Giriş
(3)

Kredi alırken sorulan geliriniz ne kadar sorusu

sckxyss
Bugüne kadar 10'dan fazla kredi kullandım. Bir kez vakıfbank bordro sordu, bir kez de enpara iş telefonumdan aradı. Bunun dışında kimse ne bordro istedi ne çalıştığım yeri teyit etti. Geliriniz ne kadar diyor x diyorum, yanlış beyan vermeyin bla bla diyip geçiyorlar. Bu güven nereden geliyor? Niye k
Bugüne kadar 10'dan fazla kredi kullandım. Bir kez vakıfbank bordro sordu, bir kez de enpara iş telefonumdan aradı. Bunun dışında kimse ne bordro istedi ne çalıştığım yeri teyit etti. Geliriniz ne kadar diyor x diyorum, yanlış beyan vermeyin bla bla diyip geçiyorlar. Bu güven nereden geliyor? Niye kontrol etmiyorlar? ( Kredi skorum 1200'un altındaydı çoğu krediyi çektiğimde)
0
sckxyss
(20.10.21)
Düşük rakamlı çektiysen bir şey sormadan çat diye verebiliyorlar.
0
roket adam
(20.10.21)
bankalardaki para hareketleri, önceki ödenmiş kredilerin, kredi kartı harcamaların ve ödeme alışkanlıkların vs. üzerinden seni profillemiş oluyorlar.
0
orpheus
(20.10.21)
Elinde zaten data var. Bir de imzaladığın kapı gibi sözleşme var. yalan söyleyebilirsin. ama bir sorun halinde yalan beyanda bulunduğun ortaya çıakrsa ki kolayca çıkar, sen uğraşırsın banka değil.

O güven sana değil bankanın kendine ve avukat ordusuna olan güveni.
0
anten
(20.10.21)
(7)

Sifir araba bulamamak

the end of time
Merhaba, anneme araba almak istiyoruz ancak bayilerde araba yok sanirim.Hepsini tek tek aramadim, ancak kuzenim aldigi icin biliyorum kia sorento var mesela kia'larda. Boyle bildiginiz, hemen teslim alabilecegimiz araba var mi? Tesekkurler.
Merhaba, anneme araba almak istiyoruz ancak bayilerde araba yok sanirim.
Hepsini tek tek aramadim, ancak kuzenim aldigi icin biliyorum kia sorento var mesela kia'larda.

Boyle bildiginiz, hemen teslim alabilecegimiz araba var mi?

Tesekkurler.
0
the end of time
(20.10.21)
ablam 10 ay önce aldığı sıfır ford puma'yı satıyor boşandığı için. sıfırdan tek farklı 5 bin km olması. ilgilenirseniz yazın.
0
denizmaniaherif
(20.10.21)
Hangi araçtan alacaksınız? Benim bildiğim Subaru XV var mesela bayilerde. Ama muhtemelen tek kriteriniz bayide olması değildir. Egea da bulunabilir mesela.

Kia Rio, Polo, Ibiza gibi modeller çok sattığı için bulunamıyor.
0
himmet dayi
(20.10.21)
Sehir icinde rahat kullanabilecegi, guvenlik donanimlari iyi olan, saglam bir araba almak istiyoruz. Babam vefat etmeden once honda city almak istiyordu annem icin ancak bulabilecegimizi hic sanmiyorum. Babamdan kalan crv ye annem cok buyuk ben onu kullanamam dedigi icin yeni araba arayisindayiz.

Fiat, peugeot, citroen ve opel isteyecegini sanmiyorum. Suv tarzi cok istemedi, ya daha ufak bir sedan, ya da b sinifi guvenilir bir arac bakacagiz.

Butcemizi 300bine kadar zorlayabiliriz muhtemelen. Kasim zamlari gelmeden bulabilmeyi ummustum ama zor gorunuyor.

Bu duyuruyu da secenekleri ogrenmenin yaninda biraz da meraktan actim
0
🌸the end of time
(20.10.21)
bir arkadaşım hyundai ve kia'nın çeşitli modellerini soruyordu bulamadı. Galericilerde 10-20 bin fazlasına varmış ama. :/
0
nhk ni youkosu
(20.10.21)
1-2 gün işinizi bırakıp sabah akşam bayileri kovalamanız lazım. kapora isteyen olursa da 1-2 üstüne bişeyler verip fiyat sabitleyin. mutlaka alacaz yolun sonunda derseniz de 10bin papele kıyıp galericiden de alabilirsiniz. yakın zaman da maalesef ciddi zamlar görmemiz olası. bütçeyi de 300'e kadar çıkartırız dediğinize göre %50'nin üst dilimini zorlarız demek bu. dolar artışı vs eklendiğinde o banttaki araçlar dilim atlarsa 350'leri görür 270'lik araçlar.

kendinizi güvene alın. vw araç bulmak daha zorken korelileri bulmak daha olası gibi duruyor
0
avatar is back
(20.10.21)
çok satılmayan araçlar vardır ancak çoğu marka hem fiyat dengesizliği hem çip krizinden dolayı araç çekemiyor.
0
mikahakkinen
(20.10.21)
Global tedarik krizleri üretimleri durma notkasına getirdi. O yüzden sıfır araç bulmanız zor olabilir.

Hatta bazı markalar ayıplı satış yapmaya başlamış yurt dışında.
Yani aracın güvenlik ve sürüşünü etkilemeyecek ama konforla ilgili bazı donanımları olmadan satıyorlar. Sonra parça gelince takarız diyorlar.
0
anten
(20.10.21)
(4)

kitap önerisi?

asırlardır yandaş bir süredir çağdaş
bana bi kitap önerisi yapsanıza. iyi hissetmek, hayatına yeni bakış açıları getirmek, yeni hayat tarzı, pozitif olmak vs... verimli ve okumaya değer bi kitap arıyorum. teşekkürler.
bana bi kitap önerisi yapsanıza. iyi hissetmek, hayatına yeni bakış açıları getirmek, yeni hayat tarzı, pozitif olmak vs... verimli ve okumaya değer bi kitap arıyorum. teşekkürler.
0
asırlardır yandaş bir süredir çağdaş
(18.10.21)
david burns (bkz: iyi hissetmek)
0
orpheus
(18.10.21)
"hayatı yeniden keşfedin" de bayağı iyi.
0
hlot
(18.10.21)
kanasla intihar eden adam
(18.10.21)
havaalanında bir hafta
0
anten
(18.10.21)
(3)

Fular hangi giysilerle kombin edilirse daha güzel durur?

winston insani
MerhabalarErkek olarak bir kaç tane fularım var takmayı da seviyorum. Ama doğru kombin ediyor muyum pek içime sindiremiyorum doğrusu.Şu sıralar mesela neyin üstüne takarsam daha güzel durur mesela? Kombin yapmayı bir türlü beceremeyenlerdenim de..
Merhabalar

Erkek olarak bir kaç tane fularım var takmayı da seviyorum. Ama doğru kombin ediyor muyum pek içime sindiremiyorum doğrusu.

Şu sıralar mesela neyin üstüne takarsam daha güzel durur mesela? Kombin yapmayı bir türlü beceremeyenlerdenim de..
0
winston insani
(18.10.21)
gömlek, üstüne v yaka kazak. zaten erkeklerde gömlek dışı kullanımda pek yakışmıyor.
0
rose parks
(18.10.21)
fular maalesef biraz eski moda bir aksesuar erkek için. Çok iyi kombinlemeniz lazım.

Hatta fular sadece kıyafetle değil ortamla da kombinlenen bir aksesuar olduğu için epey zor ve bence bir kenarda bırakılması gerekiyor günlük hayatta çok giymeyin derim
0
anten
(18.10.21)
t-shirt üstüne spor ceket ile yakışır
0
onkiloversemtamamım
(19.10.21)
(10)

Minecraft 5 yaşındaki çocuk için uygun mu?

silver apple
Oyunu bilmiyorum. Nasıl bir oyun? 5 yaşındaki çocuk oynamalı mı? Savaşlı, silahlı, canavarlı oyunlar yerine ideal midir?
Oyunu bilmiyorum. Nasıl bir oyun? 5 yaşındaki çocuk oynamalı mı? Savaşlı, silahlı, canavarlı oyunlar yerine ideal midir?
0
silver apple
(18.10.21)
uygun. yaraticiligini gelistirebilir

simdi dusundum de ben 5 yasinda diablo oynuyordum vay be :d
0
nibba
(18.10.21)
bence değil. yaratıkların seslerini korkutucu buluyorum ben. daha temiz bir versiyonu varsa olur.
0
yviene
(18.10.21)
günümüz çocuklarını ekrandan tutmak uzak ama 5 yaş bana bu tür oyunlar için çok küçük geliyor. illa pc oyunu oynayacaksa en zararsızlarından biri minecraft olabilir zaten bazı özel okullarda ilkokul düzeyinde kodlama vs derslerde minecraft oynatıyorlar. tabii o öğrenciler 8+ yaş oluyor.
0
south park in kapusonlu uyesi
(18.10.21)
5 yaşındaki bir çocuğun herhangi bir video oyunu oynaması yanlış. Daha somut şeylerle oynaması lazım ki motor becerileri gelişsin sosyal kabiliyeti olsun.
0
bana kedicik derdi
(18.10.21)
5 yaş için emin değilim ama minecraft çocuğun hayal dünyasını geliştiriyor bence ve benim bile bilmediğim pek çok şeyi biliyor oynayan yeğenim. çok bilgilendirici (genel kültür anlamında) bi oyun.
0
naksidil
(18.10.21)
Arkadaşımın 6 yaşındaki oğlu zombiler, creeper'lar, örümcekler altına s*çmıştı. Tam olmayabilir uygun.

~Korkar yazılmasını anlamamışlar. Çevremde herhangi bir şeyden tırsınca gecelerce uyuyamayan ve ebeveynlerini uyutmayan çocuklar var, çok nadir bir şey değil bu. Olabiliyor böyle şeyler.
*Öyle çocuk psikolojik yardım alsın normal değil diyeceklere önden not gerekli danışmanlığı da alıyorlar efendim.
0
hedep
(18.10.21)
bence uygun bi oyun. Yaratıcılık ve genel kültür açısından da faydalı olabilir. Ayrıca 5 yaşındaki çocuğa oyun oynatmayın ya da korkutucu olur vs diyenleri de anlamıyorum. Gidip outlast falan oynatmıyosunuz yani alt tarafı minecraft'taki iki iskelet, iki creep korkutucu dediğiniz, bu yaştaki çocuk da ondan korkmaz ya da bi korkar iki korkar üçüncü de alışır. Piksel piksel sevimli görünen yaratık bunlar yani bi korkuya neden olmaz :)
0
nundu
(18.10.21)
Uygundur,hiç düşünmeden izin verebilirsiniz
0
cakmayazar
(18.10.21)
Lütfen yapmayın. Etrafınızdaki çocuklara bakın dünyadan soyutlanmı ekrana bağımlı haldeler.

5 yaşındaki çocuğun ekranla işi olmamalı. Şimdi birçok insan kanıtlanmış bir araştırma yok diyecek ama içeriği ne olursa olsun, ekran süresi arttıkça adhd gibi dikkat bozukluklarının da arttığına dair tezler var. Elbette doğrudan sebep değil, ama biz bile sosyal medya kullanımımızdan bunu fark edebiliriz. Sosyal medyayı, telefon uygulamalarını vs. kullanmadan önce oturup saatlerce bir kitap okuyabilirdim. Şimdi afakanlar basıyor.

Çünkü sürekli refresh etme isteği duyuyorum. 5 yaşındaki çocuğun zihinsel gelişimi için çok verimli olacağını sanmıyorum erken yaşta tabletle & bilgisayarla tanışma.

bir de şöyle bir gerçek var, bize çocukken oynatılan oyunların ve oyuncakların sebebi var. Yani sırf oyalamak için oyun hamuru tutuşturmadılar elimize. O hamurlar motor beceriler denen temel fonksiyonları geliştiriyor. tutma, çekme, parmakla sıkma vs gibi.

O yüzden çocuklar ekran başında zaman geçirdikçe bu tarz becerileri geliştiren oyunlardan da kopuyor ve motor becerileri zayıflıyor.

O yüzden çocuğunuzla vakit geçirin. Onunla oynayın, lego alın mesela. O legoyu söküp takmak bile inanılmaz bir beceri. basit gibi görünen detaylar bunlar ama, çok çok önemli. Hayal gücüyse hayal gücü.

"Şimdi devir teknoloji devri çocuklar erken yaşta öğrenmeli" falan diyenlere de aldırmayın. "Bizimki 2 yaşında tableti açıyor kapatıyor, uygulama crackliyor" diyenlere de bakmayın. Bunları söyleyenlerin hepsinin çocukları bütün ergenliklerini fortnite ya da pubg oynayarak geçiriyor. Teknolojiyle tanışıklıkları bu kadar:) Öyle 5 yaşında tablet kullandı diye elon musk olmuyor yani kimse. Dikkatinizi çekerim elon musk da 5 yaşında bilgisayarla oynardım demiyor. Küçüklüğümden beri manyak gibi kitap okurum diyor.

Not: Bir gamer olarak söylüyorum bunları.
0
anten
(18.10.21)
@anten ben de senin gibi düşünüyordum ama pratikte öyle olmuyor. çocuğun oyun oynamasını engellemek için evdeki herkesin akıllı telefonları tamamen ortadan kaldırması gerekiyor. büyük şehirde de bu zor oluyor. onun yerine günde maksimum iki saat oyun oynayınca geri kalan zamanda kafası daha rahat oluyor. arkadaşlarında görüp kendi yapmayınca içinde uhde oluyor.
ben de diyorum madem bir şekilde oynayacak bunun yararlı olanları da vardır. satranç kursuna giden çocukla minecraft oynayan çocuk çok farklı görünmüyor dışarıdan bakınca. bir cs değil sonuçta. kısacası düzgün bir yerinden başlasın.
0
🌸silver apple
(19.10.21)
(5)

Bilgisyar kendini sürekli resetliyor.

Başkalaşım
Herkese selam.Bilgisayar açıldıktan 10-40 saniye sonra kendini resetliyor.Format anında da resetlemeye devam ediyor.Biosta ve güvenli modda sıkıntısızca çalışıyor.Tüm parçalarını söküp temizledim ancak bi çıkar yol bulamadım. Sizce sorun neyden kaynaklanıyor olabilir?
Herkese selam.
Bilgisayar açıldıktan 10-40 saniye sonra kendini resetliyor.
Format anında da resetlemeye devam ediyor.
Biosta ve güvenli modda sıkıntısızca çalışıyor.
Tüm parçalarını söküp temizledim ancak bi çıkar yol bulamadım. Sizce sorun neyden kaynaklanıyor olabilir?
0
Başkalaşım
(15.10.21)
ram sorunu olabilir, ısınmayla da alakalı olabilir. Ben de yaşadım termal macun yenileyince düzelmişti.
0
anten
(15.10.21)
sıcaklıktan dolayı olması muhtemeldir.

fan temizliği, termal macun yenilenmesi belki sorunu çözer.
0
killerbee
(15.10.21)
Başka bir yazarın da dediği gibi Büyük ihtimal fan düzgün çalışmıyordur.
0
koca dost dev
(15.10.21)
10 saniyede fanın çalışmaması bilgisayarı kapatacak seviyede ısı yaratmaz diye düşünüyorum. güvenli modda düzgün çalışması donanımsaldan ziyade yazılımsal bir sıkıntı diye düşündürttü bana.
0
bigcaptain
(15.10.21)
Ben de yazılımsal olduğunu düşünüyorum. İşlemci sıcaklığı vs. normal düzeyde. Her şey temiz ve düzgün çalışıyor.
0
🌸Başkalaşım
(15.10.21)
(12)

Ay’a neden şimdi gidilmiyor?

dakota
Biliyorsunuz 1969 yılı sonrasında Sovyetler hariç, araç gönderme dışında hiç ayak basılmadı. 1969 yılından bu tarafa neden hiç insanlı yolculuk yapılmadı?
Biliyorsunuz 1969 yılı sonrasında Sovyetler hariç, araç gönderme dışında hiç ayak basılmadı. 1969 yılından bu tarafa neden hiç insanlı yolculuk yapılmadı?
0
dakota
(14.10.21)
Ayda yapacak bir şey yok, gittiler, bayrak diktiler, örnek topladılar. Mars'a insan göndermeye çalışırken niye tekrar oraya gitmek için para ve enerji harcasınlar ki?
0
kobuzchu kiz
(14.10.21)
insanların ay görevinde yapabileceklerini robotlar yapabiliyor. bunun için sadece ay'a değil, başka gezegenlere de gidiyor robotlar.

ay'a insan gitmemesinin sebebi insanlı görevlerin hem çok daha pahalı olması, hem de bir kaza olasılığında insanların karşılaşacağı ölüm riski.
0
lesmiserables
(14.10.21)
aya gitme işi sadece yapabileceklerini göstermek içindi. o zamanlar milletler arasında adet uzaya çıkma savaşı vardı ve amerika bunun için gitti aya. gidebildiğin göstermek için. tamamen pr da denebilir. yıllardır konuşuluyor halen işte.

şu an aya gitmenin kimseye bi yararı yok, yaşanılacak bi yer de değil. boşa masraf, risk yani.
0
jelly bear
(14.10.21)
Yolculuk yapılmıştı olabilir. NASAnın her şeyi duyurduğunu sanmıyorum.
Ay için konu mülkiyetinin ne olduğu meselesi. İşin içine çin de katıldı. Ve bildiğim kadarıyla karanlık yüzeyine araç gönderdi çin.
0
Erva
(14.10.21)
Aya gitmeyi bilmiyorlar nasa'dan biri aciklamisti bunu.
Bilen herkes öldü. Yeniden ogrenmeleri lazim cok masrafli ve riskli.
0
divit
(14.10.21)
aya 2024'te gitmek için başlamış bir program var, artemis.
en.wikipedia.org
0
Bruce
(14.10.21)
çünkü gerek yok
0
co2s2
(14.10.21)
Oncelikle sovyetler Ay'a ayak basmadi onu bir duzeltelim. Ay'a ayak basam tek devlet ABD. Hatta uzay yarisinda ABD'yi Sovyetlerin onune geçiren donum noktasidir insanli Ay görevi.

Ikinci olarak 1969'dan sonra da Ay'a insan gondermeye devam etti ABD, toplamda 12 ABD astronotu Ay'a ayak basti simdiye dek. Sadece bir kez gidilmedi Ay'a. Yani Neil Armstrong ve buzz aldrin degil sadece ve 1969 son değildi. Ay'a son ayak basan insan "Gene Cernan" da gectigimiz yillarda hayatini kaybetti. Rest in peace.

Neden şimdi gidilmiyor kısmına gelince korkunc, yani korkunc, yani bayagi korkunc maliyetler gerektiren bu operasyon icin ciddi bir sebebjn olmasi lazim. Zamanında bu gidislerde bir suru inceleme yapildi ve Aydan bir halt cikmayacagi (enerji kaynagi, degerli maden, dunya disi yasam belirtisi vs) anlasildoginda bu muazzam butceler yiyen aya gidis operasyonlari durduruldu haliyle.

Ama simdilerde Ay'a gitmek yine gündemde uzun yillar sonrasidna cunku yeni nesil bir enerji kaynagi uzerine calismalar var ve bu konuda bir takim umitler var. Birkac yil önce nasa duyurmustu aya gidisi yeniden gundemine aldigini ve ayrica Cin'in de benzer planlsro var.
0
stavro
(14.10.21)
Stavro'nun yazdıklarını diyecektim ben de. Doğru bilgi.
0
firez
(14.10.21)
Ay insanlık için bir eşikti. O eşik aşıldı. Şimdi de Mars eşiği aşılmak üzere. Daha farklı amaçlara öncelik verildiği için gidilmiyor.
0
dissendium
(14.10.21)
Çünkü aya gidilmedi... Şaka şaka.

Bu tamamen kamu kaynaklarını idareli kullanan bir devlet olmalarıyla alakalı.

Ay görevi misyonunu tamamladı. Orada en önemli misyon sovyetlere olan üstünlüğü kabul ettirmekti. Bu başarıldı ve birkaç kez daha aya inildi.

Ayda herhangi bir araştırmaya değer konu kalmayınca, sovyetler de ezilince bu görevlerin maliyeti göze batmaya başladı.

Nasa'nın bütçesi bitti.

72'deki son görevden sonra Nasa daha uzun soluklu hedefler için altyapı hazırlıklarına başladı. Adamların bütçesi sınırsız olmadığı için eldeki kaynaklarını her görevde çöpe atılan roketler yerine, tekrar tekrar kullanılabilecek araçlar geliştirmeye ve bunlarla daha uzun soluklu hedeflere odaklanmayı seçtiler.

Uzay mekikleri bu niyetle çıktı. Çünkü Apollo görevlerinde kullanılan Saturn Roketleri aşırı güçlü olmalarına rağmen çok maliyetli araçlar.

bugünün maliyetiyle hesaplanınca, her fırlatma 1 milyar dolara maloluyor. Bak proje maliyeti demiyorum sadece bir görevin maliyeti. Roketlerin geliştirilme maliyeti 50 milyar dolara yakın. Yanılmıyorsam bir düzine kadar üretildi. Toplamda 60-70 milyar dolarlık bir maliyeti var.

ABD gibi bir ülkede istersen mars'ı yemyeşil sulak bir gezegene dönüştür, senatoyu temsil eden bir komisyon seni çağırır, "bu harcamanın vergi mükelleflerine bir geri dönüşü var mı? Sen milletin rızkını boşa mı harcıyorsun" diye bi sorarlar. Zaten bu kadar iyi bir mali denetimleri olduğu için kaynaklarını çok verimli ve odaklı kullanıyorlar. Bu da başarı getiriyor.

Böyle bir denetim olmasa Nasa'ya sınırsız kaynak akıtılsa mesela, Uzay mekiği yapar mı adam daha ekonomik olsun diye?

Bir diğer konu bugün artık insanlı görevlere şu aşamada ihtiyaç kalmadı. Robotik araçlarla her türlü numune, ölçüm yapılabiliyor. Çin ve Hindistan da bu kervana katıldı.

ABD ise odağını marsa çevirdi. Marsa sık sık araç gönderiliyor farkındaysanız. İnsana ihtiyaç olmadan her türlü araştırmayı yapıyorlar.

İnsan gönderme hedefi biraz pr sebepli. Bir de tabii ki orada bir koloni kurulabilir mi bunu öğrenmek için. Gezegenin en azından bir bölümü insan yaşamına uygun hale döndürülebilir mi diye araştırma niyeti var.
0
anten
(15.10.21)
Cok guzel paylasimlar yapilmis, okurken kaliteyi gordukce kalp kalp kalp yaptim.

Bir ekleme daha yapmak istiyorum, su unlu aya gitmeyi "unuttular" meselesi uzerine.

Ay gorevi sirasinda Sovyetlerle yaris hali oldugu icin dokumantasyon NASA standartlarina gore zayif kaldi. Kagida dokulmesi, gelecege aktarilmasi gereken bilgilerin bir kismi emekli olan ve olen insanlarla kaybedildi.

Bugun tekrar aya gitmek icin ekip kursan bazi onceden yapilmis islerin deneyimini tekrar edinebilmek icin ciddi para ve zaman harcanmasi gerekecek.

Yine de Mars'a gidisin bir ayagi olarak Ay'a ve yorungesine bazi tesisler kurulacak sanirim.
0
cleric
(15.10.21)
(7)

Nasıl bir içerik üretirsem instagram'da çok takipçiye ulaşabilirim?

spartamed
Merhaba. Malumunuz epey zamandır işsizim. İleride param olursa e-ticaret vs. yaparım diye biraz altyapı oluşturmak istiyorum. Bir instagram hesabı açıp çok takipçiye ulaşırsam ileride kuracağım markanın hesabına çeviririm ya da oradan markama reklam yaparım diye düşündüm. Böylece marketing masraflar
Merhaba. Malumunuz epey zamandır işsizim. İleride param olursa e-ticaret vs. yaparım diye biraz altyapı oluşturmak istiyorum. Bir instagram hesabı açıp çok takipçiye ulaşırsam ileride kuracağım markanın hesabına çeviririm ya da oradan markama reklam yaparım diye düşündüm. Böylece marketing masrafları düşebilir. Siz neler önerirsiniz? Nasıl bir hesap açarsam binlerce takipçiye erişirim sizce? Teşekkür ederim cevaplarınız için, iyi geceler.
0
spartamed
(11.10.21)
Ne satacağız önce onu bilelim, hedef kitlemiz kadınsa ona ona yönelik bir hesap kasılabilir. Bir kategori belirlemek en önemlisi.
0
olaylar olaylar
(11.10.21)
@olaylarolaylar unisex
0
🌸spartamed
(11.10.21)
O zaman herkese hitap edecek bir hesap, mizah kategorisi bu iş için ideal
0
olaylar olaylar
(11.10.21)
avama hitap et.
çok intim, müthiş özellikli bi ürün, seçkin bi kitle kullanmazsanız hızlı büyürsünüz.
tv mantığı.
0
rewlack
(11.10.21)
insanlar o kadar saf değil.
Mizah sayfası diye takip ettiği sayfa bir gün adı sanı değişip ürün satmaya başlayınca takibi anında bırakır çoğu.

Böyle ucuz oyunların karşılığı genelde negatif oluyor.

E-ticaret yapacağınız zaman ona uygun bir hesap açarsınız.
0
anten
(11.10.21)
@anten sayfa ismini değiştirmek değil de şunu yapabilirim: 100-200k takipçim olursa oradan sayfamın yahut ürünümün reklamını yapabilirim.
0
🌸spartamed
(16.10.21)
Bence anne-bebek ürünleri. Yeni nesil annelerin hepsi bu sayfaları takip ediyor.
0
Amaranta ursula
(16.10.21)
(2)

Aöf bilgisayar programcılığı

dissendium
Aöf bilgisayar programcılığı okunur mu? Amaç yazılım öğrenmek. Daha önce Aöf'den bir bölüm okumuştum. Çok verimli olmadığını biliyorum ama yine de ilgimi çekti.Bir de Aöf dış ticaret nasıldır?Bu bölümleri okuyan, bitiren, verim alan var mı?
Aöf bilgisayar programcılığı okunur mu? Amaç yazılım öğrenmek. Daha önce Aöf'den bir bölüm okumuştum. Çok verimli olmadığını biliyorum ama yine de ilgimi çekti.

