Giriş
(17)

Almanya'nın yaşanılası kentleri

widee
selamlar. almanya'nin en güzel, yaşam için uygun yerleri nereler sizce?Hamburg& Leipzig için neler dersiniz? yaşam standartları nasıldır?teşekkürler.
selamlar.
almanya'nin en güzel, yaşam için uygun yerleri nereler sizce?
Hamburg& Leipzig için neler dersiniz? yaşam standartları nasıldır?

teşekkürler.
0
widee
(17.01.19)
sadece stuttgart ve frankfurt'u görme fırsatım oldu. frankfurt hoşuma gitti çok kaliteli bir şehir. linkedin üzerinden iş başvuruları yapmaya başladım.
0
kanlakarisikyagmur
(17.01.19)
doğu almanya şehirleri batıdakilere göre bir tık daha kasvetli ve soğuk geliyor bana. belki de önyargılıyımdır bilmiyorum. hamburg liman şehri ve daha kozmopolit ve hareketli haliyle. ben hamburg'u tercih ederdim, hem hareketli hem de ulaşım olanakları daha iyi.
0
prasinos
(17.01.19)
hamburg bence berlinden sonra en güzel şehirlerinden biri. ama tabi düsseldorfu görmedim mesela. franfurtu beğenmedim. çok kalabalık ve pahalı geldi. ama bazı cafeleri barları baya güzeldi.
ben bremen'de kısa bir süre yaşadım. hem hamburga yakınlığı çok hoşuma gitti hem de çok büyük bir şehir olmaması ama aynı zamanda yeterli seviyede eğlence hayatı olmasını sevdim.
0
omonia
(17.01.19)
sen küçük yerlere gidersen bunalırsın
leipzig dezavantajlı yakınında kozmopolit pek yer yok
hamburg almanyada kozmopolit sayılacak ender yerlerden biri, almanyada almanca bilmeyen mcdonalds çalışanı bi tek hamburgta bulunur derler + hollandaya filan ulaşımı iyi, gece hayatına filan da iyi diyorlar.
frankfurt güzel de çok "bankacı" şehri. o anlamda (plaza tarzı) büyük.
0
niye ama
(17.01.19)
beni anlayan eski dostları bulmak guzel. :) @niyeama
merak ettiklerim bunlardı.

peki sorumu genisleteyim. hollanda'da Amsterdam dışında cazip yerler nereler? rotterdam opsiyon dışı. sıkıcı bir yer bence..
0
🌸widee
(17.01.19)
Hamburg'u cok begenmistim ben de. Orada bir alman arkadasin evine aksam yemegine gitmistim, yasadigi muhite gelince ne guzel yer lan burasi dedim millet yasiyor gercedkten. Onlar da Almanya'nin gitmedigimiz yeri kalmadi, kiralar falan cok yuksek ama en yasanilasi yer burasi, gorur gormez bayildik ve buraya yerlestik demislerdi. Normalde Almanya'nin kucuk bir yerinde yasiyorlardi. Hamburg icin gelirin de iyi olmasi lazim biye dusunuyorum biraz ama cok bilgi sahibi degilim bu konuda.
0
stavro
(17.01.19)
açık ara Hamburg.

tatava yapmaya gerek yok.

2.soruna cevap Utrecht.
0
AlsterWasser
(17.01.19)
almanyada şehirler arasında ekonomik uçurumlar yok
istisnai olarak berlin görece ucuz, münih ve frankfurt görece pahalı -hamburg bunlardan daha pahalı değildir sanıyorum. ama özel olarak hamburg piyasası bilmiyorum.
ev sıkıntısı olan, ya da özel bir durumu olan küçük bir şehir daha pahalı olabilir mesela heidelberg, ABD üssü var...

hollandayı bilmiyorum ben widee'cım, ama şehir şehir sormak istediklerin varsa ben Nijmegen Lahey filan piyasayı sorabilirim.
0
niye ama
(17.01.19)
Açık ara Hamburg +1.

Hollanda çok ufak ülke, bir uçtan bir uca gitmesi max 3 saat. Amsterdam'dan sonra Utrecht Amsterdam'ı aratmaz, havaalanına/Amsterdama 20dk mesafede, Amsterdam'dan daha ucuz ve yaşanılasıdır. Den Haag ufak ama zengin/kaliteli olanıdır. Büyük şehir lazım diyorsanız da Rotterdam.
0
taurina
(18.01.19)
Hamburg über alles! yaşadım oradan biliyorum.
0
blackidom
(18.01.19)
"bence" kelimesi cok onemli. Basit yazacagim.

Leipzig´de bir Türkiye´den gelme gocmen olarak yasamak istemezdim. Ayrica yasam standartlari Dogu Almanya´nin hala ciddi seviyede Bati´nin altinda.

Hamburg cok guzel, cok hos, canli bir sehir. Zengin eyalet, sosyal hayat iyi, gocmeni bol, sehir guzel. Havasiyla unlu biliyorsunuzdur, ben yasamak istemem Hamburg´da. Yaz gelmiyor, surekli gri gri gri... Arkadaslarimi ziyaret etmeye, konsere, etkinlige vs. gidiyorum ve her defasinda cok begeniyorum sehri. Ama 2-3 gün sonra o ruzgarli igrenc nemli havasina kufur etmeye basliyor insan.

Genel olarak, Almanya´nin kuzeyinden ve dogusundan kacinirdim.


"En güzel" olan sehirler araniyorsa, Bayern, Baden taraflarina bakilmali. Tablo gibi sehirler, kasabalar var. Ama "is imkanlari nasildir?" diye de sormak lazim.

Ben buyuk sehir yasamini sevdigimden Berlin´i seviyorum, Düsseldorf´dayim su an, firsat yakalamaya calisiyorum Berlin´e yerlesebilmek icin. Düsseldorf ve Köln´ü de tavsiye ederim, bu sehirlerde yasamis biri olarak. Ozellikle Düsseldorf´u.

Frankfurt´u tavsiye etmem. Frankfurtlu hic kimse sehrini sevmez, ovmez. Daha lokaline kendini sevdirememis memleket. Kalsin.
0
buf-e kür
(18.01.19)
kriterleri daha ayrıntılı yazman lazım . ne iş yapacaksın ? ödeyebileceğin kira miktarı? etrafında çok türk olmasını ister misin ? senin içn gece hayatı önemli mi yoksa tarih mi koksun? bunları yazarsan daha net cevap alabilirsin Almanya da yaşayan birisi olarak yazıyorum bunları .
0
çiçekgaraj
(18.01.19)
Almanya'da sadece Berlin'i gördüm ve uzun süredir orda yaşayanlara özeniyorum:) düzenli ama kesinlikle sıkıcı değil, kasvetli değil.
0
megalomaniac
(18.01.19)
Leipzig doğu. 3 yıl ilmenau'da yaşayan biri olarak diyorum.
almanyanın köln hariç elle tutulur her yerini gezdim.

benim oyum Karlsruhe.
Stuttgart da fena yer değil. munih fazla tarihi. berlin tam bir hoşaf. frankfurt dev bir kerane. hamburg müthiş soğuk ama şehir yapısı güzel. göttingen-kasel civarı sakin, daha samimi.

karlsruhe tarafı sınırda olduğu için insanları iletişime daha açık. şehir yapısı daha güzel hayat biraz daha rekli.
0
KidLazer
(18.01.19)
Leipzig: yabanci olarak yasamak pek iyi degil, eski dogu alman sehri ve dolayisi ile issizlik cok, bu nedenle de irkcilik cok. Zaten nispeten kucuk bir sehir.
Hamburg: cok kulturlu buyuk sehir. deniz var.
Berlin: Buyuk sehir, kendi icinde bir kulturu var. o nednle yasamak icin guzel sehir. Cok kulturlu. ama her yere uzak.
Munih: Dag, doga kayak sevenler icin cok iyi konumda. kira vs cok yuksek.
Koln: her yere cok yakin, cok kulturlu. ama klasik alman sehri o yuzden bir sure sonra cok da degisik birsey yok.
Frankfurt: Finans ve banka sehri. Cok buyuk sayilmaz ama rahat bir sehir. Almanyani tam ortasinda

Eger bir sehir eskiden dogu almanya sinirlarinda ise o yere mesafeli durmakta yarar var. irkcilik yuksek, yabanci kulturlere acik degiller. dogu alman sehirlerinde her 10 kisiden 4u irkci partiye oy verirken, batida bu 10 kisiden 1 diyebiliriz.
0
emrahday
(18.01.19)
hamburg der geçerim
0
basond
(18.01.19)
hamburg & leipzig arasinda hamburg'un bir artisi da hem turkiye'ye hem ucuz hava yollari ile bir cok yere cok fazla ucus olmasi. insanlar buna dikkat etmiyor pek ama bence mobilite cok onemli.
0
kassiopeia
(18.01.19)
(5)

Yurt dışında yüksek lisans için geç mi kaldım?

CBi
Merhaba arkadaşlar,Ben 28 yaşında özel bir firmada yazılım uzmanı olarak çalışan bir bilgisayar mühendisiyim. Üniversiteyi 2 yıl uzattım ve iş arama, askerlik(uzun dönem) derken 3 ay önce iş bulabildim. Anlayacağınız pek bir tecrübem yok. Gelecek ay ielts'e gireceğim ve tahmini 6-6.5 alırım gibi dur
Merhaba arkadaşlar,

Ben 28 yaşında özel bir firmada yazılım uzmanı olarak çalışan bir bilgisayar mühendisiyim. Üniversiteyi 2 yıl uzattım ve iş arama, askerlik(uzun dönem) derken 3 ay önce iş bulabildim. Anlayacağınız pek bir tecrübem yok.

Gelecek ay ielts'e gireceğim ve tahmini 6-6.5 alırım gibi duruyor. 2019 sonbaharda yüksek lisans için yurt dışına gitmeyi planlıyorum. Burs bulabilirsem İtalya'yı, bulamazsam Polonya'yı deneyeceğim.

Sizce çok mu geç kaldım? Bu sene 29 yaşıma gireceğim ve en az 2 yıl yüksek lisans dersek 31 yaşında 1 seneden fazla iş tecrübesi olmayan bir bilgisayar mühendisi olacağım. Eğer yurt dışında iş bulamazsam Türkiye'de bu işsizlik ortamında iş bulmam zorlaşmaz mı? Genel olarak fikirlerinizi öğrenmek isterim.

Sevgiler...
0
CBi
(11.01.19)
Neden bir yazılımcı akademik olarak yükselmek ister? Ardındaki sebep nedir?

Para olamaz.
Ülke değiştirmek de olamaz.
Bir idealin varsa başka.
0
bos gezenin bos ustasi
(11.01.19)
24 yasindayim, universiteye gecen yil basladim (rusca hazirlik okudugum icin su an yalnizca birinci sinifin ilk donemini bitirmis durumdayim) ve yurtdisinda yuksek lisans dusunuyorum... egitimin yasi yok bence, maddi imkaniniz varsa ve YL yapmak istiyorsaniz gidin elbette. ben 18'imden beri sigir gibi yasiyorum. is yok para yok vs. buna ragmen 28'e geldigimde de antin kuntin isler yapip harclik cikararak okumaya devam etmek istiyorum. muhtemelen 3-4 sene calisip para biriktirmem gerekecek, yuksek yapma sansim olursa da herhalde doktorayi 40-45 yasimda anca bitirecegim.

velhasil sizin yapma imkaniniz varsa gerisi ne kadar istediginize kaliyor. turkiye'de 23 yasinda baslamak bile tuhaf karsilanmazken (en azindan benim cevremde ve okulumda) avrupa'da yuksek lisans icin 28 hic gec degil hatta gayet uygun.
0
der meister
(11.01.19)
piyasanızda yüksek lisans mı daha önemli yoksa tecrübe mi eğitimler mi?

bence yurtdışında bir iş bulup gitmeye bakın türkiye'de sizi bağlayan bir şey yoksa.
0
xiii
(11.01.19)
Tam zamanı. Uluslararası öğrenciler için son başvuru tarihleri genellikle 31 Mart - 1 Temmuz oluyor. %80'i mayıs başında bitiyor ama.
0
duseyazar
(11.01.19)
bu konuda yas onemli degil. ama benim onerim en azindan 1 yil bir yerde calistiktan sonra yuksek lisans yapmak cok daha yararli. Senin durumunda ise bu onemli, cunku master egitimi ve yazilim konusunda tecrube birbirinden cok ayri. Master cok teorik, ve kisinin yazilim alt yapisinin gelismesini saglarken pratikte bu egitim kisinin yazilim gelistirmede junior seviyeden senior seviyeye gelmesini saglamiyor. Bu alanda junior seviyesini atlamak calismak ve tecrube ile oluyor. ama senin durumunda 3 ay calisip master egitimin ile bu tecrube gelisimi ertelenir ise 30 yasini gectigine yasin ve tecruben birbirine paralel olmayacaktir. 30 yasindan sonra junior pozisyonlara basvurursan bu problem ile karsilasabilirsin. O nedenle en azindan 1 yil calisip master egitimine baslamani tavsiye ederim.

Diger taraftan master egitimin sirasinda gecimini saglamak icin de hazirlik yapmalisin. Master egitimi icin burs bulmak cok guc, diger taraftanda calismak icin calisma izni almak da zor. Zaten gittigin ulkede dil problemlerini asmak, okulu ve dersleri tanimak, kalacak yer konusunda problemleri cozmek belki de ilk 1 yil cok zamanini alacaktir ve calisma imkanin olmayacaktir (calisma izni alsan veya kacak calisssan bile). O nedenle en azindan 1 yillik masrafini karsilacak rakami cebine koy, ornegin bu almanya icin 6000 euro yapar.

Dondugunde is bulma konuusu ise cok bir problem olmayacaktir, ama mutlaka is tecrubesi acigini kapatmalisin. Yazilim alaninda 2 senelik is tecrubesi olan biri her zaman tecrubesi olmayan birine tercih sebebidir. Yazilim alaninda ise polonya ve italya icin ayni seyi soyleyemesem de ornegin almanyada mezuniyet sonrasi is bulman cok zor olmaz, ama bu da tamamen kendini ne kadar yetistirdigine bagli. senin durumunda ise master egitimi yurt disinda is bulmak icin bir kapi diyebilirim, cunku tecrube olmadan yurt disinda is bulmak ve calisma izni almak guc, ama master tamamladiktan sonra bunlar cok daha kolay diyebilirim.

Yani ozetle master icin gec kalmis degilsin, ama tecrube kazanmak icin biraz geciktigini soyleyebilirim. O yuzden 1 yil calis ve master yapmani tavsiye ederim. Is imkanlarinin daha fazla olmasi, okullarin ucretsiz olmasi nedeniyle italya veya polonya yerine almanyayi tavsiye ederim.
0
emrahday
(11.01.19)
(1)

Almanya'da tecrübeli mühendis maaşı

justinial
Almanya'ya gidip (5 sene, 10 sene, 15 sene) tecrübe kazanmış bir yüksek makine mühendisinin alacağı ücret skalaları nedir aşağı yukarı? Alman arkadaşlarım falan var ama hepsi yeni mezunlar, ücretleri 3000-3500€ gibi.
Almanya'ya gidip (5 sene, 10 sene, 15 sene) tecrübe kazanmış bir yüksek makine mühendisinin alacağı ücret skalaları nedir aşağı yukarı? Alman arkadaşlarım falan var ama hepsi yeni mezunlar, ücretleri 3000-3500€ gibi.
0
justinial
(10.01.19)
bu cok degisken bir konu, oncelikle almanyada calisilan bolge cok onemli. ornegin bavyera eyaletinde maaslar diger bolgere gore nerdeyse %50 daha fazla. ama ornegin eski dogu alman sehirlerinde ise ortalamanin altinda.

Bir de calisilan sirketler onemli, buyuk sirketler genelde iyi maaslar verirken, diger taraftan da startup sirketler de ortalama ustu maaslar veriyor. orta buyuklukte sirketlerde ise maaslar genelde ortalama veya ortalama alti oluyor.

Ek olarak almanyada maaslar genelde brut maas olarak hesaplanir, cunku herkesin net aldigi maas birbirinden cok farklidir. Brut maastan net maasa olan hesabi etkileyen bircok faktor var ve en cok etkileyen faktor kisi evli mi bekar mi, evli ise esi calisiyor mu, ve esinin maasi ne kadar. Bu faktor o kadar etkiler ki aldigin maasi ornegin ayni brut maasta bekar biri 2500 alirken evli ve esi calismayan biri 3500 alir. Bunuunla birlikte cocuk olup olmadiig, kac cocuk oldugu, ikamet adresi, hatta ve hatta din ve kilise/cami gibi faktorler de kucuk kucuk bu alinan brut/net maas hesabini etkileyecekdir.

3000-3500 euro net mass almanya genelinde yeni mezun icin ortalama ustu bir maas. ama ornegin munih de calisan biri icin ortalama bir maas.
0
emrahday
(11.01.19)
(10)

audi vs bmw karda sürüş videoları

kibritsuyu
abi youtube'da audi quattro ile bmw xdrive'ın karda karşılaştırmalı sürüş videoları var. xd'lerin tamamı patinaj çekip dururken quattro cayır cayır gidiyor.https://www.youtube.com/watch?v=VOxka3mhKXcbunlar gerçek mi? yani gerçek tabi de araçla mı ilgili? bunlar sanki pilotajla, zemin farkıyla, lasti
abi youtube'da audi quattro ile bmw xdrive'ın karda karşılaştırmalı sürüş videoları var. xd'lerin tamamı patinaj çekip dururken quattro cayır cayır gidiyor.

www.youtube.com

bunlar gerçek mi? yani gerçek tabi de araçla mı ilgili? bunlar sanki pilotajla, zemin farkıyla, lastiklerin durumuyla, kar durumuyla, eğimle bilmemneyle alakalı farklar ve bmw'ye çakmak için özellikle audi fan'ları (veya bizzat auti'nin kendisi) tarafından yayılıyor gibi. bu videodaki durum sadece xd ve quattro farkı mı yani?

dün hanımla çocukla kartopu oynamaya giderken "abi bi el atıversen" diye çevirdiler. hafif meyilli sokağımızda dört kişi, kış lastikleri olan bir audi q7 quattro'yu ite ite zor çıkardık. adam dütdüt yaptı teşekkür edip gitti, ben de oğlumla kar oynamaya giderken uzaktan gördüm. adamı ittiğimiz aynı yoldan ne olduğunu anlamadığım gayet ortalama bir araba (hyundai accent gibi bir şeydi) zırt diye çıktı gitti. ne iten oldu, ne patinaj yaptı.

e hani nooldu xd'leri tokatlayan quattro? accent mi daha iyiymiş audi'den?
0
kibritsuyu
(07.01.19)
ben de izledim o tarz videolar baya ve hepsinde açık ara audiler iyiydi hatta bazılarında mercedes de vardı mercedeslerden de iyiydi audiler. hepsinin birden yalan olması pek ihtimal dahilinde değil gibi sanki.

sizin ittiğiniz aracın lastikleri yaz lastiğidir belki de ya da başka bir etmen olabilir. bilemedim.
0
washe
(07.01.19)
İyilik kötülük değil ki biri arkadan itişli bir araba, karda zorlanması normal.
Kış lastiğinin olup olmaması da kar performansını etkiler. Audi 4 mevsim, Hyundai kış lastiği kullanıyor olabilir.
0
marla is in my head
(07.01.19)
gerçek. bmw mercedes grubunun kar performansı iyi değil. Audi, Subaru, Volvo kar performansı efsane markalar.

arazi araçlarını demiyorum, otomobil karşılaştırması.
0
babilbaligi
(07.01.19)
antipatinaj sistemi (ASR) ve elektronik denge programı (ESP) kapamayı bilmiyordur sürücü. bu ikisi açık olduğunda araç patinajda kaldığında gitmez, ıkınmaz. hemen bırakır kendisini. benim aracım da hyundai, daha hiçbir yokuşta kalmadım. patinaj çeke çeke de olsa çıkıyor bi şekilde. ayrıca hafif ve düşük torklu. benim arabam yokuşu yavaş yavaş çıkan 70 kilo cılız bir adamsa, o audi ise yokuşu koşarak çıkmaya çalışan 90 kiloluk kaslı bir adam. fark burada. umarım anlatabilmişimdir.
0
trajikomix
(07.01.19)
valla benim mazda ile geçen sene uludağa çıktım, patinaj için zorluyorum, bir şeyler devreye giriyor, olmuyor, azcık kaydırıyım diyorum, ışıklar yanıyor araba bi şeyler yapıyor topluyor, merso ve bmw pek inandırıcı gelmedi, ya da bu sistemler kapalı.

ps. 2015 - mazda 3
0
ravenudon
(07.01.19)
Aradaki fark tamamen kar lastiğinden kaynaklı. Yoksa üç aşağı beş yukarı Quattro, 4matic ve xdrive benzer sistemler.
0
roket adam
(07.01.19)
en onemli faktor lastik. lastigin kac yil kullanildigi, yasi, boyutlari, ve basinc degeri hepsi aracin kar ve buzdaki performansini etkileyen faktorler. Quattro, 4matic ve xdrive gibi sistemler onemli olsa da aractaki lastik en iyi seviyede degilse tirmanmak icin yeterli olmayacaktir.

ama Quattro, 4matic ve xdrive ozellikle bol karda arac kara saplandiginda cok one cikiyor cunku iki teker saplansa da diger tekerler ile arac kendini kurtarabiliyor. buzda 4 tekerde kaygan zemine geldiginde, bu sistemler aracta mevcut da olsa, arac lastikle zemine tutunuyor.
0
emrahday
(07.01.19)
Yalan dolan ya. Kullanan herif audiyi adam gibi kullanırken mersoyla bmwyi kötü kullanıyo.
0
Delay Fuze
(07.01.19)
videodaki bmwlerin cogunda dort mevsim yada yaz lastigi var gibi.

"ama" duzgun kis lastikleriyle audi butun markalari kafalar, tecrube ile sabit.
0
cooperr
(07.01.19)
BMW Mercedes yasadigim yerde(kutup dairesine 300km) pek tutulan arabalar degil. 2 sebebi var.
1. Dedigin gibi kar performansi kotu bunlarin.
2. Paslaniyor dayanmiyor iklim ve tuzlanmadan oturu. Gerci Audi de paslaniyor bu konuda Alman otolari kotu. Hatta acikcasi tek iyi marka Volvo paslanma konusunda.

Her arabanin gidecegi yol farklidir. BMW Mercedes gibi araclarin binek modellerinin olayi o autobahnda hiz yapmak. Reno Toros ile ciktigin yolu bile cikamayabilirler olabilir nitekim o arabanin amaci zorlu kosullar degil.
0
bos gezenin bos ustasi
(07.01.19)
(9)

Sıfırdan bilgisayar programlama öğrenmek

Connor
Sıradan bir bilgisayar kullanıcısı olarak, web sayfası, akıllı telefon uygulaması, vs. yapabilmek için ne tür programları öğrenmek gerek? Bir de, bunun için normal bir kursa gitsek nasıl bir yere gitmek lazım?
Sıradan bir bilgisayar kullanıcısı olarak, web sayfası, akıllı telefon uygulaması, vs. yapabilmek için ne tür programları öğrenmek gerek?

Bir de, bunun için normal bir kursa gitsek nasıl bir yere gitmek lazım?
0
Connor
(02.01.19)
aynı şeye bende niyetlendim. android uygulaması için java lazımmış. ona bakmaya başladım mesela. udemy'de jva dersi var ücretsiz. turkcellde de geleceğe hazırlananlar diye bir proje var. orada da anlatım var.
0
sutlu nescafe
(02.01.19)
Teşekkür ederim @sutlu nescafe. Udemy fikri güzel.
0
🌸Connor
(02.01.19)
Öncelikle matematik öğrenmek gerekiyor. Matematiginiz zayifsa onu gelistirerek baslayabilirsiniz eger gercekten iyi bir yazilimci olma hedefiniz varsa
0
kompisko
(02.01.19)
Ne yapmak istediğiniz önemli. Ben mesela pythonda kendime bot yazıyorum hayatımı kolaylaştıracak şekilde. Öyle çok değil 1 haftada kopyala yapıştır ekle seviyesine geldim tabi önceden biraz c biliyordum. Web sitesi ayrı android app ayrı dünyalar. Hedef belirleyin ona göre tekrar soru sorun buraya daha iyi fikirler alırsınız.
0
bahoho
(02.01.19)
oncelikle kolay gelsin ve gecmis olsun. programlama kolay degildir, her insanin harci degildir ama yapabilirsen zevklidir. kurslara para vermek gereksiz, internette ucretli ucretsiz zibilyonlarca kaynak var. hangi dili ogrenmek istiyorsan ona gore bul birseyler. bu isin temeli veri yapilari ve algoritmalardir. bu konularda kendini cok iyi gelistirmen lazim. daha sonra object oriented programming, functional programming, asynchronous programmaing gibi konularla devam edebilirsin. bu sekilde temeli olusturduktan sonra ister java yaz ister C#, ister javascript, ister kotlin ister scala. ister android developer ol, ister web frontend, yada backedn. bir iki haftalik syntax ve API/SDK alisma surecinden sonra butun dillerde her platforma yazabilirsin.
0
crucio
(02.01.19)
hepimiz sıfırdan öğrendik zaten, senin durumun ile diğerlerinin durumu bilgi kapsamında aynı, onların senden farkı anlamadıklarını sorabilecekleri bir hoca, arkadaş gurubu falan var. seninde elinde, irc kanalları, forumlar, google var. gerisi sana kalmış.

ücretli yada ücretsiz ders veren siteler tonla ki tavsiyede verilmiş, bende python için vereyim mesela: www.python.tc
0
selam
(02.01.19)
oncelikle adim adim, sindire sindire gitmek ve sabirli olmak onemli. ve uzun sure motivasyonu korumak icin realistik ve ulasilabilir hedefler koymak gerekir. ornegin hem web hem de mobil konusunda uretken ve iyi olmak ilk planda ulasilabilir bir hedef degil cunku ikisi cok farkli bir dunya ne yazikki. kullanilan programlama dilleri, problemler, cozumler cok farkli ve farkli uzmanliklar gerekiyor. birinde iyi olan biri icin digerine gecmek zor olmaz ama sifirdan baslayan biri icin ikisinde iyi olmak biraz uzak bir hedef sayilir, o nedenle ilk basta birini hedeflemek motivasyon acisindan iyi olur.

ben ilk basta web konusunda ilerlemeni oneririm. bu konuda da onune birkac farkli programlama dili ve teknoloji cikiyor, bircok dili bir arada kullanmalisin, birkac noktada da secim yapmalisin. ama bir programlama diline baslamadan once bilgisayar teknolojileri konusunda genel kultur onemli. ornegin programlama dili nedir, ne ise yarar. bilgisayar yazilan bu kodu nasil okur, neye cevirir. bu isin arkasinda nasil bir matematik doner. algoritma nedir. internet uzerinde veri nasil hareket eder. bu konularda ne kadar cok genel kultur sahibi isen programlamayi o kadar hizli ogrenip, soyut kavramlari kafanda o kadar somutlastirabilirsin. programlama ogrenirken en buyuk mucadele de budur. bu is cok soyut bir is, ayni matematikteki gibi. ama insan beyni somutlastirmaktan hoslanir, soyut kalirsa ilk sordugu soru "peki bu gercek hayattta ne isimize yarayacak" diye sormaktir. o nedenle bir konutu sindire sindire gitmek, gercek hayatttan pratik orneklerle ilerlemek ve gercekten anlamak bu problemin en iyi cozumudur.

iste bu nedenle ben web konusuna egilmeni oneririm, cunku somutlastirmak cok daha kolay, cunku isi ogrenirken kanli canli bir web sitesi gelistirmis olursun, yapabildiklerini gordukce daha cok motive olursun. web sitesi gelistirmek icin ise ne gerekli?

once html ogren. html bir web sitesinin eli, ayagi, kafasi, govdesi gibidir. en basitinden html kullanarak basit bir web sitesi yap. yaptigin sey 90li yillardaki web sitelerine benzeyecektir ama html bu isin en temelidir. cok da kolay bir dildir, ama programlama dili degildir.

daha sonra css ogren. css web sitesinin guzelligidir. rengi, elemanlarin buyuklugu, yeridir. css ogrenmek bu isi baslayan kisiyi mutlu eder, motive eder, cunku eli yuzu duzgun birseyler yapabilecegine incancini arttirir. unutma motivasyonu uzun sure korumak onemli o nedenle yavas yavas ogrenip, boyu asan yerlere girmemek onemli, cunku birden isin icine girince insan motivasyonu kaybeder cok cabuk.

daha sonra bir programlama dili ogrenmeye baslayabilirsin, bu dil konusunda da acele etme bence. secenekler cok ama hepsi farkli bir amaca hitap ediyor. ben javascript oneririm, elbette istersen C#, java, hatta C de ogrenirsin ama adimlarini yavas yavas atmakta yarar var. javascript gibi nispten daha kolay bir web dili yine birseyler uretip ilerlemen icin kolay olur. ama javascript bir programlama dilidir, html ve css de yazamadigin algoritma yazabilirsin. yani isin gercekten zevkli tarafi bir programlama dili ogrenmekle baslar.

bu adimlardan sorna artik bir front-end gelistiricisin. ama front-end bir web sitesinde gordugun ve etkilesime girdigin herseyi kontrol etse de bir de isin diger tarafinda data kismi var ki bu alan back-end kisma acilir. back end ve front end ise http uzerinden anlasir. yani artik internet protokollerini ogrenmek, bir web sitesini acinca neler oluyor, server ile nasil haberlesiyor, web server nedir, web service nedir ogrenme zamani. bunlari ogren ve back-end tarafa gec.

back-end ise ayri bir dunya, ne gordugun degil, hangi datayi nasil isledigin ve nerde sakladigin ile ilgili dunya. bu konuda da bircok dil ve alternatif var. node.js, python, ruby, c#, java vs. bircok alternatif var ve her birinin farkli avantaj ve dezavantajlari var. burada bircok farkli kisiden gorus al ve secimini yap o back end dilini ogren. back end bu isin mantik ve matematik tarafinin daha yogun hissedildigi bir dunyadir. benim tavsiyem node.js ama alternatifleri de arastir. niye node.js dersen, javascript bilen biri daha kolay ogrenir.

back-end dili ogrenmek datayi nasil isleyecegini belirler ama datayi nasil saklayacagin bir database teknolojisi ogrenmek ile olur. database icin ise sql ogrenmek bir adimdir. ya da alternatif olarak nosql yolunu da secebilirsin. bunu da ogrenirsen artik full-stack gelistiriciyim diyebilirsin.

tum bu adimlar tamamlayip ogrendikce hayatindan en az birkac yili gecmis olur zaten. bu ogrenme surcecinde "artik her seyi cok iyi biliyorum dediginde yanlis yoldasin" demektir, "ogrencek ne kadar cok sey var ve bunlarin hepsini nasil ogrenecegim" diyorsan eger ogreniyorsun ve dogru yoldasin demektir. programlamada ogrendikce hicbirsey bilmiyormus gibi gelir, cunku ogrendikce gidilebilecek daha fazla yol gormeye baslarsin.

ayrica programlama ogrenmek icin super zeki olmak gerekmez, yeterli pratik ve motivasyonla ogrenilmeyecek birsey degil. ogrenmek icin udemy icnde bulundurdugu derslrin belli bir akisi, ve duzeni olmasi nedeniyle iyi bir baslangic olabilir, baslangic seviyesine gore bir ders sec ve ogren. ogrendikce ogrenme methodlarini kitap, youtube videolari, baska gelistiriciler, stackoverflow, github, seminerler ve en onemli bir is yerinde calisarak zenginlestir.
0
emrahday
(02.01.19)
Cevap veren bütün arkadaşlara çok teşekkürler. Özellikle @emrahday, ellerine sağlık. Çok teferruatlı yazmışsın, sağ ol var ol.
0
🌸Connor
(02.01.19)
Fiziksel kursa o kadar para bayılma, udemy +1
0
sta
(03.01.19)
(7)

java default constructor kullanmasak olur mu ?

aristotelesin berberi
efendim merhabalar ben şunu anlayamadım yardımcı olursan çok rahatlarım. şimdi bir class nesnesini oluşturmak için new operatörü ile default constructor oluşturabilirim birde new operatörü kullanmadan class ismi ile aynı bir constructor oluşturabiliriz 2 şekildede class'ın nesnesi oluşuyorsa yani
efendim merhabalar ben şunu anlayamadım yardımcı olursan çok rahatlarım.
şimdi bir class nesnesini oluşturmak için new operatörü ile default constructor oluşturabilirim

birde new operatörü kullanmadan class ismi ile aynı bir constructor oluşturabiliriz

2 şekildede class'ın nesnesi oluşuyorsa yani bellekte yer ayırılıyorsa default constructor kullanmayalım ne gerek var direk class ismi ile aynı bir constructor oluşturalım (parametreli veya parametresiz) olsun bitsin olmaz mı ? teşekkür ediyorum.


edit cevap : örnek yok
0
aristotelesin berberi
(02.01.19)
zaten default constructor olusturmana gerek yok ki, sen constructor yazmasan bile arkada derleme zamaninda default constructor parametresiz sekilde olusturulur. ama eger sen dersen ki default olusturulan benim isime yaramaz, ben kendim olusturacam o zaman arkada default olani olusturmaz.
0
emrahday
(02.01.19)
@emrahday merhaba yani new operatörü ile default constructor oluşturmaya gerek yok değil mi ?

biz parametresiz constructor oluşturduğumuz da zaten arka pilanda default constructor oluşuyor diyorsun ve parametreli 2. bir constructor oluşturduğunda da default constructor iptal oluyor diyorsun değil mi doğru mu anladım ?


isim isism1 = new isim(); buna gerek yok eğer


bunu yaptıysak

public isim (){ parametresiz
}
public isim (int sayi){parametreli
}

doğrumu anladım ? teşekkürler.
0
🌸aristotelesin berberi
(02.01.19)
@yazarken ellerini birakan herif

evet aradığım cevap Overloading' miş teşekkür ediyorum ben bu konuyu biraz araştıracağım size ekşi sözlükten java ile ilgili sorular sorup bilginizden yararlanmak isterim uygun görürseniz.

ama tekrar emin olmak istiyorum

aşağıdaki Overloading yöntem oluyor

public isim (){ parametresiz
}
public isim (int sayi){parametreli
}

peki Overloading yaptığımızda

aşağıdakine gerek olmuyor değil mi ?

isim isism1 = new isim(); -----Overloading yaptıysak buna gerek yok diyebilirmiyiz ?
0
🌸aristotelesin berberi
(02.01.19)
verdigin ornekte bikac kafa karisikligini gideryim;

"new" anahtar kelimse bir class dan obje olustrmak icin kullanir. Bu objeyi olustururken de o class icinde tanimli constructor kullanir.

public class Isim {
public Isim(){
}
}

yani bu ornekte "new Isim()" dediginde isim classina gider ve isim() constructorunu kullanarak bir obje olusturur. (Not: consructor ve class birebir ayni isme sahip olmali ve ikisinde de ilk harf hep buyuk olmali. )

constructor iki turlu tanimlanir, acik(explicit) veya kapali(implicit) seklinde. yani sen bu sekilde

public class Isim {
}

bir class yazdin, ama hicbir constructor yazmadin icine, java compiler derleme sirasinda otomatik olarak default constructor olusturur ve senin classini bu sekilde cevirir.

public class Isim {
public Isim(){
}
}

ama dilersen sen bu implicit(kapali) yontemi degilde acik acik (explicit) sekilde kendinde yazabilirsin. bu durumda java compiler derleme sirasinda default constructor olusturmaktan vazgececektir.

bir de bazi durumlarda mevcut constructor sana yeterli olmayabilir. ornegin yeni bir isim objesi olusturacaksin ama bu isim objesi bir rakam almak durumunda ve o rakamai gondermelisin.
new Isim(123); gibi.

yani sen Isim classini cagiracaksin ama constructror bir parametre alamali. bu durumda mevct constructor icin "overload" constructor yazmalisin. Ornegin;
public class Isim {
public Isim(){}
public Isim(int sayi){}
}

yani artik Isim sinifi iki tane constructor sahibi olmustur, overload yapilmistir. artik obje yaratirken ister new Isim(); istersen de new Isim(123) cagirarak obje olusturabilirsin.

yani overload yapsan da yapmasan da "new" anahtar kelimesine ihtiyacin var. dikkat et bu yontem "overload", genelde "override" ve "overload" birbirine karisitirilir, is gorusmelerinin populer sorusudur overload ve override farki.

