Giriş
(9)

Sizce aya çıkıldı mı?

bir fincan kahve ile film izlemek
Hazır "first man" vizyona girmişken alevlendirelim tartışmaları.ABD'nin aya çıktığına inanıyor musunuz?Ben komplo teorilerine gerek olmadığını düşünüyorum. Bence aya gittiler Zaten abd'nin o dönem, soğuk savaşın göbeğinde böyle bir düzmece işine girmeyi göze alacağını sanmıyorum. Foyası ortaya çıkıp
Hazır "first man" vizyona girmişken alevlendirelim tartışmaları.
ABD'nin aya çıktığına inanıyor musunuz?

Ben komplo teorilerine gerek olmadığını düşünüyorum. Bence aya gittiler
Zaten abd'nin o dönem, soğuk savaşın göbeğinde böyle bir düzmece işine girmeyi göze alacağını sanmıyorum. Foyası ortaya çıkıp da itibarının zedelenmesi riskine girmezlerdi bence. Hırs yapıp gittiler İşte.

Sizce?
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(18.10.18)
adamların kanlı bıçaklı düşmanları bile kabul ediyorken bize laf düşmez bence..
0
mehmed resad
(18.10.18)
aya bir kere gidilmedi. birden fazla insan orada bulundu, defalarca gidildi yani. böylece sovyetlerin uzay ziyaretlerine cevap verilmiş oldu.

sovyetler birliği bu işlere ilk girişen devlet ve onların kaynakları da aya gidildiğini doğruluyor.

acaba gidilmedi mi şüphesinin ortaya çıkmasının sebebi sovyetlerin dağıtılmasından sonra uzay araştırmalarına para ayrılmaması. şu anda çok daha ileri seviye devrim niteliğinde uzay araştırmaları olabilir fakat bütçe ayrılmadığı için olamıyor.

bu tip atılımların tekrarlanması için yeniden iki veya üç kutuplu dünya gerek. devletleri birbirinin ojesinin rengini kıskanan insanlar gibi düşünmek istemiyoruz ama durum bu.
0
kosun lan mevzu var
(18.10.18)
Ay'a gitmek için o dönem kullanılan Saturn V'in fiyatı günümüz parasıyla 1 milyar dolardı, 1 milyar dolarla değil Ay Mars'a bile giderlerdi normalde, öyle bir ateş gücüne sahip roket bugün bile yapılamıyor bu maliyetlerden ötürü, adamlar elindeki tüm imkanı bunun için kullanmışlar işte gitmişlerdir.
0
angelus
(18.10.18)
gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkma gibi bir huyu vardır, yani gidilmemiş olsa illa ki bir devlet bunu açıklardı, hele rusya gibi bir ülke bunu ispatlasa 7/24 yayın yapar ki aksine ruslar da kabul ediyor gidildiğini.
0
gezegen olan pluton
(18.10.18)
Abi bu tarz komplo teorilerinden nefret ediyorum. Gidildi işte yani kaç defa gidildi hem de, her türlü zırva antiteze bilimsel açiklama da getiriliyor ama hala yok bu niye böyle fotoda, stüdyo orasi vs yazilar dönüyor. Gidilmemiş olsa koskoca KGB bunu bulamaz miydi yahu
0
nundu
(18.10.18)
Bugun ucaga binip 10 kusur saat ucup baska kitaya gidebiliyorsan, ayni mantikla aya da gidersin.
0
tunaktunaktun
(18.10.18)
"abd aya gitmedi" demek, en az "dünya aslında düz" denen trol hype saçmalık kadar boş bir iddia. bunu diyenlerle "amariga batıyormuş" diyenler genelde aynı oluyor. adamlar soğuk savaş'ı kazandı, dünyayı teknoloji ve bilimde üçe beşe katladı, ekonomisi ve siyasi gücüyle de hala dünyayı yönetiyor. kabul etmek lazım.

ayrıca damien chazelle batırmadıysa oscar'ı konudan dolayı first man'e verecekler, bunu da yazın bir kenara.
0
sir gawain
(18.10.18)
Ay'a gidildi bence de. Fakat kamuoyuyla paylaşılan tarihte gittiklerini (başarısız olma ihtimallerine karşı) düşünmüyorum. Filmlerin de stüdyo üretimi olduğunu düşünüyorum. Propaganda için gerekliydi. Dönemin şartları.

Diğer taraftan "gidilmemiş olsaydı Ruslar bunu zaten ortaya koyardı" güçlü bir gidildi taraftarı argüman olamaz bana sorarsanız. Batı dünyasının ve bilhassa ABD'nin propaganda makinesine karşı bu riski almayacak kadar akıllıdır Ruslar. Çıkıp "hayır gidilmedi işte gidilmedi" diye ağlayan çocuk konumuna mı düşsünler? Kim dikkate alır, gerçek bile olsa? Tarihi kazanan yazar. Biz Ay'a gittik dediler ve tarihi öyle yazdılar. Bitti. Artık orası sıradan halk kitleleri için değiştirilemez bir hakikat olmuştur, öyle kalacaktır.
0
testis agrisi
(19.10.18)
ayın yüzeyinde bırakılan izler bunun en büyük ispatıdır.. uzayda hava olmadığı için ay yüzeyindeki izlerin sonsuza kadar orada duracağı söyleniyor.. bu durumda inanmayan aya gider bakar yani bu kadar basit :)
0
strobist
(19.10.18)
(13)

muzlu tatlı

bitse de gitsek
artık tüketilmesi gereken 4-5 adet muzla tatlı olarak neler yapılabilir, teşekkürler.
artık tüketilmesi gereken 4-5 adet muzla tatlı olarak neler yapılabilir, teşekkürler.
0
bitse de gitsek
(15.10.18)
Geçen gün bişi okudum; o muzlar benekli ya işte onları yemek acayip faydalıymış
0
benaslindayohum
(15.10.18)
evet ben de duymuştum ama o halini yemeyi sevmiyorum
0
🌸bitse de gitsek
(15.10.18)
Ben fazla beklemiş muzlardan tatlı değil de muzlu süt yapıyorum blenderda. Alternatif olabilir belki.
0
saridendigindekirmizidiyebagiranadam
(15.10.18)
banana split
0
cooperr
(16.10.18)
agluna
(16.10.18)
muz ve yumurta ikilisi ile krep yapılıyor un katmadan.
0
gezegen olan pluton
(16.10.18)
www.bbc.com
çok çok güzel.
0
sutlu nescafe
(16.10.18)
banana kek. Şekersiz tatlı olarak hem sağlıklı hem lezzetli oluyor.
0
kismisolungac
(16.10.18)
biskuvi arasina dilimleyip koyup ye.
0
stavro
(16.10.18)
ballı muzlu süt
0
barankovan
(16.10.18)
Bi muzu ezip iki tane çırpılmış yumurtayla karıştırın, muzlu pancake.
0
mirafiori
(16.10.18)
ben olsam şunu yapardım. tam da olgunlaşmış muzdan yapın diyor zaten. ne zamandır aklımda yapamadım siz yapın bari:D

www.youtube.com
0
muslugubozukhayrat
(16.10.18)
muz brovni dondurma karışımı güzel olabilir
0
domatescorbasi
(16.10.18)
(4)

Sizce dünyanın ya da Türkiye’nin en iyi senaristleri kimler?

levent bilgen
Özellikle beğendiğiniz bir senarist var mı?
Özellikle beğendiğiniz bir senarist var mı?
0
levent bilgen
(15.10.18)
charlie kaufman diye bir adam vardı sanki. o iyidir bak
0
usesoap
(15.10.18)
Lars von Trier, Anders Thomas Jensen. Aklıma ilk gelen iki isim bunlar, sanırım Kopenhag'ta bir sokak itiyim :(
0
farabi
(15.10.18)
Benim de aklıma bunlar geldi gerci çoğunun işi salt senaristlik değil.

Trier+1
Nolan
Ruben Östlund
Kübrick
Bergman
Tony gatlif
Ghobadi
Abbas Kiyarüstemi

Nbc
Zeki Demirkubuz
Metin Erksan
0
Amaranta ursula
(15.10.18)
komedi olarak selçuk aydemir ve burak aksak.
0
gezegen olan pluton
(15.10.18)
(30)

Dışarıda yerken tabaginizda yemek bırakıyor musunuz?

ceann deas
Ben bırakmıyorum valla zaten porsiyonlar avuc ici kadar, gelen ne varsa silip supuruyorum. Etrafima baktigimda cogu insan sanki yemegin tadina bakip birakiyor özellikle kadinlar. Oyle olunca da utaniyorum her an biri önüme ekmek atip al lan gorgusuz dibini de siyir dicek gibi geliyor. Sizde durumlar
Ben bırakmıyorum valla zaten porsiyonlar avuc ici kadar, gelen ne varsa silip supuruyorum. Etrafima baktigimda cogu insan sanki yemegin tadina bakip birakiyor özellikle kadinlar. Oyle olunca da utaniyorum her an biri önüme ekmek atip al lan gorgusuz dibini de siyir dicek gibi geliyor. Sizde durumlar nasil?
0
ceann deas
(14.10.18)
sevdiysem bitiririm.
0
sutlu nescafe
(14.10.18)
Bırakmıyorum.
0
Amaranta ursula
(14.10.18)
Bitiririm kalanı alır kedi köpeğe veririm zaten yerden de beslerim etraftaki kediyi falan.
Ama tabağında yemek bırakan insanlarla birlikte yemek yemek benim iştahımı kaçırıyor. İnsan dünyaları yiyormuş gibi hissediyor.
0
bokmuhendisi
(14.10.18)
Genelde bırakıyorum çok geldiği için keşke hepsini yiyebilsem.
0
damla sakızlı dondurma
(14.10.18)
yemek aşırı kötü değil ise bitiririm. bitiremeyeceğim porsiyonu almam zaten.

bir de başkasının yiyip kalktığı masalardan yemek yemişliğim var. bence hiç utanılacak bir şey değil. çöpe gideceğinden o an canım çeken 2 soğan halkasını yemem daha mantıklı geliyor.
0
winstoncodeaqua
(14.10.18)
Yemek kötü değilse tabağı yeme kapasitesine sahibim.

25 senedir ilk defa geçen gün ağız lezzetime uymayan bir yemek aldım. Yarısı kaldı tabakta. Ben de kalmış olmasına üzüldüm mesela.
0
kablelvuku
(14.10.18)
Yemekle birlikte gelen ivir zivirlari arttiriyorum genelde.
Etin yanina bir ton patates kizartmasi geliyor ornegin, 1-2 tane agzima atar oldugu gibi birakirim. Yemegin yaninda patates hic sevmem, yersem tek basina yerim patates kizartmasini.
Ana yemegin yaninda yesillik varsa onu da birakirim genelde. Otla mi beslenecem adam doldurmus bir tabak dolusu roka.

Bunun disinda bir de 2 kez yemek siparisi verme durumum var doymayip. Bu durumda ikincisi biraz gecikirse beklemeden dolayi istahim azaldigi icin 2.yi arttirdigim oluyor.
0
stavro
(14.10.18)
bitiremeyecek haldeysem yemek söylemem. evde de dışarda da bitiririm
0
yuvarlanantencereninkapagi
(14.10.18)
Bitiremeyeceksem neden yemek yiyeyim? Oldu hadi bir mallık bitiremedim paket yaptırırım hatta. Çöpe yemek atmam. Bunun inançla alakası yok prensip meselesi, inançlı biri değilim. Yemeği çöpe atana da iyi gözle bakmam. Tabağı sıyır tabi la ne olacak en doğrusu.

Hatta az yiyeceksem ona göre söylerim yemeği. Şu kadar koy derim, fazlası çöpe gitsin istemem.
0
bos gezenin bos ustasi
(14.10.18)
Yemeğin yanında yemeyeceğim salatayı da söylerim almam baştan. Gıda çöpe atılmaz, atılmamalı. 7 milyar insanın 2 milyarı açlık çekiyor 1 milyarı obez bu dünyada.
0
bos gezenin bos ustasi
(14.10.18)
sıyırırım.
0
datnet
(14.10.18)
Sanırım hiç bırakmadım. Para vermişim sonuçta.
0
japon askeri
(14.10.18)
soru aslında tabakta yemek bırakıp bırakmamak değil, sevdiğin şeyi neden sırf başkası bir şey der diye bitirmezsin, veya sevmediğin şeyi sırf para verdin diye niye keyifsizce içine tıkarsın'a dönmüş.
0
sttc
(14.10.18)
yemek yediğim yerle alakalı. pideci dönerci vb ise genelde bırakıyorum, çünkü porsiyonlar eşek gibi oluyor. ama daha elegan biyerse genelde porsiyonlar minnak oluyor, aç kalıyorum bu sefer :(

edit: tekrar düşündüm, dünyanın hiç bir yerinde tabakta et bıraktığım yokmuş. önüme öküz koysalar yerim :( ama sebze fln kalır.
0
Tears of Devil
(14.10.18)
sağlıklı olan şeyleri yiyorum ekmekti, lavaştı, patates, pilav gibi şeyleri bırakıyorum maalesef.
0
gezegen olan pluton
(14.10.18)
Yenmeyecek kadar kötü değilse yerim tabakta bırakmayı sevmem.
0
reactionic
(15.10.18)
Bizim kompleksli insanımız yemeği tam bitirirse görgüsüz olacağını, insanların onun "aç" olduğunu sanacaklarını düşünüyor; özellikle biraz eli yüzü düzgün yerlerde sanki adetmiş gibi yemek bırakılıyor. Pirenses sendromundan muzdarip kadınlar da böyle, etrafında bunlardan çok olabilir.

Benim içinse asıl tabakta yemek bırakmak görgüsüzlük. Eskiden ayıp olmasın diye doysam da yiyordum ama aldığım kaloriye dikkat etmeye başladığımdan beri doyduğum an bırakıyorum. Buna gerek kalmasın diye tam acıkmadan yemek yemiyorum, çok aç değilsem ama yemek zorundaysam ona göre küçük porsiyonlu şeyler yiyorum.
0
Bruce
(15.10.18)
Su ana kadar dışarıda yediğim hicbirseyi yarim birakmamisimdir.ekstra para vermişim. Hem parama yazik, hem de insanlar acken israf yapmak vicdanen rahatsiz ediyor.
0
havada bulut
(15.10.18)
Bruce +1
0
pastörizesüt
(15.10.18)
Hayatımda hiç dışardan yediğim porsiyonla tamamen doyup da daha fazla yiyemediğim için tabakta yemek bıraktığım olmadı sanırım. O porsiyonlarla tamamen doyup kalanı bırakanları asla anlayamıyorum. Zaten arkadaşlarla yemeğe gittiğimde bitiremedikleri zaman kalanlarını yiyorum onların da. Çöpe gitmesindense kendim yerim nolcak, tanıdık sonuçta.

Beğenmediğim için bıraktığım bi kere oldu o da Belarus'taydık, İngilizce menü yoktu ve garsonların hiçbiri ingilizce bilmiyordu ve yemeğin fotosuna aldanıp seçmiştik. Buz gibi ve rezil bir yemek gelmişti :(
0
nundu
(15.10.18)
Bırakmıyorum.
Evde veya dışarıda yemeğin çöpe gitmesi olayına üzülüyorum, yiyecek yemeği olmayan insanlar geliyor aklıma. Yiyebileceğim kadarını almaya/doldurmaya özen gösteriyorum.
0
pike
(15.10.18)
Kadınların ve erkeklerin günlük aldıkları kaloriler çok farklı ama dışarıda porsiyonlar çoğu mekanda opsiyonel değil.
Eğer yarım alabiliyorsam yarım alıyorum çoğu yerde çünkü fazla geliyor. Benim günlük 1400kcal almam gerek, sevgilim 2300, ben tabi ki yemek bırakıyorum tabağımda.
Hepsini yersem hem rahatsız oluyorum hem de kilo alıyorum. Yemek yemeği seven bir insanım ama dışarda hiç bir porsiyon salatayı bitirdiğim olmadı, hep fazla geliyor.
Prenseslik sendromu değil bu sadece günlük enerji ihtiyacı farkı.
0
fasulyek
(15.10.18)
Yemekte büyük bir sıkıntı yoksa bırakmıyorum ancak "plaza" anlayışında "Ayhh cok yağlı ayhh bu ne ayyhh evde yardımcım çok daha güzel yapıyor" deyip bırakmak moda. Diyet yapıyorsan, miden hassassa vs. ona göre seç yemegini az miktarda al otur ye. 1-2 defalık birşeyse hadi neyse ama alışkanlık halinde habire tabakta yemek bırakıp bununla övünen insanlara zerre saygı duymuyorum.
0
Sulfoxaflor
(15.10.18)
Tabağı sıfırlamadan kalkmam.
0
baal
(15.10.18)
tabakta hicbir sey birakmamaya gayret ederim. Bunu iyi insan olmanin geregi olarak gorurum.
0
ebabil curnatasi
(15.10.18)
ben de evde de dışarıda da kolay kolay yemek bırakmam tabağımda.
0
aquarium
(15.10.18)
ya yarım porsiyon söylerim ya da yarımı yoksa kalanı paket yaptırım.
0
ninotevtidze
(15.10.18)
açsam bitiririm, kalırsa paket yaptırıyorum ninotevtidze gibi ama sonra arkadaşlarım dalga geçiyor. Hem parasını ödeyeyim hem de bırakayım mı?
0
geçerkenugradım
(15.10.18)
Birakmiyorum, cok net.

Yemek yemeyi de cok seviyorum zaten :)
0
chitosan
(15.10.18)
evde yada disarda hicbir zaman tabagimda yemek birakmamaya calisirim. hem gunah hem israf. dunyada o kadar insan acliktan oluyorken cope yiyecek atmam, attirmam. hatta yakin arkadaslarimla yada ailemle gidersem, onlarin tabaklarini da bitiririm. evdeki bayat ekmekleri bir sekilde isitip, kizartip yerim. birisi bunu yaptigim icin bana gorgusuz derse de onun simarikliligindan girer ac gozlu cikarim.
0
crucio
(15.10.18)
(12)

coca-cola'nin tadinin eskisi gibi olmamasi

tabudeviren
sizce de boyle mi?eskiden sanki daha maden suyu gibiydi. maden suyu gibi girtlak gidiklayiciydi.simdi nereden hangi sekilde alirsam alayim serbet gibi geliyor.tadi da eskisi gibi degil. "kola aromali" sakizlardaki o tadi artik alamiyorum.cevremdekilere sordum yok boyle bir sey dediler.sizce?
sizce de boyle mi?
eskiden sanki daha maden suyu gibiydi. maden suyu gibi girtlak gidiklayiciydi.
simdi nereden hangi sekilde alirsam alayim serbet gibi geliyor.
tadi da eskisi gibi degil. "kola aromali" sakizlardaki o tadi artik alamiyorum.
cevremdekilere sordum yok boyle bir sey dediler.
sizce?
0
tabudeviren
(12.10.18)
normal kola içmiyorum
zero yu da haftada 1 belki içerdim
tadını da severdim
ama ne olduysa oldu son 1 ayda tüm tadı değişti zero’nun şuruba döndü.
0
rentts
(12.10.18)
yok öyle bir şey
0
clones
(12.10.18)
azili bi colasever olan ben bile tadindan sogudum, bim' in sekersiz colasini iciyorum artik
0
elbar
(12.10.18)
aynen oyle, son 4 seneden beri boyle. pepsi iciyoruz sadece disarida icersek sayet.
0
müptezel dostoyevski
(12.10.18)
Sanırım üretim partisine göre kullanılan şeker değişiyor. Şeker ya da fruktoz surubu kullanılıyor. İçindekiler kısmında yazdığına göre kapaktaki seri no'da belirtiliyor, S ise şeker, F ise fruktoz şurubu. Tat farkı bundan kaynaklı olabilir.
0
Haldamir
(12.10.18)
Kolayı ya 200 ml şişe ya da kutudan içmelisiniz yoksa tadını alamazsınız.
0
clones
(12.10.18)
Ben de tat alamiyorum artik.
Hele Pepsi hepten batirdi. Eksiden Coca cola olmadigi yerde Pepsi'yi seve seve icerdim simdi tam bir serbet. Hatta Pepsi cok asitli yeaa diye sikayet ederlerdi ben cocukken, asiti fazlaydi icerken yakardi boyle. Simdi karamelli su gibi asit falan yok.
Coca cola da dedigin gibi bozmakla birlikte hala pepsiye kiyasla iyi.
0
stavro
(12.10.18)
Katılıyorum. Ben Pepsi’ye geçtim.
0
cemiyetin ünlü siması
(12.10.18)
kesinlikle katılıyorum eskiden gazdan dolayı ani içerek burnumuzdan yaka yaka gelirdi o kola gazı artık öyle bir olay yok resmen şerbet.
0
basond
(13.10.18)
sadece kolada değil tüm abur cuburların tadları son 7-8 senede çok bozuldu; maliyet, rekabet gibi etkenler yüzünden malzeme kalitesini boktanlaştırdıklarını düşünüyorum.
0
gezegen olan pluton
(13.10.18)
kesinlikle değişti bence de.
0
Olric
(13.10.18)
aynı şeyi cipsler için düşünüyorum. lays artık berbat.
0
nick konusunda kararsizim
(13.10.18)
(6)

herkesin arkasından konuşan arkadaş

binder dandet
ona göre eski ev arkadaşı dengesiz, yeni ev arkadaşı manyak, iştekiler sorunlu, kızına bakıcılık yapan kadın paragöz.. ve bunun gibi diğer örnekler.Oysa bir sene önce melek gibi kadındı, stres buna yol açar mı?Böyle bir durumda ne yapıyorduk?Eject'e mi basalım?
ona göre eski ev arkadaşı dengesiz, yeni ev arkadaşı manyak, iştekiler sorunlu, kızına bakıcılık yapan kadın paragöz.. ve bunun gibi diğer örnekler.

Oysa bir sene önce melek gibi kadındı, stres buna yol açar mı?

Böyle bir durumda ne yapıyorduk?

Eject'e mi basalım?
0
binder dandet
(12.10.18)
böyle bir durumda uzak duruyorum ben. çünkü eminim arkamı döndüğüm an benim hakkımda da benzer şeyler söyleyecek.
0
trajikomix
(12.10.18)
Senin arkadan da konuşabilir
Ayrıca no bad vibes babe
0
fasulyek
(12.10.18)
Belki dedikodu yapmak için yapmiyordur da bu devrin insanlarıni daha iyi tanımaya başlamıştır.
0
scorpion37
(12.10.18)
Böyle bir arkadaşım vardı görüşmeyi kestim
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(12.10.18)
bu tip insanlar insanın enerjisini sömürür, uzak kalmak bence en iyisi.
0
gezegen olan pluton
(13.10.18)
ABORT THE MISSION
0
stanhiver
(13.10.18)
(10)

bebeğin çift dile maruz kalması ve iki dil öğrenmesi

exodussian
3 ay sonra çocuğum olacak ve benim bir fikrim var4 yaşına kadar ben çocuğa sadece ingilizce konuşayım, annesi türkçe konuşsun. çocuk iki dil bilerek büyüsün istiyorum.azerbaycan'da böyle yapıyorlar diye gözlem yapmıştım. rusça azerice yapıyorlar.siz ne düşünüyorsunuz ?
3 ay sonra çocuğum olacak ve benim bir fikrim var
4 yaşına kadar ben çocuğa sadece ingilizce konuşayım, annesi türkçe konuşsun. çocuk iki dil bilerek büyüsün istiyorum.

azerbaycan'da böyle yapıyorlar diye gözlem yapmıştım.

rusça azerice yapıyorlar.

siz ne düşünüyorsunuz ?
0
exodussian
(07.10.18)
Mantikli Hatta ikiniz ingilizce konussaniz bile olur, turkceyi okuldan da ogrenir
0
yarey
(07.10.18)
önceki mesajınıza bir ton cevap yazdım, silmeseydiniz okurdunuz.

özetle: "benim de ingilizcem iyidir" seviyesindeyseniz, yapmayın, daha beter edersiniz.
ingilizce anadillerinizden biriyse veya değilse dahi gerek telaffuz gerekse basit ve kompleks her türlü duygu ve düşüncenizi hem kolay hem karmaşık yapılarda karşınızdakine aktarabileceğinizden emin olduğunuz bir seviyedeyseniz yapılabilir. Benim arkadaşlarımın hepsinin çocukları en az iki dille büyüyorlar (anneyle lehçe, babayla türkçe, okulda danca, ortak dil olarak ingilizce gibi...) ve hepsi gayet normal çocuklar.