Bir de Aöf dış ticaret nasıldır?

Bu bölümleri okuyan, bitiren, verim alan var mı?
0
dissendium
(11.10.21)
okunur abi. Uzaktan eğitim bilgisayar programcılığı (ahmet yesevi üni hem de) okuyan arkadaşım var, şimdi kendi yazılım şirketi var adamın ufak-orta çaplı işletmeler için araç takip, sipariş, lojistik vb yazılımlar hazırlıyor.

Ama işte herkesin sonucu aynı olmuyor. biraz şans, kendine ne katabileceğin, ne işler başarabileceğinle alakalı. ama hobi için bile okunur.

Yani sadece AÖF'e bağlı kalmamalısın. Bütün kaynaklardan coursera ve udacity gibi oldukça iyi kaynaklardan da faydalan.
0
anten
(11.10.21)
Kendin bi girişimde bulunup bu sektöre yönelmedikçe “hobi olsun diye” okudukça hiçbir şey öğrenemezsiniz. İşe yarar ve üretim yapabilecek hiçbir şey tabi.

Ama üstüne düşecekseniz en nihayetinde bir sektöre giriş bileti olabilir.
0
Unde bach canim
(11.10.21)
(2)

javascript'de kullanılan (nokta, virgül, parantez v) karakterler

buenosdias
açıklamalarını nerden bulabilirim? mesela virgül ne iş görür. nokta neden eklenir. noktalı virgül, parantez içindekiler, kıvırcık parantezler vs.. bide freecodecamp dışında tavsiye edeceğiniz js ogrenecek bir yer var mı?
açıklamalarını nerden bulabilirim?

mesela virgül ne iş görür. nokta neden eklenir. noktalı virgül, parantez içindekiler, kıvırcık parantezler vs..

bide freecodecamp dışında tavsiye edeceğiniz js ogrenecek bir yer var mı?
0
buenosdias
(11.10.21)
Bu karakterlere "operatör" deniyor.

JS öğrenmek için de en güzel kaynak MDN.

developer.mozilla.org
0
plutongezegendegilmi
(11.10.21)
udacity. MDN bir refereans kaynağı konuya aşina değilseniz hiçbir şey anlaşılmaz.
0
anten
(11.10.21)
(7)

deprem anında

hlt1985
görseldeki gibi bir binada 3. katta oturuyorum. Deprem anında nerede bulunsam diye karar vermeye ve hazırlıklı olmaya çalışıyorum. aklıma ilk gelen teras yani balkon oluyor çünkü üstü boş. Düz bir yıkılma anında üste çöken bir şey olmayacak. Ama genelde balkon kısımları ki bu durumda benim balkonum
görseldeki gibi bir binada 3. katta oturuyorum. Deprem anında nerede bulunsam diye karar vermeye ve hazırlıklı olmaya çalışıyorum. aklıma ilk gelen teras yani balkon oluyor çünkü üstü boş. Düz bir yıkılma anında üste çöken bir şey olmayacak. Ama genelde balkon kısımları ki bu durumda benim balkonum aslında alt katın salonunun bir kısmı oluyor, genelde sağlam olmaz diyorlar. Nerede durmak daha mantıklı? İçeri de bir yerde mi yoksa balkonda mı?
0
hlt1985
(11.10.21)
örümcek adam gibi hop hop hop balkondan balkona zıplaya zıplaya aşağı in.
0
killerbee
(11.10.21)
@killerbee valla oğlan ve hanım olmasa dediğini yapıcam, ya da oğlanı kapıp o şekil inicem. Ama o anda akla gelmez valla bu, bana sabit bir yer lazım
0
🌸hlt1985
(11.10.21)
çocuk ve yatak odalarını balkona yakın yapardım. deprem anında hemen hepsini toplayıp balkona çıkayım diye. bir de balkona sağlam bir dolap falan yaptırırdım. yıkıldığında şemsiye görevi görsün diye.
0
buenosdias
(11.10.21)
bina 2007 sonrası yapılan binaysa, ve bu yapıdaysa yıkılma ihtimali çok düşük zaten. düşük dediğim %3-5 değil baya onbinde 1 falan.

illa kafamda bişeyler olsun dersen, balkon yerine içeride kendini güvene alman daha doğru olur. bu gibi balkonlarda depremle beraber camlar patlayıp kırılabilir, demir iskeletler vs kırılarak ufak tefek yıkımlar olabilir. binaya bişey olmasa bile depremde bu gibi şeylerin altında kalarak vefat edenler de var.

hayat kurtarıcı çözüm arıyorsan da hayat üçgeni olabilecek yerleri kafanda netleştir, hep aklında bulunsun. ya da oluştur bugün yarın
0
avatar is back
(11.10.21)
Avatar+1

Balkon, merdiven, kapı eşikleri ve camlardan uzak durun. Binadaki bekleyecek yer seçimi binanın yıkılması senaryosuna değil; devrilecek eşya, duvar vs. ye karşı yapılır. Yine de yaşam üçgeni kurulabilecek yerler belirlenmesinde fayda var.
0
temasettin
(11.10.21)
Binanın yıkılma ihtimali, ayakta kalma ihtimali, olası bir yıkımda ne yöne, nasıl yıkılacağı gibi konuları kestirmek güç. Ama belki bir inşaat mühendisi size fikir verebilir.

Yine de binanın yan yatması gibi ihtimaller de var. bu durumda balkonda olan birinin binadan düşerek binanın altında kalma ihtimali olabilir.

ya da bina sağlam bile kalsa, üstünüze sıva, demir, kırılan camlar düşebilir.
0
anten
(11.10.21)
ciddi bir deprem yaşayanlar biliyordur ki deprem anında ev içinde yer değiştirmeniz çok da mümkün değil. ben her oda için ayrı bir nokta seçtim hayat üçgeni oluşturabileceğim.
0
brakgn
(11.10.21)
(7)

Evde spor yapanlar nasıl bir program uyguluyor?

i think therefore i am
Evde spor yapmaya karar verdim şimdilik sadece mat ve direnç bantlarım var, dumbell da alacağım. Amacım güçlenmek ve kas kütlesi arttırmak ama nasıl bir yol izlesem kararsız kaldım. Siz nasıl yapıyorsunuz? Kanal, program yol yöntem önerilerinize talibim
Evde spor yapmaya karar verdim şimdilik sadece mat ve direnç bantlarım var, dumbell da alacağım. Amacım güçlenmek ve kas kütlesi arttırmak ama nasıl bir yol izlesem kararsız kaldım. Siz nasıl yapıyorsunuz? Kanal, program yol yöntem önerilerinize talibim
0
i think therefore i am
(11.10.21)
www.chloeting.com

Bu kızın sitesinde farklı programlar var.
Ben 21 günlük kilo vermeyi yapmıştım 15-16 gün kadar, şimdi ne söylesem abartılı gelir, inanmazsınız ama denemenizi şiddetle tavsiye ederim.
Umarım yine kendi kendimi yoldan çıkarmazsam bu akşam tekrar başlayacağım.
0
mutekebbir
(11.10.21)
PPL yapıyorum, birçok alternatif programı var. Kardiyo için de Jordan Yeoh videolarını kullanıyorum.
0
signore
(11.10.21)
Rack var, sehpa var, rack'e bagli kablo-makaralar var. Bu ucluyu oturttuktan sonra bar ve dumbbelllarla spor salonundan farki kalmiyor. Tutus ekipmanlarini saymiyorum tabii, 10'a yakinda boyle aparat var. Haftanin 5 gunu 4'er hareketten split yapabiliyorum.
0
onemoremile
(11.10.21)
Kardiyo icin bisiklet de var ama salona yuzmeye gidicem. Biraz daha yuzmeyi ozlemeyi bekliyorum.
0
onemoremile
(11.10.21)
kişisel antrenörden destek alıyorum. Bana elimdeki malzemeye uygun videolu antrenman önerileri atıyor.
0
anten
(11.10.21)
madbarz
0
selfdestruct
(11.10.21)
ben p90x yapmıştım oldukça da memnun kalmıştım. kas kütlem arttı artmasına ama en büyük kazancı beni çok enerjik ve çevik hale getirmesi olmuştu programın.
0
tey tey
(11.10.21)
(2)

bu arapça şarkının sözlerini nasıl latin alfabesine çevirebilirim?

avatar is back
ya da herhangi bir yerde var mıdır? 1-2 paragrafını ezberlemek eşlik etmek istiyorum ama sadece dinleyerek çok zor olacak gibi duruyor. https://www.youtube.com/watch?v=l5ozpoOmvNc
ya da herhangi bir yerde var mıdır? 1-2 paragrafını ezberlemek eşlik etmek istiyorum ama sadece dinleyerek çok zor olacak gibi duruyor.

www.youtube.com
0
avatar is back
(11.10.21)
sutlu nescafe
(11.10.21)
google translate
0
anten
(11.10.21)
(15)

Trafikte polemiğe giriyor musunuz?

2027
Arkadaşlar Merhaba, Aslında sb ama bir soru daha sorayım. Trafikte inatlaşmaktan, zıtlaşmaktan nasıl koruruz kendimizi? Psikologlar belki aydınlatır ama direksiyonda niye agresifleşiyoruz? Hiçbir faydası olmayan bu meretten nasıl kurtulabiliriz?
Arkadaşlar Merhaba,
Aslında sb ama bir soru daha sorayım. Trafikte inatlaşmaktan, zıtlaşmaktan nasıl koruruz kendimizi? Psikologlar belki aydınlatır ama direksiyonda niye agresifleşiyoruz? Hiçbir faydası olmayan bu meretten nasıl kurtulabiliriz?
0
2027
(06.10.21)
Trafikte agresifleşmenin temel nedenlerinden biri özgürlüğüm kısıtlanıyor duygusu, arananın birinin gelip önüne ççat diye kırması gibi. Ulaşacağın yere gidiş süreni 1 dakika bile değiştirmeyecek şeylere sinirlenmek, tartışmaya girmek veya bir kaza ihtimali sana çok daha fazla zaman veya başka şeyler kaybettirebilir. Bu düşünceyle hareket edince ne kadar anlamsız hareketler olduğunu görüyorsun.
0
ludwig boltzmann
(06.10.21)
Ben sesli kitap dinlediğim zaman insanlar canımı sıkmıyor trafikte. Tavsiye ederim.
0
beni sen öldürme
(06.10.21)
biraz insanın karakter yapısıyla da ilgili bir şey sanırım. ben trafikte ne yaşarsam yaşayayım eğer geçip gidersem on saniye sonra unutacağımı bilerek araba kullanıyorum. eğer durup tartışırsam hem bir yere varamayacağım hem de daha çok geç kalacağım.
0
rahip janick
(06.10.21)
Normal hayatımda çok sakin, çok uyumlu bir insan olmama rağmen trafikte tetikte ve her an birilerine kızıp söylenecek bir insana dönüşüyorum. Uzun zaman üzerine düşündükten ve kendi davranışlarımı analiz ettikten sonra ("normalde bu kadar sinirli bir insan değilim, bana ne oluyor") şunu fark ettim: Beni sinirlendiren şey, özgürlüğüm kısıtlanıyor duygusu değil, aptal yerine konulma duygusu. Türkiye'de trafikte herkesin "kendisi daha akıllı"ymış gibi davranması, kurallara uyanların zekalarının davranışlar aracılığıyla küçümsenmesi. Herkesin en akıllı kendisiymiş gibi kuralları eğip bükmeye çalışması.
0
silverleaf
(06.10.21)
silverleaf +1
kuralları hiçe sayıp, kurallara uyanların önüne en akıllı kendisiymiş gibi geçip hakkını gasp edenlere sinir oluyorum. korna polemiğine giriyorum. fena küfür ediyorum (arkada kızım varsa hariç) bazen de gülüp geçiyorum ama genelde küfür ve korna polemiğine girerim. bi gün sadece trafik kurallarına değil hayati kurallara da riayet etmeyen birisi gelip kurşunu basabilir düşüncesi de yok değil kafamın içinde ama katlanamıyorum abi daralıyorum, kabullenemiyorum.

şerit ihlalleri, en sağ şeritten bi anda sola dönmeye çalışmalar. bi yere döneceksin, karşı yoldan gelenin sinyal vermediğini görünce bekliyosun düz gidecek diye (hızlı da geliyor) bi bakmışsın çat dönüyor falan. yani anlamıyorum ya niye böyle. ben giriyorum arkadaş.. haksızlığa tahammül edemiyorum. yapı olarak her yerde böyleyim, banka sırası, market sırası vs.. bi şekilde yanlış yapıldığını belirtme gereği duyuyorum. arkada kızım varken daha sakinim, onu babasız bırakmama düşüncesiyle biraz da törpülemiş sayılırım bu polemikleri ama istemesem de oluyor, engel olamıyorum.

bundan kurtulmanın yolu bence yine bizimle alakalı, sabah trafiğinde mesela bazı araçlara yol verip bi teşekkür hareketi almak daha pozitif başlatıyor güne. böyle başlarsam geri kalan her şey benim kontrolüm altındaymış gibi geliyor ve daha sakin oluyorum. ama dk 1 gol 1 bomboş yolda antin kuntin hareketlere maruz kalarak başlarsam herkes öyleymiş gibi geliyor ve öyle devam ediyor.
0
Improbable
(06.10.21)
karşıdakinin cebinde bıçak var gibi düşün. biraz daha uzatırsan aileni bir daha göremeyeceksin çünkü öleceksin.

hiç değmez. on dakika geç kal. gerçekten insan gibi tartışılmaz bile kimseyle herkes o kadar sinirli ki aslında olmadıkları kişiliklere bürünüyorlar. çok sinirlenince bazı insanların gözü bir şey görmüyor ama maalesef birini öldürmek bazen çok anlık bir şey. o yüzden görmezden gelip tamam geç sen haklısın diye kapatmak lazım.

bir gün bu tarz kişiler zaten kendileri gibi biriyle karşılaşıyor, onlar onların dersini veriyor.
0
bohr atom modeli
(06.10.21)
Kimseyle tartışmam, kornaya basmam. Herkese yol veririm, böylece benim de yolum daha rahat açılır.

İnsanlar agresif, bazıları piskopat, bazıları sosyopat. Silahı mı var, bıçağı mı var?

Sopayla inip kafaya vursa ölür müsün sakat mı kalırsın belli değil. Sen ona vursan yaralansa mahkeme mahkeme anlat derdini Marko Paşa'ya.

Önünüze kıran, kural çiğneyen, agresif davranan adam normal medeni bir adam değildir zaten.

Böyle adamla tartışılır mı?
0
John Bloor
(06.10.21)
Eşimi de kardeşimi de kimseyle tartışılmayacağına ikna etmeye çalışıyorum.
Hiç aklımdan çıkmayan bir video var, adam ailesi ile arabada, farklı bir araçtaki iki maganda hareket halindeyken adama silah çekiyorlar, yol verme kavgası ile ilgili. Bir yandan jandarmaya dert anlatıp bir yandan kaçmaya çalışıyordu insanlar. Gerçekten millet psikopat, kimin silahı, kimin bıçağı, kimin jopu var bilmiyoruz.
Canımızı sokakta bulmadık, mümkün mertebe kimseyle muhattap olmamak lazım.
Daha bir hafta önce dedem yaşında adam 25 yaşında kardeşimin sağından solundan önüne geçmeye çalışıyordu, salak salak triplere, kendini ispat çabasına giriyor insanlar direksiyona geçince.
Mümkün olduğunda önüne bakıp yoluna devam etmek lazım.
0
hrvl
(06.10.21)
bu durum aslında o günkü ruh halimizle ilgili. düşün mutlu ve huzurlusun, güzel bir akşam yemeğine gidiyorsun. trafikte önüne kıran adama sinirlenir misin ? tam tersi kredi borçların birikmiş üstüne beklemediğin bir masaf çıkmış, işler de kötü gidiyor bu senaryoda önüne biri kırınca ne olur ?
0
orpheus
(06.10.21)
Girmememem lazım ama giriyorum.

Eşim pek hoşlanmıyor bu durumdan. Onu germemek için daha dikkatli olacağım diyorum, direksiyona geçince yine gözüm kararıyor. Bazen de sadece gülüyorum, Allah'ından bul diyorum, küfür ediyorum.
0
chicha_v2
(06.10.21)
trafikte kurallara uysam da uymasam da başka insanların olduğunun farkında bile değilim. Aslında farkındayım ama yoklarmış gibi yapıyorum. Bu bana kızanı daha da kızdırıyor aslında biliyorum ama muhatap olmak hiç istemiyorum tanımadığım bir davarla.
yani o kadar muhatap olmuyorum ki adamı sinirlendirecek bir şey yapsam da adamın bana kızma yada artislik yapma şansı olmuyor. çok genişim,hiç bir şey umrumda değil. adamlar zorla etrafımı sarsa araç camı kırılana kadar müzik dinlemeye devam edebilirim.arabamın kaskosu var ,ertesi gün ikame aracım gelir servise girer arabam, cebimden para çıkmaz.
bir araç istediği kadar korna çalsın telefonla konuşuyorum siklemeden yada müzik açıp şarkıya eşlik ediyorum kafamı bile çevirmiyorum ilgili araçlara.
hele akan trafikte adam gelip bir şey söylemeye çalışsa, öyle sorular soruyorum ki el hareketleri ile adamın kafası karışıyor basıyor gidiyor. mesela adam dıt dıt korna çalıyor ben ona bakmak zorunda kalırsam arabasının egzozudan su akıttığını işaret ediyorum yada bagaj kapağı açık galiba anlamına gelecek hareket yapıyorum . ağız dolusu küfür eden birisi olmuştu bir kere, gülerek şampiyon galatasaray diyerek dıt dıt korna çalıp basıp gitmiştim . adama adres te sorabilirsiniz tercih sizin .
insanlar size hakaret ederlerse ve siz artık önlemleriniz ile kaçamayıp maruz kalıyorsanız gülerek işaret parmak yapıp sen işini bilirsin sana helal olsun diye bağırın, bravo hoca iyi işti deyin ardından Süleyman abiye çok selam diye ekleyin.
trafiğe bu uçuk kafayla çıkamıyorsanız bir gün zor durumlara düşersiniz
0
taylor durden
(06.10.21)
Ben polemiğe girmeyi gerektirecek hatalar yapanların insan olmadığını, bir çeşit alt tür olduğunu düşünüyorum. Nasılsa kızsam da anlayamaz, neden kızıp da kendimi de sinirli bir ruh haline sokayım?
0
marla is in my head
(06.10.21)
+1 @taylor durden

tanimadigim insanlari gercekten insanlarmis gibi kabul etmiyorum baya uzuuun senelerdir. yoksa yasanmazdi zaten bu dunyada.

tanimadigim alakam olmayan insanlar oyunlardaki NPC benim icin, beni sinirlendirme ihtimalleri pek yok.
0
robokot
(06.10.21)
Bu kitle psikolojisiyle alakalı bir durum.
Şimdi memleketteki çoğu insan birçok alanda haksızlığa uğradığını hissediyor. İş yerinde, okulda, evde, aile arasında... Genelde sorunlarımızı konuşarak çözemediğimiz sürekli imalarda bulunduğumuz için derdimizi de anlatamıyoruz.

Trafikte işler değişiyor. Karşındakiyle aranda bir bağ olmayınca (seni işten kovamaz, boşayamaz, küsemez) burada korkusuzca tüm birikmiş isyanını kusuyor insanlar.

Ama gerek yok. Yani trafikte zorla yol isteyene verin gitsin. Yana yakıla yanımdan geçen kekoların çoğunu 10 dk sonra sıkışık trafikte 2 araba önümde görüyorum zaten. Ortalama 20-30 km ile seyreden bir trafikte büyük şehirlerde ne kazanabilirsin?

Ha ama yandan kaynak yapanlara gıcığım var o ayrı.
0
anten
(06.10.21)
Pek küfürlü konuşan birisi değilim. Trafikte çok küfür ediyorum. Epey bir çirkinleşiyorum. Ama asla cam açmam, kornaya basmam. Arabanın içinde kendi kendime küfürümü eder sinirimi atmaya çalışırım.

İnatlaşmak ve zıtlaşmak çok tehlikeli. Trafikteki diğer tüm unsurların sizi öldürmeye çalıştığını düşünerek hareket etmek yerinde olur (bunu trafiğin doğal akışı için de düşünebilirsiniz, yalnızca kavgalar için değil)
0
pispinti
(06.10.21)
(4)

Elimde bir miktar para var altın ile değerlendirmek istiyorum ama nasıl ?

Dartagnan
Merhabalar. Elimde çok yüklü olmayan cüz-i miktar bir para var. Aydan aya ekleyip bunu artırarak yatırım yapmak istiyorum. Daha stabil ve garanti diyerek altın ile değerlendirmeyi düşünüyorum. Fakat kafamda soru işaretleri var.1-Altın güvenli liman mıdır? Döviz daha çok getirir mi yoksa altında son
Merhabalar. Elimde çok yüklü olmayan cüz-i miktar bir para var. Aydan aya ekleyip bunu artırarak yatırım yapmak istiyorum. Daha stabil ve garanti diyerek altın ile değerlendirmeyi düşünüyorum. Fakat kafamda soru işaretleri var.

1-Altın güvenli liman mıdır? Döviz daha çok getirir mi yoksa altında son karar kılmalı mıyım?

2-Altın hesapları denilen bir şey var bankalarda. Fiziksel almaktansa bu daha güvenli geliyor fakat fiziksel mi yoksa bu mu daha avantajlı bilemedim.

3-Altın hesabı için garanti ve ziraat bankasında hesaplarım var buradan açmak uygun mudur? Nasıl prosedür izlenmeli?

Bilgisi olanlar sorularıma yanıt verebilir mi acaba? Şimdiden teşekkürler.
0
Dartagnan
(05.10.21)
1) eğer uzun vadeli yatırım düşünüyorsan altın güvenli limandır denilebilir. fakat 3-5 ay sonra paraya sıkışıp bozdurmak istersen muhtemelen zarar edersin al sat farkından ötürü. uzun vadeli yatırım olarak düşünüp kısa vadede ihtiyaç duymamak kilit nokta.

2) banka komisyonları ve alış/satış fiyatları arasındaki makasa bakmakta fayda var öncelikle. al sat yaptıkça bankaya daha çok para kazandırırsın. uzun vadeli yatırımsa yine kazanabilirsin ama kısa vadede kaybetme ihtimalin çok yüksek.

3) bankaların uygulamalarından veya sitelerinden anlık olarak altın alış ve satış fiyatlarını karşılaştırabilirsin. aradaki fark ne kadar düşükse o kadar iyi olacak senin için. tabii serbest piyasadaki fiyatlar ile bankanın fiyatları arasında da fark mümkün olduğunca az olmalı. hesap işletim ücreti, vade oranı vs gibi şeylere de bakmak lazım. tüm bankaları karşılaştırıp en karlısı hangisiyse ona karar verebilirsin.
0
reanarchy
(05.10.21)
1) Artık güvenli liman diye bir kavram yok. 2011 - 2020 arasındaki altının $/ons fiyatına bakarsanız 2011'de 1900 dolardan altın alan bir kişi tam 9 sene boyunca kara geçmeyi beklemiş durumda.

Şu an için 1 ons altın 1750$. 2 sene sonra bu 2250$ da olabilir, 1200$ da olabilir. Bunu bilemiyoruz.

Bu dediklerimden "altın almayın" anlamı çıkmasın. Sadece güvenli liman tabirine itiraz etmiştim.
0
pispinti
(05.10.21)
tüm yatırımların farklı riskleri var.
yani altın güvenli limandır diye bir inanış tam olarak doğru sayılmaz.

Gram altından bahsedelim.
tr.investing.com

Grafikte son 1 yıla baktığımızda geçen sene bugünlerde 480 civarında olan altın bugün 502 TL civarında. Yani artış %10 bile değil neredeyse. 1 senedir parasını altında tutan biri bugün itibariyle 1 yıllık enflasyonun gerisinde kalıyor. (%19 açıklandı enflasyon). Bu elbette uzun vadede değişebilir. Ama altın bile her zaman kazandırmıyor ya da yeterince kazandırmıyor.

Yatırım konusunda uzmanlar birçok insana yatırım sepeti yapmayı önerir. Yani elinizde yatırım için ayırdığınız parayı kendi risk algınıza göre çeşitli yatırım enstrümanlarına dağıtmayı tavsiye ederler. buna katılan da var katılmayan da. Ama sizin de gözden geçirmenizi öneririm.

