Giriş
(35)

Türkiye’nin Avrupa’ya göre avantajları

garavel
İklim vs doğal sebepler değil bahsettiğim, sosyal çevre, ailenin yakın olması vs de değil. Mesela iş yapma kolaylığı, bankacılığın biraz daha gelişmiş olması, e- devlet’in orada pek alternatifinin olmaması ( sanırım ). Konut sahibi olmada biraz daha rahat bir de sanırım ( yüksek birim maaşlar, ayni
İklim vs doğal sebepler değil bahsettiğim, sosyal çevre, ailenin yakın olması vs de değil. Mesela iş yapma kolaylığı, bankacılığın biraz daha gelişmiş olması, e- devlet’in orada pek alternatifinin olmaması ( sanırım ). Konut sahibi olmada biraz daha rahat bir de sanırım ( yüksek birim maaşlar, ayni birim ev fiyatlarından dolayı )

Sizin aklınıza gelenler neler?

almanya, hollanda, ingiltere, fransa baz alınabilir.
0
garavel
(25.01.21)
vergiden kaçınma imkanlarının fazlalığı olabilir
0
roket adam
(25.01.21)
Torrent kullanma imkanı
0
freebird5406_2
(25.01.21)
yazmışsınız zaten bankacılık diye. ben de spesifik bir şey yazayım.

kredi kartı ya da genel olarak her yerde kart kullanabiliyor olmak.

kanser ediyor avrupada nakit muhabbeti.
0
AlsterWasser
(25.01.21)
aklıma giyim kuşamın daha ucuz olması geldi, istediğiniz şeyse tabii.
0
candide
(25.01.21)
issizlik asiri yuksek ve asgari ucret asiri dusuk oldugu icin hizmet isleri ucuz.
0
hot potato
(25.01.21)
@alster bu tuhaf mesela, hangi ülke için bu söylediğiniz acaba ? ben genelde özellikle son dönemde sadece kart ile alışveriş gördüm hep, öncesinde de kart çoğunluktaydı sanki.
0
🌸garavel
(25.01.21)
Aslında say say bitmez. 1. Vergiler düşük ve esnaf gelir vergisinden muaf 2. Online eğitimde başarılıyız. AÖF sisteminde Anadolu AÖF dünyada ikinci sırada 3. edevlet uygulamalarında başarılıyız hans'ın hala kağıt kalemle yaptığı günlerce süren bürokratik işlemleri Mehmet edevletten bir kaç dakikada halledebiliyor. 4. İnternet bankacılığı 5. Geniş ve yeni otoyollar avrupada bizdeki kadar yaygın değil 6. Avrupanın en büyük avmleri bizde zorlu center bu konuda Türkiye'nin yüz akı. 7. İş yapma ve iş yeri açma bizde daha kolay ve bürokrasi daha az ayrıca teşvikler ve hibeler var 8. Devlet dönem dönem vergi ve kredi yapılandırması getirip mükelleflere ödeme kolaylığı sağlıyor 9. Ticari taksiler çok ucuz toplumun her kesimi kullanabiliyor 10. Çalışıp krediyle ev sahibi olma süresi avrupadan çok daha kısa
0
acebi
(25.01.21)
@garavel yazdıklarım corona öncesi tabi :..) tabi tüm avrupayı genellemek ahmaklık olur. örneğin izlandada tam tersi kart her yerde geçiyor her miktara kadar.

marketler dışında çoğu dükkan tarzı işletmede özellike yeme-içme vb. durumlarda belli bir miktara kadar nakit sonrasında kart daha yaygın.

en azından ben çok denk geldim. tabii azalıyordur haliye. bankacalılık hizmetleri geriden geliyor resmen. daha bir kaç sene öncesinde kadar manuel şifre kağıdı veriyordu deutsche bank internet bankacılığında.. daha yeni yeni geçtiler yeni sistemlere.
0
AlsterWasser
(25.01.21)
En başta sağlık sistemi gelir zannımca
0
but that was just a dream
(25.01.21)
1- Turkiye'de ustalik cok ucuz. Muslukcu, boyaci, catici, dogalgaz tesisatcisi, elektrikci cagirdin mi battin demektir Avrupa'da, sayi olarak da azlar ha bos gununu denk getireceksin falan buyuk basagrisi. Terzi, kuru temizleme, bakim, tamirat pahali keza. Yenisi alsaydim daha iyiydi durumlari oluyor.
2- Hizmet sektoru. Resepsiyonist, garson, satis elemani bizim Turklerin kiymetini bilmemiz gerekiyor kesinlikle. Avrupadakiler hep artist. Adam kendini benle mi karsilastiriyor napiyor? Olum sen hizmet sektorundesin illa Rothschild ailesinden mi olmam lazim iyi bir hizmet alabilmek icin.
0
neck_and_neck
(25.01.21)
Emek ucuz, patronlar için güzel ülke.
0
alfred
(25.01.21)
insanların daha çözüm odaklı olması. en suratsız memura bile "abi be, işim çok zor zaten bak böyle böyle benim işi bi hallediversen" desen adam yapabiliyorsa yapar yapamıyorsa yol gösterir hiç yoktan. avrupa'da bi yönerge vardır onun dışına hayatta çıkmazlar deli ederler. adama mesai sonrası sorsan bu konuyu "he valla ne saçma iş helelelülele" der ama mesaide hiçbir riski olmasa da bütün inisiyatif onda olsa da o işini yapmaz.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(25.01.21)
avrupa çok geniş bir tanım. bulgaristan da avrupa, norveç de avrupa. bu arada yazılanların neredeyse tamamını avrupalı ortalama biri bir dezavantaj olarak görür.

örneğin:

@acebi'nin dediği aöf sistemi bir avantaj mı dezavantaj mı bilemedim. örneğin aöf mezunu bir insan almanya'da yüksek lisans yapamıyor. genelde kabul etmiyorlar. yani aöf ciddiye alınmıyor pek. yoksa avrupa'nın yapmak isteyip de yapamadığı bir şey değil. eğitim kalitesini düşürdüğünden olabilir.

@proletarier'in dediği için de geçerli olabilir. avrupa'da bir standart vardır, herkes bu standarda uygun iş yapmak zorundadır. sen müşteri olarak onlar hizmeti sağlayan olarak uyar. dolayısıyla herkes aynı muameleyi görür. hataya veya kayırmaya yer olmaz.
0
Sour
(25.01.21)
@Sour, böyle düşününce doğru ama şöyle açayım. Kurumlar hantaldır, gelişmeye kapalıdır. Bu kurumları gelişmeye zorlanması gerekir. Ortada çağ dışı-geçerliliğini yitirmiş bir prosedür varsa ve herkes buna uymaya devam ederse o süreç herkes için eziyet olmaya devam eder hasbelkader yetkili bir abinin gözüne batana kadar. Kuralları zararsızca esneten kişiler olması bu tür durumları yetkililerin gözünün önüne daha çabuk getirir. Kurumları gelişmeye zorlar yani.

Benim fikrim bu tabii böyle sanki değişmez bir gerçek gibi yazdım ama düşüncelerimi yazdım sadece.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(25.01.21)
@Sour avrupadan kasit bati avrupa ulkeleri bulgaristan moldova romanya degil tabii ki. Ikincisi AOF mezunuyla orgun mezunu ayni haklara sahipler hic bir fark yok ve dunya genelinde yuksek lisans yapabiliyorlar. AOF sistemi egitim kalitesini dusurmez firsat esitligi saglar yoksa AOF te muhendislik, tip veya mimarlik egitimi verilmiyor isletme veya kamu yonetimi egitimi vermek icin orgun fakulte kurmaya gerek yok. Ayrica avrupada da AOF var ve dunyada en basarilisi ingilterede.
0
acebi
(25.01.21)
Yok.

Online bankacılıkta şimdiye dek yapamadığım tek şey ev kredisi için birikim hesabını açamamaktı. Açmak için gereken randevuyu da online aldım.

Oturma izni başvurusundan kütüphane kartına, şahıs şirketi açmaktan reçeteli ilaç almaya kadar her şey online.

İki yılım dolmak üzere. Banka hesabımı açtıktan sonra nakit kullandığım tek yer Türkiye elçiliğiydi. Masamda hala elçilikte lazım olduğu için çektiğim paranın kalanı duruyor.

Vergi meselesinin az gibi görünmesi dolaylı vergilerin çokluğundan, kimsenin vergi bilinci olmamasından ve vergi kaçırmanın çok kolay olmasından dolayı. Finlandiya'da
ve Türkiye'de ödediğim gelir vergisi %25 (Edit: Tekrar düşündüm de sanırım Türkiye'de ödediğim gelir vergisi daha yüksek olabilir.) Dolaylı vergisiyle, ödediğim paranın karşılığını alamamamla, otuyla bokuyla Türkiye'de daha fazla vergi ödüyordum.

Türkiye'de düzgün bir semtte düzgün bir evi aileden ve eşten destek almadan alabilmek neredeyse imkansız. 2010 yılında Beylikdüzü'ndeki evler için 150 bin lira peşinat istiyorlardı. 4-5 sene önce Dereboyu caddesindeki saçmasapan bir evi 950 bin liraya satmışlardı. Burada tek başıma 10-12 ayda ofise 30-40 dakika mesafede bir ev için gereken mortgage'ın peşinatını biriktirebildim (Bir sırt çantası ve bavulla ülkeye girip her şeyi sıfırdan düzmeme rağmen.) Tek dezavantaj şehir merkezlerindeki ortalama ev büyüklüğünün Avrupa'da Türkiye'ye oranla daha küçük olması.

Türkiye'de musluk falan filan için bir sürü para döküp bir ay sonra tekrar çağırmak zorunda kaldığım 'usta'ların yerine buradaki işini yavaş ama düzgün yapanları tercih ederim.

Türkiye siyasi iradeye yanlarım, her türlü memuru siyasi networküm ve paramla satın alırım, işçiyi sömürür kısa yoldan köşeyi dönerim kafası için cennet gibi bir ülke.
0
bruce mclaren
(25.01.21)
Maasli calismiyorsan Türkiye daha güzel.
Istedigin an kov, istedigin gibi mobbing yap, istedigin gibi süresiz izine çıkar, sigortasini asgariden yatir, haftada 50 saat calistir ayni maasi ver, haftasonu ara, mesai sonrasi ara, tatilde ara. Cok mu vergi veriyorsun? Araba al sirkete vergiyle ode. Vergi borcun mu var? Odeme, af bekle vs vs

Onun dışında servis isleri ucuz; restoran vs ucuz, muslukcu vs isleri ucuz. Çünkü herkes cani istediği gibi bu islerde çalıştigi icin bir sürü var. Haliyle uc kuruşa düşüyor iscilik. Aynisi restoran islerinde de geçerli.

Onun dışında caninin Türkiye'de paran varsa caninin istedigi her şeyi yaparsin. Gece canin dondurma mi istedi? Kebap mi istiyorsun? Peki özel profesör doktor randevusu ? Hepsini parayi basarak yapabilirsin ama gelismis Avrupa ülkelerinde yapamazsin. En azından öyle 1000lira verdim randevuyu aldım falan yok buralarda. Özel hastane yok zaten.

Herhangi bir yerde tanıdığın varsa is halledersin. Devlet dairesi, polis, yargıç, savci. Zenginsen bütün bu sistemi alt edersin zaten, sistem seni korumak icin var.

Edevlet, kredi ve kart almanin olağanüstü gereksiz hizliligi (o yüzden yer gök kredi ve kredi kartı borcu), kiyafet/ayakkabi/deri ürünleri ucuz olmasi.

Eğitim sistemini ovecek durumda değilim. Ülkede yer gök üniversite mezunu kasiyer/fabrikada isci dolu ama bir tane aklı başında elektrikci, muslukcu bulmak imkansiz. Bunlari hiç egitmeyip herkesi üniversite mezunu yapman süper bir şey.
0
logisticsmanager
(25.01.21)
tüm dünyaya göre avantajı, eğitim araştırma hastanesinde tedavi oluyorsun, ödediğin ücret 7 tl, reçetenin yüzde seksenini ssk ödüyor(yani hepimiz), muayene eden uzman hekim, isviçrenin en baba hekimleri kalitesinde, belki daha iyi, bak sıfır mübalağa! aman nazar değmesin
ek: özetle bu konuda güncel tabirle tam bir sosyal devlet. amerikada donuna kadar alırlar, avrupada doktor bulamazsın sade vatandaşsan.
0
esref
(26.01.21)
gerçekten merak ediyorum e-devlet gibi çok kapsamlı bir site var mı mesela avrupa ülkelerinin herhangi birinde ? ya da e-nabız vs.


@bruce ev konusunda ben hep türkiye'nin daha basit olduğunu düşünüyorum. ev bi kere bol çünkü. avrupada o durum yok.
0
🌸garavel
(26.01.21)
TR'nin ALmanyaya gore avantajlari:

- Burokrasi daha az.
- Kurallari esnetmek cok daha kolay.Sorumlunun iki dudaginin arasinda her sey. Bu sayede adamini bulup kurallari esnetip herkesin onune gecebiliyorsunuz.
- Yemekler
- Teklifsiz iletisim ve tanisma daha kolay
- Giyim cok ucuz
- Sehir ici ulasim daha ucuz

Bu arada konut edinmek Turkiyede daha rahat degil bence.Turkiyede ucuz denilen kalitesiz yerlerle Avrupadaki pahali ve kaliteli yerleri karsilastirmak sik yapilan bir hata.
0
turkuaz
(26.01.21)
şu yorumları okuyan türkiye'yi dünyanın en iyi ülkesi sanır:)
0
nothing in my way
(26.01.21)
@garavel, evin kalitesi kötü ve fiyatı fahiş olduktan sonra çok olmasının bir esprisi yok bence. 1 yıldır anneme babama emekliliklerini geçirecekleri yaz kış yaşayabilecekleri bir ev bakıyorum. Bakınca "acaba burada gerçekten insan yaşamış mı?" denilecek evler 600-700 bin liradan başlıyor. Balıkesir, İzmir ve Muğla taraflarında oturulabilecek bol ev varsa üzerime link atın :)
0
bruce mclaren
(26.01.21)
@bruce mclaren ciddi misiniz bilmiyorum ama 700 bine hele hele balıkesir muğla'da falan deli güzel evler alınabilir ya, ben izmirde yaşıyorum olduğum bölgede 700 bine mesela 4-5 yaşında 3+1 gayet güzel bir ev alınabilir, merkezi yerlerin civarında güzel bir sitede yani.

dediğiniz şey yazlık vs müstakil evse bilemem. ki yine alınır diye düşünüyorum ama aramaya çok üşendim :)
0
🌸garavel
(26.01.21)
@garavel yazlık-müstakil evet. Konak'ta 30+ yıllık 2+1 ara kat daireye 400 bin lira vermek de bana pek akıl kari gelmiyor açıkçası :)

Edit: Acaba yanlış mı hatırlıyorum diye tekrar bakayım dedim. Alsancak'ta 30+ yaşında ara kat 2+1 daire 800 bin lira: www.sahibinden.com
0
bruce mclaren
(26.01.21)
zenginsen dunyadaki en guzel ulkedir. yalakalar, kurallarin, kanunlarin zenginin lehine islemesi, daha fazla saygi gormen, hizmet sektorunun hem kaliteli hem de ucuz olmasi. dis, sac, goz gibi estetik saglik operasyonlarinin cok ucuz olmasi.
0
baldur2
(26.01.21)
@bruce mclaren izmirin en en en merkezi yerinde bakıyorsunuz, bu çok normal. mavişehire 5 dakika bostanlıya 10 dakika uzaklıkta çiğli ataşehir bölgesinde mesela nezih bir sitede 700 bin civarına çok iyi evde oturulabilir.

ama çok çok merkezi yerde tabii ki oturulamaz.

foça, gümüldür gibi yerlerde de ortalama bir yazlık alınabilir.
0
🌸garavel
(26.01.21)
@garavel İzmir'i sizin kadar bilmediğim için uçuk bir örnek seçmiş olabilirim. Ama anlatmak istediğim farkı yine de gösteriyor. Helsinki'nin en en en merkezi yerinde bir evin mortgage'ına ayda 1.500-2.000 euro vererek satın almak ve hala fazla kasmadan kenara 1.000 euro koyabilmek mümkün. Ben bunu Türkiye'den ayrıldığım zaman da hayal edemiyordum, hele şimdiki ekonomik koşullarda hiç hayal edemiyorum.

Öneriler için ayrıca teşekkürler :)
0
bruce mclaren
(26.01.21)
Ev alma konusunda bati da en az turkiye kadar zor sartlar sunuyor acikcasi. Ev almak avrupa ulkelerinde kat kat daha kolay degil. Et, araba, benzin, elektronik vs turkiye'ye oranla cok daha rahat alinabiliyor olabilir ama ev ayni oranda zorlukta bence.
0
baldur2
(26.01.21)
@hayat gercekten guzel

Neler mesela ?
0
🌸garavel
(26.01.21)
Ucuz iş gücü, bürokrasi, bankacılık ve sağlık sistemleri kesinlikle.

Tabii bir de en önemli konu: gıda/mutfak/yemek (fiyatları değil çeşitleri).
0
nawar
(26.01.21)
e-devlet, bankacılık, genç nüfus ve acelecilik dolayısıyla gelen şeyler yani. Sağlık (gerekirse parasını verip özel hastaneye gidebilme lüksü.)

konut sahibi olma olayı her yerde sıkıntı ama mortgage sistemi olan ve enflasyonu yılda %1-2 olan yerlerde çok daha uzun vadeli rahat alıyorlar sanıyorum. Bizde ölüm.(şunu da hesaba katmak lazım, bizde iyi maaşla iş bulabildiğin yer İstanbul. Batıda illa Paris, Berlin, Londra'da yaşamadan da iyi maaş alabiliyorsun hatta ortalama aynı maaşı alıyorsun çoğu yerde. Gördüğüm bu. Biz küçükçe bir şehirde benzer paraları alabilsek daha rahat ev alıyor olurduk, alım gücümüz de artardı. İstanbul'un 8 milyon, gerisinin anadolu şehirlerine dağıldığı bir Türkiye hayal etsenize :)

şirket kurma işleri ve vergi çok mantıksız/kötü geliyor bana. Ki dünyada da en karışık sistemlerden biri olarak anılıyordu. Estonya mesela o işi çok basitleştirmiş, ben açıkçası internetteki işim tutarsa Türkiye'de değil Estonya'da falan şirket kurup oraya vergi vermek istiyorum.

Bence alt-orta sınıf için Avrupa süper, üst sınıf için Türkiye istediğin gibi at koşturabileceğin müthiş bir ülke.

edit: birçok konuda sorun olarak kuralsızlık, örneğin kriptopara gibi şeylerde işimize yarıyor. ABD'de hatta sanırım Fransa'da vs. yaşayanlar sattıktan sonra gelir vergisi vermek zorunda. Türkiye'de henüz belirtilen bir vergi yok. Abd, kanada, çin vb. ülkelerdeki insanlar çeşitli borsalara kaydolamıyor, coin satışlarına katılamıyor, biz katılabiliyoruz. Bu devlet bizi korumadığı için oluyor ama eğer para kazanabilirsen işine de yarıyor işte.
0
nhk ni youkosu
(26.01.21)
eğer çok paran varsa ve kötü bir alışkanlığın yoksa kafan rahat olsun kimse yanına yaklaşamaz
0
duyurukullanıcısı
(26.01.21)
Ya herkes paradan evden bahsetmiş, kimse kültürden (ve özellikle iş kültüründen) bahsetmemiş, çok şaşırdım. (Değinen olmuş gerçi haklarını yemeyeyim, ama çok değil yine).

Tabi Avrupa'nın tamamını bilmiyorum ama gördüğüm kadarıyla "kuralcılık" çok baskın.

Bunun iyi yönleri var, ne yapman ve nasıl yapman gerektiği belli. Yap geç, kimse fazlasına zorlamaz, emeğine çökmez, tertemiz. Bizde memuriyet arayan ama biraz daha çok param olsun diyenlerin hayali gerçek olmuş.

Öte yandan sana sunulan ile yetinemiyorsan, daha iyisini güzelini yapmak istiyorsan, o kalıbın dışına çıkmanı çok zorlaştırıyorlar. Mantığı da şu: risk istemiyoruz. Plan yaptık, plana uyalım, fazlasına gerek yok, başımıza bir iş gelmesin yeter. 20 yaşındaki insanlar bile benim nenem gibi.

Bi 100 yıl öncesinde dünyayı keşfeden, kültürün, bilginin sınırlarını zorlayan insanların bunların ataları olduğuna inanmakta güçlük çekiyorum.

İşe gir, 9-5 arası git gel takıl, 30 yıllık ev kredisine gir, haftasonları da git drone uçur, gitar çal, dağda bayırda yürüyüş yap gel. Güzel/anlamlı bir ömrün böyle bir şey olduğuna inanan çok fazla insan var. Rahatları azıcık bozulduğunda bir anda aşırı sağ partilere yönelmeleri de bundan. Aman sorunları çözelim, yeni çıkış yolları arayalım vs. yok, para yok, mültecileri atalım gitsin. Sıradan adamı suçlamıyorum ama elitleri, okumuşları da bundan çok farklı değil.

TR'de gidilen yönü beğenmesem de bir dinamizm var, bu iyi bir şey bence, ben seviyorum.
0
plutongezegendegilmi
(26.01.21)
Hollanda'da yasiyorum, burasi ile Turkiye'yi karsilastiracak olursak iklim, mutfak/yemek Turkiye'nin en buyuk artisi. Bunlar ve aile, yakinlar disinda Turkiye'de ozlenen pek bir sey yok.

Is yapma, is kulturu/ahlaki ise karsilastirilamaz. Turkiye'de birakin sozlu anlasmayi, yazili anlasmalari dahi kimse sallamiyor. Hukuken hakkinizi aramaya kalksaniz zaten o baska hikaye. Ozetle Turkiye'de ticaret ve is ahlaki yerlerde.

Turkiye'de bankacilik sistemi daha gelismis ve esnek fakat Avrupa gittikce arayi kapatiyor. Ozellikle odeme sistemleri konusunda Turkiye cok kisitli imkanlar sunuyor. e-devlet bu ulkelerin hepsinde var. Hollanda icin konusursak gayet basarilir ve bir suru ozel sirket ile ( elektrik, su gibi ) entegre olarak da calisiyor.

Ev alma meselesini karsilastirmak anlamsiz. Hollanda'da asgari ucret sahibi bir cift rahatlikla ev alabilir ( sehir merkezinde, kanal manzarali degil tabi ki ) bunun icin pesinata da gerek yok. AB vatandasi degilseniz faiz biraz daha yuksek ya da bir miktar pesinat (%10 sanirim) ayni faiz orani ile kredi almak mumkun. Gerekli olan tek sey suresiz is kontrati ve Hollanda'da 1 yildir ikamet etmek.

Turkiye'nin en buyuk avantajlarindan birisi ( tabi ki paraniz varsa ) ucuz iscilik. Zaten bahsedilmis, evde ampul patlasa degisitirmek icin adam cagirabilirsiniz. Gunluk yasam icin ornek verirsek, makul fiyata berber/kuafore gitmek mumkun.

Uzun uzun yazmak gereksiz aslinda. Turkiye'nin Avrupa'ya gore en buyuk avantaji yeterli paraniz var ise her turlu kurali, kanunu kendi avantajiniza olacak sekilde esnetebilirsiniz. Avrupa'da bu o kadar kolay degil.
0
whisky
(28.01.21)
@acemi

aöf mezunları almanya'da yüksek lisans yapabiliyor mu? (benim bildiğim kadarıyla kabul etmiyorlar, o nedenle soruyorum)

ingiltere'deki sistemi başarılı kılan nedir?

türkiye için online eğitimde başarılıyız, türkiye 3. sırada demişsiniz mesela. neye göre üçüncü sırada? öğrenci sayısına göre mi? eğer öyleyse anlamsız. eğitim kalitesine göre mi? bunu nasıl ölçmüşler bilmek isterim. yani buradan mezun olan öğrencilerle ilgili örgünlerle karşılaştıran bir araştırma mı yapılmış?
0
Sour
(04.02.21)
(4)

lojistik ve tedarik zinciri yönetiminin farkı

Tochinoshin
lojistik yönetimi ve tedarik zinciri yönetiminin farklarını bulmak için bir araştırma bile yapılmış, baktığım kaynaklar net bir ayrım yapamamış. bence ikisi de aynı, tedarik zincirinde olan lojistikte olamaz diye bir kural yok. karşınıza böyle bir soru gelse ne cevap verirdiniz?
lojistik yönetimi ve tedarik zinciri yönetiminin farklarını bulmak için bir araştırma bile yapılmış, baktığım kaynaklar net bir ayrım yapamamış. bence ikisi de aynı, tedarik zincirinde olan lojistikte olamaz diye bir kural yok. karşınıza böyle bir soru gelse ne cevap verirdiniz?
0
Tochinoshin
(25.01.21)
Tochi sen akşamları dış ticaret kursuna mı gidiyorsun?gece oldu mu bir tane banko sorun var.

İkisi bambaşka şeyler ama lojistiğin içinde tedarik var kafanı karıştıran kısım bu.tedarik senin ürünümoluşturana kadar yaptığın tüm işlemleri içeriyor.lojistik ise bu detayların bitip ürünün depoya girmesiyle başlıyor.iç nakliye,gümrükleme,dış nakliye şeklinde gidiyor.

Burada senin nihai ürünün bir başkasının tedariğide olabilir,nihai kullanıcı ürünüde ama lojistik bu boyutuna bakmaz.ürünün fonksiyonel biçimde teslimini içerir.
0
duptıs
(25.01.21)
Lojistik, tedarik zincirinin bir parçası değil mi? Tedarik zinciri ürünün taaa ar-ge sürecinden üretimine, dağıtımına kadar uzanan dev zincirin adı, lojistik de bu dağıtım/nakliye kısmı.

Ben böyle biliyorum. Yine de birbiri yerine çok kullanılıyor, sanırım lojistiğin kapsamının genişlemesiyle birbirine yakınsar oldular.
0
influx
(25.01.21)
influx +1

Tedarik zinciri > lojistik

Lojistik urunun tasinma kismi ile ilgilenir.

Tedarik zinciri ise urunu olustururken kullandigin ham maddelerin tedarik edilmesi,saklanmasi, ihtiyac oldugunda ulasilabilir olmasini ve aliciya ulastirilmasini saglayan sureclerin adidir.

Lojistik tedarik zincirinde genelde ilk ve son asamalarda kullanilmakta.
0
kaiserr76
(25.01.21)
Introduction to logistics dersine tekrar girmis gibi oldum soruyla.
Kaynak neresi bilmiyorum ama ingilizce bu soruya kaynak cok.
Bu konuda en iyi üniversitelerden olan michigan state göre;
www.michiganstateuniversityonline.com

"Tedarik Zinciri Yönetim Uzmanları Konseyi, lojistiği “menşe noktası ile tüketim noktası arasındaki malların, hizmetlerin ve ilgili bilgilerin müşterinin gereksinimlerini karsilamak için verimli, etkili bir şekilde ilerlemesini planlayan, uygulayan ve kontrol eden tedarik zinciri sürecinin bir parçası olarak tanımlar. "
Kısacası influx+1.
0
logisticsmanager
(25.01.21)
(7)

Audi A3'ten arazi aracına

mcmanus
Merhabalar,Köy yerine göç edince 2016 model A3 aracımı daha geniş hacimli (yük açısından) ve araziye uygun bir araçla değiştirmeyi düşünüyorum. Ama çok sık olmamakla birlikte uzun yolda da üzmeyecek bir araç arayışınıdayım. Fakat bu olaylardan hiç anlamam. Siz olsaydınız hangi marka/model araçları a
Merhabalar,

Köy yerine göç edince 2016 model A3 aracımı daha geniş hacimli (yük açısından) ve araziye uygun bir araçla değiştirmeyi düşünüyorum. Ama çok sık olmamakla birlikte uzun yolda da üzmeyecek bir araç arayışınıdayım. Fakat bu olaylardan hiç anlamam. Siz olsaydınız hangi marka/model araçları araştırırdınız?

Aracım 230-240 binlere alıcı bulmakta. -+10 bin gibi duruyor.

Bu değişim için 30 bini geçmeyen ekstra ödeme yapabilirim.

Tavsiyeler için şimdiden teşekkür ederim.
0
mcmanus
(17.01.21)
arazi çok engebeli değilse hafif ticarileri tercih edebilirsiniz. vw caddy veya biraz daha büyük isterseniz peugeot rifter. pikap tarzı araçlar uzun yolda çok rahatsız, rifter ve caddy'de otomobil konforu da var, geniş bagaj da var.
0
cowboy
(17.01.21)
Kadjar tarzı bi şey alabilirsin. Geniş ve altı yüksek. İş görür.
0
mg3929
(17.01.21)
Köy diyince köysel faaliyet var mı bunun içinde kısmı önemli.eğer varsa kesinlikle pick up olmalı.yok dediğimiz yerde bile köy ihtiyacını lüks arabanın döşemesinde halledemezsin.
0
duptıs
(17.01.21)
Eger amacin boyle arazi falansa ben yeni duster derim.
Önceki Dusterlara oranla ciddi bir gelisme var.
Yani araziye cikmak icin bence ideal.
Verdigin fiyata sıfır 4*4 bile alabilirsin yani.
Genelde daciaya karsi onyargiliydim ama Avrupa'da baya tavsiye edilen bir araç olmaya başladı. Yorumlari falan oldukca iyi.
0
logisticsmanager
(17.01.21)
Toyota Hilux ya da Peugeot Rifter.

Yeni Hilux oldukça otomobil, bir test sürüşü öneririm.
0
fever
(17.01.21)
mcmanus beye opsiyonlanmıştır: www.sahibinden.com

ben olsam duster gibi dağa taşa sürülebilecek sıfır bi suv veya bunun gibi bi şey alırdım.
0
tek yaprak havlu
(17.01.21)
zaten köye gittiğinizde kullanılan 4-5 farklı araç görüyorsunuz, geneli pikap oluyor l200 gibi, biraz daha parası olan mercedes x alıyor, pikap ihtiyacı olmayan da canavar gibi duster kullanıyor. ben de oyumu duster'dan yana kullanırım. hem ucuz araç, hem 4x4 opsiyonu var, hem de gerçekten arazide gidebiliyor, hem az yakıyor, hem parçası da ucuz. a3'ten sonra kalite olarak yetersiz gelir tabii ama o paraya bu kadar.
0
roket adam
(17.01.21)
(12)

Çok büyük işler yapanlar psikolojilerini nasıl koruyabiliyorlar?

kahver
Merhabalar. kafama takıldı, şimdi devasa şirketleri yönetenler, ya da büyük bilimsel çalışmalarda yer alanlar, komplike yazılımlar, mühendislikler, tıp vb. yani kafayı çok yoran işlerde yer alan insanlar psikolojilerini nasıl koruyor olabilirler? ve o tempoya nasıl dayanıyorlar? işte günde 4 saat uy
Merhabalar. kafama takıldı, şimdi devasa şirketleri yönetenler, ya da büyük bilimsel çalışmalarda yer alanlar, komplike yazılımlar, mühendislikler, tıp vb. yani kafayı çok yoran işlerde yer alan insanlar psikolojilerini nasıl koruyor olabilirler? ve o tempoya nasıl dayanıyorlar? işte günde 4 saat uyuyan büyük dijital platform sahipleri, ya da yöneticiler gibi.

şimdi ben de işim gereği çok fazla insanla ve teknik bazı çalışmalarla uğraşıyorum. yaptığım iş teknik anlamda belki çok üst düzey değil ama, beni inanılmaz yoran, bütün zamanımı işe ayırmamı gerektirecek yoğunlukta ve streste. bu çalışma şeklimden şikayetçi değildim (kimse böyle çalış demiyor, ben istediğim için böyle çalışıyorum), çok kafa yorup saçma sapan şeylerin kafamı meşgul etmesini önlediğimi düşünüyordum. ancak, uyurken bazı reflekslerimin olduğunu öğrendim. araştırdığımda da (uyku terörü deniyormuş galiba), günü çok stresli ve yorucu geçirenlerde olabileceğini okudum.

bilemiyorum kafama takıldı sorayım dedim.
0
kahver
(16.01.21)
Koruyamiyorlar. Cok azi belki biraz koruyorlar. Mindhunter’da bi replik vardi buyuk sirketlerin ceo’larinin cogu narsisisttir diye. Zaten duygulariyla dusunen biri koskocaman sirketleri daha zor yonetir, cok mantik olan birine gore.

Kisacasi zaten cok da normal olmuyorlar. O yuzden kendilerini rehabilite etme gibi durumlari olmuyor. Ya cok iciyorlar, ya dogaya donuyorlar, ya evde kendilerine kaliyorlar.
0
mor oje
(16.01.21)
bir anda o pozisyonlara gelmiyorlar. daha alt kademelerde işe başlıyorlar. strese alışa alışa üst kademelere çıkıyorlar. zaten psikolojileri izin vermezse üst kademelere yükselemezler.
0
nickini degistiren yazar
(16.01.21)
Günde 4 saat uyuyan birinin sağlığını koruduğunu düşünmüyorum. Yetersiz uyku sağlık sorunlarına neden olur. Normalden fazla iş yapıyorsanız orada başkalarının yapması gereken işler de bulunuyor olabilir. Örnek olarak mühendislikte birçok çizim işi teknik ressamın yapması gereken bir iştir. Siz çizim yapıyorsanız aslında başkasının işini yapıyorsunuz demektir. Bahsettiğiniz büyük işlerde herkesin görevi bellidir. Çalışan sayısı fazladır. İşin planlaması çok iyi yapılmıştır.
0
dissendium
(16.01.21)
"bu çalışma şeklimden şikayetçi değildim, çok kafa yorup saçma sapan şeylerin kafamı meşgul etmesini önlediğimi düşünüyordum."

sakincali bi dusunce
0
ala09
(16.01.21)
pişe pişe o pozisyonlara geliyorlar
0
kelepir
(16.01.21)
bir günde o noktaya gelmiyorlar. yıllar içinde her seferinde bir adım daha büyük işler yaparak ilerliyorlar. o durumda bile bahsettiğin yöneticinin altında çalışan gene yılların tecrübesine sahip mühendisler altyöneticiler oluyor.

sen işin organizasyonunu bir kişilik düşünüyorsun. şirketlerin yıllar içinde kurduğu sistemler çok daha fool proof. tabi daha masraflı, daha yavaş ve daha az efektif. ama günün sonunda iş bitiyor.
0
orpheus
(16.01.21)
İşkolik olup çalışmaktan zevk almayanlar kolay kolay yükselemez bence. Yani adamlara çalışmak zor gelmiyor, aksine hoşlarına gidiyor.
Bkz: rte.
0
prizmatik
(16.01.21)
Nerede ceo olduguna bagli. 100 kisilik sirkette ceo'ya daha cok iş düşer. Misal Türkiye'de calistigim sirkette cfo resmen acil para odeme onaylarini veriyordu.
Su an çalıştığım şirketin 100 bin calisani var. E haliyle ceo/cfo boyle olaylarla uğraşmıyor. Ceo'ya bir mail gidiyorsa emin ol en az 5-6 müdürü gecip gidiyor (misal su an avrupa-asya lojistik krizi ceo'ya kadar cikti ya da lojistik servis saglayici ile olan sikintida iki sirketin ceosu görüştü en son).

Yani benim de cok stresim var, tek fark benim stresimi aktarabilecegim üst müdürüm var. Ceo ise ulasilabilecek en son nokta.
Yani zaten oraya da yillarin birikimi ile gidiyorsun. Ben su an 3 sene icinde aldigim birikim ile ilk günkü kendimi karsilastirsam peheey. Düşün bir de 3-4 kademe atlayıp uzun yillar sonra oraya gelen adamlar haliyle belli yetkinlikleri olan kisiler.
Bu arada 4-5 saat uyuyorum olaylarina cok inanmiyorum.

