Baştan her şeyi konuşun. Geri iade olmayacağını belirtin.
Üründen eminseniz deneme izni falan vermeyin. Alıcı, siz parayı aldıktan sonra da kullansın.
Ama tavsiyem ürünü önce güvendiğiniz yakın çevrenize teklif edin.

denemek diye bişey yok, hijyenik sebepleri öne sürün.

en fazla çalışıyor mu diye bakarlar, zaten çalışıyorsa bir sıkıntı olmaz.

Elden satılacaksa prize takılıp ısınıp ısnımadığına bakmak ister alıcı, zaten yanıyorsa daha neyi deneyecek? Üzerine kanat atacak değil ya :)

Gerçi hiç kullanılmadığı belli olduğu için denemeden de alabilir insan, o da normal. Garantisi de var.

Uzak satışlarda önce para sonra kargo kesinlikle.

Sin nombre film
Tanrikent film

El Chapo

Brezilya versek olur mu?
Tropa de Elite (2007)
www.imdb.com

No country for old men

meksika değil de kolombiya olacak ama narcos'un ilk iki sezonunu (gerisini izlemedim) önerebilirim dizi olarak. ben müthiş keyif almıştım, çok hoşuma gitmişti. yalnız sigarayı yeni bıraktıysan falan uzak dur derim, zalımlar her bölümde öyle güzel tüttürüyor ki ben o ara günde bir paket sigara içerken ikiye çıkmıştım bu dizi yüzünden.

"sktir lan meksika sorduk" deme ve şans ver bence, güney amerika'nın hikayeleri çok daha güzel bu konuda.

Tropa de Elite çok tırt bi film, bence vaktini bununla öldürme.

sicario gibisi yoktur yalnız hele başındaki gerginlik ders niteliğinde. narcos var izlemediyseniz hala sonra narcos mexico diye devam etti. netflix dizisi

traffic

bu olayı çözüceksen önce narcos sonra narcos meksika sonra el chapo en son da ozarkı izleyip kafanda tüm şemayı oluşturucaksın.

Meksika değil ama bu konuda yapılmış en iyi film Brezilya yapımı City of God bence, onu izle.

gitarlar tek parça solid veya iki parça solid olabilir, senin fotoğrafta gösterdiğin 2 parça solid.

hatta laminant bile olsaydı bu şekilde görünmesini sağlayabilirlerdi. en üste kapak kaplaması yapıştırıp.

gitarın içinden ses deliğinin kenarından bak solid mi laminant mı oradan gözükür.

1 kere gittim. Tekrar gitmeyi planlıyorum. Zaten içeri belirli sayıda kişi alınıyor. Hes kodu soruluyor. Çok şartsa gidilebilir.

ben 2 ay önce bilgisayar almak için gittim. sakin vakitte gidip oyalanmadan hallederseniz bir şey olmaz.

ben sürekli girdim çıktım pandemi başladığından beri. maskeni takıp mesafeye dikkat ettikten sonra bir minibüse, metrobüse filan binmekten çok daha güvenli olsa gerek.

Filteria + 1

sürekli gidiyoruz, maske+mesafeye uyuyoruz. şimdiye kadar sıkıntı yaşamadık çok şükür. hem artık hes de soruyorlar.

Ben avm içi samsung bayisinden almıştım televizyonu , sabah açılış saatinde oradaydım personel hariç kimse yoktu işimi halledip çıkmıştım.

genel olarak hayır gitmiyorum
salgın doneminde 1-2 defa mecburiyetten gittim
normal zamanda da zorunlu olmadıkca gitmiyordum

N95 tak git bence. AVM ye gitmiyorum ama sarı dolmuşa biniyorum örneğin. maalesef

Şu an gidiyorum. Çok güvenlik önlemi alıyorlar. Tercih ettiğim avm den kaynaklı da olabilir ama aman aman bir insan yok. Ama tenha da denemez.

o şekilde ben de olsam giderdim, kocaman mağaza kalabalık da değilse çok riskli gelmez bana ama şans faktörü çok önemli tabi.

sonuçta çarşıya pazara gidiliyor kaçamıyorsun ufacık marketlerin içinde.

Evin karşısında içinde Migros olan bir avm var. Sırf market alışverişi için sürekli gidiyorum ama hemen Migros’a yakın girişten girip başka mağazalara girmeden çıkıyorum hep. Bunun dışında pandemi boyunca 3 kere daha gitmem gerekti farklı şeyler için. Girmem gereken mağazalara girip çıktım yine oyalanmadan. Tek bir yerde işinizi görüp çıkacaksanız gidebilirsiniz bence. Sonuçta markete, fırına falan gidiyoruz çoğumuz.

insanlar hergün sabah akşam metro/dolmuş/otobüs kullanıyorlar. ne tatlı canınız var..

AVM'ye gitme aliskanligimi kaybettim. Sadece 1 tane AVM'nin Carrefour'una girip cikiyorum. Otoparki direkt Carrefour'un altında oldugu ve çok sakin olması sebebiyle...

genelde avmler devasa büyüklükte mekanlar olduğu için insanlarla yakın mesafede olmuyorsun genelde. sadece kasa sırasında bir yakınlaşma olabilir. bir iş için uğradım bugün epey boştu. avmlerdeki kalabalığı genelde cafeler ve sinema gibi yerlere gelenler oluşturuyor diye düşünüyorum. onlar da kapalı olunca boş boş gezen tiplerden ziyade işini halledip çıkan insanlar oluyor.

dünya sağlık örgütü öldürücülüğü ile ilgili bilgileri olmadığını , bilgi aldıklarında zaten tüm ülkelerle paylaşacaklarını söyledi.

bilinen bişey yok ama henüz bilinmiyor olduğu için daha öldürücü de olabilir.

daha bulaşıcı olmak daha kolay bulaştığı demek işte, eski virüs aynı şartlarda 1 kişiye bulaşıyorsa bu aynı şartlarda atıyorum 3 kişiye bulaşabilir.

Ben yine anlamadım:) şimdi daha bulaşıcı olmak hakkında iki görüş var, ama hiçbir haberde açıklama yok, sadece bulaşıcı. Daha çok kişiye bulaşıyorsa bu nasıl oluyor, mantığı ne peki onu sormak istemiştim.

Daha bulaşıcı olması demek daha hızlı (kolay) yayılması demek. Örneğin bir maskeyle covid'in yayılım hızı x ise, daha bulaşıcı covid 2x hızda yayılıyor olabilir, bu nedenle virüsün daha az bulaşıcı olması hedeflenir.

günde 1 iyi.
suyla alınan vitaminler vücutta tutulmuyor zaten, zararı yoka ama fazlası faydasız, çişle atılıyor.
gece değil gündüz almaya çalışın ki böbrekler falan yorulmasın.

internetten prospektüsüne bak, fazlasının zararı olmaz idrarla atılır ama içinde başka kimyasallar varsa fazla doz dokunabilir.

Youtube sinan canan vitaminler ise yarıyor mu? Kısa cevap, bi halta yaramıyorlar.

İçeriği sağlamsa günde 200 mg'a kadar kullanarak kutuları bitirmenizin sakıncası yok. Diyetinizde taze sebze/meyve fazla değilse "ek" faydası dahi olur.

Kaç mg? Siz kaç kilosunuz?

@fever: 600/200 mg yaziyor kutuda. Ne demekse.

Kilom 68

tost makinesi de ısınmış döküm plaka, yani tavadan farkı yok pek.
sadece ateşin verdiği sıcaklık kadar güçlü olmayabilir, o yüzden belki biraz daha uzun sürer pişmesi.
eğer gril özelliği de olan makinesiyse zaten gayet güzel olur.
öyle olmasa bile köfte çok kalın değilse yine olur.
afiyet olsun.

eğer döküm tavan yok ve normalde teflonda vs yapıyorsan, mesela bende tefal açılınca grill de olabilen tost makinesi var, onda yaptığım köfte tavaya göre çok daha güzel oluyor, bırak "şansını denemeyi." Hem üstten hem alttan ısındığı için daha hızlı ve suyu içinde kalarak pişiyor.

tost makinasını yıkarken şimdiden kolaylıklar diliyorum sana.

Bende de tefalin "contact grill" diye gecen tost makinelerinden var. Gayet guzel oluyor, her turlu kofte, biftek cok hizli ve pratik sekilde pisiyor. Yikamasi biraz zor ama plakalari cikiyorsa ve bulasik makineniz var ise sorun olmaz.

gayet güzel oluyor ama bizim tost makinesinin kafası öne eğik, eriyen yağlar kanallardan sızıp dışarı akmaya başlıyor. en son sucuk yapmıştım tost makinesinde, yağlarla boğuşup bir daha yapmama kararı almıştım.

Yağlı kağıt arasına koyup pişiriyorum ben. süreyi biraz uzatsa da temizleme aşamasında çok işe yarıyor.

Reddit

Vikipedi

9gag, reddit

genelde youtube. eskiden 9gag'e girerdim artık aşırı ergen geliyor. haberler için t24. başka bir şey kalmadıysa 101 falan oynarım online.

Ekşi şeyler
YouTube
Online oyun

facebook, instagram, linkedin falan. ama çok değil sadece biraz bakıp çıkma.
bunlardan sonra ingilizce siteler. bbc, guardian falan..

tüm yaptıklarımı yazmışsınız. hep klasik şeyler yapıyoruz ya, bunaldım artık :)

Letterboxd'de film listesi düzenliyorum

driveandlisten

buradan şehir seçip arabada radyo eşliğinde o şehirde geziyorum

Quizlet uygulamasına bakıyorum arada kim ne not almış diye. 172 yıl sonra mobil sitesini nihayet yapan turkcealtyazi org'a bakıyorum yeni çıkan film/diziler için.

www.log.com.tr

Günlük teknoloji ihtiyacımı karşılıyor.

arkadaş ortamında alkışlamalık performans ama yutupluk bişey duyamadım.

Nasıl desem, sesin sanki bu şarkı için fazla kibar, diksiyon vs çok düzgün:/ Normal konuşma için olması gereken bir şey evet ama şarkıya senin sesin olarak bı hava/yorum katmamis gibi geldi bana. Yani ben açıp da senin yorumunu dinlemem herhalde:/

Cesaretinden dolayı seni tebrik ederim ama sana puanım 5.
Not: Yorumum herhangi bir müzik bilgisine dayanmıyor tamamen dinleyici olarak yazdım.

Söylerken kendinizi kasmışsınız. Bu ses karşımda sohbet etse bayılırdım ama şarkıya olmamış.

arkadaş ortamından devam et bence.

ortalama üstü dediğin böyle oluyor bana sorarsan.

www.youtube.com

Beğenmedim.

@Jux, işte ben de ortamın büyüsüyle gaza gelip beklentiye girmeyeyim dedim. Olur ya öyle çevren över ama piyasa için pek bir şey ifade etmez.. Neyse o zaman ilerleyen zamanda kendimde bir gelişme görürsem tekrar fikir alırım ^^

ses niye içinize kaçmış anlamadım.

Gece yarısı ses kamşulara gitmesin diye gergindim biraz ondan mı acaba :/ bilemedim

Cok kadmissin + d’leri t olarak soyleme + bu senin sarkin degil.
Baska sarki bak

*kasmissin

Olabilir, belki şarkı seçimiyle alakalıdır.
Bir tane daha yükledim soundcloud.com

Ama yok sanırım ortalamada kalıyor ya üstüne çıkamıyorum şuan. (eli cebinde yürüyen emoji)

bu sevdadan vazgeç. ikisini de beğenmedim.

ilki 4/10
ikincisi 3.5/10

fena değil de ama yukarıda da dendiği gibi çok kasmışsın. biraz sal kendini. 5/10
prodüksiyonla 7ye çekilebilir.

Bu tarz şarkılarda biraz daha tok sesler iş görüyor. Belki başka tarzlar da iş görür,bu olmamış.

bi kere bu şarkı çok ''taksim canlı müzik'' e kayabilen bir şarkı. üstelik gitarı çalan sizseniz yorum çok tekdüzeye iniyor ister istemez. gitarı bir başkası çalarken siz sesinize odaklanın ve yorumu güçlendirmeye çalışın bi isterseniz?

ses renginiz fena değil ama yorum tekdüze. ve tam olarak anlaşılmıyor söyledikleriniz nefes probleminiz olabilir mi kayıt stresi yaptığınız için ve çalma-söyleme mevzusunda her ikisine de odaklandığınız için? bence sadece söyleyerek ses yorumunuzu geliştirmeye çalışın önce.

@firdaus, evet güzel bir yere değindin aslında kendim çaldığım için tam odaklanmayabiliyorum. Çoğu zaman ruhsuz olabiliyor. Ancak yıllardır çaldığım şarkılarda rahat olabiliyorum. Sırf şarkıyı söylemeyi deneyeceğim başkası ile veya önce müziği kaydedip onun üstüne söyleyerek vs.

@Efe1987, sesim tok aslında ama ısrarla bu tonlarda çalıyorum neden bilmiyorum :D

Öncelikle teşekkürler.

Hocam bişey eksik iki şarkıda da. İlki biraz daha rahat bir ortamda söylenmeni yani mesela o şarkıyı bi bağıra çağıra söylesene onu deneyelim.

diyaframını kullanmıyorsun gibi geldi, o yüzden güçsüz ve basık kalıyorsun sanki. şarkı söylerken diyafram kullanımı diye biraz bakınırsan faydasını görürsün.

