Yakın bir arkadaşınızla aranızda para hesabı yapar mısınız, yoksa bu tür bir şeyi gereksiz mi görürsünüz?

Mesela beraber yemek yediniz, o an masada tüm hesabı siz ödediniz. Arkadaşınız da çıkışta size yediğinin parasını verdi ama 7 lira eksik verdi. Eksiği ona söyler misiniz, yoksa lafını etmez misiniz?

wiki, kolordunun 20-45 bin arası olduğunu söylüyor ama yaklaşık bir sonuç lazım dava dilekçemizde belirtilmesi gerekiyor.

Bahsi geçen kişiler aşırı derecede samimi, neredeyse birlikte yatıp kalkan arkadaşlar. Kadın bu adama ağdasını, akıntısını bile anlatıyor. Adam kadına genelde "kanka" derken kadın adama "aşkım, bebeğim" gibi kelimelerle hitap ediyor.

Sizce bu durum ne kadar normal? Arkadaşlıkta bu kadar ileriye gidilebilir mi yoksa kadının gözü göz değil mi? Erkek bu durumda ne düşünür?

Sadece fikirlerinizi merak ediyorum.

merhaba.

biraz saçma bir soru olacak ama merak ettim.

1. evinizde kaliteli bir tane elektrikli tornavida var mı?

2. evinizde matkap var mı?

3. her ikisini de ne sıklıkla kullanıyorsunuz ve ayrıca ne marka?

teşekkürler.

İnternetten neler alıyorsunuz veya gidip gelirken yanınızda en çok hangi çeşit ürünleri getiriyorsunuz? Nokta atışı tavsiyeleriniz var mı, örneğin şu ülkeden şunu almalısın, şu ürün en uygun, kaliteli ve güvenilir şurada,vs gibi?

kasayi aldiktan sonra calinmamasi icin ne yapmak gerekiyor?
duvardan alinamamasi icin? kucuklerden alsam yeter 8 kilo civari 30x 20 cm olandan.

hani şu büfelerin üstünde köfte, tavuk kızarttığı, son dönem tostçuların üstüne yumurta kırıp, sucuk, kavurma falan döküp pişirdiği, sonra malzemeyi ekmeğin içine koyup, ekmeğe ütü gibi bir şeyle bastırdığı o pişirme tezgahlarının malzemesi nedir?

hem hiçbir şey yapışmıyor, hem bildiğin metal spatulayla cart cart diye kazıdığın halde çizilmiyor. nedir lan bu malzeme? teflon gibi çizildiğinde kanserojen olan bir şey olsa bütün büfeler kullanmaz herhalde. bunun tava olanından yok mu, evde de kullanalım?

paslanmaz çelik diye düşündüm, çelik tavayla yumurta yapayım dedim, yapıştı kaldı. böyle tostçu erol'un on tane yumurtayı kırıp karıştırdığı gibi olmuyor.

nedir işin ve malzemenin sırrı?

evet eğitim ücretsiz olmalı herkes yararlanmalı bunları zaten herkes biliyor da benim merak ettiğim eğitimin ücretli olmasının faydaları ne olabilir? bahsettiğim üniversite eğitimi.

Bir kızla yeni yeni tanışıyoruz, epey konuştuk.
Kız avukatlık okuyor, mesleğinin sıkıntılarıyla alakalı gırgır yapıyoruz.
Çok iyi giderken birden şöyle bir diyalog yaşandı aramızda:

Ben: Avukata çene lazım değil mi? Yani biraz yırtık olması lazım, hani laf yetiştirene "senden iyi avukat olur" derler.
Kız: Yırtık ne biçim kelime? Boş çene ile iş yürümez.
Ben: Peki.

Sonra kız "Laf yetiştirene "senden iyi avukat olur" derler" sözünü alıntılayarak şunu yazdı:

Kız: Ben böyle şeylere gülerim, boş konuşan insanları sevmem, tartışmaya dahi girmem, bırakırım aptallığıyla kalsın.

Gergin olduğunu fark edince sustum.
Kullandığım kelime hoş değildi, alaycılığından cesaret alarak o sözcüğü kullandım ama doğrudan azarlar gibi konuşması da benim hoşuma gitmediği için bir daha yazmadım.

----

Hani çok umrumda değil ama burada geri dönüp durumu toparlaması gereken ben miyim? Yoksa bırakalım böyle kalsın mı?

neden herkes bu konudaki her duyuruda soran kişiyi tekraren uyarıyor? işyerinde bir ilişkiye başlamanın riski nedir? iki taraf da süreci olgunlukla yürüttükten sonra mesele ne?

