Giriş
(6)

Yapay zeka nedir?

sasailic
Artık herkes her şeye yapay zeka diyor. Utanmasalar kol saati tanıtırken bile içerisindeki yapay zeka sayesinde saati gösteriyor diyecekler. Bir teknoloji hangi şartları sağlıyorsa yapay zeka diyebiliriz?
Artık herkes her şeye yapay zeka diyor. Utanmasalar kol saati tanıtırken bile içerisindeki yapay zeka sayesinde saati gösteriyor diyecekler. Bir teknoloji hangi şartları sağlıyorsa yapay zeka diyebiliriz?
0
sasailic
(03.05.24)
millet nasıl olsa anlamıyor, biz yapay zeka kelimesini kullanalım da fiyata 2k daha bindirelim diye düşünüyorlar. ben de yapay zeka ile göz muayenesi gördüm geçen gün. :D
0
neira
(03.05.24)
öğrenme kabiliyeti benim için temel kriter. çalışma prensibinde "öğrenme" mekanizması var mıydı? hala olmayabilir ama geçmiş verilerinde bu olmalı.
problem çözebilme var mı? otomasyon sistemi gibi belirli işlevlere cevap vermek harici, herhangi karmaşık bir şeye cevap verebiliyorsa direkt yapay zekadır diyebiliriz. bu bir resimde x yerini silip yerine uçan kaplumbağa koy deyince yapabiliyorsa veya bir excel tablosu verip burada ne analizler yapılabilire iyi kötü cevap verebiliyorsa yapay zekadır. gerisi laf-ı güzaf
0
avatar is back
(03.05.24)
bircok kaynaga gore bir seye yapay zeka diyebilmek icin minimum bu nitelikleri tasimali: "kendi kendine problem cozebilme ve akil yurutme", "kendi kendine karar verebilme", "ogrenebilme". tabi tum bunlar cesitli seviyelerde, belli bir konuda uzerine, veya cok daha genel konularda, veya "supervised" olabilir

ama tabi pazarlama amaciyla siradan algoritmalar ile calisan sistemlere de yapay zeka denilip satis yapmaya calisiyorlar cogu zaman.

tum bunlara ek olarak gunumuzde yapay zeka bircok kisi icin sadece LLM yani buyuk dil modelleri olarak goruluyor. cunku hayatimiza en buyuk etkiyi chatgpt gibi dil modelleri ile yapti. ama aslinda cok daha genis bir kavram, illa bir sozel cikti yapmak zorunda degil. cikti olarak dogru/yanlis gibi boolean veya numerik sonuc cikartan yapay zekalar da var.
0
emrahday
(03.05.24)
bir bilgisayar programinin yemek tarifi gibi once su koy sonra makarnalari koy hasla vs. vs. seklinde algoritmasi olur. fakat bazi islerde algoritmamiz yok ornegin yuz tanimada, yani programci yuz tanimayi yapan bir program yazamaz yukaridaki tarif gibi. bunun yerine veriden yuz tanima yapabilecek genel programi yazar direkt yuz tanima yapmaz, taniyacak olan kodu tasarlar. buna da yapay zeka diyoruz en ozetle.

biraz daha detayli ogrenmek isterseniz asagidaki video gayet tatmin edici ucu de mukemmel hocalar hem de basit anlatiyorlar.

www.youtube.com
0
gule gule
(03.05.24)
karmasik detayli algoritmalarin disinda yapay zeka dedigimiz kavram aslinda cocuklarin bile anlayabilecegi cok basit algoritmalari da icinde barindirir. basit bir problemin cozum suresini a&b prunning ile kisaltan bir cihaz icin de yapay zeka based diyebilirsiniz ki bence bunda hicbir sorun yok. ayni sekilde genetik algoritma sirf icinde sinir aglari yok diye yapay zeka disinda midir? genetik algoritma bir seyleri ogreniyor bile diyemem. ama evet bir problem genetik algoritma ile cozuluyorsa yapay zeka kullanilmis diyebiliriz.

ama gunumuzde bu terim artik sirf havali gorundugu icin ve ya da minik startuplarimizin yatirim toplamak adina kullandigi bir pazarlama teknigine donustu.

edit: yukaridaki tanimlarin coguna gore bulanık mantık bile yapay zeka degil mesela. cok aci.
0
badcode
(03.05.24)
kural bazlı değilse yapay zekadır. hangi büyüklükte işi çözdüğü farketmez.

edit: @badcode +1 genetik algoritmalar öğrenmez bile ama mutasyonlar oluşturarak ve en elit gen'i seçerek doğru sonuca ulaşır. önemli başlıklardan biri. yapay zekayı anlamak için sadece llm'lere odaklanmamak gerek.
0
karincaezmezuo
(03.05.24)
(5)

Sivasspor Fenerbahçe penaltısı VAR kamerası

grimavi
Öncelikle üç büyük takım ve futbolla alakam yok VAR sistemiyle ilgili sorumAz önce öylesine maça bakıyordum penaltı pozisyonu oldu, hakem VAR ekranından izleyene kadar pozisyonun tekrarını verdi yayıncı, defans oyuncusunun forvetin ayağına arkadan vurduğu anlaşılmıyorduHakem gidip pozisyonu izledi,
Öncelikle üç büyük takım ve futbolla alakam yok VAR sistemiyle ilgili sorum

Az önce öylesine maça bakıyordum penaltı pozisyonu oldu, hakem VAR ekranından izleyene kadar pozisyonun tekrarını verdi yayıncı, defans oyuncusunun forvetin ayağına arkadan vurduğu anlaşılmıyordu

Hakem gidip pozisyonu izledi, ardından yayıncı tekrarı bir daha verdi bu sefer arkadan temas olduğu net göründü

Bizim izlediğimiz kameralarla VAR'ın izlediği kameralar farklı galiba, yayıncı hepsini vermiyor öyle mi ?
0
grimavi
(22.04.24)
bunu ben de merak ediyorum ; arkadan vurmayı gösteren açıdan verdiler mi hakeme.
0
ercu cozer
(22.04.24)
hayır kameralar aynı, o sırada var hangisini gönderse var ekranına hakem onu görüyor, bein yönetmeni hangisini gönderse biz de onu izliyoruz. arkadan faul'e değil, yandan bileğe yapılan hamleye penaltı verildi bu arada. twitter.com şu pozisyona. o sırada 3 şey kontrol edildi, bu hamle, arkadaki temas olup olmaması kısmı ve ofsayt
0
avatar is back
(22.04.24)
ulkemizde uygulanan var sistemi ile ilgili en buyuk problem de bu aslinda. gecmisteki maclarda da bircok ornegi goruldu, var sisteminde cok daha fazla, cok daha net goruntu oluyor. cok daha fazla veri kullanarak degerlendiriyorlar. bu degerlendirme surecinde ise yayinci bu goruntulerin cok daha azini yayinda gosteriyor. hatta tartismalar uzayinca gunler sonra ortaya cikan var goruntuleri de oldu gecmiste.

seytanin avukatligini yaparsak, tahminime gore mac yayini sirasinda tum goruntulerin seffaf olarak yayina verilmesi islerine gelmiyor, cunku goruntulerin bir kismini gosterip bir kismini gostermeyerek durumun gidisatini, pozisyon uzerindeki algiyi ellerinde tutmak istiyorlar. nasil olsa "duruma gore" gosteririz diye dusunuyor olabilirler.

olmasi gereken o an varda hangi goruntu varsa, var hakemi hangi goruntuyu inceliyorsa yayina verilmeli, hatta konusmalar da verilmeli. biz de futbol izleyicisi olarak bilinclenelim, o kararin, ya da verilmeyen kararin gerekcesini ogrenelim.

bana gore dunku macta arkadan yapilan mudahale, kalecinin yaptigina kiyasla daha tartismasiz bir faul + kirmizi kart. ama neye gore bu pozisyonda kalecinin mudahalesine gore karar verildi bilemiyorum. iste bu gayri seffaf uygulama nedeniyle de eger yanlis biliyorsam, yanlis goruyorsam, ya da yanlis yorumluyorsam bir taraftar olarak dogrusunu ogrenemiyorum.
0
emrahday
(23.04.24)
20-25 tane kamera var en az. yönetmen pozisyona göre görüntüyü ekrana veriyor. var'a gidince de ekrana yayında vermediği açıları gösterebiliyor.
0
paintov
(23.04.24)
VAR mahvetti futbolu, temas alip, ustune oyunculuk da ekleyince hersey penalti oldu. Graham poll'un da dedigi gibi no cheap penalty olayi uygulanmaliydi. Bayern Arsenal ilk mactaki Saka'nin son dakikadaki pozisyonuna bakin, ona bile penalti cikmadi. Ondan zaten bagirip duruyorlar no cheap penalty diye tum Avrupa'da.
0
freedonia
(23.04.24)
(7)

almanya'da ehliyet alınca türk ehliyetinin teslim edilmesi zorunluluğu

engelbert humperdinck
böyle bir şey varmış ama anlamakta ve kabul etmekte zorluk çekiyorum. bir ülkenin verdiği uluslararası geçerliliği olan belgeyi, başka bir ülkenin otoritesi nasıl teslim alıyor ve geri de vermiyor? bu belge pasaport değil, bu kişi iltica filan etmemiş sonuçta, çalışan expat, sadece orada araba kulla
böyle bir şey varmış ama anlamakta ve kabul etmekte zorluk çekiyorum. bir ülkenin verdiği uluslararası geçerliliği olan belgeyi, başka bir ülkenin otoritesi nasıl teslim alıyor ve geri de vermiyor? bu belge pasaport değil, bu kişi iltica filan etmemiş sonuçta, çalışan expat, sadece orada araba kullanacak ve bunun için gerekli şartları da yerine getirmiş. zamanı gelince de dönecek ülkesine. neden ve hangi sebebe dayanarak adamın mevcut ehliyetini elinden alıyorlar?
0
engelbert humperdinck
(05.04.24)
ikili anlasmalar var. bu yüzden. ki oldukca dogru ve normal bir durum bu. o ehliyet ya onlarda kaliyor(ileride geri alabiliyorsunuz) ya da türkiyeye geri gönderiyorlar zaten. ya da anlasmalari türkiye ile nasil ise ona göre imha ediyor olabilirler ama bu zaten türkiyeye söyleniyor.

ayni sekilde salliyorum polonya ehliyeti varsa bunu direkt almanya ehliyetine cevirebiliyorsunuz ama el koyulup ülkeye gönderiliyor.
0
bora benim lan aslında
(05.04.24)
türkiye icin durum nedir tam olarak emin degilim ama bu tarz belgeler bazen size ait olmayabilir. devlete ait olabiliyor, ehliyet icin durum nedir bilemiyorum ama pasaport mesela direkt devlete ait. bundan dolayi baska bir ülke pasaporta el koydugu zaman bunun vatandasi olunan ülkeye bildirilme zorunlulugu var.

sadece kisa süreli ve belirli durumlar icin bu kural bypass edilebiliyor.
0
bora benim lan aslında
(05.04.24)
ornegin hiz limitini yuksek oranda astiysaniz ve iki ehliyete ayni anda sahipseniz ceza puanini bazen alman bazen turk ehliyetine yazdirmanizi, ehliyetler arasinda puaninizi bolusturmenizi engellemek icin boyle bir uygulama var.

hatta belli ceza puanina ulastiyasaniz alman ehliyetinize belli sure (1 ay, 3 ay, 1 yil vs) el koyulur. bu surede arac surmemeniz ve cazanizi cekmeniz amaclanir. peki hem turk hem alman ehliyetine sahip olursaniz ne olur? alman ehliyetiniz ceza amacli el koyulursa turk ehliyeti ile arac surmeye devam edersiniz.

tum bu nedenlerle ayni anda tek ehliyete sahip olmaniz amaclanir. turk ehliyeti de arsivde tutulur.

bu durumun cevresinden dolanan bir yontem yok mu? var, turk ehliyetini alman makamlarina teslim ettikten sonra, turkiyeye gidince turk ehliyetini kaybettim diyeceksiniz ve yeni turk ehliyeti cikaracaksiniz. boylece iki ehliyet sahibi olabilirsiniz.

ama asil sacmalik su; eger turkiyeden almanyaya turist olarak giderseniz ve almanyaya ozel bazi trafik kurallarini bilmeseniz bile turk ehliyeti ile arac kullanabilirsiniz. ama almanyada oturumu sahibi olup uzun yillar almanyada yasarsaniz, turk ehliyeti ile arac kullanamazsiniz.
0
emrahday
(05.04.24)
Turk ehliyeti copten farksiz zaten Avrupa'da. Olmus, olmamis onemli degil.
0
freedonia
(05.04.24)
Fransa'da da böyle ve 1 seneden fazla (öğrenci degilsen) türk ehliyeti zaten kullanamazsin. Hatta iş yerinden arkadaşım böyle yakalandi kol gibi ceza yedi ehliyetsiz araba kullanmak diye. Yani ehliyetini almasa da bir önemi yok.

Buna ek olarak evet düşün Almanya'da ehliyetine el koyuldu. E türk ehliyeti ile gidip gene kullanabilirsin ya da gider başka ülkede kiralarsin falan. Bunun önüne geçiliyor bu şekilde.
0
logisticsmanager
(05.04.24)
alman ehliyeti almaya gittiginde umschreiben yaptıgın için türk ehliyeti alırlar.
peki bundan tr'nın haberi var mı? yok :) tr konsolosluga gidip ehliyetimi kaybettim diyerek tr ehliyetini tekrar alabilirsin.

mantığı ne bilmizyorum. heralde mesela almanyada alkolden ehliyeti kaptırdın baska ülkede tr ehliyet kullanmanı engellemek olabilir.
0
robert bosch
(05.04.24)
tnz'nin dedigi gibi zorunlu degil bu: dedigin sey sadece ehliyetini degistirmek (convert, exchange, degis-tokus) istersen oluyor. kelime anlami olarak zaten baska bir ehliyeti onlara vermen gerekiyo.

sifirdan ehliyet alma sansin da var. o durumda turk ehliyetini tabi ki almiyorlar

ki bence sifirdan almak uzun vadede daha avantajli. her ikamet ulkeni degistirdiginde ehliyeti degistirmekle ugrasmana gerek kalmiyor.
0
lamartin
(05.04.24)
(5)

Erkekler ve beyaz yalanları (sorum erkeklere)

gnosis
Başlığı gönül işleri olarak açtım ama sadece sevgili-partner olarak değil, genel olarak erkekleri kastediyorum. Çevremdeki erkekler: sevgili, arkadaş, iş arkadaşı, baba, abi, amca...hepsi sürekli ufak tefek yalanlar söylüyor. Genelde bir işi yapmamak, savsaklamak, yaptığı yanlışı başkasının üstüne a
Başlığı gönül işleri olarak açtım ama sadece sevgili-partner olarak değil, genel olarak erkekleri kastediyorum. Çevremdeki erkekler: sevgili, arkadaş, iş arkadaşı, baba, abi, amca...hepsi sürekli ufak tefek yalanlar söylüyor. Genelde bir işi yapmamak, savsaklamak, yaptığı yanlışı başkasının üstüne atmak için yapıyorlar. Sonra bu ortaya çıksa da kabul etmiyorlar. Ben kavga da çıkacak olsa doğruyu söyleyip pazarlık yapıyorum ama çevremdeki erkekler her şeyden yalanla sıyrılıyor.
Siz de böyle yalanlar söylüyorsanız, konuşup anlaşmak yerine sizi yalana iten nedir? Çalıştığınız yerde de aynı şekilde yalan söylüyor musunuz?
0
gnosis
(05.04.24)
Ben söylemiyorum.
Yalan söylemenin erkek ya da kadın için ayrımı yok bence.

Ha ama illa cinsiyet açısından bakacaksak, istersen yalan söyleme ve benzeri konuların istatistikleri araştırmaları internette mevcut. Kadınlar açık ara farkla önde.

Çalıştığım yerde de hiç bir erkeğin iş ile ilgili bir yalan söylediğine şahit olmadım. Vardır illaki ama ben şahit olmadım.
0
sorularimicinfeykhesap
(05.04.24)
Kendi çıkarıma olacak değil de başka birilerinin huzuru, çıkarı için yalan değilse de bilgi sakladığım oluyor.
Çalıştığım bir yerde biri diğeri için "bu gerizekalı o işi beceremez" derse mesela diğer kişiye "X bu işin yetişmeyeceğinden endişeli" diyorum. Yalan söylemek dediğiniz bu mu bilmiyorum.

Bence erkekler çatışmaları daha fazla önlemek istiyor. Çünkü çatışma çıkınca ciddi bir kayba uğruyor (Kavgayı kazanan taraf olsan bile 2-3 yumruk yersin)
Kadınlarsa çatışmaya girmek konusunda daha hevesliler çünkü daha az kayıp yaşıyorlar.

Yalan söyleme konusunda kadınların daha önde olduğunu sanıyorum. Mesela toplumumuzda pek çok erkek sevgilisiyle buluşmaya gittiğini söylemeye çekinirken pek çok kadın bunu saklamak zorunda. Bunun gibi sebeplerle büyürken kadınlar yalan söyleme konusunda daha antremanlı oluyor diye düşünüyorum.

Yine de insanları hele de ofisteyken kadın-erkek olarak çok ayırmıyorum kafamda.

Hatalı olduğunu kabul etmemek kadın veya erkeğe has değil bence. Pek çok insanda var. Haksız mıyım?
0
michael_knight
(05.04.24)
Çalıştığım yerde de yakın arkadaş çevrem hariç çevremde de kadınlar çatır çatır yalan söylüyor ama yakalanınca adı "yalan" olduğu için böyle geçmiyor tabii ki. Erkeklerde yalan söyleme mekanizması daha yeni yeni gelişiyor. O yüzden hem sıkça yakalanıyorlar hem de yalanları (satışçılar ve reklamcılar hariç) çok başarılı değil.

Ben yalanı sevmem. Neredeyse hiç söylemiyorum da. Belirli başlı durumlarda yalan söylüyorum. Özellikle konuşup anlaşmak istemediğim kişilerle "he deyip geçmek" ya da aileme bir konuda detay vermemek vs. gibi herkesin söylediği yalanlar onlar da. Yani berbat kesilmiş bir saç için güzel ya da olmuş demem ama bok gibi olmuş da demem. Fuckbuddy'mle buluşacaksam "arkadaşımla buluşacağım" derim. Depresyonda olsam da "iyiyim" derim. Bir sebeple bir yere geç kaldıysam dert/sebep anlatmak yerine süreyi daha kısa söyleyip gelmek üzereyim falan derim. Söylediğim yalanlar bunlar.

İnsanlarla uğraşmak bir şey anlatmaya çalışmak yoruyor.
0
nawar
(05.04.24)
biz erkekler genel olarak yalan soyleyemiyoruz, soyleyemedigimiz icin erkekler cok yalan soyluyor diye bir kanaat var. zaten yalan denilen kavram, basarisiz oldugunda ortaya cikan birsey, ortaya cikmayan yalanin yalan oldugunu soyleyenden baska kimse bilmiyor ki.

peki neden yalan soylemeye calisiyor bu erkekler? tartismadan kacinmanin en kisa yolu oldugu icin, bunda da basarili olamiyoruz zaten.
0
emrahday
(05.04.24)
bu erkeğin doğasında var. bence hala avcı toplayıcı ruhumuz var. bir erkek her zaman kendini olduğundan fazla gösterir. yalanda bunun bir parçası
0
100binZar
(11.06.24)
(3)

geçmiş çağlarda beslenme - yeme içme hk

avatar is back
oruçluyken fark ettim aklıma geldi de biraz düşündüm. yani gün ortasına doğru dahi bişey yemeyip içmeyince baş ağrısı, halsizlik bitkinlik boy gösteriyor. tüm insanlık olarak sabahalrı bişey yiyip içiyoruz, öğle vakitleri bişeyler yiyip içiyoruz, akşamları da çok sağlam besleniyoruz. suyuydu içeceği
oruçluyken fark ettim aklıma geldi de biraz düşündüm.

yani gün ortasına doğru dahi bişey yemeyip içmeyince baş ağrısı, halsizlik bitkinlik boy gösteriyor. tüm insanlık olarak sabahalrı bişey yiyip içiyoruz, öğle vakitleri bişeyler yiyip içiyoruz, akşamları da çok sağlam besleniyoruz. suyuydu içeceğiydi falan ayrı zaten. hadi bir kaç asrı geçtim binlerce yıl önce bu düzen nasıldı? sallıyorum çin'de şian'da 3000 yıl önce veya anadoluda 2000 sene önce millet böyle sürekli bişeyler mi yiyordu?

yoksa zaten düzensiz beslenme, eksik beslenme şu bu 35-40 yaşında ölüp gidiyorlardı deyip geçer misiniz?
0
avatar is back
(04.04.24)
İnsanlar erken kalkıp avlanmaya gidiyorlardı dolayısıyla kahvaltı diye bir şey yoktu. Avlarsan akşam yiyordun. Aslında kahvaltı yapmak bizim bünyemize uygun bir şey değil. Kan şekerimizi oynatmış oluyoruz ve akşam olmadan acıkıyoruz, halsiz düşüyoruz.

Yıllardır hafta sonları hariç kahvaltı yapmam ve hafta içleri hep dinç olurum. 2 aydır da tek öğün besleniyorum inanılmaz sağlıklıyım. Herkes gripten dökülüyor bana bir şey olmadı.

Bahsettiğiniz sürekli bir şeyler yeme içme durumu çağımızın bir hastalığı bence. Hem organlarımıza zarar hem gün içindeki verimimizi azaltıyor. Eskiler de bu yüzden bizden daha dayanıklıydı bence.
0
ruhen hastayim ben
(04.04.24)
Tarih aralığına, coğrafyaya, iklime, özel dönem şartlarına, sosyal statüye, topluluk statüsüne, kültüre göre değişiyor.

Çin hakkında çok bir fikrim yok, ancak 2000 yıl öncenin Anadolusu dediğiniz zaman dilimi Roma'nın güçlü ve parlak olduğu dönemlere denk geliyor. Örneğin besili Roma lejyonerlerleri elbette hem iyi besleniyor, hem de iyi bir spor programları var. En basitinden incil okuyup toplumsal örüntüyü az çok görebilirsiniz. O dönemde de bolluk içinde yaşayan toplum kesimleriyle, fakirlikten kırılan gruplar var. Yeme içme adetleri bizden çok farklı değil. Örneğin "oburluğun" yedi büyük günahtan biri sayılması az çok fikir verecektir.

Sorduğunuz soru çok fazla genel kapsamlı, ancak en kısa cevabı "değişken".

Bizden çok daha iyi beslenilen dönemler de vardı, çok daha kötüsü de.
0
akhenaten
(04.04.24)
bu soruyu en basitinden iki grubu ele alarak cevaplayabiliriz. yerlesik hayata gecenler ve avci-toplayici yasayanlar. gunumuzde hala dunyanin cesitli yerlerinde cok basit sekilde yerlesik hayat yasayan, basit tarim ve hayvancilik yapan gruplar var. ornegin afrikada kucuk gruplar halinde tarim ve hayvancilik yapan topluluklar var. bunlarda bizim modern besin cesitliligimiz yok, undan yapilan basit ekmekler, ve keci inek gibi hayvanlardan elde edilen sut ile hayatlarini surduruyorlar. donem donem bazi meyve ve kok bitkileri topluyorlar.

ama hala yerlesik hayata tam gecmemis avci toplayici gruplar da var dunyada. ozellikle kuzey avustralya, papua yeni gine ve civardaki adalarda, brazilya amazon ormanlarinda, veya hint okyanusunda cesitli adalarda yasayan bazi insanlar bildigin ne bulurlarsa yiyorlar. yasadiklara cografyaya gore sabah kalkip balik tutuyorlar, maymun gibi buyuk hayvanlar yaninda, cesitli bocekler ve deniz kabulularni toplayip yiyorlar. bu topluluklarda ortalama yasam omru nispeten kisa ve hayatlari zor. bu zorluklar bu topluluklari yamyamliga da itiyor, ozellikle guney dogu asyada hala yamyam kabileler yasamakta.

ama eger karsilastirmayi akdeniz civari, anadolu ve mezopotamya ile yaparsak burada yasayan insanlar cok uzun suredir tarim sayesinde bolluk icinde yasiyor. elbette fakirlik var ama kitlik zamanlarin disinda halk yeteri kadar besleniyor. sadece gunumuzdeki besin cesitliligi az. mevsime gore degisen beslenme sekilleri var.
0
emrahday
(04.04.24)
(4)

React Native - state kullanımı ile ilgili bir soru

whatdreamsnevercome
ya bu kadar basit bir şeyin mantığını kavrayamadığım için üzülüyorum da;Index diye bir component'im var diyelim.Bu arkadaşın içinde bir tane search var, 2 tane de alt component var. Hatta şöyle yapalım;const Index = () => { const [searchQuery, setSearchQuery] = useState(''); return ( <> <
ya bu kadar basit bir şeyin mantığını kavrayamadığım için üzülüyorum da;

Index diye bir component'im var diyelim.

Bu arkadaşın içinde bir tane search var, 2 tane de alt component var. Hatta şöyle yapalım;

const Index = () => {
const [searchQuery, setSearchQuery] = useState('');

return (
<>
<Input burada search yapıyorum diyelim />
<Waiting />
<Completed />
</>
)
}

Şimdi ben bu searchQuery parametresini güncelledikçe, bu güncellenen veriye <Waiting /> ve <Completed />

içerisinden erişebilmek istiyorum.
ama bunu <Waiting search={searchQuery} /> şeklinde yapmak istemiyorum.

ben bu veriyi başka nasıl gönderebilriim buraya? yani her yerden erişilebilecek şekilde nasıl tutabilirim?
0
whatdreamsnevercome
(26.02.24)
Resul veya context api kullanabilirisiniz. İhtiyacınız olan keyword global statü management
0
Murtazaaylak
(26.02.24)
Redux olacak, mobilde olduğum için düzeltemiyorum
0
Murtazaaylak
(26.02.24)
react kendi dokumantasyona gore bu durum icin "context hooks" oneriliyor. yani "parent component" icindeki bir dataya "child component" den erismek isteniyorsa
bu kullanilmali react.dev

ayrica genel olarak "build in react hooks" dokumantasyonunu incelemenizi oneririm react.dev cunku uygulama performansi, gereksiz rendering gibi durumlar icin onemli noktalar iceriyor. yanlis yapildiginda uygulamada gereksiz performans kaybi olabilir.
0
emrahday
(26.02.24)
context api ile çözdüm, çok teşekkür ettim
0
🌸whatdreamsnevercome
(27.02.24)
(5)

Chatgpt vs insan (hoca) sesli sohbet arasinda kalmak??

Zetnikov
Hoca gunde 1 saat 250tlChatgpt sinirsiz sure ve ucretsizYasadigim sıkınti suanda chat ile sohbeti koyulastiramiyorum ve konuyu kendim baslatmam gerek kendimi bu konuda nasil gelistirebilirim bilemiyorumHocayla ise surekli sohbeti o aciyor ve konusacak birseyler hep oluyorSuana kadar 100 tane ders ya
Hoca gunde 1 saat 250tl

Chatgpt sinirsiz sure ve ucretsiz

Yasadigim sıkınti suanda chat ile sohbeti koyulastiramiyorum ve konuyu kendim baslatmam gerek kendimi bu konuda nasil gelistirebilirim bilemiyorum

Hocayla ise surekli sohbeti o aciyor ve konusacak birseyler hep oluyor

Suana kadar 100 tane ders yaptik baya gelistim ama bayada para harcadim

Mantikli Yorumlarinizi bekliyorum
0
Zetnikov
(13.02.24)
200 tl idi an itibariyle 250 oldu
0
🌸Zetnikov
(13.02.24)
İşin maddi kısmını görmezden gelirsek,
Baştan sınırları ve standartları belirli olan algoritma ile sohbet koyulaşmaz.
Hoca (insan) ile iletişimde manevi yönden iletişim de söz konusu.
Feyz veya ilham almak,destek olmak gibi.
Kodlanmış robot taklitten öteye gidemez insanın yerini alamaz.
Çok bilmesi, sürekli güncellenmesi de istisna değildir.
0
diyecevaplandı
(13.02.24)
chatgpt "merak", "ilgi", "motivasyon" gibi soyut tetikleyiciler olusturmak icin egitilmis bir yapay zeka uygulamasi degil. sadece dil modeli, yani elindeki bilgiyi kelimelere dokebilme kabiliyetinden baska birseye sahip degil. o nedenle sizi merak etmiyor, ve sizinle ilgilenmiyor. chatgpt ile dialogunuz sizi merak etmeyen ve sizinle ilgilenmeyen bir insanla konusmaktan farkli olmaz. yani musteri hizmetlerindeki biri ile, bir devlet dairesindeki memur ile konusmaktan farkli olmaz. biz de gunluk hayatta ilgilenmedigimiz, merak etmedigimiz insanlarla chatgpt gibi konusuyoruz. bu duygu olmazsa soru sormak, anlamaya calismak, muhabbet acmak olmaz.

hatta bazen yeni tanistigimiz kisi ile bir yerde kaldigimizda ve o kisi ile ilgilenmiyor merak etmiyorsak uzun bir sessizlik olur. bu sessizlik bizi rahatsiz eder. cunku o kisinin bizi umursamadigi duygusu ile yuzlesiriz. karsi taraf ta bu duygu ile yuzlesir ve konu baslatmayi digerine birakir. iste bu duygu eksik chatgpt gibi LLM yapay zekalarda.

kisaca ne soracaginiz bilmiyorsaniz, kafanizda sorulardan olusan bir yol haritasi yoksa chatgpt den verim alamazsiniz. bir konuda dogru sorulari sorabilmek, arastirma methodlarini bilmek ve uygulayabilmek bir yetenektir. chatgpt den maksimum verim almak bu konuda iyi olmaya baglidir.
0
emrahday
(13.02.24)
callannie.ai

bu isimde bi uygulama var. android/ios mevcut.
yapay zeka ile kameralı/sesli sohbet yapıyorsunuz. hocanın yerini tutmaz ama chatgpt'den daha iyi olduğu kesin. bi şans verin.
0
biseysorcaktim
(13.02.24)
@birseysorcaktim

Deneyecegim hocam tesekkur ederim
0
🌸Zetnikov
(13.02.24)
(8)

Çok dilli çocuk yetiştirme

gameofannen
evde 3 dil konuşuluyor. bebeğin bu üç dili de öğrenebilmesi için tavsiyeniz var mı? bir çok kaynak okudum da bir de burdan görüş varsa dinlemek isterim
evde 3 dil konuşuluyor. bebeğin bu üç dili de öğrenebilmesi için tavsiyeniz var mı? bir çok kaynak okudum da bir de burdan görüş varsa dinlemek isterim
0
gameofannen
(07.02.24)
bu konuda tek dogru yok ama tavsiye edilen ayni kisi ile hep ayni dili konusmasi. yani ornegin anne ile turkce konusuyorsa hep turkce, baba ile ingilizce konusuyorsa hep ingilizce.

ornegin anne ile bir turkce, bir ingilizce konusursa cocuk bir sure sonra dialoglarda iki dili karisik kullaniyor. ornegin turkce soruya ingilizce cevap veriyor. ya da ayni cumle icinde turkce-ingilizce karisik kullaniyor. en kotusu de turkce veya ingilizce dil bilgisi kurallarini, cumledeki kelime dizilimini bir diger dille karisik kullaniyor.

tabi bunu duzgun bir sekilde yonetmek zor. cunku farkli durumlarda bu dilde tutarlilik pek saglanamiyor. ornegin anne ana dil olarak turkce, baba ana dil olarak almanca konusuyorsa. ama anne ve baba aralarinda ikinci dil olarak ingilizce konusuyorsa bu cocukta karisiklik yaratabiliyor. cocuk bu durumda ana dil olarak kendine ortak olan dili yani ingilizceyi ana kullanim dili olarak secebiliyor. anne-babanin ortak dili bozuk bir ingilizceyse cocugun dili de problemli olabiliyor.

bir baska zor senaryo da ev disinda dil kullanimi oluyor. ornegin anne ile evde turkce, ev disinda ingilizce kullaniyorsa cocuk bocalayabiliyor. cocuklar kisiler ile dilleri eslestiriyor ve cok hizli ogrenip dil gecislerini cok hizli yapabiliyorlar. ama bir kisi ile evde farkli, disarida farkli dil kullaniyorlarsa bozuk konusabiliyorlar.

bir baska problem ise kardesler arasinda konusulan dil oluyor. anne baba hangi dili kullanirsa kullansin kardesler ortak kullanilan medya (tv, oyun vs) ve ortak oyun arkadaslari ile kullandigi dili kendi aralarinda kullanma egiliminde oluyor.

iste bu nedenlerden dolayi ozellikle almanyada 2. ve 3. nesil cocuklarda bozuk turkce, bozuk almanca olabiliyor. en buyuk neden de anne ve baba ile hep tutarli sekilde ayni dili degil, dilleri karisik konusmasi. diger faktorler (okul, arkadas vs) ekleinince iyice dillerin birbirine girmesi oluyor.
0
emrahday
(07.02.24)
Bizim evde 2 dil konuşuluyor. Çocuklar birçok dili aynı anda öğrenebilir.