@Jux, diyaframımı kullanabiliyorum tabii ki ama benim içim ölmüş :D O yüzden hep bir bayık kalıyor. bkz: photos.app.goo.gl

Canlandır derseniz onun üstünde dururum bir şan dersi ile.

merhaba 94 yılı.

hiç olmamış maalesef.

gayet iyi yahu, delirmiş millet. 7/10

iki şarkıda da nakaratta tempo hafif kaçıyor gibi duyuyorum. enstruman calarak sarkı soylemek cok zor. ayrı ayrı kaydedip birleştirmeyi deneyebilirsin. sesin gitarın yanında kısık kalmış. bence sesinin potansiyeli var, şan çalışmasıyla daha guzel kullanabilirsin

3

7/10 diyorum, yardir.

bence sesiniz çok güzel. ama bu şarkılara uyan bi ses değil. o yuzden insanlara kasıntı geliyor. ahmet kaya'nin tok, sert sesine uyan bir parçayı çok kibar biri söyleyince böyle oluyor demek ki. beni vur akdeniz akşamları tadında söylenmez bence:) ama sesiniz baya iyi. daha uygun parçalar denerseniz 8-9/10luk isler çıkabilir. ayrica, yutubda paylasasiniz varsa da paylasin ya begenilmis begenilmemis kime ne? istediginizi soyleyip yukleyin. sonucta album cikarmiyorsunuz. pro olmaniza gerek yok. illa ki hitap ettiginiz birileri olur.

Tesekkur ederim de ben ahmet kaya gibi soylemeye calismadim ki deniz tekin gibi soylemeye calistim youtu.be

Bu sekilde dinlememis olan varsa insanlar biraz da ondan bi hüsrana ugramis olabilir

Son olarak bir tane de gündüz vakti kaydettim @Jux. 2 evetle gönderin de gidicem valla ne stresli işmiş insanların beğenisini almak ya :D

Yani hevesini kırmak gibi olmasin ama bu performansla iyi cesaret cidden. Cok ruhsuz geldi cok kasmissin kendini. Bence sen cal, soyleme. Olsa olsa 3/10 olur. Fazlasi sova girer.

Valla dürüst olayım 5-8 arasi bisey bekliyordum da bu kadar da itin seyine sokulacagimi dusunmemistim shdjfj ne yapalim ya tarz degistircem ya da arkadas ortamindan oteye acilmamak lazim. Yeni hesap da olsan tesekkurler :*

bu işler pek kolay değil, yani ciddi zaman emek ayırmak gerekiyor, teknik öğrenmek gerekiyor.

madem meraklısın şarkı söyleme teknikleri üzerine çalış.

bir de diyeceksin ulan ne insanlar var bed sesli onlar nasıl yapıyor dersen mesela logic pro x var, bunun en büyük özelliği inanılmaz esnek bi şekilde vokal düzenleyebilmesi.

temel şeyleri öğretip okutuyolar ondan sonra günlerce editliyolar :)

olmaz mı hemde acayip fark yapar.

bu meretler şekil itibariyle hepsi birbirine benzer de, kaliteli bir havya yıılarca hiç fişten çıkmadan çalışır ve ısı kaybı yaşamazken, adi olanlar 2 gün sonra lehim teili eritmeyecek kadar performans kaybına uğrar.(uç kirliliğinden bağımsız, adi malzeme yapısı sebebiyle)

öyle saatlerce günlerce uğraşmayacaksan bile benim sana tavsiyem 80 watt kalem tipi havya alman olur. marka konusunu bilmiyorum ama adisine yanaşma ve bilenlerden marka tavsiyesi al.

weller markasını biliyorum bi babamdan dolayı, çok sağlam bir markadır.

urun.n11.com

tabi türkiye olunca sahte mi gerçek mi o da ayrı dert oluyor.

n11scdn.akamaized.net

kisisel olarak bu tipleri daha kullanisli geliyor. hem fazla hizmeti de yok diger tiplere gore

bu tabanca tipli olandan babamda vardı, değişik bir modeli de olabilir.

bunların özelliği biraz daha kaba işler elektrik işleri falan için. öküz gibi güçlüdür ama.

öyle çip elektronik devre falan dersen kalem tipler daha ince oluyor.

Tabancalar ile ufak tefek elektronik işleri yapmak işkence.

Şu model baya iyi.
tr.aliexpress.com

oha iyi pahalılarmış.

fakir müşteri mode on: ben bi düşüneyim

weller marka iyi fakat fiyat olarak gerçekten yüksek. Benim iş yerimde weller kullanılıyor. Ama ben Yaklaşık 6 ay önce gittim şunu aldım.

urun.n11.com

Öneririm gerçekten çok kaliteli ve yeterli. 6 aydır kullanıyorum. Tabi 7/24 açık bırakmıyorum. Belli aralıklarla kullanmaktayım gayet iyi

oluyor. elimdeki makine sizinki gibi lehim eritmez durumda. kendime daha yeni şunu sipariş ettim. www.direnc.net

zamanında okulda ikende buna benzer bir şey kullanıyorduk gayet iyi idi.

Profosyonel kullanıcı değilsen bu kadar kaliteli markalara ihtiyacın yok, ayda yılda bir fişe takıp kullanacak bir ev kullanıcısıysan 40-50 liralık aletler oldukça yeterli gelir sana.

Fakat güç 80 watttan düşük olmasın, en kötü 60 watt olsun. 40 watt ile işkence çekersin, hele ki ucuz marka alacaksın bir de prformans kaybı yaşanacak.

Gir bir tane bir milyoncuya, çeşidi bol olan bir yer olsun, 60-80 watt bir tane alırsın ortalama 35 liraya.

bim'i bilmem de tarçın zaten bir talaş türevidir.

duyurunu görünce başka şikayet var mı merak ettim şunu buldum ve çok güldürdü.

www.sikayetvar.com

tamam sonuçta ağaç kabuğu ama öğütülmenin de boyutları var bu alemde. makineden un gibi de çıkarırsın kum gibi de . sana kalmış.

Kesinlikle haklısın. Hiç bulaşmak lazım

Bim baharatları rezalet kötü. Baharatlarınızı aktardan alın. Sorun yaşama ihtimaliniz çok düşük

Bu tarz baharatlıkları (tarçın, zencefil, zerdeçal vb.) kabuk/kök halinde aktardan alıyorum. toz olarak kullanmam gerektiğinde temiz halde tuttuğum tahta törpüsü/eye (adına ne derseniz artık...) ile ufalayıp kullanıyorum. Daha garanti oluyor.

bir incelettirmek lazım

Virüsü düşünmüyorum. Sırf evdeyiz diye evde bir şeyler yapmak zorunda değiliz. İnsanları hayatı verimli yaşama çabası yoruyor. Halıda yuvarlanmak da yerine göre rahatlatıcı bir aktivite olabilir. Ben kendime şu soruları soruyorum. Virüs olmasaydı ertesi gün ilk uçakla New York'a mı gidecektim? Ya da virüs olmasa evde nükleer enerjiyle ilgili deney mi yapacaktım? Hayır. Ben her zaman yapmam gereken şeyleri yapıyorum. Yabancı dilimi geliştiriyorum. Şu Netflix de çok abartıldı. Netflix'teki filmlerin çoğu herhangi bir film izleme sitesinde de var.

TR'deki ekonomik sorunlar hariç :

Uzayıp giden bir belirsizlik yok. 8 ay önceye göre pek çok şey daha belirli ve öngörülebilir. (sosyal medya gürültüsü kafanızı karıştırmasın)

Tamamen eskiye dönebilir miyiz ? Muhtemelen bazı alışkanlık ve rutinler değişecek ama korkulacak ve insanın uyum yeteneğini zorlayacak düzeyde değil.

Pandemiden ayrı olarak dünya ekonomik ve siyasal düzlemindeki kırılmalar daha ciddi olasılıklar barındırıyor.

Evet kabak tadı verdi bence de.
İş güç de tehlikede hal böyle devam ettikçe. Virüs denen şey bugün bitmiş olsa Çok daha kötü günler ekonomik olarak bekleyecek bizi. Şimdi herşeyi pandemiye bağlayanlar yarın pandemi bitince işsizlik ekonomik sorunlar vs insanlar daha bi buhrana girecek gibi.
Sonumuz hayırolsun şimdiden.

haberleri bırak, ben sadece buradan ve sözlükteki gündemden haberdar oluyorum, hangi kanalı açsam korona korona korona, ölen insanlar, şunlar bunlar.

mart ayında bıraktım haber izlemeyi psikolojim ciddi şekilde etkileniyormuş meğerse.

onun dışında, depresyonla mücadele et, evde spor yap, online olarak arkadaşlarınla görüş, oyun oyna, hobi edin vb vb.

video edit programları ve 3d programları için extensionlar var apple'in tüm cihazlarının 3d modeli ya da mockop olarak kullanılması için ama sanırım onu sormuyorsun.

store.cgduck.pro

Ben de emin olamadım hocam. Hem o gibi hem de o değil gibi. Sanki Airplay ile hâllediyorlar Mac’e bağlayıp ama çözemedim.

araba tamircileri halleder. büyük çekiç boruyla 2 defa vursalar tamam, olmazsa çektirme ile çekerler.

aslında iki dakka apartman önüne insen orda da olur. nerde bulcan yasak günü tamirci.

@killerbee abi riske girmek istemiyorum buradaki millet çok çıtkırıldım en ufak bi sese celalleniyorlar, herkes tetikte birini şikayet etmeye yer arıyor

Koşuyolu sanayi. Carrefour Nautilus'un orada.

E5'in altında netilus'un orda birkaç dükkan var. Orda olmazsa bostancı oto sanayide tonla kaportacı var.

Buzlu ya da buzsuz içilir. Sek içilir viski ama çok ağır gelir de içemezsen içine viskiye ihnanet edip soda ya da kola ekleyenler de yok değil.

Yanına çikolata bitter daha makuldür.

bi kere chivas zaten blended. tanrı muamelesi yapmaya gerek yok. ayrıca viski ile bourbon farkını bile ben ayırt edemiyorum. hatta biraz sarhoşsam konyağı bile viski sanabilirim. siz nasıl seviyorsanız öyle için. zaten ayda yılda bir viski içen sen ben gibi adamlar farkı anlamaz.

badem, çukulata ve muzla iyi gidiyor viski. tabi ben gurmeyim sadece tadı için içicem diyosan ona bişey diyemem.

Ya o işin esprisi dostum. Ben viski sevmem zaten. Ama içtiğim zamanlar sevmesem de içine kola koymak bana garip geliyor. Kolayla içeceksen daha ucuz alkollü içkiler mevcut :)

sek içemiyorsan 1-2 buz at, veya alternatif olarak 1-2 buzun eridiğinde çıkaracağı su kadar maden suyu olabilir. Tadına etki edecek kola vb. ekliyorsan o içtiğin viski değil bence ya :/ Hani sırf %40 alkol var diye içmiş oluyorsun. Ben sek götürüyorum valla ama son zamanlarda boğazda tahriş vs yapıyor diye söylentiler yüzünden buzlu mu içsem diyorum :D

bircok versiyonunu denedim. bence en iyisi.

maden suyuyla karistirip. yaninda yagli kuruyemisler(badem. findik, sam fistik) yada sutlu cikolata.

sek içilir, buzdan başka şey koyulmaz deyip polemik yaratmak istemiyorum ama ben en çok verimi bu şekilde alıyorum. yanında birşey yemek de mantıklı gelmiyor bana viskinin.

ben bir şeyler yiyip içip takılacağım diyorsan tercih edilecek alkol viski olmamalı bence.

Valla bana genel olarak aidatların çoğu tokatlama amaçlı geliyor. Ben de son 1 aydır ev bakıyorum, en son baktığım evlerden birisinin 200 lira aidatı vardı. Apartmanın tek bakımı asansör o da tek asansördü zaten. Herkes birbirini çarpmanın derdinde özetle.

kış aidatları için istenilen paralar muhtemelen normaldir diyebilirim. pay ölçeri olmayan merkezi sistemli bir apartmanda oturuyorum, dairem büyük olduğu için 400 üstü ödüyorum ben de. tüm hesaplamalara yönetimle beraber hakim olduğumuz için bir tokatlama olmadığını biliyorum. Ancak yetiyor. bir de aidatın içerisinde temizlik-bakım-apartman elektriği-suyu gibi diğer kalemler de oluyor.

bir de merkezi konumda ve eski binanın çok olduğu muhitlerde bu merkezi sistem denen meretin kazanları genelde eskidir. ayarı doğru yapılmazsa ve üzerinde ısınmayı regüle eden bir alet var, o yoksa fazla yakıyor, apartman sakinleri evler çok sıcak olsun isterse yine doğal olarak fazla yakıyor, pay ölçer de olmayınca idaresi zordur, tüm katları eşit ısıtması problemdir falan, o zaman da uçuyor faturası. avrupa gibi 21 derece civarına ayarlayıp oturamıyorsunuz. binalarda dış cephe yalıtım yoksa o da etkiliyor ısınma mevzusunu.

yöneticiler tokatlamayı geçtim binayı zor idare ediyorlar genelde, benim gözlemim bu şekilde.

Merkezi ısınma derken, ısınma da iadatın içinde olan sistemi mi kastediyorsunuz? Öyle ise 400-500 iyi gibi :)

Birincisi daire sayısı ne kadar az ise aidat o kadar çok oluyor. İkincisi de tokatlanıyoruz bence de. Biz 250 tl ödüyoruz, toplantılarda çok uğraşıyorum kapıcı ve asansör için bu tutarın çok fazla olduğunu anlatmaya ama kimse sallamıyor bu yüzden bir yere varamıyoruz.

150 lirası kesin kapıcı parasına gider, 50 de apartman elektriği suyu desen, geriye kaldı 200 300 lira. onunla da yakıtı öderler.

asansör parası falan dediğin, öyle bi bakım bi arıza olunca zaten ayrıca topluyolar. mesela çatı aktarılacak, apartman boyanacak falan.

kiracıysan eğer onlar seni ilgilendirmez aidata bakarsın.

bir de bizim apartman ve bi kaç tane daha eşimin dostumun apartmanı bu bahsettiğin sistem. hepsi de cehennem gibi ısınıyor, 24 saat yakıyolar akşamları iyice çok yakıyolar. tabi cins bi apartmana düşersin hem para alırlar hem de yakmazlar.

kiracı olursan sıkıntı şurada, senin parandan apartmanın ortak hesabına para birikiyor ama sen yakıt için verdiğin paranın hizmetini alamıyorsun 2 sene sonra çıkınca bi hak da iddia edemezsin.

yani tam anlatabildim mi bilmiyorum ama


kapıcı olayına oldum olası uyuzum, hiç bir zaman kapıcıların derdi bitmiyor. ömrümde 1 defa çöpümü attırmış ya da ekmek aldırmış değilim, bunları çıkartınca geriye sadece 2 ayda bir apartmanın çimlerinin biçilmesi ve sadece görüntü itibariyle apartmanın girişinin temizlenmesi var.

abi haftada 1 temizliğe birisi gelse, çimleri de aydan aya biçtirsen, kapıcıya vereceğin parayla da otomatik sulama sistemi yaparsın. kömür mömür kalmadı artık doğalgaz otomatik, bulursun bi kazancı gelir bakar gider. böyle adamlar var alıyor 5 apartmanın kazanını geliyor ilgileniyor gidiyor, hem de parasını alıyor.

bir de emekli olunca tazminat muhabbeti var. zaten elektrik ödemezler, su ödemezler ısınma ödemezler kira ödemezler, bir de hiç bi zaman memnun olmazlar.