Yatırım fonları, hisse senetleri, altın gibi kıymetli madenler, döviz, emtia gibi farklı enstrümanları, risk oranına göre incelenebilir. Değerlendirilebilir.
0
anten
(05.10.21)
Tüm detaylı cevaplarınız için teşekkürler.
0
🌸Dartagnan
(08.10.21)
(12)

araç alma hakkında

my leave requests
merhabalar, 200 bine kadar bir araba bakıyorum ikinci el. daha önce hiç taşıt kredisi kullanmadım. henüz araç da beğenmiş bulmuş değilim. sıralama nasıl olmalı önce bankaya gidip limit mi sorgulatmam gerekir yoksa arabayı beğenip ondan sonra mı bankaya gitmek gerekir?bir de bonus soru: siz olsanız 9
merhabalar, 200 bine kadar bir araba bakıyorum ikinci el. daha önce hiç taşıt kredisi kullanmadım. henüz araç da beğenmiş bulmuş değilim. sıralama nasıl olmalı önce bankaya gidip limit mi sorgulatmam gerekir yoksa arabayı beğenip ondan sonra mı bankaya gitmek gerekir?

bir de bonus soru: siz olsanız 97 model grand cherokee mi yoksa daha 5-6 yaşlarında bir araç mı alırdınız? neden?
0
my leave requests
(05.10.21)
2. el araçta taşıt kredisi olmaz. ihtiyaç kredisi olur. taşıt kredisi bayiden alacağın yeni arabada olur sadece. sıfır araç için önce bayiye gidip oradan baktırabilirsin onay gelip gelmediğine. ama 2. el için önce bankaya gidip ihtiyaç kredisi almalısın.

dönem dönem bankaların 2. el araç kredisi adı altında ihtiyaç kredisi kampanyaları da olabiliyor.
0
reanarchy
(05.10.21)
Ek bilgi: Artık ihtiyaç kredileri maksimum 24 ay.
0
hayaletimsi
(05.10.21)
enuygun, hangikredi gibi sitelerde 2.el taşıt kredisi diye gösteriyor ama bankaya gidince ihtiyaç kredisi mi veriyorlar bilmiyorum. Ben de kredi ile normalde alacağımdan daha üst bir şey almayı planlıyorum.

bu arada:
"Bireysel amaçlı kredinizin araç bedeli 120.000 TL ve altında olan araçlar için azami vade 48 ay, 120.000,01 TL – 300.000 TL aralığında olan araçlar için azami vade 36 ay, 300.000,01 TL – 750.000 TL aralığında olan araçlar için azami vade 24 ay ve 750.000 TL üzeri olan araçlar için ise azami vade 12 aydır."

edit: garanti bankası hesaplama kısmında "ikinci el araç" da seçtiriyor.
0
nhk ni youkosu
(05.10.21)
2. el aracta tasit kredisi olur, once almak istedigin arabaya karar ver sonra araci bulunca ruhsatin fotografiyla bankaya gideceksin banka kredini onayladiginda satisi yapiyorsun kredi cektigin tutar saticinin hesabina yatiyor kalani sen oduyorsun.
0
tahtakafa
(05.10.21)
5-6 yaşını geçmiş arabayı kolay kolay almayın. Hadi amx 7-8 olsun.

97 cheeroke mi ? Aman allah korusun ustam sil onu aklından unut onu.
0
garavel
(05.10.21)
97 cherokee alırsan benzin ve tamir masrafı için de 1 araba parası kredi çekmen gerekebilir.
0
mg3929
(05.10.21)
Belirli bir yaşa kadar 2. el araca kredi çıkıyor +1

Bankacınıza başvurursan kredi notundan ne kadara kadar kredi çıkabileceğini görür, o limite göre bir araç ararsınız siz de.

Aracı bulup şifahen anlaştıktan sonra aracın ruhsat fotokopisi ile bankaya başvurur krediyi onaylatırsın.

Satış yapılırken bankadan aldığın evrakları notere vereceksin, araca rehin konulacak.

Noterden sonra kredi harici peşin parayı adama nakit verirsin, kredi tutarı için de şubeye gidersiniz ya adama nakit verirler ya da isterse hesabına aktarırlar.

97 cherokee alacaksan iki tane al, biri tamirdeyken diğerine binersin :)
0
John Bloor
(05.10.21)
Bankalar 5 yaşında araca kadar taşıt kredisi veriyor. (Garanti ve albaraka 7-8 yıla kadar olabilir demişti)

Önce tabi ki bankaya gidip kredi talebinde bulunacaksın. Onaylanırsa banka bu parayı senin için tutuyor olacak. Satış işleminden sonra bakaya gideceksiniz, parayı alıcıya aktaracalar.

25 yıllık bir araç almak, üstelik Avrupa'da hurda olacak bir aracı almak riskli. Üreten adam bine belki. Bu kadar gider dememiş, buna göre üretmemistir. Bu yüzden bir sürü sorunu vardır, bir bu kadar daha çıkaracaktır.
0
baal
(05.10.21)
Eğer tamir islerinde cok iyiyseniz, aracin parcalarini falan kendiniz degistirecekseniz eski araba neden olmasin.
Ama diğer türlü eski araba büyük risk.
Bu soruları soruyorsaniz zaten bunlari yaptığınızı sanmayarak max 5-6 derim.
0
logisticsmanager
(05.10.21)
2. taşıt kredisi kullanabilirsiniz, aracın yaşı önemli olacak ve kullanacağınız kredi limiti 0'a göre biraz farklı olacaktır, bunları araştırırsınız zaten.

hemen tepki gelmiş ama sorduğunuz aracı alıp almamak tamamen zevk meselesi. ekonomik olarak kaygınız yoksa ve bu arabayı kullanmak hoşunuza gidecekse alınabilir bir araba. aldığınız gibi eski sahibi çok iyi bakmamışsa ki baksa bile bu konu tartışılır, muhtemelen 10-15 bin lira harcama yapmanız gerekecek. onun dışında 5200 motor ve benzinli/lpgli bir araçtan söz ediyoruz. muhtemelen motor birkaç kez revize görmüştür. yakıt konusunda 100 km'de 25-30 litre civarı lpg yakmak sizi ekonomik olarak yormazsa tabii ki bu araba alınabilir.

şahsi fikrim ise; bu arabanın masraflarını karşılayabilecek kadar zengin olmadığım için galerinin kapısında görsem karşı kaldırıma geçer bir daha o sokaktan geçmezdim. ayrıca sadece işe gidip gelmek için bile kullansam yakacağım yakıt yüzünden istifa edip kara geçerdim.

yerden yüksek ve güçlü araba seviyorsanız hyundai ix35'lere bakın. 1.6 benzinlileri 2.0 dizelinden daha fazla yaktığı için 2.0 dizelleri önerebilirim.
0
golgi aygıtı
(05.10.21)
2. el için kredi veren bankalar da var.
İhtiyaç kredisi kullandıranlar da var.

İkisinin avantajı dezavantajı var. Mesela taşıt kredisinde bildiğim kadarıyla vade daha uzun. İhtiyaçta daha az. Ama taşıt kredisinde aracı buluyorsun, başvuru sırasında ruhsata bakıyorlar ona göre ne oranda ne faizle kredi alabileceğin belli oluyor.

İhtiyaç kredisinde para elinde oluyor, istediğin aracı gidip aracı alabiliyorsun. Ben ihtiyaçla almıştım mesela rahattı.

tabii faizler vadeler vs de önemli

Araç konusunda konu tamamen tercihle alakalı. Aracın model yaşı yükseldikçe sorun çıkarma ihtimali artacaktır.

ama 97 cherokee ile 5-6 yaşında binek bi otomobili kıyaslamak doğru değil. Biri tamamen keyif için alınacak bir araç. Diğeri ihtiyaçtan. Yani bir cherokee tüm sorun çıkarma ihtimaline rağmen uğraşmak isteyen, arabasıyla sürekli oynayacak orasını burasını söküp takacak bir kullanıcı için gayet alınası bir araç olabilir. Ama normal kullanıcı için eziyete dönüşür.
0
anten
(05.10.21)
200 bine 2020, 2021 o km İ20 falan bulursunuz. 99 model araba almayın.
0
neymis
(05.10.21)
(7)

Araba vs

data
Merhabalar Ben araç aldım kendime ama çok kullanmıyorum sanki boşuna mı aldım der gibiyim?! İşe servisle gidip geliyorum, haftasonu işe gideceksem kendi aracımla gidiyorum. Onun dışında haftasonu dışarı çıktığımda kullanmak istiyorum, İstanbul trafiğinde de haftasonu araç kullanmak çok büyük eziyet
Merhabalar

Ben araç aldım kendime ama çok kullanmıyorum sanki boşuna mı aldım der gibiyim?!

İşe servisle gidip geliyorum, haftasonu işe gideceksem kendi aracımla gidiyorum.
Onun dışında haftasonu dışarı çıktığımda kullanmak istiyorum, İstanbul trafiğinde de haftasonu araç kullanmak çok büyük eziyet ve de yolda vakit kaybediyorum.

Sevgilim yok, arkadaşlarım da uzakta.
Hafta içi akşam eve geldiğimde aynı semtte bir kahve içmeye çıkayım diyip de aracımı öyle kullanıyorum.

Usta şoför değilim, acemiyim belirteyim bu arada.

Her gün servisle işe gidip gelenler, siz de benim gibi aracı boşuna aldım gibi düşünüyor musunuz?

Teşekkürler, iyi akşamlar
0
data
(04.10.21)
türkiye'de maalesef araba bir yatırım aracı. hiçbir şey olmazsa 1 sene sonra sattığınızda kar edersiniz/paranızı korursunuz. ayrıca acemiymişsiniz haftada 2-3 gün bile kullansanız bu acemiliğinizi atmaya yeter. bence sırf acemilik atmanız için bile güzel bir seçim olmuş. hafta sonu istanbul içi geziler için benim taktiğim sabah 8'de evden çıkıp öğleden sonra 2 gibi dönmek. genelde gaz kesmeden gidip gaz kesmeden dönüyorum bu saatlerde.
0
golgi aygıtı
(04.10.21)
durduğu yerde değerlendiği için “boşa aldım.” demezdim asla.
0
avianthem
(04.10.21)
Ben de senin durumundayım ve boşa aldığımı düşünmüyorum kesinlikle.

Eşim de ben de evden çalışıyoruz. İstanbul'da merkezi yerde oturuyoruz yürüyerek veya toplu taşıma ile her işimizi halledebiliyoruz.

Ama bir ihtiyaç olunca veya hafta sonu bir yerlere kaçmak için bile olsa kapıda arabanın olduğunu bilmek rahatlatıyor. Bir de yatırım ve değer kazanma mevzusu var arkadaşlar bahsetmiş zaten o sebepten de araba boşa masraf değil maalesef. Onca giderine rağmen mantıklı bir yatırım haline geliyor.
0
chicha_v2
(05.10.21)
Ortalama bi sürücü ol ve sat, uzun suredir araba kullaniyorum zorunluluktan imkanim olsa satar ve yatirim yaparım.
0
m orak
(05.10.21)
Ben de sizin gibiyim ama lüks de olsa ihtiyaç aslında. Bütçeni zorlamıyorsa satmamak daha iyi ne zaman lazım olcagı belli olmuyor. Haftaiçi hiç kullanmıyorum sadece haftasonu ve tatillerde kullanıyorum ama biyere gitmem gerekti çat gidebiliyosun uzak o guzel birşey.
0
solenkol
(05.10.21)
ailen yanındaysa onları bi yerlere götürebilirsin. yoksa hafta sonları için yakınlardan başlayarak gezi planları yapabilirsin. cumartesi-pazar sabahları trafik yoğun olmuyor.
0
xrated
(05.10.21)
Araba bir yatırım aracı mı? Öyle olsa sizce yatırımcılar borsa & fon diye uğraşacağına kaçırır mı bu fırsatı? Alır 100'er 100'er bir sene sonra satar.

Enflasyona bağlı fiyat artışlarını kâr zannedecek kadar finansal okuryazarlığı zayıf bir ülkeyiz.

Şöyle anlatayım. B sınıfı 2010 model bir araç mesela. Geçen sene temmuz ayında 80000 idi. Şu anda aynı aracın satış fiyatı 100000. Arada 20000 fark var.

Ama geçen sene temmuzda dolar 6,98.

Yani aracın temmuz 2020 fiyatı: 11,460 dolar
Aynı aracın ekim 2021 fiyatı: 11,286 dolar

Gördüğünüz gibi TL olarak fiyatı artmış olsa bile, dolar bazında değer kaybetmiş. Çünkü araba eskiyen ve zamanla değeri kaybolan bir şey. Kaldı ki bir otomobilin vergi, muayene, sigorta, kasko, bakım, otopark gibi giderleri de var. Bunlar çoğu zaman hesaba katılmıyor.

Fiyat artışının sebebi enflasyon. Yani geçen seneki 1 TL'nin bu sene 1 TL'den daha az şey alabilmesi.

O yüzden aman diyeyim buna bir yatırım gözüyle bakmadan önce iki kere düşünmek lazım:)

Gelelim meseleye. Araba & ulaşım bir ihtiyaçtır.

Ben de haftaiçi çok kullanmıyorum. Haftasonları araçla çıkıyorum. Trafiğe kalmamak için de tüm gezme tozma işlerimi erken saatlerde bitiriyorum.

İnanın taksi ya da toplu taşıma ile ulaşım genelde daha fazla vakit kaybettiriyor. Haftasonu taksi bulmak en az 15-20 dakika. aynı trafikte bekliyorsunuz vs.

Ciddi bir masraf yükü yoksa, bütçeye uygun bir otomobil temel ihtiyaç. Az da kullansan kullandığın alanlarda zaten ikame edilmesi zor. En basitinden bir alışverişe gittiğinde "bunları eve nasıl götüreceğim" derdinin olmaması bile faydasını göstermeye yetiyor.

Ya da acil bir yere ulaşman gerekti, mesela bir yakının hastalandı...

Bütçeni zorlamıyorsa, masrafı çok değilse otomobil dursun evin önünde.

İlla kullanmak istiyorsanız haftasonları yaşadığınız yere yakın rotalara çıkın arada.
0
anten
(05.10.21)
(16)

Pahalı ama öyle gözükmeyen araç

ırene adler
>>> Bir senaryo düşünelim. Orta halli kendi halinde takılan bir insan, bir anda zenginleşiyor. İyi bir araba sürmek istiyor fakat bu zenginleşme durumunu eş-dost farketmesin istiyor. Mercedes, BMW ve bu arabaların daha üstündeki markaları eliyor direkt bu yüzden. Öyle bir araç olacak ki iyi bir araç
>>> Bir senaryo düşünelim. Orta halli kendi halinde takılan bir insan, bir anda zenginleşiyor. İyi bir araba sürmek istiyor fakat bu zenginleşme durumunu eş-dost farketmesin istiyor. Mercedes, BMW ve bu arabaların daha üstündeki markaları eliyor direkt bu yüzden. Öyle bir araç olacak ki iyi bir araç kullanıyorum hissini sonuna kadar verecek ama zenginleşmeyi de belli etmeyecek. Mesela bu durumdaki biri için orta halli bir markadan bir araç seçip, en üst donanımlı halini almak mantıklı olur mu? Neler olabilir? Kompakt SUV tarzı şeylere de sıcak bakıyor. Büyük SUV yine çok dikkat çeker ve zaten istemiyor. Öneriler nelerdir? Volkswagen T-ROC mesela, en donanımlı haliyle nasıl olur? Volvo XC40 en üst donanımlı hali de uygun olabilir gibi.

Peugeot 508 ne dersiniz?
0
ırene adler
(04.10.21)
Subaru.
0
Zaman Tamircisi
(04.10.21)
Benim de ilk aklıma gelen Subarı XV oldu.

T-ROC güzel ama ben Tiguan'ı tercih ederdim. Tiguan da zengin arabası değil Tuareg mesela zengin arabası. O olmaz.
0
himmet dayi
(04.10.21)
Superb
0
cilekli pasta
(04.10.21)
Volvo
0
primetime
(04.10.21)
Fakiri zengin zengini fakir gösteren passat ya da onun platform kardeşi superb olabilir. Kodiaq derdim ama o da çok heybetli. T-roc b segmenti olduğu için o kadar zengin adama gitmez.

Son olarak Citroën C5 aircross da marka algısından dolayı tercih edilebilir.
0
signore
(04.10.21)
Skoda Kodiak
0
trajikomix
(04.10.21)
Passat’ı passat yapan şey, 90’larda hem Avrupa’da hem tr’de özellikle fabrikatörlerin, iş insanlarının en çok yöneldiği model olmasıydı. Çok klasik ve sıradan görünümünün yanında oldukça lüks donanımları da ekleyebiliyordunuz. Mesela 90’larda süspansiyonlardan koltuklara kadar opsiyon yapılabilen modeldi. Boş paketi düz vatandaş arabasıyken dolu paketi alındığında mercedes e class muadili olabiliyordu.

Günümüzde opsiyonlar bu kadar geniş mi bilmiyorum ama passat direkt senin dediğin amaçla popülerleşen bir modeldi. Önüne atlayanın borç istediği, işçi haklarının zirve yaptığı, sürekli zam istenen dönemlerde bunlardan kaçışın yollarındaydı.

Bunların haricinde mazda 6, alfa romeo’lar düşünülebilir ama bir passat,superb lüksü alınmayabilir.

Ha bir de bunun zirvesi var lexus. Özellikle 1-2 eski kasaları çok eski ve kötü araçmış izlenimi verirken premium hissini dibine kadar yaşatıyor. 2019-2020 kasalarına da baktım onlar da standart görünüyormuş gerçi. Oysa eş değerleri bmw mercedeslerin üst segmentleri
0
avatar is back
(04.10.21)
infinitiler bir seçenek ama hyundai'nin genesis diye bir modeli var. dehşet bi araç.
0
killerbee
(05.10.21)
Superb
0
owaki
(05.10.21)
508 GT Line.

Passat'tan daha keyifli bir araç kesinlikle. 508'i olana çok zengin demem fakir hiç demem. Kararında bir araba o bakımdan da.
0
chicha_v2
(05.10.21)
araba alıcak kişinin hali hazırda arabası var mı onu satıp mı alıcak, varsa ederi ne kadar bunlar önemli yoksa veya hali hazırda epey eski bir arabaya biniyorsa her türlü fark edilir parayı bulma durumu. yani şu an araba satmadan 0 araba alabilen birine her türlü hayırdır piyango mu tutturdun denir yani araba fiyatlarından haberi yok mu kimsenin? bir de suvlar falan yazılmış gıcır gıcır suvu arkadaşının altında görüp de hayırdır demiycek adamın kafasını penetre edeyim.

eğer satmadan veya ucuz araba satıp araba alınıcaksa mutlaka hatchbacke yönelmek lazım daha gösterişsiz olması için (o kadar da düşmem denirse skoda'yla dikkat çekeceğine efendi gibi bmwsini mersosunu alsın takılsın rahat rahat). fena olmayan bir fiyata gidecek arabası varsa da suv değil sedana yönelmesi lazım, toyota ideal bir marka olabilir her durumda (tüm dünyada orta sınıf arabası olarak geçer) veya yazılan diğer sedan arabalar ama passat hariç. passat ülkemizde adı çıkmış bir araba daha fazla dikkat çeker diğerlerinden.
0
semaforo de medianoche
(05.10.21)
Ben olsam pick-up alırdım. Ford veya Mitsubishi. Sonra da arkasını kapatırım.
0
beni sen öldürme
(05.10.21)
xc40 alıp zenginleşmemiş diye gözükmek için araba piyasasından epey bi uzak olmak lazım ama subaru'ların bu kadar pahalı oldugunu anca arabalar ile ilgili birisi anlar, bu yüzden ben de subaru diyorum.

t-roc ile xc40 aynı kıyaslamak da biraz yanlış.
0
liberal
(05.10.21)
Subaru forester ya da xv.

Veyahut mazda’nın suv modelleri
0
goklerdengelenkarar
(05.10.21)
Türk insanı için SUV ya da SUV görünümlü araçlar="Oooooo jip almış köşeyi dönmüş" demek. İstersen 2000 model toyota rav4 al yine böyle.

O yüzden SUV'yi direkt elerdim.

BMW, MERCEDES, AUDI, VOLVO direkt "aha bu parayı bulmuş" dedirtecek markalar.

Bu konuda uzak doğulular genelde başarılıdır. Bütçeyi bilmiyorum ama lexus mesela az dikkat çeken ama inanılmaz lüks bir otomobildir.

Genelde orta sınıf markaların amiral gemisi saydığı araçlara ya da bu markaların üst sınıf için ürettiği markalara yönelirdim. Mesela Lexus Toyota'nın üst sınıf için ürettiği bir marka.

Citroen'in DS Motors'u var. Ama bunlar da SUV genelde ve dikkat çeker:) Sedan da getiriyorlar gerçi.

Infiniti de güzel bir seçenek ama bu araçlar da aşırı lüks durabilir.

Ben olsam Skoda Superb'e bir bakardım. Araç oldukça iyi. Hatta bazı yönleriyle passat'tan bile başarılı yeni modelleri... Ama tüm bunlara rağmen mutevazı da bir hali var. Üstelik soran olursa "skoda ya..." der geçersin:)

Bir diğer seçenek mazda 6... Kırmızısını almadığınız sürece dikkat çekmez:) Ama kırmızısı da BMW 3'le yanyana dursa daha albenili araç.

Insignia da fena bir alternatif olmayabilir.

Lüks bir pick up da alınabilir. ama işte ülkemizde 4X4 hissi veren her araç zengin arabasıdır. İstersen hyundai tucson al... Ona bile "ooooo" der akrabalar.

En ilginç önerim Renault Talisman olur. Aşırı düz bir araç ama hiç fena değil. Öndeki Renault logosu kafadan tüm servetinden bir 0 eksiltiyor.
0
anten
(05.10.21)
anten +1 güzel özetlemiş
0
038576
(07.10.21)
(4)

Gerçekçi mahalle/köy/şehir hayatı/kültürü içeren filmler diziler

fuck is a four letter word
Selamlar,Böyle arkadaşlarla, komşularla, esnafla muhabbetler içeren, sade filmler, diziler tavsiye eder misiniz? Karakterlerin çok bi olayı olmasa da olur. Sizden, bizden insanların hayatı olsun. Misal; Güney Kore'de geçen bir film olsun. Oradaki insanlar neler konuşur, nerede takılır, ne yer içer o
Selamlar,

Böyle arkadaşlarla, komşularla, esnafla muhabbetler içeren, sade filmler, diziler tavsiye eder misiniz? Karakterlerin çok bi olayı olmasa da olur. Sizden, bizden insanların hayatı olsun. Misal; Güney Kore'de geçen bir film olsun. Oradaki insanlar neler konuşur, nerede takılır, ne yer içer onu göreyim.

Teşekkürler.
0
fuck is a four letter word
(28.09.21)
sadece önerileri alayım diye geldim. Böyle bir film gelmedi aklıma.
Ama illa öneri yapmam gerekiyorsa

Rita diye bir dizi var. Norveç'li bir öğretmenin hayatı.
0
anten
(28.09.21)
dardenne kardeşler'in filmlerini deneyebilirsin.
0
tepedeki psychedelic adam
(28.09.21)
train de vie geldi aklima hosunuza gidebilir cok guzel filmdir.
0
in vino veritas
(28.09.21)
marius et jeannette

youtu.be
0
old possum
(28.09.21)
(3)

evde vucut gelistirme

baldur2
sadece dumbbell var. guclenme veya conditioning degil hedefim. az da olsa olan kaslari korumak ve gelistirmek. bunun icin takip youtube'da bulabilecegim takip ettiginiz bir program var mi?
sadece dumbbell var. guclenme veya conditioning degil hedefim. az da olsa olan kaslari korumak ve gelistirmek. bunun icin takip youtube'da bulabilecegim takip ettiginiz bir program var mi?
0
baldur2
(27.09.21)
abi çok var. hele pandemiyle evde dumbbell serisi yapmayan youtuber/sporcu kalmadı gibi bişey.

ama illa örnek lazımsa 'ağırsağlam dumbbell' yaz youtube'a. videolardan bazıları piyasayı altüst eden zincir marketlerden birinin reklamı ama olsundu.
0
onemoremile
(27.09.21)
evde dumbell yaz bir sürü çıkıyor. ben ege fitness kanalını tavsiye ederim. daha makara.
0
xrated
(27.09.21)
Hakan Boylan instagram.
0
anten
(27.09.21)
(16)

Haftasonu için hüngür hüngür ağlamalık fimlere talibim

e mice
Duygu boşaltmaya ihtiyacım var :D Gözlerim ağlamaktan şişip burnum akmaktan tıkanana kadar izleyeceğim filmler arıyorum. Tavsiyelerinize açığım.
Duygu boşaltmaya ihtiyacım var :D Gözlerim ağlamaktan şişip burnum akmaktan tıkanana kadar izleyeceğim filmler arıyorum. Tavsiyelerinize açığım.
0
e mice
(24.09.21)
I am Sam
Si Puo Fare
Chicken with Plums
0
lüzumsuz adam
(24.09.21)
Dancer in the dark
0
old possum
(24.09.21)
2 saat yavaş akan film son 30 dk da benim boğazı ciddi düğümlemişti.
paris, texas
0
barankovan
(24.09.21)
Dünyanın orta yerinde aşk için ağlıyorum
0
basond
(24.09.21)
tarz olarak ilginizi çeker mi bilmem ama mar adentro beni salya sümük ağlattı geçen gün. lisedeyken ilk yarım saatini izleyip "bu ne biçim film aq" diye kapatmıştım... yıllar sonra izlemeye karar verdim, rahatlıkla izlediğim en "ciğer sökücü" filmler arasına girer.
0
alevli deniz sortu
(24.09.21)
Hachiko
0
sta
(24.09.21)
kefernahum
0
dedim ben sana
(24.09.21)
Manchester By The Sea
0
(24.09.21)
Bir liste hazırladım. Bunların içinden en ağlak olanı never let me go ve manchester by the sea.

Yakın dönemde olsun dersen modern love dev patel olan bölümü efsane. Animasyon dersen Mary and Max, Türk filmi zaten izlemişsindir, Babam ve Oğlum.

Never Let Me Go
a ghost story
after life
babam ve oğlum
room
atonement
manchester by the sea
Biutiful
mary and max
the notebook
blue valentine
What Maisie Knew
About Time
Million Dollar Baby
Schindler's List
Life is Beautiful
Modern Love'ın Dev Patel olan bölümü

baktım, When Cupid Is a Prying Journalist bölümüymüş.
0
gabe h coud
(24.09.21)
About time
0
respect
(24.09.21)
yaşadıklarımı hatırlatanlar dışında bir tek babam ve oğlum sanırım. onun dışında çok var ama kişisel.
0
bohr atom modeli
(24.09.21)
kefernahum'u tek geçiyorum.

