Giriş
(8)

Kendimi iyi hissetirecek film önerisinde bulunur musunuz bana?

it oynamis yonca masarasi
Ecnebilerin tam olarak "feel good movie" dediği, böyle karakterleri tatlı, izlerken suratımda gülücükler açtıracak bir film izlemek istiyorum şu an çok fena. şimdiden teşekkürler
Ecnebilerin tam olarak "feel good movie" dediği, böyle karakterleri tatlı, izlerken suratımda gülücükler açtıracak bir film izlemek istiyorum şu an çok fena. şimdiden teşekkürler
0
it oynamis yonca masarasi
(15.05.17)
Moonstruck
0
ms brownstone
(15.05.17)
Şahane Hayat
0
harvey
(15.05.17)
Moonrise Kingdom
0
stewie
(15.05.17)
flipped

fantastic mr fox
0
stewie
(15.05.17)
Being there. Defalarca izlenir.
0
a r a m i s
(15.05.17)
little forest: summer/autumn

açıkçası kendim izlemedim, youtube'da bir şarkı için klip gibi filmden parça parça koymuşlar, onu gördüm. yorumları falan okudum sonra. acayip sempatik göründü gözüme.
0
der meister
(15.05.17)
-it's kind of a funny story
-A cat named bob
0
qazaqwsx
(15.05.17)
kimse yazmadan yazayım
interstate 60 <3
little miss sunshine
big fish
marvellous <3 ilk aklıma gelenler
0
pegi
(15.05.17)
(4)

Ben neyim, ne yapıyorum?

zamanin otesinden gelen seyyah
Bir gün hayat fena değil, planlar yapılıyor ev toplu temiz, arkadaşlarla vakit geçiriliyor, elektronik eşyalar alınıyor. Bu böyle bir süre devam ediyor.Sonra çöküş, enerji yok, evden çıkılmıyor, biralar şaraplar havada uçuşuyor. Alınan elektronik eşyalar zararına satılıyor.Bir süre sonra bir projeye
Bir gün hayat fena değil, planlar yapılıyor ev toplu temiz, arkadaşlarla vakit geçiriliyor, elektronik eşyalar alınıyor. Bu böyle bir süre devam ediyor.

Sonra çöküş, enerji yok, evden çıkılmıyor, biralar şaraplar havada uçuşuyor. Alınan elektronik eşyalar zararına satılıyor.

Bir süre sonra bir projeye başlanıyor, yine hayat çok güzel, sokakta köpekler seviliyor. Spor eşyaları alınıyor (güya artık sportif olunacak) derslere düzenli gidilmeye başlanıyor.

Sonra yine çöküş, boğazda gitmeyen bir düğüm. Hayat çok boktan. Alınan gereksiz eşyaların zararına satış evresi.

Bazen yukarıdaki durumlar o kadar hızlı değişiyor ki öleceğim sanıyorum.

Karar almakta zorlanıyorum, 1 dakika önce verdiğim karar 1 dakika sonra değişiyor. Dengesizim resmen. Nedir bu vaziyet?
0
zamanin otesinden gelen seyyah
(05.05.17)
İçindeki boşluğu dışarıdan şeylerle doldurmaya çalışıyorsun, doğal olarak dolduramayınca da mutsuz oluyorsun.
0
harvey
(05.05.17)
borderline
gibi geldi bana.
0
supermatik
(05.05.17)
olur öyle.
çok takılmamaya çalış.
0
pangea
(05.05.17)
2017 yilinda turkiye de yasayan bir insansin.
0
sparkle kiddle
(05.05.17)
(9)

Nasıl süprüz

pastörizesüt
https://www.facebook.com/cagritaner/videos/1385960011442405/Öyle gezinirken denk geldim Pegasus'un viral reklamı galiba. Düşününce çok tatlı geliyor fikir olarak ama sizin düşüncelerinizi merak ettim, yaparım, bana yapılsa mutlu olurum ya da ne gereksiz saçma vs ne düşünüyorsanız.. böyle bir şey ist
www.facebook.com
Öyle gezinirken denk geldim Pegasus'un viral reklamı galiba. Düşününce çok tatlı geliyor fikir olarak ama sizin düşüncelerinizi merak ettim, yaparım, bana yapılsa mutlu olurum ya da ne gereksiz saçma vs ne düşünüyorsanız.. böyle bir şey istemek şımarıklık mı yoksa bu neymiş ben şunu bile yaparım diyecekler var mı aramızda? Cinsiyet belirtirseniz sevinirim :)
0
pastörizesüt
(04.05.17)
Genel olarak tatlı bir çalışma olmuş.

Soruya gelecek olursak;
Sürprizleri sevmem.
Özellikle bu konularda plansız ve programsız hareket edemem.
Her şeyin önceden ayarlanmış olması gerekiyor benim için.
Bana gereksiz ve saçma geldi ama hoşuna gidecekler vardır mutlaka.
Böyle bir şey istemek şımarıklık olabilir evet.

Kadın.
0
mutekebbir
(04.05.17)
@j r r tolkien hayranı peki sana yapılsa hoşuna gitmez mi? Burda erkek kıza yapmış da cinsiyetten bağımsız düşünün kız da erkeğe yapabilir.
0
🌸pastörizesüt
(04.05.17)
Hatun başarılı. Adam böyle birini kaçırmamak için böyle bir şey yapmış olabilir. Böyle bir sevgilim olsa ben de yapabilirdim. Bana yapılmasını istemem. Üşengeç biriyim. Bir anda uçağa atlayıp başka bir şehre gitmek hiç bana göre değil. Erkeğim.
0
dissendium
(04.05.17)
Video Ay ne tatlııı dedirtmedi. Cunku tema şımarıklık uzerine. boyle boyoz istedin diye goturmek kadar şımarık piremses hissetmek istemezdim de atıyorum ailemi ozlemişimdir gidemiyorumdur oyle bir durumda fazla iyi bir surpriz olabilirdi. ya da kendisini ozlemisimdir pat diye gelmesi gibi.

boyle seyler istemek derken ? boyle seyler talep eden, boyle şovlar yapmaya icten ice zorlayan birine yapılmamalı zaten . Surpriz sevmem diyemem, Genel olarak ince bir jestle gorgusuzce parayla şov yapma arasindaki cizgiyi aşmayacak surprizleri severim tabi.
0
aquarium
(04.05.17)
@aquarium istemek derken karşıdan talep etmek anlamında demedim böyle bir şeye mutlu olmak olsa hoşuna gitmek anlamında söyledim. Çünkü üç asağı beş yukarı insanların burdaki yorumlar gibi düşüneceğini tahmin ettiğim için böyle bir şeyi sevme konusunda suçluluk duydum ondan sordum. Ki ben sevgilime yapmak isterim böyle bir şey dediğim gibi olay bana yapılsın değil.
0
🌸pastörizesüt
(04.05.17)
benzer bir durum daha önce aklıma geldi ama anlık program, maliyet vb zorluyor elbette
0
gazozailacatmauzmani
(04.05.17)
Sürpriz değil, romantik hiç değil. Bu kadar boktan klişelerin "romantizm" adı altında satılabiliyor olması üzücü.
0
harvey
(04.05.17)
Harvey +1 şu her attığı adımı cümle aleme duyuranlardan beklenecek bir hareket. Sanki sosyal medyaya paylaşım olsun diye planlanmış.
0
dahayeniymis
(04.05.17)
@hervey ve dahayeniymis zaten bu bir reklam.
0
🌸pastörizesüt
(05.05.17)
(15)

Son dönem kaliteli korku/gerilim filmi arıyorum

nice tnetennba
Şöyle bir 2010 sonrası, kaliteli korku gerilim tavsiyesi aramaktayım. Conjuring vb bilindik filmlerin hepsini izledim. 2010 sonrası filmleri pek izlememişim, eksik kalmış. Get out ve the autopsy of jane doe nispeten özgün ve merak unsuru barındıran filmlerdendi. Benim de aradığım başlıca özellikler
Şöyle bir 2010 sonrası, kaliteli korku gerilim tavsiyesi aramaktayım. Conjuring vb bilindik filmlerin hepsini izledim. 2010 sonrası filmleri pek izlememişim, eksik kalmış. Get out ve the autopsy of jane doe nispeten özgün ve merak unsuru barındıran filmlerdendi. Benim de aradığım başlıca özellikler bu şekilde.
0
nice tnetennba
(30.04.17)
The boy ve creep guzeldi bence.
0
ma ya
(30.04.17)
0
halanne
(30.04.17)
Split izledim :)
0
🌸nice tnetennba
(30.04.17)
Dont breathe
0
yons
(30.04.17)
o zamaaaan,
the body www.imdb.com
0
halanne
(30.04.17)
Bir tek creep ve the boy u izlememişim önerilenlerden.
0
🌸nice tnetennba
(30.04.17)
Musaranas
0
harvey
(30.04.17)
Cloverfield lane gibi bir ismi olan film
Şu an vizyonda, get out
0
pinkpeony
(30.04.17)
duyuruda benzer başlıklara it follows yazmayanı dövüyorlardı eskiden, hala öyle mi? it follows.
0
evde liyakat kalmamis
(30.04.17)
It follows izlemeyen kaldı mı yahu :D
0
🌸nice tnetennba
(30.04.17)
La Cara Oculta
0
ms brownstone
(30.04.17)
@gan,jane doe izlediğimi belirtmiştim. Witch de izlendi. Diğeri ilgimi çekti. Not aldım.
0
🌸nice tnetennba
(30.04.17)
Korku değil ama, gerilim olarak:
(bkz: get out)
www.imdb.com
0
agluna
(01.05.17)
"Get out ve the autopsy of jane doe nispeten özgün ve merak unsuru barındıran filmlerdendi"

izledim yani.
0
🌸nice tnetennba
(01.05.17)
(34)

Çocukluğunuzda en sevdiğiniz çizgi film

begin again
Hangisiydl?
Hangisiydl?
0
begin again
(23.04.17)
çok fazla ama tom ve jerry ile bugs bunny arasında kaldım.
0
m e b
(23.04.17)
candy

2. sırada da ay savaşçısı vardı

3te de bugs bunny
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
(23.04.17)
Taş devri ile Hollywood Yaramazları
0
aychovsky
(23.04.17)
sırasıyla ilk 3

road runner, jetgiller, şirinler
0
belkider
(23.04.17)
Hollywood Yaramazları, Taş Devri, Ninja Kaplumbağalar, Tom ve Jerry.

bir de, spider man'i hep çok sevmişimdir kendimi bildim bileli.
hâlâ da izlerim.
0
blatta hiberna
(23.04.17)
captain tsubasa, beyblade, yugi oh, casper, scoby do.
0
blue eyes white dragon
(23.04.17)
Teletabiler, Şirinler, Taş Devri
0
fragile lady
(23.04.17)
Şirinler, Taş Devri ve Jetgiller. Ama en çok Şirinler.
0
ms brownstone
(23.04.17)
Maske
0
intihar etsem de kendime gelsem
(23.04.17)
Maske
0
brad pitt
(23.04.17)
Şirinler hatta bu yaşımda geçen hafta sinemada yeğenim ile izledim; ondan daha çok ben eğlendim.

Şirinler ile ilgili çeşit çeşit çocukluk hikayelerim de vardır; evlendiğim günün akşamı şirinleri izleyip şirinleri izleyip yatacağım demek gibi. piknikte babama saatlerce şirinleri aratıp bulamayınca 'ben iyi bir çocuk değil miyim?' diye aglamaya baslamisim. Babam 'şirinler bu ormanlarda yaşamiyor' diye kandırmış beni. Ayrıca belirli bir yasa kadar da şirinlerin evi diye mantar yemeğimi hatırlıyorum.

Böyle bir şirinler aşkı vardı bende.
0
fraise
(23.04.17)
pokemon
0
bonisnocetquimalisparcit
(23.04.17)
Uçan kaz, clementine, candy, heidi, değerli
0
manuel mandalina
(23.04.17)
life with louie
mad jack the pirate
voltran
ghost busters
heman
xmen
maske
şirinler
0
stewie
(23.04.17)
stewie
(23.04.17)
402 no'lu sınıf
heidi
şirinler
0
nathanieltroy
(23.04.17)
star da yayınlanan spider man
alkislarlayasiyorum.com
0
faik abi
(23.04.17)
fox kids ve jetixtekilerin hemen hepsi. onlardan öncede kanal dedekiler.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(23.04.17)
pazar sabahları voltran, okul sonrası he-man, bir de clementine vardı huzursuz ederdi.
0
puc
(23.04.17)
Looney tunes. Bugs bunny'yi o kadar sevemezdim ama diger karakterlerine bayilirdim.

Bir de Maske'nin yeri ayri tabii:) MUthis karakterdi:D Kilodu kafaya gecirme hareketi bende aliskanlik yapmisti, kapsonlu giyenlerin kapsonunu cat diye kafasina gecirmekten kendimi alamiyorum. Yasim 29, hala yapiyorum:D
0
stavro
(23.04.17)
en sevdiğim şirinler'di. onun arkasından da snoopy, simpsonlar, red kit ve heidi gelir.

ek: varyemez amca ve rocko'nun modern yaşamı (gerçi bunu 11-13 yaş arası falan izlerdim, geç çocukluğa denk düşüyor yani) da vardı.
0
misterturist
(23.04.17)
stewie
(23.04.17)
jetgiller, aslan kral, scooby doo, haa bir de tsubasa ve beverly hills
0
duyond
(23.04.17)
Esteban, Sirinler, Varyemez Amca, Tsubasa, Genki, Clementine, Voltran. Kucuklugumde Trt1den baska kanal olmadigindan ne yayinlansa gozlerimizi dort acip izlerdik.
0
Tutkun
(23.04.17)
Ay savaşçısı. Bu aralar yeniden başlamayı düşünüyorum hatta.
0
cabiday
(23.04.17)
valla çok vardı yaaaa <3 hala da düzenli olarak çizgi film izliyorum -tabi artık animedir, familiy guy'dır, southpark'tır falan seyrediyorum ama olsun :D -

looney toons'un tiny toons diye bir versiyonu vardı, ana karakterlerin çocuk versiyonları vardı, mesela erkek çocuk tavşan -ne demekse- maviydi, kız olanı pembe gibi :D onu severdim.

sihirli kurdele'ye bayılırdım, hatta daha geçenlerde tekrar bitirdim :D ara ara izlerim hala :3

sailor moon, wedding peach gibi mahou shoujo - magical girl animelerini severdim, hala da severim :D sailor moon galp

bir de mavi suyun sırrı vardı trt'de, hatta disney sonra buna benzer bir çizgi film de yaptı, onu severdim çok.

bir de luff-a-lympics vardı aldkşadkadkasi onu çok severdim.

aa dragonball'u unuttum!! <3 XD

he-man ile she-ra'yı da severdim, ama aşırı değil.

şeker kız candy'e ba-yı-lır-dım! terry grandchester <3 zaten kızların efendi adam yerine piç tercih etmesi hep bu pezevenk yüzünden XD

şirinler'i hala çok ama çok severim, oyuncaklarını biriktiriyorum :3 hatta ufak birşey: bir yüksek lisans+doktora dersine, hoca her derste sabahleyin kinder sürpriz yumurta getirirdi, biz de bilmemkaçyaşındaki eşşek kadar "çocuklar" hepsini biriktiriyorduk -bu dediğim 3-4 sene önce falan oluyor- hepimiz asistandık, hepimizin odası ağzına kadar kinder'den çıkan şirinler oyuncakları ile kaplanmıştı XD

aa varyemez amcayı da çoook severdim! ve dark-wing duck! yeah! darkwing duck'a bayılırdım, çok seksiydi bence XD

tom ve jerry demiş miydim? :D

bi de slam dunk ile tsubasa'yı da severdim ama asla sportif bir insan olmadığım için daha çok arkadaşlık duygusu yüzünden severdim sanırım :/

disney çizgi filmlerinin hepsini de severdim, hatta trt'de bir seri halinde hatırlamışlardı diye hatırlıyorum, babam hepsini kasede kaydetmişti, oturup seyrederdik ailecek.

bir de uçan kaz nils ile çanta kafa-testerella ikilisini severmişim daha da küçükken ama ben hatırlamıyorum, annemle babam anlatıyor :D

ha bir dee!! MAGIC KNIGHT RAYEARTH! sihirli şövalyeler! bu da magical girl cinsinden, ama clamp evreni çok başkadır ve manyaktır, o yüzden ayrı bir yeri vardır bende :)

ha bir de şunlar var: maske -aşıktım XD- , tazmanya canavarı -evet looney tunes ama ayrı belirtmek istedim, çünkü aşıktım-, kaptan mağara adamı -aşıktım-, çakmaktaşlar, jetgiller -zamanda nasıl gidip geldim belli değil XD hannah barbara'nın hangi çizgi filmi varsa artık XD - BEVERLY HİLLS GENÇLERİ!!! BİANCA <3 ALDSJKİDKAİ kötüyüm kabul XD bi de çok küçük olmasam da, nickelodeon'daki çizgi filmlerin çoğu: rocko's modern life, kablam, hey arnold!, rugrats, ahhh' real monsters, catdog vs vs

en sevdiğimi sormuşsun ama ben hepsini de en çok sevdim *hüzünlü kemanlı müzik girer* :,)
0
pasp
(23.04.17)
Digimon harikaydı. Sonrasında beyblade, pokemon, megaman, shaman king, yugioh. Hepsi de güzeldi.
0
amusan
(23.04.17)
şirinler, tom ve jerry, çizgifilmden sayılırsa eğer teletabiler, pokemon, sailor moon,
life with louie, 402 no'lu sınıf, çılgın korsan jack, örümcek adam, süper kene,
sünger bob, the wild thornberries, rugrats, danny phantom.. çok var daha :D
0
theseachange
(23.04.17)
Şirinler
Tom ve jerry
Bugs bunny
0
mutlusismankedi2015
(23.04.17)
Batman, He-Man, Conan, Rambo, Tsubasa, Richie Rich
0
harvey
(23.04.17)
oscar
he-man
ninja kaplumbağalar
0
pieta
(23.04.17)
arkideş: bugs bunny.

ağaçkakan woody vardı bir de.

