aysefatmahayriye
Sizce hangisi ? Siz hangisini kullanıyorsunuz?
Sizce hangisi ? Siz hangisini kullanıyorsunuz?
0
manuel kullaniyorum
ama sar(z)lilarin daha iyi temizledigini soyluyolla. daha etkili temizlik sagliyormus
ama sar(z)lilarin daha iyi temizledigini soyluyolla. daha etkili temizlik sagliyormus
0
diş taşı üretimim taş ocağı misali olduğundan hekim tarafından şarjlı önerildi. min 2 dakika fırçalamış oluyorum zaman ayarlı olduğu için.
0
şarjlı var bende, bi daha geri dönemedim kullandıktan sonra. klasik kullanınca temizlenmiyomuş gibi geliyo.
0
Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinden bir prof doktor bana şarjlı önermişti.
dipnot: *** Ağız temizleme suyunun içindeki alkol oranı yüksek olduğu için kesinlikle önermiyor.
dipnot: *** Ağız temizleme suyunun içindeki alkol oranı yüksek olduğu için kesinlikle önermiyor.
0
manuel tabii ki, şarjlı diş fırçası kapitalizmin bir oyunu.
0
şarjlı kullanırken dişlerimde kum gibi ufalnmalar meydana geldi. manuele döndüm düzeldi.
manuel forevır.
manuel forevır.
0
2009'dan beri şarjlı kullanıyorum. tatillerde manuel alıyorum yanıma, sanki diş fırçalamamışım gibi geliyor.
0
normal diş fircasi. bi ara sarjlılardan almıstımda kullanamadım rahat değil.
0
normal kullanıyorum.
şöyle bir şey çok ilgimi çekti: www.foreo.com
almam tabii. ama alasım geldi, yalan değil.
şöyle bir şey çok ilgimi çekti: www.foreo.com
almam tabii. ama alasım geldi, yalan değil.
0
dadas9
kravata alternatif (papyon dışında) beyaz gömleğe ne takılabilir,bu şeyler vardı piyanistlerin taktığı iki taraftan sarkan siyah fularımsı zımbırtılar mesela onların adı nedir mesela bilen var mıdır ya da onun dışında ne olabilir?
kravata alternatif (papyon dışında) beyaz gömleğe ne takılabilir,bu şeyler vardı piyanistlerin taktığı iki taraftan sarkan siyah fularımsı zımbırtılar mesela onların adı nedir mesela bilen var mıdır ya da onun dışında ne olabilir?
0
direk fularlar kravatımsı olarak bağlanabiliyor, ya da papyonu açık kullanabilirsiniz ki bence en güzeli o.
www.lidyana.com
4.bp.blogspot.com
şöyle şeyler de var:
www.bikravat.com
www.bikravat.com
www.bikravat.com
www.lidyana.com
4.bp.blogspot.com
şöyle şeyler de var:
www.bikravat.com
www.bikravat.com
www.bikravat.com
0
lawist
yaşınız kaç ? en yaşlımız kim ?
yaşınız kaç ? en yaşlımız kim ?
0
sırf 25 yok diye yazıyorum :) buraya yazınca fark ettim, 4 gün sonra 26 yuh!
0
hotinli
bu sene bosna hirvatistan karadag kosova makedonya bulgaristana gitmeyi dusunuyorum buralarin guzel veya farkli sehirleri nereleridir? oneriliriniz nelerdir?
bu sene bosna hirvatistan karadag kosova makedonya bulgaristana gitmeyi dusunuyorum buralarin guzel veya farkli sehirleri nereleridir? oneriliriniz nelerdir?
0
makedonya-ohrid
karadag-tuva
hirvatistan-zagreb/dubrovnik (vize almaniz gerektigini unutmayin lutfen)
bulgaristan-varna
karadag-tuva
hirvatistan-zagreb/dubrovnik (vize almaniz gerektigini unutmayin lutfen)
bulgaristan-varna
0
Sraybosna - Srebrenica - Mostar - Split - Dubrovnik - Herceg Novi - Perast - Kotor - Budva - Podgorica - Prizren - Skopje - Gostivar - Ohrid - Bitola - Sofya - Plovdiv... simdilik rotamda buralar var..daha guzel farkli sehirler varsa soylerseniz guzel olur
0
pescador
bu herhangi bir şeyin üzerinde yazıyor mu yoksa bizim özellikle istememiz gerekiyor mu? ben şu ana kadar gönderdiğim hiçbir kargonun numarası olduğunu hatırlamıyorum da, bu sefer ihtiyacım olabilir. nasıl oluyor o?
bu herhangi bir şeyin üzerinde yazıyor mu yoksa bizim özellikle istememiz gerekiyor mu? ben şu ana kadar gönderdiğim hiçbir kargonun numarası olduğunu hatırlamıyorum da, bu sefer ihtiyacım olabilir. nasıl oluyor o?
0
barkod numarası genelde gönderi numarası oluyor diye biliyorum. ya da şubeye telefon açıp öğrenebilirsin.
0
kargo takip numarası ile ya da ambar tesellüm fişi ile ya da fatura numarası ile sorgulama yapılabiliyor yurt içi kargoda.
kargo takip noyu istiyorsan onu gönderdiğin şubeye soracaksın. o herhangi bir şeyin üzerinde yazmaz. ambar tesellüm denen zımbırtı, eğer ki kargocu sana geldiyse, o an fatura değil de bu tesellüm fişi veriliyor ya, fatura değil o kağıt. oradaki seri ve sıra numarasını girerek sorguluyorsun.
ya da faturan varsa faturanın seri numarasından sorguluyorsun.
eğer fiş ya da faturan varsa onlarla yaptığın sorgulamada takip numarası da çıkıyor zaten. yani alıcıya takip no vermen gerekiyorsa oradan bakıp söyleyebilirsin, şubeyle uğraşamam dersen.
kargo takip noyu istiyorsan onu gönderdiğin şubeye soracaksın. o herhangi bir şeyin üzerinde yazmaz. ambar tesellüm denen zımbırtı, eğer ki kargocu sana geldiyse, o an fatura değil de bu tesellüm fişi veriliyor ya, fatura değil o kağıt. oradaki seri ve sıra numarasını girerek sorguluyorsun.
ya da faturan varsa faturanın seri numarasından sorguluyorsun.
eğer fiş ya da faturan varsa onlarla yaptığın sorgulamada takip numarası da çıkıyor zaten. yani alıcıya takip no vermen gerekiyorsa oradan bakıp söyleyebilirsin, şubeyle uğraşamam dersen.
0
yigitovic
merhaba,yapmak istedigim elimdeki videonun belli kisimlarini kesmek, belli kisimlarina da yazi, fotograf gibi eklemeler yapmak. bunu yapabilecegim, kullanimi kolay bir program biliyor musunuz?
merhaba,
yapmak istedigim elimdeki videonun belli kisimlarini kesmek, belli kisimlarina da yazi, fotograf gibi eklemeler yapmak. bunu yapabilecegim, kullanimi kolay bir program biliyor musunuz?
yapmak istedigim elimdeki videonun belli kisimlarini kesmek, belli kisimlarina da yazi, fotograf gibi eklemeler yapmak. bunu yapabilecegim, kullanimi kolay bir program biliyor musunuz?
0
üstad torrentten falan cracklisini indir işte ne bileyim onu da ben mi söyleyeyim artık :)
0
yue
selam herkese,eşimin erkek kardeşinin kına gecesine aşağıda resimlerini eklediğim elbiseyi giyebilir miyim sizce? kına için düğün salonu tutmuşlar kız tarafının mahallesinde. nikahına ayrı, düğününe ayrı abiye aldım zaten, kına gecesine bu elbise hafif olur mu ki? bi de insanlar niye böyle her şeyi
selam herkese,
eşimin erkek kardeşinin kına gecesine aşağıda resimlerini eklediğim elbiseyi giyebilir miyim sizce? kına için düğün salonu tutmuşlar kız tarafının mahallesinde.
nikahına ayrı, düğününe ayrı abiye aldım zaten, kına gecesine bu elbise hafif olur mu ki? bi de insanlar niye böyle her şeyi ayrı ayrı kutlama haline dönüştürüyorlar anlayamıyorum. yakınlara eziyet valla.
bu elbise olur diyorsanız, nasıl kombinleme yapmalıyım fikirlerinizi bekliyorum.
images.asos-media.com
images.asos-media.com
images.asos-media.com
images.asos-media.com
elbise ile ilgili dipnot: eteği resimlerde sanki farklı kumaş gibi parlak duruyor ama gerçekte öyle değil. tonu üstüne göre daha koyu siyah ama bildiğin pamuklu kumaş gibi öyle uçuş uçuş gibi değil.
eşimin erkek kardeşinin kına gecesine aşağıda resimlerini eklediğim elbiseyi giyebilir miyim sizce? kına için düğün salonu tutmuşlar kız tarafının mahallesinde.
nikahına ayrı, düğününe ayrı abiye aldım zaten, kına gecesine bu elbise hafif olur mu ki? bi de insanlar niye böyle her şeyi ayrı ayrı kutlama haline dönüştürüyorlar anlayamıyorum. yakınlara eziyet valla.
bu elbise olur diyorsanız, nasıl kombinleme yapmalıyım fikirlerinizi bekliyorum.
images.asos-media.com
images.asos-media.com
images.asos-media.com
images.asos-media.com
elbise ile ilgili dipnot: eteği resimlerde sanki farklı kumaş gibi parlak duruyor ama gerçekte öyle değil. tonu üstüne göre daha koyu siyah ama bildiğin pamuklu kumaş gibi öyle uçuş uçuş gibi değil.
0
giyilir. bu sıcakta düğün salonunda yapılacak kınaya daha kapalı ya da ciddi bir kıyafet olmaz zaten.
pamuklu kumaşsa çok abartılı takı ve ayakkabılara gerek yok bence. elbiseyi düşük gösterirler. o nedenle bu fotoğraflardaki kadar uzun olmasa da yine uzun bir kolye, bilekte siyah deri kayışlı saat, ufak gümüş küpeler yeterli olur takı için. ayakkabı olarak da biraz yüksek topuklu (elbiseyi gösterir, elbisenin uzun eteklerinin sizi kısa göstermesini engeller), üstten (tek, çift veya bantların örüldüğü falan) bantlı, bilekten bağcıklı bir şey bulursanız bence tamamdır. üzerinize şal almaya gerek yok. çanta olarak da ayakkabınıza uyacak bir clutch/portföy yeterli olur.
pamuklu kumaşsa çok abartılı takı ve ayakkabılara gerek yok bence. elbiseyi düşük gösterirler. o nedenle bu fotoğraflardaki kadar uzun olmasa da yine uzun bir kolye, bilekte siyah deri kayışlı saat, ufak gümüş küpeler yeterli olur takı için. ayakkabı olarak da biraz yüksek topuklu (elbiseyi gösterir, elbisenin uzun eteklerinin sizi kısa göstermesini engeller), üstten (tek, çift veya bantların örüldüğü falan) bantlı, bilekten bağcıklı bir şey bulursanız bence tamamdır. üzerinize şal almaya gerek yok. çanta olarak da ayakkabınıza uyacak bir clutch/portföy yeterli olur.
0
olur olur gayet güzel. altına da şu tarz renkli ve kısa topuklu bir ayakkabı olabilir www.bershka.com
0
elbisenin modeli güzel, kınaya da uygun ama kumaşı, kemeri filan çok basit geldi bana. ben şahsen giymezdim.
0
elbiseye bayıldım.
görseldeki kombin şekli de çok uygun bence. saçlar uzunsa tepeden at kuyruğu olabilir. ayakkabı siyah tek bantlı daha düşük topuklu da olabilir. küpe daha minik bir şey olabilir. kolye&bileklik aynen görseldeki gibi olmalı.
çanta da ayakkabı gri ise gri, siyah ise siyah sade bir clutch.
görseldeki kombin şekli de çok uygun bence. saçlar uzunsa tepeden at kuyruğu olabilir. ayakkabı siyah tek bantlı daha düşük topuklu da olabilir. küpe daha minik bir şey olabilir. kolye&bileklik aynen görseldeki gibi olmalı.
çanta da ayakkabı gri ise gri, siyah ise siyah sade bir clutch.
0
mavi karanlik
Merhaba,Annem için bir akıllı telefon almak istiyoruz. Bütçemiz 600-700 TL. Bu fiyata en iyi fiyat/performans veren telefon hangisidir sizce?Nokia Lumialara kayıyor gibiyiz, neden bilmiyorum, ama "bu fiyata onlardan birini alacağınıza şunu alabilirsiniz" derseniz çok makbule geçer.
Merhaba,
Annem için bir akıllı telefon almak istiyoruz. Bütçemiz 600-700 TL. Bu fiyata en iyi fiyat/performans veren telefon hangisidir sizce?
Nokia Lumialara kayıyor gibiyiz, neden bilmiyorum, ama "bu fiyata onlardan birini alacağınıza şunu alabilirsiniz" derseniz çok makbule geçer.
Annem için bir akıllı telefon almak istiyoruz. Bütçemiz 600-700 TL. Bu fiyata en iyi fiyat/performans veren telefon hangisidir sizce?
Nokia Lumialara kayıyor gibiyiz, neden bilmiyorum, ama "bu fiyata onlardan birini alacağınıza şunu alabilirsiniz" derseniz çok makbule geçer.
0
Lumia'yı gençler bile kullanamıyor, sırf nokia diye alma. Annen kesinlikle Kullanamaz çok zor.
Gm discovery al?
Samsung Trend plus falan da olur.
Gm discovery al?
Samsung Trend plus falan da olur.
0
lllllllllllllllllll
boş yemesi lezzetli olan bir peynir arıyorum yani yanında ekmek olmadan, mümkünse yemeye hazır şekilde satılsın yani tuzunu çıkartmak için suya koymak vs gibi işlemler gerekmesin
boş yemesi lezzetli olan bir peynir arıyorum yani yanında ekmek olmadan, mümkünse yemeye hazır şekilde satılsın yani tuzunu çıkartmak için suya koymak vs gibi işlemler gerekmesin
0
cevaplarınız için çok teşekkürler, aslında ben de tulum peynirini ve eski kaşarı seviyorum da unutmuşum bunları, ne zamandır almıyordum, ezine, gouda, örgü, dil, hellim peynirlerini boş yiyemiyorum, emmental, füme, isli peyniri de deneyeyim
0
Parmesan ama toz şeklinde satılan değil elbette. Metrolarda oluyor üçgen dilim halinde alacaksınız. ince ince dilim yapıp yiyeceksiniz.
0
ben yukarıda örgü derken burgu kastetmiştim :)
şundan yani: 3.bp.blogspot.com
saçdemeti@ yazınca aklıma geldi.
şundan yani: 3.bp.blogspot.com
saçdemeti@ yazınca aklıma geldi.
0
bozuk kesim
Merhaba arkadaşlar,evimize yeni bir yavru kedi katıldı. kendisi dişi. bembeyaz pamuk gibi bişey. dişiliğinden mi kediliğinden mi bilemedim ama acayip sırnaşık. bu arkadaşa bir isim arıyoruz. bakalım neler çıkacak çok merak ediyorum :)
Merhaba arkadaşlar,
evimize yeni bir yavru kedi katıldı. kendisi dişi. bembeyaz pamuk gibi bişey. dişiliğinden mi kediliğinden mi bilemedim ama acayip sırnaşık. bu arkadaşa bir isim arıyoruz. bakalım neler çıkacak çok merak ediyorum :)
evimize yeni bir yavru kedi katıldı. kendisi dişi. bembeyaz pamuk gibi bişey. dişiliğinden mi kediliğinden mi bilemedim ama acayip sırnaşık. bu arkadaşa bir isim arıyoruz. bakalım neler çıkacak çok merak ediyorum :)
0
pamuk, bir kedi klasiği. zaten adı ne olursa olsun severken "pamuğuuum" diye seveceksiniz.
imza: bembeyaz dişi bir kedi sahibi.
imza: bembeyaz dişi bir kedi sahibi.
0
shiro +1 söylenişi de dişi kedi şeysine uyuyo.
shiro neko diye gugılda aratırsanız çok meşhur bir capon kedi selebritisine rastlarsınız, miskinliğiyle ünlüdür shiro-chan <3
shiro neko diye gugılda aratırsanız çok meşhur bir capon kedi selebritisine rastlarsınız, miskinliğiyle ünlüdür shiro-chan <3
0
benim beyaz renk dişi bi kedim vardı, ismi "yuki" idi.. japonca'da kar manasına geliyo..
0
brad pitt
Selam. Şu adreste baya detaylı koşullar sunulmuş.http://www.mfa.gov.hu/kulkepviselet/TR/tr/tr_Konzuliinfo/schengen_vize_islemleri_abc.htm1: Bu gitme işleminde gider kalemleri neler olacak? (Pasaport, vize, ulaşım vs ?)2: Vize schengen vizesi mi olacak? Nasıl alınır, kolay mıdır alması mesela ailecek
Selam. Şu adreste baya detaylı koşullar sunulmuş.
www.mfa.gov.hu
1: Bu gitme işleminde gider kalemleri neler olacak? (Pasaport, vize, ulaşım vs ?)
2: Vize schengen vizesi mi olacak? Nasıl alınır, kolay mıdır alması mesela ailecek? Ne yapmak gerekir, neleri göstermek gerekir almak için?
3: Sağlık teminatı 30bin euro falan yazıyor. Ciddi mi ya, ben nasıl göstereceğim o kadar teminat 3 kişi için?
4: Turla mı gitmek kolay, kendimiz uçakla mı? (Orada yaşayan akrabamız var)
5: Mülakat dediği nasıl oluyor? Kabul olmama durumu var mı?
www.mfa.gov.hu
1: Bu gitme işleminde gider kalemleri neler olacak? (Pasaport, vize, ulaşım vs ?)
2: Vize schengen vizesi mi olacak? Nasıl alınır, kolay mıdır alması mesela ailecek? Ne yapmak gerekir, neleri göstermek gerekir almak için?
3: Sağlık teminatı 30bin euro falan yazıyor. Ciddi mi ya, ben nasıl göstereceğim o kadar teminat 3 kişi için?
4: Turla mı gitmek kolay, kendimiz uçakla mı? (Orada yaşayan akrabamız var)
5: Mülakat dediği nasıl oluyor? Kabul olmama durumu var mı?
0
- Gider kalemleri: pasaport, vize, ulaşım, konaklama, yeme içme, müzeler ilginizi çekiyorsa onlar vs vs. Genel seyahat harcamaları
- Vize schengen. Konsolosluk siteisnde detaylı bilgi vardır, ailecek vize başvurusu olmaz diye biliyorum, tek tek başurmanız gerekiyor. İçinde bir miktar para olan bir banka hesabı gayet yeterlidir.
- Sağlık sigortasını herhangi bir bankadan ya da özel sigorta şirketinden yaptırabilirsiniz. 30.000 euro teminatlı sigorta 10 eurodan daha pahalı değil diye hatırlıyorum.
- Ben her zaman kendim uçakla gitmeyi tercih ettim, turları sevmiyorum. Hiçbir özgürlük kalmıyor, ve sürekli bir şeyler sokmaya çalışıyorlar. Gidin Budapeşte'ye, alın elinize bir şehir haritası, orada gösterilen yerleri yürüye yürüye gezin :)
- Mülakat genelde yapmazlar bile Schengen'de turistik gezilerde, yaparlarsa da neden geliyorsun, ne yapacaksın falan filan genel sorular sorarlar. Bir sıkıntı olmaz.
- Vize schengen. Konsolosluk siteisnde detaylı bilgi vardır, ailecek vize başvurusu olmaz diye biliyorum, tek tek başurmanız gerekiyor. İçinde bir miktar para olan bir banka hesabı gayet yeterlidir.
- Sağlık sigortasını herhangi bir bankadan ya da özel sigorta şirketinden yaptırabilirsiniz. 30.000 euro teminatlı sigorta 10 eurodan daha pahalı değil diye hatırlıyorum.
- Ben her zaman kendim uçakla gitmeyi tercih ettim, turları sevmiyorum. Hiçbir özgürlük kalmıyor, ve sürekli bir şeyler sokmaya çalışıyorlar. Gidin Budapeşte'ye, alın elinize bir şehir haritası, orada gösterilen yerleri yürüye yürüye gezin :)
- Mülakat genelde yapmazlar bile Schengen'de turistik gezilerde, yaparlarsa da neden geliyorsun, ne yapacaksın falan filan genel sorular sorarlar. Bir sıkıntı olmaz.
0
1- yaklaşık olarak
a)pasaport minimum 1 yıllık olmalı, o da 150-200 lira arası bir şey
b)vize başvuru ücreti 60 euro, başvuru aracılık ile yapılacaksa orayada vermek gerekir. tahminen 20-30 euro falandır diye düşünüyorum, emin değilim.
c)istanbul-budapeşte wizzair ile 20-50 euro arasına bilet bulunabilir, eşyanız azsa en uygun havayolu şirketidir.
2- schengen vizesi olacak, bankada kalacağınız gün sayısı x 50 euro olarak şekilde paranız varsa -ki fazla olması daha iyi- konsolosluk sitesinde yazan evrakları tamamlayıp teslim ettiğiniz taktirde sıkıntı olmayabilir, ama olabilirde.
3- 30 bin euro'ya takılma, normal sigorta yaptıracaksın 50 lira civarı bir şey. sadece 30 bin euro teminatlı istiyorum diyeceksin.
4- turla gitmek her durumda pahalı olur, ha maddi imkanınız varsa kafanız rahat olur. ay nerelere gitsek diye düşünmezsiniz.
5- macaristan konsolosluk kurallarını bilmiyorum ama bireysel başvurularda ayaküstü bir mülakat yapabilirler, neden gideceksiniz falan derler. içlerine sinmezse kabul etmeme lüksleri var ama ailecek turizm amaçlı gidilecekse sorun olmaz diye düşünüyorum.
bu rakamlar hep ortalama kişi başı maliyet, ailecek gidecekseniz x birey sayısı olarak düşüneceksiniz. kabaca yanıtladım, daha net bilen arkadaşlar düzeltirse sevinirim.
not: duyuruyu silme, beddua ederim.
a)pasaport minimum 1 yıllık olmalı, o da 150-200 lira arası bir şey
b)vize başvuru ücreti 60 euro, başvuru aracılık ile yapılacaksa orayada vermek gerekir. tahminen 20-30 euro falandır diye düşünüyorum, emin değilim.
c)istanbul-budapeşte wizzair ile 20-50 euro arasına bilet bulunabilir, eşyanız azsa en uygun havayolu şirketidir.
2- schengen vizesi olacak, bankada kalacağınız gün sayısı x 50 euro olarak şekilde paranız varsa -ki fazla olması daha iyi- konsolosluk sitesinde yazan evrakları tamamlayıp teslim ettiğiniz taktirde sıkıntı olmayabilir, ama olabilirde.
3- 30 bin euro'ya takılma, normal sigorta yaptıracaksın 50 lira civarı bir şey. sadece 30 bin euro teminatlı istiyorum diyeceksin.
4- turla gitmek her durumda pahalı olur, ha maddi imkanınız varsa kafanız rahat olur. ay nerelere gitsek diye düşünmezsiniz.
5- macaristan konsolosluk kurallarını bilmiyorum ama bireysel başvurularda ayaküstü bir mülakat yapabilirler, neden gideceksiniz falan derler. içlerine sinmezse kabul etmeme lüksleri var ama ailecek turizm amaçlı gidilecekse sorun olmaz diye düşünüyorum.
bu rakamlar hep ortalama kişi başı maliyet, ailecek gidecekseniz x birey sayısı olarak düşüneceksiniz. kabaca yanıtladım, daha net bilen arkadaşlar düzeltirse sevinirim.
not: duyuruyu silme, beddua ederim.
0
merhaba!
bir tavsiye: orada yaşayan akrabayı hiç karıştırmayın vize başvurusunda.
konaklama için bookingden iptal edilebilir bir rezervasyon yaptırın vize istediğiniz tüm süreyi kapsayan.
ulaşım için de aynen, gidiş ve dönüş rezervasyon yaptırın.
bunların haricinde eğer aileden biri tüm seyahate sponsor oluyorsa bu belirtilmeli. "şu şu şu kişilerin şu şu seyahati tarafımdan karşılanacaktır" şeklinde bir dilekçe gerekli ve vukuatlı nüfus kaydı.
bu sponsor olan kişiye ait banka hesap bilgileri, varsa tapu vs. bunlar da eklenmeli.
varsa öğrenci olanların öğrenci belgeleri, çalışan varsa şirketlerinden 3 aylık bordro gibi evraklar, emekli varsa emekli maaşını gösteren evrak vs. bunları da eklersiniz.
sponsor mevzuu yoksa o zaman herkesin kendine ait banka hesap dökümü ya da tapu mapu ne varsa göstermesi gerekir.
evraklar tam olursa kabul olmama durumu olmaz.
bir tavsiye: orada yaşayan akrabayı hiç karıştırmayın vize başvurusunda.
konaklama için bookingden iptal edilebilir bir rezervasyon yaptırın vize istediğiniz tüm süreyi kapsayan.
ulaşım için de aynen, gidiş ve dönüş rezervasyon yaptırın.
bunların haricinde eğer aileden biri tüm seyahate sponsor oluyorsa bu belirtilmeli. "şu şu şu kişilerin şu şu seyahati tarafımdan karşılanacaktır" şeklinde bir dilekçe gerekli ve vukuatlı nüfus kaydı.
bu sponsor olan kişiye ait banka hesap bilgileri, varsa tapu vs. bunlar da eklenmeli.
varsa öğrenci olanların öğrenci belgeleri, çalışan varsa şirketlerinden 3 aylık bordro gibi evraklar, emekli varsa emekli maaşını gösteren evrak vs. bunları da eklersiniz.
sponsor mevzuu yoksa o zaman herkesin kendine ait banka hesap dökümü ya da tapu mapu ne varsa göstermesi gerekir.
evraklar tam olursa kabul olmama durumu olmaz.
0
lounge act
merhaba.fransa'ya turistik vize alacağım. öğrenciyim. annem sponsor olacak. yurt işletiyor. ne gibi belgeler göstermesi gerek? tam listeyi kimseden öğrenemedim, vfsglobal'den de öğrenemedim. bilen biri varsa yazsın lütfen. ayrıca bu belgeleri topladıktan sonra randevu alıp oraya mı gideceğiz?
merhaba.
fransa'ya turistik vize alacağım. öğrenciyim. annem sponsor olacak. yurt işletiyor. ne gibi belgeler göstermesi gerek? tam listeyi kimseden öğrenemedim, vfsglobal'den de öğrenemedim. bilen biri varsa yazsın lütfen. ayrıca bu belgeleri topladıktan sonra randevu alıp oraya mı gideceğiz?
fransa'ya turistik vize alacağım. öğrenciyim. annem sponsor olacak. yurt işletiyor. ne gibi belgeler göstermesi gerek? tam listeyi kimseden öğrenemedim, vfsglobal'den de öğrenemedim. bilen biri varsa yazsın lütfen. ayrıca bu belgeleri topladıktan sonra randevu alıp oraya mı gideceğiz?
0
Evet randevu alıyorsun. Tavsiyem bir vize danışman firması ile görüş, 20-30 Euro'ya bütün evraklarını hazırlayıp randevunu alıyorlar.
0
www.vfsglobal.com
e) Öğrenciler için;
Öğrenci belgesi.
Seyahat masraflarını karşılayacak kişiye ait finansal ve mesleki belgeler(anne, baba, akraba gibi).
b) Şirket Sahipleri için;
Ticaret ve Sanayi Odası Kaydı.
Vergi Levhası kopyası.
Resmi Gazete kopyası.
İmza Sirküleri kopyası.
e) Öğrenciler için;
Öğrenci belgesi.
Seyahat masraflarını karşılayacak kişiye ait finansal ve mesleki belgeler(anne, baba, akraba gibi).
b) Şirket Sahipleri için;
Ticaret ve Sanayi Odası Kaydı.
Vergi Levhası kopyası.
Resmi Gazete kopyası.
İmza Sirküleri kopyası.
0
Fransa vize konusunda biraz gıcık.
Schengen vizesi alırken genelde Yunanistan gibi kolay veren bir ülke üzerinden alıp Sakız Adası gibi yakın bir yerlere günü birlik giriş çıkış yaparsan daha kolay oluyor, vizeyi almış oluyorsun kolayca. Giriş çıkış yapamazsan sorun oluyor ama, baya bi sorguluyorlar niye oradan aldın diye.
böyle bir imkan yoksa, bence de güvenilir vize danışmanlık firmasıyla görüşmelisin,kendi başına ilk defa yapıyorsan genelde astarı yüzünden pahalıya geliyor eksikler yüzünden.
Schengen vizesi alırken genelde Yunanistan gibi kolay veren bir ülke üzerinden alıp Sakız Adası gibi yakın bir yerlere günü birlik giriş çıkış yaparsan daha kolay oluyor, vizeyi almış oluyorsun kolayca. Giriş çıkış yapamazsan sorun oluyor ama, baya bi sorguluyorlar niye oradan aldın diye.
böyle bir imkan yoksa, bence de güvenilir vize danışmanlık firmasıyla görüşmelisin,kendi başına ilk defa yapıyorsan genelde astarı yüzünden pahalıya geliyor eksikler yüzünden.
0
annenizin işletmesine ait:
imza sirküleri
ticaret odası sicil kaydı
vergi levhası kopyası
resmi gazete kaydı kopyası
banka hesap dökümleri (kişisel + şirkete ait)
varsa tapu vs.
vize talep formu
eski pasaport varsa onların fotokopileri
kimlik fotokopiniz
2 adet kriterlere uygun fotoğraf
vize başvuru ücreti (90€ dolaylarında idi yanılmıyorsam)
seyahat sigortası (bankalardan ve sigortacılardan yaptırabilirsiniz)
gidiş dönüş uçak rezervasyonu
vize istediğiniz süreyi kapsayan konaklama otel rezervasyonu
öğrenci belgeniz
annenizin yazıp imzalayacağı ve seyahatinizin masraflarını karşılayacağını anlatan dilekçe
sizin yazacağınız ve seyahat plan ve amacınızı anlatan dilekçe
vukuatlı nüfus kayıt örneği
ikametgah (bu gerekmeyebiliyor)
imza sirküleri
ticaret odası sicil kaydı
vergi levhası kopyası
resmi gazete kaydı kopyası
banka hesap dökümleri (kişisel + şirkete ait)
varsa tapu vs.
vize talep formu
eski pasaport varsa onların fotokopileri
kimlik fotokopiniz
2 adet kriterlere uygun fotoğraf
vize başvuru ücreti (90€ dolaylarında idi yanılmıyorsam)
seyahat sigortası (bankalardan ve sigortacılardan yaptırabilirsiniz)
gidiş dönüş uçak rezervasyonu
vize istediğiniz süreyi kapsayan konaklama otel rezervasyonu
öğrenci belgeniz
annenizin yazıp imzalayacağı ve seyahatinizin masraflarını karşılayacağını anlatan dilekçe
sizin yazacağınız ve seyahat plan ve amacınızı anlatan dilekçe
vukuatlı nüfus kayıt örneği
ikametgah (bu gerekmeyebiliyor)
0
kronik
Yeni işime başlayalı 5 gün oldu ve ay sonu sebebiyle çalıştığım süre kadar maaşım yatırıldı. Yatırılması gereken ücret; toplam net maaşım/20(aylık iş günü sayısı)*5 mi, toplam net maaşım/30(ayın tüm günleri)*5 mi olmalı?
Yeni işime başlayalı 5 gün oldu ve ay sonu sebebiyle çalıştığım süre kadar maaşım yatırıldı. Yatırılması gereken ücret; toplam net maaşım/20(aylık iş günü sayısı)*5 mi, toplam net maaşım/30(ayın tüm günleri)*5 mi olmalı?
0
ronartest
90 günlük schengen vizesi başvurum 6 ay olarak düzenlenmiş. Yani vize başlangıç ve bitiş tarihi satırlarını dikkate alınca 6 ay çıkıyor. Ancak gün kısmında 90 yazıyor. Birileri hata yapmış. Konsolosluğu arayıp 3 ay istemiştim 6 ay vermişsiniz diye de kendimi ihbar edecek kadar da mal değilim. Bu du
90 günlük schengen vizesi başvurum 6 ay olarak düzenlenmiş. Yani vize başlangıç ve bitiş tarihi satırlarını dikkate alınca 6 ay çıkıyor. Ancak gün kısmında 90 yazıyor. Birileri hata yapmış. Konsolosluğu arayıp 3 ay istemiştim 6 ay vermişsiniz diye de kendimi ihbar edecek kadar da mal değilim. Bu durumda gün ibaresi mi yoksa vize bitiş tarihi mi dikkate alınır? Tam tersi bir durum olsaydı yani gün ibaresi vize başlangıç-bitiş tarihi arasındaki gün sayısından fazla olsaydı pek şansım olmazdı. Ama adamlar bildiğin vize bitiş tarihini 6 aya gelecek şekilde düzenlemişler. İçimizdeki konsoloslar bir el atsın.
0
@calzoncillos şu vakte kadar aldığım bütün vizelerde vize başlangıç-bitiş tarihleri ile gün toplamını gösteren kısım uyuşuyordu. İlk defa böyle bir şeyle karşılaştım.
Yan schengen sınırı içinde bulunduğum gün sayısı dikkate alınacak öyle mi?
Yani 10 gün kalıp çıktıktan 3 ay sonra geri dönüp kalan 80 günü geçirmem mi söz konusu?
Yan schengen sınırı içinde bulunduğum gün sayısı dikkate alınacak öyle mi?
Yani 10 gün kalıp çıktıktan 3 ay sonra geri dönüp kalan 80 günü geçirmem mi söz konusu?
0
:) 6 ay icinde 90 gun schengen bolgesinde kalabilirsiniz.
0
@ronartest eğer vize çok girişli ise aynen dediğiniz gibi. yok eğer değilse o 6 ay içinde girdiğiniz günden itibaren maksimum 90 gün schengen bölgesinde kalabilirsiniz ama 1 gün sonra bile olsa schengen'den çıkınca da o vize biter..
0
ilave soruya cevap vereyim:
"Yani 10 gün kalıp çıktıktan 3 ay sonra geri dönüp kalan 80 günü geçirmem mi söz konusu?"
çok girişli ise evet, bölgeye çık gir yapabilirsiniz süreler dahilinde. parçalı kullanabilirsiniz günleri.
ama vizeniz tek girişli ise geçerli olduğu 6 ay süresince her hangi bir 90 günlük dilimde schengen bölgesinde bulunabilirsiniz demek oluyor. schengene çık gir yapamazsınız tek girişli ise.
"Yani 10 gün kalıp çıktıktan 3 ay sonra geri dönüp kalan 80 günü geçirmem mi söz konusu?"
çok girişli ise evet, bölgeye çık gir yapabilirsiniz süreler dahilinde. parçalı kullanabilirsiniz günleri.
ama vizeniz tek girişli ise geçerli olduğu 6 ay süresince her hangi bir 90 günlük dilimde schengen bölgesinde bulunabilirsiniz demek oluyor. schengene çık gir yapamazsınız tek girişli ise.
0
vizem çok girişli. iyi oldu bu.
iyice netleşsin diye soruyorum: öyleyse sayaç sınırdan adımımı attığım tarihte başlayacak değil mi? Yani vize başlangıç tarihinin bu durumda önemi kalmıyor. 10 gün sonra giriş yapsam da 90 gün giriş yaptığım günden itibaren eksilmeye başlayacak.
iyice netleşsin diye soruyorum: öyleyse sayaç sınırdan adımımı attığım tarihte başlayacak değil mi? Yani vize başlangıç tarihinin bu durumda önemi kalmıyor. 10 gün sonra giriş yapsam da 90 gün giriş yaptığım günden itibaren eksilmeye başlayacak.
0
dalessandro
Şimdi benim günlük almam gereken kalori miktarı örneğin 3000 kcal. ben bu 3000 kaloriyi normal besinlerden alırsam supplemente ihtiyaç duymam. ama bir çok kişi normal besinlerle birlikte supplement alınması gerektiğini söylüyor. yani şimdi ben günlük alınması gereken kalorinin 2000'ini normal besinl
Şimdi benim günlük almam gereken kalori miktarı örneğin 3000 kcal. ben bu 3000 kaloriyi normal besinlerden alırsam supplemente ihtiyaç duymam. ama bir çok kişi normal besinlerle birlikte supplement alınması gerektiğini söylüyor.
yani şimdi ben günlük alınması gereken kalorinin 2000'ini normal besinlerden 1000'ini supplement mi almalıyım?
bu 3000 kaloriyi nasıl almalıyım?
1. direk 3000 kaloriyi normal besinlerden
2. 2000 kalori normal besinler yanında 1000 kalori kilo aldırıcı supplement
yani şimdi ben günlük alınması gereken kalorinin 2000'ini normal besinlerden 1000'ini supplement mi almalıyım?
bu 3000 kaloriyi nasıl almalıyım?
1. direk 3000 kaloriyi normal besinlerden
2. 2000 kalori normal besinler yanında 1000 kalori kilo aldırıcı supplement
0
3 bin olarak örnek verdiğin kaloriyi -boş kalori anlamında değil elbette- normal besinlerden alabiliyorsan supplemente ihtiyacın yok.
0
Besinlerden alabiliyorsanız supplement gereksiz. Supplement, biliyorsunuz, besin takviyesi. Yani beslenmeniz düzenli değilse kullanırsınız, mantığı bu.
0
yani arkadaşlar bu weight gainer ı (kilo aldırıcı) normal beslenme yapamayan sporcular mı kullanıyor?
edit: peki supplement olarak almanın hiç mi avantajı yok?
edit: peki supplement olarak almanın hiç mi avantajı yok?
0
Siz proteininizi karbonhidratınızı yağınızı düzenli alabiliyorsanız öyle bir imkanınız varsa supplement'i ne yapacaksınız? Siz antrenmanlarınızı ihmal etmeyin beslenmenizi diyetinizi dikkatli bir şekilde disiplin içinde devam ettirin supplement'e ihtiyacınız yok. Profesyonel sporcuları örnek almayın ayrıca, onlarınki sponsorluk reklam para üstüne kurulu bir sistem.
0
supplement'in artısı protein olması. kas gelişimine daha faydalı olur (eğer amaç buysa?) yoksa gidip 1000 kalori karbonhidrat alırsan yağlanır gidersin.
0
supplementler, supplement firmalarının ve dergilerin şişirmesi sonucu bu kadar önemli hale geldi eğer sen 3000 kaloriyi normal besinlerden alıyosan,supplementlere gerek yok. baktın 3000 kaloriyi tamamlayamıyosun o zaman ek besinlere yönelebilirsin. adı üstünde ek besin :)
0
sadecece
Ve neden? Ayrıntılı överseniz sevinirim. Şarjı iyi gidiyodu, ses kalitesi iyiydi, ekranı süperdi vs vs...
Ve neden? Ayrıntılı överseniz sevinirim. Şarjı iyi gidiyodu, ses kalitesi iyiydi, ekranı süperdi vs vs...
0
iphone 3gs (hem taş gibi hem 5'e kadar apple destekliydi)
ericsson t10 'un da yeri ayrıdır
ericsson t10 'un da yeri ayrıdır
0
w880i, acayip hızlı mesaj yazardım. temaları güzeldi. 3g görüntülü görüşme vardı. çelikti, sıktı. suda yikadim, yere attım, üstünde zipladim bozabilmek için ama hala yaşıyor.
0
(bkz: sony ericsson w810i)
5 yıl kullandım, bir kere bozulmadı, sorun çıkartmadı. kamerası 2 mp idi ama boyundan büyük işler başarıyordu. walkman uygulaması ve kulaklığı başarılıydı, zamanına göre internet performansı da iyiydi. küçüktü, şıktı, sağlam bir his veriyordu. o kadar teknolojik cihaz kullandım, bir tek kendisiyle duygusal bağım vardır.
5 yıl kullandım, bir kere bozulmadı, sorun çıkartmadı. kamerası 2 mp idi ama boyundan büyük işler başarıyordu. walkman uygulaması ve kulaklığı başarılıydı, zamanına göre internet performansı da iyiydi. küçüktü, şıktı, sağlam bir his veriyordu. o kadar teknolojik cihaz kullandım, bir tek kendisiyle duygusal bağım vardır.
