Benim görüşüme göre 1-2 ayda %15-20 riskli bir yatırım gerektirir. Düşük risk ile ben olsam dolar, euro veya altın almayı düşünebilirim. YTD

2 ay surede %20 kar getirecek, riski az olacak... yokum diyor.

2 ayda hem borsada hem fonlarda %20 kar edilebilir bu cok normal ama bunlar hep risk seviyesi yuksek urunlerdir.

Risk seviyesi dusuk, hatta olmayan, mevduat olur, 50 deseniz yillik 2 aylik % 8 civari getirisi olur. Bundan tabii karin %5 stopaj olarak kesilir.


Para getiren seyin riski olur. Risksiz kazanmak diye bir sey soz konusu degil. Bedava peynir anca fare kapaninda...

1-2 ay içinde %15-%20 kazandıracağını ve riskin de az olduğunu söyleyen biriyle karşılaşırsanız paranızı kaptırmayın.

Yatırım fonları sizin için uygun seçenek diye düşünüyorum.
Fonların 1-7 arası risk oranları var. İstediğiniz gibi bir fon mutlaka vardır.

2 ay için dolar altın fon gibi emtialar riskli olabilir. süre az olduğu için vadeliye atabilirsiniz. şu an bankalar kapıyı %50'den açıyor.

1-2 ay için kesinlike PPF
örnek : www.tefas.gov.tr
hemen hemen her bankadan alabilirsiniz.

Fiziki altin al
www.youtube.com

Risk oranı en düşük getirisi sabirt olarak mevduat faizi daha ne olsun %60 faiz garanti. Dövizin hiç bir cazibesi kalmadı.

Mermer olmaz. Ateş tuğlası alabilirsiniz ama. Buradaki mesele ısıyı içine alıp hapsetmek.

Dokum demir de kullanabilirsin

nöbet geçirmemek çok önemli siz de biliyorsunuz. bu kadar kritik bir konuda mutlaka doktorunuza danışın derim. doktora danışmadan kesinlikle hareket etmeyin.

tozdan ziyade ağır spor yapmak veyahut aşırı yorgunluk da nöbeti tetikleyebilir.

Doktorunuza danisin. net. dendigi gibi problem esasen idman yukunden kaynakli olusabilir.

Ancak genel anlamda sizin ozelinizde degil ancak , ne whey, ne bcaa, ne L-carnitine, ne creatine, ne multivitaminler nede herhangi diger bir takviye. hedefiniz acisindan inanilmaz gerekli degiller.

Spora "yazilacak" bir insanin son gercekten son sormasi gereken sey takviye. Bunlar %90 sanidiginiz seyi yapmiyorlar. Gercekten yapmiyorlar. Belirli seviyenin uzerindeki sporcular icin bir anlamda bazi takviyeleri kullanmasini gerekli gorebiliriz yine diger faktorleri gorerek. Onun disinda tamamen daha beyaz disler, daha beyaz detarjan gibi pazarlama stratejileridir. Izlediginiz butun profesyoneller size urun satmaya calisiyorlar, milyar dolarlik bir endustri bu.

Su an sizin takviyeyi merak etmeniz , Arabanin lastigi yok, benzininiz bitmis, iyi bir surus icin camsuyu mu kullansam yoksa musluk suyu idaree eder mi diye sormak gibi.

bakalim bir 1 sene duzenli olarak ayni programla idman yapabiliyor musunuz? 1 sene diyet yapabiliyor musunuz gerkceten diyet, sizin gun icinde karar verdiginiz degil haftasonu pisirip her ogunde neyi ne kadar yiyeceinizi bildiginiz bir diyeti uygulayabiliyor musunuz? Dinlenebiliyor musunuz? Recovery sureniz ne kadar?

Sonra bakarsiniz, supplement mi lazim baska bir sey mi lazim zaten zamanla ilgi arttikca arastirdikca kendiniz bu soruyu cevaplarsiniz.

En dumduk sekli
Conditional formatting,
new rule,
format only cells contain. gelen menuden esit, eksik fazla yaparsiniz.

Ekstreniz dolar olarak kesildiyse onu dolar olarak odersiniz. Dolayisiyla dolar kurundan cevirme vs. olmaz. 200 dolar - 200 dolar/ Siz eger o dolar ekstreyi tl olarak odeyecekseniz dogal olarak odediginiz andaki kur gecerli olur.

Siz ekstreyi tl uzerinden alirsaniz yamulmuyorsam harcadiginiz andaki kur etkili olur.
Sonucunda tl odersiniz.

döviz ekstresi gelir .

eğer daha önce dolar ekstresini açtırmadıysanız (arayarak mh leri yapıyo) genelde TL olarak ve o anki kurdan çevirerek kesiliyor para.
ama döviz ekstresi ise zaten çevirme olmadan direkt dolarsa dolar euroysa eur borcunuz olur.

Meslekten mesleğe değişiyor. Eşim mühendis, ondan kimse denklik istemedi (imzası gereken bir alanda uzman değil). Ben psikoloğum; denklik olmadan iş bile arayamiyorum. Genelde sağlık sektöründe zorunlu gibi.

Meslekten mesleğe değişebilir. Ben Fransa'da iş ararken sadece bir tek yer istemişti. Onun dışında kimseye diploma vs bir şey vermedim. Tedarik zinciri

almanya için mesleğe göre değişir. avusturya gibi pek göçmen almayan bir ülkeye şirket içi transferle gidilir genelde. o yüzden gerek olmaz

cevaplardan zorunlu olmadigini ama meslek ve firmaya göre fark ettigini anliyorum, cok tesekkürler

Usttekilere katilarak; kucuk bir trick var. Mavi kart vb. ulkede eksik olan meslekler kategorisinde avantaj saglanan uzman personel olarak vizeye basvuracaksaniz. O zaman yaptiginiz isin imza atma yetkisine bakilmaksizin otomatik olarak, o isi yapabilecek sertikasyonunuzun oldugunun ispati dolayisiyla denklik gerekir.

Dolayisiyla nasil bir vize/oturum basvurusu yapilacagi da faktor olabilir.

çeviri ve apostil varsa zaten noter onayı da var demektir. zaten sağlanabilecek en yüksek seviyede gözüküyor. hayırlı olsun.

=IF(A1="a",1.8,(IF(A1="b",1.6,(IF(A1="c",2,0)))))

0 tabii eger hicbir degilse.

Buraya yazdiginizi Bard'a kopyaladim, a b c disinda baska bir deger olmayacgini ozellikle belirttiginiz icin su sekilde verdi:

=IF(A1="a",1.8,IF(A1="b",1.6,2))

Eger a b c disinda baska bir deger de gelebilir, o zaman 0 gozuksun derseniz ustteki cevaptaki formulu de kullanabilirsiniz.

teşekkür ederim dönüşleriniz için ancak toparlayamadım yine.

istediğime en yakın olduğunu düşündüğüm formül bu ama hata alıyorum

=IF(BF2="a";DS2/1,1/1,8;IF(BF2="b";DS2/1,6/1,1);IF(BF2="c";DS2/2/1,1))

eger bf2 kolonunda A yazıyorsa ds2 hücresini 1,1 ve 1,8 e bölsün.
bf2 kolonunda B yazıyorsa ds2 hücresini 1,1 ve 1,6 ya bölsün
bf2 kolonunda c yazıyorsa ds2 hücresini 1,1 ve 2 ye bölsün.

=IF(BF2="a";DS2/1,1/1,8;IF(BF2="b";DS2/1,6/1,1;IF(BF2="c";DS2/2/1,1)))

=IF(A1="a",DS2/1.1/1.8,IF(A1="b",DS2/1.1/1.6,DS2/1.1/2)) bu tabii sertac akinin ki en dogrusu eger sadece abc varsa.

boyle denermisiniz? parantezin yerini degistirdim ortadaki parantez ilk yanlissa daki ifi kapatiyor. bir de aldiginiz hata ne? virgul, nokta noktali virgul farkliliklari hatayi anlamada sikinti yaratiyor da. Formul mu calismiyor yoksa formul istenen degeri mi dondurmuyor?

@wallcan

Üstteki formülünüz ile oldu çok teşekkür ederim. parantezlerin yeri doğru değilmiş, 1 yerde de gereksiz bir virgül varmış.
tekrardan teşekkürler

seescreen isimli yazar sozlukte kendisi ameriakda ve bu konularda epey bilgili. ona mesaj gönder istersen.

1. ABD deki imkanlarin trden cok daha etkin oldugunu dusunuyorum.
Devlet katkisi tr de cok avantajli olmuyorken gozlemledigim kadariyla ABDdeki 401k, Roth IRA vs. sirketin sizin katkinizi match ettigi sistemler daha efektif. Dolayisiyla buraya para getirip yapmak yerine baska sekillerde parayi degerlendirmenin cok daha faydasi olacak kanaatindeyim. Yani gidip duzenli olarak index fundlarina yada ETFlerine yatirsaniz daha verimli olabilir tabii ki olmayadabilir.Riskler herkes icin her urunde.

3. bildigim kadaryla yok
4. Acarken muhtemelen bankaya/subeye/sigortacinin ofisine vs. gitmeniz gerekir.

on.com.tr

Burgana koy 32 güne %1.25 faiz var.

2000 euro senelik 18 euro falan getirecek bu oranla.

1 senede 2k€'dan alabileceğin faiz büyük bankalarda max 0,50€ civarı olur, vov hesap, odea gibi yerler ise 1 senede 6-10€ verir.

32 gün %1,25 gördüm ama 1 seneye çıkarırsan o oran %0,2'ye düşüyor o da yine vov odea kadar kazandırır

Eurobondlar var %4 kusurlerde eur icin ancak ondan 1 senede cikarken euro bazinda zarar etme riskiniz olabilir CDS ler / faizler nereye gidecek biraz karisik. Bir de ondan cikarken tl bazinda kar ederseniz ki edersiniz(euro bazinda zarar etseniz dahi) cunku euronun da dolarin da artmasi hayli yuksek bir ihtimal, o zaman vergi odemeniz gerekir. Faizinden total dusuk oldugu icin vergi odemenize gerek olmaz. Ancak satarken kar ederseniz vergi gelir.


Normal vadeli Faiz vs. gerisi bahsis verir.
Doviz olarak yatirim yapmaniz kucuk yatirimci olarak bir miktar kisitlaniyor kasitli olarak evet.