şirinler tabii ki, he-man.
0
runfor
(23.04.17)
kosun lan mevzu var
(23.04.17)
bi kedi gördüm sanki.
0
for day to break
(23.04.17)
(4)

İzlemelik

neynep
Breakfast at Tiffany's gibi, siyah beyaz, eski, tatlı bişiler izlemek istiyorum. 70ler filan da olabilir aslında. Ev içinde geçen filmler vardir ya.. Amerikan eskileri. Ya da istanbul 70,80leri filan gösteren bişiler de olabilir. Canım eski bişiler çekiyor şiddetle. Ne önerirsiniz?Teşekkür ederim.
Breakfast at Tiffany's gibi, siyah beyaz, eski, tatlı bişiler izlemek istiyorum. 70ler filan da olabilir aslında. Ev içinde geçen filmler vardir ya.. Amerikan eskileri. Ya da istanbul 70,80leri filan gösteren bişiler de olabilir. Canım eski bişiler çekiyor şiddetle. Ne önerirsiniz?

Teşekkür ederim.
0
neynep
(22.04.17)
fragile lady
(22.04.17)
Eski fotoğraflar.
0
bigbadabum
(22.04.17)
The Shop Around the Corner
0
harvey
(22.04.17)
www.imdb.com

hem tatlı hem siyah beyaz
0
it oynamis yonca masarasi
(23.04.17)
(11)

Yalvarıyorum güzel film önerin

birşeylersoracağım
Şu kısa ömrüm güzel film aramakla geçti, Narin bünyem bu yolda heba oldu,İzlemedim, bakmadığım yer kalmadı,Yalvarıyorum güzel güzel filmler önerin bana. :/
Şu kısa ömrüm güzel film aramakla geçti,
Narin bünyem bu yolda heba oldu,
İzlemedim, bakmadığım yer kalmadı,
Yalvarıyorum güzel güzel filmler önerin bana. :/
0
birşeylersoracağım
(22.04.17)
Interstate 60
0
begin again
(22.04.17)
Ama ne tarz film seviyorsun? Avrupa filmi mi, bilim kurgu mu,romans mı? Ona göre cevap vericem.

Çok beğendiğin bir filmi söyle en azından.
0
old possum
(22.04.17)
a miglia offerta
0
manuel mandalina
(22.04.17)
Wristcutters a love story
0
road_tanker
(22.04.17)
80 T4 Before and After (1996) - Apr 15, 2017
85 T5 The Handmaiden (2016) - Apr 06, 2017
85 T5 The Age of Adaline (2015) - Apr 01, 2017
70 T1 The Uninvited (2009) - Mar 25, 2017
100 T10 Sling Blade (1996) - Mar 19, 2017
85 T5 The Man in the Moon (1991) - Mar 11, 2017
0
harvey
(22.04.17)
django unchained
20th century women
miss sloane
christine
manchester by the sea
hail, caesar!
the handmaiden
it follows
mr brooks
the edge of seventeen
hacksaw ridge
la la land
the accountant
the departed
match point
true grit
disconnect
0
stewie
(22.04.17)
the fall
the grand budapest hotel
0
powersurge
(22.04.17)
Yedi bela hüsnü.
0
bigbadabum
(22.04.17)
this is england.
0
nathanieltroy
(22.04.17)
titanik. sonu çok üzücü bitiyor. okyanusta ilerleyen bir geminin başına gelenler anlatılıyor. :)
0
karlmarx
(22.04.17)
Tarz söylememişsin o zaman kendi en sevdiğim filmi önereceğim. www.imdb.com
0
old possum
(22.04.17)
(11)

Fransız film önerisi?

westblack
Eleştirel, psikolojik, sosyolojik, farklı, ilginç, tanrı eleştirisi, toplumsal eleştiri vs. vs. Kısaca bunları sanatsal olarak yapan filmlere ihtiyacım var. Çok sıkıldım oturup izleyeceğim.Hoşunuza giden her şey olabilir. Geçen sene film ekiminde yakalamıştım bir kaç tane isimlerini hatırlamıyorum a
Eleştirel, psikolojik, sosyolojik, farklı, ilginç, tanrı eleştirisi, toplumsal eleştiri vs. vs. Kısaca bunları sanatsal olarak yapan filmlere ihtiyacım var. Çok sıkıldım oturup izleyeceğim.
Hoşunuza giden her şey olabilir. Geçen sene film ekiminde yakalamıştım bir kaç tane isimlerini hatırlamıyorum ama onlardan da olabilir.
0
westblack
(16.04.17)
Tam Fransız değil Kanadalı, ama Xavier Dolan'ın filmleri ilginizi çekebilir. I killed my mother, Heartbeats, Laurence Anyways, Tom at the farm ve It's only the end of the world.
0
zwiegesprach
(16.04.17)
Pierrot le fou
0
vonkhar
(16.04.17)
400 Darbe
0
harvey
(16.04.17)
Eleştirel sayılmaz ama keyifli bir Fransız filmi: micmacs
0
Aman Sen de
(16.04.17)
Hayat ve aile iliskileri, sarsilan romantik iliskiler tarzi ariyorsan bunlari oneririm.

Mon Roi
Le scaphandre et le papillon
Lola (1961, Jacques Demy)
Au revoir les enfants (Louis Malle)
L'un reste, l'autre part (Claude Berri)
0
bioverse leo
(16.04.17)
l'immortel. jean reno'nun ama mafya filmi. bilmem ilgini çeker mi?
0
komando kani var bende
(16.04.17)
The Dreamers
0
market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava
(16.04.17)
Luis Bunuel filmlerine bak

www.imdb.com
(bkz: phantom of liberty)

www.imdb.com
(bkz: belle de jour)

ben de pek izlemedim ama François Ozon 'un filmlerine de bakabilirsin, daha farklı garip işler arıyorum dersen Leox Carax filmleri derim.
0
rodriguez2
(16.04.17)
m.imdb.com

aradigin sey bu izlemediysen.

bi de bu geldi aklima: m.imdb.com
0
in vino veritas
(16.04.17)
İncendies

Kanada yapımı ama fransızca konuşuyorlar çok güzel trajedi
0
lorne malvo
(19.04.17)
La Haine
0
minduser
(19.04.17)
(14)

Niye doğurmak?

anumegha
Merhaba,kesinlikle eleştirmek için sormuyorum. Anlamadığım için soruyorum. Neden doğuruyorsunuz? Uniecef'in raporunu okudum. İki yüz elli milyon çocuk çatışma içinde büyüyormuş. Neden onlardan biri varken doğuruyorsunuz? (dediğim gibi eleştirmiyorum. Merak sadece, anlamadığımdan) "Kendi kanım" dediğ
Merhaba,
kesinlikle eleştirmek için sormuyorum. Anlamadığım için soruyorum. Neden doğuruyorsunuz? Uniecef'in raporunu okudum. İki yüz elli milyon çocuk çatışma içinde büyüyormuş. Neden onlardan biri varken doğuruyorsunuz? (dediğim gibi eleştirmiyorum. Merak sadece, anlamadığımdan) "Kendi kanım" dediğiniz durumu anlamak amacıyla soruyorum veya diğer şeyleri. Teşekkür ederim.
0
anumegha
(26.03.17)
Ben de anlamiyorum. Cocuk istiyorsan evlat edin. Ama beynimize hurafeler yerlestirilmis:

1. Kendi cocugun olsun, evlat edinme.

2. Organ bagisinda bulunma.

3. Insanlarin cinsel yasamina karis, yatak odalarina gir. Escinsellere karsi cik.

4. Escinsellerle sinirlandirma kendini. Kadinlara da bulas. Tecavuz et, evlen. Istemezse tasla ve oldur.

5. Kadinlar da yetmez. 6 yasindaki cocuklarla evlen.

6. Yalnizca tuket. Uretme. Ne kadar zenginsen o kadar guclusun. Fakirlere yardim etme onlari ele gecir.

7. Dis gorunusu sana benzemiyorsa oldur onlari ortada yalnizca beyazlar kalana kadar.

8. Komsu milletleri sevme. Her Yunan, Ermeni, Kurt, Arap, Yahudi, Hristiyan, Alevi kotudur. Sadece sen iyisin.

9. Senin gibi dusunmeyen kotudur. Veganlar, vejetaryenler sen nasil yemek yiyorsan oyle yemeliler cunku dunyanin merkezinde sen varsin. Kim kiminle sevisebilir buna karisabildigin gibi kimin ne yedigine hatta ne yemedigine de karisabilirsin.

10. Hayvanlar senin icin yaratilmis/evrimlesmis/dogmus. Onlara istedigin gibi mudahale edebilirsin. Deri ceket seviyorsan hayvanin derisinin canli canli yuzulmesi onemli degil onemli olan senin dis gorunusun.

11. Senin cocugun diger cocuklardan daha ustun olmali.

Bunun gibi milyonlarca madde var. Ve bunlarin hepsi bir butun! Hepsinin ustesinden gelmen gerekiyor! Sana dogru olarak gosterilen her seyi sorgulaman gerekiyor.
0
Traveller
(26.03.17)
Katılıyorum.
Bir dönem araştırmıştım (şimdi için değil de ilerisi için düşündüğüm bir şeydir hep)
Evlat edinme şartları fazla geliyor bana.
Tabii ki belli şartları olmalı her önüne gelen evlat edinmemeli ne insanlar var hayatta ama benim için fazla zorlayıcı detaylar.
Ben mesela çoğu zaman düşünmüyorum ama arada bi istek gelir bi çocuğum olsa diye sonra detayları düşünüp vazgeçiyorum.
Evlat edinme kısmı diğer kısımdan çok daha detaycı.
Evlenmeden evlat edinilebilse mesela bir çocuğu okutabilecek maddi duruma geldiğimde çok isterim.
Ama dediğim gibi şartları pek bana uygun değil.
Bu konuyla ilgili kurduğunuz mantıkta da sonuna kadar haklısınız.
0
mutekebbir
(26.03.17)
İnsanların genel olarak başka çocuklara karşı aidiyet duygusu hissetmediğini düşünüyorum. Bence en önemli nedeni bu. Evrimsel sürecin bir parçası.
0
archmage mahmut
(26.03.17)
çünkü çocuk sevmiyorum. bir çocuğu sevebilmem için hamile kalıp o hormonlarımın çalışması lazımdı. ona bağlanmam lazımdı. o yüzden evlatlık edinmem.
0
sta
(26.03.17)
Ben dogururum, catisma bolgesinde yasayan dogurmasin o halde?
Bu mantikla bakinca onlarin yaptigi yanlis, benimki degil.

Ayrica bana da aidiyet hissiyle alakali olarak geliyor. Baska hicbir cocuga sempati hissetmiyorum, kendimin olursa eger anca ona olur gibi geliyor. Babam mesela her cocugu/bebegi gozunden kalpler fiskirarak severken (bakarken bile sevgi akiyo adamin gozlerinden) ben "pff bebek var/cocuk var" kafasindayim. Bir de sevdigin insanla, asik oldugun kisiyle bir nevi dunyaya iz birakma cabasi gibi de goruyorum.

Ama evlat edinmeye karsi degilim, gun gelir belki evlat edinmeyi secerim falan filan.
0
kuehles blondes
(26.03.17)
ulen sevdiğim kadının gözleriyle bana alttan alttan bakmayacaksa neyleyim ben öyle kız cocugunu???
0
jacoba benziyomusum oyle diyolar
(26.03.17)
sen ya da siz neden doğmak zorunda olduysanız o yüzden. genelde böyle diyince de bana sormadılar, bana sorrsaydılar doğmak istemezdim diyeceğinizi de biliyorum ama artık çok klişe oldu o.
0
blue eyes white dragon
(26.03.17)
ne kadar ruhsuz insanlar var yahu. doğurmaktansa evlat edin diyor. dünyaya bir insan getirip onu dünyaya kazandırmaya çalışmaktan habersiz. yanlış anlaşılmasın bütün görüşlere saygım var ama bu tip beyanlar bence o güzel hislerin yaşanmamasıyla alakalı
0
demirr
(26.03.17)
(bkz: antinatalism)
0
humat
(26.03.17)
birincisi her koşulda evlat edinilemiyor diye biliyorum. tarafların çocuk yapamıyor olması gerekiyor mu neymiş. öyle duydum.

ikincisi evlat edinmek mantıken güzel bir olgu olsa da biyolojik olarak bazı insansal ihtiyaçlarımızı karşılar mı soru işareti. antropoloji başkasının çocuğuna bakmayı dna aktarımı olmadığından vakit kaybı olarak görüyor. bilimsel olarak bu bir gerçeklik. bu nedenle bu biraz "kız bulamıyorsanız birbirinizle ilişkiye girin" demek gibi bir şey. bazı insanlar bu fikre yabancı ve onları bu nedenle yadırgayamayız.

üçüncü ve son olaraksa gelip burada niye doğuruyorsunuz demek yerine bu çocuklar niye aç ve açıkta, ya da onların anaları niye doğuruyor diye sormak daha yerinde olacaktır.
0
bohr atom modeli
(26.03.17)
evrimsel bir gerçek var, kendi çocuğu insana farklı gelir. olmasaydı kimse çocuk yapmazdı.

bakamayacak olan 5 tane yapıyor, ben bakacakken neden 1 tane doğuramıyorum? onlar doğurmasın bakamıyorlarsa? kendi kanımla başkasının bilmediğim çocuğu benim için aynı değil.
0
pinkpeony
(26.03.17)
@blue eyes white dragon, yok yahu sorsalardı doğmak isterdim neden istemeyim?
0
🌸anumegha
(26.03.17)
üreme içgüdüsü güçlü bir şey çünkü. insan gen aktarmak ister, yavrusu üzerinden kendini gerçekleştirmek ister, hayatta kalma isteğinin ve ölümlülük gerçeğinin bir arada bulunduğu bir ortama istem-dışı sağlanmış bir adaptasyonun sonucu.

biliyorum bir sürü din, ideoloji vs. var insanı üstün ve olağanüstü bir yaratık olarak göstermeye çalışan ama kabul etsek de etmesek de çok basit ve temel bir gerçek de var:

insan da doğada yaşayan bir hayvandır.
0
otonomo
(26.03.17)
Kendi yaptığın şeyle hazır yapılmış olan arasında çok büyük bir fark var. Yapıyorsun ve senin oluyor. Hem yapmanın hem sahip olmanın zevki var. Çoğu insanın bir şeyler yapmak ve sahip olmak anlamında yoksulluğa mahkum olduğu düşünülürse çocuk yapmak değerini hiçbir zaman kaybetmeyecek bir olay.
0
harvey
(26.03.17)
(33)

ayakkabı sipariş ettim, 2 tane geldi

balpolen
Arkadaşlar sanal çadır adlı internet sitesinden ayakkabı sipariş ettim, aynı ayakkabıdan 2 tane gönderdiler. müşteri hizmetlerini aradım, ayakkabıyı bize geri kargolayın dediler, ben de bana fazladan gönderilen ayakkabıyı kargolamak icin ayıracak bir vaktim yok, siz alın dedim, bunun üzerine müşteri
Arkadaşlar sanal çadır adlı internet sitesinden ayakkabı sipariş ettim, aynı ayakkabıdan 2 tane gönderdiler. müşteri hizmetlerini aradım, ayakkabıyı bize geri kargolayın dediler, ben de bana fazladan gönderilen ayakkabıyı kargolamak icin ayıracak bir vaktim yok, siz alın dedim, bunun üzerine müşteri hizmetlerindeki akil(!) kişi peki, öyle yapalım dedi? Fakat bir haftadır gelen giden yok, ne yapayım bilemedim.

Not: Ayakkabılar lacoste ve tanesi 200 küsür lira, 50-60 lira olsa sallamıyolar dicem de, eren holdingin online satış ortamı bu, bu kadar unprofessional nasıl davranıyorlar anlam veremiyorum.
0
balpolen
(23.03.17)
eren holdingin 200tl'lik ayakkabıya ihtiyaci mi var bir de ordan bak.orda çalışan garibana zarar gelmediyse sorun yok bence ver ayakkabiyi bir arkadasına.
0
valkin rockefeller
(23.03.17)
konuyu neresinden anlıyorsun Allahaşkına?
0
🌸balpolen
(23.03.17)
kargolamak için ayıracak vaktim yok nedir ya? ara kargoyu gelsin alsın
0
cekilmis gayfe
(23.03.17)
aramam
0
🌸balpolen
(23.03.17)
ayakkabıyı senin geri yollamaman garip, eve veya işyerine kurye çağırabiliyorsun, karşı ödemeli gönderebilirsin.
0
purple rain
(23.03.17)
ne yap? bir şey yapma ayakkabılar dursun bi köşede madem geri vermeye bu kadar meraklısın. bir gelen olursa verirsin gelmezse ilerde birine falan verirsin. durdukça sıkıntı mı veriyor anlam veremedim.
0
sanguine mcqaer
(23.03.17)
Ben neden göndereyim, bu benim hatamdan veya sorumsuzlugumdan kaynaklanan bir durum degil. Bunun için kılımı kıpırdatmayı dahi düşünmüyorum.
0
🌸balpolen
(23.03.17)
Musteri hizmetlerinde aramasaydin o zmn ne cins insanlar var
0
all girls dream
(23.03.17)
geri vermeye çok niyetlisiniz hemde kılınızı kıpırdatmak istemiyorsunuz.
kargoya verecek vakit yok duyuruya yazacak vakit var güzel çekişkiler.

cevaba gelince ; umurlarında olmaz ayakkabı sizde kalır ikisini de güle güle kullanın eskimez hem
0
Aşk Adamı
(23.03.17)
Yahu siz nasıl bir mantıga sahipsiniz. Arkadaşlar ayakkabı bana 2 tane geldi ben üstüme düşen sorumlulugu yerine getirip, hata yaptıklarını ve 2 ayakkabı gönderdiklerini söyledim. Bundan sonra benim yükümlülüğümde olan bir şey göremiyorum? Sorumluluk tamamen karşı tarafın, harekete geçmesi gereken onlar. Ne demek aramasaydın? İki mantık arasında uçurum var, kaç yaşınızdasınız Allahaşkına
0
🌸balpolen
(23.03.17)
Beni anlayan biri çıkacak mı merak ediyorum
0
🌸balpolen
(23.03.17)
2 dakika kargoyu arayacaksin cok mu zor bu aga? Ya bu kadar kil nasil olunabiliyor anlamiyorum ya.
0
baldur2
(23.03.17)
Ne yapayım demişsin
Cvp kargoyu ara evine veya işine gelip adresten teslim alsın olay bu kdr basit
0
all girls dream
(23.03.17)
yahu ne tuhaf insanlar var. kimse hata yapamaz mı balpolen kardeş? adamlar hata yapmış maalesef senin gibi birine iki çift ayakkabı yollamış. sanki kendi hiç hata yapmıyor gibi kılımı kıpırdatmam demiş valla hayret.
ya umarım bir hata yaparsın ve karşındaki bunu düzeltmek için kılını kıpırdatmaz. çok içten dua ediyorum ;)
0
cekilmis gayfe
(23.03.17)
bariz kıl birisin. adamlar bi hata yapmış, günde 3 kere kargonun önünden geçiyorsundur, hadi geçmiyorsun diyelim ara kargoyu ver gitsin. biri hata yapmış olabilir, bu hataya bir iyilik yapmak çok mu zor yahu. yani bu nasıl bir insana batar anlamış değilim. umsrım hayatımda sizşn gibi insanlarla karşılaşmam
0
oscar
(23.03.17)
sizi anlayacak kadar mesgul biri yok herhalde.