0
sony ericsson k750i. 10 seneye yakın kullandım. gayet dayanıklı, klasmanına göre fotoğraf çekim özelliği yerindeydi. radyosu mp3 çalma özelliği vs. yeterli düzeydeydi.
0
samsung sgh e730.
5 seneden fazla kullanmıştım. Kullanımı çok kolaydı ve her ihtiyacımı karşılıyordu. Yine olsa yine kullanırım.
5 seneden fazla kullanmıştım. Kullanımı çok kolaydı ve her ihtiyacımı karşılıyordu. Yine olsa yine kullanırım.
0
w810i +1
şarjı iyi gidiyordu. menüsü çok iyiydi. ki hala aynı seriden bir telefon kullanmaktayım. hem küçüktü hem de kırılgan değildi.
şarjı iyi gidiyordu. menüsü çok iyiydi. ki hala aynı seriden bir telefon kullanmaktayım. hem küçüktü hem de kırılgan değildi.
0
nokia 3200
8 sene kullandim. Degistirdigimde sarji hala 3-4 gun gidiyordu, hic bozulmadan hala calisiyordu, defalarca dusurmeme ragmen sapasaglamdi.
eger internet, kamera ve uygulama ihtiyaci olmasaydi hala kullaniyor olurdum.
gecen sene samsung galaxy ace 2 aldim. 1.5 yil oluyor. Bozulmazsa 5 yili zorlarim sanirim.
telefondan beklentiniz telefon olmasiysa tatmin ediyor.
tipi guzel, ekrani uygun boyutlarda, temel islevlerini yerine getiriyor. (telefon, internet, uygulamalar, kamera vs)
kilif bulmak zor oluyor. ama i-phone ve ya en super samsung dan kullanmiyorsaniz ayni sey diger telefonlar icn de gecerli.
8 sene kullandim. Degistirdigimde sarji hala 3-4 gun gidiyordu, hic bozulmadan hala calisiyordu, defalarca dusurmeme ragmen sapasaglamdi.
eger internet, kamera ve uygulama ihtiyaci olmasaydi hala kullaniyor olurdum.
gecen sene samsung galaxy ace 2 aldim. 1.5 yil oluyor. Bozulmazsa 5 yili zorlarim sanirim.
telefondan beklentiniz telefon olmasiysa tatmin ediyor.
tipi guzel, ekrani uygun boyutlarda, temel islevlerini yerine getiriyor. (telefon, internet, uygulamalar, kamera vs)
kilif bulmak zor oluyor. ama i-phone ve ya en super samsung dan kullanmiyorsaniz ayni sey diger telefonlar icn de gecerli.
0
s4>samsung chat335>1600. baska da kullanmamisim zaten.
ama ailedekileri sayarsak zirveyi 3310 alir, s4ün arkasinda da Sony ericsson w550i takip eder. az worms oynamadim o telefonda.
ama ailedekileri sayarsak zirveyi 3310 alir, s4ün arkasinda da Sony ericsson w550i takip eder. az worms oynamadim o telefonda.
0
Biri de 6630 dememis ya lan. 6600 da iyiydi ama 6630 onun abisiydi nokianin cok sonradan cikardigi modellerden bile akilliydi sarji iyiydi das gibiydi tass
0
nokia 8110, ilk telefonumdu. o kızağı falan böyle şak şak, anlayamazsınız :p sonra 7110, yine kızak. o zamanlar kızaklıysa-kapaklıysa bir olaydı zaten :D
AMMA hele ki 8800, yok goldu yok deri kaplaması, yok şirokkosu, artesi asfdagdss ne biçim işlerdi ya :D 2 sene öncesine kadar hala nokia kullanıyordum, takıntı hali var.
AMMA hele ki 8800, yok goldu yok deri kaplaması, yok şirokkosu, artesi asfdagdss ne biçim işlerdi ya :D 2 sene öncesine kadar hala nokia kullanıyordum, takıntı hali var.
0
g man
Merhabalar.Geçen gün moralim çok bozukdu. Değişiklik yapmak istedim. Bir arkadaşı aradım, rastgele bir şehir söyle dedim ve İzmir dedi. Ben de ilk otobüsle İzmir'e geldim İstanbul'dan kalkıp. Şimdi ise burada ne yapacağımı hiç bilmiyorum.Ne yapayım? Günümü nasıl geçireyim? Yanımda sırt çantası -şarj
Merhabalar.
Geçen gün moralim çok bozukdu. Değişiklik yapmak istedim. Bir arkadaşı aradım, rastgele bir şehir söyle dedim ve İzmir dedi. Ben de ilk otobüsle İzmir'e geldim İstanbul'dan kalkıp. Şimdi ise burada ne yapacağımı hiç bilmiyorum.
Ne yapayım? Günümü nasıl geçireyim? Yanımda sırt çantası -şarjı bitmiş bir laptop- yedek bir tişört ve pantolon haricinde sadece bir tane kitap var. Dönüşümü bile kararlaştırmadım daha. Aşağıda bir yerde otostopla dönüş ilanı da verdim. Neyse, soruyu tekrarlayayım:
İzmir'de ne yapılır? Ben 1 2 günü nasıl geçireyim? Sizler ne yapıyorsunuz? İlk kez geldiğim için hiçbir fikrim de yok. Denemeden dönme dediğiniz ne var?
Rastgele biriyle tanışmak falan isterseniz ona kapım açık. Bi' biranızı içerim :p (Evet, param da yok pek.)
Edit: Ha bir de ucuz berber var mı ya? 3 liraya sakal tıraşı oluyordum İstanbul'da. Burada da bi' tıraş olayım gelmişken. İyice berduş demesinler.
Geçen gün moralim çok bozukdu. Değişiklik yapmak istedim. Bir arkadaşı aradım, rastgele bir şehir söyle dedim ve İzmir dedi. Ben de ilk otobüsle İzmir'e geldim İstanbul'dan kalkıp. Şimdi ise burada ne yapacağımı hiç bilmiyorum.
Ne yapayım? Günümü nasıl geçireyim? Yanımda sırt çantası -şarjı bitmiş bir laptop- yedek bir tişört ve pantolon haricinde sadece bir tane kitap var. Dönüşümü bile kararlaştırmadım daha. Aşağıda bir yerde otostopla dönüş ilanı da verdim. Neyse, soruyu tekrarlayayım:
İzmir'de ne yapılır? Ben 1 2 günü nasıl geçireyim? Sizler ne yapıyorsunuz? İlk kez geldiğim için hiçbir fikrim de yok. Denemeden dönme dediğiniz ne var?
Rastgele biriyle tanışmak falan isterseniz ona kapım açık. Bi' biranızı içerim :p (Evet, param da yok pek.)
Edit: Ha bir de ucuz berber var mı ya? 3 liraya sakal tıraşı oluyordum İstanbul'da. Burada da bi' tıraş olayım gelmişken. İyice berduş demesinler.
0
0
hahah hocam süpersin ya :) hayatı bu kafada yaşamak isterdim gerçekten. çok imrendim şu anda.
izmir'i daha iyi bilenler güzel tavsiyelerde bulunurlar. hatta yanına gelen de olabilir. arkadaşın söyleyebileceği en güzel şehirlerden birini söylemiş. iyi eğlenceler :)
izmir'i daha iyi bilenler güzel tavsiyelerde bulunurlar. hatta yanına gelen de olabilir. arkadaşın söyleyebileceği en güzel şehirlerden birini söylemiş. iyi eğlenceler :)
0
Daha önce buna benzer bir şeyler yapmıştım; ama ilk kez bu kadar spontane oldu. Pijamayla geldim çünkü. Yedek pantolon dediğim de çantamdaki asıl pantolon anlayacağınız. Zaten yanımda olan eşyalarla çıktım. :D İş, okul, aile, arkadaşlar falan hepsini geride bıraktım. Döndüğümde bayağı suratımda patlayacak; ama o kısmı dönünce düşeneceğim.
Birkaç soru daha:
Kordon'a git dediler. Alsancak ile Kordon aynı yer mi? Metro ile Basmane'ye geldiğimde Kordon'a gidebilir miyim? Yürüme mesafesi ne kadar?
Birkaç soru daha:
Kordon'a git dediler. Alsancak ile Kordon aynı yer mi? Metro ile Basmane'ye geldiğimde Kordon'a gidebilir miyim? Yürüme mesafesi ne kadar?
0
Kordona akşam gidersin. Şimdi oralar hep işyeri. Akşamüzeri çimlere oturursun iskele yakınlarına kadar yürü, buralardan birileri de olur oralarda çimler genç dolu oluyor genellikle, kafana yatan bi gruba dahil olabilirsin.
sen şimdi neredesin? Basmane'de isen gar'dan çık garın giriş kapısını arkana al, ana cadde boyunca yürü. Başka bir ana cadde kesecek yolu. sağ taraf pasaport- alsancak arasına çıkar. sol taraf ikiçeşmelik caddesi, agora'ya oradan gidebilirsin. biraz yürüyeceksin . Anafartalar karakolunu görünce sola dön. Agora orada. agorayı istemem dersen karşıya geç meşhur havra sokağına girersin. onun sonunda kemeraltına çıkacaksın. kemraltı caddesinden de yürüyebilirsin, bir paralel arka sokağına da geçebilirsin. eski tip çalışan dükkanlar vardır. demirciler, bakırcılar, ahşap üzerine çalışanlar. şenlikli bir yoldur. şadırvanlar, camiler görürsün. oradan hisarönü'nü sor. orada oturup çay iç, istersen izmir'in en iyi söğüşçüsünden söğüş ye istersen gevrek (simit) ye. Orada fincanda pişen kahve yapanlar çok. İçine sinen birine oturup kahve içebilirsin.
Oradan Konak meydanına gidebilirsin saat kulesi, Hükümet Konağı, Hasan Tahsin anıtı orada.
Sonra da Alsancak sırası gelir. Gün batmadan Alsancak Kordon'da olmaya bak, gün batımı harikadır. Çimlerde oturursun. meşhur Kıbrıs Şehitleri Caddesini turlarsın
Eski taş binaları görürsün. Kıbrıs Şehitleri caddesinin sonuna doğru dostlar fırını var. Tahanlı boyozumuzdan yemeden izmir'den gitmek olmaz, dostlar fırını da bu işin uzmanıdır.
Gece nerede kalacaksın?
Yarın için ona göre program yaparız.
edi: Bu yazdıklarım rahat rahat yürünecek yerler.
Bir de, hiç çekinme nasıl gidiliyor diye sor, insanlar çok yardımcı olurlar.
sen şimdi neredesin? Basmane'de isen gar'dan çık garın giriş kapısını arkana al, ana cadde boyunca yürü. Başka bir ana cadde kesecek yolu. sağ taraf pasaport- alsancak arasına çıkar. sol taraf ikiçeşmelik caddesi, agora'ya oradan gidebilirsin. biraz yürüyeceksin . Anafartalar karakolunu görünce sola dön. Agora orada. agorayı istemem dersen karşıya geç meşhur havra sokağına girersin. onun sonunda kemeraltına çıkacaksın. kemraltı caddesinden de yürüyebilirsin, bir paralel arka sokağına da geçebilirsin. eski tip çalışan dükkanlar vardır. demirciler, bakırcılar, ahşap üzerine çalışanlar. şenlikli bir yoldur. şadırvanlar, camiler görürsün. oradan hisarönü'nü sor. orada oturup çay iç, istersen izmir'in en iyi söğüşçüsünden söğüş ye istersen gevrek (simit) ye. Orada fincanda pişen kahve yapanlar çok. İçine sinen birine oturup kahve içebilirsin.
Oradan Konak meydanına gidebilirsin saat kulesi, Hükümet Konağı, Hasan Tahsin anıtı orada.
Sonra da Alsancak sırası gelir. Gün batmadan Alsancak Kordon'da olmaya bak, gün batımı harikadır. Çimlerde oturursun. meşhur Kıbrıs Şehitleri Caddesini turlarsın
Eski taş binaları görürsün. Kıbrıs Şehitleri caddesinin sonuna doğru dostlar fırını var. Tahanlı boyozumuzdan yemeden izmir'den gitmek olmaz, dostlar fırını da bu işin uzmanıdır.
Gece nerede kalacaksın?
Yarın için ona göre program yaparız.
edi: Bu yazdıklarım rahat rahat yürünecek yerler.
Bir de, hiç çekinme nasıl gidiliyor diye sor, insanlar çok yardımcı olurlar.
0
Şeyi unutmuşum, Gardan çıkıp yürüdün ya, dört yola gelince sağa sola sapmazsan yolun solundan devam et, ana caddenin bitimine yakın hisar önüne geleceksin.
Köşede Albey mağazasını görünce sola dön.
Köşede Albey mağazasını görünce sola dön.
0
hayat hanımefendinin "karşıya geç" derken kastettiği: konak vapuruna binmek.
karışmasın. pasaport iskeleden de alsancaktan iskeleden de binebilirsin.
ayrıca kemeraltına gideceksen "zahmetsiz" yemeden dönülmez :P
sorarsan gösterirler.
ayrıca çok özendim :)
karışmasın. pasaport iskeleden de alsancaktan iskeleden de binebilirsin.
ayrıca kemeraltına gideceksen "zahmetsiz" yemeden dönülmez :P
sorarsan gösterirler.
ayrıca çok özendim :)
0
Şu anda "Bölge" diye bir yerdeyim. Basmane'den metroya binip buraya geldim dün. Bu gece de tahminen burada kalacağım; ama Suphi Koyuncuoğlu lisesi varmış. Orada oturan bir arkadaş da misafir edebileceğini söyledi. Sokakta kalmam büyük ihtimalle.
Navigasyonlu telefonum yok; ama adres bulma yeteneğim iyidir, o yüzden bir şekilde bulurum tarif edilen yerleri.
"hayat aklini konusacak bir filozof uret" bolş yürümeli güzel bir program yapmış. Sanırım Karşıyaka'ya bakarım. Kemeraltı'nı ve arkasındaki sokakları merak ettim şimdi. Hisarönü ve kahve olayını yapabilirim sanırım. Eğer imkanım olur da akşama doğru tekrar internete girebilirsem belki buradan birkaç kişiyle de görüşebilirim hatta.
Kıbrıs Şehitleri ve Gazi Kadınlar önerisi dediler bana da. Güzel kafeler varmış. Onlara da uğrayacağım. Bir de akşam güzel müzik yapan bir yer bulsam deme keyfime.
Navigasyonlu telefonum yok; ama adres bulma yeteneğim iyidir, o yüzden bir şekilde bulurum tarif edilen yerleri.
"hayat aklini konusacak bir filozof uret" bolş yürümeli güzel bir program yapmış. Sanırım Karşıyaka'ya bakarım. Kemeraltı'nı ve arkasındaki sokakları merak ettim şimdi. Hisarönü ve kahve olayını yapabilirim sanırım. Eğer imkanım olur da akşama doğru tekrar internete girebilirsem belki buradan birkaç kişiyle de görüşebilirim hatta.
Kıbrıs Şehitleri ve Gazi Kadınlar önerisi dediler bana da. Güzel kafeler varmış. Onlara da uğrayacağım. Bir de akşam güzel müzik yapan bir yer bulsam deme keyfime.
0
icemint, karşıya geçmek bizde vapura binmek anlamında evet de ben caddenin karşısına geç demek istedim. Agora'yı görmek istemezse Havra sokağına girmek için İkiçeşmelik caddesinde karşıya geçmesi gerekiyor ya :)
İkiçeşmelik caddesi de İzmir'in en eski yerleşim bölgelerinden biridir. Eski halinden eser kalmadı tabii ama yine de ben eski tadlar alırım. İkiçeşmelik caddesinin sonunda Öğretmen evi var. Onun yan tarafına meşhur Eşrefpaşa pazarı kurulur pazar günleri. Pazar kurulan alan eski roma zamanından kalma taşlarla döşeli. Bozulmadan öylece kalmışlar. İzmir körfezi manzarası güzeldir. Oradan parkın içinden çok eski incecik merdivenler, dar ve dik yokuşlı sokaklardan geçip konak meydanına inilebilir.
g man, bunu önermiyorum da bilgi olarak yazdım. gitmek istersen yürüyerek gitme, ikiçeşmelik caddesi yürüme mesafesi değil, toplu taşım araçlarına binerek gidebilirsin.
İkiçeşmelik caddesi de İzmir'in en eski yerleşim bölgelerinden biridir. Eski halinden eser kalmadı tabii ama yine de ben eski tadlar alırım. İkiçeşmelik caddesinin sonunda Öğretmen evi var. Onun yan tarafına meşhur Eşrefpaşa pazarı kurulur pazar günleri. Pazar kurulan alan eski roma zamanından kalma taşlarla döşeli. Bozulmadan öylece kalmışlar. İzmir körfezi manzarası güzeldir. Oradan parkın içinden çok eski incecik merdivenler, dar ve dik yokuşlı sokaklardan geçip konak meydanına inilebilir.
g man, bunu önermiyorum da bilgi olarak yazdım. gitmek istersen yürüyerek gitme, ikiçeşmelik caddesi yürüme mesafesi değil, toplu taşım araçlarına binerek gidebilirsin.
0
ben de istanbul'da yaşıyorum, 1 haftalığına izmir'e gelmiştim. ailemle olduğum için gel kal diyemiyorum ama bira + yemekler benden olabilir. neredesin ?
0
Bölge'deysen Basmane'de inme, bir durak sonra Çankaya'da in o zaman. Hisarönü Çankaya durağına çok yakın.
Kemaraltı'nın bahsettiğim yerleri Kestane camii civarları. Kestane pazarı diye de geçer. Orada Kuyum pide var, pide seversen izmir'de böyle pide yapan yer sayılıdır.
Sütlü tatlı seversen Salepçioğlu iş hanı karşısında ufacık bir dükkan göreceksin. Sefer Usta, müthiş, üstüne yok.
Yine Kemeraltı'nda Abacıoğlu Han'da Ayşa Hanım'ın boşnak böreklerini ev yemeklerini tavsiye ederim.
Kemaraltı'nın bahsettiğim yerleri Kestane camii civarları. Kestane pazarı diye de geçer. Orada Kuyum pide var, pide seversen izmir'de böyle pide yapan yer sayılıdır.
Sütlü tatlı seversen Salepçioğlu iş hanı karşısında ufacık bir dükkan göreceksin. Sefer Usta, müthiş, üstüne yok.
Yine Kemeraltı'nda Abacıoğlu Han'da Ayşa Hanım'ın boşnak böreklerini ev yemeklerini tavsiye ederim.
0
plastic_angel
Merhaba,Spordan hemen sonra bişiler yiyin diyorlar ya. ben aşağıdaki karışımı yesem yeterli olur mu? (zayıfım ama göbek çevresini eritmeye de çalışıyorum)1 muz, 1 dilim tam tahıllı ekmek, 1 bardak süt, 1 avuç fındık = bulamaçtadı güzel ama faydalı olur mu bana, vucudun spordan sonraki ihtiyacını kar
Merhaba,
Spordan hemen sonra bişiler yiyin diyorlar ya. ben aşağıdaki karışımı yesem yeterli olur mu? (zayıfım ama göbek çevresini eritmeye de çalışıyorum)
1 muz, 1 dilim tam tahıllı ekmek, 1 bardak süt, 1 avuç fındık = bulamaç
tadı güzel ama faydalı olur mu bana, vucudun spordan sonraki ihtiyacını karşılar mı? Yada ne yemeli?
Spordan hemen sonra bişiler yiyin diyorlar ya. ben aşağıdaki karışımı yesem yeterli olur mu? (zayıfım ama göbek çevresini eritmeye de çalışıyorum)
1 muz, 1 dilim tam tahıllı ekmek, 1 bardak süt, 1 avuç fındık = bulamaç
tadı güzel ama faydalı olur mu bana, vucudun spordan sonraki ihtiyacını karşılar mı? Yada ne yemeli?
0
spordan önce yiyiorum onları. gece 23.00'de ancak bunlar yenir diye düşünüyorum.. başka tavsiye varsa alırım.
0
rutin olarak yapmayın bunu. arada (haftada 1 vs) olabilir.
3 avuç fındık ve yoğurt yiyin.
fındık yerine badem, ceviz de olur. yoğurt yerine seviyorsanız kefir de olur.
not: badici değilim.
3 avuç fındık ve yoğurt yiyin.
fındık yerine badem, ceviz de olur. yoğurt yerine seviyorsanız kefir de olur.
not: badici değilim.
0
suspendline
Günaydın duyurunun güzel insanları.Şöyle bir maaş teklifi taslağında yurtdışında yaşayan bir vatandaş net olarak ne maaş almış olur?Net Salary 1.000 TLGross Salary 2.000 TLCompany Car Costs 900 TLInsurance & Food 800 TLFuel Consumption 700 TLAdministration Costs 600 TLMonthly Total Costs 5.000 TLAnn
Günaydın duyurunun güzel insanları.
Şöyle bir maaş teklifi taslağında yurtdışında yaşayan bir vatandaş net olarak ne maaş almış olur?
Net Salary 1.000 TL
Gross Salary 2.000 TL
Company Car Costs 900 TL
Insurance & Food 800 TL
Fuel Consumption 700 TL
Administration Costs 600 TL
Monthly Total Costs 5.000 TL
Annual Total Costs ( 6 months) 30.000 TL
Rakamları temsili olarak yazdım. Normal şartlarda TR maaşları gibi düşünürsek; bu adamın eline net salary+administration cost geçmesi gerekiyor değil mi? TR de zaten bu admin.cost ücretine rastlamadım. Diğer kalemler ise harcama kalemleri sonuçta adamın eline geçmeyecek yani daha doğrusu TRde geçmez. Yurtdışında geçer mi? Bi de bu admin.cost ne ola ki, yönetici tazminatı ya da yönetici farkı gibi bir şey mi?
Bir de prim ücret bilgileri var ki onu hiç anlamadık ama onu da yazıp gözünüzü korkutmak istemedim.
Maaşla ilgili yardımcı olabilecek arkadaşlardan destek bekliyorum.
Teşekkürler,
Mutlu günler :)
P.S: Unutmuşum ülke Amerika ama Avrupa için de benzerdir diye düşünüyorum.
Şöyle bir maaş teklifi taslağında yurtdışında yaşayan bir vatandaş net olarak ne maaş almış olur?
Net Salary 1.000 TL
Gross Salary 2.000 TL
Company Car Costs 900 TL
Insurance & Food 800 TL
Fuel Consumption 700 TL
Administration Costs 600 TL
Monthly Total Costs 5.000 TL
Annual Total Costs ( 6 months) 30.000 TL
Rakamları temsili olarak yazdım. Normal şartlarda TR maaşları gibi düşünürsek; bu adamın eline net salary+administration cost geçmesi gerekiyor değil mi? TR de zaten bu admin.cost ücretine rastlamadım. Diğer kalemler ise harcama kalemleri sonuçta adamın eline geçmeyecek yani daha doğrusu TRde geçmez. Yurtdışında geçer mi? Bi de bu admin.cost ne ola ki, yönetici tazminatı ya da yönetici farkı gibi bir şey mi?
Bir de prim ücret bilgileri var ki onu hiç anlamadık ama onu da yazıp gözünüzü korkutmak istemedim.
Maaşla ilgili yardımcı olabilecek arkadaşlardan destek bekliyorum.
Teşekkürler,
Mutlu günler :)
P.S: Unutmuşum ülke Amerika ama Avrupa için de benzerdir diye düşünüyorum.
0
admin cost eğer çok büyük bir rakam değilse şirket ik'sının sizinle ilgili uğraşmasından dolayı doğan masraftır. yani ik daki insanlar mesaisinin sonuçta bir kısmını sizin maaş işlerinizle ilgili harcıyor, kendi iç bütçelendirmeleriyle alakalı birşey olabilir. ama yönetici tazminatı falan değildir bence cost demiş çünkü
0
mylord
Ekmeleddin İhsanoğlu hakkında ne düşünüyorsunuz? Oyunuzu verir misiniz?
Ekmeleddin İhsanoğlu hakkında ne düşünüyorsunuz? Oyunuzu verir misiniz?
0
tayyip'in karşısına babamı koysalar ona oy veririm.
pardon böyle demiyorduk galiba. :)
pardon böyle demiyorduk galiba. :)
0
komedi ya. seçimin heyecanı kaçtı benim açımdan.
reis le bırak boy ölçüşmesini, aynı emel için aday olmaları reis e zul resmen.
neyse en azından ikinci turu olmayacağı kesinleşti.
daha önce reis in yuzde 55 alacağını varsayıyordum, şimdi 60 lara rahat dayanır.
bu kim la? puhahhaha! ne adam bu kemal müdür ya...
reis le bırak boy ölçüşmesini, aynı emel için aday olmaları reis e zul resmen.
neyse en azından ikinci turu olmayacağı kesinleşti.
daha önce reis in yuzde 55 alacağını varsayıyordum, şimdi 60 lara rahat dayanır.
bu kim la? puhahhaha! ne adam bu kemal müdür ya...
0
ozzpwnz +1
hani hakkında hiçbir şey bilmiyorum. zaten sokaktan adam bile çevirsen rte'den daha kötü olacak değil ya?
hani hakkında hiçbir şey bilmiyorum. zaten sokaktan adam bile çevirsen rte'den daha kötü olacak değil ya?
0
muhafazakarlaşan türkiye gerçeğini çok daha net açıklayan bir aday kendisi. ama bu yönden doğru bir hamle gibi gözüküyor, vahim olan da bu aslında. tatava yapıp oy moy vermeyeceğim ama benim ya da çevremin oy vermemesi pek de bir şeyi değiştirmez, değiştirmiyor. merak ettiğim ise, muhafazakarların ve kürtlerin bu adaya nasıl bir tepki verecekleri.
0
benim gibi islamofobiğin allahı bile "islamofobi'ye karşı çalışmaları" ile ödül alan birine oy verecek. ironi mironi, tatva yapmayıp basıp geçeceğiz mecburen.
0
o kadar kötülenecek bir adam değil bu. koskoca uluslararası ünü ve tecrübesi olan bir bilim adamı.
0
'çatı aday' ise evet seve seve oy veririm ki AKP faşizminden kurtulmak istiyorsak duygusal değil, mantıksal düşünmeli ve karar vermeliyiz.
çatı aday değil CHP'nin adayıysa (ki öyle olmadığı görülüyor) oy vermem.
Sonuç: AKP'den kurtulmak isteniyorsa bu coğrafyada yaşayan Türk-Kürt-Arap-Çerkez-Gayrımüslim-İslamcı-Laik-Ateist-Erkek-Kadın-Eşcinsel vs. vs her kesimi kapsayan, bilim ve aklın yolundan giden bu tarz bir adaya gönül rahatlığıyla oy ve-re-ce-ğim!
Ayık olun, karşımızdaki tehlikenin farkında olun..
çatı aday değil CHP'nin adayıysa (ki öyle olmadığı görülüyor) oy vermem.
Sonuç: AKP'den kurtulmak isteniyorsa bu coğrafyada yaşayan Türk-Kürt-Arap-Çerkez-Gayrımüslim-İslamcı-Laik-Ateist-Erkek-Kadın-Eşcinsel vs. vs her kesimi kapsayan, bilim ve aklın yolundan giden bu tarz bir adaya gönül rahatlığıyla oy ve-re-ce-ğim!
Ayık olun, karşımızdaki tehlikenin farkında olun..
0
Türkiye'nin İslam hegamonyasından siksen kurtulmayacağının açık göstergesi adam. Verir miyim bilmiyorum ama rte de gelse bu adam da gelse sonuç özgürlükler ve insan hakları açısından aynı olur. Çünkü adamı sırf din yüzünden gösterdikleri bariz ortada.
Oy verir miyim bilmiyorum.
Oy verir miyim bilmiyorum.
0
ya islamcı olacak ya da islamcı olacak öyle mi? yani bu kadar vahim artık durumumuz. kesinlikle ama kesinlikle oy vermeyeceğim. yapılan bu dayatma gerçekten kabul edilebilir gibi değil benim için.
0
tatava yapma bas geçi her kim ilk dediyse sandığı götüne sokmak istiyorum..
nasıl irite edici nasıl aşağılayıcı bir söz anlatamam..
tayyip e vericem ulan ben oyumu.. ciddi ciddi ona vericem..
nasıl irite edici nasıl aşağılayıcı bir söz anlatamam..
tayyip e vericem ulan ben oyumu.. ciddi ciddi ona vericem..
0
bu da dini bir aday ama en azından bilim adamı lan-profesör. Basıp geçeceğiz tabii ki.
0
açıkçası akademik olarak da saygı gören bir insandır. bu, islam konferansı görevinden falan önce de böyleydi.
ama saygı görmesi ile doğru aday olması başka şeyler, ben doğru aday olduğu konusunda pek iyimser değilim şu anda.
ama saygı görmesi ile doğru aday olması başka şeyler, ben doğru aday olduğu konusunda pek iyimser değilim şu anda.
0
oy vermeyeceğim. yeter artık lan, benim de bir dünya görüşüm, bir fikrim, bir yaşam tarzım, bir hayatı algılayış biçimim var. yaşım 31. doğduğumdan beri bu ülkedeyim. her seferinde yok sayılmaktan, kötünün iyisine tamah etmekten, adam yerine konmamaktan, karşı uca yaklaşmak ve alttan almak zorunda kalan taraf olmaktan bıktım. ekmeleddin ne amına koyayım? yolda görsem selam vermeyeceğim, zerre kadar ortak yönümün bulunmadığı bir islamcıya neden başıma gelmesi için oy vereyim? ne olacaksa olsun amk ülkesine.
0
hangi tanıdık aday olsa zaten tartışmalar kaçınılmaz olacaktı. bir homojenlik sağlanamazdı.
akşener mi? başbuğ mu? baykal mı? kamer genç mi?
hangisine aday olsa kazanır gözüyle bakıyorduk? şu isimlerden biri de olsa yine eleştiri alacaktı. şu kesimden kesin oy alamaz diyecektik. rte de aynı şekilde rahat rahat eleştirecekti belli kalıplar çevresinde.
peki aynı rte ihsanoğlu'nun adaylığı karşısında aynı tavrı sergileyebilir mi? bence hayır. çünkü o da beklemiyordu bu hamleyi.
muhalefet bilindik, tahmin edilebilen bir aday seçmeyerek cesur bir adım attı kanımca. kalıpların dışına çıktı. boykotun sırası hiç değil. ortak paydada buluşulması gereken şu günlerde hele.
dolayısıyla rte'yi o koltukta görmek istemeyeceğim için gözüm kapalı oy vereceğim.
akşener mi? başbuğ mu? baykal mı? kamer genç mi?
hangisine aday olsa kazanır gözüyle bakıyorduk? şu isimlerden biri de olsa yine eleştiri alacaktı. şu kesimden kesin oy alamaz diyecektik. rte de aynı şekilde rahat rahat eleştirecekti belli kalıplar çevresinde.
peki aynı rte ihsanoğlu'nun adaylığı karşısında aynı tavrı sergileyebilir mi? bence hayır. çünkü o da beklemiyordu bu hamleyi.
muhalefet bilindik, tahmin edilebilen bir aday seçmeyerek cesur bir adım attı kanımca. kalıpların dışına çıktı. boykotun sırası hiç değil. ortak paydada buluşulması gereken şu günlerde hele.
dolayısıyla rte'yi o koltukta görmek istemeyeceğim için gözüm kapalı oy vereceğim.
0
oy vermeyeceğin diye yırtınıp tatava yapan arkadaşlar.
benim dünya görüşüm bu herifinkiyle bile muhtemelen yüzde yüz zıt, ateistin bayrak taşıyanı, islamofobiğin önde gideniyim ama bir günde değişmez düzen. önce baş belayı defedeceksin, sonra kendi getirdiğini göndermek kolaydır.
benim dünya görüşüm bu herifinkiyle bile muhtemelen yüzde yüz zıt, ateistin bayrak taşıyanı, islamofobiğin önde gideniyim ama bir günde değişmez düzen. önce baş belayı defedeceksin, sonra kendi getirdiğini göndermek kolaydır.
0
düşündüklerimi genel hatlarıyla anlatan bir sözlük entyrisi, @filhafizalibalik güzel özetlemiş, şüphe ile yaklaştığım tek nokta son satırlarında %20'lik pastanın çoğuna yakınını alabileceğine ilişkin iyimser yaklaşımı.
eksisozluk.com
eksisozluk.com
0
ama adam doğru yolu bulmuş, bakın ne demiş:
"Ortadoğu'da son 20 yılda gördüğüm en büyük lider Erdoğan"
"Ortadoğu'da son 20 yılda gördüğüm en büyük lider Erdoğan"
0
trollerin paniği bile adayın doğruluğu hakkında fikir veriyor ayrıca.
sağ kesimden de fazlasıyla oy alacak. ;)
sağ kesimden de fazlasıyla oy alacak. ;)
0
chp nin ankara adayı mansur yavaş dediler... dalga geçtik, yahu bu adamı chp den nasıl adayı gösterirsiniz falan dedik; "aha akp liler korkuyor. demek ki mansur kesin alacak" dediler.
chp nin istanbul adayı sarıgül dediler... yahu bu adam kim, istanbul u yonetmek kim. ego patlaması yaşayan, vatandaşı yumruklayan bir adam kadir bey e rakip olamaz dedik; "aha akp liler korkuyor. demek ki sarıgül kesin alacak." dediler.
yav he heee:) acayip tırstık Ekmelettin den... yahu reis in karşısında bu adamın şansının olmadığını ilkokul çocuğu bile söyler. e biz de bunu soyluyoruz, yine aha korktular oluyoruz... ne diyek beyler?
chp nin istanbul adayı sarıgül dediler... yahu bu adam kim, istanbul u yonetmek kim. ego patlaması yaşayan, vatandaşı yumruklayan bir adam kadir bey e rakip olamaz dedik; "aha akp liler korkuyor. demek ki sarıgül kesin alacak." dediler.
yav he heee:) acayip tırstık Ekmelettin den... yahu reis in karşısında bu adamın şansının olmadığını ilkokul çocuğu bile söyler. e biz de bunu soyluyoruz, yine aha korktular oluyoruz... ne diyek beyler?
0
ya adam yerine koyup cevap vermekle hata ediyoruz zaten biliyorum ama naparsın..
o yüzdendi di mi dönen onca şaibeli sandık? ha evet ya, biz uyduruyoruz onları.
adam senelerdir gördüğü en büyük lider erdoğan olduğu için karşısına aday olmaya karar vermiş zaten. he canım he.
o yüzdendi di mi dönen onca şaibeli sandık? ha evet ya, biz uyduruyoruz onları.
adam senelerdir gördüğü en büyük lider erdoğan olduğu için karşısına aday olmaya karar vermiş zaten. he canım he.
0
@sir gawain +1
yeter bence artık.. vermiyorum arkadaşım.. bu kadar basiretsiz adamların olduğu bir tarafı destekleyerek şu anki var olan durumdan da olamıcam artık.. amk ülkesinde en azından istikrar var..
gelemsinler lan.. kapanalım hepimiz, şeriat gelsin, zerre umrumda olursa insan değilim..
yeter bence artık.. vermiyorum arkadaşım.. bu kadar basiretsiz adamların olduğu bir tarafı destekleyerek şu anki var olan durumdan da olamıcam artık.. amk ülkesinde en azından istikrar var..
gelemsinler lan.. kapanalım hepimiz, şeriat gelsin, zerre umrumda olursa insan değilim..
0
yıllardır medyayı , sosyal medyayı , sokaktaki konuşmaları dinlerim...akpartiyi desteklemeyen birçok kişiden hep aynı şeyi dinledim "akpartiyi destekleyenler neyi desteklediğini bilmeden oy kullanıyor" gibi farklı argümanlar dinledik...
şimdi görüyoruz ki akpartiyi neden destekliyosunuz sorunu soranlar , adayın kim olduğuna bakmaksızın , sadece seçimde recep tayyip erdoğanı devirmek için her yol mübah mantığıyla hareket etmektedir...buna saygı duymakla beraber şöyle bişe de eklemek istiyorum...siz gidip istediğiniz kişiye oy verirsiniz bunda sıkıntı yok fakat her insanın bi siyasi görüşü olmalı...tayyip erdoğan devrilsin mantığı bi siyasi görüş değildir , bu tayyip erdoğanın gücünün göstergesidir...
seçime gelicek olursak tayyip erdoğanın bu saatten sonra bu adaya karşı şansının çok yüksek olduğunu düşünmekteyim...
şimdi görüyoruz ki akpartiyi neden destekliyosunuz sorunu soranlar , adayın kim olduğuna bakmaksızın , sadece seçimde recep tayyip erdoğanı devirmek için her yol mübah mantığıyla hareket etmektedir...buna saygı duymakla beraber şöyle bişe de eklemek istiyorum...siz gidip istediğiniz kişiye oy verirsiniz bunda sıkıntı yok fakat her insanın bi siyasi görüşü olmalı...tayyip erdoğan devrilsin mantığı bi siyasi görüş değildir , bu tayyip erdoğanın gücünün göstergesidir...
seçime gelicek olursak tayyip erdoğanın bu saatten sonra bu adaya karşı şansının çok yüksek olduğunu düşünmekteyim...
0
Oy vermeye gitmeyince rte mucizevi bir şekilde cumhurbaskanlığı seçiminden çekilmeyecek. Tek rakibi olan adama da oy gitmeyince kim kazanacak? Tayyip ne zaman gidecek ya uff diyerek dolasirsiniz etrafta. En azından şansımizi değerlendirelim.
0
tanımıyordum.
tanımıyorum.
3-5 satır okudum hakkında.
veririm.
doğru mu?
değil.
böyle de acınacak haldeyiz.
tanımıyorum.
3-5 satır okudum hakkında.
veririm.
doğru mu?
değil.
böyle de acınacak haldeyiz.
0
ikö genel sekreteri olduğu dönemde o kadar etkisiz oldu, o kadar beceriksiz bir yönetim sergiledi ki, tam bizim başımıza uygun diye düşünüyorum.
0
schwannoma
merhaba,balayında dubrovnik'e gitmeyi düşünüyoruz Ağustos ayında, tur tercihi yapmak abes mi olur? kendi planımızı yapmak daha masraflı ve vize alım yüzünden sorunlu görünüyor.Tur tamamsa önerebileceğiniz tur firması var mıdır?
merhaba,
balayında dubrovnik'e gitmeyi düşünüyoruz Ağustos ayında, tur tercihi yapmak abes mi olur? kendi planımızı yapmak daha masraflı ve vize alım yüzünden sorunlu görünüyor.
Tur tamamsa önerebileceğiniz tur firması var mıdır?
balayında dubrovnik'e gitmeyi düşünüyoruz Ağustos ayında, tur tercihi yapmak abes mi olur? kendi planımızı yapmak daha masraflı ve vize alım yüzünden sorunlu görünüyor.
Tur tamamsa önerebileceğiniz tur firması var mıdır?
0
Kesinlikle turla gitmeyin, cok boktan oluyor, bir sey anlamiyorsunuz. Ha baktiniz ucak biletini falan daha ucuza getiriyorlar, tur alin, bagimsiz gezin kim ne diyecek?
0
yaşlı değilseniz veya sakat bir yere gitmiyorsanız turla gitmeyi önermiyorum. sırf gezilecek yerler listesinden bir şehri daha silmek için oraya gelmişsin gibi oluyor. eğer uçak biletleri nedeniyle daha ucuz bir alternatif bulamazsanız nohut bey'in dediğini yapın. çok ilginizi çeken bir şey olmadıkça turların ayarladıkları ekstralara katılmayın, para tuzağı oluyor. sightseeing yaptırırlar. ona katılıp gerisini kendiniz halledebilirsiniz.
0
Benim de önerim turla gitmemeniz, turlar başta çok ucuz gözüküyorlar ama sonra bir ton ekstra çıkarıyorlar. Yaptıkları ekstra gezilere de siz bireysel olarak gitseniz çok daha ucuza gidersiniz. Dubrovnik için değil de genel olarak konuşuyorum, ucuz gözüken turların ayarladıkları oteller filan da şehir merkezine genelde uzak oluyor.