Elime ne zaman geçiyor konusuyla hiç ilgilenmedim de, para doğrudan döviz hesabına geliyor İş bankasında. Zaten yatırım hesabı TL hesap ve kupon ödemesi Döviz olarak geliyor, TL hesaba yatmaz.

valor yok vade tarihinde gecer.
tahvili satin aldigin vadesiz dolar hesabina yatar.
ben teb kullaniyorum genelde sabah en gec 9'da hesaba gecmis olur, diger bankalar da gun icinde yatiriyor.

ilerde baskasina yarar belki. USD para birimi tatilken (bankanin ifadesi boyle)yatmiyor mus ilk is gununde yatiyormus, dun amerika tatildi o yuzden yatmamis. iyi de borc tr nin borcu degil mi, abd tatil olsun olmasin ne alaka? yada eur olunca hani ulkeyi baz alacaksiniz vs. diyemedim.

süt ü 70 derecenin üstüne çıkarmışlar köpürtürken. Maks 70 olması gerekiyor yoksa proteinler parcalanıyor vs. ondan.

bence sizin sütü ısıtmışlar, fakat köpürtmemişler. ben de evde bazen yanlışlıkla kaynatıyorum, ama köpürtünce öyle kaymaktıt, saf süt tadıdır falan gelmiyor.

Tefas da aldığın fonun detaylar kısmında aylık 3 6 ve 1 senelik hatta 5 senelik getirileri gösteriyor. Yatırdığın parayı getiriye göre hesaplayabilirsin

Bir excell programı yazar, her aldığında maliyet ve miktarları kaydedersin. Toplam ve birim maliyeti gösterir.

tefas sitesinde günlük aylık 3 aylık yıllık ve YTD olarak getirileri görebiliyorsunuz
ayrıca istediğiniz tarih aralığında da getiri görebilirsiniz. fon karşılaştırma sekmesinde istediğiniz tarih aralığını girerseniz yine getiri oranı görünüyor

ben şöyle yapıyorum. aldığım tarih, adet ve alıkş fiyatını excel'de tutuyorum. ne kadar getirdiğini hesaplamak için
= (anlık toplam tutar - alım tutarı)/ alım tutarı yüzde olarak görebiliyorum. (kısaca kar/maliyet şeklinde hesaplayabilirsin)

Bu anlamda gelecegi tahmin edebilmek icin varsayimlar yapmaniz lazim. Cunku her alimda fon fiyati farkli olacagindan bu varsayimlarin agirligi bile yillik kazanci cok degistirir.Verdiginiz sekilde banka vadesi gibi kesini olacagi hesaplayamazsiniz. Ancak olduktan sonra bunu gorebilirsiniz.

Neden farkli varsayimlar farkli sonuc getirir.
Ornegin fon un her ay %1 getiri getirecegini sizin de aylik 1000 lira yatirdginizi dusunelim. Sizin yatirdiginiz para sabit ama urun fiyati surekli artacagindan getiriniz yilda %12 yerine %6-7 olur.

Baska bir senaryoda yine ayni verilerle 11 ay hic artmadigini son ay %12 arttigini dusunsek getiriniz yillik getiriniz %11 olur.

Farkli tutarlarda aldik diyelim yada sayi olarka aldik diyelim parasal karsiligina bakmadan yine onu ona gore bir varsayim senaryosunda hesaplamak gerekir.

excel kullanmayı biliyorsan yaparsın

Yapmak istediginiz sey tam nasil oluyor bilmiyorum ama benim tam tersi, yani yurtdisinda yasiyorum ama tr store u kullaniyorum. Bunun sebebi olarak 2 sey soyleyebilirim, 1 zaten trdeyken psn hesabim vardi yani ayni hesabi kullaniyorum, 2 turkiye kredi kartima bagli. Kredi kartinin onemi oldugunu dusunuyorum apple store vs. de misal tr kredi kartiyla baska ulke store una baglanamiyorsunuz vs.

Bir de listede Avrupanin altinda olmayabilir yani belki asya ya yazmislardir ona da bakmak lazim avrupa diye altini cizdiginiz icin dedim.

Aynı durumda almanya'ya yerleşen çocuklu çift var. Detayları bilmiyorum ama hiç de zorlanmadan almanya'ya yerleştiler cuk diye.

once senin gidip ise girmen, vergi vermeye baslaman bunun uzerine de oturum alman gerekiyor. daha sonra esin icin aile birlesimi vizesi icin basvurman gerekiyor. tabi aile birlesimi vizesi icin ulkeden ulkeye kurallar degisiyor ve dil sertifikasi gerekebiliyor.

eger bir schengen ulkesinde oturum alirsaniz oturum turune bagli olmak kaydiyla sonrasnda dependentlariniz icin de oturum alabilirsiniz. Ama oturum alma sebebi muhim misal normal calisma vizesinde cart diye bunu verirken, 1 yillik legal sebeplerden verilen mesela baska ulkelerin isbirligiyle yapilan projeleri yonetmek gibi vs. izinlerde aile getirme hakki olmayabiliyor.

Youtube da norwaytodayy diyr bi hesap var, bu yöntemle norveçe yerleşmişler 5 yıl filan önce. Bi bakın bence videolara.

irfanview toplu halde ugrastirmadan yapiyor olmali iki karistirsaniz gorursunuz. tabii yasim belli oldu boyle daha yeni kullanisli applerde vardir tahminen.

yok malesef, mumkun olan butun yollari yazmissiniz :) illa eurobond alinacaksa dolara donup dolar eurobond alinabilir zira orda secenek daha fazla hem faiz hem vade olarak.

yabancı borsalara girebilirsin.

Nitelikli yatırımcı olmama sebebiniz nedir?

@mistyimage o kadar parayı tr de tutmak istemiyorum artı bankam (is bankası,bu baska bankalarda fakrlı olabilir) subeye gelmemi istiyor nitelikli yatirimci olabilmem icin yakın zaman icin gelmeyeceğim.

Daha az yatirimlar icin, bu da bosda durmasin yatirimi benim aradigim.

@Mirket is bankasıyla calisiyorum ondan ellerinde yok alamiyorum, arti is bankasında alis kirli fiyatı yüksek onun farkı tam hatırlamıyorum ancak 2 sene sonunda 150 euro falan bırakıyor. Kötü degil elbette zaten eurobond var evet, benim ana derdim Serbest fon olmayan dövizle girilebilen bir yatırım fonu var mı sorusuydu anladığım yok.

parite de oynayın hocam
ya da bozup döviz bazlı kazandıran fonlardan seçim yapın

ZP9 fonuna bakabilirsin, Euro olarak alıp bir miktar gelir elde edebilirsiniz. eurobond riski taşımaz, katılım hesabıdır.

nitelikli yatırımcı olmanız gerekir alabilmek için, yatırım tavsiyesi vs de olmasın sonuçta paranızı koyacaksınız ben kendi çapında insanım :)

Once vizeye basvurmasi gerektigine emin miyiz? Hakki sabitse, oturum kartina dis temsilciliklerden de basvurulabiliyor cogu schengen ulkesinde.

Farketmez. yani ikisi de 90 gun icinse C tipi olacak nasilsa. Davet mektuplu vize her zaman daha kolay cikar eger ortada bambaska soylemediginiz bir durum yoksa.

Daha uzun kalma plani varsa(kart cikmadan) D tipi nasyonel vizeye basvurmak gerekir ama bu zaten diyelim ki karta barvuruldu ve kart cikma suresi ilk vizenin bitisinden uzun, yetkililer tarafindan size iletilir. Yani bu D ye orada da basvurabilir o kisim cok mesele degil.

vizeyle italya’ya girdikten sonra zaten istediğiniz schengen ülkesine gidersiniz, kontrol yok ki? iç hat uçuşu gibi binip gidiyorsunuz.

evet. D tipi vizeyle schengen bolgesinde dolasiminiz serbest.

Havalimaninda son vizenizi mi goruyorlar mesela

Vize basvurulup alinan birsey verilen degil, evlenseniz dahil. Hali hazirda vizeniz varsa niye size tekrar vize versinler e ornegin daha detayli olmasi lazim.
. Ama bi kavram karmasasi var, kalici vize derken sanirim oturum demek istiyorsunuz.

Vizeniz varken oturum karti alirsiniz , vizeniz iptal oluyor mu emin degilim yani oturumu aldiktan sonra hic vizeyle isim olmadi tekrar ama ihtiyaciniz yok vizeye kart var artik vs.

Kart icin havalimaninda karti uzatiyorsunuz. Vize mize yok.
Vize icin aktif vize(tarihi olan) hangisiyse ona bakiyor, bir sekilde 2 tane varsa 2sine de bakabilir.

bambaska bir sey sormaya calisiyorsunuz da dolambacli anlatiyorsunuz gibi geldi.

Vize statunuz ogrenci vizesinden aile birlesim vizesine donusuyor, yani ayni anda 2 tane vizeniz olmuyor.

@konusna ben konusuyorum daha bitirmedim

Iade den kastiniz bunun icin ek bisey mi yaomak gerekiyor.
Ogrenci vizemin ortasinda evlensem otomatik olarak evlilik vizesi on plana cikmiyor mu

Tek fark disk diye biliyorum, bende dijital versiyon var, hic gerek yok diske

dijital

ben ps4'ü cd'li almistim ve triple a oyunlarin hepsini cd takas ederek oynamistim. yani totalde sadece ilk aldigim oyuna para vermistim. cd'li versiyon daha pahali olabilir ama oyunlari takas ettiginde o fazladan ödedigin parayi fazlasiyla amorti edersin.

Ben digital aldim sizin gibi PS4 oyunum yok. PS4 un disk surucusu de hic bir ise yaramiyordu benim icin.

Arkadaslar arasi oyun takasi vs. disinda yani boyle bir imkan varsa, pek anlamli bulmuyorm.

dijital. Sadece fiyattan değil diskli olan daha büyük. Sony sağolsun yine kazulet gibi biçimsiz bir tasarım yapmış nereye koysan sığmıyor. O yüzden ne kadar küçük o kadar iyi.

psd4 den sonra daha yeni aldım dijital ps5 i

hali hazırda biçimsiz bi şekli var cidden. dijitalden daha büyük/daha şekilsiz diskli olan.

tek fark disk kısmı. bolca takasla oyun alırım derseniz ok ama onun dışında hiçbir anlamı yok diskli almanın.

ben de dijital aldım. hayatımın ilk playstation'u, dolayısıyla elimde diskli oyun yok. markete gidip disk alacak halim de yok. bluray takıp film izleme durumum da yok. store'dan satın alıp indiriyorsun, mis. tek dezanavtajı, büyük boyutlu oyunun inmesi yarım günü, belki daha fazlasını buluyor. ama akşamdan indir diyip bırakınca sabaha hazır.

diskli almadığım için çok mutluyum.

Disk oyun piyasasi bitik turkiyede. O yuzden diskliye ekstra para vermenin hcibir anlami yok

Disk oyun almak türkiye'de çok avantajsız ithalat vs etkisiyle dijitale göre çok daha pahalıya geliyor. Takas yapma işi ne kadar aktif türkiye'de bilmiyorum ama oynadığım oyunun kütüphanede kalmasını isterim ben o yüzden takas işine pek girmezdim. yurtdışından dijital versiyonunu almıştım mayıs ayında. Vergi iadesiz bile baya ucuza gelmişti üstüne vergi iadesi koyunca yurtdışı gezim bedavaya denk geldi neredeyse aradaki farkla.

