Giysi koy giyinirken üstüne otur falan

ondan zıplayarak yatağa atıyorsun kendini

zenginlik belirteci o. bi sike yaradığı yok. o olmasa yere atıcağın şeyi onun üstüne atıyon...

tears of devil+1
kapitalizmin sembolu o koltuk

uzun boylula riçin değil mi oğlum o? yataktan ayakları taşmasın diye.

www.youtube.com

bizde var, zenginlikle ilgisi var mi bilmiyorum 100-200 lira bir sey olsa gerek.

pijamalarimi koyuyorum uzerine, sabah corap giyerken ustune oturuyorum, yatagi toplarken ustune yorgan vs koyuluyor. pratik kullanimi bu sekilde.

Oturup ayakkabı çorap falan giymek için diye biliyorum.

Gelinlik ve damatlıkla oturup fotoğraf çektirmek için değil mi o?

başıma bir şey gelmeyecekse sevişirken yorulursan ona oturup dinleniyosun :)

ekmeği keseceksin. kola vs. içiyorsan unut. maden suyu tercihin olablir. ana öğün olarak karnını doyurmak için 4 saat öncesinden bir şey yeme. tabii senin vucuduna göre ayrı bir işleyiş olablir.

2 ayda yaklaşık 10kilo civarı verdim 85ten 75’e düştüm. boy:182 Deneyimleri aktarayım.
Spor : sürekli oturduğunuz bir hayatınız varsa spor bünyenin hızlanmasına yardımcı oluyor ilk bir ay düzenli gittiğimde bünyede bir değişiklik hissetmedim lakin 1,5 ayın sonunda ve 2.ayda hem kilo verdim hem de verilen kilo/zaman oranı arttı. Yani bünyeyi hızlandırmak şart. Ben crossfit yaptım haftada 4-5gün 1saat

Yemek : asayı yere vurup ‘you shall not pass’ demeniz lazım. Birden herşeyi kesmek acı veriyor öyle yapmayın. Şahsen ben gün içerisinde tek öğün ama ne istersem yedim. İşte okul civarı dilim pizza, kebap, biftek türü yiyecekler. Tatlıya tabi sınırlama getirdim. Aralarda ölüyor gibi olduğumda çavdar veya kepek+fıstık ezmesi+bal+reçelli sandwich yedim. Ton balığı+mısır yedim. Meyve iyi alternatif. Fındık fıstık keyfinize göre. Salata ok.

İçecek : alkolde biradan şaraba terfi etmeniz gerekli. Meyve sularını da bırakıp maden suyuna yöneldim. Yine kola zero vs iyi ama zararlı diyolar ben yine içiyorum. bol kahve tüketiyorum.

Düşük kilolarda daha sıkı yüksek kilolarda daha rahat olabilir sanırım bu schedule. Siz yine kendinize göre ayarlarsınız. Deneyimler böyle. fitbutsad out!

Spor değil de göt yayarak kilo verilmez. Veriliyorsa sağlıksız bir durum vardır.

Ben veganım, hominigırtlak tepeleme yemek yerim yine de kilo almam. Kilo almak istediğimde alır, vermek istediğimde de veririm. Çünkü her gün yürürüm, bisiklet sürerim, sağlıklı beslenirim. Kati suretle de aç kalmam kilo vermek için.

Öğünümde ekmeği, patatesi, pirinci, makarnayı azaltır sosu arttırırım kilo vermek istiyorsam. Yediğimi dahi değiştirmem.

kilon çok fazla değil aslında yağ kas oranında sıkıntı var sanırım. spor yaparak çözebilirsin.

9 kiloyu çok zorlanmadan 2.5 ayda verebilirsin.

+ Tematik olmayan dengeli bir diyet
+ bol su
+ akşam yemeği yerine bir bardak çorba
+ gün içinde metbolizma hızlandırıcı kahve ve ananas gibi şeyler

öğlene kadar sadece kahveyle beslenip öğle yemeğini de saat 2-3 gibi yiyip, akşam sadece kefir içerek 10 günde 5 kilo falan vermiştim ama tabii müthiş sağlıksızdı ve ciddi tansiyon düşüklüğü ve sinir yapıyordu bende...
şuan spor yaparak ve kahveyi minimuma indirip yemeklerimi düzgün yiyerek buna devam ediyorum. spor yapmaya vaktiniz mi yok bilemedim ama düzenli 1-1,5 saat tempolu yürüyerek ve en azından beyazları bir süre hayatınızdan çıkararak çok rahat 1-2 ayda istediğiniz kiloya inebilirsiniz.

Beslenme tarzını değiştirmen gerek. Ben eskiden genellikle dışarıdan yerdim. şimdi mümkün olduğunca ev yemekleri yiyorum. dışarıda da yediğimde ev yemeğine yakın şeyler yemeye çalışıyorum.
eskiden büfeden falan yediğimde ulan 4 lira farka patates ve kola da veriyorlar diyordum artık demiyorum, kola yerine de ayran söylüyorum.
ekmeği pazar kahvaltıları haricinde kestim. ekmek yiyesim varsa da yemeğin yanında makarna falan varsa onu yiyorum.

spor yapmadan ve aç hissetmeden yaz ortasından bu yana yaklaşık 10 kilo verdim. Açıkcası kendimi diyette falan hissetmiyorum. sadece mümkün olduğunca doğal beslenmeye çalışıyorum.

herkes yüzün zayıfladı, vücudun şekle girdi falan demeye başladı, sarkma falan da olmadı. bir 10 kilo daha verme hedefim var hiç kasmıyorum bu düzene devam ediyorum.

çünkü zamanında diyetisyen gözetiminde kilo vermiş birisi olarak söylüyorum bir listeye bağlı olarak yaşayınca illa kontrolü kaybediyorsun. sen kendini kontrol edip beslenme tarzını değiştirmelisin diyet diye bir şeye uymamalısın.

dahiliye doktoruna gitmelisin. o sana birçok kontrol yapacaktır. tiroid, insülin direnci gibi durumlar olağan şüpheliler arasında, ama hekim görmeden, tahliller yapılmadan konuşmak doğru değil.

aniden olmaya başlıyorsa muhtemelen bir sebebi vardır, sebebini bulmalısın.

aynı sıkıntılar bende de var masa başı bir işte ve florasan altında çalışıyorsan bu normal bişe.

ben de benzer şeyler olduğunda genelde psikolojik nedenlerden oluyor. herhangi bir sıkıntı olmasa bile hayatım monoton olunca senin gibi oluyorum biraz. belki psikolojiktir biraz adrenalini arttırıp daha çok sosyal aktiviteye katılmaya dene istersen.

motivasyon yoklugu... rutin... haftasonu hayvan barinagiyla baslamak gerekir.

zamaninda demokrasi getirecek, askeri vesayeti kaldiracak diye akp'yi destekleyen orrrrrrrrrrospu cocugu liberalimsi, ikinci cumhuriyetcilere sormak gerek bunu ama yarisi hapiste, yarisi yurtdisinda surgunde.

koycan götüne gidecek, sen yaşamana bak, gebersin millet amk. ben kendi huzurlu çemberimi oluşturdum sevdiğim insanlardan, çıkıp takılıyorum, içiyorum, sıçıyorum. gündemi takip etmiyorum. kim kimi koparıyor kendi payının amk

@aradaki uzaklık adlı arkadaş katılıyorum ben de. baktığım zaman bu düzeni değişterecek bir çözüm üretemiyorum. çözümü olan arkadaşların çözümleri mantıklı gelmiyor. yeterli destek ve katılım olmadığı için halk olarak çözüme gidilemiyor.

bu sefer çok düşününce olan bitenin üstüne bir de kendimi yıpratmış oluyorum. onun için pek düşünmüyorum. bunlar artık haberlerde falan bile doğru düzgün çıkmıyor. biri balkondan atlamış , kedi arabanın kaputuna sıkışmış kurtarmışlar gibi saçma haberler veriliyor artık.

onun dışında motosikletim var ve %40 mtv durumu benzine gelen zam ülkemizde motor fiyatlarına çılgın zamlar gelmesi bunlar beni yakından etkiliyor. at gibi çalış eşek gibi yaşa durumu var ülkemizde.

onun için hedef B ise hep A seviyesini çıkmak lazım çünkü türkiyede A seviyesinde B yi yaşarsın ya da C yi yaşarsın. standartlar kötü. bizler iyi yerlere gelip kaliteli yaşamalıyız ve yardıma ihtiyacı olanlara destek olucak güçte olmalıyız.

ben de üstteki arkadaşlarla aynı fikirdeyim. vasıflı, eğitimli, meslek sahibiyim. iktidar destekçisi işçi sınıfı sikilsin, götlerinde don kalmasın umrumda değil. ben bi şekilde hayatımı idame ettiririm.

Ben de yukaridaki arkadaslar gibi comfort zone olursturmustum ama bir yerlerden hepimizi etkiliyor. Ornegin tatil yapamiyoruz bir sure sonra ya da istedigimiz ayakkabiyi alamiyoruz cunku maasimiz gunden gune eriyor, ekonomi cok kotu durumda.

Disarida cikabilecegim yerler gittikce azaliyor cunku bir yandan barlar kapaniyor bir yandan onlarin zihniyeti, olusturulan her yeni bolgeye akin ediyor. Birkac bar olan yerde iki hafta sonra 5 tane nargile cafe goruyoruz, kadinlara mal mal bakan dar gomlegi yariya kadar acik yarisi kesilmis gogus killi adamlar uruyor.

Akilli gordugun ancak yukarida Baldur'un dedigi kisiler onlarin zihniyetinden farkliymis gibi gorunse de o zihniyeti destekleyen aciklamalar yapiyor. Yok kadinlar bara gidebilmeliymis ama yine de yanlarinda erkek arkadaslari olmaliymis, igrenc irkci espiriler, herkesin agzinda su ibne bu ibne iftiralari... butun bu gelismeler bir yerden sonra hepimizi etkiliyor cunku normallik degisen bir kavram. Bizim icin normal olan seyler gericilerin istedigi yone gidiyor. Alternatif bir Turkiye'de normal olan 90'li yillarda Hulya Avsar'in Ricky Martin'in poposunu ellemesi ya da Olacak O Kadar'da siyasetcilerin elestirilebilmesiydi.

Ben kaçmanın yollarını arıyorum yurt dışına öyle çember member beni kurtarmıyor iki çocuk var

hazırlığa yeni başlıyorum ve halihazırda beş sene kaybettim. normal şartlarda yurtdışına çıkabilmek için geçerli hiçbir sebebim, meziyetim vs. yok. o yüzden ben "yeni türkiye" fikrini kabullenip yarı aç yarı tok dört sene sebat edip bölümümü mümkün olan en iyi şekilde bitirmeye bakacağım. şu an bunları düşünmek için erken tabii ki ama yurtdışında hem kendisi hem eşi akademisyen olan bir abim var (öz değil ama öz olsa bu kadar ilgilenmezdi muhtemelen), sağolsun çok ilgileniyor benimle. o motive etti bayağı, "allahını seviyosan şu lisansı bitir, şunu yapsan zaten yüksek için buraya aldırırız seni ama okumuyosun ki eşşoleşşek. önün açık, artık sadece derslerine bak, günü geldiğinde her şey daha iyi olacak" dedi falan. acayip mutlu oldum. 2002'den beri yaşıyorum ve ölmedim, 2022'ye kadar da ölmem herhalde. sonra yurtdışına çıkamıyosam kafama falan sıkarım zaten daha uğraşamam.

Baban sorumsuz davraniyor o bir gercek. Isi de grafikerlikmis yani masa basi is evden bile is bulabilir. Annen bir sey demiyor mu bu duruma?

Ayrica bu ay icin yapabilecegi en yuksek zam orani 10.86 yanlis hatirlamiyorsam ev sahibinizin. Daha fazla mi zam yapmak istiyor?

Belki başka bir sıkıntısı vardır. Size söylemediği. Oturup konuşmak lazım.

oturup sakince konuşmak lazım. komandonun dediği gibi başka bir problemi olabilir. sizlere söylemekten çekiniyor olabilir. bıktım,sıkıldım lafının altında farklı problemler olabilir.

"sen niye çalışmıyorsun" şeklinde yargılama yapmadan konuşmak lazım.

