Giriş
(17)

Neden Turkiye'de yasanmaz?

heygidim
Neden?? bok gibi siyasileri+ bas belasi AKP'si+cahil insanlari olan bir ulke farkindayim. ama guzellikleri de cok cok fazla. en azindan cocuklugumuz, gecmisimiz, anilarimiz orada..?!
Neden?? bok gibi siyasileri+ bas belasi AKP'si+cahil insanlari olan bir ulke farkindayim. ama guzellikleri de cok cok fazla. en azindan cocuklugumuz, gecmisimiz, anilarimiz orada..?!
0
heygidim
(07.05.15)
bu saydıkların benim için yeterli. Akp yi elleştiren protesto edene dava açılıyor, özgürlükler kısıtlanıyor. Adam kızlı erkekli deyip arkadaşlık ilişkilerine bile karışıyor.

İnsanı medeni değil, din iman herşeyi içinde tipik orta doğu ülkesi
0
filipis
(07.05.15)
filipis ve want2die +100

www.change.org

şuradaki yorumlara bak.
0
mattiadestro
(07.05.15)
Haci hani tr cennet diyolarya, kulliyen yalan. Insaniyla, anasi sikilmis dogasiyla hele de insaniyla tam bir cehennem. nasil kactigimi bir ben bilirim bir de spagetti canavari.
0
tezek
(07.05.15)
benim bi tarafıma kazıklar girerken güzellikleri göremiyorum. bütün güzelliği yedi bitirdi namussuzlar. kalanları da cahiller yaktı yıktı. kimse kusura bakmasın, fırsatını bulduğum anda kaçarım ülkeden. ben yandım, çoluğum çocuğum yanmasın.
0
cetoxim
(07.05.15)
olm bak bi süre yurtdışında yaşadım. gitmemin 3. ayı falan, bir gün odamda oturmuş tavanı izliyordum. bir anda şunu fark ettim. hayatımda ilk defa hesap kitap yapmadan konuşabiliyor, nasıl biri olmak istiyorsam öyle olabiliyordum ve kimse de beni yargılamıyordu. ilk defa orada fark ettim, oha lan dedim, hayatımda ilk defa özgürüm. benim için bütün mesele bu olurdu.
0
colg fusion
(07.05.15)
cocukluk, geçmiş vs hepsi zaten anılarında.
çok özlersen gider bakarsın. ama eminim uzak bir yerde de yaşıyor olsak gelince 1 hafta dayanabileceğimizi sanmıyorum.

o yüzden tüm yorumlara +1, ben de fırsatını bulduğum anda yapıştırır kaçarım.
0
safepassage
(07.05.15)
kaldırım da yürürken arabadan üstümüze su fırlatmaları bile yeterli...

edit: yurtdışında yaşamış biri olarak söylüyorum, kendi ülkende insan muamelesi görmemektense 3. sınıf insan muamelesi görmeyi tercih ederim, bu ülkenin 3. sınıf seviyesine geldiğini hala sananlar var aramızda
0
mirty
(07.05.15)
10 senedir bu ülkede yaşanmaz tribi yapılıyor, kimsenin de siktir olup gittiğini görmedim. sırf hava amk
0
animalman
(07.05.15)
bunu yurtdışında yaşamışlara sormak lazım.
herkes hiç yaşamadığı hayatı bir bok zannediyor
yurtdışında yaşadın mı? orada bir mültecisin orada bir parazitsin oralının gözünde.
devlet dairesinde ve her yerde.

herkes hayal kuruyor

ayrıca bu ülkdede akp yok sadece gezi ayaklanmasını gördünüz.
0
losev bagiscisi
(07.05.15)
Ben ulkeyi seviyorum. Ki kuzeyde oldukca uzun sure yasadim iskandinavyada. Yine de seviyorum. Hayatimin uzun bir suresi turistik bir sahil kasabasinda gecti. Cok kerizle, cavo dizzo barzo vs ile karsilasmadim son birkac yila kadar. Her daim savunuyorum bunu, anadolu bence dunyanin en guzel yerlerinden birisi. Her yerinden tarih fiskiriyor, binyiller once bircok olay bu topraklarda olmus. Ancak insani inanilmaz otesi les.

Bu ulke icin tek cikis yolu, ab'nin turkiye'ye tam uyelik vermesi ve ulkemizi serbest dolasima acmasi. Ileride doguda ozerklik talebi icin Aten ayrilma olacagindan ve ab ye girdikten sobra turkiyeden yaklasik 30 milyon insanin ilk 6 ayda avrupaa gocecegini de dusundugunuzde, bunun daha da ustunde meclisinizin ustunde ab parlamentosu demoklesin kilici gibi duracak oldugundan, ne kadar klise gibi gelse de turkiyenin hem cahilden hem de cuheladan temelli kurtulusu ab ile olur. Elinizdeki cahil insan birikimini avrupa ile homojen olarak paylasabilmeniz gerekiyor. Bu durum icin de ab nin ekonomik olarak cpkuse gecmesi lazim.

Turkiye icin umut var ve guzel seyler olacagina hala inaniyorum. Insani yuzunden degi ama. Tanimsi bir duygu bu. Aciklayamam. Ccc degilim bu arada onu da belirteyim.
0
joy luck club
(07.05.15)
Romanya'da ilk gecede 800.000 insanin sinirlara yigilmisti. :) turkiyeden devasa bir rakam bekliyorum. Her kalemden insanin gocecegini dusunuyorum. Rakam biraz abarti oldu ama bayagi bir nufus veririz gibime geliyor.
0
joy luck club
(07.05.15)
Suradaki cevaplardan bile ornek veririm. Birinin Turkiye'de yasanmayacagini dusunmesini dahi kabul edemeyenler var. Tekrar ediyorum. Bu dusunceyi dahi kabul edemeyenler var. Senin dusuncendir diyip gecemiyorlar. Su acidan yanlissin diyemiyorlar. Kufurle, kucumsemeyle saldiriyorlar. Neden? Cunku kor, cunku farkliliklara kapali, cunku baskasi onunkinden farkli bir dunyayi yasiyor olamaz. Ustelik saldirgan.

Soyledigim her alanda gecerlidir, atilan her adimda yorar. Bazisi dayanamiyor ya da dayanmak istemiyor ve kaciyor. Mevcut anilarin olmasi buna bir cozum degil.
0
f_d
(07.05.15)
-cahil insanlar
-terbiyesiz insanlar
-saygısız insanlar
-utanmaz insanlar
-arlanmaz insanlar
-torpil ve adam kayırma
-ekonomi
-kalabalık
-liberal devlet gibi hizmet sunan sosyal devlet gibi vergi alan devlet
-düzensizlik
-kaos
-can güvenliği olmayışı
-gelecek kaygısı
-suriyelilerin beş sene içinde her alanda yol açacağı bozulma
-hiçbir şeyin daha iyiye gitmeyecek olması

...

artıları da var: Yemekler, anadili konuşmak, doğası (her ne kadar ben güneşi sevmesem de genel kanı bu yönde.)
0
sen git ben geliyorum
(07.05.15)
çocuğum bilal erdoğan'ın yönlendirdiği bir eğitim sisteminde eğitim almasın diye. biz çektik, benim çocuklarım 6.yy arap kafasının ürünü saçmalıkları öğrenmesin diye.
0
zvonimir
(07.05.15)
@tezek +1
0
ucan spagetticanavari
(07.05.15)
dinin, vatan millet edebiyatının, etnik kimliklerin her daim hayatın içerisinde olmasından rahatsızım. pozitif anlamda dahi olsa (bu son hdp-chp politikalarında da gördük) bu denli etnik kimliğe ve cinsiyete dayalı söylemlerde bulunulan ortamdan kaçmak için can atıyorum açıkçası. sorunun sadece akp olmadığını düşünüyorum. rte hiç hayata gelmeseydi dahi bugün yine benzer durumda olurduk bence. bana göre bu tür karakterler kendiliğinden oluşmuyor, toplum ve içerisinde bulunulan şartlar onu yaratıp büyütüyor. onu oluşturan kitle bugün kendisinden rahatsız da olabilir fakat yarın bir başka benzerini tekrar yaratmaktan da geri kalmaz.

yani sırf tarihi öneme sahip diye ülkeden gitmemezlik etmem, 3-4 ayda bir gelir gezerim işte. gezmek için çok iyi bir ülke türkiye.
0
soso
(07.05.15)
soru sahibine değil, çoğumuzun sorduğu bu soruya cevaben: çünkü her yerde yaşadık, öyle karar verdik. salağız, kendimizden kaçmak istiyoruz; o yüzden yaşanmaz... hepimiz kendi bokluğumuzla yüzleşsek böyle sorular sormayız belki artık.
0
e haliyle
(07.05.15)
(8)

Kahve Öğütücü Kullananlar Var mı?

titiraprap
Espresso yapmak için almayı düşünüyorum da. tavsiyelere açığım.Yalnız hastalık gibi bişey oldu bu. Öğütücü aldıktan sonra kendim kavurayım mı diyeceğim? nereye gidecek bu işin sonu?* bir de pahalı olmayan orta kalite bir french press tavsiyesi alayım
Espresso yapmak için almayı düşünüyorum da. tavsiyelere açığım.
Yalnız hastalık gibi bişey oldu bu. Öğütücü aldıktan sonra kendim kavurayım mı diyeceğim? nereye gidecek bu işin sonu?

* bir de pahalı olmayan orta kalite bir french press tavsiyesi alayım
0
titiraprap
(04.05.15)
Kendim kavurayımı biraz zor dersin, ya çok zahmetli ya da çok pahalı olarak iki seçenek var çünkü :)

Ben önceleri sözen değirmen kullanırdım, zahmetini saymazsak tavsiye ederim neredeyse en iyisi. Yalnız Şu sıralar üşengeçlikten bosch un öğütücüsünü kullanıyorum, memnunum. Yalnız para vermedim bir yerden geldi.

Tavsiye olarak ise hepsiburada da delonghinin bir öğütücüsü vardı, modelini hatırlayamadım, siyah birşeydi. Onun fena olmadığını duydum.
0
vincentvega
(04.05.15)
vincentvega nın dediği alet muhtemelen şu: (bkz: delonghi kg79)

bende var, espresso hiç denemedim, zaten makinası da yok bende. filtre kahve ve french press için yeterli.

kahveyi de taze kavurup gönderen yerlerden alabilirsin.
0
inheritance
(04.05.15)
dendiği gibi delonghinin bir öğütücüsü var 100 lira civarı olması lazım. espresso için çok ince öğütmeniz gerekeceği için el değirmenleri bu iş için uygun olmayacaktır diye tahmin ediyorum.

kavurma işine girmeyin bence de ben korkarım kahveyi mundar ederim diye açıkçası.

edit: yanlış biliyormuşum kusura bakmayın.
0
argent dawn
(04.05.15)
kg79'un espresso inceliğinde öğütebilmesi için modifikasyon yapılması gerekiyor. bu da cihazın ömrünü kısaltıyor.

bütçe 400-500 liralar değilse ve 1-2 kişiye servis yapılacaksa sözen el değirmenini tavsiye ederim. argent dawn'ın verdiği bilgi yanlış. türk kahvesi inceliğinde dahi çekebilen bir alet, espressoyu da rahat çekiyor. ancak kol kası yapıyorsunuz biraz :)
0
mattiadestro
(04.05.15)
delonghi öğütücü bende var öğütmüyor bıçakları ile parçalıyor adeta hiç tavsiye etmem, en iyisi el öğütücüleri.
0
neferkitty
(04.05.15)
delonghi kg79 işimi görür gibi ama
baktım da kg89 çıkmış, aynısının dışı metal kaplanmışı, çok şık.
ama türkiye'de yok sanki.

* el değirmenleri o kadar ince çekebiliyor mu ki?
0
🌸titiraprap
(04.05.15)
el değirmenlerinin olayı ince öğütmesi zaten. daha kalın öğütmesi için bazı düzenlemeler yapmak gerekebiliyor, sadece vidasını çıkarmak bile yetmiyor bazen, özellikle french press için.

ben sözen kullanıyorum aeropress için, gayet memnunum.
0
soso
(04.05.15)
Hario ceramic mini mill ben de alicam arastirdigimda bu iyi diye not almistim.
0
solenkol
(04.05.15)
(16)

ne tür müzik dinlersiniz?

oddyseus
Şimdi tam anlamıyla bir müzik cahiliyim ne adam gibi bir grup bilirim ne de bir parçayı ezberleyecek kadar dinlemişimdir. böyle soru sorulduğunda apışıp kalıyorum. Şimdi spotify premium alarak tam gazla bu gürha katılmak istiyorum. Bu grubu-parçayı bilmeyen benden değildir dediğiniz şeyleri liste ha
Şimdi tam anlamıyla bir müzik cahiliyim ne adam gibi bir grup bilirim ne de bir parçayı ezberleyecek kadar dinlemişimdir. böyle soru sorulduğunda apışıp kalıyorum. Şimdi spotify premium alarak tam gazla bu gürha katılmak istiyorum. Bu grubu-parçayı bilmeyen benden değildir dediğiniz şeyleri liste halinde yazarsanız sevinirim.
0
oddyseus
(27.04.15)
bu safhayı ergenlik çağında atlamalıydın ama.
0
kargn
(27.04.15)
kargn, evet ama olmadı.
0
🌸oddyseus
(27.04.15)
türkiyede yaşadığımız için:
neşet ertaş
ıtri
kani karaca
erkan oğur
aka gündüz kutbay
0
rakicandir
(27.04.15)
Sal gitsin ne listesi

Kulagini oksayani dinle iste
0
cecilia
(27.04.15)
Spotify da radyo bolumunde hardcore kanali var.

Pek cok guzide hardcore-punk grubunu sırayla dinlemis olursun.

Hardcore punk türünü karı kız pek sevmez. Sosyallik yaratan bir tur degil. Bastan soyleyeyim sonra sovme.
0
kosun lan mevzu var
(27.04.15)
valla ben post rock dinliyorum.

Halen gelişme aşamasında olan playlistim şu:

open.spotify.com

ha post rock'ı herkes sevmez, o ayrı.
0
oğlum çok zor lan
(27.04.15)
Spotify ne kadar kapsamli bilmiyorum. Fakat tarz olarak benim de surekli degistigim donemler oldu.

Bak bazi gruplari sayiyorum (kronolojik sira degildir)

Rock - metal:
Scorpions
The queen
Manowar
Almora
Empyrium
Blind guardian

Klasik:
Mozart
Arvo part
Javier navarrete

Alternatif:
Coldplay
Portishead

Soundtrack:
Mr. Nobody
Hans zimmer (ders çalışırken)
The lord of the rings
Cracks
Pan's labirynth

Bunlar dışında buzuki iceren yunan muziklerini cok seviyorum.
0
yollarbenibekler
(27.04.15)
www.youtube.com

bunu dinlerim.

www.youtube.com

bunuda. ama fena metalciyim. hafif şeyleri böyle ruh halim gerektirdiğinde dinlerim.
0
gliderpilot
(27.04.15)
aşağıda son iki yılda dinlediğim şarkılardan bazı türünün iyi örneği numuneler var, hepsi cidden etkiledi ruh halimi. boş şarkı yok.
aklıma geldiği sırada.
yazmamdaki tek amaç, isteğinin ne kadar muğlak olduğunu göstermek.

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.keller.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
soundcloud.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com (viva la sonida del tarabya!)
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

daha da yazarım sabaha kadar. unuttuğum da olur..
velhasıl istediğin şey absürt.
bu döngü sonsuza gidiyor. bir kural koymalısın ki durabileyim.
0
kargn
(27.04.15)
öff metalci dolmuş burası. rock ve türevleri sıkıcı bir seçenek, kısırlaştırır. araya daha az cool müzikler sıkıştırmazsan rock adamın kafasını süker.
0
kargn
(27.04.15)
bu aralar deli gibi Bastille dinliyorum.

Julien-k'i de cok severim

ve Depeche Mode dinlemeyen bizden degildir :D
0
mushtopus
(27.04.15)
Sonunda dönüp dolaşıp geleceğin yer indie rock / indie pop. Buralardan başla bence ^_^
0
amelie poulain
(27.04.15)
everynoise.com
bu faydalı olabilir. playlist de koymuşlar mesela, spotify kullanmadığım için bilmiyorum içeriğini ama fena gözükmüyor uzaktan: play.spotify.com

bu arada asıl şuymuş olayı ama fazla karışık: everynoise.com üzerine tıkladığın an çalıyor müzik (yalnız çok kötü müzikler de seçmişler) bence giriş için fena değil gibi ya bu site. milletin zevkine göre şekillendirme kendini.
0
soso
(27.04.15)
kargn
(27.04.15)
kargn
(27.04.15)
(4)

Amerika'ya Dosya Yollamak

april12th
Amerika'ya dosya veya 500 gr altı bir gönderi yapmak istiyorum. Bu işi insani ücretlerle yollayabileceğim bir şirket var mı?DHL 76 euro dedi. :(
Amerika'ya dosya veya 500 gr altı bir gönderi yapmak istiyorum. Bu işi insani ücretlerle yollayabileceğim bir şirket var mı?

DHL 76 euro dedi. :(
0
april12th
(23.04.15)
ülkemizin güzide posta şirketi PTT ile
0
mrvengeance
(23.04.15)
Ptt +1
0
rayde
(23.04.15)
ptt ve turpex olarak.

www.ptt.gov.tr
0
prodeq
(23.04.15)
turpex ile göndereceksen sor sistemlerini oturtmuşlar mı diye. bana kafayı yedirdiler. ama öyle acelen yoksa gönder tabii turpex ile, ulaşıyor sonuçta.
0
soso
(23.04.15)
(11)

loto oynıycam, sayı söyler misiniz?

bigbadabum
Evet, kazanırsam size sürprizlerim olacak.
Evet, kazanırsam size sürprizlerim olacak.
0
bigbadabum
(11.04.15)
38
0
mega idea
(11.04.15)
10
0
isott
(11.04.15)
4
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(11.04.15)
27
0
tsubasa
(11.04.15)
34 çıkacak. At tiki bekle :D
0
canercuxy
(11.04.15)
34 yazmaya gelmiştim ben de :)
0
soso
(11.04.15)
19 diyecektim.
0
der meister
(11.04.15)
4 8 15 16 23 42
0
himmet dayi
(11.04.15)
7 23 45 41 36 33
0
kirk karaktere sigmayacak adam
(11.04.15)
16

9 10 12 20 29 43
0
sen de git sen de unut
(11.04.15)
Bahisler kapandı. Dehşet kupon yaptım. Duyuru ahalisine bir iki güzellik yaptıktan sonra soluğu avrupada alıcam.
0
🌸bigbadabum
(11.04.15)
(4)

sonumuz ne olacak?

mr.goodcat
esnaf para kazanmak için müşteriyi kazıklama derdinde. ürününü ne kadar pahalıya satarsa o kadar kar edeceğini düşünüyor.müteahhit bir an önce tek katlı evleri yıkıp oraya 4 katlı apartman dikmek istiyor. çocuğunun veya torununun betonlar arasında büyüyeceğini kestiremiyor mu?ürün üreticileri daha f
esnaf para kazanmak için müşteriyi kazıklama derdinde. ürününü ne kadar pahalıya satarsa o kadar kar edeceğini düşünüyor.

müteahhit bir an önce tek katlı evleri yıkıp oraya 4 katlı apartman dikmek istiyor. çocuğunun veya torununun betonlar arasında büyüyeceğini kestiremiyor mu?

ürün üreticileri daha fazla kar yapmak ve maliyet düşürmek adına daha kalitesiz, zararlı ürün kullanıyor. örnek: şeker yerine fruktoz gibi. karısının, çocuğunun bu ürünleri tüketeceğini bilmiyor mu?

daha yazsam bir sürü örnek var. ne olacak yani bunun sonu? herkes günü kurtarma derdinde. hayatın sonuna kadar (40-50 yıl) mutlu yaşayayım sonrası umrumda değil dercesine yaşıyoruz. sorsanız canımı veririm denilen dost/çocuk/eş lerin geleceklerini mahvediyoruz.

klişe olan eskiden böyle değildi sözüyle bitirmek istiyorum. soru başlıkta.
0
mr.goodcat
(28.03.15)
hayat bu kadar kisayken gunu kurtarmak normal olsa gerek.
0
baldur2
(28.03.15)
''herkes günü kurtarma derdinde. hayatın sonuna kadar (40-50 yıl) mutlu yaşayayım sonrası umrumda değil dercesine yaşıyoruz'' evet doğru tespit, ama sorunu anlamadım. bende böyle yaşıyorum, elalemin torunun basına geleceklerden, ben öldükten sonra ülkenin/dünyanın ne olacağından bana ne ki? sen umursuyor isen çok güzel bu da bir seçim sonuçta, ama herkes takmak zorunda değil bence.
0
fransizkalanadam
(28.03.15)
kıyamet gelse de kopsak diyorum ben açıkçası.
0
m murphy
(28.03.15)
e yine sonucunda eğitime gelmiyor muyuz?

müşteri kazıklayan esnaftan alışveriş yapılmaz. ürün satamayan esnaf ise bir zaman sonra batar. batmamasının sebebi bir şekilde iş yapıyor olması değil mi?

şekerin kendisi zararlı zaten. uzmanlar bas bas bağırıyor. buna uymayıp tüketiyorsan sıkıntı sendedir. özellikle fruktoz ya da benzeri ucuz şeker muadili maddelerden şikayetçiyse halk, gidip bunları kullanmayan ürünler alır. üretici yeterli miktarda satamadığı malla ne kadar kar edebilir ki?

müteahhit bir yere 4 katlı apartman dikmek isteyebilir. hatta tavanı iyice alçaltarak o binayı 8 katlı hale de getirebilir. o adamı sen (devlet) serbest bırakırsan, dilediğince istediği yere istediği binayı dikmesine çıkarların için müsaade edersen adam da diker. bunun belli bir plan dahilinde kuralı olsa adam bina mina dikemez.

yani üreticiye sen sonsuz özgürlük verirsen, düzgün denetlemezsen, tüketici olarak bilinçli olmazsan tabii ki bunlar olur.
0
soso
(28.03.15)
(28)

HDP'ye oy vermeyi düşünüyorum

tavish11
Ama bugün Ayşe Deniz Karacagil başlığında şu entryi gördüm. https://eksisozluk.com/entry/49980025Ayrıntılarıhttps://eksisozluk.com/zihni-bosanma--4340943https://www.youtube.com/watch?v=dhqLou-FwycYoutubetaki ses kaydındaki konuşmalar bariz bir şekilde kadın haklarını aşağılıyor. Kararsız kaldım.Siz
Ama bugün Ayşe Deniz Karacagil başlığında şu entryi gördüm. eksisozluk.com

Ayrıntıları

eksisozluk.com

www.youtube.com

Youtubetaki ses kaydındaki konuşmalar bariz bir şekilde kadın haklarını aşağılıyor. Kararsız kaldım.

Siz HDP ve Kürt hareketi konusunda ne düşünüyorsunuz?

Teşekkürler
0
tavish11
(25.03.15)
Hdp'ye verilen her oy vatana ihanettir gozumde.
0
Hitchcock
(25.03.15)
Terörist bir oluşumun partisi bu adamlar kürt köylerini basıp bebekleri öldürdüler

Barış özgürlük kadin hakları işin soslari
0
intern in the house
(25.03.15)
Hdp'nin tabani asiri milliyetci ve muhafazakar oldugu icin (durust olalim) ben guvenmiyorum. akp'ye ne kadar guveniyorsam o kadar. o iple kuyuya inilmez.
0
hot potato
(25.03.15)
her partide istisnalar olabilir. benim oyum hdp'ye.
0
mayeskuel
(25.03.15)
abi hdp'ye oy vereceksen ve şu muhabbet seni rahatsız ettiyse; önümüzdeki 4 sene boyunca buna benzer bir sürü olay çıkacak. ben de hdp'ye güvenmiyorum; bana da inanılmaz güven telkin etmiyor. hele içinde altan tan gibi adamların olması endişe veriyor. çözüm sürecinde akp ile ilişkileri benim için soru işareti.

vatana ihanet gibi boş işleri bırakırsak Sarıgül'e ve ekmeleddin'e sırf chp ismi için oy verdim; pişman oldum. bu sefer de hdp'ye oy verip pişman olursam çok da bir şey kaybedeceğimi sanmıyorum. en azından chp şu bitik muhalefet anlayışını değiştirir belki.
0
doxanikee
(25.03.15)
mhp'ye versen daha makbule geçer.hdp ve seçmeni mhp'den bile faşist bence.
0
yekzeq
(25.03.15)
HDP ve kürt hareketinin icraatleri ortada. bu adamların ülkeye barış, huzur, demokrasi getireceğini ve kadın haklarını savunacağını falan düşünenlere ben sadece akıl diliyorum. başka bir şey söylemiyorum. çok sert gitmek de istemiyorum ondan sonra kötü oluyoruz, foşik oluyoruz. cihangir solcuları yüzünden teröristlere devrimci deniyor ülkede.

milliyetçi birisi değilim, konu hdp olunca atsızcı kesiliyorum. kardeşim deyin ki biz türklerin de türkiye'nin de a. koyacağız, sizi sevmiyoruz, otobüslerinizi yakmaya devam edeceğiz. deyin bunu. ben de diyeyim tamam. ama allah aşkına insanlık, kardeşlik, barış falan demeyin.
0
der meister
(25.03.15)
hdp'nin ipiyle kuyuya inilmez baraj altında kalsınlar daha hayırlı
0
toua tokuchi
(25.03.15)
hdp'nin tabani milliyetci muhafazakar miymis :) allah allah, yillardir o tabandan bir suru tanidigim var, ordan bile sayilirim ama kendimizi yanlis taniyormusuz :) durmadan kurtlere saydiran tipler bizi bizden daha iyi biliyor.

arkadaslar kabullenin icinizdeki gizli milliyetciyi, hatta irkciya kacan yaninizi.

'milliyetci degilim ama', 'irkci degilim ama' boyle kaypakca baslayan cumlelerin devaminin hic bir anlami, onemi yok.

her kurt diyene 'kurtcu' hatta yeni modayla 'fasist' diyenler hakli, kurtler ustun irk oldugunu iddia ediyor, turkce'yi yasakladilar zamaninda, turk cocuklarina her sabah 'ne mutlu kurdum diyene', 'varligim kurt varligina armagan olsun' dedirttiler.

milliyetcilik, irkcilik, fasistlik kavramlarini cok yanlis anlamis olma ihtimaliniz yok tabi ki, bundan emin olun.

adam cumleye elinden gelse kurtlerin tamamini yok edecek bir harekete yakinligiyla basliyor, sonraki cumlelerinde kurtlerin baris kardeslik istemeidigini soyleyebiliyor utanmadan.
0
nawres
(25.03.15)
hdp'nin kadin kotasi, belediyelerinde calisan iscilerine getirdikleri eslerine siddet uygulamalari durumunda isten atilacaklarina dair sozlesmeler, meclisteki ve partilerindeki kadin oranlari, esbaskanlik sistemi vs konularini goz atabilirsin gercekten bilgi edinmek istiyorsan.

kurtler de bok cukuru olan ortadoguda yasayan bir halk olduklari icin burdaki diger halklar gibi (turk, arap, fars vs) hala cok eksikleri var tabi ki hem kadin haklari konusunda hem insan haklari konusunda.
0
nawres
(25.03.15)
kardeş çok aşırı zeki olmaya gerek yok. her şey ortada zaten. senin ülkeni bölmeyi kafasına koymuş, bağımsız kürt devleti kurmak birinci gayesi olan bir partiye, hele de imralı'daki bir teröristin sözünden çıkmayan bir partiye oy verilebilir mi?
0
brkwashere
(26.03.15)
akşam dağlıcaya havan atmışlar ,asker yolu bekleyen oradaki anaları üzme.
0
essoist
(26.03.15)
@nawres evet yanlış tanıyorsunuz. g. doğudaki kürt halkı laik ve sol görüşlü demokratik insanlar mmı cidden? alakası yok, iç anadoludaki doğu anadoludaki akpli seçmen ne kadar muhafazkarsa o kadar muhafazakar. kendinize bir fantezi dünyası yaratmışsınız tüm turkiyeyi aynı sanıyorsunuz.
0
mattiadestro
(26.03.15)
Geçen haftalarda Kürt bir arkadaşım, HDP barajı geçemezse güneydoğunun yanacağını söyledi. Kendisi "aktarıcı" pozisyonundaydı. Hain olarak görmediğim ılımlı bir kimseydi.
0
bengi tonyukuk
(26.03.15)
@mattiadestro

hmmm, peki muhafazakar kurtler hdp'ye oy veriyorsa akp'ye, hizbullahci hudapar'a veren kurtler ne?

burdan cikan sonuc; tum kurtler muhafazakar.

yani genellemeyin demiyorum, hobi olarak gene genelleyin ama biraz insafli olun.

gerci ilerleme var, yillardir var olan 'siz kurt degilsiniz, turksunuz' sacmaligindan 'muhafazakarsiniz, ne oldugunuzu sizden iyi biliriz'cilige geldiniz.
0
nawres
(26.03.15)
hdpye oy vermek yediğin kaba sıçmaktır. faşistsem faşistim soktuğum memleketine 25 senedir zarar verip sonra biz aslında barış istiyoz diye sırıtan tiplere ne çabuk inanıyorsunuz aklım almıyor, koyun dediğiniz seçmenden hiç bir farkınız yok.
0
masa penisi
(26.03.15)
@nawres yahu hdpnin amacı özerklik değil mi? evet. bölgedeki seçmen bunu on plana alarak oy vermiyor mu? evet veriyor. hdpnin lgbt için ne yaptığını bilmiyor ki adam. umrunda da değil. özerklik vaadi için veriyor, hakları için veriyor.

güneydoğuda herhangi bir ilde en az oy oranları %50 uzaydan gelme bir yüzde elli değil, etnik kökeni farklı olsa da adam bu toprakların adamı, muhafazakar tabi. ne olacak? charlie hebdoya yapılan yanlıştı mi diyecek adamlar? bu ülkenin %80 charlie hakkında ne düşünüyorsa onu düşünüyor adamlar.

ayrıca hudaparin oy oranı nedir ki? aşırı üç muhafazakar herifler. akp konusu ise farklı, adam çözümden sürecinden memnudndur, tayyibin aurasini seviyordur basar. muhafazakar kürtler akpye, liberal demokratik, inançlara saygılı kürtler hdpye şeklinde mi bölünüyor kurt halkı?

ayrıca kart kurt meselesine bağladığınız için de teşekkür ederim, 1 senedir duyuruya rte harici bir yorum atmayan beni hemen sınıflandırıp damgayı vurmuşsunuz.
0
mattiadestro
(26.03.15)
@mattiadestro

arkadas hala genelleme hala genelleme, bir de nasil bu kadar kesin bir yargiyla konusuyorsunuz anlamiyorum, bu budur, kurtler muhafazakardir, hdp ozerklik istiyor vs vs.

ben kurdum, ailem kurt, cevremde bir suru kurt var ama sizin kadar net konusamiyorum kurtler hakkinda.

bizi, ne oldugumuzu, nasil oldugumuzu, ne istedigimizi, ne yapacagimizi bizden cok daha iyi biliyorsunuz. bu biraz garip degil mi? gercekten hic garip gelmiyor mu bu soylediklerniz size, 'acaba' demiyor musunuz hic?
0
nawres
(26.03.15)
başlığı açan kişi hdp'nin kadın haklarına olan bakışından ötürü kararsızlığa düşmüş, konu nerelere gelmiş :)

açıkçası tek somut bilgiyi advocatusdiaboli vermiş. hdp'yi öcalan'dan ayırabilir misiniz? sanmam. dolayısıyla öcalan'ın da bu konudaki fikirleri kayıtlarda mevcut. bu ülkede partiler liderleriyle birlikte yolunu çizmiyor mu? lider istemediği sürece partinin bir yolda yürüme şansı var mıdır? hdp'nin lideri için de öcalan desek saçmalamış olur muyuz? tabii diğer partilerin kadına olan bakışı nedir, çok mu farklıdır bu ayrıca tartışılası bence. eğer konu kadın haklarıysa, samimi şekilde ldp'den başka hiçbir partiye güvenemem sanırım.

bu arada said nursi güzellemeleri falan yapılan bir ortamda hdp'nin muhafazakarlığı tartışılabilir, çok doğal bence. ancak merak ettim şimdi biraz bakındım doğu'daki lgbt oluşumlarına hdp samimi şekilde ne biçimde yaklaşıyor diye. genel halkın tepkisi tahmin edilebileceği gibi sert ve lgbt oluşumları dayanamayıp kapanıp duruyor ancak gerek hebun isimli lgbt örgütünün hdk çatısı altına alınması, gerekse milletvekillerinin konuyla ilgili net sözleri de ortada, ayrıca partinin cinsel yönelim ile ilgili teklifler de vermişliği vardı sanıyorum. böyle bakınca da muhafazakar bir parti demek anlamsız geliyor. çıkardığım sonuç, hdp biraz omurgasız :)
0
soso
(26.03.15)
@nawres güzel kardeşim hdp özerklik istemiyor mu? ben yanlış haberleri mi izliyorum? allah aşkına yapmayın etmeyin.

yani genelleme genelleme diyorsun ama memleketin ne olduğu belli. dediklerimin %99'u da doğru. acaba falan dememe gerek yok. türkiye gerçekleri bunlar.
0
mattiadestro
(26.03.15)
Kadın hakları,kadın bebek katil imralı terörist lider hdp

Etiketlerim biraz can alıcı oldu.
0
esmeralda
(26.03.15)
bilgisiz, tecrübesiz, kifayetsiz güruh sayıklarmış gibi aynı şeyleri söyleyedursun, 90'lı yılların retoriğini bıkmadan usmadan yinelesin dursun kenarda köşede, şu vasat imparatorluğunun ortasında aleviler, kürtler, diğer azınlıklar, fikri azınlıklar, ilericiler, sekülerler için TEK OPSİYONdur hdp. susun artık ya. bıkmadınız kanserlikler. yeni bir şey söyleyin bari. mhp, chp mi düşünüyor bunları, yoksa şeytanın ağa babası akp mi? susun.
0
kaufman
(26.03.15)
hdpyi ocalandan ve ayrilikci kurt hareketinden bagimsiz olarak ele almak gerekirse biraz kafasi karisik bir parti. bir yanda asiri kara yobaz, seriat istedigini acikca belirten altan tan, diger yandan lgbtiye destek veriyoruz iddiasi. cok seslilik degil bu, celiskili olma hali. bu yuzden bile oy verilmez. bence baraji gecemeyecekler zaten. 20 senedir araliksiz yuzde 5 oy alan bir hareket nasil yuzde 12ye cikacak 1 senede buna halen ikna olabilmis degilim. burada da sordum bunu ikna edici cevap alamadim. turkiyede 30 milyon kurt var diye sallarken iyi. madem 30 milyon kurt var olun tek basiniza iktidar tutan mi var?
0
baldur2
(26.03.15)
eşbaşkanlık ve mv kotası gibi şeylerin canını yiyeyim ne güzel şeyler de batıda kadın hakları, doğuda milliyetçilik üzerinden ekmek yeme çabası canımı sıkıyor. kaldı ki kadına şiddet, tecavüz, çocuk gelinler, kadının mal olarak satılması ve takas edilmesi, kadının okutulmaması, ikinci sınıf insan muamelesi görmesi gibi şeyler oran olarak (sayı olarak demedim nüfus farkı yüzünden) hep hdp'nin banko kazandığı doğu ve güney doğu illerinde. o ne olacak? durum böyle iken kadın hakları hikayesine niye inanayım?

bu arada "terörist partinin..." söylemlerine de pek katılmıyorum. evet terörist partinin siyasal kolu ama sonuçta belirli bir kesimi temsil ediyorlar. hal böyle iken meclise girmeye çalışmalarını, temsil hakkı kazanma isteklerini, silah alıp dağa çıkmalarına tercih ederim. ha tabii silahların gölgesinde ve onun tehdit gücünü kullanarak siyaset yapıyorlar o başka. ben hdp'ye oy vermeyeceğim için çok düşünmüyorum üstüne.
0
nawar
(26.03.15)
yazılanların hiçbirini okumadım ve tartışmaya girmiyorum. kararsız kalmışsan belli ki alternatif olarak chp'ye vereceksin. chp'nin %3 az oy olması bir şey değiştirmez ama hdp'nin parti olarak meclise girmesi emin ol çok seyi değiştirir.

sadece rte'nin başkan olmasını istemiyorsan bile hdp'ye verebilirsin. özellikle bu seçimde pragmatik olmak lazım.
0
merhum
(26.03.15)
hdp'nin yaptığı yıllar önce akparti'nin yaptığı ile aynı.
yok efendim biz farklılaştık, herkese eşit mesafede olacağız söylemleri ile gelip yine bildiklerini okudular.

zamanında onu yiyen halk bugün de hdp'nin söylemlerini yiyor işte, çok mu?
0
velhasilkelam
(26.03.15)
velhasılkelam, ülke senin gibi akıllı geçinen zavallılarla dolu. komplo teorisinden, desteksiz fikir yürütmelerden, anlamsız muhakemelerden yıkılıyoruz. akp ile benzeteceğim diye demediğiniz saçmalık kalmadı.
0
kaufman
(26.03.15)
AKP,HDP barajı geçerse şu kadar sandalye alırmış geçmezse şu kadar sandalye alırmış gibi güncel tartışmalara girmeden yorumumu ekleyeyim:


İsteyen istediğine oy verir ama Abdullah Öcalan'ı önder kabul eden bir partiye oy veren kişinin Abdullah Öcalan'dan farkı yoktur.Abdullah Öcalanı ve fikirlerini destekliyorsanız buyurun verin.

www.cumhuriyet.com.tr
0
turkuaz
(26.03.15)
(8)

e-kitap okuyucu arayışı?

derttasahepsibunda
kararsızlığın everestindeyim. e-kitap okuyucudan beklentilerim, pdf ders notlarını inceleyerek özetlerimi almak ve epub formatlı meritokrasideki kitapları okumaktan ibaret. zaten bu ikisi ömrümü sonlandırmaya yetiyor. lakin cihaz konusunda aklımda her gün başka bir model beliriyor. gece okuması yapa
kararsızlığın everestindeyim. e-kitap okuyucudan beklentilerim, pdf ders notlarını inceleyerek özetlerimi almak ve epub formatlı meritokrasideki kitapları okumaktan ibaret. zaten bu ikisi ömrümü sonlandırmaya yetiyor. lakin cihaz konusunda aklımda her gün başka bir model beliriyor. gece okuması yapar mıyım emin değilim. seyirciye güveniyorum kenan bey.

a) kindle paperwhite 2
b) kindle new touch
c) nook simple touch
d) kobo aura
e) calibro lux touch

f)E-inksiz seçenek tablet

nedenleri ile beraber lütfen.

not:konu ile ilgili önceki duyuruları okudum.
(bonus soru: resim şeklinde oluşturulmuş pdf'ler en iyi hangi cihazda veya hangi formatta okunur?)
0
derttasahepsibunda
(23.03.15)
Kindle Paperwhite 2

pdf okuyacaksan tablet alman lazım, bu e-book readerların pdf performansı hiç birinde iyi değil, teknik olarak uygun değil (e-ink) olayı

zoom, pan, scan olayları çok sıkıntılı oluyor, ha pdf normal kitap gibi sütünsuzdur, o zaman kindle da da okunur
0
nucleon
(23.03.15)
e kitap'la alakalı açılmış duyuruların cevaplarında kindle ppw2 başı çekiyor.
0
emreozb
(23.03.15)
nook simple touch kullanıyorum, pdf ve epub formatında dosyaları sorunsuz okuyorum. bence yeterli bir cihaz.
0
kayranin kedisi
(23.03.15)
sırf bu iş için ipad mini (ilk versiyonu) aldım.. acayip yeterli, not alıyorsun kaydediyorsun başka makaleyi indiriyorsun birleştiriyorsun vs.. sanırım Paperwhite 2 ile aralarında 100tl bi fark var..
0
dedim dedim de kime dedim
(23.03.15)
Yorumlara baktığımda gidişatım tablet olarak gözüküyor. O zaman bir seçenek daha ekliyorum

f) Tablet
0
🌸derttasahepsibunda
(23.03.15)
ipad'de kitap okumakla e-kitap okuyucularında kitap okumak arasında epey fark var. aynı kulvarda bile değiller zaten, karşılaştırılamaz. ancak pdf konusunda da ipad öne çıkıyor.

dolayısıyla daha çok pdf kullanacaksan ipad al. para veririm diyorsan da biri ikinci el olmak üzere ikisini de al :)
0
soso
(23.03.15)
tablet olarak; ipad mini retina(apple, yazılım desteği über)-galaxy tab s (ekran amoled, bence gözler için en mantıklısı bu)-note 10.1(kalem var, not alma olayı çok iyi)
0
nucleon
(24.03.15)
seytan ayrintida gizlidir
(26.03.15)
(8)

işid sorusu

Sandman
niye işide katılanlar çocuklarını da alıyorlar bu insanlar akıl hastası mı
niye işide katılanlar çocuklarını da alıyorlar bu insanlar akıl hastası mı
0
Sandman
(18.03.15)
sence?
0
ayrıl coco
(18.03.15)
yok canım. son derece düzgün akıl ve ruh sağlığına sahipler. neden böyle yaptılar ben de anlamadım şimdi
0
dinsiz adam
(18.03.15)
vice'ın bir ışid belgeselinde bir baba oğluna soruyordu, cihatçı mı intihar bombacısı mı olacaksın diye. kafa bu hani. hem ortamda çoluk çocuk dolu zaten.
0
soso
(18.03.15)
ağaç yaşken eğilir. küçüklükten aklını yıkıyorlar işte. buradaki asıl soru; akıl hastası sen misin?
0
cetoxim
(18.03.15)
Bu kadar nüfus ne yer ne içer, dünyanın yüzde kaçı aç hiç bilmiyosun tabi

Aslında amaçları çok ulvi
Geride kalanlar için fazladan yiyecek.
0
cecilia
(18.03.15)
Çocuk yaşta şehitlik erişilmez bi bonus tabisi ;)
0
cecilia
(18.03.15)
Akil hastasi degil, dinlerine gore yasiyorlar. Asil yanlarina almamalari anormal olur. Annen baban seni niye kendi dinlerinden yaptilarsa, o da ayni sebepten cocuklarini isid e goturuyor: " cocugum oteki dunyada cehenneme gitmesin"
0
comptrol
(18.03.15)
çünkü aslında oraya gitme amaçları savaşıp ölmek değil, yeni bir devlette (kendi kurdukları devlet) yaşamaya gidiyorlar.

yeni ülkelerine de ailelerini yanlarında götürmek istiyorlar, doğal olarak çoğunun eşleri gitmeyi kabul etmiyor, onlar da çocuklarını yanlarına alıp gidiyorlar.
0
yemrem
(18.03.15)
(5)

Iki makarna arasi fark ne?

sckxyss
Iki farkli marka burgu makarna var. Pastavilla olan 1.80tl, Oba marka olan 0.85tl. Bu iki makarna arasinda kalite farki var midir? Varsa kendini nasil belli eder?
Iki farkli marka burgu makarna var. Pastavilla olan 1.80tl, Oba marka olan 0.85tl.
Bu iki makarna arasinda kalite farki var midir? Varsa kendini nasil belli eder?
0
sckxyss
(17.03.15)
Biri haşlanınca hamur olur, diğeri tane tane, daha diri olur.
0
yirmisantim
(17.03.15)
kaliteyi bilmiyorum da pastavilla ayni pisirme süresinde daha sert kaliyor. normalde makarnanin da hafif sert (al dente) olmasi gerektigi söylenir ya. damak zevki bence ama, yumusak sevenler de var. oba tarzi olanlar yumusak oluyor
0
painted bird
(17.03.15)
yirmisantim +1, tadı da fark eder. birini yerken ot yediğini hissedersin diğerinin tadı daha güzel olur. ha çok ucuz ve lezzetli makarnalar da olabiliyor ama nadir. ben oba'yı hiç duymadım. makarnada fiyat fark ediyor valla. ama şekil olsun diye gidip filiz yerine barilla almanın manası yok, bildiğim kadarıyla aynı firma üretiyor onları. onlara da dikkat etmek gerek. bunun dışında makarnada paraya kıymak lazım, zaten en pahalısı 2 lira.
0
der meister
(17.03.15)
genel itibariyle makarnaların kalitesi şekil vermek için kullanılan kalıplardan kurutma sistemlerine kadar birçok şeye bağlı diye biliyorum. mesela pastavilla'nın sitesinde kurutma işleminin makarnanın şekline göre 5-16 saat arası sürdüğü yazıyor, ki yüksek ısıda kurutuluyordur büyük ihtimalle. de cecco gibi üst kalite markalarda bu süre bir günden fazla olup düşük ısıda kurutuluyor makarna, bu yüzden diğer markalarla devasa bir fark oluyor. bu oba ile pastavilla arasında da böyle ufak farklılıklar vardır belki. bu fark da tadından da anlaşılıyor, renginden de, dokusundan da. bazı markalarda sos makarnanın üzerinde kalıyor resmen, alta falan geçmiyor, bazısındaysa tabağın dibine doğru akıyor misal. sosu çekmeli makarna :)
0
soso
(17.03.15)
bayağı fark oluyor, ben genelde süpermarketin kendi markasını kullanıyorum, haşlama süresi uzadıkça makarna da hamurlaşıyor doğal olarak.

dün ilk kez de cecco marka penne makarna aldım, mükemmel bişi. al dente sevmediğim için daha uzun süre pişirdim ama en ufak bir dağılma, hamurlaşma belirtisi vermedi. yumuşadı ama diri kaldı, sosu çok güzel tuttu ve lezzetliydi.