Eşim almanca konuşuyor. kreş, vs almanca. Sadece ben türkçe konuşuyorum çocuklarla. Bana almanca yanıt veriyorlar ama türkçe söylediğimi anlıyorlar.
Yazları türkiye'ye gidince az da olsa cümle kurabiliyorlar.
Yaşları 3 ve 5

çocuk anlasa da anlamasa da herkes kendi dilinde konuşursa kısa zaman sonra çocuk anlamaya başlar.
0
a man alone
(07.02.24)
@emrah. dediğiniz şekilde evde 3 dil konuşuluyor. italyanca anne baba turkçe bir de çok çok iyi olmayan ortak dil ingilizce. baba çocukla türkçe anne de sadece italyanca konuşurken anne baba kendi aralarında aksanlı ingilizce konusuyorlar. bazı uzmanlar bu şekilde olmasını öneririrken bazıları da sizin dediğiniz gibi söyle içerisindeler. net bir bilgi yok maalesef.
@ a man al. almanya da normal durum bu galiba. çocuklar daha çok almancaya maruz kaldıklarından ana dil almanca olmuş oluyor.
0
🌸gameofannen
(07.02.24)
Çocuklar yaşadıkları yerin dilini daha iyi öğrenseler de anne baba 2. Dili iyi öğretirse çocuk geride kalmaz.

Avrupa'da yaşayanların çocuklarının Türkçesi bozuk çünkü anne babalarının Türkçesi de iyi değil.
0
a man alone
(07.02.24)
Benim abim yeğenlerimle Türkçe, eşi de kendi dilinde konuşuyor. İzlediği çizgi filmler Türkçe ve yabancı dil. Çok güzel Türkçesi var. 9 aylık olan bile Türkçe anlıyor. Yazma olayını şimdilik çözemedi.
0
Kahvedesu
(07.02.24)
Öyle bir çocuğumuz var. altı yaşında erkek, herkes kendi dilinde konuşuyor, kendi aramızda da ingilizce konuşuyoruz. iki anadili (türkçe, ukr.rusça) anlayıp konuşuyor, okuyup yazabiliyor. ingilizce'ye ise bizim belirlediğimiz yapay zamanlar dışında pek ihtiyaç duymadığından konuşma daha zayıf, hemen her şeyi anlıyor ama konuşmak istediğimizde basit yanıtlar veriyor. Çok zorlayıp antipati geliştirmesini istemediğimden fazla zorlamıyoruz açıkçası, ihtiyaç duyduğunda hızla öğrenebileceğini düşünüyorum. Örneğin İngilizce-İspanyolca duolingo denediğimizde sorunsuz ilerlediğini görüyoruz. Türkiye'de yaşadığımızdan Türkçesi daha başarılı. Ancak iki dilde de bizden değil de dışarıdan öğrendiği deyimleri pek düzgün ve yerinde kullanamıyor, düzeltmek de çook uzun sürüyor :)

Üç dilde de kaliteli masal kitaplarınız olmasını ve hepsinde okumalar yapmanızı önerebilirim, farklı kişilerden de o dilleri duyması çok iyi olabilir. bir dilde diğerlerinden daha başarılı olması da bizce normal, bağı kopmadığı sürece gerektiğinde kendisinin başarıyla ilerleteceğini düşünüyorum.
0
engelbert humperdinck
(07.02.24)
baba arap anne kürt hataylı bir arkadaşım doğal türkçeyle beraber 3'ünü de aşırı akıcı konuşuyor, sadece türkçe okulda eğitim, diğerleri 0.

böyle insanları görünce çok da kasmaya gerek yokmuş gibi geliyor.
türkçe hariç hiçbirini tvde filmde görmedi ama ailelerin kendi ailelerinden maruz kala kala bu seviyede.
0
patronaj1
(07.02.24)
cocukla ingilizce konusmayin. anne ful italyanca baba ful turkce konussun.
0
hot potato
(07.02.24)
(4)

deutsche bahn ile munich-berlin-hamburg 'a gidilebilir mi ?

duyurukullanıcısı
7 gün için gerek var mı? şehirlerin içinde metro da kullanabilirim ama tek gidiş kullanıcam genellikle, git-gel yok.bu 50euro'luk olandan mı almam lazım
7 gün için gerek var mı? şehirlerin içinde metro da kullanabilirim ama tek gidiş kullanıcam genellikle, git-gel yok.

bu 50euro'luk olandan mı almam lazım
0
duyurukullanıcısı
(30.01.24)
Bahn kart ile mi seyahat soruyorsunuz soruyu tam anlayamadım. Bahn kart seyahatlerde indirim sağlıyor veya 1. sınıfa yükseltirken indirim alıyorsunuz yani 50 €kart ile münih ile berlin arası gidemezsiniz. münih berlin arası 100 euro olması lazım sadece

düzetlme Deutschland bileti diye bir olay da var ondan bahsediyorsanız da detaylar aşağıda verilimiş

www.meininger-hotels.com:~:text=The%20Deutschland%20Ticket%20costs%20%E2%82%AC,and%20regional%20transportation%20in%20Germany.
0
kablelvuku
(30.01.24)
bahsettiginiz 49 euro olan deutschland-ticket www.bahn.de ise bu bahsettiginiz seyahati yapmaniz biraz basit olmayabilir. cunku bu bilet ancak bolgesel trenler (RE, RB, S-bahn) gibi trenler icin gecerlidir. Sehirler arasi hizli trenler (ICE, IC, EC) gibi trenler icin kullanilmaz.

Bu nedenle bu mesafede yolu teorik olarak bolgesel trenlerle bir bolgeden diger bolgeye gecerek gidebilirsiniz ama bu yol uzun surer. bolgesel trenlerin gece seferlerinin seyreklestigi de dusunulunce bu mesafeler gunlerce surer.

IC, ICE gibi hizli trenlerin bu hatlarda tek yon biletleri bahsedildigi gibi genelde 100 euro gibi olur. ama erken rezervasyon veya kampanyaya denk gelirseniz 29 euroya da bulma ihtimaliniz var. ornegin bu siteden www.ltur.com

trene ekonomik alternatif olarak bu sehirler arasinda flixbus veya flixtrain kullanabilirsiniz.
0
emrahday
(30.01.24)
49 euro olan deutschland-ticket al dedi arkadaşım almanya'da her şehre gidersin dedi

ama elbette ben yüzlerce aktarma yapmak istemiyorum.

anladığım kadarı ile bir şekilde bunu alsam bile emtro değiştirir gibi tren değiştirmem lazım şehir değiştirmek için

doğru mu düşünüyorum?
0
🌸duyurukullanıcısı
(30.01.24)
onla cok tren degistirirsin. 2-3 saati gecen yolculuklarda ICE ve IC olan trenler iyi. gittigin sehirde 50 euroluk bileti kullanirsin ama her sehirde. En buyuk avantaji o.

uzun mesafelerde alternatif olarak flixtrain'i oneririm.
0
bohr atom modeli
(30.01.24)
(3)

ChatGPT API kullanımı

dejame
Bir uygulama geliştiriyorum, Duolingo benzeri dil öğrenme üzerine. Yapılandırılmış bir ders programı var, direkt farklı konulardan çeviri olarak gitmiyor. Program interaktif şekilde ilerliyor. Konu anlatımının sonunda quiz, boşluk doldurma, paragraf yazma gibi aktiviteler var.Bir şekilde ChatGPT (ve
Bir uygulama geliştiriyorum, Duolingo benzeri dil öğrenme üzerine. Yapılandırılmış bir ders programı var, direkt farklı konulardan çeviri olarak gitmiyor. Program interaktif şekilde ilerliyor. Konu anlatımının sonunda quiz, boşluk doldurma, paragraf yazma gibi aktiviteler var.

Bir şekilde ChatGPT (veya başka bir yapay zekayı) uygulamaya entegre etmem mümkün mü? Yapay zeka sadece uygulamada yapılan iş için çalışacak ve bir şekilde abonelik veya kullanım başına ücret sistemi olacak.

Konudan uzak biri olarak,
1. Bunu yapmak mümkün mü?
2. Ortalama maliyeti nedir? (uygulamayı yazmak değil, sadece yapay zeka entegrasyonu)
0
dejame
(17.01.24)
chatgpt platform.openai.com uzerinden "api key" olusturabilirsiniz. daha sonra "payment>billing" alanindan hesabiniza dolar yukleyebilirsiniz. gelistireceginiz api her request yaptiginde openai.com rakamlarla yuklediginiz miktardan duser. yani kullandiginiz kadar odersiniz.

ek olarak "fine-tuning" ile kendi chatgpt modelinizi egitebilirsiniz. gelistirici tarafindan bakilinca "kullandigin kadar ode" modeli cok iyi. ayni zamanda fiyat acisindan cok makul
0
emrahday
(17.01.24)
Konudan uzak biri olarak wordup isimli uygulamada var mesela böyle bir özellik bakarsınız.
0
anon1m
(17.01.24)
ilk üye olduğunuzda 5 usd kredi veriyor. bir süre bununla test yapıp ortalama maliyetinizi çıkarabilirsiniz.

çünkü yaratacağınız prompt’un yapısına ve karmaşıklığına göre token kullanımınız artıyor ya da azalıyor. o yüzden net maliyeti kestirmek şimdiden zor olur.
0
sir gawain
(18.01.24)
(4)

bir yabancı dilin kaç kuralı olmalı ?

WithWorth
örneğin iyi seviyede italyancan standart günlük konuşma için bilinmesi gereken toplam 250 gramer kuralı var diyelim,farsçanın ise 800 olsun.bir dil için böyle bir sayıdan söz etmek mümkün mü ?ona göre "zor" olarak nitelemek uygun olur mu ?
örneğin iyi seviyede italyancan standart günlük konuşma için bilinmesi gereken toplam 250 gramer kuralı var diyelim,
farsçanın ise 800 olsun.

bir dil için böyle bir sayıdan söz etmek mümkün mü ?
ona göre "zor" olarak nitelemek uygun olur mu ?
0
WithWorth
(09.01.24)
bir dilde zorluk/kolaylik nitelemesini dil bilgisi kurali uzerinden yapmak biraz yaniltici olabilir. Cunku bazi kural var ki nerdeyse her cumlede uygulanir, bazi kuralsa cok istisna durumlarda kullanilir. ya da her kural gunluk konusmada karsilik bulamayabilir. Bazi kurallarsa uyulmadiginda iletisimi cok etkileyemeyebilir.

ornegin almancada artikeller der/die/das dilin cok onemli unsuru ve nerdeyse her cumlede ihtiyac oldugu gibi cumlenin -i hali veya -e haline gore farkli sekilde kullanilmasi dili zorlastiriyor. bununla birlikte bu artikellerin net bir kurali olmadigi gibi bircok da istisna icermesi dili zor hale getiriyor.

ama buna karsilik italyancada da artikeller var, hatta almancaya gore daha fazla il,i,l',lo,gli,la,le'. ama bu artikeller daha kuralli, "almanca ile karsilastirildiginda" yanlis kullanilmasi anlami cok ayri yerlere goturmuyor. hatta bircok durumda siir gibi cumledeki diger ogelere gore kafiyeli.

yani kisaca almancada da italyancada da benzer kural var ama nitelik bakimindan almancadaki kural agir basiyor, italyancadaki nispeten hafif kaliyor. o nedenle kural adedi olarak esit olan durum kuralin uygulanmasinin zorlugu hesaba katilinca daha karmasik hale geliyor.

tum bunlara ek olarak bazi dillerin telaffuzu kimi kisiyi zorlayabilir. bu zorluk da kisiden kisiye, ve o kisinin anadiline gore degisir. ornegin biz turkler icin almancadaki "r" harfine gelen sesi veya ingilizcedeki "th" kasiligi olan sesi cikarmak genelde zorlar. italyancada ise sesleri cikarabilsek de tonlamayi ve kelime uzerinde vurguyu yapmak zorlar.

ozetle cok fazla faktor var, sirf kural sayisindan bir degerlendirme yapmak yaniltici olabilir.
0
emrahday
(09.01.24)
emrahday' a genel anlamda katılmakla birlikte günlük konuşma dediğiniz için eklemek istiyorum;
günlük konuşmada kurallar esnetilir çoğu dilde, buna Türkçe de dahil.
0
kumandanim
(09.01.24)
Rakam bilemiyorum, ancak sorduğunuz konuyu Linguistic Semantics başlığı ile araştırïn.

Gramerden ve cümle dizilişi ile anlam belirlenemiyor. Konuşma dili de dahil olmak üzere semantik kurallar ile anlam elde edebilirsiniz. Bu kurallar yüzbinlerce olabilir (attım, ama öyle).
0
alfired
(09.01.24)
Diller arası yakınlık-uzaklık zorluğu belirlemede çok daha büyük bir etken. Azerice öğrenmek isteseniz kaç gramer kuralı olduğunun çok bir etkisi olmasa gerek, çünkü kafadan büyük bir kısmını hiç öğrenmeniz gerekmiyor, büyük bir kısmı da hazmetmetmesi kolay. Aynı şekilde daha önce bildiğiniz yabancı diller de etkili. Neticede yeni bir dil öğrenmek sadece gramer kuralı öğrenmekle ilgili değil. Hatta dili konuşmak için bilinçli şekilde hiçbir gramer kuralı bilmenize gerek yok, işi gerçeği çoğunlukla gramer bilmeden dil öğreniliyor.

Bir de bir dilde kaç gramer kuralı var diye bir ayrım yapmak çok güç. Kostaslarınız neler olacak en başta ki? Peki bu kıstaslar karşılaştırma yaparken mantıklı bir sonuç çıkaracak şekilde her dil için örtüşecek mi?
0
akhenaten
(09.01.24)
(4)

Akü takviye kablosu alırken dikkat edilmesi gereken bir şey var mı?

winston insani
MerhabalarVW Passat otomatik aracım için bir akü takviye kablosuna ihtiyacım var. Bunu alırken dikkat etmem gereken özellikler var mıdır? Özellikle amper konusu standart mı bunlarda?Standart bir ürün şöyle görünüyor;https://www.amazon.com.tr/%C3%87antal%C4%B1-Takviye-Kablosu-Amper-Metre/dp/B0BC27DMW
Merhabalar

VW Passat otomatik aracım için bir akü takviye kablosuna ihtiyacım var. Bunu alırken dikkat etmem gereken özellikler var mıdır? Özellikle amper konusu standart mı bunlarda?

Standart bir ürün şöyle görünüyor;

www.amazon.com.tr

Bir de bunların, başka bir araca ihtiyacınız olmadan çalışanları var sanırım kendinden şarjlı

www.amazon.com.tr

Bu çok sofistike geldi bana, sizin fikirleriniz nelerdir?
0
winston insani
(08.01.24)
O üzerindeki değerlerin gerçeği yansıttığını düşünmüyorum. İlk linkteki üründen var,2 ay önce park ettiğim yerden çıkamadım. Bu kablo ile takviye edelim dedik olmadı. Sonra tesadüf birisi gitti evinden bir kablo getirdi. Bu ilandakinin en az 2 katı kesitinde. Onunla tek marşda çalıştı. Bence 70mm2 kablo alıp kendiniz yaptırın kabloyu. Ömürlük kullanırsınız.
0
administ
(08.01.24)
bende sarjli olanlardan var, tek sarj ile 10 kere arac calistirabiliyorum. baska araca da gerek kalmiyor. kullanmasi da cok zor degil, kutup baslarina kablolari dogru sira ile baglayip araci calistirip, dogru sira ile sokmek gerekiyor. farkli aractan takviye yapmaktan daha kolay.
0
emrahday
(08.01.24)
Ticari olarak sürekli araçlara takviye yapmıyorsanız, standart bir vatandaş için şarjlı olan ürün çok gereksiz. Bir araca takviye 4-5 yılda bir kez belki lazım olur, o da akünün verdiği sinyalleri anlamayıp akü bitene kadar kullanırsanız.

Kablo kesiti kalın ve sağlıklı olan bir takviye kablosu almanız yeterli olur, kısa olmasın ama en az 2 metre olsun.

Aslında en güzeli, geçerken bir parçacıya uğrayıp görerek, elleyerek almak.
0
John Bloor
(08.01.24)
ilk linkteki ürün 1200 w yazar ama aslında en fazla 500 watt'dır.
arabanı şarj eder ama.
yinede şarj edecek başka araç bulamama ihtimaline karşı (sabahın köründe ben bir kaç defa yaşamıştım) akü şarj aleti daha efektif bir çözüm sunar.
0
etna
(08.01.24)
(4)

bulgaristan vatandaşı (ben) + tc vatandaşı (eşim) = avrupada iş

aitlik eki alamayan
selamlar herkese,bir umut size sorayım dedim.ben bulgaristan vatandaşlığım vesilesiyle avrupada ufak bi prosedürle çalışabiliyorum sponsorluğa ihtiyaç duymadan. diyelim ki kalkıp amsterdamda bir restoranda iş buldum, tc vatandaşı olan eşim benimle nasıl gelebilir - orada nasıl çalışabilir? sponsorlu
selamlar herkese,

bir umut size sorayım dedim.

ben bulgaristan vatandaşlığım vesilesiyle avrupada ufak bi prosedürle çalışabiliyorum sponsorluğa ihtiyaç duymadan. diyelim ki kalkıp amsterdamda bir restoranda iş buldum, tc vatandaşı olan eşim benimle nasıl gelebilir - orada nasıl çalışabilir? sponsorluk olmadan eş dolayısıyla o da gelebilir mi? bu durumda olan birilerini tanıyan eden vardır ya da direkt bu durumu yaşayan birileri vardır belki.

şimdiden teşekkürler.
0
aitlik eki alamayan
(17.11.23)
Aynı durumda almanya'ya yerleşen çocuklu çift var. Detayları bilmiyorum ama hiç de zorlanmadan almanya'ya yerleştiler cuk diye.
0
prole
(17.11.23)
once senin gidip ise girmen, vergi vermeye baslaman bunun uzerine de oturum alman gerekiyor. daha sonra esin icin aile birlesimi vizesi icin basvurman gerekiyor. tabi aile birlesimi vizesi icin ulkeden ulkeye kurallar degisiyor ve dil sertifikasi gerekebiliyor.
0
emrahday
(17.11.23)
eger bir schengen ulkesinde oturum alirsaniz oturum turune bagli olmak kaydiyla sonrasnda dependentlariniz icin de oturum alabilirsiniz. Ama oturum alma sebebi muhim misal normal calisma vizesinde cart diye bunu verirken, 1 yillik legal sebeplerden verilen mesela baska ulkelerin isbirligiyle yapilan projeleri yonetmek gibi vs. izinlerde aile getirme hakki olmayabiliyor.
0
wallcan
(17.11.23)
Youtube da norwaytodayy diyr bi hesap var, bu yöntemle norveçe yerleşmişler 5 yıl filan önce. Bi bakın bence videolara.
0
turuncu tonlarda
(18.11.23)
(4)

Bütün dillerin birbirine benzemesi

Bir cebinde das kapital
C#, phyton, js, php hepsinin methodları, döngüleri, değişken tanımlamaları aynı. Bunları yapabilen birü cv'süne bu dilleri biliyorum yazabilir mi?
C#, phyton, js, php hepsinin methodları, döngüleri, değişken tanımlamaları aynı. Bunları yapabilen birü cv'süne bu dilleri biliyorum yazabilir mi?
0
Bir cebinde das kapital
(15.11.23)
Aynı derken?
Olay sadece döngü ile bitmiyor ki.
Cv'ye bunların hepsini biliyorum yazsan amatör eğlendirirsin.
0
neymis
(15.11.23)
Peki biliyorum demek için ne yapmak lazım?
0
🌸Bir cebinde das kapital
(15.11.23)
Hepsinde temel işlemleri yapabilen örnek uygulamalar yazabilirsin.
Gitup da paylaşırsın.
Referans olarak bunu gösterirsen daha gerçekçi olur.
0
neymis
(15.11.23)
bu diller syntax olarak birbirine benzer cunku cogu "c" ailesinden gelen diller. biraz python farkli digerlerinden.

oncelikle bir dili syntax olarak bilmek o dili bilmek degildir. giris seviyesinde yapilan en buyuk hata bu oluyor, ve bu nedenle yeni baslayanlar hemen cv lerine dilleri ogrendiklerini zannedip sira sira yaziyorlar.

bu diller cok farkli calisiyor ve kodu isletiyorlar. o nedenle bu dillerde cok farkli sekilde kod yaziliyor. mesela python ve js interpreted diller ama c# ve java compiled diller. ornegin js prototype based inheritance yapisi var. kimi multiple inheritance izin verir kimi izin vermez. kimi multithread dir, kimi degildir.

bir dili tamamen ogrendim demek cok iddiali bir soz olur, cunku diller calistiklari ortama gore farkli sekilde yazilirlar, cok farkli temel kutuphaneleri, frameworkleri vardir. bunlari tamamen ogrenmek cok zaman alir. ama temel olarak bir dilde asenkron programming yapabiliyorsaniz, o dilin temelini dayandigi yaklasimlairin temel orneklerini yazabliyorsaniz (object oriented programming, funcitonal programming vs.), dilin memory yonetimini teorik de olsa biliyorsaniz, o dilde temel veri yapilari ve algoritmalari yazabiliyorsaniz o dili biliyorum diyebilirsiniz. tabi bunlari yapmak icin dogal olarak syntax da bilmis olursunuz.

ama tum bunlar disinda ideal olan o dildeki populer framework, design pattern ve kutuphanleri de bilmektir. piyasada bunlara ihtiyac duyulur.
0
emrahday
(15.11.23)
(14)

avrupa'da toplu taşıma

hknty
avrupa'da araba almak çok zor olmamasına rağmen insanlar neden toplu taşıma kullanıyor? çok araba meraklısı biri değilim ama türkiye'de toplu taşıma hayat standardını çok düşürüyor. arabayla 15-20 dakikalık yere 1 saatte gidiliyor. almanya'da, fransa'da falan toplu taşıma çok mu gelişmiş? toplu taşı
avrupa'da araba almak çok zor olmamasına rağmen insanlar neden toplu taşıma kullanıyor? çok araba meraklısı biri değilim ama türkiye'de toplu taşıma hayat standardını çok düşürüyor. arabayla 15-20 dakikalık yere 1 saatte gidiliyor. almanya'da, fransa'da falan toplu taşıma çok mu gelişmiş? toplu taşımada bu süre sorunu oralarda da var mı?
0
hknty
(14.11.23)
Şehirlerin arabaya göre dizayn edilmesi vs insana göre dizayn edilmesi farkı var. Türkiye'de üç şehirde yaşadım. İzmir ve Eskişehir'de çok ters bir yer değilse araba vs toplu taşıma süre olarak hemen hemen aynı oluyor ama toplu taşımada aktarma falan yaparsan biraz yorucu tabii. Arabayla gidince de park sorunu yaşama riski yüksek.

Denizli'de toplu taşıma rezaletti ve her yere taksiyle gitmem gerekiyordu arabam olmadığı için.

Avrupa'da toplu taşıma genel olarak gayet düzenli ve verimli. Amerika vs Avrupa bu alanda çok yapılan bir kıyas. Amerika araba ağırlıklı bir ülke (hatta Kanada'yı da sayabiliriz buna). Avrupa ise genellikle daha çok toplu taşıma ağırlıklı. Toplu taşımayla istediğin yere gitmek, arabayla gitmekten daha pratik oluyor çoğunlukla. Özellikle Avrupa'nın büyük şehirlerinde şehir merkezlerine araba sokmak, park etmek vs hep büyük dert. Onun yerine metro, tramvay gibi raylı sistemlerle gidiliyor ya da bisiklete biniyor coğrafya da uygunsa.

Amerika'da bile artık ordaki araba bağımlı sistemden şikayet eden ve Avrupa'daki şehirleşmeye özenen pek çok insan var. Hem iklim krizi bu konuda büyük faktör hem de şehirleri sadece arabalar için tasarlanmaya mahkum kılan bir durum
0
nundu
(14.11.23)
berlinde toplu tasimanin arabaya gore avantajlari
- gidilecek yere cok fazla aktarma yoksa arabaya gore daha hizli. ornegin benim onceki ev-is arasi trenle 20 dakika, bisikletle 30 dakika, araba ile 50 dakika suruyordu.
- park sorunu buyuk. sehir merkezinde gunluk park ucretleri 10 euro gibi oluyor. ucretli park yerlerinde bile park yeri bulmak zor.
- sehir icinde cok fazla trafik isigi var ve trafik isiklari yaya, bisiklet, ve araba icin ayri ayri duzenlendigi icin isiklarda bekleme sureleri cok fazla. hele sola donus yapilacaksa arabalarin, bisikletlerin, ve yayalarin tumumun gecisini tamamlamasini beklemek gerekiyor ki bazen yesil yaninca ancak iki arabanin gecisine imkan taniyacak zaman oluyor.
- araba ile giderken trafik, park sorunu gibi nedenlerden dolayi ulasacagin zamani kestirmek zor. ama toplu tasimada gidecegin yere ne zaman ulasacagini biliyorsun. ornegin onemli bir toplantin varsa is yerinde, toplantidan 10 dakika once orda olmak istiyorsan toplu tasima ile bunu planlayabilirsin. ama araba ile gidersen ulasacagin zaman yarim saat once de olabilir, yarim saat sonra da bilemezsin.

yani ozetle araba uzun yolda, hafta sonu aktiviteleri icin, gece toplu tasimanin azaldigi zamanlarda, ulasimin zor aktarmali oldugu noktalara erismek icin, acil durumlar, alisveris icin vs avantajli. diger durumlarda toplu tasima buyuk sehirlerde daha pratik.
0
emrahday
(14.11.23)
türkiye'deki gibi uzun sürüyor mu yolculuklar şehir içinde? izmir'de mesela 1 saat sürebilir bir ilçeden başka ilçeye.
0
🌸hknty
(14.11.23)
Ogrenciler yaygin kullanir
Otopark ucreti ve yer aramak merkezi yerlerde sikintilidir
Tr ile kiyaslanmayacak kadar kalitelidir toplu tasima. Saatinde kalkar. Metrobus gibi tiklim tikis olmaz.
Merkezdeyken toplu tasima makul hatta hosuma gidiyordu benim ozellikle biniyodum otobuse, trene.
1 evde 1 araba varsa herkes onu kullanamaz. Herkes tek tek araba alinca da vergisi biraz goze batabilir. Arabasiz ev oldugunu pek dusunmuyorum ama dedigim gibi herkes ayni saatte kullanamaz birinden biri fedakarlik edecek
0
mess
(14.11.23)
Fransa avantajlari;
-yuzde 75-100 oranında şirket tarafından ödeniyor. Araba ile bu yok.
-otobuslerin kendi yollari var. Kimse de o yola girmiyor.
-park etmek çok pahali. Şöyle diyeyim yaşadığım yerde şehir merkezinde 3-4 saat 8€ falan.
-sehirler arac gelmesin diye kurallar koyuyor. Misal karbon salinimi yüksek araclar (bunlarin etiketleri var) sehre giremiyor. Girerse yakalanirsa ceza yiyor. Çoğu sokak arabasiz, arabali olsa da bazilarinda bir şerit araba, bir şerit otobus, bir şerit bisiklet.

Bu arada Avrupa'da bahsettiğiniz hiç yaşamadım (20 dk yer 1 saat). Aksine araba ile 1 saat süren yer toplu taşıma ile 30 dk.

Bu arada toplu taşıma kullanmiyorum.
Ve toplu taşıma tabiki Türkiye'ye oranla gelişmiş.
Bir de çoğu kişinin Arabasi var zaten. Sadece ise gelip gitmekte kullanmiyorlar. Bir de mesai kavrami falan Türkiye'den az olduğu için aksam 4.5 gibi cikiyor millet, bisikletle ya da otobüsle falan. Ama aksam 9da cikarsan tabiki farklı yani
0
logisticsmanager
(14.11.23)
peki trafik için türkiye'deki gibi sıkıntılı şoför profili yüksek mi? türkiye'de motorsiklet kullanmak istiyorum ama üzerime sürerler ya da apaçinin biri makas atar diye endişeleniyorum. bu yüzden hiç girişemedim.
0
🌸hknty
(14.11.23)
Otopark ücretleri inanılmaz pahalı çünkü. Yurtdışında araç kiraladığımızda en çok bize koyan şey park parası ödemekti. Her park ettiğimiz yerde makineyi bulup bozuk para atmaktan bıkmıştım 4-5 günde.
0
jackyr
(14.11.23)
@hknty; yani avrupa ülkeleri arasında fark var. Ama Türkiye ile kiyaslanamaz sürücü profili.
Ben en son ne zaman korna çaldım hatırlamıyorum.
Yalniz motorsikletin ve bisikletin her yerde riski var, sadece Avrupa'da daha az.
0
logisticsmanager
(14.11.23)
Eger merkez disinda yasiyorsan Almanya'da da yarim saatte araba ile gidecegin yere 1 saatte toplu tasima ile gidebilirsin.Ustte yazildigi gibi ana konu merkezde park yeri sikintisi ve park ucretleri. Bir de ickili halde araba kullanmama durumu da toplu tasimaya yonlendiriyor.
0
turkuaz
(14.11.23)
İngiltere Brighton'dan bildiriyorum, her yere giden otobüs var hatlar güzel ama in-bin çok uzun sürüyor. 8km'lik yeri arabayla ne kadar sürede gideriz siz tahmin edin, otobüsle 1 saate yakın sürdüğü oluyor.

ama park etmek dert ve çok pahalı +1

otomobil sigortaları çok pahalı gördüğüm kadarıyla. Bir de insanların paraya bakış açısı farklı. Mesela bir Türk %10-15 fazla para verip otomatik araba alır bence, ben öyle yaparım, burada herkes manuel alıyor. O fark çok göze batıyor. Bir de burada ikinci eli 5 bin pound olan arabaya Türkiye'de 10-15 verildiğini duysalar kalp krizi geçirirler herhalde :D

fakat yine çok ilginç, 2000 pounda güzel bisiklet var ve millet alıp kullanıyor, 2000 pounda araba da var.
0
nhk ni youkosu
(14.11.23)
peki arabaya bakış açısı nasıl? biliyorsunuz türkiye'de bir statü göstergesi anlamsız şekilde. orada değildir diye düşünüyorum. ancak yurtdışına giden türklerin büyük bir bölümü gider gitmez araba alıyor. hatta 4x4 falan alıyor. türkiye'de de istediğiniz kadar para kazanın eğer arabanız yoksa fakirsinizdir insanların gözünde. :)
0
🌸hknty
(14.11.23)
Arabaya bakış açısı gene Fransa için; ayagimizi yerden kessin.
Yani param var, bmw alayim yok. Kendi müdürüm misal temiz aylık 5-6bin euro alıyordur. Eşi de o civarda. Kendinde c3 var eşinde 3008.
Misal toplam binada iki 3 audi falan var. Geri kalani normal arabalar.
Ama buraya gelip ucuz araba görünce coşan Türkler var tabi. Yeni gelen arkadaş ilk hayali a5 almak. Kendisinin 3 katı maaş alan adamlar bile almıyor ama kendisi istiyor :)

Kısacası hayır. Kimse kimsenin arabasına bakmıyor.
0
logisticsmanager
(14.11.23)
Sebebi farkindalik. Herkes araba kullanmak istese trafik dakkasinda kordugum olur. Turkiye'de herkesin arabayla trafige cikmasini engelleyen sey fakirlik/yuksek nufus, avrupa'daysa caydirici politikalar var (bahsedilen trafik isik dizaynlarindan tut park ucretlerine kadar). Bir de her yere arabayla gitmek isteyenleri idare etmek icin habire yollari genisletmeleri, her tarafa otaban yapmalari lazim. Onu yapmak icin de binalari sehri yikmalari lazim. O da avrupa olmaz, ABD olur, yerine gore Turkiye olur.
0
hot potato
(14.11.23)
-Yaşam tarzı
-Şehirleşme
-Lojistik

Yaşam tarzı:
Avrupalılar aslında bizim taşra/köy hayatı gibi yaşıyor. Bol fiziksel aktivite, uzun yürüyüşler onlar için ok. Adam 40 dakika orman içinden yürüyüp market alışverişi yapmaya gidiyor. Sonra da aynı yolu geri dönüyor. Otomobil onlar için ihtiyaç halinde kullanılacak bir ulaşım aracı sadece. Yani ya marketten büyük alışveriş yapacaktır, ya uzak bir yere gidecektir falan. O yüzden bizdeki gibi statü sembolü olarak da konumlamıyorlar. Parası olan adam Toyota Prius da kullanabiliyor.