0
bazen gerçekten uygun tur fırsatları olabiliyor. konaklama + uçuşundan faydalanıp -söylendiği gibi- kendiniz gezerseniz yani.
ancak ağustos ayında ve sadece dubrovnik diyorsanız, bireysel gitmenizde fayda var.
vize korkutmasın, niye sorunlu olsun vize almak?
bir de otel tavsiyesinde bulunayım, ben burada kalmıştım: www.hotelpetka.hr f/p oranı gayet düşüktü ama sezonda gitmedim, sezonda biraz pahalı tarafa kayabilir belki.
dubrovnik şahane bir yer balayı geçirmek için.
ancak ağustos ayında ve sadece dubrovnik diyorsanız, bireysel gitmenizde fayda var.
vize korkutmasın, niye sorunlu olsun vize almak?
bir de otel tavsiyesinde bulunayım, ben burada kalmıştım: www.hotelpetka.hr f/p oranı gayet düşüktü ama sezonda gitmedim, sezonda biraz pahalı tarafa kayabilir belki.
dubrovnik şahane bir yer balayı geçirmek için.
0
turla gitmeyin derim. dubrovnik cok guzel. tek gidiniz efenim. yerel ulasimi icin otobusler gayet yeterli, otobus garinda indikten sonra ulasim kolay, kale icine dogru.
gezilecek yerleri guzel. surlarinda tur atmak manzarayi izlemek guzel.
kale icinin yaninda bir kale falan var.
daga teleferikle cikilabilir.
bu arada kale icinde kalacaksaniz oraya arac girmiyor, cok fazla bavul almayin derim yaniniza.
iyi tatiller
gezilecek yerleri guzel. surlarinda tur atmak manzarayi izlemek guzel.
kale icinin yaninda bir kale falan var.
daga teleferikle cikilabilir.
bu arada kale icinde kalacaksaniz oraya arac girmiyor, cok fazla bavul almayin derim yaniniza.
iyi tatiller
0
emekli intihar komandosu
Merhabalar,Sabiha Gökçenn havaalanında clubfinans lounge gördüm. Gidip oraya sormaktansa once sozluge sorayim dedim. Her finansbank karti olan oraya girebiliyor mu?
Merhabalar,
Sabiha Gökçenn havaalanında clubfinans lounge gördüm. Gidip oraya sormaktansa once sozluge sorayim dedim. Her finansbank karti olan oraya girebiliyor mu?
Sabiha Gökçenn havaalanında clubfinans lounge gördüm. Gidip oraya sormaktansa once sozluge sorayim dedim. Her finansbank karti olan oraya girebiliyor mu?
0
ClubFinans Xclusive , ClubFinans Xclusive Doctors , ClubFinans ve ClubFinans Doctors kart sahipleri ClubFinans Lounge’dan ücretsiz faydalanabilirler. ClubFinans Xclusive ve ClubFinans Xclusive Doctors kart sahiplerinin ilk misafirleri ücretsiz, diğer misafirleri ise 25TL karşılığında Lounge’dan faydalanabilir. ClubFinans ve ClubFinans Doctors kart sahiplerinin tüm misafirleri 1 Mart 2014 itibarıyla Lounge’dan 25 TL karşılığında faydalanmaya başlamıştır. Diğer Finansbank kredi kart sahipleri de Lounge’dan 25 TL karşılığında faydalanabilir.
Kart sahiplerinin 0-7 yaş arasındaki çocukları ücretsiz, 8-12 yaş arası çocukları 12.50 TL, 12 yaş üzerindeki çocukları ise 25 TL karşılığında Lounge’dan faydalanabilir.*
* Ücretsiz kullanım hakkı olan kartlardan kart sahibi için 1 TL ön provizyon alınacaktır. ClubFinans Xclusive ve ClubFinans Xclusive Doctors kart sahiplerinden, 1 misafirleri eşliğinde faydalanmaları durumunda 2 TL ön provizyon alınacaktır.
Kart sahiplerinin 0-7 yaş arasındaki çocukları ücretsiz, 8-12 yaş arası çocukları 12.50 TL, 12 yaş üzerindeki çocukları ise 25 TL karşılığında Lounge’dan faydalanabilir.*
* Ücretsiz kullanım hakkı olan kartlardan kart sahibi için 1 TL ön provizyon alınacaktır. ClubFinans Xclusive ve ClubFinans Xclusive Doctors kart sahiplerinden, 1 misafirleri eşliğinde faydalanmaları durumunda 2 TL ön provizyon alınacaktır.
0
fakyoras
1- Avea: 500dk - 5000sms - 2gb : 25TL woops paketi.2- Vodafone: 1000dk + 1gb: 19TL http://www.vodafone.com.tr/Tarifeler/Yeni-Vodafonelulara-Ozel-Teklifler.php#duble3- Turkcell: 500dk + 1000sms + 2gb: 25TLhttp://www.turkcell.com.tr/kampanyalar/yeni-turkcell-musterisi/yildiz-500-paketihttp://www.turkc
1- Avea: 500dk - 5000sms - 2gb : 25TL
woops paketi.
2- Vodafone: 1000dk + 1gb: 19TL
www.vodafone.com.tr
3- Turkcell: 500dk + 1000sms + 2gb: 25TL
www.turkcell.com.tr
www.turkcell.com.tr
dakikalar smsler her yone
Paketlerin ucu de isime yarar, aralarinda pek fark yok zaten. Ogrenmek istedigim yan avantajlari ne bu operatorlerin? Bedava pizza olur, sinema bileti olur vs...
Gencturkcell ile little ceaser's'in anlasmasi vardi mesela, bir de cinemaximum'un.
Vodafone freezone ile de sinemaya gidiliyordu ama nasil sinemalara bilmiyorum mesela.
Avea'da hicbir sey yok, onu biliyorum :)
Cekim gucu ve yan faydalarini da dusundugumuzde hangi operatoru secersiniz?
woops paketi.
2- Vodafone: 1000dk + 1gb: 19TL
www.vodafone.com.tr
3- Turkcell: 500dk + 1000sms + 2gb: 25TL
www.turkcell.com.tr
www.turkcell.com.tr
dakikalar smsler her yone
Paketlerin ucu de isime yarar, aralarinda pek fark yok zaten. Ogrenmek istedigim yan avantajlari ne bu operatorlerin? Bedava pizza olur, sinema bileti olur vs...
Gencturkcell ile little ceaser's'in anlasmasi vardi mesela, bir de cinemaximum'un.
Vodafone freezone ile de sinemaya gidiliyordu ama nasil sinemalara bilmiyorum mesela.
Avea'da hicbir sey yok, onu biliyorum :)
Cekim gucu ve yan faydalarini da dusundugumuzde hangi operatoru secersiniz?
0
Ucunu de kullandım. Turkcell iyiydi, müşteri hizmetleri çok ilgili. Gnctrkcll var. Vodafone'a acayip uyuzum. Yeni tarife çıkartıp benim paketi mi millete 20 liradan verdiler beni eski uyesin deyip gecirmediler 45lira ödedim 1gb internet 500dk 5000smse. Bir de tarifemle twitter facebook ücretsizdi normalde onları da kotama saydılar paketiniz varsa oradan düşer bedava olmaz diye. Aveada 4gb internet 1000 dk 5000 sms bir de grup içi dakikalar mi öyle bir şey 28 lira veriyorum. Evde 24mbit çekiyor. Okulda da 5-6mbit. Memnunum. Müşteri hizmetleri tacizci biraz. Ona göre seç. Turkcell fiyatı 6 ay sonra 50 liraya cikartmazsa ona geç.
0
avea'nın da bir şeyleri var. ulusoy'a %30 indirimi vardı mesela baya kullandım, yeni bitti. bi tane kampanya sitesi var, tam hatırlamıyorum şimdi.
şu verdiğin paketlerde sana ne lazım o önemli. birinde internet var sms yok, diğerinde sms var internet yok. bence internet daha önemli, whatsup'tan falan mesajaşılabilir.
bu durumda vodafone yada turkcell diyorum ki turkcell iyidir. çekim gücü olarak vs.
şu verdiğin paketlerde sana ne lazım o önemli. birinde internet var sms yok, diğerinde sms var internet yok. bence internet daha önemli, whatsup'tan falan mesajaşılabilir.
bu durumda vodafone yada turkcell diyorum ki turkcell iyidir. çekim gücü olarak vs.
0
seksen9
4-5 yıllık, içinde sadece 3-4 tane kendi fotoğrafımın olduğu bi blogum var.ordan facebooka ve twittera yönlendirme de var. kullanmak kısmını anlamadım, ne ola ki?
4-5 yıllık, içinde sadece 3-4 tane kendi fotoğrafımın olduğu bi blogum var.
ordan facebooka ve twittera yönlendirme de var.
kullanmak kısmını anlamadım, ne ola ki?
ordan facebooka ve twittera yönlendirme de var.
kullanmak kısmını anlamadım, ne ola ki?
0
senin fotoğraflarını alıp bir şekilde kullanmıştır. Kendi profilini senin fotoğraflarınla açmıştır adın soyadın varsa belki direkt kendini sen olarak tanıtmıştır. Ama kötü ne olmuş olabilir(zarar vermedim dese de) neden ulaşmak istiyor bilemedim.
0
kimliğime ulaşamaz, dediğim gibi blogumda pek fotoğraf yok olanlar da kullanılacak fotoğraflar değil.
facebookumdan falan alabilir fotoğrafları ama o zaman da ordan ulaşırdı bana.
facebookumdan falan alabilir fotoğrafları ama o zaman da ordan ulaşırdı bana.
0
fotoğraflarını kullanmış. hatta belki de bir gönül ilişkisine başlamış o fotoğraflar aracılığıyla. karşı tarafla görüşmemiştir muhtemelen hiç. karşı taraf görüşmek isteyince de paçaları tutuşmuş. ben bunu okudum.
0
facebooktan ulaşmak daha zor ama.
diğere düşüyor mesaj vs...
blogunuz için "benim blogum" da demiş olabilir birilerine. ama bana da fotoğraf kullanmış gibi geldi.
diğere düşüyor mesaj vs...
blogunuz için "benim blogum" da demiş olabilir birilerine. ama bana da fotoğraf kullanmış gibi geldi.
0
(bkz: böbrek.avi)
eskiden olsa çoktan yapılmıştı bu. :(
ben de merak ettim, facebook'tan bir ulaş. ne olacak ki?
eskiden olsa çoktan yapılmıştı bu. :(
ben de merak ettim, facebook'tan bir ulaş. ne olacak ki?
0
facebook'tan ulaşma. bunu nereden yazmış bilemiyorum ama cevap verebiliyosan buradan ver. ya da twitterdan dm at. önce bi kendini açıklasın napmış anlatsın.
bu ne be manyak mıdır nedir?!
bu ne be manyak mıdır nedir?!
0
ne yapmaya çalıştığını anlamadım valla; imgur.com
ya vaz geçti ya da yanında biri vardı kıvırdı. üstelemedim ben de..
gönderdiği isimle tumblr hesabı yok zaten karakter hatası değil.
ya vaz geçti ya da yanında biri vardı kıvırdı. üstelemedim ben de..
gönderdiği isimle tumblr hesabı yok zaten karakter hatası değil.
0
incitylife
Erkek arkadasim iki hafta once kitapcida bir kiz gordu ve gordugu anda bile bana bi insan bu kadar guzel olur falan dedi. Kiz gercekten cok guzel biri oldugu icin ben de hic bozulmadim bu duruma. Fakat daha sonra biz evdeyken arkadasina kızdan bahsettiğini duydum. Daha sonra kendisi tekrar gormeye g
Erkek arkadasim iki hafta once kitapcida bir kiz gordu ve gordugu anda bile bana bi insan bu kadar guzel olur falan dedi. Kiz gercekten cok guzel biri oldugu icin ben de hic bozulmadim bu duruma. Fakat daha sonra biz evdeyken arkadasina kızdan bahsettiğini duydum. Daha sonra kendisi tekrar gormeye gitmis sanirim cunku kitabevinin onunden geciyorduk durakladi goremeyince ben de kasadadir belki dedim. Yok kasada durmuyor dedi, halbuki beraber gördüğümüz gün kasadaydı ordan anladım. Bugun de yine arkadaslarla kahvalti ederken agzindan mi kacirdi bilerek mi soyledi bilmiyorum dun kitapciya gittigini, kitap alırken diğer kasiyerle hiç konuşmadıklarını ama aslinda niyetinin onunla konusmak olduğunu soyledi.
Bugün çok üzüldüm, sürekli bu konuyu düşündüm. Kendim birini yakışıklı bulduğumda bu kadar uzun süre konusunu yapmadığım ya da konuşma isteği duymadığım için ortada bir gariplik var gibi hissettim. 7 aya yakın süredir beraberiz, daha önce böyle bir durum olmamıştı. Iki gun once bu konuyu acmadan beni sevdigini dusunmuyorum dedim cok sasirdi seni cok seviyorum dedi. Baska da önemli bir sorun yok fakat ben su an ayrilmayi bile dusunuyorum, bu yaptigi sey bana kendimi cok degersiz hissettirdi. Ama olayı ona açmadan ve bunu sorun ettiğimi söylemeden önce kendimi tartmak istedim yanlış mı düşünüyorum, gereksiz bir kıskançlık mı yapıyorum diye. Fikir alabileceğim insanlar olmadığı için şu an etrafımda burdakilere sormak istedim.
Siz ne dusunuyorsunuz, anormal bir durum mu bu yoksa normal ve ben mi abartiyorum?
Bugün çok üzüldüm, sürekli bu konuyu düşündüm. Kendim birini yakışıklı bulduğumda bu kadar uzun süre konusunu yapmadığım ya da konuşma isteği duymadığım için ortada bir gariplik var gibi hissettim. 7 aya yakın süredir beraberiz, daha önce böyle bir durum olmamıştı. Iki gun once bu konuyu acmadan beni sevdigini dusunmuyorum dedim cok sasirdi seni cok seviyorum dedi. Baska da önemli bir sorun yok fakat ben su an ayrilmayi bile dusunuyorum, bu yaptigi sey bana kendimi cok degersiz hissettirdi. Ama olayı ona açmadan ve bunu sorun ettiğimi söylemeden önce kendimi tartmak istedim yanlış mı düşünüyorum, gereksiz bir kıskançlık mı yapıyorum diye. Fikir alabileceğim insanlar olmadığı için şu an etrafımda burdakilere sormak istedim.
Siz ne dusunuyorsunuz, anormal bir durum mu bu yoksa normal ve ben mi abartiyorum?
0
Okuyunca ben de kötü oldum.
Eğer böyle bi ekşın varsa ve elemanın meyili varsa ayrıldıktan sonra kıza yazabilir sevgili bile olabilirler doğa kanunu
Eğer böyle bi ekşın varsa ve elemanın meyili varsa ayrıldıktan sonra kıza yazabilir sevgili bile olabilirler doğa kanunu
0
Hayat aslında basit-tir
Zor gelirse bas-ittir
Baktın olmuyo hassssss.-tir :)
Zor gelirse bas-ittir
Baktın olmuyo hassssss.-tir :)
0
İlk tepkisi normal, sana demesi normal, arkadaşına bahsetmesi de normal ama devamı fazla.
0
Sen çocuğa aşık gibi davranmadığın için kıskandırmaya çalışıyor olabilir mi?
www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com
0
@r_u_h hayir zannetmiyorum cunku kiz gercekten cok guzel, onun cok begendigi bir oyuncu var ona benzettiğini söyledi arkadaşına hatta. Kiskandirmak icin yapmadigina eminim ona da kendisini sevdigimi soyledim cok defa, böyle şeyler yapmasını gerektirecek kadar ilgisiz falan da değilim.
0
ilk andaki tepkisi ve sonra arkadaşına anlatması normal. geri kalan herşey için budaklı odun.
hayır anlamadığım gidip konuşup ne diyecek. olumlu yanıt alırsa kızdan, gelip seni defedecek demek ki. ondan önce davranır, anında ayrılırdım. gitsin onunla birlikte olsun o zaman.
hayır anlamadığım gidip konuşup ne diyecek. olumlu yanıt alırsa kızdan, gelip seni defedecek demek ki. ondan önce davranır, anında ayrılırdım. gitsin onunla birlikte olsun o zaman.
0
Söylemekle gösterip hissettirmek arasında çok fark var. Önemli olan hissettirmek, sözlerle hareketlerle mutlu etmek. Ben hala kıskandırmaya çalıştığını düşünüyorum. O aktrisi beğendiğini bildiğini biliyor, bunu kullanıyor olabilir. Biraz sahiplen, biraz sarıl bağrına bas istiyordur belki sadece. Yani kimse sevgilisinin yanında "oğlum çok güzel bi kız var onunla konuşucam" demez.
0
herkesin dediği gibi, ilk iki hareket normal. bizde ben gösteriyorum adama "bak bak şu kız ne kadar güzelmiş" diye. evet ya güzelmiş diyip geçiyoruz. bu kadar.
sonra tekrar görmeye çalışmak, bir de görmeye gittiğini sana söylemesi seni sevmemesini geçtim, sana saygı duymadığını gösterir.
konuş ama kendine güvenmiyormuşsun gibi değil. ben böyle bir saygısızlığa katlanamam diye konuş.
sonra tekrar görmeye çalışmak, bir de görmeye gittiğini sana söylemesi seni sevmemesini geçtim, sana saygı duymadığını gösterir.
konuş ama kendine güvenmiyormuşsun gibi değil. ben böyle bir saygısızlığa katlanamam diye konuş.
0
ilk andaki tepkisi normal gerisi öküzlük+1
uzaklaş o adamdan, seni sevmediği için filan değil, bu saygısızlığı sen onun elini tutarken, gerek senin yanında gerekse arkadaşlarınız yanınızdayken yapabildiği için. Bu umursamazlıkta ve boşboğazlıkta olduğu için. Yol ver.
Çok samimiyim, kolay kolay yol ver demem kimseye, ama sadece dış görünüşünden etkilendiğim bir adam için yanımdaki adamın canını yakacak kadar kafasız olmam.
uzaklaş o adamdan, seni sevmediği için filan değil, bu saygısızlığı sen onun elini tutarken, gerek senin yanında gerekse arkadaşlarınız yanınızdayken yapabildiği için. Bu umursamazlıkta ve boşboğazlıkta olduğu için. Yol ver.
Çok samimiyim, kolay kolay yol ver demem kimseye, ama sadece dış görünüşünden etkilendiğim bir adam için yanımdaki adamın canını yakacak kadar kafasız olmam.
0
yok artık. insanın izzeti nefsine dokunur artık bu kadarı. sebebi kıskandırmak bile olsa ayrılık sebebi. yuh ya.
0
Cevaplari okumadim, buyuk ihtimalle ayni seyler yazilmistir. Yoldan gecerken ben de birine "masallah ya ne guzellik" derim ama devami icin konusuyorum, su an ayril. Bir saniye bile bekleme. Aldatmaktan baska bir sey yapmiyor. Oyle aglayip "askim ama bu yaptigin dogru degil" triplerine bile girmeden su an ayriliyorsun. Baska bir ihtimali aklinin ucundan bile gecirme bak, onuncu kez soyluyorum. Ben sinirlendim cunku. Insanlar nasil bu kadar piskin olmus ya.
0
Allah allah. İnanamıyorum. Umarım yanlış anladığın hiçbir şey yoktur. Olanlar aynen bu şekildeyse getirsene buraya bi gün hep beraber bir dövelim.
0
abartmıyorsun da, pandispanya +1 demek istiyorum. acaba parçaları yanlış mı birleştiriyorsun diyeceğim çünkü bir tuhaflık var bu durumda.
0
burasi ne garip bir yer benden daha iyi açıklamış. değmez bu gibi bir insan için üzülmeye.
0
@icemint neden gariplik var diye dusundun? Aynen bu yazdigim gibi olaylar, hatta baska bir arkadasina sordum simdi ona da bahsetmis kizdan
0
haydaaa, iyice çirkinleşti. adam ilk görüşte aşık mı oldu noldu, beyin bedeni terketmiş, uçmuş gitmiş. normal bir durum değil kesinlikle. yani sevgilin var, bu ne pervasızlık. terkedecek bence seni, dediğim gibi önce davran.
0
incitylife, yanlış adamla berabersin. belki o da yanlış kadınla beraberdir. yaptığı şerefsizce, bu bir gerçek ama bu onu bağlar. Bu onun karakteriyle alakalı; senin herhangi bir eksikliğinle değil!
Bu işlerde güzellik değil, karşı tarafın karakteri önemlidir.
Bu işlerde güzellik değil, karşı tarafın karakteri önemlidir.
0
@icemint ben ona rahatsiz oldugumu hala belli etmiş değilim, söylemeyi düşünüyorum zaten etseydim ne dusunuyorsa rahatca soyleyemezdi. Kendim de ozellikle kizin guzel oldugunu onayladim, bu olayı büyütmedim. Cunku aynı konu 4-5 kez geçti daha öncesinde rahatsız olduğumu belli etmedim, bu konuyu açmayı yeni düşünüyorum.
0
@icemint ustelik beni gectim baska herkesin yaninda da bahsetmis kizdan anladigim kadariyla.
0
Bence erkek arkadaşınla fazla yüz göz olmuşsunuz bu ne askerlik arkadaşıymışsın gibi yanında ya da senin duyup duymayacağını umursamadan yaptığı muhabbete bak.
İlişkinizin içeriğini, dinamiğini bilemem bu yüzden ayrıl/ayrılma diyemem orası senin bileceğin iş. Ama bu elemanın aşırı rahat olduğu kesin.
İlişkinizin içeriğini, dinamiğini bilemem bu yüzden ayrıl/ayrılma diyemem orası senin bileceğin iş. Ama bu elemanın aşırı rahat olduğu kesin.
0
@incity
kızı senin de güzel bulman ile bir ilgisi yok bu tavırların. yanlış düşünüyorsun.
"sevgilim de kızın güzelliğini onayladı, o zaman kızı paso görmeye çalıştığımı falan bilmesinde sakınca yok" diye düşünmez kimse.
evet başkalarıyla da konuşmuş olması da sıkıntı elbette.
olay aynen böyle olduysa, boşuna vakit kaybetme. kendini de üzme. gerçekten değmez.
kızı senin de güzel bulman ile bir ilgisi yok bu tavırların. yanlış düşünüyorsun.
"sevgilim de kızın güzelliğini onayladı, o zaman kızı paso görmeye çalıştığımı falan bilmesinde sakınca yok" diye düşünmez kimse.
evet başkalarıyla da konuşmuş olması da sıkıntı elbette.
olay aynen böyle olduysa, boşuna vakit kaybetme. kendini de üzme. gerçekten değmez.
0
ilk tepkisinde ve arkadaşına bahsetmesinde bir sıkıntı yok ancak devamında yaptıkları hiç normal değil. ayrılmak istemen çok olağan, abartmıyorsun.
0
hala kendini ne diye sorguluyosun? niye ağlıyosun be güzel kızım?
güzelse güzel amk bi kere bakar biter orda. ne diye peşinden koşuyo kızın? ne bileyim gözüne güzel der saçını beğenir bi seferliğe mahsus görmezden gelinebilir de arkadaşına falan bahsetmek ne ya? saplantı haline gelmiş. yakında kızın facebookunu instagramını falan da bulmaya çalışırsa şaşırma.
yakışıylıymış-güzelmiş bunlar sevgili kriterleri değil be yavrum. azcık adam olsun.
sevdiğini düşünmemesinin nedeni başka birine aşık olmak için kendince bahane bulmak.
pandispanya +1 getir bi dövelim.
huh ne sinirlendim. biraz sert oldu ama kusura bakma.
güzelse güzel amk bi kere bakar biter orda. ne diye peşinden koşuyo kızın? ne bileyim gözüne güzel der saçını beğenir bi seferliğe mahsus görmezden gelinebilir de arkadaşına falan bahsetmek ne ya? saplantı haline gelmiş. yakında kızın facebookunu instagramını falan da bulmaya çalışırsa şaşırma.
yakışıylıymış-güzelmiş bunlar sevgili kriterleri değil be yavrum. azcık adam olsun.
sevdiğini düşünmemesinin nedeni başka birine aşık olmak için kendince bahane bulmak.
pandispanya +1 getir bi dövelim.
huh ne sinirlendim. biraz sert oldu ama kusura bakma.
0
ayrıca senin tavrın yanlış falan değil. seninle her konuda konuşabilmeli ki karakterini anla.
pek sana uygun biri değil gibi geldi bana.
bak ayrılırken hiç kendini yıpratma. başkasına bakmayacak kadar aşık olduğunuz zaman sevgili olun. yoksa fwb'ten farkı ne?
pek sana uygun biri değil gibi geldi bana.
bak ayrılırken hiç kendini yıpratma. başkasına bakmayacak kadar aşık olduğunuz zaman sevgili olun. yoksa fwb'ten farkı ne?
0
İlk tepki normal, ben kadın olarak daha aşırı tepkiler verebiliyorum, kitlenebiliyorum. Sonrası çoook garip; tekrar gidip görmek istemesi, vb. normal değil. "Ayrılalım da git rahat rahat yavşa, yapayım bir ablalık sana" derdim ben olsam. Dayaklık olmuş senin erkek arkadaşın.
0
kendi bildiği gibi yapsın diye bekledim ama bunu söylemeden edemeyeceğim:
Lütfen ayrılık konuşması yaparken ama sen o kıza baktın, geldin bir de bana anlattın gibi şeyler sunma önüne, kendini kıskançlık krizindeymiş gibi gösterme, sıç ağzına onun. Hata da yüzsüzlük de onda, unutma.
Ağlama da.
Lütfen ayrılık konuşması yaparken ama sen o kıza baktın, geldin bir de bana anlattın gibi şeyler sunma önüne, kendini kıskançlık krizindeymiş gibi gösterme, sıç ağzına onun. Hata da yüzsüzlük de onda, unutma.
Ağlama da.
0
İlk muhabbeti hiç yadırgamıyorum, "şu kadın da çok güzelmiş" muhabbetini sizinle de yapabilmesi aranızda gereksiz kıskançlık olmadığını gösterir. Ama sonradan yaptıkları tek kelimeyle saygısızlık. Ona ulaşmayı takıntı hâline getirmiş anladığım kadarıyla, ee sonra? Ki sonrasına bile gerek yok, bu kadarı bile sizi yok saydığını gösteriyor.
Bence kesinlikle abartmıyorsunuz. İnsanlara "evet ayrılmalısın" demekten nefret ederim ama arkadaşların da dediği gibi çok saygısız bir insanmış.
Ve lütfen bu saygısızlığı kişisel almayın. Karşınızdaki doğru düzgün bir adam olsaymış bunlar yaşanmazmış zaten, bu olanlar tamamen onun terbiyesizliği.
Kendine saygısı olan bir kız olarak size bunu reva görenden uzaklaşmalı ve bunun kendinize güveninizi sarsmasına asla izin vermemelisiniz. Ki tecrübelerime göre de asıl hasar o değersizlik hissi ile yaşarken ayrılmazsanız başlayacak ve giderek büyüyecek. Buna izin vermeyin.
Bence kesinlikle abartmıyorsunuz. İnsanlara "evet ayrılmalısın" demekten nefret ederim ama arkadaşların da dediği gibi çok saygısız bir insanmış.
Ve lütfen bu saygısızlığı kişisel almayın. Karşınızdaki doğru düzgün bir adam olsaymış bunlar yaşanmazmış zaten, bu olanlar tamamen onun terbiyesizliği.
Kendine saygısı olan bir kız olarak size bunu reva görenden uzaklaşmalı ve bunun kendinize güveninizi sarsmasına asla izin vermemelisiniz. Ki tecrübelerime göre de asıl hasar o değersizlik hissi ile yaşarken ayrılmazsanız başlayacak ve giderek büyüyecek. Buna izin vermeyin.
0
Ve kaymaktutmayansicaksut +1
Alıp karşınıza konuşacaksanız lütfen duygusal davranmamaya çalışın, "ben seni çok sevdim de, sen beni sevmedin" falan filan muhabbetine girmeyin. Saygısızlığı asla hak etmediğinizi vurgulayın yeter.
Gitsin o kızın kapısında sabahlasın özgürce.
Alıp karşınıza konuşacaksanız lütfen duygusal davranmamaya çalışın, "ben seni çok sevdim de, sen beni sevmedin" falan filan muhabbetine girmeyin. Saygısızlığı asla hak etmediğinizi vurgulayın yeter.
Gitsin o kızın kapısında sabahlasın özgürce.
0
çok sinirle yazacaktım neyse ki doğru kararı aldığınızı gördüm. sonuç ne oldu peki?
0
iğrenç bir insanmış. sahi diyorum, noktasından virgülüne kadar rezil ve iğrenç bir insanmış.
çok çocukça gelebilir ama: bir süre çok yakışıklı birini gördüğünden bahset ve arkadaşlarınla konuşurken de ortak ortamda o kişiden bahset. sonra pat diye ayrıl ve içine otursun ibnenin.
çok çocukça gelebilir ama: bir süre çok yakışıklı birini gördüğünden bahset ve arkadaşlarınla konuşurken de ortak ortamda o kişiden bahset. sonra pat diye ayrıl ve içine otursun ibnenin.
0
konu kapanmış ama hortlatayım yine de.
barışmak isteyecektir muhtemelen. yapman gerekeni biliyorsun.
barışmak isteyecektir muhtemelen. yapman gerekeni biliyorsun.
0
Kitapçının adresini ver gidip o kızı tavlayım, seninki de avcunu yalasın.
0
Konu sahibi ne yaptın, ayrıldın mı? Adam ne cevap verdi naptınız çok merak ettim gelişmelerden haberdar et
0
Yarin gorusucez, haftasonu sehir disindaydi. Yapacagi aciklamayi yazicam buraya, yapici olmak istiyorum ama bir degil surda kirk insan ayni seyi soyluyor bu yaptigi seyin yanlış olduğuyla ilgili. Gelismeleri ileticem.
0
Sen bu kafayla daha çok üzülür, ezilir ve ağlarsın haberin olsun. Dikkat et de yarın seni kandırmasın.
0
Bugun konustuk, birini gorsel olarak begenmenin illa ona asik olmak anlamina gelmedigini soyledi. Insanlari tanimayi sevdigini, sadece guzel oldugu icin degil ayni zamanda kitapcida da tanistigi icin iletisim kurmak istedigini, arkadas olmaktan ote bir durum da olmasi gerekmedigini anlatti konusmasi durumunda da. Simdi firsatim olsa yine goresim gelir, konusma firsatim olsa konusmak isterim ama farkli bir niyetim yok dedi. Ama benim yanimda surekli soylemesinin kirici oldugunu o da kabul etti. Ayrilmadik, kafamda tamamen olmasa da bu aciklamasi uzerine sorun cozulmus oldu durum boyle arkadaslar.
0
''Simdi firsatim olsa yine goresim gelir, konusma firsatim olsa konusmak isterim''
bak hele bak! benim sevgilim bunları diyecek ben de oturup dinlicem öyle mi? pes.
siktir git kiminle konuşmak istiyosan konuş der geçerim bu ne pişkinlik?
valla sinirlendim.
bak hele bak! benim sevgilim bunları diyecek ben de oturup dinlicem öyle mi? pes.
siktir git kiminle konuşmak istiyosan konuş der geçerim bu ne pişkinlik?
valla sinirlendim.
0
Incity ya olay senin anlattığın kadar abartı değil, ya da sen gerçekten salaksın. Biz seni oraya karar vermiş olarak gittin sanıyorduk, senin hiç ayrılmaya niyetin yokmuş meğerse.
ilk aldatma karşı tarafın suçudur, ikincisi ise senin. Sakın unutma bunu.
iki gün sonra bi kızın elinden tutup biz aşığız senle ayrılalım dediğinde hiç şaşırma, o kız olmasına gerek yok, nasılsa sen müsaade ediyorsun.
ilk aldatma karşı tarafın suçudur, ikincisi ise senin. Sakın unutma bunu.
iki gün sonra bi kızın elinden tutup biz aşığız senle ayrılalım dediğinde hiç şaşırma, o kız olmasına gerek yok, nasılsa sen müsaade ediyorsun.
0
ya çok safsın ya da çok aşık. ikisi de olabilir tabii.
0
birini ilk görüşte "bu benim arkadaşım olmalı" gibi bir kategoriye sokamaz hiç kimse, kaldı ki kızın güzelliğinden dolayı açılmış bir konuyken. konunun ilk seyrine rağmen şu konuşma içini rahatlattı mı gerçekten? kusura bakma ama böyle de saf olunmaz be incitylife. yazık etme kendine.
0
adam ne güzel sallamış, sen de gitsin tanışsın takılsın diye izi vermişsin. sonra sevişirler, "ne olacak canım arada olur öyle şeyler seks aldatmak sayılmaz" derse o zaman da ayrılmazsın sen bu kafayla.
0
@shiranai olay anlattigim gibi, kendisi tanisma ve konusma istegini bu sekilde acikladi ben de iliskide olsak bile birinden etkilenmis, hoslanmis olabilirsin bunu anlarim ama benim yanımda söylemen ve haftalardır bu konunun sürmesi hoş olmadı boyle bir durum varsa ayrilalim seklinde konustum ama benimle bu olayi hic ayni yere koymadigini, tanimaktan ote bir niyetinin olmadigini eger farkli bir sey dusunseydi benim yanimda da rahatca konusamayacagini soyluyor.
0
bu şekilde 30 kez ballandırarak anlatması öküzlükten başka değil, normal de değil.
insan sevgilisine biraz saygılı olur, manken olan barbarayı görse bile bu şekilde konuşmaması lazım yani.
abartmıyorsun kesinlikle.
ben direkt soğurdum.
zorla benle değil, gitsin daha güzellerle birlikte olsun o zaman.
insan sevgilisine biraz saygılı olur, manken olan barbarayı görse bile bu şekilde konuşmaması lazım yani.
abartmıyorsun kesinlikle.
ben direkt soğurdum.
zorla benle değil, gitsin daha güzellerle birlikte olsun o zaman.
0
@incitylife emek vermişsin, 7 aylık ilişkin var, sevdiğin adam söz konusu, çok haklısın seni anlıyorum. öyle pat diye bırak diyince bırakılmaz tabi. kolay değil.
bak son dediğinde şöyle bir şey geçiyor arada "tanimaktan ote bir niyetinin olmadigini". sevgilisi olan bir insan tanımak istemez, isteyemez. basit bir beğeni olsa anlarım ama tanımak istemek farklı boyut ya. insan bunun devamını bekler, ümit eder, hem bi de erkek bu. bu lafı bile masum değil. sen bilirsin, pişman olmazsın umarım.
bak son dediğinde şöyle bir şey geçiyor arada "tanimaktan ote bir niyetinin olmadigini". sevgilisi olan bir insan tanımak istemez, isteyemez. basit bir beğeni olsa anlarım ama tanımak istemek farklı boyut ya. insan bunun devamını bekler, ümit eder, hem bi de erkek bu. bu lafı bile masum değil. sen bilirsin, pişman olmazsın umarım.
0
değil bir erkeğin, bir insanın kendini yanında değersiz hissettirmesine izin verme. yoksa çok kalbin kırılır.
0
Ooof of valla "ben demiştim" demek hiç adetim değil de dikkat et kandırılma der demez kandırılmışsın be kızım.
"iliskide olsak bile birinden etkilenmis, hoslanmis olabilirsin" ne demek ayrıca? Elbette birileri ilk bakışta bizi etkileyebilir. Ama eğer açık bir ilişkide değilsek bunu bilinçli olarak kontrol etmekle yükümlüyüz. Bu durumda etkilenilen kişinin peşinden gitmek çok açık bir biçimde şerefsizlik olur.
"Öyle bişey hissetsem senin yanında konuşamam" da dünyanın en kabak gibi yalanıdır. Tekrar ediyorum, şu an aldatılıyorsun ve bu kafada daha çok aldatılacaksın.
"iliskide olsak bile birinden etkilenmis, hoslanmis olabilirsin" ne demek ayrıca? Elbette birileri ilk bakışta bizi etkileyebilir. Ama eğer açık bir ilişkide değilsek bunu bilinçli olarak kontrol etmekle yükümlüyüz. Bu durumda etkilenilen kişinin peşinden gitmek çok açık bir biçimde şerefsizlik olur.
"Öyle bişey hissetsem senin yanında konuşamam" da dünyanın en kabak gibi yalanıdır. Tekrar ediyorum, şu an aldatılıyorsun ve bu kafada daha çok aldatılacaksın.
0
"sadece guzel oldugu icin degil ayni zamanda kitapcida da tanistigi icin iletisim kurmak istedigini, arkadas olmaktan ote bir durum da olmasi gerekmedigini anlatti konusmasi durumunda"
halihazırda senle sevgiliyken çok etkilendiği bir kızla tanışmak istiyor, sadece arkadaş ^^ ayrıca sırf güzel olduğu için değil, kitapçıda da tanıştığı için. yani hem güzel hem kitapçıda çalışıyor inanabiliyor muaun? arkadaş olmak istemesin de napsın? :(
incitylife belli ki aşıksın, ama yapma kardeşim. burda doğa kanunlarına son derece aykırı bir vaziyet var. hiç kimse görünce afalladığı birinin peşinden arkadaş olmak için koşmaz. hiçbir erkek demiyorum bak, hiç kimse.
halihazırda senle sevgiliyken çok etkilendiği bir kızla tanışmak istiyor, sadece arkadaş ^^ ayrıca sırf güzel olduğu için değil, kitapçıda da tanıştığı için. yani hem güzel hem kitapçıda çalışıyor inanabiliyor muaun? arkadaş olmak istemesin de napsın? :(
incitylife belli ki aşıksın, ama yapma kardeşim. burda doğa kanunlarına son derece aykırı bir vaziyet var. hiç kimse görünce afalladığı birinin peşinden arkadaş olmak için koşmaz. hiçbir erkek demiyorum bak, hiç kimse.
0
yapabilse "nolur yap bi güzellik, şu kızı bana ayarla" diyecek. ama yapamıyor. yani zor durumda bu yüzden destek olmalısın...
0
"yerleriniz ayrı" :)
herkese göre yerler mevcut beyefendide.
şunu sormalıydın: hani tanımak istiyormuş ya... kızla gidip konuşsa ve kız da kendisini çok beğense, "dışarıda görüşelim" dese, ne yapacak? görüşecek mi görüşmeyecek mi? bu birbirini fiziksel olarak çok beğenmiş olan iki kişi dışarıda "arkadaşça" görüştüklerinde mevzu boyut değiştirir mi, değiştirmez mi?
seni üzmek istemiyorum ama sevgilinin gözü dışarıda. şansını, şanslarını denemek istiyor. olmazsa seninle devam edecek. olursa ya ikinizle birden devam edecek ya da seni bırakıp onunla, duruma göre. şimdi sonu belli olmayan ve belki de çok da şansının bulunmadığı bir kız için mevcut sevgilisinden olmak istemiyor.
bu çirkin.
tabii kendin vereceksin kararını. ama bu adama çok bağlanma. tek diyebileceğim bu şu an.
herkese göre yerler mevcut beyefendide.
şunu sormalıydın: hani tanımak istiyormuş ya... kızla gidip konuşsa ve kız da kendisini çok beğense, "dışarıda görüşelim" dese, ne yapacak? görüşecek mi görüşmeyecek mi? bu birbirini fiziksel olarak çok beğenmiş olan iki kişi dışarıda "arkadaşça" görüştüklerinde mevzu boyut değiştirir mi, değiştirmez mi?
seni üzmek istemiyorum ama sevgilinin gözü dışarıda. şansını, şanslarını denemek istiyor. olmazsa seninle devam edecek. olursa ya ikinizle birden devam edecek ya da seni bırakıp onunla, duruma göre. şimdi sonu belli olmayan ve belki de çok da şansının bulunmadığı bir kız için mevcut sevgilisinden olmak istemiyor.
bu çirkin.
tabii kendin vereceksin kararını. ama bu adama çok bağlanma. tek diyebileceğim bu şu an.
0
emm + 1500
yapma kadın, olan biteni gör. 3-5 aya kalmadan çok ağlayacaksın. Aşık olduğun adamın gözünde ''basit bir kız arkadaşsın''. Sana aşık değil, seni çok filan da sevmiyor, seninle idare edecek kadar seviyor. Ben söylediklerinden bunu anladım. Bana söylese biri yüzüne bile dönüp bakmam giderken.
Kimsenin gözünde ''sadece bir kız arkadaş'' olma! Kızla tanışmış, telefonunu almış, konuşuyordur o ben diyeyim sana.
yapma kadın, olan biteni gör. 3-5 aya kalmadan çok ağlayacaksın. Aşık olduğun adamın gözünde ''basit bir kız arkadaşsın''. Sana aşık değil, seni çok filan da sevmiyor, seninle idare edecek kadar seviyor. Ben söylediklerinden bunu anladım. Bana söylese biri yüzüne bile dönüp bakmam giderken.