Daha detay verecek enerjim yok.
0
sopiro
(07.10.18)
bu ilk doğduğu andan itibarenmi yapılmalı acaba ?

çünkü çocuk daha sesin ne olduğunu bile bilmiyor.

başlama zamanı için bi öneriniz var mı ?
0
🌸exodussian
(07.10.18)
Tam da bu donem ikidillilik dersi aliyorum doktorada. Kesinlikle oneririm. Bu konuda binlerce kitap var. Ingilizce ogretmeni bir komsum da var sitede. Kocasiyla oyle yapiyorlar, kadin Ingilizce konusuyor adam Turkce. Cocuklar TV ve internetin de yardimiyla anadilleri Ingilizce ve Turkce olmus.
0
Traveller
(07.10.18)
Cocuk iki dili da ana dili gibi tek dilli yasitlarindan 6 kadar gec ogrenecek ama toplam dil bilgisi 6 ay sonra tekdilli yasitlarinin iki kati olacak. Ayrica yasitlarina gore odaklanma becerisi daha yuksek olacak. Zekayi da gelistiriyor kisaca.
0
Traveller
(07.10.18)
Babayla olacak iş değil bu(sıradan bir ailede genel olarak çocukla annenin vakit geçirdiğini varsayıyorum). Çocuğun anneyle farklı, diğer insanlarla farklı dil konuşması lazım. Yoksa bi noktadan sonra günde bi saat geçirdiği adamdan kaçıyor dil öğrenmek yerine. Örneklerini gördüm. Ama anne farklı dil konuşunca ikisini de öğreniyor.
0
noluyo yaa
(07.10.18)
daha önce söylenmiş ama gene tekrar edeyim. eğer ingilizceniz gerçekten iyi değilse yapılmasının ilerde çocuğun ingilizce öğrenmesini zorlaştıracağı uzmanlar tarafından söyleniyor.
tecrübelerime gelince. bizim evde durum şöyle; ben çocuklarla türkçe konuşuyorum, anneleri fransızca, eşimle karşılıklı konuşmalarımız da ingilizce kullanıyoruz. çocukların yaşları da birbirine çok yakın 3 ve 4. şu ana kadar en büyük sorun konuşmaya geç başlamaları oldu. şimdilik okul ve çevre etkisiyle çoğunlukla fransızca konuşuyorlar. anlama konusunda ise 3 dili de anlıyorlar.
0
nuh gemisini kaciran soyu tukenmis canli
(07.10.18)
teknik olarak mümkün olsa da bir zorluğu var. sizin çocuğunuzla Türkçe konuşmamanız lazım.Bunun ne demek olduğunun farkındasınızdır umarım.Kimse beni çocuğumla Türkçe konuşmamaya ikna edemezdi.
0
turkuaz
(07.10.18)
saçma sapan bir şey; son çalışmalarda çocuğa belirli yaşa kadar anadili ile yaklaşılması tavsiye ediliyor, ayrıca sizin İngilizceniz ne kadar iyi olsa anadil olmadığı için sizle iletişimi uzun vadede anadildeki kadar güçlü olamayabilir, uzman bir pedagogdan yardım alın böyle konularda, kulaktan doğma işler doğru değil.
0
gezegen olan pluton
(07.10.18)
bunu yapacağınıza gidin ingiltere'ye taşının. inanın sizin açınızdan daha az zahmetli olur.
0
nickini degistiren yazar
(07.10.18)
(3)

Atatürk Şam'da maaşını nasıl alıyordu

iddaaci
Aslında maaşlı çalışan herkes için soruyorum. Atatürk Şam'da görev yaparken maaşını nasıl alıyordu? Vali mi veriyordu? Nasıl veriyordu? Eskiden topraklardan vergi ile alındığını biliyorum ama o dönem nasıl alıyordu?
Aslında maaşlı çalışan herkes için soruyorum. Atatürk Şam'da görev yaparken maaşını nasıl alıyordu? Vali mi veriyordu? Nasıl veriyordu? Eskiden topraklardan vergi ile alındığını biliyorum ama o dönem nasıl alıyordu?
0
iddaaci
(07.10.18)
benim bildiğim kadarıyla bu paralar daha sonra merkezden alınmak üzere birikiyor, iaşesi ihtiyacı olan şeyler ise ordu ikamesi ile birlikte geliyordu. yada belli aralıklarla yıllık geliyor gibi.
0
exodussian
(07.10.18)
şu anda dağda, arazide askerler nasıl alıyorsa öyle alıyordur, daha doğrusu ordu içinde günlük ihtiyaçları ordu bünyesinde karşılanıyordur; diğer özel harcamalar için de pek ihtiyaç olmuyordur muhtemelen malum savaş durumu, İstanbul'a dönünce birikmiş şekilde alıyordur.
0
gezegen olan pluton
(07.10.18)
Lord Kinross, Atatürk kitabında Atatürk'ün İstanbul'a döndüğünde birikmiş çokça parası (maaşı) olduğundan bahsediyordu.
0
estranged
(07.10.18)
(16)

Türkiye'nin entelektüelleri kimlerdir?

amortisman
Merhaba,Öncelikle benim entelektüel tanımımı yapayım: Bence entelektüel çok bilen kişi değildir. Elbette entelektüelin bir birikimi olmalı ama entelektüelin asıl özelliği toplumu rahatsız etmesidir. Kimseye yaranmadan, ne halka ne de siyasetçilere mavi boncuk dağıtmayan, sevilmeye ihtiyacı olmayan,
Merhaba,

Öncelikle benim entelektüel tanımımı yapayım: Bence entelektüel çok bilen kişi değildir. Elbette entelektüelin bir birikimi olmalı ama entelektüelin asıl özelliği toplumu rahatsız etmesidir. Kimseye yaranmadan, ne halka ne de siyasetçilere mavi boncuk dağıtmayan, sevilmeye ihtiyacı olmayan, her türlü tabuya çekinmeden laf edebilen, geri adım atmayan kişidir entelektüel. Türkiye şartlarında işin ucunda hapis veya ölüm bile olabiliyor malum.

Bu bağlamda İlber Ortaylı bir entelektüel değildir. İyi bir tarihçidir, aydındır, elittir ama hem halkın hem de iktidarların sevdiği türden şeyler söylemektedir.

Mesela Sevan Nişanyan öyle değil. Adamı ülkede seven yok neredeyse. Atatürkçüler sevmez, islamcılar sevmez, solcular sevmez. Çünkü adam hiçbir mahalleye yaranma ihtiyacı gütmüyor ve bildiğini okuyor. Fikirlerinin çoğunu saçma bulurum ama özgürlüğüne düşkünlüğü saygı uyandırır bende.

Şerif Mardin ve Ahmet Altan da bu bağlamda entelektüeldir bence. Şerif Mardin, 90'larda "mahalle baskısı" kavramını ortaya attığında yer yerinden oynamıştı.

Sizin aklınıza kimler geliyor?
0
amortisman
(06.10.18)
farabi
(06.10.18)
Tarifini yaptığınız tanıma uyan entelektüeller kendilerini popülarize edecek alanı bulamadıkları için pek tanınmazlar.

Verdiğiniz isimlerin bu tarife uygunluğu bile tartışmalı.
0
levent bilgen
(06.10.18)
işte bu senin entelektüel tanımın oluyor.
Entelektüelden anlaşılması gereken muhalif olması değil. Entelektüel olmak başka bir şey muhalif olmak başka bir şey. entelktüel kendine göre doğru eylemlerinde muhalefeti de iktitarı da beğenebilir. Bu beğenme fikir birliği yerine salt maddi çıkar için olursa o iktidar yalakalığı oluyor.

Entelektüel salt muhalefet olma adına iktidar veya muhalefetin bütün eylemlerini peşinen reddetmeli mdiir?
0
Google01
(06.10.18)
Ne güzel bir tanımlama yapmışsın gözlerim yandı.
Bir daha düşünmelisin çok çiğ.
0
fasulyek
(06.10.18)
Sizin bahsettiğiniz ölçütte, Niyazi Berkes ve Aziz Nesin olabilir.
0
biravekahve
(06.10.18)
Benim kafamdaki entelektüel tanımı o değil. Entelektüel birikiminizin olması demek, sizin kesinlikle toplumda tartışma yaratacak, yeniden düşündürecek ya da sorgulatacak, değiştirecek kabiliyetiniz olduğu manasına gelmiyor, bence. Çoğu zaman, evet, entelektüel güç değiştirici güç olabiliyor. Son Osmanlı ya da erken Cumhuriyet Dönemi’nde olduğu gibi.

Sizin dediğinize yaklaşan bir kavram daha var: aydın. Bence onun “işi” rahatsızlık vermek, hem akademik çevrelere, hem hitap ettiği kitleye, hem de sıradan sokaktaki insana... N. Berkesler, Boratavlar elbette cadı avlarında kovalandıklarına göre bir rahatsızlık vermişlerdir. Bu demek oluyor ki, her içeri atılan ya da hükümetçe sevilmeyen yazar, akademisyen, gazeteci entelektüel ya da aydın olsun. Analojiden kaçınmak lazım burada.
0
buf-e kür
(06.10.18)
Kimseye yaranmama entelektüellik tanımı değildir, entelektüel basit bir tabirle bilgisine başvurulan insan demektir;

tr.wikipedia.org

İlber Ortaylı da sapına kadar entelektüeldir aynı şekilde Celal Şengör de.
0
gezegen olan pluton
(06.10.18)
yılmaz vural futbol dünyasının entelektüelidir.

futbolcusunu entelektüel bir biçimde dövüyor, sövüyor ve seviyor.
0
Neill
(06.10.18)
tanım yanlış +1

ömer koç ve ilber.
0
cedex
(06.10.18)
Sevan nisanyasshdehagshdhdhdhahha :)


Adam elinden gelse diri diri türk kesecek. Ermenilerden bahsederjen "bizzzzzz bizzzzzzz" demesi tarafsizligi zaten.
0
deveyi diken adamin ta kendisi
(06.10.18)
tanim meselesi bir yana,
tanil bora ve murat belge pekala sayilabilir.
0
alttaraf
(06.10.18)
Açtım iki sözlüğe baktım entelektüel tanımı için, tüm tahminlerimi bir kenara bırakarak. Biri "bilgi"yi andıktan sonra "ileri görüşlülüğü" diğeri ise "fikrî meselelerle uğraşan" ibaresini kullanmış. Buf-e kür'un "değiştirici güç" katkısını ve biryervarbiliyorum'un gramsci hatırlatmasını da oldukça değerli buluyorum.

Bunun dışında aydınla entelektüel arasındaki ayrımlar kesin değil. Bizde de "okumuş, bilgili" anlamında "aydın" sözcüğü kullanılıyor. Entelektüel'in bu anlamından sıyrılıp topluma yön veren kişi anlamını kazanması bir kavramsallaştırmaya, hem de çoktan yapılmış bir kavramsallaştırmaya bakar. Burada "esasen" şu ya da bu anlamda değildir, iddiasında bulunarak kolaya kaçmaktan ziyade soruyu "bilgili, fikrî meselelerle uğraşan ve topluma yön verecek potansiyeldeki kişiler, ahlaken, anaakım normlara ve yerleşik siyasal düzene muhalif olma sorumluluğu taşırlar mı?" diye genişletirsek mesafe alırız gibi geliyor.

-Gece bu mesajı düzenleyip tamamlamayı umuyorum, sevgiler:)-
0
hikmet iv
(06.10.18)
senin tanımına göre aklıma sadece "nihat doğan" geliyor.
0
killerbee
(06.10.18)
aklima (bkz: recep tayyip erdogan) geliyor

kendisi entelektuel. bildigini okuyor.
0
Leonardo~Da~Vinci
(06.10.18)
entellektüel, belirli alanlarda derinleşebilmiş; bu alanlar hakkında öyle veya böyle bir takım kendine ait hususi fikirler yaratabilmiş bir kimsedir. bu şekilde tanımlayabilirz entellektüeli... tanımlarız tanımlamasına da, böyle yaparsak işin ahlaki boyutu eksik kalır; zira, bence entellektüel'in bir de özgülrükten yana olmak gibi ahlaki bir ödevi olmalıdır. o da şu tanımlamayla ifade edilebilir: " yalnızca benim gibi düşünenlerin söz aldığı bir yerde, tek yapabileceğim, tüm gücümle bu duruma karşı çıkmaktır."
bu bağlamda aklıma ilk gelen zat, enis batur'dur.
hatta, kendisinin alternatif:aydın adında tam da bu mevzularla ilgili ufuk açıcı denemelerinin olduğu bir eseri mevcuttur. buradan tavsiye ederim.
sonra... mehmet ali kılıç bay'da çok kıymet verdiğim bir entellektüelimizdir.
0
pangea
(06.10.18)
Bence taniminiz entelektüelden ziyade aydin terimine daha cok uyuyor gibi.

Ilber ortayli örneginden yola cikarsak, kendisinin entelektüel birikiminin sorgulanmaya ihtiyaci yok, fakat tüm bu elde ettigi bilgileri objektif bir cerceve yerine, kendi ideolojisi baglaminda yorumlamasi onu aydin sinifinin disinda tutuyor bana kalirsa.

Ali nesin ve ahmet insel benim aklima gelen ilk isimler.

Entelektüel birikimi cok yüksek olmasa da ben kanat atkaya'yi da sayabilirim mesela bu alanda.
0
bosver nicki
(06.10.18)
(4)

whatsapp da bazı kişilerin isminin çıkmaması

oscar
rehberde kayıtlı olduğu halde whatsappda iismleri çıkmıyor. nası çözüyorduk ?
rehberde kayıtlı olduğu halde whatsappda iismleri çıkmıyor. nası çözüyorduk ?
0
oscar
(06.10.18)
WhatsAppleri olduğuna emin misiniz?
0
apdulera
(06.10.18)
Sizi kendi rehberlerine eklememiş olabilirler. Durum böyleyse hemen sıkıntı etmeyin derim, format sonrası 3 gün rehbersiz gezdiğim oluyor senkronizasyona üşenip.
0
farabi
(06.10.18)
biri eşim biri abim. beni eklememe ya da whatsapp kullanmama durumları yok
0
🌸oscar
(06.10.18)
whatsapp'ı uygulama olarak kapatıp tekrar açın.
0
gezegen olan pluton
(06.10.18)
(6)

Plakasiz arac kullanmak

soppy cunt
Motosikletin plakasini caldilar, prosedure uydum ihbarda bulundum, eski plakayi ustumden sildirip yeni plaka ile tekrar tescil ettirdim motoru. yeni plakayi bastirdim, belgeler de yanimda ancak o plakanin takildigi dalgayi da calmis herifler, dolayisi ile takamadim plakayi. internetten siparis verdi
Motosikletin plakasini caldilar, prosedure uydum ihbarda bulundum, eski plakayi ustumden sildirip yeni plaka ile tekrar tescil ettirdim motoru. yeni plakayi bastirdim, belgeler de yanimda ancak o plakanin takildigi dalgayi da calmis herifler, dolayisi ile takamadim plakayi. internetten siparis verdim ancak o da gelmedi. simdi ben plakayi ve belgeleri cantada tasisam, motosikleti baglarlar mi?
0
soppy cunt
(05.10.18)
Ciddi bir para cezası var sanıyorum. Risk almaya değmez.
0
chavezding
(05.10.18)
bağlamazlar da cezası var ve az buz değil.
0
giovanne
(05.10.18)
bi moto tamirciisne git 2 dk da takar, palakalığa para mı verilr
0
oscar
(05.10.18)
Geçici olarak bantla falan tutturun, bir çözüm bulun, plakasız yakalanırsanız ceza alamamanız polisin inisiyatifinde.
0
gezegen olan pluton
(05.10.18)
Eskiden cezası sadece 89 liraydı, ama oahl ile alınan kararlardan birinde ceza çok yükseldi diye hatırlıyorum.

Ayrıca git bir servise bedavaya alırsın o reklamlı plakalıktan.
0
John Bloor
(06.10.18)
plakayı takıcam diye deldirme zira muayeneden geçmiyor o şekilde
0
mirty
(22.11.18)
(20)

yurtdışında meyve niye çok pahalı

slhmlr
ulan 3 portakal 1.5 öyro öeeh ya. elektronikte, otomobilde falan bu kadar gelişip meyvelerin hâlâ taneyle satılıyor olması nasıl açıklanabilir? meyve üretiminde mi sıkntı var? et mesela çok ucuz, hani tarım ve hayvancılık zayıf desen değil.
ulan 3 portakal 1.5 öyro öeeh ya. elektronikte, otomobilde falan bu kadar gelişip meyvelerin hâlâ taneyle satılıyor olması nasıl açıklanabilir? meyve üretiminde mi sıkntı var? et mesela çok ucuz, hani tarım ve hayvancılık zayıf desen değil.
0
slhmlr
(03.10.18)
Çoğu ülke yurtdışından alıyor. Fas ispanya vs hangi ülkeden bahsediyosun?
0
Boris
(03.10.18)
abd ve ab. bizde ucuz olmasının sebebi yerli üretim olması mı?
0
🌸slhmlr
(03.10.18)
İtalya'da pazarda portakalın 3 kilosunu 1 euroya alıyorum, siz İzlanda'dan falan bahsediyorsunuz heralde? Kuzey'de daha pahalı tabi, üretim ya da ihraçla alakalı olduğunu sanmıyorum, yaşam standartları daha yüksek olduğu için, insanlar o kadar portakala o parayı verebildiği için o paradır diye düşünüyorum.
0
mirafiori
(03.10.18)
ülkeye göre değişir, yerli üretim yoksa pahalıdır, finlandiyada patlıcan'ın tanesinin 1-1.5 euro olduğunu hatırlarım :)
0
gezegen olan pluton
(03.10.18)
hayvancılık yapıyorlar ama portakal yetiştiremiyorlar doğal olarak. türkiye'de de 3 portakal için 1.5 lira veriyoruz. belki daha fazla. asıl pahalı olan türkiye
0
burya
(03.10.18)
Belçika da 4 kilosunu 3-4 euro ya alıyorum. İsviçrede tavuğun kilosu da 20 frank ülkeye göre değişir.
0
Boris
(03.10.18)
portakalin tanesi 0.5 euro ise kanada'ya gore ucuz. ulkenin iklimine ve meyve/sebzenin geldigi yere olan uzakligina ve mevsime gore durum degisiyor. ters bir mevsimde binlerce km uzaktan gelen kirmizi dolmalik biberin tanesine $5 fiyat cektiklerini gordum.

turkiye'nin topraklari verimli, iklimi super ama icine ettik, yazik oldu, oluyor.
0
cooperr
(03.10.18)
Ucuzmuş 3 portakal 1,5 euro. Burda 1 kilo 28-36 kron falan. Ortalama 3 euro yani kilosu.

Neden pahalı? Evvela AB içinde maaşlar ve giderler yüksek. Sen 10 kuruşa mal edebilirsin bir malın kilosunu onlar aynısını 10 euro cent'e mal eder.

Ayrıca kalitesiz mal yok gibi burada. Ülkede yetişmiyor hiçbir şey ama hayatımda yemediğim lezzette meyveler tattım burda(İsveç).

Eu dışından gelirken de belli kurallar dahilinde geliyor. Ekstra vergisi var, testleri var, standartları var.

İncir'in buruş buruş eskimiş olanı Türk Malı burada tam 10 kron. Düşün 1 adet incir. Biz ağaca tırmanıp toplar yerdik Adana'da. Para vermedim ömrümce.

Bir de pazar yok market var. Marketin de gideri yüksek haliyle. Kasiyer dediğin insan ayda en az 1400 euro kazanıyor. Doktorlarımız öyle kazanıyor bizim.
0
bos gezenin bos ustasi
(03.10.18)
3 portakal yarım kilo gelse kilosu 3 euro yapar. türkiye'den ucuz.

sanalmarkette stok yokmuş. link atamadım. carrefour'da 7,95 imiş.

www.carrefoursa.com
0
spirit crusher
(03.10.18)
Neee?! A;manya'da cogu zaman indirim yapiyolar ozellikle kisin 2kg i 99 cent flndi yani.
0
superfluid
(03.10.18)
Pahali falan degil ki. Hatta Avrupa'da bazi meyveler sasirtici derecede ucuz geldi bana. Geri kalanlari da normal. Avrupa'da pahali meyve sebze gormedim ben.
0
stavro
(03.10.18)
Onların alım gücüne göre bakınca ucuz. TL'ye çevirince pahalı.
0
orient blue
(03.10.18)
Çünkü insana değer veriyorlar. Gelişmiş ülkelerde iş gücü gerektiren herşey gelişmemiş ülkelere göre daha pahalı oluyor. Meyve yetiştirilmesinden markette satışına kadar çok fazla insan emeği gerektirdiği için daha değerli haliyle.
0
talasas
(04.10.18)
Avusturya'da pazarlarda sebze meyve gayet ucuz, ayrica avokado, yaban mersini turevleri vs gibi seyler de turkiye'ye gore ucuz, organik tavuk da cok ucuz. Euro kazanip euro harcayan adam icin satin alim gucune bakacaksin, tl'ye cevirmek hele hele simdi gayet sacma
0
themeningrey
(04.10.18)
çünkü çiftçi de kazanıyor.
0
sttc
(04.10.18)
Mevsim, tarım alanlarına uzaklıkla alakalı fiyat farkları normal, ama sanırım hatayı euro/tl oranlayarak yapıyorsunuz.

3 portakal 1.5 para birimi, Türkiye'de 3 portakalı 1,5 para birimine alabilir miyiz?

Domatesin kilosu 2,5 para birimi, e bizde daha pahalı şu an?

Maaş oranları aşağı yukarı aynı olduğu için para birimi olarak karşılaştırabiliriz, alım gücü açısından.
0
John Bloor
(04.10.18)
Geçen biri paylaştı Hollanda’da markette muzun kilosu 0,98 € idi.
0
kumulatifvergimatrahi
(04.10.18)
Bir de şöyle bir durum var, yurtdışındaki çoğu ülkede bizim gibi bir meyve yeme alışkanlığı yok (Tüm karpuz almak, akşam dev meyve tabağı yapmak, vb.).
0
marla is in my head
(04.10.18)
yurt disi derken, hindistan'da sri lanka'da tayland'da filan baya ucuz oluyor cogu meyve.

avrupa'da, abd'de, au'da filan maliyetler yuksek. adam saat ucretleri yuksek. emek isteyen hersey pahalidir.
misal, batili ulkelerde tavuk eti kirmizi etinden daha pahalidir. nicin? sebeplerden biri de, tavuk kucuk oldugundan kesim & hazirlanma vs. prosesin daha cok adam saat gerektirmesi.
bizdeyse saatlik ucretleri ihmal edebiliyoruz galiba, keza hindistan, tayland gibi muasir memleketlerde :P
0
viva paulista
(04.10.18)
Bir başka göz önünde bulundurmamız gereken faktör de, en güzel malların ayrılıp oralara gönderildiği gerçeği.

