Giriş
(1)

iş zekası ve veri analitiği

kondansator
selamlar, iş zekası ve veri analitiği eğitimlerini sıkça görmeye başladım. bu eğitimin olayı nedir tam olarak, sonucunda hangi pozisyon, görevlerde çalışılabilir? e-ticaret sektöründe çalışan birisine yeni bir iş kapısı yaratır mı sizce?
selamlar, iş zekası ve veri analitiği eğitimlerini sıkça görmeye başladım. bu eğitimin olayı nedir tam olarak, sonucunda hangi pozisyon, görevlerde çalışılabilir? e-ticaret sektöründe çalışan birisine yeni bir iş kapısı yaratır mı sizce?
0
kondansator
(06.06.23)
dijitallesme, entegrasyonlar, dagitik yapilar gibi bircok nedenlerden dolayi artik sirketlerde cok fazla veri toplanmaya baslandi ama bir diger taraftan da bu verinin takibi zorlasti. Bu nedenle de sirketler sistemlerinde mevcut problemleri, ve gelecek tahminlerini yapmakta zorlaniyor. Ellerinde veri var ve bunu nasil inceleyip yorumlayacaklarini bilemiyorlar. bu yuzden son zamanlarda populer oldu ve ilerde de daha populer olacak gibi gozukuyor. bir de tum bunlarin yaninda yapay zeka gibi verinin analiz edilmesini kolaylastiran yaklasimlar da populer oldu. yani bu alanda buyuk bir potansiyel var.

Tabi potansiyel artinca, ve ilgi de artinca dogal olarak sunulan egitimler de artiyor. burada buyuk bir problem ortaya cikiyor, o da sirf para kazanmak icin sunulan ici bos, bol bol laf geveleyen egitimler. bu kalitesiz egitimler internetten rahatlikla ogrenebilecek teoriyi ogretiyorlar. pratik kismini da kendilerinin sectikleri, neden sectikleri belli olmayan bir arac uzerinden uyguluyorlar. yani kisaca kalitesiz egitimlere dikkat etmek gerekiyor.

bu konunun temeli basta sql bilmek, bulut sistemleri kullanabilmek ve bulut sistemlerdeki veri saklama yontemlerini, veri analiz araclarini, monitoring ve reporting araclarini karsilastirmali bilmekten geciyor. tum bunlarin yanina programlama (python, r vs.) ve temel yapay zeka uygulamalarini bilmek avantaj saglar. yani iyi bir temel ve egitimle kisinin kendisine iyi bir yatirim olur, data analist olarak calisabilir.
0
emrahday
(06.06.23)
(4)

2023 yılında hangi yazılım dili öğrenilmeli?

sassot
Java&kotlin diyordum ama javascript daha popüler olmaya başladı galiba. ne diyorsunuz?
Java&kotlin diyordum ama javascript daha popüler olmaya başladı galiba. ne diyorsunuz?
0
sassot
(23.05.23)
javascript + 1

framework olarak angular ve react. superset olarak typescript.

tr'yi bilemem ama yurtdisinda ilanlarda en con bunlari görüyorum.
0
sir gawain
(23.05.23)
cobol olabilir, arayada biraz fortran derim ben, ayarinda bir ADA da isinizi gorebilir ama ayarinda lutfen.
0
badcode
(23.05.23)
golang, typescript
0
nuisance
(23.05.23)
bildiginiz programlama dili hangi alanda calisacaginizi belirler. bu nedenle de ogrenmeye harcayacaginiz zaman, uzmanlasmaya harcayacaginiz zaman ve yontem, diger gelistiriciler ile rekabet hep buna bagli.

javascript: ogrenme zamaniniz kisa, uzmanlasma zamaniniz kisa. cogunlukla calisacaginiz alan web development olur. yazilima yeni giris yapan herkes bu alana yigildigi icin de cok fazla rekabet ortami var. yani bu alanda cok fazla junior varken, senior az oldugu icin is bulmak herkes icin kolay olmayabilir.

java/kotlin: ogrenmek nispeten daha kolay olsa da uzmanlasmak zaman alir. cogunlukla banka gibi buyuk sirketler java kullanir sistemlerinde. ama alternatif olarak android mobil gelistirmede kullanildigi icin kucuk ve orta buyuklukteki ajanslar da kullaniyor. javascript gibi buyuk bir scope icin kullanilmadigi, alternatif olarak c# da yaygin olarak kullanildigi icin is alani javascriptden biraz daha az, ama yine de yaygin.

alternatif olarak python, golang, c++ gibi dillerin hep kendi pazarlari var. yani kendini yetistirmis biri icin hepsinde iyi isler var. burada ana kriter kendini yetistirip uzmanlasmak. belli bir seviyeye gelinceye kadar hangi dil olursa olsun is bulmak zor. sirketler icin katma deger olusturacak seviyeye gelmedikten sonra, yazilan yazilimin degeri oluncaya kadar is bulmak zor. maalesef, kriz zamanlarinda sirketler kisa vadeli dusundukleri icin yetistirmeyi degil, bir an once para kazanmayi hedeflediklerinden junior pozisyonlari tercih etmiyorlar. bu hangi dil olursa olsun ayni.

ben bu gun yazilima yeni giriyor olsam python ve golang ogrenir bunun yaninda cloud, system design ve devops alanlarini hedeflerdim. ozellikle abd ve avrupada bu alanda ihtiyac cok fazla, rekabet az, bilen az, ama ogrenmesi de zaman alacaktir elbette.
0
emrahday
(23.05.23)
(11)

Yazılımcılara: Seçim Sonuçlarını Toplamak ve Paylaşmak Bu Kadar Zor mu?

pantepember
Neden her seçim sonrası aynı sorunu yaşıyoruz?Veri orada, ıslak imzalı seçim tutanaklarında. Gönüllü örgütler var, Oy ve Ötesi, Türkiye Gönüllüleri gibi. Kendi parti örgütün var.Al bunları, koy veritabanına, sonra göster bir ara yüzde. Yanına da AA ve YSK verilerini koy, görelim hile-hurda var mı.Mu
Neden her seçim sonrası aynı sorunu yaşıyoruz?

Veri orada, ıslak imzalı seçim tutanaklarında. Gönüllü örgütler var, Oy ve Ötesi, Türkiye Gönüllüleri gibi. Kendi parti örgütün var.

Al bunları, koy veritabanına, sonra göster bir ara yüzde. Yanına da AA ve YSK verilerini koy, görelim hile-hurda var mı.

Muhalefet neyi ve neden başaramıyor?
0
pantepember
(17.05.23)
Biliyorsunuz, geçen seçimde bu konu, şimdi karşı safa geçmiş bir Teğmen'e emanet edilmişti. 20 li yaşlarda bir adamın Ülke çapında böyle bir organizasyonu kotarması beklenilebilir mi?
Kendisi ilk fırsatta rakip saflara geçmiş biri, o 'gönüllüler' den, ülke çapında kendisine gönülden bağlı bir örgüt kurabilir mi?

İki sorunun cevabı da 'Hayır'

Bu, geçen seçimdeki durumdu. Bu seçimde de bu konunun ne kadar önemli olduğunu idrak edemediklerini görmüş olduk.

Ben Anadolunun ücra bir yerinde yaşayan A partisine gönül vermiş bir birey olsam, gitsem B partisine üye olup seçim güvenliği için görev almak istiyorum desem, bu beceriksizlerin tavrı ne olurdu acaba?
0
Mirket
(17.05.23)
Aslında sorun bana kalırsa şurada ki resmi ve hukuki statüsü olan idari bir işlem ya da eylemi, gayri resmi (özel) oluşumların adeta resmi kurumun yerine geçerek ya da ona rakip olurcasına gerçekleştirmesi.

Dikkat edilirse afad ve Kızılay'ın da karşısına ahbap derneği adeta onlara rakip gibi gösterildi sosyal medyada.
Anlaşılıyor ki toplumsal konularda öne çıkanların derin fikir ayrılığı ve güvensizlikleri burada temel sebep.

Bu sebeple her an tutulan kayıtların an ve an birlikte senkronize olması çeşitli sebeplerle hiç mümkün görünmüyor.

Burada net 1 kiloluk bir şeyin dünyanın başka yerinde ya da kutuplarda 985/1015 gr. gelmesi gibi bir şey.
0
diyecevaplandı
(17.05.23)
bunun yazilim ayagi en kolay kisim. asil zor kisim sahadan verinin toplanmasi. her sandikta "dogru" kisilerle organize olmak gerekiyor. Bu dogru kisilerin gonullu olmasi her yerde ise yaramaz.

ornegin istanbulda kadikoyde, besiktasta gonullulerle oy takibi yapip gerekli veritabaninda tutanak fotograflarini saglayabilirsiniz ama istanbulda kenarda kalan bircok ilcede ve anadoluda bircok yerde o bolgede agirligi olan, haksizlik karsisinda geri adim atmayacak, teskilatina ve liderine koru korune bagli, gozupek adamlarla bu bu takibi organizasyonu yapmazsaniz hicbir yerden dogru veri saglayamazsiniz. oyunuzu bile dogru duzgun saydirip koruyamazsiniz.

siz istediginiz kadar yazilim yapin, en iyi yazilimcilari bulun farketmez. en ucra bolgede bile agirligi olan adam olmali, korkmamali. sen anadolunun bilmemne ilcesine gonullu, hayalleri olan bir universite ogrencisini gondereceksin. diger tarafta orda onu rakip partinin teskilatlarinin gediklisi, esnafliktan gelme ve cevrede herkesi taniyan, gozupek, lideri icin olume gidecek bickin bir delikanli karsilayacak ve bu bolgeden dogru veri akisi saglayacaksin. cok zor.

yazilimi googleda calisan developer yapsa ne ise yarar oyuna sahip olup veriyi dogru duzgun toplayamadiktan sonra. halki taniyip, her bolgede olacaksin, uygun adamin olacak, teskilatindaki kisilerin gozu pek olacak. yani organizasyonun saglam olacak ki oyuna sahip cikacaksin. bu turkiye gercegini kabul edelim.
0
emrahday
(17.05.23)
Yazılım kısmı çok kolay.
Aslında tutanakları sisteme yüklemek de çok kolay.
Zaten chp gibi büyük bir partinin her sandıkta gözlemcisi olmak zorunda. Islak imzalı tutanağın fotoğrafını çekip göndermek de çok kolay.
Başaramamak için, akılsız olmak ya da başarmak istememek lazım.
0
vizivozo
(17.05.23)
seçim günü veri girişi ve yardım için giden yakın bir arkadaşım bana şunu iletti. 5 serverın olduğunu ve serverın 10 gibi çöktüğünü belirtti. rte veri girişi için 12 merkez kurmuş chpde tek merkez var. bir sürü yazılımcı var ancak parti içi hizipleşmeden kimse yönlendirememiş. boş bir kalabalık var ve yönledirilmeyince boş bakan bir sürü insan. parti içinde herkes herkese başkanım diyor; mesela denizli il başkanı geliyor kıçında 5 kişi kars ilçe başkanı 5 kişi başkanım başkanım.

11e kadar veri girişi olmamış. chp parası olan bir parti ancak bu işlerden sorumlu olan kişiler profesyonel değil. tuncay özkan onursal gibi kraldan çok kralcı olan grupla ne olur bu iş. 20 bin sandıkta müşahitin yok.
0
mikahakkinen
(17.05.23)
www.eksiduyuru.com

süreç iyi yönetilemedi. chp'nin altyapısı akp'den kötü.
0
false pretension
(17.05.23)
burada sorun kendini bu ise adamis insan kaynaginin chp tarafinda olmamasi. yazilim yoksa da gider google forms ile bile data toplarsin. sol kesim orgutlu gibi saniliyor ama ulkemizde en orgutlu yapilar islamci kesimdir. bu gibi durumlari bile dine hizmet adi altinda orgutleyip elemanlarini salarlar sandiklara. chp ya da bu secim ozelinde millet ittifaki sosyal medyada gordugum kadariyla binlerce sandiga ulasamamis. bunun bir aciklamasi olamaz. ulke yonetmeye talip olan bir yapinin gorece daha basit bir isi yapamiyor olusu beni dusundurdu bu noktada.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(17.05.23)
akpdeki orgutlenmenin bir kaynagi da ciddi parasi olmasi, cogu hayrina yapmıyor ya doğrudan para alıyor ya da zaten çıkarı var partiden kaynakalı.

kimse hayrına yapmaz böyle şeyleri, chp para harcayıp organizasyon kuracak.
0
nuisance
(17.05.23)
konusu gelmişken sorayım.

bu tutanakları ysk da yüklemiycek mi? foto'ları?
0
qobel
(17.05.23)
çünkü chp memur kafasıyla yönetiliyor. hatta genel başkanı da bir emekli memur. hatta üst yönetiminin %80'i de emekli memur. daha mantıklı bir açıklama varsa duymak isterim.
0
mesuta
(17.05.23)
Partili gözlemcinin gerçekten partili olup olmadığı meselesine katılıyorum. Anadolu’da özellikle kendileri çalıp kendileri oynadıklarına eminim.
0
sibertenik
(18.05.23)
(5)

Google Authenticator nasıl yedeklenir?

psipsipsi
Uygulama içindeyken hesapları dışa aktar diye seçenek var, o seçenek ile başka bir telefon ile kodu tarayabiliyoruz. Ama ben bir başka telefona yedeklemek istemiyorum. Yani mesela olur da bir gün telefonuma erişemezsem diye yedek bir kod vs. gibi bir seçenek arıyorum ama bulamadım. Bunun bir yöntemi
Uygulama içindeyken hesapları dışa aktar diye seçenek var, o seçenek ile başka bir telefon ile kodu tarayabiliyoruz. Ama ben bir başka telefona yedeklemek istemiyorum. Yani mesela olur da bir gün telefonuma erişemezsem diye yedek bir kod vs. gibi bir seçenek arıyorum ama bulamadım.

Bunun bir yöntemi var mı? Eğer yoksa Microsoft'unkini kullanan var mı, o nasıl?
0
psipsipsi
(17.04.23)
telefona erişemezseniz google auth.'a da erişemezsiniz eğer başka bir cihaza aktarmadıysanız. güvenlik açısından böyle olması gerekiyor çünkü. ama aynı anda birden fazla cihazda tanımlanabiliyor diyor web sitesinde.

ya da telefonunuzu yedekleyince program da yedekleniyor olabilir. örneğin ben iphone kullanıyorum, yeni bir iphone alıp eski backup'tan yeni telefonu kurdugumda goog auth. kurulu ve içindeki hesaplarla birlikte çalışır olarak geliyor.
0
orient blue
(17.04.23)
Siteleri authenticator'a eklerken kullandığın kodu/qr'ı yedeklemen gerekiyordu. Tekrar da oluşmaz o, sitelerden 2fa i iptal edip tekrar oluşturup kodları saklayabilirsiniz.

Authy gibi yazılımlar buluta yedekliyormuş ama bence risk. (telefon yedeği olayı uygulamaları ve verilerini de yedekliyorsa olabilir ama androidde öyle mi emin değilim)
0
nhk ni youkosu
(17.04.23)
transfer account > export accounts da gosterecegi qr kodu guvenli bir yerde yedekleyebilirsin. bu qr kodu kullanarak baska yerde import edebilirsin.
0
emrahday
(17.04.23)
@emrahday o qr kodu ss alınmıyor
0
🌸psipsipsi
(17.04.23)
icloud'un 2fa sistemini kullanıyorum ben, o otomatik olarak cloud'a yedekliyor. google auth bu konuda çok kabız bir uygulama.
0
roket adam
(17.04.23)
(3)

avrupa'da vatandaslik/oturum izni

antikadimag
is bulup avrupa'ya tasindik diyelim. calisma vizesi almakta sikinti var mi? vizeyi aldiktan kac yil sonra vatandas olabiliyoruz? bunun icin ekstra sartlar gerekiyor mu?elbette ulkeden ulkeye degisiyordur ancak almanya, hollanda, ingiltere gibi basat ulkeler icin bilgi ariyorum daha cok.
is bulup avrupa'ya tasindik diyelim. calisma vizesi almakta sikinti var mi? vizeyi aldiktan kac yil sonra vatandas olabiliyoruz? bunun icin ekstra sartlar gerekiyor mu?

elbette ulkeden ulkeye degisiyordur ancak almanya, hollanda, ingiltere gibi basat ulkeler icin bilgi ariyorum daha cok.
0
antikadimag
(28.03.23)
almanya icin; is bulduktan sonra tasinmadan once calisma amaciyla vizeye basvurmak gerekiyor. bu vizenin cikip cikmayacagi ise calisilacak meslek dalina ve bulunan isin verecegi ucrete gore degisiyor. ornegin doktorlar ve muhendisler icin vize basvurusu buyuk oranda kabul ediliyor.

vize kabulu aldiktan ve tasindiktan sonra 3 ay icinde oturum basvurusu yapiliyor. ilk 4 yil sureli oturum veriliyor, suresi doldukca uzatmak gerekiyor. bu sure de is sozlesmesi suresine bagli ve kisiden kisiye degisiyor, kimi 6 ayda bir uzatmak durumunda kaliyor, kimi 2 yilda bir.

4 yil sonunda suresiz oturum aliniyor. bununla vatandas degilsin, oy kullanamiyorsun ama omur boyu almanyada kalip, tum haklardan yararlanabiliyorsun. ama bir senede 6 aydan fazla almanya disinda gecirirsen bu hakkini kaybediyorsun.

8 yil sonunda da alman vatandasligi hakki kazaniyorsun. bazilari icin bu 6 yil ama herkese bu hakki vermiyorlar. alman vatandasligi icin de dil sinavi ve vatandaslik sinavini gecmek gerekiyor. ama alman vatandasligi almak icin turk vatandasligindan cikmak da gerekiyor. almanya turkler icin cifte vatandasligi kabul etmiyor, ancak 18 yasindan kucukler cifte vatandaslik sahibi oluyorlar, yaslari 18 olunca da ya turk ya alman vatandasligini secmeleri gerekiyor.
0
emrahday
(28.03.23)
ingiltere icin farkli vize tipleri ve degisik sartlar var. bir ornegi sponsorluk alinan "skilled worker" icin vereyim.

is bulup gitmek seklinde olmuyor. sizi ise kabul eden sirketle anlasiyorsunuz ve siz tr'deyken calisma vizesi (skilled worker olan) prosedurleriniz basliyor. bu vizeyi aldiktan sonra gidip, yerlesip, calismaya basliyorsunuz.

5 yilda kalici oturum aliyorsunuz. 6 yilda da vatandaslik hakki oluyor. vatandaslik icin bazi sartlari var saniyorum ancak o kadar uzun sure kalip, kulture adapte olduktan sonra zor olacagini sanmiyorum.

edit: soylemeyi unutmusum. bahsettigim sekilde ve vize tipiyle giderseniz sadece o sirkette (hatta sadece o pozisyonda bile olabilir emin degilim) calisabiliyorsunuz. ek is yapamiyor veya ayni sureci tekrarlamadan baska bir sirkete gecemiyorsunuz.
0
sanal uyku
(28.03.23)
iş bulmadan zaten taşınamazsı ve çalışma iznin olmaz. iş başvurusu yapıp sponsor bulman gerekir. ankara anlaşması varken ingiltere kolaydı. ankara anlaşması hollanda'da devam ediyor sanırım.

saydığın seçeneklerden en kolayı almanya.
0
OrangeYellow
(29.03.23)
(6)

Golang niye yeterince popüler değil?

plutongezegendegilmi
3-4 yıldır go yazıyorum ve bu yüzden biraz yanlı düşünüyor olabilirim ama bence çok iyi bir dil. Ama bu kadar iyi olmasına rağmen çok az şirket/kişi tarafından kullanılıyor gibi geliyor bana. İş ilanlarına falan bakıyorum arada, bi Python / JS ikilisinin 100'de 1'i kadar bile ilan yok.Halbuki geçen
3-4 yıldır go yazıyorum ve bu yüzden biraz yanlı düşünüyor olabilirim ama bence çok iyi bir dil. Ama bu kadar iyi olmasına rağmen çok az şirket/kişi tarafından kullanılıyor gibi geliyor bana. İş ilanlarına falan bakıyorum arada, bi Python / JS ikilisinin 100'de 1'i kadar bile ilan yok.

Halbuki geçen ay işte şöyle bi şey oldu. Şimdi bizde mikroservisler var, her birini başka başka dillerde yazmışlar. Bi tane servis JS'te yazılmış. Benim de orada bişey değiştirmem gerekiyordu, elim değmişken Go'da baştan yazdım. 300 MB ram tüketen servis 250 KB ram kullanmaya başladı. Doğal olarak bu servis için ayrılan sunucuların %90'ını kapattık, şirketin bu iş için sunucu masrafı AYLIK 5000$'dan 500$'a düştü. Çok iyi değil mi? Bunun gibi 2 tane iş yapsam bedavaya geliyorum şirkete.

Öğrenmesi falan da çok kolay bi dil. JS öğrenmek, iyi JS yazmak çok daha zor bi iş bence. O zibilyon tane edge case'i öğrenmek yerine temiz temiz ilerleyebiliyorsun burada.

Mesela Java'da yazılmış bi servis vardı. Oturdum onu da baştan Go'da yazdım. Derlenmesi ve çalışmaya başlaması 30-40 saniye sürüyordu, şu an 5 saniye sürüyor. Maddi bi getirisi var mı bilmiyorum ama güzel bi ilerleme bence.

Ek bir soru: bu konuyu paylaştığım yöneticim dedi ki "maliyet kısmak için çabalama, onun yerine para getirecek iş yapsan daha iyi olur, 10 bin $ tasarruf ettireceğine 1000 $ gelir yaratsan şirkette daha çok adın duyulur". Sonrasında da beni yeni deneysel projesinde React yazmaya ikna etmeye çalıştı.

Niye böyle? Yöneticinin bu cevabının, orijinal soruyla bir alakası olduğunu hissediyorum ama bağlantıyı tam kuramadım.
0
plutongezegendegilmi
(23.03.23)
ek soruya cevap

patronların ticarete bakış açısından ötürüdür bu. sizin kafanızda hepsi aynı ancak onlara göre aynı değil. büyük geminin kaptanı olmak küçük gemiyi iyi yüzdürmekten daha muteberdir onlara göre.
0
sert siyah krom
(23.03.23)
Bence bunun birkaç sebebi var:

- Günümüzde server maliyetleri vs. çok düşük artık. Mesela maliyeti şu kadar kıstık JS'te Go'ya geçerek yazmışsın ancak diğer birçok dilde bu kadar dramatik fark olmayacaktı.

- Go developerı çok az. Bir app yaparken en büyük maliyetlerden biri developer maliyeti ve Go developerı çok az olduğu için daha pahalı o yüzden birçok şirket için ilk tercih değil.

- Başlangıçta birçok projede scalability noktası o kadar düşünülmüyor. O yüzden ilk etapta işin hızlı çıkması ve çalışır hale gelmesi daha önemli. O yüzden Go daha çok artık bir noktaya gelmiş çok userı olan şirketler için önemli hale geliyor. Mesela benim şu anki çalıştığım şirkette bazı servisler Laravel'le yazılmış. Zamanında bu mantıklı gelmiş ancak şu anda on milyonlarca use olduğu için scale etmesi zor ve maliyetli. O yüzden içerideki birçok projeyi Go'ya geçirmeye çalışıyoruz.
0
synthetic a priori
(23.03.23)
Bence arkasında google'ın olması da biraz güven sorunu yaratıyor. Bir çok projeyi saçma kararlarla terk ettiler. JS, Python vs community desteği çok güçlü olan diller.

Bir seminerde google'ın go'yu kendi bünyesinde çalışan javaya adapte olmakta güçlük çeken junior & medior developerları kullanmak, onlara daha az para ödemek için geliştirdiğine dair bir şey dinlemiştim. Yani dili yaratmalarının arkasındaki sebep teknik bir sorunu çözümektense maddi bir fayda yaratmak olduğunu söylüyordu.

Yönetici ekipler genelde en iyi teknolojiyle, inanılmaz performans veya verimlilikle çalışmasını çok umursamıyorlar. Onlar için çalışır halde olması yetiyor. Çoğu büyük firmada inanılmaz eski teknojilerle, kötü yazılmış kodlar bazı servislerde aktif olarak kullanılıyor.
0
elvan abeyiylegezse
(23.03.23)
arkasinda topluluk destegi az. bunun yaninda akademide egitim dili olarak kullanilmamasi da buna etken. java ve python universitelerin bir cogunda egitim dili. javascript ise front-end tarafta nerdeyse tekel olmus bir dil. bu dillerin yillardan beri gelen agirligini yenmek guc.

ama golang da microservice mimarisinde etkin ve gayet iyi bir sekilde topluluk destegini arttiriyor, populerligi artiyor. cok da iyi bir dil ayni zamanda.
0
emrahday
(23.03.23)
hayirsiz
(23.03.23)
biz sirketce cok plugin kullaniyoruz kodlarimizda
o bir sorun go'ya gecememek adina
bir de compile isi, hepsini compile ediyorsun ya her seferinde, ufacik degisiklik yapsan bile o dert.

Bazi servisleri Go ya gecsek mi dedik?
.net 7.0 ile ASM geldi biliyorsundur, yani bazi string isleri, ASM sayesinde c++ dan bile hizli oldu,
biz .net 7.0 dan devam ediyoruz
medya, video isleri de c++ da hala, oradan yazip c# da kullan diyoruz
Bazi konsol uygulamalarini GO ya tasiyalim bari dedik, stream analiz gibi, orada da .net 7.0 nin platform bagimsiz hali isimizi gordu

cloud tabani da olan, tv ve yayincilik yazilimi yazan alman sirketi burasi, ingiltere ofisindeyim ben de
0
Corc
(23.03.23)
(5)

bilgisayarın hızı teorik olarak ne ile sınırlı?

biseysorcaktim
başlık yanıltmasın, açıklamaya çalışayım.söz gelimi bilgisayar destekli çeviri yazılımları (google translate vs), çok hızlı şekilde çeviri yapıyorlar. bir sürü parametre olmasına karşın güçlü işlemcili sunucular bu çeviri işlemlerini kısaltıyor. ya da bilgisayar destekli görüntü üretme yazılımları ö
başlık yanıltmasın, açıklamaya çalışayım.

söz gelimi bilgisayar destekli çeviri yazılımları (google translate vs), çok hızlı şekilde çeviri yapıyorlar. bir sürü parametre olmasına karşın güçlü işlemcili sunucular bu çeviri işlemlerini kısaltıyor.

ya da bilgisayar destekli görüntü üretme yazılımları örneğinden gidelim, çevirye göre daha yavaş bir perfomans ile üretiyor, işlem maliyeti daha yüksek.

peki bu işlem süresini kısaltmak ne derece mümkün? gelişmiş algoritmalar ya da başka optimizasyonları gözardı ederek (daha doğrusu maksimum derecede optimize olduğunu varsayarak), sadece donanımsal olarak soruyorum.

yani elimizde çok güçlü bir sunucu var, bu sunucuları (tüm maliyetleri göz ardı ederek) arttığımızda dayandığı darboğaz teorik olarak ne olacak?

elektriğin iletilme hızı mı ya da ışık hızı ile mi ilgili olacak? cpu clock hızı mı?

basit bir soruyu karışık anlatmış olmak istemem, teorik olarak olarak bilgisayarın bir noktada bildiğimiz fizik kuralları çerçevesinde limitlendiğini düşünüyorum.

soruma super bilgisayarlar, kuantum bilgisayarlar (vesair de) dahil.
0
biseysorcaktim
(22.03.23)
Moore kanuna gore teorik limit islemci icine koyulan transistor miktari ile baglantili. bu miktar her yeni islemci ilerlemesi ile artiyor ama bir noktada transistor miktari islemci icinde isi tahliyesine yetmeyecek ve daha fazla transistor koyulamayacak. bu konuda "Moore's Law" bakabilirsin.

Bir baska limit ise islemci saati ile ilgili. islemci saat dongusu birim zamanda yapilacak islemi belirliyor. bu da elektrik hizi ile iliskili.

Ayrica islenen bilgide ulasilabilcek miktar da bilginin niteligi ile de ilgili. bilgi paralel veya seri olarak islenebiliyor mu bu cok onemli. bazi bilgi bir fonksiyona girip o fonksiyondan cikan bilgi baska bir fonksiyona girmesi gerekiyordur. bu seri bir islemdir. Ama diger taraftan bazi bilgi paralel islenebilir. yani bircok fonksiyon bir digerinin ciktisina ihtiyac duymadan paralel calisabilir. bu durum tamamen problemin niteligi ile ilgili. ornegin 1 cocugu 1 kadin 9 ayda dogurursa, yine 1 cocugu 2 kadin 4.5 ayda doguramaz. isin niteligi buna uygun degil, paralel bir islem degil. ama bircok matematik hesabi ayni inputa ayni output veriyorsa yani fonksiyonel bir problemse paralel olarak ele alinabilir.

paralel islemlerde islemci sayisini arttirmak ile ulasilan limit der artar, gunumuzdeki bulut sistemlerinin yatay olceklendirmesi bu sekilde tasarlanmistir. cok islem varsa, ve paralel islemlerse daha fazla islemci ile is/islemci seklinde cozulebilir. tabi bu durumda da limit dunyadaki islemci sayisi ve enerji miktari ile baglantili.

tabi bir de paralel islemlerde quantum bilgisayar kullanilmasi bir secenek. bu durumda birim zamanda islenilen bilgi miktari newton fiziginin kurallarindan cikarak quantum fiziginin kurallarina gore belirleniyor ve bunun matematiksel kanitina benim zekam yetmiyor, aklim almiyor.
0
emrahday
(22.03.23)
Verdiginiz örnekler genel olarak yapay zeka modelleri. Bu sebeple sizin verdiginiz ornekler icin darbogaz gpu oluyor. Gpu performansinin artmasiyla, bu modeller cok daha hizli calisacaktir.
0
ciagra
(22.03.23)
tüm complexity problemlerini optimal çözdüğümüz ve donanımsal olarak en güçlü makineyi yapmak istediğimiz yerde, 0 kelvin en üst limit. diğer deyişle termodinamik. termodinamiğin izin verdiği son noktaya kadar teorik olarak gidilebilir diye düşünüyorum.
0
gule gule
(22.03.23)
Algoritmaya uygun donanım kullanıldığında(örneğin bitcoin mining için özel üretim işlemci, yani ASIC’i hiç bir GPU geçemez) en temel limit ısı, yani iletkendeki direnç olmuş oluyor.

Duymuşsundur, Intel 10nm ürerim yapıyor sonra TSMC 5nm a geçiyor falan ve hız artıyor ya, bu git gide transistör ve devre boyutunun küçülmesi olayı.

Ne oluyor küçülünce? Direnç ve bundan kaynaklı ısı üretimi azalıyor çünkü direnç eşittir iletkenin katsayısı çarpı uzunluğu.

O boyutlara inildiğinde bir takım quantum etkileri ortaya çıkmaya da başlıyor ve limitleri bunlar belirlemeye başlıyor.

TSMC bu sene 3nm üretime başladı, Apple’ın yeni işlemcileri bununla üretilecek ve sırf bu küçültme sayesinde %30 performans artışı ve bir o kadar da tüketim düşüşü olması bekleniyor.
0
bk
(22.03.23)
Kuantum bilgisayar dediğin şeyin normal bilgisayardan çok bi farkı yok. Bu kadar yaygara, bu bilgisayarlar eğer yapılırsa, onun üzerinde çalışacağı teorize edilen "kuantum algoritmalar" yüzünden koparılıyor. Ama onlar da şu an saf spekülasyon yani, öyle bişey olup olmadığını bile bilmiyoruz. Ekşi'de yazayım bi ara bununla ilgili en iyisi.