Onceki tecrubelerimiz egitimimiz cok onemli. Ama genelde zor. AB icin ozellikle.

Daha Saha oriented pozisyonlardaysak Turk firma disinda spesifik bir alan uzerine yogunlasmadiysaniz(Enerji / Petro-kimya vs.) zor. Cunku ulkenin kanunu, dili vs. devreye giriyor. Sana niye yatirim yapayim.

Designer isek Eurocode bilgimiz, portfoyumuz, masterimiz yine sertifikasyonumuz falan muhim. Yine yeniden spesifik background onemli. Data center konusunda uzmansak amazon kapabilir gibi vs.

en kolay yol kiz bulup evlenip gidip yerlesmek mesele avrupaya gitmekse yok avrupada meslek icra etmek uzerine bir azmimiz varsa baska.

Cevaplara gore daha detay verebilirim.

Cok bilmemekle birlikte exxen in tr ye verdigi tr icin Lisansli yayini baska ulkeden yurtdisi icin uyelik almis olsaniz bile izleyemezsiniz muhtemelen. Cunku o ulkede salliyorum ingiltere sampiyonlar liginin yayincisi baska bir kurum exxen veremez vs.

Elbette ki adaptasyon oldugu icin farkliliklar var ama filmler arasi sarkma yok. her film kitaba denk yani film bitince bitiyor anlati. Sadece son kitap 2 film.


ama yine de benim tavsiyem kitap-film / kitap film yapmak yerine kitaplari okuyup sonra filmleri ayri bir medyan olarak izlemek. Ozellikle 3 ve sonrasini. Ilk iki kitapla film pespese izlenebilir.

Sarkma söz konusu değil. Her film bir kitabı anlatıyor. sadece son kitap 2 part olarak filme çekildi. Dediğiniz gibi izleyebilirsiniz.

Birebir mi anlatıyor derseniz kitaplarda anlatılıp filmde geçmeyen kısımlar var ya da kitaba olmamasına rağmen filme eklenen bazı sahneler var. Ama bunların hiçbiri canon değil. Yani hiçbiri ana hikayeyi derinden etkileyen değişiklikler değil.

Tutucu davranacağım belki ama wallcan +1. Önce kitaplar okunup sonra cila olarak filmler izlense çok daha güzel olur. Neredeyse birebir olmasına rağmen elbette atlanmış, görsellik katılmış ve değiştirilmiş yerler mevcut. Kitap ya da film beklenti yaratacağına önce evrenin kendisine orjinalinden hakim olup sonra cila çekmek daha iyi.

Aynı değil. Kitaplardaki bazı detaylar filmde yokken o detayların açıkladığı olaylar var ve kitapları bilmeyince filmde o olaylar havada kalıyor, çok anlamsız geliyor.

Önce kitaplar, hepsi bitince filmler +1

Filmlerden çok beklentiniz olmasın, oldukça sığ kalıyor kitapların yanında. Özellikle dördüncü film ve sonrasında şarampole yuvarlanır gibi gidiyor.

ben maxi cosi bebek arabasıyla uyumlu ana kucağı aldım zaten bebek hemen büyürse ana kucağına sığmıyor. ters ve kemerle bağladık. 1 yaşını biraz geçince sığmadı ve oto koltuğu aldık. be safe isofixli çok önerildi. yani soğuk ülkelere uygun herhalde çocuk 3 yaşına girecek halen terliyor. koltuğa ped aldık ona rağmen terleme devam etti. oto koltuğunda be safe ve bir iki marka iyi. ama ana kucağında maxi cosi ve bebek arabasından memnunduk.

Benim araştırmalarıma göre bir oto koltuğu ne kadar çok yaşa aynı anda hitap ederse o kadar konforsuz ve kullanışsız oluyor.

Biz 9 aya kadar kadar Maxi Cosinin normal ana kucağını kullandık arabada da hani şu bebek arabasına takılıp çıkan tiplerden. Bu isofixsizdi. Emniyet kemeri ile bağladık.

9 aydan sonra ana kucağına sığmamaya başladı. Besafe İzi Turn aldım. Koltuk 360 derece dönüyor. Ancak 18 kg dan sonra (3 yaş civarı sanırım) daha büyük koltuğa geçmemiz gerecek o zamanda 36 kg a kadar taşıyan koltuklardan alacağız.

Başka bir arkadaşım 9-36 kg Maxi Cosi Titan Pro gibi bir model almış mesela. Koltuk çok yatış pozisyonu yaratmıyor. Dediğim gibi ne kadar çok yaşa-kiloya hitap ederse konfor düşüyor bence. Tabi burada ekonomik durum da söz konusu. Çocuğa 36 kg a kadar 1 koltuk almak daha ucuz tabiki.

ana kucağı ikinci el olabilir çünkü sadece 1 sene kullanılıyor ama gidip görün kargo vs yapmayın ürünleri güzelce inceleyin derim. Mesela biz ana kucağını ve bebek arabasını kendimiz satın almadık. Eşimin yeğeninin eskisini kullanıyoruz. Sağlam olduğu sürece sıkıntı yok bunlar dönemsel ürünler gereksiz masraf yapmanın anlamı yok.

Ama oto koltuğunda aynı fikirde olmayabilirim. Oto koltukları modeline göre 3 yıl veya 6 yıl kullanılıyor. Biraz falloş oluyorlar. Yeni temizini buluranız yine alın ama iyice incelemeniz lazım almadan.

ben mi soruyu anlamadım diye bi kaç kere okudum ama...

portbebe şart diyorsanız 3lü bebek arabası alıyorsunuz. bebek arabasının ana kucağını aşağı yukarı 6 ay oto koltuğu niyetine kullanıyorsunuz. sonra oto koltuğuna geçiyorsunuz. olay bu değil mi, biz öyle yaptık. ekstra baza vs almaya gerek yok zaten oto koltuğu sizin aracınızın isofixine uygun olarak üretiliyor. herhangi bi oto koltuğu zaten bahsettiğiniz o parçayı içermiyor mu?

bahsettiğiniz setler biraz kaba oluyor evet. sonraki aşamada genelde kabin boy denilen modellere geçiliyor. ama bunlar o kaba modeller kadar konforlu olmadığı için genelde yaşına yakın bi zamanda geçiyor sanırım insanlar. ha biz hala kaba bi model kullanıyoruz bagajımızı kaplamasına rağmen. nasıl olsa bi aşamadan sonra bebek arabasını bırakacağız. zaten dikkat ederseniz bebek yürümeye başladıktan sonra boş arabayı süren ebeveynlerle doluyor ortalık. o sebeple travel modellerle de idare edebilirsiniz. ama yok değiştireceğim derseniz de dediğim gibi bu ileride olacak bir şey.

oto koltuğu için de eğer günlük in bin yapılacaksa 360 derece dönen alın derim. kumaşı yanmaz kumaş olsun (çok terletiyor ama maalesef). bizde britax var, onun kenarlarında darbe emici aparatlar var mesela, o da önemli gibi.

ikinci el durumu da artık size bağlı. bebek arabasında ikinci el almakta bence sakınca yok. oto koltuğunda ise eğer alacaksanız eski bi ürün almayın, sonuçta plastik içeren ürünler ve o plastiğin de bir ömrü varmış. ama atıyorum 1 sene önce alınmış bi ürün alınabilir.

hocam biraz karışık olmuş ama ben kısaca bizim kullanışımıza göre özetleyeyim;

0-13 arası çok çabuk geçiyor, o yüzden ikinci el almanızı tavsiye ederim. 14-15 aya kadar çocuğun geriye bakması önemli. ona göre bir şeyler bakın.

0-13 puset oto koltuktan sonra alacağınız oto koltuk 4-5 yaşa kadar götürecek. güvenli bir şey almanızı öneririm. 360 derece dönebilir olması sizin hayatınızı kolaylaştırıyor. arkada yolda giderken yemek yedirme vs işlerinde de ebeveynin işini çok kolaylaştırıyor. bizde britax römer var memnunuz.

portbebeyi araçta kullanamazsınız. güvenli değil. portbebe oto koltuktan bağımsız yani. dışarı çıktığınızda rahat etsin diye olan bir ürün. oto koltuğa bağlanamıyor. illaki model vardır ama ben görmedim şimdiye kadar.

bebek arabası travel sistem alırsanız 0-13 kısmını otomatik olarak halletmiş olursunuz.
bizde şu vardı:
www.amazon.com

1 yaşına kadar bunun puset koltuğuyla arabada idare ettik. çocuk büyüyünce ayrı koltuk aldık. bu tarz bir şey bakabilirsiniz. ama bunlar büyük. arabanız küçük bagajlı ise pek sığmaz.

Benim kafam dolu oldugundan elime de yansiyor kusura bakmayin.

@eloreila,
3 lu travel set bebek arabasi almak zorunlu degil teoride. Yani onun 2li satilanlari da var. Sadece araba ve portobebe olarak hatta portobebe ayrica satilanlari da var ama 3 lu olsada yani anakucakli olsada o ana kucagi icin isofix baze gerekiyor. Once net onu cozesim var.

Isofix baza, www.babycity.lt
Belirli bir boyuttan sonra bu bebek koltuguna takili geliyor sanirim 9-18 arasi ama anakucagi olan bebek koltugunu bu olmadan isofixli olarak takmiyorsunuz emniyet kemeriyle takmis oluyorsunuz, en azindan burada ayri ayri satiliyor. O da bir yontem de nasilsa iki koltuk alinacak ve arabada imkan var arti daha guvenli diye baza alasim var. 360lara daha detayli bakayim.

@artci sarsinti
portobebe ve araba koltugu bagimsiz, ana kucagi/puset vs. olan arkadasi kesin aliyoruz.

travel sette supheciyim iste biraz. Sanki cok agir gelecek ve kullanmayacagiz gibi geliyor hemen baston isteyecegiz gibi, bir yandan da esim kisin da olsa bebegi disari cikarmak istiyor ve buranin havasina alismasi lazim o zaman da portobebesiz olmaz diye dusunuyorum ana kucagi/araba formasyonu da cok soguk gelebilir.

modele bakayim.

tesekkurler.

hayatta nadir seyler icin cok yasli olabilirsiniz. Bunlarin tamami fiziksel eforla alakali, yani bu saatten sonra futbolcu olamazsiniz. Ama linkedinde is kovalamaniz, bulmaniz ve calismaniz, sektor degistirmeniz icin gec bir yas yok. Biraz daha zor olabilir, hatta olacaktir cunku "comfort zone"unuzdan(turkcesini bilmiyorum) cikiyorsunuz ancak yol yuruyene gozukur, denemezseniz basarma ihtimaliniz hep 0'dir vs.

yaşın herhangi bir önemi yok önemli olan yetenekleriniz ve yapabileceğiniz şeyler. 46 yaşında bir arkadaşım 2 yıl ara verdiği çalışma hayatına şimdi sıfırdan 6-7 ay falan istediği işi arayıp,bulup almanya'da devam ediyor.

yaş 60-65 sonrası bir engel sadece.