buraya yazacak kadar vaktiniz varken kargoyu arayacak vakti nasil bulamadiniz cok merak eettim.
0
allanpoe
(23.03.17)
Ben böyle bir hata yapsaydım, o kişinin gerekirse kapısına gider ayakkabıyı alır gelirdim, benim hatam ve üstüme düşen bu olurdu, karşı taraftan da bunu bekliyorum dolayısıyla.
Benim gibi insanlarla karşılaşmayarak siz kaybedersiniz assdhhfshdhfdf:)
0
🌸balpolen
(23.03.17)
Yapman gerekeni yaptıysan ve başka bir şey yapmayı düşünmüyorsan bu duyuruyu ne diye açtın? Ne kadar şanslı ve vicdanlı bir insan olduğunu göstermek için mi?
0
harvey
(23.03.17)
Sizlerin de fikirlerini merak ettim
0
🌸balpolen
(23.03.17)
Adamların deposu Gebze'deyse arabayla gelip alıp geri dönmeleri kaç tl tutar onu düşünmek lazım. E sonuçta koca holding deyip onların çatısı altındaki başka bir firmadan gelip almasını beklemek de profesyonelliğe aykırı olacağından mantıksız olacaktır. Bu durumda sizin göndermeniz dışındaki her seçenek adamlar için daha fazla zarar demek.
0
okumayi sevmeyen okur
(23.03.17)
kimse yazmamış ben yazayım.

internetten firmanın adresini öğren ardından en yakınındaki kargoya git ve elindeki fazla ayakkabıyı iadeli gönder. konu da tatlı tatlı kapansın.
0
blue eyes white dragon
(24.03.17)
-Kargoya ver.
+Vermem
-Kargoyu ara gelsin alsın.
+Aramam
-Hayrına birine ver
+Kılımı kıpırdatmam

Bence turşusunu kurmalısın. Başımızın gözümüzün sadakası olsun demişler.
0
Lim5
(24.03.17)
açılın ben anladım galiba.

müşteri hizmetlerini aradığınızda "oh çok dürüstsünüz teşekkür ederiz, ayakkabı sizde kalabilir önemli değil" cümlesi yerine "gel de bize kargola" dendiği için sinir olmuşsunuz. "ben kargolamam gelin alın" demişsiniz, firma da muhtemelen bizzat gelip almakla uğraşmayacağı için "hee hee" demiş üstünde durmamış. hala da en ufak bir "kalsın göndermeyin" iması yapmamış. yani aslında firma hem geri istiyor, hem almıyor, hem de vermiyor.

bir firmanın bizzat ürün getirip götürdüğü nerede görülmüş? bu işler kargoyla hallediliyor. gitmemek hakkınız, ama iade etmeye niyetiniz varsa kargoyu arayınca gelip alıyorlar. onu da yapmam illa gelsinler diyorsanız bekleyin. gelmiyorlarsa da onların bileceği iş. hem kılımı kıpırdatmam diyip, hem de bunu dert etmek anlamsız. kenarda bekletebilir, giyebilir veya bir ihtiyacı olana sevabına verebilirsiniz.
0
kibritsuyu
(24.03.17)
Ben başlığı niye açtığınızı kestiremedim. Kendi kendini yiyen karadelik gibisiniz
0
stiletto heel
(24.03.17)
efsane bir başlık olmuş, gecem şenlendi
0
sanquis
(24.03.17)
peki gelip kapıyı çalsalar ayakkabıyı almak için kapıyı da mı açmazsın?
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(24.03.17)
ah, kapıyı tabi ki açarım, bu benim sorumluluğum:)
0
🌸balpolen
(24.03.17)
o zaman haklısın gelip alsınlar işleri ne.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(24.03.17)
Diyaloglar şuna dönmüş
1.bp.blogspot.com
0
Golden Ratio
(24.03.17)
Benzer bir durum başıma geldi. Sipatriş ettiğim ürünün farklı ve 40 50 lira gibi daha pahalı bir paketini gönderdiler. Bu durumu arayıp anlattım. Müşteri himzetlerindeki kişi bşraz bekleyin müdüre sorucam dedi. Beni yarım saat telefonda bekletip müdürümüz arta kalan parayı göndermenizi söyledi dedi. Dedim ki o oezevenk müdürüne söyle önce lütfedip bir teşekkür etsin. Sonra kapattım. Parayı da göndermedim ürünü de. Allah için ürünün fazla olan kısmınıda kullanmadan çöpe attım. Kimsenin tapınmasını beklemiyorum ama bu tip durumda insan biraz olsun nezaket bekler. Belki arkadaşın da durumu böyledir.
0
jacksor
(24.03.17)
Adres ver ben geliyorum.
0
kargn
(24.03.17)
net haklısın. yani ben seni anladım. mesela şöyle bi durum olsa; kargoyu gönderen ekipteki adam direk seni arasa ve dese ki bu hatayı ben yaptım, geri kargolamanız dışında bi seçenek şu an yok ve kargolamazsanız benim şahsen götüme giricek işten atılcam vs. dese, bu o zaman şahsi bir durum olurdu. yani bir insan evladı senden bir iyilik istiyor. o zaman derdim ki vicdansız kargolasan eline mi yapışır derdim. ama şu an bunu yapmak zorunda değilsin.
şu yaşadığın durum o firmanın ürün teslim planlarındaki bir eksik. ve bu eksiği senin kapatman bekleniyor(!) neden? eminimki bu ilk defa başlarına gelmiyodur, ya da illaki gelecektir. bu case için bir plan belirlemelilerdi.
çok zor değil yani, olması gereken; o müşteri hizmetleri sana en yakın kargo şubesini arar, bir paket var onu alın getirin der, sen de kapını açar buyrun paket burda dersin. o kadar. adı üzerinde aq müşteri hizmetleri. ama şu an bu durumda baya baya müşteriden hizmet bekleniyor ?!??! askjdhaks :D
0
klar
(24.03.17)
Eyvallah.
0
🌸balpolen
(24.03.17)
(5)

Acıbadem metrobüse yakın, güvenlikli site içinde evde şu kira normal mi?

Cursed Chico
xx00 lira kira + 300 lira aidat.2+1. metrobüse 5 dakika. Kat olarak kot farkı olan zeminin bir altı kat. Yokuş var da.internette bakınca oralara göre kira düşük geldi de sahibindfen kkiralıklara bakmadığımdan bilmiyorum.
xx00 lira kira + 300 lira aidat.

2+1. metrobüse 5 dakika. Kat olarak kot farkı olan zeminin bir altı kat. Yokuş var da.

internette bakınca oralara göre kira düşük geldi de sahibindfen kkiralıklara bakmadığımdan bilmiyorum.
0
Cursed Chico
(19.03.17)
bence biraz düşük gibi :( acaba kronik bir sorunu mu var evin iyi araştırın.
0
freya
(19.03.17)
O civarlar hakkında fiyat araştırması yapmış biri olarak düşük geldi bana da. İyice bi soruşturmanın faydası var.
0
delineron
(19.03.17)
Acaba güneş görmüyor falan mı :/
0
beni taniyan yok bu sehirde
(19.03.17)
Kesinlikle düşük bir rakam.
0
eloharp
(19.03.17)
Yaşanmayacak kadar kötü bir yer olmalı.
0
harvey
(19.03.17)
(25)

aşk meşk işleri artık çok basit geliyor

mobydick
aşk meşk işleri artık aşırı basit, gereksiz geliyor.geçen bir arkadaşım içini döktü. sevdiği 6 yıldır kafasına olan kişi ile evlenemeyecekmiş. çocuk da seviyor da ailelerden ötürü. evlatlıktan reddederime kadar gitmiş olay.üzüntüden 2016 eylül tusuna çalışamadı. tam yeni yeni toparlamıştı. geçen yin
aşk meşk işleri artık aşırı basit, gereksiz geliyor.

geçen bir arkadaşım içini döktü. sevdiği 6 yıldır kafasına olan kişi ile evlenemeyecekmiş. çocuk da seviyor da ailelerden ötürü. evlatlıktan reddederime kadar gitmiş olay.

üzüntüden 2016 eylül tusuna çalışamadı. tam yeni yeni toparlamıştı. geçen yine bir etkileşim olmuş. şimdi ağustos tusum da gitti uyuyamıyorum dedi. öbür tus taa 2018 şubatta. kızın kaç yılı gitti sadece bu üzüntüden. hele bir de o tusa kadar çocuk başkası ile nişanlansa fln bitti zaten bizimki.

lan hiç birşey hissedemedim. içimden dedim geçer gider o da birşey mi.

sonra erkek arkadaşımla buluştuk. gayet doğal bir şekilde ya dedim artık aşk meşk işleri bana çok basit geliyor, dertten saymıyorum, insanlar neleri kafaya takıyor. ergen miyiz, haklısın dedi çünkü tam bir mantık ilişkim var.

bu durumdan hiç rahatsız olmuyorum. öyle sevgi pıtırcığı bir ilişki aramıyorum. şuanki erkek arkadaşımdan ayrılsam yenisi gelir biliyorum.

eskiden üst sıralarda olan şeyin şuan hayatımda yeri yok. peh çok da şeyimde olarak diye bakıyorum olaya.

size de öyle geliyor mu? bu biraz erkeksi bir düşünce biçimi mi?

26 yaş, k
0
mobydick
(18.03.17)
Sen hiç aşık olmamışsın.
0
gozu acik sevisen yahudi
(18.03.17)
Bana da oyle geliyor. 28, e

Eskiden oyle degildi. En buyuk sorunum asik oldugum kisilerdi. Lise son sinifta bile universite sinavindan cok asik oldugum kisiyi dusunuyordum. Simdi keske en buyuk sorunum asik olmak olsa diyorum. Is, okul, para, saglik cok daha onemli konular bugun benim icin. Ask olaylari first world problems arasinda ama keske benim de en buyuk sorunum ask olsa.
0
Traveller
(18.03.17)
Kadın olarak bunu söylersen sıkıntı yaratmayabilir ama bir erkek yaparsa bunu her kadın aynı tepkiyi vermez. Bu yönden erkeksi bir düşünce olarak buluyorum.
Aşk basit bir şey değil bence, senin yaşadığın basit bir ilişki sadece bunu çok net görebiliyorum :)

Edit: 1 kez aşık oldum inanılmaz ve büyülü bir şeydi. Şu sıralar normal bir ilişki bile zor geliyor ama çaktırmıyorum.
0
Playground Love
(18.03.17)
+1 net. bu his yaşamamak değil de, çok abartılıyor bence de.
0
neynep
(18.03.17)
aşık oldum.

ancak hikayesi buraya yazamayacağım kadar özel.

"bir gün bana teşekkür edeceksin" dedi ve gitti.

ben doktor, o öğretmen diye sanırım. hayat işte.
0
🌸mobydick
(18.03.17)
eğer alınmazsanız açık olmak isterim, sizin kurduğunuz türden ilişkiler bana da çok basit geliyor. erkek arkadaşınızın yerinde olmak istemezdim.

gerçek ilişkiler gerçek bir samimiyetle kuruluyor. onu da kendine karşı samimi olabilen insanlar kuruyor. onun dışındakiler (yani basit diye tabir ettiklerimiz) aslında karşılıklı ihtiyaç (duygusal/fiziksel) giderme ilişkileri.

bu arada ''aşk'' çaresizce sevmek değildir. giden birinin arkasından takık kalmak hiç değildir. ama insanlar bundan ötesini yaşayamadıkları için (yukarda bahsettiğim sebeple) bu vaziyetlerini aşk sanıyorlar ve ''aa iğrenç bişimiş bu ://'' deyip aşkı küçümseme ve ''ihtiyaç giderme ilişkileri kurma'' evresine geçiyorlar.
0
otonomo
(18.03.17)
e sevgili yapma o zaman? fuck buddy yap. cinsellik dışında bir anlam ifade etmiyorsa (ki anladığım kadarıyla öyle) kasmanın manası yok. erkek arkadaşına acıdım yalnız
0
isimsiz uye
(18.03.17)
"Yenisi gelir" düşüncesi hem sağlıksız hem de basit insanlara göre benim için. Açıkçası iğrenç buluyorum bu tür bir düşünceyi. Karşındakine değer vermemektir bu, boşluk doldurmaktır herhangi biriyle. "Yalnız da kalabilirim" yerine "yenisi gelir", ne bileyim, basitçe.
0
devilred
(18.03.17)
yenisi gelmiyor mu?

bilmem. belki de artık büyümüşümdür. çıplaklığı ile görüyorum, olabilecekleri dürüstçe kabulleniyorum başından.
0
🌸mobydick
(18.03.17)
napalım annem plaket mi verelim? "aşk çok boş yeaa" geyikleri 16-17 yaşında kalmadı mı artık? boş geliyosa sevgili edinmeyin amk anlamıyorum bu tripleri.
0
der meister
(18.03.17)
Ilişkisi olan birinin aşk meşk derdi bana basit, gereksiz gelmiyor. Çünkü işin içinde duygular var kayıtsız kalamaz üzülür. Ancak bu üzüntü, dert yapman gereken şeylerin önüne geçince, arkadaşın tusu ertelemesi gibi, bana yanlış geliyor. Biraz acizlik olarak görüyorum. Içten içe üzülür ama yine de yaşamaya devam edip tamamen bırakmamalı. Çocukluk gibi geldi biraz.

Ama yalnız insanların ortalıkta aşk istiyorum ah aşk yok diye ağlaşmasını gereksiz buluyorum.

Mantık ilişkisini, biri gider biri gelir kafasını da doğru bulmuyorum. Böyle bir ilişki yerine yalnız takılmayı tercih ederim. Ne zaman bir şeyler hissettiğin biri çıkar o zaman bir ilişkiye başlarsın. Sonuçta tek başımıza da yaşayabiliriz diye düşünüyorum.
0
guzel kadinlar doktor olamaz
(18.03.17)
Nasıl yaşarsan öyle gelir. Duygular düşüncelerde koyuldukları yere göre etki eder kişiye.
0
harvey
(18.03.17)
İnsanların bu yüzden öldüklerini, akıllarını kaybettiklerini, ruh sağlıklarını gördüm. Benim başıma da geldi sanki bir daha sevemeyecekmişsin gibi... Hep aynı döngüye giriyor. Sıkıldım.

Tanışma evresi, bakışlar, kur yapmak vs. güzel de sonra iş böyle birbirine üstünlük kurma gibi saçma yere geliyor gibi oluyor veya karşıdakini yemleme. İşte orada zaten film kopuyor. Bu kadar yavşak bir döngünün, basitliğine bakamıyorum. Saçma geliyor. Bir şeyler oluyorsa, oluyor zaten kendiliğinden.

Hep bir korku var, bu hafta onu az göreceğim, geçinemiyoruz, unutamıyorum ... Triplerinden gına geldi. Hayatta başka şeyler de oluyor. O tarafa kafayı çeviriyorum, bazen insanların üzüldükleri, başkalarının derdinin yanında kocaman bir hiç.
0
evimin paspasi
(18.03.17)
O basitlik, bolluktan kaynaklanıyor. "Sevgili"nin anlamını yitirecek ve içini boşaltacak kadar bolluktan bahsediyorum.

"şuanki erkek arkadaşımdan ayrılsam yenisi gelir biliyorum."

Hayatının bundan sonraki aşamasında hiç yenisi gelmese mesela. 1 tane bile.. Sorun çözülecek ve bazı şeyler anlamını yeniden kazanacak.
0
mandalina kokusu
(18.03.17)
aşk derdinden daha büyük dert yaşayanlar yada erken olgulaşanlar, hayattan ve insanlardan türlü türlü kazıkları yemiş kişiler bu işleri basit görür.

eski sevgilime ben aşka inanmıyorum diyordum sürekli. nedeni yaşadığım ilişkilerdi. Teşbih yapacam, aşık olmak insan ruhunun bekaretidir. Bir kere olur ya çok mutlu olursun ya da çok canın yanar ve sonsuza dek onu hissedersin.

kafam rahat olsun, gönle ve göze hitap etsin yeterli kafasındayım. aşk maşk basit şeyler...
0
false pretension
(18.03.17)
25 yaşında kadınım, artık bana da öyle geliyor. insanların ne büyük dertleri, acıları var. ölüm var, dermansız hastalıklar var... aşk meşk ne lan. aşk yüzünden ben de çok ağladım etkilendim ama ne oldu? geçti gitti yenisi geldi. yenilenebilen şeyler için eskisi kadar üzülmüyorum artık.
0
shin
(18.03.17)
Boş diyemem de hiç olmasa çok daha iyiymiş, daha huzurlu olurmuşum gibi geliyor. Zaten en mükemmel olduğunu düşündüğün insandan bile bir gün geliyor soğuyorsun, eskisi gibi heyecanlanamıyorsun o kişi için. Çok üzse de, çok zamanını alsa da bir şekilde bitip gidiyor zamanla. Böyle düşününce hayatta çok daha önemli şeyler olduğunu fark ediyor insan.
0
ms brownstone
(19.03.17)
bu duyurunun amacı mesajın yerine gitmesi sanırım. gitmiştir herhal..

soruya cevap: böyle düşüncelerin cinsiyeti olmaz.
0
manuel mandalina
(19.03.17)
Onu geçin de yenisi niye gelmesin ki. 8 milyar insan var dünyada. Aynı işten okuldan çevreden insanlarla takılıyorsun aşık oluyorsun. Evren sizin birlikte olmanız için çalışmadı. İşlek bi caddeye çıksan en az 1 tane daha aynı derecede sevebileceğin kişi bulursun.
0
glamdr1ng
(19.03.17)
Tabii ki yenisi gelir ya da dünyanın sonu değil. İnsanların ne dertleri var, aşk bunun yanında hava cıva kalıyor ama bunun için üzülmekte, aşık olmakta, yanındayken aşırı mutluluk yaşamak veya ayrılındığında aşırı acı çekmekte de bir sorun yok. Herkesin birlikteliği kendisi nasıl isterse, mantık birlikteliğini kötüleyecek değilim ama aşkın da güzelliğini tatmamak ya da tatmaktan vazgeçmek de hormonlu ve tatsız salatalığı öğün diye yemek gibi bir şey.