Peki new anahter kelimesi ne gibi durumlarda kullanilmaz. Ornegin "Factory pattern" denilen bir sablon sekli vardir. bu bir static method yardimi ile bir obje doner. bu durumda static methodun oldugu sinifi new anahtar kelimesi ile cagirman gerekmez. Ornegin;

public class Isim {
public static Isim getIsim (){
return new Isim();
}
}

dikkat et burada bir static getIsim diye method var. bu bir method, constructor degil. ama bu method bir new anahtar kelimesi ile Isim objesi olusturup donuyor. eger boyle bir factory methodun var ise

Isim isim = Isim.getIsim();

seklinde hicbir new anahtar kelimesi kullanmadan objeyi alabilirsin, cunku static factory methdo o objeyi icindeki new ile olusturup sana donecektir. sana ise static sinifi cagirmak duser. static siniflar hicbir obje olusturmadan cagirilabilir, yani new anahtar kelimesine ihtiyac yoktur.

ozetle java object oriented bir dil oldugu icin bir obje olusturmak icin mutlaka bir yerde "new" anahtar kelimesi yazmak durumundasin. amam bu kullandigin paterne gore bir static factory method icinde bir defa yazarak da olur, ya da her bir obje olusturmak icin ayri ayri yazarak ta olur.
0
emrahday
(02.01.19)
@emrahday

sayende gerçekten şimdi anladım galiba şöyle ki new operatörü ile sınıfın nesnesi oluşur bu şu demek
bu bellekte nereye kayıt edileceğini söyler.
constructor ise belleğe ne kaydedileceğini söyle ( String int vs.)
new operatörü ile nesne oluştuğunda constructor çağırır ve constructor'dakiler belleğe kaydedilir.

doğru mu anladım ?

teşekkür ediyorum gerçekten.
0
🌸aristotelesin berberi
(02.01.19)
evet aynen. biraz daha acayim;

class bir yemek kitabi tarifindeki yemek tarifi gibidir. yemegin nasil yapilacagini, icine neler konulacagini ve nasil hazilanacagini tanimlar. blueprint yani sablondur. o yemegi yaparken yani objeyi olustururken o objede ne olacak onu tanimlar.

constructor ise o tarifi ne katacaksin onu belirler. ornegin makarna tarfin (class makarna{}) olsun, simdi makarna yapacaksin ama neyli yapacaksin, iste o zaman constructor devreye girer. constructora bir malzeme katmayabilirsin (default constructor) ya da malzeme katabilirsin (makarna(string malzeme){}).

bir classdan obje uretmekde constructor yardimi ile olur. 'new' anahtari o class in constructorunu cagirmani saglar. ornegin makarna tarifini yazdin (class makarna), sonra o makarna tarifinde ister malzemeli ister malzemesiz constructor yazdin. artik makarna yapma vakti geldi.

Makarna sadeMakarna = new Makarna();

dediginde o makarna tarifini (class) default constructor ile calistirir ve makarnayi yapar. artik makarna hafizada yer kaplar. default oldugu icinde icine malzeme katmamisindir.

Makarna salcaliMakarna = new Makarna("salca");
Makarna peynirliMakarna = new Makarna("peynir");

ya da salcali ve peynirli malzemeli yapabilirsin, eger malzeme alan constructorun var ise. sade makarna icin java otomatik olusturur (default constructor). ama eger malzemeli yapacaksan senin tanimlaman gerekir (constructor overloading) elbette malzemeli makarna objesi hafizada biraz daha fazla yer kaplar. ve olusturdugun her bir obje yani sade, salcali ve peynirli makarna hafizada ayri ayri yer kaplar, yani birini degistirince digeri degismez, tamamen bagimsiz objelerdir ve ram uzerinde farkli hafiza bolumlerinde tutulur.
0
emrahday
(02.01.19)
@emrahday

gerçekten çok açıklayıcı oldu artık tamamen anladım.
ben bu konuyu karıştırmamın sebebi class ismi ile oluşturulan constructor için de new operatörü ile oluşturulan default constructor içinde nesne oluşturur denmesiydi
ben de düşündüm ikisi de aynı işi yapıyor sa birini kullanmayalım dedim ve orada kafam karıştı
çok teşekkürler
bilginden ileri ki zamanlarda, ihtiyaç duyduğum da, uygun bulursan, ekşi sözlükten mesaj ile soru sorarak kullanmak isterim.
0
🌸aristotelesin berberi
(03.01.19)
(5)

snowboard mu kayak mı?

archery
Başlangıç için hangisiyle başlanmalı kolaylık açısından?
Başlangıç için hangisiyle başlanmalı kolaylık açısından?
0
archery
(18.12.18)
kayak.
0
zgrydn
(18.12.18)
kayak
0
zozjotejmnk
(18.12.18)
kayak
0
basond
(18.12.18)
bircok kisi tarafindan soylenen bir soz var, "kayak ogrenmesi zor uzmanlasmasi kolay, snowboard ogrenmesi kolay uzmanlasmasi zor".

kayakta orta seviyeye gelmek belki biraz zaman alir, ama orta seviyeye geldikten sonra yuksek hizlarda kayacak seviyeye ulasmak cok zaman almaz. ama snowboard da orta seviyeye gelmek kolay olsa da, yuksek hizlarda konforlu kaymak icin daha fazla pratige ihtiyac vardir.

snowboard akrobasi yonunden daha keyiflidir, kayak ise hiz ve kontrol yonunden daha keyiflidir.

snowboard pist ve bol kar icin cok amacli kullanilabilirken, kayakta pist, akrobasi ve bolkar kayaklari farkli tiptedir, o nedenle genelde pistte kullanilir.

kayak pist disinda agaclar arasinda daha fazla kontrol sagladigi icin daha keyiflidir, snowboard ise bu konuda daha fazla deneyim gerektirir.

kis sporlari tesislerinde telesiyej ve teleferikler daha cok kayakcilar icin tasarlanmistir, snowboardcular bu konuda daha fazla zorlanir. Ozellikle T barlar snowboardcular icin cok daha problemlidir.

o nedenle once kayak sonra snowboard ogrenmek cok daha pratiktir.
0
emrahday
(18.12.18)
ayakları paytak biri olarak ben snowboard ile başladım, gayette oluyor. eskiden de paten süremezdim kaykay sürerdim.
0
ravenudon
(18.12.18)
(5)

ekşi sözlüğe giriş?

vidar
saçma sapan bir problemim var yıllardır süregelen. Ekşi sözlüğe chrome'dan bir türlü giremiyorum. eskiden ie ya da opera ile girebiliyordum artık onlarla da giriş yapamıyorum. aynı şifre ile telefondan giriş yapabiliyorum fskst bilgisayardan ya da telefondaki chrome'dan girmeye çalışınca hatalı kull
saçma sapan bir problemim var yıllardır süregelen. Ekşi sözlüğe chrome'dan bir türlü giremiyorum. eskiden ie ya da opera ile girebiliyordum artık onlarla da giriş yapamıyorum. aynı şifre ile telefondan giriş yapabiliyorum fskst bilgisayardan ya da telefondaki chrome'dan girmeye çalışınca hatalı kullanıcı adı ya da şifre uyarısı diyor. çok uzun zamandır bu şekilde ekşi sözlüğün desteğe de mail attım fakat cevap gelmedi. var mıdır başına böyle bir şey gelen? şifreyi resetliyorum yine de kâr etmiyor aynı şifreyle telefondan giriyorum bilgisayardan yok. tuhaf tuhaf işler
0
vidar
(11.12.18)
klavye düzeni değişiyor olabilir.
mesela sistemde q klavye görünüyorken siz fiziksel f klavye ile yazıyor olabilirsiniz.
0
işimdeyim gücümdeyim
(11.12.18)
+1
Şifreni görünür bir yere yaz önce ve kopyala ordan öyle bir dene. En olmadı şifremi unuttuma tıkla.
0
bos gezenin bos ustasi
(11.12.18)
bu problemin olma sebebi su olabilir. senin chrome hesabinda yanlis bir eksisozluk sifresi kayitlidir. sen sifreni girip entera basinca chrome senin girdigin sifreyi daha onceden uzerinde kayitli ama yanlis sifre ile degistiriyor olabilir. bunun ile ilgili bug kayitlari mevcut chrome tarayici icin.

Cozum ise su sekilde;
chrome adres satirina "chrome://settings/passwords" yaz ve enter yap. seni chrome hesabina bagli olan sifrelerin listelendigi yere goturecektir. chrome uzerinde kayitli tum sifreleri oradan gorebilirsin. oradaki listede kayitli eksisozluk sifreni bulabilirsin. eksisisozluk alaninin karsisindaki uc noktaya bas ve "remove" sec. boylece chrome eskiden kayitli eksisozluk sifresini unutacaktir. sonra chrome yeniden baslat ve eksisozluge gir.

bir baska olasi neden de kullandigin antivirus yazilimi herhangi bir tarayici uzerinden cookie kaydetmeyi yasakliyor ve engelliyor olabilir, bu nedenle de giris yapamiyor olabilirsin.
0
emrahday
(11.12.18)
maalesef bunlarla alakalı değil yine de teşekkürler cevaplar için. telefonun browserından girebiliyorum geri kalan hiç bir yerden olmuyor :)
0
🌸vidar
(12.12.18)
gizli sekmede açıp girebiliyor musunuz?

ctrl+shift+n
0
ocanal
(12.12.18)
(4)

yurtdışında yaşamak için türkiye'den kayıt sildirmek

alm est
arkadaşlar bu konu hakkında bilgisi olan var mı? belgeyi kim veriyor vs?deregistration belgesi istiyor avrupa'daki makamlar
arkadaşlar bu konu hakkında bilgisi olan var mı? belgeyi kim veriyor vs?

deregistration belgesi istiyor avrupa'daki makamlar
0
alm est
(10.12.18)
Ne kaydı bu kayıt? Adres mi? Komple nüfustan mı düşmek istiyorsun?
0
bos gezenin bos ustasi
(10.12.18)
@bos gezenin

adres olması lazım. certificate of deregistration demiş açıklama yapmamışlar. adresi sildirsem yeter.
0
🌸alm est
(10.12.18)
Onun için belgeye gerek olduğunu zannetmiyorum. Ben konsolosluğa oturma izni kartımı ve yeni ikamet adresimi gönderip adres kaydımı değiştirmiştim.
0
bos gezenin bos ustasi
(10.12.18)
turkiyede birsey yapmiyorsun, yurtdisinda yasadigin yerdeki konsolosluga oturum izni, ve oradaki ikamet ile birlikte gidip turkiyedeki adres kaydini yurtdisina aliyorlar. "degregistration" veya muadili bir belgeyi de ancak yurtdisindaki turk konsoloslugu verir.
0
emrahday
(10.12.18)
(2)

Nodejs hk

tchuck
öğrenmeye karar verdim, udemy'den de ders bakıyorum bu akşam çalışmaya başlayacağım.bir şey sormak istiyorum nodejs konusunda.mimari ile ilgili bir "ideal" var mıdır? ya örnek; php'de işin doğrusu bu işi mvc ile yapmaktır örneğin.nodejs'te de bu tip bir şeyler var mı?varsa o tür bir içeriğe sahip de
öğrenmeye karar verdim, udemy'den de ders bakıyorum bu akşam çalışmaya başlayacağım.

bir şey sormak istiyorum nodejs konusunda.
mimari ile ilgili bir "ideal" var mıdır? ya örnek; php'de işin doğrusu bu işi mvc ile yapmaktır örneğin.
nodejs'te de bu tip bir şeyler var mı?

varsa o tür bir içeriğe sahip ders araştıracağım çünkü.
veya "bu kütüphaneyi kullanmak gerekir, bu frameworkü kullanmak gerekir" gibi bir şeyler? (reactteki redux frameworkü gibi)
0
tchuck
(07.12.18)
nodejs icin yaygin diger diller gibi alanini domine eden mimari yok diyebilirim. ama programlamada ozellikle javascript dunyasinda son gelisen mimari trend "microservices" akimi. daha onceden katmanli mimari vardi aynen mvc de oldugu gibi. ama nodejs icinde bir uygulama olusturdugunda "node_modules" diye bir klasor olusturur. bu klasorun yapisi tamamen "microservices" yapisidir. Microservices yapisi sunu soyler, her bir is icin bir paket olacak (bu nodejs de package.json tarafindan temsil edilir) her bir paket birbirinden mumkun oldugunca bagimsiz (loosely coupled) olacak. paket bagimliliklari package.json icinde belirtilir, her bir paket bir digerine baglanabilir, paketler arasinda hierarsi yoktur. yani kucuk kucuk projeler bir arada calisir. ornegin guvenlik paketi, http paketi, ssl paketi, database paketi, dosya yazma paketi gibi dusun. katmanli mimaride bir proje bircok katmana sahipken mikroservis mimaride her mikro is icin ayri bir proje olur. bir buyuk proje tum bu kucuk projeleri kullanir. bu yontemin avantaji istedigin zaman istedigin kucuk parcayi koparip alirsin, etkisiz hale getirebilrsin, ve bagimlilik minimum olur. ya da ornegin katmanli mimaride database islerinden sorumlu bir katman ile bir alt katman haberlesebilirken mikroservices mimaride bu daha esnektir.

bu nedenle genelde node js projelerini yapisi su sekilde olur

Buyuk Proje Paketi
- kucuk alt paket 1
--- index.js
--- package.json
--- test
- kucuk alt paket 2
--- index.js
--- package.json
--- test
-index.js
-package.json

yani bir genel package.json ve index.js, onun altinda kucuk paketler ve onlarin index.js ve package.json dosyalari. genel paketin index.js isleri turlerine gore alt paketlere yonlendirir.
0
emrahday
(07.12.18)
(1)

Basit bir web sitesi yazmam gerek

ceann deas
Asp.net ile visual studio da c# diliyle yazılacak. Kullanıcı adı şifre ile belli sayfalara erisim zorunlu olacak. Odevi sunanlarin çoğu kargo takip programı falan yapmış. Zaten programlama derslerinin standart örnekleri kargo takip programı, kütüphane programi falan oldugu icin degisik seyler yapmak
Asp.net ile visual studio da c# diliyle yazılacak. Kullanıcı adı şifre ile belli sayfalara erisim zorunlu olacak. Odevi sunanlarin çoğu kargo takip programı falan yapmış. Zaten programlama derslerinin standart örnekleri kargo takip programı, kütüphane programi falan oldugu icin degisik seyler yapmak istiyorum. Gorsellige onem veriyorum tasarimda renkli seyler kullanmaktan hoslaniyorum bu yuzden super kahramanlarin, dizi karekterlerinin, cizgi filmlerinin falan fotograflarini arka planda kullanabilecegim dizi film yorumlari ve fragmanlari iceren bir site fikrim var. Sizin akliniza gelen kodlamasi basit gorselligi daha on planda olan web sitesi fikri var mi?
0
ceann deas
(06.12.18)
sinama filmi posterlerini satabildigin site yapabilirsin. posterlerin kucuk boy imajlari herkese acik olarak listlenirken buyuk boy yuksek cozunurluk poster kaynagi uyelik isteyebilir. bu projede dikkat etmek gereken nokta buyuk boy poster kaynak dosyalarinin (artik hangi image formati ile saklaniyorsa) disaridan erisilemez olamasidir.
0
emrahday
(06.12.18)
(8)

programlama işi yapacak birileri

isvicre rakisi
merhabalar,aramızda freelance iş yapan birileri illaki vardır o yüzden buraya da sormak istedim:çok basit bir tool yaratılacak. website olarak veya başka türlü bir app/program olarak olabilir:özellikler:olay bir hayvan modifiye aracı olacakkendi kendine özellikleri seçerek modifiye etme olayları var
merhabalar,

aramızda freelance iş yapan birileri illaki vardır o yüzden buraya da sormak istedim:

çok basit bir tool yaratılacak. website olarak veya başka türlü bir app/program olarak olabilir:

özellikler:
olay bir hayvan modifiye aracı olacak

kendi kendine özellikleri seçerek modifiye etme olayları vardır ya.

işte bi slider olur sliderda boyutunu belirlersin.

renk paleti olur rengini seçersin.

böyle böyle birkaç tane 5-6 farklı özelliği modifiye edebildiğimiz bir panel olması gerekiyor ve yanında paneldeki hareketlere göre bu seçilen hayvanın görüntüsü o modifikasyonlar doğrultusunda değişirse çok daha iyi olur.

daha sonra da işte bu seçimin son halini yeni büyük bir resim olarak 3boyutlu şekilde ortaya çıkartması gerekiyor.


böyle bir şey yapabilirim diyenleri, fiyat teklifleriyle bekliyorum :)
0
isvicre rakisi
(04.12.18)
"çok basit bir tool" dediğiniz şey o kadar da basit bir tool değil gibi görünüyor.
0
işimdeyim gücümdeyim
(04.12.18)
çok para nedir
0
🌸isvicre rakisi
(04.12.18)
basit degil ki bu. troll galiba.
0
pgup
(04.12.18)
yahu basit geldi bana javascriptte iki tane slider koymak onları da özellikle bağlamak kolay göründü gözüme ne trollü allasen
0
🌸isvicre rakisi
(04.12.18)
websitesi olarak istersen: 12.000TL
app olarak istersen: 14.000 TL

45 günde kodları ve lişansları ile teslim.
0
mistikla
(04.12.18)
javascriptte iki tane slider koymak ile son halini yeni büyük bir resim olarak 3boyutlu şekilde çıkartmak arasında dağlar kadar iş var.
0
rhan
(04.12.18)
slider isinde bir problem yok ama 3 boyut kisminda mutlaka bir javascript 3 boyut kutuphanesi bilmek gerekir. 3 boyut isi, ve hele ki etkilesime girilecek 3 boyut isi icin cok basit denmez bence. cok zor da degil ama basit de degil. gelistiricinin birkac gununu alir, ayni zamanda tam olarak elinizde grafik, spesifikasyon olmadigi icin de sizin ve gelistirici arasinda yapilan is birkac defa git gel yapar, revizyon gerekir vs. gelistirmenin yaninda bir o kadar da bu revizyonlar da surer. ayrica gelistiricinin 3 boyut kutuphanlerinde tecrubeli de olmasi gerekir cunku bu tarz islerde browser ile ilgili bircok problem cikmasi olasi.

Bence siz isteklerinizi cok daha detayli cikartin, ve ise kolay zor diye siniflandirmak yerine gelistirici bir zaman hesabi yapsin ona gore fiyat cikarsin. sen kolay dersin ama gelistirici de ucuza yapariz der. kolay da ne kadar kolay? ucuz da ne kadar ucuz? kimse bilmez.
0
emrahday
(04.12.18)
3d tasarımlar, kodlama dahil 10k.
0
kimlanbu
(05.12.18)
(1)

python internet sayfalarından veri çekme sorunsalı

tabii lan manyak mısın
https://www.youtube.com/watch?v=aHIcN8Oa_y8şu videoyu izledim de bu adam terminale yazarak internetten veri çekebiliyor ama ben bu verileri web sayfaları üzerinde görüntülemek istersem ne yapacağım?edit: yani tamamen veri çeken bi web sayfası yazacağım python ile, ne yapmam gerekiyor?
www.youtube.com

şu videoyu izledim de bu adam terminale yazarak internetten veri çekebiliyor ama ben bu verileri web sayfaları üzerinde görüntülemek istersem ne yapacağım?

edit: yani tamamen veri çeken bi web sayfası yazacağım python ile, ne yapmam gerekiyor?
0
tabii lan manyak mısın
(30.11.18)
anladigim kadar veri cekip bu cekilen veriyi web sitesinde gostermek istiyorsun. tahminime gore de cekilen veri cekildigi anda degil de cekildikten sonra diledigin zamana kadar gosterilecek.

bunun icin iki farkli uygulama yazmak idealdir. bir veri ceken uygulama, ayni bahsettigin gibi. ama bu veriyi sadece terminalde gostermeyecek bir databasee yazacak. bir de web sitesi, acildiginda yine kendisine has back-end servisine baglanacak. bu back-end servis de diger uygulama tarafindan yazilan veriyi front-end tarafa gonderecek.

bu yapilan sey google sirketinin temelin olusyuruyor zaten, tek fark arada google tarafindan gelistirilmis cok ozel siralama algoritmasi. arkada spider kodlari calisip web sitelerinin icerigini cekiyor, siralama algoritmasi bu icerigi degerlendiriyor, google web sitesi de arama anahtar kelimesine gore sonuclari gosteriyor.
0
emrahday
(30.11.18)
(6)

İsviçre'ye iltica ne kadar mümkün ?

Aşk Adamı
ciddi ciddi bu ülkenin insanından siyasi ve sosyoekonomik durumundan gına geldiği için s*** olup gitmek istiyorum. Hangi ülkeye ne statüde gittiğimin pek bir önemi yok benim için. Sadece kalacak yer konusunda maddi gücümün çalışmadan yetersiz kalacağını düşünüyorum. Esas istediğim ülke İsviçre. 23 s
ciddi ciddi bu ülkenin insanından siyasi ve sosyoekonomik durumundan gına geldiği için s*** olup gitmek istiyorum. Hangi ülkeye ne statüde gittiğimin pek bir önemi yok benim için. Sadece kalacak yer konusunda maddi gücümün çalışmadan yetersiz kalacağını düşünüyorum.

Esas istediğim ülke İsviçre. 23 sene İstanbul-Nişantaşı son 2 senedir Bodrum'da yaşıyorum. Bodrum'u yurt dışının provası olarak düşünerek geldim ve kendimce haklı çıktım burası İstanbul'a nazaran çok daha rahat neyse o konuya girmeyeyim şimdi.

Yurt dışı olayı hep kafamda olduğu için para biriktirmiştim büyük bir kısmı dolandırılma sonucunda gitti. O nedenle nereye gidersem gideyim beni uzun vade idare edecek bir miktar şuan elimde. E-ticaret, otopark ve tekel işleriyle uğraştım uzunca bir süre bu nedenle meslek olarak elde bir şey yok denebilir.

Asıl meselem oturma ve çalışma izni alabilmek sonrasının adım adım geleceğine inanıyorum fazla yaşlanmadan önümüzdeki 5-6 sene içerisinde İsviçre birince sırada olmak üzere herhangi bir adam akıllı ülkeden vatandaşlık almak istiyorum. Ciddi mesele bir anlık gelgit ile verilmiş karar değildir. Detaylı bilgi sahibi olan arkadaşlar lütfen bilgilerini esirgemesin çok teşekkürler.
0
Aşk Adamı
(27.11.18)
turkiye multeci basvurularinin kabul edildigi bir ulke degil cunku ornegin suriye veya afganistan gibi ciddi riskli yasam kosullari yok. o nedenle multeci olarak oraya gocmek neredeyse imkansiz, ki zaten hayati bir risk yoksa alinacak bir karar da degil.

diger turlu evlilik, egitim, is gibi yasal yollar kullanilarak gidilebilir. ama bu konuda isvicre konusunda sunu diyebilirin, yasal da olsa goc konusunda en cok zorlayan ulkelerden biri, cunku herkes oraya gocmek istiyor, hatta alman vatandaslari arasinda eknomik sebeplerden dolayi isvicreye calisma basvurusu yapan bircok kisi var ki bu kisilerin dil adaptasyon gibi bir problemleri de bulunmuyor. ozetle isvicreye yerlesmek abd ye yerlesmekten bile daha zor.
0
emrahday
(27.11.18)
evlenmek en kolay yol sizin için. iltica nedense insnaların aklında çok kolay gibi kalıyor ama çok zor bir süreç. kanada ya gidip iltica ederseniz bir nebze kolay
0
oscar
(27.11.18)
emrahday'in dedigi gibi turkiye multeci olarak cikabilecegin bir ulke degil. savas yok, kitlik yok. yurtdisina cikmanin en kolay yolu kalifiye calisan olup bir sirketten davetiye alip cikmak. ayrica isvicrede bir bok yok gelme bosuna.
0
crucio
(27.11.18)
Ülkelerine gelen suriyelş göçmenlerin dahi değerli eşyalarına el koyan bir ülkeden iltica hakkı alabilmeniz neredeyse imkansız. İsviçre çok zor iltica veriyor. Başvuruyorsunuz 3 4 ay bekleme süresi oluyor. Berbat şartları olan bir kampa bırakıyorlar sizi. O arada kamptan kaçıp kaçak iş bulup hayatınızı kaçak olarak sürdürmekten başka şansınız yok. Çünkğ iltica talebiniz reddedilecek. Eğer iltica sırasında pasaportunuz varsa sizi doğrudan sınır dışı edebilirler 3 4 ay beklemeden. Kaçak çalışma yolunu seçerseniz de Türkler dışında sizi kaçak çalıştıracak kimseyi bulamazsınız. Bu da şu anlama geliyor ki 15 saat çalışıp 1500 frankı kabul edeceksiniz. Zaten isviçrede ortalama kiralar 1500 civarı.

Ezcümle kişisel görüşüm gerçekçi olmayan bir yaklaşım içerisindesiniz. Bodrumdaki hayatınızı bırakmaya asla ama asla değmez.
0
but that was just a dream
(28.11.18)
madem a$k adamisin, mekan da bodrum, bence onumuzdeki tatil sezonuna iyi bir hazirlik yap ve gelen turistlerden bir tane dusurmeye bak. senelerdir orada calisan barzolar bunu yapiyor, test edilip onaylanmis bir sistem.

Ulke olarak artik karsina ne cikarsa, isvicleri zor cunku parali adam genelde bize gelmez yunan adalari dururken. ingiliz, fransiz artik bahtina ne cikarsa. kicina takilip gideceksin, baska caren yok :)
0
cooperr
(28.11.18)
moruk work and travel ile abd yapıp yaşarken kalıcı kalmak için bişeyler kovalama fikri nasıl , ben onu deneyeceğim , kalifiye değilsende avrupada oturum sağlayacak şeyler için elindeki parayı kendine yatırım yaparak değerlendirebilirsin, wat parası ile yurtdışında dj'lik eğitimi almayı düşünüyorum mesela
0
docrivers
(28.11.18)
(9)

Yurtdışına yerleşip pişman olmak

monogram
Selamlar,Merak ediyorum. Hiç yurtdışına yerleşip pişman oldunuz mu? "Hiç beklediğim gibi değilmiş." diye düşünüp buraya geri döndünüz mü/dönmek istediniz mi? Yoksa pişman olsanız bile bunu dillendirmediniz mi? Ya da her şey gayet yolunda mı? Yurtdışında yaşamış/yaşayan kişilerin görüşlerini merak ed
Selamlar,

Merak ediyorum. Hiç yurtdışına yerleşip pişman oldunuz mu? "Hiç beklediğim gibi değilmiş." diye düşünüp buraya geri döndünüz mü/dönmek istediniz mi? Yoksa pişman olsanız bile bunu dillendirmediniz mi? Ya da her şey gayet yolunda mı?

Yurtdışında yaşamış/yaşayan kişilerin görüşlerini merak ediyorum. Sorunun açık uçlu ve belirsiz olduğunun farkındayım. O nedenle atış serbest.