Neyse, asıl söyleyeceğim o değil. Bu "algoritma optimize ama donanımsal limit" yaklaşımı mantıklı değil. Mesela herkes bahsetmiş işte "işlemciye çok transistör koyarsan daha hızlı çalışır" diye ama niye öyle olduğundan bahsetmemişler.

Sebep şu, transistörleri kullanarak matematik işlemi yapıyorsun diyelim. Toplama işlemi yapacaksan sana 5 tane transistör yeter. Ama çarpma işlemi yapayım dersen elinde 2 seçenek var:

1- İşlemci üzerinde tek tek toplama işlemlerini yapacaksın
2- Direkt çarpma işlemini yapabilecek bi işlemci tasarımı yapıp ona göre transistör koyacaksın

Yani bu "daha fazla transistör" mevzuunun altında yatan sebep, işlemcilere aynı anda daha "karmaşık" işlemler yaptırabilmek. Çünkü tek tek yaparsan, sonucu al, memory'e yaz, yeni veriyi işlemciye gönder vs. derken işlemci ile memory arasında çok fazla git-gel yapıyorsun. Bu git-gel dediğin şey de bakır kablodan elektrik geçmesi, o da vakit alıyor. Halbuki tek seferde çok daha fazla veri gönderip daha karmaşık işler yaptırabilirsen işlemciye, o bakır kabloda geçen vakti minimize edeceksin, bu da performans iyileşmesi anlamına geliyor. Çünkü bottleneck burası.

Mesela bu "5 nanometre, 3 nanometre" muhabbetinin temeli de bu. Bu işlemcideki transistörler arasındaki mesafe. Bu mesafeyi niye kısaltıyorlar? Niye daha küçük alana daha çok transistör sıkıştırmaya çalışıyorlar yani? Yayla gibi işlemci yap, sınırsız transistör koy. Olmaz, çünkü asıl sıkıntı o bakır kabloda geçen süre. Fiziksel olarak çok büyük işlemci yapsan bakır kabloda daha fazla vakit geçecek, memory'e ulan uzaklık artacak falan, yine işler yavaşlayacak epey.

Peki şunu düşün, diyelim biz bilgisayarda yapılan bütün işlemleri "toplama işlemi" seviyesine indirebilecek bi algoritma yazabildik. Bize trilyonlarca transistörü olan güçlü işlemciler lazım değil, 5 transistör işimizi görüyor. Çarpma işlemi yaparken, tek işlemciye karmaşık işlemler sığdırmak yerine, bir sürü işlemciye aynı anda toplama işlemlerini gönderip, sonucu da çat diye birleştirsek daha hızlı olmaz mı?

GPU teknolojisi üç aşağı beş yukarı böyle çalışıyor. Ama işte bu fiziksel modelde verimli çalışabilen algoritmalar belli, oyunlar, yapay zeka vs.

Peki bilgisayarda yaptığımız günlük işlemleri kategorize etsek, her işlem tipi için, o işlemde çok verimli çalışacak spesifik işlemciler kullansak ne olur? Grafik için ayrı kart / işlemci kullanıyoruz, e internet için de başka bi çeşit işlemci kullanalım, yazı yazmak için de başka kullanalım vs.

Eskiden mesela vardı böyle şeyler, virgüllü sayılarla işlem yapacaksan ekstra işlemci alıyordun falan. Sonra intel mevcut mimarinin sınırlarını zorlayana kadar bu yönde ilerledik, ama şimdi o mimarinin sonuna geldik. O yüzden üst paragrafta bahsettiğim yolda ilerliyoruz.

Misal apple'ın bu son çıkardığı M serisi işlemcilerin olayı temelde bu. Tek bir işlemci içinde, farklı işlerde özelleşmiş küçük küçük bir sürü işlemci var. Bu sayede intel'in 20-25 milyar transistörle yaptığı işi 15 milyar transistörle yapabiliyor.

Bu birden fazla "çekirdek" işinin de temeli buydu aslında. Yani tek bir çipi büyütmek yerine, oraya bir limit koyup, birden fazla çipte aynı anda işlem yapıp, sonuçları birleştirmek daha iyi bir yöntemdi. Ama o çekirdekler aynıydı ve "general purpose" idi, şimdi onları da özelleştirmeye başladılar.

Yani bilgisayarda yazılan kodun algoritması ne olursa olsun, onun nasıl derlendiği ve işlemcilerde nasıl işleneceği de bir "algoritma", ve baya son 10-15 yıldır işlemci teknolojisi "donanımsal limit"ler üzerinden değil, daha iyi algoritmalar geliştirilmesi sayesinde ilerliyor. Darboğaz buydu çünkü.

Bundan sonrası için asıl atılımın, intel'in 34590384 çekirdekli / transistörlü işlemcilerinden değil, spesifik olarak üretilen ve ona göre kodu yazılan işlemcilerden geleceğini düşünüyorum. Misal şu an "network on a chip" baya popüler bi konu, bir sürü farklı işlemcinin aralarına nasıl verimli konuşabileceğini çözmeye çalışıyorlar. Burada ilerleme olursa baya ilginç şeylerle karşılaşabiliriz.
0
plutongezegendegilmi
(22.03.23)
(3)

Frankfurt Hava Limanı - Messe Fuar Alanı Taksi Ücreti

sislerrr
Merhabalar,Firma olarak haftaya Almanya ISH fuarına katılacağız ve sayı olarak fazla olacağımız için ulaşım kısmında nasıl yol izleyeceğimiz belli değil. Hava limanından fuar alanına direk taksi ile gidersek ortalama ne kadar öderiz ? Başka bir öneriniz var mı? teşekkür ederim.
Merhabalar,

Firma olarak haftaya Almanya ISH fuarına katılacağız ve sayı olarak fazla olacağımız için ulaşım kısmında nasıl yol izleyeceğimiz belli değil. Hava limanından fuar alanına direk taksi ile gidersek ortalama ne kadar öderiz ? Başka bir öneriniz var mı?

teşekkür ederim.
0
sislerrr
(09.03.23)
seyduna6687
(09.03.23)
kaç gün kalacaksınız bilmiyorum ama bazen araba kiralamak daha uygun oluyor.
0
alp9900
(09.03.23)
en ucuz ve hizli yol s-bahn yani tren. yaklasik yarim saate gidersiniz, grup bilet alirsaniz da cok ucuza gelir. trafikle, park yeri isiyle de ugrasmazsiniz. alternatif olarak taksi de cok tutmaz, ama yogun saatlerde trafik olabilir.
0
emrahday
(09.03.23)
(6)

yurtdisindan oy kullanmak

antikadimag
simdi fark ettim ki devlet benim yurt disinda oldugumu bilmiyor muhtemelen. benim ikametgah hala ankara'da duruyor. simdi ben konsolosluga gitsem orada oy kullanabilir miyim? ne yapmam lazim?
simdi fark ettim ki devlet benim yurt disinda oldugumu bilmiyor muhtemelen. benim ikametgah hala ankara'da duruyor. simdi ben konsolosluga gitsem orada oy kullanabilir miyim? ne yapmam lazim?
0
antikadimag
(07.03.23)
ikametini yurt dışına taşıman lazım önce. aksi takdirde yurt dışında ya da gümrükte oy kullanamazsın.
0
kanatlı kontun müşfik öpücüğü
(07.03.23)
konsolosluga gidip adres degisikligi ve secmen kutugu kaydi yapmak gerekiyor. oncelikli islem oldugu icin bircok konsolosluk randevusuz ve hizla yapiyor. ama gitmeden yine de sormakta yarar var.
0
emrahday
(07.03.23)
Diger dogru cevaplara ek olarak, suresi dolmus olabilir YSK secmen kaydi meselesinin.
Ankara ya gitme ihtimaliniz olursa beklemek bir opsiyon olabilir.

Bir de bulundugunuz ulke muhim her konsoloslukta sandik kurulmuyor. Yanlisim yoksa 500 kisi+ vatandas olmasi gerekiyor, bu sayi daha yuksek olabilir. Dolayisiyila tasimaniz illa o konsoloslukta oy kullanirsiniz demek degil, yine seyahat gerekebilir onu bir check etmekte fayda var.
0
wallcan
(07.03.23)
Bulunduğunuz yerdeki konsolosluktan adres beyanında bulunmanız gerekiyor. www.konsolosluk.gov.tr buradan randevu bakabilirsiniz öncelikle. Öğlene kadar çalışıyor olabilirler. Ayrıca bölgeye göre değişiyor mu bilmiyorum ama adres beyanı geç verince ceza ödeme durumu var , ben ödedim oradan biliyorum(:
0
incelikler yüzünden
(07.03.23)
20-30 euro cezası var onumdeki herkes oduyodu. konsolosluga kayıt yaptır uzun suren bir işlem değil
0
abi bi dizi buldum on numara
(07.03.23)
"20-30 euro ceza" - yasadigin yer degistiginde belli bir sure icinde (1 ay gibi) konsolosluga adres degisikligini bildirmen gerekiyor. onu gecirince ceza oduyorsun. ortamlarda (konsoloslugua gidince) 2 hafta oldu dersin kim bilecek mk

not: bu dedigim yurtdisinda bir adresten diger adrese tasinilan durumlarda. diger sekilde bu ulkeye yeni tasindim beyani gss vs gibi diger acilardan avantajli olmayabilir.
0
hot potato
(07.03.23)
(9)

Almanya veya Fransa Yüksek Lisans

sapere aude
Merhaba İstanbul'da iyi bir üniversitede İşletme bölümü okuyorum, önümüzdeki Şubat ayında mezun olacağım. Mezun olduktan sonra Avrupa'da yüksek lisans yapıp orada kalmak istiyorum. Henüz 2 ülkenin dilini de bilmiyorum sadece B2 seviye İngilizcem var.Ancak hangi ülke yüksek lisans için daha uygun olu
Merhaba İstanbul'da iyi bir üniversitede İşletme bölümü okuyorum, önümüzdeki Şubat ayında mezun olacağım. Mezun olduktan sonra Avrupa'da yüksek lisans yapıp orada kalmak istiyorum. Henüz 2 ülkenin dilini de bilmiyorum sadece B2 seviye İngilizcem var.

Ancak hangi ülke yüksek lisans için daha uygun olur bu konuda yardımınıza ihtiyacım var.

Ücretsiz veya çok düşük ücretli olan bir üniversiteden kabul alma ihtimalimin ayrıca burs bulma ihtimalimin en yüksek olduğu ülke hangisi?
0
sapere aude
(06.03.23)
Fransa'da kafası çalışan ve çalışan Türk aç kalmaz. Tedarik zincirine yonelirseniz yüzde 99 iş bulursunuz. Benim türk ve Hindistanlı arkadaşlarımdan kimse sıkıntı çekmedi.

Ama elinizde fırsat varsa gitmeden 1-1.5 sene çalışıp gitmenizi tavsiye ederim. Sebebiyse nerede olursa olsun "deneyimsizlik" olayı her yerde var.

O yüzden ben herkese 1-1.5 sene deneyim sonrası masteri tavsiye ederim.

Para vs bilgim yok. Son sorduğunuz soruya da pek bilgim yok. Yalnız bu dediğiniz üniversiteler ingilizce olmaz genelde, özel üniversitelerin dili ingilizce oluyor. O konuda araştırmak lazım.
0
logisticsmanager
(06.03.23)
kabul alma, burs alma konusu ülkeden çok kişiye, başvuruya göre değişiyor. İlk fırsatta en yakın yurtdışı eğitim fuarına gidin, en azından okullar ya da temsilcileriyle görüşür fikir alırsınız.

akare.com.tr

Başvuru mektubunuz,
Referanslarınız,
Değerlendiren komiteyi ne kadar etkileyebildiğiniz vs önemli.
Almanların da fransızların da türklere karşı önyargı oranı aşağı yukarı aynı şu
ortamda.

www.mastersportal.com üzerinden okul ve burs imkanlarına bakabilirsiniz.

Yüksek lisans konusunda birkaç strateji var. Sizin neyi amaçladığınız önemli.

Atıyorum iyi bir üniversite ama hangisi? Yani koç ya da boğaziçi'nde okuyorum, akademik başarım çok iyi, fransa ve almanya'nın en prestijli okullarında yükek lisans kovalıyorum... Bu ayrı bir kafa...

İstanbul üniversitesi & marmara üniversitesi öğrencisiyim. Derdim eğitim ve yaşam standartları iyi bir avrupa ülkesinde iyi kötü bir yüksek lisans bulmak, sonra da iş bulup oraya yerleşmek... Bu bambaşka bir kafa.
0
anten
(06.03.23)
almanyada master ucretiz. bircok ingilizce program var. ama kabul alma ihtimalini yukseltmek isteniyorsa ingilizce (toefl vs.) veya almanca (goethe) dil sertifikalari avantaj olur. bunun yaninda bir sure is deneyimi veya evs gibi avrupda gonullu calismak da buyuk avantaj saglar. bunlar disinda not ortalamasi, motivasyon mektubu ve referans mektubu gibi kriterlere de bakiyorlar.

almanyada bir ogrencinin aylik gideri 800 euro civari olacaktir ve bunun en onemli parcasi kira olur. ogrenci vizesi ancak 180 gun yari zamanli ya da 90 gun tam zamanli calismaya izin verir. ozellikle iletisim gerektiren isleri bulmak zor olabilir ama getir veya amazon kuryeligi gibi isler, okul kutuphanesinde calismak gibi imkanlar olabilir.
0
emrahday
(06.03.23)
@anten teşekkürler cevap için, amacım iyi kötü bir yüksek lisans bulup belirttiğim üzere orada kalmak.
0
🌸sapere aude
(06.03.23)
O zaman bence araştırmanızı geniş tutun dediğim gibi sorbonne'da okumak istiyorum gibi bir hedefiniz yoksa, tek dert ortalamaüstü bir okula gidip iş kovalamaksa daha geniş düşünün.

Şu anda AB içinde yabancı öğrenci kontenjanlarında önceliği ukraynalılara veriyorlar. Kalan kontenjanlara AB dışı öğrenci alıyorlar. O biraz kısıt yaratıyor türkiye'den giden başvurulara.

Yüksek lisans konusunda alanınızla ilgili ya da yüksek lisans yapacağınız alanla ilgili bir iş deneyimi çok fark oluşturuyor. Bence bir iş tecrübesi edinin öyle başvurun.

Şimdi şöyle bir gerçek de var... Seçim sonrası mevcut siyasi iklim gençleri gererse (hangi parti kazanırsa kazansın), çok fazla başvuru ve yığılma olacaktır ki son 2 yılda inanılmaz bir yüksek lisans başvurusu var avrupa'ya ekonomi sebepli. Bunların içinde 30-35 yaşlarında kariyerli insanlar da var. En azından bu yaz dönemi yoğun geçer. Sonra biraz daha insanlar sakinleyince sonraki dönemlere başvurmak daha sağlıklı olabilir.

Haliyle okullar ve konsolosluklar çok daha seçici ve katı yaklaşıyorlar kabul ve vize konusunda.

Başvurunun da bir maliyeti var her okula 100-200 euro vereceksiniz başvuruda, evraklar falan da bir maliyet... o yüzden olabildiğince hazır olun başvuru öncesi.

Şu anda okulda uluslararası öğrenci projelerine katılma şansınız varsa mutlaka katılın.

Bu arada almanya koşullarını bilmiyorum detaylı ama çoğu ülkede ücretsiz üniversite ancak EU pasaportu olanlara sunulan bir hak. Bizim gibi non-eu ülkelerden tuition fee istiyor birçoğu. Ama dediğim gibi ülkeden ülkeye, okuldan okula bu koşullar değişebiliyor. Bazı okulların türkiye gibi ülkelere de eu hakları sunduğunu gördüm.

Bu arada polonya, macaristan, çekya, hırvatistan gibi ülkeler de hem daha uygun okullar, hem daha uygun yaşam maliyetleri hem de hiç fena olmayan okullar sunuyorlar. Üstelik iş bulma ve oturum konusu daha esnek bunlarda.

İsveç ve hollanda yaşamak için çok pahalı olmakla birlikte gördüğüm en en organize yabancı öğrenci platformlarına sahip.

studyinsweeden.com adresine bir bakabilirsiniz. Okullar pahalı ama, burs imkanları oldukça fazla.

Özellikle hollanda diğer avrupa ülkelerine göre biraz daha kozmopolit olduğu için daha rahat olabilir süreçler.

Ben bir alternatif olarak da birleşik krallık okullarına bakın derim.

İtalya avrupa'daki en ucuz okulların olduğu ülkelerden biri. ama iş bulma şansınız nedir bilemem sonrasında bir de yaşamak için çok pahalı.

Bir de bazı okullar ve ülkelerde belli bölümlere özellikle teknolojiyle alakalı bölümlerde ayrıcalıklar tanınıyor.

İşletme okuyorsunuz. Mesela önceki yıl almanya'da "dijital girişimcilik yüksek lisans programı" sunuyordu bir okul. Baya da bir kurum ve şirketin desteğini almış program iyiyidi. Nereden başvurursan başvur bedava ama bir başvuru şartları var 4 a4 sayfası:) Dijital pazarlama, teknoloji ve işletmenin çakıştığı bölümleri bir araştırın. Burada bu alanlarla ilgili olduğunuzu gösterirseniz burada imkanlar ve başvuru kabul şansı artabilir.
0
anten
(06.03.23)
almanyada universite ucret olayini biraz daha acayim. devlet universiteleri alman, ab vatandasi ya da turk vatandasi farketmeden ucretsiz. ozel universiteler ucretli ama almanyada devlet universiteleri hem egitim, hem imkanlar hem de ogrenci profili olarak ozel universitelere oranla cok cok iyi. zaten cok da fazla ozel universite yok.

ucretsiz ama bazi eyaletlerde donemlik harc ucreti var. bu yaklasik donemlik 300-400 euro civarinda oluyor. ama bu harc karsiliginda verilen ogrenci kimligi ile toplu tasimadan ucretsiz yararlanabiliyorsunuz. yani verilen ucret zaten kendini kurtarmis oluyor.

ilk planda bir ogrenci icin en buyuk problem ev veya yurt bulmak oluyor genelde. bunun icin okuldaki ogrenci topluluklarindan yardim istenebilir. bu topluluklar mezun olan ogrenciler ile yeni baslayanlari iletisime gecirip bosalacak evlere basvuru sagliyorlar.

bir baska buyuk problem ise gelir grantorlugu. ogrenci vizesi basvurusu sirasinda yabancilar dairesi o ogrencinin aylik gelirini garanti etmesini istiyor. her sene degismekle beraber yaklasik 800 euro gibi bir rakam gerekiyor ve bir yillik miktarin banka hesabinda bloke olmasini isteyebiliyorlar. ya da almanyada yasayan garantor olabilecek biri gerekebiliyor.
0
emrahday
(06.03.23)
emrahday +1.

ben kabul aldim ama gitmedim (baska yere gittim). almanya'ya mastera giden arkadaslarimin da cogu almanca bilmiyordu hatirladigim kadariyla. genellikle part time calisarak masraflarini cikardilar, zorluk yasayan olmadi.

yuksek ingilizce skoru her turlu kabul almada onemli (ozellikle ingilizce programlar icin) o yuzden B2 neye tekabul ediyor tam bilmiyorum ama toefl'in uzerine gitmek verimli bir strateji. Soylendigi gibi masterlar ucretsiz zaten ama ustune burs alamazsin, tektuk kurumlarin verdigi falan burslar da en muthis ogrencilere gider. burs bulamayacakmis gibi plan yap.

ben kesinlikle polonya, macaristan, çekya, hırvatistan gibi ülkelere bakmazdim. zaman kaybi. istanbul'da iyi bir universitede yap daha iyi. bu ulkelerde zaten kolay kolay kalamazsin, kalmak da ister misin sanmam.
0
hot potato
(06.03.23)
2 ülkenin dilini de bilmiyorum - bu buyuk handikap. Mavi yaka maraba kontenjanindan dil bilmeden cikabilir, ama beyaz yakanin gidecegi ulkenin dilini bilmemesi buyuk sikinti, ezerler. Bence su halde anadil ingilizce olan ulkeler disinda baska bir ulkeye gitmeye pek hazir degilsin.

Ben olsam paniklemeden sunlari yaparim:

- oncelikle kariyerimde ne yapmak istedigime karar veririm. Isletme okuyorsun, finans sektorunde mi calisacaksin, yoksa satisa mi yoneleceksin..yelpaze cok genis. Bunu anlamak icin ilk once turkiye'de biraz calisman gerekebilir.

- sonra karar verdigim konuda hangi ulkede ne imkanlar var ona bakarim. Belkide o konuda Fransa cok ilerde, Almanya degil, vs..

- Ulkeyi bulduktan sonra A1-B1 seviyesine falan gelmek icin 1 sene kadar kendimi o dile gomerim turkiye'de. O sirada okul basvurularini yaparim.

- Ondan sonra vizeyi alir uzarim.

Butun bu asamalari tamamlaman tahminen 3-4 sene surer. Tahnminen yasin 25-26 olur. Bu da yuksek yapmak ve yurtdisina uyum icin iyi bir yas. Sonrasi artik sana kalmis.

Ha yok bunlar bana gelmez ugrasamam, acil uzamam lazim diyorsan, o zaman amariga/UK/commonwealth. Bunlardan baska bir yere bakmam. Onceligim kesinlikle amariga olur.
0
cooperr
(06.03.23)
Ülke dili bilmeden çalışma kısmında Fransa için açmak isterim;
Çalışma dili ingilizce olan bir sürü firma var. Birinde ben çalıştım, 30 ülkeden insan vardi. Onun dışında zamaninda konuştuğum şirketlerde çalışma dili ingilizce dendi çok kere. Şu an çalıştığım yerde Fransızca bilmeyen beyaz yakalar var. Büyük sirketlerde dil onemsenmez. Role göre istenir; misal ekip yöneten kişinin Fransızca bilmesi normal ama amerikali müşteriye account manager olacak adamin Fransızca bilmesine gerek yok.

Türkiye'ye kıyasla bu ülkelerde hq olan yabanci sirket sayisi fazla, hq olunca dil ingilizce oluyor zaten.
0
logisticsmanager
(06.03.23)
(17)

Amerika maaşı vs Avrupa maasi

bonjourrr
Amerika'da yazılımcı maaşı 8 10 k dolar civarında ama hayat pahalı okul sağlık vsAvrupa'da 3000 3500 Euro civarında. Ama sosyal devlet olduğundan sağlık okul.vs ücretsizMaddi olarak karşılaştırınca hangisi daha mantikli
Amerika'da yazılımcı maaşı 8 10 k dolar civarında ama hayat pahalı okul sağlık vs

Avrupa'da 3000 3500 Euro civarında. Ama sosyal devlet olduğundan sağlık okul.vs ücretsiz

Maddi olarak karşılaştırınca hangisi daha mantikli
0
bonjourrr
(21.02.23)
sağlık harici amerika bana daha mantıklı geliyor.
avrupada da sağlık sistemi müthiş değil.
0
jelly bear
(21.02.23)
Kişiye bağlı.
Amerika'daki hayat süper olsa bütün Avrupalı yazilimcilar giderdi. Gitmiyorlar, demekki Avrupa'da yaşamanın güzellikleri var.
Ama eminim "Avrupa'da hayat çok kötü, onlar yaşamayı bilmiyor" tayfa gelecektir.

Bu sorunun cevabı sadece para ile alakaliysa amerika. Ama hayatta tek şey para değil. Misal bir saniye bile işten atılma korkum yok Fransa'da. Hastalanirsam ne olur korkum da yok. Bunlar bana göre önemli seyler.

Neyse yani iki tarafin da güzel yönleri var, kişiden kişiye degisir.
0
logisticsmanager
(21.02.23)
tamamen maddi olarak bakarsan amerika daha mantiklidir. ozellikle remote calisma sansin olursa daha ucuz bir yerde yasayip kazandigin yuksek maasin keyfini surebilirsin. sirketler kapsamli saglik sigortasi da yapiyor diye biliyorum amerika'da.

avrupa'nin artilari farkli. nispeten guvenli, evsiz oranlari daha dusuk, daha cok yaya ve bisiklet odakli sehirler vs.
0
lemmiwinks
(21.02.23)
Bazi Avrupa ulkelerini haric tutarsak, sadece ortalama olarak bakarsak ABD'de gelir daha fazla. Ama calisma kulturu de Avrupa'dan daha farkli.

O sebeple neresinin daha mantikli oldugu kisiden kisiye degisir, eger birisi digerine gore her acidan daha mantikli olsaydi o yone dogru bir goc olurdu ama oyle bir durum yok, herkesin hayattan beklentileri farkli.
0
sertac akin
(21.02.23)
abd denilince de hangi eyalet ve sehir oldugu onemli. yazilimci acisindan degerlendirildiginde, ornegin san francisco maaslari cok iyi ama ev kiralari cok ucuk. Seattle daha makul. bu sehirler kariyer anlaminda da cok buyuk adim. Diger taraftan diger eyalet/sehirlerde de guzel firstalar olabiliyor ornegin utah texas gibi.

avrupada da benzer durum var. almanya, hollanda, danimarka gibi ulkeler maas ve sosyal destek acisindan dengeli ulkeler. kariyer anlaminda da cok fazla firsat sunmaz ama stressiz rahat yasanir.

burada karar verirken yas, evlilik ve cocuk gibi durumlar degerlendirilmeli. ornegin evli ve cocuklu bir aile icin oncelik is guvenligi, sosyal destekler, ucretsiz egitim ve kres imkani, cocuklara ayrilacak zaman onemli olabilir. bu durumda net fayda acisindan issizlik maasi, cocuk parasi, ucretsiz egitim, daha az calisma saatleri olan almanya, hollanda gibi ulkeler daha rahat bir hayat sunacaktir.

ama daha fazla risk, bununla beraber daha fazla firsat kovalayan insanlar icin abd avantajli. hem daha az vergi yuku, hem de daha fazla is ve kariyer imkani acisindan abd her turlu daha iyi. bir de yuksek kalifiye ve gelir diliminde daha yukarida olanlar icin de abd avantajli.

avrupada gelir arttikca vergi oranida arttigindan bir sure sonra insan kendine soruyor bu kadar cok vergi oduyorum ama bunun bana geri donusu oluyor mu diye. ornegin almanyada issiz birinin eline tum desteklerle beraber 2500 euro civari para gecerken, yuksek kalifiye calisip 4000 euro almak kotu hissettirebiliyor. ama issiz kalinca da hayat standardinda hicbir degisim olmadan yasamak da calisirken guven verici ve cok huzur verici.

avrupada da isvicre hep atlaniyor, bircok acidan abd nin avantajlarini sunarken ayni zamanda bir avrupa rahatligi var ulkede.
0
emrahday
(21.02.23)
"Avrupa'da sağlık okul vs. ücretsiz".

Değil aslında, "sosyal devlet" ile ilgili çok temel bi misconseption bu.

Geçenlerde bi haber vardı, UK'de insanların ödediği vergiler hariç, sağlık için yaptıkları "ek ödemeler" US'ten fazlaymış gelirlerine oranla. Veya işte Hollanda'da isen zorunlu özel sağlık sigortası yaptırıyorsun falan. Ödediğin para daha fazla ve zorunlu, seçme şansın yok. Üstüne başkalarına da bakmak zorundasın. Zaten göçmenleri de o yüzden ülkeye alıyorlar, kendilerine bakacak birileri olsun diye. ABD temelde böyle değil, o yüzden maddi olarak çok daha avantajlı ve hep öyle olacak.
0
plutongezegendegilmi
(21.02.23)
amerikadaki en kapsamlı sigortayı dahi yaptırsan avrupa'da yaşadığın alım gücünün en az 2 katını yaşarsın amerikada.

avrupa, orta direğin çok daha rahat orta direk olacağı bir yerdir.
amerika zenginleşebileceğin yerdir.

amerikada çalışan zengin olur.
0
tchuck
(21.02.23)
"Amerika'daki hayat süper olsa bütün Avrupalı yazilimcilar giderdi. Gitmiyorlar, demekki Avrupa'da yaşamanın güzellikleri var." - denilmiş.

Gitmiyorlar değil, gidemiyorlar. ABD'de computer science en çok okunan bölüm. Bunu okuyup üzerine doktora yapan sayısı da çok fazla. Bu birinci sorun.

İkincisi ise ABD çalışma vizesi çok problemli. İş teklifi alıp hemen gidilemiyor.

Alım gücü yüksek ülkelerde 3-5 kuruşun peşine düşülmez. Maddi açıdan çok fark olmaz. ABD'nin ortamı daha rekabetçi, Avrupa daha liberal.

ABD'den remote iş teklifi alabilirsin ama ABD'de çalışma izni olayı zor baya.
0
scholar
(21.02.23)
Amerika ve abd'de maaşlı bir orta sınıf olarak yaşayacağınız hayat aşağı yukarı aynıdır. Eviniz, arabanız, tatilleriniz vb... Hatta ABD'de alım gücünüz bir yazılımcı olarak AB'ye kıyasla daha yüksek olabilir.

Farklar şunlar:
-ABD'de işten çıkarılma ihtimali daha yüksektir. AB ülkelerinde o kadar yüksek değildir. AB'de regülasyonlar daha sıkıdır.

-ABD'de işsiz kalırsanız hemen iş bulamazsanız çok sıkıntı yaşarsınız. AB'de ülkeye göre değişmekle beraber işsizlik dönemi ABD'ye göre daha az yıpratıcı geçer.

-AB genel olarak bir şirketin en alt maaşıyla en üst maaşı arasında bir oran tutturma eğilimindedir. Şöyle diyelim, almanya'da ortalama bir otel çalışanı yılda 40000 euro kazanıyor. Bir yazılımcı 45000 50000 euro kazanıyor. aha kanıt:
lohntastik.de:~:text=The%20monthly%20median%20gross%20salary,in%20Germany%20is%20€1%2C889.00.&text=25%25%20of%20Hotel%20And%20Catering,earn%20more%20than%20€2%2C223.00.

-Yani AB içinde genel olarak herkes meslekten bağımsız birbirine yakın kazanıyor biraz kalifiye bir iş yapıyorsa.

-AB'de daha insancıl bir çalışma kültürü vardır. ABD'de Türkiye'ye daha yakın biraz iliğini kurutan bir çalışma kültürü vardır. Daha da rekabetçi ve performans odaklıdır. Mesela ben kendi şirketimin Paris ofisinde 56 yaşında hala senior pozisyonda çalışan adam gördüm. Normalde o yaşta bu çapta bir şirkette yönetici değilsen barınman zordur ABD'de. Ama paris'te adam sendika güvencesiyle işinin başında.

-Mesela bizim uluslararası projelerde ABD ve Türkiye ekipleri sabahlamaya daha yatkınken, AB ekipleri 6 dedin mi dükkanı kapatır genelde. Bunu iyi bir şey olarak söylemiyorum, iş kültürlerinin farkını anlatabilmek adına bir örnek.

-ABD'de okul ve sağlık ücretli ve oldukça pahalı. Ama AB'de sağlık için bir çözüm bulsan bile eğitim yine pahalı. Çünkü birçok ülkede o ücretsiz devlet üniversitesi sadece AB pasaportunu kapsıyor. Türk pasaportuyla çocuğun için yine epey bir para ödersin. Bu arada AB'de de zorunlu sağlık sigortası vs maliyetleri var.

-Amaaaa....Orta sınıfın biraz üstüne çıktığın zaman mesela yönetici pozisyonlara geldiğinde ABD'de gelirinin net bir sınırı yoktur. AB'de gelir dengesi önemsendiği için çok aşırı ütopik maaşlar kazanma ihtimalin yoktur genel olarak. Kazansan da çok vergi ödersin.

-Uzun vadede kendi işini kurmak istersen, ABD daha fazla imkan ve potansiyel sunar. AB'de iş kurmak ve yürütmek 1-2 istisna dışında ABD'ye göre daha eforlu ve maliyetli olabilir.