@floydian çok kavgaları oldu hatta iş ayrılmaya bile geldi bir ara. annem de ben doğduktan sonra işten çıkmış bir daha da giremedi sonra yaş dedi, köreldim dedi vs.

ya ben de dedim anneme %25 zam istiyormuş yılbaşında oran olarak aslında kanunen bir miktarı var onun ama annem de kocası ve oğlu avukat onun, dava açın madem öyle değer biçtirin falan diyecek dedi. ev sahibi 85 yaşında mı ne bir kadın. hayatımda gördüğüm en paragöz insan sanırım.

eğer 10 yıldır orada oturmuyorsanız(yıldan emin değilim ama 10 diye hatırlıyorum) evden de çıkaramaz, daha fazla zam da yapamaz. paşa paşa parasını gönderir oturmaya devam edersiniz hiçbir şey olmamış gibi.

yüzde 25 zam çok fahiş bir oran. isterse bütün sülalesi avukat olsun yasalar belli.

@komando kani var bende yani sıkıntısı yok bence. üniversite mezunu falan değil babam, alaylı olarak yetişmiş mesleğin içersinde. ben 3-4 yaşına gelene kadar çok iyi paralar kazanmış ama sonra hem sektör yavaştan değişmiş, hem işler işte. ben hatırlıyorum para alamıyordu, abuk subuk insanlarla çalışıyordu vs. en son doğan egmont'ta çalışıyordu işte adam 7-8 dergi yapıp 2bin küsür maaş alıyordu. hem üni.mezunu olmadığı için büyük paralar kazanamadı, hem de üni mezunu olan tipik concon insanlar yüzünden fenalık geçirdi. anlattığı insanlara ben bile tilt olurken, bu yaşta onun da tahammül edememesi çok normal diye düşünüyorum. son senesinde artık senelerce masa başı çalışmaktan kolunu arkaya atamaz hale gelmişti, fizik tedaviye gitti senelerce, hala her sabah hareketlerini yapıyor. bunları savunmak için demiyorum ben sadece durumunu anladığımı belirtmek istiyorum ama iki çocuğu varsa bir insanın bilmiyorum yani biraz harekete geçebilir bence. ben bile alanım farklı olmasına rağmen freelance grafik işlerinden 500-600 kazandığımı biliyorum. öyle bir miktar bile rahatlatır diye düşünüyorum ama kovalamıyor kesinlikle.
annemle olan kavgalarından sonra da annem diyordu "zorla çalış mı diyeyim napayım ben" diye. anneme de kızıyorum sırf beni yuvaya veremedi diye (sebebi de "ay burada merdiven var düşer", "ay çocuğu döverler mi", "ay gazı açıp çocukları uyutuyorlarmış", "ya deprem olsa, bina sağlam değildir kesin" falan gibi şeyler...) işini bırakmak zorunda kalmış, bırakış o bırakış. etrafımda anaokulu/kreş/yuva gitmemiş olan bir tane insan yok ve hepsi gayet sağlıklı. büyük konuşmak istemiyorum tabii ki ama ikisi için de yanlış kararlar silsilesi sanırım.

siz haklısınız. eğer geçinemiyorsanız çalışmak zorunda. sizi o yaptı sonuçta, "amaan sıkıldım" gibi bir şey diyemez. elini taşın altına koyması lazım.

duyuruyu açmadan önce annem kapımın önünden geçerken "tamam işte o zaman zam yapınca üstünü ödeyecekmiş ayça" dedi adeta duyurmak istercesine. sinirlendim kalkıp kapattım kapımı, gelip işte "ben öyle dedim diye mi kapatıyosun" dedi dedim, "ondan değil de duyurmak ister gibi yapıyorsun çok saçma" sonra küçük bir tartışma oldu "tamam çalışacak olan bensem vericem zaten" dedim babam duydu mu bilmiyorum, kendi kendime asabım bozulsa da onun bozulmasını istemiyorum. sikicem yani cidden parasızlıktan bıktım...

Haklısın sonuna kadar. Özellikle parasal meselelerde bu sekilde davranan anne babalari gordukce inanılmaz şaşırıyorum. Yapacak bir sey yok. Şanssız bir insanmışsın malesef. Umarım baban aklını başına toplar.

Bilemiyorum ki acaba sakladığı bir sıkıntısı olabilir diye düşündüm. Belki annenin yanında söyleyemiyordur. Bi gün al babanı "baba gel dışarı çıkalım dışarıda bi kahve içelim de" sinirlenmeden güzel güzel "bak baba biz bir aileyiz para sıkıntısı çekiyoruz hepimiz çalışarak bu sıkıntının üstesinden gelmeliyiz. Çalışmak istememeni anlayamıyorum. bana anlatmadığın bir derdin mi var? bak ben senin kızınım ben senin yanındayım..." gibi damardan girerek bi konuş bakalım.

Valla genelde emekli olanlar ise soylenerek gidiyor. Ama kendi harcligina cikarsan yeter gerisini istemesi dogru degil.

açıkçası haklıısn. genelde babalar aman çocuğum kendşni kurtarsın diye çalışırlsr. taksiiclik yaparlar fln. baban sorumsuz bence

kimsenin işi kolay değil babanın işinin de zorlukları vardır ama çalışıp arkanızda durması lazım. böyle çok aile var ben de bu durumları yakın zamanda yaşadım. takınca olmuyor. alıp karşına konuşucaksın bir kere. kendine çeki düzen veriyorsa verir yok sa yapıcak birşey yok.

illa grafikerlik yapmak zorunda değil. sitelerde güvenlik fln gibi kolay işler yapabilir. mesela bizim sitenin güvenlikleri hep emekli amcalar oturdukları yerden para kazanıyorlar. o tarz bişi yapabilir. sen haklısın.

Genel olarak tavirlar vs bana yanlis geldi ama senin de verecegin uc kurus para yani hem de ailene. Bunun lafini yapmiyor olman lazim.

23 yaşına gelmişsiniz. Aileniz size bakmak istemiyorsa onları zorlamayın. Yavaş yavaş kendi hayatınızı kurup evden çıkmaya gayret etseniz bence sizin için iyi olur.

10-15 yaşında olsanız durum başka olurdu tabi.

Ayrıca erkekler içinde bulunduğu sıkıntıları, duygularını, düşüncelerini ifade etmekten biraz çekinebiliyor. Belki adamın başka dertleri de vardır, belki de yoktur.

Önemli olan: başkalarını zorla değiştiremezsiniz. Aranızdaki problemler büyür. Siz kendi imkanlarınızı keşfedip kendi yolunuza giderseniz içinizden geldiği gibi bir aile de kurup kendi hayatınıza bakarsınız. Hayat müşterek.

babanızın emekli maaşının yetmediğini düşünüyorsanız,kendi yolunuzu çizebilirsiniz. kendi hayatınızı yönetemiyorsanız eğer duruma razı olacaksınız.23 yaşındaymışsınız ya bence tam zamanı evden ayrılıp kendi ayaklarınızın üstünde durun.50 yaşındaki adamı orada burada kıstırıp çalış diye baskı yapmayın. gerçi eve çıksanız bile en fazla 2 ay veriyorum size sonra kardeşinizle beğenmediğiniz evin aynı odasında ranza kavgası yapacaksınız. bu arada boşuna annenizi dolduruşa getirip adamın üstüne salmayın. durumdan şikayetçiyseniz bavulunuzu toplayıp evden ayrılın.

@origse ben kimseyi doldurmuyorum ki. Kavga ettikleri zaman erasmustaydım ben, gelince haberim oldu.

Ayrıca bana çık ve kendi hayatını kur diyen arkadaşlar, 2bin lira ile tek başıma istanbul'da nereye gideyim ben? Sıfırdan ev açmak kolay mı? Depozitosu, girerken verilecek olan kirası, içine eşyası vs. derken daha yerleşmeden bir dünya masraf. Ardından da kira 1300-1500 bandında olacak geriye kalan parayla nasıl hayatta kalayım? Biraz makul şeyler söyleyin pls.

baban seni 18 yaşına kadar büyütmüş mü evet? üniversiteyi de bitirmişsin. bundan sonrası senin sorumluluğun kusura bakma. "eşek olma da çalış yardım et" demek haddim değil ama hayatın gerçekleriyle yüzleşme vaktin geliyor.

Ev arkadaşı bulmayı deneyebilirsiniz,
Yavaş yavaş evlilik adımları atmaya başlayabilirsiniz,
İş değiştirerek yükselmeyi deneyebilirsiniz,

İmkanlarınızı gözden geçirin, başkaları ne yapmış araştırın, size uyacak bir yol bulmayı deneyin.

Ya kusura bakma da güldüm laflarına,

Hem ev açmak dünyanın parası diyorsun hem de kendin para kazandığın halde 350 tl kiraya destek atarken olay çıkartıyorsun. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.

Tamam bence de bi insan o yaşta çalışmamayı bırakmamalı, en kötü bir hobi geliştirip onun üzerinden 3-5 topluma katkı sağlamalı ama adam emekliliğini almış artık, çalışmak istemezse de çalışmaz, gider daha küçük eve çıkar. Büyük ev isteyen aradaki farkı verir bu kadar basit.

baba yorgun.

Derdim çoktur hangisine yanayım.

Pek çok pişmanlıklarım da var.

Hayatımdan memnunum. Başka bi hayat kaldıramam.

Bazen çok isyan ediyorum hayata neden buyum yok neden şuyum yok diye. Eski ben olsam cebimdeki bilmem kaç bin tl tutarındaki kredi kartı çoktan patlamıştı sanırım 5 haneli borçlarım olurdu. Şimdi bir harcama yapmadan önce kaç kere düşünüyorum ve ona gerçekten ihtiyacım var mı diye kaç kere soruyorum bilmiyorum valla.

Aslında bir derdim yok ama insan kendine derdi varmış gibi sürekli bir şey yaratıyor. En büyük pişmanlığım bugüne kadar hayatı basit bir şekilde yaşamayışım. Şu anda onu yapmaya çalışıyorum olduğu kadar.

bariz bir pişmanlığım yok, sonuç olarak insan hayatı boyunca ne yaparsa yapsın çok büyük ihtimalle "keşke yapsaydım/yapmasaydım" dediği bir sürü şeye sahip olacaktır. ona takılmıyorum pek. dert dersen, ondan var. kız arkadaşımın beni terk edip etmediğini bile bilmiyorum şu an, öyle boktan bir durumdayım. çok özlüyorum ama tamamen kaybetmiş olabilirim, hem de benimle bile alakası olmayan bir sebepten. çok üzülüyorum. onun dışında maddi durum canımı sıkıyor. sonunda tek başıma, şahane bir yerde yaşayabileceğim ama eh bunun da karşılığı olacak. bir yandan okurken bir yandan iki işte birden çalışacağım. hadi bunu becerdim diyelim... yazılım öğrenmek istiyorum. gerçekten çok istiyorum ama okul başladıktan sonra ya altından kalkamazsam diye çok korkuyorum. sosyal hayat falan skimde değil, derslerimde başarılı olup yazılımda ilerlerken para da kazanabilirsem keyfim yerine gelir ama üç kuruşluk iq'yla nasıl yapacağım bilmiyorum. onun dışında kısa vadede pek bi' şey yok gibi. şu an sevgilim geri dönse ve babam "para buldum kankito, bundan böyle sana her ay 300 tele" dese dünyanın en mutlu ve gamsız adamı olabilirim. hadi parayı yine kazanıyosun da ben onu çok özledim amk. böyle işi skiyim.

Pişmanlıklar dertler elbet var ama buna da şükür diyelim

memnunum. derdim var tabii, olmazsa garip olur bence ama yoluma bakmamı engellemiyor nihayetinde. şöyle yapsam daha iyi ya da daha farklı olur muydu acaba dediğim şeyler de var ama geçmişe fazla kafa yormuyorum, ne gerek.

Okuduğum bölümden baya pişmanım. İşim dışarıdan iyi gözüküp içinde saç beyazlatan cinsten. Bir başkasının sahip olmak isteyeceği koşullarda ben bir türlü rahat edemedim yıllardır, bir eksik var.

Degilim.