Kemalettin Tuğçu görse tövbe ederdi yazarlığa.
0
anten
(24.09.21)
incendies (2010)
0
kimi raikkonen
(24.09.21)
5 sezon izledikten sonra son bölümüyle: Six Feet Under
hüngür hüngür ne kelime, hayat boyu aklindan cikmayacak.
0
kimi raikkonen
(24.09.21)
Hachiko, Notebook, Sophie's Choice, Life is Beautiful.
0
congratulationsyouwon
(24.09.21)
(3)

Köyüme dönüp tarım/hayvancılık yapmak istiyorum diyelim?

asaf
Devlet ne gibi destekler veriyor? Ne gibi handikapları var? Şöyle 8-10 dönüm ekip işletsek, aracı komisyoncu gibi kan emicilere emeğimizi yedirmeden ayakta kalma imkanı var mı?
Devlet ne gibi destekler veriyor? Ne gibi handikapları var? Şöyle 8-10 dönüm ekip işletsek, aracı komisyoncu gibi kan emicilere emeğimizi yedirmeden ayakta kalma imkanı var mı?
0
asaf
(23.09.21)
tarım hayvancılığın bittiğinden, tarladaki ürünün değersizleştiğinden, yem masraflarının vs yüksekliğinden şikayet ediyor memleketteki tüm tarım hayvancılık işi yapanlar.

haliyle pek mantıklı değil.
0
reanarchy
(23.09.21)
tıbbi ve aromatik bitkileri araştırın.

lavanta için milli emlaktan arazi isteyebiliyorsunuz köydekilerden. yıllık olarak rayiç bedelin binde biri kira ödüyorsunuz, en cazip tekliflerden biri bu kiralamada.

ben de konuyu araştırıyorum. birkaç site:

www.lavanta.site
www.saflavanta.com

son ürün satışı için:

www.lavandemor.com
0
prodeq
(23.09.21)
Türkiye'de tarım maalesef büyük şirketlerin tekelinde. Bunu aşmanın bir yolu var yazının sonunda söyleyeceğim. Teşvikler falan bir yere kadar sizi kurtarır. Önemli olan işi ve süreçleri öğrenmek.

İlk konuya gelelim.
Şöyle örnek vereyim. Şimdi çiğköfteci bayisi açmaya çok hevesleniyor birçok insan. Kendi işimin patronu olayım diye. Düşük sermayeyle kurulan bir iş çünkü.

Ama senin çiköfteni alacağın yer belli. Bunun dışında bir yerden alamıyorsun.
Alacağın fiyat belli.
Satacağın fiyat belli.
Dükkanının minimum metrekaresi belli.
İstediğin gibi ürün ekleyemiyorsun, fiyat belirleyemiyorsun.
Sen aslında firmanın satış temsilciğini yapıyorsun, maaş yerine sana satıştan pay ödüyorlar.

Sen de oley kendi işimi kurdum diye seviniyorsun:)

Çiftçilik de bu halde biraz.
Tohumu alacağın gübreyi alacağın yer belli.
Satacağın yer belli.
Satacağın fiyat belli.
Sen sadece işin angaryasını yapıyorsun:)
Tohum firmasından aldığın ürünü yetiştirip, meyve/sebze toptancısı firmaya götürüyorsun. İşin angaryası sana yükleniyor yani.

Ben kimseye muhtaç olmadan kendi tohumumu ekeyim dersen, bu da oldukça zorlu prosedürlere takılıyor.

Neredeyse her ürünün fiyatını belirleyen büyük bir firma var.

Bunu aşmanın en kolay yolu kooperatifleşme. Tarımda başarı öykülerinin hemen hepsi kooperatiflerle geliyor. İyi kooperatifler çiftçiye de bölgeye de kazandırıyor. Aracıyı ortadan kaldırıyor. Birlikten kuvet doğar demişler.

Tek başınaysan bunlarla başa çıkman zor çünkü.

Bir de seçtiğin ürün, ekim yaptığın bölge de başarı ya da başarısızlığını belirler.

Bölgedeki insan kalitesi ya da kalitesizliği yatırımına etki edecek.

Bir de yeni nesil tarım uygulamalarıyla fark yaratabilirsin. Nedir o? Topraksız tarım uygulamaları. Raflı sistemler vs.

Ama tarımda tecrübe ve bilgi çok önemli. Çünkü yatırımı yapıyorsun ve geri dönüş alamazsan toparlama şansın yok. Türkiye'de bu alanda yetkin firmalar olduğu gibi bu işten anlamayan hevesli insanların parasını alıp saçma sapan sistemler kuran firmalar da var.

Mesela bir arkadaşım topraksız tarım işine girdi. Çilek yetiştiriyor. Ciddi de paralar kazandı 2. üretim tesisini açtı. Ama aileden çiftçi olduğu için süreçleri iyi biliyor. Tarımı biliyor.

Aynı yatırımı deneyen bir sürü insan var mesela, beyaz yakalı adam heves ediyor çilek üretim tesisi kuruyor. İşi bilmediği için herkesten kazık yiyip batıyor.

İşin püf noktaları var çünkü. Atıyorum o ürünün o sistemle kar etmesi için minimum 10 dönüm alana kurulması lazım. Bu adam diyor ki 5 dönümle başlayayım, büyütürüm. Ama 5 dönümün getirisi, maliyeti karşılamıyor mesela. Bu hesabı iyi yapmadığı için düze çıkamıyor.


Ben olsam önce bu işi bilen birileriyle ortaklaşa girerdim bu işlere. En azından çevre edinirim biraz. Süreçleri öğrenirim. Hiçbir iş göründüğü kadar kolay değil.

Özellikle toprak işleri internetten araştırmayla olmuyor maalesef. İnternette o yazıları yazan, ürünleri tanıtanlar hevesli insanlara ürün / hizmet satmak için her şeyi çok kolay yapılır gibi anlatıyorlar ama deneyen arkadaşlarımdan biliyorum ciddi planlama ve tecrübe isteyen bir iş tarım.

siz köyüme döneceğim dediğinize göre zaten çevreniz var diye anlıyorum. ama dikkatli olun, köye döndüğünüzde oradaki insanlara bir anda rakip oluyorsunuz. Sonuçta o bölgede de bir pasta var ve her yeni oyuncu pazardan pay alınca diğerlerinin pastası küçülüyor. Bu da hoş karşılanmıyor haliyle. Özellikle daha verimli yöntemler kurar diğerlerinin işini geçerseniz.
0
anten
(23.09.21)
(4)

istanbul'a çok uzak olmayan yaşamalık yunan semti

roket adam
uzaktan çalışabileceğimizi hesaba katalım, vize sorunumuz da yok. fiyatları pahalı olmayan, denizi güzel ve istanbula max arabayla 8 saat mesafede bir yunan şehri / semti / adası önerseniz neresi olurdu? özellikle yakınlık çok önemli desek.
uzaktan çalışabileceğimizi hesaba katalım, vize sorunumuz da yok. fiyatları pahalı olmayan, denizi güzel ve istanbula max arabayla 8 saat mesafede bir yunan şehri / semti / adası önerseniz neresi olurdu? özellikle yakınlık çok önemli desek.
0
roket adam
(04.09.21)
Kira fiyatlarını bilmem. Ama Dedeağaç be İskeçe olabilir.
0
Mistyimage
(04.09.21)
dedeağaç ya da kavala. Ama Kavala yunanistan'ın en milliyetçi yerlerinden biridir. Akdeniz gerilimleri sebebiyle bir türkiye kökenli biri olarak rahat hissetmeyebilirsiniz

Dedeağaç daha turistiktir. Daha rahattır.
0
anten
(04.09.21)
Hiç düşünmem thassos adasına çökerim
Adadan hiç çıkmadan temiz 10 sene yaşardım
0
otopsicocugu
(04.09.21)
Otopsicocugu ile aynı fikirdeyim :) thassos ta yaşarım.
0
you shall not pass
(05.09.21)
(9)

motosiklete başlamak

black mamba
malum araba fiyatları pahalı. yamaha ys125 29.000 lira sıfırı. hız yapmam, kurallara uyarım. yine de motosiklet tehlikeli mi? bazen youtube'ta izliyorum arabalar direkt üzerine sürüyorlar. bundan dolayı korkuyorum.
malum araba fiyatları pahalı. yamaha ys125 29.000 lira sıfırı. hız yapmam, kurallara uyarım. yine de motosiklet tehlikeli mi? bazen youtube'ta izliyorum arabalar direkt üzerine sürüyorlar. bundan dolayı korkuyorum.
0
black mamba
(31.08.21)
normalde heves kırıcı biri değilim ben de arada acaba motosiklet alsam mı diye düşünüyorum kaza videosu izleyince hevesim kaçıyor, ehliyetten sonra istediğin kadar hondanın ücretli verdiği eğitimleri al dikkatsiz bir otomobil sürücüsü karşısında şansın olmuyor
0
freebird5406_2
(31.08.21)
Tehlike kısmına girmeyeceğim ama 125'lik bir motor almayı düşünüyorsan ikinci el bak bence. Bir süre sonra 250'lik ya da daha üstüne geçmek isteyeceksin. Boşuna değer kaybı ile satma.
0
himmet dayi
(31.08.21)
Motor ne kadar küçük ve mesafe ne kadar kısa olursa olsun tam koruma giyerseniz tehlikeyi en aza indirirsiniz. Full face kask, ceket, eldiven, pantolon, bot. Bir arkadaşım geçen yaz kaza yaptı, tam koruma kullanmasaydı en iyi ihtimalle sakat kalacağı kazayı çok az yara bereyle ve bir gece hastanede gözlem altında tutularak atlattı.

O yüzden bütçenize bütün bu ekipmanı da ekleyin (artık iyice pahalılaştı bunlar), öyle hesap yapın.
0
kobuzchu kiz
(31.08.21)
Pcx 125 al vitesle ugrasirken kaza yapmazsin
0
divit
(31.08.21)
2 sene önce lüks değildi ama motosiklet artık lüks.

Otomatk motosikletle başlayın trafiği farklıdır. Nmax 155 abs öneririm. Ama önce eğitim. 5K tl ekipmana ayırın. 700 tl ye kask almayın mesela 2.000 tl ayırın hatta daha çok. Gibi. Bu iş 40’ı bulur.

Kapalı garajım var derdim yok benim ama sizin garajınız yoksa takip sistemi de alacaksınız. Düşünürsünüz bunlara göre.

Bir de şöyle bir risk var araba almamıştım o zaman motosiklet ruha işliyor. Ben araba aldım aile kuracağım halen motosikletimden vazgeçemiyorum. Kız arkadaşıma da ekipman alıp dünya turuna motosikletle çıkmayı düşünüyoruz. Oradan anlayın siz de. Bu bir tür hobiden ve ulaşımdan farklı bir araca bürünüyor bir süre sonra anlayacağınız.
0
baldan kaymak
(31.08.21)
o motorun sifiri 7bin liraydi 2016 da, ben de bindim guzel motordur ama 30k cokmuş,

alirken arabadan ucuz olabilir ama bakimi, ekipmani, sigortasi, kaskosu, mtv si arabadan çok da ucuz degildir haberiniz olsun, tek ucuz yani az yakmasi
0
egokalp
(31.08.21)
araba sürenin, diğer araba sürene de tahammülü yok. yani kimsenin kimseye saygısı yok aslında. o yüzden bisikletli gruplarda ve motosikletli gruplarda sanki biz ayrıcalıklı insanmışız duyarını fazla sergiliyoruz (belki de kararında, aslında olay saygı) ondan yani bu kısımda devamlı eğitim almanız, eğitim videoları izlemeniz. eğer alırsanız şunu unutmayın, trafiğe her çıktığınızda ilk defa araba ehliyeti almış sığır sürüsü ile çıkıyorsunuz. onun dışında arkadaşların bahsettiği gibi ekipman alın, giyin. sadece kask takarak racing kullanan eleman, bir şey oldu mu herkesi bokluyor. böyle yapmayalım lütfen.
0
evimin paspasi
(31.08.21)
ortadan ikiye bölünmeyi engelleyen ekipman varsa tehlikeli değil
0
aokp
(31.08.21)
Eğer daha önce binmediyseniz vitessiz bir modelle başlayın. Gaz-Fren o kadar:) Scooter falan daha iyi olabilir.

Maalesef motorları trafikte takmıyor araç sürücüleri. Hatta çoğu araç sürücüsü motorun trafikte gidebildiğini bile bilmiyor. "Burası senin yolun değil" falan diye bağıran çok adam gördüm:D

Siz kurallara uysanız bile, canınızı sıkacak çok şey oluyor. Hatta kurallara uyduğunuz için daha dikkatlı ve hız limitlerinde gittiğinizde "bas gaza" diye üstüne süren, sıkıştırarak geçmeye çalışan çok oluyor.

Mesela şehir içinde 50'yle giden arabanın arkasında sakin sakin giden adam, 50'yle giden motorun arkasında deliye dönüyor. Geçmeye çalışıyor. Dibine dibine giriyor vs.

Eğer kısa-orta mesafelerde kullanacaksanız, düşük hızlarla gidecekseniz makul bir tercih olabilir.

Ama scooter bile alsanız alabileceğiniz en iyi koruyucu donanımı alın. Hatta örneği atıyorum. 20 bin liranız varsa, en az %40'ını koruyucu giysi ve kask için harcayın. Kalan bütçeyle motoru alın.

Bizde genelde önce motoru alıyorlar. Sonra 2-3 bin kalıyor elinde onunla da dandik bir kask, eldiven dizlik vs alıyor geçiyor.
0
anten
(01.09.21)
(3)

Android Tablet icin en iyi fotoraf düzenleme uygulamasi

samiabi19
S6 lite kulaniyorum. Biliyorum foto ve video uygulamalarında ipad vazgecilmez, ama benim şuan elimde bu var
S6 lite kulaniyorum. Biliyorum foto ve video uygulamalarında ipad vazgecilmez, ama benim şuan elimde bu var
0
samiabi19
(30.08.21)
Birkaç tane Photoshop var farklı amaçlar için, tabii ki en iyileri onlar. Telefonda ben Pixlr kullanıyorum Autodesk'in. Belki daha iyileri vardır ama bunun kullanması kolay, özellikleri çok vs.
0
aguen
(31.08.21)
Basic şeyler için snapseed ve pixlr ikilisi kesiyor beni.

Ton ayarlaması, basit heal brush işlemi, kolaj falan.
0
hedep
(31.08.21)
snapseed en iyisidir.
0
anten
(31.08.21)
(13)

araç alma zamanlaması

kiyiya vuran dildolar
araç almak istiyorum ancak acil bir ihtiyacım bulunmuyor. kolaylık olsun, biraz gezeyim ve belki bir şeylere gerekirse bulunsun diye.aklımdaki soru şu: araç fiyatlarının şu an fiyatları malumunuz. hem çip yetmezliğinin çözülmesi hem de seçimden sonra ekonominin olası toparlanma göstermesini falan dü
araç almak istiyorum ancak acil bir ihtiyacım bulunmuyor. kolaylık olsun, biraz gezeyim ve belki bir şeylere gerekirse bulunsun diye.

aklımdaki soru şu: araç fiyatlarının şu an fiyatları malumunuz. hem çip yetmezliğinin çözülmesi hem de seçimden sonra ekonominin olası toparlanma göstermesini falan düşünürsek araç almayı seçim sonrasına ertelemek maddi yaklaşımdan mantıklı mıdır?

bir de bonus soru, araç kredisi çekerken ne kadar peşinatı elde bulundurmak mantıklıdır? tabii bu kişiden kişiye çok değişecek bir şey ama, genel bir oluru varsa diye soruyorum.
0
kiyiya vuran dildolar
(30.08.21)
Son 5+ yıldır Türkiye'de hiçbir şeyin fiyatının düştüğünü görmedim. Şu anki mantığım bir şey alacaksan almadığın her gün zarardasın. Ancak aracı alınca bakım, sigorta, vergi vb masrafları da göz önünde bulundurmak lazım.
0
sumuklurakun
(31.08.21)
araç almayı 2 defa erteledim. 340a bulduğum 430 oldu şu an mesela.

ertelenmememl ihtiyaç varsa.
0
KaraSakall
(31.08.21)
Sumuklurakun'a katılıyorum. Araç ihtiyacın varsa hemen al gitsin. Peşinat da sana kalmış, ben zamanında 134 bin liralık araç için 88 bin tl kredi çekmiştim :) Araba fiyatları zaten sürekli arttığı için iyi faiz oranı bulursan zaten faizi bir iki senede çıkarıyorsun.
0
roket adam
(31.08.21)
her şeyin fiyatının arttığını ben de gözlemliyorum evet de işte bahsettiğim durum biraz daha farklı bir şey. ona rağmen de mi fiyatı artar? sanki liranın hafif bir değer kazanması ve çip krizinin çözülmesiyle 1-2 yılda fiyatlarda düşüş görülebilir gibi geliyor bana hala.
0
🌸kiyiya vuran dildolar
(31.08.21)
Çip krizinin fiyatlara major bir etkisi yok. Otv indirimi, tlnin deger kazanmasi gibi konulara da bel baglamaz, 3 yil beklemezdim ben olsam.
0
pofudukayi
(31.08.21)
erteledikçe artar. 2. el 1.el düşerken artıyor. çok saçma sapan bir ekonomimiz ve piyasamız var. kasım aralık genelde indirim oldurdu ancak son ötv indiriminden sonra bir daha indirim geleceğini sanmam.
0
mikahakkinen
(31.08.21)
Fiyatların geriye gideceğini sanmıyorum, ancak olursa arada ötv indirimi olur ya da bir süre aynı seviyede kalır.

Kredi de dediğiniz gibi kişisel bir konu. Ben mümkün mertebe az kredi kullanmaktan yanayım. Yani 100.000 peşinatım varsa 300 binlik bir araç almak yerine 150, 200 bandında ikinci el kovalarım.
0
anten
(31.08.21)
@sumuklurakun +1

memlekette neyin fiyatı düşmüş?
0
co2s2
(31.08.21)
arkadaşlar ya pek anlaşamıyoruz ya da ben piyasaya dair gerçekten hiçbir şey bilmiyorum. şimdi 2-3 yıl içerisinde dolar tutar da 5 lira seviyesine gerilerse mesela, araç fiyatları şu ankinden gene de daha mı fazla olacak yani? hiçbir şeyin değişmediği koşullar altında fiyatların sürekli arttığı konusunda mutabıkız. benim bahsettiğim senaryoda doların 5 lira olması gibi faktörler var.
0
🌸kiyiya vuran dildolar
(31.08.21)
Piyasaya dair gerçekten hiç bir şey bilmiyorsunuz hocam. Doların yarın 5'e düşmesi mümkün değil. Düşmesi için ya bizim birden acayip bir ihracat ülkesi olmamız lazım, ya da dış güçlerin bizi ciddi pompalaması lazım. Zaten mevcut iktidar ab ve abd tarafından yeterince destekleniyor, paso para pompalanıyor. E diğer ihtimal de 1-2-3 senede olacak bir şey değil. O yüzden tüm planlarını doların katlanacağına yaparsan daha kazançlı çıkarsın. Şu anda keynes'in kendisi gökten inse bile dolar 5'e inmez.
0
roket adam
(31.08.21)
Dolar düşse bile Türkiye'nin kendi içerisindeki enflasyon gerçeği de var. Şu anki araç fiyat artışını döviz artışından arındırın eğer araç fiyat artışı enflasyonun altındaysa dediğiniz gibi bekleyin.

Araç yurtdışından tamamen dövizle gelse bile bunu nakleden, satan, bakımını yapanlar hep TL ile çalışıyor ve enflasyondan doğrudan etkileniyor.

Ama hem enflasyon hem döviz düşecek diyorsanız dediğiniz gibi zararda olursunuz.
0
sumuklurakun
(31.08.21)
evet, genel olarak ekonomik havanın önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde şu ana kıyasla daha olumlu olacağını düşünüyorum. tabii bu biraz da kumar gibi bizim ülkede.

fikir paylaşımlarınız için teşekkür ederim.
0
🌸kiyiya vuran dildolar
(31.08.21)
en iyi senaryo doların 6'lara düştüğü ve yeni hükümetin halkı sevindirmek için ötv'ye düzenleme yaptığı bir durum olur, ki bu durumda bile insanımıza güveniyor musunuz? Şubeler ve galericiler var olan arabaları saklayıp üç beş ay satmaz bekler, daha yüksekten satarlar. (arz azlığı + bir grup insanın sürekli araba alması veya değiştirmesi).

geçen haftalarda matrah düzenlendi, kim o fiyattan alabildi? Veya ucuzlatan yerler bile elden biraz daha para alıp ek paket vs. bişeyler satmayı zorunlu tutuyorlarmış herhalde. İnsanımız iyi niyetli değil ki bir şeyler iyiye gitsin.

fakat benim tek bir çekincem var, ben ve çevremdeki çoğu arkadaşım (sen de bizim gibisin sanırım) normalde hiç ilgisi ihtiyacı olmamasına rağmen araba almak istiyor artık. Lale çılgınlığının sonuna mı geldik diye düşünmüyor değilim ama yok Türk halkı illa bi evlenir doğurur ikinci üçüncü arabayı alır, kimi yılda bir araba değiştiriyormuş falan bitmez bu sektör.

www.technopat.net
0
nhk ni youkosu
(31.08.21)
(13)

Dubaide yaşamak?

izninizolursatahtinizatalibim
Merhabalar,Aramızdan belki bir kişi bile yardımcı olabilir umuduyla yazıyorum.Her şeyi arkada bırakıp sıfırdan bir başlangıç için rotamı Dubai (ya da Katar) tarafına çevirdim.Orada yaşayan, bilgi sahibi olan arkadaşlar varsa yardıma açığım.Bir de anket olsun madem, faydası olur belki fikirlerinizin.
Merhabalar,
Aramızdan belki bir kişi bile yardımcı olabilir umuduyla yazıyorum.
Her şeyi arkada bırakıp sıfırdan bir başlangıç için rotamı Dubai (ya da Katar) tarafına çevirdim.
Orada yaşayan, bilgi sahibi olan arkadaşlar varsa yardıma açığım.
Bir de anket olsun madem, faydası olur belki fikirlerinizin.
25 yaşında, kadınım.
İstanbulda tek yaşıyorum.
Ortalama 8-12 arası değişen gelirim var ancak yetmiyor, yetiremiyorum.
İngilizce, fransızca biliyorum.
Bu macera bana faydalı olur mu? En kötü ingilizcemi geliştirip arapça öğrenip dönerim diyorum ancak çok mu hayalperest yaklaşıyorum?
Hiçbir birikimim yok bu arada. Ordan burdan biraz toprlayıp gideceğim.
0
izninizolursatahtinizatalibim
(30.08.21)
Meslek bilgisi olmadan ne desek bos. Insaat ve tasarim sektoru o taraflarda iyi ama kadin olunca is biraz degisebilir.
0
nax
(30.08.21)
Ah onu yazmamışım ama spesifik bi beklentim yok o konuda. Okuduğum bölümden çok ayrı olarak uluslarası satış yapıyorum şu an.
0
🌸izninizolursatahtinizatalibim
(30.08.21)
İş başvuruları yapın ama sizin meslekte zor. İnşaat sektörü iyi orada
0
roe
(30.08.21)
Öncelikle fake kokusu geliyor.

Tek yaşamanıza rağmen 8-12 arası değişen aylık gelir sizi geçindirmiyorsa, maddi açıdan rahatlama ümidiyle gitmeyin. Sizin parayı kullanma sorununuz vardır. Ucuz yerler değil bahsettiğiniz yerler, refah seviyesi de Avrupa ülkeleri gibi değil. Herhangi bir mesleği yaparak Avrupa’da yakalayacağınız standartları orada yakalayamazsınız.

Hayat tecrübesi olsun diye gidiyorsanız gidin tabi.

Bu arada, bu gelir düzeyine sahip bir arkadaşım-akrabam hatta kardeşim yurtdışı tecrübesi için benden 1 kuruş istese vermem. Akıllı davranıp kendi harcamalarını öngörerek birikim yapması gerekir gitmeyi göze alan kişinin.
0
megalomaniac
(30.08.21)
Dubai'de yasaman icin bi sirketin sponsor olmasi lazim (yani once is bulman ve sirketin sana oturum cikarmasi lazim)

Spesifik bir is tanimin yoksa da is bulman zor. Dubaideki herkes halihazirda ingilizce konusuyor zaten. Ingilizce bilmen seni one cikarmiyor yani. Arapca ogrenmen imkansiz gibi bir sey. Belki hintce ogrenebilirsin.
0
brkylmz
(30.08.21)
Bi Gidene Soralım podcast'inde iki ülkede yaşamış kişilerin konuk old. bölümlere bakın.
0
kaset
(30.08.21)
Sizin 8-12 gibi bir gelirle iş amacıyla yer değişimi değil daha çok harcama alışkanlıklarınızı değiştirmeniz gerekiyor.
Dubai ya da Katar ise bir çözüm değil anlamsız bir hayal sadece.
0
Erva
(30.08.21)
Kuzenim
çalışmaya gitmişti. Yıl 2004. Arkadaşının babasının şirketinde müdür pozisyonu. Çok rahat ve maddi anlamda iyi olmasına rağmen 6 ay zor kaldı döndü. Çok da isteyerek gitmişti. İklimi sevmemiş. Kapı kolunu bile tutamıyorsun sıcaktan demişti. İyi düşünün..
0
aptallarin pin kodu
(30.08.21)
Kuzenim (kadın, mimar) yıllarca Dubai'de yaşadı, pandeminin ortasında döndü buraya, yine iş bulursa yine gidecek. Ben de 2020'nin başında 10 gün kadar yanına gitmiştim.

Adı öyle olmasa da ciddi bir kast sisteminin içine giriyorsunuz. Emirlik vatandaşları çılgın zenginlikleriyle üstte, beyaz yakalı Avrupalılar ortada, mavi yakalı Hintler, Pakiler... en altta. O kadar çok ucuz işgücü var ki, her otelin, etkinlik alanının, avm'nin, her benzinliğin, hatta yol kenarı tesislerinin tuvaletinde sürekli bekleyen personel var, tuvalet kullanıldıkça arkadan girip temizlik yapıyorlar. Yani gideyim de iş bulurum diye gidilmez. İyi bir mesleğiniz varsa güzel para kazanırsınız ama biriktirmek için ciddi ciddi kemer sıkmazsanız çok güzel de para harcarsınız, her şey pahalı, her yer pahalı.

