz bolgelerde buyuk bir yikim yasandi evet ama yine ayni bolgelerde hayat da devam ediyor.

Velhasili mevzunun ucu hep "afrika'da ac bebekler varken ..."e dayaniyor, bu mantigin da sonu yok.
0
brkylmz
(03.08.21)
Giderdim ama eğlenmezdim, yardıma giderdim. Ona göre çıkardım yola.
0
1bir1bir1
(03.08.21)
Eylül ayında rezervasyonumuz var. Başta vazgeçmeyi düşünsem de gitme kararı aldım.
Gittiğimde de tadını çıkartmaya çalışacağım. Ağaçları gitmiş olsa da orası hala bir cennet ve tekrar eskisi gibi yapmak için de elimizden geleni yapmalıyız.
Hayatımda hiç yakından görmedim Marmaris'i bu harap halini görüp 5-10 sene sonra yeşillendiğinde oh bee demek için gitmek istiyorum ve bir aksilik olmazsa gideceğim.
0
matilda
(04.08.21)
Giderdim ama tek bir foto ve video paylaşmazdım tatil içerikli, eğlence içerikli. İnsanların acısı taze malum
0
zimbirik
(04.08.21)
Giderim. Hatta gitmişken yardım edebileceğim bir şey varsa onu da yaparım.
Ama tatilimi de yaparım.

Yani bütün haftasonu istanbul'da millet sahillerde, kahvaltıcılarda elde telefon üzgün suratlı emojilerle ağaç fotoğrafları paylaştı. Sonra üstüne tatile gidenleri eleştiren postlar attı. Ee Bodrum'da plajda dinlenen adamla, yangın sırasında istanbul'da deniz kenarında sandalyesinde dinlenen adamın ne farkı var?

Sonuçta sıradan vatandaşın bu yangına yapabileceği şey sınırlı. Bir noktadan sonra vatandaşın müdahalesi sadece vicdanını rahatlatmak, benim de bir katkım olsun seviyesinde kişisel bir noktada kalıyor.
0
anten
(04.08.21)
Gitmekte sıkıntı yok da şu an o bölgede tatilin tadını çıkarmak zor olur bence. Tiktokta rus turistlerin videoları var, gökyüzü kıpkızıl, dumanlı, hava belli ki epey etkilenmiş, öyle bir ortamda tatil yapmak istemezdim.
0
roket adam
(04.08.21)
biz de aynı durumdayız. selimiye’de rezervasyonumuz var, uçak biletleri alınık.. hiç tadım yok, günlerdir ağlıyorum, içimden gelmiyor tatil falan. birlikte plan yaptığımız arkadaşlarımız da eşim de gidelim diyor ama bilmiyorum, zor bir karar.
0
ozgur bir kusun hatirati
(04.08.21)
(4)

lekeli kalmış çamaşır hala kirli midir?

me23
köpek küçük halının üzerine dışkılamış. 60 derecede yıkanmasına rağmen hala sarı lekeler var. lekenin çıkmaması temizlenmediğini mi gösterir, atalım mı?
köpek küçük halının üzerine dışkılamış. 60 derecede yıkanmasına rağmen hala sarı lekeler var. lekenin çıkmaması temizlenmediğini mi gösterir, atalım mı?
0
me23
(03.08.21)
lekenin kaynağı dışkı olduğundan, leke varsa dışkı kalntıları var halının üstünde sonucu çıkar.
ya kuru temizlemeye verin yada atın bence.
kuru temizleme halı yıkarmı bilmiyorum tabi.
0
aslindasorunumpsikolojik
(03.08.21)
Çamaşır makinesinde 60 derecede yıkandı ise ben kullanırdım. O sıcaklıkta daha mikrop kalmaz herhalde bu benim için kafi ama görsel çok rahatsız edecekse koyun gitsin çöpün yanına birisi alsın.
0
cilekli pasta
(03.08.21)
Bizim kedinin dışkısının da lekesi çıktı kokusu çıkmadı.
0
lisw
(03.08.21)
oto yıkamacıya verin. Halı, kilim de yıkar çoğu. Basınçlı suyla bir yıkasınlar. Olmuyorsa atın.
0
anten
(04.08.21)
(13)

Şekilli araba sorusu

plutongezegendegilmi
Arabalardan hiç anlamıyorum. "Hiç sorun çıkarmaz, çok rahat edersin" dediler diye Getz almıştım yıllar yıllar önce, hakkaten de öyle oldu. Sıfır sorunla yola devam ediyoruz.Ama kardeşimin arabası eski bişey. Kendime yeni bi araba alıp, bendekini ona vermeyi düşünüyorum. Arabalardan anlamadığım için
Arabalardan hiç anlamıyorum. "Hiç sorun çıkarmaz, çok rahat edersin" dediler diye Getz almıştım yıllar yıllar önce, hakkaten de öyle oldu. Sıfır sorunla yola devam ediyoruz.

Ama kardeşimin arabası eski bişey. Kendime yeni bi araba alıp, bendekini ona vermeyi düşünüyorum. Arabalardan anlamadığım için ne alayım diye buraya sorayım dedim.

Şimdi içimdeki ses "sıfır clio al geç abi" diyor, ama hayatımın her alanının o kadar "sorunsuz" olmasına gerek yok. Biraz risk alıp, güzel / konforlu bi araba alasım var. Getz'i alırken benzer fiyatlarda Z3 alabiliyordum, almadım, o hala biraz aklımda mesela. Geçen arkadaş mazda mx-5 almış, baya keyifli görünüyor. O kadar şekilli olmasa da o civarlarda bir şey düşünüyorum.

Maks. 300-350 civarı bir bütçem var. Daha ucuz da olur tabi. Ne tarz bişey alabilirim?

Not: "Temiz" olması konusunda, sürekli gittiğim / güvendiğim bi usta var. Ona göstericem, al derse alıcam.
0
plutongezegendegilmi
(03.08.21)
Ben olsam SUV alırdım. Tiguan olabilir. İkinci el tabii ki.
0
himmet dayi
(03.08.21)
Şekilli derken seat leonlar olabilir mesela
0
optimistbakunin
(03.08.21)
geniş olsun diyorsan skoda superb, octavia.
suv olsun diyorsan skoda karoq. belki t-roc olabilir.

hatchback olsun diyorsan da leon +1. audi a3 bile olabilir.
0
jelly bear
(03.08.21)
Şöyle bi şey olabilir. Bizzat kullanıyorum. Hem konforlu binek hem de 180 beygirlik bir spor araç. Kullanımı epey keyif veriyor.

www.sahibinden.com

EK: Bu arada link'teki araç ilk karşıma çıkandı, model olarak yolladım sadece. Volvo v40 R-design olarak aratabilirsin.
0
msb
(03.08.21)
hocam ben de tam senin gibiydim
yıllarca sembole bindim
sıfır sorun ucuz parca ucuz tüketim
simdi yeni araba aldım bmw 116d
surus keyfi muazzam
kesinlikte tavsiye ederim

SAKIN SIFIR CLIO ALMA

evli-bekar-cocuklu-kadın-erkek
olmana göre
iş değişir
0
kingcyrax
(03.08.21)
Su hayatta temiz ikinci elini bulsam sirf zevk icin alacagim araclar
Bmw e90 3.30-3.35i
Bmw e60 gene benzinli
Hatta xd versiyonu da olur.

Ama bulması cok zor tabi.
Yalniz mx5 oldukca kaliteli araba sorun falan cikarmaz.

Yalniz bmw, audi vs gibi premium araclar yüksek kilometrede çok sikinti. Bu araclar malesef uzun yillar dayansin diye yapılmıyor. Yani sorun çıkarmasi çok yüksek ihtimal. Sans isi daha cok.

Bence alabilirsiniz ya paraniz varsa. Hatta paraniz varsa ikinci el garantili, servis gecmisi bulunan ve cok el degistirmemis bir arac bulursaniz bakin. Bu aracin ek olarak google'da review/problems vs diye aratin ki genel problemleri neler görün.
0
logisticsmanager
(03.08.21)
w204 c180. bmw f30 kasa 318i. mx5 z3 bunlar getzden bu tarz araçlara geçen biri için zor araçlar.
0
mikahakkinen
(03.08.21)
simdi "hayatımın her alanının o kadar sorunsuz olmasına gerek yok" demissin de, clio yerine ikinci el 3 serisine gecmek serin sulardan kizgin kumlara atilmak gibi olur. Yani o kadar "risk" almaya hazir misin, bundan emin misin?

"Arabalardan hic anlamiyorum" dedigin icin bence BMW/Merc ikilisini unut.
Illa premium olsun diyorsan dusuk kmli Audi A3 al gec.

Miata/Z3/Z4 gibi araclar guzeldir de bunlar 2./3. arac olarak alinmasi gereken otomofiller. Tek aracin o ise sikinti cekersin, iki kisilik, bagaj yok, vs.
0
cooperr
(03.08.21)
Hocam bende senin durumundayım ve çok kararsızım.
Z3 boşver onlar kolleksiyonluk oldu artık.
Z4 ise 2006 öncesi yani E85 kasa sıkıntılı diyorlar. Ayrıca Z4 alıpta 2.0 motor almakta akıllıca değil zira 150 hp o arabaya yakışmıyor, normal sedanlar bile tokatlar arabayı.
Aldın mı 2.8 veya 3.5 alacaksın.
Ayrıca BMW bakımına gittiğinde selamun Aleykum dedin mi 10.000 TL den başlar herşey.

Mx5 de tip olarak güzel ama yenileri 1.5 motor 131 hp be kardeşim. Rezil olur insan onunla yolda.
Ayrıca bu araçların 2. Elleri ölüdür özel bir kesime hitap ettiği için.
0
les yeux blanches
(04.08.21)
rcz sorun sorusturun kronigi vs var mi hic bilmiyorum. ama ilk ciktiginda epey namliydi.

bmw vs de onermem biz bmw'ye bmw slx deriz :) uzun yillar da bindim. adi olup parasina gore kendi olmayan tirto bi marka.
0
turbo sadık
(04.08.21)
Hyundai getz ile z3'ü aynı fiyatlara nasıl bulduğunu merak ettim büyük ihtimalle o z3 ağır hasarlı falandı:)

Biraz keyif de verecek bir araç arıyorsan, ortalama otomobillerin özel üretim versiyonlarına bakabilirsin. Sadece örnek için yazıyorum skoda fabia'nın sportif RS serisi gibi. Fiyat olarak da makuldür bunlar ama performansları, donanımları iyidir. Ya da toyota yaris GR (bu biraz fiyatlı)

Temiz bulabilirsen (çok zor ama çünkü alan canına okuyor aracın) subaru impreza'lar o aradığın "heyecanı" yaşatabilecek bir araç.

Honda civic'lerin yenileri de epey güzel bu anlamda.

Mazda 3 ya da 6 da bakılabilir.

Diğer saydıkların otantik araç denen, hani bir otomobilim var bu da keyif için kullandığım bir araç denen tarzdan araçlar.
0
anten
(04.08.21)
Bu tarz maceralı araç alımları öncesinde mutlaka bir gün dahi olsa kiralamanı öneririm. (Hatta her türlü araç alımında yapılması gereken bir şey bence) Mesela z3, mx5 dışarıdan çok hoş görünüyor ama belki üstünü açtığındaki konforu, motor sesi, süspansiyon sertliği seni rahatsız edecek. Dolayısıyla buradaki tercihleri almadan önce kiralamanı öneririm.

Fikrimi söylemem gerekirse: riskli değil aslında çok temiz bir seçim ama ben epeydir a3 kullanıyorum, 2019-2020 modelleri 350 civarına sıfıra yakın bulunabiliyor. Genel olarak çok memnunum, dolu paketlerin tasarımı da gğzel, bir denemeni öneririm.
0
roket adam
(04.08.21)
Sorunsuzluk arıyorsanız Japon markalarını tercih edin. Mazda olur Toyota rav 4 olur.
0
komando kani var bende
(04.08.21)
(7)

sıfırdan marka yaratmak

tmnslp
merhabalar, sıfırdan bir marka nasıl yaratılır? örneğin ben kendi yaratmak istediğim markanın kimliğiyle (adı, logosu vs.) bir fast food restaurantı açmak istiyorum (herhangi bir markanın franchise'ı değil) fakat nereden başlanır, ne yapılır gibi konularda hiçbir bilgim yok. önce kurumsal bir şirket
merhabalar, sıfırdan bir marka nasıl yaratılır? örneğin ben kendi yaratmak istediğim markanın kimliğiyle (adı, logosu vs.) bir fast food restaurantı açmak istiyorum (herhangi bir markanın franchise'ı değil) fakat nereden başlanır, ne yapılır gibi konularda hiçbir bilgim yok. önce kurumsal bir şirket mi kurulur, tescil mi yapılır vs. nereden başlamak gerekiyor?

bu konuda yardım edebilecek danışmanlık şirketleri falan var mı?

teşekkürler.
0
tmnslp
(03.08.21)
bu konuda danışmanlık vericek firmaların tamamı bir yılda paranı yer sonra tmnslp bey şu adımları yapmamışsınız bizim yapabileceğimiz bir şey yok adios muchachos derler, eğer iş tutarsa ya nasıl halletik işleri bize biraz prim göm derler.

kendi işini kendin yapmak zorundasın bu ülkede.

edit:

bu arada ben hayatımı danışmanlık vererek kazanıyorum ama benim gibi olmayacak işe olmayacak diyecek adam bulmak zor. ben görmedim.
0
duyurukullanıcısı
(03.08.21)
türkiyede danışmanlık = dolandırıcılık. her sektörde böyle.
araştırıp kendiniz yapın.
0
aslindasorunumpsikolojik
(03.08.21)
işin içinden gelmiyorsanız zor, mcdonalds ın satış müdürü'nü işe almakla olmuyor maalesef. markayı oluşturmak için yerelde bayileşme vs öemli.

kahvecileri inceleyebilirsin. nasıl bir iş modeli geliştirdikleri anlaşılır bence.
0
rhan
(03.08.21)
o kadar karışık değil. şirket açma ayrı marka oluşturma ayrı şeyler.

1. muhasebeciyle anlaş şirletini aç.
2. dükkanıını, malzemelerini falan hallet.

milyon dolarlık bir sermayen yoksa marka oluşturma 1 ayda olacak şey değil. önce elle tutulur bişeyler olsun spnra ihtiyaç oldukça kurumsal kimlik çalışmaları yaparsın. vaktim olsaydı yardımcı olurdum.
0
buenosdias
(03.08.21)
iyi bir danışmanlık şirketi her zaman güzel bir olasılıktır ama ben olsam bundan ziyade üniversitelerin işletme bölümlerinde donanımlı/sektörü de bilen akademisyenlere ulaşır onlarla knowhow işini hallederim. sonuçta bu da bir danışmanlık şekli. bulman gereken kişilerin anabilim dalları yönetim/organizasyon ve/veya pazarlama olmalı öncelikle. faaliyet alanınıza ve kapasiteye göre göre üretim/finans da devreye girecektir zaten.

bütün bu söylediklerimi bu söylediğiniz işi ciddiyetle yürütecek kadar sermayeniz varsa kolaylıkla uygulayabilirsiniz.

öncelikle gıda/yiyecek pazarına girmek istediğiniz alan kendi içerisinde çeşitli segmentlere ve türlere ayrılır. sizin rakipleriniz kim olacak? rakipsiz eşi olmayan bir iş fikri mi yoksa? pazardaki sizin benzeriniz markaların durumu nasıl? doymuş bir pazar mı? gelişmekte mi? pazar ve hedef kitle analizi çok iyi yapılmalı ve bunun bir metadolojisi var kendi içerisinde. bu sebeple yukarıdaki tavsiyemi yineliyorum. marka tescili ve şirket kurmak bir günlük iş. önemli olan sürdürülebilir ve tercih edilebilir bir marka oluşturmaktır.
0
debian
(03.08.21)
Buonesdias yazmış gerekeni, ayrıca markanızı logo/isim vs tescil ettirmeniz gerekiyor marka sahibi olmak için. Bunlar resmi kısımlar dükkanınız ve size özel ismi olur.

Ancak marka olmak farklı bir şey, onun için ya işinizde çok iyi olacak müşteriler sayesinde tanınıp popüler olacaksınız. Ya da marka pr çalışması yapıp tanıtacaksınız falan. O işlerden biraz anlamak lazım ya da anlayan birileriyle çalışmak. Ama bütçe sağlam değilse boşa para çok harcarsınız.
0
epitaf
(04.08.21)
Bu iş benim mesleğimin bir parçası:)
O yüzden belli dikkat noktalarını paylaşacağım.

Markalaşma faaliyetlerini birkaç aşamaya ayırabiliriz. Bunun en temelinde markalama çalışmaları denen (branding diye de geçer) tasarımsal öğeler vardır.

1. Aşama: Markalaşma Faaliyetleri
-Marka adının belirlenmesi. Bu en önemli aşamadır. Çünkü tüm tasarımsal öğeler hatta kuracağınız imaj bunun üzerine kurulacak.
-Logonun tasarlanması.
-Kurumsal tasarımların yapılması. Nedir bunlar? Tabelalar, mekan giydirme, torbaların, kutuların tasarımı, tepsiler, web sitesi, sosyal medya postlarının tasarımları, menüler vs vs...