Derdim de, pismanliklarim da cok. Derdi, pismanligi olmayan makbul insan degildir bence.

hayatım güzel , memnun olacağım şekilde gidiyor ama nedenini çözemediğim şekilde bir memnuniyetsizlik var..

derdim yok pişmanlık yok.

yaren +^1

Değilim. Çok büyük bir pişmanlığım var. Bu yükü daha ne kadar kaldırabileceğim bilmiyorum. Neyseki hayat bir şekilde ödetiyor.

temel prensip çalışıyorsa dokunma (:

sosyal hayatı etkileyecek bozukluk, renk değiişimi gibi bir şey yoksa yaptırmayın derim.

Siz dişiyle derdi olmayablar başınıza bela arıyorsunuz ya ağzınıza kürekle vurup dişlerinizi dökmek istiyorum :) hiç kurcalatmayın pişman olursunuz

yapma bence. Sonra ararsin o lamineleri yaparken de disi daha da kucultuyorlar ve aralarini da aciyorlar. omrun boyunca sahte dislere para odeyeceksin.

ben olsam dokunmam , diş çok sıkıntılı bir durum işler ters giderse başını cok taşlara vurursun. sırf küçük diye değmez bence.

cumartesi sabah - yakınlardaki esnaf lokantasında mercimek çorba + yarım ekmek (2-2,5 tl)
cumartesi akşam - esnaf lokantasında pilav üzeri nohut (4-4,5 tl)
pazar sabah - esnaf lokantasında ezogelin çorba + yarım ekmek (2-2,5 tl)

ya nerde 2 liraya çorba var? bilmiyorum.

Noodle al cabuk corba al sıcak suya kat ye ekmekle birlikte.

bu çabuk çorba aklıma gelmemişti bir lira falandır herhalde?? olabilir.

hesap numaranı özelden sal hacı. bi bakalım bahtına kaç lira düşer. ama hsonu eft olmaz. havale olabilir mi bilmem. olursa ziraat benim banka.

Yok sag ol:) bu şekilde idare etmeyi düşünüyorum

salça ekmek ye korkma ölmezsin

Gurur yapma hesap numaranı ver de para göndereyim. İnsanız sonuçta benzer şeyleri yaşadık.

Oglum salca yok yok :) ekmek çorba şu an kafama yatanlar

Para kabul etmiyrsan,istanbuldaysan yarin atla otobuse bizim eve git.valide seni catlayana kadar doyurur.,yedirir,icirir.ya da yemek sepetinden sana gelecek sekilde siparis verilebilir,

bi paket krem peynir al, migros'un kendi markası ya da a101 bim şok hepsinde en fazla 2.5-3 lira. 2-3 ekmek al (erkek olduğunu varsayıyorum, kızsan 1 tane yeter de artar bile bence) 2-3 lira da o. domatesin kilosu en fazla 1 lira, git yarım kilo domates al. kalan parayla da bi paket gong al. acıktıkça doyurur bence bunlar seni. bi günden bir şey olmaz :)

ne güzel insanlar var ya bu arada, içim açıldı gece gece <3

Hacu abi semt neresi?

salça 2 tl nası yok. git salça al işte

şok'ta kiloluk petibörler var tempo marka. 2.5 lira mı neydi.

bana sorarsan 1 kutu haşlanmış bezelye konservesi al 400 gramı 2,25 lira. bi kutu da mısır. karıştırıp kaşıkla bunları daha faydalı.

kolay gelsin..

biz de gördük bu günleri ağlayacak bir durum yok :)

bime gidiyorsun büyük salamların en ucuzundan alıyorsun.
2 tane de ekmek. ikiye bölüyorsun 4 parça ekmek.
sabah yarım akşam yarım.
sonra ki gün de sabah yarım akşam yarım. idare edicen.

baktın olmuyor ıban yolla özelden 10 tl atayım devam et :)) fazlasını yollarsam sistem bozuluyor ondan 10 tl :)

bim'den çiğköfte alıyordum ben, 2'li ufak dürüm ve soslu olan. 1,45'ti sanırım. küçük ayran da 30-40 kuruş gibiydi.

normalde yüzüne bakmadığım bim ürünleri hayatımı kurtardı! son dip yaptığım günlerdi, 3 kitabı sahafa götürüp 10 tlye satmış, 2 gün geçinmiştim o parayla. en son da 1,5 tl ile bir günü kapamıştım. o para da evdeki 6 bira şişesinden gelmişti.

şimdi yarım yamalak, saçmasapan da olsa bir işim var. 7 günde 350 tl almam gerekirken, 125 tl aldım sadece. nasıl idare ediyorum ben de bilmiyorum.

3 günde 3 tl ile geçinmişliğim var. tütün hariç, o da toplan 5 tl tutuyor, kağıdı ve filtresi ile 3 gün gidiyor.

Allah kimseyi o kadar düşürmesin.

çok zor be... duyurudan bir arkadaş, seni unutmadım... az kaldı inşallah... umuyorum, diliyorum. yoksa iki güne fena durumlar.

Şu saate kadar yataktan cikmayarak önemli bi etabi tamamladim :)

kredi kartlarında 3 veya 5 liranın altında olunca provizyon almadan işlem yapılıyor sanıyorum. ödeme yaparken önce kredi kartını dene olmazsa banka kartını verirsin.

askıda ekmek olan fırınlar oluyor. belki yakınlarında vardır diye hatırlatayım dedim.

İzmirdeysen gel ben sana yemek ısmarlarım.

Yardımcı olmaya çalışanlara teşekkürler :) aslinda psikolojik durumu olmasa gayet yasanabilirmis. Tüketim alışkanlıklarımi gözden gecirmemi sağladı bu süreç.

çok kamp yapmış biri değilim. ama ağva kilimliyi çok beğendim. ağva kilimliye bundan sonraki hayatımda düzenli gitmeyi düşünüyorum.

İnönü yaylası, İğneada, Kartepe, Şile tarafları.

Tezgahın üzerine koyuyorum. Gömülü lavabo. Çünkü çok yaşlıyım ve destek almadan ayakta duramıyorum.

lavaboya yaslanıyorum sağ elimle.

* çükümü tutuyor. Çişim geliyor benim diş fırçalarken (:

Saçlarımı topluyor.

hiçbişe yapmıyo. duruyo öyle.

çişim varsa işiyorum o esnada.

Belimde.

Ufuk +1 maalesef :D

Sacimi filan duzeltiyorum banyodaysam. Ama dis fircalarken genelde evde dolandigim icin kitaplik bile düzenleyebilirim.

cebimde

Dişimi fırçalarken, bi' ayağımı klozet kapağının üstüne atar, boşta kalan kolumun dirseğini dizime koyup, eğilerek fırçalarım.

saçlarımı toplamadıysam ki nadiren olur o, saçımı tutar. yoksa lavaboya yaslayıp eğiliyorum. neden eğiliyorum bilmiyorum. 1 şeyler yaparken eğilmek gibi 1 huyum var, engel olamıyorum.

ben sol elimle fırçalıyorum.sağ elimle sallanan uzuvumu tutuyorum.boşa sallanmış olmasın diye.

aksam bakicam napiyomus

az önce dikkat ettim, ensemi ovuşturuyomuşum ya :( böyle sorular sorup durma deli edicen bizi :(

kalacağın yerin havuz spor salonu vb imkanlarının olması iyi birşey ama sürekli çalışacağın ortamda olmak bence güzel birşey değil. ayrıca işe gidip gelmeyeceksin diye kötü bir semtte yaşama bence.

araban olacağı için ulaşımın rahat olabilir.(trafiği saymazsak) ama istanbulun çoğu yeri lafta istanbul. çekilmiyor.

anadolu yakasında istanbul denilecek yer pek yok. kadıköy iyidir.
üsküdarı ben pek sevmiyorum. üsküdara bağlı olan cumhuriyet mahallesi olabilir. libadiyede geçen fiber altyapı cektiler libadiye olabilir.

avrupa yakası olursa masrafın çok olur gereksiz kalabalığa girebilirsin. avrupayı bilenler birazdan bilgi aktarır ama üç beş kuruş ucuz olucak diye istanbul denmeyecek varoş yerlerde yaşama bence.

Havuzu spor salonu iyi bir site aidat dahil en az 1500 lirayı bulur en iyimser tahmin net 3000 lira ise maaş hiç düzenini bozma.

maaş net olarak 3k civarına geliyor sanırım. bahsettiğiniz türde siteler aidatla birlikte 1500 lira alıyor. faturalar ıvır zıvır giderler vs elinizde 500 lira bi para kalır. bence de düzen bozmaya değmez. ha ama bu işi aldıktan sonra istanbul'da yükselirim diyorsanız o başka.

O para için istanbula gelme diyen olmadıysa ben diyorum gelme olduysa tekrar edelim gelme:) Ya 4500 net olsa ancak yaşarsın hem de izmir gibi yeri bırakıp geliyorsun:/ kariyerin için önemli olduğunu varsayarak cevap verecek olursam; ancak anadolu yakası maltepe tarafında site falan bulursun. Zaten anadolu yakası bence daha güzel sıkılınca bostancı suadiye taraflarında takılırsın ama az bir parayla yaşacağını bil.

benim anlamadığım evden çalışacaksan neden istanbula taşınıyorsun?

Açıkçası ben de 4500 brüt ile İstanbul'a taşınmak istemenin şaşkınlığını yaşıyorum. Hele de evden çalışmak için. Hele de İzmir'den gelerek. Hele de :)

İzmir'deki skaladan dolayı 4500 brüt fırsatı iyi gelmiş olabilir ama İstanbul için çok vasat, hiç bozma düzenini. hahahaha @sta en mantıklı soruyu sormuş.

4500 brüt çok boktan. yıl sonuna doğru o maaş 2binlere düşer. bence 4500 için istanbulda, hem de yalnız yaşayıp kirada oturmak tek kelimeyle saçmalık. belki İstanbul dışardan cazip görünüyordur, bilemem ama emin ol pişman olursun. 4500 brüt maaş çok çok kötü.. bence yol yakınken işten vazgeç. ya da daha fazla talep et. en boktan evlerin kirası bugünlerde 1500'lerden başlıyor. Ne yiyip ne içeceksin?

Bu şartlarda İzmir'den istanbul'a taşınmanız bence mantıksız. Şöyle bir şey yapabilirsiniz, görüşmeye geleceğiniz zaman günü birlik geliş dönüş uçak bileti alırsınız. İstanbul'a taşınmaktan daha mantıklı.

Gün önceden belli ise 200-300 TL'ye hallolur o işte.


.

herkese tek tek tesekkürler, Istanbul meselesi, aylık toplantıların istanbul merkezde gerçekleşmesi nedeniyle olacakti, ancak denildiği gibi bu gidisle İzmir'de kalmak daha iyi olacak gibi. Toplantilarin oldugu zamanlarda da izmirden gidip gelecegiz artik. Yeni düzeni izmirde kuracagiz belli ki.

tasinma, nakliye, esya, boya badana, internet vs. baglatma, depozito falan derken zaten maas farkindan kazanacagin geliri harcamis olacaksin ilk yil icin.

askerlikle alakalı bir durumun var ise okulu kazansanda okul kayıt yapmıyor diye biliyorum.
bununla alakalı net bilgi almak için 2-3 tane ayrı üniversitenin öğrenci işlerini ara. böyle böyle bir durum var. ygs lysden kazandım ama kacağım kayıt yapıyor musunuz de. yapıyorsalar dgsden geleni de alıyordular diye tahmin ediyorum.

dgs gelmez ise açık yazıcaksın sanırım ? açık öğretimden kuzenim okuyor askerliği tecil ettirdi. ama seneye puanın kırılır dgsyi kazanma şansın cok düşer. dgs olmaz ilse açık yazma bence. 1 sene kaçak takıl. kazanırsın gider kaydını yaparsın.
(askeriyeyi ara sor; ben 2 senelik mezunum dgsye hazırlanmak istiyorum önümüzdeki sene ama yoklama kaçağı gözüküyorum 1 sene tecil ediliyor mu ? böyle bir durum var diye duymuştum.

yakalandığında ne olduğunu bilmiyorum. ama yakalanmamanın taktikleri var nerede ne yapacağını nerede olacağını biliceksin. netten araştır. öyle çok peşine düşmüyorlar zaten.kendi rızasıyla gitsem de gelsem aradan cıksa diyen cok var.

