Giriş
(4)

300bin TL sermayeli iş fikri

valentinov
Var mı aklında bişey olan?
Var mı aklında bişey olan?
0
valentinov
(01.06.21)
dostum buradan gelecek tavsiyelerle bir işe girişmek intihar olur.

deneyimin olmadığı bir kulvarda işe girip tehlikeleri değerlendirememek gelecekte can yakar. tabi ki iş risk işi ama hobi amaçli 300bin basıp kaybetmek koymayacaksa, gıda sektörüne gir. küçük bir işletme açarsın, spesifik bir ürünü iyi üretir en kötü paket maket yürür gidersin.

işin şakası uyuzluk bir yana, piyasayı araştırıp bir ürün için aracılık yapabilirsin. ürünü alır elinde tutmazsın ama aldığının üstüne komisyon koyup direkt yönlendirebileceğin bir model kurabilirsin.
0
qxgviper
(01.06.21)
kedi köpek maması işi, dükkan açmadan online satışla yürür gidersin.
0
bugisme
(01.06.21)
Şu ana kadar ne iş yapıyordun?
0
etna
(01.06.21)
Bildiğin işe yatırım yapmak dışında hiç bir şey yapılmaz. Bir iş bilmiyorsan da önce bir yerlerde çıraklık yapmanı öneririm.
0
roket adam
(02.06.21)
(5)

Kucucuk odaya masa

ala09
merhabalaraile evindeki odam cok kucuk ve her kose dolu kare bir oda. masa koymak istiyorum. pencere altinda kalorifer vsr baska da bos duvar yok. soyle bi urunu radyatore takabilir miyim sizce? istedigimde cikaririm hem de ayakalti olmaz ama ilk fotoda sadexe ustten tutturulmus gibi ikinci fotoda a
merhabalar
aile evindeki odam cok kucuk ve her kose dolu kare bir oda. masa koymak istiyorum. pencere altinda kalorifer vsr baska da bos duvar yok. soyle bi urunu radyatore takabilir miyim sizce? istedigimde cikaririm hem de ayakalti olmaz ama ilk fotoda sadexe ustten tutturulmus gibi ikinci fotoda altinda da demirlerinden takma yeri var gorunuyor. baska fikir vermek isterseniz de memnuniyetle dinlerim tesekkurler

www.vivense.com
0
ala09
(01.06.21)
Laptop + yemek icin dusundum
0
🌸ala09
(01.06.21)
standart radyatör ise uymayabilir gibi geldi bana. bir de ne kadar ağırlık taşıyabileceği önemli.
0
sutlu nescafe
(01.06.21)
dümdüz bir masa alın radyatörün önüne koyun. neden koyamayasınız ki?
0
co2s2
(01.06.21)
Ikea'da katlanır masalar var, katlandığında ufacık oluyor ya da duvara sabitlenebiliyor. Ona bakmanı öneririm.
0
roket adam
(01.06.21)
tesekkurler cevaplar icin. gorerek almak daha makul sanirim ikeaya bakacagim

@co2s2 surekli acik olsun istemedigim icin alan kaplamasin diye
0
🌸ala09
(01.06.21)
(16)

Seboreik dermatit

Filinta61
Sakalimin cene kisminda bundan var. Biyik kisminda da bundan var. Momecon diye birnilac var damlatiyorum arada bir. Bir haftavrahat ediyor. Sonra pul pul kepeklenme oluyor. Sonra tekrar tatli tatli kasinmaya basliyor. Boyle devam ediyor. Bundan kurtulan var mi. Kepeklenmeyi ve komple kurtulmayi basa
Sakalimin cene kisminda bundan var. Biyik kisminda da bundan var. Momecon diye birnilac var damlatiyorum arada bir. Bir haftavrahat ediyor. Sonra pul pul kepeklenme oluyor. Sonra tekrar tatli tatli kasinmaya basliyor. Boyle devam ediyor. Bundan kurtulan var mi. Kepeklenmeyi ve komple kurtulmayi basarabilrn var mi.
0
Filinta61
(01.06.21)
benim saçımda var, head and shoulder clinical strength ya da vichy nin dercos diye bir şampuanı var yeşil, bunlarla çok rahatım hangini bulabilirseniz onu deneyin.
0
benaslinda
(01.06.21)
Dostum sorun bagirsaklar. youtube da arastir cozersin
0
tezek
(01.06.21)
travazol krem!
0
levybroo
(01.06.21)
Sac; head and shoulders clinical strength.
Plase olarak t/gel neutrogina
Ikisinde de kepeklenme cok azaldi.

Krem; ds solution

Simdi biraz bakinca cicalfat ürünü redditte çok önerilmiş. Onu da alacagim.

Arada da biyolojik elma sirkesi sürüyorum yüzüme. Sac icin de yapabilirsiniz ama su ile yari yariya gibi yapmak lazim ph dengesini bozmamak icin.
0
logisticsmanager
(01.06.21)
o dediğin kortizonlu bir ilaçmış. Doktorlar çok rahatsız olursan kısa süre kullan diye o tür ilaçlar veriyor ama seboreik dermatit bitmeyen bir şey. Mevsim geçişlerinde artıyor, sonrasında azalıyor.

Ben başta o tür kremler kullanmıştım ama artık çok sallamıyorum şampuan vs. ile halletmeye çalışıyorum.

Neutrogena T/gel bende işe yarıyor mesela. Ama dönem dönem H&S Intensive treatment(clinical strenght), başka markalar vs. dolaşıyorum.
0
nhk ni youkosu
(01.06.21)
head and shoulder clinical strength haftada 3 kere şart
her duşta yüz temizleyici kullanmak şart
duştan sonra kızarık bölgelere bepanten sensiderm şart
bira, yağlı ve baharatlı yemekler, abur cubur vs yasak
dikkat etmezsen zamanla tüm yüzüne yayılır
0
hasmetizm
(01.06.21)
çözümün kremlerde, losyonlarda, şampuanlarda olmadığını, bağırsaklarda olduğunu ve candida diyetiyle buna dur dendiğini yazıyor pek çok insan yabancı kaynaklarda.
sözlükte de değinmiş bi çok kişi.

eksisozluk.com
0
la traviata
(01.06.21)
Bu konuda yıllarca doktorlara gittim, herkes farklı bir şey söyledi, özellikle bir dönem travozol gibi kortizonlu kremleri kullanarak kalıcı deri incelmesi yaratmışım suratımda, kızarıklık epey de yayıldı, rozasea denen bi cilt hastalığı da oluştu, çok çektim yani. Sonuç olarak yağlı, zararlı yiyeceklerden, alkolden, uykusuzluktan uzak durma + aşağıdaki kremler ile konuyu çözmeye yaklaştırdım.

Saç için: www.amazon.com.tr
Yüz için: www.amazon.com.tr

Ama dediğim gibi %100 bir tedavisi yok. İki gece ard arda içip, geç falan yatsam suratım yine kızarıyor, ama normal yaşadığım ve bu kremleri kullandığım sürece işim çözüldü diyebilirim.
0
roket adam
(01.06.21)
head and shoulder clinical strength Ve blue cap
Başka çözüm yok
Kalıcı çözüm hiç yok
0
otopsicocugu
(01.06.21)
Içki yok, bagirsaklar saglam, travozolu gogsumun ortasina ayda bir suruyorum. Orada da var mir miktar. Momeconu da ayda bir sakal bolgesine suruyorum.

Sampuani bir deneyeyim ama sac dokmesi hoş degilmis. Zaten az sac var.

Beslenme hazir degil, evde nispeten yagsiz besleniyirum. Baharat karabiber ve pul biberciyim.

Cevaolar icin tesekkurler.
0
🌸Filinta61
(01.06.21)
Head & Shoulders kullanıyorum ben de yıllardır ama saça çözüm oluyor sadece. Sakala çözüm olmuyor. Onun için m-furo merhem kullanıyorum ama sadece çok kızarınca yüzüm ve rahatsız edince kullanıyorum. Sık kullanılması önerilmiyor hiçbir yerde.
0
himmet dayi
(01.06.21)
Bu illetin tedavisi yok maalesef 20 senedir hayatımda kendileri. Arttığı zamanlarda baskılamak için dermovate pomad ve losyon kullanıyorum. Kortizon maalesef fakat bana tek iyi gelen bu ürün. Bir de ek olarak eskiden zetion sampuan kullanıyordum tek fayda gördüğüm şampuan idi kendileri fakat hammadde sıkıntısından su aralar üretilmiyor.
0
apocalipy
(01.06.21)
Süt ve süt ürünlerini kesince düzeliyor benim. Eşiminde aynı şekilde. Benim yüzümde var onun saçında var.
0
zimbirik
(01.06.21)
Takip için yazıyorum. Geçmiş olsun
0
kisa
(01.06.21)
selamlar,

5 senedir denemediğim hiçbir nane kalmadı. kreme şampuana verdiğim paraya acıyorum. bu duyuruyu görünce tekrar araştırmaya başladım. sabah ve akşam yemekten yarım saat önce 1 bardak suya 1 silme çay kaşığı sodyum bikarbonat/ingiliz karbonatı atıp eritip içme gibi bir öneri buldum. bunu deneyeceğim. bu duyuruya da gelişmeleri yazacağım.

www.youtube.com
0
hemsta
(01.06.21)
Ben 20 senedir çekiyorum bu illeti. Kullanmadığım kortizonlu ilaç, şampuan kalmadı. Kalıcı çözüm malesef yok, head and shoulders clinical strength benim saçı da sakalı da rahatlatıyor, ciddi bir saç dökülmesi de yok.
0
cowboy
(02.06.21)
(9)

Apple kullanıcılarına bir kaç şey soracağım

denizmaniaherif
Merhaba. Öncelikle apple'ın sularında daha önce hiç yüzmedim.(korktuğum binlerce şey de yok değil hani.. windows ve android illegal havuzunda senelerdir rahat rahat yüzdüğümüz için.. :) ) O yüzden basit yollu derdimi anlatmaya çalışacağım. İlk olarak M1'in namını duydum ve sanırım artık istiyorum ki
Merhaba. Öncelikle apple'ın sularında daha önce hiç yüzmedim.(korktuğum binlerce şey de yok değil hani.. windows ve android illegal havuzunda senelerdir rahat rahat yüzdüğümüz için.. :) ) O yüzden basit yollu derdimi anlatmaya çalışacağım. İlk olarak M1'in namını duydum ve sanırım artık istiyorum ki ben de 2 sene sonra ısınmaya başlayan virüs bilmemne gibi dertleri olmayan hızlı bir cihazım olsun..

Temelde 3 sorum var :)

1 -
Macbook air 2020 M1 olan bir cihaz buldum PT'den.
www.pt.com.tr

( ikinci el piyasasından da alırken atıyorum vatancomputerden alınmış vs olunca bir huylanıyorum apple'dan alınmış olsun istiyorum )

Bununla ipad Pro 3.nesil 11'' olan bir cihazın fiyat performans amaçlı karşılaştırmak istersek tercihiniz hangi yönden olurdu ? ( Temel amaç video editlemek yapmak taşınabilir bir cihaz olması ama yeri gelince de VGA çıkışlı olan projektörüme bağlayıp duvara da yansıtmak)

2- İpad air 3 ya da 4 de video edit için çok çok yeterli midir ? ( usb ile çalışan mouse bağlasam pc muamelesi yapabilirim diye düşündüm.. )

3- Final Cut sanırım ücretliymiş. ÜCretsiz bir şekilde kullanılabilen video edit programları var mıdır ? ( malum android ve windows aleminde gırla şey mevcut )

4 ( bonus ) Ben şunu öneririm..
0
denizmaniaherif
(01.06.21)
Öncelikle şunu belirteyim Macbook ile Ipad'i karşılaştırmanız kesinlikle yanlış.

Hem Air hem de Ipad kullanan birisi olarak yazıyorum, Macbook Air ile her türlü video edit vb işlemleri rahatlıkla yapabilirsiniz, gündelik işlerinizi halledebilir hatta bir çok oyunu da gayet oynayabilirsiniz. Ancak Ipad ile video editlemek vb işler çok mümkün değil.

Ipad size mobilite sağlar ancak Macbook Air'in verdiği hareket alanını sağlamaz, şimdi birileri çıkıp ne alakası var canım ben her şeyi yapabiliyorum diyebilir ama o insanüstü yeteneğinden kaynaklanıyordur.

Ipad alan kitle ile Macbook alan kitlenin beklentileri farklı ya da zaten Macbook'u olan birinin %100 uyum ve senkronizasyon mükemmelliğinden faydalanmak isteyen alıyor benim gibi.

Ücretsiz Video edit uygulamaları Windows için çok fazla ama Macos için o kadar geniş bir seçenek yok maalesef.

Benim size tavsiyem Ipad çok ihtiyacınız yoksa almak isteyeceğiniz bir cihaz değil, Macbook'unuz ya da windows çalışan bir notebook'unuz vardır ipad de olsun arada girer maillerime bakarım, video izlerim, gündelik iş programlarını organize ederim derseniz o zaman mantıklı.

Not : Ofiste iMac, Mobilken Mac Air, Evde uzanırken de IPad kullanıyorum.
Eğer işiniz video editlemek ise seçiminiz kesinlikle Macbook olmalı Ipad değil.
0
solo
(01.06.21)
video edit derken, kompleks bir kısa film kurgusunda bile kasabilir ama youtube'a basit bir şey yapıyorsan ikisi de iş görebilir. Ama tablet de düşündüğüne göre çok zor bir şey yapmıyorsun bence.

Final Cut ücretli ama en optimize olanı o. Özellikle tablette falan kullanacaksan onu kullanmanı tavsiye ederim. Air'de DaVinci Resolve kullanabilirsin, bedava sürümü işini görür. (4k uhd'ye kadar desteliyor, daha üst çözünürlüklerle işin varsa olmaz, bazı noise reduction özellikleri eksik vs.)

Ben geçenlerde Apple Eğitim paketi aldım, sırf Logic Pro (müzik/ses yazılımı) için aldım ama Logic, Final Cut, Motion vs. lisanslı işte. Hepsi 1590 lira gibi bişey.

Bu arada tüm bunlar malum ortamlarda da var arkadaşım Logic'i indirip kurdu direkt fakat ben crackli iş yapmak istemiyorum çeşitli sebeplerden.

2- M1'siz eski tabletler bunlar değil mi? Bunlarda bile atıyorum telefonla video çekip harici kayıtçıdaki sesle birleştirip youtube videoları hazırlıyorsan işini görür ama detaylı şeyler için yeni Air veya Pro. Bu arada ipados'ta işler ne kadar değişti hatırlamıyorum ama dosya sistemi, import export işleri bile zor gelebilir tablette.

3- DaVinci Resolve

Birinci soruya da şöyle diyeyim, sırf benim çevremde 4 kişi PT'den aldı, ben aldım, burada herkes alıyor. Yakında ikinci ellerde çoğunluk PT'ye geçecek :D Apple'dan çok daha ucuz çünkü.
0
nhk ni youkosu
(01.06.21)
@solo Teşekkür ederim. ipad ve macbook arasında işletim sistemi farkı varmış ya hani onları da göz önnüde bulundurarak sordum bu soruyu o sebeple eğer paraya kıyacaksam ipad pro değil de macbook air alırım dedim kendi kendime.

Yine bu forumda birisi ben editlerimi ipad air 3 ile yapyıroum canavar gibi de oluyor dediği için aklımda öyle kaldı. Çünkü cihaz 3'de bir fiyatına alınabiliyor macbook'un.
0
🌸denizmaniaherif
(01.06.21)
@nhk ni youkosu

Teşekkür ederim. Editten kasdettiğim youtube için 4k çözünürlüklü videoları editlerken sorun çıkartmayacak Gopro Black8 ile uyumlu bisiklet videolarımı kaldıracak alt fona müzik altyazı vs koyacağım şeyler ( kanalım bkz. GezenYusuf- youtube ). Bu arada öğrenciyken kısa filmle de uğraştığım içimde bir teli oynatmış olabilirsiniz, why not dedim bi kendi kendime.. çok yüksek boyutlu şeyler çalışmayacağım için o da mümkün olur sanırım macbookla..^^
0
🌸denizmaniaherif
(01.06.21)
1 ipad her zaman mac'e complimentary cihaz gibi geliyor bana öyle de kullanıyorum tek başına çok şey başarabilse de desktop yazılımı varken hala ana makine olabilecek kıvamda değil.

2 ipad air lumafusion ile hoş şeyler yapılır ama video edit'de yine desktop serbestliğini ararım ben. hani tatile çıktım şunu şurdan halledivereyim tarzı işleri ipad ile yaparım en fazla. (daha fazlası mümkün olsa bile)

3 Mac'de de illegallik itlik puştluk mümkün Final Cut Pro'nun da itlik puştluk versiyonu var kurulumu basit ötesi.
0
hedep
(01.06.21)
@hedep tam olarak aradığım cevap dostum saol ^^ o zaman bu işe bi bakayım ben
0
🌸denizmaniaherif
(01.06.21)
M1 macbook air'i al, bahsettiğin Gopro videolarını havada karada editler, oynatırsın, uzun süre de kullanırsın. iPad'ler pc muamelesi görmüyor henüz, teorik olarak mümkün ama bir final cut pro'nun tadını vermez.
0
roket adam
(01.06.21)
apple'in mottosu şu,

kardeşim piyasada bir çok cihaz var birinin işlemcisi iyi soğutması kötü tasarımı iyi klavyesi kötü vs vs sende 6 ay araştırıyorsun sonunda bir şeyden fedakarlık edip alıyorsun.

al bak sana mac yaptım kafan rahat kullan gitsin.

video edit için bende ipad tercih etme normal kullanabileceğin bilgisayara yönel. çok mobilsen bazı videoları hemen çekip editleyip bazı yerlere göndermen gerekiyorsa o zaman tercih edilebilir.
0
duyurukullanıcısı
(01.06.21)
macbook air sparişini verdim. Umarım iyi bir şey yaptım ^^ bunca yıl windows android mevzuularından sonra sıkıntı yaşamam ^^
0
🌸denizmaniaherif
(01.06.21)
(6)

güneyde balayı için otel tavsiyesi

karsiyakaliyiz
4 temmuzdaki düğünümden sonra kurban bayramında balayı için karadağ'a gidicez. ama onu da beklemeden tr içinde güneyde 4-5 günlük bir tatil daha yapalım dedik. otelleri araştırıyorum ama aileyle birlikte yazlıkta tatil yaptığımız için çok otel tecrübem yok. önerebileceğiniz (tabii fiyatı da uçuk olm
4 temmuzdaki düğünümden sonra kurban bayramında balayı için karadağ'a gidicez. ama onu da beklemeden tr içinde güneyde 4-5 günlük bir tatil daha yapalım dedik. otelleri araştırıyorum ama aileyle birlikte yazlıkta tatil yaptığımız için çok otel tecrübem yok. önerebileceğiniz (tabii fiyatı da uçuk olmayan) otellere talibim
0
karsiyakaliyiz
(01.06.21)
fiyatı uçuk olmayan otel aradığınızda mesele tamamen şans işine kalıyor. ben adam&eve önerirdim ama fiyat fazla gelebilir.
0
co2s2
(01.06.21)
Ucuk fiyattab kastiniz nedir bilmiyorum ama voyage otellerini ovuyorlar, yemekleri vs kaliteliymis ama sonucta binlerce insanin tatil yaptigi bir yer, romantik olacagini sanmiyorum.
Kucuk butik otellere, manzarali villalara bakabilirsiniz.
0
kuehles blondes
(01.06.21)
Sarıgerme Tai çok tavsiye etmişlerdi bana ama gidemedim. Bir göz at.
0
etna
(01.06.21)
six senses kaplankaya

www.sixsenses.com
0
stewie
(01.06.21)
sentido lykia olabilir.
0
roket adam
(01.06.21)
Voyage belek
0
sta
(01.06.21)
(2)

sokağa çıkma yasağı ve deniz

ronartest
son duruma göre eğer airbnb veya otelden rezervasyon yaptırırsam yerli turist olarak pazar günü otelin dışına çıkamıyor muyum? otelin kendi plajı yok diyelim, denize girebiliyor muyum? özellikle tatil bölgesinde yaşayanlar, ne yapıyorsunuz?
son duruma göre eğer airbnb veya otelden rezervasyon yaptırırsam yerli turist olarak pazar günü otelin dışına çıkamıyor muyum? otelin kendi plajı yok diyelim, denize girebiliyor muyum? özellikle tatil bölgesinde yaşayanlar, ne yapıyorsunuz?
0
ronartest
(01.06.21)
1- Çıkamıyorsun
2- Giremiyorsun
3- Tatil yerine göre değişiyor. Torpilli bir bölge bulursan kuralları esnetebilirler ama genelge net.
0
roket adam
(01.06.21)
hayaletimsi
(01.06.21)
(14)

Bu işe girilir mi? Şirket değerleme sorusu

plutongezegendegilmi
Halihazırda kurulu bir şirket var, az da olsa anladığım bir sektör. Şimdiki sahibi şirketin %50 hissesini 1,5 milyon liraya satmak istiyor. YK bende olacak. Paranın çoğunu nakit, bir kısmını da krediyle ödeyeceğim.Şirket şu an kâr etmiyor ama zarar da etmiyor, kendini çeviriyor anca. 20 civarı asgar
Halihazırda kurulu bir şirket var, az da olsa anladığım bir sektör.

Şimdiki sahibi şirketin %50 hissesini 1,5 milyon liraya satmak istiyor. YK bende olacak. Paranın çoğunu nakit, bir kısmını da krediyle ödeyeceğim.

Şirket şu an kâr etmiyor ama zarar da etmiyor, kendini çeviriyor anca. 20 civarı asgari ücretli çalışanı var.

Şirketi alırsam ilk sene değil ama ikinci seneden itibaren yıllık 500k civarı kâr edebilirim diye düşünüyorum. Üçüncü dördüncü senelerde falan büyüme maksimum %10 falan olur (enflasyon hariç), çok fazla büyümez. Scalable bi iş değil.

1- Bu işe girilir mi? Yatırdığım parayı yaklaşık 4 senede geri alabiliyorum. 5. sene kâr ediliyor. Sektörü özellikle belirtmiyorum, çünkü merak ettiğim şey sektör bağımsız bu mantığın doğru olup olmadığı.

2- Şu an başka bir şirkette maaşlı çalışanım, yıllık gelirim zaten 500k civarı. Bu işe girersem de en azından iki sene mevcut işten ayrılmayı düşünmüyorum. Beraber nasıl yürüteceğim? Günde 16 saat çalışarak. Yaş 29, tempoyu kaldırırım herhalde.

3- Halihazırda başka bir şirketim/yatırımım daha var, onda da kâr yok, zarar da yok. Ama ona para değil emek yatırarak girdim, para verip ortak olma konseptine yabancıyım.

Bu işe girilir mi? Yoksa 5 sene sonra kazanacağım parayı boşverip mevcut işe, kendimi geliştirmeye mi odaklanayım? Ama mevcut iş benim değil? Ne diyorsunuz?
0
plutongezegendegilmi
(01.06.21)
Şirket şu an kâr etmiyorsa ikinci sene sonunda yıllık 500 bin kâr getireceği nereden biliniyor, bu kısım açık değil. Girilir ya da girilmez diyecek kadar tecrübem yok ama kâr etmeyen bir şirket için kredi çekmezdim. Az da olsa direkt kâr getiren bir şirket olsa mantıklı olabilir.
0
dissendium
(01.06.21)
@dissendium, ikinci sene sonu kâr bilinmiyor tabi, işi "işler" hale getirebileceğimi düşünüyorum. İşin mevcut sahipleri müteahhit, hiç bilmedikleri bi alana girip kalmışlar.
0
🌸plutongezegendegilmi
(01.06.21)
1.5 milyonu neye veriyorsun? Kira şerhi mi, kamudan alınan ihale mi, ip mi, nedir yani şirkette para eden?
0
stewie
(01.06.21)
@stewie, kira şerhi var, az biraz da ekipman var, ama asıl olay marka ve halihazırdaki müşteriler. Yani çok iyi durumda olduğu için değil ama sıfırdan başlasam 1,5 milyona bir senede kuramam. 4 milyona (ki o kadar param yok) 2 senede kurarım, 3. sene sonu 1 milyon kâr ederim, roi 7 yıla çıkar. O yüzden ortaklık daha mantıklı geliyor.
0
🌸plutongezegendegilmi
(01.06.21)
Ben olsam bu işte marka değeri müşteri portföyü falan bunlara para vermem. Yani şerefiye sınıfına girecek değerlere para vermem. Çünkü adamlar tıkanmış diyorsun, ben girince iş açılacak daha çok para akışı olacak diyorsun. Bu sadece senin faydana olan bi durum değil. Eğer adamlar gerçekten tıkandılar ve önlerini göremiyorlarsa işi açacağını düşündükleri bir ortaktan marka değeri, mevcut müşteriler vs gibi kalemlerden para almazlar. Eğer bunlardan para almaya çalışarak seni ortak etmek amacında iseler de ya seni koparmaya çalışıyorlar ya da işin içinde başka bi bokluk var iyice boka sarmadan bi kısmını da olsa birilerine kitleyip para kısma derdindeler ytd.
0
mg3929
(01.06.21)
öncelikle bazı girişimcilerin de düştükleri bir hata var. bunu netleştirmek gerekir. şirket; yöneticiler şirketten maaşlarını aldıktan sonra mı kar elde etmiyor yoksa aldıktan sonra mı etmiyor? eğer yöneticiler maaşlarını almadan kar da etmiyor zarar da etmiyor düşüncesi varsa bu zarar demektir.

1- şirket kar elde etmiş olsa girilebilir.
2- iş sözleşmeniz başka iş yapmanıza izin veriyor mu? şirket yönetmek başlı başına bir iş. kenarında kıyısında durarak 20+ kişilik ekibi olan bir şirketi organizasyon kurulu olsa dahi yönetmeniz çok zor.
3- yine aynı şekilde emeğinizin karşılığı olan maaşı alamıyorsanız zarardır.

ticaret, şirket yönetme, çalışan yönetme, organizasyon yönetme, mali işler, hukuki işler vs. tecrübeniz yoksa hiç bulaşmayın. hisse oranında hiçbir şeye karışmadan maaşınızı alabileceğiniz şirketlere yatırım yapın derim.
0
hayal fazlasi
(01.06.21)
@hayal fazlasi,

1- Evet, ortaklar (bilfiil fazla çalışmasalar da) para almıyorlar. O açıdan bakarsak aslında zarar etmiş şirket. Ama elemanların başka işleri de var, bunun başında durmak istemiyorlar zaten. O yüzden yönetimi bana devredip hissedar olarak kalmak istiyorlar.

2- Mevcut sözleşmemle ilgili bir sorun yok. Alakalı ama farklı sektörler.

3- Emeğimin karşılığını başta 2 yıl alamayacağım evet, zaten o yüzden maaşlı profesyonel yönetici bulmak yerine hisseleri bir miktar ucuza satıp yönetimi devretmeye çalışıyorlar. Benim aynı işi sıfırdan kurmam 2-3 kat daha maliyetli olur. Aslında o noktada da yatırımcı var, ama 500k az verip 1 yıl zaman kaybediyorum. Değer mi emin değilim.

4- Organizasyonla ilgili bir sorunum yok. Yorucu olur yani ama altından kalkılmayacak bir iş değil, tecrübem var.
0
🌸plutongezegendegilmi
(01.06.21)
Varan 1- Şirket şu an kâr etmiyor ama zarar da etmiyor. yıllık 500k civarı kâr edebilirim diye düşünüyorum.
Varan 2- yıllık gelirim zaten 500k civarı.

Yorum: Hocam kafaniz mi karisik, su ikisini yan yana koyunca bana pek mantikli gelmiyor.

Cevap: ROI olarak 4 yil cok iyi. hele ki yillik 500k'lik bir is icin. Realistik ise girilir ama sizin yerinizde olan birinin bu riski almasi mantiksiz.
0
Sebastian
(01.06.21)
Şu ortamda döviz kazanmayan bir şirkete yatırım, çok mantıklı değil.

"Ben şirketi ayağa kaldırınca ihracata başlayacağız, döviz gelecek" diyorsanız, denenebilir.


.
0
kartallar yuksek ucar
(01.06.21)
Dostum yanlış anlama ama bu soruyu sorman bile bu tarz işlere girmemen gerektiğini gösteriyor. Yönetim / finans bilmeyen yazılımcıların açtığı unicorn niteliğindeki şirketler hariç kesinlikle bu teklif kabul edilmez. Hiç bir aklı başında iş adamı, seneye 500 bin tl kar getirme potansiyeli olan bir işi 1.5 milyon liraya satmaz. + olarak kar etmeyen bir müşteri kitlesi de para etmez. Şu an ben şirket kurar, her şeyi maliyetine satarsam bir sürü müşteriye ulaşırım mesela, ama bu (şirketi satmayı düşündüğüm bir yazılım işi dışında) mantıklı bir iş yaptığımı göstermez. Fiyatları azıcık yükseltince mesela müşteriler kaçar gider. Eğer 1.5 milyon içinde makinalar, gayrimenkuller vs olsaydı yine düşünebilirsin derdim. Ama bu şartlar altında mayın tarlasına giriyorsun diye düşünüyorum.

Bence bu tarz işlerde çalışan olarak (özellikle de yönetici koltuğunda mümkünse) biraz vakit harcayıp sonrasında böyle şeyler araştırmanı öneririm, aksi takdirde ciddi zarar edebilirsin bu örnekte olduğu gibi. Hatta onu da boşver, anlış hatırlamıyorsam IT / yazılım işindesin, zaten müthiş gelişen ve önü açık bir iş,, 5 seneni ıvır zıvır geleneksel non-scalable işlere gömüp yurdum ticaret insanı ile muhattap olup kendini yıpratmandansa bu emek ve parayı kendi alanına yatırıp bambaşka bir pozisyonda olabilirsin diye düşünüyorum.
0
roket adam
(01.06.21)
Böyle şirket değerlemesi olmaz. Bu değerleme üzerinden de yatırım kararı verilmez.