Bir de bir şey başkasının başına geldiğinde o kadar büyük görünmeyebiliyor, hatta kızabiliyoruz bile ama aynı şeyi biz yaşadığımızda ve üzüldüğümüzde o kadar anlamsız görünmüyor.
0
aychovsky
(19.03.17)
@aychovsky, onu çok iyi anlıyorum. anlıyorum. ama ne bileyim ya. cidden çok daha büyük sorunlar var şu hayatta.
0
🌸mobydick
(19.03.17)
hayatta daha büyük sorunlar olması neden aşkı hissetmemize engel olsun ki?

şu an daha iyi bir insan olmamın sebebi erkek arkadaşım bence benim. ve muhtemelen beni hayata bağlayan yegane şey de o. çok seviyorum, seviliyorum ve aramızda saçma sapan "fake" şeyler yok. yani oyunlar oynayalım, blöfler yapalım, şifrelerimizi öğrenip sürekli birbirimizi denetleyelim, kim kime daha çok para harcadı, kim nasıl yemek ısmarladı vs. gibi yaşamıyoruz.

şimdi ben böyle bir şeye sahipken yarın bunu kaybedersem dünyam başıma yıkılır, napacağımı bilemem. bu kadar GERÇEK olan bir şeyi yitirince insan çok üzülür, arkadaşının başına da bu gelmiş olabilir. fakat sen bu tarz bir şeyi tatmadığın, ya da şu an içerisinde olmadığın için anlamıyor olabilirsin.

mantık ilişkisini de anlamıyorum hani yaşın geçkin olur mesela çocuk istiyorum ondan falan dersin de şu an sevgiliyseniz ben bunu şahsen mantıksız buluyorum. birlikte vakit geçirmekten zevk almadığın, ne kadar süre geçerse geçsin her buluşmada koşa koşa yanına gittiğin birisi değilse, bakarken gözlerinin içi ışıldamıyorsa, uzakken de onu düşünmüyorsan neden bir ilişkinin sorumluluğunu alırsın ki?
0
dedi ayca
(19.03.17)
bana dolu geliyor.
0
eksimeksi
(19.03.17)
@dedi ayça, senin ilişkin gibisi az sayıda şanslı insanın başına geliyor. kıymetini bil.

yaşamamışım değilim. çok güçlü duygular yaşadım hayatımda bu konuda.

ama şuan böyle düşünüyorum. insanların böyle birşey için deli gibi üzülmesini çocukluk olarak görüyorum.

aşk dediğin nedir ki? yarın kaza geçirse kaçınız aşık kalacak?
yarın parasını işini kaybetse kaçınız sımsıkı sarılacak hala?

Sanmam.

işte o yüzden basit geliyor belki de. insanların bu konuda bile ne denli bencil, çıkarcı olduğunu bütün çıplaklığı ile gördüm.

bu saatten sonra da, bu konuları pek umursayamam gibi.
0
🌸mobydick
(19.03.17)
şimdi iki seçenek var. bazı insanlar hakikaten aşk insanı diil. umrunda diil yani, ama o grupta diilsin anladığım kadarıyla. aşka inanan ve yaşayanlar da dönemsel olarak bazen salıveriyorlar kendilerini. bu çok uzun da sürebiliyor kısa da. bir daha asla olmayacak dediğim hislerin daha güçlüsünü her seferinde yaşayabiliyorum ben o yüzden şanslıyım mesela. o yüzden takılma bence buna.
0
roket adam
(19.03.17)
(15)

sizce hangi ayakkabı daha güzel?

theseachange
http://store.nike.com/tr/tr_tr/pd/air-force-1-07-ayakkabisi/pid-10005880/pgid-11100915https://shop.adidas.com.tr/superstar-ayakkabi_80997?d=8429
0
theseachange
(18.03.17)
illa ikisinden biriyse 2.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(18.03.17)
1.si cunku adidasin o tarz on kismi bir sure sonra sari oluyor ve ozel bir seyle temizlemek gerekiyor.
0
rivulet
(18.03.17)
superstar.

instagramda ikisini 100 liraya satiyolar:)
0
carabelli
(18.03.17)
superstar'ların önü bence hastane terliklerine veya tuvalet terliklerine benziyor. oldum olası hiç sevemedim. diğeri çok şık. ben air'in beyazını alırdım yazın kullanacaksam. hatta aklıma düştü unisex bir model sanırım, gider bana da :D yalnız bir kadın ayağına göre biraz kaba bir modeli var gibi. ayağınızda görmeden almayın.
0
golgi aygıtı
(18.03.17)
Nike olan daha iyi. Kızlara yuvarlak burunlu ayakkabılar yakışmıyor.
0
dissendium
(18.03.17)
Nike daha şık
0
fragile lady
(18.03.17)
bence nike.
0
ezkaza
(18.03.17)
sıkı bir adidas'çı olmama rağmen nike diyorum.
ama o kütük gibi tabanla rahat vermez gibi görünüyor.
0
filteria
(18.03.17)
tabii ki de air force. aynısını iki yıldır kullanıyorum çok da rahat.
0
hicgudu
(18.03.17)
Adidas
0
nickimin hakkini veremedim
(18.03.17)
2
0
kassiopeia
(18.03.17)
İkisi de birbirinden çirkin.
0
harvey
(18.03.17)
Nike
0
mutlusismankedi2015
(18.03.17)
Adidas
0
eazy
(18.03.17)
nike
0
sanguine mcqaer
(18.03.17)
(13)

Gençlik nedir ?

sorunvar
27 yaşındayım.Genç miyim ? Şu an 30 yaşındaki adamlara bile genç diyorlar ? Sizce gençlik kaç yaşına kadar ?
27 yaşındayım.Genç miyim ? Şu an 30 yaşındaki adamlara bile genç diyorlar ? Sizce gençlik kaç yaşına kadar ?
0
sorunvar
(18.03.17)
Tecrübeli bir ergene genç derim ben.
Ergenlikten bazıları 30'da çıkıyor ve hala genç olabiliyor.

Edit: Duyurunun yaş ortalaması 30'a çok yakın. Buradaki insanlar yaşlandıklarını kabul etmezler. Sokağa çıktıklarında liseliler abi çeker ama hepsine. Orada anlarsın yaşlandığını. He 30 genç he.
0
Playground Love
(18.03.17)
genclik insanin biraz da kendine bakmasiyla alakali
40 yasinda ne adamlar var fizik olarak 20 liklere tas cikartir.
o yuzden bence yastan ote gorunus ve dusunce tarziyla alakali gibi geliyor.
bi de soyle dusunebiliriz:
30 yasindaki bi obez ile 50 yasindaki bi sporcuya baksan 30 yasindakine ilk bakista daha genc dersin.
ama 30 yasindaki eleman 40 yasinda kalpten gitme olasiligi cok yuksek.
50 yasindaki sporcu eleman ise 80 yasina kadar yasayacak
yani birinin onunde yasamasi icin 10 sene birinin 30 sene olan iki insan oluyor bu ornekte
o yuzden genclik hesabi bence kaliteli yasamla alakali olmali diye dusunuyorum dogum yilindan ziyade
0
rentts
(18.03.17)
bence uzayan insan ömrü ile ilgili bu anlayışın değişmesi. 40, yeni 30'dur diye düşünüyorum.
0
carabelli
(18.03.17)
fiziksel yada ruhsal ise 30 genç denebilir.
30 yaş insan ömrü için gençtir. 40 lara kadar genç diyebilirim hatta.
40 ından sonra fiziksel olarak hastalanmaya çabuk yorulmaya başlar bedenler.
0
basond
(18.03.17)
18-25 yaş aralığı
0
harvey
(18.03.17)
gençsin işte. 30-35 de genç artık. üstü ortayaş :)
0
burya
(18.03.17)
Diğer arkadaşların dediklerine katılarak, fizyolojik, mental ve ülkelerin yaşam-kültür özelliklerine göre değişkenlik gösteren bir şey olduğunu düşünüyorum. Mesela Afrika'da gençlik 18-30, kimi zaman 35'e dayanan yaş aralığı. genel avrupayı baz alırsak 14-25 aralığı. bize gelirsek işler değişiyor biraz. çünkü çocuklar aile ile büyüyor ve aile daha çok yuvacı davranıyor. bu da yaş çizgisini yukarı çekiyor. Fazlasıyla +25 yaş grubu ailesiyle yaşıyor. bu da mental olarak çeşitli yüklerin altına girememe, sorumluluktan payını almadan bireylerin daha yarı olgun bir çizgide kalmasına sebep oluyor, bireylerin sosyolojik olarak 'henüz genç' olarak kabul edilmesine yol açıyor. Bu ruhsal durum tek egemen faktör de değil tabi. Malesef ki 45 yaşında bir bireyin yaptığı tüm çılgın, gençlere delicesine meydan okuyan yaşam stiline genç diyemem.
0
Hendrix'e tapan adam
(18.03.17)
27 de genç yahu. 18-25 anca ilk gençlik olur.
0
black mamba
(18.03.17)
Genç olmak ile genç görünmek aynı şey değil.
Ben de 10 yaş genç görünüyorum ama genç değilim.
Bir çok kurumda gençlik tarifeleri 25 yaş altı olarak hesaplanır.
Ama ben kendimi genç hissediyorum diyemezsin.
0
Playground Love
(18.03.17)
hayatla ilgili düşünürken geçen günleri saydığın sürece gençsin, kalan süreyi hesaplamaya başladığın andan itibaren yaşlı.
0
orpheus
(18.03.17)
yaşlılık hayat tecrübesiyle ve yaşam tarzıyla ilgili bence. eskiden 30 yaşında bir insan çoktan evlenmiş çoluk çocuk yapmış 45 yaşında hangi hayatı yaşayacaksa o döneme girmiş oluyordu.

şu anda ise insanlar gereğinden fazla angarya eğitim süreleriyle iş hayatına geç atılıyor ya da aileler daha korumacı davranarak hayat tecrübesi edinmeye kısmen de olsa mani oluyorlar.
0
klar
(18.03.17)
tarifelerde şöyle bir durum var. 25 yaş altı öğrenci üzeri ise yetişkin kabul edilir. maddiyatla alakalı bir şey. ancak 27 gayet de gençtir. sadece dönem olarak 20 yaşındaki birinden olgundur. farklı hedefleri vardır vs. yoksa fiziksel olarak bir sıkıntı yok bence.
0
black mamba
(19.03.17)
müdür kendine iyi baktıysan, iyi hissediyorsan, görünüşün dağılmadıysa gençsindir işte.
0
roket adam
(19.03.17)
(12)

Zenginlik sizin için yıllık kaç parayla başlar ?

sorunvar
Yılda bu kadar kazanırsam zenginim dersiniz ? Yani kaç para kazanırsanız zengin olduğunuzu düşünürsunuz ?
Yılda bu kadar kazanırsam zenginim dersiniz ? Yani kaç para kazanırsanız zengin olduğunuzu düşünürsunuz ?
0
sorunvar
(18.03.17)
hesabını bilmiyorsam zenginim demektir.
0
basond
(18.03.17)
Para hesaplarını yapmadığım zaman zenginim derim.
Ne yazık ki basond+1
0
Playground Love
(18.03.17)
yillik elime calismadan 500-600 milyon dolar gecse yeterdi :)
0
monkey
(18.03.17)
ben sayı vereyim.

350.000 tl civarı yeter diyebilirdim. zor değil.
0
carabelli
(18.03.17)
Yılda 300-400 bin kazanan kişi zengindir.
0
harvey
(18.03.17)
300.000 tl
0
eksimeksi
(18.03.17)
parayı düşünmeden istediğini yapabilmektir bence. rahatlık olacak diye özel uçak almak mesela zenginliktir. bu para ile olan zenginlik.

zenginliğin başka bir göstergesi nüfuzdur. mesela bizde bir öğrenci vardı, elemanın 3 ayda bir 3-5 günlüğüne gittiği bir şehirdeki otel premium bir oda tutulmak istendiği zaman buna mail atıyordu, acaba şu tarihler arasında gelecek misiniz, odayı başkasına vermeyelim isterseniz diye. aynı elemanın dededen kalma şatosu var. derdi olduğunda tek telefonla çözebiliyor. bu zenginliğin başka türü. adam belki 10 milyonluk adam, çok zengin değil ama istediği zaman istediğini yapabiliyor.
0
kurnaz
(18.03.17)
orhan pamuk, eski istanbul sosyetesinde zenginlik denince kast edilen şeyin "hayatı boyunca çalışmasa da geçinebilecek kadar paraya ya da mülke sahip olmak" olduğunu anlatır, otobiyografisinde. yazar olmaya karar vermeden önce kendine bile çaktırmadan kendi durumunu da yoklamış, bir yazar olarak başarısız olsa bile ömrü boyunca parasız kalmayacağını mühendis kafasıyla hesaplamış, falan filan...

belki böyle anlaşılabilir.
0
filteria
(18.03.17)
Kisiden kisiye degismekle birlikte ABD'de yapilan bir arastirmaya gore aylik 25bin USD sinir sayiliyor.

Aylik 25bin USD ustundeki gelirin yasam tarzina pek bir etkisi olmuyormus.

Bana gore zenginlik hayatinda hicbir yerde (trafik dahil) sira, kuyruk beklememektir.
0
crown
(18.03.17)
Aylık 15 bin gelirim var 4 bin de kira gelirim kazandığım parayı harcayacak ne vaktim var ne isteğim iş hayatımda öyle bir yer tutuyor işte. 30 yaşındayım fakat 80 hissediyorum. Zenginlik ekonomik kaygı çekmeden hayatı yaşının getirdiği gibi yaşayabilmektir. Hiç çalışmadan yılda 50 bin tl türkiye şartlarında guzel para.
0
tito
(18.03.17)
milyor
0
stewie
(18.03.17)
Zenginlik rakama bakmaz. İhtiyacın olan her şeyi rahatç elde edebilmektir zenginlik.
0
a man alone
(18.03.17)
(10)

felsefe okumalarına başlamada tavsiyeleriniz

forlife
felsefe üzerine eğitim alabilecek bir bölümde okumadım, bu yüzden el yordamıyla ilerleme sağlama durumundayım. elbette amacım ''kendimi eğiteyim'' kaygısı değil merak ettiğim konuları öğrenebilmek. yalnız bilmediğim şeyleri de merak edip etmediğimi bilemem. neyse fazla felsefe yapmayayım :) felsefe
felsefe üzerine eğitim alabilecek bir bölümde okumadım, bu yüzden el yordamıyla ilerleme sağlama durumundayım. elbette amacım ''kendimi eğiteyim'' kaygısı değil merak ettiğim konuları öğrenebilmek. yalnız bilmediğim şeyleri de merak edip etmediğimi bilemem. neyse fazla felsefe yapmayayım :) felsefe denince önce şu kitaplar ile bir başla dediğiniz kitapları yazabilirsiniz. spesifik olarak örneğin diyalektik düşüncesini derinlemesine öğrenmek istiyorum. nasıl bir yol izlenmeli? veya felsefe'de eski zamanlardan günümüze büyük ilgi uyandıran soruları ve filozofların cevaplarını öğrenmem iyi olur. islam felsefesini de isteyen dahil edebilir.

bir de siyasi düşünceler tarihi okumalarından da bir tecrübem var. bazen direkt o düşünürü -yapıtlarını- okumak yerine o kişi veya o akımın takipçilerinin tamamını içeren onları anlatan kitapları okumak daha faydalı olabiliyor.

not: bu duyuru zamanla silinebilir.
0
forlife
(18.03.17)
Jiddu Krishnamurti - Bunları Düşün
Jostein Gaarder - Sofie'nin Dünyası
0
dreadplayer
(18.03.17)
felsefe ile ilgili hicbir sey okumadi isen, sofi'nin dünyası. diyalektik düsüncesini derinlemesine ögrenmek icin hegel, hegel'i ögrenmek icin klasik yunan'i ögrenmen lazim. remzi yayinlarindan cikan klasik yunan felsefesi kitaplari da yardimci olur.
0
thewizardofearthsea
(18.03.17)
Felsefe tarihini de unutma Remzi Kitabevi'nden

Bir de Ahmet Cevizci'nin Felsefe Sözlüğü.

Bunlar olmazsa olmaz...
0
market_arabasıyla_terör_estiren_trafik_canava
(18.03.17)
Söylevler-Epiktetos
Düşünceler- M. Aurelius
İnsanın Görkemi-Emerson
0
harvey
(18.03.17)
Sofie'nin Dünyası'ndaki mektupları oku geç. Lisede öyle yapıyordum.
0
Playground Love
(18.03.17)
Sofie'nin dünyası, eğer ortaokulu bitirdiysen, bir işine yaramaz. Ahmet Cevizci'yi ise çok bayat buluyorum. Metinleri birincil kaynaklardan okumak çok önemli, ancak en başta genel çerçevenin bir farkında olmak lazım; yani haklısın.

Ben bunu keşfettiğimde başlangıcı geçmiştim ancak başlangıç için en önemli kaynak kesinlikle Frederick Copleston'dan History of Philosophy (11 cilt). Ancak ingilizce okumayamıyorsan (ki en azından ingilizce bilmezsen, özellikle batı felsefesinde nasıl ilerleyebileceğini bilmiyorum. Çeviriler az, bazıları da çok kötü türkçe için) farklı öneriler de yapılabilir. Mesela Bryan Magee - Felsefenin Öyküsü; David West - Kıta Avrupası Felsefesine Giriş.