Örnek olarak, kuzenimin yaşadığı epey lüks bir bölgedeki binanın otoparkına dışarıdan giriş (yanlış hatırlamıyorsam) saati 80 dirhemdi. Benim zorumla (eski çarşı varmış diye) emirliğin daha varoş bir yerlerine gittik, otopark günlük 15 dirhemdi. Fakat kuzenim ve onun ayarındaki çalışanlar bu bölgelere girmeyi çok sevmiyorlar, daha güvensiz hissediyorlar.

Bir yandan da Dubai'de emniyet çok sıkı çalışıyor, her yer sivil polis kaynıyormuş, çok caydırıcı cezalar var ve bunun sonucunda İstanbul'dakinden çok daha rahat yaşayabiliyorsunuz. Telefonları ortalıkta, cüzdanları anahtarları havlunun üstündeki çantada bırakıp arkana bile bakmadan denize girebilecek kadar rahat, İstanbul'dan gidince şok olmuştum. (Ha bir de hayatımda görmediğim kadar tanga bikini gördüğüm için şok olmuştum.)

Yani bence iyi bir iş bulursanız gidilir, güzel de yaşanır. Ama İstanbulda 8-12 bin lirayla geçinemiyorsanız orada hiç geçinemezsiniz.
0
kobuzchu kiz
(30.08.21)
bir vasfın yoksa, birikimin de yoksa sadece dil ile gidersen batılı birileri ile çalışmak için çok şanslı olman lazım. batılılarla çalışmazsan araplarla çalışırsın, onların da kadına bakış açıları belli. ben olsam hiç macera aramam.

ha dersen ki bir vasfın var, profesyonel olarak çalışıyorsun, o zaman amenna. bence en önemli konu ne iş yapacağın. onun dışında dubai istanbul gibi değil, ufacık bir yer zaten, yapılabilecek şeyler inanılmaz kısıtlı, belirtildiği gibi bir kast sistemi var, oraya gidenlerin de genel olarak tek amacı para biriktirip dönmek oluyor. dubai, katar yerine abd, avrupa, hatta avusturalya hedeflemeni öneririm. israil harici orta doğu hiç iç açıcı değil yalnız bir kadın için.
0
roket adam
(31.08.21)
Yurtdışında geçerliliği olan bir mesleğiniz varsa kısa süreli para biriktirmek için gidilir. Katar'da beIN'de bir arkadaşım çalıştı. Çok beceri gerektirmeyen bir pozisyonu olmasına rağmen ayda 4 bin doları kenara rahat koyuyordu. Ben Avrupa'da yaşadığım ülkede arkadaşımdan daha kalifiye bir işi yapmama rağmen ancak 1,5-2 ayda kenara o kadar koyabiliyorum.

Katar'ın vize süreci epey uzun ve zorlu bu arada. Oradan buradan biraz para toplayayım gidip bir bakayım diyerek gidemezsiniz.
0
yürümeyin
(31.08.21)
Öncelikle kolay kolay gidemezsiniz; Dubai yakın zamanda freelance vizesi vb. çıkardı ama bunların hem çeşitli şartları var, hem de Dubai'de yaşamanın maliyetinin yüksekliği göze alındığında "Hadi bir gideyim de şansımı deneyeyim" denilecek bir şey değil.

UAE kazanç ortalamaları meslekten mesleğe çok farkediyor; ne yazık ki pazarlama ve satış genel olarak iyi kazandıran meslekler değiller. Sabit maaşları düşük oluyor ve prim bazlı çalışıyorlar. Çok spesifik bir alanda pazarlama yapıyorsanız belki bir ihtimal şansınız yaver gidebilir.

Son olarak Dubai'nin inanılmaz canlı bir iş piyasası yok; yani iş bulmak o kadar kolay değil.
0
salihdt
(31.08.21)
Sektöre göre değişkenlik gösterir bu sorunun cevabı. Daha geçenlerde Dubai'den bir arkadaşımla konuştuk bunu. Benim şirketimin de dubai ofisi var az bucuk kontak halindeyiz insanlarla.

Dubai bölgenin en vizyoner şehirlerinden biri.

Şeyhin hedefi dubai'yi 2030'da dünyanın en yaşanılası şehri yapmak.

Giden tanıdıklarımın hepsi çok mutlu.

Elbette kendine göre zorlukları var, ama kazanç ve ortam olarak memnuniyet yüksek. 2 senedir orada çalışan arkadaşımın aldığı araç Türkiye'de 925.000 TL.
Dolarla almasına rağmen TL karşılığı bir hyundai elantra...

Yani şöyle kıyaslayın. Türkiye'de kalsaydı ancak bir hyundai elantra alabilirdi, orada v6 motorlu spor otomobille geziyor hem de cebinden çıkan para aynı.

Şehir genel olarak güvenli, özellikle beyaz yaka çalışanlar için. En çok dikkat ettikleri konu da güvenlik. Yani yalnız bir kadın olarak rahatsızlık duymazsınız.

İki dil bilmeniz size büyük avantaj olur orada.

Renkli bir hayat var. Kimse kimseye karışmıyor.

Kariyer anlamında da uluslararası bir ortamda çalıştıktan sonra türkiye'ye dönmek bir avantaj sağlayabilir.



Bunlar güzel tarafları... Gelelim resmin diğer yüzüne.

Bir kast sistemi var adı konmamış olsa da. Yani emirlik vatandaşı olanlar maddi ve manevi olarak inanılmaz yukardalar. Onların arasına girmeniz zaten çok mümkün değil. Çok dert edilecek bir konu mu bilmiyorum tabii bu:) ama atıyorum trafikte bir sorun yaşadınız mesela böyle birinin arabasına çarptınız, işiniz daha zor.

Bu sistem içinde ABD ve Batı Avrupa vatandaşları da biraz daha avantajlı. Özellikle kurumsal hayatta. Araplar önemli pozisyonlar için avrupa & amerikalıları tercih ediyor. Haliyle onlar da kendi iş kültürlerine yakın ülkelerden insanlara öncelik veriyor. Bir ingiliz yönetici türk ve ingiliz arasında kalırsa türk'ü ancak çok ucuza çalıştırabileceğini düşünürse işe alır. Ya da türkçe bilmesi avantajsa...

Madem maaştan konu açtık, burada kazanç iş alanına göre değişiyor. Ama maalesef pasaporta göre de değişiyor. Bir arkadaşım şunu anlatmıştı: Maaş teklifi almış maille. Tanıdığı insanlar bu ücretin o pozisyon için az olduğunu söyleyince IK'ya bu ücret az diye mail atmış. IK müdürü (kendisi tabii ki ABD'li:) arkadaşımın Türkiye'deki maaşının dolar karşılığını önüne koymuş. "Sana şu anda ülkende kazandığının üzerinde bir maaş öneriyorum zaten" diyerek konuyu kapatmış. Yani maalesef kast sisteminden dolaylı da olsa Türkler de biraz mağdur oluyor.

Bir de genelde bizde yurt dışında çalışmak, o ülkenin vatandaşlığını ya da en azından oturma ve çalışma hakkını elde etme amacıyla değerlendiriliyor. Böyle düşününce dubai'de geçireceğiniz yılların size maddi kazanç dışında bir getirisi olmayacak.

Tanışacağınız Avrupa ve Amerikalıların çoğu orada geçici bulunuyor. Ve bu ilişkilerine de yansıyor. Yani orada network sağlarım, sonra oradan başka ülkeye geçerim diye düşünüyorsanız genelde ilk tercih edilen adaylar Türkler olmuyor bu tarz transferlerde. Ancak o işte çooooook iyi performansızı olacak, ya da dil gibi ikame edilmesi zor bir avantajınız olacak falan. Avrupa'da da türkçe bilen adam arayışında olan çok şirket olmaz. Olsa bile zaten artık ab vatandaşlığı olan milyon tane türk var. Yine onlara yönelirler.

Son olarak iş bulmak koaly değil.
Çalıştığınız şirketin dubai bağlantısı varsa, dönem dönem tüm ülkelere iş ilanları gönderirler. Bunları takip edin. Yöneticilerinize ya da IK'ya sorun.
En kolay bu şekilde iş bulunuyor.

1-2 sene türkiye'dekinden daha fazla kazanayım, biraz da birikim yapayım. Gitmişken de şöyle dolce vita bir hayat yaşayayım yeter diyorsanız düşünülebilir.

Bu arada dev sıcak. Yani öyle böyle değil. Nisan'dan ekim'e kadar suratınızda bir fön makinesiyle gezdiğinizi hayal edin. Hayatınız klimalı evden klimalı otoparka, oradan da klimalı otomobille klimal ofise ve arada da klimalı avmlere şeklinde geçecek. Akşamları serinleyince dışarı atabilirsiniz kendinizi ancak.
0
anten
(31.08.21)
(4)

otomobil finansmanı

Pertev nail
merhaba,daha önce arabası olmamış, ehliyeti olan ve aylık kenara ortalama 5-6 bin lira atabilen biri binilebilir düzeyde bir araba alabilir mi? alabilirse ne alabilir?teşekkürler. not: peşinat yok. en fazla 15-20 bin.
merhaba,

daha önce arabası olmamış, ehliyeti olan ve aylık kenara ortalama 5-6 bin lira atabilen biri binilebilir düzeyde bir araba alabilir mi? alabilirse ne alabilir?

teşekkürler.

not: peşinat yok. en fazla 15-20 bin.
0
Pertev nail
(26.08.21)
Kredi notunuza göre istediğiniz orta segmentte çoğu arabayı alabilirsiniz. İhtiyaç veya araç kredisi çekebilirsiniz.
0
lancelot du lac
(26.08.21)
Başlangıç icin b sinifi biraz eski model sorunsuz kasalardan 100binlik bir sey almasi mantikli olur. Alabilir de.
0
stavro
(26.08.21)
Otomatik takintisi yoksa secenek cok.

Yok ben manuel istemem diyorsa gecmis olsun, o paralara duzgun bir otomatik imkansiz.
0
divit
(26.08.21)
2010 model b sınıfı bir araç alabilirm 100 bin gibi bir bütçe dahilinde.

Honda jazz,
toyota yaris,
hyundai i20,

gibi araçlar araitırmaya başlangıç için iyi olabilir.
0
anten
(27.08.21)
(6)

mikrofonla sokakta konuşmak

bronz böcek
bir mikrofon tesisatı ayarladım. sokağa çıktım rastgele konuşmaya başladım. trafiğe kapalı bir cadde olabilir, kaldırımın kenarı olabilir. bunun yasal olarak bir engeli var mı?
bir mikrofon tesisatı ayarladım. sokağa çıktım rastgele konuşmaya başladım. trafiğe kapalı bir cadde olabilir, kaldırımın kenarı olabilir. bunun yasal olarak bir engeli var mı?
0
bronz böcek
(26.08.21)
rastgele konuşmaya başladım derken rastgele insanlarla mı konuşacaksın? ne üzerine konuşacaksın? ne yapacağını anlat ki yasal çerçevedeki durumuna dair yorum yapılabilsin. bu kadar az bilgiyle bir yorum yapılamaz
0
hümanist tabutçu
(26.08.21)
sokaklar kamuya açık alandır. foto çekmek dahil her şeyi yapabilirsiniz.
0
psychosocialll
(26.08.21)
kendi kendime. herhangi bir şey olabilir. bence dünya silindir şeklindedir, bi kilo fasulye 20 lira mı olur, okullarda tüm dersler ormanda yapılsın, benim saçım şampuan kullanmasam da temiz etc.
0
🌸bronz böcek
(26.08.21)
Toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu ile ilgili görünüyor.
Rastgele konuşma içerisinde kamuya aykırı şeyler de olursa zaten sorun çıkacaktır.
0
Erva
(26.08.21)
insanlardan muvakatname almanız lazım eğer yayınlamak istiyorsanız.
0
anten
(26.08.21)
Gürültü yönetmeliği bunun önünde bir engel olabilir. Özellikle akşam saatlerinde gürültü sınırı düşük, o sınırı aşabilir sizin çıkardığınız ses.
0
pispinti
(26.08.21)
(1)

Otomobil Yedek Anahtarı

Zaman Tamircisi
Polo aracım var, bunun yedek anahtarı kayıp yeni bi anahtar yaptırmak istiyorum, aşağı yukarı kaça yapıyorlar yedek anahtarı? Teşekkür ederim.
Polo aracım var, bunun yedek anahtarı kayıp yeni bi anahtar yaptırmak istiyorum, aşağı yukarı kaça yapıyorlar yedek anahtarı? Teşekkür ederim.
0
Zaman Tamircisi
(25.08.21)
Yeni yaptirdim farklı bir marka ama 1500 TL civarı minimum. Markadan markaya değişir. 300 500 iner çıkar.
0
anten
(25.08.21)
(10)

kargolar aşağı çağırıyor sürekli

ShadowOfMoon
bugün 2 kez, daha önce de çok kez yaşadım. bugünküler mng ve trendyol expressarayıp "kargo getiriyorum aşağı iner misiniz" diyor.ben de "kapıyı açıyorum 2. kat" deyip kapıma gelmesini kabaca söylüyorum ve getiriyor mecbur. Deminki ise karantinada mısınız tarzı bir şey dedi. uzatmak istemedim kısa ke
bugün 2 kez, daha önce de çok kez yaşadım. bugünküler mng ve trendyol express

arayıp "kargo getiriyorum aşağı iner misiniz" diyor.

ben de "kapıyı açıyorum 2. kat" deyip kapıma gelmesini kabaca söylüyorum ve getiriyor mecbur. Deminki ise karantinada mısınız tarzı bir şey dedi. uzatmak istemedim kısa kestim.

yukarı çıkarmaları mı gerekmiyor artık ne değişti?

asansör yok ama 2. kat ve asansör olup olmadığını bildiklerini sanmıyorum gelmeden binaya ve kargolar küçük şeyler
0
ShadowOfMoon
(25.08.21)
iş yükleri çok fazla arttığı için hem zaman kazanmak hem de daha az yorulmak için çıkmak istemiyorlar muhtemelen. ayrıca artık birçok kargo firması da kendi çalışanlarına değil birçok yerde taşeron, doblosu olan işsiz güçsüz adamlara yaptırıyor teslimat işlerini. haliyle bu adamların da pek umrunda olmuyor.
0
reanarchy
(25.08.21)
Oturduğunuz yere ya da asansör olup olmamasına göre değişiyor olabilir. Geçen yaz sadece bir kere oldu, o da gece dokuz falandı, asansöre bıraksam alabilir misiniz diye rica etti. Mng idi, acelesi vardı biraz.
0
epitaf
(25.08.21)
kargocu bir keresinde tutturdu aşağıdaki lokantaya bırakayım diye, dedim ben evdeyim neden oraya bırakıyorsunuz ısrarla lokantaya bırakayım deyip duruyor, usta tamam diyor bırakayım buraya dedi. ben de sinirlendim evdeyim ben ustayı tanımıyorum, getirin diye getirdi sonra. hizmetse eve hizmet tabii ki eve getirecek. kargocudan kargocuya çok değişiyor, ikea’dan bir şey alırsanız aşağıdaki dış kapıda bırakıp kapıya bıraktık diye haber verip gidiyorlar.
0
my name is ferdinand
(25.08.21)
Normal kuralların 3 kat diye geçiyordu sanırım, iş yükü ve yokrgunluk sebepli diyebiliyorlar böyle bazen, binalarda asansör olup olmadığını gayet iyi biliyorlardır :)
0
atom karincanin torunu
(25.08.21)
yoğunluk ve paket ağırlığına göre değişir sanırım. ben giriş katta oturduğum için hiç sorun yaşamadım :) ama pandeminin başından beri hala üst kattaki elemanların kargolarının geldiğini zile basıp haber verip girişe koyuyoruz deyip gidiyorlar.bi tek yemek, su ve tüp olanlar üst katlara çıkıyor.
0
e mice
(25.08.21)
türkiye'de hiçbir şey doğru düzgün yapılmıyor. eskiden de böyleydi gerçi. esnaftan kurtulalım dedik online alışverişe yöneldik onda da böyle sıkıntılar oluyor. hem yorulmamak için hem de kısa sürede daha fazla kargo teslim etmek için. utanmasalar da kapıdan fırlatıp kaçacaklar.
0
black mamba
(25.08.21)
Valla bize 4 kat çıkarıyor herkes. Kimse de asagi gelin demedi simdiye kadar.
0
chavezding
(25.08.21)
@chavezding +1 bizde de 3 kat. evin yakınında her türlü alışveriş imkanım var, aşağı gelecek olsam gidip dükkanlardan alırım, niye 2 gün kargoda sürünsün.
0
trajikomix
(25.08.21)
Bizde hizmet sektorune karsi garip bir tutum var. "Parasiyla degil mi essekler gibi yapacaksin" gibi bir tutum icindeyiz.

Oncelikle kargo konusu teknik olarak cetrefilli bir konu. Yani kargo hizmetini satin alan kim? Mesela kargoyu firma oduyorsa aslinda urunu musteriye ulastirmak icin hizmeti firma satin almis oluyor. Bu durumda bizim kargo firmasiyla bir alisverisimiz yok. Haliyle kargo sirketi ve urunu satan firma arasinda bir alisveris var. Bu durumda ben sikayet etsem bile aslinda kargonun musterisi degilim.

Kargo ucretini ben odediysem kargo firmasiyla dogrudan alisverise girdim. Bu durumda da kargonun belli kriterleri var. Bunlar belirtiliyor hangi paketlerin kac kat cikqrtilacagi genelde yazilidir sitelerinde.

Bazi durumlarda kargo calisani cikmama hakkina sahip. Mesela ben dambil soylemistim 70 kilo simdi bunu adama tasitmak harbi eziyet.

Ha bu arada hizmet sektoruyle ilgili soyle bir tuyo vereyim, genelde bu adamlarin size nasil hizmet verdigi sizin tavrinizla alakali oluyor. Genelde bolgenize bakan adamlar aynidir ve gayet iyi biliyordur binalarda asansor var mi yok mu?

Sonucta karsimizdakiler de insan muhtemelen bu tavriniza birkac kez denk geldiyse, gicik olup cikartmamaya da baslamis olabilir. Bir noktadan sonra "qdreste yoktunuz subeden teslim alabilirsiniz" e de donebilir:)

Empati her seyin anahtari gibi duruyor
0
anten
(25.08.21)
şimdi yeni tip kargoculuk var mng 'yi bilmiyorum ama hepsiburada ve trendyol o şekilde.

ticari panelvan alıp bunlarla sözleşme imzalayıp kargocu oluyorsun ve paket başına ödeme alıyorsun. bunlar da en hızlı şekilde max. paket sayısına ulaşmak için muhtemelen vakit kaybı yaşamadan işi çözme peşindeler.

yedirebildiklerini aşağı çağırıp yoldan verip devam ediyorlardır.
0
jugador
(26.08.21)
(7)

zenginlik sorusu

black mamba
https://youtu.be/TqtQ0Q_TMUw?t=3691- şu videoda arkada görülen evler nerededir semt olarak?2- bu kızın babası ne iş yapıyor olabilir? şirket sahibi ya da bir şirkette ceo falandır diye düşünüyorum.3- bu kadar para kazanan bir adam para yönetmeyi vs. biliyordur. araba satışını tamamen kıza bırakması
youtu.be

1- şu videoda arkada görülen evler nerededir semt olarak?

2- bu kızın babası ne iş yapıyor olabilir? şirket sahibi ya da bir şirkette ceo falandır diye düşünüyorum.

3- bu kadar para kazanan bir adam para yönetmeyi vs. biliyordur. araba satışını tamamen kıza bırakması çok ilginç değil mi? sonuçta 1.5 milyonda yapılacak pazarlık belki 50-100 bin bandında olacak. bu kadar pahalı bir arabayı satma konusunda babanın kendisinin ön planda olmasını beklerdim. ilginç geldi. alan çocuklar 100 bin fazlasına satarlar 1-2 ay sonra çünkü.

4- bir de çocukların 4 milyon liradan fazla değerde arabaları var. bu kadar büyük bir parayı çok göz önünde kullanmak tehlikeli değil mi bu ülkede? ben olsam bu kadar görünür bir şekilde kullanmazdım sanırım bu parayı.
0
black mamba
(23.08.21)
ahahah biraz önce bu video karşıma çıktı izledim.

Semti bilmiyorum ama babası ceo vs. maaşlı biri değildir bence. Maaşla 1.5m biriktiremezsin gibi geliyor bana.(sırf kızının arabası bu, evleri, kendi arabaları falan da vardır hepsi maaşla alınacak şey değil) İnşaatçı, şirket sahibi falan toplu paralar kazanan bir iş lazım bence.

Bir de benim son zamanlarda fark ettiğim şey, biz fakiriz, ülkenin bir kısmı için milyon liralar "elde edilebilir" paralar. Ne bileyim benim ailemin anadoludaki 2 evini satsak anca 1 milyon eder-belki etmez herhalde, millet 1.5 milyona kızına araba alıyor falan. Görünür olması da çok sıkıntı değil yani herkes çevrede bir şekilde görüyor gibi. Bu çocukların işi-arabaları da çevredeki esnafa göre az belki de.

Bu zenginlik mevzuu aklımı kurcalıyor çünkü geçenlerde bir arkadaşım kriptoparalardan kazandığı 25 bin lirayı çekerken gerilmişti çünkü 4 maaşı falan, devlet bir şey der mi diye korkuyor. Ama başka bildiğim biri yüz bin liralar çekip yatırıyor hiç korkmadan falan orantı çok bozuk. Bu al-satçı çocuklar da bir satıştan 10-20-30 bin kazanıyor belki, hatta böyle milyonluk arabada çok daha fazlasını kazanıyorlardır. Düz insan ayda 5-6-8 bin lira için çalışıyor mesela.
0
nhk ni youkosu
(23.08.21)
Muhtemelen girisimcidir babasi, kendi isyeri ya da birkac nesildir devam eden bir isletmeleri vardir.

Kiz biraz saf duruyor yalniz muhtemelen babanin servetini eritir.

Kiza araba isini biraz pissin gozu acilsin diye birakmistir.
0
anten
(23.08.21)
İstanbul’da son 10 yılda öyle bir arsa ve inşaat rantı oldu ki serveti milyonların üzerinde olan binlerce insan vardır muhtemelen. Belirtildiği gibi bunlar onlar için çok büyük paralar değil. Artı parayı sokağa da atmıyor, araba sonuçta.
0
roket adam
(24.08.21)
sülalemde böyle aileler çok var :d rahatça cevaplayabilirim. öncelikle baba figürü; ticaret, esnaf, galerici ya da müteahhittir. %90 bu gruptandır. aileye xc90 alınmıştır, baba bir süre sürdükten sonra kızın da yaşının gelmesiyle al bir süre sen kullan diye vermiştir, yerine de touareg vs almıştır. benim kuzende de var 19 yaşından beri range rover sportla geziyor kızcağız boyu da zor yetişiyor :D

videoyu izlemedim, muhtemelen satıp ya yerine yarı fiyatı ucuzuna bişey alıp kalanı da özel okula verecek ya da yurtdışına eğitime gidiyordur. ayrıca özellikle şu son 2 senede falan tl çok değer kaybetti. gülebilirsin ama bugünün 1,5 milyonu 10 sene öncenin 150bin tl'si gibi bişey nerdeyse. çok ulaşılabilir bir rakam artık.

edit : üstteki mesaja cevaben ekleyeyim, türkiye'de milyoner sayısı şu an 300binleri geçmiş durumda. 2015'te ise tam 100bin miş.
0
avatar is back
(24.08.21)
2 ihtimal var

1) Bu kiz ya da babasi zengin degildir, sadece 10-20 sene once araba(suv,cip tarzi) aldiysa zaten buna ulasmistir.

Etrafimda arabaya iyi para ayiran ama benden daha az kazanan herkesin su an milyonluk arabasi var.
Sebebi tamamen 4 senedir devamli artan otv ve dolar kuru.
Mercedes a,b,c aldi diye dalga gectigimiz elemanlar simdi bizle dalga geciyor.
A serisi 550 bin tl oldu donup yuzune bakmazdik.

2) kiz zengindir ama babasi ceo falan degildir.

Bu 2 elemani da bastan izlersen egea,leon falan kovaliyorlardi. Al sat yaparak bi anda milyonluk oldular.

Maasli islerde calisan herkes fakir iste, oto sanayiye git kaportaci 10 dakikada yapacagi bin liralik isi reddediyor.
Yeminle daha bu hafta basima geldi ondan biliyorum.
Adama 1000 tl para uzatiyorsun almiyor begenmiyor. onu 10 dakikada kazanmaya deger gormuyor.
Boyle bir zenginlik icinde su an esnaf tayfasi.
Mahalle bakkali berberi falan milyonluk adam hepsi.

Ozetle maasin varsa fakirsin kardesim. Bu paralar hayal geliyor ama adam o arabayi 1 senede al satla kazaniyor kizi da 10bin kazik yese umrunda olmaz.