Bunlar en temel kısımlar. Bunu her dükkan yapar zaten. Kendiniz bile biraz tasarım gözünüz varsa internet üzerindne canva gibi araçları kullanarak hazır şablonlarla basitçe üretebileceğiniz şeyler. Ama bunların profesyonel ellerden çıkması ve size özgü olması oldukça farklılaşmanızı kolaylaştırır.

2: İMAJ ÇALIŞMALARI-MARKA KONUMLANDIRMA
İlk aşama oldukça temel. Bunlar zaten köşebaşındaki pidecinin de, 20 şubeli restoran zincirinin de yaptığı şeyler. Sizin marka değerinizi ve algınızı belirleyecek şeyler asıl imaj çalışmalarında. Restoranlar için bunun belli yolları vardır. En çok kullanılan yöntem markanın patronunun kişisel imajından faydalanması. Nusret bunun örneği. KFC'nin yaşlı amcası bunun örneği. Baruthane pilavcısı bunun örneği. Özellikle Baruthane pilavcısı küçüük bir dükkanı kişisel imaj çalışmasıyla, beğenirsin beğenmezsin o ayrı, tanınan bir markaya çevirdi. Ama dışa dönük, orijinal bir karakter özelliğinin olması lazım bunun için.

Marka konumlandırması şu demek basitçe: Benim markam piyasada ne gibi özellikleriyle algılanacak? Çünkü bir marka aynı anda her kavrama oynayamaz. Mesela Nusret burası "jet-set" insanların takıldığı bir restoran imajını oturtmaya çalışıyor. BİM tamamen fiyat performans üzerine iletişim yapıyor. Red Bull adrenalin üstüne yoğunlaşıyor. Burger King sürekli ızgara lezzetini vurguluyor.

Sizin de böyle bir değer bulmanız, bunun üstüne markanızı inşa etmeniz lazım. Bu imaj şu anlamda önemli çünkü logonuzdan, isminize, mağaza dekorasyonunuza kadar bu şekilde inşa etmeniz lazım. Bunların tutarlı olması lazım. Mesela "doğal malzemelerden, doğal lezzetler" gibi bir restoran niyetiniz varsa, bu restoranın dekorasyonu burger king gibi olamaz. Ya da ucuz lezzetler sunarım diyorsanız, burayı divan pastanesi gibi dekore ettirmemelisiniz. Ya da havalı logolar yapmamalısınız gibi.

Bunlar oldukça basit gibi görünse de, aslında uygulamada oldukça zorlanılan şeyler. Özellikle marka sizinse, her şeyi aynı anda yapmak istersiniz ve kafası karışık ne olduğu anlaşılamayan bir marka ortaya çıkar. Her mahallede vardır bunlardan. Mesela fast food restoran gibi görünür, pizza da yapar. ama hazır pizza fırını var ben menüye pide de koyayım der. Ee pide koyduk yanında urfa dürüm de satayım der. Kafası karışık ne olduğu anlaşılmayan ortaya karışık restoranlar çıkar.

Genelde "ben her şeyi satayım" ister marka sahipleri. Hamburger var, dur yanına
döner de satayım... Şimdi dönercinin, hamburgercinin ya da pizzacının algıdaki imajı çok farklıdır.

Sade olmak lazım. bunu da başarmak zordur. Mesela bunun en iyi örneği çiçeksepeti bence. Çiçek ve hediyelik eşya deyince akla gelen ilk markayken, şimdi her şeyi satmaya başlayan orta vadede ticari olarak para kazandıran ama uzun vadede marka imajına zarar veren şeyler bunlar. Şöyle diyeyim, sen çiçek göndereceğin zaman iyi bir çiçekciden mi yollamak istersin? Araba lastiği de satan bir yerden aldığın çiçeği mi yollamak istersin? Şu anda sadece çiçek tasarımlarına yoğunlaşan iyi bir çiçek markası çıksa, çiçeksepetini çok rahatlıkla geçebilir diye düşünüyorum.

Ya da yukarıdaki örnekten yola çıkalım, sen araba lastiği alacak olsan, çiçekçiden mi almak istersin yoksa uzmanlığı bu olan sadece araç lastiği satan bir yerden mi?

Gibi gibi... Bunlarda da size destek olacak yönlendirecek danışmanlarınızın olması çok önemli.

Son aşama: ALGILANMA
Siz tüm marka çalışmasını yaptınız, ama tüketici sizi nasıl algılıyor? Mesela siz premium marka olarak konumladınız kendinizi. premium hamburgerci diye çalıştınız her şeyinizi böyle tasarladınız. Ama belki tüketiciler sizi ucuz marka olarak algıladı. bu durumda iki seçenek var. Marka çalışmalarınızı gözden geçirip tüketicinin premium algılayacağı hale getirmek. Bir diğer seçenek baktınız marka sizi ucuz hamburgerci olarak algıladı ve öyle sevdi. O zaman imaj çalışmasını, bu hale çevirmek de bir çözüm.

Mesela şimdi kategoriyi söyleyemiyorum ama meşhur bir marka hayatına kadınlara yönelik bir ürün olarak başladı. Ama markayı erkekler tercih etti. Sonra bir anda marka maskülen bir imaja dönüştü. Hatta ikonunu bir kovboy olarak değiştirdi.

Bu konu basit görünse de oldukça çetrefilli gördüğünüz gibi. İstediğiniz zaman mesaj atabilirsiniz:)
0
anten
(04.08.21)
(4)

Bu iki bilgisayar aynı mı, değilse aradaki fark nedir?

grrrrrrrrrr
https://www.apple.com/tr/shop/buy-mac/macbook-pro/13-in%C3%A7-uzay-grisi-intel-iris-plus-graphics-grafik-teknolojisine-sahip-2.0-ghz-intel-core-i5-d%C3%B6rt-%C3%A7ekirdekli-i%CC%87%C5%9Flemci-512gb#https://www.mediamarkt.com.tr/tr/product/_mwp52tu-a-macbook-pro-13-3-2020-core-i5-2-0ghz-16gb-1tb-%C4%
0
grrrrrrrrrr
(03.08.21)
Aynı gibi görünüyor. Apple herhalde M1 satışını artırmak için eski modellere zam yapmış.
0
plutongezegendegilmi
(03.08.21)
mm'deki 1tb daha iyi
onun disinda bir fark gormedim
0
nibba
(03.08.21)
i5 ama hangi i5 acaba. Aynı markanın 10. nesil i5 işlemcili 20 versiyonu olabiliyor. I5'tir ama model numaraları farklı olabilir işlemcinin.
0
anten
(03.08.21)
everymac.com

@anten Core i5 (I5-1038NG7)
0
kaiserr76
(03.08.21)
(1)

Instagram Hikaye ve Postları için program/uygulama

erty_ksk
Selamlar,Instagram hikayeleri ve postları için bilgisayarda ya da telefonda kullanabileceğim bir uygulama program vs var mıdır? Post ve hikayeleri bu uygulama ya da programda hazırlayayım sonra instagramdan yayınlayayım. gerek boyutu gerek görsel ve efektleri zengin olan uygulama ya da program öneri
Selamlar,
Instagram hikayeleri ve postları için bilgisayarda ya da telefonda kullanabileceğim bir uygulama program vs var mıdır?
Post ve hikayeleri bu uygulama ya da programda hazırlayayım sonra instagramdan yayınlayayım. gerek boyutu gerek görsel ve efektleri zengin olan uygulama ya da program öneriniz varsa duymak isterim.
0
erty_ksk
(03.08.21)
Canva
0
anten
(03.08.21)
(5)

Ortam soğutucusu

sinerjiicecegi
Klima dışında 1000tl ye kadar ortamı soğutabilecek bir cihaz bilgisi olan var mı?Valide bende kalıyor, inat etti klima taktırmıyor. Bütçeyi 1000tl koydu. Benim de gönlüm sıcakta uyumasına el vermiyor ama bir türlü bir şey bulamadım. Yardım et sözlük.
Klima dışında 1000tl ye kadar ortamı soğutabilecek bir cihaz bilgisi olan var mı?
Valide bende kalıyor, inat etti klima taktırmıyor. Bütçeyi 1000tl koydu. Benim de gönlüm sıcakta uyumasına el vermiyor ama bir türlü bir şey bulamadım. Yardım et sözlük.
0
sinerjiicecegi
(03.08.21)
ortami sogutacak klima harici bir cihaz olamaz teknik olarak. vantilator alabilirsiniz yoksa. sprey sisesiyle arada uzerinize su sikarsaniz terleme gibi fonksiyon gorur ve onun buharlasmasiyla vucut serinler. klima cinsi olmayan ama ortamin sicakligini dusurecek baska bir cihaz yok.
0
robokot
(03.08.21)
Klima olmasın derken, duvara monte olmayan bir ürün kastettim
0
🌸sinerjiicecegi
(03.08.21)
tamam iste, dış ve ic unitesi olmayip da iceriyi sogutabilecek akla yatkin bir cihaz yok. portable klimalar var, cikis borusunu camdan disari vermek gerekiyor ve cok gurultululer. pahalilar da. onun disinda termodinamik olarak mumkun degil zaten.
0
robokot
(03.08.21)
Var abi var:) Ben direkt link vereyim:)

www.n11.com
0
anten
(03.08.21)
www.hepsiburada.com

ne yazıkki en ucuz çözümünüz bu, arkadaşa aldık gayet iyi iş görüyor, vantilatör veya soğuk buharlı vantilatörler de işini görmez.
0
arph
(03.08.21)
(2)

Umraniye’deki Glow3 sitesini nasil bilirsiniz?

lemmiwinks
Madenler’e, Metrogarden’a yakinda hani. Ev kiralayacagiz da, son bir kez soralim dedik, bilen vardir belki.
Madenler’e, Metrogarden’a yakinda hani. Ev kiralayacagiz da, son bir kez soralim dedik, bilen vardir belki.
0
lemmiwinks
(02.08.21)
bahçeden çıktığın anda bambaşka bir dünya. Eğer aracınız yoksa toplu taşıma böyle bir çevreye alışık değilseniz bir yerden sonra yorabilir.

Evler güzel, sosyal imkanlar güzel elbet. Bir de bu civarda bu tarz sitelerde oturanların çoğu beyaz yakalı ya da orta ölçek bir işletme sahibi. Bu da her konuda kendini haklı gören, sürekli söylenen bir komşu kitlesi ortaya çıkarıyor:) bu da aklınızda olsun.
0
anten
(03.08.21)
su an daha kotu cevrede oturuyoruz zaten, daha once o taraflarda da oturmustuk, cevre onemli degil. site yonetimi ve sitenin icini merak ediyoruz daha cok.
0
🌸lemmiwinks
(03.08.21)
(9)

Deniz tatili yerlerine gitmeye çekinmek

ya ben lan neyse
hiç deniz kumsal tatili yapmak için buralara gitmedim. hiç öyle isteğim de olmadı. babam da tatil falan anlamazdı.benim aklımda hep kavga edenler, birbirini kazıklayanlar (esnaf özellikle), Türk turisti insan yerine koymayanlar, aşırı sıcak ve kalabalık olarak kalmış medyadan.buralar böyle yerler mi
hiç deniz kumsal tatili yapmak için buralara gitmedim. hiç öyle isteğim de olmadı. babam da tatil falan anlamazdı.

benim aklımda hep kavga edenler, birbirini kazıklayanlar (esnaf özellikle), Türk turisti insan yerine koymayanlar, aşırı sıcak ve kalabalık olarak kalmış medyadan.

buralar böyle yerler mi? gitmeye değer mi? gidince huzur bulunabiliyor mu? kavga ve kazıklanma olmadan saygı da görerek tatil mümkün mü?

ölmeden ben de gideyim mümkünse.
0
ya ben lan neyse
(02.08.21)
gittiğin yerlere bağlı. kazıklanabilirsin de. ama gayet normal fiyat veren yerler de var. sıcak kaçınılmaz. serin olsun diyorsan eylül ekimde ya da haziranda falan gitmek lazım belki de. kalabalık da yine gittiğin zamana ve yerine göre.
0
jelly bear
(02.08.21)
Çok ucuza mükemmel sakinlikte gayet güzel deniz tatili yapabilirsin. Ne istediğine ne beklediğine bağlı.
0
birmilyonunvarmi
(02.08.21)
Hiç alakası yok. Deniz tatili yeri derken, nereye gittiğiniz önemli tabi. Türk mutfağından yemek yiyeyim diye "turkish baklava" satan yerlere giderseniz komple ülke mutfağına küsebilirsiniz.

Lüks otelli deniz tatili, sahil kampı, kiralık yazlık sitede deniz tatili, turistik bir alanda deniz tatili, halk plajında deniz tatili gibi çeşit çeşit seçenek var. Sakin bir tatil yapmak istiyorsanız sizin için en uygun olanı muhtemelen yazlık bir sitede birkaç günlüğüne bir ev tutup eş dost tanıdık orada tatil yapmak olacaktır. Antalya'nın turistik olmayan yerleri ve Mersin davultepe tarafları bunun için uygun.
0
mentuhotep
(02.08.21)
gercek "huzur" icin yunan adalarindan birine kacacaksin. Gurultu yok, rahatsiz eden yok, cakal esnaf tek tuk, deniz super, yemekler harika, vs.
0
cooperr
(02.08.21)
5 yildizli otele gidip hic cikmiyorsan guzel. Bir sey dusunmeden takiliyorsun.

Yoksa genel olarak yorucu.
Hic dertsiz bir tatil olsa bile araba klimasi yetmiyor, deniz anasi sokuyor, ayagina bisey batiyor, gunes yakiyor...

Aksam ne yesek derdi bile bana yetiyor.
0
divit
(02.08.21)
Biraz kendin keşfetmen, önden araştırma yapman lazım. Gereken araştırmayı yaparsan çok güzel, ferah bir tatil geçirebilirsin.
0
zimbirik
(03.08.21)
Tam olarak bahsettiğiniz gibi aslında. Türkiye'de bunları yaşamayacağınız çok az sayıda yer kaldı. Biraz araştırırsanız bulursunuz:) Onun dışında çeşme, bodrum, marmaris, kaş vb yerler tam da bu anlattığınız gibi. İsterseniz villa tutun, isterseniz 5 yıldızlı tatil köyünden çıkmadan tatil yapın geneli böyle.

Bodrum'da 1 hafta gergin ve kalabalık bir tatil yapacağınıza, herhangi bir italya, fransa ya da yunanistan sahil kasabasında 4-5 gün çok daha huzurlu ve sakin bir tatil geçirebilirsiniz.
0
anten
(03.08.21)
e yurt dışına gidin o zaman?
ne alaka yani.

ayrıca tatil anlayışınıza bağlı ama bence de alakası yok.
her şey dahil saçma sapan kampanya otellerine, bu tatil beldelerinin en ticarileşmiş yerlerine hele bir de core sezonda giderseniz tabi öyle olur.
biraz tatil blogu, tripadvisor falan karıştırıp öyle planlamak lazım.
0
rewlack
(03.08.21)
ekşi sözlüğe fazla maruz kalmışsın ondan bu düşünceler. hayat dışarıda farklı akıyor ama dediğin şeyler de insanın başına gelmiyor değil.
0
gameofannen
(03.08.21)
(5)

kastan kilo vermemek için neler yapmak gerekiyor?

kahve45
bu yalnızca sporla mı başarılabilir yoksa yediklerimizle alakası var mı? teşekkürler.
bu yalnızca sporla mı başarılabilir yoksa yediklerimizle alakası var mı? teşekkürler.
0
kahve45
(02.08.21)
Protein ağırlıklı beslenme şart, ama yine kaybediliyor. En aza indirmek böyle mümkün. Ağırlık kaldırıp protein ağırlıklı beslenin.
0
olaylar olaylar
(02.08.21)
Yüksek protein diyet, yüksek ağırlık spor.
examine.com
0
logisticsmanager
(02.08.21)
Yediklerinle cok alakasi var. Yukaridaki cevaplara ek olarak; su. Insan vucudunun ~%60'i, kas kutlelerinin ise %70'i su. Egzersiz kaynakli su kaybini tam anlamiyla telafi edemezsen kas gelisimi duruyor, hatta geriliyor. Spor yaparken ki kramplarin bir cogu da bu yuzden, cunku kan dolasimini ciddi oranda etkiliyor. Normalden fazla su kaybin olacagi icin tuz gibi ana minarelleri de ihmal etmemek gerekiyor.
0
rm
(02.08.21)
İyi uyku da önemli. Egzersizle yırtılan kaslar, uykuda tamir görüyor. İstediğin kadar düzgün ye, iyi uyumazsan olmaz.
0
anten
(03.08.21)
Kuvvetlenmeyi amaçlayarak antrenman yap.
0
arnold schwarzeneger
(03.08.21)
(6)

Hangi ulkede daha rahat kalinir?

karaca2
merhaba. yurtdisinda yuksek lisans icin gerekli tum kosullara ve maddi guce sahibim. yuksek lisans sonrasi oturma vizesi alma orani en yuksek ulkeler nerelerdir? boyle bir istatistik yayimlayan site var mi? bir kere yapacagim ve buyuk ihtimal tum birikimimi bu amacta harcayacagim icin isimi sansa bi
merhaba. yurtdisinda yuksek lisans icin gerekli tum kosullara ve maddi guce sahibim. yuksek lisans sonrasi oturma vizesi alma orani en yuksek ulkeler nerelerdir? boyle bir istatistik yayimlayan site var mi? bir kere yapacagim ve buyuk ihtimal tum birikimimi bu amacta harcayacagim icin isimi sansa birakmak istemiyorum. ben almanya, avusturya dusunuyorum ama buralarda vize alabilen insanlarin sayisi nasil?
0
karaca2
(30.07.21)
Almanya 1,5 yıl iş arama vizesi veriyor eğitim sonrası. Hollanda İngiltere gibi diğer ülkelerde de var benzer uygulamalar. Kendi ülkesinde eğitim almış kalifiye personeli her ülke tutmak ister zira. Önemli olan iş piyasasının durumu. Vize uygulamalarından ziyade iş bulabilir miyim diye bakardım ben olsam. İş bulabileceğiniz bir yere giderseniz her türlü kalırsınız.