Yani o ürünler 1. kalite ve o fiyata, kalanlar 2. kalite bizim marketlerde, bu fiyata.
0
captainobvious
(04.10.18)
(23)

Keyif yapmak icin ne yiyip içiyorsunuz?

stavro
Keyif veren, zevk veren yiyecek icecekler.
Keyif veren, zevk veren yiyecek icecekler.
0
stavro
(03.10.18)
patates kızartması+ayran

meyveli yoğurtlarla kendini şımartanlardanım.
0
noraliya
(03.10.18)
Çikolata (maximus ve eti browni)
Dondurma (twister orman meyveli)
0
Amaranta ursula
(03.10.18)
türk kahvesi
0
silver apple
(03.10.18)
salçalı makarna, mantı, ev köftesi+patates kızartması+pilav ilk aklıma gelenler.
0
nick konusunda kararsizim
(03.10.18)
Kabuklu fistik. Tek gecerim.
0
superfluid
(03.10.18)
Şarap, kırmızı et, çikolata.
0
pike
(03.10.18)
americano
kaju, çiğ badem, çiğ fındık
beyaz çükolata
0
cedex
(03.10.18)
Negro'nun şu yeni çıkan büyük boy paketini şu sıralar hunharca tüketiyorum. Çay ile birlikte antidepresan görevi görüyor resmen
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(03.10.18)
eti kurabi.
0
ya ben lan neyse
(03.10.18)
cheeseburger, baharatlı patates kızartması, kola üçlüsü.
0
nice tnetennba
(03.10.18)
Muzu fıstık ezmesine banıyorum
0
Delay Fuze
(03.10.18)
kaliteli bir yaş pasta (muzlu+çikolatalı)
cips
0
aquarium
(03.10.18)
sağlıklı besleniyorsam:
siirt fıstığı, armut

sağlıksız ise:
baklava + burger menü
0
gezegen olan pluton
(03.10.18)
Yediğim her şeyden keyif alıyorum :(
0
pastörizesüt
(03.10.18)
hamburger + bira
fıstık ezmesi kaşıklama eylemi
bal kabağı + tahin

en en en keyif aldıklarım bunlar. hepsi kalori bombası olduğu için oldukça nadir yiyerek daha değerli kılıyorum:D
0
muslugubozukhayrat
(04.10.18)
misir patlatmasi
cekirdek
kahve
0
jimicik
(04.10.18)
dün akşam koşudan sonra sağolsun eker meyveli kefir göndermiş onun çileklisini içtim bayaa bi şımarttı beni. :)

ama bana en keyif veren şeyler, kaju, az şekerli türk kahvesi, otlu poğaça, cantık, pideli köfte, bitter çikolata, biskolata pia (frambuazlı), babaroski, karyoka. şimdilik aklıma gelenler bunlar. (evet bursalıyım)
0
naksidil
(04.10.18)
coca cola zero (beşiktaşın maçlarını evden izlerken bazen içiyorum)
antep fıstığı (en son geçen yıl yemiştim)
tuzlu fıstık (en son 3-4 ay önce yemişimdir)
ekler (en son 3-4 ay önce yemişimdir)
doritos alaturka ( en son beşiktaşın avrupa kupası ön eleme maçlarında yemiştim)
bütün fındıklı karamelli milka (yurtdışından gelmişti, bitince peşine düşmedim daha)
şöbiyet (en son ramazan bayramında yedim)
albeni (en son ne zaman yediğimi hatırlamıyorum)
orta şekerli türk kahvesi (en son dün akşam ödevlerini yapmakta olan kızımın yanında bilim ve teknik (eskiden çok daha iyiydi, o da bozdu beya) okurken içtim)
sade filtre kahve (şimdi içiyorum)
0
yemrem
(04.10.18)
Türk kahvesi
Lindt portakalli cikolata
Kessel baharatli cips
0
chitosan
(04.10.18)
ekmek. bulamazsam pasta.
0
Neill
(04.10.18)
benim için dondurma, cici bebe ve patates kızartması olan yiyeceklerdir. keyif içeceği de şampanyadır fakat ayda yılda bir gelen tek kadehlik keyfe dünya para vermemek için bulabilirsem cider içiyorum.
0
evde liyakat kalmamis
(04.10.18)
pastırma
0
tamamhosdiyonda
(04.10.18)
bira çekirdek.
0
tantunisultansuleyman
(04.10.18)
(6)

kolay pişrilebilen sebze?

tepedeki psychedelic adam
patatesi doğrayıp atıyosun oluyor mesela, öyle bi kolaylıktan bahsediyorum. patlıcan desen bekletmek filan gerekiyor herhalde. barbunya çok severim ama haşlaması filan var. taze fasulye severim ama onu doğraması filan zahmetli sanki. mesela kabak geldi aklıma ya da pırasa belki?bi de yemeğin suyu sı
patatesi doğrayıp atıyosun oluyor mesela, öyle bi kolaylıktan bahsediyorum. patlıcan desen bekletmek filan gerekiyor herhalde. barbunya çok severim ama haşlaması filan var. taze fasulye severim ama onu doğraması filan zahmetli sanki. mesela kabak geldi aklıma ya da pırasa belki?

bi de yemeğin suyu sıcak, renkli su gibi oluyor. bu daha kıvamlı, su gibi olmayan hale nasıl getiriliyor?
0
tepedeki psychedelic adam
(29.09.18)
Kabak 10 dakikada hazır oluyor o açıdan oldukça iyi. Lahana aynı şekilde hızlı bir şekilde oluyor. Siz beğenir misiniz bilmem ama ben genellikle etle yapıyorum bu sebzeleri ve içine soya sosu ekliyorum.

Mesela tavuk göğsünü ince dilimler haline getirip mısır ununa batırdıktan sonra yağda beş dakika pişirip alıyorum. Daha sonra soğan, kabak-lahana, havuç vs. istediğim sebzeleri 10 dakika kadar pişiriyorum. Daha sonra da biraz soya sosuyla beraber hepsini karıştırıp servise hazır hale getiriyorum. Kıvamı falan oldukça iyi oluyor. Biraz uzak doğu usulü oluyor böyle bizim sulu yemeklere benzemez ama hoşunuza gidebilir.
0
synthetic a priori
(29.09.18)
Siyah fasulye al konserve, marullu hıyarlı domatesli biberli salata yap, üstüne dök. Bunu da Barilla pasta sosulu makarnanın yanında salata olarak ye. Mis gibi kolay yemek sana.
0
bos gezenin bos ustasi
(29.09.18)
Tabi baharat önemli, düzgün miktarda doğru baharatları kullanırsan tadı da güzel olur.
0
bos gezenin bos ustasi
(29.09.18)
Dondurulmuş sebze, konserve bakyatlarla uğraşmadan yemek yapabilirsin. Helmeli suyu için domates rendesi veya hazır domates püreleri satılıyor, onlardan biraz ekleyeceksin. Hadi soğanla da uğraşmak istemezsen dondurulmuş hazır küp soğanlar da var. Dünyanın en kolay işi.
0
ninotevtidze
(29.09.18)
taze fasülye, düdüklüde 15 dk sürüyor
0
gezegen olan pluton
(29.09.18)
patlıcanı tüpün üstünde çözle sen iyisi. illa pratik olsun diyorsam.
0
for day to break
(29.09.18)
(4)

Korsanlar ve korsanlık tarihine dair kitap

kaledekiyalnizlik
Önerileri olan varsa buyursun. Uzun süredir araştırma yapıyorum ama Türkçeye çevrilmiş pek bir şey bulamadım.
Önerileri olan varsa buyursun. Uzun süredir araştırma yapıyorum ama Türkçeye çevrilmiş pek bir şey bulamadım.
0
kaledekiyalnizlik
(29.09.18)
Abdullah ziya Kozanoğlu' nun turk korsanları,kizil kadirga ve sencivanoglu adlarinda bir çok öğesi gerceklere dayanan 3 muhtesem romani var. Halikarnas balikcisi' nin da böyle bir kac romani var.
0
a summer day
(29.09.18)
Büyülü gerçeklik roman olarak ihsan oktay anar'ın amat'ı var.
0
gezegen olan pluton
(29.09.18)
Akdeniz korsanları üstüne çalışan bir tarihçi vardı Emrah Safa Gürkan. Ancak baktım da korsanlık hakkındaki yazıları Türkçe değil. Ama istersen ona da sorabilirsin twitter'dan, belki cevap yazar: twitter.com
0
protector
(29.09.18)
Nassau'da korsan müzesi var, söz oraya gidip size bildireceğim. Benden haber bekleyin.
0
burka
(29.09.18)
(14)

Mutlu sonları mı yoksa mutsuz sonları mı daha çok seviyorsunuz?

levent bilgen
Edebiyat, sinema, dizi ve benzeri öykülerde..
Edebiyat, sinema, dizi ve benzeri öykülerde..
0
levent bilgen
(27.09.18)
mutlu
0
elorelia
(27.09.18)
Klişe olmayan her türlü son, bu yüzden mutsuzlar daha çok. Mesela karizmatik başrol filmin sonlarında asansöre biniyor ve aşağı indiğinde asansör kapısı açılır açılmaz kafasına kurşun yiyor, işte bu klişe olmadığı için etkileyici ve tercih edilir kesinlikle.
0
siyah giyen adam
(27.09.18)
Mutlu aşk varsa da mutlu son yoktur xd

Şaka bir yana iksinin ortası olan sonlar daha iyi bence. Ne çok mutlu ne de çok mutsuz.
0
Drakath
(27.09.18)
Orta karar diyeceğim ama mutlu ağır basar.
0
Dylan Murphy
(27.09.18)
mutsuz
0
gezegen olan pluton
(27.09.18)
Mutsuz. Daha gerçekçi geliyo
0
Delay Fuze
(27.09.18)
Mutsuz sonlar hep daha etkileyici gelmiştir
0
pastörizesüt
(27.09.18)
gerçekçi olacaksa mutlu. yoksa mutsuz.
bazıları var ki adamın içine oturuyor, olmaz olsun öyle son.
0
AWD
(27.09.18)
Mutsuz kesinlikle.
0
kulagina kupe olsun
(27.09.18)
gerçekçi sonları
geneli mutsuz oluyor tabi bunların
0
basond
(27.09.18)
Realistik olmasi acisindan mutsuzlari seviyorum.
"oh be islerin iyiye gitmeyebilecegini ve sonunda her seyin tepetakla olabilecegi gercegini kabullenen bir senaryo" diyorum, hosuma gidiyor.
0
stavro
(27.09.18)
Mutlu.

Atıyorum, iki sevgili ayrılmışsa pembe mutlu son ikisinin çok fena birleşmesi, normal mutlu son ayrılığı kabullenip hayatından memnun devam etmesi ve hayatını mutlu mutlu yaşamaya devam etmesi, normal mutsuz son da adamın bunu kaldıramayıp “Seni özlüyorum” diye yakınması, karanlık son adamın intihar etmesi olabilir.

Komedi filmi izliyorsam ve eğlencelik filmse pembe mutlu sonu severim. Hatta güzel bir oyunculuk ve diyalog serisi varsa pembe mutlu sonu yine severim. Spoiler olacak, bakmayın; Gattaca filminin sonu pembe mutlu idi ama başka son olsa bu kadar güzel olmazdı. Çoğunlukla normal mutlu sonu severim.
0
aychovsky
(27.09.18)
klişe olmayan mutlu
0
kronik
(27.09.18)
Mutsuz
0
legolasin son oku
(27.09.18)
(13)

Atatürk harf inkılabına neden ihtiyaç duydu?

levent bilgen
1)Tarafgirlik, partizanlık, gereksiz mübalağa ya da eleştiriden uzak; nesnel bir dil ve tavırla bunun sebebini açıklayabilir misiniz? 2)Sizce amacına ulaştı mı? Dilimiz işlevselleşti mi? Anlatımı zenginleşti mi? 3)Yeni nesillerle eski nesiller arasında Türkçe konuşma ve kullanım derinliği açısından
1)Tarafgirlik, partizanlık, gereksiz mübalağa ya da eleştiriden uzak; nesnel bir dil ve tavırla bunun sebebini açıklayabilir misiniz?

2)Sizce amacına ulaştı mı? Dilimiz işlevselleşti mi? Anlatımı zenginleşti mi?

3)Yeni nesillerle eski nesiller arasında Türkçe konuşma ve kullanım derinliği açısından ne gibi farklar var? (Eskiler kelime dağarcığı çok daha zengin ve rafine bir Türkçe konuşuyorlardı, şimdiki toplum ortalaması 250-300 kelime ve en çok kullandığımız kelime “şey” imiş yabancı kaynaklı bir araştırma komisyonuna göre. Ama bu erozyonu Atatürk’le ilişkilendiremeyiz kanaatindeyim.)

Açıklamaya çalışalım, politize etmeye değil.
0
levent bilgen
(25.09.18)
Hiçbir kültür bütünüyle geri (gerici) olamaz. Kültür çok uzun bir geçmişin ürünüdür. Mekanik bir anlayışla kültür ithal etmek, bir tüketim malı ithalinde olduğu gibi kültür ithal etmek, bilimsel değildir. Bizim aklıevvellerimiz (resmi ideoloji üreticileri), zaten kültürün Arap ve Fars karması, melez bir kültür olduğunu
ve Türk kültürünün baskı altında tutulduğunu, dolayısıyla bu kültürden radikal bir kopuşun ileri bir adım olduğunu ısrarla ileri sürüyorlar. Osmanlı kültüründen radikal bir kopuşla "boşalan yerin" nasıl doldurulacağı sorusuna ise inandırıcı cevap veremezler. Ama "Güneş-Dil Teorisi" gibi gariplikler üretmelerine ne demeli?
"Tarih Tezi" gibi saçmalıklar üretmekle mi boşluk doldurulacaktı? Elbette bunun, kendine dönmek, benliğe
dönmek olduğu ileri sürülüyor. Doğu İslam kültüründen radikal kopuş "milliyetçilik" sayılırsa, kendim emperyalist kültürün kucağına atmak ne olur? Boşluğun Batı burjuva kültürüyle doldurulması olmaz mı?

Bu bağlamda ani bir kararla, Arap harflerinin atılarak yerine Latin harflerinin alınması bir talihsizlik olmuştur. Genç nesiller, yüzyıllardır birikip gelen kültür mirasının dışına atılmışlardır. Arap harflerinin yerine Latin harflerini
alınmasına gerekçe olarak da, bu alfabenin zorluğu ileri sürülüyor. Oysa, bir ülkede okuma yazma bilmeyenlerin çokluğunu veya azlığını alfabeye bağlamak inandırıcı değildir. Latin harfleri alındıktan sonra da
oku-ma-yazma bilmeyenler büyük bir oran oluşturmaya devam etti. Sorunun çözümü alfabeyle değil, doğrudan eğitim politikasıyla ilgilidir. Aksi halde dünyanın en karmaşık alfebelerinden birine sahip olan Japonların okuryazarlık
sıralamasında sonlarda yer almaları gerekirdi... Üstelik, yaşam boyu hemen hiç ya da pek az okuyan kişinin belirli yaşlarda okuma-yazma öğrenmesi de sanıldığı kadar önemli değildir. Okuma-yazma bilmekle ilgili tartışmaya burada girmemiz gerekmiyor.


Bir toplumda devrimden söz edebilmenin koşulu, tarihsel olarak geri toplumsal sınıfların etkisizleştirilip daha ileri sınıfların toplumsal süreci belirler hale gelmesidir. Mustafa Kemal bu anlamda hiçbir köklü yeniliğe
yanaşmadı. Zaten toplumsal güç dengeleri ve geçerli hakim sınıf ittifakı köklü dönüşümlere asla izin vermezdi. Toplumsal (egemen) sınıfların gücü onun kişisel iradesinden daha önemliydi.

Böylesi bir ortamda (üretim ilişkilerine dokunmadan) yapılan "inkılaplar", Türkiye'nin az gelişmişlik yolunda daha hızlı
ilerlemesinden öteye bir anlam taşıyamazdı. Latin harflerinin Arap
harflerinin yerini alması kitlelerin yaşam koşullarında bir iyileşme sağlayabilir miydi? Yoksul köylüye toprak ve toprağı işleyecek araç gereç sağlanıp, ağaların ve tefecilerin sömürü ve baskısından kurtarılsaydı, işçilere sendikalarını, öz örgütlerini vb. kurma yolu açılsaydı emekçi kitleler için gerçek anlamda "inkılaplardan" söz edilebilirdi.
0
biravekahve
(25.09.18)
yazdiklarin harf degil dil devrimiyle ilgili daha cok. ben bunu olumlu buluyorum. turkce sozcukler yerine farsca, arapca dolmus ozellikle elit kesimin lugatinda.
harf inkilabina gelince osmanlida okuma yazma orani cok dusuktu arap alfabesinden dolayi argumani bana da inandirici gelmiyor. sonucta ben kucukken camiye gittigimde 2 haftada ogrendiysem bu oranlarin dusuklugunun ne alakasi var alfabenin zorluguyla. cevap veren olursa ogreniriz.
0
000000
(25.09.18)
alfabenin degismesiyle, dil devriminin bir alakasi yok aslinda. dil devrimi yapanlar salakti. alfabenin degismesi iyi oldu araplara degil batililara yakiniz imajiydi bu. ki cidden diger alfabe zor. ama konusulan dilin degismesi, ozturkce safsatasi tammamen ideolojik. elle tutulur tek bir yani yok. ataturk de onaylamiyordu. o uydurulan kelimelerin birini bile kullanmadi. nutuk'u yky gunumuz turkcesine uyarlanmistir diye basmis gecen gordum. bu dil degismesi sacmaligina ataturk'un nasi tepki verdigi falih rifki'nin anilarinda var. insanlara bunu anlatmak cok zor ama yallah arabistana filan diyorlar. gezi parki olaylarini iktidarin diliyle okuyan cocuklara da yarin obur gun laf anlatilmayacak mesela. akademik olarak arastirip okumak lazim. etimolojik hicbir dayanagi olmayan kelimeler uydurdular arap kokenli sozcukler kullanilmasin diye. uc kurus bes kurus karsiliginda tdk'ya kelime uyduran tipler vardi. uzun hikaye bunlar 61'de tamamen degisti zaten akademik makale okuyun uzun hikaye bunlar..
0
mula
(25.09.18)
harf inkılabının sözlü dille alakası yok. günde 250-300 kelimeyle konuşan neslin bambaşka sorunları var. aslında bunu başka türlü tanımlardım da argo diye hemen siliyorlar. Şu an argosuz tanımladım.

Dilin anlatımı harf inkılabı ile gelişmez. Anlatım kültürün bir parçasıdır. Türkiye'de arapça harflerle gelişmeyen anlatım araplarda gelişmişti zamanında. Bu salt alfabe alakalı değil.

harf inkılabını da "arap alfabesini ben öğrendim yea o kadar da zor değil" diyerek de incelemek zor.

harf inkılabı "bence" batıya yüzünü dönme hamlesiydi. ama sizin sorduğunuz şeyler atatürk'ün dil üzerinde yaptığı şeylerin sonuçları daha çok.

dil üzerinde yaptığı değişiklikleri neden yaptığını soruyorsanız şayet şunu deneyin.

türkçe dinlediğiniz bir hikayeyi, kril alfabesi kullanarak, portekizce anlatın.

bu sorunun giderilmesi ve bir dil kültürünün geliştirilmesi amacıyla bir çok çalışma yapıldı.

bir dili yabancı etkilerden tamamen arındıramazsınız. Fakat bir kültürü arındırabilirsiniz. Atatürk dildeki Türkleştirme ile arap ve fars kültürünün etkisini de kırmayı planladı bana göre. Başarılı oldu mu? zamanında olmuştu. Ama yaptıklarını anlayacak kimse çıkmadığı için tekrar arap kültürünün kucağına düştük.
0
godsparticle
(25.09.18)
Eskiler kelime dağarcığı çok daha zengin ve rafine bir Türkçe konuşuyorlardı.

Gören de dil devriminde önce ülkeden Tolstoyar, Balzaclar, Hugolar çıkıyor zannedecek, o zamanlar da cahil bir toplumduk şu anda daha cahil bir toplumuz; bunun harfle, dille alakası yok; cahil olunca cahil oluyorsunuz, ister Ugandanca olsun ister Sümerce bunlar araçtır sadece bilgiye ulaşmak için, bilgiye ulaşma vizyonunuz olmayınca uzaylı dili öğrenseniz boş.
0
gezegen olan pluton
(25.09.18)
@gezegen olan pluton Hangi mağarada yaşıyorsun bilmiyorum ama 40’ların, 50’lerin, 60’ların hatta 70’lerin İstanbul Türkçesine, o zamanın edebî eserlerindeki dile, üsluba, anlatım zenginliğine zerre kadar vakıf olsan ve şimdiki durumla karşılaştırsan böyle cahilane yorumlar yapmazdın. Kendini o kadar da yalıtma yani cahil addettiğin güruhtan, pek yabancı olmadığın, mesnetsiz kaynaksız üfürmenden, kesme işaretini bile kullanmaktan aciz oluşundan belli.

Şu sıralar Atatürk’le ilgili kitaplar okuyorum, bu konuya özellikle ehemmiyet veriyor ve sebebini bilsem de daha önce okumuş/araştırmış insanların fikirlerini, vardıkları sentezi öğrenmek istiyorum. O yüzden şahsın da üslubun da tavrın da konuyla alakasız.
0
🌸levent bilgen
(25.09.18)
1- araplar'dan mumkun oldugu kadar uzaklasmak icin atilan adimlardan biri.
2- gunumuz turkiye'sine bakinca malesef hayir.
3- ayni erozyon diger dillerde de var, sadece turkcenin problem degil.
0
cooperr
(26.09.18)
@godsparticle
burada olsun cesitli ortamlarda olsun onlarca kisi yazmistir daha once alfabe yuzunden osmanli'da okuma orani cok dusuktu o yuzden devrim yapildi diye. ben de ilkokulda camiye giden cocuklar kisa surede ogreniyor dedim. bu arguman yanlis mi simdi? nesi yanlis? harf devrimi siyasidir sonucta.
uydurma sozcukler bence gayet iyi. sozcuk kelimesi mesela osmanlida var miydi?kelime uydurmazsan saf turkce yetersiz bir dil.
0
000000
(26.09.18)
boğazımıza kadar araplığa battığımız şu günlerde hala bunun kıymetini anlamadıysan yapacak birşey yok.
0
titiraprap
(26.09.18)
Konunun farklı bir tarafından bahsediyorum belki ama dil devrimiyle bağlantılı. anadili konuşucuları kelimeleri birbiriyle ilişkilendirir ve sözlükçesine (beynindeki sözlük diyebiliriz buna) alır. şimdi her ne kadar kelimeleri bilsek de biz arap değiliz ve arapçadaki kelime ilişkilerinden büyük ölçüde haberdar değiliz. demek istediğim ktb kökünden türetilen kitap, katip, katibe, kütüphane gibi.

dil devrimiyle bir türk'ün sözlükçesindeki kelimeler arası bağlantı artırılmıştır. yaz kökünden türetilen kelimelere bakalım. yazı, yazıcı, yazar, yazgı, yazın vb.

şimdi bu kelimelerin arapçalarına bakalım. eskiden yazı için inşa, yazıcı için katib, yazar için müellif vb kelimeler kullanılırdı. peki günümüz türkçesinde yaz- kökünden türediği açıkça belli olan kelimelerin yerine arapçalarını kullandığımızda ne oluyor? o sözcüklere olan erişimimiz azalıyor.
bunu şöyle düşünebiliriz. ortak kökten gelenler bir gruptaysa eğer biz anadili konuşucuları bir gruba tümüyle/çoğunlukla ulaşabiliyoruz ama bu sözcükler farklı dillerden gelen kelimelerden oluşursa aralarındaki bağlantıyı kuramıyoruz. bu da bizim düşünce biçimimizden tutun da fikir ortaya koymaya kadar her şeyi etkiliyor.


küçük bir not: rafine dilden kastınız ne bilmiyorum ama özellikle servet-i fünun dönemini incelerseniz şairlerin kendilerinin uydurdukları sözcükler ve tamlamalar olduğunu görürsünüz. tabii ki dillerdeki sözcüklerin çoğunluğu uydurmadır. biz masaya masa dediğimiz için masa, çorap desek çorap olur. bu da dilin nedensizlik ilkesinden dolayıdır ama benim burada anlatmaya çalıştığım konu farklı.
umarım anlatabilmişimdir.
0
gadjodilo
(26.09.18)
Politik amaçlarla yapılmış bir devrimi politize etmeden nasıl açıklayacağız? "Politize etmek" kavramına olumsuz bir anlam yüklediyseniz, şunu hatırlatmak isterim: Bu konu öyle bir konudur ki, onu politize etmeden açıklamaya çalışan, onu olumsuz anlamda "politize etmiş" olur.

1. Harf Devrimi'nın temel sebebi elbette "Batıcılık"tır. 1830'lardan beri kalabalıkların ve aydınların büyük bir kısmının yalnız üstyapısal anlamı ile kullanıp tartıştığı bir kavram olarak bırakmayalım bunu, üretim ilişkilerine bakarak anlamaya çalışalım.