2. maddedeki olayı yapmak imkansız gibi olabilir. İnsanın kendi işi 24 saatini alır.
0
dougsampson
(01.06.21)
anlamadığın sektöre para yatırmak ilginç bir karar olabilir ama cevaplardan bir ikisinde bahsedilmiş, şirketin bilançosunu dikkatli okumak lazım. bir mali müşavir ile birlikte incelemenizde fayda var. mesela bizim şirket aslında ciddi kar ediyor ama bilanço okumayı bilmeyen birisi şirketin zarar ettiğini sanabilir çünkü döviz kredimiz nedeniyle kur farkı zararı görünüyor. halbuki gelirimiz de döviz olduğu için kur farkı zararından etkilenmiyoruz aslında.

zaman içinde kendiniz şirkette yönetici olarak çalışmaya başlama imkanınız var mı?
0
co2s2
(01.06.21)
itü çekirdek express' e kabul almış bir proje ile ilgilenirseniz görüşelim :)
0
duyulmasi gerektigi kadar
(01.06.21)
Yılda 500k karlı iş için yıllık 500k maaştan vazgeçilmem.
0
burfak
(01.06.21)
(7)

Yüklü Arabayı Hangi Devirde Kullanmak Gerek?

onkiloversemtamamım
1.2 75 bg düşük hacimli arabayla bi 40 km yapacağız. 6 kişi olcaz, 480 kg desek, fabrika verilerinde de max 490 kilo yaziyor. Motora sanzimana cok yuk bindirmek istemiyorum. Dusuk hizda yuksek viteste mi kullanmak dogru yoksa dusuk vites yuksek devirde mi?tesekkurler
1.2 75 bg düşük hacimli arabayla bi 40 km yapacağız. 6 kişi olcaz, 480 kg desek, fabrika verilerinde de max 490 kilo yaziyor. Motora sanzimana cok yuk bindirmek istemiyorum. Dusuk hizda yuksek viteste mi kullanmak dogru yoksa dusuk vites yuksek devirde mi?

tesekkurler
0
onkiloversemtamamım
(31.05.21)
Sesinden anlarsın.
0
westblack
(31.05.21)
Dusuk vites yuksek devir
0
chavezding
(31.05.21)
motora şanzımana yük her türlü binecek. zaten yüksek vites düşük devirde gidemezsin, boğulur motor. düşük vites yüksek devirde bağırta bağırta gideceksin işte.

bu arada 1.2 75 bg olup 6 kişi alan bu aracı merak etmedim değil :)
0
roket adam
(31.05.21)
Bu soru ve cevaplar ciddi mi :) 1.2 75 bg arabam var. Hayvan gibi dolu halde her yere gittim. 40 km yol mu bı kere. Soruyu yazdığın 30 sn'e değmez

2,5-3 arası devir iyidir
0
abuzer
(01.06.21)
Hocam 1.3 75 bg doblo ile 11 kişiyi (600-700 kg falandır) 500km taşımıştım bir seferinde, yokuş çıkarken bazen vitesi 4'e düşürmem gerekti ama o kadar. 40 km için germe kendini.
0
plutongezegendegilmi
(01.06.21)
@abuzer ciddili sordum ya çok güvenemedim çünkü arabaya.
0
🌸onkiloversemtamamım
(01.06.21)
Abi araba sürmek öyle bir şey degil ki. Gaza bastığın halde araba hızlanmıyor, aksine yavaşlıyorsa vites küçültürsün. Bu kadar basit. Devir saatine bakarak araba sürülmez. 5. vites 1500 devirde de gayet gider araba. İlla 3 bin devirde olacak diye bir şey yok. Önemli olan 1500 devirde iken gaza basma dereceni artırdığında devir yükseliyor mu yükselmiyor mu? Yükselmiyorsa çek 4'e. Bunu gaz pedalı ayağının altındayken anlarsın.
0
himmet dayi
(01.06.21)
(19)

Tıp niye gelişmiyor?

ir mania
Yapay diş yapamıyor saç çıkartamıyor. Ama mühendisliğe bakıyorsun uzaya gidiliyor dünyayı yok edecek bombalar yapılıyor. Teknoloji insan vücuduna gelince neden bu kadar ilkel? Şimdi diyeceksiniz geçmişe bakarsan çok gelişmiş. Bence hala çok ilkel lens takıp çıkarmak bile.
Yapay diş yapamıyor saç çıkartamıyor. Ama mühendisliğe bakıyorsun uzaya gidiliyor dünyayı yok edecek bombalar yapılıyor. Teknoloji insan vücuduna gelince neden bu kadar ilkel? Şimdi diyeceksiniz geçmişe bakarsan çok gelişmiş. Bence hala çok ilkel lens takıp çıkarmak bile.
0
ir mania
(31.05.21)
Süreçler uzun olduğu için, çok para harcanması gerektiği için ilerleme de yavaş oluyor. Bir noktadan sonra hızlanır diye umuyorum. (bkz: crispr)
0
hayirsiz
(31.05.21)
ilaçlar için denek olmak isteyen kaç kişi bulabilirsin ki*
0
sutlu nescafe
(31.05.21)
Gayet gelişiyor. Organ nakli, bypass, stent, kalp pili, lazerle göz ameliyatı gibi onlarca gelişmiş seçenek var.
0
dissendium
(31.05.21)
Daha ne kadar gelişsin 60-70 sene önce en ufak bi mikrobik olayda ölüyordun antibiyotiği buldular ömrün belki de 50-60 sene uzadı, bu bence yeter, ayrıca ilkel bir durum da değil, saç da çıkmasın ne olacak. Ayrıca saç dökülmesi bi hastalık ya da medikal bir sorun değil tıp niye bununla uğraşsın. Ha çok istiyorsan dihidrotestosteronu baskılarsın saç dökülmesi tamamen durur, çok da basit bir olay bu işi gören prostat ilaçları var, tıp buna da bi çare bulmuş aslınsa.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(31.05.21)
@kaleci yapay diş var mı hocam veya numarası ayarlanabilen çıkarıp takmak gerekmeyen lens. Bu ikisi en basit şeyler onlar bile yok.
0
🌸ir mania
(31.05.21)
Çünkü mühendisliğin konusu olan materyal ile bir canlı olan insan vücudu çok farklı.
Vücut basit bir denklem, bir formül değil.
Her şeye karşın, insan yaşamını uzatan bir sürü gelişme oldu.
0
pro9it9is9
(31.05.21)
para.

kaliteli bir araba düşünelim. üretildiği zaman onbinlerce euro masraf yapıp üretip karıyla beraber satabilirsin. teknik olarak alıcı sayın 7 milyar insanın tamamı. saç vs için o geçerli değil. kafadan dünyanın yarısını ele kadınların ciddi bir dökülme derdi yok. erkeklerin de %30-35'i kel kalıyor. bunların da yarısı bunu dert ediyor. totalde %10 yapmıyor.

yani genel olarak teknolojik gelişmeler (otomotiv telefon iletişim vs) potansiyel müşteri olarak 7 milyara hitap ederken tıbbi gelişmeler o kadar yüksek insan sayısına erişemiyor.
0
avatar is back
(31.05.21)
dental implantlar yapay diştir
0
ceketimi alip cikcam
(31.05.21)
@ceket hocam porselen onlar yahu ben anlı kanlı dişten bahsediyorum
0
🌸ir mania
(31.05.21)
İmplant var işte diş için daha ne yapsınlar, yani yapay karaciğer dalak böbrek üretiyorlar da diş mi üretemiyorlar? Onun dışında göz gibi hassas bir organa takıp çıkarma zorunluluğu olmamayan bir lens icat etmeye çalışmak sence mantıklı mı, bilim bunun için neden uğraşsın sen vücut için yabancı bir cismi alıp göz gibi hassasiyeti yüksek bir organa sürekli takmak istiyorsun, bunun hiçbir anlamı yok.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(31.05.21)
Ar-ge yerine halk sağlığına ayrılıyor bütçe o yüzden. Bir hastalığın tedavisi üzerine çalışmaktansa hastane açıp insanlara sağlık hizmeti vermek daha kazançlı geliyor.
0
bana kedicik derdi
(31.05.21)
diş için implantlar gayet yeterli ve kabul edilebilir bir kalite sunuyor. daha ötesi için uğraşmanın çok bir manası yok.
saç konusunda da saç ektirme teknolojileri fazlasıyla ilerledi.
lens dediğin şey de mucizevi bir madde, malzeme mühendisliğinin son noktası. kalıcı lensler de mevcut, katarakt vs için kullanılıyor mecbur kalırsan.
yani özetle tıp şu an 20 sene önceye göre bile inanılmaz bir noktada. bundan 70-80 sene önce ortalama yaş 40 falanmış yani öyle düşün.
0
roket adam
(31.05.21)
(bkz: crispr) Scissors diye google’dan makaleleri oku bence
Yapılan buluş mars’a gitmekten bile çok daha önemli

Bence sen dünyayı takip etmiyorsun
Bu konularla ilgili dünya çapında harika siteler var
Ekşi sözlük’te gündem olmaz, basında da gündem olmaz
Biz Sedat peker’le yatıp, süleyman soylu ile uyanıyoruz, euro’yla, dolarla, işsizlikle uğraşıyoruz, dünya bambaşka şeyler konuşuyor maalesef
0
otopsicocugu
(01.06.21)
1) mühendisliğin birçok dalında, askeri harcamalar kapsamında nerdeyse sınırsız bütçe ve kadro ile araştırma yapılıyor.
uzaya gidilebilmesi için hibe edilen askeri bütçeyi, son 50 senede tıbbi araştırmalara versek gözümüzden süpermen lazeri bile çıkardı.

2) tıbbın ilerlemesini sağlayan temel araştırmalar büyük oranda hemen para kazandırmıyor. aziz sancar mesela dna'nın kendini tamir etme mekanizmaları için çalışıyor. bu temel bilgidir. bu bilgiyle birilerinin para kazandırcak bir ilaç üretip satması belki 20 sene alacak. durum böyle olunca büyük şirketler temel tıbbi araştırmalara harcama yapmıyor. ancak aziz hoca gibi idealist hocalar, üniversitenin kuş pipisi kadar bütçesiyle birşeyler üretmeye çabalıyor.

ama diğer mühendislik alanlarında yapılan çalışmalar kısa sürede para kazandırm apotansiyeline sahip. sermayede o araştırmalara akıyor haliylen.

3) birde insanlar aslında uzun yaşamı, sağlıklı yaşamı falan önemsemiyor. takmıyorlar. en basitinden şu pandemi ortamında bile en önmeli kriter d vitaminini belli seviyede tutmak, c vitamini ve çinko almak. toplumun yüzde kaçı umursuyor bunu ? mehmet öz bu üçünü özellikle tavsiye etti, türkçe video yayınladı, kimin umrunda ki ? insan ömrünü uzattığı bilinen antioksidanlar var, eczanelerde sigara fiyatına satılıyor. git sor kaç tane satılıyormuş.
0
aslindasorunumpsikolojik
(01.06.21)
Mühendislikte yatırımın çoğu özel sektörden geliyor, tıpta devlet/kamu üzerinden. Bence temel sıkıntı bu. Yani bütçe farkı da vardır, ama tıbbın çok daha sıkı bir şekilde regüle edilen bir sektör olması gelişmesini engelliyor diye düşünüyorum.

Ha tıbbı tamamen özelleştirmek mantıklı mı? Değil. Düzgün bir şekilde yapılması da imkansıza yakın bence, ama bu sebepten dolayı gelişme hızı düşük.
0
plutongezegendegilmi
(01.06.21)
Teknoloji ilkel değil, bence siz tıp bilimini sadece biyomateryaller bakımından değerlendiriyorsunuz. Yapay diş dedikleriniz porselen değil, içeriğinde opaklıktan mukavemete kadar bir çok özelliği etkileyen malzemelerin karışımı. Ama sonuçta yapay bir malzeme ve dişin yerini almak için de gayet yeterli bir çözüm sunuyor aslında. kaldı ki, hücre doku kültürü ile kulak yapıyor insanlar, mesele malzemeyi laboratuvarda yapmakla bitmiyor. vücudun kendine ait bir bağışıklık sistemi var, siz dışardan neyi verseniz kendinden değilse reddediyor. öyle olmasaydı, insandan alınan organlar, kan, kemik iliği başka insanın bedeninde reddedilmezdi. bu konuda bile, kontrollü olarak insan kanındaki tüm bağışıklık hücreleri sıfırlanarak kemik iliği nakilleri yapılıyor.
Onlarca ilaç araştırmasında görev aldım, yaklaşık 50 tane de tıbbi cihazın kapsamlı raporlamasını yapmışımdır.b en bile bu kadar işin içindeyken hala önüme yeni bir üretim teknolojisi, yeni bir tedavi/tanı yöntemi geldiğinde 'ulan tıp ne kadar ilerlemiş' diyorum. kanser hücrelerinin üreme yollarını tıkayan akıllı ilaçlar yapılıyor, ultrasonik patlama yaratarak (böbrek taşının kırılmasındaki mantık) damar içine gönderilen ve oradaki tıkanıklığı açan stentler yapılıyor (bakınız damar içi gibi incecik bir alandan bahsediyoruz), bunların haberleri yapılmıyor diye ilerleme olmadığını düşünemeyiz.

mesela verdiğiniz örnek, numarası değişen lens... neden olsun ki, mevcut optik camlar, farklı materyallerden üretilen yumuşak/sert lensler ve oftalmolojik cerrahi laser uygulamaları bu sorunların çözümü için yeterli seçenekler sunuyor. numarası değişen bir lens olsa, şimdiki lensler kadar saydam, ince, esnek ve geçirgen olabilir mi? laser bile her göze uygun olmadığı için farklı kornea özelliklerine uygun çeşitli cihazlar geliştirildi. neden bu kadar insan ve para kaynağı saç çıkarmak için harcansın ki? tabii ki firmalar da çok masum değil ama saçsızlıktan ölen yok sonuçta... göz cerrahisinde kullanılan o kadar mikrocerrahi alet var ki, bunların gelişimini ve ne işe yaradıklarını okumak bile' oha bunu da mı yapıyorlarmış' dedirtiyor.

bu arada mühendislik bu kadar ilerledi derken aslında tıptaki bu gelişmeleri yine mühendislerin ve doktorların birlikte çalışarak sağladığından habersizsiniz sanırım. tıp mühendisliği, genetik mühendisliği, biyomalzeme mühendisliği diye bir çok alan var. Biyomalzeme konusu hem çok geniş, hem de yukarıda belirttiğim gibi vücudun savunma sistemi tarafından sınırlanan bir alan. Malzemeyi laboratuvarda geliştirseniz bile biyouyumlu olması için birçok testten geçmesi gerekiyor, sitotoksisite, genotoksisite, mutajenite, akut ve kronik toksisite, kan uyumluluğu gibi bir çok test var ve seramik, metal veya diğer canlılardan elde edilen biyomalzemeler de dahil hepsi için %100 biyouyumluluk mümkün değil.
0
curukturpkokusu
(01.06.21)
Özne insan olduğu zaman gelişmeler diğer alanlara göre çok daha yavaş oluyor hocam. Kendi alanımdan örnek verirsem, yapay zeka dünyada son 10 yılda müthiş bir yol katetti. Ancak bu yapay zeka uygulamalarının öznesi insan olan ürünlere entegre edilmesi hala büyük bir problem. Örneğin otonom kara araçları hala insan ölümlü kazalara neden olabiliyorlar. Ya da microsoft yarattığı yapay zekalı twtitter botunu, insanlar tarafından istismar edildiği gerekçesiyle yayından kaldırmak zorunda kalıyor. Ya da hala otonom savaşçı iha/sihalar etkin bir şekilde kullanılamıyor, ufak bir hata sivil insanların/kendi askerlerinin ölümüne neden olabilir.

Tıp biliminde de yaşadığımız süreçte bir aşı geliştirmek bile aylar süren deneylerden sonra ortaya çıkıyor, çünkü her türlü yan etki belirlenmek zorunda ve öznesi insan.
0
ciagra
(01.06.21)
Tıp hatta genel olarak bilim birilerinin elinde tekel durumdadır .
Gelişen de tıp değil tıp endüstrisidir. Konu insana çip yalmaya kadar gelmişken bu zamanda kontrolü kimlerin ele alacağı konuşulmuyor .
Dünyanın bir farklı yerindeki araştırma buluş ve deneyler aslında birbiriyle bağlantılı ve belli bir amaca hizmet etmektedir. Haberler bize ayrı ve parçları birbirinden bağımsız gibi verildiğinden bu parçaları birleştirmek ve anlamlandırmak için ayrıca bilgi temelli alt yapı gerekiyor.

Gen araştırmaları şu an insana zararlı olarak ilerliyor.
insanı değiştirme ve topraktan/doğasından uzaklaştıran her şey temelde insana zararlı olmakla birlikte daha yeni/güncel/zaman uygun ve bilimsel olarak sunuluyor.
İnsanın kendisi şu an bilimsellik adı altında işgal edilmiş durumda.
Bazı Tedavi yöntemlerinin kendisi bizzat hastalık hatta ölüm sebebi oluyor.
Bir ilaç şirketinin vaadleriyle bir doktorun her daim o ilaç şirketinin ilaçlarını reçeteye yazmasına "tedavi " denebilir mi?
Hasta olan insan, aslında böyle bir ortamda ilaç müşterisi olduğunu ne zaman anlayacak?
Evet güzel çalışan sağlık görevlileri de var ama sorun arızalı olanlardan başlıyor zaten.

www.hurriyet.com.tr

www.winally.com

Caps:

i.hizliresim.com

araştırılırsa yok hipokrat yemini yok etik yok tıp ahlakının da
birer örtü ve bir yere kadar olduğu görülür.
0
Erva
(01.06.21)
Nasıl yani? Daha ne kadar gelişsin?Atatürk için diyoruz ya çok erken vefat etti diye. Öldüğünde 57 yaşındaydı. Erken vefat etmedi aslında, o yıllarda yaşam süresi o kadardı. Şimdi 80 civarı. Ortalama yaş süresi 25 yıl artmış, çok çok çok büyük bür gelişme bu.

İmplantı begenmiyor, kanlı canlı diş istiyorsun ya o aslında sıfırdan kanlı canlı insan yaratmak demek. Henüz robot aşamadındayız.
Açıkçası bu soruyu sorman yaşının çok genç olduğunu(20 nin altında) ve herhangi bir bilimin akademik olarak içinde olmadığını düşündürüyor.
0
sumuklu asilzade
(01.06.21)
(6)

Full remote şirket hakkında bir soru

there are too many yobaz
Merhaba arkadaşlar;Bugün bir firma ile görüşme yaptım. kendileri full remote olarak devam eden bir firma. Daha önce böyle bir firmada çalışmadığım için soruyorum, yazılım için gerekli donanımları genelde şirketler karşılıyor mu? yoksa karşılanmaması çok ender bir durum mu? bilgisayar dahil.
Merhaba arkadaşlar;

Bugün bir firma ile görüşme yaptım. kendileri full remote olarak devam eden bir firma. Daha önce böyle bir firmada çalışmadığım için soruyorum, yazılım için gerekli donanımları genelde şirketler karşılıyor mu? yoksa karşılanmaması çok ender bir durum mu? bilgisayar dahil.
0
there are too many yobaz
(31.05.21)
tabii ki karşılıyorlar. bilgisayar dışında ihtiyacınız olan monitör, trackpad gerekli kablolar vs. iş yaparken kullanılan ne varsa karşılamak zorundalar zaten. bazısı çalışanına değer vermez istediği monitörü bile almaz ama yazılım şirketleri değil daha çok yazılım departmanı olan şirketler yapar bunları.
0
golgi aygıtı
(31.05.21)
karşılarlar ama süresini kısaltmak için bastırman gerekebilir.
0
makarnavodka
(31.05.21)
Valla kesin bisey soylemek imkansiz. Turlu turlu yazilim sirketi ve onlari yoneten de turlu turlu insan var. Adam 'ben karsilamiyorum, isine gelirse' diyebilir ki oyle dusuk olasilik da degil bu. O yuzden bunu direkt firmaya falan sor.
0
j r r tolkien hayrani
(31.05.21)
teşekkürler arkadaşlar. zaten sormamın amacı bu, işe acil ihtiyacım yok, sadece teklif geldi diye görüşmek istedim işyeriyle. fakat donanımların karşılanmadığı söylendi. aslında yeterli donanımım var diye umursamadım ama benim gözümde elemana verilen kaliteyi gösterir bu. gerçi remote olduğu halde yemek kartıyla aylık ücret veriyolar ekstra ama eğer genelde donanım karşılanıyorsa, süreci daha fazla uzatmadan geri çekileceğim.
0
🌸there are too many yobaz
(31.05.21)
Şirkete göre değişiyor +1

Ayrıca şirketin donanım vermemesi kötü bir şey değil. Ben yazılımcının "iş" dışında da kod yazmasını bekliyorum, o yüzden de zaten kendisine en uygun bilgisayarı almış olmalı ve şirketin vereceği laptop'ı beğenmemeli vs. Yani bu senin üretim aletin ve kişisel bir şey, bu konuda şirkete bağlı kalmak, bağımsız olmamış olmak kötü bir şey. Aday yeni mezun veya junior'sa değişir tabi.

Şirket donanım göndermiyorsa para da isteyebilirsin, ben öyle yapmıştım. Şimdi iş değiştirdim, şirketin bilgisayarını değil kendi bilgisayarımı kullanıcam, çünkü şirketin verebileceğinden daha iyi. Şirketten yine para istedim, onunla da ayarlanabilir masa vs. alıcam.

Çok spesifik bir iş değilse donanımına kendin karar ver yani, daha iyi öylesi.
0
plutongezegendegilmi
(31.05.21)
şirkete göre değişiyor, şirketin kalitesini değil tercihini gösterir. byod denen bir politika var, bring your own device. genelde maaşa yansıtırlar bu farkı, kendi bilgisayarını alırsın. bu şirket kalitesiz diye olumsuz düşünme yani, gayet normal bir şey bu.

son 3 işyerinde de şirket laptopu yerine kendi bilgisayarlarımı kullandım mesela, şirket laptopları öylece durdu kenarda hep. tercih meselesi.
0
roket adam
(31.05.21)
(10)

Göl Görmek İstiyorum - Nerededir?

Etanglement
İstanbul Beşiktaş'ta yaşıyor ve burada çalışıyorum. Hava durumunun kontrolü altında bisiklet ve patene zaman ayırabilsem ya da yine hava durumuna bağlı olarak ormana ya da denize gitsem dahi buradan uzaklaşamıyorum. Uzaklaştığımda göl görmek istiyorum ama günübirlik gideceğim ya da çadır atabilirim
İstanbul Beşiktaş'ta yaşıyor ve burada çalışıyorum.

Hava durumunun kontrolü altında bisiklet ve patene zaman ayırabilsem ya da yine hava durumuna bağlı olarak ormana ya da denize gitsem dahi buradan uzaklaşamıyorum.

Uzaklaştığımda göl görmek istiyorum ama günübirlik gideceğim ya da çadır atabilirim zemine göre. Günübirlik görülecek göl nerede var yakınlarda?

İzin alıcam, boşa gitmesin, güzel geçsin.
Göl gibi dingin hissedeyim birkaç dakika.

İsteyen gelsin, toplarım birilerini.
0
Etanglement
(31.05.21)
Ömerli barajı
0
kapitalist gerilla
(31.05.21)
Kemerburgaz kent ormanı en kolayı. Ama “çadır atmak” isterseniz atmanıza izin vermezler.
0
zoghurt
(31.05.21)
sapanca
0
ateistanbul
(31.05.21)
yildiz parki'nda da mini bir gol var, sus havuzu da denebilir hatta. beni dingin hissettiriyor.
0
ateistanbul
(31.05.21)
kimse belgrad ormanı dememiş, ben şok.

arabayla bir kaç saat giderim dersen 2,5 saat uzaklıkta abant var. ah ah.
0
stewie
(31.05.21)
günübirlik demişsin ama ısrarla tavsiye etmek isterim: göl seven biriysen bolu - yedigöller'de kampa gidebilirsin, acayip keyifli ve güzel bir yer.
0
roket adam
(31.05.21)
Aydos Gölü
0
alfred
(31.05.21)
belgrad ormani demisken, ataturk arboretumu cok daha guzel + gollu
0
ateistanbul
(31.05.21)
Yalova Dipsiz Göl de olabilir, kamp durumunu bilmiyorum ama Teşvikiye Köyü ve civarı çok güzel doğaya sahip.
0
(31.05.21)
darlık barajı
0
suicides underground
(01.06.21)
(13)

Mangal yapmayı öğrenmek istiyorum

hadi ya la
Bu sanırım aileden gelen bir şey, yazın bahçeli evimize gittiğimizde tüm mahalle mangal yapıyor, mis gibi kokular geliyor. Fakat bizimkiler iki üç kez mangal girişiminde bulunmasına rağmen hep eziyet oldu. Akşam üzeri başladığımız pişirmeler gece yarılarında bitti, tatsız, kuru etler yedik hep.Bu yü
Bu sanırım aileden gelen bir şey, yazın bahçeli evimize gittiğimizde tüm mahalle mangal yapıyor, mis gibi kokular geliyor. Fakat bizimkiler iki üç kez mangal girişiminde bulunmasına rağmen hep eziyet oldu. Akşam üzeri başladığımız pişirmeler gece yarılarında bitti, tatsız, kuru etler yedik hep.

Bu yüzden bizimkiler soğudu mangal yapmaktan. En iyisi tavada yapıp yemek diyorlar.

Hal böyle olunca ben de mangala dair bir şey öğrenemedim. Hangi kömür, hangi mangal, nasıl yapılır gibi konuları öğrenebileceğim birileri de yok çevremde.

Nasıl öğrenebilirim mangal yapmayı?
0
hadi ya la
(31.05.21)
paramolacak
(31.05.21)
Tüm mahalle yapıyor demişsin, sonra çevremde yapan yok demişsin. Çelişkini yakaladım :) Youtube'dan video izle en iyisi. Bazı tekniklerle daha hızlı tutuşuyor kömür. Odun kömürü alacaksın, mangal için yazar üstünde. Izgarada tavuk kanat yapması çok kolaydır mesela. Onunla başlardım ben olsam.
0
the coon
(31.05.21)
çok zor değil abi, ateşi yakacaksın kömürler kor kıvamına gelince etleri dizeceksin altlar pişince ters düz yapacaksın, üzerinde et varken harlamamaya çalışacaksın.

kor kıvamına gelene kadar harlayabilirsin.

ayrıca ızgarayı önceden koy ısınsın iyice boşken. sonra 1 adet kuru soğanı ortadan kes ve sıcak ızgaraya sür her yerine. hem temizlenir hem güzel bir aroma koku verir.

patlıcanı da koy közlensin güzelce. miss. soğan domates biber de olur.
0
reanarchy
(31.05.21)
ortası delik kömürler var onlar iyi oluyor, briket mangal kömürü sanırım adı. bir de hemen tuz buz olan kömürler iyi olmuyor. kömür işi biraz deneme yanılma, iyi dayanan kömür buldun mu oradan devam ediyorsun. mangalın türü çok önemli değil. alta tahta parçalarını koyup üstüne kömürleri koyup tutuşturuyorsunuz. tutuşturmak için de tutuşturucu jel veya sıvılar satılıyor onlardan almanı tavsiye ederim. aksi takdirde tutuşturcam diye çok uğraşırsınız. bir de ateşledikten sonra üstüne baca koyuyoruz ve bir süre kendi halinde yanmasını bekliyoruz. sonra kömürler yandıkça kızarıyor ve belli bir kıvama gelince kömürü dağıtıp büyük parçaları kırıyorsun. yelleyerek kömürün iyice yanmasını sağlayabilirsin. et pişirme de ayrı bir konu tabi.

briket kömür şöyle birşey:
www.hepsiburada.com

baca da şöyle birşey, nalbularda var:
urun.n11.com

bir de mangal kömürü tutuşturma bacası var ben kullanmadım ama mantıklı duruyor, eleman aşağıda kullanmış:
www.youtube.com
0
surprise
(31.05.21)
kömürü tutuşturmakta zorlanıyorsanız nalburdan salama alacaksınız küçük tüpün ucuna bağlayıp ateşi hizlica kor haline getireceksiniz aman kendinizi yakmayın, kömürlerin üzerine tutunca cat pat kolunuza yüzünüze sıçrayabilir

sunu gibi birsey
m.trendyol.com
0
Tutkun
(31.05.21)
dostum ben de son 3 ayda sıfırdan öğrendim, hatta eski duyurularım da var. baya kolay gerçekten. olay şu: mangal kömürü aldın, çıra falan da alıyorsun. çıraları yakıyorsun kömürler de ısınmaya başlıyor. belli bi süre sonra kömürler kırmızı - gri bir hal alıyor. mangal alevde yapılmaz, alev dinmiş olacak tamamen.

sonra üstüne ızgarayı koydun kuyruk yağı ile yağlıyorsun. köfte falan atacaksan deneye yanıla birkaç dakikada ısıtarak yavaş yavaş denersin. mesela kalın dilim yağlı bir antrikot al, mangalın sıcak tarafında 2 tarafı da 2'şer dk pişir, sonra biraz ateşin dışında ağır ağır pişmeye bırak, 2 tarafı da 3'er dk daha pişir. çıkar birini al dene.

çok kuru oluyorsan çok pişiriyorsun ya da çok alevli demektir. az pişirip ara ara alıp tadına bak. bi de mümkünse youtube'daki meaty cheesy kanalını takip et ve bir et termometresi de al.
0
roket adam
(31.05.21)
altın kural ateş harlıyken et koymamaktır. kömürler köz haline gelene kadar beklemeniz gerekir ki ısının çok yüksek olması gerekir ki böylece et kabuk bağlayıp suyunu içinde tutmalıdır. bu yüzden eti devamlı oynatmamalı-sürekli çevirmemelisiniz. bekleyip kabuk bağladıktan sonra diğer tarafı çevirin. başlangıç için en kolay köfletelerdir-sonra tavuk-şiş kebap en son kırmızı et.
ateşi harlarken sebze koyabilirsiniz. soğan-domates-biber vb.

marine yapıyorsanız kırmızı eti iki saat, beyaz eti en az yarım saat bekletin.
sosa mümkünse çok tuz atmayın. hatta tuzu mangaldan aldıktan sonra tabakta atabilirsiniz
kaya tuzu en iyisidir hatta belli süre sonra şov yapabilirsiniz=D
0
windymimas
(31.05.21)
2-3 kere ile öğrenilmez. hele hele başınızda kimse yoksa, mümkün değil öğrenilmez. deneyin bir kaç kere daha. illa çözersiniz.

1 - kömür şans işi ama asıl problem kömür değildir. her kömürle iyi kötü mangal yapılır. önemli olan mangalbaşının kömürün durumunu iyi gözlemlemesi.

2 - mantık şu. çıra, gazete vs ile bir ateş yakacaksınız ve kömürleri bu ateşin üzerine koyacaksınız. kömürler de yanacak, önce kıpkırmızı hale gelecekler, sonra da renkleri hafif solmaya başlayacak. üzerlerinde gri-beyaz bir kül tabakası oluşmaya başlayacak. et koyacağınız ızgaranın kömürlere olan mesafesine göre bu aşamadan itibaren et koymaya başlayabilirsiniz.

bu ateş meselesi için mangalmatik - kömürmatik vs adlarla satılan yuvarlak, boru gibi şeylerden alabilirsiniz. birisi bununla ilgili bir link koymuş cevap olarak. en kolay ikinci mangal yapma yöntemi olabilir. şaloma ya da pürmüz en basitidir. ama gerek yok. bu boru gibi şeyi alıyorsunuz. en altına 3-5 çıra atın. hatta bol bol çıra atın. yakın. üste kömürleri atın. yanmaya başlayan kömürleri alta alın. bir süre sonra eliniz alışacak. şöyle yapın. sırf deneme olsun diye, tek çıra ve tek parça bir kömür ile bir kaç kez deneyin. illa çözersiniz.

mangalın ustası tek çırayla yakar mangalı:D

3 - ama en önemlisi adam gibi et alın. şimdi bizim evin karşısında yanyana 4 tane market var. bim, şok, migros ve yerel bir market. bim'in köftesi ne yaparsanız yapın kupkuru oluyor. şok'un bir nebze daha iyi. migros'un köftesi ile yerel marketin köftesi insan gibi oluyor. siz bim'den aldığınız köfteyi mangalda yaparsanız, kupkuru bir şey olur.
0
co2s2
(31.05.21)
şapka gibi bir alet var ucu bacalı, adını hatırlayamadım ama çok işe yarıyor. yakma konusunda en acemiyi bile usta yapar.
buldum;
www.hepsiburada.com
(bunun daha basitleri de var)
www.hepsiburada.com

malzeme önemlidir, kömürün iyisini alın mesela, çıranız olsun, kolay çalışmak için inşaat eldiveni alın ayrıca.

yalnız olay sadece mangal yakmak değil. közü iyi ayarlamak ve pişirmek tecrübe ister onu youtubetan değil ancak yaparak ogrenebilirsin.
0
nuisance
(31.05.21)
basitçe;

çıra odunları çadır kurar gibi koni biçiminde yapacaksın ki hava akışı devam etsin yoksa boğulur söner.

ateş iyice coşunca kömürleri dök üzerine.

alevler sönüp kömürler köz haline gelince koy üstüne nevaleyi.

tavuk varsa ilk tavuk atılır. sonra et sonra köfte.
0
xrated
(31.05.21)
www.hepsiburada.com

- Öncelikle bu üründen mutlaka alıyorsun, işini %50 kolaylaştırır.

- Ürünün alt gözüne bir miktar gazete kağıdı, üzerine birkaç parça çıra koyuyorsun.

- Üst gözün alt kısımlarına büyük parça, üst kısımlarına ise ufak parça kömürleri koy. Kömür paketinin dibindeki toz gibi parçaları tam yanma gerçekleşene kadar asla dökme, yukarı doğru olan hava akımını keseceği için sıkıntı yaratır.

- Kömürlerin hepsi yanıp mavi alev yok olunca kömürü mangala dökebilirsin. Kömür konusunda cimrilik yapma yoksa etler pişmez, o borunun tamamına yakını, hatta tamamı dolu olsun.

- Dana antrikot mangalda çok iyi olur fakat suyunun içeride hapsolması için "mühürleme" yöntemi şart.

- Tavukta mühürlemeye gerek yok, ağır ateşte sıcaklık en iç tarafa nüfuz edene kadar pişmelidir.

- Köfte yaparken sokak köftecileri gibi sık sık çevirmek lazım.

- Kuzu şiş, külbastı vb de harika olur.



Ek notlar:

- En son kalan köze patates, soğan vb gömebilirsin, korkma kolay kolay yanmazlar.

- Biberi en başta koyarsın ama öncesinde kızdırdığın teli yarıya kesilip çatala takılmış soğanla güzelce temizle.

Afiyet olsun :)
0
msb
(31.05.21)
Hızlıca okudum ama yazıldı mı göremedim, mangalda en önemli şey odundur. Çünkü ateşi büyütmek, kömürleri tutuşturmak için bol oduna ihtiyacınız var.

Kömür torbasından çıkan çıra bu işe asla yetmez, bol bol odun hazırlayacaksınız. Bol bol derken bi poşet değil tabi, en azından demet halinde avucu dolduracak kadar.

İlk hızlı yanma için ince kıyım odunlar olmalı, kalem kalınlığında gibi, onların üstüne biraz daha kalını, onların üstüne biraz daha kalını. En üste de parça kömürler.

Püf noktası ağaçlar ve kömürler arasında hava boşluğu olacak, rüzgarlı bir yer is ekendi kendine yanar. Değilse yellemek lazım.

Ateş büyüyüp kömürlerin alt kısmı yanınca mangalın diğer köşesine itip çevirerek yeni kömürler ekleyin.

Mangalda siyah kömür kalmayacak kadar tüm kömürü kor hale getirin.
0
John Bloor
(01.06.21)
bi tane flamethrower al ver kömürlerin, odunların üstüne hiç yorulmaya gerek yok
0
bir soru sorcam
(01.06.21)
(12)

Kurumsal Hayata Dair Bazi Sorular - Tecrube Paylasimi

yuzır
Merhabalar, soracagim soru belki cok naif olabilir bilmiyorum, fakat buradaki bu kadar insanin tecrubelerine dayanarak yorumlarini ve deneyimlerini ogrenmek istedim.Kurumsal hayatta yalakalik yapmadan bir yerlere gelmek mumkun degil mi? Surekli gorunur olmak mi gerekiyor bir sekilde? Surekli yaptigi
Merhabalar, soracagim soru belki cok naif olabilir bilmiyorum, fakat buradaki bu kadar insanin tecrubelerine dayanarak yorumlarini ve deneyimlerini ogrenmek istedim.

Kurumsal hayatta yalakalik yapmadan bir yerlere gelmek mumkun degil mi? Surekli gorunur olmak mi gerekiyor bir sekilde? Surekli yaptigimiz her seyi yoneticimizin gozune mi sokmaliyiz mesela? Sadece isimizi iyi yapiyorsak bu yeterli degil mi? Bu Turkiye’de de yurtdisinda da bu sekilde mi?

Ben karakter geregi boyle biri degilim ve eger genel bakis acisi bu ise yoneticilerin vs bu benim hicbir zaman isimi duzgun yaparak bir yere gelemeyecegimi gosteriyor. Cunku karakter olarak “o kisi” olamam gibi. Bir noktada yoneticilerin gorevi her calisaninin kisisel olarak kapasitesini bilmesi ve buna gore bir kariyer ve gelisim belirlemesi ve buna gore yonlendirmesi degil mi? Bunu yapan yonetici yok mu?