-ABD daha kozmopolit bir ülkedir en azından belli eyaletlerde. Avrupa daha homojen dağılmıştır. Amsterdam, Berlin, Paris dışında expat olarak hep yabancısındır. Hatta bunlarda bile "yabancı"sındır.

-AB ülkeleri homojen ülkeler oldukları için göçmenler daha büyük kültürel ve ekonomik sorunlar olarak geri dönüyor onlara. Bu da çeşitli kültürel travmaları ve reaksiyonları tetikliyor. ABD zaten bir göçmen ülkesi olduğu için kültürel farklılıklar Amerikan kültürü içinde eriyip gidiyor. Bunlar çok kişisel konular olmakla birlikte bir AB ülkesinde işyerinde ya da okulda "cultural bias" yaşama ihtimaliniz daha yüksek. ABD'de bir şirkette hindistan, almanya, çin, türkiye, ingiltere kökenli insanlarla bir arada çalışmak çok olağandır. Bir AB şirketinde bu tam olarak öyle değildir. Anlatması zor ama, ABD'de amerikan kültürü, amerikan ideali herkesin ortak buluşma noktasıdır. Almanya'da mesela %90'ı alman olan bir ekipte alman kültürü herkesin ortak noktası olamıyor. Olamadığı için de ister istemez sınırlar daha belirginleşiyor.

-Orta ve uzun vadede AB içinde başka bir ülkeden çalışmaya gelenlere karşı negatif bir reaksiyon gelişmesi, hayatın onlar için biraz daha zorlaşması daha olası bu yüzden yukardaki sebeplerle. Bunlar çok detay ve kültürel konular. Biraz da kişisel durumlar ama bunları da düşünmek önemli uzun vadeli bir plan yapıyorsanız.

Özetle eğer orta sınıf hayatı kıyaslayacaksanız, AB ve ABD arasında çoooook da farklar yok. Sosyal hayat ve iş kültürü açısından hangisi size uygunsa onu seçin.

Ama orta sınıfın biraz üstüne çıkmaya başlayınca AB'de hayat standardınız ve geliriniz aşırı şekilde fark etmeyecek. ABD'de ise hayat standartlarınız, geşiriniz çok fark eder. Uzun vadeli iş kurma vb planlarınız varsa da ABD bunun için daha uygun bir ülke.

ABD zirveye çıkmanın AB'ye göre daha kolay olduğu ve ödülünün büyük olduğu bir iş kültürüne sahip. Eğer rekabetçi ve yüksek performanslı bir ortamda çalışmaya aşinaysanız önünüz çok açık. Ama ABD'de tökezlediğiniz noktada toparlaması daha zor.

AB ise birçok durumda seviyede size aşağı yukarı aynı standartları ya da birbirine yakın standartları sunan bir kültüre sahip. Tökezlerseniz toparlamanıza yardımcı olacak daha fazla unsur var.
0
anten
(21.02.23)
cok daha detayli aciklayanlar var ama kisaca soyle dusunuyorum ben:

ekonomik acidan amerika cok daha mantikli. firsatlar ve kariyer acisindan da cok daha mantikli. hollanda/ingiltere'deki maaslar biraz artti gorece olarak ama ayni pozisyonda abd'de calisirsan en az 2 kati maas alirsin. giderlerin 2 kati artmaz.

mantiksiz olan yerler, is/yasam dengesi - kultur - saglik konusu (sirketlerin bir cogu ozel saglik sigortasi sagliyor, bu cok da onemli degil sanki) - notice period'un kisaligi - vize sorunlari - uzak olmasi
0
fakyoras
(21.02.23)
osuruktan nem kapiyorsan, memur zihniyetliysen avrupa.bence en buyuk avantajlarindan biri anavatana yakinlik ve bircok ulke icinde takilmadan gezme imkani.

girisimciysen, korkusuzsan, para pesindeysen amerika. vahsi kapitalizm, 300milyon salak arasindan vurulmadan siyrilma savasi. kural falan yok, bir nevi squid game.
0
cooperr
(21.02.23)
Hayatın iş ise ABD.
İş yaşam dengesi dersen Avrupa

Bizim şirketin Avrupa ofislerinden birinden ABD ofislerinden birine geçen yazılımcı arkadaş aşırı çok çalıştığından bahsediyor. 30 günlük yıllık izin 14 güne indi. Akşam geç saatlere kadar ofiste. Herkes birbirinin gözüne bakıyor, kimse erken çıkan kişi olarak görünmek istemiyor.
Avrupa'daki ofiste 17:00 oldu mu Windows+L ye basılıyordu.
0
nop
(21.02.23)
en sevdigim konu.

simdi bu konuya net sekilde amerika demeyen adam amerika'yi tanimiyordur cok net. ulke degistirecek bir turk icin bu bir tartisma konusu bile degil. dunya uzerinde %50 maas artisi icin is degistirmekte tereddut etmeyecek insanlar %150 maas artisina burun kiviracak oyle mi? bakin avrupa'da 10 senede kazanacagin parayi 5 senede kazanmaktan bahsediyoruz. kendi kendini emekli ediyor insanlar amerikada devlete ihtiyac duymadan. ve avrupa'daki gibi 65'i beklemiyorlar.

konu konu gidelim.

saglik: en abartilan konu. kendimden ornek vereyim. saglik icin benden kurus calismiyor hastanelere. gecen 3-4 dolgu yaptirdim odedigim miktar 0$. iyi bir sirkette calisiyorsan sagliga ulasim da, odeme de mevzu bile degil, gecelim.

guvenlik: yine abartilan bir mevzu. abd'de tekinsiz yer coktur, ama sen zaten oralarda yasamayacaksin ki? yani amerika'nin bu yuzunu hic gormeden yasamak mumkun ve zaten yine iyi bir isin varsa o sehirlere ve mahallelere hic isin dusmez.

egitim: avrupa'nin maddi acidan avantajli oldugu tek konu. abd'de egitim pahalidir. cocugunu iyi devlet okuluna vereceksen iyi muhitte oturman lazim o zaman da kiralar ucuyor. ozele versen cok para. avrupa bunu daha iyi cozmus durumda. bu nedenle cocuk varsa bu avrupa lehine yazar.

avrupa'nin amerika'ya kiyasla iki avantaji var.
1) tarihi ve kulturel yapisi cok daha saglam. amerika'da dumduz suburban sprawl sehirler var dallas, phoenix gibi. sehir demeye bin sahit ister. benim yasadigim seattle'da 100 senelik binanin onunde tarihi diye secde ediyorlar.
2) is guvenligi mevzusu. maalesef amerika'da sirketlerin karliligi azaldiginda kimsenin gozunun yasina bakmadan kapinin onune koyarlar. bu noktada sirket odakli bir ekonomi var ve iyi calisman gerekiyor. su aralar layoff'larla calkalaniyor tum ulke mesela. ama high risk high reward.

peki amerika'nin saymadigimiz diger avantajlari neler
1) entegrasyon. buraya ucak teker koydugu anda amerikalisin. avrupa'da almanlarin, fransizlarin arasina girebilmek icin iyi sanslar.
2) iklim. avrupa'nin guneyi disinda rezil bir iklimi var. gunes goremiyorsun. gerci ben de seattle'dayim ama burasi bile avrupa'ya kiyasla daha gunesli.

velhasil aradaki maas farklari %30-40 falan olsa tartisilir derdim ama ayni sirketin ayni pozisyonunda amerika'da 2 katindan fazla maas almak varken tartisilacak bir konu yok. avrupali yazilimcilarin amerika'ya gitmeme sebebi amerika'ya gitmenin zor olmasi bu arada. yani hadi ben geldim amerika'ya denmiyor maalesef butun dunyanin akmaya calistigi bir yer ve gocmenlik inanilmaz kisitli durumda. ortalama avrupali muhendis de konfor alanini birakmak istemiyor adam kendi ulkesinde rahat rahat yasarken bir turk caresizligi ile maceraya atilmak istemiyor mantiken.

avrupa icin sadece istisnai kisisel sebepler olabilir. onlara da kimse bir sey diyemez zaten. ama genel gecer konusursak bu sorunun cevabi net amerikadir. hele genc, bekar bir yazilimci icin.
0
antikadimag
(22.02.23)
@scholar +1. konuyu bilen bir arkadas.

@el cevap; hocam sizin bilgiler baya eski kalmis. o stem mevzusuna amerikalilar uyanali cok oluyor. bugun amerikali, gocmen herkes comp sci okuyor. bolumler dolup tasiyor, sinif yetismiyor. benim okudugum okulda en populer major acik ara cs idi.

saglik sigortasi primleri konusulacak seyler degil. ayda 100$ bile vermiyorum. aile olunca biraz daha artsa da cuzi rakamlar bunlar. saglik hizmetleri de pahali falan degil. o rakamlar sigorta sirketleri icin sisirilmis rakamlar. en boktan durumlari yasasan, en agir ameliyatlari olsan $2k-3k'dan fazla para odemezsin. out of pocket maximumlari var sigortalarin. cogu zaman sadece deductible odeyip gecersin. benim sigortam mesela 0$ deductible cebimden kurus cikmiyor.

abd'de sendikal hak yok. evet yok da sirketler bunu sagliyor. mesela isten cikarilinca en az 3 ay daha maas almaya devam ediyorsun. bunu devlet zorunlu kilmiyor is yeri talent cekebilmek icin teklif ediyor. hatta gecen meta'nin layoff'unda 1 senelik maaslarini pesin odediler insanlara. ki bu bir yazilimci icin vergi dusulmus hali deneyimli yazilimci icin $140-150k yapiyor. varsin avrupa'daki is guvenligi sizin olsun beni meta'dan kovun diyesi geliyor insanin.
0
antikadimag
(22.02.23)
Yazılım gibi skill based işlerde bir iş başvurusuna belki 10 000 başvuru olur. Bu kadar rekabet varken başlangıçta 8-10k dolar gerçekçi bir rakam değil. İşsiz kalırsan 6 ay iş bulma süren var. Bir de seni dışarıdan işe almak için ekstra para ödeyecek iş veren. Bunu yapmaya muhtemelen yanaşmazlar.

ABD'ye para dökmeden direkt iş teklifi ile giden çok çok azdır. Bu belki 90 larda falan oluyordur. Şu an ABD'deki Türklerin çoğu kaçaktır. Legal olanlarının da çok sağlam eğitimi vardır. Ama her koşulda stresli bir ortam. Çocuğu olan biri için eğitim, sağlık vb konular zorlayıcı olabilir.

entegrasyon konusu bir tık daha avantaj gibi olsa da amerikan insanı avrupa insanı kadar kibar değil. Bir ingiliz sabırlı oluyor mesela. Adamlar savaş esirlerini bile en iyi şekilde tedavi ediyorlar.

ABD'den bir defa çıktın mı bir daha giriş yok. Avrupa böyle değil. ABD'ye ya tam giriyorsun, ya tam çıkıyorsun. Başka ülkeye geçeyim sonra tekrar ABD olayı vatandaşlığın yoksa çok zor bir şey.
0
scholar
(22.02.23)
@scholar

"amerikan insanı avrupa insanı kadar kibar değil. Bir ingiliz sabırlı oluyor mesela. Adamlar savaş esirlerini bile en iyi şekilde tedavi ediyorlar."

kaptan bu cikarimi nasil yaptin harbiden merak ediyorum...hangi savasta ingilizlerin eline esir dustun de seni tedavi ettirdiler?

benim tanidigim ingilizlerin eline esir dussen, birak tedavi ettirmeyi canli gomup ustune beton dokerler. batinin geneli ortadoguluyu sevmez, yagmurlu gunde su vermez.

Insancillik acisindan avrupa/amerika fark etmez, ayni seyin laciverdi. Gocmensin iste, yurtdisina cikmis Turkun, kacip Turkiye'ye gelmis bir Afgandan pek bir farki yok.
0
cooperr
(22.02.23)
@el cevap; eyvallah hocam. allah bagislasin, ben de cocugumu amerika'da yetistirmek istemem aslinda ama maddi durumu birakip avrupa'ya gidebilir miyim emin degilim. aslinda bu da benim dusundugum bir sey gecen arkadasla konustuk cocugum olursa kulturel olarak 'amerikan' olmasindan korkuyorum.

dediklerinize karsi cikmak icin degil de tartismaya ilave olsun diye birkac ek.

saglik konusunda ilave soylenecek bir sey kalmadi. dedikleriniz dogru. benim sigorta oldukca iyi ve bunu argumanimi guclendirmek icin ozellikle soyledim. evet her sigorta boyle degil ama boylesi de var ve iyi sirketlerde olsun olsun 500 hadi 1000 deductible olsun. cok fark etmiyor. benim argumanimin ozeti su; "bu ucretler aradaki $60-70k'lik maas farkinin icinde ihmal edilebilir."

cocuk konusu problemli olabilir, cocugum olmadigi icin detay bilemiyorum ama tahminim yine maas farki icinde cozulebilecek bir sorundur. maas farki o kadar buyuk ki hemen her seyi kompanse ediyor. cocuk varsa esinizin de calistigini dusunun, maas farki uzerinden yilda $100k'ya yakin fark olur rahatlikla avrupa ile kiyasla.

velhasil tartisma genel olarak bir abd-ab karsilastirmasi degil. sizin bahsettikleriniz genel olarak iki ulkeyi karsilastiriyor. ancak duyuru bir yazilim muhendisi icin yani amerika'da orta ust sinif hayati yasatacak bir meslek uzerinden karsilastirma. bu meslekte, boyle paralar alindigi zaman amerika'nin sosyal devlet olmayan yanlari torpuleniyor. ben yazilimci degilim bu arada belli bi seviyede kazanan herkes icin gecerli bunlar.

sonuc olarak iyi bir kazanc uzerinden tartistigimizi unutmamamiz lazim. orta halli bir meslek mensubu icin, yilda $100k altinda kazanan biri icin abd oldukca riskli ve tercih edilmeyecek yonleri one cikan bir ulke olabilirdi. ama bir yazilimciysam yilda $200k post tax yapiyorsam geri kalan konular teferruat oluyor maalesef. butun argumanlarimin ozeti ve dayandigi nokta budur.

son olarak populer major noktasinda sadece kendi okulumdan genelleme yapmiyorum elbette. bu son yillarda degisen, oldukca konusulan bir trend.
bkz stanford; en populer major cs www.collegeraptor.com
bkz harvard: ikinci sirada cs. (concentrations sekmesine gidin)
oira.harvard.edu

yani avrupalilarin gelmeme sebebini soyle dusunun. kendi ulkenizde, kendi kulturunuzde refah icinde yasiyor, istediginizi alabiliyorsunuz zaten. niye daha fazla abd'nin zorlu gocmen yasalariyla cebellesip duzenimi bozayim degil mi? zaten istesem de gidemeyecegim. ancak bizim gibi ucuncu dunya vatandaslarinin gurbette expat olacaklarsa ve firsatlari varsa yasamalarinin ciddi avantajli oldugu ulke abd'dir.
0
antikadimag
(22.02.23)
(2)

Yurtdışı bağlantılı şirketlerde online Psikolog

ddenizz
Linkedinde bir tane iş ilanı gördüm ama başvurusu geçmişti şimdi benzerini arıyorum. Türk, türkiyeden çalışan arayan, merkezi veya şubesi yurtdışında olan şirketleri arıyorum insan kaynakları departmanı için uzaktan psikolog arayan. Yani ben turkiyeden online çalışacağım, işe alımda bazı kişilik tes
Linkedinde bir tane iş ilanı gördüm ama başvurusu geçmişti şimdi benzerini arıyorum. Türk, türkiyeden çalışan arayan, merkezi veya şubesi yurtdışında olan şirketleri arıyorum insan kaynakları departmanı için uzaktan psikolog arayan. Yani ben turkiyeden online çalışacağım, işe alımda bazı kişilik testlerimiz var onları uygulayacağım. İk departmanı dışında terapi de olabilir.


Tamamen farazi bir örnek veriyorum getirin londra şubesine ik'da çalışacak psikolog alınması gibi.

Bu gibi şirketleri bilen var mı? Nereye bakmalıyım nerden bulabilirim? Nasıl iletişim kurabilirim?
0
ddenizz
(20.02.23)
Bu imkansız gibi bir şey. Neden dersen her ülkenin psikolog tanımı farklı. ABD için ABD'den akredite bir programdan PhD derecen yoksa psikolog değilsin. Haritanın sol tarafını komple sil. Avrupa'da da bu pozisyon için uzaktan eleman arayacaklarını sanmıyorum. Çünkü çok fazla psikolog var.
0
scholar
(20.02.23)
Turk ve turkce bilen psikolog ihtiyaci daha cok Almanya gibi Turk gocmen oraninin yuksek oldugu ulkelerde oluyor. Buyuk sirketlerde ve fabrikalarda cok fazla Turk gocmen calistigi icin de bu kisilerin problemleri ile ozel olarak ilgilenen danismanlar calistiriliyor.

Ama bir de olayin diger yuzunden bakarsak Turkce bilen danisman ihtiyaci azaliyor. Cunku eski gocmenler entegrasyonlarini ve dil adaptasyonlarini tamamlamis olduklarindan Alman danismanlar da destek olabiliyorlar. yeni gocmenler de daha cok ingilizce bildiklerinden yine benzer sekilde Alman danismanlar destek olabiliyor. Ayrica ilk gocmenlerin cocuklari arasinda da Psikolog titeli almis bircok kisi var bunlar da Turkce veya Almanca destek verebiliyor. Yani kisaca ihtiyac fazlaydi ama giderek azaliyor.
0
emrahday
(21.02.23)
(2)

Almanya yüksek lisansta sağlık sigortası

dusunemedim
94 doğumlu olduğum sanırım kamu sigortasından yararlanamıyorum.İnternette özel sigortaların aylık 200 euro civarında olduğunu gördüm. Bu fiyat doğru mudur? Doğruysa kamu sigortasından ne kadar fazladır?Son olarak TR'deki özel sigorta kayıtlarında kronik hastalığım olduğu bilgisi var. Kronik hastalığ
94 doğumlu olduğum sanırım kamu sigortasından yararlanamıyorum.

İnternette özel sigortaların aylık 200 euro civarında olduğunu gördüm. Bu fiyat doğru mudur? Doğruysa kamu sigortasından ne kadar fazladır?

Son olarak TR'deki özel sigorta kayıtlarında kronik hastalığım olduğu bilgisi var. Kronik hastalığı olan birisi olarak Almanya'da sigorta yapacak bir şirket bulabilir miyim? TR'de yapan şirket bulmak zor olmuştu ve hastalığımı kapsam dışı bırakmışlardı. Bu yüzden sormak istiyorum.
0
dusunemedim
(19.02.23)
merhaba, almanyada ozel saglik sigortasi rakamlari yaklasik 200 euro. TK veya AOK gibi "public" sigortalar daha ucuz ama yine de pahali sayilir. ben AOK icin 150 euro oduyordum yuksek lisans sirasinda. Daha sonra care-concept sigortasinin ogrenciler icin olan "care-collage" sigortasina gecmistim, aylik 28 euro. hatirladigim kadariyla online olarak basvurup, odeme yapip hemem sigorta numarasi almistim. bu kadar ucuz oldugu icin tahminime gore kapsami cok dardir diye dusunuyorum, ama yabancilar dairesi ve diger resmi isler icin yeterli gormuslerdi benim icin.

www.care-concept.de
0
emrahday
(19.02.23)
TK icin 120 euro ödüyordum gecen sene. Öncesinde Care-Concept kullaniyordum. Hem subesi olmamasi hem de gördügüm bir kac sikayetten sonra TK'ya gectim. Kendi tecrübem yok ama refakatci olarak arkadasim icin gittigimde, TK ile ayakta tedavi icin hicbir ödeme yapmamisti.
0
reactionic
(19.02.23)
(7)

Almanyada bazı evlerin ucuz olması

Unde bach canim
Bölgeyle alakalı evet ama daha çok aynı bölgede olmasına rağmen eski olmalarıyla mı alakalı? Örneğin bremen de 2+1 daire 45k euro. Yılı yazmıyor ama içi temiz duruyor. Evin yapılış tarihi 1900-1932 çıkar mı bilemem ama büyük ihtimalle böyle olduğu ve özellikle tesisatlarda çok problem çıkaracağı içi
Bölgeyle alakalı evet ama daha çok aynı bölgede olmasına rağmen eski olmalarıyla mı alakalı? Örneğin bremen de 2+1 daire 45k euro. Yılı yazmıyor ama içi temiz duruyor. Evin yapılış tarihi 1900-1932 çıkar mı bilemem ama büyük ihtimalle böyle olduğu ve özellikle tesisatlarda çok problem çıkaracağı için ve çok masraf açacağı için mi böyle ucuz? Bu tip evlerin kira gelirleri çok mu düşük olur? Faturalar hariç 700 euro kalır gibi. Türkiyede bu fiyata alacağın ev en fazla 8-9k kira bırakır. Arada uçurum yok, uzaktan ilgilenmek de sıkıntı, biliyorum ama çok mu mantıksız?
0
Unde bach canim
(17.02.23)
almanyada kiraciyi olene kadar cikaramiyorsunuz. bazen icinde kiraci varken satilabiliyor.

eski evlerde, yapildigi zaman yasal olan, ama sagliga zararli oldugu tespit edilen malzeme kullanilmis olabiliyor. buyuk renovasyon yatirimi gerektirebiliyor.

almanyadaki evlerin bircogunda kuf problemi oluyor. bir evde kuf varsa ve duvarlara islediyse kalici olarak kurtulmak cok zor ve masrafli. ayni zamanda sagliga zararli. eski evlerde bu tarz problemler olabiliyor.

ulasim imkani kotu olabiliyor. bu nedenle ucuz olabilir.
0
emrahday
(17.02.23)
@emrahday
Peki ya kendin başka eve sahip değilsen ve oturmak istersen?
0
🌸Unde bach canim
(17.02.23)
evi satin alirken kiracini sozlesmesi oldugu bildiriliyor zaten ve satin alma sirasinda kiraci ile uzlasilirsa olur. bu sartlar bilinerek alindigi icin satin alanin kalacagi baska ev yoksa bile cikarilamiyor.

almanyada konut krizinin en buyuk nedenlerinden biri bu. insanlar bir ev aliyor ve cesitli nedenlerle farkli sehre/ulkeye gitseler bile evlerini kiralamak istemiyorlar. yani bos tutuyorlar. cunku biliyorlar ki 1. seneden sonra o kiraciyi asla cikaramayacaklar. bircok ev bir gun donebilme ihtimalleri nediyle bos duruyor. turkiyede bu sure 10 yil ile limitli. bu sure kiraci icin de ev sahibi icin de makul ve daha mantikli.
0
emrahday
(17.02.23)
@emreday
Türkiyede farklı şehirde eviniz yok ve eve ihtiyacınız varsa 10 sene şartı ortadan kalkıyor, mahkeme sözleşmeyi feshediyor. Almanya o konuda çok katıymış.
0
🌸Unde bach canim
(17.02.23)
Ne 8-9ki yahu. Türkiye’de 900k’e ev mi var hadi var diyelim kirasının 8-9k olmasının imkanı yok.
0
Mcfly
(18.02.23)
küf demeye gelmistim, Tr'dehic tahmin edemeyecegin problemleri oluyor evlerin mesela bir arkadasimin evindeki suda bakteri oluyormus, sürekli ölcüm vs.
0
Coma
(18.02.23)
@mcfly
900e ev var da kira 8-9k biraz fazla söylemiş olabilirim. 6k diyelim
0
🌸Unde bach canim
(18.02.23)
(22)

Depremde cok kapan yasam ucgeni vs iceride kalmak size mantikli geliyor mu?

stavro
Oncelikle sunu soyleyeyim, yuksek kattaysan zaten yapacak bir sey yok mantikli olsa da olmasa da çıkamazsin disari onu ayri tutuyorum.Ama eger cikma ihtimali varsa cikisa nispeten yakinsan bana cok-kapan yasam alani oluştur vs evin icinde kalip iceride onlem alma isi bana hicbir surette hiçbir şekil
Oncelikle sunu soyleyeyim, yuksek kattaysan zaten yapacak bir sey yok mantikli olsa da olmasa da çıkamazsin disari onu ayri tutuyorum.


Ama eger cikma ihtimali varsa cikisa nispeten yakinsan bana cok-kapan yasam alani oluştur vs evin icinde kalip iceride onlem alma isi bana hicbir surette hiçbir şekilde asla mantikli gelmiyor.
Hep böyle düşünüyordum ve bu depremden sonra daha guclendi bu fikrim.

1- Simdi düşünüyorum, coken koca bir binanin icindesin bir sefer. Bir bina sonsuz farkli sekilde cokebilir. Hicbir bina tam olarak birbirinin ayni sekilde cokmuyor nihayetinde. Dolasiyla nereye ne dusecek, tavan ne kadar kasagi inecek, nerede bosluk kalacak asla bilemezsin, kumar.
Televizyonlarda enkazsan sag cikarilan sansli insanlari görüyoruz hep, binlerce kisi ezilerek parcalanarak oldu, bir yasam ucgeni icerisinde falan kalmadi ve korkunc şekilde öldüler, ama haliyle Tv'de bu parcalanmis cesetleri gormuyoruz, sansli olanları goruyoruz. Su ana dek 24.671 kisi oldu en son okudugum rakam. Bunlari sadece rakam olarak görüyoruz ama kurtulanlari kanli canli görüyoruz Tv'de. O mucizeci kurtuluş yaşayanlar kadar şanslı olacak miyiz bakalim?
Bazi binalar var ozellikle alt katlar bildiğin yok, sifir. Yok yatagin yanina cok, yok kolon kirisin yanına cok flaan hikaye, kat bildiğin yok! Nereye siginacaksin o katin içerisinde?


2- Oldu da bina oyle bir şekilde coktu ki sen cokup kapandığın kısımda boslukta kaldın diyelim. Kafana gozune bir parca falan da dusmemesi lazim, o boslukta sana bir blok parçası bir tugla falan kafana dusmemesi seni tamamen korunakli bir alanda birakmasi lazım, kafaya 30*30cm bir parça çarpsa zatrn oldun.

3- buraya kadar saydigim tum iyi ihtimaller gerçeklesti,bolsukta yasam ucgeninde kaldin, kafaya goze sirtina falan bir yerine parca da dusmedi sag salim boşlukta kaldin sag durundasin diyelim. Yikici bir deprem oldu ve sen enkaz altindasin, sana yardim ne zaman gelecek? Binlerce binanın yikildigi bir ortamda senin altında kaldığın binaya yardim gelecek ve seni kurtaracaklar. Sen de o yardım gelene kadar ac susuz kalip olmeyeckesin hayatta kalacaksın. Bir de kis mevsimi ise donmadan kalman gerekecek bir de.
Bunun İstanbul'da oldugunu dusunsenize. İstanbulda semtlerin uydu goruntulerine bir bakın, binalar ic ice dip dibe. Oyle bir yerde size siz hayattayken bir yardim ulasabilecegini düşünüyor musunuz mesela, ben hic sanmıyorum.
Kotumser oldugumu düşünebilirsiniz ama bana sorsarsaniz istnabulda size yardımın zamaninda ulasmasi imkansiz, sahsi fikrim bu yonde.
He yukarisa saydigim tum iyi ihitmaller gerceklesecek hayatta kalacaksınız, yardim da bir sekilde siz hayattayken bolgeye ulasacak ama grlip sesinizi de duymalari lazim bir de o var. Enkazin icinde nerdeysesiniz artik o noktadan sesinizi birileri duyacak. Veya tam techizatli termal kameralı veya kalp atisi dedektorlu ekip falan gelecek.
Tv'de sadece kurtarılanlari görüyoruz ve dolasiyla kurtarılma umidi besliyoruz böyle bir senaryoda. Ama kac kisinin deprem sonrasinda enkazda sag kalip da takip eden surecte yardim gelene kadar iceride oldugunden haberimiz yok, tv hiçbirini gosteremiyor. Birkaç gun sonra kurtarilan 3-5 kisi asiri istisnai ve mucizevi olaylar. Buzdağının alti gorunmuyor. Binlerce kişi öldü nihayetinde.

Simdi yukarıda siraladigim sizi kurtarabilecek iyi ihitmalleri gayet de olagan ihitmaller olarak düşünebilirsiniz (ki ben oyle düşünmüyorum ama neyse) ama bu ihtimllarin hepsini carpinca cikan olasiligi dusunmek lazim. Yani bu ihtimallerin hepsi birden gerceklesmesi lazım evin icinde kalip da kurtulmamiz icin. Yani isvec peyniri olayi, butun deliklerin denk gelmesi lazım. Ama olumsuz ihitmallerin bir tanesi olmeye yetiyor.

Disari cikmaya calismanin da bir suru kotu ihtimali var evet, cikmaya calisirken bina ustune cokebilir en basitinden, cunku zamam hariciyoesun. Vrya çıktığında bina ustune dusebilir sokakta caddede neredeysen. Ama simdi yukarıda saydıklarımla karşılastirinca bana disariya cikmsya calismak (eger cikisa yakin yerdeysen, 5-6katta zaten sans yok onu soykedim yukarida) cok dsha mantikli ve kurtulma sansi cok daha yuksek bir senaryo geliyor. Yani sen disari cik da bina ustune dusese zaten yapacak bir sey yok, iceride kalsan zaten oldugu gibi ustune cokuyor o kesin. Kaldi ki gordugum kadarıyla cogu bina oldugu yere çöküyor istif gibi katlariyla. Yola ya da saga sola yatanlarin sayisi daha az gibi.
İceride sag kalsan bile kurtulusun halen zor ama dışarıya kendini atabilir kurtardiysan en azından isinma, yiyecek icecek bulma sansin var.


Ozet olarak bana iceride kalmak olum fermanını imzalamak geliyor neresen bakarsam bakayim. Deprem aninda planim kesinlikle olabildigince hizli bir sekilde disariya kacmak, hiçbir surete hiçbir sekilde iceride kalma yoluna gitmemek. Bina coktuyse öldün diye bakıyorum ben olaya.
Sizde durum nasıl?
0
stavro
(12.02.23)
Depremi yaşayanlar deprem olurken yerinden hareket etmenin çok zor olduğunu söylüyorlar. Herkes bulunduğu yere çöküyor genelde. Bu durumda dışarı nasıl kaçılacak? Biz ailecek depremi çok yakın illerde çok hissettik. Ben kaçmaya çalışırken dengemi kaybedip düştüm. Yani dediğiniz pratikte olmaz.
Hadi diyelim evden çıktın, bu sefer kapı eşikleri ve merdiven altları daha da tehlikeli. Her türlü bu tür büyük depremde yapılacak en uygun hareketi öneriyorlar.
5-10 sn içinde depremi algılayıp kaçabileceğiniz ortam varsa zaten dışarı çıkarsınız.
0
sevilen progressive türkücü
(12.02.23)
abi valla sıkıntılı durum ya. şu an annemin oturduğu yerde deprem olsa ben kapıdan fırlarım mesela. çünkü bina yıkılana kadar kendimi sokağa atma şansım var - etraftaki binalar da fazla yüksek olmadığı için kafama gözüme düşmeyebilirler. camdan, balkondan vs. 10-15 saniye içinde fırlayıp gidebilirim, duruma göre daha kısa sürede.

yalnız bir apartmanın ikinci katında ya da daha üstünde yaşıyorsan merdivenlerdeyken (ki bildiğim kadarıyla yapıların en zayıf elemanlarından) pat diye aşağı düşüp ciddi yara almak veya ölmek ihtimal dahilinde. ben o yüzden yaşam üçgeni yapardım eğer 10 saniye içinde sokağa veya en azından apartmanın girişine kadar ilerleme şansım yoksa.

her deprem bu kadar felaket olmuyor. istanbul'daki depremde evet enkaz altında kaldıysan (hatta sokağa çıktıysan bile) öldün demektir ama atıyorum tek şehri etkileyen, 50-60 binanın yıkıldığı bir depremde enkazda sağ kalmak önemli kurtuluş şansı.

bir deprem çantasının yanına hayat üçgeniyle çöktüğünde bence şansın az değil. kafana kepçe filan vurmazlarsa çıkarırlar 3-4 gün içinde, hatta belki daha kısa sürede. fay hatlarının üstünde yaşamayı çok seven bir sülalenin bireyi olarak bir sürü deprem yaşadım, hepsinde öncelikli tercihim evin içinde güvenliği sağlamak oldu kaçmak yerine. ha ev yıkılsa yaşar mıydım orasını bilmiyorum.
0
mark greg sputnik
(12.02.23)
Abi "deprem cantasinin yaninda yasam ucgeninfe kalmak" diyorsun mesela. Didisinin didisi yani.