Bana göre ceo vs değil de hayati isler (doktor/polis/asker/hemsire) daha ciddi. Açıkçası hayatini kaybetme riski ile sirketin para riski bana karsilastirilamaz geliyor. O sebepten askerdeki liderlere çok büyük ilgim var, sonuçta sirket yönetmekle emrindeki 20-30 kisinin hayatindan sorumlu olmak apayri.
0
logisticsmanager
(16.01.21)
işkolik oluyorlar
alt kademelerde pişerek ve alışarak o noktaya geliyorlar
aileden ve çevreden görerek o noktaya geliyorlar

benim ailemde üst düzey yönetici ve işkolik yok. o yüzden hiç alışkın olmadıgım durumlar. ben başa çıkamam mesela. bu da dışarıdan belli oldugu için kimse beni yönetici yapmıyor :)
0
dafuq
(17.01.21)
işkolik oluyorlar'dan farklı bir yorumum olacak: benim o tarz pozisyonlara yükselmiş tanıdıklarımın çoğu orta seviyeden sonra iş-yaşam dengesini çok iyi kurmuş admalar oluyorlar. ne bileyim hobileri olan, spor falan yapan tipler oluyor. bahsettiğin kronik stres junior pozisyonlarda var, sonrasında artık insan onu yönetmesini de, dengelemesini de öğreniyor. birkaç defa iş değiştirip, kötü şeyler yaşayınca da bu konuya karşı direnç kazanıyorsun.

iş benim için bir araç. şirkete hayatımın bir kısmını kiralıyorum ve para kazanıyorum, hepsi bu. bunun bir adım ötesi bile hayatını alt üst eder, o yüzden bu profesyonelliğe en başında ulaşmak önemli. komplike yazılımlar, mühendisler vs bunların hepsinde her zaman bir safety net vardır, hata yapsan bile bireysel olarak sana kalmaz. sıkıntı yok yani.

bi tek tıbbı ayırıyorum bu listeden, tıp bireysel başarısızlığın adamı öldürebileceği tek dal olabilir. o yüzden zaten doktorları müthiş takdir ediyorum bir mühendis olarak, çok zor iş.
0
roket adam
(17.01.21)
senin psikolojini bozan şey bilinmezlik, bilinmezlikle baş etme durumu. mesela bana deseler ki dk 1 saat sonra apandisit ameliyatı yapacaksın yoksa adam ölecek olduğum yere lacivert sçarım ama uzman doktora söylediğinde önce bi pizza yiyelim sonra ameliyata girelim diyor.

bu aralar tr'deki büyük firmaları it managerları ile görüşüyorum adamlardaki rahatlık kimsede yok. zaten 3-4 marka var satın alacağı adamın işi sadece satın almak. ucuza almak. yani yaptığı tek şey atıyorum windows'u rakipten ucuza almak. bu sebeple tr'de öyle aman aman bir dert tasa yok. çünkü iş yapan yok.

koskoca vestel, arçelik dünya'da bir numaraya oynayacak ürün bile çıkarmıyorlar çünkü ceo'nun tek derdi standart ürünü ucuza üretmek.

veya togg'u düşün.

togg'un ceo'sunun tek derdi avrupa'dan parça alıp aracı ucuza çıkarmak. adamın teknolojik olarak bir derdi yok.

dünyada ki örneklerinde ise hayatı sürekli stress içerisinde geçen insanların mutlaka sabit bir hobisi oluyor ve dünya yansa bu hobiye ayırdığı vakitten vazgeçmiyor.

çeşitli magazinel 4 saat uyuyor falan onları geçiniz. 4 saat ben uyuyorum zombi gibi geziyorum.
0
duyurukullanıcısı
(17.01.21)
Olağan Psikopatlar diye bir kitap okumuştum. Bu kitapta sizin tabirinizle çok büyük işler yapan insanların. Psikopat olduğunu(cezaevlerine düşenlerden değil) ve yoğun stres altında etkilenmeden çalışabildiklerini yazıyordu..
0
komando kani var bende
(17.01.21)
(12)

Buzdolabı markalarının tümünde lanetli yorumlar

Semi
Uzun zamandır buzdolabı bakıp, en fazla 3000 bütçe belirleyip, baktıkça en az 4-5 bin Tl'ye orta karar bir buzdolabı alabileceğimi anlama aşamasına geldim. Sorun şu ki hangi marka? Neden hepsinde yüzlerce kötü yorum var. Sinirlerim yıpranık, gözlerim yorgun, varsa gelsin güzel buzdolabı beni bulsun.
Uzun zamandır buzdolabı bakıp, en fazla 3000 bütçe belirleyip, baktıkça en az 4-5 bin Tl'ye orta karar bir buzdolabı alabileceğimi anlama aşamasına geldim. Sorun şu ki hangi marka? Neden hepsinde yüzlerce kötü yorum var. Sinirlerim yıpranık, gözlerim yorgun, varsa gelsin güzel buzdolabı beni bulsun. Eskide kalmış 15 20 senelik buzdolabı efsaneleri. Yeni teknoloji ürünlerinden hangisi 8 10 sene götürür onun derdindeyim. Varsa 4 5 senedir sorun cıkarmayan buzdolabı kullanan üstüme bi' toprak atsın.
0
Semi
(16.01.21)
Boşa aramayın. O ürünler bilinçli şekilde belirli bir süre sonra bozulacak şekilde üretiliyorlar. O kadar şikâyet olmasının sebebi bu. 20 yılda bozulmayacak buzdolabı üretseler kimse buzdolabı satamaz.
0
dissendium
(16.01.21)
İşte o yüzden 8 10 sene de olsa gidebilecek kötünün iyisi bir marka önerisi arıyorum. Ne yazık ki öyle
0
🌸Semi
(16.01.21)
Şöyle bir durum var aslında. İnternette ne ile ilgili yorum okursan oku insanlar mutsuz. Çünkü mutlu olanlar kullanıyor geçiyor ve yorum yapmıyorlar bence. Yorum yapanlar sorun yaşayanlar.

En bilinen markalardan 3-5 tane seç rastgele ve 2 saat ver kendine. Bu 2 saatte bu 5 tanesini araştır ve al birini. Diğer türlü içinden çıkılmıyor iyice zaman kaydediliyor. Bir de birbirine yakın markalar arasında ne kadar fark olabilir ki?
0
black mamba
(16.01.21)
bosch veya arçelik'in istediğin fiyatta olan birini alıp geç. renk, büyüklük, dondurucu derken fazla seçenek kalmaz zaten.
0
diffarentiationation
(16.01.21)
Dediklerinize katılıyorum, bu sebepten marka değil de özellik bakmanızı tavsiye ederim.
Bir kere amacınız dayanikliliksa buz makinesi kesinlikle olmasın. Üstüne böyle teknolojik, touchpad gibi şeyler olmasın çünkü anakart bir sekilde bozulacak.

Bana göre hacim bakin, buzluk asagida olmasi daha iyidir, üçüncüsü de enerji sarfiyati.
Buna ek olarak kapi alarmi resmen bir cok cihazda hala yok, bu benim icin onemli. Buna da bakabilirsiniz.

Yoksa harbiden her markada bir şekilde sıkıntı oluyor. O dediginiz makineler eskide kaldi. Bu her sey icin gecerli artik.
0
logisticsmanager
(16.01.21)
www.akakce.com

4 yıldır kullandığımız dolap. Aynısından anneme almıştım o da 5 yılı devirdi. Taş gibi cihaz. Tek eksiği kapak açık kalınca ötmüyor. Hiç sıkıntı yaşamadan kullanılır.
0
baal
(16.01.21)
Aklınız da olsun NoFrost diyenleri almayın.Eski teknolojiyi yeni diye kaktırıp ortada bırakır.AA yada 3A sınıfı enerji kimliği olanları tercih edin.Bide bekonun arçelik e göre daha geniş dolap modelleri var arçelik küçük kalıyor aynı firma olmasına rağmen
0
smokee
(16.01.21)
Annemler için bir süre araştırmıştım. Tabi onlar beklemeden kafalarına göre Profilo aldilar. Evde Bosch var, tavsiye etmem. Takir tükür buz kırıyor. Beko ise avrupada yandığı için mimliymis. İşin zor. Kolay gelsin.
0
fikox
(16.01.21)
Valla biz beko almıştık beğendiğim özelliklerine göre. 4 sene oldu, hiçbir sorun yaşamadım; aksine gayet memnunum.

O dönem bayağı arastirmistik, hatırlıyorum. En sonunda fiyat ve ozellikleri bana uyuyor diye beko alıp geçtik, dediğiniz gibi 7-8 sene kullansam yeter diye düşünmüştüm ki daha da uzun süre idare eder gibi görünüyor şu an için.

O yüzden sizde çok takılmadan bilinen markaların birinden alın bence.
0
fraise
(17.01.21)
Yerli mallardan uzak dur. Git kendine bir adet ucuzundan samsung al, keyfine bak..
0
anteelope_
(17.01.21)
her halükarda arıza çıkarabilir. o yüzden servisi yaygın ve orta halli markaları öneririm ben de. her mahallede bi arçelik, beko servisi var, bakıyorlar uğraşıyorlar, kafa rahatlığı sağlıyor. dolabı arızalanınca 3 ay boyunca yurtdışından gelecek samsung parçası beklemektense arçeliğin tak tak halletmesini tercih ederim.

15-20 senelik buzdolabı diye bir şey yok günümüz dünyasında maalesef.
0
roket adam
(17.01.21)
eğer kötü yorumlara bakarsan hiçbir şey alamazsın.

hepsiburada'nın, vivense'in filan başlıklarına baksan şirket merkezine molotof kokteyl atasın gelir. ikisini de defaaten kullandım hiçbir majör sorun yaşamadım. gecikme, hatalı ürün gibi sorunlar yaşadıysam da anında müdahale edildi, iade aldım.
hele hepsiburada'yı 13 yılı geçmiş kullanmaya başlayalı. 60-80 kalem arası alışveriş etmişimdir. ben mi şanslıyım bilmiyorum.

bir de tavsiye bırakayım:

www.hepsiburada.com

1,5 yıla yaklaştı en ufak bir sorunu yok.
zaten arçelik garantisinde.
4 kişilik aileyseniz filan dar gelebilir de bana fazla bile geliyor.
0
filteria
(17.01.21)
(13)

Neden Barselonaya Göç Etmeyeyim?

rewlack
bu duyuruda Barselona ve İspanyayı gömüyoruz :/gelecek sene civarı eu'ya göç etmek istiyorum. blue kartla ve iş aracılığıyla yapmak istiyorum bunu. birden fazla mesleğim var. almanca ve ispanyolcam şu aşamada B1 civarı gibi düşünün. her iki tarafta da öyle veya böyle iş bulabilirim diyorum ama mesel
bu duyuruda Barselona ve İspanyayı gömüyoruz :/
gelecek sene civarı eu'ya göç etmek istiyorum. blue kartla ve iş aracılığıyla yapmak istiyorum bunu. birden fazla mesleğim var. almanca ve ispanyolcam şu aşamada B1 civarı gibi düşünün. her iki tarafta da öyle veya böyle iş bulabilirim diyorum ama mesele "öyle veya böyle" oluşu.

amacım kısa vadede eu'dan kalıcı oturum alabilmek. bu beni motive eden birşey. almayaya gidersem berlin'den başka seçeneğe bakmayacağım.
ancak berlin vs barselona karşılaştırmasında ekonomik gerekçelerin dışında berlin benim açımdan bir sürü dezavantaja sahip : ( genel olarak almancanın zorluğu (aynı sürede ispanyolcaya aşırı hakim olabilcekken almancada çok zorlanacağım) , sosyal ilişkiler, iklim, adaptasyon, almanyadaki türk algısı, kiraların yüksek oluşu vs vs.

öte yandan özellikle pandemi sebebiyle barselona zaten iç açıcı olmayan ekonomisini artık daha da zor toplar gibi düşünüyorum bu da bence sosyal yaşama dolaylı olarak yansıyan bişey. yani tr'nin son 10-15 yıldaki sosyokültürel dönüşümünde de ekonominin direkt etkisi olduğunu gözlemliyorum. bir kişi de duymuyorum zaten barselonaya göç ettim, çok rahatım, mutluyum, gelin vs diyen :D

ama işte berlinde de yalnızlık, coğrafi mutsuzluk amaan ne bileyim..
iş bulmak berlinde daha kolay olacak, belki alım gücü yüksek olacak ama cezbedici tarafları benim için biraz eksik kalıyor. tabi herkes aptal mısın git berline orada düzen kur bi daha dönme falan diyor..

yani karşılaştırma kötü.. berlin londra olsa kendi adıma direkt londrayı tercih ederim. berlin venedik olsa direkt berlini tercih ederim. ama bu ikilemde aşırı kararsız kalıyorum.

söyleyin neden gitmeyeyim?
gelsin yorumlar : (




*barselonada katalanca konuşulduğunu biliyorum.
** iki şehirde de bir kaç defa, 3-4 hafta civarı bulundum.
*** master+deneyim var. ist.da 10k kazanıyorum şu an. eski beyaz yakalıyım.
0
rewlack
(16.01.21)
berlini seçerdim ben kesin olarak, ispanya tamam çok güzel ama sıfırdan başlamaya özellikle bizim gibi ekonomik sebeplerle göçenler için değil. Berlindeki kazançla yılda 1 ay rahat şekilde tatil yaparsınız diyorum zaten.
0
garavel
(16.01.21)
bir alman hayranı olarak söylüyorum: berlin'de yaşam fikri bu kadar üzüyorsa göçün hocam. istediği kadar kötü olsun, AB ülkesi sonuçta ispanya, orada bir kez tutunduktan sonra barcelona'da değilse başka yerde yaşarsınız mesela ne bileyim, bir yol bulunur. hepsini geçtim AB'de kalıcı oturum aldıktan sonra isterseniz zaten almanya'ya geçemiyor musunuz?

ispanya'yı eskiden hiç sevmezdim, hatta ispanyol dili ve edebiyatı bölümünü "kendimi veremiyorum, o bölgeye ilgi duyamıyorum" diyerek bırakmıştım zamanında. yaş 26 oldu, şimdi deseler ki seni valencia'ya gönderiyoruz, valla kar buz hastası bir adam olarak şıpıdık terliğimi ve domatesimi alır koşarak giderim.

kaldı ki bahsettiğiniz yer ispanya'nın köyü değil yahu, barcelona... barcelona'nın çekici olmadığı, yaşanmaz hale geldiği, "yeni türkiye"den daha kötü olduğu bir dönem olmuş mudur ki tarihte? savaş falan çıkmadığı sürece orası bence her şekilde buradan iyidir. sarmadı diyelim 1-2 sene sonra (olmadı 3-4 diyelim hadi) yine gidersiniz berlin'e, ne olacak?

bana öyle geliyor ki bu şekilde siz berlin'e giderseniz pek iyi hissetmeyeceksiniz. anladığım kadarıyla almancayı öğrenmek de istemiyorsunuz. kafanızın bir köşesinde barcelona da varken berlin'e tutunmak, adapte olmak vs. zor olabilir.

o yüzden bence barcelona'ya gidin. bunu tabii ki iyi kötü bi geliriniz olacağını varsayarak söylüyorum, yok eğer "berlin'de iş garanti, barcelona'da sıkıntı" gibi bir durum söz konusuysa bence almanya'ya gitmek daha iyi olur. barcelona'ya gezmeye gidersiniz.
0
der meister
(16.01.21)
vallaha ben barcelonaya goc edip mutluyum diyen duydum, lakin zaten parasi var ve azimsanmayacak aylik geliri.

barcelonada yuksek nitelikli is gucu olunca calisma izni alabiliyorsunuz, eger sektor it ise yazilim falan...sansiniz var...

barcelonada kazanacaginiz maksimum aylik 2500-3000 euro olur.(net) o da yuksek nitelikli is gucu iseniz.

yeter mi? tek kisiye evet iki kisiye hayir.

yani is buluyorsaniz gitmemeniz icin hic bir neden yok.
0
cairo
(16.01.21)
Berlin'i bilmiyorum, barcelonada sadece tatil yaptım.
Yalniz sunu bilmiyorum; almanya, fransa, Avusturya. bu üç ülke kendi bilgilerim dahilinde en iyi maaş oranlarina sahip.
Barcelona'da yasamak benim gibi izmirli biri icin hepsinden güzel olurdu ama maas ve ekonomik durum iyi değil ispanya ve İtalya'da (burada da cok guzel yasardim :(
Ikisinde de yaşayan arkadaşlarım bu dedigim 3 ülkeye gitmeye calisiyor/gidiyor.

Neyse, su covid dönemi hele ben almanya varken İspanya'ya gitmem. Ekonomik etkisi oldukça büyük. Covid sonrasi nasil olacagini kimse bilmiyor.
0
logisticsmanager
(16.01.21)
boyle bir secim luksunuz varsa biraz birinde biraz birinde yasayin? ya da once birine gidin, deneyin. olmazsa oburune gidin. engel ne?
0
hazen
(16.01.21)
Bi gidene soralim podcastinda barcelona bolumu vs var, onlari dinleyebilirsiniz.

Ayrica berlin vs barcelona baya alakasiz geldi iklim ve tarz olarak.

Eileengray +1 diyorum, hicbir yerde sirketler sizi almak icin yarismayacak muhtemelen, cok kisitli seceneginiz olacak.
0
kuehles blondes
(16.01.21)
@hazen yaş ve buna bağlı olarak hadi biraz da şurada takılayım demek istememek. eğer böyle istesem zaten berlini öncelikli tercih eder, 2 yılda oturum/çalışma izni alır sonra da istediğim yerde daha kolay iş bulurum. üstelik süreç de ekonomik açıdan daha rahat geçer. ama uzun vadede almanyada kalmayacaksam dille cebelleşitiğim, nispeten yalnız ve soğuk geçen 2 yıl elimde kalmış olacak. tabiiki berbat bi durum değil, ne güzel deneyim işte ama değer mi veya o süreç mutsuz eder mi bilmiyorum.

@eileengray, evet kolay olmayacağını tahmin ediyorum. sadece şu olacak her ikisinde de iyi ihtimalleri düşünelim. barselona bana kesinlikle daha az ücret teklif edecek. gerçi kiralar bi tık daha ucuz ama.. sonuçta blue kart skalasında bile iki ülkenin maaş farkları belli. ayrıca işsizlik,eleman ihtiyacı oranları da belli. barselonada -ispanya bölgesinde en gelişmiş şehirlerden biri olsa da- iş bulmak berline göre daha zor.
0
🌸rewlack
(16.01.21)
4,5 senedir Berlin'de yasayip, Barcelona'yi 3 günlük seyahatte görmüs birisi olarak Berlin'i gözden cikarmadan önce cok iyi düsünmeni tavsiye ediyorum.

Burasi Almanya'nin genelinden cok farkli, cok kozmopolit bir yapisi var ve sosyallesmek istedigin anda her milletten envai cesit arkadas ediniyorsun. Kücük bir Amerika modeli gibi. Son dönemde Berlin'e gelmis olan, beyin göcü yapmis Türkler de cok burada. Benim iki tane farkli ve can arkadasim diyebilecegim Türk grubum var Berlin'de yabanci arkadaslarimin yani sira.

Buraya gel, yasa, 6 ay sonra begenmezsen kalkip Barcelona'da is ararsin.
0
chitosan
(16.01.21)
ben berlini seçerdim. akdeniz iklim ve curcuna sıktı artık. ispanyollar büyük avrupa ülkeleri arasında en kaba olanlar. barcelona için genelleme olsa da kuzey avrupa her daim ilk tercihtir. türklere her yerde ön yargı var.
0
mikahakkinen
(16.01.21)
Neden Barcelona'ya Goc Etmeyeyim?
Pahali cunku. Turist tokatlamak uzerine bir sehir Barcelona. Hani Big Mac indexi vardir ya, benim de Lidl indexim var:) Lidl'a 5dk uzakliktayim Ingiltere'de, o yuzden cogu urunun ezberimdedir fiyati. Gittigim yerlerde karsilastiririm fiyatlari, cogu urun de standarddir, asagi yukari ayni markalar vardir, ambalaj dili degisir ulke degistikce sadece. Otelime yakin Lidl var diye de sevindirik olmustum Barcelona'da, gittim gezdim, fiyatlari karsilastirdim, Londra Lidl'larindan 20% gibi falan daha pahaliydi urunler Barcelona'da. Simdiye kadar gezdigim yerlerde hep Londra Lidl'i pahali oluyordu, Barcelona istisnasi olmustu. Ispanya'da maaslarin da yuksek oldugunu sanmiyorum.
0
neck_and_neck
(16.01.21)
Bir akdenizli olarak barselona'yı seçerdim ama siz seçmeyin:) almanya'da alım gücü daha fazla, sistem daha düzenli. Berlin de almanya'da yaşanabilecek en ideal şehir bence. Hareketli, çok farklı kesimlerden insanın yaşadığı, sosyalleşmeye elverişli bir şehir. Bir de bu katalanlar kendilerini pek seviyorlar, o da belki sıkıntı yaratır.
0
asteriks
(16.01.21)
Merhaba,
Almanya’da neden sadece Berlin düşünüyorsunuz? Münih mesela hem iklim olarak hem de maaş ve doğa olarak çok daha iyi. (Kiralar da buna göre artıyor tabii ama maaş daha iyi olduğu için görece standart çok değişmiyor.)
Merak ettim:)
0
bfm
(17.01.21)
münihi pek sevmedim. evet classy bi yer ancak benim için çok küçük çok sakin.
metropolsüz yapamıyorum. öğrenciyken ingilterede birmingham'da bile yapamadım kaçıp kaçıp londraya gidiyordum.

üstelik ev bulmak daha zor. iş alanım orada daha dar.
0
🌸rewlack
(17.01.21)
(13)

Arabayı satıp banka borcunu kapatsam mı? Ekonomi 101

avarel dalton
Sevgili Lidya’lılar, Robert Solow’un yol arkadaşları!Şu durumda olsanız siz ne yapardınız? (Tikler bilahare gelecek)2019 yılının son aylarında annemin rahatsızlığı nedeniyle araba ihtiyacım olmuştu buna istinaden gözümü karartıp kredi çekip bir araba aldım. Ne yazıktır ki annem hastalığı yenemedi. G
Sevgili Lidya’lılar, Robert Solow’un yol arkadaşları!

Şu durumda olsanız siz ne yapardınız? (Tikler bilahare gelecek)

2019 yılının son aylarında annemin rahatsızlığı nedeniyle araba ihtiyacım olmuştu buna istinaden gözümü karartıp kredi çekip bir araba aldım. Ne yazıktır ki annem hastalığı yenemedi. Geçtiğimiz Kasım ayında kaybettim :(

Araba kredi taksidi olarak maaşımın yaklaşık %40’ına tekabül ediyor. (Sigorta, kasko, vergi vb masraflar hariç) bununla birlikte ikinci el araba fiyatlarındaki mantıksız artışı hayretle izliyorum buna rağmen piyasaya göre çok daha uygun bir fiyat versem (mesela 30k daha ucuz) bankaya olan kredi borcumu kapatıyorum hatta elimde bir miktar para kalıyor.

Ancak bu durumda karşı karşıya olduğum soru/nlar

1- yeniden araba almak istesem piyasa uçmuş durumda, bankalara güncel faizler üzerinden gerdan kırmak durumunda kalacağım.

2- iş yerimin servisi var işe gelip giderken sıkıntım yok (servisin kaldırılması durumu da yok, 1 kişi olsa bile geliyor) ancak anneannem ile benim evimin arası 30km haftada 2-3 defa ziyaretine gidiyorum (toplu taşıma kullansam metro-otobüs) yapacağım ve pandemi döneminde toplu taşıma bir miktar korkutuyor yalan yok. (Bu arada toplu taşımayı ücretsiz kullanabiliyorum) ve arabanın rahatlığına alıştım :/

3- her hafta annemin mezarına gidiyorum oraya toplu taşıma ile gitme biraz sıkıntılı (kiralık araç veya taksi alternatifi var)

Kredi, faturalar, sair harcamalar üst üste gelince ay sonu ya kafa kafaya geliyor veya KMH’a dalıyorum.

Siz olsanız ne yaparsınız? Arabayı satıp bankaya olan krediyi kapatayım kullandığım yanıma kar kalsın ama arabasız bir hayat mı süreyim, kredinin bitmesine 3 sene var biraz dişimi sıkıp çok gerekirse arabanın direksiyonunu filan mı kemireyim :)

Bankayla konuştum bugün krediyi kapatsam kaç lira lazım dedim, bana söyledikleri rakamın 30-40k üzerine arabayı satabiliyorum.

Ne yapardınız?
0
avarel dalton
(15.01.21)
Turkiye ve buyuk sehirdeyseniz, isinizin de servisi varsa araba kolayliktan cok dert. Krediyi kapatip para biriktirmeye ve birikmis paranizin degerini korumaya calisin.
0
cleric
(15.01.21)
Anlattıklarına bakarsam bence araba senin için Bi ihtiyaç ve arabaya alıştığını görüyorum, satarsan pişman olursun bence.
0
valarmurgulis
(15.01.21)
arabayı satsanız da krediyi kapamayın. faize koyun en kötü. yine taksitleri düzenli ödeyin tabi. daha çok kar edersiniz.
0
jelly bear
(15.01.21)
kredi sizi maddi olarak çok zorluyor mu? asıl mesele bu bence. hayat kalitenizi düşürüyor mu ciddi manada? arabasızlık berbat bir şey. parasal anlamda ne kadar etkilendiğime göre kararımı veririm.
0
anarsika
(15.01.21)
Ben satmazdım. Krediyi bugüne kadar bir şekilde ödediysem bundan sonra da öderim diye düşünüyorum.
0
dissendium
(15.01.21)
Anladığım kadarıyla arabayı satmak için aceleniz yok. Haliyle piyasanın 30-40 bin altına satmanıza da gerek yok ve araba size şart. Aslında günümüzde hemen herkese şart.

Şöyle de yapabilirsiniz; arabayı satıp yerine "ayağı yerden kessin yeter" şeklinde bir araba alıp, kalanını bankaya öder, ister taksit, ister toplam tutar isterseniz de ikisini birden azaltabilirsiniz. Böylece hem ödemeler düşer, hem de arabasız kalmamış olursunuz.

Borç 100 bin ise 140 bine satsanız, 60 bine bir araba alsanız 80 bin ödeme yapıp, aylık taksitlerde ciddi bir düşüş sağlayabilirsiniz.
0
sumuklurakun
(15.01.21)
Sumuklurakun+1

Arabaniz nedir bilmiyorum ama üçüncü seçenek bu. Eğer salliyorum 200binlik arabaysa bunu yapabilirsiniz kesinlikle. Yok zaten 60binlik arabaysa daha düdüğünü almak riskli bulmak da zor zaten.

Bu arada basiniz sağolsun.
0
logisticsmanager
(15.01.21)
Öncelikle başınız sagolsun. Kesinlikle aracı satmam. Satarsan da borcu kapatmam.o kredinin maliyeti güncel e gore baya düşük
0
primetime
(15.01.21)
Basiniz sag olsun. krediyi odersiniz birden krediyi kapatmayin +1

70-80-100 bin civari bi aracsa satmayin.
0
ala09
(15.01.21)
arabayı sat, eline geçen paradan ucuz ve sadece iş görecek bir araba al. 40-50 bine günü kurtaracak araçlar mevcut. ucuz arabanın kaskosu,vergisi bakımı-masrafı da ucuz olacak.

kalan parayı kredi maliyetini düşünerek bir yatırımda değerlendir. karlı oluyorsa krediyi kapatmana gerek yok.
0
orpheus
(15.01.21)
model düşmen en anlamlısı gibi duruyo. hem aracın olur hem de masrafları düşer hem de nefes almalık bi alan kalır sana. model düş dedim diye de gidip ilk gördüğün pert arabaya girip kendini dert sahibi yapma. düzgün ve bakımlı bi araç alabiliyosan düş yoksa sorunlu arabanın arızasıyla uğraşmaktansa taksi tutmak daha uyguna gelir.
0
johnnie w lker
(16.01.21)
bobregimi satarim yine arabami satmam.
0
rm
(16.01.21)
Öncelikle başınız sağolsun, Allahrahmet eylesin.

Yerinizde olsam kesinlikle model, sınıf vb düşürürüm.

arabanız 250 bin ediyorsa satar örneğin 150 binlik bişey alırsınız ya da 100 bin nsyse.

Ayağımı yerden kessin+1
0
kumandanim
(16.01.21)
(12)

eşimi hafta sonu arabayla havaalanına bırakmak

yazar yazmaz yazan yazar
giderken sorun olmaz bilet olduğu için sanırım ama dönüşte ben ne yapıcam polis çevirirse? eşimi bıraktım dönüyorum bahanesi kabul görmez herhalde? nasıl yaparız bu işi?
giderken sorun olmaz bilet olduğu için sanırım ama dönüşte ben ne yapıcam polis çevirirse? eşimi bıraktım dönüyorum bahanesi kabul görmez herhalde? nasıl yaparız bu işi?
0
yazar yazmaz yazan yazar
(15.01.21)
Giderken de sorun oluyor. Bir bilet bir kişi için mazeret. Sen yine gidemezsin. Taksi çağırıp gitmenizi söylüyor Polis.
0
himmet dayi
(15.01.21)
taksi zaten kesin çözüm de o magandalara muhtaç kalmak istemediğim için çözüm arıyorum aslında.
0
🌸yazar yazmaz yazan yazar
(15.01.21)
maalesef gidemezsiniz tek tek kontrol ediyorlar biletleri. ben istanbul havalımanı alıbeykoy arasında 3 kere cevırmeye denk geldım. biri sıkıntı cıkarmazsa dıgerı cıkarır
0
zenc
(15.01.21)
refekatçiye izin yok.o nedenle siz bırakmazsınız. ya toplu taşıma kullanacak, ya taksi ya da aracı kendi kullanacak.
0
helenart
(15.01.21)
eşinizin biletini bilgisayarda çoklayıp çıktı alın.
0
nuisance
(15.01.21)
Giderken de sorun olur.
E devletten izin almak deneyin.
0
etna
(15.01.21)
Ben emniyet müdürlüğünü aradım, görevli memur, "bilet çıktınızı alın arkadaşlara gösterin sorun olmaz." dedi. Olmadı.
0
karacigerim vur kadehlere
(15.01.21)
Konuya yardimci değil ama hayatımda gördüğüm en salakca olaylar Türkiye'deki sokaga cikma yasaklarindaki belirsizlik. Yok polisi arayip soruyoruz, yok o olur mu bu olur mu.
Ya madem bu kadar yazilimci egitecekmissin falan, yap Avrupa'daki gibi sistem; insanlar ya form doldursun ya telefondan yapsin. Böyle refakatciye falan izin ver, adam kanit göstersin bitsin.

Kolay gelsin simdiden, ben burada elimde belge olduğu sürece bile tedirgin oluyorum (belki Türkiye'den aliskanlik), Türkiye'de hele her seyin belirsiz olduğu donemde polis yazar mi yazmaz mi tedirginligi zordur
0
logisticsmanager
(15.01.21)
emniyetle görüştüm şimdi; bilet çıktısı yanınızda olsun giderken de dönerken de hiçbir sorun olmaz dedi. ses kaydı da var telefonumda olası piçlikte ses kaydını da dinletirim.
0
🌸yazar yazmaz yazan yazar
(15.01.21)
O ses kaydının yasal olmadığını belirteyim de :)

İzinsiz ses kaydı almak suçtur. Başın ağrır. Arkadaşın annesi hapis cezası almıştı öğretmenler odasında gizli ses kaydı aldığı için.
0
himmet dayi
(15.01.21)
emniyetle olan görüşmeni ses kaydı aldığını bi yerde söyleme polise hatta o ses kaydını silsen iyi olur:D
0
nahtoderfahrung
(15.01.21)
e devletten seyahat izni al. 5 dakikada çıkıyor uğraşma boş işlerle.
0
tenekeadam
(15.01.21)
(4)

Haftada 10 kere farklı ülke ve numaralardan aranıyorum

logisticsmanager
Eskiden Afrika'daki az duyulan ülkelerden caldirirlardi, onları öğrendik.Yalniz son zamanlarda haftada 10 kere farkli ülke ve numarlardan (misal bu hafta Fransa, İngiltere, litvanya, bulgaristan, yunanistan, kongo'dan) aranıyorum, hepsi de arayip üstüne çince sesli mesaj birakiyor. Sesli mesajda da
Eskiden Afrika'daki az duyulan ülkelerden caldirirlardi, onları öğrendik.
Yalniz son zamanlarda haftada 10 kere farkli ülke ve numarlardan (misal bu hafta Fransa, İngiltere, litvanya, bulgaristan, yunanistan, kongo'dan) aranıyorum, hepsi de arayip üstüne çince sesli mesaj birakiyor. Sesli mesajda da translate koydum; dhl siparisiniz var, 1e basin ogrenin diyor kısacası.
Kafayi yiyecegim, blokla blokla bitmiyor.
Bir bilgisi/çözümü olan var mi?
0
logisticsmanager
(13.01.21)
dhl'yi aradınız mı? bir sorun belki gerçektir :)
0
The_Lollok
(13.01.21)
Hocam dhl böyle aramaz ki. Su ana kadar 20 ülkeden arandim belki, her hafta değişiyor. Belli ki bir dolandiricilik ama durduramiyorum...
0
🌸logisticsmanager
(13.01.21)
Konuyla bağlantılı olabileceğini düşündüğüm bir şey sormak isterim. Yakın zamanda acaba papara kartına başvurdunuz mu?
0
ahmetmehmetsenmisinahmet
(14.01.21)
Hayır.
0
🌸logisticsmanager
(14.01.21)
(2)

Seiko snke51k1 kayış kalınlık

logisticsmanager
Saat aldım, 18mm diye düşündüm çünkü düzgün bir veri bulamadim. Ama aldığım 18mm deri kayış ufak geldi resmen.Bunun için net bilgi bulabilen var mi?
Saat aldım, 18mm diye düşündüm çünkü düzgün bir veri bulamadim. Ama aldığım 18mm deri kayış ufak geldi resmen.
Bunun için net bilgi bulabilen var mi?
0
logisticsmanager
(12.01.21)
modelin adını aradığımda 10-15 tane sonuç sayfası çıktı, 20mm diye bağırıyor hepsi. kayış almadan önce baksaydınız keşke. elinizde olan bir model için cetvel, mezura ne varsa artık bizzat ölçmek de mümkündü.
0
ckorkmaz
(12.01.21)
Baktim ve 18mm hallerini buldum ben de. 18mm yazinca da 20mm yazinca da cikiyor. Hatta aldigim yerde de "band 18mm" demisti.
www.amazon.com

Neyse, iade edip 20sini alicam artik, siz 20 bulduysaniz.
0
🌸logisticsmanager
(12.01.21)
(13)

Yurtdışına gidip YouTube kanalı açan mutlu tipler

trgydl
Neden buraya geldik ne kadar da mutluyuz acayip mutluyuz iyi ki geldik 10 dolara bu kadar şey aldık Tr de alamazsınızkonseptli videolar niye çekiyor? Altta yatan sebep ne sizce?
Neden buraya geldik ne kadar da mutluyuz acayip mutluyuz iyi ki geldik 10 dolara bu kadar şey aldık Tr de alamazsınızkonseptli videolar niye çekiyor? Altta yatan sebep ne sizce?
0
trgydl
(11.01.21)
para kazanmak ve başka insanları bilgilendirmek
0
cemlemikonusuyorsun
(11.01.21)
izleyenler soruyor ve hatta en fazla izlenen videolar bunlar oluyor.
0
sutlu nescafe
(11.01.21)
ileride, türkiye kötüleştikçe daha da fazla izlenecek. ben de bir gün yerleşirsem yurtdışına şayet gayet de çekebilirim diye düşünüyorum aslında. bir süre yaşadım hatta keşke çekseydim market alışverişi, metrolar, günlük yaşam vs iyi kötü bi izlenme olurdu belki sonra ivme yakalardım.

çekenin amacı : para
izleyenin amacı : merak, boş vakit
0
garavel
(11.01.21)
Sadece para değil, geldiği iyi durumu diğerlerine anlatma ihtiyacı. Şu fıkra aydınlatıcı olacaktır :) eksisozluk.com
0
marsli gocmen
(11.01.21)
birincisi çok izleniyor
ikincisi herkes müthiş bir hayat yaşadığını göstermek istiyor. milleti kıskandırmak kültürümüzde var.
0
roket adam
(11.01.21)
Kanka YouTube da japonic vardı. Fetocu diyorlar ama ben severdim ilk zamanlarını. Hatta o dönemde melike uysal diye bir hanım abla vardı onu da çok izlerdim. İkisinin de ortak noktası Japonya'daki yaşaması idi. Melike Hanım abla taşındı, ilgim kayboldu kendisine. Ancak her ikisi de videolarına japonya da hayat diye başladı. Hatta melike hanım abla japon tuvaleti bile tanıttı. Benim gibi ilgi duyanlar için güzeldi. Japonic in sokakta yürüme videosu vardı. Hiçbir şey yapmadan sağa sola yürüyordu. Sonra ne oldu. Millet ısrarla bu tip videolar istiyor. Melike Hanım da o ise girişti, japonic de. Hatta öyle bir hale geldi ki, japonic sadece Nissan gtr fan sayfasına döndü. İlk başlarda hoşuma gitse de artık takibi bıraktım. Durum bu
0
allah yazdiysa bozsun
(11.01.21)
Şimdi ben yurtdışına yerlesmeden gidecegim ülke icin ararken resmen bulamiyordum, ki fransa yani, mozambik değil. Simdi bir baktim oha dedim. Bundan 4 sene önce 3 tane falan vardi belki.