Maalesef öyle ya, bizim ev de merkezi (hem konum hem ısıtma) ve aidat aylık 450 tl.

Kapıcı var, sadece çöpleri alıyor alışveriş vs. yaptıran vardır belki ama bakkal yakın kendimiz gidip alıyoruz.

Isınma konusu ise şöyle: Öyle cayır cayır yanmıyor 20 derece civarı gün içi ve akşamları ama gece kapanıyor sanırım sabah biraz serin oluyor. Kapıcıya sorduğumda otomatik yandığını söyledi.

Bu arada aidat ısınma giderlerini içermiyor, kim bilir ne kadar gelecek yakıt masrafı henüz bir şey çıkmadı. Kasım Aralık ortak ödeyeceğiz sanırım.

Sadece çöp toplamak ve @killerbee'nin dediği gibi yalandan ortalığı silmek süpürmek dışında bence de gereksiz kapıcı. Adam su bedava diye yağmurlu havada bile çiçek suluyor, apartmanın önünü yıkıyor :/

bağdat caddesinde oturuyorum burada hemen hemen her apartmanda apartman görevlisi var. aidat da 315 tl, ısınma ayrı geliyor.

açıkcası çöp toplama dışında görevliyi hiçbir fonksiyonda kullanmıyorum ben ama yaşı büyük olan sakinler hemen her işlerini kendisiyle halledebiliyor.

bazen evde değilsem kargo teslimi veya anahtar bırakma, tamircinin başında durması gibi işlevleri var

mng ye gittim dün, şey dediler cumartesi günü gönderim yapılmıyor ama kargonuzu şubeden alabilirsiniz dediler. dağıtım var mıdır bilmiyorum ama

Geçen hafta kargolarımı cumartesi ve pazar günü sırasıyla mng, agt ve yurtiçi kargo adresime gelerek teslim etti.

Evet bugün bizim kargo da dağıtıma çıktı.

Dağıtıma çıkmış arkadaşlar teşekkürler.

pazar günü bile çalışıyor.

yani normal zamanda pazar günü çalışmayan kargocuların, sokağa çıkma yasağında pazar günü çalışıyor olmaları garibime gidiyor.

yani muaf tutulan meslek grupları normal işleri aksamasın diye muaf tutuluyor. pazar günü de ekmek satan fırıncı çalışınca anlarım. ama bu adam normal çalışmadığı zaman niye çalışıyor onu anlamıyorum.

@kibritsuyu Muhtemelen karantina sonrası internet alışverişlerinin artışı ve kargoların yetişememesinden dolayı. Pazar günleri çalışmamaları büyük bir saçmalıktı, değişmesi iyi oldu.

aras getirdi bugün kargo. çalışıyorlar ama şubeye gelmemiş ise belki gelmeyebilir. Transferler haftasonu oluyor mudur bilmiyorum.

ben bundan kullanıyorum çok memnunum, kullanımı çok kolay ve keyifli.

www.etaekipman.com

dna serisi de güzeldir. bütçene göre seçersin artık.

ikisini de uzun yıllar kullandım, kalite olarak ikisinin birbirinden aşağı kalır yanı yok.

mama seçimini iyi yapın, ay bazında yani. iki markada fark eden bişey olmayacaktır.

ikisinden de en küçük paketten alıp denetebilirsiniz. Kediniz kendi seçsin. İkisini de afiyetle yer bence ama belki sizinkinin birini yemeyeceği tutar. Biz bu iki mamayı dönüşümlü veriyorduk. Royal canini daha bi afiyetle yiyorlar ama.

Proplan kedimin hayatını kurtardı. Farklı bir mama kullanıyordum. Böbreklerinde problem oluştu. Vakit kaybetmeden Proplan'a döndüm. Toparlandı. Şu an büyüdü ve keyfi yerinde. Proplan'ın faydasını bizzat gördüğüm için onu öneririm.

Biz iki kedi için de proplan'la başladık hep onla devam ettik. İştahta ve sağlıkta bir sıkıntı olmadı

Proplan expertcare kitten. Veterinerlerde bulunuyor

Royal canin çok tüy döküyor, proplan kullanmaya başladık dökülme azaldı.

apple sitesinden teknik destek alın 1 dakika içinde telefonla arıyolar oradan detayları konuşursunuz.

ayrıca bence sorun hddnin bozulması.

hastaneye gitmek için daha ne olmasını bekliyorsunuz cidden?

hastaneye git en kısa sürede, erteleme. gidemeyecek gibiysen ambulans çağır.

Patlanis maalesef, ameliyat oldum

belliydi apandisit olduğu, çok geçmiş olsun. acil şifalar dilerim.

geçmiş olsun, tez zamanda şifa dilerim.

benim tanıdıklarım genelde gittiler ve yaptılar, güzel memleket, ben eğitim sonrası kalabilecekken döndüm aklıma geldikçe ağlayasım gelir. yaparsın yani, ne tipler yapıyor. ilk 1-2 ay alışma süreci olur, sonra da süreç devam eder tabii ama adapte olmak kolay zaman ilerledikçe.

iş konusunda bilmiyorum sektörü ama ingilizce ister istemez gelişir.

hadi her şey olumsuz gitti diyelim, gitmez de, dönmek de dünyanın sonu değil.

kolay gelsin, orada zengin ol da gelirken çikolata getir :)

Yaparsın. Başarırsın. Şu yazdıklarının endişeden çok ayrılık üzüntüsü olduğunu varsayıyorum. Başarılar.

napacaksin? tebrikleri kabul edeceksin (:

yolunuz acik olsun!

oraya gidenlerle bi ag kurup, onlarin deneyimlerinden faydalanmak guzel olabilir. gormus gecirmis, sizin gectiginiz yollardan gecmis olmuslardir neticede, bence bu durumda onlardan yardim almak cok mantikli

Hiç korkmayın. Her şey ters gitse bile (ki bence gitmeyecek) "en azından denedim" diyeceksiniz.
Sorduğunuz tüm soruların cevabı "Evet hepsini yaparım" olsun.

Sözlükten oraya gidip yerleşen arkadaşlarımız oldu ve hepsi memnunlar. Eğer izin verirlerse, sizle iletişim kurdururum.

simdi normalde
"iş yapabilecek miyim, ingilizcemi ilerletebilecek miyim?" gibi sorulara net evet yaparsin, evet edersin diye cevap verirdim ama "alışacak mıyım" sorusundan biraz killandim. yani nasil bir rahatlama bekliyorsun ki? kafanda "alismama riski" diye bir risk varsa buradan ingiltere'de yasamaya cok ilgili olmadigin sonucu cikabilir, o durumda da karsina cikan gunluk zorluklar gozunde buyuyebilir, bahane haline gelebilir vs vs. o bakis acisi biraz sikintili.

Korkutumayayim ama piyasa berbat. (AKPli gurbetci girisi yaptik ama durum gercek yani :) Ab'den cikiliyor yeni gocmenlik sistemi gelecek diye can havliyle bir suru ab vatandasi geldi, Ankara Anlasmasi bitiyor diye gene rekor sayida Turk geldi, ustune pandemi, Brexit belirsizligi istihdam cok kotu durumda. Kendinizi en kotusune hazirlayin hesabinizi kitabinizi ona gore yapin, sonra supriz olmasin

eğer erteleme durumun varsa ertele, ankara anlaşmasının şartlarında, bir yılın ne kadar zamanını orada geçirmen gerektiğini falan belirlemişler. bence kış kıyamet gitmek sana çok da bişey kazandırmıycak. net bilmiyorum ama lockdown olayının olduğunu söylüyordu oradaki arkadaşlarım. yani sokağa çıkma yasağı. bu sürede türkiyede ingilizceni geliştirmek için uğraşabilirsin. tabi türkiyedeki şartlarını da bilmiyoruz bilsek ona göre cevap veririz atıyorum, yalnızsan, kira veriyorsan, gelir yoksa , oraya gidip orada bişeyler üstünde çalışmaya başlayacaksan, bu ingilizce olabilir, korsan şekilde çalışmak olabilir, eş dost yanında oryantasyon olabilir.

eğer yalnız gidiyorsan en ucuz konaklama şeklini seç. öğrenci ve çalışanlar için oda kiralama sistemi var. aile yanı falan değil, işte aylık parasını veriyosun, odan var, içinde eşyası var, mutfak banyo ortak.

olmaz dersen şehrin dışında ve ucuz bi yer bul, arakdaşlarımdan duyduğum kadarıyla 1+1 yere veya odaya 1000 pound falan veriyormuşsun merkezi yerlerde , ona karşın merkezden uzaklaştıkça fiyatlar ciddi oranda düşüyordmuş. az buz paralar değil sonuçta, toplu taşıması da çok iyiymiş diye duydum arkadaşımdan, 15 senedir orada vatandaş, işi gücü de var, ev alcak kadar para da biriktirdi buna karşın araba almıyor mesela, toplu taşıma ve tren olayı çok iyi çok memnunum hiç öyle haftasonu 2 tur atıcam diye araba almam diyor.

onun dışında orada yeme içme ucuz, türk parasına vurunca tabii ki pahalı gelir ama oraya göre bakınca ciddi şekilde ucuz yani.

bu geçen nisan mayıs ayında ingiltere hükümeti bu ankara anlaşmasıyla gidenleri de kapsayan bir destek paketi çıkarmıştı, 50 bin sterline kadar bilmem kaç sene geri ödemesiz kredi gibi düşük faizli bişey.

bunun kuralını kaidesini bilmiyorum tabi de ankara anlaşmasıyla giden bir arkadaşım 5bin pound almıştı ve sonra millet 50 bin 50 bin çekti keşke ben de çekseydim diye hayıflandı.

araştırıp öreneceğin binlerce şey var ve bence sen bunları pek iyi araştırmamışsın. bunları araştır kafanda plan program tam otursun ki ona göre hareket et. karambole hareket edersen zararın olabilir.

böyle tekinsiz bir yerde oturursan ufak bi çakı taşı, zenciler böyle yol kesip para isteme olayları falan yapıyormuş ama bıçağı gösterince arkasında bakmadan kaçıyormuş, çünkü tenleri koyu diye bıçak yarasının izi çok belli oluyormuş. bunun dışında ingilteredeki mafya türklermiş, eğer öyle bir olayda türkçe konuşursan bile arkasına bakmadan kaçıyormuş. türk mahallesi vb vb gibi yerler varmış. bunlar da aklında olsun.

yaparsınız, yapacaksınız. alışırsınız da. çok özlerseniz uzakta da değilsiniz, hafta sonu atlar gelirsiniz. sonra dönersiniz yine Ingiltere'ye. buradakinden daha güzel bir hayatınız olacak. heyecanlı olmanızsa normal. başkalarının yapıp sizin beceremeyeceğiniz hiçbir şey yok. girişimci olun, kabuğunuza çekilmeyin yeter. zor olan kısım bitmiş zaten. yolunuz açık olsun.

ingiltere iyidir, hiç dert etmeyin.

Gitar virtüözü değilim ancak birkaç sene önce şarkı sözü yazdığım amatör grubumuz için basçı lazım oldu, ben de ortaya öylesine ben çalayım dedim. Bir bas gitar ayarlandı bana, birkaç ay ritim egzersizleri vs yaptım, daha sonra da biraz internetten, biraz basılı yayınlardan egzersizlere başladım. Çok fazla vakit ayıramadım ancak şimdi biraz çalışarak çoğu şarkıya eşlik edebiliyorum. Bas partisyonları çok karmaşık, aşırı üst düzey şarkılarda bocalıyorum ama sevdiğim Duman şarkılarına neredeyse hatasız eşlik edebiliyorum. Zaten kendisi de solodan ziyade eşlikçi bir gitar olduğu için en olmadı şarkı içindeki akorların kök notalarını basarak bile eşlik edebiliyor...

Velhasılı niyetiniz varsa giriş seviyesi bir gitar alıp bol egzersiz yaparak yol kat edebilirsiniz. Mübareğin perde aralıkları geniş olduğu için özellikle sol el egzersizleri uzun sürüyor ve yorucu oluyor ama keyifli...

mantık olarak gitarda bastığın akorun kök sesini bi kaç oktav aşağıdan ve ritme uydurarak çalıyorsun. sonra da bu kök sesi geliştiriyorsun atıyorum kök sesin 3. derecesi 5. derecesi 7.derecesi ıvırı zıvırı.

yani daha önceki gitar performansını göz önüne getirirsen muhtemelen aynı şekilde bas da çalabilirsin.

internette binlerce ders tutorial var. reklamsın olsun uğraştırmasın dersen udemy'e bak, ben bile 37 oldum geçen black friday muhabbetine bir sürü ders aldım 27 liraya düşmüştü tanesi.

tabi aldığım şeyler miks mastering üstüne ama senin için de vardır binlerce ders. udemyden indirim bekleyene kadar youtubedan idare edersin. hem teknik olarak bir sürü ders var, hem teorik hem de işte led zeppelin kashmir bass tutorial tarzında videolar.

bass underrated değildir bana sorarsan, günümüzde gitar çalıp ev ortamında kayıt yapan insanların çoğu bas da çalar yada çalabilir.

bas alacaksan benim sana önerim sire v7 veya p7 olur, squier vibe 70 olur. hangisinin tonu hoşuna giderse, rock'a modern tonlar da gider, precision da gider , jazz bassa da gider.