Şehirleşme:
Avrupa şehirlerinin çoğu küçük. Berlin Paris gibi metropoller dışında. Çoğu şehri yürüyerek en fazla 1 saatte uçtan uca gezebilirsin. buralarda raylı sistem de oldukça gelişmiş. Yani Polonya'da bir ev tutmuştuk. Tren istasyonunun yanında. Polonya'nın bilecik'i gibi bir şehir düşün. Ama evin önünden trene binip Berlin'e ya da Paris'e gidebiliyorsun. Ee tren varken arabayla niye gidesin.

Lojistik:
Otomobil ucuz ama bakımı pahalı ve zahmetli. Yani bizde işten 1 saat erken çıkıp sanayiye uğrayıp periyodik bakımını yaptırabiliyorsun. Elini sallasan usta. Mahalle arasında bile. Orada bir arabanın 10.000 bakımını yaptırmak bir olay. Müsait usta bulacaksın. Randevu alacaksın. Adam sana muhteşem bir işçilik bedeli çekecek vs. O yüzden otomobil gerekmedikçe kullanılan bir şey değil.

Bir de tren ağı çok geniş avrupa'da. 1000 nüfuslu köyden bile tren geçiyor. Zaten şehirler birbirine yakın. Hollanda dediğin ülkeyi baştan başa 4-5 saatte gezersin arabayla. Arkadaşım Köln'de yaşıyordu işi dusseldorf'ta. Trene biniyor. Türkiye'yi düşünsene izmit'te yaşıyorsun ama işin Şişli'de.

Ha bu arada Türkiye'de de toplu taşıma fena değil aslında. ama biz inmeyi binmeyi, yürümeyi sevmiyoruz. Onun da etkisi var. Avrupa'da arkadaşlara takılıyorum hatta oradan oraya 20 aktarmayla gidiyosunuz bayıla bayıla şurada Göztepe'den metroya aktarma yapınca suratınız düşüyor.
0
anten
(15.11.23)
(10)

Yeni laptoplar neden böyle üretiliyor ve hangi modeli önerirsiniz?

anaphylacticshock
Merhaba, Eski laptobum "Benden bu kadar" dediği için (kendisi 10 yaşındaydı, Acer Aspire 5755G i5) yeni bir laptop arayışındayım. Bir süredir internette modellere, özelliklerine falan bakıyorum. 1) Yeni bilgisayarların çoğunda DVD-ROM yok. Tamam bu teknoloji eskidi ama bu kadar da değil herhalde. Ma
Merhaba,

Eski laptobum "Benden bu kadar" dediği için (kendisi 10 yaşındaydı, Acer Aspire 5755G i5) yeni bir laptop arayışındayım.

Bir süredir internette modellere, özelliklerine falan bakıyorum.

1) Yeni bilgisayarların çoğunda DVD-ROM yok. Tamam bu teknoloji eskidi ama bu kadar da değil herhalde.
Masraftan kısmak, daha kompakt modeller üretebilmek için yapmışlar muhtemelen ama bu bir hata bence.

2) Çoğu bilgisayarda ekran kartı tümleṣik. Yani baktığım modeller genelde orta segment ve üst segment olmasına rağmen harici ekran kartı olan çok az model bulabildim. Saçma değil mi?

3) Bilgisayarlarda WINDOWS işletim sistemi yok. Ya FREEDOS ya da LINUX. Uzun zamandır LINUX sistemini öğrenmek istiyordum ama gene de WINDOWS gibi olmaz.

Zaten LINUX'ün WINDOWS tekelini yıkacak bir verimliliği ya da popülaritesi olduğunu da sanmıyorum.

Bu durumun üretim masrafından kısmak haricinde belirli bir sebebi var mı acaba?

Benim bütçem en fazla 15.000 tl. Biraz zorlayarak 16.000 falan verebilirim.

Bu fiyata mümkünse harici ekran kartlı, yüksek ramli, i5 ya da i7 işlemcili, QuarkXPress ve Photoshop vb programları da zorlanmadan kaldırabilecek bir bilgisayar bulabilir miyim?

Daha önce Acer kullanıyordum ve memnundum. Şu anda DELL ve ASUS markalarına yoğunlaşmış durumdayım.
MSI'lar aşırı pahalı. O yüzden onları hiç hesaba bile katmıyorum.

Önerebileceğiniz bir msrka, model ya da şuna muhakkak dikkat et diyeceğiniz bir özellik vs var mı?
0
anaphylacticshock
(13.11.23)
1- en son ne zaman dvd kullandim hatırlamıyorum. Oyunların çıkmıyor bile artık. Filmlerde de benzer. Zaten harici dvd almak acayip ucuz.

2-sizin fiyat araliginda olanlarda öyledir. Yoksa hepsinde değil. Entegre demek ekstra memory gerekmemesi haliyle daha az güç tüketimi ve sıcaklık. Bu da tabi performans aramayanlar için.

3-fiyat. Sonuçta bazi metotlar ile ucuza windows alirsin ya da korsan koyarsin. Bu noktada bunu koymayan adam 150 dolar ucuza satacakken koyarsan sen 150 dolar pahali satacaksin.
0
logisticsmanager
(13.11.23)
bunun en bariz nedeni cihazlarin enerji tuketimini azaltmak. mevcut donanimin tumlesik olmasi cihazda enerji verimliligini arttiriyor. ayrica cihaz icinde daha fazla alan demek, cihaza daha buyuk pil ve ssd ekleyebilmek demek. bunun yaninda da daha hafif ve ince cihaz uretebilmek demek.

bu durumda da trendleri belirleyen aslinda apple. daha entegre donanim, daha ozellestirilims islemci (m1, m2 vs.), dvd-rom, fan gibi hareketli parcalarin olmamasi vs ile elde ettigi verimlilikle tek sarj ile 10 saat kullanilabiliyor. bu evden cikarken, uzun yolculuklarda, ise veya okula giderken sarj durumunu dusunmemek demek. bircok kullanici icin bu avantaj dvd-rom dan daha onemli. zaten artik hersey internette o nedenle ozellikle dvd almaya da gerek yok.

windows ile satilmamasinin nedeni de daha fazla kullaniciya hitap edip windows lisansi icin ek maliyet yerine daha ucuza cihaz saglayabilmek. dileyen zaten kendisi windows alip yukleyebilir, niye linux tercih eden biri cihaz alirken windows lisans ucreti odesin ki.
0
emrahday
(13.11.23)
1) İnanılmaz bir yer israfı. Onu çıkartınca hafiflik ve incelik artıyor, soğutma için daha fazla alan kullanılabiliyor veya batarya için daha fazla yer açılıyor. Çok istiyorsanız harici bir dvd okuyucu/yazıcı alabilirsiniz usb ile kullanılanından.

2) Orta segment dediğiniz aslında 1000 dolar civarıdır. Bu 20 yıldır böyle. 1000 dolar para değil. 10 sene önce rahatlıkla alınıyordu. Fakat şimdi TL bazında size yüksek geliyor. 15k lık bütçe demek 500 dolar demek. 500 dolara bırakın harici ekran kartlıyı, sıfır laptop verdiklerine şükretmek lazım.

3) Bu da fiyatı düşürmek için. Çok uyguna şirket lisanslarından satan bildiğim bir yer var. Neredeyse bedava. Oradan orijinal lisans alıp kullanabilirsiniz. Ben ondan kullanıyorum. Mesaj atarsanız iletirim. Dert değil yani free dos.
0
ananiyimioguz
(13.11.23)
1- O kadar eskidi evet. Ağır ve çok yer kaplayan bir donanımdı. Kaldırılması isabet oldu.
2- Eğer bir ofis veya günlük kullanım için bilgisayar arayışındaysanız üst segment cihazlarda bile tümleşik ekran kartı yeterli olacaktır. Harici ekran kartları hem pahalı, hem de çok güç tüketiyorlar. Bu kısım ofis ve oyun bilgisayarı olarak ayrılmış durumda.
3- Windows lisansı çok pahalı. Herkes de windows kullanmak istemeyebiliyor, boşuna bu parayı ödemiş oluyor. Zaten genelde windows lisansı ek paket olarak satın alınabiliyor, isteyen alır. İsteyen de bir şekilde elde eder. Birçok ücretsiz alternatif var, linux dışında da chrome os flex gibi kullanımı kolay.
0
dr doofenshmirtz
(13.11.23)
Bütün dediklerinize, açıklamalarınıza eyvallah.

Dediğiniz gibi DVD-ROM'u olmayan, entegre ekran kartlı, LINUX yüklü, bütçeme uygun bazı modeller beğendim.

Ama bu sefer de ram yükseltilemiyor.

Beğendiğim modeller 8gb ramli. 2 yıl sonra bu ram muhtemelen yetmeyecek. Özelliklerine bakıyorum ama desteklenen ram en fazla 8 gb yazıyor. Yani yükseltilemiyor. Muhtemelen de lehimli.

Niye yeni çıkan her ürün tüketim kültürüne hizmet ediyor?

Ben 2-3 yıl sonra elimdeki makinaya basit bir ram ekleyerek kullanım ömrünü uzatabilecekken neden yenisini almaya zorlanıyorum?

Sinir oldum gerçekten. Ya en az 25.000 tl yi falan gözden çıkar ya da elindeki bütçeyle alacağın laptop 2-3 yıl sonra teklemeye başlar ve işini görmez hale gelir diyorlar.

Eskiden de ucuz ve az özellikli makinalar vardı ama en azından upgrade edilebiliyorlardı.

Artık resmen upgrade etme, at ve yenisini al diyorlar.
0
🌸anaphylacticshock
(13.11.23)
Çünkü şirketler böyle.
Allahtan avrupa Birliği var da sirketlere baskı yapıyor (iphone kablo, sirketlerin bütün ürünlerin yedek parçalarını satmasi vs). Malesef böyle uzun zamandir ama gelecekte daha iyi olacak.
Bu noktada urunlerinizi repairability puanina göre alabilirsiniz. Onun dışında malesef paraniz neye yeterse. Aynısı telefonlar için de soylenebilir; kulaklik yok, pil değişmiyor, her yeri cam vs vs.

Evet öyle diyorlar ama dediğim gibi gelecekte daha iyi olacak Avrupa Birliği yasalari sebebiyle. Benim misal ilk baktığım seylerden biri diy tamir olup olmayacağı. Ama o zamana kadar böyle...
0
logisticsmanager
(13.11.23)
8 GB ram normal kullanım koşullarında aslında yeterli.

Tabi işletim sistemini win 10 (biraz içinde oynanmış,çeşitli reg ayarlar yapılmış gereksiz bileşenleri çıkarılmış lite sürüm olanından) yüklerseniz. Bazı hizmetler ve açılışta başlayan önemsiz programları da kapatabilirseniz yeterli olur.

CD/DVD yazma ve yedeklemeyi ben de önemsiyorum doğrusu. en basit bir yazılımın bile kendi bulut hizmetine kullanıcıyı "zorlaması" da sık sık karşımıza çıkarken kendi dijital arşivimiz daha önemli diye bakıyorum.
0
diyecevaplandı
(13.11.23)
Cd DVD kalmadi zaten.


Diger ikisi senin butcenle alakali
0
baldur2
(13.11.23)
Söylediğiniz bütçede harici ekran kartlı olarak MX450 ya da MX550'li modellere bakabilirsiniz. Bu ekran kartları 2 gb vram'la geliyor ve 8 gb'lık laptop ram'inden yemiyor. Oyunları yüksek performansta oynatmaz ama orta ayarlarda birçok oyunu oynatır. Adobe programlarını da rahatlıkla çalıştırırsınız. Tabi bu durumda şarj süresinden feragat etmeniz gerekiyor. Ram'i de zamanla 16 gb'a yükseltirsiniz. Önemli olan ram slot'u olması. DVD-ROM için yapacak bir şey yok maalesef, yeni çıkan hiçbir laptop'ta yok.

Bu anlamda Lenovo'nun Think serilerine ve HP modellerine bakabilirsiniz. Asus ve Dell'de MX450 ya da MX550'ye rastlamadım.
0
halitkin
(13.11.23)
En son ne zaman cd/dvd kullandım hatırlamıyorum bile. Eski bilgisayarımda zaten dvd'yi söküp ssd takmıştım.

Sizin fiyat aralığınızda harici ekran kartı olmaması ve freedos ile gelmesi gayet doğal. Harici ekran kartı için 10k civarı daha çıkmanız lazım. Ne yazık ki bu fiyata sıfır, harici ekran kartlı laptop zor.
0
kimlanbu
(14.11.23)
(5)

C Programlama için laptop

sordumsoruyu
merhabayiğenim fen lisesine başladı. c programlama dili öğrenecekler bu yüzden uygun bir laptop almalıyım.bütçem kısıtlı. oyun vs. oynanmayacak. hangi özelliklerde bir laptop almalıyız?teşekkürler
merhaba

yiğenim fen lisesine başladı. c programlama dili öğrenecekler bu yüzden uygun bir laptop almalıyım.

bütçem kısıtlı. oyun vs. oynanmayacak. hangi özelliklerde bir laptop almalıyız?

teşekkürler
0
sordumsoruyu
(08.11.23)
i5 işlemcili 8gb ramli ve ssd'li 15.4" ucuz bir laptop al geç; c swift gibi 10 sene önce çıkmadı ki, 30-40 senedir var.
0
malheiros
(08.11.23)
ucuz uygun yollu bişey al geç. programlama öğrenmek için güç gerekmiyor. isterse online bile yaparlar.
0
avatar is back
(08.11.23)
Yeni laptop alın. Pili dahili olsun. Yeni laptoplar çok güzel. Klavyesinnin tuşlarının laptopun içine kadar girmesi güzel bir detay. Böylece kazayla tuş sökmezsiniz. 13. Nesil i5 alın, 16 gb rami olsun çünkü arama kısmında 8gb çekince 4, 5, 6. Nesil hurdalar listeleniyor.
0
Bir cebinde das kapital
(08.11.23)
Herhangi bir laptop ile C ogrenilir.
0
p133mmx
(09.11.23)
c ogrenmek icin ortalama bir laptop yeterlidir. eger o laptop uzerine bir de herhangi bir linux dagitimi kurulursa ogrenmek icin cok daha iyi bir calisma ortami olacaktir.
0
emrahday
(09.11.23)
(3)

linux sunucusu üzerinde çalışan sh dosyası ve komut

huzurlarinizda huzursuzluk
Selamlar,Bir uygulama üzerinde linux sunucusuna bağlanılarak bir sh dosyası çalıştırılıyor.Nihai olarak yapılan islem verilen müşteri noya verilen değeri db üzerinde güncelleme işlemi.sh dosyası çalıştırılan komut satırının sonuna da txt dosyasının adı yazılmış.Txt içeriği şöyle;123456789 0000
Selamlar,

Bir uygulama üzerinde linux sunucusuna bağlanılarak bir sh dosyası çalıştırılıyor.

Nihai olarak yapılan islem verilen müşteri noya verilen değeri db üzerinde güncelleme işlemi.

sh dosyası çalıştırılan komut satırının sonuna da txt dosyasının adı yazılmış.

Txt içeriği şöyle;

123456789 0000 002

Bu kadar.123456789 olarak verdiğim değer müşteri no olsun.

0000 sabit veriliyor ve 002 değeri de işte müşterinin durumu bu olacak dbde.

Simdi komut satırına giden komut nihai olarak söyle görünüyor

path/shdosyasininadi.sh USOB S 0 dosya.txt

Ben bu USOB S 0 kısmını anlamadım.

Ne yapıyor orda?

Komutu kendim el ile terminal ile girip manuel çalıştırmak istiyorum güncelleme olmuyor.

path/shdosyasininadi.sh USOB S 0 123456789 0000 002

Bu şekilde yazıyorum. Anlayan olur mu acaba nereyi düzeltmeliyim ya da USOB S 0 ne anlama geliyor nette bulamadım. Teşekkürler.
0
huzurlarinizda huzursuzluk
(03.11.23)
Muhtemelen .sh dosyasinin aldigi argumanlar bunlar. Ne ise yaradigini anlamak icin kodu incelemek lazim.
0
ciagra
(03.11.23)
sh dosyasinin icerigine bakmadan birsey demek zor. sh dosyasina baktiginizda $1, $2, $3, $4 ifadelerini goreceksiniz, bunlar sirasi ile USOB, S, 0, dosya.txt degerlerini aliyor. sh dosyasinda $1 ifadesini takip ederseniz "USOB" degerinin hangi amacla kullanildigini cikarabilirsiniz. dosya duzgun yazildiysa bu arguman/parametreler icin comment olarak aciklama eklenmistir diye dusunuyorum.
0
emrahday
(03.11.23)
dosya.txt yerine 123456789 0000 002 yazdığınızda 123456789 diye bir dosya arıyor muhtemelen.

123456789 0000 002 ı bir dosyaya kaydedip dosya adını yazın 123456789 0000 002 yerine. ilk yazdığınız gibi.
0
inheritance
(03.11.23)
(3)

Web site kodlayanlardan teklif beklentisi

yargin
Merhaba Romalılar,İşim gereği bazı dokümanların sadece isim ve numaralarını değiştirip kullanıyorum. Bu işi hızlandırabilmek adına, ilgili dokümanları barındıran ve isim ve numaraları kaydettiğim zaman dokümanı bana veren bir web site/yazılım olsun istiyorum. (copy-paste hatalarından kurtulmak üzere
Merhaba Romalılar,

İşim gereği bazı dokümanların sadece isim ve numaralarını değiştirip kullanıyorum. Bu işi hızlandırabilmek adına, ilgili dokümanları barındıran ve isim ve numaraları kaydettiğim zaman dokümanı bana veren bir web site/yazılım olsun istiyorum. (copy-paste hatalarından kurtulmak üzere)

Aşağıdaki linkte istediğime benzer bir şey buldum ama tam istediğimi vermiyor, size istediğim şey hakkında bir fikir olsun diye ekliyorum.

jsfiddle.net

Böyle bir web site istesem ücret olur?
0
yargin
(24.10.23)
excel/word ile yapılabiliyor bu. isim etiketi tanımlayıp veriyi excelden al denilebiliyor.
www.google.com
0
kisa
(24.10.23)
Aynı işi iyi kötü yapabildiğin hazır bir program yüksek ihtimal bulursun, o yüzden ona odaklan. Ama bulamazsan veya illa kendine özel bi program istersen (ileride benzer iş yapanlara satmalık vs) fiyatlandırmayı şöyle yapabilirsin:

Diyelim bu iş (kopyala yapıştır) senin günlük 1 saatini alıyor. Haftada 5 gün, yılda 50 hafta çalışıyorsun. 250 saat etti.

Ücretli çalışansan mesela saatlik ücretin atıyorum 200 lira olsun. İkiye böl (niye? çünkü hızlandırıyor, tamamen replace etmiyor), 100 lira. Çarpı 250, 25k etti. Bunun üstü senin için mantıklı bi fiyat değil, altında bi fiyata yaptırırsan kârdasın.

Ben kendi işlerimi outsource ederken buna benzer bi formül kullanıyorum işin değerini hesaplamak için.
0
plutongezegendegilmi
(24.10.23)
bir yazilimin fiyatini belirleyen temel birkac faktor var.

birincisi isin gelistirme maliyeti: burada sizin istediginiz sistem karmasik degil gibi goruluyor. ama detaylara girince karmasiklik artar mi azalir mi bilmek guc. bu ancak detayli bir toplanti sonunda belli oranda netlesir. ornegin "bazi dokumanlar" kismi onemli. hangi format, kac tip format ilk bakista direkt fiyati etkileyen faktorler. tum bunlar disinda teknik konular da var, veri saklanacak mi yoksa gonder al gibi hicbir durum barindirmayan bir sistem olacak mi. sistem nerede calisacak, dokumanin boyutu ne olacak. sistem ne kadar kritik, gecici olarak calismadiginda size etkisi ne olacak. guvenlik ? yani birco nokta netlestikce gelistirme maliyeti ortaya cikar.

ikincisi gelistirici maliyeti: oncelikle her gelistirici bir degil, iyisi var kotusu var. ornegin iyi gelistirici sistmin ihtiyaclarini daha iyi belirler, bu surecte sizi tecrubesi ile yonlendirir. olasi problemleri on gorur gerekli onlemi alir. kaliteye onem verir, sizi ilerde uzecek sonuclarin olmasini istemez. motivasyonu vardir, isi bitirmeye odaklidir. bunun gibi birco faktor tecrubeli ve tecrubesiz, iyi ve kotu yazilimciyi ayirir. bu her is kolunda benzer, bir araba tamircisinin de her yaptigi isin kalitesini olcemezsiniz, bu kisiden kisiye degisir. dogal olarak isini iyi yapan kisi yaptigi ise de daha yuksek fiyat bicer.

ucuncusu pazarlik: siz de, yazilimci da isini yaparken bu gun icin degil gelecek icin de yapiyor. o nedenle mevcut durumda siz de en karli anlasmayi yapmak, yazilimci da en karli anlasmayi yapmak istiyor. boyle olunca da cikarlar catisiyor ve ortak nokta bulmak gerekiyor. pazarligi etkileyen bircok faktor var, siz isin yapilmasini cok istiyorsaniz pazarlik sansiniz duser, ayni sekilde yazilimcinin da ise ihtiyaci varsa pazarlik sansi duser, ama her sekilde makul bir nokta bulunursa is yurur.

bir seyin fiyatini belirleyen en onemli faktor pazarliktir, sizin bir bardak suya ihtiyaciniz varsa, karsinizdaki de bunu sunacak tek kisiyse o bardak suyun fiyati sonsuza yaklasir, yoksa bir barsak suyun fiyati normalde 0 liraya cok yakindir.

kisaca isteginize fiyat vermek icin bircok yazilimci ile gorusun, isteklerinizi detayli konusun, pazarlik yapin, kafanizda bir fiyat olacaktir. yoksa herkes bir fiyat soyler ama kimse yapmaz.
0
emrahday
(24.10.23)
(3)

Yurtdışında çalışanlar turkiye'de sigortasız mı tedavi oluyorsunuz ?

Chips
Yoksa gss odemesi ya da ozel saglik sigortasi mi yaptiriyorsunuz ?
Yoksa gss odemesi ya da ozel saglik sigortasi mi yaptiriyorsunuz ?
0
Chips
(21.10.23)
Yurt disindaki sigortam Turkiye'deki saglik masraflarinin cogunu karsiliyor. Gene de Turkiye'ye gitmisken kisitli zamanda saglik isleriyle ugrasmamak icin genelde yurt disinda saglik islerini hallediyorum.
0
sertac akin
(21.10.23)
bu ulkeden ulkeye, sigortadan sigortaya degisiyor. ornegin almanyada aok veya tk uzerinden sigortali biri at-11 belgesi aliyor, bununla turkiyede sgk uzerinden islemini yaptirabiliyor. cunku iki ulke sigorta sistemlerini arasinda anlasma var.
eger ozel sigorta var ise saglik harcamasi oncesi sigortasindan on onay aliyor, parayi oduyor, faturayi alip sigortasina gonderiyor, daha sonra odedigi parayi sigortasindan geri aliyor.
0
emrahday
(21.10.23)
yurt disinda yasiyorsaniz gss odeyemezsiniz. ikametinizi gittiginiz ulkeye aldirdiginiz anda gss kesiliyor. aldirmazsaniz da cezasi var. yani yerlestiginiz zaman 20 gun, 1 ay gibi bir zaman icerisinde konsolosluga gidip yapmalisiniz bunu. bu sureyi ne kadar astiginiza bagli olarak cezaya faiz de biniyor bu arada.

bazi ulkelerin turkiye'deki sgk ile anlasmasi var. yurt disindaki sigortaniz turkiye'de de gecerli oluyor. fakat bunun icin epey bir islem yapmaniz lazim. sgk form dolduruyor, oradan formu aliyorsunuz, calistiginiz yere veriyorsunuz vs. bir suru is. konsoloslugun sitesinde yaziyordur. fakat bu fazla ulkede yok. bildigim kadariyla 10 civari ulkede gecerli bu durum.
0
Sour
(21.10.23)
(5)

chrome vs gibi market store'larda neden reklam engelleyiciler var?

avatar is back
tüm karlılıklarını engelliyor tamamen zararlarına ama 10 senedir de mağaza da var. nedeni nedir bunun? store kurallarına aykırılık olmadığı için mi yasal
tüm karlılıklarını engelliyor tamamen zararlarına ama 10 senedir de mağaza da var. nedeni nedir bunun? store kurallarına aykırılık olmadığı için mi yasal
0
avatar is back
(16.10.23)
bazı engelleyicilerle Google'ın anlaşması var, google reklamlarını engellemiyorlar. yani engellemek bir kenara dursun hatta fonluyorlar bile.
0
elvan abeyiylegezse
(16.10.23)
dijital reklamciligin ilk zamanlarinda bircok buyuklu kucuklu reklam altyapisi sunan firmalar cikti. bunlarin amaci buyuyen reklam pastasindan pay almakti. google da bunlardan biri. ama google in asil amaci uzun vadede, simdi olmasa da ilerde, bu pastadan en buyuk payi almak. bunun icin de en mantikli strateji biraz garip ama dijital reklamciligi zorlastirmak ve karliligi yok etmek. boylece kucuk firmalar, ya da potansiyeli yuksek ama finansal olarak guclu olmayan firmalar batacak, piyasadan cekilecek. cunku bu firmalar google icin hem potansiyel bir tehdit, hem de kucuk de olsa aldiklari her pay bunlardan onlarcasi bir araya geldiginde google icin hareket alanini kuculmus oluyor. bu donemden sadece google gibi uzun sure kar elde edemese de varligini surdurebilecek sadece guclu firmalar kalacak. adblocker yazilimlarina izin vermek de bu stratejinin bir parcasi. piyasa yeterli olgunluga gelince yavas yavas storedan engellenmeye baslanacaktir bu yazilimlar.

google gibi firmalar sektorde kucuk ve potansiyelli firmalardan cekinirler, cunku bir zamanlar google da oyle bir firmaydi ve ne olabileceklerini cok iyi bilir. ya satin almalarla erken zamanda bunyesine katar (ornegin youtube), ya da piyasadan silinmelerine neden olacak sekilde piyasayi ve fiyatlari dizayn ederler. bu durum agrasif piyasanin normali hali yani.
0
emrahday
(16.10.23)
microsoft'un zamaninda ve halen neden windows ve office programlari icin korsani bu kadar serbest birakmasiyla benzer cevaplar verilebilir. adblocker chrome markette olmasa, alternatifler hemen cikacaktir ki brave giderek populerlesen bir tarayici olmaya basladi bile adblockeri uzantiya gerek kalmadan built-in saglamasi ve yine baska birkac privacy ozelindeki sebeplerle. chrome su an tum adblocker uzantilarini engellese benzer alternatifinin cikmasi ve internet explorer surecine girmesi bence kacinilmaz. yani ilk sebep market dominasyonu.

diger en onemli sebep hiz. reklamlar ve pluginler web sayfasinin yuklenmesini yavaslatiyor. mesela ben brave browser kullaniyorum reklam yuklemesinden kurtarilan sureyi hesapliyor, cok uzun suredir kullanmamama ragmen 10 saat civari zamanimi kurtarmis gozukuyor. bu stat bildigim kadariyla bu 15-30sn'lik reklamlari kapsamiyor emin degilim, sadece sayfa yuklemesinden kazanilan vakti gosteriyor olmasi lazim.

baska bir konu yasak kulturu. bir yerde yasak baslarsa oradaki bagimsiz gelistiriciler de baska yerlere kaymaya baslar, google bagimsiz gelistiricilere bu kadar destek verirken boyle bir seyi yapmasi yine kendi ayagina sikmak olacaktir ayrica yasaklarin internet alemindeki negatifligi farkli bir konu.

sonuc olarak google'in kisa vadede reklam engelleyicileri kaldirmasi karli gozukebilir fakat uzun vadede intihar etmesi demek bugun icin. ne kadar uzun olabilecegi de tartismali bu dedigimiz uzun vadenin. reklamlari direkt izleyeceksin, mecbursun demek yerine optimizasyonunu ve sayfa yukleme hizina yatirim yapmasi cok daha akillica.
0
gule gule
(16.10.23)
teknolojik olarak eklentinin geliştirilmesini engelleyemez, ancak store'dan kaldırır kurulumu zorlaştırır, daha önce bunu denemek için chrome da bir takım engeller koymaya kalkmıştı ve ortalık yıkılmıştı, tabii bu ortalık yıkıldı durumu kişinin nerede durduğu ile alakalı biraz, bu tür eylemlerden, tartışmalardan son kullanıcı genellikle haberdar olmaz, email listelerinde, forumlarda, issue'lar altında tartışılır, az biraz meraklı kullanıcı bloglardan chrome bizi gözetliyor, gizliliğimizi ortadan kaldırıyor vb. yazılara denk gelir. bu yazıları okuyanlar sağda solda paylaşım yapar falan.

eğer chrome o kararı uygulasa idi direk reklam üzerinden değil, tarayıcının kendisi üzerinden (abonelik, kullanma, kurumsal anlaşmalar) para kazanan rakipleri (opera, firefox, ie, brave etc.) bu değişikliği uygulamayarak bir kısım kullanıcıyı kendisine çeker.

kaldı ki eklentinin kullanım oranı, o browser'ı kullanan kişi sayısı düşünüldüğünde oldukça düşük.

zararlarına dediğin doğru ancak kar'dan zarar, 10 milyon değilde 9 milyon dolar kazanıyor saatte, bunu da telafi edecek başka yöntemler deniyorlar, kimi reklamlara izin veren direk tarayıcının içinde gelen reklam engelleyici, mevcut engelleme yöntemlerini atlatacak yeni yöntemler vs. örn. engelleyicilerin engelleyemediği reklamların sebebi aralarındaki anlaşma değil, reklamın geldiği kaynak ile içeriğin geldiği kaynağın aynı olması, gelen verinin reklam yada içerik mi olduğunu belirleyemiyor.
0
selam
(16.10.23)
muazzam cevaplar. elinize sağlık, ufkum oldukça açıldı hiç böyle düşünmemiştim bu konuyu
0
🌸avatar is back
(16.10.23)
(2)

Berlin'de kreş

cek
Ocak ayında 1 yıllığına Berlin'e yerleşeceğiz. 3.5 yaşındaki çocuğumuzu da kreşe vermek istiyoruz. Zaman kazanmak adına ocak ayına kadar yapabileceğimiz bir şey var mıdır? Aylarca sıra beklediğini söyleyenler var, şimdiden Türkiye'deyken sıraya girmek mümkün mü?
Ocak ayında 1 yıllığına Berlin'e yerleşeceğiz. 3.5 yaşındaki çocuğumuzu da kreşe vermek istiyoruz. Zaman kazanmak adına ocak ayına kadar yapabileceğimiz bir şey var mıdır? Aylarca sıra beklediğini söyleyenler var, şimdiden Türkiye'deyken sıraya girmek mümkün mü?
0
cek
(09.10.23)
kayit sirasina girmek icin muhtemelen ikametgah(anmeldung) isteyeceklerdir. ama bir ihtimal sizin durumunuza ozel istisna olusturabilirler. bunun icin kres mudurlerine e-mail yoluyla ulasmaya calisin. yardimsever birine denk gelirseniz problemi cozebilir. alternatif olarak ozel kreslere de bakabilirsiniz, eger kres cikmazsa zor durumda kalmamak icin.

kres isi, ev problemi ile birlikte berlinde en buyuk problemler. oyle ki hamilelik sirasinda insanlar kres sirasina kaydoluyorlar. yeni tasinanlari ilk bir iki sene en cok zorlayacak konular bunlar.
0
emrahday
(09.10.23)
uzaktan bir şey yapabilmeniz zor gibi. ne adresiniz belli, ne anmeldung'unuz var. bu yola baş koyup berlin'deki yüz kitaya mail atarsanız belki bir tanesi döner, onun da garantisi yok. berlin'e gelip sabit bir adrese yerleşir, anmeldung yaparsanız bulma şansınız artar yine de. bir de hangi mahallede, hangi semtte yaşayacaksınız, belli mi? berlin kocaman bir şehir. bir saat uzaklıkta bir kitaya çocuğu her gün götürüp getirmek ıstırap olabilir. ayrıca öyle kitalar var ki insan çocuğunu emanet etmek istemiyor. önce bir görüp beğenmeniz lazım.
0
sir gawain
(09.10.23)
(11)

34 yaşında Sıfırdan başlayıp iyi bir yazılımcı olmak

proustun bir aski
Mümkün mü ? Bir şeyler üretmek istiyorum artık , yazılıma ilgi duyuyorum yurtdışına çıkma ihtimalini de göz önünde bulundurarak yazılım öğrenmek istiyorum , yapabileceğime inanıyorum , yapabilirim di mi ? C ve sistem programcıları derneğinden online kurs satın aldım , 14 ekimde başlıyor , hem korkuy
Mümkün mü ? Bir şeyler üretmek istiyorum artık , yazılıma ilgi duyuyorum yurtdışına çıkma ihtimalini de göz önünde bulundurarak yazılım öğrenmek istiyorum , yapabileceğime inanıyorum , yapabilirim di mi ? C ve sistem programcıları derneğinden online kurs satın aldım , 14 ekimde başlıyor , hem korkuyorum hem heyecanlıyım , benim gibi olan var mıdır acaba ?
Edit : hali hazırda karadağ’da oturum iznimiz ve taşınma planımız olduğu için yurtdışı ihtimali dedim
İngilizcem de c1 seviyesinde
0
proustun bir aski
(05.10.23)
Fırıncı, tır şöförü, pide-pizza-döner ustası falan olsan daha rahat yurtdışına çıkarsın. Uzaktan iş başvurusu yaparak kabul alan çok çok azdır.
0
roe
(05.10.23)
bu işin üniversitesini bitirip lisans sahibi olanlar varken neden bir dernekten eğitim alanları tercih etsin işveren? çok anladığım bir konu değil, sesli düşündüm sadece. bu anlamda daha gerçekçi hedefler koymak lazım bence. yurt dışı falan da çok kolay iş değil. bilgisayar mühendisi arkadaşlarım var yurtdışına çıktılar ama çok iyi üniversitelerden lisans ve yüksek lisans düzeyinde mezunlar... anadilleri gibi ingilizce konuşuyorlar ve iş tecrübeleri var. siz bunlarla yarışabilecek misiniz? ya da birkaç kurs bitirip yazılımcı olarak türkiyede veya dünyada iş bulmak bu kadar kolay mı? sadece sesli düşünme dediğim gibi.
0
motosiklet burclu adam
(05.10.23)
mümkün mü? her şey mümkün.

ama 34 yaşında yazılıma sıfırdan başlayıp yurtdışına çıkabilme ihtimalin 1000'de 1. belki daha bile düşük, belki de hiç yok.