Bu durumda aslinda sorun kurumsal hayatta degil de bende mi oluyor? (Buradaki ben aslinda benim gibi olan elbet baska insanlar da vardir, onlari da temsilen) Ben kurumsal hayata uygun degil miyim? Birileri beni fark etsin ve yonetici yapsin gibi bir amacim yok ama sadece isimi iyi yaptigimin ben soylemeden de fark edilmesi gerekirmis gibi geliyor. Tanima ve farkinda olma aslinda. Sonucta bunun bir onemi yoksa, benim isimi iyi yapmamin hicbir karsiligi olmuyor aslinda. Belki daha cok enayi bile oluyorum. En azindan boyle hissettiriyor.

Umarim kendimi anlatabilmisimdir, gerekirse cevaplara gore ekleme yaparim, tesekkurler simdiden.

Edit: Bu arada global bir sirkette calisiyorum, orada durum boyle mesela, burada o yuzden sirket kulturunden ziyade, konu yoneticiyle mi ilgili, anlattigim diger turde de olan yoneticiler var mi, bunun orani nedir gibi sorularin cevabi da benim icin iyi olur.
0
yuzır
(31.05.21)
Eğer çok şanslı değilsen türkiyedeki çalışma kültürü insan kültürüyle doğru orantılı olarak tam anlattığın gibi
0
freebird5406_2
(31.05.21)
işini iyi yapmak her zaman yetmez, o işe fikir ya da yenilik katman beklenir. bunu da yöneticine sunman yalakalık değildir.

insanlar sosyal etkileşim için gereken psikolojik birkaç ipucunu yalakalık olarak anlıyor. her ne kadar profesyonel bir ortam da olsa insanla çalışıyoruz ve insan psikolojisi, sosyal iletişim becerisi gibi konular tüm bu sürecin ortasında. insanlarla iyi ilişkiler kurmak, insanların hoşuna gideceği şeyleri söylemek, onlara kendilerini iyi hissettirmek tüm bu iş hayatının olmazsa olmazı. olmayan şeyleri oldurmak, yalan söylemek, birilerinin kuyusunu kazmak doğal olarak yaşanan şeyler oluyor ama bunları yapmadan bir yere gelemeyeceğini düşünmek yersiz.

çalıştığın yerdeki düzen bunlara, kuyu kazmaya, yalancılığa izin veriyorsa evet, bunları yapmamak seni arka plana itebilir. ve evet, kurumsal görünen çoğu yer bu "vahşi" ortama izin veriyor. hatta tüm iç işleyişini, organizasyon şemasını bu rekabete göre, bile isteye düzenlemiş şirketler de var. eğer onların arasındaysan evet, sana uygun değil denebilir. ama bu durumda dahi bakış açını değiştirip işe birilerine yalakalık yapmak değil, sosyal ilişkileri, insanı yönetebilmek olarak bakarsan gelişme kaydedersin. aksine, herkesin kaypak olduğu ortamda senin dürüst bir şekilde bu iletişimi sağlaman sana avantaj bile olur.

birçok detay var bu bahsettiğim iletişim noktasında, buraya yazmak çok zaman alır. üzerine biraz düşünsen senin de aklına gelir bu arada, öyle gizli, sır şeyler değil. sadece bakış açını değiştirip farklı açılardan bakmaya çalış, sonra kendi örneklerin üzerinden değerlendir; eminim kendi kendine de fark edersin.
0
Jux
(31.05.21)
@jux merhaba bu dediginizi ben iyi detaylandiramamisim soruda, isini iyi yapip bunu aktaran kisiler degildi aslinda ilk bahsettigim grup, daha cok isini o kadar iyi yapmayan ama bunu iyi satan ve yalakaliklarla destekleyen kisilerdi, ornegin yanlis giden seylerin farkinda olup yonetici ile ters dusmemek icin soylememek vb gibi hareketler. Ya da safi haset de duyuyor olabilirim belki de.
0
🌸yuzır
(31.05.21)
Aynen dediğin gibi,
Yalaka olmadım, zaten işim olan, yapmam gereken şeyleri allayıp pullayıp yöneticime anlatmadım, anlatanlarada açık açık ee zaten bu işin hacım ne diye yaldızlıyorsun dedim, yöneticimde dahil olmak üzere bir çok arkadaşımın içinde bulunduğu durumlara göte göt dedim.

Yöneticimin de yöneticisi beni kenara çekip ''olum bak yöneticinde dahil en eskisi sensin, az daha parlat şu işleri senin önünü açalım dedi, hacım sen benim karakterimi biliyorsun ben yapamam 3 lira fazla alıcam, patron herkesin ortasında beni alkışlıcak diye değiştiremem karakterimi dedim, ayrıca yönetici olunca şakşakçı adamlarla daha yakından çalışmak zorunda kalıcam o nedenle de istediğiniz duruma gelmek istesemde gelmem dedim.

Şimdi çok rahatım, insanlar işimi yaptığımı biliyor, şakşakçı olmaduğımı vitrine önem vermediğimi biliyor, bu sayede hem gerçekten benim gibi düşünen insanlarla çalışıyorum hemde göte göt dediğim için kimse bana bulaşmıyor :)
0
paramolacak
(31.05.21)
o da yetmez. bazı alanlarda monopol olacaksın. iş öğretmeyeceksin, sana mecbur olacaklar. işin devamı için senin olman gerekecek vs. böyle kurgulanmış iş hayatı.

ben kendimi anlatayım. aşırı çalışkan, vızır vızır, speedy gonzales bir adamdım ilk yıllar. çalıştığım denetim sektöründe kendini göstermesen bile eğer çok çalışkansan çalıştığın görülür. sonra geçtiğim şirkette kendini de pazarlaman gerekiyordu ama benim bilgimle ilerleyecek işler olduğu için değerim biliniyordu. şimdi ise üst düzey yöneticiyim. nasıl geldim buraya? eski şirketimin küçük versiyonuna geçtim. global bir şirket yine ama minnak bir yer. eski global şirketlerdeki tecrübemi buraya çok iyi aktarıyorum. bunları yaparken yine görünür oluyorsun.

sana almak istersen tavsiyem, yine global kurumsal ama az çalışanlı yerleri dene. hiç zorlamasan da kaliteni göstermen çok kolay. küçük gölde büyük balık ol. bir sürü departmanla bitmek bilmeyen toplantılar yok. kafa rahat. kararları 2-3 kişi alıyor :)

böyle yerler kalifiye insanı kendine çekemiyor. kalifiye insan gelince de değeri biliniyor.
0
stewie
(31.05.21)
Birkaç kere yazıp sildim. Ben de uluslararası bir şirkette çalışıyorum. Sizi tenzih ederim ama bana gelen örneklerde büyük çoğunluk sosyal anlamda sorunlu kişilerdi. İçlerinden birkaçını aslında prensipte haklı buldum, ancak sorunu ortaya koyuş biçimleri çok kaba ve uzlaşmazdı. Her türlü kategorizasyon yanlıştır ama ben de bana baş vuran insanları gruplasam şöyle bir profil çıkartırdım:
1- Pasif Agresifler: Çoğunluğu haset içinde. Öne çıkan herkes ya torpilli, ya yalaka ya da onun fikirlerini çalıp (daha iyi satıp) yükseliyor. Sesleri genelde çıkmıyor, ama çıktığı zaman da gemileri yakıp gidiyorlar.
2- Sinsiler: Grup çalışmasına yanaşıyorlar ama çalışmadan anladıkları grup çalışsın ben nemalanayım. Arada fırsat çıkarsa grubun sessiz kişisinin emeğinin üzerine çökmek için fırsat kolluyorlar. Bunların düz eleman olanları ayrı dert, yönetici kisvesi altında çalışanının emeğine çökenler daha bir dert.
3- Çalışkan arılar: Bunlar nahifler hakikaten. Yöneticiden gelecek bir takdir, az bir prime dünyanın işini yaptırabilirsin. Sanıyorlar ki yöneticisi takdir ediyorsa herkes onların nasıl çalıştığını görüyor, yükselmek için önlerinin açık olduğunu düşünüyorlar.
4- Tembel tenekeler: Tanım anlatıyor durumu
5- Sunum perileri: Valla en takdir ettiklerim bunlar. Ellerindeki 1 liralık malı, 5 liralık mal gibi sunma becerisine sahipler. Alıcıları da çok. Hayat onlara güzel.

Ben uzun zaman 3 numaradaydım, ne zaman ki aslında yaptığım işin sadece bir üstüm tarafında tıkanıp onun üstü tarafından asla görülmediğini öğrendim o zaman içimdeki sunum perisi galeyana geldi. Ama içimden gelen bir şey değil bu sunum perisi hali, üzerinde çalışmam lazım. Size de tavsiye ederim. Yalakalık değil. Sadece düşündüğünü ifade ederken çok stratejik davranıyorlar. Resmen adam "fikrimi nasıl satarım" üzerinde düşünmüş. İtiraz ederken bile öyle bir sunuyor ki, "Tabii" diyorsun, "aslında ben de öyle düşünüyorum ama onun kadar iyi ifade edemediğimden farklıymış gibi duruyor düşüncem".
Size tavsiyem çok rigit olmayın. Sizden farklı davranan insanları da önyargısız anlamaya çalışın.
0
SiyamkedisiZorro
(31.05.21)
Isi iyi yapmak yeterli degil, kendini / isini pazarlayabilir durumda olman da gerek. "yalakalik" degil bu , insanlar "yuzir isini iyi yapar, sirkete faydalidir" seklinde dusunebilmeli.
0
fakyoras
(31.05.21)
Alanınızda çok iyiyseniz, teknik bilgi gerektiren bir işiniz varsa, özetle size muhtaçlarsa yükselebilirsiniz. Gözünüzü hırs bürümediyse, ananız babanız sizi düzgün yetiştirmişse vs. bunun bedelini ödersiniz. Bir ihtimal yıllar içinde kendinize sınırlar çizmeyi, hayır diyebilmeyi, bazen ağırlığınızı koyabilmeyi öğrenir, ortamın doğasını kabullenir ve emekliliği beklersiniz.

*Mevcut yöneticiler yükselebilmek için yalakalık yapmışlardır, yapmaya devam ediyorlardır, sizden de beklerler.
*İş ortamında, daha çok kamuda ekoller(?) vardır, gruplaşarak birbirlerini bir yerlere getirirler. *Yöneticiler ricacıların işini görürler, zamanı gelince isteme sırası onlara gelir. Yükselmeniz olası bir pozisyon varsa dahi önemli bir referansı araya sokmazsanız daha çok beklersiniz. (Kamu ve büyük şirketler)
*Aykırı sesleri sevmezler. Olası olumsuz sonuçları dile getiren tek kişi siz misiniz? Papağan gibi saçma sapan konuşanlar sandığınız kadar aptal degil.
*"Bu işleri de birileri yapacak" : Yozlaşmış yönetici atasözü. Birini kimbilir hangi sebeple kayıran her yönetici, hunharca yüklendiği kişiyle ilgili vicdanını rahatlatmaya, durumu normalleştirmeye çalışır.
*"Okşamayı bileceksin" Beni tiksindirse bile iş hayatımda bana kurulan en dürüst cümle bu olabilir. Devamı RTÜK'e takılacağı için sadece girizgahı yazdım. Bu cümleyi kuran aldı başını yürüdü, daha ne diyeyim.
*Sürekli sunum yapma derdinde olan tipleri gözlemleyin. Yakında yöneticiniz olabilirler.
0
zihua
(31.05.21)
Yoneticilik icin bir kere en onemli oncelik isini iyi yapmaman.

Isini iyi yapan birine terfi verirsen o isi yapacak birini bulman gerekir.
Bunu yapmak her sirket icin buyuk bir salakliktir.
Behzat c'yi vali yaparsan yerine behzat c bulman gerekir.


Birinci sarti sagladiysak ikincisine geliyorum.
Terfi icin yalakalik yetmez oyle olsa terfi cok kolay olurdu.
2 ay yalakalik yap kap terfiyi dimi.

Terfi icin ozellikle de yoneticilik icin kosulsuz biat gerekir, ust tarafin kararlarini sorguluyorsan terfi alamazsin.

Bunu da cok guzel test ederler, absurt bir karar alirlar senin ne derece itiraz ettigine bakarlar.
Mesela biz hep evden calisiyoruz korona var diye, alakasiz birgun bizi ofise cagirdilar.
Mudurumuz bunu asiri savundu.
Sonra virus cok artti diye patron vazgecti.

Mudur bunu da asiri sekilde savundu :)


Bu adam oyle salak falan degil, beynini kiraya vermis degil.
Rolunu oynuyor.


Daha da kriterler var da temeli bu.
Bunlara uymadan transferle olabilirsin belki.
0
divit
(31.05.21)
Herkes yalakalar yükseliyor sanıyor. Millet mal mı da boş adamı yükseltsin? Biz kimin ne yaptığını görüyoruz. Yalaka da olsa senin görmediğin veye görmek istemediğin bir yeteneği vs olabilir. Çalışmasında sorun olmadığı sürece de sorun yok ki.

İşini çok güzel yaptın diyelim bunun üzerine ikili ilişkiler de lazım. Yöneticinle aran iyi değilse seni yükseltip kendine niye rakip yaratsın? Sen çalışma arkadaşların tarafından sevilmezsen niye sevilmeyen adamı yükseltsin? Oyunlarda bile belli başlı seviyeler var. Atıyorum karizmaya +3 vermezsen şunu tavlayamazsın gibi. Sen sessiz sakin oturup sadece verilen işi yapıyorsan seni kim ne yapsın? Sevilmezsen fark edilmezsin.

@divit 'in verdiği behzat ç örneği yanlış. Sen behzat ç gibi bir yeteneği alıp yükseltmezsen de olmaz. Bu adam işinde iyi, çevresinde saygı uyandırıyor. Bunu vali yap milleti mum gibi yapar kendinden bir şeyler katar. Bir tane suçlu yakalayan adam emrindekiler aracılığıyla 100 kişi yakalar. Gidip de klimacıyı ihracat sorumlusu yap demiyoruz sonuçta.
0
Amory Lorch
(31.05.21)
Hayatta bir kaybedenler vardır, bir de kazananlar. Kazananlar bir yolunu her zaman bulur, kaybedenler de kazananları izler, yorum yapar, yalakaydı, onu yalıyordu, bununla iyi geçiniyordu der. Bu yol şirketten şirkete değişir. İş hayatındaki başarının %10-20'si teknik bilgiyse %80'i sosyal zekadır. Bu sosyal zekayı ve teknik bilgiyi nasıl harmanlayacağın, nasıl ilerleteceğin şirketten şirkete değişir.Bir de şu var, işini iyi yapmak takdir edilecek bir şey değil. İşini iyi yapmak zorundasın zaten, mecbursun buna.

Ben de global bir firmadayım, yöneticilerimin çoğuna sümüğümü atmam. Ama adamlar doğru zamanda doğru yerlerde bulunmuş ve doğru adımları atmışlar. Yalakalık değil, adam olması gerektiği gibi işini yapmış ve o senaryoyu oynamış. Eğer iyi bir çalışan olup yılda %10 zam almak istiyorsan aynen devam et, ama daha büyük oynayacaksan bu işi öğrenmek mecburiyetindesin. Hele ki firman yabancı yöneticilerin falan olduğu, gerçekten uluslararası bir ortamsa işin içine kültürel farklılıklar da geliyor, ve evet sosyal zekan yoksa bu ortamda fark edilme ihtimalin yüzde 0..
0
roket adam
(31.05.21)
Dünyanın en büyük fmcg firmalarindan birinde calistim; egitimde exposure dediler. Kisacasi evet, isini ne kadar iyi yaptığın önemli ama bunu kaç kişinin bildiği de çok önemli. Yalakalik değil ama sadece işini iyi yapmanin yettiğine inanmiyorum.

Misal su anda da büyük firmadayim, kendim cok yapmasam da Kendi yöneticilerim benim yerime yapıyor (misal rapor vs hazirlarsam üst yönetime benim mailimi forwar ederek yolluyorlar ya da direkt üst yönetime benim yollamami söylüyorlar vs vs. Bu sayede giriş seviye bir müdür olarak n+3 ile iletisimim var ya da benden bahsettikleri için emea ik direktörü ile tanıştım vs.)

Yalakalik ile isini düzgün yaptığını gösterme arasinda fark var bence. Misal benim bir calisan var. Bazi isleri var sirf o yapiyor ve yaptigi islerin ne kadar zaman aldigini falan kimse görmüyor. Bu aslında kötu çünkü çok fazla iş yükü yok gibi gözüküyor bazen.

Edit: yurtdisinda calisiyorum.
0
logisticsmanager
(31.05.21)
(2)

kablolar yüzünden oluşan görüntü kirliliği

levybroo
hangi yöntemlerle önlenebilir? benim öngöremediğim hesaplı ve yaratıcı çözümler vardır belki.
hangi yöntemlerle önlenebilir? benim öngöremediğim hesaplı ve yaratıcı çözümler vardır belki.
0
levybroo
(31.05.21)
kablo kanalı ve cırt cırtlı bant ile toparlıyorum ben.
0
roket adam
(31.05.21)
şundan alabilirsin, nalburlarda da satılıyor:

www.hepsiburada.com

tel testere ya da tırtıklı bıçakla ihtiyacına göre kesip duvara yapıştırıyorsun.

şundan da kullanıyorum ben:

www.hepsiburada.com
0
sir gawain
(31.05.21)
(4)

Duyurunun mimaralarina

lynda.com
Sevgili mimar, insaat muhendisi veya konu ile ilgili fikri olan arkadaslar,Uzun zamandir gozlemledigim vefakat bir turlu mantikli bir aciklamasini bulamadigim bir sorum olacak;Ozellikle Caddebostan, erenkoy, fenerbahce civarlarindaki eski binalarin giris katlarindaki bosluklarin sebebi nedir acaba?
Sevgili mimar, insaat muhendisi veya konu ile ilgili fikri olan arkadaslar,

Uzun zamandir gozlemledigim vefakat bir turlu mantikli bir aciklamasini bulamadigim bir sorum olacak;

Ozellikle Caddebostan, erenkoy, fenerbahce civarlarindaki eski binalarin giris katlarindaki bosluklarin sebebi nedir acaba? Butun giris kati bosluk seklinde ve ne arac girebilir ne baska bir amacla kullanilabilir gibi degil. Giris katlarda sadece, kocaman bir kat kadar bosluk, kolonlar ve binanin giris kapisi bulunuyor. Bu bosluklari daire/dukkan yapmak yerine neden boyle bos birakiyorlar bir fikriniz var mi?

Sevgiler
0
lynda.com
(31.05.21)
Mimar değilim fakat mimari estetiğe ve duygulara hislere de dokunur, o binaların modern mimariden, le corbusier in tarzından etkilendiğini düşünüyorum, boşluklar ferahlık genişlik o kısımlar da yapının birer parçası sadece boşluk değiller

Hatta eski apartmanların dışında ya da giriş boşluğunda apartmanın temasına göre duvarlarda rölyefler kabartmalar bulunuyor, bazıları bizim gibi dükkan kirasını değil de yaşamayı zevki estetiği düşünüyor :)

Bazen estetik bazen işlevsellik bazen ikisinin karışımı
0
freebird5406_2
(31.05.21)
eski apartmanlar oturulmak için yapılıyor, yenileri satmak için. satmak için yapınca her metrekareyi değerlendirmek istiyorsun.
0
roket adam
(31.05.21)
Bahsettiğiniz boşluk bazı yeni apartmanlarda da var. Örneğin bizim apartman kentsel dönüşüme girmeden önce zemin katta 3 daire varken şimdi sadece kapıcı dairesi var geri kalan yerler bomboş, konutlar 1. katta başlıyor. Bir müteahhit cevap verebilir bu duruma.
0
SiyamkedisiZorro
(31.05.21)
Peder mimar, bunu seneler once ona sordugumu hatirliyorum. Mimari bir mantigi var, binalar yuksek ama zemin kat bos geciliyor bu sayede etraf yesillik ise goz hizzasinda beton gormuyorsun, yesillik ve genislik hissi veriyor. Sallamiyorsam boyle bir aciklamasi vardi..
0
cooperr
(31.05.21)
(7)

Tarlalarimiza el konulmasi

xiii
Isin hukuki boyutu bir yana akrabalik iliskileri baglaminda nasil yol izlerdiniz diye sormaktayim. Tarlalar üç ailenin.Bizimkiler 80'lerde dogudan batiya goc etmisler fakat tarlalari satmamislardi. Oradaki akrabalara icar'a verilmisti. Yillardir o icar paralari da dogru duzgun gelmedi.Babam gecen se
Isin hukuki boyutu bir yana akrabalik iliskileri baglaminda nasil yol izlerdiniz diye sormaktayim.

Tarlalar üç ailenin.

Bizimkiler 80'lerde dogudan batiya goc etmisler fakat tarlalari satmamislardi. Oradaki akrabalara icar'a verilmisti. Yillardir o icar paralari da dogru duzgun gelmedi.

Babam gecen seneden beri tarlalarla bizzat ilgilenmis hasat vs kendisi halletmisti. Icar olayini kaldirmisti dolayisi ile. Babam 40 gun once vefat etti, burada kalan isleri tamamlamak uzere dogudaki ile geldim ve gordum ki bir akrabamiz! Tarla islerini kenid kendine uzerine almis ve hasatini alacakmis.

Yani bu noktada nasil bir yol izlemeliyim bilemiyorum. Kavga çıkmaması mumkun degil.

Biz buradan ayrildigimizda, ilgili kisiler tarladan yararlanmaya devam edecektir. Normalde getirisi yuksek fakat satmaktan baska care goremiyorum ben.
0
xiii
(31.05.21)
Tarlayi baban ektiyse ve akraban kaldıracaksa ürün parasını sana para vermesi lazım. Bu iş kavgasız gürültüsüz bitmez. Ben olsam gider sürdürür gelirdim kimse yararlanmasin diye. Baban o kadar sürdürme, tohum, gübre parasi verecek belki tarlanin büyüklüğünü bilmiyorum ama 10bin lira tutmustur büyük bir yerse. Başkası gelip ürünü kaldiracak. Aleni hırsızlık bu.

Tarlayı da birine kiralarim. İhtiyacım yok hayatta gitmem bir daha dersen satmak da bir tercih tabi.

Hukuki boyutu bilmiyorum tabi.
0
westblack
(31.05.21)
Selam xiii,

Bizimde aynı durum oldu. Akrabalar sürüyordu, daha sonra biz gittik biz süreceğiz dedik.Yapamazsınız vs dediler Yaptık. Şimdi uğraşmak veya uğraşmamak istemenize bağlı.

Eğer işlerim diyorsanız işlenmeyecek birşey yok. 2 & 3 haftada 1 gidip bakmak ilgilenmek yeterli. Yok ilgelenemem diyorsanız satın gitsin.
0
psyence fiction
(31.05.21)
Başında durabilecek, uğraşabilecekseniz ya da başına birini dikebilecekseniz uğraşmaya değer. Ama ayda yılda bir gider, paramızı alır çıkarız diyorsanız satın daha iyi, köylüyle uğraşılmaz.
0
roket adam
(31.05.21)
oncelikle basiniz sagolsun. en nefret ettigim sey bu hak, hukuk bilmez akrabalar. paraniz varsa ve tapular da direkt babaniz uzeriniyse hemen tel orgü ile cevirtin tarlalarinizi. Uzerine de tabelayi asin ozel mulktur girilmesi, ekilmesi izinsiz yasaktir diye.

mevcut hasat icin de duzgunce konusmaya calisin ya size para odesinler urunler icin ya da siz onlara iscilik odeyin hasatinizi kaldirip satin.
0
duyulmasi gerektigi kadar
(31.05.21)
Benim aklıma tek gelen, köyde büyük çiftçilik yapan başkasına icara vermeniz olur, bu seneki hasadı da o alıp işçilik ödersiniz. Akrabalar dışında başkasına vermek en mantıklı görünen şey oldu bana.
0
atom karincanin torunu
(31.05.21)
normalin yarı fiyatı kira alın satmaktan iyidir
0
bir soru sorcam
(31.05.21)
Eger bu tip insanlar ise, surekli basinda olmalisiniz. Siz gider ekersiniz, siz yokken zarar verirler biktirmak icin
0
oscar
(01.06.21)
(9)

Kafam karmakarışık, fikirlerinize ihtiyacım var. (Askerlik mevzusu)

altin gol atan stoper
İyi akşamlar hepinize. Çok kısa zamanda karar vermem gerekiyor, fakat hep ikilemde kalıyorum. Belki vereceğiniz fikirler bana yol gösterebilir. Şimdiden teşekkürler hepinize.2 Haziranda 25. yaşıma gireceğim. 2019 yazında mezun oldum ve mezun olur olmaz çalıştığım iyi-kötü bir işim var. Pek memnun ol
İyi akşamlar hepinize. Çok kısa zamanda karar vermem gerekiyor, fakat hep ikilemde kalıyorum. Belki vereceğiniz fikirler bana yol gösterebilir. Şimdiden teşekkürler hepinize.

2 Haziranda 25. yaşıma gireceğim. 2019 yazında mezun oldum ve mezun olur olmaz çalıştığım iyi-kötü bir işim var. Pek memnun olduğum söylenemez. Hatta sene başında ayrılmayı ciddi ciddi düşünüyordum fakat pandemi sebebiyle çıkmak istemedim. Çıkmak isteme sebebim; iş yerindeki ortamın mesleğimde kendimi geliştirmeme pek uygun olmaması, kafa dengi insan neredeyse hiç bulamamam, biraz da maaş düşüklüğüydü. Aylık mazota verdiğim parayı çıkarttığımda hemen hemen asgari ücret kalıyor elime.

şimdi gelelim askerliğe; askerlikle ilgili bikaç çekincem var. hem genetik hem de kullandığım bazı ilaçlar yüzünden 25 yaşında olmama rağmen saçlarım inanılmaz döküldü. kısaltınca kel iyice kabak gibi çıkacak. komik gelebilir ama saç problemi uzun zamandır yakamı bırakmayan, özgüvenimi sıfırlayan bi problem. şimdi askerde dalga konusu olmaktan ciddi şekilde çekiniyorum. çünkü bunun muhabbeti mutlaka olacaktır. ektirip gideyim desem, askerdeki eğitim, stres, bakımsızlık vs. yüzünden ekilen saçlar zarar görecek. yani bu durum komik gelebilir ama hakikaten beni psikolojik olarak çok etkiliyor.

bir diğeri de iş mevzusu. patron döndüğünde geri gel dedi , bir hayli diretti ama ben çok kesin konuştum dönmemek için. şimdi askerlik dönüşü uzun süreler işsiz kalmaktan korkuyorum. patrona yarın gidip ben askerden sonra geri gelmeyi istiyorum desem kabul eder fakat yüzsüzlük yapmak istemiyorum. belki döndüğümde daha iyi bi iş de bulabilirim, o da muamma. (grafikerim)

geçtiğimiz salı günü muayenemi oldum. Şimdi yarına kadar celp tercihi yapmam gerekiyor.

şimdi sizce her halükarda ağustos'ta askere gidip, döndüğümde saç mı ektireyim. (orada herhangi bi kapatıcı kullanamayacağım için ilk zamanlar zor olsa da, belki ilerleyen zamanlarda kendimle barışırım.)

yoksa askerliği erteleyebildiğim kadar erteleyip, saç ektirip öyle mi gideyim. (bu durumda hep, ekilen saçlar ya dökülürse düşüncesi olacak kafamda)

çoğunuza saçma ve komik gelebilir bu durum ama haftalardır bu sorularla beynimi yiyorum adeta. biraz içimi dökmüş oldum en azından. fikir verip, yol gösterebilirseniz çok sevinirim. şimdiden teşekkürler...
0
altin gol atan stoper
(30.05.21)
saç konusunu kafaya takacağın en son yer askerliktir herhalde çünkü herkesin saçı aynı, karşı cins yok, fark etmezler bile. 0'a, 3'e vur gitsin. aşırı saçma bir kompleks yapmışsın.
iş konusunda da patronla konuşup geri geleceğim demek neden yüzsüzlük olsun anlayamadım? sen haklısın abi evet geri dönmek daha mantıklı, geleceğim ben de geç.

kafana takman gereken tek şey covid döneminde askerliğin nasıl olduğu. onu ben de bilmiyorum o yüzden.
0
roket adam
(30.05.21)
askerliğe öyle ya da böyle gideceksen ben olsam giderim. saç konusu da eğer askerliği bu kadar takıyorsan, şimdi ektirsen de stresten yine dökersin.

takılma bu kadar askerlikte olacak şeylere. hele bir de kel olmak falan. zaten herkesin saçı üç numara. seninki dökük olmuş çok mu şey? keyif almaya bakarsan güzel geçer, takarsan iki günü bile kendine zehir edersin.
0
blue eyes white dragon
(30.05.21)
Sevgili dostum askerde herkesin tipi aşağıdaki gibi, al bu resmi odana poster, cep telefonuna arka plan yap. Hiç kafana takma herkes en denyo haliyle takılıyor orda.

im.haberturk.com

İşi kaybetme, patrona abi geri gelicem ben ya de git gel sonra daha iyi bulunca basarsın istifayı.
0
paramolacak
(30.05.21)
saç konusunu gereğinden çok ama çok abartmışsın. Gideceğin yer askerlik yahu, herkesin saçı kabak gibi. Tek mevzu saç mı gerçekten, tekrar düşün bence.
0
biravekahve
(30.05.21)
Parlayan bir kafa varsa dalga geçilebilir. Evet. Arkadaşlar bence biraz abartmış. Askerde kep altı denen bir olay var. Kepin altı yani ense, yanlar gibi açık kısımlar kısa ve düzgün olduğu sürece saçlarının diğer kısımları uzun olan çok kişi var. Kazıtma diye bir şey yok zaten. Budist tapınağı değil sonuçta. Ama bunu takmak gereksiz. Saçtan bağımsız olarak yap gitsin.
0
dissendium
(31.05.21)
askerde bütün bölük en çok saygı duyduğumuz adam amca gibi sadece ensede saçı kalmış bir çocuktu. herkesi dişçiye götürdüler. diş doktoru herkesin önünde bu çocuğa ağzında hiç çürük yok, en ufak lekelenme yok bravo. utanmasa madalya takacak. spor yapıyoruz. herkes 20-30-50 şınav çekiyor bu eleman 150 peşpeşe. 10 tane barfiks çekene komutan çarşı izni veriyor. bu eleman 100'ü geçiyor komutan in lan aşağıya maymun gibi diyor. sohbet ediyoruz arada, en akıllı adam bu çıkıyor. ağzımız açık dinliyoruz. ben önce gıcık olmak istemiştim ama olamıyorsun yani, adama zorla saygı duyuyorsun. bütün bölüğü komplekse sokmuştu karadeniz çocuğu. ama saç? hiç aklımıza bile gelmedi bu adam kel diye.
0
stewie
(31.05.21)
işten ayrılırken kıdem tazminatınızı alın mutlaka. askere giderken kıdeminizi alıp gitme hakkınız var. paranızı da alıp bankada kendi bileceğiniz şekilde faiz, dolar, euro, altın vs. değer kaybetmeyecek şekilde tutun. döndükten sonra cebinizde sizi birkaç ay idare edecek para olmuş olur strese girmezsiniz. dönünce de biraz iş ararsınız, baktınız bulamadınız en kötü eski patrona sorarsınız.

saç konusunda askerlikte ilk haftadan sonra rahat olursunuz bence. ertelemeyin gidin. herkes tipsiz, çirkin, saçsız ve sakalsız orda.
0
golgi aygıtı
(31.05.21)
Saç konusunu abartmışsın, öyle şeylere kimse takılmıyor.
0
hayirsiz
(31.05.21)
Herkes söylemiş ben de söyleyeyim, saçmış tipmiș hiçkimsenin umurunda olmayacağı yegane yer belki de askerliktir. Hiç kafana taktığına bile değmez.

Pandemi döneminde askerlik nasıl olur onu da ben anlatayım 5 hafta oldu tezkere alalı.

Askerliğin 1 ayına yakını karantinada geçiyor. Acemi birliğinde de usta birliğinde de ayrı ayrı karantinaya alıyorlar. Karantina süresince duş tuvalet gibi ihtiyaçlar hariç koğuşunuzda veya en fazla karantina koğuşlarina ayrılan koğuşlar bölgesinde (koridor) oluyorsunuz. Yerine göre yemekhaneye gidersiniz veya yemekler de koğuşlara dağıtılır. (bizde her iki durum da yaşandı).

Isle alakalı benzer düşüncelerle gittim ben de, yukarıda bir arkadaş demiş tazminatı alın mutlaka. Sülüs kağıdı çıktıktan sonra ihbar süresi vs beklemeden aynı gün içinde istifa edebiliyor ve tazminatınizi alabiliyorsunuz bu yasal hak. Üstelik askerlik dönüşü 2 ay içinde aynı yere dönmek isterseniz de işveren en düşük ayrıldığınız pozisyon ve ayrıldığınız dönemki maaşın muadiliyle işe almak veya almıyorsa da ayriyeten ihbar tazminatı vermek durumunda.

Yani döndükten sonra "ya iş bulamazsam" gibi bir çekincen olmasın yasa tamamen senin tarafında burada. Bunun için istifanı verirken sülüs belgeni ibraz edip tazminatını da alarak çıkış yapman gerekiyor.

Son olarak ekleyeceğim şeyse askere gitmenin Ağustos'ta kesin olmayacağı. Şu an ağustos celbi için başvuruyorsun ama tsk seni personel ihtiyaç durumuna göre sınıflandırıyor. Ağustos celbi 1. Dönem (yani Ağustos ayı içinde) teslim olabileceğin gibi, ağustos celbi 2. Dönem (Eylül) veya 3. Döneme (Ekim) de çıkabilir. Ve hatta Ağustos celbine başvurup Kasım, Şubat, Mayıs celplerine de kalabilirsin. Yani Ağustos'tan 2022 Temmuz'a kadar herhangi bir dönem çıkabilir bu tamamen tsk'ya bağlı senin pek bir fonksiyonun bulunmuyor.