çok iyi başka bir marka da garofalo, makarna ve spaghettileri dokulu, klasik markalarınki gibi pürüzsüz değil, o yüzden sosu çok güzel tutuyor.
0
lily briscoe
(17.03.15)
(13)

Reddit nasil bir yer yahu?

comptrol
Ensestten tut, turlu turlu cinsel yonelimlerin ve fotograflarinin paylasildigi yer. Zannedersem sadece pedofili yoktur.Bu ne?http://www.reddit.com/r/incest/comments/2yndf4/ms_magical_experience/Sonra kollari kirildigi icin annesi masturbasyon yapan cocuk :/http://www.reddit.com/r/IAmA/comments/nmmjr
Ensestten tut, turlu turlu cinsel yonelimlerin ve fotograflarinin paylasildigi yer. Zannedersem sadece pedofili yoktur.

Bu ne?

www.reddit.com

Sonra kollari kirildigi icin annesi masturbasyon yapan cocuk :/

www.reddit.com

Bunlar sadece yazinsal seyler, bir de gorsel boyle weirdo kanallar var. tovbe tovbe, hic bahsetmeyeyim.

bunlarin redditte boyle paylasilmasi sizce normal mi?


Linklere tiklarken bile tedirgin oluyorum, insanlar bunlardan keyif aliyor :/
0
comptrol
(13.03.15)
redditi bir bütün olarak almamak gerek. farklı parçalar gibi düşün. sadece tek bir çatı altında toplanmış. ve bütün yasal sorumluluklardan uzak. deep webin gün yüzüne çıkmış hali gibi.
0
cetoxim
(13.03.15)
reddit ne ararsan onu bulduğun bir yer.
en net tanımı bu.
aramayabilirsin:)
0
yalnux
(13.03.15)
trollsen;

evet reddit fetişli porno sitesi zaten. türlü çeşitli pornolar hep. her yerde porno her yere porno.

değilsen;

git azıcık diğer subredditleri karıştır da öyle sor. niye enseste vs. girişiyosun hemen.
0
carliston
(13.03.15)
Erotiksexhikayeleri.info gibi bir sitedeki ortalama hikayeler de böyle, neden garipsedin ki?
0
yirmisantim
(13.03.15)
@carliston, genelde worldnews icin kullaniyordum ama bu nedir arkadas boyle. Adamlar hayvana cinsel istismarda bulunup fotosunu gonderiyor, takipciler de "oh yeah!" Diyor. bu kadar uc yonelimlere neden burada goz yumuliyor diyorum.

Neyse, si*eyim interneti, cikiyorum eksiduyurudan da internetten de mk.
0
🌸comptrol
(13.03.15)
Ben sadece oyun kampanyaları için takip ediyorum.
0
arandur
(13.03.15)
Reddit'in sagladiklarini, internete kazandirdiklarini, yarattigi o inanilmaz kulturu goz ardi edip, bu uc noktalari one cikararak dikkat cekmeye calismak ancak bir art niyetin ya da kor cahilligin eseri olabilir. El cevap: reddit sukela bir yer.
0
f_d
(13.03.15)
onu bunu bilmem de, kutsal bilgi kaynağının günümüzdeki karşılığı reddit olsa gerek. koskocaman bir yerden bahsediyoruz: redditstuff.github.io bilgisayar kasarsa: imgur.com
0
soso
(13.03.15)
hepsi aynı bok
0
difdiringi
(13.03.15)
peki bu redditte olan bitene bakmak suç teşkil edermi?
0
mayday
(13.03.15)
kimi rahatsız edici içerikleri facebook ve twitter'dada bulabilirsin yeterince ararsan

neyse demem o ki reddit karmaşık bir yer
0
selam
(13.03.15)
@soso, harikaymis bu!

o gorsele gore ateizm de en cok takip edilen birkac basliktan birisiymis :)
0
🌸comptrol
(13.03.15)
googlea ensest yazıp aa bu ne lan allah belanı versin google demek gibi bir şey bu. the front page of internet. her şey var içinde
0
glamdr1ng
(13.03.15)
(15)

İnsan psikolojisinin havaya bu kadar bağlı olması

:)
Hava kapalıysa deprosyondayım, açar açmaz içime mutluluk doluyo. Size de oluyo mu? İnsanlık olarak ne kadar zayıfız yahu?
Hava kapalıysa deprosyondayım, açar açmaz içime mutluluk doluyo. Size de oluyo mu? İnsanlık olarak ne kadar zayıfız yahu?
0
:)
(13.03.15)
kesinlikle aklım işlerimle dolu değilse bunu aynı şekilde hissediyorum
0
ssyumusakg
(13.03.15)
www.endokrin.org
" insan vücudundaki serotonin düzeyini, çeşitli hormonlar da etkilemektedir. Örneğin kadın vücudundaki östrojende artma, serotonin düzeyinde de bir artışa neden olmakta; aynı şekilde, kadınların âdet görmeleri sırasında, östrojen hormonlarında düşüş olması, serotonin düzeyini de düşürmekte ve bu durum, kan damarlarının aşırı genişlemesi sonucu, kadınlarda migren başlamasına neden olabilmektedir."

www.nutrismart.com.tr
"serotonin güneş ışığında beyinde artar. kapalı ve karanlık yerde sarotonin düzeyi azalır. o nedenle kış aylarında depresyon artar."
0
uzunuzunilgi
(13.03.15)
ben hava kapalı olunca daha mutlu oluyorum.
0
m murphy
(13.03.15)
mutlu olmak için baharın gelmesini bekliyorum, o kadar diyeyim.
0
devilred
(13.03.15)
Kapalı havalarda, yağmur yağarken özellikle de kar yağarken dünyanın en mutlu insanı benim... Kişiden kişiye değişir bu..
0
burya
(13.03.15)
benim iki ayrı kuzey ülkesinde yaşayan iki ayrı yakınım var ikisi de iklim yüzünden depresyona girmiş durumda, onca refaha rağmen. gerçekten çok ilginç.
0
maviyesilalgler
(13.03.15)
Güzel havada tam bir sevgi pıtırcığı oluyorum ^_^
Kapalı havada dışarı çıkmak zorunda olmak dünyanın en zor şeyi benim için.

Of Puf.
0
amelie poulain
(13.03.15)
Kuru kuru "Hormon" demeye gelmiştim, daha fazlası uzunuzunilgi'den gelmiş. Bazı şeyler kişiden kişiye değişse bile kronik güneş ile kronik güneşsizliğin fark edecektir. Ülkenin güneşli ve güneşsiz günleri arasında bir denge var, millet seçebiliyor hangisini sevdiğini.

Ben de klorofili olup fotosentez yaparak mutlu olan arkadaşlardanım.
0
aychovsky
(13.03.15)
asiri etkileniyorum :D ayni seyi daha demin arkadasimla konustum. direkt buna bagli ruh halim, o derece.
0
saçdemeti
(13.03.15)
Aynen, ben de öyleyim. Evden sokağa adım atasım gelmiyor hava kapalıyken.

Güneşli olsun, buz gibi olsa da sorun değil. Aydınlık olduğu sürece mutluyum.
0
whimsical
(13.03.15)
bana olmuyor.
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(13.03.15)
hava kapalıysa mutluyum, açıksa depresyondayım. kabloları ters bağlamışlar.
0
ron dennis
(13.03.15)
Aynen, birebir bende de öyle oluyor.
0
roket adam
(13.03.15)
güneş olmadığı zaman çöküyorum. sonbahar kış depresyonda geçiyor. burçlara inanmaya başlicam yakında bu yüzden.
0
camino real
(13.03.15)
ben kapalı havadan çok daha fazla hoşlanıyorum.

yalnız işin ilginç tarafı intihar oranları yaz aylarında yükselişe geçiyor. bununla ilgili çalışmalar da var misal, ilgisini çekenler bakabilir: www.jad-journal.com özetle, güneş ışığının motivasyonu arttırdığı bir gerçek fakat duygusal etkisi daha sonra açığa çıkıyor. dolayısıyla o aradaki kısa dönemde kişi intihar etmesine sebep olacak motivasyona nispeten daha rahat ulaşıyor. bu konuda da güneş ışığı etkisinin antidepresanla benzer olduğu söylenmiş. antidepresan ve intihar ilişkisi içinse: www.ncbi.nlm.nih.gov
0
soso
(13.03.15)
(6)

bir agnostik olarak cin görmem

oddyseus
Dediğim gibi agnostiğim ve cinlere inanmıyorum. Şimdi bu durum sadece rüya içinde rüya gördüğümde ve rüyada olduğumu farkettiğimde oluyor.Bugün yine lusid rüya için siesta yapıyordum. -öğle uykularında rüyalar daha yoğun hatırlayabildiğim için- 1 saat uyuyorum ve tam remin ortasında uykunun içine ed
Dediğim gibi agnostiğim ve cinlere inanmıyorum. Şimdi bu durum sadece rüya içinde rüya gördüğümde ve rüyada olduğumu farkettiğimde oluyor.

Bugün yine lusid rüya için siesta yapıyordum. -öğle uykularında rüyalar daha yoğun hatırlayabildiğim için- 1 saat uyuyorum ve tam remin ortasında uykunun içine edecek alarm kuruyorum akabinde uyumaya devam edince dalarken düşündüğüm şeyi rüyaya çevirebiliyorum(bazen de uyanmadan önce gördüğüm şeye bilinçli olarak dönmeye çalışıyorum) ya da gördüğüm rüyada farkındalık kazanma konusunda daha başarılı oluyorum. -uzun zamandır denediklerim arasında en başarılı olan yöntem bu-

Ya farkeder farketmez uyanıyorum ya da çok heyecanlanıp rüya ani bi şekilde sona eriyor. Ayda 1 ya da maksimum 2 defa içinde adam akıllı kalabildiğim kısmen kontrol ettiğim rüya görüyorum-onlarda bile kısa süre sonra banlanıyorum- Bugün çalan alarm sonrası uykuya daldım ve rüyamda odamdayken bi anda farkettim aha aha evett rüyamdayım diyorum ama böyle sanki bi yandan da yatakta olduğumu hissediyorum gerçeklikle rüyam arasında gidip geliyorum.

Tam oldu laaan havasındayken yine rüyam kesildi ve yatakta gözüm açıldı ve tıpkı bana benzeyen mahlûk karşımda simsiyah yüz ve bembeyaz göz ile bana gülümsedi. Ama hâlâ gerçekliğimi kaybetmiş durumdayım. Gerçekten cin gördüğüme emindim. Birkaç sn kıvranmam sonunda kayboldu ama uyku felcinden mütevellit bir süre daha hareket ettiremedim vücudumu. Olaydan sonra ilk dakikalar o kadar korkmuş durumdaydım ki agnostik olduğumu ve daha önce bunu defalarca yaşadığımı bile hatırlamayıp gerçekten cin basma vakası yaşadığımı zannettim.

Gerçek olmadığını biliyorum tabi hemen kendime geldim sonrasında mamfih ne zaman rüyamda olduğumu farketsem o matkap sesiyle birlikte hareketsiz kalıyorum ve değişik görüntüler görüp zar zor kendimi uyandırıyorum. Kalktıktan sonra da klasik uyku felci yaşıyorum. Ne zaman ama ne zaman rüyada bilinç kazansam bu durum başıma geliyor.

3-4 sene öncesine kadar ağır dindar namazında müslümandım ve çocukluktan beri cinlerden çok korkardım. Ama dediğim gibi en ufak inancım yok cinlere karşı ki dinsizliğimin ilk evrelerinde her türlü çağırma/küfür ritüelini uygulamışımdır tık yoktu. Lusid rüyaya başladığımdan beri yaşadığım bi durum ve artık bu durum
yüzünden lusid denemelerini bırakmayı düşünüyorum.

Mesela yine bi gün odamdaydım kot pantolon giyiyordum karanlıkta. Bi dk benim bu karanlıkta burada ne işim var hem ben asla kot giymem ki! der demez bi anda yatağa sürüklenip anlamlandıramadığım kara görüntüler ve kafamı delercesine titreten ve gerçekliğimi bozan matkap sesi eşleğinde yatakta yine uyku felci çekerek uyandım. Çoğu sırt üstü yatmamdan mütevellit yaşadığım uyku felcinin sonucu olarak gördüğüm klasik hipnopompik sanrı olduğuna eminim. ama bugün özellikle yan yatıyordum hatta yanlışlıkla sırt üstü gelmeyim diye yastıkla desteklmiştim sırtımı.

Benim düşüncem şu; lusid denemeleri yarı-başarılı olduğunda heyecanlanıp uyanıyorum ve bi anda remin ortasında kendi kendime uyandığımda uyku felcine girip sanrılar görüyorum. Ama bugün deneyimlediğim gibi sırtüstü olmasa bile lusid tek başına hipnopompik sanrıya neden olabiliyor.

Siz ne düşünüyorsunuz? Psikolojik temeli nedir uyku felcinde sanrılar görmemizin. Siz uyku felcinde neler görüyosunuz? Gördüğüm şeyin küçüklük korkularıyla alâkası var mı yoksa genel olarak insanlar cinimsi görüntüler mi görüyor?

Tabi bir de bonus agnostikimsi soru eklemek lazım:

Bu rüya sonrası sanrı olaylarının hepsinin bilinçaltının rüya kontrolünü kaybetmemesine yönelik ürettiği bir koruma olma ihtimali nedir? Evet çok komik ama bildiğiniz bekçi gibi. Sanki bilinçaltım ne zaman rüyada bilince kavuşsam "buralarda sadece ben at koşturabilirim ulan" dermiş gibi beni dışarı atıp bunları yaşatıyor. Bu beyin nasıl bir şeydir arkadaş.

Cevaplarda cinlerin gerçek olup olmadığına yönelik diretmeler değil, rüyada bilinci kazanamam ile bölünmesi ve sonrasında görülen sanrıların çocukluk korkumu içermesinin psikotik temelini anlatacak cevaplar arıyorum. Ha tabi siz de uyku felci sırasındaki gördüğünüz sanrıları nasıl yaşadığınızı anlatabilirsiniz.

p.s. Tabi ki de bir cinin genelgeçer fiziksel özellikleri yok. Kara bir şey gördüm diye cin dedim ama gördüğüm şeyler benim çocukluk zamanındaki kafamdaki cin tanımlamasına uyuyor genelde.
0
oddyseus
(10.03.15)
Sour, başlığın öyle olma sebebi "inanmadığım ve şu an korkmadığım hâlde neden başka bir şey değil de cin?" tam olarak okusaydınız bunu demek istediğimi anlardınız. Bir agnostik olarak cin sanrısı görmek" de olabilir tabi başlık.
0
🌸oddyseus
(10.03.15)
comptrol, Olabilir ama bir şekilde ben rüyamda bilinç kazanabiliyorum. Bu durumu bilinçli olarak nadiren de olsa gerçekleştirebildiğim için lusid dedim. Yoksa astralin bi geri planında kalan doğaüstü bir olaydan bahsetmiyorum.
0
🌸oddyseus
(10.03.15)
comptrol, sanırım astral seyahat saçmalığıyla karıştırıyor olmalısın.

özet olarak; www.huffingtonpost.com www.psychologytoday.com
bir de stephen laberge çalışmalar yapmıştı bu konu üzerine. mesela: www.lucidity.com
lucid dreaming yok demek epey saçma geldi. bunu destekleyen bir kaynak varsa severek okurum. nitekim çocukluğumda bile hatırlarım "rüyadayım lan, şu balkondan atlayayım ben" deyip atladığımı :) çoğu insan bir şekilde bilmeden de olsa yaşayabiliyor aslında bu olayı.

onun dışında zaten dediğin olayda bu halüsinasyonlar doğal değil mi? sadece sen değil birçok deneyen insanın yaşadığı uyku felci esnasında halüsinasyon görülebiliyor zaten. gerçi sen benden daha iyi biliyorsundur elbet.

reddit tam senlik aslında, detaylı şekilde konuşuyor insanlar: www.reddit.com
0
soso
(10.03.15)
Evet biraz araştırınca emin oldum lusid rüyanın bunda yadsınamaz bir etkisi var. Hatta vikipedi'de bile yazıyormuş uyku felci olası sebepleri arasında.

tr.wikipedia.org

Sebepler:

"Olaydan hemen önce görülen berrak rüya. Ayrıca berrak rüya durumuna girebilmek için kullanılan bilinçli indüksiyon yaygın bir yöntemdir. WILD olarak da bilinir." Berrak rüya benim lüsid dediğim şey oluyor burada.
0
🌸oddyseus
(10.03.15)
Istersen senin yerine korkudan altıma yapabilirim? Aaghsksjs Büyük geçmiş olsun yazıyı okumadım- çok uzun. Ahsjahshsj yalnız p.s'ten anladığım bilinçaltının sana bir oyunu bu. Boşveer.
0
wibbly wobbly timey wimey stuff
(11.03.15)
Başlığı görünce comptrol sandım. Aha iğrenç espri (eti cin) geliyor dedim. Nicke bakıp öyle okudum.

Şimdiye kadar da iki kere uyku felci yaşadım. Birinde yan yatıyordum. Yani vücuttaki herhangi bir rahatsızlık rüyaya etki ediyor kabusa bile çevirebiliyor. En basitinden çok yemek yiyip uyumak. Bunu karın üstüne ya da mideye baskı olacak pozisyonda uyumak olarak düşünebilirsin.

Ben de agnostiğim. Fakat cin gördüğünü sanma olayının inanç ile pek alakası olduğunu düşünmüyorum. Daha ziyade bulunduğumuz coğrafyada hakim bir kültür olduğu için (küçükken anlatılan hikayeler, din, korku şu bu) bilinçaltında yerleri var bunların. Senin de korkmana sebep olduğuna göre bilinçaltın rahatsızlık durumundaki korku faktörünü başarılı şekilde kullanmış diyebiliriz.

Bir keresinde bir rüya görmüştüm. Söz konusu rüya cin içerikliydi. uyandım rüyamdaki arkadaşa anlatmak istedim. Tam telefona uzanırken bir geri çekildim. Fark ettim ki ruyada uyanmışım. Tekrar uyandım tabii o zaman fark ettim. bu sefer telefona uzanırken mavi elektrikten gibi bir şey tarafından sanki bütün vücuduma elektrik verildi. Tüm kaslarım kasıldı ve baya canım acıdı. O acı ile uyandım. Bu sefer gerçekten uyandım ama bir an korktum tabii 2 3 defa tekrar uyanınca. cinden değil, sandman'de (çizgi roman serisi olan) vardı spoiler olacak ama adam ceza olarak ölene kadar rüya görecek kabus görüp rüya içinde başka kabusa uyanacak ve bu tekrar edecekti asla gerçekten uyananadan :)

Uyku felci sırasında böyle sanrilar oluyor. Beyin gerçekten ilginç çalışıyor. Sonuçta yeterli kan ve dolayısı ile oksijen gitmediğinde önlem/çözüm olarak olduğu yere düşüp beyni kalp seviyesine getirmeyi seçen, bunu yaparken düşüp kafamı bir şeye çarpar ölür müyüm diye düşünmeyen bir organ. Elbette uyku-uyanış, uykudaki sistemler vs. derken koruma amaçlı olarak bunu seçiyor olabilir lucid dreaming denemelerinde. Gerçi bu şekilde gördüğüm birkaç rüya var ve bu söylediklerini tecrübe etmedim onlarda

Bu arada böyle saçma ve uzun yazdım çünkü cevap verecek bir şey olduğunu sanmıyorum. Sen gayet çok güzel bir şekilde analizini yapmış ve benim de katıldığım çıkarımda bulunmuşsun.
0
nawar
(11.03.15)
(1)

japonlarda saç kesme

nuvomed
internette arattım hep japon saç modelleri falan çıktı. japon erkekleri bazı durumlar karşısında saçlarını neden kesiyor? neyi simgeliyor?
internette arattım hep japon saç modelleri falan çıktı.
japon erkekleri bazı durumlar karşısında saçlarını neden kesiyor? neyi simgeliyor?
0
nuvomed
(10.03.15)
soso
(10.03.15)
(10)

e kitap okuyucu

mahsusmahal
e kitap okuyucusu olan var mı?bunlarda internetten dolaşan pdf formatında kitaplar okunabiliyor mu? bu kitapların pdf formatında olması (e book formatında olmaması) gözü yorar mı?fiyatlar 200-450 aralığında.. bu fark neden kaynaklanmakta..
e kitap okuyucusu olan var mı?

bunlarda internetten dolaşan pdf formatında kitaplar okunabiliyor mu? bu kitapların pdf formatında olması (e book formatında olmaması) gözü yorar mı?

fiyatlar 200-450 aralığında.. bu fark neden kaynaklanmakta..
0
mahsusmahal
(09.03.15)
Kindle touch var. PDF okunabiliyor ancak PDF'yi kindle uyumlu uzantiya cevirip atinca daha lezzetli oluyor. Gozu yormaz.

200 lira civari olanlar isiksiz, 450 civari olanlar isiklidir.
0
ruhi mucerret
(09.03.15)
pdf formatını çevirsen de çok iyi olmuyor sayfalarda kaymalar oluyor okurken. orjinal hali mobi versiyon ile pdf den çevrilmiş mobi arasında çok fark oluyor.
0
hononu
(09.03.15)
calibro touch lux kullanan birkaç kişiye sordum, okunabiliyormuş. çok yakında alacağım ben de. babil.com'da 310 lira mı neydi en son.
0
mutlusismankedi2015
(09.03.15)
şimdi işin aslı şöyle... benim internetten indirdiğim binlerce pdf formatında kitap/dergi var.. bunları nasıl okuyabilirim derken aklıma bu aletler geldi.. ancak araştırınca bunları kullanarak e book lar satın alındığı ve bunların bu aletlerde okunduğunu gördüm..

dolayısıyla bu alete 300-400 para verdikten sonra bir de e book satın almak istemiyorum.. asıl derdim elimdeki pdf formatındaki kitap/dergi ne varsa onları okumak.. bu konuda bi sıkıntı olmayacaksa almayı düşünüyorum, öteki türlü 300-400'e gider onlarca kitap alırım..
0
🌸mahsusmahal
(09.03.15)
bir meritrokrasi'ye göz atın isterseniz, e-book bulmak o kadar zor değil.
e-book reader aldıktan sonra e-booka para verme ihtiyacı duyacağınızı sanmıyorum.
0
dysbaricosteonecrosis
(09.03.15)
ebook'un asıl faydası mobi,epub gibi versiyonlarda. hiç e-book formatı okumayıp sadece ve sadece pdf okuyacam diyosan tablet bile işini görür.
0
yüzyıllık yalnızlık
(09.03.15)
pdf leri e book formatına çeviremez miyim?
0
🌸mahsusmahal
(09.03.15)
bunu ben de merak ediyorum takipteyim
bende de word ve pdf formatinda birsürü kitap var
0
kucukharfler
(09.03.15)
epub converter diye arat.
0
zgrydn
(09.03.15)
ben de şu sıralar araştırıyorum da pdf'i kindle'larda kullanmanın çeşitli yolları var. en sorunsuzu ise kindle dx deniyor sanırım pdf için. gerçi satılıyor mu hala bilemiyorum tabii. bu yüzden paperwhite'lara bakalım.

videoda paperwhite 2 ile kobo aura karşılaştırması var. 11. dakikadan itibaren pdf görüntüsüne bakıyorlar: www.youtube.com

kindle ile pdf okumak için dosyayı calibre üzerinde çevirebiliyorsun ancak tablolu falan bir makale ya da kitapsa kaymaları...vs engellemek için de şöyle ekstra bir programa ihtiyacın olabilir: www.willus.com araştırdığım kadarıyla oldukça toparlıyor.
0
soso
(09.03.15)
(19)

kitap basmayı ne zaman bırakırız?

soso
e-kitap teknolojisinden bahsediyorum. kağıt fabrikalarından, matbaalara, yayınevlerine kadar hepsinin devre dışı kalacağı o dönem ne zaman gelir sizce? biz görür müyüz?mesela sadece okuyucu tarafından değil yazarların durumunu da doğrudan ve olumlu etkileyebilecek bu tür sitelerin sayısı gün geçtikç
e-kitap teknolojisinden bahsediyorum. kağıt fabrikalarından, matbaalara, yayınevlerine kadar hepsinin devre dışı kalacağı o dönem ne zaman gelir sizce? biz görür müyüz?

mesela sadece okuyucu tarafından değil yazarların durumunu da doğrudan ve olumlu etkileyebilecek bu tür sitelerin sayısı gün geçtikçe artıyor: leanpub.com (daha çok teknik konularla ilgili kitaplar var gerçi)

zamanla yayınevlerine olan ilginin ve ihtiyacın bitmesiyle bu durumun kağıt fabrikalarına kadar etki etmesi sonucu bu basılı kitap dönemi de sona erer sanki artık. ne diyorsunuz?
0
soso
(09.03.15)
hiç bir zaman.
0
mega idea
(09.03.15)
umarım en kısa sürede olur.
0
sta
(09.03.15)
10 seneye tamam o iş
0
aeroflot
(09.03.15)
ilk ahizeli telefonlar evlere girmeye başladığında biri sorsaydı "mektuplaşma ne zaman biter" diye, muhtemelen "hiçbir zaman" derdi büyük bir çoğunluk.

kitapların neredeyse tamamen dijitalleştiğini bence biz görürüz. ama basılı kitap tamamen bitmez. onun da bir alıcısı olur. fotoğrafçılar mesela. vesikalık çektirmek dışında fotoğrafçıya giden yok ama her mahallede bir fotoğrafçı var.
0
make a wish
(09.03.15)
bence cok uzun zaman alir. Nasil ki televizyon radyoyu yok etmeyip kullanim seklini degistirdi (artik aksamlari evde radyo dinlemek yerine, yolda ve arabada dinleniyor), nasil ki internet basili gazeteyi tirajlari önemli ölcüde düsürse de yok etmeyip sadece geleneksel yöntemleri tercih edenlere hitap eden sekle döndürdüyse, insanlarin gazete ve radyo ile karsilastirildiginda cok daha fazla duygusal bag olusturdugu, arsiv gelenegine dahil olan, en kötü ihtimalle dekoratif dahi olsa kullanilacak basili kitabi ortadan kaldirmasi cok kolay olmayacak. Ama bence kullanim amacini cok degistirecek, yani evlede dekor, cok sevilen bi eserin arsivlik kopyasi, arkadasa bir hediye olarak kullanilacak.

Dijital kitap okuyorum ve tercih ediyorum ama bir yanim da benim icin önemli kitaplari elinin altinda bulundur diyor.
0
emrahday
(09.03.15)
Bunun için yani kitap basmayı bırakılması için bir ihtiyaç doğması gerekir. E-kitaplar çıktı ama görüldü ki bütün sektörü bir anda değiştirip yeni bir yola sokacak kadar tutulmadı.
Çok önemli bir ihtiyaç doğduğu zaman ancak bırakılabilir diye düşünüyorum ama yine de bilinmez ama şahsi fikrim kısa zaman içerisinde olmaz diye tahmin ediyorum. en azından bizler ve çocuklarımızı görmez yani bir 100 yıl kitap yine aynı kitap diye tahmin ediyorum.
0
erty_ksk
(09.03.15)
ben e-kitap okumayı sevmiyorum, kitaba konsantre olamıyorum nedense. matbu kitap daha çekici geliyor bana.
0
animalman
(09.03.15)
hiç bir zaman olmayacaktır. mserdark'ın bloğu e-kitaplarla ilgili yazılarla dolu. biraz incele istersen.
0
widee
(09.03.15)
e-kitap'ı çok büyütüyorsunuz, şekilci marjinal tipler dışında kimse kullanmıyor bu e-kitap denen zırvayı, sanıldığı gibi devrim falan yapmadı .
0
docrivers
(09.03.15)
e-book klasik basım kitabın sunmadığı avantajları sunuyor. sürekli elinin altında olduğu için daha hızlı ve daha fazla okuyorsun. otobüs beklerken, otobüste ayaktayken, yatmadan önce -ışık kapalı olsa bile- hatta tv karşısında bile açıp okuyabiliyorsun. diğer türlü okumanın bir ritüeli var. kendini psikolojik olarak kitap okuma eylemine hazırlayacaksın,ortam şartlarını optimize edeceksin falan. fakat dendiği gibi klasik basım kitabın alıcısı, yeri, önemi farklı. tedavülden tamamıyla kalkacağını sanmıyorum.
0
damdanakan
(09.03.15)
docrivers, hele bir dur, yavaş yavaş olacak elbet :) tabii bir de aslında basılı kitabı savunanların argümanları çok daha fazla şekilcilik içeriyor.
0
🌸soso
(09.03.15)
Ne zaman ağaçlar biter, işte o zaman basılmaz kitaplar...
Bu sektörün içinden biri olup şöyle diyebilirim, teknoloji o kadarda çabuk ilerlemiyor (ilerliyor tabi ki ama bize yansıtılan çok geri) o yüzden bizim nesil göremez kitapların yok oluşunu.

Kitapların yok olması için, eğitim sistemininde komple elektroniğe geçmesi lazım. Bu da gerekli maddi bir yük gerektirir. Şu an tamamen kitabın olmadığı elektronik eğitimi destekleyecek bir ülke yok. Siz sadece keyfi kitap okumayı düşünmüşsünüz, ama kitaplar her yerde.

Şöyle bir şeyde var tabi eskiden ansiklopediler vardı, şimdi günümüzde kimse kullanmıyor. Çünkü bütün bilgiye internetten ulaşabiliyorsun. Şahsi fikrim kitapların dergilerin basımının bitmesi çok uzun zaman alır. Reklam olduğu sürece matbaalar, yayınevleri bitmez benim fikrim.
0
arockm
(09.03.15)
e-kitap denen zırvayı şekilci marjinal tipler dışında kullanan da var. Ben kullanıyorum.
1500 sayfa kitabı her gün sabah akşam tuğla gibi taşımak zor geliyor mesela. Not almak, bir cümlenin altını çizip onun kenarına işaret koymak zor geliyor. Kindle cebimde her dakka, gayet konforlu oluyor. Not alacağım yeri hightligt ediyorum, ya da kısaysa not olarak yazıyorum. Ben çok memnunum, bok atmadan önce bi denemenizi tavsiye ederim.
Bu demek değildir ki, hardcopy kitap kötü, e-kitap iyi. Ya da tam tersi.
Olay çok basit: kitap okumak istiyorsun. Hangisi işine gelirse onu tercih ediyorsun. e-kitap okumak benim işime geliyor. daha konforlu olduğunu düşünüyorum. Ama bu hardcopy kitap almama da engel değil elbette. Bu bir yarış değil ya da taraf seçme meselesi değil. Kitap okumayı e-kitaptan mı yoksa normal kitaptan mı okumayı bir taraf olma mevzusu haline getirmek yanlış.


Soruya gelecek olursak.
Herşeyden önce türümüzün kağıt ihtiyacını düşünelim. Kitap, defter, matbu evrak, fatura, ambalaj vs vs.
Birçok farklı ihtiyaç grubu var. Kitap bunlardan sadece bir tanesi. Bugünden itibaren 1 tane bile kitap basılmamaya başlansa bile bu tüm kağıt fabrikalarının kapatmasına sebep olacak kadar etkilemez.
Ambalaj sanayi çok büyük bir iş kolu örneğin. Buzdolabı alıyorsun, ambalajı karton, ayakkabı, cep telefonu, parfüm, vs vs. satın aldığımız birçok şeyin dışında karton ambalaj var. Bu ürünler satılmaya devam ettikçe bu ambalajlar için kağıt, karton üretilmeye de devam edecek. Bu malzemenin yerine başka bir malzeme kullanılmaya başlanmadığı sürece.
0
battal gemalmaz
(09.03.15)
e kitaplar ucuzlarsa. şimdi e kitaplardan bazılarının fiyatları basılı kitaptan yüksek. zaten 300 tl e reader alıyorsun.bir de e kitaba para verirsen olmuyor.
0
gotic
(09.03.15)
mektup bir yana, atıaln kartlar bile hala bitmedi ise, o da bitmez.

onun da dışında, kütüphane diye bir kavram var. nereye bitsin o da.
0
kulkke
(09.03.15)
@Sour Ipad tarzi tablet bilgisayarlardan kitap okumak göz yorucu, cünkü bunlar ekran isigi kullaniyor ama Amazon Kindle paperwhite gibi e-kitap okuyucular ise ekran isigi teknolojisi ters yönden etkiledigi icin uzun sürelerde bile göz yormuyor, zaten ekran görünümü normal kagittan farkli degil. Günes isiginda ise yine cok iyi normal kitaptan farkszi. tablet bilgisayarlarda ise günes isigi altinda (özellikle deniz kenarinda kumsalda) okumak zor olur.

www.engadget.com

Dezavantaji ise sayfalari hizla gezmek zor oluyor yani sayfalari hizla cevirerek bisey aramak normal kitaba göre zor. Avantaji ise icine yüzlerce kitabi doldurup heryerde yaninda tasiyabilir, entegre sözlük ile bilinmeyen kelime isaretlenerek arastirilabilir, wikipedia baglantisiyla daha cok bilgi edinilebilir.
0
emrahday
(09.03.15)
emrahday, ben geçmedim henüz bu olaya bilmiyorum bu yüzden tam olarak. yok muydu kitap içerisinde pratik arama opsiyonların bu kindle'larda?

bir de ansiklopedi örneği iyi oldu. hakikaten ansiklopedi kullanan kaldı mı? ufak bir örnek, her daim kullanılan da birşey değil ama 200 küsür yıllık britannica'nın bile tamamen dijitalleştiği bir ortamdan bahsediyoruz.

onun dışında battal gemalmaz'ın da dediği doğru tabii, sırf basılı kitap olayı bitti ya da eski etkisini kaybetti diye tüm kağıt fabrikalarının ciddi şekilde etkilenebileceğini düşünmem hataydı biraz sanırım.
0
🌸soso
(09.03.15)
Bilemiyorum ama bir an once biraksak cok iyi olacak. Kagida basili, ciltli, sayfalari isaretlenmis, baski kokulu kitap rutielleriyle daha fazla oynasmanin alemi yok. Dunya'nin biryerlerinde birileri hayatimizi kolaylastiracak seyler yapiyor ve bunlar hayatimiza girmeli. Girecek zaten.
Ayrica, teknoloji insan evladinin en iyi dostudur canlilari saymazsak.
0
delifaruk
(09.03.15)
(16)

bir insan ingilizlerin aksanini nasil sevebilir?

mayeskuel
ozellikle bizimkilere has bir durum heralde. tanidigim cogu insan ingiliz aksani cok super, cok tatli vs..diyorlar.bence rezil otesi.https://www.youtube.com/watch?v=EFo2-8wF4M0
ozellikle bizimkilere has bir durum heralde. tanidigim cogu insan ingiliz aksani cok super, cok tatli vs..diyorlar.

bence rezil otesi.

www.youtube.com
0
mayeskuel
(06.03.15)
ben orgazm oluyorum. aksanı taklit yeteneğim de iyidir.
0
dieselsingle2
(06.03.15)
bu kadar dallama bir aksan olamaz. kodumun kırmızı urbalıları.
0
kargn
(06.03.15)
bence de bazıları güzel olabiliyor. :)) herkese göre değişir. bir fransız aksanı olmasa da . ama bence kullananların cool'luğuyla da alakalı. genelde güzei/yakışıklı film yıldızlarının kullanması sanki dil süpermiş izlenimi yaratıyor.
0
curuk zeytin
(06.03.15)
bu arada teknik olarak dilin sahibi olduklarından, onlar hariç herkes o dili aksanlı konuşuyor. ben mi yanlış biliyorum?
0
kargn
(06.03.15)
bizim millete has değil, seveni çok. bence de çok güzel ama sonrada yapmaya çalışılınca çok kötü oluyor sadece orijinali güzel.
0
kuzey li
(06.03.15)
Bize özel değil, İngiliz aksanına bayılan Amerikalılar da var mesela...

ama evet çok fazla aksan var, ben Londra ve çevresinde yaşayanların aksanını beğeniyorum, kuzeye gittikçe farklılaşıyor çünkü.
0
Beilschmidt
(06.03.15)
hayvan gibi yapabilmeyi istediğim aksandır nasıl yapacağımı bilen varsa bi aydınlatsın bu vesileyle pls.
0
Sskywalkeremre
(06.03.15)
niye sevmesin ki? bir insan zeytinyağlı enginarı nasıl sever veya bir insan kemerli burunlulardan nasıl hoşlanır gibi bir soru seninki. seviyoruz o tınısı hoşumuza gidiyor=) renkler ve zevkler meselesi.
0
argent dawn
(06.03.15)
sadece şu sahne için bile sevilir, hatta bi kere öyle konuşsam sonra ölsem denilir.

cdn.hellogiggles.com
0
kafkef
(06.03.15)
vod oo yu tooğkin öboot? şahane aksan <3
0
damdanakan
(06.03.15)
kargn aslinda haklisin ama ingilizce butun dunyada konusulan bir dil oldugu icin sahiplerinin konusma sekli de ayriyeten aksan olarak belirtilmis.

sskywalkemre
bosuna ugrasma hicbir zaman yapamazsin. 3 yil ingilterede yasayan adam da yaptigini iddia ediyor ama alakasi yok. orada dogup buyumen gerek. kisaca native olman gerek.

soruna cevap gelirse ben amerikan aksanin daha cok seviyorum anlasilmasi daha kolay oldugu icin. bize daha yakin bence.
0
baldur2
(06.03.15)
İngiliz aksanının 15 küsur olduğunu bilmiyordum, bana 3-5 farklı aksan varmış da yeterli imiş gibi geliyordu.

Zamanında "İngilzi şarkıcılar şarkı söylerken neden ağızlarından İngiliz aksanı çıkmıyor, Amerikan aksanına yakın oluyor" diye bir soru vardı, araştırmıştım azıcık. Şu çıkmıştı, aslında 200-250 yıl önceki İngiltere'nin aksanına Amerikalılar daha yakınmış. Normalde r'leri söylüyorlarmış. Daha sonra bir şekilde zengin kesim Avrupa ile ticaret yapa yapa r'leri yutmaya başlamış. Sonra bakmışlar ki zengin kesim öyle konuşuyor, kalan kesim de ayrımcılığı kapatmak için öyle konuşmaya başlamış. Bizdeki cadde ağzının topluma yayılışı gibi. Korkuyorum biz de yakında c'leri, ç'leri, ş'leri söyleyemezsek diye.

Gerçi bunun Avusturalyalısı, Yeni bilmemnerelisi, Creole'si var. Hepsi ayrı dert. Ama bence sevip sevmeme, kulak tırmalama işi tamamen kulak alışkanlığı. Ağırlıklı Amerikan yapımı dizi,film,vb. izlemekten olabilir. Sürekli İngiliz dizisi izlesem kulağım ona alışır, "Amerikalılar dili katlettiler" derim. İspanyolcayı ilk bir Güney Amerikalıdan duydum canlı, sonra İspanyollardan duydum. İlk duyduğumda "Bu ne ya, peltek peltek, tükürüyorlar resmen" dedim. Ona kulağım alışınca bu sefer Latin İspanyolcası yılan yutmuş gibi gelmeye başladı.
0
aychovsky
(06.03.15)
Ben de sevmem ama Coupling'te Jeff Murdock'un Welsh aksanını, Susan'ın her "apparently" deyişini ve Steve'in delirdiği anlarda attığı nutuklarda gizli o öfkeli aksanını sevmişimdir. Ya da düzelteyim, ben belli ki Coupling'i seviyorum, aksanla alakası yok. Bu duyuru vesile oldu da anlatmış oldum.
0
cok sey hakkinda az sey bilen adam
(06.03.15)
ben de şöyle sormak istiyorum bir insan ingilizlerin aksanını nasıl sevmez? bunu sevmez de neyi sever? "amerikanca"yı mı?

yakışıklı ve güzel olmak zorunda değil, yaşlı teyze ve amcalarınkine de bayılıyorum ben, hele ki bbc yapımı dönem dizilerine bitiyorum.
0
grace margaret mulligan
(06.03.15)
busuta
(06.03.15)
(1)

cikolatanin rengi neden degisir(acik kahverengi olur)

proletarier aller lander vereinigt euch
bazen dolaba koysam da koymasam da boyle acik kahverengi oluyor ve tadi da hafif degisik oluyor onun sebebini bilen var mi?
bazen dolaba koysam da koymasam da boyle acik kahverengi oluyor ve tadi da hafif degisik oluyor onun sebebini bilen var mi?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(05.03.15)
0
soso
(05.03.15)
(30)

hangi partiye oy vereceğinizi biliyor musunuz?

letheavendangered
hangisine vereceksiniz diye sormuyorum. bir kararınız var mı? orada oturan adamlardan hiç çekincesiz desteklemek istedikleriniz var mı? peki o kafanızdaki partinin barajı aşamayacağı kesinse? yurtdışı seçmen işlemleri için bi dolu iş yapmam gerekiyormuş. şimdi onları araştırırken bi durdum düşündüm
hangisine vereceksiniz diye sormuyorum. bir kararınız var mı? orada oturan adamlardan hiç çekincesiz desteklemek istedikleriniz var mı? peki o kafanızdaki partinin barajı aşamayacağı kesinse? yurtdışı seçmen işlemleri için bi dolu iş yapmam gerekiyormuş. şimdi onları araştırırken bi durdum düşündüm de, ben kime oy vereceğimi bilmiyorum. muhalefet adam gibi muhalefet olsa, iktidar bu kadar şeyapmazdı tepemize. en hakkını vererek muhalefet olan parti hdp, kabul, yiğidi öldür hakkını yeme. ama onların ideolojilerini açık açık bilerek onlara oy vermek, bugüne kadar kendimce savunduğum düşünceye aykırı olduğundan vicdanım rahat etmeyecek. gerçi oyumu kime versem o vicdan zaten hiç rahat etmeyecek ama, öyle işte. ne yapacağımı bilmiyorum.
0
letheavendangered
(03.03.15)
kürt değilim, hdp'li değilim, hdp'ye vereceğim.
0
zenciamacalismiyor
(03.03.15)
chp-bdp'den nefret etmeme rağmen bu ikisi arasında gidip geliyorum.
0
rakicandir
(03.03.15)
önceki seçimlerde çok düşünmüyordum, hangi partiye oy vereceğim belliydi ama bu seçim için ciddi ciddi ölçtüm tarttım.
vardığım sonuç; halimiz içler acısı. hiç çekincesiz desteklediğim bir parti değil ama en azından kime oy vereceğime karar verdim.
0
asisamus
(03.03.15)
henüz karar verebilmiş değilim. Hangi partinin ne bok yiyeceğini kestirebilsem aklımda biri var ama pek güvenemiyorum.
0
henry gale
(03.03.15)
chp
0
eagofant
(03.03.15)
ben pek takmıyorum seçimleri artık. özellikle 30 mart'ı yaşadıktan sonra insanların seçimler konusunda bu denli beklenti içerisinde olması şaşırtıyor beni. gidip sabahlara kadar sandıkların başında da beklesen sonucunda o ülkenin içişleri bakanı kalkıp da gecenin köründe ysk'ya gidebiliyor ve biz de oturmuş hala saf saf kime oy versek diye düşünüyoruz. yani herkes oyunu versin tabii ancak gerçekçi olursak senin için zorsa işlemler pek değmez o uğraşa.

ekleme: bu arada en azından şu son dönemde artık muhalefet partilerine laf etmekten vazgeçmeliyiz sanki. sabaha kadar insanlar direnmeye çalışıyor mecliste. şu anda muhalefette aksayan bir şeyler varsa bunun sorumlusu vekiller değildir kesinlikle.
0
soso
(03.03.15)
oy vermeyecegim. en guzeli su:

www.youtube.com
0
fortisvita
(03.03.15)
Mhp
0
roe
(03.03.15)
hdp.
0
yatagants
(03.03.15)
hiçbir koşul altında oligarşinin elini güçlendirmeyeceğim, meclis ve içindeki düzen partilerine oy vermeyeceğim, oy verilmesini engellemek için çaba harcayacağım ve yıllardır yaptığım gibi meclis ve burjuva demokrasisi değil silahlı devrim için çaba harcayacağım.
0
rygard
(03.03.15)
MHP'ye vereceğim <3




edit: hedepe=pekeke
0
dream state
(03.03.15)
mhp sekuler olsa islamci olmasa mhpye verirdim ama mhp turkculukten cok ummetcilik pesinde. o yuzden kullanmayacagim bu secim.
0
baldur2
(03.03.15)
daha önce oy kullanamadim, yurtdisinda geri zekali bir sekilde yüksek secim kurulu cok erken kapatti ikametgah tasiyip, kaydolma isini. ilk oyum olacak adam gibi, kime verecegimi bilmiyorum.

tek bildigim sistem bu ve kontrol edilemezken, secimin secmekle pek alakasi kalmadigidir. o yüzden siz kime vereceginizi düsünürken, kedileri trafolardan uzak tutmayi atlamamak gerekiyor.
0
wiillii
(03.03.15)
Ülke insanının ideolojisi acayip kaydı son yıllarda, her şey birbirine girdi cemaat ergenekon fuatavni falan derken hiç beklemediğim insanlar beklemediğim partilerden bahsediyor.
0
calligrapher
(03.03.15)
Hiç çekincesiz desteklemek istediğim yok, yine de oy kullanacağım ve hangi partiye oy vereceğimi biliyorum.
Niye oy kullanıyorum; çünkü ne istemediğimi çok iyi biliyorum. Oy kullanmaz isem istemediğimi yaşama olasılığım artacak.
Vicdan meselesi değil de üzerime düşenden yapabileceğimi yapmış olmak.
Gerçek olan şu ki; sandık başlarında oyunlar dönecek, oylar değiştirilecek, görenler bilenler olacak ancak korkup sesini çıkaramayacak. Biz de bile bile sonuçları kabul etmek zorunda kalacağız.
"dürüst seçim yapılana dek oy vermiyoruz" denilip sandıklara gidilmez ise o zaman ben de oy kullanmaya gitmem.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(03.03.15)
biliyorum, bir önceki seçimde hangi partiye verdiysem ona vereceğim.