34 yaşında bir junior'ın iş bulması ayrı mesele.

tuzun kuruysa dene, tuzun kuru değilse hayatını bomboş bir riske atmış olursun. tüm mal varlığını iddaa'ya vurmak gibi bir şey.
0
tchuck
(05.10.23)
abi sabah sozluk okuyayim dedim 4 ayda yazilimci olmak vs. falan yine lagima dondurmusler ortami. yok yazmayi ogrenirsin siir yazamazsin yok compileri var yok rtosler bilmem ne havada ucusuyor. kimse senden ucak ucurmani beklemeyecek.

ben iyi hocalarla bilg. muh. okumus biri olarak 6 ayda bal gibi yazilimci olur diyorum, gunde 12-15 saat muhabbeti gercek tabi. hatta universiteden mezun olani da tokatlarsin. universitenin kattigi nedir 3-5 basic algoritma, matematik-fizik(ki cogu bilgi yok su an), biraz da bilgisayarin elektronigi.

kisacasi 6 ay hayatsiz sekilde kendini odaklarsan olur, olan sey de iyi yazilimci adayi gibi bir sey. bu iyi kavrami bana gore 10,000 saat meselesiyle basliyor.

ama asil mevzu tchuck'in dedigi yerde basliyor, is bulma mevzusu. eger iceriden adamin varsa hic durma basla sonrasini zaten getirirsin calistikca.
0
gule gule
(05.10.23)
Öğrenmeniz azminize ve kapasitenize göre mümkün.

Ancak gelgelelim sıkıntı iş bulmada. Junior pozisyonlar için 34 yaş bir engel yaratabilir.
0
nuevo
(05.10.23)
yapilan en buyuk yanlislardan biri yazilim ogrenmenin ulasilabilecek bir hedef olarak dusunulmesi. yazilim ogrenmek bir surectir, ulasilan bir hedef degildir. yani "tamam simdi yazilimi ogrendim" dediginiz bir an olmuyor hicbir zaman. dil ogreniyorsunuz, mimarileri, frameworkleri, kutuphaneleri, sistem design vs. derken hicbir zaman sonuna ulasamadiginiz ama kat ettiginiz bir yol oluyor bu yazilim isi.

simdi bu acidan bakinca da herkes ayni yoldaysa ve "bu kisi ogrenmis, bu kisi ogrenememis" dediginiz bir ayrim yoksa ne olacak? olan su, bu yolda en fazla mesafe gitmis kisiler is bulacak, yurt disina cikmakta avantajli olacak. o nedenle sizin rakibiniz diger yazilimcilar. her is yeri kendisine basvuran yazilimcilar arasinda en iyiyi ise aliyorlar. bu yola girin ama ekstra caba ile onune gecmek durumunda oldugunuz bircok iyi yazilimci oldugunu unutmayin. bu is piyasadaki yazilimci havuzunda en iyilerden olup one gecme isi.
0
emrahday
(05.10.23)
"34 yaşında Sıfırdan başlayıp iyi bir yazılımcı olmak" başlıklı soruya yazdığınız cevap, moderasyon tarafından aşağıda belirtilen gerekçe ile silinmiş. Lütfen www.eksiduyuru.com adresinde yer alan Ekşi Duyuru kurallarını gözden geçirin.

Gerekçe: Soruya cevap değil. ("Teşekkür ederim", iki kişi arası diyalog, vs.)
Moderatör Notu: NULL

Detay:
Silinen Cevap: milyonda bir olabilir.
her alanda olabilir böyle istisna kişiler.
fakat siz gelip burada bu soruyu sorduğunuzda göre %99 olmaz.

hele hele "iyi bir yazılımcı" olup yurtdışından iş teklifi almak imkansız.

Başlık: 34 yaşında Sıfırdan başlayıp iyi bir yazılımcı olmak (git: 1568326)
Soru: Mümkün mü ? Bir şeyler üretmek istiyorum artık , yazılıma ilgi duyuyorum yurtdışına çıkma ihtimalini de göz önünde bulundurarak yazılım öğrenmek istiyorum , yapabileceğime inanıyorum , yapabilirim di mi ? C ve sistem programcıları derneğinden online kurs satın aldım , 14 ekimde başlıyor , hem korkuyorum hem heyecanlıyım , benim gibi olan var mıdır acaba ?
Edit : hali hazırda karadağ’da oturum iznimiz ve taşınma planımız olduğu için yurtdışı ihtimali dedim
İngilizcem de c1 seviyesinde
0
nuisance
(05.10.23)
Yorumları okumadım, mümkün, 32 yaşında almanca öğretmeni yaptı. almanca bildiği için ve almanyaya gitmek için. 2 yıldır mercedese iş yapan bir yazılım firmasında düşük maaşa başladı, şuan iyi gidiyor.
0
cccbehzatccc
(05.10.23)
ne kursu aldınız bilmiyorum ama c dili başlangıç için uygun bir dil değil.
0
parka
(05.10.23)
mümkün, C ve sistem prog. derneği kursları çok kalitelidir. doğru seçim.
ama bir kurs ile bu iş olamaz. bence başlangıç için C hatalı bir seçim değil. C bilen adam devamında her türlü yüksek seviyeli dile geçiş yapabilir. derleyicilerin çalışma mantığını bilir.

mumkün derken çok ciddi disiplin ve çaba gerektirecek buna da hazır olmalısın. günde min 4 saat mümkünse haftasonu bile ara vermeden üniversite sınavına hazırlanır gibi soru çözmelisin.

hezır hisettiğin ilk anda da bir proje geliştirmeye başlamalısın. üniversite-lians diploması falan bunlar etikettir. 3 sene sonra çatır çatır iş yapabilir duruma geldiğinde kimse sana diploma sormaz. diploma junior developer içindir.

ne olur ilk bir - iki işinde işe girmekte zorlanırsın. fazla detaya bakmayıp seni ileriye taşıyacak bir pozisyonukabu edip sabredeceksin.

yani bu yazılımcı olma serüvenin 3-4 yıl sürecektir.
0
orpheus
(05.10.23)
@emrahday +1, yazılımcılık, misal pidecilik gibi bi kere öğrenip sonra ekmeğini yiyebileceğin bişey değil. Ben 15 yıldır kod yazıyorum, hala her gün oturup kitap okuyorum, blog okuyorum, podcast takip ediyorum vs. Ki bu günlük mesaide dökümantasyon falan okumaya, yeni teknolojiler denemeye ek olarak yaptığım bişey.

Açıkçası ben yazılımcılığın, f/p mesleği olMAdığını düşünüyorum. Ben sevdiğimden yapıyorum bu işi, para kazanmak istiyor olsaydım müteahhit falan olurdum. Ha "iyi" para kazanıyorum ama bu efora göre kötü bence. Şu an saat 23:30, editörü biraz önce kapattım.

@gule gule'ye katılmıyorum. Daha doğrusu şöyle, herkes "yazılımcı" olabilir, ama herkes yazılımcı olamaz. Bu farkın "doğuştan" geldiğini düşünüyorum (zeka/ilgi/yetenek vs.), o yüzden sorunuzun cevabını denemeden bilmek zor. Hocanız ben olsam "senden olur veya olmaz" diyebilirdim, şu an da bana bağlı çalışan bazı junior developer'ları başka alanlara yönlendirdiğim oluyor. Ama görmeden ne diyelim :)

Ayrıca piyasada giriş seviye, basit işler yapan ve sonsuza kadar o basamakta takılı kalıp, çok da iyi para kazanamayan (misal EU piyasasında aylık 2-3k € / net) gibi milyon tane adam var. Garson da olsan zaten o parayı kazanırsın, o zaman bu kadar uğraşmanın ne anlamı var? TR'de de o katman yeni yeni oluşmaya başladı, asgari ücretin bi tık üstüne çalışan yazılımcılar diye. O katman kalıcı olacak, çünkü işi / şirketleri / piyasayı da buna göre kurguluyorlar veya işler o yöne doğru evriliyor zaten. E durum buysa daha az efor gerektiren milyon tane meslek var? "6 ayda" herkesin olabileceği yazılımcı tipi bu işte. Eğer bu sizin için yeterliyse "olunur", ama f/p işi değil dediğim gibi.
0
plutongezegendegilmi
(05.10.23)
(2)

bluetooth pc'ye bağlanmıyor

fakat
hiçbir sorun yoktu. bugün uyandım, pc'yi açtım, her zaman otomatik bağlanır, o bağlanma sesini duydum, sonra bağlantı koptu tekrar ses geldi, bir daha bağlanmıyor. telefona bağlanıyor. cihazı kaldırdım tekrar kurdum, cihaz eşleşti diyor, ama bağlan kısmı zaten çıkmıyor, bağlan devre dışı bırak falan
hiçbir sorun yoktu. bugün uyandım, pc'yi açtım, her zaman otomatik bağlanır, o bağlanma sesini duydum, sonra bağlantı koptu tekrar ses geldi, bir daha bağlanmıyor. telefona bağlanıyor. cihazı kaldırdım tekrar kurdum, cihaz eşleşti diyor, ama bağlan kısmı zaten çıkmıyor, bağlan devre dışı bırak falan yazıyor ya, o yer yok. sadece eşleşti. bu ne şimdi ya :)
0
fakat
(03.10.23)
telefondan kaldirip tekrar deneyin belki de telefona bagli oldugu icin oradan kopup pc ye baglanamiyor olabilir.
0
emrahday
(03.10.23)
maalesef .... hiç bir şey çözmedi. şu an bağlan tıklıyorum, hemen anlık değişiyor, sonra tekrar bağlan yazıyor :(
0
🌸fakat
(03.10.23)
(10)

evde spor (ağırlıksız)

gule gule
normalde sabahları koşuyorum, fakat şu an çok fazla sokak köpeği olan bir yerde olduğumdan maalesef koşamayacağım. spor salonu imkanları kısıtlı olan bir yer.evde vücut ağırlıyla yapabileceğim neler var? şınav, mekik ve barfiks hariç konunun cahiliyim. aslında yıllar evvel freeletics kullanıp memnun
normalde sabahları koşuyorum, fakat şu an çok fazla sokak köpeği olan bir yerde olduğumdan maalesef koşamayacağım. spor salonu imkanları kısıtlı olan bir yer.

evde vücut ağırlıyla yapabileceğim neler var? şınav, mekik ve barfiks hariç konunun cahiliyim. aslında yıllar evvel freeletics kullanıp memnun kalmıştım. son çare olarak elimde bu var.

siz ne yapıyorsuz veya tavsiye edersiniz? dayanıklılık ve kondisyon özelinde antrenmanlar olması lazım, teşekkürler.
0
gule gule
(02.10.23)
You are your own gym diye bir kitap var, pdfini bulursunuz. Orada birçok örnek var.

Bodyweight olarak sadece dips ve barfiks çeşitleri yapıyorum.
0
logisticsmanager
(02.10.23)
dayanıklılık ve kondisyon olarak en basitten antrenman programlaması konusunu araştırın derim, hani hem kendiniz de bilgilenirsiniz. şınavın çok farklı versiyonları olmakla beraber, farklı çalışma methodu ile dayanıklılık artar. bunun yanında burpee eklenebilir. bazılarına işkence ama sonra hoşunuza gidebilir. tabatayı araştırın derim. bir sürü versiyonları var.
0
evimin paspasi
(02.10.23)
musclewiki.com sitesinden "bodyweight" secin, calistirmak istediginiz kas grubunu secin, cesitli hereketler onerecektir.
0
emrahday
(02.10.23)
Ağırlık hareketlerini de ağırlıksız yapabilirsiniz ama çok bir şey beklemeyin.

Direnç bantları alabilirsiniz ağırlıksız çalışmaktan iyidir.

Hiit antrenmanları da mümkün.
0
ruhen hastayim ben
(02.10.23)
dar koridorun varsa bi tane barfiks al abi, tek basina barfiks bile inanilmaz faydali oluyor hem de barfiksin artmasi insani cok mutlu ediyor, en azindan beni :)
0
bay b
(02.10.23)
İp atlayın. İp atlayarak HİİT Çalışma yapabilirsiniz. Bu konuda çok güzel videolar var yutubda.
0
Tina
(02.10.23)
Ben VR gözlüğü ile spor yapıyorum uzun zamandır. Genelde boks veya HIIT türü ezgersizler.
0
chavezding
(02.10.23)
Fitbod diye bi uygulama var bir bakın isterseniz şiddetle tavsiye ederim
0
cometome
(02.10.23)
p90x antrenman programına bir bak istersen.
0
motosiklet burclu adam
(02.10.23)
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com


no equipment videolarına bakabilirsiniz.
0
penceredengorunenmorbina
(02.10.23)
(10)

Erkekler icin cocuk mevzusu

karanlik yanim
Ben 40'larina yaklasan bir erkek olarak cocuk yapmak istiyor muyum sorusu gündeme geldiginde bunu potansiyel partnerimden bagimsiz cevaplayamiyorum. Cok iyi giden bir iliski icindeysem, cok sevdigim, güvendigim, hayat boyu dostluk kurabilecegimi hissettigim birisiyle cocuk yapmaya sicak bakabilirim.
Ben 40'larina yaklasan bir erkek olarak cocuk yapmak istiyor muyum sorusu gündeme geldiginde bunu potansiyel partnerimden bagimsiz cevaplayamiyorum. Cok iyi giden bir iliski icindeysem, cok sevdigim, güvendigim, hayat boyu dostluk kurabilecegimi hissettigim birisiyle cocuk yapmaya sicak bakabilirim. Kendi basima icgüdüsel olarak cocuk sahibi olmak istiyorum hissiyati tasimiyorum. Ama son yillarda bir sekilde hoslandigim, kendilerine cekim hissettigim kadinlar (genelde benle yasit oluyorlar ya da bir tik kücük, 33-38 yas araliginda) cocuk istediklerini en bastan belli ediyorlar ve daha tanismamizin ilk ayinda net cevaplar duymak istiyorlar. Yukardakine benzer bir cevap yeterli gelmiyor, sanki bu konuda o kadar net degilsen seninle vakit kaybetmiyim seklinde bir hava olusuyor, isin keyfi kaciyor. Bu konuda düsünceleriniz neler? Ben mi kacak güresiyorum? Evet isterim, ya da hayir istemiyorum seklinde net bir cevap vermem mi daha iyi olur? Yukarda hissettigim sekilde devam ettigim sürece cocuk istekleri cok net olan kadinlarla daha en bastan hic baslamamak mi en dogrusu?
0
karanlik yanim
(26.09.23)
belirttiğin yaş aralığındaki kadınların (ki bence erkeklerin de) zaman kaybetmek istememesi çok doğal, çocuk yapmak ve büyütmek yaş ilerledikçe çok zorlaşıyor. kendi kafanda netleştirmediysen konuyu pas geç, kimseyi oyalamaya gerek yok.
0
hrskrs
(26.09.23)
insan olarak, kadin ya da erkek farketmez, hayat amaci ediniriz. bu amaclardan bir cogu sosyal olarak bize hissettirilen amaclardir. ornegin kariyer, para vs. ama diger taraftan cocuk sahibi olmak bizim genlerimize islemis ureme ve genlerimizi devam ettirme ic gudusu nedeniyle sahip oldugumuz bir amactir. bu amaci oteleyebilir veya baskilayabiliriz. ozellikle genclik donemimizde ve baska agir basan amaclarimiz varsa. (daha cok para kazanmak, kariyer, eglence vs.) bu hissiyat gecikir.

bu durum erkek icin de kadin icinde benzer ama biyolojik olarak bir fark olusur. kadinin dogal sartlarda dogurgan oldugu yaslar genclik yaslaridir. zaman gectikce dogurganlik hizla duser. bu dusus erkekte de vardir ama cok daha yavastir. iste bu nedenle bir noktada kadin veya erkek cocugum olsun ister ama kadinda bu nokta cok daha erken donemde olur genellikle. zamanin hizla akmasi nedeniyle bunu hakli olarak da dillendirir. bu "acik ol, gereksiz zaman kaybetmeyim" anlamina da gele bilir. erkekte cocuk sahibi olmak, ozellikle rasyonel hareket eden bircok erkek icin, guven duygusu ile ilgilidir. bu guven duygusu erkegin kendine olan guveni, esine olan guveni, veya esinin kendisine olan guveni olabilir. bunlari saglamadan cocuk sahibi olmak istemez, buna ragmen yine istiyorsa yine ic guduseldir, rasyonel degildir.

bu konuda en dogru olan karsilikli net olmaktir, kadin net bir sekilde istegini belli ettiyse erkek de net bir sekilde buna hazir olup olmadigini yapici ve kirici olmamak sartiyla belli etmesi en dogrusu. cunku kimsenin kimseden bir hayat calmaya hakki yok. onemli bir karar cunku.
0
emrahday
(26.09.23)
Sen kaçak güreşiyorsun evet.
Konuştuğun görüştüğün kişilerin de seninle aynı yaş aralığında olduğunu farz edersek, o yaştan sonra artık zaman kaybetmeden her şeyin adı net bir biçimde konulmalı.
Ergen ilişkiler gibi lafın çok, icraatın az olduğu ilişkiler gibi olmaz.
0
etna
(26.09.23)
evet kadınlarda ilerleyen yaşlarda hamilelik riskli ve bazen istese de olmayabiliyor.. karşındaki insana zaman kaybettirmemek ve baştan net olmak en doğrusu.
0
tabudeviren
(26.09.23)
İnsanların çoğu çocuk yapmak için evleniyor, karşındakini sevdiği için evlenip çocuk yapmıyor.
0
signore
(26.09.23)
sizi anliyorum, cocuk yapmazsam - su anda - kaybedecegim bir sey oldugunu dusunmuyorum ancak diledigim gibi bir partnerim olursa da yaparim diyorsunuz.

burada soyle bir durum var, 40 yasina gelmis birinin ne istedigine karar vermesinin beklenmesi normal bir yaklasim. kadinlar icin de erkekler icin de.
karsinizdaki kadin, cocuk istedigine karar vermis, bu sizden bagimsiz bir durum, karsinizdaki kisi size, seninle tanistik ve ben senden cocuk istiyorum demiyor. Cocuk yapmak benim istedigim seylerden biri, eger sen de istiyorsan seni tanimaya ve seninle olup olmak istemedigimi gormek icin emek harcamaya hazirim diyor. Bu sizden bagimsiz bir durum, benim belli basli degerlerim ve beklentilerim var yasamdan ve yasamimi bu ortak degerler ve beklentiler uzerine kurabilecegim birini ariyourm diyor. Siz, kendi kendinize belki bunu bilerek gorusmeye basladigim icin 'kesinlikle bu iliski bir nihayete ermeli gibi bir stres yaratiyor olabilirsiniz.
Eger istemiyorsan, vakit kaybetmek istemiyorum diyor. Hakli, bu biyolojik yastan da bagimsiz bir durum, ne istedigini bilen, ruhsal ve duygusal gelisimini tamamlamis biri eger en temel seylerde anlasamiyorsaniz sizinle vakit kaybetmek istemez. Mesela, ben kesinlikle yurtdisina tasinmak istiyorum ve bunun icin caba gosteriyorum diyen biriyle tanistiniz ve siz hicbir sekilde, hayatinizin herhangi bir noktasinda tasinmak istemiyorsunuz, bu insanla birliktelik kurmak icin caba harcar misiniz? Ya da benim icin iliskide yalan soylemek onemli degil diyen biriyle tanistiniz, ama bu sizin icin vazgecilmez bir deger, bu kisiyle iliski kurmak icin caba harcar misiniz? bu 20 yasinda da boyle 25 yasinda da 55 yasinda da. 25 yasinda cocuk istedigini net bilen evlenmek istedigini net bilen insan sayisi, ya da kisisel degerlerinin ne olduguna dair farkindaligi olan sayisi daha az oldugu icin ya bi bakalim iste nereye giderse tadinda iliskiler daha cok oluyor.

Ruhsal ve psikolojik gelisimini tamamlayamamis insanlar ozellikle cocuk ve evlilik konusunda, kendi psikolojik sorunlarindan oturu, karsilarinda ne istedigini bilen ve bunu ozgurce dile getiren kadinlar gorduklerinde cok sagliksiz etiketlemelere ve yargilamalara gidiyorlar. Bu kendi sagliksizliklarindan kaynaklaniyor. Siz boyle yapiyorsunuz demiyorum ancak toplumun bu hastalikli kafa yapisina kendini kaptirmak cok kolay, etrafinizdaki guzel insanlari bu yuzden harcamayin.
0
songforsomeone
(26.09.23)
3. ay cocuk muhabbetine girmek istemiyorsan 28-33 havuzundaki hatunlara bak, yanlis havuzda yuzuyorsun.
0
cooperr
(26.09.23)
yasimiz gidiyo yasimiz :D
kaybedicek zaman yok. tanidim taniyamadim evlilik derken zaten 2 yil atiyor en az daha sonra bi de iyi anlasip sonradan cocuk istemedigini fark edip yoldan dönmek istemiyoruz galiba
cocuk istedigi halde cocugu olmayan bi adami ölsem terk etmem ama cocuk istemeyen adamla askimdan ölsem bi dakika durmam. durum malesef bu.

kadinlarin yumurta sayisi kisitli olmasi bir yana 35 yasindan sonra dogumlar riskli hale geliyor. bence cocuk isteyen her kadin icin böyledir: 25den sonra düsünmeye basliyorsun okul, is, para, ehliyet, yasadigin yer vs.

siz cocuga karsi degilsiniz diye anliyorum bence bunu aciklayabilirsiniz neden cekiniyorsunuz?
0
sonsuz
(26.09.23)
@cooperr +1
0
ruhen hastayim ben
(26.09.23)
yakın zamanda 3 tane erkek çocuk istediğini ilk buluşmada söyleyen 27 yaşında bir kadınla karşılaştım. ben de ona "o zaman 7 koltuklu araba bakmam lazım." dedim. 32 yaşındayım ben de.
0
rain when i die
(29.09.23)
(2)

Yurtdışı dil okulları çalışma izinleri ve yurtdışına gitmek

kahver
Sevgili dostlar.Uzun süredir bu konuları araştırmaya çalışıyorum. ama şirketlerin reklamlarından, yanlış yönlendirmelerden gına geldi. Sizlerin samimi insanlar olduğunu bildiğim için aslında biraz fikir almak için böyle bir soru soruyorum.Ben türkiye'de bir yurtdışı ortaklığı olan firmada çalışıyoru
Sevgili dostlar.
Uzun süredir bu konuları araştırmaya çalışıyorum. ama şirketlerin reklamlarından, yanlış yönlendirmelerden gına geldi. Sizlerin samimi insanlar olduğunu bildiğim için aslında biraz fikir almak için böyle bir soru soruyorum.

Ben türkiye'de bir yurtdışı ortaklığı olan firmada çalışıyorum. ama firmanın vize vb. konularda bize destek olması şimdilik mümkün görünmüyor (belli de olmaz bir anda davet mektubu da yazabilirler).
o yüzden bu konuyu kendi çabamla halletme girişimim var.

birkaç arkadaşım ile bu konuda kafa yoruyoruz. "almanya dil okuluna kayıt olalım. 6 aylık para ayıralım. o arada iş de ararız." "orası olmaz ise irlanda'yı zorlarız" gibi fikir alışverişi yapıyoruz.
mesleki olarak teknik sektörlerdeyiz. yani inşaat, harita, mimari vb. teknik yeterliliklerimiz var. birçok sertifika veya diplomalarımız da var. ingilizcelerimiz değişiyor. kimisi b2, kimisi a2, kimisi a1.

çalışmaktan kaçan, konfor delisi tipler de değiliz. yani kendi adıma konuşmak gerekirse şantiyede çivileri demirleri topladığım da oldu zamanında. tarlada dahi çalıştım. şu an yönetici pozisyonunda olsam da, en dibi gördüğüm için konforsuzluğu bilirim, şımarmam. hani öyle büyük beklentilerimiz yok açıkcası.
benim için toplumsal uyum, yasalara uymak, asayiş vb. konular daha önemli. yasaların uygulandığı bir ülkede zenginliğin o olduğunu düşünür, emeğimle çalışırım diye düşünüyorum.

fakat, burada ülke, şartlar, ve ülkenin seçenekleri kafa karıştırıyor. kimisi dil okuluna kayıt olursan çalışma izni veriyor, kimisi vermiyor, kimisi almanca zorlar hazır ingilizce varken onu zorlayıp öyle bir ülkeye gitmeyi tavsiye ediyor. haliyle de kafa karışıklığı çok fazla. ha şunu da biliyorum, şu sıralar vizeler vb. konular çok zorlaştı. ama en azından hedefimizin en makul olanını seçer isek ona göre çalışırız diye düşünüyorum. ve aracı şirketlere güven konusu.
yani araya şirket koymadan kendimiz mi çözsek, almanya zor olur deyip irlanda, ingiltere gibi ülkelere mi yönelsek. bilemedim ya, epey kafam karışık. arkadaş sohbeti gibi böyle fikir verecek dostlar varsa sevinirim.
0
kahver
(24.09.23)
almanya icin cevap verirsem, bu konuda cesitli kanuni ve is bulma ile ilgili engeller var. bunlarin asilmasi gerekli.

- ilk olarak dil kursu ile almanyaya yerlesip calisamazsiniz. cunku egitim vizesi size calisma izni saglamaz, uzun sureli egitim vizeleri ise (uzun sureli dil kursu, master, bachelor vs) ise yillik 90 gun calisma izni verir. ama egitim icin almanyada bulundugunuz surede is arayabilirsiniz elbette.

- is bulmak icin mevcut egitiminiz kanuni acidan gecerliligi olmasi lazim. ozellikle insaat gibi islerde yapi guvenligi, is guvenligi gibi konular isin icine girdiginde altina imza attiginiz is icin, sizin de kanuni olarak yetkin olmaniz lazim. bu konu diploma ve sertifika denkligi konularina denk geliyor.

- kanuni imza yetkisinden kacinmak icin ise bu sorumluluklarin size verilmeyecegi is ve pozisyonlari secmeniz gerekiyor. bu durumda da isveren tecrube ve yetkinlige bakacaktir. yani daha dusuk imza yetkisi olmayan isler. tabi bu isler icin de rekabet fazla, ucretler daha dusuk olacaktir. ozellikle yurt disindan gelenler icin. bir firma yurt disindan birini isci olarak getirmek icin ekstra calisma izni vs. icin ugrasiyorsa ucuz is gucu icin yapiyordur.

- almanya sertifika ulkesi. hangi isi yapmak isterseniz isteyin mutlaka onunuze alinmasi gereken sertifikalar cikacaktir. ev temizlemekten tutun da cocuk bakiciligina hangi isi olursa olsun tamamlanmasi gereken sertifika egitimleri olur. eminim insaat gibi islerde bu cok daha fazladir. zorunlu olan, ya da alinirsa is bulmakta avantaj saglayacak sertifikalari arastirip bir sekilde alirsaniz ciddi avantaj saglarsiniz.

- daha ust pozisyonlari hedeflemek isterseniz master yapmak da bir secenek olabilir. master hem diploma denkligi konusunu cozdugu gibi, ayni zamanda calisma izni prosedurlerini de kolaylastirir. ayni zamanda daha iyi maas ve kariyer seceneklerini onunuze acar.
0
emrahday
(25.09.23)
irlanda için konuşabilirim,

irlanda dil okuluna 25 haftalık yazıldığınız zaman size haftalık resmi 20 saat(part time) çalışma izni veriyor. 25 haftalık okul tamamlanınca 8 hafta full time çalışma izniniz oluyor(40 saat haftalık). bu toplamda 3 kez yapabiliyorsunuz toplam süre 2 yıl oluyor.

Eğer bu şekilde 1 sene boyunca aynı yerde resmi olarak çalışırsanız ankara anlaşmasından dolayı oturum kartınızın türünü stamp-1 yapıp okula gitmenize gerek kalmadan 40 saat çalışabilirsiniz. bunu 3 sene boyunca yapınca oturum kartınızı bir üst basamağa taşıyabilirsiniz ve artık aynı iş yerinde değil, farklı iş yerinde 40 saat çalışabilirsiniz. 5 sene sonunda vatandaşlığa başvurur ve irlanda vatandaşı olabilirsiniz.

üst tarafta yazdıkları reklam kokan hareketler. Herhangi bir danışman size bunları anlatır zaten. Ben size çoğu danışmanın söylemediği kısmı anlatayım.