Kimsenin gözünde ''sadece bir kız arkadaş'' olma! Kızla tanışmış, telefonunu almış, konuşuyordur o ben diyeyim sana.
0
Efiloğlu
Şöyle bir çanta arıyorum: - Hafif olacak - Katlanabilir olacak (Şu amaçla: Mesela uzun seyahata çıkacam. Yanımda bir bavulum olacak. Ama günlük geziler için, bu çantayı bavulumdan çıkararak, içine o günlük su, bir iki yiyecek vs.. koyabileceğim) - Yer kaplamayacak (Üstteki maddede belirtildiği gibi,
Şöyle bir çanta arıyorum:
- Hafif olacak
- Katlanabilir olacak (Şu amaçla: Mesela uzun seyahata çıkacam. Yanımda bir bavulum olacak. Ama günlük geziler için, bu çantayı bavulumdan çıkararak, içine o günlük su, bir iki yiyecek vs.. koyabileceğim)
- Yer kaplamayacak (Üstteki maddede belirtildiği gibi, elimde ekstra yük yapmayacak. Ama lazım olduğunda çıkarılıp, içine bir şeyler konabilecek)
Var mı böyle bir çanta öneriniz? Nerelerde bulabilirim?
- Hafif olacak
- Katlanabilir olacak (Şu amaçla: Mesela uzun seyahata çıkacam. Yanımda bir bavulum olacak. Ama günlük geziler için, bu çantayı bavulumdan çıkararak, içine o günlük su, bir iki yiyecek vs.. koyabileceğim)
- Yer kaplamayacak (Üstteki maddede belirtildiği gibi, elimde ekstra yük yapmayacak. Ama lazım olduğunda çıkarılıp, içine bir şeyler konabilecek)
Var mı böyle bir çanta öneriniz? Nerelerde bulabilirim?
0
Yukarıdaki durumlarım hepsi için bez çantaları kullanıyorum ben, rahat oluyor. İstediğiniz kalınlıkta ya da fermuarlı falan satılıyor etrafta, tam yer bilemedim.
0
longchamp aslında bu konu için ideal cantalar sunuyor. katlandıgında ufacık olup acıldıgında dağları alıyor ve saglam. laki pahalıdır hayli.
www.bettyhemmings.com
ben acıkcası bu durumlar icin su cantayı kullanıyorum
thumbs2.ebaystatic.com
hic yer kaplamıyor incecik bir şey. tek sıkıntısı eger fazla ağırsa içine konulanlar belli bir saat sonra ipleri omuzda ağrı yapabiliyor.
www.bettyhemmings.com
ben acıkcası bu durumlar icin su cantayı kullanıyorum
thumbs2.ebaystatic.com
hic yer kaplamıyor incecik bir şey. tek sıkıntısı eger fazla ağırsa içine konulanlar belli bir saat sonra ipleri omuzda ağrı yapabiliyor.
0
bez çanta +1
aradığın şey bence de bez çanta. birçok yerde bulabilirsin. hatta bazılarının içinde ekstra gözler oluyor daha kullanışlı oluyor. özellikle butik tarzı yerlerde 15 -20 liraya bez çantalar var güzel ve sade.
aradığın şey bence de bez çanta. birçok yerde bulabilirsin. hatta bazılarının içinde ekstra gözler oluyor daha kullanışlı oluyor. özellikle butik tarzı yerlerde 15 -20 liraya bez çantalar var güzel ve sade.
0
link arayamıcam şimdi ama decathlonda var dediklerinden 10 lira var yok parası da.
0
travelblue'nun var bende. aynı bu anlattığınız şekilde.
cüzdan boyutuna katlanıyor katlandığında.
30 tl mertebesinde idi. teknolojik marketlerde ve d&r larda satılıyor. ben yurt dışında hava alanından almıştım bir ihtiyaç anında.
farklı boyutları da var, bendeki en küçüğü.
link bulayım hatta 1 sn.
www.travel-blue.com
benimkisi carry bag olan. şu an d&rda bu boyu görünmüyor. tükenmiş sanırım.
cüzdan boyutuna katlanıyor katlandığında.
30 tl mertebesinde idi. teknolojik marketlerde ve d&r larda satılıyor. ben yurt dışında hava alanından almıştım bir ihtiyaç anında.
farklı boyutları da var, bendeki en küçüğü.
link bulayım hatta 1 sn.
www.travel-blue.com
benimkisi carry bag olan. şu an d&rda bu boyu görünmüyor. tükenmiş sanırım.
0
sabirstone
selamlar,2008 yılında 3 aylık bir süre ile londra'da dil okuluna gitmiştim. herhangi bir sorun olmadan, hatta vize tarihimden önce dönüş yapmıştım. o zaman öğrenciydim, fakat şimdi mezun durumundayım ve askerliğimi yaptım (bağlayıcı sebep olarak görünüyordu hatırladığım kadarı ile) bu sefer en az 6
selamlar,
2008 yılında 3 aylık bir süre ile londra'da dil okuluna gitmiştim. herhangi bir sorun olmadan, hatta vize tarihimden önce dönüş yapmıştım. o zaman öğrenciydim, fakat şimdi mezun durumundayım ve askerliğimi yaptım (bağlayıcı sebep olarak görünüyordu hatırladığım kadarı ile) bu sefer en az 6 ay kalmak ve dil okuluna gitmek istiyorum.
gittiğim zaman okula çok gitmedim, devamsızlık oranım baya bir yüksekti yani. acaba bu olumsuz bir etki uyandırır mı ?
vize alma olasılığım ilk gidişime göre daha mı riskli ?
son olarak çalışma izni verilmiyormu artık ?
2008 yılında 3 aylık bir süre ile londra'da dil okuluna gitmiştim. herhangi bir sorun olmadan, hatta vize tarihimden önce dönüş yapmıştım. o zaman öğrenciydim, fakat şimdi mezun durumundayım ve askerliğimi yaptım (bağlayıcı sebep olarak görünüyordu hatırladığım kadarı ile) bu sefer en az 6 ay kalmak ve dil okuluna gitmek istiyorum.
gittiğim zaman okula çok gitmedim, devamsızlık oranım baya bir yüksekti yani. acaba bu olumsuz bir etki uyandırır mı ?
vize alma olasılığım ilk gidişime göre daha mı riskli ?
son olarak çalışma izni verilmiyormu artık ?
0
merhaba!
2008deki devamsızlıklarınız olumsuz etki uyandırmaz.
gerekli evraklarınızda sorun olmadığı sürece sıkıntısız şekilde alırsınız vizenizi.
6 aya kadar olan kurslar için eskisi gibi "student visitor" olarak başvuruluyor. 11aya kadar olanlar için ise "extended student visitor" olarak başvuruluyor. bu ikisinin tek farkı vize ücreti diye biliyorum.
ingilterede çalışma izni, öğrenci vizelerinde artık sadece devlet destekli okullara devam etmeniz durumunda ve ekstra başka şartlara da bağlı olarak veriliyor.
yani sizin durumunuzda çalışma izniniz olmayacak.
2008deki devamsızlıklarınız olumsuz etki uyandırmaz.
gerekli evraklarınızda sorun olmadığı sürece sıkıntısız şekilde alırsınız vizenizi.
6 aya kadar olan kurslar için eskisi gibi "student visitor" olarak başvuruluyor. 11aya kadar olanlar için ise "extended student visitor" olarak başvuruluyor. bu ikisinin tek farkı vize ücreti diye biliyorum.
ingilterede çalışma izni, öğrenci vizelerinde artık sadece devlet destekli okullara devam etmeniz durumunda ve ekstra başka şartlara da bağlı olarak veriliyor.
yani sizin durumunuzda çalışma izniniz olmayacak.
0
mimikikili
google sıfıra yakın sanat bilgime fazla geldi.
google sıfıra yakın sanat bilgime fazla geldi.
0
Gotik ortaçağın ikinci yarısının (sonuna doğru) ortaya çıkan bir şey. Aslında amacı dindir biraz da, bu yüzden mimaride yükseklikle ilişkilendirilir. "Ne kadar yüksek bina, o kadar çok Tanrı'ya yakın" mantığı tamamen. Genelde şimdiki zaman kıstasları ile ürkütücü olabileceği söylenebilir. Sivri sivri, yüksek uçlu yapılardır genelde. "Dar tutalım da, yukarı çıkalım" hesabı var. Ortalıkta 3 kapı var (gerçi bu 3 kapı önceki akımlardan da geliyor). Baba, oğul, kutsal ruh kapıları. Onlar da sivri sivri kapılar.
Örneğin, şu fotoğrafta sivri sivri uçlar, zamanına göre yüksek bir yapılaşma ile kendini belli ediyor.
www.exploring-castles.com
www.artdiary.org
cdn.wild-about-travel.com
Gotik resimde korkutucu ve dini temalar yaygın. Işık ve gölge oyunları çok yok. Oran-orantı yok. Garip bir perspektif anlayışı var.
www.medieval-spell.com
www.wga.hu
Barok biraz daha geç dönem. Biraz daha şeker gibi. Artık "Ülkümüz yükselmek, ileri gitmektir" mottosu yok. Bir yataylaşma, rahatlama, genişleme başlıyor. Onun yerine süslemeler, gölgelemeler, kıvrımlar, hareketler, dalgalanmalar oldukça öne geçiyor. Böyle fırıl fırıl, vıcır vıcır her şey.
www.visitportoandnorth.travel
www.proprofs.com
Haliyle de bunun resme yansıması da ışık ve gölge oyunları, süslemeler, derinlikler şeklinde oluyor.
Örneğin İnci Küpeli Kız'ın yüzündeki gölge ve derinlik oyunları
www.yuobserver.org
Rembrandt'lar www.metmuseum.org
(Arkadan ışık verilmiş, sanki biri bir bölgeye spot tutuyor da, bilerek bir arka fon yaratmış gibi) Gotik, baroğa göre biraz daha sert ve matematiksel gibi; barok daha yumuşak, tatlı.
Birini kilise orgu, diğerini Pachelbel'in Re Major Kanonu gibi düşün.
Şu gotik www.youtube.com
Şu kulağa çok gotik geliyor ama aslında Bach tipik bir barok müzisyeni, bu eser hafif gotik kaçmış gibi.
www.youtube.com
Şu barok
www.youtube.com
www.youtube.com
Baroku da abartırsan, çok fazla şekerden için kıyılır ya, o da rokoko oluyor.
Şöyle ki her yer pastel pastel, dondurmacı dükkanı gibi ortalık
supercalifragilisticexpilidocious.files.wordpress.com
upload.wikimedia.org
Bir de bunların birbirine geçiş dönemleri var ki, ne oldukları belli değil.
Ekleme: Bu dönemlerden sonra süslemeler kabak tadı vermiş, "Bu ne görmemiş gibi takmış takıştırmışlar" demişler. "Doğallığımıza, özlerimize dönelim" demişler. Antik Yunan'a kadar dönmüşler. O da klasisizm olmuş.
Ek olarak: eksisozluk.com
Örneğin, şu fotoğrafta sivri sivri uçlar, zamanına göre yüksek bir yapılaşma ile kendini belli ediyor.
www.exploring-castles.com
www.artdiary.org
cdn.wild-about-travel.com
Gotik resimde korkutucu ve dini temalar yaygın. Işık ve gölge oyunları çok yok. Oran-orantı yok. Garip bir perspektif anlayışı var.
www.medieval-spell.com
www.wga.hu
Barok biraz daha geç dönem. Biraz daha şeker gibi. Artık "Ülkümüz yükselmek, ileri gitmektir" mottosu yok. Bir yataylaşma, rahatlama, genişleme başlıyor. Onun yerine süslemeler, gölgelemeler, kıvrımlar, hareketler, dalgalanmalar oldukça öne geçiyor. Böyle fırıl fırıl, vıcır vıcır her şey.
www.visitportoandnorth.travel
www.proprofs.com
Haliyle de bunun resme yansıması da ışık ve gölge oyunları, süslemeler, derinlikler şeklinde oluyor.
Örneğin İnci Küpeli Kız'ın yüzündeki gölge ve derinlik oyunları
www.yuobserver.org
Rembrandt'lar www.metmuseum.org
(Arkadan ışık verilmiş, sanki biri bir bölgeye spot tutuyor da, bilerek bir arka fon yaratmış gibi) Gotik, baroğa göre biraz daha sert ve matematiksel gibi; barok daha yumuşak, tatlı.
Birini kilise orgu, diğerini Pachelbel'in Re Major Kanonu gibi düşün.
Şu gotik www.youtube.com
Şu kulağa çok gotik geliyor ama aslında Bach tipik bir barok müzisyeni, bu eser hafif gotik kaçmış gibi.
www.youtube.com
Şu barok
www.youtube.com
www.youtube.com
Baroku da abartırsan, çok fazla şekerden için kıyılır ya, o da rokoko oluyor.
Şöyle ki her yer pastel pastel, dondurmacı dükkanı gibi ortalık
supercalifragilisticexpilidocious.files.wordpress.com
upload.wikimedia.org
Bir de bunların birbirine geçiş dönemleri var ki, ne oldukları belli değil.
Ekleme: Bu dönemlerden sonra süslemeler kabak tadı vermiş, "Bu ne görmemiş gibi takmış takıştırmışlar" demişler. "Doğallığımıza, özlerimize dönelim" demişler. Antik Yunan'a kadar dönmüşler. O da klasisizm olmuş.
Ek olarak: eksisozluk.com
0
Oha, ne güzel anlatmış la adam. Abi, silme duyuruyu, kalsın, nasiplenelim arada.
0
aychovsky çok güzel anlatmış. ben de halk diliyle anlatayım. Gereksiz üyük binalar, köşeli sivri yapılar gotik. kartonpiyer işi gibi görünen fırfırlı şaşalı bina/oda süslemeleri de barok. Dolmabahçe sarayı'nda barok mimari aşağı barok mimarı yukarı diye anlatan bi rehbere dönüp 'barok dediğiniz şu fırfırlar mı yani' diye sormuş bi arkadaşım vardı. E-evet diyebilmişti adamcağız.
0
Teşekkür ederek eklemelerimle geldim.
Barokta yatay seyreden bir binada, birdenbire bir yükselti de oluyor. Dolmabahçe Sarayı'na bakarsanız, normalde tek kat gibi giderken, birden ortada bir kısım iki kat gibi. Bu da tipik bir barok özelliği. Bir zorunluluk değil ama çok tipik bir özellik. Böyle bir yapı görüldü mü, diğer koşulları da sağlıyorsa %90 baroktur o.
upload.wikimedia.org
Keza Versay Sarayı da
upload.wikimedia.org
Bu da Polonya'dan bir saray
europeantravelista.com
Bu da Portekiz'den
europeantravelista.com
İstanbul'da parça parça barok olan çok fazla yapı var ama tamamı barok olan Valide Sultan Cami, Dolmabahçe Sarayı ve Ortaköy Camii var (Gerçi Ortaköy'ü restore ediyorlar 3 yıldır, en son çarşaf vardı sadece çevresinde, son hali hala barok mu ki) Şu fotoğrafta, camiinin kıvrımları var, üç tane konveks yapı duvarlardaki. En çok oradan anlıyoruz barok olduğunu. (Yine, her eğimli bükümlü duvar, kıvrım kıvrım tarihi inşaat barok demek değildir)
www.sehrehaber.com
İstiklal'deki binalar da fırfırlı aslında ama onların çoğu Neoklasik. Her fırfır barok değil. Biraz daha ciddi oluyor onun fırfırları. Barok süsleri duygu taşması, arzu şelalesi iken; Neoklasik süslemeler daha usturuplu. O kadar kıvrım kıvrım değil. Örneğin, şurada süsler var ama süs var demek barok demek değil.
www.mekanist.net
Bunun neoklasik olduğunu nereden anlıyoruz peki? Aslında biraz karmaşık. İlki düz bina, süsler sade. İkincisi biraz daha ayrıntı istiyor. Antik Yunan'da binalarda şöyle üçgen alınlıklar vardır.
photovide.com
cdn2.list25.com
Roma mimarisinde ise o üçgen alınlık kubbemsi, yuvarlağımsı şekillere dönüşür.
3.bp.blogspot.com
Dolayısıyla İstiklal'deki o binadaki öndeki hem üçgen hem de daireye benzeyen o alınlık, klasisizmden etkilendiğini gösteriyor. Bir yandan süsler diyor ki "Ben barok ve sonrası dönemdenim", ama o süslerin ve balkonların sadeliği ve binanın düzlüğü diyor ki "Barok değilim, biraz daha ciddiyim" ve oradan klasisizme veya neoklasisizme bağlıyoruz. Ama bir neoklasik bina için de yeterince süssüz değil, dolayısıyla bir geçiş dönemi ürünü olabilir. Hafif barok esintili.
Barokta yatay seyreden bir binada, birdenbire bir yükselti de oluyor. Dolmabahçe Sarayı'na bakarsanız, normalde tek kat gibi giderken, birden ortada bir kısım iki kat gibi. Bu da tipik bir barok özelliği. Bir zorunluluk değil ama çok tipik bir özellik. Böyle bir yapı görüldü mü, diğer koşulları da sağlıyorsa %90 baroktur o.
upload.wikimedia.org
Keza Versay Sarayı da
upload.wikimedia.org
Bu da Polonya'dan bir saray
europeantravelista.com
Bu da Portekiz'den
europeantravelista.com
İstanbul'da parça parça barok olan çok fazla yapı var ama tamamı barok olan Valide Sultan Cami, Dolmabahçe Sarayı ve Ortaköy Camii var (Gerçi Ortaköy'ü restore ediyorlar 3 yıldır, en son çarşaf vardı sadece çevresinde, son hali hala barok mu ki) Şu fotoğrafta, camiinin kıvrımları var, üç tane konveks yapı duvarlardaki. En çok oradan anlıyoruz barok olduğunu. (Yine, her eğimli bükümlü duvar, kıvrım kıvrım tarihi inşaat barok demek değildir)
www.sehrehaber.com
İstiklal'deki binalar da fırfırlı aslında ama onların çoğu Neoklasik. Her fırfır barok değil. Biraz daha ciddi oluyor onun fırfırları. Barok süsleri duygu taşması, arzu şelalesi iken; Neoklasik süslemeler daha usturuplu. O kadar kıvrım kıvrım değil. Örneğin, şurada süsler var ama süs var demek barok demek değil.
www.mekanist.net
Bunun neoklasik olduğunu nereden anlıyoruz peki? Aslında biraz karmaşık. İlki düz bina, süsler sade. İkincisi biraz daha ayrıntı istiyor. Antik Yunan'da binalarda şöyle üçgen alınlıklar vardır.
photovide.com
cdn2.list25.com
Roma mimarisinde ise o üçgen alınlık kubbemsi, yuvarlağımsı şekillere dönüşür.
3.bp.blogspot.com
Dolayısıyla İstiklal'deki o binadaki öndeki hem üçgen hem de daireye benzeyen o alınlık, klasisizmden etkilendiğini gösteriyor. Bir yandan süsler diyor ki "Ben barok ve sonrası dönemdenim", ama o süslerin ve balkonların sadeliği ve binanın düzlüğü diyor ki "Barok değilim, biraz daha ciddiyim" ve oradan klasisizme veya neoklasisizme bağlıyoruz. Ama bir neoklasik bina için de yeterince süssüz değil, dolayısıyla bir geçiş dönemi ürünü olabilir. Hafif barok esintili.
0
aychovsky abimiz oldun hebimizin :)
eline sağlık, tertemiz anlatmışsın.
soru da güzel ayrıca.
eline sağlık, tertemiz anlatmışsın.
soru da güzel ayrıca.
0
Teşekkürler canlar. Gerçi ablayım ben, ama abi de olurum artık, ne yapayım.
Daha fazla bilgi için E.H. Gombrich’in Sanatın Öyküsü kitabını tavsiye ederim. Tuğla gibi ama tane tane, açıklayıcı.
Daha fazla bilgi için E.H. Gombrich’in Sanatın Öyküsü kitabını tavsiye ederim. Tuğla gibi ama tane tane, açıklayıcı.
0
aychovsky örneklerle çok güzel anlatmış ama eklemek gerekir ki gotik ile barok arasındaki dönemde koca bir rönesans vardır.
rönesan eğer sanatta bi milat ise gotik öncesinde barok ise sonrasında kalıyor. ışık ve perspektifin barok dönemde olup gotik dönemde garip olmasının sebeplerinden biri de perspektifin rönesan ile birlikte oturması.
resim tam anlamıyla rönesans ile birlikte boyut kazanıyor.
rönesan eğer sanatta bi milat ise gotik öncesinde barok ise sonrasında kalıyor. ışık ve perspektifin barok dönemde olup gotik dönemde garip olmasının sebeplerinden biri de perspektifin rönesan ile birlikte oturması.
resim tam anlamıyla rönesans ile birlikte boyut kazanıyor.
0
fuerteventura
az önce yumurta haşlarken kabuk oluştu. 2. haşlayışım bu daha, kötü bi deneyim oldu. saate bakmayı unutmuşum kafama göre kapattım ocağı. bu kabuk niye oluştu yav en nefret ettiğim şey. bundan sonra ne yapiyim da bu kabuk oluşmasın?
az önce yumurta haşlarken kabuk oluştu. 2. haşlayışım bu daha, kötü bi deneyim oldu. saate bakmayı unutmuşum kafama göre kapattım ocağı. bu kabuk niye oluştu yav en nefret ettiğim şey. bundan sonra ne yapiyim da bu kabuk oluşmasın?
0
sen ve yumurtaların :D nasıl kabuk, ne kabuğu? yumurtanın kabuğundan başka bir kabuk de mi? caps koy bakalım allahaşkına senin şu yumurtalara :D
0
abi yumurtaları yedim ya :D bu dış kabuğu soyuyorum içinde zarımsı böyle ince şeffaf bi kabuk oluşmuş onu nasıl engelleyebilirim
0
engelleyemezsin, o yumurtanın kendi zarı. kabuğu soyarken o da çıkar,çıkmazsa elinle çıkaracaksın işte.
0
ya elimle çıkardım da yumurtalar paramparça oldu bi de elime bulaştı engelleyebilseydik iyiydi
0
onun için sana bir taktik vereyim, yumurtayı haşlayınca üstünü kısmını düzgün şekilde soy o zarı çıkar (oradaki bölüm kolay çıkar) aynı şekilde alt kısmına aynı işlemi yap (altındaki de kolay çıkar) üst kısım çıkmasa bile dert etme alt kesin çıkar sonra yumurtanın içine üfle böyle balon şişirir gibi var gücünle üfle sonra çıtır çıtır soy.
0
yahu bu şehir yaşamı, paket yiyecekler süper marketler ne yaptı bu nesle böyle. yiyeceğinden bu kadar kopuk bir nesil hiç olmamıştı.
0
duzsac
selam. Hali hazırdaki uzuuun düz saçlarımdan biraz sıkıldım galiba yıllardır aynı şeklideler. Biraz değişiklik yapmak istiyorum ama önerilere ihtiyacım var. Bu arada yuvarlak yüzlüyüm. İlk linkteki benim saçım diğerleri ise düşündüğüm. Renk olarak da ombre güzel olur gibi ama kısaya nasıl olur acaba
selam. Hali hazırdaki uzuuun düz saçlarımdan biraz sıkıldım galiba yıllardır aynı şeklideler. Biraz değişiklik yapmak istiyorum ama önerilere ihtiyacım var. Bu arada yuvarlak yüzlüyüm. İlk linkteki benim saçım diğerleri ise düşündüğüm. Renk olarak da ombre güzel olur gibi ama kısaya nasıl olur acaba? Linkler:
1.imgur.com (kendi saçım)
2.imgur.com
3.imgur.com
4.imgur.com
Her birinizin düşüncesi benim için önemli, şimdiden teşekkür ediyorum ^^
1.imgur.com (kendi saçım)
2.imgur.com
3.imgur.com
4.imgur.com
Her birinizin düşüncesi benim için önemli, şimdiden teşekkür ediyorum ^^
0
2 ve 4 güzel. ten rengin açık rengi kaldırıyorsa 2 cidden güzel. çok da kestirme ama.
0
Nick uyumu iyiymis :) ombre nedir bilmiyorum ama golgeli sari guzel olur :)
0
Ombre yapmayın bence, dibi gelmiş insanların çıkardığı bir moda akımı gibi duruyor. Madem saçınıza ombre yaptırmayı gözünüze kestirdiniz, perma yaptırın kıvır kıvır ne güzel.
0
o örnek verdiğin linkteki kızların yüzünü rögar kapağıyla kapatsaymışsın bari o ne ya tecavüze uğramış da gazetelere basmışlar gibi aasşjdksadkşsdjsd
0
Hazır düz saçın var, böyle yap bence (evlenme teklifi garantili): www.google.com.tr
0
2 ve 4
ombre nedir bilmiyorum.
edit: baktım şimdi, ombre de güzel olabilir. yalnız google görsellerde bazıları gölgeyi saçların ucuna yapmış, haliyle kötü olmuş.
ombre nedir bilmiyorum.
edit: baktım şimdi, ombre de güzel olabilir. yalnız google görsellerde bazıları gölgeyi saçların ucuna yapmış, haliyle kötü olmuş.
0
ombre doğru yapılırsa ( saçın yarısından aşağısının renk değişimi değil ombre, saça ışıltılar katmak, ışık oyunları yapmak) aşırı güzel bişey. ama işte türkiyede ombreyi doğru güzel yapan kuaför sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor. geçen duyurudan biriyle de konuşmuştuk,
www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com
son üstteki de benim pişmanlık duyurum ama şu an geçti pişmanlığım. renk oturdu saçıma ve
i.hizliresim.com
şu an mutluyum. bence senin saçına da doğru bir ombre enfes olur. özellikle renginden dolayı söylüyorum bunu. araya biraz ışıltı, omuz hizasında kesim güzel olur. zaten yuvarlaksa yüzün kısa saç modelleri sana her türlü gider. ombre riskli ama onu da söyleyeyim. güzel yapılmazsa mahvoluyor saç.
www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com
son üstteki de benim pişmanlık duyurum ama şu an geçti pişmanlığım. renk oturdu saçıma ve
i.hizliresim.com
şu an mutluyum. bence senin saçına da doğru bir ombre enfes olur. özellikle renginden dolayı söylüyorum bunu. araya biraz ışıltı, omuz hizasında kesim güzel olur. zaten yuvarlaksa yüzün kısa saç modelleri sana her türlü gider. ombre riskli ama onu da söyleyeyim. güzel yapılmazsa mahvoluyor saç.
0
istanbulunmartisi
1 yıl önce yüksekten başıma taş(lar) düşmesi sonucu koku ve tad alma duyularımı kaybettim.1 yıldır kokusuz ve tadsız yaşamaktayım.bilinen tadların hepsi sıfırlandı yerine dandik ve 5.sınıf tadlar etiketlendi.bu konuda tecrübelerimden dolayı anlatacağım çok tespit var .sinir uçları ile ilgili araştır
1 yıl önce yüksekten başıma taş(lar) düşmesi sonucu koku ve tad alma duyularımı kaybettim.1 yıldır kokusuz ve tadsız yaşamaktayım.bilinen tadların hepsi sıfırlandı yerine dandik ve 5.sınıf tadlar etiketlendi.
bu konuda tecrübelerimden dolayı anlatacağım çok tespit var .sinir uçları ile ilgili araştırma yapanlar var ise yaşadıklartımla ilgili yardımcı olmaya çalışırım Bu işten para kazanmayı ASLA ve KESİNLİKLE düşünmüyorum.İlgilenenler mesaj yazabilir.
sağlıklı kazasız günler.
bu konuda tecrübelerimden dolayı anlatacağım çok tespit var .sinir uçları ile ilgili araştırma yapanlar var ise yaşadıklartımla ilgili yardımcı olmaya çalışırım Bu işten para kazanmayı ASLA ve KESİNLİKLE düşünmüyorum.İlgilenenler mesaj yazabilir.
sağlıklı kazasız günler.
0
basond
Ben fazla cips tüketiyorum.Siz?
Ben fazla cips tüketiyorum.
Siz?
Siz?
0
bir ara çiğ köfte yiyordum abartılı bir şekilde, şimdi biraz ara verdim. gastritim arttı, bir süre yemeyeceğim.
0
yediğim yok, içtiğim de çok zararlı değil ama nescafe classic diyebilirim sanırım...
0
Gun icinde yedigim bes seyden besi de zararli vallahangi birini yazsam
0
Butun yaz her gün dondurma yiyorum. Bir de cipse karsi zaafim var, kendimi tutmasam her gun paket paket yerim ama kota koyuyorum; ayda bir paket yiyorum sadece.
Icecek olarak da haftada 3-4 bardak kola, ice tea ya da kahve.
Icecek olarak da haftada 3-4 bardak kola, ice tea ya da kahve.
0
pizza
çoğunlukla 1 dilim
nadiren iki dilim
senede bir iki defa da 1 bütüne yakın
iki ayda bir cipse benzer boktan bi çerez
iki gündür ayak bileklerim çok feci kaşınıyo, eğer ondan olduysa, bi daa da yemiycem abi. nâlet ossun!
çoğunlukla 1 dilim
nadiren iki dilim
senede bir iki defa da 1 bütüne yakın
iki ayda bir cipse benzer boktan bi çerez
iki gündür ayak bileklerim çok feci kaşınıyo, eğer ondan olduysa, bi daa da yemiycem abi. nâlet ossun!
0
paranoyak senarist
Efenime söyliim geçenlerde evde bir sürü likör yaptım. Naneyle başladım, çilekle devam ettim, linomcello ve kahve likörüyle likör yapımına son verdim. Şimdi tekrar likör yapacağım, aklıma damla sakızlı yapmak geliyor. Acaba aranızda farklı fikirleri ve önerileri olan var mıdır? Neli likör denesem ac
Efenime söyliim geçenlerde evde bir sürü likör yaptım. Naneyle başladım, çilekle devam ettim, linomcello ve kahve likörüyle likör yapımına son verdim.
Şimdi tekrar likör yapacağım, aklıma damla sakızlı yapmak geliyor. Acaba aranızda farklı fikirleri ve önerileri olan var mıdır? Neli likör denesem acaba?
Not: Vişne de denendi, başarılı bi sonuç alındı, farklı öneriler lazım.
Teşekkürler.
Şimdi tekrar likör yapacağım, aklıma damla sakızlı yapmak geliyor. Acaba aranızda farklı fikirleri ve önerileri olan var mıdır? Neli likör denesem acaba?
Not: Vişne de denendi, başarılı bi sonuç alındı, farklı öneriler lazım.
Teşekkürler.
0
Mandalina ortaya ciktiginda limoncello'yu limon yerine mandalina ile dene derim.
Bir de yesil erik likoru fena olmazmis gibi geliyor bana.
Bir de yesil erik likoru fena olmazmis gibi geliyor bana.
0
seksen9
isminin yazdığı kalem alam dedim ama emin olamadım. sigarayı bıraktığından çakmak alamıyorum. internete yazınca meme şeklinde stres topu çıkıyo :/ öyle ne sever ben de pek bilmiyorum. kendisi dersanede yönetici, az buçuk şakirt. bağlama çalar. ayfonunu benden çok sever. zeka küpü çözer.safahatın ori
isminin yazdığı kalem alam dedim ama emin olamadım. sigarayı bıraktığından çakmak alamıyorum.
internete yazınca meme şeklinde stres topu çıkıyo :/
öyle ne sever ben de pek bilmiyorum. kendisi dersanede yönetici, az buçuk şakirt. bağlama çalar. ayfonunu benden çok sever. zeka küpü çözer.
safahatın orijinal halini mi alsam? önerdiğiniz bi yayın evi var mı?
ne almayı düşünüyosanız kopya çekeyim biraz..
not: kahrolsun kapitalizm ama anneye aldık baba da bekler.
bi de internetten gönderirim büyük ihtimal.
ekleme yapayım bari; eminönüden 15 liraya ahşaptan dandik kızılderili ok-yay duvar süsü almıştım mesela. 'hayatımda aldığım en güzel hediye' demişti. yine öyle mutlu olsun istiyorum.
internete yazınca meme şeklinde stres topu çıkıyo :/
öyle ne sever ben de pek bilmiyorum. kendisi dersanede yönetici, az buçuk şakirt. bağlama çalar. ayfonunu benden çok sever. zeka küpü çözer.
safahatın orijinal halini mi alsam? önerdiğiniz bi yayın evi var mı?
ne almayı düşünüyosanız kopya çekeyim biraz..
not: kahrolsun kapitalizm ama anneye aldık baba da bekler.
bi de internetten gönderirim büyük ihtimal.
ekleme yapayım bari; eminönüden 15 liraya ahşaptan dandik kızılderili ok-yay duvar süsü almıştım mesela. 'hayatımda aldığım en güzel hediye' demişti. yine öyle mutlu olsun istiyorum.
0
Adının soyadının baş harflerinin olduğu kol düğmesi, dershanede sükse yapar :p
Güzel bi tespih alabilirsin. oltu taşı mı diyolar ne.
Güzel bi tespih alabilirsin. oltu taşı mı diyolar ne.
0
araç şarj cihazları var ya, çakmak yerine takılan, onlardan aldım ben.
bir de pantolon askısı alacağım yanına.
kemer de güzel bir alternatif.
bir de pantolon askısı alacağım yanına.
kemer de güzel bir alternatif.
0
iphone'una orijinal case alabilirsin.
kol düğmesine +1 derim ama kullanıyor mu normalde? o çok önemli. kullanmıyorsa gerek yok.
okuduğunu bildiğiniz ya da okumak istediği kitaplar varsa 3-4 kitap şeklinde alabilirsiniz, hepsinden daha iyi olur.
müzik aleti işine anlamıyorsanız ya da çok iyi anlayan bi tanığınız yoksa girmeyin. sakata gelebilirsiniz.
kol düğmesine +1 derim ama kullanıyor mu normalde? o çok önemli. kullanmıyorsa gerek yok.
okuduğunu bildiğiniz ya da okumak istediği kitaplar varsa 3-4 kitap şeklinde alabilirsiniz, hepsinden daha iyi olur.
müzik aleti işine anlamıyorsanız ya da çok iyi anlayan bi tanığınız yoksa girmeyin. sakata gelebilirsiniz.
0
dahinnotha
selamlar,bir süredir laptop klavyemin bir kısım tuşları çalışmıyor. belli bir bölge ya da herhangi bir düzen yok çalışmayan tuşlarda. tamamen random.herhangi bir şey dökülmedi ya da başına bir şey gelmedi. laptop klavyesinin yanındaki tırnakları çıtlatarak klavyemi yuvasından çıkardığımda o tuşların
selamlar,
bir süredir laptop klavyemin bir kısım tuşları çalışmıyor. belli bir bölge ya da herhangi bir düzen yok çalışmayan tuşlarda. tamamen random.
herhangi bir şey dökülmedi ya da başına bir şey gelmedi.
laptop klavyesinin yanındaki tırnakları çıtlatarak klavyemi yuvasından çıkardığımda o tuşların da çalıştığını farkettim. bu yüzden laptom'u açıp klavyemin bağlantı noktalarını çıkarıp tekrar taktım ama yine eskisi gibi.
ne olmuş olabilir? packard bell, easy note, tm85. neredeyse dört sene olacak.
bir süredir laptop klavyemin bir kısım tuşları çalışmıyor. belli bir bölge ya da herhangi bir düzen yok çalışmayan tuşlarda. tamamen random.
herhangi bir şey dökülmedi ya da başına bir şey gelmedi.
laptop klavyesinin yanındaki tırnakları çıtlatarak klavyemi yuvasından çıkardığımda o tuşların da çalıştığını farkettim. bu yüzden laptom'u açıp klavyemin bağlantı noktalarını çıkarıp tekrar taktım ama yine eskisi gibi.
ne olmuş olabilir? packard bell, easy note, tm85. neredeyse dört sene olacak.
0
aynı sorun benim laptopta da var.
bazen bazı belli harfler yazmıyor.
bazen de gayet güzel yazıyor hepsi...
aynen 4 yıllık bir alet. LG benimki.
bazen bazı belli harfler yazmıyor.
bazen de gayet güzel yazıyor hepsi...
aynen 4 yıllık bir alet. LG benimki.
0
8-10 sene önceki fijutsi siemens imde vardı böyle bişi. hızlı yazınca kafasına göre harf ekliyordu vs. bios update i yaptım düzelmişti.
0
benim belli harfler basmıyordu. uğraşırken falan mı oldu yoksa öncesinde olduğu için mi oldu bilmiyorum ancak ram yerinden oynamış ve hasar almış dediler. bu arada tuşlar çalışmıyor diye göndermemiştim servise. pc açılış ekranından öteye geçemiyordu diye göndermiştim. onlara tuş konusunda bir şey söylemediğim halde, ram değiştirdik dediler. şimdi tuşlarımda da bir sorun yok. ram ile bağlantısı var mıdır bilemem, belki de kendileri farkedince klavyeyi de düzeltmişlerdir(hiç sanmıyorum).
0
sonuc olarak klavyenin altinda üzerinde iletken bir bölüm bulunan silikon parcaciklar var. bu da demek oluyor ki sen tusu basinca bu bombe silikon tus tarafindan eziliyor yassilasiyor ve bu asagidaki uclar arasinda iletken görevi görüp basimi gerceklestiriyor.
bu silikon plastik temelli oldugundan bir ömrü var. sicakliga maruz kaliyorsa materyali dandikse bir süre sonra uzun süre gerili kalmis paket lastigi gibi catlayip eriyebilir. yani zamanla bozulma ihtimali var evet. acip görmeden bir sey diyemem. ve hayir, yaylanmasini saglayan kisim genelde silikonun kendisi degil.
bu silikon plastik temelli oldugundan bir ömrü var. sicakliga maruz kaliyorsa materyali dandikse bir süre sonra uzun süre gerili kalmis paket lastigi gibi catlayip eriyebilir. yani zamanla bozulma ihtimali var evet. acip görmeden bir sey diyemem. ve hayir, yaylanmasini saglayan kisim genelde silikonun kendisi degil.
0
ısınma problemi oluşmaya başladıktan sonra zuhretti bu sorun.
sıcaklığa bağlı olarak bir şeylerin erimesi vs olayında haklı olabilirsiniz.
sıcaklığa bağlı olarak bir şeylerin erimesi vs olayında haklı olabilirsiniz.
0
klavyenin altındaki iletken kısımları yüksek ısıdan deforme edecek kadar ısınıyorsa bilgisayarınız ki çok zor bu. Bilgisayarınızın geri kalanında da bir hasar oluşurdu. Hacihzhane görüşüm bir takım kırıntıların, tozun, saç döküntülerinin vb. yabancı materyalin klavye tuşlarının altına kaçmış olduğu yönünde. Bunu temizlemek kimi zaman çok zor olabiliyor. Tuşları tutarak elektrik süpürgesiyle klavyeyi temizlemeyi deneyin. Tuşları tutun diyorum çünkü süpürgenin çekim gücüne kapılıp yerinden çıkarak süpürgenin toz torbasına uçabilir tuşlarınız. Olmazsa klavyeyi değiştirmeyi deneyebilirsiniz. Orjinal klavyesini arayın bulursanız satın alıp değiştirebilirsiniz.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
Şu anda bu duyuruyu yazarken kızım televizyondan sabah haberlerini izliyor. Gelen sesler bana nasıl acı veriyor anlatamam. Bağrışmalar, patlamalar, telsiz sesleri, çığlıklar, bağrışmalar... Kelimeler; saldıganlar, hastane, çatıştılar, hesaplaşmaları, gerginlik...Korkuyorun ben. Çok korkmaya başladım
Şu anda bu duyuruyu yazarken kızım televizyondan sabah haberlerini izliyor. Gelen sesler bana nasıl acı veriyor anlatamam.
Bağrışmalar, patlamalar, telsiz sesleri, çığlıklar, bağrışmalar...
Kelimeler; saldıganlar, hastane, çatıştılar, hesaplaşmaları, gerginlik...
Korkuyorun ben. Çok korkmaya başladım.
Çünkü, ben 1980 öncesini yaşadım, malum 80 sabahını yaşadım, 80 sonrasını yaşadım. Hala yaşıyoruz, o günlerin izleri hala temizlenmedi, vicdanlarda da zihinlerde de.