Son olarak lisans mezunuysan yedek subaylık, ön lisans mezunuysan yedek astsubaylik başvurusu yapmayı da düşünebilirsin. Askerlik süren 12 ay olur ama 3 aylık kurs sonrası rütbeyi takınca mesai bitimi kışladan çıkıp evine, lojmanına gidebildiğin memuriyetvari bir askerlik yapmış olursun ki tsk imkanları sayesinde sivil hayata göre harcamaların çok çok az olacağından, Türkiye ortalamasına göre iyi bir ücret sayılabilecek maaşla birikim de yapabilirsin. Saç ektirme ve askerlik dönüşü yeni iş arama sürecinde seni idare edecek meblağ mı bu dönemde biriktirme şansın olur. Ama sağlık bölümleri hariç yedek subay ve astsubaylik çıkmasının da tamamen tsk'nin o anki ihtiyaçlarına göre belirlediği kontenjana göre kurayla belirlendiğini de eklemem gerekiyor.
0
materyalist imam
(31.05.21)
(13)

Ne okurdunuz

Filinta61
Gunumuz turkiyesinde 5 yada 6 sene sonrasini da hesap edip, Lisede hangi bolumu secip üniversitede ne okurdunuz.
Gunumuz turkiyesinde 5 yada 6 sene sonrasini da hesap edip, Lisede hangi bolumu secip üniversitede ne okurdunuz.
0
Filinta61
(30.05.21)
2023 seçimleri sonrasında bile ülkenin rayına iyi kötü oturmasının en az 20 yıl olacağını düşünürsek, en kısa sürede beni yurtdışına çıkaracak bölümler okurdum. bilgisayar-yazılım müh. vs.
0
fff02561
(30.05.21)
Valla hocam gunumuz turkiyesinde birak 5-6 sene sonrasini bir hafta sonrasini bile hesap etmek imkansiz. O yuzden benim sececegim bolum 5-6 sene sonrasini hesaplama olayindan ziyade neyi yapmak istedigime gore sekillenirdi. Lisede sayisal secerdim sonrasina da duruma gore karar verirdim.
0
j r r tolkien hayrani
(30.05.21)
Ben makine mühendisliği okudum ama bilgisayar mühendisliği okuyabilirdim. Alan yine aynı zaten lisede, fen bilimleri.

Dil seçip iyi üniversitelerde İngilizce öğretmenliği okuyabilirdim.
0
dissendium
(30.05.21)
98 senesinde "gitme, üniversiteye giremezsin" demelerine rağmen anadolu teknik lisesi yazılım bölümüne sınavla girdim. liseden mezun olur olmaz çalışmaya başladım. sonrasında 2 yıllık falan okuyup 7 sene evvelde dgs ile lisans (bilgisayar öğrt.) bitirdim. yurtdışı iş teklifi falan aldım ama ailevi nedenlerden ötürü kabul edemedim (hasta, bakıma muhtaç ebeveynler) remote olarak yurtdışına iş yapıyorum. hâlâ bu bölümü tercih ederdim. çünkü geleceği vardı ama sektörün bu denli büyüyeceğini çok az insan tahmin edebilirdi.

edit: birincilikle girdiğim bitirdiğim liseye ikinci olarak da mezun oldum.
0
phonex
(30.05.21)
Teknik lise, kaynak, döküm, kalıp vs
0
kisa
(30.05.21)
ben liseden sonra okumazdım. bu 4 senede herhangi bir konuda kendimi geliştirmek için işe girerdim, 4 sene sonra o işin her şeyini öğrenmiş olur kendi işimi kurmak için kolları sıvardım. bu restoran da olabilir, kuru temizleme de olabilir, petrol istasyonu da olabilir. neyi istediğine ve ne kadar kazanman gerektiğine göre kendin bulursun.
0
etna
(30.05.21)
Gerçekten başarılı bir öğrenci olduğumuzu varsayarsak:
1. Fen lisesi, daha sonra önü açık bir mühendislik
2. IB diploması veren bir okula gitmek, hazırlık okumak mümkünse, IB diplomasıyla yurt dışında okumak.
0
black holes in the sky
(30.05.21)
Fen lisesi + diş hekimliği
0
somethinginthewayshemoves
(30.05.21)
1) sayısal seçip endüstri mühendisliği ya da ilgi var ise bilgisayar okurdum (iyi bir üniversite kazanabileceğime eminsem)

2) olmazsa ingilizce öğretmenliği, çeviribilim falan kasardım boğaziçinde. ordan bir şekilde başka bir sektöre sekerdim.
0
a darkness coming
(30.05.21)
çok iyi derecede yabancı dil öğrenir, mutlaka bilgisayar ile ilgili bir bölüm okur kendimi de geliştirirdim.
0
roket adam
(30.05.21)
Robert koleji+amerikada burslu tıp eğitimi
Ya da
Romanya gibi doğu bloku ab üyeliği olan bir ülkede tıp eğitimi ve almanyada doktorluk
0
filipis
(30.05.21)
Lisede mf, sonrasinda bilgisayar-yazilimla ilgili ne oluyorsa. Okurken ingilizceyi/isle ilgili yetkinlikleri gelistirirdim. Iyi olan bilgisayarciya hep ihtiyac olacak
0
fakyoras
(30.05.21)
hiçbir şey okumazdım. okusam da hobi olarak falan okurdum. ben mühendislik yapacak insan değilim. iibf mezunuyum zaten o yüzden de. okudum bölüm 4 senelikti. 30-35 saatlik video eğitime sığardı.(türkçe-tarih-etik vs. gibi gereksiz dersleri çıkardığımı varsayıyorum)

edit: çok çok iyi bir ünide olsa belki daha iyi olabilirdi tabii de o okullara girmek için gerekli ders çalışma potansiyeline sahip değilim.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(30.05.21)
(3)

Apartman Çardak Toplaşması

rtrmkkrrtt
Merhabalar,Apartmanın bir çardağı var biz de 1. Kattayız ve muhtemelen bu durumdan sadece biz şikayetçiyiz.Pandemi başladığından beri her gün (lafın gelişi fakat hafta sonları kesin hafta içi de en az 2 gün) bahçede çardakta toplanıyor apartmandan daireler. 7-8 daire sıklıkla inen bu ara başkaları d
Merhabalar,

Apartmanın bir çardağı var biz de 1. Kattayız ve muhtemelen bu durumdan sadece biz şikayetçiyiz.

Pandemi başladığından beri her gün (lafın gelişi fakat hafta sonları kesin hafta içi de en az 2 gün) bahçede çardakta toplanıyor apartmandan daireler. 7-8 daire sıklıkla inen bu ara başkaları da geliyor.

Neyse apartmanda yalıtım yok. Ses yalıtımı. Yan dairedeki telefonla konuşurken konuştuğu kişi biraz bağırsa onu duyuyorum. Haliyle dışarıda 10 üstü insan toplanıp konuşunca bir uğultu oluyor. Hatta lafta aralarına mesafe koydukları için bizzat evde konuşuyorlar gibi. Evde kafa dinlemek istiyorum ama yok onu geçtim film seyredeyim desem onların uğultusunu bastırmak için sesi çok açıyorum başım ağrıyor bu seferde.

Çıkıntılık yapıp apartman uyuz olmasın diye bi şe demedim şimdiye kadar ama yıldım. Çocuk parkı halka açık park gibi. Sürekli vır vır ses var. Hayat eve sığardan ve bir kere de polisi arayarak şikayet ettim ama asla gelmediler. Bir kere gelen de sokağı gezip gitti aparman bahçelerine bakmadılar.

Direkt apartman ismini verip polise şikayet etsem, bir çözüm olur mu? Her şeyi geçtim lafta sokağa çıkma yasağı var da onun haricinde de apartmanda gürültü yapmaya da girer sanıyorum bu konu?

Bu arada bir kere bir konu hakkında şikayet ettim yöneticiye, ha dipnot en çok yönetici tayfası aşağıda. Neyse bir kere apartmanda gelin alma töreni oldu, pazar sabah 10da davul sesine uyandım. Bunu söyledim bir kere oluyormuş da hoşgörü göstermeliymişim. Mk hep de eziyet çeken hoşgörü göstersin. Diğer apartman sakini önden haber verseydi sabah 9da alarmla uyanırdım davulla uyanmazdım dedim, yanıt bile vermedi.

Neyse sorudan çok dert yanma oldu ama görüşlerinizi beklerim.
0
rtrmkkrrtt
(30.05.21)
Gece saatlerinde toplanmadıkları sürece yasal olarak pek bir şey yapmanız mümkün değil gibi görünüyor. Sokağa çıkma yasakları pazartesi biteceği için o da geçerli bir sebep değil artık. Giriş kat dairelerin özellikle sitelerde ucuza satılma / ucuza kiralanma sebebi bu maalesef, çoluk çocuk sesi, komşu sesi çok gelir. Çocuk oynar komşu dışarı çıkar, çok normal şeyler bunlar şehir hayatında.

Gelin alma konusunda haklısın da işte köylü adetleri, mecbur çekeceksin bunu da arada bir maalesef.
0
roket adam
(30.05.21)
yapabilceğiniz bir şey yok ne yazık ki. çardak gürültüsü tabi tatsız bir durum ama gelin alma da gerçekten bir kere yapılıyor buna niye alındınız anlayamadım.
0
bigcaptain
(30.05.21)
Gelin almada sorun pazar günü sabah 10da olması? Bu normal ve kabul edilebilir bir şey mi? Gün içinde olsa tamam, ya da önden haber verseler o da tamam. Ama sabah davul zurnayla uyanmak sizin içi kabul edilebilir bir şeyse gelin almanız bol olsun. Zaten esas sorunum o değil, yönetici tarafında bir çözüm olmadığını belirtmek için yazdım.

Yorumlarınız için de teşekkür ederim.
0
🌸rtrmkkrrtt
(30.05.21)
(5)

Pandemide ucak seyahaeti

cancan
Yapmam gerekiyor. Hastamiz var bu yuzden cok tedirginim. Almanyadan ankaraya gelecegim. Iki secenek var. Ya business olarak istanbul aktarmali ya da ekonomi direk ucus. Sizce hangisi dah az riskli olur? Para onemli degil onemli olan hastamiza birsey bulastirmayalim. Son zamanlarda seyahat etmisseniz
Yapmam gerekiyor. Hastamiz var bu yuzden cok tedirginim. Almanyadan ankaraya gelecegim. Iki secenek var. Ya business olarak istanbul aktarmali ya da ekonomi direk ucus. Sizce hangisi dah az riskli olur? Para onemli degil onemli olan hastamiza birsey bulastirmayalim. Son zamanlarda seyahat etmisseniz tecrubelerinizi paylasirsaniz cok mutlu olurum.
0
cancan
(30.05.21)
ABD'den misafirim geldi, Covid aşısını olup geldi tabii. Uçakta maske takmak dışında herkes dip dibeydi, yemek içmek için de maskeler mecburen çıktı diyordu. Türkiye'ye girişte negatif pcr testi istendiği için de içimiz biraz daha rahattı.

Ben olsam direkt uçuşla gelirim, İstanbul havalimanında ve iki uçakta daha fazla insana maruz kalacaksınız.
0
kobuzchu kiz
(30.05.21)
ben olsam direkt uçuş ekonomi düşünürdüm herhalde. çünkü business'ta oturan da aynı havayı soluyor, ne anlamı var ki? uçak kapalı kutu. business ayrı havalandırmaya sahip değil, yani business'ın sağlık açısından bir anlamı yok? bir yerine iki uçak dolusu insana ve ara geçiş aktarma hengameleri riskine girmektense dümdüz tek uçuş riski azaltan senaryo olur gibi.
0
nimberjack
(30.05.21)
Direkt ucus, zaten negatif pcr ile geliyorsunuz. Ffp2 maske takarsiniz, cok cekiniyorsaniz insanlar yemek yerken siz bir sey yemezsiniz, indirmezsiniz maskenizi.

Hastanizla da mesafeli, maskeli gorusursunuz.
0
kuehles blondes
(30.05.21)
Merhaba, ffp3/n99 maske takarsanız çok da sorun olacağını sanmıyorum. Ancak dm rossmann vs alınan maskelerden ziyade 3M/Draeger vs gibi markaları tercih edin. Uçakta zaten hepa filtreli havalandırma iyi ancak uçağa giriş çıkışlar ve uçuşta sürekli maskeyi indirip çıkartan tipler sorun oluyor. yanınızdaki kişiler fln maskeyi çıkartırsa kabin ekibine uyarmasını söyleyin.
0
megasalexandros
(30.05.21)
Üstad uçak gibi ufacık bir ortamda insanlar zaten yemek, içmek için maskelerini indiriyorlar, yani maskesini indirdi diye birini şikayet etmen anlamsız olur, o maskeler her türlü inecek. Ayrıca türkiye artık girenlerden test bile istememeye başladı. Bu senaryoda pilotun yanında bile gitsen bir riskin var. Takabileceğin en iyi maskeyi takıp dua etmek dışında bir çözümün yok maalesef. Bu arada olur da + ya da temaslı olursan tr'de de karantinada kalabileceğini hesaba kat mutlaka seyahat süresini hesaplarken.
0
roket adam
(30.05.21)
(3)

apartmani müteahhite verme sorunu

kaputt
selamlar, istanbul'da beklenen deprem nedeniyle bircok apartman müteahhite verilip yeniden yapiliyor ve bu süreci yasayanlar bilir apartmandaki kavgalar insani canindan bezdirebiliyor. bizim de kadiköy'de bir ev var. apartman muhtemelen saglam degil ve birkac aydir apartmanda karar verilemiyor, arti
selamlar, istanbul'da beklenen deprem nedeniyle bircok apartman müteahhite verilip yeniden yapiliyor ve bu süreci yasayanlar bilir apartmandaki kavgalar insani canindan bezdirebiliyor. bizim de kadiköy'de bir ev var. apartman muhtemelen saglam degil ve birkac aydir apartmanda karar verilemiyor, artik durum iyice pislesti.
özetle 14 daire var. birkac teklif verildi. evin metrekaresi 30 m2 gibi düsüyor yeni binada. bir müteahhit de dedi ki +250.000 lira verin, size ayni büyüklükte daire vereyim. biz ve bizim gibi 4 daire buna tamam deyip ek ödeme yapabilecek durumda degil. ama bu teklifin kabulu icin 9 dairenin tamam demesi yeterli. yani karar cikacak gibi.

benim sorum benzer durumu yasamis ya da avukat/müteahhit arkadaslara. bu durum kabul edilirse, 250bini ödeyemeyen bizlerin hakki ne oluyor?
evi su an satisa cikarabiliriz ama alan kisi +250bin ödeyecegi icin evi degerinin cok altina satabiliriz anca, bunu haliyle istemiyoruz, bizim ne sucumuz var..
müteahhit bize kücük daire opsiyonu sunar mi, sunarsa ne sunar, -30m2'ye zaten tamam diyorduk, simdi 3+1 evi 1+1 sunabilir mi? o zaman yine bize cok haksizlik.
bunlara hayir dersek, biz dava acip isi yokusa sürebilir miyiz? zorla evden atip evi yikacak hali yok herhalde di mi, cogunluk evet dedi diye?

ya iste kisaca biraz bilgisi olan arkadaslar yardimci olabilirse cok sevinirim.. cok tesekkürler.
0
kaputt
(30.05.21)
zorla evden atıp evi yıkacak hali yok herhalde'ye cevap vereyim sadece: bizim eyüp'teki dairemize oy çokluğundan sonra mühür vurdular, mühürden bir süre sonra da evi direkt yıktırdılar. yani deprem riski varsa ve belgeyle sabitse, oy çokluğu olmasa bile belediye beklemeyip direkt mühürleyebiliyor, ki şu anda oy çokluğu çıkmış zaten. henüz test yapılmadıysa / belge yoksa da muhtemelen müteahhitler ilk fırsatta o testi yaptırıp sonucu çıkartacaktır. yani siz ev bakın mutlaka şimdiden.

diğerleri proje, anlaşma vs ile alakalı, o kısımlara girmeyeyim. sizin yapmanız gereken müteahhit ile konuşup bizde bu 250 bin tl yok, bize en azından bir 1+0 bir şey ver demek. adamlar haklı olarak kar etmediği işe girmezler, size de ufak bir daire verirler olur biter. öyle aynısını, balkonlusunu, büyüğünü falan beklemeyin olabilecek en ucuz şekilde yapılacak daireniz, anlaşırsanız 0 maliyetle depreme dayanıklı bir evde oturuyor olacaksınız, yani mağduriyet bir yana size resmen piyango vurmuş olur **eğer ödemesiz yaptırmaya anlaşabilirseniz**.
0
roket adam
(30.05.21)
hakkınızı müteahhite ya da talep eden olursa öncelikle apartmandan birine satacaksınız. rakam pazarlığa tabii elbette. diğer seçenek roket adam'ın dediği m2'den feda edip daha küçük bir daire almak. burada da müteahhit pazarlığı var. düşündüğünüzden daha küçük teklif edebilir ya da "belediyenin verdiği plan, proje, m2 belli yapamam" da diyebilir.

mahkeme sadece size zaman kazandırır ama aleyhinize karar çıkacağı neredeyse kesin. üstüne diğer malikler size geciken zaman içinde maliyetler arttı bunun bedelini şimdi davacıdan talep ediyoruz diye karşı dava açarsa ne olur? bu konuya iyi bir avukat ile görüşmeden balıklama dalmayın. en az bu alanda uzman üç avukat ile görüşüp görüşlerini alın derim.

ek olarak konudan bağımsız bir şekilde haklılık/haksızlık mevzusunda birkaç şey söylemek isterim. 66 tarihli kat mülkiyet kanunu var. açıp okumanızı tavsiye ederim. siz bir daire satın alarak bağımsız bölüm sahibi olup binanın yer aldığı arsa metrekaresinde de diğer maliklerle hissedar oluyorsunuz. belediye imar düzenlemesi yapar, sokağı genişletir yola terkin ister. asansör ister, otopark yapın der. der allah der. belli ki daire başına 30m2 de bu yüzden kayboluyor.

deprem gerçeği ortadayken -sizin özelinizde söylemiyorum- "bunlar mağdur oldu, onların istediği gibi yapalım" demez.

barınma sürekli bir giderdir. evi satın almış da olsanız her ay kira ödüyormuş gibi kenara kira atmak şarttır. 3 yıl önce 15 yıllık 3 katlı binayı tadile ettirdim. (doğalgaz, banyo tuvalet, parke, boya vb.) harcadığım para bir evin yarısını rahat alırdı. 3 senedir mantolama ve çatı yalıtımı ve plastik olan yağmur oluklarını yenilemek istiyorum ama maliyetler çok arttı. önümü göremediğimden kredi de çekemiyorum.
0
phonex
(30.05.21)
Maliklerin 2/3 ü onay verirse apartman yıkılır -ki sizinki 2/3 ü sağlıyor. Polis zoruyla çıkarırlar yıkılması için. Anlaşma kısmı için ise yukarıdaki arkadaşlar+1.
Sizin gibi ödeyemeyecek kişiler birleşip belirli bir katı/katları (kat konumundan feragat edip) m2 olarak sizin için ayarlayabilir belki. Ödeyemeyecek kişilerle birleşip müteahhitle konuşun.
0
filipis
(30.05.21)
(10)

Emlak balonu yalan mı?

administ
Fiyatlar şişik, balon diye diye erteledik. Geçen sene takip ettiğim evler yüzde 30 artmış durumda. Faiz, döviz yüksek dinlemeyip artık girsem mi bir eve. Yaş da geçiyor artık en azından 40 yaşına geldiğimde iyi kötü bir evim olmuş olur. Şimdi de bu faiz oranlarıyla kredi mi çekilir diyorlar. Çekilir
Fiyatlar şişik, balon diye diye erteledik. Geçen sene takip ettiğim evler yüzde 30 artmış durumda. Faiz, döviz yüksek dinlemeyip artık girsem mi bir eve. Yaş da geçiyor artık en azından 40 yaşına geldiğimde iyi kötü bir evim olmuş olur. Şimdi de bu faiz oranlarıyla kredi mi çekilir diyorlar. Çekilir mi çekilmez mi
0
administ
(30.05.21)
10 senedir emlak balonu muhabbeti dönüyor hala patlamadı o vakit ev alanlar kredisini bitirdi bile :) kredi faizleri biraz yüksek doğru geçen sene devlet zoruyla düşük kredi veren bankaların zararını şuan kredi çekenler ödüyor muhtemelen sfgsfg
0
nahtoderfahrung
(30.05.21)
emlak balonu muhabbeti tamamen ekşiçi abartması gayrimenkul alan kişinin kaybetmesi için bahtsız bedevi olması lazım
0
secaatli baron
(30.05.21)
alıp almamak biraz da manevi bir karar olduğu için çok net bir şey diyemiyorum. bunun yanında evet ev fiyatları artıyor (ve artacak) ancak fiyatların dolar karşılığı hangi yönde gidiyor, elinizdeki parayla ev almak mı yoksa döviz almak mı daha mantıklı olurdu bunu da gözden geçirmenizi tavsiye ederim.
0
sanal uyku
(30.05.21)
Olay çok basit. Alan şimdi pahalıya almış gibi oluyor. İlerleyen zamanlarda ise iyi ucuza kapattım heee diyor. Çünkü kredi taksitleri ufacıklaşıyor geçen yıllar içinde. Aldığı evin fiyatı da deli gibi artıyor.

Almayan ise düşer, balon bu diye izliyor. Geçen sene de aynısı demişti halbuki 300k idi ev. Bu sene de aynı ev için dedi ve evin fiyatı 450k.
0
Amory Lorch
(30.05.21)
Emlak balonu patlamıştır benim nezdimde, özellikle 2010-2016 yılları arasında alınan evler tl bazında kar getirmiş olabilir ama döviz bazında karlılık pek görülebildiğini zannetmiyorum.
2018-2019'da fena olmayan fiyatlar da vardı evet düşmüyor fiyatlar ama bir çok şeye oranla ucuz hissetiriyordu, galiba son zamanlarda yine fiyat yükselişleri başladı.

Ama evet emlak balonu TL bazında yalandır. Alınacak ev oturmak için alınıyorsa ne zaman olursa olur o kadar ince elenip sık dokunmasına gerek yok bence, maddi olarak değerlendirdiğinizde fena gelmiyorsa alınır, fakat yatırımlık ev işi biraz saçma olabiliyor.
0
atom karincanin torunu
(30.05.21)
Var mı hala bu ''Balon'' meselesine inanan yahu :) Balon falan yok arkadaşlar ne balonmuş bu patlamadı 10 senedir :)

Sıvı yağ'da dahil olmak üzere bu memlekette her 24 saatte bir her ürünün fiyatı artış göstermekte, o nedenle ne kadar erken alırsan o kadar kar etmiş oluyorsun.

Temel mantık bu, yok dolar bazlı bakın, yok konum bazlı bakın yok bitcoin bazlı bakın vs vs işleri bu memleket için geçerli değil. Tuttun mu alıcan alamadığın her 24 saat zarardasın
0
paramolacak
(30.05.21)
şu anda evler gerçekten çok uygun durumda, oturmak için düşünüyorsanız eğer paranız varsa alın gitsin. git gide zorlaşıyor ve zorlaşacak. ekşideki araba balonu, emlak balonu tayfa millete almayın derken 3. arabasını 5. evini aldı. özellikle istanbulda güzel semtlerde ev bulmak çok ama çok zorlaştı.

yatırım için olacaksa orası tartışılır, binbir türlü yatırım çeşidi var. ama kira ödemektense faiz ödemek gerçekten çok mantıklı, hele ki faiz sabit, kira sürekli artıyorken.
0
roket adam
(30.05.21)
emlak fiyatları da dövize endeksli. yazılı olmayan bi kural bu. geçen seneki dolar kuruyla bugünkü nasıl farklıysa evler de aynı ordan artıyor.
ha ayrıca bu emlak balonu lafına çok gülüyorum, evet bi balon var ama bu balon patlayacak bi balon değil, uçan balon.
0
rentts
(30.05.21)
ekşiye bakılarak ekonomik karar verilmez. (ev, döviz, borsa, coin vs. vs.) ben bunu bilir bunu söylerim. 6 senedir aktif okuyucusuyum.
0
fff02561
(30.05.21)
hocam geçmişi çok çabuk unutuyoruz. daha 1 yıl önce faizler düşünce ev fiyatlarına ne olduğunu gördük. bu faizler sizin istediğiniz oranlara geldiğinde ev fiyatlarının ne olacağını az yada çok tahmin edebilirsiniz. bence fiyat realitesinden kopmadan (yani yok artık bu fiyata ev mi olur demeden) emsallerine göre olabildiğince uygun ve içinize sinen bir ev almanın zamanı.

bunun dışında tl nin değersizleştiği şu ortamda biraz parası olanlar iyi bir gayrimenkul bulduklarında bu fırsatı kaçırmıyorlar. ben bile yok ya fiyatlar bu kadar oldu mu diye sorgularken gözümün önünde değeri 2 mio üzeri bir dükkana ilana koymadan 5 gün içinde 5-6 tane teklif geldi.
0
visenfoni
(30.05.21)
(17)

Özel Yazışmaların Şirket Tarafından Okunması Hakkında

ultranil07
Geçtiğimiz hafta Microsoft Teams üzerinde yaptığım bir özel yazışmada bağlı bulunduğum yönetici hakkında eleştirel yorumda (küfür, hakaret kesinlikle yok) bulunduğum gerekçesiyle sözlü uyarı aldım. Bana bu uyarıyı yapan yönetici de üstüne basa basa özel yazışmalarımızın da okunduğunu söyledi ve buna
Geçtiğimiz hafta Microsoft Teams üzerinde yaptığım bir özel yazışmada bağlı bulunduğum yönetici hakkında eleştirel yorumda (küfür, hakaret kesinlikle yok) bulunduğum gerekçesiyle sözlü uyarı aldım. Bana bu uyarıyı yapan yönetici de üstüne basa basa özel yazışmalarımızın da okunduğunu söyledi ve buna birkaç iş arkadaşım da şahit oldu. Yapılanın hukuksuzluk olduğunu ve hiçbir söylediğim için özür dilemeyeceğimi belirtip istedikleri takdirde inisiyatif kullanabileceklerini ancak bu durumda benim de işin peşini hukuken bırakmayacağımı ifade ettim. Hukukçu ya da konuyla ilgili bilgi sahibi kullanıcılardan öğrenmek istediğim şu: İşverenin çalışanın özel yazışmalarını okuyup bunu aleyhte delil olarak kullanması kanunen bir hak mı, değil ise bunun cezai müeyyidesi nedir?

Şimdiden teşekkür ederim.
0
ultranil07
(30.05.21)
bilgisayar şirket bilgisayarıysa hakkı var demişti türk yargısı.
o nedenle şirket bilgisayarında kişisel hiçbir iş yapılmaması önerilir.
0
sutlu nescafe
(30.05.21)
Adamlar haklı. Okuyabilirler. Şahsi platformlarınızı kullanmanız daha iyi olabilir.

Ama bir şeyi merak ediyorum. Niye pardon deyip geçmek varken; hukuksuz bu özür de dilemem. İsterseniz insiyatif kullanın(sanki senin iznin gerekiyormuş gibi isterseniz demişsin.) gibi ifadeler ve üstüne peşini bırakmam demenin sebebi nedir? Hukuksal olarak bilmediğin bir konuymuş hem de.
0
Amory Lorch
(30.05.21)
okunduğuna dair önceden bilgilendirmediyseniz haklı nedenle fesih + kvkk şikayet yapılabilir.
0
karsiyakaliyiz
(30.05.21)
okunduğunu size bildirmiş ve onayınızı almış olmaları lazım. sözleşmenizde falan bir yerlerde illa ki yazıyordur. yazmıyorsa karsiyakaliyiz +1
0
levybroo
(30.05.21)
Evet, böyle bir bildirim yapılmadı tarafımıza. Hatta bu olay şirket içinde ses getirince "madem olay ayyuka çıktı, evet özel yazışmalarınız da okunuyor" gibi bir açıklamada bulundular.

@Amory Lorch, evet hukuksal boyutuna hakim olmadığım bir konu. Olayın sıcaklığı ile dile getirilmiş sözlerdi tabii ki ve KVKK kapsamında haklarının olmadığını düşünüp "pardon" deyip geçemedim. "Pardon" demenin bir anlamının da olmadığını düşündüm.
0
🌸ultranil07
(30.05.21)
İş yerinin donanım ve yazılımlarını kullanırsanız özel yazışmalarınızı okuma hakları var. İş bilgisayarı falan değilse zaten hacklemişler demektir.
0
lancelot du lac
(30.05.21)
Bilgi güvenliği alanında çalışıyorum. Hukuksuzluk değil. Lancelot-du-lac'ın belirttiği gibi iş bilgisayarı - iş interneti - iş ağı (buna işle ilgili teams gibi cloud hesapları da dahil) bunlardan biri kullanıldığı sürece kişisel yazışmalarınız da dahil her şeyi takip edebilirler.
0
roket adam
(30.05.21)
Hala 2010 tarihli yargıtay kararı veriliyor. O köprünün altından çok sular geçti. Anayasa mahkemesinin kararları çok açık: önceden işçinin onayını almalısın, bu bir. Onay alsan bile denetlerken bazı koşullara uymalısın, bu iki. Bunlara uymazsan insan hakları ihlaline sebep olursun, bu da 3.

Okumak isteyenler için yakın tarihli aym kararını bırakıyorum buraya. İhlali gerçekleştirenin de avukatlık bürosu olduğunun da altını çizeyim :)

www.resmigazete.gov.tr
0
kojonotsuki
(30.05.21)
Olay işyerinin bilgisayarından yazıştıysan işveren haklıdır kadar basit değil. Bu konuda AİHM kararı da var. Bu işlemin yapılabilmesi için Birçok kriter belirlenmiş. İşçiye önceden bildirmek, çok haklı bir sebebin olması, doğrudan özel yazışmaların denetlenmesine gelene kadar başka bir denetim yolu geliştirmek gibi bazı hususlar var. İşyeri bilgisayarını kullanmak işvereni tek başına haklı göstermiyor yani. Bir sıkıntı olursa hukuki yollara başvurun bence.
0
aquarium
(30.05.21)
okuyamaz. hukuki olarak hakknızı arayabilirsiniz
0
konsomatrix
(31.05.21)
Yanıtlarınız için hepinize teşekkür ederim.
0
🌸ultranil07
(31.05.21)
İş ile özel'i keskin çizgilerle ayırmak lazım.

Arkadaşlarınıza iş mailinden yazmayın, görüşmeyin. Özel mailiniz ile irtibat kurun.


.
0
kartallar yuksek ucar
(31.05.21)
şikayet gelmiş olmasın
gıybet taraması mı yapıyor koskca şirket
0
bir soru sorcam
(31.05.21)
Bana da eleştirel yorumunuzu yaptığınız kişilerden birinin ihbarı olabilir gibi geliyor. Sorsanız hiçbiri "ben yaptım" demez ama tahminim bu bilgiyi kendisine haber verenler olmuştur. Böyle eleştirileri özel yazışmalarınızda bile iş arkadaşlarınızla yapmayın. Sözlü olarak istediğinizi söylersiniz ama yazılı kısmı sıkıntılı...
0
SiyamkedisiZorro
(31.05.21)
@bir soru sorcam,

@SiyamkedisiZorro,

Hayır bir ihbar söz konusu değil. Özel yazışma yaptığım arkadaşım bir gün önce yine söz konusu yönetici yüzünden istifasını sunmuş biri. Kendisi dışında bu yazışmaya tanıklık etmiş biri yok. Kaldı ki yönetici Teams yazışmalarının belli bir süzgeçten geçtiğini açıkça söyledi.
0
🌸ultranil07
(31.05.21)
müdür stalklıyor
0
bir soru sorcam
(31.05.21)
@bir soru sorcam;

içeriden mi bildiriyorsun?
0
🌸ultranil07
(31.05.21)
(10)

şu sıralar araç almak vs. sene sonunu beklemek

gmzo
Gözümüze c3 aircross'u kestirdik, kullanım amacımız ve f/p doğrultusunda en uygunu gibi.Veriler:- Elimizde 190 bin kadar birikmiş var. Altın - döviz - vadeliye bölünmüş durumda.- Bayiler 235-238 bin civarına veriyorlardı aracı düne kadar. Haziran zamları ile %80'lik dilime çekebilirler.- Şu an bu ar
Gözümüze c3 aircross'u kestirdik, kullanım amacımız ve f/p doğrultusunda en uygunu gibi.

Veriler:

- Elimizde 190 bin kadar birikmiş var. Altın - döviz - vadeliye bölünmüş durumda.
- Bayiler 235-238 bin civarına veriyorlardı aracı düne kadar. Haziran zamları ile %80'lik dilime çekebilirler.
- Şu an bu araç için kredi kampanyası yok ve faizler yüksek. Aklımızda 160 bin kadar nakit verip, 80 bin kadar iki senelik kredi çekmek var. Bir senelik 50 bin kredi daha kolay ödenir tabii ama tüm birikimimizi yemiş oluruz.
- İkimiz de devlet memuruyuz, ayda ortalama 14 bin kadar gelirimiz var. Bazen artıyor bazen azalıyor.
- İhtiyaç acil değil. İstanbul'dayız, seneye bebek olabilir.

Şimdi vergi dilimi değişmeden acele edip almalı mı, yoksa sene sonu kampanyalarını mı beklemeli ne dersiniz?
0
gmzo
(30.05.21)
Ytd. Önce böyle baslayayim.