Bol şans
0
but that was just a dream
(30.07.21)
Son yıllarda maalesef göçmen başvuruları vs. biraz sıkılaştı. Birkaç arkadaşım çok iyi cvleri, çok iyi görüşmeleri olmasına rağmen "eu-first" ya da "us-first" vizyonu yüzünden iş bulamadan dönmek durumunda kaldı.

Özellike AB ülkelerinde firmalar o topa girmek istemiyor. Çünkü adama önce "niye bu ülkenin bir vatandaşı değil de türkiye'den birini işe alıyorsun" diyorlar. Onun için geçerli bir sebep göstermesi ve kabul ettirmesi gerekiyor. Sonra tamam, hadi bu nitelikte bir adamı bu ülkede bulamadın. AB ülkelerinde de mi bulamıyorsun deniyor. O aşamada da ikna etmesi gerekiyor...

Alanınızı bilmediğim için net bir şey diyemiyorum. Ama sektör çok çok önemli bu kararı verirken. Yani bazı sektörler var ki aşırı göçmen karşıtı bir ülkede bile çok rahat iş buluyor, bazı sektörler var ki en göçmen dostu ülkede bile iş bulamıyor.

Mesela Türkiye'ye yoğun ihracat yapan bir şirket vardır, pazarlama faaliyetleri için "ana dili türkçe olan" marketing manager arıyordur. Anadil sebebiyle iş teklifi alan arkadaşlarım oldu. Ama tamamen sektör ve iş alanıyla alakalı bir durum.

Bu arada estonya vb. ülkeler mesela teknoloji alanında çalışanlar için daha esnek koşullar sunuyor ve bürokrasi engelini kaldırıyor.
0
anten
(30.07.21)
Boyle bir istatistik yok. Bati Avrupa´da gocmen cok, yasalar ve duzenlemeler daha sert.

Cunku "rahat" dediginiz kavram, yukaridaki Almanya orneginde de sehirden sehire degisiyor. Almanya´da iki yil bloke hesap icin kac liraya ihtiyaciniz var? Bir servet ediyor. Dil yoksa, dil kursu icin en az bir yil harcayacak, bu surecte calisma vizesiz, sadece cebinizden yiyecekseniz. Ust duzey bir ogrenci olsaniz dahi iki yilda MA bitirebilen cok cok az. Uc yil boyunca en iyi ihtimalle yari zamanli calisabilirsiniz. Oturum veren memurlari genelde "rahat" insanlar degillerdir.

Avusturya üniversite okumak icin daha "kolay" bir secenek. B2 ile aliyorlardi. Girisi daha kolay diye bircok yabanci ogrenciden duydum. Ama ikisinde de üniversite, ozellikle master bitirmek zordur.

Almanca ogreneceksiniz de, akademik dili kavrayacaksiniz da... Ingilizce programlara bakin, Hollanda iyi bir secenek olabilir.
0
buf-e kür
(30.07.21)
Fransa'da iki arkadaşım var böyle olan biri hintli biri türk. Ikisi de cok iyi yerlerde calistilar.
www.campusfrance.org
12 ay kalabiliyorsun mezuniyet sonrasi

Meslege bakmak lazim. Ben supply chain, muhendislik gibi alanlara garanti veririm kalirsin, is bulursun her türlü. Business vs olaylarinda da bulursun. Mobil olduğun, Fransızca bilmesen de bilmeye niyetliysen Fransa'da is var bu tarz bölümlere. Ama her is icin söyleyemem.
0
logisticsmanager
(30.07.21)
Data science&Big data alaninda master yapacagim. Finans fonksiyonunda da 6 yillik tecrubem var halihazirda. Data science bu ara hot topic ama cok insan birikti o alanda o yuzden is bulma konusunda biraz tereddute dustum
0
🌸karaca2
(30.07.21)
hayır yok.
çünkü kimin nereden geldiği (vize ihtiyacı) veya ne yapmak istediği çok değişken.

avrupada hemen hemen her ülke veriyor yl sonrası iş arama süresi ve veya izni.
oturum, kalıcı oturumsa bu süreç daha başka işleyebilir.
bir de rahat kalmaktan kastınız nedir? ispanyada rahatlıkla sonrasında kalırsınız ama işsizlik çok veya hayat pahalıysa ne olacak?


irlanda,
almanya,
fransa,
hollanda overallda kendi bakışıma göre okuması, kalması, iş bulması kolay ülkeler.

*hepsinde ingilizce master gayet mümkün.
0
rewlack
(30.07.21)
(4)

Üretim Sektörü İş Fikri 150 bin TL Bütçe

emir135
Selamlar, Alibaba'da gezinirken üretim hatları dikkatimi çekti.150 Bin TL bütçe ile siz hangi makine/teçhizat'a yatırım yapardınız ve nedeni ne olurdu? Mesela silikon kalıp makinesi satın alıp, silikon kap üretimi ya da plastik poşet eldiven üretip, ihracatını yapabilmek nasıl olurdu? Fikirleriniz ç
Selamlar, Alibaba'da gezinirken üretim hatları dikkatimi çekti.
150 Bin TL bütçe ile siz hangi makine/teçhizat'a yatırım yapardınız ve nedeni ne olurdu? Mesela silikon kalıp makinesi satın alıp, silikon kap üretimi ya da plastik poşet eldiven üretip, ihracatını yapabilmek nasıl olurdu? Fikirleriniz çok önemli..
0
emir135
(30.07.21)
Makineleri almak teçhizatı kurmak, üretim tesisini oluşturmak sorun değil. Yani sorun da, asıl mevzu değil. Cebinizdeki sermayeye uygun olarak atmanız gereken adımları atarak işi kurabilirsiniz. Ama iş kurmak sadece makine, eekiman almakla olmuyor. Sermaye de sadece kurulum için gereken miktar değildir.

150 binliram var hadi 150 bine makine alayım derseniz işi kurduğunuz gün cebinizde bir kuruş kalmamış olur. İşletmenin kurulum maliyeti dışında bir de işletme maliyeti vardır. Bir işletme kurulduğu gün kazanmaya kar etmeye başlamadığı için sizi en az 1 yıl hiç kazanmasanız bile idare edecek bir miktarın da kasada durması önemli. Şu senaryoyu düşünün mesela, makineyi aldınız. atölyeyi kiraladınız. Ham madeyi aldınız. Tüm sermaye oraya gitti. Hadi işe başladınız. Aaa... sizin hammade sizin makineye uymadı. Ya da 1 ay çalıştı makine arıza verdi. Yeni bir cihaz takılması gerekti. Hadi bakalım 30bin daha lazım. Ee yok o miktar sizde... Bu senaryoların yaşanmaması için sermaye iyi düşünülmeli.


Öte yandan alibaba'dan makine getirmek, oldukça zorlu bir süreç olabilir. Vergiler, harçlar, gümrük giderleri, nakliye kurulum maliyetleri gibi. Yani 100 bin görünen makine bu söylediğim kalemlerle size 200'e malolabilir.

Bir de o makineyi aldınız getirttiniz. Ama sizin sürekli teknik desteğe, yedek parçaya vs. ihtiyacınız olacak. bu makineye türkiye'de bu desteği sağlayacak birileri var mı? Yoksa ilk arızada makine hurdaya mı gidecek? Bunlar da önemli.

Gelelim asıl kısma, mevzu makineyi almak değil. Yani o da bir mevzu da asıl konu marketing. Ürünü ürettiniz, gayet güzel kaliteli. Ama kime satacaksınız? Genelde bu tarz işlerde önden ürünün satış kanalları vs oluşturulur. En azından kimlere satılabileceği, toptancılarla görüşmeler falan yapmak önemli. Ha diyorsanız ki ben hiç uğraşmam internetten perakende satış yaparım. O zaman da oldukça ciddi bir reklam tanıtım maliyetiniz olacak. Tabii bu kısımla da ilgilenecek birini çalıştırmanız gerekecek.

Cebinizde yeterli sermaye varsa üretim tesisini kurabilir, üretime başlayabilirsiniz. Önemli olan satabilecek misiniz? müşteri ağınız var mı? Dağıtım ya da toptancı networkunuz var mı? Yoksa bile size bunları sağlayabilecek bir ekibiniz, çalışanınız, ortağınız, tanıdığınız var mı?
0
anten
(30.07.21)
Üretim, ürettiğin şeyin satışı ve tahsilatı alanlarında ciddi bir tecrüben yoksa paranı %1000 batırırsın. Böyle bir fikrin varsa ve sermayen bu denli az ise (15-17 bin dolar altı üstü ) önce bu tarz yerlerde mutlaka çalışmanı ve işin mutfağına iyicene hakim olmanı öneririm.
0
roket adam
(30.07.21)
Aman hocam sakın sakın girmeyin bu işe,
Kayıt üzerinde her ne kadar olur gözüksede ( ki oda olmazda hadi oldu diyelim )
Uygulama aşamasında olmaz, şartları üretim yapmaya hiç müsait değil ( bunu söylemek çok üzücü ama durum böyle )
0
paramolacak
(30.07.21)
önce fizibite yapın.

1-tüm masrafı 1 yıllık hesaplayın. işletme giderleri( vergi, muhasebe, sgk, kira, elektrik, su, maaş vs.) kişisel giderleriniz.

2-bugün anlaşma yapsanız ne zaman üretime başlayabilirsiniz, zaman olarak hesap yapın.
3-sektörde müşteriyi bulun. anlaşma yapın.

4-tesisi planladığınız sürede kurun.( sorunlar: yasal izinleri alamayabilirsiniz, üretim aletlerini getiremeyebilirsiniz, kiralık yer bulamayabilirsiniz, çalıştıracak eleman bulamayabilirsiniz, euro dolar artabilir, yurtdışından ithal makine gümrüğe takılır o olur bu olur.) ya da üretimi gerçekten yapamayabilirsiniz.
5- aksilik olup üretemezseniz diye dışarıdan fiyat alıp müşterinize o şekilde de olsa teslimat yapmayı planlayın.( yani üretim için siz de başkasından fiyat alın, ne kadar zamanda üretebileceğini öğrenin.)

işe başlayın.

genellikle planınızda müşteri bulmak olan 3. madde 4 olarak düşünülür, ilk 3 maddeyi doğru yapsanız da, müşteri bulmaya gelince ya bulamazsınız, ya pazar çok dardır ya da pazar çok geniştir vs değişik şeyleri keşfedersiniz. her şeyi doğru yaptım ama neden olmadı diye üzülürsünüz. o yüzden müşteri bulma işini 3. aşamada yapın. yapamıyorsanız hiç o işe girmeyin.
0
ykyt
(30.07.21)
(5)

yatirimlik ev

baldur2
ayni muhit ayni ozelliklerde evler. oturulmayacak, sadece kira geliri icin. ikisinin de kira carpani ayni veya cok yakin.bir yandan 8-9 yaslarindadiger yandan 2-3 yaslarinda evler.aradaki fark ortalama 30-40 bin lira civarinda. daha genc olan evi mi almak daha mantikli?
ayni muhit ayni ozelliklerde evler. oturulmayacak, sadece kira geliri icin. ikisinin de kira carpani ayni veya cok yakin.
bir yandan 8-9 yaslarinda
diger yandan 2-3 yaslarinda evler.
aradaki fark ortalama 30-40 bin lira civarinda. daha genc olan evi mi almak daha mantikli?
0
baldur2
(30.07.21)
Önemli olanan içinin durumu. Yani 20 yıllık ev vardır sıfır tadilat ister, 5 yıllık ev vardır içine 50 bin harcatır. Eşit koşullada ise ben 30-40 bin verip 2-3 yıllık ev alırım zira 30-40 bin aradaki yaş farkı için düşük bir meblağ.
0
giovanne
(30.07.21)
kiraya vereceksem kiracının da kullanmasını hesaba katarak daha pahalı ve daha temiz yerine aynı kirayı getirecek 8 9 yıllık evi tercih ederdim.
0
entellektuelmankurt
(30.07.21)
içerideki masrafta önemli olmakla birlikte eğer eski ile yeni arasında çok büyük kira farkı yoksa eski olan evi alırdım.
0
xiii
(30.07.21)
Yatırımlık ev konseptine hiç anlam verememekle birlikte kişisel olarak, birim maliyet getiri oranına bakardım ben olsam. Bir de yatırım geri dönüş süresi değerlendirilebilir.

Tabii ülkemizin bir deprem bölgesi olduğunu da unutmamak lazım. Yatırım diye alınan evin bir anda Allah korusun kullanılamayacak kadar hasar görme riski de var.
0
anten
(30.07.21)
bugün yatırım için alıyorsun, 3-5 sene sonra başka bir yatırım için satmak istersin. Alan kişi de oturacaksa, her zaman daha yeni evi tercih eder. 30-40bin çok büyük bir rakam değil, içinde tadilat gerekmiyorsa yeniyi tercih ederdim.
0
vampir akrep
(30.07.21)
(7)

1500₺ bütçe ile tek başına tatil

binlercedansozvar
Kamp çadır ıvır zıvır sevmem3 gece bile olsa olurNe önerirsiniz
Kamp çadır ıvır zıvır sevmem
3 gece bile olsa olur
Ne önerirsiniz
0
binlercedansozvar
(29.07.21)
Gitmeyi istediginiz yakin bir sehre otobusle gidip, orada ucuz otellerde kalmak ve sehide yurumek, restoranlarina gitmek gibi. Otobus ve otel asil harcama, o nedenle yakin sehirlere otobus daha ucuz olabilir.
0
howfaristhesky
(30.07.21)
ist.dayim
tekirdag mantikli olur sanirim
0
🌸binlercedansozvar
(30.07.21)
Erikli olabilir
0
neysene
(30.07.21)
istanbuldaysaniz bozcaada
0
ala09
(30.07.21)
Gökçeada'ya git. Hem uygun, hem sakin.
0
anten
(30.07.21)
Hangi şehirde yaşıyorsun ve ulaşım bütçeye dahil mi?
0
efx
(30.07.21)
ulaşım bütçeye dahil
ist
0
🌸binlercedansozvar
(30.07.21)
(8)

Midi klavye tavsiyesi

veritaslibertas
Selam,Midi klavye almak istiyorum, sıfırdan başlayacağım. Ne onerirsiniz?https://www.hepsiburada.com/novation-launchkey-49-mk3-midi-klavye-siyah-pm-HB00000XRQGKNovation 49 tuşlusunu alayım diye düşündüm, daha yukarı çıkamam fiyat olarak. İyi mıdır? Yeni baslayacagim diye süper bir şey almasam da olu
Selam,
Midi klavye almak istiyorum, sıfırdan başlayacağım. Ne onerirsiniz?
www.hepsiburada.com
Novation 49 tuşlusunu alayım diye düşündüm, daha yukarı çıkamam fiyat olarak. İyi mıdır? Yeni baslayacagim diye süper bir şey almasam da olur ama 25 tuşlu gibi bir şey de almayayım dedim okuduklarim sonrasında, ne dersiniz?
0
veritaslibertas
(28.07.21)
Novation launchkey biraz fazla olabilir başlangıç için.

Alesis V49
shop.zuhalmuzik.com

Şu aletin tuşesi fena değil diyor herkes, ekstra olarak da pad'leri de iş görebilir.

Tek sıkıntısı 5pin midi çıkışı yok fakat o da zaten sizin ihtiyacınız olacak bir şey değil direkt usb üzerinden bilgisayara bağlayacağınız için.

Başlangıç için çok daha uygun ileride ilerletirseniz da 61 tuşlu Akai, Novation, Roland güzel bir şey alırsanız double decker yaparsınız bu eldekiyle birlikte :)
0
hedep
(28.07.21)
Neden fazla olur hocam? :) Ne gibi ekşisi olur benim için? Tamamen bilmediğimden soruyorum.
Alesise ben de rastlamıştım iyi deniyor bu da, fiyat da daha uygun.
0
🌸veritaslibertas
(28.07.21)
Ne tarz müzik yapacağınıza bağlı bunun cevabı.
Çünkü bu klavyelerin tuş ağırlıkları vardır.

Fully Weighted Hammer action, semi weighted, synth action gibi.

Eğer piyano tonları yapacağınız müzikte önemliyse, fully weighted hammer action bir klavye iyi olur. Bunlar gerçek piyano tuşu gibi ağır tepkili olur. Hafif de bir sekmesi vardır tuşların. Piyano tecrübesi olmayan birine biraz ağır gelebilir tuşlar başta.

Yok ben pop elektronik house vs yapacağım derseniz synth action daha rahat olabilir. bunlar bildiğimiz orglar gibi çok hafif olur. Çalması da keyiflidir aslında. Tuşe hassasiyetinin piyano kadar etkili olmadığı ağırlıklı synth tonları ya da sololar için idealdir.