"Çıkarsin 3-4 gune" bu depremde gorduk abi bunu, bayagi günlerce kimsenin gitmedigi yerler oldu. Yani durum " bir sekilde çıkarız yav" gibi basit
değil aslinda. Dedim ya biliyor muyuz kac kisi basta sag kaldı da iceride beklerken öldü.

Bir de ev başına yikildiginda disarida nasil bir sey yasandi bilemezsin zaten 50-60 bina mi yikildi yoksa sehir dumduz mu oldu. Umutsuzca bekleyeceksin. İstanbul'da deprem bekleniyor, İstanbul icin konsuiyirum zaten istnabulda nasil bir ortam olacagini tahmin edebilirsiniz.


Bir de bu zamana kadar izledigim deprem görüntülerinde gördüğüm genel olarak deprem önce hafif bir sarsintiyla başlayıp birkac saniye sonra hizlaniyor. Yani o ilk saniyelerde depremi hissedersem ben kosarak cikma yoluna giderdim.
İceride kalıp yukarıda sayidigim tum olumlu senaryoların gerceklesmesine bel baglayamam abi, kosarken cikabilirsem çıkarım cikamazsam kaçarken ölürüm diye düşünüyorum.
0
🌸stavro
(12.02.23)
tamam da dışarı kaçabilmek için girişe yakın yerlerde olmak gerekiyor.

girişe yakın değilseniz de tek seçenek merdivenlerden inip dışarı çıkmak. depremde ise ilk çöken yerler merdivenler oluyor.

sonuç olarak evde sağlam bir şeyin yanına uzanıp kendinizi küçültmekten başka seçenek kalmıyor.

pencereden/balkondan atlamayı da düşünmeyin. ya ölür ya yaralanırsınız. bacağınız, ayağınız vs. kırılırsa da öyle binadan uzaklaşamazsınız. bu sefer bina direkt üstünüze devrilir ki, bu içerde enkaz altında kalmaktan daha feci bi ölüm şekli.
0
candide
(12.02.23)
@candide
"tamam da dışarı kaçabilmek için girişe yakın yerlerde olmak gerekiyor."

Abi yazdigimi okumuyor musunuz:)
Bunu ben de soyledim ve bunu soyleyeceginizi bildiğim icin zaten en basta yazdim sonra konuya girdim ama yine ise yaramamış:)
0
🌸stavro
(12.02.23)
Stavro+1 kere +1 ayrıca Antakya'da çöküp kapanan yakınım hayatını kaybetti, binadan dışarı kaçanlar kurtuldu
0
primetime
(12.02.23)
@primetime dediğiniz kişi hariç binadan herkes kaçabildi mi? Kaç katlı binaydı? Kaçanlar kaçıncı kattalardı?
0
sevilen progressive türkücü
(12.02.23)
Giriş kattaysanız ve kapı kilitli değilse, tabii kiilk sarsıntıyı hissettiğiniz an hemen dışarı çıkın. Depremde ilk sarsıntı nispeten hafif oluyor, o an kaçmak mümkün. Ama sarsıntı hızlanınca, hareket etmek asla mümkün değil. İnsanın dizleri titriyor. Asla dengede durulmuyor. Ben 99 depremini İstanbul'da yaşamış biri olarak bunu söylüyorum. Yani ilk 5 sn'de kaçabilecekseniz kaçın, diğer türlü hareket etmek imkansız.
0
PhoenixRising
(12.02.23)
ben giriş katındayım ama gece kapıları kilitleyip yatıyorum. O bir sıkıntı olabilir ayrıca 7 üstü depremlerde hareket etmek zor diyorlar.

Ben 6 civarı deprem yaşadım onda hareket edebilmiştik ama çıkmak için depremin durmasını beklemiştik. Aslında o an binaya/kadere vs. güvenip durmak, bitince koşmak lazım ki sonuçta da böyle olacak bence. Bazı binalar deprem bittikten sonra, bazıları ikinci depremde, bazıları da deprem anında çökmüş. O anında çöken binaları tespit edip kullandırmamak lazım ama bunun için gereken yapılacak mı dersek, sanmıyorum.

Bu arada, çöken binalarda kurtarılanlar hep en üst kat falandır tahminimce. Giriş katındaki biri olarak bana kötü hissettirdi bu. Kendi avantajım hızlıca dışarı çıkabilmek, madem bunu yapabilirsem yapmalıyım.
0
nhk ni youkosu
(12.02.23)
Saniyeler içinde çıkabilecek durumdaysan çıkılabilir. Onun için zemin veya 1. katta olman lazım. Onun dışında kendini daha çok riske atmış olursun. Merdivenler ilk çöken yerler, çok zayıf yapılıyorlar genelde.

Eğer enkaz altında kaldıysan kurtulman zaten mucize, yüz binde bir gibi düşün. O yüzden enkaz altında kalma ihtimaline yatırım yapmak ve kafa yormak yerine, enkaz altında kalmayacağın bir yaşamın peşinde koşmak daha doğru. Benim tüm planlarım deprem olduğu ve bina çökmediği ihtimalleri kapsıyor, bina çöktüğünde zaten kurtulma ihtimalim minimum. Çök kapan falan bunlara kafa yormuyorum, depreme dayanıklı bina nereden bulurum onu düşünüyorum.
0
roket adam
(12.02.23)
İstediğin cevap bu değil biliyorum ama kesin çözüm bence; yikilmayacak binaya geçiş yapmali. Bir şekilde... İmkansızlıklari ve bahaneleri siralamadan... O binaları belirlemek için de elimizden geleni yapmalıyız. Test yaptırmak, az katlı, sağlam zeminli ev aramak vsvs.

Belli ki bizim binalar ve depremlerin şiddeti ne çökmeye kapanmaya, ne dışarı çıkmaya izin verecek.
0
abuzer
(12.02.23)
Gaziantep te 2. Katta yakalandım depreme uyanıktım. Ve ilk titremeye hanımla fırlayıp çocuğu alıp daire kapısına geldik kilidi açtım kapıyı açtım ve artık sallanma aşırı hızlandı ayakta kalma şansı kalmadı mecburen olduğumuz yere çöktük. Tutunduğum kapı eşiği ve elimin altından gidip gidip geldi. Eğer giriş katında olsaydım dediğin gibi kesinlikle dışarı kaçmış olurdum. Bina yıkılsaydı enkazdan değil dışarıda bi yerlerde olurdum. Ama tam uzaklaşabilir miydim bilmiyorum. Çünkü 10 katlı bina dolu etrafım.
0
rodeocu
(12.02.23)
yaşam üçgeninden kasıt zaten ezilmeyecek şeylerin yanında bi üçgen oluşturmak. kat komple ezilirse, kafana bişey düşerse vs. şans yok zaten. kafana yastık falan koy imkanın varsa diyolar. ses vermek için düdük ve suyu komidine koymayı tavsiye ediyolar. deprem çantası bina yıkılmazsa dışarı çıkarken yanına alman lazım. ben balıkesir'de yaşıyorum. izmir, bursa, istanbul varken buraya sıra geleceğini düşünmüyorum. dışarı çıkarsan da yüksek katlı yapıların dar sokakların olduğu yerde yol kalmaz. çıksan da risk yüksek deprem anında. nerenin yıkılacağını bilemezsin. dışarı kaçmama sebebi merdivenlerin sağlam olmaması. düzayak yerdeysen bi yere kapanana kadar çıkabilirim diyosan çık zaten.
0
b1020
(12.02.23)
www.eksiduyuru.com

şurada da belirtildi. 4-5 saniye içerisinde çıkamıyorsan çıkmayı deneme. çıkamazsın zaten. merdivenlere koştuğunda merdivenler çöktüğü için ya da o sallantıda savrulduğun için ölme ihtimalin, çök-kapan-tutun yaptığında ölme ihtimalinden ÇOK daha yüksek.

Bu arada bir yanlış anlaşılma var. Çök-Kapan-Tutun sizi çöken binadan kurtarmak için verilen tavsiye değil. Şimdi bu da yanlış anlaşılmasın. Hedef küçültmek tabii ki yaşam şansınızı artırır. Fakat normal şartlarda binaların, ekranlarda gördüğümüz gibi yıkılmaması lazım. O yıkıldığında zaten yatak, masa, dolap vs. kenarında olmanız muazzam bir fark yaratmıyor. Yani çöken bina olarak düşünecekseniz zaten sabitlediğiniz dolaplar da anlamsız kalmıyor mu?

Tekrar ediyorum. Normal şartlarda binalar tam ya da görece ayakta kalırlar. Çök-Kapan-Tutunlar ve eşyaları duvara sabitlemeler işte bunun için anlatılır. Çünkü bütün bina çökmez ama duvarlar, eşyalar belki tavandan parçalar vs. düşebilir. İşte bu ön çalışmalar ve çök-kapan-tutun sizi buna karşı korur.

Zemin uygun hale getirilmiş ve bina ona göre yapılmışsa o bina belki yıkılıp tekrar inşa edilmeden içine girilemeyecek hale gelebilir ama ayakta kalır. İşte bu yüzden deprem öldürmez, ihmal/hırsızlık/beceriksizlik/kaçak/rüşvet vs. ile yapılan bina öldürür diyoruz.
0
nawar
(12.02.23)
Millet yıkılmayacak binada oturmayı konuşur biz yıkılınca nasıl hayatta kalırız diye konuşuyoruz. Bina yıkılırsa yüksek ihtimalle ölüyoruz, düşük bir şans ile kurtulabiliyoruz.
Uçak duşerse kanat hizasındaki koltuklarda hayatta kalma ihtimali daha yüksek diyor kimileri. Atıyorum, düşen 100 uçakta toplam 3 kişi hayatta kalmış, ikisi kanat hizasındaki koltuklardaymış... Bu kadar az veri ile istatistik çıkarılmaz.



Deprem anında yaşam üçgeni, kaçış beşgeni düşünemiyor insan. Zemin katta bile kırılan camlardan dolayı dışarı kaçış zorlaşıyor.
İzmit 'te kitap gazete yığınları sayesinde hayatta kalan birkaç kişiden dolayı insanlar yataklarının etrafına kağıt döşemişti, ama aylar sonra bile artçı sarsıntı sonrası barakalara çadırlara döndük.

Bina yıkılırsa ezilmemek tamamen şans işi. Sanırım yatakta yakalanırsam kendimi yatağın yanına yere atar başımı kollarımın arasına alırım. Ama yan yatan binada yatakla yan yana kalma ihtimalim tamamen şans yine.

Neredeyse 25 yıl olmuş, hala başucumda bir buçuk litrelik su şişesi bulundururum. Tabi yıkılma durumunda hayatta kalırsak o şişe sırtımıza dayalı şekilde kollarımızı oynatamadığımız için içememe ihtimalimiz yüksek. En iyisi, sosyal olanaklar, ulaşım bakmadan sağlam zeminli, fay hatlarından makul uzaklıkta bir yerlere yerleşmek.

99'un izmit'inde olan kaos, 2023 Istanbul, izmir'inin yanında çok küçük kalır. O da başka bir konu
0
nop
(13.02.23)
Dışarı kaçma imkanın varsa, kaç. Giriş katta filansan camdan atla. Yapacak başka hiçbir şey kalmadıysa çök tutun kapan.

Zemin katta kapının dibindeysen zaten kaç!
0
babilfish
(13.02.23)
Yukarıda yazılanlarin hepsini okudum ve hala fikrim değişmedi açıkçası.

@nawar
Abi merdiven faktoru vs evet bunlsri anlıyorum, disari kacmaya calisirken cok da sansin olmamasini da anlıyorum da (ki giris katindaysam kesinlikle ve kesinlikle her surette kacma yoluna giderim yine de) yukarida saydigim tüm ihitmalleri asip kurtulabilme ihitmalini bu kadar olasi görüyor musunuz gercekten? Yani bu kadar sansli olabileceginizi düşünüyor musunz, bu ihtimalleri dusunup basit temel bir olasilik hesabi yapin.

Evet disari kacmak giris katinda değilsen cok zor bunu anlıyorum, ama cokup kapanıp hayatta kalma ihitmalinin COK daha yuksek olacagini düşünmek cok fazla iyimser kalıyor.

Disari kacmak veya cokup kapanmak, her iki durumda da kurtulma sansin yok dersin bunu anlarim da (giris katsan zaten her turlu kacmak avantajlı, onu saymıyorum) çöküp kapanarak hayatta kalma ihitmalinin cok daha yuksek olması bana hiç gercekci gelmiyor. Fazla iyimser bakıyorsunuz, kurtulma hikayelerine odaklaniyorsunuz. Coken bir binanin içinde ölürsün. Ölmezsen de artçılarda ölürsün, 3-5 gun sonra gelecek olan yardimi beklerken ölürsün, soguktan ölürsün açlıktan ölürsün, ölürsün kere ölürsün.

Kaç kisi ilk anda sag kurtulup artçılarda içerde sıkışarak öldü kim bilir. 99 depreminde eniştem böyle ölmüştü. Cocuklsri başında beklerken sabaha karsi bir artci daha oldu ve ezilerek öldü. Enkaz altindasin yahu, sayisiz riskin altindasin.

Tekrar ediyorum, enkaz altinda sag kaldigini varsayarak söylüyorum bu ihitmalleri, didisinin didisi yani daha baştan zaten sag kalma ihitmalinin cok cok cok az. Uzerine bina çöküyor. İlk anda sag kalma ihitmalinin üzerine saydığım ihitmalleri ekleyin.


Sunu netleşelim;
Bana sorarsaniz binanın yıkıldığı bir deprem senaryosunda kactin, kostun, oturdun, kalktin, yattin, uzandin, balkondan atladin, her halükarda her senaryoda cok yüksek ihtimalle öldün demektir.
Bina yikilirsa ölürsün diyorum ben ozetle.

Yani dışarı kaçma senaryosunda da buyuk ihtimalle olecegim, giris katta olsam bile oyle cok yuksek sans görmüyorum.
Ama su var, disariya kacarak da hayatta kalma ihtimalim cok düşük ama iceride hayatta kalma ihitmalim kat be kat daha dusuk matematiksel olarak zaten.
Eger disari kacamayscaksam son duami eder sevdiklerimi son kez bi düşünür, yaptığım yanlışlardan son pişmanlığımi yasar veda ederim.
0
🌸stavro
(13.02.23)
Bence de kacabilecek durumdayken kacmak en iyisi. bakis aciniza tamamen katiliyorum.

Bize sadece kurtulanlari gosterip buyuk basarisiziliklara ve ihmallere ragmen umut satmayi tercih ediyorlar. boylece dikkatler sorumlulara degil kahramanlara, kahramanlik hikayelerine yoneliyor. Bunu bilincli yapiyorlar cunku her seye ragmen toplumun sukunetini korumasi gerekiyor, bir nevi morfinliyorlar halki. 10 binlerce insan olecek, kurtulan onlarca insan icin hepimizin ici umut dolacak, elimizden geldigince yardim edecez ve rahatlayacaz. bu is bu kadar kolay olmamali.

Deprem, savas gibi konular bir kisinin kisiel onlemleri ile yasam sansini ancak ve ancak belki de binde 1 ihtimalle arttirabilecegi seyler. hepimiz yasam sansimizi binde 1 arttirmak icin kazanma sansimizin cok dusuk oldugu bir kumar oynuyoruz. en iyisi bu kumara hic girmemek.

bu kumara girmemenin 1. ve kazanma ihtimalimizi arttiracak yolu bu toplumu bu kumara sokmayacak insanlari yonetici olarak secmek, bunun icin cevremizi bilinclendirmek.

2. ve yine buyuk ihtimal kazanma itimalimizi arttiracak yolu felaket gelmeden bilincli tercihlerde bulunmak. ornegin daha az katli binalari tercih etmek. kimse saglamlik raporu, deprem yonetmeligi demesin, goruyoruz o saglamlik raporlarininin gercekligini, ve onay verenlerin guvenirligini. hepsi yalan dolan.

televizyonlarin bas bas bagirdigi, aslinda dikkatleri asil noktadan uzaklasitirip sirf bize binde 1 oraninda ihtimalle umut sattigi, deprem cantasi, duduk, fener, yok soyle yatin boyle durun dedigi durumlari gecin. diger hersey makul olur, bu detaylara odaklaniriz ama coken binada kurtulma sansimiz cok az. o nedenle bu olasilikta diger hersey detay kaliyor.

reflekslerin kacmani soyluyorsa kacacaksin baska secenek yok.
0
emrahday
(13.02.23)
şöyle biraz düşününce felaket tellallığı yapıyor gibi olacak ama istanbulda olacak şiddetli bi depremden sonra canlı kurtulmak bi işe yarar mı ondan da emin olamıyor insan. ekonomi ne durumda olacak mesela, ülkenin her şeyi istanbul'da nerdeyse. dışarıda ekmek dışında bişey bulabilecek misin? ülke tekrar inşa edilebilir durumda olacak mı?
0
b1020
(13.02.23)
@emrahday
Aslinda buradaki kullanicilar enkazlar kaldirilirken fiilen bulunmus ve görmüş olsalardı demek istedigim anlaşılacaktı. İlk gun bile enkazlardan çıkan sey sadece ceset!
1-2canlinin çiktigi enkazdan onlarca ceset cikiyor onlarca ceset. Bircok enkazda da o 1-2 kisi de yok sadece ceset. Ezilmis, parçalanmis, boynu kırılmıs, uzuvları kopmuş, aklina gelen ve gelmeyen her sekilde. İc karartici konuşuyorum ama gercek bu.

30binin uzerinde sayı ekrandan sadece rakam olarak gözüküyor ama bunlarin hepsi binalarin icinden cikan ceset, hepsi senin benim gibi insan.

Binanin icinde yasam yok, mucize beklemenin alemi yok. Cokup kapanıp hayatta kalma ihtimalini nasıl düşünebiliyorsunuz anlamıyorum abi.

Ekranlarda kurtulan insanlarla roportaj yapiyorlar ama kurtlamayanjn hicbiri hikayesini anlatamiyor size. Ve onlar binlerce kisi.


@b1020
Valla bina kafama cokecegi durumda en son düşüneceğim şeyler bunlar olur, tek gayem hayatta kalmak olur. Disarida kalayım da ekmek peşine duseyim.
0
🌸stavro
(13.02.23)
Hayatında 1 kere depreme şahit olmuş olsaydın depremde koşarak çıkma hayalinin ne kadar gerçek dışı olduğunu görebilirdin. Yani anlamadığın kısmı anlayabilsem yardımcı olurum. Kafana çökecek olan binadan giriş katta değilsen kaçamazsın. Kaçabiliyorsan muhtemelen o bina yıkılmayacak zaten. Yıkıldıysa da deprem çok uzun sürdüğünden ya da artçı depremlerden birinde yıkılır eğer yıkılırsa. Depremde koşabileceğine olan inancını anlayamıyorum zaten.

Bu arada depremde hayatta kalan herkes ama herkes o yaşam üçgenlerinden biri oluştuğu için hayatta kalıyor. O yaşam üçgeninde de en az yer kaplamanın yolu hedef küçültme zaten. Dediğim gibi normal şartlarda o bina yıkılmamalı. 7.5'te de yıkılmamalı, 7.8'de de yıkılmamalı. Yıkılmayan binada üzerine düşecek şeylerden, devrilen eşyalardan belki de tavanın bir kısmından kopan parçalardan kurtulmak için ÇÖKÜP hedef küçültüyor, KAPANIP hayati organlarını koruyor TUTUNUP o sallantıda savrulmuyorsun.

Haliyle bu ilk depremde yıkılıp dümdüz olan evlerle ilgili bakacaksak 3. katta koşarak kaçmaya çalışan birinin cesedini koridor ya da merdivenlerde bulma ihtimalleri, güvenli bir yere sığınabilmiş birini canlı olarak çıkarmalarından ÇOK daha yüksek. Bir önceki cevapta da söyledim.

"Evet disari kacmak giris katinda değilsen cok zor bunu anlıyorum, ama cokup kapanıp hayatta kalma ihitmalinin COK daha yuksek olacagini düşünmek cok fazla iyimser kalıyor."

Birincisi zaten "çok zor" değil, "neredeyse (%99,9) imkansız" olacak o. İkincisi ise çökecek binada ikisinde hayatta kalma ihtimaline bakacaksak kaçarken %0,1 ise (çok güçlü malzemeler arasında net bir yaşam üçgeni imkanı olmayan bir yerde) çök-kapan-tutun ile kurtulma ihtimalin %3 falandır. Dediğim gibi binalar fay hattı üzerine kurulmadıkça çökmemelidirler zaten.
0
nawar
(14.02.23)
@nawar
hayatımda 1 değil 1den fazla deprem yasadim (17 agustos dahil) ve yukarida da yazdim bunu daha once yaptığımı. Bildigin kactim. Kacabilecegime olan inancim buradan geliyor. Lambur lumbir her taraf salllanirken bildiğin kaçtım abi nesini anlamadin ki? Kurana el mi basayim ne yapayım yani:) Neye inanmak isteyecdgine karar verecek kisi sensin nihayetinde, ben sadece bunu bizzat yaptığımı soyleyebilirim en fazla. Kamera kaydım falan yok ne yazik ki.

"Normak sartlarda bina cokmemeli"
İyi de hocam normal sartlara gore konuşmuyoruz ki zaten binanin coktugu senaryosnuna gore konusuyoruz. Bu depremde binlercesi nasil coktuyse oyle coktugu senaryosuna gore konusuyoruz. Bahsettigin normal sartlar realitede yok, normal sartlar icerisinde olsak kacip kacmama konusunun neyini tartisalim zaten cok sacma değil mi? Oturur bir kosede depremin geçmesini beklerim ben de boyle bir soru aklıma gelmezdi.


3. Kat 5. Kat giris kat cikis kat bu muhabbete yukarida 250 kere cevap verdim onu uzatmiyirum artik.
Son kez sunu soyleyeyim, bahsetigim dışarı kactigim olayda giris kattaydim, ksctim. Yine olsa yine kacarim ayni durumda. 1. Kattaysam balkondan falan atlarım, 1.kat atlsyabilecrgim bir yukseklik. 2. Kattaysam zaten öldüm, mucize icin dua ederim.

Ki iceride hayatta kaldiktan sonraki ihitmallerden de sadece birkaçını yukarida siraladim. Hala bana bu kadar elekten gecip hayatta kalabilecegin ihtimaline bel bağlamak mantiksiz geliyor bana. Hatta tum bu eleklerden geçip kurtulup sonrasinda hastanede haystini kaybedenler de var uzun sure hareketsiz kalmaktan dolayı olan su an adini hatirlamadigin sendromdan dolayı.
0
🌸stavro
(16.02.23)
(2)

Yurt dışında oy kullanabilir miyim?

nerobianco
Birincil ikametim Türkiye'de, yurt dışında şu anda yaşadığım adresim de ikametgahda diğer adres olarak gözüküyor. Bu durumda şu an bulunduğum ülkede oy kullanabilmek için ne yapmalıyım?
Birincil ikametim Türkiye'de, yurt dışında şu anda yaşadığım adresim de ikametgahda diğer adres olarak gözüküyor. Bu durumda şu an bulunduğum ülkede oy kullanabilmek için ne yapmalıyım?
0
nerobianco
(06.01.23)
www.konsolosluk.gov.tr sitesinde "nufus" bolumu altinda adres beyani kismi var, oradan beyan vermeniz gerekir. bulundugunuz ulke ve sehre gore adres beyani verme prosedurleri degisebiliyor, bagli oldugunuz konsoloslugu da dogru secmeniz gerekir, bazi ulkelerde posta ile bazilarinda randevu alarak birebir gitmeniz gerekebiliyor. secim zamani oncesi yuksek secim kurulu "yurt disi secmen sorgulama" sayfasi olusturuyor ve oradan sorgulama yapabilirsiniz. size ozel bir aksilik olmamasi icin de bagli oldugunuz konsolosluga durumunuzu sorabilirsiniz.
0
emrahday
(06.01.23)
duyuruya kaynak.

baskonsolosluk olmayan bir yerde yasiyorsak oy kullanamiyor muyuz? en yakini taa midwife'inin nikahinda.
0
antikadimag
(06.01.23)
(3)

yurtdışından türkiye'de nasıl arsa alınır?

sir gawain
kuzey ege'de bir arsa alma niyetim var ama bu konularda hiç bilgim yok. o civarlarda tanıdık da yok ve türkiye'de de değilim. arsa nasıl bulunur, nasıl araştırılır, nasıl alınır? internetten bulduğum bir arsada kazıklanma/dolandırılma ihtimalim yüksek midir? bana bu konuda bir yol gösterseniz çok iy
kuzey ege'de bir arsa alma niyetim var ama bu konularda hiç bilgim yok. o civarlarda tanıdık da yok ve türkiye'de de değilim. arsa nasıl bulunur, nasıl araştırılır, nasıl alınır? internetten bulduğum bir arsada kazıklanma/dolandırılma ihtimalim yüksek midir? bana bu konuda bir yol gösterseniz çok iyi olur.
0
sir gawain
(06.01.23)
Arsa olayinda kaziklanma ihtimali yukseliyor cunku cok fazla parametre ve detay var. Ve bunlari konutta oldugu gibi ciplak gozle goremiyorsunuz.

Gordugum kadariyla belediye ve tapuyla hasir nesir olmak lazim, ek olarak neyi sorgulamaniz gerektigini de bilmeniz lazim.

Su video fikir verebilir: www.youtube.com
0
sertac akin
(06.01.23)
İnternette dolandırılma ihtimalin var. Yeni bir haberde Google Maps görüntüleriyle ilan açılmış. Arsayı beğenen kişilerden 5 bin TL seviyesinde kapora alınmış. Sonra ilan kapatılmış. Kapora dolandırıcılığı diyebiliriz.
0
dissendium
(06.01.23)
arsa almak icin tapu, vergi dairesi ve belediyeden arsanin durumunu sorgulamak gerekiyor. arsada cok fazla farkli parametre oldugu icin olasi bircok problem var (hisseli tapu, haciz, sit alani, uzerine birsey yapilacaksa cevre bakanligi onay vs.) o nedenle gerekli kurumlardan onay alip emin olmak gerekir. bu isleri de uzaktan yapmak cok cok zor, cogu kurum telefonlara dahi cikmiyor.

ayrica internete sirf yurt disindan arsa, ev almak isteyenleri kaziklayan bircok kisi var. ilanlarin en az yarisi dolandirici diyebilirim. ozellikle turk lirasinin deger kaybi sonrasi yurt disinda bircok kisi turkiyede ev, arsa almak istedi ve bu nedenle bircok dolandirici da bu durumu degerlendirmek istiyor. genelde kendilerini paraya ihtiyaci olmayan, sirf arsa veya evle ilgilenemedigi icin satmak isteyen, yurt disinda yasayan ya da yurt disina tasinacak, egitimli, paraya deger vermeyen biri olarak tanitip sizden kucuk bir miktar kapora istiyorlar. kapora aldiktan sonra daha sonra daha fazla kapora istiyorlar. artik ne kadar alabilirlerse almaya calisiyorlar. bu kisilere "ben geliyorum, orda hep beraber yuz yuze halledelim" dediginizde kabul etmeyeceklerdir, veya ben su anda baska sehirdeyim gibi mazeret uyduracaklardir. dikkatli olun.
0
emrahday
(06.01.23)
(2)

Javascript eğitimi ve bir şey bilmediğini düşünme

Weeze3r
selamlar, bir süredir takip ettiğim kurs vardı javscript için, 4-5 ay oldu ve bugün basit bir diet takip uygulaması yapmak istedim ve donmuş gibi kaldım :) hiçbir şey bilmediğimi düşünüyorum ve nereden başlayacağıma dair hiçbir fikrim yok.kullanıcı yemekleri ekleyecek ve hedef kaloriden düşülecek gi
selamlar, bir süredir takip ettiğim kurs vardı javscript için,
4-5 ay oldu ve bugün basit bir diet takip uygulaması yapmak istedim ve donmuş gibi kaldım :) hiçbir şey bilmediğimi düşünüyorum ve nereden başlayacağıma dair hiçbir fikrim yok.
kullanıcı yemekleri ekleyecek ve hedef kaloriden düşülecek gibi bir mantık çerçevesinde uygulama yapmak istedim.

kurs boyunca hiç not almadım genelde pasif katılım gösterdim. sizce burada temellerim ile ilgili ciddi sıkıntılar yaşar mıyım? tutorial hell'e de düşmek istemiyorum bu sürede.
0
Weeze3r
(19.12.22)
bu gayet normal. programlama dili ogrenirken ilk 1 yil "hicbirsey bilmiyorum" dusuncesi ile gecer. daha sonra "her seyi biliyorum" hissiyati gelir. birkac yil daha tecrube edindikce tekrar "hicbirsey bilmiyorum" dusuncesi olur. cunku bu isi neresinden tutarsan tut, mutlaka bir tarafi karanlik ve bilinmez kalir. yillardir gelisen bilgisayar teknolojisi, bunun uzerine gelisen programlama dilleri, bu dillerin cevresinde gelisen kutuphaneler ve ekosistemler, bunlarin temelini olusturan veri yapilari, algoritmalar, design patternler cok cok buyuk bir bilgi birikimi olusturuyor ve cok hizli degisip gelisiyor. bu durumda 20 yil bu isin uzerine calisan insanlara sorsan onlar da bilmedigimiz cok sey var diyeceklerdir.

zaten onemli olan bilmedigin yeri gorebilmek ve uzerine gidebilmek. ogrendim dediginde birseyleri kaciriyorsun demektir. ogrenirken de tek tip ogrenme yontemi ise yaramaz, cunku bu spor yapmaya benzer. hep tek tip antramanla profesyonel sporcu olamazsin.
- once genel konsepti ogrenirsin. bir video acarsin ne, neden, nasil yapiliyor bir fikrin olur. sadece gozlemlersin.
- sonra unutmamak icin not alirsin. o an ogrendigin cok mantikli ve normal gelir ama bir sure sonra unutmak ve bu neydi demek normal. o yuzden not almak ve zaman zaman notlara goz gezdirmek her zaman iyi olur
- sonra elini klavyeye koyar birseyler gelistirmeye calisirsin. ilk basta her adimda takilirsin, ama zamanla birseyler oturur. paratik yapmadan hicbirsey ogrenilmis sayilmaz.
- sadece paratik de yetmez. cogu zaman neyi neden yaptigini tam kavrayamaz, yapilani daha buyuk cerceveden bakamazsin pratik yaparken. bu seferde yazilim mimarileri, tasarim sablonlari konusunu arastirmak ve bunu uygulamak durumununda kalirsin. bunu yaparken de elinden kagit kalem dusmez, universite ogrencisinin sinava calistigi gibi calismak durumunda kalirsin. bol bol kitap okumak gerekir bu noktada.
- bununla da bitmez, bir sure sonra detaylar onemli hale gelir. bu noktada da veri yapilari ve algoritmalar onemli olur. yazilim dilleri paradigmalari onemli olur. buna da matematik calisir gibi calismak gerekir
- bir taraftan da degisen ekosistemi, bakis acilarina adapte olman lazim.

bu dongu de hic bitmez yillar bu sekilde gecer. bu noktada merakli olmak cok onemli, motivasyonu bozmamak gerekiyor.

bu is profesyonel sporcu olmaya benziyor, ornegin futbolcu olmaya calismak gibi. kucuklukten merakla baslarsin ama iyi degilsindir. sonra sana yardimci olacak hoclarin esliginde cok farkli antramanlar, farkli taktikler ogrenirsin, bir taraftan da kendini kesfedersin. sonra cevrende de iyi ekip arkadaslarin varsa ilerlesin, sansliysan alaninda en iyiler arasina girersin.
0
emrahday
(19.12.22)
@emrahday hocama +1, bi de şöyle bi not ekleyeyim, editörü açıp karşısında donma hissini her bilgisayar mühendisliği öğrencisi yaşıyor zaten birinci sınıfta :) Başlarken öyle olması normal.