Tüm kazanımlarını kabul etmekle birlikte, Cumhuriyet için bir burjuva devrimi diyebilir miyiz? Yoksa burjuva toplumu kurmaya niyetli bir kadro devrimi midir? Veya "Kemalist" sözcüğünün hakkını verecek kadar tepede yalnızlaşmış bir Mustafa Kemal mi vardır? Tüm bu sorulara verilecek cevaplar sayfalar tutabilir. Yalnız özel olarak sorunuza verilen cevaplar arasında da gördüğüm yanlış, Mustafa Kemal'in üretim ilişkilerinde herhangi bir yeniliğe yanaşmadığı biçimindeki, güya Marksist, aslında üstyapıyı temelden ayırıp havada bırakan tezdir. Biraz önce kapsamını belirleyemediğimiz iradenin somut eylemlerini ve amaçlarını, tarih bilimi sayesinde biliyoruz: Bu iradenin, İzmir İktisat Kongresi ile çubuğu açıkça kapitalizme kırdığını da... Kapitalistleşmenin olmazsa olmazı ilkel sermaye birikimi ve merkezileşmedir, yani ulus devlet.(Unutmayalım, milliyetçiliği düşünce dünyamıza armağan eden en büyük burjuva devrimi olan 1789'dur.) Kapitalist üretim tarzı ve ulus devlet örgütlenmesi için; yalnız kurumlar nezdinde bir merkezileşme yetmez, ideolojik mücadele de gerekir. Bu yüzden Harf Devrimi, Şapka Devrimi, Tevhid-i Tedrisat Kanunu vs. bütün köklü değişiklikler Osmanlı'nın, İslam ve Araplık etkisindeki, eski yarı-merkezi feodal yapısını yıkmaya ve yerine yeni tarzda bir üretimi koymaya yönelik girişimler olarak okunabilir. Bu girişim; kimisi için artık mezar taşlarını okuyamamak, kimisi içinse -kadınlar- okula gidebilmek ve seçme seçilme hakkına sahip olabilmek anlamına geliyordu. Ne olursa olsun, yaratılmak istenen, tastamam yeni ve özgün bir kimliktir. Harf Devrimi'ni diğer yeniliklerden ayırarak değil, ancak bu bağlamda doğru anlamlandırabiliriz.(Not: Türkiye'de kız okulları henüz Osmanlı yıkılmadan açılmıştır, kadın mücadelesi de Cumhuriyet'ten önceye dayanır. Fakat kadının okuldan başlayarak sosyal hayata tastamam girişi Cumhuriyet'in iradeciliği ile gerçekleşti. Harf Devrimi, gericilik saydığı ne varsa onu hallaç pamuğu gibi atmaya çabaladığından, bu iradeciliğin kollarından biri sayılmalı. Biri çıkıp buradan itiraz etmeye kalkar diye doldurdum bu parantezi.)

2. Bu soruya önce, ilk cevapta tarif ettiğim amaca göre cevap vermeliyim. Diğer devrimlerle birlikte, geniş çaplı bir kültür devrimine yardımcı oldu ise amacınına ulaşmış gibi duruyor. Dağınık etkiler müstesna olmak üzere eğitimi, özel olarak akademiyi ve edebiyatı dolaylı olarak laikleştirdi; hâliyle bu araçların aktarımları ile donanmış kentli kalabalıkları yarattı.

Harf Devrimi'nin dilimizi işlevselleştirip işlevselleştirmediği, tek başına, tasfiye olan sözcüklerle değil; devrimin, kitleleri içine taşıdığı yeni kültür dairesi göz önüne alınarak anlaşılabilir. Böyle bir uğraşın hakkını ancak bir doktora tezinin verebileceğini düşünüyorum. Yalnız Harf Devrimi'ne eşlik eden özleştirme politikası -Güneş Dil Teorisi değil- pek çok sözcüğün kaderine terk edilmesine yol açmıştır, buradan işlev üzerine bir şeyler çıkabilir. Bu sözcüklerin de, dilce kitlelerden kopuk Osmanlı Edebiyatı'nın -Hem Divan hem Tanzimat, hem "ara dönem" hem de Hem Servet-i Fünûn- kaybı mı yoksa okuyucunun kaybı mı olduğu tartışmalıdır. Buradan dilin işlevi denince "yüksek" bir edebiyatı anladığımız sonucu mu çıkıyor? Divan Edebiyatı mı, günümüz Türkçesi mi Yunus'a yakındır, tartışalım. (Dil tartışmalarında öldüren bir referans olarak Yunus...)

3) En zor soru bu, hâlâ yaşayan bir nesli haritadaki yerine yerleştirmek güç. Genel olarak bu neslin dille ilişkisi kopuktur. Pisa sonuçları fecaat, ana dillerinde okuduklarını anlamıyor çocuklar. Okumayan nasıl konuşabilsin? Hâliyle eski nesillere kıyasla, kullandıkları sözcüklerin sayısı da, bu sözcüklerin besleyeceği, ince anlam ayrımları da az. Gün aşırı olmadık birleşik fiiller üretiyor, İngilizce ünlem ve vecizlere gittikçe alışıyorlar. Şükür ki dahi anlamındaki de/da'nın ve bağlaç olan -ki'nin yazılışını öğrendiler.

Hem çevremdeki yaşlılarla konuşurken hem de eski nesillerin yapıtlarını okurken akıp giden bir dil gözlemliyorum. Sözcükleri kolayca buluyorlar; ince anlam ayrımları dedim biraz önce, benzer durumları özgünleştirecek daha fazla sözcük var dağarcıklarında, yeni nesle göre. Düşük cümle kurmaya kalkışacaklarsa da söz diziminin üstesinden rahatlıkla geliyorlar. Üstüne, birkaç cümleyi aşan bir yazıda veya konuşmada dağılmadan, bağlamı koruyarak ilerleyebiliyorlar. (Gözlemler "ortalama" yaşlılar ve gençler için geçerli. Her iki taraftan da -iki tarafa indirgemek de hatalı gerçi- bu ortalamanın altında ve üstünde yer alacak örnekler çıkabilir.)

Bu farkların başrolünde 12 Eylül'ün kökünden uzayan dallar; o günden bugüne yeğlenmiş tüm eğitim politikaları ve liberal medya -dün tv'ler, bugün internet- var. Ancak öte taraftan o "internet"te de/da duyarlılığını aşan bir okuma aşkı da yükseliyor. Umutlu olalım, yeni nesillerden başka, işlevsel bir dili adım adım kuracak kimsemiz de yok üstelik. Becerebilirlerse zihnimizde yeni pencereleri onlar açacaklar.
0
hikmet iv
(26.09.18)
hatayi biz en basinda yaptik, araplarla ayni alfabe paylasarak.
0
icim urperiyor
(26.09.18)
1- bunun sebebi hakkında iki görüş var; birincisi okuma yazma öğretmenin kolaylaşması ve yaygınlaştırılması. ikincisi de Arap dünyası ile bağımızın kesilip batı dünyası ile bağ kurma isteği. bence ikincisi baskın. yoksa çin bu alfabe ile ilerlediyse, rusya Kiril alfabesi ile uzay yarışını kazandıysa, ilki çok da mantıklı değil.

2- dilimiz zenginleşti, ama alfabe sebebiyle mi, bilemiyorum. yani Tevfik Fikret şiirlerini Osmanlıca alfabe ile yazdı, zengin değil miydi? Ama latin harfleri ile yazıp çizmek batı ile daha kolay bağ kurmamızı sağladı. O açıdan başarılı oldu. Bugün Ingilizce öğrenirken bir de alfabe öğrenmeye uğraşmıyorsak başarılı olmuş demektir.

3- konuşma derinliğinin kullandığın alfabe ile alakası yok. eski nesiller çok daha ağdalı bir dil kullanıyordu. daha çok Arapça-farsça sözcük kullanıyordu, şimdi bambaşka karışımlar var.

bir de eskiden o 300 kelime ile konuşan kesim köylerde olduğundan fazla görünmüyordu, şimdi hepsi kentlere geldi. eskiden her köyde okul varken şimdi bunlar kapatılıyor. şu eğitim sisteminde liseden mezun olan ortalama bir kişi anadilinden kendisine sorulan soruların %90 civarını yapamıyor derken bok oldu tabi.
0
babilbaligi
(26.09.18)
(6)

Desktop pc

kolaygelsin
Merhaba,Yeni bir bilgisayar almayı düşünüyorum. Laptop veya desktop alacağım karar veremedim henüz. Aşağıdaki bileşenler bir desktop için nasıldır? 5000 tl yi pek geçmek istemiyorum buna alternatif bir laptop veya desktop tavsiyeniz var mıdır? (şu ekran kartı şu işlemci daha uygun olur gibi)Teşekkür
Merhaba,
Yeni bir bilgisayar almayı düşünüyorum. Laptop veya desktop alacağım karar veremedim henüz. Aşağıdaki bileşenler bir desktop için nasıldır? 5000 tl yi pek geçmek istemiyorum buna alternatif bir laptop veya desktop tavsiyeniz var mıdır? (şu ekran kartı şu işlemci daha uygun olur gibi)

Teşekkürler

AMD 3.9GHz Ryzen 2200G işlemci
MSI B350M Gaming Pro anakart
KINGSTON 8GB 3000MHz bellek*
MSI 1050 Ti Gaming X 4G ekran kartı**
Noctua U12S 120mm işlemci soğutucusu
Phanteks P300 kasa
FSP 500W 80+ güç kaynağı
WESTERNDIGITAL 1TB sabitdisk
0
kolaygelsin
(25.09.18)
Kullanım amacı nedir?

Sanırım Inventus'tan bakıyorsun :) Malzemeler hep orada olan şeyler. İki ay önce ben de Phanteks P350 kasaya güzel bir sistem topladım.

Bu arada, ekran kartına Amazon.com ve amazon.de'den de bir bak. Ben 1080 aldım, Türkiye'de 5500+ lira olan şey o günün kuruyla vergisi kargosu dahil 3300 liraya geldi. (ki ben önceden aldığım dolarla ödedim) Yani Amazon çok karlı olabiliyor zaman zaman.

Noctua U12S süper, aynısı bende var. AMD sanırım daha çok ısınıyor ama performansı gayet iyi bence. Lakin aslında daha ucuza kaçmak istersen (sistemin de çok çok üst olmadığı için) Teknobiyotik'te kendi markası olan Dark'ın ürünleri var. Onlar da gayet iyi diye duydum ve Noctua 500 liraysa Dark 250 lira gibi.

AMD işlemcilerden anlamıyorum. Ben 1700x ve 2600-2700 serilerine bir bakıp sonra yine Intel tercih etmiştim.

(Bu arada, Monster ve hatta Dell'in 1050ti'lı laptopları vardı 5000 civarına. Eğer laptop olabiliyor diyorsan onlara da bir bak. Ama masaüstünün soğutmasını yakalayamaz tabii, ekran kartı aynı performansı veriyor artık ama işlemci de masaüstü performansını pek yakalayamıyor diye düşünüyorum.(veriler de öyle gösteriyor*)

*tabii 6 çekirdekli hayvan gibi mobil işlemciler de çıktı ama onlar bütçenin dışında diye öyle diyorum.

edit: arada hepsiburada kampanyalarını da kontrol et.(satıcısı hepsiburada olan şeyleri) 550 liraya 500gb sandisk sata ssd aldım aynı günlerde mesela. Bazen güzel indirimler yapıyorlar.
0
nhk ni youkosu
(25.09.18)
Evimizdeki laptop'lardan biri bozulduğu için maalesef yeni ihtiyaç oluştu. Aslında laptop almayı düşünüyordum ancak eli yüzü düzgün bir laptop 5k 'dan başladığını görünce bari oyun da oynayayım diye desktop'a döndüm.

@nhk Evet inventus a baktım çok olumlu yorumları görünce direkt oraya yöneldim.
0
🌸kolaygelsin
(25.09.18)
Amd alma usta düşük performans da olsa aynı parayı verip intel al.
0
diffarentiationation
(25.09.18)
bu sisteme o işlemci soğutucusu çok fazla.

ben de intel'ciyim. soğutucudan kısım ram ekleyebilirsin, ya da ssd düşünebilirsin.
0
washe
(25.09.18)
5000 lira verip 16 gb ram ve ssd almamak çok saçma, diğer şeylerden kısıp bu iki tarafı bu düzeyde almaya çalışın bence.
0
gezegen olan pluton
(25.09.18)
16 ram
hdd yerine de ssd şart bence
intelciyim ben de.
0
golgi aygıtı
(26.09.18)
(2)

Dişim çatladı

insomniac 299
Selam. Son zamanlarda beyoglu zencefilli gazoza abanmaktan sanirim, ön üst disim boydan boya yjkaridan asagi catladi. Dis cok hassaslasti, bi sey icerken sizliyor. Bu kendi kendine geçer mj yoksa bir hekim mudahalesi sart mi? Sagolun.
Selam. Son zamanlarda beyoglu zencefilli gazoza abanmaktan sanirim, ön üst disim boydan boya yjkaridan asagi catladi. Dis cok hassaslasti, bi sey icerken sizliyor. Bu kendi kendine geçer mj yoksa bir hekim mudahalesi sart mi? Sagolun.
0
insomniac 299
(24.09.18)
Hekim şart.
0
alkolik imam
(24.09.18)
Diş çatlaması köke kadar iniyor ise kurtarmak zor. Fark edeceğiniz bir şey ise kendi kendine geçmez büyük ihtimal dişçiye görünün.
0
gezegen olan pluton
(24.09.18)
(15)

en sağlıklı kuruyemiş?

mor.inek
Merhaba,gereksiz yere tatlı, çikolata ve bisküvi gibi şeyleri tüketmek yerine kuruyemiş yiyim diyorum. kızarmış yerfıstığı çarptı gözüme onu aldım ama iyi mi yapıyorum bilmiyorum, en azından ağzımı oyalasın çünkü çikolata yesem 3-4 tane arka arkaya hiçbir iğrenme duymadan yiyebiliyorum. Hangi kuruye
Merhaba,

gereksiz yere tatlı, çikolata ve bisküvi gibi şeyleri tüketmek yerine kuruyemiş yiyim diyorum. kızarmış yerfıstığı çarptı gözüme onu aldım ama iyi mi yapıyorum bilmiyorum, en azından ağzımı oyalasın çünkü çikolata yesem 3-4 tane arka arkaya hiçbir iğrenme duymadan yiyebiliyorum. Hangi kuruyemişi yesem daha sağlıklı olur, hem biraz tok tutsun da aklıma çikolata gelmesin?
0
mor.inek
(24.09.18)
Beyaz leblebi
0
kablelvuku
(24.09.18)
sağlıklı mı çok bilmem ama baharatsız nohut olabilir
0
isimsiz uye
(24.09.18)
çiğ badem
çiğ fındık
ceviz
yer fıstığı da yiyebilirsiniz bu arada. yalnız yediğiniz miktarlara dikkat edin. bir avuç yenmesi tavsiye edilir günlük.
0
veritaslibertas
(24.09.18)
kavrulmamis kuruyemisler. ceviz ve badem iyidir. miktar olarak bir avucu gecmemesi tavsiye edilir.
0
telaffuzu cok tatli fransizca kelime
(24.09.18)
Kesinlikle kuru erik antioksidan oranı en yüksek. Aynı zamanda lif oranı iyi kabızlığa birebir.

Ceviz gümüş iyonu olan tek besin.

İncirde çok iyi ve sağlıklı.
0
Fritz-X
(24.09.18)
tuzsuz kabak çekirdeği.
0
since1907
(24.09.18)
Kavrulmamış tuzlanmamış olanlar. Kaju da olur, ceviz de olur, fıstık da.
0
bos gezenin bos ustasi
(24.09.18)
@fritz-x : miktar olarak ne kadar olmalı peki?
0
🌸mor.inek
(24.09.18)
çiğ fındık badem bildiğim kadarıyla oldukça faydalı ve kavrulmadığı için zararsız yağ vs anlamında
0
acan99670
(24.09.18)
leblebi hariç ve kavrulmamış olmak ve abartmamak koşuluyla hepsi sağlıklı.

leblebi = un
0
yazar yazmaz yazan yazar
(24.09.18)
bunların hiçbiri benim çikolata isteğimi götürmez, ama seni bilmiyorum... Ben şöyle yapıyorum, en kalitelisinden hurma alıyorum(köfte kadar, dışı parlak) içini açıp fındık koyuyorum, dışını hafif ıslatıp kakaoya buluyorum. Çikolata isteğini tamamen götürüyor, bayaa da lezzetli. Yer fıstığıyla da deneyebilirsin. Bademle de.
0
megalomaniac
(24.09.18)
@megalomaniac: hocam kalori....
0
🌸mor.inek
(24.09.18)
Tuzlanmamış, kavrulmamış ceviz, fıstık, kaju vs protein içerdiği için öyle fazla yiyemezsin tıkar.
0
bos gezenin bos ustasi
(24.09.18)
Çikolata yiyeceğine, veya avuç avuç kaju fıstık vs. yiyip yine tatlı ihtiyacını gideremeyeceğine, bundan 2 tane ye, bişey olmaz :)
0
megalomaniac
(24.09.18)
çiğ olanları ve bakliyat veya mısır kökenli olmayanların hepsi sağlıklı ama yerli olmalı, ithal ceviz bile sıkıntılı.

Kavurma işinde un kullandıkları hem de yararlı yağların yapısı bozulduğu için sıkıntı oluşuyor ama kavrulmamış yiyemiyorsanız evde kendiniz kavurabilirsiniz.

Not: Çiğ kaju alerji, kaşıntı yapabilir bunun çiğ olanına dikkat edin.
0
gezegen olan pluton
(24.09.18)
(5)

Evrimle ilgili bir şeyi anlamıyorum

voyager 1
Biraz önce başka bir arkadaş şu belgeseli paylaşarak bir soru sormuş:https://www.youtube.com/watch?v=5_uO-JBjBjUBen de izlemeye koyuldum ve ilk birkaç dakikasında zaten kafamı kurcalayan bir şeyle karşılaştım. İlk hücrenin oluşumundan bahsediliyor ve daha sonra o hücrenin kendini klonlaması anlatılı
Biraz önce başka bir arkadaş şu belgeseli paylaşarak bir soru sormuş:

www.youtube.com

Ben de izlemeye koyuldum ve ilk birkaç dakikasında zaten kafamı kurcalayan bir şeyle karşılaştım. İlk hücrenin oluşumundan bahsediliyor ve daha sonra o hücrenin kendini klonlaması anlatılıyor. Hücrenin kendini klonlama “kararı” alması nasıl gerçekleşiyor? Bu da organik moleküllerin rastgele bir araya gelip hücreyi oluşturması gibi bir süreç mi? Genlerin mesajları ve talimatları ilettiği söylenmiş mesela, bu nasıl gerçekleşiyor, o görevi nasıl ediniyor o moleküller? Mesela o tek hücrenin tesadüfen kendini klonlamaması durumunda asla çok hücreli canlı durumuna geçilemeyecekti öyle mi?

Bu konuya meraklıyım ve bilim ne derse onu doğru kabul etme eğilimindeyim. Aydınlatırsanız sevinirim.
0
voyager 1
(23.09.18)
Bu sorunun cevabini tam olarak anlamaniz icin biyokimya ogrenmeniz gerekir. Bu sureclerin hepsi molekuler surecler. Kimsenin karar aldigi falan yok. Aslinda olay kimyasal tepkimelerin gerceklesmesinde sakli. Ornegin, yangin dedigimiz sey oksijen ile iliskili, ortamda oksijen oldugunda ve baska birtakim kosullar gerceklestiginde yangin cikiyor ve bu bir kimyasal tepkimenin sonucu. O hucrenin kendini klonlamasi da benzer sekilde bir dizi tepkimenin gerceklesmesinin bir sonucu. Bu tepkimeler genellikle birbirini tetikliyor zaten.

Konuyla ilgiliyseniz Lehninger Biyokimya kitabinda canliligin baslangici cok guzel anlatilmisti. Internetten bulabilirsiniz.
0
evrim halkasi
(23.09.18)
Evrimin, canlının hücrenin öncesinde hiçten nasıl bir evren oluştu onun üzerine ortaya atılan teorileri düşünmen anlaman gerek.

evren 'altın koşullar'ın sonuçlarının bir birikimi şeklinde düşünülebilir:

www.ted.com
0
idexo
(23.09.18)
olayı şöyle düşünün bir sürü hücrenin bir şeyler yaptığını ama en sonunda bölünme hareketini yapanların yaşamlarını devam ettirebildiğini; yani karar alma diye bir şey yok herkes bir şeyler deniyor tutturanlar yaşamlarını bölünerek uzatabiliyorlar; tabii bu deneyler milyonlarca yıl sürebiliyor, tesadüf ama o kadar zor bir tesadüf değil. Bir kumarhanede milyon kere kolu çekseniz illa ki birden fazla kez kazanırsınız gibi düşünün.
0
gezegen olan pluton
(23.09.18)
@gezegen olan pluton çok güzel anlatmış. Evrimle alakalı okumaya devam ettikçe zaten ana fikrin bu olduğunu göreceksiniz. "Bir kumarhanede milyon kere kolu çekseniz illa ki birden fazla kez kazanırsınız gibi düşünün." bu düşünce tarzı, evrimde takıldığınız her noktada sorunuzu cevaplandıracaktır.

Niye 2 gözümüz var? Aynı soruyu sorunca cevabınızı alırsınız. Çünkü 2 gözü olmak, doğada avantaj sağlamış ve 1-3-etc gözü olanlara karşı bize üstünlük vermiş ve soyumuzu devam ettirebilmişiz (örneğin basitliğinden ötürü kusuruma bakmayın). Ana mantık bu.
0
gonion
(23.09.18)
Evrim canlılığın nasıl oluştuğuna, fiziksel anlamda maddenin içinde canlılığın nasıl hasıl olduğuna cevap vermez. Sadece biyolojik bir süreci ifade eder.

İzleyiniz: youtu.be 10. dk’dan itibaren
0
levent bilgen
(23.09.18)
(9)

Ne iş kursak?

hobarey
selamlar.4 ortak 500bin lira kadar bir sermayemiz var. kahveci gibi bi işlere mi girsek ne yapsak diyoruz. antalya'dayız. *ev al kiraya ver**bankaya at faizini yebu ikisi hariç her türlü fikre açığız.teşekkür eder gözlerinizden öperiz.
selamlar.

4 ortak 500bin lira kadar bir sermayemiz var. kahveci gibi bi işlere mi girsek ne yapsak diyoruz. antalya'dayız.