Çok teşekkürler.
0
monogram
(27.11.18)
her şey gayet yolunda bende.

taşındıktan sonra ilk sene içerisindeki alışma döneminde o pişmanlığı çok ağır yaşayıp vazgeçmediğin takdirde uzun vadede memnun oluyorsun bence.
0
isvicre rakisi
(27.11.18)
isvicre'ye geldigim icin pismanim biraz. amsterdam daha iyiydi.
0
crucio
(27.11.18)
pismanlik kadar yogun olmuyor ama bircok kiside gordugum turkiyedeki aliskanliklar, yemekler, turkce konusmak ozleniyor. bu duygu bazen 1 sene surebiliyor. ozellikle internet ve mobil internet erisiminin zor oldugu zamanlar cok daha problemli bir surecdi bu. ama 1 yildan sonra insan bulundugu yere ve kulture adapte oluyor.

Berlinde yasayan bir turkten duymustum, "berlinde hava limanina indigimde evime gelimis gibi hissettigimde artik kafa ve ruh olarak da gocmen oldum" demisti. ben de ayni sekilde, daha onceden istanbulda ataturk havalimanina indigimde evimdeymis gibi hissederdim, simdi ayni duyguyu berlinde hissediyorum.
0
emrahday
(27.11.18)
Ben hep geri donme mantigiyla geldigim icin pismanlik hissetmedim ama yerlesmeye gelip de donmek isteyen cok fazla kisi tanidim. "Turkiye'den siktir olup gitmek" guzellemesi aslinda pek de oyle degil.
0
evrim halkasi
(27.11.18)
Bu adam ve dedikleri fikrimin büyük bir oranını içeriyor, Buyrun www.youtube.com
0
neynep
(27.11.18)
gocmenlik uyum sureci icin soyle bir egri paylasmis idim:
eksiup.com

pisman olanlar elbette vardir. hem de cok.
ama bunu yuksek sesle dile getirene cok rastlamazsiniz.
soyle ifade etmeye calisayim. ilk goc ettigim gunlerde, denizli'li emekli bir teyzenin evinde kalmistim o tr'de tatildeyken.
tatili bitince dondu, beni de postaladi.
neyse, tr'den gelir gelmez eve misafirler dolustu. akrabalar, tanislar filan. sohbet ediyorlar. tr'yi soruyorlar.
teyze tr'deki durumu, akrabalari filan anlatiyor.
ama uc lafin birinde "ama, kim olsa tr'de buraya gelmek ister" diyor. o zaman tuhafima gitmisti.
sonra sonra anladim galiba, teyze au'da oluslarina gerekcelemeye, hakli cikarmaya gudulenmisti. pek cok gocmen de boyledir.
zaten insanlar cogunlukla, bir yola girdikten sonra, bir secim yaptiktan sonra, bir yere ilistikten sonra, orayi cok cok zor terk etmezler mi? haksizlik, yenilgi, yanlislik gibi seyleri bile cesitli ruhsal mekanizmalarla atlatmaya cabalamazlar mi?
0
viva paulista
(27.11.18)
Eski erkek arkadaşımla iki üç sene kadar önce ayrılma sebebimiz onun başka bir ülkeye yerleşmeye karar vermesiydi. İki sene oldu, orayı sevmedi mesela. Sosyalleşme tarzını sevmedi, göçmenlik etiketini sevmedi, insanları ve kültürü sevmedi, iş bulma süreçlerini, yemekleri, yaşam tarzını sevmedi vs. Şimdi de yine başka bir ülkeye taşınıyor. Ve benzincide, pizzacıda çalışmaktan bahsetmiyorum göçmenlik diyerek, bildiğiniz iş adamını kastediyorum.
0
sopiro
(27.11.18)
Ben yurt dışında 3 ay yaşadım daha önce. Aileden uzak kalmak dışından hiç bir şey önemli değildi benim için.Almanyadan gelip daha havalimanına indiğimde insanların konuşma tarzları,davranışları aşırı gereksiz, laubali geliyordu.Daha havalimanından çıkmadan ne işim var burada diyordum.Kişiden kişiye değişir bu hiz.
0
turkuaz
(27.11.18)
eşimle 3,5 ay önce her şeyi bırakıp amerikaya taşındık. zorlukları var tabi amerika malum uzak ve saat farkı çok fazla. avrupayla kıyaslanmaz derecede farklı. bir yete boyunuzu yazacaksınız benim boyun kaç diye düşünüyorsunuz çünkü hiç inch feet kullanmamışsınız :) daha yeni sayılırız ama şu an çok memnunuz. uzun vadede ama türkiyeden kesinlikle kopmak istemem ki ben 0 milliyetçi biriyimdir.
0
oscar
(27.11.18)
(7)

Almanya‘da master sonrasi is

filmlovepenguin
Selam herkese,2 aydir master egitimi icin Almanya’dayim. Bölümüm yazilim alaninda (data science) ve %100 ingilizce egitim. Ingilizcem b2-c1 falandir herhalde, almancam ise anca a2 düzeyindedir. Onceden erasmus-exchange falan da yaptim. Kurumsal bir sirkette(sabancilardan biri), farkli departmanda 1
Selam herkese,

2 aydir master egitimi icin Almanya’dayim. Bölümüm yazilim alaninda (data science) ve %100 ingilizce egitim. Ingilizcem b2-c1 falandir herhalde, almancam ise anca a2 düzeyindedir. Onceden erasmus-exchange falan da yaptim. Kurumsal bir sirkette(sabancilardan biri), farkli departmanda 1 yila yakin calistim. Ilerde yine kurumsal bir sirkette calismak ve mumkunse hamburgta yasamak istiyorum. BI veya data analytics dalinda is düsünüyorum.

2 gündür kafama takildi, quoranin altini üstüne getirdim ama cevabi bulamadim. Soru su sekilde:
Programim her ne kadar zor olmasa da notlara dikkat etmek lazim ,malum Almanya. Bir taraftan Almanca icin kurslara bakiyorum, kendim de calisiyorum. Kimi arkadaslarim staja basladi , onu da öneriyorlar falan ama düsünce muhtemelen ben bu 3ünü ayni anda yapamam diyorum(dersler-almanca-staj). Sizce bunlardan 2 tane sececek olsam hangilerini secmeliyim?
Konu cok subjektif olsa da yorumlarinizi merak ediyorum, tesekkürler.
Buldugum en iliskili kaynak da burada dursun: www.bmwgroup.com
0
filmlovepenguin
(19.11.18)
1-master daha ne kadar sürecek
2-nasıl bir program bu? içinde staj /ya da daha doğrusu, gidip bir firmada çalışıp tez yazmak gibi bir şey yok mu?
0
niye ama
(19.11.18)
Master 2 yil sürecek.
Tez var icinde ama zorunlu staj yok. Tezi sirkette yaparim belki ama genelde nasil bir stratejiyle yaklasmali, onu ögrenmek istedim.
0
🌸filmlovepenguin
(19.11.18)
ayni durumda benim tercihim dersler ve staj olmustu, zaten ikisi beraber yeterince zaman aliyor. almancayi sonraya biraktim. hamburg, berlin gibi buyuk sehirlerde ozellikle uluslararasi sirketlerde almanca avantaj olsa da cok da kritik degil diger taraftan geleneksel alman sirketlerinde ise almanca onemli.

bunun ucunu bir arada yapan yok mu, cok var. ozellikle rusya, ukrayna gibi ulkelerden gelenlerin hem co kiyi ders, hem staj hem de almanca ogrenme disiplinleri var. bu konuda cok da dusunmenin anlami yok, yapabileceginin en iyisini yapmaya calismak gerekiyor. zaten hepsi birbirini direkt veya dolayli yoldan etkiliyor.
0
emrahday
(19.11.18)
öncelikle, simdiden kolay gelsin ve de basarilar.

bu dönem derslere agirlik verip iyi notlar almaya calisabilirsin.
sonrasinda staj basvurusu yapabilirsin.
staj esnasinda iyi bir izlenim birakirsan, sonrasinda working student(werkstudent) olarak calisma durumun olusur.
werkstudent oldugunda haftada 20 saat falan calisip gercekten iyi para kazanabilirsin. Okula da yavas yavas devam edersin(o durumda notlar pek önemli olmaz, önemli olan bitirmek)
sonra ayni firmada tez yapip akabinde de calisan olarak girmeye calisirsin.

staj basvurusu sirasinda yine werkstudent ilanlarina da basvurursun, belki bu yol staj olmadan da olur o zaman.

hamburg'ta cok uluslararasi firma var, okudugun bölümde ilanlar var mi onlara bak, beraber is yaptiklari firmalari ögrenmeye calis derim. stepstone ya da monster'den bak istedigin tarzda nerelerde is var. Havacilik sektörüne bak, hamburg'ta bayagi yogun. Sadece ingilizce ile is imkanlari var o tarz yerlerde.
0
antopoloji kusu
(19.11.18)
Dersler
Almanca.
0
chitosan
(19.11.18)
Hemen hemen aynıyız ben 2. Sınıfım ve Köln de yaşıyorum.

Elektrik mühendisiyim, Werkstudent pozisyonlarini araştır ve gidebildiğin yere gir, çok başvuru oluyor çok da ilan var.

Bol sans
0
vhs kaseti
(19.11.18)
@xportant: sanirim öyle yapacagim ve hafta sonuna denk getirirsem kursa giderim. bu dönem kurs olmadi cünkü hem okuldaki ders cakisiyor, hem tandem yapmak isteyen cikmadi, hem de vhs deki kurs cakisiyor, gelecek döneme bakalim :)

@emrahday: yapan vardir ama hepsini tam yapabilecegimden emin degilim cidden. Yine de sansimi deneyecegim, tesekkürler.

@antopoloji kusu: sagolun iyi dilekleriniz icin. werkstudent olayini biliyorum. stajlara bakarken onlara da basvurmayi düsünüyorum. havacilik istedigim sektör degil galiba ama aklimda bulunsun.

@chitosan: staji neden arka plana atiyoruz aciklarsaniz sevinirim :)

@vhs kaseti: hocam yüzyüze görüsemedik ama cok sagolun. sürekli imdadima yetistiniz cevaplarinizla bu sürecte. köln`e gelmeyi düsünüyorum yakinda, yüzyüze konusuruz olmadi? basarilar...
0
🌸filmlovepenguin
(19.11.18)
(3)

langırt'ta kendimi geliştirmem lazım

jules
merhaba galyalılar, öğle yemeğinden sonra acayip bilendim. :)) Bu langırt konusunda nasıl kendimi geliştirebilirim. Önereceğiniz taktikler var mı? Masadakilerin iyi oynadığını düşünmüyorum ama ben kötü oynuyorum. :D Mesela adam bbenden zayıf ve çelimsiz tak tuk vuruyor vs.
merhaba galyalılar, öğle yemeğinden sonra acayip bilendim. :)) Bu langırt konusunda nasıl kendimi geliştirebilirim. Önereceğiniz taktikler var mı? Masadakilerin iyi oynadığını düşünmüyorum ama ben kötü oynuyorum. :D Mesela adam bbenden zayıf ve çelimsiz tak tuk vuruyor vs.
0
jules
(16.11.18)
Eşli oynuyorsanız senkronizasyon çok önemli. O kişiden başkasıyla ASLA eş olmayın. Inanın 50-60 oyun sonra birbirinin sözünü tamamlayan karı kocaya dönüyorsunuz ve oyununuza renk geliyor.
0
farabi
(16.11.18)
langirtta herkes kollara, ve kol gucune bakiyor ama sert vurmak icin en onemli sey vucudun ve vucuda gore ayaklarin konumu. vucuda gore kolun acisi degisiyor, kolun acisina gore de vurus sirasinda etki eden guc degisiyor.

masada ise topa vurulurken top mutlaka vurus yonune gore cubugun bir miktar gerisinde olsun. yani vurus yapacagin adamin bagli oldugu cubugun ilerisindeki topa vurursan o top gucsuz gider, cubuktan az geride olursa guclu gider. gercek futboldaki gibi, top vucudun ilerisindeyse gucsuz gider, o nedenle freekick kullanan futbolcular ornegin sag ayakla topa vururken sol ayagi vurusun hemen oncesi top ile ayni hizaya koyarlar. o ayak biraz geride olursa vurus gucsuz gider.

geri kalan ise tamamen top kontrol etme ve durdurma pratigi ile alakali. top tutup, istedigin pozisyona getirip vurabiliyorsan rahat oynarsin.
0
emrahday
(16.11.18)
Oyun tamamen el/bilek/göz senkronizasyonu ve refleksler ile alakalı.

Topa dümdüz vurmayın falsolu vurun, iki pas ile kaleyi bulmaya çalışın her zaman.

Çok iyi futbol oynayan birileri langırtı hiç beceremeyecekleri gibi hiç futboldan anlamayan ama çok iyi langırt oynayan insanlar var.

Yani eğer eliniz yatkın değilse çok fazla geliştiremeziniz.
0
John Bloor
(17.11.18)
(4)

Yazilim alaninda 'muteahhitlik' yapmak?

icim urperiyor
Boyle bi konsept var mi? Yani santiyelerde bakiyorsunuz proje mudurleri veya muteahhitler her isi detayli bilmez, ne bileyim temeli birine kazdirir, kalibi baskasina caktirir, inceyi birine yaptirir ortaya Bina cikar. Yazilimda da front endi birine yaptiran, back endi bilmem neyi baskasina yaptiran
Boyle bi konsept var mi? Yani santiyelerde bakiyorsunuz proje mudurleri veya muteahhitler her isi detayli bilmez, ne bileyim temeli birine kazdirir, kalibi baskasina caktirir, inceyi birine yaptirir ortaya Bina cikar. Yazilimda da front endi birine yaptiran, back endi bilmem neyi baskasina yaptiran ve bu parcalari birlestiren kisiler var mi?

Buyuk projeler zaten boyledir de ben biraz daha kucuk projelerden bahsediyorum.
0
icim urperiyor
(15.11.18)
bittabii; uzmanlik gerektiren islerde taseron tuzel & ozel kisiler kullaniliyor.

misal;
www.indeed.com
oaksys.net
www.authorstream.com
0
viva paulista
(15.11.18)
eğer müteahhit işi bilmiyorsa nasıl ki kullandığınız evin sorunları oluyorsa yapacağınız yazılımda buglardan başınızı kaldıramazsınız. bu da size ekstra zaman ve para olarak geri dönecektir. yazılımcılarla sadece proje bazlı çalışabilirsiniz burada önemli olan sizin bu ekibi kuracak ve yönetecek kabiliyette olup olmadığınız. frontend-backend diye ayırıyorsak da süreçler birbirinden bağımsız değil.

bizim ülkede kurumsal web sitesi yapıyoruz diyen çoğu firma hazır templateleri alıp editliyorlar ve admin paneli yapıp veriyorlar(ben de çok yapıyorum bunu :D). bu tam bir müteahhitlik örneği işte.
0
undertaker
(15.11.18)
Eşimin yazılım firması var. Zaten yaptıkları projeleri bu şekilde yapıyorlar. Sadece "her işi detaylı bilmez" kısmına takıldım. Eleman takıldığı zaman yol gösterecek biri olmalı.
0
SiyamkedisiZorro
(15.11.18)
dedigin gibi buyuk firmalar belli konuda isleri yazilim danismanlik firmalari ile yapiyor. ornegin yazilim guvenligi konusunda bir uzmana ihtiyac vardir ve bu konu uzman bir yazilim danismanlik firmasi ile cozuluyor. zaten bir yazilim firmasi her konuda uzman bulunduramaz, her firmanin konsantre oldugu bir alan vardir ve o alana gore hizmet verir.

kucuk firmalar icin de bu bu sekilde olmasi gerekiyor ama bizim kulturel ve eknomik gerceklerimiz yuzunden herkes her isini kendi halletmek istiyor. oncelikle her iste uzman olmadigimizi kabul etmemiz gerekiyor, daha sonra da bir isi kaliteli yapmak istiyorsk maliyetini iyi hesaplayip ona gore planlama yapmamiz gerekiyor. daha az elemanla, daha az uzmanlikla, daha az danismanlikla, gerektiginde universitelere danismadan, hem ic sureclerde, hem de urunde ar-ge yapmadan ancak gunu kurtaririz, ve buyuk bir yazilim sirketi ortaya cikaramayiz. bizim ulkecek problemimiz herkesin gunu kurtarmaya calismaktan gelecegi dusunmeye vakti ve enerjisi kalmiyor.

ayrim da genelde back-end front-end seklinde olmuyor, cunku cogu zaman arada api olsa bile ikisi birbirine cok bagli. ama genelde guvenlik, deployment, performans, database katmani, cloud sistemler gibi alanlarda uzmana ihtiyac duyuluyor.
0
emrahday
(15.11.18)
(8)

Telefonu GPS ile takip eden şirket

lost aci soyler
Şirket arabada ve telefonda takip sistemi olduğunu söylüyor.Telefondan takip edilme sim karta takılan bi şey mi yoksa telefonda mı takip cihazı oluyor?
Şirket arabada ve telefonda takip sistemi olduğunu söylüyor.
Telefondan takip edilme sim karta takılan bi şey mi yoksa telefonda mı takip cihazı oluyor?
0
lost aci soyler
(13.11.18)
Hadi arabayı anladık da telefon takip nedir ? Yerinde olsam telefonu işyerinde bırakıp çıkar giderdim akşamları.
0
sylr
(13.11.18)
şirketin verdiği telefonsa takip eder. kurumsal yazılımlar yüklüyorlar.
ya da telefon şirketinden konum bilgisi alabiliyorlar.
0
kisa
(13.11.18)
telefonun kendisi zaten takip cihazı. üzerinde gps var internet var. telefonu otobüse bırak, otobüsü takip edersin.
0
sutlu nescafe
(13.11.18)
Telefonu değiştirdim zaten. Başka telefonda takılı. Ondan merak ediyorum sim karttan takip mümkün müdür diye
0
🌸lost aci soyler
(13.11.18)
sim karttan takip sadece operatör sayesinde mümkün olabilir, direkt olarak hat sahibi şirkete bu bilgiyi vermezler. En azından bangır bangır reklamı yapılan bir servis yok bildiğim kadarıyla.

Telefon takip etmelerini de işi bilen birisi kolayca engeller. Takip yazılımını silersin, silinmemesi için taklalar attılarsa rootlar silersin.

Arabadaki takip sistemini de devre dışı bırakmak kolay, gps antenini sök, sadece hassas olmayan gsm üzerinden takip edebilirler. Takip sistemi 1-10km hassasiyete kadar düşer. Takip sistemlerinde enerji kesilse de bir süre daha götürecek pil bulunuyor, o yüzden gücünü kestikten sonra bir kaç saat beklemen gerekebilir.

Arabaya hiç dokunmak istemiyorsan da çok ucuz paralara jammer satılıyor, takip ünitesine yakın bir yere koyarsın, sinyal alamazlar. Takip sistemleri 10.000 konum vb verileri biriktirip hat geldiğinde gönderebiliyor. o yüzden jammer devre dışı kalınca verilerin merkeze iletilmesi olası. Gsm anteni genelde dahili oluyor ve söksen bile hat çekebiliyor o yüzden gsm anteninin söktüm iş bitti diye düşünme

Takip sistemi tasarlamış birisi olarak söyleyeceklerim bu kadar :)
0
kimlanbu
(13.11.18)
sim üzerinden zor. servis sağlayıcıyla merdivenaltı sözleşme yapılması gerekir. bunu yapabilecek firma sayısı bir elin parmaklarını geçmez. he sistemde (kanun sistemi) bir açık bulup baz istasyonu verilerini de müşterilerine sunmaya başladılarsa bilemem. normalde bu tür bir veri sağlamak yasak çünkü. ama telefon şirket telefonuysa her türlü izlerler.
0
Tears of Devil
(13.11.18)
telefon sirket telefonu ise ve oparatorlerin isletme paketlerin kullaniyorlarsa bu paketler takip sistemi sunuyorlar. (ornegin vodafone is ortagim, turkcell kurumsal). telefonun belli araliklarla birkac saniyede bir oparatore ben burdayim, iletisime acigim mesaji gonderir. oparotorler o an bagli oldugun ve bu mesajin geldigi gsm vericisi yolu ile konum belirler. bu gps konum belirlemeden farklidir. gps cok hassas konum belirler yaklasik 1 metreye kadar hassaslikla konum berlileyebilir. ama alisveris otoparklari, buyuk binalar, tuneller gibi yerlerde sinyal alamadigi icin konumu kaybedebilir. ayrica telefonun pilini hizla tuketir. ama gsm oparatorleri uzerinden konum belirleme hem hizli, hem de telefonun cektigi her yerde konum belirleyebilir. tek dezavantaji hassas degildir, belirlenen konum bagli olunan antene gore 1 km veya daha cok sapma yapabilir.

oparatorler telefonu ucak moduna aldiginda konum belirleyemeyecektir, ve konum belirleyememe nedenini eger telefonda ozel bir yazilim yok ise de tam tespit edemezler yani telefonun pili mi bitti, yoksa ucak modunda mi ayiramazlar. eger telefondan bir yazilim var ise bunu silebilirsin, ama bu konum belirlemeye engel degildir, genelde tek basina yazilim uzerinden degil ayrica gsm uzerinden de takip yaparlar.

eger hattin kendi ozel hattin ise oparatorlerin sirketlere konumunu vermeye kanuni olarak haklari yoktur, ancak savcilik yolu ile bu olabilir. ama hat sirket hatti ise sirket senin konumunu degil kendi hattinin konumu aldigi icin kanuni olarak bunu saglar. zaten sirketlerin hat verme sevdasi da bu yuzden istedigimde ulasayim, istedigimde konum alayim, masraflari da vergiden duseyim diyedir.

araclardaki takip sistemleri de hem gps hem de oparator uzerinden konum belirler. o nedenle sadece gps antenini engellemek yetmez, bu diger arkadaslarin bahsettigi gibi sadece konumun hassasiyetini azaltir, ama az cok birkac kilometre capinda nerede oldugunu cozebilir.
0
emrahday
(13.11.18)
Vodafone’un bi reklami vardi sirket hatlariyla ilgili, urunlerinizin nerede oldugunu takip edin gibi. Reklamda da o firmanin kamyonu yoldaydi ofiste de anlik kamyon goruluyordu haritada. Demekki operatorden aliyorlar bu bilgiyi.
0
c1b2k3
(13.11.18)
(11)

Big Data yok edilebilir mi?

levent bilgen
1) Big Data bir şekilde yok edilebilir mi? 2) Rusya, Çin, Fransa, Japonya ya da bir başka dünya ülkesi bu kadar verinin Amerika’da bir merkezde toplanmasından rahatsız değil mi? Diğer ülkeler de aynı nicelikte veriye sahipler mi?3) Bilinen amaçlar(istihbarat, marketing, seçim manipülasyonları vb.) d
1) Big Data bir şekilde yok edilebilir mi?

2) Rusya, Çin, Fransa, Japonya ya da bir başka dünya ülkesi bu kadar verinin Amerika’da bir merkezde toplanmasından rahatsız değil mi? Diğer ülkeler de aynı nicelikte veriye sahipler mi?

3) Bilinen amaçlar(istihbarat, marketing, seçim manipülasyonları vb.) dışında ne gibi çalışmalar, deneyler, amaçlar için kullanılıyor olabilir?

4) Big Data’nın güvenliği ne şekilde sağlanıyor? Yedekleniyor olma ihtimali ne ölçüde gerçekle ilintili?

5) Fazla sci-fiction gelse de büyük bir savaşta bir ülkenin otonom sistemlerine, köprülerine, haberleşme araçlarına saldırılması gibi saldırılabilecek bir konumda mı?
0
levent bilgen
(16.10.18)
1- big data dediginiz sey nedir? dunyadaki tum verilerin toplandigi yere big data denmez :) bi kavram karistirmasi var sanirim.

vikipedi aciklamasiyla: Büyük veri; toplumsal medya paylaşımları, ağ günlükleri ,bloglar, fotoğraf, video, log dosyaları gibi değişik kaynaklardan toparlanan tüm verinin, anlamlı ve işlenebilir biçime dönüştürülmüş biçimine denir.

2- onlar da topluyor. cin'de facebook filan yasakli. her uygulamanin cin'li versiyonunu kullaniyorlar.

3- trump - secim - rusya seklinde aratabilirsiniz. xxx analytics rezaleti de vardi, zukenberg yargilandi hatta bu sebeple. sirketin adini unuttum.

4- sirketler veri tabanlarini mumkun oldugunca guvenli hale getirirler. sizma her zaman mumkun.

5- kim bu konumda mi?

edit: yuzeysel & ortalama google bilgisi :) insanlari tanimadan boyle sozler soylemek degisik. kolay gelsin, umarim aradigin cevaplari bulursun.
0
fakyoras
(16.10.18)
@fakyoras Hiçbir şekilde bir kavram karışıklığı yok. Big Data dijital anlamda soyut. Silikon vadisi ve türevi yerlerde ciddi anlamda üzerinde çalışılan, belli merkezlerde depolanan, bilfiil mekansal karşılığı olan ve tek bir kuruma ait olmayan verilerin bütünü. Nicelik olarak en büyük ölçekli veri Amerika’da. Diğer ülkelerin verileri onunkinin yanında işlevsel anlamda oldukça komik.

Siz çok yüzeysel ve ortalama google bilgisiyle olayı okuyorsunuz ya da bu konuyla ilgili yeterli bilgiye sahip değilsiniz.

Facebook ve bağlı şirketleri(Whatsapp, Instagram) Twitter, Google ve daha birçok şirketin bu bilgileri donanımsal olarak depoladığı yerlerin tümü ya da bir kısmı için mekansal bir tanım da “Big Data”yı içine alıyor.
0
🌸levent bilgen
(16.10.18)
3) google aramalarından grip salgını ve etki alanını doğru bir şekilde hesapladıklarına dair birşeyler izlemiştim, eğitimli kitlenin mesai saatlarinde dizi izlemesinden falan ekonomik durgunluk kriz gibi durumlar arasında bağlantı kurduklarını duymuştum.

4)en basitleri bile genelde 2 farklı kıta 3 farklı merkez de yedekli oluyor
0
Sir Anthony Hopkins
(16.10.18)
@fakyoras Cambridge Analytica olayında kabaca 50 milyon Facebook hesabı kullanıldı. Big Data için 50 milyon kişi komik bir sayı bile değil. Bu kullanım Big Data’nın gerçek işlevselliği ve asıl gücünü anlatmakta da yetersiz ve sönük.
0
🌸levent bilgen
(16.10.18)
Fikir vermesi açısından:

m.imdb.com
0
mirty
(16.10.18)
1- hayır. çok merkezde biriktiği, birikmeye de devam ettiği için yok edilemez.

2- hayır, herkes kendi datalarını biriktiriyor.

3- çok çeşitli.

4- siber güvenliğin bilinen yöntemleri ile.

5- evet. çok daha fazlası da yapılabilir.
0
babilbaligi
(16.10.18)
kavramların birbirine girdiğine katılıyorum,

babilbaligi+1

5'e ilaveten şu anda zaten böyle, rusya'nın virusleri ameriganın nükleer santrallerini, askeri tesislerini hedef alıyor, ameriganın firüsleri rus bürokratlar/devlet tesislerini hedef alıyor (neye göre tabii ki ip to location vs. gibi şeylere göre) hatta tek bir hedefi olan hedefe ulaşıncaya kadar yayılan ama bir eylemde bulunmayan wormlar vs. de mevcut, yani hali hazırda bizler mışıl mışıl uyurken birileri birbirlerine saldırıyor, savunuyor falan. misalen şu anda usa suudi arabistana saldırıyor.

Ek kaynaklar:
threatmap.checkpoint.com
map.norsecorp.com
www.digitalattackmap.com&color=0&country=ALL&list=0&time=17819&view=map
0
selam
(16.10.18)
1) "Bir şekilde" lafzı bize istemediğimiz kadar özgürlük veriyor. Madem verinin fiziksel karşılığı var, sırf Google'ın tuttuğu veriyi değil, android cihazda telefon rehberimize kadar erişebilen programların tuttuğu veriyi de yok edebilirsek... Neden olmasın?

2) Bilinen internetteki içeriği derleme konusunda Google neredeyse bir tekel ve onay mercii olduğuna göre muhtemelen aynı nicelikte veriye kimse sahip değil. (Diğer ülkelerin rahatsızlığı konusunda: Yandex'i, Vk'yı vs. bu tekeli kırmaya yönelik girişimlerden sayabiliriz.) Ek olarak Google ve benzeri şirketler yoluyla toplanan bu verinin -analytics, adsense benzeri uygulamalarla dünyanın geri kalanınının kulanımına sunulan kısmı müstesna- büyüklüğünü ve gizli kullanım alanlarını, skandallarla bir bir ifşa olmadıkça tahmin etmek de imkansız.

Ek olarak ticaret savaşı ile de anlamlanabilecek bir veri savaşı Çin ile ABD arasında uzun süredir sürüyor. Son büyük gelişme de şu: www.bloomberg.com

3) Durum böylesine açıkken gizli kalan amaçların bir önemi var mı ki? Sanki bundan sonrası bize sadece işleri komplo teorisyenliğine vardıracak bir gizemciliği getirecek. Elbette bu soru; kamuoyunun, bilgi tekelleri ve emperyalist devletler üzerinde kuracağı olası bir baskıya dönüştüğü takdirde anlam kazanacaktır.
0
hikmet iv
(16.10.18)
hem kavram karmasasi var hem yok diyebilirim. bu durumu ozetle su sekilde aciklarim, dunyadaki tum kuslarin sesleri "data" dir. bu datayi mikrafon sahibi herkes toplayabilir ve bir yere saklayabilir, buna "database" denir. "big data" isleme ise bunun bir adim otesi yani bu saklanan datanin islenip, bize rasgele civilti ve gurultu gibi gelen kus seslerinin anlamini, yani ne konustuklarinin bulunmasi, kus dilinin cozulmesi, bu sonuca gore gelecek konusunda tahminde bulunulmasi dir. yani bu iste datanin bir yerde saklanmasi ve fiziksel olarak sahip olunmasi isin kucuk bir kismi, asil onemli ve zor kismi ise bu datayi isleyip anlamli bir sonuc cikaracak fiziksel teknoloji, ve algoritma sahibi olabilmektir.

ornegin twitterda datalari dunyadaki bircok noktada serverlar uzerinde saklanir, isteyen bu data yi twitterin sunmus oldugu API uzeriden alabilir. bunu evde sen de yapabilirsin, sonra bir yere saklayabilirsin. artik senin de bir "data base" in var. ama bu datayi ne yapacaksin, cok buyuk bir data ve insanlar ornegin turkiyede son zamanlarda "papaz brunson", "arda turan" ve "enflasyon" konularinda bir suru konusmuslar. bu konusulanlari bir bolumu goygoy, bir bolumu cok ciddi, bir bolumu ise konusulmus ama bir amaca hitap etmiyor. boyle yiginla data sahibi oldugunu dusun. burada asil zor kisim bu konusmalardan cesitli anlamlar cikarabilmek, degersizlerini ayristirmak, degerlilerini bir istatistik hesabina sokabilmektir. ornegi "arda turan" meselesi "papaz brunson" meselesinin halk uzerindeki etkisini istatistiksel olarak ne oranda maskelemis. ilerde boyle bir durum oldugunda bu durum ile benzerligini eslestirmek icin bir sablon (pattern) cikarilabilir mi, bu pattern cikartilir ise bunun sonuclari ne olur, tum bu olasiliklar icinde abd nin bize "fethullah guleni" iade etmesi orani ne kadar mumkun. iste eger bu datayi isleyip boyle bir olasilik hesabi yapacak teknoloji, istatistik, matamatik, algoritma kurabiliyor ise big dataya hukmediyorsundur. yoksa data ile ne yapacagini bilmedikten sonra elinde tutmanin anlami yok.

bu durumda amarikanin elini guclendiren ne peki? adamlarin datayi tutmasi bir sonuc, cunku bu data ile ne yapabileceklerini biliyorlar ve onun icin tutuyorlar. eger biz de bilseydik biz de internet uzerinde "crawler" yapip bilgiyi toplayip biz de tutabiliriz ama tutsak ne olacak ki, islemeyi bimiyoruz. bu tamamen isletme ve universite isbirligi ile olabilecek birsey.

ozetle big data olayinda dataya fiziksel olarak sahip olmak isin proseduru, en onemlisi bu data ile ne yapabildigin.
0
emrahday
(17.10.18)
1) Big data sanki bilgisayar ve ağ teknolojileriyle ortaya çıkmış gibi bir algı var. Bilgi ve belge yönetimi tarihine biraz bakınca aslında insanlığın yazmaya başladığı andan itibaren data topladığı görülebilir. Sadece veriyi saklama ve yorumlama yöntemleri değişti. Çok yakın tarihe kadar var (2010'lar) olan kümülatif bilginin büyük çoğunluğu hala "hard copy" denen materyallerde saklanıyordu.
Şimdi dijital olarak tutuluyor. Haliyle bu depolama imkanları, veri aktarım olanakları hem yeni enformasyon üretme hızını artırdı, hem de datayı yorumlama hızını. Her ülke kendi verilerini saklar. Kimi analog olarak kimi dijital. Artık çoğu dijital. Yani TUIK'in verileri de "büyük veri", holdinglerin satış rakamları vb de. Big data deyince bilimkurgu gibi bir dünya canlanıyor insanların zihninde ama bildiğin veri işte. Sadece yeni teknolojilerle daha fazla veriye daha hızlı ulaşıp enformasyon üretmen mümkün. Haliyle bu veri düzgün arşivlenip yönetilmeyince ve korunmayınca kaybolabilir. Dünya tarihinde ne arşivler gitti.