Dün compadrito'nun "yaşarken ölü hale gelen on bin ana baba" yazısını tekrar okudum. Bana göre eksik kalan yönleri olsa da gözlem içeren çok güzel bir yazı. eksisozluk.com
O ana babalardan bir kısmını tanıyorum, o dönemden sağ çıkabilen, bu günlere gelebilen insanlar tanıyorum. Çünkü ben o zamanlar devrimci yol sempatizanıydım. Birlikte kitaplar okuduğumuz, ülke meselelerini, hakları yenen insanlarımızı konuştuğumuz, türlü maceralar yaşadığımız, birlikte neşelenip birlikte dertlendiğimiz, sonrasında işkence gören, çocukları olamayan, sevdiklerine kavuşamayan, bir işe girip çalışamayan, ölen, ölmeyenlerin yaşamları heba olan arkadaşlarım onlar benim.
Biliyor musunuz, bir arkadaşımızdan yıllarca haber alamadık. Annesi ikimizin çeyizine de aynı renkli orlondan mutfak takımı örmüştü. Ben evlendim, o takım yıllarca çeyizimin en değerli eşyası oldu. Orlon örtülerimi kullanırken gösterdiğim hassasiyeti başka hiç bir eşyaya göstermedim.
Yıllarca arkadaşımın akibetini merak ettim, yıllarca o örtüleri kullandım, yıllarca o acı içindeki anneye gidip elini öpüp sarılamadım. Benim örtülerim zamanla yıprandı, arkadaşımın örtülerinin sandığının bir köşesinde, belki annesinin diktiği bir geceliğin yanında ya da belki benim annemin ona yaptığı işli oda takımının yanında yepyeni durduğunu bilerek örtülerimin yıpranmasını izledim. Şimdi yazınca bir paragrafa sığabilen bu süreç, insan ömrünün akıl baliğ olduktan sonrasının ortalama yarısını kapsıyor.
Bu arkadaşım, bir dönemde il halk kütüphanesinde en çok kitap okuyan kişi seçilirken, aynı dönemde bizdeki kitapların neredeyse hepsini ödünç alarak okuduğunu gözlemlediğim, zehir gibi aklı olan, en son gördüğümde üni'de matematik eğitimi alan, derdi sadece daha güzel bir yaşam olan biriydi.
Başka örnekler de anlatabilirim, daha çok çok örnekler anlatabilirim bu şekilde kaybolan, hırpalanan, heba olan yaşamlar hakkında.
Bir gün, öyle sıradan bir gün, ev işleri yaptığım, kendi kendime ıvır zıvır işler yaptığım bir anda telefonum çaldı. Hattın karşısındaki, hayatından artık umudu kestiğim, anılarımızı düşünerek andığım, o güzel insan, canım arkadaşımdı. Yere çöktüğümü hatırlıyorum. Neler konuştuk, o ne dedi ben ne dedim bilmiyorum. Ağladığımı, hıçkıra hıçkıra ağladığımı, hem kızdığım için hem sevindiğim için ağladığımı biliyorum.
Sonrasında görüştük, kucaklaştık. O anlattı ben dinledim, o anlatmadı ben anladım. Şimdi o bölümlere girmek zaten fazlaca uzun olan bu duyurunun tadını iyice kaçıracağı için o konuya girmeyeceğim. Anlatmaya gücüm de yetmeyecek gibi.
Geçen sene gezi olayları başladığında zihnimde iki soru vardı. Neden? Kim?
Çocuklarım çekimser tavrıma şaşırdılar, bana "sana inanamıyoruz" dediler. Cevap veremedim biliyor musunuz, bir bildiğim var bile diyemedim. Nasrettin hocanin hikayesinde gibiydim. Bana damdan düşen birini getirin de diyemezdim. Çocuklarımızın bizim gibi damdan düşmelerini hiç ama hiç istemiyordum.
Ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemedim. Kendi aklınızı kullanın, yanlış gördüğünüz, emin olmadığınız konuların içinde taraf olarak yer almayın diyebilirdim anca.
--- "kitapçım mit elemanıymış meğer" ---
Bizim yaşayarak deneyimlediğimiz, her söylenen sözün satır aralarını kurcalamayı, her atılan adımın arkasını görmeye çalışmayı gençler nereden bileceklerdi ki..
Anlatsam işe yarar mı, alıp kullanırlar mı? Bana anlatılsaydı "o sizin zamanınızda öyle olmuş, şimdi durumlar başka" demez miydim? Derdim her halde.
Gerçekten de görünen yüzü bambaşka olan bir durum vardı. Bu çok naif öncekilere hiç benzemeyen bir tavırdı. Saygı uyandırıyordu, sonuca ulaşması daha olasıydı. Sonuca ulaşamasa bile, büyük oranda taraftar toplayacağı belli olan bir tutum sergileniyordu.
Kepçenin önüne dikilen yöreden seçilmiş bir milletvekiliydi, anlamlı görünüyordu. Ben, yumurta mı tavuktan çıktı, tavuk mu yumurtladı diye sormaktan kendimi alamıyordum.
Peki acaba neden, alınmış/alınmakta olan yüzlerce yanlış karar/uygulama varken, taksim parkındaydık. Hala daha bize, geleceğimize zarar veren o kadar çok uygulamanın üzerine yenileri eklenirken üzerimize ölü toprağı serpilmişçesine sessiz kalabiliyor, sadece belli konularda duyarlı oluyorduk.
Ben hala soruyorum.
Geçenlerde ekşide de paylaştım. gezi olayları sırasında meclis kürsüsünden " hepiniz gerzeksiniz" deyip o gizemli (bence değil) gülüşünden ( 5:01) sonra Kürkçü şöyle demişti(7:01):
"şu kadar yıldır yaşadım, bu memlekette komplonun devreye girmediği, halkın öz öfkesinin, kendi öfkesinin devrede olduğu ilk tarihi dönemi yaşadığımızı size söyleyebilirim. boşuna uğraşmayın bunun arkasından komplo çıkarmaya, burada bir komplo yok"
www.youtube.com
Komplo olup olmadığını bilmek büyük meziyet tabii bu ülkede. Ben bilmiyorum mesela. Ben anca soruyorum. Cevap alamayacağımı bile bile soruyorum. Yapabileceğim tek şey, köpek gibi koku alabilmeyi dilemek. Çöp her yerde aynı kokuyu çıkarır mantığıyla, kirletilmiş olanların arasından çöpün kokusunu duyabilmeyi ummak.
Şimdi de Lice olayları gündemde. İnsanlar bağrışıyorlar. İnsanlar yine yaralanıyorlar, yine ölüyorlar! Ağlayan analar, çocuklar, kardeşler çoğalıyorlar. Aklımızı başımıza devşirmezsek iki aya kalmaz çığ olup altından kalkamayacağımız hale gelecek yoldayız.
Biz elimizdekileri masada kaybettik. Masada.
Elimizdekileri de masada koruyabiliriz. Sokaklarda değil.
Bizi sokağa çekip sonra da provakasyon yapılmasına izin vermemeliyiz. Görüyorsunuz, anma yürüyüşü yapılıyor, yüzleri maskeli, ellerinde kimi zaman kırmızılı bayraklar olan gruplar peydah oluyor. Film orada kopuyor. Taşlar, gazlar...
Benim bizzat gördüğüm yaklaşık 40 yıldır bu tür sokak eylemleriyle gidilmek istenilen yere gidilmedi. Resmi gazeteye giden yol sokaklar değil ki nasıl sonuç alınsın? A-lı-na-maz! Daha fenası, aklı çalışan, verimli olabilecek hatırı sayılı kitle, ya içeri alınır, ya yaralanır, ya öldürülür, yani bertaraf edilir. Ekmeğine yağ sürmektir bunun adı. Başkaca bir şey değil.
Biliyorum burada çok aklı başında insanlar var. Sormak istediğim konu şu:
Sizce ne yapmalı?
Bağrışmalar, patlamalar, telsiz sesleri, çığlıklar, bağrışmalar...
Kelimeler; saldıganlar, hastane, çatıştılar, hesaplaşmaları, gerginlik...
Korkuyorun ben. Çok korkmaya başladım.
Çünkü, ben 1980 öncesini yaşadım, malum 80 sabahını yaşadım, 80 sonrasını yaşadım. Hala yaşıyoruz, o günlerin izleri hala temizlenmedi, vicdanlarda da zihinlerde de.
Dün compadrito'nun "yaşarken ölü hale gelen on bin ana baba" yazısını tekrar okudum. Bana göre eksik kalan yönleri olsa da gözlem içeren çok güzel bir yazı. eksisozluk.com
O ana babalardan bir kısmını tanıyorum, o dönemden sağ çıkabilen, bu günlere gelebilen insanlar tanıyorum. Çünkü ben o zamanlar devrimci yol sempatizanıydım. Birlikte kitaplar okuduğumuz, ülke meselelerini, hakları yenen insanlarımızı konuştuğumuz, türlü maceralar yaşadığımız, birlikte neşelenip birlikte dertlendiğimiz, sonrasında işkence gören, çocukları olamayan, sevdiklerine kavuşamayan, bir işe girip çalışamayan, ölen, ölmeyenlerin yaşamları heba olan arkadaşlarım onlar benim.
Biliyor musunuz, bir arkadaşımızdan yıllarca haber alamadık. Annesi ikimizin çeyizine de aynı renkli orlondan mutfak takımı örmüştü. Ben evlendim, o takım yıllarca çeyizimin en değerli eşyası oldu. Orlon örtülerimi kullanırken gösterdiğim hassasiyeti başka hiç bir eşyaya göstermedim.
Yıllarca arkadaşımın akibetini merak ettim, yıllarca o örtüleri kullandım, yıllarca o acı içindeki anneye gidip elini öpüp sarılamadım. Benim örtülerim zamanla yıprandı, arkadaşımın örtülerinin sandığının bir köşesinde, belki annesinin diktiği bir geceliğin yanında ya da belki benim annemin ona yaptığı işli oda takımının yanında yepyeni durduğunu bilerek örtülerimin yıpranmasını izledim. Şimdi yazınca bir paragrafa sığabilen bu süreç, insan ömrünün akıl baliğ olduktan sonrasının ortalama yarısını kapsıyor.
Bu arkadaşım, bir dönemde il halk kütüphanesinde en çok kitap okuyan kişi seçilirken, aynı dönemde bizdeki kitapların neredeyse hepsini ödünç alarak okuduğunu gözlemlediğim, zehir gibi aklı olan, en son gördüğümde üni'de matematik eğitimi alan, derdi sadece daha güzel bir yaşam olan biriydi.
Başka örnekler de anlatabilirim, daha çok çok örnekler anlatabilirim bu şekilde kaybolan, hırpalanan, heba olan yaşamlar hakkında.
Bir gün, öyle sıradan bir gün, ev işleri yaptığım, kendi kendime ıvır zıvır işler yaptığım bir anda telefonum çaldı. Hattın karşısındaki, hayatından artık umudu kestiğim, anılarımızı düşünerek andığım, o güzel insan, canım arkadaşımdı. Yere çöktüğümü hatırlıyorum. Neler konuştuk, o ne dedi ben ne dedim bilmiyorum. Ağladığımı, hıçkıra hıçkıra ağladığımı, hem kızdığım için hem sevindiğim için ağladığımı biliyorum.
Sonrasında görüştük, kucaklaştık. O anlattı ben dinledim, o anlatmadı ben anladım. Şimdi o bölümlere girmek zaten fazlaca uzun olan bu duyurunun tadını iyice kaçıracağı için o konuya girmeyeceğim. Anlatmaya gücüm de yetmeyecek gibi.
Geçen sene gezi olayları başladığında zihnimde iki soru vardı. Neden? Kim?
Çocuklarım çekimser tavrıma şaşırdılar, bana "sana inanamıyoruz" dediler. Cevap veremedim biliyor musunuz, bir bildiğim var bile diyemedim. Nasrettin hocanin hikayesinde gibiydim. Bana damdan düşen birini getirin de diyemezdim. Çocuklarımızın bizim gibi damdan düşmelerini hiç ama hiç istemiyordum.
Ne yapacağımı ne diyeceğimi bilemedim. Kendi aklınızı kullanın, yanlış gördüğünüz, emin olmadığınız konuların içinde taraf olarak yer almayın diyebilirdim anca.
--- "kitapçım mit elemanıymış meğer" ---
Bizim yaşayarak deneyimlediğimiz, her söylenen sözün satır aralarını kurcalamayı, her atılan adımın arkasını görmeye çalışmayı gençler nereden bileceklerdi ki..
Anlatsam işe yarar mı, alıp kullanırlar mı? Bana anlatılsaydı "o sizin zamanınızda öyle olmuş, şimdi durumlar başka" demez miydim? Derdim her halde.
Gerçekten de görünen yüzü bambaşka olan bir durum vardı. Bu çok naif öncekilere hiç benzemeyen bir tavırdı. Saygı uyandırıyordu, sonuca ulaşması daha olasıydı. Sonuca ulaşamasa bile, büyük oranda taraftar toplayacağı belli olan bir tutum sergileniyordu.
Kepçenin önüne dikilen yöreden seçilmiş bir milletvekiliydi, anlamlı görünüyordu. Ben, yumurta mı tavuktan çıktı, tavuk mu yumurtladı diye sormaktan kendimi alamıyordum.
Peki acaba neden, alınmış/alınmakta olan yüzlerce yanlış karar/uygulama varken, taksim parkındaydık. Hala daha bize, geleceğimize zarar veren o kadar çok uygulamanın üzerine yenileri eklenirken üzerimize ölü toprağı serpilmişçesine sessiz kalabiliyor, sadece belli konularda duyarlı oluyorduk.
Ben hala soruyorum.
Geçenlerde ekşide de paylaştım. gezi olayları sırasında meclis kürsüsünden " hepiniz gerzeksiniz" deyip o gizemli (bence değil) gülüşünden ( 5:01) sonra Kürkçü şöyle demişti(7:01):
"şu kadar yıldır yaşadım, bu memlekette komplonun devreye girmediği, halkın öz öfkesinin, kendi öfkesinin devrede olduğu ilk tarihi dönemi yaşadığımızı size söyleyebilirim. boşuna uğraşmayın bunun arkasından komplo çıkarmaya, burada bir komplo yok"
www.youtube.com
Komplo olup olmadığını bilmek büyük meziyet tabii bu ülkede. Ben bilmiyorum mesela. Ben anca soruyorum. Cevap alamayacağımı bile bile soruyorum. Yapabileceğim tek şey, köpek gibi koku alabilmeyi dilemek. Çöp her yerde aynı kokuyu çıkarır mantığıyla, kirletilmiş olanların arasından çöpün kokusunu duyabilmeyi ummak.
Şimdi de Lice olayları gündemde. İnsanlar bağrışıyorlar. İnsanlar yine yaralanıyorlar, yine ölüyorlar! Ağlayan analar, çocuklar, kardeşler çoğalıyorlar. Aklımızı başımıza devşirmezsek iki aya kalmaz çığ olup altından kalkamayacağımız hale gelecek yoldayız.
Biz elimizdekileri masada kaybettik. Masada.
Elimizdekileri de masada koruyabiliriz. Sokaklarda değil.
Bizi sokağa çekip sonra da provakasyon yapılmasına izin vermemeliyiz. Görüyorsunuz, anma yürüyüşü yapılıyor, yüzleri maskeli, ellerinde kimi zaman kırmızılı bayraklar olan gruplar peydah oluyor. Film orada kopuyor. Taşlar, gazlar...
Benim bizzat gördüğüm yaklaşık 40 yıldır bu tür sokak eylemleriyle gidilmek istenilen yere gidilmedi. Resmi gazeteye giden yol sokaklar değil ki nasıl sonuç alınsın? A-lı-na-maz! Daha fenası, aklı çalışan, verimli olabilecek hatırı sayılı kitle, ya içeri alınır, ya yaralanır, ya öldürülür, yani bertaraf edilir. Ekmeğine yağ sürmektir bunun adı. Başkaca bir şey değil.
Biliyorum burada çok aklı başında insanlar var. Sormak istediğim konu şu:
Sizce ne yapmalı?
0
Elinize sağlık hayat aplam.
Bilmiyodum bu geçmişinizi. Yazımdaki eksik yönleri tamamlamışsınız. Buradaki akıllı insanlardan, bizim sözümüzü dinleyecek birkaç kişi çıkacak. Ama maalesef, herkes ekşi duyuru'yu, herkes ekşi sözlüğü okumuyo. Okuyanlardan da, herkes bize hak vermeyecek. ''O dönem başkaydı, bu dönem başka!'' diyecekler. Halbuki hiç başka değil. Yangına benzin dökmek. Düşmanın her zaman yaptığı bu. Düşman kim? Türkiye'nin ilerlemesinden kaygı duyan herkes düşman.
Tek bir ümidim var, o da, o günleri yaşamış olan anne babaların, çocuklarını dizginlemeleri. Tek ümidim o!
Bilmiyodum bu geçmişinizi. Yazımdaki eksik yönleri tamamlamışsınız. Buradaki akıllı insanlardan, bizim sözümüzü dinleyecek birkaç kişi çıkacak. Ama maalesef, herkes ekşi duyuru'yu, herkes ekşi sözlüğü okumuyo. Okuyanlardan da, herkes bize hak vermeyecek. ''O dönem başkaydı, bu dönem başka!'' diyecekler. Halbuki hiç başka değil. Yangına benzin dökmek. Düşmanın her zaman yaptığı bu. Düşman kim? Türkiye'nin ilerlemesinden kaygı duyan herkes düşman.
Tek bir ümidim var, o da, o günleri yaşamış olan anne babaların, çocuklarını dizginlemeleri. Tek ümidim o!
0
kaç yıldır bu sitede varım ben bile bilmiyorum ama ilk defa bu kadar uzun bir yazıyı başından sonuna okudum. Tabi keşke böyle bi konu içeriğine sahip olmasaydı ama neyse....
Kendi adıma konuşacak olursam benim kafam çok karışık. Bir tarafta gezi parkını savunurken diğer tarafta Lice'ye baktığımda o masumiyeti göremiyorum. Evet insan her yerde insan kabul, dünyanın hiç bir yerinde nedeni sebebi ne olursa olsun insanlar ölmemeli buna her anlamda da karşıyım ama, Lice'de yaşanan olaylar pek masum değil. Hava kuvvetleri komutanlığının içinde ki bayrak direğine tırmanıp bayrak almak falan... Provakasyonun dik alası, buna izin veren askerde o bayrağı çalan kadar suçludur ve o bayrak direğinde ki kişi aynı kıbrısta yaşanan olay gibi vurulması lazımdı. Kaldı ki direğe tırmanacak kadar büyümüş kimse bunun bedelini de göze alacak kadar büyümüştür diyeceğim ama işte bu da 'insanlar ölmesin' söylemimle çelişiyor.
söylemiştim ya kafam karışık, neyse...
İrfan Değirmenci'yi seviyorum ben. O diyor ki herkesin sağduyulu olması, sokağın tansiyonunun düşmesi lazım. Haklı, katılıyorum.
Kendi adıma konuşacak olursam benim kafam çok karışık. Bir tarafta gezi parkını savunurken diğer tarafta Lice'ye baktığımda o masumiyeti göremiyorum. Evet insan her yerde insan kabul, dünyanın hiç bir yerinde nedeni sebebi ne olursa olsun insanlar ölmemeli buna her anlamda da karşıyım ama, Lice'de yaşanan olaylar pek masum değil. Hava kuvvetleri komutanlığının içinde ki bayrak direğine tırmanıp bayrak almak falan... Provakasyonun dik alası, buna izin veren askerde o bayrağı çalan kadar suçludur ve o bayrak direğinde ki kişi aynı kıbrısta yaşanan olay gibi vurulması lazımdı. Kaldı ki direğe tırmanacak kadar büyümüş kimse bunun bedelini de göze alacak kadar büyümüştür diyeceğim ama işte bu da 'insanlar ölmesin' söylemimle çelişiyor.
söylemiştim ya kafam karışık, neyse...
İrfan Değirmenci'yi seviyorum ben. O diyor ki herkesin sağduyulu olması, sokağın tansiyonunun düşmesi lazım. Haklı, katılıyorum.
0
benimkiler de aktif şahidi o dönemlerin, öncesinin, sonrasının.
canları çok yanmış. anlattıklarından çok anlatamadıkları var, biliyorum.
biz "korkanın anası ağlamaz evladım", "alet olmayın çocuğum" nasihatları ile büyüdük. öyle yetiştirildik. zaten uçlarda da değildik ama "1 dakika karanlık", "ışık açma kapama" eylemlerinde bile "aman yavrum" diyen bir korkutulmuş zihniyet sözünü ettiğim benim.
tabii itiraz ettim, tartıştım, isyan ettim. "anamız ağlıyor anne, korkmadık mı yeterince?" dedim. "mücadele şart" dedim.
şimdi... çok boş geliyor. her şey. hepsi.
tüm dünyada olup bitenler, yaşadığım topraklarda olup bitenler. boş.
sanırım delirmemek için uzak duruyorum şimdi. kendi akıl sağlığımı önemsiyorum sadece. bilmek, öğrenmek, "bir şey yapmak" istemiyorum. korktuğum için değil. o korkma safhasını geçeli çok oldu. başka bir faz. isimlendiremiyorum.
size hak veriyorum. annemlere hak veriyorum. sokağa dökülmek isteyenlere de onlara "durun yahu" diyenlere de hak veriyorum.
ama yapılabilecek herhangi bir şey olduğuna inanmıyorum.
hiç yokmuş aslında.
siz aklı başında insanlara sordunuz sorunuzu. ben aklı hiç başında olmayan biri olarak cevapladım.
yapacak bir şey yok.
canları çok yanmış. anlattıklarından çok anlatamadıkları var, biliyorum.
biz "korkanın anası ağlamaz evladım", "alet olmayın çocuğum" nasihatları ile büyüdük. öyle yetiştirildik. zaten uçlarda da değildik ama "1 dakika karanlık", "ışık açma kapama" eylemlerinde bile "aman yavrum" diyen bir korkutulmuş zihniyet sözünü ettiğim benim.
tabii itiraz ettim, tartıştım, isyan ettim. "anamız ağlıyor anne, korkmadık mı yeterince?" dedim. "mücadele şart" dedim.
şimdi... çok boş geliyor. her şey. hepsi.
tüm dünyada olup bitenler, yaşadığım topraklarda olup bitenler. boş.
sanırım delirmemek için uzak duruyorum şimdi. kendi akıl sağlığımı önemsiyorum sadece. bilmek, öğrenmek, "bir şey yapmak" istemiyorum. korktuğum için değil. o korkma safhasını geçeli çok oldu. başka bir faz. isimlendiremiyorum.
size hak veriyorum. annemlere hak veriyorum. sokağa dökülmek isteyenlere de onlara "durun yahu" diyenlere de hak veriyorum.
ama yapılabilecek herhangi bir şey olduğuna inanmıyorum.
hiç yokmuş aslında.
siz aklı başında insanlara sordunuz sorunuzu. ben aklı hiç başında olmayan biri olarak cevapladım.
yapacak bir şey yok.
0
türk bayrağı dediğimiz şey kutsal fakat bi o kadar da kirli, işkenceler cinayetler yapılırken türk bayrağına sarıldı, önce doğuda bayrağa olan bu öfkenin nedenini de bir anlamaya çalışalım
bayrak indireni indirelim diyerek sorunun çözüleceğini sanmıyorum, asıl meseleyi görmezden gelmek budur
bunun ne siyasete ne de sokaklara ne de insanların mutluluğuna faydası olmaz
ekleme: aklı başında biri miyim bilmiyorum, sokağa çıkan gençlerden biriyim
bayrak indireni indirelim diyerek sorunun çözüleceğini sanmıyorum, asıl meseleyi görmezden gelmek budur
bunun ne siyasete ne de sokaklara ne de insanların mutluluğuna faydası olmaz
ekleme: aklı başında biri miyim bilmiyorum, sokağa çıkan gençlerden biriyim
0
çok aklı başında biri olduğumu, çok görüp geçirdiğimi söyleyemem. ama benim annem babam da 80 genci, onların bir bildikleri vardır diyebiliyorum. gezi eylemleri ilk patlak verdiğinde ben de içinde bulundum kendimce. babam "yapma" dedi, ""evinde otur" dedi. "biz de çıktık zamanında, değişen hiçbir şey olmadı, yine olmayacak" dedi. oysa ben umutluydum. gelişen süreç içerisinde nelerin olduğunu, nelere alet edildiğimizi bizzat gözlemledim. "yolu bu değil" dedim. bir daha da sokağa çıkmam. hiçbir şeyi değişeceğine, hiçbir zaman daha güzel günler yaşayacağımıza inanmıyorum.
bundan bir zaman sonra, bir gün anne olursam ve çocuğum da bir gün sokağa dökülmek isterse ona "yapma" diyeceğim, "evinde otur" diyeceğim. "biz de çıktık zamanında, değişen hiçbir şey olmadı" diyeceğim. "sandığın kadar güçlü değilsiniz" diyeceğim. "böyle gelmiş, böyle gider" diyeceğim. "alet olma" diyeceğim.
her açıdan kirli oyunların oynandığı bir ülke türkiye. naifçe yaklaşımlar hep sonuçsuz kalacak, çünkü hep birilerinin çıkarlarına dokunacak. görmüyorum, duymuyorum, bilmiyorum artık ben olanları. görmek, duymak, bilmek istemiyorum çünkü hiç artık. sadece kendimi kurtarma yolunu seçiyorum, çünkü beni benden başka kimse kurtarmayacak.
bundan bir zaman sonra, bir gün anne olursam ve çocuğum da bir gün sokağa dökülmek isterse ona "yapma" diyeceğim, "evinde otur" diyeceğim. "biz de çıktık zamanında, değişen hiçbir şey olmadı" diyeceğim. "sandığın kadar güçlü değilsiniz" diyeceğim. "böyle gelmiş, böyle gider" diyeceğim. "alet olma" diyeceğim.
her açıdan kirli oyunların oynandığı bir ülke türkiye. naifçe yaklaşımlar hep sonuçsuz kalacak, çünkü hep birilerinin çıkarlarına dokunacak. görmüyorum, duymuyorum, bilmiyorum artık ben olanları. görmek, duymak, bilmek istemiyorum çünkü hiç artık. sadece kendimi kurtarma yolunu seçiyorum, çünkü beni benden başka kimse kurtarmayacak.
0
Biraz fazla fevrisiniz.
Surec yasaniyor, yasanacak, yoksa tepeden inen demokrasiyi nasil ogrenecek bu toplum.
biz sakiniz, televizyon izlemeyin ve siz de sakin olun bence.
Surec yasaniyor, yasanacak, yoksa tepeden inen demokrasiyi nasil ogrenecek bu toplum.
biz sakiniz, televizyon izlemeyin ve siz de sakin olun bence.
0
@ compadrito, Sskywalkeremre, bilmemekte haklısınız. Ben, duyuruya öğrencilerin çokça soru sorduklarını görünce sık gelmeye başladım. Kendimce, okul okuyan, geleceği için bir şeyler yapan gençlerin annelerine soramadıkları şeyler olursa, buralarda bulunayım, aklım, tecrübem yettiğince yardımcı olmaya çalışayım istedim.
Evet, sabah dinlediğim yayın da İrfan Değirmenci'nin sunduğu programdı. Zarif adam. Sağduyu çağrısında çok haklı. Tansiyonun düşmesi lazım.
Aslında doğru yöne kanalize olabilirse, sağlıklı sonuçlar getirecek şeyler yapılabilirse daha iyi olur elbet. Benim duyuruyu açmamın nedeni de, bu yönde olabilecek fikirleri masaya koyabilmek için beyin fırtınası yapma talebiydi.
@icemint, free15406, devilred, aklı başında derken; yaşı başında değil, sizler gibi duyarlı, düşünen, bilen insanların çok olduğunu yazdım.
Cevaplarımı okuyanlar farkına varmışlardır, ileri derecede devrik cümle muzdaribiyim, virgülleri de kullanmayınca sanki aklı başındalara soruyormuşum gibi olmuş.
"Aklı başında çok insan var" şeklinde düzelteyim.
@cecilia, fevri değilim kardeşim. Endişeliyim.
İnsan ölümlerini, heba olan hayatları vs bi kenara koyalım, en basitinden ele alalım:
Benim sabah sesini duymaktan rahatsız olduğun o haberleri akşam kaç çocuk izleyecek sence? Burada anneler, babalar var, çocuklarını o haberden ne kadar koruyabilecekler?
Hiç küçümsenecek bir olgu değil bu. Haberlere "şiddet" uyarısı konmuyor, konsa da, izlemelerine engel olsak da çocuklar facebook paylaşımlarını görecekler. Geçen gün derisi yüzülmüş kadın resmi gördüm. Kaç çocuk gördü bunu diye düşünmeden edemedim. tv izleme demişsin, izlemiyorum zaten. Bu gün hastaneye gittim, acil servisin bekleme salonuna tv koymuşlar. Çocuklar, gençler izliyorlardı. Kapatın yavrum gözlerinizi alın bu da pamuk tıkayın kulaklarınızı mı deseydim?
Evet endişeliyim, endişelenmekte de çok haklıyım.
Benim çenem açıldı arkadaşlar, durduramıyorum. Uzun uzun yazdım, zaman ayırıp okudunuz sağolasınız.
Compadrito hocam, biliyorum herkes ekşi duyuruyu, ekşi sözlüğü okumuyo, ama biliyorum ki şu anda burada olanlar geleceğe yön verebilecek kapasitede insanlar. Dini, siyasi görüşü ne olursa olsun hepsi düşünen, sorgulayan yönleriyle saygı duyduğum, sevgiyle kucakladığım insanlar.
Biliyorsunuz, soran yolunu aşacak sormayanın yolu şaşacak. Burası da sorulan yer, yolu açıklar buradan başka nerede olur ki!
Beyin fırtınası yapalım mı?
Evet, sabah dinlediğim yayın da İrfan Değirmenci'nin sunduğu programdı. Zarif adam. Sağduyu çağrısında çok haklı. Tansiyonun düşmesi lazım.
Aslında doğru yöne kanalize olabilirse, sağlıklı sonuçlar getirecek şeyler yapılabilirse daha iyi olur elbet. Benim duyuruyu açmamın nedeni de, bu yönde olabilecek fikirleri masaya koyabilmek için beyin fırtınası yapma talebiydi.
@icemint, free15406, devilred, aklı başında derken; yaşı başında değil, sizler gibi duyarlı, düşünen, bilen insanların çok olduğunu yazdım.
Cevaplarımı okuyanlar farkına varmışlardır, ileri derecede devrik cümle muzdaribiyim, virgülleri de kullanmayınca sanki aklı başındalara soruyormuşum gibi olmuş.
"Aklı başında çok insan var" şeklinde düzelteyim.
@cecilia, fevri değilim kardeşim. Endişeliyim.
İnsan ölümlerini, heba olan hayatları vs bi kenara koyalım, en basitinden ele alalım:
Benim sabah sesini duymaktan rahatsız olduğun o haberleri akşam kaç çocuk izleyecek sence? Burada anneler, babalar var, çocuklarını o haberden ne kadar koruyabilecekler?
Hiç küçümsenecek bir olgu değil bu. Haberlere "şiddet" uyarısı konmuyor, konsa da, izlemelerine engel olsak da çocuklar facebook paylaşımlarını görecekler. Geçen gün derisi yüzülmüş kadın resmi gördüm. Kaç çocuk gördü bunu diye düşünmeden edemedim. tv izleme demişsin, izlemiyorum zaten. Bu gün hastaneye gittim, acil servisin bekleme salonuna tv koymuşlar. Çocuklar, gençler izliyorlardı. Kapatın yavrum gözlerinizi alın bu da pamuk tıkayın kulaklarınızı mı deseydim?
Evet endişeliyim, endişelenmekte de çok haklıyım.
Benim çenem açıldı arkadaşlar, durduramıyorum. Uzun uzun yazdım, zaman ayırıp okudunuz sağolasınız.
Compadrito hocam, biliyorum herkes ekşi duyuruyu, ekşi sözlüğü okumuyo, ama biliyorum ki şu anda burada olanlar geleceğe yön verebilecek kapasitede insanlar. Dini, siyasi görüşü ne olursa olsun hepsi düşünen, sorgulayan yönleriyle saygı duyduğum, sevgiyle kucakladığım insanlar.
Biliyorsunuz, soran yolunu aşacak sormayanın yolu şaşacak. Burası da sorulan yer, yolu açıklar buradan başka nerede olur ki!
Beyin fırtınası yapalım mı?
0
Cocuklari akvaryumda buyuterek onlara iyilik etmis olmayacaksiniz.
Anne paniginiz cocuklarinizi sizden itecek. Sakin olmaya calisin.
Anne paniginiz cocuklarinizi sizden itecek. Sakin olmaya calisin.
0
Kıt bilgimle, biraz uzunca cevap vereceğim. Daha kıt seviyede cümle kurma becerim yüzünden tam anlatamamış veya çarpıtılmaya müsait şeyler yazmışsam da birileri başka yerlere çekmezse sevinirim. Hayat aplamız, sana hak vermekle birlikte hak vermediğim noktalara değineyim.
Bir şeyleri masada değiştirmeye niyetli insanların o masaya oturmasına izin verilmediği için insanlar sokaklara çıktı. Evet keşke bu sorunlar masada çözülebilse, insanlar ölmese. Sokakta ne çözüldü diyeceksiniz ama tüm dünyada LGBT bireylerin toplumda yer bulmaya başlamasından işçi haklarına kadar bir çok şey sokak eylemleri, grevler gibi toplu hareketler sonucu oldu. Yavaş oldu, uzun yıllarda oldu ama oldu. Sistemde değişiklik yapmak toplumun bilinçlenip istemesiyle olan şeyler.
Tabi ki taşı alalım gidip savaşalım demiyorum yanlış anlaşılmasın. Ama evlere kapanıp ses çıkartmamanın sonucu haklarımızın elimizden alınıp birileri 30 milyon dolara poposunu silerken bizim telefon faturamızı ödeyemememiz olur. En azından oy peşinde koşanlar halkın isteklerini görüp ona göre davranabilirler.
Fırsatı bulanlar tabi ki gerginlik yaratmak için araya kaynayıp kullandı. Bu kadar büyük bir olayda ekonomistlerden siyasi amaç güden gruplara kadar fırsat ve kar bekleyenlerin hareketsiz kalması zaten beklenemez. Bunlara prim vermemeye dikkat etmek lazım. Ama bazen öyle bir noktaya geliyor ki kendini korumak için yapabileceğin en küçük şey olan barikat kurmak şart olabiliyor.
Her gün çıkıp spor olsun diye eylem yapıp, polise küfür edip, şişe atıp gazdan kaçmak değil kastım ama gezi olayları daha önce etliye sütlüye karışmamış bir sürü insanın artık "eh yeter be!" diyerek canını ortaya koyabileceğini gösterdi. Bir kısımları korkutmadı mı sizce? Muhalefet partileri yönünü buna göre değiştirdi, ileride iktidar olduklarında da bu tarz hareketlerden korkarak, insanların tepki vereceğini gönörerek hareket edeceklerdir bence.
Niye başka şeyler için değil Taksim için tepki gösterdik? Aslında hepsi için gösterdik. Odak noktası park olsa da çoğu insan polisin uyguladığı şiddete tepki için gitti.
Bayrak indirme olayına gelirsek, askerliğimi orada yaptım, bir kişinin duvardan girip, bayrak indirip, elini kolunu sallayarak geri çıkma ihtimali yok. Orası kuvvet komutanlığı, jet üssü, 2 tane filonun komuta merkezi ve ayrıca havaalanına bağlanıyor. Bir kişi Esenboğa Havalimanı'na bile öyle duvardan girip çıkamaz. Ayrıca askerliği havacı yapmak nispeten rahat olabilir ama orada asker telefonu çıkartıp video çekerse afedersiniz götünden kan alırlar. Bu olay bana fena komplo teorileri düşündürtüyor.
Bir şeyleri masada değiştirmeye niyetli insanların o masaya oturmasına izin verilmediği için insanlar sokaklara çıktı. Evet keşke bu sorunlar masada çözülebilse, insanlar ölmese. Sokakta ne çözüldü diyeceksiniz ama tüm dünyada LGBT bireylerin toplumda yer bulmaya başlamasından işçi haklarına kadar bir çok şey sokak eylemleri, grevler gibi toplu hareketler sonucu oldu. Yavaş oldu, uzun yıllarda oldu ama oldu. Sistemde değişiklik yapmak toplumun bilinçlenip istemesiyle olan şeyler.
Tabi ki taşı alalım gidip savaşalım demiyorum yanlış anlaşılmasın. Ama evlere kapanıp ses çıkartmamanın sonucu haklarımızın elimizden alınıp birileri 30 milyon dolara poposunu silerken bizim telefon faturamızı ödeyemememiz olur. En azından oy peşinde koşanlar halkın isteklerini görüp ona göre davranabilirler.
Fırsatı bulanlar tabi ki gerginlik yaratmak için araya kaynayıp kullandı. Bu kadar büyük bir olayda ekonomistlerden siyasi amaç güden gruplara kadar fırsat ve kar bekleyenlerin hareketsiz kalması zaten beklenemez. Bunlara prim vermemeye dikkat etmek lazım. Ama bazen öyle bir noktaya geliyor ki kendini korumak için yapabileceğin en küçük şey olan barikat kurmak şart olabiliyor.
Her gün çıkıp spor olsun diye eylem yapıp, polise küfür edip, şişe atıp gazdan kaçmak değil kastım ama gezi olayları daha önce etliye sütlüye karışmamış bir sürü insanın artık "eh yeter be!" diyerek canını ortaya koyabileceğini gösterdi. Bir kısımları korkutmadı mı sizce? Muhalefet partileri yönünü buna göre değiştirdi, ileride iktidar olduklarında da bu tarz hareketlerden korkarak, insanların tepki vereceğini gönörerek hareket edeceklerdir bence.
Niye başka şeyler için değil Taksim için tepki gösterdik? Aslında hepsi için gösterdik. Odak noktası park olsa da çoğu insan polisin uyguladığı şiddete tepki için gitti.
Bayrak indirme olayına gelirsek, askerliğimi orada yaptım, bir kişinin duvardan girip, bayrak indirip, elini kolunu sallayarak geri çıkma ihtimali yok. Orası kuvvet komutanlığı, jet üssü, 2 tane filonun komuta merkezi ve ayrıca havaalanına bağlanıyor. Bir kişi Esenboğa Havalimanı'na bile öyle duvardan girip çıkamaz. Ayrıca askerliği havacı yapmak nispeten rahat olabilir ama orada asker telefonu çıkartıp video çekerse afedersiniz götünden kan alırlar. Bu olay bana fena komplo teorileri düşündürtüyor.
0
cecilia, ben zaten sakinim. fevri hareket etmek bize zarar verecek diyorum, aklıselim hareket edelim diyorum. aklımızı kullanalım, bilgimizi, donanımlarımızı birleştirelim, birlik olalım, kuvvet bulalım diyorum.
sokağa dökülmek bu işleri şimdiye kadar çözmedi, başka çözümler arayalım diyorum.
sen fevrisin diyorsun.
peki, tamam, yaşadığımız onca olumsuz şeyden sonra elde var eksi bilmemkaçla çıktık ve ben o günlerin etkisiyle bu günleri değerlendirip gereksiz yere panikledim diyelim ve fevrilik konusunu burada bırakalım.
tepeden inen demokrasiyi nasıl öğrenecek bu toplum?
fark yaratacak bir plan var da, belki de benim haberim yok. plan ne?
rüzgar esmeye başladı, yelkenler hareketlendi de dümende kim var? Biz mi varız? O zaman toplumun bir bireyi olarak bu plandan benim neden haberim yok? Alt komşum da bir şey bilmiyor, karşımdaki esnafın da haberi yok. burası İzmir, anadolunun bir köyü değil. İzmir.