Mesleğe bağlı.

Benim bir tanıdığım kompozit konusunda amerika, Avrupa'da falan doktora yapıp araştırma yapıp geldi Fransa'da havacilik firmasında çalışıyor. Yaşı da 30+ydi zaten.

Ama sallıyorum arkeoloji alanında doktora yaptiysaniz bu soruya cevap değişir.

hayır çok yaşlı değilsiniz hatta mesleğinize bağlı olarak tam aranan profil bile olabilirsiniz. özellikle yurtdışında doktoralı olanlar ilah gibi görülüyor :) kısaca denemekten çekinmeyin.

Kesinlikle hayır; tersine doktora derecesi ve tecrübenin kıymet görebileceği ülke ve kurumlara ulaşabilmen için tek platform Linkedin.

çıkarkeni bilemem ama bir daha vize almak istediğinizde ciddi problem olur vize kuralları ihlali.

Nerden çıktığınızın önemi yok çıkarken ceza ödersiniz , tekrar vizeyi baya zor alırsınız.

www.schengenvisainfo.com

www.strazgraniczna.pl

travel.stackexchange.com

www.mynta.nl


Çıkarken kesinlikle farkina varacaklar. Bu noktada ceza odemeniz olası. Bunun dışında bir sonraki vizede sıkıntı yasayacaksiniz.

Okuduğum her şey bunu söylüyor. Kısacası evet sorun yasarsiniz.

Valla kolay gelsin zor durum. Vizede geçerlilik süresinden daha önemlisi kalış süresi "duration of stay" dir. Ve kalış süresini aşarsanız, kaçak durumuna düşersiniz; sonrasında da sağlam ceza ve vize alma konusunda zorluklar da sizi bekler.

Bileti tekrar değiştirmenin yoluna bakın bence.

size 3 hafta içinde kullanılabilecek 8 günlük vize verilmiş anlıyorum. Dolayısıyla 8 günü geçerseniz ülkeden çıkarken sorun olmaz ama bir sonraki vize başvurusunda sorun yaşayabilirsiniz.

Teşekkür ederim arkadaşlar. Bileti değiştirdim.

Antrenman esnasınsa testosteron akut olarak artar kalıcı olarak değil, akut olarak dediğim de normalde 4mg ise 5mg olur ama o da kortizol gibi diğer hormonların salınımıyla yine negatife düşer. Bu dediğim döngü tabii nispeten ağır ağırlık antrenmanları ve erkekler özelinde geçerli, kadınlarda testosteron artışına neden olacak spesifik bir hastalık yoksa antrenmanların testosteron artışına etkisi yok denecek kadar azdır. Aslında hiç yok ama ayıp olmasın diye biraz olur belki diyorum.

yediklerin azaldıysa güçten düşmüş olabilirsin ya da aynı döneme denk gelen başka bir sıkıntı var ya da tetiklendi, sporun ve testesteronla alakalı değildir. kan testi vs doktora danışabilirsen fena olmaz bence.

keşke testosteron arttırmak bu kadar kolay olsa. erkekler yaşla hiç kas kaybetmez, sprocular 6 ayda hulk gibi olurdu.

kadın vucudu için bu dediğiniz imkansıza yakın.

Testerondan degil. Ayrica almiyorsaniz tabii ki.

1.5 ay kisa bir sure, dolayisiyla yasadiginiz degisikliklerin donemsel olmasi sebepsel degil korelasyona dayali olmasi mumkun. Bu anlamda da sahsi deneyimler veri niteligi anlaminda problemlidir ancak diyelim ki cidden bir problem var, bunun sebebi su an ki spor/diyet duzeni. Yuksek ihtimalle az beslenmeyle alakali olabilir, eger vucudu yuksek efor ve aclik kriziyle korkuttuysaniz tepki vermesi dogaldir. Yine baglantili olarak recovery olanaklarini yeterince kullanmiyorsaniz, illa off day vermek degil bu ama tabii ki bir parcasi, yipranma olmasi normaldir.

Boy kilo yas, yapilan idman, yenen kalori ve mumkunse icerik ve bu kaloriyi nasil olctugunuzu, uyku duzeninizi vs. yazarsaniz daha kapsamli bir yorum yapilabilir.

Fiziksel stress nedeni ile vücudunuz gereğinden fazla kortizol salgılamış olabilir.

Yeterli beslenmiyor olabilirsiniz bu durumda vücut saç gibi gereksiz şeyleri beslemeyi keser.

Off day vermeden ağır spor yapıyorsanız bence bunu yapmayın, fiziksel stress hafife alınacak bi şey değil.

Benim en büyük kriterim eve ya da işe yakın bir yer olması, diğer şeyler zaten üç aşağı beş yukarı standart.

1.si zaten yazilmis yakinlik. Ama bunu acalim biraz; bundan para kazanmiyorken yada kariyeriniz buna bagli degilken oyun olmayan bir sporu icra etmek gercekten zor bir seydir. Once kendinizi zorlamaya ihtiyac duyarsiniz, sonra aliskanliga, sonra disipline ve karakterinize donusur. Cogu insan bu surecin icinde vazgecer, usenir. Usenmemek icin onunuzdeki en buyuk imkan salonun yakin bir yerde olmasidir.

Bunun disinda bazi fonksiyonel gereklilikler olabilir, dus alabilmek falan gibi. Diger turlu X alet yoksa salon boktur tarzi bir durum soz konusu degil, butun commercial gymler ihtiyacinizi karsilar.

Benim bakacağım şeyler şunlar olurdu; Yakınlık, soyunma odalarının yeterli büyüklükte olması, iş çıkış saatlerindeki kalabalık, alet çeşitliliği, havalandırması.

Havalandırma düzgün değilse yazın zor oluyor. Çok kalabalık gymlerde de rahat çalışılmıyor.

Macfit'e 1 sene boyunca gittim, şubeden şubeye farklar var ama genel olarak iyidir. Kriterlerim şunlar olacak;
- Temizlik ve havalandırma konularının iyi çözümlenmesi
- Spor hocalarında çeşitlilik, birebir ders alacaksam beni doğru yönlendirebilecek hocaların olması, programda zaman anlamında esneklik sağlama durumları (bazen işin oluyor gidemiyorsun, aynı hafta içinde telafi etmek lazım ondan diyorum)
- Salonun yakınlığı (başta heves edip gitmeye üşenenler oluyor)
- Aşırı kalabalık olmaması (örneğin Pazartesi akşamı gidip salonu bir incele derim. Haftasonu insanlar dışarda takıldığından pazartesi salonlara hücum ediyor, gerçek durumu o gün görüyorsun)
- Spor aletlerinin çeşitliliği, ferah geniş bir alan olması.

abi gidecegin zamana gore evine ya da isine yakin olmasi, emin ol diger geri kalan versey teferruat oluyor. onun disinda; havalandirma, temizlik ve yapacagin idmana gore yeterli/gerekli alet bar agirlik vs sayisi

Diğer kafeste ikizleri var.

Ikizleri var. net.

Spoile olmaz herhalde artik ama yine de malum filmden ornekle, isin maharet ve sov kismi kalabalik arasindan random 4 kisiyi sectigine seni inandirmak.

Gerisi tamamen onlarin saklanacagi ve cikabilecegi bir alan yaratmaktan geciyor.

Not: kg 63, tanita ölçümü obez diyor bana,yaş 37 k

Kalori takibi yapıyor musunuz? Çünkü bunu yapmadan imkansiz. Yediginiz bir kuru kayısıdan bir tabak yemeğe kadar her şeyi tartip yemelisiniz, myfitnesspal ile de bakarsiniz. Tdee calculator sitesinden de kilo verme kalorisini bulursunuz.
Acikmiyorsaniz kaloriyi yüksek alıyor almanız olası.

direnç kilosu diye bir şey var, oraya gelince direnci kırmak için farklı bir şey yapmak gerekiyor. 2 sene önce diyetisyenle çalışırken ilk ay 6 kilo verip tıkanmıştım, sonra birkaç şey denedik ve 1/2 gün sıvı beslenerek kırabildiğimi fark ettik. ve son kalan kiloları da o sayede vermiştim. sizin için de vardır bir yöntem, diyetisyeninizin destek olması gerekir.

ek: pms döneminde de kilo verme olayı durabililiyor maalesef.

kıyafetler de mi bol gelmiyor
zindelik ve vucudun toparlaması tartı kilosuna yansımak durumunda değil

Kalori takibi, çok dürüstçe kalori takibi ama. Muhtemelen bir yerde yiyorsunuz, kaçırıyorsunuz, kendinize söylemiyor olabilirsiniz. Eğer böyle kaçamaklar varsa ve zorsa atlamak onları, terapi.

Sporun onemi yok. Var da simdilik yok diye kenara atalim.

yazdiginiz ifadeler cok genel ifadeler. iki tencere yemegi arasinda size ayda pozitif ve negatif yonde cok degisiklik yaptirabilirim. Dolayisiyla spesifikasyona ihtiyacimiz var. Ikincisi diyetisyeninizin verdigi herseyi yiyin.

Bana diyet planinizi tam yazar misiniz? boyunuzu da lutfen.
Bir de 10 yildir aralili oruc yapiyorum zateni bir acar misiniz? Normal bir gunde diyet yapmadiginiz hayatinizi yasadiginiz gunde ne yediginizi yazabilir misiniz? Burada yine biraz daha spesifik olmaniz gerek.
Yediklerinizi nasil olcuyorsunuz? Bununla ilgili bilgi verirseniz de sevinirim.

Bunlari mesaj olarak da yazabilirsiniz.

63 güzel bir kilo bence kilonuzu koruyup spora devam edin. 63'ün 60'ın altı falan gereksiz ya. yani ne gereği var?

burada diyetisyen önemli sizin vücut ve metabolizmanıza göre diyet yazar.

ben 89 kg e arkadaşım 70 kg k. bana sabah kahvaltısına 12 zeytin verdi, arkadaşıma 3 zeytin verdi. metabolizmaya göre kalori yakımı farklıdır. ağır spor diyet başında önerilmez. vücut farklı sinyaller alır. önce diyete başlayıp ilk başlarda yürüyüş vb hafif başlanmalı. ağır sporda alınan proteinler kasa dönüşebilir o da kgyu sabit tutar.

3 ayda sporla 12.5 kg verdim.

ev, oransal olarak çok daha değerlendi ve bence de değerli :)

Ev yatirimi yapmaya bir sey diyemem de kira geliri icin ev aliyorsak, ekonominin gidisi ile ilgili de dusunmek gerekiyor.