Ulke o kadar dandik hale geldi ki insanlar kacmak istiyor, kaçmak isteyen bunlara bakiyor.
Sirf hayal etmek isteyen bile bunlara bakiyor. Yani ülkede konsol, telefon, giyim kusam resmen zengin isi artik. Bu soru sey gibi; neden oturup zenginlerin hayatini anlatan yapım izliyoruz (hani vardi ya zenginlerin evini gösteren programlar vs)? Işte Türkiye'de seviye o kadar düştü ki kicikirik araba, konsol alan adam bile zengin geliyor. Malesef ama böyle.

Izlendiği icin de çeken cok gibi.
Yalniz bunlarin olmasi, en azından düzgun bilgi verenlerin olmasi, önemli. Ben gelirken kafamda düzgün bilgi yoktu, maas, kira, is hayati vs. Yasayarak ogrendik.
0
logisticsmanager
(11.01.21)
para bence ikinci üçüncü plandadır. Paylaşmak belki üstlerdedir, fakat herkesin atladığı şey, sıfırdan bir ülkede sosyal ortamını kurman vakit alır. Hiçbir arkadaşın yokken bir şeyle meşgul olman lazım, paran da yoksa etkinlik vs yapamazsın. Video çekip Türklere gördüklerini anlatmak iyi bir sosyalleşme yolu. Hatta bu sosyalleşmede sen üst konumda olan biri gibisin, millet izleyip özenip güzel yorumlar yapıyor falan (belki.)
0
rodriguez2
(11.01.21)
Bence altta yatan sebep mutsuzluk. Mutlu olan kimsenin böyle şeylerle uğraştığını görmedim henüz.
0
bruce mclaren
(11.01.21)
Eziklik.. Yurtdışına çıkmamış ve oralarda senelerce yaşamamış olsam neredeyse inancam hayatlarının çok güzel çok şahane olduğuna..
0
superfluid
(11.01.21)
Neden altında olumsuz bir şey arıyorsunuz? Fazla toksik yaklaşımlar bütün bu cevaplar. İnstagrama neden fotoğraf koyuyorsanız aynı sebeplerden. Ben seviyorum. Yurtdışına hiç çıkmadım. Ama en azından yüzeysel de olsa bilgi edindim. Bu insanların tecrübelerini gözlemlemek bir şey katıyor. Bir paylaşımda bulunmak da onları mutlu ediyordur.
0
black mamba
(11.01.21)
Millet deli gibi bunlari izliyor. Yok mehmet su arabayi almis, yok veli 5 saat calisip bilgisayar almis vsvs.

Turkiyenin bile yarisi youtube'a tiktok'a is yapip populer olmanin pesinde ama anlatacaklari ilginc bir sey yok.

Bu adamlarin elinde cok tutan bir senaryo (yurtdisina yerlesmeleri) ve guzel de bir set (yasadiklari ulke) var.

Geriye oynayip populer olmak kaliyor. Onlar da yapiyor.
0
brkylmz
(11.01.21)
Ana sebep tabiiki para kazanmak cunku cogunlugu surunuyor. Surunmeyenler, gittiklerinin ilk 6 ayinda araba alip luks daireye tasinanlar da zengin arkadaslar. Onlar da vallaha param yok, burada alim gucu cok yuksek abi diye sallayip duruyor.

Ciddi yanlis bilgi iceren videolar var, 1-2 seneden beri disarda olmalarina ragmen uzundur orada yasiyormus gibi davraniyorlar, kullaktan dolma bir suru hurafe anlatip duruyorlar.

Cok hatali bilgi yakaladigimda altina bilgi hatali, yanlis yonlendiriyorsunuz diye yorum yaptigim oluyor, genelde negatif donus aliyorum, bana Ahaber tarzi sitelerden linkler yollayip duruyorlar kanit olarak.

Izleyici kitleleri enteresan, ya zir cahil ergen takimi, butun hayalleri disari cikip bir Mustang alip gezmek. Varsa yoksa araba, tartisma en sonunda ama arabalar ve elektronik orada cok ucuz noktasina gelip tikaniyor. Ya da parasi olan ama istedigi hayati Turkiye'de yasayamayan kitle. Bir tanesini yakaladim gecen, ah oralar soyle guzel boyle super keske orada yasayabilsem diye yorum yapmis. Herifin kanalina baktim altinda 911 var, kolundaki Audemars Piguet'in tanitimini yapmis vs.
0
cooperr
(11.01.21)
(14)

THY sizce sempatik miydi? Sempatisini kaybetti mi?

kırmızıayakkabılıgargamel
Turk Hava Yollari yakin bi zamana kadar herkesin sahiplendigi bir kurumdu da, sonra icindeki haksizliklar vs duyulunca sempatisini mi kaybetti? bende boyle oldu ama bendeki sempatisi hizmetleri ve reklamlariydi.Sizde THY neden degerli bir kurum? (eger oyleyse?)
Turk Hava Yollari yakin bi zamana kadar herkesin sahiplendigi bir kurumdu da, sonra icindeki haksizliklar vs duyulunca sempatisini mi kaybetti? bende boyle oldu ama bendeki sempatisi hizmetleri ve reklamlariydi.

Sizde THY neden degerli bir kurum? (eger oyleyse?)
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(10.01.21)
katılıyorum, gurur duyulabilecek bir markaydı. yazık oldu.
0
candide
(10.01.21)
THY avrupada birinci dunyada da ilk 10'da yer alan dunyanin en genis destinasyonuna sahip bir sirket. İlla begenmeyeni ve sevmeyenide olacaktir ama THY'nin dunya capinda basarilari ve kalitesi ortada.
0
acebi
(10.01.21)
thy maalesef cepten yiyen bir kurum yani devletten, maalesef kendi bütçesi ile dönemiyor ve iktidarın temel kalesi durumunda o sebeple sürekli besleniyor.

iktidar güç kaybettiğinde ilk thy'de sıkıntılar çıkacaktır diye düşünüyorum.

hisse değerlerini de check edebilirsiniz.
0
duyurukullanıcısı
(10.01.21)
Pilot alimlarinda iki arkadaşım sinavlari vs geçti ama mülakat için malum kisilerden tanıdık bulmak zorunda kaldi. Biri calisiyor digeri pandemi dönemi olmasa girecekti ama pandemi olunca is şimdilik yatti.

Onun dışında malum calisanlarinin nerelerden nasıl geldigini biliyoruz. Bir baksak üst yöneticilerin kim bilir hangi meşhur liselerden, kimin nesi tanıdık cikacak.

Duyurukullanicisi+1.
0
logisticsmanager
(10.01.21)
Altın yere düşmekle değer kaybetmez THY Türkiye'nin yüz akıdır. İnsan faktörü olan her yerde olumsuz durumlarda olabiliyor bunlar normal şeyler kaldı ki THY gibi global büyüklükte binlerce çalışanı olan bir şirkette çok normal. Neye nasıl baktığınızla alakalı. Dünya genelinde havayolu şirketleri kamu eliyle fonlanmaktadır sebebiyse havacılığın çok fazla karlı olmaması ve şirketleri ayakta tutmak, büyümek gibi nedenler yani hemen hemen hiç bir havayolu şirketi kendi bütçesiyle dönmez :)
0
berkan11
(10.01.21)
duyurukullanıcısı + 2

yönetimle ilgili. kalitesizlik ülkenin her yerinde ne yazıkki.
torpil/referasnla mahalle bakkalına çırak alır gibi eleman alamazsınız. eleman derken yani üst yönetimden söz ediyorum. sadece halkın değil herkesin gözünde prestij kaybeder.

öte yandan hizmet- yolcu açısından da hem pandemide ne kural ne bişey sallamasyon :D
şekilde takıldıkları için hem de genel olarak ikram kuralları (pandemiden öncesini diyorum) değiştiği için o taraftan da irtifa kaybetti.

2000-2012 arası falan en iyi zamanlarıydı bence.
0
jimjim
(10.01.21)
technic kısmındaki cübbeli sakallı tipler ve eski fetöcü tanıdıkların bir anda sürekli gezmeli tozmalı işlere girmiş olması nedeniyle eski sempatiyi duyamıyorum ne yazık ki.
0
marla is in my head
(10.01.21)
geçmişte sempatikti, karizmatikti. şimdi ilker aycı, elif can yetim vs.
0
soft
(10.01.21)
Servis kalitesi yüksek olan bir firmaydı gerçekten. Şimdi pandemi dolayısıyla patates olmuş durumda.
Tabii dış yüzü böyle klas olan bir firmanın iç yüzünde malum kişiler çalışıyor, o da tüm sempatiyi silip süpürüyor ayrı konu.
0
roket adam
(10.01.21)
uçarken yolcusuna yemek vermesi filan bir havayonunu itibarlı kılmaz. hiçbir zaman sempatik bir havayolu değildi thy. değerli de değil. 00-12 arasında da değersizdi rakiplerine kıyasla. a380'e sahip olmayan hiçbir havayolu muteber değildir gözümde.
0
in a world of magnets and miracles
(10.01.21)
türkiyede hiçbir kamu kurumuna sempati duymadım.
0
aslindasorunumpsikolojik
(11.01.21)
Sempatik demeyelim ama güven veren, iyi hizmet anlayışına sahip bir çizgisi vardı. 2000'li yılların öncesinde Türkiye'nin batıya bakan yüzüydü. ABD'ye ve Almanya'ya çok sık seyahat etmek zorundaydım bir süre. O zaman Delta, Lufthansa ve THY arasında hep THY seçtim. Türk markası diye değil, hakikaten aralarında kalite olarak dağlar kadar fark vardı.
0
SiyamkedisiZorro
(11.01.21)
değerli olmasının esprisi , kar amacı gütmeyen bir firma olduğu için masraf kısma ile ilgili yapılanlar makul bir seviyede. böylelikle sinir bozucu bazı şeylerle daha az karşılaşıyorsunuz.

dediği saatte kalkar, uçaklar temizdir vs vs vs
0
co2s2
(11.01.21)
(14)

geçen sene sopranos bu sene wire izledim 2021'de hangi dizi?

eurhka
kaliteli yapımları zamana yayarak izlemeye calısıyorum. bu ikisinden sonra üçüncü olarak ne önerirsiniz? konusu suç üzerine olmak zorunda değil. hikayesi güzel olsun, karakterleri derinlemesine tanıyalım vs.teşekkürler.not: six feet under izledim.edit: breaking ve better call saul da izledim...
kaliteli yapımları zamana yayarak izlemeye calısıyorum. bu ikisinden sonra üçüncü olarak ne önerirsiniz? konusu suç üzerine olmak zorunda değil. hikayesi güzel olsun, karakterleri derinlemesine tanıyalım vs.

teşekkürler.

not: six feet under izledim.

edit: breaking ve better call saul da izledim...
0
eurhka
(09.01.21)
İzlemediyseniz tabii ki Breaking Bad.
0
dissendium
(09.01.21)
battlestar galactica
0
clones
(09.01.21)
prison break
0
jelly bear
(09.01.21)
Madem eskilerden gidiyoruz Oz ve lost. Yenilerden ise True detective.
0
Jux
(09.01.21)
Carnivale?
Görece underrated kalmış, saydığınız dizilerin kalibresinde bir dizi kesinlikle.

Son yıllardan ise The Leftovers. Benim izlediğim en iyi dizidir.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(09.01.21)
izlemedim dediklerini, ama hepsine biraz biraz baktım ve benzer sıkıcılık :) seviyesine sahip dizi olarak house of cards diyorum.

derin dizi sevmiyorum galiba.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(09.01.21)
treme
the night of

drama kalitesi aynı seviyede olmasa da erkekseniz :

ray donovan
0
qaram
(09.01.21)
Justified
Bosch
Band of brothers
0
logisticsmanager
(09.01.21)
the night of
leftovers (dunyanin en underrated dizisi olabilir)
battlestar galactica
rome
0
nefertarii
(09.01.21)
Her ne kadar bu diziler kadar başarılı olamasa da uzun soluklu olması ve karakterleri nedeniyle Sons of Anarchy’ i önerebilirim.
0
monty python
(09.01.21)
Rome
True detective
Fargo
Oz
0
zoghurt
(10.01.21)
Wire sevdiysen oz gider sana.
0
eazy
(10.01.21)
Orange is the new black (omce citir cerez baslasa da hikaye ilerledikce cok guzel derinlesen ve incelikli siyasi ve sosyokulturel mesajlar barindiran, insanlari derrinden tanitan bi dizi)
Weed (bu da fena değil daha egleneceligimsi)
Broadchurch (bu tam polisiye, ingiliz, heyecanli)

Damages (digerlerinden daha sert, underrated kalmis, guzel bi dizi)
0
red g
(10.01.21)
sopranostan sonra wire sonra oz izledim ben de. güzeldi. tüm sezonları izlemedim.

mafya olarak gomorra var.

aynı benzerlik olmasa da the shield ve blacklist de aksiyon olarak yüksek
0
ShadowOfMoon
(10.01.21)
(9)

seboreik dermatit için hangi şampuan?

miyav lan miyav
doktorun verdiği işe yaramadı. nette vichy dercos yeşil ile head and shoulders clinical strength işe yarıyor demişler ama kararsız kaldım. ikisini de kullanan varsa hangisi daha iyidir?bir de h&s olanı alıp memnun kaldığınız satıcı var mı?
doktorun verdiği işe yaramadı. nette vichy dercos yeşil ile head and shoulders clinical strength işe yarıyor demişler ama kararsız kaldım.
ikisini de kullanan varsa hangisi daha iyidir?
bir de h&s olanı alıp memnun kaldığınız satıcı var mı?
0
miyav lan miyav
(09.01.21)
Bende işe yarayan tek şampuan: www.dermokozmetik.com

Pirdolin de yarıyor diyorlar ama o da yaramadı. Daha ucuzu vardır ilk bulduğum yerden attım. 2 yıldır kullanıyorum kesin çözüm bu oldu.
0
montreal
(09.01.21)
h&s iyi. happy.com.tr den almıştım
0
jelly bear
(09.01.21)
H&s clical strength kullaniyorum iyi. Onun dışında neutrogena t-gel de oldukça iyi.
0
logisticsmanager
(09.01.21)
Bende vichy işe yarıyor. Pirdolin işe yaramamıştı. Ketoral ilk kullanımlarda çok iyi sonra çöp. Head shouldersı sürekli kullanmak lazımmış o yüzden yorum yapamayacağım. Kullandım ama sürekli değildi.
0
glamdr1ng
(09.01.21)
vichy dercos yeşil de, head and shoulders clinical strength de uzun süreli kullandım.

kesinlikle h&s.
vichy onun yokluğunda yedek oyuncu.

eczaneden alıyordum ama artık eczanelerde bulunmuyor.

elimdeki stok bittikten sonra ilk kez trendyol'da ağız bakım doktoru adlı satıcıdan aldım, memnun kaldım.
ama daha yüksek puanlı satıcılar da var şu an, yeni sipariş vereceğim ben de.
0
la lykia
(09.01.21)
bir de araştırırken şu detaya dikkat edebilirsiniz: sorununuz daha çok kepeklenme mi yoksa kabuklanma mı.

bazı kişilerde birinden biri daha yoğun olabiliyor diye biliyorum.

bu tür şampuan ambalajlarında da dikkat ederseniz dandruff (kepek) ve scalp (kabuk) ifadeleri var genelde.
bazılarında sadece dandruff yazıyor. o zaman sizin sorununuz ağırlıkli kabuklanma ise ona çok iyi gelmeyebilir örneğin.
0
la lykia
(09.01.21)
Bende sadece şu işe yaradı kullandıklarım arasından: www.amazon.com.tr

Hem kepeklenme, hem kabuklanma vardı, yara olacak derecede kaşıyordum saçımı. Bir aydır falan kullanıyorum, 2 günde bir yıkıyorum, neredeyse sıfırladı diyebilirim. he bir de medikal şampuan değil, yani içinde kortizon tarzı bir şey yok, o da tercih etmemde bir etken oldu.
0
roket adam
(09.01.21)
10’dan fazla şampuan denedim
S&s clinicl strenght dışında işe yaramadı maalesef şampuanlar
0
otopsicocugu
(09.01.21)
h&s clinical strength alıyorsunuz hocam hemen. aynı durumda çok fazla şampuan değiştirdim. insanlar neredeyse h&s çalışanıyım sanıyorlar ama hayatımı kurtardı desem yeridir
0
visenfoni
(10.01.21)
(6)

corona aşılarıyla ilgili dedikodular vs..

entropik
net bir kaynak bulamıyorum ama sürekli etrafımda şu aşıdan şu kadar kişi ölmüş, yok aşıların şu yan etkileri varmış gibi dedikodular duyuyorum. annem, ki baya yaşlı, bu dedikodular yüzünden aşı olmak istemiyor ikna edemiyorum. nedir nasıl olacak bu işler. bana açıkçası güven veriyor, aşı olmak da is
net bir kaynak bulamıyorum ama sürekli etrafımda şu aşıdan şu kadar kişi ölmüş, yok aşıların şu yan etkileri varmış gibi dedikodular duyuyorum. annem, ki baya yaşlı, bu dedikodular yüzünden aşı olmak istemiyor ikna edemiyorum. nedir nasıl olacak bu işler. bana açıkçası güven veriyor, aşı olmak da istiyorum. yabancı kaynaklardan da karamsar bir haber vs bulamadım. nedir insanların bu kadar korkusu. erken olması sonuçların net olmaması tabi ama bütün dünya yapıyor bunu başka çaresi de yok sonuçta. nasıl olacak ??
0
entropik
(08.01.21)
Anneni su anda ikna etmek zorunda degilsin. Benimki ara sıra zarflıyor sen asi olacak misin diye... Bugüne kadar evet demedim halbuki ilk gunden beri kararım evet. Anneme asisina gore 'bakacagiz' diyorum. Koru korune asi olundugu algisini kiriyor bu.

Ayrıca asi olmak icin degilse bile hangi asiyi olacagimiza karar verme durumu olup olmayacagini bilemiyoruz su anda. O yüzden yaslilari ikna etmeye calismak icin erken.
0
pass
(08.01.21)
Yani mantıken aşı olmanın çok yan etkisi olsa ve ölenler olsa, planları da bu olsa; gidip ilk olarak sağlık çalışanları ve benzeri kritik yerde çalışanlara yapmazlardi.

Altın yükseldi artti gibi şimdide corona böyle dedikodu üzerinden konuşuluyor heralde.

Erken olması dedigin hizlica bulunması ise şöyle düşün; bizim sistem projemiz var, proje 1 sene sürecek ve tahmini 4 milyon dolar.

Ama bana 20 milyon dolar verirsen bunu 2 ayda da yapariz. 1 tane proje müdürü yerine 3 tane alirim, 1 danışman yerine 10 tane alirim, al 1 senelik is 2 ayda olur.
Aynisi asi icin de gecerli. Su an dunyada devlet başkanından ceolara kadar herkes asi bekliyor. Haliyle normalde az bütçe ayiran, bir iki bilim adami calisan yerlere para akiyor, yer gök calisan, üstüne devlet sittin senede üzerinde çalıştığı onaylamalari falan ilk siraya aliyor. Yani düşünün ab genel kurulunun en önemli maddesi yeni cikan asilarin onaylanip onaylanmamasi, yok böyle bir şey.
Haliyle normalden hızlı olmasi kadar mantıklı bir şey yok.
0
logisticsmanager
(08.01.21)
Kuzenim (49) sağlık çalışanı, aşı oldu, aşı olduktan sonra da hastanelik oldu. İki hafta hastanede yattı. Eve çıktıktan sonra da bir hafta kadar nefes almakta zorlandı.
0
pati
(08.01.21)
@pati,

Aşılamalar başladı mı? Bir de hastanelik olma sebebi nedir?

Çok geçmiş olsun.
0
msb
(08.01.21)
Şüphe hissetme durumlarını şöyle baz alabilirsiniz, bir ülke x aşıdan olanların aşısını kabul edilmeyecek.
0
kleider
(08.01.21)
Pati’nin örneğindeki akraba faz3 e katıldıysa plasebo da olabilir veya ikinci dozu olamadan corona olmuş olabilir (genelde böyle o haberler). İlk doz çok da etkili değilmiş 21 gün sonra ikinciyi olmadan o koruma olmuyor pek. Geçmiş olsun.

Bi gelsin de, bizim yaşımıza gelene kadar düşünürüz.
0
rodriguez2
(08.01.21)
(6)

Avustralya'dan Türkiye'ye para nasıl ulaştırılır?

anon1m
En uygun yolu nedir?Teşekkürler.
En uygun yolu nedir?


Teşekkürler.
0
anon1m
(07.01.21)
kripto paralar
0
aslindasorunumpsikolojik
(07.01.21)
karipto işi pek gelmez bize ya :|
0
🌸anon1m
(07.01.21)
Transferwise
0
baldur2
(07.01.21)
Kripto. Usdt
Sıfır masraf 15dk süre maksimum.
0
zoghurt
(07.01.21)
Transferwise.
0
logisticsmanager
(07.01.21)
En uygun yolu nedir sorusunun cevabı kripto, kripto özelinde nedir dersen bence usdt dir. Kripto bize gelmez dersen de swifttir.
0
Kahir ekseriyet
(07.01.21)
(20)

Evde bardak kullanımı

kaptan maydanoz
Evde içecek içerken hangisini uygularsınız? 1- bir bardak içecek içince onu makineye koyarım, tekrar iceceksem yeni bardak alırım. 2- ikinci bardağı hemen iceceksem aynı bardak, arada zaman gececekse (örnek: 10 dakikadan fazla ara varsa) ikinci bardağı temiz alırım. 4- gün boyu aynı bardağı kullanır
Evde içecek içerken hangisini uygularsınız?

1- bir bardak içecek içince onu makineye koyarım, tekrar iceceksem yeni bardak alırım.
2- ikinci bardağı hemen iceceksem aynı bardak, arada zaman gececekse (örnek: 10 dakikadan fazla ara varsa) ikinci bardağı temiz alırım.
4- gün boyu aynı bardağı kullanırım.

Edit: 3.secenegi size bıraktım farklı fikirler için.
0
kaptan maydanoz
(07.01.21)
4
0
yarey
(07.01.21)
4
0
freebird5406_2
(07.01.21)
Tezgahın üzeri bardaklarla doluyor aynısını kullanmayı unutuyorum
0
scholes
(07.01.21)
2
0
stewie
(07.01.21)
Su içerken: 4
Kola içerken: 2
0
himmet dayi
(07.01.21)
2
0
ala09
(07.01.21)
su icin 4, cay icin 2 ama 1 saatten fazla ara varsa.

3 nereye gitti?
0
lemmiwinks
(07.01.21)
2

(3. şık nerde? :D )
0
lcha
(07.01.21)
4.
0
logisticsmanager
(07.01.21)
2
0
baldur2
(07.01.21)
4
Bıraktığım yerden milim hareket edince ölümcül hastalık taşıyan biri tarafından kullanıldığını düşünerek tezgahı yeni bardaklarla doldurduğum için, ilk kullandığımı buzdolabının üstüne koyarak bu şüphelerden kurtuluyorum.
0
IncredibleMau
(07.01.21)
4
0
mattiadestro
(07.01.21)
3. bu sorunu çözmek için cam matara aldım
0
asbe
(07.01.21)
2.
0
irene
(07.01.21)
2
0
blatta hiberna
(07.01.21)
4.

Calkalayip ayni bardagi kullanirim genelde. Zaten sicak iceceklerde bardagi isitmayi severim, icine kaynar su koyup calkalayinca da benim kriterlerime gore yeterince temiz oluyor.

Kokulu seyler haric, ayni bardagi ayni amac (icecek) icin defalarca kullanirim sikinti yok.
0
icim urperiyor
(07.01.21)
3- şekerli içecekten sonra tuzlu içecek içeceksem farklı bardak alırım, aynı türden ise suyla çalkalar aynı bardağı kullanırım. şekerli ya da tuzlu içecek içtiğim bardağa su doldurup içemem, su içeceksem temiz bardak.
0
nonik
(07.01.21)
Su için 4, diğerleri için 2.
0
auroraaurora
(07.01.21)
Su: 4
Digerleri icin: 3 (1-2 saat icinde ayni seyi iceceksem ayni bardak)

Cevreye daha az zarar vermeye calisiyorum, artik elimden ne gelirse. O yuzden cok bulasik cikarmamaya calisiyorum
0
mor oje
(07.01.21)
3- Her içecek için ayrı bardak kullanırım. İçtiğim ne ise onu peş peşe içeceksem aynısından devam ederim. Araya zaman girecekse yeni bardağa geçerim.
0
mutekebbir
(07.01.21)
(5)

Yurtdışından Türkiye’de ki spotify aile üyeliğine nasıl katılırım?

yapma be
Başlıkta da belirttiğim gibi ben yurtdışındayım. Ailem Türkiye de spotify aile üyeliği almış ve ben bu üyeliğe dahil olmak istiyorum. Ailemin benim için gönderdiği katılım linkine tıkladığımda yurtdışında olduğum için katılamayacağımı söylüyor. Bu durumu nasıl aşabilirim?
Başlıkta da belirttiğim gibi ben yurtdışındayım. Ailem Türkiye de spotify aile üyeliği almış ve ben bu üyeliğe dahil olmak istiyorum. Ailemin benim için gönderdiği katılım linkine tıkladığımda yurtdışında olduğum için katılamayacağımı söylüyor. Bu durumu nasıl aşabilirim?
0
yapma be
(07.01.21)
Yurtdışından olmasaydınız adres bilgisine ailenizin verdiği adresi yazarak girebiliyorsunuz. Ülke içindekileri ayırt edebilme şansı olmadığından yıllarca böyle kullandık ama ülkelerarası durumdan anlıyorlar (diğer sitelerde başımıza geldi) vpn dışında çözüm olmaz, VPNle bile olur mu emin değilim hiç denemedim.
0
lcha
(07.01.21)
ailenden biri senin şifreyle giriş yapıp katılsın? Sonra bakmıyorlar.
0
passion rules the game
(07.01.21)
cok yakin zamanda basima geldi,
Turkiye'den bir mail adresi acip (mail.com gibi telefon istemeyen basit sitelerden alabilirsiniz) yine Turkiye'den size yeni bir Spotify hesabi acsinlar, sizi aile uyeligine ekledikten sonra kullanici adi ve sifreyi sizle paylasirlarsa sizde premium kullanabilir misiniz.
0
coksorumvarhiccevapyok
(07.01.21)
Ben böyle kullanıyorum da nasıl yaptığımı hatırlamıyorum. Galiba googleda ingilizce arayıp bulmustum çözümü.
0
logisticsmanager
(07.01.21)
O linke Türkiye’den bir bilgisayarla girmen gerek. Bir arkadaşıma teamviewer ile bağlantı açtım, benim bilgisayarimdan girdi.

Türkiye vpn kullanarakta yapabilirsin sanırım.
0
Northern Mariner
(07.01.21)
(6)

Furkan'ın(Ağırsağlam) vücudu size doğal mı?

anahtarr
Doğaldan kasıt streoid var mı yok mu? Fikriniz nedir?https://www.instagram.com/p/CJtZJiFgrqk/
Doğaldan kasıt streoid var mı yok mu? Fikriniz nedir?


www.instagram.com
0
anahtarr
(06.01.21)
kimmis diye baktim adam kafayi vucutla yapmakla yemis zaten, calismistir olmustur. Sen ben gibi geleneksel isi yok ki adam sabahtan aksama kadar salonda
0
neverletyougodown
(06.01.21)
Doğal bence steroidlilerle yanyana gelince fındık gibi kalıyor.
0
olaylar olaylar
(06.01.21)
doğal olma ihtimali yüzde sıfır. mr universe şampiyonu kadar büyük olmaması doğal olduğunun göstergesi olamaz. kullandığı ilacın dozajında fark vardır en fazla. bir insanın ilaç kullandığını anlamanın yolu trapez kaslarına bakmaktır. trapez kasları bu oranda büyümüşse %1000 anabolic steroid+testosterone kullanıyordur. bunlara ek olarak, yağ oranının bu kadar az olmasına bakarak "dnp" ya da "trenbolone" kullanıyor olduğunu da rahatlıkla söyleyebiliriz. tartışma gerektiren mevzular dahi değil..
0
ghostinthemech
(06.01.21)
5-6 sene agir spor yaptim, takimda milli sporcular vardi. Sonra yurtdisinda da bir sure devam ettim, olimpik sporcularla beraber calisma imkanim oldu.

Sirf agirlik kaldirarak bu noktaya geleni ben gormedim, buna olimpikler dahil. Hepsi haftada 5-6 antrenman yapan bu isi meslek haline getirmis ultra profesyonel adamlardi. Bu arkadasi kaldirdigi agirliklarla beraber kaldiracak performansta cocuklar..

Birseyler cakmadan imkansiz diyorum ama cocuk abartmamis, bence bu duzeyde tutabilirse guzel, ustune cikinca cirkinlesiyor.
0
cooperr
(06.01.21)
Yani buna net yorum yok da bir şeyler kullanmaktan kastınız bir ilaç, hormon vs ise olabilir. Bu illa kas gelişimi için değil ama yağ yakımı vs için de olabilir. Baya oldu ama bir tanıdığı vardı, çok dikkat ediyor, her gün spor falan. Sorduğumda tek kullandığım bir ilaç var yurtdisindan geliyor yağ yakımı icin onu enjekte ediyordum demisti.

Yani bu %100 bakilarak evet/hayir denilemez ama öyle çok da kolay bir iş değil. Bu piyasada olanlarin çoğu kullanıyor bir şeyler ama bu onlarin buna emek vermesini, calismasini kenara atmiyor asla.
0
logisticsmanager
(07.01.21)
Böyle bir fiziğe o yaşta steroid kullanmadan sahip olabilirsin. Ama bu onun kullanıp kullanmadığını anlamamız için yeterli bir bilgi değil tabii ki.
0
arnold schwarzeneger
(07.01.21)
(4)

2015 sonrası mercedes c serisi nasıldır? yüksek km alınır mı?

roket adam
şu anda 2018 a3 sportback kullanıyorum 1.5, konforu performansı vs her bakımdan inanılmaz memnunum araçtan, tüm bakımlarını yetkili serviste yaptırıyorum daha 60 bin km olmadı zaten. çok km de yapmıyorum.lakin biraz kaşınıyorum açıkçası. şu 2015-2016 sonrası yuvarlak hatlı Mercedes c serisini çok be
şu anda 2018 a3 sportback kullanıyorum 1.5, konforu performansı vs her bakımdan inanılmaz memnunum araçtan, tüm bakımlarını yetkili serviste yaptırıyorum daha 60 bin km olmadı zaten. çok km de yapmıyorum.

lakin biraz kaşınıyorum açıkçası. şu 2015-2016 sonrası yuvarlak hatlı Mercedes c serisini çok beğenirim kendimi bildim bileli. bunu satıp üstüne biraz ekleyip 100-150 bin km civarında hasar kayıtsız c180 (Benzinli) alsam mı diye düşünüyorum. bunların kronik arızaları var mıdır? yapıp da pişman olan tanıdığınız var mı? 150 binde alsam bi 2-3 sene kullansam yeter bana, 180-200'de satarım yine diye düşünüyorum.
0
roket adam
(06.01.21)
kullandığın a3’ün daha konforlu olduğunu temin ederim, w205 özellikle makyajsızları baya kötü bence kalite anlamında , trim sesleri vs çok fazla. 150 bin km de fazla bence.
0
garavel
(06.01.21)
alman teknolojisi bunlar 1.000.000 km bile yapar. şekli şemali hoşuna gidiyorsa al. evlenmeyeceksin sonuçta. her araç ömrünün %90 ında park halinde zaten.
0
kelepir
(06.01.21)
Luks alman arabalari cok ciddi sorunlar cikaran araclar, öyle 1 milyon km falan hayal ürünü malesef. Iki dk googleda aratirsaniz bu baktiginiz aracin consumerreportta en düşük güvenilirlik puani aldığını 11 tane geri çağırması olduğunu görebilirsiniz. Alman arabalarinin cok kaliteli olduğu tamamen yanilgi, reklamlarin ürünü. O uzun yillar sürülen mercedesler falan eskidendi. Isteyen istediği reliability raporuna bakabilir, tanidik tamirci yoksa lüks alman=incir agaci.

www.motorbiscuit.com
Arabanin direksiyonunda olan üretim hatasindan direksiyon hakimiyeti kaybedilebilirmis misal.
19 araçta guvenilirlik olarak 19. Olmus.

www.whatcar.com

Kısacası 150binde bu araç tamirci ile arkadaş olmak demek.
0
logisticsmanager
(07.01.21)
daha fazla hacim ihtiyacınız varsa araç değişimi olabilir ama iki araç arasında da öyle aman aman bir fark yok. Seninki tam kaşınma.

2017 a3 1.0 kullanan biri olarak ben bile değiştirmezdim. Şu sıralar sadece hacim olarak ihtiyacımı karşılamayacak diye bakınışlardayım. yoksa ben de hayatta satmazdım.

150.000 km'de geçmişini ve nasıl kullanıldığını bilmediğiniz bir araç büyük risk. Bu riske değmez kesinlikle.
0
burfak
(07.01.21)
(4)

New York Karayolu Yük Taşıma Sınırı Nedir?

rahip janick
40'HC konteynerde 19.500 kg (43.000 LBS) Net, 20.350 kg (44.865 LBS) Brüt ağırlıklı yük gönderiyorum. Bir sitede 40'HC için sınırın 43.100 LBS olduğunu gördüm ama buradan da sormak istedim. Bu sınırı bilen var mı? :)
40'HC konteynerde 19.500 kg (43.000 LBS) Net, 20.350 kg (44.865 LBS) Brüt ağırlıklı yük gönderiyorum. Bir sitede 40'HC için sınırın 43.100 LBS olduğunu gördüm ama buradan da sormak istedim.

Bu sınırı bilen var mı? :)
0
rahip janick
(06.01.21)
Bence reddit'ten ilgili taga İngilizce sorarsanız net bir cevap alırsınız?
0
limonlu eksi
(06.01.21)
@limonlu eksi, Süper fikirmiş, aklıma gelmemişti çok aktif kullanmadığım için sanırım.

Bu arada evabı bulamadım ama sorunu hallettim. Müşteriye net ve brüt kiloyu iletip bu şekilde gönderiyorum, bilginiz olsun dedim. Teşekkür ederim dedi, aksi olsaydı düzeltme isterdi muhtemelen. :)
0
🌸rahip janick
(06.01.21)
Hangi incoterm ile yollayacaksiniz? Arada forwarder var mi?
Yani reddit size daha net verir cevabi ama arada forwarder varsa onlarin zaten bilmesi lazim.
0
logisticsmanager
(07.01.21)
Bugün yaptım yüklemeyi. CIF NY PORT yaptım. Bu arada burayı da güncellemiş olayım; Forwarderım bugün ikinci bir bilgi verdi bana. Kapı teslim yüklemelerde 19.700 kg'yi geçmek sorun oluyormuş. Ciddi bir para cezası uygulanabiliyormuş, sanırım 5.000 usd'ye kadar. Ancak CIF yüklemelerde, yani alıcı limandan kendi çekeceği zaman 22.000 kg'ye kadar alabiliyorlarmış. Bu sanırım orada işi kılıfına uydurmakla ilgili biraz.

iki yılda bir yükleme yapınca böyle oluyor. daha önce çalıştığım firmada haftada üç dört konteyner yüklüyorduk ancak halı gönderdiğimiz için tonaj 14-15 tonu geçmiyordu böyle bir problemden de haberim bile yoktu. :)
0
🌸rahip janick
(07.01.21)
(10)

yatak kaç yılda bir değişir?

respect
siz kaç yılda bir değiştiriyorsunuz ya da değiştiriyor musunuz :)alalı 2 yıl oldu ama değiştirmeli miyim emin olamadım.
siz kaç yılda bir değiştiriyorsunuz ya da değiştiriyor musunuz :)

alalı 2 yıl oldu ama değiştirmeli miyim emin olamadım.
0
respect
(06.01.21)
10 yıl falan.
Yani en ucuz ikea yatak aldiysaniz evet de para verilmiş yaylı yatak 10 yil rahat gider ki daha fazla da gider. Benim yatağın garantisi 10 yil zaten.
0
logisticsmanager
(06.01.21)
yatakların garanti süresi 10 yıl falan oluyor 2 yılda bir yatak değiştirme sebebiniz ne ki?
0
nahtoderfahrung
(06.01.21)
Yattığım yatak 14 yıllık hala cillop gibi. 10 yıl garantiliydi
0
limonlu eksi
(06.01.21)
@natho

bir sebebim yok. aklımda 2 yılda bir değiştirmek gerek diye kalmış, o yüzden emin olmak istedim.

cevaplar için teşekkürler.
0
🌸respect
(06.01.21)
6 ayda bir falan ters çevirirseniz hem daha rahat edersiniz, hem de daha uzun ömürlü kullanabilirsiniz diye tavsiye etmişlerdi aldığımız yerden
0
nonik
(06.01.21)
10 yıl kesin bilgi yayılsın
0
yarey
(06.01.21)
bir tanesini 7, sonrakini 5 yıl kullanmışım. son aldığımı da 1,5 senedir kullanıyorum. 10'u geçer son aldığım.
0
stewie
(06.01.21)
10-25 arasi. Yataga bagli.
0
taurina
(07.01.21)
Sizin 2 yilda bir olarak hatirladiginiz sey 3 ayda bir yatagi dondurmek olmasin? 2 yil herhangi bir yatak degisimi icin cok kisa, bunu oneren ureticiden kosarak kacin.
0
taurina
(07.01.21)
yaylarında bozulma varsa ya da böcekler basmışsa değiştirilir
0
Hayat34
(07.01.21)
(19)

Neden şu anda avrupadaki bir işe girip uzaktan çalışma yapmayalım?

rewlack
Evet aşırı genius olduğum için kimsenin aklına gelmeyeni soruyorum; şu an işimin yapısı ve pandemi gereği evden çalışıyorum ve aşırı boş zamanım var. yani hem mesai saatlerinde hem de genel. yurt dışındaki iş verenler de zaten kendi çalışanlarını home office çalıştırıyor. bu ortak paydada buluşamaz
Evet aşırı genius olduğum için kimsenin aklına gelmeyeni soruyorum;

şu an işimin yapısı ve pandemi gereği evden çalışıyorum ve aşırı boş zamanım var. yani hem mesai saatlerinde hem de genel.
yurt dışındaki iş verenler de zaten kendi çalışanlarını home office çalıştırıyor. bu ortak paydada buluşamaz mıyız?

basit de olsa neden bir yabancı şirkette işe girip türkiyedeki evimden çalışmıyorum? banka hesabı, ikametgah vs mi sorun? çalışma izni işi nasıl olur mesela böyle bi durumda?