çocukları akvaryumda büyütmek değil benim amacım, çocuklarım açık denize açıldıklarında onları hangi tehlikelerin beklediğini anlayabilmek ve anlatabilmek. tehlikeleri önceden sezip gereken önlemi alabilmek, onların karşılaşacakları zorluklarla nasıl baş edeceklerini öğretebilmek. annelik budur.
ben anne gibi kol kanat germeye çalışsam da, genç olmanın ne demek olduğunu unutmadan yaparım. anneler bilirler, bakma hissettirmek istemezler.
biz hepimiz aynı gemideyiz. işte tek su götürmez gerçek bu. sen de, ben de aynı şeyi diliyoruz. herkesin istediği, insanca bir yaşam. asla hor görmediğim, kendileri için gerçekten üzüldüğüm, ümmet olmak için can atan kesim hariç. ne yazık ki onların derdi insanca bir yaşam değil, ümmetlik. neden suçlamıyorum biliyor musun? Çünkü oraya nasıl geldiklerini biliyorum. Hikayelerine şahidim. 80 öncesine gider başlangıcı. mc hükmetlerinden önceye belki de aynı zamanlara. tam hatırlayamıyorum 40 yılı geçti. die verilerine bakarsan görürsün. öğretmen okullarının kapatılıp imam hatiplerin birden bire çoğalması, kız öğrencilerin alınmaya başlanması, aynı zamanda çığ gibi yaygınlaşan kur'an kursları, ondan sonra durumu olmayan ailelerin çocuklarının kurulan vakıflar eliyle yatılı okutulması...
bir şey daha deyivereyim madem bu kadar açıldık. 82-83 gibiydi. biz yeni evliyiz, ev taksiti ödüyoruz, kirada oturuyoruz, çocuklar kreşe gidiyorlar falan. çabalıyoruz yani. bize çok güzel bir teklif gelmiş. eşime iş kuracaklar, ev alacaklarmış, tek şart benim başımı kapamammış. eşim akşam gelip teklifi anlattığında bu günleri göremedik. uzun yıllar görmedik. aziz nesin sivas'ta o konuşmayı yaptığında bile tam göremedik. unakıtan tv demecinsde " voltranı oluşturuyoruz" dediğinde ise artık görmüştük. yani demeye çalıştığım şey, o buz kütlesi değil, altı dolu.
bu konuda bu kadar yazdım ama esas mesele bu değil ki. a gelmiş, b gitmiş c fokur fokur kaynamış kimin umurunda! Bizi ilgilendiren, hayatımızı olumlu ya da olumsuz yönde etkileyen kararlar. imzalanan kağıtlardaki yazılanlar.
Demokrasiyi öğreneceğiz madem, işte maymuncuk:
Demokrasi sokakta,alanlarda kan revan içinde yazılmıyor. Demokrasinin adresi meclis. Meclisin her gün aldığı kararlara göre yaşıyoruz değil mi? Orada ne yazılıp çizilirse bizi bire bir bağlamıyor mu?
Geçenlerde buradan bir soruya cevap vermek için demiryolcu bir tanıdığımı aradım. trenlerin bakımları, tamirleri falan konuşuyoruz. bana dediği aynen şu: "abla valla bizim atölyelerimiz de, elemanlarımız da her türlü yedek parçayı yapabilecek donanımda, bir treni baştan sona yapabiliriz. ama biz önemli bazı parçaları yapamıyoruz, anlaşma var, dışarıdan getirtiyoruz" adam var bilgi var iş yapamıyor, onun maaşından kesilen vergi hoop yurt dışına gidiyor, adam çocuğunu okutmakta zorlanıyor, vakıf alıp okutuyor. sonra neymiş vay efendim ak kıl bilmem ne. öyle olmuyor işte bu işler. orada yara var öff çok pis kokuyor ne kötü bişeysin sen yara demekle o yara düzelmeyecek. yaraya neden olan virüsü yok edecen. o imzalı kağıt da buradaki virüsün ta kendi. habire de çoğalıyorlar. açıp bakmak lazım. resmi gazetede yazıyor hepsi bir bir.
benim önerim bu: resmi gazete didiklemesi. aklıma gelen ayrıntıları da yarın yazarım artık.
yazım hatalarım varsa affola, vakit peyce oldu, geri dönüp kontrol edemedim.
şimdilik iyi geceler herkese :)
sokağa dökülmek bu işleri şimdiye kadar çözmedi, başka çözümler arayalım diyorum.
sen fevrisin diyorsun.
peki, tamam, yaşadığımız onca olumsuz şeyden sonra elde var eksi bilmemkaçla çıktık ve ben o günlerin etkisiyle bu günleri değerlendirip gereksiz yere panikledim diyelim ve fevrilik konusunu burada bırakalım.
tepeden inen demokrasiyi nasıl öğrenecek bu toplum?
fark yaratacak bir plan var da, belki de benim haberim yok. plan ne?
rüzgar esmeye başladı, yelkenler hareketlendi de dümende kim var? Biz mi varız? O zaman toplumun bir bireyi olarak bu plandan benim neden haberim yok? Alt komşum da bir şey bilmiyor, karşımdaki esnafın da haberi yok. burası İzmir, anadolunun bir köyü değil. İzmir.
çocukları akvaryumda büyütmek değil benim amacım, çocuklarım açık denize açıldıklarında onları hangi tehlikelerin beklediğini anlayabilmek ve anlatabilmek. tehlikeleri önceden sezip gereken önlemi alabilmek, onların karşılaşacakları zorluklarla nasıl baş edeceklerini öğretebilmek. annelik budur.
ben anne gibi kol kanat germeye çalışsam da, genç olmanın ne demek olduğunu unutmadan yaparım. anneler bilirler, bakma hissettirmek istemezler.
biz hepimiz aynı gemideyiz. işte tek su götürmez gerçek bu. sen de, ben de aynı şeyi diliyoruz. herkesin istediği, insanca bir yaşam. asla hor görmediğim, kendileri için gerçekten üzüldüğüm, ümmet olmak için can atan kesim hariç. ne yazık ki onların derdi insanca bir yaşam değil, ümmetlik. neden suçlamıyorum biliyor musun? Çünkü oraya nasıl geldiklerini biliyorum. Hikayelerine şahidim. 80 öncesine gider başlangıcı. mc hükmetlerinden önceye belki de aynı zamanlara. tam hatırlayamıyorum 40 yılı geçti. die verilerine bakarsan görürsün. öğretmen okullarının kapatılıp imam hatiplerin birden bire çoğalması, kız öğrencilerin alınmaya başlanması, aynı zamanda çığ gibi yaygınlaşan kur'an kursları, ondan sonra durumu olmayan ailelerin çocuklarının kurulan vakıflar eliyle yatılı okutulması...
bir şey daha deyivereyim madem bu kadar açıldık. 82-83 gibiydi. biz yeni evliyiz, ev taksiti ödüyoruz, kirada oturuyoruz, çocuklar kreşe gidiyorlar falan. çabalıyoruz yani. bize çok güzel bir teklif gelmiş. eşime iş kuracaklar, ev alacaklarmış, tek şart benim başımı kapamammış. eşim akşam gelip teklifi anlattığında bu günleri göremedik. uzun yıllar görmedik. aziz nesin sivas'ta o konuşmayı yaptığında bile tam göremedik. unakıtan tv demecinsde " voltranı oluşturuyoruz" dediğinde ise artık görmüştük. yani demeye çalıştığım şey, o buz kütlesi değil, altı dolu.
bu konuda bu kadar yazdım ama esas mesele bu değil ki. a gelmiş, b gitmiş c fokur fokur kaynamış kimin umurunda! Bizi ilgilendiren, hayatımızı olumlu ya da olumsuz yönde etkileyen kararlar. imzalanan kağıtlardaki yazılanlar.
Demokrasiyi öğreneceğiz madem, işte maymuncuk:
Demokrasi sokakta,alanlarda kan revan içinde yazılmıyor. Demokrasinin adresi meclis. Meclisin her gün aldığı kararlara göre yaşıyoruz değil mi? Orada ne yazılıp çizilirse bizi bire bir bağlamıyor mu?
Geçenlerde buradan bir soruya cevap vermek için demiryolcu bir tanıdığımı aradım. trenlerin bakımları, tamirleri falan konuşuyoruz. bana dediği aynen şu: "abla valla bizim atölyelerimiz de, elemanlarımız da her türlü yedek parçayı yapabilecek donanımda, bir treni baştan sona yapabiliriz. ama biz önemli bazı parçaları yapamıyoruz, anlaşma var, dışarıdan getirtiyoruz" adam var bilgi var iş yapamıyor, onun maaşından kesilen vergi hoop yurt dışına gidiyor, adam çocuğunu okutmakta zorlanıyor, vakıf alıp okutuyor. sonra neymiş vay efendim ak kıl bilmem ne. öyle olmuyor işte bu işler. orada yara var öff çok pis kokuyor ne kötü bişeysin sen yara demekle o yara düzelmeyecek. yaraya neden olan virüsü yok edecen. o imzalı kağıt da buradaki virüsün ta kendi. habire de çoğalıyorlar. açıp bakmak lazım. resmi gazetede yazıyor hepsi bir bir.
benim önerim bu: resmi gazete didiklemesi. aklıma gelen ayrıntıları da yarın yazarım artık.
yazım hatalarım varsa affola, vakit peyce oldu, geri dönüp kontrol edemedim.
şimdilik iyi geceler herkese :)
0
compadrito hocam, cevabınızı önceki yazımı yazdıktan sonra gördüm.
kısacık bir şeyler demek istiyorum.
haklısınız, evlerde oturmakla olmaz. böyle dediğim anlaşılmamıştır umarım. benim çekincem provake edilmeyle, komplolarla ilgili.
halduru hulduru değil, akılcı eylemlerle yol almalıyız.
sizin de dediğiniz gibi, sistemde değişiklik yapmak toplumun bilinçlenip istemesiyle olan şeyler. mesele bunu sağlamakta.
kısacık bir şeyler demek istiyorum.
haklısınız, evlerde oturmakla olmaz. böyle dediğim anlaşılmamıştır umarım. benim çekincem provake edilmeyle, komplolarla ilgili.
halduru hulduru değil, akılcı eylemlerle yol almalıyız.
sizin de dediğiniz gibi, sistemde değişiklik yapmak toplumun bilinçlenip istemesiyle olan şeyler. mesele bunu sağlamakta.
0
insanları çaresizlik içine düşürürseniz her şeyi yapabilirler. ben gezi parkı eylemlerine tv'de gördüğüm polis zorbalığı karşısında kendimi çaresiz hissettiğim için gittim. "altında komplo mu var" diye düşünemedim binlerce insan kamusal işkenceye uğrarken. vicdanım el vermedi orada "sırf" özgürlüğü için bulunan insanların böyle muamele görmesine. ağzına ameliyat maskesi takıp elinde sütle sokağa koşan insan için rahatlıkla "sırf" kelimesini kullanırım, gidip birçoğuyla tanışıp konuştuktan sonra da emin oldum bundan. kaldı ki o insanların niye orada olduğunun o durumda önemi yoktu, isterlerse hepsi kandırılmış olsunlardı; hiçbir gerekçe bir insanın öyle muamele edilmesine sebep olamazdı. insanlar oraya demokratik hak aramaya gitmediler, çünkü o hakkı gitmeden de alamıyorlardı, alamadıkları için oradalardı.
başta dedim ya çaresizlik diye, taş olsa çatlıyor insan bir yerden sonra. benim ailem de 70'lerden beri süregelen süreçte aktif rol almış, amcamı askerden saklamak için neler yapmışlar, anlatır dururlar hala. başları çok yanmış, beni de o sebepten apolitik yetiştirdiler. 80'lerin sonuna doğru babam siyasete girdi, anap döneminde aktif rol aldı ama evde bir kere bile siyaset konuşmadı. çevrem hep sağ görüşlü insanlardan oluştu, yetiştirilme tarzım en azından o yöndeydi. sonra ben istanbul üniversitesini kazandım, edebiyat fakültesi; "solcu yuvası". babam ilk sene her gün arıyordu "oğlum bak dikkat et bir şey gelmesin başına" diye. aklımda hiç "bu adam bana güvenmiyor mu" sorusu oluşmuyordu doğal olarak, "tamam" deyip yoluma bakıyordum. 2-3 sene boyunca babam ara ara "kimse seni yanına çekmek için bir şey diyor mu" diye sorup durdu, hepsinde de "hayır" dedim, "artık kimse kimseye sağ-sol reklamı yapmıyor, herkesin masası var, sen istersen gidip kaydoluyorsun". hiç birini merak dahi etmiyordum, tü kaka idi benim için siyaset, ve benim gibi birçoğu için. bizim böyle olmamızın sebebi sizlerdiniz. bizi korumak için böyle davrandınız ama neyin komplo olup olmadığını bile anlayamayacak kadar apolitize olduk. sokağa çıkmadık, sesimizi çıkartmadık; bir süre sonra gık bile diyemedik. ve her şey çok güzel oldu. başımıza "içimizden biri" geldi, çok sevindik. gerçekten de içimizden biriydi ama görüyoruz ki asıl kötü olan zaten içimizmiş.
12 sene daha uyuduk biz, başımıza hiçbir şey gelmedi; ölmedik. sonra bir gün geldi, ölmekten beter olduk. ben, yılların apolitik liboşu "bu ne kardeşim" der olmuştum, "niye kimse bir şey yapmıyor". 1 mayıs oluyordu ama yine gitmiyordum. çünkü oradaki insanların amacı ülkeyi bölmekti. oradaki insanlar bor madenlerini çıkartmamıza izin vermeyen insanlar tarafından beslenip sokağa sürülmüşlerdi. fikren böyle düşünmüyordum ama içimden onların yanında olmak gelmiyordu çünkü onların benimsediği yol da bana uymuyordu. sosyalizm nasıl gelecekti, nasıl anarşist olacaktı bu millet. bizi sokağa çıkartmadınız, sokak "onların" oldu. öcü oldular, bölücü oldular, yaklaştırmadınız. sesini çıkartan herkesi bir şeyle suçladınız. sonra o gün geldi, neyse ki "öcülerin davası" değildi. sonra birden "olaylar gelişti"; bana göre bastırılmış bu topluma "nasıl olsa sesleri çıkmıyor" denilerek vahşice saldırıldı, size göre öcüler molotof attı, polis de "mecburen" biraz sert davranmak zorunda kaldı. artık bi önemi yoktu çünkü biz apolitikler için sokağa çıkma zamanı gelmişti. evet hava güzeldi, sosyal medyada "cool" bir hava yaratıyordu eylemde olmak; kesinlikle katılıyorum. peki hangi insan sırf cool görünmek için insanların kafasına acımadan kapsül fırlatan vahşilerin önüne çıkardı? para mı almıştı acaba, yoksa başka bir amacı mı vardı?
oradaki herkesin diğerinden başka amacı vardı. birisi ağaç için oradaydı, diğeri şiddete karşı çıkmak için, bir diğeri "artık yeter" dediği için, bir başkası da molotof atmak için. zamanında sapla samanı ayıramayıp ne olursa olsun ses çıkartmamayı huy edinen sizler bu sefer de aynı hataya düştünüz, vahşilerin ekmeğine yağ sürdünüz. buna rağmen insanların içinde o kadar çok şey birikmişti ki bin bir çeşit insan o molotofçuların, o öcülerin bile imrendiği şekilde sokağa çıktı. olay aslında sokağa çıkmak değildi, sizler için camdan çıkıp tencere-tava çalmak bile bir gelişmeydi. fakat en başta da dedim ya, çaresizlik; insanlar ne yapacağını bilemedi. ilk gün gidip gaz yediler pıstılar bir köşeye. sonra o molotofçular yardım etti, yol yordam gösterdi. onlar molotof atmaya devam ettiler, geriye kalanlar kafalarına atılan kapsülleri geri atmaya. bu tepkiyi beklemeyen vahşiler şaşırdılar, o ara park gerçek sahiplerine kaldı. molotof atanların bir çoğu bıraktı öcü olmayı, sizin zamanınızda babalarının silah sıktığı insanların çocuklarıyla el ele verip çöp topladılar, fidan diktiler. eğer ki vahşiler bu süreci daha önce hiç yapamadıklarının aksine doğru yönetip "devlet baba" olsalardı gerçekten, o molotof atan öcülerin bir çoğu bırakacaktı molotof atmayı. sayıca zaten azdılar ya, neyse.
çok ama çok uzun oldu, şu saatten sonra da düzgün bağlayamam muhtemelen, dağınık oldu biraz çünkü kontrol dahi edemedim yazdıklarımı. apolitik ben artık geçemiyorum çünkü bu konuları, bir şey söyleme ihtiyacı duyuyorum artık. kaldı ki siz "karşı taraf" bile değilsiniz. tam aksine, "bizim taraf" olmasını istediğimiz ilk kişilersiniz. taraf olmak aslında amaç değil ama mecburen olmak zorunda bırakıldık. siz deyip duruyorum yanlış anlaşılmasın bu arada, kişisel olarak değil bu serzenişim. hatta siz bu serzenişte bulunduğum grubun en olması gerektiği gibi olan versiyonusunuz. lakin düşünce tarzınız temelde bahsettiğim kesimle aynı, anne-babalarımızla.
aklımız başımızda olmayabilir, bunu şahsım adına iddia edemem. gece saat 4'lere kadar oturmamı annemin mantık dahilinde bulamaması gibi gelecek belki de bu anlattıklarım. ben ona anlatamıyorum mesela uykum gelmedikçe uyuyamadığımı. anlasa bile kıyamıyor, üzülüyor. mecburen yalan söylüyorum, tamam annecim erken yatıcam artık diyorum. geçtiğimiz haziran da aynı şekilde yalan söylemek istedim ama söyleyemedim, haberlerde adımı duyup şaşırmalarını istemedim. şaşıran ben oldum çünkü hiç beklediğim gibi tepki görmedim babamdan. 15-20 gün boyunca "sokakta" olduğumu bilmesine rağmen bir kere bile gitme demedi. direkt desteklemedi belki çok ama bir şey diyemedi, çünkü onun da sabrı taşmıştı. o çok acılar yaşadı, tereddütle bakmasını anlıyorum; tereddütle bakmanızı anlıyorum. ama sizler de bizi anlayın lütfen, nasıl ki siz zamanında "duramadınız", bizler de duramadık. belki de sizin yapamadığınız şeyi yapacaktık, eğer bizi baştan beri bu kadar "pısırık" yetiştirmeseydiniz. beceremedik, olmadı. suçu tamamen size atmak çok kolay, tıpkı sizin yaptığınız gibi kolaya kaçıyorum belki de, bilemiyorum...
beceremedik dedim ama kazanımlarımız oldu, kesinlikle boşa gittiğini söyleyemem bütün bu "yaygaranın". artık yavaştan umudu kesmeye başladığım bu toplumun da bir dayanma noktası olduğunu anladım. geçen 1 yıllık süreçte insanların sesi daha çok çıkmaya başladı ve umarım ki böyle devam edecek. umarım biz sizin kadar zarar görmediğimiz için gelecek nesilleri "korkak" yetiştirmeyeceğiz. ve umarım onlar bizim başaramadığımızı başaracaklar.
sorunuza cevap veremedim, kusura bakmayınız. ne yapmalı? ses çıkartmalı. her olayda sokağa çıkalım demiyorum. aslında demem lazım ama oradan ne kadar çok "romantik solcu" görünsem de ben de bazı şeylerin farkındayım. kaldı ki hala solcu, komünist, sosyalist gibi kavramlara uzak buluyorum kendimi. sağcısı da ses çıkartsın, sofusu da ses çıkartsın. kim haksızlığa uğruyorsa ses çıkartsın. bu toplum ses çıkartmayı öğrenirse zorbalıkla bastırılamayacağı ortaya çıkacaktır. ortalıkta zorbalık kalmayınca, insanlar insan gibi muamele gördükçe emin olun kimse molotof da atmaz, ortalığı da yıkmaz. haliyle bunlara yaptıranlar kendilerine maşa da bulamazlar. belki o zaman komplo teorisi üretecek başka şeyler buluruz, hele bir gelsin o günler...
başta dedim ya çaresizlik diye, taş olsa çatlıyor insan bir yerden sonra. benim ailem de 70'lerden beri süregelen süreçte aktif rol almış, amcamı askerden saklamak için neler yapmışlar, anlatır dururlar hala. başları çok yanmış, beni de o sebepten apolitik yetiştirdiler. 80'lerin sonuna doğru babam siyasete girdi, anap döneminde aktif rol aldı ama evde bir kere bile siyaset konuşmadı. çevrem hep sağ görüşlü insanlardan oluştu, yetiştirilme tarzım en azından o yöndeydi. sonra ben istanbul üniversitesini kazandım, edebiyat fakültesi; "solcu yuvası". babam ilk sene her gün arıyordu "oğlum bak dikkat et bir şey gelmesin başına" diye. aklımda hiç "bu adam bana güvenmiyor mu" sorusu oluşmuyordu doğal olarak, "tamam" deyip yoluma bakıyordum. 2-3 sene boyunca babam ara ara "kimse seni yanına çekmek için bir şey diyor mu" diye sorup durdu, hepsinde de "hayır" dedim, "artık kimse kimseye sağ-sol reklamı yapmıyor, herkesin masası var, sen istersen gidip kaydoluyorsun". hiç birini merak dahi etmiyordum, tü kaka idi benim için siyaset, ve benim gibi birçoğu için. bizim böyle olmamızın sebebi sizlerdiniz. bizi korumak için böyle davrandınız ama neyin komplo olup olmadığını bile anlayamayacak kadar apolitize olduk. sokağa çıkmadık, sesimizi çıkartmadık; bir süre sonra gık bile diyemedik. ve her şey çok güzel oldu. başımıza "içimizden biri" geldi, çok sevindik. gerçekten de içimizden biriydi ama görüyoruz ki asıl kötü olan zaten içimizmiş.
12 sene daha uyuduk biz, başımıza hiçbir şey gelmedi; ölmedik. sonra bir gün geldi, ölmekten beter olduk. ben, yılların apolitik liboşu "bu ne kardeşim" der olmuştum, "niye kimse bir şey yapmıyor". 1 mayıs oluyordu ama yine gitmiyordum. çünkü oradaki insanların amacı ülkeyi bölmekti. oradaki insanlar bor madenlerini çıkartmamıza izin vermeyen insanlar tarafından beslenip sokağa sürülmüşlerdi. fikren böyle düşünmüyordum ama içimden onların yanında olmak gelmiyordu çünkü onların benimsediği yol da bana uymuyordu. sosyalizm nasıl gelecekti, nasıl anarşist olacaktı bu millet. bizi sokağa çıkartmadınız, sokak "onların" oldu. öcü oldular, bölücü oldular, yaklaştırmadınız. sesini çıkartan herkesi bir şeyle suçladınız. sonra o gün geldi, neyse ki "öcülerin davası" değildi. sonra birden "olaylar gelişti"; bana göre bastırılmış bu topluma "nasıl olsa sesleri çıkmıyor" denilerek vahşice saldırıldı, size göre öcüler molotof attı, polis de "mecburen" biraz sert davranmak zorunda kaldı. artık bi önemi yoktu çünkü biz apolitikler için sokağa çıkma zamanı gelmişti. evet hava güzeldi, sosyal medyada "cool" bir hava yaratıyordu eylemde olmak; kesinlikle katılıyorum. peki hangi insan sırf cool görünmek için insanların kafasına acımadan kapsül fırlatan vahşilerin önüne çıkardı? para mı almıştı acaba, yoksa başka bir amacı mı vardı?
oradaki herkesin diğerinden başka amacı vardı. birisi ağaç için oradaydı, diğeri şiddete karşı çıkmak için, bir diğeri "artık yeter" dediği için, bir başkası da molotof atmak için. zamanında sapla samanı ayıramayıp ne olursa olsun ses çıkartmamayı huy edinen sizler bu sefer de aynı hataya düştünüz, vahşilerin ekmeğine yağ sürdünüz. buna rağmen insanların içinde o kadar çok şey birikmişti ki bin bir çeşit insan o molotofçuların, o öcülerin bile imrendiği şekilde sokağa çıktı. olay aslında sokağa çıkmak değildi, sizler için camdan çıkıp tencere-tava çalmak bile bir gelişmeydi. fakat en başta da dedim ya, çaresizlik; insanlar ne yapacağını bilemedi. ilk gün gidip gaz yediler pıstılar bir köşeye. sonra o molotofçular yardım etti, yol yordam gösterdi. onlar molotof atmaya devam ettiler, geriye kalanlar kafalarına atılan kapsülleri geri atmaya. bu tepkiyi beklemeyen vahşiler şaşırdılar, o ara park gerçek sahiplerine kaldı. molotof atanların bir çoğu bıraktı öcü olmayı, sizin zamanınızda babalarının silah sıktığı insanların çocuklarıyla el ele verip çöp topladılar, fidan diktiler. eğer ki vahşiler bu süreci daha önce hiç yapamadıklarının aksine doğru yönetip "devlet baba" olsalardı gerçekten, o molotof atan öcülerin bir çoğu bırakacaktı molotof atmayı. sayıca zaten azdılar ya, neyse.
çok ama çok uzun oldu, şu saatten sonra da düzgün bağlayamam muhtemelen, dağınık oldu biraz çünkü kontrol dahi edemedim yazdıklarımı. apolitik ben artık geçemiyorum çünkü bu konuları, bir şey söyleme ihtiyacı duyuyorum artık. kaldı ki siz "karşı taraf" bile değilsiniz. tam aksine, "bizim taraf" olmasını istediğimiz ilk kişilersiniz. taraf olmak aslında amaç değil ama mecburen olmak zorunda bırakıldık. siz deyip duruyorum yanlış anlaşılmasın bu arada, kişisel olarak değil bu serzenişim. hatta siz bu serzenişte bulunduğum grubun en olması gerektiği gibi olan versiyonusunuz. lakin düşünce tarzınız temelde bahsettiğim kesimle aynı, anne-babalarımızla.
aklımız başımızda olmayabilir, bunu şahsım adına iddia edemem. gece saat 4'lere kadar oturmamı annemin mantık dahilinde bulamaması gibi gelecek belki de bu anlattıklarım. ben ona anlatamıyorum mesela uykum gelmedikçe uyuyamadığımı. anlasa bile kıyamıyor, üzülüyor. mecburen yalan söylüyorum, tamam annecim erken yatıcam artık diyorum. geçtiğimiz haziran da aynı şekilde yalan söylemek istedim ama söyleyemedim, haberlerde adımı duyup şaşırmalarını istemedim. şaşıran ben oldum çünkü hiç beklediğim gibi tepki görmedim babamdan. 15-20 gün boyunca "sokakta" olduğumu bilmesine rağmen bir kere bile gitme demedi. direkt desteklemedi belki çok ama bir şey diyemedi, çünkü onun da sabrı taşmıştı. o çok acılar yaşadı, tereddütle bakmasını anlıyorum; tereddütle bakmanızı anlıyorum. ama sizler de bizi anlayın lütfen, nasıl ki siz zamanında "duramadınız", bizler de duramadık. belki de sizin yapamadığınız şeyi yapacaktık, eğer bizi baştan beri bu kadar "pısırık" yetiştirmeseydiniz. beceremedik, olmadı. suçu tamamen size atmak çok kolay, tıpkı sizin yaptığınız gibi kolaya kaçıyorum belki de, bilemiyorum...
beceremedik dedim ama kazanımlarımız oldu, kesinlikle boşa gittiğini söyleyemem bütün bu "yaygaranın". artık yavaştan umudu kesmeye başladığım bu toplumun da bir dayanma noktası olduğunu anladım. geçen 1 yıllık süreçte insanların sesi daha çok çıkmaya başladı ve umarım ki böyle devam edecek. umarım biz sizin kadar zarar görmediğimiz için gelecek nesilleri "korkak" yetiştirmeyeceğiz. ve umarım onlar bizim başaramadığımızı başaracaklar.
sorunuza cevap veremedim, kusura bakmayınız. ne yapmalı? ses çıkartmalı. her olayda sokağa çıkalım demiyorum. aslında demem lazım ama oradan ne kadar çok "romantik solcu" görünsem de ben de bazı şeylerin farkındayım. kaldı ki hala solcu, komünist, sosyalist gibi kavramlara uzak buluyorum kendimi. sağcısı da ses çıkartsın, sofusu da ses çıkartsın. kim haksızlığa uğruyorsa ses çıkartsın. bu toplum ses çıkartmayı öğrenirse zorbalıkla bastırılamayacağı ortaya çıkacaktır. ortalıkta zorbalık kalmayınca, insanlar insan gibi muamele gördükçe emin olun kimse molotof da atmaz, ortalığı da yıkmaz. haliyle bunlara yaptıranlar kendilerine maşa da bulamazlar. belki o zaman komplo teorisi üretecek başka şeyler buluruz, hele bir gelsin o günler...
0
Benden size nacizane bir tavsiye.
Boylesi hepimizi ilgilendiren bir konuda fark edilmek istiyorsaniz az ve oz yazin, konusun.
Bunu ana muhalefet de ziyadesiyle yapti yillarca. Siz bunu yapmayin.
Bir de pek boyle havanda su dovulerek bir sey yapilacagini sanmiyorum. Toplumlar hakettigi sekilde yonetilir sozune fazlasiyla inaniyorum.
Su akacak yolunu bulacak.
Boylesi hepimizi ilgilendiren bir konuda fark edilmek istiyorsaniz az ve oz yazin, konusun.
Bunu ana muhalefet de ziyadesiyle yapti yillarca. Siz bunu yapmayin.
Bir de pek boyle havanda su dovulerek bir sey yapilacagini sanmiyorum. Toplumlar hakettigi sekilde yonetilir sozune fazlasiyla inaniyorum.
Su akacak yolunu bulacak.
0
Tüm bu yazılanları okurken biraz ağladım, bu yüzden ben uzun ve başarılı cümleler kuramayacağım, şimdiden affola.
Benim ailem de sol görüşlü, zamanında o olayların içinde aktif olarak yer almış insanlar. Çok acılar çekmişler. Öldürülen, göçen arkadaşları olmuş; işkenceleri ve bütün o zulümleri saymıyorum bile. Beni apolitik yetiştirmediler ama her zaman ısrarla söyledikleri bir şey vardı "olaylara karışma". "Üniversitede 'sağcı mısın, solcu musun' derlerse 'hiçbiri' de". Tabii ki kimse böyle bir soru sormadı :D
Her neyse. Ben liseden itibaren her zaman tüm eylemlere katılan, kendi güruhuma ait olsa da olmasa da hakkı yendiğini düşündüğüm herkes için her türlü protestoda boy gösteren birisi oldum. Buna lgbt hakları da türban özgürlüğü de dahil. Ama bunlar "olaylara karışmak" değildi onların gözünde. 1 Mayıs'a katılmıyordum mesela, çünkü onun ne olduğunu anlamıyordum. Ben öğrenciydim, 1 Mayıs yasaktı, demek ki oraya giden insanlar biraz aşırı gruplardı.
İşte bu mevzulardan birkaç sene sonra Gezi geldi çattı. Olayların ikinci gününden itibaren ben de dayanamadım. Tasımı tarağımı toplayıp koştum. Ben giderken annem de babam da "gitme" diyemedi. "Git ama dikkat et" dediler. Aşırı gruplar çıkar, onların yanında durma dediler. "Tamam anne ben arkalarda direnirim" gibi bir durum oluşturarak gittim; tabii ki öyle olmadı. Gazı da suyu da, ilaçlı suyu da, fişeği de yedim.
Tüm bu süreç boyunca, uydurulan yalanlardan, yapılan zulümlerden, söylenen yalanlardan öğrendim ki 1 Mayıs'a giden insanlara, daha öncesinde polise taş atan insanlara, hükümete karşı sesi çıkan herkese hep çok büyük haksızlıklar yapılmış. Kimsenin birbirinin malını çalmadığı, karısına kızına yan gözle bakmadığı, kavga etmediği, çöp topladığı ortamda lalenin biri çıkıp "bunlar sokaklara işiyor, her yer sidik kokuyor" dedi ya, bitti olay :) O zaman bugüne kadar istemeden hakkını yediğimiz, şerefsiz medya sayesinde yanlış yönlendirilip kızdığımız herkesten özür diledim binlerce kez.
Her şeyin başı örgütlülük. Gözlemlerime göre bahsettiğiniz bu provokatör grupların çaresine bakmanın tek yolu, örgütlü bir bilinç oluşturarak, böyle durumlarda o grupların dışlanmasını, kınanmasını sağlamak. Sayıca çok olan böyle durumlarda güçlüdür. Bu iş bu kadar basit. Sırf birileri bir şeyi bozmak, olayların seyrini değiştirmek istiyor diye sinmek olmaz. Onlarla da mücadele etmek gerekir. Her şeyin başı "bilinç".
Gezi hareketi, dünyanın en saf hareketiydi. Bu yüzden "diğer güçler" ilk birkaç gün baya afalladılar hatta ve sonradan olaya müdahil olabildiler. Örneğin molotoflu polis tiyatrosu da halkın bilinci ve galeyana gelmemesi; üstüne üstlük bir de çok doğru davranması yönünden örnek teşkil edebilecek, çok önemli bir provokasyon bertarafıdır. İşte bu hep böyle olmalı.
Neyse çok konuştum. Bizce ne yapmalı? Şu şiiri hep hatırlamalı:
hava kurşun gibi ağır!bağır, bağır, bağır, bağırıyorum.
koşun, kurşun eritmeğe çağırıyorum…
o diyor ki bana:
sen kendi sesinle kül olursun ey!
kerem gibi yana yana…
deeeert çok, hemdert yok
yüreklerin kulakları sağır…
hava kurşun gibi ağır…
ben diyorum ki ona:
kül olayım kerem gibi yana yana.
ben yanmasam,
sen yanmasan,
biz yanmasak,
nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa...
Benim ailem de sol görüşlü, zamanında o olayların içinde aktif olarak yer almış insanlar. Çok acılar çekmişler. Öldürülen, göçen arkadaşları olmuş; işkenceleri ve bütün o zulümleri saymıyorum bile. Beni apolitik yetiştirmediler ama her zaman ısrarla söyledikleri bir şey vardı "olaylara karışma". "Üniversitede 'sağcı mısın, solcu musun' derlerse 'hiçbiri' de". Tabii ki kimse böyle bir soru sormadı :D
Her neyse. Ben liseden itibaren her zaman tüm eylemlere katılan, kendi güruhuma ait olsa da olmasa da hakkı yendiğini düşündüğüm herkes için her türlü protestoda boy gösteren birisi oldum. Buna lgbt hakları da türban özgürlüğü de dahil. Ama bunlar "olaylara karışmak" değildi onların gözünde. 1 Mayıs'a katılmıyordum mesela, çünkü onun ne olduğunu anlamıyordum. Ben öğrenciydim, 1 Mayıs yasaktı, demek ki oraya giden insanlar biraz aşırı gruplardı.
İşte bu mevzulardan birkaç sene sonra Gezi geldi çattı. Olayların ikinci gününden itibaren ben de dayanamadım. Tasımı tarağımı toplayıp koştum. Ben giderken annem de babam da "gitme" diyemedi. "Git ama dikkat et" dediler. Aşırı gruplar çıkar, onların yanında durma dediler. "Tamam anne ben arkalarda direnirim" gibi bir durum oluşturarak gittim; tabii ki öyle olmadı. Gazı da suyu da, ilaçlı suyu da, fişeği de yedim.
Tüm bu süreç boyunca, uydurulan yalanlardan, yapılan zulümlerden, söylenen yalanlardan öğrendim ki 1 Mayıs'a giden insanlara, daha öncesinde polise taş atan insanlara, hükümete karşı sesi çıkan herkese hep çok büyük haksızlıklar yapılmış. Kimsenin birbirinin malını çalmadığı, karısına kızına yan gözle bakmadığı, kavga etmediği, çöp topladığı ortamda lalenin biri çıkıp "bunlar sokaklara işiyor, her yer sidik kokuyor" dedi ya, bitti olay :) O zaman bugüne kadar istemeden hakkını yediğimiz, şerefsiz medya sayesinde yanlış yönlendirilip kızdığımız herkesten özür diledim binlerce kez.
Her şeyin başı örgütlülük. Gözlemlerime göre bahsettiğiniz bu provokatör grupların çaresine bakmanın tek yolu, örgütlü bir bilinç oluşturarak, böyle durumlarda o grupların dışlanmasını, kınanmasını sağlamak. Sayıca çok olan böyle durumlarda güçlüdür. Bu iş bu kadar basit. Sırf birileri bir şeyi bozmak, olayların seyrini değiştirmek istiyor diye sinmek olmaz. Onlarla da mücadele etmek gerekir. Her şeyin başı "bilinç".
Gezi hareketi, dünyanın en saf hareketiydi. Bu yüzden "diğer güçler" ilk birkaç gün baya afalladılar hatta ve sonradan olaya müdahil olabildiler. Örneğin molotoflu polis tiyatrosu da halkın bilinci ve galeyana gelmemesi; üstüne üstlük bir de çok doğru davranması yönünden örnek teşkil edebilecek, çok önemli bir provokasyon bertarafıdır. İşte bu hep böyle olmalı.
Neyse çok konuştum. Bizce ne yapmalı? Şu şiiri hep hatırlamalı:
hava kurşun gibi ağır!bağır, bağır, bağır, bağırıyorum.
koşun, kurşun eritmeğe çağırıyorum…
o diyor ki bana:
sen kendi sesinle kül olursun ey!
kerem gibi yana yana…
deeeert çok, hemdert yok
yüreklerin kulakları sağır…
hava kurşun gibi ağır…
ben diyorum ki ona:
kül olayım kerem gibi yana yana.
ben yanmasam,
sen yanmasan,
biz yanmasak,
nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa...
0
@baba jo,
eksisozluk.com
---/---
yazılarımız biraz uzun oluyor ister istemez. konu çok geniş, çok fazla boyutlu.
bu kadar geniş bir konuyu/zaman dilimini süzüp yazıya dökmek, özellikle düşük cümleci ben için hayli zor. belki arada yanlış anlaşılabilecek şekilde de yazıyor olabilirim. hafızamın yettiği, dilimin döndüğünce ben gözlemlerimi paylaşmaya çalışacağım. yorumlarım hakkında ısrarcı değilim.
cevapsız sorular var. gördüğüm kadarıyla cevabını bilen de yok. o zaman konuşa konuşa cevap arayalım diyorum.
compumaster, burası bunun yeri değil dersen anlarım, bohçayı toplayıp kaldırabilirim.
.
eksisozluk.com
---/---
yazılarımız biraz uzun oluyor ister istemez. konu çok geniş, çok fazla boyutlu.
bu kadar geniş bir konuyu/zaman dilimini süzüp yazıya dökmek, özellikle düşük cümleci ben için hayli zor. belki arada yanlış anlaşılabilecek şekilde de yazıyor olabilirim. hafızamın yettiği, dilimin döndüğünce ben gözlemlerimi paylaşmaya çalışacağım. yorumlarım hakkında ısrarcı değilim.
cevapsız sorular var. gördüğüm kadarıyla cevabını bilen de yok. o zaman konuşa konuşa cevap arayalım diyorum.
compumaster, burası bunun yeri değil dersen anlarım, bohçayı toplayıp kaldırabilirim.
.
0
@ cecilia, fark edilmek dedin de aklıma geldi, fark edildiğim tek an "zıpla zıpla zıplamayan tayyip" dendiğinde zıplamaya çalıştığımda olmuştu. sonra "zıplatmayın olm bizi, yapamıyoz" dedim de karizmayı kurtardım.
edi büdü:
cecilia, neden sorularıma cevap vermek yerine tutumuma yönelik ithamlarda bulunuyorsun?
süreç yaşanıyor - su akar yolunu bulur demekle, farkına varılmak istemeye varan ithamlarda bulunmakla nereye varmak istiyorsun?
biz yapacağımızı yapıyoruz, sana bu konuda söz düşmez mi demek istiyorsun?
öyle ya, yaşım ilerlemiş, kullandığım dil de akademik değil zaten. kim oluyorum ki ben!
belki zamanında yaptığımız saçmalığa devam edip akademik lisanla sormalıydım sorumu. bilimsel bilimsel takılırdık öyle kendi aramızda. Esas derdimizi anlatmak istediğimiz kişiler de "bizimlen aynı dili bile konuşmuyolar, bi de kalkmışlar biz sizin için alanlardayız diyola" desinler varsın, nolcak ki!