Bir de bu ikisinin ortasında yer alan semi weighted denen klavyeler var. Piyano kadar ağır olmayan, ama yine de piyano hassasiyetine yakın bir ağırlık veren tuşedir.

Bunlar önemli, çünkü çalma tarzınızı epey etkiliyor klavye tarzı. Aletlere bakarken bunu göz önünde bulundurun. Ama genelde çoğu müzisyen semi weighted kullanıyor benim gördüğüm eğer piyano geçmişi de yoksa.


Gelelim giriş seviyesi klavyelere:
Native Instruments-Komplete Kontrol oldukça popüler oldu. Avantajı şu, dijital müzik yaparken mutkala native instruments yazılımlarına denk geleceksiniz. Haliyle onlarla uyumlu da bir cihaz.
www.hepsiburada.com

Alesis VI49 benim de ikincil olarak kullandığım bir klavye. Gayet memnunum.
www.hepsiburada.com

Piyasada hala var mı bilmiyorum, neden üretilmediğini de bilmiyorum ama bence iki tane ürün vardı çok iyi her şeyiyle muhteşem.

M-audio axiom pro
novation impulse

Bunlardan bulursanız, çok zor ama belki bir 2 dükkanda sağda solda kalmıştır ya da temiz 2. el. Bunlara da bakın hem daha uyguna gelir. Hem de oldukça tatmin edici klavyeler.

Knobları, faderları, padleri her şey üstünde. Tuşeleri güzel vs.
0
anten
(28.07.21)
Neden fazla olur.

Launchkey Novation Ableton Live ile kullanmak üzere tasarlanmış, live yazılımı ile fevkalade uyumlu çalışan bir kontrolcü. Üstündeki pad'ler ile scene tetikleyip fader ve potanslarda bir yalnızca mixer değil daw içerisindeki sinyal işlemcilerle de çok uyumlu adaptive bir şekilde çalışıyor.

Ayrıca diğer daw'lar için de uyumluluk patch'leri var.

Sizin ilk etapta ihtiyacınız olan tuş tetikleyip klavye çalmayı öğrenmek, müzik teorisine biraz adım atmak. Bir süre yukarıda bahsettiğim ileri olduğunu düşündüğüm özellikleri kullanmanız çok gerekmeyecek, kullansanız dahi mouse ile hamallık oluyor bi kontrolcü olsa tadından yenmicek deme ihtimaliniz az olacak.

Ki alesis üzerinde de 4 tane atanabilir potans ve bolca pad bulunuyor basic kontrolcü işlemleri için.

Bu saydığım sebeplerden dolayı ekstra bin lira klavyeye harcamanız çok makul değil, o bin liraya iş görecek bir ses kartı yahut kulaklık alıp daha makul bir setup oluşturmuş olursunuz benim fikrime göre.

Eğer ki bütçe bakımından hiç bir sıkıntım yok diyorsanız elbette ki canınızın çektiği üründen alabilirsiniz ben bütçe ve kullanım ile alakalı fazla dedim.

~
Anten'in dediği gibi henüz eğileceğiniz tarz ve çalışma şekli belli olmadığı için genel olarak ortalama iyi bir alet alıp suya ısınma adına alesisv49 tavsiye ettim. Anten'in dediği gibi piano, rhodes müthişmiş ben buna eğileyim dediğinizde hammer action bir alet gerekecek, ya da elektronik müzik ya da aranje tarzı bir mevzuya eğilirseniz yukarda henüz erken dediğim bir şey gerekecek.
0
hedep
(28.07.21)
@hedep ve @anten, Bilgiler için çok teşekkürler süpersiniz.
Açıkçası fl studio ile beraber kullanmayı planlıyorum, buna egilecegim elektronik müzik deneyecegim. @hedep son paragrafina istinaden novation mu olmalı yani, yoksa yine de yönelim bakımından v49 ok mi?
@anten, senin fikrin nedir bu doğrultuda?
Çok teşekkürler.
0
🌸veritaslibertas
(28.07.21)
Ya biraz garip gelcek de midi klavyenin fazlası olmaz gibi bir bakış açım var benim.

Bi tane sürekli stüdyo ortamında kullandığım kontrolcülü bişey, bi tane sağa sola gezdirdiğim 49 mini tuşlu, bi tane pat diye ikinci kata çıkarabildiğim ufak bi hafif korg kullanıyorum ben mesela. O yüzden alesis v49 gibi ufak bişey alıp ileride ihtiyaca göre akai ya da novation 61 alınır gibi düşündüm ben. Alesis üzerindeki kontrolcüler pad'ler ilk etapta gerçekten iş görecek şeyler, sahnede kullanmak için ben de bi ara düşünmüştüm o aleti, yalnızca 5pin din midi çıkşı yok diye (yani bilgisayarsız kullanmak zor diye) almamıştım.

Ya da alayım tam olsun derseniz launchkey mk3 49 enfes bi alettir kenarda saçmalık param olsa ondan da alırım eheheh

Fakat
dediğim gibi fl kullanacaksınız, (ya da live, ya da studio one, ya da cubase ne olursa olsun) ses kartınız nedir? windows kullanıyorsanız ses kartı almadan çılgın bir latency (gecikme) probleminiz olcak, ses kaynağınız nedir, kulaklık aşık usandırır 4" dahi olsa bir çift aktif hoparlör almanız sizi dev rahat ettirecektir.

İşte daha basic bir midi klavye alarak home stüdyo bakımından daha geniş bir alan kaplayabilirsiniz oradan edilecek tasarruf ile, fikrim budur.
0
hedep
(28.07.21)
Anladım hocam sizi :)
V49 çok cezbedici, muhtemelen de bana yeter zaten hayli hayli. Diğer yandan da 700 TL gibi bir fark var novationla, alet sağlam diyorsunuz. Bir kaç ay sonra kim bilir kaç para olacak alet, yine onu almak da f/p olabilir. Ama anladım sizi v49 da çekici çok. Bu arada novationda da var padler

Ses kartım yok, kullandığım notebook Windows, harman kardon hoparlörleri var, gecikme yaşanır mı acaba yine de?
Bir adet çin malı (markasını unuttum bilindik bir şey) Dap+AMP bir alet var elimde araya onu soksan iş görür mü?
Rockit sounda r50 kulaklığın var o iş görür mü?
E) hiç biri iş görmez mi :)
0
🌸veritaslibertas
(28.07.21)
windows it gibi latency yapar tek başına klavye çaldırtamaz (asio4all falan gibi "çözümler" olsa da yine cayır cayır gecikme yapar on board ses kartları)

mac olsa idare edilir derdim

en az tercihten en çok tercihe sıralıyorum (başlangıç için uygun bazı ses kartları)
behringer, presonus, focusrite, audient

bunların en alt segment ses kartını almanız iyi olur. China DAC audio interface özelliği var mıdır, varsa da nasıl bir asio değer veriyordur bi fikrim yok ama kendi driveri olmadığını varsayıp çok iş göreceğini sanmıyorum diyeceğim.
Behringer'de aynı sebepten çok tavsiye etmeyeceğim en alt modellerin driverleri yok (eski modellerin driver'ini hile hurda ile kurabiliyorsunuz ama boşa macera)

Söylediğiniz kulaklık olur ama işte onu bağlayacağımız gecikme yapmayan harici bir ses kartı (audio interface) lazım. (ayrıca o kulaklıktan da usanıp dışarı ses verecek bir şey olsun artık yeter diyeceksiniz kullanım sıklığına göre)
0
hedep
(28.07.21)
(1)

Elektronik müzik yapanlar - dj'ler sesleri nerelerden buluyorlar?

veritaslibertas
sb.aklıma takıldı,https://youtu.be/VLqvah_xogg?t=250böyle arkadaki vokal sesleri, konuşmaları falan bir yerlerden başka şarkılardan mı alıyorlar yoksa bunların satıldığı platformlar mı var? nasıl yapıyorlar?
sb.
aklıma takıldı,
youtu.be
böyle arkadaki vokal sesleri, konuşmaları falan bir yerlerden başka şarkılardan mı alıyorlar yoksa bunların satıldığı platformlar mı var? nasıl yapıyorlar?
0
veritaslibertas
(28.07.21)
Loopmasters.com, w.a. productions gibi platformlar var.

Buralardan temin etmek mümkün. Birçok producer kendi stüdyosunda vokaller çağırıp canlı olarak da kayıt yapıyor. Ama bu imkan yoksa hazır sampleları satın alıyor.

Zaten bu "aaa bu şarkı o şarkıdan arakmış" gibi geyiklerin bir kısmı bunun yüzünden yaşanıyor. İki dj aynı yerden aynı ürünü alıp kullanabiliyor zaman zaman.
0
anten
(28.07.21)
(13)

ustalar neden calisan bulamiyor

bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
turkiye'de, abd'de vs. ustalar (özellikle otomobil ustaları) yetistirecek eleman bulamiyoruz, calisan bulamiyoruz derler. kazanci sorunca da kazancimiz iyi falan derler hep. bu işlere neden eleman bulamiyorlar dünyada?
turkiye'de, abd'de vs. ustalar (özellikle otomobil ustaları) yetistirecek eleman bulamiyoruz, calisan bulamiyoruz derler. kazanci sorunca da kazancimiz iyi falan derler hep. bu işlere neden eleman bulamiyorlar dünyada?
0
bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
(27.07.21)
insanların büyük bir çoğunluğu masa başında yorulmadan para kazanacakları bir iş istediği için olabilir mi?
0
candide
(27.07.21)
az para veriyordur
0
vanqusih
(27.07.21)
Cevap çok net, asgari ücrete bankada çalışmak, üniversite okumak, 3 bin liraya plazada çalışmak bizim millete daha çekici geliyor.

Olay tamamen bu, traktör pulluğu tamir eden bütün gün kir pas içinde çalışan arkadaşım aylık net 50 bin kemiksiz kazanıyor, evleri arabaları falan saymıyorum. ( hemde büyükşehirde bile değil)

Ben büyükşehirde takılcan kadıköy'de yaşıcam, network peşinde koşçam diyen yazılımcı kardeşi 20 bin kazanıyor ve ay sonunu denk getiremiyor.
0
paramolacak
(27.07.21)
eskiden çırak verme kültürü vardı bu bitti. 2.cisi fazla para kazanmadıkları için az para verip koşulsuz saygı bekliyorlar. herkes masa başı iş istiyor. kasiyerlik yaparım inşaatta çalışacağıma diyor insanlar.

bir örnek babam elektrik teknikeri. iş yeri var ancak sigorta ödeyecek ve haftalık olarak elemana verebilecek kadar kazanamıyor. eğer bu tarz ustalar asgari ücret verse çalışan bulunur ancak küçük çaplı ustalar için bu zor. emeğin karşılığı yok ülkemizde.
0
mikahakkinen
(27.07.21)
Insanlar para kazanamıyor asıl olay bu. Patron kazanır, eleman kazanmaz. Öncelikle o ay çok müşteri gelmeyebilir, başka yerde aylık kazancını bilirsin. Sadece kir içinde olmak değil, güven içinde olacağını da bilirsin. AVM'de mağazada çalışmak temizdir ama oto sanayide çalışmak güvenli olmayabilir.
0
howfaristhesky
(27.07.21)
Gösterişsiz iş o yüzden. Çok kazandıklarını sanmıyorum. Masrafları çıkarınca ellerinde 8-10 bin tl kalıyorsa çok iyi. Bu parayı memur oturarak alıyor
0
Gabriel
(27.07.21)
kayınço zamanında sanayide forklift tamircisine girmişti.
6 ay sonra kaçarak uzaklaştı.
maaş zaten asgarinin bir tık üstü.
mesai 10 saat cumartesi dahil.
akşam yada haftasonu acil servise gidersen (bazen şehir dışı) extra mesai yok.
yemekler piyasadaki en ucuz iğrenç yemekler.
garsonluk yaparım , evde boş otururum daha iyi demişti.
0
aslindasorunumpsikolojik
(27.07.21)
1- ekstrem örnekler dışında rezil çalışma şartları ve maaşlar. Evet Ford'un bilmem ne egitimlerini alıp hybrid araçları falan bilen eden adam kazanır da otosanayide arabanin yağını değiştiren oyle kazanamaz. Herkes de usta olamaz. Buna ek olarak holdingte bile ne mobingler ne haksizliklar varken bu tarz islerin durumunu düşünemiyorum. Ne mesai ne tatil ne yemekler vs. Maas asgariden bile yatabilir.

2-pis iş. Öyle dışarıdan şey gözükse de zor iş. Ailemde var ford tamircisi emekli belinde sorun var yıllarca vücut gücü ile çalışan bir meslekte olmaktan. Belli yerden sonra calismasi da zor ama masabasi adam icin cok ciddi bir sorun değil bu.

3- Türkiye'de özellikle egitimsiz, kafasi pek basmayan tipler bu işlere gidiyor ama böyle olmamasi lazım. O da ulkedeki egitim sistemi sacmaligindan. Haliyle kimse cocugunu falan göndermek istemiyor oralara.

4-gosterissiz evet. Prestiji falan yok yani.

Ekstrem örneklere gerek yok. Benim çalıştığım sektörde de ekstrem örnekler var ama geneli o maaşlar değil.
Bir de vücutla yapilan bir meslek olduğu için herhangi bir rahatsizlikta kariyerin bitebilir.
0
logisticsmanager
(27.07.21)
Akrabamın sanayide yeri var. Otomatik şanzıman tamir ediyor. Çalışma saati diye bir şey yok. Türkiye'nin her yerinden müşteri geliyor. İyi de kazanıyor. Müşterinin memnun olması için işin hızlı yapılması lazım. İşi yapan kişi için de hızlı olmak önemli çünkü diğer müşterilere sıra gelmeli. Bu da günde 10, 12 saat çalışmak demek. Herkesin yapabileceği bir şey değil.
0
dissendium
(27.07.21)
Ağır çalışma şartları/düşük maaşa dayanmak zor. Ancak sebat edip işi kapanlar iyi paralar kazanıyorlar. Araba tamircisi bir arkadaşım var. kalfa ikenden beri tanıyorum. Yetiştikten sonra çalıştığı yerden ayrıldı ve kendi yerini açtı. İlk başlarda benden maddi destek alırken 3-4 sene içerisinde tüm borçlarını kapattı. Sonraki 5 senede ise benim bildiğim 2 ev, 2 arsa ve işyerine giderken kullandığı bir normal, evde duran 1 lüks araba sahibi oldu.
0
faithless
(27.07.21)
herşeyde olduğu gibi bir işin kazancını arz talep belirler. bu tarz ustalık diyebileceğimiz işler çok kazandırmaz genelde. çünkü öğrenmesi zor değildir. ustaların büyük bölümü onbinlerce lira kazansa daha fazla insan girer ve yine piyasa düşer. öğrenmesi zor değil çünkü. 2 yıl günde 8-10 saat bu işe ayırsan kurdu olursun. genelde nasıl oluyor? 10 yaşında ustanın yanına veriliyor çocuk. 18-20 yaşına gelince belki usta oluyor. ancak bu 8-10 yıllık sürecin yarısından fazlasında yerleri süpürüyor, ustanın basit işlerini yapıyor. %20'sinde bir şeyler öğreniyordur. o yüzden formal, düzenli bir eğitimle 2 yılda usta çıkar bir insan. birçok ustalık için geçerli bu. yani 4 yılda mühendis yetişiyor, 2 yılda tekniker. usta da buna oranla daha az kısa sürede yetişir.

çok kazanan vardır ama azınlıktadır. yani mühendislerin kazancı 5 bin -30 bin arasındadır ve %80'i 8-10 bin arasında kazanıyordur. ustaların kazancı 5 bin - 50 bin arasındadır ama %80'i 5 bin kazanıyordur. bir de her mühendis mühendislik yapmıyor. türkiye'deki işler belli. mühendisim diyenlerin kaçı gerçekten mühendislik gerektiren işlerde çalışıyor? ondan bir mühendisin maaşını kazanmıyor birçok insan. bir de ustanın yeri kendisiyse işletme sahibi oluyor. bu da avantaj. 20 bin lira kazanan maaşlı bir çalışan işinde çok iyi olması gerekirken bir işletmeci için alt sınır daha fazla olabilir.

sözlükte, beyaz yakalılar arasında şöyle bir algı olabiliyor. "keşke okul okuyacağıma küçükken meslek öğrenseydim" şeklinde yakınmalar oluyor. büyük bir yanılgı bence. ayrıca olmak isterseniz 2-3 yıl idare edecek kadar nakitiniz varsa olursunuz. hiçbir ustalık eğitimi günde 8-10 saat pratik yapmak kaydıyla 2 yıldan fazla sürmez.
0
black mamba
(27.07.21)
Tamamen prestij meselesi.