** hadi bi de part time saçma bi iş olmadığını varsayalım; pandemi biter çağırırlarsa da bas türkiyedeki işe istifayı git.
0
rewlack
(06.01.21)
çalışanlar var. hatta direkt iş ilanında belirsiz süre iş uzaktan diye not düşülüyor. maaş konusunu bilmem ama oturma izni için zaten oraya fiziksel olarak gitmek lazım.

kendi adıma konuşursam, uzaktan çalıştığım için bayağı bir boş vaktim var. şans eseri iki firma ile anlaştım. ortalama ayda 1 haftayı onlara ayırıyorum. bir maaşım kadar parayı da oradan kazanıyoum.
0
delidir yakalayin
(06.01.21)
Ben 2 yıldır öyle çalışıyorum. Valla niye yapmıyor insanlar bir fikrim yok gerçekten.
0
plutongezegendegilmi
(06.01.21)
ben yurt dışında çalışıyorum. yaşadığım ülkenin politikası gereği orada çalışma izni ve sonra oturma izni aldım. taşındıktan 1 ay sonra home office'e geçtik. aslında çok önce bana burada aldığım maaşı türkiye'de alma teklifini vermiştim de, doğu avrupa bürokrasisi.
0
rain when i die
(06.01.21)
mantıklı elbette ama tabi o işi bulabilene mantıklı.
arayan çok kişi gördüm bulanlar oldu ama çoğu hala arıyor. ben hallederim, o işi bulurum diyorsan yapıştır gitsin.
Hatta uzaktan yerine keşke hemen gel deseler.
0
cursor
(06.01.21)
su ara Benelux'te is bakiyorum. cok fazla is ilaniyla hasir nesir oldum. normalde full time olan ama pandemi dolayisiyla home office seklinde calisan sektorlerdeki adam gibi is ilanlardinda gozlerimlerim sunlar:

-pek cok firma kisitlamalar azaldiktan/bittikten sonra (en azindan yari zamanli olarak) ofiste calismani, ve o is yerinde calistigin surece o ulkede ikamet etmeni istiyo.

-ikametinin o ulkede olmasi demek, vergiyi o ulkede odemen, saglik sigortanin ve sosyal haklarinin da o ulke tarafindan garanti altina alinmasi demek.

-ikamet icin de vatandaslik/calisma izni lazim.

eger vatandaslik veya calisma iznin varsa, belki ufak bir ihtimal ortak paydada bulusulabilir, ama diger turlusu zor gibi (ki elbet mumkundur). zira su anda is verenin seni ise alabilmesi icin senin o ulkede calisma hakkinin olmasi gerekiyor.

Bir de bunun ekomik boyutu var. Eger firmalar yogun olarak yurt disindaki ucuz isgucune yonelirse, ulkenin gelir vergisi azalacak ve issizlik artacak. yani acikcasi gelecekte akli basinda bir hukumetin bunu kolaylastiracagini zannetmiyorum.
0
lamartin
(06.01.21)
Benim calistigim sirket ariyor misal ama öyle herkese acik degil. Home office ama cek cumhuriyeti/macaristan/romanya/polonya birinde yasiyor olman lazim diyorlar.

Yani sirketler de öyle gel hindistandan Türkiye'den kim olursan ol gel home office diyemiyor. Bunu tabi normal global endüstriyel sirketler icin diyorum. Yoksa dışarı is yapan yazilimci vs var bir sürü. Ama bordrolu calisan kolay degil.
0
logisticsmanager
(06.01.21)
dedigin gibi o ulkede calisma iznin yok, banka hesabin yok, adresin yok.
sari cizmeli mehmet aga olarak 5000km uzaktan i$e nasil gireceksin? adam seni almak istese bile onune bir suru kanuni engel cikar..
0
cooperr
(06.01.21)
hepinizin yorumlarına katılıyorum.
ben daha çok şu sebep sordum;zaten yakın vadede göç etme planım var, bunu da kendi adıma ancak iş bularak gerçekleştirebiliyorum. e bunu neden şimdiden yapmayayım?

çalışma izni için; zaten blue card alabileceğim bir ülkeyi (örneğin almanya) arıyorum. yani banka, evraklar vs gerekirse en başta bir seferliğine kısa süreli gidilebilir? ikametgâhta bile bir sorun yok bence? bir oda kirala* (veya bu şekilde bir adres göster) eğer sırf bürokrasi içinse.
yani iş verenlere bu sürede türkiyede bulunduğumu açıkça söyleyeceğim neden sorun olsun?

benim vurgulamak istediğim;
1. tr'deki işimde bu bomboş geçen süreç bitecek.
2. yurt dışındaki işler de sonsuza kadar tamamen home office'te kalmayacaklar. bu ikisi bu durumdayken neden şimdiden değerlendirme yapmayayım? hadi gel dediklerinde hem hali hazırda bir kaç aydır o ülkede "çalışıyor" görünürüm. hem de bu süreçte euro kazanır tl harcarım.
resmen cinnyısslıkkghdfjgf :D yani bu kadar temiz bir plan olamaz, olmamalı.
sorun nerede görmek istiyorum :)
0
🌸rewlack
(06.01.21)
oraya gidip baglarsan is bambaska.

ben de yurtdisindayim, bizim elamanlardan birinin annesi hastalandi, irlandaya gitti sene basinda. 3 ay kalip gelecekti, laptop'u aldi uzadi, o arada covid patladi, hatun hala orda. Ne zaman gelecegi de belirsiz. Cloud uzerinden calismaya devam ediyor, saatini azalttilar galiba ama hala parasi burdaki hesaba yatiyor oradan cekiyor.

Bir baska arkadasim yine burda calisiyordu uzundur, biraz kafa izni istiyorum part-time gecirin beni uzaktan calisiyim dedi kabul ettiler ve uzadi, 1 senedir bodrum'da. Yazlikta vodkasini yudumlarken bir yandan part-timr calisip dolar ustunden kazaniyor. Ayda $2000 yapsa zaten koyun agasi gibi takiliyordur.
0
cooperr
(06.01.21)
yazılım işleri genelde yasal olarak orda oturuyor olmamı istiyor.hindistan da aynı
0
ShadowOfMoon
(06.01.21)
normalde yurtdışında bir şirkette çalışıyorum ve bu sıralar türkiyede evden çalışıyorum. ben çalışma izni çıkararak gitmiştim fakat çalışma izninin çıkması 6 ay sürdüğü için, o 6 ayda türkiyede evden çalıştım. bunun için b2b kontrat yaptık. ben maaş için onlara fatura gönderiyordum, onlar benim maaşı ödüyordu.

çalışma izni ile uğraşmadan hemen başlamak içni b2b kontratın olması lazım. avrupada bir çok şirket b2b kontrata çok sıcak bakıyorlar.
0
admin
(06.01.21)
Ozellikle yazilimda yurt disina freelance gibi is yapip yabanci kurdan para alan insanlar var. Pandemi yuzunden insanlarin evden calismak zorunda kalmasi bu konudaki en tutucu sirketlerin bile gozunu acti. Uzaktan adam calistiracak sirketler artacak.

Oteki taraftan uzaktan calisan insan gruplarini efektif yonetmek zor. Birbiri ile vakit gecirmeyen insanlarin is iletisimi de zayif olabiliyor.

Bir de uzaktan calisma olayi sirket ITleri icin guvenlik kabusu. Bu surec icinde verdikleri aciklardan hacklenen cok sirket oldu.

Yillar once bir haber vardi. Bir eleman 20 sene boyunca maasinin onda birine butun islerini Cinden yaptirmis, isyerinde calisiyor numarasi ile gemisini yillarca yurutmus seklinde. Hatirladikca gulerim.
0
cleric
(06.01.21)
dediğiniz şekilde uzaktan başka bir ülkede eleman çalıştıran bazı firmalar, belki de sizin bulunduğunuz yerde yasal bir varlığı olmadığı için contractor olarak işe alıp, payoneer vb. sistemler üzerinden ödeme yapıyor. fakat bu pek tercih edilen, veya her ülkedeki işveren için uygulanabilir bir sistem olmayabilir.
ha eğer kitabına uygun sizi orada bir elemanı gibi gösterebilecek bir firma olursa tabii neden olmasın, ama biraz uğraştırıcı - fazla kağıt kürek işi var gibi geliyor.
0
gkhncnzdgn
(06.01.21)
E tabii ki yapabilirsin bunu şu anda? Yapmaman için bir engel yok, bir çok IT firması o şekilde çalışıyor şu anda. En büyük sıkıntın her ay hesabına gelecek parayı açıklaman olacak, onu da gelir vergisi ödedin mi çözersin. Bazı firmalar direkt para gönderiyor, bazı firmalar şirket kurmanı ve fatura kesmeni istiyor, ikinci senaryoda biraz daha kayıt işi var ama çözülür.

Bu arada uzaktan çalışmayı beceremeyen firmalarda zaten çalışmayın. Yıl 2021 oldu, bi firma hala remote olmanın güvenlik açıklarını çözemediyse ya da çalışanlarını uzaktan yönetmeyi son 1 senede hala öğrenemediyse globale falan oynamasın zaten, bakkal dükkanı olarak kalsın.
0
roket adam
(06.01.21)
@cleric evet de o haberde çalışan ofiste çalışıyordu zaten? :D

@gkhncnzdgn, ben bu kadar prosedürel bişeyden de bahsetmiyorum. yani aslında bizzat normal düz göç eder gibi o şirketle anlaşıp, o ülkeden gerekli kartı/vizeyi vs çıkartıp, yani o ülkede yaşasam ne olacaksa aynı mantıkla işlemleri gerçekleştirip, önümüzdeki bu ayları türkiyede çalışarak ve tr'deki işimden de istifa etmeyerek çalışmaktan bahsediyorum.
yani hep remote çalışayım veya şirketin böyle dışarıdan eleman çalıştırma imkanı/tercihi olsun diye de bakmıyorum.. şu anda standart şekilde eleman çalıştıranlar da mecburi home office'te nasılsa.
0
🌸rewlack
(06.01.21)
tamam simdi anladim ne demek istedigini. soylediginin oluru var tabi. hatta aynisini gecen gun ben de kafamdan gecirdim ama vaz gectim. cunku illegal.

ikamet adresinde ikamet etmemek direkt yalan beyan. "ama pandemi, zaten evden calisiyorum" filan bunun illegal olmasini degistirmiyo (ucuslarin olmamasi farkli bir olay, su anda oyle bir durum soz konusu degil zaten).

eger TR yerine baska bi AB ulkesinde yasiyor olsaydin, kanitlamasi zor olurdu. ama ucuncu ulke vatandaslarinin schengen'e giris cikislari kayit altinda. yani yarin bi gun o oturma iznini uzatirken, vatandaslik basvurusu yaparken filan ortaya cikar, cogu zaman da geriye donuk bir sekilde (retroactively) cezai islem uygulanir.
0
lamartin
(06.01.21)
ya iyi de söyleyeceğim?

--yani amacım konuyu uzatmak değil : ) birlikte fikir alış verişi yapalım istiyorum--

bu dediğim durumun önündeki engel ne?
ikametgah sürekli olsun derlerse zaten başta dediğim gibi, bir oda tutarım zaten uzun vadede kalıcı gitmek istiyorum.
şundan ne farkı var yani, farzedilim pandemiden önce çalışıyordum yurt dışında, bu pandemi döneminde git 6 ay home office dediler. türkiyeden çalışacağımı da söyledim. neresi yasa dışı?

hem tr'de (sgk) hem almanyada (yasal vergisini verekek) çalışmanın önünde bir engel var mı?
0
🌸rewlack
(06.01.21)
Yasal önlem; oturma izni yenilemen geldiği zaman bir sınır var o ülke dışında geçirdiğin zaman olarak, misal 6 ay. O 6ay Almanya dışında geçirdiğin gözükecegi için oturma iznin yenilenmez.
Bu arada fransa açısından diyorum; oda tutmak olmaz çünkü senden üstüne kayıtlı fatura istiyorlar. Ha belki internet bağlantır ekstra parasini ödersin her ay oyle cozulur.

Gene ek olarak çoğu firma, normalde remote calismayip simdilik remote yapanlar, calisaninin canının istediği yere gitmesine izin vermiyor. Yani bizde ulkeyi ya da yaşadığın yeri terk edemezsin. Eğer normalde remote calismayan ama pandemi sebebiyle yapan yer senin Türkiye'ye dönüp calismana izin vermeyebilir. Çünkü ben su an evde calisirken üstüme kahve döksem is kazasi oluyor. Ama bunu Türkiye'de yaparsam olmuyor.

Cok fazla dinamik var böyle bir konu icinde.
0
logisticsmanager
(06.01.21)
@logisticsmanager
bunun gibi cevaplar bekliyordum evet, teşekkür ederim.
0
🌸rewlack
(06.01.21)
(14)

335 bin TL'ye kadar Suv-Crossover tavsiyesi. Tecrübesi olanlar buyursun.

ananiyimioguz
Sorun çıkarma, Şanzıman, Sağlamlık, Konfor, Yol tutuşu olarak deneyimlerinizi alırız.Öncelikler: Geniş bagaj.Arka kamera.Acil/otomatik fren sistemi.Far ve yağmur sensörü.Az yakıt tüketimi.Hız sabitleme.Olursa tadından yenmezler:Adaptive hız sabitleyici.Şerit takibi.Koltuk ısıtma.Otomatik açılır kapa
Sorun çıkarma, Şanzıman, Sağlamlık, Konfor, Yol tutuşu olarak deneyimlerinizi alırız.

Öncelikler:

Geniş bagaj.
Arka kamera.
Acil/otomatik fren sistemi.
Far ve yağmur sensörü.
Az yakıt tüketimi.
Hız sabitleme.

Olursa tadından yenmezler:

Adaptive hız sabitleyici.
Şerit takibi.
Koltuk ısıtma.
Otomatik açılır kapanır bagaj.
Hayalet ekran.

_____________________________________________

Şimdi bunların hemen hepsi dolusunu alırsanız Citroen c3 aircross veya Peugeot 2008'de var fakat bu iki araç da B sınıfı. İç hacimleri ve konforları bi tık düşük. 2 metre boy var bende öne otursam dert arkaya otursam dert. Babam kullansa, çok genç işi bunların tipi dedi. Peugeot yine güzel de c3 cidden çok yumuşak ve yuvarlak hatlı, sevmedi farlarını falan.

C5 AirCross'a BA YIL DIK. Dışı önden Range'e, iç konsolu da Porsche'ye benzettim. Çok ferah. Bagaj yayla gibi. C sınıfı zaten. Fakat gel gelelim bu fiyata ancak en boşunu alabiliyoruz. Arka kamera bile yok arabada arkadaş! Takarsanız garanti dışı kalır diyor.

Bu arada Citroen'in koltuklar çok kullanışlı ama basit ve cılız duruyor. Yoksa arka koltukların kızaklı olması, bagajı genişletmesi falan baya güzel özellik.

3008'e ben bayılıyorum yıllardır. Kokpiti harika fakat direksiyonunu sevemedim. c3'e göre de basık geldi. Şanzımanı övülüyor. Eksileri neler bilmiyorum. Bakım masrafı ve parçası gereksiz pahalı diyorlar. 3008 şuan aklımızın bir ucunda.

Bugün denk geldi Opel GrandLand X inceledik. Dışı güzel. İçi klasik, pek bişeye benzemiyor ama donanım olarak bu fiyatlara doluydu baya. İç hacim ve bagaj olarak da beğendik. C sınıfı idi.

Skoda Kamiq güzel. Gidip inceleyemedik. Ama o da boştu diye hatırlıyorum. Ayrıca DSG'ye girişmeye gerek var mı? Yoksa T-ROC veya Arona'ya göre beğendik uzaktan.

Tucson çok yakıyor. Fazla heybetli. Onu eledik.
Suzuki Vitara Dolu, ama konforu düşük, ayrıca içi çok kötü be arkadaş bu Suzukinin Mitsubishinin :/

SsangYong Korando da güzel duruyor. Dolu da bu fiyatlara. Ama hiç bir fikrimiz yok bu marka ve model hakkında. Servis olayları falan nasıl memlekette kullanılacak uzun süre. Küçük yer.

330 sınırında olması lazım çünkü engelli ötv indiriminden yararlanacağız.

O yüzden 0 olmalı.
0
ananiyimioguz
(05.01.21)
2 arkadaşımda 3008 var olumsuz bir şey duymadım gayet güzel kokpit olsun konfor olsun. 3008 e gaz keserdim ben bu seçeneklerin arasından
0
monkey
(05.01.21)
Kendiniz de demissiniz. Bunların arasında en dolusu Suziki. Her şeyi koymuş adamlar. Ben kamiq alırdım. Aralarında en çok onu beğendim. Ek alternatif de en full captur olabilir belki.

Ben bunların çoğu videosunu YouTube benzintv hesabından uzun uzun izlemiştim. Gidip binmedim yani.

Ek olarak

Yeni 3008le eski 3008 arasında hiç bir fark yok nerdeyse. Azıcık makyaj o kadar. Ama en güzel şanzıman hala bunlarda.
0
westblack
(05.01.21)
330 sınırı olmasa az daha koyun üstüne C5 Aircross alın derdim. Feel adventure paketi 360 falandı en son. Live paket ucuz ama hiç girmeyin bence ona.

Skoda Kamiq, 2008 ve C3Aircross gibi, O da küçük gelir size.
En mantıklısı 3008 bence ama 330 bine makyajlısı yok diye biliyorum ama makyajsızı vardır bu fiyatlarda. GrandlandX'in içini ben beğenmedim, çok eski model kalmış. Ama şanzıman, motor Peugeot, Citroen'le aynı. Tipini beğndiyseniz o da olabilir ama ilerde satarken 3008 daha çabuk ve daha iyi fiyata satılır gibi geliyor bana.

Benimde 300k bütçem vardı, çocuk falan olmadığı için henüz çok büyüğe gerek yok diye düşünüp 2008 aldım. Bi kaç sene binip C-suv'a geçerim belki.
0
contavolta
(05.01.21)
citroen ile 3008 psa'nın zaten, yanılmıyorsam motor ve şanzıman aynı.

sıfır mı bakıyorsunuz anlamadım ama ben olsam 2018 falan ya da 17 temiz bir 3008 alırdım. ssangyong falan aman hocam neler diyorsunuz sakın almayın, suzuki aynı şekilde kesinlikle alınmaz, kamiq de tutmadı.

ben olsam, ilk tercihim 3008 olur
ikinci tucson, heybeti zaten hoşuma gidiyor ve içi özellikle açık renk koltuk ile çok güzel duruyor.
3 de burada olmayan bir seçenek , seat ateca. ama bu da çok tutmadı.

ben 3008 alırdım.

edit : www.sahibinden.com

araç benim değil, sadece ilk karşıma bu çıktığı için ve fotoğrafları güzel çekildiği için atıyorum. gerçekten iç dış çok güzel araba benim bile kafamı karıştırdı şuan :)
0
garavel
(05.01.21)
500x kullanıcısıyım, tavsiye ederim. zannederim sınıfında tek arka bağımsız süspansiyona sahip model. sürüş keyfi çok iyi ama biraz sert. yumuş yumuş bir araç istiyorsanız pek doğru bir tercih değil ama hafif hafif sınırlarında gezeyim, sportif bir tat versin diyorsanız bence doğru tercih. adaptif cruise da dahil aradığınız birçok donanıma sahip, güçlü ve görece ucuz. kendi liginde en güvenli araç seçilmişti (iihs testi).

eksikleri; bagajı nispeten ufak, benzinlisi yakıyor (8-9 litrelerde gezersiniz şehir içi), dizeli makul tüketiyor. söylediğim gibi biraz sert, otomatik bagaj kapağı yok, hayalet ekran yok (yarı analog yarı dijital ekranlı).
0
orient blue
(05.01.21)
Citroen demeye geldim yazmissiniz zaten. 3008 5008 serileri cok iyi. Fiyat bakmadan soyluyorum.

C5 aircross harika arac. Ama soylediginiz gibi tabi de bayiyle pazarlik yapin derim.

Fiat egea da alsaniz kamera takildigi an garanti bitiyor bilginize.

Cunku elektrik sistemine mudahale ve neden servis bunu kabul etsin?

Ayrica karar verirken bakimlari da goz onune almanizi tavsiye edebilirim.

Ozetle 3008 alirdim. Sifira yakin 2.el alirdim yada c5 dolusunu 2.el alirdim. Sifira yakin soyle 50.000 km altini filtreleyip degisensiz boyasiz tramersizine bakip hatta Tarcanlar a goturup 500 TL verip baktirir alirdim.
0
baldan kaymak
(06.01.21)
opel grandland, citroen c5 aircross x ile peugeot 3008 komple aynı araba. tasarımı farklı, biraz da 3008 daha füturistik. alınacaksa benzinli ve 8 ileri otomatik tavsiye ederim bu kardeşlerde.

fakat sorunsuzluk olarak suzuki vitara diye düşünüyorum. yanılmıyorsam garanti süreleri de uzun. sonra da volkswagen grubu.

----------

not: otomotiv satış sonrası uzmanıyım. garantisi en uzun, parçası en çabuk getirilebilinen ne ise onu alın. kesinlikle dizel almayın.
0
rain when i die
(06.01.21)
Gecenlerde Peugeot 2008 denedim, güzel arabaw 8 ileri vites baya iyi ama her şeyi ekran üzerinden yapma fikri beni bitiriyor bu sebepten ne Peugeot alabilirim ne Citroen.
Benim icin ciddi sorun çünkü iki sene sonra garanti bitip o ekran düzgün calismazsa klimayi ayarlayacak yer olmayacak.
Belki sizin için önemli değil bu ama benim misal hep kafama takılan bir olay. Misal civiclerde ekran dokunmatikti, 2020 modelde ekrana tus getirmisler ki en mantıklisi.

Bu arada vitara oldukça Güzel bir araç, Türkiye servis/parca olayini bilmiyorum.
0
logisticsmanager
(06.01.21)
Tucson u nasil elersiniz yaa.. bu kadar yakışıklı duran coz az Suv vardir o fiyatlarda, heybetse heybet sekilse sekil.. yakit demiissin ama kucuk yer de demissin, ne kadar kullanicaksinki taxicilik yapilmayacakya..
bilemedim, belkide bicare bir Tucson hayalperesti oldugum icin objektif bakamiyorumdur ama bence Tucson..
0
alttaraf
(06.01.21)
enteresan gelecek ama bana 2 kere arkadan tucson çarptı ve iki kaza da aşırı hızla gerçekleşmedi ama klimaları pert oldu. gaz kaçırma sesini sürekli duydum ktt doldururken. hatta ikinci kazada sürücüye sizin klima pert dedim, baya benle tartışmıştı.
0
bisorumvargaliba
(06.01.21)
Ateca
0
sutlu nescafe
(06.01.21)
Kesinlikle c5 aircross.
0
piotr
(06.01.21)
-C5 bombos bisey alınabiliyor.

-Ateca yok o fiyata :/ Bir de 5-10 sene kullanılır en az. DSG bozulması şans işi değil mi?

-Bir de secenekler arasına Nissan Qhasqai ekleyelim mi? Bir keresinde ustam bunlara sağ önden vuruyorsun sol arka bozuluyor falan demisti. Ama içi ve özellikleri güzel.

-Bunlar dışında B sınıfı olacak ama Ford Puma ve Hyundai Kona'ya bakmaya deger mi? Özellikle Kona o yakıt tuketiminde o performansi nasil veriyor anlamış değilim.

-Suzuki Vitara da B sınıfı ama çok dolu. Konforu, ses yalıtımı falan nasıl acaba kullanan var mı?
0
🌸ananiyimioguz
(06.01.21)
Ateca bulduk bugün, sınırdan kurtarıyor.
O, Grandland X ve 3008 arasindayiz bakalim.
Bir de bugün Honda Civic HB Sport+ modelini gördük.
Valla alip gidecektik çok güzel, 181 beygir.
Ama zaten hb mazda 3 ümüz var. SUV a gecsek daha iyi sanki.
0
🌸ananiyimioguz
(06.01.21)
(3)

Dondurucudan çıkan balık yeniden dondurulur mu?

tum haklari saklidir
Bir kaç dilim Norveç somonu vardı, evde yokken sigorta atmış ve balıklar çözülmüş ama yeni yeni açılmış koku vs yok. Yeniden dondursam olur mu? Yoksa pişirip yiyelim mi bunları?
Bir kaç dilim Norveç somonu vardı, evde yokken sigorta atmış ve balıklar çözülmüş ama yeni yeni açılmış koku vs yok. Yeniden dondursam olur mu? Yoksa pişirip yiyelim mi bunları?
0
tum haklari saklidir
(04.01.21)
Hayır. Dondurulmus ürün tekrar dondurulamaz.
0
logisticsmanager
(04.01.21)
Peki bu baliklar Norveç ten gelirken dondurulmuyor mu acaba, biz donmamış şekilde nasıl aliyoruz.
0
🌸tum haklari saklidir
(04.01.21)
Çözülmüş ürün yeniden dondurulmaz, siz donmamış şekilde aldıysanız, zaten saklama koşulu +4 derece olabilir ve Türkiye'ye de +4 derecede gelmiştir. Veya son paketleme işlemi TR'de yapılmıştır.

Sonuç olarak, çözen gıdaların yeniden dondurulması özellikle etlerde oldukça risklidir.
0
cursor
(04.01.21)
(28)

Hangisine Abonesiniz?

oekuklu
Aşağıdaki platformlardan hangilerine abonesiniz?NetflixBlutvAmazon primeExxenS Sport PlusBein Connectedit:mubi'yi eklemeyi unutmuşumAyrıca ücretsiz olan Gain ve puhutv yi de kullanıyor musunuz?Sizce de çok fazla platform yok mu? Ki şubatta disney+ da gelecekmiş, HBO hiç yok bile
Aşağıdaki platformlardan hangilerine abonesiniz?

Netflix
Blutv
Amazon prime
Exxen
S Sport Plus
Bein Connect

edit:mubi'yi eklemeyi unutmuşum

Ayrıca ücretsiz olan Gain ve puhutv yi de kullanıyor musunuz?

Sizce de çok fazla platform yok mu? Ki şubatta disney+ da gelecekmiş, HBO hiç yok bile
0
oekuklu
(04.01.21)
netflix = yancıyım
amazon prime = aboneyim
bein connect = digitürk üyeliğim var.
youtube premium var bide.
0
false pretension
(04.01.21)
Netflix, amazon prime, disney plus.

Hbo Fransa'ya geldiginde onu da alacagim.
Sporu izleyecek zamanim olsa onu da alirdim ki bir dönem bein connect de aldim.
0
logisticsmanager
(04.01.21)
Netflix.
Prime'ı kargo için aldım ama sadece Fleabag izledim.
0
black holes in the sky
(04.01.21)
Hiçbiri. Yine de tercihimi Netflix'ten yana kullanırdım.
0
IncredibleMau
(04.01.21)
netflix
blutv (bu ay çıkacağım abonelikten)
amazon prime
bein connect (evde digiturk olduğu için)
youtube premium

çok fazla ama bir şekilde hepsini kullanıyorum öyle ya da böyle.
0
blatta hiberna
(04.01.21)
Hiçbiri
0
epitaf
(04.01.21)
ben de hiçbirine üye değilim. bir tek kardeşimin netflix'i var ama ona da aylardır girmiyorum.
0
ahm1
(04.01.21)
sadece bein connect'te spor paketi alıyorum. süper lig'i içermeyeninden. aylık 24 lira mıydı neydi.

televizyonum yok. televizyonda bir şeye bakmak istersem tüm kanallar açık olduğu için izleme şansım oluyor. onun dışında euroleague, avrupa ligi ve şampiyonlar ligi için de ideal. çok nadiren takılıyor. s sport plus'ta yayınlanan ligleri ve süper lig'i kaçak izliyorum.

netflix denen şeye üye olacağımı hiç sanmam. eğlenceyi bile tektipleştirip ekmek satar gibi dizi çekiyorlar. hiçbir içeriği ilgimi çekmiyor. eminim tek tük güzel olan da vardır ama onları yine filmlerle birlikte torrentten çekerim zaten. mesele para değil, netflix'e verecek param var ama bu tarz oluşumlara destek olmak istemiyorum.

"o zaman çektiği filmi de izleme" diyen olursa gitsin devlete verdiği parayla, vergiyle falan uğraşsın netflix'i savunacağına. şimdi durduk yere niye kendi kendime kimse bi şey dememişken kavga çıkardım bilmiyorum, hoş olmadı ama öyle yani.
0
der meister
(04.01.21)
Netflix ve Amazon prime
0
inheritance
(04.01.21)
Netflix
Blu vardı kapadim ama belki tekrar açabilirim

Bein de var
0
all girls dream
(04.01.21)
hiçbiri.
0
candide
(04.01.21)
hiçbirine üye değilim.

puhutv'de Şahsiyet'i izledim.

ileride amazon prime düşünebilirim.
0
late viper
(04.01.21)
Netflix
0
paramolacak
(04.01.21)
netflix, blu, amazon üçüne üyeyiz.

gain'i indirdim, telefondan bir şeyler izlemeyi sevmedim. eğer bu her şeye para ödeme çılgınlığı devam ederse hepsini iptal ettirip sadece kargo için amazon, müzik için spoti tutar, torrente geri dönerim.
0
roket adam
(04.01.21)
-Netflix kullanıyprum
-Gain indirdim terapist ve 10bin adım için. Tüm bölümler yayınlansın topluca izlerim diye bekliyorum şimdilik içerik izlemedim
-amazon prime almayı düşünüyorum bu aralar
-puhu da şahsiyeti ve babili izledim bir tek
-blu tv de izlemek istediğim bir kaç içerik var belki onların izlerim diye birkaç ay almayı düşünüyorum bir ara
-exxen hiç ilgimi çekmiyor
-disney+ loki için düşünmüyor değilim.
0
yazdonumu
(04.01.21)
Netflix
S Sport Plus
Bein Connect (Digiturk uydu yayını olduğu için bedava verilen connect üyeliği)

Puhu'dan Şahsiyet'i izlemiştim sadece.

Ek olarak IP TV var. Yukarıdakilerin çoğu, hatta Exxen içerikleri bile var. Ama arada takılıp beni delirttiği için S Sport Plus aldım F1 izlemek için.
0
himmet dayi
(04.01.21)
netflix var 3 kişi kullanıyoruz
blutv var, bozkır için aldım ilk, yerli dizi severim, sonra da behzat için kaldım, şimdi özel yapımları hoşuma gidiyor
amazon prime, alışveriş kısmını kullanmak için aldım esas, ucuz diye devam ediyorum
bein connect- digiturk var

puhu da şahsiyet ve dip'i izledim o kadar sonra girmedim.
exxen deneme üyeliği başlattım ücretsiz 1 hafta, iptal edeceğim.
0
fezagezgini_4
(04.01.21)
netflix, blutv, youtube premium şirket veriyor yan hak olarak

amazon prime, bein connect üyesiyim kendim ödüyorum

s sport plus f1 varken almıştım ama sezon bitince yenilemedim
0
ayin yazari
(04.01.21)
Sadece Netflix üyeliğim var. Gain’i de indirdik ama hiçbir şey izlemedim henüz.
0
ms brownstone
(04.01.21)
hiçbirine değilim.
dizi-tv-spor yayını izlemiyorum.
filmler için de torrent kullanıyorum.
mubi trial denedim. komedi gibiydi.

platform üyesi olsam içeriğe mahkûm olurdum. bir süre sonra kanepeye yayılıp "amaan x platformda ne varsa onu izleyeyim" gevşekliğine teslim olacağım da kesin gibi bir şey.

torrent daha zahmetli ve daha çok zaman alıyor ama özellikle biraz sinema tarihine eğileyim, az bilinen dünya sineması örneği izleyeyim filan diyorsan hiçbir platform torrent alternatifi olamaz.
0
filteria
(04.01.21)
torrentsporluyuz
0
alperz
(04.01.21)
Benim aboneliklerim ve önem sıram şu şekilde
Spotify
YouTube premium
Netflix
Amazon
Mubi
Blu tv(iptal edilecek)
0
kaderimse np
(04.01.21)
Strem.io Türkçe içerikler zayıf olsa da para verdiğiniz ve buraya gelmediği için veremediğiniz bütün içerikler var ve bedava.Netflix yancıyım ama izlemeyi planladığım film oradaysa açıp izliyorum aksi halde açmıyorum. Gain telefona indirdim ama TV app i yapmadıkları sürece asla açıp izlemem.
0
guitarissimo
(05.01.21)
Hiçbiri
0
Ven
(05.01.21)
sifir aboneligim var. netflix ve amazon prime'i arkadastan kullaniyorum.
0
hot potato
(05.01.21)
netflix aile hesabı
amazon prime
beinconnect iki arkadaş ortak aldık, herkes kendi takımının maçlarını izliyor.
spotify aile hesabı

puhu ve gain kullanmıyorum.
0
reanarchy
(05.01.21)
Netflix
Youtube premium

Hergün yeni birşey çıkıyor, netflix'i de ayda 1-2 sefer ya kullanıyorum ya kullanmıyorum, 2-3 arkadaşta var onlar takılıyor
0
birbilsem
(05.01.21)
netflix ve amazon prime duzenli uyeyim; ben arada netflix izliyorum sadece
0
sweetoffice
(05.01.21)
(23)

Ingiltere vs Almanya

Kirmizibavul
Goc etmek icin sadece sizin seciminize kalsa hangisini tercih ederdiniz ve nedenleri nedir? Almanya icin aylik 3000€ net, Ingiltere icin de 3200£ net geliriniz olacağını, esinizin ev hanimi, 3 ve 6 yasinda 2 cocugunuz oldugunu dusunun.Edit: Ingilizce ve almancanizin her ikisinin de c1 seviyesinde ol
Goc etmek icin sadece sizin seciminize kalsa hangisini tercih ederdiniz ve nedenleri nedir?

Almanya icin aylik 3000€ net, Ingiltere icin de 3200£ net geliriniz olacağını, esinizin ev hanimi, 3 ve 6 yasinda 2 cocugunuz oldugunu dusunun.