-Ev bulmak aşırı zor. küçük bir odayı 3 kişi bile paylaşırsınız ve kişi başı min 500 euro ödersiniz.
-haftalık 20 saat çalışarak geçinemezsiniz.
-geçinemeyeceğiniz için elden nakit alacağınız işleri kovalayacaksınız.
-elden nakit iş kovalayacağınız için haftanın 6 günü gece gündüz çalışacaksınız.
-kazandığınız paranın büyük kısmını devlet sizden vergi olarak geri alacak.
-dışarda yemek, içmek çok pahalı.
-market gerçekten ucuz.
-ırkçılık yok.
-müthiş aksanlı bir ingilizce var. keyif alırısnız.
-fazla türk var.
-çok fazla eğitimsiz türk var ve bunlar sizi dolandırmaya çalışacak.
-burdan gideyim beyaz yaka iş bulurum umudunuz çok olmasın çünkü çok zor. sponsorluğa çoğu şirket yaklaşmıyor.
-sağlık hizmetleri çok iyi değil.
-dublin bir irlanda şehri gibi değil. çok fazla evsiz var.

güzel bir deneyim olur ama neden buraya geldim deme ihtimaliniz çok yüksek. iyi şanslar!
0
kırmızıgözlüağaçkurbağasıyeşili
(25.09.23)
(2)

yazılımda workshop ne demek oluyor?

plastic_angel
bir araya gelelim workshop yapalım demenin meeting yapalım demekten farkı ne? içeriğinde ne konuşuluyor?
bir araya gelelim workshop yapalım demenin meeting yapalım demekten farkı ne? içeriğinde ne konuşuluyor?
0
plastic_angel
(22.09.23)
workshop icinde bircok toplanti barindiran, yogun toplanti programi oluyor. genelde koklu bir degisiklik oldugunda veya yeni bir sey konusunda ekip bilgilendirilecekse ve planlama gerekiyorsa yapiliyor. cogunlukla da workshop bittikten sonraki gunlerde ve haftalarda daha detayli teknik ve planlama toplantilari olur, is yogunlugu artar. yogun gunlerin habercisidir.
0
emrahday
(22.09.23)
Meeting (toplantı) dediğin zaman herhangi bir konuda genellikle tek seferde biten, statü görüşmesi olur veya belli bir konuda karar verilmesi gereken bir süreç olur, bu şekilde ilerler.

İşin içine workshop kavramı giriyorsa genellikle farklı ekiplerin bir arada teknik konularda çalışıp kavramsal tasarımlar yaptığı bir süreç gelişiyor. Bu genelde tek seansta bitmez, birden fazla çalışma toplantısı şeklinde olur. Yorucu geçecektir.

Örneğin bir yazılım modülü geliştireceksiniz; hangi ekranlar olmalı, veritabanı tasarımı nasıl olmalı, ne kadar depolama alanı lazım vs. farklı ekiplerle detaylı çalışırsınız. Tabi duruma göre değişir.
0
Lethe
(22.09.23)
(3)

yurtdışı ehliyet geçerliliği

estimated time left
merhaba.bluecard vizesi ile birlikte şubat ayından beri almanya'da yaşamaktayım. birçok kez türkiye'ye giriş çıkış yaptım. bildiğim kadarıyla gir çık yapmak etkilemiyor. bir de eğer farklı bir ülkeye gidersem mesela italya'ya, ehliyetim geçerli midir?teşekkürler.
merhaba.

bluecard vizesi ile birlikte şubat ayından beri almanya'da yaşamaktayım. birçok kez türkiye'ye giriş çıkış yaptım. bildiğim kadarıyla gir çık yapmak etkilemiyor. bir de eğer farklı bir ülkeye gidersem mesela italya'ya, ehliyetim geçerli midir?

teşekkürler.
0
estimated time left
(10.09.23)
Hangi ulkeden ehliyetiniz var? Italya'ya gidisteki statunuz ne, yani turist olarak mi gidiyorsunuz, okumaya mi, calisip yerlesmeye mi vb.
0
sertac akin
(10.09.23)
turist olarak gideceğim. tr ehliyetim var.
0
🌸estimated time left
(10.09.23)
almanyada oturumla ikamet ettiginiz icin ehliyetiniz 6 ay gecerli. daha sonrasi icin ehliyeti almanya ehliyetine cevirmeniz gerekiyor. cevrim sirasinda derslerden muhafsiniz ama teorik ve pratik sinavlari gecmeniz gerekiyor. kurallar turkiyeden biraz farkli oldugu, kati sekilde uygulandigi icin ders almanizda yarar var. almanya disinda diger ulkelere girdiginizde o ulkede turist olacaginiz icin turkiye ehliyeti gecerli.
0
emrahday
(10.09.23)
(8)

almanya neden bu kadar kötüleniyor?

nothing in my way
almanya'ya hiç gitmedim ama özellikle son zamanlarda aşırı bir kötüleme var. sözlükte ve sağda solda bolca görüyorum. neden bu kadar kötülüyor insanlar? nesi kötü almanya'nın?
almanya'ya hiç gitmedim ama özellikle son zamanlarda aşırı bir kötüleme var. sözlükte ve sağda solda bolca görüyorum. neden bu kadar kötülüyor insanlar? nesi kötü almanya'nın?
0
nothing in my way
(09.09.23)
Kultur meselesi. Turk kulturuyle buyuduysen ters geliyor alisamiyorsun. Bi hintli arkadas vardi eski sirkette. Ingilterede yasiyor. Diyor ki bana bi gun, ya gecen trene bindim telefonun sarji yok benim bilette de prizli koltuga oturamiyosun. Tren bombos o yuzden gittim prizli koltuga oturdum sarj icin ve ceza yedim. Bundan dertleniyor mesela bana. Bense icimden, e ne guzel valla mis gibi kuralları işletiyorlar diyorum. Benzer sebep diye anlattim.
0
floydian
(09.09.23)
- cok buyuk beklentiyle almanyaya yerlesiyorlar. almanyaya yerlesince bir anda turkiyede ulasamadiklari arabalara ve evlere ulasacaklarini zannediyorlar. bu nedenle de hayal kirikligina ugruyorlar. bunun en buyuk nedenlerinden biri de bir ara populer olan araba fiyatlari, market fiyatlari videolari. elinde nakit yoksa o fiyatlara kimse yeni gelen birine kredi vermiyor, kredi icin de kalici oturum gerekiyor. kalici oturum da 5 yil yasayinca anca alinabiliyor.

- yeni bir yere yerlesmenin dogurdugu problemlerle almanyayanin yerlesik problemlerini karistirmalari. dunyanin neresine giderseniz gidin buyuk ihtimalle ilk yil bircok burokratik isle ugrasacaksiniz, ev bulmak zor olacak, bankadan hesap acmak da zor olacak. bu kadar cok isin icinde de bircok sorun cikacaktir.

- turkiyede ust tabakadan kendini hissedip, iyi semtlerde yasayip, gerektigi yerde kendini daha ust gosterebilcek diksiyona, ozguvene sahip konumdan bir anda siradan bir vatandas konumuna dusmek. hatta ikinci sinif vatandas konumunda olmak. konusurken kendini ifade edememek. kimse kendini saygin hissederken aslinda siradan olmak istemez.

- turkiyedeki hizmeti baska yerde bulamamak. ornegin pazar gunu niye tum dukkanlar kapali diye sikayet etmek. ya da apartmanlarda kapici olmadigi icin ekmegini kendin almak, copunu kendin dokmek. aldigin mobilyanin montajini kendin yapmak, kucuk tamir islerini kendin yapmak zorunda kalmak. turkiyde bircok kisi icin siradisi bir durum bu. kapici yok cunku almanyada kimseyi karin tokluguna istedigin ise kosturamazsin, ya da pazar her yer kapali cunku pazar gunu magazada calismak zorunda olan kisinin de cocuklari ile hafta sonu zaman gecirmeye hakki var.

- irkcilik. turkiyede sokakta giyimi, tavri, konusmasi farkli kisi gorunce yolunu degistiren kisiyken bir anda sokta gorulunce bazilarinin yolunun degistirdigi kisi olmak.

- ucuz isci olmak. almanyaya yerlesen bircok kisi ustun basarilari, ustun yetenekleri nedeniyle yerlesmiyor. bir cogu siradan yeteneklere sahip ve sadece daha ucuza calistigi icin tercih ediliyor. o nedenle bircok kisi ayni niteliklere sahip bir almana gore daha az kazaniyor. bu haksizlik da bir sure sonra hem maddi olarak zorluyor hem de rahatsiz ediyor. ama belli zaman sonra cogunluk hakketigi maas seviyesine geliyor. genelde yerlsildikten sonra ilk 5 yil biraz haksizlik oluyor.

almanya her anlamiyla super bir ulke degil, bircok sacma problemi var, insani samimi degil. ama yasam olarak dunya da yasanilacak en iyi ulkelerden biri. farkli bir ulkeye yerlesince biraz da rahat bozulacak elbette. cok kotu tecrubeler yasamis insanlar da var. o yuzden dengeli bir beklenti, fazla gaza gelmemek onemli.
0
emrahday
(09.09.23)
Cok fazla Türk var. Bu başlıca bir sorun. Kendi ülkende kalsan en azından küçük denizin büyük balığı olursun. Hem Türk'e maruz kalmak hem alman tarafından ezilmek gibi durumlar olabilir.

Ayrıca Almanya'daki Türklerin itibarı oldukça kötü. Türk deyince akla gelenler; kebapçı, ucuz iş gücü, barmaid gibi gibi.
0
roe
(09.09.23)
insanlar yurtdisini kafasinda fazla buyutuyor da ondan. teknoloji ilerledikce avrupanin dogusuyla batisi arasindaki makas bayagi kapandi. TR'de sonucta bir afganistan degil.

ayrica, bizim toplum "gocmenlige" alisik bir toplum degil.

yurtdisinda mutlu mu olmak istiyorsun?
1- beklentilerini dusuk tutacaksin
2- "gocmenligi" sindireceksin. adini da degistirsen, sacini sariya boyayip LGBTQ dernegine uye de olsan, oranin yerlisiyle de evlensen, coluk cocuk torun torba sahibi de olsan orali degilsin, bunu kabullenmen lazim.
0
cooperr
(09.09.23)
almanya'yi kötüleyen bir ben varim bir de TR cennet diyen almanci dayilar var saniyordum :D. Aslinda sosyal medyada Türkiye ya da Türkler daha cok kötüleniyor, bilemiyorum.

iyi bir kariyeri olan (egitimi, kültür, para vs) biri icin Almanya'nin refah seviyesi disinda bir olayi yok ama Türkiye'de ki almanya imaji cennetle esdeger gibi birsey.
En kibar haliyle Türklere karsi bir ön yargi var, ama bu önyargiyi balkanlardan gelenlere, afrikadan gelenlere karsi görmedim, ister düsük profil bir is olsun ister yüksek. Onlara karsi yoktur demiyorum ama Türklere karsi görünen veya görünmeyen bir tavir var, bu da insani bezdiriyor.
Örnek; Ben ayni isi yaptigim almandan daha iyiyim. o sürekli olarak uyduruk isler icin bile övülür, ben ödül aldim kimse bana tebrikler bile demedi.
Ben bunu Tr'de ki arkadaslarima söyledigimde,-abartiyorsun ne var, almanyadasin daha ne istiyorsun, falan diyorlar ama burada calisinca artik baska dertlerin oluyor.


Bir de bizimle, beklentilerimizle ilgili birsey, arada cok büyük kültür farki var (Kültür farkindan kastim egitim seviyesi degil), youtube'ta ac Türkiye'de erasmus yapmis ögrencileri izle; Tr söyle iyi böyle iyi, misafirperverlik vs. ama burada bir arkadaslik falan yok. kendi aralarinda bile benim gördügüm kadariyla yok, ev sahibime bir tek abisi geliyor o da kirismas'ta falan.
Ya da burada benden nefret eden bir alman var ama beni her gördügünde Hiii yapar, siz disaridan görseniz aramiz cok iyi sanirsiniz.
Buna benzer sekilde Türk arkadaslarda, almanlarla aralari iyi saniyor ama bir yere davet ettiklerinde gelen kimse yok. hayal kirikligi.
buna benzer sekilde, grill parti yaptilar, biz ve cinliler bir sürü sey almisiz, bu almanlar 1 tabak birsey getirdi ve hepsi yanindakiyle konustu, ben bu ortami hala yadirgiyorum, ögreniyorum ve kendime kiziyorum almanlari besledim diye. Kusum aydinla ayni görüsteyim bu konuda :D
sosyal ortam burada problemli ve bu yüzden ben hala aramin iyi oldugu alman arkadaslara nasil davranacagimi kestiremiyorum. bana kahve almis, problem yapar belki sonra diye parasini vermek istedim mesela, Tr'de aklima gelmez. Türkiye'yi ziyaret etmis olanlar cok iyi davranir.
0
Coma
(09.09.23)
Almanlarin tüm yazilmis negatifliklerine +1, yani ailen varsa, irkcilikla karsilasmiyorsa bir bariz bir kötülügü yok.

Birde, Türkiye'den ilk gelenlerle simdi gelenler arasinda cok büyük bir fark yok, ilk gelenlerin üniversite görmüsleri. Almanya'da arkadas olunabilecek, akli basinda Türk bulmak cok zor.
Hatayli arap alevisi bir arkadas var, ona tavuk aldim, alirkende o kebap yemez diye yanimdakine aciklama yaptim ve o günden beri o yanimdaki arkadas onunla iliskisini kesti, ama yasadigi yer almanya :)

Ailesinde okuyan tek kisi olup, ailesi tarafindan pohpohlanan ama aslinda baba parasiyla yüksek lisansa gelmis ve kalmis, sonradan görme cok var. bunlar cokta sikayet ederler cünkü burada hava atacaklari kimse yok, islerinde iyi degiller, kendi durumlarini bilmektense almanya'yi kötülerler.
0
Ley
(09.09.23)
Kim kötülüyor? Mis gibi memleket.
Ama bizim memleketin beyaz yakalıları için almanya travmatik olabiliyor.
Her memleketin iyi yanları, kötü yanları var.

Almanya'nın da Türkiye'ye kıyasla iyi yanları var.
Türkiye'nin de Almanya'ya kıyasla iyi yanları var.

Memleketleri böyle kabul etmek lazım.

Almanya'ya gidenlerin büyük umutlarla yola çıkıp, hayal kırıklığına uğramasının 2 ana nedeni var.

1-Kültürel
2-Ekonomik

Kültürel nedenler:
-Yeni dönemde almanya'ya gidenler Türkiye'nin iyi eğitimli kesimi. Bu kesimin şöyle bir problemi var: Fazla naiflik.

-Şöyle özetleyelim seküler kesim sanıyor ki Türkiye'de dışlanıyorlar, o yüzden Avrupalılar da Türkiye'deki seküler kesime yardım etmek istiyor zannediyorlar. Adam sanıyor ki "merhaba ben seküler bir hayatı benimsemiş, avrupa değerlerini benimsediğine inanan bir Türk genciyim" deyince Almanlar "ooooooo hoşgeldiniz, biz de size üzülüyorduk, burada hak ettiğiniz değeri göreceksiniz" diyecek. İlk şoku burada yaşıyorlar. Çünkü Avrupalının umrunda değil senin ülkenle ilgili komplekslerin. Almanlar için de 60 yıldır kafasında oturttuğu Türksün işte.

-Türkiye'de modernleşme, avrupa kültürü, seküler hayat tarzı vb gibi konular çok yanlış yorumlandığı için biraz da aşağılık kompleksi var. Kendini Almanlara beğendirme gibi bir çabaya dönüşüyor bu. Hatta bunla ilgili yabancı bir sitede bir meme bile vardı tam olarak durumu özetliyor. İşte japona diyorlar siz şöylesiniz böylesiniz, sizi sevmiyoruz. Japon diyor ki banane... Çinli'ye diyorlar, Rusa diyorlar, Araplara diyorlar, Latin amerikalılara diyorlar, Balkanlara diyorlar... Hepsi diyor ki "senin ne düşündüğün umrumda değil benim kültürüm bu ben böyleyim." Sonra Türk'e diyorlar, daha adam sözünü bitirmeden Türk başlıyor "Türkiye seküler ve laik bir ülke, biz kadınlara ilk seçme hakkını veren ülkeyiz, biz ortadoğuda değiliz, biz arap değiliz, biz afrikalı değiliz" diye uzun bir tirat atıyor. Ee şimdi Almanya'da böyle bir kafada yaşarsan yorulursun:)

-Bir diğer kültürel konu, o deminki naiflikle alakalı işte. Gidenlerin çoğu "bıktım bu ülkeden" psikolojisiyle gidiyor. Çünkü kendi hayatındaki sıkıntıların ülkeden kaynaklandığını düşünüyor. İnsanları cahil buluyor, kendini çalıştığı ortamın üzerinde yetenekli görüyor, yaşadığı toplumdan şikayet ediyor vs.
Ama gidince görüyor ki Alman'ın da cahili var,bağnazı var, muhafazakarı var, sinsisi var, fanatik dincisi var, fanatik milliyetçisi var, serserisi var vs.

-Kent diye bir şiir var. ÖZetle diyor ki nereye gidersen git, kendini oraya götürdüğün zaman her yer aynıdır. Bu kafa yapısıyla Almanya'da da mutlu olamıyorlar.

-Yukarda da güzel yazmışlar. Şimdi sen Türkiye'de suriyeli görünce yolunu değiştiriyorsun karşı kaldırıma geçiyorsun. Almanya'ya gidince de seni görünce yolunu değiştiren insanlar oluyor. Sen istediğin kadar "ben iyi eğitimliyim, sekülerim, bira içiyorum" diye kendini parçala. Göçmensin adamın gözünde. Sonuçta suriyeli'nin de iyi eğitimlisi, modern fikirlisi var. ama umursamıyoruz mesela bunu. Almanya'da da böyle. Bu da ağır geliyor.

-Berlin falan kozmopolitmiş gibi yapmaya çalışsa da, almanlar son derece kapalı bir toplum aslında. Bir ABD değiller yani. Göçmenleri hala hazmedebilmiş değiller. Köln, Berlin falan ok. Ama mesela gidin dresden'e neler yaşıyorsunuz bakalım. İş ortamında bile bazen üstü kapalı bir önyargı hissedilir her zaman.

Şimdi bir de ekonomik sebepleri yazalım:
-Yaklaşık 60 yıldır aynı hikayeyi dinliyoruz. Almanya'ya gidip aşırı refaha kavuşan Türkler.

-O yüzden Türkiye'de herkes için Almanya bir ütopyadır. Dünyanın en mucizevi memleketidir. Meksikalı, Kübalı, Arjantinli için ABD ne anlama geliyorsa, bizim için de Almanya o.

-Ama Almanya'ya gidip hayatı değişenler kimlerdi 60 yıldır? Köyünden çıkmamış adamlar. Türkiye'de çok düşük ücretlerle çalışan fabrika işçileri. Türkiye'de asgari ücretle çalışan vasıfsız elemanlar vs... Bu adamlar Türkiye'de en fazla şehirlerin dış mahallelerinde zar zor bir ev sahibi olabilecekken, Almanya'da 20-30 yılın sonunda mal mülk edinip, bmw'lere binmeye başlayınca bir almanya büyüsü yayıldı.

-Eğitimli adam için durum böyle değil işte. Yani Türkiye'de garsonluk yapan bir adam, Almanya'da garsonluk yapmaya gidince hayat standartı katlanıyor. Ama türkiye'de iyi bir şirkette çok iyi kazanan kalifiye bir çalışan, bir de üst düzey olduğunu var sayalım, Almanya'ya gittiğinde çok efsanevi bir sıçrama yaşamayabilir. Hatta Türkiye'ye göre şartları biraz daha geri düşen de var gidip.

-Türkiye'de gelirin iyiyse, eğitimin iyiyse yaşadığın ayrıcalıklı hayatı almanya'da bulamazsın. Bir de çevren varsa... Şöyle örnek vereyim, eski işyerimde direktörüm global anlamda çok başarılıydı. Avrupa ofislerinden birinin başına geçmesi için teklifler gitti. Hatta Türkiye'de o kadar iyiydi ki İtalya'yı ofisini falan da buna bağladılar. Şu an istese çok iyi şartlarla istediği ülkeye ve region hub'a gidebilir. Network içinde de tutuluyor baya. Ama asla gitmiyor.

-Çünkü buradaki ayrıcalıklar orada yok onun için. Mesela basitten başlayalım. Şirket altına 6 milyonluk şirket aracı veriyor şoförüyle. Almanya'da böyle bir şey çok zor:) Şoförünü günlük işi için de kullandırtıyor. Alışverişini yaptırıyor, çocuğunu okuldan aldırtıyor vs. Bunları almanya'da yapamazsın. İş yerinde elini kaldırıyor yemeği geliyor masasına. Türkiye'de çalışma koşulları malum. Haftasonu mesaiye kalcaksınız diyor, kimse itiraz edemiyor tabii ki. Ee başarısı biraz da buradan geliyor. Hadi almanya'ya gitsin bakalım. Hangi şirkette böyle takılabilir? İşi geçelim. Çevresi geniş. İstediği restoranda bir telefonla yer ayırtıyor, bir mekanın kapısından çevrilmek gibi bir şey literatüründe yok. Mesela almanya'ya gitmiştik beraber, bizi bir restorana almadılar doluyuz diye. Burada en sağlam özel hastanelerin üst düzey yöneticilerini tanıdığı için her zaman en iyi koşullarda tedavi alabileceğinden emin. gibi gibi... Böyle çok insan var. Bunlar gidince tabii orada mutsuz oluyor bu ayrıcalıklar olmayınca. Bunun daha bürokrasisi var vs.

-Orta sınıf her yerde orta sınıf. Almanya'da belki biraz daha rahattır ama neticede orda da orta sınıf. Belki türkiye'ye göre daha kolay mal mülk ediniyorsun. Ama Almanya'ya göre yine zorlanarak ediniyorsun. Bir de vatandaş olmadığın sürece almanya'nın ayrıcalıklarından tam yararlanamıyorsun sonuçta. Ev alcaksın? sana kim kredi verir sadece çalışma iznin var. Evet 2020 model mercedes 20000 euro. Ama 20.000 euro nakitin yoksa nasıl alacaksın? Kredi de yok diyelim. Berlin'de 2 kişilik bir ailenin yaşam gideri 2-4bin euro bandını bulabilir. Sen şimdi aylık 3-4 bin euro kazanıp dişini sıkıp 20 ay para biriktireceğin gerçeğini görünce anlıyorsun orta sınıf olduğunu. Bu da mutsuz ediyor yine.

-Yanlış anlaşılmasın, almanya kötülemek için değil bunlar. aksine doğru beklentiyle giden için mis gibi memleket. Ama türkiye'deki beyaz yaka şımarıklığıyla 2 ayda bmw 7.50 alcam, buradakinden daha fazla saygı görcem, yeteneğimi siz anlamadınız almanlar anlar gibi saçma hayallerle gidenler mutsuz oluyor.
0
anten
(09.09.23)
Anadolulu gurbetci almancinin cocugundan 10-0 geride baslamak hele Almanya'da koyuyor insana buyuk ihtimal.
0
speedy
(09.09.23)
(16)

Avrupa'da kalifiye olarak çalışmak saçma mı?

hold the door
Bir akrabam bilgisayar mühendisi, 5 sene tecrübeli, odtü mezunu, 2-3 sene savunma sanayide çalışmış geçen sene de almanya'ya gitmiş net maaşı 3500 euroymuş. Eleman burada da 7x asgari ücret alıyormuş (savunma sanayi değil) zaten. Böyle birinin avrupa'ya gitmesi saçma değil mi? Kendisi ile çok konuşm
Bir akrabam bilgisayar mühendisi, 5 sene tecrübeli, odtü mezunu, 2-3 sene savunma sanayide çalışmış geçen sene de almanya'ya gitmiş net maaşı 3500 euroymuş. Eleman burada da 7x asgari ücret alıyormuş (savunma sanayi değil) zaten. Böyle birinin avrupa'ya gitmesi saçma değil mi? Kendisi ile çok konuşmadım babası çok memnun değil diyordu.

Ben de aynı ayar bir okulda bilgisayar mühendisliği okuyorum, bizim okuldan 2014'te mezun biriyle konuştum, top 20'de bir yerde master yapmış, new york'ta adı bilindik bir yerde senior machine learning engineer. 400 bin dolar brüt maaş alıyor. Yani iki profil arasında uçuk farklar yok ama kazançları uçuk.

İsviçre ve abd'de bu tarz maaşlar olabiliyormuş sadece. avrupa'daki faang'ta bile maaşlar aman aman iyi değilmiş.

Ben abd veya isviçre'ye gitmek istiyorum ama orada da çalışmak çok zormuş. Burada abd'de çalışan mühendisler var. Nasıl yapabiliriz o işi?

master yapmak paralıymış ona o kadar para bulamam. phd'yi de kafa kaldırmaz. Ama master yapmayı spesifikleşmek adına kendi okulumda olsa düşünüyorum. veya almanya'nın önde gelen üniversitelerinden birinde yapsam abd veya isviçre'ye geçebilir miyim?

not: hazırlığı geçemedin ne abd'si demeyin lütfen, bugün ielts itirazım olumlu sonuçlandı bölüme geçiyorum. bi dal h.o alırım :)
0
hold the door
(07.09.23)
Naçizane önerim herkesin hikayesi ve şansı farklı. İngiltere haricinde kıta Avrupasında sosyal devlet anlayışı insanın yaşam kalitesini yükseltir. Bunu ABD'de bulamazsınız. Öte yandan Avrupa size diline hakim olsanız da yabancı olduğunuzu hissettirir, ABD'de herkes göçmen. Siz önünüze bakın, okulunuzu iyi notlarla bitirin, yabancı dilinizi geliştirin, mümkünse bir sene yurtdışında okuyun ondan sonra gelecek tekliflere göre karar verirsiniz.
0
SiyamkedisiZorro
(07.09.23)
Avrupa'da faang'da calisiyorum, dediginiz seyler tek kriteriniz maas ise gecerli. Buradan ABD'ye giden bazi tanidiklarim maaslari artmis olsa da geri donmeyi dusunuyorlar, calisma sartlari ABD'de cok farkli. Zaten o parayi vermeseler calistiracak insan bulamazlar, imkani olan herkes Avrupa'ya gelir. Ozetle parayla huzur satin alamazsiniz :)

Bu arada Isvicre ozelinde, orada calisan arkadaslarimdan bildigim yurt disi tatili bile luks diyorlar cunku giderler cok fazla. Cilginca para kazaniyorlar ama ayni sekilde harciyorlar da.

Sirf para kazanma odakliysaniz Singapur ve Dubai'ye de bakabilirsiniz, 5-10 sene calisip para biriktirip sonra Avrupa'ya gecip ev alan insanlar cok o sekilde.
0
sertac akin
(07.09.23)
Bu kulaktan dolma bilgilerle hareket etmemek gerek. İsviçre için Türkiye'den başvuru yapan birinin işe alınma ihtimali çok çok düşük mesela. Çünkü ülkede 'işe başvuru yapanlardan önce isviçre vatandaşları, sonra avrupa birliği vatandaşları ve isviçre'de ikamet eden avrupa birliği vatandaşları, sonra isviçre'de ikamet eden üçüncü ülkelerin vatandaşları en son üçüncü ülkelerden başvuruları yapan kişilerin işe alınabilmesi' mümkün. Siz Türkiye'den başvuru yapan biri olarak en son gruptasınız, şirketin kanıtlarla sizden başka aynı işi yapabilecek başka kimse olmadığını açıklaması gerek. haliyle bu ihtimal de çok düşük oluyor.

Türkiye'den isviçre'ye çalışmaya gidenlerin geneli ya gerçekten çok top grupta olan, özel işler yapan insanlar ya da şirket içi transferle geçiş yapmış kişiler. Bunun için de belirli bir şirkete girmiş olmanız, kendinizi kanıtlamış olmanız ve o şirketin isviçre ofisinin olması gerekiyor mesela.

Ayrıca her ülkenin alım gücü, insanların hayattan beklentileri vs çok farklı. İyi ölçüp tartmak gerek. Hollanda bence Türkiye'den giden biri için daha avantajlı şu sıralar.

Yine isviçre için alım gücü oldukça yüksek ama giderler de fazla. Yurtdışı tatili lüks olması pek inandırıcı gelmedi bana zira garson olarak çalışanlar bile senede bir de olsa yurtdışı tatili yabailiyor ama pahalı mı? evet çok pahali bir ülke. Gelir de ona eşit seviyede.
0
fraise
(07.09.23)
kuzey amerika'da denk getirirsen $400k seviyesi hayal degil, oyle ucup kacan bir cv'ye de ihtiyacin yok. o seviyede kazanan birkac arkadasim var, master falan da yok elemanlarda. dikkat edilmesi gereken ortada bir bit yenigi olmamasi. bazi yerlerde fazla para vermelerinin nedeni seni o sehre cekmek cunku etrafta bisey yok..

avrupa'da bildigim kadariyla $400k seviyesi maaslar pek mumkun degil. isvicre'de zaten kolay kolay calisma izni vermiyor.

yurtdisinda yasayan biri olarak 3500 avro/ 7k asgari maas versusunu ben hala TR alir diyorum cunku 3500 avro dise dokunur bir para degil. yurtdisina cikacaksan parasal olarak rahat olman lazim. o da benim icin ayda net $10k seviyesinden basliyor.
0
cooperr
(07.09.23)
tek amaç para ise tabii ki abd, dubai, singapur filan daha çok para veren yerler. ama almanya'daki iş yaşam dengesini ve huzuru yakalamak zor olabilir.
0
king lizard
(07.09.23)
abd'ye gitmek kolay degil. ya ofis ici transfer yaparsin, ya da okul icin gelirsin. baska yolu yok. oyle abd'deki islere basvurup is teklifi almak gibi bir olay yok.

ayrica arada ucurum var. abd istedigi kadar cok calistirsin, 2 kati mi calistiriyor? hayir, ama maaslar en az 2 kati ve sektorune gore 4-5 katina kadar cikabiliyor.

almanya'daki master'in abd'ye bir faydasi olmaz. abd'de yapman lazim cunku calisma izni ile geliyor ogrenci vizesi, ancak oyle ise alirlar.
0
antikadimag
(07.09.23)
3500 aylik/net alaninda uzman, savunma sanayi tecrubesi olan bir bilgisayar muhendisi icin az. bundan 10 sene once iyi bir maasti, ama su anda "high qualified" diye tanimlanabilecek biri icin az. ayrica soz konusu kisi bekar ise maasi evlilere gore daha az olacaktir, vergi kesintisi nedeniyle.

bu maaslara calisanlar yok mu? elbette var. cunku bu kisilerin amaci kalici oturum veya vatandaslik alincaya kadar idare etmek olabilir. bunlari aldiginda daha guclu maas pazarligina oturabilir.

ya da bazilari is-yasam dengesi icin almanyayi tercih ediyor olabilir, ornegin 30 is gunu senelik izin gayet iyi bir imkan olabilir.

evli ve cocuklu olanlarda cocuklarinin gelecegi, ucretsiz egitim, cocuklari icin alman vatandasligi bir hedef olabilir.

abd ozellikle yazilimcilar icin cok daha iyi imkanlar sunuyor, ama herkes yeni ulke,tekrardan calisma izni prosedurleri gibi konulara o an hazir olmayabiliyor. ya da evli ve cocuklu olanlar icin maasin yaninda isten kuvulmamma guvencesi on planda olabiliyor.

ayrica abd icin 400 bin yillik/brut maas herkes almiyor, bu ortalama ustu bir maas. ayni sekilde almanya icin 3500 aylik/net maas da herkes almiyor, bu ortalama alti bir maas bu nitelikte biri icin. o nedenle iki ornekten, bir ortalama ustu maas ile bir ortalama arti maas uzerinden genelleme yapmak biraz yaniltabilir.
0
emrahday
(07.09.23)
AB'de (ab dedim ama almanya) ulaşacağın max maaş 90K ondan sonrası daha yüksek pozisyonlar ancak bu pozisyonlara çalıştım geldim olmuyor kolay değil. Gidebiliyosan amerikaya gidiceksin tutunacaksın para orda. 34 te geldik buraya artık yarı enerji kalmış bize abd gelmez. Sakin sıkıcı hayat, araçla bütün avrupa geziliyor, şarap peynir italya ispanya, Amerika başka bir dünya, ne güzel kafiyeli yazdım sana
0
abi bi dizi buldum on numara
(07.09.23)
ben özellikle doktorlarin almanya tercihini sacma buluyorum.
3000-3500 doktora ögrencisi maasi. alim gücü yüksek oldugu icin yetiyor ama iyi bir para degil.
iki ülke arasinda farklar var, bana göre amerika is odakli ama almanya'da insanlar hayat odakli.
0
Coma
(07.09.23)
ABD de hem gelir vergisi hem de ürünlerde vergi var. Millet öğle arası yapmadan çalışıyor. Yemek molası yok. Frozen food tan obezite oranı %40 Lara yakın. Ortam fazlasıyla hardcore.
0
roe
(07.09.23)
daha bölüme başlamamışsın bu kafa ösym kafası açıkcası. abd mi avrupa mı da açıkcası sadece maaşa bakarak değerlendiremezsin. tercihlerde sadece buna bakarsan büyük oranda mutsuz olursun. örneğin odtü'den mezun olup kendine kıyas olarak asgari ücretten ne kadar kazanıyorum diyen birinin vizyonu yoktur.

bence okul sürecince yurtdışı tecrübesi edinmeye çalış. yolunu daha kolay bulursun.
0
blackkmamba
(07.09.23)
Dünyadaki en saçma şey kaç asgarî ücret aldığını hesaplamaktir. Bunu trilyon kere söyledim sözlükte. Paranin değerini kaç asgarî ücret olduğu ile hesaplayamazsin.
Senin mantığına göre 3 asgari ücret 2 asgarî ücreti geçmeli ama geçmiyor iste. Bunu da Avrupa'da yasamayan uzaktan bilemez çünkü sığ bakış açıları.