İsmini verdiğiniz eserin başarılı ya da yetkin olmasına gerekli değil. Sadece tek başına isminin size güzel ya da orijinal olduğunu hissettirmiş olması yeterli.

>>Evinize misafir geldi diyelim. Terlik veriyorsunuz önüne giymiyor. Daha sonra zaman zaman koltuğun üstünde bağdaş kurma veya tek ayağını altına almak şeklinde oturuyor.Bu durumda rahatsız olur musunuz? Sizin için normal bir şey mi? Ev sahibi koltuğa sinen ayak kokusu vs çekmek zorunda mı? Ayaklar temiz olsa bile ayak sonuçta ya. Bu durumda ne yaparsınız?

İstediğimiz yerde bir ev var emlakcida. 400 bin ama 300 bin teklif etsek abartı mı olur? Semt kalburüstü ama sahibinin vaziyetini bilmiyoz. Bu teklifi hemen evi görünce mı yapalım yoksa bir gün sonra mesela telefonda mı yapalım?

Okulum normalde geçen sene bitecekken 1 ders yüzünden uzadı. bu dönemin sonundaki tek ders sınavı için okula geldim ve bana söylenen 3.sınıfın baharından bir dersimin daha eksik olduğu. yani 2 dersim alttan varmış ve tek ders sınavına giremiyorum.

Hocaya ve öğrenci işlerine eğer eksik ders aldıysam danışman hoca neden ders kaydını onaylıyor ve uyarmıyor diye sorduğumda cevap yok.okul sisteminde alttan ff ile bi dersten kaldığında mecburen bir üst sınıfta onu alman gerek fakat almadığın ders için ne alakaysa sonraki sene uyarmıyor. şu an salak gibi 1 dönem daha okumam gerek. birsürü planım vardı altüst oldu. dersi almadığım için devamlılık da problem. hadi onu hocayla konuştum hallettim ama 4 ay daha salak gibi bunlarla uğraşacağım. maddi manevi girdiğim ve gireceğim sıkıntı zaten belimi büktü. aşırı bunaldım.

sömestr tatilinden dönerken bizim eleman çorum'dan leblebi getirmiş. bildiğin düz sarı leblebi. pek de taze namussuz. ama 3-4 gündür çok affedersiniz gece gündüz bi tarafımla borazan çalıyorum. ben leblebiden diye düşünüyorum da yapar mı böyle bir şey? yoksa bizim egzoz ayarı mı bozuldu?

Basit meseleler için demiyorum, ciddi ciddi imkansıza yakın taleplerinizin dua sonucunda gerçekleştiği oldu mu hiç? Fakat şöyle bir husus var, o arzu sayesinde aslında tüm şartları bir araya getirip doğal olarak beklediğiniz sonuçların ortaya çıkmasını içeren şeyler değil sorduğum.

Duaların karşılık bulduğuna inanmaya ihtiyacım var.

Size sorunlarını anlatan biri ile nasıl konuşuyorsunuz? Neler diyorsunuz mesela anlatınca. Bugün 2.kes karşılaştığım Bi kadın sorunlarını anlattı. Diyecek bir şey bulamadım.

40. haftaya girmişken bu sorulur mu diyeceksiniz belki ama kafalar karışık biraz anlaşılacağı üzere.
40. haftaya girdik, bebek doğum kanalına bile girmedi, sancımız sıfıra yakın, nst 20lerde, kilosu da +/-300gr. sapmayla 3700gr. ölçülüyor.
doktorumuz normal dogumu beklesek de bebek kilo almaya devam edeceği için normal dogum için genel geçer şeyler de olsa çekincelerini belirtiyor(omuz takılması, nefessiz kalma, bekleme sürecindeki bebegin kakasını yutma riski gibi. 2 gün sonraya sezaryen tarihi verdi bize. yine de karar sizde, bekleyebiliriz ama riskleri ben belirtmek zorundayım diyor.

benzer tecrübe yaşayanlar varsa eğer, nasıl bir yol izlediniz?

eşimle bir süredir aramızda iletişimsizlik var. ailesinden kaynaklı maddi manevi problemlerin bize yansıması sonucu aramıza ufaktan bir soğukluk girdi. kavga, gürültü ya da sitem değil de, ben yapmasan daha iyi dediğim bir ortaklığa girip iş batınca kendini mahçup hissedip bana uzak durmaya başladı. asla olumsuz bir şey söylemedim, surat da asmadım. 2 sene daha borcunu ödeyeceğiz ama risk alınması gereken bir durumdu, tutsaydı çok rahat edecektik ama ticaret olunca insan sonunu düşünemiyor diye üstünde durmadım. fakat eşim çok kafaya taktı, çok sessizleşti. sürekli düşünüyor, çıkış yolları arıyor, yeni projeler bulmaya çalışıyor vs. bu arada da bana da kızımıza da mesafeli duruyor.