Kurs izleme, ders takip etme falan işin %1'i. Asıl öğrenmeyi pratik yaparken gerçekleştiriyorsun.

Github'dan falan örnek proje bulup, onun kodları içinde gezip, ufak tefek değişiklikler yapmak da faydalı olur bu arada. Ben öyle öğrenmiştim kod yazmayı. Kodda bi yeri değiştiriyordum, ekranda değişikliğe bakıyordum, "hmm bu bu işe yarıyormuş" demek ki diyip devam ediyordum.
0
plutongezegendegilmi
(19.12.22)
(2)

Ada parsel soranlar ne amacıyla soruyor?

bass solo take one
Bilmediğim için soruyorum da bu emlakçı hesaplarında falan bir arazi paylaşıyor adam googlemapstandan da çizmiş atmış mesela alanı altındaki yorumlarda ada parsel soruyorlar bunu başka bir yerden kontrol mü ediyorlar öğrenip neye bakıyorlar merak ettim
Bilmediğim için soruyorum da bu emlakçı hesaplarında falan bir arazi paylaşıyor adam googlemapstandan da çizmiş atmış mesela alanı altındaki yorumlarda ada parsel soruyorlar bunu başka bir yerden kontrol mü ediyorlar öğrenip neye bakıyorlar merak ettim
0
bass solo take one
(17.12.22)
satılan yeri almak isteyen gitsin incelesin vs diye. en nihayetinde görmeden bilmeden nasıl taşınmaz alacaksın.
0
kendicoplugundeotenhoroz
(17.12.22)
arazinin bilgileri konumu gercekten paylasilani tutuyor mu, arazi uzerinde herhangi bir istimlak plani varmi, haciz var mi, tapu durumu nedir (hisseli tapu vs), yapilasma durumu gibi bilgileri belediyeden, tapudan veya parselsorgu.tkgm.gov.tr sitesinden sorgulamak icin.
0
emrahday
(17.12.22)
(8)

IT soruları

dissendium
Merhabalar. Makine mühendisi olarak IT alanında çalışmam için nasıl seçenekler var? Bilgisayar mühendisi olmayıp farklı bölümlerden bu alana geçen var mı? Bu alanda yazılım dillerinin ağırlığı nasıl? Teşekkür ederim.
Merhabalar. Makine mühendisi olarak IT alanında çalışmam için nasıl seçenekler var? Bilgisayar mühendisi olmayıp farklı bölümlerden bu alana geçen var mı? Bu alanda yazılım dillerinin ağırlığı nasıl? Teşekkür ederim.
0
dissendium
(14.12.22)
en kolay manuel testci olarak is bulursunuz. sql bilmeniz gerekir bir miktar. bilgisayar muhendisi olmayip da it'de olan cok insan var.

yazilim dillerinin agirligi ne demek? hangisi cok kullaniliyor mu? eger oyleyse de yapilacak ise gore degisir ama genel olarak javascript, c#, python, java cok kullanilan diller.
0
lemmiwinks
(14.12.22)
Selamlar. Aof isletme mezunuyum, 15 yildir yazilim gelistirici olarak calisiyorum.

Makineci olarak sektorde daha rahat is bulursun.

Kiyas yapabilmen icin dedim.
0
paranoyak kedi
(14.12.22)
kod yazabiliyor musun, yazamıyor musun? bunun cevabına göre iş bulabilirsin yada bulamazsın.

tabii hangi alanda kod yazabildiğin önemli, makine müh. olup web siteleri de yapabilirsin, makine de yapabilirsin, cnc, lazer, 3dprinter, vs. vs. hem yazılım hem mekaniği birleştirebilirsin.
0
selam
(14.12.22)
it alani cok genis bir kavram. bizde bilgisayar muhendisliginin %70'i yazilim ile geciyor(mufredat) aslinda o bolum tamamen software engineering.

diyecegim o ki sadece yazilim odakli olmayabilirsiniz. illa yazilim'dan yuruyecegim diyorsaniz, web3 ve blockchain basliklari iyi alternatifler olabilir.
0
kobretti
(14.12.22)
Benim şimdiye kadar birlikte çalıştığım en iyi yazılımcı makine mezunu bi abiydi.

Yani teorik bi engel yok. Ama öğrenmesi zor bi alan, çok çalışman lazım. Gerçi makine bitirebildiysen çalışma konusunda da sıkıntın yoktur :)

Dil konusu da şöyle: popüler dillerde çok iş var ama yazan da çok. Niş dillerde de iş az, ama uzman çok daha az.

O yüzden ilk 1-2 yıl popüler bir dilden ilerleyip, sonrasında niş bir alanda uzmanlaşmak en sağlam kariyer yolu olur diye düşünüyorum. En azından ben öyle yapıyorum. Rust öğreniyorum şimdi ufak ufak (web3 / blockchain alanında çalışıyorum), maaşlar ortalamada JS dev'lerin kafadan iki katı mesela.

Ama direkt Rust yazarak başlayayım dersen hem muhtemelen hayata küsersin, hem de "junior rust developer" diye bir rol yok ya da çok nadir. Zor bi dil olduğu için developerları genelde senior elemanlar oluyorlar.
0
plutongezegendegilmi
(14.12.22)
Yazılım dillerinin ağırlığı ifadesini bir iş gününde ne kadar süre kod yazılıyor anlamında söyledim. Sürekli kod yazmak mı gerekiyor?

C bilgim var biraz. En iyisi en sık kullanılan dillerden birini öğrenmeyi deneyeyim.
0
🌸dissendium
(14.12.22)
@dissendium, şirkete göre çok değişiyor o. Günde 1000-2000 satır kod yazdığım da oldu, 3 ayda o kadar yazdığım da oldu. Ama yazılımcıysan işin o yani. Genelde çok karışan eden olmuyor işi aşırı sallamadığın sürece.
0
plutongezegendegilmi
(14.12.22)
yazilan kod miktari sektore, sirkete, ve o an calisilan ise gore cok degisiyor. bazen haftalarca bir probleme kafa patlatip sonrasinda kod yazmak bir yana kod silerek is tamamlandigi oluyor. bazen bir gun tamamen toplanti ile gecip artik kod yazsam dedigim oluyor. yazilan kodun niteligi de onemli.

programlama dili acisindan bakilinca populer bir dil ile baslamak problem yasandiginda cozum bulmak icin avantajli. ama populer bir dilde rekabet de fazla olacagi icin is bulma acisindan daha rekabetci olmayi gerektiriyor. ama son yillarda devir de degisti, bir dil bileyim her seyi o dil ile yapayim devrinin sonuna geldik gibi. artik kodun yapacagi ise, calisacagi ortama gore farkli dil seciyoruz, ve farkli dillerde yazmamiz gerekiyor. yazilacak dile de bircok durumda gelistirici tek basina karar veremiyor. hatta cogu zaman onceden yazilmis projeler ve diller uzerinde calismak gerekiyor. o nedenle bir dili iyi bilmek, en onemlisi tum dillerde kullanilan ortak yazilim gelistirme konseptlerini bilmek onemli. bunun yaninda arastirip ogrenebilme kabiliyeti onemli. bu acidan bakilinca yeterince zaman ayirip, istekli olduktan sonra ogrenmek cok da zor degil.
0
emrahday
(14.12.22)
(2)

android studio-katlin (aşırı acemi)

kisa
Merhaba,android studio indirdim, copy paste ile bir adım sayar uygulamasını çalıştırmak istiyorum ancak Unresolved reference: Rhatasını aldım. import android.R dediğimde ise setContentView(R.layout.activity_main) satırı için,Unresolved reference: activity_mainhatasını aldım neyse, google üzerinden
Merhaba,
android studio indirdim, copy paste ile bir adım sayar uygulamasını çalıştırmak istiyorum ancak
Unresolved reference: R
hatasını aldım. import android.R dediğimde ise
setContentView(R.layout.activity_main) satırı için,Unresolved reference: activity_main
hatasını aldım
neyse, google üzerinden gördüğüm ilk sayfadaki şeyleri denedim ama olmuyor da olmuyor.
kendi bir satır kodum bile yok. fikir verebilecek, yardımcı olabilecek birisi var mıdır?
0
kisa
(02.12.22)
www.tasarimkodlama.com şu çözüm işe yarar sanırsam. aldığın hataları googleda aratarak stackowerflowdan çözümlere ulaşabilirsin. hiçbir şey bilmeden uygulama yazmak çok zor bir iş. udemyden kurs alıp bir şeyler deneyerek başlasan daha sağlıklı olur bence.
0
veddin vele biddin
(02.12.22)
hic kod yazmadan bu problemi aliyorsaniz muhtemelen bunun nedeni gradle paket yonetim uygulamasindaki paket uyusmazliklari, versiyon uyusmazliklari ya da paketlerin son versiyonlarinin stable olmamasi. genellikle android gelistmeye yeni baslayanlarin karsilasacagi ilk problemler bunlar oluyor. iste bu durumda da hata kodlarin okuyabilmek, debug yapabilmek, gerekirse uygulamada temizlik yapip yeniden build yapabilmek onemli hale geliyor.

bu durum tum yazilim gelistme sureclerinde yasanabilirken ozellikle android gelistirmede cok fazla kutupahe ve sdk bagimliligi, bunlarin cok fazla guncelleme almasi, cok fazla cihaz ve bu cihazlarda kullanilan farkli versiyonlari olmasi nedeniyle cok fazla yasaniyor. android icin uygulama gelistirirken en cok mucadele edilen sey bu oluyor. bu durumda da kisinin tecrubesine bagli olarak hata ayiklama, hata loglarini inceleme kabiliyeti cozumu kolaylastirabiliyor.

ek olarak "@veddin vele biddin" dedgine katiliyorum, bilgide derinlesmeden yazilim gelistirme ve hata bulmak cok zor, android icin bu cok daha zor. o nedenle stackoverflow en onemli kaynak, ama ayni zamanda oradaki yonergeleri takip ederken neyin neden yapildigini bilmek, sorunun nedenlerini arastirmak da onemli. yazilim gelistirmenin en buyuk mucadelesi bu tarz problemleri arastirmak aslinda, ve iste deneyim bu sekilde edinilen birsey.
0
emrahday
(02.12.22)
(5)

Yüzmede Ritim ve Nefes Sorunsalı

vaveylababa
Selamlar.Çok uzun zaman sonra havuza yazılıp yüzmeye başladım. Yaklaşık 1 aydır haftada 3-4 gün havuza gidiyorum. Zaten yüzmeyi çok geç ve kendi kendine öğrenmiş biri olarak bir ritim tutturup git gel yapamıyorum diğer yüzenler gibi. bazen nefesim kesiliyor kulvarın ortasında durup nefes almak ya da
Selamlar.

Çok uzun zaman sonra havuza yazılıp yüzmeye başladım. Yaklaşık 1 aydır haftada 3-4 gün havuza gidiyorum. Zaten yüzmeyi çok geç ve kendi kendine öğrenmiş biri olarak bir ritim tutturup git gel yapamıyorum diğer yüzenler gibi. bazen nefesim kesiliyor kulvarın ortasında durup nefes almak ya da sırt üstü dönmek zorunda kalıyorum. yavaş yüzüyorum olmuyor, hızlı yüzüyorum olmuyor. insanları izliyorum çıp çıp çıp hiç durmadan git gel yapıyorlar. ben yüzerken nefes alma ritminde 2. ya da 3. nefes alışta tüm dengem bozuluyor. bişeyler izledim tam net bir algoritma teknik de bulamadım. böyle hap bilgi gibi özet bi teknik de söyleyebilirsiniz ona da çalışabilirim.

ben tam olarak nerede yanlış yapıyor olabilirim? 1 ay mı erken? hiç gelişme yok diyemem, özellikle fizikte bile bence hemen etki etmeye başladı ama yüzme ritmini ayarlamakta zorluk çekiyorum 50-55dk'yı maks. 800m ile bitiriyorum. güç antrenmanı mı yapmam lazım, nefes egzersizi mi?
0
vaveylababa
(29.11.22)
Selamlar, 16 sene profesyonel yüzmüş, 6 yıl yüzme hocalığı yapmış birinden duymak istersen anlatıyorum; daha bir çok detay var ama kabaca aşağıdaki konulara dikket edersen bu iş zor değil.
Isınma bu işin en temeli. yüzme çok ilginç bir şekilde hemen her kası bir şekilde çalıştırıyor. bu sebeple gündelik hayatta, fitnessda ya da diğer sporlarda kullanmadığın pasif kasların yüzmede birden aktif olması tehlikeli bir durum.
profesyonel yüzücülerin havuza girmeden önce neredeyse 1,5-2 saat ısınmak için spor yaptığını biliyor muydun? en az 45 dk koşu, yarım saat fitness ve diğer ısınma ve gerdirme hareketleri sayesinde kasları yüzmeye elverişli hale getirmelisin. yüzme kasları fitnessda olduğu gibi kısa kaslar değildir. uzun kas yapısı oluşturur bu sebeple ısınma, ısındıkça esneme çok önemlidir.
ısınmayı suda da yapabilirsiniz ancak bu süreyi uzatır.
standart profesyonel bir idmandan önce yüzücüler hem karada yukarıda saydığım idmanları yapar hem de suda ısınmak için yüzerler. bu yüzme seansı daha ağır tempoda ve uzun mesafede genelde karışık stilde gerçekleşir. akabinde branş ve kondisyonu arttırıcı ve zorlayıcı idman başlar. 2 saatlik standart bir antrenmanda 3-5 km yol yapılır.
bu denli kritik bir sporu yaparken mutlaka sporun gerekliliklerini yerine getirmeniz gerekiyor.
Nefes olayına gelince, yeni başlamanız sebebi ile doğru nefes alma tekniğini öğrenmiş olduğunuzdan emin olun. nefes alırken sadece başın dönmesi vücudun sabit kalması fazla eforun önüne geçer ve nefesi daha sağlıklı kullanmanız demektir. gerekli tekniği havuzdaki varsa yüzme hocalarından sorup öğrenebilirsiniz.
Yüzerken nefesinizi ayarlamanın en iyi yolu dururken yaptığınız nefes idmanları ile olur. yüzerken harcadığınız efor sebebi ile aldığınız oksijen yeterli gelmiyor belli ki ve yolda kesiliyorsunuz. bunun için havuz kenarında suda nargile diye tabir edilen nefes egzersizini uzun uzun yapmanız gerekir. bu sizin nefes alıp vermenizi yüzerken bunu uygulamanızı pekiştirir.
ilk etapta 3-4 kulaçta bir sonrasında yorgunluğunuza göre bunu azaltarak 2 kulaçta bire kadar gerileyebilirsiniz. nefes ihtiyacınıza göre bu kulaç sayısını ayarlayın.
ayak vurmak sabit hızda standart enerjide ve vücudu itici güçte olmalıdır. ne eksik ne fazla. saniyenin altında bir sürede ciğerlerinize aldığınız bir havayı tüm bu koordinasyon ve harcadığınız enerjiye sağlamak kolay değil.
Tüm bunlar bir orkestra gibi tam uyum içinde olmadığı sürece hep bir noktada duraksama ve zorluk yaşanacaktır.
çok alıştırma, doğru teknik ve sabırla başarılamayacak bir iş değil. yüzme konusunda sıkıntınız yoksa yüzmeyi ve tekniklerini iyi bilen bir hocadan bunun eğitimini 3-5 derste alabilirsiniz.
0
erty_ksk
(29.11.22)
verdiğiniz bilgiler çok değerli. acele etmeden düzenli gidip gelmeye bi yandan da kendimi geliştirmek için çalışmaya devam edeceğim o zaman. çok teşekkürler.
0
🌸vaveylababa
(29.11.22)
uzman degilim ama @erty_ksk verdigi degerli bilgilerden havuz kenarinda nefes egzersizi cok cok yararli olmustu bana. ozellikle bu calismalar sirasinda nefes almakta degil nefes verirken problem yasadigimi anlamistim. yani dogru nefes vermek de cok onemli diye dusunuyorum. bu calismadan sonra ciddi oranda daha uzun mesafeler yuzmeye basladim. ama hala koordinasyon konusunda kendimi gelistirmeye calisiyorum ve koordinasyon da cok yavas gelisiyor
0
emrahday
(29.11.22)
Kaynak için youtube'ta Serkan Özkeskin'in kanalında bütün videoları izle. Hepsi hap bilgi. Serbest stille başla izlemeye, sonra kelebek, kurbağa devam edersin. Videolar arasında kullanıcılardan gelen amatör videolar var, orada neleri doğru-yanlış yaptıklarını gösteriyor onlara da göz at. Drill çalışmaları çok önemli. 1 gününü sadece bacak drill'ine bir gününü sağ kola bir gününü sol kola bir gününü 2 kulaç ir nefese, bir gününü 3 kulaç sağ nefese bir gününü 3 kulaç sol nefese ayır. üstüne koya koya en sonunda ahenk içinde yorulmadan saatlerce yüzecek kıvama gelip kendini şu siteye kayıt olup advanced düzeye geçmeye çalışırken bulursun:

www.facebook.com
0
onemoremile
(29.11.22)
yukarıda çok kıymetli bilgiler verilmiş. ben de nacizane amatör bir yüzücü olarak ekleme yapmak isterim.

bence sizin yorulmanızın en büyük sebebi yüzmeyi geç öğrenmiş ve yeteri kadar antrenman yapmamış olmanızdan kaynaklanıyor. burada antrenmandan kast ettiğim drill falan değil, su üzerinde eforsuz durabilme antrenmanı.

yürümek, yüzmek, bisiklete binmek, araba kullanmak gibi beceriler, insanın düşünerek yaptığı işler değil, yani öyle olmaması gerekli. yürürken "sol ayağımdan destek alırken sağ ayağımı kaldırıp ileri atayım, onu yere koyup ondan destek alırken solu ileri atayım" diye düşünmezsiniz, o artık refleks olmuştır, kendiliğinden olur.

araba kullanmak da öyle. ilk ehliyet alanlar hep sorar "kavşakta önce frene mi basayım, sonra debriyaja basıp üçten ikiye mi atayım, debriyajdan çekerken gaza mı basayım". yav ne bileyim otomatik oluyor onlar, reflekse dönüşmüş artık, düşünerek yapmazsın, kendiliğinden olur.

yüzmeyi geç öğrenenlerde fark ettiğim en büyük problem bu. yüzmezken bile suyun üstünde durabilmek için çaba sarf ediyorlar, efor harcıyorlar. oysa hiç el kol oynatmadan, minimum hareketle suyun üstünde durabilmek gerekiyor. bu olmamışsa öncelikle su üstünde durabilme işini beyinden alıp omuriliğe bağlamanız lazım. suyun üzerinde kalabilmek için düşünmemeniz lazım. bu henüz omuriliğe bağlanmamışsa, yani yüzerken şimdi sol kulaç atayım, solu çekerken sağı atayım, sağı çekerken kolum tam şurdayken yandan kafamı çıkarayım falan diye düşüne düşüne yüzüyorsanız sizi en çok o yorar. bunların otomatik olması gerekiyor.

mesela ben kafamı hep sağdan çıkarırım, soldan çıkaramam. sağdan çıkararak yüzerken sorun yok, ama bazen ulan biraz da tersten çıkarmaya çalışayım diyip soldan çıkararak yüzmeye çalışınca düzen bozuluyor. düşünmeye başlayınca olmuyor. oysa havuz aynı, yüzme hızı aynı, yüzen herif aynı.

bence sizi asıl yoran bu. çalışıp omuriliğe bağladığınız zaman bu sıkıntı geçecek. teknik falan sonraki iş.
0
kibritsuyu
(29.11.22)
(9)

mercedes gle ya da range rover velar

oscar
araba piyasasindan baya uzak kaldim. bu ikisi arasinda kalsaniz tercihiniz ne olurdu neden ?gonlum kesinlikle velardan yana tip olarak ama iste bu rangelerdeki problem muhabbetinden baya bi tirsiyorumbir yandanda sonucta mercedes diyorum bilemedimiki aracta 0 alinacak bu arada
araba piyasasindan baya uzak kaldim. bu ikisi arasinda kalsaniz tercihiniz ne olurdu neden ?

gonlum kesinlikle velardan yana tip olarak ama iste bu rangelerdeki problem muhabbetinden baya bi tirsiyorum

bir yandanda sonucta mercedes diyorum bilemedim

iki aracta 0 alinacak bu arada
0
oscar
(13.11.22)
range rover'ı yolda görüyorsan iki ihtimal vardır. ya servisinden geliyordur, ya servisine gidiyordur.
40 yaşında mercedese biniyorum. bizim arabalar teneke diyorum.

edit: arkadaşımın bakımlı bir 84 model mercedes w124'i var. arada kullanırım, satsa alırım.
0
phonex
(13.11.22)
ikisini de kullanmamış biri olarak velar’ın müthiş bir tasarımı olduğuna inanıyorum. sıfır alınacak ve 100 bine kadar kullanılacaksa velar alırdım ben olsam. en beğendiğim suv tasarımı direkt. bence mbden birkaç gömlek üstün, porsche ve range roverı mercedes ile bir tutmamak lazım diye düşünüyorum.
0
roket adam
(13.11.22)
Türkiye için soruyorsanız eğer GLE ithal edilmiyor artık. ABD üretimlerine ek vergi olduğu için.

Bu detayı es geçersek eğer, GLE derdim.
0
nhtzmc
(13.11.22)
@nhtzmc amerikadayim hocam
0
🌸oscar
(13.11.22)
son 5 yildir gle kullaniyorum. velar kullanmadim ama ayni sinifta x5 ve q7 ye gore airmatic nedeniyle cok konforlu, yol kaynakli hicbir rahatsizligi hissettirmiyor veya cok azaltiyor. surus ve guvenlik asistanlari da cok iyi. karsilastigim modellere gore tek negatif tarafi gaz tepkimesi cok daha yumusak, o nedenle sportif surus sevenlerin pek hoslanmayacagi bir arac. ama konfor acisindan sinifinda cok iyi. ama yeniden vurgulayim velar kullanmadim, o nedenle bu ozellikler velarda nasildir bilemiyorum. 2022 gle lerin elektronik sistemleri ve ic tasarimi da cok guzel.

"@lion de la Turquie" velar diyorsa katilirim, onun araba zevkine inanirim.
0
emrahday
(14.11.22)
Emrah ben velar diyorum :)
0
lion de la Turquie
(14.11.22)
velar'in muadili gle degil bence. velar jaguar f-pace sasesi uzerine oturtulmus garip bir arac. gereksiz uzatilmis bir tasarimi var, onden ok ama arkasi cok cirkin bence.

gle/velar versusunda gle alirim.
gle/range rover sport versusunda range alirim.

sifir alinacagi icin hangisinin daha cok sikinti cikartacaginin onemi yok herhalde, o yuzden onu geciyorum. ikinci elde ikisini de almam, ikiside bela. :)
0
cooperr
(14.11.22)
"range rover alacaksan 2 tane alacaksin ki biri servisteyken digerine binebilesin".

diye bir söz var. o yüzden ben de range rover evoque'ye yanasmiyorum.
0
c1b2k3
(14.11.22)
range roverı alan kişi aracın arıza yapmasını düşünen kişi olmamalı. araç ingiliz motor bmw sürekli sorun çıkaran bir araç. ancak türkiyede ve dünyada range rover ayrı yerdedir. ben jip alıcaksam gle almam. alıcaksam x5 alırım dicem ama gelmiyor.
0
mikahakkinen
(14.11.22)
(5)

Aklımda bir program yazma fikri var ama yazılımcı değilm

condom kurşunu
İlla bilgisayar mühendisi mi olmak lazım bunun için bir yerlerde kurs falan alsam yazılımcı olur muyum?
İlla bilgisayar mühendisi mi olmak lazım bunun için bir yerlerde kurs falan alsam yazılımcı olur muyum?
0
condom kurşunu
(11.11.22)
yazılımcı ile bilgisayar mühendisi farklı şey zaten herkes yazılımcı olabilir internette gayet yeterli bilgi, kurs var

aklındaki program kaç güne yazılır? en azından koda baktıp bu iş olur olmaz diyecek kadar bilmen lazım bence.
0
duyurukullanıcısı
(11.11.22)
programa ve o programin gereksinimlerine bagli bir durum. program vardir birkac aylik internetten arastirma ile ogrenip yazarsin. ama program vardir 20 yillik deneyimli gelistirici olsan bile yazarken zorlanirsin.
0
emrahday
(11.11.22)
hiç uğraşma, freelancer veya benzeri yerlerden kendine part time çalışacak bir yazılımcı bul. konuyu anlat istediğini yaptır.

yazılımcı tabi olabilirsin ama amacın kafandaki işi/projeyi hayata geçirmek mi yoksa kendine bir meslek edinmek mi buna karar vermen lazım.
0
orpheus
(11.11.22)
Bosver bu işleri aklina her fikir gelen yazilimci olsaydi svsbs
0
ruby elixir
(11.11.22)
Aklınıza tıbbi bir konu gelince, kursa gidip cerrah olayım bari demiş gibisiniz.

Hazır bir cerraha gidin, operasyon maliyetini öğrenin, bütçenizi yoklayın vs. Bütçeniz yetersizse gereksiz vakit harcamayın.
0
alfired
(12.11.22)
(10)

Almanya'da iş aramak

cakmayazar
Genşler,40 yaşındaki Bu 15 yıllık Mak muh kardesiniz Hasta uyuyamadı. Aklına bişi geldi. İşten bir ay izin alsam,Bir şekilde turist vizesi ile oraya gitsem iş bulmak için herşeyi yapmaya hazırım. Geri de dönerim, kalacak yerim de var en kötü araba kiralar arabada yatarım.kaldigim bölgede tüm firmala
Genşler,

40 yaşındaki Bu 15 yıllık Mak muh kardesiniz Hasta uyuyamadı. Aklına bişi geldi. İşten bir ay izin alsam,Bir şekilde turist vizesi ile oraya gitsem iş bulmak için herşeyi yapmaya hazırım. Geri de dönerim, kalacak yerim de var en kötü araba kiralar arabada yatarım.kaldigim bölgede tüm firmaları Google Maps ile isimleri internet araştırdıktan sonra
Soru şu.
A1 almancamla telefonda ik görüşme talep edebilirim.
Veya catkapi yapıp ik ile görüşmek istiyorum diye gorusebilirim. Sonrasında kendimi tanitirim (ik yi atlatacak ve teknik personel ile görüşecek kadar cümle ezverlerim. Belirledikleri sürede B1 alacağım garantisini veririm vb.
Sonuçta adamlar global,dil konusunda ve teknik anlamda senden ışık görürse davet vb ustlenmez mi?
En kötü bir ay macera yaşar dönerim.
0
cakmayazar
(01.11.22)
İş ihtiyaçları varsa online yayınlamışlardır zaten. Kimse yarım yamalak Almancasıyla şu kapıdan birisi gelse de bir dinleyip işe alsak demez sanırım. Usulen işlerin böyle yürüdüğü bir şirket de kalmış mıdır, hiç sanmam. Bu bahsettiğinizi yapmaktansa her gün iş sitelerinden ilan araştırıp onlara başvurmak ya da bahsettiğiniz gibi şirketleri bir şekilde bulup mail atmak daha mantıklı bir yol olur bence. Bol şans.
0
but that was just a dream
(01.11.22)
A1 Almanca ile iş mülakatı zor. İngilizce bile konu derinleşince zorlaşıyor. Almanca bunun iki katı zor. Dil kursu daha mantıklı. O sürede araştırırsınız.
0
dissendium
(01.11.22)
İngilizceniz varsa linkedin'de almanca şartı aramayan ilanlara başvurun. pek inanmasam da hadi bir şekilde mülakatı geçtiniz A1 almanca ile..daha sonra nasıl çalışacaksınız..

15 yıl tecrübe + ingilizceyle bence şansınız olur. macera istiyorsanız yine gidin tabi ama gerçekci hedef online'a odaklanmak. bol şans..
0
axl
(01.11.22)
kaptan 50 sene geriden geliyorsun, eger 1970'lerde olsaydik bir ihtimal en azindan bir mulakata girebilirdin de gunumuz dunyasinda turk mahallesinde donerciye komi olarak bile almazlar.

40 yasindan sonra gidecegin ulkenin dilini cok iyi yalayip yutmamissan olmaz o is, zaten 25 sene sonra emeklisin, emekliligi gorecegimizin garantisi de yok. tatile git gel yaw, degmez.
0
cooperr
(01.11.22)
Günümüzde iş arama sistemi bu değil. negatif bi intiba bile bırakabilir. Herkesin işi gücü var, hiç kimseyle görüşemezdiniz.

Almanca gerektiren işler için a1 birini almazlar. Mülakata ezberleyip girmek de getçekci asla değil. Daha önce yabancı dilde bir mülakata girmiş olsaydınız a1 seviyesiyle ne olursa olsun mülakat geçemeyeceğinizi fark ederdiniz.

Almanyada uluslararası bir çok şirket ingilizceyi yeterli görüyor zaten. Hatta ingilizceyi şart olarak görüyor. Yani almanca bilip ingilizce bilmiyorsanız da şansınız çok azalıyor. Türkiyeden giden biri için anahtar nokta ingilizce bilmek olmalı.

Online mülakat yaparak fevkalade iş bulabilirsiniz. Şansınız çok çok daha fazla. Siz bir şekilde almanyada bulunsanız bile şirket sizin için çalışma izni evrağı düzenlemek durumunda kalacak. Eğer bir şirket bu prosedürü göze alıyorsa zaten online mülakatla türkiyeden gelen insanları mülakata kabul ediyor oluyo. Yani güzel bi linkedin cvsi ile online da yardırın.

Eğer 1 ay macera yaşamak istiyorsanız dil kursuna gidin.
0
zimbirik
(01.11.22)
ana diliniz almanca olsa ve almanyada yasasaniz bile cat kapi is basvurusu kabul edeek is yeri sayisi cok cok azdir. almanyada her sey randevu usulu ilerle ve is basvurusunu internetten veya posta ile isteyeceklerdir.

ayrica birebir is basvurusu yapmak cok verimsiz bir yontem. almanyada sanayi ulkenin her yerine dagilmis durumda. ulkeyi dolasarak basvuru yapmaniz lazim ve bu sekilde bir ayda cok fazla is yerine basvramazsiniz. bir ay da kisa bir sure. o nedenle internetten basvuru yapin.

almanyada bir sirket sizi niye alir? nitelikli is gucunu daha ucuza calistirmak icin. o nedenle niteliklerinizi bir sekilde kanitlamaya bakin. sertifika, diploma ne varsa gonderin.

almanyada sirket sizi niye ise almaz? almanca bileni tercih edecektir. o nedenle almancanizi iletletmeye bakin. ayrica turkiyeden gelen biri icin calisma izni prosedurleri ile ugrasmak istemeyecektir. aslinda calisma izni almak, sozlesme imzaladiktan sonra cok da zor degil.
0
emrahday
(01.11.22)
git hollandaya geleni geçeni alıyorlar bu ara.
0
kveldulv
(01.11.22)
almanya'da zaten işler yavaş işliyor. bir ayda başvurunuza dönmeyebilirler bile. üstelik a1 almanca ile ne söylemeyi planlıyorsunuz? adamların sorduğu soruyu bile anlamazsınız.