5 telli pozisyon açısından rahatlık sağlar ama şart değil 4 tel de alabilirsin.

senkop ve zuhalden fiyatlara bak, sonra sahibindenden ikinci ellerine bak.

ben ibanez sr 605 kullanıyorum çok memnunum ikinci el 2500 liraya aldım, tonları çok güzel modern bi bas, ileri doğru preampli ve manyetik değiştirirsem tonu butik basları aratmaz zaten bu yüzden bu modeli aldım, ağaç sap kombinasyonunu beğendiğim için.

Bursum kesilmesi diye...

Pek avantaj değil ama üzerime haciz vardı maaşım kesintiye uğramasın diye

avantaj olarak açıklanmaz, geçici süre için başladım kadro yoktu, sonra devam etmeme karar verildi onda da sigortamı yapmamışlar, geç farkettim, bu durumu söyledikten sonra bugün yapıcaz yarın yapıcaz deyip beni oyaladılar, maddi durumum da müsait değildi ayrılamadım, şikayet etmek de istemedim dersin.

ölen babadan, kocadan maaş bağlanmışsa sigortalı işe girince bu maaş kesilir.

İşsizlik maaşı için

valla bu aspiratör falan kokuyu emmez, anca kaba duman olursa onun yüzde 30 40 ını çekerse çeker.

yine cam kapı baca açık yapılacak bu tür şeyler.

bacasız olursa zaten hiç bi işe yaramaz.

kaldı ki 3 hafta yemek yap yüzeyinde ve filtresinde yağ birikmeye başlayacak çalıştırmasan bile, temizlemesi de külfetli oluyor, söküyorsun yağ sökücüye yatırıyorsun ediyorsun, tabi temizlenen tip filtrelerden olursa.

en ucuzuyla en pahalısı arasında performans açısından hiç fark yok yani.

Aspiratör alacaksan kügerr al. Sonra bana çok dua edersin zaten.

Ev tipi aspiratörler aslında birer süs eşyası gibiler, asla bizim yemek kültürümüze uygun değiller.

Bu ikisinin birbirinden pek bir farkı yok, belki de içlerindeki motor bile aynı markadır.

Arkadaş 800 küsür liranın hiç mi kalitesi olmaz? e bu 200-300 liralıklar tam çöp o zaman. Arçelik 420 m³/s demiş, bu değer sizde ne anlam ifade ediyor?

Saatte 420 metreküp hava emer demek, yaklaşık 140 m2 evin tüm havasını bir saatte emer demek. Tabi teoride, pratikte bir sürü hesap girer işin içine.

200-300 liralık aspiratörlerin emiş gücü bunlardan çok düşük olmaz, belki biraz daha gürültülü çalışır.

yurtdışı bağlantısı olan ve paypal kullanan birisi varsa çevrende tanıdık, siteye onun paypal hesabını girip onun sana göndermesini sağlarsan olur.

ayrıca duyduğum kadarıyla komisyon misali senin alacağın paradan payını alıp bu işi yapanlar varmış ama güvenilir değil tabi.

bazı siteler öyle sık sık paypal hesabı değişmesinden hoşlanmıyor, yani 1 defa a kişisine gönderdin, 2. defa b kişisine göndereyim dersen , hoop hayırdır kim bu kişiler, niye böyle yapıyorsun, sen dupe hesap açtın da ondan mı böyle değiştiriyorsun diye sorabilirler.

3 senede 3 defa paypaldan ödeme aldım, amerikalı ama türkiyede yaşayan bi arkadaşım yardımcı oldu.o da amerikaya geri döndü 1 sene önce.

geçen bi paypal bi de banka transfer seçeneği olan siteden 3 kuruş para çektim banka transferi ile, 30 dolar aracı banka komisyonu kestiler.

diğer siteleri araştır 3 boyutlu model, obje, texture satan bir sürü site vardır ve hepsi de sadece paypal ile çalışmaz.

yurtdışı telefon ile paypal açabilirsin. parayı nasıl alacağını bilemem ama belki coin ile falan takla attırarak olur.

ona bakarsan sofya ziraat bankası şubesinden hesap açtırırsan da olur da. her halukarda gidip gelmek gerekiyor uğraşmak gerekiyor.

saçma 1 aya fixlerlerdi o bugları

nerden satın aldın? eğer steamse 2 yada 4 saat (emin değilim) oynadıktan sonra geri iade edebiliyorsun. keşke bi oynayıp iade etseydin. milletin yorumlarına takılarak oyun oynanmaz.

tolkien hayrani +1

Oynamadım. Oynayanların çoğu ilk heyecanla öve öve bitiremeyebilir.
Önemli olan negatif yönler.
Oyun bize böyle reklam edilmemişti.
Şimdiye kadar oynadıkları en iyi oyunun bu olduğunu söyleyenler ise bundan önce Battlefield ve COD'u öven kişilerle hemen hemen aynı kişiler. O yüzden negatif konuşanlar biz oynamayanlar için daha önemli.

iyi etmişsin. Patch, dlc vs ile oyunu harika yaptıkları zaman oynarsın.

Bilgim yok fikrim bol bildirdi.

ben de epeydir takip ediyorum ama oynamadım, üretici firma bile bug'lı olduğunu kabul edip yakında patch çıkaracağını belirtti. üretici bile kabul ettiğine göre harbiden sıkıntılar var demek ki, bence de mantıklı. ileride patch'ler çıkınca alırsın

iyi yapmışsın abi mesela ben alsam ben de iade ederdim çünkü oynatacak alet yok.

şaka maka abartıldığını düşünüyorum ama bakalım bekleyip görcez

2 saat oynadım, oyun oynayan birisi değilim, popüler diye iyi olacağını düşünerek ön sipariş geçmiştim.
Oyuncu birisi olmadığım için kesin bir şeyler söyleyemem ama çoğu internette açıkça görünüyor, yani çatıda polis spawn olması falan rezalet aslında. Peki iade eder miyim? Yapmayacağım muhtemelen, 50 tl mastercard promosyonu ile almıştım, 200 tl çok para değil bence ama beklenti oluşturup onu sunamamaları sorundur.
Ben mart nisan'a kadar beklemeyi planlıyorum şu anda o zamana kadar çoğu şeyin toparlanacağını düşünüyorum.

Oyunu yerin dibine gömenler de göklere çıkarıp oynadığım en iyi oyun diyenler de bence yanılıyor. Ortalama bir oyun çıktı. Buglar var. Efsane bir hikaye anlatımı yok, ama üzerine düşünülmüş bir oyun. Aşırı övenler sanırım başka oyun oynamamışlar yada hypeları boşa gitmesin diye aşırı övüyor, aşırı gömenler sanırım yaşadıkları hype'ın karşılığını tam bulamadıklarından gömüyorlar. Sonuçta bu aşırıcıların suçlusu yine firma. Böyle bir hype yarat, sonra ertele ertele ama ertelerken çok daha iyi olacak diye insanları bilmem kaç sene beklet, çıkmasına günler kala her yerde pr yap (9gag vs). Şimdi bu çıksın. Hani Xbox one'lar çıktı CP özel tasarımlı, kollar falan akıyor ama işin komiği CP özel tasarımlı xbox one'da sorunlar yaşıyorsun. İlginç kafalar.

Ama dediğim gibi ne aşırı övülecek ne gömülecek bir oyun. Güzel denebilecek bir oyun. İade etmedim ben. Etmem de. Güncellemeler gelmeden de oynamam ama. Dursun kenarda. Ekibi zengin etmem ama iyi motivasyonu olan bir ekip. Ubisoft gibi düz insanların yanına en azından hayal edebilen insanlar pazarda yaşayabilsin. Zaten oyunun fiyatı tam ederi. Ne 1 kuruş fazla ne 1 kuruş az (pc için konuşuyorum).

Oyuna sanmıyorum Şubat'a kadar zam gelsin. Bu kadar hata vs. den sonra zam yapmaya elleri gitmez. Bahsi geçen büyük güncellemeler sonrası temel buglar giderse eğer bence tekrar al, oyun kültüründe bir parça olsun derim. Bu nedenle bence büyük hata yaptın, aman almak istersen bi daha bu fiyata bulamazsın diyemem. Bir daha bence bu fiyata bulursun. Ama çok iyi şeyde yaptın diyemem bence oyun kültüründe adı sıkça anılacak bir oyun. Bir mekaniklerini falan denemekte, şans vermekte fayda var.

bi kaybın yok, ileride daha ucuza bugları çözüldükten sonra alır oynarsın istersen.

bence de aşırı şişirilmiş bi oyun, yani daha hiç bişey yokken ortada deli gibi reklam ve pr yapıyolardı, öve öve bitiremiyolardı.

çok bi meraklısı değilim de öyle aşırı sağlam bir sistemin yoksa grafikleri rezil ötesi oluyor gördüğüm kadarıyla, maymun gibi modeller.

ayrıca multiplayer'ı bile olmayan bir oyuna kesinlikle para vermem. günümüzün oyunları oldukça kısa sürede bitiyor zaten. korsanını bile indirip oynamam.

Oynayıp baksaydın bi +1

Neyse, ben oynadım ve beğenmedim. Çok bug var, kontroller tatsız, hikaye kısa. İade edemiyorum, edebilsem de etmezdim gerçi. Şirketi seviyorum, Witcher serisi süperdi, bu da böyle olsun, napalım.

Patch'leri bekleyip 2-3 ay sonra tekrar oynayacağım, ama fikrim ne kadar değişir bilemiyorum tabi.

Arkadaşlar, hepinize de görüşlerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Aslında iade etme sebebim kesinlikle buglar falan değil. Hepinizin de söylediği gibi er geç düzelir patchlerle. Oyunu göğe çıkaranların da yerin dibine sokanların da ortak görüşü oyunda NPC'lerin yapay zekasının yok denecek kadar kötü olması, Life Path seçeneklerinin ve diyalogların hikayenin gidişatına yön vermemesi yönündeki eleştirilerdi. Sürekli bunların reklamını yapmışlardı. Bir Fallout, bir Deus Ex, bir Skyrim kalitesinde bir şey bekliyordum. Aksiyon değil de RPG mekaniklerinin ağır basacağını söylemişlerdi sürekli. Bunların patch ile falan düzeltileceğini düşünmüyorum, en azından yakın zamanda. Bunları düzeltseler bile uzun bir zaman alacağını düşünüyorum.

20 yıldır oyun oynuyorum. Oyun kültürüm zengin yani. Burada oyun tavsiyesi istenince direk paragraflar halinde oyun önerileri yapıyorum. Onun dışında belki oyunu iyi hale getirdiklerinde alabilirim.

İyi yaptın.
Ama böyle hevesle bir şeye atlamak sonra olumsuz eleştirilere göre bir şeyi iade vermeyi hayatınla ilgili konularda da bu kadar çok benimseme

Yani ucuza alip bir daha o fiyata alamayacak olsan belki de sunun surasinda bir iki aya düzgün fiyatlara alirsin en kötü sonraki steam indiriminde falan.

Oyun sonuçta ha simdi oynadin ha 6 ay sonra. Cok da bir önemi yok, aldigin zevk hala ayni.

Playstation ve xboxda alanlara yazık olmus. Bildigin dolandırdılar geri de veremiyorlar.

Oynayıp bakmak lazım, birimizin iğrenç olarak nitelediği oyunu başka birimiz bayılarak oynuyoruz sonuçta.

Henüz oynamadım, videolarını izledim. Bence 9/10.

Yapimci firma ozur tweeti atip, konsol oyuncularinin 21 aralik tarihine kadar oyunu iade edebileceklerini soyledi. Bu aciklama onemliydi cunku psn’den yapilan alisverislerde eger oyun indirildiyse iade edilemiyordu. Ps ile anlasip bunu saglamislar. Aklinizda olsun.

Tam senin istediklerine önem veren Orhun Kayaalp öve öve bitiremedi. Deus Ex hayranı bi adam ve aşırı keyif aldığını söylüyordu. Hikaye yönü ağır basıyor dedi

nundu orhun örneği vermiş ama bu konularda orhun'u ciddiye alma.

Orhun'un oynadığı 5 oyun var;

Deus ex
Deus ex HR
Deus ex MD
Cyberpunk 2077

Bi de dilencilik yapma oyunu mu ne vardı onu oynuyordu. Change Homeless diye bir şey :DD

Adam pek oyun görmediği için beğenmiş olabilir. Başka beğenen kişilere bakarsan daha iyi olur senin için :))))

@eazy Orhun Kayaalp hakkında o kadar haklısınız ki cevabınızı okuyunca gülmeden duramadım. Şimdiye kadar oynadığı en güzel oyun Deus Ex serisindekiler olabilir. Onun dışında nerede dandik bilinmedik Indie oyunlar var gidip onları buluyor :D

Bir de ana akım yayıncılar, oyun bilirkişileri falan ne kadar kötü olsalar da ana akım oyunları öve öve bitiremiyorlar. Nihayetinde yedikleri kaba pislemek olur. Olumsuz noktalara değinip geçiniyorlar. Ama Ubisoft ve Ea oyunlarını beğenmezlerse atış serbest oluyor :D

Hiç gelirin yoksa gelir testi yaptır. Borç birikmez.

gelir testi yaptır arkadaş doğru demiş.

ayrıca yapılandıracaksın da ödeyemezsen sonra bir yaptırımı , tüm borcun tek seferde ödenmesi gibi bişey olursa eğer daha zora düşebilirsin. onu da araştır.

gelir testiyle borçtan kurtulmak birlikte yaşadığın haneye asgari ücretin 3 te 1 inden az maaş girmesi gerekiyor diye biliyorum.

bir araştırmanızı öneririm dostum.

Gelir testi için baya fakir olman lazım, evdeki birinin üzerine ev araba varsa yapmıyorlar bile. Aylık gelir de kişi başı 800 lira falan olacaktı en son.

Üsttekiler sana uymuyorsa yapılandır.