Yani ben kendi ailemden de biliyorum, fazla para kazansa da beden gücüyle iş yapan insana kimse saygı duymuyor TR'de. İnsanlar da bunu istemiyor. Sokak ropörtajı da vardı böyle çocuğun biri güzel güzel anlatıyordu, AVM'de garsonluk yapmak sanayiden iyi, parası çok daha az ama kıza "sanayide çalışıyorum" diyince cevap atmıyordu, o yüzden AVM'ye geçtim falan diye.
0
plutongezegendegilmi
(27.07.21)
ABD ve türkiye çok farklı sebeplere sahip.
Öncelikle dünyanın her yerinde beden işçiliği genellikle en alt seviye iş kolları olarak görülüyor. Bizdekine benzer yorumlar ABD'de de geçerli:www.quora.com

Türkiye'deki sebeplere gelelim. Çok basit bir iktisat prensibi: Bir yerde ne bolsa o ucuz olur. Türkiye'de vasıfsız işçi / genç nüfus bol. Haliyle işçi maliyetleri düşük. Yani sanayide çalışan bir adam o işin karşılığı olan parayı aldığını düşünmüyor. İlk fırsatta da başka işe geçiyor. Yani sanayide orta ölçek bir dükkanın sahibi ayda cebine 40 bin koyuyor olabilir. ama yanında çalışanlara verdiği maaş 4-5 bini geçmez. O da kıdemliyse.

Gelişmiş ülkelerde ise durum farklı. Aslında benzer bir konu burada da geçerli. Avrupa ve ABD'de teknoloji ve sanayi üretimi bolluğu var. haliyle otomobil ucuz. Bu sayede insanlar bizdeki gibi eski araçlar kullanmıyor. Almanya'da ortalama araç yaşı 8, Türkiye'de 12 mesela. Haliyle daha az tamire ve tamirciye ihtiyaç duyuluyor. Bir de adamın gelir seviyesi yüksek zaten direkt servisine gidiyor.
Bizdeki gibi serviste araç yaptırmak bir zenginlik alameti değil.

bir diğer sebep gelişmiş ülkelerde otomobil ustası sanayide değil okulda yetişir. Motor okullarında eğitim alır, iş hayatına atılır.

Son olarak gelişmiş ülkelerde bu tarz işler genelde göçmenlerin yaptığı işler. Haliyle öyle aşırı popüler bir iş olmaması normal.
0
anten
(28.07.21)
(8)

Haber sitesi yaptırmak istiyorum

olaylar olaylar
En uygun şekilde nasıl çözerim, domain hosting vs bilgim yok.
En uygun şekilde nasıl çözerim, domain hosting vs bilgim yok.
0
olaylar olaylar
(27.07.21)
Nasıl bir haber sitesi yaptıracaksınız? Benzer bir örnek, kafanızdaki model vs. gibi daha çok bilgi verirseniz daha spesifik cevaplar verebiliriz.
0
plutongezegendegilmi
(27.07.21)
Şöyle bi site bahsettiğim
www.siradisihaberler.com
0
🌸olaylar olaylar
(27.07.21)
Haberadam temasi bu. (Yolladiginiz linkteki "uye girisi"ne tiklarsaniz demo sitenin logosu geliyor zaten (kaldirmayi unutmuslar)

Google'a haberadam yazip sitelerinden satin alabilirsiniz. Kurulumunu vs de yapiyorlar. (Wordpress temasi bu)

Haaaa tavsiye eder miyim? Uzun vadeli dusunuyorsaniz malesef hayir. Ama bi deneyeyim diyorsaniz cok da pahali degil zaten alip deneyin.
0
brkylmz
(27.07.21)
@brkylmz tavsiye edebileceğiniz başka bir tema var mı peki?
0
🌸olaylar olaylar
(27.07.21)
Normalde yabanci firmalarin haber temalarini tavsiye ederim. Hem kodlamalarindaki derli topluluk olsun, hem 3. Parti pluginlerle uyumlari olsun bizim yerli temalardan fersah fersah ilerideler. Ve de surekli guncelleme aliyorlar.

Ama gel gelelim turkiyedeki habercilik anlayisiyla da yurtdisindaki web haberciligi cok baska yerlerde. Simdi ben size yabanci bi tema onersem bu ne ya cok sade dersiniz. Bizim cizgi roman gibi sitelerden sonra duz yazi gibi kalirlar :)

Eger sade ama islevsel olsun derseniz "jannah" temasina goz atabilirsiniz.

(Bir de desktop versiyonlari onemsemeyin, ziyaretcilerin neredeyse %70-90 arasi mobilden geliyor.mobil versiyonlara bakin hep)
0
brkylmz
(27.07.21)
Daha yeni kendime yabancı bir haber sitesi kurdum. Jannah temasını kullandım, oldukça hızlı ve hoşuma gitti. Tavsiye ederim ben de bu temayı.
0
gak
(27.07.21)
@gak hocam ben de baktım da karar veremedim, bizdeki gibi kaydırmalı manşet olayı yok sanırım
0
🌸olaylar olaylar
(27.07.21)
Wordpress başlangıç için iyi olabilir. Themeforest üzerinden iyi bir tema alabilirsiniz. Jannah iyidir mesela bahsedilmiş.

Avada da aynı şekilde. Farklı pluginlerle de destekleyebilirsiniz.
0
anten
(28.07.21)
(8)

ingilizlerin müzikteki başarısı

nothing in my way
bu adamlar sanatın her dalında başarılılar aslında ama müzikteki başarıları ayrı. müzik dünyası bunların yüzü suyu hürmetine dönüyor neredeyse. o kadar çok başarılı şarkıcı, grup var ki saymakla bitmiyor adamlarda. koskoca abd bile yarışamıyor neredeyse bunlarla. nasıl bu kadar yaratıcı olabiliyorla
bu adamlar sanatın her dalında başarılılar aslında ama müzikteki başarıları ayrı. müzik dünyası bunların yüzü suyu hürmetine dönüyor neredeyse. o kadar çok başarılı şarkıcı, grup var ki saymakla bitmiyor adamlarda. koskoca abd bile yarışamıyor neredeyse bunlarla. nasıl bu kadar yaratıcı olabiliyorlar bu alanda, ülkenin havasından mıdır suyundan mıdır?
0
nothing in my way
(27.07.21)
biraz fazla abartmıyor muyuz, her ülkenin çok iyi sanatçıları müzisyenleri var.
0
nahtoderfahrung
(27.07.21)
biraz haklısın çok efsane gruplar var ama bunları bizim tanıyor olmamızın nedeni adamların hakim kültür olması. kimse oturup bilmediği bir dilin gruplarını kolay kolay dinlemiyor.
0
bohr atom modeli
(27.07.21)
Müzik konusunda başarılarını ben de şaşkınlıkla karşılıyorum. Adamların underrated grupları, şarkıcıları bile efsane bence.
0
Fusha
(27.07.21)
daha önce bende benzer bir çıkarımda bulunmuştum, bence bunun nedeni adamların coğrafi koşulları nedeni ve yaşam biçimleri, sürekli dışarıda gezmek yerine bir yerde toplanıp muhabbet etmeleri ve bir süre sonra muhabbetden sıkılıp hadi bir şey yapalım'a dönmesi.

2,3 kişi bir araya geldiğinde playstation ile pes oynamak yerine başka şeyler yapıyorlar. kapalı alanlarda pratik yapıp daha iyi hale geliyorlar. oyunculuk, yazarlık vb. konularda iyiler.
0
selam
(27.07.21)
bu, rock müziğin abd ve britanya kökenli olmasından kaynaklanıyor. bir de ister istemez özgür bir ortam lazım. her anlamda özgür fikirden bahsediyorum; drug'ından tut da, seksüel yönelimlere, felsefeden gir de otoriteyi redde kadar. ses endüstrisinde de ingilizler gerek enstrüman, gerek teçhizat anlamında 'budur' diyebileceğimiz markaları çıkarmış hep. sese ayrı bir önem vermişler; müziği duymaktan müziği üretmeye kadar.

evet dediğin doğru: müziğin kabesi ingiltere, hatta daha da spesifikleştiriyorum manchester, leeds ve londra üçgenidir. hani iskoçya'yı, irlanda'yı, hatta galler'i geçiyorum, avustralyalı müzisyenlerde bile, -kültür ve tarihleri paralel olduğu için- harika işler söz konusu.

bir de abd çok kozmopolit bir ülkeyken, ingilistere nereden baksan bir ada ülkesi. kendine has tonlarının olması daha bir öngörülebilir. ne bileyim abd black keys'i çıkarabilirken, iskoçya franz ferdinand'ı, ingiltere foals'u çıkarıyor. daha bir punk havası çok rahatlıkla sezilebiliyor. ve daha kapalı olduklarını anlayabiliyorsun bir şekilde. o yüzden bir grup kulağa iyi geldiğinde abd'li olunca şaşırabilyorsun. daha pop olmasını bekliyorsun çünkü yeni dünya'nın sound'unun.

ne diyelim, tanrı kraliçeyi korusun...
0
mermize
(27.07.21)
İngiliz müziği çok iyi diye değil, ingiliz müziğine ve kültürüne her yerde maruz kaldığımız için onu iyi kabul ediyoruz.

Her ülkenin muhteşem müzikleri var. Mesela isveç'te, italya'da... Hatta isveç bence çok çok daha yukarıda olabilir müzikal zenginlik olarak. Sadece max martin ismi bile yeterli. Ama onlara bu kadar maruz kalmıyoruz hatta haberimiz bile yok çoğundan.
0
anten
(27.07.21)
bohr atom modeli +1

İngilizce dışında şarkı söyleyip bir pink floyd, led zeppelin, queen, beatles kadar popüler olan grup yok. İşin garibi bu dilin hakim dil haline gelmesinde İngilizlerden çok ABD'lilerin etkisinin olması.

İlker Canikligil'in ekşi sözlük ziyaretinde "Türkiye'de neden doğru dürüst bilimkurgu filmi/dizisi çekilemiyor?" gibi bir soruya verdiği şu cevap bence bu konuyla da doğrudan olmasa da biraz ilişkili: "Bilimkurguyu ancak o anda dünyayı domine eden kültür üretebilir."
0
himmet dayi
(27.07.21)
müzikte çok iyi oldukları gerçek fakat abartıldığı da bir gerçek.

Bana kalırsa @anten'e de katılarak, isveç'in çok daha iyi olduğunu düşünüyorum

Stockholm'deyken canlı müzik var diye bir bara gitmiştim "Black magic fools" adlı grup sahne aldı. etkinlik ücretsiz ve kendi halinde müzik yapıyorlar ama inanın benim diyen gruplardan çok daha kaliteli işler yapıyorlar. Dan Swanö, M.Aketfeldt falan saymıyorum bile
0
rapon
(27.07.21)
(5)

Football manager gibi detaylı bir oyunda bir sezonu nasıl geçiyorsunuz ?

joehigashi
Eski championship manager oyuncularındanım. Malum bi taktik ekranımız vardı bir transferimiz birde ekstradan teknik ekip ayarlardık ve basit antrenman ayarları ile işi tamamlardık. Sonrasında oyun akıp giderdiEpic games'den fm 2020'yi kurmuştum bir kaç ay önce fakat detayların içersinde resmen boğul
Eski championship manager oyuncularındanım. Malum bi taktik ekranımız vardı bir transferimiz birde ekstradan teknik ekip ayarlardık ve basit antrenman ayarları ile işi tamamlardık. Sonrasında oyun akıp giderdi

Epic games'den fm 2020'yi kurmuştum bir kaç ay önce fakat detayların içersinde resmen boğuldum antrenman bir detay teknik ekip transferi başka detay, scout analizleri apayrı bir detay her şey de çok ciddi incelikler var. Her bölümde saatlerce oyalanmalık ayrıntılar var.

Bu oyunda boşver hiç uğraşmaya değmez dediğiniz ya da önem verilmesi gereken detaylar nelerdir ? En keyifli ve hızlı şekilde nasıl ilerlerim ?
0
joehigashi
(26.07.21)
Ben kadro kurup, ekibimi yenileyip
İyi bir asistan manager bulup
transfer sezonundan transfer sezonuna on holiday oluyorum :)
benim içim managerlikten çok, kadro/taktik/antreman kurup sonucu görme oyunu yani.
Maç maç gitmiyorum (CL finali falan değilse)

cm 95 italia'da da hep space'e basardım :)
0
summatinyourteeth
(26.07.21)
Transferleri bi program sayesinde sansa birakmayi kesmistim. Orda hangi antrenmanda koc kac yildiz onuda veriyordu. Ne lazim sut5 olacak hoca. Tak aratiyorum. Teklif et. Sabah sende. Futbolcularda var oyle. Max puan gosterior. Gizli yetenekler var onlar cok onemli oldugunu ogrendim. Mesala adam cok iyi ronaldovari. Ama gizli de devamlilik 3/20. 20 macta 3-5 macta esiyor gerisinde bos. 20/20 aldim tsigalko cikti :) demem o ki isimler bwlli olsun koc/oyuncu biyerden sonra maci asistana birakin gecin mesala. Basin toplantisina ciragi yollardim. Ama alt yapidan turk cikmasi icin 3gun gir cik yaptigimi bilirim :)
0
hunharca ben
(26.07.21)
genelde sezon başı çok iş olur. Sezon başı iyi ayarlarsanız, yardımcı antrenörlere görevleri doğru verirseniz maçlar başladıktan 2-3 hafta sonra rahat edersiniz.
0
anten
(26.07.21)
Bu oyunu oynayan çok insan gördüm
Çoğunluk 1-2 gecede sezon bitiriyor ama ciddiye alanlar haftada 15 günde tek maç oynayabiliyor. Ben de en son oynadığımda günde en fazla 1 maç yapıyor, kalan zamanı detaylara harcıyordum.
0
haysiyetsiz nane
(26.07.21)
tamamen size bağlı. denildiği gibi sadece detaylar için saatlerce vakit harcayanlar da var, maç hariç tatil diyenler de. Ben sezon başı iyi bir teknik ekip kurup antrenmanı asistan menajere bırakıyorum. Scout analizlerine de çok takılmaya gerek yok. Yalnızca kendi izlettiğin oyunculara bakarsın. Zamanla daha rahat alışırsın fakat 2020 ile beraber artık futbolun taktiksel kısmından uzak olanlar için zor bir oyun olmaya başladı. Daha basit bir oyun için bkz.FM 2016
0
biravekahve
(26.07.21)
(5)

istanbul araba kiralama

oscar
Istanbul da yaklasik 25 gunluk arac kiralamam lazim. Uygun fiyatli tavsiye edeceginiz bir yerler var mi ?
Istanbul da yaklasik 25 gunluk arac kiralamam lazim. Uygun fiyatli tavsiye edeceginiz bir yerler var mi ?
0
oscar
(26.07.21)
Bildiklerim içinde Avec nispeten uygun fiyat verir.
Aylık fiyatını da sorun daha uygun fiyat verebilirler 30 günde indirim oluyor
0
lappuntamento
(26.07.21)
yolcu360'dan deneyin şansınızı. farklı firmaları görmüş olursunuz. ve madem uzun süreli olacak , bir kaç tanesini doğrudan arayıp sorun. çok kurumsal olmayan kiralama ofisleri, uzun dönem için internette yazmayan fiyatlarla araç verebiliyorlar, farklı düzenlemeler yapabiliyorlar. ama yaz dönemli olduğu için işiniz biraz zor.
0
co2s2
(26.07.21)
garenta fena olmayabilir fiyatları
0
anten
(26.07.21)
ben garentadan kiralamistim 15-20 gunluk.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(26.07.21)
windycar memnun kaldım hep
0
karsiyakaliyiz
(26.07.21)
(3)

Arabistan ziyareti konusu

sanguine
Annemi Mekke ve Medine'ye götürmek gibi bir düşüncem var ziyaret amaçlı. Umre hac falan değil. Bildiğiniz turistik olarak, hiçbir tur şirketi ile anlaşmadan kendim kalacağım yerleri ayarlayarak yapabiliyor muyum bunu, aracı zorunluluğu var mı
Annemi Mekke ve Medine'ye götürmek gibi bir düşüncem var ziyaret amaçlı. Umre hac falan değil. Bildiğiniz turistik olarak, hiçbir tur şirketi ile anlaşmadan kendim kalacağım yerleri ayarlayarak yapabiliyor muyum bunu, aracı zorunluluğu var mı
0
sanguine
(25.07.21)
hac zamani bireysel vize alamazsin zaten. teknik olarak, hac haric kalan vakit umre vakti zaten.

kadinlarin belli bir yasa kadar gelmesi icin kurallar vardi. detayini hatirlamiyorum.

vize alabilirsen, olur bence. yalniz oyle tek basina gidilecek gezilecek yerler degil gibi geliyor bana. (bulundum arabistanda)
0
camussar
(26.07.21)
bildiğim kadarıyla arabistan dini bir niyet ya da iş gibi belgelenebilir bir davet yoksa turist kabul etmiyor.

Ancak aile ziyareti,
eğitim,
resmi bir davet vb durumlarda vize alınabiliyor.

www.flypgs.com
0
anten
(26.07.21)
Turist vizesi yok maalesef. Davet mektubu şansınız yoksa umre turlarına katılabilirsiniz Mekke ve Medine. Onlar zaten gezilebilecek her noktayı gezdiriyor. İbadetlerinizi ister toplu ister bireysel yapabilirsiniz öyle sürü ile gezme zorunluluğu yok ve daha güvenli şahsi fikrim.
Biraz da pis memleket malum hastalık riski vs var. Diyanet hemen sahip çıkıyor uçağına kadar ayarlayıp transfer ediyor aracısız gitmeyin derim.
2 kere diyanet ile umreye gittim yorumum bu bağlamdadır.
0
cilekli pasta
(26.07.21)
(13)

Türkiye'de Suda Boğulmalar

biseysorcaktim
Her yaz bir sürü boğulma haberleri geliyor. Çok fazla insan kaybediyoruz serinlemek veya yüzmek için girdiği deniz, göl gibi sularda boğulan.Bu boğulmaların asıl sebebi insanımızın fiziksel olarak yeterli olmaması mı yoksa deniz ve göllerimizin yapısı mı? mesela karadeniz'in bir çok yerinde yüzmek t
Her yaz bir sürü boğulma haberleri geliyor. Çok fazla insan kaybediyoruz serinlemek veya yüzmek için girdiği deniz, göl gibi sularda boğulan.