2)Veri bir merkezde toplanmıyor. Farklı farklı kurumların kendi verileri var. Şirketler satış rakamlarını, sosyal uygulamalar kullanıcı bilgilerini vb saklıyor. Tabii ki devletler kendi topraklarındaki şirketlerin verilerinden yararlanabilir. Ya da farklı iki kurum iş birliği yapabilir. Mesela adidas facebook'la reklam işbirliği yapıp kendi marketing verileriyle facebook verilerini kullanıp reklam maliyetini düşürüp daha verimli reklamlar yapabilir. Bunun askeri boyutu da var. Haliyle birçok ülke başka ülkelerden data toplamaya çalışır. Bu geçmişte de vardı. Bugün de var. Sadece ABD özel sektörünü destekleyip elindeki teknoloji gücünü kullanarak daha iyi yapıyor bu veri toplama işini. Mevzu sadece sosyal medya değil, kredi kartı bilgilerinden tut hizmet sektöründeki şirketleriere kadar....
Veri toplamak mesele değil, bu verinin ürettiği enformasyonun kalitesi önemli. Veri toplama işini her zaman her devlet yapar. Biz de yapıyoruz.

3)Tarih boyunca ne için kullanıldıysa: Aklına gelebilecek her şey için. Ama tekrar söylüyorum. Data tek başına bir şey ifade etmez. İstersen tüm verileri topla. Doğru yorumlamadığın sürece anlamı yok.

Mesela sağlık. İngiltere organ bağışı sistemini daha verimli kullanmak için ülkedeki "organ havuzunu" tıpçı ve matematikçilerinin geliştirdiği bir algoritmayla yönetiyor. Böylece doğru organ doğru insana ulaşıyor. Bizde de aynı veri var. Bizdeki algoritma farklıdır. O yüzden bizim eşleşme oranlarımız da farklı olabilir. Belki daha iyiyizdir hatta.

Mesela ekonomi. Diyelim ki ülkenin demografik verileri ve sağlık verileri 59 yaşında ölüm oranının yüksekliğini gösteriyor. O zaman emeklilik yaşını 60'a çekip ciddi bir kamu tasarrufuna gidebilirsin. Biraz tatsız görünüyor ama böyle.

Mesela hava durumu. İklim yönetimi. Elinde ciddi bir iklim verisi olduğunu düşünelim. Ülkende ekilecek ürünleri yönetebilirsin. Ya da başka bir ülkede yaşayan çekirge popülasyonunun artış oranlarını biliyorsun. Bu veriyle çekirgenin patlama yapacağı senelerde o ülkeye tarım ilacı ihracatını artırabilirsin.

Mesela deprem tahminleri. Bir coğrafyadaki deprem sıklığını, şiddet aralığını biliyorsun. Bu sana bir sonraki depremin hangi yıllarda olacağını gösteriyor. Bu veriyle önlemler de alabilirsin, bölgede sigorta şirketlerini de zengin edebilirsin.

Mesela eğitim. Ülkende matematik konusunda zayıflık var diyelim. Bunu çözebilirsin. Ama bunun için beslenme verilerini, genetik verileri vb de analiz etmen gerekebilir.

Gördüğün gibi veriden ziyade verinin yorumlanması ve kullanılması fayda sağlıyor.

Marcus de sautoy'un belgesellerini izleyebilirsin verinin kullanımına güzel örnekleri var. Mesela yukardaki çekirge örneğini ondan aldım.

4) Basılı materyal arşivlerde korunuyor. Dijital veri de zaten bildiğin it güvenlik yöntemleriyle. Tabii ki yedekleniyor da. Yani her kurum kendi verisini kendi yöntemleriyle saklıyor aslında. Kimi daha güvenli kimi daha dikkatsiz.

5) Dediğim gibi bir merkezde toplanan bir veri söz konusu değil. Her kurumun kendi verisi var. Bu verilerin kümülatif kullanımı "big data" olarak adlandırılıyor. Her zaman birileri bu verilere ulaşmak isteyebilir. Ama net olarak bu konumda tüm veriler bulunuyor diye bir şey söz konusu olmadığı için nereyi hedef alabilirler ki? Kredi kartı şirketleri mi, nüfus idaresi mi... Veri her yerde. Her kurumun bir veri yığını var.
0
anten
(17.10.18)
@anten @emrahday @hikmet iv

Verdiğiniz bilgiler çok ufuk açıcı oldu ama:

Ben yaklaşım olarak Snowdenvarî bir bakışla “insanların özel hayatlarıyla ilgili istihbarî değer taşıyabilme potansiyeli” olan verileri kastediyorum.

Gelecekle ilgili büyük hedefleri olan, ileride siyasete girecek, ülke yönetecek insanların tüm özel hayatı, gününün 24 saati de bu verilerin içinde. Sizin verdiğiniz örnekler masumane ve yapıcı örnekler.

Sanki ABD verileri insanlığı daha iyiye, daha müreffeh bir dünyaya, anlamlı bir ülküye taşımak için kullanıyor gibi bahsediyorsunuz.

20 yıl sonraki muhtemel ABD Başkanının, Rusya, Çin, Türkiye vs. tüm dünya ülkelerinin muhtemel yöneticilerinin her türlü görüntü, ses, video ve özel hayat verileri de bunun içerisinde. Günü geldiğinde tıpkı Instagram’ın yeni doğan fotoğraf uygulamalarını satın alıp yutması gibi gelecek vaat eden ve parlamaya başlayan genç siyasileri kendileriyle bu tür yöntemlerle uzlaşmaya zorlayıp zorlayamayacaklarını, aksi halde bunun olası sonuçları olup olmayacağını kastediyorum.
0
🌸levent bilgen
(17.10.18)
(9)

30'undan sonra programcı olmak (dünyanın bütün koğdırları...birleşin !!)

kuul
System.out.println("Hello world!")şimdi sayın beyaz şapkalı heykırlar, sevgili romalılar !bununla ilgili daha önce de benzer sorularım olmuştu lakin tıkanmış hissediyorum ve benim moreli sıffır sıffır sıffır sıffır !neyse özet geçmeye çalışayım: yaşım 32. android programlama öğrenmeye çalışıyorum on
System.out.println("Hello world!")

şimdi sayın beyaz şapkalı heykırlar, sevgili romalılar !

bununla ilgili daha önce de benzer sorularım olmuştu lakin tıkanmış hissediyorum ve benim moreli sıffır sıffır sıffır sıffır !

neyse özet geçmeye çalışayım: yaşım 32. android programlama öğrenmeye çalışıyorum online kurslar üzerinden (merak eden varsa tim buchalka ve saz arkadaşları) ingilizceyi gayet yeterli bir seviyede biliyorum. dersleri bir noktaya kadar anlıyorum sıkıntı yok. ama hoca arada öyle bir katakulli çeviriyor ki olayı anlamam, mantığına vakıf olmam neredeyse mümkünsüz. misal adam diyor ki: "bu işi yapmak için hedehödö sınıfının abuzittin özelliğini kullanıcaz." ki bilenler bilir, nesnenin sonuna noktayı koyunca zilyon tane fonksiyon çıkıyor. ben hangisini nasıl kullanacağımı, hangi tür hata verdiğinde nasıl üstesinden geleceğimi nasıl bilicem ki ?

böyle olunca ister istemez elin böğründe kalıyor. ne yapayım ben acı şurup içer gibi devam edeyim mi böyle ? 3-10 paraya çalışayım yeter ki öğreneyim diyebileceğim şartlarda da değilim. yurtdışına kendimi atayım desem (ki aklımda) şu anki halimle anca temizlikçi gidebilirim, türkiye'de ise benim durumumdaki adamların işi -bence- zaten yurtdışındakinden daha zor...

ne yabayım yav vaz mı geçeyim bu sevdadan :/

edit: eklemeyi unutmuşum. bilg. müh.'te tezsiz yüksek lisans yapıyorum. ama bu yüksek lisansın "içerik" olarak programcı olmak isteyen geleceğine -abartmıyorum- neredeyse hiç katkısı yok. dersler kitap üzerinde kalmak üzere tasarlanmış gibiydi adeta. bu dönem proje var bakalım inşallah orda dişe dokunur bir şey yaparız.
0
kuul
(15.10.18)
Android biraz zor. bence c#, . Net ile başlasaydın daha iyiydi.
0
herhaltibiliyoring
(15.10.18)
Selam,

Aga işte mesele sadece kod yazmak değil. Sağlam bir yazılımcı olmak için geçilmesi gereken yollar, bir süreç var. Programlama öğrenmek uzun ve zahmetli bir süreç. Atıyorum veri yapıları, karar yapıları diye duyunca şaşıp kalmamak lazım. 2-3 ayda hatta 6 ayda uzman seviyesine gelemezsiniz. Yazılım geliştirme metodolojilerinden hangisini biliyorsunuz mesela? Yanlış anlamayın niyetim sizi yermek değil. Birazda isyanım her halta "programlama/kodlama öğren" diyenlere. Uygulamayı bir şekilde yazarsınız. Yazmak değil mesele sadece, projenizi sağlıklı şekilde yönetip, büyütebiliyor musunuz? Bu önemli.

Her neyse size gelecek olursak, heves ettiyseniz öğrenin, üsteleyin. Yeteri kadar çalışma ve zaman ayırmayla her şey yapılır.
0
datnet
(15.10.18)
www.youtube.com

Meet Japan's 82-year-old app-maker and programmer


www.youtube.com

7 year old Zora Ball, the world's youngest game programmer


iki örnek. Programcı olmak için yaş sınırı yok.

AMA

aması şu, bunu meslek olarak profesyonel olarak yapmak için belli bir tecrübe seviyesine erişmek lazım bu da zaman alır.

Sabrın ve azmin varsa, kafan da basıyorsa önümüzdeki sene bu zamanlar bu işten para kazanıyor olursun bence (junior dediğimiz, giriş seviyesi eleman gibi).

bi e önerim 3-30 oaraya vyea parasız calısma kendi mesleğini yap bos zamanlarını bu yola ada. Yoksa bizim sektör adam sömürmesi ile meshurdur.
0
paranoyak kedi
(15.10.18)
android alaninda calismak, hatta yurt disinda calisir hale gelmek icin ciddi oranda sabirli ve uzun ogrenme surecinden gecmek grekiyor. bu konuda sifirdan ogrenmek sadece online kurslar ve internetten kendi kendine olmaz. birkac ogrenme methodu bir arada gitmeli.

- online kurslar onemli, takip edilmeli
- bir taraftan bir yerde calismak cok onemli, cunku online kurslar genelde giris seviyesinde anlatir, profesyonel hayatta karsilasilan problemler cok farkli oluyor. ayirca bir dil ve framework ogrenmek is yapmaya yetmez, isin temllerini ve yazilim gelistirme methodolojilerini ogrenmek gerkir, bunun icin de bir yerde calismak onemli.
- meetup lara katilip diger yazilimcilar ile bilgi paylasmak onemli
- kafana birsey takildiginda bir araya gelip cozebilecegin kisiler ile bir arada olmak onemli
- referans kitaplar kullanarak isin temel derinligine inmek onemli

tum bunlar paralel ilerlemeli, ama android alaninda daha onceden java programlama gecmisi olan birinin bile bir yerde calisacak kadar belli bir asamaya gelmesi 1 yildan az surmez. Sabirli olmak gerekir. Bir yerde calissan bile ilk iki yil "junior" seviyesinde olunup bircok durumda bir "senior" dan destek almak gerekir. O nedenle yazilim alaninda calismak isteyip, bu konuda para kazanmak isteyen biri icin o kisinin kendine ayirmasi gereken sure 3 yil olmali diye dusunuyorum. bu sure kisinin ayirdigi zamana ve imkanlarina gore uzar ama kastedilen bir template site yapmak degilse 2 yildan da az surmez.
0
emrahday
(15.10.18)
Full Stack Developer olma hayali kuran bir bilgi işlemci (kamu) olarak seninle benzer bir kaderi paylaşıyor olabiliriz.

30 yaşındayım, ufak tefek freelance işler yapıyorum, kendi projelerimle de ilgileniyorum.

HTML, CSS, PHP, JQUERY, BOOTSTRAP, MYSQL gibi alanlarda hayal ettiğim her işi koda dökecek kadar yeterli bilgim var.

ama yemiyor.
öyle kolay mı lan diyorum istifa etmek?
aslında kolay be. yapabiliriz.

sorunun cevabı da şu:
zaten öğrenmen gereken şey nerede hangi sınıfı kullanman gerektiği. programlama budur. neyi nerede yapacağını bilmek.
0
işimdeyim gücümdeyim
(15.10.18)
bu konu ozelinde degil de herhangi bir alanda yazilim konusunda para kazanmak isteyen biri icin en onemli konu cevrede erisebilecegi, soru sorabilecegi, destek alabilecegi birinin olmasi. bu konuda 10 yildan fazla da calissan mutlaka bir yerde takilabilirsin. hatta cozumu cok basit olan bir problemi cozemeyebilirsin. ya da bir konuyu genel hatlari ile kavrayamayabilirsin. bu durum ne kadar uzun sure calisilsa da herkesin basina geliyor. genelde belli bir noktada olan bir problem stackoverflow gibi sitelede arama yapip, ya da dokumantasyon okuyup cozulebiliyor ama bazi problemler oluyor ki kisi sorunu kendi de tarif edemeyebiliyor. iste bu noktada yardimlasmak, bir kisiden destek almak onemli o nedenle cevrede mutlaka bu konularda ogretmeyi seven birilerinin olmasi cok onemli. elbette yeterli emek sarfedip bir sekilde asarsin ama bu tarz destekler yolu cok kisaltiyor.

o nedenle bir konuda takilinca, ilk olarak o problemi soru haline getirmek, yani tanimlamak gerekir. sonra internetten arastirmak gerekir. yine cozum bulunmazsa birine sormak gerekir. eger cevrede soracak biri yoksa morel bozmadan o konu bir yere not alinir ve gecilir. mutlaka bir noktada o sorunu kendi kendine cozebilecek seviyeye gelinecektir. yazilim ogrenmek bir "iteration" gerektirir yani tekrar tekrar basa donup yeniden baslamak, eksik kalan yerleri tamamlamak, bilgiyi tazelemek gerekir. yani ogrenme dogrusal gitmiyor yazilimda, zaten bu konunun ogrenilmesinin en buyuk zorlugu da bu. ve herkes icin boyle 10 yil calisan da yeri geliyor bir yerde takiliyor.
0
emrahday
(15.10.18)
Soru: nesnenin sonuna noktayı koyunca zilyon tane fonksiyon çıkıyor. ben hangisini nasıl kullanacağımı, hangi tür hata verdiğinde nasıl üstesinden geleceğimi nasıl bilicem ki ?

Cevap: dökümantasyondan, manuellerden,

Hepimiz benzer yollardan geçtik, benim yöntemim senin dediğin gibi bir nesnenin veya fonksiyon adının bir kısmını yazdığımda otomatik tamamlamadaki fonksiyon/method listesinde geçenleri, dökümantasyondan ne olduklarına bakmak.

Bunu aynı sınıf için üç beş kere yapınca hatırlamaya başlıyorsun zaten. Senin örneğinde sınıfın kendi methodları, başka sınıftan miras aldıkları vs. ile liste uzayacaktır gözünü korkutmasın, çoğunu kullanmıyorsun zaten ama yine de ne olduklarını okuman önemli, bir kaç cümle bile kalsa aklında seneler sonra ihtiyacın olduğunda "ya sanki şöyle bişi vardı bi dakika" diye bir hissiyatla dalıyorsun hemen.

Senin o dersini aldığın eleman (çoğu online kurslarda bu var) sanki sen bütün dökümantasyonu/örnekleri incelemişsin ve standart kütüphanede neyin nerede olduğunu ne iş yaptığını ezberinde varmış gibi anlatması problem oluyor, senden beklenen karşına böyle bir şey geldiğinde (bu iş için, X sınıfının Y methodunu Z parametresi ile çağırıyoruz gibi) videoyu durdurup o sınıfın dökümantasyonuna gidip o sınıfa ait methodları gözden geçirmen, bir tur okuman, sonra videoya kaldığın yerden devam etmen.
0
selam
(15.10.18)
TL;DR; d.android.com'a giriyorsan search ozelligini kullanarak her class'in her method'unun detayli aciklamasini goruyorsun.

ozelden yazarsan,ozellikle android konusunda, detayli yardimci olabilirim
0
crucio
(15.10.18)
Programcılık kavramı son 10 yılda çok büyük şekil değişikliğine uğradı, günümüz OOP araçları iyice işin bokunu çıkartıp sürükle bırak şovuna dönüştü ama bu araçları kullanan yeni yetme yazılımcılar bir hata ya da eksikle karşılaştıklarında far görmüş tavşan gibi ekrana baka kalıyor.

Öncelikle programlama sadece kod yazmak değil aynı zamanda bir bilgisayar ya da bilgisayar gibi davranan cihazlarla konuşmamızı sağlayan işletim sistemleri ile iletişim kurabilmek için gerekli olan sınıflar, kütüphaneler hatta framework'lerin ne olduğunu bilmeyi de gerektiriyor. OOP üzerinde hazır olarak sunulmuş kütüphanelerin örneklerini internetten araştırıp önümüze çıkan videoları izleyerek aynını yapmaya çalıştığımızda o son noktayı koyduğunda karşına çıkan item listin videodakine benzememesinin nedeni işte bu anlattıklarımın altında yatıyor.

Size tavsiyem öncelikle işin temeli olan kodlama tekniklerinden başlayın sınıfları, kütüphaneleri, fonksiyonları, vs öğrenin sonra örnekler üzerinden gitmeye çalışın. Programlama uzun yıllar gerektiren bir tecrübeye ihtiyaç duyar belki bir iki örnek video izleyerek ortaya bir şeyler çıkartabilirsiniz ancak özgün bir ürün çıkartmaya çalıştığınızda mutlaka karşınıza bir çözümsüz kalacağınız hata çıkacaktır.
0
solo
(15.10.18)
(2)

Almanyada yaşamakta olup almancayı konuşanlar bakabilir mi

asuturias
Türkçe bilgi aktarımının yapıldığı bir dil değil. Yine burada araştırma yaparken öğrendiğime göre Türk dili alanında bile yeterli bilgi akademik olarak yok. Benim peşinde olduğum bilgi akademik değil yalnız, günlük ihtiyaç duyduğum bilgi. Günlük ihtiyaç duyduğum bilgiden kastım örneğin bir araba nas
Türkçe bilgi aktarımının yapıldığı bir dil değil. Yine burada araştırma yaparken öğrendiğime göre Türk dili alanında bile yeterli bilgi akademik olarak yok. Benim peşinde olduğum bilgi akademik değil yalnız, günlük ihtiyaç duyduğum bilgi. Günlük ihtiyaç duyduğum bilgiden kastım örneğin bir araba nasıl kullanılır, bakımı nasıl yapılır gibi..

Şimdi merak ettiğim bilgiye ulaşabilen Almanlar, bilgiye ulaşmada güçlük yaşayan kendi dilini konuşan insanlara karşı nasıl bir tutum içindeler. Eğitimsiz (küçümsemek değil amacım belirtmek) bir alman ulaşmak istediği yüzeysel ama gerekli bilgiye ulaşabiliyor mu?
0
asuturias
(10.10.18)
Ben soruyu çok anladığıma emin değilim. Düşük sosyal tabakadan gelen insan niye Almanca bilgiye ulaşamasın? Temel bilgiler için “kolay Almanca” seçeneği de oluyor, belediyede kağıt işlerini halletmek için vs. Devlet dairelerinin internet sitelerinde de hem basit Almanca hem de diğer dillerde açıklamalar oluyor.

İkinci kısmı anlamadım, bu konularda Türkçe bilgiye hangi platformda ulaşamadınız?

Türk Dili, akademik olarak iyi araştırılıyor Almanya’da. Türkoloji kürsülerinin maalesef artık iyi finanse edilmediği doğru. Bu gün Türkiye’de ana kaynak olarak Türk Dili kürsülerinde okutulan kitaplar ya Alman ya Rus Türkologlarca ya da onların kitaplarından yararlanılarak yazılmıştır. Bu konuda size katılamam.
0
buf-e kür
(10.10.18)
egitimsiz de olsa kendi toplumunda yasayan bir alman bir isin nasil halledilecegini kulaktan da olsa bilmis oluyor. nereden bilgidini bilmiyor ama bir sekilde o konuyu ogrenmis, icsellestirmis oluyor. ornegin araba bakiminin ne zaman yapilacagini hic bir yerden okumamis ama belki babasinda, belki komsusundan edindigi bilgiye gore kendisi de o arabanin bakiminin yapilacagini ve nasil yapilacagini bir sekilde ogrenmis oluyor.

ayrica bir konuyu nasil yapacagini bilmese de yine kendi toplumunda yasamanin avantaji ile bilgiye en kisa yoldan nasil ulasilagaini ic gudusel olarak tahmin ediyor. ornegin bir konuda kafasi karistiginda belediyeye mi soracagini, internetten mi arastiracagini, ya da komsusuna mi sorarak ulasacagini bir sekilde cok daha iyi kestiriyor, ogrenmek icin ona gore bir yol izliyor.

almanyaya sonradan yerlersen kisilerde, egitimli olsalar bile en cok zorlandiklari konu bu tarz konula roluyor. gunumuzde hala bilginin cogu arastirilarak erisilemiyor, cunku kisi bircok durumda bilmedigini bilmiyor, nerede arayacagini bilmiyor, nasil arayacagini bilmiyor. tum bu yuzden bu tarz bilgiler arayarak degil etkilesimle ogreniliyor. o nedenle bircok konuda bilgiye erisim amaciyla internetten kendi gibi bir topluluga sormak avantajli oluyor, almanyada da ozellikle yeni yerlesenler facebook uzerinden bu tarz sorulara cevap bulmak icin organize oluyorlar. tipki eksiduyuruda oldugu gibi.

almanlar icin de ayni sekilde, toplumsal olarak alisilagelmis durumun disina ciktiklarinda onlar da bilgiye erismekte zorluk cekiyorlar. ornegin bir alman turkiyede minubuse bindiginde nasil davranacagini bilemez, hicbir sekilde yazili olmayan kurallara sahip olun minibus adabi konusunda zorlanir. ornegin parayi binince mi verecek, yoksa inmeden once mi. ya da elden ele dolasan para konusudna sasirir, ve bu bilgiye net olarak bir kaynaktan erismesi zor, ancak bir turk ile iletisim kurarak bu bilgiye dogrudan erisir.
0
emrahday
(10.10.18)
(11)

hangi alanda uzmanlaşmak para kazandırır?

yemrem
hangi alanda uzmanlaşarak özel sektörde para kazanılabilir? sizin gördüğünüz veya keşke bilsem neler neler yapardım diyeceğiniz bir uzmanlık alanı var mı?mesela AB ticaret mevzuatına hakim olursan dış ticarette aranan kişi olursunveya falanca konuda uzmanlaşırsan kişilere-kurumlara eğitim verebilirs
hangi alanda uzmanlaşarak özel sektörde para kazanılabilir? sizin gördüğünüz veya keşke bilsem neler neler yapardım diyeceğiniz bir uzmanlık alanı var mı?

mesela AB ticaret mevzuatına hakim olursan dış ticarette aranan kişi olursun

veya
falanca konuda uzmanlaşırsan kişilere-kurumlara eğitim verebilirsin, sektörde ihtiyaç var

veya

falanca yazılımı öğrenirsen burda para var

veya

grafik dizaynın şu konusunda uzmanlaşırsan aranan eleman olursun gibi
0
yemrem
(10.10.18)
İyi bir uzmanlik her iste para kazandirir. Su aralar yapay zeka ile ugrasanlar iyi para kazanacak gibi duruyor.
0
fakyoras
(10.10.18)
tam ne deniyor bilmiyorum da bu big data işleme, veri madenciliği, yapay zeka konularında manyak para olacak.
0
zgrydn
(10.10.18)
Su tesisatında bile uzmanlaşsan günde en az 700 tl kazanırsın.

Ama her ne olursa olsun yıllarını vermen gerekiyor. Hatta kan, ter ve gözyaşı dökmeden hiçbir konuda uzmanlığa erişemiyorsun. Hiç programcılık demeyin dostlar, gözünüz 1.5 miyop olmadan, baş ağrısı için 5 kilo ağrı kesici bitirmeden, nerd neck çıkmadan o da mümkün değil.
0
bos gezenin bos ustasi
(10.10.18)
para kazanma olayi arz talep ile birlikte sekillenir. ornegin bir konuda cok para kazanilacakmis gibi gozukur ama o kadar cok kisi o alana yonelmistir ki rekabet artar ve maaslar hizla duser. o nedenle bir konuya hizla yonelip, hizla uzmanlasan para kazanir. su anda teknoloji alaninda big data, data mining, yapay zeka, IoT, robot programlama konularinda dunyada deneyimli isci bulmak zor, o nedenle maaslar yuksek. global anlamda dusunuyorsan bu konulara yonelebilirsin. ama turkiyede bu konularda yeterli yatirim yapilmadigindan dolayi is bulmak da guc denilebilir. ama turkiyede kisa surede ilerlenebilecek teknoloji cloud teknolojiler olabilir, ornegin AWS konusunda uzman olmak iyi kazanc saglayabilr cunku bircok sirket sistemlerini cloud sistemlere tasiyor ve bu konuda danismanlara ihtiyac duyuyor.

kisaca hangi alan olursa olsun hizla uzmanlik koltugunu kapan para kazanir, bu is islek bir yerde bufe kapmak ile ayni sayyilir.
0
emrahday
(10.10.18)
insan ilişkilerinde uzmanlaşır satış alanında kendini geliştirirsen teknik alanlar ile kazanamayacağın parayı kazanırsın.

insan kafalama sanatı, mal satma sanatı her zaman daha fazla kazandırır. bu yüzden galericiler teknik insanlardan zengindir.
0
babilbaligi
(10.10.18)
özel sektörde para kazanma alanında uzmanlaşmak kazandırır.
0
sekerse tehlike
(10.10.18)
sektor cok onemli degil, iyi para kazanabilmen icin iyi para kazandirman lazim.

bir de su var: herseyi bileceksin, bir seyi cok iyi bileceksin :)
0
cooperr
(10.10.18)
siber güvenlik
0
mirty
(10.10.18)
müteahhitlik.
0
nickini degistiren yazar
(10.10.18)
emlakçılık.
0
tabudeviren
(10.10.18)
IT'de satış odaklı işlerde genellikle çok büyük paralar var.
0
roket adam
(10.10.18)
(4)

Programlama

cakabo
Hayatını kodlara adamış full-stack developer panpalar,Az yaklaşın, sizi sorularımla biraz rahatsız etmek istiyorum.Bu işe amatör olarak gönül verip ufaktan yarı profesyonel kategorisine adım atmaktayım. Ancak yazılımın belli aşamalarında kafama sorular takılıyor ve danışacak yüce kişiliklere ihtiyac
Hayatını kodlara adamış full-stack developer panpalar,

Az yaklaşın, sizi sorularımla biraz rahatsız etmek istiyorum.
Bu işe amatör olarak gönül verip ufaktan yarı profesyonel kategorisine adım atmaktayım. Ancak yazılımın belli aşamalarında kafama sorular takılıyor ve danışacak yüce kişiliklere ihtiyacım oluyor.

Visual Basic tabanlı, Access DBli bir şeyler çıkarıyorum ortaya. Bu alandaki sorularıma yanıt verecek yetkinlikte olduğunuzu düşünüyorsanız mesajınızı esirgemeyiniz.

Mesela, veritabanına bağlanırkan bağlantıyı kurup sürekli olarak açık tutmak mı mantıklı, yoksa query ihtiyacı olan her an bağlanıp sonra bağlantıyı sonlandırmak mı?

Devamı gelecek..
0
cakabo
(10.10.18)
Sorulan soruya visual basic ozelinde degil de her programlama dilinde karsilasilan bir problem oldugu icin genel olarak cevap vereyim.

Bir veri tabanina ilk baglanti kurma asamasi en cok zaman alan kisimdir ve performansi ciddi dusurur. her bir sorguda yeni baglanti acmak bu nedenle verimli olmaz. Diger taraftan da baglanti acip ayni baglantiyi tekrar tekrar kullanmak ise sistem kaynaklarinin gereksiz sekilde bosa kullanilmasi demektir, cunku ornegin 100 farkli kullanici icin 100 farkli baglanti actin. ama bu 100 kullanicinin cogu bir kere sorgu yapti ve bir daha belki yapmayacak. bu nedenle baglantinin ne zaman kapatiliacagini bilmemek de bir probleme neden oluyor. Tum bunlar nedeniyle her programlama dilinde "Connection pool" yani baglantilar icin cache sistemi kullanilmasi/yazilmasi onerilir.
0
emrahday
(10.10.18)
Selamlar,

@emrahday "connection pooling" hakkında bahsetmiş, çok fazla bağlantı olacaksa, remote database kullanacaksan performans için kullanman gerekiyor.

Eğer tabloları access'te oluşturup VB ile aynı bilgisayardaki bir database'e erişeceksen bırak bağlantı açık kalsın, en fazla işlem yapmadan önce bağlantı açık mı diye kontrol edersin :

Dim sqlBaglantisi As SqlConnection = New SqlConnection("Connection String")

If sqlBaglantisi.State <> ConnectionState.Open Then
sqlBaglantisi.Open()
End If
0
kimlanbu
(10.10.18)
@kimlanbu, DB aynı bilgisayarda değil, ortak ağ üzerinde.
10 kişilik bir kullanıcı kitlesi erişiyor.