ülke geneli de bu halde sanırım, oy oranlarında genel bir değişiklik olmasını beklemiyorum.

yalnız bir şey dikkatimi çekti, linç korkusundan şimdiye kadar kimse akp ye oy vereceğim dememiş. bundan sonra da kolay kolay diyebileceğini sanmam.

ne tuhaf di mi?

biliyoruz ki duyurudan da büyük bir kullanıcı kitlesi akp ye oy verecek, ama bunu açıklamaya çekiniyorlar.

irdelersek eğer akp'nin neden fazla oy aldığının sebeplerinden birini bulabiliriz :)
0
cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam
(03.03.15)
Oyu kime vermiyecegimi biliyorum.
0
VIPCH
(03.03.15)
bugüne kadar emep,hdp ve chp ye oy vermişliğim var. içime en çok sinen her zaman emep olmuştur. bu seçimde de akp'nin elini en çok zayıflatacak olana oyumu veririm diye düşünüyorum.
0
loch ness
(03.03.15)
Tkp
0
aeroflot
(03.03.15)
alternatifsizlikten aklımca en makul olana oy verme durumu var yıllardır. kendimce birkaç çizgim var. parti ideolojisi benimsemekten ziyade hesap kitap, en mantıklı hangisi geliyorsa. yani belli.
babam seçilmeyeceğini barajı aşamayacağını bile bile partisine oy verir mesela. hangisi daha iyi bilmiyorum.
0
ansiklopedik sozluk
(03.03.15)
Akp
0
emiter
(03.03.15)
oy kullanamayacağım büyük ihtimalle. çok istememe rağmen hdp'ye oy atmaktan vazgeçtim.

sebep 1) selo recebi alkışladığında iyi ki bu adama oy atmamışım dedim
sebep 2) iç güvenlik yasasını bu kadar hırsla geçirmeye çalışan bir parti ile 30 yılın sorununu çözmeye çalışıyorlar. tecavüzcü coşkunla aşk filmi çekmek kadar absürd bence
0
spankenstein
(03.03.15)
Kime oy vermeyecegim belli. Onlara oy vermedikten sonra da kimenoy verecegim pek de bir sey fark ettirmeyecek o de belli. O piti piti yapabilirim.
0
ay nov kung fu
(03.03.15)
chp'ye verecegim hos verecegim oyun bir ise yarayip yaramayacagini bilmiyorum ama en azindan akp karsisinda bir seyler yapmisim gibi hissederim. oy kullanmamayi hic aklimdan gecirmedim zira bu pasif sekilde de olsa akp'ye destek cikmak oluyor keza barajin altinda kalacagindan %100 emin oldugumuz partilere oy vermek de oyle. olcup tartip en mantiklisinin chp'ye oy vermek olduguna inaniyorum her secimde.

gonul isterdi ki %1 bile oy alsa istedigimiz partiye oy verelim, demokrasi soleni yasayalim ama basimizda buyuk bir bela var.
0
fraise
(03.03.15)
hdp
0
damdanakan
(03.03.15)
akp ve hdp'ye vermeyeceğim kesin. ülkenin bunlara kalması, insanların teröristleri ümit olarak görmesi cehape'nin ayıbı ama yine de onlara vercem galiba. büyüyünce de sürekli içki içen, kırmızı yanaklı, tonton atatürkçü amca olcam.

chp'ye veririm herhalde ya. kime verirsem vereyim bir halt olduğu yok zaten. akp'yi sildik. mhp'ye karşı değilim ama yakın da durmuyorum. hdp'li teröristlerle heç işim olmaz, seçim yaklaşıyor ya yine başladılar biz çok tatlıyız akp'ye karşıyız yalanlarına. sırrı abeden öğrenmişler bunu da. meclise girme ihtimali olmayan, zahmet edip kendini anlatma gayretinde bile bulunmayan toplumun skim partisi, vatandaşın yrrak partisi gibi oluşumlara da oy vermek istemiyorum.

o yüzden OYUM SARIGÜL

***

ayrıca "muhalefet gibi muhalefet olsa böyle olmazdı" laflarını da geçiniz lütfen... tamam muhakkak muhalefetin yanlışları oldu, zamanında çok pasif kaldılar falan ama açın meclisteki oturumları izleyin yahu. diktatörlükler muhalefetler beceriksiz olduğu için değil, birileri dikta istediği ve baskıladığı için oluşuyor. cehape ya da mhp muhalefet edemediği için değil. ha ama zamanında etselerdi keşke.
0
der meister
(03.03.15)
sülalem türk alevi. ateist, türk ve özgürlükçü biri olarak hdp'ye oy vereceğim.
0
kaufman
(03.03.15)
LDP'ye vereceğim ben.
0
i was made for you
(03.03.15)
Biliyorum.
0
battal gemalmaz
(03.03.15)
osman paşaya atasım var.
0
gliderpilot
(03.03.15)
(3)

İstanbul'da yabancı kitap satan iyi yerler

reactor4
Selam arkadaşlar,Linkini vereceğim kitabı veya iyi bir alternatifini arıyorum. Acaba İstanbul'da bulabileceğim bir yer var mıdır?http://www.amazon.com/Dictionary-American-Idioms-Barrons/dp/1438001576/ref=sr_1_1?ie=UTF8&qid=1424892021&sr=8-1&keywords=american+idiom
Selam arkadaşlar,

Linkini vereceğim kitabı veya iyi bir alternatifini arıyorum. Acaba İstanbul'da bulabileceğim bir yer var mıdır?

www.amazon.com
0
reactor4
(25.02.15)
şöyle bir alternatifi var:

www.nadirkitap.com
0
lesmiserables
(25.02.15)
İnternetten almak isterseniz: www.idefix.com
0
fotrsapka
(25.02.15)
pandora'da vardır büyük ihtimalle. bu olmasa da benzerini bulursun.

varmış: www.pandora.com.tr
0
soso
(25.02.15)
(19)

bekar ve yalnız erkeklere ev ekonomisi sorusu

proletarier aller lander vereinigt euch
aramızda elbet bu işin ekonomisini yapmış bilgili abiler vardır. şimdi şöyle ki her şeyin fiyatı belli. en ucuz protein kaynağı tavuk bile pek de ucuz değil. ha ucuz tabii de dışardan yemek söylemeye göye kıyaslıyorum ben. vakit harcıyoruz, başka malzemeler koyuyoruz içine falan ama onun yerine dışa
aramızda elbet bu işin ekonomisini yapmış bilgili abiler vardır. şimdi şöyle ki her şeyin fiyatı belli. en ucuz protein kaynağı tavuk bile pek de ucuz değil. ha ucuz tabii de dışardan yemek söylemeye göye kıyaslıyorum ben. vakit harcıyoruz, başka malzemeler koyuyoruz içine falan ama onun yerine dışardan söylediğimiz yemek de hemen hemen aynı fiyata karnımızı doyuruyor birazcık daha pahalı oluyor ama o kadar da olsun ayağımıza kadar gelen bir hizmet satın alıyoruz.

tl dr; sizce yalnız bir erkeğin dışardan söylemesi yemeğini daha mı ekonomik kendisinin yapmasından ya da en azından maddi olarak pek bir fark yok mu?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(20.02.15)
Ben pazardan yaptığım alışverişle 1 hafta idare edebiliyorum, o parayla dışardan yemek yemeye çalışsam bir öğün ancak yerim. Yani şöyle anlatayım: 1 kilo ıspanağı bugün 3 liraya aldım. O benim için 2 günlük yemek demek. Yemeği yaparken kullanacağım baharatı yağı pişirme için harcayacağım doğalgazı falan topladığımda, totalde her türlü kardayım. Tabii ben bir de yemek yapmayı seviyorum; angarya görmüyorum. Bu da artı motivasyon oluyor. Üstelik kullandığım malzemenin kalitesi olsun hijyen şartları olsun hepsi benim kontrolümde; dışarıda yapanın insafına bağlı değilim. Yani dışarıdan söyleyip yemenin hiçbir mantığı yok benim için.
0
angelus
(20.02.15)
migros sanal marketten söylersen de ayağına gelir, sana sadece tencerede tavada yemeği yapmak kalır, yapacağın şey zaten yarım saat sürer kompleks bir şey yapmıyorsan. ben uzun zamandır dışardan yemek söylemiyorum. hem sağlık açısından hem değişik şeyler yiyip içebilmek açısından hem ekonomik açıdan kendin pişir kendin ye olayı en güzeli. maddi açıdan fark olmaz olur mu hacı yapma lütfen, git bir yerden tavuk şiş söyle veya git bir yerde fettucini alfredo falan ye, en aşağı 15-16 lira sokanzi. sen elindeki malzemelerle 2-3 liraya hallediyorsun önüne gelen bir tabak yemeği. kesinlikle kendin yap yemeği. bir de yalnız yaşıyorsan damacana su yerine 5 litrelik eriklilerden al, damacanalar hem pahalı hem hijyenik değil, o su fışkıran yer deli mikrop dolu.
0
vedat chili peppers
(20.02.15)
en ekonomiği ikisinden de biraz olanlar. hazır pizza 4lü 7 bilmem kaça alıyorsun atıyorsun fırına yeme dahil harcadığın süre max 30 dk. normal pizza söylesen 15 tl civarı bi büyük boy kampanyalı l.caesars (beni doyuranı seçtim). kendin yapmaya kalksan çok daha ucuza gelir, artan malzemeleri de değerlendirebilirsin ama çok vakit harcarsın. maddi olarak kendin hazırlaman hep daha ucuzdur çoğu yemekte ama zaman faktörü ve üşengeçlik bizi sipariş vermeye itiyor. sağlık kısmı çok ayrı bir konu oraya girmiyorum.
0
bass solo take one
(20.02.15)
dışarıdan yemek söyleyince, tek öğünde minimum 15 lira gider. 24 saati tek öğünle kapatmayı planlıyorsa kişi, günlük 15 lira, aylık en az 400 lira gidecek demektir. aylık 400 liraya da gayet sağlam bir alışveriş yapılarak(Hatta tek kişi için bu para artırılarak da) , günde 3 öğün yemek yenebilir.

dışarıdan yemenin hiçbir avantajı yok.
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(20.02.15)
yemek yapınca tek öğün için değil de biraz fazla yapılsa o "vakit harcıyoruz" durumu kırılabilir. mercimeği, çorbayı, pilavı falan iki öğün/gün üst üste yemek dert olmayacaksa bu biraz fazla yapma işi işe yarayacaktır. aynı şey soğan/domates doğrarken de geçerli.
0
ron dennis
(20.02.15)
yakın zamanda yaşadığım somut örnek.

yaklaşık 40-45 gün önceye kadar sürekli dışardan yerdim. nerdeyse 3 ögün. zaten kıloluydum. 1.5 pideden aşağı söylemezdim. 1500 lıraya yakındı aylık yemek harcamam. kı yaşadığım yer ucuz sayılır. çanakkale'nin bir ilçesi. yalnız bekarım.

şimdi diyetteym demiyorum, çünkü yemek alışkanlığımı ve yaşam stilimi değiştirdim.

evde sebze yemekleri yapıyorum. mesela yumurtalı ıspanak, pırasa, haftada bir nohut. haftada 4-5 gün et yiyorum. tavuk göğüsü veya butu haşlıyorum dometes sosu ile pişiriyorum. 300 gr et döner alıp ıkıye boluyorum. ıkı gun akşam yemeği yanına bol salata.

300 lıraya falan düştü mutfak harcamam.

elektrik faturası 35 lira arttı ( doğalgaz yok yaşadığım ilçede )
0
erektus
(20.02.15)
daha yazin tr'de tavuk gogsunun (kemiksiz) kilosunu 8-9 liraya aliyordum, neresi pahali bunun? tavuk herhalde dunyada en ucuz turkiye'de, bol bol hormonlu oldugunan oturu.

sikayet edecek yer ariyorsunuz yemin ederim. al tavuk goguslerini ye. ton dersen, kirmizi et dersen o zaman ok derim de tavuk sudan ucuz turkiyede.
0
no christ requires
(20.02.15)
kendi yaptığınla zaman harcıyorsun. biz erkekler oturup her öğün yemek yapamayız mutfağı sevmeyiz yapımıza ters. dışardakiyle aynı fiyata geliyor. neden zamanımı yemek yaparak öldüreyim?
0
sifirdokuzucuolanvarmi
(20.02.15)
nasıl aynı paraya geliyor anlamıyorum. 300 gr et döner 10 lıra şu an marketlerde. dışarda 300 gr et döner yemeye kalkın bakalım ne kadar ödeyeceksiniz.
0
erektus
(20.02.15)
herkes ya pahalı yemek örnekleri vermiş ya da angelus tek başına istisnai bir durum oluşturmuş. hadi angelus yemek yapmayı seviyor, ıspanağı bile severek yiyebiliyor. e ben evde kendim yapsam napacam her gün aynı yemekler ufak değişikliklerle çünkü sıkılıyor insan sürekli yemek yapmaktan. tavuk göğsünün kilosunun fiyatından haberim var da tavuk göğsünü yenilebilir hale getirmek hiç de kolay bir şey değil bir ton çeşni katman gerekiyor içine, yan malzeme vs. benim kafamdaki şuydu. tavuk pirzola mesela daha yenebilir tavuk göğsüne göre 10 lira diyelim 1 kilosu o civarda bir şey işte. dışardan bir tavuk dürüm veya tavuk ekmek de 5 lira civarı hatta daha ucuz olan yerler var. sağlığı falan siktir edecek olursak ben bu tarz bir "avantaj"dan bahsediyordum aslında.
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(20.02.15)
valla dostum 1,5 senedir falan yalnız yaşıyorum ben de. aynı soru bende de var ama benim gittiğim çözüm şöyle oldu. mahallede bir tane esnaf lokantası var. onunla anlaştım. öğünü 6 liradan bana 3 çeşit yemek veriyor. 3 çeşit dediysem bi salata-cacık vbç 2 çeşit yemek işte. kuru-pilav-salata gibi.

aramızdaki anlaşma da şu. parayı peşin veriyorum. misal 20 yemek parası veriyorum 120 lira. 20 yemek yiyene kadar bidaha para vermiyorum. o da muhtemelen benim parayla pazar falan yapıyordur. öyle anlaşıp gidiyoruz. daha ekonomiğini bulamadım.

makarneksler var aparatif arada bi kısa sürede iyi gidiyor. konserveler bim de falan oldukça ucuz fiyata. arada bir de dışardan söylüyorum işte. daha evde bir kere normal yemek yapmadım.
0
syozkn
(20.02.15)
neden sadece erkeklere soru? ev ekonomisi kadınlar için işlemiyor mu?

ikinci olarak gözünüzü seveyim o ıspanak dediğiniz sebzeyi kınıyorum ve ona epey kötü sözler hazırladım. ıspanağa gelene kadar bin çeşit çok güzel sebze var.

o dışardan ısmarladığınız yemeklerin içine ne konulduğunu, nasıl hazırlandığını, hangi katkı maddeleri konulduğunu biliyor musunuz?
0
mea maxima culpa
(20.02.15)
son yazdığına cevap vereyim. tavuğun sadece göğsünü yemek zorunda değilsin. çeşitli yerlerinden çeşit çeşit yemek yapabilirsin. misal ben pirzolasını çok seviyorum. güzelce derisini sıyırdıktan sonra enfes oluyor.

kaliteli bir tavukla içine sakatat dahil ne konulduğu belli olmayan 5 liralık tavuk döneri karşılaştırıp x.tir etmişim sağlığı diyorsan o da senin bileceğin iş.
0
mea maxima culpa
(20.02.15)
sadece akşam yemeklerini dışarıdan söyleyerek aylık 300/350 lira gibi bir masraf ile altından kalkabilirsin, yemek yapmak için harcayacağın zaman+ alış veriş için zaman + temizlik + doğalgaz+ elektirik düşünülürse tek başına normal biri için mantıklı (günde 10 liralık sipariş için konuşuyorum tabii) ancak bunun da çok uzun süreli olmaması iyidir, ne bileyim yeni eve çıkmışındır yemek yapmayı bilmiyorsundur 1 sene yaparsın. zira dışarıdan dondurulmuş veya hazır yemek ile birlikte ileriye dönük ciddi sağlık problemleri de üstleniyorsun, böbrekler, karaciğer mide problemleri yaşayabilirsin ilerleyen yaşlarda, o zamanda milyarlarca lirayı sağlğın için harcarsın, orta vadede mantıklı o yüzden.

ancak iki ve/veya daha fazla kişi için her şekilde çok masraflı oluyor o zaman yemek yapmak daha mantıklı hale geliyor.

eğer 2 veya 3 öğün de dışarıdan yiyeceksen zaten astarı üstünden pahalı gelecektir.

basit yemekler yaparak arada dışarıdan söyleyerek ayın masrafı yapabilirsin daha iyi olur bence.

3/5 yemek yaptığın zaman zaten pek çok malzemeyi tekrar kullandığından masrafında düşüyor ve pratikleşiyor yemek yapmak.
0
selam
(20.02.15)
önce kendini yemek yapmak için motive edeceksin, istekli olacaksın, gün içerisinde mutfakta da vakit geçirmekten hoşlanmaya çalışacaksın. bunun yolu da farklı ancak basit yemek tariflerinden geçiyor bana kalırsa. mesela aşağıdaki siteleri kaydet, kenarda dursun. 2-3 yemek seç kendine. bir hafta mesela sadece tavuk ve sebze, diğer hafta mesela et, kıyma ve sebze yemekleri yaparsın, ona göre haftalık alışverişini de yaparsın. genel itibariyle çok ekstra durumlar olmadığı sürece 40-50 liraya çözüyorum ben haftalık alışverişi. yemek ise haftada 2-3 gün yaparım ve porsiyonlara ayırıp buzluğa atarım.

bu siteleri vermemdeki sebep ise hepsinde tariflerin adım adım fotoğraflı olması. direkt fotoğraflarla ilerlemek oldukça pratik geliyor bana. tarif basit midir, ne kadar zaman harcarım...vs daha iyi anlıyorum.
www.budgetbytes.com
www.couponclippingcook.com
www.munchkintime.com
thepioneerwoman.com
0
soso
(20.02.15)
kibar arkadaşlara cevaben: ev ekonomisi soruları ve sorunları her iki cinsiyet için de geçerli olduğunu, özellikle duyuruda öğrenci ya da çalışan bir çok yalnız yaşayan kadının da bulunduğunu, onların da yemek yapma-yapmama, alışveriş, yemek pişirme tecrübelerinin olduğunu hatırlatayım.

kadınların bu konuda herhangi bir sorunu olmadığı varsayılmış sanırım.

varsayım doğruysa tam tersi daha çok tecrübeleri olduğu için kadınlara da sormak daha iyi olacak diye düşünüyorum.
0
mea maxima culpa
(20.02.15)
bütün varsayımlarınız cinsiyetçi. saydığınız şeylerin hepsi kadınlar için de geçerli.

ben bunu sadece bir cümle ile belirttim. gereksiz tartışmalara gerek yok. siz önerilerinizi belirtip geçin lütfen.
0
mea maxima culpa
(20.02.15)
istediğim şeyi istediğim şekilde sorarım da artık senin şu her duyuruya gelip bikbik etmenden, her şeye ve her cevaba saldırmandan sıkıldım artık. gelip bi ton gereksiz saldırgan laf ediyorsun sonra da cevap ver geç diye millete laf mı çakıyorsun bence onu asıl senin yapman lazım. he cinsiyetçi evet biz üstün sınıf olan erkeklere sordum bu soruyu sadece evet cinsiyetçiyim. bıktırdın buradaki insanları şu feminik feminik saçmalıklarınla.
0
🌸proletarier aller lander vereinigt euch
(20.02.15)
mea ben sana bu tarz duyuruları yasakladığımı sanıyordum? ayrıca sadece erkeklere sormasında bir beis görmedim. kendi içinde bulunduğu durumu yaşama ihtimali en yüksek gruba sormuş bu soruyu.

evde yemek yapman her zaman daha hesaplı ve sağlıklı ancak ben bu konuda üşenip üşenmediğime bakıyorum. üşeniyorsam ya da çok acıktıysam veriyorum siparişi geçiyorum. zamanım varsa ve yapacak başka bir şeyim yoksa kendi başıma bir şeyler yapmaya çalışıyorum.
0
air
(20.02.15)
(8)

Almanya vize başvurusu hk.

okuyamıyom ben ya
Arkadaşlar türkçemin bittiği yerdeyiz.http://www.tuerkei.diplo.de/contentblob/4240732/Daten/5008870/stipendiaten.pdf linkinde "Aşağıda belirtilen belgelerin asılları ve ikişer adet fotokopilerinin ibraz edilmesigereklidir:• Alman dilinde eksiksiz olarak doldurulmuş ve başvuru sahibinin kendisi taraf
Arkadaşlar türkçemin bittiği yerdeyiz.

www.tuerkei.diplo.de linkinde
"Aşağıda belirtilen belgelerin asılları ve ikişer adet fotokopilerinin ibraz edilmesi
gereklidir:
• Alman dilinde eksiksiz olarak doldurulmuş ve başvuru sahibinin kendisi tarafından
imzalanmış iki adet başvuru formu + İkamet Kanunu´nun 55. maddesine göre gerekli
ek belge..." yazıyor.

Şimdi ben başvuru formundan ve ek belgeden iki tane çıkarıp ıslak imzamı atıp bir de yukarıda 2 fotokopi istediği için 2şer tane de fotokopi mi çektiricem? Yani elimde 2 tane ıslak imzalı aynı form ve ek belge ve bunların 4er tane fotokopisi mi olacak?

Bir de pasaportumun da mı fotokopisi çektiricem? Biyometrik fotoğraf? Hım? Ya benim türkçem çok kötü ya da onlar bilmiyor. :<

Mesela 3 biyometrik fotoğraf istiyor, 6tane de fotokopi mi çektircem ben aksfhlkasf Hayırdır işşalla.
0
okuyamıyom ben ya
(17.02.15)
Basvuru formunun 2 orijinali 2 de fotokopisi olacak. Cunku orada 2 dosya olusturuluyor senin adina. Hepsinde de birer orijinal, birer fotokopi oluyor her belgeden. Pasaport icin de aynisi gecerli. Ilk sayfa ve tum damgali/pullu sayfalarin 2ser fotokopisi lazim ama biyometrik fotograflarin tabii ki forokopisine gerek yok.
0
letheavendangered
(17.02.15)
@letheavendangered ama bana hiçbir belgenin orijinalinin alınmadığı söylenmişti.

Bi dakkaa şey mi: İki dosya var. İkisinde de başvuru formunun ve ek belgenin orjinalleri ve 1er tane fotokopileri, sonra da iki dosyaya kalan tüm belgelerin fotokopileri 1er tane? Yani bir tek başvuru formunun ve ek belgenin orijinalini ve fotokopilerini alacaklar, geri kalan belgelerin orijinalleri bana teslim edilecek. Böyle di mi? :>

Bir de erasmus konusunda yetkili birisiysen şey: öğrenci belgesi ve öğrenim anlaşmasına gerek yok değil mi? :/
0
🌸okuyamıyom ben ya
(17.02.15)
iki başvuru formunun çıktısını doldurup veriyorsun işte, fotokopilerini çektirmemiştim hiç ben. girişteki görevli iki başvuru formuna fotoğrafları yapıştırıp vermişti bana. ben de onlarla görüşmeye girmiştim. benim aklımda kalan şey bu. diğer belgelerin orjinalleri ise sana geri veriliyor.
0
soso
(17.02.15)
Evet aynen oyle. Benden iki kez hem orijinal hem de kopyalarini aldilar basvuru formlarinin. Ne verdiysem aldilar daha dogrusu. Ama dedigin gibi, diger hicbir belgenin orijinalini almiyorlar. Erasmusla ilgili bilgim yok maalesef.
0
letheavendangered
(17.02.15)
Son bir soru daha sorabilir miyim? Gerçekten son. Valla. @soso çıktısını doldurup veriyorsun diyince şooldu. Ben formu bilgisayarda doldurdum. Yani doldurup çıktısını alıcam. :i Yok illa elyazınla doldur demezler herhalde? Derler mi?

Randevuyu çok araya sıkıştırdığım ve bir aksilik çıkmasını istemediğim için böyle delirdim. Kusura bakmayın. :<
0
🌸okuyamıyom ben ya
(17.02.15)
onu ben bilemiyorum. letheavendangered daha tecrübeli bu konuda açıkçası, daha net cevap verecektir, ben de kendisinden tavsiye almıştım zamanında. ancak mantık olarak çok daha temiz ve net olacağı için sorun olacağını sanmıyorum ben. konu farklı ama mesela vize için açtırılan bloke hesap için başvuru formlarının özellikle bilgisayarda doldurulmasını istiyordu deutsche bank. yine de belli olmaz, alman konsolosluğu çok acayip.
0
soso
(17.02.15)
Hmm onu da bilemedim ama en kotu ihtimalle oraya gidince illa elde doldurmani isterlerse ordayken de doldurup verebilirsin. Ama sorun olacagini hic sanmiyorum.
0
letheavendangered
(17.02.15)
Çok teşekkür ederim ikinize de. Kazam mübarek olsun. ^^
0
🌸okuyamıyom ben ya
(17.02.15)
(33)

Ülke Sorunları - Yine Umudum Söndü AMK

aradaki uzaklik
Tam bu seçimde biraz umutlanmıştım AKP'nin oyu düşer bir şeyler olur sanki bir hareketlilik çıkar diye düşünüyordum ancak yine baktım herkes AKP milletvekili olmak için istifa ediyor. Yani bu adamların tüm foyası ortaya çıktı halen bir sürü adam bunlara koşuyor, tüm bürokratlar istifa etti milletvek
Tam bu seçimde biraz umutlanmıştım AKP'nin oyu düşer bir şeyler olur sanki bir hareketlilik çıkar diye düşünüyordum ancak yine baktım herkes AKP milletvekili olmak için istifa ediyor. Yani bu adamların tüm foyası ortaya çıktı halen bir sürü adam bunlara koşuyor, tüm bürokratlar istifa etti milletvekili olmak için. Profesörler bile bu kervanda.

Nedir ağalar bu iş?
0
aradaki uzaklik
(11.02.15)
foya derken?
0
ssyumusakg
(11.02.15)
Sadece 9.5 milyon üyesi var akpnin. Tayyibe bir şey olmadıkça oy moy düşmez umut etmeyin.
0
yatagants
(11.02.15)
AKP yi eleştireceğimize, elimizdeki en iyi alternatifin AKP olduğu gerçeğini eleştirmeliyiz bence.

İnsanlar yanlışları, eksikleri, eksi yönleri olduğu halde neden hala AKP yi tercih ediyor, ya da edecek?
0
cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam
(11.02.15)
AKPnin oylarının ciddi şekilde düşeceğini sanmışsan polyannaymışsın :)
0
dafuq
(11.02.15)
Akp'nin %40-45 arasında bir oy alacagina kendini hazırla yeterli.
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(11.02.15)
En iyi yalayanlar simdi sekerlerini bekliyor iste. Zaten yaladiklari icin o pozisyondaydilar. Eger bekledikleri sekerleri alamazlarsa homurdanmaya baslayacaklar, seker aldiklari surece yalamaya devam edecekler. Akp tipi organizasyon semasi iste. Bir nevi saadet zinciri. Eger ki odul sistemi bozulursa seri bir cokus olacak, yani umut kaybedecek bir sey yok. Henuz daha bunlar aday adayliklari, ortada kesin bir sey yok.

Ek olarak bazilari "bak istedin pislik yaptik, simdi dokunulmazlik ver" diyor olabilir.
0
f_d
(11.02.15)
hala akp'nin en iyi alternatif olduğunu düşünmeliyiz diyen adamlar var, al işte aq burdan yak. akp alternatifsizlikten dolayı falan iktidar değil. insanlar salak. ses kaydına montaj diyen, faturalar ikiye katlanmışken ve her şeye vergiler binmeye devam ederken hala "ama müslüman ://" deyip oy vermeye devam eden insanlar salak.

bakın komşuda "ulan bir de bunu deneyelim" diyerek insanlar çat diye gitti sol koalisyona oy verdi. bunlardan bir cacık olmazsa bir sonraki seçimde emin olun aşırı sağcılara yönelecekler. çünkü adamlar parti tutmuyor. bu olmadıysa diğerini deneyelim diyorlar.

türkiye'de böyle bir anlayış yok. biat ve itlik kültürüyle yetişmiş, özgüvensiz, birey olamamış mıymıylardan oluşan bir toplumuz. bu toplum başında böyle höyhöy yapan, vurup kıran ve "metro yapan" birisi varken kolay kolay değiştirmez oy vereceği partiyi. hele ki allah kitap edebiyatı da yapılıyorsa...

türkiye'de alternatif yok değil. en basitinden, chp'nin oy için sağa kayma yavşaklığından ben de hiç hoşlanmıyorum ama normal bir ülkede "lan şunlara oy verelim" deyip de chp'yi seçen insanların oranı en az %8-10 olurdu. çünkü iktidar hırsız, soyguncu, tüm ülkelerle ilişkimizi bozduğu yetmezmiş gibi ülke içinde de kutuplaştıran mafyatik bir güç halini almış durumda.

böyle bir iktidar varken alternatife ihtiyacınız yoktur zaten. ama bu yazdıklarım normal ülkelerde geçerli tabii, böyle sikik yerlerde işlemiyor. burada insanlar allah kitap deyip tasmalarından tutacak birine tapmaya bayılıyorlar.

sonra bazıları da çıkıp "neden hala akp'nin bu kadar oy aldığını düşünmeliyiz :))" diyor. oy çaldıkları, din sömürüsü yaptıkları, halkı cahil ve kültürsüz bıraktıkları için olabilir mi?

ulan şu memleketin dünya devi olduğuna inanmak için gerzek olmak lazım ama halkın en az %30-40'ı inanıyor işte, türkiye'yi bir bok zannediyor. keşke olsa lan. keşke türkiye dünya devi olsa da helal olsun tayyip desek. ulan her gün onlarca kadının öldürüldüğü, solcuların ve ateistlerin "onlar da insan" tavrına maruz kaldığı ülke dünya devi mi olur? olsa ne yazar?

ama alternatif yok yeaaa :/
0
der meister
(11.02.15)
su anda kriz patlamasin diye ugrasiyorlar deli gibi. secimden once kriz vurursa (ki kapida su an) biraz dengeler degisebilir. Ama tabi bir cacik olmaz Turkiye'den, ben 3 yil once terk ettim iste.
0
fortisvita
(11.02.15)
Yunanistandaki o hava buraya da sıçrayacaktır. Kilit nokta HDP. Farklı olacaktır bu sefer.
0
Cursed Chico
(11.02.15)
evet kardeşim kilit nokta hdp ahaha. ulan syriza'dan kendine pay çıkarıyor ya bu hewaller çok gülüyorum. birader çipras nere demirtaş nere. birisi sol KOALİSYON, diğeri etnik siyaset yapan kürtçü ve ırkçı bir oluşum. he he, buraya da sıçrayacak hdp yardıracak.
0
der meister
(11.02.15)
sevgili @der meister;

insanlar salak filan değil, anadolu insanının geneli, o köylü eğitimsiz vs dediğimiz insanların bir çoğu, bizi sulu götürür susuz getirir.

emin ol halkın ve seçmenin bir çoğu o birilerinin bir şeyler indiregandi yaptığını tahmin ediyor, ses kayıtlarının da çoğunun doğru olduğunu olduğunu biliyor ama umursamıyor.

peki neden? salak mı bunlar?

hayır, aksine daha akıllılar. önüne alıp tartıyor, eksikliklere ve yanlışlara bakıyor. birde yapılanlara, yapılmaya devam edenlere ve yapılacaklara. çıkarına ve karına uyduğu için oy vermeye devam ediyor.

çünkü bunlara kızıp başka partiye oy verse, iktidar yapsa onların da çalacağına inanıyor. çünkü kendinden biliyor işi :)

madem herkes çalacak (o öyle düşünüyor) o zaman bari iş yapan devam etsin diye oy veriyor.

komşuyu örnek vermişsin, solu iktidar yaptı demişsin, bizde biat kültürü var demişsin. canım kardeşim (samimiyim bu hitabımda), demirel'i, özal'ı, erbakan'ı, ecevit'i iktidar yapan halk bu halk değil mi?

memnun olmadıkca oyunun yönünü değiştirmiş işte, hatta dindar bir başbakan varken sol bir partiyi iktidara getirmiş.

yani memnun olmazsa anında değiştirir bu halk sevdiği lideri, partiyi başbakanı vs.

sen akp ye alternatif diye chp yi gösterirsen bu halkı tanımadığını anlarım ben, bak dedim ya bu halk sola oy verdi zamanında. iktidar da yaptı, ecevit başbakan olmadı mı?

ama şu an akp ye oy veren adamın chp ye oy vermesi çok zor, belki de imkansız.

bu gün akp çatırdasa, devran dönse ve halk artık akp ye oy vermeyecek olsa;

büyük oranda ya mhp ye oy verir, ya da yine milli görüş geleneğinden gelen birilerine.

ya da bir ihtimal sosyalist ama adı chp olmayan bir partiye.

siyaset uzmanı değilim, bu söylediklerim gördüklerim ve gözlemlediklerimdir.

ve evet halk değişim istiyor, aslında bu halk devrimci bile sayılır.

hala başörtüsünün tekrar yasaklanabileceği korkusunu taşıyan insanlar var, ne komik değil mi? baş örtüsü taktığım için okula gidemem korkusu yaşanır mı ya hu? sene 2015 olmuş!

velhasılı kelam, halk cahil bırakıldığı için, din sömürüsü yapıldığı için oy veriyor argümanı çok doğru değil.

tahsil oranı yıldan yıla gelişme gösteriyordur eminim ki. 10 yıl önceki nufusa oranlı üniversite okuyan sayısı ile şimdiki farklıdır.

her ilde bir üniversite açtılar neredeyse, ya da neredeyse değildir belki de her ilde üniversite vardır. nitelikli olmayabilir ama insanların okula gitmesi eğitim almasına engel bir durum yok benim bildiğim.

din sömürüsü filan da çok eski terane. tamam halkın çoğu dindar ama ekonomik kalkınmayı, istikrarı, cebine giren parayı, aldığı arabayı evi vs iktidarın/liderin dindar olmasından daha önemli görür.

teravide hangi imam hızlı kıldırıyorsa o camiye giden halk kardeşim bu, cumada kapıya yakın kılıp farzdan hemen sonra kirişi kıran halk.

rahmetli ecevit mesela, ne kadar muhafazakar adam tanıyorsam hepsi emindir ve ağzıyla söyler ecevit'in dürüst bir adam olduğunu. asla bir şey çalmadığını ve çalmayacağına emin olduğunu.

ama devamında da ülke yönetmeyi beceremediğini, etrafındaki adamların neler çevirdiğini, adama yazık ettiklerini söyleyerek uzaklara bakar.

ecevit hükümeti kalkınma ve gelişme gösterebilse, insanlara umut verebilse idi sürekli bir şekilde gelişen ve büyüyen, gözle görülen bir şeyler yapılsa idi belki de hala sol bir parti iktidarda idi.

ez cümle, halk aptal ve salak filan değil. halk doğal olarak çıkarcı, çıkarını düşünüyor. aldığı arabayı, kredisini ödediği evi düşünüyor. başka hiç bir şey umurunda değil.

böyle de olmak zorunda, çünkü tuzu kuru değil. daha yeni yeni biti kanlanmaya başladı, edindiklerini kaybetmekten korkuyor.

ve evet, bu halk asla kendini aşağılayanlara veya kendini aşağılayanlarla aynı görüşe/partiye oy vermeyecektir.

büyük ihtimal ile okunmayacak ve gerilerde kalan bu duyuruya neden bu kadar uzun uzun yazdım onu da Allah bilir :)
0
cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam
(12.02.15)
Valla okudum da okumaz olaydim. Ayni metinde halkin din somurusu ile oy vermedigi ve basortusunun yasaklanmasindan korktugu icin chp'ye oy vermeyeceginden bahsetmissin.

Daha da bir sey demiyorum.
0
f_d
(12.02.15)
@f_d ben okumadım ama öyle dediyse doğru demiş :)

evet halk salak değil. salak oldugunu düşünenler tanımıyor bu halkı. tanımadığı ve anlamadıgı için salak zannediyor.

edit: okudum ve çok doğru yazmış cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam
0
dafuq
(12.02.15)
hdp'nin kilit olduğunu söyleyen arkadaş doğru söylüyor. restorasyon sol liberalizm ile sağlanmaya çalışılıyor. yunanistan bunun bir yansıması ve türkiye'de bu söylemleri tutturan (en azından tutturmaya yakın ve buna oynayan) hdp var.

şunu okuyabilirsiniz; haber.sol.org.tr
0
john lee hooker
(12.02.15)
hayir, cok dogru yazmamis. cok dogru yazdigi yerler var, hic dogru yazmadigi yerler var. az once bariz celiskilerden birini soyledim. Basortusunun yasaklanacak olmasi korkusu tamamen propagandadir, din somurusudur.

bir digeri su mesela: "halk asla kendini aşağılayanlara veya kendini aşağılayanlarla aynı görüşe/partiye oy vermeyecektir." halki akp'den daha cok asagilayan parti yok bu bir. ikincisi halkin kendini asagilayanlarla ayni gorus diye bir sey yok. tamamen desteksiz algi oyunu. bir tane "karsi" cephe var. halki asagilayanlar hep o cephede. olabilir mi boyle bir sey yahu?

halki tanimiyorsunuz geyigine de ayri kilim. bunu diyenler iki cumle sonra ustten bakiyorsun da derler. esasen karsindakine halki tanimiyorsun demenin ustten bakmak oldugunu farkina bile varmazlar. bir siz taniyorsunuz zaten halki aq.
0
f_d
(12.02.15)
cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam baştan sona doğru bir yazı yazmış. fd, sizin çelişkili bulduğunuz kısımlar kendi yorumunuz. örnek "halki akp'den daha cok asagilayan parti yok bu bir." kendi seçmenini yani halkın çoğunluğunu aşağıladıkları falan yok bu tamamen sizin kişisel yorumunuz. gerçeği yansıtmıyor
0
ssyumusakg
(12.02.15)
Eger oraya takildiysaniz soyledigimin o kismini tartisabiliriz. Elbette bir miktar kendi yorumumu icerecektir ancak soylediklerim genel hatlariyla ispatlamasi kolay seyler.

Ancak gercegi yansitmiyor gibi iddialarda bulunacaksak, once akp secmeninin halkin cogunlugunu olusturmadigi gercegini ve halk dedigimizin de sadece iktidara oy veren kesim olmadigi gercegini ozumsememiz, algilarimizi acmamiz lazim.
0
f_d
(12.02.15)
@f_d anladığım kadarı ile iki eleştirin var. cevap vermeye çalışayım

1. başı kapalı olan muhafazakar kesimde eski yasakların geri geleceği endişe hala var. akp eski yasakların geri gelmeyeceğinin güvencesini veriyorsa bu kesim elbette akpyi destekler ne olursa olsun. bu din sömürüsü değildir. kazanılan ve olması gereken bir hakkı garanti eden bir partiye verilen destektir. hiçbir başörtülü chp'ye oy vermez, çünkü başörtüsü yasağını şiddetle savunan kişileri barındırıyor, geçmişte yapılanlar da cabası.

2. halkı aşağılayan parti akpdir demişsin, ama halka koyun diyen, her seçimden sonra makarna yorumları yapan, oylar çalındı diyenler chp seçmenleri. ayrıca başörtüsü giyen kesimin akp karşıtlarının büyük çoğunlugu tarafından aşağılandığı da ortada. bu aşağılanma mevzusu sanırım biraz sen-ben olayı gibi. bir kesim diğerini, diğer kesim de öbürünü aşağılıyor veya öyle hissediliyor.
0
dafuq
(12.02.15)
ispatlaması kolay şey demişsiniz ama maalesef yine tam tersi halkı aşağılamak ispatlanabilir bir durum değil bak mesela dafuq'da chp nin halkı aşağılamasına örnekler vermiş. ben de size asıl chp halkı aşağılıyor diyebilirim ama bunu ispatlayamam. bu da benim yorumum olur. siz bu farkı anlamayıp bir de üstüne ispatı kolay diyorsunuz bunlar tamamen öznel yorumlar. yani ispat peşinde olduğunuz şey sizin yanlış bir düşüncenizden ve kişisel yorumunuzdan ibaret, ve evet tekrar etmek gerekirse gerçeği de yansıtmıyor. bu konuyu tam olarak anlamadıysanız zaten bu konuşmaya devam etmek de mantıklı olmaz..
0
ssyumusakg
(12.02.15)
akp ye alternatif olarak geçtim mhp'yi, chp'yi gösterenleri gördükçe bu adamların niye %50 oy aldığını daha iyi anlıyorum.

önce çarşaflılara rozet takıp ertesi günü memlekete medeniyet getiriyoruz diye meydanlarda çarşaf yırtan, ne yapsam da biraz daha oy koparsam yüzsüzü parti mi alternatif (chp)?

aslında faili belli olan faili meçhul cinayetlerinin katillerini kahramanlaştıran, sözde vatan uğruna işlenmiş cinayetleri yücelten, şimdiki gençlik yapılanmalarının bile küçük birer mafya örgütü gibi çalıştığı parti mi alternatif (mhp)?

dağdaki teröristten bağımsız konuşmaya bile korkan, iki yüzlü, elinde yetki yokken doğru konuşup (misal demirtaşın cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi beyanları) eline yetki geçince işine geldiği gibi davranan (özellikle güneydoğudaki belediyelerin icraatları),tek bir adamın isteklerini (apo) temsil ettiklerini iddia ettikleri kesimin istekleriymiş gibi lanse eden parti (hdp) mi alternatif?

yoksa ülke yönetecek kadrolara sahip olmayı geçtim özgün fikir üretmekten aciz diğer partiler mi alternatif?

tüm bu alternatifsizlik içinde ....................(onca şeyi yazmaya ne mecalim ne zamanım var) yapan ve bunu yüzsüzce yapmaya devam eden, düzeltme namına hiçbir girişimde de bulunmaya akp mi ana seçenek?

akp'ye oy vermeye vicdanım razı değil, diğerlerine oy veremeye aklım razı değil.

ben ne bok yiyem?
0
yemrem
(12.02.15)
akp nin oylarının düşmesi için akp nin oylarının gideceği bi parti olması lazım. öyle de bir parti yok.
ayrıca akp demek rte demek. çok ekstrem bi sevgi var akp seçmeninde rte ye karşı. şimdiki seçimde aslında kimse davutoğlu na oy vermeyecek, rte ye verecek.
ama chp, mhp, hdp de partideki liderin önemi yok. kim gelirse gelsin aynı oyu alır o partiler.
0
enkolaykullaniciadi
(12.02.15)
bakın dün bir taksiciyle konuştuklarımda geçenler.