Arkadaşın az alıyor. 5 sene denetimli adam hele almanya gibi maaslari Fransa'dan fazla olan ülkede benle aynı parayı alıyor ki ben yazılımcı değilim. Tabiki düşük maaş alıyor.

Bu arada Avrupa'da yaşamanın tek olayi para değil. Bunu da bakış açısı sadece para olan birine anlatmak zor maalesef. Eğer bakış aciniz paraysa dubai, singapur, abd iyi seçenekler. Denildiği gibi İşvicre almaz.

Bu arada 400 bin dolar adamin cvsi ile bahsettiğin kisinin cvsi hic de aynı durmuyor. Biri 9 yildir mezun tahminen o kadar deneyimi var ve top 20 master demissin. Diğeri 5 yıl deneyimli. Nasıl aynı cv?

Bu arada Türkiye'de 7 asgari üstü alan arkadaşım var ama Avrupa'ya gidecek çünkü ülkeden bıkmış halde. Biz de benzer sebeplerden gittik. Yani giden insanlarin tek olayi para değil.
7 asgari ücret sana türk halkindan, siyasetinden fanus içinde uzaklaşmak için yeterli değil.
Hatta ben sunu diyeyim; bugün ortalama gelirim 3500, Türkiye'ye 6-7bin eurodan aşağı gelmem, onda bile 2 sene falan anca gelirim. Bana ve benim gibi insanlara asıl Türkiye'ye gelmek için iki katı falan para ödenmesi lazım ki orayı çekelim.

Neyse daha mezun olmana var, milyon tane fikrin olur. Benim arkadaş singapur'da falan çalışmıştı hatta is öğrenmek için.
0
logisticsmanager
(07.09.23)
bence gayet güzel soru sormuş arkadaş yaşına göre, güzel de cevaplar gelmiş.

"olay sadece para değile" farklı bir açısı daha ekleyeyim;
türkiyede dahi örneğin 10 asgari ücret yerine 6-7 asgari ücret alayım ama sorumluluğum, mesai saatlerim daha az, kafam rahat olsun diyebilirsin. diyen insanlar var.

şahsen çalıştığım şirkette yönetici olmak istemeyen profesyonelleri biliyorum, yönetici olsa %30 daha fazla olacak ama stresi belki x2.
kısaca her şey daha fazla kazanmak değil.
0
nuisance
(07.09.23)
Almanya'da bir ABD sirketinde calisiyorum.En buyuk korkum ABD'ye merkez ofise cagirmalari. Her seyden once ABD'de maaslar daha yuksek dogru.Universiteden yeni mezun, yazilimci ve competitive bir karakter icin ABD dogru adrestir katilirim.Hele de FAANG'da isbasi yapabiliyorsa kariyer ve para anlaminda onu Avrupa'ya gore cok daha aciktir.Maaslar esdeger pozisyonlarda X2-X3 olabilir o da dogrudur ama belli bir yastan sonra- ki 35-40 'li yaslardan bahsediyorum Avrupa'nin baska guzel oncelikleri oluyor bunlari birakmak istemiyorsunuz.Anlatmasi zor ama Avrupa yasamak icin daha keyifli bir yer.Almanya'da yasayan biri icin tum Avrupa elinin altinda ama ABD in the middle of nowhere gibi hissettiriyor bana.Sanki dislileri calisip sizi ezecek gibi geliyor.

Avrupa : Daha keyifli yasam, is &ozel hayat dengesi,Cocuklar icin okul olanaklari, Arkadas cevresinden kopmama yada daha az kopma, Yerel halkin daha soguk olmasi ama buna ragmen sizin gibi Turkiyeden gelme beyaz yakalarin daha cok olmasi,Yabanci dil ile ilgili engeller
ABD: Yuksek maas &kariyer, irkcilik olmamasi, Avrupaya mesafe ve saat farki yuzunden Avrupa&Turkiye'deki cevrenizden kopmak, Ingilizcenin avantaji

Ben Otuzlu yaslarin sonunda tercihimi ALmanyadan yana yaptim ancak 25 yasinda ODTU mezunu bekar bir bilgisayar muhendisi olsam ABD'yi denerdim
0
turkuaz
(07.09.23)
aynı şeyleri yaşayıp türkiyeye geri döndüm şu an londra'dan. aşırı saçma oralara gidip o şekilde yaşamak. eskidenmiş o işler. ya da hiç bir şeyin olmayacak türkiyede o zaman gidersin anlarım. şimdi zaten global işler yapıyoruz. türkiye'de de iyi kazanıyorsan gidip kalmanın çok büyük bir anlamı yok bence. git bir süre çalış, tecrübe kazan, dön en mantıklısı gibi.
0
mhmtt
(08.09.23)
Bu sorunun cevabı beklentiye göre değişir.
Öncelikle eğitim, kariyer ve para kazanma becerisi bambaşka konular.
Avrupa'ya giden insanlar genelde yanlış beklentilerle gidiyor.

Türkiye'de asgari ücretten hallice kazanacak bir mavi yakalı ya da zanaatkar için Avrupa muhteşem. Ama beyaz yakalı için maddi olarak çok efsane farklılıklar olmaz çoğu zaman.

Denklem basit, Türkiye'de kazancınız düştükçe, elinizde bir mesleğiniz olduğu sürece Avrupa'nın size yaşatacağı sıçrama büyüyor. Ama özellikle Türkiye'de iyi kazanan ve iyi standartlarda yaşayan insanlar için Avrupa maddi olarak o kadar avantajlı değil. Orta ya da üst seviye çalışanlar arasında Avrupa'dan teklif alıp, "türkiye'de daha iyi şartlarım" diye reddeden de çok insan var.

Avrupa, özellikle kuzey avrupa "para kazanmak" için tercih edilebilecek yerler değil beyaz yakalı için. Ama refah standartını korumak için tercih ediliyor. Kuzey Avrupa sana para değil, standartlaşmış bir refah sunuyor. Çünkü Türkiye'de iyi kazanan kalifiye bir adam da olsan 6 ay işsiz kalsan sefil oluyorsun.

Kuzey Avrupa'da sana bu güvenceyi sunuyor. İşsiz de kalsan, genel müdür de olsan yaşayacağın hayat standartı arasında uçurum yok. Elbette kolay değil Avrupa da ama çalışma şartları vb daha insani. Genel olarak avrupa'daki mantık herkese asgari bir refah sunmak üzerine. O yüzden yazılımcı, finanscı, tesisatçı, terzi, oto tamirci fark etmez bunlar kazanç olarak birbirine yakın olabiliyor. O yüzden almanya'da bir boya ustası da, mühendis de paris'te haftasonu gezisi yapabiliyor.

Yani beklentiniz bu yöndeyse, Avrupa'ya gidin. Almanya'da bir yüksek lisansın tabii ki AB sınırlarında iş bulma şansınızı artıracağı aşikar.

Ama önceliğiniz para ise durum başka. Zaten para kazanmak isteyen insan maaş kovalamaz. Kendi işini kurup büyük kazançlar elde edebileceği yerler arar.

Ama biz maaş özelinde bakalım. Avrupa'yı zaten anlattık yukarda.
Avrupa'da bir iş bulduğunuzda sizi genelde standart çalışan olarak istihdam ederler. Expat gibi değilsiniz yani orda tam.
Mesela global bir şirketin berlin ofisinde iş bulduğunuzda size standart bir almana sunulan maaş ve imkanlar verilir. Fazlası değil.

Ama aynı şirketin dubai ofisinde ya da singapur ofisinde iş bulduğunuzda size cazip bir "expat" paketi sunulur. Mesela almanya'dakinden daha yüksek bir maaş, pozisyona göre acayip yan haklar (ev kirasının ödenmesi, çocukların okul parasının ödenmesi, full+full sağlık sigortası, yılda birkaç kez ülkene gidip gelmek için uçak biletleri, araba vs.). Çünkü Almanya'da çalışmak isteyen binlerce insan bulabilir her şirket. ama dubai'ye gönderecek ya da orada kalmak isteyecek kalifiye adam bulmakta zorlanıyor. Bu durumda orada çalışanlara böyle paketler sunuyor. Mesela kuzenim polonya'da yaşıyor. Çalıştıkları şirkete bir italyan gelmiş. Böyle bir expat paketiyle. Adamın polonya'yı seçme sebebi, şirketin çocuklar için özel okul ücretini ödemesi. İtalya'da bu imkan sunulmadığı için adam daha az insanın tercih ettiği polonya'ya gidiyor orada iyi bir özel okulda çocuklarını ücretsiz okutmak için.

Türkiye'deki kalifiye bir insan için BAE (Dubai), Singapur, Hong Kong, Kore, Doğu Avrupa (polonya, macaristan, romanya, ukrayna vb), Kuzey Afrika, Asya-Pasifik, Türki Cumhuriyetler gibi yerler çok daha büyük kazanç fırsatları sunuyor. Bir de Türkiye'den bir insanın avrupa'da iş bulması kolay değil. İnanılmaz bir cv ya da çok ihtiyaç duyulan spesifik bir özellik lazım. Ama bu ülkelerde bulabiliyor. Bu ülkelerde global bir şirkette bir süre geçirdikten sonra o şirketin avrupa ofislerine sıçramak daha kolay.

Dediğim gibi bu kısım önceliğiniz para diye anlatıyorum. Bilgisayar mühendisliği okuyormuşsunuz. Muhtemelen en hızlı para kazanabileceğiniz alan yazılım olur. Bu alanda birincil önceliğiniz "para kazanmak" madem, kendi işinizi oluşturmak daha büyük ve önemli bir konu. Ne iş yapacağınızı ben söyleyemem bu basit bir web geliştirme ofisi de olabilir, bir oyun şirketi de olabilir, bir saas da olabilir... O zaman da mesela ilk tercih almanya, ingiltere gibi gelişmiş ülkeler mi olur? Mesela ankara anlaşmasıyla falan londra'ya, berlin'e giden çok oldu. Ama orada zaten bu ihtiyaçları karşılayan zibilyon tane şirket var. Onlarla nasıl rekabet edeceksin?

Kendi işini yapıp para kazanmak için, o sektörün henüz gelişmediği yere gidersin. GElişmiş ülkede "para kazanmak" daha zordur. Gelişmekte olan ülkede birçok sektörde boşluklar vardır, işinizi iyi yaptığınız sürece boşluğu kapatabilirsiniz. Hatta Türkiye'nin ucuz iş gücünü kullanıp Avrupa'ya pazarlayabilirsiniz vs... Bunlar da fırsat.

Amerika ve İsviçre çok ayrı caseler.
ABD kazancın da, kaybın da çok uçlarda olabileceği bir ülke.
Avrupa'ya benzemiyor. Daha çok Türkiye gibi.
O yüzden çalışma şartları daha sert, rekabet daha sert.
Ama kazancı ya da kazanç potansiyeli de ona göre.
ABD'de mesela teknoloji alanında doğru hamlelerle 6-7 haneli yıllık kazanmak gayet mümkün.
Tabii abd'de büyük batmak da olası.
0
anten
(08.09.23)
(11)

Avrupa bizi kıskanıyor mu?

kiriko
Arkadaşlar güya Avrupa her yönden gelişmiş diyoruz.Neden ev fiyatları çok pahalı?Yani asgari ücretli o fiyatlarla zar zor geçinmez mi? Pahalı olan ne demir mi çelik mi çimento mu aklım almadı?Hakikaten Avrupa bizi kıskanıyor mu yoksa:))
Arkadaşlar güya Avrupa her yönden gelişmiş diyoruz.Neden ev fiyatları çok pahalı?Yani asgari ücretli o fiyatlarla zar zor geçinmez mi? Pahalı olan ne demir mi çelik mi çimento mu aklım almadı?Hakikaten Avrupa bizi kıskanıyor mu yoksa:))
0
kiriko
(05.09.23)
neye gelişmiş dediğine bağlı. Çok katı regülasyonlar ve bu nedenle şehre yeni bina yapılamaması = yüksek fiyatlı evler. Ama güzel görünen şehirler.

"her yönden" gelişmiş diyen yoktur bu arada. Çok/genç nüfus ve acelecilik sebepli şeylerde biz iyiyiz. Online bankacılık, acil servisler, özel hastane gibi.
0
nhk ni youkosu
(05.09.23)
Kendi yaşadığım yerde Fransa'da asgari ücret kazananlarin orani yüzde 12.
Türkiye'de yüzde 40i asti. Artik kac bilmiyoruz.

Yani asgari ücretli Süper geçinmez tabiki, adı üstünde.

Ama ben hep bu basit ornegi veririm;
Bir gün arkadaş carrefour iş başvurusu yapti. Ben de hayatımda görmediğim için merak ettim sartlari.
Maas, 13. Ay bonusu, kar payi, 5 hafta tatil, yüzde 10 indirim, hayat sigortası, tatil ceki.

Neyse yani asgari ücretli isin bile Avrupa'da (üst seviye ulkelerde) farki var.

Soruyu da tam anlamadim bu arada ironi mi değil mi. Gelişmiş ülke olmak ile ev fiyati alakası nedir.
0
logisticsmanager
(05.09.23)
Bu arada her seyiyle her ülkeden iyi diye bir şey zaten olamaz.
Ütopya o.
0
logisticsmanager
(05.09.23)
berlin'in göbeğinde 30 katlı apartmanlar olmamasına, şehirlerinin güzel ve düzenli kalmasına gelişmemişlik diyorsan evet gelişmemişler.
0
ahm1
(05.09.23)
ev fiyatları da kiralar da çok pahalı çünkü
inşaat maliyet endeksi fırladı
-enflasyon,
-borç bulunamama(faizin durumu)
-ve inşaatın en önemli maliyet kalemi demir fiyatlarının ayrıca fırlaması yüzünden
ev üretilmeyince arz olmuyor=mevcut evlerin satış + kira fiyatı artıyor
data.tuik.gov.tr

yıllık konut satışlarına bak 2020 2021 2022de düşmüş, bu korkunç bi şey bu, sürekli artması lazım
data.tuik.gov.tr

türkiyede asgari ücret alanlar %40 değil bir de. o devlete beyan edilen maaşlardan sebep.
sgk priminden kaçıyor işletmeler. vergi ödenmeyen yerde neden prim ödensin.
0
lambırcek
(05.09.23)
Zaten gelişmiş ülke daha pahalı olmaz mı? Garip olan ne?
0
kernelpanic
(05.09.23)
asgari ucretle karsilastirma yapmak bizim turkiyeye has birsey. avrupada asgari ucret demek vasifsiz bir calisanin alacagi, nitelik gerektirmeyen isler icin verilen ucret demek. bu nedenle de avrupada asgari ucreti genelde ogrenciler ek is yaparken, ya da gecici sure is degistirip calisanlar alir. ama maalesef turkiyede asgari ucret tum is kollarinda tecrubeye bakilmaksizin uygulaniyor. avrupada asgari ucret kazanan en az gelire sahip %10 nufusun zorlanirken. turkiyede is yaklasik %50 gercekten cok zorlaniyor gecinmek icin.

insaatta maliyetin onemli bir kismini iscilik maaliyeti olusturuyor. demirin cimantonun isciliginden tutun da insaatin kendisi icin ciddi bir iscilik gerekiyor. turkiyede bu iscilik ucuz, cunku bu alanlarda calisanlarin cok buyuk kismi asgari ucretle calisiyor. hatta o kadar ki bu konuda ise yeni baslayan muhendisler bile ise asgari ucretle basliyor. avrupada ise insaat iscisi, duvarci, fayansci, elektrikci, tesisatci hicbirini asgari ucretle calistiramazsin. bunlar insaat maliyetlerini yukseltiyor. ayni zamanda turkiyede insaat maliyetlerini dusuren en buyuk seylerden biri de sigortasiz isci calistirmak ve taseron sistemi.
0
emrahday
(05.09.23)
ev fiyatları kendi asgari ücretlerine ve kredi imkanlarına baktığında pahalı değil.

eğer normal bir maaşın ve hayatın varsa çok rahat kredi ile 15-20 yıl arasında gerçek anlamda kira öder gibi ev sahibi olabilirsin. tr'de 1000euro ihtiyaç kredisi vermiyor şu an bankalar.

türkiye'nin avrupa'yı geçebildiği tek yer voleybol maalesef.
0
duyurukullanıcısı
(05.09.23)
ben hayatımın son 5-6 yılını yurtdışında iki farklı gelişmiş ülkede geçirdim. gördüğüm toplam inşaat sayısı bir elin parmağını geçmez. onlar da binanın yıkılıp yeniden yapılmasıydı.

boş gördükleri her alana bina yapmadıkları için talep artmasına rağmen arz aynı kalıyor bu da kiraların ve ev fiyatlarının yükselmesine neden oluyor. bunun en büyük avantajları şehrin nüfusunun kontrolsüzce artmaması ve şehir dokusunun korunması tabii ki.
0
bohr atom modeli
(05.09.23)
Onların asgari ücretlisinin aldığıyla, bizimkinin aldığı bir değil +1
Onların asgari ücretlisinin nüfusa oranıyla bizimki bir değil +1
Asgari ücret demek zaten zar zor geçinilecek ücret demek +1

Ayrıca
Onlarda musluk tamircisinin biraz para bulmuşu müteahhit olamıyor,
Oralarda klozetin kapıya mesafesi standarttan 2 santim kısa diye inşaat mühürlüyorlar
Tarım arazisinin göbeğine apartman yaptırmıyorlar,
Şehrin dokusunu bozacak gökdelen diktirmiyorlar.
Dolayısıyla arz sınırlı.
İnsanlar bilinçsiz üremediği için yeni binaya talep de sınırlı.
Dolayısıyla arz, talep ve fiyatlar belirli bir yerde buluşmuş kalmış.
0
Mirket
(05.09.23)
- Ev fiyatlarının yüksek olması bilinçli bi politika. Berlin'de yanlış hatırlamıyorsam evlerin %40'ına yakınının sahibi şirketler. Karşında o kadar güçlü bir sermaye grubu varken ev fiyatlarını da düşüremezsin, kiraları da :) Üstüne bi de sürekli göçmen alıp talebi artırırsın, mis gibi iş. İkinci en büyük ev sahibi de devlet, bu da politikacı ve bürokratların elinde ciddi bi güç.

- Regülasyonların da (tüm dünyada) temel amacı piyasaya sonradan girmeye çalışanların önünü kesip, varolan şirketlerin tekelleşmesine yardımcı olmaktır. Avrupa'da bürokrasi cehalet seviyesinde. Baya devrim falan yapıp memur kellesi almadan sorun çözülebilecek gibi durmuyor. Bizde de rüşvet dönüyor (bu belediyeden ruhsat alma muhabbetinin olayı bu), ama henüz kangren boyutuna gelmiş değil. Bizde millet o kadar koyun değil gerçi, misal bu 2. mtv'yi kimse ödemeyecek, sonra da iptal edilecek vs. Covid cezalarında da öyle oldu.

- Stockholm'de şehir içindeki düz normal yollarda toll var, millet de koyun gibi ödüyor, biz bu kadar vergiyi niye ödüyoruz diye soran yok :) Londra'da şehir merkezine arabayla girenden vergi almaya çalışıyorlar şimdi. Yani ev yapamamalarını geçtim, bedava yol da yapamıyorlar. Alman otobanları iyi de Berlin'deki yeni havaalanını yapmaları 15 yıl mı ne sürdü :)

Sözün özü: bürokrasi. Berbat durumda. O yüzden devletin el attığı her konuda durum felaket. Bizim de önümüzdeki 10 yıl, o kadar da olmasa kötüleşecek gibi görünüyor.
0
plutongezegendegilmi
(05.09.23)
(7)

Kindle kullanışlı bir cihaz mı?

roe
Artık kağıt olarak kitaptan tamamen kopmak istiyorum. Bu yüzden etkili bir okuma cihazı arıyorum. Kindle'ı nasıl değerlendirirsiniz?
Artık kağıt olarak kitaptan tamamen kopmak istiyorum. Bu yüzden etkili bir okuma cihazı arıyorum. Kindle'ı nasıl değerlendirirsiniz?
0
roe
(01.09.23)
Kendi formatında kitap bulduğunuz sürece okumak için harika bir cihaz bence
0
kisa
(01.09.23)
10/10, hayatimda kullandigim en iyi, kullanisli teknolojik alet.
0
gule gule
(01.09.23)
arti ozellikleri:
- pil suresi bir aydan fazla, bazen iki ay
- parlak isik altinda, guneste okunabilirlik ayni gercek kagit gibi. parlama, kararma olmuyor. cep telefonu, ipad guneste ekranda birsey gorulmuyor.
- kendi arka plan isigi oldugu icin karanlik ortamda ekstra bir isik kaynagina ihtiyac duymadan okunabiliyor
- kapasite olarak yuzden fazla kitap tasinabiliyor. fiziksel kitapla bu imkansiz
- kitapta onemli yerler isaretlenebiliyor, bu isaretli yerlere bilgisayardan erisilebiliyor.
- kitap satin almak cok kolay, birkac tusla. kargo bekledim vs olayi yok.

eksi yanlari:
- sadece desteklenen formatta kitaplari okumak uygun. pdf vs uygun olmuyor. o nedenle kitap satin almak icin en uygun yer amazon.
0
emrahday
(01.09.23)
gayet iş gören bir cihaz. ayrıca işin ahlaki boyutu tartışılır ama sadece güncel kitapları okumak gibi bir derdin yoksa kitap masrafını epey bir düşürüyor. internette tonla kitap indirebileceğin açık kütüphane vs. var. verdiğin parayı amorti ediyorsun.
0
sir gawain
(01.09.23)
Artık pdf açıyor diyorlar. Yeni versiyonlarında PDF sorunu var mı?
0
🌸roe
(01.09.23)
pdf okuyacağım derseniz kesinlikte büyük boyutlu olanlardan almanız gerekiyor, diğer formatlar için bir sıkıntı yok sizi gayet memnun edecektir
0
mrctrk
(01.09.23)
Son 1 yılda basıma gelen en güzel sey <3
Bendeki eski bir model olmasına rağmen calibre ile pdf atabiliyorum. Birkaç kücük yazılı dosya dısında Sorunsuz okudum, öneririm
0
rebecca
(01.09.23)
(3)

Algoritmalar ve veri yapıları

p133mmx
Alaylı bir yazılım geliştirici olarak bu iki konuyu güzelce öğrenmek istiyorum. Basitçe, sıkmadan, kolay anlaşılır şekilde anlatan bir kaynak önerebilir misiniz? Türkçe ya da İngilizce. Lisan sorunum yok. Programlama dili tercihim Python. Teşekkürler.
Alaylı bir yazılım geliştirici olarak bu iki konuyu güzelce öğrenmek istiyorum. Basitçe, sıkmadan, kolay anlaşılır şekilde anlatan bir kaynak önerebilir misiniz? Türkçe ya da İngilizce. Lisan sorunum yok. Programlama dili tercihim Python. Teşekkürler.
0
p133mmx
(18.08.23)
burada guzel bir kurs var www.youtube.com

ayrica burada da detayli bir roadmap roadmap.sh

burada uzun listenin basitlestirilmis hali medium.com

"Cracking the Coding Interview" kitabindaki algoritmalar ve veri yapilari kismi en cok karsilasilan algoritma ve veri yapilari problemlerini barindiriyor.

Bunlara ek olarak bol bol leetcode.com ve www.hackerrank.com sorusu cozmek, oradaki tartismalardan diger gelistiricilerin hangi algoritmalari kullanarak ne tur problemleri cozdugunu arastirmak en verimli ogrenme yontemlerinden biri diyebilirim.

ek olarak hangi algoritma ve veri yapisi konusunu ogrenmeki istiyorsaniz youtube dan aratin, kesin bir hintli karsiniza cikacaktir.
bunlar guzel ve populer
www.youtube.com
www.youtube.com
0
emrahday
(18.08.23)
türkçe kaynak olarak sadi evren şeker hocanın youtube kanalından faydalanabilirsiniz.

www.youtube.com

ben okurken müfredatın çoğu içeriğine buradan çalışıyordum, örtüşüyordu.
0
ananiyimioguz
(18.08.23)
Big-O notation için;
youtube.com
0
archmage mahmut
(18.08.23)
(7)

avrupaya taşınma, çalışma hakkında

Gradient_tabanlı_mor
Selamlar. 31 yaşındayım, bilgisayar mühendisiyim. Teknik bilgime güveniyorum. Senior olarak çalışıyorum şu an. Şimdiye kadar Avrupa’da çalışma başvurusunda bulunmaya cesaret edemedim. Üç beş yer bana ulaştı buna dünya devi şirketler de dahil. Ama ben İngilizcemden dolayı cesaret edemedim. Konuşuyor
Selamlar. 31 yaşındayım, bilgisayar mühendisiyim. Teknik bilgime güveniyorum. Senior olarak çalışıyorum şu an.

Şimdiye kadar Avrupa’da çalışma başvurusunda bulunmaya cesaret edemedim. Üç beş yer bana ulaştı buna dünya devi şirketler de dahil. Ama ben İngilizcemden dolayı cesaret edemedim. Konuşuyorum ama mükemmel olamadığım için çok stres ve anksiyete yaşıyorum.

Şimdi denemek istiyorum bu sefer de acaba Avrupadaki firmalar daha genç yaşta insanları mı alır diye kaygılanıyorum. Yaşım geçmiş gibi hissediyorum.

Bu konuda bilginiz var mı? Ona göre bu konuya asılacağım.
0
Gradient_tabanlı_mor
(03.08.23)
Bilgisayar mühendisleri altın çağını yaşıyor. Giden zaten gitti. Gitmediğin her gün kayıp. Bir daha bu şans gelmez. Yaşla ilgisi yok. Sanki senden büyükler gitmiyor mu. Bu işi yıllardır yapan insanlar var.
0
dissendium
(03.08.23)
sadece dil tarafi icin yorum yapabilirim, bilgisayar muhendisligi sektoru ve yas durumlarinin etkisini falan bilmiyorum.

6-7 sene kadar once ilk olarak is icin geldigimde, dil seviyem epey kisitliydi. Zaman icersinde ki bu cok da ahim sahim sureler degil 6 ay ve sonrasi icin cok ciddi ilerleme kaydettigimi farketmistim, tabii bunun icin caba icersinde olmak ve surekli insanlarla bir arada olmak gerekiyor haliyle.

Stres yasadiginiz mukemmel olma kismi icin sunu soyleyebilirim. Denetim isleriyle vs ugrastigimdan cok fazla ingiliz, iskoc denk geliyordu ve bayaa sitcom tadinda falan konusmalar oluyor. Elbette yapilan isle ilgili literature de hakim olmak lazim ama o insanlarin dusundugu olcude bir konusma farkliliginin olmadigini zaman icersinde anliyorsunuz. Aksan vs gibi sonradan degistirmenin gorece zor oldugu kisimlari es geciyorum yalniz. Isinizde iyiyseniz ve soylediginize gore size ulasan buyuk sirketler de olmus ilaveten dil konusunda da hic de kotu durumda degilsiniz. Eee siz gitmiyeceksiniz de kim gidecek allah askina.

Kolay gelsin.
0
tsubasa
(03.08.23)
yaş çok uygun, avrupaları şirketler jr istemiyor. tecrübeli 30-35 en iyi dönem.
0
nuisance
(03.08.23)
dün arkadaşı Haydarpaşa numune acile götürdük 3 hemşireden 2si türkçe bilmiyordu
sen de ingilizceyi dert ediyosun..bas git kardeşim ben de WAT ile amerikaya gittiğimde lid ne demek bilmiyorum şef göstere göstere öğretti. sıkıntı olmaz.
0
KidLazer
(03.08.23)
31 yas cok gec degil. ingilizce meselesi asilmayacak mesele degil, zaten bircok kisi super inglizceyle gelmiyor. inglizceyi ilerletmenin en iyi yolu ingilizce konusmak zorunda kalmak, bu sayede birkac ay icinde ilerleme kaydetmis olursun. meslek acisindan avrupaya gitmek icin en iyi zaman ama son 1 yildir, amerika faiz politikasinin degismesi nedeniyle, avrupada sirketlerde kuculmeler var. o nedenle eskiye nazaran is secenekleri daha az ama yine de kotu sayilmaz.
0
emrahday
(03.08.23)
31 yas cok genc, sizin yasinizda avrupa'da insanlar 1 yil izin alip gezmeyi birakin, yeni okullar okuyorlar. Turkiye'de kaldikca ve o ortama maruz kaldikca insan kendini yasli hissediyor.
Ayrica Almanlarla calisiyorum, sizin yariniz kadar ingilizce bilmeyen insanlar yurtdisinda sirketlerimizi yonetiyorlar bir de Iskocyali'nin Ingiliz'in aksanini anlamiyoruz diye sikayet ediyorlar. Imkaniniz ve isteginiz varsa durmaniz gereksiz.
0
kassiopeia
(03.08.23)
33'te geldik. Cambly al 5 gün orada ietls konuları var iyi bir hoca bul 1 ayda konuşma çekingenliğini atarsın. Almanya için yaşın sıkıntı değil tecrüben olması önemli. İki farklı durum var, hintli ve ukrayna rus insan kaynaklarından geçmen mümkün değil. Bunlarda ret alırsan kafaya takma. Yerlisi adam seçmiyor ama bu arkadaşlar bizimkiler gibi.
Almanya için dip not: Burda yaşamak çok sıkıcı yeni gelenler için. Şimdiden daha soft bir yere geçmeye çalışıyoruz. Güzel hayatın varsa zorlanabilirsin

Başarılar
0
abi bi dizi buldum on numara
(03.08.23)
(11)

gurbetçiler neden tr'ye araçlarıyla geliyorlar?

avatar is back
adam almanya'dan fransa'dan belçika'dan süre süre iç anadoluya karadeniz hatta van'a diyarbakır'a kadar gidiyor. 3-4 kişi ailecek geldikleri için çok daha ucuza mı oluyor? tr'de araçsız kalmamak için mi? yoksa tamamen arabamı görün şovu mu?
adam almanya'dan fransa'dan belçika'dan süre süre iç anadoluya karadeniz hatta van'a diyarbakır'a kadar gidiyor.

3-4 kişi ailecek geldikleri için çok daha ucuza mı oluyor? tr'de araçsız kalmamak için mi? yoksa tamamen arabamı görün şovu mu?
0
avatar is back
(02.08.23)
Uçak pahalı. Geldikleri zamanlar genelde okul tatilleri.

Örnek verirsem geçen sene Eylül'de 350€ geldim. Bu sene temmuzde gelmek zorunda kaldım ve 530 verdim.

4 kişilik aile için 2500-3000€ demek.

Buna ek tabiki çoğu kisi İstanbul izmir yaşamıyor hâliyle oralarda saga sola gitmek için de lazım araba. Bir de tabi görün şovu var bazılarında.