*ev al kiraya ver
**bankaya at faizini ye

bu ikisi hariç her türlü fikre açığız.

teşekkür eder gözlerinizden öperiz.
0
hobarey
(22.09.18)
kinoa üretimi
0
silver apple
(22.09.18)
mantar,solucan,sümüklü böcek üretimi
bence en güzeli bir şey üretmek
0
imnotsureabout
(22.09.18)
Kafe açmak riskli geliyor bana. Hayvancılıkta ciddi para var. Sermayeniz yeterli.
0
mezarkabul
(22.09.18)
Bence biraz daha bekleyin. Ortam çok gergin, krizleri iyi takip ederseniz iyi fırsatlar çıkarabilirsiniz.
Hem bu ekonomik piyasada devlet de birşeylere el atıp, teşvik filan sunabilir.
O zamana kadar paranın erimemesi için faiz filan düşünebilirsiniz.
0
etna
(22.09.18)
Etna haklı
0
Delay Fuze
(22.09.18)
Mobildeyim mesaj atamiyorum. Oylesine sormuyorsaniz, ciddiyseniz yazin gercekci fikirler vereyim.ciddiyseniz diye sormamin nedeni 4 ortak demeniz. En tecrubeli is insani bile 4 ortakli ise girmeyi goze alamaz çünkü. Ama biz cok iyi 4 arkadasiz diyeceksiniz buyuk ihtimal ama srkadasliginiza yazik olur cok para kazansaniz bile. Sermayeler esitse 4 arkadas ayni isi 4 farkli sekilde kurar en azindan herkes nasibini yer. 4 kisinin bir konuda mutabik kalmasi hayatin akisina aykiri.
0
fatih in fedaisi
(22.09.18)
4 kişi bildiğiniz bir olay yoksa karar alması zor bir ortam, iki kişi sermaye artırsın, kararları bu iki kişi versin, diğer ikisi de kara ortak olurlar ve alınan kararları uygularlar.
0
gezegen olan pluton
(22.09.18)
4 ortak bir sığıra bile girilmez.
0
giovanne
(22.09.18)
Bildiğiniz işi yapmanızı tavsiye ediyorum. İşletmecilik tecrübeniz yoksa kafe vs olabilir.
0
norek
(22.09.18)
(3)

kod bilmeden apk yapmak istiyorum

aşksız prens
şimdi şöyle elimde büyük bi liste var. listede kodların karşılıkları var. ben bu kodların karşılıklarını işim gereği dışarıda kullanmam gerekiyor(araç başında). bilgisayara bağlılığımı kaldırmak için bunu telefona apk şeklinde eklemek istedim. ofis dosyası olarak kullanmak da aklıma geldi ama perfor
şimdi şöyle elimde büyük bi liste var. listede kodların karşılıkları var. ben bu kodların karşılıklarını işim gereği dışarıda kullanmam gerekiyor(araç başında). bilgisayara bağlılığımı kaldırmak için bunu telefona apk şeklinde eklemek istedim. ofis dosyası olarak kullanmak da aklıma geldi ama performans düşüklüğü ve görüntüleme zorluğundan dolayı böyle bişey yapayım istedim.

hazır bi apk bulsam editleyebilirim ya da bir kaç hazır site buldum ama ya yaptırtmadı ya apkyı indirtmedi.

ne yapayım? bi ufuk açın bana lütfen.
0
aşksız prens
(22.09.18)
Google e tablolar ı kullanıyorum tlf da. Performans sorunu da yaşamıyorum. İşine yarayabilir bu şekilde
0
gazozailacatmauzmani
(22.09.18)
bu ihtiyacınız için apk'ya gerek yok ki, dedikleri gibi pdf yapın dosyayı sonra telefonda açar açar bakarsınız yok daha dinamik bir şey istiyorsanız google tablolar.
0
gezegen olan pluton
(22.09.18)
@playing star again +1

Kod yazma derdi olmadan sürükle bırak yöntemiyle istediğiniz uygulamayı rahatça yapabilirsiniz.
0
kodadiirem
(23.09.18)
(6)

'60 darbesi niçin yapılmıştı?

zxcd
Vakti zamanında baya bir araştırıp belgeseller özlemiştim de şimdi hastayım diye unuttum herhalde. Niçin olmuştu?
Vakti zamanında baya bir araştırıp belgeseller özlemiştim de şimdi hastayım diye unuttum herhalde. Niçin olmuştu?
0
zxcd
(16.09.18)
"ben okumaya üşeniyorum siz okuyup bana anlatın"

buraya gelip bunu sormaya üşenmemen ama 5 dakika bakmaya üşenmen fevkalade.

(bkz: 27 mayıs ihtilali)
0
celeron 300a
(16.09.18)
Demorat Parti'nin etkinliğini kırıp CHP'yi tekrar başa getirmek.
0
apdulera
(16.09.18)
Birçok nedeni olabilir ama en büyük problem Menderes'in ordu ile aşırı takışmasıydı,o dönem araları baya gergindi, hatta "Orduyu yedek subaylarla bile yönetirim" dediği rivayet edilir, mahkeme kayıtlarında da vardır bu. Bununla birlikte o dönemin askeri gücü bugünkü gibi kukla bir durumda değildi ülkenin en güçlü birimiydi, öyle olunca böyle oldu haliyle.
0
angelus
(16.09.18)
Özünde Sovyetlerle ile yakınlaşma girişimleri olduğu dile getirilir.
0
gezegen olan pluton
(16.09.18)
bu kobuda birand in can dundar in belgeseli var oraya bak derim..
ama cok kabaca,
icerde cok fazla baskiyi, otoriterligi arttirmasi, toplumu "bizden olanlar ve olmayanlar" olarak ikiye bolmesi, vatan cephesi falan diye tarat cikar..
disarda ise amerikanciligi birakip rus yanlisi politika izlemeye karar vermesi ve bununda Nato cu askerlerimizi ve buyuk abiyi ofkelendirmesi...
0
alttaraf
(16.09.18)
Birant belgesel +1
0
kleider
(17.09.18)
(4)

Geçerli sertifika

senolll
Merhaba,Böyle eften püften bir kursun verdiği sertifika yerine, dünyaca kendini kabul ettirmiş, ielts toefl gibi geçerliliği, saygınlığı olan sertifika veren yerler nereler var? Herhangi bir konuda eğitim olan içinde... Yani bir iş başvurusuna başvurulduğunda belli bir program okunmamış olsa dahi po
Merhaba,

Böyle eften püften bir kursun verdiği sertifika yerine, dünyaca kendini kabul ettirmiş, ielts toefl gibi geçerliliği, saygınlığı olan sertifika veren yerler nereler var? Herhangi bir konuda eğitim olan içinde... Yani bir iş başvurusuna başvurulduğunda belli bir program okunmamış olsa dahi pozisyonla ilgili konularda alınmış sertifikaların eşdeğer veya yakın sayılabileceği.

Teşekkürler
0
senolll
(16.09.18)
pmp var proje yönetimine dair veya bilgi güvenliğine dair cissp, cism, cisa, crisk, ceh gibi sertifikalar var.
0
theconqueror
(16.09.18)
cisco, oracle
0
gezegen olan pluton
(16.09.18)
CELTA var ingilizce öğretmenliğinde
0
idonthaveatvset
(16.09.18)
Microsoft sertifikaları var.
0
paudi
(16.09.18)
(4)

İngilizcede abi abla olayı

septula
Kendinizden büyük size yakın ama kan bağı olmayan birine nasıl hitap edilir? Var mı böyle bir şey?
Kendinizden büyük size yakın ama kan bağı olmayan birine nasıl hitap edilir? Var mı böyle bir şey?
0
septula
(16.09.18)
İnsanların isimleri var. İsimlerini kullanıyorlar, yetiyor.
0
bos gezenin bos ustasi
(16.09.18)
İçinde saygı da olsun istiyorsan Sir diyebilirsin
0
gezegen olan pluton
(16.09.18)
kulture gore deyisir.
au'da binin uzerinde calisani olan sirketin sahibi sahaya geldiginde, genel formen ilk adiya "n'aber cef, nasi gidiyo?" filan diyo mesela.

g. afrika'daki siyahlarin kulturunde "amca, hala" gibi hitaplar var, yasca buyuk ama kan bagi olmayan kimselere.

sir, madame, mr., mrs. vs. genelde resmi, mesafeli durumlarda kullanilir. yakin hissettiginiz birine "how are you sir" demek biraz afaki.
0
viva paulista
(16.09.18)
Konuşurken bu ihtiyacı hissediyorsanız doğrudan abi/abla diyin.

Örn; Hi Margaret Abla, those cookies were delicious!
0
idonthaveatvset
(16.09.18)
(4)

Anlatım bozukluğu sorusu

infernalcadre
Vali @munirkaraloglu, Dışişleri Bakanı Sn. @MevlutCavusoglu ile Ahmet Çavuşoğlu’nun oğlu Okan ve eşi Şeyda’nın nikah merasimine katılıp genç çifte iki cihanda da mutluluklar diledi.Burada damat olan Okan sanki Mevlüt çavuşoğlu ve Ahmet çavuşoğlunun oğlu gibi olmamış mı ?Doğrusu nasıl olmalı ?
Vali @munirkaraloglu, Dışişleri Bakanı Sn. @MevlutCavusoglu ile Ahmet Çavuşoğlu’nun oğlu Okan ve eşi Şeyda’nın nikah merasimine katılıp genç çifte iki cihanda da mutluluklar diledi.

Burada damat olan Okan sanki Mevlüt çavuşoğlu ve Ahmet çavuşoğlunun oğlu gibi olmamış mı ?
Doğrusu nasıl olmalı ?
0
infernalcadre
(15.09.18)
ile'den sonra bir virgul veya "birlikte" bence isi cozer
0
birkibirkibirkibirkiuc
(15.09.18)
Bence
Vali @munirkaraloglu ve Dışişleri Bakanı Sn. @MevlutCavusoglu; / (,) Ahmet Çavuşoğlu’nun oğlu Okan ile eşi Şeyda’nın nikah merasimine katılıp genç çifte iki cihanda da mutluluklar diledi.
0
Amaranta ursula
(15.09.18)
adam oğlu ile karısı nikahlamış gibi olmuş. şeyda'nın kim oldugu vurgulanmali:

Vali @munirkaraloglu ve Dışişleri Bakanı Sn. @MevlutCavusoglu, Ahmet Çavuşoğlu’nun oğlu Okan ile okan'ın eşi Şeyda’nın nikah merasimine katılıp genç çifte iki cihanda da mutluluklar diledi.
0
tabudeviren
(16.09.18)
"ile"den sonra virgül olabilir ya da "ile" ilk virgülün yerine kullanılabilir.
0
gezegen olan pluton
(16.09.18)
(4)

Çalışırken YÖK'ün 100/2000 bursuna başvurup işten istifa etmek olur mu?

gijilti
Devlet memuruyum ve doktora yapmak istiyorum. Ancak doktoranın şartı bir işte çalışmıyor olmak. Bursa başvurmak istiyorum. Kazanırsam işten istifa edeceğim.Ancak çalışıyor iken başvurmak ve daha sonra istifa etmek mümkün müdür?Bu konuda bilgisi ve deneyimi olan var mı?
Devlet memuruyum ve doktora yapmak istiyorum. Ancak doktoranın şartı bir işte çalışmıyor olmak. Bursa başvurmak istiyorum. Kazanırsam işten istifa edeceğim.

Ancak çalışıyor iken başvurmak ve daha sonra istifa etmek mümkün müdür?

Bu konuda bilgisi ve deneyimi olan var mı?
0
gijilti
(13.09.18)
Doktora yapıp memur olmak isteyen tanıdıklarım var. Kişisel tercih. Doktora sonrasını düşünüyor musun? Ya da çalışırken burs almadan doktora yapmayı dene.
0
intihar etsem de kendime gelsem
(13.09.18)
ücretsiz izin çalışmıyor olmak yerine geçiyor mu, bunu araştırın bence.
0
gezegen olan pluton
(13.09.18)
Çalışıyor göründüğün sürece direk elenirsin burs başvurusunda. Sgkda kayitli calisansin sonucta.
0
havada bulut
(14.09.18)
Memur olmasaydınız başvurabilirdiniz ama usul ve esaslara göre bu bursun şartlarını taşımıyorsunuz, başvurunuz reddedilir. Başvuru anında onlara vereceğiniz bilgilere göre bir değerlendirme yapacaklardır.
0
wish i could find a way to disappear
(14.09.18)
(8)

Kredi kartı ile taksitlendirmede her ay kalan taksitlerin limitten düşmesi?

gezegen olan pluton
Kredi kartı ile bir taksit yaptırdığın zaman her ay kalan tüm borcun limitini düşürüyor, sanki her ay aynı ürünü satın almışız gibi, bu kadar mantıksız bir işleyiş görmedim, bankalar neyi amaçlıyorlar bu şekilde çok merak ediyorum?
Kredi kartı ile bir taksit yaptırdığın zaman her ay kalan tüm borcun limitini düşürüyor, sanki her ay aynı ürünü satın almışız gibi, bu kadar mantıksız bir işleyiş görmedim, bankalar neyi amaçlıyorlar bu şekilde çok merak ediyorum?
0
gezegen olan pluton
(13.09.18)
Kredi kartının amacı o zaten? Sana bir limit veriyor, sen o kartla harcama yaptığında banka senin yerine aldığın şeyin parasını ödüyor, dolayısıyla sana verdiği limitten kullanmış oluyorsun. Sonra da sen alışveriş yaptığın yere değil bankaya Ödemiş oluyorsun. İster taksit taksit, ister tamamı ay sonunda. Banka sana limit vermiş al bundan harca diye, sen de harcamışsın. Gayet basit aslında.
0
mutlusismankedi2015
(13.09.18)
Soruyu tam anlayamadım ama anladığım kadarıyla;
Taksitli de ödeyecekseniz bir ürünün tam fiyatı limitinizden düşer, her ay ödedikçe de taksit taksit geri açılır. Eğer böyle olmasaydı da her ay sadece o ayın taksiti limite yansıtılsaydı, 5000 tl limitli bir kart ile 10 taksitle 50.000 tl'ye bir şeyler almanız mümkün olurdu, ama size ayrılan toplam kredi limiti 5000.
0
diyanet takvimi
(13.09.18)
Olayın mantığı şu aslında mantıksızlığı:

1000 liraya 10 taksit bir şey aldınız, bunun aylara göre limitten düşümü şu şekilde oluyor:

1000 (1. ay) - 900 (2. ay) - 800 (3. ay) .... 100 (10. ay)

Yani ne kadar harcadıysan değil 1000 lira için 10 ayda limitinden

1000(10.11/2)=5500 lira düşüyor, ben bu mantıksızlığı sorguluyorum.

Telefonda bu mantıksızlığı müşteri hizmetlerine anlattığımda cevapları, tüm kredi kartları böyle, oldu.
0
🌸gezegen olan pluton
(13.09.18)
Ne anlatmaya çalıştığını anladım ama ifade etmek konusunda çok sıkıntı yaşıyorsun. Büyük ihtimal temsilci de seni anlamadı doğal olarak. Ama sen zaten olayı çok yanlış anlamışsın daha doğrusu kredi kartı olayını hiç anlamamışsın. Ne kadar harcıyorsan o kadar limitinden düşer, sen her ay taksitleri ödedikçe de limitin açılır. Bu kadar yani başka bir teferruatı yok.
0
mutlusismankedi2015
(13.09.18)
Abi n’aptın sen dünyayı yeniden keşfetmeye gerek Yok ödedikçe limitin açılır iste. Sen taksit miktarı düşsün diyorsan karttan Yok öyle bir dünya
0
monkey
(13.09.18)
çünkü 1. ay henüz ödemediğin 1000 liralık borcun var ve limitin -1000 ile başlıyor. 100 lira ödediğin zaman ise henüz ödemediğin 900 liralık borcun var ve limitin -900 ile başlıyor.

bakış açın çok saçma. aslında kredi kartının limiti hep sabit, her ay 5000 lira yeni limit vermiyor sana.
0
belkider
(14.09.18)
Sen sanki her ay banka sana 1000 lira nakit veriyormuş da, ama her ay kalan taksit miktarı kadar parayı elinden geri alıyormuş gibi düşünmüşsün. Haliyle 10 ayda bankadan 10000 para alıyor ve her ay kalan taksitler kadar parayı tekrar tekrar veriyor gibi hissediyorsun. (niye bilmiyorum) Böyle bir senaryoda evet, 10. Taksit 10 kere. 9. Taksit 9 kere ödenmiş gibi olur. Aöa durumun bununla uzaktan yakından alakası yok.

Limitin 1000 lira ise, banka sana en başında sadece bir kereliğine bin lira borç veriyor gibi düşün, ancak borcunu her ödediğinde, ödediğin kadarını sana tekrar borç veriyor. Haliyle sen bu 1000 liraya 10 taksitle bir şey alsan, 1000 lira gitti, ancak her ay ödeyeceğin 100 lira için banka sana bir 100 lira daha borç verir artık.
0
diyanet takvimi
(14.09.18)
limitin ne kadarsa (diyelim 5 bin) ödediğin taksit tutarı kadar (diyelim aylık 100 lira ödüyorsun bin liralık alışveriş taksidi olarak) limitin o kadar açılacak. yani bin liralık alışveriş yaptın limitin 4 bin kaldı. 100 ödedin limitin 4100 oluyor. 1000 lirayı bir seferde ödersen harcama limitin 5000 olacak yine.
0
naksidil
(14.09.18)
(12)

Şarkılar insanı depresifleştirir mi?

Drakath
23 yaşındayım 13-14 yaşından beri melankolik bir tuh halim var, tabii bunun olmasında yaşadıklarımın da oayı vardır ama ufak yaşlardan beri teoman, duman tarzı kişilerin yaptığı şarkıları dinliyorum. Bunun karakterime ve ruh halime etkisi var mıdır?
23 yaşındayım 13-14 yaşından beri melankolik bir tuh halim var, tabii bunun olmasında yaşadıklarımın da oayı vardır ama ufak yaşlardan beri teoman, duman tarzı kişilerin yaptığı şarkıları dinliyorum. Bunun karakterime ve ruh halime etkisi var mıdır?
0
Drakath
(12.09.18)
Mobilim imla için sorry
0
🌸Drakath
(12.09.18)
Tabii lan manyak mısın.

Şimdi sen bi yatağına uzanıp high hopes dinle bakalım sağlıklı kalabilecek misin? Depresif şeyler fazla dinleme. Ne yaparsan o olursun.
0
tabii lan manyak mısın
(12.09.18)
Delay Fuze
(12.09.18)
Oyyy, hem de nasil! Karaktere etkisi daha uzun surede olabilir. Uzun vadede dinledigi muzigi artik icsellestirip butunlesiyor insan ama kisa vadede anlik ruh hali ile oyun hamuru gibi oynayor valla. Sarkisi bile var "Coktan unuturdum, ben seni coktan. Ah bu sarkilarin gozu kor olsun" diye.
0
aychovsky
(12.09.18)
evet böyle bir bilimsel araştırma var.
0
westblack
(12.09.18)
Zamanında bilimsel bir araştırma okumuştum, hatta ingilterede yapılmış diye aklımda kalmış, neyse ona göre düzenli müzik dinleyenler dinlemeyenlere göre daha fazla depresyona giriyorlarmış.

Dikkat edin damar müzik demiyor, hangi tür olursa olsun.

O ara son çare hele Bi de bunu deneyeyim dedim, işe yaradı.

Ha şimdi de duygusuz donuk biri oldum çıktım. Orası ayrı
0
yemrem
(12.09.18)
0
Tears of Devil
(12.09.18)
Sizin tam da High Fidelity/Ölümüne Sadakat okuma zamanınız gelmiş bence, Nick Hornby romanı.

"What came first, the music or the misery?" diyor orada da.
0
sopiro
(12.09.18)
Listemdeki en hareketli şarkı Tarkan'ın Karma albümündeki şarkılardır o kadar diyorum. Özellikle progresif rock insanı çok depresif bir hale sokuyor. Halim böyle olduğu için mi prog dinliyorum yoksa prog dinlediğim için mi bu haldeyim bilmiyorum...
0
black holes in the sky
(12.09.18)
bilimsel dayanağım tabii ki yok ama şarkılar benim ruh halimi ve hayata bakış açımı çok ciddi oranda etkiliyor. hatta bazen bunun sağlıksız olduğunu, duygusal açıdan sorun yaşadığımı, manipülasyona çok açık olduğumu hissettiriyor.

gerçi şarkıların ve sevdiğim müzik türlerinin beni dönüştürdüğü adamı seviyorum diyebilirim. ben genelde güç bulmakta, kendisini disipline ve motive etmekte zorlanan biriydim. sürekli "demir gibi" müzikler dinliyorum. şimdilik çok şükür çok daha iyiyim, vücut bile çalışmaya başladım 500 kiloluk halimle. şu an bana iki tane katy perry şarkısı dinlet yarın yine saçmasapan biri olurum. ver endüstriyel metali, ver kızıl ordu korosu'nu tek elimle tencere bükerim jsfjsk.

bu arada yanlış anlaşılmasın katy perry dinleyen salaktır demiyorum, kişisel olarak bana hiç uymuyor, o yüzden.
0
der meister
(12.09.18)
halihazırda depresif olmaya meyletmişsen evet yardımcı olur ama sevgi kelebeği gezdiğim bir gün depresif şarkı dinlemek istemem ki zaten? depresif şarkıyı depresif hissettiğimiz için dinleriz, ben çok mutluyken müslüm gürses dinleyen birini görmedim mesela.

çok mutluyken zorla bir odaya kapatıp müslüm dinletseler depresif hale geliriz ama işin doğası böyle değil, o yüzden uzun yıllar depresif şarkı dinlemiş olmak için halihazırda depresif olmak gerektiğini düşünüyorum; bu da şarkının en fazla "ayak uyduruyor olma" durumunu destekler.
0
Bruce
(12.09.18)
aksine melankolik şarkılar depresif durumu iyileştirir, bununla ilgili yapılmış çalışmalar okumuştum.
0
gezegen olan pluton
(13.09.18)
(11)

Bizim jenerasyonun en kotu milli takimi?

yarey
90'liyim arkadaslar. Şimdi bizim gordugumuz en kotu milli takim bu oluyor değil mi?onemli turnuvalara katilamadigimiz zamanlarda bile bundan iyi futbolcularimiz vardı değil mi?
90'liyim arkadaslar. Şimdi bizim gordugumuz en kotu milli takim bu oluyor değil mi?

onemli turnuvalara katilamadigimiz zamanlarda bile bundan iyi futbolcularimiz vardı değil mi?
0
yarey
(10.09.18)
Futbolcu havuzu değil takım boktan. Takım değeri İsveç'ten çok daha yüksek ama İsveç kadar top oynayamıyor. Bunu futbolcu kalitesiyle açıklayamazsın.
0
bos gezenin bos ustasi
(10.09.18)
Futbolcularin degerini biz sisirmiyor muyuz? Bizim futbolcular isvec'li olsa djugardens'ten oteye gidemez diye dusunuyorum. Cengiz haric
0
🌸yarey
(10.09.18)
Hiddink'in elindeki takım çok daha kötüydü bence, daha tunay torunların olduğu saçma milli takımları da hatırlarım, 2000-2004 ve 2008-2010 hariç genelde kötüydü sanki şu anki milli takım oyuncu kalitesi olarak çok daha iyi kötü yıllara göre ısrar edilirse bence belçika gibi olmasa da öok daha iyi olur.
0
gezegen olan pluton
(10.09.18)
Ulen vallahi ben açacaktım ya. Ne olacak beyler bu milli takımın hali? Oğuzhan'ın ne işi var? Çıkar Oğuzhan'ı sok Olcay'ı.

1-evet
2-evet

edit: vavy .mk el birliğiyle maçın gidişatını değiştirdik. :D
0
datnet
(10.09.18)
@gezegen olan Pluton: bak haklisin, o donemi unutmusum. Almancilarla doldurmustuk milli takimi, özil gibi olurlar diye
0
🌸yarey
(10.09.18)
Abdullah avci'nin dönemiydi o tunay torun vs. O dönem rezildi.

Ama bence bu milli takım kötü değil. Cenk bugün çok formsuz, normalde oynadiğindan kötü oynuyor yoksa son 5 yildaki en iyi milli maçi oynuyoruz bence. Hatta tüm konuştuğum arkadaşlarım da o görüşte. Siz beğenmediniz mi bu milli takımı?
0
nundu
(10.09.18)
Acikcasi ikinci yaridaki çaba takdire sayan.
Ama ne bileyim, sanki hep anadolu topcusu dolusmus gibi. Yani futbolla yatip kalkmayan biri su kadrodan 5-6 kisi sayamaz. Oysa eskiden sergen, oktay, hakanlar, emre'ler, ilhan, tuncay, fatihler, bulent, nihat, ... Hep buyuk isimler olmustur
0
🌸yarey
(10.09.18)
Cenk Enes
Abdülkadir Cengiz Hakan Çalhanoğlu Yusuf Yazıcı Oğuzhan Emre Akbaba
Okay

Defansı geç hadi çok parlak sayılmaz defansımız. Ama şu forvet, kanat, orta saha kadrosuna kötü diyemez kimse.