Felsefe disiplini üstüne okumanın hakkını ver ve aramaya inan. Hem ekşiduyuru hem de google üstünden yapılacak bir arama; çok başarılı okuma listelerini karşına getirecektir. Mesela muhteşem bir giriş kapısı açalım: plato.stanford.edu
0
protector
(18.03.17)
İstersen ilk çağ felsefesi ile başla. Say Yayınları çıkarıyor zaten gayet güzel.
0
patatesli yumurta
(18.03.17)
önce kavramları iyi anlamanızı tavsiye eder,

Nigel Warburton- Felsefe'ye Giriş ( Mehmet Ata Arslan'ın çevirisi )
Takiyettin Mengüşoğlu - Felsefe'ye Giriş kitaplarını okumanızı öneririm.
0
Hendrix'e tapan adam
(18.03.17)
Bana da çok değerli bir hocam Macit Gökberk'in Felsefe Tarihi'ni okuyarak başlayabileceğimi söylemişti.
0
duyond
(18.03.17)
şu liste işine yarayabilir en.wikipedia.org
0
silver apple
(19.03.17)
(16)

özel gün kutlamaları sadece bana mı saçma geliyor?

demirr
doğum günü,evlilik,tanışma yıl dönümleri vs.vs. bilumum özel gün kutlamalarına ifrit oluyorum resmen. geçen gün bizim sıpanın 1. yaş günü vardı. annesi 3 aydır plan yapıyor. konum komşu kim varsa toplayacaktı eve. defalarca kavga ettik zorla vazgeçirdim. annemle babam 1400 km yol tepip geldiler toru
doğum günü,evlilik,tanışma yıl dönümleri vs.vs. bilumum özel gün kutlamalarına ifrit oluyorum resmen. geçen gün bizim sıpanın 1. yaş günü vardı. annesi 3 aydır plan yapıyor. konum komşu kim varsa toplayacaktı eve. defalarca kavga ettik zorla vazgeçirdim. annemle babam 1400 km yol tepip geldiler torunun doğum günü diye. sonra ben saçma deyince istenmeyen adam,kalas,mal ve öküz oldum.

siz ne düşünüyorsunuz bu özel gün kutlamaları için?
0
demirr
(13.03.17)
aşırı önemsenince ben de uyuz oluyorum.

doğum günü olayı eğer böyle ne biliyim görüşemeyen bir grup arakadaşın akrabanın tanıdığın berbaer vakit geçirebilmesi için sadece bir kanal bir bahane olarak falan olunca ya da en azından öyle düşünce iyi güzel falan diyorum.

Ama sırf özel gün diye insanların bireysel bir beklentiye girmesini ve çok abartılmasını ben de sevmiyorum.
0
qazaqwsx
(13.03.17)
hepsi olmasa da çoğu. eşinizin, çocuğunuzun doğum günü ile eşinizle evlilik yıl dönümünüz olabilir. geri kalan hepsi çöp. eşinizin doğum günü belki ama çocuk kıskanacaktır. emin olun çevrenizde birileri kutlayacak o da benim neden olmuyor diye içlenecektir.

eşim benim doğum günümü kutlamadı diye üzülmem. ama onun üzülmemesi için kutlarım basit de olsa bir hediye alırım.

erkek tarafıyım.
0
blue eyes white dragon
(13.03.17)
bu kadar abartılması saçma evet ama minik kutlamalar hoş bence.
0
fragile lady
(13.03.17)
sana katılıyorum. gereksiz diyebilirim daha çok.

doğum günümü özellikle çevremden saklıyorum, özel insanlar biliyor sadece.
0
Apocalypse
(13.03.17)
Sadece doğum günlerini kutlarım.
Bunun haricindeki özel günlerin tamamını saçma ve gereksiz bulurum. Doğum günü de saçma gelebilir ama e o kadar da olsun.

Hediye alışverişini çok severim. Bana alınması kadar birine hediye almayı da çok severim. İlla özel gün gözetmen içimden geliyorsa alırım veririm. Ve böyle durup dururken gelen hediye de daha fazla sevindirir.
0
mutekebbir
(13.03.17)
3 ay plan yapilmasini sacma bulsam da sirf vakit ayirdi diye yapmasina izin verirdim. Gercekten cok anlayissiz davranmissiniz.
Ha cocugun dogumgunune komsu filan toplanmaz, aile + yakin arkadaslar olur ama neyse. Yine de anlayissiz davrandiginizi dusunuyorum.

Insanlari arada hatirlamak, dogumgunu/yil donumu kutlamak kotu seyler degil, kimsenin diline yapismiyor guzel bir sey yapinca. Ufak seylerden gelen mutluluk misali iste.
0
kuehles blondes
(13.03.17)
Ben de kutlama taraftarı değilim, sevmem ama sevdiğim insan mutlu olacaksa kutlayıveririm, nedir yani. İncilerim mi dökülür.
0
bigbadabum
(13.03.17)
Ben de özel günlerin kutlanmasından hoşlanmam - kadın bireyim bu arada- Ama bir bebeğin ilk yaş günü özel geliyor bana. 3 ay önceden plan yapılsa da.
0
gazmaskesi
(13.03.17)
Büyük oranda katılıyorum. Sadece 2 kişinin bilinçli olarak özel kıldıkları günleri anlamlı bulabilirim. Bunun dışındakiler tamamen gereksiz.
0
harvey
(13.03.17)
Diş buğdayı, baby shower, bridal shower gibi yeni gelen instagram malzemelerini pek sevmiyorum ama doğum günü gibi kutlamaları kalabalıklaşmayıp bir kaç kişi arasında kaldığı sürece severim. Bu kadar kasmaya gerek yok bence de ama sizin tepkiniz çok abartı. Bu kadar hevesle beklediği bir şeyi defalarca kavga ederek vazgeçirmeniz ve hevesini kırmanız bir ömür peşinizi bırakmaz.
0
jazzabel
(13.03.17)
ben doğum günlerini kutlamayı,düşünüp hediye almayı seviyorum.
ama onun dışında 14 şubat vb. günler mecburiyete dönüştüğü için samimi gelmiyor ve kutlamıyorum.

bir de eleştiri; sizin için anlamlı olmayabilir ama kadın 3 ay boyunca heyecan yapmış çocuğunun ilk yaş günü için,bence söylendiği gibi öküzlük olmuş yaptığınız.
0
demoniclewinsky
(13.03.17)
Belirli bir olay gerçekleştikten sonra dünyanın güneş çevresinde (ya da ayın dünya çevresinde) bilmem kaçıncı turunu atmasını kutlamak kadar saçma başka bir takıntı yok bence de. Ay gökte, yıl kitapta, buradaki gün ile ordaki gün aynı.
0
kargn
(13.03.17)
Bana da aşırı gereksiz geliyor bu "özel gün" adı altındaki bütün günler. O gün biri hatırlatmasa aklıma bile gelmezler yani.
0
ms brownstone
(13.03.17)
sana tamamiyle katılıyorum.
böyle, birilerinin çok özel biriymiş gib hissetmesi yada o şahsın çok özel biriymiş gib hissettirilmeye çalışılması felan hep çocukça gelmiltir bana.
koca evrende, ufak bir noktada hasbel kader yaşama şansı bulmuş; etrafa şaşkın şaşkın bakan canlılarız işte.
çokta büyütmemek lazım ne kendimizi ne de başkalarını.
0
pangea
(14.03.17)
Vay kardeşlerim benim. bu kadar kalabalık olduğumuz bilmiyordum yahu. Bayağı mutlu oldum. Mal mal olayları kullanıp pasta tırtıklamak yerine gerçekten kutlayacağım bir şey varsa eğer o da sizin gibi rasyonel insanların var olması. var olun :)
0
sarcophagus
(14.03.17)
sanirim kendimi tam olarak anlatamadim. tabi ki esimin gonlunu aldim. evde odayi susleyerek guzel bir aile ici kutlama yaptik. esim suslu guzel bir pasta yapti ve kestik komsulara dagittik. benim meselem bu degil. ozel gunler onlari ozel kilan insanlarca kutlanmali sadece. alakasiz insanlarla uzun uzadiya mevzular oldu mu ben ondan rahatsiz oluyorum
0
🌸demirr
(14.03.17)
(17)

zamanın olmadığı yerde nedensellikten bahsedilebilir mi?

antikadimag
?
?
0
antikadimag
(05.03.17)
Aaa, ne ilginç bir soru. Düz kişi olarak arada kaldım.

Zaman yoksa, X Y'ye yol açıyor diyemeyiz, çünkü X olduktan sonra Y'yi gözlememiz gerekir. Bu durumda, zaman olmadığı için Y'yi gözlemleme fırsatımız olmaz, sadece X'in olduğu eksende yaşarız ve nedensellik ilişkisini kaçırırız. Buradan Hayır geldi.

Yaşadıklarımız uzay ve zaman boyutunda oluşuyor, şimdilik iki boyut diyelim (aslında zamanı katınca 4. boyutu ele almış oluyoruz. En-boy-yükseklik üç boyut, zaman da dördüncüsü oluyor). Biz bu en-boy-yüksekliğe uzay boyutu diyoruz. Uzay-zaman boyutunda işlem yapmak demek. x-y ekseninde işlem yapmak demek. y ekseni olan zaman boyutunu kaldırdığımızda, elimizde sadece x ekseni olan uzay ekseni kalıyor. Bunun da anlamı, zaman sabit, tek bir zaman var. Örneğin, 5 Mart 2017 saat 00:32:28. Bu zamanda, nedensellik ilişkisine bakmamız gerekiyor. Dolayısıyla, bir yerde olan bir şeyin aynı anda başka bir şeye neden olması varsa nedensellik ilişkisi uzay ekseninde vardır diyebiliriz.

Bankacılık işlemleri online değil, gerçek zamanlı yapılır ATM'lerde. Bu durumda, uzay ekseninde nedensellikten söz edebiliyoruz. Örneğin, sen ATM'de para çekme onayı verdiğin anda, onay verdiğin için bankadaki hesapta bakiyen azalıyor. Bu gerçek zamanlı yani aynı anda oluyor, ortada zaman boyutunda olmasa da gerçek zamanlı (tek bir zaman noktasında) ama uzay boyutunda bir nedensellikten söz edebiliriz.

Edit: Örnek gerçekten iyi olmadı ron dennis'in dediği gibi ama en somut bu haliyle geldi. Bir de, internet bankacılığı online (yani arada küçük de olsa bir zaman var) ama ATM işlemleri real-time'dı en son. Çok çok küçük saniye bile olsa işlem online oluyordu ama ATM'lerin takıldığı da oluyor. Daha düzgün somut örnekler bulunabilir. Aklıma gelmedi. Dolayısıyla teorik olarak başka eksenlerde tanımlayabiliriz ama uygulamada o örneği araştırmak gerek.

Edit2: Bu boyut tanımı 100 yıl öncesinden kalma, en son boyut tartışması nerede bilmiyorum. Bilim karmakarışık oldu zaten, 100 yıl önce pek net, pek güzelmiş. Bir de, çoklu ya da paralel evren teorisine göre, her evrende aynı zaman dilimi yaşanıyor. Zamanı sabit tutarsak bir evrende işlediğimiz bir eylem öbür evrenleri aynı anda etkilemiyor, çünkü evrendekiler geçmişteki olaylara bağımlı ama şu an olan olaylar için bağımsız birbirinden. Dolayısıyla, kurulacak nedensellik ilişkisi zamanı kaldırdığımızda ortaya kalan eksenlere bağlı ama uzay ekseni nedensellik için fena olmayan bir eksen.

Edit 3: Güçlü bir Türkiye için cevabımı Evet olarak değiştiriyorum. Bir adet 'real time causal system' tezi var.
theses.gla.ac.uk/5061/8/2014BlairEngD.pdf
Dolayısıyla, gerçek zamanlı nedensel ilişkiler gerçekleşiyor demektir. Bu da zaman boyutundan bağımsızdır.
0
aychovsky
(05.03.17)
her şeyin bi sebebi vardır :)
zaman yok, öncesi sonrası yok, nedenler sebepler değişebilir, çoğalabilir, kaybolur, yenisi gelir, uzar gider...
0
intihar etsem de kendime gelsem
(05.03.17)
d(nedensellik)/dt yaptığımızda bir sabite ulaşamadığımıza göre gayet bahsedilebilinir.
0
archmage mahmut
(05.03.17)
aychovsky'e katılıyorum. neden-sonuç ilişkisini bir eksen üzerinde tanımlayabilirsek ve bu eksen zaman değilse olabilir.

bankacılık işlemi konusunda ise katılmıyorum. gerçek zamanlı dense dahi arada belirli bir zaman olmalı değil mi? çok çok küçük de olsa.

başka bir şekilde şöyle tanımlayabiliriz gibi geldi:

diyelim ki kağıt oynuyoruz, benim elimde 4 as 3 papaz 1 onlu kart var, senin elinde ise 1 papaz 4 kız 3 joker. oyunun kuralı ikimiz de aynı anda bir kart oynuyoruz ve en büyük atan kazanıyor. şimdi benim as oynamam neredeyse kesin gibi, ben as oynadım, sen papaz oynadın aynı anda, ben kazandım dolayısıyla. benim kazanmam nedensel olarak neye bağlı? ya da hangi kağıdı oynadıysam onu oynamam?
0
ron dennis
(05.03.17)
bu soruya düzgün cevap vermek için zamanın olmayışını tanımlamamız lazım. bunu tanımlamak için de zaman ne sorusunun cevabını anlamalıyız.
Wikipediayı kaynak olarak kullanırsak (çünkü makale yazmıyoz burda)
Time is a component quantity of various measurements used to sequence events, to compare the duration of events or the intervals between them, and to quantify rates of change of quantities in material reality or in the conscious experience.
Bu durumda zaman yoksa yani zaman kavramına ulaşamıyosak eventleri gözleyemiyoruz demektir. Dolayısıyla gözleyemediğimiz eventler arasında nedensellik ilişkisi kuramayız.
0
ghilleinthemist
(05.03.17)
Bildiğimiz anlamda nedensellik zamana göre tanımlanmış bir varsayım. Sorunun cevabı hayır.
Zaman içermeyen bir kurgu uzayda da nedensellikten bahsedilebilir gibi sanki ama.
0
kargn
(05.03.17)
Zaman yok diyorsak bu ayni zamanda degisim yok diyoruz demektir. Degisim yoksa nedensellikten bahsedemeyiz. Benden de net bir hayir geliyor.
0
dunal
(05.03.17)
zaman olmadığı takdirde olgusal bir nedensellikten bahsedebilir miyiz? olarak da tercüme edilebilir bu soru. ya da şeyler arasında nedensellik bağı kurabilmek için illa zamana mı ihtiyaç vardır? x y'nin sebebidir demek için illa zamana ihtiyacımız mı vardır? tanımsal da olsa bir nedensellik kurabilir miyiz?

çocukların şekilleri kavraması için bir oyun var ya.

elimde üçgen kare ve daire var. sonsuz deneme şansım olsa da üçgen delikten sadece biri geçebilir. neden? çünkü formu ona uyuyor. o delikten sadece o geçiyor. sonsuz kez attım hepsini, sadece üçgen geçti. neden gerçekleşti bu olay? gerçekleşmeye mahkumdu ve ben bu inputlar ile (sonsuz deneme ve geometriler) bu sisteme baktığım zaman hiçbirini atmasam bile reelde bu "olası geçiş"in nedeni zamansız gibi geldi. mesela?

saçmalıyorsam lütfen kafama vurun.

@aychovsky; atm örneği enteresan. bence ron dennis haklı, aynı anda olması mümkün değil. çünkü ben 50 lira çektiğim anda bu işlemin nanosaniye bile olsa compute edilmesi gerekmiyor mu?

yine de düşünce deneyi yapıyoruz sonuçta. a eylemini gerçekleştirdiğim anda b eylemi gerçekleşebilirse nedensellik zamana bağlı değil, vakaya bağlı oluyor. peki aklınıza böyle başka bir örnek geliyor mu? burada dt'yi ihmal etmemiz dt=0 yapmıyor.

hume'a bağlamadan lütfen.
0
🌸antikadimag
(05.03.17)
Yazacagim daha sonra. Nedensellik icin zamana ihtiyac var, fakat zaman olunca bile nedenselligi iddia edebilmek temelde biraz saibeli.
0
dunal
(05.03.17)
ATM örneğini aklıma ilk gelen somut örnek olduğu için verdim, çünkü soyut matematiği burada anlatamam, ki kendim zor anlıyorum. Bu bir projemizden kalma. Banka genel müdürlüğü 'Hızlı para çekme' işleminin online olduğunu yani arada nanosaniye olduğunu söylemişti. Çünkü ne kadar çekeceğini bilmiyor banka senin ve çot diye çekiyor ama hızlı para çekimi yapılmıyorsa, para çıkışı ve hesap düşüşü tamamen real time demişti. Çünkü aynı anda para çekmeye kalkanlar falan olmuş, dolandırıcılık yöntemlerine karşılık real-time işlem kitleme gibi bir şeyler yapmışlar. Onların real time'dan anladığı da bu olabilir ama çok somut örnek bulamadım. Tabii, ron dennis'in örneği süper olmuş, o ayrı.
0
aychovsky
(05.03.17)
@ron dennis; edit: şimdi kart örneğini düşündüm ve eş zamanlı nedenselliğe cuk oturuyor gibi geldi. senin örneğin bende doğurduğu başka bir nokta var.

benim elimde 4 as var, sende ise 4 papaz. oyunun kuralı yüksek atan kazanıyor. ben seni yeniyorum. neden? çünkü tanımlar gereği oyun benim. senin örneğinin aksine ben kazanmaya mahkumum. eğer oyun oynanırsa ben kazanacağım.

kast ettiğim böyle bir nedensellik bağı işte. a olayı b'ye yol açardan ziyade, bu tarz bir örnek verilebilir miydi? bu oldu mu?

edit2: karenin iç açıları neden 90 derecedir? hah en baştan yapacağım matematikten basit bir örnek vermek idi. ne debelendiysem.