Çoğu kişi 3-4 hafta geliyor. 3-4 hafta arabasiz zor ve daha pahalı.
0
logisticsmanager
(02.08.23)
Kalabalik aile olunca arabayla gelmek ucak bileti almaktan daha ucuz. Ustunde Turkiye'de 2-3 hafta araba kiralama maliyeti binecek. Bir de kilo limitleri derdi var, gelirken bir suru hediye donerken ekstra valizler derken yuk de artiyor. Arabayla gelmek her turlu mantikli ekonomik acidan.
0
sertac akin
(02.08.23)
15 yildir almanyada yasayan bir birey olarak ucak fiyatlarini öderler ama aslinda en büyük neden hava atmak.

cok büyük cogunlugu hala kafa olarak köylerinde yasiyor, almanyada zstrassede otursa bile mahallesi disindaki hic bir yeri görmemis almanyada ya da avrupada. köylerinin gruplarinda takilip oradaki dünyayi yasiyorlar.

cogu oradaki yasayanlara hava atmak icin yapiyor yaptigi her seyi maalesef.

arabalarina yatirimin nedeni bu.
0
bora benim lan aslında
(02.08.23)
-ucaga gore daha hesapli
-gelince araba kiralama derdi yok
-araba tamir isciligi ve yedek parca yurtdisina gore ucuz, cogu hemen sanayiye gidiyor gibi.
-hava kismi bence artik ilk 3'e giremez, o is sari mercedes filmi donemlerinde idi. Artik tr'de kolay kolay kimse donup 10-15 yasindaki bmw'ye bakmaz.

avrupa'da olsam ben de aracla gider gelirim, ucakla pek isim olmaz.
0
cooperr
(02.08.23)
cok daha ucuza geliyor, ayni zamanda herkes "sayginlik" pesinde.

ozellikle yaz donemlerinde bazen ucuz bilet bulunabilse de turkiyeye kisi basi gidis donus 300-400 euro gibi ucak bileti tutuyor. 4 kisilik bir aile icin bu ortalama 1400 euro tutacaktir sirf ucak bileti.

yaklasik olarak 1 ay turkiyede kaliyorlar. yaz doneminde kiralayacaklari araba da cok ucuz olmayacaktir. rahat 1000 euro da araba kiralamaya verirler.

ama araba ile gidince maksimum yol masrafi 500 euro olacaktir. giderken ve gelirken bagaj limiti vs. dusunnmeleri de gerekmez. o yol da dusunuldugu kadar yorucu olmuyor cogu zaman, degisik bir macera oluyor, kafa dengi insanlarla keyifli oluyor. yolda degisik sehirlerde durmak, yemek yemek, otelde konaklamak vs bir cesit turistik aktivite oluyor.

ama tabi tum bunlarin yainda arabasi ile hava atmak isteyen de yok degil. yokluk psikolojisinde buyumus kisilerde bu yasaniyor. sadece gurbetcilerde degil, turkiyede yasayanlarda da benzer bir psikoloji var. bu psikoloji onlarca yil taksite ve borca girip daha ust model araba almaya calismaktan farkli degil. herkes toplumda ve sosyal cevresinde sayginlik ve kabul gorme pesinde. kimsi arabasi, kimisi evi, kimsi tatil yaptigi otel, sosyal medya paylasimlari ile bu sayginligi edinme pesinde.

bu yolla sayginlik elde ediliyor mu? evet, gorunus, ve sahip olduklariniz toplum icin onemli. luks arabasi ile turkiyede bir restoranin onune parkettiginde kapida karsilanacagini, ona daha iyi masa verilecegini, daha iyi hizmet edilecegini biliyor. ayni sekilde bunlar olmadan ayni sayginligi goremeyecegini biliyor. bu sadece gurbetciler icin degil, toplumun bircok ferdi icin de ayni.
0
emrahday
(02.08.23)
istanbul'a ankara'ya gelenler haric köylerine aktarmali gelecekler, o zaman ucak bileti baya pahaliya geliyor.
0
wishmaythşngs
(02.08.23)
- araba kullanmayi sevmek
- 2 cocukla ucak biletlerinin cok pahali olmasi
- gelince uzun kalmalari
- kilo sinirina takilmamak
- trde uzun süre araba kiralamanon pahali olmasi
- zaten büyük araba kullaniyolar uzun yol icin ok
0
sonsuz
(02.08.23)
Ertan erdikmen ucaklarin asiri pahali oldugunu soyluyor birde arabayi tika basa ucuz ucuz dolduruyorlar tabi
0
eja
(02.08.23)
Sonsuz +1
Etrafimda hava atmayi dusunen aile hic yok, duymadim ve gormedim. Ben tek basima ucak biletinin ne kadar pahali oldugunu dusunuyorum, ki direk ucak var, antep'te erzurum'da akrabalari olan 4-5 kisilik aile ne yapsin. Yurtdisindan gelirken gercekten okullar kapandigi anda fiyatlar 3-4 katina cikiyor, firmalar da gayet farkinda, bakin bu yaz biletler 300-400 euro civari, ekim ayi icin 75 euro'ya aldim. Ciddi bir fark var yani. Ayrica kislik erzaklarini, carsaf, yatak yorgan alip goturen, kilo sinirina takilmak istemeyen cok ve araba kullanmayi da seviyorsaniz neden olmasin.
0
kassiopeia
(02.08.23)
Dayım geliyor. 5-6 haftalığına geliyor, arabayla egeye de gidiyor, memlekette de rahatça geziyor. dönüşte bi araba dolusu salça, tarhana vs vs götürüyor
0
gadlemler
(02.08.23)
freedonia
(03.08.23)
(5)

React - Access Token Gizlemek

whatdreamsnevercome
selamlar bir react uygulamam var.api'lerle iletişim kuruyor haliyle.kurarken de bir bearer token vasıtasıyla iletişim kuruyor.tabi uygulama, bir client uygulaması olduğu için bearer token vs. apaçık ortada.ama ben bunun herkesin erişebileceği bir noktada olmasını istemiyorum. bu access token'ın gizl
selamlar bir react uygulamam var.

api'lerle iletişim kuruyor haliyle.

kurarken de bir bearer token vasıtasıyla iletişim kuruyor.

tabi uygulama, bir client uygulaması olduğu için bearer token vs. apaçık ortada.

ama ben bunun herkesin erişebileceği bir noktada olmasını istemiyorum. bu access token'ın gizli olmasını, end user tarafından erişilebilir olmamasını istiyorum. buna dair nasıl bir yöntem izleniyor react tarafında? en mantıklı çözüm nedir, örnek bir ders vs. var mıdır?

bir proxy server açtık diyelim express ile,
ardından ben tüm requestlerimi bu tarafa yapıyorum. bu da arkada access token ile gerçek api'ye bağlanyıor. mümkün müdür?

ancak buradaki access_token'ı dynamic yapmak mümkün olur mu acaba vs? (yani her user başka bir access_token kullanıyor olacak vs.)

----

neyse aklım biraz karıştı da, bana bi öneride bulunursanız çok makbule geçer.
0
whatdreamsnevercome
(15.07.23)
Yanlış bilgi veriyor olabilirim ama doğru anladıysam client ve server arasında kullanıcı bazında ve değişken bir anahtar lazım?

Hiç react kullanmadım, yanlış şey yazmak istemem ama belki bir fikir verir.

Kullanıcı adı şifre ile doğrulama yapıp ardından bir session ID olustursan ve iş ye bir ömür versen + kullanıcı ip si ile de eşlesen olmaz mı?
Nasıl yapılacağını bilmiyorum, dediğim gibi fikir verebilir diye yazdım.
0
kisa
(16.07.23)
sana jwt lazim
0
nibba
(16.07.23)
@nibba,

aslında çözümüm jwt token değil. çünkü o başka bir şey.

ben halihazırdaki jwt tokenlara erişilememesini istiyorum. api'ların web uygulaması dışında kullanılamamasını istiyorum. network üzerinden token'a erişip sonrasında postman üzerinden istek atamamalarını istiyorum.
0
🌸whatdreamsnevercome
(17.07.23)
şuan bahsetmeye çalıştığım sorun şu: session da üretsem, jwt token da üretsem end user buna erişebiliyor uygulamamda. server tarafında tutamıyorum, bunu nasıl tutabilirim server tarafında. sorum bu aslında.
0
🌸whatdreamsnevercome
(17.07.23)
cozum ".env" dosyasi, ama yine de guvenli degil. client tarafta sakladigin hicbir token guvende degildir, sonucta kullanicinin bilgisayarina iniyor o token.

ideal cozum token sunucuda saklanmali, authentication sunucu tarafta yapilip, client taraf token gereken hizmete sunucuda uzerinden ulasmali.
0
emrahday
(19.07.23)
(2)

Cloud platformlarına server kurma

şair eşref
Merhabalar;böyle bir iş kolu varmış, buna geçmek istiyorum ama asıl uzmanlığım inşaat mühendisliği/mimarlık üzerine.bunu yapan bir arkadaşımızın-arkadaşı iyi niyetli bir şekilde bize yardım etmeye çalışıyor.ilerleyiş adımları şu şekildeymiş sanırım 2000$ karşılığında bi' eğitimi varmış, eğitimi zorm
Merhabalar;

böyle bir iş kolu varmış, buna geçmek istiyorum ama asıl uzmanlığım inşaat mühendisliği/mimarlık üzerine.

bunu yapan bir arkadaşımızın-arkadaşı iyi niyetli bir şekilde bize yardım etmeye çalışıyor.

ilerleyiş adımları şu şekildeymiş sanırım

2000$ karşılığında bi' eğitimi varmış, eğitimi zormuş 1 yıl boyunca eğitime-sınava çalışmak gerekiyormuş
ardından bi' sertifika alınıyormuş ve bu sertifika ile iş arayışlarına başlanıyormuş.


Bu konu hakkında başka bilgisi olan kişiler var mı aramızda, bizimle fikir ve düşüncelerini paylaşabilecek.
0
şair eşref
(13.07.23)
www.aws.training burada ve cloud.google.com burada ücretsiz eğitimler var

youtubeda nette de bir sürü makale var, o arkadaş 2000dolarlık eğitimi size itelemeye çalışıyor olabilir mi?

aws ve gcp sertifikaları almak faydalı ancak sorular nette var, sertifikalar iyi olsa da çok güvenilir değil examtopics.com
0
azeroth
(13.07.23)
tam olarak soz konusu alanda yapilan sey server kurma degil aslinda. cloud platformlari server kurulumunun yaninda bircok servis de iceriyor ki bu ekstra servislerle beraber cloud diye adlandiriliyor. bu alanda calisan kisilere bakildiginda, bunlar cogunlukla SRE, Cloud administrator, cloud solution architect, ya da devops oluyorlar. Bu kisilerde temel olarak calistigklari sistemlerin cogunlukla linux sunucularini yonetiyorlar, cesitli mimari yaklasimlari uyguluyorlar, guvenlik gibi islerden sorumlular, ve development pipeline yapilarini kuruyorlar. o nedenle bu pozisyonlarda calisacak kisilerden sektorun beklentisi cloud sertifikasina ek olarak linux, network, security, yazilim sistemleri mimarisi biraz da bash scripting bilmesi oluyor.

yani olay kisaca "sertifika sinavina calis, sertifika al ve is bulup iyi kazan" gibi dogrusal ilerlemiyor. yan alanlarda da kendini gelistirip tecrube de kazanmak onemli. tek basina sertifika almak is garantisi sunmayabilir, ekstra kisisel calisma, tum ekosistemde bilgi ve birikim sahibi olmak avantaj saglar.

tabi bu alana girmek isteyenler icin ilk olarak sertifikayi hedef koyup calismak en onemli adim diyebilirim.

2000 dolar eger egitimin icerigi gercekten cok iyiyse verilebilir. ama internette bircok ucretsiz egitim var, ayrica udemy gibi platformlarda turkce ve ingilizce bircok uygun fiyatli egitim de var. bu durumda bir egitime 2000 dolar vermek icin bu egitimin emsallerine gore ekstra biresyler veriyor olmasi lazim.
0
emrahday
(13.07.23)
(5)

İtalya’da Kesin Gör Dediğiniz Yerler

afordismansalihinis
Selamlar, Köy bile olur. İlla ki görülmesi gerekir dediğiniz nereler var?
Selamlar,

Köy bile olur. İlla ki görülmesi gerekir dediğiniz nereler var?
0
afordismansalihinis
(11.07.23)
Moena türk köyü.

turktoyu.com
0
ne istedigini bilmeden aglayan cocuk
(11.07.23)
cinque terre
0
emrahday
(11.07.23)
floransa'yı görmeden gelme.
0
adivar
(11.07.23)
Siena'yı mutlaka görün bence , hatta 16 ağustosa denk gelirse seyahatiniz palio'yu da izlersiniz, çok güzeldi.
0
peri harfler narla
(11.07.23)
Napoli taraflarina yokunuz duserse Capri adasi cok guzel. Baya guzel.
0
brkylmz
(12.07.23)
(5)

kayak rotası önerisi- avrupa

delidiyorum
kış için avrupa'da kayak rotası için fikir arayışındayım. şu ana kadar kaprun, meribel, zell am see, kitzbuhel, courmayeur, chamonix , st gervais, bansko, pamporova, borovets, jahorina, bjelenisca, slovakya, ukrayna bunlara gittim. hatta bazısına birden fazla kere. bu sene için önerilere açığım, fiy
kış için avrupa'da kayak rotası için fikir arayışındayım. şu ana kadar kaprun, meribel, zell am see, kitzbuhel, courmayeur, chamonix , st gervais, bansko, pamporova, borovets, jahorina, bjelenisca, slovakya, ukrayna bunlara gittim. hatta bazısına birden fazla kere. bu sene için önerilere açığım, fiyat anlamında yine avusturya cazip geliyor, ek olarak italyada hiç kaymadım. 2 cocukla seyahat ediyoruz, bu sebeple çok riskli/zor bölgeleri tercih etmiyorum. bulgar hiç düşünmüyorum. pist uzunluğu, pist bağlantıları, kar riski olmayan rakımda,dağ ortamı manzara güzel diyebileceğiniz yerler varsa tavsiyelere açığım.
0
delidiyorum
(11.07.23)
avusturya Sölden tavsiye ederim. yuksek kesimleri buzul oldugu icin kar olmama riski dusuk. En uzun etap uzunlugu 15 km, ve pist baglantilari cok iyi. tesis olarak da alplerde en iyilerinden biri. manzara olarak da cok iyi, hatta bir james bond filmi orada cekilmisti, bu konu ile ilgili muze var zirvelerden birinde.
0
emrahday
(11.07.23)
tavsiyeleriniz için teşekkür ederim her ikisine de bakacağım. ek not bayılırım chalet e, otelde daralıyorum hele ki akşamları..
0
🌸delidiyorum
(11.07.23)
Ben yazın bormiyo'ya gitmistim. Kuzey'de kaliyor, kış için iyi eğimleri var ve alp dağları manzaralı. İsterseniz araştırın.
0
evimin paspasi
(11.07.23)
@evimin paspasi , bormio yu hiç duymamıştım bakacağım, kendi pistleri 50 km yani kısa biraz ama belki güzel bağlantıları vardır araştıracağım. teşekkürler
0
🌸delidiyorum
(11.07.23)
daha da fantastik olsu dersen bak buna ,

www.snowtrex.co.uk
0
evimin paspasi
(11.07.23)
(6)

Bahçe bakımını öğrenebilir miyim?

tchuck
evi aldığımzıdan bu yana bahçevan çağırıyoruz. sürekli bir bahane bulup erteliyorlar. usta milletine iş yaptırmaktansa, bu işleri kendim öğrenmem gerektiğini anladım. tıpkı eve 20 gündür temizlikçi bulamadığımız için artık kendimin el atması gibi. gerekirse günde 3-4 saat eksik uyurum yine de bu her
evi aldığımzıdan bu yana bahçevan çağırıyoruz. sürekli bir bahane bulup erteliyorlar. usta milletine iş yaptırmaktansa, bu işleri kendim öğrenmem gerektiğini anladım. tıpkı eve 20 gündür temizlikçi bulamadığımız için artık kendimin el atması gibi. gerekirse günde 3-4 saat eksik uyurum yine de bu heriflerin eline bakmam diye düşünüyorum.

ama öğrenebilir miyim?

200 metrekare civarı bir bahçem var. bahçede, sıcaklık kaynaklı kurumuş çimler ve bol bol yabani otlar var. bu otları yolup, çimleri yeniden canlandırmak istiyorum bedeli ne olursa olsun. bir de birden fazla ağaç, meyve/sebze yer alıyor. onların matematiği daha basit. ama çimlerin matematiini hiç bilmiyorum.

acaba bu bahçedeki çimleri yeniden diriltmek için izleyebileceğim youtube vs. videolar var mıdır bildiğiniz? sizin önerileriniz var mıdır ek olarak?
0
tchuck
(09.07.23)
komşulardan bu işi kendi başına halleden birileri varsa onlardan fikir alsanız?
0
tsubasa
(09.07.23)
Youtube'a gerek yok. Biz yardımcı oluruz. Halledersin. Malzemen tamamsa çim bakımından kolay bir şey yok.
0
Mirket
(09.07.23)
çim dediğin bol su demek, çeşme suyuyla başa çıkamazsın 100 m² yerde bile, artezyen açtırman iyi olur, çim bahçesini beğendiğin komşun varsa su işini nasıl halletmiş ya da aylık ne kadar su faturası geliyormuş bir sor

yabani ot sorunuyla karşılaşmışsın zaten, çim biçme makinası bunları temizlemez, tek tek köklerinden sökeceksin günlük olarak, sonra başka yerde yine büyüyecek, bu senin rutinin olacak

youtube da no lawn alternatives diye videolar var, çim yerine başka şeyler ekerek peyzaj yaparak daha doğal bakımı kolay bahçeler oluşturuyorlar

çim kolay gibi görünüyor ama sulaması ayrı dert otların kuruyup sararması ayrı dert hem ekonomik hem emek olarak çok dert

hangi bölgede oturuyorsun acaba? marmara, batı karadeniz, karadeniz civarında oturmuyorsan çime hiç bulaşma
0
freebird5406_2
(09.07.23)
Ölü çimi nasıl canlandırmayı düşünüyorsunuz :D tırmıkla temizleyeceksiniz ölüleri başka çare yok.
0
Mcfly
(09.07.23)
kendin yapabilirsin hocam.
tabi biraz emek, zaman, tecrübe gerek.

çim biraz uğraştırıcı olabilir. susuzluk, aşırı sıcaklık, mantar gibi etmenler çimin sararmasına, yanmasına, kurumasına neden olabilir.

yazın ortasında yeni çim ekilmez.
bu işi genelde ilkbaharda yapıyorlar.
tür olarak fare kulağı/dichondra'yı öneririm. pahalı olsa da hem daha dayanıklı, hem daha dolu dolu görünüyor.
sulamasını da akşam saatlerinde yaparsanız mis gibi olur.

hiç bilmeseniz bile, tarım ürünleri satan bir yere girdiğinizde ürün alırken nasıl ekim yapılacağını, bakımını, varsa sorunları nasıl çözeceğini anlatırlar.
0
MtKrt
(09.07.23)
youtube da bu konuda her turlu bilgi var. kuruyan cimler cok fazla kuru kaldiysa tekrar canlandirmak zor.

senelik yapilmasi gereken:
- nisan-mayis aylarinda yeni cim dikebilirsiniz.
- diktiginiz cim topraga ve gunese uygun olmalidir. temel olarak golge ve gunes icin farkli cimler var.
- golge bolgelerde yosun da olabilir, bunun icin cime uygun kirec gerekir.
- cim diktiginiz zaman topragi havalandirmaniz iyi olur. bunun icin aletler var.
- yine cim diktikten sonra gubreleme yapin.
- eger haziran ayi gibi cimler tam yesil degilse ve ara ara sari veya acik yesil renk varsa topraktan besin eksikligi vardir, gubreleme yapin.
- yeni diktiginiz cimleri her gun, serin saatlerde sulamaniz lazim. yetiskin cimleri her gun sulamasanizda toprak uzun sure kuru kalmamali.
- yabani otlari elle sokebilirsiniz ama bu yorucu is. yabani otlara karsi en etkili yontem bol bol cimlerinizi bicmek. haftada bir, uygun uzunlukta bicerseniz yabani otlar ciddi oranda azalir. ozellikle yabani otlarin ciceklenme donemlerinde (genelde mayis) bicerseniz bu otlari azaltirsiniz.
0
emrahday
(10.07.23)
(2)

deniz araçları veya deniz yolculuğu simülasyon oyunu

engelbert humperdinck
amatör denizciliğe hevesi olan, kitaplar okuyan ama kısa sürede tekne gemi edinemeyecek bir arkadaşım için motoryat, yelkenli vb belli başlı modelleri kullanabileceği gerçekçi simülasyon oyunu arıyorum, tek bir gemi türü olup böyle denizcilik tabirleri terimleri öğreten tayfasıyla erzağıyla mavi yol
amatör denizciliğe hevesi olan, kitaplar okuyan ama kısa sürede tekne gemi edinemeyecek bir arkadaşım için motoryat, yelkenli vb belli başlı modelleri kullanabileceği gerçekçi simülasyon oyunu arıyorum, tek bir gemi türü olup böyle denizcilik tabirleri terimleri öğreten tayfasıyla erzağıyla mavi yolculuk tecrübesi gibi de geçiyor olabilir. var mı böyle bir oyun duyan bilen? teşekkürler!
0
engelbert humperdinck
(03.07.23)
yachtmaster murat erensoy youtube sayfası var, asama aşama harita yön bulma denizcilik işaretleri yelken denizde catısma önleme tüzügü gibi fırtına barometre kullanimı gibi onlarca denizlik terimleri ders ders anlatıyor.

Oyun derseniz ne kadar faydalı olacak tartişılir.

Yelkenli tekne almak yerine bütceniz dahilinde 5 m vergisiz tekne alın ikinci el temiz sorun çikarmayacak motoru ile birlikte. Yapabiliyorsanız arkadaşlarınızla ortaklaşa.

Haftasonları yavaş yavaş çıkarsınız tabi cidden imkan meselesi ya romark olacaksiniz yada barınaga bırakacaksınız.

Silivri de arkadaşım bu sekilde başladı cok keyifli sekilde marmara adasına kadar gidip geliyor.
0
Fritz-X
(03.07.23)
"sailaway" www.youtube.com var yelken simulasyonu. ama sonucta simulasyon ve gerceginin yerini tutmaz elbette.
0
emrahday
(03.07.23)
(19)

mesajlara gec donen insanlar

antikadimag
yurtdisinda yasiyorum ve burada bazi turklerle tanisiyorum. 2 tur tip var biri mesajlara normal donus yapanlar ki ben de bunlardan biriyim. hepimiz telefonla yasiyoruz sonucta. biri bir sey yazarsa sak diye donerim.diger bir grup da mesaj atinca bazen 1 bazen 3 gun sonra donuyor. bu grubu cozmeye ca
yurtdisinda yasiyorum ve burada bazi turklerle tanisiyorum. 2 tur tip var biri mesajlara normal donus yapanlar ki ben de bunlardan biriyim. hepimiz telefonla yasiyoruz sonucta. biri bir sey yazarsa sak diye donerim.

diger bir grup da mesaj atinca bazen 1 bazen 3 gun sonra donuyor. bu grubu cozmeye calisiyorum simdilik farklilik yaratan nedir diye. nedir bu durumun sebebi? ya hic yazma, ya da aninda yaz cunku anlik cevap verilebilecek bir sey soruyorum mesela eleman 3 gun sonra donus yapiyor.

bu iletisim istemiyorum'un bir ifadesi midir? bu arada mesaj dogrudan bilgi icerikli basit bir soru mesela. birinin yasadigi apartmana tasinacaktim (o baska bir sehre tasiniyor). hangi interneti kullaniyorsun sorusuna bile gec donus geldi.

nedir bu kabile? turkiye'de hic karsilasmadigim bir durumdu bu o yuzden yurt disi diye sordum.
0
antikadimag
(29.06.23)
benim öyle bir arkadaşım var. herif meşhur bir internet girişiminin ceo'su. it gibi çalışıyor. beyninin geri kalan %1'ini de bana hemen cevap vermek için ayırmak istemeyeceğini tahmin ediyorum.

benim de bazen böyle çok yoğun dönemlerim oluyor. telefonum hep sessizde. mola verdiğim anlarda telefona bakıyorum. bence önemli ya da işle ilgili şeylere dönüş yapıyorum. arkadaşımın "hangi internet'i kullanıyosun?" sorusuna da yoğunluğum bitince, mesela on gün sonra cevap veriyorum.
0
alperz
(29.06.23)
Bir sürü bahanesi sebebi olabilir de, hepsi şurada toplaniyor bence: öncelik sırasında sonlardasiniz.
0
encokbenisevinnolur
(29.06.23)
Her yer aynı mı bilmiyorum, ama Hollanda’da mesela yaygın bir durum, insanlar yoğun çalışıyor ve müsaitlik durumlarına göre cevap veriyorlar. Kişisel algılamamak lazım.
0
but that was just a dream
(29.06.23)
Bence yurt dışında yaşamak genel olarak yorucu bir şey. Özellikle ilk 10 yılda falan. Her şey yeni, her şey alıştığından farklı. O kadar fazla yenilik var ki insan mutsuz hissetmese bile bence beyin yoruluyor bu maruziyetten. Bu bilinç altı yılgınlığı öncelikleri değiştiriyor olabilir.

Aslında alperz nin bahsettiği yorgunluğu bilinç altında yaşıyor olabiliriz.

Ben de yurt dışında yaşıyorum ve ben de yapıyorum bunu. Amacım görmezden gelmek değil. Aklımın bi yerinde kalıyor cevap atmam gerektiği zaten. Ama gerçekleştirdiğimiz her task, çöpü atmak, dişi fırçalamak, birine mesaj atmak, sosyalleşmek etc. Kendimde her zaman bu taskları gerçekleştirecek gücü bulamıyorum. Bence nedeni de bu kültür değişiminden dolayı yaşadığım beyin yorgunluğu.
0
zimbirik
(29.06.23)
yoo turkiyede de cok var bu insanlardan. bizzat yakinlarim hem de. burada da yogunluktan 10 gun sonra donerim diyen olmus. garip gelmiyor mu size bu diye sormak istiyorum gorurse. yani karsi taraf icin uzucu bi sey oluyor. bi kere bi arkadasa yazdim 2 gun 3 gun gecti cevap yok. sinirlendim sildim yazdiklarimi. aninda silince ozurler falan dileyip dondu... istese donermis demek ki.

vallahi ben de cok sasiriyorum. oncelikte sondasindir kismina da katilamayacagim. surekli takildigim, beni arayan soran biri de yapiyor bunu. bi sey soruyorum en az 2 gun sonra yaziyor. sordugum sey de bir cumleyle cevaplanabilir. yogundum diyor o da. nasil bir yogunluk oldugunu anlayamiyorum maalesef
0
Kittie
(29.06.23)
insanlar yoğun+1 eğer bana anında yazan herkese cevap verseydim gün içerisinde 3-4 saat kesintisiz whatsapp başında olmam gerekirdi ve yapan vardır ama şahsen benlik değil. gerçek hayattaki etkileşim ilk sırada, telefonda yazanlara gelince aile eş dost vs. geliyor ki bu insanlar da gün içerisinde çok yazıyor, sonrasında iş için takip etmem gereken whatsapp grupları var, e yeni tanıştığım birine doğal olarak sıra en sonda geliyor o kişiyle de düzgün iletişim kurmak istersem eğer sakin kafayla cevap vermek isterim yani 1-2-3 gün geçtiği oluyor bazen bunun için. 10 gün sonra cevap verenle iletişimi direkt kesebilirsin ama.
0
william morris
(29.06.23)
o yoğunluğu anlayamayanlar öyle bir yoğunluk yaşamamıştır.
0
alperz
(29.06.23)
birkac nedeni var;

- ayni anda tek bir konuya konsantre olunmak istenmesi. genelde isle ilgili bir konuya konsantre olunca motivasyon dagilmasin diye baska seylerle ilgilenmek istenmiyor.
- sirada bekleyen bircok cevaplanacak mesaj olmasi. bircok kisiye bircok kanaldan mesaj geliyor. email, sms, whatsapp derken bircok mesaj geliyor, ve maalesef genelde oncelik is ile ilgli olanlarda oluyor.
- mesaj bircok durumda tek bir mesajda kalmiyor. ozellikle whatsappda uzun dialoglara neden oluyor. muhabbeti kesmek de olmuyor, o yuzden bircok durumda baslamiyor.
- duzgun cevap vermek isteniyor olabilir. eger detayli bir soru ise o konuda dusnunup ise yarar cevap vermek gerkebiliyor. bu durum da zaman gerektirebiliyor, zaman bulmak zor olabiliyor.
- insanlarin baska derleri olabiliyor. esiyle problemi olanlar, cocuklari ile ugrasanlar, is stresi yasayanlar vs.
- bazilari icin telefon cok kisa bakilan sonra kenera biraklian bir arac oluyor.
- bazilari icin ozellikle sevdigi, samimi arkadaslarina hemen cevap veremeyebiliyor. cunku yakin arkadaslik geregi, acil bir durum degilse, bu meseleye cok takilmayacaklarini biliyor. yakin dosluklarda boyle seyler kafaya takilcak seuler degildir. kafaya takilan seyler de direkt soylenir zaten, kimse alinmaz.
0
emrahday
(29.06.23)
almanyadan bildiriyorum.
1. telefon sürekli ellerinde degil bizimkiler gibi. seninle kahve iciyorsa sadece seninle ilgileniyor.
2. bizde her sey acil sürekli bi cabukluk özensizlik. genellemek gerekirse trdeki bi arkadasima nasilsin diye mesaj atsam cevap su: iyi sen?
alman arkadasima atsam 3 gün sonra gelen cevap destan gibi oluyor. iyiyim yeni kursa basladim. gitar calmayi cok kücük yaslardan beri istiyordum ama bir türlü firsat olmamisti. is yerinden bi arkadasimla tanistim ve birlikte gitar kursuna basliyoruz..... sen nasilsin?

adamlarin hicbi isi de acil degil rutinde. eger sen hizli cevap bekledigini belirtmezsen sana da kendi hizinda dönüs yapiyo. tez canli degiller. :)
0
sonsuz
(29.06.23)
Emlakçıya mesaj attım. 1 gün sonra yazdı. Adam para kazanacak bir de.
0
socially awkward
(29.06.23)
Yoğunluk deyince anlık sürekli bişiyle meşgul olma durumu algılanıyor, öyle değil. Ben de kısmen böyle bir insanım, hızlıca dönemiyorum çoğu şeye. Kafa yoğunluğu ayrı, hayatı yaşama yoğunluğu ayrı. Odaklanma konusu da önemli keza.
Hele ki havadan sudan muhabbetse onu sakin bir zamana, üzerine konuşabileceğimiz bir zamana erteliyorum.
Bi mesaj geliyor, bell ki 5-10 mesajlık diyalog oluşturacak. Anlık boşlukta cevap vericem ama sonraki cevabı hemen veremeyeceğimi biliyorum, ona da yazmıyorum. Bu sefer sürekli geç cevap atıyor olucak çünkü. Başı ile sonu arasını uzatmalı yapacağıma başını erteliyorum, sonrasında gereken vakti özeni ayırıyorum.

Bazen insanlar cidden anlamıyor, 40 saniye sürecek nasıl vaktin yok diye. Bunu da denedim, anlık boş vaktim sığan kısa net cevaplar, cevaplar arası uzun vakitler. Trip yiyorsun o zaman da, niye soğuk yazdın, sen dönene kadar..., bişi mi oldu??