Yani bugun 30 olan yarin 45 olursa kirani o oranda arttirma yolun yok veyahut olan da buyuk ugrastan biraz illegaliteden geciyor. Benim su an evim dolu, bos olsa kiraya vermem.Cikanin 3 katina girdi, simdi onun girdiginin 5 katina cikti heryer. Dolayisiyla once ekonominin dengeye gelip gelmeyecegini biraz gozlemeye calisirim cunku 5 senem yaniyor/yandi, 3 ayda ancak 1 evin kirasinin parasi geliyor yarin daha da kotulese hala kanunen %25 yapabiliyorum . bos evlere vergi/ceza getirme olayi da bunun yuzunden. Ev sahipleri kiralamak istemiyor bence hakli olarak.

%25 muhabbetinden dolayı kira gelirini biraz gözardı ederek hesabını kitabını yapmalısın. alacağın konut en yüksek değerine çoktan ulaştı mı yoksa yakınında henüz tamamlanmamış, fiyatı artı yönde değiştirecek herhangi bir proje var mı (metro, finans merkezi vs. vs.)

konuyla ilgili 1-2 yerden gayrimenkul danışmanlığı hizmeti almak faydalı olacaktır.

wallcan

Oyle olsa bile, yani kira artisi enflasyonda erise bile daha karli gibi duruyor, aslinda sorgulamak istedigim noktalar da bunlar.

12 ay sonra döneceğiniz ve arabaya ihtiyacınız olacağı kesinse arabayı satmayın.

Sonuçta tüccar olmadığınız için hem arabayı satarken para kaybedeceksiniz hem de evi alırken. Bir de gelince yeni araba alırken para kaybedeceksiniz.
Bu üç alışveriş yerine hiç alışverişle arabanızı elinizde tutmanız bana daha mantıklı göründü.

Yatırım için ev almak istiyorsanız yine alın ama arabayı satmadan bir yol varsa onu deneyin diyorum.

Şehir neresi? İstanbul ise almayın. Bir deprem sonrası şehir yaşanmaz hale gelir kendini 3-5 yıl toplayamaz...

Arabayı satarsanız da parayı Yahudiler gibi parayı ziynete dövize yatırın. Gayrimenkul sahibi olmayı ben bu ülkede artık bir yatırım olarak görmüyorum. 10 sene sonrasını hayal edemiyorum.

arabayı yenilemek mantıklıysa eski modelse, ağır bakımları yapılacaksa satmakta yarar var

ev almanın zararı yok kirası 30 senede çıksa bile satarken zarar etme durumu pek nadir

Tod tv ne tam bilmiyorum ama VPNsiz hayir. TR ye acilan bir icerik yurtdisinda VPNsiz izlenemez. Diyelim ki yurtdisi icin bir paket aldiniz Premier lig vs. nin bulundugunuz ulkede satis hakki o organizasyonda degilse kanali actiginizda yayinlamaz.

Ornek vereyim Tv8 in yayinladigi Sampiyonlar ligi macini avrupa digiturkle avrupada bir sehirden izleyemezsiniz, yada TRT nin yayinladigi dunya kupasi macini vs. anca vpn le olur.

vpn konusunda arastirma yapin derim. platformlar artik vpn'e de izin vermiyor. ben tv plus ve iptv'yi vpn ile kullaniyordum artik kullanilamiyor.

Vpn kontrolu var tod’un, kullanamazsiniz.
Tod yurtdisind izlenir ama yurtdisinda o ulkenin yayin haklarina gore yapimlari izlersiniz. Maclari izleyebilirsiniz ama.

eyvah eyvah
öncelikle giderken eldiven ve maske alın. bir de bolca kalın çöp torbası. evde yoksa beyaz sirke ve temizlik bezi, kağıt havlu gibi sildikten sonra kullanılamaz hale gelip atılacak şeyler.
buzdolabının kabasını deterjanla ve/veya çamaşır suyu ile aldıktan sonra sirkeyle silin. temizlik bittikten sonra buzdolabı ve buzluğun içine elma sirkesi olan kaplar yerleştirin. bulabilirsiniz bir kaç kapta da mangal kömürü koyun.

ama en önemlisi ve en zoru şu: buzdolabının arkasında erimiş buzların toplandığı bir hazne ve onun altında bir tepsi var. o haznenin ve tepsinin içindeki suyu boşaltıp temizlemediğiniz sürece koku gitmez. işin zorluğu ise bunlar, sabit parça, söküp çıkarıp temizleyip geri takayım olmuyor. tepsi nispeten kolay ama haznenin içine bezi veya kağıt havluyu sokup sokup suyu emdirip atacaksınız. su boşalınca temiz su ve deterjanla bir kaç kere doldur boşalt tekrarlayacaksınız, en son sirke ve karbonatla bir kere daha yapacaksınız başka çareniz yok. dolabın marka-modeline göre tepsi-hazne yeri ve kombinasyonu değişebilir.
imza: yazlığa giderken, sebilin fişini çekiyorum diye buzdolabının fişini çektiğini 2 ay sonra fark eden masum halanne ;(

o buzdolabı çöp artık. 2 olaya şahit oldum buzdolabındaki o kokuyu yok edemediler.

Vicks VapoRub alin. Burnunuzun altina surun, oyle calisin. Bir adli tip teknigidir.

Temizlik icin sirke vs. yazilmis zaten bir e komur parcalari kokuyu emiyor. Komur parcalari koyabilirsiniz bir sure. Endustriyel bu tip koku karsiti baska urunler de var. Gecmis olsun.

buzdolabı yeniyse iyi bir servis bulursanız söküp arka taraftakı köpük kısımları değiştiriyorlar, esas koku köpük gibi olan kısımlardan geliyor içine işliyor çünkü. istediğiniz kadar temizleyin içini koku geçmeyecek, youtubeda videoları var bakarsınız

99 depreminde bizimde bulaşık makinası öyle olmuştu, koku geçirmeyen maske lazım herşeyden önce biz makinayı komple balkona çıkartıp içini hortumla yıkamıştık birde kuruduysa spatula gibi bişey lazım zor iş cidden kolay gelsin

Buradaki önerilerin hepsini boşverin. Buzdolabınız çöp. Atın gitsin. Bu sıcaklarda 1 hafta açık kalan dolaptan bundan sonra hayır gelmez

Her gün 40 dakika yaparsan bişey olmaz. Ya haftada bir mesela 5 dakika arttıracaksın, ya da her hafta bi tık daha hızlı olacaksın ya da bisiklette öyle bir özellik varsa level atlayacaksın vs.

Selülitlerin gitmez. Bir tık daha görünmez olur sıkılaştıkça. Süre konusunda da iyileşme konusunda da net bir şey söylenemez buradan. Biraz genetik miras devreye giriyor burada.

Eğer iyileşme olursa, bıraktığın anda şu ankinden daha kötü olacaktır. Onun için yaşam tarzı haline getirmeyeceksen hiç başlama.

Bir de kadın kişilerinde genelde ben nasıl olsa spora başladım, yakarım yaa yanlışıyla tatlıya yemeğe abanma huyu var ki spor yaparak kilo aldırır insana.

Her gün 40 dakika kondisyon bisikleti selülite çözüm olsaydı dünyada bir tane selülitli kadın kalmazdı inan bana, selülit başta östrojen nedeniyle sonra düzensiz ve dandik beslenmeyle sonra sigara kullanımı nedeniyle vs olur. Yani selülite çözüm yok desem yeridir ama sıkı bi bacak için diğer tüm sıkı kas gruplarına ne yapılıyorsa ona da o yapılmalı ve ağırlık çalışmalı. Yani bisiklet hiç etkilemez mi dersen tabii etkiler ama yani işte, hiç yoktan iyidir diyeyim.

Her gun 1 saat tempolu yuruyus ya da total 8km de olabilir. Bir yandan yediklerine de dikkat etmen gerek. Ayrica squat vb sadece vucut agirligiyla aletsiz yapilan hareketler tam ihtiyacin olan hareketler.

"Goruntu iyilesmesi" cok oznel bir kavram o konuda yorum yapmak imkansiz.

SIKILASMA(uzgunum klavy tr degil)denen sey bir bolgedeki kaslarin buyuyup kesitlerinin artip, ayni zamanda subcutaneous yaglarin azalmasi ile olusur, bu oranin artisi azalisi goruntuye etki eder, bu guzel yada degil oznel bir kavrma biraz da genetik faktorler etkin.

Konsdisyon bisikletiyle calismak dogru uygulandiginda bisiklet kondisyonunuzu arttirir, Vo2 de ve ozellikle Zone 2 bir calisma yapilirsa yuk altindaki nabizinda iyilesme saglar. Elbette ki bir miktar kas kazanma ihtimaliniz de soz konusudr ozellikle baslangic seviyesinde iseniz. Ancak bunun ideal yolu bu degildir.
Soylemeden gecemiyorum bacak calisiyorsunuz diye, bisiklet ceviriyorsunuz diye bacaginizdaki yaglanma azalmaz. Oyle calismiyor sistem.

Yazilmis; agirlik idmani , temiz bir diyet. Uzun sureli basarilabilir hedefler.

biz bankanın altın gününde bunları götürüp gram altına çevirip hesaba yatırmıştık. Fakat öyle yaparsanız gerektiğinde mecburen bankanın gr altın kurundan bozup döviz vs. alacaksınız (çapraz kur varsa belki direkt döviz de alınabilir). Bi ara piyasa ile bankaların kurları çok ayrı telden çalıyordu şimdi yaklaştı mı bilmiyorum.

yurtdisinda yasadigimiz icin hepsini USD yapip goturduk.

yurtdisinda burma bilezigi, re$at altinini kim ne yapsin..

sistemini tanimdiginiz dilini anlamadiginiz (oldugunu varsayiyorum) ulkenin bankacilik sistemine o kadar ucuk bir giris yapmayin bence. turkiye'de buyuk bilinen bir bankada dursun veya bozdurup euro.

Avrupaya tasiyip napacaksiniz? Litvanyadan bildiriyorum oyle kuyumcuya gidip bozduramayacaksiniz.
Ya tr de kalacak karagun mantigiyla, yada euro yapip aktaracaksiniz , bu para nereden geldi diye de sorar Eston bankasi yuksek ihtimalle.

Aralıklı oruç belirleyici bir unsur değil, önemli olan aldığın kalori miktarı. Bununla birlikte diyette 18 gün çok uzun bir süreç değil ama senin kilon yüksek olduğu için verilen kayıp normal gibi, o da tamamen yağ kaybı değildir bu arada. Ayrıca sende muhtemelen insülin direnci vs de vardır, onu kırana kadar da seyir yavaş olabilir. Kısacası aceleci olma kalorilerini hesapla kendine zaman tanı yoluna devam et. Geçmiş olsun.

gayet iyi gidiyorsun tebrikler. gayet normal. imkan varsa 20 dakika bisiklet yerine 5 dk. eliptik bisiklet, 10 dk. koşu bandı, 5 dk. bisiklet yap.

iyi bence de. çok hızlı vermen sağlık problemi yaratabilir.