Bu durumda hangisi daha mantıklı olur sence?
0
🌸cakabo
(10.10.18)
access aynı anda farklı kullanıcının connection açmasına izin vermez, sıraya sokar. dolayısı ile kapanmayan connection sorun olabilir.

sql server express, mysql gibi "gerçek" veritabanlarına yönelebilirsiniz. sql lite bile işinizi görecek fonksiyonları sağlar.

access dışında connection durumunu yapılan işleme göre karar vermek daha mantıklı olabilir. belirli bir döngü içerisinde yapılacaksa önce connection açılır, döngüsel işlem yapılır, connection kapatılır, yok eğer veritabanına gidip arada işlem yapıp yeniden veritabanına gidilecekse ayrı ayrı açıp kapatılabilir.
0
altinci nesil caylak
(10.10.18)
(4)

tez nasıl yazılacak?

passion rules the game
en baba yüksek lisans tezi 2-3 ay, en baba doktora tezi 6-7 ay sürer gibime geliyor alanda devrim yaratmıyorsanız ama bir türlü bitiremedim. yazanlar nasıl yazıyor ya?bebeği olup işe giden, aynı zamanda tezi bitiren var. gıpta ile bakıyorum ama kendimi motive edemiyorum. Türkiye’de tezlerin %90’ı za
en baba yüksek lisans tezi 2-3 ay, en baba doktora tezi 6-7 ay sürer gibime geliyor alanda devrim yaratmıyorsanız ama bir türlü bitiremedim. yazanlar nasıl yazıyor ya?

bebeği olup işe giden, aynı zamanda tezi bitiren var. gıpta ile bakıyorum ama kendimi motive edemiyorum. Türkiye’de tezlerin %90’ı zaten okunmuyordur. ne yapsam? En mantıklısı sallayıp bitirmek mi özenmek mi?

Gerçi en iyi tez bitmiş tez ama.

danke.
0
passion rules the game
(02.10.18)
ben once genel hatlari ile bir taslak tez yapmistim. sonra en basa dondum her bir bolumu biraz daha detaylandirdim. sonra cesitli tavsiyeler aldim, biraz daha detaylandirdim. belli bir zaman sonra konuda derinlestikce bir kere daha basa donup daha da ince noktalarini yaptim. her basa dondugumde tez daha kaliteli hale geliyordu ama bir yerde de kesmek ve teslim etmek gerkiyordu. zaten her konu ve o konun altindaki alt konular sonsuza kadar derinlesir, detayli hale gelir ama onemli olan tam yerinde birakmak, zaten hic bitmiyor mutlaka bir yerinde daha da arastiracak ve anlatacak bir yerler kaliyor. yapilan sey lise donem odevi kadar da basit olmamali. elbette konuya ve hedeflenen sonuca bagli ama master tezi icin 2-3 ay cok iyimser bir sure bence, doktora tezleri icin sadece 6-7 ay cogu zaman litaratur tarama ve okuma ile geciyor. hatta bazen bosluk birakip biraz bilginin sindirilmesi ve yeniden devam etmek gerekiyor.
0
emrahday
(02.10.18)
yani istisnalar vardır tabi ama türkiye'deki tezlere bakınca abuk subuk o kadar çok şey var ki. adam orijinal kaynağa gitmemiş, alıntının alıntısını ingilizce'den çevirip orijinale atıf yapmış falan. garip garip söylemler, grafikler...

kesinlikle bir süre bilginin üstünde tabir-i caizse "uyumak" ve sindirmek gerekiyor ama sanırım marjinal faydanın sıfıra eşitlendiği noktada tezi "olmuş" kabul etmek gerekiyor :) şöyle böyle yapacağım dedikçe motive bir şekilde başlayamıyorum.
0
🌸passion rules the game
(02.10.18)
Üstat fen bilimlerinde mesele tezi yazması değil de içeriği oluşturmak oluyor genelde.
Benim yüksek lisans tezimde lab denemesi sadece 1 sene sürmüştü.
0
chaoslord
(02.10.18)
yuksek lisans icin 1 sene ders ve lab sonrasi 6 ay gibi bir surede yazdim diyebilirim. adam gibi arastima yaptiysan yaptiklarini kagida dokuyorsun iste, bir numarasi yok pek. yazma suraecinde haftada 6 gun, hergun 10 saat civari okuldaydim diyebilirim.

sonra konferans kagidi, journal kagidi, tezin savunmasi falan derken bitirmem tam iki sene surdu. benim hoca zaten adam gibi bir journal yazmadan tezi savumana izin vermiyordu.

sikintili isler, kolay gelsin..
0
cooperr
(02.10.18)
(2)

Almanya Çalışma Vizesi

gozlugunuarayanadam
Selam arkadaşlar,Yıllar önce Almanya'ya yerleşen ve uzun zamandır Alman vatandaşı olan teyzemlerorada Türkiye bağlantılı olarak (kendi şirketleri) ticaret ile uğraşıyorlar. Ben burada mühendislik fakültesi mezunu biri olarak (alanım orada yapacağım iş ile alakasız) teyzemlerden iş davetini aldığım t
Selam arkadaşlar,

Yıllar önce Almanya'ya yerleşen ve uzun zamandır Alman vatandaşı olan teyzemler
orada Türkiye bağlantılı olarak (kendi şirketleri) ticaret ile uğraşıyorlar. Ben burada mühendislik fakültesi mezunu biri olarak (alanım orada yapacağım iş ile alakasız) teyzemlerden iş davetini aldığım takdirde çalışma vizesine başvurduğumda olumlu sonuç alabilir miyim? Kendi vatandaşları yerine beni istihdam etmeleri için geçerli olarak sunabileceğim 'Türkçe'si iyi ve Türkiye'yi iyi biliyor, oradaki işlerimiz için istihdam edeceğiz.' gibi sebeplerim neler olabilir? İnternette araştırdığımda hep mesleğini icra edecek şekilde gitmek isteyenler için yazılar yazıldığını gördüm ve kendi soruma cevap bulamadım. Detaylar ile ilgili olarak beni aydınlatırsanız sevinirim.
0
gozlugunuarayanadam
(27.09.18)
bunu almanyada calisma dairesi degerlendirecektir, ki burasi sizin calismak istediginiz alan ve gorevleriniz ile ilgili sozlesme yaptiginiz sirketten bilgi formu doldurmasini isteyeceklerdir. ayrida sizin ozgecmis, diploma gibi bilgilerinizi ve basvuru formunu isteyeceklerdir. daha sonra calisacaginiz alan ile ilgili almanyada veya avrupa birligi icinde is gucu ihtiyaci var mi diye bakacaklar. eger boyle bir ihtiyac var ise yabancilar dairesine olumlu bir donus yapacaklar. ama eger almanyada ya da avrupa birligi icinde birileri issizlik maasi aliyor ve is bulamiyorsa o pozisyon icin o kisileri onereceklerdir. gereklilik sartlari arasinda turkce bilmesi gerekiyor diye belirtilir ise cok daha rahat olur ama izin verip vermeyeceklerini bilmek guc. ornegin asci, garson gibi isler icin calisma izni almak guc ama makina, elektrik, elektronik, bilgisayar, tip alaninda calismak icin calisma izni almak olasi. calisilacak alanda is tecrubesi, diploma sahibi olmak onemli bir etken.
0
emrahday
(27.09.18)
bence en önemlisi sizin ne kadar maas alacaginiz. eger mavi kart basvurusu olursa, belli bir meblagin üzerinde olacaksa maasiniz olabilir gibi. Aranan özelliklere türkce bilen, türkiye dinamiklerine hakim yazilabilir. Pozisyon olarak da genel bir ifade olabilir pazarlama/satis mühendisi gibi örnegin.

yabancilar subesinde kesin türk bir calisan vardir, teyzenizin cevresi genisse bir sekilde sordurtmaya calisabilir sizin durumunuzu.
0
antopoloji kusu
(27.09.18)
(6)

İşe alım süreçlerinin haftasonu yapılması

monogram
Selamlar,Merak ediyorum. Tümü olmasa da özellikle büyük şirketler işe alım süreçlerini Cumartesi yapamazlar mı? Bu şekilde adaylar için çok daha rahat olacak ve adayların izin vb. durumları nedeniyle görüşmeye gelememe durumları ortadan kalkacaktır. (Halihazırda çalışan adaylar için söylüyorum elbet
Selamlar,

Merak ediyorum. Tümü olmasa da özellikle büyük şirketler işe alım süreçlerini Cumartesi yapamazlar mı? Bu şekilde adaylar için çok daha rahat olacak ve adayların izin vb. durumları nedeniyle görüşmeye gelememe durumları ortadan kalkacaktır. (Halihazırda çalışan adaylar için söylüyorum elbette.) İzin almak için yalan söylemek benim çok zorlandığım bir konu mesela. Üstelik en iyi ihtimalle 2 görüşme mutlaka yapılıyor. Bu da kısa bir zaman diliminde 2 farklı yalan söylemek demek oluyor.

Özellikle İK'da çalışanlar varsa fikirlerini duymak isterim. Böyle bir sistemin tercih edilmemesinin sebepleri nelerdir? Alımların çok sık ve düzensiz olması mı? Şirketlerin "Beni ilgilendirmez. İşi isteyen bir şekilde görüşmeye gelecek." tavrı mı?

Teşekkürler.
0
monogram
(21.09.18)
O işe alımı yapan İK personelleri insan değil mi? Onlar Cumartesi çalışmıyor belki?

Hem sadece İK personeli yapmıyor görüşmeleri. Müdür falan da giriyor. Müdürün de tek görevi mülakat yapmak değil. Bisürü işi var. Onların arasında bir de mülakatlara giriyor. Aslında İK'cılar için de öyle. Zaten başka işleri de oluyor gün içinde. Kendi mesai saatlerinde yapıyorlar işte.
0
long live rock n roll
(21.09.18)
kurumsal şirketlerde haftasonu güvenlik dışında kimseyi bulamazsın.
“aman yeni işe alacağımız elemanlar haftaiçi kasmasın” diye de hiç bi şirket ik sını haftasonu çalıştırmaz.
haftasonu beyaz yakalının kutsalıdır, asla ödün vermez
0
rentts
(21.09.18)
@long

Çalışma günleri değişikliği yapılabilir? Farklı günlerde çalışılabilir. Üstelik Cumartesileri çalışan bir çok beyaz yakalı var. Ya da alım süreci için Cumartesi çalışıldığında haftaiçi izin verilebilir vs. vs.

Bazı şirketler ilk görüşmeyi Skype ile yapmayı öneriyorlar. Bazıları onu da yapmıyor. Ama görüşmesine yalnızca İK'nın girdiği görüşmeler bunlar.

Amacım yargılamak değil anlamaya çalışmak. Sonuçta çalışanları yalan söylemeye iten süreçler olduğu için bu da üzücü bir açıdan.
0
🌸monogram
(21.09.18)
calisma gunleri degistirildiginde calisan icin buyuk problem. ornegin cocugu var ise hafta sonu nereye birakacak, bircok cocuk yuvasi sadece hafta ici calisiyor. eger beraber zaman gecirecegi insanlar, esi, sevgilisi hafta sonu hafta icin calisiyor ise izinli oldugu gun nasil gorusecekler. ya da bircok etkinlik insanlarin hafta sonu calismadigi icin takvimi planliyor, o etkinliklere gidemeyecek olmak o kisi icin haksizlik degil mi. bu problem hafta sonu calisan icin buyuk sorun, o nedenle hafta sonu calismak bir tercih olabilir ama bir zorunluluk olamaz. ornegin genelde almanyada hafta sonu calisan biri icin o gun icin cift mesai ucreti odenir, eger is veren boyle bir yukun altinda girer ise elbette hafta sonu calismak icin gonullu olanlar cikacaktir.
0
emrahday
(21.09.18)
acemi +1
İK dediğin adam kendini ayda zannediyor, bırak cumartesi çalışmayı. dediğin konuda ise aslında haklısın. bence bazı durumlarda cumartesi de olmalı görüşme.
0
cedex
(21.09.18)
ik'yım.

1.biz cumartesi günü çalışmıyoruz, çalışmak istemiyoruz.
2. ilk mülakatı biz yapıyorsak 2. mülakatı yönetici/müdür/direktör/gm yapıyor, onları öpsen cumartesi hem de mülakat için getirtemezsin.
3. aday ilana başvurduysa evet kendi fedakarlık yapıp bir şekilde izin alıp gelmek zorunda diye düşünüyoruz. ama aday ilana başvurmadıysa, ben görüşmek için çağırıyorsam mutlaka adayın takvimine uyup, hafta içi mesai saatleri dışında görüşme yapıyorum. yönetici de görecekse ondan haftaiçi 1 saat daha kalmasını isteyebiliyorum ama cumartesi günü gel diyemem.
0
benaslinda
(21.09.18)
(5)

tc kimlik kartı arkasındaki kodlama (ü harfi sorunsalı)

kibritsuyu
arkadaşlar, daha önce de dikkatimi çekmişti, yine fark ettim, sormak istedim.bugünbir kimlik geldi. adamın soyadı akyürek. kimliğin arkasında, alttaki kodlama yerine "AKYUEREK" yazıyor. kayınpederimin de adında ü harfi var, onda da "ue" yazıyor. pekala olabilir. yani "ü" harfini "ue" şeklinde kodl
arkadaşlar, daha önce de dikkatimi çekmişti, yine fark ettim, sormak istedim.

bugünbir kimlik geldi. adamın soyadı akyürek. kimliğin arkasında, alttaki kodlama yerine "AKYUEREK" yazıyor.

kayınpederimin de adında ü harfi var, onda da "ue" yazıyor. pekala olabilir. yani "ü" harfini "ue" şeklinde kodlamışlar, demek ki sistem öyle...

diyoruz ama ulan ama benim soyadımda da "ü" harfi var, benimkinde "ue" yazmıyor, sadece "u" yazmışlar. yani soyadımı normal türkçe karaktersiz şekilde yazmışlar.

niye?
0
kibritsuyu
(20.09.18)
hata yapmışlardır bence.
0
killerbee
(20.09.18)
Özel karakterler olmadan öyle yazılıyor. Ö harfi de OE olarak yazılıyor.
0
malheiros
(20.09.18)
Seninkinde hata var o zaman, senin ü yü ue seklinde yazmadilarsa. Duzeltme talep edilebilir bence.
0
kuehles blondes
(20.09.18)
Yeni kimlikler ilk basıldığı Zaman “ue” şeklindeydi, şimdi şimdi nokta kullanmadan basıyorlar. Ü yerine direkt u kullanılıyor. İkisi de doğru yani.
0
irene
(20.09.18)
sistemlerde "encoding" problemi olmamasi icin ozel karakterlere uluslararasi kabul edilen bir yazim sekli, ü icin ue, ö icn oe, ş icin sch kullanlir. ornegin "mesut özil" bircok yerde "mesut oezil" olarak gecer www.dw.com

bazi derde u bazi yerde ue olarak gecmesinin sebebi de geleneksel olarak bizim firmalarin bir isi once standart ve "convention" belirleme asamalarinda bunu iyice dusunmeden yapmalari. o nedenle belli bir standart takip edilmedigi icin her yerde herkesin kafasina gore farkli sonuc cikmasi.
0
emrahday
(21.09.18)
(4)

yurtdışı planları ve berlin'de geçici ikamet - iki kişi

gmzo
ülkenin ve akademinin koşulları sonunda beni de yurtdışı seçeneklerini düşünmeye itti. doktora öğrencisiyim, istanbul'da bir devlet üniversitesinde araştırma görevlisiyim ve biri isviçre olmak üzere çifte vatandaşlığım var. eşim milli eğitim bakanlığında öğretmen ve tc vatandaşı, bu dönem goethe'de
ülkenin ve akademinin koşulları sonunda beni de yurtdışı seçeneklerini düşünmeye itti. doktora öğrencisiyim, istanbul'da bir devlet üniversitesinde araştırma görevlisiyim ve biri isviçre olmak üzere çifte vatandaşlığım var. eşim milli eğitim bakanlığında öğretmen ve tc vatandaşı, bu dönem goethe'de almanca kursuna başlıyor.

şu an bana mantıklı gelen plan şu:

1. daad gibi bir oluşumdan araştırma bursuyla 10 ay , 1 sene almanya, avusturya veya isviçre'ye gideriz. bunu görevlendirme ile yaparak maaş almaya devam edebilirim. örneğin daad 1200 euro veriyormuş aylık, sağlık sigortasını da üstleniyorlar. 700 euro da buradan gelecek maaşım olsa 1900 euro yapıyor. eşim de bu sırada ücretsiz izin alsa, berlin'de almanca kursu ile birlikte dilini geliştirse ve ileride çalışabileceği alanları araştırsa diyorum. 1900 euro ile bu mümkün mü? tek yatak odalı ama eşyalı bir daire tutmamız ve bu parayla iki kişi geçinmemiz gerekir.

2. araştırma sürecinin ardından tr'ye dönüp, doktorayı bitiririm. bu sırada para biriktirmeye de devam ederiz. doktora bitince de artık bağlantıları kopararak gideriz.

mantıklı bir plan mı acaba? ani bir şekilde değil de, ayaklarımız yere basarak ve planlayarak süreci gerçekleştirelim istiyorum.
0
gmzo
(14.09.18)
yeni baslangiclar hep zordur. onemli olan buna cesaret edip baslamak. zaten vatandaslik sahibi olmak sizin 1-0 onde baslamanizi saglayacak. soylediklerinizi yapabilecekseniz mantikli bir hamle olabilir. bunu sizden baska kimse daha iyi bilemez.

umarim dilediginiz gibi olur.
0
ekyil
(14.09.18)
en buyuk gider kira olur, cunku su anda cok fazla goc aldigi icin berlinde kiralar cok yukselmis durumda ve ev bulmak zor. sehir icinde tek odali bir ev icin 700-1200 arasi bir fiyati gozden cikartmaniz gerekebilir. sehre tren/metro ile yarim saat mesafede ise 500-900 arasi fiyata bulabilirsiniz. bunun disinda disarida cok harcama yapilmazsa mutfak masrafi 250-400 arasinda olacaktir. iki kisi ulasim icin 100-120 gibi bir rakam gidecektir. internet, telefon, elektrik ve diger harcamalar icin de 200-300 arasi bir rakamai gozden cikarmaniz gerekir. 1900 e yasanir ama tam limitte yasanir. supriz cikan harcamlar, turkiyeye seyehat, gezmek vs icin cok iyi planlama yapmaniz gerekir.

isvicre vatandasi olmaniz is ve firsatlar acisindan cok buyuk avantaj. kucuk bir cesaretle yapilmayacak sey degil.
0
emrahday
(14.09.18)
1. 1900 euro fazlasiyla yeter.

2. bence doktorayi isvicre'de yap.
0
hot potato
(14.09.18)
Burada doktorayı bitirip, İsviçre'ye yerleşip iş bulmayı deneyebilirsiniz. Sonra eşinizi yanınıza aldırırsınız.

Aynı şekilde Almanya'da da yaşayabiliyorsunuz. Çalışabileceğiniz okul, şirket gibi yerler bulup direk gidin derim. Bu sırada eşiniz burada Almanca'yı ilerletmiş olur, oraya daha kolay adapte olabilirsiniz.
0
kaset
(14.09.18)
(6)

Almanya'da erasmus ogrencisi araba alabiliyor mu?

stavro
Alabiliyorsa o arabayla tr'ye girdiginde ne kadar kalabilir?
Alabiliyorsa o arabayla tr'ye girdiginde ne kadar kalabilir?
0
stavro
(14.09.18)
Almanya özelinde değil ama farklı AB ülkelerindeki tecrübelerime göre araba almak sorun değil.

Sorun o arabayı trafiğe çıkartabilmek, yani sigortalamak. Eğer AB ehliyeti olmayan, sadece Erasmus için geçici süre ülkede bulunan birisinin aracını sigortalayabilecek bir şirket bulabilirseniz sorun yok. Arabayı almadan önce şirketlerden teklif alın derim.
0
crown
(14.09.18)
1) Kimler yurt dışında kayıtlı bir arabayı Türkiye’ye götürebilir.?

Yurt dışında ikamet eden ve yerleşik olarak yaşayan T.C. vatandaşları ve yabancı uyruklu kişiler (mavi kartlılar dahil) yurtdışında yerleşik gerçek veya tüzel kişi / şirket adına kayıtlı veya ait olan yabancı plakalı arabaları Türkiye’ye götürebilirler. Yani yurt dışında kayıtlı yabancı plakalı bir arabayı Türkiye’ye götürebilmek için yurt dışında ikamet etmek gerekmektedir.

7) Türkiye’de ikamet edenler yurt dışında kayıtlı bir arabayı turistik amaçlarla getirebilir mi? Türkiye’de ikamet eden ve Türkiye’de yerleşik olarak yaşayan bir kişinin yurtdışından geçici olarak vekaletle dahi araç getirmesi mümkün değildir.

Kısacası alır arabayı. Aldıgıyla da kalır.
0
buf-e kür
(14.09.18)
Oturumun olacağı icin getirtip binebilirsin. 6 ay süresi var. Araştır iyice. Sigorta şirketine sor direkt
0
lion de la Turquie
(14.09.18)
almanyaya erasmus ogrencisi olarak vize ile girsen de 3 aydan fazla kalacagin icin vizeni oturuma cevirmen gerekecek. Bu nedenle de almanyada araba alip turkiyeye goturebilirsin. ama birkac noktaya dikkat etmen gerekiyor. oncelikle arabayi pesin para ile alman gerekir cunku ogrenci icin bankalar taksitlendirme yapmaz. ayrica oturum aldiktan sonra ehliyetinin gecerliligini kontrol et cunku eger kural degismediyse turkiye ehliyeti turist olarak vize ile gelenler icin gecerli ama oturum sahipleri icin gecerli degil. yani alman ehliyeti icin ehliyet sinavina girmen gerekir. ehliyet alma sureci yaklasik 3 ay surer. ayrica araci sigortalatman cok onemli, uluslararasi yesil sigorta karti olmayan arac turkiyeye ve turkiye yolundaki ulkelere giris yapamayacaktir. araci turkiye soktugunda senden baska kimse kullanamaz. turkiyeye girdiginde oturumun oldugu muddetce 6 ay kadar kalabiliir.
0
emrahday
(14.09.18)
3 ay’dan fazla kalıcaksan oturum kartına başvurucaksın, kartının gelmesi 3 ay sürer sonra ehliyetini çeviriceksin gelmesi 3 ay sürer. Daha sonra araba alıp gelebilirsin.
0
Boris
(14.09.18)
@emrahday
6 aylik vize var zaten halihazirda erasmus icin alinmis.
0
🌸stavro
(14.09.18)
(10)

Paradan 6 Sıfır Atılma Dönemi

aradaki uzaklik
Selamlar,Şu işi iyice bir anlamak istiyorum, paradan 6 sıfır nasıl, hangi şartlarda atıldı? Öncesinde nasıl bir hazırlık yapıldı, nasıl uygulamaya geçti, devamında ne oldu? Yani ekonomi bakanı çıkıp "Paradan 6 sıfır atıyorum" diyebiliyor mu? Eğer diyorsa şimdi de biri çıkıp "paradan bir sıfır daha a
Selamlar,

Şu işi iyice bir anlamak istiyorum, paradan 6 sıfır nasıl, hangi şartlarda atıldı? Öncesinde nasıl bir hazırlık yapıldı, nasıl uygulamaya geçti, devamında ne oldu? Yani ekonomi bakanı çıkıp "Paradan 6 sıfır atıyorum" diyebiliyor mu? Eğer diyorsa şimdi de biri çıkıp "paradan bir sıfır daha atıyorum, dolar artık 0,67TL diyemiyor mu?

Gerçekten hiç bilmiyorum ve aydınlanmak istiyorum, kaynak paylaşmak veya burada anlatmak isteyen varsa dinlerim.
0
aradaki uzaklik
(05.09.18)
1 dolar = 1 tl noktasından yola çıktıktan sonra uzun yıllar boyunca yüksek enflasyon olduğunu düşün, sürekli ekmek domates fiyatı artıyor ve buna bağlı insanlar açlıktan ölmeyeceğine göre maaşlar da arttırılıyor. Yıllar yıllar sonra o artış öyle bir noktaya geliyor ki insanların maaşı binli miktarlardan milyarlı miktarlara geliyor. Aslında dolara karşı bir şey yapmayıp, haydi beyler sıfırları maaşlardan ve ekmek fiyatlarından atıp her şeyi 1.000'e veya 1.000.000'a bölüyoruz diyorsun. Yoksa dolara veya euro'ya bir müdahalen olmuyor. Şimdi de yapabilirsin, at tl den iki sıfır dolar olsun 0,067 tl ama bu bişeyi değiştirmez senin asgari ücretin de 16,03 tl olacak.

Süreç ise eski ve yeni iki paranın da birkaç sene aynı anda dolaşımda olması şeklinde aşılıyor. Para bankaya yatıp da oradan akşam merkez bankasına geçtiğinde bir daha piyasa dönmemesi için imha ediliyor ve bu toplama hızında zamanla piyasaya yeni para sürülüyor.
0
okumayi sevmeyen okur
(05.09.18)
Paradan sıfır atmak değerini değiştirmiyor. Neticede önemli olan o paranın alım gücü.

2002-2005 arası dönemde yapıldı geçiş diye hatırlıyorum. 2009da da eski para tamamen tedavülden kalkmıştı.
0
cakabo
(05.09.18)
paradan sifir atilmasi demek maasindan da sifir atilmasi demek. hem maasindan, hem markette satilan sutten, hem de dolardan ayni oranda sifir atilacagi icin hicbirsey degismeyecek, sadece paranin daha guzel ve az sifirli gorunmesini saglayacaktir.

ornegin marketteki sutun fiyati 5 lira, dolar 5 lira, maasin ise 5000 lira olsun. maasin ile marketten 1000 birim sut, 1000 dolar alirsin. paradan bir tane sifir atarsak sutun fiyati 0.5 lira olur, dolar ise 0.5 lira olur maasin ise 500 lira olur. yine ayni maasinla 1000 birim sut, 1000 dolar alabilirsin. degisen hicbir sey yok.

hatta ve hatta psikolojik etki nedeniyle sutun fiyatini 1 liraya yuvarlayan cikacaktir, bu durumda maasinla daha az sut alabilirsin, 1000 birim sut alirken 500 birim alabilirsin artik.

yani paradan 6 tane sifir atilinca insanlar 1.000.000 kez zenginlesmedi, alim gucu degismedi, hatta onceden 250.000 tl lik para birimi var iken ayni guce sehip 25 kuruslar yok oldu, cunku herkes 25 kurusluk birimi 50 kurusa yuvarladi.

paradan yeniden sifir atilmasi icin parada yeterince sifir olmasi gerekir ve sabit enflasyona sahip olmak gerekir.

onemli olan paranin alim gucudur, ornegin sen turkiyede maasin ile kac birim sut, ekmek, et alabiliyorsun hesaplayip daha sonra eger sen bir X ulkesinde yasasan o ulkede alacagin maas ile o ulkede kac birim sut, ekmek, et alabiliyorsun hesaplayabilirsin. boylece hangisinde paranin alim gucu var karsilastirabilirsin. Yada bir araba icin kac ay maasini yemeden icmeden taksit icin odedigini karsilastirabilirsin.
0
emrahday
(05.09.18)
İyi güzel bir yönüyle anlatıldı da paradan atılan altı sıfır bir şey değiştirmediyse bu sıfırlar neden atıldı?
0
vatan ayini
(05.09.18)
Tamamen psikoloji ve imaj çalışması. Yabancılar milyoner olmak istiyorsanız Türkiye’ye gidin diyorlardı kendi vatandaşlarına.
0
insomnia
(05.09.18)
atilmasinin en onemli nedeni paradaki sifir fazlaliginin rahatsizlik vermesiydi. ornegin bir kisinin aldigi maasi banka hesap cuzdaninda, ceklerde, internet bankaciliginda, yazili formlarda 5000000000 ya da 5.000.000.000 seklinde yaziliyordu. sifir atinca 5000 ya da 5.000 seklinde yazilmaya baslandi. kutulara sigmayan yazilardan, sifirlari okuma zorlugundan kaynakli hatalardan kurtulmus olduk. O zamanlarda yazilan ceklerde sifirlari okumak zor diye yasli veya gorme zorlugu olan insanlar cok kandiriliyordu. ya da bir yere maasinizi yazarken kucuk bir kutuya o sifirlari nasil sigdircaz diye dusunmeniz gerekiyordu. ornegin urun fiyatlari vergi iade formlarina veya hesap makinalarina sigmiyordu. sifir atinca bu zorluklar cozulmus oldu, ama ikisi de ayni paraydi, hatta uzun yillar insanlar massini soylerken "bes milyar" aliyorum dedi aslinda aldigi "bes bin" iken. cunku ikisi de ayni sey, ikisi ile ayni miktarda ekmek aliyorsun sonucta.
0
emrahday
(05.09.18)
Ben de şunu merak ediyorum. Neden zamaninda uc sıfır atılmadı da, alti sıfırlik seviyeye kadar beklendi?
0
herhaltibiliyoring
(05.09.18)
paradan zamaninda 3 sifir atilmamasinin nedeni yuksek enflasyonun devam ediyor olusuydu. paradan sifir atmak maliyetli bir sey cunku piyasadaki tum para toplanip, yeni banknot basip piyasaya az sifirli versiyonunu surmek gerekli. halkin egitilmesi, tum bilgisayar yazilimlarinin, dokumanlarin, formlarin degismesi gerekir. eger 3 sifir atilmis olsa ve yuksek enflasyonla beraber bi 10 yil sonra yine 3 sifir atilmasi gerekir. eger enflasyon olmasaydi bir 3 sifir atariz birdaha da lazim olmaz denilirdi ve atilirdi. ama enflasyon var iken adamlar bakti bir suru maliyet ile bir 3 sifir atariz ama birkac yil sonra yine atmamiz lazim olur denildi. o nedenle ilk hedef olarak enflasyonun dusurulmesi amaclandi. paradan 6 tane sifir atildiginda ise enflasyon makul seviyelere yaklasmisti.
0
emrahday
(05.09.18)
Devlet paradan sıfır atmadan önce pazarlar ve marketler atmıştı zaten.

Yani muz 5 milyon (5.000.000) liraya satılırken pazarcı etikete sadece 5 yazıyordu, marketlerde bakkallarda da bunun gibi bir sürü örnek vardı.

Maliyetli, zor ve karışık bir işti ve hükümet altından kalkabildi. Olay sadece hesap ve yazım kolaylığı yani, başka bir artısı yok.
0
John Bloor
(05.09.18)
Benim anladığım sey şu: paradan alti sıfır atmakla iyi birşey yapmışlardı. Ama enflasyon cok sıkı kontrol edilmeliydi. Su anki yüksek enflasyonda alti sifir atmis olmak daha kötü oldu. Cunku rakamlar küçük olunca artışlar cok kolay ve hizli oluyor. Ornegin eski parada 6,5 milyon olabilecekken yeni parada hemen 7 yi yapıştırıyorlar.
0
herhaltibiliyoring
(05.09.18)
(4)

avrupa’daki headhunterlar

cedex
bunlardan bir tanesi (hollandalı) bana mayıs’ta iş getirmişti linkedin’den sallamamıştım.şimdi mail atsam, bana iş bul desem yardımcı olur mu? yoksa hiç uğraşmayayım mı?
bunlardan bir tanesi (hollandalı) bana mayıs’ta iş getirmişti linkedin’den sallamamıştım.
şimdi mail atsam, bana iş bul desem yardımcı olur mu?
yoksa hiç uğraşmayayım mı?
0
cedex
(31.08.18)
elinde senin uygun olduğun bir iş varsa faydana olabilir, onun haricinde ekstra çaba göstereceğini hiç sanmıyorum özellikli biri değilsen.
0
Bruce
(31.08.18)
gunde 50 kisiye mail atiyorlar oyle.
geri don. gozumden kacmis zaten o ara uygun degildim al bu da guncel Cv'm uygun pozisyonlar icin gorusmek isterim de.

ben cok bos kaldigimda hatirlatma amacli guncel cv mi gpnderiyorum. simdiye kadar hic kotu bir geri donus almadim. en kotu durumda cv'n databaselerinde olmus olur.
0
65 derece
(31.08.18)
head hunter larin da emlakcilar gibi isini iyi yapan yada kotu yapanlari var. isinde iyi olanlar ile, hatta buyuk consulting firmalarinin altinda calisanlarla is yapmakta yarar var, digerleri zaman kaybi olabilir.
0
emrahday
(31.08.18)
geri dönsen ne kaybedersin ki.
max 20 dakika.
ne kazanabilirsin,
hayatın değişir.
0
you and whose army
(31.08.18)
(4)

Almanya'dan Türkiye'ye euro gönderme

system
merhaba duyuru sakinleri hemen olaya giriyorum. almanya'da öğrenciyim bir ay sonra yurda geri dönüyorum burada çalıştığım işyeri ve kaldığım yurdun depozitosu 2 ay sonra sparkasse (alman bankası) hesabıma yatacak. Ben bu parayı tr hesabıma göndermek istediğimde min 60 euro masraf ödeyeceğim. minimum
merhaba duyuru sakinleri hemen olaya giriyorum. almanya'da öğrenciyim bir ay sonra yurda geri dönüyorum burada çalıştığım işyeri ve kaldığım yurdun depozitosu 2 ay sonra sparkasse (alman bankası) hesabıma yatacak. Ben bu parayı tr hesabıma göndermek istediğimde min 60 euro masraf ödeyeceğim. minimum masrafla bu parayı türkiye'deki banka hesabıma nasıl aktarabilirim yardımlarınızı bekliyorum.

sevgilerle.
0
system
(29.08.18)
en kolay westernunion veya moneygram ile minimum masraf ile turkiyede birinin ismine gonderip ondan hesabina yatirmasini isteyebilirsin. ornegin monegram 1000 euro icin yaklasik 7 euro masraf aliyor.