özetle evdeki durum bu. normalde evimiz çok eğlenceli, şenliklidir ama şimdi kızımla ne yapsak neşelendiremiyoruz. olan olmuş işimiz gücümüz yerinde borç yiğidin kamçısıdır ödeyeceğiz ne yapalım desem de kafasından atmasını sağlayamıyorum.

ben de oturdum bir mektup yazdım ona. bu şekilde davranmasının bizi uzaklaştırdığını, romantizmin aramızda git gide azaldığını, kızımızın babası onunla ilgilensin diye gözünün içine baktığını, onu sürekli oyunlara dahil etmek istediği ama umduğu karşılığı bulamadığını, onu ne kadar sevdiğimizi, bizim için ne kadar değerli olduğunu vs anlattım. dolu dolu 3 sayfa mektup oldu içim nasıl dolduysa sadabat paktı gibi yazdım durdum. hatta ona da dedim eğer benimle yüzyüze konuşurken rahat hissedemiyorsan sen de yaz, aklından ne geçiyorsa içinde tutma, ne düşündüğünü bileyim. bir şekilde iyice kopmadan yeniden iletişim kuracak bir yol bulalım diye. güzelce zarfa da koyup montunun iç cebine attım gece o uyurken.

öğlende birlikte yemeğe gittik otururken baktım zarf hala cebinde fakat açılmamış. görüp görmediğini bilmiyorum,görse açar bakardı diye düşünüyorum ama orada oturup yemek yerken birden çok ergence geldi hareketim. utandım ya :) fırsatını bulsam yemekten kalkarken montunu giydirir gibi yaparken geri alacaktım ama bi hamlede giyiverdi elimi cebine atamadım. neredeyse 5 senelik evliyiz, çoluğumuz çocuğumuz var oturup 2 kelam edemiyoruz ne saçma şey.

saçma bi hamle mi olmuş, okuyunca bu ne len çok saçmaymış der mi? pff liseliyle evlenmişim:/ demez dimi? napiim akşam eve geldiğinde hala açmamış olursa mektubu geri alayım mı?

geçen gün cumada teşvikiye camiinde birinin kolunda bi saat gördüm ama aradım taradım saati bulamadım bide size danışayım dedim şimdi saat oldukça büyük ve gösterişli bi saatti, lacivert renkli ve kenarındaki ayarlama düğmesi büyüktü üzerinde de + işareti benzeri bi amblem vardı. elbirliğiyle bu saati bulabiliriz diye düşünüyorum.

Merhaba. Ben oldukça başarılı bir satranç antrenörüyüm. Çokça ulusal derecem mevcut. Camiada tanınırlığım da oldukça yüksektir. Ne hikmetse son 6 aydır etrafımda öğrenci bulamamaya başladım. Normal zamanda haftada en az 2 3 kere telefonum bilgi almak isteyenler için çalardı. Bu durumu krize bağlamak da istemiyorum çünkü alakasız.
İşin daha komiği meslektaşım iş yetiştiremiyor. Bazı işleri bana paslıyor fakat numaramı verdiği yerler beni aramıyor. Arayanlar da 1 hafta içinde başka bir yerle anlaşmış oluyor.
Çevremdeki insanlar herkesin ara ara böyle dönemlerinin olduğunu söylese de ilk defa başıma geldiği için ne yapacağımı şaşırdım.
Hacı-hoca büyü vs dışında her türlü tavsiyelerinize açığım.

Romanyaya gittiğim zaman gişedeki görevli eleman bana "dönüş biletini görmem lazım" demişti. Dönüş biletimi de almıştım ama eğer dönüş bileti almasaydım ne diyecektim elemana?

Eskisi kadar kafaniz calisiyor mu? Mesela 20lerin basindaki kadar.