Yıllar evvel bana da büyük tutarda bir şey yansıtmışlardı. Kafalarına göre af çıkarıp düşürdüler de düşürdüler. Ödeyeni düdüklesinler dedim ben de.

yaşadığın ev gelirinin asgari ücretin 3'te 1'i olması lazım gelir testi yaptırıp muaf olmak için. ailenle yaşıyorsan o iş zor.

zamanında gss'yi aylık 400-500 tl'den başlatmışlardı sonra aylık 70-80 tl'ye düştü. bakarsın ileride muaf tutulursun. sigortalı işe girince eski borçların siliniyor diyorlardı, ama doğru mu bilmem.

Yaşım 25 olunca gelir testi yaptırmıştım, haneye çift maaş giriyor, muaf olamadım tabii. Babam ısrar ediyor yapılandır, ödeyelim diye ama ödemek hiç akıl kârı gelmiyor. En kötü ne olabilir ki? İşim düşerse parasını öder hastaneden hizmet alırım sonuçta, değil mi?

Gözüken borç, yapılandırılmış şekli zaten.

Gss borçları başvuru aranmaksızın otomatik olarak yapılandırıldı

ben 20 binliraya yakın gss prim borcu ödedim şaka gibi ama gerçek.

geçmişten toplu borcum vardı ilk çıkığı zaman, 3000 5000 2500 2500 ödedim.(yurtdışında çalıştığım için gelir bildirimi yapamadım en yüksek dilimden borçlandırdılar) ha bitti dedim, bitmemiş, ilaveten bir sürü borç çıkardılar onları da ödedim, zaten her ay düzenli ödemeye başladım ilk ödemelerimi yaptıktan sonra.

yine yetmedi geçtiğimiz sene 2015 yılından kalma borç çıkardılar ona da yasal faiz işletip 100 liralık borcu 900 küsür olarak önüme sürdüler ve onu da ödedim.

ödemeyene bişey yok ama ödemeye başlayınca adamın yakasından düşmüyolar.

en son sgk daki memur dedi, seni gözüne kestirmişler bu kadar da olmaz arkadaşım diye. itiraz mitiraz ettik öyle yaptık böyle ettik ama olmadı yine de ödedim. üstelik türkiyede bile yoktum o tarihlerde, pasaporta, giriş çıkışlara, yabancı yerde çalıştığıma dair bir sürü evrak almama yani hukuki olarak ispatlamama rağmen.

işsiz insandan haraç alan bir sisteme her şey mübah.. evde tek yaşayan işsiz bir arkadaş veya akraba yanına ikametgahınızı taşıma imkanınız olursa gss borcunuz çıkmaz. ya da bildiğim kadarıyla gitmediği halde yurtdışında bir yeri ikametgah gösterenler de varmış.

çeyrek çeyrek oluyor:)
mid 2019 gibi ibareler yazıyor yani.

bu arada son model ürünler ülkeye anca girer ve satışa sunulur. önce eldeki stokları eritmek isterler düşüncesindeyim.

ben olsam m1'in yeni modellerini beklerdim. henuz yeni teknoloji oldugu icin muhtemelen eldeki islemciler ciraklik donemi islemcileri. yine de eskilerine gore inanilmaz bir fark var; ama bence bir sonraki jenerasyon daha iyi olur.

Teşekkürler, m1 çıkmış, var şu an stokta İstanbul’da.

m1 var zaten 13 inç macbook pro ve macbook air olarak.

önemli olan bi kaç şey var. henüz kullanıcılar m1 işlemciyi test edemedi, ha hızlı güçlü işlemci ama 6 ay sonra 1 sene sonra sorun çıkıp çıkmayacağı meçhul

apple in booklara koyduğu kelebelk klavye gibi 3 ay sonra bozulacaksa büyük sıkıntılar yaşanır.

öteki yanı doların ülkemizdeki durumu, stok durumu, zam gelip gelmeyeceği gibi şeyler.

ben şahsen imac almaya niyetleniyorum m1 işlemcili.

Hocam pro air karar verince beni de yeşillendirirseniz sevinirim

@andlee ben ait’de karar kıldım. Önceden pro kullanmıştım üstteki touchbar’ı sevmiyorum. 3 bin fark varmış, onu da vermek istemedim 2 saat fazladan şarj süresi için.

şüphesiz biz ilk nesil ipad'in ne kadar hızlı telef olduğunu görüp de ibret almayanlardan olmadık.

bilgisayara ihtiyacın şimdi yoksa 2021 eylül'ü bekle.

@alperz acil ihtiyacım var :(

Maci 2021 de aldin diye 2021 mac olmuyor. 2021 de cikacak macleri beklemen lazim, yani yeni model. 2 hafta sonra alacagim m1 mac de 2020 model olacaktir.

2021 q1'de m1x işlemcili 16" macbook pro'lar çıkıyo. az sık dişini.

@alperz ben hafifliğinden ötürü 13 inç ve air istedim, teşekkürler yine de.

böyle çok model var hangisi iyidir kötüdür bilmiyorum da mesela 83 doğumluyum bizim mahallede almanyadan tandığı olan bir çocukta vardı sadece nintendo gameboy, kimseye elletmezdi, mahallece çocukluk dramımızdır.

Ben de 83'lüyüm, Nintemdo'mu eski kız arkadaşıma vermiştim. Gidip onlardan mı alsam acaba?

Aldım, oynanabilirligi rezildi

5 dk oynayıp attım kenara çok dandik alet. ekranı çok kötü bir de artık konsollarla adam gibi oynamaya alıştığımız için kesmiyor bunlar. öyle alayım da tetris oynasın olmuyor maalesef.

Nostalji ihtiyacı için: www.retrogames.cz

1-2 defa oynayıp kenara atarsın o cihazı.

Alınmaz

stok müzik, fotoğraf, ilüstrasyonla uğraşıyorum 3 4 senedir.

bu pandemi başladığından beri herkes bu işlere saldırır oldu, pastadan pay neredeyse 10 katı düştü. yani bu dediğim alan böyleyle, evden yapılabilen herhangi bir iş için de böyledir.

eğer para kazanma konusunda bişey bulamazsan, kendini geliştirmeye çalış, pandemi bittiğinde daha donanımlı bir insan olursun, bu işinle ilgili bişey olabilir, yabancı dil olabilir, ikinci yabancı dil olabilir.

Yanlış hatırlamıyorsam birisi vardı evleneceğin ama terk edilmiştin ?

26 yaş hayata atılmak için belki biraz geç bir yaş olsa da gene de pek çok şey için hâlâ erken bir yaş. Akademiden umudunu kesmelisin zira ülkede akademisyen olmanın hiçbir elle tutulur tarafı da kalmadı.

Genetik ile ilgili bir bilimsel kitap hazırlamaya ne dersin ? Farklı yaş grupları için, içinde grafikli anlatımları olan ? Yani en azından zamanını bir şeyle değerlendirmiş olursun.

Yanlış bölüm seçimi ya da üniversite mezunu olmanın zararları. Günümüzde 2 yıllık meslek veren ön lisans okuyup hayata atılacaksın.

Senin durumda Kpss ile memurluk düşürmek dışında pek bir şey yok.

Maskeye sadece Corona virüsü bulaşmıyor ki. Baska birçok şey bulaşıyor. Toz, bakteri vs. Özellikle kis aylarında 4 saat bir maske icin çok uzun bir sure. Bazen yarim saat icinde ıslanıyor o maske. Bekletmek de bu maddelerin çoğunu dezenfekte etmez. Nem demek organizma demek. Üstelik ağzımızdan çıkan nem... Organizmasıyla beraber çıkıyor.

Maskeyi ıslandı mı direkt atıyorum. Yarim saatte bir maske mi değiştirilirmiş, demiyorum. Bana ve aileme bulaşmasın da ben maske masrafına katlanmaya razıyım. Bu yüzden normal meltblown maske kullanıyorum. n95'ler özel durumlar dışındaki gündelik kullanım için efektif ve yeterinde uygun değil.

www.hepsiburada.com

aklıma berber ve kuaförlerin kullandığı ultraviole ışık kutuları geldi.

yabancı videolarda sıkça görmüştüm, ultraviole ışık robotları yapmışlardı, yani hastanede dolanarak, aynı bildiğimiz roomba gibi süpürgeler gibi harita sistemiyle, adım adım gidip duvarlara yere ve tavana ultraviole ışık veriyordu çok kısa bir süre için.

belki öyle bişey işine yarar, tabi ışığın da gücü ve özellikleri itibariyle türleri çeşitleri vardır araştırırsın.

aynı sistem merkezi klimalarda da kullanılmaya başladı, hava akımının geçtiği ana devre içine bir ışık düzeni kurmuşlar oradan geçen hava ultraviole ışık sayesinde dezenfekte ediliyordu.

www.robotlab.com

www.hygienicenergysolutions.co.za

bilgili olduğum bir konu değil sadece daha önce benim de aklıma gelmişti, araştırmaya değer bir düşünce olduğunu düşündüğüm için paylaştım, sen araştırırsın.

emin değilim ama sebep nemle beraber maskenin koruyucu özelliğinin gitmesi deforme olması olabilir.
Bu arada n95ler tek kullanımlık değil. ilk kullanımdan sonra içerisine cerrahi maske geçirip tekrar kullanılabiliyor. Doktorlar o şekilde yapıyor genelde.

verdiğin bkz sözlüğe alakasız bir başlığa link atıyor. o yüzden göremedim ne alacaksın

eksisozluk.com

olursa 650 D ara bence, oynar ekranı var ve makto cekimlerde efsane işe yarıyor bu özellik

belki payoneer yırtabilir, çünkü payoner hesabına dolar ya da euro gelse bile türkiyeye gönderirken türk lirasına çeviriyor. zaten öyle olmazsa ben yanmışım, bütün gelirimi payonerden alıyorum.

Hocam Türkiye İran, ABD de muz cumhuriyeti değil. Öyle bir yaptırım getiremezler.

Ben gelmeyecek saniyordum ama son 1-2 gun gelismeler olmus. www.evrensel.net

yoo gelecek ve eczanelerde satışa sunulacak sağlık bakanı açıkladı.

acele etmemekte fayda var, her geçen gün aşı yaptıran insanlarda değişik sorunlar çıkabiliyor, hangisi hatırlamıyorum bir tanesi yüzde 12 oranında yüz felci yapıyordu mesela.

tedbiri elden bırakmadan bekleyebildiğimiz kadar beklememiz lazım bana sorarsanız. ha tabi çin aşısı gelse şu gün annem aşı olur mesela risk grubunda olduğu için.

biontech aşısı gelse bile normal insana ulaşamaz. ulaşsa bile fiyatı uçuk bir şey olur.

Ekran kartınız bayağı eski bir model ama yine de son çıkan oyunların bir çoğunu minimum ayarlarda falan oynayabilirsiniz. Cyberpunk'ı da minimum ayarlarda oynayabilirsiniz. Rainbow Six'i de medium ve high ayarlarda rahatlıkla oynarsınız.

Daha iyi bir fikir edinmek isterseniz Youtube'dan ekran kartınızın oynamak istediğiniz oyunlara ait benchmark videolarına bakabilirsiniz. Örneğin; Gtx 960 Cyberpunk 2077 diye aratacaksınız Youtube'da. Hangi ayarlarda en yüksek performansı elde edebileceğinizi gösteriyorlar.

Bu arada Geforce Now sistemine de bir bakın derim. Bilgisayarınız ister külüstür olsun, ister Mac olsun sistemin desteklediği tüm oyunları iyi bir internet hızınız varsa full ayarlarda akıcı bir şekilde oynayabilirsiniz.

İsterseniz öncelikle ücretsiz sürümü bir deneyin. Memnun kalırsanız ayda 5 €'ya ya da 6 aylık 25 €'ya Founder üyeliği alarak oyun keyfine başlayabilirsiniz. Ücretsiz sürümde 1 saatlik oturumlarla oynayabiliyorsunuz ve sıra bekliyorsunuz. Founder üyelikte ise sıra beklemek yok, 6 saat kesintisiz oyun süresi ve RTX desteği var.

steam'den ilgilendiğin oyunun minimum sistem özelliklerine bak, ondan sonra 1 2 oyun oynayınca , sistem özelliklerine bakıp durumu kestirebilecek hale gelirsin.

@inatçılığın Cyberpunk'ın minimumu çok da keyifli olmayabilir... Düşüneyim Geforce Now'ı

@killerbee 100 gb oyun indirmeden danışayım dedim. Steam'in öyle bir kısmı olduğunu bilmiyordum. Yine de ekran kartı hiyerarşisini bilmek lazım sanırım .

bir şey olma ihtimali yok. tadı bozulmadıysa devam

içtiğin kahvenin tadı ıslak mendil gibi kokuyor olması lazm onun için.

bi defa ekmek ile dove sabunu aynı poşete koyup marketten eve gelmiştim.

ekmek leş gibi dove sabun kokuyordu yiyememiştim.

o acılık ondan değildir bana sorarsan.

Wireless bağlantısı ile

telsiz telefon gibi radyo frekansı üzerinden.

kamerayla iletişim kurmuyor, ses ayrı görüntü ayrı olarak alınıyor.

kamerayla alakası yok.

peki canlı olmayan yayınlarda nasıl?
sesi kaydedip sonra görüntüyle montajlıyorlar mı?

canlı olmayan yayınlarda da aynı şekilde. ses ve görüntü hep ayrı alınır.

telefonuna bağlanan bluetooth kulaklık gibi düşün. onun çok daha güçlüsü, çok daha kalitelisi.

Kablosuz mikrofonlar transmitter (verici) (konuşmacının beline bağlanan adaptörü dediğin parça) ve receiver (alıcı) şeklinde çalışıyor.