- abi %98'i müslüman olan ülke, tabii ki ak parti'ye oy verecek.
- açık kadın çarşaflı ablama ninja derken iyi, çarşaflı ablam açık kadına orospu diyince kötü.
- her gelen hükümet kendi yedi, bununla en azından birlikte yiyoruz.
0
[silinmiş]
(12.02.15)
ayrıca bazı arkadaşlar basortusunun yasaklanmasindan korktugu icin chp'ye oy vermeyecek seçmenlerin varlığının saçmalığından bahsetmiş, buna inanmamış.

en yakınlarında bu travmayı yaşamamış insanların bunu anlaması tabi ki çok zor ama somut örneklerle anlatmaya çalışayım:

başörtüsüyle üniversite okurken bir gece çıkan kararla artık başındaki o "şey" ile okula gelemezsin denen bir ablam var. hep söylerler ya aile baskısıyla, koca baskısıyla türban takıyorlar diye (aslında bunu söylerken kadını nasıl aşağıladıklarının farkında bile değiller, neyse), bir ay boyunca babam başını açacaksın, ablam açmayacam diye direndi. sonunda baba baskısıyla başını açtı, okuluna devam edebildi, sonuçta daha mezun olmadan evlendi ve mezun olduktan sonra devletin militarize ettiği ablam çarşafa girdi. şimdi bu ablam kızının başörtüsüyle eğitimine devam edemeyeceği korkusunu taşıyor.

başka bir akrabam başörtüsüyle çalışırken, devlet kurumundaki yöneticilerin baskıları ve mobingleri sonucu başını açmak zorunda kaldı.

arkadaşlarımın üniversitenin girişinde başörtülerini çıkarıp utanarak peruk taktıklarını gördükçe ben onlardan daha çok utandım.

türkiyenin önde gelen hocalarından birinin üniversitede başörtülü bir öğrenci görürsem onu buradan kovarım, defol diye okulu inletirim diye gururla anfide modernlik nutuğu attığını da gördüm.

bunlardan bağımsız olarak, kutlu doğum haftasında okulda gül dağıttıkları için (bildiğin saplı, dikensiz, kırmızı, tek gül) uzaklaştırma alıp dönem uzatan arkadaşları da gördüm.

bu travmaları ve buna neden olan chp, dsp, mhp, anap, dyp vs. partileri görmeden "bu herifler din sömürüsü yapıyor, bu gerzek halk da bunu yiyor" demek, "walla balıklar suyun içinde nasıl boğulmuyor akıl alacak iş değil" diyen kafadan daha moron daha aptaldır.
0
yemrem
(12.02.15)
@douchebag :) süper. bizim chplilere sorsan bu taksiciye cahil derler, ama adam çok net konuşmuş.
0
dafuq
(12.02.15)
+1 cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam

katılmadığım yerler olsa da genel olarak çok doğru şeyler. aslında bu halk salak falan değil, sosyal demokrat ailede, amcaları akrabaları azılı sosyalist, çevresi milli görüşçü, köydeki akrabaları dinci, olabildiğince tuhaf bir çevrede büyüdüm. siyaset üzerine düşünen biri değilim ama hepsini gayet iyi gözlemleme şansım oldu. seküler bir ülke isterdim ama azılı bir romantik değil, realist bakış açısıyla bakıyorum ve ortadoğunun bağrındaki bir ülke için fazla şey istediğimi farkedip hemen uyanıyorum uykumdan. bu ülkenin 15-16 sene önceki halini dün gibi hatırlıyorum bir de.

bu ülkede özellikle cemaat-akp-abd ayrışmasının başladığı andan itibaren (2009-2010) müthiş bir rte diktatör algısı yükseldi. bir rte fanı olmasam da dış basının üzerine bu kadar gittiği adama ister istemez sempati beslemeye başladım son 3-4 yılda. çünkü iyi biliyorum o dış basının neyi sevip neyi sevmediğini. ayrıca gezi eyleminin bir goygoydan, serseri gençliğin oyun arayışından ibaret olduğunu düşünenlerdenim.

atatürk'ü eleştirenin hapse atıldığı bir ülkede rte diktatör demek ikiyüzlülük gibi geliyor bana, bu adam sesi travesti gibi çıkıp sahnede konuşurken ülke muhalefeti içten içe taşak geçti, benim orada gördüğüm şey samimiyetti, çabaydı. kim jong il'in kuzey koresi değil burası ama koluna k. atatürk dövmesi yaptıran adamların olduğu bir ülkeyiz şaka gibi, öyle bir hükümdar olmak ki 100 sene sonra bile vücutlara kazınmak. bu adamlar hüloğcuları eleştiriyor ve ben gülüyorum. komik değil mi? 2 tarafa da bakıp bakıp gülüyorum. sözlük ortamında o kadar anti-rte var ki, farklı bi görüş olsun diye o açıdan yaklaşıyorum şu an. zaten siyaseti hiç siklemediğim için kendimce acayip de objektif olduğuma inanıyorum. kimseden nefret edecek kadar siklememenin dayanılmaz hafifliği var üstümde.

sevgili kardeşlerim, siz rte'yi sevmiyorsunuz, ben de sevmiyordum ama benim nedenlerim bambaşkaydı. siz, diktatör olduğu için sevmiyorsunuz. ama asıl sevmeme nedeniniz diktatör olması değil, "sizin diktatörünüz" olmamasıydı. çünkü düşünceleriniz o kadar faşizan ki, başa geçseniz ülkedeki tüm dincileri gömecek gibisiniz.

bu ülke kürt lafını, alevi lafını ağzına alanların öcü gibi karşılandığı bir ülkeydi. bu ülke çok değil 15-16 sene önce kaldırımların kamusal alan ilan edilip türbanlılara kaldırımda yürümenin bile yasaklanmaya çalışıldığı bir ülkeydi(30 yaş ve üstü çok net hatırlar bunları). neyin özgürlüğünden bahsediyorsunuz siz?

özgürlük bir tek sosyal demokratlara veya kürtlere veya kapitalistlere özgürlük değil, özgürlükse herkese özgürlük. işte anadolu'daki senin salak dediğin çiftçi, rte denen diktatöre tam da senin diktatörüne aşık olduğun gibi aşık. o kadar sığ ve o kadar faşistçe. ondan bir kitap fazla okumuş olman seni müthiş özgürlükçü bir aydın yapmıyor. temelde aynı kafa yapısı. hatta kitap okuyup, mürekkep yalayıp bu kafada olmak bence daha aşağılayıcı.

rte'yi şu an bu kadar güçlü yapan 2 şey var: cumhuriyetten 15-20 sene öncesine kadar alttan alttan darbeleyen sol faşizmi, türban sorunu, ülkede tek bir gerçek sol liberal partinin olmayışı. o kadar sıkıldım ki bu ülkeden. sanki tepemde sağcı ve solcu filler tepişiyor, ezilen ben oluyormuşum gibi hissediyorum. ülkenin sosyal demokratlarına bıraksak şimdi 56k modemle internete giriyor olurduk. her yeri devletleştirelim, kpss'den 50 puan alan kadın gitsin kurumda akşama kadar solitare oynasın. aldığı maaşı beğenmeyip cıyak cıyak sendika eylemleri yapsın vs. vs. uyuşuk kardeşim bu ülkenin solu. sol iktidarda olsa biz nah görürdük hızlı treni, ucuz uçak biletini, kaliteli bir sürü hizmeti. sol uyuşuk. iş bilmez. kendi ailemden biliyorum ben bunları. sırrı süreyya da bunları söyledi diye adamı itin götüne soktular. iki günde yalayıcı oldu adam. halbuki sapından köküne kadar haklıydı gören göz için.

keşke şu ülkede özgürlüğün ne olduğunu bilen, kimsenin dinini, başörtüsünü, mini eteğini siklemeyen ve otu boku devletleştirmeyecek, ekonomiden anlayan bir sol partisi iktidar olsaydı ama keşke çalışkan da olsaydı. yemesinde gözüm yok benim, ülkesine kazandırsın, ne yiyorsa yesin. ecevit gibi fazla dürüst olmasın, fırlama olsun az, eli iş tutsun. bizimkinin sol anlayışı ülke sağcısından oy almak için ekmeleddini aday göstermek. ekmeleddini samimiyetsizce aday gösterdiğinde değil, travesti sesiyle gırtlağını yırtarcasına insanlara hitap ettiğin zaman, fedakarlık yaptığın zaman %50 oy alırsın. sonra çalsan da çırpsan da kimsenin gözüne gelmez. hakkıdır yesin koçum çalışıyor derler. bu yazdıklarım romantik bakış açılarıyla değil dünya gerçekleriyle alakalı. dünyada gerçekten herhangi bir başbakanın yemeden, çalmadan, karanlık işlere bulaşmadan süper işler çıkaracağına inanıyorsanız, gerçekten ağır romantiksiniz. ya da dünya sikine minare götüne, ufak bir iskandinav ülkesinin vatandaşısınız. burası kan gölü ortadoğu biraderim, hatırlatayım. bu topraklarda ecevit gibi temiz, dürüst adamlar değil, iş bitirecek pisikopatlar prim yapar.

amacım fütursuzca tartışmak değil, siyasi ideolojilerini hayatının hiçbir alanına yansıtmayan biriyim. herhangi bir sebepten kalp kırıntısı varsa özür dilerim. dediğim gibi, siyasete çok uzak ve kendince gayet tarafsız olmayı başarmış bir insanın türk soluna, kemalistine eleştirisidir bunlar.
0
calligrapher
(12.02.15)
ayrıca yeme olayında da şöyle bir algı var ve haksız da değiller:
adamlar yedi, yiyor ama tamam da hizmet de ediyor. peki, 80 yıldır kim neler yedide biz adam gibi hizmet görmedik?
0
enkolaykullaniciadi
(12.02.15)
yalandan da olsa umut verdiğinde halktan sana geri dönüş oluyor. demirtaş'ın cb seçimlerinde yükselttiği oya da, cem uzan'ın birkaç ayda aldığı %7 küsürlük oya da, komşuya da baktığımızda bunu görebiliyoruz. olayın solu, sağı yok pek. belli kesimin ihtiyacı olan o umudu en doğru biçimde aşılaman gerekiyor. ecevit de bunu yaptı, rte de. rte daha da ileriye giderek zamanla seçmeninin birer yol arkadaşı, kendisininse onların davalarına ortak sıradan bir kasımpaşalı olduğuna ikna etti insanları. dolayısıyla "ecevit nasıl oy aldıysa chp de pekala alabilir" gibi bir cümle sarf etmek biraz mantık dışı oluyor. rte'nin seçmeni gözündeki itibarı bu şekilde ekstra bir konumda olmasaydı kalkıp suçu muhalefete rahatlıkla atabilirdik ama durum öyle değil pek. ha bence de gerek yerel seçimlerde gerekse cb seçimlerinde oldukça beceriksizlerdi, orası ayrı fakat şu saatten sonra ne olursa olsun rte'nin işaret ettiği parti dışında hiçbir partinin şansı yok. buna ister cehalet deyin, ister korku ya da bağlılık, fark etmez.
0
soso
(12.02.15)
HDP ve MHP'nin alacakları oy kritik. Eğer bu partiler oylarını arttırabilirlerse, AKP'nin tek başına iktidar olması bile riske girebilir. Kürtler bu ülkenin ağırlığı giderek artan ve artacak olan en kritik grubu, onları görmezden gelerek hiçbir parti başarılı olamaz.

CHP ise Kemal Kılıçdaroğlu'nun onca çabasına rağmen özellikle sünni muhafazakar kesimden zor oy alır ki bu kesim ülkenin en aşağı yarısını oluşturuyor. Kılıçdaroğlu gerçekten çok çaba sarfediyor partinin söylemini daha kapsayıcı hale getirmek için, milletvekilleri neredeyse AKP'lilerden daha çok dini söylem kullanıyor ama olmuyor.
0
maxim gorki
(12.02.15)
@dafuq,
Aslinda ikiden fazla katilmadigim nokta var yazida, ancak konu dagilmasin diye hepsini soylemedim.

Konustugumuz konudan devam edeyim.

1) Din somurusu olmadigini iddia etmen cok komik. Hicbir basortulunun chp'ye oy vermeyecegini iddia etmen ayri komik. Bunu soyleyebilen kisi olarak karsindakini halki tanimamakla itham etmen bambaska komik. Chp'ye oy veren ve hayatlarinda basortusu olan sayisiz aile var. Sirf chp orgutlerinde hayatlarinda basortusu (ya da turban) olan sayisiz aile var. Ayrica ayni seyler Mhp'nin de hem oy tabani hem orgutu icin de gecerli. Aslinda bu tam da benim soyledigim noktayi gosteriyor: "karsi" tarafta yaratilan dusman algisi ve agir din somurusu. (argumanin devami icin @yemrem'e yazdiklarimla devam edebilirsin.) Akp'nin "onlar" dusman "onlar"dan cacik olmaz algisi yonetiminden baska bir sey degil.

2) Partiyle secmeni birbirine karistirma. Secmen cok genis, her turlu seyi diyen cikar. Akp tarafinda her turlu seyi diyen, karsisindakini asagilayan cikiyor. Ancak akp bunu parti olarak yapar, chp (ya da mhp) yapmaz. Fark bu. Cok onemli bir fark. Devlet yonetiminde hic olmamasi gereken bir sey.

@ssyumusakg,
Kisisel bakis acisi oldugunu iddia ettigin bir konuda ayni zamanda kendi gorusunun gercegi yansittigini iddia etmen celiski degil de nedir? Biraz oz elestiri lutfen, senden gelen her arguman faullu.

@yemrem
Yasadiginiz zorluklari goz ardi etmiyorum; tam tersine bu konular kullanilarak insanlarin somuruldugunu soyluyorum. Akp'nin yaptigi ve onemli gordugum seylerden biridir, sizin gibi haksizlik gorenlerin haksizligini gidermesi. Ancak bunu duzgun ve hakkaniyetli sekilde yapmadigini ve (belki senin icin kisisel oldugu icin anlayamayacaksin ama) bu konunun turkiye genelinde sandigin kadar onemli bir konu olmadigini gormen lazim, eger o kadar iddiali konusacaksan. Once kendini somurtmeyeceksin ki baskalarina bir sey derken yuzun olsun.

O yasaklarin darbe donemiyle iliskisi oldugunu, akp'nin bu yasagi neden cok degil 1-2 sene once kaldirdigini, niye bu konuyu hemen cozmek yerine iktidar oldugu yillar boyu surekli kasidigini, niye bu yasagi halka oldugu gibi (universite ve kamu kurumlari ile ilgili olarak) anlatmak yerine gunluk hayatta basindaki ortuye karisiyormus gibi anlattigini, niye chp'nin dinsiz ilan edildigini, chp ya da mhp'nin bu yasaklarda somut hangi noktada baglantisinin oldugu bunlari hep dusunmen lazim. Bunlari dusunurken de turkiye'de universite okuma oraninin %11 civarlarinda oldugunu, memuriyet oraninin da bunun yarisindan az oldugunu unutmaman lazim ki sorunun ulke capinda onemini objektif olarak kavrayabil (yani max %5). Bu, demek degil bahsi gecen sorunlar onemsizdi. Hayir cok onemliydi. Sorunlarla karsilasanlarin hayattaki onceliginin ornegin universitede basortusu olabilecegini anlayabilirim. Ancak bu tarz bir ozgurluk icin diger pek cok ozgurlugu, hirsizliklari, asagilamalari, baski ve kisitlari kabul edip tum vicdanini kapatip akp'ye oy veren buyuk cogunluk hakkinda daha tatmin edici aciklamalar yapmalisiniz.
0
f_d
(12.02.15)
din somuru ve başörtüsü konusuna takilan arkadaslar olmus.

başörtüsü korkusu varsa bu o kişinin dini ile ilgili somuruldugu anlamina mi gelir.

yoksa eskiden yasak olan birşeyi, kendisi ile ayni dunya gorusune sahip birilerinin kaldirmasindan dolayi duyulan minnet midir?

akp beni secmezseniz başörtüsünu yasaklarim dese neyse, boyle bir sey yok. aksine halk akp (ya da sp, bbp vs) yani kendi gibi muhafazakar bir iktidar olmadığında uzerine baski olacagindan korkuyor.

isterseniz basortusu diyin, isterseniz ana dilde konusma vs.

peki halk neden boyle düşünüyor?sizofren mi bu halk?

ya boyle olursa diye paranoya mi yapıyor?

yoksa daha once başına geldiği için biliyor mu?

yazdigim gozlemi okuyunca akp li oldugumu sanan arkadaslar olmus.

hatta okumus akp lilerin bile ne kadar bos ve sacma dusundugunu yazmis, yazarken cok edebi ve anlaşılır bir dil kullanmış.

yazisini tekrar tekrar okuduğumda insanların neden akp ye oy verdiğini anlar.

ben en son oyumu saadettin tantanin yurt partisi ne atmistim. ergenler bilmeyebilir. oy atacak parti bulamamis, eli sopali en psikopat olarak sadettin beyi gorup belki memleketi duzeltir demistim :)

adettendir; ailemde de annemden baska bas ortusu takan yok, 3 tane de ablam var.

fakat bu haksızlığa karsi cikmayacagim anlamina gelmez.

son bir not;

bu tur fikir alışverişlerinde seviyeyi kimlerin dusurdugune, kimlerin hakaret hatta kufur edip dalga gectigine iyi bakin. işte o zaman bu halk ile daha iyi empati yaparsiniz.

belki beni hala akp li olarak suclayanlar olur. son bir not daha,is yaptığım bolge akp belediyesi. gecen secim chp kazansin diye cok dua ettim, çünkü iliskilerim cok kuvvetli. ama yine akp kazandi.

akp degil de chp kazansa idi istediğim gibi almayi umdugum imar durumlari ile normalden 8 daire daha fazla uretebilecektim :)

mobilim, sporda bisiklet ustundeyim. yanlısim olduysa kusura bakmayin.
0
cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam
(12.02.15)
fd, konuyu iki kişinin tartışmasına dönüştürmemek için size daha fazla cevap vermemeyi seçiyorum zaten belli ki aynı dili konuşamıyoruz. sevgiler
0
ssyumusakg
(12.02.15)
Aslı AYDINTAŞBAŞ'ın 30 mart seçimleri öncesi yazdığı bir yazı var. Lütfen okuyun. Tam tartıştığınız konuyu özetliyor.

www.milliyet.com.tr

SEÇMEN İLKESİZ AMA RASYONEL

Geçenlerde kamuoyun araştırmacısı Adil Gür’le sohbet ederken, vatandaşın yolsuzluklardan çok ‘ekonomik istikrarı’ önemsediğini söylediğinde, şaşırmıştım.
Ertesi gün gazetelerde KONDA’nın da benzer bulgular içeren araştırmasından söz ediliyordu. Buna göre, vatandaşın % 77’si 17 Aralık sürecinde yolsuzluk olduğu kanaatinde; ancak % 47’si Ak Parti’ye oy vermeyi düşünüyor.
Bunu nasıl yorumlayalım? Haftalardır sayfa sayfa yolsuzluk operasyonunun detaylarını, internette devlet imkânlarıyla yapılan olmadık işlerin telefon tapelerini okuyoruz. Konuşulan rakamlar, çoğumuzun hayal bile edemeyeceği uçuklukta. Standart bir Batı demokrasisinde bu iddiaların onda birinin 77 kere iktidarı alaşağı edeceğini biliyoruz. (Bırakın saati ya da işadamlarından gelen kişisel kıyakları, Almanya’da siyasetçi Cem Özdemir, iş için aldığı uçak biletlerinden kazandığı ödül millerle kendine tatil bileti aldığı için istifa etmek zorunda kalmıştı.)
Peki, Türkler farklı mı? Tayland’da, İngiltere’de, Japonya ya da ABD’de skandal sayılan işler, burada neden ”Adamlar çalıyor ama iş de yapıyor” refleksini doğuruyor?
Bana sorarsanız şeçmen, ilkesiz de olsa, kendi açısından rasyonel seçimler yapıyor. Bakın anlatayım...

İSTİKRARIN BÜYÜSÜ: Adil Gür, seçmenin yüzde 80’inin şu ya da bu şekilde ‘borçlu’ olduğunu (kredi, banka, vergi, araba taksiti vs) ve bu yüzden de her şeyden çok ekonomik gidişatı önemsediğini söyledi. Vatandaş, günlük hayatla ilgili şikâyetleri olsa da cebine giren paranın azalması ihtimalinden tedirgin. Bu anlamda muhalefet partileri ekonomi yönetiminde başarılı olabileceklerine dair güçlü bir vizyon ya da kadro sunmuyor. Ak Parti’nin 2011’den beri kullandığı ”İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün” sloganı da işte tam bu yüzden seçmen nezdinde etkili. Ekonomi kötüye giderse, sandıkta bunun hesabını soracak. Ancak ekonomi hâlâ iyi kötü dengedeyse, o zaman maceraya girmek istemiyor.

ERDOĞAN’IN STRATEJİSİ: Başbakan’ın çok etkili bir hatip olduğunu söylemeye gerek yok. Yolsuzluk iddialarını külliyen reddediyor. Bunu yaparken de tartışmayı ‘yolsuzluk’ boyutundan ‘devletin bekasını tehdit eden paralel devlet’ konusuna yönlendirmeyi başardı.

‘ADAMLAR İŞ DE YAPIYOR!’: Medyada tanıdığım herkes Melih Gökçek’in Ankara’ya Boğaz getiren(!), dinozor parkından tutun da her türlü fantastik öğe içeren seçim kampanyası tanıtım toplantısıyla alay ediyor. Gel gör ki, insanlar medyanın alay ettiği o ‘proje’ işine bayılıyor! Çünkü hayatlarını olumlu etkiliyor. Kanal İstanbul’dan tutun da Gökçek’in ‘kitchistan’ projelerine kadar vatandaşın önüne koyduğunuz görsel, cafcaflı ve mevcut gri varoş hayatını renklendiren, çeşitlendiren her atraksiyonun seçmen açısından belli bir cazibesi var. Üstelik Ak Parti’nin ‘atmadığını’, iktidarda olduğu bazı illerde başarılı bir yerel yönetim sergilediğini de biliyor. Hal böyleyken insanlar ‘şikâyet’ sunan muhalefet yerine ‘güzel hayaller’ resmeden iktidara meyledebiliyor.

İDDİALARI DUYMUYORLAR Kİ: Medyanın bir başka hatası, sokaktaki insanın da gazeteciler gibi her gün internetteki tape ve yolsuzluk haberini okuduğunu sanmak. Fakat durum böyle değil. Türkiye’de 16 milyon IP numarası var ama bilgisayar başındaki vatandaş bundan daha az olmalı. Unutmayın, 17 Aralık operasyonu hükümetin hukuka el koymasıyla fiili olarak durduruldu. Yapılamayan 2. ve sonraki operasyonlar hakkında yayın yasağı var. Memleketin birçok yerinde insanlar ne ‘medya havuzu’ ne de ‘villa’ gibi meseleleri duymuş değil.

RAKAMLAR FAZLA UÇUK: Bir de unutmayın, seçmen açısından günlük hayatta rüşvet ve yolsuzluk yok. Bürokratik işlemler büyük ölçüde kompüterize. Haliyle herhangi bir devlet dairesinde işinizi çözmek zarf içinde memura 50 TL uzatma gibi bir zorunluluğunuz yok. İddia edilen yolsuzluk, çok daha yüksek rakamlı ve rakımlı yerlerde, insanların günlük işleyişinde göremedikleri bir dünyada cereyan ediyor. 100 milyon dolar gibi rakamları algılamamız bile pek mümkün değil. İnsana masal gibi geliyor. Seçmenin haberde okuduğu bu uçuk meblağları ‘kendinden çalınmış gibi’ görmesini sağlama işi, muhalefete ait. Ancak muhalefet de somut olarak seçmene bunu anlatabilmiş değil.
Haliyle seçmen açısından yolsuzluk, kendi hayatını etkilemeyen, çok uzaklarda, iş yapan bir iktidarın katlanılması gereken ‘dikeni’ olarak görünüyor. Yukarıda saydığım parametreler (söylem, ekonomi, muhalefetin etkisi) değişmedikçe de yerel seçimde büyük sürpriz beklememek lazım.
0
corneillus
(12.02.15)
@sesgetireceknick,

O konunun niye somuru oldugunu yukarida acikladim. Temelsiz korku ve kutuplastirma politikasi var ve din buna alet ediliyor. Dinini sevenin bunu fark ettiginde buna karsi cikmasi lazim.
0
f_d
(13.02.15)
(11)

ülkem sosyal demokratı, sosyalisti niye demirtaş reklamı yapıyor?

mistreated
selamlarsamimi, harbici, etik, böyle özü sözü bir görünen, demokrat özgürlükçü, muhalif basının susturulamayan sesi falan abilerin çoğu söz birliği etmiş gibi demirtaş'a sempati duyuyor, dediği güzel sözleri gaza gelip manşetten veriyor falan fakat bu adam son tahlilde istediğini zorla kabul ettirme
selamlar

samimi, harbici, etik, böyle özü sözü bir görünen, demokrat özgürlükçü, muhalif basının susturulamayan sesi falan abilerin çoğu söz birliği etmiş gibi demirtaş'a sempati duyuyor, dediği güzel sözleri gaza gelip manşetten veriyor falan fakat bu adam son tahlilde istediğini zorla kabul ettirmeye çalışan zorba bir örgütün siyasi kanadının başında. ne kadar demokrasi özgürlük nutku atsa da hem iktidara gelmesi imkansız olduğundan, hem de son tahlilde zorbalığı temsil ettiğinden söyledikleri pek akla yatar gelmiyor. ağza bal çalıyor. yani başbakan demirtaşın muhteşem kadroları ile türkiyenin ab'ye girdiğini falan düşünemiyorum (keşke düşünebilsem) :)) tamam chp'yi biraz ulusalcı biraz sosyal demokrat arada kalmış ne isaya ne musaya yaranabilen bir parti gibi görüp sarıgül gibi adamlar yüzünden antipati besleyebilirsiniz. akp'nin laciverdi, sistem partisi diyebilirsiniz de neden bdp yani? özgürlük mücadelesi veren romantik gerilla fantezisi mi acaba?

kürt siyasi mücadelesi az çok başarılı oldu, adamlar zorla, şiddetle de olsa sözlerini duyurdular, istediklerini kabul ettirdiler, çok insan acı çekti, öldü ama sonuçta ilk durum ve son durum karşılaştırıldığında adamlar iyi bir noktadalar (ben şucu ya da bucu değilim, beğenin beğenmeyin gerçek bu), ama sonuçta pkk eli silahlı, yarın ne edeceği belli olmayan bir örgüt. özgürlük mücadelesine sempati duyulabilir de kendince değerleri olan, ilkeli olma peşinde koşan adamların gidip bdp sempatizanı olmasının asıl sebebi nedir? ehven-i şer olduğundan mı? hayaller dünyasındalar mı? tutunacak tek dalları bdp kaldı da ondan mı? nedir yani?

ek soru: demirtaş'ı samimi buluyor musunuz? samimi buluyorsanız bundan nasıl emin olabiliyorsunuz?
0
mistreated
(10.02.15)
bdp de sistem partisi. bi bok olacağı yok ama tarafımız belli olsun.
0
namus ninjası
(10.02.15)
özetle fikrimce bu söylediğinin nedeni ;

yurtsevercephecilikle sovyet romantizmi arasında bir sarkaç gibi gidip gelerek kendi dokusunu(öğrenci-işçi hareketi temelinde) oluşturamamış oluşturmak istendiğinde de kafası koparılmış bir sol cenah ile karşı karşıya olduğumuzdan ötürüdür ki demirtaş ın söyledikleri kimi kalemlerce desteklenmektedir. yani chp ye oy verilmek istenmiyor, diğer sol partilerden teşkilatlansa da başarılı bi seçim çıkarabilecek olan yok(seçim çalışması çok başka bişey bildiri dağıtmak gibi değil ki) diye düşünülüyorsa diğer sol partiler de yok onun sapı bunun çöpü diye birbirleriyle birleşmiyorlarsa adamlar bir de bu var o zaman diyor gibi geliyor bana.
Bir de şöyle bi yazı okudum da insanın inanası gelip gelip gidiyor:

www.birikimdergisi.com
0
gis
(10.02.15)
ben şans vermiştim kendisine ancak bir halt olmayacağını anladıktan sonra söylediklerini dahi dinlememeye karar verdim. oldukça iyi bir siyasetçi, bu kesin ancak omurgasız. gerçi siyasetçiliğin fıtratında mı var omurgasızlık, o da ayrı mesele. her seçimden önce ilkelerden ve sistem partisi olmadığından bahsedip duran kişinin seçimler geçtikten sonra sistemin ta kendisi olduğunu belli eden hareketleri kendisinin yeterince ilkesiz olduğunu gösteriyor kanımca. yani gelip parklarda falan oy koparmak adına hikayeler anlatmasaydı samimi bulurdum belki.
0
soso
(10.02.15)
Açıkçası hiç bir politikacıyı yada partiliyi davranışlarını yahut söylemlerini savunacak kadar samimi bulmuyorum. Bu durumda düşündüğüm tek şey boş yada geçersiz oy atma olasılığımda bunun içlerinden hangisinin daha çok işine yarayacağı oluyor. Sonrası gayet açık zaten.
0
gis
(10.02.15)
akp'lilerde nasıl uzun adam hayranlığı varsa hdp'lilerde de demirtaş hayranlığı var.
kesinlikle samimi bulmuyorum çünkü akp nasıl rte'nin ağzının içine bakıyorsa hdp de öyle öcalan'ın ağzının içine bakıyor.
bdp özgürlük,adalet,hak derdinde olsaydı gezi'yi sahiplenirdi.
0
rakicandir
(10.02.15)
@ gis

ben de tam bundan bahsediyorum bir parmak bal çalıyor diye. böyle güzel güzel efendi efendi konuşmayı tayyip de biliyor eminim. demirtaş ulusalcı-milliyetçi-tayyipist kesimlerden oy alamayacağını biliyor. devşirebileceği en garanti oy (atıyorum) yaklaşık yüzde 2-5 arası ağırlığı olan, eğitimli ve diğer partilerin söylemlerinde kendini bulamayan kesim. demirtaş birikime falan röportaj verip t24'ün, diken'in manşetlerine çıkarak yüzde 2-3 de buradan alsam diye hesaplıyor olamaz mı? siyasetin nasıl bir laf döndürme sanatı olduğunu hepimiz biliyoruz. zaten büyüsü de orada. bu yazılanları "vay be tam benim düşündüğüm gibi" diyerek de okuyabiliriz, "vay goygoycu ne palavralar sıkmış" diyerek de.
0
🌸mistreated
(10.02.15)
Ben bir liberal olarak Selahattin Demirtaş'ın cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesindeki söylemlerini sevmiştim. Ne kadar samimidir bilemem, BDP'ye bir sempatim yok ama Selahattin'e kötü bir göz bakmıyorum şu an. LDP'ye oy vermeyecek olsam ona verebilirdim belki.
0
i was made for you
(10.02.15)
Caresiz ve karamsarlar.

Turkiye sosyalist hareketi diye bir sey kalmadi,

Ortada kalan tek hareket kurt ulusal hareketi, o da ezilen ulus muhabbetinden vazgeceli uzun zaman oldu, yani bir burjuva hareketine evrildi ve buna ragmen elde avucta baska bir sey olmadigindan oturu, caresiz bir sekilde turkiye devrimcilerinin cogu kurt burjuva hareketini destekliyor.

Aslinda bu durum, turkiye devrimcileri acisindan, carklarin bir yerinden kirilmasi umudu disinda bir sey degil. Gerisi palavra.

Bu kafayla da her sey daha da cikmaza giriyor.

Yakin gelecekte bu kurt burjuva hareketi cokecek. Cunku yaptiklarini sandiklari cozum sureci ve buna bagli anlasmalar cozulecek. Olduklari yere cakilacaklar. Bu tip islerin karsitlarin uzlasmasiyla saglanamayacagini yasayarak ogrenecekler.

Kaldi ki her seyi bir yana birakin kurt hareketinin hangi temsilcisi planli ekonomiden yana olabilir? Adamlar kendi iclerinde seriatcilari bile barindirir oldu,
0
kosun lan mevzu var
(10.02.15)
@mistreated

zaten diğer partilerden oy devşirmesi gerektiğini kendisi de açıkça söylüyor. iktidar dışındaki tüm partiler için geçerli bir durum, % 10 luk baraj yüzünden bu durum hdp için daha hayati hal alıyor.Bununla birlikte hiçbirisi de sözde "taban"ını kaybetmek istemiyor gerçi chp ne yapsa tabanından yiyor o ayrı :)

şu an seçimin demokratikliğinden bile bahsetmek güçken adayların samimiyetini ölçüt almak ne derece işlevsel olabilir ki? ülke demokratik filan değil diyoruz da seçimlerdeki trafoya giren kedilere gelene kadar katılıma,baraja,sayımdaki şeffaflığa yüklenilmiyor ki anasını satayım! neden çünkü zor geliyor. oy sayımı ve teslimi sırasında hakkı olmasına rağmen kim bekliyor ki.oyunu atıp gidiyor sonra face te boy boy yakılan oy pusulaları paylaşılıyor. Bana çok sahte bi tavır geliyor bu.
Dolayısıyla eğer sen seçmen olarak bir şeyleri göze alıp "hareket" anlamında bir volume yaratamıyorsan bu ille sol değil ne bileyim bu partilerden hiç birine oy vermek istemiyorsak ve oy verdiğimiz parti meclise girsin istiyorsak misal yatıp kalkıp neden barajı düşürsün diye ses çıkarmadık da bu kadar seçimdir tüm mekanizmaya nüfus etmesine izin verdik???
eğer birilerinin daha o kadar da bıçak kemiğine dayanmadıysa söylemlerle yönlendirilmeye bu kadar açıklarsa partiler de sistemin usüllerince kendi yolunu açar.

sihirli sözcükse istikrar. kimse risk almak elindekinden olmak istemiyor. üstelik ülkede çoğunluk daha piramidin temel ihtiyaçlar basamağını aşıp kendini gerçekleştirme ve birey olma aşamalarına varamamışken... işte tam da bu yüzden kişinin kendini birey olarak olamasa bile parçası olarak önemli hissettiği ve kabul görmek için farkında olmadan hayatını ona göre şekillendirdiği çoğunluğun kültürel yada ideolojik öğelerine vurgu yapılarak her türden seçmen rahatlıkla ikna edilebiliniyor.
0
gis
(10.02.15)
biraz moda akım oldu bu.
geçenlerde twitter'da genç bir pkk'lının kobani'ye baktığı bir fotoğrafı kullanıp pkk eylemcilerinin romantikleştirildiğini (akım anlamında) bile gördüm.
birkaç şiirsel, devrimci söz yapıştır, bir fotoğraf ekle tamam.

o pkk'lıya sorsan bu yapmaya çalıştıklarını belki de götüyle gülecek. ne devrimciliğinden bahsediyorsunuz?

şu an baktığında hdp'yi hdp'lilerden çok bu bahsettiğimiz yeni arayış içindeki sosyalist kanat sahiplendi.
eskinin 10. yıl marşı söyleyip ahmet kaya'ya bıçak fırlatanları şimdi hdp'li kesildi başımıza.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(10.02.15)
1. zorla kabul ettirmeye çalışan zorba bir örgütün siyasi kanadının başında evet. ama neden? çünkü 100 yıldır ellerinden her türlü hak alınmış, zulüm görmüş bir halkın örgütü bu. kimse dağa çıkayım onu bunu vurayım diyerek başlamadı bu işe. sen birinin özgürlüğünü elinden alır, silahı da tek çare olarak bırakırsan sonuç bu olur. 20 sene önce mecliste kürtçe konuştuğu için 15 sene hapis yattı o milletin vekili olarak seçtiği bir insan. zorbalıkmış silahmış vs geçiniz.

2. demirtaş başbakan olsa 3 senede ad'ye gireriz emin ol. ab kürtlere ve kürt hareketine verdiği desteği araştır çünkü belli ki bilmiyorsun. hatta ab'ye girme yolunda en ileride olduğumuz zamanlara bak, hepsi kürt açılımıyla ilgili. leyla zana'yı hapisten kim çıkardı ona da bak bi istersen.

3. romantizmin r'sinin olmadığı anlamak için kürt bölgesine bir ziyarette bulunmanı öneririm. diyarbakır, van, şırnak, hakkari vs bir dolaş gel. türkiye istanbul'dan izmir'den ibaret değil.

4. samimi buluyorum ama emin değilim. kimsenin samimiyetinden emin olamam, o yüzden adı samimiyet. atatürk, rte, ecevit, kılıçdaroğlu, türkeş, demirtaş istediğini sayabilirsin. kimseden emin olamam, ama tercih ederim birini.
0
ack3000
(11.02.15)
(2)

Zen Budizmi 101

female demon
başlangıç olarak hangi kitaplar okunabilir?
başlangıç olarak hangi kitaplar okunabilir?
0
female demon
(07.02.15)
Jack Kerouac - Zen Kaçıkları
0
cherokee rose
(07.02.15)
alan watts'ın the way of zen kitabıyla shunryu'nun zen mind, beginner's mind kitabı. ikisinin de türkçe çevirisini arayıp bulamamıştım zamanında ama sade, anlaşılır dille yazılmış kitaplar, sorun olmayacaktır ingilizce yeterliyse.
0
soso
(07.02.15)
(2)

Pegida türkiye kolu var mı ?

cenkist
https://www.facebook.com/pegidaturkey?ref=ts&fref=ts bu sayfayı kim niye kurar ki ? Bizim alamanlaşmıs türkler mi acaba :)
www.facebook.com bu sayfayı kim niye kurar ki ? Bizim alamanlaşmıs türkler mi acaba :)
0
cenkist
(05.02.15)
pegida islam karsiti. her turk musluman degil.
0
cedex
(06.02.15)
anca dresden'da yeterli destekçiye sahip olan saçma sapan bi örgütün türkiye ayağını görmek güldürdü.
yarın, öbür gün o sözde islam karşıtlığı genel olarak göçmen karşıtlığı kıvamına dönüşürse görürüm ben bunları. klasik akıl fukaralığı, ne diyeyim.
0
soso
(06.02.15)
(12)

Çekirdek Kahve

vincentvega
Kendim çekip kahve yapcam, sturbucks kullanıyorum genelde. Sizin önerileriniz?
Kendim çekip kahve yapcam, sturbucks kullanıyorum genelde. Sizin önerileriniz?
0
vincentvega
(31.01.15)
tchibo. bence daha taze.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(31.01.15)
Onun hangisi acaba. Bi kaç çeşit varya.

Bende belirtmeyi unutmuşum house blend kullanıyorum genelde.
0
🌸vincentvega
(31.01.15)
soso
(31.01.15)
hatırlamıyorum ki adını evde de değilim. ama orta sertlikte bi kahveydi.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(31.01.15)
Starbucks house blend'i bilemiyorum ama farklı damak tadına sahip iş arkadaşlarım üzerindeki Tchibo kahve deneylerim üzerinden vardığım sonuç Brazil Mild ve Guatemala türlerinin daha çok beğenildiği. İnternet üzerinden diğerlerini de deneyebilirsiniz elbette ama beğenmeme durumu olabileceğinden bir mağazasına giderek hepsinden ayrı ayrı 50-75 gr falan alarak denemeniz. Sevdiğiniz 1-2 türü de karıştırabilirsiniz daha sonrasında size kalmış.
0
candanag
(31.01.15)
geçen hafta starbuckstan sumatra dark roast alıp çektirdim french press için
çok leziz, tavsiye ederim
0
probiyotik
(31.01.15)
Şu an Starbucks- sumatra yaptım evde içiyorum. Dark istersen bence tercih etmelisin.
0
klorlu su boregi
(31.01.15)
urban coffee
e-gurme
coffeenutz
kahvefabrikası
baristasepeti
0
inheritance
(31.01.15)
tchibonun guatemala dışında güzel kahvesi yok
0
kablelvuku
(31.01.15)
arkadaslar cevaplariniz icin cok tesekkurler. Peki bunlardan en kremamsi ve kopuklu olani hangisi ola ki?
0
🌸vincentvega
(31.01.15)
yıllardır kahve içerim hiç kremamsı ve köpüklü kahve kahve görmedim, o ne demek ki?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(01.02.15)
Kıvam olarak daha yoğun ve köpük tabakası var üstünde. Yani espressoya benzer nitelikte. Yani özkütlesi daha yüksek de diyebilirim. Görmemiş olabilirsiniz fakat anlamamanıza şaşırdım gayet basit bir türkçe ile yazdım açıkçası :) izmirde %100 rest coffee & more da böyle geliyor filtre kahve, açıkçası çok beğeniyorum. Bir de sanırım chemex ile yapılan filtre kahvelerde ama emin değilim. Emin olsam alcam :)

@proletarier aller lander vereinigt euch
0
🌸vincentvega
(04.02.15)
(1)

Orgtan midi klavye olur mu?

reyals
Ben bu dedeyi bağlayıp ablteton live'da midi klavye olarak kullanabilir miyim?Evetse neye ihtiyacım var?
Ben bu dedeyi bağlayıp ablteton live'da midi klavye olarak kullanabilir miyim?

Evetse neye ihtiyacım var?
0
reyals
(31.01.15)
midi kablosu alacaksın, klavyenin midi çıkışından bir ara aparata (midi'den usb'ye çevirecek) gireceksin. oradan da usb kablosuyla bilgisayara.
o aparat dediğim şey de şu: www.compel.com.tr başka da vardır elbet daha uygun fiyata, bakmak lazım.
0
soso
(31.01.15)
(32)

bu karikatür hakkında düşünceleriniz nedir?

nickimi yermisin
Sb.http://imgur.com/Pa00k8V
0
nickimi yermisin
(31.01.15)
Üzücü ama gerçek.
0
IncredibleMau
(31.01.15)
Sacma
0
selam
(31.01.15)
çok orospu çocuğu var.
0
rygard
(31.01.15)
İfade özgürlüğü şahane şekilde kullanılmış. Allah Allah, ortada kutsal değer de yok. Neden sinirlendiler ki??
0
m e b
(31.01.15)
çok gerçekçi olmamış. şangırlop diye şişe mi kırılırmış?
0
air
(31.01.15)
Yüzde yüz doğru bir karikatür
0
mountaincat
(31.01.15)
Salakça olduğunu düşünüyorum.
0
pandispanya
(31.01.15)
mal indikatörü
0
namus ninjası
(31.01.15)
polisi temize çıkarmış kötü bir karikatür. bu karikatüre bakan kişi polisin tertemiz bir şey olduğunu düşünür lakin biliyoruz ki öyle değiller. zira molotof atmayanı da sokak ortasında döverek öldürebilecek tıynetteler.
0
mesglsn sanirm bn yatiyrm
(31.01.15)
@meb kardeşim seni Allah'a havale ediyorum. karikatüre diyecek bir şeyim yok.
0
doxanikee
(31.01.15)
akp'li dezonformasyonu. sıkıcı derecede sık görülen bir şey. herhangi bir düşünce ya da his sahibi olmaya değer bir şey değil.

@m e b en azından bundan rahatsız olanlar ellerinde tüfekler ile gidip bu karikatürü yapanı öldürmez, bundan diğer rahatsız olanlar da "hayır onlar öldürmedi. israil'in oyunu, kesin abd'nin parmağı var" demez. sorun yok ondan.
0
nawar
(31.01.15)
He bacım, mesele bu kadar basit zaten. Bana vurdu, hadi öldür.
0
cetoxim
(31.01.15)
@nawar +1
0
cetoxim
(31.01.15)
mal indikatörü +1

yanlı. polise yapılan hareket sonrası polisin müdahalesi orantısızlık dışında haklı, o da can. sevmesem de genel olarak.

sosyalist tanımından bence bihaber. cahilin lafını da bazen umursamayacaksın.

ya da gidip evini basıp hepsini öldürelim, kafalarını keselim. farkımız kalmasın. insanlıktan çıkıp gideriz, birbirimizi kırar, doğaya kendini toplama şansı veririz.
0
bir ileti paylastim
(31.01.15)
@Doxanikee + @nawar : ama hep bundan dem vurulmuyor muydu bu sosyal mecralarda? İfade özgürlüğü bir tek islam aleyhine olunca mı güzel? Bakın burada kutsal bile olmayan bir konuya dair çizilen karikatür bile buradakileri deli etti. Oysa hep dediğim gibi, sınırsız özgürlük isteyenler nedense iş kendilerine dokundu mu ilk onlar alev alıyor.


Ayrıca ben islam adına kafa kessinler demiyorum.
0
m e b
(31.01.15)
@m e b ben olay çıkarmadım. ifade özgürlüğüne aykırı olacak bir şey demedim. yani dediğin tutmuyor bende. tabii baştan aşağı dezenformasyon olması hoşa gitmeme ve/veya kızma sebebi olabilir. yoksa kimse "nasıl böyle bir şey yaparlar!!" deyip olay çıkarmıyor.

anlayamadığınız olay şu; ifade özgürlüğü "senin yaptıklarından/söylediklerinden rahatsız olmayacağım" demek değil. hiçbir zaman da olmadı. ifade özgürlüğü seni, senin düşüncelerinden dolayı yargılamayacağım, sansürlemeyeceğim veya yaptırım uygulamayacağım demek.
0
nawar
(31.01.15)
@meb
öncelikle şunu anlaman lazım(aslında biliyorsun ama çarpıtmak işine geliyor); benim bir şeye kızmamla onun yayınlanmasını engellemeye kalkmam farklı şeyler. ifade özgürlüğünü savunmam hiçbir şeye kızmayacağım anlamına gelmiyor.

olgunluk şunu gerektirir, kızdığım veya öfkelendiğim şeylerin dahi yayılmasına mani olmam, bunu yapanlara saldırıda bulunmam. yaygın örnek çarli olayında Müslümanlar kızgınlıklarını geniş çapta protesto eylemleri ile ortaya koysa, kendi çaplarında boykot gibi yollara girişse, hukuki yolları denese kimse bundan rahatsız olmazdı.

bir iki laf da karikatüre etmek istedi canım.

bu karikatürü beğenen insanlar, en temel haklardan biri olan gösteri ve yürüyüş hakkını yok sayıyorlar. mesele insanların bir yere zarar vermesi falan değil, insanlar son derece sakince gösteri yapsalar bile toplumun bir kesimi bundan rahatsızlık duyacak. niye duyduklarını bile bilmeden itiraz edecekler.