Emsali doğumluların yoklaması sırasında lise veya dengi okuldan mezun olduğunu belgeleyenlerin askerlikleri üç yıl, fakülte veya yüksekokuldan ilişikleri kesilenlerle yüksekokul mezunlarının askerlikleri ise 29 yaşını tamamladıkları yılın sonu esas alınarak iki yıl süreyle ertelenir. Bunlar, ertelemelerinin sona ereceği yıl muayeneleri yapılarak o yıl askerlik çağına giren doğumlularla işlem görür.

al diplomanı, kimliğini git askerlik şubesine. kolundan tuttukları gibi askere alacak değiller. piyasa değil yoklama kaçağı, asker kaçağı dolu.

benim sıkıntıya düştüğüm durum askeri şubeye gidicem 2 sene tecil hakkını kullanmak zorunda bırakıcaklar beni(ben öyle düşünüyorum yanılıyoda olabilirim).sonra okula girersem okul zaten tecil ettirecek.oradaki memurlara sınava girdim bu olayı ertelemek mümkün mü gibi birşey söyleyebiliyor muyum ?

siz tecil hakkınızın böyle toplanıp toplanıp biriktiğini falan mı zannediyorsunuz? 2 yıl da dgs ile okurum mezun olduktan sonra 2 eskiden 2 de buradan hop 4 yıl falan mı bekliyorsunuz?

devlet diyor ki, kardeşim askere gideceksen gel git, ha yok gitmeyeceksen sana 2 yıl hak veriyorum kullan. kullan ki yoklama kaçağı olma.

İçinize dert olmasın ya. Bende çok takıyordum bunu. Tecil bitiminden 6 ay sonra tekrar tecil ettirebildim. Askerlik subesine gittiğinizde görürsünüz zaten. Yardımcı oluyorlar. Kimse alıp goturmuyor.

Mesela tecil yaptıramadınız zaman sürecinde askerlik durum belgesi almaya gitmeniz gerekiyorsa. Neden tecil yaptıramadginizi anlatan bi dilekçe yazıyorsunuz onaylanıyor sonra tecil yaptırabiliyorsunuz

Evine makina al 0'a vur bence. Ben öyle yapıyorum, hem kolaylık sağlıyor hem daha düzgün görünüyor. Bir dene, hoşuna giderse böyle devam edersin. En başta gitmeyecek ama bir hafta falan sabret gerçek fikrini görmek için :)

ektir

3 yap, 3.

3.

her yer aynı yapıyordum. sonra tepe de iyice bozcada gibi olunca bazen üstü 2 diğerlerini 1 yapıyorum.

Durumun var ise ektirmek en mantıklısı

üstleri uzun yanları kısa yapma modeli var ya en idael o gider gibi.
kafası çalışan bir kuaföre git. bazılarına derdini anlatamıyorsun.bildiğin kırpıyorlar.
kafana çok takılıyorsa ektir , ektrine kadar da sprey toz gibi şeyler var sıkıyorsun saçı cok gösteriyor onlardan kullanabilirsin.

Skagen daha şık bence.

müşteri desteği falan iyi de skagen bu fiyat aralığında daha şık şeyler üretiyor. bildiğimiz casio da daha kullanışlı bence (özellikli falan).

skagen +1 o plastik saatlerin ömrü en fazla 2 yıl, kendiliğinden parçalanıyor.

ucuz saat işte. saatten anlamayan ya da cok merakı olmayan vs insanlar kullanıyor bana cocukca gelio. en azından ben cocukken kullanıyordum o zamanlar bi albenisi vardi.

skagen aldım rahatım. hasır olan modelleri dikkat çekici ve şık. burdaki saatçinin bana dünyaları bahşediyormuşçasına yaptığı indirimle 1200 tlye itelemeye çalıştığı saati amazondan 400 tlye aldım.

plastik gibi dediklerin renk renk olanlar galiba?
ben de 1 tane kuzende 3 tane var.

mennunuz. benim aldığım açık mavi renk çevremdekiler beğenmişti aldığımda.

ayrıca ben kendime ve kuzenime let godan aldım.
ben 85 tlye aldım. 3-4 sene kullanılmıştı bir hanımefendi tarafından ama saat tertemizdi.
diğerini 110 tlye aldım 1 kere takılmış sıfır.
ikisi de kutusunda orjinal.

o kadar para vermene gerek yok. let go dan 100 tlye kapatırsın işi.
kapitalizmi canlandırmayın bea.

Haklı olarak diyeceği şey bu.
Su matarası alabilirsiniz, bütçe var mı yoksa evden götürülecek bir şey mi olacak?
Yeşil elma olabilir, chia pudding olabilir.

ya iste sabah alcam. bi anda esti.

Masabaşı çalışıyorsa Paşabahçe'de ofise konulabilecek güzel su kapları var.
Starbucks ve muhtelif züccaciyedeki pipetli içecek kapları da güzel.

İlla yiyecek bir şey istiyorsanız da marketlerdeki şeker ilavesiz meyve/kuruyemiş barları olabilir.

Kahve.

İlla çayın kahvenin yanına kahvaltıda gidecek bir gıda olacak ise çiğ karışık kuruyemiş olabilir.

ufak kavanozda bir bal al. ver yesin :D

Şekersiz fıstık ezmesi.

Starbucks'ta satılan meyveli yoğurtlu parfe veya chia tohumlu parfe olabilir kahvaltı niyetine. Ya da yine Starbucks'ın sandviçleri olabilir.

Protein bar al.

Lot peyniri \o/

muz

kavrulmamış kuruyemiş mix
paran çoksa garmin fenix 5

Yorulmuyon ondan.

Sıkıntın var da ondan. Kafan rahat değil.

O kafa rahat olacak ki bak nasıl vurup kafayı yatıyorsun da gözünü açıyorsun sabah oluyor.

Yaren +1. Kafan istedigin kadar dolu olsun, yorulacak bir sey yaparsan o vucut mutlaka fisi ceker.

tahminen iteleye iteleye vakit geçsin diye yaşıyorsun. gündüzü bir şekilde geçiriyorum , akşam da ettim. ee sonuna dayandın sabahlar gelmiyor artık.

oysa gün içinde dolu dolu yaşasan geceler de geçer sabah da olur.

Bu sabahların bir anlamı olmalı

Dert kener ne halt varsa gece geliyor aklıma. Düşün, üzül, ağla sonra hay mıçayım içine diye uyuyakalıp sabah işte leyla olma döngüsü var bende de.

sigaran yoktur. cunku ferdi baba der ki sigarasiz sabah olmuyor.

Bırakalım bu mevzuyu
Sonu gelmez sözlerin
Bak doluverdi ağlamam diyen gözlerin
Haydi kalk sigaranı unutma burası kapanıyor
Bu saatte bulamayız
Sigarasız da sabah olmuyor

Kirpi koy akrep koy oyuncak olarak. Yılan falan koy.

kavga et. büyüt. türkiye'deki birçok ebeveynle kavga etmeden, bağırıp çağırmadan baş edilemiyor. çocuklarının da birer birey olduğunu kabul edemiyorlar.

Kız misin

Böyle bir ailem olsaydı çoktan kaçar gider kendi hayatıma bakardım herhalde.
Bu yaşımda hala ailemle yaşamamın en önemli sebebi evdeki herkesin bir diğerinin özeline karışmaması, müdahale etmemesi.

Evden ayrılma durumun yoksa ki bence tek kurtuluşun bu, eşyalarını kilitli tutmak kısa süreli bir çözüm olabilir. Ama bu durum onu daha da meraklandırıp yapmaması gereken şeyleri yapmaya daha da teşvik edebilir.
Sert bir şekilde uyarmayı dene.

Annenin çantasına 20inçlik dildo koy babana annenin çantasını karıştırt.


Boşandıktan sonra babanla eve çıkarsınız.

bu tip anne-babaların engellenebileceğini sanmıyorum. kilit taksan iyice işkillenip meraklanacaklar. tr'de anne babalar çocuklarının birey olmasını kabullenenemiyor, anca evlenirsen falan.

Kendisi yaşlanıp kendi dertleri/sağlık sorunları çıkana kadar veya siz ayrı evde yaşayana/evlenene kadar maalesef devam edecek - huy değişmiyor.

Şöyle bir şey olabilir, ben zamanında yapmadığıma yanarım. "Tam olarak ne arıyorsun, ne bulmayı umuyorsun, söyle, ben anlatayım sana" gibi bir çıkış olabilir ama bazen köprüleri yakmayı göze almak anlamına gelebilir, eğer karşınızdaki alıngan/hassas biriyse. Problem kendisinin bir önceki neslinde. Muhtemelen anneanneniz ya da dedeniz de onun özel eşyalarını karıştırmış, mektuplarını açmış ve sınırlarına saygı göstermemiş olabilir, dolayısıyla sınırlara uymamanın normal/doğal birşey olduğunu küçük yaşlardan itibaren algılayagelmiş olabilir. Kendisinin gözleriyle bakmayı, annenizin kendi gençliğinde sınırlarının ne şekilde ihlal edildiğini öğrenmeyi deneyin. Belki de farkında değildir sizin sınırlarınızı çiğnediğinin.

Ben şu yaşımda bile hala yüzleşmedim zamanında özel alanımı ne denli çiğnediği ile ilgili. Hep utandım, halbuki utanması gereken kendisi iken. Artık çok geç, çok hasta ve dolayısıyla üzmek ve yıpratmak istemiyorum, zaten kazık kadar kadın oldum, karıştırıp öğreneceği birşey kalmadı, ama anneniz şu an genç/sağlıklı/mutlu ise, yüzleşmek ve sormak için henüz geç olmayabilir.

benzer şeyler yaşadım. bence tek çözümü karıştırmalarına serbest bırakmak. bırak karıştırsınlar. görmelerini istemedigin şeyler var ise göremeyecekleri sekilde sakla. saklamazsan görücekler. engelleme şansında yok.

ekleme: şifreli valiz ve çantalardan alabilirsin. iki fermuarlı cantalardan alıp ucuna küçük kilit takabilirsin. ceplerindeki eşyaları da bu çantaya atarsın. en oluru bu herhalde.

Engelleyemezsin. 35 yaşındayım 15 senedir ailemden ayrı yaşıyorum, her türlü kavgayı ettim bağırdım çağırdım ama değişen birşey yok, 10 yaşımda nasıl ise aynı muamele devam:)

havuzla pazunun ne alakası var anlayamadım. 2 yıldır yüzüyorum.

Kulac atiyorsun ya hacı. Mesela.yuzdum biraz kollarm biras ağrıdı

yok havuz etki etmez. omuzların filan genişleyebilir ama pazu filan cıx. dambıl kaldırman lazım pazu için.

şöyle

www.youtube.com

yüzme kasları uzatır kola pek etkisi yok yüzmenin ama gögüs ve kanat ı çok iyi geliştirir..
sadece kol ise body.

yüzme değil biceps triceps göğüs çalış ama beslenmeyi de değiştirmen lazım. zayıf kola kas yapsan amele gibi durur.

sen o işlere hiç yanaşma en iyisi kardeşim, kolları güçlendirmek için yüzme mi body mi diye soruyorsan.

aktif spor yapman gerekiyor. spor salonuna yazılmakla başlayabilirsin evde de olur ama iraden iyi olmalı.

180 boyda 74 kilo bir insanın pazuları ve kolları bir çok kadından nasıl zayıf oluyor onu tam anlamış değilim. kollara aminoasit gitmiyor galiba :))

kafana cok takılan kısım kollar ise eve bir bar taktırıp barfiks ve şınav yapsan yeterli gelir. iyi beslenme ve düzenli barfik bicepsini uçurur ama nizami barfik çekmeyeceksin ön koldan çekiceksin.

havuzun konuyla hiçbir alakası yok. body + beslenme.

öncelikli olarak kol kası istiyorsan da biceps ve triceps ağırlıklı tüm vücut programıyla başlayabilirsin.

Hayır.

evet. o kadar benimsemiş olabiliyorum o soruyu.

hayır

Hayır. Garipmiş.

evet, bazen aşırı benimsiyorum soruları

:)
bazen oluyor evet.aynı duyguları paylaştığım insanları çok seviyorum.yalnız duygularımı ifade etmekte zorlanıyorum bazen.