Edit: Ingilizce ve almancanizin her ikisinin de c1 seviyesinde oldugunu kabul edin. Sehir olarak londra harici olacak sadece.
0
Kirmizibavul
(04.01.21)
Şehir?
0
lcha
(04.01.21)
@icha, editledim soruyu. Londra haric.
0
🌸Kirmizibavul
(04.01.21)
Turkiye'deki durum nedir? Cok mu kotu yani?
ingilizce, almancasi c1 olup, bu krizde bu ulkelerden bu tarz teklifler alabilen adam Turkiye'de kaymak tabakadir zaten. Turkiye'de buyuk bir sehirde yasiyorsa, evi, arabasi, mevkisi hepsi varsa bir anlami yok bence sifirdan sinif dusup tekrardan gocmenlik cekmenin. Bir cok ergen cikip yeter ki y.disi olsun garsonluk yaparim, araba bile yikarim diye gaz verecektir ama o is oyle degil.
0
neverletyougodown
(04.01.21)
@never, yemisim turkiyedeki durumu. Orayi karistirmayalim. Soyledigim seyler farzi muhal. Yani o sekilde dusunun. Teklif falan yok. Iki ulkeyi de bilenler icin soru acik ve net.
0
🌸Kirmizibavul
(04.01.21)
almanya'yi bilmiyorum ama ingiltere icin londra disinda 3200 net guzel para. 2 kisi de calisirsa tadindan yenmez.
0
icim urperiyor
(04.01.21)
Açıkçası Almanya çok bilmiyorum ama Fransa'yi biliyorum fransa'nin genelde yeme içme, araba, teknoloji vs olarak daha pahalı olduğunu biliyorum. Bu sekilde ben almanya derdim. Çünkü 3000€ iyi bir para(ben evli ve esi calismayan biri olarak ben 2580 aliyorum, ev, araba kredisi, hanimin egitim kredisi, benim Türkiye'deki egitim kredim spor cart curt her seyi cikarinca aylik 350€ kenara kaliyor. 300-400bin kisilik bir sehirdeyim. Bu 310€ araba, 50€ egitim, 80€ araba sigortasi gibi seyleri cikarinca ekstra 450€ gibi bir para cikar.). Iki cocuk olmasa cok rahat olursunuz derdim ama çocuk masrafi ne kadar oluyor bilmiyorum. Ama sonucta okula para odemeyeceksiniz vs sıkıntı olmaz.

Buna ek olarak ekonomik olarak düşünürsek de Almanya'da is olanaklari daha fazla, ekonomik olarak kriz vs olasiligi daha az.

Ben her türlü almanya derim, 3bin euro büyük şehir vs (berlin misal kira sikinti denilir hep, aynısı paris/lyon icin de gecetli) değilse çok güzel yeter.
0
logisticsmanager
(04.01.21)
@kirmizibavul, almanya daha istikrarlı ve geleceği parlak bir ülke bence şu aşamada, ingiltere’nin ab’den çıkışı, geleceğinin belirsizliği vs ne kadar çok güven verseler de bi almanya güveni vermiyorlar. onun haricinde avrupa’nın tam göbeğindesin, komşuların müthiş falan.

yine de kesin almanya diyemiyorum, ingiltere öyle bir ülke. sanırım ingiltere derdim.
0
garavel
(04.01.21)
Almanca olmasa İngiltere derdim, Almanca da varmış o zaman Almanya.
0
lcha
(04.01.21)
@Kirmizibavul o halde madem diller c1, Almanya kesinlikle. Ingiltere'de populistlerin ne yaptigini gorduk Brexit gelecek ucucaz diye propaganda yaptilar ve basarili oldular yani halk bunlari yedi. balikcilik uzerinden bile milliyetcilik kastilar, kiyilarimi koruyacagiz, ulkenin balikciligini kurtardik diye. Kimse de demiyor ki aga balikciligin ekonomideki payi %1 zaten kurtarsan ne olur balikciligi kurtarmasan ne olur :) Bizde nasil Osmanlici tipler varsa orda da imparatorlukcu tipler var, yasli, cahil zannediyor ki eskiden oldu gibi Ingiliz Imparatorlugu yonetiyor, somurgelerin abisiyiz falan, gercekte Iskocya'ya, Galler'e bile sozu gecmiyor adamlarin, adam senin daha ulke icinde Covid kisitlamana karsi cikiyor, uymuyor, kendi kuralini koyuyor. Senin artisligin kime, ada ulkesisin zaten, Brexit'te geldi hepten izole olacaksin, gucun, etkinligin azalacak dunyada. Maksimum Amerika'nin emir eri gibi bir gorevin olacak, sanki onceden cok farkliydi neyse. Alman halki gidip de populiste prim vermez, kolay gaza gelip manipule olmaz. Mesela Fransa'da ayni sey var, Macron somurge ziyaretleri yapip, milliyetcilik kasmaya calisiyor. Almanya'da bu tarz numaralar prim yapmaz. Almanya'da kural, sistem var. Ingiltere biraz daha kapitalist, gevsek, kurallar esnek, guclunun, zenginin lehine bir sistem uzerine kurulu. Ekonomiye gelirsek gene Ingiltere'de fabrika, uretim kisitli, her sey disardan aliniyor Almanya'daki is ortami yok kesinlikle. Turkiye ikili iliskilerde ihracat ithalatta arti veriyor Ingiltere'ye. Arti verdigimiz sayili ulke var, biri Ingiltere. Bir de Ingiltere'de cok fazla 3. dunya gocmeni var, Brexit de geldi ustune. bu ne demek, avrupali daha da azalacak, blm muhabbetinden zencisiz reklam cekemiyor adamlar, bu bir dramdir.
0
neverletyougodown
(04.01.21)
İngiltere'de yaşamadım ama almanya asgari şartlarda bile yüksek bir yaşam kalitesi sunan bir ülke. Yakınlığı, kültürün türklere aşina olması, yönetimin stabilliği (merkel vs boris yani), ekonomisi, markaları, iş kültürü, genel kültürü, türk yemeklerine erişim, vs vs her anlamda çok iyi bir ülke.
0
roket adam
(04.01.21)
Cevaplar icin tesekkurler. Efkar-i umumiye Almanya'dan yana. Yalniz kimse Almanya'daki insanin canina ot tikayan burokrasiye ve satilik/kiralik mesken bulamama sorununa deginmemis. Bu iki durum tartinin dengesini bozacak onemde olamaz mi?
0
🌸Kirmizibavul
(04.01.21)
@Kirmizibavul emlak sorunu inan Ingiltere'de daha fazladir. Ozellikle buyuk sehirlerde arz cok kisitli bu yuzden fiyatlar astronomik, 30+ kesim bile paylasimli evlerde yasiyor, evler desen 200 senelik kulustur Victorian evler. 18inden sonra gencler yeni eve tasiniyor muhabbeti bile azalmis, aile yaninda yasayan bir suru genc var bbc falan bunun belgesellerinde yapiyordu. Bir suru kural var, green belt diye atratabilirsiniz kafasina gore yerlesim yeri acamiyor adamlar. Yuksek katli apartman da diktirmiyorlar kolay kolay hadi Londra'daki kodamanlar diker onlara sozleri gecmiyor, baska bir yerde bir suru burokrasisis var, belediyede uyeler karsi cikiyor, community spiriti olduruyormus, yok kendi evlerinin degeri dusuyormus, koye santral dikeceklermiscesine karsi cikiyor adamlar.
Burokrasi her yerde yavas ya Almanya, Hollanda farketmez, kime sorsan devletteki memurundan dert yanar. O degil de aklima geldi simdi:) t24.com.tr Ulan 42 tane gayrimenkulun varmis, gez, ye ic hayatini yasa iste, ne ugrasiyon dilekceyle mahkemeyle
0
neverletyougodown
(04.01.21)
Almanca olmasa ingilitere derdim +1

Cevabım: Almanya. Sebebi: AB içi serbest dolaşım.
0
himmet dayi
(04.01.21)
Bürokrasi ve ev bulmak Avrupa'nın her yerinde problem. En azından memuru rüşvet peşinde koşmuyor.
0
bruce mclaren
(04.01.21)
ingiltere. insanlar iyi bir kere. almanya çok kuralcı, sıkıcı. özellikle sonradan oraya gidenler kendileri de çok sıkıcı değillerse yapamıyorlar. tamam yollar falan güzel medeniyet var ama ikisi arasında seçim yapsam kesinlikle ingiltere seçerim. süper ülke. londra hariç falan demişsin ama londra harika :)
0
anti-kahraman
(04.01.21)
@never bürokrasiyi kendi silahiyla vurma haberi bombaydi. Ilk defa gordum :))
0
🌸Kirmizibavul
(04.01.21)
londra'da iki kisi calisiyoruz gelirimiz 2700+3200 (net).
senin senaryonda olsam yani 1 kisi 3200 kazanacak ve 4 kisi o parayi yiyecek, gelmezdim.

bunun disinda karsilastirma yaparsam
hava durumu: almanya
cografik konum, schengen ve ulasim: almanya
kultur: fark yok, multikulturel
ekonomi: almanya
dil: ingiltere
guvenlik: almanya (hatta en buyuk tercih sebebi bu bile olabilir)
saglik sistemi: almanya

londra yerine ingiltere'nin X sehrine de gitsen fiyat olarak kira harici pek birsey fark etmeyecek. londra disinda yol parasi daha pahali, market fiyatlari heryerde ayni.
0
try again fail again fail better
(04.01.21)
kalıcı göç mü acaba? bir kaç seneye dönecek misiniz mesela? bir kaç sene sonra dönme olayı varsa ingiltere diyorum ben de. 3200 cidden londra harici güzel para ve fena olmayan birikimle dönebilirsiniz. kira+mutfak+fatura ingiltere'de bir çok şehirde 1200-1500 bandına kapanır. gerçi çocuk faktörü var ama kreş vs masrafları olarak onu bilmiyorum. havası suyu sizi bağlar ben mesela havasından dolayı ingiltere'ye bayılıyorum.

ama uzun vadeli kalınacaksa almanya daha mantıklı olabilir sosyal yardımlar vs de alma şansınız varsa çocuklar için vs işler pozitife döner. ayrıca ingiltere çok keyifli ülke. futbolundan tarihine, doğasından kültürüne bambaşka coğrafya. almanya bu konuda bana inanılmaz uzak geliyor. hele ingiliz arkadaşların olsun sohbetleri falan keyiflidir. ayrıca millet olarak samimi olduklarına da çok sempatik ve esprili oluyorlar genelde. zeki olmalarını saymıyorum.

ingiltere'de konut sorunu londra harici yok denilebilir ama evler cidden çok eski. kötü değil mesela, ısınma ve bakım sorunları yoktur nerdeyse ama eski işte ne bileyim. ben kesinlikle ingiltere seçerdim. çocukların da geleceğini düşünmek lazım bir de. ingiltere kaliteli eğitimi çok pahalıya sunar, almanya beleşe sunar ama ingiltere kadar çok fazla iyi seçenek sunmaz vs vs
0
avatar is back
(04.01.21)
elbette ingiltere. yani hem kültürel açıdan hem adaptasyon açısından. hem de bir "türk" olarak uk de almanyaya nazaran çok daha iyi bir sosyal statüde olursunuz.
ayrıca eşinizin dil durumu nasıl?

eşinizin çalışmaması eğer geçiciyse sorun olmaz. ama eşinizin çalışmaması almanya ingiltere ve türkiyede de zaten sorun.

bu durumda olsam tek başımayken ingiltere derdim. zira almancam C1 değil.
ama yakın gelecekte ben jimjim, gerçekte buna benzer bir ücret teklifi alamayacağım için ve 2 yılda shengen oturumu alırım diye düşündüğüm için almayayı tercih edeceğim.
0
jimjim
(04.01.21)
Almanya’nın güneyi derim. Hem kozmopolit hem de hava süper. Yazın buradan farklı değil. İngilterr’de yaz mevsimi gibi insanlığın başına gelmiş en harika şey yok.
Almanca da öğrenmesi çok zor zaten, o kadar öğrenmiş olsam başka yet düşünmezdim :)
Almanlar türklerden nefret ediyorlar bu da doğru, bunu takacak kafada hiç olmadığım için yine Almanya. Almanlar sıkıcı falan diyoruz ama 10 sene yaşasak biz de öyle oluruz sanki, adamlarda dert yok tasa yok; hayatın iniş çıkışları yok.
Bugün de Almanya övdüm çokşüküt:)
0
bfm
(04.01.21)
Ikisinde de türk olarak kredin sıfır değil eksi. 10 yıl ing de yaşamış italyan arkadaşım bu kadar grumphy bi millet tanımıyorum almanlar melek diyordu, işin komiği aynı serzenisi o esnada ben almanlar için ona yapıyordum. Varsın sen düşün gerisini...
0
wiekannich
(04.01.21)
@wiekannich, kralicenin kugularini kesip mangal yapan bir milletten daha grumpy kim olabilir? Yurt disindaki tanidiklardan dinledigim kadariyla turkler haybeye irkciliga maruz kalmiyorlar.
0
🌸Kirmizibavul
(05.01.21)
@Kirmizibavul tamam işte o mangal yapan adam sen olacaksın onların gözünde :)
0
wiekannich
(05.01.21)
(11)

akşamları eve gelince 1-2 tek atacağım içki tavsiyesi

kelepir
sevgili nejat işlerler şöyle akşam yorgun argın kafada bi ton düşünceyle eve geldiğimde hemen bir iki duble bir şeyler içip enerjimi ve keyfimi yerine getirecek şan şakrak olmamı sağlayacak hangi içkiden içebilirim. bi ara tekila içtim ama daha iyisi varsa onları da deneyeyim. sabah erken kalkacağım
sevgili nejat işlerler şöyle akşam yorgun argın kafada bi ton düşünceyle eve geldiğimde hemen bir iki duble bir şeyler içip enerjimi ve keyfimi yerine getirecek şan şakrak olmamı sağlayacak hangi içkiden içebilirim. bi ara tekila içtim ama daha iyisi varsa onları da deneyeyim. sabah erken kalkacağım için çok dağıtmayacak bir şeyler arıyorum. ytd.
0
kelepir
(03.01.21)
jagermeister ya da vodka 2-3 shot çok iyi oluyor. Onun haricinde viski. Yemekle şarap. Bende düzen böyle.
0
monkey
(03.01.21)
Spicy rum
0
catch the arrow
(03.01.21)
cin tonik. temi, meze istemiyor. ertsi gün derdi yartmıyor.
0
red g
(03.01.21)
Jager hem mide dostu hem de alkol oranı yüksek
0
Take it away honey
(03.01.21)
viski tabii ki.
0
ateistanbul
(03.01.21)
konyak mis gibi ve tabii ki hic birseyle karistirmadan sek
0
exlibris
(03.01.21)
Para varsa Bacardi eğer ucuz olsun dersen alternatifi CAPTAİN MORGAN. Yani kısaca rom :)
0
bigcaptain
(03.01.21)
Viski.
Çok kafa takmadan, tadını düşünmeden güvenli liman; bushmills, jameson, black label. Bir de burbon da ayni yere koyarim.

Onun disindaki viskiler de cok güzel ama bazen o an insanın cani islay icmek istemiyor vs ama burbon ya da black label her zaman gidiyor.
0
logisticsmanager
(03.01.21)
viskiye başladım bakalım. kıroluk gibi olmasın ama viski kola ikilisi çok iyi gidiyor pepsi ama coca cola değil
0
🌸kelepir
(30.01.21)
cin - soda.
0
baldur2
(30.01.21)
Cin ( cintonik yapmak için )
Bacardi ( bacardi cola yapmak için )
Rom ( kahve ya da kolaya katmak için )
0
freebird5406_2
(30.01.21)
(8)

kilometresi ile oynanmış araç

siyah gece
bu aracın dezavantajı ne olur, otomatik vites, hasar kaydı yok.fiyatı ortalamaya göre biraz aşağıdaydı, dikkatimi çekti.
bu aracın dezavantajı ne olur, otomatik vites, hasar kaydı yok.
fiyatı ortalamaya göre biraz aşağıdaydı, dikkatimi çekti.
0
siyah gece
(03.01.21)
Uzun yazdım ama sildim. Halk tabiriyle üzebilir. Sanayideki ustayla dostluğunuz arttırabilir, belki çocuğunu kolejde okutabilirsiniz :)

Temelde 4 gösterge var (yaş,km,bakım,hasar). Bunlardan birinde hile yapılmış bir aracı almam. Bir çeşit dolandırıcılık zaten. Bu yüzden en pimpirikli alıcılar, 3-5 yaş arası, yetkili serviste bakım görmüş, hasarsız, orijinal km'li araç ararlar.
0
the coon
(03.01.21)
Göstergesi oynanmışsa hasar kaydı olmaması pek bir şey ifade etmemeli. Ne kadar güvenebilirsiniz ki.
0
catch the arrow
(03.01.21)
alır almaz trigger-devirdaim değişmen gerekecek, turboluysa turbo revizyonu yakın olabilir. bunları topladığında zaten 4-5 bin gider. aldığın araç 150.000 gösterirken 350 binde olabilir haliyle 2 katından fazla aşınmış bir motor ve şanzıman alıyorsun.
0
orpheus
(03.01.21)
Kilometresi ile ne zaman oynanmış bilemezsin. 500binde de oynanmış olabilir, 100binde de.
Rulet gibi araba, ne sonuç geleceğini bilemezsin.
Ek olarak hasar kaydı olmaması arabanın ortadan yarılıp toplanmadığı anlamına da gelmiyor. Ne araçlar böyle dolandırıcı gibi satılıyor.
0
logisticsmanager
(03.01.21)
daha çok çalışmam gerek araç konusunda demek ki, çok teşekkür
0
🌸siyah gece
(03.01.21)
Uzak durulması gereken bir araç. Satarken çok zorlanırsın. İkinci el tabiriyle "kardeş olursun" o araçla.
0
himmet dayi
(03.01.21)
Aracın kilometresi ile oynayan adam başka her şeyi hakkında da yalan söyleyebilir. Kaç km'de oynanmış olursa olsun almam o aracı.
0
synesthesia
(03.01.21)
Marka modele de bağlı biraz. Araç Civic ise ve baya uygunsa alınır. İsterse on takla atsın insanımız civigi alıyor yine de. Öyle bir kafa var işte.
0
fikox
(03.01.21)
(6)

televizyon alacagim... sizce su nasil? baska oneriniz olur mu?

federer
merhaba, tv satin alacagim. asagidaki linkteki tv'yi dusunuyorum. sizce nasil? baska bir oneriniz olur mu? butcem max. 12 bin TL. daha fazla cikamiyorum.cok tesekkurler,fhttps://www.teknosa.com/samsung-65q70t-65-163-ekran-4k-uhd-qled-tv-p-110019338
merhaba,

tv satin alacagim. asagidaki linkteki tv'yi dusunuyorum. sizce nasil? baska bir oneriniz olur mu?
butcem max. 12 bin TL. daha fazla cikamiyorum.

cok tesekkurler,

f

www.teknosa.com
0
federer
(02.01.21)
Geçende sözlükte bir Samsung QLED rezaleti vardı. Ben marka olarak Sony seçerdim. Marka bazında konuşursak geçen seneki sıralamam Sony> LG = Philips gibi bir sonuca varmış, ambilight nedeniyle Philips almıştım.
0
prole
(02.01.21)
tv dünyasında sony ve samsung amiral gemiler. lg ve philips sonra gelir. sony daha doğal gerçekçi renkler, samsung ise daha canlı ve dinamik renkler sunar. ben samsung tavsiye ederim. gerçek 100hz, va-ips panel, gibi şeylere bakın.
0
xrated
(02.01.21)
65" için sony 65xh9096 ( ara ara kampanya ile 12 altına düşüyor fiyatı)

55" istersen lg cx
0
nuisance
(02.01.21)
Biz karar vermeyip en sonunda Xiaomi laser 150 projeksiyon aldık, Haziran ayında 11 küsüre almıştık
0
mirty
(02.01.21)
Bende 55 versiyonu var ben çok mutluyum.
Sonynin xf9005 (her yil adi değişiyor bu sene ne oldu bilmiyorum) de oldukça iyi.
0
logisticsmanager
(03.01.21)
Qled boş bir teknoloji. LG oled alabilirsin o fiyata. Cx55 oled aldım ben daha yeni. Mükemmel.
0
hasmetizm 2046
(03.01.21)
(24)

32 yaşındayım hiç alkollü içecek içmedim

işimdeyim gücümdeyim
Çok şey kaçırıyor muyum?
Çok şey kaçırıyor muyum?
0
işimdeyim gücümdeyim
(31.12.20)
Evet.
0
buff
(31.12.20)
Bence hayır.
0
himmet dayi
(31.12.20)
Hayır. Ilgın ve merakın varsa iç.
Ben de hiç içmedim ve açıkçası hiç merak etmiyorum. Aksine kokusundan rahatsız oluyorum. Işin sağlık boyutuna hiç girmiyorum bile.
0
Amaranta ursula
(31.12.20)
İçinde başka Bi güzel oluyor ama içmeyince de kötü olmuyor.
0
valarmurgulis
(31.12.20)
Bol bol eğlenceyi, normalde yapmayacağın şeyleri yapmayı, arkadaşlarınla bol bol duygusallaşmayı gülmeyi falan kaçırıyorsun.
0
eazy
(31.12.20)
niye denemiyorsun?
0
jepa
(31.12.20)
yeryüzünde başkalarının yaşayıp deneyimlediği bazı şeyleri yaşamamış oluyorsun.

bu yaşanmamışlığı eksiklik olarak görmüyorsan bir şey kaçırmamışsındır.
0
tabudeviren
(31.12.20)
Hayir hic bir sey kaybetmiyorsun. Ama deneyebilirsin. Zaten deneyimce begenmeyeceksiN. Alkol tadi guzel oldugu icin icilen bir sey degil.
0
exlibris
(31.12.20)
sanmam...iste karacigerin kullanim omrunu bi 10 sene uzatmissindir iste. yoksa su icen de hep ayni yere
0
hay sikfuck
(31.12.20)
Bana göre evet.
Güzel viskinin, romun, sıcak ve spor yapildiktan/is yapildiktan sonra icilen soğuk biranin, bazi kokteyllerin hepsinin yeri baska.

Kişiden kisiye değişir, bana göre alkol hic almayan kisi cok sey kacirir.
0
logisticsmanager
(31.12.20)
bir şey kaçırdığın yok hocam. tamamiyle senin tercihin.

alkol ortama göre güzel giden bir içecek. belki 10 kere içiyorsun birinde keyif alıyorsun öyle bir şey. kebapla aynı yani.

o sebeple kaçırdığın bir şey yok.
0
duyurukullanıcısı
(31.12.20)
hiç içmediğin için evet.
0
Piukh
(31.12.20)
Hiç de bir şey kacirmiyorsun.
Iğrenç. Sadece şekil yapmak için içiliyor.
0
yarey
(31.12.20)
Kaçırdıkların; içmeye başladıktan yaklaşık bir saat sonra söylemek isteyipte söylemediklerini söyleyipte rahatlamak, içinden geldiği gibi kendini kasmadan eğlenebilmek, deşarj olmak, yaşamayı-arkadaşlarını-sevgilini-karını o an yanında kim varsa işte daha çok sevdiğini anlayıp ona sevgi cümleleri kurmak. Üç saat sonra daha çok içme isteğiyle masadaki bütün alkollere saldırmak. Dört saat sonra mide bulantısıyla uyumaya çalışmak, kusmak yada sızmak. Sabah kalktığında deli gibi baş ağrısıyla kendine sövüp geceyi düşünmek, gecenin yarısını hatırlamayıp kötü birşey yapmadım yada saçmalamadım umarım diye paranoyaya girmek. Muhtemelen ilk içtiğinde başına gelecekler bunlar tabi ortamına da bağlı. Düzenli içmeye başladıktan sonra nerede durup nerede devam edeceğini öğrendikten sonra bunları nadir yaşayacaksın. Sonuç olarak dene tabiki pişman da olsan bir tecrübe olur.
0
IcedFlames
(31.12.20)
hmm yani çok şey kaçırıyorsun diyemem ama bazen çok hoş oluyor insan sevdiklerinle beraber içerken böyle bir mutluluk geliyor, harika bir his :D bir kere bile olsa deneyimlemeni tavsiye ederim.
0
theseachange
(31.12.20)
ben de hiç içmedim. içen çok arkadaşım var ama içmek hiç aklıma gelmedi. 17-18 yaşıma kadar içen kimseyi görmediğim için olabilir belki. bir şey kaçırdığını sanmıyorum
0
avatar is back
(31.12.20)
kaçırmıyorsun. zaten kaçırmışsın.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(31.12.20)
evet ve hayır. neden hoşlandığına bağlı
0
argent dawn
(31.12.20)
Neden içmediniz? Dini nedenlerden ötürü mü? Ben de sevmem. Midem kaldırmıyor.
0
gelmeistemem
(31.12.20)
hiç içmediysen iki bira bile yeterli olabilir hafif bir sarhoşluk yaşamak için. yani tam olarak en yakın tekele gidip 25-30 lira vererek yaşayabileceğin bir tecrübeden söz ediyoruz. haliyle çok şey kaçırdığını zannetmiyorum ama sarhoşluk ŞAHSİ FİKRİMCE herkesin en azından bir kere tecrübe etmesi gereken değişik bir his. yaşamayan çok şey mi kaçırmıştır? hayır. küçük bir şey yani, üzerinde düşünmeye değmez.

ben ilk kez 18 yaşımdayken içmiştim. arkadaş kadıköy'de bir mekana götürmüştü. buz gibiydi bira. tadını beğenmemiştim (ilk içişte alkolü seven kimse yoktur herhalde) ama hem dışarıda oturuyorduk hem de arkadaşımlaydım, haliyle güzel bir ortam vardı. çerezle fındıkla fıstıkla iki tane içiverdim. çok tatlı bir sarhoşluk yaşamıştım o gün. hafif gevşeme, rahatlama, her şeyin göze daha güzel görünmesi vs...

ama bu da biraz uyuşturucu gibi elbette, açıkçası alıştıktan sonra hem sarhoş olmak zorlaşıyor hem de sarhoş olsan bile ilk seferki gibi tatlı gelmiyor.

bence bi ara kap iki tane bira, al yanına çerezini, otur iç yavaş yavaş. hiçbir şey kaybetmezsin.
0
der meister
(31.12.20)
Zamanında alkol kullanıp bırakmış biri olarak söylüyorum kesinlikle bir şey kaçırmıyorsunuz ve doğru olanı yapıyorsunuz. Tekel ürünleri sağlığa zararlıdır zehirdir. Siroz, diyabet, obezite gibi hastalıkların en büyük sebeplerinden biridir. Alkol kana karıştığı andan itibaren iç organlarda tahribata sebep olabilir. Ayrıca suç oranları alkol kullanımıyla paralel olarak artış göstermektir.
0
acebi
(31.12.20)
Kesinlikle bişi kaçırmıyorsun
Matah bişi değil
0
photo85
(01.01.21)
Sırası geldiğinde kafayı bulamayanlar kesinlikle bir şeyler kaçırıyor. Sizin adınıza sizden rica ediyorum, şu hayatınızda bir kez olsun kafanız güzel olacak kadar için.
0
huçi kuçi
(01.01.21)
çeşitli sebeplerin vardır sanırım ama hiçbiri hiç içmemek için yeterince makul değildir. bence böyle düşünmek yerine yanında tuzlu atıştırmalıklarını da hazır ederek hemen koş bi şeyler iç. yavaş yavaş, güzellerinden başlayıp deneye deneye kaçırdığın şeylere yetişebilirsin. sevmezsen ya da kötü deneyim yaşarsan vazgeçip kaçma, ağırdan da al o yüzden. hadi inş.
0
snape i başından beri tanırım
(01.01.21)
(13)

Yılbaşı şirket jestleri

meraklitursucu
Bizim şirket jestlerini yapmadı bu sene. Sizde durumlar nasıl? İkramiye, hediye alanlar?
Bizim şirket jestlerini yapmadı bu sene. Sizde durumlar nasıl? İkramiye, hediye alanlar?
0
meraklitursucu
(31.12.20)
Firmanın Türkiye tarafi sarap/raki ve cesitli yiyecekler olan bir sepet, piyango bileti ve bir zarf vermisler belki hediye ceki vs bilemiyorum.

Yurtdışında bizde yok böyle, 175 euro hediye ceki verdiler her yerde geçerli.
0
logisticsmanager
(31.12.20)
kolonya ile defter verdiler :D
0
passion rules the game
(31.12.20)
bizimkiler yılbaşı sepeti verirdi. bu sene korona bahanesiyle vermediler.
0
pati
(31.12.20)
Çikolata takvim ajanda dolma kaalem anhatarlik sticker ve USB bellek olan bir kutu verdiler .
0
spacevan
(31.12.20)
Kolonya çikolata :/

Üstelik kamu çalışanı olduğum için kurum vermedi. Bizim aidat gibi aylık para verdiğimiz bir sosyal komite verdi.
0
aslil
(31.12.20)
maaşı bir gün önce yatırdılar.
0
orijinal nick bulamadim
(31.12.20)
@orjinal nick bulamadim o sayılmaz bence. 3000 TL ikramiye veren duydum ben :/
0
🌸meraklitursucu
(31.12.20)
@meraklitursucu biliyorum zaten. geyik olsun diye yazdım. bizim şirkette öyle bir şey olsa yarın kıyametin kopması banko.
0
orijinal nick bulamadim
(31.12.20)
geçen sene mütevazı bir hediye paketi vermişlerdi. marttan beri evden çalıştığımızdan olsa gerek, bu sene bir şey yok. en büyük hediye evden çalışmamız bence. hediye sepeti beklentim yok.
0
juninho77
(31.12.20)
Boyner hediye çeki. Bir de her sene ajanda yaptırırlardı ama bu sene gecikecekmiş.
0
inheritance
(01.01.21)
5cl Finlandia Vodka + ginger beer + süs müs. Hiç vermeseler de olurdu.
0
bruce mclaren
(01.01.21)
şirket gıda firması(et ürünleri). şirketin ürünlerinden bir paket yapmışlar onu dağıttılar(3kg et+salam sucuk sosis vs). ajanda ve şirket armalı orta kalite bir de mont.
0
zikardo
(01.01.21)
Airpods 2, 250tl google veya ios kartı, kahve-cikolata-frenchpress-ajanda vb. şeylerle dolu bir kutu.
0
kutukcu
(01.01.21)
(8)

galeriden ikinci el araba

kaputt
selamlar, ikinci el düsük model uygun fiyatli bir araba almamiz gerekiyor. biraz ani bir ihtiyac cikti. ama istanbul'da kimseye güvenemiyoruz. o yüzden en azindan tramer kaydi, ekspertiz raporu olan arabalara galeriden bakalim dedik. ya da markalarin kendi galerilerinden bakalim. ama corona olunca g
selamlar, ikinci el düsük model uygun fiyatli bir araba almamiz gerekiyor. biraz ani bir ihtiyac cikti. ama istanbul'da kimseye güvenemiyoruz. o yüzden en azindan tramer kaydi, ekspertiz raporu olan arabalara galeriden bakalim dedik. ya da markalarin kendi galerilerinden bakalim. ama corona olunca gezmemiz zor. internetten bildiginiz güvenilir galeri, ya da gidip memnun kaldiginiz yerler var mi? nereden bakalim kime güvenelim?
0
kaputt
(31.12.20)
Ikinci elde kimseye guvenemezsiniz. Bir secenek, garantisi devam eden araclar.
Ikinci elde galeriden cok arabadan yana sansli olmaniz gerekiyor.
0
burfak
(31.12.20)
durum buysa kurumsal firmalar (dod vb) olabilir. yine de iyi araştırmak gerekir. piyasa berbat.
0
scudman1
(31.12.20)
ikinci elde asıl galerilere güvenilmez. ne hikayeler var galerilerden alınan arabalarla ilgili.

dod vs. gibi resmi kurumlar belki biraz daha güvenilir olabilir.
0
avianthem
(31.12.20)
evet ben de dod'dan baktim simdi. artik biraz fazla ödemeye raziyim. dod gibi baska var mi bildiginiz?
0
🌸kaputt
(31.12.20)
Adamların ellerindeki ekspertiz raporlarına güvenemezsin. Sen gidip bi ekspere göstermen gerekir arabayı
0
silah taciri
(31.12.20)
ama dod'a güvenilir herhalde degil mi?
eve yakin yan yana galerilerin oldugu bir cadde var ama onlara bile güvenemeyiz degil mi?
0
🌸kaputt
(31.12.20)
toyota istiyorsan misal toyota resmi bayii sine git elinde ikinci el araçlar oluyor
ve ya honda hangi marka istiyorsan.
0
jamswety
(31.12.20)
Herkese katılıyorum, buna ek olarak tavsiyem normalde ikinci el satmayan bayilerde görürsen de bakabilirsin.

Türkiye'de aracı normalde ikinci el satmayan ama sıfır karsiligi müşteriden aldiklari araci satan baya taninan bir yerden almistik. Genelde bu insanlar böyle takas islerine girmez, bir de ismini bir tane ikinci el satıp sorun cikmasiyla lekelemek de istemez.

Galeri kesinlikle hayır herkes gibi.
Yetkili bayide de bayiyi biraz arastir, ne yetkili bayiler ne sıkıntılı araclar satti.

En garantisi bence; firmanin bayisi, garantisi devam eden araç, servisler yetkili serviste yapılmış.
0
logisticsmanager
(31.12.20)
(5)

Covid-19 ölüm sayilarinda günlük sapma ne kadar bu kadar düsük?

catgroove
Türkiye'de covid'den neden hergün arti eksi 5 kisilik bir aralikta insan ölüyor? Son 10 gündür bakiyorum sirayla 249-253-254-251-259-254-253-257-255-254... Ve en bastan beri böyle, mesela Ekim ayinda da 71-73-69-75-72-76-74... falan diye gidiyordu ardisik günlerdeki ölüm sayilari. Dünyada baska hic
Türkiye'de covid'den neden hergün arti eksi 5 kisilik bir aralikta insan ölüyor? Son 10 gündür bakiyorum sirayla 249-253-254-251-259-254-253-257-255-254... Ve en bastan beri böyle, mesela Ekim ayinda da 71-73-69-75-72-76-74... falan diye gidiyordu ardisik günlerdeki ölüm sayilari. Dünyada baska hic bir ülkede bu kadar az standart sapma görünmüyor, Italya/Almanya'ya bakiyorum mesela birbirine takip eden günlerde 260-376-440-302-608-511-281-395 gibi. Türkiye'de bu sayilara birseyler yaptiklari asikar, ama sebebi tam olarak ne bunun? Yani genel olarak vaka ve ölüm sayisini düsük aciklamanin arkasindaki motivasyonu anlayabiliyorum da, neden standart sapma bu kadar düsük cikacak sekilde oynuyorlar bu sayilarla? Mantigi ne?
0
catgroove
(31.12.20)
şimdi okumuş kesmi zaten kandıramıyorlar. onların bilgi almasını engellemeyezsin.

ellerinde sadece tek kanal izleyen, evden çıkmayan kendi kesimleri var. amaç bunları kaybetmemek.

gerçek rakamları açıklasa bunları da kaybedicek. verdiği gibi rakamlar açıkladığında bu kesim için ikna edici oluyor.

yoksa hiç bir istatistiksel dağılım böyle gitmez. dalgalanır.
0
duyurukullanıcısı
(31.12.20)
bi ara da haber vardı, diğer şehirlerin ölüm sayıları istanbula ekleniyor diye. toplumun tepkisini yönetiyorlar. PR. nasıl sayıları açıklamada kafalarına göre bi metot geliştirip ortaya çıktığında bu işlerin ülkemizin yararına yapıldığını söyledilerse, bu sistem de aynı şekilde.
0
sttc
(31.12.20)
Duyurukullanicisi+1.

Kendilerini savunan kisiler ilk günden beri sürecin cok iyi yonetildigini Avrupa'dan cok daha iyiyiz falan dedi. Burada bu rakamlarin yalan oldugunu yazanlara karsi ciktilar, simdi de yalanlar ortaya cikinca bir bahane bulurlar.
Inanan oldukca isterlerse 100 yazsınlar, kim hesap soracak?
Bak rakamları 100-101-102-103 yazsinlar gene savunurlar. Maalesef ülkenin hali bu.
0
logisticsmanager
(31.12.20)
tek nedeni var, propaganda!

güçlü ülkeyiz, hükümetimiz çok iyi, abd avrupa bitmiş bak bizimkiler başta olmasa biz de böyle olmuştuk fikrini seçmen tabanının beynine yerleştirmek.
0
nuisance
(31.12.20)
Dediğiniz gibi saçma bir dizilim var ortada ve rakamlara müdahale edildiği biliniyor. Yapılan müdahaleyi saklamak için dağılımı daha doğal göstermeyi akıl edebileceklerini veya bu konuda düşündüklerini sanmıyorum. İhtiyaç da yok zaten, soru soran yok olsa da muhatap yok.