çatkapı görüşme isteğine falan türkiye'de bile garip bakarlar. almanya'da club'a gitmek için bile iki hafta önceden planlıyor millet. bunca yıl hiç iş görüşmesine girmediniz mi?

ben size şöyle bir tavsiye verebilirim: öncelikle bu seviyede almanca görüşmeyi unutun. hattta muhtemelen almanca iş görüşmesine girebilecek seviyeye türkiye'de ömür boyu çıkamazsınız. ingilizceniz varsa bunun üzerinden yürüyün. sadece ingilizce ile iş bulmak almanya'da epey zor ama deneyiminiz var. bu nedenle imkansız değil.
gelip iş arama muhabbeti gereksiz. zaten teams üzerinden falan görüşmeler yapılabilir. son aşamada gitmeniz gerekirse o zaman vize muhabbetini düşünürsünüz.
0
bohr atom modeli
(01.11.22)
niye turist vizesiyle gidiyorsunuz ki? İş arama vizesi var.

Nedense Türkiye'de herkeste böyle umutsuz ruh hali var bu tarz işlerde. Turist gibi gideyim, kaçak gideyim falan...

Yurtdışına legal şekilde kalmak o kadar zor değil.
6 aylık iş arama vizesi var almanya'da.

Türkiye'de size bu konuda yardımcı olacak acentalar da var.
İş bulma garantisi vermiyorlar (yani iyi acentalar vermiyor), ama belgelerin hazırlanması, iş aramaya uygun hazır hale getirilmesi gibi süreçlerde destek oluyorlar. Sizi iş bulabileceğiniz kurumlara yönlendiriyorlar.

Almanya'da kimse çat kapı geldiniz diye sizle görüşmez. Telefonda da görüşmez kolay kolay. Adam iş ilanı çıktıysa, sizi en fazla oranın linkine yönlendirir.

Bence işkur ve almanya'daki iş arama kurumları üstünden ilanlara bakın.
Resmi görüşmeler oluşturun yani.

Bu arada uluslararası şirketlerde almanca şart değil, ingilizce bilginizle de iş bulursunuz. Ha almanca bilmek iyi olur tabi.

Bence öyle çat kapı gitmenin anlamı yok.

Hızla bir almanca kursuna yazılın.
O arada belgelerinizi, diploma denkliklerinize falan bakın, gerekirse belgelerinizi bir aracı kurumla oraya uygun hale getirin.

O arada iş arama vizesi için gerekli hamleleri yapın.
Gerisi artık sizde.
0
anten
(01.11.22)
almancanı b2, hadi bilemedin b1 seviyesine getirmeden iş mülakatına girmeni önermem. almanlar bu konuda pek anlayışlı değiller, almancan zayıf diye seninle basit bir almancayla konuşmayacaklar. muhtemelen dediklerinin %90'ını anlamayacaksın ve rezil olduğunla kalacaksın. öyle cümle ezberlemekle falan olacak iş değil.

üstte bir arkadaş iş arama vizesi yazmış ama onun için seni almanya'da altı ay yaşatacak kadar hazır para göstermen gerekiyor. böyle bir paran varsa ben de turist değil iş arama vizesiyle gelmeni öneririm. ama gelmeden önce dediğim gibi almancanı en az b1 seviyesine getirmeye çalış. ya da berlin, hamburg gibi daha kozmopolit şehirlerde tamamen ingilizceyle yürüyen işlere odaklan.
0
sir gawain
(01.11.22)
(3)

frankfurt tehlikeli bi şehir mi?

gezegenim
Merhaba,Frankfurt ile ilgili 3 sorum olacak. not: Tek başıma Frankfurt'u gezme planım var zira buradan başka yere uçuşum var. 1-Klasik avrupa şehirleri gibi akşam 10dan sonra sokakta kimse kalmaz mı yoksa sokaklarda insanlar olmaya devam eder mi? Kadın olduğumu da belirteyim.2- şehir merkezinden hav
Merhaba,

Frankfurt ile ilgili 3 sorum olacak.
not: Tek başıma Frankfurt'u gezme planım var zira buradan başka yere uçuşum var.

1-Klasik avrupa şehirleri gibi akşam 10dan sonra sokakta kimse kalmaz mı yoksa sokaklarda insanlar olmaya devam eder mi? Kadın olduğumu da belirteyim.
2- şehir merkezinden havalimanına en kolay ve ucuz nasıl gidebilirim?
3- Şehir bisikletleri var mı? Bisikletle şehri gezmek kolay mı?
0
gezegenim
(29.10.22)
Aksamları guzel,main kıyısında guzel yuruyus yapabilirsin,guzel restoranlar da var.gece vakit cok kalabalık olmaz ama hayat genele gore daha canlıdır.

Trenle gider gelirsin tek yon 4,5 euro olması lazım,mesafe de çok değil.kısa bir yolculukla ulaşılıyor.

Başlıktaki soruna gelirsek eskilerde u bahn dan çıktığın alan ve karşısındaki bölge pennelerin ,bağımlıların bolca bulundukları,tedavi oldukları alanlardı.şimdi eskiye göre dahada azaldı ama diğer şehirlere nazaran daha az güvenli diyebiliriz.ama bu goz korkutucu bir durum değil.
0
duptıs
(29.10.22)
Disi kisilik olarak gecenin birine kadar garin etrafinda gezdim. Bahsedildigi gibi evsiz coktu hafiften bir tisinti olmustu ama istiklalde yuruyene koymaz diyip gezmistim.

Havaalanindan metroyla frakfurt garina gidebilirsin ulasim cok basit.

Bisiklet bilmiyorum araba ile gezdim genelde.
0
kuzey li
(29.10.22)
almanyada en tehlikeli denilen sehirler berlin, hamburg, frankfurt en fazla kadikoy kadar tehlikeli diyebilirim. suc istatistikleri de tam net veri vermiyor, bu sehirlerde en fazla islenen suclar bisiklet hirsizligi ve kamu veya sahis malina zarar verme oluyor. cogu zaman bunlar icin turkiyede kimse polise dahi gitmiyor. yani guvenli diyebiliriz.

ama ayni zamanda istatistikler yanilticidir, bir olay basiniza geldiginde milyonda bir dahi olsa sizin icin problemdir. bu durumda istatistigin onemi yoktur.

berlin ya da turkiyedeki buyuk sehirler gibi hareketlilik beklenmez. geceleri cogu yer sakin olacaktir.

ulasimin en rahat oldugu sehirlerden biri. havalimanina tren baglantisi cok iyi ve cok fazla tren var. duz ve bisiklet yolu konusunda iyi bir sehir o nedenle bisiklet icin de ideal.
0
emrahday
(29.10.22)
(10)

yurtdışında ofis ortamı hk

tuborg yesili
genelde böyle mi merak ettim, ana dili ingilizce olmayan ülkede iş ortamında sürekli kendi anadillerine dönmeleri normal mi? türkiyede biz de az çok böyle yapıyor olabiliriz düşününce ama emin olamadım, sormamın nedeni bugün ofis ortamında ben bişey sormadığım ya da konu açmadığım tüm zamanlarda her
genelde böyle mi merak ettim, ana dili ingilizce olmayan ülkede iş ortamında sürekli kendi anadillerine dönmeleri normal mi? türkiyede biz de az çok böyle yapıyor olabiliriz düşününce ama emin olamadım, sormamın nedeni bugün ofis ortamında ben bişey sormadığım ya da konu açmadığım tüm zamanlarda herkes anadilinden devam etti, ortalama 40 kişiye 2 yabancıydık bu arada. bir miktar dışlanmış hissettim ama olması gereken ne sorgulamak istedim deneyim sahipleriyle.
0
tuborg yesili
(27.10.22)
ana dili ingilizce olmayan yerlerde ufak tefek gezi disinda pek calismadim ama muhtemelen hollanda gibi yerler haricinde sirf ana dil konusma cok yaygindir. sasirtici gelmedi.
0
hot potato
(27.10.22)
almanya'da bir ofis ortamında bulundum, böyleydi. benim çok az anladığımı biliyorlardı ama kendi aralarında hep almanca konuşurlardı. ingilizcelerine çok güvenmedikleri şeklinde yorumluyordum ben.
0
mezzosprite
(27.10.22)
konu direkt sizi ilgilendirmiyorsa ve iş ile ilgili değilse small talk olarak anadilde devam ediyorlar.
0
sttc
(27.10.22)
Bizimkiler ben ortamda bulunuyorsam, konu ne olursa olsun İngilizce'ye dönüyorlardı. Aşırı saygı duyduğum bi olay bu arada, çünkü zor ama çok düşünceli bi hareket.

Sonra TR'de bi ofiste çalışırken (%90 Türk, %10 yabancı) aynı özeni ben gösteremedim, aramızda Türkçeye döndük hep. Gerçi bizim yabancılar da 6 ayda şakır şakır Türkçe öğrenip konuşmaya başladılar. İyi mi ettik kötü mü ettik bilemiyorum o yüzden :)
0
plutongezegendegilmi
(27.10.22)
Ana dilleri ingilizce olmayan insanlarin kendi aralarinda ana dillerinde konusmalari nasil anormal ya da sorgulanabilir geldi anlayamadim. Olmasi gereken dislanmis hissedenin cogunlugun dilini ogrenmesi, cogunlugun 2 kisi icin yabanci dilde konusmasi degil.
0
summer timetable
(27.10.22)
cok normal. en fazla yapilacak sey sana birisi ingilizce olarak kisa bir ozet gecer. o birisi de yaninda falan oturuyordur anca oyle arada sunu konusuyoruz der. ayrica ort 40 kisiye 2 yabanci ortaminda dili bi an once ogrenmeye bak bence
0
Kittie
(27.10.22)
anormal bir durum yok bence de. bir sene kadar almanya’da bulunmuştum staj için, ortak kural mutlaka herkesin almanca konuşmasıydı mesela ki çok büyük uluslararası bir firmadaydım. türkler de olmasına rağmen kesinlikle türkçe konuşmuyorduk. adamlar haklı olarak senin yerel dili öğrenmeni bekliyorlar, burada yanlış bir şey görmüyorum ben de hatta dışlanmış hissetmemek için bu dili öğrenmen gerekiyor.
0
roket adam
(27.10.22)
Hollanda’da yaşayan birisi olarak diyebilirim ki aşırı normal, sizlik bir şey yok.
0
but that was just a dream
(28.10.22)
Normal. Bizde de Fransızca. Ilk başta biraz zor oluyordu da artık alıştım small talk olayina.

Toplantıları falan yabanci varsa ingilizce yapıyoruz da small talk genelde Fransızca.

40'a 2 baya düşük oran. Çok normal
0
logisticsmanager
(28.10.22)
almanyada onceki sirketimde ozellikle ben istemezsem kendi aralarinda almanca konusuyorlardi. simdi sirketimde ise ortamda ben oldugumda hep ingilizce konusuyorlar. bu genelde sirketteki kisilerin profilleri, ingilizce konusurken rahat olup olmadiklari, sirkette yerel dili bilmeyen kisi sayisi gibi bircok faktore bagli. 40 kisiden 2 kisi ise bu oran genelde yerel dil konusurlar diye dusunuyorum. zor bir durum ama yerel dili ogrenmek icin de guzel bir firsat.
0
emrahday
(28.10.22)
(3)

Kendi kendime yazılım öğrenebilir miyim ?

sassot
Java çalışıyorum şu an ama dilin bir önemi yok. Sorun evde kendi kendime çalışarak öğrenip ogrenemeyecegim.Videoları izleyip alıştırmaları yapıyorum, sonra örnek projeleri bulup onları kendim yapmaya çalışıyorum. Baska yapabildiğim bir şey yok bu bana fayda sağlar mı ? Tavsiyeniz olur mu ?
Java çalışıyorum şu an ama dilin bir önemi yok. Sorun evde kendi kendime çalışarak öğrenip ogrenemeyecegim.

Videoları izleyip alıştırmaları yapıyorum, sonra örnek projeleri bulup onları kendim yapmaya çalışıyorum. Baska yapabildiğim bir şey yok bu bana fayda sağlar mı ? Tavsiyeniz olur mu ?
0
sassot
(21.10.22)
Tabiki ögrenebilirsiniz. Patika.dev çok iyi . Telegramda bu konuda gruplar var herkes soru sorup bilgi paylaşımında bulunuyor. GitHub üzerinden insanların projelerini kodlarını incelemek de çok faydalı
0
limonlu eksi
(21.10.22)
ogrenirsiniz de ise doner mi asil soru bu. kendi kendinize motive olup calismak zor ama yapabilirsiniz ise dondurmek ayri yetebek
0
bonjourrr
(22.10.22)
Ogrenilir ama;
- bircok durumda kendi kendine motivasyonu korumak zor olabiliyor
- mutlaka anlamakta zorlanilacak bir nokta olacaktir, bu durumda kendi basina cozmenin avantajlari olmakla beraber bir mentor esliginde cozmek cok daha hizli olur. bir mentor sureci cok hizlandirir.
- dil ogrenirken en zorlanilan konu da cesitli durumlara gore "best practices" denilen duruma ve sarta gore olasi bircok yoldan en iyi yolu secme, ve bu secimi yaparken karar mekanizmasini nasil olacagi kisminda oluyor. bu da en iyi bir yerde calisarak tecrubeli bir ekipte bulunarak kazaniliyor. tek basina bunu kazanmak zor olabilir.
- guncel ile guncel olmayani ayirmak cok zor olabilir. yazilim dili gelisiyor ve degisiyor. bu nedenle populer pratikler de degisiyor. kitaplar, videolar, dersler ise ayni hizla guncellenmeyebiliyor. guncel pratikleri takip etmek ise bir is ortaminda veya seminerler araciligi ile oluyor.

bir de sunu da eklemek isterim, bir programlama dili ogrenmek yazilim gelistirmenin en onemli ama tek adimi degil. yazilim dili yaninda bircok konu da beraberinde ogrenilmeli. ornegin yazilim gelistirme surecleri, testing, yazilim mimarileri, code pipeline, deployment vs. gibi onlarca konu var ve bu konular olmadan sirf yazilim dili bilmek ile yazilim gelistirme yapilamiyor.

tavsiyem kendi kendine ogrenme surecinin yaninda daha yararli ve daha hizli ilerlemek amaciyla bir mentorden yardim istemek, seminerleri ve yazilim gruplarinin toplantilarini takip etmek, bir yerde calisarak tecrube edinmek, yazilim dilinin disindaki konularda da kendini gelistirmek iyi olacaktir.
0
emrahday
(22.10.22)
(3)

Java, JavaScript, Jquery ve Jsp - yeni başlanan iş durumu

high hopes of the sozluk
selamlar, yeni bir işe başladım da iş genel olarak java ile database arasında orası ile de jsp yani html, ve javascript, jquery olan kodların arasında gelişiyor.Ben şimdi java ve db ye hakimim de html, css'i de biraz çözebliyorum fakat javascript ve jquery hiç yok.işe başlarken de söyledim.sorun değ
selamlar, yeni bir işe başladım da iş genel olarak java ile database arasında orası ile de jsp yani html, ve javascript, jquery olan kodların arasında gelişiyor.

Ben şimdi java ve db ye hakimim de html, css'i de biraz çözebliyorum fakat javascript ve jquery hiç yok.işe başlarken de söyledim.sorun değil dediler fakat genelde kendi kendime anlamaya çalışıyorum işi.şimdi de bi iş verdiler, bitiş tarihi ne olur dediler? mecbur bi cevap vermem gerekti cuma dedim fakat işten biri yardım etmezse işin içinden çıkamıcam gibi.javascript bende sıfıra yakın.

sorum da şu ilk yazılım işim de bu acaba ben mi aptalım yoksa çok saçma mı bu durum? yarın benim elimden gelen bu beğemezseniz çıkartın demeyi düşünüyorum.
0
high hopes of the sozluk
(20.10.22)
junior’a bu kadar sorumluluk yüklenmesi anormal bir durum.
0
Erestor
(20.10.22)
bitis tarihi verirken sonucta bir "tahmin"de buluyorsun. tecrubeli tecrubesiz her yazilimci icin tahminler tutmayabilir. bu durumda yapilmasi gereken takildigin noktalari soylemek, cozmek icin nasil yol izledigini aciklamak ve yardim istemek. bu normal bir surec ve her seyi bilemezsin.
0
emrahday
(20.10.22)
Ranchoddas
(20.10.22)
(3)

Yazılım için kolayca öğrenebileceğim neler var ?

sassot
Yazılım alanında beni diğer adaylardan daha öne çıkaracak kısa sürede öğrenebileceğim hangi beceriler var. SQL öğrenmeye başladım kısa sürede hallederim gibi geldi, bunun dışında başka ne öğrenebilirim?
Yazılım alanında beni diğer adaylardan daha öne çıkaracak kısa sürede öğrenebileceğim hangi beceriler var. SQL öğrenmeye başladım kısa sürede hallederim gibi geldi, bunun dışında başka ne öğrenebilirim?
0
sassot
(17.10.22)
patika.dev aradığın şey. SQL'den sonra Python öğrenebilirsin.
0
false pretension
(17.10.22)
bu konuda birkac noktaya dikkat etmek gerekir;

- piyasanin bir teknolojiyi bilenden daha cok o konuda uzman olana ihtiyaci var. gunumuzde bir konunun temelini ogrenmek cok zor degil, ve hizla oluyor. ama sabirli ve tutarli olup o konuda uzmanlasan cok az.

- birbiri ile iliskili teknolojileri belli bir kontekste ogrenmek onemli. ornegin hizli ogreniliyor diye sql yaninda css ogrenirsen bunun pratikte sana ciddi bir yarari olmaz. birbiri ile iliskili konulari ogrenerek ilerlemek daha mantikli.

hizli ogrenilecek birkac teknoloji: bash scripting, regular express, git, docker, css, html, temel sql sorgulari, unit testing, integration testing. ama yeniden vurgulamam gerekir, "bunlar hizla ogrenilir ama her biri icin derinlesmek ve uzmanlasmak zaman alacaktir"
0
emrahday
(18.10.22)
Yazılım çok geniş bir alan. yazılım öğrendin diye uzay mekiğini kontrol edecek şeyleri yapabilirmisin mesela?

Öncelikle kendine bir alan belirlemelisin, bu alanı da kendi merakların veya hobilerin üzerinden belirleyebilirsin.

ardından bu alanda çalışmalar yapmalı, blog yazmalı github'da bişiylerin olmalı, işegirerken bunları ben yaptım diyebilmelisin. bu diğerlerinin önüne geçmene yarayan en büyük adım.

Evde geçirdiin vakitde kendi zevklerin için bir şeyler yapmaya başladığında bir şeyler öğrenmiş oluyorsun.

blog yaz, github'da proje yayınla, çeviri yap, açık kaynaklı yazılımlara katkıda bulun. yani bu yazılım'ın dijital dünyasında varlığın olsun.
0
selam
(18.10.22)
(1)

Almanya'da Erasmus Öğrencisi Olarak Çalışmak için Belge

whoshothesheriff
Merhabalar herkese,Ben Erasmus öğrencisi olarak çalışmak istiyorum. An itibariyle Almanya'dayım. Ancak yasal olarak çalışma iznim olmasına rağmen çalışma iznimi gösteren belgem yok henüz. Böyle bir belgeyi daha önce alan oldu mu Erasmus öğrencisiyken Almanya'da? Eğer daha önce aldıysanız, sürecin na
Merhabalar herkese,
Ben Erasmus öğrencisi olarak çalışmak istiyorum. An itibariyle Almanya'dayım. Ancak yasal olarak çalışma iznim olmasına rağmen çalışma iznimi gösteren belgem yok henüz. Böyle bir belgeyi daha önce alan oldu mu Erasmus öğrencisiyken Almanya'da? Eğer daha önce aldıysanız, sürecin nasıl ilerlediğini anlatabilirseniz çok çok sevinirim gerçekten.
Herkese teşekkürler şimdiden
Kolaylıklar
0
whoshothesheriff
(17.10.22)
bunun bir belgesi var mi bilmiyorum ama elinizdeki oturum karti uzerinde "Anmerkungen" kisminda oturumunuzun hangi sartla verildigi yazilidir. hatta bircogunda referans verilen kanun maddesi de § karakteri ile belirtilir. iste bu referansa gore calisma izninizi kanitlayabilirsiniz. oturum kartinizda belirtilen tabi oldugunuz yasaya referans vermeniz yeterli.

ornegin; oturumunuz ogrenci oturumu ise "Aufenthaltserlaubnis nach § 16 Abs. 1 Aufenthaltsgesetz" yasasina referans olabilir ve bu yasaya gore de burada www.gesetze-im-internet.de belirtildigi gibi 120 tam veya 240 yarim gun calisma iziniz vardir.
0
emrahday
(17.10.22)
(2)

Berlin'de Part-time iş arıyorum

whoshothesheriff
Herkese merhabalar,Erasmus öğrenci değişim programıyla Almanya'ya geldim. An itibariyle Berlin'de çalışabileceğim part-time iş arıyorum. Eğer iletişime geçeceğim kişi/kurum/sayfa vs. biliyorsanız, lütfen üzerime atıverin. Herkese şimdiden çok teşekkürlerKolaylıklar
Herkese merhabalar,
Erasmus öğrenci değişim programıyla Almanya'ya geldim. An itibariyle Berlin'de çalışabileceğim part-time iş arıyorum. Eğer iletişime geçeceğim kişi/kurum/sayfa vs. biliyorsanız, lütfen üzerime atıverin.
Herkese şimdiden çok teşekkürler
Kolaylıklar
0
whoshothesheriff
(12.10.22)
amazon bircok parttime is sunuyor. www.amazon.jobs

oturum izninizin calismaya izin verip vermedigi veya kac saate kadar izin verdigine dikkat etmelisiniz.
0
emrahday
(12.10.22)
Gecen facebook'ta hamburgta isci arayanlar diye bi gruba denk geldim herhalde berlin versiyonu da vardir :)
0
omonia
(12.10.22)
(6)

Arabanın marşında sıkıntı?

Wolfware
merhabalarbugün sabah arabamı çalıştırırken marşın ıkınarak motoru çalıştırdığını fark ettim. yani normalde anahtarı çevirir çevirmez çalıştırırken şuan bir miktar bekleyip zorlayarak çalışıyor. aküden olabilir diye önce aracı çalıştırıp yarım saat sonra durunca durdurup tekrar çalıştırdım ama değiş
merhabalar

bugün sabah arabamı çalıştırırken marşın ıkınarak motoru çalıştırdığını fark ettim. yani normalde anahtarı çevirir çevirmez çalıştırırken şuan bir miktar bekleyip zorlayarak çalışıyor. aküden olabilir diye önce aracı çalıştırıp yarım saat sonra durunca durdurup tekrar çalıştırdım ama değişiklik olmadı.

daha önce bir kaç kez anahtarı yarım marş şeklinde bıraktığım için aküyü bitirdiğim ve destekle çalıştırdığım olmuştu. bundan dolayı aküde bir sorun mu var yoksa marş sisteminde mi bir sıkıntı var bilmiyorum. hangisi olabilir?
0
Wolfware
(28.09.22)
aküyü bekletip çalıştırmak akünün durumunu toplamak anlamına gelmiyor. akü gidikse bekletmek daha kötü sonuç doğurur.
bence aküde sorun aküye baktırın. olmadı bujilere bakılması gerekebilir. araç km. yaşı vb. bilgiler vermeniz de çözüm önerileri için faydalı olabilir.
en önemlisi akü kaç yaşında onu da biliyorsanız bence söylerseniz daha iyi olur.
0
erty_ksk
(28.09.22)
araç 2021 mart çıkışlı. akü de arabayla beraber geldi. 1.5 senelik bir akü. ama dediğim gibi bir kaç kez boşalttık aküyü ve kablo yardımıyla tekrar doldurduk. bu zarar veriyor muydu aküye bilmiyorum. sanırım aküyü bir çeşit ölçme durumu var onu yaptırıp gerekirse yeni akü almak gerekir gibime geliyor.
0
🌸Wolfware
(28.09.22)
problem olasi nedenleri;

- aku zayifladigi icin olabilir, aku bitince genelde anahtar cevrilince arac hicbir tepki ve ses vermez. ekranda isik bile verirken guc yetmeyebilir.
- sarj dinamosu bozuktur ve araci kullanirken aku sarj olmuyordur. bunda da olay akunun bitmesine bezer belirtiler.
- mars dinamosu kaynakli olabilir, akuden alinan elektrik ile motora ilk hareket verilemiyordur. (eger kontak cevrildiginde aractan tik sesi geliyorsa ve calisir gibi yapip calismiyorsa buyuk ihtimalle bundan kaynakli olabilir)
- arac atesleme sisteminde problem vardir. mars dinamosu ilk harketi veriyor ama motor gerisini ateslemiyordur.

bunlardan herhangi biri olabilir.
0
emrahday
(28.09.22)
Marş basarken klima, radyo, aydınlatma gibi unsurların çalışıyor olması marş dinamosuna zarar verir marş basarken tüm elektronik aksamın kapalı olduğundan emin olmanızı tavsiye ederim muhtemelen marş dinamosunda sıkıntı vardır.
0
apocalipy
(28.09.22)
Akünün ölmesi için bu yaş çok erken, ama akü araçtan daha yaşlı olabilir üretim yılı olarak.

Bahsettiğiniz hareketler zayıf akünün belirtisi, ama bu akünün öldüğü anlamına gelmez. Araç çok kullanılmayan bir araçsa şarj problemi olabilir.

Arabaya binince kontağı açın, marşa basmadan göstergedeki ışıklara uyarılara bakın, marşa basarken bu ışıklar gidip geliyorsa akü zayıftır.

Önce aküyü ölçtürün, ölmemişse şarj ile dirilebilir. Aküyü ölçerken şarj sistemini de kontrol ederler, bu kadar yeni arabada şarj problemi olmaz ama yine de bakılsın.
0
John Bloor
(29.09.22)
arkadaşlar fikirlerini belirten herkese teşekkür ederim. dün aracı servise götürdüm aldılar 2 saate yaptılar. sorun akü kaynaklıymış. garanti kapsamında aküyü değiştirdiler. açıkçası bende akü olduğunu düşünmyordum ama 52 amper akü olduğu için 1.5 senede akü perte çıktı. yerine takılan da tabi yine 52 amper. idare edicez artık.
0
🌸Wolfware
(30.09.22)
(6)

Baslangic icin yazilim dili secimi JavaScript/Swift

andoreii
Selamlar, Yazilimciliga giris yapmak ve bir dili ogrenip kendimi yetistirdikten sonra da full-time is bulmak ve bu alanda calismak istiyorum. Kendime bunu basarmak/ilk is gunume baslamak icin 1 yil gibi bir hedef koydum (umarim yamulmam).Simdiye kadarki tecrubem yalnizca HTML/CSS uzerine udemyden bi
Selamlar,

Yazilimciliga giris yapmak ve bir dili ogrenip kendimi yetistirdikten sonra da full-time is bulmak ve bu alanda calismak istiyorum. Kendime bunu basarmak/ilk is gunume baslamak icin 1 yil gibi bir hedef koydum (umarim yamulmam).

Simdiye kadarki tecrubem yalnizca HTML/CSS uzerine udemyden bir adet kurs bitirmis olmak. Ve tabii bu temel kursu tamamlamanin oncesinde ve sonrasinda uzun uzun bu ise girip girmemeyi dusunmus olmak.

Cok fazla vaktim olmadigi icin guzel/gercekci bir hedef secip butun enerjimi oraya kanalize etmek istiyorum.

Kendimi bildim bileli apple cihazlari seviyorum ve kullaniyorum. Mobil applicationlar gelistirme fikri beni heyecanlandiriyor(cunku bunun nasil bisey olabilecegini hayal edebiliyorum) ancak Swift dilinin de genel is ilanlari bazinda %5 lik bir yer kaplayarak dusuk popularitede oldugunu biliyorum.

Konustugum tum arkadaslarim JS ogrenerek bu ise basladiklarini ve su anda da JS ile calistiklarini ve bu dilin sevilen tutulan guzel bir dil oldugunu soyluyorlar. Piyasadaki ilanlarin %40'ina yakini bu dili istiyor diye biliyorum.

Acikcasi icimden Swift ogrenmek geciyor ama bunun mantikli bir karar olduguna da kendimi ikna edebilmis degilim. Ornegin muhendis olmayan birisi olarak bu limitli apple developing piyasasinda bir yer bulabilir miyim bundan bile haberim yok. Ama JS deyince de ne is yaparlar ne ederler gozumde canlandiramadigim icin orayi hedef belirlemeye motive olamiyorum.

Ilgili kaygilarimi anlayan sizlerden isterseniz uzun uzun, isterseniz kisacik tavsiyelerinizi rica edebilir miyim :) Hani bir tanidik/kardes bunu sorsaydi hangisini tercihi yaptiginda dogru secimi yaptigini dusunup iciniz rahatlardi ogrenmek istiyorum.
0
andoreii
(27.09.22)
Birazdan buralar dolmadan, C++ hatta fortranla başla temelini öğren diyenler gelmeden araya gireyim:)

Gerçekçi bir hedef seçmek için önce kendinize bir görev seçin.

Front end developer mı, ios developer mı ne olmak istiyorsanız karar verin. Ona göre ilerleyin. Javascript demelerinin sebebi muhtemelen kolay bir başlangıç olması ve javascript ile hemen sonucunu görebileceğiniz işler yapabilmenin kolaylığıdır. Bir editor ve browser yeter yaptığınız programları test etmek için.

Learntocodewith.me diye bir blog var. Oldukça iyi içerikler. Blogu yazan da kendi kendine yazılımcı olan bir kadın. Bence türkçe kaynaklar yerine ingilizce kaynkalara yönelin.

Neden bilmiyorum ama benim gözlemim Türkçe kaynaklar hep zorlaştırmak üzerine. Sanki kolaylaştırınca işin değeri düşüyor gibi düşünüyorlar. Yabancı kaynaklar kolay ve anlaşılır geliyor yeni başlayanlar için. Bir de bizde nedense sürekli bir yetersiz hissettirme motivasyonu var. Python öğrenen adama "ohoooo c++ bilmeden yazılım öğrenilmez" diye bir başlıyorlar...

Programcılık mantığını ve algoritmaları anladığınızda hangi dili kullandığınız çok fark etmeyecek çünkü dillerin ana farklarının syntax olduğunu anlayacaksınız.

Bilgisayar nasıl programlanır öğrendikten sonra yeni bir dil öğrenmeniz çok kolay hatta 15 gününüzü falan alır. Elbette bazı dillerin farklılıkları ya da kullanıldıkları cihazların farkları olur.

İş bulma konusu biraz karışık. Türkiye'de sanıldığı kadar büyük bir yazılım ve bilgisayar endüstrisi yok. Bir de iş tanımları net değil. Yani front end developer iş ilanında aranan niteliklerle, ios developer ilanlarında aranan nitelikler neredeyse aynı.


Bilge adam'da front end kursu tamamlayan bir arkadaşım var italya'da çalışıyor. Eğitimi falan da sayısal bölüm değil yani. Eminim Türkiye'de iş bulamazdı. Bu çapta bir iş için bile komik şartlar sunuluyor. Türkiye'deki tuşlu ve elektronik bütün aletlere bilgisayar mühendisi bakmalı algısı var.

geçenlerde abd'de bir ilan gördüm. Global bir finans kuruluşu front end engineer arıyor. Ana kriter şu:
• 2+ years of experience in JavaScript, HTML5 and CSS technologies.