"biz bile sesimizi çıkarmıyoruz, sana ne oluyor" kilit cümle bu. bu ülkede herkese güce karşı sessiz olup pısması öğütlendi. birisinin aykırı ses çıkarması diğerlerini kızdırıyor. Molotof falan hikaye kısmı. bu ülkede insanların ezici çoğunluğu "eylem yapan kız oruspudur, yolludur. eylem yapan erkek teröristtir" savıyla geziyor. öldürülmeleri yine toplumun ezici çoğunluğu tarafından meşru görülüyor.

neden? "biz sesimizi çıkarmaya cesaret edemedik, onlar hangi cüretle bizi beceren devlet gücüne ses çıkarabilir!!!"
0
doxanikee
(31.01.15)
ya şu ifade özgürlüğü olayında nasıl bir kavram karmaşası yaşıyoruz arkadaş. evet bu karikatür de ifade özgürlüğü kapsamında ele alınır, bu yüzden de cezalandırılmamalıdır. ancak isteyen de kendi ifade özgürlüğünü kullanıp karikatürü eleştirebilir. "hani ifade özgürlüğü vardı" diyerek de aslında bir başka ifade özgürlüğüne karşı geliniyor, baya komik. adam çizmiş, bence boktan. bu kafa, lobna'yı otururken kafadan vuran polise de börek çörek uzatmamızı bekleyenle aynı kafa hani. bu yüzden eleştirilmesi doğal ama kalkıp da kimse bunu çizeni cezalandıramaz.
0
soso
(31.01.15)
Insanlar bir seyler dusunur, karikatur cizerler. Bunu dusunuyorum sadece.
0
delifaruk
(31.01.15)
Saldırgan buldum.
0
yirmisantim
(31.01.15)
Bahsedilen kişi Berkin Elvan bi de. Artık dünyada bile olmayan bir "çocuğu" buna meze yapmak bile tek başına kansızlık bence. İlla bişey ima edeceksen başka bir figür koy oraya amk. Çocuğun kaşlarıyla, ten rengiyle ve bunların sonradan düzeltilmesiyle dalga geçmek de dahil olmak üzere; yaratılan yalana zaten hiç değinmiyorum bile; baştan sona ucuz, beyinsizce ve kötülük barındıran bir çizim.
0
pandispanya
(31.01.15)
@Nawar: ben de o zaman sizin üslubunuzla yanıt vereyim: ben de ifade özgürlüğü adı altında hakaret edenlerin kafası kesilsin demedim. Ama siz kalkmış "en azından kafa kesme olmadı" diyorsunuz bana.

@Doxanikee: e, berkin elvan'i seven biri kalkıp bu karikatürü çizeni kesse, bundan tüm "berkin elvan sevenler" mi sorumlu tutulacak ve hep bu kötü örnek hakkında mı tartışılacak?
Neden yanlış bir hareket yüzünden tüm kesimi suçlayalım? İfade özgürlüğü ne zaman ifade özgürlüğü olmaktan çıkar? Ben bu ikiyüzlülüğü dile getirmek istedim. Yoksa ifade özgürlüğü ile hakareti vs. ayırt edebiliyorum.
0
m e b
(31.01.15)
@meb: hangi ikiyüzlülük?

bir tarafta karikatüristler tutuklanıyor, gazeteden atılıyor ya da haklarında ardışık davalar açılıyor.

bunu çizene kim ne yapmış peki? özgürlüğün çift taraflı talebi mi bozuyor sizi? başkaları çizemezken üstelik de doğru olmayan bir sunum mu özgürlük?

ayrıca elvan'ı destekleyen karikatürler yapılsaydı bu tam oalrak suç olmazdı çünkü 14 yaşında bakkala ekmek almaya giden bir çocuk öldürüldü. bunun nesini tartışacaksınız ki? bunları eleştirmek ne zaman suç oldu ki sizin tabirinizle de hoşgörü kelimesi anlamca karşılığını bulsun?

bir çocuk öldürüldü denmesi mi hoşgördüğünüz? sağolun?!

eşit değil karşılaştırdığınız durumlar, daha onu teslim etmiyorsunuz ya neyse.
0
godoşu beklerken
(31.01.15)
@m e b ortada herhangi bir sansürleme çabası yok, mahkemeye verip hapse attırmaya çalışmak yok, gidip kimse kimseyi öldürmüyor e o zaman bunun nesi iki yüzlülük? hala göremedik söz edilen iki yüzlülüğü.

fark şu madem charlie örneğinden gideceğiz, o karikatür ve benzerleri sonrasında binlerce müslüman sokaklara dökülüp dinimizle dalga geçenlere ölüm diye sloganlar atıp, pankartlar açıyor, bu duyuruda "akıllanmamışlar/dersini almamışlar" diyenler oldu bu ölümlü olaylar sonrasında. onun dışında sansürlenmeye çalıştı cumhuriyet yayınlamayı düşününce. bak öldürmelerden, tehditlerden söz etmedim bile. işte bu direkt olarak ifade özgürlüğüne tecavüz. zaten laf edilen de bu. yoksa rahatsız olan müslümana "rahatsız olma" diyen yok. şurada bunun benzerini yapan kimse yok. yani tekrar etmek gerekirse bir iki yüzlülük yok.
0
nawar
(31.01.15)
@Godosu beklerken: yahu zaten benim demek istediğim şey şu: bu özgürlüğün sınırını kim neye göre belirliyor? Size göre Berkin Elvan'in üzerinden eleştirel karikatür yapmak bile tartışmaya kapalı ise, diğer karikatüristlerin eleştiri çekmesini neden eleştiriyorsunuz o halde?

Ayrıca karikatürü kim yaptı bilemem, destekleyeceğim bir durum bile yok ortada. Ben sadece, ortada bulunan bu ikiyüzlülüğü anlayamıyorum ; "benim idelojime ters bir ideoloji için ifade özgürlüğü altında yapılan hakaretler şahane ama benim ideolojime yapılan hakaretler tartışmaya kapalı şekilde hazmedilemezdir."
0
m e b
(31.01.15)
meb ciddi mi yazıyorsun bunları yahu? baya tekrar tekrar aynı şeyler yazlmış yani, anlamadım ki. biri mi vuruldu, birileri mi yakıldı? cezalandırıldı mı bu kişi? bunun üzerine mi bunları konuşuyoruz? tabii ki insanlar hoşlarına gitmeyen bir şeyi eleştirecek, hatta tartışmaya da kapalı olabilir, doğal değil mi bu? milleti yakmak, taramak ya da içeriye atmak yerine kaleme kalemle ya da sözle cevap verirsin ya da hiç cevap vermezsin, tartışmayı kapatabilirsin de, eee? ortada bir ceza yoksa ifade özgürlüğüne ihlal de yoktur. herkes her şeyi eleştirebilir. işin doğası bu.
0
soso
(31.01.15)
@m e b: bakın birisi öldürüldü. bundan sen maviyi sevebilirsin ben de turuncuyu sevebilirim, demekle eşdeğermiş gibi bir keyfiyetle bahsediyorsunuz.

eleştiri yapacaksanız ilk önce gerçekleri çarpıtmamanız gerekmekte. karikatürde molotov atanın molotov attığı için öldürüldüğü ve herkesin onu çok barışçılmış gibi andığı iması verilirken gerçek hayatta ölenlerin mobese kayıtları siliniyor, onları öldürenler kasklarından numaraları kaldırıyorsa, sizin karikatürünüzün yaptığı ifade özgürlüğü değil dezenformasyon oluyor ve ben bunu eleştiririm. ben bu karikatür ortadan kaldırılsın demedim bakın, eleştiririm dedim.

bu böyleyken karikatürler ortadan karikatürüstlere yaşam dar edilerek kaldırılıyor. burada yoruma bağlı olmayan bir eşitsizlik var. sizin benim keyfiyetim değil, çizilince başa bela açan karikatürler var. davalık olmuş, işi gücü yanında yıllardır bir de bununla uğraşan insanlar var.

bu karikatüristi bahsettiğiniz keyfiyetle kim yorumlayıp dava açmış ki, somut şeylerden bahsetmeniz gerekmiyor mu?

ikinci olarak da öldürülen çocukların molotof atmadıklarını söyleyen insanlar attıklarını söyleyenlerden katbekat fazla. e kamera kayıtları silinmiş? dövüle dövüle öldürülen insanlar bunlar. kimisi kurşun yemiş. polislerden bazıları anonim bir şekilde insanların gözlerine nişan alındığını, kapsüllerin 45 derece açıyla atılması gerekirken nişan alınarak atıldıklarını söylemiş.

bu durumda oluşan toplum vicdanının haklılığına kim karar verecek diye soruyorsanız, valla insan hakları üzerinde az-çok zımnen bazen de metnedilerek anlaşılmış şeyler.

ben bir yandan insan haklarına aykırı olduğu yönünde çok daha fazla somut delil varken bunun cezayı göze almadan yazılıp çizilememesini, diğer yandan da sözlerinden başka "delil"leri olmayan insanların olduğunu iddia ettiği şeyleri aynen öyleymiş gibi sunmakta ceza beklentisi olamayacağı için özgür olan adamın özgürlüğünü tartışıyorum.

birisi ölen çocuklar hakkında bahsettiğiniz türden bir karikatürü kazasız belasız çizebildiğinde (insanlara twitterdan oradan buradan ölüm ve dava tehditleri yağmadığında mesela) o zaman belki de sizin bu karikatürü nasıl eleştirebileceğinizi örneğiyle görür de fikir edinirim, ancak dikkat ederseniz bu daha olabilmiş değil. ben somut şeyler üzerinden gitmeye çalışıyorum ve derdimi en iyi bir önceki paragraf anlatıyor. o yüzden ideolojiden falan bahsetmeniz konuyu çarpıtmak oluyor. ayrıca o konu zaten tamamen şuraya konan karikatürün aleyhine işler ve yukarıda bahsettiğim nedenlerden ötürü böyle olur.
0
godoşu beklerken
(31.01.15)
Mal turnusolu olmuş. Engin Ardıç gibi, Salih Memecan gibi kalitesiz, seviyesiz, ve daha yazamayacağım bilimum sövgü.
0
sevgikusunkanadinda
(31.01.15)
Kimi saçma demi, kimisi de doğru. Ama olay bu kadar basit değil. Bu karikatürde ki olay bazı zamanlarda doğru olabiliyor, her zaman değil ama.

Polise molotof atan birr orusbu cocuğununa polis fiske vursa, sanki mazlummuş gibi ajitasyon yapabiliyor, halk desteği alabiliyor.

Tam aksi olarak, bazende gerçekten hakkını düzgünce arayan iyi bir insan, polis terorüne kurban gidebiliyor.

Sezarın hakkı, sezara.
0
yavuzsyildiz
(31.01.15)
www.youtube.com

en azından gezi'de böyle olmadığını bildikleri halde, gerçek olduğunu iddia edenler hakikaten kuşbeyinlidir.
0
baal
(31.01.15)
@Yavuzsyildiz o söylediğinin sebebi özellikle 20. yy son çeyreğinde doğup batı şehirlerinde yaşayanların en çok şahit oldukları terörün polis kaynaklı olması. PKK, el kaide ve dhkp-c terörü gördü istanbullu ama o ölümlerin de vak'ların da toplamı sayı olarak polis kaynaklı vak'aları yarısından az.

En azından parkta oturan gencin göğsüne tekme atarak öldüren ya da yürüyüşte yere düşen kadını tekmeleyerek bebeğini düşürten terör örgütü vak'ası duymadık henüz. Mesela bankada kendisine kimlik sorulduğunda polis kimliğini gösterip kabul edilmeyince de "bu kimlik senin karını yatağından aldırır" diyen terörist de görmedim mesela ben henüz. Örnekler say say bitmez. Bak 1 mayıs'lar ya da Gezi olaylarına hiç girmiyorum bile.
0
nawar
(31.01.15)
Biri sosisini mi almış, sosissiz mi kalmış oğlan, ondan mı kızmış o kadar?
Polisin niye kılı yok, tüysüz müymüş polis?
Resmi tutanların kolları da çok kıllı.

Karikatürü çizen kişi "kör ölür badem gözlü olur" hakkında bir karikatür kurgulamaya çalışmış.
Sosyal isteği olan birini öldürmek eylemini gözden kaçırma, sümen altı etme kaygıları çok açıkta kalmış. Ya da kendi de göremiyor.

Ya da bunların hiç biri değil, suyu bulandırıyor.

Sevmedim ben.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(31.01.15)
(6)

istanbul semtler arasi farkliliklar

hasanli
Merhabalar, boyle bir sey var mi yoksa sadece ben mi boyle dusunuyorum sizede sormak istedim. Mesela bir Fatih te yasamak ile kadikoyde yasamak arasinda daglar kadar fark yok mu sizce de? gerek insan iliskleri olsun gerek sagci solcu dindar kesim olsun cok fark etmiyor mu? mesela fatih te birisi cub
Merhabalar, boyle bir sey var mi yoksa sadece ben mi boyle dusunuyorum sizede sormak istedim. Mesela bir Fatih te yasamak ile kadikoyde yasamak arasinda daglar kadar fark yok mu sizce de? gerek insan iliskleri olsun gerek sagci solcu dindar kesim olsun cok fark etmiyor mu? mesela fatih te birisi cubbe takke giyip gezerse cok dikkat cekecegini zannetmiyorum ama aynisini bir kadikoyde yahut bakirkoyde yaparsan oradaki insanlar sana degisik degisik bakmazlar mi? Mesela zeytinburnu her cesit insan var cok degisik bir semt ben olsam hayatta yasamazdim zeytinburnun da insanlari cok degisik oranin ama bir beylikduzu var daha genis caddeleri ve siteleri beni mest ediyor hem cok fazla dinci kesim de yok rahat yani. Siz ne dusunuyorsunuz? Fatihte dogup buyumus birisi kadikoye tasinirsa insan iliskileri konusunda sikinti ceker mi? ya da kadikoyden bir solcu ablamiz fatih e tasinsa ne gibi zorluklar ceker?
0
hasanli
(30.01.15)
tabii ki var. kadıköy'de oturuyorum ben mesela. çok mutluyum. aöf sınavı için bile olsa başka semte gittiğimde rahatsız oluyorum.
0
nawar
(30.01.15)
evet öyle zaten. istanbulda semt değiştirince kültür değişiyor. 1den 10a kadar skalala verebilirim hepsine.
0
dafuq
(30.01.15)
her semtte vardır böyle bir olay ama kurtuluş ayrı bir yerde sanırım. pangaltı, kurtuluş civarlarında en az 3-4 sene geçirmiş birisi her semte uyum sağlayabilir diye düşünüyorum. yani insan ilişkileri bakımından diyorum. yoksa atıyorum beylikdüzü'nde, kurtuluş'un pratikliğini bulamaz tabii.
0
soso
(30.01.15)
eskidendi o dediğin şey. şimdi var diyen sallıyordur. internet yaygınlaştı, artık herkes aynı kültürü yaşıyor. aynı hayvanı beşiktaşta, kadıköyde, bağcılarda görebilirsin.
0
hzben
(30.01.15)
Tabii ki değişiyor. İnternette bakılan şey insanın eğitimi, çevresi ve kültürü tarafından belirlenen bir şey. Sınırsız kullanmıyoruz ki. İnternet'in sınırsız olduğuna inanıyoruz ama onun da sınırı bizim kafamız ve onun merak ettikleri kadar. Bağcıar'daki çoğu kişi ile Moda'daki çoğu kişi internette aynı şeyle zaman geçirmiyor ki. Biri arabesk rap dinleyip bu kültüre yönelik vakit geçirme içindeyken, diğeri Monteverdi dinleyip, ne bileyim, Bach'ı avam işi bulabiliyor (var böyle tanıdığım). Herkes kendi elementinde yaşayabilir. Bu iki grubun kesiştiği yerler vardır ama ikisinin İnternet'i aynı değil.

Geçen yıllarda Tarık Mengüç "Kuştepe'de büyüdüm. Artık orada yaşamıyorum, daha güzel bir semte taşındık ama her fırsatta yeniden Kuştepe'deyim" diyordu. Adam zenginleşmiş ve daha düzgün bir semte taşınmış. Rahatça yaşıyor, orada yaşadığı için mutlu da. Ama ki çevresini ve kültürünü oraya getirememiş. Özlüyor, dayanamıyor ve orada ortamını bulup rahatlıyor; sonra da güzel evine geri dönüyor. Rahmetli bir yakınımız "Benim de canım cennet istiyor da, günahlar koyvermiyor" derdi. Bu da onun gibi.

Bir arkadaşım Uydukent diye bir yerde oturuyor. Bana "Adı Uydukent olan bir yerden neler beklersin" dedi, "Adı sanki Silikon Vadisi'nin çakmasıymış gibi" demiştim. "Sen öyle san. Ezici çoğunluk muhafazakar" dedi. Oradaki insanlar hem güzel evlere hem de kendi ortamlarına karışmış, sonucunda da rahatlar.

Hadi bu kadar uçurum olmasın. Üsküdar'dan Beylikdüzü'ne taşındım. İkisinde de hemen hemen aynı ekonomik düzeyde insanların oturduğu semtlerde oturdum (ve oturuyorum); daha çok orta sınıf var diyelim. Politik eğilim de üç aşağı beş yukarı aynı. Ama semtlerin o halde bile kişiliği var. Üsküdar'da oturduğum semt bir eski İstanbul mahallesinin havasını buram buram veriyorken, burası mahalle mahalle kokmuyor. Ama sunduğu başka şeyler var, rahat bir yaşam vaat eden. Kişisine göre değişir ama bana biraz elma-armut gibi geliyorlar. İnsan profili açısından büyük bir fark olmamasına rağmen, Üsküdar'a günübirlik gidip gelişim bile kültür şokuna sokuyor beni.
0
aychovsky
(30.01.15)
ataköy-şirinevler-medeniyet köprüsü

anahtar kelimeleriniz bunlar. BU üç kelimeyi aratın googleda karşınıza bilgilenirici şeyler çıkar.
0
godsparticle
(30.01.15)
(6)

Klasik muzik bestelemek icin soyle bir program var mi?

delifaruk
Orkestralardaki butun yayli, uflemeli, vurmali calgilarin temsili sesleri olsun programda "guitar pro" gibi, notalari motalari girerek bir demo dinletebilsin prgoram, bir senfoniyi komple calabilsin mesela herseyi girdikten sonra. Guitar pro'da electic, acustic vs. gitarlari ekleyip, tablari girip,
Orkestralardaki butun yayli, uflemeli, vurmali calgilarin temsili sesleri olsun programda "guitar pro" gibi, notalari motalari girerek bir demo dinletebilsin prgoram, bir senfoniyi komple calabilsin mesela herseyi girdikten sonra. Guitar pro'da electic, acustic vs. gitarlari ekleyip, tablari girip, ritimi, parmaklarinla yapabildigin bilinen efektleri (bend, let ring vs.) falan ayarlayip komple bir parcayi hazirlayabiliyorsun mesela, klasik muzik icin bunu gibi bir sey ariyorum.
Gunumuz bestecileri nasil yapiyor bu besleme isini, bir yazilim kullaniyorlardir heralde, 19.yy'daki gibi agiziyla "di-di-di diii diit dit" diye mirildanip yardimcisina "yaz evladim sunu" demiyorlar heralde artik? Muzikten anlamam ki ne bileyim:)
0
delifaruk
(28.01.15)
tabi ki filarmonik aradığın vst ama bunu kullanabileceğin birde daw lazım.

www.ikmultimedia.com
0
bruceandwayne
(28.01.15)
Zannedersem "daw" dedigin sey, benim aradigim sey oluyor. Onu soruyorum iste.
0
🌸delifaruk
(28.01.15)
şimdi bir tane program kuruyosun. sonra bu bahsettiğim eklentiyide kurup amacına ulaşıyorsun en kolay böyle ifade edebilirim. ableton live, fl studio, cubase aklıma gelen ilk digital audio workstationlar. ben kullanım açısından fl studio tavsiye ederim. arayüzü kolay, yeni başlayacak biri için gayet ideal.

tr.wikipedia.org
0
bruceandwayne
(28.01.15)
Ben gitar tabi girer gibi nota gireyim istiyorum, ona gore calsin program da. Bu nahsettigin programlarla bu mumkun mu?
0
🌸delifaruk
(29.01.15)
fadetoreality
(29.01.15)
senin aradığın daw değil sibelius, finale...vs gibi notasyon programları. ha ama istersen mesela daw'daki enstrümanlara sibelius'ta yazmış olduğun parçayı çaldırabilirsin.
0
soso
(29.01.15)
(11)

türkiye'nin saç ekme konusundaki başarısının sırrı nedir?

soso
nedir yahu bu olay? ciddi ciddi bu konuda gelişmiş bir ülkeyiz sanırım değil mi? son dönemlerde hangi konularda başarılıyız diye düşündüğümde bu başarımızı cımbızla çıkardım ve gündeme getirmek istedim arkadaşlar.
nedir yahu bu olay? ciddi ciddi bu konuda gelişmiş bir ülkeyiz sanırım değil mi? son dönemlerde hangi konularda başarılıyız diye düşündüğümde bu başarımızı cımbızla çıkardım ve gündeme getirmek istedim arkadaşlar.
0
soso
(21.01.15)
böyle bir başarı olduğunu nereden çıkardın?
0
sutlu nescafe
(21.01.15)
bence başarı her aynı ama fiyat türkiye'de düşük. birde fiyatı düşük olunca daha çokkişi yaptırdı saç ekimi yapan yerlerde daha fazla tecrübe kazandı.
0
kuzey li
(21.01.15)
Saç ekiminde Türkiye'nin tercih edilmesindeki ana unsur gelişmişlikten ziyade diğer ülkelere göre ucuz olmasıdır herhalde. Yoksa konu gelişmişlik olsa 1. dünya ülkeleri her şartta elimize verir zaten, biz de onların geliştirdiği teknolojiyi kullanıyoruz en nihayetinde.
0
angelus
(21.01.15)
@sutlu nescafe, her gün taksim-osmanbey taraflarında gördüğüm turistlerin büyük bir yüzdesi saç ektirmiş vaziyette dolaşıyor. özellikle onun için gelmiş gibi bir halleri de var.
şimdi böyle bir şey de gördüm: www.yeniasya.com.tr
tabii far görmüş tavşan edasıyla bakan adamımızın para kazandığı bir sektör olması dolayısıyla söyledikleri pek geçerli bir referans değil.

ama evet, ucuzluk sanırım en büyük etken.
0
🌸soso
(21.01.15)
Valla doğru, Şişli - Pangaltı - Taksim üçgeninde saç ektirmemiş Arap erkek görmek imkansız gibi. Fiyattan herhalde.
0
whoosie
(21.01.15)
ucuz diye tercih ediliyor turistler tarafından. uydu kanallarında reklam dolu. saçınızı ekelim, ücretsiz transfer, konaklama... cazip geliyor heralde.
0
sutlu nescafe
(21.01.15)
arap kültüründe saç çok mühim bişi herhalde --bizim doğu filan gibin-- adamlar hakketen sırf bunun için geliyor. e riyad kaç saat, zaten alışverişe filan geliyorlardı bu da artısı oldu. paket tur operasyon+gezi+alışveriş yapıp gidiyorlar.
başarılı mıyız: türkiye estetik operasyonların çoğunda başarılı ve terübeli cerrahlarımız iyi, üstelik ucuz da.
0
niye ama
(21.01.15)
Kellik oranı diğer ülkelere göre fazla olunca ister istemez başarı geliyor.
0
dalessandro
(21.01.15)
keller çok, pratik yapıp tecrübe kazanan doktor çok.
0
Neill
(21.01.15)
evet böyle bir başarı cidden var. italya'ya gelip giderken kafası kırmızı noktalı amcalara çok denk geliyorum, genelde ucuz olduğu için geliyorlarmış, ''vize de yok bir de istanbul'u gezmiş olduk'' diyenler oluyor(malum sadece saç ekimi değil onlar için ucuz olan), hatta ''x doktoru duydum çok başarılı, sadece onun için geldim'' diyen bile oldu.
0
gizemlikovboydankacankertenkele
(21.01.15)
istanbulda kaldığım birçok f/p otelinde çok fazla sayıda saç ektiren erkek ve estetik yaptıran kadın vardı.
sürekli sargılı yaralı bereli insanla asansöre binmekten kendimi hastanede hissettim.
O saç ekim ve estetik hastaneleri otellerle anlaşma yapıyor. Herşey dahil, hatta uçak bile, paket tedavi. Güzel iş fikri ve başarısı...
0
Ruprect
(21.01.15)
(30)

Gramer fetişizmini faşistçe bulmuyor musunuz?

fucking machine in my head
Aşağıda görünce artık sorma isteği uyandı bende. Gönül ister ki, cem-i cümlemiz dil bilgisi kurallarına hâkim olsun. Bağlaç olan de'yi, ki'yi, noktalama ve imla işaretlerini yerinde ve doğru kullansın. İster çünkü, dil bilgisi kurallarına uygun yazılmamış yazıyı okumak; hem yazanın aktarmak istediğ
Aşağıda görünce artık sorma isteği uyandı bende. Gönül ister ki, cem-i cümlemiz dil bilgisi kurallarına hâkim olsun. Bağlaç olan de'yi, ki'yi, noktalama ve imla işaretlerini yerinde ve doğru kullansın. İster çünkü, dil bilgisi kurallarına uygun yazılmamış yazıyı okumak; hem yazanın aktarmak istediği bilgiler açısından yanlış anlaşılmalara müsait olacağı hem de, okuyanın seyir keyfi ve sağlıklı bir iletişim açısından tatsızlık yaratacağı için sorunludur. Eyvallah, lütfen bu ezberleri tekrara düşmeyelim.

Türkçe fetişi yaptığınız bu topraklarda, anadilini konuşamadığı için kaç insanın ne zulümler çektiğini, evinde kürtçe/arapça yahut kendi etnik kökenine has diğer dilleri konuşup milli müfredatla anlamadığı/bilmediği bir dilin zorla öğretilip, zorla geleceğini şekillendiren sınavlara sokulup okuduğunu anlamayan insanların cahil/ikinci sınıf insan muamelesi çekildiği şu topraklarda "kamber ateş nasılsın" hikayelerinin bitmediği coğrafyada, farsça'dan, arapça'dan batı dillerinden devşirilmiş yeni türkçe'nin fetişizmini yapmayı faşizan bir tavır olarak görmüyor musunuz? Lütfen derdiniz Türkçe'yse Öz Türkçe'ye sahip çıkın. Mesela bir araba sevdasını okuyun, gelin tekrar konuşalım olur mu?
0
fucking machine in my head
(21.01.15)
kimse bu işi fetiş olarak görmüyor, olması gerekeni söylemenin neresi fetişizm? olayı ele alış açın baştan yanlış olduğu için geri kalan kısma cevap vermiyorum, olayı fazla dramatize etmişsin bence.
0
baba jo
(21.01.15)
türkiyede yaşıyorsa türkçe bilmek zorunda. evinde istediği dili konuşsun ama türkçeyi zorla öğrenmek/bilmek zorunda.
0
sta
(21.01.15)
siz çok kurmuşsunuz bence, sonra oha çok iyi yerden yakaladım demişsiniz. ama olmamış. soruya cevap: bulmuyorum.
0
iste o kavunici balik
(21.01.15)
@baba jo "olması gereken" düşüncesi tabiatı gereği faşist olduğu için, gerisine cevap vermediğiniz bir bakıma iyi olmuş. Başınıza gelmeyen her zulmün size romantik gelmesini ise gayet normal karşılıyorum.

@kavuniçi balık. kurduğum bir şey yok. yaşadığınız toplumun realitesi bu, doğup büyüdüğünüz alanın dışına hiç çıkmadınız muhtemelen.

@sta türkiye türklerindir diye nutuk çekin bir de lütfen tam olsun.
0
🌸fucking machine in my head
(21.01.15)
bir dilin düzgün konusulmasi gerekliligine inaniyorum. ama burada bir iki nokta var.

1- bazi diller/dilsel yapilar/anlamsal yapilar empoze edilir, hadi bazi demeyelim, her dil bir ceberrutluk çabasıdır ve dil bizi rape eder. sylvia plath öyle diyor mesela. bu durumda dili yapi bozuma ugratmak bir nevi isyan hareketidir ve desteklenmesi gerekir. burada biraz bakhtin, stuart hall, john fiske okuyalim. dili bozacak her hamle, bir tür gerilla hareketidir ve ecnebinin noise dedigi iletisim bozukluguna yol açacak paraziti üretir - bu noise u gürültü diye ceviriyorlar ya, o cok ayip bişe.

2- bilincli bir karsi cikis, yapibozum, cöküntü yaratici bir gerillacilik söz konusu degilse, yani birey dili yanliş kullandigini fark etmiyorsa, fark ettigi halde aldirmiyorsa, o zaman o malın önde gidenidir. her şekilde uyarilsa haktir. zira dil demek düsünce demektir, dil hapishanedir ama büyük üstat le guin'in söyledigi gibi bir hapishane inşa ediyorsaniz, kim iceride kim dışarida orasi biraz karışmaktadir. yani dil hapishanedir, ama özgürlestirir de ve yaratici kilar sizi. bu sebeple dili düzgün kullanmak, zengin kullanmak, dil ile bogusmak, küsüşmek, tekrar barışmak, bir çay ismarlayip karsilikli bir tavla atmak gerektir. dil önemlidir.
0
jaygatsby
(21.01.15)
@fucking machine in my head,
dl.dropboxusercontent.com
0
baba jo
(21.01.15)
ben facebook'daki bazı ülkücü sayfalarda (ya türkçe ya hiç diyenlerden bahsediyorum) hata yapılınca çok sinir oluyorum. yani o sayfayı beğenenler türkçe türkçe diye diye benim ve dedelerimin-ninelerimin beynini s.kti yıllardır. sonuç olarak biz s.ke s.ke öğrendik. öss, kpss, ales vb tüm sınavlara girdik. üniversiteyi kazanacak, yüksek lisansa başlayacak ve meslek memuru olacak kadar türkçe neti çıkardık. ama onlar "Atatürk'çülük" yazıyor mesela. ben en çok bu gruba öfkeleniyorum. üstlerine kusmak istiyorum. "lan daha kendin ana dilini konuşamıyor/yazamıyorsun. bana artistlik yapıyorsun" demek ve ağızlarını burunlarını kırmak istiyorum.
(sorunun soruluş gereği cevabım bu yönde oldu. ama ilkokul hocam 'herkez' yazdığında da çıldırıyorum. bir de 'oda', 'yannız' gibi çok daha vahim hataları yapanlarla yazışmaktan hoşlanmıyorum.)
0
sheridans
(21.01.15)
soru eklerini ayıramayan, de da konusunda "ya autocorrect:/" diyen, herkes'e herkez diyen bir insanla konuşacak pek bir şeyim yoktur.
0
devorgilla the gunslinger
(21.01.15)
1. faşistçe bulmuyorum. gerekli buluyorum
2. gözümde türklük türkçeyle başlar. almanya'da son araştırmalara göre alman kabul edilmenin temel şartı almanca bilmek imiş.
3. ben ingiltere'de yaşıyor olsam ingiliz olmadığım için dilin ağzına sıçma hakkım olmayacaktı. türkiye'de yaşayan da bir zahmet yazdığına okuduğuna dikkat etsin.
4. öz türkçe diye bir kavramdır ortalarda geziyor. eski türkçenin ya da osmanlıcanın öz türkçe olarak adlandırıldığına tanık oluyorum. şaşırıyorum.

benim için öz türkçe yabancı sözcüklerden arındırılmış türkçedir. gerekli midir, bence gereksizdir. ama her sözcüğe öztürkçe bir karşılık bulma çabasını olumlu buluyorum. dilimizin zenginleşmesi açısından örneğin "lazım" sözcüğüne karşılık olarak "gerek" sözcüğü bulunması güzel bir şey. ya da "sıfat" sözü yerine "önad" denmesi. bence bunlar iyi şeyler.

kendi dilinden kendi kültüründen nefret derecesinde rahatsız olan başka bir millet var mıdır bilemiyorum.
0
siradisi00
(21.01.15)
mesela proletarier erkek, bana steam'den "napsyn" yazarsa oyuna girer vote ile atarım onu oyundan, ne o öyle liseli heyecanlı kız gibi? -_'
0
devorgilla the gunslinger
(21.01.15)
Ocak dışısın doyçland über alles. netim olsa sarhoş dotaya girer cyka cyka der rage quit atardım da neyse..

bulmuyoruz faşistçe, daha bugün iş yerinde beyaz yaka mavi yaka faşizmine maruz kaldım, hassasım -_-
0
devorgilla the gunslinger
(21.01.15)
krem peynir bana faşist demiş de dediğimin nesi faşistçe bi açıklayıversin
0
sta
(21.01.15)
sözlükte belki ama duyuruda veya günlük hayatta bariz bir hata yapılmadığı sürece o kadar kasmak gerekmediğine inanıyorum.
0
fayfim
(21.01.15)
bunun vatandaş türkçe konuşla ilgisi yok. öyle göstermeye çalışanlar olsa da yok.
sadece bir iki basit kuraldan bahsediyoruz, ilkokulda öğretiliyor aslında, öyle liseye falan da gerek yok. büyük bir zeka veya çaba gerektirmiyor. ama uygulanmadığında anlamayı zorlaştırıyor, karşıdaki insanı yoruyor, en basitinden okuyana saygısızlık.
insan hata yapabilir, hepimiz yapıyoruz, ama hatada ısrar etmek, üstelik bir de eleştirenlere çemkirmek kabul edilir bir durum değil.
0
yalnux
(21.01.15)
çünkü ülkeyi bölmeye çalıştıkları için olmasın?
0
sta
(21.01.15)
:D mağdur Edebiyatı. Yüz metreden belirgin bir beyaz Türküm. Bunu ifade etmek durumunda olmak bile içler acısı.
0
🌸fucking machine in my head
(21.01.15)
neyse minik donut canavarının dediklerine tamamen katılmakla birlikte daha fazla bu konuda yorum yapmıcam çok sinirleniyorum çünkü bu saçmasapan yorumlara.
0
sta
(21.01.15)
bulmuyorum. ikinci paragrafta yazdıklarının konuyla alakası yok.
0
sckxyss
(21.01.15)
Aynen katılıyorum. bu bağlı faşist kadar kurallarına dil bilgisi. "olması gereken" yok şey bir diye.
0
godsparticle
(21.01.15)
Gençler çok haklısınız da. İngiltere'de ingilizceyi eksik bildiğinizden dilin içine etme hakkınız olmadığından bahsetmişsiniz. Ingilterenin kırsalında, eğitim seviyesi düştükçe nasıl hatalı yazım, konuşmalara şahit olabileceğinize inanamazsınız. Evet İngilize İngiltere'de İngilizce öğrettiğim, düzelttiğim çok oldu. Dili öğrenmek istememek buna direnmek başka bir şey, fırsatı olmadığı için dili iyi öğrenememek başka bir şey.

Me reckon, yo aynt fuckin logic man. That's me saying man.
0
[silinmiş]
(21.01.15)
"Özel adlara getirilen yapım ekleri, çokluk eki ve bunlardan sonra gelen diğer ekler kesmeyle ayrılmaz: Türklük, Türkleşmek, Türkçü, Türkçülük, Türkçe, Müslümanlık, Hristiyanlık, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Aydınlı, Konyalı, Bursalı, Ahmetler, Mehmetler, Yakup Kadriler, Türklerin, Türklüğün, Türkleşmekte, Türkçenin, Müslümanlıkta, Hollandalıdan, Hristiyanlıktan, Atatürkçülüğün."

:)

yok ama benim de kafam karışıyor bu kuralda.

neyse, herkes anadilini düzgün kullanmaya özen göstermeli bence. ayrıca içerisinde bulunduğu ülkenin dilini de öğrenmeye çaba göstermeli. ha buna zorlayacak halim yok ancak kendi iyiliği için, kendisinin daha rahat yaşaması için kişinin dil öğrenmesi önemli sonuçta. bir insanın anadilinde eğitim alması gerektiğini de savunuyorum fakat yanında türkçeyi de öğrenmelidir kanımca. ben almanya'ya gittiğimde nasıl almanca öğrenmem gerektiğini düşünüyorsam aynı şey türkiye için de geçerli. hem yeni dil öğrenmek iyidir, türkçe de hoş bir dil bence. türkçeyi öğrenen, atıyorum, koreceyi de, finceyi de rahatlıkla çözer hem bak, bir taşla birkaç kuş. hatta bence karşılıklı, birbirimize dil öğretsek. bana kürtçe öğretse biri, ben ona türkçe öğretsem, diğeri gelse ermenice öğretse, ben ona yeni öğrendiğim kürtçeyi öğretsem. gerçi kürtçe de kendi içerisinde baya farklılık gösteriyormuş sanırım ama olsun. dil iyidir ya anadilim dışında şöyle 9-10 dil bilmek isterdim.
0
soso
(21.01.15)
30 tane cevap gelmiş gelin görün ki, ne demek istediğim pek az anlaşılmış. Demek iletişim gerçekten dil bilgisiyle kurulmuyor. Zira, soru ve cevaplar arasındaki bağlamsızlık bunun net bir örneği olmuş. Bu noktada bir durup düşünmeli derim ben.

Hasîlı, toparlamak elzem. Zıddiyetler üzerinden alan hakimiyeti kurmak tipik bir türk politikasıdır, konu faşizm olunca eh, şaşmamak gerek doğrusu. Kürtler ülkeyi bölüyordan girer, 1071 malazgirt' meydan muhaberesinden çıkarız bu kafayla. Şaşmamak gerek gerçekten de, örneğin ben böyle yamuk tarih okuması ve siyasi ahlaka sahip insanlara nefes tüketemem. 6 yaşından 20 yaşına bifiil devlet ağzıyla zehirlenmiş bir nesil kendine acımıyorsa, döktüğüm dile ben acırım.

Neden şunu anlamak pek zor? Neden bu ülkede dilin ve o diller ile neler konuşulabileceğine karar veren mekanizmanın, dili her devirde nasıl faşist bir baskı unsuru olarak kullandığını, yasakladığını, sansürlediğini görmezden gelip -e ama onlarda türkçe öğrensin, şimdi herkese ayrı ayrı kendi dilini mi öğreteceğiz yahu? gibi sığ savlarla dil üzerine kurduğu denetim ve otokontrolü matah bir şey bulmasını anlamıyorum. Anlamayacağım. Gerizekalıyım çünkü. "Bu ülkede" "dil bilgisi" edebiyatı yapmayı gerzekçe buluyorum. Şahsım adına, sırf o heriflere benzeyeceğim korkusundan utanır da, dilim lâl kesilir.
0
🌸fucking machine in my head
(21.01.15)
@advocat bilal'e anlatır gibi mi anlatayım ne yapayım ben anlamadım? basit bir şeyden bahsediyorum. Birbirinizi düzeltmeyin demiyorum. Kişiye kelimenin doğrusunu gösterme demiyorum. Kişiyi uyarma demiyorum. "FETİŞ" bak orada bir kalıp olarak kullanılmadı. 'de yi ayıramayan insanı görünce kendimi sikesim geliyor insanlarına sesleniyorum. Ayıramıyor amınakoyduğumun "de'sini. adam belki gerizekalı, belki sonradan öğrenmiş türkçeyi. biliyor muyuz burada yazan ayşe'nin, ahmet'in türkçe'yi nerede nasıl öğrendiğini? Biliyor muyuz, evinde ne'ce konuşup, burada meramını ne ce anlatmaya çalıştığını? Gelip burada kıçını DE LERİ AYIĞĞĞRAMIYOOOR yapmak terbiyesizliktir, küstahlıktır. Bu coğrafyada bunu yapmak faşizmdir. Geçeyim mi üstünden bir daha?
0
🌸fucking machine in my head
(21.01.15)
gevşe biraz yahu. evet haklısın, karşısındakinin anadili türkçe mi, nedir ne değildir bilmeden müdahale etmemek lazım, doğru. ama sakin de olmak lazım sanki. ben gerildim burada yazdıklarını okurken.
0
soso
(21.01.15)
Noktalama işaretleri ve anlam üzerine lisede dersler aldıysam da bunları o kadar da sallamadan geçtiğimi söyleyebilirim. Yine de anlatımın akıcı olması için, en azından "bir tartışmada muhatap alabilmeniz için" düzgün bir Türkçe kullanılması bana da oldukça gerekli geliyor. Daha -de ve -da eklerini ayrı yazamayan, gerektiği yerde ayırmayıp en gerekmediği yerde ayıranların 40 fırın ekmek yemesi gerektiğini düşünüyorum, çünkü bu çok basit bir kural. Bir insan üniversite 3. sınıfta olup da "illaha ki böyle olacak" yazıyorsa onu okutan hocadan şüphe ederim arkadaş.

Bunu yabancı, göçmen, gurbetçi, dili sonradan öğrenen veya zorla öğretilen yaptığında ise gıkım çıkmaz, orası ayrı. O kadar grammar nazi'liğin anlamı yok.
0
sevgikusunkanadinda
(21.01.15)
@soso haklısın gerildim. Ki bunun da gayet normal olduğunu düşünüyorum. Bu her gün ve allahın her günü, ve allahın her günü, maruz kaldığım, benim maruz kalmasam da, maruz bırakan insanlarla bir arada aynı toplumda yaşıyor olduğumun öfkesinden gelir. Burada bunun faşizm olduğunu soru olarak sunduğum vakit, neredeyse kürt milliyetçiliği yaptığım algısına kapılan insanlara duyduğum öfkeden gelir. Ve söylediklerimin bağlamdan kopmaması için, "beyaz türk" olduğumu söylemek "durumunda" kalmamdan gelir. Bağlam kuramayanlar, yakın siyasi tarihimizden bihaber insanlara da alınmasınlar diye "sığ" diyememden gelir.
0
🌸fucking machine in my head
(21.01.15)
yine ziddiyet üzerinden yürüyoruz. abi sen git fransaya ben geliyorum.
0
🌸fucking machine in my head
(21.01.15)
"Zorla... Zorla... Zorla..." derken ülkelerde resmi dil kavramı olduğunu unutmayalım lütfen. Anadilde konuşamamak ile resmi dilde eğitim görme arasındaki farkı anlamak lazım. Yani nasıl yazdığınız kadar ne yazdığınız da önemli. Sonra komik duruma düşebiliyorsunuz. Bir ülkenin resmi dili elbette "zorla" öğretilmeli ya da öğrenilmelidir. O ülkede yaşamanın ön şartı odur. Tabii "bunca yıldır Almanya'dayım, tek kelime almanca öğrenmedim" diyerek övünen kafa yapısını doğru buluyorsanız başka.

Konuya dönecek olursak, insanların konuştuğu dilin ırzına geçilmesinden rahatsız olması gayet doğal. Asıl bunu fetiş ya da faşizm ile bağdaştırmakta pek bir mantık yok.

"Öz Türkçe'ye sahip çıkın" da bir o kadar mantıksız. Dil canlı bir varlık. Bu da geliştiği ve genişlediği anlamına gelir. Dil gelişirken elbette başka dillerden kelimeler alacak, kendi içinde kelimeler üretecektir. Bunda da yanlış bir şey yok. Yanlış olan "moralim bozuldu" yerine "down oldum" demek gibi şeyler.
0
nawar
(21.01.15)
Yani bu kadar basit bir akıl yürütmenin olması ayrı bir sosyolojik mesele bence. İngilizler ingiltere'de zorla ingilizce öğretiyor da, almanlarda almanya'da zorla almanca öğretiyor, bu yüzden türkiye'de de türklerin zorla türkçe öğretmesi faşistçe olamaz yani öyle mi? mantık bu yani? Arkadaşım toparlayalım. "zorla" ile kurmaya başladığın cümleyi "ama faşizm değil" diye bitiremezsin. mantık böyle buyurur. Avrupa medeniyetlerini kabul gören mantık da başlı başına problem var bence asıl mantık yok kısmı burada.
0
🌸fucking machine in my head
(21.01.15)
konu ile ilgili diye ekliyorum buraya

www.youtube.com
0
jaygatsby
(26.01.15)
(21)

439 liraya bot aldım nasıl giyecem

anonymice
Kardişler gaza gelip 439 tela'ya jack wolfskin bot aldım, ulan su ana kadar giydiğim maksimum ayakkabı 100 liraydı nasıl giyinir o? uzun yola cıkarken falan mı giysem napsam?Alışveriş manyağı anonymice'tan sevgilerle
Kardişler gaza gelip 439 tela'ya jack wolfskin bot aldım, ulan su ana kadar giydiğim maksimum ayakkabı 100 liraydı nasıl giyinir o? uzun yola cıkarken falan mı giysem napsam?

Alışveriş manyağı anonymice'tan sevgilerle
0
anonymice
(20.01.15)
gaza gelmişsin, bunlar doğa dağ yürüyüşleri için, şehire fazla gelir, uzun yola çıkarken giyecem desen senede kaç kere çıkacaksın, uzun yoldan kastım şehirler arası otobüs yolculuğu değil mesela sırt çantasıyla likya yolunu yürümek :)

imkanın varsa iade et
0
freebird5406_2
(20.01.15)
Ya 439 lirayı bir de BUNA mı verdin?? İnanılır gibi değil ya.

Bildiğin "seks hayatı olmayan asistan botu" bu.
0
burberry
(20.01.15)
arastirma gorevlisi mi oldunuz? hayirli olsun.

eksisozluk.com

cevap olarak, iade etme imkaniniz varsa bence iade edin temizinden.
0
vudin
(20.01.15)
almışsın artık bu noktadan sonra kaça aldığın neyi değiştirecek? para zaten gittiyse maksimum verimi almaya bak.
ben iki koşu ayakkabıma toplam 600-700 arası bir şey verdim mesela, çatır çatır her ortamda giyiyorum.
yeni botlarımla dışarı üçüncü çıkışımda daha paçalarıma kadar çamura dala çıka gittim, raadol acıkın. benim yeni botlar tamamen su geçirmezdi, körüklü dilli... öyleyse sıkıntı olmaz, tut suyun altına, akıp gidiyor bütün çamur.

ayrıca not düşeyim, ben beğendim botu. benim ayakkabılarımı da botlarımı da kimse beğenmedi zaten, millet kendi zevksizliğinin farkında olmadığından gerçek zevk sahiplerine bok atıyor.
0
ucan spagetticanavari
(20.01.15)
bence güzelmiş
0
mirty
(20.01.15)
Bot gayet şık. Güle güle giy bence.
0
teoridefeminist pratiktegeysa
(20.01.15)
fıstık gibi bot istediğin gibi giyin hiçbişi olmaz bu botlara güle güle kullan.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(20.01.15)
günlük ağır kaçar bence. ama almışsın yapacak birşey yok. güle güle kullan.

