Ayrıca benim gay mesai arkadaşım oldu. Kocası vardı bildiğin. Şirket yemeğine kocasını da getirdi. İş emailinden bana email attı, you are a wonderful person! diye. İki senedir de yalnızım. Ben gay mi oluyorum şimdi? İnsan gibi insandı ve işini de çok iyi yapardı.
''kızlarla konuşurken çok mulayim efedi uslu buluyorlar beğenmiyorlar. erkek gibi erkek olsam böyle düşünmezlerdi. hiç küfretmeyi sevmem. birisine kolay kılay kızıp sinirlenmem. hep işi tatlıya bağlamaya çalışırım. bunlar hep hata değil mi arkadaşlar.''
Mülayim
Efendi
Uslu
Küfretmeyen
Sakin
Kolay kolay kızmayan
İşi tatlıya bağlamaya çalışan
Bunlar hep hata değil, bilakis üstünlük. İçinde bulunduğunuz toplum o kadar saldırgan ki, onlar gibi saldırgan ve medeniyetsiz olmazsanız, size 'bi tuhaf' etiketi yapıştırıyor.
Victor Hugo,
Sefiller'de
Jean Vealjana şöyle dedirtir: Bozuk düzenlerde, dürüstlüğün adı enayiliktir.
Sizin durumunuz işte bu! Toplum bozuk. Saldırgan. Kızlar bi size bakıyolar bi de ortama ve, ''Bu saldırgan ortamda bu tip beni koruyamaz!'' alt metniyle hareket ediyolar. Farkında olmadan. Küfretmek, adam dövmek, maço görünmek marifetmiş gibi kalıyor. Halbuki marifet değil. Onlar ortaçağın marifetleriydi. 21. Yüzyılda marifet beyinde! Yaratmak, üretmek, çözmek. Marifet bu. Toplum, yaratan, üreten, çözen olmak yerine saldıran, birbirini yiyen, küfreden, birbirine kazık atan, birbirinin kuyusunu kazan olunca, siz dışlanıyorsunuz.
Bu tespitle başlayın işe...