• Be capable of implementing and maintaining software using JavaScript frameworks such as Angular and React.

Gerisi proaktif olsun, ingilizcesi iyi olsun vs.

Bizde bir front end ilanına bakın lütfen. Gülersiniz.

Eğer vakit ve bütçe ayırabilirseniz açıköğretim'de programcılık bölümü açıldı. Bir bakın. En azından resmi bir diplomanız olur.
0
anten
(27.09.22)
@anten cok guzel aciklamis. ben de birkac noktaya deginmek isterim.

iyi bir yazilimci olmak sadece programlama dili bilmek degil. programlama dili bilmek bu ise baslamanin ilk adimlarindan biri. ama programlama dili yaninda algoritma, data structure, yazilim mimarileri, frameworkler, kutuphaneler, design patternler, bilgisayar temelleri, system design ve cesitli arac gerecler (git, bash vs.) gerekir. ama hepsi adim adim zamanla ogrenilir.

javascript baslangic icin iyi bir dil, cunku uretmek kolay. ama cok genis bir ekosistemi var, bu nedenle yolunu kaybetmek cok kolay. bunun yaninda rekabet cok.

swift ise gunumuzde apple tarafindan cizilen yola gore gidiyor. bu nedenle daha sade bir ogrenme cizgisi var. ama javascripte gore biraz daha zor bir dil diyebilirim.

bunlara ek olarak bir dil ogrenirken asil ogreneceginiz sey yazilim gelistirme temellerini ve yaklasimlarini ogrenmek olur. bunlari ogrendiginizde diger dilleri ogrenmek cok da zor olmaz cunku bircok konsept birbirine benzer. gercek profesyonel hayatta da gelistiricilerin deneyimi arttikce tek bir dile bagli kalmazlar genelde. bircok is icin bircok farkli dil kullanmak gerekir, ya da dil secimi genelde o dilin guclu oldugu alana gore yapilir. o nedenle profesyonel hayatta bircok farkli dil ile calismak gerekebilir.

benim kisisel onerim eger seviyorsan swift ile baslaman olur. daha net bir ogrenme akisina sahip olursun. javascript de onune bircok farkli secenek acilacaktir ve onlar arasinda da kararsiz kalabilirsin. daha sonra dilersen javascripte gecmemen icin hicbir engel yok. bu oneriyi uzun yillardir javascript alaninda calisan biri olarak veriyorum.
0
emrahday
(27.09.22)
Fortran +1
0
archmage mahmut
(27.09.22)
Cevaplariniz icin tesekkur ederim.

Swift ile baslamam konusunda beni cesaretlendirdiniz.

Apple'in developer kisminda bir egitim seti var. O seti tamamlayarak baslangictan ileri duzeye gecilebilecegini iddia ediyorlar.

JS kisminda ise cok fazla sayida egitim seti var ve kademe kademe cok fazla sey ogrenilmesi gerektigini goruyorum. Kendi kendime ogrenmekten korkmuyorum aksine bunu tercih ediyorum ama JS tarafinda egitim yolu biraz karisik gorunuyor gozume ve bu beni korkutuyor. Bosa kurek cekebilirim veya yanlis yone kurek cekebilirim ve bunu bir egitmenim olmadigi icin anlamam diye korkuyorum.

Iki dilden birinin digerinden belli bir seviyeye kadar daha kolay veya zor olmasi gozumu korkutmuyor ama egitim surecinin emin adimlarla ilerlemeyecek olabilmesi gozumu korkutuyor.

O zaman biraz bu egitim surecleri(curriculum/syllabus) uzerine arastirma yapayim.
0
🌸andoreii
(27.09.22)
eğitim süreçleri üzerine araştırma yaparak vakit kaybetmektense swift ile başlayın elinizde mac varsa. yoksa da js ile başlayın, bu iş yaparak öğrenilen bir iş, bir an önce kod yazmaya başlamanız sizin için daha faydalı olur.
0
mrtkp1234
(27.09.22)
go ile başla, bu ara sektörde çok hype, hem yurtdışı hem yurtiçi çok talep görüyor.
0
nuisance
(27.09.22)
(5)

Ekşi Sözlük'ü sıfırdan kodlayabilmek için gereken yetkinlikler?

hadi ya la
Nelerdir? Hangi programlama dillerini bilmek gerekir, kaç yıllık bir kodlama birikimine sahip insan "baştan sona" Ekşi Sözlük'ün güncel halini kodlayabilir ve son kullanıcıya sunabilir?Bu konularla alakası olmayan biri olarak merak ettim.
Nelerdir? Hangi programlama dillerini bilmek gerekir, kaç yıllık bir kodlama birikimine sahip insan "baştan sona" Ekşi Sözlük'ün güncel halini kodlayabilir ve son kullanıcıya sunabilir?

Bu konularla alakası olmayan biri olarak merak ettim.
0
hadi ya la
(26.09.22)
Ben kodlamaya sıfırdan direkt ekşi sözlük klonu yaparak başladım. Dolayısıyla "kaç yıllık birikim" sorusunun cevabı 0. Direkt başlayabilirsiniz. 6 ay falan sürmüştü sözlüğü bitirmem.

Ne bilmek lazım? Valla bence HTML / CSS / JS / SQL en temizi olur. Ben başlarken PHP ile başlamıştım ama JS o zamanlar bu kadar gelişmiş değildi, şu an tertemiz bi noktada. O yüzden çok uygun.

Python falan ile başlasam daha kolay olur mu gibi tartışmalara girebiliriz, ama bu konu üzerine kafa yormaktansa direkt bi yerden başlamak her zaman daha faydalı.
0
plutongezegendegilmi
(26.09.22)
plutongezegendegilmi +1,

en güzel öğrenme yöntemidir bir projeyi kopyalamak. zamanla işler yapmaya başladıkça diğer yetkinlikleriniz de artacaktır.
0
selam
(26.09.22)
Sedat Beyler mutlaka delphi ile kodlamıştır. askdjakjd
0
sparkle kiddle
(26.09.22)
demirKamil
(26.09.22)
eksisozluk sanirim asp dili ile yazildi ve database olarak microsoft sql kullaniyor. front end tarafi ise elbette html, css ve javascript ile yazildi.

ama gunumuzdeki teknolojiyle degerlendirirsek front-end tarafta javascript, arka tarafta node.js ve database olarak mongodb gibi bir nosql ile yazilsa cok daha kisa surede yazilabilir.

tabi tum bunlarin yainda eksisozlugun aslinda en anahtar noktasi "high scalability" yani cok yuksek trafik almasina ragmen bu trafigi karsilayabilmesi ya da aniden cok fazla trafik geldiginde o trafigi kaldiracak genislemeyi yapmasi gerkiyor. dolayisi ile gercekten eksisozluk ayrainda bir sistemi basarmak icin programlama dili yaninda iyi bir "system design" bilgisi ve cozumu gerekiyor. bunu da gunumuzde hernangi bir "cloud" altyapisi kullanarak cozmek mumkun.

kisaca eksisozluk front-end, back-end, database ve system design ogrenmek icin cok guzel bir ornek diyebilirim.
0
emrahday
(27.09.22)
(11)

Afrikalı komşunuz oldu mu?

yirmibesonbes
yakın zamanda afrikalı bir komşu alt katımıza taşınacak, en korktuğum şey gürültü konusu.. kültürleri nasıldır, konuşurken bağıra çağıra konuşmaları var mıdır? acayip acayip adetleri var mıdır?
yakın zamanda afrikalı bir komşu alt katımıza taşınacak, en korktuğum şey gürültü konusu.. kültürleri nasıldır, konuşurken bağıra çağıra konuşmaları var mıdır? acayip acayip adetleri var mıdır?
0
yirmibesonbes
(26.09.22)
Üst komşum iki tane afrikalı genç erkek. Yakın yaşta kardeşler, arada ülkelerinden annesi babası falan da geliyor. Gürültü gibi bir şikayetim asla olmadı çok efendi çocuklar. Keşke bütün apartman afrikalı olsa diyorum hatta.
0
coldegezenkutupayisi
(26.09.22)
turk komsulariniz gurultu yapiyor mu garip garip adetleri var mi diye dusunun. boyle cevap bulabilirsiniz
0
ala09
(26.09.22)
kaldığım yurtta afrikalı öğrenciler de vardı. gürültü olarak sıkıntı yaşadığımı hatırlamıyorum. ama ortak mutfağı kullandıklarından sonra mutfağa girilmiyordu. kullandıkları baharatlar mı, yağlar mı ne bilmiyorum çok kokuyordu.
0
inheritance
(26.09.22)
Ala09+1, Turk komsularim, saygi sifir
0
Kahvedesu
(26.09.22)
bizde de iranlı komşu var. diğer türk komşularımızdan daha iyiler vallahi. türk komşularla bazen sinir harbi yaşıyoruz. ama iranlı komşular da aşırıııı baharatlı yemekleri var. diğerlerinden iyidir ama :)
0
chanandler bong
(26.09.22)
afrika denilince de hangi afrika. bir guney afrikali ile bir tunuslunun birbirine benzerligi bir turk ile japon kadardir. yani o kadar birbirine uzak, hem mesafe hem kultur olarak. afrikada herhangi bir ulke icinde de cok fazla kultur farkliligi var bir guney nijeryali ile kuzey nijeryali birbirinden cok farkli.

o nedenle on yargi olmadan yaklasmak ve tanidiktan sonra bir fikir edinmek en iyisi.
0
emrahday
(26.09.22)
Hangi Afrika ülkesi Mısır'da Afrika ülkesi Fas'ta Nijerya'da. Kuzey Afrikalılar kültür olarak bize daha yakın Senegalliler, Sudanlilar, Somalililer genel olarak çok saygılı insanlar mesela fakat sahra altı Afrikalır genellemek doğru olmamakla birlikte topluca yaşama kültürü çok gelişmiş değil aşırı gürültülü olabilirler sıraya girme, başkalarının haklarına saygı gösterme gibi davranışlar sergilemeye bilirler.
0
beemaker
(26.09.22)
çok da güzel olunur, genelde kimseye zararları olmaz.
0
durbidakka
(26.09.22)
öncelikle afrika dünyadaki en fazla ülkenin yer aldığı kıta. ülkelerin bir çoğunun da ne kültürü ne de dili birbirine hiç benzemez.

ek olarak bu sorunuz oldukça genelleyici bir soru.
benim bir afrikalı komşumla yaşadığım sorunsuz ilişki sizin sorun yaşamayacağınızı ileri sürmez. aynı şekilde benim türk komşularımla yaşadığım sorun da sizin türk komşularınızla sorun yaşama potansiyelinizi belirlemez. bu tip olaylar birbirinden ayrık, bağımsız ve tekil olarak değerlendirilebilir sadece. böyle genelleyici bir mantık yürütme olamaz.

bu arada insanların salt nereli olduğuna göre bu şekilde bir endişe duymanız sizin ırkçı söylemlerle karşı karşıya kalmanıza sebebiyet verebilir. çünkü dediğim gibi bu bütüncül bir şekilde genelleyici ve toptancı bir yaklaşım içeriyor. aynı zamanda hiçbir toplum homojen değildir. bugün sitede türk komşularımızla sorun yaşadığımızda bunu bir standart türk prototipi olarak değerlendirmek eblehçe olacaktır.
0
ezkaza
(26.09.22)
her insan farklıdır. gürültü yapmanın dahil olduğu bir kültür bilmiyorum ben. ön yargıları beslemeye gerek yok. ortak yaşam alanı olan apartmanların belirli kuralları vardır ve herkes kültüründen, dininden, dilinden vs. bağımsız bu kurallara uymakla yükümlüdür.
0
but that was just a dream
(26.09.22)
aynı binada değil ama aynı mahallede afrika kökenli sakinler vardı. hiçbir zaman onlara karşı veya onların birilerine karşı bir rahatsız edici yaklaşımına şahit olmadım ben. olsam da afrika kökenliler böyleler diye bir genelleme yapmazdım şahsen. bu yüzden ezkaza+1 diyorum. her birey kendi içinde özeldir. genellemeler yanıltıcı ve kalp kırıcı olabilir.
0
debian
(26.09.22)
(2)

Freelancer Çalışma Hakkında

ejderha kuyrugunun ucunda yanan ates
Ben halihazırda bir kurumda yazılımcı olarak çalışıyorum. Geçen gün bir freelance iş görüşmesi teklifi geldi. İstedikleri kısaca wordpress ile bir site kurulması, sitede istenilen değişikliklerin yapılması, sitenin bakımı vs. Bunlar yapamayacağım işler değil ve anlatıldığı kadarıyla günde 1 - 2 saat
Ben halihazırda bir kurumda yazılımcı olarak çalışıyorum. Geçen gün bir freelance iş görüşmesi teklifi geldi. İstedikleri kısaca wordpress ile bir site kurulması, sitede istenilen değişikliklerin yapılması, sitenin bakımı vs. Bunlar yapamayacağım işler değil ve anlatıldığı kadarıyla günde 1 - 2 saatimi ayırarak yapabileceğim işler. Mesai içerisinde değil sadece mesai dışı ilgilenmeyi düşünüyorum.

Benim sorum şöyle ki; freelancer bir yazılımcı olarak ne kadar ücret talep etmem gerekir ? Daha önce benzer şekilde çalışıp memnun veya pişman olan varsa tecrübeleri nasıldı ? Gerçekten aldığınız ücrete değiyor mu yoksa olmadık zamanlarda çağırıp planınızı bozdukları oldu mu ?
0
ejderha kuyrugunun ucunda yanan ates
(13.09.22)
Normal işteki saatlik ücretimin 2 katını istiyorum genelde. Sonra işi yapmam kaç saat sürdüyse o kadar para istiyorum.

Ben genel olarak seviyorum freelance'i, ama benim işler WP gibi değil de daha niş işler olduğu için yüksek ücretler isteyebiliyorum. 5-10 bin liralık bir iş için uğraşmazdım. Ama bu tabi sizin maaşınıza, paraya ne kadar ihtiyacınız olduğuna göre değişir.
0
plutongezegendegilmi
(13.09.22)
iyi planlama sart, o isi kac saatte yapacagini iyi beirlemelisin, yoksa fazla calisitigin sure zararina olur. onun disinda istekleri cok net olmali ki isi yaptiktan sonra degisiklik talebi olmasin, ise baslamadan her detayi iyice konusun. gelistirme sirasinda mumkun oldugunca fazla review yapin, yoksa isi bitirdiginde "biz burasini farkli istiyorduk" demesinler. bu tarz islerde en buyuk problem karsi tarafin ne istedigini tam olarak bilmemesi oluyor.
0
emrahday
(13.09.22)
(6)

sıfırdan web developer olmak

sir gawain
6 ay yoğun kursa giderek full-stack wep developer olunabilir mi sizce? yoksa bir hayal mi?
6 ay yoğun kursa giderek full-stack wep developer olunabilir mi sizce? yoksa bir hayal mi?
0
sir gawain
(12.09.22)
Olmaktan kastının ne olduğuna göre değişir.

Bi de sorunun amacı nedir yani, 6 ay değil de 8 ay olsa nolur? 1 yıl olsa ne farkediyor? Bunu sorma sebebim şu, developer'lık "eğitimini aldım bitti" gibi bir şey değil, ömür boyu sürekli kendi kendini eğitmen gerekecek zaten. 6 ay çalıştın, iş buldun, sonraki 6 yılın da akşamları ya da haftasonları çalışarak geçecek ekstradan :)

Soruya cevap: Bilge Adam 250 saatlik kurslar veriyor. Haftada 20 saat desen 3 ay yeter diyorlar.
0
plutongezegendegilmi
(12.09.22)
olunur ama ılk isi bulmak zor bunun yerine yazilim otomasyon tavsiye derim
0
bonjourrr
(12.09.22)
plutongezegendegilmi her zamanki gibi yine hakli

ben kursla yani ittirerek bir sey olunabilecegini dusunmuyorum. icinde varsa zaten internette her turlu bilgi var. kurslar sadece senin gibi hayal kuran insanlari bir guzel kullanip atiyor. yani mantik var alti ayda frontend degil, backend degil, direkt fullstack web dev olmanin imkani yok. yapman gereken cok calismak, surekli calismak, hic birakmamak. teknolojide ogrendim bitti diye bir sey yok pluton'un dedigi gibi. surekli kendini gelistirmek zorundasin ve bunu sevmen gerekiyor.

el cevab: bence olunamaz, evet hayal
0
nibba
(12.09.22)
eğitimi alıcam ve öğrenme sürecini bitiricem gibi saçma bir şey söylemiyorum zaten, insanların on yılını yirmi yılını vererek geldiği noktaya bu kadar kısa sürede gelebilmem mümkün değil, farkındayım.

sorunun amacı şu: 6 aylık yoğun eğitimle ve eğitim dışında tüm vaktimi ve enerjimi buna kanalize ederek junior pozisyonunda iş bulabilecek kadar kalifiye olabilir miyim? yoksa istersen günde 24 saatini ver, 6 ayda bu iş profesyonel olarak yapılacak kadar öğrenilmez mi?
0
🌸sir gawain
(12.09.22)
junior olarak ise girilecek kadar ogrenilir. bircok insan bootcamp'e gidip sonrasinda is bulabiliyor. yurtdisinda bile is bulunabilir. tabi ciddi calisma ve istek gerekli. is gorusmelerinde ne kadar istekli, kendini gelistirmeye acik oldugunu gostermek gerekli.

ha ben olsam fullstack yerine frontend veya mobil developer olurdum. tek alan bile derya deniz, ikisi birden programlama gecmisi olmayan insanlar icin cok fazla ogrenecek sey demek. her seyden azcik ogrenmek demek. ben fullstack developer'im ama yillarca tecrubeye ragmen iki taraftan da azar azar biliyorum. frontend veya mobil tercih etmemin sebebi de daha az soyut kavramla ugrasacak olmak, direkt gorup etkilesime gececegin bir seyler uretmek, dolayisiyla baslangic icin daha kolay olmasi.
0
lemmiwinks
(13.09.22)
junior pozisyonda is bulabilirsin ama bunun icin birkac nokta bir araya gelmesi lazim;


- oncelikle rekabette sansli olmalisin, cunku son zamanlarca cok kisi bu ise yoneliyor ve hali hazirda calismaya baslamis belki de 6 ayinin sonunda olan ve onumuzdeki gunlerde is basvurusu yapmak isteyen bircok kisi var. yani rekabete hazir ol.
- hizli ogrenmelisin, cunku 6 ay kisa bir zaman. o nedenle kendine iyi bir "roadmap" cizmelisin. planli ilerlemelisin
- ogrenme ve gelistirme sirasinda onune problemler cikacaktir, anlamakta zorlandigin yerler olacaktir. zeki cozumlerle bu problemleri asmalisin, ya da seni yonlendirecek insanlar cevrende bulunmali.
- motivasyonun yuksek olmali, tutarli bir sekilde calismalisin.

boylece 6 ay sonunda belli bir noktaya gelebilirsin, ama is bulup bulamayacagin piyasanin sartlarina, is gorusmesinde kendini ifade etmene, gelisiminin sonunda daha da gelisime acik olup olmamana, yani en onemlisi seni ise alcak kisilerin degerlendirmesine baglisin. cunku normal sartlarda 6 ayda tam anlamiyla uretken olmazsin, ve seni ise alacak olan "tamam eksiklikleri var, kendini de gelistirmek icin caba harcamis ve gelisime acik biri" demeli ki seni ise almali.

6 ay calis, bu is sana gore mi karar ver, en kotu 6 ay sonunda is bulamazsan bir 6 ay daha kendini gelistirip 1 yillik gelisimin sonunda is ararsin. 6 ay cope gitmez yani, bir yerden baslamak lazim, ve sonucu gormek lazim.

bir insan severek yapiyorsa bir isi, uzerinde cok da dusunmeden, sonuclarini cok da kestirmeden o ise girer. yapman gereken 6 ay sonra ne olacagi degil, "yarin" hangi konuya calisacagin olmali.

eklemek isterim ki full-stack cok ciddi bir hedef, cunku tecrubeli full-stack gelistiriciler bile bu alandaki degisimi takip etmekte zorlaniyor. o nedenle bence ya front-end, ya da back-end de baslaman daha iyi.

ek olarak, typo hatasi yaptin sanirim, we"p" developer degil, bu konuda elestiri alabilirsin, aman dikkat.
0
emrahday
(13.09.22)
(4)

İş bulmak için hangi yazılım dilini öğrenmeliyim?

spartamed
Merhaba duyuru sakinleri;ben siyaset bilimi mezunuyum. 31 yaşındayım. İşsizim. Yazılım öğrenmek istiyorum. Sizce fazla kompleks olmayan ve iş bulabileceğim dil hangisidir? Nereden başlamalıyım? Şimdiden cevaplarınız için teşekkür ederim.
Merhaba duyuru sakinleri;
ben siyaset bilimi mezunuyum. 31 yaşındayım. İşsizim. Yazılım öğrenmek istiyorum. Sizce fazla kompleks olmayan ve iş bulabileceğim dil hangisidir? Nereden başlamalıyım? Şimdiden cevaplarınız için teşekkür ederim.
0
spartamed
(10.09.22)
oncelikle yazilim dili bu alanda profesyonel calisanlarin kullandigi araclardan sadece biri ve en onemlisi. yani diger deyisle yazilim alaninda calisanlar dil disinda bircok konuda da (genel algoritma/veri-yapilari, genel network protokolleri, frameworkler, kutuphaneler, cli araclari vs. ) ogrenmek durumunda. calisilacak alana gore ogrenilecek seyler, ve bunlarin onemi degisir.

yani kisaca sadece yazilim dili bilmek yetmez, buna bagli bircok konuda da kendinizi yetistirmeniz gerekir. bu kendinizi yetistireceginiz dil ve diger konular da tamamen hangi alanda calismak istediginize bagli. bunlar da kendi aralarinda dallanip budaklaniyor.

ornegin gunumuzde en populer ve giris yapmak icin diger alanlara gore nispeten kolay calisma alani "web development" diyebiliriz. web sitesi yapmak size keyif verecekse bunun bir alt dalina bakmaniz lazim. mesela front-end, ya da back-end, yazilim test vs gibi alanlardan front-end sectiginizi dusunelim.

front-end alanin kendine has dinamikleri var. ornegin dil olarak javascript ogrenmelisiniz. ama oncesinde html ve css ogrenmelisiniz. bunun yaninda profesyonel calisabilmek icin gunumuzde populer react, vue, veya angular gibi framework (kutuphane ozellikleri de var, ve her birinin ogrenme zorlugu, populeritesi farkli) dan birini ogrenmelisiniz. daha sonra temel konular ornegin temel algoritma ve veri yapilairi ogrenmeniz ogrenirken daha iyiye daha hizli gitmek icin avantajiniza olur. json gibi temel data degisim formatlarini ogrenmelisiniz. git, ide gibi araclar da ogrenilmeli.

simdi bu sekilde soylendiginde gozunuzde cok da buyutmeyin, yapan nasil yapiyor diye dusunun ve bir tarafindan baslayin. ama bu isin hemen bir dil ogreneyim, uretken olayim, para kazanayim gibi basit olmadigini da bilmenizi isterim. kisaca yapilamaz degil ama cok zaman, emek ve motivasyon isteyen bir surec bu.

ayrica ornegin yukarida front-end alaninda rekabet cok ve sadece ogrenmek yetmez, diger insanlardan iyi olmak da onemli. rakabetin daha az oldugu ama ogrenme sureclerinin farkli etkenlerle daha zor oldugu alanlar da var ornegin data science, mobil gelistirme, back-end gelistirme, oyun gelistirme gibi.

ozetle her biri ayri bir yol haritasi, kendi dinamikleri var. bu farkli alanlarla ilgili yol haritalari icin suraya goz gezdirebilirsiniz roadmap.sh
0
emrahday
(10.09.22)
Cevaplarınız için çok teşekkür ederim.


@emrahday Yazdıklarınız gözümü korkuttu doğrusu, o kadar sebat edebilir miyim bilemiyorum. Amerika'daki bazı youtuberlar 6 aylık eğitimden sonra tester oldum vs diyorlardı. Peki bunun için ne lazım?
0
🌸spartamed
(10.09.22)
emrahday her zamanki gibi yine hakli
illa yazilim diyorsan ben sql kasmani tavsiye ederim
fakat sizma testi uzmanligi, malware analistligi gibi meslekleri arastirmani tavsiye ederim. yazilim bilmeden kendini gelistirerek yapabilecegin meslekler
helpdesk kesinlikle onermem ama it alaninda sistem destek uzmani da olabilir. yine yazilim gerektirmeyen bir is. ama turkiye'de it yoneticileri bile helpdesk yapiyor malesef..
bence senin yapman gereken en oncelikli is windows ve linux kullanabilmeyi ogrenmek. her seyiyle. ondan sonra temel networking, osi layers vs kafanda bir seyler oturtmaya yarayacak. biraz powershell bash python scripting de fena olmaz
0
nibba
(10.09.22)
Öncelikle algoritma öğrenmeniz lazım bundan sonra dil seçimini talebe göre yapabilirsiniz. İSMEK'te ücretsiz uzaktan algoritma eğitimi var
0
beemaker
(11.09.22)
(6)

Yakın ülkelerin dilleri

dissendium
Merhabalar. İş görüşmesine gittiğim bazı şirketlerin Bulgaristan, Romanya, Sırbistan gibi yakın ülkelerde fabrikaları var. Almanca, İspanyolca gibi dilleri öğrenmek yerine bu ülkelerin dillerinden birini öğrenmek bir Türk için mantıklı olur mu? Bu bana kumar gibi geliyor biraz. Yüzde 90 tutmaz ama t
Merhabalar. İş görüşmesine gittiğim bazı şirketlerin Bulgaristan, Romanya, Sırbistan gibi yakın ülkelerde fabrikaları var. Almanca, İspanyolca gibi dilleri öğrenmek yerine bu ülkelerin dillerinden birini öğrenmek bir Türk için mantıklı olur mu? Bu bana kumar gibi geliyor biraz. Yüzde 90 tutmaz ama tutarsa da çok iyi olur gibi. Bu şekilde bu ülkelerin dillerinden birini bilip bu ülkelere taşınan var mı? Hatta oraya gitmeye de gerek yok. Direkt Rumence bilen satış görevlisi arayan da gördüm. Gözümüzü uzağa dikmek yerine Balkan ülkelerine dikmek mantıklı mı sizce? Teşekkür ederim.
0
dissendium
(09.09.22)
Dil öğrenme işi çocuk oyuncağı değil tabi ama şahsen dil ailesine göre değerlendirerek seçim yapardım. Örneğin Bulgarca Rusça ile benzer, Rumence Latince dolayısıyla İtalyanca, Ispanyolca gibi dillere benzer. Hatta latinceye en yakın dil Rumence olması lazım. İspanyolca öğrenmek isteyen biri olsam Rumence, Rusça öğrenmek isteyen biri olsam Bulgarca öğrenmeyi deneyebilirdim.
0
uvcray
(09.09.22)
bulgaristan, romanya, sırbistan gibi yerlerde yaşamak ister misin bence sorulması gereken soru bu. balkan ülkeleri öyle yaşam standartları yüksek, çok iyi yerler değiller diye düşünüyorum. ben şahsen istemezdim.
0
roket adam
(09.09.22)
Roket adam +1
Benim arkadaşlarım var oralardan kaçmak isteyen/kaçan. Bulgaristan ve romanya baya kötü Avrupa ülkeleri.
0
logisticsmanager
(09.09.22)
Türkiye'den de mi kötüler?
0
🌸dissendium
(09.09.22)
Yurtdışında yaşayan biri olarak söylüyorum, ülkenden, kültüründen, arkadaşlarından akrabalarından ayrılman için gittiğin yerin gerçekten iyi olması lazım. Bu şartlara uyan ülke sayısı da 1 elin parmaklarını geçmez. Bu saydığın ülkeler gittiğine değmez. Tek artıları avrupa birliğinde olmaları. Kültüründen ayrılmaya değecek kadar avantajları yok
0
zimbirik
(09.09.22)
yasam kalitesi olarak bulgaristan, slovakya ve romanya turkiyeden iyi degil. cek cumhuriyeti, polonya, macaristan, hirvatistan, slovenya turkiyeye yakin.

ama bir de hangi turkiye kismi var. bu ulkelerde baskentler nispeten iyi olsa da diger sehirler hala avrupa birligi sonrasi gelisimini tamamlamis degil. ama turkiyede bu ulkelerdeki baskentlerin seviyesinde bircok sehir var. ankara, istanbul, izmir, antalya gibi sehirlerden giden biri icin sofyada yasamanin motivasyonu ancak turkiyeye gore cok daha fazla para kazanabilecek bir is bulmak ya da avrupa birligi vatandasi olabilmek olur. yoksa sofya ile istanbul yasam kalitesi olarak karsilastirilmaz bile.
0
emrahday
(09.09.22)
(7)

Almanya’da okuyan kuzenim pasaportsuz Ispanya’ya gelebilir mi?

nefertarii
Şöyle bir durum var, bu pazar İspanya’ya gidiyorum. Kuzenim de Almanya’dan katılacaktı ama İngiltere vizesine başvurduğu için 31 Ağustos’ta, pasaportu onda değil. Almanya’da Master yapıyor ve aynı zamanda research assistant aynı üniversitede. Bu kızın yanıma gelebilme ihtimali hiç mi yok?
Şöyle bir durum var, bu pazar İspanya’ya gidiyorum. Kuzenim de Almanya’dan katılacaktı ama İngiltere vizesine başvurduğu için 31 Ağustos’ta, pasaportu onda değil. Almanya’da Master yapıyor ve aynı zamanda research assistant aynı üniversitede. Bu kızın yanıma gelebilme ihtimali hiç mi yok?
0
nefertarii
(08.09.22)
almanya’dan ispanya’ya gelebilir tabii. iç hat uçuşu gibi oluyor. pasaport harici bir kimliği olduğunu varsayıyorum ama.
0
orient blue
(08.09.22)
gidip gidememekten ziyade bi kimlik kontrolüne denk gelirse pasaportsuz kaçak muamelesi yer.
0
patronaj1
(08.09.22)
ucakla olmaz diye biliyorum. italya icin konsolosluga sordugumda hayir demislerdi.
arkadaslara sordugumda, kontrol olmadan tren, araba falan belki.

ama ingiltere vizesinden pasaportunu isteyebilir.
0
spherical
(08.09.22)
eger oturum karti falan varsa gider. checkin sirasinda oturum kartini ibraz edebilir, sonrasinda da zaten pek kontrol olmuyor. ama eger bir kontrole denk gelirse pasaport istenebilir.
0
65 derece
(08.09.22)
Uçuşlarda kimlik kontrolü yapılıyor. Burada göstereceği uluslararası kimlik gerekli. Normalde bunun karşılığı pasaporttur. Oturum kartını kabul etmeyebilirler.