@spagetti senin botu hatırlıyorum optimus prime ayağı gibi birşeydi. sensin zevksiz :d
0
mattiadestro
(20.01.15)
yilda bir telefon degistiriyor musun? yilda bir bozuldugundan degil de yenisi cikti diye degistirdigin bir harcama var mi? konsol gibi? remastered oyunlar gibi?

ha yoksa salla,

salomon botum 350 spor ayakkabisi 300 columbia, regetta, adidas, hepsi goretex, senelerdir giyerim. 7 sene giyebildim en cok, o da numara degistiginden, yoksa hicbir ayakkabida sorun cikmadi. giyince de en az 90 gün ard arda her gün 10 saat en az seklinde giyerim.

dag tepe icin almistim ilkini, simdi sehirde de cikarmiyorum, inanilmaz rahat, 10 dkda ayagi agriyan herkese selam ederim.

bilekli olmasi sadece bana göre zor, haricinde güzel ayakkabi, kaliteli marka. vibram goretex su bu ise zaten o paraya cikiyorlar. ayakkabiya giden paraya acimam, kalan her seyimden kisiyor olsam dahi. 80 kiloyu 7/24 cekiyor o ayaklar. senin kafan bile o kadar calismiyor, elin kolun o kadar oynamiyor. ayak/ayakkabi özeni hakeder.
0
wiillii
(20.01.15)
haldır huldur yürürsün işte ne güzel. ayrıca sırf doğa, dağ yürüyüşü olarak bakmamak gerek olaya. işlek bir caddede yürüdüğünde bile bastığın yüzey yerinden oynayıp suyun içinde buluyorsun kendini. bizim şehirlerimiz için de gayet kullanışlı olacaktır. ha ama ben pek sevmiyorum jack wolfskin, şu pati yüzünden. kimse mi söylemiyor bu insanlara, botun ön tarafındaki pati izinin ne kadar kötü gözüktüğünü, anlamıyorum.
0
soso
(20.01.15)
kardeşim çok vermişsin, aynını geçen ben 300'e gördüm.
0
doxanikee
(20.01.15)
Yorum yapan herkese teşekkürler sanırım pişmanlığım biraz azaldı :)
0
🌸anonymice
(20.01.15)
valla ben geçen 600 liralık trekking botu aldım senin gibi dağ tepe parçalaya parçalaya giyiyorum valla. acımayacaksın hiç ne gerek var. 400 liraya kaçırdığım millet goretex yağmurluğa yanıyorum asıl.
0
argent dawn
(20.01.15)
boktan, kötü diyenlere aldanma

2 sene önce 250-300 tl arası bi fiyata bende bu tarz karrimor marka bot almıştım. Trekkinglere giderim esas amacım oydu ama sonra baktımki günlük hayatta şehir içinde de inanılmaz rahatlar kışın vazgeçilmezim oldu bu botlar. hala da taş gibi en ufak bi açılma su geçirme yok hatta şu an ayaklarımda. Tek sorun tabanı yumuşak olduğu için karda kayıyor bunun dışında memnunun kış kıyamette iyi gider her türlü giyilir güle güle kullan..
0
joehigashi
(20.01.15)
ormanda yaşa.
0
sckxyss
(20.01.15)
Güle güle giy ben çok beğendim, taş gibi ayakkabı.
0
amelie poulain
(20.01.15)
arkadaş millet para takılmış.

ya eğer traking ot bok yapmıyorsan daha doğrusu bu işi her hafta yapmıyorsan şu estetik fukarası botu gün içinde giymek için aldıysan iyi itelemişler.

olay bu. olay parada falan değil amk. aynı paraya "tikky botu" diye niteldiğiniz ama estetik açıdan en azından bişiler vaadeden sarı timberlandler var.
0
kamera motor
(20.01.15)
şu bota estetik fukarası diyenlerin estetik anlayışından iyiki bende yok ya. saçma sapan şeyler gidip(sarı timberland bile örnek olarak verilmiş) bunu daha çirkin sayıyorlar ya, ne diyelim biz onlara...
gayet günlük olarak severek giyerim soğuk havalarda bu modeli. normalde de günlük hayatta sadece koşu ayakkabısı giyerim, ona da laf eden bol...
0
ucan spagetticanavari
(20.01.15)
gayet güzel, ben bunlardan 10 senede bir alıyorum, öyle diyeyim.
0
sutsuz kahve
(21.01.15)
burberry +1
aynısı arş.gör. kardeşimde de var. ve evet, seks hayatı yok kendisinin.
0
namus ninjası
(21.01.15)
giyme evde vitrine koy
0
hain kostokk
(22.01.15)
(30)

Bu ülkeden kaçıp gitmeleri gelenler

hayat aklini konusacak bir filozof uret
için üzülüyorum. Hissettiğim şey şu:Misal; Ben anneyim, 3-4 çocuğum var. Babaları başka kadınlarla kırıştıryor, zevki sefada. Çocuklarla ilgilenmediği gibi çocukları dövüyor, hor görüyor. Adamın sonradan başka kadından iki çocuğu olmuş, onlara bal kaymak. Çocuklarıma bakamıyorum, koruyamıyorum. Hali
için üzülüyorum.

Hissettiğim şey şu:
Misal; Ben anneyim, 3-4 çocuğum var. Babaları başka kadınlarla kırıştıryor, zevki sefada. Çocuklarla ilgilenmediği gibi çocukları dövüyor, hor görüyor. Adamın sonradan başka kadından iki çocuğu olmuş, onlara bal kaymak.
Çocuklarıma bakamıyorum, koruyamıyorum. Hali vakti benden iyi olan ailelere veriyorum. Gidin, gerekirse boğaz tokluğuna çalışın. En azından sıcak bir eviniz olur, her gün et yersiniz, okullara gidersiniz, sinema filan olur arada. Daha insanca yaşarsınız. Buradan iyidir diyorum.

İyi midir gerçekten? En doğru seçenek bu mudur sizce de?

Ne de olsa o başka ailelerin de asla ve katta benim çocuklarımı kendi çocukları gibi görmeyeceklerini biliyorum. Binlerce örneğini görmüşüm bunun. Arada tek tük olmuşsa da devede tırnak kalmış.

Başka yolu, çaresi yok mu bu işin?

Edit: Saatin farkında değildim pek, ben kalkalı epey oldu. Nerdeyse öğle hatta bana göre:)

Yani, bu ülkede yaşayan biri olarak gençlerin gitmek istemelerini, gitmek zorunda hissetmeleri nedeniyle doğru bulmuyorum. Beyin göçü de aynı şekilde beni üzüyor. Onlar için de geleceğimiz için de üzülüyorum. Elimden üzülmekten başka bir şey de gelmiyor. Sizde durum ne diyorum.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(15.01.15)
sabah sabah bu ne şimdi? kendin için sormuyorsun, bunu anladım da, herkes anlamayabilir. want2die anlamamış örneğin.

bunlar kendi ayakları üzerinde duramayan kadınların başlarına geliyor. bu da o kadınların anne babalarının suçu. sonuç: ziyan olan çocuklar.

uzun uzun yazardım da, sabah olması nedeniyle henüz kendime gelemedim. bu çok ağır bir konu. daha önce de üzüldüğüm, içimi yakan bir konu hatta.
0
oinone pe
(15.01.15)
kaç çocuğun olduğunu bilmiyosun daha 3 mü 4 mü?Onu bilmeden bir yol bulunamaz
0
delicevat
(15.01.15)
iyide senin hissettiğin şeyden farklı olarak kaçıp gitmesi gelen çocuğun aile tarafından bakılamaması durumu yok ki? hatta ülke geneline bakarsan kaçıp gitmesi gelenlerin eğitim düzeyi gayet iyi oluyor en azından ailesi dişini tırnağına takmış bi şekilde okutmuş (yada iyi geliri varmış ama sonuçta okumu çocuklar) belli bir yaşa gelmiş aklı eren düşünebilen, karar alabilen ve ailenin sorumluluğundan çıkmş bakıma muhtaç olmayan kimseler,

senin dediğin örneğe bakarsak kızını oğlunu evlendirmek istemeyen anne gibi oluyor? ben mi yanlış anlıyorum.
0
selam
(15.01.15)
yazar vatanı anneye, iktidarı kötü babaya, çocuklarını ülkeden gitmek isteyen gençlere benzetmiş.

şimdi devam edin :)
0
cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam
(15.01.15)
Olayın çocuk veya annelikle ilgisi yok arkadaşlar, ama bu konuyu anlatmak için verilecek en doğru örnek bu değil tabii ki. Zira bir devletle ilişkiyi anne çocuk ilişkisinden ayıran pek çok önemli etmen var. Ayrıca asla kendi çocuğu/vatandaşı gibi sevmeyecek demişsiniz evet olabilir sonuçta orada yabancı oluyorlar fakat önemli olan bunun ne derece hissedildiği, her türlü konuda o devletin vatandaşıyla eşit haklara sahipse bu çok da göze batmayacaktır. Yani size göre evin öz çocuğu sinemaya götürülürken, sizin çocuklarınıza yer sildirilmiyor orda onlar da sinemaya götürülüyor. :)


Ben gitmek istemiyorum gitmemek için farklı sebeplerim var ama, örneğin ailemi bırakamam ayrıca seviyorum burda yaşamayı böyle içimizde garip bir şey oluşuyor.yurt dışına çıktım daha önce hep özlüyorum alışkanlık olmuş işte. Tüm ailemle beraber gidebilecek olsam ben de giderdim ama örneğin cennet vatan isviçre'ye :)))
0
ekaterina
(15.01.15)
@selam, gittiği yerde bulmayı umut ettiği/bulacağı şeyi burada bulsa gider miydi? Gitmezdi bana kalırsa. Kim ikinci sınıf vatandaş olmak ister ki birinci sınıf olmak varken.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(15.01.15)
beyin göçüyle ne ilgisi var aile kavgalarının allasen. hiç anlamamışsın kafan çok karışmış.
0
bradshaw
(15.01.15)
babasının psikolojik zulmünden kaçıp tek başına yaşayan bir evlat olarak cevap versem mi, yoksa durumumu anlattıktan sonra gerek yok mu bilemedim.

bir yerden sonra bakıyorsunuz, sizi siz yapan hiç bir şeye değer verilmeyen bir yerde insanlığınız sönmeye yüz tutuyor.

ya insanlığından, ya ailenden olacaksın.

zor karar mı? aslında o kadar değilmiş, ayrı eve çıkınca anladım. tek ve kız çocuğuyum ayrıca, annem bana korkunç düşkündür.

buna rağmen artık yaş 30 olurken karar verdim, benim bu ülkeden gitmem lazım. mesele sadece babam ve onun gibiler değil. tüm memleket. kokuşuyoruz ve düzeltemiyoruz. düzeltmek isteyen insan sayısı, halinden memnun olanların yüzbinde biri kadar belki. işin tuhaf tarafı, düzelmek istemeyenler bu kokuşmuşluğun en kötü tarafını çeken insanlar. bunlara rağmen değişim istemiyorlar.

anlamıyorum. ama değmez ya. ben gidersem beyin göçü olmayacak, alelade bir insanım. yine de bu yaşıma kadar yeterince bu memleket tarafından sömürüldüğümü düşünüyorum. artık yeter.
0
emirkulu2
(15.01.15)
tamam, peki şöyle bir yaklaşımda bulunayım o halde,

kendi evim, kendi ailem, ne yemek yapalım diye sormayan anne, sorsada köfte dediğimde, iyi o zaman makarna yapayım diye cevap veren formaliteden sormuş olsun, ailece yapılacak hiç bir etkinlikde fikrimin alınmaması, alınsa bile tamamen sana da sorduk ama fikrini beğenmedik denmesi şimid burada çocuk ne hisseder? öz annem öz babam benden nefret ediyor, ben onlara ne yaptım?

başka bir aileye gider, o başka aile de kendi ailesi gibi davranır ne bir eksik ne bir fazla ama bu sefer çocuk şunu düşünebilir gayet rahatça, onlar benim öz ailem değil ve bu şekilde davranmaları normal, böylece vicdanını rahatlatır, kafası rahatlar. örneğin sadece. aileden girdin diye aynı şekilde örnekledim.
0
selam
(15.01.15)
@bradshaw, Kafam karışık filan değil. Oldukça net.

Beyin göçüyle alakası şu: Beyin göçü kapsamında gidenlerden gitmek zorunda hissedip gidenler için de aynı şey söz konusu. Burada gideceği refah seviyesini, çalışma/araştırma koşullarını bulsalar onlar da gitmeyeceklerdi diyorum.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(15.01.15)
ben de anlamamışım demek.
0
oinone pe
(15.01.15)
babayı defedip, çocuklarımıza dört dörtlük babalık yapacak yeni bir koca bulsak keşke. bulamıyorsak ya 1)hayatımızı bulmaya çalışarak ya da babanın şiddetine engel olmaya çalışarak geçireceğiz 2) çocuklarımızın gidip yeni ailelerde kendi ekmekleri için savaşmasına destek olacağız.
0
vejeteryanvampir
(15.01.15)
insanin yaşadigi toprakla bagi tamamen kurgusal. kimse yaşadigi topraga ait degil, toprak da kimseye ait degil. yani, gitmek kalmak anlamsiz kelimeler, gidince bir yere gitmis olmuyorsunuz, kaldiginizda da kaldiginiz yer ayni kalmiyor.
0
jaygatsby
(15.01.15)
geçenlerde demiştiniz ya, "bizim çocuklarımıza anlattıklarımızla sizin anlattıklarınız farklı olacak" diye... aslında sorunuzun cevabı da burada gizli sanırım.
ben insanını çok seven biriydim. toprağını da keza. lafta değil ama.
"beğenmeyen gitsin"e hep karşı durdum. hangi kesime söyleniyor olursa olsun...
kim kimi nereden kovuyordu...
ama şimdi bakıyorum, tahammül etmekten başka ne yapabiliyoruz?
sanırım herkesin bir "kendine değer verdirmeme" limiti var.
hiçbir yer elbette güllük gülistanlık değil, olmayacak.
dünyanın hali de ortada zaten. ama yaşam zorluğu değil ki buradan gitmek istemekteki ana itki. değer bilmezlik.
ben burada artık bir "ana kucağı" şefkati bir "baba evi" güveni göremiyorum.
"dikkatli olun yavrum, korkanın anası ağlamaz çocuğum"larla büyüdük biz.
siz de hep savunuyorsunuz "masa başında kazanılmalı zaferler" diye.
size kızamıyorum. annemlere de kızamıyorum.
ama sizin çocuklarınıza anlattıklarınızla bizim anlatacaklarımız farklı olacak.
0
iz
(15.01.15)
her gun et yeme kismi dogru bu arada. harbi cok ucuz lan.
0
baldur2
(15.01.15)
@darkhnum, ülke dışına çıkıp çıkmadığımı bilmiyorsun.
Onu geçtim, ülke dışına çıkmayan başka ülke hakkında konuşamaz mı diyorsun yani?
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(15.01.15)
hayat ablam, insanlar metaforu kah anlayacaklar, kah anlamayacaklar sanırım.

Ben de idealist ailelerden birinin çocuğuyum. Annem ve babam öğretmedi. İlk tayinleri Çorum'un bir ilçesine çıkmış, 1970 veya 1971. Bir cadde varmış her ilçede bir "Mecburiyet Caddesi" olduğu gibi. O caddeden de hiç kadınlar geçemezmiş, tabu gibi bir şeymiş. Ailem oraya verilen ilk öğretmenlermiş, babam bir gün anneme "O caddeden geçeceksin. Bu halk bunun atla deve olmadığını anlayacak bir gün. Onu da sen başlatacaksın" demiş. Annem çekinmiş, korkmuş ama en sonunda babam ikna etmiş. Babamın el tutma, sarılma ,dokunma huyu yoktur anneme karşı; caddeden yanyana yürüyerek geçmişler. Annem bakışlardan çok korkmuş, başını öne eğe eğe yürümüş. Birkaç kere daha başını eğe eğe yürüdükten sonra, Deli Emine o caddeden geçmiş. Sonra da tek tük bir iki kadın; şu anda caddeden geçenler böyle bir tarihi olduğunun farkında bile değilmişler.

Buradan başka bir konuya geçeyim. Benim de terim karşılığını yeni öğrendiğim bir tanım: göreceli yoksunluk. Özellikle sosyal medya kullananların başına gelen bir şey olduğu konuşuluyor. Örneğin, Facebook'ta biri kar tatili fotoğraflarını koyuyor. Buna bakan başka biri "Ben niye böyle bir tatil yapamıyorum" diyor. Böylelikle başka bir kişi ile karşılaştırmalı olarak kendini bir şeylerden yoksun hissediyor.

Şimdi de iki konuyu birleştirelim. Bu göreceli yokluğun daha önceden de başladığı kesin. Sonuçta kitap okuyup maceralara atılmak isteyen çocuğun yaşadığı şey de göreceli yoksunluk. Televizyonla birlikte artık başka başka hayatları gören insanlar daha fazla "E bunlarda varsa, ben de neden yok" demeye başlamışlardır.

Bunun üzerine de bizim neslimiz Özal devri ve uzantısının kültürüne sahip. "Benim memurum işini bilir", "Kolay yoldan köşeyi dönme" gibi terimlerin, deyişlerin dilimize yerleştiği ve yerini sağlamlaştırdığı yıllar. Bu kültür çocukların içine içine işlendi.

Daha da sonra 90'lardan beri ülkemizde kişisel gelişim kitapları patlama yaptı; daha önce pek yoktu. Dikkat ederseniz, bu kişisel gelişim kitaplarının hepsi "ben" öznesinin üstüne kurulu. "Nasıl daha verimli olurum", "Nasıl insanlarla daha iyi iletişim kurarım" gibi bir iki zararsız şeyin üstüne "kendini gerçekleştirme" diye bir kavram ortaya atıldı. Kişisel gelişim ve toplumsal gelişimin çıkarları çatışma halindedir. Bunun dengesi, 80'lerdeki Amerikan kültürü benimsemesi ile toplumsaldan da kişisele kaydı. Dolayısıyla da, içinde büyünen kültür bu.

Bunların hepsi "Geri kalan insanları bir kenara attık" anlamına gelmiyor, "Kendimize toplumdan daha fazla önem verdik çoğunlukla" anlamına geliyor. Yoksa birçok insan Gezi Parkı için toplanmazdı.

Ek olarak; vatanımı çocuğum olarak görmüyorum açıkçası; annem ve babam bu ülkede beni yaptıkları için tesadüfen burada doğdum. Eritre'de beni yapsalarmış, oralı olur ve "Eritreli olmak bir gururdur" derdim; şu anda "Ne güzel, cennet gibi ülkemiz var" diyorum. Kimin lafıydı hatırlamıyorum, keşke yazsaydım; "Her kültürün kendine özgü ve gurur duyulacak en az bir özelliği vardır" demiş biri zamanında. Şu anda memleketimin kültürü ile yoğruldum, onun kendine özgü ve gurur duyulacak yanlarını yaşıyorum; en çok da özleyeceklerim onlar olabilir. Ama her şeyden önce insanım, insan olarak yaşamalıyım. Herkes insan olarak yaşamalı. Bunun için uğraşabilirim.

"E kalıp savaşsanıza, hep birlikte yaşayalım" noktasına geleyim. Bunu isolde çok güzel anlatmış, ona devredeyim sözü.
eksisozluk.com
0
aychovsky
(15.01.15)
biraz zorlayıcı bir metafor kullanmışsın ama durum şudur ki, aç, hasta, soğukta, eğitimsiz bi şekilde annenin yanında kalmaktansa, muhtaç olmadan, mutlu yeniliklere fırsatlara açık ama belki biraz hasretle büyümek iyidir.

fırsatım olan ilk dakikada gideceğim.
0
freya
(15.01.15)
soru şu: bu ülkeyi bizim annemiz yapan ne?
0
brkhntr
(15.01.15)
metaforun bana az alakalı geldi. çünkü doğduğum anne ile doğduğum ülkeyi bir göremiyorum. anne, ırkımdan daha değerli geliyor.

babası alamanyalara gidip para gönderen arkadaşlarım vardı mesela, garip gelirdi bana. yıllarca birbirini göremeyeceksen neden evlenirsin ki? çocuğuna sarılıp kokusunu çekemeyeceksen neden yaparsın ki?

sonradan anladım tabi. hayat o kadar kolay değilmiş. şu an tek derdi akıllı telefonunun şarjının çabuk bitmesi olan insanlar olsa da diğer tarafta maslow piramidinin ilk basamağını geçemeyenler var.

valla ben de şikayetçiyim üşüsem mi yoksa aç mı kalsam ikileminde olmaktan, metroda şeker patlatmaktan beyni uyuşmuş insanların kurallara uymamasından, 'kahrolsun israil' diye tweet atıp üst katında karısını döven şerefsizi duymazdan gelenlerden, yine olay çıkar korkusuyla derbiye gidememekten, fırsatçı ev sahiplerinden, şikayetlerime çözüm bulunmamasından, her ırksal-dinsel-seksel özellikte ayrıştırılmaktan, saygısızlıktan ve bunların yüzünden uykularımın kaçmasından. ama her şeye sıfırdan başlayacak cesaretim yok. hala huzurlu bir yuvam olur belki hayaliyle sabrediyorum.

daha önce de söyledim tekrar söyleyeyim; kötülüğü azaltamam belki ama iyiliği artırabilirim. nerde olduğumun pek önemi yok.
0
seksen9
(15.01.15)
@ayça'cım, link için teşekkürler. isolde de beni üzen konulara değinmiş. Burada bulamadığı refah seviyesini bulmak umuduyla aslında o da kaçıyor. İsolde'nin anlattıklarında kaçmaya ilave olarak 80 sonrası kuşağın özellikle internetin katkısıyla ulaştığı ve içine girdiği batı kültürü var. O kendini yaşadığı yerin kültürüne değil batı kültüre yakın hissediyor. Buna hiç bir sözüm olamaz. Ben işin buradan memnuniyetsizlik nedeniyle gitmek zorunda hissedilmesindeyim. Özlemeyecekse, orada kendini daha rahat hissedecekse isteyen istediği yerde yaşasın.

Batı kültürünün hayatımıza bu kadar girmesi konusunda; para/güç oradaydı düdüğü de onlar çaldı normal olarak. Şimdi burada bile yabancı diziler-filmler hakkında herkes her şeyi biliyor, Türk dizilerinden-filmlerinden adam gibi olanlar çıksa bile yine de bir "Türk dizisi" hor bakışı olabiliyor. Yanlış anlaşılmasın, milliyetçi bakışla demiyorum bunları. Diğer ülkeler de milliyetçi olmayana dek milliyetçi olmak zorundayız, yoksa kayboluruz. Bunu bilerek adım atmak bizim yararımıza olur. Aksi takdirde biz "global dünya" romantizmine kapılmış giderken gerçekçi olan ipleri eline alıverir. Attığımız her adımın bir sonucu var.

Saygınlık diyoruz ya, bize saygı duyulsun istiyoruz. Kaçıp gitmelerin gerekçelerinden biri de bu. Bu konunun çok iyi irdelenmesi gerek. Bireysel saygınlık peşinde şimdinin gençleri diyorsun. Anlıyorum, bire bir gözlemlediğim değişimleri ne güzel özetlemişsin. -O bireysel gelişim kitaplarından ben de nasibimi aldım zamanında.-
Gelgelelim bireysel özgürlük bana vaat edilen bir pamuk şekeri mi bilmek lazım.

E kalıp savaşsanıza konusunda;
Gençlere ben şimdi nasıl diyeyim kalın savaşın diye. Diyemem. Gitmek isteyene diyemezsin. Ben de kendi yaşamımdan örnek vereyim. Kızlarımdan biri millerce uzak bir ülke vatandaşına aşık oldu. Dili ayrı, dini ayrı, kültürü ayrı bir damadım var. -Çok seviyorum.- Biz şurada ya da şurada yaşayabiliriz dediler. Siz nasıl istiyorsanız öyle yaşayın dedim. Okyanus ötesi yere de gitseler kendi tercihleridir, bana özlemek düşer. Bu gidiş kaçış değildi, kaçış olsaydı da bir şey diyemezdim. Üzülürdüm, bu gidişe diğer çocuklarımız için üzüldüğümden biraz daha fazla üzülürdüm yalan yok. Çünkü can.

Giden gidecek, kalanlar başının çaresine bakacak.
Dün küçük kızımın okulundaydım (lise) Öğretmenin biri öğretmenler odasına girerken kapıdan bakan öğrenciye o kadar kaba bir şekilde "çekilirsen geçecem" dedi ki utandım ve canım sıkıldı. Öğretmenle öğrencinin olmadığı bir ortamda davranışı hakkında konuştum. Olur ya eşref saati meselesi, o anlık bir şey miydi, genel tavrı mıydı anlamak istiyordum. Genel tavrıymış, konuşunca anladım. Üstelik de branşı çocuk gelişimiymiş. Yönetim birimine gidip durumdan duyduğum rahatsızlığı dile getirdim. Öğretmeni şikayet etmek için anlatmadığımı, toplantılarda bu konunun ele alınmasını talep ettiğimi belirttim. Pazartesi günü gidip yazılı başvuru yapacağım.

Herkes kapısının önünü süpürecek bir şekilde. Başka çaremiz yok. Gidenlerin kapısını belediye süpürüyor, onların bu yönden bir sıkıntıları yok. Onların derdi bana düşüyor gördüğünüz gibi.
Bu duyuruyu açmadan az önce yine aynı konuda açılmış bir duyuru okumuştum. Onun üzerine bunu yazarken tam derdimi anlatacak gibi yazmamışım. arkadaşlar anlamakta zorlandılar haliyle. Want2die ve oinone pe cevaplayınca düzeltme yaptım da anlaşılır hale geldi. :p
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(15.01.15)
Metofor hakkında açıklama yapmam gerek anladım :)

Çünkü ben bir anneyim. Sadece kendi çocuklarımı değil bütün çocukları evladım, geleceğimiz olarak görüyorum. Tüm dünya çocukları için iyi gelecekler olsun istiyorum. Bizim çocuklar sıkıntı yaşarken dertleniyorum, belki Afrika'nın bir köyünde daha kötü olanları gözden kaçırıyor olabilirim ama bunlar gözümün önünde oluyor. Neredeyse her gün bi kaçıp kurtulma isteğiyle karşılaşıyorum. Yok kendini öldürmek istemeler yok kaçmalar. Üzülüyorum yahu! N'apayım ben de buyum işte. Hissettiklerim metofordakinin aynı.
Metofor değil, en başa yazdığım gibi hissettiklerim onlar.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(15.01.15)
herkesin kendi kapısını süpürme gibi bir olayın geçerliliği kalmadı kanımca. süpürmekle değil kazımakla falan düzeltilebilecek bir durumdayız. iş işten geçti. süpürülecek zaman vardı ancak o dönem süpürülmediği için üzerine eklenen kirlerle temizlenmesi zor hale geldi. üstelik temizlikte kullandığın araçlar dahi ortamı temizlemek yerine çok daha kirli hale getiriyor. yani şimdi verdiğin ufak örnekte kapının önünü süpürdüğünü iddia ediyorsun, ben ise herhangi bir şeyi süpüremediğini şöyle bir tozu üflediğini söylüyorum. o üfleyip yok ettiğini zannettiğin toz az ileriye taşınmış oldu. öyle yani :)
0
soso
(15.01.15)
@soso, ufak örnek evet. tek başına oldukça ufak bir örnek. Onunla kapının önünü süpürdüğümü iddia etmiyorum, dediğin gibi o bir örnek.

Herkesin kapısının önünü süpürmesinin geçerliliği kalmadıysa da geçerlilik kazandırmak bize bağlı değil mi?
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(15.01.15)
Duyurumu ve cevapları değerlendirme şeysi:

Sorumu anlayanlar oldu, anlamayanlar oldu. Benim için çok anlaşılır olmasına karşın anlaşılamamasının nedenlerini düşündüm.

birinci olarak: yazıma "hissettiğim şey şu" diyerek başladım. yani ben ne hissettiğimi yazdım, öyleyse neden metofor sanıldı?

halbuki; ne söylersen söyle karşındakinin anladığı kadardı söylediklerin.
yaş ortalaması yaşımın yarısına denk gelen bir ortamda hislerimi yazmakla hata yaptığımı fark ettim.
yanlış anlamayın n'olur, bu durum bazılarınızın çok güzel ifade ettiği gibi kuşak farkı olayı. şu bayık "benim yaşıma gelince anlayacaksınız" larda değilim. Zaten onu şimdiden bilemeyiz de, belki içinizden bazıları benim gibi hissedecek, belki olaylar değişecek adı bile anılmayacak bu ve benzeri durumların.

ikinci olarak; bu duyurudaki cevapların hepsinin benim için değerli olduğunu belirteyim. Kendi kuşağımı biliyorum, sizleri anlamaya çalışıyorum.

Belki birilerinin işine yarar, bizim kuşak hakkında bir şeyler paylaşmak istiyorum.
Sabahtan beri 70'li yılların şarkılarını dinliyorum. O kadar çok pozitif tema var ki... Protestler bile naif. Neşeli ritmler çoğunlukta. Sitemler bile çok tatlı. Yani kısaca, bizler "hayat bayram olsa" tadında bakarak başladık hayata. Toplum olarak 80'e kadar büyük bir travma yaşamamışız... 80 sonrası işler değişmeye başladı haliyle. Yine de sizlerin yaşadığınız gibi ekmek aslanın ağzında değildi pek ve çok salak saçma işlerle her gün muhatap olmuyorduk. Daha çok şaşkınlık ve anlamaya hatta yakalamaya çalışıyorduk. 99 depreminin ilk zamanlarını düşünün. Asker giremedi, kurtarma giremedi, herkes kendi canının, yakınlarının canının derdindeydi. Yer altından çıkan kemirgenler gibi çıkarcılar türedi, 80 sonrası da işte tam da öyleydi. Korkarak, korunmaya çalışarak yaşamaya çalıştık. Komşunun oğluna kızını vermedin diye komşun "kominist bu" dese ömrün gitti.
Sonra Özal geldi, Çiller geldi, ekonomi tuhaflaştı. Dolarlar havada uçuşurken bir gecede batıp veya köşeyi dönebilirdin. Bir yandan da din çarpıtıcılar yuvalanmaya başladılar. Çocuklarını okutamayanları bedava okutma vaadiyle yurtlara almaya başladılar. Ne güzel, en azından çocuklarımız okullarına devam ediyorlardı. Bilemedik... Tıpkı yıkılan bir şehirde lağımlardan çıkan fareler gibi, o pis ve kokuşmuş dumanlı ortamda çoğaldıkça çoğaldılar. Biz aç kalırken onlar beslendikçe beslendiler, çoğaldıkça çoğaldılar.

Yanicesi;
Şu anda İlhan İrem'den "görüyorum, duyuyorum, konuşamıyorum" çalıyor. Ben de aynı o şarkıdaki gibi bazen haykırmak istiyorum, anlatamıyorum.
Anlamaya çalışın n'olur. Beni değil, dilim döndüğünce anlatmaya çalıştıklarımı.

Ve, vazgeçtim, gitme diyemem ki demiştim, şimdi diyorum. Gitmeyin len. Kalın birlikte düzeltelim.
Bir de şu intihar olaylarına daha fazla prim vermeyin artık. Birileri nüfus planlaması mı yapıyor nedir...

Fesupanallah!
Dinleyiverin gari, bu da bizim protestimiz işte :p
www.youtube.com

Hepinize cevaplar için çok teşekkür ederim :)
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.01.15)
gitmek istemiyorum, gitmek zorunda da hissetmiyorum ama bir gün gidersem bu ülkenin çürümüş düzeni sebebiyle olacak bu. bu ülke bana, kendisine katkı sağlamam için fırsat vermiyorsa bana fırsat veren bir yer olduğu zaman oraya gitmem çok da tuhaf karşılanmamalı.
0
devilred
(17.01.15)
abla ben seni tanımıyom ama yaşının büyük olduğunu bildiğim için saygı duyuyorum sana o yüzden sataşmıcam da kusura bakma ne demek istediğini hiç anlamadım valla :(

ben türkiye bu ülkenin şartları gereği insanca yaşayamayacağıma inanıyorum, avrupa'da herhangi bir ülkenin şartlarına da çok rahat uyum sağlayabileceğimi düşünüyorum ve bu sebepten ötürü affedersin sktir olup gitmek istiyorum. bunun nesi kötü ya da üzücü ki? ne bileyim beni st. petersburg'a koy, roma'ya koy, lulea'ya koy, wolfsburg'a koy pek fark etmez yani taş çatlasa 3 aya komple adapte olurum hayata yaşar giderim yani, halim vaktim de yerindeyse çok mutlu olurum açıkçası. bu niye sorun olsun? türkiye'de neyim var ki sanki avrupa'da neye üzüleceğim?

beni kendilerinden biri gibi görmelerine gerek yok. türkiye'deki kadar hiçbir yerde dışlanamaz sanırım insanlar. varsın bana "yabancı" desinler, yabancıyım zaten. bu niye sorun olsun ki yani gelip evimi yakmadıkları sürece. bana ne.
0
der meister
(17.01.15)
@der maister, tam olarak ne dediğimi anlamışsın.

Ve, duyarlı davranışın için teşekkür ederim:)
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.01.15)
hayat hanım, umarım yukarıda verdiğim cevapta sorunuzu anlayarak cevap verenlerden olmuşumdur.

son yazınıza istinaden; sizin neslinizde bulunan o bahsettiğiniz iyimser bakış açısına ihtiyacımız var bizim, gerçekten. fakat bunun için de bir mucize lazım. inşallah olur o mucize.
0
emirkulu2
(17.01.15)
@emirkulu, çok güzel anlamışsın kardeşim. Psikolojik zulümden uzaklaşmakla da en doğrusunu yapmışsın.
Ayrıca kendini beyin göçü olmayacak, alalede insanım şeklinde değerlendirme. İstatistiki olarak beyin göçü kapsamına girmeyeceksen bile düşünen aklı başında birisin. En ihtiyaç duyduğumuz vasıflar :)

Cevaplayan arkadaşlara;
Ben duyuruda cevaplara birebir dönemedim. Cevaplama hızlı oldu, benim klavyem çok hızlı değil, yetişemedim. Sonrasında başka şeyler oldu filan olabilemedi yani.
0
🌸hayat aklini konusacak bir filozof uret
(17.01.15)
(11)

Hangi sarelle?

KaraSakall
2li bir arada olan beyazlı olandan mıyoksa sadece fındık kreması olan sarelle mi?Ona göre bu soğukta gidip alacağım.cevaplar tiklenecektir.saygılar
2li bir arada olan beyazlı olandan mı

yoksa sadece fındık kreması olan sarelle mi?

Ona göre bu soğukta gidip alacağım.

cevaplar tiklenecektir.

saygılar
0
KaraSakall
(10.01.15)
kremalı olan çok şekerli yağlı gibi tadı oluyor hiç sevmiyorum. direk orjinal sarelleyi al bence.
0
thracian
(10.01.15)
ya yapılacak şey mi bu canım çekti şimdi :/ ben beyazlı olanı tercih ederim
0
sta
(10.01.15)
Normal bildigin saf saralle.
0
photo85
(10.01.15)
klasik olani al. beyazli olan margarin gibi oluyor. beyaz kisimlari oyle
0
exlibris
(10.01.15)
klasik sarelle +1
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(10.01.15)
sırf ikisi arasından mı seçmeliyiz? bitter bunların ikisini de parçalar sanki. şu beyazlıyı yemedim gerçi de şeker deposu bir şeydir elbet.
0
soso
(10.01.15)
Klasik aldım birazdan girişiyorum.
0
🌸KaraSakall
(10.01.15)
sadece fındık
0
defnex
(10.01.15)
@soso

bitter'ide çok güzel ama ben diğerini tercih ediyorum
0
🌸KaraSakall
(10.01.15)
kesinlikle bitter. bunları boşver.
0
zam sampiyonu domates
(10.01.15)
Findikli. Sufer.
0
sayns
(10.01.15)
(14)

Grip olduğunuzda hemen ilaç kullanıyor musunuz?

cok iyi yol
Iki gündür baya hastayım. Çok fena üşütmüşüm. Hemen ilaç almayı istemiyorum. Bu ot karışımlarını karıştırdım, içiyorum. Siz herhangi bir grip/soğuk algınlığında ilaç alıyor musunuz? Yoksa doğal yollarla mı iyileşmeyi deniyorsunuz? Bir de nurofen vs. nin bildiğiniz zararları var mı?
Iki gündür baya hastayım. Çok fena üşütmüşüm. Hemen ilaç almayı istemiyorum. Bu ot karışımlarını karıştırdım, içiyorum.

Siz herhangi bir grip/soğuk algınlığında ilaç alıyor musunuz? Yoksa doğal yollarla mı iyileşmeyi deniyorsunuz? Bir de nurofen vs. nin bildiğiniz zararları var mı?
0
cok iyi yol
(07.01.15)
Boğazım hafiften ağrımaya başlarsa anında gargaraya başlıyorum, iyi geliyor. Onun dışında annemi kafalayıp kemik suyuna çorba (hasta usulü, ağır kemik suyu ile) içebilirsem o da bayağı iyi geliyor. Onun dışında genelde nurofen içerim kırgın hissettiğimde. Bildiğim özel bir zararı yok aşırı kullanmadıkça ama tabii sonuçta kimyasal madde.
0
whoosie
(07.01.15)
Daha olmadan önce Umca'dır, pastildir, boğaz spreyidir dalıyorum. İlla ki zararı vardır. Göze alıp dalıyorum. Antibiyotiğe doktorsuz girmiyorum, hatta doktor önerdikten sonra da duruma bir bakıyorum. Ateşim varsa suda eriyen Aspirin C'lerden alıyorum.
0
aychovsky
(07.01.15)
ben ilaç kullanmam.
0
yapma volkan
(07.01.15)
otlu tedaviye bosuna bel baglama cunku onla ya da onsuz ayni surede iyilesirsin. eger bakteriyel bir durum yoksa yapabilecegin hicbir sey yok. sadece duzenli beslen ve kendini yoracak bir sey yapma. bogaz pastili rahatlatir eger agri varsa. bir de burun spreyi gerekebilir tikaliysa. vucudunda kiriklik varsa da agri kesici ama hangisi doktor tavsiyesi ile al.
0
bir varmis bir yokmus
(07.01.15)
sıcak limonata yapıyorum tam 1 limondan.. ilaç niyetine günde 2 defa içiyorum iyi geliyor..
0
defnex
(07.01.15)
geçmiş olsun. ben bu tip rahatsızlıklarda eğer evde yatma opsiyonum varsa bol bol dinlenmeye, nane-limon veya şu kaynar suya katılan tozlardan bir tane içmeye (aferin mi tylol hot mı ne var ya ondan) gayret ediyorum. genelde ikinci, taş çatlasa üçüncü gün ayağa kalkıyorum. bazen aynı günde. üçüncü günde hala geçmemişse doktora gidiyorum, o ne verirse onu kullanıyorum.
0
der meister
(07.01.15)
çılgın gibi limon tüketiyorum ben. sıcak suya tam limonu sıkıyorum, bir de bal ekliyorum buna, günde üç defa içiyorum bunu. akşamları zencefil çayı yapıyorum yine limonlu, ballı, arada nane de koyduğum oluyor içine. bir de burnuma vicks first defence sıkıyorum. onun işe yarayıp yaramadığını bilmiyorum yalnız. ama bu düzenle hastalığı çok çabuk ve hafif atlatabiliyorum.

ayrıca vitamin olarak da sedergine ile redoxon kullanıyorum.
0
soso
(07.01.15)
Nurofen +1
0
Godless
(08.01.15)
hayır. bol su, muz. nurofen falan da içerim, onlar semptomatik tedavi. nurofenin içinde psödoefedrin vardı yanlış hatırlamıyorsam. tansiyon kalp hastalarında dikkatli kullanmak lazım, onun haricinde bir zararı yok. uzun dönem kullanımda böbrek yetmezliği tabi ki. bütün ağrı kesicilerde var bu.
0
fayfim
(08.01.15)
Kullanıyorum. Hisseettiğin an kullanmazsan hastalık ilerlediğinde zaten ilaç bi boka yaramaz
0
filipis
(08.01.15)
yok kullanmam. eğer burnum falan çok kötüyse sudafed ekspektoran alırım sadece. nurofenle aynı zaten etken maddesi. miligramına kadar hemi de. 10 dakikada turp gibi yapıyor burnumu boğazımı yeminle. ama tedaviye yönelik bir ilaç almam. antibiyotik, ağrı kesici hiç almam.
0
günde 3 litre kola içen adam
(08.01.15)
ilaç kullanmıyorum. yediğime içtiğime dikkat ederim hemen. sıcak su içerim. sıcak şeyler ve bol bol vitaminli şeyler yaparım/yerim. iyice yatağa düşmeden de atlatırım. hiç yattığımı hatırlamıyorum gripten.
0
kakao
(08.01.15)
ilaç kullanmayın denildiğinde antibiyotik kastediliyor. antibiyotikler virüslere etkili olmadığı gibi gereksiz kullanımları insanlarda bağışıklık yaratıyor.

yoksa gribin semptomlarını tedavi etmek için olan ilaçlar zararlı değil. onlardan kullanacaksın. dinleneceksin.

bir de sıcak su içiyorum, limon sıkıyorum turp gibiyim diyen arkadaşlar ya siz aydan mı geldiniz? robot musunuz? siz niye grip olmuyorsunuz?

biz grip olduğumuzda günlerce sürünüyoruz, dinlenmemize rağmen bir türlü iyileşemiyoruz. ilaç alıyorsak eğlencesine almıyoruz yani.

öyle bahsetmişsiniz ki biz sanki şeker yer gibi, laf olsun diye ilaç alıyoruz ama siz full irade, çelik bünye hiç ihtiyaç duymuyorsunuz. hayret cidden.
0
mea maxima culpa
(08.01.15)
içersem bir parol. nadiren sudafed.
yoksa da içmem. serum taktıranı iğne yaptıranı da ayıplarım hor görür kınarım.
0
siradisi00
(08.01.15)
(10)

hani kar nerede

cingenepembesicakmak
hani kar yağacaktı istanbula noldu :( bakıyorum hava durumuna kar göstermiyor :((
hani kar yağacaktı istanbula noldu :( bakıyorum hava durumuna kar göstermiyor :((
0
cingenepembesicakmak
(06.01.15)
abi geç oldu uyu istersen :(
0
rivulet
(06.01.15)
artık bekleme cünkü kar ankaraya geldi...
0
primetime
(06.01.15)
yarın öğleden sonra bol bol göreceksin kar, uyu şimdi bence de.
0
soso
(06.01.15)
Biraz daha bekle çünkü Sakarya'ya da geldi, sabaha kadar uğrar oraya da bence.
0
an engineer
(06.01.15)
hayır tüm umudum çarşamba gününün kar tatili olması derdim bu ://
0
🌸cingenepembesicakmak
(06.01.15)
çarşamba banko tatil.
0
istege bagli sigortasiz
(06.01.15)
izmir'e şu an yağıyor :D
0
Lim5
(06.01.15)
izmir'de pıtış pıtış yağıyor valla.
0
iste o kavunici balik
(06.01.15)
İzmir de kar var tınaztepe de kesin tutmuştur

Şirinyer deyim evka 1 ve eevka 4 de bembeyaz olmuş her yer


Sanki istanbul
0
indescribable
(06.01.15)
istanbul'a niyet izmir'e kısmet demek.

@ indescribable; tınaztepe bildiğin uludağ modunda şu an.
0
halanne
(06.01.15)
(31)

Trans/Eşcinsel'lere neden hoşgörü göstermeliyiz?

jihat
Öncelikle artniyet yok, gerçekten öğrenmek istiyorum.Translık, eşcinsellik insan tabiatında olan şeyler mi? Bunlar düşününce bana sapkınca şeyler gibi geliyor.
Öncelikle artniyet yok, gerçekten öğrenmek istiyorum.