Hatta amcanın teki gerçek rakamlara bakıp "çok bu.. dün ne yapmışız? 70, bugün 75 olsun" şeklinde tabloyu oluşturuyor olma ihtimali çok yüksek.
0
Novice
(31.12.20)
(4)

Media Markt sahte ürün satabilir mi?

rose parks
Samsung cihazım için samsungun kendi orijinal şarj kablosunu aldım. Baş kısmında made in china yazıyor. Şu an kullandığımda ise vietnam yazıyor. Bir yerde görmüştüm, orijinalde vietnam yazar, china yazıyor ise sahtedir diye. Sahte olabilir mi sizce?
Samsung cihazım için samsungun kendi orijinal şarj kablosunu aldım. Baş kısmında made in china yazıyor. Şu an kullandığımda ise vietnam yazıyor. Bir yerde görmüştüm, orijinalde vietnam yazar, china yazıyor ise sahtedir diye. Sahte olabilir mi sizce?
0
rose parks
(30.12.20)
Çin'den orijinal şarj kablosu oluyormuş.
eu.community.samsung.com
0
whoosie
(30.12.20)
satmaz. bu tarz büyük firmalar marka değerleri içinn harcadıkları çabayı sahte ürün satarak tehlikeye atmazlar. samsungun çinde fabrikası var zaten.
0
tururo
(30.12.20)
ben sözlükte rezalet başlığı görmüştüm. airpod almıştı çocuk sahte çıkmıştı.
0
xrated
(30.12.20)
Yani şöyle diyim; bizim filipinler ve Çin'de iki fabrika var aynı şeyleri üretebilen. Amerika'daki yaptirimlar sonrası misal geçen sene filipinlerde uretilenler Çin'e taşındı. Yani belkide 4-5 ay içinde ayni ürün iki farklı made in ile çıkmış olacak.

Bu böyle yaşa değil ki vietnam değilse sahtedir denilsin. Şöyle diyim hatta; yaptırım sonrasi cin'de ab ve bizim gibi ulkeler için üretip Vietnam'da amerika pazarina uretim yapıyor olabilirler. Yani bizim yaptığımız bu cin yaptirimlarindan beri
0
logisticsmanager
(30.12.20)
(12)

Muhafazakar bölüm başkanı sorusu

anladespina
Merhaba. Ben bir devlet üniversitesinde bilim olan bir bölüm okuyorum. Bölümümdeki hemen her öğrenciden iyi olduğuma inanıyorum, gerçekten bilim insanı olma isteğim, yaşamımı bu uğurda harcama arzum var. Sanırım bunun için kendimi de "önemli kimselere" göstermem gerekiyor. Bölüm başkanımız muhafazak
Merhaba. Ben bir devlet üniversitesinde bilim olan bir bölüm okuyorum. Bölümümdeki hemen her öğrenciden iyi olduğuma inanıyorum, gerçekten bilim insanı olma isteğim, yaşamımı bu uğurda harcama arzum var. Sanırım bunun için kendimi de "önemli kimselere" göstermem gerekiyor. Bölüm başkanımız muhafazakar, benim ilgilendiğim alanlardaki fikirlerimle onunkiler bayağı bayağı çatışıyor. Sizce ne yapmalıyım; çatışan düşünceleri belli etmeden, başka konularda kendimi göstererek uyum içinde mi olmalıyım (böyle yaparsam ilgilendiğim konular bambaşka noktaya evrilebilir, ki bunu istemem), yoksa kendimi hocalara ve bölüm başkanına göstermeden kendi halimde mi kalayım?

"Aç kalırsın, sürünürsün, Türkiye'de olmaz o işler" tavsiyeleri yerine daha yaratıcı cevaplar gelirse çok sevinirim.

Edit: Zaten yurtdışına gitmek istiyorum. Fakirim ve idealistim. En mantıklı yolu bulmaya çalışıyorum. Yurtdışına çıkmak için sanırım burada daha birçok şey tecrübe etmem gerekiyor.
0
anladespina
(30.12.20)
Bazen pragmatik davranmak gerekebilir, bunda bir sakınca yoktur.
0
hepbiarayisicinde
(30.12.20)
MEB'in yurtdışı bursları var bu bir.
İkincisi bölüm başkanı sizden daha yaşlı biri olarak bir kere sizin ne olduğunuzu kestirmistir. Yani siz başka birini oynasaniz da sanırım beklediğiniz gibi olmaz. Bu iki.
Ayrıca her şey bölüm baskani da değil (bu arada kendisine dair önyargılarınizi kurmanızı öneririm). Bu önemsiz olduğu anlamına gelmez ama kadrolar rektörü tahsis edilir. Güçlü dekanlar veya hocalar (bol Bask dahil) bu kadrolardan gönüllerince beslenirler. Bu gönüllerince rektöre olan mesafelerini ifade eder.
Moralini bozma. İyi işler çıkar, kimse önünü kesmez. Kesmeye çalışır ama hala akdemide fikri hür, vicdanı hür onlarcası var. Tam bilemezsiniz, belki sizin bölüm başkanı da öyledir.
0
fempusay
(30.12.20)
Normalde olması gereken iki tarafın da kendi görüşlerinin olması ve bunlara saygı gösterilmesi, bunun profesyonel hayatı etkilememesi.

Ama bu hayal tabi.
Bence düşüncelerinizi vs hiç belli etmeyin. Işinizi yapın ve bu tarz konusmalarin oldugu ortamlarda konusmayin. Idealistlik Türkiye'de özellikle akademide iyi sonuclanmayabilir.
0
logisticsmanager
(30.12.20)
Yurtdisina gitme planiniz varsa bunu daha lisans zamanindan iyi planlamaniz lazim. Turkiye'de deneyim kazanayim sonra giderim diye bir durum yok.

Gitmek istediginiz, ilgilendiginiz bolumle ilgili en iyi destegi size sunacak universitelerin oldugu ulkeleri arastirip ona gore bir plan program yapin.
0
2oda1salon
(30.12.20)
Bölüm başkanını da onun çizgisini de bu kadar büyütmeyin. Bi kaç sene sonra başka biri oturacak orada mıhtemelen.
Kötü geçinmeyin ama iyi geçinmeniz şart değil büyük bi etkisi olmaz onu demek istiyorum.
Yurt dışına gidecekseniz mesela, bi kaç hocadan (idari görevi çok önemli değil) referansı garantileyin
Okulun tüm yurt dışı imkanlarından yararlanın. Erasmus, aisec, best vs vs
Work and travel yapın.
Workaway yapın.
Evs yapın hatta. Yurt dışı başvuruları sadece akademik yeterlilik beklemez, böyle şeylerin katkısı bölüm başkanının size sağlayacağı yarardan kat be kat büyük katkı sunar


Bi de “bilim olan bölüm” nedir allasen? Bilim olmayan lisans mı var? Önce bi buradan başlayın :)
0
rewlack
(30.12.20)
muhafazakar olsun ne var bunda. muhafazakarları öcü gibi görmeyi bırakın. bilimin bir yolu yordamı var. siz bu yolu yordamı terk etmezseniz kimse size karışamaz.
0
yigit inebolu
(30.12.20)
Bölüm başkanının, dekan yardımcısının bile hükmü olmuyor bazı durumlarda. Bazı durumlarda ise bir öğretim görevlisinin dekan yardımcısından daha fazla ağırlığı olabiliyor.

Ayrıca bir lisans öğrencisi ile kimse uğraşmaz. Ancak siz bir kadro isteğinde iseniz en geçer akçeler "uyumlu olmak (sallabaş olmaya gerek de yok), işe yarıyor olmak (kötü bir tabir olsa da bazıları sadece görev tanımına bağlı kalmadan işini hafifletecek insan arıyor)"

Ve son olarak hem fakir hem idealist olunmaz bu devirde :)

Bu kadro durumları hep bir pislik barındırmak durumunda da değil bu arada. Mail atın hocam size danışmam gereken konular var diyip hedeflerinizle ilgili bir şeyler danışın. Zaten hocanın buradaki tavrı ipucu verir. Uzaktan bakıp da adam muhafazakar diyip yaklaşmamak pek mantıklı değil. Hocam şöyledir, böyledir, siz ne önerirsiniz diyin...
0
armagan abanuz
(30.12.20)
Enteresan bir soruymuş. Ölmeyi göze alan Galileo gibi bir örnek varken bölüm başkanından çekinen insandan bilim insanı olmaz. Kusura bakmayın. Bölüm başkanının bilim insanı olmanıza doğrudan bir etkisi olamaz.
0
dissendium
(30.12.20)
Yani ne dram yapmışsınız şaşırdım. Türkiye'de rektörler Cb tarafından ataniyor bilginiz vardır zaten. Haliyle sanki muhafazakar hoca ile ilk kez karşılaşiyor gibi yapmak saçma olmuş. Kaldı ki bilim üretmek için siz bu üniversiteyi seçmişsiniz. Çok zorlanıyorsanız alternatiflere ya da yurtdışına gitmek için daha fazla çalışabilirsiniz.
Ayrıca @ yiğit İnebolu+1 Tüm muhafazakar insanları bilimin karşısında gören bu üstten bakan bakış açısı da kendisine bilim insanı diyecek birinin diyebileceği bir söz olmamalı diye düşünüyorum. Türkiye'de muhafazakar olup çok idealist açık görüşlü hocalar da var.

Zira farklı görüşlerle hayatınızın her alanında karşılaşacaksınız, çalışmanıza fikirlerinize karşı çıktıkları zaman bir aksiyon geliştirirsiniz.
0
japon balığı
(30.12.20)
içerden bilgi veriyorum: akademisyen olmak için öncelikle norm kadro müsait olacak, sonrasından sırasıyla bölümün ihtiyacı olacak, hocalar isteyecek, bölüm başkanı isteyecek, dekan isteyecek, rektörlük isteyecek ve finalde yök onay verecek. sonrasında açılan sınavı kazanmanız gerekecek. bu silsileden biri aksarsa iş yatıyor. dolayısıyla istediğiniz yere girme ihtimaliniz oldukça az oluyor.

siz yine de öncelikle notlarınızı olabildiğince yüksek tutun. çünkü sizin bölüm çok zor ve çok nitelikli eğitim veriyor olsa da boşbeleş bir üniversiteden mezun birinin ortalaması sizden yüksekse sizin önünüze geçiyor.

sonrasında alesten ve yabancı dilden mümkün mertebe yüksek puan almaya bakın.

her şey yolunda gider ve akademiye girerseniz (araştırma görevlisi kadrosuyla girdiğinizi farzediyorum) lisansüsütü eğitiminizin bittiği gün üniversiteyle ilişiğinizin kesileceğini ve doktoralı bir işsiz olarak kadro peşinde koşacağınızın bilincinde olun.
0
yemrem
(30.12.20)
Meb bursu, fullbright gibi seylere hazırlanın. Bolum baskanina yaranmanin esprisi yok. Zaten oyle bir tipse yine kendi tarzinda birilerini yuksek lisansa sokacaktir. Baska unilerde olsun gozunuz.
0
red g
(30.12.20)
Muhafazakarlığını bir kenarı bırak...

Kaç yayın yapmış, çalışkan mı, nerede okumuş..bütün bunlar önemli. Taşrada okumuş bir muhafazakarsa intihal risalesi yazmıştır.

Herkesle çalışılmaz. Bir konum elde etmiş ama nasıl gelmiş oraya diye bakmak lazım. Bazı kişi ve kurumların etiketi çok kötü

Bunlara ek olarak kendisi çok iyi olsa bile sana faydası olmayabilir. Dünyada ilk 10'daki bir okuldan doktora dereceli ama iyi işler yapamayan hoca gördük.
0
OrangeYellow
(30.12.20)
(14)

izlerken en çok keyif aldığınız,sürükleyici,kaliteli dizi hangisiydi?

neoluyokardesimnebutantantana
2-3 tane de yazabilirsiniz tabii.
2-3 tane de yazabilirsiniz tabii.
0
neoluyokardesimnebutantantana
(30.12.20)
Bosch, justified, mandalorian, true detective, mindhunters.
0
logisticsmanager
(30.12.20)
Dexter
0
stewie
(30.12.20)
The Sopranos
0
ms brownstone
(30.12.20)
Breaking Bad, cok yavas baslasa da inanilmaz surukleyici bir hal aliyor ilerleyen sezonlarda.

Fringe (son sezon haric), nefis bilim kurgu

The Good Place, surukleyici olmayabilir ama kesinlikle cok kaliteli, dusunmeye iten bir felsefe/komedi dizisi.
0
taurina
(30.12.20)
benim için "en" dizi the sopranos.
0
sanat guresi
(30.12.20)
Mindhunter
Escape at Dannemora
Killing (usa - ilk sezon)
Bosch (ilk sezon)
House of Cards (ilk 2 sezon)
0
sadegazoz
(30.12.20)
lost'tan aldigim tadi hic bir diziden alamadim.
0
in vino veritas
(30.12.20)
Dexter
0
suicides underground
(30.12.20)
Dexter.
0
komando kani var bende
(30.12.20)
breaking bad
dexter
sons of anarchy

dexter manevi olarak ayrı bir yerde ama yine de üçünü ayıramıyorum.
0
blatta hiberna
(30.12.20)
better call saul yazılmamış, olacak şey değil. better call saul dunyanin en iyi dizisi.
0
hazen
(30.12.20)
konu keyif ise peep show ve curb your enthusiasm. hakikatten keyif icinde izleyip güldüm.
0
duster
(30.12.20)
the sopranos
six feet under
the shield
0
nothing in my way
(30.12.20)
diziler ile ilgili sorduğunuz cevabı lost'tur. ben hiç bir diziyi bu hafta ne olacak diye beklediğimi hatırlamıyorum.
0
co2s2
(30.12.20)
(4)

2020 brütten nete 2021 brütten nete'den nasıl daha yüksek olabilir ya

condom kurşunu
aynı brütü yazdım ama daha düşük çıktı 2021 nasıl oluyor ya
aynı brütü yazdım ama daha düşük çıktı 2021 nasıl oluyor ya
0
condom kurşunu
(30.12.20)
Bugün ekside gördüm, devlet gelir vergisi oranlarini arttirdi diye ondan olabilir.
eksisozluk.com

Kısacası bir yerden verip diğer yerden alıyorlar.
0
logisticsmanager
(30.12.20)
vergi dilimleri artırılınca ödenecek vergi artmaz. dilimin başladıgı tutar artırıldı. aynı maaş için alınacak tutar ya aynıdır ya daha fazladır. zira dilimlere daha geç girilebilir. örnek olarak en düşük vergi olan %15 geçen yıl ilk 22 bin için geçerliyken artık 24 bin için geçerli.

sayısal örnek:
4.000 brüt için 2020'de 36.024 net, 2021'de 36.695 net ele geçiyor. 671 tl fazla almanın sebebi de bu dilim yükselişi.

www.verginet.net

asıl soruya cevap: yanlış hatırlıyor / bakmış olabilirsiniz.
0
507
(30.12.20)
507 hakli. Kesin bir yerde hata var.
0
logisticsmanager
(30.12.20)
3 ayda bir çift maaş olarak girdim tutarları ordan mı patladı ki
0
🌸condom kurşunu
(30.12.20)
(5)

Araba tavsiyesi

omonia
Merhaba arkadaşlar;Arkadaşım araba alacak tavsiyerinizi rica ediyor. 2010 yılı üzeri bir araba bakıyor. 120 bine kadar maksimum çıkabiliyor. Sizce en mantıklı model hangisi olur?.. mesela 2017 egealar varmış veya 2015 cliolar varmış... tavsiyelerinizi bekliyoruz teşekkürler...
Merhaba arkadaşlar;

Arkadaşım araba alacak tavsiyerinizi rica ediyor. 2010 yılı üzeri bir araba bakıyor. 120 bine kadar maksimum çıkabiliyor. Sizce en mantıklı model hangisi olur?.. mesela 2017 egealar varmış veya 2015 cliolar varmış... tavsiyelerinizi bekliyoruz teşekkürler...
0
omonia
(29.12.20)
Ben olsam temiz lancia delta bulur alırdım.
0
ananiyimioguz
(29.12.20)
ihtiyaçlar ne yönde? örneğin ailesi var mı? yalnızca sedan mı? otomatik mi? egea demişsin ve sanırım benzinlisinden bahsediyosun ama çok yakıyo... yakıt konusu ne kadar önemli? alacak arkadaşın boyasız, hatasız olsun gibi kıstasları var mı?
0
johnnie w lker
(29.12.20)
arkadaş evden işe işden eve kullanacak... otomatik manuel farketmez. çekirdek aile. hatchback de olurmuş. çok hasarlı olmasın dedi. elbette çok yakmasa iyi olur... 2 ayda bir de şehirdışı yapıyor.
0
🌸omonia
(29.12.20)
Pheno +1.
Ben bunlara denk gelirse toyota grubu (yaris, denk gelirse corolla/auris) de katarim.
Bir de Honda jazz olabilir (satis vs işlerinde nasil olur bilmem).
0
logisticsmanager
(29.12.20)
yukarıda ki arkadaşın söyledikleri çok güzel araçlar öncelikle. ancak hepsinin ilk 3 ilanına göz gezdirdim ve ağır hasar kayıtsız olanına rastlamadım. yalnızca peugeot modelleri diğerlerine oranla daha düşük hasarlı ancak onların da piyasası daha yavaş ve kaporta aksamı çok kötü. eğer kısmet olur da gidip görürsen peugeonun 3-5 senede bu tip alt segment araçlarının pas kustuğunu, sac kalınlığının aşırı yetersiz oluşunu ve boyasının bile pul pul döküldüğünü görebilirsin. tabi üst segment araçlarında aynı şeyler yoktur. abartı gelebilir, varsa tanıdık ustan ara sor bu durumu.

benim önerim öncelikle ağır hasar kaydından özellikle usta, sanayi işlerinden anlamıyosan kesinlikle uzak dur. bi şasesinde oynama olmuş olsa dünya kadar nakit ve zaman kaybına yol açar. düzgün toplanmış olanları elbet mevcuttur ancak bu araçların çoğu sigorta firması tarafından galericilere satılır ve hemen hepsi(istisnalar vardır) üstün körü ucuz işçilik ve yan sanayi parçalarla toplanır.

ikinci kriter alacağınız araç ederinin aracı olsun. dimyat bulgura giderken eldeki pirinçten olmayın. günümüzde çoğu tüketici üst paket, üst model, üst kasa derken kmden, modelden, sorunsuzluktan ödün verirler. diyeceğim o ki elinizdeki para ile d segmenti araç bile alabilirsiniz ancak araç şık duruyo diye sorunsuz bi b segmenti almak varken gidip sorunlu d segmentiyle hayatınızı karartabilirsiniz.

üçüncü kriter olabildiğince bakım dökümanları veya geçmişi olan bi araca yönelin. herkes aracının yağını değiştirtir ancak içine ne girdiği belli olmayan ve bakımları sanayide ucuz olsun da ne koyarsan koy diyen bi adamın insafına kalmışsa alan kişinin eline büyük ihale kalabilir. malum herkesin kalitesiz mal sattığını bile bile şok, bim ve a101'den vazgeçmediği bi ülkede yaşıyoruz.

dördüncü kriterse bu benim görüşüm kimse katılmak zorunda değil. eğer aracın bakımları servis dışı yerlerde yapılmaya başlanmışsa kadından araba almayın. bunun sebebi şu; servis eksik ve arızalı olan gördüğü şeyleri tümüyle onarır ancak sanayide bu durum böyle olmaz. ben daha arabada garip bi ses var veya araç eskisi gibi değil diyen bi kadına rastlamadım. tanıdığım kadınların hepsi araba ancak çalışmadığında veya ciddi arızalar yaşandığında sanayinin yolunu tutuyolar. onu da geçtim arıza ucuza kapatılsın da yan sanayi parça filan kafa yormuyolar.

beşinci kriter fabrikasyon değilse lpg'li araçtan uzak dur. bi yerden kar ediyom sanırken lpg denilen şey aracın düzeninin bozulması dolayısıyla sürekli bi masraf açar. lpg'den biriktirdiğin para sürekli lpg enjektörüne, tüp beynine, tüp değişimine, tüp ayarına gider durur. özellikle opel grubunu bilenler sübap eritme, yağ soğutucu sorunu, conta sorunu vs. olarak bu durumları çok iyi bilirler.

altıncı ve en önemlisi galeriye bulaşma. şimdi hepsi kötü diyemem ama bu adamların %90'dan fazlasının dini paradır. adamlar pert arabayı satar sen beddua ederken adamın suratı bile kızarmaz. bu adamlar profesyonel yalancıdır. ben insan sarrafıyım diyen adamı 10 defa dolandırır yalanlarıyla. ne yazık ki temiz diyebileceğimiz esnaf da bu adamların yanında yanar. çok galericiden kazık yemiş eşim dostum oldu. aynı derde düşün istemem.

yedinci kriter alt segmentte dizel arabaya bulaşmayın. ses yalıtımı olmayan araçta dizel alacağınıza at arabası alın. arabanın içerisinde ne konuştuğunu bile duymazsın, bağıra bağıra konuşur hale getirir insanı.

araç önerisine gelecek olursak. benim önerim ederinin arabası olması ve ikinci el araç almanız dolayısıyla cebinize de bi miktar nakit bırakacak ve kalan nakitle eksiklerini kapatabileceğiniz(ikinci el araçta yeni de olsa mutlaka ufak tefek aksaklıklar olur)


www.sahibinden.com
bu araç gayet iyi ancak renault'un uzun ömürlü kullanıma uygun olmadığını söylemeliyim, düzgün bakımlarla 60-70 binde elden çıkarmak lazım.

www.sahibinden.com
bu araçta marka ve yakıt anlamında güzel ancak yokuşlarda turbo olmaması dolayısıyla biraz yavaş olabilir. sorun etmezseniz ideal bi araç ancak boş paket. f/p aracı.

www.sahibinden.com
bu da yukarıdaki aracın 1.2 versiyonu. diğer polo'ya oranla daha iyi yokuş performansı sunar ancak km'de yakıtı 3-5 kuruş yukarı çıkartır.

ford fiesta, fiat linea gibi araçları da önerirdim ancak fiestanın arka camlarının manuel ve motorunun eski olması, linea'nın da benzinlisinin çok fazla yakması, dizelininse motor kucağında çalışıyor hissi insanı hayattan soğutur.

bana en idealini sorsalar sanırım hakkımı hem kalite, hem güvenlik, hem de nakite çevrilme kolaylığı dolayısıyla vw pololar'dan yana kullanırdım.
0
johnnie w lker
(30.12.20)
(16)

Philips ambilight tv?

nefertarii
Tavsiye eder misiniz? Arkadas kime sorsam Samsung, LG, Sony, Philips almayin diyor. tavsiye edilen bir marka yok sanirim? Smart tv ariyorum, daha once de sordum ama lutfen duzgun (oled istemiyorum) bir marka onerir misiniz?
Tavsiye eder misiniz?
Arkadas kime sorsam Samsung, LG, Sony, Philips almayin diyor. tavsiye edilen bir marka yok sanirim?

Smart tv ariyorum, daha once de sordum ama lutfen duzgun (oled istemiyorum) bir marka onerir misiniz?
0
nefertarii
(29.12.20)
kullanıyorum, öneririm. bir sonraki televizyonum sırf bu özellik yüzünden philips olur yine. çevresini hue ampül ve aksesuarlarla donatınca çok güzel oluyor.
0
barabas
(29.12.20)
son 2 televizyonum philips ambilight.
tadını aldı mı başka türlüsü çekilmiyor.
0
leper messiah
(29.12.20)
Marka söyleyip almayın diyen kim varsa inanmayın.
Çünkü markadan ziyaden model önemlidir.
Kötü bir şey yaşayıp sonra onu tüm markaya mal ediyorlar. Hata payı her markada olur.

Smart Tv olarak Sony dışında hemen hepsini kullandım, akıcılık ve pratiklik olarak Samsung ve LG sektörde önde.

Bana kalırsa da Philips'in Amblight'ı yeter. Film izlerken çok güzel oluyor. Sanki ekran genişliyor. Görüntünün oluşturduğu atmosferi büyütüyor. Panelini de çok beğeniyorum. Android ise de cabası...

Sadece panel odaklı bakıyorsanız da oled dışında en iyi samsung qled'ler var şuan
0
ananiyimioguz
(29.12.20)
bu arada hangi markayi tercih ederseniz edin, 4-5 yil sonra o panel bozulacak, "ses var goruntu gitti" seklinde duyuru acacaksiniz buraya
0
exlibris
(29.12.20)
www.mediamarkt.com.tr

bu uyuyor ambilight teknolojisine dogru mu?
0
🌸nefertarii
(29.12.20)
Bunda ne ambilight var ne android var sanki
0
ananiyimioguz
(29.12.20)
Bunda ambilight özelliği yok. 7508 modelinde var. Nereden biliyorum, çünkü geçen hafta samsung mu lg mi diye gittiğim mağazada bayılıp aldım (internetten).

Ambilight özellikten de philipsten de gayet memnunum bir haftadir.
0
aslil
(29.12.20)
duvara takmayacaksan veya duvara çok yakın konumlandırmayacaksan, duvar beyaz değilse tat vermiyor. karışık duvar kağıdı olan bir duvara asıldığını gördüm ve hiçbir faydası yoktu.
0
sutlu nescafe
(29.12.20)
@sutlu nescafe, düzeltme;

Ambilight'ın ayarlarında tv standta mı duruyor yoksa duvarda mı diye bir ayarı var. Ona göre vuruş açısını kendisi ayarlıyor.

Onun dışında renk paletinden arkadaki duvar rengini seçebiliyorsunuz. Yine ona göre ayarlıyor tonları.

Fakat karmaşık şeyler varsa taş deseni falan.. orada saçma olabilir tabi.
0
ananiyimioguz
(29.12.20)
@aslil ya kullanan birine sordum, android de var, ambilight da diyor.
0
🌸nefertarii
(29.12.20)
+1 ananiyimioguz.
Marka değil model. Modelden modele yildan yila cok fark ediyor.
Bende Samsung var, qe55q70r. Cok ovuluyordu rtingsde falan. Memnunum baya ama ayni sekilde ucuz samsunglar onerilmiyor.
Bence rtingsden falan bakın bütçeye göre.
0
logisticsmanager
(29.12.20)
@logisticsmanager rtings'de review yok yahu philips'in hicbir tv'si ile alakali :)
0
🌸nefertarii
(29.12.20)
Marka değil model önemli.

Sony 55xe9005
55xf9005
55xg9005
55xh9005

Gerçekten çok başarılı modellerdi. X in yanındaki harfler her sene bir yükseliyor.
0
ofkeyle kalkanin yerine oturan yazar
(29.12.20)
şuan ki tv ambilight (3 taraflı). bir sonraki ihtiyac olsa yine ambilight alirim.

bence gayet güzel. wi-fi ile netflix, youtube calisiyor. kesilme sorunu falan olmuyor. ambilight olayı da keyifli bence, ama sevmeyende sevmiyor. gerçi sevmeyen kapatada biliyor bu özellği.
0
helenart
(29.12.20)
Ambilight olayı tv düz duvar önüne konacaksa çok iyi oluyor. Philips the one serisine bakın, her özelliği bir tvde topladık anlamında the one :) Temmuzdan beri 55pus7304 kullanıyorum ben ve harika bir tv.
0
depol
(29.12.20)
50pus8505 aldım 1 ay önce ilk televizyonum. Acayip derecede memnunum. Tavsiyeforumu, forum donanım yorumlarında hep kötülemişler kronik sorunlar vs. diye ama şansıma galiba ben hiçbir sorun yaşamadım, ne ölü pixel ne ghosting vs. Ambilight gerçekten güzel bir deneyim.
0
birfincankahvedahaisteyenadam
(30.12.20)
(7)

ilk araç için 0 km mi ikinci el mi

condom kurşunu
yani kişinin 0 km araç alabilecek parası var, ama acemiliğini atmak için 2.el mi almalı yoksa nasıl olsa birkaç ay sonra aldığı fiyatın baya bir üstüne satabileceği için 0 km'yi mi alması daha mantıklıdır?
yani kişinin 0 km araç alabilecek parası var, ama acemiliğini atmak için 2.el mi almalı yoksa nasıl olsa birkaç ay sonra aldığı fiyatın baya bir üstüne satabileceği için 0 km'yi mi alması daha mantıklıdır?
0
condom kurşunu
(29.12.20)
0
0
jamswety
(29.12.20)
yılsonu kampanyalarından sıfır km alsın.
0
drystedb efficacious
(29.12.20)
Bu sene yalan oldu. Ocak-şubat gibi kampamya olmaz mı ki :/
0
🌸condom kurşunu
(29.12.20)
Acemi ise ikinci el vurup kırsa da içinin acımayacağı bir şey alsın.
Zamanında bana sıfır alma kaza yaparsan üzülürsün diyenleri dinlemedim. 18 yaşında ehliyeti yeni almış olmanın verdiği heyecan ve acemi çocuk halimle o hatayı yaptım.
Araba sonuçta nüfusumuza geçirmiyoruz, her zaman satılıp yenisi alınır ama acemiliği atmak için içinizi yakmayacak bir şey bakın bence.
İyi şoför olmak için sadece arabayı iyi kullanmak yetmiyor. Trafiği de öğrenmeniz alışmanız lazım.
0
battal gemalmaz
(29.12.20)
acemilik olsa da olmasa da sıfır alma taraftarı değilim normalde, fakat son zamanlarda piyasada araç bulunamaması vb. sebeplerden ikinci ellerin fiyatları da almış başını gitmiş.
ben olsam düşük kilometrede, çok pahalı olmayan bir araç alırdım.
0
gkhncnzdgn
(29.12.20)
Sıfır alsın tabii ki, acemi adam bi de sanayicilerle kanka mı olacak?
0
roket adam
(29.12.20)
Vallaha acemi dedigimiz ne yapacak frenle gazi karistirip dükkana mi girecek bu kadar mi acemi?
Benim de ilk arabam sifirdi hic de sıkıntı yasamadim, bir kere park önünde arac varken tam balkon altinda bir garip beton mu ne varmis, ona park yerinden cikarken carpmistim baska da olmadi.

Açıkçası Türkiye'de ikinci el cok sikinti, cok dikkatli almak lazım. Ben misal su an yaşadığım ülkede ikinci el de alırım çünkü hem yasa olarak korunuyorsun hem de belli galeri gibi yerler ya da direkt otomobil bayileri arabayi satarken 2yila kadar garanti veriyor. Bu kafa rahatlığı demek, Türkiye'de varsa böyle ikinci el de alabilirsiniz.
0
logisticsmanager
(29.12.20)
(5)

Türkiye İngiltere serbest ticaret anlaşması

acebi
Bugüne kadar EFTA'dan sonra en büyük anlaşma. Bu konuda düşünceleriniz nelerdir? Getirisi götürüsü ne olur sizce?
Bugüne kadar EFTA'dan sonra en büyük anlaşma. Bu konuda düşünceleriniz nelerdir? Getirisi götürüsü ne olur sizce?
0
acebi
(29.12.20)
Continuity agreement; kısacası bundan önce ab ile ne anlasmamiz varsa ayni sekilde devam ediyor, özel bir anlasma falan yok. Getirisi götürüsu önceden neyse ayni kalacak.

www.google.com
0
logisticsmanager
(29.12.20)
logisticsmanager +1. İlerde belki farklı bir anlaşmanın imzalanabileceğini söylemişti ingiliz ticaret bakanı. O sözleşmeye kadar değişen bir şey yok.
0
kojonotsuki
(29.12.20)
@logisticsmanager
Buna ankara anlaşması da dahil mi?
0
Unde bach canim
(29.12.20)
Bu verilere göre anlaşmada yok gibi;
www.aa.com.tr

Ticaret anlaşması olduğu için içermemis olabilir. O sebepten ankara anlasmasinin iki gün sonra sona erecegini varsayabiliriz.
0
logisticsmanager
(29.12.20)
brexit'ten dolayı yeni anlaşma yapılması gerekiyordu o oldu. geçen sene bugün olanların aynısının 2-3 fazlası eklendi o kadar. oto yedek parçası vs gördüm sadece. Ankara anlaşması şimdilik yok. 31 aralık son tarih. girişimler ve adımlar atılmazsa olmayacak gibi duruyor
0
avatar is back
(29.12.20)
(4)

Türkiye'den Fransız yabanci lejyonuna katılan var mı?

logisticsmanager
Şimdi amazon'da belgesel izliyordum da her ülkeden var; İskoçya, amerika, rusya, asya'dan, afrika'dan, orta doğudan.Çoğu da bir şeylerden kaçıyor. Misal Ukraynalı eleman tarih öğretmeni ama ayda 100 euro kazanıyorum orada diyip gelmiş. Suç işleyip yeni hayata baslamak isteyenler falan. Bana nedense
Şimdi amazon'da belgesel izliyordum da her ülkeden var; İskoçya, amerika, rusya, asya'dan, afrika'dan, orta doğudan.
Çoğu da bir şeylerden kaçıyor. Misal Ukraynalı eleman tarih öğretmeni ama ayda 100 euro kazanıyorum orada diyip gelmiş. Suç işleyip yeni hayata baslamak isteyenler falan. Bana nedense Türkiye'deki bu yoksulluk ve bir çok gencin ne yapacagini bilmemesinden sanki çok türk gider gibi geldi.

Var mı böyle bir bilgi bulamadım ben internette.
0
logisticsmanager
(28.12.20)
sanat guresi
(28.12.20)
Sağolun hocam ben nasıl bulamadiysam.
Yalnız ilk videodaki adamı galiba belgeselde gördüm ya, enteresan geldi şimdi.
0
🌸logisticsmanager
(29.12.20)
Seneler önce otobüste biriyle tanıştım. Adam dağ komando Tugay uzman erbaştı. Herif Amerikan ordusuna katılmaya çalışıyordu.
Yalan mi söyledi bilmiyorum. Ama anlattıkları çok mantikliydi.
0
ycaycayca
(29.12.20)
Benim bir tanidigim var. Fransız lejyon u daveti gitti kendisine ama annesi sutumu helal etmem demiş bu yüzden gitmedim dedi. Bu arada sat eğitimi aldı. 1990 li yıllarda askerlik yaptı.
0
opitseri
(29.12.20)
(31)

Öğrenim kredisi almış mıydınız? (Anket)

dissendium
Öğrenim kredisi borcundan yakınanları görünce merak ettim. Üniversitede öğrenim kredisi almış mıydınız? Eğer aldıysanız gerçekten ihtiyacınız var mıydı? Yani o para olmasa üniversite okuyamayacak durumda mıydınız? Paranızı gerçekten ihtiyaçlarınıza mı harcadınız? Bunları merak ediyorum.İnternet'te 1
Öğrenim kredisi borcundan yakınanları görünce merak ettim. Üniversitede öğrenim kredisi almış mıydınız? Eğer aldıysanız gerçekten ihtiyacınız var mıydı? Yani o para olmasa üniversite okuyamayacak durumda mıydınız? Paranızı gerçekten ihtiyaçlarınıza mı harcadınız? Bunları merak ediyorum.

İnternet'te 10 bin, 20 bin TL borcum var diyenleri görünce bayağı şaşırıyorum. Ben öğrenim kredisi almadan okudum. Doğal olarak hiç borcum yok. Kendimi biraz şanslı sayıyorum. Yeni mezun olup 10 bin TL borcumun olması beni çok rahatsız ederdi. İhtiyacı olmayıp da öğrenim kredisi alan öğrencilerin motivasyonu ne?
0
dissendium
(28.12.20)
evet aldım. almasam okuyamazdım kesinlikle. hatta aldıktan sonra bile okurken maddi sıkıntılar çektim. okul bittikten sonra 2 sene müddet veriyorlar yanlış hatırlamıyorsam. bir de enflasyon farkını da ekliyorlar tabi.
0
gizemli dede
(28.12.20)
kredi almadım. burs aldım. çok ihtiyacım vardı, olmasa okuyamazdım evet. burs bulamasam kredi alacaktım mecbur.
0
pati
(28.12.20)
aldım.
ihtiyacım vardı.
hayır, yine de okurdum ama para o zaman lazım. keşke daha çok verselerdi daha rahat okusaydım.
yeri geldi ihtiyaca yeri geldi gezmeye harcadım.

bu kadar rahatsız olma, benim 8bin, eşimin 12bin borcu vardı, 5 yıldır ödemiyorduk, bu ay peşin ödeyip kapattık. yukarıda da belirttiğim gibi okurken daha çok verseler daha çok alırdım. o zaman harcayacak ve yaşayacak vaktim vardı çünkü.
0
trajikomix
(28.12.20)
Aldım, almasam da olurdu aslında çünkü ailemle yaşıyordum. Öğrenim kredisinin ne olduğunu bile bilmeyen 17 yaşında bir lise mezunuyken arkadaşlarım "aa o formu da doldur, başvur mutlaka" dediler, ben de "ha peki" deyip başvurdum. Sonra da "oo para" diye harcadım.