çok sık duyuru açmadığım için öyle bir alışkanlığım yok. yani hayır.

ooh bugün ikinci bir gerizekalılığımın sadece bana özgü olmadığını öğrenmenin rahatlığını yaşıyorum.

Evet

Ahahahaha evet :D

kahkaha attırana ya da soruyu hakkıyla cevaplayana tik veresim geliyor.

evet, tıklamaya calısıyorum caresizce.

Bi kaç kez tik atmaya çalışmışlığım oldu.

evet

evet. cevaplara oylama özelliği gelmeli artık. compu duy sesimizi

Bazen fikir sorulduğunda değil de tek bir cevabı olan sorular sorulduğunda "katılıyorum/beğendim" gibi bir buton olsa mantıklı olurdu diye düşünüyorum.

içerde, kapı önünde çıkarır, orda bırakırım. halı yok zaten, temizlikte temizleniyor oralar. annem görmediği zamanlarda eğer bişey unuttuysam odama ayakkabı ile giderim. kıyafet vs deneyeceksem ayakkabıları odaya alır odada da giyerim. o kadar takıntılı dğeilimdir.

kapının önünde çıkarıp, alıp içeride ayakkabılığa bırakıyoruz ayakkabıları. hijyen açısından çok önemli bence.

bizim evde de böyleydi. ama halı kapının 80cm kadar gerisindeydi.
ben o mermere basıyordum daha sonra ayakkabıyı oradan alıp ayakkabılığa koyuyordum.
ama ailem bu şekilde yapmamı kabul etmiyordu. dışarıda çıkart diyordular. :)

içerde kapının hemen önünde çıkarıyoruz. yağmur, kar varsa dışarda çıkarıp yere gazete veya bez serdikten sonra içeriye alıyoruz.

Aile evimizde disarida cikaririz. Kendi evimde ilk girdigimiz anda halidan çok önce buyuk bir bosluk ve yan tarafta ayakkabilari cikardigimiz kiler gibi bir bölme var. Orada cikarip giriyorum. Girişin müsaitlik durumuna bagli yani. Ama musait de olsa annem eve oyle girmemize izin vermezdi herhalde.

Evin içinde antrede çıkarırım, ama misafire ayakkabı çıkarttırmam. İçeri ayakkabıyla girilmesinden rahatsız olmuyorum. Evi düzenli olarak temizliyorum zaten, sıkıntı olmuyor.

içeride kapı önünde çıkarmak +1

o kadar mikrop fobisi oluşturmamak lazım. kaçamazsınız her şeyden.

Dışarıda çıkarıp içerideki ayakkabılığa koyarım, asla içeride çıkarmam. Evde kombin denemeleri yaparken de yere gazete serer sonra giyerim ayakkabıları. Takıntı boyutunda bir davranış değil bence, gün içinde nerelere basıyoruz ohoo.

Bu biraz şart şurt işi. Asla içerde çıkarmayız, eşiğe ayakkabıyla basmayız, çoraplı çorapsız katiyen ayakkabıyı çıkarıp apartman içindeki yere basıp eve girmeyiz. Ayakkabı çıkacak eşiğe basmadan direkt eve ayak basılacak. Ayakkabı da kapıda konmayacak tabii. Bu düzende olan dikkat eden çok yoktur, bunlardan birini yapanı tümüyle temiz kabul etmem açıkçası=)

Ayakkabıyı dışarda çıkarıp ayakkabılığa koyuyoruz biz.

Dışarıda çıkarır, içeride paspasa ya da ayakkabılığa koyarım. İçeriye girmeyi/ girilmesinden hoşlanmam.

İçeri girerim, ayakkabımı öyle çıkarırım.
Evde bir şey unuttuysam geri döndüğümde çıkarmam alacağımı alır öyle çıkarım.

Mutekkebir +1
Obsesif degiliz diyenlerin de hepsi obsesif:))
Annem yillarca misafirlere ayakkabi da cikarttirmadi, ben de istemeyecek tiplere cikarttirmam. Ya da ev pek temiz degilse cikarmayin ev cok temiz degil zati derim. Koleradan filan olmuyoruz cok sukur:)
Bizjm basimiza onlarin basina gelmeyen ne geliuor acaba meraktayim.

Misâl şöyle şeyler oluyor bizde, halılar leş olmuyor, ayaklarımızın altı gayet temiz oluyor, yatağımız, koltuğumuz kirlenmiyor. Dışarının çamuru pisliği eve girmiyor, temizlik için ayrı bir güç harcamıyoruz çünkü evin her yeri aynı oranda tozlanıyor, Kapının önünde yığıntı olmuyor vs. Ki bu obsesiflik değildir, obsesif; evine temiz olduğunu bildiği komşu-evlat-torun farketmeksizin gelip gittikten sonra dahi oturduğu yeri silmek, ola ki diğer odalarda da gezdi yedi içti vs tüm evi temizlemek, halı koltuk silmek vesaire. Anormal olan bunlardır.

mantıken onların benim çantama torbama bakma hakkı yok. hak iddia edicekseler girerken çantaları vb. alıp dolaba koymaları gerekir.

ama işin hukuki kısmını bilmiyorum.

istanbulda büyük bir avmnın iyi bir mağazasında yaşandı olay;

3 kişi mağazadan çıktık. cihaz öttü. çanta sadece bende vardı torba çantaydı küçüktü bir de.

güvenlik direk geldi bakmak istedi. arkadaşım bir anda sinirlendi tartıştı. sonra müdür geldi o biraz daha ılımlıydı. böyle bir suçlamayla karşı karşıya gelince arkadaşım çılgına döndü. ben güvenlik işini yapmaya çalıştığı için sinirlenmedim tepki vermedim. arkadaşım çantayı alıp yere fırlattı. güvenliği dövmesin diye ayırdık hatta. :)

polis gibi yetkileri var. çantanıza bakabilir, üzerinizi arayabilir, kimlik sorabilir. alıkoyabilir seni. yetkileri görev yaptıkları alanla sınırlı ve tutuklama falan yapamaz tabii ki.

Evet yapabilirler. Çantadan şunları vs. çıkarın diyebilirler. Çantaya bakabilirler. Amaç burada birini rezil etmek değil konunun açığa çıkmasını sağlamak ve şüphenin giderilmesidir.
Marketten dışarı çıkılsa bile onlar avm güvenliği ile koordinelidirler.

Ancak bir yere girerken kendinizi aratmak veya çantaya baktırmak istemezseniz - zorla - bakamazlar ve içeriye de alınmazsınız.
Güvenlik, - bulunduğu noktanın - bir nevi polisidir. Yaptığı işler kanuna dayalıdır.

Nasıl polis gibi yetkileri var?. Hangi yetki bu? Gerçekten merak ettiğim için soruyorum. Ben itiraz etsem de üzerimi arama yetkisi var mı?

(git: www.ozelguvenlik.pol.tr)

aranan kişileri yakalama yetkisi bile var. elbette bir polis değil tam anlamıyla ama yetkileri geniş. sadece avm guvenlik görevlilerini de düşünmeyin. havaalanlarında, başka hassas kurumlarda görev yapanlar var.

elle arama konusu yoruma ve uygulamaya biraz açık bir konu. ama herhangi bir cihaz ile (xray, dedektör) arama yapabilirler. İstenildiği taktirde tabiki polis çağrılır ve aramayı onlar dahi yapabilir. Giriş çıkışların yoğun olduğu yerlerde işlerin de hız kazanması açısından elle arama da yapılabiliyor.
Mesela stada daha girişlerde bu elle arama konusu özellikle uygulanır.

Hic bir yetkisi yok. Suphe varsa polis cagrilir polis arama yapabilir. Hakkinizi gasp ettirmeyin. Burasi muz cumhuriyeti degil

Polis gelene kadar bkelememe de gerek yok dğeil mi. İsterse kameradna bakıp teşhis ederler

Polis gelene kadar bekletme yetkileri var polis çağrılacak bir durum oldu, size yönelik bir suçlamaları varsa.

Resmi yetkileri paylaşılmış, neden bu kadar ısrar ettiniz merak ettim. Bir olay mı oldu acaba?

Çantaya siz izin vermediğiniz sürece bakamaz.

Polis gibi yetkileri falan yok, paşa paşa polis çağıracak üzerimi elle arayacaksa, illa çantama bakacaksa.

Hiçbir yetkisinin olduğunu düşünmüyorum, ne durdurma, ne de arama, her şeyi geçtim ne yaptırımı olacak, çantanızı aratmazsanız göz altına mı alabilirler, yolunuza devam edersiniz, en fazla polis çağırır.

Polis gelene kadar beklemek zorundasınız diye de bir şey yok.
Kanun şu:
www.ozelguvenlik.pol.tr

isteyen incelesin

@Cursed Chico
Polis gelene kadar beklemek zorundasın.

@ özgürlük savaşçısı bir çok üye,
bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak ne acı..
araştırın biraz.
Olur ki acil bir sorununuz olduğunda yardıma çağırdığınız güvenliğe, en baştan hiç bir yetkisinin olmadığını düşündüğünüzü söyleyin.
samimi olun biraz.

Şu olay vardı mesela

indigodergisi.com

hukuğunu bilemem ancak girişte bana bu bilgilerin verilmediği hiçbir yerde; hiçbir şüpheyle beni tutamaz/alıkoyamaz ve eşyalarımı arayamazlar. izin vermem, olay çıkarırım.

böyle bir şey yapacaklarsa girişte de böyle hakları olduğunu söyleyecekler müşteriye. müşteri de giriyorsa onu bilerek girecek. hiç yoktan yere gelip, 2000 TL verip kurstan aldığı bir belgeyle benim haklarıma böyle dalamaz.

@ i drive the hearse
gerçekten parlak fikirlerin var.
O zaman emniyete/karakola girmeden önce her türlü bilgi belge ve yetki açıklaması iste. ne güzel değil mi? İstediklerinin tam yeri orası :)
kurstan alınan belgenin tabiki - tek başına- bir hükmü yok ama yapılan iş kanuni. ve o kapı giriş çıkış yerinde bulunduğu için kapıcı sandığınız o güvenlik çalışırken - devlet memuru- hükmündedir.

parlak fikirlerim yok arkadaşım, polisin devletin resmi kolluk gücü olduğu tüm vatandaşlar tarafından bilinen bir şey. dolayısıyla, polisin yaptırım gücü olduğunu özel olarak açıklamasına gerek yok. aynı şey özel güvenlikler için geçerli değil.

- tüm vatandaşlar tarafından bilinen bir şey - işte o vatandaşların iyiliği için yapılıyor bu tür uygulamalar. bir kanunu o vatandaşların bilmemesi ona uyma zorunluluğu bulunan vatandaşların üzerilerindeki sorumluluğu kaldırmıyor.

Özel mesajın kapalı. Mesaj gönderemedim.

Benim mi özel mesajım kapalı. Öyle bir ayar yapmadım.

kulaktan dolma bilgim, uygulama ve okuduğum mevzuattan çıkardığım sonuç; neredeyse polis yetkisine sahip olduğu(ydu).

haklı itirazı var arkadaşların. demokratik bir ülke olsak, yasalar böyle muğlak olmaz; uygulayıcılar da kafasına göre davranmazdı. biliyorsunuz ki değiliz ve her geçen gün de daha kötüye gidiyoruz.

bir vakıf üniversitesinin kütüphanesinden çıkarken çantalar aranıyordu yıllar önce. ki, arayan da orada part-time çalışan öğrenciydi.

ne bir güvenlikçi, be bir çavuş, ne bir polis ne de yeni (yine!) göreve başlayacak bekçilerle bir sorun yaşamak/yaşamanızı istemem. bu ülkede en ufak yetki verilen herhangi bir insanın bir anda devleştiğini ve kendisini kral gibi gördüğünü unutmayın. sizi/bizi koruyacak yasalar da, kurumlar da, medya da, yargı da, kamuoyu da yok.

elbette itiraz edelim, kimlik isteyelim, soralım neye dayanarak üzerimizi/çantamızı arama hakları olduğunu; öğrenelim haklarımızı ama, ite bulaşmaktansa çalıyı dolaşmak yeğdir. bu sözü de son zamanlarda çok kullanır oldum :)

"esnaf gerektiğinde asker polis ve hakimdir" dedi mi bu ülkenin başı? dedi! "normal" bir ülkede bunu çoban söylese kırk tane ihlalde hakkında dava açılır.