Gecen sene temmuzda araba almak isteyen arkadaşım sosyal medya vs. Okuduklariyla ÖTV indirimi gelir diye arac almaktan vazgeçti. Arac 100bin liradan fazla zamlandi.

Tc sartlarinda özellikle döviz köyün delisi gibi giderken ne ihtiyacınız varsa erkenden alın. Almadığınız her an zarar ediyorsunuz maalesef.


Renault'un yeni isimli boş symbolü 170k olmus. 2010 yılında 19k idi bu aracın 0'ı.


O yüzden pek düşünme alacaksan.

Çocuk mevzunu bilmiyorum ama onun dışında her türlü alınır.
0
westblack
(30.05.21)
%80e girmeden al geç.
0
glamdr1ng
(30.05.21)
kanal istanbul vs derken vergi gelmesin diye dua etmek lazım.

yıl sonu dolar hedefi bazı yerlerde 9,3 olarak görünüyor. %8,6 artış bekleniyor yani. hele erken seçim haberi gelirse çok daha artar. imkanı yok yıl sonu bugün ki fiyattan bulmanın.

al geç. max 230'a aldığın araç bi süre 215 falan olur üzülürsün sonra yine 300'leri görür
0
avatar is back
(30.05.21)
hemen alın bence. bu ülkede araba, ev, bilgisayar tarzı şeylerin bekledikçe fiyatının düştüğünü uzun süredir görmedim. zamanında (2019) 43 bine eylül ayında aldığım arabayı sene sonunu bekleseydim 60 bine alacaktım.

dolar sürekli artıyor, yıl sonuna doğru artmaya da devam edecek. 20-30 bin indirim beklerken 60-70 binlik olabilirsiniz.
0
ilgeru
(30.05.21)
Uzun vadeli kullanacaksanız (al sat yapmayacaksanız yani) aracı %80'lik vergi dilimine girmeden kesinlikle hemen şu an alırım. Faizler %18 olduğu halde döviz rekor kırıyor sürekli, önümüzdeki dönemde ne olacağı belli değil. Bayilerin hepsinden fiyat alın mutlaka, indirim yapma ihtimalleri olacaktır.
0
roket adam
(30.05.21)
kesinlikle alın. 2 sene önce mercedes c180(ikinci el) almak için 15bin eksiğim vardı. geçen hafta fiat egea cross aldım. gerisini sen hesap et.

kampanya falan olmaz bu şartlarda. zaten herkes saldırıyor bir daha araç alamam diye. alın geçin.
0
xrated
(30.05.21)
Teşekkürler cevaplar için. Soruya ek yapayım, şimdi her araç bayilerin elinde olmayabiliyor anladığım, listeye giriyorsunuz kapora vererek. Fiyat olarak da araç geldiğinde neyse onu veriyorsunuz, sabitleme yok. Bu kaporanın normali nedir? Diyelim ki araç gelene kadar %80 dilime girdi ve biz almaktan vazgeçtik daha doğrusu alamadık, ne olacak?
0
🌸gmzo
(30.05.21)
5 bin lira yeterli sıraya girmek için. vazgeçerseniz çoğu bayi iade ediyor ama öncesinde konuşun yinede. bazı firmalar fiyatı sabitliyor faturayı kesiyor. bazıları dediğiniz gibi sabitlemiyor. araç ocak şubatta pek yoktu ama şu an bulursunuz veya çok beklemezsiniz.
0
xrated
(30.05.21)
Ben de biraz inceledim c3 aircross. Facebook grubuna üye oldum hatta 1 ay kadar yazılanları takip ettim ve vazgeçtim. Sürekli bir sorun yazıyordu kullanıcılar sanki elektronik olarak çok kaliteli bir araç değil gibi geldi. Gecen ay pedere opel crossland aldık aynı sınıf oldukça memnun. Onda da aynı yolu takip ettim 1 ay facebook grubu üyeliği:) kullanıcılar memnundu genelde. Bagajı küçük ama belki bütçe dahilinde 195 civarına fabia bulunuyor 50k ya 0 faiz ile. Onu alın seneye ihtiyaç olursa daha büyüğe geçersiniz bence.
0
solenkol
(30.05.21)
@solenkol öneri için teşekkürler, biz de daha düşük fiyatlı araçları değerlendirdik ama aracı günlük şehir içi değil daha çok kampa ve memlekete gidip gelmek için kullanacağız, o yüzden bagaj önemli açıkçası..
0
🌸gmzo
(30.05.21)
(1)

Yasaklar sirasinda Sabiha Gokcen'den Avrupa yakasina ulasim

turkuaz
Ucusum pazar gunu Sabiha Gokcen'e.Avrupa yakasina dogru uzun bir yol yapmam lazim. Normalde Havas kullanirdim ama korona doneminde kullanmak istemiyorum.Taksi disinda Uber vb. baska alternatif neler var acaba? Anladigim kadariyla bir tanidigimiz kendi ozel arabasiyla karsilamaya gelemiyor
Ucusum pazar gunu Sabiha Gokcen'e.Avrupa yakasina dogru uzun bir yol yapmam lazim. Normalde Havas kullanirdim ama korona doneminde kullanmak istemiyorum.Taksi disinda Uber vb. baska alternatif neler var acaba?

Anladigim kadariyla bir tanidigimiz kendi ozel arabasiyla karsilamaya gelemiyor
0
turkuaz
(29.05.21)
kurtköy bölgesinden moov gibi bir servisle araba kiralayıp gideceğiniz yere bırakabilirsiniz.
0
roket adam
(29.05.21)
(11)

ordu'ya gidilir mi, nasıl gidilir, gitmeye gerek var mı, radarlar yollar

roket adam
epeydir pek bir aktivite yapmadık, eşimin ordu'daki bir arkadaşı acayip ısrar ediyor. ben de karadenize trabzon harici gitmiş değilim, trabzon'un da pek bi olayı yok diye düşünüyorum ama inanılmaz güzel diye ısrar edip duruyorlar. gidelim dedik.ancak gitmişken bir 3-4 gün kalmak ve ayrıca arabayla g
epeydir pek bir aktivite yapmadık, eşimin ordu'daki bir arkadaşı acayip ısrar ediyor. ben de karadenize trabzon harici gitmiş değilim, trabzon'un da pek bi olayı yok diye düşünüyorum ama inanılmaz güzel diye ısrar edip duruyorlar. gidelim dedik.

ancak gitmişken bir 3-4 gün kalmak ve ayrıca arabayla gitmek istiyorum malum pandemi durumundan ötürü uçağa binmiyoruz.

1) istanbul'dan arabayla gidiş sıkıntılı mı? arkadaşlarım 120'yi bile bulamıyorsun, bir yerden sonra hız aşırı düşüyor, çok da radar var diyorlar. nereden itibaren başlıyor bu sıkıntılı kısım? yoksa 4-5 gün için arabayla gitmeye hiç değmez mi? güzergah önerileriniz nedir?

2) gerçekten gitmeye değer mi, yoksa bu kadar uğraştığına değmez mi dersiniz? gitmişken neler yapılabilir?
0
roket adam
(29.05.21)
bu mevsimde yaylaya gidilir. ormangülleri açtı. hava güzel. ben trabzon'a her sene giderim. radar her yerde var. en son 2 ay önce bilmeme rağmen 80 km hızla yedim. neymiş orası 50 km hızla geçilmeliymiş. genelde amasya samsun arası çok radar var. çankırı tarafında da olur. ben doğu karadenizli olarak yaylaya gidip ormangüllerini sadece 5 dakika görmek için o kadar yol giderim. ama siz gitmezsiniz muhtemelen.
0
iddaaci
(29.05.21)
ordulu bir plakanın arkasına yapış
0
jamswety
(29.05.21)
Otoban sonrası 120 sıkıntı Samsun a kadar. Sonrasında makul süratte gidiliyor.
Güzel yerler var ama deniz zamanı daha iyi olur.
Sınop düşünebilirsiniz.
0
kisa
(29.05.21)
ordu cok guzel bir yer ama kent olarak, hatta karadenizin en guzel sehri diyebilirim tekrar diyorum kent olarak, tarihi yerleri dogal guzellikleri olarak degil.
kenti kent yapan da insanlaridir, su siralar da her yer kapali oldugundan pek bi sey anlayacaginizi sanmam. gidin ama bu aralar degil.

ben 2016-2018 arasinda ordu'da calistim cok zevkliydi hala arkadaslarim var oradan kalma. benim zamanimda o meshur radarlari kapatmislardi fetoculara para gidiyor vs diye. (sonlara dogru)

harika oteller var cafeleri publari sahili muthis izmir halt yesin yaninda. lakin her yer kapali iste ne yapabilirsiniz bilmiyorum. herhalde persembe yaylasinda menderesleri falan gorursunuz anca.
0
turbo sadık
(29.05.21)
Yazdıklarınız doğrultusunda gitmemek için bahane arayışında gibisiniz :) bence gitmeyin.
0
intihar etsem de kendime gelsem
(29.05.21)
Karadeniz'de favori illerim; Sinop ve Ordu.
0
late viper
(29.05.21)
Ya aslında kankiler gitmek istiyorum da yol çok gözümde büyüyor ya, bi de herkes aşırı korkuttu yol kötü hep radar var sürekli 50'ile gidersin falan, 9 saat yol da 50-70 ile çekilmez yani 3-4 gün için. O yüzden aslında bu duyuruyu açtım. Gerçeklik payı var mı onu bilemedim yani.
0
🌸roket adam
(29.05.21)
Ordu özel olarak gidilecek bir yer değil, ayrıca birkaç gün için o yol çekilmez.
0
alfred
(29.05.21)
o yol tek şoför hiç çekilmez. dinlene dinlene gideyim deseniz bile çekilmiyor. 2 şoför olursa sorun olmaz.
0
hayal fazlasi
(29.05.21)
yol kotu degil hocam. istanbul'dan yola cikacaksaniz hele hic degil.


sehir icine girmeye yakin fatsa'da falan radar olabilir. acaba arkadaslar bolaman virajlari ile mi karistiriyor bilmiyorum. su an sehre (1-2 yildir) iceriden tunelle baglanan yol var. gayet kaymak gibi yol. icanadolu tarafindan gelecekseniz niksar'dan gelen yeni yol yapiliyordu o da kesin bitmistir guzel yol olmustur genisti.


soyle ozet geceyim.
2016-2018 yili arasinda daha once de dedigim gibi calistim hic sikintim yoktu.

-sivas zara devlet hastanesi
-ordu aybasti devlet hastanesi
-ordu korgan devlet hastanesi
-bursa nilufer halk sagligi merkezi
- bursa yenisehir devlet hastanesi
bunlari biz yaptik, her hafta hepsine ugruyordum, kisacasi ayda 14-15.000 km yol yapiyordum bazen. altimda da oyle konforlu bi arac yoktu bildigin 4*4 duster vardi. dusunsene bu santiyeler arasindaki yol agini orgusunu, bu hat uzerinde oturuyorsaniz hic cekinmeyin. cunku yol konusunda hic zorlanmadim.
ordu'nun icinde belki yeni yeni radar koymus olabilirler. o da icindedir yani. ben kontrolleri almaya ya samsun'a ya da ordu giresun havalimanina giderdim, bi kere radar vs yemedim. ortalama hizim da 100/120 civari, gozunuz korkmasin yoldan. hayatimda bi defa ceza yedim o da e5'te pendik kartal arasinda 110 la mi ne gidiyordum 50 ile gitmem lazimmis. kisacasi ordu'ya gidene kadar istanbul'da ne beter tuzaklar var. yabustur hocam cekinme. (yol icin diyorum)
yolun da farin da acik olsun.
0
turbo sadık
(29.05.21)
Gittik, bir şey diyeyim mi çok güzel bir şehirmiş. Yolu da gayet tertemiz, hakikaten çok beğendim. Yaylaya da çıktık, trabzon vs yaylaları gibi dopdolu da değil, mis gibi bir kent.
0
🌸roket adam
(18.06.21)
(6)

Site satma işleri? (nasıl fiyatlandırılıyor)

tchuck
r10'da falan baktım biraz, buradan da tavsiye almak istedim.şirketleştiği 2019 ocak ayından bugüne 1 milyon tl ciro yapmış bir eticaret sitemiz var. (spesifik bir sektörde)120binlik bir instagram sayfası, bir eticaret uygulamamız, çiçeksepeti ve trendyol profillerimiz hepsini satıyoruz.genelde eylül
r10'da falan baktım biraz, buradan da tavsiye almak istedim.

şirketleştiği 2019 ocak ayından bugüne 1 milyon tl ciro yapmış bir eticaret sitemiz var. (spesifik bir sektörde)
120binlik bir instagram sayfası, bir eticaret uygulamamız, çiçeksepeti ve trendyol profillerimiz hepsini satıyoruz.

genelde eylül-mart ayları arasında yüksek satış, diğer aylar rölantide bir performansı var.

içindeki 2000 civarı ürüne ait tasarımlar vb. her şey de mevcut.
ben kaynak ayırmadığım için toplu üretim işlerine giremedim. ancak toplu üretim ve yüksek reklamla hem ciroyu hem kârlılığı artırabilir. ben hem maddi olarak kaynak aktarmak istemiyorum, hem de bu tarafa mental olarak vakit ayırmak istemyiorum. emek vermeyince de kazancı düşmeye başlıyor.

neyse, yani böyle bir şey komple paket olarak satılabilir mi?
satılırsa ne kadar bir aralıkta ücret istenmeli. (toplu üretim topuna girmediğimiz için kârlılık %35-40 dolaylarında. bu ürünler topluca üretilebilirse kârlılık yükselecektir)
0
tchuck
(29.05.21)
Tedarikçilerinizle konuşup üretimi yapan adamlara devretmeyi düşünebilirsiniz bence.
0
roket adam
(29.05.21)
mantıklı aslında,
onlara da soracağım. ama tabi ürün kategorisi spesifik olsa da, ürün gamı çok fazla olduğu için çok afzla tedarikçimiz var. hani adamın yine diğer tedarikçilere de ihtiyacı olacaktır vs. ama denemekten zarar gelmez.
0
🌸tchuck
(29.05.21)
Benim müşterilerim den biri de aynı sizin anlattığınız şekilde, hem kendi internet sitesi var hem de pazar yerlerinde ürün satıyor. Müşteri memnuniyeti konusunda çok iyiler. Kendi internet sitelerini ticimax üzerinden kurmuşlar, ve geçen aylarda iki ayrı teklif geldi. Söylediğine göre ticimax bu sitenin yaptığı ciroları paylaşabiliyormuş yatırımcılarla ve yatırımcılar da ona göre fiyat teklif ediyorlar. Yani sizin internet sitesi de böyle hazır olarak kurulan firmalardan birinde host ediliyorsa danışabilirsiniz.
0
etna
(29.05.21)
Ortalama aylık net getirisi 12.500 tl yapıyor. Kdv gelir vergisi bağur çıktıktan sonra 9000 tl civarı kalıyor.

9000*12 ortalama bir satış rakamı verecektir diye düşünüyorum.
0
hayaletimsi
(29.05.21)
Fiyatınızı belirledikten sonra ulaşabilir misiniz? Bu tarz bir girişime niyetlenmiş durumdayım, piyasa araştırması yapıyorum
0
bozbaykus
(29.05.21)
merhaba, şuan mobil versiyondayım. özel mesaj atabilir misiniz; konuşmak istiyorum. ilgileniyorum.
0
pardus
(30.05.21)
(14)

Dost Kazığı?

apurucikipi
4 yaşımdan beri bebeklik arkadaşım, hala her gün konuştuğum en yakın arkadaşım bu yaz evleniyor.ayrı şehirlerde yaşıyoruz. istemesine gidemedim, virüsten dolayı çok anlaşmazlıklarımız oldu. ne kadar üzülsem de mümkün olmayacağını söyledim. virüs de olsan geleceksin tarzında söylemlerine rağmen aramı
4 yaşımdan beri bebeklik arkadaşım, hala her gün konuştuğum en yakın arkadaşım bu yaz evleniyor.

ayrı şehirlerde yaşıyoruz. istemesine gidemedim, virüsten dolayı çok anlaşmazlıklarımız oldu. ne kadar üzülsem de mümkün olmayacağını söyledim. virüs de olsan geleceksin tarzında söylemlerine rağmen aramızı bozmadan bu konuyu kapattık. gitmemi önerdiği akrabasının bir hafta sonra covid olduğunu öğrendiklerini söyledi gülerek. eğer kabul etmiş olsaydım, ben de olacaktım.

şimdi nikah zamanı geldi çattı. yine aynı baskıyı yapıyor. aylardır işsizim, manevi ve maddi zor bir dönemden geçiyorum. gidip kalmam mümkün görünmüyor. kalacak yer ayarlama konusunda da yardımcı olmadı pek. her şartta ve koşulda gelmem gerektiği konusunda iddialaştığı için aramız şu an limoni.

nikahı yemekli olacak ve memleketin bir kaç yerinden misafirler ağırlayacaklar.
bu koşullarda sağlığımı da riske atamayacağım için çok sıcak bakmıyorum gitmeye. ama bir yandan sevgimi bununla sınayan bir insanla karşı karşıyayım.

gitmezsem, dost kazığı mı olur? en son bana; fedakarlık bunun neresinde? iki elin kanda olsa geleceksin gibi sözleri sonrasında konuşmayı kestik. bir adım atmamı bekliyor benden her söze rağmen. siz olsanız ne yapardınız?
0
apurucikipi
(29.05.21)
Dost kazığı böyle bişey değil yahu. İçini rahat olsun. Gitmemek en doğal hakkınız bu şartlarda.


Haaaa ben en yakın arkadaşım için giderdim sanırım bir şekilde ama gitmeyene, düğün benim olsa da gelmeyene laf etmem.
0
elorelia
(29.05.21)
Otobüs kalkar genelde başka şehirdeki düğünlere ve otel/ayarlanır kalacak. Bu covid döneminde mantıklı gelmiyor ama düğün yapıyorlarsa bunu da yaparlar herhalde. İşsiz gelirsiz insansınız karşılasın masrafları gidin :)
İşsiz adama şehirlerarası ille de gel kal demek bana çok bencilce geldi,
0
cilekli pasta
(29.05.21)
geçen sene 14 mart tarihinde en yakın arkadaşım başka şehirde evlendi. tam herkesin koronadan en çok korktuğu, türkiye'de ilk vakanın çıktığı dönemde. uçağa binip gitmemiz gerekiyordu. ben gitmedim. kıza da düğün sabahı gidemeyeceğimi söyledim. en ufak bir problem yaşamadık bununla ilgili.

bugün olsa kesin giderdim. çünkü virüsle yaşamayı öğrendik bence. bir de yaz geldi + gerekli önlemler vs öyle hemen korona olunmuyor. ayrıca kendi keyfim için tatile falan da gidiyorum. arkadaşımın düğününe gitmemek olmaz.

maddi durumun elvermiyor olsaydı, bunu bebeklik arkadaşıma söylerdim açık açık. düğün sahibininb böyle şeyleri düşünmesi ve yardımcı olması gerekir. ama korona da var risk falan demezdim. çünkü ben dediğim gibi o rsiki kendi tatilim vs için de alıyorum hali hazırda. ama korona yüzünden de gelemiyorum diyeceksen, bundan sonraki aylarda gerçekten hiçbir yere gitmemen lazım yoksa haklı olarak sana bozulur düğünüme gelmedin tatile gittin ama diye.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(29.05.21)
@cilekli pasta yaşa sen =) aynısını söyledim. hatta gelenekler öldü sandım sen bunu dıyene dek. arkadaşım otel ayarlamadıklarını kendi geleneklerinde böyle birşey olmadığını söyleyerek bana otel linki attı =) işsiz oldugum ıcın odemem mumkun de gorunmuyor zaten, üstelik pandemi boyunca tatil imkanım da olsa otelde kalmayı tercih etmem
0
🌸apurucikipi
(29.05.21)
Yakında nişanlancam sadece çekirdek aileler olacak. Düğün de yapmicam düz nikah gelen gelir isteyen. Korona zamanı böyle şeylerden alınan insan gerizekalıdır. Sizde sorun yok. Kendisi düşüncesiz.
0
Hallegadola
(29.05.21)
nacizane gorusum; salgin zamani yemekli dugun yapip sehirdisindan insan cagirmak akilli insan isi degil.

ote yandan insan gercekten cok cok yakin dostunun zor durumda oldugunu bilir. ben arkadasinizin yerinde olsam her seyi kendim arkadasim icin ayarlardim ama sadece arkadasima teklif ederdim. kimse kime icin hastaligi olumu goze almak mecburiyetinde degil.

acikken kafeye restorana otele gitmiyorsaniz, kisisel isleriniz icin toplu tasima bile kullanmiyorsaniz en dogal sey oraya da gitmek istememeniz.
0
la lykia
(29.05.21)
Hallegadola'ya katılıyorum. Hiç bir kazık falan filan da olmaz. Biz de geçen yıl evlendik, kimseye bir şey demedik. Mutlu anlar insanları zor durumda bırakarak yaşanmaz, fedakarlık falan değil bu direkt cahillik. Aşı olmadığın sürece girme bu işe.
0
roket adam
(29.05.21)
kendisi sağlık görevlisi =) aşılı, ailesi de aşılı.

evet çok haklısınız. zaten kavgam oydu, kendisine de hep bunları söyledim ama sizden duyunca daha da emin oldum. bazen malesef etrafımızda sağlam insanlar olmayınca kendimizden şüphe eder hale geliyoruz. teşekkür ederim tüm yorumlara
0
🌸apurucikipi
(29.05.21)
Ya birkaç tane böyle duyuru hatırlıyorum, bugün de her konuya atlama günüm gibi ama neyse, insanlar yemekli organizasyon yapıp bir de şehir dışına milleti çağırıyorlar, gelmeyenlere de bir tavırlar... Gerçekten bu kadar düğün takısı peşindeler mi, maskeyle aman kimseye bulaşmayayım diye tedirgin gezen misafirlerle eğlencenin dibine vuracaklarını mi düşünüyorlar, hele bir sağlık görevlisi aşısız bir insanın o seyahatin herhangi bir anında enfekte olma ailesine yayma riskini nasıl umursamayabiliyor, bir de tabii maddi kısmı var yok anlayamıyorum...
0
not dark yet
(29.05.21)
ben de hiç anlamıyorum :) üstelik bir de anormal olan kendileriyken, anormal muamelesi yapıyorlar. bu daha vahim. @not dark yet

yok şaka değil; enfekte de olsan geleceksin diye gülmüşlüğü de var :)) pandeminin başında öz dayımı kaybettim ve cenazesine katılamadık. sanırım net kararımı verdim =) gitmek aptallık olur
0
🌸apurucikipi
(29.05.21)
Bu kadar önemsediğin insanın yanında olması için bir şey yaparsın. Karşı tarafın yaklaşımında sorun var.
0
alfred
(29.05.21)
nasil nasiiil?

oncelikle basiniz sagolsun.

siz salginin basinda salgin nedeniyle dayinizi kaybettiniz, cenazesine bile katilamadiniz ve bu kisi size gulerek enfekte olsan bile geleceksin mi dedi???

ben bunun uzerine arkadasligimi cok buyuk ihtimalle bitirirdim.

bencilligin ve duyarsizligin bu seviyesinde yasayan birinin dostlugu eksik olsun derdim sanirim.
0
la lykia
(29.05.21)
@la lykia dayımı kaybetme sebebim, korona değildi muhtemelen. teşekkür ederim. çok haklısınız ama.. etrafta düzgün düşünen insan kaldı mı ki? bitire bitire bir hal olduk =)
0
🌸apurucikipi
(29.05.21)
maalesef kalmadi inanin bu tuhaf durumlari yasayan biri olarak yalniz degilsiniz.

salgin ile ekonomik sorunlar ve ulkenim icinde bulundugu yozlasma insanlarin davranislarini cok etkiledi.
artik empati, duyarlilik, nezaket gibi kavramlar hic kalmadi hatta siz boyle biriyseniz eziliyorsunuz.
biz de ailecek o kadar absurt olay yasadik ki ama hepsi de birbirinden cok farkli olaylar ve kisiler ile.
ve hepsinin temelinde nezaket ve empati sorunu vardi. artik sorun bizde galiba diye dusunuyoruz:) oyle ya yasadigin yere uyum saglamak da bir beceridir, biz uyum saglayamadik :)
0
la lykia
(30.05.21)
(11)

Bu evi alıp yaptırmak saçma mı olur?

mg3929
https://www.sahibinden.com/ilan/emlak-konut-satilik-nokta-dan-goztepe-de-masrafli-satilik-daire-927656639/detayBana bu haliyle 300k fazla geldi. Bütün işçiliği (mutfak dolabından parkesine) kendimiz yapacağız sadece malzeme parası vereceğiz. Sizce daha düşük bi fiyat teklif verip alıp içini elden ge
www.sahibinden.com

Bana bu haliyle 300k fazla geldi. Bütün işçiliği (mutfak dolabından parkesine) kendimiz yapacağız sadece malzeme parası vereceğiz. Sizce daha düşük bi fiyat teklif verip alıp içini elden geçirip kiralamak mantıklı mı?
0
mg3929
(29.05.21)
31 yaşındaki daire icin biraz lüks. durumunuz nasil bilmiyorum ama baska ilanlara bakardim.
0
evimin paspasi
(29.05.21)
O bina en az 40 yaşında. Bir de zemin kat. Zaten ömrünü bitirmiş daireye masraf yapmak bence gereksiz. Üstelik deprem riski var. Beni zincirle bağlasan durmam orada.
0
zoghurt
(29.05.21)
ilanın açıklama kısmında kentsel dönüşüme girmek üzere olduğu yazıyor.
kentsel dönüşüme girmek üzere olduğu için fiyatı 300 bin, haliyle ilgisi yok.
bu evi alırsanız ve içini en azından insan yaşayabilecek şekle sokarsanız, alacağınız kirayla masrafınızı karşılayamazsınız muhtemelen.

kentsel dönüşüme gitme detaylarını (kesin mi, değil mi, anlaşmışlar mı, ne olacak?) doğru şekilde öğrenirseniz, uzun vadeli yatırım yapmış olursunuz.
kentsel dönüşümden sonra değeri artar.

buraya yatıracağınız para, tadilat masrafı, alacağınız kiranın masrafı çıkartıp çıkartmayacak olması gibi hesaplar şu anda sizin için önemliyse, o zaman size uygun olmayabilir.
tabii binanın ne zaman yıkılacağı da önemli.
altı ay sonra yıkılacaksa alın, bu haliyle beklesin.
o zaman masraf yapıp kiracı bulmaya falan değmez, yeni binayı beklersiniz.
0
blatta hiberna
(29.05.21)
(bkz: kentsel dönüşüm)e girebilir o yaştaki binalar.
0
hayirsiz
(29.05.21)
şöyle bir şeye 300 bin verip üstüne masraf yapıp kiralamaya çalışmak akıl karı değil.
0
rose parks
(29.05.21)
Gündüz aydınlanmak için ışık yakılan bir evi kim alır, kim kiralar?
0
Mirket
(29.05.21)
alıp hiç ellemeyip kentsel dönüşüme girmesini bekleyebilirsiniz ancak o zaman da daire 3 metrekare kalıyor olabilir, o ayrıntıları öğrenmek lazım. yoksa sahibi de salak değildir o muhitte kentselle adam edilecek bir daireyi 300bine bırakmazdı. sonuçta kadıköyde evlerin ölüsü bile 300bin olmaz
0
red g
(29.05.21)
Bunu alan adam hiç ellemeyip kentsel dönüşüme girsin diye alır. Dönüşüme girince de sana 1+1 verirler bir tane, o şekilde takılırsın. Dönüşüm kaç sene sonra biter, ne zaman olur orasını kimse bilemez.
0
roket adam
(29.05.21)
Oha parazit filmindeki klozet :)

Kentsele girebilse girerdi muhtemelen sorunlari vardir muteahhit almak istemiyordur.
Gidip sorman lazim, eger girecekse alinir ama kafadan 2 sene ev isine yaramaz. Muteahhit kirasi alirsin.
0
divit
(29.05.21)
Depremde ilk yıkılacaklar listesinde birinci bir apartman. Kentsel dönüşüme girmezse içinde oturanlar için üzülürüm.
0
suicides underground
(29.05.21)
tapuda ki durumu önemli olan?buranın iskan da yeri olduğunu düşünmüyorum ortak alan olan bodrumu müteahit daire yapmış olabilir.
tapudaki size düşen metrekare ne önemli olan kısım bu ..
masraf yapmaya değmez 200 bin e bile zor çıkılır burdan.
0
jamswety
(29.05.21)
(3)

otelde konaklamasız kalmak mümkün mü(havuz fitness yemek vs için)

ShadowOfMoon
turistik şehirlerde mesela antalya izmir. ucuza bi ev kiralayıp orda kalıp gün içinde ise havuzlu iyi bir otele gitmek nasıl olurdu? otelin müşterisi değilken içeri alırlar mı, ne kadar masraf olur sizce?merkeze yakın sahile yakın evler hem pahalı hem istediğim yerlerde yok kiralık.o yüzden otel dah
turistik şehirlerde mesela antalya izmir. ucuza bi ev kiralayıp orda kalıp gün içinde ise havuzlu iyi bir otele gitmek nasıl olurdu?

otelin müşterisi değilken içeri alırlar mı, ne kadar masraf olur sizce?

merkeze yakın sahile yakın evler hem pahalı hem istediğim yerlerde yok kiralık.o yüzden otel daha iyi olabilir diye düşündüm
0
ShadowOfMoon
(29.05.21)
alırlar ama fiyatları çok yüksek çekiyorlar civardaki kekolar doluşup müşteri profilini bozmasın diye.
0
brakgn
(29.05.21)
Şimdiki yasaklarda konaklama yoksa 4’ten sonra gönderiyorlar ama onun dışında havuz fitness falan dışarıdan gelenlere açık.

İzmir Kaya Otel
0
zoghurt
(29.05.21)
Düzgün otellerde fiyatları epey yüksek çekerler genellikle brakgn'ın belirttiği sebepten ötürü. Gidip "sezonda giriş kaç tl olacak" diye sormadan buna kalkışmayın derim.
0
roket adam
(29.05.21)
(12)

anne babanızla aranız nasıl?

abelardo
benim gibi babası ile hiç görüşmek istemeyen var mı
benim gibi babası ile hiç görüşmek istemeyen var mı
0
abelardo
(29.05.21)
annemle aram iyi de babam kadar no comment, etliye sutluye karismayan bir adam gormedim. ne desem hayirlisi diye cevap veriyor. uhasudha.
0
baldur2
(29.05.21)
babamla 3-4 senedir görüşmüyorum. annemle aram iyi.
0
stewie
(29.05.21)
Babamla aram daha iyi çünkü aynı kafa yapısındayız.

Annemle iyi geçinmeye çalışıyoruz ama iyi anlaşamayız. Bir şey paylaşmadığım için kavga etmiyoruz.
0
jazzabel
(29.05.21)
Babamla aram birkaç sene öncesine kadar çok iyiydi. O arada bir şeyler yaşadık ve biraz koptuk ama şimdi yine iyi sayılır çünkü zaten uzaktayız.

Annemle benim ya da başka bir insanın düzenli olarak iyi olma ihtimali yok çünkü gerçekten ciddi anlamda sorunlu bir insan. Aynı evde hatta aynı şehirde bile yaşamadığımız için uzaktan iyi sayılırız yine de ama aynı evde sorunsuz bir gün geçirme ihtimalimiz yok.
0
ms brownstone
(29.05.21)
Valla aram gayet iyi benimkilerle.
0
Amaranta ursula
(29.05.21)
annemle iyi ancak babamla anlaşamıyorum, sorunlu bi tip. 2-3 ayda bir görüşüyorum o yüzden sorun olmuyor
0
Pertev nail
(29.05.21)
3 ayda bir görüyorum ikisini de annemle aram biraz daha iyi babam değişik bir tip, her yanlarına gittiğimde yapma dediğim herşeyi yapmış buluyorum adam anlamak istemiyor.
0
nahtoderfahrung
(29.05.21)
Valla benim de aram iyi ikisiyle de. Öl derlerse ölmem ancak gönülleri olsun diye belli süre ölü taklidi yapabilirim, o derece.
0
j r r tolkien hayrani
(29.05.21)
İkisiyle de çok iyi, naza değmesin çok severim onları.
0
roket adam
(29.05.21)
Annemle aram iyi, babamla da iyi tutmaya çalışıyorum. Babamla çok anlaşamıyorum kafa yapımız çok farklı, tartışmaya girince kesin kavgayla sonuçlanıyor. Ben de artık pes ettim. He he evet öyle tabi yaaa diyip geçiyorum dinlemiyorum, gerginlik çıkmıyor kimsenin huzuru bozulmuyor. Sonuçta yaşlanıyorlar saçma sapan şeyler için pişmanlık duymak istemiyorum.
0
titanyum
(31.05.21)
Annemle yillardir gelgitliydik. Aylarca kus oldugumuz donemler oldu. Ozellikle din ve hayat tarzi ekseninde carpistik. Evime gelmesi yasakti. Gorusecegimiz zaman ben gidiyordum.

Babami hep dominant annemin golgesinde bir ezik olarak goruyordum. Iletisimimiz cok sinirliydi.

Babamin kanser olmasi bir suru farkindaliga sebep oldu. Aslinda onu ne kadar sevdigimi ve ornek aldigimi fark ettim. Babam oldukten sonra annemle sakinlestik, su anda farkli ulkelerdeyiz vee goruntulu konusma yapiyoruz. Konusmanin cogunu da esim yapiyor cunku annemle konustugumda hala enerjimin emildigini hissediyorum.
0
cleric
(31.05.21)
Babamı şahsen pek iplemiyorum. İplenecek bir tarafı yok çünkü. Annem ile normal.
0
put it in your appropriate place
(31.05.21)
(9)

Iphone 11 pili gitti iyice

the real brad pitt
Selamlar. 2020 ocak şubat gibi sıfır aldığım telefonun pil sağlığı %87. Ve şarjı baya kötü artık şu an. Yarım gün max. Bunu apple ücretsiz değiştirmiyor mu? Napsam bilemedim 500-600 kendim mi değiştireyim ki.
Selamlar.