Bu boğulmaların asıl sebebi insanımızın fiziksel olarak yeterli olmaması mı yoksa deniz ve göllerimizin yapısı mı? mesela karadeniz'in bir çok yerinde yüzmek tehlikeli ve sürekli boğulmalar yaşanıyor.
0
biseysorcaktim
(25.07.21)
bogulmalarin oldugu yerlerde insanlarin serinlemek icin girdikleri yerler genelde yuzmeye elverisli yerler degil. gizli girdaplar var insani suyun icine ceken ve su ustune cikmana izin vermeyen. veya kurtulamayacagin akintilar var.
0
robokot
(25.07.21)
Tanıdığım gayet iyi yüzen biri boğularak hayatını kaybetti. Birden derinleşen su ve gizli girdaplar veya güçlü akıntı diye biliyorum.
0
suicides underground
(25.07.21)
robokot +1

mesela şile bunların en bilinenlerindendir.
küçükken birkaç kere gittiğimizde annem beni denize sokmamıştı, kendi de orada denize girmezdi.
geçen gün yine şile'de birileri hayatını kaybetti.
dikkat etmek lazım ama sanırım insanlar kendilerine güvenip yine de giriyorlar.
0
blatta hiberna
(25.07.21)
baraj gölüne girip boğulanlar suyun dibini deniz gibi kum zannediyor.

oysa göllerin dibi genellikle balçık olur, bataklık olur. suya girip ayağını yere basan adam ayağı kaptırır. çıkarmak için refleks olarak öbür ayağını basıp destek almak isteyince onu da kaptırır. suyun dışından biri ellerinden tutup çekmezse çıkmak için debelendikçe batar boğulur. o yüzden ne kadar iyi yüzücü de olsan, göle girip yüzmek tehlikelidir.
0
kibritsuyu
(25.07.21)
İyi yüzme bilmiyoruz. Kaçımız teknik biliyo ya da kaçımız uzmanından öğrenmiş ? Mahalleden çocuklardan iki kulaç atmayı görmüşüz bi bir. İki-yüzmeye uygun olmayan sularda yüzülmesi
0
photo85
(25.07.21)
suyun icine dogmus biri olarak, bilmedigim yerde acilmam, atlamam. gölde yüzmem.
yüzme bilmeden tatile gelenleride ki özgüven sat komandolarinda yok. kendilerine cok guveniyorlar. sebeplerden biri cahillik.
0
durgunfoton
(25.07.21)
Yüzme alanı olan yerler kontrollü şekilde belirlenmiyor. Veya kontrol edilmiyor.
Yeşilköy kayalıklar yüzme alanı değil, Sinop’un sarp yamaçları yüzme alanı değil. İnsanlar baraj gölünde yüzmeye çalışıyor bknz baraj gölü. Ne denetim ne bişey.
Ve en başta yazacağımı sonda yazayım; 3 tarafı denizle çevrili ülkede yüzme dersi ilkokulda zorunlu değil. Neden?
0
rewlack
(25.07.21)
17 insanı kurtarmış , 3'te cesetle karşılaşmış biri olarak söyleyebileceğim girdikleri denizi tanımıyorlar ama en önemlisi ''panik''.

Karadeniz'in özelinde konuşmak gerekirse meşhur bilinen çeken akıntısı ve yerel dilde löngöz dedikleri kıyıya yakın yerlerde sulatında oluşmuş kayalığın 1,5 2 metre boru şekline denir kabaca.

İkisinde de paniklerseniz ölürsünüz. Kurtulmanın çok basit olduğu ama ölümünde bir o kadar keskin olduğu şeyler. Çeken akıntıdan sağa veya sola yüzerek kurtulunabilir, löngöze takılan diğer dalganın gelişi esnasında aksi yöne bacağını hareket ettirse kurtulur ama bilmiyorsanız ve paniklerseniz gittiniz.

Vücudunuza ve yüzüşünüze güveniyorsunuz ve birilerini kurtarmak istiyorsanız; misalen 100 metre açıkta çırpınıyor vatandaş, suya girdiniz bacaklarınızı çırpmadan ulaşmaya çalışın, yaklaşınca dalın ve mutlaka arkasına çıkın (yüzyüzede size sarılıp aşağıya bastırıyor kendini çıkarmak için) kolunuzu koltuk altından geçirin, bağırıp sakinleştirin ve gelirken kullanmadığınız bacaklarınızı kullanarak kıyıya dönmeye çalışın. Ne yaparsa yapsın , sizi tutmasına engel olun.
0
synax
(25.07.21)
www.sondakika.com

şu haberi okuyun anlarsınız neden boğulduklarını. boğuluyorlar çünkü abuk subuk yerlerde suya giriyorlar. ya karadenizde ya da baraj gölünde ya da derede boğuluyorlar. ege gibi durgun suda boğulmak zor. ama karadenizde veya gölette veya derede boğulmak kolay.

yüzme biliyor olduklarını sanıp bilmediklerine de eminim.
0
dafuq
(25.07.21)
Ben insanın boğulma sebebini insanın evrimsel olarak yüzmeye uygun olmamasına bağlıyorum. Birçok memeli yüzmeyi öğrenmeden yüzebiliyor. Ama insan bir şekilde yüzmeyi öğrenmek zorunda. Yüzme büyük ölçüde kas gücüne dayanıyor. Dalgalı denize olimpiyata katılmış yüzücüyü de soksan bir süre sonra yorulur. Dalgalı denizi de küçümsememek lazım. Her dalgada insanın üstüne kilolarca ağırlıkta su gelebilir. Bu da insanı yorar. Direncini kırar. Boğulmalarda insanlar dalgalar yüzünden yön algısını kaybedebiliyormuş. Çok uzatmaya gerek yok. Boğulmak için çok sebep var.
0
dissendium
(25.07.21)
Yüzmeyi bilmiyor olduklarından boğuluyorlar. Bir kaç kulaç atmayı, köpekleme su üzerinde kalabilmeyi yüzmek sanıyorlar.

büyük dalgalı deniz nerede olsa ayağınızı yerden kesip sizi sarsar ve dalganın dönüşü ile açığa doğru bir miktar kayarsınız. Yüzme bilmediği halde yürüyerek bel- göğüs hizasına gide kişinin ayağı dalganın etkisi ile yerden kesilebiliyor ve bu şekilde boğulma yaşanabiliyor.

geniş bir yay şeklinde olan kumsallarda bazı koşullar oluştuğunda bazı bölgelerde açığa doğru akıntı oluşur. Dibe doğru değil, açığa doğru bir akıntı bu. Rip akıntısı denir. Sinopta bu nedenle de boğulma vakaları oluyor. Sinop kayalık, dağlık bir yer değil, kmlerce uzanan yay şeklinde olan bir plajında bu rip akıntısı oluşuyor. bu akıntıda olan kişi sağa ya da sola yüzerek bu akıntıdan çıkması gerektiğini bilmiyor. ya da o kadar yavaş yüzüyor ki akıntıdan çıkabildiğinde kıyıdan çok uzaklaşmış oluyor. boğuluyor.

Ayağının altından kum kayar, su seni dibe çeker gibi hurafelerin yaşandığını hiç görmedim. dalgalı denizde sığ yerlerde tabi ki kum zeminde yer değiştirir bi miktar. Ya da su tabi ki biraz çalkalanır. Yüzme bilen insanı boğabilecek şeyler değil bunlar.

Göl durumunu bilmiyorum.
0
zimbirik
(26.07.21)
Yüzmeyi iyi bilmediğimiz için oluyor bunlar.
Tatillerde en dalgalı denize bile girip açılanlar, hep, ülkelerinde girilecek sıcak denizi olmayan turistler.
0
vizivozo
(26.07.21)
Birkaç sebebi var.
-İnsanların yüzülmemesi gereken yerlerde yüzmesi. Turistik yerlerde bile dubaları takmıyor kimse.
-Maalesef bizde küçük yaşlarda spor eğitimi zayıf. Yüzme de en zayıfı.
-Çoğu insan temel yüzme tekniklerini bilmiyor haliyle. Atletik stillerden bahsetmiyorum doğru nefes alma vs. gibi...
-tüm teknik ve deneyime rağmen herkes bunu yaşayabilir. Yüzme birincisi adamı getir o da dikkat etmezse Allah korusun ama o da yaşayabilir.
-Ailemde denizci çok. Bayaa okyanus aşan tankerlerde çalışan insanlar. Tamamı aynı şeyi söyler, denizin/suyun şakası olmaz. Deniz teknik, deneyim dinlemez. Risk almamak gerek.
0
anten
(26.07.21)
(6)

Sizce aşçılık okunur mu?

rizeligodard
Merhaba. 25 yaşından sonra aşçılık okuyup mutfakta kariyer yapılır mı?Sektörden birileri var mıdır buralarda? Düşüncelerinizi merak ediyorum.Özellikle msa, usla tarzı okullar hakkında ne düşünüyorsunuz?Kerüz silkeleme mi yoksa kariyer fırsatı sunarlar mı?
Merhaba. 25 yaşından sonra aşçılık okuyup mutfakta kariyer yapılır mı?
Sektörden birileri var mıdır buralarda? Düşüncelerinizi merak ediyorum.
Özellikle msa, usla tarzı okullar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kerüz silkeleme mi yoksa kariyer fırsatı sunarlar mı?
0
rizeligodard
(25.07.21)
Okursun okumasına fakat otellerde vs aşçılık yapmak istiyorsan oldukça fiziksel ve psikolojik olarak zorlayıcı bir meslek gibi görünüyordu izlediğim programlarda.

Hobi olarak yine yap bak ona bişi demem.
0
Techsavvy
(25.07.21)
Evet yapılır.
Fakat şunu göz önünde bulundurmanda fayda var, aşçılık geleneksel ofiste çalışmak vs. gibi işlerden farklı bir hayat demek. Bu hayat senin için kabul edilebilirse bu yolu seçmek gerek öbür türlü hayal kırıklığı olacaktır.
0
cay koy geliyorum
(25.07.21)
eski flörtüm turizm mezunuydu, açıktan da aşçılık okuyordu. otel mutfağında çalışıyordu. üstte denildiği gibi hem fiziksel hem psikolojik olarak yoruluyordu. he çok sevdiğiniz bir işse yapılır tabii ama o kadar da istemiyorsanız onun yerine mezun olduğunuz alanla ilgili bir kursa gidersiniz, yabancı dil öğrenirsiniz, program falan öğrenirsiniz vs. bence daha faydalı olabilir.
0
rose parks
(25.07.21)
Kendimi bildim bileli mutfakla gerçekten ilgilenirim,uzun süre en büyük hobim oldu. Bunu şundan belirttim, 6 ay kadar aşçı olarak çalışma fırsatım oldu profesyonel bir yerde. Ben çok sevdiğim için yine mutlu olmama rağmen gerçekten çok zorlayıcıydı. Bu derece sürekli oradan oraya koşturmanız gereken başka ne iş vardır bilemiyorum. Psikolojik olarak da zorlayıcı gayet çünkü devamlı baskı altında çalışıyorsunuz. Yani o bahsettiğin okullar kariyer fırsatı sunar da "mutfakta kariyer yapılır mı" diye sorduğun için bu noktaları da anlattım biraz. Yapılır ama çok çok zorlu bir yol olur.
0
evandro roncatto
(25.07.21)
kariyer planınız nedir? iş bulayım karnım doysun diyorsanız sıkıntı yok ama televizyona aldanıp büyük şef olucam çok müthiş olucam dehşey para kazanıcam diye düşünüyorsanız bunların biraz tv dünyasının süslemesi olduğunu bilin. hem okul dışında da mutfak okulu ve sektör tecrübesi şart hem de sosyetik cicili bicili yurtdışı okulları falan lazım. sektörden değilim ama bu cicili bicili okullardan mezun birini ve haricen kurslara çok para dökmüş başka birini tanıyorum. yaş geç değil. mutluluklar diliyorum
0
photo85
(25.07.21)
Oluyor, bunu başaran insanlar tanıyorum.

Ama 25 yaşından sonra mutfak kariyerinin en altından başlamak zor gelebilir. Çünkü mutfak, özellikle otel falan gibi yerlerde, oldukça stresli hatta askerlik gibi emir komuta zinciri olan bir çalışma sahası. Siz de sektöre yeni giren biri olarak ne kadar eğitim alırsanız alın, en alt seviyeden başlayacaksınız muhtemelen. İşi gerçekten sevmeyen birinin bu süreçleri kaldırması kolay olmayabilir.

Orda çalışanların çoğu 17-18 yaşlarında çıraklıktan başlıyor işe. Sonradan eğitimlerini de tamamlıyorlar bir yandan. Meslek lisesi yeme-içme çıkışlı çocuklar var, staj falan deniyorlar buralarda.

Ha derseniz ki benim cebimde birikimim var, çevrem var, kendi mekanımı açmak istiyorum o ayrı bir konu.

Bu arada birçok sektöre kıyasla yurtdışı kariyer imkanı oldukça yüksektir. Ama tabii günde 8-10 saat muhtemelen güneş görmeyen sıkışık ve kalabalık bir mutfakta telaşla koşturacaksınız:)

MAsterchef yanıltmasın. Mehmet Şef'in yıllar önce bir mesleğini anlattı belgeselimsi bir video var. Daha o kadar ünlü değilken çekilmiş. İşin stresini görebilirsiniz. Bir otel mutfağının bir günü:

www.youtube.com
0
anten
(26.07.21)
(13)

sigarayı nasıl bıraktınız?

Techsavvy
''önce kafada bitireceksin'' diyenler sizi anlıyor ve bağrıma basıyorum :)ama cidden, hadi psikolojik bitirdik, fizikseli napıcaz?
''önce kafada bitireceksin'' diyenler sizi anlıyor ve bağrıma basıyorum :)

ama cidden, hadi psikolojik bitirdik, fizikseli napıcaz?
0
Techsavvy
(25.07.21)
sigarayı bıraktıktan sonra coşagelen sigara içme arzusunu puro ile çözdüm ben. bu aralar çevremde çok fazla sigara içiliyor, yine artıyor istek, hemen alıyorum büfeden ince purolardan, puroyla bastırıyorum sigara isteğini.