Mevzu sadece yemek yememek olunca bu sonuç doğal. Adımları artırabilirseniz esas etkiyi onunla görürsünüz diye düşünüyorum.

Enteresan bir sekilde az kilo verdiğinizi düşünüyorsunuz. Tekrar tekrar okudum emin olmak için. Hayır az zayıflamadınız. Lütfen ,lütfen daha uzun hedefler koyun, insan oğlu kısa zamanda yapabileceklerini abartıp uzun zamanda yapabileceklerini küçümser. Ayda 5 kilo vermeye çalışmakla 12 ayda 24 kilo vermeye çalışmak arasında başarı şansı olarak dağlar var. Bu tabii ki özel durumlar harici, yani bir ameliyat için kilo veriyorsak orada durum farklı yada 3 ay sonra düğünümüz varsa başka şeyler düşünürüz ama o 3 ayın sonra 5-6 ay ödemesi olur.

18 günde 4 kilo normalde baya yüksek bir rakam. Normal bir insan için ayda 3-4 muazzam bir ay. Kas kütlesini koruyup yağ yakmaya çalışan define olmaya çalışan bir insan için 2 normal misal.

Tabii ki bu verdiğiniz kilo az biraz yağ ve suyunda içinde bulunduğu bir miktar leanmass. Uzun uzadıya girmemeye çalışarak her karb gr başına 3-4 gr su tutar. Siz normal hayatınızdan diyet yapmaya başladığınızda keto vs. yapmasanız bile daha az karb tüketmeye başladığınızdan ilk başta görece daha fazla kilo verilir. Bu bir süre sonra azalacaktır ama bu sizi yıldırmasın. İnsan evrimi kilo vermeme üzerinedir. Yani vücudunuz sağlıklı sağlıksız bilmez enerjinin korunumunu bilir, hep korumaya çalışır. Hep minimum enerji çıksın maksimum enerji girsin/korunsun ister. Dolayısıyla kilo vermeye çalışırken her gün önce kendi tabiatınızı yenersiniz.

KSYF deyinmiş, yemek yeme tercihleri, belirleyici unsur değiller. Yani OMAD,KETO,Vegan,6 öğün vs. uzun vadede farkları sizin sandığınız şekilde yok. Önemli olan sürdürülebilir bir diyet yapmak. Dolayısıyla ifle mutluysanız çok güzel devam. Ancak zorla sırf insanlar diyor diye if yapıyorsak onun hiç ama hiç bir anlamı yok. dediğim gibi 3 ay sonra bırakacağınız diyetin anlamı yok planı yaparken ben 1 sene 2 sene böyle yaşayabilir miyim diye sormanız lazım kendinize.

Sizin gibi yüksek ağırlıklarda Makroların çok da önemi olmadığını düşünüyorum yani kalori miktarı neyse onu tutururken ne yendiğinin o kadar da önemi yok ancak alınan karbın ve yağın temiz ürünlerden alınmasının vücudu ve ağız paletini terbiye etme adına, boş alışkanlıklardan kurtulup daha mindful bir yemek yeme anlayışını oturtma adına önemi var.

Çok önemli gördüğüm 1 tane tuzak var. top yekün saldırmak. Hayatında sürekli olarak diyet yapmayan insanlar kilo vermeye çalıştıkları zaman normal zamanda yediklerini çat diye yarıya indirip her gün spor yapmaya vs. çalışıp kendilerini başarması imkansız bir noktaya hapsederler. Bu yapmamanız gereken bir şey. Dedim ya vücut sizle savaşıyor kilo veremeyin diye, onu korkutursanız kaybedeceğinizden emin olur. Elinizdeki silahları teker teker kullanmalısınız. Dolayısıyla önce düzgün abartılı bir eksiği olmayan sizin için 700-800 kalori deficitli bir diyet. Bu sizi baya bir süre hiç bir bisiklet vs. ye ihtiyac duymadan götürür. Ancak bir noktada hem kilonuz düştükçe daha az beslenmesi gerekecek doku olacağından ihtiyaç kalori hemde bilinçli hareketiniz azalmaya başlar. (NEAT şimdi girmeyecem detayına ama en önemli faktör) iş te bu noktada cardio önemli bir silah olacaktır. Dolayısıyla şimdiden deli gibi her silahı kullanıp kendimizi yormaya gerek yok. Sabır önemli. Bu cardio yapmayın demek değil ancak hayatın her günü kendinizi iyi hissetmeniz lazım ki bunu yapabilesiniz bunun dengesi önemli.

Diğer önemli şey resistance training. Bir tür full body circuit program yapmanız lazım. Detayına yine girmeyeceğim.

Son olarak çoğu insan ne yediğini tahmin ederken %30 oranında hata yapar. İyi bir mutfak tartısı, yediğiniz her şeyi dindar şekilde ölçmek( yemeğin tadına bakmaktan, masadaki kaseden bir tane badem yemeye, herşeyi) ve bir app kullanmak fitnesspal vs. gibi başarının anahtarıdır.

ihtiyaç halinde yeşillendirin.

günlük aldığın kaloriyi hesaplıyor musun ? bunun dışında oruç yapman birşey değiştirmez. kalan 6 saat içinde 3000-4000 kalori alıyorsan kilo almaya devam edersin.

daha fazla gecer. yamulmuyorsam Daha ince oguturseniz de daha fazla gecis olur demleme yontemlerine.

Ancak rasyoyu bozdugunuzdan ciddi tad kayiplari yasarsiniz onu da soyleyeyim.

kulüp kültürü denilebilir. Sergen Yalçın'ın açıklaması vardı "en rahat ettiğim takım Galatasaray'dı, saha dışında ne yaptığınıza karışmıyorlar, saha içine bakıyorlar" şeklinde.

Bir şekilde aile ortamının sağlanması var taraftar olsun kulüp olsun, aidiyeti yerleştiriyor. Bir de topçuyla da ilgili bu yani olanı görüyoruz olmayanı değil, pva ne kadar sallıyordu yada romenler ne kadar galatasaray lı vs. Büyük karakter oyuncu almak bu yüzden mühim, sportif başarının yanında kahraman oluyorlar. Bu o aidiyeti getiriyor. Kimse valencia nın 36 golü için delirmiyor ama aboubakar, cenk, icardi, gomis bunlara bir ilgi ve karşılık var vs. Bu biraz da valencia ile ilgili.

florya'nın suyundan.

Galatasaray ın şu an aktif olarak yönetiminde olan çok fazla Galatasaray liseli var. Türkiye’nin en iyi liselerinden birisi bu okul. Kültürü var kısacası.

Son 30 senede 15 sampiyonluk falan var GS'nin. Bu eski oyuncularin cogu sampiyonluk yasamis, guzel gunler gecirmis. Iyi gunde dost coktur

Florya'nın suyundan.

Winner'lıktan.

Camianın genlerinden.

Galatasaray'lılıktan.

Metin Oktay ruhundan.

Vişneye çalan koyuca tatlı bir Kırmızıdan, Turuncudan iz taşıyan tok bir Sarıdan.

fikir yurutuyorum.

yonetimin vefa stratejisi yuzunden.

sosyal medya kanallarindan surekli eski futbolcularin dogum gunleri kutlaniyor, kutlamalara eski futbolcular cagiriliyor, eski yildizlarin ismi, fotosu vs..stadda surda burda kullaniliyor.

mahkeme kararı dışında çıkmanı zorunlu kılan bir şey yok. karşılıklı oturup anlaşırsanız sorun kalmaz.

mahkemede ispatlarsa durumunu evet tahliye edebilir.

Torun sanki 1. derece akraba degil ya. Akrabam oturacak cik meselesi 1. derece icin gecerli onun da sartlari var.

Anlasabilmek en guzeli su donemde cunku kanun huku da bu konuda dolmus durumda cozum yok yani.

Torun alt soy olsa da birinci derece değil. Madem çıkmayı düşünüyordunuz pazarlık yapıp taşınma masraflarınızı isteyip çıkın.

Altsoyu olduğu için kanunen çıkarabilir.
Siz de %25 zam yaparak oturmaya devam edebilirsiniz mahkeme sonuçlanana kadar.

Topuğunuza sıkacağını veya huzurunuzu kaçıracağını düşünmüyorsanız mahkeme yoluna gitmesini söyleyin. Mahkemeyi kazanıp sizi evden çıkaracağı çok yüksek ihtimal ama 1-2 yıl sürecek. O süreçte de kiranız yükselmiş gibi kenara para atın ki hem mahkeme masrafını hem de yeni evin depozitosunu vs. biriktirmiş olun.

Şu an evimdeki kiracı "100 bin TL ver, evinden çıkayım" dese hiç düşünmeden öderim. Bu ev çok pahalı veya büyük bir ev de değil ama sonuçta daha kazançlı çıkıyorum 100 bin TL ödeyince. O yüzden bir ev sahibinin torununu bahane edip kiracısını çıkartmak istemesi gayet olası.
Aynı şekilde ev sahibin "100 bin TL vereyim evden çık" dese kabul etmem. Garip bir ortamdayız.

Aklınızda olsun ki sadece ihtar çekerse ve siz evden çıkarsanız başkasına kiraya verebiliyor sanırım. Başkasına kiraya verse de sizin hukuki bir hakkınız olmuyor mahkeme sonucu olmazsa.

altsoy ustsoy degil. birinci derece akraba gerekiyor.

o yuzden torununun sorunuyla torununun birinci derece akrabalari ilgilebilir. kardes bile ikinci derece akrabadir.

Torunu kişinin altsoyudur.
"Türk Borçlar Kanunu - Madde 350" olarak arayıp ilgili kanun maddesini bulabilirsiniz.

aa birinci derece akraba demiyormus. ogrenmis olduk vay be…

Ben bu hikayedeki torun oluyorum. Gerçi şu anki gibi kiraların saçmalamadığı bir dönemdi.

Gerçekten böyle bir hakkı var. Noterden usülünce ihtar çektik. Süreç uzamasın diye taşınma masraflarını karşıladık.

Fakat belli bir süre kiraya vermeme şartı da var yani takip etmenizi de öneririm torun ayağına çıkarıp kiraya verirse öttürün onu.

Evden çıkmak istiyorsanız, depozito, emlakçı ve taşınma masraflarımı karşılayın diyin.
Çıkmak istemiyorsanız, ihtarname çeksin, kontrat yılınız dolunca dava açar. İlk celsesi, 6-7 ay sonra görülür. Dava 1-2 yıl sürer. Kaybedince masrafları siz ödersiniz ama %25 zamla oturacağınız için karda olursunuz zaten. Bu arada, 3 sene botunca, evi başkasına kiraya veremez. Eğer verirse dava açabilirsniz. 12 ay kira paranız kadar tazminat alırsınız.

agri varsa bir gun es gec. yogunlugu da azalt. bir anda yuklendiysen olur oyle.

isinma, dinamik esneme, agirlik, statik esneme seklinde calis.