@kargn; emin misin? ben de tam olarak onu sorguluyorum.
0
🌸antikadimag
(05.03.17)
Her şeyin bir nedeni var net. Zaman olsun olmasın.
0
Bysb
(05.03.17)
rakı varsa her şey olur.
0
bigbadabum
(05.03.17)
Bağlamı doğru mu anladım emin değilim ve her yazılanı da okumadım. Sadece Ron Dennis in yazdığında bir eksik var yanlış anlamadıysam;

Ron Dennis: Bilgiyi gözden kaçırıyorsun. Bilgi de zamanla ilgili. O kartlara anlamı bilgiyle yükleyebiliyoruz.
0
podrostok
(05.03.17)
Zaman ayirip detayli yazacaktim fakat arkadasa tik sectigi icin gicik oldum. Sirf yazacagim dedigim icin ustunkoru yaziyorum.
Zaman yok dedigimizde zaman yok gibi dusunmeliyiz. Zaman yokken batak oynayip oyunu kazanamazsiniz. 'Zaman yok'u tahayyul edebilmek icin zamandan bir kesit alip filmlerdeki gibi dondurabiliriz. Hatta dondurdugunuz zaman uzerinde istedigimiz degisiklikleri yapmakta ozguruz. Fakat karemizi tamamladigimizda, bu kareyi gecmisten ve gelecekten bagimsiz olarak dusunmeliyiz ki zaman olmasin. Bu sartlar altinda batak oyununu kazanmak mumkun degil.
ATM ornegini ben de uygun bulmuyorum. Cunku real time yok diye iddia edebilirim. Bilgisayarlar nihayetinde sirali islem yapan aletler. Ve yaptiklari sirali islemler toplama cikarma gibi cok basit ve kendi basina anlamsiz islemler. Bazi islemleri atomik yapabilir fakat bu real time anlamina gelmez. Karsilikli bir islemi gercek zamanda yapabilmek ancak dagitik bir sistemle mumkun olabilir. Fakat bu sefer sistem capinda anlik tutarsizliklardan bahsedebiliriz.
0
dunal
(05.03.17)
Zaman olmazsa bir şey olmaz, olmayan bir şeyin nedeni de olmaz. Aynı zamanda nedensiz bir şey de olmaz.
0
harvey
(05.03.17)
qph.ec.quoracdn.net

Zeqam anlamaya yetmiyor lakin ekleme ihtiyacı duydum.
0
kargn
(05.03.17)
(40)

Sorum her iki cinse?

fragile lady
Kadınlar; en çok hangi renk ojeyi/ojeleri kullanıyorsunuz ve/veya seviyorsunuz?Erkekler; en çok hangi renk ojeyi/ojeleri beğeniyorsunuz?
Kadınlar; en çok hangi renk ojeyi/ojeleri kullanıyorsunuz ve/veya seviyorsunuz?

Erkekler; en çok hangi renk ojeyi/ojeleri beğeniyorsunuz?
0
fragile lady
(15.02.17)
canlı kırmızı. erkek cinsiyim.
0
thewizardofearthsea
(15.02.17)
Cırtlak olmayan herhangi bir renk. Kırmızının ucuzlaştırdığını düşünüyorum.
0
m e b
(15.02.17)
Erkek olarak renksiz olanı seviyorum, mümkünse naked olanı, her şeyin naked olanı makbul.

Siyah, kırmızı, pembe, fuşya hepsi ayrı iğrenç. Neden? Doğal değil ablacım. Garip duruyor.
0
tutmayın küçük enişteyi, salıverin gitsin
(15.02.17)
kadın

kırmızı
bordo
mavi
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
(15.02.17)
Nude tonları, k.
0
muslugubozukhayrat
(15.02.17)
su yeşili, bej, eflatun. (erkek)
0
yeraltindan potlar
(15.02.17)
Çok canlı renkler hariç hepsini sevmiyorum. Fıstık yeşilini sevmem mesela. Ama koyu tonlar(renkler değil) ve güçlü renkler özellikle ilgimi çekiyor.
0
mewthree
(15.02.17)
Siyahı çok seviyorum ama soğan kabuğu rengi daha çok yakışıyor. O yüzden ikinciyi kullanıyorum.
0
benoyledemekistemedim
(15.02.17)
Kadin

Bej, gri, bordo, tugla rengi

yazin acik mavi (bebek mavisi)
0
kuehles blondes
(15.02.17)
erkek, oje sevmiyorum
0
masa penisi
(15.02.17)
E/
Beyaz tenliyse (gerçek beyaz) siyah ve parlak kırmızı güzel gidiyor.
Esmerlere hiçbir ojeyi yakıştıramıyorum (bir kaç kez mat yeşil gibi bir renk görmüştüm o fena durmuyordu gerçi) mümkünse ojesiz en fazla bi french makul seviyede.
0
Euxinos007
(15.02.17)
Siyah ya da bordo kullanıyorum ben her zaman.
0
ms brownstone
(15.02.17)
Siyah dışında birçok rengi kullanıyorum ama en çok açık tonları kullanıyorum.
En çok şu rengi kullanıyorum, yanımda bulunduruyoırum.
3.bp.blogspot.com
French yapmıyorum ama şu tonları yoğun kullanıyorum, en çabuk biten onlar oluyor.
papatyaski.com
Bordo da kullanıyorum ama bordonun tonuna bakarak kullanıyorum. Sıcak - soğuk ton kıyafete göre değişiyor.
Yazları fosforlu renkler de kullanıyorum. Deniz kenarı ise şu renklerden kullandığım oluyor.
www.dijitaltrend.net
1.bp.blogspot.com
Ama bunlar yılda 5-10 günü geçmez.
Bunun dışında çok çok nadir lacivert mat oje sürmüşlüğüm ve açık zeytin yeşili sürmüşlüğüm var.
Yine de en çok açık ten tonları ve bordo kullanıyorum.
0
aychovsky
(15.02.17)
Gümüş gri
Koyu kırmızı mat
Bunlar dışında metalik saten mat serileri genelde seviyorum
0
megalomaniac
(15.02.17)
açık ve mat renkler - buz mavisi, bej, uçuk pembe vs./ K
0
dene
(15.02.17)
En cok kullandigim tonlar;
prnt.sc
prnt.sc
prnt.sc
prnt.sc

Yani fotograflarimdan da gorulecegi uzere nude ve sedefli ojeleri seviyorum. Canli renkler pek sevmem, suremem de. Eller benim, yani K
0
yuzır
(15.02.17)
Kırmızı. Erkek
0
empty man
(15.02.17)
@playing star

o petrol yeşili dediğin şey müthiş. mavisi de öyle.
0
mewthree
(15.02.17)
eller beyazsa herhangi bi oje. eller beyaz değilse dünyanın en güzel rengini -kırmızıdır bence- bile beğenmem.
0
zirrealist
(15.02.17)
En çok kullandıklarım koyu bordo, siyah, bordoya dönük kırmızı, nude, mat gri, bronz kahve.
Yazın bronzlaşınca daha neon renkler ve beyaz da kullandığım oluyor.
0
bir nick var benden iceri
(15.02.17)
sürmemeye çalışıyorum. kullanırsam da nude tonlar
0
blacksky
(15.02.17)
e, oje sevmiyorum, colorless, çok gerekliyse nude
0
kaichi
(15.02.17)
erkek

oje çok çirkin geliyor bana. efsane çirkin. bir de kokuyor. korkunç kokuyor. bak başıma ağrı girdi bunu söylerken. öyle fena kokuyor.
0
windowsguvenlikduvari
(15.02.17)
Kırmızı ve sade french çok hoş oluyor.
0
yirmisantim
(15.02.17)
French yapan kadınlar çok seksi geliyor bana
0
purple rain
(15.02.17)
bordonun elli tonu resmen , mat siyah, lila, arada kuaförde french(kendim yapamıyorum) onun dışında tam ten rengi bir bej kullandığım da oluyor.
0
shotgunwoman
(15.02.17)
erkek bordo
0
bohr atom modeli
(15.02.17)
Bordo
Siyah
Vişne

k.
0
teoridefeminist pratiktegeysa
(15.02.17)
bordo, nude tonları
0
elorelia
(15.02.17)
mat ve koyu renk ojeleri seviyorum.

kadın.
0
orange coffee
(15.02.17)
Yazın: nude
Kışın: nude, bordo, siyah
Bu üçünden başka asla.

French güzel görünüyor beğeniyorum ama kendim yaptırmıyorum. Kırmızı gözüme hiç güzel gelmez.

Kadın.
0
mutekebbir
(15.02.17)
Kiyafete uygun tonlu bir kirmizi veya krem rengi-beyaz yani acik renkler haricindeki her oje leş bence. Erkekim.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(15.02.17)
Yeşil
Mavi
Bordo

Erkek
0
naberabi
(15.02.17)
bordonun elli tonu
0
shi aila
(15.02.17)
Sadece siyah biraz ilgi çekici görünüyor. Bunun dışında hemen hepsi iğrenç geliyor, pembe renkli araba etkisi yaratıyor. Bu kadar saçma pek az şey vardır herhalde.
0
harvey
(15.02.17)
Oje sevmem. Clear coat güzel duruyor.
cinsiyetim erkek
0
battal gemalmaz
(15.02.17)
Ya yeter dayanamıycam. Erkeğim, siyah oje sürmek istiyorum aşırı derecede. Oh.
0
kargn
(15.02.17)
genelde nude tonları ve hm mushroom
s-media-cache-ak0.pinimg.com

Onun haricinde altına hiç renk sürmeden;
2.bp.blogspot.com

Koyu kullanacaksam bordo.
Yaz döneminde tatilde fln açık maviler,lilalar
s-media-cache-ak0.pinimg.com
0
demoniclewinsky
(15.02.17)
erkek,

bordo ve koyu tonları
0
mirty
(15.02.17)
Siyah, kırmızı ve bordo :)
0
kingsley
(21.08.17)
(38)

Ne Zaman Evleneceksiniz? Ne Zaman Evlendiniz?

arockm
Merhaba, kaç yaşında evlenmeyi düşünüyorsunuz?Kaç yaşında evlendiniz?
Merhaba, kaç yaşında evlenmeyi düşünüyorsunuz?
Kaç yaşında evlendiniz?
0
arockm
(14.02.17)
düşünmüyorum.
0
prince legolas
(14.02.17)
çevremdeki evli tiplere bakınca evlenmeyi düşünmüyorum.
0
m e b
(14.02.17)
halihazırda sevgilim var (3 senedir). şu an 27 yaşımdayım. 1-2 sene içinde işler ciddileşir. 30'uma gelmeden bu işi hallederiz herhalde.

x yaşına kadar kesinlikle evlenilmez ya da mutlaka evlenilmelidir gibi bir fikrim yok.
0
zgrydn
(14.02.17)
30-32 de evlenirim diyordum ama artık imkansız gibi. 35 den önce diye umuyorum artık.

erkek kişisi
0
bnmzz
(14.02.17)
30'da evlendim.
0
cakabo
(14.02.17)
25 yaşında evlendim. 29 yaşında çocuk sahibi oldum.
0
babilbaligi
(14.02.17)
okulu 27'de bitirecegim. iyi bir is firsati yakalarsam yuksek lisans falan ugrasmayip direkt baslarim. askerligi de ekle. kendi duzenini kurmus calisan bir adam olmam 30-31 desen. o zaman iste. 30-31 iyi benim icin.

bana kalsa ben 25-26 gibi evlenmek isterim. cocugumla aramda 75 yas olmasini istemiyorum. evlenmeyip hayatimi yasiyor da degilim zaten evcimen adamim, evlilik yuzunden herhangi bir sey kaciracagimi sanmiyorum. ama 25 yasinda hala burs kovalayip final muhabbeti yapan faydasiz essolessegin teki olurum muhtemelen, nereye evleniyosun amk, cocuga hanima fotokopi mi yedircez aksam.
0
der meister
(14.02.17)
25-30 Yas arasi ideal bence.
0
fayfim
(14.02.17)
ben de evlenmeyi düşünmüyorum ama buradan düşünen arkadaşlara bir çağrım var.
maksimum 30 yaşında yapın çocuğu eğer istiyorsanız. çocuğunuzla aranızda 30 yıldan fazla zaman koymayın. örnekleri var pek hoş değil. en azından çocuğunuz 20 yaşına geldiğinde hala baba/ana-oğul gezecek takılacak mecaliniz olur, inşallah.
0
fyodor fyodorovic
(14.02.17)
25'imde evlendim, altı yıldır da evliyim.

x yaşına kadar kesinlikle evlenilmez ya da mutlaka evlenilmelidir gibi bir fikrim yok(tu) +1
0
duyond
(14.02.17)
28de evlendim, 29 da boşandım. O kadar mükemmel bir eziyet ki... herkese tavsiye ederim.
0
kargn
(14.02.17)
Kesinlikle olacak diyemiyorum fakat 33-35 arası düşünüyorum. 1-2 yaş erken ya da geç olabilir, hiç olmayabilir.
0
harvey
(14.02.17)
25 yaşındayım.

her şey yolunda giderse 3-4 yıla evlenmiş olurum diye düşünüyorum.
0
hayirsiz
(14.02.17)
29 yaşında evlendim. Kadınım. Bence ideal.
0
peggy
(14.02.17)
İşten ayrılma durumuma göre, işten ayrılırken evlenip tazminatımı alacağım. Sonra da iş yeri değiştireceğim. Gayet romantizmden uzak bakıyorum olaya.
0
kaymaktutmayansicaksut
(14.02.17)
çocuk istemeyen birini bulursam derhal.
0
rayde
(14.02.17)
Hali hazırda bir ilişkim var ama plan yapmadık. 30umdan önce evlensem ne güzel olur çünkü yumurtalar kaliteliyken çocuk istiyorum.
0
jazzabel
(14.02.17)
Sevgilimi ikna edebilirsem 28-29 çok iyi olacak.
0
turuncu tonlarda
(14.02.17)
Yüksek lisanstan sonra evlenirim. Doktorayı beklemem. Deli gibi aşık olmam lazım evlenebilmem için. 30 falan diyelim işte.
0
dissendium
(14.02.17)
Evlenmeyeceğim. Hayat bana evliliğin yanlış olduğunu öğretti. Fikrimin, tabii ki, 20 sene sonra değişme ihtimali var.
0
benim bir ismim var
(14.02.17)
gecen seneye kadar ciddi iliskim vardi, 25-26 gibi evlenmeyi dusunuyordum. ayrildik, bu saatten sonra isimi hayatimi duzenimi oturttuktan sonra evlenirim. 30 civari olur herhalde. bana kalirsa gec, cunku babamla aramda 34 yas var ve bazi seyler icimde kaldi. ben kucukken hali saha maci yaparlardi abimle cok ozenirdim, ben buyuyunce de babam yaslandi. bu duruma dusmek istemiyorum. ama hayat bagzen cok kahrolasica.
0
icim urperiyor
(14.02.17)
25 yaşındayım. bu gidişle 30u bulur. ama 30 'a kadar anne olmak isterdim.
0
cabiday
(14.02.17)
Hiçbir zaman.

Fakat evlenme meraklısı olsaydım şu yaştan önce mutlakaa evleneceem, şu yaştan önce mutlakaa çocuk yapacaaam diye büyük konuşmazdım. Bu işlerin zamanı kişinin kendi tercihinde olmuyor. Bkz. evlenmek istediği halde evlenemeyenler, çocuk sahibi olmak istediği halde olamayanlar.. vs.
0
mandalina kokusu
(14.02.17)
38. Erkeğim.
0
empedokles
(14.02.17)
20 Mayıs Nişan, 17 Eylül Nikah...
Yaş 35...
korkuyorum.
0
Corc
(14.02.17)
28, kadın.
gelecek ilk evlenme teklifinde.
0
kayranin kedisi
(14.02.17)
27 yaşındayım, 30 yaştan sonra evlenirim heralde. burada önemli olan yaş değil bence. karşıdaki kişiden eminsem yarın da evlenebilirim .
0
monicapp
(14.02.17)
Nişanlıyım, evlendiğimde 27 olacağım.
Yaş konusunda büyük konuşulmaması gerektiği konusunda mandalina haklı, ben 30'dan önce hayatta evlenmem diyordum :)
0
gmzo
(14.02.17)
28, erkek.
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(14.02.17)
Evliliği hiçbir zaman düşünmeyenlerdenim ben de.
0
ms brownstone
(14.02.17)
evlenmeyi dusunmuyorum
0
qazwsx
(14.02.17)
Yaş 24 bana kalsa evlenirim hatun istemiyor erken diyor. İş aş askerlik hepsi var. 6 ekmek yiyiom 2.5 luk kola içiyorum katık matık.
0
gozu acik sevisen yahudi
(14.02.17)
18 de evlendim 20 de boşandım
0
devilone
(14.02.17)
Bu sene evlenmeyi istiyorum aday buluncaya
0
aklimdakisorular
(14.02.17)
bu düşünülecek bir şey değildir. düşünenler hastadır kimse kusura bakmasın. aşın artık şunu. evlilik amaç mıdır da düşünülebilsin? araçtır o araç. gerektiğinde kullanacağın zaman varlığı aktifleşir. o kadar. eğer düşünüyorsanız ve bu da yetmiyormuş gibi onu gerçekleştirebilmek için birini arıyorsanız gerçekten hastasınız. bunu anca zaten bir ilişkisi olan kişiler düşünebilir ufak ufak. konuşuyorlardır yani bunu da zaman zaman. özetle bu sene içinde de evlenebilirim, ömür boyu evlenmeye de bilirim. neden? çünkü o bir araç.
0
matrix
(14.02.17)
21 yaşımdayım. Evlenmeyi düşünmüyorum. Erkeğim
0
tahin pekmez yoğurt
(14.02.17)
evlenmeyi dusunmuyorum. belki 30a dogru. hic de belli olmaz. belki bir anda da evlenirim. belli olmaz bu isler dedigim gibi.
0
tiredpanda
(14.02.17)
Yakın gelecekte evlenmeyi düşünüyorum ama tek başına düşünmekle olmuyo sanırım bu işler :)
0
EkimBebesi
(14.02.17)
(22)

Kadınlarda itici bulduğunuz özellikler neler acaba?

winston insani
MerhabalarSizce bir kadını itici kılan şeyler neler? Sadece soruyorum, amacım tartışma çıkarmak değil.
Merhabalar

Sizce bir kadını itici kılan şeyler neler? Sadece soruyorum, amacım tartışma çıkarmak değil.
0
winston insani
(14.02.17)
Sokakta yürürken sigara içmesi.
0
mavibalık
(14.02.17)
angelus
(14.02.17)
Küfür etmesi
Sigara yürürken içmesi veya sakız çiğnemesi cak cak
Götünü başını açma sevdası (dekolte değil bahsettiğim konu)
Ağzını eğe eğe konuşması
0
gozu acik sevisen yahudi
(14.02.17)
Benim için kesinlikle küfür etmesi ve erkek gibi davranması. Erkek gibi davranması derken kastettiğim "ağır abi" tavırları :)
0
minduser
(14.02.17)
www.google.com.tr
le&ie=UTF-8
0
kargn
(14.02.17)
alışverişe olan zafiyet (tüm kadınlar böyle demiyorum ama hepsini toplayınca bu çıkıyor). daracık rafların arasında dört dönerek saatlerce nasıl gezilebilir, aklım almıyor. panik atak mı klostrofobi mi nedir, o tür bir şeyler azıyor bende.
0
zgrydn
(14.02.17)
Ayakları yere basmayan, herhangi bir dayanağı olmadan süper yüksek özgüvenle dolaşan tipler bana itici geliyor.
Bilgi sahibi olmadığı konuda fikir beyan edip, şiddetle savunmaları falan çok itici insanların.
Özetle salak olması.