Böyle insanları arayın hızlı cevaba ihtiyaç varsa. Arayanı açıyorum çünkü konuşarak halletmek daha kolay.
0
Bruce
(29.06.23)
bazı insanlar da aşırı unutkan. İnternet örneği vermişsin, o tür bir soruya ben her detayına kadar cevap veririm ama "bilmem ki ilk taşınırken bişey bağlatmıştık aylık faturayı bile hatırlamıyorum" diyene de rastladım. Var böyle tipler aramızda yaşıyorlar. O yüzden pek şaşırmamadan ve beklentiye girmeden devam etmek lazım. Bilgi gelirse ne ala. Hani detaya bakmak için akşam eve gitmeyi bekleyen, sonra unutan, sonra yea antikadimag mesaj atmıştı bakayım diyip 3 gün daha erteleyen tip çok olası geldi gözüme.

edit: "yurtdisinda yasiyorum ve burada bazi turklerle tanisiyorum."
Türklerle muhatap olmak istemeyen Türk stereotipi de olabilir. Her şeye yardım ister bu şimdi diyor olabilir.
0
nhk ni youkosu
(29.06.23)
yogunluk vs degil, bahanelere gerek yok. o kisi tarafindan onemsenmiyorsun, o kisinin onceligi degilsin. cevap bu. baska bir cevabi yok bunun.
0
baldur2
(29.06.23)
Benim de hoşuma gitmez ama işimin çok çok yoğun olduğu bir dönemde çok yakın olduğum arkadaşlarımın mesajlarına acil olmadığı sürece geç dönüyorum.
0
Amaranta ursula
(29.06.23)
Hocam yogunluk falan değil. Oyle bir yogunluk olma ihitmali cok cok cok düşük o yuzden o ihtimali eleyebilirsin. Yani o kadar iyi niyetli dusunmeni anlamı yok. Basitce, senin soruna cevap vermeyi önemsemiyorlar aciklamasi bu. Sen de ona gore davranirsin.
0
stavro
(29.06.23)
ustume alindigim icin soyle cevaplayayim

-daha musait oldugumda donerim deyip unutuyorum
-islerin cok ama cok yogun oldugu zamanlar (hatta bu sirada calismaktan saat 20 21e kadar yemek yemedigim zamanlar) yogunluktan donemiyorum. oyle ki sirket yazisma kanalinda bile hicbir seye cevap veremiyorum bu sirada. arayan olursa musait degilim deyip kapattigim oluyor.
-onem derecesi az olan kisilere musait olma oranim dusuyor

bir de sunu eklemek isterim benim gibi insanlar surekli elinde telefon olan tipler olmuyor genellikle. bu yuzden instagram kullanan tayfa gibi her bildirimde telefona bakmiyoruz
0
nibba
(29.06.23)
Adamina gore gec donuyorum.

Normal yakin arkadaslarima 45 saniye icinde donuyorum. Isime gelen bir is meselesiyse 10 saniyede donuyorum.

Cok hoslasmadigim bazi ozelliklerine gicik oldugum insanlara 2-3 is gunu icinde donuyorum, cunku sohbet zaten acmiyor. Nezaketen mecburiyetten cevap veriyorum bir bakima. Veya mesela gecmiste bana donmeyi unutmussa ve ortada olum kalim meselesi de yoksa da donus yapmak icin acele etmem.
0
hot potato
(29.06.23)
yaw insan yeri geliyor e$ine bile sak diye donemiyor, toplantida oluyoruz vs.
insaatta calisan arkadaslar var bazen 3-4 saat sonra geri donuyorlar.

ama biri sana 3 gun sonra donuyorsa bu nazikce "birader beni pek arama" demek.
0
cooperr
(29.06.23)
iki durum olabilir birincisi narsistik kişilik yüzünden ben istediğim zaman yazarım modu. diğer durum da dikkat eksikliği ve hiperkaitivteye bağlı dalgınlık ve bir ara yazarım modu. ikincisi normal insana mantıksız gelebilir ama kötü niyet olmadan görüşmeyi istediğim insana bile bugun yazarım, yarın yazarım derken 3 ay sonra geri dönüş yaptığım olmuştur.
0
orpheus
(30.06.23)
(4)

Bulut bilişim (cloud) nedir?

socially awkward
cloud ile iphone'daki icloud mu kastediliyor?
cloud ile iphone'daki icloud mu kastediliyor?
0
socially awkward
(26.06.23)
cloud teknoloji ismi. icloud o teknolojiyi kullanan bir marka.

led->philips
0
buenosdias
(26.06.23)
Veriler bir yerde depolanmalı, o yere server deniyor. Server evde kullandığımız bilgisayarlardan daha farklı özelliklere sahip güçlü bilgisayarlara deniyor. Şirketlerin kendi serverları olur, ya da kendileri server kurmaya bunun bakımını üstlenmeye, altyapısını kurmaya vs. bütçe ayırmak istemez ve uzaktan server hizmeti alır. İşte bu uzaktan server hizmeti sağlayan yer cloud serverlar. Neticede bunlar da büyük çaplı bilgisayar ağları. Sizin, bizim, başkalarının verilerini depolayıp aynı zamanda elimizdeki bilgisayarlarla yapamayacağımız güç gerektiren hesaplamaları vs yapıyorlar.

iCloud'da Apple'ın sağladığı bir cloud hizmeti.
0
akhenaten
(26.06.23)
eli5; buyuk sirketlerin (amazon, microsoft, google cloud'daki 3 lider) devasa sunuculari oluyor. bu depolama alanlarini ve islemci gucunu sadece kendi sirketlerinde kullanmak yerine ucuncu sahislara satarak para kazanabileceklerini fark ediyorlar.

boylece kendi evinde, isyerindeki islemcileri ve bellegi kullanmak yerine internet uzerinden daha buyuk depolama alanlarina ve islemcilere ulasabiliyorsun.
0
antikadimag
(27.06.23)
yillar yillar once bir web sitesi, mobil uygulama sunucusu, ya da sirket uygulamlari (muhasebe, finans, hr vs.) sirketlerde bulunan server odasinda veri saklayip calistiriliyordu. tabi bu odanin isletmesinden sorumlu buyuk bir IT ekibi de oluyordu. hatta bu ekip gece nobetine de kaliyordu.

sonra bu sadece bu fiziksel bilgisayarlar, yani sunucular, cesitli firmalardan kiralanip kullanilmaya baslandi. ama bu sunucularin guvenligi, yedeklenmesi, bir problem olursa kurtarilmasi, network ayarlari yine bu IT ekibinin sorumlulugundaydi. Buna dedicated veya shared server kiralama deniliyordur.

daha sonra amazon, google, microsoft gibi firmalar bu sunucu kiralama hizmetini cok daha genis hizmetlerle birlikte vermeye basladilar. bilgisayarlar bilgiler guvenli sekilde tutuldugu gibi, yedekleme, internet erisimi saglamakla kalmadilar bircok eskstra hizmet de sundular. ornegin bu buyuk sirketler veri merkezlerini dunyanin bircok yerine kurdular ve veriler sadece dunyada bir yerde degil onlarca yerde tutuldu. boylece bir internet sitesine girdiginizde, istediginiz veri uzaktaki bir bilgisayardan degil de size en yakin bilgisayardan gelir oldu (CDN). ya da birden sizin internet sayfaniza ekstra fazla talep gelirse, trafik artarsa sunucunun islem gucunu otomatik arttirmak, ekstra islemci, veri saklama kapasitesi eklemek gibi hizmetleri de eklediler (autoscaling) bunlara ek olarak isletim sisteminden bagimsiz hesaplama makinalari, yapay zeka araclari, guvenlik ve trafik izleme araclari gibi yuzlerce servis eklediler. boylece cloud servisler oldu.

yani kisaca cloud denilen sey uzakta calisan, tum bakimlari ve guvanlikleri bu bahsedilen buyuk firmalar tarafindan yapilan, buna ek olarak bircok servisin de eklendigi, firmalari bu yuklerden kurtaran aracalar. en buyukleri de amazon web services, google cloud platform, microsoft azure.

ornek olarak tum aws servisleri aws.amazon.com
0
emrahday
(27.06.23)
(1)

Yazılımcılar için alınması gereken teknik eğitimler neler?

plastic_angel
Sektöre yeni başlayan ve 1-2 yıl deneyimli backend yazılımcılar için hangi yararlı eğitimleri önerirsiniz? Google'ın bir programı vs var mı badge veren? Yada udemyde? (Ücretli-ücretsiz farketmez)
Sektöre yeni başlayan ve 1-2 yıl deneyimli backend yazılımcılar için hangi yararlı eğitimleri önerirsiniz? Google'ın bir programı vs var mı badge veren? Yada udemyde? (Ücretli-ücretsiz farketmez)
0
plastic_angel
(26.06.23)
aws, gcp, veya azure gibi bulut sistemlerden herhangi birinden "official" sertifika sahibi olmak hem bilgiyi destekleyici hem de kariyer acisindan avantaj saglar.

ornegin "aws cloud practitioner" sertifikasi cok zor sayilmaz, ama yazilan yazilimin nasil bir sunucu uzerinde calisiyor, farkli yazilim mimarileri ve araclari, yazilimda scalability, reliability, observability gibi temel kriterler hangi araclarla saglaniyor ogrenmek ozellikle buyuk sirketler ve buyuk olcekli projelerde onunuzu acar.

piyasada online veya yuz yuze hicbir gecerliligi olmayan, icerigi bos bircok egitim ve serfika var. sadece bu konuda iyi olanlari tercih edin.
0
emrahday
(26.06.23)
(10)

Uçakla ev taşımak :(

sacrilegious
Merhaba sözlük,Bir süredir evlenip estonya’ya taşınmakla ilgili sorularımla sizi bunaltmıştım. Nihayet vizem çıktı. Şu anki problemim evimi taşımak. İki kişi uçakla gideceğiz. 1+1 40m2 bi ev tuttuk ancak hiç eşya yok. Sunexpressle direkt uçuş gideceğiz. Valizlerle taşınabilecek şekilde ne götürmeliy
Merhaba sözlük,

Bir süredir evlenip estonya’ya taşınmakla ilgili sorularımla sizi bunaltmıştım. Nihayet vizem çıktı. Şu anki problemim evimi taşımak. İki kişi uçakla gideceğiz. 1+1 40m2 bi ev tuttuk ancak hiç eşya yok. Sunexpressle direkt uçuş gideceğiz. Valizlerle taşınabilecek şekilde ne götürmeliyiz yanımızda sizce? Sanırım kıyafetlerden feragat edip tencere tava götürmek daha mantıklı.

Şunları şunları mutlaka götürmelisin dediğiniz bi şey var mı?

Teşekkürler
0
sacrilegious
(25.06.23)
selam. tencere tava götürmenin nesi daha mantikli? gercekten anlayamadim.

zaten yerlesme süresince bir sürü eksikle ugrasacaksiniz bir de kiyafet alisverisine cikip o uydu bu uymadi diye stres mi olmak istiyorsunuz?

evinizdeki esyalar degerli ve yeniyse sirketle anlasip karayoluyla götürmeniz daha iyi olabilir. ama tencere cer cöp bildigin ve bunlari ucakla götürmek heralde dünyanin en pahali fikri.

biz de avrupaya iki kisi olarak tasindik. türkiyedeki evimizi tamamen kapattik esyalari yok pahasina sattik ya da verdik. ama bizim durumumuzda esyalar zaten cok eskiydi ve asla götürmeye deger degildi. valizler zaten kyiafetle montla fln hemen doluyor.
0
sonsuz
(25.06.23)
aranızda öğrenci varsa miles&smiles'a öğrenci olarak tanımlayınca THY yurtdışı 40kg hak veriyor haberiniz olsun.

Yurtdışında düzgün tekstil ürünü bulmak daha zor veya pahalı diye düşünüyorum. Bence kıyafet vb. götürüp malzemeleri oraya bırakmak lazım. (Eylül'de İngiltere'ye gideceğiz bu şekilde yapacağız biz.)
0
nhk ni youkosu
(25.06.23)
iskandinav ülkelerinde çok yaygın ikinci el mağazaları var, külottan perdeye, tencereden gömlek düğmesine kadar akla gelen her şeyi çok çok ucuz fiyatlara bulabilirsiniz. bence valizi tencere tava değil, estonya kışına dayanacak mont, içlik, bot ile doldurmak daha mantıklı. çünkü bunların fiyatı orada çok pahalı, beden/numara söz konusu olunca ikinci eli denk getirmesi zor.
0
halanne
(25.06.23)
tencere tava goturmek cok mantiksiz. hatira degeri olan esyalar, evraklar, ve kiyafet disinda goturulen hicbirseye degmez. evde birsey yoksa en yakin ikea ya gidip ihtiyac olan hersey alinabilir. hele tencere tava hem gereksiz agir, hem de dunyanin her yerinde bulunabilen seyler.
0
emrahday
(25.06.23)
Kiyafet tencere tava gibi şeylerden daha pahali Avrupa'da.
Tefal tencereleri Türkiye'den daha ucuz fiyata aldım daha bu sene.
O yüzden bir mantığı yok tencere tava götürmenin.
0
logisticsmanager
(25.06.23)
1 wok tava her şeyinize yeter uzun süre. yurtdışına taşınmadım ama en son taşınışımda wok tavamızı aldık sadece yanımıza. iki de kupa. aylar boyunca bir şey alma gereği duymadık. ister kızartma yap içinde ister makarna. pilav bile yapmışlığım var.

bir de ilk gün yerleşince illa markete çıkılıp bir şeyler alınacak o eve. oturup kıyafet mont vs alamazsınız market alışverişinde ama yağdır erzaktır bardaktır, ufak tavadır, bunların hepsi hızlıca alınabilecek şeyler. bir süre öğrenci kafasında idare edeceksiniz sadece.
0
nolmus yani
(25.06.23)
Firat Oz ve esi Estonya'ya tasinmislardi yakin zamanlarda, bir suru videolari var orasiyla ilgili belki isinize yarar: www.youtube.com

Tencere tava goturmek cok anlamsiz +1

Kiyafet olarak da bot ve mont goturmeyin cunku Turkiye'den aldiginiz en kalin mont bile oralarda ince kalacaktir, o tarz seyleri yerinden alin.
0
sertac akin
(25.06.23)
Mutlaka görünmelik şeylerde belgeler çok önemliymiş, kendi tecrübemden anladım. Adli sicil kaydı, evlilik cüzdanı, diploma vs gibi önemli belgelerin apostilli halini mutlaka yanınıza alın. Her an hangi kurumun neyi isteyeceği belli olmuyor. Bir de mutlaka ilaç götürün, ilk gidince anlamak etmek zor oluyor. Favori ağrı kesici, mide ilacı, vitamin vs ilk zamanlarda hava değişmi su değişiminden kaynaklı minik hastalıklara karşı aşırı iyi oluyor. Büyük eşyalara bence hiç gerek yok, koltuk takımını buzdolabını taşıtıp evin içine sokamadığı için atan çok insan oluyor. Ama extra baggage hakkı fiyatına baktım, türkiyedeki küçük ev aletlerimin fiyatına baktım. Ordan alsam ne kadar falan götürmek çok mantıklı oldu, onları götürdüm. Bunlar ne dersen: minik el gırgırı, saç kurutma, düzleştirici, çırpıcı, buharlı ütü vs.
0
darkpictures
(25.06.23)
yavas yavas goturursunuz ivir ziviri sonraki turkiye seyahatlerinde.

ilk giderken yol bilmez dil bilmez halinizle hamallik yapmayin. evde sorun cikabilir, tekrar tasinmak zorunda kalabilirsiniz falan. gereksiz.

montu oradan alin +1. erzurumda falan yasamiyorsaniz turkiye'deki kis kis degil.
0
hot potato
(25.06.23)
En son gotureceginiz sey tencere tava olsun. Hadi en en olmadi valizinize bir tencere bir tava iki tabak iki catal kasik koyun.
0
oscar
(26.06.23)
(3)

JS ile geliştirilecek sitem için bulduğum developer adayı hakkında

harmanyeri
Merhabaİleride modern yazılım dilleriyle farklı özellikler ekletmek isteyeceğimden dolayı, web sitemi javascript dilleriyle yaptırmak istiyorum. İletişime geçtiğim yazılımcı starbucks ve istegelsin gibi önemli sitelerin front-end'ini tasarlamış, ve şuan ülkemizdeki büyük firmalardan birinde front en
Merhaba
İleride modern yazılım dilleriyle farklı özellikler ekletmek isteyeceğimden dolayı, web sitemi javascript dilleriyle yaptırmak istiyorum. İletişime geçtiğim yazılımcı starbucks ve istegelsin gibi önemli sitelerin front-end'ini tasarlamış, ve şuan ülkemizdeki büyük firmalardan birinde front end developer olarak çalışıyor. Sektörde 7 yıllık deneyimi var. Profilinde Front-end'de HTML/CSS3/JS, back-end'de ASP.NET Web Forms'un yanında bir miktar MVC ve PHP bildiğini ifade etmiş. Bunun yanında reactjs, node.js ve angular.js teknolojilerini bildiğini yazmış.

Benim sitemde front end'de react, back end'de php yada node.js kullanılabileceğini söyledi. Ancak back-end'ini yaptığı somut örnekler göremediğim için emin olamadım. Sizce front-end'de böyle başarıları olan biri back-end'de de doğal olarak başarılı olur mu? Dolayısıyla full stack bir iş yapabilir mi?

Teşekkürler...
0
harmanyeri
(23.06.23)
bu sonunun cevabi bircok seye bagli;

1. bahsettiginiz gelistiricinin bildigini soyledigi teknolojilerdeki yetkinligini ancak o teknolojilerde uzman bir kisi ile gorusmesi sonucu anlayabilirsiniz. cunku bu teknolojilerin biliyor/bilmiyor gibi iki kutuplu bir cevabi yok. ne kadar biliyor, ne oranda tecrubesi var onu bilmek cok kolay degil.

2. sizin projenin ihtiyaclari ne ve bu ihtiyaclar gelistiricinin yetenekleri ile ortusuyor mu. her proje bir degil, her projenin ihtiyaclari farkli. buna karsilik her gelistiricinin tecrubesi farkli, tecrubesiz oldugu ama hizla tamamlayacagi yonleri farkli.

3. bunlardan en onemlisi gelistiricinin motivasyonu ve disiplini. eger bir teknolojiyi bilmiyorsa da ogrenir, bir problemi cozemiyorsa da eninde sonunda cozer. ama is uzerine motivasyonu olmayan ve disiplinli olmayan kisinin gozunde her is buyuyeyecek ve gecikecektir.

4. projeniz icin gerekli gelistirme ortami full stack. yani front-end var, anladigim kadariyle back-end de var. back-end varda database tarafi da var. tum bunlarin calismasi icin devops tarafi da gerekli. yani kapsamli bir proje icin bunlar bir kisinin bilgisini asmaz belki ama bir kisinin uzmanligini asabilir. mutlaka bu full stack de bir yerde zayif kalacaktir. ornegin css ve ui konusunda iyiyse devops ve sunucu tarafinda eksikligi olacaktir. tum stack konusunda hakim olmak gercekten zor. tabi bu yine sizin projenin kapsamina bagli.

5. gelistiriciye ne kadar zaman veriyorsunuz bu da onemli. cunku bu kadar genis bir stack uzerinde calisan biri icin "context switch" zor olacaktir ve bu da beklenenden fazla zaman gerektirecektir.


kisaca proje cok cok buyuk degilse, uygun zaman da planlanirsa yapabilir. ama gelistirici motive ve disiplinli olmali. sonucta javascripti iyi bilen biri icin node.js de gelistirme veya react ile gelistirme cok da zor olmaz.
0
emrahday
(23.06.23)
Yıllarca full stack developer olarak çalıştıktan sonraki cevabım:

Projeniz basit bir şey değilse ya da PoC yapmıyorsanız full stack developer'lar ile çalışmayın. Backend için ayrı biri olsun, frontend için ayrı biri.

Çünkü bi 10 yıl önceki gibi değil, her şey aşırı detaylandı, kompleks hale geldi. Hepsine yetişmek imkansız artık.

Ha mesela daha fikri valide edeceksinizdir, kalite çok önemli değildir, "çalışsın yeter" diyorsunuzdur, o zaman yardırın, bişey olmaz.
0
plutongezegendegilmi
(23.06.23)
Selamlar,

iki yanıta da katılıyorum.

Genel olarak Front-end ve back-end geliştirme farklı beceri setlerini gerektiren farklı alanlar.

Ancak Front-end deneyimi ve bilgisi, back-end geliştirmede avantaj sağlayabilir. Hem genel yapılara hakimiyeti hem de problem çözme mantığını bileceği için.

Temelde 2 soru var bence, projenizin kapsamı ve adayın konuya yaklaşımı, adam buna ok mi yani?

Ucuz olsun diye mi bunu tercih ediyorsunuz? proje detaylıysa aynı anda 2 kişinin birlikte ilerlemesi süreyi kısaltacağı için yine de değerlendirilebilir.

Projeyi ve adamın yetkinliklerinin detayını bilmeden çok yüzeysel cevap verebiliyorum.
0
wct3 org
(25.06.23)
(8)

Google maps için şu gelişim gerekli değil mi? Ya da var mı?

Unde bach canim
Örneğin 80 km bir yol gösteriyor, yolun bazı kısımları trafik yüzünden koyu kırmızı bazı yerleri yeşil. Ve yolun her bir metresini o anki şartlar altında hesaplayarak süreye endeksliyor. Halbuki rutin olarak saat 6da trafiğin olduğu kısım 7 de yeşile dönecek. Özetle ilerideki davranışları da yolun k
Örneğin 80 km bir yol gösteriyor, yolun bazı kısımları trafik yüzünden koyu kırmızı bazı yerleri yeşil. Ve yolun her bir metresini o anki şartlar altında hesaplayarak süreye endeksliyor. Halbuki rutin olarak saat 6da trafiğin olduğu kısım 7 de yeşile dönecek. Özetle ilerideki davranışları da yolun kalan kısmına güncelleme olarak atmak yerine belki yolu kmlere bölerek her bir kmyi ulaşıldığı zamanın şartlarına göre hesaplaması için bir geliştirme yapılıyor mudur? Tabi burada yapay sinir ağları-büyük veri ikilisi kullanılması kaçınılmaz.
0
Unde bach canim
(22.06.23)
Aplikasyondaki navigasyon kısmında bunu kullanıp kullanmadıklarını bilmiyorum, kullanmadıklarını tahmin ediyorum.
Ama web'den google maps'e girip bir rota çizdiğimde günü ve saati seçebiliyor ve ona göre trafik durumuyla ilgili bir tahminde bulunuyor.

Maps'ten baktığım yol o an 20 dakika görünse de sabah trafiğinde 40-60 dakika sürebileceğini söylüyor.
0
michael_knight
(22.06.23)
Bunu yapıyor aslında, siz bir rota çizdiğinizde tam o an için canlı trafik verisine dayanarak süreyi hesaplıyor ve yolun hangi kısımlarının sıkışık ya da akıcı olduğunu gösteriyor. Bunu yaparken henüz varmadığınız noktalarda canlı veri ile tarihsel veriyi karşılaştırıyor ve bir ortalama alıyor olması lazım. Rotada ilerledikçe önünüzdeki yolla ilgili bu veri akışını canlı tutuyor.

Şöyle bir şey buldum hızlıca bakarken;
blog.google
0
orient blue
(22.06.23)
@michael
Aplikasyonda da aynısını yapıyor da, benim demek istediğim o değil. Kısa mesafeler için bu çok farketmez ama uzun mesafelerde bu durum çok değişkenlik gösterebilir.
0
🌸Unde bach canim
(22.06.23)
sizin dediginiz durum anladigim kadariyla gelecekteki bir an icin tahmini trafik durumunu ilk rota hesaplarken dikkate alip almamasi sanirim.

kisaca google maps bunu hesaba katmiyor. rota hesaplanirken tek bir zamana gore trafik durumunu degerlendiryor. ornegin almanyadan izmire rota hesaplatmistim, bana canakkale tarafinda trafik gosterdi ve kirmizi olarak isaretledi. ama ben nerdeyse 24 saat sonra orda olacam oraya vardigimda o trafikten eser kalmayacak. ama uygulama sanki simdi orda olacakmisim gibi orada gecikme isaretledi.

bunu hesaplamiyorlar, cunku dinamik olarak hesaplamayi tercih ediyorlar. bunu hesaplamak uygulamada performans yukunu arttirabilir. ama son guncellemeler ile geldiyse bilemiyorum yine de.
0
emrahday
(23.06.23)
@emreday
Tam olarak bunu demek istedim aslında.
0
🌸Unde bach canim
(23.06.23)
bu zaten yapılıyor bence. örnek olarak gebzeden watergarden avm ye bir rota hesaplatabilirsiniz.

süre 30dk sürecekse, 30 dk içerisinde ataşehire yaklaştıkça bir trafik var, kırmızı gösteriyor.

ama kalkış yerini tutup da kayseriye çekerseniz, gece yarısı trafik olmadığı için orası akıcı gözüküyor.
0
obarey
(23.06.23)
@obarey
Hocam sizin dediğiniz güncelleme, ben onu sormuyorum. Yapay zeka ile eski verilere bakarak (büyük veri-yapay sinir ağları) 1 saat sonra varacağım yerin 1 saat sonra yeşile döneceğini bilerek ona göre süre tahmini yapmasından bahsediyorum. Eski verilere dayanarak kahinlik yapıyor mu diye soruyorum özetle.
0
🌸Unde bach canim
(04.07.23)
tamam işte onu diyorum ben de. Normalde bir saat seçerseniz o anki trafik durumunu geçmiş verilerden tahmin ediyor.

Yakın mesafe seçilirse anlık dataya bakıyor evet ama uzun mesefe seçilirse, sizin oraya varış zamanınızdaki oradaki tahmini trafik göze alınarak bir süre tahmininde bulunuyor.

Bunu da nasıl anladım mesela istanbu-istanbul rotası gece saatlerinde seçildiğinde yol boş gözüküyor. Ama ankara dan sabaha karşı yola çıkıp istanbuldan bir destination seçildiğinde ve istanbula girilen an işe gidiş saatine denk geliyorsa o zaman kırmızı çiziyor oraları. Siz yola çıktığınızda boş diye boş göstermiyor yani.

Merak ettiğiniz de bu değil mi?
0
obarey
(04.07.23)
(4)

90 larda onca yokluğa rağmen yapılan şimdi neden yapılamıyor?

mimikikili
efes, namoski dışında tamamen türk oyuncularla koraç kupası kazanmıştı. şimdi neden türk oyuncu yetişmiyor? yetişse neden azınlıkta kalıyor?
efes, namoski dışında tamamen türk oyuncularla koraç kupası kazanmıştı. şimdi neden türk oyuncu yetişmiyor? yetişse neden azınlıkta kalıyor?
0
mimikikili
(14.06.23)
yabancı oyuncuya para yettiği sürece türk oyuncu zor yetişir.
türk kulüplerinde parayla alınmayan altyapıdan gelen türk oyuncular her zaman pazarlama unsurudur. çok üstün bir yetenek olmadıkça. örnekleri çok.

bir de bizim türklerde disiplin problemi var. elin gavuru kalkıp geliyor 7/24 antrenman vs. üzerine düşeni yapıyor bizimkiler piyasada geziyor.
serbest atış yüzdesi %50 altında olan oyuncularla hiç bir şey olmaz!
sen 1. ligde oynayıp hala serbest atış kaçırıyorsan dönüp kendine bakacaksın önce. uyumadan 7/24 serbest atış çalışacaksın. ne zaman yüzdeni%80'in üzerine çıkarırsın o zaman ben basketçi oldum diyeceksin. klasik türk mantığı, formayı giydim haydi eller havaya ile olmaz o iş.

en kötüsü de alt yapılarda rüşvet ve torpilin dönmesi. gerçekten yetenekli oyuncular eleniyor, zengin iş adamları, sponsorlar ya da dalkavukların bebeleri takımlarda oynatılıyor. özgüveni ve umudu kırılan yetenekli çocuklar da oyun dışı kalarak küsüp eğitime dönüyor, spordan uzaklaşıyor.
0
erty_ksk
(14.06.23)
sokak sporlarinin kaybolmasi bunda etkili. 80 ler ve 90 larda mahallelerde cocuklarin sosyallesme alanlari futbol oynanan arsalar ve her okul bahcesinde ve parkta bulunan basket potalariydi. Bu yillarda yetisen bircok genc buralarda spor tutkusunu aldi ve aralarinda yetenekli olanlar cevredeki spor kuluplerinde egitimlerine devam edip profesyonel oldular.

Ama gunumuzde genclerin spor disinda sosyallesebilecekleri, zaman gecirebilecekleri cok fazla alan var. Bu da profesyonel kuluplere daha dar yetenek havuzundan katilima neden oluyor.

Gunumuzde daha cok genc yetenekler cikmasi isteniyorsa abd deki gibi kolej-spor kulturunun artmasi, okullar arasi spor takimlari rekabetinin olmasi gerekir. ya da almanyadaki gibi bolgesel kluplerin guclu ve halkla entegre, rekabet ve turnuva kulturunun olmasi gerekir. Ama maalesef buyuk sehirlerde arsa ve basket potasi bile bulmak guc bircok yerde.
0
emrahday
(14.06.23)
eskiden altyapı ve de üstyapı anlamında türkiye ile avrupa arasındaki fark bu kadar uçuk değildi. benzer yetenekteki oyuncular benzer şartlarda çalışarak karşılaşıyordu. son 20-30 yılda adamlar her şeyi olması gerektiği gibi bilime, teknolojiye önem vererek, en ufak detaya dikkat ederek geliştirdi. teknik eğitimi, beslenmesi, vücut gelişimi vb. her konuda makas çok açıldı. bu kafayla oyuncu yetiştirmemiz ve rekabet etmemiz imkansız. bunu tüm sporlara hatta genel olarak tüm alanlara genelleyebiliriz. arada yetenekli oyuncularımız çıkıyor tabii ama ya fiziksel olarak ya da zihinsel olarak avrupalı rakiplerinin çok çok gerisinde kalıyorlar.
0
hrskrs
(14.06.23)
Türkiye basketbolda alt yaş turnuvalarında hiç fena değil aslında. Genelde ilk 5'te bitiriyoruz, bi ara her turnuvada final falan yapıyoduk. Kartal Özmızrak'ı hatırlıyorum mesela alt yaş turnuvalarında kimse tutamıyordu. Sonra kariyeri düşüşe geçti. Bence altyapıyla ilgili (en azından basketbolda) çok eksiğimiz yok. Sonrasında sıkıntı oluyor. Mesela 2022'de u18'de final oynadık. O kadrodan kimler yıldız olabilecek?

Koraç kupası da dönemin en büyük turnuvası değildi bildiğim kadarıyla. Türkiye lig şampiyonu falan gitmiyordu mesela. Fiba sıralamasında 3. diyor ama muhtemelen şimdiki eurocup seviyesine yakındır gibi düşünüyorum.
0
nundu
(14.06.23)
(2)

Evde halter barı ile hangi hareketleri yapabilirim.

sifir
Spor salonuna yazılacak param olmadığından bir tane uzun metal halter çubuğu ödünç aldım. Kendimce bir rutin oluşturdum. Her gün sabah kalkınca 7 tane hareketi 3x8 olacak şekilde boş barla yapmaya başladım. Hareketlerin hepsi üst bedene yönelik. Bu 7 hareketi anlayanların 8. hareket olarak bir öneri
Spor salonuna yazılacak param olmadığından bir tane uzun metal halter çubuğu ödünç aldım. Kendimce bir rutin oluşturdum. Her gün sabah kalkınca 7 tane hareketi 3x8 olacak şekilde boş barla yapmaya başladım. Hareketlerin hepsi üst bedene yönelik. Bu 7 hareketi anlayanların 8. hareket olarak bir önerisi olur mu? Yine sadece bu halter barı ile her sabah 3x8 yapabileceğim bir hareket soruyorum. İlerleyen zamanlarda yanlara plaka alıp alıp takacam. Şu anki bar 15 20 kilo falan herhalde.

1 deadlift
2 barble row avuç içleri karşıya bakarken lat dors
3 barble row öteki türlü tutuş
4 over head shoulder press
5 barble curl biceps
6 scull crusher
7 bench press
0
sifir
(12.06.23)
Squad koy en başa
Barble row'ların birini bir gün birini diğer gün yap.

Yeter şimdilik.

Sona bir de crunch eklesen, tadından yenmez.

Squad'ı tekniği oturtana kadar aynada kendini seyrederek ağırlıksız yap.

Tüm hareketlerde boş barın ağırlığı artık yetmez hale gelince plaka almadan önce tempolu çalışmaya geç. Yani 4 saniyede kaldır. 1 saniye tut, 1 saniyede indir, hemen kaldırmaya başla. 4+1+1+0 gibi. Bir süre de öyle götürür seni plaka parası vermeden.
0
Mirket
(12.06.23)
emrahday
(12.06.23)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.