Ya da bulundugun yerde ziraat, is bankasi, denizbank var ise oradan da gonderebilirsin. Ornegin eger turkiyede denizbank hesabin var ise almanya denizbankdan turkiye denizbanka 1000 euro da 6 euro masraf alarak gonderiyorlar. ziraat veya is bankasinda da masraflar yaklasik o sekildedir.
0
emrahday
(29.08.18)
Transferwise
0
le jeune turc
(29.08.18)
Kendinle beraber yurda getirsen, 0 yöro masraf ile. Eğer parayı çıkarmakla ilgili bir sıkıntı oluyorsa bizimkiler baya baya ic çamaşırlarına koyup getiriyordu paraları.
0
biravekahve
(29.08.18)
bankaların transfer kesintilerini inceledim hepsi yüksek çıkıyor fakat Transferwise baya uygun gibi geldi tek sorun güven meselesi daha önceki kullanımlarınızda sorun yaşadınız mı?
0
🌸system
(29.08.18)
(9)

30 yaşından sonra zeka düşer mi?

nickini degistiren yazar
30 yaşındayım.3 ay sonra 31'e gireceğim. son 1 yıldır zekamda dramatik bir düşüş hissediyorum. daha önce kolayca anladığım konuları şimdi daha zor anlıyorum. kafam daha kolay karışıyor. dikkatimi daha zor topluyorum. dikkatimi bir konuda derinleştiremiyorum. çalışma isteğim kayboluyor.zekanın bu kad
30 yaşındayım.3 ay sonra 31'e gireceğim. son 1 yıldır zekamda dramatik bir düşüş hissediyorum. daha önce kolayca anladığım konuları şimdi daha zor anlıyorum. kafam daha kolay karışıyor. dikkatimi daha zor topluyorum. dikkatimi bir konuda derinleştiremiyorum. çalışma isteğim kayboluyor.

zekanın bu kadar sürede bu kadar dramatik düşmesi normal mi? yoksa başka bir faktör, geçici bir durum olabilir mi? bir de zekamı eski haline getirmem için yapabileceğim bir şey var mı? benzer durumlarda siz ne yapıyorsunuz?
0
nickini degistiren yazar
(26.07.18)
Bu olumsuzlukları direk yaşa bağlamak yanlış olur. 30 yaşından sonra hayatını ve kendini değiştiren bir çok insan tanıyorum. 1- sağlıklı beslenme 2- düzenli spor. değişim için bunlara ihtiyacınız var
0
kanlakarisikyagmur
(26.07.18)
Zihnini uyaracak seylerle mesgul ol, kitap oku mesela.
0
chitosan
(26.07.18)
zeka ile ilgili olmayabilir, buyuk ihtimalle yas ilerledikce stres ve ugrasilan islerin yogunlugu dikkati ve uretkenligi etkiliyor. kafayi rahatlatacak sakin aktiviteler, b12 vitamini ve balik yagi almak yararli oluyor.
0
emrahday
(26.07.18)
31'den sonra sigarayı bırakıp hayatımı değiştirdim. toksik insanları hayatımdan çıkardım, spor, sağlıklı beslenme, bisiklet soktum hayatıma. hobiler edindim. gitar ve ingilizce öğrenmek istiyorum zaman ayırabilirsem. sorun büyük ihtimaller çevresel faktörler. hayatımızda çok fazla asalak canlı var bizimle beslenen. onlardan kurtulmak en güzeli. yalnızlık lüksünün farkına varıp kaliteli vakit geçirmeyi öğren. doğayı sev hayvanları besle. kendine gelir ve daha iyi olursun. hadi bakalım.
0
hasmetizm 2046
(26.07.18)
"bu kadar kısa sürede bu kadar dramatik düşmesi" konusunda bir şey diyemeyeceğim. belki aldığın bir ilaç, yaşadığın olaylar, seni etkileyecek negatif şeyler tetiklemiş olabilir. bunu sen bilirsin.

ama kendimden örnek verecek olursam otuzdan sonra ani bir düşüş olarak değil de, hafızamın eskisi kadar iyi olmadığını fark ettim. çok iyi konsantre olamıyorum, çok iyi aklımda tutamıyorum. ama sürekli bir şeyler okuyorum.

olumsuzluklardan uzak dur. alkol ve sigara tüketiyorsan mümkünse bırak veya azalt. kitap oku, müzik dinle. düzenli spor yap ve sağlıklı ve beslen +1
düzenli uyu.
0
tabudeviren
(26.07.18)
Kimi şeylerde düşüyor, kimi şeylerde zirveye bile ulaşmamış oluyor.

Daha fazla bilgi için şu makaleyi okuyabilirsin
sci-hub.tw://doi.org/10.1177%2F0956797614567339
0
noluyo yaa
(26.07.18)
Benim 25ten itibaren dusmeye basladi.
0
stavro
(26.07.18)
Eskiden nöroplastisitenin, yani yeni nöral ağlar oluşturma yetinizin (ki öğrenme denilen süreç kabaca nöral ağlar oluşturmak diye tanımlanabilir) 25 yaşından sonra azalarak, ilerleyen yaşlarda kaybolduğu düşünülüyordu. Son yıllarda yapılan çalışmalar hayatın ilerleyen dönemlerinde dahi nöroplastisitenin kaybolmadığını gösterdi. Yani yaşımız ne olursa olsun yeni şeyler öğrenebiliriz, sadece bu süreç daha uzun sürebilir ve daha fazla dikkatimizi gerektirebilir. Sizin yaşınız ise çok genç ve bu durumun hayatınızı büyük ölçüde etkilediğini düşünüyorsanız bir uzmana başvurmanız en doğrusu, ihmal etmeyin bence.
0
einsteinin kedisi
(26.07.18)
Arkadaslara +1 vitaminlerini ve magnezyum u ölçtür, onların eksikliği de sıkıntı yaratabilir.
0
brnbrs
(26.07.18)
(5)

javascript, html ve veritabanı ile ilgili bir soru.

john valdetine
merhaba,javascript ve html ile yaratılmış tek bir sayfadan oluşan bir web sitesi var. herhangi bir hostinge yüklemeden local makinede çalışmalarıma devam etmek istiyorum öncelikle. siteyi bitirdikten sonra herhangi bir web alanına upload etmeyeceğim. yani sizin anlayacağınız local machine'de çalıştı
merhaba,

javascript ve html ile yaratılmış tek bir sayfadan oluşan bir web sitesi var. herhangi bir hostinge yüklemeden local makinede çalışmalarıma devam etmek istiyorum öncelikle. siteyi bitirdikten sonra herhangi bir web alanına upload etmeyeceğim. yani sizin anlayacağınız local machine'de çalıştıracağım.

bu sebeple, dinamik (php vb.) kodları kullanmıyorum. fakat, şuan sitede bir yerden veri okumasını sağlamam gerekiyor. dinamik diller kullanmadığımdan dolayı mysql gibi veritabanlarına da ulaşamayacağım.

elimde bir excel listesi var (10 sütun, 200 satır) veritabanı kaynağı olacak. bunu csv'ye dönüştürüp javascript ile okumasını sağlayabilir miyim? bunun için herhangi bir kütüphane daha eklemem gerekiyor mu? böyle bir şey yaparsam dosyaları gönderdiğim her makinede browser üzerinden sorunsuz görüntülenebilir mi?

son olarak, başka bir çözüm önerisi olan var mı?

teşekkür ederim.
0
john valdetine
(25.07.18)
npmjs.com browser üzerinden çalıştırmak istiyorsan buna bir bak. istediğin şey galiba.
0
nick ver bakim abine oradan
(25.07.18)
cevap için teşekkürler ama bilgisayara herhangi bir şey kurmamam gerekiyor. her bilgisayarda çalışmasını istiyorum ve şirkette yazılım yükleme konusunda ciddi bir sınırlama var.
0
🌸john valdetine
(25.07.18)
browserda calisan javascript kodu dosya sistemine ulasamaz dolayisi ile bilgisayarda kayitli bir dosyaya erisemezsin. browserlar javascript kod parcalarini guvenlik gerekcesi ile kisitli alandac alistirir (sandbox), yani tam yetki vermezler cunku vermis olsalardi bir web sitesi icindeki javascript kodu uzerinden bilgisayardan veri okur, yazar veya silerdi. yani ziyaret edilen siteden virus bulasma ihtimali dogardi. O nedenle browser uzerindeki javascript ile bu veriyi okuyamazsin. bilgisayara birsey kurmadan browser uzeriden bu yapilmaz.

Peki cozum ne? javascript sadece browser uzerinden calismak zorunda degil, node.js de javascript kodunu ayni browslarda oldgugu gibi calistirabilir. Node.js de ayni chrome browser gibi chrome V8 javascript engine kullaniyor. buradan nodejs.org bilgisayara node.js kur (kurulumu cok basit) sonra javascript kodunu bir ".js" uzantili dosyaya at, ornegin "dosya.js". yine node.js komut satirindan "node dosya.js" yazdiginizda dosya.js aynen browserda oldugu gibi calisacaktir. "node.js giris" diye aratip birkac video izlersen yaparsin zaten. zaten bu sayede de artik javascript ile yapamayacagin sey kalmaz.
0
emrahday
(25.07.18)
değerli cevaplarınız için teşekkür ederim.

ama daha öncede söylediğim gibi yazılım kısıtlaması olduğundan dolayı herhangi bir package kuramıyorum. bu sebeple daha manuel çözümlere yönelmiş durumdayım.
0
🌸john valdetine
(25.07.18)
bunu yukleme istemeyen bir uygulama olarak dagitmak istiyorsan Electron kullan. dosya sistemine erisir dosyayi istedigin gibi okursun.
0
robokot
(25.07.18)
(3)

Javacript Primitives vs Objects

allstar
Şöyle bir sorum olacak Romalılarvar age=27;// bu bir primitive değişkenvar obj={ name:'Ali', city:'Ankara'};//burda bir obje olsunfunction change(a,b){ a=30; b.city='İzmir';}change(age,obj);console.log(age,obj);Nasıl oluyorda konsolda 27 izmir yazıyor? fonksiyon objenin city değerini değ
Şöyle bir sorum olacak Romalılar
var age=27;// bu bir primitive değişken
var obj={
name:'Ali',
city:'Ankara'
};//burda bir obje olsun

function change(a,b){
a=30;
b.city='İzmir';
}

change(age,obj);
console.log(age,obj);

Nasıl oluyorda konsolda 27 izmir yazıyor? fonksiyon objenin city değerini değiştiriken age değeri neden 27 kalıyor? Return olmadığından mı yoksa değişkenlerin tanımlanmasındaki scope hiyerarşisinden mi?
0
allstar
(24.07.18)
bedbed
(24.07.18)
fonksiyon çağrılırken primitive tiplerin değeri diğer tiplerin referansı geçiliyor o yüzden
0
Sir Anthony Hopkins
(24.07.18)
tam bir "pass by value / pass by reference" sorusu. JavaScript de referans ve hafiza alani nasil calisir?

"age" diye bir referans olusturuyorsun, bunu bir adres gibi dusun. bu referans icinde 27 olan bir hafiza alanini gosteriyor. "obj" diye bir referans olusturuyorsun, bu referans icinde baska referanslarin oldugu hafiza alanini gosteriyor. buna obje deniliyor. simdi bir de "city" diye bir referans olusturuyorsun, bu da icinde "Ankara" yazan hafiza alanini gosteriyor. Kisaca elinde soyle bir yapi oluyor;

age->27 ve obj->city->'Ankara'

age, obj, city adli 3 referans. 27 ve 'Ankara' diye iki hafiza alani.

fonksiyona age ve obj referansini gonderiyorsun. Ama javascript "pass by value" calistigi icin fonksiyona gelen referansi degil de degerini kopyalar. yani gelen age referansini degil de 27 degerini alir, hafizada o 27 icin yeni bir yer acar yani kopyalar ve onu yeni olusturulan "a" referansi ile gosterir. daha sonra gelen objeyi yani icinde bircok referans bulunduran hafiza alanini alir, kopyalar ve yeni hafiza alani acar ve bu hafiza alanini "b" referansi ile gosterir.

simdi elinde icinde degerleri farkli olsa da iki farkli hafiza alani var ve icinde ikisi de 27 degerini tutuyor.

age->27
a->27

ayrica birbirinin kopyasi iki farkli hafiza alani var, ikisinde de birbirinin kopyasi iki referans var. ama bu city referanslari ayni hafiza alanini gosteriyor.

obj->city
b->city
city->"ankara"

yani son durum su; age, a, obj, b, city diye referanslar var. bunun yaninda icinde 27, 27, "ankara" bulunduran hafiza alanlarin;

age->27
a->27
obj->city
b->city
city->"ankara"

sen simdi method icinde diyorsun ki a referansinin gosterdigi hafiza alanini 30 ile degistir. ve diyorsun ki b nin gosterdigi hafiza alanindaki city referansinin gosterdigi hafiza alanini "Izmir ile degistir.". Simdi hafizada durum su oldu;

age->27
a->30
obj->city
b->city
city->"Izmir"

sonra da fonksiyon bitince diyorsun ki; age referansinin gosterdigi hafiza alaninin degrini bana yaz ve hala 27. bir de obj referansinin gosterdigi hafiza alanindaki city referaninin gosterdigi hafiza alaninini bana yaz yani "Izmir". hafizanda hala a referansinin gosteridigi 30 degeri var ve artik kullanilamayacaigi icin bu hafiza alani temizlenecek.

Javascript "pass by value" bir dildir, ama objelerde obje alaninidaki degerler de pass bu value olarak gecse bu value lar tarafindan degerler birebir ayni hafiza alanini gosterdigi icin sanki "pass by referance" olmus gibi bir durum olur.

Javascriptin derinliklerini anlayinca hersey daha anlamli olur.
0
emrahday
(24.07.18)
(3)

Yabancı Plakalı Araç Kazası

architectfrank
Merhaba yabancı plakalı BMW x5 e yandan carptim.Dar bi caddede ters yönden geliyordum ancak aksam oldugu icin ve ters yonde park eden araclar oldugu icin farketmedim. Diger aracta yanlış yere park etmiş ama kaza sonrası trafik açılsın diye araçların yerlerini değiştirdik. Benim sol arka tarafta çiz
Merhaba yabancı plakalı BMW x5 e yandan carptim.Dar bi caddede ters yönden geliyordum ancak aksam oldugu icin ve ters yonde park eden araclar oldugu icin farketmedim. Diger aracta yanlış yere park etmiş ama kaza sonrası trafik açılsın diye araçların yerlerini değiştirdik. Benim sol arka tarafta çizik onunda sağ ön tarafta -fotograftaki- çizik var.Polis çağırdık hasar çok az olduğu için tutanak tutmadı aranızda anlasın dedi. Diğer araç sürücüsü sigorta şirketinin verdiği kaza tespit tutanağını doldurmak istemedi. Öylece anlaşmış olduk kafamı kurcalayan onun aracında kamera sistemleri vasıtasıyla bana yurticinde veya yurticinde dava açabilir mi?
0
architectfrank
(24.07.18)
karsi taraf ulkesine dondugune eger islemi sigorta sirketi uzerinden yapar ise sigortasi masrafi odeyecektir, ama bir ihtimal karsiladigi rakami tahsil etmek icin ya senin sigortana, ya da direkt sana gelme ihtimalleri var. avrupada bu gibi durumlarda sigorta mutlaka odedigi paranin pesine dusuyor ve hakliysa karsi taraftan veye karsi tarafin sigortasindan parayi tahsil ediyor ama belki senin durumda hasar kucuk oldugu icin sigorta sirketi senin pesine dusmesi maddi anlamada mantiksiz olabilir ve ugrasmaz. Ama bundan sonrasi icin tavsiyem bu gibi durumlarda en azindan karsilikli olarak anlastiysaniz bu anlasmayi kagida ve imzaya dokun.
0
emrahday
(24.07.18)
@zombi polis geldi ama resmi herhangi bir şey yapmadığı için kayıt altına alamadık durumu. Şikayetlerin kayıt altına alınıp alınmadığını bilmiyorum.
@emrahday trafik kaskosu bu durumda öder mi?
0
🌸architectfrank
(24.07.18)
senin trafik sigortan karsi tarafa verdigin zarari odemek durumunda ama ne gibi resmi prosedur (polis tutanagi vs.) gerekir bilemiyorum.
0
emrahday
(25.07.18)
(4)

Neden abstract class? performans ile mi alakalı?

Yigitabi
package com.yigit;public class Animal { public void makeNoise() { System.out.println("Miyavx"); };}package com.yigit;public class Cat extends Animal { public Cat() { this.makeNoise(); }}neticede, aynı şey? istersem makeNoise() i override ederim?
package com.yigit;

public class Animal {
public void makeNoise() {
System.out.println("Miyavx");
};
}



package com.yigit;

public class Cat extends Animal {

public Cat() {
this.makeNoise();
}
}



neticede, aynı şey? istersem makeNoise() i override ederim?
0
Yigitabi
(22.07.18)
Daha cok C++ dan biliyorum ama Java icin de boyledir herhalde... Abstract classlar sema gibidir implementasyon icermezler. Derive eden sinif bu implementasyonlari saglamakla yukumludur. Class abstract degilse, o metodlari implement etmesen de olur. Bu ayrimi hem programciya hem de compiler'a dokumentasyon olarak sunmak amaciyla olusturulmus bir konsept. Abstract olmazsa mesela base class bos bir fonksiyon icerir, sen onun implementasyonunu derived class icinde saglamayi unutursan compiler seni uyaramaz, onu implement etmek zorunda oldugunu da koda bakip anlaman mumkun olmaz. Abstract class burada niyeti acik acik gosterir.
0
stanley5m
(22.07.18)
yap ulan demek için yani
0
🌸Yigitabi
(22.07.18)
oop felsefesi icin bir ekleme de yapayim; interface yetenek bildirir. abstract ise karakteristik bir ozellik.
0
pgup
(22.07.18)
Object oriented programlamada abstract ne anlama gelir?
Eger bir siniftan bir nesne uretilmesi istenmiyorsa veya gercek hayatta imkansiz ise abstract class dir. Ornegin "Animal" orneginde sadece hayvan olan ama herhangi bir turu olmayan (kedi, kopek, balik) bir sey yoktur dunyada. her hayvanin mutlaka bir cesit turu vardir. yani abstract olarak tasarlanmis bir hayvan sinifindan bir hayvan nesnesi olusturulamaz. bu sinis bir nesne olusturulurken sadece "extend" yapilabilir. eger abstract hayvan sinifindan bir nesne olusturulabilseydi ne oldugu belli olmayan bir hayvan olurdu.

bunun icin bir baska basit ornek var. ornegin sayfa ve kapak diye iki sinifimiz olsun. en az bir sayfa ve kitap bir araya gelirse kitap olur. ama kitap kendisi ozelinde bir nesne degildir, cunku sadece kapak ve sayfanin bir araya gelmesi ile olusan abstract bir nesnedir. sayfasi ve kapagi olmayan sadece kitap diye nesne olamaz ve bundan obje uretilemez. Abstract siniflarin kullanilma amaci yazilim mimarisidir.

Peki niye abstract da interface degil? abstract nesnenin kendisi, ama interface nesnenin ozelligidir. ornegin kitap abstract dir, sayfa standart bir class dir. ama acilabilir olmak sayfanin bir ozelligidir. yani "Acilabilir" bir interface dir.
0
emrahday
(23.07.18)
(2)

Inheritance ve Polymorphism arasındaki bağ, benzerlik.

Yigitabi
Java çalışıyorum, bir türlü kavrayamadım şunu.1 . class a, class b extends a olsun her ikisinde de do_something() methodu mevcut olsun. her ikisinde de aynı method olduğuna göre zaten overriding yapmıyor mu?2. obj b = new b(); => bunu çalıştırdığın zaman zaten b nin methodunu kullanıyor.3. obj a =
Java çalışıyorum, bir türlü kavrayamadım şunu.

1 . class a, class b extends a olsun her ikisinde de do_something() methodu mevcut olsun. her ikisinde de aynı method olduğuna göre zaten overriding yapmıyor mu?

2. obj b = new b(); => bunu çalıştırdığın zaman zaten b nin methodunu kullanıyor.

3. obj a = new b(); => bunu çalıştırdığnı zaman yine b nin methodunu çalıştırıyor.

her ikisi de run-time değil mi? upcasting?


bu ikisi arasındaki fark nedir?

polymorphism extend edildiği zaman methodların override olması dışında nedir? zaten bu inheritance ın bir özelliği değil mi? ya da inherit edilen objelerin methodları override edebilme yeteneğine mi polymorphism deniyor?


olabilecek en ama en basit anlatımla ve nerede ne amaçla kullandığına dair aydınlatabilir misiniz beni?
0
Yigitabi
(21.07.18)
1. B'de do_something() methodunu yeniden yazdiysan override ettin demektir. Eger yazmasaydin B A'nin do_something() methoduna sahip olacakti.

2. ve 3.de obje ve class isimleri birbirine karistigi icin kendi ornegimi yazip anlatayim:

Object x = new A();

Burada herhangi bir upcasting veya downcasting yok. Olayi biraz derinlemesine aciklayayim, x dedigimiz sey bir A objesi degil aksine hafizadaki bir A objesine referans. Kodu soyle de yazabiliriz:

Object x;
x = new A();

Burada ilk satirda bir referans yarattik ve type'i icin Object dedik. Yani x bir Object objesine referans ve su an itibariyla hicbir objeyi isaret etmiyor, yani null. Ikinci satirda da new A() diyerek bir A objesi olusturduk hafizada, bunu x'e assign ederek de x'in hafizadaki gosterdigi objeyi az once yarattigimiz obje olarak belirledik. x'in type'i bu noktada degismedi, x hala bir referans ve gosterdigi objenin type'i Object. A class'i dogal olarak Object'in bir subclass'i oldugu icin assign ederken de bir hata almadik. Her sey compile-time'da cozuldu.

Eger ki bu x'i run-time'da Object olarak degil de A olarak kullanmak istersen upcast etmen gerecek, ((A) x).a'yaOzelBirMethod() gibi veya eger ki A isteyen bir fonksiyona x'i gonderseydin hata alacaktin cunku x'in type'i Object(her ne kadar x'in gosterdigi sey bir A olsa da jvm onu kontrol etmiyor, statik olarak en basta senin belirledigin type'a bakiyor). Ama az once yaptigimiz gibi cast ederek gonderebilirsin, bu da yine bir run-time cost'a sahip. Cunku jvm cast etmeden once bunlarin cast edilebilir olup/olmadigini kontrol edecek, eger ki oyle degillerse hata dondurecek.


Inheritance dedidigimiz sey superclass'in yapisini ve davranislarini subclass'ta kullanabilmemiz anlamina geliyor kabaca. Polymorphism ise bu yapi ve davranisi subclassta degistirebilmemizi, yani bir bakima bazi seyleri override etmemizi saglayan kavram. Ayni zamanda polymorphism sayesinde farkli type'a sahip objeleri sanki ayni seylermis gibi kullanabiliyoruz. Polymorphism'i olanakli kilan sey de inheritance, sonuc olarak inheritance iliskisi olmayan iki class'i sanki ayni seylermis gibi kullanamazsin.
0
yasli ateist
(22.07.18)
polymorphism yapmak icin nesneler arasinda inheritance yapmak bir yontemdir, yani polymorhism cok daha genel bir durumdur. hayvanlar orneginden aciklarsam, iki tane hayvan sinifimiz olsun. Aslan ve Gergedan. aslanini yemekYe() diye bir methodu olsun, ve bu yemek ye methodunda aslan et yer. gergedanin da yemekYe() methodu olsun ve gergedan bu methodda ot yer. simdi bu iki hayvan "Hayvan" sinifini "extend" yapsin yani aralarinda inheritance bagi olsun. Hayvan sinifinda da yemekYe() methodu var, bunun alt siniflari da Aslan ve Gergedan bu methodu "override" ediyor ve kendine gore bu yemekYe() methodunu et veya ot yenebilecek sekilde duzenliyor.

simdi gelelim bu nesnler arasinda polymorhism nasil olusur. Ornegin bir de Insan diye baska bir nesnemiz, bu nesne icinde hayvanlariBesle() diye method olsun. Bu method sadece Hayvan besleyecek sekilde duzenlenmis, yani bu methoda hangi hayvani gonderirsek onu besliyor. Su sekilde bir method;

public void hayvanlariBesle( Hayvan hayvan ){...}

dikkat edersen bu method sadece hayvan kabul ediyor ve aslan veya gergedan diye ayrim yapmiyor. Simdi bu methoda aslan veya gergedan hayvanini gonderebilir miyiz? gonderebiliiz ve gonderdigimizde polymorhphism olur. yani soyle;

Aslan aslan = new Aslan(); // aslan nesnesi yarattik
Gergedan gergedan = new Gergedan(); // gergedan nesnesi yarattik
Insan insan = new Insan(); // insan nesnesi yarttik

simdi insan nesnesi icine beslenmesi amaciyla aslan ve gergedani gonderiyoruz.

insan.hayvanlariBesle(aslan);
insan.hayvanlariBesle(gergedan);

burada haynvanlari besle methodu sadece hayvan kabul etse de aslan ve gergedan aslinda bir hayvan oldugu icin yani hayvandan inheritance yaptiklari icin bu aslan ve gergedan nesnesini de kabul eder. Iste bu polymorhismin basladigi noktadir, peki nedir bunun devami;

insan nesnesinin hayvanlariBesle() methodu icine bakalim;

class Insan{
public void hayvanlariBesle( Hayvan hayvan ){
// buraya dikkat burada hayvan diye bir nesnemiz var
// buraya gonderilen hayvan aslan da olabilir gergedan da olabilir.
// hayvan nesnesi cok bicimlidir (polymorphic) yani ne oldugu belli degil
if (hayvan instanceOf Aslan){ // gelen bu hayvan bir aslan mi?
Aslan aslan = hayvan; // downcasting
aslan.yemekYe();
} else if (hayvan instanceOf Gergedan){ // gelen bu hayvan bir gergedan mi?
Gergedan gergedan = hayvan; // downcasting
gergedan.yemekYe();
}
}
}

ne yarari var peki bu polymorhism in, insan sinifi icine aslan ve gergedan kabul eden iki farkli hayvanlari besle methdu yapmak yerine sadece hayvan ve onun alt nesnelerini (aslan ve gergedan) kabul eden tek bir metod yapmis olduk. diger turlu iki method yapmamiz gerekirdi, yani;

public void hayvanlariBesle( Aslan aslan){...}
public void hayvanlariBesle( Gergedan gergedan){...}

ama bu iki method birlesti, ve bu method icinde polymorphic tek bir Hayvan nesnesi olmus oldu. ihtiyaca gore birlesmese de olurdu, bu birlesmedigi durumlara da "method overloading" diyoruz, o ayri bir konu.

Polymorhism ile ilgili daha onceden yazdigim su eksisozluk girdisine de bakabilirsin. orda daha uzun uzun anlattim. eksisozluk.com

OOP yi gercek hayat gibi dusun, gercek hayati modelleyen bir yontemdir. sen ve kardesin insan nesnesinden inheritance yaparsin, yani "extend" edersin. ama anne ve baban icin sen ve kardesin "evlat" dir. yani anne baban "evladim" dediginde bu kastettigi kisi sen veya kardesin olabilir. ornegin annen "evladimi cok seviyorum" dediginde sevidigi kisi sen de olabilirsin kardesin de, yani bu sevdigi "evlat' nesnesi polymorphic dir.
0
emrahday
(24.07.18)
(1)

hosting şirketi - çok önemli

tughan
merhaba arkadaşlar, nereden baksanız 10 yıldır kullandığım bir web hosting firması vardı, bugüne kadar sorunlarıma çözüm sağladılar hep bir şekilde. fakat işler büyüyünce sıkıntılar baş verdi. bugün 6-7 adet mssql database'ime ulaşamıyorum. zaten son günlerde kullandığım ip adresine management studi
merhaba arkadaşlar, nereden baksanız 10 yıldır kullandığım bir web hosting firması vardı, bugüne kadar sorunlarıma çözüm sağladılar hep bir şekilde. fakat işler büyüyünce sıkıntılar baş verdi. bugün 6-7 adet mssql database'ime ulaşamıyorum. zaten son günlerde kullandığım ip adresine management studio ile bağlayanmıyordum hızlı bir şekilde.

ekşide okudum yabancı tercih et falan demişler ama onlara baktığımda da hep mysql yazıyor. ayrıca paylaşımlı hosting vs. diyor pek aşina değilim bunlara. yani şimdi ben her ay ayrı ayrı ödeme yaptığım onca domainlere ve hostinglere toplu bir şekilde mi para ödeyeceğim? çünkü bu yabancı hostingler hep aylık ödemeli sanırım. ekşide yeterli kaynak bulamadım, google'da çıkanların da alayı reklam hiçbirine güvenemedim. işi bilenler fikir verirse ve bir windows hosting firması tavsiye ederse sevinirim.
0
tughan
(20.07.18)
eger gercekten kalici bir cozum ariyorsan Amazon Web Services altinda EC2 servisini arastir. Burada diger hosting sirketlerinden farkli olarak iki onemli konu cok kolay cozuluyor
1.Olceklenebilirlik: isler buyudugunde, yada da belli donemler icin uygulamanin ekstra kaynak (cpu, ram, storage) ihtiyaci olabiliyor. bunu cok kolay sekilde, ya da otomatik olarak ayarlayabilir sistemini yukseltip azaltabilirsin.
2.Ucretlendirme: ister sabit ucret, istersen server acik kaldigi surece, istersen de kullandigin cpu kadar ucretlendirme seceneklerinden birini secebilirsin. bu rakam aylik olarak kredi kartindan cekilir. bircok durumda da fiyati da ucuz. istedigin zaman da sunucuyu kapatip sozlesmeni sonlandirabilirsin.
0
emrahday
(20.07.18)
(3)

Yazılım Geliştime hk.

lordoz
merhabalar.deneyimli developerlara bir sey danısmak istiyorum;gecmiste java ile orta seviye hasır nesir olmustum, universitedeyken kodlama derslerinden hep cok yuksek notlar aldım, bu konuda yetenekli oldugumu ve hızlı ögrendiğimi düşünüyorum. lisedeyken falan da hobi olarak uğraşırdım.ama ben unive
merhabalar.

deneyimli developerlara bir sey danısmak istiyorum;

gecmiste java ile orta seviye hasır nesir olmustum, universitedeyken kodlama derslerinden hep cok yuksek notlar aldım, bu konuda yetenekli oldugumu ve hızlı ögrendiğimi düşünüyorum. lisedeyken falan da hobi olarak uğraşırdım.

ama ben universiteden mezun olalı yaklasık 7-8 sene oldu ve o zamandan bu yana neredeyse hic kod yazmadım, farklı sektörlerde çalıştım. 1-2 sene önce hobi olsun diye bir iki akşam android ide ile bir iki ufak dört işlem uygulaması yazmıştım o kadar.

geçtiğimiz ay ingiltereye taşındık ve gördüm ki burada developerlar çok iyi paralar kazanıyorlar ve remote çalışabiliyorlar. bu yüzden burada sıfırdan developer olarak kariyer yapmaya karar verdim.

kurumsal deneyimim olmadığı için, yeni çıkmış dillerde çok deneyim aramazlar gibi geliyor. atıyorum 5 yıllık R ya da Go tecrübesi istenmez ama 10 yıllık Java tecrübesi istenebiliyor. O yüzden yeni diller bana daha uygun gibi geliyor. bu konuda öneriniz ne olur?

birkaç gündür araştırıyorum, henüz netleştirmemiş olsam da mobil tarafa ağırlık vermek istiyorum. (aslında pyhton da aklımı kurcalayan diğer bir opsiyon.) direkt kurumsal bir işe giremeyeceğim açık olduğundan, kendimi geliştirirken yaptığım uygulamaları da markete atarım, belki ufak da olsa gelir olur diye umuyorum.

daha önce hiç mac ya da ios kullanmadığım için android tarafı da benim için düşük başlangıç maliyeti demek, ama ios geliştirmenin hem daha kolay hem de ios uygulama mağazasından gelir elde etmenin daha yüksek olasılıklı olduğunu okudum.