Basit youtube çekimlerinde kameranın mikrofon girişine receiver parça kabloyla bağlanıyor. Yani iki parça geliyor, biri konuşanda diğeri kameranın üzerinde


Stüdyo çekimlerinde de muhtemelen çok kanallı mikser ile görüntü ve birçok mikrofonu senkronluyorlardır.

www.rode.com

yaptırabilirsiniz, bizim kaşeler "mühür" niteliği taşımıyor. isteyen gidip istediği firmanın kaşesini de yaptırır. örneğin ihalelerde bile imza mevcut ama kaşe eksikse, düzeltme için çağırırlar ve kaşelerinizi bastırırlar. imza yok ise geçersiz olur. bir nevi imzanın kimin adına atıldığını gösteren kompakt bir yazı.

bizim kaşelerde vergi no, mernis, adres, telefon falan büyük yer kaplıyor. yuvarlak kaşede bunları güzel bir şekilde oluştrabilecekseniz yapın gitsin. yurtdışı firmalar yuvarlak kullanırlar mesela.

kaşenin, mühürün şeklinin, renginin, yazı tipinin bir önemi yok. istediğiniz şekilde, istediğiniz renk basan (siyah, mavi ve kırmızı haricinde bulamayabilirsiniz, ben hayatımda yeşil kaşe mürekkebi görmedim) kaşe yaptırabilirsiniz.

içine tazdıracağınız şey önemli. mesela üzerinde T.C. yazan mühürleri darphane basar. kendiniz üzerinde T.C. yazan mühür yaptıramazsınız, sahibi olduğunuz mühürü bile çoğalttıramazsınız, yasak.

ama normal isim adres, telefon falan bastığınız kaşe için bir kısıt yok.

ben aklınıza gelen her renk mürekkep gördüm.

pembesi moru yeşili sarısı.

yalnız bunları pasaport polisleri kullanıyordu yurtdışındaki limanlarda, düzenli olarak mürekkep rengi değiştiren ülkeler var sanıyorum ay periyodunda.

tabi türkiyede bulabilir misiniz orasını bilmiyorum.

Bir önemi yok ama anlaşılabilir olması için Arial, Helvetica gibi düz fontları öneririm.

Bazı durumlarda siyah tercih edilmiyor, fotokopi mi aslı mı belli olsun diye ama tamamen tercih meselesi.

genel olarak hiç bir kural kaide yok aslında. yuvarlak da olur, üçgen de olur. çift renkli de olur, istediğin renkte de olur ANCAK kaşeyi vurduktan sonra evrakı sunduğun şirket ya da devlet kurumu alışılagelmiş mavi mürekkepli dikdörtgen kaşeleri göremeyince garipseyebiliyorlar. ben daha önce şirketin logosunu ve ismini içeren kırmızı bir kaşe yaptırmıştım, bizim muhasebeci bile kabul etmemişti.

bu arada faturalar ya da antetli kağıtlar gibi şirket ismini adresini telefonunu vs bilgileri içeren evrakta, sadece şirket ismini içeren kaşeleri kullananlar var ya da kapıya gelen kargo evrakına basmak için vs bu tarz kaşeler kullananlar var. ama size ait olmayan bir evrak üzerine, mesela banka kredi sözleşmesi, şirket ismi adresi vs bilgileri içeren bir kaşe vurmak bana daha mantıklı geliyor.

bu kalem sümen takımı kalemi :))

www.kalemhediye.com

mcdn01.gittigidiyor.net

Scrikss çok bilinen bir marka, güvenip alabilirsin bence.

Defter deyince de Moleskine bakabilirsin.
www.trendyol.com

Ya da benim hayatta en en en sevdiğim defter olan Faber Castell'in şu serisine bakabilirsin (kırmızısı favorim).
www.idefix.com
Bunların daha ufak not defteri şeklinde olanları da var.

Ekleme: offf şunlar da çok güzelmiş ama çok pahalı
www.markakalem.com

bunların çok şık olup kırmızı, mavi ve uçlu olanı var. üç tanesi aynı kalemde. çevirmeli. ondan al

arkadaşın dediği multi fonksiyonlu kalemler bunlar

www.markakalem.com

kutulu ve kutusuz satılıyor, kutulu olanla hediye için sanırım.

@killerber: sumen takimi kalemi benim kullanim seklime uymaz mi diyorsunuz? Cok anlamam bu islerden.

Multifonksiyona gerek yok. Sadece siyah olsa yeter.

Yahu bu not defterleri niye bu kadar pahali ya?

bu kalemlerin kapakları genelde sıkı olmaz, çekince çat diye gelsin diye.

görüp baksan neyse de, cebindeyken çantadayken kapağı çıkıp batırmasın ortalığı.

bir de alakasız bir yerde kullansan, kimin masasından yürüttü acaba falan diyebilirler :)

@killerbee: aaa o zaman olmazmis ya. Tesekkurler bu bilgi icin :)

bak bunlar var ikili

www.avansas.com

içleri ne renktir bilmiyorum ama muhtemelen yedek iç satılır istediğin renk aynı markanın diğer ürünlerinde var.

www.n11.com

letgo, instagram, sahibinden ve diğer elektronik mağazalardan deneyin şansınızı.

caps atıp koyarsan diğer arkadaşlarımız da fikrini belirtebilir, yazı var yazı var, dev gibi yazdıysanız itici bişeyse alan olmaz da göze hoş geliyorsa çoğu insan bakmaz ne yazdığına.

Hocam :/ kötü olmuş

Tişörtün tasarımı nasıl bilmiyorum ama bildiğin yazım hatası gibi görünüyor o.
Siyah tişört üzerine direkt beya yazıysa tasarım da çok basittir.
Tişört bastırıp tanesini 40 tl'ye mal etmek...
Basketbolculara satarım, onlar niye alsın. Ayrıca 300 basketbolcu tanıdığı mı varmış...

Olayı hiçbir yerinden tutamadım, çok kötü düşünceler hep.

Tavsiyem, etsy, dolap vs gibi yerlere satışa koyabilirsiniz belki. Amazona belki ikinci el diye. 0 için şirket istiyor herhalde.
Yarı fiyatına falan belki bir kısmını satabilirseniz az da olsa para döner geri ama gerçekten çok kötü bir girişim olmuş.

Hiçbir yere satamıyorsanız bir yerlere bağışlayın derim.

Abinin arkadaşı, tshirt imal eden yer ile anlaşıp aradan para götürmüş sanırım. Gerisi hikaye yazılmış gibi geldi.

@ykyt, biz de aynısını düşündük maalesef, Türkiye gibi tekstilin ucuza imal edildiği bir ülkede toptan yaptırılan tişörtün tanesi 40 tl’ye gelmez. Dediğim gibi, en azından yatırılan paranın ne kadarını geri alsak bir şekilde kârdır diye düşünüyoruz bu saatten sonra.

Yav kardeş o tişörtlerin toptan adet maliyeti 5-10 tl yi geçmez muhtemelen. Elde kalmış mal da anca pazarda satılır. 10-15-20 tl den pazarda satarsanız satarsınız başka türlü kimse almaz. Onla da uğraşmazsınız. Gidin bi yere bağışlayın da bari sevabını almaya çalışın.

İşleyişine yabancıyım ama trendyol'da mağaza açıp satamaz mısınız? Bir kadın ve bir erkek mankene giydirip yan yana ve ayrı birkaç foto çektirip satışa koyabilirsiniz belki? Sevgili tişörtü olayını yapan tipler hala var çünkü. Ya da bu sektörde olan tanıdık birinden rica edebilirsiniz.

Dolap uygulamasında da sıfır ürün diye satabilirsiniz bu arada. Orası komple giyime yönelik neredeyse.
edit: @kahir ekseriyet' in dediği gibi pazar da bi alternatif, zararına olur belki ama daha iyi bir alternatif bulamayınca yapılır.

Ya ne sevabı günahı, 10 bin tl’den fazla para yatırılmış, zararına bile olsa satmak istiyoruz heralde, kolay mı kazanılıyor o para da hibe edelim? Paraya dönüştürmeyi öngören fikirlerle gelin lütfen.

hiçbir esprisi yok, marka bilinirliği yok, kalitesi belirsiz, önümüz kış.
kim neden 5 lira edecekmiş gibi görünen tshirtlere para versin ?

aklıma gelen tek çözüm tshirt baskı yapan bir yerde bu ürünleri desen, logo vs ile renklendirmek. tabi bu da maliyet o yüzden belki ilk adımda bir iki numune yapıp gerisini photoshop ile tasarlayıp satışa koyabilirsiniz. talep oldukça baskıları yaptırıp müşteriye yollarsınız. veya “we’re famely” sözünü kapatcak patch biçimli enteresan şeyler dikişle eklenebilir.


ancak bu bile takip edilmesi, para harcanması, müşteriyle yazışılması gereken bir süreç.

Facebookta tekstil toptancıları grupları fln vardı oralarda ticaret dönüyordu eskiden hala var mı bilmiyorum bi bakılabilir

mankene giydirmeye gerek yok, çok güzel mockuplar var, zaten normal kesim tişört


fotoşopla uğraşan bir arkadaşınızdan rica edin, yazıyı da göz kararı aynı fontla yazar.

mockup şu oluyo

colorlib.com

böyle bin tane tişört mockupu var. yani modele giydirip foto çekmişsiniz gibi ama fotoşopla yapılan bir olay.

bilgisayarım sağlam olsaydı ben yapardım.

40 liraya toptan tişört çok ütopik geldi. vatandaş zaten bunu 10 liraya yaptırsa 30 u cebe atmış bariz.

40 liraya us polo tişört alıyorsun indirimde 40 a alan bence olmaz.
tanıdık şirket varsa onunla anlaşın trendyol butik açın. yoksa ben dolap kullanıyorum ucuz mal çabuk gidiyor. etiket takın 15 liraya satarsınız rahat bir şekilde.

Evet üzerindeki baskının pek bir esprisi yok ama kumaşı iyi kalite imiş, bilene sorduk. Ama işte nerde nasıl satıcaz, sorun orda.

Pazarcılara toptan dökme olarak verebilirsiniz adet başı 5 - 10 TL arasında (veya malın tamamı 1000 TL, 2000TL gibi) veya kendiniz pazarda ya da işporta olarak satabilirsiniz fiyat konusunda fazla beklentiniz olmasın.

Ihtiyac sahiplerine hayir yapmak da bir secenek...

Sahininden’dende toplu olarak satarsınız, ama 40 lira biraz iddialı bir rakam.

su devirdaiminde problem varsa ana eşanjörden ses geliyor olabilir. önce bir filtresini temizleyin. internette tonla video var. bir de bakın baklalım musluktan sıcak su kullanırken mi bu ses geliyor yoksa kaloriferleri ısıtırken mi?

Ses geldiği sırada musluklar kapalıydı petekler açıktı sadece. Bir de ekranda hata kodu vs. çıkmadı. Basınç düşünce falan hata kodu çıkıyordu oradan bakıyordum.

Ateşleme yapan kıvılcım çıkaran yer paslandıysa yanma odasında, gazı alıp geç ateşlediği için dediğiniz olabilir bir ihtimal. Ortama gaz geliyor ama yanma gaz biriktikten sonra oluyor

Bizde de arada sırada oluyordu. Öyle cok yuksek bi sesle degil ama korkutuyordu gene de. Baska bir arizadan dolayi servis geldiginde sormuştum. "Eğer surekli olmuyorsa ateşlemeye ilgili değildir. Hava akışıyla ilgilidir. Yeterli oksijen alamamistir o esnada" demisti. Normal oldugunu soylemisti. Gelen usta işinin ehli birine benziyordu ama cok ilgili biri değildi açıkçası. Bir ustaya sorun siz gene de. Ya da musteri hizmetlerini arayin. Ihmale gelmez.

dediğim gibi devirdaimde problem varsa ana eşanjörde suyun çok ısınmasından dolayı olmuş olabilir.

bu olurken kombinin üzerindeki termometre ve manometreyi takip edin yükseliyorlar mı?(sıcaklık ve basıncı gösteren saatler)

bence filtreyi temizleyin hepsinden önce basit ama önemli bir adım.

@drava filtreyi temizlemeyi deneyeceğim bir kaç video izledim yapılabilir görünüyor.

@Kirmizibavul bahsettiğim şekilde ani bir gaz boşalması / patlama gibi miydi ?

Normal patlama sesi gibi. Tupu acarsin da cakmak gec cakar gaz birden alevlenir ya onun gibi.

bizde de oluyor o olay ara sıra, gazı salıyor kombi ateşlemeye çalışıyor ateşleme biraz geç oluyor pat yapıyor yanıyor.

ateşleme kısmını servise bi kontrol ettirirseniz sorun çözülür.

Celp dönemlerini araştırın. Bu dönemler dışında askere gidemezsiniz. Ben mayıs celbinde gitmiştim. Başvurumu da 1 ay kadar önce yapmıştım. Askerlik şubesine en yakın celp dönemi için başvuru süresi içinde giderseniz başvurunuzu yapabilirsiniz. Bir süre sonra da birliğiniz açıklanır.

askerlik şubesine istediğin anda tecili bozdurma dilekçesi verebilirsin ama askeriye seni ne zaman isterse o zaman alır.

ilk celp döneminde de gidebilirsin 2 sene sonra da tamamen onların insiyatifine kalmış.

Eskiden, celp dönemlerinin yaklaşık 2 ay önce biten başvuruları oluyordu. Mesela kasım celbinde gitmek için 31 ağustos son başvuru tarihiydi. Şimdiki sistemi bilmiyorum. Covid de etkiliyor tabi. En doğru bilgiyi askerlik şubesinden alırsınız. Celp dönemlerini ve son başvuru tarihlerini söylerler size.

hareketli bir yere takmayacaksanız sorunsuz çalışır

yok benimki de kırık oynatmadığın sürece çalışıyor sorunsuz.

Ben yıllardır öyle kullanıyorum.

ben yıllarca kırık kullandım laptopta, hani takılırsam bilgisayar düşmesin kablo çıksın diyerek, hiç de sıkıntı yaratmadı bana

yenisini alın bulunsun. bakarsınız kablonun çalışmayacağı tutar.

rj45 uç diye adlandırılır. sağlama almak isterseniz elektronikçi yeni bir uç takabilir ya da maliyetine bakarak yeni bir kablo alarak da işinizi halledebilirsiniz. normalde yerinden oynatacak bir şey olmadıkça mevcut kablo işinizi görür.