Bunlar sadece kadınlar için geçerli de değil zaten. Salak insana tahammül edemiyorum ben genel olarak.
0
naberabi
(14.02.17)
sigara
küfür
fok balığı gibi konuşmak
0
yazar yazmaz yazan yazar
(14.02.17)
Düşük zeka seviyesi.
0
dissendium
(14.02.17)
nazar, burç ve fal gibi olayları fazla ciddiye alması. bunları gözeterek bazı kararlar alması.
0
zgrydn
(14.02.17)
gevşek gevşek konuşmaları "yaa biliyomusağnn" diye konuşanın ağzının orta yerine kürekle vurmak istiyorum.
0
kimlanbu
(14.02.17)
Çok var ama en önemlisi tek sermayelerinin bedenleri olması ve bütün yatırımlarını buna yapmaları.
0
harvey
(14.02.17)
ters mıknatıslanma.
0
zetina dikis makinesi
(14.02.17)
Yukarıdakilerin çoğu erkekler için de geçerli.

Kadınlar için, doğurduğu çocuktan ve yanındaki adamdan ibaretmiş, bunlar onun zaferiymiş gibi yaşaması.
0
aquarium
(14.02.17)
basitlik olsa gerek. bilemedim. çok var da hepsi erkekler için de geçerli. özellikle kadınlarda şu şu itici duruyor diyebileceğim şeyler yok sanırım. varsa da kalıpsal olmaz. çok fazla öznel ve duygusal bir cevap olur
0
isimsiz uye
(14.02.17)
kollarında birden fazla bilezik ile gezmeleri.

bir tane takarsın eyvallah derim ama birden fazla olunca onun adı görgüsüzlük oluyor.
0
blue eyes white dragon
(14.02.17)
Erkeksi tavırlar.
0
aklimdakisorular
(14.02.17)
kıl tüy olayları
0
sarlatan
(14.02.17)
bir ortam içerisinde partnerini ezmeye çalışan ya da aşırı sahiplenici tavırlar sergilemesi
0
fragile lady
(14.02.17)
Saldırgan tavırlı olanlar (her şeyine karışır, herkesin içinde fazla özel/saldırganca soru yöneltir, akıl verir devamlı ezmeye çalışır) ve aşırı çıtkırıldım olanlar (onu yiyemez, bunu giyemez, öteye gidemez, hassastır narindir, durmadan havadan, sesten, kokudan şikayet eder) hoşuma gitmiyor.
0
Sulfoxaflor
(14.02.17)
kendilerini sadece üreme üzerinden tanımlayıp bunu kutsallaştırmaları.
0
muslugubozukhayrat
(14.02.17)
Arkadaş ofiste bi kadın var. Kocasının fabrikası var. Kendisi de sosyetik takılıp hobi olsun diye çalışan biri. La bu kadın serçe parmağını adeta mekanik bi aparat gibi sallandırarak kulağını kaşıyor. Bunu irdelemem ayıp mı bilmem ama, kendinden geçercesine o kulağını kaşıması iğreti ve tiksinç geliyor. Iyk
0
hede hodo
(15.02.17)
(26)

televizyon kullanmamak

veritaslibertas
aklıma geldi de şimdi, var mı televizyon kullanmayan? bu kadar şikayet ediliyor, şu kanalı boykot edelim, şunu izlemeyelim vs deniliyor. tv kanallarının hepsi aynı bok değil mi? hadi bir belgesel falan var izlediğiniz tamam. ama internetten rahatlıkla izlenebilir zaten. var mı televizyon kullanmayan
aklıma geldi de şimdi, var mı televizyon kullanmayan? bu kadar şikayet ediliyor, şu kanalı boykot edelim, şunu izlemeyelim vs deniliyor. tv kanallarının hepsi aynı bok değil mi? hadi bir belgesel falan var izlediğiniz tamam. ama internetten rahatlıkla izlenebilir zaten. var mı televizyon kullanmayan bu düşüncede olup da? ben hiç sanmıyorum. bu kadar sövüp sayılıyor tv programlarına ama her evde de iki tv var.

ben şahsen 1 yıldır kullanmıyorum. evimde de televizyon yok.
0
veritaslibertas
(13.02.17)
çocuk doğduğundan beri(7 ay) biz de kullanmıyoruz. digiturk üyeliğimiz vardı bu ay kontrat bitiyor onu da iptal ediyoruz. en son ne zaman bişi izledim tvde hatırlamıyorum bile. çocuk 2 yaşına gelene kadar tv açmayacağız zaten. ondan sonra duruma göre bakarız ama bundan sonra pek izleyeceğimi sanmıyorum.
0
sta
(13.02.17)
Yaklaşık 4 senedir tv kullanmıyorum. Bulunduğum evlerde tv oluyordu ama bi kere de açıp aha şunu izleyeyim dediğim bişi olmadı. 2sene kendi evimde vardı arkadasım acar arkadasım kapardı onla birlikteyken bakardım ekrana arada. Şimdi de aynı başka bir arkadasım acar bakarım onun dışında film izlemek için kullanıyorum genelde internete bağlanıp.

Yalnız belgesel izleyeceksem gerçekten tv izlerim pc de onun tadını alamıyorum sanki sırf izlemek için izliyormuşum gibime geliyor bu yüzden belli spor aktiviteleri, belgesel falan tv de izliyorum.
0
fıytfıyt
(13.02.17)
ben de uzun yıllardır tv kullanmıyorum, evde de yok.
0
dedimmidemedimmi
(13.02.17)
uzun yıllardır herhangi bir yerel tv kanalını açıp izlemedim. internetle beraber gelen tivibu paketinin film ve belgesel kanallarına arada bakıyorum. ama genelde hem dizi hem de belgesel türü şeyleri bilgisayardan izliyorum.
0
orpheus
(13.02.17)
9 yıldır kullanmıyorum.
0
tutmayın küçük enişteyi, salıverin gitsin
(13.02.17)
10 sene oldu televizyon izlemeyeli, hiçbir eksikliğini de hissetmiyorum doğrusu. Kitaba ve filme daha çok vakit ayırabiliyorum böylece.
0
BuddyGuy
(13.02.17)
51" plazma var, kablolu tv var ama fişi bile takılı değil. Monitör olarak kullanıyorum tv yi. Oyun film falan. Sörvayvır izleyenlere falan acıyorum ayrıca.
0
hasmetizm 2046
(13.02.17)
Biz de kullanmıyoruz. 1,5 seneyi geçti galiba. Televizyon alırsak da ancak film izlemek için kullanırız diye düşünüyorum. Çocuk filan yaparsak evde televizyon bulunması fikrine karşıyım.
0
kaymaktutmayansicaksut
(13.02.17)
6 senedir hiç izlemedim. Ondan önce de pek izlemezdim fakat 6 senedir 1 saniye bile görmüşlüğüm yok kendisini. Evimde televizyon da yok. Filmleri falan bilgisayardan izliyorum. Bunun için projeksiyon almayı da düşünüyorum bir süredir. Ama o düşünce de orada kaldı.
0
windowsguvenlikduvari
(13.02.17)
6 yıldır açmıyoruz sadece aileler ziyaretimize geldiklerinde açılıyor kalan zamanlarda kapalı.
0
basond
(13.02.17)
Bizim televizyon 1.5 yıl önce falan bozuldu. Daha doğrusu televizyon mu anten mi ondan bile tam emin değilim çünkü hiç baktırıp yaptırma ya da yeniden alma ihtiyacı duymadık. Zaten önceden de izlediğim bir şey yoktu televizyonda, eksikliğini hissetmedim hiç 1.5 yıldır.

Bir süredir ailemleyim şimdi, 2 televizyon var burda. Bir şey izlemek için açtığımı hiç hatırlamıyorum. Açık görünce de izleyecek bir şey bulamıyorum zaten. Yani olmasa da olur bir şey televizyon benim için.
0
ms brownstone
(13.02.17)
Bizde televizyon var, ben komple karşı değilim televizyona zira özellikle film izlerken küçük ekranlı bir şeyden izlemekten hoşlanmıyorum keza belgesel de öyle. Biliyorum bilgisayar büyük ekranlı monitöre bağlanabilir, başka çözüm bulunabilir fakat pratik gelmiyor. Televizyon kanallarının kendisinden çok akıllı televizyon özelliklerini kullanıyoruz bu sebeple. Film- dizi açma/ televizyondan Spotify açıp müzik dinleme vs.


Bunun dışında tıvibu üyelerimiz var belgesel paketiyle birlikte. Yeni yayınlanan belgeselleri daha çabuk ve gününde takip etmek hosumuza gidiyor. Mars belgeseli mesela; kaç hafta boyunca yayınlandı. Her hafta o saatte ilk kez izlemek keyifliydi. Zaten ya belgesel ya müzik kanalı acik oluyor. Ayrica takip ettiğim 1 yemek programı bir de gezi programı var. Arkadasimiz geldiğinde 'biz sadece belgesel izliyoruz diyen bir sürü insan var da bunlar sahiden sadece belgesel izliyor' diye guler bize. Arada haber kanalı da izliyoruz tabii.

Velhasıl pratik geldiği için televizyon kullanıyoruz. Oturup saçma salak diziler izleyip evlendirme programi fani olmadıktan sonra günde 2 saat televizyonda belgesel, program, film izlemenin bir zararı olduğunu düşünmüyorum.

Evde çocuk yok bu arada, uzun süre de olacağını düşünmüyoruz.
0
fraise
(13.02.17)
12 senedir televizyon izlemiyorum. sadece eve annemler geldiğinde onlar izliyor. tv var ama evde. pc bağlı sürekli. aklıma esince tv ye alıyorum görüntüyü, kanepede yayılıp kablosuz klavye mouse ile nette takılıyorum. ya da 2 tane kablosuz joystick var, arkadaşlarla oyun oynuyoruz. tv benim için 2. monitör :)
0
washe
(13.02.17)
Evde televizyon var ama.acik.oldugunda sadece muzik kanali ya da ntvspor acik. Son bir yildir da toplam 30 gun acilmamistir. Misafir geldiginde.ozellikle.kapatirim, sohbeti olduruyor televizyon.
0
thewizardofearthsea
(13.02.17)
ben 10 yildir, canli spor haric tv izlemiyorum ama yabanci bir ulkede oldugum icin, dili ilerletme amacli izlemeyi dusunuyorum.
0
baldur2
(13.02.17)
Öncelikle: (bkz: televizyon izlememeyle övünen internet bağımlısı)

10 yıldır filan tv kullanmıyorum Ama evde olsa iyi olur. Tv de belgesel kanalı hep açık olsun izlenesem de olur. Salonda açık bir televizyon olmalı. Yakında alabilirim.
0
etki
(13.02.17)
Var, 10 yıl falan olmuştur.
0
harvey
(13.02.17)
3 sene kullanmadım, yani tv vardı ama yayın veren o kutu yoktu. bilgisayarı bağlayıp dizi vs izlemek için kullanmıştım. sonra evlendim şimdi her akşam survivor izliyorum.
0
prezarlatif
(13.02.17)
1,5 yıl televizyonsuz yaşadım ve hiç aramadım.

bisiklet sezonunda eurosport açıp çekirdek çitleyerek yarış etabı izlemeyi severim.

bir de kahvaltı yaparken en iğrenç magazin programlarına bakmaktan garip bir zevk alırım ama onu da yapmıyorum epeydir.

bunlar dışında televizyonla bir alakam yok.
0
filteria
(13.02.17)
10 yıldır hayatımda televizyon yok. Fiziksel olarak da yok evde.
0
jamiro
(13.02.17)
ÖSS'ye hazırlanırken ara vermiştim, sonra da ihtiyaç duymadım.

Eve monitör aldım, ilgimi çeken maç, yarış falan olursa internetten açıp izliyorum, öteki türlü kanal açıp da izlemem.
0
chicha
(13.02.17)
Bizim evde yok 6 senedir. Ev arkadaşımla önce yurtta oda arkadaşıydık, küçük bir tv vardı odada. Kumandası kayboldu bir gün, aylarca ikimiz de nerede bu diye aramadık bile. Dolayısıyla eve çıkınca da almadık televizyon filan.
0
gmzo
(13.02.17)
8 senedir TV izlemiyorum. ne dizi, ne haber ne baska bisi. gundemi takip etmek icinse sadece internette belli gazetelerim var onlari okuyorum. hic bi zararini gormedim.
0
superfluid
(13.02.17)
evde tv yok
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
(13.02.17)
evlenene kadar hic bir evimde televizyon olmadi. hic ihtiyac duymadim.
0
hybridus
(13.02.17)
3-4 senedir izlemiyorum. Evdeki televizyonun tek amacı usb bağlayıp dizi-film izlemek
0
jazzabel
(13.02.17)
(7)

türk milleti neden eleştriye gelemiyor

masa penisi
herşeyi bi inkar etme çabası gerçekler gün gibi ortadayken. bir grubu eleştirirsin genelleme yapma derler, bireyi eleştirirsin yok o öyle değil aslında sen onu şöyle yaptığın için diye savunmaya geçer. niye bizim insanımız kabul etmez, özeleştri yapmadan inkar eder?
herşeyi bi inkar etme çabası gerçekler gün gibi ortadayken. bir grubu eleştirirsin genelleme yapma derler, bireyi eleştirirsin yok o öyle değil aslında sen onu şöyle yaptığın için diye savunmaya geçer. niye bizim insanımız kabul etmez, özeleştri yapmadan inkar eder?
0
masa penisi
(12.02.17)
genelde gerçek herkes için farklıdır bu yüzden
senin açından haklı durumdasındır başkası açısınan haksız durumdasındır.

Bu yüzden birilerini eleştirdiğinde haklı olduğunu iddaa etmek doğru değil.
0
basond
(12.02.17)
eleştiri gerçekleri kanıtlamak için yapılan birşey değil ki, eleştri karşıdaki insanın düşüncesidir, bi düşünürsün böyle mi yapıyorum acaba hakkaten diye, umrunda olur veya olmaz. sanki gerçekten onun dediği kesin ve net birşeymiş gibi hemen savunmaya geçmek veya savunma yaptığını zannedip karşı tarafa saldırmaktan bahsediyorum.
0
🌸masa penisi
(12.02.17)
olgulara kurulan bağlarımız ve seçimlerimiz daha duygusal. romantik bir algılayışımız var dünyayı. hal böyleyken gelen eleştiri bir düşman olarak yer ediniyor bünyede. sonuç fight or flight
0
mewthree
(12.02.17)
En basitinden, türkçe bilmiyorlar. Adam dilini bilmiyor lan. Meramını anlatacak kelimeler yok, kendini savunacak, savunamıyor. Kendinden daha yetkin bir türkofon görünce bak entele beni eziyor psikolojisine giriyor. Sonraki adım toplulukta yeterince gürültü ve kalabalık oluşturabildiklerini fark etmeleri. Okuyan adamlar çözüm bulamayıp yalnızlaşırken, okumayan, az miktarda kelimeyle nefret saçıp evrensellikten uzaklaşan dümbükler öbek öbek öbekleniyor. Sürü dinamikleri ondan sonrası.
0
kargn
(12.02.17)
Doğru ve yanlışla ilgili bir görüş ve kaygı yok, fanatizm, cehalet ve kibir var. Böyle olunca ne doğru düzgün bir eleştiri ortaya çıkıyor ne de eleştiriden faydalanabilecek insan.
0
harvey
(12.02.17)
cahillikten
0
lonelyman
(12.02.17)
kendini geliştirme hedefi belli bir gelişmişlik düzeyi ister. bizim ülkede herkes para ve gösteriş istiyor, kendini geliştirmek isteyen hiç kimse yok.
0
hopp
(12.02.17)
(29)

Kız bebek isim önerisi?

mutekebbir
Kız doğmak üzere daha ismi ortada yok, Defne geçiyor akıldan ama net değil.İlk kızın adı Zeynep. Ona da uyumlu olsun, çok alakasız isimler olmasın diyoruz.Yeni yeni moda olan isimlerden hoşlanmıyorlar anne de baba da.Daha normal isimleri seviyorlar.Aklınıza gelen var mıdır?Teşekkürler.
Kız doğmak üzere daha ismi ortada yok, Defne geçiyor akıldan ama net değil.
İlk kızın adı Zeynep. Ona da uyumlu olsun, çok alakasız isimler olmasın diyoruz.
Yeni yeni moda olan isimlerden hoşlanmıyorlar anne de baba da.
Daha normal isimleri seviyorlar.

Aklınıza gelen var mıdır?

Teşekkürler.
0
mutekebbir
(08.02.17)
zeyşan
0
masa penisi
(08.02.17)
defne ne güzel bir isim. adıyla büyüsün :)
0
babilbaligi
(08.02.17)
zuhal
0
shi aila
(08.02.17)
Ilgın?
Gökçen?
Işılay?
0
chihirovekohaku
(08.02.17)
Defne, nehir, ada, ırmak, derin, berrak gibi isimler son dönemde çok fazla revaçta. Bir anaokuluna gitseniz kızların isimlerinin cogu bu isimlerden ki bir tanesi de benim ismim olmasına rağmen soğudum resmen. Her yerde duyuyoruz. Yoksa defne güzel isim.