Gerçi ben aldığımda geri ödeme faizi o kadar yüksek değildi, çok zorlamadı.
0
kobuzchu kiz
(28.12.20)
10 sene önce 1 yıl aldım 5bin lira falandı daha geçen sene ödedim 6 bin tl olarak, o zaman 220 lira yatıyodu aylık, ihtiyacım yoktu ama ailenin üstündeki çocuk okutma yükünü almak için aldım krediyi. iş bulurum illaki azar azar öderim diye düşünmüştüm.
0
nahtoderfahrung
(28.12.20)
Kredi aldım. İlk başlarda ihtiyacım vardı Daha sonra ise başlayınca pek ihtiyacım kalmamıştı. Iptal ettirmekte istemedim. Ayrıca 27. taksidi daaha bugün ödedim Kaldı son 17:)
0
spacevan
(28.12.20)
Aileye yük olmamak için aldım. Ailem rahatça karşılardı masraflarımı. 5 yıllık imza attım 17bin lira için. Artışlarla beraber 21-22bin lira harcadım. Şimdi 33bin borcum var. Yeni mezun olacaklara çok daha fena hesaplar çıkıyor
0
avatar is back
(28.12.20)
burs aldım. burs çıkmasaydı kredi almazdım, dediğiniz gibi borçlu olmaktan nefret ederim ve bu yüzden asla borç almam bir yerlerden. ne kadar param varsa o kadar harcarım. cebimde 2 kuruş varsa 2 kuruşluk yaşarım. banka kredisi, kredi kartı vs. hiç bana göre değil.
0
candide
(28.12.20)
Aldım.
İhtiyacım vardı.
Almasam da okurdum ama bu sefer de çalışmak zorunda kalırdım. Çalıştığım için kendimi geliştirmeye daha az zamanım kalırdı.

Lisans 12 k + Y.L.+ 22=34 k tl borcum vardı. Ödedim çok şükür.
0
Anthony McCarten
(28.12.20)
ben iyi bi sıralamaya ragmen kredi almistim. cok gerilerde olup burs alan vardi. o iste de bi haksizliklar dönüyor da neyse. sorumuza gelirsek, evet ihtiyaclarim icin kullandım. okuldan da burs aliyordum ama yeterli degildi. kredi olmasa da okurdum ama zor olurdu. kredi bir nebze rahatlatiyordu. calisirken odedim gitti. ben odedim diye herkes odesin falan da demiyorum. herkes surunsun kafasindakilere sinir oluyorum. umarim her ogrencinin aldigi kredi bursa çevrilir de azıcık yüzleri güler.
0
hazen
(28.12.20)
burs kazanmıştım. ilk sene sonunda bölüm değiştirdiğim için krediye döndü. böylelikle üç sene kredi almış oldum.

o dönem krediden biraz daha fazla gelirim vardı. annem de destek oluyordu. arada burs falan da çıkıyordu ufak tefek. sanırım kredi olmadan da okuyabilirdim ama ailem bu konuda yanımda durdu açıkçası, durumları iyi olmadığı için "bize çok güvenme, böyle şansın varken al" dediler.

dört yıllık burs/kredi ödemem 2016 yılında bitti. ben şu an üçüncü sınıftayım. çok verimli ve doğru (!) kullandığımı düşünüyorum o yüzden.

borcumun olması şu an hayattaki en son derdim diyebilirim... ben en iyi ihtimalle 28, en gerçekçi ihtimalle 29 yaşında mezun olacağım. şanslıysam hadımköy'de 2800 liraya kölelik yaparım işte. yine ev arkadaşıyla yaşarım, yine tek bir çift ayakkabım olur, yine akşam makarna yerim. türkiye'de bunun ötesini beklemiyorum. böyle yaşayınca da borcu ödemek veya maaşımın 1/4'üne haciz gelmesi çok koymaz. o para benim olsa yatırım mı yapacağım, daha güzel mi yaşayacağım? türk lirasını biriktirsem ne olur ayda 300-400 lira? ne yapacak devlet, canımı mı alacak? almazsa ayıp eder.

özetle ben türkiye'de kalırsam zaten paranın benim için geçerli bir meta olacağını düşünmüyorum. kazanacağım paranın 3/4'ü köpek gibi yaşamama yeterli olur, kalanıyla da borç ödenir. 3-4 sene sonra da kazandığım paranın 4/4'üyle köpek gibi yaşarım.

yurtdışına çıkabilirsem de zaten 2-3 aylık maaşımla bütün borcu kapatma şansım olur, dert edilecek bir meblağ değil.

o yüzden umrumda değil şu an. "ödemem" demiyorum, "silinsin" demiyorum kesinlikle. zamanında aldık, yedik. veririz eyvallah. sadece önemsemiyorum. cebinde para olan adam düşünsün borcu, bana ne.
0
der meister
(28.12.20)
Aldım, ihtiyacım vardı. Kira-faturalar-ders notları-yemek derken epey masrafım oluyordu kendi harçlığım yetmiyordu. Zaten yetmediğini farkedince başvurdum ve aldım. Sürekli gezip tozup alışveriş yapan bir öğrenci olmadım hiç.
0
megalomaniac
(28.12.20)
Aldım ve geri ödedim.
Para gönderenim olmadığı için ihtiyacım vardı. İlk aylar cepten yedik sonra iş buldum. kyk kredisi + kendi kazançlarımla okudum.
0
battal gemalmaz
(28.12.20)
Şaşıracak bir şey yok ki. Tamamen kobuzchu kız gibi oldu benim durumum. Bi baktım para geliyor, o dönem alkole sigaraya yemeğe gömdüm tüm parayı ve yetiyordu da. Şimdi büyüdük bulgur emcüklüyoruz evde. Ödüyorum işte bir yandan sorun yok rahatsız değilim.
0
vedatchilipeppers
(28.12.20)
Aldim.
Vallaha okuldan 400 falan, bir de bir dernekten başarı bursu aliyordum 350 civarı. Kısacası 2011-2015 arası kredisiz zaten 750 lira kazaniyordum. Üstüne kredi de aldim, annemlere yük olmadim.
Ihtiyacim var miydi? Vallaha parayi ezdim ben, ihtiyac denemez.
O yüzden kendi ödememe zerre lafim yok ama harbiden burs kazanmasi gerekip kredi alan, kredi alması gerekip burs kazananlari gördükçe insanlara hak veriyorum.
0
logisticsmanager
(28.12.20)
aldım, almasam zorlanırdım. ailem de biraz gönderiyordu ancak yetiyordu. kredi borcumun olması beni iş bulma konusunda motive eden faktörlerden biriydi çünkü ailem ödemekte zorlanabilirdi kendim halletmek istedim. zamanı gelince geri ödedim, ödemeye itiraz etmek de hiç aklıma gelmemişti, edeni de duymamıştım. 10 sene önceki hadise..
0
evanka
(28.12.20)
aldım. almasam okuyamazdım. ailemden ayrı şehirdeydim ve okul seçimi benim tercihim olduğu için maddi yardım isteme hakkını göremedim kendimde. aldığım parayı da eğitime harcadım zaten ancak yetiyordu part time iş geliriyle beraber.
işe başlayınca ödeniyor her türlü.
0
pink cadillac
(28.12.20)
aldım. okurken ilaç gibi geliyordu. öderken de pek zorlanmadım düzenli gelirim olunca ödedim bitti.

şuan ihtiyacım olmasa yine alırdım. düşük faizli hatta ileride ödenecek her türlü kredi alınmalı bence.
0
entropik
(28.12.20)
Off ailemin beni en çok sinir ettiği şeylerden birisi bu. Kredi aldım ve kesinlikle ihtiyacım yoktu. Annemin eski bir öğrencisi girdi akıllarına “alsın, çok rahat eder” vs diye ama bu öğrenci zaten babasıyla görüşmeyen ve ailesinden bir kuruş yardım almadan okuyan biriydi. Yani tabii ki onun işine yaramıştı. Ama bence benim asla ihtiyacım yoktu ama ailem sağ olsun her zamanki gibi milletin lafıyla başıma iş açtı. Özellikle aylık ödemesi büyük bir para değil tabii ki ama sırf böyle milletin lafıyla saçma sapan uğraştığım için çok sinir oluyorum bu kredi meselesine.
0
ms brownstone
(28.12.20)
Kredi aldım. Hali hazırda üniversitemden burs alıyordum ve hatta üniversite yurdunda ücretsiz kalıyordum (vakıf üniversitesi). Ailemden para almadan rahat bir öğrencilik geçirmek istedim, o yüzden krediyi aldım. Aynı zamanda part time çalışıyordum da. Ama çok güzel öğrencilik geçirdim, yedim içtim gezdim. Tadını çıkardım yani. Aileme de günlük masraflar yerine yurtdışında staj, work and travel vb. gibi konularda iş düştü. Şimdi de hiç şikayet etmeden düzenli olarak ödüyorum.
0
tss
(29.12.20)
evet vardı, aldım. okula gidemeyecek durumda farklı bir şehirde ve zor bir durumdaydım. özel bir şirketten o dönemki kredi miktarını yarısı kadar burs kazanmıştım onunla birlikte ancak okuyabildim. hala borç ödüyorum. oç çocukları alakasız kişilere burs verdi, bana çıkmadı. zor zamanlar geçiriyordum hala geçiriyorum. durduk yere sinirlendim tekrar.
0
anarsika
(29.12.20)
Yurtdisi yuksek lisans kredisi aldim 2 yillik, almasam okuyamazdim gibi. 45 bin felan toplam borc. Odemesi bitti sayilir da tek canimi sikan sey, alirken yuksek lisanstan sonra direkt doktoraya baslarsaniz doktora suresince ertelenir diyorlardi. Ben de mezuniyetten 6 ay sonra doktoraya basladigim icin basvurdum, direkt (!) olmadigi icin reddettiler. Ondan dolayi gicik olmustum. Bir de dilekceme verdikleri cevapta "Yurtdisinda oldugunuz icin issizlik sebebi ile 1 yil erteleyebilirsiniz" demislerdi. Baktim, eger issizlik sebebi ile ertelersem yillik 11 bin lira faiz ekliyorlar, o da ayri bir kazik. Kendimi biraz zorlayarak da olsa odedim eninde sonunda.
0
Haldamir
(29.12.20)
Ben de aldım ve almadan İstanbul'da pek tutunamazdım. Hatta almama rağmen hep kısmak, bir şeylerden feragat etmek zorunda kaldım.

Birkaç sene önce yapılandırdım, birkaç taksit kaldı şükür bitiyor. 12-13 bin tl gibi bir şeydi benim aldığım toplam para.
0
chicha_v2
(29.12.20)
kredi aldım. çok ihtiyacım yoktu aslında ama daha rahat okudum, istediklerimi daha çok yapma fırsatı buldum. 10 ya da 11 taksidim kalmış olmalı, ödüyorum.
0
a darkness coming
(29.12.20)
Aldım ama almasam da olurdu. Ailemle yaşıyordum paranın bir kısmı eve de harcanıyordu. Eve destek gibi bir şey oldu aslında arada gezmeye, içmeye da harcadım tabii. Bir de krediye güvenip kredi kartı da çıkartmıştım çok zekiymişim.

Şimdi ki aklım olsa almazdım. Ödeyemediğim için hesaplarıma e-haciz falan geldi ama ödedim sonunda.
0
red morning
(29.12.20)
aldim cunku okurken ailemden para almak istemedim.
odemeyi bitirmem 10 sene surdu, bu sene bitirdim..
0
cooperr
(29.12.20)
almadım.

ihtiyacım yoktu. (gerçi kimin fazladan paraya ihtiyacı olmaz ki.)

burs muhabbetlerini duyunca alsam mı diye sordum bizimkilere. babam memur, ve tam bir "devlet memuru" olduğu için "devletin parası ihtiyacı olana gitsin, bizim almamız doğru olmaz." dedi.

yaaa işte biz böyle naif naif 3 kuruşların hesabını yapalım, hükümet bizim o emek emek tasarruf ettiğimiz paraların kaç katıyla olaylar olaylar.

neyse. iyi ki almamışım. devlete ne borcum olsun, ne de alacağım.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(29.12.20)
aldım, yine de biraz zorlandik. babam hayatta olmamasina ragmen burs cikmadi.

ben alkol alan, barlarda takilan biri degilim. surekli malzeme almam gereken bir okul okudum, guzel sanatlar fakultesi. o yuzden bu para hep okula gitti.

simdi maasimla kirami ve faturalarimi anca oduyorum, istanbul'da. bunu odemee baslayamadim henuz. maasim artinca baslarim diye dusunuyorum. faizini silseler keske.
0
batlegolas
(29.12.20)
aldım , ihtiyaç vardı.
daha sonra lisansüstü eğitim sebebiyle borcu geri ödemede erteleme talep ettim. 2014 gibi geri ödemeye başlamıştım 12 bi tl yi. 4 senede az az ödeyerek bitirmiş oldum.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(29.12.20)
Aldım, çünkü başka çarem yoktu. 2011 yılında mezun olup 2013 itibari ile ödemeye başlayarak 2019 tarihinde bitirdim. Nakış nakış ödeyerek kıt kanaat azıcık kazancımdan kısarak hiç aksatmadan ödedim. Bu yüzden bazen ödemeyen ya da burs alan arkadaşlarıma kızarım, elimde değil.

Bir de hiç bir zaman bitmeyeceğini düşünürdüm ödemelerin, hayat çok enteresan...
0
va
(29.12.20)
Calişarak okudum ama aldığım maaş gecinmeme yetmiyordu, kredi destegiyle ucu ucuna geciniyordum, o yuzden almam mantıklıydı.

Odemesine gelince bu sene yeni cikan yasayla yapilandirdim. 2 ayda 1 900 tl odeyerek 18 taksitte bitirmeyi düşünüyorum, zor olacak benim için ama bir yerden başlamak lazim.

Okurken okul bitip hayata atilinca bitecek bu sefalet diyorduk ama hayat oyle olmuyor ne yazik ki.

Şimdi üniversite okuyan 3 kardeşim var..
0
eylul
(29.12.20)
(5)

Amerika'ya kargo

turk kizi
Etsy'ye yeni girdim üçüncü satışımı yaptım, ilk ikisi İngiltere'ye gitti PTT ile yolladım. Bir noktada takip edemedim, sanırım ülkeye girince baska birime devroluyor.Şimdi Amerika'ya yollamam gerekiyor, ne tavsiye edersiniz, PTT mi yine? 100 gram filandır yollayacagım sey.
Etsy'ye yeni girdim üçüncü satışımı yaptım, ilk ikisi İngiltere'ye gitti PTT ile yolladım. Bir noktada takip edemedim, sanırım ülkeye girince baska birime devroluyor.
Şimdi Amerika'ya yollamam gerekiyor, ne tavsiye edersiniz, PTT mi yine? 100 gram filandır yollayacagım sey.
0
turk kizi
(26.12.20)
PTT'den şaşmayın PTT'nin diğer kargo seçeneklerini araştırın hangisi en uygunsa sizin için onu değerlendirin.
0
berkan11
(26.12.20)
PTT veya TURPEX ile yollayabilirsiniz, PTT devlet postasıdır ilgili ülkeye varınca o ülkenin devlet postasına devrolur.
0
atom karincanin torunu
(26.12.20)
Ptt; örnek Fransa'da Fransa'ya girene kadar ptt, girdikten sonra laposte üstünden takip ediliyor.
Sizde oralarin kendi postalarini öğrenip oralardan takip edebilirsiniz.
0
logisticsmanager
(26.12.20)
Facebook da etsy turkiye mikro ihracat grubunu takip edin. Binlerxe etsy saticisi var orada ve her gun bu sorular sorulup cevabi veriliyor.

Ingiltereye giden kargolari royalmail den takip edeceksiniz
0
oscar
(27.12.20)
uluslararasi tracking diye bir olay var:
www.17track.net

takip numarasini buraya girdiginiz zaman paketin nerede oldugunu gosteriyor butun ulkelere bakarak. Belki kuzey kore tarzi ulkeler icin calismiyor olabilir ama simdiye kadar cok isimi gordu..

PTT konusunda karamsarim acikcasi. Yurtdisinda tr'ye gonderdigim bazi mektuplar kayboldu. Ama tersi duzgun isliyor olabilir. Ben pahali seylerde ya da onemli evraklarda kesinlikle PTT'ye guvenmem, ozel kargo firmalarini kullaniyorum.
0
cooperr
(27.12.20)
(3)

et ağırlıklı yemek vs. bitki ağırlıklı yemek

Tochinoshin
başlık tam olmadı ama olsun.spor yapmama şartımız var bu soru için. iki insanın biri hiç spor yapmadan et ağırlıklı beslense, diğeri de bitki ağırlıklı beslense ve aynı kalorileri alsalar, bedenlerinde bir fark olur mu?mesela a kişisi zengin ve beslenmesinin %80'ini et, %20'sini ekmek, makarna, pil
başlık tam olmadı ama olsun.

spor yapmama şartımız var bu soru için. iki insanın biri hiç spor yapmadan et ağırlıklı beslense, diğeri de bitki ağırlıklı beslense ve aynı kalorileri alsalar, bedenlerinde bir fark olur mu?

mesela a kişisi zengin ve beslenmesinin %80'ini et, %20'sini ekmek, makarna, pilav vs. oluşturuyor. b kişisi de fakir ve tam tersi besleniyor. sebze ve meyveyi aynı miktarda yiyecekler.

bu kişiler bedensel olarak aynı mı görünür yoksa b kişisi daha yağlı ve kassız mı olur? nasıl bir fark oluşur bedenlerinde?
0
Tochinoshin
(26.12.20)
soru bence hatalı, zira et ağırlıklı vs. bitki ağırlıklıdan ziyade verilen örnek "et ağırlıklı vs. basit karbonhidrat ağırlıklı" olmuş.

basit karbonhidratın olabildiğince az tüketilmesi gerektiğine dönük gayet yaygın bir uzlaşı var her türlü beslenme ekolünde. öte yandan, hayvansal vs. bitkisel de sonsuz ve gittikçe de derinleşen bir tartışma.

uzatmayayım: mesele çok büyük ölçüde makro besinleri (protein, karbonhidrat ve yağ) ne kadar dengeli/yeterli aldığın. en katı vegan beslendiğim dönemde geçirdiğim check-up'ta doktor "çok mu et yiyorsun?" demişti. "aman proteinsiz kalıcam" diye üç öğün bakliyata verdiğimden sebep "gut olursun, yavaş ye" demişti. trigliseritim çok yüksekti, onu da fazla karbonhidrat tüketimine verdi, ki haklıydı.

nihayetinde karbonhidrattan biraz daha life ve sebzeye dönünce yağ kaybetmeye başladım. kişisel deneyimim açısından, hayvansal ürünleri tükettiğim vs. tüketmediğim dönemde bedensel olarak çok fark hissetmedim. her ikisinin de içerisinde daha düzgün beslendiğim ve b.k gibi beslendiğim zamanlarda net yağ kütlesi/hacmi farkı oldu ama.

tam olarak soruna cevap vermese ve biraz abartılı bir vegan propagandası gibi görünse de game changers (netflix) ilgini çekebilir. en azından "bitkisel beslenen kastan yana dezavantajlı mı olur?" gibi bir soruya yanıt verebilir.
0
supercalifragilisticexpialidocious
(26.12.20)
forks over knives adlı belgeseli izlemeni öneririm. tam bu konu.
0
xrated
(26.12.20)
Yüksek protein ile beslenen kişiler az protein ile beslenene oranla yag ya da kas olarak daha iyi durumda olurdu.

examine.com

Bahsettigin bilgisel beslenme değil, basit karbonhidrat.

Bu arada game changers izleyeceksen şunları aklinda tut;
Yapimcisi jameson cameron'un vegan supplement sirketinde 140 milyon dolarlik yatirimi var.
filmde bahsedilen strongman kendi kilosunda, amatörde rekor sahibidir. kendisi profesyonel sampiyonaya çağrılmış ama gitmemiştir. çünkü o rekorlar orada bir hiç. kendisi malesef en kötü profesyonel strongmanden bile kötü. bu benim kendi açımdan yapacağım tek yorum.
Onun dışında bu belgesel denilen şeyle ilgili diğer sıkıntılar;
chriskresser.com
carnivoremd.com
tacticmethod.com

Texas et fabrikasi sahibinin et yemek ne güzel belgeseli yapması ile veganliktan para kazanan insanların bunu yapmasi arasinda benim acimdan fark yok.
0
logisticsmanager
(26.12.20)
(7)

ölüm korkusunu sebepleri ne olabilir?

ala09
istediği gibi yaşayamamak veya öldükten sonra başına bir şey gelecek korkusu mu ne sizce?
istediği gibi yaşayamamak veya öldükten sonra başına bir şey gelecek korkusu mu ne sizce?
0
ala09
(25.12.20)
Çekilecek acı, ölüm biçimi, her şeyin kaybedileceği düşüncesi
0
dissendium
(25.12.20)
Yaşanmamışlıklar, pişmanlıklar ve ölümden sonrasını bilmeme sanırım.
0
superfluid
(25.12.20)
el finito
0
naksidil
(25.12.20)
Herkes için farklıdır. Benim için hayatta kalma iç güdüsü açıkçası.
0
skywalker.anakinn
(25.12.20)
Çok ilginç. Aynı sebepten dolayı bir aydır anksiyete atakları yaşıyorum.

Bence yaşanmamışlıklar. Yoksa ölüm biçimi falan umurumda değil. Nasıl öleceğimdem hiç korkmuyorum. Ama öleceğim an aklımdan geçen düşüncelerin "İstediğim gibi yaşayamadım." olmasını istemiyorum.
0
hitokiri kenshin
(25.12.20)
Açıkçası ailem ve eşim olmasa iplemem galiba. Ölme korkusu olduğunda aklima annem ve esim geliyor hep, onların uzulmesi vs. Bu sebepten hayat sigortam var ikisinin de adi üstüne, bari o konuda biraz kafam rahat.

Bir tanidigim vardı, esini, cocuklarini vs kaybetmiş hep. Vallaha o adam olsam dünya zerre s.kimde olmazdı, öbür taraf gibi muhabbetler daha da umrumda olmazdi, benden ailemi alan öbür tarafi diyip gecerdim.
0
logisticsmanager
(26.12.20)
Olum sonrasini bilmedigim icin korkuyorum ben. Basima kotu seyler gelecegini dusunuyorum evet.
Yokluk oldugunu dusunmuyorum.
Boyle karanlik olacak hissi de var bende. Karanliktan cok korkarim zaten.
Yani yasanmamisliklar, pismaniklar, hayattaki zevklerimden ve yakinlarimdan ayri kalma hissi degil korkumun temeli.
0
Kittie
(26.12.20)
(47)

Milyonlarca dolarlik hastaliklar.

müptezel dostoyevski
Devletin tek bir kisi icin milyonlarca dolar ilac parasi odemesi dogru mu?Bu sahislar iyilesse bile dunyada gozle gorulur bir degisiklik yaratma ihtimalleri sifir olmasa bile sifira yakin.Hayirseverlerin bagis yapmasindan bahsetmiyorumOzgur iradeleri.Sosyal devlet olmak zorunda miyiz sizce?Sakin cal
Devletin tek bir kisi icin milyonlarca dolar ilac parasi odemesi dogru mu?
Bu sahislar iyilesse bile dunyada gozle gorulur bir degisiklik yaratma ihtimalleri sifir olmasa bile sifira yakin.
Hayirseverlerin bagis yapmasindan bahsetmiyorum
Ozgur iradeleri.
Sosyal devlet olmak zorunda miyiz sizce?
Sakin calacaklarina boyle kullanilsin demeyin
Bambaska konular.
Daha yetiskin bile olmamis cocuklar icin milyonlarca dolar ilac parasi odemesini devletin destekliyor musunuz?
0
müptezel dostoyevski
(25.12.20)
tek bir çocuk dediğiniz çocuk sizin çocuğunuz, kardeşiniz hatta yalnızca akrabanız olsaydı bu soruya vereceğiniz cevabı tekrar düşünün bence. tek bir çocuk nasılsa yenisini yaparım diye mi düşünürdünüz acaba?
0
amugochi
(25.12.20)
bence devletin varoluş amacı budur zaten. bana lazım olduğunda işimi yapmayacaksa ben ona neden bağlı kalayım? saçma sapan iş adamlarına vergi indirimi/muafiyeti yapacaklarına keşke hep ihtiyaç sahiplerine yada tedavi olabilecek hastalara dağıtsalar paraları.

insanı yaşat ki devlet yaşasın.
0
trajikomix
(25.12.20)
amugochi- cevabi dusundum basligi acmadan tabi. devletin bu isleme zorunlulugu olmadigina kanaat getirdim. devlet ayri, hayirseverlerin yardimci olmasi ayri olay. vergilerin tek bir cocugun milyonlarca dolarlik ilac parasi icin kullanilmasi gerektigini dusunmuyorum sonuc olarak, kaanaatim bu yonde oldu

trajikomix - hukumetler degisebilir bu durum da degisir, bunu sadece su an ki hukumet icin ele almayalim, kesin olmamakla beraber abd de sosyal devlet anlayisi olmadigina yonelik cokca yazi goruyoruz, ozel saglik sigortan olsa bile belli noktalarda destek sagliyor, abd bu noktada tek bir kisi icin milyonlarca dolar odemeyip hata mi ediyor? bana kalirsa yaptiklari bir hata yok ortada.

potansiyeli ve yetenegi cok yuksek bir cocuk kesfedilir, onun icin 100 milyon dolar harcanir, dunyayi degistirecegi tahmin ediliyordur, ama hicbir yetenegi daha ortaya cikmamis birileri icin, tum halkin vergisini riske atmak, akil alir gibi gelmiyor
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
Anlayamadım ben, devlet hayrına mı yapıyor? Net ve brüt maaşınız arasındaki farkı bir karşılaştırın. İşçi/memur her ay kötü günler için zaten devlete ödeme yapıyor.
0
kojonotsuki
(25.12.20)
kojonotsuki - zaten buna yonelik hastane ihtiyaclarini karsiliyor devlet, milyon dolarlik ilaclari listesine almiyor. almamakla iyi de yapiyor bana kalirsa. ama surekli instagram ve twitterda buna yonelik algi operasyonu yapiliyor, devlet bu ilaclari listesine alsin diye. devlet bir hayir kurumu mudur? halkin vergisini referandum yapmadan kafasina gore dagitabilir mi?

referanduma gidilip, bir birey icin maksimum hastane saglik harcamalari ust limiti ne kadar olmalidir? gibi bir toplum gorusu alinmak zorunda degil midir ya da ekonomistlerden bu yonde feedback alip karar vermesi gerekmez mi, seffaf ve dogruluk adina.

ben xxxx birim vergi odemisken x birim vergi odeyen biri benim milyonlarca kat daha fazla oranimda saglik harcamasi yapma hakkini nasil kazanabilir? esitlik ilkesine uygun mudur, bence toplum olarak duygusal bakiyoruz bu konuya gibi geliyor
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
her insanın yaşama hakkı vardır, gerçekten aşırı temel bir haktan bahsediyoruz. bakış açınız ableism'e kayıyor. herhangi bir sağlık problemi olmayan çocuğa bile devlet eliyle bir sürü sağlık ödemesi yapılıyordur mesela. bu çocuk ilerde sizin tabirinizle "potansiyeli ve geleceği" olmayan bir insan olacaksa bu para da mı boşuna gitmiş oluyor? samimi bir meraktan soruyorum gerçekten bakış açınızı anlamak için yanlış anlamayın. o zaman bu devlet neden var? (hükümet değil, devlet)

@ala09 size de bir sorum olacak. hadi bu hastalık gerçekten de öyle oluyor diyelim. dünyaya ne annesini, ne babasını, ne onların akrabalığını ne de hastalığını seçerek gelen hasta çocuğun bir kuruş bile almayı hak etmeyecek günahı nedir bu noktada?
0
amugochi
(25.12.20)
Milyon dolarlık ilaçlar, nadir görülen hastalıklar için. Toplam bütçe içindeki yeri minimal.
Bir de, sigortanın mantığı zaten budur, riskin dağıtımı. Milyonlarca insan milyarlarca tl prim öder, kimi doğru düzgün sağlık harcaması yapmadan yaşar gider, başka biri kronik hastalığa yakalanır uzun yıllar tedavi/ilaç harcaması oluşturur.
Sosyal devlet olmak da budur zaten. Aksi, devlet bu iştem neredeyse tamamen elini çeksin, sgk primi almasın, özel sağlık sigortası sistemine geçilsin, ödediğin prim kadar risk kapsamı geniş olsun demek.

Bu konu hakkında değerlendirme yaparken, bakkal hesabı yapmak yerine, sağlık ekonomisi, geri ödeme, nadir hastalıklar gibi konular hakkında bilgi sahibi olup sonra değerlendirme yapmak daha iyi olur.
0
efx
(25.12.20)
Sağlık bir insan hakkıdır ve bu hak, diğer tüm haklar gibi yüzlerce yıllık toplumsal mücadeleler sonucu kazanılmıştır. Bir insanın sağlık hakkına erişebilmesi için illa dünya üzerinde gözle görülür bir değişim yaratma ihtimali olması gerekmez. Sadece insan olması yeterli. Bu tedavilerin neden milyon dolar maliyeti olduğunu sorgularsan daha doğru bir kapı açmış olursun kendine. Hak ve özgürlükler oylamaya tabi değildir, referandumla emeklilik de kaldırılsın mesela, olur mu? Olur dersen şaşırmam tabi.

Hoş xxx vergi ödeyenin x ödeyenden daha fazla sağlık hakkı olduğunu düşünen birine laf anlatmanın beyhude olduğunu düşünüyorum ama umut biz x vergi ödeyenlerin ekmeği işte.

Yurttaşlık kavramı ve bilinci öyle bir erozyona uğradı ki son yıllarda, devleti yönetenlerin ve büyük burjuvazinin hayalini kurduğu ama açıktan diyemediği ne varsa onları dile getiren "ortalama vatandaş" her yerde peydah olmaya başladı.
0
temasettin
(25.12.20)
bakanlığın tek bir kişi için, gerek ameliyat olur gerek tedavi olur milyonlarca lira harcaması doğru. sistemin temel mantığı bu zaten.

ama soruyu sma hastaları için soruyorsan, orada durmak lazım. bakanlık bu konuda resmi olmayan açıklamalar da, ödeme kapsamına almayı çok istiyoruz ama ilaç şirketleri hastaları çok manipüle ediyor, bir çok çocukta ilaçlar yaş kilo vs'den dolayı etki etmediği halde umut vadediyorlar, ve bazı tedavi yöntemleri de faydasız demişti.

bunun gibi bazı nadir ve milyon dolarlık ilaçlarda dönüyor maalesef bu manipülasyon durumu.
0
avatar is back
(25.12.20)
Evet, devlet ödemeli. Kişilerin yaşam hakkı “zenginlerin” vicdanına bırakılmamalı. Ancak devlet önleyici sağlık hizmetlerine de yatırım yapmalı. Nüfus planlamasının din dışı bulunup askıya alındığı, akraba evliliklerinin sözümona din alimleri tarafından özendirildiği bir ülkede yaşıyoruz maalesef.
0
auroraaurora
(25.12.20)
efx- sosyal devlet anlayisini halk benimsemek zorunda mi peki? evet bu ulke vatandasiyiz, ama ileride medeni bir duruma gelirse bu ulke, halkin goruslerine gore sekillenmesi gerektigini dusunuyorum bircok harcama kaleminin. egemenligimiz noktasinda kusku yaratmayacak tum konular, seffaflik ile halkla paylasilmali.
ama sosyal devlet analyisini benimsemene saygi duyuyorum tabi ki
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
amugochi - devlet vatandaslari icin var, osmanli zihniyeti gibi, halk sefalet icinde olsun, devlet ayatka kalsin dusuncesinde degilim. halkimiz refah icinde olmali. egemenligimizi korumali, muasir medeniyetler seviyesinde tutmali. ama toplumun dusuncesini kaideye almali.
sosyal devlet anlayisini benimsemek zorunda degil diye dusunuyorum bu halk.
bu konuyu sizce vakiflara devredemez mi? bircok hayir sever bu vakiflari yonetiyor, halihazirda.
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
r evolution - evet guzel cevap, teknolojiye ve bilime yapilacak her turlu yatirimi destekliyorum.
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
avatar is back - icinde milyon dolar ilac ucreti olan her hastaligi katiyorum konuya, devlet baskidan oturu mecburen ekliyor cogu ilaci. dediginiz durumlar ayri konular tabi, ilac sirketleri kazanc elde etmek icin, yasama umudu pazarliyor.
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
auroraaurora , sunu soracagim, neden destek olmak istemedigim biri icin, vergilerimden o kisiye para gitmesini kabul etmek zorundayim ? medeni bir ulkede her sey seffaf ve halkin onayi alinarak yapilmaz mi? devletin sosyal devlet anlayisi yarin degisebilir, bu degisimi istiyorum, destek olacagim.
dediginiz nufus planlamasi konusunda destekliyorum sizi, nufus planlamasi sart.
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
şu anki devlet yapımızda diğer israflar bitsin sağlık karşılansın evet. Çünkü devlet sürekli alıyor, bize verebildiği nadir şeylerden biri sağlık. (güvenlik bile veremiyor diyebiliriz bak)

Bence vermemesi de makul ama o zaman çalışma hayatında ve aldığımız her üründen bu kadar vergi alınmamalı, herkes paşa paşa özel sigortasını yaptırmalı, yaptırmayan da ölür veya çok borçlanır. Bu sisteme geçersek herkes kendi bacağından asılır ama Türkiye'nin bu düzene gelmesi imkansız gibi (en azından bizim ömrümüz içinde).
0
nhk ni youkosu
(25.12.20)
Türkiye’de sosyal devlet yok ki. O ilaçların ücretinin karşılanması da popülizm sadece. Sizin zihniyetiniz hakim zaten, merak etmeyin. Güvenlik hariç, o da şüpheli, ücretini ödemediğim hiçbir hizmet almıyorum ben bu devletten. Bordroma bakınca hafakanlar basıyor.
0
auroraaurora
(25.12.20)
yani sizin bakış açınıza göre amerika gibi sağlık harcamaları özel sağlık sigortaları kapsamında olmalı, devlet eliyle yönetilmemeli gibi anladım ben. bu durumda devletin benim maaşımdan aldığı vergiyi bana geri vermesi lazım.

devlet buna yanaşmaz, bizden aldığı vergiler oraya harcadıkları paranın yanında gerçekten bir hiç kalıyor. asıl bu vergiler kimin cebine gidiyor onu sorgulamak gerekiyor.
0
bigcaptain
(25.12.20)
Ben de müptezel dostoyevski gibi düşünüyorum. Tedavi kararı farklı sosyal statüler göz önünde bulunularak verilmeli. Geçende 4 çocuğunun 2'si sma hastası olan birinin bir çocuk daha doğurup onun da sma hastası olması gibi bir durum vardı mesela. Bilimsel ve genetik olarak o çiftin belli bir riski varsa ve bu riski aileler üstleniyorsa devletin böyle bir durumda milyonlarca doları 2 çocuğu kurtarmak bile değil daha rahat yaşatmak için harcaması bana adil gelmiyor.

Farklı şirketlerin vergi kaçırıyor olması bambaşka bir konu - onlar vergi kaçırmasa da artan parayla yapılabilecek yine binlerce şey bulunabilir zaten genetik sorunu olduğu belli olan bir ailenin bile bile lades dediği yeni çocukları tedavi etmektense. Toplum olarak bu riski herkes karşılamak zorunda mı?

Zaten bu sma konusunun kesinlikle ilginç şekilde birden gündeme geldiğini düşünüyorum, yani böyle bi hastalık mı yoktu, ilacı mı yoktu bilmiyorum ama acayip karlı bi iş gerçekten.

Edit: yine başka bir örnekle mesela sigara içenlerin ya da alkoliklerin kanser masrafını toplumun geneli ödemek zorunda olmamalı. Bunlar bile bile alınan riskler, ben sağlıklı yaşamaya çalışan biri olarak neden sorumsuz yaşayan insanların masrafını üstlenmeliyim? Ha amenna adamın başına hiç önleyemeyeceği bir şey gelir, o konuda tabii ki devlet baba yardım elini uzatacak. Ama bile bile lades dedin mi orada bence dürüst vergi verenlerin hakkı yeniliyor.
0
roket adam
(25.12.20)
Aynı mantıkla asker polis de olmasın? Savunma sanayi de olmasın? Ne yani teröristler gelip sınırda 3 4 kişiyi öldürecek diye milyonlarca dolarlık harcama yapılıyor? Ne olur biri sokakta seni kurşunlasa? Amaaan güvenlik de neymiş... devletin amacı insanların güvenliğini, sağlığını korumak ve insanı yaşatmak degil midir? Devlet it köpek tayfasına para yedirirken milyar dolarlık vergilerini silerken sesi cikmayan insanlar sma hastarina harcanacak paraya laf ediyor. Burada sizi kastetmiyorum, yalnız değilsiniz. ayni kafada cok sahis var ne yazik ki.
0
sen de git sen de unut
(25.12.20)
Ulusal güvenlik ile bireylerin güvenliği ayrı şeyler. Sınır sorunu bir ulusal güvenlik sorunudur, bireysel bir durum yok yani ortada. Keza sokakta milletin birbirini vurması da bireysel bir sorundan ziyade toplumsal güvenliği tehdit ediyor.