özel güvenliğe gelene kadar akşam olur. o yetki muhtarda da var, esnafta da var, apartman yöneticisinde de var. yeni türkiye "jungle" cumhuriyeti!

Girişte kızıl saç kontrolü yapılıyor. Ona dikkat etsin mutlaka

kampüs guzel etraf idare eder, fakulte iyi ama iş imkanı 0'a yakın.

ukala ve egolu mu diye kontrol yapılıyor. orada pek barınamaz bu tipler.

yobaz bir şehirdir.yemekler bazen bozuk oluyor.

şehir yobaz, okulun bulunduğu kalkınma bölgesi değil, 25 senedir yaşıyorum bozuk yemek görmedim daha 1liraya tavuk ekmek yemediğin sürece.

www.sozcu.com.tr

kanıtlarla geliyoruz..

denize ve hava alanına bakan on numara kampüsü var. bir de kampüste 300 çeşit ağaç var, taksonunda başka yaşayan akrabası olmayan mabet ağacı (gingko biloba) da bunlardan biri. ben başka mühendislik okudum bu kampüste ama öğrenciyken çok özendiğim bölümdü, oda arkadaşım bu bölümdeydi devamlı arazideydiler, kampüs içi dışı geziler yapıyorlardı ama 2000'li yılların başı bu dediklerim. şehir halkıyla seviyeli bi ilişki kurarsa ve mesleğini severse pişman olmaz. hayırlı olsun.

Adidas supernova boost daha iyi bence ama boost serisi her türlü döver diyorum. Supernovanın expert yorumları da çok iyi, forumlarda kullanıcı yorumları var energy boosta kıyasla supernovayı beğenen kişi epey fazla. para gani diyorsan ultraboost da alabilirsin ama henüz koşamadığın için ve zaten yastıklaması zamanla azalacağı için supernova al geç diyorum.

Şunun güzelliğine bakar mısın lütfen :

m.adidas.com

adidas ile tecrübelerim hiç iyi değil.
çok sağlam oluyor yıllarca giyiliyor fakat modellerini beğenmiyorum. 2-3 model dışında ederi olmadığını düşünüyorum.

çok hafif olduğu için runnigini aldım hafif ama hiç rahat değildi.
günlük giyim 2 tane aldım onlarda rahat değildi.

ama nike hep memnun etti. onun için tercihimi nikedan yana kullanıyorum.

nike pegasus modelleri candir

Nike Pegasus.

merhaba :9

anam bu ne

darısı nice ifşalara :P

@runagain ^.^
@jonestown ne olmus?
@anily tesekkur ederim :)

merhaba cici kız.

arkadaşlar bir sakin.

saçlar boya. kaş, göz ve yüzde iyi denecek derecede makyaj var.
gözler lens olabilir ama ondan emin değilim.

göğüsler destekle ön plana atılmış.

boy kilo oranını bilmiyoruz.

bu arada gözümden kaçmış dudaklarda ağır rujlu.

ama çalışma güzel. orjinal olabilir . direk yürümeyin diye anlatıyorum bunları

@can saclarim boyali olabilir ya da "agir" makyaj yapmis olabilirim. Seni ilgilendiren yahut rahatsiz eden kisim nedir pardon?

@mena anlasilan siz hic dekolte giymiyorsunuz :)))

Caaannn'ı trollemek için gelmediysen buralarda adını dağlara yazan çok olur ha, aman diyim.

Kendisi kim ki? Neden trolleyeyim daha dogrusu? Ne degisik bir ortammis burasi.

beni rahatsız eden bir durum yok. ilgilendiren kısım ise özgür hür irademle yorum yaptım.
seni kırdıysam çok özür dilerim.

@mena hayir canim yuzde yuz dogal iyice incele istersen :)

can taktiğin baya iyiymiş.

Bence iyi. 10 üzerinden 8.
savaşa giden arkadaşla bu ifşa bugünün iyilerindendi bence.

işallah maşallah

@apartman teyze

teyzem bu kadar edebiyat fazla ama algı problemi yaratıcaksın sonra insanlarımızda.. :(

Ne olmuş burda,fotoyu göremedim ama yine yardırmışsınız. Klasik duyuru, işleri güçleri elestirmek ve gömmek.

www.sahibinden.com


tüm trde 11 adet araç var.

Abi herif 2006 da 55 bine alıp 240000km kullandığı vw passat 1.6 fsi comfort'u 65 bine satmaya çalışıyor sen ne diyon... gerekçesi de şey; çok temiz değişen yok...

Arabada 24000 tl hasar kaydı var, sadece parça değişimi yapılmamış, onun dışında tüm kaporta elden geçmiş, "çok temiz" diyebiliyor adam :(

istanbul mu dedin ? kuzen gel sana motosiklet alalım.

7-8 kya sen çözeriz. 27 binede kafana göresin. krediyle ve gir. danaya gir motosiklet alırsan zaten girip çıktığın yerin haddi hesabı olmaz.

35 bine araba mı kaldı düzgün allaassen? Dizel otomatik düzgün bir araç 100.000 civarından başlıyor (düzgün dediğim de megane falan). Sen olsan 100.000 kilometre sonra 35.000e verir misin?

2006 dizel yarı otomatik üç beş değişenli fiesta bulabilirsin belki

Otomatik vites 2nci elde güven vermiyor. Otomatik vites mekanik olarak daha hassas olduğu için sen aldıktan sonra problem çıkardığında 3-5 milyarlık hasar çıkartabilir. Bu fiyata eski model otomatik vites bulabilirsin ama güven vermez masrafın bitmez.

Otomobil ev gibi piyasalar yerinde durmuyor hey yıl artıyor. Bu sene baktığın fiyat seneye 5bin armış oluyor. Bu da ikinci ele yansıyor.

35bin TL ye şansın varsa 2-5 yıllık, temiz bir manuel araba bulabilirsin.
Otomitkte bulursun ama kurşun delikleri olan, kazalı, eski ..vs bir model bulursun.

0 km tabi ki en güvenlisi. 35bin peşinat yatırıp geri kalanı faizli taksit yapabilirsin. Araba ile uğraşmazsın.

Genel olarak beyaz niye tercih ediliyor çünkü diğer renkler için ekstra para vermen gerekiyor.

ben 40 yaşındayım

20

Ortalama 20'li yaşların ortası gibi bir şey olsa gerek. Gerçi 30+ zirvesine 25-30 kişi gelmişti ve 4-5'i 30'undan küçüktü ama çoğunluk 20-30 arası.

Yaşım 34 sayılır.

24

34.5

29 yaşındayım.

35

Sözlüğe oranla yaş ortalamasının daha küçük olduğunu düşünüyorum.

19 yaşındayım bu arada.

33.

zirve mi, hani nerde?..

22 ben.

çok yakında 20yim

35, ortalamada tuzum olsun .

33

31

26 yaşındayım.

Burada 11 yaşında üye de vardır, 60 yaşında üye de.

Bizim eve bilgisayar geldiğinde 7 yaşındaydım, mutlaka bir yerlere üye olup bir şeyler yazmışımdır. 11-12 yaşındayken bazı teknoloji forumlarına yazdığım mesajları buldum geçende, çok komik geldi. Ben bunu 2000'lerin başında yaptıysam şimdiki çocuklar da yapıyordur herhalde. Online oyunlarda hep yaşımı büyük söylerdim, 12 ise 19 yazardım mesela.

Bence yaş ortalaması 25'ten yüksek değildir.

23

Bugün doğum günüm, 30 bitti 31 oldum yav :( söyletmen beni :(

26

29

30 olmak üzereyim.

47, Pazar günü 48.

32 yaşında sözlüğe geldiğimde duyuru bile yoktu.

21

26

28

26 yaşındayıM bence 29

25-26'dan fazla değildir bence buranın yaş ortalaması.

25 sayılırım ben de.

27 yaşındayım

32

23

27 yasindayim. ortalama da 24 falandir tahminimce.

24 yaş.

Bende ort. Benim yaşım diye tahmin ediyorum.

yaş 26

ortalama da 25 civarıdır.

sözlük ortalamasının üzerindedir tahminen. 25-26 gibi olabilir.

25

26

35e
ortalama 25 falandır.

30

25

Bugün doğum günüm benim de. 35 yaşındayım.

26 yaşındayım. yaşasın anket.

34

34
www.eksiduyuru.com

30

26
Pazartesi 27 olucam

ben de hep merak ediyordum bu sorunun yanıtını.

görüyor 36 ile artırıyorum :)

24.

25 bence. 30 üstü fazla yok. 20 civarı ve altı da fazla yok. yoğunluk 25 artı eksi.

26 yım.

genel yoğunluk 23- 35 arası tabi. haha skalam da ne geniş.

30un bi tık üstüyüm. 31 :(

24

22

çoğunluk 20-25 yaş arası gibi geliyor bana.
ben 36

başlığın altına ilk yazan ben oldum son yazan da ben oluyorum olay anlaşılmıştır bu sitenin yaş ortalaması 20 yaş 30 yaş arasıdır

Okuldan atılmak?

Yüksek lisanslarda atılma geldi galiba

donem basinda kaydini yenilemezsen belge talep edemiyorsun.

Gordugun gibi ogrencilikle alakan kalmadigi icin ogrenci belgesi alamaman pek bir normal gibi geldi bana yoksa suphen mi var?

3 dönemdir ders kaydı yapmıyorum. harç yatırmıyorum. öğrenci belgesi alıyordum. bugün kaydımı sildirdim. alamıyorum. e devlette ve ösym sayfasında öğrenciliğim silindi.
marmara üni.

Birkaç yıl dediğin 4 yılı geçtiyse normaldir. Okulun insafına bağlı kaydı silme bırakma.

kaydımın silinmiş olması mümkün değil, üniversiteden bugün öğrenci belgesi alabildim.

e devlette neden olmuyor onu soruyorum.

ek bilgi: lisans eğitimi sırasında isterseniz öğrencilikle 10 yıldır alakanız olmasın ve kayıt yenilemeyin yine de kaydınızı silmiyorlar.

E-devlete gore ben su an liseyi bile bitirmemis gorunuyorum. Arada gidiyor oyle

Lazım.

(soru ne?)

ben 2013'te edebiyat fakultesinden bir gunde sildirmistim, maksimum 3-4 saat surmustur. onun cogunu da dekani bekleyerek gecirmistim zaten imza icin. rektor de olabilir emin degilim. yine sildirecegim, cuma gunu gidiyorum, normal sartlarda bir gunun yetmesi lazim erkenden gidersen. memur ya da dekan yoktur falan onu bilemem, ben yarin okulu arayip soracagim "yarin musaitseniz size gelecegiz" diye.

10 günde sildirdim biliydim böyle olacagını. dua et yönetim kurulu o iki günde toplanıyor olsun.

marmara'dan sildirmiştim, toplam 1 hafta sürdü. zira karar için fakülte yönetim kurulunun toplanması gerekiyormuş.

Marmara kurul murul işleri çıkarıyorsa iü de çıkarabilir. O halde yarın doooğru okula. Ben kocaeliden öğleden sonra 2-3 saat sürmeden sildirmiştim. Ama gitmeden önce ara, hangi evraklar lazım sor. Kütüphane borcu vs gibi ıvır zıvır şeyler oluyor onlara dikkat et. Yeni okulunda başarılar, sevgiler.

abi ben bugün aradım okulu, bizimkilere ulaşamadım. öğrenci işlerinde "üç fakülteye birden bakıyoruz, ne derdin var canısı" diyen biri var. fakülte ve bölümü söylüyorum, kayıt sildireceğim diyorum. beni bölüme bağlıyor. la o odada kimse yok ki. sabahtan beri arıyom bi düzgün bilgi alamadım.

benim bugün askerlik durum belgesiyle uğraşmam gerekti, o yüzden yarın sabah gidicem okula. apartman teyze gibi ben de zamanında 2-3 saatte sildirmiştim edebiyat fakültesinden (iü) ama sistem değiştiyse bilmiyorum. kurul toplanıyosa çok feci yan bastık demektir yalnız jsjfs epic fail

arkadaşım doğancılarda oturuyor bir gün sorun yaşamadı (tahtaya vurma efekti) bende sık sık giderim hem ulaşımı kolayda bir yer. gecenin bir vakti bile dönsen pek sorun olmaz. en oturulası yerlerden biri.