Yasayan herseyin uygulanan stresse adapte olmasi gerekir. Olamazsa yasayamaz. Antreman da bir stress kaynagidir ve buna vucudunuzun adapte olmasi gerekir. Kolay adapte olunamayan, alisilmamis hareketler yapilmasi durumunda bu adaptasyon sureci uzar, sakatlik vs. ile sonuclanabilir. Kilonuz elbette bu stressi arttiran bir faktor. Daha iyi adapte olabilme yontemleri, uyku, dogru beslenme vs. sayilabilir. Genel gym tabirleriyle Streching,esneme vs. aslen cok bilimsel karsiligi olan seyler degiller ve psikoljik etmenler disinda cok farkettirmeyebilir. Bunun yanisira kullanacaginiz kaslari prime etmek ise yarar, ayni sey degil.

Tarifinizden anladigim quadricepste yuksek ihtimalle cok fazla tekrarli squat vb. hareketten dolayi agri var. Zamanla gececektir, normal bir kendi agirliginizda squat kimisi icin cok kolay olmakla birlikte hayatinizin hic bir evresinde defalarca egilip kalkmadiginizdan kaslariniz hareketin ekzentrik yonune aliskin degiller, dolayisiyla bunu cok tekrar etmek boyle bir probleme sebep olur. zamanla alisir.
Bu tip random programlamlarda freeletics, P90x vs. olur cunku genelde ona yuklenirler. cunku aci cekmenin niyeyse kaliteli calistim anlamina geldigini saniyoruz zaman zaman. Bu bir satis stratejisi. Kg vermek istiyosaniz oncelikle duzgun bir diyet yapmaniz gerekli. Hareket ediyor olmaniz guzel, su an icin bundan keyif aliyorsaniz yapin bu da cok guzel. Ancak daha planli daha size ozel, mumkun mertebe compound hareketlerin oldugu yani bir gyme bir salona gitmeyi gerektirecek bir duzene gecmeniz uzun vadede daha yararli olur. Ancak dedigim gibi suan bu app se o app, ne sizi hareket ettiriyorsa o iyidir.

hemen ertesi gün zorlamamak iyi olur kasılmış kasların kopmaması için. muz yiyin potasyum alın. hamlık biraz geçince gene spora dönüp aynısını yaparsanız hamlamazsınız daha, alışır kaslar.

ben öyle yapıyorum spor işini faydasını görüyorum

xaomi den memnunuz

+1 xiaomi mi scale 2

Akilli tartidan beklentiniz nedir? Kolay kg takibi mi?

Chanandler+1

@wallcan hem kilo takibi hem de ailedeki diğer bireylerin de kendi kilolalarını takip edebilmeleri. Yağ su oranı da iyi olur tabi.

Surekli olcmenin bu konuda bir miktar faydasini gorsemde, yani ayni cihazla surekli olcum yapiyorsaniz cihaz yalan soylse de kendi icinde tutarliysa %25 in %20 dusmesi degerli bir farkliliktir. Akilli saatlerin kalori hesaplamalarinin yanlis olmasi gibi.

Bu cihazlarin alayi hatali olcmeye cok sinas aletler, o gun icilen su yuzdesinin fazlaligi/wc aliskanliklari vb yag oraninizi etkiler. Dolayisiyla bu anlamda da ne kadar tutarli oldugu konusu onemli. Yani kayit cihazi olarak bir defterin yerine kullanmak cok fakrettiriyorsa alet onemli, degilse normal tarti+ayna cok daha iyi bir sonuc verir.

Metabolizma hızı dediği şey vücudun sahip olduğu kütle (yağ/kas) karşısında harcadığı enerji miktarıdır, kütle azaldıkça metabolizma hızı da azalır, misal 200 kiloluk bir insanın metabolizma hızı da 7000 kalori falandır, metabolizma hızının bir anlamı yok yani, ona göre sadece aldığın kalorileri ayarlarsın diyette. Onun dışında diyette spor yaparsan kalori harcarsın kalori harcayınca karnın acıkır karnın acıkınca yemek yersin, o zaman da diyet kontrolün bazen yoldan çıkar, diyetisyenler de bunu istemez o nedenle spor yaptırmazlar. Ayrıca 3 kilo kaybedip yağ oranın düşmemişse muhtemelen su ve kas kaybetmişsindir. Yani başarısız bir süreç olmuş senin için. Direnç çalışması olmadan yapılan tüm diyetler genelde böyle sonuçlanır. Geçmiş olsun.

O yag/kas falan olcen zamazingolarin alayi yalan. Metabolizma hesabi da temelde varsayimsal bir hesap. Yani bunun yontemleri var ama averaj bir diyetisyenin yontemleri degil bunlar.

Her kilo alisinizda ve verisinizde hem yag hem lean body mass dedigimiz kas, doku, vb. kaybi yasarsiniz. Bunun aksi mumkun degildir. yani aslinda 3 kg verdim ama yag azalmamis denen sey mumkun degil. Ayni sekilde 4 kg aldim sadece kas da mumkun degildir.

Kilo vermek ve yag yakmak birbirine bagli ama ayni anlama gelen kavramlar degiller. Cunku yag yuzde ile hesap edilmesi gereken bir seyken, kilo vermek ve almak meselesi tamamen tartida gorunen rakamdan ibaret. 10 gunde 3kg kaybetmek demek, karbonhidrat miktari azaldigi icin yasadiginiz muazzam su kaybinin yaninda belki bir miktar da gercek kutle kaybi demektir. Spor yapip/yapmamanizin bu konuyla ilgisi direkt yok. "Spor yapmak" diye bir tanim da yok aslinda, daha spesifik olmak lazim. Amaca yonelik ne yapilacagina karar verirken yoksa random sporun pek bir anlami yok.

Metabolizma hizinizin o aletlerin hesaplamasiyla dusuk cikmasinin bir anlami yok, ancak kg kaybi ile bazal metabolizma duser. Cunku en basit anlatimla vucudun beslemesi gereken sey azalir. Ancak bu yine diyetinizde yada yasamanizda bir sey degistirmek icin ana sebep degildir.

Bu konularin hic biri boyle siyah beyaz konular degildirler. Sonuc olarak diyetisyene gitmeye devam ediniz. Cunku anlatilacak ogrenilecek seyler cok. Profesyonel yardim iyidir. Ama elbette her meslegin iyisi/kotusu var.

Bu yağı, yağın nereden gittiğini falan ölçen cihazla öyle 10 günlük farkı 3 kilonun detayını falan ölçebilecek hassasiyette cihazlar değiller. Biraz fazla ya da az su içtiysen, biraz fazla/az terlediysen Birinde sandalet, birinde kışlık bot giyerek ölçüme gittiysen o kadar fark çıkaracaktır.

Burada yanlış olan, Diyetisyenin seni motive etmede yetersiz kalması.

Hiç moralini bozmadan aynı şekilde devam et. Bir aylık süreçte ciddi bir sonuç alacaksın.
Ama sporunu da ihmal etme.

İlk başta 3-5 gün zorluyor ama sonrası baya konforlu bence ki ben manuel de baya ısrarcıydım

cok kolay. vitesleri bildikten sonrasi gaz fren. vites de cok az zaten :D

sol ayagini kullanmaya kalkmadiktan sonra sorun yok.

İlk günler ani frenlerde ayak debriyaj arıyor, onun dışında problem yok.

manuelden otomatik bence inanilmaz kolay. Ben ayni gun icinde sanki hep otomatik kullaniyormusum gibi olmustum son 7 senedir otomatik kullaniyorum. Sol ayaginizi solda yaslayip sanki surekli basiyor mussunuz gibi dusunceksiniz.

Otomatikten tekrar manuele gecmek 1-2 gun istiyor. Onda da sorun yavaslarken, yada isiklarda dururken vites dusurmek tekrar 1 e takmak falan akla gelmiyor ana problemli sebep o, yoksa debraja basiyosun o akla geliyor yada hizlanirken araba net bagirdigindan vites degistirmeliyim komutu beyne gidiyor ama iste tersi zorluyor beni. O da ama 1 gun ertesi gun system update i geliyor beyne.

Şey derler, ilk günler sol ayakkabıyı çıkarın. Ayağı popo altına alın :)

Sedirde oturan anadolulu gibi, çünkü ilk günler kas hafızasıyla sol ayak debriyaja gidiyor ve yanlışlıkla sert frenler oluyor.

birkaç kere sol ayakla frene basıyorsun sonra geçiyor.

Sol ayağın yokmuş gibi davrandıkça problem yaşamazsın.

15 sene düz vites kullandım. Yarım saat sonra sanki hep otomatik kullanıyor gibi rahattım. Tabi ne olur ne olmaz sol ayağını sakla.

60 saniye içinde neyin ne olduğunu öğrendikten sonra alışma süresi bile yok o derece.

manuelden otomatiğe geçince gerçekten manuelden nefret ettim. kayıp zamanlar.

Frenden önce debriyajı kökleme alışkanlığı olanlar, birkaç kez kendilerini ve yayındakini ön cama yapıştırabiliyor.

İ am a legal +7

Manuelden sonra otomatiğe anında alıştım. Otomatikten manuele dönmekte hiç sorun yasamadim

22 yıl manuel vites kullandım. otomatik vites arabaya anında alıştım. hatta aracı satın aldıktan sonra hiç sıkıntısız eve kadar getirdim. dururken önce frene basma alışkanlığım olduğu için arkadaşların dediği gibi sol ayakla debriyaja basıcam diye freni köklemedim bile. frene bastım ve durdu. sadece bir sefer ani yavaşlamam gerektiğinde ikisine aynı anda basmak üzere sol ayağım debriyaja gitti, boşluğa bastım.

otomatikten sonra tekrar manuele geçince de ilk kırmızı ışıkta vitesi boşa almadığım için arabayı stop ettirdim bir sefer.

şimdi ikisini de aynı anda sorunsuz kullanıyorum.

Tersi zordur ama manuel vitesten otomatiğe geçmek kolay. Hep aklınızda olması lazım, sol ayak hiçbir işe karışmayacak, kenarda duracak. Senelerce manuel kullandıktan sonra benim için tek farkı elimin hala vites kolunda olması, ki bu da geçiyor bir süre sonra.

Sol ayağını kullanmaya çalışmadığın ve gaza basmadığın halde aracın düşük hızda hareket etmesine adapte olduğun sürece hiçbir sıkıntı olmaz. Çok saçma bir şekilde, fren yerine gaza basanlarla mücadele için manuel vitesle öğrenmeyi tavsiye ediyor "manueltaparlar" sürekli. Oysa sol bacağını kullanmayı hiç aklından bile geçirtmeyen otomatik vites kullanımı ile başlamasında hiçbir sakınca yok. Asıl manuelden geçince sol ayağı devreye sokmaya çalışanlar sorun yaşayabilir başta.