Ha boyle adamlarin kizlari da uyanik olur kazik yemez, 5 lira istesen vermez.
Bunlar hep genetik bilimi.
0
divit
(24.08.21)
kız oraya tek başına gelmedi.
babasının şoförü ya da en kötü babasının şirketinde resmi/gayri resmi yüksek miktarda para getir götür işlerine bakan kahya ile geldi. bu kahyalar tüm büyük şirketlerde bulunur. noterden, tapuya oradan belediyeye her yerde şirketin resmi/gayri resmi işlerini takip ederler, prosedürü iyi kötü bilirler. bizim kahya daha yeni mercedes jip satıp porsche aldı patrona. adamın araç alım satımı gibi riskli ne idüğü belirsiz bir sürü adamla kızını muhatap edeceğini hiç sanmıyorum. yüksek ihtimal o kızın da youtube kanalı var.
0
dadasalon
(24.08.21)
Evlerin istanbul'da olmama ihtimali yüksek.
İstnbul'daysa ben de öğrenmek isterim.
0
liberal
(24.08.21)
(5)

olası istanbul depreminde kocaeli

Stoneface
hala tehlike altında mı? sizce bu bölge gölcük depremine kıyasla ne kadar etkilenecek?
hala tehlike altında mı? sizce bu bölge gölcük depremine kıyasla ne kadar etkilenecek?
0
Stoneface
(23.08.21)
bir önceki istanbul depremi diye anılıyor ama istanbul depremi değil aslında, gölcük depremiydi. aynı tehlike hala geçerli.
0
roket adam
(23.08.21)
Ben dogma buyume golcukluyum. Ailem hala orda. Golcukte zaten artik uc kattan fazla izin alinip yapilabilen bina yok ki. Eskiden on on bes katli siteler filan vardi. Hic bir sey kalmadi. Bence o acidan golcuk ve yenikoy ilceleri filan oldukca oldukca güvenli sayilir. Guvenilir olmayan bina zaten iki katliysa bile yikilip gitmisti.
0
a perfect lie
(23.08.21)
Kocaeli İstanbul'a nazaran daha az zarar görecek ve tüm İstanbul hereke ve Karamürsel taraflarından başlayarak akın edecek.
0
cakmayazar
(23.08.21)
Ayak bastiginiz her yer tehlike altında. Çünkü deprem tam bir bilinmezlik. Ama ben sahsen daha once büyük deprem yasamisligi olan bir bolgeye oldukca temkinli yaklasirim.
0
stavro
(23.08.21)
1999 depreminde eskişehir'de bile zarar gören binalar oldu. Varın siz hesap edin.
0
anten
(23.08.21)
(8)

Euroyu faize yatırmak nasıl oluyor?

su eve bi peynir alamadin diyen fare
Merhabalar arkadaşlar Elimde fiziksel olarak 10000 Euro'm var.Türk Lirasinda olsaydi param faize yatitrirdim, ancak euronun yükseleceğini düşünerekten Euro da tutuyorum.Şimdi sizlere şunu sormak istiyorum.Bu 10.000 euroyu tıpkı TL de olduğu gibi Euro için de faize yatırabilir miyim? Yani vadeli Euro
Merhabalar arkadaşlar
Elimde fiziksel olarak 10000 Euro'm var.
Türk Lirasinda olsaydi param faize yatitrirdim, ancak euronun yükseleceğini düşünerekten Euro da tutuyorum.
Şimdi sizlere şunu sormak istiyorum.
Bu 10.000 euroyu tıpkı TL de olduğu gibi Euro için de faize yatırabilir miyim?
Yani vadeli Euro hesabı gibi düşünün. Her ay duzenli gelir almak istesem. Atıyorum TL için 10.000 liraya aylık 500 lira faiz verirken Euro için de 10.000 Euro için 500 Euro faiz verir mi?

Ya da benzer konuyla ilgili yatırım konusunda öneriniz var mı? Yardımcı olursanız sevinirim.
0
su eve bi peynir alamadin diyen fare
(23.08.21)
vermez. yıllık 1 euro falan alırsın.
0
malheiros
(23.08.21)
işbankası 0.02 faiz veriyormuş. aylık 12 cent falan.
garanti ise en az 25bin euro istiyor.
500 euro faiz verecek olsa...

edit: basit bir hesap yaptım da... 10000euro karşılığı tl'yi kredi olarak garantiden çekip, euroya çevirip iş bankasına yatırsam, dediğin gibi 500euro faiz verse, 500'ü tlye çevirip garantiye olan kredi borcumu ödesem 1000 lira elimde kalıyor. 36 ayda 36bin liram olur. euro değer kazanırsa o da ekstrası.
hesaplar yanlış olabilir sözelciyim:)
0
sutlu nescafe
(23.08.21)
Dovize faiz veren bankalar diye aratin daha yuksek faizler bulabilirsiniz.

Ya da bankayla birebir gorusun 10000 euro icin bi qyricalik yaparlar mi bilemem ama belki yardimci olurlar.

Euroya degerlendirmenin bir diger yolu yabanci fon ya da hisse senetlerine yatirim yapmak ama bu mesakkatli bi surec araci kurumlarla gorusebilirsiniz
0
anten
(23.08.21)
Vermez. Verecek olsa herkes döviz zengini olurdu.
Euroyu faizde tutmanin tek yarari değer kaybetmemesi olur. Avrupa'da bile faiz ile para kazanılmıyor eurodan.

Anten+1
Etf alirsaniz o şekilde hem euro tutarken hem para kazanma ihtimali olur.
0
logisticsmanager
(23.08.21)
binance'e at. kripto dolar al. busd mesela. %5-10 arasında faiz veriyor.
0
xrated
(23.08.21)
eurobond alirsaniz en yuksek getiriyi elde edersiniz
0
turkuaz
(23.08.21)
Normalde veriyordu son 1 senedir iptal ettiler.
Euro da deger kaybettigi icin faizi olmak zorunda ama bankalar isine gelirse tavrinda su an.

Eurobond var ya da doviz endeksli fonlar var, onda da %10 vergi aliyor kardan.
Zarara ortak olmuyor tabi.
0
divit
(23.08.21)
eurobond ile yüzde 3 alınabilir
0
superb
(23.08.21)
(2)

kodunu bildiğim bir rengin kontrastını nasıl bulabilirim?

tekkisilikbirordu
merhaba,#4b0649 kodlu rengin kontrast tonlarını nasıl bulabilirim?telekkürler
merhaba,

#4b0649 kodlu rengin kontrast tonlarını nasıl bulabilirim?

telekkürler
0
tekkisilikbirordu
(22.08.21)
convertingcolors.com

HSL yazan yer (ton-doygunluk-parlaklık)
0
nahtoderfahrung
(22.08.21)
Color.adobe.com
0
anten
(23.08.21)
(14)

Oyun oynamayı zaman kaybı olarak görmeye başlamak

logisticsmanager
Yılların oyuncusu olarak son bir kaç yıldır artık oyun oynarken ya da oynadıktan sonra kendimi kötü hissediyorum. Son bir kaç aydır bu zirve yaptı.Misal noel tatiline 1 hafta 10 gün aile ziyareti yapınca orada oynarken rahatım, kendime ödül gibi oluyor. O zaman harbiden yarın yokmuş gibi oyun oynaya
Yılların oyuncusu olarak son bir kaç yıldır artık oyun oynarken ya da oynadıktan sonra kendimi kötü hissediyorum. Son bir kaç aydır bu zirve yaptı.

Misal noel tatiline 1 hafta 10 gün aile ziyareti yapınca orada oynarken rahatım, kendime ödül gibi oluyor. O zaman harbiden yarın yokmuş gibi oyun oynayabiliyorum. Sonuçta ne yarın is var ne yapmam gereken birşey. Ne iş ne Fransızca çalışmak hiçbiri umrumda olmuyor.

Ama şu an kafamda işle ilgili birkaç şey var, onun dışında sene sonunda Fransız vatandaşlığı icin dil sınavına girme planim var haliyle biraz fransizca bakmam lazim. Bir de kitap okumayi azaltmistim çok.

Bunlari düşününce sanki zaman, hayat akarken ben saatlerce bir oyun oynayıp çok da birşey ogrenmiyor/hayatima değer katamiyorum gibi geliyor. (Öyle online, fps falan da oynamıyorum. Factorio, divinity 2, fallout new vegas falan)

Zaten sirf haftasonlari oynuyorum ve onla da haftasonumu öldürüyorum gibi geliyor. Esim de oynadığı icin aile içinde bir sorunu yok (o hatta oyun podcastleri falan dinliyor)
Bu hafta sonu hiç oyun oynamadım ve iyiyim. Chris hadfield'in romanini okuyorum ve ne gece geç yattim ne sabah geç kalktim. Saat daha 3, bolca zaman var.

Doğru yolda mıyız? Napsak harbiden şu işi ayda yılda bir gibi mi düşünsek? Olması gereken bu mu? (Herkes aynı olamaz tabiki, işi oyun olan ya da sabit bir hayatı olup düşünmesi gereken şeyler olmayan kişiler çok da güzel oynayabilir)

Galiba hayattaki stres ve kafamda olan düşünceler arttikca oyuna harcadığım her dakika gözüme batıyor.
0
logisticsmanager
(22.08.21)
ben de birkaç yıl önce aynı fikre kapıldım ve oyun oynamayı bıraktım. zevk almıyorum artık. sarmıyor yani.
0
roket adam
(22.08.21)
Günde 10 saatimi oyuna harcayan bir insandım. Hayatımı heba ettim desem yeridir. 33 yaşındayım, evliyim, çocuğum var, güzel bir işim var. Haftada bir veya iki kere girerim bir el lol oynarım. Arada girer diablo oynarım. Bazen arkadaşlar age of'a counter'a çağırır. Sonuç olarak oyuna ayırdığı vakit güzel eğlenceli ama bir eşim ve bir çocuğum var. İş saatlerinden arta kalan zamanı onlara ayırmak onlarla ilgilenip vakit geçirmek çok daha değerli.

Oyun saatlerine sınır koy haftada bir iki saat idealdir. görüştüğün kişi sayısını arttir, daha sosyal aktivitelere yönel.
0
burty
(22.08.21)
Şöyle düşün oyuna harcayacağın saatleri Fransızca öğrenmeye ayırsaydın. Şimdi Fransızca biliyor olurdun.
0
komando kani var bende
(22.08.21)
Katılmıyorum. Oyun bağımlılığı bir gerçek ama abartılmadığı sürece sinemadan televizyondan çok bir farkı yok. Hatta kitaplara daha yakın buluyorum.

Sosyal yanı var, çok küçük de olsa kültürel yanı var ama en önemlisi stres atıyorsunuz eğleniyorsunuz.

Son model oyun bilgisayarım, xbox, quest 2 vs. hepsinde günlük oyun oynarım. Ama işime de gidiyorum, 2 yabancı dil var 3.yü de öğreniyorum, piyano tenis kursuna da gidiyorum sosyal hayatım da var. Yani hayatımı yemiyor.

Eğlenmiyorsanız bırakın, ama uzanıp müzik dinlemekle ya da instagramda feed scroll etmekle aynı derecede zaman kaybı bence.
0
aguen
(22.08.21)
Oyun bira gercek hayattan kacis. Ben stresli olunca daha cok oynarim.

Ama asil sorun yeni oyunlar.

10 yil onceki oyunlarla bugunkuler cok farkli. Eskiden bi film gibi hikaye izlerdik. Simdi tamamen sizi baglamak ve para harcatmak ustune her sey. Bu da eski oyunculara tat vermiyor
0
anten
(22.08.21)
geçenlerde ben de gençliğimi mi verdim diyordum ama aslında kesinlikle aguen + 1, kültür tüketimidir. yine tüketimdir tabii ama şeydir yani evet dizi makulse oyun niçin olmasın. tabii nitelikli iyi oyunlardan söz ediyorum. kitap gibidir doğru.
0
snape i başından beri tanırım
(22.08.21)
Video oyunları ödül mekanizmalarıyla, kitap ya da dizilere değil, sosyal medyaya daha yakın. Konu üzerine okumak isterseniz anahtar kelime "dopamin".
Haliniz benim oyunlardan bıktığım zamanlardaki halime benziyor. Bence ara verin ve rahatlamak için başka şeylere yönelin.
Ayrıca, nicki logisticsmanager olan birinin Factorio oynaması... Ek iş olarak mı yapıyorsunuz?:D
0
ganbatte
(22.08.21)
Çok büyük bir endüstri olduğu için abartıldıkça abartılıyor. Twitch tayfa başta olmak üzere o kadar çok ekmek yiyeni var ki uyananların sesi çok kısık kalıyor. Arkadaşım F1 simülatörü için 20k harcadı mesela. Kardeşim oyuncu sandalyesi istiyor vs. Sanki herkesin evinde bir konsol olması gerekiyormuş gibi bir hava yaratıldı özellikle son birkaç senede.Vakit kaybından başka bir şey değil. Üstelik bende stres almak yerine stres yapıyor. Fark etmeden berbat bir postürde saatler geçirmek de cabası. Ortaokulda ve lisede çok oyun oynayıp geleceğimle de oynamıştım. Elit bir üniversiteye gidebilecekken Gazi’ye gidince yaptığım hatayı anladım. Arkadaşlarla ayda yılda pes atmak falan neyse de diğer türlü cidden vakit kaybı. Bacanak PS4 Pro verdi bir kez PES oynayıp kapattım. Napıyorum ben yav diye irkildim oyun sıradında djsjsj Yorumum aşırı taraflı ama nefretimi kusmama vesile olduğunuz için teşekkürler.
0
le jeune turc
(22.08.21)
oyundan oyuna değişir bence. Wow ya da LoL gibi bağımlılık riski yüksek, anlık tatmin yaratıp kedine çeken ve sonuçta asla bitmeyecek döngüye sokan oyunlar bence insana pek bir şey katmıyor ve zaman kaybı denebilir. Sosyal medyaya da benzetilebilir bu açıdan

Ama bi Assassin's Creed serisi, Witcher, Arkham serisi vs belli bi sonu olan, en büyüğünde bile max 100 saatte bitirebileceğin oyunlar hem kültürel katkısı var hem de gerçekten farklı bir dünyaya kaçış olduğu için kitap okuma deneyimine daha yakın olduğunu düşünüyorum. Ki gerçekten sanatsal olan indie oyunlara falan değenmedim onlar ayrı bir boyut.

Keyif alıyor ve saatini kontrol edebiliyorsan sıkıntı yok bence. Yani o sürede dil öğrenebilirsin tabii ama hiç mi kendine zaman ayırmıyorsun ki? Sosyal medyaya ayırdığın zaman, kitap okuduğun zaman, dizi izlediğin zaman vs hepsi kendine ayırdığın zamandır ve beynini boşaltmana yarar. Gerekli olan bunları düzene sokmak.
0
nundu
(22.08.21)
Cevap vereyim;
- Fransızca zaten biliyorum ki sinavlari da gecerim ama bir ay oturup yazma ve gramer bakmam lazım. Iş hayatında kullandığım şeyler teams falan ama sınavda elle yazi yazdiracaklar falan aliskin değilim. Ama tabiki oyuna harcadığım zamanla cok cok daha iyi Fransızca yapabilirdim.

-genellikle hayatim ile ilgili konu olmus; sabah 7:15 uyanip 8:30'a kadar esneme, köpeğimle oynama/uzanma, kitap okuma, kahve icme hazirlanma ve 8:30'da ise gitmek icin cikmak. Normalden 6 gibi evdeyim, 6-7 arasi köpeği disari çıkartıyorum. 7.30 gibi spora gidiyorum, 9a dogru evdeyim. Yemek yedim falan derken 10'da bosum. Genelde 10-11 arasi boş vaktim var, 11'de köpeği bir 20 dk daha çıkarıyorum. Sonrasi klasik yatmaya gecme.
Olay aslında son 1 aydir haftasonlari resmen güne 5-6 saat bilgisayar basindaydim. Bu hafta sonu bir müzeye gittik falan vallaha ne güzel geldi. Üstüne kutu oyunu oynadik aktivite oldu. Ki oyun yerine baya kitap okudum ve kendimi kötü hissetmedim. Yani aslında cok calisan biriyim haliyle genelde haftaici spora görmediğim günler 2-3 saat dışında günde 1 saat boşluğum var. Haliyle haftasonuna kalıyor dil öğrenme, kitap okuma, gezme vs.

-oyunlar bana göre sanat. Hepsi değil ama bazilari. Misal divinity 2 roman gibi yani. Zaten yeni oyun takip eden biri degilim cok. Oynadığım en yeni oyun death stranding. Onun dışında strateji vs cok oynuyorum. Online "knight online hayat offline" dediğim yillardan beri oynamam :/

-@ganbette; ya ben galiba üretim manyagiyim :) gecen de production line oyununu aldim otomobil fabrikasi kurmak için. Bir dönem de transportation tycoon oynardım. Ruhuma işlemiş fabrika, lojistik =d


Bu haftasonum heralde son aylardaki en güzeliydi. Ya ütü bile yaptım haftalar sonra =d

Anladığım oyunu çok oynamak ne kadar benim gibi haftasonu oynansa bile kötü. Bence ara verip nadasa birakmak lazim. Ben bir 2 ay sonra tekrar gelirim oyuna.
0
🌸logisticsmanager
(23.08.21)
kafa dağıtmak için 1-2 saat oynayıp çıkamıyor musun? o 1-2 saatlik oyunun verdiği kafa dağıtma/haz hissini başka ne verir ki?
0
floydian
(23.08.21)
@floydian; vallaha fallout new vegas ya da divinity 2 oturunca insanın oynadıkça oynayasi geliyor :/ bilmiyorum 1 saat oyun oynayip kapatmayi en son lgs'ye hazırlanirken yaptim =d
0
🌸logisticsmanager
(23.08.21)
Üniversite sonuna doğru bende de bu tarz bir his oluştu. Baya bir uzaklaştım oyunlarla. Yine de uzun zaman sonra oynamadıysam canım çekiyor. O hafta bütün hevesimi alıyor, eğleniyor ve bırakıyorum. Lol, Forza, COD Warzone, Middle Earth Shadow of War falan oynuyorum ama hepsinde de oluyor bir süre sonra sanki boşa zaman öldürüyormuşum hissi.

Telefonumdan bütün oyunları sildim falan. Sonra dedim ki ulan sanki oyun oynamadığın zamanları çok mu dolu geçiriyorsun? Yoo sosyal medyada falan takılıyorum boş boş. O yüzden böyle düşünüp tekrar yüklüyorum. Bir süre sonra baştakı hisler tekrar oluşuyor yine siliyorum. Böyle saçma bir kısır döngüye girdim.

Mesela bazı kitapların da insana bir şey kattığını düşünmüyorum, okumuyorum. Muhakkak hepsi katar ama saçma sapan hikayeler zaman kaybı gibi geliyor. Böyle daha teknik, tarihi, psikolojik şeyler anlamlı geliyor.

Ben de sürekli şuna harcadığım zamanda dil çalışırdım, sektörümle ilgili şu alanı öğrenirdim falan diyorum. Ama benim beyin şöyle alışmış; yumurta kapıya gelince elle tutulur bir şeyler yapıyor :)
0
ananiyimioguz
(23.08.21)
hahah ben de en son divinity 2 bitirdim. o tarz güzel sanatlı hikayeli oyun bitirince şey de oluyor mesela, bir süre artık kısa süreli basit oyunlar dışında oyun aramıyorum. ancak sindiriyorum. ama mesela divinity'yi bitirirken de artık keyiften değil bitsin diye hırs yaptığımdan son questler için sağlıksız biçimde saatler geçirdim yani. kesip atmalı mı diyosun? üzdü.
0
snape i başından beri tanırım
(25.08.21)
(10)

Mimarlık okumak çok mu kötü tercih

trgydl
Mimar sinan veya yıldıza yerleşecek bir öğrenci adayı var. Ama morali bozuk sosyal medyada okuduklarından ötürü. Yok iş bulamazsın yok bölüm çok zor vs gibi. Ne derece doğru? Olumlu yanları ne
Mimar sinan veya yıldıza yerleşecek bir öğrenci adayı var. Ama morali bozuk sosyal medyada okuduklarından ötürü. Yok iş bulamazsın yok bölüm çok zor vs gibi. Ne derece doğru? Olumlu yanları ne
0
trgydl
(21.08.21)
İnşaat mühendisiyim. Hç bulaşmasın. İtüden mezunu bile düşük ücretlere çalışacak gibi duruyor
0
neysene
(21.08.21)
birkaç gün önce de benzer bir duyuruya yazdım; artık tıp ve iyi okulların iyi mühendislikleri dışındaki bölümler işsizlik/asgari ücret/asgarinin bir tık üstüne mahkum.

ne okuyacaksa iyi okulda okuması ve okurken de kendini geliştirebildiği kadar geliştirmiş olması lazım. okul bitmeden iyi seviyede yabancı dil, program bilgisi vs. lazım. çünkü her alanda inanılmaz mezun sayısı ve inanılmaz bir rekabet var.
0
candide
(21.08.21)
sakın, 2005 çıkışlı mimarım, bir dönem iyiydi ama artık autocad 3dmax aşırı yaygınlaştı. yeni mezunlar bu programları kullanan birer operatör haline geldi. eğer zengin çevresi yoksa zenginlerle arkadaşlık etmeyi kendini pazarlamayı bilmiyorsa sadece tasarım seviyorsa hiç bulaşmasın, gerçekten hiç bulaşmasın sürünür. en son duyduğum 3 bin lira maaş veriyolardı yeni mezunlara. durum çok çok kötü ve ilerde de düzelecek gibi değil aşırı çok mezun var. sen yapmazsan başkası yapar.
0
sipsiyah
(21.08.21)
İyi maaşlı pozisyonlar var elbette ama piyasada aşırı miktarda mimarlık mezunu var. Öne çıkmak çok zor. Bu konuda tutkulu ise yapılmayacak bir şey değil ama amacı iyi para kazanacağı bir meslek bulmak ise çok daha kolay meslekler var tercih edilebilecek.
0
chavezding
(21.08.21)
Cevaplaması zor bir soru.
Türkiye'de moda, mimarlık, reklamcılık, medya vb gibi kreatif mesleklerde iyi yerlere gelmek için çevre, maddi güç ve kişisel olarak çok donanımlı bir insan olmak gerekiyor. En azından bunlardan ikisine sahip olmak çok fark yaratıyor.

Bunun iki yolu var. Ya aileden gelir ki bu kolayı. Ya da birey kendi kendine bu varlığı inşa eder adım adım. Önce çevresini oluşturur, sonra maddi olarak güçlenir, bunları yaparken de kendini geliştirir. Ama bu elbette çok meşakkatli bir süreç.

Gelelim sektör gerçeklerine. Mimar değilim, ama yukarda saydığım sektörlerden birindeyim. Haliyle epey mimar tanıdığım da var. Bazıları orta halli ailelerden geliyorlar. Onlardan duyduklarım aslında kendi sektörümdeki hikayelere de benziyor.

Öncelikle ülkemizdeki arz talep durumlarındaki dengesizlik burada da geçerli. Sektör dar, ama mimar sayısı fazla. Her yıl yeni mezunlar da ekleniyor buna.
Haliyle işverenler için mimar bulmak oldukça kolay. Türkiye'deki binalara şöyle bir baktığınız zaman da mimarın ne kadar nitelikli olduğuyla kimsenin ilgilenmediği belli oluyor. Önemli olan inşaat şirketindeki mimar pozisyonu işi ortalama şekilde götürecek biriyle dolu olsun. Bu durum ücretlere de yansıyor. Eğer yeni mezunun maddi gücü yoksa, pazarlık şansı da olmuyor. Oldukça düşük ücretlere evet demek zorunda kalıyor. Çünkü tecrübeye de ihtiyacı var.

Tabii ücretlerdeki sorun, işe girdikten sonra iş yüküne de yansıyor. Uykusuz geceler, stresli sunumlar, bitmek bilmeyen revizyonlar... Milyonluk bütçeleriyle hata kaldırmayacak projeler... Aşırı stres yaşıyorlar.

Günün sonunda inşaat sektöründe çalışıyor her mimar. Haliyle ne kadar sanat tarihi soslu bir eğitim ve meslek hayatı olsa da, günün sonunda inşaat sektörünün tüm sertliği işin her evresine sirayet ediyor. O şantiyeye gidiliyor yani:)

Sektörde tecrübe kazandı, patronlardan bıktı. Kendi ofisini açmak istedi. Bunu yapan çok insan var. Butik ofisler açanlar var. Ama burada da bir çevre gerekiyor iş sürekliliği için.

Türkiye'de şartlar böyle. Eğer eğitim hayatını yurtdışında sürdürebilir ve yabancı bir şirkete adım atabilirse çok daha farklı bir kariyer planı yapabilir.

Bu arada ben duyduğum en kötü şartları sıraladım. Elbette bunları yaşamayan insanlar da var. Ya da farklı kariyer rotaları da var. İç mimarlık yapabilir vs.

Bu arada hangi mesleği seçerse seçsin, genel olarak buna yakın şeyler yaşayacak. Eminim yazılımcılar da bunu söyler.
Pazarlamacılar da...