Keza ite köpeğe para yedirilmesini de kimse savunmuyor. Ancak ite köpeğe para yedirilmese bile, artan parayla tüm risklerin farkında olarak halen 3. çocuğu sma hastası olan bir çifte milyon dolar yatırılmasını mantıksız buluyorum. Bir milyon dolar ile bir sürü fakire iş fırsatı doğurabilirsiniz mesela, ya da doğum kontrol kampanyası yapılabilir.

Türkiye'nin bu durumda olmasının sebebi biraz da "aşırı sosyal devlet" olma kasıntısı maalesef, burada böyle bir kaynak yok bu kadar basit. Mesela devlet toki eliyle ucuz konut yapıyor, ucuz konutu alan dar gelirli istanbulda yaşamaya devam ediyor, dar gelirli olduğu için aç kalıyor, bu sefer halk ekmek yoluyla ucuz ekmek veriyorsun, bu sefer iş bulamıyor memur ve belediye kadrolarını şişirip bir sürü insana boş yere para veriyorsun. Bu bir döngü yani. Halbuki toki olmasa, istanbulda yaşayacak kadar para kazanamayan adam başka yerde yaşayacaktı, ne bu kadar darlık olacaktı, ne bu kadar sosyal yardım gerekecekti. Tarım yapması gereken adam köyünde tarım yapacaktı, şehirde iş yapması gereken şehirde yaşayacaktı. Devletin serbest piyasaya çomak soktuğu her alan ekonomiyi alt üst ediyor kısacası. Ben tam liberalizmi desteklemiyorum (sağlık tarafı amerika gibi oluyor çünkü) ama sağlık hizmetlerinin %100 devlet tarafından finanse edildiği bir sistem de türkiyede olduğu gibi özel hastane ve ilaç şirketlerini aşırı zengin yapmana rağmen, sağlıksız bir halk yaratıyor. Para boşa gidiyor kısacası.
0
roket adam
(25.12.20)
Devlet sevmem, ama sağlık için devlet tarafından para harcanmasına/toplanmasına genel olarak karşı değilim (eğitimin devlet tekelinde olmasına karşıyım mesela), hele çocuğa harcanmasına hiç karşı değilim. 80 yaşındaki adam 3 yıl yaşasın diye milyon liralar harcanıyor, çocuğun en azından büyüyüp çalışıp kendini amorti etme ihtimali var.

Onun haricinde bu "fine-tuning" çabası çok riskli. Yani devlet olarak ya ayrım gözetmeden herkesi karşılarsın ya da kimseyi karşılamazsın. İşin içine potansiyel, genetik, zeka şu bu karıştırdığın zaman o iş yarın öbür gün "kürt/alevi çocuklarını tedavi etmeyelim, zaten vatana millete hayırlı olmayacaklar" noktasına iki günde gelir. Kaldı ki potansiyel ölçülecekse bile kim ölçecek? Bunun otoritesini başkasına niye bırakayım?

Aynı şey sigara/alkol tüketimi için de geçerli. Kanser riskinin çoğu genetik, ailesinde kanser geçmişi olanların çocuk yapmasını yasaklayalım, yaparlarsa da "riski biliyordunuz, sizin sorununuz" diyip yardım etmeyelim. Olacak şey değil. Yani olur da nasyonal sosyalist olmamız lazım onun için, olmasak daha iyi bence. Kaldı ki bunun beslenmesi var, hava kalitesi var, milletin götüne analiz cihazı takıp "kızartma yemeseydin sen de, damarlarının yağlanması senin suçun" diyemeyeceğimiz için pratikte de anlamsız bir istek bu.

Onun haricinde bence teoride en güzeli ilaç şirketlerinin, özel hastanelerin çok ağır denetlendiği, ama devlete bağlı olmadığı bir model. Ama onda da adamların senden çok parası oluyor, devleti satın alıyor, kabak yine sana patlıyor, çözemiyorsun. Teorisi güzel de pratiği tatsız.
0
plutongezegendegilmi
(25.12.20)
Plutongezegeni, kesinlikle haklısın. Zaten şu an ideal dünyadan bahsediyoruz. Ancak bir noktada çok hemfikir değilim - bazı genetik hastalıkların riski gerçekten siyah ve beyaz denebilecek kadar net bir şekilde tespit edilebiliyor. Hem toplum sağlığı, hem kısıtlı kaynakların kötüye kullanılmaması açısından bence genetik hastalıklarda bu konuşulabilir. Lakin tabii sigara ve alkol konusu çok ekstrem örnekler, dediğin gibi onları tam olarak belirlemek çok zor.

Mesela bi örnek vereyim, amerika'da bazı sigorta şirketleri abonelerine ücretsiz akıllı saat (apple watch tarzı) veriyor. Gönüllü olarak veri paylaşırsan ve spor yaptığın, aktif bir yaşam sürdüğün tespit edilirse daha düşük sigorta primi ödüyorsun riskin düştüğü için. Aynısı araç kaskosunda da oluyor, bir cihaz yardımıyla araba sürüş profilini çıkartıp, agresif kullanıyorsan çok, sakin kullanıyorsan az prim ödemeni sağlayabiliyorlar ve bu çok mantıklı. Bir birey olarak da %100 desteklerim bunu yani. Bu fine-tuning işini piyasaya bırakıp, devlet mekanizması ile denetleyebilirsen sonuçlar süper çıkabilir. Amma velakin pratikte türkiye gibi bi ülkede bunu yapmak mümkün değil çünkü "sosyal yardımlar" ile yaşayan onlarca milyon "oy" var bu ülkede, yani devlet eliyle dilenci yapılmış milyonlar var maalesef.
0
roket adam
(25.12.20)
roket adam- "sosyal yardımlar" ile yaşayan onlarca milyon "oy" var bu ülkede, yani devlet eliyle dilenci yapılmış milyonlar var maalesef.

mis gibi cevap gercekten cogu duruma.
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
@müptezel dostoyevski zaten sgk, ilaç vs yapılan harcamaları paylaşıyor, gdp'ye kıyasla, gelişmiş bir çok ülkeye kıyasla sağlığa az oranda kaynak aktarılıyor. Ülkenin önemli bir kısmının işsiz, asgari ücretle geçinen insanlar olduğunu düşündüğünde, halka gidip "artık sağlık güvencesi vermeyelim, sağlık sistemini tamamen özelleştirelim" diye sorarsan alacağın cevabın ne olacağını tahmin edersin sanırım.
Artık tüm vatandaşlara belirli bir miktar vatandaşlık maaşının verilmesinin tartışıldığı bir dünyada, sağlık harcamalarının toplam gdp'nin %4.7'sini oluşturduğu Türkiye'nin sağlıkla ve bütçeyle ilgili en önemli konusu bu diyen varsa bir zahmet vizyonunu genişletsin.
0
efx
(25.12.20)
Bahsettiginiz heralde zolgensma.

Bir kere burada sunu atlıyor olabilirsiniz; sosyal devlet olan ülkelerde bu hastaligin bir tedavisi kesinlikle karsilanmali, tedavisi karsilanmayan hastalik sosyal devlete aykırı.

Yalniz şöyle bir olay var; zolgensma pahalı ama spinraza (devletler tarafindan karsilanan) hayat sonuna kadar kullaniliyor, cocuk sürekli hastaneye gidiyor (masraf), ilk yil 600bin dolar kadar sonra her yıl 300bin dolar civari.

Simdi böyle hesaplayinca zolgensma daha ucuza geliyor.

Fransa'da bu zolgensma doktor onay verirse karsilaniyor. Ki tahminim EU yakında alım gücü olayiyla fiyatini falan iyice düşürür.

Neyse, devletin ben bu tedaviyi karşılaşılamiyorum ölün banane demesi kadar saçma bir şey olamaz.
Ha tabi Türkiye'de zolgensma karşilanmasini görmek çok zor bence. Böyle insanlari millete dilenmeye yöneltmek varken.
0
logisticsmanager
(25.12.20)
"Bu sahislar iyilesse bile dunyada gozle gorulur bir degisiklik yaratma ihtimalleri sifir olmasa bile sifira yakin."

"potansiyeli ve yetenegi cok yuksek bir cocuk kesfedilir, onun icin 100 milyon dolar harcanir, dunyayi degistirecegi tahmin ediliyordur, ama hicbir yetenegi daha ortaya cikmamis birileri icin, tum halkin vergisini riske atmak, akil alir gibi gelmiyor"

Kimin yaşayıp kimin yaşamayacağına karar vermek istiyorsunuz yani? Yani devlet bakacak "Lan salak sen daha üniversiteyi kazanamamışsın sen yaşama, sen kazanmışsın da 5 sene olmuş hala bitirememişsin senden de bir bok olmaz, sen de yaşama. Sen zeki çocuğum gel yaşa bakayım."

Bu faşistliğe giriyor olabilir ama emin değilim.

Bir de yani 8 milyar insandan kaç kişi dünyayı değiştirmiş? Hitler'i çocukken çok zeki olarak algılarsak ne yapacağız mesela?

Bakış açını değiştirmen lazım. İnsanlığın amacı evreni fethetmek için her şeyi yapmak olsaydı o zaman bütün insanlık uğruna bu amaç için çalışırdık. Bütün kaynaklarımızı bu amaç için harcardık. Dolayısıyla ayak bağı(!) olacak, kaynaklarımızı sömürecek(!) insanları öldürürdük(!) en kısa zamanda evreni fethetmeye çalışırdık.

Ama bizim böyle bir amacımız yok (belki 2-3 kişinin vardır). Amacımız bu dünyada mutlu mesut yaşamak. Her insanın da yaşama hakkı var. Bütün sözleşmelerde bu hak güvence altına alınmıştır. Kimin yaşayıp kimin yaşamayacağına karar veremezsin.

Bir de eğer iş buralara gelirse sistem daha da karmaşıklaşır. Mesela bütün gün götünün üstünde oturup internete yorum yazan insanlara devlet ağrı kesici bile vermez. Salaklara ekstra salaklık vergisi koyar. Zekilere ise her şey bedava olur vs. vs.

Güzel distopya romanı olur bundan he.
0
ardt
(25.12.20)
j r r tolkien hayrani , cevabniz guzel, iyi bakis acisi, ama devletin olmama olayini halk bireysel sekilde kapatamaz, guvenlik vb cok fazla detay var, devletin olmamasi imkansiz duruyor gunumuz sartlarinda, dunyadaki herkesin iyi niyetli, kotulugun olmadigi vb bir durum olmali ki devletler ortadan kalksin, ki bu da hayal gibi
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
ardt, vergilerimin nerelerde harcanagi noktasinda soz hakki sahibi olmak istemem fasistlik mi? zorunda miyim sizce buna? bize baski yapmis olmuyor musunuz sizce, bi degerlendirmenizi rica ediyorum, bana zorla, odedigin vergi bu kisilere gidecek demis oluyorsunuz su an, istemiyorum ki bunu
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
logisticsmanager , neden olamaz ki, devlet saglik sektorunde soz sahibi olmak zorunda mi? ya da sosyal devlet olmak zorunda miyiz sizce? abd, sosyal devlet degil ornek olarak
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
efx, sizce her birey vergisinin nerelerde harcandigini gormek istemekte ozgur degil mi? ben bu noktalarda hizmet almak istemeyip, baskasinin da benim vergimden bu noktada destek almasini istemiyorsam, bu fona param gitsin istemedigimde bu ozgurluge sahip neden olamiyim sizce, halki buna zorlamak dogru mu
0
🌸müptezel dostoyevski
(25.12.20)
"ardt, vergilerimin nerelerde harcanagi noktasinda soz hakki sahibi olmak istemem fasistlik mi?"

Ofansif olmak istemiyorum aslinda ama daha yumusak ifade etmem mumkun degil: eger kimin yasayip kimin yasamayacagina karar vermek istiyorsan ve de kisilerin zekasina bakarak buna karar veriyorsan, kusura bakma ama evet bu fasistligin âlâsıdır. Bakis acini degistirmen lazim acilen.

Yoksa senin fikrine gore şoyle yapmamiz lazim: Vatandaslar IQ derecesine gore vergi versinler. IQ azaldikca vergi artsin. Toplanan vergiler de belli bir IQ'nun ustundeki, yani dunyayi degistirme ihtimali olan kisilere verilsin.

Senin mantigini oturttugumuz zaman gelecek duzenlemelerden sadece biri bu.

Oyle "para benim, nasil harcayacagima ben karar veririm" demekle olmuyor. "Bu cocuk benim" deyip cocugumu öldürebilir miyim ben mesela?
0
ardt
(25.12.20)
bence ikinizin orta noktası şu şekilde bulunabilir: müptezel arkadaşımız ben devletin sağladığı sağlık hizmetlerinden faydalanmayacağım kardeşim, bunun parasını da ödemiyorum diyebiliyor olmalı. böylece şuna buna yardım ediyorum demek zorunda kalmaz, kendi başının çaresine bakar. bunun bir light versiyonu avrupa ülkelerinde (bkz: kirchensteuer) olarak yapılıyor, hristiyan değilsen adam senden kilise vergisi almıyor mesela, bunun gibi seçimler yapılabiliyor olmalı "en azından".

keza emeklilik konusu da aynı şekilde, ben kendim birikim yapabilecek finansal okur yazarlık ve zekaya sahibim kardeşim, devlet bana maaş falan bağlamasın benden sgk primi de kesmesin diyebilsem, eminim ki devletin bana ayıracağı dandik emekli maaşından çok daha yüksek bir para ile emekli olurum. ama şu anda böyle bir seçim sunulamıyor, çünkü devlet kendi ayağına sıkmış olacak, devlet politikası şu anda tamamen "iyi kazanan" beyaz yakalıların sırtından, dar gelirlileri sürdürülemeyecek şekilde sübvanse etmek üzerinden yürüyor. bize bu imkanı tanısa paramın diyanete, tokiye falan gitmesine imkan verir miyim?

ancak bunlar dışında, atıyorum gelir vergisi, kdv vesaire bunların nereye harcanacağı konusunda maalesef o kadar granüler bir seçim şansı sunmak realistik görünmüyor.
0
roket adam
(25.12.20)
"sağlık hizmetlerinden faydalanmayacağım kardeşim, bunun parasını da ödemiyorum diyebiliyor olmalı"

Yani şu durumda x kisisi, devletin ufacik bir parcasi. Devlet iyi almiyorum senden vergi dese, bunun bir karsiligi yok. Yani sistemden tek tek kisiler halinde cikamazsin. Devlet, senin hastanelere giden parani hesaplayip o parayi sana iade edemez.

Kilise ve vergi konusunu bilmiyorum ama orada da cok ozgur bir secim yoktur. Eger hristiyan olarak geciyorsan otomatikman vergi sistemine dahil oluyorsundur ya da sistemde hristiyan gozukmuyorsan dahil olmuyorsundur. Belki hristiyan olup da parasinin kiliselere gitmesini istemeyenler var, bu da olabilir. Kaldi ki o insanlar hala kilisenin kararlarinda soz sahibi olamiyor mesela. Soz sahibi olacak kisileri cok dolayli yoldan seciyorlar.

Bir not: nazilerin sakatlari ve beyin ozurlulerini katletmesinin konumuzla alakasini dusununuz.
0
ardt
(25.12.20)
"Nasil cikamiyor? Turkiyede bile oluyordu bu durum, mesela bireysel emeklilik sistemi vardi. Herkes direkt dahil edilmisti ancak sonradan isteyen cikabiliyordu yani cok zor degil o sistemden cikmak."

Hayir, onu biliyorum tabii ki ama benim kastettigim, benim cebimden cikip da hastane yapimina, saglik calisanlarina giden paranin bana iade edilmesi gibi bir sey yok. Boyle bir sey de gelmeyecek.

"Yani olumlu anlamda gorus bildirrmek bile o yonde bir karar vermeye calisma demek oluyor. 'Bu durumdaki herkes tedavi olsun, kisi secilmezsin' desen bile yine bisekilde 'kimin yasayip yasamayacagina' karar vermeye calismis oluyorsun."

Hocam iste sen burada lafi carpitiyorsun. Evet, belki devletin yasasinda "herkesin tedavisini karsilama zorunlulugu" diye bir sey yazmiyor ama arkadasin bahsettigi ornekte buna sen karar vermis oluyorsun. Arkadas diyor ki, atiyorum mesela bir odada 3 kisi var ölüm doseginde, ayni ilacla duzelecek bunlar ama bu ilaclarin her biri 100 milyon. Devletin kasasinda da bolca para var ama sen odaya giriyorsun ve diyorsun ki "salak olan 2 kisiye bu ilactan vermeyin, sadece zeki olani yasatin"

İste burada kimin yasayip kimin yasamadigina tam olarak sen karar vermia oluyorsun.
0
ardt
(26.12.20)
Ben kimseye kendi goruslerimi empoze etmeyw calismiyorum.

Sozum meclisten disari ama mesela nazileri, onlarin goruslerinden caydirmaya calissam bu da mi fasizme girecek?
0
ardt
(26.12.20)
"Onu gectim klasik 'denize dusse x i mi Y yi mi kurtarirsin' sorusunda bile o secimi yapiyorsun bisekilde"

Orada bir tanesini kurtarabiliyorsun ama. İkisini kurtarman mumkun olmadigi icin o mu bu mu diye soruyor. Bizim olayda ise devletin yeteri kadar parasi var ama "hayir, bu parayi salaklari kurtarmak icin harcamayalim" diyorsun.

Bu ustteki lafi gonul rahatligiyla telaffuz edebilecek biri icin de dusuncelerimi belirttim.
0
ardt
(26.12.20)
ardt - olayimin fasistlik ile uzaktan yakindan alakasi yok ki, fasistlik olgusu bambaska bir sey, yukaridaki arkadas acikladigi icin ekstradan tekrar aciklama yapmayacagim, demagoji yapilacak bir konu degil benimkisi, sadece ozgurluk noktasinda ozgur olma, kazandigim parayi kendim yonetme istegim var, ve bunu istemiyorum diye, toplum tarafindan, senin demin yaptigin gibi, yeterli para var ve bunu niye harcamiyoruz, bir cocugun olmesine goz mu yumacaksin, tepkisi yemis oluyorum, bu bir cocuk iki cocuk olayi degil.

ben gelecegi degistirme olayini sundan dolayi belirttim, gelecegi goruyor olsak, o cocuk dunyayi degistirecek cocuk olsa, harcama yaparsin. ama zaten kimin gelecegi degistirecegini bilme imkanimiz yok. iq su cocukken cok yuksek cikmis insanlar ileride toplumu degistirecek olaylar yapiyor diye bi garanti yok.

ama tabi ki, yetenekleri cok bariz olan kisilere, ozel imtiyazlar taninmali. ama bu imtiyazlarin icerisine, torpil karismamali. kendi cocugunu o imtiyazlarin icine sokacak insanlar olmamali.benim isteklerim gunumuz sartlarinda biraz imkansiza kacabiliyor, bundan dolayi cok yalin sekilde, parami istedigim sekilde kullanma ozgurlugune bagladim olayi.

benim param, ben secmeliyim, devlet veya hukumet, bize bu ozgurlugu getirmeli. umarim bu ozgurluge kavusuruz ileride.
0
🌸müptezel dostoyevski
(26.12.20)
j r r tolkien hayrani - bireysellik ve devlet konusunda durum su, devlet olmadigi zaman, yerine baska otoriye koyabiliriz ya da koymayabiliriz. koymadigimizi farzedelim. 5 milyon nufuslu bir ulkeyiz, dunyada diger ulkeler olmaya devam ederken, biz ulke olmaktan vazgecersek nasil bir sey ile karsi karsiya kalacagiz ? 1 gecede bu duzenin degisme imkani yok, sinirlari nasil koruyacagiz ? ornek veriyorum 5 milyon kisi her konuda fikir belirtme ozgurlugune sahip olalim

gunde milyonlarca karar vermemiz gereken sey olacak, 5 milyon kisi surekli olarak fikir belirtemez

ama bizim goruslerimize en yakin kisileri sectigimizde hukumet partileri oluyor.

buna devlet veya hukumet demeyelim.

ama fikirlerimize en yakin kisileri secmis oluyoruz.

sonucta bize en yakin kisiler, idareyi saglasin diye isbirligi yapiyoruz

dunyada tamamen ulkeler ve sinirlar kalkacak derseniz, bu noktada uyusabiliriz, sinirlara inanmiyorum, iyi veya kotuye inaniyorum.

keske tum toplumlar baris icinde yasasak

olay biraz karisiyor bu konuda.

isteklerim var, ama bu isteklerimin pratige donusmesi cok zor.

devlet ortadan kalkinca, direkt bireysel kalicaz diye bi durumda yok tabi.

ama sonucta adina devlet demesek bile bi mekanizma olusacak.

5 milyon nufuslu bir ulke, ulke olmaktan vazgecti, kabile sistemi diyecegim bir sisteme gecti diyelim, ahmet isimli sahis bos gordugu butun topraklara ev dikmeye kalkti, dunya benim dedi, topraklar hepimize ait dedi, herkes bos buldugu yeri sahiplensin dedi ornegin, ben sizin kabilenize de katilmiyorum dedi, otoritenizi tanimiyorum dedi, burada sinirlari nasil cizebiliriz ki ?

o zaman sen kendi uzerinde bir guc istiyorsun, durum oyle diyebilirsin, ama sanirim mutlak bir gucun olmasi gerekiyor duzen saglanmasi adina. bu mutlak gucun, seffaf, liyakata uygun, durust ve guvenilir olmasini istiyorum. lakin bir toplumu yonetmekte tamamen durust sekilde olamiyor, karisik biraz durum. basit gormuyorum acikcasi, biraz konu allanip budaklaniyor, konu konuyu aciyor.

su an ki sartlara gore istegime gelirsek, devlet duzenine karsi degilim, ama devlet bireyler icin var, ama bireylere ozgurluk tanimlamasi yapmali. devletin kisitlamalari maksimum duzeyde degil, toplumu ayakta tutacagi kadar olmali. radikallikten uzak olmali ve toplumun genel cikarlari icin calismali.

maksimum ozgurluk ve maksimum secim imkani tanimlamasi yapmali.
0
🌸müptezel dostoyevski
(26.12.20)
"that escalated quickly" diyorum ama @muptezel; devlet sosyal devlet olmak zorunda değil, ben sosyal devlet açısından konusuyorum.
Açıkçası su an Fransa gibi sosyal devletin üstlerinde olan bir yerde mutluyum, disten göz doktoruna hepsi karsilaniyor. Issiz kalirsam 3 yila kadar maas var, covid dönemi yüzde 100 maas karsilamasi yapildi vs.

Bunlari devlet yapmak zorunda değil ama sosyal devlet yapmak zorunda.

Siz temel liberal devlet diyorsunuz; evet devletin polis gibi temel güvenlik dışında hicbir şeyle ugrasmamasi lazım. Misal ev sahibi seni evden mi atacak? Kendi sorunun. Ama Fransa'da misal seni kışın evden atamaz.
Işveren istedigini isten atar. Fransa'da atamaz.
Devlet sagligi karsilamaz, hele 1 milyon euroluk ilaci. Fransa'da karsilar.
Devlet vergi az alir (ki Amerika'da vergiler az değil), Fransa'da daha fazla alir.

Ben sosyal devlet tarafından yasiyorum, siz liberal devletin metro yapmaya bile katilmadigi, vatandasi herhangi bir sekilde isverene karsi falan korumadigi sistem istiyorsunuz, saygı duyarim.
0
logisticsmanager
(26.12.20)
'Birisi gelsin benim sorunumu cozsun, gucunu gostersin baskalarini korkutsun. Ben ona itaat edeyim o da beni korusun'

durum boyle degil

tak diye 1 gecede tum dunyada devletleti yikmak mumkun degil.

kendi icinde bulundugumuz toplumdaki mevcut kosullari, kademe kademe iyilestirip, en mutlak dogruyu deneme yanilma yontemiyle bulmaliyiz.

ben ortaya tek basima cikip tum dunyada sinirlar kalksin, devlet kalmasin, mutlu mesut yasayalim diye ortaya cikip kosturmaya kalksam, bir anlami olmaz.

ama icinde bulundugum toplumda, kisa surede gerceklestirebilecegim, ozgurluk adina yeniliklere yogunlasirsam bunu gerceklestirme imkanim var yasadigim surecte. olaya bu sekilde odaklaniyorum. siz ise genel bir hedefiniz var, olmasini istiyorsunuz, ama o hedefi gerceklestirme ihtimalimiz yok gibi, sadece soylemde kalma durumu daha yuksek degil mi sizce? hayal gibi biraz
0
🌸müptezel dostoyevski
(26.12.20)
j r r tolkien hayran, soylediklerinizi bir yerden yakalayip ele almak gerekiyor, aklinizdaki fikirleri faaliyete donusturmek adina bir cabaniz var mi bilmiyorum, burada fikir paylasiyoruz, muhabbet amacli

benim size sorum su olur, fikir yurutmemi istemiyorsaniz

Benim düşünceme göre ise en başından devlet şeklindeki bir yapının olması yanlış.

bu cumleye karsilik sizden uzun uzun, ulkemiz veya genel dunya adina, devletlerin yikilis surecini ele almanizi rica eder, bunu dinlemek isterdim, bir planiniz var mi,dusundunuz mu buna yonelik daha once, kendim fikir yurutmek yerine, direkt size sorayim, ama bunu eksi duyuru uzerinden konusmak biraz zor olacaktir muhtemelen, sizin bu surec ile alakali aklinizdaki her detayi ogrenmek gerek, milyonlarca milyarlarca sorulacak soru olacak bu buyuk surec ile alakali
0
🌸müptezel dostoyevski
(26.12.20)
Yalniz zolgensma tedavisinden ron swanson gibi libertarian yapiya nereden gelinmis. Devlet yikilsin yerine avm yapilsin.m!

Bence bu konunun devlet olmalı mi diye konusulmasi lazim, iyice konudan uzaklasilmis.

Gecenlerde komedyen yannis pappasin bir şovu vardi; para kazanamazken allahim obama care super lütfen bana yardim edin derdim, simdi para kazanirken baskan kim mi olacak? En az vergi alan, istedigin politikayi yürüt yeterki benden az vergi al diyorum derdi.
Bu da oyle. Ben su an Fransa'da ortalama maas alan biri olarak sosyal devlet haklarindan memnunum ama yilda 100-150 bin euro kazanmam yeni vergi dilimlerine girecegimden allah belasini versin böyle sistemin diyecegim :)
0
logisticsmanager
(26.12.20)
logisticsmanager , biraz degisti konular, ama tabi benim nihai sorum basliktaki konu

Neyse, devletin ben bu tedaviyi karşılaşılamiyorum ölün banane demesi kadar saçma bir şey olamaz.


boyle demissiniz, bunu sosyal devlet anlayisini benimsemis ulkeler icin soyluyorsunuz sanirim, ama bu anlayisi devlet bize dikte ediyor.

lakin referanduma gidilse bi dostun dedigi gibi, ulkenin cogu fakir oldugu icin, bu anlayisi kabul edicek muhtemelen.

al sana yeni bi referandum konusu daha

bireylerin vergilerinin nereye gidecegini secme ozgurlugu olmali mi?

bu referandumu da medya nasil lansederse ona gore sonuc sekillenicek.

ama objektif lansedilirse, yine ayni kitle, vergilerinin nereye gittigini secmek isteyecektir.

ama bu referandum da herkese bu ozgurlugu tanirsak, sizin cocuklarinizi tedavi edecegimiz fonlarimiz azalicak diye lansedilirse, yine ayni halk bu ozgurlugu istemeyip devlet denilen olgunun iradesine birakicak, olaylar guc kimdeyse ona gore sekilleniyor, karisiklasiyor.
0
🌸müptezel dostoyevski
(26.12.20)
ardt +1000
0
eksimeksi
(26.12.20)
mevcut türkiye şartlarında bu konuda bir referanduma zaten gidilemez. çünkü halkın büyük kısmının geliri yine devlet harcamalarına dayanıyor. ya memur, ya memur ailesi, ya devlet yatırımlarında çalışıyor, ya devlet iştiraklerinde çalışıyor, ya da gelirinin büyük kısmı devletten gelen şirketlerde çalışıyor. bu sorunun sorulabilmesi için gerekli sağlıklı ortam, ancak devletin piyasadan mümkün olduğunca çekildiği, ekonomiyi özel iştiraklerin ağırlıklı olarak yürüttüğü, ve insanların da ödedikleri verginin farkında olduğu (brüt maaş alıp vergiyi kendi ödediği gibi) bir ortamda gerçekleşebilir.

atıyorum Imamoğlu istanbulu kazandı evet ama bu başarıda "tapu sorunu çözülmesi", "halk ekmek", "suya zam yapmama" gibi kamu yararının aksine gerçekleşen bir çok propagandanın büyük etkisi var. yapmasın demiyorum ama halkın oy verirkenki kriterlerleri "özgürlük" falan değil, "ekmek" olduğu sürece böyle bir karar verme sürecinden bahsedilemez bence. şimdi sen bu adama sorsan diyecek ki halk ekmekten 1 tiye ekmek alıyordum noldu şimdi alamayacak mıyım diyecek. halbuki biz seni daha düşük vergilerle uno ekmek yiyecek bir gelir seviyesine çıkaracağınız dediğinde buna yanaşmayacak, havadan para indirim ve yardım gelmesine alışmış çünkü.
0
roket adam
(26.12.20)
tartışmayı okumadım ama kendi düşüncem türkiye gibi bir ülkede hayır, karşılamamalı. milyonlarca doları iyileşip iyileşmemesi belli olmayacak tek bir kaynağa bağlamak yerine binlerce başka çocuğun hayat standartları yükseltilebilir.
0
anais
(26.12.20)
(8)

Et yerken aniden gelen tiksinme, vejetaryenlik sorusu

anladespina
Merhaba. Çeşitli etlerle yapılmış döner gibi yemekleri büyük bir iştahla yiyen birisiyim. Ancak eğer yediğim eti (bu, bir balık da olabilir) tabakta kemikleriyle birlikte görüyorsam güzel kokusuna ve albenisine rağmen tiksinmeye başlıyorum. Bu tiksinmemin ana sebebinin, sanırım modern dünyada hayvan
Merhaba. Çeşitli etlerle yapılmış döner gibi yemekleri büyük bir iştahla yiyen birisiyim. Ancak eğer yediğim eti (bu, bir balık da olabilir) tabakta kemikleriyle birlikte görüyorsam güzel kokusuna ve albenisine rağmen tiksinmeye başlıyorum. Bu tiksinmemin ana sebebinin, sanırım modern dünyada hayvanları, ihtiyaçtan değil de zevkten dolayı vahşice öldürüp yememiz olduğunu düşünüyorum, tabaktaki ete baktıkça; modern(?) insanlığı düşünüp yaptığımız şeyin ilkelce olduğuna karar kılıyorum.

Siz de yaşıyor musunuz bunu? Yol yakınken vejetaryen mi olmalıyım, yoksa "saçmalıyor" muyum?
0
anladespina
(24.12.20)
Yaşamıyorum.
0
sutlu nescafe
(24.12.20)
Balık çok severdim, ta ki bir alabalık çiftliğine götürülene kadar. Balığı seçiyorsun, seçtiğin balığı tutup pişirip getiriyorlar. O gün aç kaldım, sonra yıllarca balık yemedim. 6-7 yıl sonra ayvalık'a gidince "rakı balık ayvalık" yapmak için yeniden başladım yemeye. Ama sadece büyük balıkları ve sadece rakının yanında yiyorum. Bir de kafası olmayacak. Önüme kafasıyla gelirse yiyemiyorum. Pişiremiyordum da, yeni yeni a101'in dondurulmuş uskumrusuyla (kafası yok) başladım pişirmeye.

Kırmızı et sevmediğim için o konuya girmiyorum.
0
pati
(24.12.20)
bence direk vegan olun da..

hazır bu farkındalığı yaşamışken et tüketimini büyük ölçüde azaltmanız o da olumlu.
0
AlsterWasser
(24.12.20)
yaşamadım ama benim kardeşim sokakta beslediği kedinin araba tarafından ezildiğini görünce vegan olmuştu. 2 sene sürdü sonra bıraktı.
0
false pretension
(24.12.20)
ben de aynı şekilde kafası olan balığı, but şeklindeki tavuğu yiyemiyorum. et yemek zorundayım, o nedenle ağaçtan soframa geldiklerini hayal ediyorum şu şekilde: galeri13.uludagsozluk.com
0
pide
(24.12.20)
Etin tadını severim ben de ama dediğiniz gibi kemikli şeyler yiyemem. Özellikle balık asla. Kafalı falan tabağa geliyor bakamıyorum. Bu yüzden somon ya da sushi yiyorum balık olarak.
0
jazzabel
(24.12.20)
Valla ben de yaşamıyorum.
0
Amaranta ursula
(24.12.20)
Yaşamıyorum, aksam foie gras yiyeceğim hatta.
0
logisticsmanager
(24.12.20)
(6)

Kyk borcunu toplu ödemeli miyim?

logisticsmanager
Şimdi her ay annemlere para atıyorum 330 lira onlar ödüyor. Ama bu böyle daha 2-3 sene daha devam edecek. E her ay 2 euro civarı masraf oluyor, üstüne Euro yükseldi mi düştü mü bakıyorum.Diyorum ki hazır elimde para varken kalan 1000-1200 euro borcu tek ödemede kapatsam mi? Bunun masrafi 14 euro ola
Şimdi her ay annemlere para atıyorum 330 lira onlar ödüyor. Ama bu böyle daha 2-3 sene daha devam edecek. E her ay 2 euro civarı masraf oluyor, üstüne Euro yükseldi mi düştü mü bakıyorum.
Diyorum ki hazır elimde para varken kalan 1000-1200 euro borcu tek ödemede kapatsam mi? Bunun masrafi 14 euro olacak.

Ne dersiniz?
0
logisticsmanager
(24.12.20)
elinizde toplu para varsa halledin gitsin bence.
0
amugochi
(24.12.20)
Olur bence de
0
ala09
(24.12.20)
stresine değmez. yapıştır gitsin. para varken borç kapatmak dünyanın en mantıklı işidir
0
avatar is back
(24.12.20)
yurtdışındaysanız ne gerek var diyesim geldi. milyar dolarlık borçları var insanların
0
ShadowOfMoon
(24.12.20)
i.pinimg.com

kyk borcunda ödeme sistemi nasıl çalışıyor bilmiyorum, tek seferde üç taksit ödenebiliyor mu veya örneğin bir taksit 400 liraysa misal 950 lira ödenip iki taksit silinerek diğer bir taksit 250 liraya düşürülebiliyor mu vs. seçenekler nasıl bilmiyorum ama ben ne birden abanırdım ne de her ay öderdim. evet türk lirası kuş oldu, muhtemelen yolda bulduğun parayla bile kyk borcunu kapatırsın ama sonuçta pandemi zamanı, boşuna kyk kredisi için çok para vermeye gerek yok.

ben mümkünse üç aylık periyotlar halinde öderdim veya euro karşılığına göre dört (misal düz hesap 200 euroya denk gelecekse vs.) olabilir.

"ne gerek var ödeme boşver" düşüncesine de katılmıyorum açıkçası, hayat bu ne olacağı hiç belli olmuyor. hazır imkan varken, ödemek hiç koymayacakken kurtulmak bence mantıklı. ahlaki olarak sorumluluk hissetmeyen ve "devlet benden çaldığını bana geri verdi" diyen insanları da anlıyorum ama bizim hislerimizin devlet nezdinde bir anlamı yok açıkçası, yarın bi gün türkiye'ye dönülür bi maddi kayıp yaşanır vs. durduk yere sorun yaşanmasın. avrupa'da yaşayan adam zaten sakız parası ödeyerek kapatır borcunu. kafa rahat olur.
0
der meister
(24.12.20)
@shadowmoon yok öderim ya. Açıkçası üç kuruş para için vergi dairesi olaylarına düşürmem kendimi. Ki o parayı da çok güzel yedim zamaninda hiç de zorluklar altinda falan alip harcamadim yani, altimda araba gezdim. Bana kredi verilmesi normal ha ama resmen burs almasi gereken kisilere kredi verildi zamaninda onlara üzülüyorum.

@der meister, hayat normal. Iyi diyordum ama yatırım arastirma isine girince benim yaşımda ne paralar kazananlar gördüm, ben de senin dedigini dedim vallaha, çok göreceli gibi :)

3-4 ay ödeme olayı da olabilir tabi, yani normalde ben ülkeyi terk ettigimde euro/tl 4 liraydi, o dönem 80-90 euro diyorduk, su an 40 euroya düştü. Açıkçası su siralar euro düşüyor diye dedim biraz da ama uzun dönemde o günlere donulmeyecegini de biliyorum ki gun gelip euro/tl 1 bile olsa ailem öder o zamanda...
0
🌸logisticsmanager
(24.12.20)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.