2020 ocak şubat gibi sıfır aldığım telefonun pil sağlığı %87. Ve şarjı baya kötü artık şu an. Yarım gün max.

Bunu apple ücretsiz değiştirmiyor mu? Napsam bilemedim 500-600 kendim mi değiştireyim ki.
0
the real brad pitt
(29.05.21)
%87 gayet normal. Belki baska bir sorun vardir ya da sarj yiyen seyler aciktir
0
her giriste sifresini unutan adam
(29.05.21)
%87yi ücretsiz değişmez. ama yarım gün gitmesi baya mantıksız geldi. baya kullanıyorsunuz heralde.
0
jelly bear
(29.05.21)
2017'de iphone x aldım hala bir gün götürüyor. akşama kadar 4g'de instagram'da takılırsanız yeni aldığınız telefon da yarım gün gitmez ki zaten.
0
bohr atom modeli
(29.05.21)
2020 haziranda aldim. 1 sene oldu yuzde 87 ayni sorunu yaşıyorum. İp11 pismanlik resmen
0
melancholia
(29.05.21)
1.5 senede %87 olmuş, problem ne burada anlayamadım? Ki muhtemelen pandemide telefonu normalden 15 kat daha fazla kullandınız günde 3 kere şarj ettiniz vs (en azından bende öyle :)
0
roket adam
(29.05.21)
% 87 pil sağlığı için gayet iyi. 1.5 senede yüzde 13 gerilemiş bu da çok normal. yarım günü zor çıarıyorsa başka bir problem vardır
0
bi anlatabilsem dunya degisir valla bak
(29.05.21)
benden 4-5 ay once almissiniz; benimki %86 su an... gercekten cok sinir bozucu bir durum. benim de ayni sekilde gunde en az bir kere sarj etmem gerekiyor. oyun oynama vs aliskanligim da yok ama idare etmiyor. bu sarj sorununu duydugum ilk olay da degil ayrica, iphone 11'de cok duyuyorum.
0
nefertarii
(29.05.21)
Aynı telefon aynı zamanda almışız, günlük kullanımım ortalama 3-4 saat. Batarya şu an: %92.
0
but that was just a dream
(29.05.21)
&87 pil performansı demek normaldeki performansının %13 aşağısı demek oluyor, genelde günlük kullanımda telefonlar 5-7 saat arası ekran süresi verir kullanıcıya.
ortalama 6 saat desek siz şu anda 5 saat 15 dakika kullanabiliyorsunuz demek olur ve bu 45 dakikalık fark yarım güne mi indirdi diyorsunuz?

Varsa telefonunuzda pil tüketim istatistiklerini takip edin ne harcıyormuş, kaç saat ekran süresi alıyormuşsunuz bakın.
0
atom karincanin torunu
(29.05.21)
(21)

Hangi yazlık evi alırdınız, neden? Başka nelere dikkat ederdiniz?

la lykia
Alternatif 1: 1.550.000, Emlakçıdanhttps://www.sahibinden.com/ilan/emlak-konut-satilik-dalyan-da-nezih-bir-site-de-3-plus1-villa-922879883/detayDenize girdiğimiz plaja araba 10 dakika.Site içindeİkiz villaKomşu evler ile yani yanındaki ikiz villa ile çok iç içe, verandalar birbirine bakıyor. Büyük i
Alternatif 1: 1.550.000, Emlakçıdan

www.sahibinden.com

Denize girdiğimiz plaja araba 10 dakika.
Site içinde
İkiz villa
Komşu evler ile yani yanındaki ikiz villa ile çok iç içe, verandalar birbirine bakıyor. Büyük ihtimal ile her konuştuğun duyulur, sofrana koyduğun tabaktaki lokmaya kadar görülür.
Manzarası bir taraftan sitenin yeşillik alanına ve diğer evlere bakıyor, diğer taraftan direkt diğer eve bakıyor.
Yürüyüş mesafesinde market yok ama araba ile çok yakın.
Site küçük bir site, sitenin dışı ana yol. Yürüyüş yapayım desen anayola çıkmak gerekir, çevresi biraz ıssız.
Odalar çok küçük, dolap koymaya dahi yer yok. Bir de ikiz evleri yıldız gibi yapmışlar şekil olarak, bu nedenle tüm odalar yamuk. Tam olmasa da odalar biraz beşgene benziyor.
Bahçesi çok küçük.
Keyfekeder tadilat yapılabilir.
İçinde Ağustos başına kadar kiracı var.


Alternatif 2: 1.620.000, Emlakçıdan

www.sahibinden.com

Denize girdiğimiz plaja araba ile 20 dakika.
Site içinde değil.
İkiz villa.
3 tarafı da şimdilik boş arazi, yandaki ev ile de hiç alakası yok gibi, arada bitkiler, duvar vs. var.
Önü kapanmaz ve deniz manzaralı.
Yürüyüş mesafesinde market yok ama araba ile çok yakın.
Evin olduğu muhit hep evlerin olduğu düzgün bir muhit, evden çıkıp rahatlıkla yürüyüş yapılır.
Odalar büyük ve düzgün.
Bahçesi orta büyüklükte. Özellikle arka bahçesi güzel ve yeterli büyüklükte.
Keyfekeder tadilat yapılabilir.
Ev boş, hemen oturulabilir.
0
la lykia
(28.05.21)
Nerede bu evler? Yürüyerek plaja gidemeyeceğiniz evlere bu kadar para vermeyin bence.
İlla ikisinden biri olacaksa 2 numara çok daha avantajlı gibi, ama bence bu paralar verilmez ya.
0
auroraaurora
(28.05.21)
İkisi de o paraları etmez, ilki ayrıca çok kötü.
0
alfred
(28.05.21)
cidden ikisine de bu paralar verilmez bence madem araç kullancaksınız dağ-orman-deniz herhangi birine manzarası olan köy içinde bi araziye kendiniz ahşap ev falan yaptırın.
hele yazlık olarak ikiz villa veya ortak kullanım alanı olanlardan uzak durun hele siteyse iki kere uzak durun cidden yönetimi vs her şeyi ayrı dert.

illa ki bu ikisi ise seçeneğiniz bence önce imkanınız varsa sezonluk kiralayın memnun kalırsanız öyle alın.
0
windymimas
(28.05.21)
Görsellere bakana kadar "villa" kelimesi Amerikan tarzı ev olarak geldi aklıma. Kötünün iyisi ikincisini seçerdim. Birinci ev çirkin, eşya koyacak yer yokmuş zaten almamak için bu yeterli.
Daha az bilinen ama insanın olduğu yerlere bakardım. Daha ucuza bulunur. Varsın 20 dk olsun denize, her gün girmeyeceksiniz ya?
0
ryhmer
(28.05.21)
1'i kesinlikle almam. o ne öyle dip dibe. insan tatilde kafa rahatlığı ister. odaları da küçücükmüş. bu iki seçenek arasında kesinlikle 2. üstelik birinci evin manzarası da yok.
0
anais
(28.05.21)
ek not: uzun süredir izmir'in güney tarafında yazlık arıyoruz. pandemi ve deprem nedeniyle fiyatlar çok arttı ama satılık ev de çok çok az.

(ailemin işi nedeniyle kuzey tarafı çok uzak kalıyor.)

bu evler çeşme'de.

özellikle seferihisar bölgesi fay hattı bölgesi olduğu için ve birçok hasarlı evin sıvanıp satılmaya çalışıldığını da bildiğimizden çeşme daha güvenli bir bölge gibi geliyor.

zaten güney tarafta denize girilebilecek ya çeşme bölgesi kalıyor ya da mordoğan. mordoğan tarafında da bu tipte ama denize yürüyüş mesafesindeki evlerin fiyatları bu civarda.

çeşme'de yıllardır kiracıydık aslında ama düzgün ve denize yakın evler için sezonluk kira fiyatları 60.000 TL'leri geçti.

plaja yakın olanların satış fiyatları 2.500.000 TL civarından başlıyor :(

aslında aradığımız biraz daha şöyle bir şey; haftasonu denize girelim ama daha önemlisi, annem babam yazın bahçeli serin bir yerde oturabilsinler.

çevrede market, restoran alternatifleri olsun. yakında eczane, veteriner, petshop falan olsun. yazın gidince artık alışveriş için izmir'e dönmeye gerek kalmasın vb.
0
🌸la lykia
(28.05.21)
deprem her yerde sıkıntı özellikle izmir için söylüyorum. seferihisar-karaburun-gülbahçe taraflarında yeni evleri o fiyata bulabilirsiniz bence.
bir de tek katlı villa tipi evlerde depremden yana sıkıntı olmaz çok da sıkıntı yapmayın fırsatçıların sizi kötü yönlendirmesine izin vermeyin deprem bölgelerinde en büyük sorun çok katlı yapılardır.
eğer deprem konusunda ciddi endişeleriniz varsa ahşap hafif yapıları tercih edin hatta kendiniz yaptırın daha iyi olur =)
0
windymimas
(28.05.21)
villa olduğuna emin misiniz? kümesten hallice bu evler çünkü.
0
ehti
(28.05.21)
İkisi de baya kötü. Özellikle site içinde olmayan çok kötü görünüyor. Bu evlere bu paraları versem üzülürdüm şahsen.
0
mg3929
(28.05.21)
Ay ikiside değil ya. Biraz daha bakın bakalım,
0
Hallegadola
(28.05.21)
ilk evi kesinlikle almazdim, yazlik demek mangal, okey, cocuk gürültüsü demek. ya ben rahatsiz olurum ya da insanlar benden rahatsiz olur. tek artisi yazlikta hirsizlik, kötü bir durum olursa yardim eden olur.
0
wishmaythşngs
(28.05.21)
Bence de ikisi de kötü, + olarak eski görünüyorlar bir de. Ciddi masraf çıkma riski ve tadilat gereksinimi olabilir aldıktan sonra.
0
roket adam
(28.05.21)
İzmir dışından gelecekseniz ikisi de kötü.
0
kanlakarisikyagmur
(28.05.21)
@kanlakarisikyagmur

izmir'deyiz.
0
🌸la lykia
(28.05.21)
İkiz villada oturuyorum. Yan komşuyla bi apartmandakinden bile fazla muhattap oluyorsunuz, özellikle yazın bahçede takılırken. Apartmanda en azından dışarısı yok, eve girince komşuyu görmüyorsun. Ses konusunda çok parametre var ona bir şey diyemiyorum o yüzden.

İzmir'i bilmiyorum ama ben Yalovadan 20x40 arsa aldım, üzerine ev yapıcam. 1,5 milyon bütçeye çok rahat siz de bunu yaptırabilirsiniz diye düşünüyorum. Özellikle aceleniz yoksa bana daha mantıklı geliyor.

Koyduklarınızdan ikincisi daha iyi görünüyor bu arada. Yani site içerisinde olması güvenlik + toplu işler (yol tamiri vs. gibi) açısından daha iyi. Site içerisinde olmayınca muhattap bulmak zor oluyor, ayrıca kışın evde olmayacaksınız, evde değerli bir şey de olmaz muhtemelen ama yine de sitede bi güvenlik durması iyi bir şey.
0
plutongezegendegilmi
(28.05.21)
İkisini de almam onun yerine Kalkan civarından villa alırım. Gelmediğim seneler de kiraya veririm; yıllık ortalama 150 bin tl kira getirisi var 6 aylık sezonda. Parasını yıllar içinde amorti eder.

Misal olarak; İlan No: 918980882
0
jamiro
(28.05.21)
Ikisi arasimda kaldiysam eger 2.yi secerdim.
Birinci ev
-cok dip dibe, ozel kullanim acik alani yok gibi.
-odalar kucuk, dolap bile koyulmaz.
-daha eski

İkinci ev
-daha yeni
-odalar daha genis
-manzarasi ve yurume alani var
-ozel acik alan var
0
65 derece
(28.05.21)
çeşmede yalı mahallesinde bahçelievler tarafındaki siteleri beğenmiştim ben. eğer satılık varsa bakabilirsiniz.. çok güzel küçük plajı da var sitelere ait...
0
omonia
(29.05.21)
Kuşadasında davutlar tarafında 1.5 milyona denize yürüyerek 5 dk evler bulabilirsin, daha bugün baktım.
0
sta
(29.05.21)
Çeşme olmak zorunda mı ? Çöp bunlar.
0
alicandan
(29.05.21)
pandemi meselesi bitene kadar yazlik falan almazdim. gecici olarak en dandik yerlerde fiyatlar 2 katina cikti talep artisindan oturu. hayat normale dondugunde bu sefer yavas yavas geriye goc baslayacak. o parayi o arada en kotu dolara faiza koyar daha fazla getiri ile daha ucuza alirdim. fiyatlar tl bazinda cok asiri dusmeyebilir (enflasyondan dolayi) ama parayi o arada daha iyi degerlendirip daha iyi bir yerden daha iyi bir seyler alinir yani.
0
robokot
(29.05.21)
(8)

mısıra tatile gidilir mi?

hobarey
tabi gidilir de. bu yaz gidilir mi? yakın zamanlar giden gelen var mıdır?
tabi gidilir de. bu yaz gidilir mi? yakın zamanlar giden gelen var mıdır?
0
hobarey
(28.05.21)
uçak bileti ve ote fiyatları çok çok uygun.
0
🌸hobarey
(28.05.21)
ben gitmem, covid salgınında mısır gibi bir ülkeye tatil gibi bir sebeple gitmem.
0
reanarchy
(28.05.21)
bir iş arkadaşım mısırlı, aldığım bilgilere göre mısır covid'den en çok problem yaşayan ülkelerden biri. + olarak türk olarak vize alması da gerçekten dert, ben 2 sene önce gittiğimde konsoloslukta bir ton uğraştırdılar. ben bu yaza mısır'da bir şeylerin düzeleceğini hiç sanmıyorum, kesinlikle gidilmez.

ama covid geçtikten sonra sharm el sheikh ve hurghada kesinlikle gidilip yüzülmesi dalınması gereken yerler.
0
roket adam
(28.05.21)
Paranız varsa hiç durmayın. Ama bu lanet olası kovit için önlemlerinizi alın.
0
kemalkukreyen
(28.05.21)
Şu ortamda sıkıntı, Allah korusun gittiniz ve daha havaalanında pozitif çıktınız. Tedaviniz vs o ülkede yapılacak...

Bence en az 1 hatta belki 2 sene erteleyin böyle bir planı.
0
anten
(28.05.21)
Gecenlerde drew binsky’nin misir gezisine denk geldim. Kimsenin maske takmadigini, cenesinde sus gibi gezdirdiklerini, sok oldugunu filan anlatmisti. Resmi covid rakamlari da saniyorum epey sikintili. Ben olsam da gitmezdim.
0
gibicibicis
(28.05.21)
ben son 1 senede 3 kere gittim. bence turizm için ideal zaman şu aralar. çünkü normalden daha boş. pek turist yok (dahab'da sadece turist var gerçi). kahire downtown'daki kaosun içinde sabah akşam fink atmayacaksanız pandemi açısından da endişe etmeyin derim. kahire, dahab, şarm el-şeyh, luxor, aswan ve hurgada'da vakit geçirdim, buralar için söylüyorum, gidin.
0
aweamadeus
(28.05.21)
Daha vize almadım ama Kasım'da sarm el seyh'e gidicem. Misir'in kalanı nasıldır bilmiyorum ama sarm el seyh'e virüs açısından sıkıntı olacağını düşünmüyorum.
0
sckxyss
(29.05.21)
(6)

Kod yazmak için ekran önerisi

kimlanbu
Selamlar,Devre tasarımı yapmak ve kod yazmak için 27" ekran bakıyorum, curved ekranla kod yazan varsa tecrübelerini aktarabilir mi ? Normal mi alayım, curved mi ? Youtube, google baya araştırdım ama net olarak evet/hayır bilgisine ulaşamadım. Çevremde deneyeceğim ekran da yok. İş yerinde laptop'a 27
Selamlar,

Devre tasarımı yapmak ve kod yazmak için 27" ekran bakıyorum, curved ekranla kod yazan varsa tecrübelerini aktarabilir mi ? Normal mi alayım, curved mi ? Youtube, google baya araştırdım ama net olarak evet/hayır bilgisine ulaşamadım. Çevremde deneyeceğim ekran da yok. İş yerinde laptop'a 27" düz monitör bağlıyorum, eve de almam lazım, almışken film vs için de güzel olur diye düşündüm.
0
kimlanbu
(28.05.21)
Curved kullandım bir süre normalde kullanmaya devam edecektim ama geçici olarak başka yerden çalışıyorum.

Samsungun G5 modelini deneyimledim, ilk zamanlar ilginç gelirken baya hızlı alıştım bence güzeldi. Sonrasında tekrar düz ekrana dönünce monitör sanki geriye doğru kavisliymiş gibi göründü bana buna da alıştım tabi sonunda.

Maalesef iki farklı model monitördü ve curved olanın panel kalitesi düz olandan aşağı kaldığı için düz olan daha iyi geliyor kaliteli panelli curved alırsanız memnun kalırsınız tahminim.
Düz olan Samsung Space monitör olarak geçiyor. Oyunda diğeri daha iyi görünsede incelemelerde gezinme kodlama okuma için space monitör çok daha iyi.

Son olarak Viewsonic ips paneller mutlu eder tahminim araştırın.
0
atom karincanin torunu
(28.05.21)
ben beğenemedim bir türlü curved ekranları. birkaç oyunda keyif aldım ama günlük kullanımda bana göre değil. curved alacaksanız denemeden almayın derim. şu an vatan gibi elektronik marketlerin akıbetini bilmiyorum. ama avm içindekiler açıktır açık değilse bile 1 haziran sonrası açılırlar. gidip bi 10-15 dk deneyebilirsiniz. bu arada mutlaka ips panel olsun.
0
golgi aygıtı
(28.05.21)
27'' de curved cok iyi olmayabilir, 49'' curvedler guzel duruyor ama deneyimlemedim hic. onun yerine 32'' LG Ergo almistim.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
(28.05.21)
IPS +1

Ben bayağı araştırdım, birkaç modele indirdim en son ve LG 27GL83A aldım bir kendime bir eşime. İkimiz de memnunuz ve evden çalışan yazılımcılarız. Bir üst modeliyle (27GL850) arasında sadece usb giriş farkı vardı, aradaki fiyat farkı da çok geldi onu değil bunu aldık.

Bir de Dell S2721DGF vardı, onu da bayağı övüyorlar fiyatı gidip geliyor ama itopya'da vardı sadece iadede sorun çıkarabildikleri için oraya güvenemedim amazon'dan diğerini aldım.
0
chicha_v2
(28.05.21)
curved sevmiyorum geniş curved yerine 2 tane normal ekranı tercih ederim, dell ultrasharp serisini seviyorum sağ sola yatabilen, inanılmaz memnunum. 2 tane var şu an karşımda.
0
roket adam
(28.05.21)
27" 4k + 24" fhd iki monitör laptopa bağlı kullanıyorum. laptopun ekranını nerdeyse hiç kullanmıyorum. 27" ana monitörüm, 24" ise onun solunda duruyor.

koda yazarken 24" ekranda pdf döküman-datasheet açık. yada pcb çizerken soldaki ekranda şema açık ana ekranda pcb açıktır. bu sayede pcb üzerinde bir komponente tıkladığımda hiç ekran kaydırmadan diğer ekranda şematik bağlantısını görebiliyorum (altium). tek ve daha büyük monitor olsa bu kadar kullanışlı olur muydu emin değilim.

ekranların tümünün göz yormayan ips olması kesinlikle ihtiyaç. bu konuda yüksek fps veren oyuncu monitörleri aslında kötü bir seçim. çünkü fps için renk ve ekran kalitesinden ödün veriyorlar.
0
orpheus
(28.05.21)
(7)

130 bin tl'ye kadar bekar adam arabası

roket adam
bir arkadaşım için araba bakıyoruz da, buraya da bir sorayım dedim.sınır 130 bin tlmümkünse otomatik, ama çok eski olacaksa manuel de olurarkadaşım tek, bagajının kendisinin vs büyük olması vs önemli değilmümkün olduğu kadar yeni ve max 60-80 bin kmde bir araç olması lazımağır kazası, hasar kaydı vs
bir arkadaşım için araba bakıyoruz da, buraya da bir sorayım dedim.

sınır 130 bin tl
mümkünse otomatik, ama çok eski olacaksa manuel de olur
arkadaşım tek, bagajının kendisinin vs büyük olması vs önemli değil
mümkün olduğu kadar yeni ve max 60-80 bin kmde bir araç olması lazım
ağır kazası, hasar kaydı vs olmasın
mümkünse çabuk satılabilsin (arkadaş yurtdışına gitmeyi düşünüyor 1-2 sene içinde)

aklınıza neler geliyor yıl / araç / paket olarak?
0
roket adam
(28.05.21)
2012-2013 model suzuki swift
0
temasettin
(28.05.21)
Suzuki swift+1
Ek olarak yaris
0
logisticsmanager
(28.05.21)
Çabuk satılabilir bir araç için toyota, honda, hyundai, renault, fiat, volkswagen ekseninde dolaşmak lazım.

Bu fiyata yaris, belki auris,
honda jazz, renault clio,
volkswagen polo (zor ama bir ihtimal)
skoda fabia bakılabilir.

Suzuki swift'i ben de pek beğeniyorum ama satışı zor olabilir.
0
anten
(28.05.21)
www.sahibinden.com var bende almak istersen118K da.
0
dallaque
(28.05.21)
abi otomatik şart mı egea alsın geçsin sıfır gibi binsin ne güzel. satılması da 15 dakika falan sürüyor.
0
tabii lan manyak mısın
(28.05.21)
Selamlar, aynı kaygılarla aldığım aracımı yurtdışına taşındığım için satıyorum. Aradığınızda ismimi verirseniz indirim yapılacaktır www.arabam.com
0
mesutcang
(29.05.21)
Nissan Micra aldı.
0
🌸roket adam
(05.06.21)
(12)

Rastgele zoom görüşmesine dalmak?

Anthony McCarten
Kısa öykü yazıyorum. Karakterim pandemide can sıkıntısından, kendine eğlence yaratmak için tanımadığı kişilerin zoom görüşmelerine dahil oluyor.Ancak zoom ve benzeri uygulamaları bilmediğim için teknik olarak inandırıcı mı emin değilim.Telsizle rastgele frekans arayarak birileriyle irtibat kurmaya ç
Kısa öykü yazıyorum. Karakterim pandemide can sıkıntısından, kendine eğlence yaratmak için tanımadığı kişilerin zoom görüşmelerine dahil oluyor.

Ancak zoom ve benzeri uygulamaları bilmediğim için teknik olarak inandırıcı mı emin değilim.
Telsizle rastgele frekans arayarak birileriyle irtibat kurmaya çalışmak gibi düşünün.

Mesela zoom bağlantı linkini kafadan atarak görüşmelere rastgele girmek mümkün müdür?
0
Anthony McCarten
(28.05.21)
Şifre de gerekiyor. Yani pek mümkün değil
0
kisa
(28.05.21)
Yani zor biraz. Ama birçok seminer, panel, meditasyon, study with me gibi şeyler düzenleniyor zoom üzerinden. Twitter'a vs zoom diye aratırsanız birçok link çıkar. Tabi hikayenizde birebir sohbet ortamı arıyorsanız bu pek işinizi görmez. Bir de bekleme odası ayarı var, açık tutarsanız gelen kişiyi alamama seçeneğiniz var Zoom'da.
0
black holes in the sky
(28.05.21)
sorunun cevabını bilmiyorum ancak bir öykü yazıyorsanız buna takılmayın. gerçekliğin bir önemi yok.
0
kljgslsdkjsd
(28.05.21)
connected me diyebilirsin.
0
buenosdias
(28.05.21)
biri zoom linkini yanlışlıkla kahramanınızla da paylaşmış olsun. linkle rastgele toplantıya girmiş de olursunuz, şifreye gerek yok.
0
levybroo
(28.05.21)
Mümkün,
Şifre gerekmiyor bu arada
Piyasada , watsap gruplarında,telegram gruplarında ve hatta yapılan etkinliklerin afişlerin üstünde bile zoom linkleri oluyor. Olabilitesi olan bir olay yani devam.
0
paramolacak
(28.05.21)
@paramolacak, ne zaman zoom toplantısı oluştursam rastgele bir şifre ile oluşturuyor ve linke gömüyor. Şifre link içerisinde yani. Linkteki bir karakteri değiştirirseniz başka odaya ulassaniz bile şifre farklı olacağından giremeyeceksiniz.
Özellikle şifresiz açılmış bir toplantı olacak, linki değiştirip yine şifresiz bir odaya denk geleceksiniz.
Pek olası değil.
0
kisa
(28.05.21)
pandeminin başlarında mümkündü zoom daha yeni yeni meşhur oluyordu, bir açık vardı ve istediğiniz zoom konferansına girebiliyordunuz, açığı paylaşan adam amerikan başkanının konferansına girdiğini bile kanıtlamıştı, sonradan düzelttiler.
0
nahtoderfahrung
(28.05.21)
@kisa zaten ondan bahsediyorum bende, millet şifre dalan koymuyor ağırlıkla meetings'den oluşturuyor sadece linki atıyor çok denk gelir
0
paramolacak
(28.05.21)
Geçen senenin ortalarına kadar bu mümkündü, şu anda otomatik olarak şifre atıyor. O yüzden hikayede böyle bir şeyi kullanman problem olmaz.
0
roket adam
(28.05.21)
Çok kafaya takıyorsanız alternatif:

Zoom'da değil ama arkadaşımla telefondan ortak bir şeyler izlerken odayı kilitlemeyi unuttuğum için biri gelip ortalığı karıştırmıştı. Bizim filmi durdurup başka videolara geçme gibi.
Uygulamanın adı Rave, burada sesli konuşma ve yazışma var ama.


Ayrıca ben de öyküde gerçekliğin çok önemli olmadığını düşünüyorum.
0
mutekebbir
(28.05.21)
adamı asosyal bir hacker yap olsun bitsin:)
0
anten
(28.05.21)
(22)

yurt disinda mutlu olamadigim icin vicdan azabi cekiyorum

bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
evet dostlar, üzgün veya mutsuz degilim ama mutlu da degilim. konuyu biraz acayim.disaridan bakinca herkesin cok yasamak isteyecegi bir sehirde ve muhitte yasayip, cogu insanin yapmayi dileyecegi bir isi yapiyorum ama hayata karsi inanilmaz nötrüm. sosyal medyada turk timeline'ina bakip insanlarin y
evet dostlar, üzgün veya mutsuz degilim ama mutlu da degilim. konuyu biraz acayim.

disaridan bakinca herkesin cok yasamak isteyecegi bir sehirde ve muhitte yasayip, cogu insanin yapmayi dileyecegi bir isi yapiyorum ama hayata karsi inanilmaz nötrüm. sosyal medyada turk timeline'ina bakip insanlarin yurt disi hayallerini, isteklerini görünce veya yurt disina cikmis insanlarin mutlulugunu gorunce kendime kendime "ulan sen neden mutlu degilsin, ne buyuk sorunun var hayatta" diyorum ve kendime kiziyorum.

zamaninda okuyup calistigim yere birkac yillik turkiye arasindan sonra sirketin istegiyle geri geldim. dilini biliyorum, egitimim bu ulkeden, ortami biliyorum, tanidiklarim var ama icimde hicbir ekstra sevinc yok. turkiyede nasil yasiyorduysam ayni duygularla yasiyorum. diger insanlar gibi ne guzel iyi bir ulkede yasiyoruz diyemiyorum.

insanlarin avrupada cekilmis herhangi bir sokagin fotografina verdikleri tepkileri gorunce sasirip, insanlar senin bu hayatina ne kadar ozlem duyuyor ama sen sifir neşe ile oturuyorsun diyorum kendi kendime ve yasadigim hayata karsi nankörlük yapiyormusum gibi hissediyorum.

es dostun bir kismini turkiyeden taniyorum, bir kismi da bu ulkenin insani ama hicbir türk'e bu konuyu acamadim. nedense biraz cekindim bu konuyu konusmayi. belki onlar da benle ayni duygulari paylasiyor ama emin olamiyorum.

birkac haftadir dikkat ediyorum. is sonrasi veya hafta sonlari yaptigim aktiviteler ve bulusmalar bir gorevmis gibi gelmeye basladi. inzivaya cekilip kendi kendime evde kafa dinlemeyi istemem sanki yasadigim hayata nankorluk gibi geliyor.

evet, kazanc olarak daha iyi durumda oluyorsun. her ne kadar turkiyeden gorundugu kadar olmasa da maddi olarak rahatliyorsun. evet, sehirler guzel ve planli. evet, insanlarin hepsi olmasa da cogu daha duzgun. evet, daha huzurlu vs. fakat bunlarin hicbiri beni daha neşeli kilmadi.

gecenlerde turkiyeden yeni gelmis (sanirim okumak icin) ve bana bir konuyu danismak isteyen iki gencle tanistirdilar. nasil mutlular, nasil yuzleri guluyor anlatamam. ben de onlaro oyle gorunce mutlu oldum ama modumun onlar kadar yuksek olamamasina kizip durdum sonrasinda.

bu soruyu acma nedenim de aslinda yurt disinda en azindan bir 5 yili devirmis arkadaslarin ne hissettigini ogrenmek. ben calisan sinifa mensup bi insan olarak yine calisan kesimden, orta sinif arkadaslarin duygularini merak ediyorum.
0
bagirir bu raylar o sahte o kart duzene
(27.05.21)
10 seneye yakın okul+iş milano. şu an geri istanbul.
Şehir ülke insanı mutlu etmeye yeten şeyler olmadığı gibi mutsuzluk sebebi de değil aslında.

dünyanın en klasik sorusu bu, "sen hayatta ne yapmak istiyorsun? istediğin, sana iyi gelecek şey nedir?" cevabını ucundan yakala ve peşinden koş. her gün 7/24 mutlu olunamayacağını kabullen, kabullenmeyi kabullen ve içinde bulunduğun anda dur ve sana iyi geleni fark etmeye çalış.
her akşam yastığa kafayı koyduğumda kurduğum hayali milano'da gerçekleştiremeyeceğimi görüp istanbul'a döndüm. döndüğümün 3. senesi hayalin yarısı gerçekleşti. acelenin, telaşın, kendini yiyip bitirmenin gram faydası yok, akısına bırakıp sana iyi gelen şeyleri hatırla, hayal kur. kıstasın ayda ne kazandığın değil ayda kaliteli geçirebildiğin zaman olsun.

sıkma canını, yaşadığı yerden bağımsız insan aynı insan, senin de mutsuz olma memnun olmama hakkın var.
atalet-erteleme gelmeden sana ilham verecek beynini besleyecek bir şeyler bulmaya bak.

sevgiler
0
nwnd
(27.05.21)
kendini neden seninle benzer şartlarda olmayan insanlarla karşılaştırıyorsun ki...
0
heeresgruppe
(27.05.21)
Yurtdisina hic cikmadim ancak izin verirseniz cevaplamak istiyorum.

Bilgisayar muhendisiyim ve iyi bir devlet okulundan mezunum, su anda da yuksek lisansima devam ediyorum.

Etrafimdaki hemen hemen herkes yurtdisina tasindi ya da tasinma hayali kuruyor. Yurtdisi sihirli degnekmis gibi davraniyor insanlar. Giden insanlar da sanki orda en ufak bir zorluk cekmiyormus her sey muhtesemmis gibi anlatiyor ve davraniyor.

Yurtdisina gitmek bir nevi hayatin instagram versiyonu gibi. Nasil orda kimse kotu anini paylasmiyorsa gidenler de onu yapmiyor. Cok asiri minnettar olmaniz gereken dunya nimetiymis gibi davraniliyor disardan.


Ben her seyde oldugu gibi bunu da abartili buluyorum. Siz herhangi bir sahip oldugunuz sey yuzunden, millet buna gipta ediyor diye cok sukretmeliyim, %200 mutlu olmaliyim hissi yasamak zorunda degilsiniz.

Size ozenen insanlara da ozenen milyonlar var ona bakilirsa.

Olayin sehirden ziyade kendinizle ilgili oldugunu dusunmeniz gerekiyor. Kendinizi mutlu ve tatmin olmus hissedebileceginiz yollar arayin. Bu da illa spor ya da hobi ile ilgili olmak zorunda da degil. Belki bir ogrenciye burs verirsiniz belki alaninizdaki birilerine mentorluk saglarsiniz. Bambaska seyler de olabilir ama kendiniz aramali ve bulmalisiniz. Basakasinin onerdigi sizi tam anlamiyla tatmin etmez.
0
tessera
(27.05.21)
Yurtdisina geldigim icin mutluyum da bir yerden sonra geciyor yani ne yapacagim her gün Fransa'da yasadigima dua ederek kalkacak değilim. Belli yerden sonra rutin, normal hayat olmasi kadar normal birşey yok.