O yüzden sevdiği bir işi seçsin ki, en azından bu yaşayacaklarını tolere etmesi daha kolay olur.
0
anten
(21.08.21)
Düşük maaşla başlansa da sonradan geliri yükseltecek pozisyona gelmek kişinin kendi elinde. Yurtdışı kapısı da var, Mimar Sinan mimarlık mezunu olup Almanya'da Dubai'de İngiltere'de çalışan da var, Hollanda'da Delft'te doktora yapan da (bizzat arkadaşlarım hepsi, kulaktan dolma değil). Ülkenin genel şartları gibi çalışma şartları da zorlaştı elbette ama her zamanki gibi kişiye bakıyor kendini geliştirmek. Bölümü okuması çok zor, orası doğru.
0
gmzo
(22.08.21)
yukarıda yazılanlara katılıyorum çok mezun var, maddi imkanlar (masraflı bölüm) ve çevre önemli. tabii ki sevdiğin işi yapmak da önemli ve mimarlık insana çok şey katan bir bölüm ama bölüme girmeden sevip sevmeyeceğini anlayabileceğini düşünmüyorum. 1-2 sene deneyip sonra sevmezse geçiş yapmayı düşünebilir eğer ÇOK istiyorsa. ailesini çok zora sokmayacaksa. ama risk almaya değer mi? işsizlik yıpratıcı ve bölüm de zor. eğer varsa öyle bölümler, sektörde talebin daha yüksek olduğu bölümleri tercih etmesi daha mantıklı olur.

ya da tam tersi daha mantıklı bir bölüme gidip mimarlık bölümünden ders almayı deneyebilir sevip sevmeyeceğini anlaması için. her durumda bu bölümü okumaya kesin karar vermeden bu mesleğin ve ona alternatif mesleğin sektör ve çalışma şartlarını iyice araştırsın.

edit: bu arada ben daha iş hayatına atılamadım. "işsizlik zor" lafına takılmayın. sektör şartlarının zor ve rekabetin fazla olduğunu biliyorum yalnızca, yıldız ya da mimar sinandan mezun olanlar işsiz kalmıyordur belki de onu bilmiyorum.
0
curious mind
(22.08.21)
itü son sınıftayım, seçmesin. tünelin ucunda ışık yok. sektör zaten batık. inşaat altın dönemi de bitti. ayrıca mimarlık 3.dünya ülkelerine göre bir meslek değil.
0
xrated
(22.08.21)
soruyla alakali degil ama ulkedeki mimarlarin bu durumda oldugunu bilmiyordum. cidden uzuldum
0
oscar
(22.08.21)
okuması zor, çalışması daha zor. özel bir alanda uzmanlaşmazsanız (atıyorum restorasyon) piyasadaki mimar enflasyonundan dolayı maddi getirisi de düşük olacak. ancak çevreniz ve maddi gücünüz var ise, ortaokuldan beri mimar olma hayali kuruyorsanız vs. girin okuyun.
0
zgrydn
(22.08.21)
(7)

açıköğretim iktisat istanbul üni mi anadolu mu

aydonno
iü mezunuyum oraya kayıt yapacaktım ama anadolu üni daha eski & yaygın açıköğretimde, acaba daha iyi midir diye düşünüyorum. tavsiye verebilecek olan var mı? teşekkürler şimdiden
iü mezunuyum oraya kayıt yapacaktım ama anadolu üni daha eski & yaygın açıköğretimde, acaba daha iyi midir diye düşünüyorum. tavsiye verebilecek olan var mı? teşekkürler şimdiden
0
aydonno
(21.08.21)
Anadolu
0
sta
(21.08.21)
www.anadolu.edu.tr

yalnız anadoluya şimdi baktım iktisat yokmuş. ilgilenen olursa ev idaresi ve yaşlı bakımı gibi fantastik bölümler var ama.
0
🌸aydonno
(21.08.21)
olmaz olur mu?
www.anadolu.edu.tr
0
sutlu nescafe
(21.08.21)
çok teşekkürler yanlış bakmışım. anadoluda ingilizce iktisat da varmış iü'de türkçe olmalı. anadoluya +1 puan. sophie's choice.
0
🌸aydonno
(21.08.21)
Kesinlikle Anadolu.
Şu an hem anadolu da hem de i.ü. (Auzef) okuyorum.Ders materyalleri,canlı dersler,video dersler,öğretim üyesi kalitesi,sınav soruları,mobil uygulama açısından Anadolu lehine dağlar kadar fark var.
0
arenas
(21.08.21)
Qnadplu universitesi bu sistemi turkiyeye getiren okul. Yillarin tecrubesi var haliyle materyaller daha iyi
0
anten
(21.08.21)
İü sınavları çok kazık. Açıköğretim diplomasında iü etiketini önemsemiyorsanız anadolu+1
0
neysene
(21.08.21)
(6)

Youtuber'ların izleyenlere ne gibi etkisi var?

Gururbey
Arkadaşlar merhaba. Doktora tezimde etki araştırması yapıyorum. Youtuber'ların z kuşağı üzerindeki etkisini ölçmek adına bir ölçek geliştiriyorum. Benim merak ettiğim sorular var. Sizin merak ettiğiniz soruları da duymak ve ankete eklemek isterim. Sizce içerik üretenlerin izleyenlerde hangi konulard
Arkadaşlar merhaba. Doktora tezimde etki araştırması yapıyorum. Youtuber'ların z kuşağı üzerindeki etkisini ölçmek adına bir ölçek geliştiriyorum. Benim merak ettiğim sorular var. Sizin merak ettiğiniz soruları da duymak ve ankete eklemek isterim. Sizce içerik üretenlerin izleyenlerde hangi konularda etkisi oluyordur? mesala siz bir izleyici olarak düzenli youtube içeriği oluşturan kişilerden etkilenip hayatınıza etki edecek bir durum oldu mu?
0
Gururbey
(21.08.21)
tanıttıkları bir ürün veya hizmeti sahiden alıyorlar mı? almak için bir çabaları oluyor mu? çalışmak/para biriktirmek/aileyi darlamak gibi...
0
sutlu nescafe
(21.08.21)
Ben youtube dan gitar çalmayı öğrendim, marty schwartz ve justinguitar videoları sayesinde, müzik teorisi başlangıç konusunda öğrenme açısından bana çok katkıları oldu, kurslar çok pahalı ve müzik konusunda kısır bir şehirde yaşıyordum, hayatıma müzik girdi

Z kuşağı değilim tabi
0
freebird5406_2
(21.08.21)
Ben z kuşağı değilim, amatör olta balıkçılığına merak salmıştım. Youtuberlar olmasa bu işi en başında bırakırdım.

Geçen telefonumun ekranı kırıldı. Tamir için 500 lira para istediler. 230 liraya ekranı kendim aldım ve youtubedan izleyerek kendim tamir ettim.

Aklıma ankete ekleyecek bir soru gelmedi.
0
burty
(21.08.21)
İçerik üretinlerin takipçi sayısına etki söz konusu sanırım Z kuşağı üzerinde ki bu kuşak için içerik ya da bilgiden çok o ana hitap eden anlık ihtiyaç ve alışkanlıkların yanı sıra görsellik daha ön planda. Tarih gibi temel bilgiye sahip olmadıklarından youtuber abi ya da ablalar tarafından yönlendirilmeleri de kolay oluyor. Konular arası muhakemede de sınıfta kalma söz konusu. Gelenekten çok trend hususlar kendileri için daha önemli.

Bölgesel ya da dünya gündemi yorumları ile gelecekte yapılması planan ama tüm dünyaya etki edecek hususları anlatanlar sayesinde hayatta olan bitenlere tv haberlerine biraz daha mesafe ekledim diyebilirim .

Algı.. algı.. tam bir algı mühendisliği söz konusu hemen her alanda .
En büyük düşman ise karşıda savaştığımız değil dost görünüp bizce benimsediklerimiz olabiliyor.
0
Erva
(21.08.21)
Cok etkisi var. Yotuberlarin tv sunucularindan programcilarindan farki yok aslinda.

Tanittiklari urunler etkili oluyor.
Hayat tarzlari etkiliyor.
Ya da bir konuda detayli icerik uretenler var, spor, beslenme, hobi, seyahat vb. Bunlar da insanlarin aliskanliklarini etkiler
0
anten
(21.08.21)
youtube'la 2006-2007 civarlarında tanıştım. ne öğrendiysem youtube'dan öğrendim diyebilirim açıkçası. kaynak yapmak, tamirat tadilat, her türlü DIY olayı, örgü örmek; örnekleri sayamam bile.

varlığından haberim olmayan şeyleri bile öğrendim. genel olarak ufuk açmaya yarıyor işte youtube.
0
chezidek
(21.08.21)
(5)

Web design kursu

plutongezegendegilmi
SA. Halihazırda CSS / HTML / JS biliyorum, ama web sitesi çizemiyorum. O yüzden bana "tasarım" temellerini web/ui üzerinden anlatacak bir kurs arıyorum. CSS falan anlatmasına gerek yok, ama Figma vs kullanarak tool kullanımını da biraz gösteren bir şey olursa harika olur.Udemy'de epey kurs var evet
SA. Halihazırda CSS / HTML / JS biliyorum, ama web sitesi çizemiyorum. O yüzden bana "tasarım" temellerini web/ui üzerinden anlatacak bir kurs arıyorum. CSS falan anlatmasına gerek yok, ama Figma vs kullanarak tool kullanımını da biraz gösteren bir şey olursa harika olur.

Udemy'de epey kurs var evet ama deneyip özellikle beğendiğiniz olduysa onları merak ediyorum. Konuyu hiç bilmediğim için hangisi iyidir hangisi kötüdür hiçbir fikrim yok.
0
plutongezegendegilmi
(21.08.21)
AS.
www.youtube.com
bunlarla figma bilgini yeterli kivama getirirsin, ardindan dribbble'dan vs. begendigin tasarimlari bire bir figma'da olusturmaya calis, o sirada zaten gerekli teknikleri, figma plugin'lerini vs kesfetmis olursun.

soruna direkt yanit verdim ama aslen anten +1
0
hjarteblod
(21.08.21)
Arayüzü tasarlamak ile arayüzü kodlamak çok başka işler aslında. Türkiye'de her ikisini de aynı insana yaptırıyorlar maliyet ucuz olsun diye ama bambaşka iki iş kolu bunlar yurt dışında.

Öncelikle temel tasarım öğrenmeniz lazım. Tipografi, renk teorisi, layout vs.
Sonra bol bol pratik yapmanız lazım.
Web için temel tasarımın yanında User Experience da bilmek iyi olur.

Ama ikisi çok ayrı disiplinler açıkcası ne kadar verimli olur bilemedim.
0
anten
(21.08.21)
Ayrı disiplinler olduklarını biliyorum, web developer'ım aslen. Ama gelecekte komple freelancer'lığa geçmeyi ve en azından mvp olabilecek seviyede tasarım yapabilmeyi istiyorum. Hani mükemmel olmaz ama iş görecek şeyler çıksın, renkler spacing düzgün olsun vs. gibilerinden.
0
🌸plutongezegendegilmi
(21.08.21)
artık tasarım sadece logo yapmak, program bilmek, şekilli site yapmak değil. uc, usability falan çok önemli. hobi olarak yap ama profesyonel olarak düşünme
0
buenosdias
(21.08.21)
Eger boyle bir niyetiniz varsa bir tasarimciyla ortak calisin. Hem tasarlayip hem kodlamak zaman kaybi ve is yuku. Tasarimciniz tasarlasin siz kodlayin mis gibi freelancerlik
0
anten
(23.08.21)
(4)

Bu nedir?

basubadelmevt
Deprem,sel,yangın gibi felaketlerde ölmekten çok korkarım. Evi nispeten güvenli bir yere taşıdım. Karşı tarafa geçicem mesela, yağmur varsa, bir anda sel olabilir diye geçmem, ertelerim.Bunun haricinde silah ve bıçakla yaralanmaktan da aşırı korkarım. Kavga varsa direkt uzarım. Kendim kavgaya girece
Deprem,sel,yangın gibi felaketlerde ölmekten çok korkarım. Evi nispeten güvenli bir yere taşıdım. Karşı tarafa geçicem mesela, yağmur varsa, bir anda sel olabilir diye geçmem, ertelerim.

Bunun haricinde silah ve bıçakla yaralanmaktan da aşırı korkarım. Kavga varsa direkt uzarım. Kendim kavgaya gireceksem, haksız olsam bile özürler dileyerek karşı tarafı yatıştırırım.

Trafik kazasında ölmekten de çok korkarım. Gidiş-geliş yollarda sürekli tetikteyimdir. Ayrıca bazı otobanlarda aşırı tedirgin olurum. Her zaman düşüğe yakın hızda giderim. Ama freni patlayan kamyon, hız yapan bir spor araç vs denk gelmekten çok tedirgin olurum. Arabada kendim de kullansam başkası da kullansa sürekli gerginimdir.

Ciddi bir hastalığa yakalanmaktan korkarım. En ufak bir belirtide doktorlara koşarım. Teşhise güvenmezsem aynı branştan bir çok doktor gezerim. Gözle muayeneden çok biyopsi, Mr, ultrason gibi işlemlerin yapılmasını isterim, ciddi bir hastalığım varsa bir an önce belli olsun gibi. Ağrı eşiğim aşırı düşüktür, sıkıntılı bir ağrı yaşatacak hastalıklardan baya tırsarım.


Ölümle ilgili her gün en az bir kere düşünürüm. Ama şu durumlardan korkmam. Dünyaya meteor çarpması saniyeler içinde ölmek (bu en cok istediklerimden), kalp krizi geçirip direkt gitmek. Uykumda belirsiz bir sebepten ölmek. Bir anda düşüp, bilincimin kapanıp beyin kanamasından ölmek vb.


Bu durumda ben ölümden çok mu korkuyorum? Yoksa kötü durumda kalmaktan, travmadan mı korkuyorum? Normal bir psikolojide insan belki benim bu düşündüklerimi sürekli düşünmez. Önlemini alır ama hayatına bakar gibi. Ama ben de böyle olmuyor. Küçüklükten beri böyleyim. Bu nedir?
0
basubadelmevt
(21.08.21)
freebird5406_2
(21.08.21)
Acı çekmekten korkuyorsun. Seni nasıl büyüttüler bilmiyorum ama görünen o ki her şeyden çok korkutulmuşsun. Sürekli baskı uygulanmış sana ve bu baskıyı hep can korkusuyla uygulamışlar.
0
1bir1bir1
(21.08.21)
Bu durum sizin hayat kalitenizi olumsuz etkiler bir noktadan sonra. Şu an belki tek başınıza idare ediyorsunuz. Ama yarın öbür gün iş ortamında, ya da hayatınızda biri olduğunda bu durumlar, bu evhamlar soruna dönüşebilir.

Üstelik bu kadar evham yapacak durumlar da değiller. tedbirli olmak iyidir. Benzer durumları çevremdeki insanlara göre daha tedbirli olmayı ben de yaşıyorum.

Ama yine de bunun yaşam kalitenizi kötü etkileyeceğini düşünerek bir an önce bir psikiyatrla görüşmeniz iyi olur.
0
anten
(21.08.21)
Bir tahmin;

Ailen müslüman ve dindarlar, seni de dindar bir müslüman olacak şekilde yetiştirmek istediler ve en minik yaşından itibaren islamiyeti öğretmeye çalıştılar (buraya kadar hiçbir problem yok) fakat bunu hep korku diliyle ve hatta belki de sık sık canını acıtarak yaptılar (sorun burası).
0
1bir1bir1
(21.08.21)
(15)

Behzat ç. mi ezel mi izleyeyim?

aslil
Merhaba. İkisini de izlemedim. Hangisine baslayayim sizce?
Merhaba. İkisini de izlemedim. Hangisine baslayayim sizce?
0
aslil
(20.08.21)
ezel favorim. ama sonra behzat ç.'yi de izle.
0
jelly bear
(20.08.21)
ezel'i izleyebilmeyi çok istedim, olmadı.
aşırı poz ve zorlama geldi ama o kadar çok seviliyor ki, sorun bende olabilir.
behzat ç'yi seversiniz, sevmezsiniz bilemem ama o en azından izlenebiliyor, daha doğal.
0
blatta hiberna
(20.08.21)
ezel izlemedim. behzat benim için tektir.
0
mikahakkinen
(20.08.21)
ikisini de izledim ve çok sevdim ama ezel biraz daha öndedir benim için. belki de tadında bittiği için. behzet ç'yi sündürdüler de sündürdüler, suyubu çıkardılar. hele blu tv sezonunda iyice rezil ettiler. ayrıca bir olaydan ötürü erdal beşikçioğlu'na da saygımı kaybedince hepten bitti dizi benim için.

ezel ile başka bence sonra behzat'a geç bence. ilk sezonları güzel.
0
not sure if serious
(20.08.21)
İkisini de izle, Ama ezeli baştan sonra pür dikkat izlemelisin çünkü her bölümde devamlılık var. Dikkati dağılan biriysen uzun ve sıkıcı gelebilir.

Behzat Ç her bölümde farklı bir konuyu işlemesi ile çok daha zevkli bana göre, kendi ana hikayesinin yanında tabi.
0
John Bloor
(20.08.21)
Behzat Ç çok uzuyor bayıyor bir yerden sonra.

Kurtlar vadisi ilk 97 bölüm diyorum çekiliyorum. :D

Üçünü de izle
0
anten
(20.08.21)
Biri genel olarak bağımsız polisiye bölümler, diğeri baştan sona hikaye, belli bir olay örtüsünde gidiyor. Bence ezel'e başla, arada da Behzat aç, bak.
0
prole
(20.08.21)
Ezel'i izlemedim. Behzat Ç. ilk 1-2 sezondan sonra iyice Kurtlar Vadisi'ne dönüyor. Hatta hem ağlak hem Kurtlar Vadisi. Bir yerden sonra "lan benim hayatım zaten yeterince zor bir de bunu izleyemem" dedim ve bıraktım.
0
yürümeyin
(20.08.21)
Behzat c bence. Pisman etmez. Hem guldurur hem heyecanlandirir
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(20.08.21)
ikisi de kötü ve tahammül edilemez bir zaman kaybı açıkçası. ezel'e yukarıda ikinci cevapta yazılan yerinde sebepten ve daha sayfalarca yazılabilecek saçmalıklar ve sebeplerden ötürü tahammül edebilmek pek mümkün değil. o diziye 10 bölümden fazla tahammül edebilmek mucizevi geliyor bana. birçok türk dizisi saçmalığı mevcut çünkü.

ikinci sezonun fecaatliğine değinmek bile istemiyorum. niyeyse sonradan izleyip bu diziyi sevenler arasında ikinci sezona dair pek bir eleştiri göremiyorum ancak yayınlandığı zamanlar ilk sezonu çok sevenler tarafından bile yerden yere vurulmuştu ikinci sezonu. zaten o yüzden devamı gelmedi, baydı, millet izlemeyi bıraktı, reytingler dibe düştü, gayet haklı olarak.

behzat ç kasıntı olmamaya ve biraz daha doğal olmaya çalışmasıyla ezel'den biraz daha önde benim için ancak onun da çoğu bölümü flash tv dizileri ya da gerçek kesit tadında sıfır bütçeyle çekilmiş izlenimi uyandıran özelliklere sahip. figüranlar falan çok kötüdür behzat ç'de mesela, baya bir dikkat dağıtıp diziden koparacak kadar hem de, yemin ediyorum arka sokaklarda bu kadar kötü figüranlar oynamamıştır. bazı bölümlerden kalitesizlik damlar, sanki el kamerasıyla çekilmiş, ses desen ses değil görüntü desen görüntü değil vs. bir de polisiye ve çoğunlukla her bölüm farklı konu konsepti dolayısıyla ve filler bölümlerin bolluğu sebebiyle sıkma ihtimali yüksek. buna da 1,5 sezondan fazla tahammül edememiştim diye hatırlıyorum.

"Kurtlar vadisi ilk 97 bölüm diyorum çekiliyorum" diyen arkadaşa katılmadan edemiyorum o yüzden.
0
kim bilir
(20.08.21)
Behzat ç'de her bölüm başka hikaye denmiş. Bu yoruma dayanarak rastgele bölüm izlemeyin kendi hikayesi var.
0
owaki
(20.08.21)
Ezel'de Kenan İmirzalıoğlu yerine oyunculuk yapma yeteneği biri olsa belki iyi bir dizi olabilirmiş ama bu haliyle 10 bölümden fazla dayanılmaz. Çok itici bir dizi, bi iki şans verdim ama ı ıh saramadı.

Behzat'a babam izlerken bakıyodum arada ama o da çok ağlak geliyor ya izlenir mi bilemedim.
0
nundu
(20.08.21)
behzat ç.
0
trajikomix
(20.08.21)
Türkiye’de Behzat ç. Ve şahsiyet seçenekleri varsa diğerleri ikinci plana düşer.
0
iddaaci
(20.08.21)
Ezel izle. Daha güzel ve heyecanlı. Behzat ç arka sokaklar modunda bi dizi aslında.
Şahsiyet rocks
0
zimbirik
(20.08.21)
(7)

Japonya olimpiyatlardan kar elde etti mi?

dogu karelyadaki dere agzi
SB.
SB.
0
dogu karelyadaki dere agzi
(20.08.21)
japonya'nın bu işten bir geliri yok ki kar etsin? olay tamamen reklam.
0
co2s2
(20.08.21)
gelir elde etme diye bir şey yok bu tür organizasyonlarda. amaç tanıtım sadece. aksine komple zarar.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(20.08.21)
Seyirciler olsaydi bir miktar gelir elde edebirdi ama malum sadece prestij icin yapiliyor bu organizasyonlar. Amac kar elde etmek degil. Hatta yunanistan atina 2004 icin oldukca kriz yasadi
0
exlibris
(20.08.21)
Bu tür organizasyonlarda kar elde edilmiyor bildiğim kadarıyla hatta bazı yerlerde bu tesisler atıl kalıp bakımları da yapılmazsa tamamen israfa dönüşüyor. Yine de Japonlar atıl durumda bırakmazlar diye tahmin ediyorum. Bu tür organizasyonlar için (Dünya Kupası, Avrupa şampiyonası vs) varsa yeni tesisler yapmak yerine mevcut tesislerin durumlarında iyileştirme yapılması daha uygun ve tahminimce daha az masraflı olur.
0
bartholomew87
(20.08.21)
Aslında dünya kupası, olimpiyat gibi organizasyonların şehirlere ciddi maddi zarar verdiği, hatta çevreye de zarar verdiği üzerine çok eleştiri var.
0
anten
(20.08.21)
kar etme imkanı yok zaten. gelirin yüzde 75i iocye gidiyor. tv gelirleri vs.
0
mikahakkinen
(20.08.21)
Yunanistan olimpiyatla birlikte batti. Tamamen zarar.
0
divit
(20.08.21)
(3)

Denize düşen telefondaki fotoğraflar

ismim ibrahim
Samsung marka telefonu denize düşürdüm. Yerine idareten başka marka aldım. Samsungdaki fotoğraflara cloud drive vs gibi bir yerden erişmem mümkün müdür acaba ?
Samsung marka telefonu denize düşürdüm. Yerine idareten başka marka aldım. Samsungdaki fotoğraflara cloud drive vs gibi bir yerden erişmem mümkün müdür acaba ?
0
ismim ibrahim
(20.08.21)
google fotoğraflar varsa erişebilirsiniz diye düşünüyorum.
www.google.com
telefonda kullandığınız gmail varsa şuradan giriş yapıp bir deneyin.
0
elorelia
(20.08.21)
aynı gmail hesabıyla yeni telefonda hesap açtığınızda eski dosyalarınız yüklenecektir. Tabii fotoğrafları otomatik olarak google drive'a yüklemeyi aktif ettiyseniz.
0
anten
(20.08.21)
Google drive yedeklememiş maalesef. Samsung Cloudda var yedek. Onun için de sanırım Samsung telefon almak gerekecek. Teşekkürler
0
🌸ismim ibrahim
(20.08.21)
(2)

Nota ilerleten bilgisayar programı veya uygulama?

muhayyer divan
Merhaba,Bir müzisyenin sahnede veya bilgisayar başında enstrüman çalarken çalmayı sık sık kesip notanın devamına bakmak için ekranla uğraşmaması adına, nota programlarının seslendirmesi esnasındaki gibi notayı ilerletecek ama hem ses çıkarmayacak hem de satır satır değil de birkaç satır birden göste
Merhaba,

Bir müzisyenin sahnede veya bilgisayar başında enstrüman çalarken çalmayı sık sık kesip notanın devamına bakmak için ekranla uğraşmaması adına, nota programlarının seslendirmesi esnasındaki gibi notayı ilerletecek ama hem ses çıkarmayacak hem de satır satır değil de birkaç satır birden gösterecek bir program ve/veya uygulama

Var mı? Varsa nedir ne değildir? Anlatabildim mi acaba?
0
muhayyer divan
(20.08.21)
Guitar pro o isi gorur saniyorum
0
gibicibicis
(20.08.21)
musescore. Web uygulaması da var bilgisayar da, telefon da... Yüzbinlerce şarkılık bir nota arşivi de var.

Steinberg dorico da iyidir.
0
anten
(20.08.21)
(25)

Yaris mi Polo mu?

anneboleyn
Ben arabadan anlamadığım için tipine bakınca Yaris'i çok beğeniyorum, Polo'yu beğenmiyorum eski model gibi geliyor ama çok öneriliyor. İstanbul'da şehiriçi kullanımda sizce hangisi daha çok memnun eder? 2021 modeller için soruyorum, ikisi de otomatik vites olacak şekilde.
Ben arabadan anlamadığım için tipine bakınca Yaris'i çok beğeniyorum, Polo'yu beğenmiyorum eski model gibi geliyor ama çok öneriliyor. İstanbul'da şehiriçi kullanımda sizce hangisi daha çok memnun eder? 2021 modeller için soruyorum, ikisi de otomatik vites olacak şekilde.
0
anneboleyn
(19.08.21)
polo bi tık daha konforlu ama bence gerek yok
0
jelly bear
(19.08.21)
Almam arabası daha konforlu olur, japon arabası daha dayanıklı olur. Alman parçalar pahalı, japon parçalar ucuz olur. Ama her ikisi de sıfır olacağı için çok da irdeleme birbirine çok benzeyen iki rahat araba.
0
burty
(19.08.21)
2021 model yaris beğenip polo beğenmemek değişikmiş ama zevkler tabi. ikisi de küçük arabalar okey ama yaris oyuncak gibi geliyor tasarımı bir tık, polo daha oturaklı sanki.

fiyat olarak hangisi avantajlıysa ona yönelin sadece tipine bakarak alacaksanız.
0
ayin yazari
(19.08.21)
Bence de yaris in tipi daha sirin ama arabada almanlarin farki hissediliyor. Daha yuksek fiyatina ragmen ben poloyu tercih ederdim.
0
balpolen
(19.08.21)
tok ses takıntın yoksa yaris bence
0
passion rules the game
(19.08.21)
Yeni polonun bir kere bagaji daha büyük (hatta klasinda lider bile olabilir) ve arka koltuklari da fena değil oturma pozisyonu olarak.
Ama yaris toyota. Kalite olarak her türlü alman arabasindan daha iyi. Hele bir de hybrid olsa tadindan yenmez. Yeni olan bana göre oldukça güzel dizayn edilmiş.

Açıkçası bagaj falan cok lazım değilse yaris güzel.
0
logisticsmanager
(19.08.21)
otomatik vites dediniz ve Toyota kazandı.

güncel durumu bilmiyorum ama son yıllarda vw otomatik viteslerde (DSG) çok sıkıntı yaşattı insanlara.
0
fever
(19.08.21)
Avrupa'da Yılın Otomobili Toyota Yaris oldu: www.ntv.com.tr

tok kapı sesi takıntınız yok ise, toyota dertsiz sıkıntısız bir araçtır. Özellikle arabadan anlamam diyorsanız bence cevabınız Yaris olmalı.
0
yeninesiltupcu
(19.08.21)
Bir Toyota modeli için bunu söyleyeceğimi hiç düşünmezdim ama yeni Yaris cidden çok güzel olmuş.