Bir sene Doğancılar-Paşakapısı tarafında, 4 sene de Çiçekçi-Selimiye tarafında oturdum. İkis de çok güzel semtler, Selimiye'yi daha çok severim. Ev arkadaşım benden ayrıldıktan sonra 3 yıl İcadiye'de oturdu, o da memnundu.
Kadın

Arkadaşlar bide cinsiyet yazsanız çok süper olur.

üsküdarın neresinde yaşayacağına bağlı. sancaktepe üsküdar değil bir kere üsküdara uzak sayılır.
sancaktepe istediğin gibi bir yer değil pek. kiralar uygun ama sana uymaz.

üsküdarda bulgurlu , libadiye tarafı çok güzeldir orada yaşıyorum diye demiyorum :). temiz nezih bir yer.
kiralar coğu yerine göre daha fazladır ama illa ki uygun bir yer bulursun. öğrenciler falan da eve çıkıyor buralarda. 2-3 hanımefendi eve çıkılabilir.


erkek.

6 senedir 2 kız yaşıyoruz biz Üsküdar merkezde. Evet çok bağnaz insanı var falan ama kişisel olarak hiçbir sorun yaşamadık daha burda. Ben taşınmak istiyorum gerçi Üsküdar'dan ama başka sebeplerim var benim. Yoksa yaşanmayacak yer değil. Hatta konumu itibariyle İstanbul'da yaşanacak en iyi 2-3 yerden birisi.

Üsküdarda yaşanabilecek en nezih ve sakin semtlerden biri Bağlarbaşı'dır. ancak metro açılacak yakında ve saçma sapan kiralar istemeye başladılar. en son 50m2 giriş katına 1000tl demişlerdi.

Doğancılar - Paşakapısı tarafları çok güzel. Öneririm.Eşim(kadın) 10 senedir Üsküdar'da yaşıyor(Çarşı, Aziz Mahmut, Paşakapısı'nda oturdu sırasıyla), 5 senesinde tek başınaydı. Herhangi bir problem olmadı.

Şunların "salacak, çiçekçi, selimiye, doğancılar" hepsi güzel semtler. Hepsinden istanbul'daki bir çok yere maksimum 1 saatte ulaşabiliyorsunuz; bu büyük avantaj sağlar.

Ben merkezin kalabalığının bir nebze azaldığı Halk caddesinin üst bölümünden başlayarak; o caddeyi takip etmenizi; ve caddeden çok uzaklaşmadan Doğancılar parkı çevresi, Paşakapısı, Çiçekçi ve Selimiye'ye bakmanızı öneririm.

bence libadiye, bulgurlu, kısıklı, tarafları da gayet uygun. bağnaz filan değil üstelik, tek başına gidip ev bakabilirsin.

malesef yok.
onu bunu bırak , kazanmışsın kazanamayanlar var gidicen bam bam bam okuyacaksın!1!111!!
çok istiyorsan ortalama kasar yatay geçiş yaparsın.

peki aöf yazabiliyor muyuz?

bi kişi de niye dışarı çıkmıyon diye sormamış yav. 86 gün evden çıkmamak bu kadar normal bi şey mi ki. niye çıkmıyosun? bence çık. bi gün çıkıp 1-2 haftalık alışveriş yapabilirsin. 6 gün çıksan yeter bence, 80 gün yine iyi. televizyonu boşver zaten bilgisayardan izleyeceğini yine izlersin.

Ben 300 lira sigaraya verecegime, 300 liraya 10 kez disari cikarim. Zaten calisan insan ayda 10 kere disari cikamiyor. Yani cok sanslisin, uzulemiyorum senin icin.

Neden cikmiyorsun ameliyat falan mi oldun

Sigarayı bırakmak için süper fırsat olmasının dışında, her gideceğim yer oara mı ki? Yürüyüş yapılır, parklarda nefes alınır, bir ağacın altında yatılıp bir şeyler okunur, güzel bir yerde güneş batışı izlenir. En son öyle parasız olduğumda bir parka gidip jonglörlük nasıl yapılır, onu öğrenmeye çalıştım. Öğrenemedim ama o sırada güzel insanlarla tanıştım.

Muhtemelen küfrediyorsundur ama geçici süreli olması ve hastalanmamak kaydıyla böyle zamanlar iyidir. İnsan nasıl başarılı olduğunu sonradan hatırlayıp mutlu oluyor.
eksisozluk.com

ben 7 ay çıkmadım. nedenine göre değişir nasıl geçeceği.

ek: bu arada parasızlıkla evden çıkmama arasında bağlantı mı var? ben "evden çıkmayacağım, ayrıca param da yok" gibi aldım duyuruyu. çünkü ikisi arasında bağlantı kuramıyorum. zira hayatımın en parasız dönemini yaşıyorum ve bu aynı zamanda evde en az vakit geçirdiğim dönem olabilir.

Tütün sigaradan daha ucuza gelebilir. Dışarı çıkmak demek illa dışarıda yemek içmek değil, eve kapanmayın bu süreçte.

alışverişi toplu yaparsın aldığın şeyleri çürümeden tüketirsin tasarruf olur.
çevrende illa ki güzel park çimenlik tarzı yerler vardır oralara gidebilirsin. büyük bi bardak ayarlarsın kendine kahveni evde yap git.
spora başla dışarıda yürüyüş ve koşu evde ise evde yapılan programlar var you tubede görürsün.

kitap film vb zaten düşünürsün. sıfırdan güzel bir diziye başlanabilir. prison break ve fi dizisi tavsiyem.

sosyal medyadan hoşlanıyorsan profil falan kasarsın. uygulamalarda var karşı cinsten birilerini düşürürsün. sen cıkmazsın onlar sana gelir :))

çadır vb ekipmanın var ise veya birilerden ödünç alırsan yakınlara kampa gidebilirsin . mesela 10 gün ev 1 hafta kamp gibi. kampta çok gider olmaz zaten. ev gibi toplu alışveriş yapıcan onları yiyeceksin.

sonrasında ödemek kolay olur dersen , 3-5 bankadan hesap aç nakit avansına gir kartın. 500-1000 para ayarla oradan onlarlar arada nefes al vb.

fırsat bu fırsat, sigarayı bırak.

Ben de evden cikamayacagim +param da yok zaten evi eglenceli hale getirmeye diye anladim

Diziye basla
Arkadaslarina soyle senin evde bulusun sana yemek getirsinler. Param yok bana yemek getirin de.
Eger arkadasin yoksa bulundugun yerde, internetten biyerlere gir tanismak icin
Hobi edin youtubedan video izle
Sigara icin birakamasan da yariya indir masrafin da yariya inmis olur

Sabun veya şampuan neden zararlı olsun ki daha az zararlı olanı soruyorsun? Kil mi zararsız sana göre?

Sampuanda silikon var. sac alisinca surekli sampuanlaman gerekiyor. Sabun o acidan daha iyi olabilir

@diffarentiationation

sen başka bir dünya da yaşıyorsun herhalde ? şampuanları ve içindeki maddeleri araştır biraz.

sabunun bazikliği saç derisinin asidik yapısına uyumlu değil. hele kuruluk ve kepek probleminiz varsa, kıvırcık ve zor açılan saçlarınız varsa aman diyeyim. başka bir dünyada yaşıyorsun herhalde diye çıkışmışsınız birine de sabun ağaçlarda mı yetişiyor anlamadım :) ki "doğal" olan her şey yararlı ve temiz içerikli falan değil. yapısı deterjana benzeyen şeyden korkmuyorsunuz da saçınızın ph'ına ve sorunlarına uygun geliştirilmiş şampuandan korkuyorsunuz öyle mi? sls'den kaçınabilirsiniz saçınız ağırlaşmasın diye mesela. şampuan içindeki başka "korkunç" maddeler hakkında bizi aydınlatabilirseniz sevinirim.

@regenbogen

cevap yazarken açtığım duyuruyu düzgün okumamışsın bile , okursan göreceksin sabun mu şampuan mı diye soruyorum sabun zararsız demiyorum zaten.

Sodium Laureth Sulfate (SLES): Sülfaktan. Petrolden elde edilen sentetik bir kimyasal. Deterjan etkisi göstermesi ve köpürmesi için temizlik ürünlerine konuyor. Boru hatlarını temizlemek için bulunmuş. Vücuda teması halinde 1-2 dk içinde emilerek kana ve organlarımıza karışır. Saç derisini fazlaca kurutabilir. Beyin ve Sinir sistemimizi etkileyebilir. Üreme ve Endokrin sistemimizi bozabilir. Karsinojendir.

Sodium Lauryl Sulfate (SLS): Sürfaktan. Anyonik Sürfaktan. Emilgatör etkisini arttırmak, deterjan ve köpürmenin etkisini arttırmak için kullanılır.Vücuda teması halinde 1-2 dk içinde emilerek kana ve iç organlarımıza karışır. Saç derisini fazlaca kurutarak ve saç köklerine zarar vererek saç dökülmesine yol açabilir. İç organlarda birikmeye yol açarak iltihaplanmasına yol açabilir. Çocuklarda göz gelişimini engeller.
Karsinojendir.

Sodium Xylene Sulfonate: Kişisel Bakım ürünlerine Konan bir kimyasal katkı, Diğer Katkı maddelerinin suda çözünmelerini arttırmak için konulmaktadır. Zehirlidir. Üreme sistemini etkiler. Doğal çevreye çok zararlıdır.

Parfum: Sülfaktanlar ve diğer katkı maddelerinin Kötü Kokularını gizlemek için kullanılır. Gizlediklerinden daha fazla probleme yol açarlar.
sürfaktanların ve diğer maddelerin nahoş kokusunu maskelemek için kullanılıyor. Kendileri, ortadan kaldırdıkları problemden daha fazla probleme (alerjik tepkiler, astım atakları, baş ağrısı, vb.) yol açabiliyor.

Cocomide MEA: Şampuanlarda köpüğün çok ve kalıcı olmasını sağlayan bu maddeler, trietanolamin (TEA), dietanolamin (DEA), monoetanolamin (MEA) özellikle SLS ve diğer sülfatlı hammaddelerle birleşince, vücuda teması halinde dahi zarar verebilecek olan “nitrozoamin”leri oluştururlar. Bu maddelerin laboratuvar hayvanlarında yapılan incelemelerde beyin hasarına neden olduğu tespit edilmiştir. ​İnsana zarar verdikten sonra atık sularla, nehirlere göllere karışıp, o bölgedeki canlılığı tehdit ediyorlar. Bizler derelerin çevresinde atık bırakan fabrika arayaduralım, aslında fabrika evlerimizin içinde, gün be gün atık sularla birlikte doğayı biz zehirliyoruz.

Sodium Benzoate (E211): Bir kimyasal koruyucudur. Hücrelerin “güç istasyonu” olarak tanımlanan mitokondrilerinde D.N.A hasarına yol açtığı tespit edildi. En son Coca Cola firması bu maddeyi kullandığı için özür dileyerek kullanımına son vereceklerini söyledi.

evden çalışmak zorundayım

kurslara yazılın, halk eğitim merkezleri var, ucuz sanırsam.
depresyon çağın vebası sanırsam. hepimizde var. kendinizi yalnız hissetmeyin...

başka şeyler yapsanda yalnız olacağını düşünebilirsin öyle düşünme sürekli birşeyler yap. gerekirse yalnız yap karşına birilerinin çıkmasını bekle.

kamplara falan git gez bir yerleri mevsim müsait. işin pcden yapılıyorsa daha güzel olur işini de aksatmazsın.

Psikologa gitsen sana soyleyecegi sey disari cik yuruyus yap kursa git eski arkadaslarini ara sohbet et sosyalles. Sorunun da sosyallesememek zaten. Sosyallesememenin nedeni de ortamin olmamasi. O zaman yapilacak sey resim kursu gibi duzenli ve uzun sure gidebilecegin bir seyler uretip insanlarla tanisabilecegin bir ortama girmek. Belediye kurslarini vs arastir. Ucretsiz sana uygun bir kurs mutlaka bulursun. Madem bilgisayardan calisabiliyorsun seyahate cikabilirsin. Sen kendini sevmezsen caninin istedigini yapip mutlu etmezsen kimse edemez.