çalışmadığını görmedim

Fanı değiştirmek lazım. Hazır açmışken termal macunu da yenileyin. Ele almak demeyelim ama zamanla çok ısınıp kapanmalar başlar. Size toplam maliyeti 100-150tl olur. Kendiniz yaparsanız fan+macun 50-70tl civarı tutar.

hemen hemen o yaşlardaki her bilgisayar oyun oynarken yüksek performans harcayacağından, işlemci ve ekran kartı, yüksek performans sonucunda aşırı ısınma meydana geldiğinden fanların öyle tam devir çalışması normaldir ama 5 senedir içine toplanan toz toprak, tüy topları ve termal macunun kuruması bu durumu zorlaştırır.

arkadaşın dediği gibi fan miladını doldurmuş da olabilir, açıp termal macun yenileyip fanları soğutucuyu temizlersen ses de azalır, soğutma kapasitesi de artar.

daha önce kıytırık asus bi laptopun fanlarını temizliyeyim termal macunu değiştireyim dedim açtım baktım baktım baktım, adamlar öyle karışık ve düzensiz yapmışlarki, ben bunu söksem bi daha toplayamam dedim vazgeçip soğutucu aldım.

maci book proyu söktüm geçen adamlar herşeyi düzenli tertemiz yapmışlar, çat çat çat temizledim kapadım.

Eskiden cs:go oynarken fanı bu kadar hızlı çalışmıyor muydu?

Fan mekanik bir parça. Miadını doldurmaz. Fanın altında kalan kısım elden geçmeli. Soğtucu var ise temizlenmeli ve aradaki termal macun yenilenmeli.

Ancak işlemci fanının yüksek hızda çalışması normal bir durum. Zararlı bir durum olursa Windows bunu anlayıp sistemi koruma aldına alır zaten.

Hep böyle çalışıyordu. Ben bu laptopu çok az kullandım hep ve basit işler için kullandım video izlemek vs gibi. Isınma yok laptopta. Geçen sene adam fana macuna falan baktı en ufak toz parçası bile yoktu ilk günkü gibi demişti. Tekrar baktırmaya gerek var mıdır ki:((

Bence gerek yok. Fanın öyle çalışması normal.

Fan soğutmaya yetişip soğutamıyor, laptop ısıdan kapanıyorsa bir çözüm aranmalı. Ama yok laptop çalışmaya devam ediyorsa fanın hızlı çalışmasında sıkıntı yok.

PC çok güç harcamıyorken çok ısınmıyor ve fan yavaş dönüyor, pc çok güç harcadığında fazla ısınıyor ve fan bu ısıyı bertaraf etmek için hızlı dönüyor. Görevini yapıyor yani.

windowsun sahte, etkinleştir, lisans satın al veya lisansın varsa sisteme gir diyor.

Crack patlamış. Yeni Crack yapman lazım.

Çok önemli değil. öyle de kullanırsın.

buna benzer bi sıkıntı bende oluyor. mesela aniden çıkıyor 5 ay sürüyor, sonra aniden hiç olmamış gibi bitiyor, 4 5 defa oldu böyle, hep sabun, deterjan mı dokundu , bişey mi alerji yaptı dedim. bazen 1 ay sürüyor bazen 1 hafta.

ne nedenini bulabildim, ne çaresini, ne zaman başlayıp ne zaman geçeceğini de kestiremiyorum.

üniversite hastaneleri genelde çok derinlemesine araştırma yapar, öyle bir yere gidersen binbir türlü test yapıp büyük ölçüde bulabilirler diye tahmin ediyorum.

bu işle ilgili bi bilgim ve araştırmam söz konusu değil lakin yaşadığınız olaya gerçekten üzüldüm ve kendimce mantık yürüterek teninizin sanırım soğuğa karşı aşırı duyarlı olduğu düşüncesine vardım. yaptığınız iş nedir bilmiyorum ancak soğuk ve kuru havalardan uzak durmanızda fayda var diye düşünüyorum. daha nemli ve sıcak iklimi olan bi şehire yerleşmeniz belki bunu olumlu yönde etkileyecektir. başında da söylediğim gibi bu konuda bi deneyimim veya tahsilim kesinlikle söz konusu değil sadece söylediklerinizden yola çıkarak bi öngörüde bulundum.

geçmiş olsunç

Of içim gitti. Cildiye için en methini duyduğum İstanbul'da ermeni hastanesidir. Bir araştırın derim. İnşallah en kısa zamanda çaresi bulunur.

Benim ailemde de genetik böyle bi el yarası var. Onlarınki de bazen geçiypr bazen azıyor. Sanırım kalıcı bi çözümü yok. Ama ben birinden lazer tedavisi duymuştum. Sanırım acıbadem hastanesinde varmış. Bi de istanbul zeytinburnunda surp pırgiç ermeni hastanesi var diyolla, orda serksi barış adında bi doktor varmış çok iyiymiş dediler. Yani ben kalıcı bi çözüm bilmiyorum ama bunları duymuştum. Bi ara bende de oldu çünkü. Ben kendiminkini havadan olduğunu düşünüyorum çünkü yazları ailemin yanında adanada geçirdiğimde böyle yara döküyorum, yaz boyu kortizonlu krem sürüyorum, ama yazın istanbulda olduğumda yara çıkmıyor. Belki ankaranın kuru havasından oluyodur. Eğer nemli bi yere gitme şansınız varsa 1-2 ay deneyin derim ben. Çok geçmiş olsun.

Öncelikle geçmiş olsun. Şimdi her derde deva olarak bor öneren çomar gibi görünme riskini de alarak yazıyorum. Bu yaraların benzerine sahip iki kişi tanıdım biri kuzenim diğeri de arkadaşımdı. Arkadaşım borla yapılan bir karşımı sürerek iyileştireceğini falan söyledi, kendisi uyguladı işe yarayınca 0,5 litrelik bir karışımı da yalvar yakar ben aldım kuzene gönderdim, onun da işine yaradı. İçeriğini bilmiyorum ısrarla sordum söylemedi puşt. Onların yaraları daha kırmızı egzama gibiydi. Sende işe yarar mı emin değilim ama yine de aklında bulunsun, belki bir faydası olur.

Barış Muslu ismini bi araştırır mısın, hayli başarılı biri.

Sadece soğuk mevsimlerde oluyorsa giydiklerinizi, yorgan vs dahil test edin. Şüphelendiğiniz bir grup üründen 1 hafta uzak durun mesela, sonra başka bir grup. Belki temasın ya da kaçınmanın etkisi hemen ortaya çıkmıyordur, onun için 1 hafta diyorum. Kağıt ya da yün gibi şeyler bile alerji yapabiliyor.

rahmetli kolsuz agop ülkenin en iyi cildiyecisiydi, onun öğrencisi serkis barış var ermeni hastanesinde. randevu bulabilirseniz alın ve gidin. o da ülkedeki en iyi birkaç cildiyeciden biridir.

1 hafta tatil yapsan, elini hiç bir şeye sürmesen? nemlendirsen, contractubex, kantaron yağı sürsen, olmaz mı? belki iyileşmesine fırsat vermiyorsundur? parmaklarını da kırma dümdüz tut. sanki elin sürekli soğuk suda kalması, sonra soğuk havaya maruz kalması ve parmaklarını kırdığında derinin çatlaması gibi geldi. çocukken yazları Erzurum'da su taşırdım, ellerim hiç kurumazdı. bende de benzer yaralar çıkardı. ablam iyice kese yapıp krem sürmüş ve streçe sarmıştı. bir kaç gün elimi hiç kullanmayınca geçmişti. bilemedim, bir ihtimal benzerdir.

Bayağı yarılmış, çok geçmiş olsun. Buna nemlendirici falan kar etmez, yara bakım kremlerinden sürmek lazım sanki.

Cok gecmis olsun, Istanbul’da Gonul Ergenekon’u oneririm.

her şeyi denemişsin ama yine de dokunduğun bir şeyden oluyor sanki, belki kağıttan, bir ihtimal mesele karaciğerindedir?

üstte önerilen ermeni doktorlar istanbulda. bir haftaiçi uğra, uğramadan ara sor.

ya kardesimde de benzer birsey var, bu kadar agir degil. bir cildiyeci senin vucudn seni isitmiyor, iclik giyeceksin demisti. bunu genetikci bir arkadsima söyledigimde de enzim eksikligi dedi. sohbet ederken söyledim ama bilgi almak degildi amacim.

sadece benzettigim icin soyledim.

çok geçmiş olsun. İstanbul Lepra Deri ve Zührevi Hastalıkları Hastanesi'den randevu almak çok zor ama Türkiye'de cilt hastalıkları konusunda en iyi doktorların orda olduğu söylenir. Umarım en kısa sürede iyileşirsiniz

arkadaşlar neleri neleri denemedim. yani neye dokunduğum için olduğunu bulsam ona da razıyım. hayatımdan çıkarabiliyorsam çıkarayım ve kurtulayım. ama yok bulamıyorum.

mandalinayı çok severim, mandalina çıkınca oluyor diyorum, mandalinaya ellemesem, yemesem bile oluyor. soğuktan çatlıyor diyorum, eylül ekim'de daha hava sıcakken de oluyor. işim gücüm muhasebe, evraktan kağıttan diyorum, e yazın da elliyorum aynı kağıtları ama yazın geçiyor. yatak yorgan, yün, arabanın direksiyonu, kullandığım şampuan, kışın giydiğim pijamanın lastiğine kadar aklınıza gelen gelmeyen, olacak olmayacak her şeyi kontrollü olarak denedim. dokunmayı kestiğim halde geçmedi, kesmediğim halde geçti.

yani yazın geçmesini gerektirecek, kışın da yeniden başlatacak ayırıcı hiçbir şey bulamıyorum. ne aklıma bir şey geliyor, ne yaptığım denemeler tutuyor.

karaciğer enzimlerim yüksek çıktı, yağlanma çıktı. ama bu yokken de yaralar vardı. varken de vardı.

aklıma bir tek d vitamini eksikliği geliyor. ilkbahar yaz güneş çıkınca d vitamini düzeliyor, güneş azalınca eksiklik başlıyor. d vitamini eksikliği çıktı, d vitamini takviyesi de aldım, ama o sıralar var mıydı hatırlamıyorum. ayrıca d vitamini eksikliği belirtilerine bakıyorum, yara bere demiyor.

ankara'dayım. yani pandemi olmasa uçağa atlayıp gidip muayene olmaya razıyım ama şu sıra istanbul'a da gidemem.

kendi ilaç hazırlayan bir eczacı önerdiler, gittim, randevuyla bakıyormuş. önümüzdeki hafta randevu alıp ona gideceğim. muhtemelen dünyanın parasını alıp işe yaramayan bir ilaç çakacak ama yine de denemek zorundayım.

fotoğrafımı çektiğim birkaç tanesi:

mart 2020:drive.google.com
ocak 2020: drive.google.com
ekim 2018: drive.google.com
mart 2018 (bunda 1-2 hafta sonra yara çıkan parmağımın tırnağı düştü): drive.google.com
şubat 2018 (hastanede sıra beklerken): drive.google.com
ekim 2017: drive.google.com

o kadar anlamsız yerlerde çıkıyor ki, yani oramla nereye dokunmuş olabilirim bilemiyorum. baş parmağımın üstü mesela. yüzük parmağımın üstü, serçe parmağımın dışı... yani oralarla nereye dokunulur ki.

bir de parmaklarımdan öteye geçmiyor. çok nadir olarak avuç içimde çıkıyor ama kesinlikle elimden başka yerde, bilek sınırından ötede çıkmıyor.

Benzer durumdaki bir arkadaş en son çare düzenli kefir içmişti iyi gelmişti. Umarım size de şifa olur. Çok çok geçmiş olsun

bütüncül tıp ile uğraşan bir doktora göründünüz mü ?

duyuru'da başkası da benzerini sormuş ve sonuç bulmuş mudur diye ararken kendi sorularımı buluyorum, 2010'da da sormuşum (git: 136665)

2013 yılında gittiğim doktorun reçetesini okuyamayıp yine buraya sormuşum (git: 541836)

o da şöyle yazmış: i.imgur.com

Bu noktada sanırım denenmemiş tek şey bütüncül tıp o yüzden orpheus + 1 diyeceğim.
Ben baybars türel’e gidiyorum. Kendisi istanbul’da ama bence kesinlikle görüntülü görüşmeyi kabul edecektir. Zaten görüşmeden önce kendisi size bir ton form gönderiyor. Onları dolduruyorsunuz. Bunları kendisine mail atarken kendi tahlillerinizi, fotoğraf eklemek isterseniz bunları da gönderebilirsiniz. Ben ilk randevuya gittiğimde o formların üzerine öyle çok not almış ki, şok olmuştum. Çok farklı bir bakış açısı var, avrupa ve abd’deki çalışmaları çok yakından takip ediyor. Muhakkak söyleyeceği bir şey vardır diye düşünüyorum.

aquaphor ve neosporin ile gidilebilir ayrıca probiyotikler ve temiz beslenme dahil ediniz.

babamda da aynı sorun var. onun domatese alerjisi çıktı mesela. domates yemeseniz bir süre deneseniz siz de?

yediğimden içtiğimden alerji olabileceği de aklıma geldi.

kışın zaten domates falan yemiyorum ki, yani yazdan yapılan yemeklik soslardan en fazla, o da yemeğin içinde. tam tersine yazın da fazlasıyla domates tüketirim ama yazın iyileşiyor. yani öyle olsa yazın daha beter olması lazım. kışın çoğalıp, yazın da geçmesini gerektirecek ayırıcı hiçbir şey bulamıyorum.

yazın yemeyip kışın yediğim şeylerin hepsini denedim, olmadı.

Hiç gluteni keserek denedimiz mi peki?

gluteni kesmedim. buğday ürünlerini hep tükettim. ama yazın da tükettim. o yüzden hiçbir şekilde yediğime içtiğime bağlayamıyorum, yani aklıma düşündüklerimden başka bir şey gelmiyor.