Ben de önümüzdeki sene hybrid'ini almayı düşünüyorum.

Polo'nun ön tasarımı üretim aşamasında hesap hatası yapmışlar gibi geliyor. Sanki yanlışlıkla kaput birkaç santim daha aşağı iniyor gibi.

Bir de, ülkeye göre değişir ama Yaris'te standart olarak gelen şeyler için Polo'da ekstra ücret ödemek gerekiyor.
0
yürümeyin
(19.08.21)
polo daha konforlu kesinlikle ama toyota donanım olarak vw grubunu aynı fiyat çerçevesinde geride bırakır.

birde benzinli otomatikte dsg ye göre toyota daha sorunsuz olabilir. dsg de sonuçta düzgün kullanırsanız sıkıntı olmaz. çevremde sorunsuz 3 dsg li araç var.

iç hacim olarak polo sınıfının en ufaklarından. gerek bagajı gerek diz mesafesi fln.

en önemlisi 2. elde polo açık ara ağır basar.

bi öneri polo yerine daha donaımlı ve daha ucuz vw yapımı fabia veya ibizada düşünebilirsiniz.

edit: polo, fabia, golf, octavia kullandım, hala octavia ve fabia var. yaris ve auris test sürüşü yaptım.
0
morcivert
(19.08.21)
Polo yu bilmiyorum ama yaris cok geniş bir araç. Ben toyotayi tercih ederdim
0
exlibris
(19.08.21)
Bu arada otomatik yeni gördüm o zaman bir +1 daha toyota.
Yalniz polo 351 litre bagaja sahip toyota 286lt.
Sinifin lideri 355 ile ibiza sonra toyota. Yaris baya baya düşük bagaj konusunda.
Gene cm olarak bakarsak polo yaristen uzun ve geniş.
Ama yaris bu kasada her türlü polodan güzel gözüküyor.
0
logisticsmanager
(19.08.21)
2 tane sıfır araç. sorun vs olmaz. toyota daha uzun seneler sorun yapmaz.

herkes konfor demiş ama toyota'nın son araçları yani 2021 modellerinde konfor konusuna bi el atmışlar. daha iyi. ben polodan nefret ediyorum. yaris alırdım heralde.

bir de polo 95 beygir, yaris 125 beygir
0
avatar is back
(20.08.21)
yaris çok küçük geliyor bana, bagajı neredeyse %25 daha ufak. içi de poloya göre daha demode görünüyor. genel olarak polo daha kaliteli geliyor malzeme olarak da. ikinci el olarak da polo satması alması çok daha kolay bir araç. o yüzden ben her halükarda polo alırdım bu karşılaştırmada. beygir olarak da yaris daha iyi gibi görünüyor ama cvt şanzıman zaten daha yüksek beygir gücünü yediği için performansa yansımıyor bu bg'nin yüksek olması, civic'de de mesela 182 beygirlik bir civic cvt yüzünden 150 beygirlik leon ile birebir benzer performans verebiliyor ancak.

yaris herkesin çok tatlı dediği ama kimsenin almak istemediği bir araç benim çevremde. incelemelere bakılırsa da en çok içine ses almasından şikayet edilmiş www.whatcar.com
0
roket adam
(20.08.21)
yaris yılın otomobili seçildi bu segmentte. Bence net.
Bu arada yeni kasası epey havalı duruyor.
Performansı da iyi duruyor izlediğmi videolarda.

Bu arada boyutuna takılmayın, yarislerin iç hacmi oldukça ferah. Arkada şaft tüneli vb olmadığı için cayır cayır.

Boyut olarak polo daha uzun olabilir ama toyota mühendisleri öyle ince çalışmışlarki aracın içi oldukça geniş hissettiriyor.

Bagaj b sınıfında hep sorun. Ama zaten ne taşıyorsun ki?
0
anten
(20.08.21)
Yaris veya dolu paket Corsa da düşünebilirsiniz.

Yaris vs Polo da , Yaris rulez
0
kleider
(20.08.21)
tamamen subjektif bir yorum. polo. sebebi daha sağlam. benim için en önemli kıstas.
0
mikahakkinen
(20.08.21)
Yaris iyidir, ben de senin gibi Polo sevmiyorum alacak olsam Yaris alırdım.

Eşimin kardeşinde var eski kasa Yaris var, hiç öyle dışarıdan gözüktüğü gibi değil. Arkada otururken bile diz mesafesi, baş-tavan aralığı tatmin edici düzeyde (184 boyum). Kullanırken de keyifli. Şehir içi dönüşler falan çok güzel, manevra kabiliyeti yüksek. Hybrit alırsan yakıt tüketimi de bayağı düşüyor şehir içi, cüzdan olarak da epey rahat edersin.
0
chicha_v2
(20.08.21)
Kesinlikle yaris.
0
piotr
(20.08.21)
yaris +1
0
duster
(20.08.21)
yaris daha güncel bir model. polo makyajlanacak.
0
nuisance
(20.08.21)
çok teşekkür ederim cevaplar için. ekstra soru ekleyeyim, citroen c3 mü yaris mi :)
0
🌸anneboleyn
(20.08.21)
Fransız arabaları ile Toyota çok farklı alanlarda, Fransız arabalarında özellik çoktur ama çok arıza yapar, en azından riski çoktur. Öte yandan Toyota'da böyle bir durum olasılığı çok daha düşüktür, üzmez.
0
yeninesiltupcu
(20.08.21)
Yine Yaris ahahah.

Hafta ortası Fiat, Opel, Citroen gezdik ben de ailenin testçisi olarak ilk arka koltuğa oturdum ve Citroen C4'te bile kafam tavanı sıyırıyordu, C3'e hiç bakmadık o yüzden.
0
chicha_v2
(20.08.21)
Ben de yine Yaris diyorum. Tercih edeceğim tek Citroen C1 olurdu muhtemelen. C1'i de Toyota ve PSA beraber üretti :)
0
yürümeyin
(20.08.21)
(22)

bu durumda yurtdışında yaşar mıydınız?

buenosdias
istanbul'da yaşıyorum. 9000 tl maaşla istediğimi yapabiliyorum. kalan 3'de 1'ini de kenara birikim olarak atabiliyorum. portekiz'e gitme durumum var. maaş 1000 euro olacak. yine istediğimi yapabilirim. 500 euro kiraya gidecek. fakat birikim yapamayacağım. siz olsaydanız gider miydiniz?
istanbul'da yaşıyorum.

9000 tl maaşla istediğimi yapabiliyorum. kalan 3'de 1'ini de kenara birikim olarak atabiliyorum.
portekiz'e gitme durumum var. maaş 1000 euro olacak. yine istediğimi yapabilirim. 500 euro kiraya gidecek. fakat birikim yapamayacağım.

siz olsaydanız gider miydiniz?
0
buenosdias
(18.08.21)
Vatandaşlık için şans olacaksa gidebilirdim. Orada birikim yapmayı sağlayacak başka bir iş de bulunabilir belki ileride. Düzen varsa çok da gerek yok ama sırf gezip görmek için de gidilebilir bir süre.
0
dissendium
(18.08.21)
"maaş 1000 euro olacak. yine istediğimi yapabilirim. 500 euro kiraya gidecek" demişsiniz. Gerçekten yapabilecek misiniz istediklerinizi? Çok düşük değil mi Portekiz'de yaşamak için o maaş?
0
pispinti
(18.08.21)
beyaz yakali oldugunuzu varsayiyorum, 1000 eur avrupa icin baya baya baya dusuk bir maas. dogu avrupa ulkelerinde bile daha fazla aliyorlar.
0
do you remember me
(18.08.21)
Bir süre tecrübe kazandıktan sonra daha iyi gelirli bir iş için yatırım + yurtdışı deneyimi, eu çalışma izni fırsatı olacağı için ben ben kabul ederdim.

Hatta şuan bunun için kasıyorum fakat henüz yakalayamadım.
0
kismisolungac
(18.08.21)
TR'de 9000 alan Portekiz'de daha cok aliyor olmali. 1000 cok dusuk.
0
cleric
(18.08.21)
Portekiz'de maaşlar düşük ama 1000 euro net Portekiz standartlarına göre bile düşük.

Yurtdışındaki ilk iş için gelir-kira oranının 3'te 1'den düşük olmaması iyidir.

Yine de gittikten 1 yıl sonra maaşınızı %20-50 arttırabileceğiniz bir mesleğiniz varsa ve kenarda 3-4 bin euronuz varsa gidilebilir bence.

Okul için gidip part time çalışarak bu parayı kazanacaksanız yine gidilir.
0
yürümeyin
(18.08.21)
Eğer 500 euro tek başına daire kiralayıp ödeyeceğim kiraysa, ev arkadaşı vs gibi alternatiflerle kira ödememi düşürebiliyorsam deneyim için bile girerdim ben.

İleride gelirimi arttıramiyorsam dahi 2 - 3 sene hem hayat deneyimi hem de sırf yurtdisinda çalışmış olmaktan kaynaklı tr dönüşü açılacak yeni kapılar olur. Yurtdisinda okuyanı geçtim Erasmusla 6 ay gideni bile baya seviyor bizim işverenler, yurtdisi is deneyimi çok kapı açar diye düşünüyorum.
0
materyalist imam
(18.08.21)
1000 euro biraz düşük değil mi? ayda 500 euro ile her istediğinizi yapmak mümkün olmayabilir. en basitinden cep telefonu faturanızı, eve internet faturanızı düşündünüz mü?
0
co2s2
(18.08.21)
vatandaşlık ve veya "kalıcı" oturumu alma süreme bağlı evet.
0
jimjim
(18.08.21)
teşekkürler arkadaşlar. maaş türkiye'ye göre az görünebilir ama değil.
-portekizde asgari ücret 776 euro. çoğu insan bu paraları alıyor.
-intermediate portekizcem var.
-minimalist biriyim. lükse düşkün değilim. 500 euro bana yeter.
0
🌸buenosdias
(18.08.21)
asgari ücretten yüksekse -ki yazdığınıza göre yüksek- ben yaşardım hocam. giderdim yani. gerekirse bir öğrenci gibi yurtta falan yaşardım daha ekonomik olması açısından. önemli olan ilk aşamada kalıcı olarak gidebilmek. gittikten sonra hayatınız boyunca 1000 euro almayacaksınız zaten. orayı daha iyi öğrenecek daha iyi iş fırsatları bulacaksınız. oradaki şirketler de size karşı olumlu bir ön yargıya sahip olacaklar orada zaten bulunduğunuz için.
0
ilgeru
(18.08.21)
Siz İstanbul’da 9,000 den birikim yapabiliyorsanız, Portekiz’de de tutumlu olursunuz, ki Avrupa’nın en uygun ülkesi. Böyle Bi şansım olsa kaçırmazdım
0
euteamo
(18.08.21)
Avrupaya bir basamak olarak yeterli düzeyde bir fırsat bence. Gidip oralara alıştıktan sonra daha rahat bir iş kovalayabilirsin.
0
zimbirik
(18.08.21)
Hocam o paraları alan çoğu insanın hiç yoktan ya aileden kalan bir göz evi ya da yarısını ödediği mortgage'ı var. Kenarda duran 3-5 kuruş parası var. Maaşın düşük ama ekonominin göreceli olarak stabil olduğu ülkelerde varlık birikimi yaptıran kazanılan paranın miktarından ziyade orada geçirilen zaman.

Siz onlardan farklı olarak hem sıfırdan ev kuracaksınız, hem geçiminizi sağlayacaksınız hem de varlık birikimi yapacaksınız.

Bunu bilerek gidecekseniz bence Portekiz Türkiye'den fersah fersah iyidir.
0
yürümeyin
(18.08.21)
Yas, beklenti, deneyim onemli bu kararda.
Ben olsam gitmezdim, gitmek istiyorsam diger Avrupa ulkelerini ya da diger firsatlari degerlendirirdim.
Maddi kaygim yoksa, ani yasiyorsam, ileriye donuk planlar yapmayi tercih etmiyorsam giderdim ama.
0
yaraticinick
(18.08.21)
avrupa ülkelerinin ekonomik açıdan iyi olmasının sebebi alım gücünün yüksek olmasıdır. yani şuna dikkat çekmek istiyorum türkiye aslında avrupa ülkelerinden daha ucuz bir ülke ama maaşlar çok daha düşük olduğundan alım gücü daha düşük. burada 300 liraya 1 haftalık market alışverişi yapıyosan orada 60 euroya falan yapıcaksın (yani 600 lira) ancak normal avrupa ülkelerinde maaşlar en azından 2000 euro civarı olacağı için daha pahalı alışveriş yapmana rağmen alım gücün yükselmiş olucak. fakat sen portekiz'de gidip türkiye'de aldığın maaşı alıcaksın neredeyse ve üstüne euro harcıycaksın bu baya düşürüyor senin alım gücünü. basamak olarak kullanabileceğin bir işse bir süre çekilebilir bu ama çok öyle bir durum yoksa pek girilicek risk değil sanki.
0
semaforo de medianoche
(18.08.21)
her türlü yurtdışı.
0
mikahakkinen
(18.08.21)
bin euro çok düşük, istanbulda kalırdım.
0
rose parks
(18.08.21)
1000 Euro portekiz gibi bir ülke için bile çok yüksek bir ücret değil. Maaşın yarısını sadece kiraya vereceksiniz. Ki portekiz'de ortalama yaşam maliyeti aylık 1500 eurolarda dolaşıyor.

Gidecekseniz maaşı zorlayın derim.

portekiz'in kişi başı yıllık ortalama geliri 23bin dolar civarında. Siz 12-13bin dolar civarında neredeyse yarısı kadar bir kazançla gitmekten bahsediyorsunuz.

Sırf avrupa diye, ekonomisi çok da şahane olmayan bir ülkede iptidai şartlarda yaşamak ister misiniz?
0
anten
(18.08.21)
istanbulda kurulu düzen iyi maaş varsa risk almam.
turistik giderim anca
0
jamswety
(18.08.21)
vatandaş olacaksam kalırdım yoksa istanbul devam
0
basond
(18.08.21)
merhaba,
es durumundan portekizli oldugum icin her yil bir kac hafta gidiyorduk, pandemi sebebiyle uzaktan calisildigi icin son 2 yilda bunu bir kac aylik surelere cikardik. Bu yuzden Portekiz'deki genel yasam standartlari hakkinda iyi kotu bilgi sahibi oldugumu dusunuyorum.

Oncelikle Portekiz'de cogu insan asgari ucretle calisip o paralari almiyor. Median income 1800€ civari.

Yasam giderlerinizde en cok payi kira alacak. Lizbon'da yasamayi planliyorsaniz 500'e kiralik ev bulmak neredeyse imkansiz, belki oda bulabilirsiniz. Kucuk yerlerde dogal olarak sansiniz artacaktir. Geriye kalan 500 ile de malesef rahat bir hayat yasamaniz cok zor.

Mesleginiz nedir yazmamissiniz ama ileride daha iyi maas ile is bulabileceginizi dusunuyorsaniz ve birikiminiz varsa bir ihtimal gozunuzu karartip gidebilirsiniz.

Portekiz'de nitelikli meslek sahibi olanlar hatta olmayanlar dahi Avrupa'da refahin daha yuksek oldugu ulkelere goc etti, etmeye de devam ediyor. Bu yasam sartlari konusunda iyi bir gosterge olabilir.
0
whisky
(19.08.21)
(11)

istanbul'da deprem bölgeleri

kaputt
selamlar, annem ve babamin kadiköy'de yasadigi ev cürük cikti ve tasinmalari gerekiyor. is yerleri kadiköy'de oldugu icin cok uzaga gidemeyecekler. kadiköy'de yeni saglam binalarin fiyatlari ucuk. cevre ilcelere bakiyorum; maltepe, kartal, pendik tarafinda daha uyguna yeni bina bulsam da bu bölgeler
selamlar, annem ve babamin kadiköy'de yasadigi ev cürük cikti ve tasinmalari gerekiyor. is yerleri kadiköy'de oldugu icin cok uzaga gidemeyecekler. kadiköy'de yeni saglam binalarin fiyatlari ucuk. cevre ilcelere bakiyorum; maltepe, kartal, pendik tarafinda daha uyguna yeni bina bulsam da bu bölgeler de adalara denize daha yakin ve hepten deprem bölgesine gitmek gibi oluyor.
biz nereye baksak mantikli sizce? her sekil bakacagimiz apt maks 10 senelik olacak. ama bölge de önemli sonucta. fikirlerinize acigim. tesekkürler
0
kaputt
(17.08.21)
deprem bölgesi diyorsunuz ama yeni evlerin deprem yönetmeliği ile birlikte , zemin de göz önünde bulundurularak daha sağlam yapıldığı kabul ediliyor, en azından çoğu insan böyle diyor.
0
co2s2
(17.08.21)
iste fay adalar'dan gecince, kartal maltepe zemini ne kadar saglam ona emin olamiyorum. yani direkt deniz kenari bakmiyorum da, maltepe kartal e5 tarafinin zemini nasildir?
0
🌸kaputt
(17.08.21)
sahilden kuzeye doğru ne kadar uzaklaşıırsanız zemin o kadar sağlamlaşıyor (genel olarak)
o yüzden anadolu'da sağlam diyebileceğimiz yerler; şile, beykoz, çekmeköy ile üsküdar ve ümraniyenin kuzeyi. sahil komple tehlikeli.
0
candide
(17.08.21)
candide+1

anadolu yakası beykoz,anadolu kavağı, çekmeköy
avrupa yakası sarıyer sırtları, arnavutköy

elbette buralarda yeni binalar olmalı.
0
rewlack
(17.08.21)
ataşehir'e bakın.
0
anten
(17.08.21)
Merkezden çok uzaklaşmamak isteniyorsa, maltepe, bostancı, kozyatağı, sahrayıcedid, acıbadem bölgelerinde e5’e yakın ama e5 altı olan yerlere bakılabilir. Acıbadem de e5 üzeri de güzel ama yine pahalı.
0
jazzabel
(17.08.21)
doğu ataşehirde evler eski de olsa zemin sağlam diye biliyorum. yeni yapılarda var ayrıca orada yine.
0
bigcaptain
(17.08.21)
direk uzaklikla bag kurmak yanlis olabiliyor. mesela 99 depreminde gitti taa avcilar yikildi.

yonetmeliklere uygun yapilan bina bulundugu bolgeye, deprem riskine ve zemin sartlarina gore yapilir. oyle yapiliyorsa zaten adalarda bile olsa problem olmaz. o yuzden fay hattindan uzaklasmaya calismanin cok anlami yok. deprem icin cok ufak mesafeler bahsedilen mesafeler.
0
robokot
(17.08.21)
istanbul büyükşehir belediyesi'nin çıkardığı bilmemkaç sayfalık bir deprem raporu var. bölge bölge her yerin zemin sağlamlığı paylaşılmış. bu rapor iyi bir başlangıç olabilir.

ben mevcut evime taşınırken bu işlerden anlayan bir iki kişiye sormuştum. inşaatı yapan firmanın düzgün ve sağlam inşaatlar yaptığını, gönül rahatlığıyla oturabileceğimi söylemişti. hatta özel olarak da bu site özelinde, zeminin kaya olduğunu iletmişti. bizim mahalle ibb'nin raporunda bulunduğumuz ilçenin en sağlam bölgesi olmasına rağmen, diğer ilçelere göre daha kötü durumda. bizim site ise mahallenin kayalık bölgesine yapılmış , daha sağlam.

yani raporda ilçe ilçe, mahalle mahalle bakın ama firmaları ve inşaatları da ayrıca sorgulayın.
0
co2s2
(17.08.21)
bakkalköy civarı yeni evler oluyor, biz de arada kaldık… 2005 sonrası binalar yönetmeliğe uygun, yani yerden bağımsız olarak 2005 sonrasına bakabilirsiniz fakat sahrayıcedid’de 30 yıllık bina = bakkalköy’de havuzlu site maalesef
0
stratejisizsiniz
(18.08.21)
@robokot avcılar sahilde zaten? :D
0
candide
(18.08.21)
(7)

Aracı Sürtmedim ama Çizilmiş. Nasıl?

jangbogo
Merhaba duyurucular. Arabayı sürtmedim bir yere eminim. max 1 cm uzunluğunda 4-5 tane alt alta çizik var. Başkası bana sürtmüş gibi de gözükmüyor. Bu nasıl olabilir? Taş vs. mi sıçrıyor? Hiç taşlık bir yola da girmedim ama asfaltta da sıçrıyor olabilir tabi. Senaryolarınızı bekliyorum.
Merhaba duyurucular.

Arabayı sürtmedim bir yere eminim. max 1 cm uzunluğunda 4-5 tane alt alta çizik var. Başkası bana sürtmüş gibi de gözükmüyor. Bu nasıl olabilir? Taş vs. mi sıçrıyor? Hiç taşlık bir yola da girmedim ama asfaltta da sıçrıyor olabilir tabi. Senaryolarınızı bekliyorum.
0
jangbogo
(16.08.21)
foto olsa daha rahat anlaşılır. ağaç dalına falan sürtmüş olunabilir.
0
mikahakkinen
(16.08.21)
Bizim arabada benzer bişey oldu. Otoparkta küçük çocuklar bisiklet sürtmüş kameradan gördük. Bisikletleri çok küçük olduğu için baya bi alt kısımlar çizikti. Böyle bir şey olabilir mi?
0
suicides underground
(16.08.21)
Bisiklet olabilir, kartoncuların el arabası olabilir, çocuklar çizmiş olabilir, çok hafifçe başka bir araç sürtmüş olabilir.
0
John Bloor
(16.08.21)
araç sürtmüş olabilir, dar bir yerden geçerken ağaç ya da çalı dalları olabilir.
Bisiklet sürtmüştür. Kağıt toplayanlar sürtmüştür. Olur öyle yani. Ufak rotuşla düzelir.
0
anten
(16.08.21)
alt komşunun çocuğu, resim yapmış (!) bizim arabaya. eğer aracınız müstakil kapalı garajda değilse başına her şey gelmiş olabilir.
0
halanne
(16.08.21)
araç dışarıda durunca mutlaka çiziliyor malesef korumak imkansız
0
lcha
(16.08.21)
çizilmesinin doğal olduğunu biliyorum. zaten endişelenmedim de. sadece bir merak aldı beni :) araba yol üzerinde değil yani kuytu bir yerde. çocuklar bisiklet ile giremez mesela. ağaç dalı çizmesi mantıklı geldi, sanki bir ara girdim böyle bir ağaçlı yere.
0
🌸jangbogo
(16.08.21)
(10)

Yazılımcıya 6-7 bin TL maaş

Muzcu
Az değil mi? Tecrübesiz biri için bu teklif ama yine de az bence.
Az değil mi? Tecrübesiz biri için bu teklif ama yine de az bence.
0
Muzcu
(11.08.21)
ortalama. daha az veren de var.
0
jelly bear
(11.08.21)
çalışanların yarısının asgari ücret aldığı ülkede normal.
0
rose parks
(11.08.21)
dediğin gibi tecrübesiz ise az değil. bir de işveren açısındna bak. uzun süre 3-6 ay bu çalışan ciddi bir iş yapamayacak sadece masraf. üstüne bu tip tecrübesizlerin 1 sene sonra ben bu işten sıkıldım ya da başka iş buldum diyerek ayrılma olasılığı çok daha yüksek.
0
orpheus
(11.08.21)
Tecrübesiz biri için az değil. Hatta bundan az veren çok fazla yer vardır. Türkiye'de maaşlar alım gücü üzerinden hesaplanmıyor maalesef. A

yrıca @Rose Parks'ın dediği gibi ülkenin yarısı asgari ücret ile 3000 arası kazanıyor. O yüzden 3500-4500 arası çalışan yazılımcı da artık çok fazla. Sektörde yığılma oldu çünkü.
0
nawar
(11.08.21)
okul haricinde mesleği hakkında kendini geliştirmeyen biri için fazla,
öbür türlüsü için az bile olabilir.
0
nahtoderfahrung
(11.08.21)
Ne iş yaptığına, ne bildiğine bağlı.

Tecrübesiz tamam ama aynı zamanda hiçbir şey bilmiyorsa ben işe bile alma taraftarı olmam, o açıdan fazla bile, fazla riski çünkü. Tecrübesiz ama kendini geliştirmişse az.

Ankara piyasa "ortalaması" yeni başlayan için bahsettiğin civarda bu arada.
0
plutongezegendegilmi
(11.08.21)
Sorunuz çok yetersiz. Eger Junior bir yazılımcı için bahsediyorsanız bu maaş normal.

Senior için çok az
0
limonlu eksi
(11.08.21)
Hİç bir şey bilmeyen biri için iyi bile denebilir. Tecrübesiz ama teorik bile olsa iş yapacak kadar bir şeyler biliyorsan o zaman normal.
0
roket adam
(11.08.21)
Maalesef sektör yavaş yavaş yazılıcı arzına doymaya başlıyor. Haliyle fiyatlar düşmeye başlıyor. Eğer çok net bir alanda tecrübeniz yoksa (gsm vs), genel geçer işlere yoğunlaşıyorsanız bu fiyatlar normal olmaya başlayacak.
0
anten
(11.08.21)
Maaşlar düşmüyor, aksine şu an artıyor bayağı; büyüme dönemindeyiz sektör olarak.

Temel programlama becerisi olan herhangi biri için o miktarlar çok az kesinlikle. Yetenekli yeteneksiz üniversiteden mezun olan herkesi varsayılan olarak asgari ücretin biraz üstüne alıyorlar o doğru; ama 2019 mezunuyum (2018+1), arkadaş grubumdaki maaşlar cidden bu rakamların çok üstünde.

Zaten savunma sanayii doğrudan çoğu üniversite mezunlarını topluyor, onların güncel maaşı aylık ortalama 9-10 bine geliyor ikramiye vs. katınca. Buna rağmen insanlar sürü halinde aselsan'ı havelsan'ı falan terk ediyor beğenmedikleri için.
0
aguen
(11.08.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.