Not: Kafa calismaktan kastin ne diyeceksiniz, kafasi calismaktan siz ne anliyorsaniz o.
Hayat tecrubesi falan degil, bildigin beyin fonksiyonlariniz.

işte vs bazen arkadaşlarımla yada başkalarıyla oturup tek bilgisayar ekranında konuşurken haliyle yakın oluyoruz ve çok güzel koktuklarını farkediyorum. parfüm vs değil de sanki kıyafetlerine sinmiş çok hafif ferahlatıcı kokular hepsi de. (samimi olmadığım için soramadım hiç)

siz ne kullanıyorsunuz mesela? internette genelde kıyafet dolabınıza kokulu sabunlar yerleştirin deniyor bu yeter mi? deodorant ve parfüm demeyin hiç, sevemiyorum onları, deodorant'ı bile hep en az kokulu olanı seçiyorum. esans diyecem ama o da iyisi nerden bulunur nasıl alınır bilmiyorum güzel kokalım diye dede de olmayalım.

not: cinsiyet kadın, bahsedilen kişiler erkek

Ama böyle gülmekten yanaklarınız, karnınız ağrıyana kadar. Ben düşünüyorum hatırladığım en yakın olayın üstünden birkaç yıl geçmiş. Özledim sanırım o günleri.
Ayrıca neye gülmüştünüz?

!!!First world problems!!! uyarısı.

Bir ara gereksiz bir koleksiyon uğraşına girmiştim.
Şu an elimde designer ve niche olmak üzere toplamda 12 parfüm var. Bilmeyenler için designer olanların şişeleri genelde 400-600 TL bandındadır. Niche olanlar da üst sınır olmamakla birlikte şişeleri genelde 1000-2000 TL arasında değişir. Hesabıma göre kullanım sıklığına bağlı olmak üzere min 5 yıl, max 10 yıl yetecek bu parfümler bana :) Elimden çıkarma şansım da düşük.

Koleksiyondaki en sevdiğim parfümler niche olanlar ama kullanmaya kıyamıyorum. Siz olsanız ucuz olanları mı önce tüketirdiniz yoksa fiyatına bakmaksızın hoşunuza gidenleri mi tüketirdiniz?

soru başlıkta.

Daha önce hiç böyle bir konu geçmemiş aranızda, aniden bir gün açılıp karşınıza çıkıyor. Şaşırır mısınız? Ona olan tavrınız iyi ya da kötü anlamda değişir mi?

Not: "Doğru yolu bulmuş." tarzı cevaplarınızı yazmayın mümkünse.

Evde elektrikli firinim var, bazen pizza daha cok ekmek yapimi icin kullaniyorum. Pizza tasi ile gercekten lezzette cok fark olur mu tavsiye eder misiniz, oluyorsa nereden nasil bir sey almali? Cok fiyat farki var internette.

Panpalar,

Durum şöyle.
Şirket organizasyonel değişiklik yapıyoruz diye elemanı işten çıkarma kararı alıyor. Kıdem + 2 maaş teklif ediyor ve pozisyonu kapatacağız diyor. Ancak pozisyon kağıt üzerinde kapanıyor görünse bile başka bir birime bağlı olarak aynı işi yapmaya devam edecek kişi işe alınıyor çoktan.

Elemanın 6-8 maaş gibi bir paket önerisi "bak pozisyonu kapatıyoruz, mahkemeye gidersen biz kazanırız, önerdiğimizi de alamazsın" tavrıyla geri çevriliyor.

Napsın bu eleman? Avukat bulup daha detaylı danışacağız ancak benzer süreçlerden geçen ya da konuya hakim birileri varsa şimdiden teşekkürlerimi sunarım.

devlet hastanelerinde ameliyat sırasında hasta yakınından anestezi malzemesi, ampul (iğne için) ve çeşitli malzemeler istemek yasal mi?

babam şuan ameliyatta ve içeriden sürekli birşeyler isteyip duruyorlar, devlet zaten bunları hastanelere göndermiyor mu ya da hastane bizim için sgk'dan aldığı para ile bunlari temin etmiyor mu?

Orta boy pizza, bir adet karisik pide, bir porsiyon iskender, bir porsiyon et doner.
Bunlardan herhangi biri ya da bu gibi seylerin bir porsiyonu sizi doyuruyor mu genelde?
Kizlara sormuyorum cunku genelde erkeklerden az yedikleri icin kistasim degil onlar. Kocam doymuyor, abim doyuyor, erkek kuzenim 3 porsiyonla doyuyor gibi etrafinizdakiler uzerinden de cevaplayabilirsiniz.
Thx.

Ben doymuyorum net. (sisman degilim)

Son zamanlarda her seyin porsiyonu kuculdu mu bana mi oyle geliyor? Ozellikle gida fiyatlarindaki artisalrdan sonra.