Karayolu ile gidiyor olsaydı sorun olmazdı diye düşünüyorum.
0
burfak
(08.09.22)
turk pasaportlu, ab oturum kartliyim. ucaklarda checkin de hep kartimi kullandim pasaportu degil. simdiye kadar kimse de pasaport sormadi. kontrole denk gelirse sorulabiliyor ama.
0
65 derece
(08.09.22)
pasaport olmadan gidemez. ucus icin pasaport gostermek zorunlu. hatta bircok durumda avrupa birligi icinde ucuslarda vize kontrolu yapmayi unutuyorlar ama prosedur geregi avrupa birligi disindaki pasaportlari icin muhur basilmasa da ucaga binerken ve inildiginde gozle hizlica vize kontrolu de yapilir. kara yolu ile gider ama kimlik gereken bir durum olursa riskli.
0
emrahday
(08.09.22)
(5)

yazılım işleri docker container,kubernetes

izole
temel seviye linux bilgisine sahip ama yazılımcı olmayan biri kursa gitmeden kendi imkanları ile docker container ve kubernetes üzerine çalışsa ileride piyasada iş bulma imkanı var mıdır?
temel seviye linux bilgisine sahip ama yazılımcı olmayan biri kursa gitmeden kendi imkanları ile docker container ve kubernetes üzerine çalışsa ileride piyasada iş bulma imkanı var mıdır?
0
izole
(03.09.22)
onlar yeterli olmaz ki, bir araç sadece. anahtar kullanmayı biliyorum araba tamircisi olabilir miyim demek gibi bi şey.
0
jelly bear
(03.09.22)
bu kisiye tavsiyem sql kasmasi yonunde olurdu cunku cok rahat is bulabilir

el cevab: sanmiyorum
0
nibba
(04.09.22)
sadece bunlari bilmek yetmez. bu araclari genelde devops engineer veya SRE pozisyonlarindan bilmesi istenier. bu pozisyonlar icin de docker ve kubernetes yaninda system design, aws/azure/google-cloud gibi bulut sistemlerden herhangi biri, CI/CD surecleri, monitoring, yeterli duzeyde linux ve isletim sistemi bilgisi, tercihen de bash scripting bilmesi istenir.

bunlari ogrenmek gelecek icin cok iyi yatirim olur, is alani giderek artan pozisyonlar bunlar.
0
emrahday
(04.09.22)
Emrahday +10
0
crimson man
(04.09.22)
sql konusunu biraz detaylandırabilir miyiz? mesela piyasada microsoft qsl mi yoksa açık kaynak mysql mi avantajlı?
0
🌸izole
(04.09.22)
(3)

Bir işin veya programın matematiği iyi ne anlama geliyor

damladamla
?
?
0
damladamla
(01.09.22)
genel bir tabir olmakla beraber işleyiş şekli anlamına gelir.
mesela sahibinden.com gibi bir sitesin sen.
ürünü üreticiden tüketiciye ulaştırman lazım. bu iki nokta arasındaki bütün işleyişe "işin matematiği" denebilir. eğer bu düzeni iyi kurarsan "adam zaten işin matematiğini oturtmuş abi" derler.
0
teritori
(01.09.22)
Girdi ve çıktı arasında kalan bütün şema o işin "matematiğini" oluşturur.

Bir seri üretim bandını düşünün belgesellerde görmüşsünüzdür ürünler hızlı şekilde banttan geçerken robotik kollar, fırınlar, dikiş ve dokuma makineleri, paketleyiciler artık ürün her neyse onun üretiminde rol alan her şey neredeyse hatasız ve çok hızlı bir şekilde çalışır. Bunların ortalığı darmadağan etmeden çalışabilmesi için belli aralıklarla, belli işleri, belli bir süre içinde gerçekleştirmeleri gerekir. Bu düzeni kurmak da matematiksel bir hesaplama gerektirir. Eğer bu hesaplamayı düzgün yapamazsanız ürünler hatalı üretilebilir, verim düşük olabilir, makineler daha sık arızalanabilir ya da hiç çalışmayabilir.

Aynı şey birçok işçinin çalıştığı bir şamtiyede de geçerli. İşçiler ne zaman mola yapacak, ne zaman nerede bulunacak, hangi güvenlik önlemleri nerede fayda sağlar, bir işçi a noktasından b noktasına giderken ihtiyacı olan her şeye git gel yapmadan ulaşması için neyi nereye koymalısınız hepsi matematiksel çıkarımlarla oluşturulur.

Programlar için de aynı mantık geçerli. Elinizde 2 ve 1 varsa bundan 3 elde etmek istiyorsanız bunu ((2x1)+(2x1)+(2x1)x0)+2+1=3 şeklinde de yapabilirsiniz. 2+1=3 olarak da yapabilirsiniz. Bunlardan biri sistemi gereksiz yorar, diğeri yormaz. Haliyle iki programın verimliliği farklı olur.
0
akhenaten
(01.09.22)
istisnalara izin vermeyecek, yorumlamaya dayali olmayan, kurallari kesin algoritmalarla cizilmis bir duzeni iceriyor demektir. ayni matematik gibi, yoruma acik degildir, hep ayni input icin hep ayni output sunar. 2+2 onluk duzende 4 eder ve kosullar ve sonuc kisiden kisiye degismez.
0
emrahday
(01.09.22)
(2)

Çocuk oto koltuğu seçimi?

poyrass
Öncelikle şunu belirteyim: Elimde bir puset mevcut. Bu puset ne zamana kadar kullanılır? Piyasada 0-36 ve 9-36 kg oto koltukları var. Halihazırda elimdeki puset beni 9 kg'a kadar idare eder mi? Yoksa 0-36 alayım mı? Ayrıca çocuk koltuğunda olmazsa olmaz dediğiniz özellik nedir? Tavsiye ettiğiniz ürü
Öncelikle şunu belirteyim: Elimde bir puset mevcut. Bu puset ne zamana kadar kullanılır? Piyasada 0-36 ve 9-36 kg oto koltukları var. Halihazırda elimdeki puset beni 9 kg'a kadar idare eder mi? Yoksa 0-36 alayım mı? Ayrıca çocuk koltuğunda olmazsa olmaz dediğiniz özellik nedir? Tavsiye ettiğiniz ürünler neler?
Şimdiden teşekkürler...
0
poyrass
(28.08.22)
Puset 8-9 aya kadar idare eder. 0-36’ya bulaşmanızı önermiyorum, tek seferde aradan çıkarayım denilecek bir konu değil. Biz pusetten sonra 9-18 (besafe x3 izi comfort) aldık, üç yaşına kadar kullandı sonra 18-36’ya (besafe izi flex) geçtik. Güvenlik testleri için ADAC’ın web sitesine bakabilirsiniz orada test puanları var.
0
temasettin
(29.08.22)
kucuk cocuklar icin en onemli konulardan biri yatis konumu. bazi koltuklar yatis konumlarinda bile cok dik oluyor ve cocuk uyurken kafasi one dusuyor. bazi koltuklar ise arabaya uygun olmadigi icin bazi marka/model arabalarda fazla dik duruyor. yatis konumuna alinmadiginda ve cocuk uyudugunda cocugun kafasi one dusuyor.

ayrica yanlardaki kafa desteklerinin cocuga uyumlu olmasi onemli. ozellikle cocuk uyurken yan kafa destekleri cocugun kafasinin saga sola sallanmasini engellemeli. tabi cok da dar olmamali.

en iyisi ve ideal olani farkli modelleri cocukla beraber denemek, ona gore karar vermek. ilk bakista modeller cok benzese de cocugun fiziksel ozelliklerine gore cocuga uyumu farkli olabiliyor.

elbette isofix guvenlik icin onemli. ayrica adac www.adac.de
0
emrahday
(29.08.22)
(4)

Web 3 Hakkında Bilgi

calmdown
Merhaba, web3 konusu kafamda çok karmaşık. standart bir insan olarak belki de 90'larda internet kavramını anlayamayan insanlar gibiyim şu anda. web 1.0 ve web 2.0'a yabancı değilim aksine dijitalin içerisinde çalışıyorum. Fakat web3'ü temelinden iyi anlamaya başlamak istiyorum. Ve büyük bir çoğunluğ
Merhaba,

web3 konusu kafamda çok karmaşık. standart bir insan olarak belki de 90'larda internet kavramını anlayamayan insanlar gibiyim şu anda. web 1.0 ve web 2.0'a yabancı değilim aksine dijitalin içerisinde çalışıyorum. Fakat web3'ü temelinden iyi anlamaya başlamak istiyorum. Ve büyük bir çoğunluğun kripto para işlemi yapmak dışında veya yüzeysel nft=resimdir diyebilmekten ziyade bir şey bilmediğini düşünüyorum.

Web 3 konusunda uzun uzadıya takip etmelik hem de kapsamlı olarak konuyu ele alan bildiğiniz kaynaklar var mıdır? Varsa paylaşabilir misiniz?
0
calmdown
(25.08.22)
web 2.0 sunucu temelli olurken web 3.0'ın merkeziyetsiz olacağı temel alınıyor.
Sadece kripto para değil, blockchain ağları kullanılarak pek çok platform değişecek, metamask cüzdanlar ile alışveriş vs her şeyin değişeceği düşünülüyor.
Örnek olarak bugün ekşiye girdiğinde tek bir sunucuya istek gönderip, platformu görüntüleyebiliyorsun ancak web3.0 üzerinde her sayfa farklı sunucuda/kişilerde barınabilecek vs gibi. Daha da detaylı bakılabilir.

Js, python gibi programla dillerinin üzerine Solidity gibi eth ağında çalışan programlama dilleri öğrenilerek smart contractlar geliştirilebiliyor (nft veya cüzdan)
Hemen hemen gelişmiş tüm ağların kendine ait programlama dili veya frameworkü oluyor.

Çok fazla dal var aslında. Öncelikle araştırman gereken şeyler; DApp, DeFi, Smart Contracts programlama dili için ise Solidity

www.useweb3.xyz

Twitterda da bu hesabı seviyorum; twitter.com
0
croswell
(25.08.22)
Web3 merkeziyestiz bir interneti tanimliyor. gunumuzde internet buyuk sirketlerin kontrolu altinda. Misal google sizi isterse engelleyebilr ve hizmetleri kullanmanizi engelleyebilir. google ayni zamanda sizin dataniz uzerinden reklam vs ile para kazanir. web3 'un amaci merkeziyetsiz ve kendinizin sahip oldugu bir ortam yaratmak. web3 ile bir bankaya guvenip paranizi yatirmak yerine kendi bankaniz oluyorsunuz (metamask mesela) . cuzdaninizla istediginiz mekeziyetsiz app (dAPP) e baglaniyorsunuz. blockchain ile oldukca baglantili cunku islemler merkezi bir sirket yerine blockchain uzerinde oluyor. dolayisiyla bir para katmani ile de baglantili. utopya gelecekte, kendi bankaniz olacaksiniz. DeFi uzerinden kredi alip , yatirim yapacaksiniz. DAO'lara katilip oylama yapabileceksiniz. Buyuk sriketler sizin veriniz uzerinden para kazanamayacak vs. Oynadiginiz oyundaki itemlara direkt sahip olacaksiniz ve bu sahipliginiz blockchain uzerinde dogrulanabileck.

Ben su gunluk mail grubunu seviyorum. Tam WEB 3 olmasa ile komik ve eglenceli.

www.milkroad.com
0
lusa
(25.08.22)
web X kavrami ayni tarihte kullandigimiz caglar gibi etki ve koklu degisime gore veriliyor. buna bagli olarak web3 un ne olacagi o doneme girmeden tam olarak bilinmiyor ve tahmin ediliyor. bundan 10 sene onceki kaynaklara bakildiginda web3 icin "semantic web" konusunun islendigini gorursunuz cunku o donemde beklenen buyuk etki "semantic web" ile gelecegi tahmin ediliyordu. ama beklenen etki olmadi ve tahminler degisti. yeni tahmin ise "merkeziyetsizlik".

"merkeziyetsizlik" denilince de cok soyut kaliyor ama su sekilde aciklayabilirim. su anda internet tamamen merkezi calisan sunucular uzerinden calisiyor. onlar olmasa sistem bitiyor, internetteki varligimiz o sistemleri yonetenlerin elinde. twitter da milyarlarca takipcin olsun, twittere yoneten hesabini silince o ortamda yoksun. yani senin datani tutan sunucu ve o sunucunun sahibinin elinde buyuk bir yetki oluyor.

bunun bu sekilde olmasinin nedeni de bir zorunluluktan ortaya cikiyor, "data bir yerde tutulmali", yani bizim hesap bilgilerimiz, sifremiz, yetkilerimiz, profilimiz bir yerde tutulmali ki bir uygulamaya girdigimizde kendimizle iliskili diger datalara ulasabilelim. yani bir yerde bizim ile ilgili bir data var ve biz uzaktan gelip kapiyi calip kendimizi tanittigimizda o kapidan iceri girebilelim. biz kendimizi tanitiriz problem degil de, icerdeki kisi bizim biz oldugumuzu nerden bilecek. bunun yontemide authorization ve authentication ile yapiliyor. yani bizim kendimize ozel olan gizli anahtari karsi tarafa gosteriyoruz, karsi tarafin sakladigi ile birbirini tutuyorsa iceri aliyor. burada kritik nokta karsi taraf veriyi tutuyor, karar veriyor, yetki veriyor. su anda burada yazdigim bu yazinin size ulasmasinin yetkisini eksiduyuru yetkilisi veriyor, cunku eksiduyuru senin ve benim verimi elinde tuttugu gibi ayni zamanda senin sen, benim ise ben oldugumu dogruluyor. yani bir merkeze bagliyiz.

simdi merkeze bagli olmadan da internetten haberlesebiliriz, internetin fiziksel altyapisi buna izin veriyor. yani peer-to-peer data alisverisi mumkun ama bunda buyuk bir sorun var, ben sana mesaji yaziyorum ama bu mesanin benden geldigini benim ile ilgili hicbir data tutmadan nasil bileceksin. ya da benden gelen veri gecmisini tutmadan benden gelen eski mesajlari nerden bileceksin. yani herkes kendi verisini tutsun, kendi profili, kendi hesabi olsun, ve bunlari kendi bilgisayarinda saklasin, merkezi bir sunucuya vermek zorunda olmasin, boylece kendi kararlarini alsin ve kimse onu sistemden disari atamasin ama bunu nasil yapacaz. yani o datanin benden geldigini nasil anlayacaksin, benim yerime baskasinin yazmadigini nasil bileceksin.

iste bu noktada "cryptography" isin icine giriyor bu da yetmiyor bu kriptolarin birbirine eklenmis olmasi gerekiyor ki herkes kafasina gore gecmis veriyi degistirip araya giremesin. yani kisaca blockchain merkeziyetsiz web olan web3 un en onemli problemi authentication ve authorization konusunu cozuyor, bu nedenle web3 ile blockchanin hep birlikte aniliyor, birbirine karıştırılıyor. web3 demek blockchanin demek degil, bitcoin gibi kripto para demek hic degil. kripto paralar ile web3 un ortak noktasi ikisi de ortak bir teknolojiye blockchain şifrelemesine dayaniyor olusudur.

yani gelecek tahmininde web3 un merkeziyetsizlik olacagi dusunuluyor, bunun da en buyuk yapi tasi blockchain olacaktir.

tabi mevcut teknoloji ve bilgisayar altyapisi tum verinin sifrelenip bir zincire eklenip, daha sonra bu zincirin okunarak islemesine izin vermiyor. yani bu eksi duyurudaki gelmis gecmis tum verinin bir blockchain olarak peer-to-peer paylasilip kullanilabilmesi teknik olarak elimizdeki bilgisayarla mumkun degil. ama simdili sirf hesap kimlik bilgileri saklansa yeterli bir adim olarak dusunuluyor. yani hibrit bir cozum, hesap olarak merkeziyetsiz, ama veri olarak merkezi.
0
emrahday
(25.08.22)
emrahday iyi hatırlatmış, 10 sene öncesine kadar web 3 devrimi "semantik web" ile olacaktı güya, semantik web aşağı semantik web yukarı, semantik web interneti değiştirecek, dünyayı değiştirecek, her şeyi değiştirecek, geliyor gelmekte olan falan diye yazılıp çizilirdi. ne oldu bi halt olmadı, gelemedi, kimse ismini hatırlamıyor, tarihin tozlu raflarına kalktı.

şimdi de aynı muhabbet merkeziyetsizlik üzerinden dönüyor. geliyor gelmekte olanın adı blockchain ve merkeziyetsizlik oldu. tabii bu sefer tutabilir de öngörüler ama önceki örneğe bakarak tutmama ihtimalini de göz ardı etmemek gerek. 10 sene sonra hiç beklenmedik bambaşka bir şey olmasın yine web 3'ün öngörülen temel yapı taşı.
0
bugungityaringel
(26.08.22)
(1)

Js, Figma, Google Analystics hangisi öğrenmeye değer?

croswell
Biliyorum, hepsi değer aslında da sorum daha çok şöyle; boş zamanlarımı kendime bir B planı oluşturabilecek, ileride remote işler yapabilecek şekilde değerlendirmek istiyorum. Bu nedenle bir ekonomi mezunu olarak aktif işimden sıyrılabilmeyi farklı bir kariyer edinebilmeyi istiyorum. Evet, hepsi fa
Biliyorum, hepsi değer aslında da sorum daha çok şöyle; boş zamanlarımı kendime bir B planı oluşturabilecek, ileride remote işler yapabilecek şekilde değerlendirmek istiyorum. Bu nedenle bir ekonomi mezunu olarak aktif işimden sıyrılabilmeyi farklı bir kariyer edinebilmeyi istiyorum.

Evet, hepsi farklı amaçlara hizmet ediyor ancak kafamda şu şekilde dönüyor;
- js sonrasında frameworkler ile blockhain teknolojisine adım atmak
- daha çok görsel alanda figma ile kendimi geliştirip, ui, ux konusunda işler kovalamak
- Google Analystics üzerinden growth hacking üzerine yoğunlaşmak.

Öncelikle temel amacım kariyer değişikliği veya freelance işler kapabilmek. Tabii ki kolay değil ancak 1 sene yoğunlaşarak bir noktaya gelebilirim diye planlıyorum. Yaş 36

Tavsiyeniz varsa sevinirim :)
0
croswell
(25.08.22)
js konusunda ilerlemek ilerde daha fazla is olanagi ve opsiyon saglar. ama elbette bir programlama dili ogrenmek yaninda ilgili kutuphane, framework gibi konulari da ogrenmeyi gerektirir. bununla beraber temel konular, network/http gibi konular, temel algoritma/veri-yapilari, git gibi versiyonlama sistemleri diye giden yan konular da var. js dilinin yaninda bircok konu da ogrenmek gerekiyor.

yani kisaca js ve bunu yaninda ogrenilmesi gereken konular elbette figma, veya google analytics gibi araclari ogrenmekten daha fazla zaman alacaktir. harcayacabileceginiz zaman onemli bir faktor karar vermek icin.

ama buna benzer olarak ui/ux ogrenmek de figma disinda bircok konuyu da ogrenmeyi gerektirir.
0
emrahday
(25.08.22)
(9)

sürekli değişen qr kod

michonne
merhaba, bana sürekli değişen bir qr cod lazım. amacımız şu, insanlar qr kodun fotoğrafını çekip işe gelmeden kullanmasınlar diye, belirli saatler arasında değişen qr kod gerekiyor, böyle bir şey mümkün müdür?
merhaba,

bana sürekli değişen bir qr cod lazım. amacımız şu, insanlar qr kodun fotoğrafını çekip işe gelmeden kullanmasınlar diye, belirli saatler arasında değişen qr kod gerekiyor, böyle bir şey mümkün müdür?
0
michonne
(19.08.22)
qr kod metin içerir, bu dediğiniz içeriğinin değişmesi demek, qr kodu ne amaçla kullandığınıza göre çözüm geliştirebilirsiniz, temelde kod ne işe yarıyor bilmiyorum ama belli saatler arası geçerli token üreterek yapabilirsiniz çalışmayı.
0
atom karincanin torunu
(19.08.22)
@atom karincanin torunu,

aslında qr kod içine koyacağımız link sabit kalacak. insanlar sürekli o linke girip bilgi dolduracak. ama qr kodun belirli aralıklara değişmesini istiyoruz. mümkün mü böyle bir şey merak ediyorum
0
🌸michonne
(19.08.22)
link sabit kalacaksa qr kodun değişmesi anlamsız olacaktır çünkü insanlar qr koda gerek kalmadan linke girebildiklerini farkederler ve yapmaya çalıştığınız şey işe yaramaz.
0
veritaslibertas
(19.08.22)
Bunun için en iyi yöntem parmak izi aslında ama yasal mı değildi o? Veya gelen kişiler belli insanlar değiller mi? Belliyse en mantıklısı özel bir kart veya parmak izi. Gerçi kartı da birine verebilir.

Qr code olayı için de bir tane android tablet koyun bence girişe. Yazılımcı arkadaşlar varsa bir api hazırlasınlar tarih ve saate göre her saat bir token üretilsin. Normalde gidilen linkin sonuna o token ı parametre olarak ekleyecekler ve qr okutulduğunda o şekilde sayfaya gidilecek. O tarih ve saatten üretilen algoritma ile o an sayfaya erişmeye çalışan kişinin token'ı eşleşirse sayfa açılsın. Yoksa açılmasın uyarı versin. Ama anlık olarak birisi fotoğrafını çekip uzaktaki birine yine gönderebilir. Bunun için belki bir uygulama yapıp konum bilgisi de almak gerekebilir. Hatta böyle bir şey yapılacaksa qr code u sürekli değiştirmeye gerek de kalmaz.

Değiştirerek ilerlemek istiyorsanız o token linki de her saat yeni karekod olarak ekrana basılsın. Ya da yarım saatte bir. Veya her dakika.. artık keyfinize kalmış. Link olduktan sonra qr generate etmek kolay.

Olur yani bir şekilde dediğiniz olay.
0
ananiyimioguz
(19.08.22)
qr kodunun referans verdigi linkin arkasina qr kod olusturulurken timestamp bilgisi eklerseniz bundan ureteceginiz qr kod her sefereinde degisecektir. ornegin www.xyz.com?time=1234556 gibi. bu sondaki time alani degistiginde ureteceginiz qr da degisecek ve o qr kullanarak referansa gidildiginde zaman bilgisi de gonderilmis olacak.
0
emrahday
(19.08.22)
timestamp yapıp açık gönderirseniz biraz meraklı ve eli yatkın olanlar çözebilir. şifreleme yapmanız gerekebilir.
0
inheritance
(19.08.22)
aynen @inheritance dedigi gibi kotuye kullanilabilecek bir durum olmamasi icin timestamp bir secret deger ile birlikte sifrelenip url icine eklenirse guvenli olur. yoksa ise gelmeden ayni qr evde de olusturulabilir, veya qr tarafindan referans verilen link evden de cagrilabilir.

bu veri sifrelense bile ise gelen biri o qr in fotografini cekip evdeki is arkadasina gonderdiginde ne olacak, bunun da dusunulmesi gerekir.
0
emrahday
(19.08.22)
soruna cevap degil ama belki nasil yapildigini arastirabilirsin.

hopi uygulamasinda qr kod dakika basi degisiyor. sonucta qr kodda musterinin ayni verisi var ama surekli degisiyor.
0
exlibris
(19.08.22)
Evet mumkun. Kahve dunyasinda bedava kampanyasi varken fotografini baskasina atip kullanilamasin diye surekli değişiyordu. Nasil yapilacagi ise teknik burda anlatmaya gerek yok yazilimcilariniz bilir diye dusunuyorum
0
sanguine mcqaer
(19.08.22)
(2)

Programlama dili ogrenmek

lacrim
Selam. Hangisi sifirdan baslayan bir insan icin daha iyi? C++, java, python? Bir cok kisi python un cok revacta oldugunu ve nispeten kolay oldugunu soyluyor. Youtubedan charles severage abiyi izlemeye basladim, baska onerebileceginiz bir kaynak var mi? Bu isler nasil yuruyor? 26 yas cok mu gec basla
Selam. Hangisi sifirdan baslayan bir insan icin daha iyi? C++, java, python? Bir cok kisi python un cok revacta oldugunu ve nispeten kolay oldugunu soyluyor. Youtubedan charles severage abiyi izlemeye basladim, baska onerebileceginiz bir kaynak var mi? Bu isler nasil yuruyor? 26 yas cok mu gec baslamak icin? Yurtdisinda yasiyorum ve inanilmaz bir yazilimci acigi oldugunu goruyorum (isim hr), 1 senemi feda etsem bir seyler olur mu?

Deneyimli arkadaslarin fikirlerine acigim, tesekkurler.
0
lacrim
(17.08.22)
"hangi programlama dili ile baslanmali" sorusunun cevabi tamamen ilerde yapilmak istenilen ise ve ogrenmek icin kendinize ayirdiginiz zamana bagli.

python: ogrenmesi en kolay dillerden biri, bu nedenle populer. bir dilin kolay olmasi birkac probleme yol aciyor. kolay ogrenilen diller (genelde high level diller) arkalarinda calisan sistemlerin bircok detayini gizliyorlar, ve bu detaylari kendileri hallediyorlar. bu da ogrenme sonucunda gelistiricinin bircok temel konuyu kacirmasina neden oluyor. ama dili hizli ogrenip uretken olabilmek dilin disinda calisilan alanla ilgili ogrenme surecini kisaltiyor. ornegin python data science ve machine learning konularinda populer bir dil cunku bu alanlarda calismak icin matematik ve istatistik alanlarinda da ogrenme gerekiyor, basit bir dil ile birlikte dil ogrenmeye cok da fazla takili kalmadan alan ile ilgili ogrenmeye daha fazla zaman ayrilabiliyor.

java: guzel bir object oriented dil. object oriented olmasi sayesinde kod seviyesinde daha iyi modelleme yapilabiliyor, ve belli patternler takip edilebiliyor. bu durum gelistirici acisindan limitleri koyuyor ve gidis yolu konusunda gelistiriciye yol gosteriyor. cok da dusuk seviye bir dil olmamasi nedeniyle derleme ve isletim sistemi ile ilgili detaylarla ugramsmak pek de gerekli olmuyor. bu dille yapi kurmanin kurallara baglanmasi nedeniyle genelde enterprise uygulamalarda (ornegin bankacilik finans) tercih ediliyor. bu dili ogrenen kisi sadece java ogrenmis olmuyor, object oriented programlama yaninda enterprise programlama pratiklerini de ogrenmis oluyor.

c++: ogrenme sureci digerlerine gore yavas, cunku gelistiriciye daha fazla hareket alni taniyor. tabi bununla birlikte gelistiriciye daha cok sorumluluk veriyor. bu dili ogrenen biri ilerde baska dile gectiginde zorluk cekmez cunku bircok temel konuyu da hali hazirda bilmis olur. ogrenirken derleme, isletim sistemi calisma prensipleri gibi konulara da girmek gerekiyor. ogrenen biri daha dusuk seviye, daha az kaynak tuketen ve daha hizli yazilim ihtiyaci olan konularda calisabilir, ornegin otonom arablar gibi. ama durustce soylemek gerekirse 5 yil bile c++ ogrenmek icin yeterli olmayabilir.

26 yas gec degil, ne noktaya gelebileceginiz harcayacaginiz zamana ve motivasyona bagli. eleman acigi cok ama diger tarafran da rekabetin arttigini goz onunde bulundurmak gerekir. degil yeni gelistiriciler, tecrubeli gelistiriciler de her gecen gun ogrenilmesi gereken dil, framework, teknoloji konusunda baski altinda. yani eskiden bir programlama dili bilen biri rahatca isini yapabiliyorken, artik bir dil bilmek yetmiyor, bunun yaninda bircok farkli yan alanda (ornegin bulut sistemler, docker, kubernetes, microservices, server side rendering vs) ogrenme baskisi altindalar. yani dil ogrenmek bu isin ilk adimi, is ilanlarina bakarsaniz gereksinimler arasinda cok farkli yan teknoloji de bulundugunu goreceksiniz.

tum bunlara ragmen zaman ayirmaya deger. beklentiniz ve hedeflerinizi zaman sekillendirecektir.
0
emrahday
(17.08.22)
Tesekkurler hocam
0
🌸lacrim
(17.08.22)
(2)

kotlin vs swift - android mi iOS mu geliştirmeli ?

wonnka
tekrardan selamlar duyurunun yazılım ile ilgilenen ahalisi.kotlin ile ortalama bir seviyedeyim, iyi ilerliyorum fakat yeni Mac aldım, e haliyle swift girebilirim. arkadaşlarım bana öyle hikayeler anlatıyorlar ki bir tanıdık 3 ay öğrendi işe aldılar gibisinden. ben ne yapmalıyım swifte kesinlikle geç
tekrardan selamlar duyurunun yazılım ile ilgilenen ahalisi.

kotlin ile ortalama bir seviyedeyim, iyi ilerliyorum fakat yeni Mac aldım, e haliyle swift girebilirim. arkadaşlarım bana öyle hikayeler anlatıyorlar ki bir tanıdık 3 ay öğrendi işe aldılar gibisinden.

ben ne yapmalıyım swifte kesinlikle geç mi dersiniz ? yoksa tutturmuşsun işte kotlinden ilerliyorsun bozma şimdi mi dersiniz ?
0
wonnka
(15.08.22)
ios developer daha çok kazanır ve daha çok aranır. eğer işe girmiş ve kotlin yazıyorsanız devam ancak zaten yeni öğreniyor ve henüz bir iş tecrübeniz yoksa ios'a yönelmenizi tavsiye ederim.
0
ilgeru
(15.08.22)
yazilimdan en buyuk hatalardan biri, bir alandan digerine cok fazla atlayip hicbir konuda uzmanlasamamak. bunun tam tersi de bir konuya takilip farkli alanlari gorememek. bunun bir dengesi lazim.

bunun icin size tavsiyem kotlin icin kendinize makul ve "ben kotlin/android-sdk konusunda yeterliyim" diyebieceginiz bir hedef koyun. daha sonra da swift ogrenin. boylece farkli alanlarda karsilastirma yapabilirsiniz. en sevdiginiz alanda ilerleyip mutlaka birinde uzmanlasin.

piyasada her dilden belli bir seviye bilgisi olan gelistirici cok ama piyasada alaninda uzman gelistirici sayisi az. iyi bilgi birikimi demek "T shape" denilen farkli alanlarda bilgi sahibi ama mutlaka bir alanda uzmanlasmis olmak demek. uzmanlisacaginiz alan da size en keyif veren alan olmasi onemli elbette.
0
emrahday
(15.08.22)
(4)

Macbook Air kullanan yazılımcılar

Gradient_tabanlı_mor
Xcode ve android studio'yu sorunsuz çalıştırır mı yoksa pro almam şart mi ?
Xcode ve android studio'yu sorunsuz çalıştırır mı yoksa pro almam şart mi ?
0
Gradient_tabanlı_mor
(10.06.22)
Air ile pro arasında böyle bir fark yok. Sorunsuz çalıştırır. Air ile pro arasındaki tek fark işlemcinin üstündeki soğutma fanı (touchbar falan hariç tabii, performans olarak söylüyorum). O fan da maksimum yükte %10 performans farkı yaratıyor. Ama XCode ve Android Studio zaten maksimum yükte çalışan yazılımlar değil. Sonuç olarak XCode ile çalışırken Air ile Pro arasında hiç fark olmaz (M1 çip için söylüyorum, M1 Pro ve M1 Max tabii ki performans farkı yaratacaktır).
0
himmet dayi
(10.06.22)
m1 ise çalıştırır değilse hiç bulaşma. Bu arada gelecek ay m2 li airlar satışa çıkacak. o da düşünülebilir.
0
nuevo
(10.06.22)
m1 air ile android studioda sorun yaşamadım. bütçe varsa m1 pro/max ya da m2 işlemci düşünülebilir.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(10.06.22)
macbook pro, macbook air, macbook air(m1) kullandim. hepsinde xcode, android studio sorunsuz calisti ve problem yasamadim.

simdi macbook air m1 kullaniyorum hizli, yogun kullanimda bile 12 saat pil suresi var. ama yazilim destegi konusunda memnun degilim. bircok tool, compiler vs icin m1 destekli surumleri kullanilmali ve bunlarin bircogu ise problemli calisiyor. ornegin m1 makinada olusturulan docker container diger platformlarda duzgun calismayacaktir, bu nedenle bazi ozel scriptler yazmak gerekebilir. yani yazilim gelistirirken m1 makinaya ozel bircok problemle karsilasmak olasi. ama tabi bir sure sonra yazilim guncellemeleri ile bu problemler cozulecektir.
0
emrahday
(10.06.22)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.