Yani ben de ilk geldiğimde oha ne güzel falan oldum ama artik alistim yani. Tamam maas guzel, yeme icme kaliteli, insanlar iyi ama polyanna gibi de dolasamayiz :) 5. Seneye giriyorum bir kac aya. Her Türkiye'ye gidince geri dönesim geliyor hemen o kadar daralıyorum.
0
logisticsmanager
(27.05.21)
Gecen bir yerde okumustum, "yurtidisina gidince arka fon degisiyor sadece, sen yine ayni sensin"

Not: 3 sene yurtdisinda yasadim.
0
brkylmz
(27.05.21)
4 yildir almanyadayim. bende hemen hemen benzer duygular icersindeyim. vicdan azabi cekmiyorum da buraya hicbizaman ait olamayacagimdan sanki bosuna burda zamanimi harciyormusum gibi geliyor. daha yeni izinden geldim türkiyeden. sanki hep orda rahat yasabilmek icin bu zamanimi feda ediyormusum gibi geliyor.

türkiyede az paraya calistigim üzüldügüm seyler olmamis gibi sebepsiz bir özlem duygusu oluyor.
galiba tipik bir almanci olma yolunda ilerliyorum.
0
vhs kaseti
(27.05.21)
Devlet okulundan koleje gecmis gibi oluyorsun, okul yine okul hergun derse giriyorsun.
Mutlu olmak zor bence.
0
divit
(27.05.21)
olay biraz nerde olduğun değil kimle/kimlerle olduğunda bence. ben de iki sene atinada çok mutsuz yaşadım, sonra ankaraya taşındım çok mutlu bir sene yaşadım.
0
sipsiyah
(27.05.21)
sikinti yasadigin hayatta veya kisiliginde degil, sikinti kendini baskasiyla karsilastirmanda. kendini degistirmene veya kafandan bir seyi silmene gerek yok. baglarini koparmana da gerek yok. kafana gore takil iste. evde durmak istiyorsan da evde dur, 'ben olsam hep gezerdim' diyen de ciksin gelsin kendisi gezsin. hem sanane baskasinin ne yaptigindan/yapacagindan, onlara ne senin ne yaptigindan?

ben de hic hazzetmiyorum turkiye'de yasayan cogu kisiyle konusmayi. resmen insani yurtdisinda yasadigi icin suclu hissettiriyolar. sanki hayat bi orda zor amk. biz burda yattigimiz yerden para kazaniyoruz sanki. evet refah duzeyi yuksek, zaten o yuzden geldik ama napayim yani benim sucum mu? kimle konussam 'oh lan kurtuldun valla, oh lan ne guzel istesen ferrari alirsin orada araba ucuz, oh valla ne guzel is hayati cok kolay' diye diye insani konusmaktan sogutuyolar. hic takmican.
0
icim urperiyor
(27.05.21)
20 seneyi devirdim.

Yurtdisi luks bir restaurant gibi. Dekor super, servis harika, tabak canak masa duzeni inanilmaz. Bir yemek soyluyorsun geliyor tabak harika hazirlanmis. Sonra bir catal aliyorsun tadi bombok.

Turkiye'de esnaf lokantasi, iceri korkarak girersin bazen saga sola dokunmak istemezsin. Onune bir yemek koyarlar goruntu olarak birseye benzemez, catallar bardaklar kirlidir vs. Sonra bir tadina bakarsin soka girersin.

Uzun sure disarida yasamayanin anlayabilecegi mevzular degil bunlar. Obur taraftan ne olursa olsun cikmak isteyenleri de anliyorum. Ama ciktikdan sonra iluzyon 3-5 sene icinde dagiliyor, bu da bir gercek.
0
cooperr
(27.05.21)
Maddi olarak rahatlamak, düzenli şehir evet güzel şeyler ve ilk akla gelenler de Türkiye’den kaçış furyası o kadar basit değil. Siz ne kadardır yurtdışındasınız bilmiyorum Göz göre göre her gün daha kötüye uyanmak çok yıpratıcı, gelecek kaygısı sadece maddi yönlü değil. Sorunların her zaman üstünün örtülmesi, hukuksuzluk, eskiden eğitimin, görgünün, yeteneğin getirdiği bütün avantajların yerini kaotik bir düzene bırakması... Boğulmak üzere hissediyor gençler o yüzden bu kadar büyük bir olay. Siz kendi düzeninizde bu hissiyata elbette uzaksınız o yüzden aşırı gelmesi çok doğal ama işte normal koşullarda değiliz. Aslında dediğiniz gibi sıradan bir Avrupa şehri fotoğrafına delirmek saçma.
Ha sizin haftasonu aktivitenizle bunun ne alakası olabilir? Orada durum kişisel bence. Evinizde oturun, dışarı çıkın kime ne? Bence bu mutsuzluk meselesini kendi şartlarınızda değerlendirin, cevabı yurtdışındaki çevreniz, yaşadıklarınız çerçevesinde arayın. Türkiye’nin olağanüstü şartları, bunalımı sizi yanlış yönlendirir.
0
not dark yet
(27.05.21)
8-9 aydir yurtdisindayim, oncesinde istanbul'da rahatim yerindeydi. Burda da rahatim yerinde. Farkettim ki icinde olmasam bile turkiye gundemi beni etkiliyor. Artik dolar arttiginda "napicaz yau" demiyorum belki ama yine uzuluyorum. Yasama kalitesi/gelir acisindan filan belki yurtdisi daha rahat ama kopamadim ben henuz turkiyeden. Kopabilecegimi de sanmiyorum. 5 haftalik tatilimin en az 2 haftasini turkiyede geciririm herhalde bundan sonra da.
0
fakyoras
(27.05.21)
ben olayin mantigini anlamadim.

yurtdisinda oldugun icin mi mutsuzsun? turkiye'de daha mi mutlu olacagini dusunuyorsun? yazdiklarindan anladigim kadariyla cevabin "hayir" - ayni hissediyorsun.

o zaman mutsuzlugunla yurtdisinda olmanin alakasi nedir onu cozemedim. hayattan tad alamiyorsun, belli ki bir cesit depresyondasin. nerede olursan ol bu problem cozulmedikce boyle hissedeceksin sonucta. butun meselenin yurtdisiyla alakasini anlamadim ozetle.

acaba "turkiye'de mutsuzum, yurtdisina gidersem mutlu olurum" diye dusunup gittin de hayal kirikligina mi ugradin? o zaman biraz daha anlasilir, ama problemin kaynagini degistirmiyor: bir cesit depresyon icindesin demek ki. bir profesyonelle gorusursen yardimci olur bence.
0
robokot
(27.05.21)
Bulundunuz yerde kök salamamissiniz.

Derdiniz, anlattiginiz kadariyla bu.

Insan iliskileri ictenlikli, samimi olacak. Oylesine kurulan arkadasliklarin tabii ki sosyallesmek adina bir onemi var. Ancak samimi olacaginiz, icerisindeyken cok rahat hissedeceginiz bir sosyal cevreye ihtiyaciniz var.

Avrupa´dayim, 5 yili da devirdim.

Surekli ilerlemek, kendimi gelistirmek amaciyla gelmistim, bir dakika bile "durmaktan" inanilmaz rahatsiz oluyordum. Sonunda istedigim ulkeye gelmistim, hicbir seyi geciktiremezdim. En kucuk sorunda da demoralize oluyordum. Kendimi bu yaris psikolojisinden cikartmam zamanimi aldi.

Burada her anim mutlu mesut gecmek zorunda degil. Karsilastirma yapmiyorum, surekli karsilastirma yapmaktan yoruldum. Benimle yakin tarihlerde baska sehirlere gocen arkadaslarimda da durum bu. Biz burada bir hayat kurduk. "Türkiye´de olsam simdi nasil olurdum?" sorusu sadece ve sadece yipratici.

Yasadigim ulkenin vatandasi da oldum. Burada bir hayat kurdum. Ve bu hayattaki sorunlar sadece benimle ilgili. Yasadigim yerin firsatlarindan, islerin ve hayatin kolayligindan memnunum. Bunlar minumum, bunlar standart. Insanca yasamanin minumum gereklilikleri saglaniyor diye ben niye neseleneyim?

Türkiye ormanindan cikinca, evet, ilk sene ben de cok neseli ve enerjiktim. Survivor modundan ciktiktan sonra normale dondum. Avrupa´dan anlasilacak sey cennet degil, sadece insani standartlari saglamis yer olmali.
0
buf-e kür
(27.05.21)
biraz beklentiyle alakalı bir problem var burada. ben 1 sene yaşadım daha önceden, giden, kalan ve dönen de çok arkadaşım var. yurtdışında yaşamak kendi evinde yaşamaya göre çok daha büyük ve sürprizlere açık bir challenge. zaten bu kadar çok göz önünde olmasının sebebi de bu, gidenlerin çoğu "acımadı ki" modunda "biz aşırı memnunuz, 1 liraya 10 kilo et alıyoruz" diyor ancak işin duygusal yönünde hissettikleri sakatlıkları anlatmıyorlar. dolayısıyla bir kere kesinlikle yalnız değilsin, sadece işin bu noktası konuşulmuyor. özellikle psikolojik açıdan gurbet gerçekten zor, bunun vizyonla falan da alakası yok. bunu amerikaya giden alman da yaşıyor, japonyadan avrupaya taşınan japon da. 40 milletten sadece biz bunu ayıplıyoruz, halbuki gavur homesickness diye terim bile üretmiş.

ikincisi, o uzak ülkede bir yabancı olarak kendi evini özlemen çok ama çok normal. kendine haksızlık etme kesinlikle. farklı çıkış yolları ararsın, denemeler yaparsın, ama işin sonunda ben trde 3 kuruş daha az kazanırım ama kendi çöplüğümde yaşarım dersen bu ayıplanacak bir şey değil, aksine çok normal bir şey. ben şahsen böyle düşünüyorum 1 senelik tecrübemin sonunda, ve o zamanlar kalma imkanım olduğu halde kalmadığım için de genel olarak çok memnunum, iyi ki de öyle yapmışım. her ne olursa olsun yabancılar şubesiyle uğraşmamak, kendimi anlatmak zorunda kalmamak, önyargılarla uğraşmamak, arkadaşlarına ve aileme yakın olmak, ailemden biri hasta olduğunda koşabilmek, kendi anadilimi konuşabilmek (ki 2 dili çok iyi seviyede biliyorum) bunların hepsi benim için paradan çok ama çok daha önemliydi, o yüzden mutluyum. zorlukları var evet, cool bir şey de değil, ama belki de bu iş sana göre değildir? yani öyle bi zaman gelir ki lan keşke istanbulda olsaydım da gidip çöplükte bira içseydim ama yanımda şu arkadaşım olsaydı dersin, işte o önemli bi detay. biraz makina olmak, duygusuz olmak lazım yani, fazla düşünmemek lazım.
0
roket adam
(27.05.21)
herkes farklı. Kimi insan arkadaş ilişkilerini veya ailesini özlüyor dönüyor mesela. Mutsuzsan dönmeyi de değerlendir tabii FAKAT tek söylemek istediğim bir şey var, lütfen mümkünse oranın vatandaşlığını almaya çalış (zaten 5+ yıldır oradasın sanırım), B planın ve garantin olarak dön Türkiye'ye. Çünkü burada işler iyi gitmiyor, belediyenin verdiği Gri pasaportlarla insan kaçakçılığı falan yapılıyor öyle düşün. Ben Türk pasaportunun hiçbir değeri kalmadığını ve ileride en ufak vize için bile çok zorlanacağımızı düşünüyorum. Gitmişken elin boş dönme.

Bu arada gördüğüm çoğu arkadaşım ilk 2-3 yıl içinde çok alışıp(başta zorlanıp) sonra "ya Türkiye'de bunu nasıl yapmışız çılgınlık" moduna giriyorlar. Good for them.
0
nhk ni youkosu
(27.05.21)
Merhaba,

Çok uzun süre sayılmaz ama bir yıl yurt dışında yaşayıp yaklaşık 4 ay önce geri döndüm. Kalıcı olmasam da bir yıl daha kalma imkanım vardı ama dönmeyi tercih ettim.

Benim gördüğüm kadarıyla sizin durumunuz o yurt dışına imrenip "kaçarcasına" Türkiye'den gidenler gibi değil. Yani sizin gitme motivasyonunuz muhtemelen o "Süper bir ülkeye geldik. Türkiye'den kurtulduk" diyenler kadar yüksek değilmiş. O nedenle böyle düşünmeniz oldukça normal geliyor bana. Sizinkisi iş için ülke değiştirmek gibi olmuş.

Ben de görece güzel bir ülke ve şehirde yaşadım. İşim buradakine göre oldukça hafifti. Büyük bir şehirdi ama doğası güzel, sessiz sakin bir yerdi. Ama inanın kendimi bu kadar güvensiz hissettiğim bir yer daha olmamıştı. Silahlı soygun ve ölümler çok yüksekti. Akşam hava kararmadan eve girmeye özen gösteriyordum. Markete giderken sürekli etrafı kolluyordum. Her şey mükemmel olmuyor maalesef. Bununla birlikte pandemi sebebiyle sosyal ortamım da olmadı. Ben de döndüm. Dönünce de "Biz, sen orada kalırsın artık diye düşünüyorduk." dediler hep. Öyle bir imaj var hep. Bu anlattıklarımı duysalar inanmazlar. :)
0
shatskikh
(27.05.21)
Bence genel olarak hissettiklerinizin yaşadığınız ülkeyle bir alakası yok. Biraz orta yaş bunalımına girip hayatı anlamlandırma noktasında zorluk çekiyorsunuz gibi gördüm yazınızdan.

Gelişmiş ülkeler sihirli bir şekilde sizin psikolojinizi düzeltecek, size hayat sevinci verecek diye bir şey yok bana göre. Size rahat ve mutlu bir hayat yaşamanıza yardımcı olacak şeyler veriyor sadece.

Türkiye'de zaten hayatın default zorluklarına ek olarak her geçen gün oldukça kötüye giden şeyler var. Insanlar önünü göremiyorlar. Düşünün orta sınıf görülen iyi eğitimli bir kişi, kıçı kırık ikinci el bir araba alabilmek için yıllarca çalışmak zorunda kalıyor. Fazla uzatmaya gerek yok ama buna benzer bir sürü olumsuzluk var siz de biliyorsunuz zaten. O yüzden insanların size imrenmeleri, daha mutlu olduğunuzu düşünmeleri normal.
0
synthetic a priori
(28.05.21)
Buna aslında kişilik ya da karakter diyoruz. Depresyonda olduğunu düşünmüyorum. Bir şeye nankörlük ettiğin de yok Neyden keyif alıyorsan ona devam.
0
velvetmorning
(28.05.21)
1 ay kadar falan once bir instagram reels izledim ve jeton tam manasiyla dustu: mutluluk depresyon gibi bir uc noktadir. her zaman mutlu olamazsin, aranan duygu tatmin olmaktir (being content)..

Bunun ustune epey bir dusundum cunku hayatindan genel olarak tatmin olan bir insan olarak bu deliler gibi mutlu olma kismi beni hep zorluyordu. Boyle bir baski var uzerimizde cunku ve bu bizi oldugumuzdan farkli olmak icin zorluyor. Yani evden ise isten eve rutiniyle gayet iyi gecinen bir insanim, kalabaliklarda olmak, arka planda istemedigim muziklere maruz kalmak (ki mutlulugun tanimini yapamam ama gercek bir mutsuzluk sebebidir benim icin), small talk dedikleri nane mutlu etmiyor beni ama cizilen portre o. bunun bir gereklilik olmadigini anladim o videoyla.
0
2oda1salon
(28.05.21)
Mutlu ya da mutsuz olmanın fonla değil insanın kendisi ile alakası var. Ama mutlu/mutsuz bir insanın tr'de mi mutlu/mutuz olması daha güzeldir yoksa insan hayatına değer verilen bir yerde mi diye sorarsan 2ncisini seçerim. Tr'nin kötü yanlarını kimi kesin her gün tadıyor, kimisi her gün tv'den izliyor, kimisi ise hayatında 1-2 defa yaşıyor. Fakat herkes etkileniyor. Bu gerçekliği denklemden çıkarırsan sen senle başbaşa kalıyorsun. Mutlu olmak oradan sonra sana kalmış durumda.
0
twelfth
(28.05.21)
Twelfth +1000

Soyledigi sey cok dogru. Kucuk cocuguyla yasayan bekar bir anne olarak, kendi can ve mal guvenligim icin ekstradan endiselenmek durumunda degilim. Turkiye'ye gelmemek icin en buyuk sebeplerimden birisidir bu. Erkeksiniz anlamayabilirsiniz bu durumu ama boyle bir rahatlik var.

Ekonomik olarak enflasyondu oynak fiyatlardi gecim icin endiselenmek durumunda degilim. 8. seneye giriyorum burada, tupgaz fiyatlari artmadi aksine geldigim zamankinden daha dusuk (buyuk bir rezerv bulunmustu geldigim sene onun etkisi oldu deniyor), bakliyat, sebze ve meyve yetisebilme bolluguna gore fiyati artar ve azalir. bu da 8 senedir hemen hemen ayni fiyatlarla olur. Bol zamaninda ne kadara dusecek, kit doneminde ne kadara yukselecek kafamda belli ve 8 senedir degismedi. 8 senedir degisen yeni sivi yag fiyati oldu. Oradaki artista tek yon sehir ici toplu tasima ucretine tekabul ediyor (2 lolipop parasi). Fiyatlarin artmamasina o kadar alismisim ki cok geldi bana.

bu tip artilar var

u
0
2oda1salon
(28.05.21)
(1)

[binance] 10$ altı işlem mümkün değil mi?

hadi ya la
sb.
sb.
0
hadi ya la
(27.05.21)
coin'e göre değişiyor --> www.binance.com
0
roket adam
(27.05.21)
(11)

site yönetiminin extra para talep etmesi

egokalp
böyle bir haklari var mi? site aidatina ek olarak apartman girişlerine yapilan mermer doşemesi için hane başı 1800 lira ek ödeme talep edilmiş. bir apartmanda 20 hane oldugunu ve 50 apartmanlı site oldugunu düsunursek fiyat fahiş geldi, çok para kaldiracaklar ve aptal yerine konulacagiz diye endişel
böyle bir haklari var mi?

site aidatina ek olarak apartman girişlerine yapilan mermer doşemesi için hane başı 1800 lira ek ödeme talep edilmiş.

bir apartmanda 20 hane oldugunu ve 50 apartmanlı site oldugunu düsunursek fiyat fahiş geldi, çok para kaldiracaklar ve aptal yerine konulacagiz diye endişeleniyorum.

sizce ödemeli miyim?
0
egokalp
(27.05.21)
böyle büyüklükte bir harcama için öncesinde site sakinlerinden onay alınması gerekmez mi?
0
reanarchy
(27.05.21)
toplantıda mermer yapılsın kararı çıktıysa talep edebilir. ödemelisiniz.
0
brakgn
(27.05.21)
toplanti yapildimi bilmiyorum, site çok kalabalik oldugundan kimsenin birbirinden ve toplantilardan haberi yok, yapildiysa yonetim kendi icinde en fazla 3-5 kisiyle toplanmistir. ben birşeye imza atmadim.
0
🌸egokalp
(27.05.21)
Toplantıda katılım ya da vekaletlerle çoğunluk sağlandıysa ve yetki verildiyse yapılabilir.
0
roket adam
(27.05.21)
1 milyon 800 bin tl yapıyor. Bir yerlerde bir hinlik var. Ödeme.
0
jelly bear
(27.05.21)
yönetim kurulu karar aldıysa ödemelisin.

Site duyurularının yapıldığı pano veya internet sitesi vs. varsa orada karara ait imzalı sayfayı koymak durumundalar.
0
Northern Mariner
(27.05.21)
çoğunluk ok verdiye mecbur verirsiniz. fiyat yüksek gibi geldi, bilgi talep edebilirsiniz tabiki kaça anlaştılar nasıl bu kadar fiyat çıktı vs.
0
entropik
(27.05.21)
usülüne göre* karar alındıysa ödemelisiniz. kat malikinin, usülüne uygun alınmış kararlarla belirlenen ortak ödemelerden kaçınma hakkı bulunmuyor.

yalnız daire başı 1.800 * 20 hane * 50 bina = 1.800.000 tl eder ki, mermer döşemesinin bu kadar tutması pek normal gelmedi.

bu kararın alınmasını takip eden 6 ay içerisinde yönetim kurulu kararını iptali için mahkemeye başvurabilirsiniz.

her halükarda, yönetimin, yapılan harcama ile ilgili detayları kat maliklerine ispat etmesi şarttır. yapılan ödeme ile ilgili detay bilgi isteyebilir, buna göre hareket edebilirsiniz.

* usülüne göre'yi açmak gerekirse :
- olağan genel kurul duyurusunun, toplantıdan en az 15 gün önce, tüm kat maliklerinin ulaşabileceği bir yerde, toplantı gündemi belli olacak şekilde, birinci toplantıda yeter sayının bulunmaması nedeniyler yapılmaması durumunda ikinci toplantının nerede ve ne zaman yapılacağı bilgisinin bulunması,
- olağan genel kurulun, sayı ve arsa payı oranında yarısından fazlası ile toplanmış olması,
- olağan genel kurul kararının oy çokluğu ile alınması (anagayrımenkul ile ilgili bazı kararlarda oybirliği, 3/4 oy oranı aranabilir : kat mlkiyeti kanunu)
- olağan genel kurul birinci toplantı, yeter sayı sağlanamadığında, ikinci toplantının en geç 2 hafta sonra yapılması,
- ikinci toplnatıda kararın salt çoğunluk ile alınmış olması,
- alınan karar ile ilgili gündemde başlık bulunması,
- alınan her türlü kararın tüm kat maliklerinin ulaşabildiği yerde duyurulmuş olması,
- toplantı eğer olağanstü genel kurulsa, toplantı çağrısının yönetici, denetçi veya kat maliklerinin 1/3 imzası ile, toplantı isteğ tarihinden en az 15 gün önce, tüm kat maliklerine imzalatılacağ çağrı veya taahhütlü mektupla, toplantı nedeni bildirilmek şartıyla yapılmış olması,
0
altinci nesil caylak
(27.05.21)
sağlam geçirmece var bu işte..
yok öyle bir kaplama mermermer fiyatı. tüm binayı kaplasalar anca tutar.
0
jamswety
(27.05.21)
karar varsa alırlar. ancak tahminlerimi söyleyeyim; site yönetimi kesin profesyonel bir şirkette ve geçiriyor. muhtemelen aidatlarınız da olması gerekenin en az %50 fazlasıdır ve kesinlikle alınan aidatın karşılığı hizmet de yoktur. bu genellikle böyledir.
biz de yaşadık benze süreçleri, koza yönetimdeydi, siteyi yapan şirket yönetimi onlara vermiş. olağanüstü genel kurul toplayıp bunları şutladık, yönetim ve denetim kurulunu kat maliklerinden oluşturduk. site idaresini de yine yönetimin seçtiği bir şirkete verdik. aidat yarıya yakın düştü ve hizmet de arttı. yapabiliyorsanız bu yolu izlemelisiniz.

yılda bir genel kurul toplanıyor. rutin maliyet artışları kurula sunuluyor ve yeni aidat oylanıyor. sonra sizden istenen gibi yıllık yatırım kalemlerini yönetim sunuyor ve oylanıyor, kabul edilirse para toplanıyor. ve tüm bunlar toplantı sonrası ilan ediliyor.
0
surprise
(27.05.21)
Fiyat uçuk görünüyor.
Kendiniz ayrıca bazı daire sakinleriyle beraber fiyat araştırması yapın piyasada.
Sonra da asıl talep edilmesi gereken fiyat budur diyerek panolara asarak duyurun. Gerekirse kapı kapı dolaşın.
0
Erva
(27.05.21)
(3)

Evinizde buzdolabı için ayrılmış alan/dolap ölçüleri kaç cm ?

tss
Daha önceki duyurularda söylediğim gibi beyaz eşya arayışındayız ancak ev henüz net değil. Tabi ki evden eve değişiyor ama günümüz evlerinde mimarların genellikle buzdolabı için ayırdıkları alan ne kadar ? Üşenmeyenlet ölçüp yazabilirse çok seviniriz. Çok teşekkürler şimdiden.
Daha önceki duyurularda söylediğim gibi beyaz eşya arayışındayız ancak ev henüz net değil. Tabi ki evden eve değişiyor ama günümüz evlerinde mimarların genellikle buzdolabı için ayırdıkları alan ne kadar ? Üşenmeyenlet ölçüp yazabilirse çok seviniriz. Çok teşekkürler şimdiden.
0
tss
(27.05.21)
Gerçekten evden eve değişiyor, önce evi tespit edip öyle buzdolabı almanızı %1000 öneririm. Şimdi biz bakıp söylesek de çok yüksek ihtimalle tutacağınız evde farklı olacaktır.
0
roket adam
(27.05.21)
Ufak ve ortalama daireler için 75 çoğunlukta olmak üzere 75-80 bırakılıyor. Ama hala eski alışkanlıktan 70 bırakan sığır mobilyacılar da var.

70'e sığan dolaplar az da olsa var piyasada ama ortalaması 75'e sığar.
0
John Bloor
(27.05.21)
bırakılması gereken 80 (hava sirkülasyonu vs de göz önünde bulundurularak 75'lik buzdolabı konulabilir), ben yaparken bulunan ortamda 10cm dünyaları yerinden oynatmıyorsa 90'lık dolap tasarlıyorum default. özel talep olursa iş değişir.
bu konu ile ilgili zaten gereken söylenmiş,
asıl önemli başka bir mevzu var, apartman merdiven sahanlıkları ve asansörleri. asansörlere zaten genellikle buzdolabı sığmıyor ve merdivenlerden taşınıyor. lakin buzdolabı ambalajı ile birlikte en az bir 10 cm oynuyor boyutu.
ev kiralık olacaksa çok büyük buzdolaplarına yönelmeyin. ilk gelişi ve sonra taşınma anında gidişi sıkıntılı olabilir(yeni binalarda bir tık daha az problem bu, gerçi yeni binada da mutfak kapısının kıtı kıtına yapıldığını gördük kapı kasası söküldü buzdolabı mutfağa girsin diye). Mutfak izin verse de apartman merdiven boşluğu sıkıntı çıkarabilir, bu sefer sıfır buzdolabı için hasardan mesul olacağınıza dair kağıt imzalatıp ambalajsız korumasız hatta kapısı dahil sökülerek eve taşıyorlar.

markalarda aynı modellerin 1-2 ölçüsü olabiliyor, markayı modeli belirleyip ev belli olduktan sonra o modelin uyan ölçüsü de alınabilir.

Özetle ev belli olmadan buzdolabı almayın, ev eğer kiralık olacaksa ufak buzdolabı alın
0
nwnd
(27.05.21)
(13)

bugün ne pişirsem? sorusunu hayattan silmek

yazar yazmaz yazan yazar
hanımlar ve beyler, yemek işini nasıl yapıyorsunuz? her gün, akşam ne yiyeceğiz ya diye düşünme işkencesinden kurtulanlar bunu nasıl başardı? haftalık veya aylık yemek listeleriniz mi var? örnek liste atarsanız çok sevinirim. bitsin artık şu iş.sorum sadece akşam yemeği içindir.
hanımlar ve beyler, yemek işini nasıl yapıyorsunuz? her gün, akşam ne yiyeceğiz ya diye düşünme işkencesinden kurtulanlar bunu nasıl başardı? haftalık veya aylık yemek listeleriniz mi var? örnek liste atarsanız çok sevinirim. bitsin artık şu iş.

sorum sadece akşam yemeği içindir.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(27.05.21)
Karı koca çalışıyoruz. Haftanın bir günü sulu bir yemek yapıyorum. Onu 3 gün yiyoruz :)
Kalan günler için fırın yemekleri, kızartma vs gibi günü kurtaracak yemekler ile geçiştiriyorum. Arada dışardan söylüyoruz. Ama ne yiyeceğimiz belli olan 3 gün haricinde, evde sürekli “Ne yiyelim?” Sorusu soruluyor.
0
hrvl
(27.05.21)
spoiler, o iş hiç bitmiyor :) evde zihinsel emek/yük denilen şey bu işte

öncelikle mevsim sebzelerini bilmek öğrenmek sonra da bunun etrafına çorba bakliyat salata meze gibi yancılar eklemek (hepsi aynı anda değil tabii ki yerine göre seçerek)

yazın taze fasulye, kabak, patlican, taze barbunya, bakla, bamya, taze bezelye pazarda en çok bulunan sebzeler, döngüyü tamamlayıp ilk yaptığın yemeğe tekrar gelince sıkılmamış oluyorsun
0
freebird5406_2
(27.05.21)
yemek.com bugun ne pisirsem bolumu var. gunun yemegini gosteriyor. begenmezsen asagi kaydirip onceki gunlere bakabilirsin.
0
buenosdias
(27.05.21)
yemek yaptıkça bir liste oluşuyor. sonra o listeden rastgele seçiyoruz.
0
roket adam
(27.05.21)
dolapta muhakkak hazır yemek bulunmalı bence.
öbür türlü öğün öğün düşünmek çok zor.

tencere/sebze yemekleri, çeşitli yahniler, güveçler, tas kebabı, salçalı biftek falan gibi sulu et yemekleri ve kıymalı mercimek, etli nohut, kuru fasulye vb. buna en uygun türler.

bunun dışında bir ya da iki çeşit zeytinyağlı dolapta olursa hayat kurtarıyor.

eğer yeniyorsa bulgur, pirinç pilavı ya da makarna da dolapta en azından 2-3 gün durabiliyor.

bunlara ek olarak mücver, patates salatası, patlıcan-biber kızartması falan gibi şeyler de çeşit oluyor.

mesela hafta sonundan bir zeytinyağlı, bir bulgur pilavı, bir et ya da tencere yemeği yapılsa hafta içi 2-3 gün rahat edersiniz.
bozulmayacak şekilde çeşitler arttırılıp azaltılabilir tabii.

seçenekler dolapta durunca onları çeşitlendirmek de kolay oluyor.
o gün bulgur pilavını ısıtırsınız ama yanına dolaptaki sebze yemeği yerine canınız istediği için tavuk yaparsınız mesela.

kendi hayat düzeninize göre bir akşam ya da hafta sonu 1-2 saati mutfakta geçirip 3-4 çeşit yaparsanız, bütün hafta yemek yükünüz hafifler.
benim yöntemim bu.

ne pişireceğiniz konusuysa tamamen zevke bağlı ama bir süre sonra tekrar ediliyor bazı şeyler mecburen.
0
blatta hiberna
(27.05.21)
her gun ayni yemegi yapmakla cozebilirsiniz. sebze turlu + pilav. turlu yapmak da en basit sey heralde. butun sebzeleri tencereye koyup, salca ve zeytinyagi ile harmanlayip, su filan eklemeden sabah kisik atese koyup aksam afiyetle yiyin.
0
bir varmis bir yokmus
(27.05.21)
freebird doğru söylüyor. O iş hiç bitmez. Ben ne yapıyorum onu paylaşabilirim.
Öncelikle genelde sebze alışverişini haftalık yapıyorum ve mevsim sebzelerini alıyorum. Ofise gittiğim zamanlarda akşamdan ertesi gün ne pişireyim diye dolabı açtığımda aslında elimde her şey hazır oluyor. Genelde hafta içi kıymlı sebze yemeği + çorba vardır akşam menüsünde, ilaveten haftada bir kısır yapıyorum bol salatalı.
Ertesi günün çorbası genelde bir önceki günün sebze yemeğinden arta kalanları bızzlatarak oluşuyor. Hafta sonu genelde fırın et yemeği / köfte patates / lazanya filan gibi daha comfort food cinsi. Şımartıyoruz kendimizi.
0
SiyamkedisiZorro
(27.05.21)
ben bu soruyu hayatımdan sildim ve inanılmaz rahatladım. düzenli ve dengeli besleneyim baskısından kurtulduğumdan beri kafam acayip rahat, zaman zaman midem aç ama kafam rahat ve bu özgürlük bile yeter. peki silip naptım? hiçbir şey. sadece bu soruyu çıkardım kafadan. yemek memek yapmıyorum. acıkınca mutfağa girip hemen bir şeyler yiyip geçiştiriyorum. kahvaltımı hiç sektirmiyorum, o fiks ve kolay zaten. işteyken öğlen de dışarıdan söylüyorum, ev yemeği veya lahmacun vs. akşam da çok aç değilsem çay kahve ile geçip gidiyor. çok acıkmışsam dondurulmuş köfte almıştım, şipşak onu yapıyorum ya da makarna veya yine kahvaltılık şeyler/sandviç vs bitti gitti. yemek yapmak ve yemek kadar külfet olarak gördüğüm bir şey daha yok. direkt zaman kaybı benim için. abur cubur ya da sağlıksız şeyler zaten tüketmiyorum. fitim, sağlığım da iyi. demek ki o kadar kasmaya gerek yokmuş. yaşasın mutfağa girmediğimiz günler!
0
levybroo
(27.05.21)
Besinlere göre düşününce kolaylaşıyor. Bir de haftalık alışveriş işi çözüyor.

Haftada bir kırmızı et, bir beyaz et, bir balık yapıyoruz. Yanına duruma göre yeşillik, sebze, patates, pilavdan birini ekliyoruz.

Geri kalan 4 günde de bakliyat - sebze yemekleri yapıyoruz. Bu noktada haftalık alışverişte alınanlar devreye giriyor, bazen de (kışsa) kurular (kuru bamya gibi). Mesela enginar - pilav, mantarlı makarna, fırında kabak mücver bu hafta yapılanlar bizim evde.