30 gün dayanın sonra fiziken canınız istemiyor zaten.
0
trajikomix
(25.07.21)
2013'te bıraktım 7 sene içmedim, pandemiden önce saçma bi sebepten 6 ay kadar içtim ve 1 senedir içmiyorum tekrardan, kafada bitireceksin lafı ne kadar sinir bozucu olsa da doğru.
ilk 6 ay deneme süresi bunun, sigara içerken zevk aldığın şeyleri yaparken elin sigaraya gidecek mi, veya 1 taneden bir şey olmaz diyip o 1 taneyi içecek kadar iradesiz misin aşağı yukarı 6 ayda belli oluyor. fiziksel etkisi de ağzım boş kalmasın diye kullandığın yiyecekler kalorili olursa biraz sıkıntı oluyor göbek çevresinde.

sigarayı bırakma yolculuğunda etrafındaki insanların ne kadar anlayışlı oldukları ise çooook önemli, ben herkese bana sakın sigara uzatmayın kalbinizi kırarım diye tek tek uyardım. bir kaç kendi çapında mizahşörler çıkıyor ama sonradan yola geliyorlar :)
0
nahtoderfahrung
(25.07.21)
kafada bitireceksin +1

bir diğer tüyo ise azaltarak bitirmek, bunun uzun bir süreç olduğunu bilmek. sigara hemen bırakılmıyor. bazen günde bir tane içtiğin, sonra tekrar abarttığın dönemler olacak. 7 yıl ağır içmiş biri olarak ben şahsen 2 ayda bırakabildim. ama bıraktığım gün şaşırarak "aa, ben bugün sigara içmedim" dedim.

motivasyona ihtiyaç duyduğun zamanlarda çevrendekilerin kanser öykülerini de dinleyebilirsin.

iyi şanslar.
0
lesmiserables
(25.07.21)
kafada bitirip ne kadar boş olduğunu kendine tembihlemen gerekiyor, allen carr yöntemi fena sayılmaz.

sonraki süreçte en ama en önemli şey kesinlikle sakın ola 1 tekden bir şey olmaz diyip o teki içmeyin. asla yani, içerseniz geçmiş olsun.

bırakalı 2,5 sene oldu. bir tek dahi içmedim. ilk zamanlar rüyalarımda içiyordum sonra kabusla uyanıyordum. şimdi abartısız aklıma bile gelmiyor içilen ortamda bulunamıyorum. arada türkiye’de değilken legal olan yerlerde tütünlü marijuana içtim ama hiçbir etki yapmadı bünyemde sonrasında sigara isteğine dair. bu da ek bilgi dursun..
0
phiphi
(25.07.21)
Ben yerini kahve ve çayla doldurdum şaka maka. Bir de spor yapıp beslenmenize dikkat ediyorsanız direkt siliyorsunuz. Aynısı alkol için de geçerli. En azından bende öyle oldu.
0
ruhen hastayim ben
(25.07.21)
Bir günlük diye başladım. İkinci gün 2 günlük dedim. 3. gün 1 hafta dayanırsam 15x7 cepte diye devam ettim. Sözlükte sigarayı bırakmak başlığını okudum bir yandan. Bunu da geçtim. Buna da taktım falan diye motive oldum. Kriz anlarında şınav çektim, koşarak merdiven inip çıktım falan fişman.
0
baal
(25.07.21)
Spora başladım. İkisi bir arada olmadı. Bıraktım. Bir daha aramadım bile. 1.5 sene oldu.
0
zoghurt
(25.07.21)
Kafada bitirme muhabbeti aslında şöyle bence, sigara, uyuşturucu, kumar vs. herhangi bir şeye bağımlı olan insanlar genelde yaşamlarındaki gerçek olaylardan ve olumsuz gidişattan kaçmak isteyen, gerçeğin verdiği acının yerine bağlı olduğu nesne veya durumu koyup buna zamanını ve enerjisini harcayarak gerçekle ilişkisini bir süreliğine kesmeyi amaçlayan kişiler oluyor. Ben de öyleydim. En doğrusu psikolojik destek alarak bırakmak bence, çünkü sigarayı bırakayım derken sigaranın boşluğunu yeme-içme ile doldurup 6-7 kilo aldım.
0
tamam sakinim
(25.07.21)
Askerde içmeye başladım. Paket almayıp otlanıyordum etrafımdaki sigara içen arkadaşlardan. Bu dönem dönem devam etti. Bazen uzun süreli içmediğim oluyordu. Sonra tekrar yancılık yapıyordum arkadaşlara. Paket aldığımda da öyle çok içmedim. Sanırım geçtiğimiz sene tövbe etmiştim ama işyerindeki arkadaşların hepsi sigara içtiği için benim de canım çekti ve tövbeyi bozdum :) bir süre içtikten sonra kendime kızdım ve tekrar içmemeye başladım. 3 gün önce misafirliğe gittim ve orada yine sigara içiliyordu ve ben tekrar içmeye başladım :) dün eve döndüm ve canım sigara istemiyor. Anladım ki etrafımda sigara içenler oldukça benim de canım çekiyor. Bence etrafında sigara içenler varsa uzak dur oradan.
0
silah taciri
(25.07.21)
benim için bu sorunun net cevabı spor yaparak, koşu ve ağırlık çalışma yapıyorum, ikisinde de güçlü nefesler alıp vermek lazım, spor nerdeyse bağımlısı olduğum bir alan, sigara da keyif verici bir madde olmuştur benim için hep ama birini bırakmak zorunda hissettiğimden dolayı sigarayı bıraktım hep.
0
blue rebel motorcycle club
(25.07.21)
Bende fiziksel istek daha kısa sürüyor bu süreyi azaltmak için bol sıvı alıyordum
0
zidan
(26.07.21)
13 sene icip 2014'te elektronik sigaraya basladigim anda, gercekten o anda biraktim. 5 sene boyunca tek tuk ictiklerimi saymazsan bagimli olarak hic icmedim.

sonra elektronigin nikotinini de sifirladim, bir sure sonra onu da tamamen biraktim.

bu 5 sene sonra ani bir kararla sigaraya basladim. 6 ay icip tekrar elektronikle biraktim. sonra bir 6 ay daha birakip tekrar icmeye basladim, su an bir aydir icmiyorum :D

hayat kalitesini dusuren en tehlikeli bagimliliklardan biri bu sigara. artik icmem herhalde. birakma stresi ve sucluluk duygusu yetiyor zaten.
0
chezidek
(26.07.21)
başka bir meşgale bulacaksın. Egzersiz vs. Ancak öyle.
0
anten
(26.07.21)
(12)

statüsüz bol para mı maaşlı prestijli meslek mi?

montakristokondu
ilk seçenek; dijital sektörlere usd ile freelance işler yaparak tr şartlarında değişken yüksek maaş fakat toplumsal statüsüzlük ve sosyal çevre yok.ikinci seçenek; tr standartlarında orta-üst sabit maaş, devlette ömürlük prestijli memurluk.paranın satın alamayacağı bazı şeyleri düşünüyorum ikinci se
ilk seçenek; dijital sektörlere usd ile freelance işler yaparak tr şartlarında değişken yüksek maaş fakat toplumsal statüsüzlük ve sosyal çevre yok.

ikinci seçenek; tr standartlarında orta-üst sabit maaş, devlette ömürlük prestijli memurluk.

paranın satın alamayacağı bazı şeyleri düşünüyorum ikinci seçenek ağır basıyor fakat ilk seçeneğin verdiği özgürlük de acayip bi şey.

siz bu ikilemde kalsanız nasıl bir tercih yapardınız?
özet: hali hazırda ilki devam ediyor ikinci tercih aşamasında.
0
montakristokondu
(25.07.21)
sürdürülebilir olacaksa ilk seçenek. 3-5 yıl sonrası için umutsuzluk varsa ikincisi.
0
sanal uyku
(25.07.21)
Para her şeyi satın alıyor. Artık kadınlar sanayideki ustayla takılıyor. Paraya bak derim.
0
integrative
(25.07.21)
süreklilik varsa ilk. yoksa da ilk. sonra ikincisine geçerim iş biterse.
0
jelly bear
(25.07.21)
ikinci secenege istedigin an transfer olabilirsin gibi, titrsiz de olmayacaksin ki isleri freelance yapman seni statusuz yapmaz, cevren az olur evet de 3-5 sene calis dunyaligini yap bence. tr ekonomisinde orta maasla araba falan alinamiyor.
0
pardonazbirbaksanız
(25.07.21)
1. secenek. anca o biterse ikincisine gecilir +1

ayrica mesele statuyse, paran varsa ve tabi o parayi kendine de harciyorsan zaten statu sahibi gozukursun ki.
0
Kittie
(25.07.21)
prestijli memur diye bir şey olduğunu düşünmüyorum

bizim akrabalar full memur hepsi en top devlet yerlerinde müdür vs çalışıyor, düz insan biz dahil kimselere bir faydaları yok.
0
duyurukullanıcısı
(25.07.21)
Prestijli memurluk ne ki?
Su an heralde "vay anasini" diyecegim memur tipi meslekler;
Nato, avrupa birligi gibi şeylerde calismak.
Buyukelcilik vs gibi yurtdisi işlerde üst seviyelerde calismak
Savunma bakanligi vs gibi gizlilik vz gerektiren yerler

Onun dışında bilmem ne dairesinde başkan olsa bile banane derim.
0
logisticsmanager
(25.07.21)
Hocam para nerdeyse oraya yanla,

Ayrıca prestijli memurluk diye bişey yoktur, memurluk düzlüktür, ha bürokratlık diyorsan o ayrı ama onuda sana zaten yedirmezler. Kamuda bilginin, birikimin kalifiye olmanın bir önemi yoktur, Elon Musk bile ben T.C. ye hizmet edeceğim bu işleri bıraktım desin alırlar nüfus müdürlüğüne atarlar bütün gün fotokopi çektirirler adama.
0
paramolacak
(25.07.21)
prestijli memurluk diye bir şey yok. prestij diye bir şey yok. para hocam gerisi teferruat. "prestijli" meslek sahibi biri olarak yazıyorum.
0
benevolent sun
(25.07.21)
prestij ve statü dediğin cebindeki paraya bakıyor maalesef bizde.
ama sizin seçenekleriniz arasında bir fark var: her ikisi de paralı iş. biri riskli öteki garanti. dolayısıyla garantili ve paralı olanı seçerim. (seçme nedenim prestij değil ömürlük maaş ve emeklilik garantisi olur) ayrıca ikinciyi de bi şekilde yaparsınız arada Not: 657ye aykırı ise ben karışmam :)
0
photo85
(25.07.21)
Statüsü havalı meslek dediğiniz şey çoğu zaman insanlara az maaşla çok iş ittirme üzerine kurulu beyaz yaka işleri oluyor:)
0
anten
(26.07.21)
kariyer memuruyum yani yarının prestijli memur adayıyım. dünyaya yeniden gelsem asla bu yola girmezdim. parana bak hayatını yaşa. memur olup her türlü insanla konuşma zorunluluğuna girme. yorucu ve yıpratıcı. uzmanlığımı alıp başka işlere yönelmeyi düşünüyorum. kemal sunalın düttürü dünya filminde kızına söylediği "oku kızım oku da memur ol" sözüyle büyüyen memur çocuğuyum. olduk tamam ee noldu.
0
Hallegadola
(26.07.21)
(3)

otomatik vites araç önerisi

xiii
şehir içi120-150 bin lira civarımax 3 kişi biner.ne önerirsiniz?
şehir içi
120-150 bin lira civarı
max 3 kişi biner.

ne önerirsiniz?
0
xiii
(25.07.21)
Honda jazz. Dıştan çok tipsiz bir araba ama içi dolu oluyor. 6 litre altı yakıyor.
0
musmus
(25.07.21)
honda jazz ya da toyota yaris. İkisi de fiyat performans aracıdır.
Bir de bakmayın 2 araç da küçük görünür ama japon mühendisliği araçların içi epey geniş ve ferah.
0
anten
(25.07.21)
mazda 2
0
beyteper canavari
(27.07.21)
(16)

35 yaşındaki eşek kadar herif sinema tv okur mu?

yuyu
Halim vaktim yerinde. Üni sınavına girdim. Bölüme puanım tutuyor. Kariyer is sahibi olmak için değil, hayatıma renk katsın diye okumayı düşünüyorum. Böyle girgirina Okurken de bi öğrencinin hakkini yemek istemiyorum. Boşver hic bulaşma bisey öğrenmezsin ustelik çoluk çocukla kafan götürmez mi diyors
Halim vaktim yerinde. Üni sınavına girdim. Bölüme puanım tutuyor. Kariyer is sahibi olmak için değil, hayatıma renk katsın diye okumayı düşünüyorum. Böyle girgirina Okurken de bi öğrencinin hakkini yemek istemiyorum. Boşver hic bulaşma bisey öğrenmezsin ustelik çoluk çocukla kafan götürmez mi diyorsunuz yoksa harika bi is mi yapmis olurum?

Iyi film eleştirisi yapabiliyorum. Senaryo yazmisligim var. Epey meraklıyımdır.

Cevaplar için şimdiden teşekkür ederim.
0
yuyu
(25.07.21)
Gir oku, bir öğrencinin hakkını ye ki rtvf okuyup hayatı kararmasin. Cunku sektörde mektepli orani %30 falan...
0
duster
(25.07.21)
Çok güzel ve keyifli olur ama çoğu 17-18 yaşında çocukların arasında yapamazsın. Kat kat önlerinde olacağın için manası olmaz pek çok şeyin. Bunun yerine güzel bir yüksek lisans daha mantıklı olabilir
0
avatar is back
(25.07.21)
Duster +1 Bi gencin hayatının kararmasına mani ol ve oku, sektörde kimse diplomaya bakmıyor.
0
euteamo
(25.07.21)
Kanka 30 yaşındayım. Hayatımda bir sürü saçma sapan hatam oldu. Ama sinema TV okumak gibi 4 yıl süren bir hatam olmadı. Allah aşkına işine gücüne bak. Yazıktır günahtır. 4 yıl california solucanı yetiştirme okusan daha iyi
0
allah yazdiysa bozsun
(25.07.21)
Emin ol seninle okuyan öğrenciler bile bu işsizin ne işi var burada diyecek. ona göre. Bizde de vardı yaşça büyükler
0
olaylar olaylar
(25.07.21)
amacın ne yapmak? film çekmekse sinema okumana gerek yok.
0
black mamba
(25.07.21)
Okur okumasına, yaşında da asla bişey yok. Gider uzun süren tıp gibi bölümler bile okur. Ancak sinema tv (pek çok başka bölümde de olduğu gibi) tr de okunmaz. Hele şimdi hiiç okunmaz.
Akademiden bildiriyorum.
Düzenli şekilde güzel kurslara gidin veya yurt dışında okuyun çoğu yerde bedava.
0
rewlack
(25.07.21)
Okunur tabi neden okunmasın.
Mesela ben üniversiteye başladığımda epey yaşlıca ,ünlü bir öğrenci arkadaşımız rts den mezun oluyordu. İsmi Kemal Sunal'dı.
0
arenas
(25.07.21)
eğer teknik ve meslek öğreneceksen yüksek lisans olmaz. film kritiği yapacağım, işin sosyolojisiyle daha ilgiliyim filan dersen ancak. bunun dışında 35 yaşında lisans okumakla ilgili tüm olumsuz yorum ve ihtimalleri çöpe atabilirsin, halin vaktin de yerindeymiş. diğer yandan halin vaktin de yerindeyse iyi bi yer olması için araştırmaya zaman harcamanı öneririm... yurt dışındaki film okullarına da bakabilirsin. belki yüksek lisans düzeyinde teknik, iş öğretecek yerler de çıkar hatta. yine yurt dışında üniversite derecesi vermese bile eğitim veren kurumlara bakabilirsin. bir de okulunu okusan da okumasan da dışarıdaki atölyeler (film, fotoğraf) okuldan daha çok katkı sağlayabilir her anlamda.
0
snape i başından beri tanırım
(25.07.21)
eğer bitiremeyip cayarsan milletin hakkını yemiş olursun

o elemanda senden daha çok çalışsaydı
0
duyurukullanıcısı
(25.07.21)
halin vaktin yerindeyse okul okumak sıkıntı değil. Ama niye okuduğun önemli. Meslek için değil diyorsan anladığım kadarıyla tamamen işi sanatsal kaygılarla okuyacaksın. yani film kritiği sosyolojisi falan.

O zaman biraz sıkıcı gelebilir sadece. Çünkü bu bölümün amacı sinema sektörüne çalışan yetiştirmek olduğu için çok fazla teknik ders de olacak. Bu kısımlar ilgini çekmiyorsa sıkar.

Onun yerine online yabancı okullara bakın derim.
0
anten
(25.07.21)
Ben 34 yaşında Fransızca öğretmenliğine başladım böyle. Dil öğrenmek istedim, şehrimde de adam akıllı dil kursu yoktu, neden olmasın dedim girdim. Sınıfta 50 yaşında bir abla da var :) sınıf arkadaşlarımızda bize bayılıyor.
Yaşla ilgili sorun yaşamazsın, renk katsın diyorsan gayet okunur.
0
somethinginthewayshemoves
(25.07.21)
Sacma, cunku zaten ders icerikleri zaten cok rahat bos zamaninda makale, kitap okuyup ogrenebilecegin seyler. Universitenin amaci sosyal iliskiler kurmak, diger ogrencilerle ve hocalarla vakit gecirerek onlardan bir sey ogrenmek, etkinlikler vs.
Sen bunu yapmayacaksan, butun derslere gitmeyeceksen, fakultenin tozunu yutmayacaksan falan ne anlami var?
0
hot potato
(25.07.21)
oku zevkine. fuları da taktın mı.....üf.
0
Techsavvy
(25.07.21)
bekarsan ve yakışıklı isen epey eğlenceli olur çoluk çocuk gözüyle bakma kızlar hayran olur kesin :)
sinema tv okuyup iş bulabilen sayısı zaten az olduğu için kimsenin hakkını da yememiş olursun bence. okusa da işsiz kalacağı yüksek ihtimal. kaldı ki sen de zaten sınavı hak ederek kazanacaksın. (özelde okuyacağını düşünmedim. para vermeye değmez zaten.)
keyifle okuyunuz. hayırlı olsun mutlu olunuz
ülkede diploma enflasyonu var. şahsen benim duvarımda çerçeve asacak yer kalmadı ama iş manasında gram katkısı yok artık.. zevk alarak okuyan bir öğrenci olursa akademisyen de keyif alır diye düşünüyorum
0
photo85
(25.07.21)
Süper olur, istediğini yap
0
Mossy
(25.07.21)
(3)

Masa başı işte popo ağrısına çözüm nedir?

pronefroz
Oturma yastığı vs mi? Oturma kemiklerim künt tarzda ağrıyor her nöbetten sonra.
Oturma yastığı vs mi? Oturma kemiklerim künt tarzda ağrıyor her nöbetten sonra.
0
pronefroz
(24.07.21)
yastık iyi çözüm.

bir de belli aralıklarla 40 dakikada bir falan kalkıp 10 dakika yürümek iyi gelir.

Otururken yapabileceğiniz egzersizler de var. youtube'da fizyoterapistlerin önerdiği bazı videolar vardır.
0
anten
(24.07.21)
aynı derdi çekiyordum ben de. sürekli otur otur, kuyruk sokumumda aşırı ağrı yapıyordu.