Yönetim federasyondan en alta kadar lağım gibi koktuğu için bu başarısızlıklar. Hoca kukla zaten kamyonla para alıyor 70 küsür yaşına gelmiş.
0
bos gezenin bos ustasi
(10.09.18)
Kaleci ve defans hattimiz çözülse kadro bence iyi gayet. Bu çağda hasan ali, şener kadroya çagirilmamali. Mehmet topal ilk 11 başlamamalı. Kaan ayhan falan da zayif bence. Zeki'yi beğendim ama fena değildi sanki. Çağlar iyi zaten. Kale için de Harun Tekin cagirilabilirmiş
0
nundu
(10.09.18)
Ohhh beeeeeeeeee ozelmisizzz geri donusleri. Helal olsun cocuklar. Iyi mucadele ettiler
0
🌸yarey
(10.09.18)
Yıldırım demirörenin olduğu yerde başarı beklenemezdi zaten. Dokunduğu yeri kurutan profillerden, demirören kaldığı sürece başarı imkansız. Fransa federasyonunun başında Demirören olsaydı ve hocadan kadroya kadar hepsi aynı kalsaydı bile Fransa dünya kupası gruplarına kalamaz ya da kalsa bile grupta dördüncü olurdu sırf Yıldırım Demirören var diye. Adam demir örüyor kısmete.
0
siyah giyen adam
(11.09.18)
(15)

Bedelliden vazgeçtim

sylow
evet aylarca dört gözle beklediğim bedelli askerlikten 21 gün şartı sebebiyle vazgeçmiş bulunmaktayım. mesele askerlikten kaçıyor gibi yorumlanmasın. vatanın bütünlüğü sözkonusu olursa gerekirse 12 ay da giderim. Zaten çocukluk hayalim askeri pilot olmaktı. hatta 2007 yılında rekor puanla girdiğim h
evet aylarca dört gözle beklediğim bedelli askerlikten 21 gün şartı sebebiyle vazgeçmiş bulunmaktayım.
mesele askerlikten kaçıyor gibi yorumlanmasın. vatanın bütünlüğü sözkonusu olursa gerekirse 12 ay da giderim. Zaten çocukluk hayalim askeri pilot olmaktı. hatta 2007 yılında rekor puanla girdiğim hava harp okulundan fetöcü o.çocuklarının (çok sonradan öğrendik) olmayan bi hastalığı bahane etmesiyle elenmiştim. cehennemde ateşleri bol olsun.
Neyse konumuza dönersek, iş yeri ile ilgili ve ailevi meselelerden dolayı aldım bu kararı. almak zorunda kaldım daha doğrusu.
Ve iddia ediyorum, 21 gün koşulunun, aradaki rantçılar dışında, ne devlete ne askerlik yükümlülerine hiç bir faydası yoktur. bilakis zararı vardır. İnsanın sizin yapacağınız işi .. diyesi geliyor.
2020 yılına kadar tecil hakkım var. Sormak istediğim, bu yıla kadar askerlik sisteminde köklü bir değişiklik olur mu sizce ?
0
sylow
(09.09.18)
Olmaz.
0
angelus
(09.09.18)
Olacağını sanmıyorum. 10 gün ile bedelliyi kaçıran akrabalarim var. 21 gün de olsa büyük fırsat. 6 ay askerlik yapan arkadaşlarım bile şu an beni arayıp "oğlum ne yap et, bedelli yap bu işi, burada geçen zamana yazık" diyor. Senin yerinde olsam 21 gün de olsa yapardım, ki gelecek ay parayı ödeyeceğim zaten.
0
kuzuri
(09.09.18)
olmaz.
0
paudi
(09.09.18)
o 21 gün zaten yol izni ile beraber 19 güne düşecek. kafanı çok duvara vurursun ilerleyen dönemde.

369. kd askerliğini bitirmiş birisi olarak söylüyorum bunu. imkanın varsa yap.
0
mrjones
(09.09.18)
Sıkıntı yok bir dahaki bedelliye gidersin
0
vatan ayini
(09.09.18)
En az 4-5 sene bedelli cikmaz.

2007 yilina dönüp 6 ay yerine 21 gun yapacaksin deseler nereye domaliyorum diye sorarim.
0
heleley
(09.09.18)
Sistem falan değişmez, bir sonraki bedelli ne zaman çıkar, çıkar mı, çıkmaz mı? Bundan sonrası hep soru işareti. Çok geçerli bir nedenin yoksa (elini kolunu bağlayan hayati bir mesele) ve bu para seni zorlamayacaksa yap kurtul. Rant mant, bu işler bizim boyumuzu gücümüzü aşıyor. Sen de kendi kişisel çıkarına bak. Eğer bu parayı verip askerlik görevinden kurtulmak işine geliyorsa yap gitsin. Ha gelmiyorsa biraz daha düşün bir yol bulursun.
0
draconas
(09.09.18)
Kafanı çok duvara vuracaksın.
0
brad pitt
(09.09.18)
2 gün yol izni 2 gün de pazar günü tatillerinden zaten 17 güne düşüyor. Bence bedelli yap. 6 ay yapsan bile en az 6-7 bin tl para yersin.

Ayrıca askerlik işe girmeni de etkiliyor. 5 sene tecilin olsa da işveren bunu dikkate almıyor.
0
gölgede aynı
(09.09.18)
çok muhtemel sürekli bedelli olayı olacak ama 2020'de mi olur 2025 mi bilinmez.
0
gezegen olan pluton
(09.09.18)
fazla zaman gibi düşünme oraya gidip ne oldu ne bitti demeden askerlik bitecek senin için kafa tatili gibi olur yapman en mantıklısı ne olursa olsun. askerliğide ilerde 9 ay yapıcaz diyorlardı 6 ay yine paralı olacak şimdiki kadar para girecek, bedelli vurmayanlara yazık olcak sana vurmuş kesinlikle gitmemezlik yapma.
0
lutfen onume park etmeyiniz
(09.09.18)
3ay/9ay olayindan bahsediliyordu ne oldu o is? O olursa koklu degisiklik olmus olur iste.

Bence bedelli yap 21 gun yap kurtul.
0
stavro
(09.09.18)
paranla rezil olcağına git rezil ol.
0
mikahakkinen
(09.09.18)
olacağı söylentileri var. yeni gelecek sistemde de askerlik olacak söylentileri var ama. her halükarda askere gideceksiniz yani. ben olsam bu 21günlük bedelli fırsatını kaçırmazdım.


not: askerlik şubesi başkanıyım.
0
trajikomix
(09.09.18)
biz gittik geldik bir şey olmadı 19 gün
0
argent dawn
(05.12.19)
(8)

Harddiskteki bilgileri geri dönülmez şekilde silmek ?

Aşk Adamı
içerisinde 1 tb bilgi olan bir harddiskim var.Yazma okuma hızı çok yavaşladığından 10 günde başka diske geçirebildim bilgileri.Şimdi üstüne başka bilgiler yazma şansım yok.Bilgileri kurtarılamaz hale nasıl getirebilirim.Hangi programı kullanmam gerek. sağolun
içerisinde 1 tb bilgi olan bir harddiskim var.Yazma okuma hızı çok yavaşladığından 10 günde başka diske geçirebildim bilgileri.Şimdi üstüne başka bilgiler yazma şansım yok.Bilgileri kurtarılamaz hale nasıl getirebilirim.Hangi programı kullanmam gerek. sağolun
0
Aşk Adamı
(08.09.18)
matkapla delerseniz diski veriler kurtarılamaz artık.
0
gezegen olan pluton
(08.09.18)
eğer diski bir daha kullanmamak suretiyle soruyorsanız, diskin içini açın, ve metal veri plakalarını mahvedin( eğip bükün, çizin, yakın vs.)
0
pianist
(08.09.18)
Low Level Format Atacaksın

portableapps.com
program burada dikkatli kullan
0
baknedicem
(08.09.18)
bilmeden ne de güzel sallıyorsunuz gerçekten insan hayret ediyor. istediğin kadar eğ bük del o veriyi oradan silemezsin. cehalet böyle bir şey işte.

kolay yolu pc ye linux kurmaktır, kurduğun anda eski data yok olur çünkü linux diskteki tüm datayı 1 ya da 0 a çevirir.

2. yöntem pc ye 1 kez format at, sonra elinde ne kadar film müzik vs varsa bunları farklı farklı klasörlerde diske doldur, disk tamamen dolunca bir daha format at. ilk baştaki verilerden eser kalmaz.
0
hzben
(08.09.18)
Eraser adlı programla
0
Delay Fuze
(08.09.18)
Diski tekrar kullanmayacaksan kullanmayı düşünmüyorsan, yak. Üzerine gaz döküp yak. Kalan parçaların üzerine de fare yakalama tutkalı dök. Kimse elini bile süremez.
0
gölgede aynı
(08.09.18)
@hzben

üzgünüm ama, cahil olan sanırım sensin.

1- tabir-i caizse ''badlands*'' haline gelmiş bir veri plakasından(yani o kadar kötü fiziksel hasara uğramış) en baba veri kurtarma servisi bile veri alamaz, çünkü diskin manyetik okuma- yazma kafası mikron seviyesinde çalışır, ve çalıştığı plakanın dümdüz olması gerekir.

*images.mentalfloss.com

2- hdd'nin çalışma prensibi manyetizma üzerinedir, + ve - kutup mevzusu yani. bilgisayar karşılığı ise 1 ve 0.

bütün dünyada, tabir-i caizse ''baba'' kurumlar önemli verilerin bulunduğu bir hdd yi formatlamakla falan uğraşmaz, direk imha eder/ettirir.

duyuruyu açan kardeşime benden daha detaylı bir tavsiye, turbo pürmüz ya da turbo torch denilen aletten al (jet çakmakların büyüğü), diski parçala, bir kaç dakika boyunca elindeki pürmüzü metal veri plakalarının üzerinde gezdir.

hadi bakalım, daha sonra bana ''cahil'' diyen arkadaş ta gelsin o verileri kurtarsın.
0
pianist
(09.09.18)
idonthaveatvset
(09.09.18)
(4)

King oynuyor musunuz?

windowsguvenlikduvari
Eskiden çok oynardım, şimdi oynayacak birini bulmak zor. Belirli bir rutin halinde toplanıp king oynayan var mı? Dördüncü lazım mı? :)
Eskiden çok oynardım, şimdi oynayacak birini bulmak zor. Belirli bir rutin halinde toplanıp king oynayan var mı? Dördüncü lazım mı? :)
0
windowsguvenlikduvari
(08.09.18)
Artifact oyna.
0
idonthaveatvset
(08.09.18)
şehir?
0
gezegen olan pluton
(08.09.18)
Şehir belirmemişim doğru. İstanbul.
0
🌸windowsguvenlikduvari
(09.09.18)
Her gün oynarım
İst
0
basond
(09.09.18)
(6)

Ankara'da yaşayanlar bi bakabilir mi?

mehmed resad
20sinde ankara'da yaşamaya başlıyorum, burdan bazı kıyafetler alacağım ama çok şey almak istemiyorum yanıma şimdiden. 20 eylül gibi havalar soğur mu orda nasıl oluyor, tişört şort almama gerek var mı? direkt bahar ve kışlık şeyler alıp gitsem yeter mi?
20sinde ankara'da yaşamaya başlıyorum, burdan bazı kıyafetler alacağım ama çok şey almak istemiyorum yanıma şimdiden. 20 eylül gibi havalar soğur mu orda nasıl oluyor, tişört şort almama gerek var mı? direkt bahar ve kışlık şeyler alıp gitsem yeter mi?
0
mehmed resad
(02.09.18)
yeter muhtemelen.
0
passion rules the game
(02.09.18)
ekim 15 gibi t-shirt devri bitiyor dış mekanlarda.
0
gezegen olan pluton
(02.09.18)
eylül 20'de şort olmasa bile tişört kesin gerekir. 1 ay kadar daha.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(02.09.18)
geçen yıl kış geç gelmişti. kasıma kadar ince bir mont veya trençkot yeterli olur.
0
jepa
(02.09.18)
Ankara soğuğu için tavsiyem decathlonda satılan polar yeleklerden bir adet edinmeniz. Sonbaharda dışarı çıkarken, kışın evde yada dışarda kaban içine giyilince soğuğu bayağı kesiyor.
0
curukturpkokusu
(02.09.18)
kış kasım gibi gelir. baharlık şeyler falan eylül ekim gibi yeter.
0
babilbaligi
(03.09.18)
(8)

Bitcoin'e Yatan Kara Paranın Takibi İmkansız mı?

bos gezenin bos ustasi
Mesela bir dolandırıcı dolandırdığı parayı banka hesabından bitcoin veya bir başka kriptoparaya çevirdiği vakit, bu paranın takibi ve nerede olduğu artık takip edilemez mi oluyor?Mesela dün Halkbank olayı patladı. Bu olay sonucu birisi ucuzdan 1 milyon dolar alsa ve onu da hemen Bitcoin'e çevirse bu
Mesela bir dolandırıcı dolandırdığı parayı banka hesabından bitcoin veya bir başka kriptoparaya çevirdiği vakit, bu paranın takibi ve nerede olduğu artık takip edilemez mi oluyor?

Mesela dün Halkbank olayı patladı. Bu olay sonucu birisi ucuzdan 1 milyon dolar alsa ve onu da hemen Bitcoin'e çevirse bu parayı geri alamazlar mı?
0
bos gezenin bos ustasi
(02.09.18)
Ya da bende vergisi ödenmemiş yüksek miktarda para var. Bu parayı bitcoin şeklinde saklarsam kimse benden o paranın vergisini soramaz mı?
0
🌸bos gezenin bos ustasi
(02.09.18)
"Mesela bir dolandırıcı dolandırdığı parayı banka hesabından bitcoin veya bir başka kriptoparaya çevirdiği vakit"
Demissiniz, kara parayi banka hesabina yatirmissa zaten olay aciga cikmistir.
0
ykyt
(02.09.18)
Tamam bankasına yatırmasın, başka bir yolla bitcoin alsın madem. Meselenin özü orası değildi.
0
🌸bos gezenin bos ustasi
(02.09.18)
Sadece x bir kisiden, borsalar üzerinden açılmamış, blockchain cüzdanına aktarırsa yakalanamaz. Haricinde, borsalardan alabilmesi icin once bankaya yatirmasi gerektigi icin yakalanir. Ayrıca borsalar blockchain cüzdan id’niz ile kimliğinizi eşleştirdiği için takip edilebiliyor btc hareketleri.
0
lynda.com
(02.09.18)
Transfer için monero kullanırsan takip edilemez ama bitcoin takip edilebilir.
0
sta
(02.09.18)
bitcoin ile takip daha kolay, zaten bu bitcoin olayının arkasında fbi'ın olduğu söyleniyor para takiplerini daha kolay yapabilmek için.
0
gezegen olan pluton
(02.09.18)
ilk kazanımda kuyruğu kaptırmazsan
nicehash gibi bir yerden bitcoin ile işlemci gücü satın alıp, ether yada benzeri bir paranın miningini yaptırıp kazandığın o parayı tekrar bitcoine çevirisen kara parayla arandaki ilişkiyi bir nebze koprarısın diye düşünüyorum.
0
Sir Anthony Hopkins
(02.09.18)
Su coinler ile birlikte yeni bir para aklama uzmanligi seklinde meslek dogacak sanirim :)
0
lynda.com
(03.09.18)
(7)

Pratik tatli onerileriniz

balpolen
Canim cok tatli istedi, evde pratik ne yapabilirim?
Canim cok tatli istedi, evde pratik ne yapabilirim?
0
balpolen
(30.08.18)
evde ne var ne yok ki?
ben canım tatlı istediğinde şerbetli tatlı yemeden duramıyorum evde kemalpaşa yada ekmek tatlısı falan varsa paket halinde onların zerine şerbet döküp kısa sürede ttalı elde edilebilir.
0
basond
(30.08.18)
youtube'da çakal lezzetler kanalına bir göz atın. evdeki malzemelere uygun bir şeyler vardır mutlaka.
0
desdenova34
(30.08.18)
mikrodalgada kek olaylarına bakın 5 dk sürüyor.
0
gezegen olan pluton
(30.08.18)
Etimekler tepsiye iki kat halinde dizilir. Şerbet kaynatılıp üstüne dökülür. Soğuyunca krem şanti hazırlanıp üstüne sürülür. Sarılıp dondurucuda bekletilir. Çıkarılıp kesilerek servis edilir. Afiyet olsun. (Anlatınca pek kısa sürmüyor gibi göründü ama bi ara çok sık yapıyordum.)

Pudingli bisküvili pasta: Petit-beurre bisküvi, puding, süt. Puding pişirilir, bisküviler dik duracak şekilde birbirine pudigle yapıştırılıp baton pasta gibi görünene kadar sıra uzatılır. Tabi önce tepsinin zeminine de biraz puding sürülmeli ki bisküviler durabilsin. En son puding bisküvi pastanın üzerine boca edilerek komple pudigle kaplı görünüm oluşturulur. Pasta dolapta soğumaya alınır. Soğuyunca düz değil de, verev (çapraz) şekilde kesilip şekilli dilimler elde edilir.
0
everything has changed
(30.08.18)
İrmik tatlısı.

7 çorba kaşığı irmik
14 çorba kaşığı şeker
1 kg süt
1 paket vanilya
İsteğe bağlı kaynarken çok az margarin atın. Yarısını kaba dökün araya tarçın serpin, geri kalanı da üstüne dökün. Buzdolabına atın, soğuyunca enfes oluyor.
0
mortingensitrayzee
(30.08.18)
Reçelli yoğurt.
Yogurda çilek ya da visne reçeli ekleyin varsa biskuvi parçalayin uzerine.
0
Amaranta ursula
(30.08.18)
@amaranta ‘nın dediğine ekliyorum: ballı yoğurt: kaseye bal konur ve üst katına yoğurt eklenir. Dolapta soğutulur. Çıkarılıp yenir.
0
everything has changed
(30.08.18)
(3)

diş beyazlatma (devlet hastanesi)

nemo problemo
devlet hastanesinde diş beyazlatma işlemi yapılıyor mu? direkt gitsem diş taşı temizliği yaparlar mı yoksa seans seans mı oluyor? özelde 100 liradan aşağı yapmıyorlar diş taşı temizliğini. diş beyazlatma yapılıyoor mu?
devlet hastanesinde diş beyazlatma işlemi yapılıyor mu? direkt gitsem diş taşı temizliği yaparlar mı yoksa seans seans mı oluyor? özelde 100 liradan aşağı yapmıyorlar diş taşı temizliğini. diş beyazlatma yapılıyoor mu?
0
nemo problemo
(29.08.18)
hayır
0
giovanne
(29.08.18)
fakültelerde yapılıyor olabilir, gidip sormanız lazım.
0
gezegen olan pluton
(29.08.18)
goztepeadsm.saglik.gov.tr
Diş taşı temizliği yapılıyor.
0
slava
(29.08.18)
(12)

futbolda dönen para

black mamba
ya bu futbolda ne para var. herkesin bildiği bir şey de pek takip etmezdim futbolu. bir de sosyal medyayla futbolcuların hayatı daha görünür oluyor canlı kanlı görüyorsun o denli paranın etkisini. en son gomis'i takip ettim haberlerden dolayı. 4 milyon euro alıyormuş yıllık. adamlar 30 yaşına kadar
ya bu futbolda ne para var. herkesin bildiği bir şey de pek takip etmezdim futbolu. bir de sosyal medyayla futbolcuların hayatı daha görünür oluyor canlı kanlı görüyorsun o denli paranın etkisini. en son gomis'i takip ettim haberlerden dolayı. 4 milyon euro alıyormuş yıllık. adamlar 30 yaşına kadar para biriktirip sonra bakarlar keyiflerine.

bir de haftada 1 maç oluyor sanırım. normal mesaiye gider gibi git antrenman yap. hayatta farklı şeylere de zaman ayırırsın, dünya'nın istediğin yerini gezersin. tabii kabul bu paralar kolay değil. rekabet yüksek, hepsi bu kadar kazanmıyor ama 1. ligteki ya da dandik takımlardaki bir futbolcu bile 400-500 alıyor sanırım. 10 yıl çalışsa güzel para.

10 yaşında olsam futbolcu olmak için it gibi çalışırdım gerçekten.
0
black mamba
(25.08.18)
şu konuda pek katılmıyorum. üniversite sınavına 2 milyon kişi giriyor. ama 100.000 sıralama yapmak zor değil. hatta ilk 150 binden sonrası sınava pek hazırlanmıyor bile. 1 milyon kişi arasından düzenli bir çalışmayla ilk 10 bine girmek göründüğünden kolay. futbolda da 10 yaşından beri işi sıkı tutmuş biri 20 yaşında iyi bir seviyede olur bence.

futboldaki kazanç seviyesi gerçekten yüksek. alt liglerdeki futbolcular bile bir doktordan iyi kazanıyor. maddi açıdan tercih edilebilecek bir alan. sonuçta canan karatay en çok kazanan doktorlardan sanırım. xx belediye spor futbolcusu daha çok kazanıyordur ondan.
0
🌸black mamba
(25.08.18)
alt liglerde doktordan çok kazanabilirsiniz ama bu olay 35 yaşına kadar sürer, Gomis gibi örnekler çok istisna; türk altyapılarında istediğin kadar çalış Gomis'in G'si olamazsın; bunu sana öğretecek ne hoca ne eğitim var; ama Almanya'da Fransa'da doğup büyüsen çalışma ile iyi şeyler elde edebilirdin.
0
gezegen olan pluton
(25.08.18)
10 yaşında eğer genetik balı yoksa isterse 2 yasından beri uğaşsın yine de olmaz.
profesyonel ve amatör ayrımı çabukluk ile belli ediyor kendini. bu adamlar ekstra güçlü,hızlı adamlar. öyle çalışarak elde edebileceğin bir iş değil. 11 profesyonel ile 22 amatörü karşı karşıya getiriyorlar. sonuç profesyonel oyuncular rahatlıkla ezip geçiyor.
iyi bir seviye denilen nedir? 20 yaşında iyi seviyeye gelsin sonra bir sakatlık? çime takılıp dizini sahada bırakan nice yiğit var.

türkiye'de mesela bu işten adamakıllı ekmek yiyen sayısı 1000'dir. e 10 milyon cocuk bunun hayaliyle yanıyor tutuşuyor. hadi diyelim cok yetenekli falan fistan ama keşfedilemiyor. keşfedilse devrecilikten lobiden patlıyor.

mesai gibi idman dediğin müthiş süreklilik devamlılık istiyor. yazı ayrı kışı ayrı. benim bölgesel amatördeki arkadaşlarımın ayağında tırnak yok. toynak gibi. kız görse ürker kaçar. küfür kafir bir ton.

bir de futbolcuların hemen hemen hepsi ağır gerizekalıdır. amatörüyle ayrı profesyoneliyle ayrı takıldım. azcık eli kitap kalem tutan adam futbolcularla oturup 2. bardak çayı içmez:) böyle bir iş çevren olacak bunları da düşünmek lazım.
0
hemsta
(25.08.18)
Oncelikle sunu ogrenmen gerekiyor. Calismayla Messi olunmaz.
0
baldur2
(25.08.18)
messi olunmasın 2. lig futbolcusu olunsun o da olumlu. birçok meslekte bu paralar zor.
0
🌸black mamba
(25.08.18)
Profesyonel sporcu olmak doktor olmaktan zordur. Yeteneğin yoksa küçük yaştan itibaren çok üst seviye bakmak gerek vücuda. Baki mercimek mesela. Hiç beğenmezsin. Yıllar önce bi beşiktaş maçına gittim. Yedekti. Devre arasında 3 arkadaş top çeviriyolardı. Adam bi hareketler yapıyo... top diye oynar seni.