35 yaşında developer olarak kariyer yapmak isteyen biri olarak deneyimli olanların her türlü tavsiyesine açığım.

Şimdiden çok teşekkürler.
0
lordoz
(18.07.18)
udemyde harika türkçe kurslar var. indirim dönemleri çok sık ve fiyatlar çok ucuz oluyor.

Ios dediğin gibi önü açık ama React Native veya Ionic gibi bir platform öğrenirsen hem Android hem Ios uygulaması yapabilirsin. Piyasada yükselişte diye biliyorum.

"yeni çıkmış dillerde çok deneyim aramazlar gibi geliyor." yeni çıkmış dil değil de yeni yaygınlaşan platform çabuk iş buldurur bence de
0
amusan
(18.07.18)
yeni yaygınlaşan platformlar tarafında öneriler ne olur?
0
🌸lordoz
(18.07.18)
mobil gelistirme taraindan android icin kotlin, ios icin swift diger koklu dillere nazaran yeni sayilir ve gelecek vaadediyor.

backend tarafda da go dili gelecekte guclenecek. Yine bu alanda scala da bir alternatif olabilir. pyhton zaten kendine cok yer buluyor.

mobil tarafta gelistirme yapmak icin birden cok dile ihtiyac olabilir cunku serverda (web service) kullanacagin dil ile uygulama gelistirecegin dil farkli olacaktir.

android icin yeni teknolojilere girmek istiyorsan kotlin senin icin cok iyi. server tarafinda da amazon web services teknolojilerine hakim olman senin icin buyuk avantaj olabilir. ayrica web service yazman, bu servisi aws uzerine atip mobil uygulamaya baglman onemli bir adimdir. web service yazman icin pratiklik acisindan go veya node.js oneririm.
0
emrahday
(19.07.18)
(8)

Ne öğrenmeliyim? (yazılım)

tchuck
uzun süredir fullstack olarak çalışıyorum. ancak artık iş yetiştirmekten kendimi geliştirme kısmını çok ihmal ettim.günümüz şartlarında fullstack devam etmek de hem mantıklı değil, hem de mümkün değil gibi gözüküyor.backend geliştirmekten daha çok zevk alıyorum, ancak mühendis olmadığım için fronten
uzun süredir fullstack olarak çalışıyorum. ancak artık iş yetiştirmekten kendimi geliştirme kısmını çok ihmal ettim.

günümüz şartlarında fullstack devam etmek de hem mantıklı değil, hem de mümkün değil gibi gözüküyor.
backend geliştirmekten daha çok zevk alıyorum, ancak mühendis olmadığım için frontend tarafta devam edersem "yaptığım iş, olduğu değeri daha çok gösterir" diye düşünüyorum.

backendde php biliyorum, şimdi elimdeki yeni bir proje nedeniyle laravel de öğreniyorum. (ki php kullanıp laraveli öğrenmemiş olmam ayıptı aslında)

react-native orta-alt seviye öğrendim kısa bir süre önce. 2-3 tane app üretip orada seviyemi yukarı taşıyacağım.
react.js başlangıç seviyesindeyim.

sizce react ve react-native'e mi yükleneyim?
yoksa vue.js veya angular vs. gibi şeylere mi yöneleyim?
veya sizce ne yapayım?
0
tchuck
(17.07.18)
Çok uzun zamandır bu sektörde iş yapan birisi olarak vue, angular, react gibi teknolojilerin hiç birinde gelecek görmüyorum. Hepsi zamanla grafiğinin zirvesine ulaşıp sonra piyasadan kayboluyorlar. 3 sene önceki angular talebi ile şimdikine bakarsanız anlarsınız ne demek istediğimi.

React native küçük app'ler için avantajlı görünse de hiç bir zaman büyük bir app'te kullanılmayacak. Hibrit teknolojilerin tamamı için bu durum mevcut. Eğer uzun süreli bu sektörde kalacaksanız, Swift öğrenin.
0
talasas
(17.07.18)
@talasas, react native'in neden buyuk app'lerde kullanilmayacagini dusunuyorsunuz? AirBnb ve Uber Eats (hatta instagram icin de react native diyor bazi kaynaklar ama inanmiyorum pek) gibi buyuk app ornekleri var?

Ben 3 senedir native ios ve android app developer olarak calisiyorum. Gerci son 1 senedir Android'i tamamen biraktim, iOS'a odaklandim.

React native cok ilgi cekici geliyor su aralar. Hatta icten ice native ios/android development'i bitirebilir mi diye dusunmuyor da degilim. Su aralar ABD'de is arama surecindeyim, kendimi 1-2 ay kadar kapatip react native'e odaklanip ordan yurumeyi bile dusunuyorum bazen.
0
elon
(17.07.18)
@elon,

benim de asıl niyetim amerika'da iş aramaya başlamak aslında. 2019 ilk çeyreğe kadar bu tür popüler yazılımların bazılarında kendimi hepten geliştirmek istiyorum o yüzden.
0
🌸tchuck
(17.07.18)
medium.com

react native küçük/büyük olmasından ziyade uygulamanın tipine ve içeriğine göre kullanışlı olabilen bir teknoloji. react native'e geçip sonrasında native dile dönen çok fazla uygulama oldu. ciddi performans sıkıntıları var. rn kullanan büyük uygulamalar da ciddi anlamda bridge kullanıyor. o yüzden hiçbir zaman native'in yerini alabileceğini düşünmüyorum.
0
la mort heureuse
(17.07.18)
@elon, evet bahsettiğin gibi bir PR yapılıyor ama detaylarına indiğinde konu maalesef öyle değil. Mesela Instagram'da Ayarlar menüsünün altındaki Push notification settings kısmı react native sadece, diğer uygulamalarda da buna benzer durumlar mevcut (detaylarına şu an hakim değilim)

Bunun bir kaç sebebi var aslında, Hibrit teknolojilerin görünen en büyük avantajı 2 platform için aynı codebase'i kullanarak maliyet düşürmek gibi düşünebiliriz. Fakat burda düşen maliyet %50 değil, 2 Platfromda Native geliştirmek 2X efor gerektiriyorsa, hibrit bir tekonoloji kullanmak da 1.5X'in üzerinde bir efor gerekiriyor. Belli bir ölçeği aşan işletmelerde "yazılım geliştirme" artık maliyet kalemi olmaktan çıkıyor bu sebeple burdan sağlayacakları getiri, götürülerine değmiyor. Zaten uç noktalarda bir optimizasyon yapmak istediğinizde hibrit teknolojiye harcayacağınız efor native'in üzerinde oluyor. Çok basit bir bakış açısı olacak ama bir diğer konu ise uygulama boyutu, React-Native'e bu konuda çok hakim değilim ancak Xamarin'de böyle bir problem var mesela, app'in boyutu native'e göre çok daha büyük oluyor ve büyük ölçekli kullanıcı kitlesine hitap ettiğinizde bu ciddi bir problem.

Bir diğer konu ise SDK'lar. Orta ölçekli bir app yaptığınızı varsayalım, milyonlarca SDK dahil ediyorsunuz içeriye 3rd party'lerden. Bu SDK'ların hibrit teknolojiler için kullanıma hazır olması biraz daha geç oluyor.

Kısacası benim düşüncem, fikir valide etmek için, bootstrap için, demo için hibrit teknolojiler evet ama büyüyen bir app için hayır. Sektörde bir çok örneğine şahit oldum bunun.

İşin diğer tarafı ise neden riske giriyorsunuz ? Swift'in varlığının devam edeceğinin garantisini size herkes verebilir, ama react native için aynı şeyi söyleyebilir misiniz ?
0
talasas
(17.07.18)
@talasas a kismen katiliyorum, react native her durumda verimli olmayabilir, bu tamamen uygulamaya ve performans gereksimine gore degisir. React native iyidir veya kotudur diye kesin yargiya varmak guc, yazilimin her alaninda oldugu gibi. Ozellikle araya giren her bir katman gelistirme zamaninin azalmasina neden olurken ayni zamanda cesitli kisitlamalarla birlikte gelir. React native icin de bu durum boyle. Eger ihtiyaciniz coklu platform icin hizli gelistirme ise en uygunu web app dir. ama web app hem performans hem de cihaz kaynaklarina erisim konusunda cok problemli oldugu icin react native gibi framewokler olusturulmus, web yazim stili arka tarafta native koda cevrilerek bu performans ve kaynak erisimi saglanmistir. ama ne de olsa yapilacakar yine de ikinci bir API tarafinda saglandigi icin bir yerde takilma ihtimali var. o noktalar da java ve android api gerekebilir. hatta bircok durumda (oyun gelistirme vs.) android standart api bile yeterli olmayip c++ gibi daha alt seviyede gelistirme gerekebiliyor ama gunumuzde kullanilan bircok uygulamanin react native ile gelistirilmesi yeterli olabilir.

Diger taraftan web teknolojileri konusunda ne olacagini kimse bilmiyor. react, vue ya da angular hangisi daha uzun vadeli olur bilmek guc. Ama kesin emin oldugum konu su, bunlar gider de baska bir javascript web framework gelir ise gelekte olan teknoloji bunlardan cok esinlenmis olacaktir. Hicbirsey kalici degil 2000li yillar basinda javascript tarafinda jquery, mootools, prototype yarisi vardi ve bunlardan jquery aradan siyrildi ve bu gunlere geldi. artik o da omrunu tamamladi ama yerine konumlanan teknolojiler jquery tamamen silmez sadece alanini daraltir. televizyon geldi diye artik evlerde radyo dinlemesek de arabada yine radyo dinliyoruz, yani bu teknolojiler icin de bu olur. bu ucu arasinda oncelikle react ogrenmeni oneririm, cunku hem daha esnek hem de daha kolay ogrenilebilir. vue da kolaylik bakimindan cok ovuluyor. java ve C# gibi object oriented bir dil gecmisi olan biri icin se angular ve onda kullanlan typescript cok yabanci olmaz ama angular komple bir cozum (framework ve api) oldugu icin ogrenmesi cok daha zaman alir.

eger back-end tarafi ilgini cekiyor ise ve bir taraftan da javascript konusuna yonelmek istiyorsan node.js de bir alternatif olabilir.

ozetle java veya C# (OOP diler) biliyorsan standart android ve angular, eger bilmiyorsan react ve react-native olabilir. ama asla tek bir frameworke bel baglama. onemli olan kullanilan programlama dilinin temeline ve yazilm mimarilerine hakim olmaktir. frameworkler gelip geicidir ve gelecekte ne olacagini kimse bilemez.
0
emrahday
(17.07.18)
@talassas,

hocam peki web tarafında asıl öneriniz ne olur?
benim asıl uzmanlığım web çünkü. app işine sonradan girdim ve yüksek bir profesyonelliğim yok o konuda. orada swift öğrenebilirim belki ama nolursa olsun "bunlar benim referanslarım" diyemem bir süre.

o yüzden bir yandan kendimi web'in yeni teknolojilerine de hazırlamak istiyorum ki "bak bunlar referanslarım. bunlar da bildiğim şeyler" diyebileyim.

react-native ve react'e yönelme sebebim biraz bu aslında. bir yandan web teknolojisi öğrenirken, diğer yanda app'te de kendimi geliştirmiş oluyorum.

yoksa swift konusunda katılıyorum, eğer vakit bulabilirsem mutlaka öğrenmek isterim. ancak öncesinde kendi uzmanlığımda gelişmem gerek diye düşünüyorum.

(ki çok da emin değilim aslında)
0
🌸tchuck
(17.07.18)
@emrahday,

"ozetle java biliyorsan standart android ve angular, eger bilmiyorsan react ve react-native olabilir. ama asla tek bir frameworke bel baglama." şu cümle güzel aoldu abi. çünkü java bilmiyorum. javascript biliyorum, dediğin gibi sanırım react ve react-native sanırım daha kolay "aradan çıkarabileceğim" şeyler gibi. biraz kafamda ışık yandı açıkçası, buraya yöneleceğim gibi şuan.
0
🌸tchuck
(17.07.18)
(5)

avrupa ya da abd'de yaşamış olan

demirr
ya da kültürlerine yakinen şahitlik etmiş olanlara bir sorum olacak. avrupalılar ya da amerikalılar çocuklarını nasıl yetiştiriyorlar? onlara nasıl davranıyorlar? nelere müsamaha gösterip nelerde taviz vermiyorlar? en önemlisi de yetiştirdikleri çocukların bizimkilere göre olumlu ya da olumsuz fark
ya da kültürlerine yakinen şahitlik etmiş olanlara bir sorum olacak.

avrupalılar ya da amerikalılar çocuklarını nasıl yetiştiriyorlar? onlara nasıl davranıyorlar? nelere müsamaha gösterip nelerde taviz vermiyorlar? en önemlisi de yetiştirdikleri çocukların bizimkilere göre olumlu ya da olumsuz farkları nelerdir?

tecrübesi olanlar aktarabilirse iyi olur. teşekkürler
0
demirr
(16.07.18)
eksisozluk.com

Bati Avrupa icin yukarida yazanlar gecerli.

ABD'de ise yasadigin eyalete, ailenin egitim durumuna ve ne yazik ki irka gore degisiyor. O nedenle ABD'yi genellemek daha zor, sonucta dunyanin en kalabalik 3.ulkesi.
0
Traveller
(16.07.18)
Avrupada yetisen cocuklarin olumsuz yanlari:
- Yaslilara olan hürmetin olmamasi
- Paylasma geleneklerinin olmamasi

Olumlu yanlari:
- Sorumluluk sahibi olmalari
- Disiplinli olmalari
0
VIPCH
(16.07.18)
Kuzey avrupa ulkelerinde bireysellik on planda. bu sadece cocuklar icin degil yetiskinler icin de bu sekilde. Somut olarak nedir bu bireysellik? Ornegin;
- 3-4 yasindaki bir cocuk "ben yemek yemiyecem" denildiginde "demek ki yemek yemek istemiyor, aciktiginda bize soyler zaten" deniliyor. ama bizim gibi daha cok bagli toplumlarda 3-4 yasindaki cocugun yemek yeme istegi ailesinin kararina baglidir. anne cocugun doyduguna ikna oluncaya kadar cocuk yemek yeme durumunda.
- 7-8 yaslarindaki cocuklarda ornegin odasina toplama, kirli camasirlarini makineya atma, bulasiklari yerlestirme gibi gorevleri var cunku ailenin bir parcasi, gorevlerde is bolumu var. bizde ise isler anne babanin sorumlulugunda, cocugun gorevi derslerine calismak.
- 10-12 yaslarinda bir cocuk dogum gununu planini kendi yapar, kimleri cagiracagi vs. ama ayni zamanda dogum gunu sonunda evi toplamak da kendi sorumlulugundadir. yardima ihtiyac var ise anne baba yardim eder. ama bizde dogum gunu yapacabilecek sansli azinlikta tum organizasyon anne-babanindir bu nedenle de her turlu karar da anne babanindir.
- 15 yasinda cocuk kendi kiyafetlerini kendi secer ve alir, bizde ise anne baba cok etkindir kiyafet konusunda.
- yine bu yaslarda bircok cocuk calisir, deneyim ve ekonomik ozguruluk kazanir. bizde ise bu yaslarda cocuklar ya asla calismaz, para kazanmaktan bi haberdir. ya da calismak ve eve ekmek goturmek mecburiyetindedir. bunun ortasi genelde yok.
- 18 yasda anne baba universite konusunda cocugu yonlendirir ama son karar cocuktadir. bizde ise anne baba karari verir, cocuk onaylar veya onaylamaz.
- yirmili yaslarda kisi evlenip evlenmemeye ve kiminle evlenip evlenmemeye kendi karar veir. bizde birco durumda anne babanin sozunden cikilmaz.

tum bunlari dusununce sanki kuzey avrupa iyiymis gibi gozukur ama elbette madalyonun iki yuzu var. genelde bu ulkelerde cocuklar ozguven ve bagimsizlikla yetisir. ama ozguven ve bagimsizlik tam dozunda iyi sonuc verir, fazla ozguven hata yapmaya da neden olur. bizde ise ozguven eksikligi ile yetistigi icin yetiskinlikte bile korkarak hareket ediliyor, o nedenle hem maddi hem manevi olarak birilerini arkaya almak guc veriyor.

ornegin almanya icin bir soz varid "18 yasina gelince aileler cocuklarini evden kovarlar" diye. bu soz kismen dogru, kovmazlar ama genelde 18 yasina gelen cocuk ya calismaya baslamistir maddi olarak bagimsizdir, ya da universite okuyordur devlet destegi nedeniyle maddi bagimsizligini edinmistir. bu nedenle bircok kisi 18 yasindan sonra ailesi ile yasamayi tercih etmez, ve kendi istegi ile ayrilir. ama bu bagimsizlik ailelerin de yanlizlasmasina neden olur, bircok yasli kisi tek basina, cocuklarinin ilgisinden uzak kendi basina yasamak durumunda kalir. ya da avrupali gencler cok aile baskisi hissetmeseler de bircok durumda destegini de hissedemedikleri icin kendilerini cok yanliz hissdebilirler, bizdeki gibi sulale olarak kalabalik ortamlar yaratmak guc.

yani ozetle baska kulturleri kendimize entegre etmek yerine kendi kulturumuzun dogurdugu problemleri hafifletmek daha makul bir cozumdur. mutlak iyi veya kotu yok, her kulturun dogurdugu avantaj veya dezavantajlar farkli.

ama tum bunlar genelleme elbette, ornegin almanyada eski dogu almanya gecmisi olan aileler birbirlerine bizden cok daha bagli genelde. tamamen bu gecmiste ve mevcut durumda ulkedeki yasanilan deneyimlere, korkulara, ekonomik duruma, guvenlik ihtiyacina bagli olarak sekilleniyor.
0
emrahday
(16.07.18)
merhabalar ben türk-amerikanım, amerikanlar hakkında konuşacağım bir iki kelime. aslında şu videoda bir buçuktan sonra anlattım temel farklılıkları ve sık sorulanları www.youtube.com buna bakabilirsiniz. hatta abone olursanız da çok sevinirim.

öncelikle çocuklar kıyaslama ve karşılaştırma yapılmadan yetirştirilir. her çocuğun kendi hobisi/ilgi alanı vardır ve aileler bu hobilerden hoşlanmasa bile engellemeye çalışmazlar. mesela katy perrynin babası papazdır. böyle zıt şeyler çok vardır. kimse hayallerinizi sınırlamaz. ne istersen yapabilirsin vurgusu çok yapılır. genel olarak olumlanır çocuklar ve olduğu gibi kabul edilir yani.

taviz verilmeyen konular eyaletten eyalete hatta aileden aileye tabiki değişiyor. bazı eyaletler çok dindar ve din konusunda taviz vermiyor olabiliyor. örneğin georgia'da okuyan bir arkadaşım herkesin aşırı dindar ve bağnaz olduğundan bahsetti ama kimse sokakta cıkcıklamıyor ya da ayıp demiyor.

abd biraz böyle her yerden göç alan ve tek bir milletten oluşmayan bir ülke olduğu için kültüründe insanları kabullenme vardır. alışmışlardır çünkü. siyah beyaz ayrımı gibi ne yazık ki hiç olmaması gereken şeyler tabiki hala var, ama bir şekilde aşılacağını düşünüyorum, umutluyum.

olumlu olumsuz fark bence türkler birey olmayı bilmiyor. aileler çocuklarının birey olmasına kendine ait hobisi olmasına falan izin vermiyorlar. kendilerinin kopyalarını yaratmak ya da yaşayamadıkları hayatı yaşatmak istiyorlar. amerikanlar bu konuda çocuğa hem birey olmayı öğretiyor, ne olursa olsun hayatta kalabilmeyi, hem de kişinin kendisini yaşamasına olanak sağlıyorlar. sadece aile değil eğitim sistemi ve kültür de bunu destekliyor.
0
cal oyna seyrine bak
(16.07.18)
Çok genelleme yapacak bir şey yok bence,evet anne-baba genelde 30lu yaşlarının ortasında çocuk sahibi olup, daha iyi şartlar sağlamaya çalışır; evet bireysellik daha ön planda ama çocuk anneler de var bir yanda. 15 yaşında karnı burnunda gezen ergenlerin nasıl iyi ebebeyn olacakları soru işareti, kendileri çocukken.

Kötü örnekler de çok, iyi örnekler de. Bir anne gördüm en son markette, sürekli ama sürekli 2 çocuğuna müdahale edip durmadan konuşuyordu. Kasa sırasında yan yana olmamak için bir tur daha attım gerçekten, kafam şişmişti çünkü.

Bireyselliğin her zaman bencillik demek olmadığını da görebiliyorum. Biz de çocuklar, yaşları kaç olursa olsun, Noel gecesinde hediye açılırken sıralarını beklerler mesela, en özel günlerde bile çok aşırı şımarmalarına izin verilmez. Türk bebesi kendine paketlenmiş 20 hediyeyi görecek de, sırasını bekleyip açacak hediyeleri. Hayal etmesi bile zor değil mi?

Doğada, parkta, dışarıda ''fazla'' salıyorlar bence çocukları, tamam hareket alanı bırakılsın ama bir dönüp de bakılsın. En son bir tanesi karayoluyla ulaşımın olmadığı yerde kafa üstü düştü ve helikopter beklendi.

Dediğim gibi, iyi ve kötü örnekler çok ve aile bağları çok değişken. Anne babasını ayda bir arayan da biliyorum, her haftasonu ziyaret eden de.
0
buf-e kür
(16.07.18)
(10)

yurtdışında çalışmak

nick bulamadim
yurtdışında çalışma şartlarıyla ilgili merak ettiğim bir şey var. değişken bir soru ama kazançlar nasıl? youtube'taki videoları izliyorum. mesela bir adam vasıfsız işler yaparak 2500 dolar kazanıyor. mesleğe göre değişkendir ama mesela avrupa'daki ülkelerde de yeni mezun birine türkiye'deki gibi asg
yurtdışında çalışma şartlarıyla ilgili merak ettiğim bir şey var. değişken bir soru ama kazançlar nasıl? youtube'taki videoları izliyorum. mesela bir adam vasıfsız işler yaparak 2500 dolar kazanıyor. mesleğe göre değişkendir ama mesela avrupa'daki ülkelerde de yeni mezun birine türkiye'deki gibi asgari kazançlara yakın para veriliyor mu? vasıfsız işlerle bile 2500 dolar kazanılıyorsa az buçuk vasıflı bir insan 3500 altına düşmez sanırım. yanılıyor muyum?

türkiye'de eğer kobilerde çalışıyorsanız cumartesi çalışmak, fazla mesainin ödenmemesi, sigortanın tam maaştan yatmaması bir kural gibi artık. abd'de ve avrupa'da böyle şeyler var mı?
0
nick bulamadim
(11.07.18)
Yanılıyorsun. Vasıfsız işlerde 2500 dolar kazanmak çok zor. Saati 10 dolara çalışan günde 80 ayda 2400 dolar alirsin ama saati 10 dolara vasıfsız iş bulmanın zor. Ayrıca artık ABD'nin her yerinde İspanyolca bilgisi arıyorlar.

Vasıflı iş bulman için öncelikle 350 milyon Amerikalı dururken neden seni almaları gerektiğini kanıtlamak gerekli.

Her türlü iş bulma prosedürü zor. Ülkeler seni almamak için ellerinden geleni yapacaklar.
0
Traveller
(11.07.18)
min. saatlik ücret 7-8-10 dolar civarında değil mi? iş aramak içi sormadım. eğitimli, kalifiye kesimin gelirini merak ediyorum. geçenlerde bir duyuru vardı. biri londra'da bazı yeni mezun bankacıların 50 bin dolar aldıklarını söylemiş yıllık. öğretmenler de birim olarak türkiye'dekine yakın alıyorlar sanırım. saatlik ücret min. 7-10 dolar civarındaysa bir öğretmenin ayda 3-4k alması garip geldi.
0
🌸nick bulamadim
(11.07.18)
almanya'da öğretmenler 2500-3500 euro arasında alıyor. çalışılan okul türüne ve kıdeme göre değişiyor.
0
burya
(11.07.18)
Bankaci o parayi aliyor da nasil bankaci aliyor? Turkiye'de de ayda 30 bin lira alan bankacilar var.

Egitimli kesim 3000 dolar kadar aliyor. Turk parasini dolar cinsinden dusun. Ogretmen 3000 lira aliyorsa, 3000 dolar aliyor gibi. Ancak ABD'de universite okumadan, green card'in olmadan ya da bir vatandasi ile evli olmadan cok cok zor.
0
Traveller
(11.07.18)
yok onu yanlış ifade etmişim düzelttim. aylık değil yıllık brüt 50k demişti. net 45k imiş. ona şaşırdım. yabancılar için demiyorum. sıradan bir amerikalı saatlik 10 dolar kazansa 2400 kazanıyor. eğer bir öğretmen de 2500-3000 dolar kazanıyorsa garip. bir lisans mezunu ne kadar kazanıyor? çünkü türkiye'de lisans mezunu bile asgari ücret alabiliyor. öğretmenler, avukatlar 2 bin liraya çalışabiliyor. insanlar fazla mesailerini alamıyorlar. maaşı 7-8 bin lira belki ama sigorta farklı bir ücretten yatıyor. yurtdışında böyle üç kağıtlar var mı merak ediyorum.
0
🌸nick bulamadim
(11.07.18)
almanyada hafta 40 calisma saati icin genel maalar;
- herhangi bir ozel egitim gerektirmeyen isler market kasiyeri, garson yaklasik 1500-1500 euro aylik net alir.
- ozel bir vasfi olan isler ornegin tesisatci, bahcevan, kuafor vs 1800-2300 alir.
- yeni mezun universite ogrencisi ornegin makine bolumunden mezun ise 1800-2200 alir
- yazilim, makina, elektrik, elektronik muhendisi 2800-4000 arasinda alir.
- doktor 5000 den baslar 20.000 e kadar gider.

tabi bu rakamlar agirlikli ortalamalar, istisnalar elbette var. ornegin 2000 alan makina muhendisi de vardir, 20.000 alan da vardir ama genelde maaslar bu seviyelerde. Almanyada 4 kisilik ailenin uygun seviyede gecinebilecegi minimum rakam 2000 euro, bunun altinda geliri olan 4 kisilik aile ancak kira yardimi, sosyal yardim, cocuk parasi gibi ek destekler almak durumda kalir. tek kisi ise minimum 800 euro ile gecinebilir, ama biraz rahat etmek icin 1300 iyi bir rakamdir. Ayrica almanyada bizdeki anlamda bir asgari ucret uygulamasi yok ama issizlik parasi, kira yardimi vs ile calisilmasa bile 1300 euro gibi bir para alindigi icin bunun altinda bir rakama calismak mantikli olmaz. ayni mantikla 1500 euro icin 40 saat calismak veya 1300 euro icin hic calismayip sosyal yardim almak da secenektir ama sosyal yardim almak mantikli biri icin en son secenektir cunku bir kere bile sosyal yardim alan biri uzun sure bankadan kredi cekemez, araba almaya kalksa taksitlendirme yapamaz. O nedenle genelde insanlar 1500 den baslayan islerde calisirlar.

sigortanin yatmamasi ihtimali cok cok dusuk, ciddi yaptirimlar var. hafta sonu, ozellikle pazar gunu, ve ayrica gece mesaisinde calisilirsa ekstra normal maasdan daha fazla odenir. bu nedenle ozellikle turkler fabrikalarda gece mesaisinde calisiyorlar ki daha fazla kazansinlar. fazla mesai cocunlukla izin gunu seklinde odenir, ama para olarak da odeyenler var.
0
emrahday
(11.07.18)
@emrahday fazla mesai, sigortanın tam yatmaması vs. kesin yok değil mi? çünkü kurumsal bir yerde çalışmıyorsan türkiye'de bunlar kural gibi bir şey olmuş maalesef. yenilikçi, rahat, özgür geçinen startuplarda bile oalbiliyor böyle sömürü. çalışanın aldığı maaş farklı sigortada görünen farklı mesela. lisedeyken türkiye'de çalışmak istediğim bazı sektörler vardı ama sırf bu zihniyetten ötürü koşarak kaçtım.

mühendis maaşları 2800-4000 arası demişsin. tecrübeli mühendisler için mi bu maaşlar? 7-8 alan mühendisler istisna mı yoksa 3-5 yılda artabilir mi? çünkü türkiye'de kalburüstü bir yerde çalışan mühendis, iktisat-işletme mezunu 7-8k kazanabiliyor rahat.
0
🌸nick bulamadim
(11.07.18)
Almanya için ek:

- Aylık asgari ücret diye bir durum yok. 40 saatlik iş bulamayabilirsiniz. Zira, kalifiyeler de bulamayabilir. Saat başına asgari ücret var. Yeni mezun arkadaşım, haftalık 38 saate ulaşana kadar 4 yıl geçti. Akademide de öyle fulltime bulmak hiç kolay değil.

- Eğer bir yer sizle yıllık kontrat yapmıyorsa “honorar” olarak çalışıyorsunuz, sigortayı siz ödeyecekseniz kendiniz. Freelance gibi? Burada da vaktinde ödemeler yapılmayabiliyor.

- En ama en önemlisi. Türkler ile iş yapmayın. Adı sanı olan bir yerde çalıştım ve düzenli fatura yolladım, Ağustos’taki işin karşılığını zor zar - onlarca mail atarak - ocakta aldım.
0
buf-e kür
(11.07.18)
peki bu saatlik iş beyaz yakalılar için de mi aynı şekilde? yani bir beyaz yakalı bir şirkete girdi diyelim. nasıl çalışıyor? ben maaş yıllık anlaşılıyor ve normal 8-5 çalışıyor sanıyordum.
0
🌸nick bulamadim
(11.07.18)
Birinci sorunuza cevap: Evet, zaten verdigim ornekteki kisi de üniversite mezunu. Is ilanlarina bakin, fikir edinirsiniz. 20 saatlik, 14 saatlik isler var, bunlar da 2-3 yillik kontratla olabiliyor. Cok insan biliyorum yeni mezun olduktan sonra birkac yil fulltime is bulamayan. Reklamcisindan, televizyoncusundan, mimarina ya da ogretmenine kadar farkli alanlarda calisiyorlar.