Max. 2 gün sürer alışmak.

Bu soruya cevabim yok ama tavsiyem var, kredi kartinizla euro ile ekstre alma secenegini aktif edin, maximum appten yapilabiliyor yamulmuyorsam. Dolayisiyla geciremesin.

Aşağıdaki metin kredi kartı sözleşmesinden. Yanlış anlamıyorsam Euro zaten öncelikle USD'ye dönüşüyor, burada bir kayıp olacaktır, üstüne bu da TL'ye dönüyor bu sırada da %3 marj alınıyor.

Türkiye ve KKTC dışında TL cinsinden kredi kartı
hesap özetli kartlarla yabancı para cinslerinden
gerçekleştirilen işlemler, kredi kartının TL hesap
özetine takasta gelen USD işlem tutarı TL’ye
dönüştürülerek yansıtılır. TL’ye dönüşümde işlemin
karta borç kaydedildiği gün geçerli olan Banka gişe
döviz satış kuruna, alacak yönlü işlemlerde ise
işlemin karta alacak kaydedildiği gün geçerli olan
gişe döviz alış kuruna %3’e (yüzde üç) kadar marj
uygulanır

Onceki yaptigim alisverislere baktim simdi: sterlin icin oradaki ayni oranlari vermis hemen hemen, sadece bir gun +1 eklemis: o gun satis fiyati 26.45 gorunurken iken 27.33'den charge etmis sterlini. Bankanin orani zaten berbat oran. Ustune daha fazla koymuyor max +1 sanirim ki o da dovizciye oranla berbat zaten (dovizci derken Tr'deki dovizciler bu arada y.disindaki dovizciler yolarlar adami)

Yani bankanin sitesinde euro 24 gozukuyorsa su an, 25 odersin max. Arakadaslarin dedigi yontemi kullan. Benim alisverisler 5, 10 sterlin ufak oldugu icin ben useniyorum extre cevirmeye:)

Soruyla alakasız ama ben maksimum kredi kartım için ayrı dolar ve euro hesabı tutturuyorum. Bu sayede yaptığım ödeme euro ya da dolar olarak işleniyor. Hesabımdaki döviz ile kur farkı ödemeden hesap kesim tarihi öncesi borcu kapatabiliyorum. Tavsiye ederim.

herkese katılmakla beraber şu detayı atlamamanız gerekiyor. hali hazırda harcamanız kadar euronuz olsun. yoksa şimdi 22 olan kuru 24 ten tl ye döndüler diye üzülürken ay sonunda tüm euro ekstresini ödemek için yeni euroyu 25,26 dan almayın.

hesap kesimine biraz zaman varsa TL'ye istediği kurdan çevirsin her türlü daha karda oluyorum. sadece asgariyi ödediğim için de daha kardayım. USD ya da EUR harcayıp TL ödüyosun, nasıl zararda olabilirsin zaten. USD ya da EUR olarak öderseniz net zarardasınız.

Yaz sonuna kadar 30 liraya ulasir çok rahat serbest piyasada.

Bugün tekrar okudum, MB yine dibin dibini görmüs.

Dolarin/dovizin dusme ihtimali yok secim sonucundan bagimsiz. Artma ihtimali yuksek.

Memur ve diger maaslar arttirildigi icin artik 20 uzeri bir dovizle beraberiz.

soyle gercekten ekonomi bilenleri kizdiracak, temel hesap 2008 de en dusuk dereceli memur maasi 720 euro imis 2018 de 500 kusure gerilemis, temmuzda 22 bin tl falan konusuluyor secim ekonomisi mantigiyla, bu demek 1000 euro olacak. Olabilir mi? bunu saglayacak bir uretim arti gelir vs. var mi? hayir. O zaman bu dengeyi saglayacak sey euro'nun artmasi olacak.

Yine ayni sekilde dusmeyece olma sebebi de bu. Temel maaslarin (asgair ucret vs.) euro dolar karsiligi ayri bir refah ve zenginlik gelmeden mantiken artamaz, eger tl cinsinden maasiniz arttiysa bu inmeyecegine gore demek ki euro/dolar da inmeyecek. gibi gibi.

her seferinde on bin dolar olacak sekilde uzerinde goturebilirsin. bir milyon dolar falansa bilmem tabi.

kapalicarsida usd karsiligi bitcoin falan verenler varmis galiba. eger karabag’da boyle bir sey varsa tasiyabilirsin.

bunlar gri yontemler. beyaz icinse wise gibi seyler olabilir ama once parayi cekmen lazim sanirim.

Yalnız çalıştığın/yaşadığın ülke ile çifte vergilendirme anlaşması yok ise diğer ülke de gelir olarak vergiye tabi olabilir. Ama tabi bu çok gri bir alan.

Elde tasimayi bilemem, 10k ustu sikintili yazilmis zaten. Dolayisiyla banka transferi yapilacak.
Trden cikarirsan ne yasarsin bilmem ama cok bir sorun olacagini sanmiyorum eger milyon dolarlardan bahsetmiyorsak.

Paranin gidecegi yerde bankada hesabinin oldugu banka (bu ulkelere gore cok degisir) o parayi hemen yatirmaz, bu paranin kaynagi ne diye sorar. Cevaplariniza gore olusabilecek senaryolar degisir.

kuyumcular uzerinden cikarabilirsin. tr deki kuyumcuya parayi veriyorsun. gideceğin ulkedeki baglantina gidip parayi aliyorsun. temiz is guvenilidir de. biraz arastir bulacaksindir. ihracat yapan tanidiklarin varsa onlar seni yonlendirebilirler.

bu dolar kisitlamalari sebebi ile tum ithalat-ihracatcilar boyle seylere yonlendiler.

bitcoin olmaz mı?

ayrica yapmasina gerek yok.

Yerel makamlar onunde evlenildiyse formula B ve bir kac ayri evrak ile hizlica trde de kayediliyor.

Mizansen olarak isteniyorsa trde fake nikah yapilabiliyor gayet, yaptik yani oradan biliyorum.

Yağ hariç besin değeri olan her şey bozar.

var mı limonun öyle bir değeri? zaten bunu da bilmemem beni arada bıraktı :)

Bro limon dediğin bir meyve, yani şeftaliden teknik olarak bi farkı yok. Yani limon için sebze denildiği de olabiliyor ama sebze de bozar zaten. Bozar yani şeker içeriği var malum.

Bozar. Kahvenin içindeki süt de bozar. Aklınızda olsun.

Bozar da aslında bozmasının bir önemi yok. yine o zaman aralığı için kalori açığı yaratmış olursun.
Ama vücut limit sonsuza giderken bütün balansını eşitleme niyetindedir dolayısıyla aralıklı orucun totalde kalori kısıtı dışında ekstra olan faydası sandığınız şekilde değil. Birim zamanda daha fazla yağ yakıyor gözükmeniz ( bunun hiç bir anlamı yok btw) totalde daha fazla kaybettiğiniz anlamına gelmiyor. Bir diyetin Size uygun olması, sürdürülebilir olması çok daha önemli. Siz if le sürdürebilir bir hayat kuruyorsanız mükemmel, içinde limonlu soda da varsa bence olabilir.

Tabii ki birine limonlu soda verlen birine verilmeyen bir de kontrol grubu olan bir deney yok elimizde ancak garantisi benim bir şey olmaz.

100 gram limonda 29 kcal var. 9,1 gram da seker. sodaniza koydugunuz iki üc damla limonun sekerini siz hsaplayin. bu kadar seker bozsa bozsa kumdan kale bozar.

Bozmuyor diyerek meselenin limonata yapımına kadar uzamaması gerek.

Temel kaide şudur ki,
abdestte vücuttan çıkan oruçta vücuda alınanlar bozar.

Arkadaşım yıllarca if'le yaşadı, her sabah 1 litre suya yarım limonu sıkıp o limonlu suyu da içerdi, orucu açmadan. Gayet de işe yaradı. Bozmaz bence.

ben de epey uzun zamandır yapıyorum, son herhalde 3-4 aydır da 20-4 yapıyorum ve tam olarak kendi dengemi bulmuş durumdayım. sıkıntısız, rahat bir şekilde ilerletiyorum süreci.

her bir saat aralığı farklı mekanizmaların devreye girdiği bir bütün olduğu için hiç yoktan boş yere o bütünlüğe sekte vurmayayım istedim ancak atıyorum çay kahve gibi sıkıntı yok ama aşırıya kaçma deniyorsa hiç olmazsa akşam sigaramı churchill'le renklendireyim biraz dedim.

Evet. Yani diger elcilikte sandik acilmasi ve o sandik tarihleri arasinda oy kullanmak kaydiyla.

Litvanya da yillarca sandik kurulmadi hollanda da kullandim hep.

Yani bunu söylediğimde çok tepki çekiyorum "ulan öyle bir şey olabilir mi" şeklinde çok gelen oluyor ama yine dayanamayıp söyleyeceğim: Dışarıdan alınan kolajenin vücuda 1 mg faydası yok. Yani gönlü olsun diye bi tane almak istersen al ama yok yani, kolajenin öyle bir çalışma/sentezlenme şekli yok çünkü sistemde alınan çişle atılıyor vücuttan.

Uste ek yapayim. "Kolajen" bir protein kaynagi , Her protein kaynagi gibi midede sindirilip bagirsaklarda amino asit olarak emiliyor. Kolajen olunca ayri baska bir sey yapmiyor yani. Sonra vucut amino asitlerden baska bilsenlerden( vitamin c vs.) kolajen sentezliyor. kolajen kaynaklari kotu amino asit profillerine sahipler. yani cok daha faydali protein kaynaklari daha zengin aminoasit profilleri tuketilebilir daha fazla fayda saglar.

yumurta ve yagli et yesin. en kral kolajen takviyesi.

Ayse koroglu’nun instagramina bir bakin isterseniz. O yayinlamisti birkacini deneyip.

ne amaçla kolajen kullanmak istiyor.
güzellik-cilt için mi yoksa eklen, kas tendon sağlığı için mi?
tip 1, tip 2, tip 3 diye çeşitleri var bunları bir araştırın.

Kendi deneyimimi aktarayım. Ömcdlikle placebo etkisi o denilmemesi için şunu belirteyim. Ben saçlarım güçlensin cildim nemlensin dşye kullanmıştım kolajeni. Ha kırışıklık yoktu kullandığım zaman ona bir faydası var mı yok mu yorum yapamayacağım. Saça da zaten çok aman aman faydası olmuyormuş. Kullandığımda cildime nem verdi mi verdi. Bir de diz ağrılarım vardı. Onu geçirdi kolajen. Ben diz ağrım var ondan alayım dşye aklımdan bile geçirmediğim için placebo etkisini eliyorum o yüzden. Ben o amaçla kullanmasam da diz ağrıma faydasını gördüm. Marka önerim yok. Önemli olan dalton ağırlığı.