O zaman bence bir de reddit’e sorun aynı soruyu. Ben burada bulamadığım bir cevap olduğunda oraya gidiyorum, muhakkak bir sonuç çıkıyor.

ya aklıma ne geldi. babam gazete ve dergi okuyunca da oluyor. kullanılan matbaa mürekkeplerine çoğu kişinin alerjisi olabiliyor. kağıtla, belgeyle uğraşırken mürekkep rahatsız ediyor.

sizde de olabilir mi?

Merhaba geçmiş olsun. Soğuk alerjisi ya da diğer adıyla soğuk ürtikeri olabilir misiniz? Alerji polikliniğinde görünün bence.

arkadaşlar, düşüne düşüne yediğim içtiğim şeyler arasında, kışın yediğim için yaralarımı arttıran, yazın da yemediğim için yaralarımı geçirebilecek iki ayrı gıda geldi. biri turşu, biri de balık.

yazın da balık yiyorum ama çok nadir. çoğunlukla av yasağı bitip kış balıkları çıktığında haftada en az bir sefer balık yerim.

turşu desen yazın hiç yok. sonbaharda yapılır, bütün kış yenir, ilkbaharda da biter.

turşu alerjisi diye google'ladım, karşıma histamin intoleransı diye bir şey çıktı.

olabilir mi sizce?

Turşuyu elinizle mi yiyorsunuz? Soru saçma gelmesin şöyle bir şey anlatacağım, sirke, limon, domates, portakal gibi şeylere yerken alerjim olmuyor ancak salata için vs doğramak amacıyla elime alıp da suları elime değerse ellerim direkt egzama oluyor. İçindeki bir asitmiş bunu yapan ama neden sadece elime yapıyor bilmiyorum tabii. Çok uzun yıllardır aşırı dikkat ederek dokunurum bu saydıklarıma.
Her şeyin alerjisi var turşu da vardır muhakkak. Ama “turşu” olarak düşünmemek lazım sanki. Sirke mi bunu yapan limon mu salatalık mı?
Mesela ben kardeşim çilek yediğinde sağ kulak memesi kızarıp kabarıyor. Gözümle görmesem inanmam yani :)

Bunu tespit etmenin tek yolu, eller tamamen iyileşene kadar uzak durmak bu saydığınız içerikten. Eliniz tamamen geçince de tekrar yiyip reaksiyona bakmak.
Bir de bir CRP ölçtürseniz. Doktorum benim alerjimi crp yüksekliğinden tespit etti mesela.

Çok ilginç, aynısı kardeşimde var. Yaz kış döngüsü oluyor onunki de. Fakat aralık daha açık ocak- temmuz arası oluyor yazın geçiyor. Dr ona da kontak dermatit dedi. Vıcık vıcık kremlerle ne kadar uğraşsa da yazın gelmesiyle bıçak gibi kayboluşu kadar etki etmiyor hiç bir şey. Bir de her yıl aynı yerlerde çıkar. Biz soğuk alerjisi diye kestirip attık. Doktor böyle bi şey dememiş.
Elini artık soğuk suyla yıkamıyor. Bardak vs asla yıkamıyor. Hiç başlatmamak çok daha kolay. Hani bi veciz sözümüz var ya. Hastalığa karşı en büyük silahımız hiç yakalanmamak, burada doğru bu valla. Çünkü o el biraz katılaşınca kuruyup çatlayınca açık yarayı tedavi etmek daha zor. D vit. falan da şık bi teori, olabilir. Sonuç olarak güneşle alakalı bu kesin.

halamın balık alerjisi var. o da olabilir. turşuda limon tuzu vs kullanılıyor ona da alerjiniz olabilir.

bütün yakınlarımın alerjisini öğrenmiş olduk hep birlikte :D

subay olarak göreve başlayan bir teğmen yüzbaşıyken kurmaylık sınavına girip kazanamazsa albay olarak emekli olur. kurmay olursa orgenerale kadar çıkabilir ama tuğgeneral olarak emekli de edilebilir. kurmaylık hakkı kimlere verilir bilmiyorum.

diğerlerini bilmiyorum herşey değişti.

ciddi bir sağlık sorununuz yoksa, askere gittiğinizde disiplin subayı asteğmen olarak görev yapacaksınız. bulunduğunuz yere göre değişmekle birlikte, genelde bir albayın yanında. vatani hizmetinizin son 40 günü iste, teğmen olursunuz. görev aldığınız 1 sene boyunca, örneğin "385. dönem asteğmenlerden muvazzaf subay temini" şeklinde bir emir yayımlanır. emir şartlarını yerine getiriyorsanız, başvurursunuz. istenen belgeleri hazırlar; yazılı sınava, spor sınavına, başarılı olursanız da mülakata çağrılırsınız. bunu da geçtikten sonra sağlık kurul raporu alırsınız. geçerseniz muvazzafsınız.
sanırım, corona tedbirleri sebebiyle terörle mücadele eğitimleri yedek subay ve yedek astsubaylar için aksadı. alırsanız, bu eğitim sizin teğmenliğe hak kazanırsanız eğitim sürenizden düşecek. 6 al ilave eğitim alırsınız.
akabinde doğu görevine atanırsınız. burada 3 yıl görev yaparsınız, 6 yıl üsteğmen olarak, 6 yıl da yüzbaşı olarak. bu süreleri lisans üstü eğitimle kısaltabilirsiniz. asteğmenlikten muvazzaf olduğunuz için, halihazırdaki uygulamada gelebileceğiniz en "üst mertebe albaylık değil, yüzbaşı olur." bu noktada yüzbaşı olarak kurmaylık sınavına girer ve başarılı olursanız sırasıyla binbaşı ve albay olursunuz. binbaşı olarak, en az 3 yıl yaparsanız, iyi bir lisans üstü eğitim+yabancı dil(ler) varsa yurtdışı temsilciliklerde görev yapabilirsiniz.
albaylıktan sonra yaş haddiniz de yoksa, yüksek askeri şura kararı ile üst rütbelere çıkma imkanı var.
sonuç olarak 2019 haziran'ında geçen yasa ile, gerekli donanımı olan herkesin tsk'ya girmesi ve yükselmesi kolaylaştı. teknik olarak herkes, general olabilir.
ek olarak, gönüllü olarak sınıra gidemezsiniz. bu tamamen kurayla belirlenir. ama işin doğrusu, bir yerlerde tanıdığı olan kuraya doğu'dan batı şeklinde müdahale ediyormuş. dedikodudur. ama hataydan ötesi sınırda, erat olsun, uzman olur, astsubay, subay olsun çeşitli derecelerde doğu tazminatı ve sınır tazminatı alır. şu an bir mardin'de bir asteğmen 8.5-9k alıyordur.
sınırötesi operasyonlarda görev yapmanız ise, seferberlik haricinde, idlib'deki şehitlerimizden sonra yasak.

çok geçmiş olsun, hastanız yoğun bakımda olduğu için yanına da kimse giremeyeceği için (refakatçi olarak) orada beklemenizin manası yok.

bizi eve gönderdiler hastamız kesin ölecek diye bir kanıya kapılmayın. sizin yapabileceğiniz bişey olmadığı için evet gitmenizi söylemişler. aynı şekilde büyük bir ameliyat geçiren annem ameliyat öncesi, bak böyle böyle yoğunbakıma gönderirlerse beni eve gidersin onlar seni arar demişti, yani yoğunbakımdayken hasta yakınlarını eve göndermek gayet normal bir prosedür.

bunun dışında doktor bile olsak, hastanın tüm durumunu görmeden, bilmeden kesinlikle kimse bi yorum yapamaz.

müsait zamanda hastaneye gidip doktorundan bilgi alın ama doktorlarımızın da çalışma saatleri pek karışık. oradan telefon numarası aldıysanız eğer yarın arayıp sorun, doktorun ismini cismini ne zaman nasıl görüşebileceğinizi vb., doktorun telefon numarasını istemeyin prensip olarak katiyen vermiyolar, hangi doktor olursa olsun.

neden uyutuyolar, neden yoğunbakımda gibi soruların sizi çok yorduğunun farkındayım ama ksinlikle en iyi şekilde bakıldığını bilmenizi isterim. en azından bu konuda içiniz rahat olsun.

doktor degilim ama 74'luk adam kolay kolay kalp krizinden gitmez, kalp krizi gencken goturuyor. O yuzden Covid'i de atlattiysa bunyesi saglam herhalde, bence yirtar. Gecmis olsun, pozitif dusun.

Bu sadece sizin karşılaştığınız bir prosedür değil. Arkadaşımın babası da covid19 tanısıyla yoğun bakımda. Durumuyla ilgili evden bilgi alıyorlar telefonla. Bu sebeple endişelenmenize gerek yok, yoğun bakıma refakatçi almıyorlar, ziyaretçi de almıyorlar.

Tereddütsüz giderdim.

ingiltere vatandaşı olmuş 20 senedir orada yaşayan bir arkadaşım var ve ankara anlaşmasından oraya giden ve şu an 2. senesinde olan bir arkadaşım var.

şimdi bu iki kişi birbiriyle bağlantılı olduğu için söyledim.

ankara anlaşması ile giden arkadaş kendi işini falan yapacaktı, bi kaç ay yaptı ama sonra virüs mürüs derken işleri durdu, aylarca iş aradı , baştan amazonda kuryelik yapmayı düşündü sonra olmadı, çünkü bi sürü evrak istemişler zaten kendi işinden başka yerde çalışamıyor, yani adam motor ehliyeti alıp kurye olarak çalışmayı bile düşündü, motor aldı kapı kapı dönerci, pizzacı geziyorum kimse iş vermiyor bana dedi. kaldıki iyi derece ingilizcesi olan, eğitimi kariyeri düzgün, eli yüzü düzgün bir arkadaş.

bayağı uzun süre iş aradı bulamadı, yani kolay bişey değil, 1 aydır görüşmüyoruz nedir durumları bilmiyorum.

bu vatandaş olan arkadaşımsa çok söylemişti, kaçak olarak çalışacağına hiç çalışma, millet 10 kazanıyorsan seni 3 paraya çalıştırırlar, kaçak iş zor, millet normal mesaisini doldurur gider, sen çalışırsın çalışırsın kıllık yapar adam paranı vermez, ezilirsin vb vb diye.

yani kaçak olayları bok onu sana söyliyeyim.

şu güzelliği var, sen sadece kendi işini yapabilirsin ama eşin yasal olarak istediği heryerde çalışabilir.

aralık ayı içinde gidecek karı koca arkadaşlarım var, mesela erkek olan fizyoterapist, spor masörü, kendi iş yerini açacak, eşi türkiyede mağazada çalışıyor, o konularda çok tecrübeli, o da öyle bir işte çalışacak.

kalacak yerleri var, halasıyla eniştesi 4 5 ay önce gitti ankara anlaşmasıyla, büyük bir ev tutmuşlar falan, ceplerinde birikmişleri var. yani bu insanlar oldukça kararlı ve istikrarlı bir plan oluşturmuşlar, sıkıntı yaşasalar bile coronadan dolayı yaşarlar ama çok da zora düşmezler yani.

planı programı kafanda oturtmadıysan, birikmişin yoksa, eşinin çalışma ihtimali yoksa ben zorlama derim. ha giderim en fazla birikmişimi harcar dönerim çok da bi kaybım olmaz dersen o zaman hiç durma zaten.

kira olayları oturacağın lokasyonla çok alakalı, atıyorum 1+1 e 1200 pound veren arkadaşım da var, bunun yarı parasına merkezden daha dışarda kira verip kocaman evde oturan arkadaşım da var. bu son dediğim biraz afaki oldu ama olsun, araştırırsan görürsün zaten.

son zamanlarda bir çet kanalında tanıştığım oraya 3 ay önce gitmiş bir arkadaşla konuşmuştuk. yazılımcıydı, çok iyi paralar kazanıyorum dedi, türkiyede zaten yabancı kaynaklı firmalar ile çalışıyormuş, ingiltereye geçince de sağlam bir iki müşteri bulmuş, çok ciddi kazanıyorum, çok memnunum demişti. yani her örnek kötü değil de birikim ve kötü ihtimalleri değerlendirmek şart.

son olarak şunu duyuyorum son zamanlar, oraya ankara anlaşması ile gidenler falan, kendi işlerini tutturamazsa, çarşıda pazarda stant açıp incik boncuk falan satıyormuş moda gibi bişey olmuş bu, sanırım bu tarz bir iş de yasal oluyor.

şu da var bil yılın, 6 ayı orada olma zorunluluğun var diye biliyorum, gider 6 ay dişini sıkarsın beki, bu duyduklarım hep kulaktan duyma ama çok da iç karartılacak bi durum değil bence.

tüm bu söylediklerimi detaylı olarak araştırırsan net bi sonuca ulaşırsın bence, beim söylediklerimi çok ciddiye alma, yanlış olabilri, doğru olabilir, gidip görmedim hep eşten dosttan duyduk.

ABden ciktiklari icin ankara anlasmasiyla ilgili degisiklikler oldu sanirim, onlari arastirmanizi oneririm.
Kacak olmak kolay bir sey degil. Mesela turkiye’deki afganlari, ozbekleri dusunun. Onlarin bir versiyonu olacaksiniz. Tek fark, siz aliskin degilsiniz, onlar muhtemelen kendi ulkelerinde de kotu durumdaydilar. O yuzden kacak gitmek kafasiyla gitmeyin.

Onun disinda spotify’da “bi gidene soralim” diye bi podcast var, birkac bolumu ingiltereye ankara anlasmasiyla gidenlere ayrilmis.
Bence o bolumleri dinleyin :)

Iyi arastirin gene ama bildigim kadariyla, ankara anlasmasinda vizenizin uzatilmasi icin yapacaginizi soylediginiz isi basarip basaramadiginiza bakiyorlar. Yani kurdugunuz firma para kazandi mi? Kendini, sizi ve ailenizi gecindirebiliyor mu? Yani kacak calisip para kazansaniz bile sirketiniz para kazanamazsa vizeniz icin uzatma verilmiyor diye biliyorum.