Doktor olmaktan çok daha zor bi şey. Doktor sürekli doktor hem. Zaman geçtikçe geliştirir kendini. Sporcunun verimli yılları kısıtlı. Sakatlığı falan var. Hep üst seviye olmak zorunda. 2. Lig de öyle.
0
Delay Fuze
(25.08.18)
abi kusura bakma da yetişkin olup "keşke futbolcu olsaydım" diyen insanlar biraz şey geliyor bana. yani bayağı vizyonsuz, hayatın gerçeklerinden uzak vs... çocukluğumdan beri spor hastasıyım. çocuğumun aktif olarak bir sporla ilgilenmesini hatta sporcu olmasını da isterim eyvallah ama bu bel bağlanabilecek bir hayal değil.

birincisi kariyerin en fazla 35-36 yaşında bitiyor. sonrasında çok çok ünlü bir futbolcu değilsen yalnız başınasın. "o ara ben yatırımımı yaparım" deme, futbolcuların çoğunun iq düzeyi deniz seviyesinde.

ayrıca "normal mesaiye gider gibi antrenman yap" diye bir şey yok. adamlar amele gibi haftanın 4-5 günü sabah akşam çok ağır spor yapmak, sonra maça çıkmak zorunda. haftada bir maç olduğu da doğru değil. üst düzey kulüpler haftada iki, bazen üç maç yapmak zorunda kalabiliyor artık. avrupa kupalarında oynayan bir premier lig takımı şampiyonlar ligi, lig, lig kupası, federasyon kupası derken sezonda 60-65 maça çıkabiliyor. üstüne bir de avrupa şampiyonası veya dünya kupası eklenirse al başına belayı. yediğine içtiğine dikkat edeceksin, insanüstü disiplinle çalışacaksın vs... bunlara girmiyorum bile.

baki mercimek örneği çok güzel. televizyonda izleyip "bunu ben de yaparım lan ne var" diyorsun da mesela o "disiplinsiz" dedikleri quaresma bile sıradan insanlardan 1500 kat disiplinli bir adamdır. "sıradan" birinin o seviyeye çıkması yetenekle tek başına mümkün olamaz. ha inanılmaz yetenekli olup çok çalışmadan başarılı olan topçular yok mu? var. ama onlar istisna. ayrıca ne kadar çalıştıklarını biz bilmiyoruz. en disiplinsiz sporcu bile solitaire oynayan memurdan, günün 6 saatini yatarak geçiren çalışandan çok çok daha sıkı ve disiplinli bir yaşam tarzına sahiptir.

futbol oynadın mı hiç bilmiyorum ama 18 yaşına kadar gelmek bile zor. hem çok dolap döner hem de o zamana kadar ciddi sakatlık yaşayan, devam edemeyen adam sayısı çoktur. ha şanslısın, üçüncü lig takımına falan girdin diyelim. yükselebilmen için ciddi anlamda iyi olup sıyrılman lazım. o da kolay değil.

ayrıca profesyonel kariyerine 18 yaşında başlamış olsan dahi yükselmek için fazla zamanın yok. atıyorum çevirmen olursan 24 yaşında çalışmaya başlasan bile 65 yaşında hala çeviri yapıyor olabilirsin. futbolda sıçramayı yapamadın mı, gözden düştün mü sıçtın. diyelim ki 24 yaşındasın, ikinci lig takımında oynuyorsun, yıllık 600 bin türk lirası veriyorlar sana. 2-3 maç formun düştü, hoca seni yedeğe çekti. yerine gelen çocuk iyi oynuyor, hocayla falan da aran bozulmuş zaten bir daha ilk 11'e dönemiyorsun. sözleşmen bittiğinde ne yapacaksın? sözleşmeler 15 yıllık yapılmıyor ki, çok çok üst düzey değilsen genelde 2 yıllık bile yapmazlar. bir sene oynatır, göze çarpan bir adam değilsen gönderir. e sen ikinci ligde kendi kulübünde forma şansı bulamadın, 34 haftalık ligin 15-20'sini yedek kulübesinde geçirdin. ne yapacaksın? şanslıysan aynı ligde takım bulursun, değilsen alt lig takımına gidip "abi ben üst ligde oynadım beni alın la" dersin, 600 bin liranın yakınından bile geçmeyecek paralarla alt ligde oynamak zorunda kalırsın. şanslıysan, parlarsan sonra belki tekrar üst lige dönersin... iki senen gitti bile. kariyerin maksimum 35-36'da bitecek, performansının zirve potansiyeline ise sadece 2-3 yılın kalmış.

uzun lafın kısası futbol çok ciddi kumar. para bu kadar hoşuna gidiyorsa bence ticaret kısmına yoğunlaş. türkiye'de cimriliğinden tofaş'a binen, kıyafetini pazardan alan ama sikindirik bir fabrikadan yaptığı ticaret işiyle yıllık 4 milyon euro'yu antrenman yapmadan kazanan bir sürü adam var. onun dışında abramoviç gibi adamlar var mesela. 4 milyon euro kazanan futbolcunun "patron" dediği, işveren pozisyonundaki, o topçu gibi elinde 15-20 tanesi daha olan adamlar. üstelik bu futbol kulüpleri bu adamların bir nevi hobisi, gelirlerinin belki maksimum %20'sini falan bu işe yatırıyorlar.

spor aşkından kaynaklı bir futbol sevgisi yoksa (ki öyle görünmüyor) bence sen işin diğer ucundaki paralı adamlara bak. futbolcu olmayı istemek anlaşılabilir bir hayal ama olacak, yapılacak iş değil.
0
der meister
(25.08.18)
Der meister e katiliyorum ve ekleme yapmak istiyorum sahit oldugum bir hayat ve bunun gibi binlerce vardir


bir arkadasim vardi arif diye adam resmen ronaldo sürat teknik vs hepsi 10 numara amatör bir kulubun altyapisina girdi esti firtina gibi okulda falan sinifta kaldi ama futbol kariyeri baya umut vaad ediyordu babasi da futbolcu olmasi icin cok cabaladi bizimle futbol oynamasi falan yasakti sakatlanir vs diye aradan zaman gecti kimse bu adami kesfetmedi hep oyle kaldi biz okuduk mezun olduk bu okulu birakti hep amatör kumede kaldi takim yukselmeyince bu da goze batacak bir performans sergileyemedi bir sure sonra. kayboldu gitti en sonunda.

Benzeri bir hikaye amator bir klupte oynayan bir arkadasimdan adam firtina gibi sol acik oynuyor birgun izlemeye geliyorlar istanbuldan bunu cagiriyor spor yazari birisi adini soruyor babasinin meslegini(ne alaka diyorsunuz) soruyor isci deyince cevap bile vermeden maca don isareti yapiyor sonrasinda zaman geciyor bursaspora kabul ediliyor iki dizi birden menuskus yirtilmasi oluyor dizi donuyor vs spor hayati bitiyor

Hikayenin özü oncelikle bir miktar yetenekli olacaksin, tanidiklarin seni camiaya tanitacak kesfedecek, sakatlanmayacaksin, insanlarla iyi iliskilerin olacak, disiplinli calisacaksin bunlardan 1-2 tanesi eksik az oldu mu olmaz o is mobilim cok bile yazdım imla affola
0
basond
(25.08.18)
parmak basilan nokta harika olmus bu arada. en kotu profesyonel futbolcu veya basketbolcu, ben de oynasam bunun kadar oynarim yeaaa diyen amatorleri top diye oynar. bir tanesi eski nba oyuncusu brian scalabrine'e seni tek tekte yenerim diyor, scalabrine de kabul ediyor ve adami resmen potaya gomuyor. scalabrine de oynadigi sure boyunca nba'nin tasak oglani olmus hantal kazma bir basketbolcu.
0
baldur2
(25.08.18)
Istediğiniz kadar yetenekli disiplinli olun. Turkiyede altyapı olarak kulisiniz yoksa harcanirsiniz. Şimdiye kadar hem kendi oynadığım hem de rakip olarak karşılaştığım çok yetenekli, şu anki milli takımın sorunu olan sağ bek, sol bek, forvet bölgelerinde o kadar çok kişi vardı ki harcandı gitti. Bu kişiler de 8 yaşından itibaren altyapıya başlayan kişilerdi. Öyle dışardan bakıp konuşmak kolay. Şimdi o arkadaşların çoğu ya işsiz ya amatör takımlarda sürünüyor.
0
defansif orta saha
(25.08.18)
Yetenek,boy pos,azim,çevre,sağlık,şans

Bunların hepsi olmak zorunda.

konu sadece paraysa dolandırıcılık, ihaleye fesat karıştırma, her bankadan ve tefeciden borç alıp yurtdışına kaçmak vs gibi birsürü yol var
0
owaki
(25.08.18)
bir iste sadece parasi icin calismak, kendinize yapabileceginiz en buyuk kotuluktur.

futbolda o kadar aham saham bir para dondugu yok bu arada.
0
Leonardo~Da~Vinci
(25.08.18)
(8)

PTT kargolarimi caliyor

hjarteblod
selam, aliexpress'ten gelen siparislerimi ikidir PTT hic ediyor. hepsi de trackable kargolar, 17track'ten falan bakiyorum gun gun nereye gitmis ne yapmis goruyorum, civardaki posta subesine geliyor ama son asamada ikisi de teslim edildi gorunuyor ki o gunlerde evde olmama ragmen teslim edilmedi bana
selam, aliexpress'ten gelen siparislerimi ikidir PTT hic ediyor. hepsi de trackable kargolar, 17track'ten falan bakiyorum gun gun nereye gitmis ne yapmis goruyorum, civardaki posta subesine geliyor ama son asamada ikisi de teslim edildi gorunuyor ki o gunlerde evde olmama ragmen teslim edilmedi bana ya da bir baskasina. Birisi icin kapi caldi hatta yetisemedim, baktim 2 saat sonra teslim edildi gorundu daha da haber yok kargodan. Satici da hakli olarak teslim almissin diyor ben ortada kaldim. Bu ammmmk postacisi benim kargolari hic ediyor. PTT'yi arayip sikayet olusturunca da "barkodda sorun vardir" diyip geciyorlar. Urunler gelene kadar $ yukseldi degere bindi malum. Ben bunun icin n'apabilirim? Reklamasyon diye bir sey varmis, bundan sonuc alan var mi?
0
hjarteblod
(19.08.18)
trackable larda imza alması zorunlu, ptt ye git imzayı görmek istediğini söyle. Bu benim imzam değil de .
0
binder dandet
(19.08.18)
Benim posta kutuma bırakmışlar haber vs de yok. Bir ay sonra aldım kutudan. Ondan sonra her daim posta kutumu kontrol eder oldum, çoğunlukla kuyuya bırakıyorlar bazen komşuma veriyorlar. Bir keresinde komşum verdi postamı unutmuşum evde kusura bakmayın dedi. Böyle şeyler olabilir mi sizin için de ?
0
mezarkabul
(19.08.18)
Birilerine suç atmadan önce gidip şubede kim sizin adınıza teslim almış öğrenip ona göre araştırabilirsiniz, ptt şubesine dilekçe ile başvurun en garanti yöntem bu.
0
gezegen olan pluton
(19.08.18)
Ptt'ye şikayet maili atarsanız şube ve takip numaralarıyla birlikte, geri dönüş yapıyorlar. Ben attığımda sorumlu postacıdan savunma istemişlerdi, takip numarası bile yoktu hem de. Eğer dediğiniz gibi bir durum varsa çıkar ortaya, imza atıp teslim almış olmanız gerekiyor sonuçta.
0
zetsuboushita
(19.08.18)
@mezarkabul, malesef kutu veya komsu durumu yok, baktim oralara :/

@pluton, ogrenemiyorum iste. ptt'ye ulastim subeden gelen cevap barkodun hatali olabilecegi yonunde sadece.

@zetsuboushita, mail'i deneyecegim, tesekkur ederim.
0
🌸hjarteblod
(19.08.18)
Hiçbir kargocuya güvenmem. Küçükken Almanya'dan kuzenin bana paket göndermişti. Takip ettik, bizim şehirde kayboldu. Defalarca PTT'ye gittik. Kimse ilgilenmedi. Kuzenim Almanya'da kendi posta şirketine telefon etmiş. Sonra postacı bizim eve kadar gelip özür diledi. Oradan bir telefon buradakileri etkilemiş. Insan olarak değerimiz yok. Ancak paket hiç gelmedi.
0
Traveller
(19.08.18)
özelden barkod numaralını atın bir bakalım. yardımcı olmaya çalışayım. bayramdan sonra direk teslim birimi ile görüşelim.
0
soulpuppet
(19.08.18)
Bu işi müşteri hizmetleriyle çözmek bence son şans senin yapman gereken şubeye gidip durumu sorgulamak her sokağın sabit bi postacısı olur adamı bile bulabilirsin hatta erken saatlerde gidersen. Benim başıma aynı şey gelmişti gittim adamı buldum “he hatırlıyorum sizin kargoyu ben apartman görevlisine verdim” dedi bizim saftık görevli unutmuş tabi. Gidin şubeye öğrenin şube dediğim dağıtım merkezi.
0
Mcfly
(19.08.18)
(11)

Enes Batur kişisi hakkında görüşleriniz?

basond
Bu ismi duymuştum kimdir nedir bilmiyordum youtube kanalı varmış 8.2 milyon takipçisi varmış(oha!?) ilk defa videosuna denk geldim adam tam bir beyinsiz gibi geldi bana insanlar bu adamı neden takip ediyor ki? Yaptığı diğer videolarda yaratıcı bir şeyler mi yapıyor? Yada orijinal işleri falan mı var
Bu ismi duymuştum kimdir nedir bilmiyordum youtube kanalı varmış 8.2 milyon takipçisi varmış(oha!?) ilk defa videosuna denk geldim adam tam bir beyinsiz gibi geldi bana insanlar bu adamı neden takip ediyor ki? Yaptığı diğer videolarda yaratıcı bir şeyler mi yapıyor? Yada orijinal işleri falan mı var?
Açıkçası o videodan sonra diğer videolarına bakmak hiç içimden gelmiyor.

ha izlediğim videosu da şu: www.youtube.com
0
basond
(19.08.18)
en sevmediğim youtuber. çok eskiymiş youtube'da oyunlar falan oynamış. ve en boş youtuber bu heralde. Orkun, kafalar, berkcan falan izleniyor gayet. ama bu ne işe yarıyor ben de anlamıyorum. ohh be hep böyle bir soru bekliyomuşum. ne iç döktüm :)
0
c1b2k3
(19.08.18)
hitap ettiği kitle 5-15 yaş arası. bunları etkilemek için orijinal ya da yaratıcı bir iş yapması gerekmemiş.
0
zgrydn
(19.08.18)
Benim yegen eskiden izliyordu hala izliyor mu bilmiyorum yasi 10. Bu yetiskin olara orkun ya da oha diyorum falan kafa dağıtmak için olsa da arada br izlenir ama enes tam bir saçmalık. Hedef kitle kucuk çocuklar
0
all girls dream
(19.08.18)
türkiye'de en çok para kazanan youtuber. fazla bütçe harcamadan çektiği film bile milyon izlendi.

çeşme'de villa, altında son model araba. daha 20 - 21 yaşında. bizim ergen ve küçük çocuklarımız izleye izleye bunu trilyonluk yaptılar.
0
Neill
(19.08.18)
Yazdiklarini okumadan soyluyorum direkt hic sasirmiyorum bu kadar popi olmasina. Boyle topluma boyle tip gider.
0
postmodern rh
(19.08.18)
ben en son baktigimda 5 milyon civari takipcisi vardi, ne ara 8 milyonu asti!

bir seyler yazmak istiyorum ama hala bunlarin olayini anlamis degilim. ne youtuber'larin ne de takipcilerin.

ekleme: youtube dunyasi ile ilgili bir tez yazan yok mudur? varsa bana atsin, okuyayim, anlayayim bu insanlari.
0
Leonardo~Da~Vinci
(19.08.18)
neden sevildiği ile ilgili bir sosyolojik araştırma lazım, neden diğerleri değil de bu, orkun morkun yine uğraşıyor bir şeyler için hadi onu anladık ama enes batur tam bir sosyolojik vaka.
0
gezegen olan pluton
(19.08.18)
sağlam para basıyor. en ayar olduğum şey şu reaksiyon videoları. başkasının videosunu izliyor. mal bebeler de enes batur'un video izlemesini izliyor.
0
black mamba
(19.08.18)
@acemi bot olayına katılmıyorum. uzun vadede botsun milyon takipçiye ulaşılır. takipçiler bot olsa izlenme sayısı bu kadar yüksek olmazdı.
0
black mamba
(19.08.18)
10-15 yaş aralığındakiler izliyor bu salağı, gerçekten mal mal hareketler yaparak bu kadar para kazanması hem şaşırtıyor hem de sinirimi bozuyor.
Onu izleyen yaş grubunda bi tuhaflık var zaten. Oyun oynamayıp oyun videosu izliyolar. Barbie bebek oynayacak yaştakiler bile açıp barbie bebek oynayanları izliyolar, kendileri asla oynamıyolar çünkü onu üretecek hayal gücünden yoksunlar.
0
megalomaniac
(19.08.18)
severim keratayı
0
yakaza
(19.08.18)
(5)

Enpara kredi kartından Spotify ve Netflix'in fazla para çekmesi

maden suyu
spotify ve netflix'i bu ay ilk defa banka kartı yerine enpara kredi kartına bağladım. baktığımda- netflix 15,99 yerine 16,06- spotify 20,99 yerine 21,25 çekmiş.dolardan dolayı zammı geldi dedim, baktım fiyatlar aynı. tek tek sitelerine girip faturalarına baktım, normal fiyatları çektikleri gözüküyor
spotify ve netflix'i bu ay ilk defa banka kartı yerine enpara kredi kartına bağladım. baktığımda
- netflix 15,99 yerine 16,06
- spotify 20,99 yerine 21,25 çekmiş.

dolardan dolayı zammı geldi dedim, baktım fiyatlar aynı. tek tek sitelerine girip faturalarına baktım, normal fiyatları çektikleri gözüküyor.

bu muhtemelen enparadan kaynaklanıyor diye düşünüyorum. sebebini onlara yazdım dönüş bekliyorum. belki bilen vardır diye sizlerede sormak istedim ?
0
maden suyu
(18.08.18)
Niye enparadan kaynaklansın ki? Netflix ve Spotify’ın müşteri hizmetleriyle görüşmen gerekiyor.
0
mutlusismankedi2015
(18.08.18)
provizyondan düştükten sonra düzelir.
0
lamotta
(18.08.18)
benim de başıma steam'da aynı olay geldi 18 lira yerine 19.6 çekilmiş, vergi olayları mı anlayamadım.
0
gezegen olan pluton
(18.08.18)
haziran ayından itibaren yurtdışı elektronik servislere kdv geldi. belki onula alakalıdır.
0
delidir yakalayin
(18.08.18)
sebebini sonunda tespit ettim.

bazı yurtdışı servislerde netflix, spotify, appstore vs kredi kartı ile alışveriş yapınca tutar provizyonda bekliyor. provizyondan hesap hareketlerine işlenene kadar, orjinal tutarı hesaba işleneği gün bir daha kur çevrimi yapıp farkı size yansıtıyor.

bu kur farkını her kredi kartı yansıtmıyor. enpara ve internette gördüğüm üzere yapı kredi yapanlardan ikisi. bunun çözümü banka kartı kullanmak yada araştırıp bu kur farkını size yansıtmayan bir bankanın kredi kartıyla çalışmak.

ben tekrar banka kartına döndüm.

aynı sorunsalı yaşayan başka kişilerin yazıları/videoları:
- www.cahityolacan.com
- teknoseyir.com
- www.youtube.com
0
🌸maden suyu
(25.09.18)
(11)

Şunlar olursa dolar kaç olur sizce?

lenin benim amcam olur
*Pastorun salınması. *Katar'ın 15 milyar ateşlemesi. *Faiz artırımı.
*Pastorun salınması.

*Katar'ın 15 milyar ateşlemesi.

*Faiz artırımı.
0
lenin benim amcam olur
(15.08.18)
Bunlar oldu zaten, bi rahip bırakılmadı o da bırakılır yakında.
0
angelus
(15.08.18)
1.86
0
bellbane
(15.08.18)
katar 15 milyar ateşlicem demiş sadece. reelde bir şey yok.

faiz artırımı oldu mu ya
0
🌸lenin benim amcam olur
(15.08.18)
gösterge faizi yükseldi: www.bloomberght.com . Sorunun cevabını bilmiyorum, ama ekonomik problemlerin sadece siyasi otoriterleşme ve abd ile ilgili sorunlardan kaynaklanmadığı açık.
0
protector
(15.08.18)
Umarım dolar dünyadan silinir ve sorunun cevabı 0 olur.
0
binder dandet
(15.08.18)
4,5- 5 lira arasi gider gelir.
0
Leonardo~Da~Vinci
(15.08.18)
Özet: Bunlar belki biraz frenleyebilir, fakat gidişatı tam tersine çevirmez diye düşünüyorum. Şu noktada hâlâ aynı yolun yolcusuyuz. Önceki olaylar yükselterek dalgalandırdı, şu olaylar düşürerek tersine dalgalandırıyor.

Oysa ekonomik göstergeler hâlâ muhteşem değil. O yüzden kısa vadede düşüş biraz daha sürer, fakat radikal bir üretim ve tasarruf ekonomisine dönüşmezsek(ki şu noktada imkânsız görünüyor) bir süre sonra ekonomi eski kötü seyrine döner. Zaten mazota 58 kuruş zam gelmişti. Bir çok mala da hali hazırda (ama az ama çok) zamlar geldi.

Faizlerin daha da artmasını(çünkü piyasada enflasyon 30'un üzerinde hissediliyor ve faiz sadece %28) dolayısıyla enflasyonun da biraz frenlenmesini sağlamaları şart ki orta vadede 5'lerde seyredebilsin.

Şu noktada hükümet anca iç talebi düşürücü taksit sınırlandırmaları vs. getirdi ki bu da daha önce gazladıkları ekonomide vites düşürmek demek. Talep düşürücü önlemleri artırıp, tüketim gazına basmaya devam ederlerse motoru da boğarlar.