Bir gün etli bir gün etsiz şeklinde gidiyoruz kısaca, sistem daha kolay işliyor bizim için. İlk evlendiğimizde haftalık liste yapardık :)
0
gmzo
(27.05.21)
-Pazar akşamdan yapılan sulu sebze yemeği pazartesi ve salı yeniyor.
-Çarşamba ızgara ya da fırında balık (dondurucudaki stoktan)
-Perşembe tahıllı ya da yeşillikle salata (bulgur, mercimek, nohut vs önceden kiloluk haşlanıp porsiyonlara bölünüp dondurucuya atıyorum) Üstüne ton balığı ya da peynir vs
- Cuma makarna günü:)
- Cumartesi akşam dışardan :))
- Pazar akşam balık ya da tavuk ızgara

Aşırı sağlıklı ve pratik oluyor bizim için, tavsiye ederim.
Toplu alışveriş, dondurucu ve düdüklü tencere anahtar kelimeler.
0
lambada
(28.05.21)
şöyle ki; 3 makroyu(protein-karbonhidrat-yağ)dengeli şekilde almaya özen gösteriyoruz.
protein ve karbonhidrat mutlaka olmalı bol lif gerekli akşam yemeğinde. bu yüzden bir zeytinyağlı yemek yapıyorsanız mutlaka yanına protein lazım. yoğurt-tavuk ızgara-köfte(ekmeksiz) biraz da yeşillik ya da salata (sos falan uğraşmadan şipşak) yeterli.
mevsim sebzelerinden zeytinyağlı yemeği bazen fazla yaparım düdüklüde on dakika ve yanına protein değişir.
bazen bol sebzeli yumurta yaparız.
bazen de hemen ton balık yanına bol yeşillik yıkarız yanına makarna hepsini ayrı ayrı koyarız böylece makarna ertesi güne de kalmış olur=)
ayran da protein olarak idealdir özellikle yazın soğuk çorba olarak tüketiriz (buğday yerine kuskus falan da güzel oluyor)
yeşil mercimekli salata içinde her şey olduğu için yanına bir şeye de gerek yoktur ama içine ceviz falan da koyun daha zengin olur.
basit şeyler hazırlayıp buzluğa da koyabilirsiniz acil durumda lazım olur.
dışarıdan yemeği severiz ama canımız istediği için yoksa tutup her üşendiğimizde söylemeyiz.
0
windymimas
(28.05.21)
Bedeniniz neyi istiyorsa onu pişirin bu ne kadar saçma bir soru.

Bir vegan olarak okdr az secenekle ben bile sıkılmıyorum.
0
mobydick
(28.05.21)
(14)

Hangi raki en guzel?

proletarier aller lander vereinigt euch
Yillardir raki almamisimdir anca orada burada ictim simdi bir kutlama icin raki alacagim bi de baktim migrosta indirimi varmis kacirmiim dedim ama ne kadar com raki var bunlarin hangisi hangileri daha iyi sizce?
Yillardir raki almamisimdir anca orada burada ictim simdi bir kutlama icin raki alacagim bi de baktim migrosta indirimi varmis kacirmiim dedim ama ne kadar com raki var bunlarin hangisi hangileri daha iyi sizce?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(27.05.21)
Sanirim yesil efe sevilen bi raki ama ben sisesini ve tadinin hafifligini sevdigim icin beylerbeyi mavi diyecegim
0
ala09
(27.05.21)
beylerbeyi göbek. tamamen Türk firması ve yerli üretim.
0
mikahakkinen
(27.05.21)
beylerbeyi'ni çok seviyorum ben de, içimi çok rahat.
ya da efe gold olabilir.
0
roket adam
(27.05.21)
Klasik yeni rakı.
0
makarnacanavari
(27.05.21)
marka belirtmeksizin yaş üzüm rakılarını tercih ederim. marka belirt dersen fiyat performans olarak efe yaş üzüm çok iyi. fiyat farketmeksizin dersen de tekirdağ gold'u tek geçerim. sarı rakı kingdir.
0
burty
(27.05.21)
yeni rakı'nın ala serisini çok seviyorum.
içimi gerçekten şahane.
0
blatta hiberna
(27.05.21)
ben de altin seri cok seviyorum.
0
buenosdias
(27.05.21)
Efe goldcuyum ben yumusak içimli ve leziz
0
solenkol
(27.05.21)
turkiye'ye en son gittigimde tekirdag gold soylediler, yag gibi akti
0
try again fail again fail better
(27.05.21)
tekirdağ gold.
0
makarnavodka
(27.05.21)
tekirdağ altın serisi +1
0
solskjaer
(27.05.21)
Ben yeni rakı ala seviyorum. İçimi çok güzel.
0
eazy
(27.05.21)
Altınbaş (Hasta kaldım)
Efe Yaş üzüm
Tekirdağ Taş Üzüm
Yeni Rakı Ala
0
kimlanbu
(27.05.21)
yeni rakı - ustaların karışımı.
0
since1907
(08.07.21)
(3)

Obez biri minimum ne kadar beslenmeli?

neysene
Obez biri en hızlı şekilde, max kilo vermek istiyor. Protein, karbonhidrat, yağ değerlerini metabolizmasını kötü hale getirmeyecek şekilde minimum ne kadar almalı? Amaç minimum yemek yemesi.60 yaş kadın, 1.62 boy (mevcut kilosu 90)
Obez biri en hızlı şekilde, max kilo vermek istiyor. Protein, karbonhidrat, yağ değerlerini metabolizmasını kötü hale getirmeyecek şekilde minimum ne kadar almalı? Amaç minimum yemek yemesi.
60 yaş kadın, 1.62 boy (mevcut kilosu 90)
0
neysene
(27.05.21)
yaş, kan değerleri, metabolizma ve diğer gerekli ölçümlerden sonra karar verilebilecek bir durum. Diyetisyene gidip böyle bir yola çıkmalı.
0
emininsel
(27.05.21)
yılların obezi olarak kendim beslenerek 115 kilodan 85 kiloya düştüm tabi yanlış beslenerek vermiş oldum. tam 50 kilo geri aldım 135 e çıktım şimdi diyetisyen kontrolünde yapıyorum diyetimi 108 kiloyum diyetisyen şart obez biri kilo verse bile kendini kandırıyor. önemli olan sporla beraber yağdan kilo verebilmek.
diyetisyenide iyi seçmek lazım olmadık bir program verip kilo verecek adamı bile kaçıran diyetisyenler var.

hele 60 yaş ise kesin diyetisyene gitmeli
0
alp9900
(27.05.21)
obez biri diyetisyene gitmeli, profesyonel yardım almalı. vücut tipine göre her türlü parametre değişiyor.
0
roket adam
(27.05.21)
(7)

Ekip yönetimi

kondansator
Ekip yönetimi, yöneticilik konuları doğuştan gelen bir yetenek midir? Bu konuda insan kendisini nasıl geliştirebilir sizce?
Ekip yönetimi, yöneticilik konuları doğuştan gelen bir yetenek midir? Bu konuda insan kendisini nasıl geliştirebilir sizce?
0
kondansator
(26.05.21)
Ayni sorulari sordum ilk müdür olunca. Ilk olarak kendi mudurlerimden cok akil aldim.
Ek olarak kitaplar okudum biraz. Su sıralar sevdiğim kitaplardan biri extreme ownership.
Bir de en önemlisi hatalarindan ders alip devam etmek. Hata kesinlikle olacak yani.

Doğuştan gelen liderlik vs olabilir ama her liderlik her yerde ise yarayacak diye bir olay yok. Misal askerdeki liderlik gibi ekip yönetmeye calisamazsin yani.
Bence kesinlikle insanin kendisini gelistirebilecegi bir olay.

Eğer çalıştığınız yerde falan mentor diyebileceginiz kisiler varsa daha kolay oluyor. Çok kez müdürüm şöyle birşey var sence nasil yaklasmaliyim/cevap vermeliyim diye gidiyorum.
0
logisticsmanager
(26.05.21)
Doğuştan değil de yaşam tecrübesi sonucu edinilen ciddi tecrübeler var ancak insan kendini geliştirebilir tabii. Gözlem yeteneğin iyiyse, özel sektörde ciddi vakit geçirdiysen, seninle ilgili olmasa bile olaylardan ders çıkarabildiysen ve sosyal zekanı geliştirebildiysen bence gayet de olur.
0
roket adam
(27.05.21)
Yöneticinin ilk 90 günü
Etkili insanların yedi aliskanligi
Bir de David Anderson nün kanban kitaplarını tavsiye ederim
0
seyyar satıcı
(27.05.21)
Liderlik eğitimleri var. Almanya’ya gidip aldım. Adamlar formüle etmiş olayı. Nasıl geri bildirim verilir, nasıl hayır denir, nasıl toplantı yönetilir, nasıl itirazlar cevaplanır, onlarca konu, madde madde. İnanılmaz etkisi oldu bende. Koçluk da aldım. O da kendimi tanımamda etkili oldu. Türkiye’den eğitim, koçluk alacaksanız Baltaş grubu tavsiye ederim. Solaunitas da olur. Yurtdışında Krauthammer.
0
stewie
(27.05.21)
yoneticilik dogustan gelmez; ama kisi lider karakterli olabilir. bunu egitimle torpuleyip is dunyasina aktaranlar cok daha basarili olur. 16personalities testi var internette ona bakabilirsiniz.
0
buenosdias
(27.05.21)
Bu arada udemyde koçluk eğitimleri var uyguna
0
seyyar satıcı
(27.05.21)
nasıl alfalar varsa liderlik vasfı sadsa olanlar da var

"insan kendisini nasıl geliştirebilir" dediğin kısım zaten
doğuştan dediğin insanlar bu işi 0-ergenlik-25 arası yapıp üstüne koyuyor

bizim gibiler sonradan yavaş yavaş

diğer konu
biyolojik: zeka, hafıza, fizik ne kadar iyiyse o kadar kolay olur
0
bir soru sorcam
(27.05.21)
(10)

Toyota Auris’i nasıl bilirsiniz?

hrvl
2013-2014 model, otomatik vites Auris bakıyoruz. Kullanan, memnun olan, sorun yaşayan, sadece bilgi vermek isteyen olur mu? Dizel/benzinli için yakıt tüketimlerini de paylaşabilirseniz çok mutlu olurum. 10 yıllık ehliyetim var, ama toplasanız 20-25 kez anca araç kullanmışımdır. İlk arabam olacak, al
2013-2014 model, otomatik vites Auris bakıyoruz. Kullanan, memnun olan, sorun yaşayan, sadece bilgi vermek isteyen olur mu? Dizel/benzinli için yakıt tüketimlerini de paylaşabilirseniz çok mutlu olurum. 10 yıllık ehliyetim var, ama toplasanız 20-25 kez anca araç kullanmışımdır. İlk arabam olacak, alışma sürecini de bu araçla atlatacağım. Doğru bir seçim olur mu sizce? Teşekkürler şimdiden.
0
hrvl
(26.05.21)
annemin vardı, vites geçişleri alışana kadar yorucu olabiliyor, klasik debriyaj sistemi kullanıyor ama otomatik atıyor, dolayısıyla bi anda gaz kesiliyor gibi şeyler oluyor bana çok tuhaf gelmişti. ama sonra alışınca gidiyor. yakıtı vs iyi dizelde klasik toyota sorunsuzluğu. göründüğü kadar da küçük değil diye annem satıp yaris almıştı.
0
sipsiyah
(26.05.21)
2014 model manuel'ini sıfır almıştık. mükemmel araba. 100 bin km yapmamıştır araba gerçi ama sapasağlam.
ne yaktığını daha çok babam biliyordur ama ben çok seviyorum. gözü kapalı alınabilir.
0
bohr atom modeli
(26.05.21)
2008 dizel/otomatiği var. Vitese alışmak gerekiyor gerçekten, hiçbir sorunu olmadı hamambocegi gibi. Yağını suyunu koy git. Şahsen bana hantal geliyor ancak eşim çok seviyor. 160binde bakımdan bakıma gittim hep sanayiye. Araç almaktaki odağınız ekonomi ise tavsiye ederim.
0
mirty
(26.05.21)
Geçenlerde bir arkadaş için baktık, 1.0 motorlu olanı denk geldi. 0-100'ü 15 küsür saniye idi, max hızı da 155. Hani tabii bir performans beklemiyorsun ama 15 saniye aşırı yavaş gerçekten, şehir koşullarında çok hantal kalabilir.

Edit: yanlış okumuşum, yaris olacaktı evet. kusura bakmayın.
0
roket adam
(27.05.21)
2014 model, 1.4 dizel otomatik kullanıyorum sanırım 3-4 yıl olmuştur. çok memnunum arabadan. vites geçişleri biraz hissediliyor doğru. ses yalıtımı mükemmel değilmiş ama bunu bir süre üst segment bir crossover kullanınca anladım. bu nedenle kıyas doğru değil. 2014 ve sonrası kasanın görüntüsünü çok seviyorum ben. yanlış hatırlamıyorsam kasa 2014 modellerde değişti sonra tekrar ufak bir makyaj geldi. o nedenle 2013 değil de 2014 tercih edin. dizel tabi ki benzinli kadar atik değil, 1.6 benzinlisi de var ama benim için önemli olan yakıt tasarrufu idi.

çok doğru bir seçim bence. şimdiye kadar olanlar; yağ eksiltme uyarısı verdi ama o sıralar uzatılmış garanti kapsamındaydı yaptılar. benimki cam tavan o yüzden de çok seviyorum, ama perde ses yapıyordu onu da servis ücretsiz yaptı. cam tavanlarda perdeden ses gelme sıkıntısı yaşayanlar var benim gibi. yakın zamanda da led farı bozuldu yenisini aldım. 200 tl :( ama 7 yaşındaki arabada çok da anormal gelmedi artık bilemiyorum.

facebookta auris clup turkey ve auris clup turkey (alım-satım) sayfaları var. bir göz atabilirsiniz, yılların auris canavarları var orada. ne sorsanız söylerler.
0
ofelia
(27.05.21)
@roket adam 1.0 Auris ilk defa duyuyorum. Yaris ile karıştırıyor olabilir misiniz?
0
🌸hrvl
(27.05.21)
bende üç yıldır (yaklaşık 50 bin km yaptım sanırım) 2013 manuel 1.6 active var, genel olarak memnunum. çok fazla kilometre yapmayacağım ve ikinci elde dizele güvenmediğim için (bakımları düzgün takip edilmezse ileride masraf çıkarma ihtimali daha yüksek) benzinli 1.6 aldım, motorla ilgili sorun yaşamadım hiç sanırım.

burnu biraz alçak olduğu için yakın yanaşma durumlarında biraz alışkanlık gerektirebilir, onun dışında ekstrem bir durumu yok zaten arabanın. görüş konusu fena değil, arka camı göze küçük görünse de yeterli. konfor olarak fena değil, ama bir premium ses yalıtımı yok, 100'den sonra lastik/yol sesi alır içeri, 140-150'den sonra rahatsız edebilir.

manuelin yakıt tüketimi ortalama diyebilirim, ne çok tasarruflu ne de çok müsrif. şehirler arası yolda sakin kullanımda 100 km'de 5,5-6 litre arası, eğer basarsanız veya şehir içinde çok yoğun trafikte kullanırsanız 9-10 litreleri rahat görür. benzinli otomatikte cvt şanzıman olduğu için azıcık daha düşük olur diye düşünüyorum, dizel ise zaten benzinliye göre çok daha tasarruflu.

bagajı çok büyük değil ama bana yetti şimdiye kadar, kesinlikle küçük değil. fakat çocuklu aile iseniz, atıyorum bebek arabası falan taşıyacaksanız daha büyük bagajlı alternatifleri de düşünün derim.

benzinlinin otomatik vitesi cvt'dir, dizelinki ise robotize manuel. yani dizelde sizin yerinize debriyaja basıp vitesi büyüten/küçülten bir mekanizma var, dolayısıyla sarsıntılı olabiliyor vites geçişleri ve alışana kadar rahatsız eder.

bu aracın hiç 1.0 motoru olmadı, roket adam herhalde yaris ile karıştırmış olacak. dizel 1.4, benzinli de 1.33 ve 1.6 motorları var, ve otomatik 1.33'te yok gibi kalmış aklımda. manuel 1.6'nın performansı gayet iyi, kalkışta da seri, sollamaya çıkınca ara hızlanmaları da turbosuz bir araca göre yeterli.

motor mekanik olarak falan o zamanın corolla'sı ile bire bir aynı olduğu için bakım parça sorunu falan yok, ustası bol.

facebook'ta benim görebildiğim auris club'larda satılan araçların fiyatları piyasaya göre epey yüksek, aklınızda bulunsun.
0
barbadoshayrettin
(27.05.21)
@ barbadoshayrettin detaylı anlatımın için teşekkürler. Araba konusunda çok bilgiye sahip değilim. Ama bu araçta, benzinlide otomatik vitesin manuelden daha az tüketeceğini söylüyorsun sanırım. Doğru mu anladım?
0
🌸hrvl
(27.05.21)
Ek olarak, piyasada temiz görünen 2013 model, km si max. 100-110.000 civarı olan arabalar 140.000 TL’den aşağı değil. Bu parayı eder mi bilemiyorum onu da.
0
🌸hrvl
(27.05.21)
evet öyle düşünüyorum. sebebi de, cvt şanzımanın yapısı. muhtemelen ekonomi odaklı olacak ve siz gazı köklemedikçe kurtarabildiği en düşük devirde gitmeye çalışacak.
0
barbadoshayrettin
(27.05.21)
(3)

Xiaomi mi stick kullananlar

materyalist imam
Memnun mu? Kasma donma problemleri yapıyor mu? Evdeki akılsız ikinci tv'de YouTube, Netflix vs için kullanılacak
Memnun mu? Kasma donma problemleri yapıyor mu? Evdeki akılsız ikinci tv'de YouTube, Netflix vs için kullanılacak
0
materyalist imam
(26.05.21)
Babam için aldım. Bence fiyat/performans olarak başarılı. Görevini hakkıyla yapıyor.
0
draconas
(26.05.21)
Yazlık tvsinde kullanıyoruz. Gayet memnunuz, f/p olarak çok iyi. Donma hiç olmadı, çok hızlı değil çok yavaş da değil, hızına ayak uydurman lazım.
0
roket adam
(26.05.21)
Yavaş. Uzun süre fiste kalinca kasma yapıyor. Fişi söküp takinca yeniden başlıyor ve hızlanıyor.

Netflix, amazon prime falan cok yavaş.(uygulamar stabil değil) Gec tepki verebiliyor. IPTV kullanacaksaniz en yuksek verimi o veriyor(yani İPTV uygulamaları). Netflix vs. için daha iyi bir alternatif bakardım ben olsam.

YouTube uygulamasi Netflix e göre cok stabil. Akıyor.
0
westblack
(27.05.21)
(4)

Apartmanın açık otoparkı

biseysorucam
Merhabalar arkadaşlarApartmanın açık otoparkını misafirler kullanamaz gibi bir olay yok değil mi? Uzaktan kumandayla açılan, Genelde tüm araçlar içerde olsa yine 5-6 araçlık boş yer olacak kadar büyük bir otopark. Yönetici vs laf yapar mı?
Merhabalar arkadaşlar
Apartmanın açık otoparkını misafirler kullanamaz gibi bir olay yok değil mi? Uzaktan kumandayla açılan, Genelde tüm araçlar içerde olsa yine 5-6 araçlık boş yer olacak kadar büyük bir otopark. Yönetici vs laf yapar mı?
0
biseysorucam
(26.05.21)
Bizimkinde misafiri geçtim, her daire tek araç koyabilir kuralı var. Biz birini dışarıda bırakıyoruz maalesef. Yani yönetiminiz böyle bir karar almış olabilir.
0
somethinginthewayshemoves
(26.05.21)
apartmanı bağlı bu. bazı yerlerde misafir araç almıyolar.
0
jelly bear
(26.05.21)
Evet apartmana bağlı. Benim şimdiye kadar kaldığım sitelerde kayıtlı olmayan aracı dahi içeri alman yasaktı.
0
roket adam
(26.05.21)
Şöyle düşün, bir akşam geç geldin ve 7 tane komşun “ne de olsa 5-6 araçlık fazla yer var” diyip misafirlerinin araçlarını park etmişler. Dışarıda kalınca ne düşünürsün?

Müsade edilmez ama herkesin dediği gibi apartmana bağlı.
0
teritori
(27.05.21)
(27)

Anneniz/babanız/eşiniz bir ayda sizin 30-40 katınız para kazansa

ms brownstone
Ve size keyfinize bakmanızı, çalışmanıza gerek olmadığını söylese yine de çalışır mıydınız? Yoksa başkasından para almayı kabul edip işinizden ayrılır mıydınız? Bu soru silinecek muhtemelen ama fikirlerinizi merak ediyorum. İstifa ederim diyenler hayatlarına nasıl ve ne yaparak devam ederlerdi onu d
Ve size keyfinize bakmanızı, çalışmanıza gerek olmadığını söylese yine de çalışır mıydınız? Yoksa başkasından para almayı kabul edip işinizden ayrılır mıydınız?

Bu soru silinecek muhtemelen ama fikirlerinizi merak ediyorum. İstifa ederim diyenler hayatlarına nasıl ve ne yaparak devam ederlerdi onu da yazarlarsa iyi olur.
0
ms brownstone
(26.05.21)
Maddi olarak başkasına bağımlı olmayı asla istemem. Ne kadar yakınım olursa olsun, ne kadar fazla kazanırsa kazansın maddi bağımsızlığım çok önemli.

Yaptığım işi seviyorum. Sevmiyor olsam, söz konusu kişi istediğim işi yapmam için sermaye sağlasa, mevcut işimi bırakıp ona geçebilirim. Ama maddi olarak bağımlı hale gelmeyi asla kabul etmem.
0
gmzo
(26.05.21)
Birden derlerse 'hayirdir ne is' derim. Oyle bir anda bu kadar gelen aylik para kuskulandirir beni. Yok hep oyle oldugunu varsayiyorsak da ben yine de kendimi garantiye almaya calisirdim. Yani tamam, aylik bana bir miktar veriyorlardir da bu hep boyle mi gidecek? 5-10 sene sonra pasa gonulleri oyle istedigi icin vermeyi kesseler ben ne yapacam?

O yuzden direkt onlara bel baglamam.
0
j r r tolkien hayrani
(26.05.21)
Çalışırdım. Ya da Bana müstakil ev yapacak kadar para ver ben yolumu bulurum derdim. İşi bırakır mıydım bilmiyorum.

Uzun vadeli sürekli para almak, maaşa bağlanmak gibi şeyler kabul edilmez şeylerdir. Tek seferde büyük para koparıp yoluna bakmak en doğrusudur. Benzeri bi durumda olduğum oldu iyi bilirim o psikolojiyi
0
avatar is back
(26.05.21)
Keyif alacağım işte çalışırdım ya da kendim bir şeyler yapmaya çalışırdım. Şu andakinden daha cesaretli davranırdım herhalde.
0
jazzabel
(26.05.21)
Master+doktora+post doc yaparım sonra çalışırım. Bana burs verilmiş gibi olur.

Bunları yapmaktan vazgeçersem de işten çıkmam. Ne münasebet ben evcil hayvan gibi bakılma fikrinden hoşlanmıyorum.

Bi sıkıntısı yoksa insan neden çalışmayıp eş eline baksın ki.
0
tessera
(26.05.21)
Çalışmam, vaktimi yeteri kadar kiraladım zaten patrona bundan sonra kendim için kullanırım. 30-40 kat diyoruz ağabeyler uyanın, asgari ücret bile kazansanız deli para yapıyor ki burada en düşük maaş alan min 20 bin dolar kazanıyor. Ne çalışıcam
0
paramolacak
(26.05.21)
Okul üstüne okul okurdum agahshs bu da nasıl tanımlamaksa :)
0
somethinginthewayshemoves
(26.05.21)
Hobi olarak yapabileceğim az buçuk da para kazanalabileceğim bir işi yapardım. Atölye açardım mesela.
0
olaylar olaylar
(26.05.21)
Okula falan imkani yok donmem.

Calismaya devam ederim, cok daha fazla risk alirim totom rahatta oldugu icin. Bende ayni seviyeye gelmeye calisirim. En kotu batarim, sifirdan tekrar baslarim.
0
cooperr
(26.05.21)
30-40 katı kazanıyorsa, babam rahmi koç herhalde. çalışmam, dünyayı gezerdim. ayda bir babacım para bitti, para gönder derdim. o da göndermez, gir bir işe çalış derdi. koç ailesi böyle, geleneklerine bağlı. tamam, o zaman güler sabancı olsun. o iyi.
0
stewie
(26.05.21)
Annem veya babamsa çalışmam ama eşimse çalışırım. Ne olur ne olmaz :)
0
Gradient_tabanlı_mor
(26.05.21)
Çalışırdım ama aynı işte çalışmazdım, daha fazla risk alabileceğim işlere girişirdim. Kendimi tatmin etmek üzere yani, kafama göre merak ettiğim işler kurardım.
0
roket adam
(26.05.21)
30-40 kattan bahsediyoruz, 3-4 kattan değil. 30-40 kata çalışılmaz.
0
sanal uyku
(26.05.21)
kendimi çok yormayacak şekilde bir yardım kuruluşunda çalışırdım.
0
rose parks
(26.05.21)
çalışırım ama hobi olarak. kazandığım parayı da ölümüne ezmek için kazanırım. yani başkasından aldığım parayı borsaya bitcoine gömemem ama kendi kazandığım kısmı gömerim.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(26.05.21)
anne baba ayrı eş ayrı, eş olayı sıkıntı, para üzerinden bi süre sonra hakimiyet kurma olayı başlar, kim olursa olsun başlar, beklentiler değişir. iş çirkinleşir yani. yorumlardaki bi tavsiyeye +1; her ihtimalde daha az kazanacağım daha rahat bi işe geçerdim.
0
sipsiyah
(26.05.21)
Çalışmazdım. Asla. Kat'a. Son derece erkek ve mağrur halimle söylüyorum bunu. Mutlaka bir iş kurar, ne yapar eder hayatıma bir başkası adına çalışmayacak şekilde devam ederdim. Her yeni yaşımda dünyaya sadece bir kez geldiğimi iliklerime kadar daha çok hissediyorum. Ne iş yaptığın, kime çalıştığın, üretkenlik anlamında ortaya koyduğun bu gerçeği ne yoğunlukta hissedeceğini direkt olarak etkiler ama nihayetinde şu masada her gün ömrümün 8 saatini benimle hiçbir alakası olmayan şeylerle geçirmenin anlamsızlığı değişmiyor. Hatta "işini seviyor olmak" söylemi bile dünyadaki varlığıma, bağımsız ve hür oluşuma ihanet gibi geliyor. İşini sevmeyen, nefret eden birinin sitemi gibi görünmesin söylediklerim. Yeterince boş vaktim var, işim kolay.

ek : anne/baba durumu için bu yazdığım.
0
IncredibleMau
(27.05.21)
legal şekilde kazandığını varsayıyorum.

evli olduğum senaryoda, anne babam dese kabul etmem

eşim derse çalışmaya devam edebilirdim ya da işi tamamen bırakmak yerine daha şahsi bir çalışma düzeni oluşturabilirdim. üretiyor/para kazanıyor olmayı sonlandırmanın bünyeye iyi geleceğini düşünmüyorum.

ya da gider para yuzunden alamadığım eğitimleri alır, yurtdısında yüksek vs yapardım.
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(27.05.21)
Niye calisayim ya salak miyim milletle deadlinelarla sinir stresle ugrasmaya devam edeyim. Isten ayrilim gider gezerim, seramik atolyesi falan açar takilirim. Patronlara kolelik yapacagima sevdigim bir seylere harcarim enerji ve vaktimi, bunun sonucunda gene gelir getirecek bi is yapiyor olsam bile elaleme para kazandirmak icin kendi hayatimdan verdigim bir is olmaz en azından.
0
passive aggressive
(27.05.21)
ben iyice düşündüm taşındım, başkası için çalışmaya asla devam etmem. çalışmana gerek yok dese annem/eşim/babam o saniye patronumu arar kusura bakma ben artık çalışmak istemiyorum derim. gerçekten şu hayattan beklentim sıfıra çok yakın, dolayısıyla sadece beni mutlu edecek şeyler yaparım. giderim bir barınakta part-time gönüllü olurum, aşçılık kursuna yazılırım, resim yaparım, ne bileyim normalde mesai saatleri olacak saatlerde gider ormanda ağaca kuşa bakarım.

böyle bir fırsat verilse beni tatmin ettiği sürece bu fırsatı kullanırım, tatmin etmediği noktada da kendi yoluma odaklanırım. çalışmak istesem iş bulur çalışırım, bir işten istifa etmek sonsuza kadar işsiz kalacağım anlamına gelmiyor ki. teklifi niye kabul etmiyim, teklif müthiş, keşke olsa.
0
evde liyakat kalmamis
(27.05.21)
sabahtan öğlene kadar çalışırdım, sonrasında da hobilerime zaman ayırırdım bolca gezerdim
yarın diyet olarak karşıma bişi çıkması söz konusuysa iş değişir
0
firemanjonny
(27.05.21)
bu imkanlarla daha rahat riske girer dener kazanmaya çalışırdım tutturursan zaten sen de kazanan biri olursun
0
seyyar satıcı
(27.05.21)
ben bunu yaşıyorum. babam da eşim de benim yıllık kazanacağım parayı bir ayda kazanıyor.
işimi çok seviyorum, gelirimle kendim kısa sürede alamayacağım evimi arabamı babam almıştı, kazandığım parayı yalnızca kendi gezmeme, ev geçindirmeme harcıyordum.
evlendikten sonra da durum değişmedi. senin paran benim param meselesi olmadı. gerek büyüdüğüm ailede, gerek kurduğum ailede senin paran benim param meselesi yoktu. illa kendi yaptığın işten kazanmaksa para, şu an yaptığım meslekte ilerledikçe zaten kazancım artacak. belli olan bir durum bu.
ama benim yaşam tarzımda bir değişiklik olmadı.
hep üretimin içinde olan bir insandım, hala daha öyleyim, öyle olmaya da devam edeceğim.
yalnızca hayat standardım olduğu seviyeyi hiç değiştirmedi. büyüdüğüm evde nasıl yaşadıysam, tek başıma yaşarken de öyleydim, evlendikten sonra da aynı şekilde olmaya devam ettim.

istifa etsem tüm gün evde ne yapacağım? yerine dolduracak bir şeyler bulsam, belki yaptığım iş fazla yorarsa veya devlet yerine özelin bana daha avantajlı olacağı bir seçeneğim olursa belki istifayı düşünürüm ama yine çalışmak için işimi bırakmış olurum. bu da pek bir değişiklik yapmıyor zaten. :)

üretmeyen, sabah uyandığında bir amacı olmayan bir insan bir süre sonra sıkılır, saracak bir yer arar. o nedenle bir amaç lazım, kimininkisi çalışma olur, kimininkisi sabahları spor salonu, sauna, alışveriş vs olur.
hayat amacı lazım.
0
ananotherlife
(27.05.21)
calistigim iste mutlu olsaydim sanirim devam ederdim ama ayrildim. esimin maasi benim 4-5 katim. gerci kendisi de ayrildi isten mutlu olmadigi icin. simdi ikimiz de issiz ve mutluyuz :)
0
bir varmis bir yokmus
(27.05.21)
anne, babam derse kabul etmem; ancak eşim, gel evinin erkeği ol. parayı dert etme, ben sana veririm derse, ev erkeği olmayı kabul etmem 1,04314 nano saniye sürer!
0
pangea
(27.05.21)
Valla emekliliğim gelmiş zaten. Keşke dese eşim böyle bir şey. Öyle rahat ederim ki muhtemelen bu rahatlıkla daha fazla iş fırsatı çıkar karşıma.
0
SiyamkedisiZorro
(27.05.21)
Bu durumun 2 olumsuz tarafı var;

1-Bağımlı oluyorsun
2-Belirsizlik, 5 sene 10 sene sonra ortada kalma ihtimalin var

Böyle bir imkanım varsa, bununla yaşamak değil de bunu kullanıp kendi yolumu bulmak isterim.
0
alfred
(27.05.21)
(5)

rte'nin bundan sonraki hamlesi ne olabilir?

msb
Bugunku Soylu'ya destek aciklamasina kadar sessizdi.Fakat simdi Peker'in son tweet'iyle birlikte tamamiyla olayin icine cekilmis oldu.Filmin bundan sonraki bolumlerinde neler goruyorsunuz?
Bugunku Soylu'ya destek aciklamasina kadar sessizdi.

Fakat simdi Peker'in son tweet'iyle birlikte tamamiyla olayin icine cekilmis oldu.

Filmin bundan sonraki bolumlerinde neler goruyorsunuz?
0
msb
(26.05.21)
Valla cok az bilgi ile bunu tahmin etmeye calismak bence zor. Bu kadar sure bisey dememesi oturup dusundugu icin degil, o sirada degisik degisik kisilerle gorusmelere onlarin olasi hamlelerinin ne olacagina o hamlelerin onu nasil etkieyecegine vs bagliydi bence. Kimlerle ne konusutu, ne duzenlemeler yapti vs bilmeden zor is. Yani bizim gordugumuz hamleler arasinda aslinda cok daha fazla hamleleri var. Burda da aynidir. O tweet sonrasi esas hamlesini yapmistir bile.
0
j r r tolkien hayrani
(26.05.21)
tayyip gidişata göre önlem alan birisi. mesela 2 ay önce ne oldu neyden faydalanmaya çalıştı hatırlayan var mı? önünü görmeye ona göre önlem almaya çalışıyordur. fetöden allah affetsin ile sıyrılan adamdan bahsediyoruz.

p.s.: 2 ay önce 104 amiral olayı patlak vermişti. muhalefet derdimiz bu değil ekonomi deyince muhalefete söylenmeyen döşemeyen kalmamıştı. yazının erkenden sızdırıldığı ortaya çıkmış. amiraller bu gece değil sabah yayınlanacak diye biliyorduk demişlerdi. hatta bu insanların elinden emeklilik hakları bile alındı. peki son durum hakkında ne biliyoruz?
0
phonex
(26.05.21)
rte, sp'nin kurşunları bitene kadar bekleyip ee bu muymuş mesajını verdi herkese, bugünkü magazinsel olay da tuzu biberi oldu. bu saatten sonra bir şey çıkacağını sanmıyorum sp davasından çünkü rte'ye çok güveniyormuş tivitlerinden anladığım kadarıyla.
0
roket adam
(26.05.21)
Algı değiştirmek.
0
bigbadabum
(26.05.21)
Muhalif avı başlatabilir. Korkutma, bazı önemli isimleri içeri atma, bir kça kişi kim vurduya gidebilir.
0
neymis
(27.05.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.