Translık, eşcinsellik insan tabiatında olan şeyler mi? Bunlar düşününce bana sapkınca şeyler gibi geliyor.
0
jihat
(05.01.15)
onların insan olduğunu kabul edip ona göre davransan yeter. herhangi bir insana normal şartlar altında ekstra bir hoşgörü göstermene gerek yok.
0
nawar
(05.01.15)
aslında ekstra bir şey göstermemeliyiz. normal insan gibi davranılsa yeter sanırım. kimsenin fazladan bir beklentisi yok.
0
c1b2k3
(05.01.15)
konuyu derinlemesine bilemem fakat hetero erkek olarak trans bireylerden hoşlanıyorum. cinsel deneyim yaşamışlığım var. bana iğrenç gelen kadınsılık barındırmayan şeyler. başkasına da o çekici geliyor; sana hepsi iğrenç geliyor. ayrıca hetero olmuyorum galiba böyle bir durumda. trans seviciyim.
0
Yehova
(05.01.15)
@mor bembombom heteroseksüellik insan fıtratı olduğu için bence.
0
🌸jihat
(05.01.15)
(bkz: birazdan buralar karışacak )

translık ve eşcinsellik insan tabiatında olan bir şey. osmanlı'da bile örnekleri var. trans veya eşcinsel olmayan, sizin tabirinizle "normal" olan insanlar da gayet sapkın olabilir. sapkınlığın cinsel tercihlerle hiç bir alakası yok.
0
the silent enigma
(05.01.15)
insan tabiati seyin ne oldugunu nereden biliyorsun? insan icin dogal olan olmayan nedir? ahlakli, sapkın, sapık tanımlarını neye göre kuruyorsun? sana sapkınca geliyor olmasi yeterli mi bu insanlari yargilamak icin? sen kimsin?
0
jaygatsby
(05.01.15)
İnsanların -karşılıklı rıza çerçevesinde- kimle yattıkları sadece kendilerini ilgilendirdiği için hoşgörü gösterebilirsin mesela. Seni ilgilendirmez, beni ilgilendirmez. İyi insan olup olmadıklarına bak, hetero/bi/eşcinsel/trans olup olmadıklarına değil.
0
m e l t e m
(05.01.15)
Herhangi bir insana zararlari mi var secimlerinin?
yok.
O zaman bir insana gosterilmesi gereken minimum saygi neyse onu da hakettiklerini dusunuyorum. Tercihleri kendi hayatlarini belirler. Kime ne zarari var.
0
rayde
(05.01.15)
reserved. -reklam alınır-

yorum: ulan yıl bilmem kaç hala sen şunla sevişme sen şundan hoşlanma diye yorum yapılıyor :D birader translar ya da eşcinseller seni mi.... ? :D insanlar nasıl mutluysa öyle olsun bırak. insan tabiatında olmasa bu eğilimi nasıl gösterecekler? :) hayvanlarda da bu tarz eğilimler var, insanlarda da :) intihar etme de bir eğilim, suç işleme de bir eğilim, heteroseksüellik de bir eğilim, pedofili de bir eğilim. insan tabiatında hepsi var :)
0
secilmis uye
(05.01.15)
@antikadimag az önce milyonlarca eşeysiz üreyen canlının ahını aldın. bununla da yetinmedin cinselliği üremenin parçası olarak gördün. umarım cinsel ilişkiyi yalnızca ve yalnızca üreme amaçlı yapıyorsundur. artık kiminle birlikte oluyorsan onla seks sırasında korunuyorsan ya da vajinal birleşme (uygun tabir bulamadım) dışında herhangi bir şey yapıyorsan çok büyük yanlışın var (ya da iki yüzlüsün)
0
nawar
(05.01.15)
Bence insan tabianda olan normal bir durum degil, bir tur hata ya da ariza.
Ekstra bir hosgoru gostermeye de gerek yok, hor gormeye de gerek yok. Trans iste, kendi halinde, kimseye zarari yok. Bence igrenc birsey ama benim icin pirasa yemek de igrenc birsey. Pirasa yiyenlerle de derdim yok.
0
delifaruk
(05.01.15)
@mor bembombom abi kadın hakları falan ne alaka? @ antikadimag'ın da dediği gibi cinsellik canlıların üremesi olayıdır. dolayısı ile de bu olay insan türüne aykırı.

ha hoşgörü konusunda eyvallah. her birey kendi sınırlarında özgürdür vesselam.
0
🌸jihat
(05.01.15)
@jihat cinsellik sadece üreme için yapılmaz. sen daha önce cinsel birliktelik yaşamadın sanırım. Yaşadıysan da çocuk yapmak için mi yaşadın?
0
secilmis uye
(05.01.15)
@secilmis uye; mesele cinselliğin neden ve nasıl ortaya çıktığı. şu anda ne için kullanıldığı değil.

örneğin parfüm şişesinin asıl amacı görsel haz ve esansı saklamaktır ama insanoğlu bunu çeşitli uzuvlarına duhul etmek suretiyle kullanırsa amacına ters/anormal bir durum ortaya çıkar. kimse neden yaptın deme hakkına sahip değildir orası ayrı.
0
antikadimag
(05.01.15)
sana neden hoşgörü göstermeliysek ondan +1

daha ayrıntılı atar yapan arkadaş çıkar nasılsa diye kendimi yormuyorum. saygılar selamlar.
0
merena
(05.01.15)
@antikadimag iyi de her şey çıktığı gibi kalmak zorunda değil ki insan gelişiyor, zevkler değişiyor, ihtiyaçlar değişiyor, tercihler değişiyor, duygular, doğa, dünya, evren, her şey :)

insan doğasına aykırı diye homo erectus mu olalım? :)
0
secilmis uye
(05.01.15)
hoşgörü göstermemeliyiz. çünkü ortada hoş olmayan, tahammül edilemeyen, katlanılacak bir durum yok. başka bir açıdan; herhangi bir insana ne kadar ve hangi konularda hoşgörü gösteriyorsan o kadar göstermelisin. lgbt birey olması farklı tavırlar geliştirmeni gerektirecek bir durum değil
0
sheridans
(05.01.15)
eşcinsellik insan tabiatında olan bir şey değil. hayvan tabiatında olan bir şey de değil. çiftleşmenin amacı nesli devam ettirmektir, bunu nesli devam ettiremeyecek şekilde yapmak anormaldir. lakin, insanlar özgürdür. senin özgürlüğünü kısıtlamayan bir şeye karışamazsın. karışmamalısın.
0
icim urperiyor
(05.01.15)
cinsellikte temel amaç zevk almaktır. bütün canlılar alemininin (taksonomi olan alem) %90'ının aksine insanlar olarak biz zevk için birlikte oluyoruz. üreme farklı bir şey. sadece ve sadece çocuk yapmak için birlikte oluyorsanız buna saygı duyarım tabii. bu arada, konu seks iken "cinselliğin ortaya çıkışı..."/"çiftleşmenin amacı..." diye bir başlangıç bitişine bakmadan çok saçma. zaten bitişi de saçma o başka.

ha diyeceksin ki o zaman "madem zevk işi sen neden hemcinslerinle birlikte olmuyorsun ?". gelecek çünkü bu soru bana olmasa da burada bu şekilde yazanlara. şöyle ki eşcinsellik bir yönelim. tercih değil. örneğin yemek konusu tercih meselesidir. tadını sevmesen de, peşin yargılı olsan da belki bir restoranın o yemeği iyi yaptığını vs. duyup gidip deneyebilirsin. bu yolla bakarsak tercih diye görenler, gidip hemcinsleri ile birlikte olmayı denesinler. e tercih nasıl olsa sevmeseniz de tecrübe etmiş olursunuz en azından. yönelim ise farklı bir şey.
0
nawar
(05.01.15)
@nawar sana da aynısını kopyalayayım. "mesele cinselliğin neden ve nasıl ortaya çıktığı. şu anda ne için kullanıldığı değil."

cinselliğin tek nedeni üremedir. başka hiçbir nedeni yoktur. yan ürün olarak verdiği zevk için kullanılması onu bu gerçekten ayırmaz. isteyen cinsel organıyla istediği gibi bu yan üründen istifade edebilir. hatta bireysel olarak kendisi hemcinslerine ilgi duyuyor olabilir ancak bunun onu norm dışı yapmasından kaçamaz. biyolojiye gözünü kapayıp homo=hetero denklemi kuran adamı ciddiye alamam.

tamamen biyolojik bir olaydan bahsediyoruz. bunun evrimleşme sürecini de takip edebiliyoruz. neden evrimleşmiş? üremek için. neden zevkli? canlıları üremeye teşvik için. bu konuda gereksiz bir tatavaya gerek yok.

jared diamond - seks neden keyiflidir konuyla ilgilenenler için.

edit: istifa >>> istifade
0
antikadimag
(05.01.15)
hayvan dendi geldim :)

en.wikipedia.org
0
soso
(05.01.15)
escinsellik hayvanlarda yok diyenler icin

en.wikipedia.org

insanlarda normal degildir diyenler icin

en.wikipedia.org

fıtrat zıtrat deyip batı oyunu, müslümanlıkta yeri yok diyenler icin

wikiislam.net
0
jaygatsby
(05.01.15)
@secilmis uye

katılıyorum. hatta insan doğası dersek bile doğru ifade edemeyiz bence. sonuçta "the insan"ın doğasına aykırı olan bir şey "that particular insan"ın doğasının ta kendisi olabilir. herkes istediği gibi yaşayabilir.

ama çıkıp da homoseksüellikle heteroseksüelliği benzer şeymiş gibi göstermek çok abes. eyyorlamam bu kadar.
0
antikadimag
(05.01.15)
hoşgörü göstermeyin. ne öyle haşarılık etmiş çocuğa neyse kereta der gibi. doğal olmayan, normal olmayan, işlevsel olmayan, caiz olmayan vs. ne ile rasyonelleştiryorsanız bir kenara koyup insanca yaşamaları için en azından saygı gösterin.

sadece bir "şey" olduğu için bir kenara itilip ölmek durumunda olan insanlara fırsat vermiyorsanız en azından olanları da engellemeyin.
0
caylaktozu
(05.01.15)
@krem peynir, abi sende çok genelleme yaomışsın ama. o zaman katillere, hırsızlara falan da saygı göstermeliyiz insan oldukları için?
0
🌸jihat
(05.01.15)
Hoşgörü göstermemeliyiz.
Diğer insanların seçimleri bizden farklı olunca hoşgörü göstermek değil, seçimine saygı duymak gerekiyor.

Ben de doğal olmadığını düşünenlerdenim. Osmanlıyı örnek gösterip duruyorlar ya da daha eskileri. Tarihsel geçmişini çok irdelemedim, gerek de yok.
Biyolojik olarak üremeye programlandıysak bu tür bir ilişki doğal olan olmamalı.

Yine de, kimsenin ne yediğine karışamayacağım gibi cinsel hayatına da karışamam. Böyle bir hakkım yok.

Onlar için üzülüyorum. Zor bir hayat olmalı. Toplumdan dışlanma tehdidiyle yaşamak, dışlanmak. Kimsenin malına canına kastları yok, kendilerine kendilerince bir yol seçiyorlar ve toplum bunu kabul etmediği için yapmak istemedikleri şeyleri yapıyorlar. Ailelerine, topluma yalan söylemek zorunda kalıyorlar, belki istemedikleri işleri yapıyorlar. Hor görülüyorlar. İkinci sınıf vatandaş gibiler. Onlara yapılanlara sessiz kalmak, köleliğe karşı çıkmamak gibi bir şey bence.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(05.01.15)
Neden cevap yazıyorsunuz ki bu mantığa?
0
35.spartalı
(05.01.15)
Sapkınlık biraz göreceli bir durum. Hatta aslında ahlaksız bulabilirsin, ama bu saygı duymaman için sebep değil. yoksa ortalama bir Türk vatandaşının günlük hayatta yaptığı birçok şeyi sapkınlık olarak görecek çok uç insan var burada. Onların bunu bole düşündüğünü hayal etsene. Bira içene niye saygı duymalıyım? Bence sapkınlık dese insanlar nasıl olur? Ki bira içmenin sapkınlık olduğuna inanan insanlar da var bu ülkede.
0
anten
(05.01.15)
öğrenmiş olduğumuz bir çok kavram, öğretenler tarafından bize "iyi" ve "yüce" gösterilerek kavramın içerisindeki iktidar ilişkilerinin gizlenmesi sağlanıyor. Bu kavramları da biz saflığımızla iyi belleyip pelesenk ediyoruz dilimize. "Hoşgörü" kavramı da bu türün başat örneği. Oysa irdelendiğinde, hoşgörü egemen olanın ezilen/egemen olmayan üzerindeki iktidarını simgeleyen bir tavrı niteler. Bir yaşlı, gencin bir hatasını hoşgörür, baba oğlunu, tanrı kullarını, devlet kapıkullarını ...

Oysa bize benzemeyenlerin bizimle yaşayabilmeleri için en son gereken şey hoşgörüdür, olmazsa olmaz şey ise saygı. Saygı da hoşgörünün aksine, karşısındakini kendiyle eşit "say"maktan geçer ve bu durum herkesin dilediği cinsel tercih/yönelim ile yaşayabileceği bir toplumun en önemli anahtarıdır.

edit : @35.spartalı hayata islamcı/cemaatçi pencereden bakan tiplerin geleneksel provakatif ve kendince soru sorarken düşündürdüğünü, aslında bir nevi cevap verdiğini düşünen bu tip duyurulara oldukça alıştık. Kendi adıma bu duyuruya yazdığım cevap, soruyu sorana ilişkin değil.
0
gochebe
(05.01.15)
eğer ki seni rahatsız edecek ve özgürlüğünü elinden alacak şeyler yapmıyorsa, kimseye bir zararı dokunmuyorsa ne olursa olsun o insana saygı göstermek zorundasın, trans ve eşcinsel bireyler de dahil.Onlara saygı göstermek lütfedilecek bir durum değil
0
isadora
(05.01.15)
hoşgörü göstermemek için nedenimiz ne olabilir?

-bu işler günah diyosan(ki dinlerde de yeri vardır transeksüelliğin, cinsiyet değişimine bazı durumlarda cevaz verilir); benim de işlediğim her günahta dışlanmam gerekir.
-vücudunu değiştirdiği, fıtratına aykırı hareket ettiği içinse; estetik yaptıran, saçlarını boyayan, dövme yaptıran, kulak deldiren, kaş-bıyık aldıran, ağda yapan insanları da dışlamam ama öncesinde bunları yapmamam gerekir.
-sevişme tarzları farklı, sapkınca olduğu için diyosan heteroseksüel olup gayet de sapkın fantezilerimiz olabilir.

benim anlamadığım biz kimiz ki dışlıyoruz amk? dışlayınca elimize ne geçiyor? yoldan geçen kadınlara laf atan o.ç.leri dışladık mı ki? karısına fiziksel ve psikolojik şiddet uygulayan adamları dışladık mı ki? çalışanını taciz eden patronu dışladık mı ki? altı üstü hemcinsinden hoşlanan insanları dışlıyoruz?

transeksüeller neden sadece seks işçiliği yapmak zorunda? soliter oynamaktan beyni sulanan memurlar kadar iş yapamaz mı? öğrencilerine saygı duymayan bir öğretmen kadar ders anlatamaz mı? hastanın yüzüne bile bakmayan doktorlar gibi ilaç yazamaz mı?

insanların seçimine, yönelimine göre hoşgörü göstermek gerekiyorsa baş örtülü bir kadına gösterilen hoşgörü de abes kaçmaz mı? kadının fıtratında kapanmak var diye mi işin içinden çıkmalıyız?

erkeksin sanırım, çünkü kadın olup bi kere bile iğrenç insanların sözlü-fiziksel tacizlerine maruz kalsaydın daha iyi empati yapabilirdin. bize garip gelmesi olayı saçma yapmaz.

(soruyu biz olarak sorduğun için biz olarak cevap verdim. yoksa hadi hoşgörü gösterelim demek bile saçma. her canlıya olduğu kadar haklarına saygı duyacaksın.)

uh yorumları okumadıydım tekrar geldim. eğer bi kere bile lezzet almak için yemek yemediysen, sadece karnını doyurmak, vücudundaki madde döngüsünü devam ettirmek için besleniyosan haklısın.

ama umarım fıtratındaki 'zevk alma'nın da varlığı kabul eder ve zevk aldığın için de sevişirsin.
0
seksen9
(05.01.15)
(9)

kombi basınç

evc
Arkadaşlar basinci ayarladigimiz yeri ben ayarlayamiyorum. Yani o şeyi neyse adi döndüremiyorum, cunku gücüm yetmiyor. Düşüyor basinc yukseltemiyorum bu yüzden. Naoicam? Her seferinde servis mi cagiricam? Bu kadar niye zor döndürmesi. Gelen servis oyle kolay yapıyor ki. He diyorum cok kolay ya. Ama
Arkadaşlar basinci ayarladigimiz yeri ben ayarlayamiyorum. Yani o şeyi neyse adi döndüremiyorum, cunku gücüm yetmiyor. Düşüyor basinc yukseltemiyorum bu yüzden. Naoicam? Her seferinde servis mi cagiricam? Bu kadar niye zor döndürmesi. Gelen servis oyle kolay yapıyor ki. He diyorum cok kolay ya. Ama elime alıyorum. Yok olmuyor.
0
evc
(03.01.15)
ters yöne döndürüyor olmadığına emin misin?
0
dahinnotha
(03.01.15)
dahinnotha doğru diyor, ters yöne çevirmeye çalışıyorsanız kırar mırarsınız mazallah. bana da öyle olduydu da yamulduydu.
0
nereye bu gidis
(03.01.15)
Saat yönünün tersi değil mi?
0
🌸evc
(03.01.15)
musluktan farkı yok ki, musluk açabiliyor musun?
0
calzoncillos
(03.01.15)
Öbür tarafa deneyin? Benim eski evimdeki kombide ne kadar çevirsem de basınç artmıyordu meğer su pompası arızalıymış. Tabi sizin durum biraz daha farklı.
0
johnmalkow
(03.01.15)
şu an kafamda netleştiremiyorum da zorlanan yönün tersini deneyin.
0
nereye bu gidis
(03.01.15)
ben de zor açmıştım. öyle sıkılmış ki yerinden oynatmak imkansızdı. bir de kombinin neredeyse içine gizlenmiş şekilde, uzanması da zor. ingiliz anahtarıyla uğraşa uğraşa açabilmiştim işte.

bu arada evet saat yönünün tersi.
0
soso
(03.01.15)
İngiliz anahtari ile nasil oluyor? Evet musluk aciyorum ya. O kadar kolay degil ki ama.
0
🌸evc
(03.01.15)
penseyi alıyorsun, şişe açar gibi aynı yönde döndürüyorsun. evde yoksa komşuda vardır.
0
vatandasacartcurtyok
(03.01.15)
(3)

Schneider Weisse bira nerede bulunur? Metro ve Macrocenter'da bulamadım

sadasti
Schneider Weisse bira nerede bulunur? Metro ve Macrocenter'da bulamadım
Schneider Weisse bira nerede bulunur? Metro ve Macrocenter'da bulamadım
0
sadasti
(02.01.15)
Kadıköy rind pipo ya da milka'da vardır.
0
antoine roquentin
(02.01.15)
Ben macrocenter'dan aldığımı hatırlıyorum nişantaşı'ndaki. bundan 5-6 ay falan önceydi gerçi ama :/
0
m murphy
(02.01.15)
cihangir'deki la cave'da vardı bir ara.
0
soso
(02.01.15)
(7)

nefesine odaklanmak ne demek?

velhasilkelam
az önce aşağıdaki bir yorumu okuduğumda tekrar aklıma geldi.sakinleşebilmek, öfkeyi yönetebilmek, odaklanabilmek vb diğer durumlar için nefesime odaklanmam gerektiğinden bahsetmişti bir terapist vakti zamanında.samimi olarak bunu anlamaya çalışıyorum. pratikte bu ne demek, nasıl işler?soyut bir kavr
az önce aşağıdaki bir yorumu okuduğumda tekrar aklıma geldi.

sakinleşebilmek, öfkeyi yönetebilmek, odaklanabilmek vb diğer durumlar için nefesime odaklanmam gerektiğinden bahsetmişti bir terapist vakti zamanında.

samimi olarak bunu anlamaya çalışıyorum. pratikte bu ne demek, nasıl işler?
soyut bir kavramdan mı bahsediliyor yoksa bildiğin nefes egzersizi falan mı yapıyoruz?

zamanında terapiste de sordum ama çok soyut anlatmıştı.
0
velhasilkelam
(02.01.15)
normalde nefes almayı bilinçsizce yapıyorsunuz ya, onun yerine bilinçli olarak derin nefesler alıyorsunuz. böyle yapınca nefesi düşünüp ona odaklanmış oluyorsunuz.
0
talemon
(02.01.15)
ben o olayı yeni yeni deniyorum ve gerçekten çok faydasını görüyorum.
ancak nefesine gün boyu odaklanmak mümkün değil. genelde her gün en az 10 dakika kadar nefesine odaklanma çalışması yapabilirsin.
gözlerini kapatarak sadece nefes alış verişini dinleyerek başlamanı tavsiye ederim. ancak sesli olmasın nefeslerin. sakin olmalı. 1 vuruşta nefes alıyorsan 2 vuruşsta nefesini vermeye bak. saniye olayına takılma.
panik ve anksiyete ataklarına da çok iyi geliyor.
0
dessy
(02.01.15)
bilinçli olarak belli bir method ve periyoda göre nefes alıp veriyoruz yani.

sebep sonuç ilişkisine biraz bağlıyım af buyurun da bu egzersizin anlatılan faydalarını sağlayan şey nedir?
sanırım tıbbi bir sebebi olmalı.

bunu bir süre denemek istiyorum o yüzden incik cıncık soruyorum.
hatta sakinlik ve odaklanmaya çare olacağını bilsem meditasyona bile başlayacağım.
0
🌸velhasilkelam
(02.01.15)
her egzersizi (ister meditasyon olsun, ister genel fiziksel sağlık) farklı deneyimler ve farklı sonuçlar elde eder.

ben genel anlamda çok daha sakin ve huzurlu olduğumu gözlemledim. gelgitlerim çok. içsel fırtınalarım çok. dışarıdan belli etmesem de içeride çok fazla huysuzluklarım oluyor. egzersizler ile daha sakin bir iç dünyası yaşıyorum şimdilik.

ancak sen çok daha fazlasını veya azını ya da farklısını yaşayabilirsin. kişiye özel getirileri var.

bir de "nefes" bizlerin hayatta kalmasını sağlayan en önemli işleyişlerden biri. bunu gün içeirsinde birkaç dakika da olsa doğru yapabilmek mantıken kulağıma da doğru geliyor :)
0
dessy
(02.01.15)
"hatta sakinlik ve odaklanmaya çare olacağını bilsem meditasyona bile başlayacağım." dediğin için zamanında toparladığım birkaç linki seninle de paylaşayım.

mindfulness üzerine yapılan çalışmalar bunlar. kişiden kişiye değişmekle birlikte nefes de önemli yer tutuyor bu teknikte. gerçi uzmanı değilim bu işlerin de araştırdığım kadarıyla durum böyle. üşenmezsen bak istersen, çoğu ücretli olanın pdf'ini bir şekilde ücretsiz de bulabilirsin internetten.

psycnet.apa.org
goo.gl
online.liebertpub.com
ajp.psychiatryonline.org
www.sciencedirect.com

psycnet.apa.org
ccare.stanford.edu
www.sciencedirect.com

www.sciencedirect.com
journals.lww.com
www.ncbi.nlm.nih.gov

odaklanmayı özellikle sormuşsun mesela, aşağıdakiler özellikle onunla bağlantılı çalışmalar. yukarıda da var birkaç çalışma yine odaklanmaya yönelik.

link.springer.com
dl.acm.org
www.sciencedirect.com

sam harris'in kayıtları iyidir bu konuda: www.samharris.org
ayrıca yazıları, youtube'da konuşmaları da var konu hakkında.

tekniğe başlangıç için de şu kitap iyidir: www.urbandharma.org
0
soso
(02.01.15)
Hemen sana kahvedeki duz adam mantiginda sebeb sonuc vereyim,

Bir sure baska bir yere odaklanmak (misalen sicmak) kafanin icinde donen tilkileri azcik dinlendirir.

Derin nefes almak da beynine azcik daha fazla oksijen gonderir extra gelen bu yakiti beyin bi guzel degerlendirir ve mutlu olursun.

Bilmem iyi bir sebeb sonuc oldumu (duz adam.mantigi bu arkadaslar vurmayin)
0
selam
(02.01.15)
@soso referanslar ve zahmetin için çok teşekkür ederim, çok faydalı olacak.

@selam valla kahve mahve bilmem ama pratik bir bilgi olmuş ;)
0
🌸velhasilkelam
(02.01.15)
(35)

mutluluklarım, mutsuzluklarım ve intihar

onekey
kendi hesabım değil, burda tanıdıklarım olduğu için kimseyi endişelendirmek istemediğimden burdan yazıyorum. ruh halimden dolayı karmaşık olabilir, zamanla düzeltirim belki.henüz yeni 26 oldum. kadınım. bugüne kadar benim yaşımda yaşamış normal bir insandan belki çok daha fazla deneyimim oldu bazı k
kendi hesabım değil, burda tanıdıklarım olduğu için kimseyi endişelendirmek istemediğimden burdan yazıyorum. ruh halimden dolayı karmaşık olabilir, zamanla düzeltirim belki.

henüz yeni 26 oldum. kadınım. bugüne kadar benim yaşımda yaşamış normal bir insandan belki çok daha fazla deneyimim oldu bazı konularda. kendimi geliştirmem, elde ettiğim fırsatlar, gezip-görüp yeni şeyler öğrenmem, yaptığım sosyal aktiviteler, spor vs hepsi dahil. istemeyerek istemediğim bir okulu bitirdikten sonra yine sonucunda istemediğim bir bölüm okudum, o bölüm sonrası 1 yıl yurtdışında bir asistanlık yaptım ve 24-25 yaşımın tam ortasına gelen hayatımın en güzel 1 yılını yaşadım. arkadaşlıklarım, hayattan aldığım haz, tekrar olamayacağım kadar elde ettiğim mutluluk.

bugüne kadar çok aşk acısı çektim. her seferinde ben terk edildim. hep ya bir başkası oldu ya da sevilmedim. son deneyimim benim bütün enerjimi, inancımı, her şeyimi aldı elimden. yaptığım asistanlığın sonuna doğru başladığım bir ilişki. ilk başta çok sevmedim ama araya mesafe girince ters tepti ve daha çok bağlandım. tam birlikte olabilmenin yolunu bulmuşken yaşadığımız dev hayal kırıklıkları beni ona hasta boyutunda bağlarken onu benden vazgeçirdi. sonuç olarak ben başardım, her şeyi bir kenara bırakıp deyim yerindeyse yeniden, sıfırdan bir hayata başladım onun olduğu ülkede, şehirde ama o benden çoktan vazgeçti. geçtiğimiz 1 ay boyunca aşağılandım, hakarete uğradım, bile bile hayal kırıklığına uğratıldım - gel görüşelim diyip son yarım saat kala ben vazgeçtim demesi mesela - ve bunlar beni artık içinde bulunduğum bu noktaya getirdi.

konu gönül işi değil, ama bu bahsettiğim gönül işi aslında bir aydınlanma yaşamamı sağladı belki de.

bahsettiğim gibi, bugüne kadar dolu dolu bir hayat yaşadım, mutluluklarım üzültülerimi hep gölgede bıraktı, hayattan hep zevk aldım. ama şimdi düşününce bir daha asla o kadar mutlu olamayacağımı görüyorum. yaşayabileceğim her şeyi yaşadım, tükettim belki de. zaten zamanla etrafımdaki bütün arkadaşlarımı yitirdim, kimseyle iletişimim kalmadı. yeni kurmaya çalıştığım arkadaşlıklar yüzeysellikten öteye gidemiyor, bir süre sonra onlar da yok oluyor. hobi edinsem, burda verdiğim hayatta kalma mücadelesinden dolayı ona da vaktim yok. kendime ayıracağım vaktim yok. o kişi için kalkıp buraya geldim, burda canımı dişime takıp yemek yemeye vaktim olmadan köle gibi çalışıyorum ama karşılığında hep acı çekiyorum. bu sadece aşk acısı değil, artık fiziksel olarak da kalbimin ve ciğerlerimin acıdığını hissediyorum. arada kendi kendime konuşuyorum, gecenin 3ünde sokağa çıkıp bir köşeye oturup sabaha kadar ağlıyorum. sokakta gördüğünüz o aklını yitirmiş kişilerin yaptığı her şeyi yapıyorum belki de.

neyse, düşününce gerçekten de ben bir daha geçmişteki gibi mutlu olamayacaksam, hep o mutluluğun özlemini çekeceksem, mutsuz bi hayat yaşayacaksam buna ne gerek var? şu an ne için yaşıyorum, sadece annem için, ailem için. eğer onlar olmasaydı aylardır aklımda olan bu düşünceyi çoktan gerçekleştirirdim ama annemi o kadar üzemem. bu yüzden ona yaşadığım hayatı hep farklı şekilde lanse ediyorum. hep çok mutlu, çok güzel bir ortamım olduğunu söylüyorum ama ben tek başımayım. ortamım yok, arkadaşım yok. hayattan zevk almayı geçtim, uyanık kaldığım her dakika aklımda hep bunlar, çektiğim acılar, bundan sonrasının nasıl olacağı, geleceği görmek istememem var.

bu duyuruyu niye yazdım bilmiyorum. az önce mehmet pişkin'in intiharıyla ilgili entryleri okudum, notlarını okudum, sonrasında buraya geldim.

hepinize mutlu yıllar.
0
onekey
(02.01.15)
Önce afrikadaki açlıktan kırılan çocukları düşün, sokakta yatanlari düşün.

Sonra montla sıç

Sonra da uyu
0
empedokles
(02.01.15)
Bak bacım insanlar bunlara intihar etmek isteselerdi şuan hiç birimiz yaşamıyor olurduk.

Siktir et yahu, at kafandan bu kadar basit, siktir et, bi de empodeklesin yazdıklarını düşün.
0
yatagants
(02.01.15)
Acını küçümsemiyorum yanlış anlama; Ancak kendim de ne zaman böyle düşünsem kendime ''insanların çocukları bile ölüyor ancak bi şekilde yaşamaya devam edebiliyorlar'' diyorum. Kimse ömrü boyunca mutsuz kalmıyor ki. Sen de kalmayacaksın. Belki uzun bi süre böyle hissedebilirsin, ama geçiyor elbet.

İntihar et ya da etme diyemem, hayat senin, bunlar hep senin tercihin. Ancak sebebi senin hayattan vazgeçmeni gerektircek kadar ağır değil inan. Kimse yaşamadan bilemez elbet. Ben de bilemem. Ben ki böyle şeyler yaşamadığım halde yaşamak istemiyorum. Ancak hayatın sana neler getireceğini bilemezsin. ''Bir daha asla mutlu olamam'' diye peşin hüküm vermemelisin.
0
shejia
(02.01.15)
yazman iyi olmuş.muhtemelen burada söylenecekler içini rahatlatmayacaktır uzun vadede. nacizane tavsiyem biraz iç dünyandan reel dünyaya dönmen. aşklar, ayrılıklar, hayatın bir yerden sonra anlamsız gelmesi, istediklerini vermemesi, derin düşüncelere dalman oldukça normal, belkide her insanın hayatında yaşayabileceği şeyler fakat bunlara çözüm olarak intiharı düşünmen pek doğru gibi gelmiyor bana.

arkadaş edinmekte zorluk çektiğin de belli keza bu depresif hallerinle daha da zor olabilir yeni arkadaş edinmek. tavsiyem kafanı tüm bunlardan uzaklaştıracak şeyler yapman. imkan dahilindeyse seyahat etmek ilaç gibi gelebilir.
0
Xx2HoT4uxX
(02.01.15)
Bir tanıdığımızın oğlu var. Iyi düzgün bir insan. Üniversite sınavını Kazandı güzel bir bölüm okuyacak.
Zeki bir çocuk ama en önemlisi karakteri güzel. Büyük ihtimal sevdiği bir hatunda vardır.

İşte bu arkadaş bir gün bayıldı.
Hastahaneye gittiler.
Beynimde tümör varmış ceviz kadar.
Ölecekmiş 6 ay civarı Ömrü var dedi doktor.
Bu 4 ay evveldi.

Çocuk yaklaşık 2 ay içinde ölecek.
Dert var dert var.
0
efrasiyab87
(02.01.15)
Bidaha mutlu olamicam ne yaa? Olacaksin tabi ki. Aa unutmicaksin o guzel gunleri ama onlarla yasamayi ogreneceksin. Dusunsene ne kadar sansli oldugunu! Kac insan yasamistir senin yasadigin hazlari. Aydinlaalnmak da cok guzel. E devam.
0
aeroflot
(02.01.15)
Sen,her ne kadar kalbin kırılmış olursa olsun,nasıl Can'ın yanıyorsa da..uyanabilligin her sabah bizim göremediğimiz kadar güzelsin. Aynı şehleri,benzerini ben de yaşıyoruz çoğumuzda. Mazeret degil ama. Şuan yatağımda bi kadın olsa da ona sarılıp uyuyabilsem keşke. Ölünür de tabii. Yaşarken bile. Ama hala ölmedin ve mümkün olduğu kadar ölme.yıllardır aynı kadını sevdim ben mesela,uğramadığım ihanet kalmadı. Sonra boşverdim. Yani diyeceğim o ki Şekerim. Ya gel bi sandalye Çek, ayda bu gece güzel uykular sana..
0
kokhucre
(02.01.15)
herşeyi anlarım. ama 25 yaşında olup herieyi gördüm geçirdim diye düşünmek aptallıktır, ergenliktir vsdir. bunu anlamam.

bak ben 27 yaşşındayım. 5 yaşında annemle babam ayrıldı. kız kardeşim de 3 yaşındaydı. kız kardeşimle diyalogum, sokakta yol soran bir insanla gireceğim diyalogdan daha samimi değil. beni babam büyüttü. üvey annem öz annemin yapmayacaklarını yaptı bana. hakkını öldeyemem. ama filmlerdeki kötü üvey annelikleri de yaptı yıllar geçtikçe farkettim bunları. 5 yaşımdan ilk üni deneyimim olan 18 yaşıma kadar babannem mi bakmadı, halam mı bakmadı, tekrar öz annemin yanına mı gitmedim... saçma sapan düzensiz bir hayat. ama babam hep başımdaydı. hayatımdaki tek adam. sokakta da kaldım. günlerce aç da yattım. ve daha anlatmamım lüzumu olmayan birçok iğrenç deneyim...

yaşadığım zorlukları asla "off benim yaşadıklarımı kimse yaşamamıştır" diye değerlendirmedim. böyle düşünmenin çok aptalca oldugunu farkettim yıllar önce. evet yaşadıklarım çok çok boktandı. yıllarıma mal oldu. 27 yaşındayım hala bir düzenim yok. okulu bitiremedim vs. daha bir sürü şey. ama bunlar benim dertlerim. bana büyük. senin dertlerin de sana büyük. senin yaşadıklarının, sende yarattığı tahribatı hiç kimse senden iyi anlayamaz, senin gibi hissedemez. ama bil ki ne hayatlar var, ne insanlar var.

bildiğim bir şey var. her insan hayatında mutlaka bir kez de olsa dibi görüyor. kimisi 25 inde görürür. kimisi 40 ında. kimisi 15 inde görür. 35 inde tekrar görür. benim tabirimle şu an sen de dibi görmüş bir insansın. ben de gördüm bir kere. inanılmaz bir çaresizlikti. etrafımda buna benzer bir sürü örnek var.

ilişkiler... daha önce burada yazmıştım. kız arkadaşım sebepsizce, daha doğrusu kendince mantıksız sebeplerden ayrıldı benden. ilk ciddi ve içten sevdiğim kişiydi. birçok şeyi onunla yaşadım. ayrıldıktan sonra bana öyle şeyler söylediki... parasızlığıma laf söylemesi falan basit kalır. erkekliğimle bile dalga geçti düşün artık :)

zaten yapalnız olan ben dımdızlak kaldım. hala ağlarım düşününce ama toparladım biraz.

hayatta bir amacın yok sanabilirsin ama hayattaki amacın hayattta kalmaktır. içgüdüsel olarak.

sen şu anda çok boktan bi durumdasın evet. diptesin. bir kişi için düzenin değiştirmişsin. başka bir yere yerleşmişsin vs. bak gerçekten çok boktan. ama intihar etmek nedir :) başına neler gelen kadınlar/kızlar tanıyorum. bu insanlar bile intihar etmediler. sen diptesin ve düşmüşsün. önce ayağa kalkacaksın. sonrada bir çıkış yolu arayacaksın. bir merdiven,bir ip bulacaksın kendine ve ufak ufak çıkmaya başlayacaksın. bu çıkış hemen olmayacak. aylar geçecek. zaman zaman önün yine tıkanacak. ama devam edeceksin. ve aylar geçtikçe normale döneceksin.

yukarı çıkana kadar geçen süre ise senin depresyonun olacak,bunalımların olacak,ağlaman zırlaman olacak. her bir basamakta azalarak devam edecek bunlar. yani acını yaşayarak yüzeye çıkacaksın.

aboov amma yazmışım ya. kim okuyacak bunu acaba :D okursun umarım :)
0
mahone
(02.01.15)
ozet gecseydin iyi olurdu
0
partizan
(02.01.15)
Bu günleri atlatırsanız bundan sonra bu derece sıkıntı yaşamazsınız diye tahmin ediyorum,bağışıklık kazanmış olacaksınız çünkü.. Bir de bir çok insan böyle şeyler yaşıyor, yalnız olmadığınızı düşünün rahatlatır belki..

Çözüm odaklı olmalısınız, şu anki sorunu nasıl çözerim diye düşünün. Benim başıma benzer şeyler ikinci sınıftayken gelmişti, açlıktan ölmeme rağmen yemek bile yiyemiyordum. Sonra kendimi derslere verdim baya baya inek oldum aynı zamanda boş vakitlerimde akıcı, zihni perl yormayan Romanlar okudum ve atlattım o süreci.siz de enerjinizi bir yere odaklayın kendinizi yorun. Yorgunluk çoğu zaman mutluluktur.
0
sen olmayan cocuk benim
(02.01.15)
ben böyle hissettiğim zamanlarda dünyanın ne kadar büyük olduğunu, ne kadar farklı insan ne kadar farklı dert olduğunu bana anımsatıcak şeyler yapıyorum.kamboçyayla ilgili bi belgesel izliyorum mesela, bereket tv'de arıcılıkla ilgili programa bakıyorum, esra eroldaki insanların dertlerini dinliyorum bana iyi geliyo.

ama sonuç olarak yalnızlık çok kötü.başka bi ülkedesin ve yalnızsın.bunu değiştirecek bişeyler yapsan aşk acısına takıntılı olmıycaksın bence.bide en önemlisi kendine değer vermek, o kadar vermek ki bütün dünya seni istemese yaşamayı istiyecek kadar sevmek kendini.
0
lampetia
(02.01.15)
kolay pes ediyorum diyosan öldür kendini. sen de kurtul senin derdini dinlemek zorunda kalanlar da kurtulsun. acı çekmişte bır bır bır.

yav he he. her şeyi adam gibi düşünmeden tartmadan karar alıyosun, işler istemediğin gibi de ay ben çok şey gördüm köle oldum ağlıyorum. bu eleman beni siklemezse ben naparım lan diye düşünseydin kuzum. çok mu pembeydi? köle gibi çalışıyorum, hobiyi kafam kaldırmaz, vaktim yok tırıvırı. sen acı çekmeyi hobi olarak almışsın kendine, böyle devam.

çünkü geri dönmek diye bi seçenek yok? o kadar yurt dışı tecrüben varmış, burda daha makul çalışma şartlarında daha düzgün bir şansı bulma ihtimalin zaten yok. arkadaş çevresi yüzeyselmiş de bilmem ne. ya ne de ego varmış amk hepinizde. bi' siz insansınız da, diğer insanlar diz boyundan öteye geçemiyor.

he yav he he. öldür kendini.
0
blackjackdavey
(02.01.15)
Oldum olası şu intihar içerikli yazıları yazanlara kıl oluyorum. Moda gibi bi sey oldu artık. Gerçekten yardıma ihtiyacı olanlar da var bence ve arada kaynıyor gidiyor ya da hiç ortaya cikmiyor bile. Hem Sözlükte hem de başka mecralarda böyle bu.

Derdin de dert değilmiş kusura bakma. Allah şaşırtmasın ve başka dert vermesin.
0
sansli pipi
(02.01.15)
Afedersiniz ama ben o mehmet pişkin in aq.Sende az çeki düzen ver kendine.Ezik ezik konuşma.İntihar etmeyi düşünmek bile çok büyük acizliktir.tek mutsuz olan sen değilsin.herkesin var derdi. Bir de aşk acısı falan serpiştirmişsin yazına.O da sana özel bi durum değil. Bazen s.ktir çekmeyi bilmek lazım.
0
nickimi yermisin
(02.01.15)
muhtemelen ağır bir depresyon geçiriyorsun. klasik olacak belki ama bi profesyonel yardım alsan iyi gelebilir.

yapabilecek durumdaysan, bırak herşeyi dön ailenin yanına. bi toparlanma süreci geçir, eski arkadşlarınla buluş, kafanı bi topla. kendini dinlemeyi de, kendine acımayı da bırak.

dert var, dert var demiş efrasiyab, doğru demiş. herkesin derdi kendine büyük, ben yaşadıklarımı anlatmayayım hiç. anlatamam da gerçi işte neyse. ama dediği şey de doğru da sen bunu görebilecek kafada değilsin sanki şu ara.

geçicek hepsi, biraz çaba ve destek lazım sadece.

ve tekrardan da mutlu olacaksın. aynısını bekleme, şey gibi düşün, lezzetli süper bi pasta yedin ve bi daha o pastadan yok. bu sefer de süper bi baklava gelecek önüne, pasta değil bu seferki ama baklava da nefis. bilmem ne demek istediğimi anlatabildim mi saçma mı oldu ama bulabildiğim en iyi örnek de bu oldu.
0
physcos physcos
(02.01.15)
kendine çok yüklenmişsin ve artık ruhun diyor ki: kurtar beni.
ne zaman gereğinden fazla fedakarlık etsek, ne zaman kalbimiz çok kırılsa vs. ruh hep aynı çığlığı atıyor: kurtar beni.
kendine vakit ayırmadığın sürece ruhunun o çığlığı dinmeyecek. haberin olsun.
ya canını kurtaracaksın ya da 'geçim' hayatını.
ya bulduğun boş vakitte mehmet pişkin'in entrylerini okuyacaksın ya da gerçek hayatında güzel kitaplar okuyacaksın. kendini mutlu edeceksin.
gerçekten herşey bir seçim.
mazo'ya bağlama lütfen. dolu dolu yaşamış olabilirsin ama hala yaşanmamışlıkların çok var. hala dünyanın gezilmemiş yerleri, hayatın alınmamış dersleri var. yaşamadığın mutluluklar adına şimdiden konuşmak yersiz ve çocukça.
şimdi kendini güzelce silkele, derin bir nefes al, nefesine odaklan, keep calm and carry on!
0
dessy
(02.01.15)
bir daha asla o kadar mutlu olamayacağını mı düşünüyorsun?
ben ise her yeni günün en az bir gün önceki kadar mutlu geçeceği garantisinin olduğunu düşünmüyorum.

25 yaşında bir insan olarak geleceğe bu denli net bir projeksiyon açmadan önce bir nefes al ve olaylara dışarıdan bak lütfen.
gelecekte seni mutlu edecek şey insanlar değil yine sensin. bu sebeple mutluluğu başkasından beklemek yerine kendi içinde ara derim. ha başkaları mutlulukları ile beraber yine de gelir hoş gelir. ama gittiklerinde geriye kalan şey onun mutsuzluğu olmaz.

sen sana yetersin ve hayat herşeyiyle güzel.
ve hiç kimse senin içindeki kudretten daha kudretli ve senden daha değerli değil.
0
velhasilkelam
(02.01.15)
Simdi hayatinda ihtimaller var. Bundan sonrasi daha guzel de olabilir, simdiki hayatini ozletecek kadar kotu de olabilir. Fakat intihar edersen, senin icin hicbir ihtimal kalmayacak. Hicbir sey icin sansin olmayacak. Mutlu olmak bir ihtimaldir. Bunu kendi elinden alacak misin yani?

Peki ardinda kalanlar? Onlara hissettirecegin acizlik duygusu? Hayatlari boyunca gorememisiz cektiklerini diye kendilerini suclayacaklar. Sirf sen ask hayatim istedigim gibi gitmiyor, arkadasim yok diyerek olme tercihinde bulunacaksin diye o insanlarin kalan hayatini mahvetmeye ne hakkin var?

Kendini oldurmeyi dusunecegine neden arkadas edinemedine, neden iliskilerinin yurumedigine yogunlas. Otur bir dusun. Kendine torpil gecmeden don bir bak kendine. Bu kadar olumsuzluk yasadiysan eger tek sorumlu karsina cikan insnalar olamaz. Belki daha kendini tanimadigin icin kendine gore olan insanlari fark edemiyorsun? Kendini tani ve kendine bir sans ver.

Bir de profesyonel destek al.
0
vesna
(02.01.15)
öncelikle kendini fiziksel korumaya al. bu dönem bir şekilde geçecek, bundan emin ol. sonraya bir şeyler kalmasın. immunks'e başla hemen. bu fiziksel sağlığına gelebilecek zararlardan korunmana yardımcı olur. bağışıklık sistemini kollar.

şimdi sorununa bakalım:

şu anda yaşadığın durumu şöyle düşün. spor yapınca kaslarımız ağrır biliyorsun. nereye yüklendiysek o bölge ağrır, normal hareketlerimizi yapamaz hale geliriz. sonra o ağrı geçer daha kuvvetlenmiş kaslarla devam ederiz. ağrıyı yapan liflerdeki mikro yırtılmalardır. vücut burada bir durum var bir şeyler oluyor çalışıyorum ben bu bölgeye fazla yüklenme der yani ağrı yapar. o ağrıyı hiç sevmeyiz nefret ederiz ama gereklidir işte. ağrı olmasa o bölgeye çalışmaya devam eder, mikro yırtıkların tedavisini beklemeden makroya çevirebiliriz demi.

işte sen de ağrını bu yönden sev, sana faydalı olacak. üstüne gitme, bekle yaralar iyileşsin. daha kuvvetli olacaksın.


edit: cevabımı editlemek zorunda kaldım. çünkü benden sonra yazan bir arkadaş (mea) benim de değindiğim bir kaç konuyu ele alıp gereksiz yere fazla yüklenmiş. benim amacım biraz başka yönden bakmanı sağlamaktı. üzüldüm açıkçası ve bazı kısımları çıkarmanın uygun olacağına karar verdim.