Tipik aynı sorun bende var. Kış geliyor ben şimdi kara kara düşünüyorum ne yapacağım diye. Psikolog şu noktada işe yaramıyor yani şöyle ki sana ödev veriyor ya zaten ben sosyalleşemiyorum bu ödevler nasıl yapayım.. açıkcası ben yalnızlığımla nasıl keyif alabilirim bu şekilde yol aldım. Ha evet şu an yaz ayındayız ve annem burda olduğu için sık sık abimlerin evine gidiyorum depresyona fırsat yok.

Geçen sene kalktım tek basıma bisiklete kamplı tur yaptım ve günün sonunda başımı mata koyduğumda yalnızlığım yüzüme vurdu. Gün boyunca kafa o kadar meşgul ki zerre aklıma gelmeyen şey sadece bir dakika içinde geldi. Demem o ki önce yalnızlığından keyif almaya çalış kafayı meşgul et. Bunun içinde anlık hevesler bile olsun. 500tl verip karavan Lego aldım. Bi iki gün yaptım üçüncü gün bıraktım yaparım bir gün ne acelem var. Suan 30.gündeyiz... cok uzattım kusura bakma.

Depresyon hırkanı çıkar. Az serinle geçer.

kız senin oğlanı ağır tease ediyor, seninki de niyetsiz değil gibi.

edit: gerçekten çok yakın kız arkadaşlarım oldu, hiçbiriyle bu muhabbetlere girmedik, girdiklerimle de zaten olay arkadaşlıkta kalmadı.

valla bacım, bazı insanlar işte böyle geniş.
kim ne derse desin, burada önemli olan senin bunu kaldırma kapasiten. onlara normal geliyor diye kendi normalini eğip bükmeye çalışma, sonra çok pişman olursun.

erkeğim ve net söylüyorum sana: bu oğlanla aynı havayı bile soluma.

bu arada bu yapılan şeyleri, bahsedilen konuları erkek arkadaşım da devam ettirmiş. tek taraflı degil.

sağlıklı bir durum değil. geçmişte cinsel birşey yaşanılan insanla bağ devam edebilir neden etmesin. tarafların içinde artık cinsellik düşüncesi yoksa bir sorun olmaz.

sizin durumda erkek tarafı bu flörtöz ilgiden memnun gibi görünüyor. ama bu bir işaret olabilir. çünkü bu kadından kurtulsanız bile. aynı duruma tekrar düşse olay gene devam edecek.

ayrılman gerektiğin aklından geçmediyse, ve ilişkiye devam ediyorsan asıl sorun sendedir.

eski ilişkisiyle iyi bitirmişlerdir etkileşim olmadan takip eder , çok hoş değil ama en azından mantık alır bu durumu.
ama şuan anlattıkların çok mantıksız herşey ortada. seninle ilişkisi varken bu konuşmalar olduysa çok büyük terbiyesizlik ilişikiyi bitirme derecesinde neredeyse.

ve utanmadan hala arkadaşlığını devam ediyorsa erkek arkadaşın daha büyük sorun. muhtemelen takılmalık geçici bir sevgilisin onun için.

Kaç yaşında insanlarsınız kim bilir. Yakma gençliğini böyle sikik tiplerle.

Normal bir vaka değil, aklından böyle bir şey geçmeme olasılığı yok. Erkek birey olarak birkaç yakın kız arkadaşım var, fazlasıyla yakın olduğum. Kardeşim gibi olmasa da o kadar severim. Ve bu arkadaşlarla müstehcen şeyler konuşacak olsam, bu normal bir erkekle konuşur gibi oluyor. Yani herhangi bir erotik foto göndereyim, işte cinsel şaka yapayım, cinsel ilgi uyandıracak şeyler göndereyim değil. Normal olarak herkesle konuşamayacağın fakat samimi olduğun insanlarla yapılabilecek muhabbeti yaparız. Yani iş hiçbir raddede yanlış anlaşılacak boyutta olmaz. Bunda ise yanlış anlaşılma eşiği fazlasıyla aşılmış, bence direk mevzu bahis şeyler aleni ima ediliyor. Kız tarafı bunu ısrarla yapıp, erkek tarafı da yüz verip muhabbeti devam ettiriyorsa iş iki taraf için de bitmiştir.

Onun dışında sevgilimin daha önce cinsel anlamda bir şeyler yaşadığı kişiyle sosyal medyada takipleşmesi beni tedirgin etmez ama elbette rahatsız eder. Bu bazı kişilere normal gelebilir ama bence bu da normal değil. Kaldı ki ben de düzenli bir ilişkiye başladığımda aramda en ufak bir yakınlaşma olmuş kızları da listemden silerim. Gerek yok.

Öncelikle sizden önce yahut siz varken farketmez arkadaş dediğin erkekle veya kadınla bişeyleri ima eder gibi o şekil konuşmak hele foto göndermek tam anlamıyla yılışıklıktan basitlikten başka bişey değil. Rahatsız olmakla ve istememekle çok haklısınız, şahsen midem bulanır tiksinirdim. Aynı şekilde ek sorunuz da çok mu basit geliyor bazılarına nasıl aman nolucak deyip normal karşılıyorlar, beraber olduğu insanla hele ki sevgilisi varken nasıl bir ulvi arkadaşlığı varmış ki aman arkadaş olarak ekli olsunlar ne var diyebiliyorlar aklım almıyor. Bana göre normal değil ve asla gerekli olmasına mantıklı bir sebep olamaz. Aynı rahatlığı kendi gösterir mi, kendisine sordunuz mu?

bu konu konuşulduğunda erkek arkadaşım şey bile demiyor üstelik ' evet ya haklısın, ben doğru olmayan şeyler yapmışım. garip bişey bu' falan. sürekli benim geçmişe takıldığımı ( geçmiş dediği max 1 yıl önce), ona göre bunda yanlış bir şey olmadığını, abarttigimi falan.

ne denilmesini istiyorsun ki ? erkek arkadaşım da konuşmaları devam ettiriyor, hata yapmışım da demiyor diyorsun ee daha ne yorum yapılabilir ? iğrenç insanlarla ilişkiler yaşıyorsunuz valla üzülüyorum.

Uzun analize gerek yok. Aralarında cinsel bir bağ var.

Erkek arkadaşının yaptığı şeyler normal değil. Kendini yormana gerek yok bence.

Bir an evvel ayrılmalısın. Bari bu sefer beni dinle de eskisi kadar uzatma işi ;

www.eksiduyuru.com

kabul edilemez, kabul edilmesi teklif dahi edilemez!

karakter meselesi.

demek ki senin erkek arkadasin boyle bir tip.

Boyle seyler yapan adam gercekten masum olsa bile iliski icersinde karsi tarafa (yani sana) yapilan ulu orta bir saygisizlik ve dusuncesizlik bu yazdiklarin.

Ben de bana ve bize saygisi olmayan bir insanla olmazdim..

Viel Spaß !

"Kaç yaşında insanlarsınız kim bilir. Yakma gençliğini böyle sikik tiplerle."
okuduğum en güzel ve doğru yorum.
kaç şekerim kaç.

aralarında cinsel çekim olmasa bu tip muhabbetler olmaz. net ayrıl

dizginleri yöneticinin eline verirsen sonsuza kadar öyle gider. karşısında dur biraz. yavaşsan yavaşsın, yeni başladım buna toleransınız yoksa nasıl yöneticilik yapıyorsunuz de.

kadın üstlerle çalışmak zordur. suyuna gitme, doğru olan neyse onu yap sonra pişman olursun. kolay gelsin.

yukaridaki troll yorumu dikkate alma. bence burada anahtar kelime "comfort zone"

hem itle, kopekle aranda kalkan vazifesi gorur, hadlerini bilirler; hem de ozguvenli biri oldugun intibasini birakir.

Sana trol demelerinin sebebi yaptığın yorumun yanlışlığı değil gerçek dışı olması. İş hayatına uygun olsam da olmasam da çalışmak zorundayım. Bircok insnan gibi... Çalışırken işimi nasıl kolaylaştırabilirim onu soruyorum ben de :)

normalde olan enerjini iş hayatında sarf etmeye başla hemen. sonrasında ortama iyice ısın.
şunu unutma günümüz türkiyesinde önce maddiyet herşeyden önce bu geliyor. iş yerinde bişeyler kötü gider ama paranı cebine koyarsın geri kalan herşey iyi gider. onun için direk genel müdürle iyi geçinmeye çalış. önce ayağını sağlam bas sonra yöneticlik için oyna ve kendini ortaya koy birşeyden çekinme. pasif olma ama çok da baskılı oynama. rölantili ol dengeyi kur.

0

(ciddiyim uzun zamandır böyle)

low-carb, glutensiz, rafine şekersiz beslenmeye özen gösteriyorum. İdeal kilomdayım.

edit: evet doyuyorum. doyurucu sağlıklı şeyler yiyince doyuyorsun. Genelde iki ana öğün yemeye çalışıyorum ben ve o kadar da zorlanmıyorum açlık konusunda.

2 dilim yiyorum en fazla ama ona rağmen kilo alıyorum. senin gibi insanlar o kadar yiyip kilo almıyor işte sinir oluyorum:)

Sadece kahvaltıda ekmek yerim, o da çeyrek ekmek ya eder ya etmez. Kesmek için falan değil, zayifim çocukluktan beri böyle.

uzun zamandır ekmek arası bir şey yemedim. ekmek yiyorsam günde hehralde 5-6 dilim falan

şüşkoyum, tost yapmıyorsam günde 2-3 dilimden fazla ekmek yemem. kimse sadece ekmek yediği için ölmez, yemediği için de sağlıklı olmaz. cidden günde 2.5 ekmek fazla ama nasıl desem başka şeylerle tolere edebiliyorsan (bol hareket etmek, ekmek dışında genel olarak sağlıklı ve dengeli beslenmek vs) bence çok da büyük mesele değil ya. tamam sağlığımıza dikkat etmeliyiz, vücudumuz en önemli hazinemiz de bugün yediğin sebze için bile zararlı diyolar abi e ne yicez o zaman amk, ben düşünmekten ve uğraşmaktan bunaldım açıkçası.

mevcut kaynaklar bu nüfusu beslemek için yeterli değil. alan sorun değil ama nüfusu doyurmak bence sorun. o yüzden ucuz olan ne varsa basıyolar yiyeceğe de içeceğe de. affedersin ske ske o glikoz şuruplarını falan tüketmemiz lazım. "yok ben tüketmicem" diyorsan ya eşek yüküyle para verip organik kasacaksın ya da kendin yetiştireceksin. ambalajsız ürün tüketmeyin diyolar, doğrudur ama onlardan ne kadar uzak durabilirsin? hiç tüketmeyen adamda çeliğin ötesinde bi irade ve beslenme planı uygulamak için bayağı boş vakit olması lazım.

o yüzden tek derdin ekmekse eğer bence zktir et.

Kahvaltıda yarım ekmekten bir dilim eksik gibi yerim, akşam yemeğinde de salata varsa suyuna genelde 1-2 dilim banarım yoksa çorbayla ekmeğin burnunu yerim sadece. Standart gün böyle. Kilo normal.

iştahsız olduğum dönemlerde çeyrek.
formda olduğumda yarım ekmek. spor yapıp çok iyi beslendiğim dönemlerde bile yarımı geçmem.
standartlarım bu.

öğrenci şartları falan bazen devreye giriyor ya da gece gece tost istiyor canımız o zamanlar istisnai durum oluşuyor ama çok nadir.

tüketmiyorum, sıfır. sadece yumurta yiyeceksem bir dilim kızartıp yiyorum yanında. bunun haricinde, dışarda yemek yemem gerekirse ekmeği kafaya takmıyorum (tost, sandviç vb.) çünkü nadiren yiyorum.

Yersem 1 dilim en fazla. Alışınca doyuluyor, bir süre sonra eksikliğini hissetmiyorsun bile. Ekmekle birlikte abur cuburu yemeyi kestim. Porsiyonlarım büyüktü onları da normal seviyeye indirdim. Spor olarak 1 saatlik yürüyüşlere kolayca 13-14 kilo verdim. Şuan kilom normal.