Umarım yazdıklarım karışık gelmemiştir.
0
idexo
(15.08.18)
Yarin 5,5 test edilecek,kirilirsa eski yerine gelir.cuma aksam uzun tatil basliyor denebilir faize yonelen cok olacak.5 in altina gelme ihtimali yuksek.kisaca dalgalanmada gaza gelip 7 ye yakin alim yapan arkadaslara gecmis olsun gibi.birde dolar 10 tl olacak diyenler vardi,umarim kendileride inanip alim yapmamislardir.
0
duptıs
(15.08.18)
uzun vadede değil de günü kurtaracak şeyler bunlar.
0
gezegen olan pluton
(15.08.18)
Beş on.
0
[GODDARD]
(15.08.18)
4.5
0
imelih
(16.08.18)
(8)

ankara'yi bilenler

ordinov
cebeci kampusu ile tandogan kampuslerine yurume mesafesinde(max 20-25dk), uygun fiyatli nereden kiralik ev bulunabilir?
cebeci kampusu ile tandogan kampuslerine yurume mesafesinde(max 20-25dk), uygun fiyatli nereden kiralik ev bulunabilir?
0
ordinov
(15.08.18)
Emek
0
her gece aç
(15.08.18)
emek'ten cebeci 1.30 saat gösteriyor hocam naptınız
0
🌸ordinov
(15.08.18)
her ikisine birden yürüyerek 20-25dk da erişilebilecek bir semt yok malesef. yani emek'ten tandoğana 20dk yürürsün de emek'ten cebeci'ye o iş zor, 1 saaten fazla sürer o yol.
0
coder6006
(15.08.18)
Cebeciyle tandoğan arasında maltepe kızılay var ama oralarda ev bulmak zor. Cebeciden veya tandoğan-beşevler metrosu taraflarından tutup birine yürüyerek diğerine dolmuş veya metro ile gitmek en iyisi.
0
curukturpkokusu
(15.08.18)
Bence en ideali Kolej olabilir.
Kolej'den Tandoğan yürüyerek en fazla 45 dk. falan sürer. Tandoğan' a giderken Kızılay' dan gitmek yoğunluktan dolayı vakit kaybettirebilir. Çok katlı otoparkın oradan Sıhhiye Köprüsü' ne çıkıp yardırırsınız.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(15.08.18)
Kolej, kurtulus, incesu
0
primetime
(15.08.18)
ikisinden birini seçin bence çok yakın değiller yürünerek ama bence en ideali anıttepe, biraz da esat olabilir.
0
gezegen olan pluton
(15.08.18)
o hatta metro çalışıyor, niye illa yürüyorsunuz ki. kızılay tam ortası, ama ev yok orada. kolej, kurtuluş cebeci kampüsüne yakın. tandoğan ve maltepe tandoğan kampüsüne yakın. ama o hatta ankaray çalışıyor 5 dakikada ulaştırır.

ama bunların hepsinde (yukarıda bahedilerm, emen, bahçeli dahil) uygun fiyatlı evler çok döküntüdür. biraz eli yüzü düzgünler de çok pahalıdır.
0
kibritsuyu
(16.08.18)
(6)

6 Yaşında Yeğenle Starwars İzlenir mi?

aslinda sana ne
Size inandım, size güvendim gençler. Derdim şu: 6 yaşında er kişi yeğenim starwars izlemek istiyor, ben de hiç izlemedim beraber izleyelim dedim. Ama haliyle hiç izlemediğim için çocuğa uygun mu fikrim yok. Bir de hangi filmden başlamalıyız? Yıl bazında gidip 1977den başlamak mı lazım? poff çok soru
Size inandım, size güvendim gençler.
Derdim şu: 6 yaşında er kişi yeğenim starwars izlemek istiyor, ben de hiç izlemedim beraber izleyelim dedim. Ama haliyle hiç izlemediğim için çocuğa uygun mu fikrim yok. Bir de hangi filmden başlamalıyız? Yıl bazında gidip 1977den başlamak mı lazım? poff çok soru...
0
aslinda sana ne
(14.08.18)
Bence olur. Zaten çocuk filmi olduğu için 12-13 yaşa kadar çocukların izlemesi uygundur.
0
catch the arrow
(14.08.18)
bence Star Wars: Episode I - The Phantom Menace'den başla öncesini karıştırma. çok merak ederse izletirsin.
0
dedim dedim de kime dedim
(14.08.18)
evet star wars çocuk filmi ama 6 yaş da çok küçük yav. gerçek insanların oynadığı diyaloglu uzun metraj film sonuçta, muhtemelen hiçbir şey anlamayacak, sıkılma ihtimali de yüksek. illa izleyecekseniz şu disney'e satıldıktan sonra daha da çocuklaşan yeni filmlerini izleyin bari.
0
sir gawain
(14.08.18)
çocuk filmi diyen arkadaşları 50 katlı gökdelenin tepesine davet ediyorum. atın kendinizi aşağı bizi uğraştırmayın.

modern dizi ve filmlerin birçoğuna esin kaynağı olmuş, birçok filmde gönderme yapılan bir şaheserden bahsediyoruz (4-5-6'dan bahsediyorum. son yıllarda yapılanlar biraz zorlama oldu kabul). 6 yaş biraz zorlama olur ama 4- 5- 6'yı izletin. sonra da büyüyünce tekrar izlesin. tamamen bambaşka birşey anlayacak / görecek.
0
hosein
(14.08.18)
cocuk filmi +1
0
hot potato
(14.08.18)
starwars kadar overrated film yoktur, şeyhini müritler uçurur derler ya bu filmi de fanları uçuruyor. bence izleyin, ışın kılıcı, uzayda ses, ışıktan hızlı seyahat, evrendeki demokrasi şöleni, bütün uzaylıların ingilizce konuşması gibi şeyler hoşunuza giderse sevebilirsiniz, 6 yaşındaki çocuk da sevebilir.
0
gezegen olan pluton
(14.08.18)
(8)

Çayı nasıl demliyorsunuz?

for day to break
Ben demliğe 1 yemek kaşığı koyar üzerine de kaynayan suyu dökerim. Çayım da hiç güzel olmaz. Bulanık olur. Yalnız bazen damacana su kullanırım o zaman güzel olur. Sizin özel teknikleriniz var mı?
Ben demliğe 1 yemek kaşığı koyar üzerine de kaynayan suyu dökerim. Çayım da hiç güzel olmaz. Bulanık olur. Yalnız bazen damacana su kullanırım o zaman güzel olur. Sizin özel teknikleriniz var mı?
0
for day to break
(13.08.18)
bir demliğe 4-5 tatlı kaşığı koyarım. çayın rengini kullandığın çayın markası da etkiliyor. mesela bimde berk seylan çayı var. rengi süper ama tadı alışkın olmayana ağır gelebilir. çaykur filizin tadı da rengi de güzel oluyor. lipton profesyonel harman var. o da iyi.
uzun lafın kısası, çayı değiştir.
0
sutlu nescafe
(13.08.18)
suyun çok iyi kaynaması lazım. iyice kaynadıktan sonra demliğe koyulur su, daha sonra üstüne çay tozu eklenir. biraz kaçak çay da koyulursa tamamdır.
0
tabirimekruh
(13.08.18)
İlk önce hangi çay olduğu önemli yıllardır biz çaykur sarı kullanıyoruz. ikinci aşama 2-3 yemek kaşığı çaya çaydanlığın deliklerinin hemen altına kadar kaynar su koyuyoruz. Damacana suyla daha lezzetli oluyor tabi. Demini alması da çok önemli en az 15 dakika kokusu çıkana kadar beklemek lazım.
0
anarsika
(13.08.18)
Biz, 4-5 kaşık normal çay, 2 kaşık da Seylan çayından ekliyoruz demliğe. Sonra soğuk su ile hafif yıkadıktan sonra (bunu ben her zaman yapmıyorum) kaynar su ile demliyorum. Yarım saat kadar deminin almasını bekliyor, sonra da içiyoruz.
0
m e b
(13.08.18)
kaynamış ya da kaynamaya yakın su, üzerine çay şeklinde, marka önemli ama benim için filiz çaylar favori.
0
gezegen olan pluton
(13.08.18)
Ben daha temiz iş olduğundan ve Tiryaki olmadığımdan demlik poşet kullanıyorum, kendime demlerken koyu içmediğim için minik demliğe bir poşet çay atarım üst demliğin dibine de çok az su koyarım, suyu iyi kaynattıktan sonra çayı demlerim, güzel de olur. Misafire yaparken 5-6 poşet çay üzerine rengi daha güzel olsun diye bir tutam seylan atarım, suyla çayın tozunu alırım ve aynı şekilde dibine su koyarım, yine suyu iyi kaynatıp demlerim. Pek beğenilir.
0
mslny
(13.08.18)
1 yemek kaşığı, 2 yemek kaşığı 3-4 çay kaşığı olayı tamamen çay ve demlik ile doğru orantılı olan bir korelasyon içerir. aslında çay olayı çok farklı şeylere de bağlı arkadaşlar zaten belli başlı şeyleri yazmışlar.
0
blue eyes white dragon
(13.08.18)
Savulun çay uzmanı geldi.
Bi kere bi kaşık çayla olmaz o iş. Yaklaşık bi çay bardağı kadar çay otu koyuyorum ( sülale kalabalık )
Bi de çay karışımı önemli

Su kaynadıktan sonra 2 dk soğutulacak
En fazla 20 dk dem alıcak
0
isimmisimyok
(14.08.18)
(6)

Suç mu?

sta
1. Bir psikolog var diyelim. İnstagram ‘da bir sayfa açmış online terapi yapıyorum ücreti şu kadardır diyor. Bu yasal mı? 2. Psikolog olmayan birisi var o da sayfa açmış dertleşiyor mesela insanlarla ama ücretlidir bu fiyatı da şu kadardır diyor. Bu yasal mı?Teşekkürler.
1. Bir psikolog var diyelim. İnstagram ‘da bir sayfa açmış online terapi yapıyorum ücreti şu kadardır diyor. Bu yasal mı?
2. Psikolog olmayan birisi var o da sayfa açmış dertleşiyor mesela insanlarla ama ücretlidir bu fiyatı da şu kadardır diyor. Bu yasal mı?
Teşekkürler.
0
sta
(12.08.18)
Birinci olarak ikisi de vergi vermediği sürece yasal değil. İkinci olarak ikisi arasındaki farkı soruyorsanız yok. Yanılmıyorsam psikologlara hala meslek yasası gelmedi. (Yıllardır böyleydi önüne gelen danışma hizmeti verebiliyordu yani. Ben duymadım çıktıysa yasası ama çıksa ortalık böyle kaynamazdı herhalde)
0
eatpraylaw
(12.08.18)
Peki kriptoyla parayı alsalar o zaman takip olur mu?
0
🌸sta
(12.08.18)
pek yasal gibi görünmüyor vergi ıvır zıvır yok, hizmet verenin gerçek psikolog olduğu nereden belli, aynı lansmanla bir ilkokul mezunu da çalışabilir, ayrıca takip yapmak istedikten sonra isterseniz parayı dünyanın öbür ucunda aklayıp üzerinize alın yine takılırsınız.

ama bence şu yapılabilir; mevcut bir yeri olan psikolog'lardan biri ile anlaşılıp, o yerin online terapi hizmetini siz verebilirsiniz, diğer yer sahibine de belirli bir yüzde verirsiniz.
0
gezegen olan pluton
(12.08.18)
kriptopara ile alırlar da şu oynak piyasalarda ne aldıkları da belli olmaz :)
kriptopara ile ilgili yasal düzenlememiz yok bizim birçok ülke gibi
0
passion rules the game
(12.08.18)
henüz meslek yasası olmadığı için yasal değil diyemeyiz ama etikliği tartışılır. denildiği gibi vergilendirdiği sürece sorun olmayabilir. online terapi yapılabiliyor, hatta skype üzerinden psikanalitik tedavi yürüten biliyorum. ayrıca ruh sağlığı çalışanı olmayan birisinin psikolojik tedavi vermesi, online olmayan bir şekilde hem de, türkiye'de gayet açık biçimde pek çok biçimde yapılıyor malesef. hatta psikiyatrik tedavi alması gereken, hocaların okunmuş su diye antipsikotik "reçete" ettiği hastalar var türkiye'de.

etikliği açısından aklınızda soru işareti varsa türkiye psikiyatri derneği ve türkiye psikologlar derneğine mail atabilirsiniz.

takip açısından; bildiğim kadarıyla privacy coin kullanmadığı sürece takip edilebilir ama çok emin değilim :)
0
gibicibicis
(12.08.18)
bizde devlet, meslek etiği kavramıyla ilgilenmiyor; yeter ki yapılan işten gereken haracı, şey pardon, payı alsın.
ne yazık ki ikisi de yasal.
0
pangea
(12.08.18)
(15)

Ölen birinin İphone’una nasıl girilir?

diyojenimtırak
Eşi iphone bayisine gitmiş ama uluslararası anlaşmalar yok fbi yok bilmem ne yapamıyoruz gibi bi cevap almış. Ama eşi telefondaki anılarına ulaşmak istiyor. Yok mu bi yolu?
Eşi iphone bayisine gitmiş ama uluslararası anlaşmalar yok fbi yok bilmem ne yapamıyoruz gibi bi cevap almış. Ama eşi telefondaki anılarına ulaşmak istiyor.

Yok mu bi yolu?
0
diyojenimtırak
(08.08.18)
bence eşler bu gibi durumlar için birbirlerinin telefonlarına en az 1 parmak izi tanımlamalılar.
0
paudi
(08.08.18)
eger sifresini bilmiyorsaniz yok gibi birsey. FBI bir teroristin iPhone'unu ele geciriyor, onlar bile kac aylik calisma sonunda telefonu hacklemeyi basairyorlar. eger FBI gibi kaynaklariniz varsa olabilir. yoksa sifre sart.
0
crucio
(08.08.18)
paudi, bu durumlar için dediğin öldükten sonra eşimin telefonumu açmasıysa. açmasın.
özel hayat falan, very kezban moves my friend
0
liriamer
(09.08.18)
Ben ölsem iPhone çöpe mi gidecek yani? Hayır şunu merak ediyorum kullanıcı adım dışında bir şekilde iPhone'dan yararlanmayacaklar mı? Benim anılarıma ulaşmasınlar da iPhone da boşuna çöpe gitmesin. İpad'im de var. Ona da şifre koymayayım madem öyleyse yazık günah.
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(09.08.18)
@kırmızıayakkabılıgargamel telefonu bilgisayar baglayip formatlayabilirsin.ama icindekilere ulasamazsin
0
crucio
(09.08.18)
ios sürümü eskiyse, jailbreak ile yapılabilir. jailbreak = bir güvenlik açığını kullanarak ios içerisinde root (en yetkili kullanıcı) yetkilerine sahip olma.

edit: hatta rce (uzaktan kod çalıştırma) filan varmış 10.2'de www.exploit-db.com
0
nossrat
(09.08.18)
rus büyükelçisini öldüren polisin iphone'unu hala kıramadılar. araya rusya bile girdi yardım etmek için, bazı firmalar önerildi onbinlerce dolar ödendi birçok firmaya hepsi başarısız oldu. apple'a başvuruldu oradan da sonuç çıkmadı. en son rusya'ya gönderilecekti sanırım putin "bizim burada iyi hackerlar var bir onlara baktıralım" falan demiş.
0
rotten head
(09.08.18)
sen iphone'a bu kadar uğraş icloud'a selam veren girsin. apple sen de az değilsin ;)
0
dedim dedim de kime dedim
(09.08.18)
Faturasını gösterirse açmaları gerekir.

@crucio Formatlasan da eski şifreyi girmeden yeni telefon olarak kullanamazsın. Çalıntı iPhone’lar tuğladan farksız oluyor bu nedenle.
0
Lim5
(09.08.18)
@Lim5 eger apple account'tan kayip/calinti olarak isaretlersen oyle oluyor diye biliyorum. eger o sekilde telefonu kilitlemeden formatlarsan bir sikinti olmamasi lazim. iPhone kullanmiyorum belki yanlis biliyorumdur ama aklimda boyle kalmis
0
crucio
(09.08.18)
telefonu aldigi yerden fatura bulabilirse telefondaki hesabi kaldirabilirler ama tekrar telefonu kullanacak hale getirmek icin herseyi silmek gerekiyor. yani herhangi bir sekilde ulasamaz.
0
allanpoe
(09.08.18)
fotoğraflara, kişilere, notlara ulaşılmak isteniyorsa, web'den icloud hesabından girilebilir, orada şifremi unuttum denirse, ilgili e-posta hesabından password yenilenebilir, o e-posta adresinin şifresi de e-posta şirketi ile iletişimden verilebilir, e-posta şirketleri bu konuda daha işbirlikçi, ya da e-posta'ların şifremi unuttum kısmındaki güvenlik sorusunu siz bilebilirsiniz
0
gezegen olan pluton
(09.08.18)
Babamın iphoneunu apple storeda açtırdık veraset ilamı ile birlikte.
0
suicides underground
(09.08.18)
@dedim dedim

iCloud'a sisteme sızarak değil, ünlülerin şifrelerini resetleyerek girmişlerdi sanırım. Sisteme sızabilseler sadece bazı ünlülerin fotoğrafları değil herkesinki çalınırdı. iCloud'da şifre sıfırla deyince email adresi, doğum tarihi ve önceden belirlenmiş bazı soruları soruyor (ilk araban nedir gibi).

Soruya yanıt olarak belki bu yöntemi deneyebilirsiniz.
0
orient blue
(09.08.18)
İsrailli bi şirkete kırdırmıştı fbi. Apple yardım etmiyosa imkansız.
0
Delay Fuze
(09.08.18)
(11)

30'undan sonra Üniversite okumak ve tercih kaygısı(Boğaziçi,Marmara,Kazak)

dergus
Arkadaşlar merhabalar, size kısaca kendimden bahsedeyim. Bendeniz eğitim hayatına akademisyen olmak üzere yola çıkmış, bu yoldan öğrenciyken vazgeçip öğretmen olmaya karar vermiş; ve sonunda bölümünün ataması olmadığı için bunu da başaramayıp Zabıt Katibi olmuş bir bireyim. İstanbul Bilgi Üniversite
Arkadaşlar merhabalar, size kısaca kendimden bahsedeyim. Bendeniz eğitim hayatına akademisyen olmak üzere yola çıkmış, bu yoldan öğrenciyken vazgeçip öğretmen olmaya karar vermiş; ve sonunda bölümünün ataması olmadığı için bunu da başaramayıp Zabıt Katibi olmuş bir bireyim. İstanbul Bilgi Üniversitesi Tarih bölümünü Burslu olarak bitirmiştim, 2006 öss sınavında 3794.olmuştum. Bugün Ales'ten 91'i olan, iyi kötü Yds 60 puan getiren fakat istediğim üniversitelerin yüksek lisans programlarının da mülaktlarında elenen bir kişiyim. İyisi mi dedim şu üniversite sınavına gireyim, bakarsın güzel bir şey olur. Tekrar öğretmen olurum, ya da başka bir şey.

Velhasılı çalışmadık ama kpss illeti yüzünden bilgileri kanıksamış olacağız ki eskisinden de daha iyi bir sonuç geldi. Bu sefer 3500.civarı bir şey olmuşum sözelde.

Gelin görün ki sözel ortamı perişan, doğru düzgün okunacak bölüm az. Yani hayatım kurtuldu diyemiyorsun Ea veya Sayısalda olduğu gibi. Bu şartlar altında da çok ciddi kararsız kalarak büyük bir kaosun içinde buldum kendimi. Bu yüzden siz değerli arkadaşlara ne okumam gerektiği konusunda danışacağım:

1-Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı

Devam zorunluluğu var mı bilmiyorum. Adliyede memur olduğum için her derse gidemem. Bitince ne olacak bilmiyorum. Edebiyatı çok seviyorum. Sonunda yazın dünyasında bir editör vs, olabilsem veya akademide devam edebilsem; o da olmadı bir edebiyat, tarih dergisinde çalışabilsem yine olumlu. Ama meb öğretmenliği açısından etkisiz eleman. Boğaziçi etiketi özel sektörde başarı getirebilir. Ama bittiğinde Yaş 36 olacak.

2-Boğaziçi Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği

Memuriyet açısından geleceği olan bir bölüm. Fakat ben geleceği olan bir kişi değilim. Çocuklarla pek anlaşabildiğim söylenemez. Ama şefkatliyimdir. Bu bölümü öğretmenlik yapmak için değil, bitirince bir sermayedar ortak bulup beraber bir kreş, anaokulu açabilir miyim diye düşünüyorum. Veya yine akademi olabilir. Ama yine adliye, yine devam zorunluğu büyük mesele.

3-İkinci öğretim İlahiyat, İstanbul veya Marmara Üniversitesi

Aslında ilahiyatın zirvesi olan Marmara ingilizce'de tutuyor ama bu bölümde amacım bu değil. Tek amacım Lise öğretmeni olmak. Ataması iyidir. Tayyip devam dediği müddetçe de iyi olacaktır. Ek olarak, deizme yakın olsam da teoloji kültürünü severim. İlginç ve ilgi çekicidir benim için.

4-Kazakistan Ahmet Yesevi İngiliz Dili Edebiyatı

Burada da amaç atanmak. Ama aynı zamanda ingilizceyi geliştirip daha donanımlı olmak var. Ve burada merak ettiğim olay şu; bu okul için Kazakistan'a gitmek mi gerekiyor, yoksa uzaktan eğitim mi oluyor. Uzaktan eğitimse eğer direk Ahmet Yesevi diyorum.


Biraz uzun oldu ama tavsiyeleriniz benim için değerli. Umarım güzel bir fikir verir takip edenler için...
0
dergus
(07.08.18)
Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı
0
neo
(07.08.18)
Boğaziçi Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı
0
dedim ben sana
(07.08.18)
Bu yaştan sonra Edebiyat bitince ne olur? Tarihle birleşince ne çıkar ortaya, adliyeden istifa edecek ortamı bulabilir miyim? Evli barklı adamım, ev geçindiriyorum :)

Ve en önemlisi devam zorunluluğu...
0
🌸dergus
(07.08.18)
boğaziçi türk dili ya da okul öncesi derim ama boğaziçinde hangi bölüm olursa olsun derslere devam etmeden mezun olmak imkansız gibi. 1-2 hoca insiyatif gösterse de 4-5 sene öyle geçmez. bir de edebiyat da olsa zorlu bir ingilizce hazırlık dönemi olacaktır ve yine ciddi devam şart.

ahmet yesevi uzaktan öğretim kazakistan'a gitmeye gerek yok.
0
lavie
(07.08.18)
x dili ve edebiyatı bölümleri öğretmen olarak atanabiliyor mu? formasyon alması gerekiyorsa bir de onunla uğraşacaksın. ek olarak formasyon hala veriliyor mu? bir ara kalkmıştı yada kaldırılacak diye bir muhabbetler vardı öyle hatırlıyorum. istersen önce bunu araştır, eğer yoksa boşuna girip masraf ve vakit kaybı olmasın.

bir uyarı daha özel sektörü düşünerek bölüm yazma. 30 undan sonra öyle kolay kolay yüzüne bakmıyorlar.
0
issiz karga
(07.08.18)
meb'de öğretmen olmak istiyorsanız ingilizce en avantajlısı gibi diğer taraftan özel sektör için Boğaziçi sözcüğünün geçmesi yeterli oluyor bir dolu yerde ama o yaşlarda junior muamelesi görmek hoşunuza gider mi bilmiyorum. Akademi için yine Boğaziçi ama ortalamanızın da 3.0 üstü olması lazım, bu da okulu ciddiye almanız gerektiği anlamına gelir; ha bir de akademisyenlik öyle hemen olmuyor, yükseği, doktorası en az 7-8 yıl, 40'lı yaşlarda araştırma görevlisi olmayı dert etmemelisiniz bu idealde.
0
gezegen olan pluton
(07.08.18)
formasyonum var benim.
0
🌸dergus
(07.08.18)
okumayın demiyorum ama çok gereksiz. her şey zamanında. 30 yaşında üniversiteye başlamak bana göre sadece bir iki bölüm için uygun olabilir: hukuk, oyunculuk(bu alanda kariyer için okul şart değil zaten bu kişi çalışmaya başlamıştır ama eğitim de alıp prof çalışmak istiyordur. var böyle tipler new york oyunculuk okuluna filan gidenler), belki mimarlık ama onu da bilemedim. yürütebilen olursa 6 seneyi tıp olabilir. o da iş garantisi olduğundan. ama çok zor yine de.

devlet okulunda öğretmenlik düşünüyorsanız aöf'den tde okuyun. o arada çalışmaya devam edersiniz. bakın boğaziçini kazanacak olmak çok güzel bişey ama ben de çocukken akülü araba istiyordum. şimdi 26 yaşındayım istersem alırım akülü araba yine çok güzel ama bana olmaz artık. ben gerçek bir alfa romeo bakıyorum.

yaşınıza uygun bir hayat yaşayın.
0
error522
(08.08.18)
yeseviyi geç. orası çöp.

Türk dili edebiyatını sadece okumuş olmak için okursun.

Bence ya marmara ilahiyat ya da boğaziçi okul öncesi. Bu iki bölümden de parayi vuramazsın ancak ilahiyatta çabuk atanırsın.
0
gölgede aynı
(08.08.18)
@gezegen olan pluton araştırma görevlisi alımlarında yaş sınırı 35. 35 yaşın üstünde ar. gör almıyorlar. yani bitirir bitirmez alese girip tezli yüksek lisansa yazılması ve açık bir kadro bulması gerek, çok zor.
0
issiz karga
(08.08.18)
Amacın ogretmen olmaksa ve formasyonun zaten varsa acik ogretimden turk dili ve edebiyati okumayi düşünebilirsin belki. Amacin akademisyenlik değilse bogazicine gitmenin geregi yok hem çalışıp hem acikogretim okuyabilirin
0
havada bulut
(08.08.18)
(4)

Spor sonrası dinlenmenizi nasıl yapıyorsunuz?

for day to break
Hareketleri aza indirerek mi yoksa direkt bırakıyor musunuz? Ben yoga yapıyorum hemen bırakırsam yorgunluğu daha çok hissediyorum. O yüzden masaj aletim var onla biraz masaj yapıyorum daha raharlatıcı oluyor.
Hareketleri aza indirerek mi yoksa direkt bırakıyor musunuz? Ben yoga yapıyorum hemen bırakırsam yorgunluğu daha çok hissediyorum. O yüzden masaj aletim var onla biraz masaj yapıyorum daha raharlatıcı oluyor.
0
for day to break
(07.08.18)
*rahatlatıcı
0
🌸for day to break
(07.08.18)
ağırlık sporundan sonra koşuyorum koştuktan sonra hafif bir kaç ağırlık hareketi daha yapıyorum sonrasında duş ve eve yürüyüş.
Evde direk yatıyorum.
0
basond
(07.08.18)
sauna, buhar odası, yürüyüş.
0
gezegen olan pluton
(07.08.18)
Ağırlık antrenmanı sonrası herhangi bir şekilde stretching ya da Mobility egzersizine girmem, ayrı bir günde veya aynı günün farklı bir bölümünde yaparım, bazen Foam roll gibi materyalleri de kullanırım. Ağırlık antrenmanı sonrası en güzel şey büyük bir ana öğün yemek sonrasında dinlenmek ve iyi bir uyku çekmektir bana göre.
0
candanag
(07.08.18)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.