şu anda hassas bir dönemdesin. lütfen aklı selim önerilere kulak ver. hepimiz sıkıntılar yaşadık. yaşamayan yoktur. herkesin derdi sıkıntısı o anda kendine büyük geliyor. geçince bazen ne küçükmüş diyoruz bazen de iyi altından kalktım bunun deyip kendimize aferin çekiyoruz.

onekey, anladığım kadarıyla azimli bir yapın var. azim çok iyi bir özellik. en iyilerinden. azmini lehine çevir, azmet ve bu sıkıntıyı hemen hallediyorum artık beni üzmeyecek diye karar ver. karar verirsen yapacaksın biliyorsun.

bizi de habersiz bırakma olur mu? biz buradayız, hemen camın ardındayız.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(02.01.15)
Konusacak birini aradiginda bana mesaj atabilirsin.
0
damdanakan
(02.01.15)
Bacım benim yaş 43. Ben yaşamaya 35'imden sonra başladım, ondan öncesi izbe, karanlık, korku filmi.
Az bi sakin ol, bi ayakların yere bassın, kendine güven biraz. 26 ne yaa?
Ne biliyon bi daha mutlu olamayacağını? Elinde sözleşme falan mı var? Haa içimden bir ses öyle diyor diyorsan, eğer o seslere göre yaşasaydık ovvv, hepimiz ölmüştük çoktan.
Mutluluktan kusacak raddeye geldiğin günlerde hatırlarsın bu sözlerimi :)
0
bilinmez bilinmez
(02.01.15)
bu yazılanlar nasıl ciddi olur beynim almıyor. hep trollediğinizi düşünüyorum. kusura bakmayın.

45 yaşında birisi olarak ben de vücudumun değişik yerleri ile gülüyorum 26 yaşındayım, her şeyi yaşadım, çok deneyimim oldu. aşık oldum, aşk acısı çektim, en büyük aşkı ben yaşadım, bir daha böyle mutlu olamam falan filan.

arkadaşım şu yazdıklarını var ya sözlüğe "ergen" zihniyetinin tanımı olarak altın harflerle yazılabilir.

bir tane danyal denyoyla uyduruk bir aşk yaşamışsınız da ayrılmışsınız diye (kusura bakmayın ama öyle) yok intihar edecekmişsiniz, yok Mehmet pişköööön çok haklıymış filan.

kalbi, ciğerleri ağrıyormuş. el kadar çocukları ellerinin arasında hastalıktan, parasızlıktan, imkansızlıktan ölen anne babaların neresi ağrıyacak acaba? çünkü sen onlara ağrıyacak yer bırakmadın.

ortamım yok, arkadaşım yok. yoksa bul, buluştur, yap, yarat. hani sen 26 yaşında dağları devirmiş, yok efendim her bi şeyi yaşamış, tecrübelerin adamısın ya. sana bunlar vız gelip tırıs gitmesi lazım. ama yok sen Mehmet pişköön gibi kameranın karşısında şarabını içip caz dinleyip hava atmayı seversin.

kusura bakmayın ama intihar duyurusu açmazsa ilgisizlikten ölecek hastalığına yakalanmışsınız. ikinci önemli hastalığınız ergenlik.

Allah sizin layığınızı versin diyorum. ki biliyorum ki verecek. hayat öyle bir şey ki insanı yerden yere çarpıyor. özellikle en büyük konuştuğu, en güvendiği yerden, kınadığı, küçümsediği, alay ettiği şeylerden vuruyor. sen sonra o böbürlendiğin tecrübelerin sadece ergenliğin dorukları tecrübesi olduğunu görüyorsun.
0
mea maxima culpa
(02.01.15)
yuh.
herkesin yaşadığı kendine. bunun yaşla alakası yok ki. karşımızda 16 yaşında biri yok. 26 yaşında gayet artık kendini bilme yolunda olan biri var.
hissettiklerini yazmış. kaldı ki 16 yaşında olup intihar eden de çok var.
internet üzerinden neyin ilgisi?
olay yaşla alakalı olsaydı 45 yaşında biri olarak bu arkadaşımıza daha anaç, daha anlayışlı, daha duyarlı bir biçimde yaklaşırdınız.
lütfen hiçbirimiz başkalarının yaşadığı şeyleri kendi hayat tecrübelerimizle değerlendirmeliyim. 'yardım arayan' insanlara daha çok zarar vermiş oluruz. bu platformda yanlış hatırlamıyorsam yine aynı yaşta başka bir arkadaş intihar etmişti bikaç sene önce. kimsenin duyguları ve yaşadıklarını küçümsemek haddimiz değil.
0
dessy
(02.01.15)
@dessy hiç de anaç, şefkatli davranmak zorunda değiliz. bunlar şımarıklık. çok hafif yazdım ben.

şefkat gerekiyorsa kaç tane arkadaş şefkat göstermiş. onlara tutunsun.

insanlar neler çekiyor. kimse de bir yerlere çiğerim ağrıyor, böbreğim ağrıyor, benim aşkım en büyüktü, siz anlayamazsınız yazmıyor.

eğer çektiklerimizi, aşklarımızın büyüklüğünü, yediğimiz kazıkları büyüklüğünü, yaşadığımız depresyonun büyüklüğünü yazıp yarıştırsaydık inan siz şımarıklardan çok daha havalı hikayelerimiz olduğunu görürdünüz.
0
mea maxima culpa
(02.01.15)
siz derken?

illa acıyı ve mutlulukları büyüklüğe göre mi ölçer olduk? eğer öyle olduysa karar mercisi kime ait? veya bu dünyayı kurtaracak, yok edecek, dünya'da herşeyi görmüş geçirmiş olmak adına bir şeyler mi yapıldı da haberim yok?

elbette tepki kararı size ait. ama olayın yaşla ilgili olmadığını bir kez daha görmüş bulunduk.

zira 2 yaşında tecavüze uğramış bir çocuğun yaşayacağı şeyler ile 45 yaşında olmanıza rağmen sizin yaşadıklarınız arasında dağlar kadar büyük travmatikler var. büyüklük yaşta değil, insanları her haliyle kucaklayabilmekte. bazen öyle boktan şeyler hissediyoruz ki, internet ortamında hiç görmediğimiz insanların iyi sözlerine ihtiyaç duyuyoruz. bunu yapmak istemiyorsanız bari o kişinin daha boktan hissetmesine sebep olmayın. o yol çok daha kolay çünkü.
0
dessy
(02.01.15)
hayat tecrübesi olan olgun bir insan 26 yaşında her şeyi yaşadığını iddia etmez. yaşadığı aşkın en büyük aşk olduğunu, bir daha hiç mutlu olamayacağını iddia etmez. bir tane aşk yüzünden intihar etmekten söz etmez.

tecrübeli insan duyuruda yazılan uyduruk laflardan teselli aramaz. burada yazılanlar boş boş laflar.

kimse benim burada yazdığım iki satırla intihar edecek değil. abartmayalım lütfen. ben kimseye intihar etmesini söylemiyorum ki ayrıca. nereden çıkartıyorsunuz.

diyorum ki bunlar o kadar basit ve saçma dertler ki hepimiz yaşadık. gelip geçiyor. sokaklarda ağlamak filan çok klişe şeyler. hem de ne için? Ahmet terk etmiş, onunla görüşmek istememiş.

tecrübeli olgun insan hayata deli gibi tutunur, sürünerek ilerler, kendine Mehmet pişkin gibi partilerden sıkıldığı için intihar eden bir insanı değil de zorlukların içinde tırnakları ile kazıya kazıya bir şeyler başarmış insanları örnek alır.

bütün bunlardan senin 45 yaşında tecrüben yok asıl 26 yaşındaki adam tecrübeli diye bir çıkarım yapmanız çok komik oluyor.
0
mea maxima culpa
(02.01.15)
mea, aşık olduysan sen de aynı duyguları bir kadın olarak hissedip anlamış olman gerekiyor. aşkta acı olduğu zaman hep bir daha eskisi gibi olamayacağımızı, bir daha aşık olamayacağımızı düşünmez miyiz? senin dışavurum şeklinle, x kişisinin dışarıvurum şekli çok farklı olabilir. hepimiz farklıyız, farklı renklere sahibiz.

işte o yüzden sen 45 yaşına kadar gelebiliyorken 15 yaşında bile intihar edenler oluyor, görüyoruz neredeyse her gün haberlerde. hayat işte böyle bir şey. önemli olan düşene el uzatmasak bile onu anlayabilmek. anlayamıyorsak da susmak. susmak bazen güzel cevaptır, biliyorsun.

ben genel olarak senin cevaplarında hep bir aksilik, hep bir gerginlik görüyorum. bunu seni kötülemek amacıyla söylemiyorum. bunu hissettiğim için söylüyorum. kabul et, etme. fark etmez. ama düşene de bu şekilde vurmak madem 45 yaşındasınız, bence yakışmadı.

ki sen dediğin gibi bunlar gelip geçer mesajını vermiyorsun, şöyle diyorsun: "kusura bakmayın ama intihar duyurusu açmazsa ilgisizlikten ölecek hastalığına yakalanmışsınız. ikinci önemli hastalığınız ergenlik."

ben sadece senin yaşadığın hayat ile başka birinin yaşadığı şeyleri kendi deneyimlerle ölçmemen gerektiğini söylüyorum.

hayır, fikir vermek istiyorsun, bari arkadaşa bir iki öneri ver hayat tecrübenle, birileri faydalansın, yararını görsün. bak 'hayat aklini konusacak bir filozof uret' senden daha büyük, poposuyla güldüğünü iletmiş ama yine de uzun uzun önerilerini yazmış.

neyse, hayat senin. dediğim gibi istediğin tepkiyi vermekte elbette haklısın ama kimin acısı ve yaşanmışlıkları büyük, buna karar verecek merci sen değilsin.

he, dediğin gibi olgunlaşmamış birinden böylesine olgunlaşmamış bir içerik okuduysan da cevap vermeye tenezzül etmezsin olur biter.
0
dessy
(02.01.15)
ayrıca böyle arabesk edebiyat yapılacağına, internet üzerinde kavgalar yapılacağına yapılması gereken bir doktora gidip tedavi olmaktır. psikiyatri ve psikoloji bilimi bunun için var. farmakoloji bunun için var.
0
mea maxima culpa
(02.01.15)
gerçekten bu kadar laf salatası yeter. kimseye canım cicimli davranmak zorunda değilim.

kendi tecrübelerimi de yazıp kendimi acındırıp, haklı çıkartmak gibi bir amacım yok.

doktora gitmeyip, ilaç almayı erteleyip depresyonu yaşamayı seçme en kötü seçim. depresyonun derinliklerine kimse girmemeli. çünkü girer ve deneyimlerseniz sıkıntılı bir anınızda daha önceden kendi yarattığınız o sıkıntılı yere geri dönmeniz an meselesi.

kimseye ters davranmıyorum, genellikle pozitif ve yapıcı yazıyorum. ancak bu gibi durumlarda uzuuuuun uzuuuun açıklamalı açıklamalı yazdıktan sonra ay benim kalbim, ay benim aşk ağrım diye devam ediyor arkadaşlar. o zaman da böyle yazıyorum.

arada derede sert yazdığım bir yazıya rastlayıp da böyle yapmamalısın, çok ayıp, kaç yaşına gelmişsin, böyle davranmalısın diyenler de çok garip.

tek bildiğim bir şey bilmediğimdir demiş filozof aynen böyle hissediyorum. ancak kimseyi pohpohlamanın bir faydası olacağını sanmıyorum.

doktora gidin. gerekirse ilaç alın. ki gece yarısı sokaklarda ağlamalar filan sizin gerçekten ihtiyacınız var.

çok uzun uzun şefkatli şeyler yazılabilir. buna ne gerek var? kitapçılarda binlerce kişisel gelişim kitabı var. bunlarda çok güzel şeyler yazıyor. sokakta ağlayacağınız bunları alın okuyun. bin kat faydalıdır.
0
mea maxima culpa
(02.01.15)
Back to topic: Onekey, harika ama harika bir yaştasın. acılarınla, mutluluklarınla tadını çıkarmaya bak. ve büyüklük taslayanlara kulaklarını tıka. herkes elbette sana el uzatmayacak ama köstek olmak isteyenler de elbette çıkacaktır. işte sen onlara gözlerini kapayarak başla.

edit: krem peynir +1
0
dessy
(02.01.15)
"diyorum ki bunlar o kadar basit ve saçma dertler ki hepimiz yaşadık. gelip geçiyor. sokaklarda ağlamak filan çok klişe şeyler."

cevap verirken baya kararsız kaldım yahu.

yani başlık sahibi yukardaki cümleyi sağlıklı şekilde kendiliğinden kavrayamadığı için bu başlığı açmış zaten. ortada böyle bir sıkıntı var. senin, benim gibi düşünebilse zaten intiharı da aklından geçirmez. sorunu olayları bizim gibi algılayamıyor oluşu. bunu sağlamak adına da destek beklemiş sanki bu duyuruda. bu yüzden burada sarf edilecek her cümlenin, sana çok basit gelse dahi, kendisi için önemi var. yani ortada yaşla, tecrübeyle alakalı bir durum yok. kişinin yaşadıklarına kendince yüklediği anlamlardan dolayı girdiği boşluktan bahsetmemiz daha doğru olacaktır. seni bu kadar buhrana sürükleyen yaşadıklarından çok o yaşadıklarına yüklediğin anlam sonuçta. sen, ben ya da bir başkası yaşadıklarına yüklediği o farklı anlam neticesinde ayağa kalkıp hayatına kaldığı yerden devam edebiliyor. bunu beceremeyenler ise bir şekilde bu beceriye kavuşmak adına belli birtakım araçlara başvurabiliyor. mesela bunlardan biri: en.wikipedia.org

ancak diğer yandan, bu şekilde sert ve gerçekçi bir çıkış olumlu etki de yaratabilir aslında. beklemediği bir şeydir büyük ihtimalle sonuçta. dessy'nin yazdığı çoğu şeye katılsam da bu sert yaklaşımı köstek olarak da görmüyorum esasında. karşındakinin sorununu küçümsediğini ona en sert biçimde belirtmen olumlu etki yapamaz mı? soruyorum yani, bilmediğimden.
0
soso
(02.01.15)
söz hakkı doğdu, çekilin ben geldim :P

soso, çok haklısın. bence yapar. ama genelde o silkelemeyi, o tokadı yakınlarımızdan beklemez miyiz? tokat atarak silkelemek, o kişiye gerçekleri fark ettirmek farklı, yaşananları yaşa bağlayarak o kişiyi tanımadan bilmeden yargılamak ve o kişiye ergenlik yaftası yapıştırmak çok farklı. ben ikincisini kasti olmasa bile köstek olarak görüyorum.
0
dessy
(02.01.15)
bence dışardan, seni tanımayan, hatta ne yaşadığını da bilmeyen birisinin sırf olayları özetleyen birkaç cümleden yola çıkarak sorununla ilgili tespitler yapması senin olaya objektif yaklaşmanı da sağlayabilir. yani dışardan kendisini küçümseyen kişi onun sorunlarına herhangi bir anlam katmadan yaklaşıyor. hatta üzerine yaşını da ekleyip daha da çarpıcı hale getiriyor. bilmiyorum ki kararsız kaldım ben de. hep kararsızımdır zaten, bu da benim kötü bir huyum.
0
soso
(02.01.15)
şefkatli yazılara devam edelim bari:

1) kesinlikle ve kesinlikle Mehmet Pişkin'in videosunu ve hakkında yazılanları okumayın. neden çünkü (bkz: werther effect) denilen bir şey var. (bunu olaydan sonra defalarca yazdım. defalarca linkler verdim.

2) Mehmet pişkin den etkilenmek çok kolay. adam yakışıklı, sesi mikrofonik, toplumdaki bir çok norma göre başarılı, ağzı çok iyi laf yapıyor, iletişim alanında çalışıyor, tanıtım ve reklam, yani satış yapıyor. elindeki fikri satmanın profesyonel yollarının uzmanı. o intihar notu üzerinde kim bilir kaç aydır hatta yıllardır çalışıyor. o videonun başarılı olma sebepleri bunlar. aman aman çok dikkat.

3) ağır depresyonda iseniz beyin kimyanız değişiyor. ve beyninizde bazı fikirler sabitleniyor. bunlar sabahtan akşama otomatik dönüyor kafanızda. intihar etmeliyim sözü kafanıza takılmışsa çıkartamazsınız. ne kendinizin, ne de duyuru gibi ortamlardaki telkinlerin hiç bir faydası olmaz.

beyin kimyanızı düzeltmek için ilaçlar var. ancak ve ancak bu ilaçlar sizi iyileştirebilir. yoksa Mehmet pişkin gibi artık bu beyninizde dönen fikirleri durdurmak için intihar edersiniz.

4) depresyonu yaşa, dibine kadar yaşa dostum diyenleri kesinlikle dinleme. bunun kadar iğrenç bir şey yok. bazı şeyleri hiç yaşamamış olmak gerekiyor. o yaşanılan şeyler insanda çok derin izler bırakıyor. üzerinden yıllar geçse de herşey güllük gülistanlık olsa da o derin izler hep içinizi yakıyor.

işte kalp ağrısı, ciğer ağrısı o zaman hissediliyor. iyi şeyler yaşamak varken neden saçma sapan bir insan, bir iş, bir sıkıntı için ağır depresyonları yaşadım, yıllarımı çürüttüm diyor insan.

o yüzden bir an önce doktora gidin.

5) gittiğiniz doktor ilgisizse, sizinle uyumlu değilse, yardımını göremiyorsanız, ilaçların faydası yoksa, yan etkileri çoksa sakın tedaviyi bırakmayın. size uygun bir doktor ve ilaç bulana kadar devam edin.

ilaçlara gelince antidepresan ve antipsikotik ilaçlar 15-20 günde etki etmeye başlar. bu süre zarfında sabır etmeniz gerekir. ilaçların ilk 1-2 haftada bazı fiziksel etkileri de olabilir. bunlar geçecektir. sabredin.

6)her şey alışkanlıklarladır. insanoğlu ortalama 15-20 gün bir davranış üzerinde sabır-sebat gösterirse alışkanlık kazanır. neye alışmışsak onu isteriz. o yüzden herşeyin başlangıcı çok zordur. hayatınızı değiştirmek istiyorsanız ilk başlarda çok zor gelecektir. belki ilk günler ağlayarak başlayacaksınız bir işe. ancak alışacaksınız. alıştıktan sonra da eski hallerinizi unutacaksınız. sanki hep böyleymişsiniz gibi gelecek.

7) en son maddemiz iyimser olmayacak. bunlar da geçer, zaman herşeyin ilacıdır diye pohpohlamalar gelecek. ki ben de bir kısım yazdım. acı gerçek zaman her şeyin ilacı değil. geçiyor ama delip de geçiyor, yıkıp da geçiyor. izi kalıyor. amaç olabildiğince derinliklere dalmadan hasarsız atlatmak olmalı.

kırık kalp sendromu denilen bir şey var. aşk acısı vb durumların zamanla geçmediğini tespit etmiş doktorlar. (bilimsel kanıtı var yani)

o yüzden herşey geçecek, etraf çiçek böcek dolacak diye beklemeyin. ama mutluluğun ve aşkın çok çok daha değişik ve güzel tanımları olduğunu öğreneceksiniz, yaşayacaksınız, deneyimleyeceksiniz. ve gerçekten çoklukla gülüp geçeceksiniz bu günlerinize.
0
mea maxima culpa
(02.01.15)
ben de kararsızımdır hep, biz de böyle yaratılmışız, nabalım :) önemli olan zaten konuyu açan arkadaşa faydalı olabilecek şeyler yazabilmek. eksi veya artı. o da onekey'in kişiliği ile alakalı etkili olacak ya da olmayacaktır.
0
dessy
(02.01.15)
(11)

Friends Basit Görülen Bir Dizi mi?

Aslında sorum Six Feet Under seyretmişlere ve belki de Amerika'da yaşayanlara, bir bölümde Lisa Nate'i Friends seyrederken görüp aşağılıyordu, boş şeylere takılan boş insan muamelesi yapıyordu. Merakım şu; Friends Amerika'da alt tabaka, basit görülen bir dizi mi, tamam çok iş yapmış çok hayranı var
Aslında sorum Six Feet Under seyretmişlere ve belki de Amerika'da yaşayanlara, bir bölümde Lisa Nate'i Friends seyrederken görüp aşağılıyordu, boş şeylere takılan boş insan muamelesi yapıyordu. Merakım şu; Friends Amerika'da alt tabaka, basit görülen bir dizi mi, tamam çok iş yapmış çok hayranı var ama bu hayran kitlesi nasıl bir kitle? Türkiye'de de hangi dizilerin ne kadar çok izlendiğini biliyoruz, çoğu yüzüne bakılmayacak basitlikte.

Özellikle belirteyim ben kendim tam bir Friends hayranıyım, bi süre izlemesem arkadaşlarımı özlediğimden daha çok, ayrı ayrı özlerim Phoebe'yi, Chandler'ı, Ross'u, Rachel'ı, Monica'yı, Joey'yi.
0
(31.12.14)
genele hitap eden şeyler friends, hmym filan entelektüel bir aktivite gördüklerini hiç sanmıyorum, dalga sebebi budur.
0
mula
(31.12.14)
Nate boş şeylere takılan boş bir insan mıydı sence? Buna göre karar ver.

Zeki insanlar da genele hitap eden şeyleri izleyebilirler. Burada önemli olan bunun Lisa'ya batıyor oluşu. Lisa kötü.

Edit: Hem Seinfeld, Curb Your Enthusiasm, Louie gibi dizileri seviyorum hem de Friends'i. Ne olacak şimdi? :)

Edit 2: Aşağıda bir arkadaş "lisa'nın nate'i bu sebeple aşağılaması, dizinin vermek istediği düşüncenin de bu olduğu anlamına gelmiyor." demiş. Ben de onun gibi düşünüyorum.
0
m e l t e m
(31.12.14)
seinfeld seven friends sevenden daha enteldir daha kaliteli insandır her zaman
0
partizan
(31.12.14)
mesela seinfeld için aynı tepkiyi göremezsin, ki genelde seinfeld hayranlarının yaptığı bir olay bu sanırım. haklılar da biraz sanki ama iki dizi de ayrı kulvardalar tabii. kendi tarzında iyi bir dizi işte ancak o tarzın kendisi küçümseniyor biraz da :)
0
soso
(31.12.14)
Diziye göre adam aşağılamak biraz kompleks göstergesi bence. Hani sonuçta friends ikonik ve dizi tarihine adını güzel bir şekilde kazımış, çoğu sitcom için yolu açmış bir dizi. Daha geniş bir kitleye hitap etmesi popüler kültüre tü kaka diyenlerin hedefi haline getiriyor.

Bunu seinfeld izleyen yapıyor daha çok. Ki ikisini de çok severim. Tarzları farklı ama biri diğerinden kötü değil bence.
0
patiska
(31.12.14)
seinfeld örnegi vermişler de seinfeld, jerry ile larry david'in sonu gelmeyen stand-up dizisidir. friends ise dizidir. karşılaştırma saçma ayrıca friends'i aşağılamak bir insana ne kadar prim kazandırır orası da meçhul.
0
the coolest dude
(31.12.14)
amerikalılar fanta'yı da alt tabaka meşrubatı olarak görüyor mesela. sırf onlar öyle görüyor diye fanta da mı içmiyah??
0
karaage
(31.12.14)
seinfeldçi geldi
friends'i arada bir görüyorum tv'de, durur izlerim, tek tük izlemişimdir ve bence eğlenceli bir dizi.

seinfeld çok farklı, aynı dönemde yapılmış bir dizi olduğu halde esprileri hala güncel, hala kahkaha atabiliyorum seinfeld izlerken, ama friends'deki durumlar zaten artık çokça işlenmiş olduğu için o kadar güldürmüyor, en fazla gülümsetiyor.

friends izleyene boş adam muamelesi yapmaksa popüler olan çoğu şeye gösterilen tavırla aynı bence, dizinin kalitesinden bağımsız. seinfeld çok popüler olduğu halde bu şekilde burun kıvrılmayan bir dizi olduğu için biraz istisna konumunda. bunun jerry'nin (kırk yıllık arkadaşımmış gibi oldu böyle deyince ehe) diziyi sündürmemesi, zirvede bırakmasının da etkisi büyük.

frıends'den ben daha bir 90lar havası alıyorum, o da şimdi 25+ olanlar için çocukluğa olan özlemi pekiştiriyor, oradan da bir sempatik yanı var.
0
lily briscoe
(31.12.14)
lisa'nın nate'i bu sebeple aşağılaması, dizinin vermek istediği düşüncenin de bu olduğu anlamına gelmiyor. hatta bi ara da nate lisa'ya kızmıştı, "ne kadar sterilsin, bu kadar düzgün olmaya çalışma, bu kadar kasma" mealinde. yani bunlar hayatta rastlanılan çeşitli davranışlar, tepkiler. friends elbette genel olarak boş bi dizi fakat bu kötü bi eser olduğu anlamına gelmez.
0
nereye bu gidis
(31.12.14)
friends; kurgusuyla, karakterleriyle, oyunculukları ve seyirciye geçirmeyi başardığı samimiyeti ile efsane bir dizidir. tabii ki bir popüler kültür ögesidir aynı zamanda, siz feet under'da eleştirilmesi bundan olabilir. ama her popüler kültür şeysi de "ıyhh çok banal" olmak zorunda değil, audrey hepburn de mesela popüler kültürün ikonik taşlarından biri haline getirildi ama bambaşka ve çok özel bir kadındır.
0
fengari
(31.12.14)
Lisa bence de kötü, ama kabul etmek lazım öldükten sonra mizah duygusu gelişti, sempatikleşti.
0
🌸
(31.12.14)
(12)

İskandinav veya Britanya Filmi Önerir misiniz?

ete summer
mümkünse 2007 sonrası olsun. romantik komedi, bilim kurgu olmasın( a man from earth gibiyse olsun). akıcı olsun. en fazla 120dk olsun.
mümkünse 2007 sonrası olsun. romantik komedi, bilim kurgu olmasın( a man from earth gibiyse olsun). akıcı olsun. en fazla 120dk olsun.
0
ete summer
(30.12.14)
Jagten.
0
angelus
(30.12.14)
ondskan! erik ponti reyiz! isveç filmi. çok güzeldir. 720p'de hele tadına doyum olmaz.

2003 yapımıymış ama yani hiç öyle eski gibi bi film değil. neden özellikle 2007'yi seçtiğini bilmiyorum. ama gayet 2012'de çekildiğini de düşünebilirsin. taş gibi film. 720p izle ama.
0
der meister
(30.12.14)
barry lyndon (kubrick)
0
secilmis uye
(30.12.14)
ne kadar da cahil insan var buralarda.

sana iskandinav yaşamının müthiş bir eleştirisi olan bir film söyleyeceğim. gittim gördüm cidden filmde eleştirdikleri kadar var.

www.imdb.com
0
ayiadam
(30.12.14)
norveç'ten: den brysomme mannen, trolljegeren, dead snow
0
sir gawain
(30.12.14)
Sir gawain noktayı koymuş.. Özellikle söylediği ilk film, uyumsuz adam, gerçekten çok iyi.. Yalnız isveç filmiydi sanki o.. Neyse, headhunters diye bi film de vardı, o da pek güzel.. Çerezlik ama..
0
sustum
(30.12.14)
ejderha dövmeli kız.
0
novemba
(30.12.14)
federer
(30.12.14)
ben de den brysomme mannen diyorum.

britanya için de izlemediysen mike leigh'nin tüm filmleri. 2007 sonrası dediğin için happy-go-lucky ve another year tabii.
0
soso
(30.12.14)
2006 ama en iyi ingiliz filmlerinden biri: this is england. www.imdb.com

bir de homofobik değilseniz mükemmel bi filmdir, çok iyi dialoglar var: weekend. www.imdb.com
0
nathanieltroy
(30.12.14)
the moon. gayet iyi bir bilim kurgudur.
0
lesmiserables
(30.12.14)
locke, kongekabale, layer cake, kvinden i buret
0
baal
(30.12.14)
(12)

Sizce ben cahıl mıyım he ?

tebaloeyy
Şöyle bir sorum olucak; Oldukça aç şekilde yıllardır özellikle müzikle olmak üzere sanatla uğraşan biriyim, bilim tarihini ve güncel gelişmelerini takip ediyorum, üretmeyi seviyorum ama siyasetten anlamıyorum, yakın siyasi tarihi çok bilmiyorum, herhangi bi siyasi görüşün sempatizanı da olmadım, g
Şöyle bir sorum olucak;

Oldukça aç şekilde yıllardır özellikle müzikle olmak üzere sanatla uğraşan biriyim, bilim tarihini ve güncel gelişmelerini takip ediyorum, üretmeyi seviyorum ama siyasetten anlamıyorum, yakın siyasi tarihi çok bilmiyorum, herhangi bi siyasi görüşün sempatizanı da olmadım, gündelik hayatta da insanlarla konuşulan konularda kendimi yetersiz gibi hissediyorum.
Bilmem kimin müşaviri istifa etmiş, sonra danıştay bişey kararı vermiş, özal döneminde koalisyon çok bişey bişeymiş :/

Çevrenizde bu şekildeki insanlara nasıl bakıyorsunuz? Bunlar okuyarak öğrenilmesi gereken şeyler mi ?
0
tebaloeyy
(29.12.14)
Twitter, facebooktan bu tarz gelişmeleri çok rahat takip edersin. Gündelik, ufak tefek faydali bilgiler iste. Cahillikle ilgisi yok.
0
damdanakan
(29.12.14)
gerek yok bence boyle daha iyi. Siyaset va bilgi kirliligi benim icin.
0
cedex
(29.12.14)
salla ya, siyaset takip edilesi bi memleketimiz yok ki. üni zamanı çok takip ederdim kendimi depresyonda bulmuştum aman diyim. varsın ignorance is bliss olsun, canımızdan önemli mi, hiçbişiyi değiştiremiyoz da zaten.
0
emirkulu2
(29.12.14)
siyaset hakkında bilgi sahibi olmak için gündemi takip etmek sıkıntılı. bir teorik altyapın olmadan yapacağın sadece sempatizanlık olur. fikir geliştiremez, yeni bir şey söyleyemezsin. meseleleri derinlemesine tahlil etmek için kökenlerine inmen gerekir. bugün gündemden düşmeyen kürt sorunu mesela, derin kökenleri olan bir meseledir.

blablabla böyle şeyler işte. illa politize olacaksın diye bir durum yok, ama olacaksan da sempatizanlıktan öteye taşıman gerekir bence.
0
banagazozalnuri
(29.12.14)
tamamen senin öğrenmek istediklerine bağlı bir şey dostum. mesela ben 18.yüzyıldan itibaren hem felsefe hem de tarihi gelişmeleri takip eder,araştırırım ancak bunu ortamlarda anlatıyım konuşulacak meseleler olsun diye değil tamamen kendi merakımdan,öğrenmek istediklerimden dolayıdır bu. neyi öğrenmek istiyorsan nasıl yaşamak istiyorsan öyle davran. bu muhabbetler dönüyorsa ortamda sessizce dinle geç kimse seni cahillikle suçlayamaz.
0
kil pacino
(29.12.14)
şu an müsait değilim. elimde 30 sayfalık bir ders notu vardı. 2012 yılına kadar cumhuriyet siyasetinin ana hatları kabaca sıralanıyordu. yarın hatırlatırsan onu bulmaya çalışırım. ayrıca mehmet ali birand belgeselleri izlemen somut ve görünür kırılmalara dair fikir oluşturmanı sağlayabilir. güncel olanları anlamlı bulmak için bence bazı temel olayları, kişileri, durumları, akımları bilmelisin. herkes siyaset bilmek, politik görüş sahibi olmak(aşırı dışavurum anlamında) zorunda değil.
0
ete summer
(29.12.14)
siyasetsiz olmaz. ankara kulislerini takip etme tabii ama genel olarak politikalar hakkında fikri olmalı insanın. çevre politikası, enerji politikası, istihdam politikası falan, hepsi insanla alakalı. en azından genel bi fikir sahibi olmak lazım.
0
namus ninjası
(29.12.14)
bence çok da bir şey kaybetmiyorsun. hatta bana kalırsa siyaset gündemi insanın diğer odaklanması gereken noktaları es geçmesine sebep oluyor.

çevremde böyle insanlara gıptayla bakıyorum. çünkü günümüzde bu gündemden kaçmak da pek mümkün olmuyor, ekstra bir çaba ve beceri istiyor. bunu halledebilip daha mühim konulara eğilmesini bilenlere saygım var. ben de yavaş yavaş böyle bir çizgiye doğru kaymaya çalışıyorum.

şu yazı da hoşuma gitmişti bu arada, okumanı tavsiye ederim: theconversation.com

ha bir de tarihten ziyade şu an her daim değişen gündemi takip etmekten bahsediyorum.
0
soso
(29.12.14)
en doğrusunu yapıyorsun. ben de senin gibiyim.

binlerce yıllık insanlık tarihinin edebiyatına, müziğine, düşünce akımlarına ya da kainata ya da doğaya ve daha onlarca evrensel, insanın zihnini ve dünya algısını geliştirecek konuya kafa yormak varken güzelim beyni boktan bir ülkenin son bir asrında yaşanan saçma sapan olaylarla doldurmak başlı başına fosfor israfı. kasten ilgilenmiyorum, kafamı başka şeylerle meşgul ettiğim, başka şeylere üzülüp sevindiğim için de mutluyum.
0
sir gawain
(29.12.14)
Basta sempatizanlik yapacaksin elbet. Yapa yapa ogrenirsin. Oturup ders gibi cslisilacak mevzular değil
0
damdanakan
(29.12.14)
@jugador +1

bence de biraz belli başlı şeyleri bilirsen yavaş yavaş merak edersin. birand belgeselleri (son darbe 28 şubat belgeselinin kitabı da var ki bence oldukça iyi tahlil etmiştir doksanları) iyidir mesela bu konuda yakın tarih için. cumhuriyet tarihi için de anı kitapları ya da belli başlı olayları anlatan kitaplar ilgi çekicidir. zamanla merak etmeye başlarsın.

dipnot: "siyasetle ilgilenme , boş iş" laflarına bakma. insanların bir görüşü olmalıdır. bu illa şuan herhangi bir partiye sempati duymak değildir.
0
desktopu
(29.12.14)
tamamen uzak kalmak da iyi değil.
Platonun bu konuda güzel bir sözü var;
"Siyasetle uğraşmamanın cezası, sizden daha aptal olanlar tarafından yönetilmektir."
0
eksi sozlugun tatli insani
(29.12.14)
(6)

Baristalar Yardım!

mattiadestro
iyi akşamlar ahali,beko bkk 2170 espresso makinası aldım, yarın elime geçecek. ancak bu mereti sadece içmeyi biliyorum. öğütme, kavurma olaylarından bihaberim. ogutucum olmadığı için çekilmiş kahve alacağım ancak bir noktada takildim. http://www.kahvefabrikasi.com/espresso-shot-the-sheriff-blend-pmu
iyi akşamlar ahali,

beko bkk 2170 espresso makinası aldım, yarın elime geçecek. ancak bu mereti sadece içmeyi biliyorum. öğütme, kavurma olaylarından bihaberim. ogutucum olmadığı için çekilmiş kahve alacağım ancak bir noktada takildim.

www.kahvefabrikasi.com

burada öğütme derecesini ne olarak seçmem lazım?

bir de bu site mi daha iyidir yoksa baristasepeti mi?

ek yardımlara da açığım :D
0
mattiadestro
(28.12.14)
Öğütme derecesi sabit değildir. Deneme-yanılma yöntemiyle doğru sonuca ulaşırsınız.
Kafelerde kullanılan öğütücüler genelde 6-7 derece arasındadır ama dediğim gibi sabit değildir. Milimetriktir ayarı.
0
korsan dilenci
(28.12.14)
keske kahve festivaline gitseymissin bu arada ya

ben dun gittim ve interaktif espresso tadimi vardi. makinelerde falan yaptirdilar bize de, orda cok yardimci oldular bir cok insanin sorusuna.

benim hatirladigim kadariyla (yamulmuyorsam) cok kavurmamak lazim sanki. ogutmek icin de ogutucu alin taze ogutun diyor herkes. espresso icin ince ogutmek lazim onu da blade grinder degil burr grinderla yapabiliyorsunuz sanirim.

ayrica linkdeki kahvenin asiditesi orta-dusuk olarak gorunuyor. yuksek asidite daha iyi oluyor sanirim. ancak zaten kavurma suresi uzarsa cok fark etmez o da.
0
mushtopus
(28.12.14)
@mushtopus sozenin ek değirmenini alacağım büyük ihtimalle, iyi öğütücülere verecek param kalmadı :D asidite olayını bilmiyordum deneye yanıla öğreneceğiz galiba.

ama hangi incelikte çektirmek lazım onun cevabını alamadım hala? aeropress mi french press mi?
0
🌸mattiadestro
(28.12.14)
espresso için eklememişler sanırım. filtre kahveden de ince olması gerekiyor. zaten bu tip yerlerden öğütülmüş almanın pek anlamı da yok, gidip kahveyi yakacak kadar kavurmayan herhangi bir yerden de alabilirsin eğer öğütülmüş alacaksan. her şekilde çok çabuk bayatlayacak kahven zaten.

sözen al, iyidir.

kahvefabrikası da iyidir, gerçi harmanlarını denemedim hiç, yöresel alıyordum. ancak şu sıralar pek yeni kahve getirmiyorlar. kendi çiftliklerini almışlar, onla uğraşıyorlar sanırım. baristasepeti'nin ise yirgacheffe'si baya iyiydi. ancak hizmet olarak kahvefabrikası'ndan gerideler. siparişten ortalama iki gün sonra kargoya veriyorlar. beklerim diyorsan orası da gayet iyidir. şu sıralar ben de orayı tercih ediyorum. bir de e-gurme var, en son oradan sipariş verdim. ikisinden de bir tık geride olduklarını düşünüyorum şimdilik.
0
soso
(28.12.14)
Hocam aldığın makine cimbali yavrusu bir makine. Bir adet porta filtresi bulunmakta. Yani espresso inceliğinde çekeceksin.
Peki nedir espresso inceliği? İlk mesajıda bahsettiğimdir.
Türk kahvesinden kalın, filtreden incedir.
Eğer bu makineyle filtre kahve derecesinde çekersen, kahve değil sıcak su içersin.
Ama Türk Kahvesi derecesinde çekersen de, kahve değil zift içersin.
Kısacası: belli bir derecesi yoktur. Makineden makineye, öğütücüden öğütücüye değişir.
Zira günümüzde kullanılan öğütücülerin bıçakları metal olduğu için, zamanla bunlar aşınır ve derecesi kayar. Gel gelelim senin alacağın öğütücü sıfır bir öğütücü olacak. Ama yine de kimse sana "şu derecede çek" diyemez.
Ama büyük ihtimal 6-7 arası bir derece doğru olacaktır.
Ayrıca öğütücü üzerindeki her çentik 2 saniyeye karşılık gelir.
İdeal bir espresso: 24 saniyede bal kıvamında akan 30 ml'lik bir espressodur. Artı eksi 1-2 saniye oynayabilir.
Bu çentiklerin her birinin 2 saniyeye karşılık geldiğini göz önüne alarak, oradan da aşağı yukarı bir ayarlama yapabilirsin.
Ama tekrar edeyim: net bir derecesi yoktur.
0
korsan dilenci
(28.12.14)
değirmeni alınca daha çok şey ifade edecek dedikleriniz anladığım kadarıyla. kafamda çok birşey canlanmıyor çünkü:)

2 gün sonra kargoya veriyorlarsa kötüymüş ya.

peki bi seferlik tchibodan falan alsam ne olur kahveyi? bayat diyorlar ama hemen yarın giriş yapasım var. çok mu acı olur?

edit: soso zaten cevabında bu sorununda cevabını vermiş sağolsun. cevap veren arkadaşlara teşekkkür ediyorum.
0
🌸mattiadestro
(28.12.14)
(6)

Boşa harcadığınız zamanlar için üzülüyor musunuz ?

cenkist
Boşa harcadığınız zamanlar hakkında ne düsünüyorsunuz ? Sonra aynı hataya düşmemek için neler yapıyorsunuz ?
Boşa harcadığınız zamanlar hakkında ne düsünüyorsunuz ? Sonra aynı hataya düşmemek için neler yapıyorsunuz ?
0
cenkist
(27.12.14)
Boşa harcanan zaman yoktur, öyle görmeyin.
mutlaka bir ders almışsınızdır onlardan. Belki de öyle olması gerekmiştir gelecekte sizin daha akıllı olmanız için. öyle düşün sen de.
0
innerbliss
(27.12.14)
Boşa harcadığım zamanlar için ara ara üzülüyorum, sonra da diyorum ki "yine olsa yine öyle yapardım amokaçi".
0
pandispanya
(27.12.14)
hayat kısa, bir gün ölecez, ölmeden önce biraz da biz gün öldürelim, ne çıkar diyorum.
0
wilhelmwasmuss
(27.12.14)
hayır. boşa geçirdiğim zamanlar ölüme daha çok bağlıyor beni. zaten yıldız tozu olup gidicez, iyi ki kasmamışım diyorum.
0
neil manke
(27.12.14)
uzuluyorum.
0
chavezding
(28.12.14)
boşa harcadığımız zamanlara üzülürken de boşa zaman harcamış olmaz mıyız?
0
soso
(28.12.14)
(1)

E-book

cancan
arıyorum bir tane,araştırdım ama bulamadım. "Spun Yarn Technology" yazarıda "Eric Oxtoby". Nerden bulurum dersiniz? Teşekkürler şimdiden.
arıyorum bir tane,araştırdım ama bulamadım. "Spun Yarn Technology" yazarıda "Eric Oxtoby". Nerden bulurum dersiniz?

Teşekkürler şimdiden.
0
cancan
(23.12.14)
epub yok sadece pdf'i var sanırım: bookzz.org
0
soso
(23.12.14)
(12)

Lindt Çikolata Sevenlere!

april12th
Selamlar,Lind çikolataları seviyorsanız A101 marketlerde 7 liradan satılmaya başlandı bu hafta. Çok çeşit yok, sütlü, bitter, ekstra sütlü, fındıklı, karamel dolgulu ve nugalı var. Ayrıca Merci, Aftereight falan bir şeyler daha vardı. Stoklayın. Düzeltme: Soruya çevirdim geri, altlarda kalırsa bir ş
Selamlar,

Lind çikolataları seviyorsanız A101 marketlerde 7 liradan satılmaya başlandı bu hafta. Çok çeşit yok, sütlü, bitter, ekstra sütlü, fındıklı, karamel dolgulu ve nugalı var. Ayrıca Merci, Aftereight falan bir şeyler daha vardı.

Stoklayın.

Düzeltme: Soruya çevirdim geri, altlarda kalırsa bir şey yazan olursa yanda çıkar, daha çok insan görür diye.

Bizim burdaki a101 kampanya ürünlerini çarşamba çıkarıyor o yüzden akşam uğradığımda gördüm. Bazı yerlerde perşembe olabilir bu haftalık ürünler. Ona göre ayarlayın işte.

Siz Lindt'in hangi çeşidini seviyorsunuz? Ben tuzlu ve biberli olanlarına hastayım ama yok tabi A101 marketçiğimde.
0
april12th
(23.12.14)
migros'tan alıyorum bazen. biberlisi de mi varmış?? portakallı almışlığım var bir kaç kez.
0
puc
(23.12.14)
baya çeşit var puc, macro center'da oluyor sanırım en fazla çeşit.
0
🌸april12th
(23.12.14)
bir guzellik yapayim ben de www.a101.com.tr
0
exlibris
(23.12.14)
bunlardan toffifee güzel. lindt tabi ki güzel. merci eh işte vasat bence. after eight sakın almayın, leş. almanların o üzümlü kekini de hiç sevemedim. en alttaki diğer üçünü ilk defa gördüm.
0
fayfim
(23.12.14)
Bugün salı la daha neyse yarın bir uğrayayım, lindt'in o ürünleri migraslarda da 7 lira galiba ama tüm çeşitleri olmuyor, momami üçgen çikolatalar da güzel, lindt'in fiyatı pahalı gelenler için güzel bir alteranatif, merci meraklısına güzel, ikramlık daha çok bence. after eight migrosta 6,95, naneli farklı bir tadı var.

choco rocks'la muzlu şeyi merak ediyorum, momamininmiş bunlarda.
0
atom karincanin torunu
(23.12.14)
Chilli ve nar soslu olan. Ahh, çok güzel anılarım var kendisiyle.
0
yirmisantim
(23.12.14)
bitter %85 kakaolu olanını aşırı seviyorum. önceden %70'liği yiyordum da meğer olay %85'deymiş.
0
soso
(23.12.14)
85lik de 7 lira migrosta @soso oo indirim varmış diye gidip 70lik alacaktım ama migrosta kaçtı yaa diye bir baktım ki ne göreyim :D
0
sen de git sen de unut
(23.12.14)
arkadaşlar bu her migros'ta var mı kesin bilgi mi
0
pescador
(23.12.14)
Supersin ya :))
0
duende
(23.12.14)
@sen de git sen de unu, öyle miymiş ya? buradaki migros'ta en son %85'liği bulamadığım için bi şarküteriden 10 liraya almıştım :/

hah

www.sanalmarket.com.tr
0
soso
(23.12.14)
ahaha Migros'ta varsa ben de koşayım :D
0
🌸april12th
(23.12.14)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.