Ikinci soruya cevap: 8-5 vardir elbette. Calisma saatleri cok farkli olabiliyor. Mimar arkadasim sabah 6da gidip isini bitirip erkenden cikiyordu. Benim calistigim yerde ise 8.30-17.00 idi calisma saatleri. Cok standart calisma saatleri olmayabiliyor.
0
buf-e kür
(11.07.18)
(12)

Kodlamaya verilen yapay ve içi boş destek

chicha
http://www.bmo.org.tr/2018/07/04/bilgisayar-muhendisligi-kodlamaya-algoritmaya-indirgenemez/İki satır kod yazan herkes kendini yazılımcı ilan ediyor. Haberlerde, sosyal medyada, hatta duyuruda da bir çıkış yolu olarak kodlama öğrenmek pohpohlanıyor. Bu bizim ülkeye has bir durum mu? Yoksa Avrupa'da,
www.bmo.org.tr

İki satır kod yazan herkes kendini yazılımcı ilan ediyor. Haberlerde, sosyal medyada, hatta duyuruda da bir çıkış yolu olarak kodlama öğrenmek pohpohlanıyor.

Bu bizim ülkeye has bir durum mu? Yoksa Avrupa'da, Amerika'da da işletme mezunu "kursa gidem, kod yazam, köşeyi dönem" diyor mu?
0
chicha
(06.07.18)
her yerde aynı. örnek olarak "adam garajında iki kod yazdı google'ı kurdu" şeklinde gazlamalar mevcut.

öte yandan, bizimki gibi düşük seviye ülkelerde sanayi ya da teknoloji olmadığı için üretim yapabilecekleri sayılı noktalardan biri yazılım. o yüzden 99 çürük yumurtanın yanında 1 tane düzgün çocuk çıkacaksa versinler o teşvikleri.

oyun yapsın, telefon app yapsın ama üretsin bir şeyler.
0
angelofdeath
(06.07.18)
niye içi boş olsun ki, bu işe vaktini ayıranlardan %1'lik kesim 2-3 tane muhteşem uygulama yazar, basarsın parayı. sadece para da değil, parayla satın alamayacağın, günümüzdeki "önemli güç" olma kriterlerinden kullanıcı bilgileri(big data) konusunda "oyuncu" haline gelmeni bile sağlayabilir. bu işin bir de oyun boyutu var, türk oyun sektörü 700 milyon dolarlık bir ihracat kapsamına ulaştı örneğin.
www.internethaber.com

sıfır ham madde, sıfır masraf; verilen bu desteğin bir zararı yok, niye verilmesin?
teknolojinin ilerlediği yön yazılım, yapay zekanın geleceğin en büyük teknolojik atılımlarından biri olduğunu düşünürsek yazılım bu noktada yapay zekanın en büyük yardımcısı olacak; ileri görüşlü bir yatırım, hatta bizim ülkeden beklemeyeceğim ileri görüşlülükte.
0
Bruce
(06.07.18)
Ben hiç "kodlama öğrenin bilgisayar mühendisi olun" tarzı bir teşvik görmedim, denk gelmedim. Saçmaymış. Sanmıyorum ki kimseler de kodlama öğrenerek bilgisayar mühendisi olmaya çalışsın. "Kodlama öğrenin, yazılım öğrenin, yazılımcı olun" gibi bir teşvik var evet, ki bence kötü ya da içi boş değil? Çünkü yapabiliyorsanız olursunuz, olan da var. Çok alakasız bölümlerde okuyup, zamanında kendince bir yazılım dili öğrenip şuan yurtdışında çalışan, wordpress temaları yapıp satarak hayatını geçindiren tanıdıklarım var.
0
veritaslibertas
(06.07.18)
bir zamanlar amerikada .com balonu olmasaydı, bugün facebook, twitter, instagram ve onların yarattığı değerli kütüphaneler (react-native, bootstrap en basit örnekleri) olmazdı.

şuan dünyada en az girdi ile en çok çıktı yaratan sektör yazılım.
ne kadar çok teşvik edersen o kadar çok kişi bu işi yapar.
ne kadar çok kişi bu işi yaparsa, o kadar "bir şeyler üretme ihtimalin" olur.

bu ülke inşaata, cafe-restoran açan adama veya hiçbir bok ürtmeyen sadece montaj hattı olmanın ötesine geçememiş boktan fabrikalara teşvik vereceğine yazılıma teşvik vermeli.
0
tchuck
(06.07.18)
90larda Ingilizceye verilen destek icin yapay ve ici bos diyenler vardi. Egitime neden karsi cikiyorsun ki? Isteyen egitimi alsin isteyen cocuguna ogretsin. Kusura bakma ama egitim karsiti bu tur soylemler cahillik gostergesi. Yok edebiyat fakultesi kapatilsin, yok Ingilizce ogretimi lisede baslasin, yok Ingilizce ogrenim veren universiteler kalksin, 21.yuzyilin basinda da kodlama ogretilmesin diyorsunuz. Bin yil once kutuphaneler yakilsin zihniyetinin farkli bir versiyonu bu.
0
Traveller
(06.07.18)
@Traveller yine bambaşka yerlere gitmişsin. Bir nickin ardına sığınarak hiç tanımadığın birini cehaletle suçlamadan önce yapıcı olmayı öğren. Sürekli sağa sola içindeki pisliği kusacağına biraz kafanı boşalt, keyfine bak.

Kodlama öğrenilmesin demiyorum, gerekirse birinci sınıftan itibaren öğretilsin. Daha sistematik öğretilsin, daha ciddi destek verilsin. Benim kaygım bunun havada kalması, insanların mevcut işlerini bırakacak kadar bu taahhütleri ciddiye alması.

Bir de işin kalite boyutu var. Hintliler de kod yazıyor, standart bir yazılımcının bir ayda yazabileceği kodu birkaç günde yazıyor ama yazılım dünyasında kimse Hintlilerle çalışmak istemiyor. Kod işi yapıyor ama yavaş çalışıyor, daha sonra bakan anlamıyor, bir ekleme daha yapmak istesen çöp oluyor. Baştan yazmak daha avantajlı oluyor.

Yoksa kim kod yazıyorsa yazsın, ben de yazıyorum. Alaylı birinin işimi elimden alacak hali yok şu anki durumumda.
0
🌸chicha
(06.07.18)
kodlama ogrenmek icin muhendis veya bilgisayar bilimi ile alakali bir bolumu okuyor olmaniz gerekmiyor. yani kodlama, bilgisayarci ve yazilimcilarin tekelinde degildir. kodlama, insana nasil dusunmesi gerektigi yetisi kazandiriyor. her insan evladinin ogrenmesi gerektigi dusuncesindeyim. bu birinci sebep.

ikincisi, yapay zeka, artirilmis gerceklik, robotik, internet of things, blockchain... gibi 21. yuzyilimizi sekillendiren/sekilendirecek buluslarin tumunde kodlama kullaniliyor. kodlama olmazsa calismaz bunlarin hicbiri. bu sebeple kodlama ogrenmek cok onemlidir.

kodlama ogrenmenin, zengin olmak ile esdeger tutulmasi yanlis. zengin olmak o kadar da kolay degil. zengin olmanin yolu kodlamadan gecmiyor zaten. bunu soyleyen o kisileri ben de yanlis buluyorum.

ayrica okullarda ders olarak okutulma amacina gelirsek, okuma yazmayi soken herkes shakespeare olmadigina gore; kodlama ogrenen herkesin de bill gates olmayacagini soylemek isterim. bu durum yetenek, zaman ve yasadiginiz yer gibi degiskenlere baglidir.
0
tomcruise
(06.07.18)
ici bos ya da temeli olmayan destek cok dogru aslinda. herkes kodlamaya destek veriyor gozukuyor ama aslinda yapilan sey gaz vermekten baska birsey degil. ornegin basinda teknoloji haberleri "hic parasi olmadan ise basladi, simdi cok zengin oldu" haberinden oteye gitmiyor, tamamen gaz verme amacli. yada yazilima girisimci destegi verenlerin ise sorduklari en populer soru "gelir modelin ne, ne kadar zaman icinde kar yapmayi planliyorsun?" ama kimse twitterin yillarca gelir modeli olusturamadigini gormuyor. yani ozetle herkes kisa zamanda para kazanma durtusuyle hareket ediyor. Tum bunlar nedeniyle ulkede gercek anlamada ileri inovasyon cikmiyor, bir ekosistem olusmuyor. Hersey bu mantikla ilerledigi icin istisnalar olsa da genelde hersey e-ticaret sitesi acip, cinden mal getirip satmaktan oteye gitmiyor, cunku kisa zamanda kar getirecek ancak boyle isler oluyor.

liselerde uygulamali matematik, mantik ogretilmez ise. universitelerde bilgisayar bilimleri ile ilgili bolumlerde bile gercek anlamda bilim uretmek yerine sadece giris seviyesi programlama, algoritma ogretilir ise, sirketler sadece kisa zamanda para kazandiracak islere yatirim yapar ise bir yerde hersey tikanir, gaz vermekten oteye gitmez. Ornegin hicbir sirket ya da yatirimci sonu belli olmayan bir yapay zeka, ya da bir entegre devre uretimi projesine yatirim yapmaz. varsa yoksa mobil uygulama yazalim, bir e-ticaret sitesi kuralim.

turk milleti zekidir, turk milleti caliskandir, bu ne kadar guzel bir soz. ama hep kestirmeden is yapmaya calistigimizdan dolayi ve organizasyon yetenegimiz olmadigindan haftada 35 saat calisan bir alman haftada 60 saat calisan bir turkten daha fazla katma deger uretebiliyor. ya da bizim start-up lar hep lokal kalirken calirfornia uretimi start-up lar butun dunyaya yayiliyor.
0
emrahday
(06.07.18)
Yazılımcı olarak adlandırmak kendini ayrı bir şey.
Bunu yapan insan iki topa vurdu mu futbolcu, iki kere havuza gitti mi yüzücü ilan ediyor kendini. Şuursuzluk bu, yazılıma özel değil.

Herkesin biraz yazılım bilmesini ben de isterdim. Bu kadar dijital dünyada aslında karşımızdaki makineler senin gibi düşünmüyor. Yazılımın temeli matematik ve mantık. Matematik nasıl muhakemeyi geliştirir derler, bence yazılım da temel düşünme mantığına katkıda bulunuyor.

Bir de büro tipi yerlerde iş konusunda katkısı bence çok. Excel'den SAP'ye bir çok programı daha kolay kullanıp çok daha kolay anlamanızı sağlıyor.
0
burfak
(06.07.18)
İki satır kod yazan adamı aşağılamak da ancak bizim ülkemize yakışacak bir durum. Böyle aptalca bir durumun en yenilikçi olması gereken meslek grubundan gelmesi de gerçekten içler acısı.

İki satır kod yazmasına bile gerek yok, bu işe meraklı olup konuyla ilgili iki video izleyen biri bile ülkemiz için çok değerli şu anda. Böyle böyle ilerlenecek, 100 kişi meraklı olacak, 50 kşi iki satır yazacak, 10 tanesi bunu profesyonel meslek olarak yapacak ve işsizlik böyle azalacak, böyle böyle değer oluşturacağız. Hiç bir işe yaramayan meslek odaları da bunu engellemeye çalışacak, tam taksi plakası mantığı işte.

Valla ben şahsen tanıdığım herkese şunu öneriyorum, üniversite bilg müh okumaya kastırıp beyninizi 50-60 yaşında ingilizce dahi bilmeyen doçentlerin elinde çürüteceğinize, oturun ingilizce öğrenin, video izleyin, iddia ediyorum 5 senede çok daha yüksek gelire ulaşırsın. sektörün büyük kısmı alaylıların elinde çünkü eğitim birkaç istisna dışında hiç bir şey sunmuyor. Çok alakasız bir bölümden mezun olan biri olarak bilişim sektöründeyim, inanılmaz eleman açığı var ama adam bulamıyoruz, çünkü bu meslek odaları öyle bir pohpohluyor ki gerçek manada hiç bir şey bilmeyen insanlar 20 bin maaşla başlayacağını falan zannediyor. "Bir fikrim var ama söyleyemem"'cilere hiç değinmiyorum.

Rahat olun yani gerçekten ekmek var bu sektörde, ve her şey iki satır kodla başlar, fazla düşünmeyin, başlayın yola koyulun bir an önce.
0
roket adam
(06.07.18)
arkadaşım bilişim öğretmeni. konuyu ona sordum ne düşünüyor bu kampanyalar hakkında diye. yorumu özetle şöyle oldu: "yıllardır dersimiz için mücadele ediyoruz. bi ara sadece seçmeli ders olarak vardı. sonra 5-6-7-8. sınıflara zorunku olacağı söylendi. 5. ve 6. sınıflara zorunlu ders oldu 7. ve 8. sınıf için seçmeli. kademeli olarak onlar da zorunlu olacak denildi ama 4-5 yıldır hala seçmeli. verilen kadrolar şaka gibi atama puanları yüksek. fatih projesi diye ortalığı yıktılar. verimli bir sonuç alınamadı çünkü proje dostlar alışverişte görsün kafasıyla yürütüldü baştan sona. bir ara kodlama eğitimi söylentileri çıktı, sonra onun için de sınıf öğretmenlerine eğitim verilecek onlar anlatılacak diye haberler çıktı. durum bu iken kodlamaymış yazılımmış vs. vs. adamların niyeti bu değil nasıl verimli prpje olsun da yazılımda şaha kalkalım? boş iş hep."
0
yildirimeda
(06.07.18)
"Avrupa'da, Amerika'da da işletme mezunu "kursa gidem, kod yazam, köşeyi dönem" diyor mu?"

Sadece su cümle kodlamadan bir şey anlamadığını gösteriyor. Kodlama köşeyi dönmek için oyrenilmez.
0
Traveller
(06.07.18)
(5)

Avrupa'da tarlalar neden hep uçsuz bucaksız?

taktikmaktikyokbambambam
Yani nasıl? Devlet mi ekip biçtiriyor yoksa şahısların tarlaları mı uçsuz bucaksız. Bizde niye yoh? :'(
Yani nasıl? Devlet mi ekip biçtiriyor yoksa şahısların tarlaları mı uçsuz bucaksız. Bizde niye yoh? :'(
0
taktikmaktikyokbambambam
(05.07.18)
toprakların miras yoluyla bölünmesi, her varisin payına düşen araziyi farklı amaçlarla kullanmak istemesi, hatta bazısının satması, devletin de ekilebilir alanların bölünmesine hiç müdahale etmemesi olarak düşünülebilir bizdeki sebep.
0
phoarbix
(05.07.18)
Bizde çünkü devlet desteği zayıf ve her miras daha çok parçalar
0
westblack
(05.07.18)
ornegin 1000 donum arazi olsun ve ailenin 5 cocugu olsun. bizde bu arazi 5 cocuga bolunur ve her birinin 200 donum arazisi olur. bu her bir 200 donum bir sonraki nesle bir daha bolunur ve en sonunda herkese kucucuk bir bahce kalir. Ama bircok ulkede bu bolunmez, bu 1000 donum arazi icin bir aile sirketi kurulur, her bir cocuk bu aile sirketinde hisse sahibi olur yani arazi bolunmez hisse bolunur. bu arazi ekilip bicilir, herkes payini alir. daha buyuk arazi ekilip bicildigi icin hem maliyetler duser, hem de elinde daha cok mal bulundurdugu icin saterken ciftcinin verilen fiyat konusunda pazarlik sansi artar hem sirket uzerinden is yapildigi icin devlet vergisini alir, calisan sigortali olur, ve hatta markalasma olur. italyan, ispanyol, fransiz tarim urunleri (zeytinyagi vs.) hep aile sirketlerinin elinde markalasmislardir.
0
emrahday
(05.07.18)
Kooperatifler de var Avrupa'da. Toprağı az olanlar birleşiyorlar. Bu da onlara maliyet konusunda ciddi avantajlar sağlıyor.
0
amortisman
(05.07.18)
Ek bilgi; miras yoluyla tarım arazilerinin bölünmesine engel olmak için bir kanun çıktı ya da çıkacak idi.
0
John Bloor
(05.07.18)
(6)

Domates fidelerimin uzaması durdu

neferkitty
2-3 hafta önce ektiğim tohumlar ilk haftadan filiz verdi ve 8-12 civarı fide çıktı. Bunlar 3-4 gün içinde hızla uzadılar daha sonra toprakta hafif bir küflenme olunca ben de doğal elma sirkeli sudan fısfıs yaptım küflenme ertesi güne geçti. Şimdi uzamaları yavaşladı ve boyları yaklaşık 5 cm kadar. B
2-3 hafta önce ektiğim tohumlar ilk haftadan filiz verdi ve 8-12 civarı fide çıktı. Bunlar 3-4 gün içinde hızla uzadılar daha sonra toprakta hafif bir küflenme olunca ben de doğal elma sirkeli sudan fısfıs yaptım küflenme ertesi güne geçti. Şimdi uzamaları yavaşladı ve boyları yaklaşık 5 cm kadar. Bu normal mi yoksa artık fideleri ayırıp bağımsız dikmem mi gerekiyor? Küflenme olmasın diye elma sirkeli su veriyorum hala acaba ondan uzaması durdu? Çok teşekkürler şimdiden!
0
neferkitty
(03.07.18)
birincisi geç kalmışsın nisan ortası, mayıs gibi ekmen lazımdı fideleri. şu an da topluyor olman lazımdı.

5 cm biraz ufak, biraz daha büyüse iyi olur. tabi eğer çok sıkışık ekmediysen.

kimyasal kuru gübre? sıvı gübre? torflu toprak? var mı bunlar?
0
killerbee
(03.07.18)
Evet geç kaldım farkındayım ama tohumlar boşa gitmesin diye ekmek zorundaydım. Amacım bunları seneye kadar yaşatmak her türlü tavsiyeye açığım bu yüzden. Torfu toprağa ektim ve hiç gübre vermedim ekstra ne vermeliyim?
0
🌸neferkitty
(03.07.18)
ben 30 çeşit domates ektim evde. misket gibi olanından tut, karpuzgibi desenlisine, limon gibi olanına, moruna, siyahına, kuş üzümü kadar olanına, cherrye, tiger a kadar.

kulldnığım sıvı bir gübre vardı. yanlız şöyle 1 litre satılıyordu tarım ilacı. atıyorum 90 litre suya , acayip cüzzi bir miktar eklenip haftada 1 bu gübreli ilaçla sulanıyordu. çok fark etti. yani zamanını doğru ayarlasaydın 3 litre 5 litre toprakta bildiğin sırık domates bile yetiştirebilirdin.

seneye yaşaması zor bence.

hollandadan almıştım ben tohumları, eşe dosta da çok dağıttım, hibrit değildi. 1 2 euro bişey zarfa koyup gönderiyolar, tohum işi kolayda, şimdi gider birisi uyuşturucu madde tohumu der başın ağrır diye çekiniyorum, o zamanlar böyle şeyler bu gün ki kadar sık rastlanır değildi.
0
killerbee
(03.07.18)
Peki benim anlamadığım nokta şu ben bu sene hasat etseydim o domatesi fidesi seneye kadar kendiliğinden kalıyor olacak mıydı yoksa her sene tekrar mı ekiliyor?
0
🌸neferkitty
(03.07.18)
her türden 2 3 domatesi tohumluğa bırakırsın.

yani, artık olgunlaşır, daha da olgunlaşır, dalından düşer, içinden tohumlarını alıp kurutursun, seneye tekrar ekersin.

fideye bişey olur mu onu bilmiyorum, kuruma ihtimali var, çürüme ihtimali de var.

sonuçta sıcak seven bir bitki domates.

uygun şartları yakalarsan uzun süre sürekli de verim alabileceğini düşünüyorum, seracılar nasıl yapıyor bakmak lazım ama onlar hibrit kullandığı için bu düşüncelerimiz tutmayabilir.

ben mesela mayısta ektiğimde 1 2 3 sefere kadar meyva alabildiğimi hatırlıyorum. ama 7 sene geçti hatırlayamadım.

hatta konu komşu görmeye geliyordu, envayi çeşit domates ufacık balkonda, haftada neredeyse 10 kiloya yakın alıyordum, 25 saksı tabi dedim ya deneysel türler vardı, bir de cherry gibiydi, kalkıp sırık domates de ektim, o da meyva verdi 5 litrelik saksıda ama tadı ötekler gibi güzel değildi.

hatta mayıs da geç, ben kalorifer peteği üzerinde plastik bardaklara 2 şer 3 er tohum atarak şubat sonunda başlamıştım.

bardak olunca ayırması da kolay oluyor, zaten 3 tohumun 3 ü de çıkacak diye bişey yok. bir dahakine öyle yap bence.
0
killerbee
(03.07.18)
domates tohumunnun turune gore degisir ama genelde domatesler +7 derece sicakligin uzerinde dayanabiliyorlar. o nedenle domates tohumu nisanda ekilir.

Ama eger daha cok domates almak istersen uygun sicakligi, ve isigi saglar isen subatta saksiya dikebilirsin. nisanda yaklasik 20 santim boya ulasir ve daha sonra disariya dikersen bu zamanlar yaklasik 1 metre boya ulasir.

mayis ayi bile domates tohumu ekmek icin gec olur.
0
emrahday
(03.07.18)
(4)

yurtdışında iş bulanlar süreç gerçekten uzun mu?

pinar123
herkese merhabalarşubat ayından beri almanyadaki bir firma ile görüşme yapıyorum. linkedin üzerinden ulaştılar, mayıs ayında görüşmeye gittim. linkedinden ulaşan bir headhunter süreci yürütüyor, şirketin insan kaynaklarından birisi değil ama görüşmede şirket iksı da vardı. görüşme sonunda 2 hafta i
herkese merhabalar
şubat ayından beri almanyadaki bir firma ile görüşme yapıyorum. linkedin üzerinden ulaştılar, mayıs ayında görüşmeye gittim. linkedinden ulaşan bir headhunter süreci yürütüyor, şirketin insan kaynaklarından birisi değil ama görüşmede şirket iksı da vardı. görüşme sonunda 2 hafta içinde haber vereceklerini söylediler olumlu olumsuz. 1 ay olunca haber gelmediği için ben headhunter'a yazdım bilgi almaya çalışacağım dedi. hala cevap yok . umudu kesmek mi lazım? bu headhunter neden güncel durum hakkında bilgi vermiyor anlamadım? tatil planı falan yalan oldu haber gelirse diye. avrupada işler böyle mi ?
0
pinar123
(20.06.18)
normalde isini iyi yapan sirketler ve head hunterlar surec ile ilgili cok daha iyi bilgilendirme yaparlar. 2 hafta icinde bilgi verecegi deyip vermemek pek normal bir davranis degil. almanyada karar verme surecleri firma buyuklugune gore uzayabiliyor, buyuk firmalarda bu sure daha uzun oluyor, 1 ay cok uzun bir sure. ama her ne sekilde olursa olsun head hunter seni bilgilendirmis olmali, sonucta bu aracilik isinden para kazanacak
0
emrahday
(20.06.18)
firmadan firmaya degisiyor.
gorusmeye gittigim bir firma "pozisyonu mayista accakmisiz, yanlislikla ekimde acmisiz sorry" diye aradi. oteki gorusmeye gittigim "en gec mart basinda donus yapacagiz" dedi. temmuz olacak, attigim maile ragmen hicbir haber yok. yine ekimde basvurdugum birinden olumlu/olumsuz donus bile olmadi.

ama mayista basvurdugum bir sirket 3 gun sonra donup 1 hafta sonraya gorusmeye cagirdi. gorusmeden 10 gun sonra haber verip assessment center a cagirdi. assesment centerdan sonraki hafta icinde haber verecegiz dediler, bugun yarin ve cuma kaldi.

bu sirketlerin hepsi avusturya'da bu arada. yani belli olmuyor.
0
kuehles blondes
(20.06.18)
Şirkette uzun süredir çalışan birini referans yazarsan çağırırlar, oturursun, görüşme sonunda ne zaman başlayabilirsiniz derler. Bu işler Almanya'dan Alaska'ya kadar böyle.

Almayacak olan da olumsuz dönüş yapmaz genelde.
0
bos gezenin bos ustasi
(20.06.18)
1 hafta surdum benim. ptesi basvurdum cuma gorusmeye gittim. 1 hafta sonra da kabul. degisir yani bence
0
mhmtt
(20.06.18)
(6)

kodculara ve klavyeyle haşır neşir olanlara 10 parmak yazma sorusu

icim urperiyor
selam. uzun yıllardır bilgisayarla ilişiğim var. iş gereği de sürekli kullanırım. o yüzden hatrı sayılır bir yazma hızım var ve klavyeye bakmadan da yazabiliyorum fakat 10 parmak şeklinde değil, 4-5 parmak kullanıyorum. son dönemde kodlamaya merak saldım ve sürekli yazıyor olmam gerekecek. şimdi bu
selam.

uzun yıllardır bilgisayarla ilişiğim var. iş gereği de sürekli kullanırım. o yüzden hatrı sayılır bir yazma hızım var ve klavyeye bakmadan da yazabiliyorum fakat 10 parmak şeklinde değil, 4-5 parmak kullanıyorum. son dönemde kodlamaya merak saldım ve sürekli yazıyor olmam gerekecek. şimdi bu durumda bir yandan da 10 parmak yazma dersleri yapayım mı kendi kendime? 10 parmak yazmaya kastırarak şu anki yazma hızıma ne kadar sürede ulaşırım, uzun vadede ne kadar çıkar sağlarım?

kodcular, siz 10 parmak yazıyor musunuz?

10 parmak yazanlar, nasıl adapte oldunuz? 1-2 deneme yaptım ve kas hafızasını egale etmek çok zor olacak gibi görünüyor.
0
icim urperiyor
(20.06.18)
Yazılım mesleğini düşününce 10 parmak maharetinin iş performansına %1 bile etkisinin olmayacağını çok net söyleyebilirim. Önemli olan satırlarca kod yazmak değil, en kestirmeden en az işlemle yazılımı tamamlamak ;)
0
sbryldrm
(20.06.18)
kodcuyum, 10 parmaga yakin da yazarim genelde ama aslinda yazi yazma programciligin verimliligini cok arttiran bir sey degil. programcilik %95 dusunme %5 yazmadir o yuzden cok kasmaya gerek yok. Uzun uzun cumleler de yazmiyorsun yazarken zaten, surekli noktalamalar parantezler, onun da yarisindan fazlasini IDE dolduruyor zaten.

ama ille kasacam diyorsan, ben su siteyle gelistirdim: www.keybr.com

bagimlilik yapici bir durumu var. aliskanliktan %40 klavyeye bos bos bakarak yazardim ve bir elimin az parmagini kullanirdim, bu site 1 hafta calistiktan sonra gecti.
0
robokot
(20.06.18)
kod yazarken asla yazabildiginden hizli dusunemezsin, o nedenle ellerin ne kadar hizli olursa olsun dusunmek icin zamana ihtiyacin oldugundan durmak zorundasin. kod yazanlarin zamaninin bir cogu yazmaktan daha cok dusunmek, kod satirlari arasinda hata ayiklamakla gecer. Kod yazan biri icin yazma verimliligini arttiran en onemli sey kullanilan IDE (kod yazilan program) kisayollarina hakim olmaktir. Zaten bu IDE ler o kadar akilli hale geldiler ki artik birkac tusa basma ile kodu tamamliyorlar. Ozetle kod yazan kisilerde kimse yazma hizina bakmaz, dile ve yazilim mimarilerine hakim olmak cok daha onemlidir.
0
emrahday
(20.06.18)
arkadaşlar kodculara hitap ederek kendimi de o sınıfa sokmuşum gibi olmuş, kusura bakmayın. ben şu an öğrenme aşamasındayım.

w3schools'dan html bakıyorum, daha yarısına falan gelmişimdir ama 250 satır kod yazmışım şu ana kadar. diğer yarısında en az 2 kat fazla kod olacak daha karışık olduğu için. pratik yapmadan sadece sitedeki egzersizlerle kendimi geliştirebileceğimi düşünmüyorum, sitede ne gördüysem ayrı bir dosyada sıfırdan tekrarlıyorum değişiklikler yaparak. ki benim nihai amacım (ilk etapta) css ve javascript de aynı şekilde öğrenerek basit bir siteyi sıfırdan yazarak hayata geçirmek. o noktaadan sonra ctrl-c ctrl-v aşamasına içim rahat olarak geçerim.
0
🌸icim urperiyor
(20.06.18)
HTML hele XML familyasindan duzgun yazmasi IDE destegi de yoksa oldukca mesakkatli ve hataya musait bir dil. Saniyede 120 kelime yazan biri bile HTML ortalama bir insandan hizli yazmaz, yazamaz.

Diger tum ihtiyaclarin icin yukarida verdigim site isini gorur, progresif olarak senin seviyeni gozlemleyip hata oranlarina bakip ona gore bazi harfleri dahil veya haric eden bir yazilim uzerinden calisiyor. Dunyanin en matah programcisi icin dahi yeterli bir seviyeye sirf bu sitede ara ara calisarak ulasmak mumkun. Kolay gelsin.
0
robokot
(20.06.18)
@robokot

basladım çalışmaya zaten ve çok zevkli gidiyor, teşekkürler tavsiye için. güzel siteymiş.
0
🌸icim urperiyor
(20.06.18)
(2)

Data Science'a Yönelebilir miyim

dahinnotha
Merhaba,Az çok dotnet, javascript bilen fullstack az tecrübeli bir developer'ım. Data mining, yapay zeka gibi konular ilgimi çekiyor. Uzmanlaşma yolunda olduğum web geliştiriciliğinin yazılıma giriş bir katman olduğunu düşünüyorum.Data science olayına geçebilir miyim? mühendislik eğitimi almadım (so
Merhaba,
Az çok dotnet, javascript bilen fullstack az tecrübeli bir developer'ım. Data mining, yapay zeka gibi konular ilgimi çekiyor. Uzmanlaşma yolunda olduğum web geliştiriciliğinin yazılıma giriş bir katman olduğunu düşünüyorum.

Data science olayına geçebilir miyim? mühendislik eğitimi almadım (sosyal bilimler mezunuyum), yazılımı da bireysel çaba ile öğrendim. şuan aöf'ye yönetim bilişim sistemleri (mis) okuyorum.

Coursera, udacity gibi kaynaklardan yararlanabilecek düzeyde ingilizce'ye sahibim.

Şayet bu alana girmek için mesai harcarsam, beni ne bekler? kazançlı olur muyum? Akademik eğitim almamış olmam olumsuz etkiler mi?
0
dahinnotha
(12.06.18)
bence biraz istatistik kas ondan sonra gir, biraz temel istiyor data mining bana kalırsa.
0
dedim dedim de kime dedim
(12.06.18)
iyi matematik, istatistik ve programlama alt yapisi olan kisiler bu alanda daha rahat eder. yapabilirsin ya da yapamazsin demek cok iddiali bir soz olur, bu alanda biraz kendini kesfetmen lazim. O nedenle online giris seviyesi derslerle basla ilerledikce kendin hakkinda fikrin olur. Ama belli bir aksisi olan derslerle ilerle, cunku cok teorik bir alan oldugu icin calisilan konunun derinligi de cok farkli oluyor. genelde coursera, udacity, ya da udemy gibi sitelerde dinleyicinin seviyesine gore kuralli bir yapida anlatildigi icin daha rahat ogrenirsin. Akademik egitim almaman seni biraz geriden baslatir ama nispeten cok yeni bir dal oldugu icin, akademide verilen egitimin de cok da guncel olmadigi dusunulurse, aradaki fark kapanmayacak bir fark degil.
0
emrahday
(12.06.18)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.