çözüm şu tarz bir oturma simidi:
www.hepsiburada.com
0
norules
(24.07.21)
oturma simidi +1
0
hlot
(24.07.21)
(3)

ipad'de yazı yazmak

vasatov
ipad'de word vb. kullanabilmek için office uygulaması satın almıştım. o kadar saçma sorunlar çıkardı ki üyeliği iptal ettim. isteğim basit. word'de olduğu gibi metin yazabilmek ve düzenleyebilmek. düzenlemek derken harf büyüklüğü falan atla deve değil. dümdüz çalışan basit bir uygulama olabilir yani
ipad'de word vb. kullanabilmek için office uygulaması satın almıştım. o kadar saçma sorunlar çıkardı ki üyeliği iptal ettim.

isteğim basit. word'de olduğu gibi metin yazabilmek ve düzenleyebilmek. düzenlemek derken harf büyüklüğü falan atla deve değil. dümdüz çalışan basit bir uygulama olabilir yani. ben bilmiyorum ama belki ücretsiz olan bile vardır.

ipad'de ne kullanabilirim sizce?
0
vasatov
(24.07.21)
Apple'in kendi "Pages" uygulamasi var o olmuyor mu?
0
robokot
(24.07.21)
google docs gayet iyi
0
anten
(24.07.21)
google docs+1
0
yoggi
(24.07.21)
(13)

Şöyle hazır bir villa almak mı yoksa arsa alıp yaptırmak mı?

msb
830 bin diyor, hadi olsun 800 bin.Ayvalıkta beğendiğim yerlerde bu metrekarelerde konut imarlı arsa fiyatları 350 bin civarı.Yani zevkinize tam olarak hitap etmeyen bir yapıya 450 bin lira ödüyorsunuz.Aşağı yukarı bu metrekarede betonarme bir yapının maliyeti ne olur?Arsa satın alıp rutsatı projesi
830 bin diyor, hadi olsun 800 bin.

Ayvalıkta beğendiğim yerlerde bu metrekarelerde konut imarlı arsa fiyatları 350 bin civarı.

Yani zevkinize tam olarak hitap etmeyen bir yapıya 450 bin lira ödüyorsunuz.

Aşağı yukarı bu metrekarede betonarme bir yapının maliyeti ne olur?

Arsa satın alıp rutsatı projesi işçiliği vb uğraşmaya değer mi yoksa direkt böyle bi şey al geç mi sizce?

www.sahibinden.com
0
msb
(23.07.21)
rentts
(23.07.21)
Arsa 350 bin lira ise evet aynı paraya gelir öyle bir villa. İnşaatı müteahhit yapacak ama ceremesi yine olacak. Bu işlerden bunalan biri değilseniz kendiniz yapmanız daha iyi olur. Ama yapılana kadar, belki 4-5 ay yapım süreci olacak.
0
neysene
(23.07.21)
Bence değmez. Sokağımda bir tane ev yapılıyor. Kıştan beri bitmedi. 6 ay olacak neredeyse. Ev yaptıracağın zaman sık sık takip etmen lazım. Ben al geç derim.
0
dissendium
(23.07.21)
150 metrekareymiş ev. En kralını 300 bin liraya yaptırırsınız. Ben arsa aldım böyle, bir senedir falan araştırıyorum, genelde metrekare başına 1000-1500 lira arası teklif veriyor inşaatçılar.

Not: rakam kaba inşaat için. İçini nasıl yaptırdığınız ve eşyalar konusunda bir sınır yok tabi :)

Uğraşmaya değip değmeyeceği size bağlı. Yani bence ev önemli bir şey, hayatımın geri kalanını geçireceğim bir yer diye bakıyorum, o yüzden mutfağından bahçesine her karışının düşünülmüş ve belli bir amaca göre tasarlanmış olması önemli. Ama çoğu insan gibi "içine girip otursam yeter, bi de güzel görünsün" diyorsanız değmez muhtemelen.
0
plutongezegendegilmi
(23.07.21)
daha pahalıya mâl olup olmaması tamamen size bağlı bence.
kendi yaptıracağınız evde kullanacağınız malzeme bence daha kaliteli olacaktır.
bu da belki toplamda fiyatı biraz daha yükseltir ama "evin ederi" açısından bence daha ucuza mâl olur.

bunu daha önce mimar bir arkadaşımla konuşmuştum, o da aynı şeyi söylemişti.
evi inşaatçılara bırakırsanız dedikleri gibi aylarca uzar, bitmez.
en iyisi bir mimarla çalışmak.

edit:
eve sonradan baktım, çok kötü bence.
bu evin aynısı kesinlikle çok daha ucuza gelir.
800 bini gözden çıkartırsanız, çok daha güzel ve kaliteli bir ev yaparsınız.
0
blatta hiberna
(23.07.21)
Attığın linkteki kadar çirkin çok az “villa (!)” gördüm. Dediğin gibi 450bini bu beton yığınına vereceksin.

150m2 2 katlı bir evi 200-250 kağıda yaptırabilirsin. Doğru dürüst bir mimar ve inşaat şirketi bulman lazım.

www.instagram.com 450bine şuradaki evi + peyzajı + çok sağlam iç dizayn yaparsınız. Attığım küçük ya da sana hitap etmiyor olabilir ama 450 civarına yapamayacağın güzel ev yok gibi. Linkteki gibi evlere milyon lira vermeye cidden gerek var mı bilmiyorum
0
avatar is back
(23.07.21)
Bu arada attığım evin çirkinliği konusunda size kesinlikle katılıyorum. 20 yıldır mesleğim olduğu için tasarımla iç içeyim, link'teki "mimari" dünyalar bana çok uzak ama inşaat konusunda da tecrübesiz ve ağzı yanmış biri olarak korkuluyum açıkçası. Tek istediğim istanbul'un güney taraflarında yaşanabilir bir ev. Genel olarak yapılar maliyetten bağımsız olarak işlev ve estetik anlamında çok yetersiz.
0
🌸msb
(23.07.21)
late viper
(23.07.21)
Arkadaşlar maliyetleri çok ucuz sanıyorlar galiba inşaat işinden anlamiyorsaniz bu işe girmeyin geçen seneden beri maliyetler çok degisti piyasa sizi üzer. Kabaca M2 si 3000 lira olarak hesaplayabilirsin ama
0
opitseri
(23.07.21)
eğer inşaat konusunda geniş çevren yoksa, almak her zaman ucuza gelir.

mantıken, arsayı alacaksın, proje çizilecek ya da hazır projeyse temin edip yine para vereceksin, ruhsatı inşaat izni bilmemnesi var bürokratik işler hep zaman.

temel kazılack atılack sonra kat çıkılcak edilcek, oldu olmadı, sıvası boyası kapı pencere fayans, parke derken 2 katını da geçer 3 katını da.

zaman ve yorgunluk da cabası
0
killerbee
(24.07.21)
Ilandaki villa yada mustakil ev için yazıyorum oldukça eski sonradan kat ilave edilmiş, yapım teknigi 80 lerden kalma. Saplama kirişler tam facia.

En temiz ve karlısı sizin begeneceginiz yaşam gereksinimlerinize göre olan yeni yapılmış evdir.

Yazlık evin en önemli gereksinimi öncelikle bahçe aksamları oturmak için veranda yada terastır.

Ikinci önemli husus ısı yalıtımı illa soguktan degil sıcaktan dahi korur tabi evin kuzey guney denklemi önemli. Uygun cehpeye agaçlar dogal olarak 3-5 derece saha serin tutar.

Yazlik yerlerde ev tadilatı icin usta bulamazsınız bulsaniz bile cok paraya mal olur yeni ev candır.

Ev yaptırırken dikkat edilecek hususlar ihtiyac neyse ona göre plan olusturun. Evde 5 kisi 2 hafta kalacaksa ayrı 2 ay kalacaksa ayrı ev planı gerekiyor.

Genelde bu işleri kalfa diye tabir edilen adamlar yapar siz kafanızdaki planı söylersiniz size maliyet çıkarır başka yerlerden de teklif alıp varsa yapılan işlere göre yazılı anlaşma kesin şart.

Hangi marka malzeme kalem kalem yazılmalı anahtar teslim demek herseyi bitmiş demektir belediye harcı tapu harcı vs vs iskan harcı.

Para ödeme takvimine göre 2-3 parça son ödeme ise anahtarı teslim almadan asla verilmemeli.

Isten anlamiyorsanız bilen biri daima olsun.

Zor iş ev yaptırmak biz kalfa ile cok tartistik parayı ödemeyiz diyince pasa pasa eksiklikleri yerine getirdi cünkü elimizde yazıli anlasma vardı
0
zanutsas
(24.07.21)
Türkiye gibi sektörel standartdizasyonların zayıf olduğu ülkelerde kendi evini yaptırmak çok yorucu bir süreç.

Maliyetine girmiyorum bile.

bir de inşaattan anlamadığınızı anladığı anda her müteahhit sizi kandırmanın yolunu arayacak. Kalitesiz malzeme kullanacak, projede fark etmediğiniz maliyeti düşürecek ama uzun vadede size tadilat olarak dönecek değişiklikler yapacak vs...

Adam a malzemesi yerine b malzemesi kullanacağım çünkü bu daha iyi dese aksini iddia edebilecek misiniz?

Bu arada honka türkiye, woodlife gibi şirketlere de bir bakabilirsiniz. En azından defalarca uygulanmış projelerden birini satın alır ihtiyacınıza uygun çözümlere çevirirsiniz.
0
anten
(24.07.21)
Çok aydınlatıcı yanıtlar geldi, hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim (kalp)
0
🌸msb
(24.07.21)
(1)

gelir belgesiz ev kredisi çekiliyor mu?

niyeti bozuk http nesnesi
soru başlıkta.
soru başlıkta.
0
niyeti bozuk http nesnesi
(23.07.21)
Çok zor. Hatta imkansız gibi bir şey.
0
anten
(23.07.21)
(4)

Tesla araçları Türkiye'de satılmıyor mu?

anarsika
Satılmıyorsa neden? Asrın lideri, saygıdeğer cumhurbaşkanımızla bir görüşme yapmıştı hatta üretim için o da yalan oldu demek ki.
Satılmıyorsa neden? Asrın lideri, saygıdeğer cumhurbaşkanımızla bir görüşme yapmıştı hatta üretim için o da yalan oldu demek ki.
0
anarsika
(23.07.21)
Türkiye için muhtemelen bir pazar araştırması yaptılar ve Türkiye'ye satış/servis ağı kurmak fizibıl gelmedi. Zaten vergiler nedeniyle milyonlar mertebesinde oluyor aracın fiyatı. Birkaç tane araç satmak için yasal birçok yükümlülük altına girmeyi istememişlerdir.

Elon Musk ve CB arasındaki görüşme Tesla'nın üretim hattı için değildi zaten. Öyle bir şey hiç gündeme gelmedi bildiğim kadarıyla.
0
himmet dayi
(23.07.21)
Sahibinden’e gir km’ye göre sırala. İthalat yapıp getiren galeriler var.
0
zoghurt
(23.07.21)
Bir de şöyle bir şey var. Bu arabalar ABD’de üretildiği için vergi dezavantajı oluyor. Almanya fabrikası yeterince üretmeye başlarsa daha değişik bir durum ortaya çıkabilir. Çin fabrikası zaten yıl başına teslimatlara başladı. İç pazara ancak yeter.
0
zoghurt
(23.07.21)
Türkiye'de henüz elektrikli araçlar ilgi görmüyor. Birkaç sebebi var:

-Lojistik. İnsanlar henüz şarj istasyonlarının sayısına güvenemiyor. Zaten yeterince çok sayıda şarj istasyonu da yok. Çoğu konutun da otoparkında böyle düzenlemeler yok. İstanbul'un en yeni ve pahalı konutları olan Ataşehir taraflarında bile çoğu residence otoparkında teslayı şarj edemezsin. Bir aracın şarjı saatler sürüyor. Haliyle aracı şarj edebileceğin en iyi yer evinin otoparkı. Ama yapamıyorsun. Yani aracı evinin yakınında bir istasyona bırakacaksın. 6-7 saat sonra gelip alacaksın. Çok mantıklı değil şu anda.

Amerika ve avrupa'da müstakil evinin otoparkına koyarsın şarj ekipmanlarını sıkıntı yaşamazsın.

-Menzil. Bir tesla fabrika verilerine göre 640 km yol gidebiliyor dolu bataryayla. Hadi yanılma payıyla, kullanımla falan 600 km diyelim. Bizde insanlar aldıkları otomobille her yere gitmek ister. Mesela bir tesla'yla istanbul'dan bodrum'a gidemiyorsun şu anda. Gidiyorsun da, İzmir'de mola veriyorsun, şarj istasyonu buluyorsun. araç 10-12 saat şarjda kalıyor, sonra yola devam ediyorsun.

-Yani elektrikli araçlar şu an şehir içi kullanıma uygun sadece. Ama türkiye'deki şehirleşmeyle avrupa ve amerika'nınki bir değil. Araç kullanma ve ulaşım alışkanlıkları da öyle. Berlin'de Paris'te New York'ta yaşayan adam elektrikli araç alır. Çünkü aracı şehir içinde kullanır. Akşam evin otoparkında şarj eder. Uzun mesafeleri zaten aracıyla gitmez. Şehir dışına, ülke dışına çıkacaksa biner trene gider. Paris'te yaşayan adam 2 saatte trenle manş denizinin altından londra'ya ulaşıyor mesela. Berlin'den 6 saatte trenle hollanda'dasın. Tren saatleri de çok sık. ABD'de aynı şeyi uçakla yapabiliyorsun. Hemen her yere çat diye uçak bulman mümkün. Bu adamlar otomobili genelde şehir içinde kullanıyor zaten. Çok çok ihtiyacı varsa gittiği yerde araç kiralıyor.

Bizde ulaşım karayoluna bağlı. Tren ağı zayıf, havayolu da istanbul-ankara-izmir dışında çok yeterli değil. Kaldı ki havaalanlarına ulaşım da kolay değil.

Bir avrupa metropolünde metroyla, trenle, otobüsle havaalanına en fazla 20 dakikada ulaşıyorsun şehir merkezinden. Türkiye'de büyük şehirlerde havaalanına gitmek bile en iyi koşullarda 60 dakika:) Yani havayolu da çok efektif değil.

Haliyle araba çok önemli. her yere arabayla gidiyoruz. Ee kimse şehirden çıkartamayacağı bir araca milyonlar vermek istemez. Zengin bile olsa vermek istemez. Tek tük istanbul'da görüyorum özellikle etiler taraflarında.
Ama onlar da muhtemelen bir heves oyuncak gibi alınan araçlar. Eminim onların da farklı araçları vardır tesla sırf zevk içindir.
0
anten
(23.07.21)
(3)

Iskandinav iş kültürü nasıl (İsveç) ?

samiabi19
kutlu geceler,bir kac gün sonra iş görüşmem var almanyada bir Isveç şirketinde. İskandinav iş kültürü uyguluyoruz diyor. Ne anlamına geliyor bu ? Almanyada yaşadım icin alman iş kültürünü biliyorum, japon ve çin iş kültürü de tüm ulus da bilinmekte, fakat iskandinav iş kültünü denilince aklıma birşe
kutlu geceler,
bir kac gün sonra iş görüşmem var almanyada bir Isveç şirketinde. İskandinav iş kültürü uyguluyoruz diyor. Ne anlamına geliyor bu ? Almanyada yaşadım icin alman iş kültürünü biliyorum, japon ve çin iş kültürü de tüm ulus da bilinmekte, fakat iskandinav iş kültünü denilince aklıma birşey bile gelmiyor.
0
samiabi19
(14.07.21)
Iskandinavlarla calistim. Genelde rahatlardir is yasam dengeleri iyidir. Mesela benim calistigim adamlar 6 dedin mi ofisi falan terk ediyordu.

Ama biraz fazla bagnaz gelebilirler bircok konuda bize gore. Yani esnek dusunce pratik zeka sifir. Her sey cok kitabi yapiliyor. Almanlari 2'yle carp oyle diyeyim.

Almanlara bile fazla gelmisti isveclilerin asiri kasmasi her seyi orqdan hesap et:)

Bir de iskandinavlarda sjw tavri zirvede. Yani almanlar falan bile "ah su isvecliler" diyecek raddeye gelmisti. Bir satis toplantisinda bu urunun ana kitlesi ev hanimlari dedi birisi. 15 dakika niye housewives dememeliyiz housewife demek cok yanlis, bunu kabul edemeyiz diye herkesi bayiltana kadar konustular.
Yani bayaa dikkatli olman gerekebilir cabuk aliniyorlar:)
0
anten
(14.07.21)
google'a scandinavian work culture yazinca bir grup sonuc cikiyor liste seklinde. oradan yola cikabilirsiniz. ustune bir de mulakat sonunda sorabileceginiz bir soru olabilir bu, ben arastirdim ama sizden kisaca dinlemek isterim gibisinden. hem de ilgili oldugunuz ve o kulturu begendiginiz izlenimini falan verir.
0
hot potato
(14.07.21)
Epey uzunca bir süredir Norveç şirketinde çalışıyorum. Benzer yada aynıdır diye tahmin ediyorum.

- Öğlen 15-15:30’dan sonra kimse kalmıyor ofiste. Eğer yetişmesi gereken işleri varsa akşam tekrar evden online olup hallediyorlar.
- Misal ertesi gün öğlene kadar işin var, çalıştığın ekibe ben yarın öğlene kadar yokum diye yazıyorsun hepsi o, mazeret izni vs gibi bir sistem yok yani.
- Overtime çalıştığımız saatleri sisteme ekliyoruz. Bunu ayda 1-2 gün ek izin gibi yada ofisten erken çıkmak için kullanabiliyoruz.
0
Northern Mariner
(14.07.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.