Ha, unutmuşum, siz; tepkisel ve anomik olmayan mücadelelerinizi, ekonomik olmaktan çok, kimliği daha rahatça ifade edebilme, sivil haklar gibi kavramlar üzerine kurulu kültürel alanda gerçekleştiren gruplarsınız. Sizler klasikleşmiş ekonomik ve politik kodlara sahip değilsiniz, daha çok çalışan ve eğitimli “yeni orta sınıf” katılımcılarsınız" biz ise modası geçmiş 68 kuşağı kalıntıları olarak suskunluk sarmalında yerimizi almalıyız. öyle mi?
Game of Anadolu S:Globalization e:2013 (akışına bıraktırınca istediğini yaparsın modu pek şekermiş, niye daha önce akil edemedik, tüh bize!)
Gördüğüm kadarıyla matematiksel düşünce akışına sahipsin. Anlatmak istediğimi anlamak senin için zor olmayacak eminim.
.
edi büdü:
cecilia, neden sorularıma cevap vermek yerine tutumuma yönelik ithamlarda bulunuyorsun?
süreç yaşanıyor - su akar yolunu bulur demekle, farkına varılmak istemeye varan ithamlarda bulunmakla nereye varmak istiyorsun?
biz yapacağımızı yapıyoruz, sana bu konuda söz düşmez mi demek istiyorsun?
öyle ya, yaşım ilerlemiş, kullandığım dil de akademik değil zaten. kim oluyorum ki ben!
belki zamanında yaptığımız saçmalığa devam edip akademik lisanla sormalıydım sorumu. bilimsel bilimsel takılırdık öyle kendi aramızda. Esas derdimizi anlatmak istediğimiz kişiler de "bizimlen aynı dili bile konuşmuyolar, bi de kalkmışlar biz sizin için alanlardayız diyola" desinler varsın, nolcak ki!
Ha, unutmuşum, siz; tepkisel ve anomik olmayan mücadelelerinizi, ekonomik olmaktan çok, kimliği daha rahatça ifade edebilme, sivil haklar gibi kavramlar üzerine kurulu kültürel alanda gerçekleştiren gruplarsınız. Sizler klasikleşmiş ekonomik ve politik kodlara sahip değilsiniz, daha çok çalışan ve eğitimli “yeni orta sınıf” katılımcılarsınız" biz ise modası geçmiş 68 kuşağı kalıntıları olarak suskunluk sarmalında yerimizi almalıyız. öyle mi?
Game of Anadolu S:Globalization e:2013 (akışına bıraktırınca istediğini yaparsın modu pek şekermiş, niye daha önce akil edemedik, tüh bize!)
Gördüğüm kadarıyla matematiksel düşünce akışına sahipsin. Anlatmak istediğimi anlamak senin için zor olmayacak eminim.
.
0
Samsun Sahra Sıhhiye Okulu, çavuş tâlimgâh taburundaki bir tabelada şöyle yazar:
''Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır.''
''Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır.''
0
:) o dediklerinizin hicbiri ben degilim.
Ben hicbir seyim.
Esasen bicareyim.
Sadece suna inaniyorum; ipler bizim elimizde degil.
ve inanir misiniz, su an yaprak kipirdasa ucu gelip bana degecek.
Hani oyle unumu eledim elegimi astim gel bakiym biraz ahkam keseyim ( kimseyi itham etmiyorum) gunlerinde degilim.
Ben hicbir seyim.
Esasen bicareyim.
Sadece suna inaniyorum; ipler bizim elimizde degil.
ve inanir misiniz, su an yaprak kipirdasa ucu gelip bana degecek.
Hani oyle unumu eledim elegimi astim gel bakiym biraz ahkam keseyim ( kimseyi itham etmiyorum) gunlerinde degilim.
0
ezeriko
tabii bu sorunun temel kriteri ünlünün de sizi tanıyor olması (en azından adınızı bilsin, yolda görürse durup selam versin)
tabii bu sorunun temel kriteri ünlünün de sizi tanıyor olması (en azından adınızı bilsin, yolda görürse durup selam versin)
0
radyocu ayça şen.
çok severim, idolümdür, çocukluğumdan beri. twitter'dan muhabbet ettiğimiz oldu. hatta takipçimdir kendisi. istanbul'a gelirsen görüşürüz demişti bana :)
çok severim, idolümdür, çocukluğumdan beri. twitter'dan muhabbet ettiğimiz oldu. hatta takipçimdir kendisi. istanbul'a gelirsen görüşürüz demişti bana :)
0
Nilperi sahinkaya. 2006 charles de gaulle mezunu ben orta 1'dim o siralar servisde yanaklarimi sikistirmisligi bile var :p
0
duzenli olarak gazeteye cikan biri olarak direkt kendimim hihiho. bir de diger elemanlar iste. hatta onlar benden daha unlu.
tiklememişsin ama ciddiyim gayet. napalım yani tanımıyoz biz oyuncular, müzisyenler.
tiklememişsin ama ciddiyim gayet. napalım yani tanımıyoz biz oyuncular, müzisyenler.
0
zeynep değirmencioğlu-aile dostumuz
nadide sultan-aile dostumuz
(aile dostlarımız ne kadar tırtmış lan bizim)
nadide sultan-aile dostumuz
(aile dostlarımız ne kadar tırtmış lan bizim)
0
devlet bahceli.
herkes radyocu - sinemaci filan taniyormus, radyoculardan da mesut sure diyelim o zaman.
herkes radyocu - sinemaci filan taniyormus, radyoculardan da mesut sure diyelim o zaman.
0
hiçbir ünlüyü tanımıyorum, hiçbir ünlü de beni tanımıyor. sözlük'te bile selebriti değilim, daha ne olsun.
0
Güncel dizilerden birinin başrol oyuncusuyla antrenman yapıyoruz arada.
0
ido tatlıses. karşılaşsak ayaküstü konuşuruz. çocukken evlerinden çıkmazdık desem yeridir. ibo, derya tuna, aydemir akbaş falan hepsini tanırdık ama elbette onlar unutmuştur.
0
birsürü var ama işimize yarayan yok. iki anlamda da, "hadi bu akşam gidip 2 bira çakalım muhabbet edelim" seviyesinde veya "abi şu arkadaşa bi iş bulsana" diyebileceğim seviyede değil. bi ilber ortaylı vardı 2. seviyede olan, oda pek siklemedi. kuzen radyo,sinema,tv mezunu, götürdük yanına tanıdığı vardır belki diye, bim de işe girsene dedi herif ahhaha. onun haricinden duyurudaki herkesin tanıdığı feridun düzağaç var.
0
ilber ortaylı, umıt kocasakal. ıkısı de unıversıteden hocam. bır de soner sarıkabadayı var, mersın kucuk yer tabıı.
0
Bi kac milletvekili, nemize yarar? Elhamdulillah bi yarali parmaga isemislikleri yok.
0
(bkz: zlatan ibrahimovic)
(bkz: jermain defoe)
(bkz: robbie fowler)
(bkz: god is an astronaut) kadrosu
(bkz: the clientele) kadrosu
(bkz: jermain defoe)
(bkz: robbie fowler)
(bkz: god is an astronaut) kadrosu
(bkz: the clientele) kadrosu
0
delifaruk
Uydurmasyon olmayan isini iyi yapan bir diyetisyen tavsiye edebilir misiniz kilo alma diyeti icin? Uygun fiyat olsa iyi olur. Bir tanesiyle gidip gorustum ama bana profesyonel gelmedi konusunca. Paramiz bosa gitmesin yani..
Uydurmasyon olmayan isini iyi yapan bir diyetisyen tavsiye edebilir misiniz kilo alma diyeti icin? Uygun fiyat olsa iyi olur. Bir tanesiyle gidip gorustum ama bana profesyonel gelmedi konusunca. Paramiz bosa gitmesin yani..
0
endokrinoloji uzmanına görününüz.
tektikleriniz yapılsın. fizyolojik bir sıkıntı olup olmadığı görülsün. o zaten yönlendirecektir sizi, eksik fazla çıkan bir şeyler olursa.
diyetisyene ihtiyacınız yok. (şimdi sinirlenenler olacak ama, üzgünüm)
size sizin maksimum yarım günlük araştırma ile bulamayacağınız hiçbir şey söyleyemez diyetisyen.
ama şu olur, "her hafta gideceğim, mahcup olmayayım" diye ya da "bu kadar para verdim, dediklerini yapayım" diye düşünecekseniz ancak o durumda bir olumlu etkisi olabilir diyetisyene gitmenin.
onun haricinde, sağlıklı bir insanın kilo vermek için de kilo almak için de neler yapması gerektiği bellidir. nettir.
sorarsanız da yardımcı oluruz. kendiniz de araştırıp bulabilirsiniz.
tektikleriniz yapılsın. fizyolojik bir sıkıntı olup olmadığı görülsün. o zaten yönlendirecektir sizi, eksik fazla çıkan bir şeyler olursa.
diyetisyene ihtiyacınız yok. (şimdi sinirlenenler olacak ama, üzgünüm)
size sizin maksimum yarım günlük araştırma ile bulamayacağınız hiçbir şey söyleyemez diyetisyen.
ama şu olur, "her hafta gideceğim, mahcup olmayayım" diye ya da "bu kadar para verdim, dediklerini yapayım" diye düşünecekseniz ancak o durumda bir olumlu etkisi olabilir diyetisyene gitmenin.
onun haricinde, sağlıklı bir insanın kilo vermek için de kilo almak için de neler yapması gerektiği bellidir. nettir.
sorarsanız da yardımcı oluruz. kendiniz de araştırıp bulabilirsiniz.
0
@icemint cok arastirdim ama pek birsey bulamiyorum. Daha once bunun icin tahliller yaptirmistim kan, idrar, diski, rontgen vs hicbir problem cikmadi. Arastiriyorum ama kuruyemis yiyin falan hep ayni seyler, ise yaramiyor yani. Hem ne kadar kuruyemis yiyebilirsinki? Biryerden sonra midesini bulandiriyor insanin.
0
Protein ağırlıklı beslenin, zeytinyağı gibi faydalı yağları tüketin, sebze yiyin, ağırlık çalışın. Karbonhidratla kilo almaya çalışmayın obez olursunuz, kas kütlenizi artırın. Teknik olarak her insan yapabilir bunu.
0
bir düzen oturtmanız ve sürekliliğini sağlamanız gerekli.
ne yediğinizin farkında olmalısınız.
öncelikle işlenmiş gıdaları mümkün olduğunca çıkartın hayatınızdan.
asitli içecek tüketiyorsanız, acilen bırakın.
bol su için.
her öğününüzde tabağınızda net protein kaynakları ve zeytinyağlı sebze yemekleri olsun. yoğurt, kefir, peynir çeşitleri, bakliyatlar, badem, fındık, fıstık, ceviz ile de öğünlerinizi çeşitlendirip süsleyin.
yediklerinizi takip edin, yazın, hesaplayın.
bu hesaplama olayı elbette şart değil ama şu açıdan önemli: hem daha hakim olmaya başlayacaksınız, neyin içinde ne var, ne kaç kalori vs. gibisinden hem de diyelim bir gün yeterli protein ya da enerji alamadınız belli sebepten, hemen ertesi gün bunu kompanse edersiniz farkındalığınız olursa. böylece toplamda dengeyi sağlamış olursunuz.
egzersizi ve günlük net 7 saat uykuyu da ihmal etmeyin elbette.
ne yediğinizin farkında olmalısınız.
öncelikle işlenmiş gıdaları mümkün olduğunca çıkartın hayatınızdan.
asitli içecek tüketiyorsanız, acilen bırakın.
bol su için.
her öğününüzde tabağınızda net protein kaynakları ve zeytinyağlı sebze yemekleri olsun. yoğurt, kefir, peynir çeşitleri, bakliyatlar, badem, fındık, fıstık, ceviz ile de öğünlerinizi çeşitlendirip süsleyin.
yediklerinizi takip edin, yazın, hesaplayın.
bu hesaplama olayı elbette şart değil ama şu açıdan önemli: hem daha hakim olmaya başlayacaksınız, neyin içinde ne var, ne kaç kalori vs. gibisinden hem de diyelim bir gün yeterli protein ya da enerji alamadınız belli sebepten, hemen ertesi gün bunu kompanse edersiniz farkındalığınız olursa. böylece toplamda dengeyi sağlamış olursunuz.
egzersizi ve günlük net 7 saat uykuyu da ihmal etmeyin elbette.
0
Striker
Sevgilim yemeğe gelecek de; Sebzeli PilavSoya Soslu TavukDeniz Börülcesi1 çeşit meze (henüz karar vermedim)Salataşeklinde bir menü düşündüm. Çok mu abes la? Var mı tavsiyesi olan?He bir de şarap olur mu bu menünün yanına?
Sevgilim yemeğe gelecek de;
Sebzeli Pilav
Soya Soslu Tavuk
Deniz Börülcesi
1 çeşit meze (henüz karar vermedim)
Salata
şeklinde bir menü düşündüm. Çok mu abes la? Var mı tavsiyesi olan?
He bir de şarap olur mu bu menünün yanına?
Sebzeli Pilav
Soya Soslu Tavuk
Deniz Börülcesi
1 çeşit meze (henüz karar vermedim)
Salata
şeklinde bir menü düşündüm. Çok mu abes la? Var mı tavsiyesi olan?
He bir de şarap olur mu bu menünün yanına?
0
Evet dediğiniz şekilde. Başka bi şekilde yapılıyosa da ben bilmiyorum zaten :)
0
daha ne olsun. başarılı bi menü bence. keşke bana da bunları yapan olsa.
yanına şarap da iyi olur.
yanına şarap da iyi olur.
0
menü gayet güzel.
yoğurtlu patlıcan olabilir meze olarak.
barbunya yemeği de güzel gider bunların yanına sanki.
salata da bol rokalı olsun.
yoğurtlu patlıcan olabilir meze olarak.
barbunya yemeği de güzel gider bunların yanına sanki.
salata da bol rokalı olsun.
0
şarap sorusunu görmemişim. olur tabii, kırmızı da olur beyaz da olur. buz gibi olmalı. ama sofrada peynir tabağı da olsun şarap olacaksa.
0
meze olarak yoğurtlu havuç yap, süper oluyor, tavuk ve pilava da çok yakışır.
0
sumuklu asilzade
merhaba, kullandığınız veya kullananlardan duyduğunuz iyi göz çevresi nemlendiricisi var mı? yağ bezesi oluşturmayan, çok kuru göz çevresi için kaliteli bir nemlendiriciye ihtiyacım var
merhaba, kullandığınız veya kullananlardan duyduğunuz iyi göz çevresi nemlendiricisi var mı? yağ bezesi oluşturmayan, çok kuru göz çevresi için kaliteli bir nemlendiriciye ihtiyacım var
0
Murad. Ben temel bakımını kullanıyorum ama yakın arkadaşım göz çevresi kreminden çok memnun.
0
yons
Cig findik, badem, ceviz, uzum, gun kurusu, keci boynuzuHer sabah yogurtla beraber nasil gider? Abarttim mi?
Cig findik, badem, ceviz, uzum, gun kurusu, keci boynuzu
Her sabah yogurtla beraber nasil gider? Abarttim mi?
Her sabah yogurtla beraber nasil gider? Abarttim mi?
0
aradaki tatlı olanları çıkart üzüm, gün kurusu, keçi boynuzu bunların hepsi şekerli, yoğurt yağlı, fındık badem de yağlı.
bu öğünden normal bi kahvaltıdan aldığınızdan daha fazla kalori almanız olası.
5-10 tane çiğ fındık hatta onları da 3 5 parçaya parçalancak şeklde ezedebilirsin, yağsız süt veya soya sütü tavsiye ederim. fındık badem ceviz 3 ünü aynı anda yeme, her gün değiştirerek ye.
bu öğünden normal bi kahvaltıdan aldığınızdan daha fazla kalori almanız olası.
5-10 tane çiğ fındık hatta onları da 3 5 parçaya parçalancak şeklde ezedebilirsin, yağsız süt veya soya sütü tavsiye ederim. fındık badem ceviz 3 ünü aynı anda yeme, her gün değiştirerek ye.
0
Gayet iyi bence. Fındık, ceviz falan elbette yağlı ama zaten çiğ oldukları için sorun yok, aksine, çok sağlıklı yağlar bunlar. Ama kavruldukları zaman trans yağa dönüşürler, o kötü işte.
Sabah kahvaltısı olarak bence yetersiz, ama sağlıksız değil. Tabii bu arada "müsli" demişsiniz ama bu karışıma hazır satılan bir şeyler eklemediğinizi varsaydım.
Sabah kahvaltısı olarak bence yetersiz, ama sağlıksız değil. Tabii bu arada "müsli" demişsiniz ama bu karışıma hazır satılan bir şeyler eklemediğinizi varsaydım.
0
yoğurdun fındığın yağından korkmayın.
yağsız süt, soya sütü gibi ekstra işlem görmüşlerdense yağlı yoğurt hele bir de ev yapımı ise ya da bildik mandıra yoğurdu ise candır canandır.
bir tek üzümü gereksiz gördüm listede. o da şımarıklığı olsun işin :)
arada peynirli yumurtalı sabah öğünleriniz de olsun tabii. tek düzelik çok iyi olmuyor. (bu tamamen kişiye bağlı gerçi, benim için olmuyor diyeyim)
afiyetler!
yağsız süt, soya sütü gibi ekstra işlem görmüşlerdense yağlı yoğurt hele bir de ev yapımı ise ya da bildik mandıra yoğurdu ise candır canandır.
bir tek üzümü gereksiz gördüm listede. o da şımarıklığı olsun işin :)
arada peynirli yumurtalı sabah öğünleriniz de olsun tabii. tek düzelik çok iyi olmuyor. (bu tamamen kişiye bağlı gerçi, benim için olmuyor diyeyim)
afiyetler!
0
lifeislife5
Fazla duyulmamış bir isminiz mi var? Yoksa klasik isimlerden mi? Değiştirmek ister miydiniz?
Fazla duyulmamış bir isminiz mi var? Yoksa klasik isimlerden mi?
Değiştirmek ister miydiniz?
Değiştirmek ister miydiniz?
0
fazla duyulmamış bir ismim var, ama sesli iletişimde daha klasik birkaç isimle karıştırılabiliyor, dolayısıyla genelde yazılı iletişime de hatalı şekilde yansıdığı oluyor... : )
ancak hayır, değiştirmek istemezdim.
ancak hayır, değiştirmek istemezdim.
0
ben sevmiyorum ya. çok klasik. iki ismim var bir de, liseden beri sadece ilki kullanılıyor. ikincisini kah birleşik yazıyorlar kah ayrı yazıyorlar, her yerde sıkıntı. ilkini beğenmesem hani kullanabileceğim bir ikinci isim de değil, ilkine ekleme gibi. ilk ismim dondurma, ikincisi soslu fıstık gibi düşün. ilki yoksa ikincisi de anlamsız oluyo insanlar için.
bi derdim yok aslıdna ismimle. yabancılar için telaffuzu kolay, ne bileyim klasik olsa da çirkin değil, hem çocuğa hem dedeye gider ama çok klasik işte yav. UNKNOWN ARTIST gibi hissediyorum kendimi, hiçbi özelliğim yok. soyadımı ailemden bağımsız olarak çok seviyorum ama, halbuki onun da hiç karizması yoktur.
bi derdim yok aslıdna ismimle. yabancılar için telaffuzu kolay, ne bileyim klasik olsa da çirkin değil, hem çocuğa hem dedeye gider ama çok klasik işte yav. UNKNOWN ARTIST gibi hissediyorum kendimi, hiçbi özelliğim yok. soyadımı ailemden bağımsız olarak çok seviyorum ama, halbuki onun da hiç karizması yoktur.
0
Nickte durduğu gibi adım caner. Sıkıntı yok benim için. Ne Ahmet, Mehmet gibi çok sık ne de berker, çınar gibi çok az var.
Sadece şu evlendirme programında "caner ve tülin" olduğu zaman dalga konusuydum. "Tülin nerde caneeeer" diyen amcalardan geçilmiyordu. Sonrasında şu it caner kafada bardak kırınca bardak şakaları boy gösterdi.
Zannediyorum ki birisinin ismini sevip sevmemesi o isime sahip diğer insanlarla da ilişkili :)
Sadece şu evlendirme programında "caner ve tülin" olduğu zaman dalga konusuydum. "Tülin nerde caneeeer" diyen amcalardan geçilmiyordu. Sonrasında şu it caner kafada bardak kırınca bardak şakaları boy gösterdi.
Zannediyorum ki birisinin ismini sevip sevmemesi o isime sahip diğer insanlarla da ilişkili :)
0
baya baya nadir bulunan bi ismi var. telefonda genelde bi kaç kere tekrarlamama rağmen yanlış anlaşılıyor, bunun haricinde sevdiğimi söyleyebilirim.
0
orijinal bir ismim yok, "aaa anlamı ne?" diye sorulmaz. düz çünkü. ama çok da rastlanan bir şey değil ama az da rastlanan bir şey değil. memnun muyum dersen, kişiliğim onunla tanımlanmış, o yüzden memnun olmak zorundayım. çok düşündüm daha güzel bir ismim olur muydu diye, ama o zaman ben olmazdım. o yüzden bulamadım daha ilgimi çeken bir isim :)
0
sirf miras ugruna konmus bir isim.
turkiyede ki en cok kullanilan 3 erkek isminden biridir belki.
turkiyede ki en cok kullanilan 3 erkek isminden biridir belki.
0
www.ismididikle.com bi didikleyin. duyulmamış bir ismim yok. seviyorum ismimi, değiştirmeyi düşünmedim hiç.
0
klasik değil ama çok orijinal de değil. adımı seviyorum kendime başka bir ismi bu kadar yakıştıramam doğrusu.
0
üç ismim var. bir de soyisim.
memnunum isimlerimden. üçünden de.
ilki dedemin ismi. eski isimlerden. ilkokuldayken arkadaşlarım o ismimi söyleyince dalga geçtiklerini sanırdım.
orta ismim, ki genelde onu kullanırım alışkanlık olarak, melih, nötr olduğum bir isim. rahatsızlık duymadım.
üçüncü isim tahmin edilebilir, genelde diğer isimlerin yanına koyulan tarzdan. zaman zaman onu kullandığım da oluyor.
18 yaşımı bekledim sürekli isimlerimi sildirmek için. aileme çok kızardım. sonrasında aksine üç isimli olmak fikrini sevdim. isimlerin biri modern biri geleneksel biri ise her çağa uygun modda olduğu için seç beğen al modundayım. ayrıca akılda kalıcı oluyor ve birileriyle tanışırken sempatik oluyor. ismimi söylemekle muhabbete başladığım çok kişi oldu (selam ben bora deyince gerisi gelir zaten'e döndü bu cümlem. ama aynen öyle durumlarla karşılaştım bir çok kez)
memnunum isimlerimden. üçünden de.
ilki dedemin ismi. eski isimlerden. ilkokuldayken arkadaşlarım o ismimi söyleyince dalga geçtiklerini sanırdım.
orta ismim, ki genelde onu kullanırım alışkanlık olarak, melih, nötr olduğum bir isim. rahatsızlık duymadım.
üçüncü isim tahmin edilebilir, genelde diğer isimlerin yanına koyulan tarzdan. zaman zaman onu kullandığım da oluyor.
18 yaşımı bekledim sürekli isimlerimi sildirmek için. aileme çok kızardım. sonrasında aksine üç isimli olmak fikrini sevdim. isimlerin biri modern biri geleneksel biri ise her çağa uygun modda olduğu için seç beğen al modundayım. ayrıca akılda kalıcı oluyor ve birileriyle tanışırken sempatik oluyor. ismimi söylemekle muhabbete başladığım çok kişi oldu (selam ben bora deyince gerisi gelir zaten'e döndü bu cümlem. ama aynen öyle durumlarla karşılaştım bir çok kez)
0
ismim her 120 kisiden birinde, soyadim ise her 1500 kisiden birinde, göbek adim her 2000 kisiden birinde.
sonra wiillii niye mail alamiyor? ayni isim göbek adi ve soyadda sair var alan adlari vs bile alinmis. severim ben de niye herkes seviyor?
sonra wiillii niye mail alamiyor? ayni isim göbek adi ve soyadda sair var alan adlari vs bile alinmis. severim ben de niye herkes seviyor?
0
@ekmek arasi benimkini bulamadi. yokmus veritabaninda ama sadece 30bin kisi varmis veritabaninda normal bulamamasi bence.
0
Klasik denemez ama bir aralar bayagi moda olmustu. Populer sayilir ama yine de seviyorum. Degistirmek istemezdim.
0
sevmiyorum
ama yeni tanıştıgım ınsanlara soyledıgım zaaman "ne guzel ısmın varmıs" dıyolar
sevmeye basladım.
eskııden degıstırmeyı dusunuyodum artık duusunmuyorum.
ama yeni tanıştıgım ınsanlara soyledıgım zaaman "ne guzel ısmın varmıs" dıyolar
sevmeye basladım.
eskııden degıstırmeyı dusunuyodum artık duusunmuyorum.
0
@babamasoliimbananickaldirsin 30bin isim de az değil aslında ama senin ismin baya duyulmamış bişey heralde :)
0
çok da rastlanmayan bir ismim var. seviyorum ismimi.
zamanında "ramazan" konacakmış da, abim araya girip dönemin gs'li bir futbolcusunun isminden koymuş. iyiki de öyle yapmış
zamanında "ramazan" konacakmış da, abim araya girip dönemin gs'li bir futbolcusunun isminden koymuş. iyiki de öyle yapmış
0
(bkz: isim.avi)
evet, ama çok kolay hatırlanan bir isim, herkes benim ismimi (soyadımla birlikte) hatırlarken, ben kimsenin ismini hatırlamıyorum, ayıp oluyor.
evet, ama çok kolay hatırlanan bir isim, herkes benim ismimi (soyadımla birlikte) hatırlarken, ben kimsenin ismini hatırlamıyorum, ayıp oluyor.
0
klasik. çok seviyorum. kızım olursa onun da adı benim ismim olacak hatta.
0
ortalama bir isme benzeyen (tek bir harf farklı) çok nadir bir ismim var. bu yüzden hep yanlış anlaşılıyor. hatta uzun bir dönem uğraşmaya üşenip diğer ismi söylediğim bile oldu. beni o isimle tanıyanlar var :) bu yüzden güzel isim olsa da ismimi sevmiyorum, sorun yaratıyor çünkü.
0
bu konuyu hic dusunmemisim. demek ki rahatsiz etmemis beni ismim. degistirmezdim herhalde. ilk ismime sahip insanlarla tanistim, ama ikinci ismime sahip birisiyle hic karsilasmadim. bir de ilkiyle birlestirince enteresan bir emir cumlesi kurulabiliyor. ailemle dalga gecerdim ne sapik insanlarmissiniz, nasil bir mesaj yuklemissiniz ismime diye.
0
İsmin klasık isimlerden değil hatta doğduğum dönemde oldukça nadirdi, 90 ortalarında bir artış gösterdi, şimdi yine aşağıya giden bir popülerliği var.(edit: binde 0,03'müş benimkinin yaygınlık oranı)
Çok seviyorum, değiştirmesi asla düşünmem.
Bu arada kardeşimin isminden de başka kimsede yok diye biliyorum.
Çok seviyorum, değiştirmesi asla düşünmem.
Bu arada kardeşimin isminden de başka kimsede yok diye biliyorum.
0
1990-2000 yılları arasında zengin kesim arasında çok moda olmuş bir ismim var. hiç fakir bi adaşıma rastlamadım. bi orta direk ben varım sanırım. sözlükte adımı arattığımda da diğer insanların ismimle lgili görüşünün de böyle olduğunu gördüm. ona rağmen seviyorum ismimi. kulağa çok kibar geliyor. bi ara anlamı yok yeaa ne biçim isim hüff demiştim de sonra farkettim ki batı avrupadan devşirilmiş bir isimmiş. öyle kabullendim ben de.
0
91 dogumlu her 10 turk gencinin 5ine konulan cinsten bi ismim var. evet ismimden nefret ediyorum.
0
duyulmamış bir ismim var.. öyle ki tanıştığım kimsenin daha önce bu isimle tanıdığı biri olmamış.. çok severim..
0
severim aslında ama ülkücü adı gibi adım var. ben ne kadar marjinal, komüniist ateiiist teröriiiiist bir insan da olsam bağırıyor adım "benim anam babam milliyetçi" diye. :/
ama isim soyisim uymumumun hastasıyım, seviyorum, değiştirmek istemem.
ama isim soyisim uymumumun hastasıyım, seviyorum, değiştirmek istemem.
0
türkiye'de 10,952 tane benim ismimden varmış o ismini didikle sitesi öyle diyor. ismim bana pek bir şey ifade etmiyor ama çok insan ne güzel ismin var der niyeyse dediğim gibi bana bir olayı yok gibi geliyor.
0
duyulmuş olması önemli değil de ismimi babamın koymuş olması dolayısyla sevmiyorum. babamı da sevmem zaten.
0
68,846 tane benim ismimden varmış. epey varmış ama benim iki ismim var ve benim ismime sahip tanıdığım/arkadaşım/akrabam yok. memnunum da isimlerimden. değiştirmem sanırım bu saatten sonra.
0
80-90'larda doğanlar için popüler isimlerinden, memnunum gayet. Soyadım da Türkiye'de en çok bulunanlardan, epey ortalama oldukları için memnunum.
0
duyulmamış bir adım yok ama ben seviyorum çok kısa ve soyadımla fazlasıyla uyumlu.
0
ismim klasik değil ama bilinen normal bi isim işte.
ne seviyorum ne sevmiyorum.
ad-soyad uyumum güzel.
değiştirmezdim herhalde, kalsın napak.
ne seviyorum ne sevmiyorum.
ad-soyad uyumum güzel.
değiştirmezdim herhalde, kalsın napak.
0
Ad ve Soyad kombinasyonum kesinlikle eşsiz ve mükemmel uyumlu. Üstelik her iki adım da çok anlamlı. Daha iyi olamazdı. Evlatlarımınki benimki kadar iyi olamayacak.
0
kim ne demek isterse onu desin bence bize. ismim fena degil, ama isittigimde yadirgiyorum: "aaa! benim isimim bu... haaa! tabii, ya... oyle..."
0
tellioglu
burda kalori hesabından kastım günde şu kadar kalori almam gerekiyo o zaman şunu yiyim bunu yemeyim değil. mesela 100 gr çikolatanın kalorisi 400 küsür ama 100 gr kek mesela o da 400e yakın ama kek hafif doyuruyo falan ama çikolatanın çok bi etkisi yok. bu hesap doğru mu?
burda kalori hesabından kastım günde şu kadar kalori almam gerekiyo o zaman şunu yiyim bunu yemeyim değil. mesela 100 gr çikolatanın kalorisi 400 küsür ama 100 gr kek mesela o da 400e yakın ama kek hafif doyuruyo falan ama çikolatanın çok bi etkisi yok. bu hesap doğru mu?
0
evet. kalori doygunluk hissi vermez. karnin icindeki yiyecek seviyesi doygunluk verir. ikisinin de kalorisinin ayni olmasi zaten sismanliga sebep oluyor, mesela on kilo sebze yesen, 300 gram ete denk geliyorsa, hangisi daha cok doyurur?
0
Kalori hesabı kilo vermede etkili olabilir ama yağ yakımı için her zaman doğru sonuç vermez.
0
ne sorduğunuzu anlayamadım.
enerji kaynaklarımızın neler olduğu önemlidir, evet, bu idiyse sorduğunuz.
enerji kaynaklarımızın neler olduğu önemlidir, evet, bu idiyse sorduğunuz.
0
hafif duran şeyler, seinfeld'de bi bölümde yoğurt çok hafif hem içinde yağ da yok diyorlardı. sütün içinde yağ varsa sütten yapılma yoğurtta nasıl olmaz? di mi? görünenle içerik aynı olmuyor. çikolata daha ağır olsa da baskın tat şeker olsa da kekin dolgu malzemesi şeker tadı az olan nişastalar falan filan derken bi bakmışsın kat kat fazla karbonhidrat alıyorsun. ve gelsin yağ hücreleri.
0
kalori hesabı + protein/yağ/karbonhidrat oranları da tutturulmalı. akıllı telefonunuz varsa myfitnesspal işe yarıyor bu konuda.
kuru üzüm ve badem'le kek aynı kalori olabilir ama kana karışma süreleri ve besin kalitesi farklıdır gibi.
kuru üzüm ve badem'le kek aynı kalori olabilir ama kana karışma süreleri ve besin kalitesi farklıdır gibi.
0
ayrıca doyma hissi ve tok tutma hisleri farklıdır.
doyma hissi mide duvarının genişlemesi ile tetiklenen gerim reseptörleri ile beyne iletilirken, tok tutma olayı insülin uyarımı ile alakalı.
eğer bol lifli bol hacimli dşük kalorili gıdalar tüketirseniz doyarsınız,
glisemik indeksi düşük beslenirseniz de tok tutar sizi acıkmazsınız.
doyma hissi mide duvarının genişlemesi ile tetiklenen gerim reseptörleri ile beyne iletilirken, tok tutma olayı insülin uyarımı ile alakalı.
eğer bol lifli bol hacimli dşük kalorili gıdalar tüketirseniz doyarsınız,
glisemik indeksi düşük beslenirseniz de tok tutar sizi acıkmazsınız.
0
Yahu sadece kalori hesabıyla olmaz, karbonhidrat, protein, yağ, mineraller, vitaminlere de dikkat etmek gerekir. Ayrıca aç hissetme, tok hissetme olayları için glisemik indeks olayları var...
0
kalori hesabı pek işe yaramıyor.
daha çok karbonhidrat, kalsiyumi protein, vitamin, şeker vs. gibi klase ederek yemek daha işe yarar. Çünkü vücut motomottur, sizin yediğiniz meyveli pastayı yapay şeker ve meyve şekeri + karbonhidrat olarak görür, sindirir ve direkt depolar. aynı zamanda tabuklu yeşil salatayı da protein + vitamin + kalsiyum olarak görüp depolamaz misalen - yanılıyor olaiblirim birkaç açıklamada-.
daha çok karbonhidrat, kalsiyumi protein, vitamin, şeker vs. gibi klase ederek yemek daha işe yarar. Çünkü vücut motomottur, sizin yediğiniz meyveli pastayı yapay şeker ve meyve şekeri + karbonhidrat olarak görür, sindirir ve direkt depolar. aynı zamanda tabuklu yeşil salatayı da protein + vitamin + kalsiyum olarak görüp depolamaz misalen - yanılıyor olaiblirim birkaç açıklamada-.
0
Kalori deyince ne düşündüğünüze bağlı bu. Misal bazal metabolizması 2000 olan birisi doğru bir beslenme ile kalorilerinin büyük bir kısmını protein ve yağlardan, küçük bir kısmını da sebzelerden gelen karbonhidratlarla 1700 kaloriye tamamlarsa sağlıklı bir şekilde kilo verir, güzel bir vücudu olur. Lakin aynı kişi bu 1700 kaloriyi glisemik indeksi yüksek karbonhidratlardan alırsa, proteini ve yağları az tüketirse ilerleyen günlerde bildiğin tosba olur. Ha baktığın zaman iki şekilde de aynı kaloriyi alıyor ama vücut aynı şekilde kullanmıyor o kalorileri. Böyle düşünün.
0
Kramer
iş bankası iş'te üniversiteli kredi kartım var. bugüne kadar borcumun tamamını ödedim ancak bu ay asgarisini ödeyebildim.şimdi kalan borca faiz binecek mi? faiz binecekse ne kadar biner? binmeyecekse faiz binmemesi için kalan borcu en geç ne zaman ödemem gerek? bir dahaki hesap kesip tarihine kadar
iş bankası iş'te üniversiteli kredi kartım var. bugüne kadar borcumun tamamını ödedim ancak bu ay asgarisini ödeyebildim.
şimdi kalan borca faiz binecek mi? faiz binecekse ne kadar biner? binmeyecekse faiz binmemesi için kalan borcu en geç ne zaman ödemem gerek? bir dahaki hesap kesip tarihine kadar mı?
ve kredi kartının sadece asgarisi ödendiğinde kredi puanı düşüyor mu? ya da faiz biniyorsa faiz binmesi dışında negatif bir etkisi var mı?
son olarak bankadaki kadın 3 kez sadece asgarisini ödersem kartımın iptal edileceğini söyledi. 3 kez derken senede 3 kez mi yoksa kartın kullanımı boyunca 3 kez mi ?
şimdi kalan borca faiz binecek mi? faiz binecekse ne kadar biner? binmeyecekse faiz binmemesi için kalan borcu en geç ne zaman ödemem gerek? bir dahaki hesap kesip tarihine kadar mı?
ve kredi kartının sadece asgarisi ödendiğinde kredi puanı düşüyor mu? ya da faiz biniyorsa faiz binmesi dışında negatif bir etkisi var mı?
son olarak bankadaki kadın 3 kez sadece asgarisini ödersem kartımın iptal edileceğini söyledi. 3 kez derken senede 3 kez mi yoksa kartın kullanımı boyunca 3 kez mi ?
0
3 kez sadece asgari ödemede kart iptalini ilk kez sizden duydum. ben asgariden 50-60 tl fazla ödüyorum hep, faiz biniyor, 15tl falan. limit: 1000tl. 250 falan ödüyorum.
0
faiz biner
%2 dolayları
bir önceki dönemin borcunu mevcut ay için belirlenmiş son ödeme tarihine kadar ödemeniz gerekli.
kredi puanınızı etkiler.
üst üste 3 kez diye biliyorum. emin değilim.
%2 dolayları
bir önceki dönemin borcunu mevcut ay için belirlenmiş son ödeme tarihine kadar ödemeniz gerekli.
kredi puanınızı etkiler.
üst üste 3 kez diye biliyorum. emin değilim.
0
iş bankası'nda var mı bilmiyorum ama garanti'den bu ay bana bir sms geldi. kredi kartınızın asgarisini ödeyip 1 ay atlatmak için ATLAT yaz bilmem kaça gönder diye. aradım teyit amaçlı evet doğru dediler. asgariyi ödedikten sonra kalan 2.000TL'lik kısım için yaklaşık 40TL civarı faiz hesapladı müşteri temsilcisi. bu konuştuklarımızı kayıt altına alıyor musunuz dedim evet dedi. iyi dedim ben de aldım (hakikaten kaydettim).
bekleyip göreceğiz.
bekleyip göreceğiz.
0
bence yanlıs anlamışsın.o şöyle olucak 3 kez üst üste asgari tutarın altında öder veya hiç öedeme yapmazsan kartın iptal ediliyo.ilkinde ve 2.sinde arıyolar seni, 3.sünde ise ya bloke oluyo yada iptal oluyo.
0
yeme içme tamamını öde borç al ne yap et öde..
sonraki ay işin içinden cıkılmaz oluyo..
sonraki ay işin içinden cıkılmaz oluyo..
0
asgarisini üç kez ödersen değil üç kez üst üste ödemezsen kart iptal edilir. ben ödememiştim üçüncüde kartı kaybettim aradım iptal ettirdim ama kanun takibe almış, yeni kart vermediler. borcunu öde ve bir daha bu bankaya gelme dediler. işte ünilinin limiti de 500 felandır faiz işlese bile çok cüzi olur. 500 liradan korkma bence ya çok komik rakamlar yüzünden tehdit ediliyoruz nerdeyse şaka gibi.
0
imo
Öncelikle schengen ile ilgili sorum şu; 2015 ocak ayı yapılacak yurtdışı seyehati için vize başvurusuna ne zaman gidilmeli? Temmuz ayında ankara'da olacağım. Temmuz'da vize almak çok mu erken? İlk başta 3 ay geçerli vize veriliyormuş genel olarak. Temmuz'da başvurduğumda ilgili seyehat dönemi içeris
Öncelikle schengen ile ilgili sorum şu; 2015 ocak ayı yapılacak yurtdışı seyehati için vize başvurusuna ne zaman gidilmeli? Temmuz ayında ankara'da olacağım. Temmuz'da vize almak çok mu erken? İlk başta 3 ay geçerli vize veriliyormuş genel olarak. Temmuz'da başvurduğumda ilgili seyehat dönemi içerisinde mi başlar bu süre yoksa onay verildiği andan itibaren mi?
Yurtdışı çıkış harcı ile ilgili sorum ise; izmir'den istanbul aktarmalı çıkış yapılacak. İstanbul'a indiğimizde çok kısıtlı bir süremiz var. Harç yatırmaya gidecez derken uçağı kaçırmak istemiyoruz. Çıkış harcını İzmir'den yatırmak mümkün müdür? Bir de gece de açık oluyor mu bu harç gişeleri?
Teşekkürler şimdiden.
Yurtdışı çıkış harcı ile ilgili sorum ise; izmir'den istanbul aktarmalı çıkış yapılacak. İstanbul'a indiğimizde çok kısıtlı bir süremiz var. Harç yatırmaya gidecez derken uçağı kaçırmak istemiyoruz. Çıkış harcını İzmir'den yatırmak mümkün müdür? Bir de gece de açık oluyor mu bu harç gişeleri?
Teşekkürler şimdiden.
0
ikinci sorunun cevabı, evet izmirden yatırabilirsiniz hatta istanbuldakinden çok daha az sıra olduğu için ben hep izmirden yatırıyorum. ve evet, gece de açık oluyor gişe.
0
yurt dışı cıkış harcını istersen bankadan da yatırabilirsin. makbuzu sınır çıkışta damgalıyorlar.
0
temmuz çok erken. 3 ay önceden yapılabiliyor idi en erken başvuru sanırım. telefonla bir sorun bunu nereden başvuracaksanız.
verdiğiniz seyahat planına uygun şekilde çıkar vizeniz. yani 3-20 ocak arası bir seyahat planı verdiyseniz (konaklama, gidiş-dönüş vs) 3 ay önceden başvursanız dahi vizeniz de 3 ocaktan geçerli olur. bu arada 3 ay geçerli vize verecekler diye bir garanti de yok. orada biraz kafalarına göre takılma durumu söz konusu. bir de vizenin geçerli olduğu süre ve toplam schengen bölgesinde kalabileceğiniz gün sayısı ayrı oluyor. yani atıyorum vize 90 gün boyunca geçerli oluyor ama sizin toplam kalma hakkınız 10 gün olabiliyor gibi. dediğim gibi seyahat planınıza da bağlı bu durum. ve biraz da keyiflerine bağlı.
harcı bankadan yatırın hava alanına bırakmayın. ziraat alıyor. (başka bankalardan da yatırılıyor olabilir) istediğin şehirde yatırabilirsiniz. 2-3 gün önceden halledin, kafanız rahat eder. gişeler açık oluyor gece de evet ama bazen saçma kuyruklar veya sistemsel problemler olabiliyor.
verdiğiniz seyahat planına uygun şekilde çıkar vizeniz. yani 3-20 ocak arası bir seyahat planı verdiyseniz (konaklama, gidiş-dönüş vs) 3 ay önceden başvursanız dahi vizeniz de 3 ocaktan geçerli olur. bu arada 3 ay geçerli vize verecekler diye bir garanti de yok. orada biraz kafalarına göre takılma durumu söz konusu. bir de vizenin geçerli olduğu süre ve toplam schengen bölgesinde kalabileceğiniz gün sayısı ayrı oluyor. yani atıyorum vize 90 gün boyunca geçerli oluyor ama sizin toplam kalma hakkınız 10 gün olabiliyor gibi. dediğim gibi seyahat planınıza da bağlı bu durum. ve biraz da keyiflerine bağlı.
harcı bankadan yatırın hava alanına bırakmayın. ziraat alıyor. (başka bankalardan da yatırılıyor olabilir) istediğin şehirde yatırabilirsiniz. 2-3 gün önceden halledin, kafanız rahat eder. gişeler açık oluyor gece de evet ama bazen saçma kuyruklar veya sistemsel problemler olabiliyor.
0
schengen'e sanirim en fazla seyahat edicegin tarihten 3 ay once basvurabiliyorsun. daha erken basvurulari kabul etmiyor olabilirler, tekrar bir kontrol et. benim schengene ucmadan 4 gun once basvurdugum olmustur, ama riske atmayin tabi cok stresli oluyor. seyahatten 1bucuk 2 ay once basvurmak en iyisi.
vizeye ne zaman basvurursan basvur verdigin seyahat tarihinden itibaren baslar. 15 ocakta ucucam dediysen 15 veya 14 ocakta baslar yani.
cikis harcini istedigin yerden yatirirsin. sana kucucuk posta pulu gibi birsey veriyorlar karsiliginda, onu alip sakliycan. pasaport kontrol'den gecerken onu da vericen.
vizeye ne zaman basvurursan basvur verdigin seyahat tarihinden itibaren baslar. 15 ocakta ucucam dediysen 15 veya 14 ocakta baslar yani.
cikis harcini istedigin yerden yatirirsin. sana kucucuk posta pulu gibi birsey veriyorlar karsiliginda, onu alip sakliycan. pasaport kontrol'den gecerken onu da vericen.
0
Aralık ayının bir kısmı onlara Christmas tatili olabileceğinden Kasım ortası gibi başvurun derim ben. Genelde üç ay verilmiyor, ülkesine ve seyahat amacınıza göre değişiyor. Bazen sadece gezi tarihinizi, bazen daha uzun bir tarihi vs verebiliyorlar.
Yukarıda denildiği gibi harcı herhangi bir yerden yatırabilirsiniz, banka ya da havaalanı. Üç beş gün önce ya da aynı gün fark etmez. Havaaalanındaki gişeler gece de açık oluyor.
Yukarıda denildiği gibi harcı herhangi bir yerden yatırabilirsiniz, banka ya da havaalanı. Üç beş gün önce ya da aynı gün fark etmez. Havaaalanındaki gişeler gece de açık oluyor.
0
pescador
(özet geçmek isterdim ama özetini çıkarabileceğim bir konu değil, o yüzden sonuna kadar okuma zahmetine katlananlar cevaplayabilirse çok sevinirim)hani hep diyorlar ya iyi notlar o kadar da önemli değil, mühim olan insan ilişkileri, kontaklar vs... fakat az önce bir duyuru gördüm mesela, adam/kadın
(özet geçmek isterdim ama özetini çıkarabileceğim bir konu değil, o yüzden sonuna kadar okuma zahmetine katlananlar cevaplayabilirse çok sevinirim)
hani hep diyorlar ya iyi notlar o kadar da önemli değil, mühim olan insan ilişkileri, kontaklar vs... fakat az önce bir duyuru gördüm mesela, adam/kadın "ne iş yaptığımız hakkında fikir sahibi olsun, kendini iyi ifade edebilsin tek istediğimiz bu" demiş verdikleri bir ilanla ilgili. e bu kadar kolay mı?
bu "kontağın olacak aga" olayının en önemli çelişkisi benim sanırım. gayet asosyal, insan görünce topuklayan bi herif olmama rağmen şansıma öyle yerlerde öyle kişilerle tanıştım ki "aga kontaklarım var ;))" diyebilecek biri haline geldim.
dolayısıyla merak ettim, sizin ne tür bir işiniz var? ne yapıyorsunuz? insanlarla ilişkileriniz nasıl? "sabah 8 akşam 4 çalışıyorum, memurum, sınava girdim kazandım, insanların da hepsini skeyim, ne işim olur" mu dersiniz, yoksa "notlarım bok gibiydi ama efsanevi çevrem vardı, aldım yürüdüm. kimya mühendisiyim ama karı pazarlıyorum, çok zenginim" mi dersiniz?
kendi küçük hikayenizi anlatın lütfen, merak ediyorum.
hani hep diyorlar ya iyi notlar o kadar da önemli değil, mühim olan insan ilişkileri, kontaklar vs... fakat az önce bir duyuru gördüm mesela, adam/kadın "ne iş yaptığımız hakkında fikir sahibi olsun, kendini iyi ifade edebilsin tek istediğimiz bu" demiş verdikleri bir ilanla ilgili. e bu kadar kolay mı?
bu "kontağın olacak aga" olayının en önemli çelişkisi benim sanırım. gayet asosyal, insan görünce topuklayan bi herif olmama rağmen şansıma öyle yerlerde öyle kişilerle tanıştım ki "aga kontaklarım var ;))" diyebilecek biri haline geldim.
dolayısıyla merak ettim, sizin ne tür bir işiniz var? ne yapıyorsunuz? insanlarla ilişkileriniz nasıl? "sabah 8 akşam 4 çalışıyorum, memurum, sınava girdim kazandım, insanların da hepsini skeyim, ne işim olur" mu dersiniz, yoksa "notlarım bok gibiydi ama efsanevi çevrem vardı, aldım yürüdüm. kimya mühendisiyim ama karı pazarlıyorum, çok zenginim" mi dersiniz?
kendi küçük hikayenizi anlatın lütfen, merak ediyorum.
0
"kimya mühendisiyim ama karı pazarlıyorum" ahahaha.
Avukatım ben, tabii zaten bu alanda ekstra önemli ama çevreden kazandım neredeyse hep. Ortalamanın altı bir notla mezun oldum, tek tük idare ederken iki tane lise arkadaşıma emsale yakın davalar kazandırdım, o ona önerdi diğeri bir başkasına önerdi sağolsunlar, çok fena çevre yaptım. Oradan yürüdüm sonra hep. Şans yani bence. Hatta o kazandırdığım davalardan birini de çok fena bala göte kazandık itiraf edeyim, hehehe.
Avukatım ben, tabii zaten bu alanda ekstra önemli ama çevreden kazandım neredeyse hep. Ortalamanın altı bir notla mezun oldum, tek tük idare ederken iki tane lise arkadaşıma emsale yakın davalar kazandırdım, o ona önerdi diğeri bir başkasına önerdi sağolsunlar, çok fena çevre yaptım. Oradan yürüdüm sonra hep. Şans yani bence. Hatta o kazandırdığım davalardan birini de çok fena bala göte kazandık itiraf edeyim, hehehe.
0
Beş sene sabahlar olmasın mottosuyla çalıştıktan sonra son derece güzel, dünyanın en büyük on şirketinden birinde çoğu zaman rahat, üst yönetim pozisyonunda, yaratıcı kararlar aldığım ve aktif bir işim var.
0
Okulu 7 senede bitirdim, zaten benden sonra bölümü kapatmışlar. Benden daha zeki ve iyi sevişgen ve sevişen erkek bilmedim görmedim, (şartlara göre en çılgınıyım)duymadım. İyi kazanıyor muyum? Para falan bunlar boş şeyler, küçük dünyam yeter bana. başkasına muhtaç olmadıkça dünyanın en mutlu insanıyım, sevgilim var o yeter ki bana
0
merakını sevsinler!
mezun olduktan sonraki 2 yıl boyunca, mesleğimi yaptığım kısa süreli 3-5 adet deneyimim oldu. bu kısa maceraların üzerine yavaş yavaş meslekten kopuş yaşadığım ve işsiz olduğum bir dönemde çok saçma bir fırsat çıktı karşıma. aslında iş fırsatı bile değil. yeni bir ofis açılıyordu. bense bir yandan iş aramaya devam ederken bir yandan da o ofiste yardımcı eleman (joker) olacaktım adamların kadroları kurulana kadar. yani "ne iş olsa yaparım abi" olacaktım. sekreter alınana kadar sekreter, fotokopici alınana kadar fotokopici, muhasebeci alınana kadar muhasebeci! böyle saçma bir işti. maaş da o zamanın asgari ücretinin az bir şey üzeriydi. neyse bu işe girdim ve 2 ay böyle joker gibi çalıştıktan ve ofis kadrosu kurulduktan sonra bende potansiyel görmüş (ya da huyumu suyumu sevmiş) olacaklar ki güzel bir pozisyona getirildim orada. maaşım önce 2 katına çıkarıldı, sonra biraz daha arttı. iş aramayı da bıraktım tabii. o iş 1,5 yıl sürdü. proje ofisi idi zaten ve proje bitince ofis kapandı. sonraki 6 ay kadar süren işsizliğin üstüne aynı firma yine iş teklifi ile geldi. bu kez bambaşka bir ilde, başka bir projede, daha iyi şartlarda, benzer bir pozisyon. işi aldım. 4 sene oldu.
proje bittiğinde ne yapacağım belirsiz. ve bazen sevmiyorum sansam da aslında ben bu belirsizliği seviyorum.
karakter olarak saçma ve ne idüğü belirsiz bir tipim. aynen de öyle bir kariyer hikayem var sanırım bu yüzden.
dediğim gibi memnunum ama çünkü çalışmaya başladığım yerden emekli de olmak istemezdim.
5-10 yıl daha çalışıp ve mümkün olduğunca çok para biriktirip sonra dünyayı gezmek istiyorum.
mezun olduktan sonraki 2 yıl boyunca, mesleğimi yaptığım kısa süreli 3-5 adet deneyimim oldu. bu kısa maceraların üzerine yavaş yavaş meslekten kopuş yaşadığım ve işsiz olduğum bir dönemde çok saçma bir fırsat çıktı karşıma. aslında iş fırsatı bile değil. yeni bir ofis açılıyordu. bense bir yandan iş aramaya devam ederken bir yandan da o ofiste yardımcı eleman (joker) olacaktım adamların kadroları kurulana kadar. yani "ne iş olsa yaparım abi" olacaktım. sekreter alınana kadar sekreter, fotokopici alınana kadar fotokopici, muhasebeci alınana kadar muhasebeci! böyle saçma bir işti. maaş da o zamanın asgari ücretinin az bir şey üzeriydi. neyse bu işe girdim ve 2 ay böyle joker gibi çalıştıktan ve ofis kadrosu kurulduktan sonra bende potansiyel görmüş (ya da huyumu suyumu sevmiş) olacaklar ki güzel bir pozisyona getirildim orada. maaşım önce 2 katına çıkarıldı, sonra biraz daha arttı. iş aramayı da bıraktım tabii. o iş 1,5 yıl sürdü. proje ofisi idi zaten ve proje bitince ofis kapandı. sonraki 6 ay kadar süren işsizliğin üstüne aynı firma yine iş teklifi ile geldi. bu kez bambaşka bir ilde, başka bir projede, daha iyi şartlarda, benzer bir pozisyon. işi aldım. 4 sene oldu.
proje bittiğinde ne yapacağım belirsiz. ve bazen sevmiyorum sansam da aslında ben bu belirsizliği seviyorum.
karakter olarak saçma ve ne idüğü belirsiz bir tipim. aynen de öyle bir kariyer hikayem var sanırım bu yüzden.
dediğim gibi memnunum ama çünkü çalışmaya başladığım yerden emekli de olmak istemezdim.
5-10 yıl daha çalışıp ve mümkün olduğunca çok para biriktirip sonra dünyayı gezmek istiyorum.
0
Üniversitede notlarım kötüydü, hatta zor bitirdim okulu diyebilirim. Teorik dersleri hiç sevmezdim, proje geliştirebilip ortaya somut şeyler koyabildiğim dersleri severdim, hep onlara odaklandım. Uzun dönemli stajlar yaptım ve boş oturmadım, iş verdilerse elimden geldiğince düzgün yaptım, vermedilerse kendi çapımda birşeyler yapmaya çalıştım. Bir GSM şirketinin öğrenciler için düzenlediği gelişim programına katıldım.
İlk defa iş bulurken sıkıntı yaşamadım, hatta 3-4 iyi firma içinden ben seçim yaptım. İlk iş tecrübem kariyerimi çizdi diyebilirim. 2 sene çalıştım, başka bir yerden teklif alınca iş değiştirdim, 1 senedir de devam ediyorum. Birçok açıdan kendimi geliştirdiğim, rahat, İstanbul'un iyi bir bölgesinde ve iyi iş arkadaşlarına sahip olduğum bir işim var.
Genel olarak insan ilişkilerinde iyiyimdir ama okul ve iş arkadaşlarım dışında çevrem olmadı. İnsan kaynakları şirketleriyle iyiyimdir, cv'mi açık tutuyorum, sürekli arıyorlar sağolsunlar (ben de kendi çapımda bu şekilde 'network' oluşturuyorum). İyi firmalarda işe alımlar bu şekilde yürüyor artık genel olarak, ben de bunu iyi kullanmaya çalışıyorum. Yarın da bu şekilde bir iş görüşmesi yapacağım, ciddi bir maaş artışı olursa iş değiştireceğim. Bakalım nasip..
İlk defa iş bulurken sıkıntı yaşamadım, hatta 3-4 iyi firma içinden ben seçim yaptım. İlk iş tecrübem kariyerimi çizdi diyebilirim. 2 sene çalıştım, başka bir yerden teklif alınca iş değiştirdim, 1 senedir de devam ediyorum. Birçok açıdan kendimi geliştirdiğim, rahat, İstanbul'un iyi bir bölgesinde ve iyi iş arkadaşlarına sahip olduğum bir işim var.
Genel olarak insan ilişkilerinde iyiyimdir ama okul ve iş arkadaşlarım dışında çevrem olmadı. İnsan kaynakları şirketleriyle iyiyimdir, cv'mi açık tutuyorum, sürekli arıyorlar sağolsunlar (ben de kendi çapımda bu şekilde 'network' oluşturuyorum). İyi firmalarda işe alımlar bu şekilde yürüyor artık genel olarak, ben de bunu iyi kullanmaya çalışıyorum. Yarın da bu şekilde bir iş görüşmesi yapacağım, ciddi bir maaş artışı olursa iş değiştireceğim. Bakalım nasip..
0
3 üni mezunuyum. Ünilerden 2 si patates tabi.
Şu ana kadar sırasıyla: seyyar satıcılık-Anketörlük-çevirmenlik-satış pazarlama-dış ticaret uzmanlığı yaptım (totalde 8 yerde) Ünideyken amerikadan getirdiğim ürünleri bornovadaki esnafa satıyordum (Saat çakmak ipod vs) bornovada seyyar satıcılık yaptım. Kendi çeviri büromu açtım, minik sermayeye dayanamadı ve kapandı.
Kısa kısa işsiz geçen aralıklar sonrası :
Şu anda çevirmenlikten ekmek yiyorum. Bi yandan iyi bir iş arayışı var tabi. Ama halimden memnunum. Azıcık aşım var ama kaygısızım.
not:insan kaynakları uzmanlarına selam olsun. Bütün bu gayreti gösteren birine ''hangi hayvan olmak isterdin gibi dallama bir soru sorduğunuz için)
İnsanlarla aram yok. Sevimsiz yaratıklar.
Şu ana kadar sırasıyla: seyyar satıcılık-Anketörlük-çevirmenlik-satış pazarlama-dış ticaret uzmanlığı yaptım (totalde 8 yerde) Ünideyken amerikadan getirdiğim ürünleri bornovadaki esnafa satıyordum (Saat çakmak ipod vs) bornovada seyyar satıcılık yaptım. Kendi çeviri büromu açtım, minik sermayeye dayanamadı ve kapandı.
Kısa kısa işsiz geçen aralıklar sonrası :
Şu anda çevirmenlikten ekmek yiyorum. Bi yandan iyi bir iş arayışı var tabi. Ama halimden memnunum. Azıcık aşım var ama kaygısızım.
not:insan kaynakları uzmanlarına selam olsun. Bütün bu gayreti gösteren birine ''hangi hayvan olmak isterdin gibi dallama bir soru sorduğunuz için)
İnsanlarla aram yok. Sevimsiz yaratıklar.
0
Çok iyi para kazanıyorum diyen arkadaşlar,
Özel bir soru ama nedir maaş koşulları kendimle kıyaslayacağım.
Özel bir soru ama nedir maaş koşulları kendimle kıyaslayacağım.
0
okulumu sevmedim, notlarım kötüydü, okulu 5 senede bitirdim, elektrik elektronik mühendisi oldum. ama şimdi hayatımda zevk alabileceğim tek işi yapıyorum. 3 senedir profesyonel seslendirme sanatçısıyım. 3 sene önce tüm insanları sikmek isterken, şimdi borç içinde yüzerken hayatımın çoğu zamanında çok mutluyum. hem de mühendislik yaparken çok daha fazla para kazanabilecekken bu işi seçmeme rağmen mutluyum. teletabi olmuşum bildiğin.
0
Hikayem falan yok benim, varda ilgi çekici değil, notlar kesinlikle önemsiz ikili ilişkiler daha önemli, her şey sende bitiyor.
İşim gerçekten çok önemli bir günde binlerce insanın hayatına mal olabilecek bir iş yapıyorum, hep pür dikkat çalışırım, hata yapanı neden hata yaptığı ve sonuçları konusunda sertçe uyarırım, çalışma saatlerim her hafta değişir sabah akşam gece vardiyası şeklinde giderim işe,
Çok fazla sınava girdim kazandım hala da giriyorum bitmez benim işimde sınavlar.
Maaşım dolgun.
İşim gerçekten çok önemli bir günde binlerce insanın hayatına mal olabilecek bir iş yapıyorum, hep pür dikkat çalışırım, hata yapanı neden hata yaptığı ve sonuçları konusunda sertçe uyarırım, çalışma saatlerim her hafta değişir sabah akşam gece vardiyası şeklinde giderim işe,
Çok fazla sınava girdim kazandım hala da giriyorum bitmez benim işimde sınavlar.
Maaşım dolgun.
0
notlarım hep geçeyim bana yeter düzeyindeydi, üniyide bir sene uzattım, notlarım yüksek olsun diye kasmadım hiç, hatta notu düşük gelince aglayıp zırlayan insanlara gıcık olmuşumdur hep, onun yerine gezdim yurtdışında kısa bir süre çalışma imkanı yakaladım, aldığım motorla Türkiye yi gezdim, kendi senfoni orkestramızı kurdum birkaç arkadaşımla beraber, esasında asosyale yakın bir insanım kolay kolay açılmıyorum, bu kontak olayına da özellikle sinir oluyorum bu yüzden 6 ay kadar işsiz kaldım, elime gelen fırsatları iyi değerlendirdim şimdi 420 bin kişilik bir şirkette çalışıyorum, alanında dünyadaki en iyi şirket diyebilirim, network uzmanıyım işimi seviyorum gerçekten
0
Söyük
Merhabalar,Ayda 80 lira olarak Anadolu Sigorta'dan bireysel emeklilik sözleşmesini imzalamak üzereyim. Uzun uzadıya araştıramadım. Dikkat etmem gereken bir konu var mı? Sigortacılıkta çalışan birileri var mı? Bu konuda bu kadar acele edersem sıkıntı çıkar diye tırsıyorum.
Merhabalar,
Ayda 80 lira olarak Anadolu Sigorta'dan bireysel emeklilik sözleşmesini imzalamak üzereyim. Uzun uzadıya araştıramadım.
Dikkat etmem gereken bir konu var mı? Sigortacılıkta çalışan birileri var mı? Bu konuda bu kadar acele edersem sıkıntı çıkar diye tırsıyorum.
Ayda 80 lira olarak Anadolu Sigorta'dan bireysel emeklilik sözleşmesini imzalamak üzereyim. Uzun uzadıya araştıramadım.
Dikkat etmem gereken bir konu var mı? Sigortacılıkta çalışan birileri var mı? Bu konuda bu kadar acele edersem sıkıntı çıkar diye tırsıyorum.
0
giris ve cikis aidatlarini kesin ogrenin..
Ayrica paranizi hangi fonlarda degerlendirilecegini devamli takip edin. Bir yil sonra 500 Lira para kalmis diye burda gelip baslik acmayin sonra...
Ayrica Cumhurbaskanligi secimleri sonrasi olusacak ekonomik darbogazda Tayip Erdoganin ilk hedefi emeklilik fonlarini patlatmak olacak...
Ayrica paranizi hangi fonlarda degerlendirilecegini devamli takip edin. Bir yil sonra 500 Lira para kalmis diye burda gelip baslik acmayin sonra...
Ayrica Cumhurbaskanligi secimleri sonrasi olusacak ekonomik darbogazda Tayip Erdoganin ilk hedefi emeklilik fonlarini patlatmak olacak...
0
giriş aidatı olmasın.
ben sırf giriş aidatı ödedim diye çıkamıyorum sistemden... yani o para yanacak diye.
ben sırf giriş aidatı ödedim diye çıkamıyorum sistemden... yani o para yanacak diye.
0
paudi, bireysel emeklilik fonları devlette değil. o fonların devlete devri mümkün değil.
0
1950 lilerden geri dogru ( Yaklasik 15-20 yilda bir.) tum BES fonlarina, fonlar kabarip yuklu bir miktara geldikten sonra devlet el koymus yaklasik 10-15 yil sonra faiz bile odemeden ana parayi 8-10 taksitle geri odemistir.
Arastirip gorebilirsin..
Arastirip gorebilirsin..
0
patlama diye bir sey olmaz. olursa zaten ulkedeki finansal sisteme hic guven kalmaz. hop tum paralar yastik altina gider. ulke olarak batariz direk. o zaman zaten bireysel emeklilikde gidecek 3-5 liranin bir degeri kalmaz.
0
doğrudur ancak bu fonlar o zamanlarda devletin elindeydi.
şimdi özel sektörde.
şimdi özel sektörde.
0
@douchebag
Ozel sektorde olmasi daha da vahim bir durum degil mi ? Devletine guvenilmeyen bir ulkedeki ozel sirkete ne kadar guvenilebilir ?
Ozel sektorde olmasi daha da vahim bir durum degil mi ? Devletine guvenilmeyen bir ulkedeki ozel sirkete ne kadar guvenilebilir ?
0
nicotr
Dostlar diyet ve sporu bir arada içeren tavsiye edebileceğiniz bir kitap var mı? Kitapta aradığım özellik atıyorum 10 kilo fazlan var buna göre 10 hafta boyunca günlük şu kadar kalorilik gıda tüketeceksin, günlük şu kadar koşacaksın vb. günlük program içerecek olması. Açık havada veya evde yapılabil
Dostlar diyet ve sporu bir arada içeren tavsiye edebileceğiniz bir kitap var mı? Kitapta aradığım özellik atıyorum 10 kilo fazlan var buna göre 10 hafta boyunca günlük şu kadar kalorilik gıda tüketeceksin, günlük şu kadar koşacaksın vb. günlük program içerecek olması. Açık havada veya evde yapılabilecek sporlarla ilgili olursa ve Türklerin tükettiği gıdalara göre hazırlanmışsa daha iyi olur. Teşekkürler.
0
Bu söylediğiniz şeyler kişiye özel değerlerdir, bunu hiçbir kitap söyleyemez. Hiçbir kitap sizin bazal metobolizmanızı boyunuzu kilonuzu yaşınızı bilemez, bilemediği için ne yapmanız gerektiğini söyleyemez.
0
bodybuilding.com/forum
bulabilecegin en iyi kitaptir piyasadaki, ustelik bedava! somur!
bulabilecegin en iyi kitaptir piyasadaki, ustelik bedava! somur!
0
günlük harcanan enerjiyi hesaplamak için: www.health-calc.com
harcanan/alınan enerjiye göre haftalık aylık kaç kilo verirsiniz alırsınız bunun hesabı için: www.health-calc.com
tabii sonuçların kabataslak ve teorik olacağını unutmayalım ama fikir verir en azından.
harcanan/alınan enerjiye göre haftalık aylık kaç kilo verirsiniz alırsınız bunun hesabı için: www.health-calc.com
tabii sonuçların kabataslak ve teorik olacağını unutmayalım ama fikir verir en azından.
0
mula
mesela on kilo fazlam var diyip mi gidersiniz on kilo az mı gitmek için. en az kaç kilo için gidilir sizce. pahalı da bişiy ya:/
mesela on kilo fazlam var diyip mi gidersiniz on kilo az mı gitmek için. en az kaç kilo için gidilir sizce. pahalı da bişiy ya:/
0
10 kilo fazlan varsa gitmelisin. o kadar kilo bilinçsizce verilmez. hastahanelerin diyet bölümleri oluyor. direkt gidemiyorsun ama. önce iç hastalıklarına git, ben zayıflamak istiyorum de, doktor yönlendirir seni. ücretsiz oluyor.
0
hastanelerdekine genelde obezite aşamasındakiler gidiyor sanırım. ben gittiğimde hemşire ve doktor bolca gülmüştü bana. ama yine de geri çevirmiyorlar, sağlıklı bir beslenme ve spor programı çıkarıyorlar kilona uygun.
yani önemli olan kilon değil, sağlıklı beslenmeyi öğrenmen. çok zayıf insanlar da gidebilir.
yani önemli olan kilon değil, sağlıklı beslenmeyi öğrenmen. çok zayıf insanlar da gidebilir.
0
on kilo fazlam yok ama hangi hastaneler onlar ki? benim sağlık sigortam karşılamıyo gerçi
0
ankara'da isen, ibni sina hastanesi ve numune hastanesinde var diyet bölümleri.
0
istanbul'dayım.
@nilmiye dediğin hastanede yok ki diyetli bölüm dahiliyeye mi gittin sen
edit: ya sırf meraktan soruyorum devlet hastanesine gitmiyorum sigortam da yok orda zaten:D
@nilmiye dediğin hastanede yok ki diyetli bölüm dahiliyeye mi gittin sen
edit: ya sırf meraktan soruyorum devlet hastanesine gitmiyorum sigortam da yok orda zaten:D
0
benim diyetisyen 80-100 tl arası bişidi tam hatırlamıyorum.
surp prgiç ermeni hastanesi yıllar önce 60 tl idi.
yani çok da pahalı değil.
tam olarakta 8 kilo 662 gram ve daha fazlası varsa diyetisyene gitmen gerekir kankiletto
surp prgiç ermeni hastanesi yıllar önce 60 tl idi.
yani çok da pahalı değil.
tam olarakta 8 kilo 662 gram ve daha fazlası varsa diyetisyene gitmen gerekir kankiletto
0
ya 100 lira az mı benim 1 liram bile yok gitmicem zaten de fikir olsun diye soruyorum
0
benim 10 kilo vermem gerekiyordu, diyetisyene gitmedim, 7-8 ay sürdü vermem ama verdim. bence olay 5 kilo 10 kilo meselesi değil, kilo vermek için temel adımları attığın halde kilo veremiyorsan metabolizmanda bir kusur var mı diye gidilir, tahliller yapılır falan. yoksa az yiyip spor yapınca zaten kilo verebiliyorsan, bünye normalse yani, gerek yok.
0
mula madem diyetisyene gidemiyorsun sana diyetisyenimin verdiği diyeti yazıyorum
sabah: 2 dilim çavdar ekmeği, bol yeşillik, 5 adet zeytin, domates, biber, 1 yumurta, 1 dilim peynir ( yumurta yemezsen peyniri 1,5 yapacaksın), çay (şekersiz)
öğle yemeği (kahvaltıdan 3 saat sonra): 2 dilim çavdar ekmeği, 1 kepçe çorba, 1 tabak sebze yemeği, 1 su bardağı yarım yağlı yoğurt, salata (salataya 1,5 çorba kaşığı yağ ilave edilecek)
öğle yemeğinden 2 saat sonra ara öğün: 2 ceviz içi, 3 badem, bir porsiyon meyve, yeşilçay ( çubuk tarçın koy)
akşam yemeği; öğle yemeğinin aynısı sadece sebze yerine et koyacaksın ( 3 köfte büyüklüğünde) et yoksa baklagillerde yiyebilirsin.
yatmadan 1-2 saat önce 1 su bardağı süt, 1 porsiyon meyve.
30-45 dk arası spor yapacaksın, 2 lt su içeceksin. başarılar :)
sabah: 2 dilim çavdar ekmeği, bol yeşillik, 5 adet zeytin, domates, biber, 1 yumurta, 1 dilim peynir ( yumurta yemezsen peyniri 1,5 yapacaksın), çay (şekersiz)
öğle yemeği (kahvaltıdan 3 saat sonra): 2 dilim çavdar ekmeği, 1 kepçe çorba, 1 tabak sebze yemeği, 1 su bardağı yarım yağlı yoğurt, salata (salataya 1,5 çorba kaşığı yağ ilave edilecek)
öğle yemeğinden 2 saat sonra ara öğün: 2 ceviz içi, 3 badem, bir porsiyon meyve, yeşilçay ( çubuk tarçın koy)
akşam yemeği; öğle yemeğinin aynısı sadece sebze yerine et koyacaksın ( 3 köfte büyüklüğünde) et yoksa baklagillerde yiyebilirsin.
yatmadan 1-2 saat önce 1 su bardağı süt, 1 porsiyon meyve.
30-45 dk arası spor yapacaksın, 2 lt su içeceksin. başarılar :)
0
Atıyorum 165 boyunda 55-60 kiloda şişmanım der dahiliyeye giderseniz psikoloğa yönlendirme ihtimali olabilir, ama sağlıklı beslenmek istiyorum neyden ne kadar yemeliyim falan derseniz diyetisyene yönlendirir diye düşünüyorum.
Edit: Bu arada diyetisyenden önce dahiliyeye gidilir, kan değerleri ölçülür, bu sonuçla birlikte diyetisyene gidilir, buna göre bir beslenme önerilir.
Edit: Bu arada diyetisyenden önce dahiliyeye gidilir, kan değerleri ölçülür, bu sonuçla birlikte diyetisyene gidilir, buna göre bir beslenme önerilir.
0
diyetisyene sadece kilo fazlası olduğu için gidilmez. kilo azlığı için de gidilir, beslenme düzeni için de gidilir, herhangi bir nedenle bir gıdayı alamıyorsanız (vegan olabilirsiniz, x ürününe alerjiniz olabilir, kimi besinleri sağlık probleminden dolayı yiyemiyor olabilirsiniz) eksik beslenmemeniz için gidebilirsiniz.
diyetisyen diyince aklınıza sadece şişkoların gittiği uzman şeklinde gelmesin.
diyetisyen diyince aklınıza sadece şişkoların gittiği uzman şeklinde gelmesin.
0
2014 yılında hala diyetisyene gittiğinize inanamıyorum. Hadi devlet hastanesi falan neyse de özel diyetisyenlere para dökmek akıl karı değil. Günlük alacağınız protein miktarı belli: Yağsız ağırlığınız*2,75 gram; Alacağınız karbonhidrat miktarı belli, ki ben 60 gramdan fazlasını aşırı olarak değerlendiriyorum ama genel kanı bu yönde tabii: Kilonuz*2,5/3 gram. Her türlü işlenmiş gıdadan uzak durup günlük en az yarım saat egzersiz yapıp bazal metobolizmanızın 300 gram altında kalori alırsanız bol bol su içerseniz kaliteli yağları tüketirseniz sebze yerseniz kilo verirsiniz. Bunu uygulamak zor değil ki. Yok eğer ben bunu menü haline getiremiyorum derseniz o konuda da yardımcı oluruz ama temel kural bu. Ben inanıyorum yapabileceğinize.
0
porsiyonlarını %25 azalt, günde yarım saat yol yürü, zehirli içecek ve yiyeceklerden uzak dur.
seneye bu zamanlar görüşelim. ama bu dediğimi hergün yapacaksın.
seneye bu zamanlar görüşelim. ama bu dediğimi hergün yapacaksın.
0
arkadaşlar zayıflayınca yeni elbiseler için de burda fon oluşturayım mı desteklicek misiniz asdfgjlfj
0
söz konusu olan sağlığın eğer özele paran yetmiyorsa devlet hastanesine gidebilirsin.
@compadrito o kadar basit olsaydı diyetisyen olmak için başka bir ülkede 4 yıl okumazdık
@compadrito o kadar basit olsaydı diyetisyen olmak için başka bir ülkede 4 yıl okumazdık
0
diyetisyene para verecegine bodybuilding.com ve forumu, gir oku. diyetisyen buradaki adamlardan iki gram fazla biliyorsa ne olayim. angelus olayi ozetlemis. hala daha 2 dilim cabdar ekmeği, kibrit kutusu kadar beyaz peynir diye liste yapan diyetisyenden cacik olmaz.
diyetisyenlik, gunumuzde insan soguslemek uzerine kurulmus bir meslektir, daha otesi degil. belki metabolizmada sorun vardir, gidersin (onu bile kaci teshis edebilecek belli degil). onun disinda zayiflamak icin temel bilgiler her yerde, uygulamak kaliyor geriye.
ayrica beyaz peynir, iki tane zeytin gibi sacma sapan diyetler degil, yulaf, ton, tavuk, tatli patates, berry'ler gibi meyvelerden olusan diyet yapmalisin.
saka gibi ya, hala daha iki tane zeytin, kibrit kutusu kadar zart zurt diyen diyetisyen var. sene 2014
p.s: geride kalan 5 senede her kis bilerek 90-95 araligina cikmis, her yaz 75-80 arasina inmis bir kisiyim. sporsuz zayiflama olmaz, bilesin.
diyetisyenlik, gunumuzde insan soguslemek uzerine kurulmus bir meslektir, daha otesi degil. belki metabolizmada sorun vardir, gidersin (onu bile kaci teshis edebilecek belli degil). onun disinda zayiflamak icin temel bilgiler her yerde, uygulamak kaliyor geriye.
ayrica beyaz peynir, iki tane zeytin gibi sacma sapan diyetler degil, yulaf, ton, tavuk, tatli patates, berry'ler gibi meyvelerden olusan diyet yapmalisin.
saka gibi ya, hala daha iki tane zeytin, kibrit kutusu kadar zart zurt diyen diyetisyen var. sene 2014
p.s: geride kalan 5 senede her kis bilerek 90-95 araligina cikmis, her yaz 75-80 arasina inmis bir kisiyim. sporsuz zayiflama olmaz, bilesin.
0
angelus, arnold, compadrito, ncr +1
"niye gidilmemeli"nin cevabı da rock n roll'ün listesinde gizli.
gideceğiniz 100 diyetisyenin 95i size aynen öyle, her gün her öğünde ekmek, günde birkaç porsiyon meyve-süt ve ara öğünler dayayacak.
kendilerini geliştirmiyorlar çünkü...
"niye gidilmemeli"nin cevabı da rock n roll'ün listesinde gizli.
gideceğiniz 100 diyetisyenin 95i size aynen öyle, her gün her öğünde ekmek, günde birkaç porsiyon meyve-süt ve ara öğünler dayayacak.
kendilerini geliştirmiyorlar çünkü...
0
Buzdagi,
diyetisyenlik zayıflatmaktan mı ibaret? Başka bi olayı yok mu?
Adamın 1 lirası bile yokmuş, biz de ona göre bi tavsiyede bulunduk. Ayrıca %100 çalışan bi yöntemdir. Yeter ki kaytarmasın.
diyetisyenlik zayıflatmaktan mı ibaret? Başka bi olayı yok mu?
Adamın 1 lirası bile yokmuş, biz de ona göre bi tavsiyede bulunduk. Ayrıca %100 çalışan bi yöntemdir. Yeter ki kaytarmasın.
0
@compa Ya alti kilo aldim onu vermem lazim sonrasi kolay deniyorum bakalim az yiyorum spor da yapcam finallerden soora. Sag ol
0
kirazıseviyorum
aşağıdaki elbiselerden maksimum 2 tanesini önerirseniz çok sevinirim alacağım çünkü...1. http://static.pullandbear.net/2/photos/2014/V/0/1/p/5394/335/800/5394335800_w_2_1_2.jpg?timestamp=13910851793372. http://static.pullandbear.net/2/photos/2014/V/0/1/p/5394/376/800/5394376800_w_2_1_2.jpg?timestamp
aşağıdaki elbiselerden maksimum 2 tanesini önerirseniz çok sevinirim alacağım çünkü...
1. static.pullandbear.net
2. static.pullandbear.net
3. ön: static.pullandbear.net
arka: static.pullandbear.net
4. ön: static.pullandbear.net
arka: static.pullandbear.net
5. static.pullandbear.net
6. ön: static.pullandbear.net
arka: static.pullandbear.net
7. ön: static.pullandbear.net
arka: static.pullandbear.net
1. static.pullandbear.net
2. static.pullandbear.net
3. ön: static.pullandbear.net
arka: static.pullandbear.net
4. ön: static.pullandbear.net
arka: static.pullandbear.net
5. static.pullandbear.net
6. ön: static.pullandbear.net
arka: static.pullandbear.net
7. ön: static.pullandbear.net
arka: static.pullandbear.net
0
1- kapalı
2- iyi
3- ı ıh
4- değil
5- değil
6- iddialıyla hoş değil arası bir yerde.
7- olmamış.
2 sadece.
2- iyi
3- ı ıh
4- değil
5- değil
6- iddialıyla hoş değil arası bir yerde.
7- olmamış.
2 sadece.
0
4 dışında hiçbirini beğenmedim.
ama alma sen kıskandım bak şimdi :) 1i al 1i :P
ama alma sen kıskandım bak şimdi :) 1i al 1i :P
0
1 ve 6
hatta 6nın siyahı olsa kendime alırdım çok güzelmiş hastası oldum
hatta 6nın siyahı olsa kendime alırdım çok güzelmiş hastası oldum
0