Bunlar dışında benim aklıma Asya geliyor.Kuzenimin bir arkadaşı da Ferin koymuş. Ilk duyduğumda garipsedim ama eski bir isimmis. Leyla da güzel bir isim bence.
0
fraise
(08.02.17)
leyla
0
yue
(08.02.17)
leyla+1
0
Apocalypse
(08.02.17)
Karaca, Almila
0
gozu acik sevisen yahudi
(08.02.17)
mavi
0
yuz kiloluk bir zenci
(08.02.17)
elif olabilir belki.
uyum konusunda ısrarcı olmazlarsa aslı da olabilir.
sağlıcakla büyüsünler.
0
puc
(08.02.17)
Deniz
0
prince legolas
(08.02.17)
Nehir
0
harvey
(08.02.17)
umay
0
yazar yazmaz yazan yazar
(08.02.17)
Melis
0
tahin pekmez yoğurt
(08.02.17)
zehra koyun gitsin. melodiler, almilalar havada uçuşmuş yine fgdjskffsd
0
sir gawain
(08.02.17)
Güneş
0
Kalinka
(08.02.17)
zeliha

zeynep zeyno olur,
zeliha zelis olur.
0
shi aila
(08.02.17)
Gülce
0
kötü kişi
(08.02.17)
Defne ismini seviyorum, kulağa hoş geliyor,
ilke, ece, bilge, azra isimleri de güzel bence.
0
isyankar tosbaga
(08.02.17)
Elif, Sema ya da o tarz bir şey. Birine Zeynep koymuşsunuz ötekine de aynı gruptan koyun. Birine Berkecan birine Mustafa koymak gibi bir şey Defne koymak. Ayrımcılık yapmayın.
0
Lim5
(08.02.17)
bahar
0
red g
(08.02.17)
Öykü
0
basond
(08.02.17)
Meryem
0
lion de la Turquie
(08.02.17)
Zuhal +1
0
kargn
(08.02.17)
En güzel iki kız ismi Zeynep ve Elif,
birine birini koyduysanız öteki de diğerine kalmış :)
0
luchetti
(08.02.17)
zehra
0
piotr
(08.02.17)
defne +1

ben kızım olursa elif düşünüyorum. elif gibi dik dursun, ayrıca da narin ve zarif olsun diye
0
demirr
(08.02.17)
bu sene milyon tane defne isimli bebek duydum. bence asya güzel.
0
rusyalı kozmonot
(08.02.17)
Elif diyorum ben de. Kızımın adı da elif ZEYNEP. İkisi de hiç demode olmayacak, karakter olarak birbirine benzeyen isimler.
0
aptallarin pin kodu
(08.02.17)
(26)

Doktorlara bu kadar şiddet uygulanmasının sebebi nedir?

ya ben lan neyse
meslek bazında bakıldığında en çok şiddet belki de doktorlara uygulanıyor. sağlık çalışanları genel olarak.sizce bunun nedenleri nedir?
meslek bazında bakıldığında en çok şiddet belki de doktorlara uygulanıyor. sağlık çalışanları genel olarak.

sizce bunun nedenleri nedir?
0
ya ben lan neyse
(06.02.17)
İnsanlara insan değil de böceklermiş gibi davranmaları, büyüklük taslamaları, ilgisizlikleri, umursamazlıkları, tanrı kompleksleri, halden anlamayışları diye gider bu. Şiddet gören kısmına yönelik görüşlerim bunlar, şiddete başvuranı katmıyorum.
0
devilred
(06.02.17)
krem peynir+1milyon falan. ben sırf vicdanımla bas edemem diye tıp secmedim ustelik konulara ilgili oldugum halde. insan sevgisi cok önemli. gercekten işini bilen ve insana saygılı davranan doktor gorunce saygıdan onumu ilikleyesim geliyor. duygulanıyorum bildigin.
öte yandan sırf statu ve para icin tıp secip, insana it muamelesi eden cok. siddet hakediyorlar asla demiyorum ama sistem cok boktan. neden doktorlar eylem yapıp ses cıkarmıyor anlamak mumkun degil. halk cahil, doktor 24 saat nöbet tutuyor. gerilim olması kacınılmaz.
0
galandar kostumu
(06.02.17)
Krem peynire katılıyorum.

Bakamayacağı hastayı birine yüklersen o bakamadıkça delirir, dışardaki de bakılmadıkça. Sonuçta anlayışsız insanlardan oluşan toplum olduğumuzdan şiddet geliyor.

Eğitimsizlikten daha çok. Bana bakmak zorundasın diyen hasta var ya. O kendini tanrı zanneden tipler. Sorun daha çok orada. Halden anlamayan da çoğu zaman hastadır. Böceklik yapan da.

Egosu şişmiş ve devamlı pohpohlanmış başarılı çocukların doktor olması ve küstahlaşması da vardır çok az olsa da. Fakirlikten gelip bir anda çok paraları görünce iphone a saldıran sonradan görme tiplerin yukardan bakması ve kendini bir bok sanması da olabilir. Tabii karşısında eğitimsiz ve bana bakmak zorundasın tipiyle karşılaşınca da şiddet kaçınılmaz.

Bir de yaralı geldikleri için hırçınlaşan hayvanlar da var.

Yüzden doksan yine de sağlık politikaları ve cahil halka verilen gazla kendini bok sanıp magandalık yapması bence.
0
bir ileti paylastim
(06.02.17)
devilred +1

1 yıl önce acıbadem'de checkup'a girdim. acıbadem yani, devlet hastanesi de değil. check-up yorumlayan doktor bir havalarda, poposu bir arşa çıkmış ki anlatamam. uyuz oldum kadına. bana bir konuşuyor, bir bakıyor ki o zaman insanlar neden galeyana gelip dövüyor bir görüş edinmiş oldum. söz almaya çalışıyorum, terbiyesiz terbiyesiz sözümü kesiyor falan. saygısız olmaları yani. (ailemde birkaç doktor var, eski nesil alçakgönüllü, yeni nesil her iki sözcüğünden birinde "ben doktorum" deme çabasında, itici.)
0
pinkpeony
(06.02.17)
Şu ortamda bile doktorların şiddet görmesini meşrulaştırmaya çalışıyorsunuz ya tebrikler. Sonra ülkenin geri kalanı neden böyle. Kardeşim sanki kendi mesleğinizi "bu mesleğe bayılıyorum parası da hiç önemli değil" diyip seçmişsiniz gibi triplere girmeyin. Azıcık realist olun. Tabi ki parasından dolayı giren de olacak. Sen gönlünü eğlendirirken oturup sınava çalışmış, puanını almış tercih etmiş kazanmış tıp fakültesini. Sen de kazansaydın tutan mı vardı? Saçmasapan bölümler okuyup üniversiteye girebilmek için torpil kovalayan insanlar doktorların liyakatını sorguluyor ya ona yanıyorum. Ülkede cehaletin bu kadar kutsanmasının, cahil cesaretinin artmasının başlıca sebebi siz ve sizin gibi düşünenler. Hastanelerde yaşadığınız sıkıntıların gerçek sorumlularını önce bir düşünün, idrak edin ondan sonra doktorları suçlarsınız.
0
tobias fünke
(06.02.17)
Benim kardeşim devlet hastanesinde çalışmıştı bir dönem. Anlattığına göre birincisi gerçekten insanlarla nasıl konuşulması gerektiğini bilmeyen, insanı aşağılayan doktorlar var, hatta bir tanesinin dövülmesine çok sevinmişti kardeşim.

İkincisi ise öküz insanlar var ve bunlara laf anlatamıyorsun. Yaşlı bir hasta akşam vakitlerinde ölmüş, meftanın oğulları doktora ölüm raporunu şimdi imzalama, yarın imzala demişler, doktor da öyle şey olmaz imzalayacam deyince dayak yemiş. Sebebi de babalarının emekli maaşı ertesi gün yatıyormuş, ölüm bidirilince maaş yatmaz diye doktora engel olmaya çalışmışlar.
0
Tutkun
(06.02.17)
İnsanlara onlar benzersiz bir kar tanesiymiş gibi davranmamaları yüzünden oluyor genelde şiddet olayları. Arada acile işim düşüyor, memnuniyetsiz hasta homurtularını dinledikçe josef mengeleye rahmet okuyorum. Diktatör olsam sağlık personeline hor davranan için triyaj önünde genişçe bir duvar ve idam itlaf mangası bulundurturdum.
0
kargn
(06.02.17)
zaten canı burnunda olan eğitimsiz kazmalara artistlik yapmaları.
0
filteria
(06.02.17)
bir taraf karşı taraftan aşırı saygı ve itaat bekliyor. diğer tarafsa panik ve korku halinde bir primat. haliyle primat taraf aşağılandığını hissederek otoriteye karşı saldırıya geçiyor.
0
sir gawain
(06.02.17)
geçen yaz sağlık raporu alırken doktor ayağa kalkıp uzattığım nüfus cüzdanımla işi bittikten sonra üzerime fırlatma yöntemiyle iade etti. nerede hata var nasıl böyle olunuyor bilmiyorum. üniversite yerleştirme sonuçları açıklanır açıklanmaz gereksiz kibir başlıyor. önceki doktor jenerasyonu da sürekli insanları azarlayan doktorlarmış. şimdikiler de böyle.
0
buhebu
(06.02.17)
tobias haksızsın ya. bir de millete küfretmişsin ve insanların haklı olduğunu ispatlamışsın. hastalarına da böyleysen umarım dayak yersin.

doktorların %80'i falan böyle. köpekle konuşur gibi konuşuyor. ''ne biçim konuşuyorsun sen'' diyip biraz üzerine gidince de ağlıyor yok sağlık sistemi yok bilmemne diye. insana köpek çekmenin sağlık sistemi ile falan alakası yok kusura bakma. kıskanıyor geyiği de baydı, sabah akşam dayak yiyen adamı ne kıskanayım :p şaka bir yana ben bir hukukçu olarak şiddeti meşrulaştırıyorum sorry, sen adama köpek çekersen o da seni döver, doğal süreç bu kusura bakmayın.

imza: türkiye'nin en iyi hukuk fakültelerinden birinin mezunu fakat pek de kariyerli olmayan birisi.
0
jangbogo
(06.02.17)
Sabırsız ve her şeyi bilen hastalar da var.

Ama temel sorun tepeden bakmak, işlerini savsaklamak.

Bizim sağlık ocağında mı böyle bilmiyorum ama adamlar kafalarına göre sağlık ocağına gelmiyor ve birbirlerini idare ediyorlar. Benim aile hekimim bir hafta olmuyor, diğeri bir hafta diğerinin hastalarına da bakıyor.

Devletin malı deniz ne de olsa...
0
la rana
(06.02.17)
Ulan anlamadigim nokta su, doktor ustten bakiyorsa ve saygisizsa nasil dayak atmayi dusunebilecek kafaya ulasiyorsunuz? Bunu yapan patrona ya da ogretmenlere ve esnafa kaciniz dayak atmayi dusundu ya da kavga etti? Saygisiz davranis sizin nasil kavga etmeyi dusunebilecek bir magara insani kafasina ulasmaniza neden olabiliyor?

Bu kadar medeniyet yoksunu kitleninin burada bile olmasi ne aci, insanlik namina alinacak çook yol var.
0
christopher nolan
(06.02.17)
@jangbobo
Aynı fikirde olmamızı beklemiyorum hatta halkın büyük çoğunluğunun dayağı meşru görmesini bile bir nebze olsun anlayabiliyorum. En başta dediğim gibi "şu ortamda bile meşrulaştırıyorsunuz". Hukukçu insan da dayak atılması lazım diyorsa e ben daha ne diyeyim ya. O zaman siz de boşuna okumuşsunuz o okulu, muhtemelen avukatlıkta para var filan dediniz, yarın öbür gün bana ters giderseniz ben de sizi döveyim. Böyle mi olacak bu iş?
0
tobias fünke
(06.02.17)
tıp belki de para için çalışılmayacak tek alan. her mesleğin hatası telafi edilebilir. en kötü küfür eder geçersiniz. ama doktorun hatası böyle değil. bu yüzden insanlar daha fazla özen bekliyor. özensizliğin üzerine bir de ters bir tavır görünce tepki gösteriyor.

diğer taraftan şu doktor egosu da cidden çekilmiyor. yukarda biri yine demiş çalışıp siz de doktor olsaydınıza getirmiş muhabbeti. doktorlar herkesin en büyük hayali doktor olmak sanıyor galiba. kendi alanında başarılı birçok insanla muhattap oldum. milyon dolarlık şirket yöneten ceolarda bile doktor egosu yok. baktığın zaman eğitim, kazanç, itibar olarak doktorları katlar ancak doktorlar kadar kibirli değiller. tıp fakültesini bitiren arkadaşlarım mezun olur olmaz sosyal medya hesaplarını dr x diye değiştirdi. abd'de yüksek lisans yapan adam bile okulunu, mesleğini bu kadar göze sokmuyor. doktorları kıskanıyorsun diyen olursa kıskancak olsam abd'de okuyan adamı kıskanırım. abd'de yüksek lisans > tıp fakültesi
0
black mamba
(06.02.17)
@tobias ya hu ironi yaptım ben. tabi ki dövmesi doğru değil. hukukçulukla bunun ne alakası var anlamadım. sen hastaya kes konuşma, dangalak dersen adam da sana yumruk atar diyorum, atmalı demiyorum.

ama merak etme avukatlar müvekkil falan azarlayamaz, aksine tam tersi oluyor. müvekkil avukat dövüyor zaten. doktorların esnaftan öğretmenden farklı özel durumu var, sağlığını emanet ettiğin ve sana bilgi vermesi gereken kişi. esnaftan hoşlanmazsan gider başkasından alışveriş yaparsın, hayati bi mevzu değil. doktor öyle değil ama, sağlığın için gidiyorsun ve karşılığında özen ve saygı bekliyorsun. lakin ego dağ gibi, bu ne ego deyince de sen de çalışsaydın kardeşim diyolar :)
0
jangbogo
(06.02.17)
@tobias fünke

Bir şeyin sebeplerini görüyor olmamız o şeyi desteklediğimiz anlamına gelmez. Şu kadarcık şeyi bile açıkça göremeyen insanlardan empati filan bekliyoruz bir de.
0
devilred
(06.02.17)
Herkes doktorlara sallamış ama Türk insanını kimse eleştirmemiş. Türk insanı çok sabırsız. Sabırsızlık şiddeti doğuruyor.
0
dissendium
(06.02.17)
Şu beş on toplanıp doktora hemşireye dalan hasta yakınları var hani.. Bilhassa onlardan iki üç partiyi halka açık itlaf etsek şiddet bir anda kesilir bence. Pamuk gibi oluruz.
Bakın hukukça doğru demiyorum, ama sonuç garanti diyorum.
0
kargn
(06.02.17)
bir de tabii ortamın getirisi var. hastaneler strese sokan, kişiyi geren yerler. hasta olmak ya da hasta yakını olmak da huzursuzluğu katlayan bir şey. şimdi aynı şekilde gerilmiş bir çok insanın olduğu bir ortamda patlamalar daha çok yaşanıyor. zira insanlar mutsuz, keyifsiz, yorgun, hasta belki umutsuz ve çaresiz.
belki o kişilere doktordan daha da kötü davranan insanlar oluyor gün içinde ama ya sabır deyip geçebiliyorlar, çünkü başka şartlar bunu yapmalarına yardımcı oluyor. oysa hastane, hasta olmak/hasta yakını olmak öfke kontrolü çok azaltıyor.
0
red g
(06.02.17)
@yere düşüp kırılan şarap kadehi
Böyle düşündüğünüz haklısınız ama pratikte olaylar bu şekilde işlemiyor. Doktora şiddet gösteren bağırıp çağırıp olay çıkaran hastaların hiçbiri öyle canından olma tehlikesi olan kalp krizi beyin kanaması vs ciddi durumu olan hastalar ya da onların yakınları değil. İnsanlar ne kadar caninin derdine düşerse o kadar doktora minnet ediyor olabildiğince işini kolaylaştırmaya çalışıyor. Ama atıyorum ishal olup gelen grip olarak gelen elini kesip gelen hastalar olay çıkaran hastalar oluyor.
Bunu da bir düşünmenizi isterim.
0
pastörizesüt
(06.02.17)
durun eski meslek erbabi geldi. işte yanıtlar:

1- saglik sektörü, stres yükü açısından en zorlu mesleklerden birisi. karşınıza gelen insan, acil ve sıkıntılı bir durumla geliyor. hasta da olsa hasta yakını da olsa, yapilan işlemlerin o an icin gerekli ve yeterli oldugunu bilmesi lazim ki doktora ve sisteme güvensin. güvensin ki gerilim olmasin. ama cogunlukla hakli sebeplerle, saglik sistemine güvenmeyen kalabalik icin ne yaparsaniz yapin, hatali görüneceksiniz. agzinizla kus tutsaniz hastayi memnun edemezsiniz.

2- cogu doktor, cokca söylendigi gibi, tanri kompleksine fazlasi ile kapilmis durumda. bu durumda, gerilimli ortamda geri adim atmiyor, cogu zaman krizi kendisi baslatiyor. ama durun doktorlara hemen yüklenmeyelim zira bu kompleksli grubun disinda icinde insanlik sevgisi olanların durumu şu

2a. acil servislerde genellikle pratisyen doktorlar durur, bu pratisyenlerin cok azi işini severek yaparlar. eger merkezi bir hastane ise acildeki pratisyen kadrolar genellikle torpilli kadrolardir.
gerekli olursa servisten asistan cagrilir. servisteki bir ortopedi asistaninin benim calistigim hastanedeki calisma temposu söyle idi. 40 saat araliksiz mesai yapiyorsunuz, gece nöbetinde acil operasyonlara giriyorsunuz, bazen saatler sürüyor. 40 saatin sonunda aksam 5 te eve gidiyorsunuz ve ertesi gün tekrar 40 saat mesaiye geliyorsunuz. bu arada doktora tezi yerine gececek uzmanlik tezinizi yazmak ve neredeyse her hafta klinik sefinin önünde sunum yapmak ödev hazirlamak zorundasiniz.

3. yardimci saglik personeli kalitesi çok düstü. bir zamanlar, saglik meslek liselerine ortaokuldan sonra girilen sinavlarla ögrenci secilirdi. bu ögrenciler, bulunduklari yerin zeki ama fakir ögrencileri olurdu genelde. devlet lise bittikten hemen sonra tayin yapip işe yerlestirdigi icin iş garantisi vardi. ama sonra önce yatili bölümler kalkti, sonra gündüzlüler kapandi. özeller acildi. simdi, endüstri meslek lisesine giremeyecek kadar düsük puanli ögrencilerin tek tercihi saglik meslek liseleri. özel liselerde egitimleri kimin verdigi belli degil. cok samimi olarak söylüyorum, son 10 yilda mezun olmus hicbir hemsireye, ATT'ye, narkoz teknisyenine güvenmem. mesleki bilgileri ve sorumlulk duygulari, yaptiklari işin gerektirdiginin cok cok cok altinda.

4. halk kültürsüz, en ufak bir gerginligi kavga ile cözmeye calisan, kalabalıktan güc alan, magduriyetini kullanip ayricalik bekleyen kalabaliklar, birden bire kontrolden cikabiliyor. dünyanın her yerinde saglik sistemi yerlerde sürünüyor, her yerde acil servis var, kendini tanri sanan doktor her yerde aynı. acil serviste doktor dayagi bir tek bizde var.
0
thewizardofearthsea
(06.02.17)
krem peynir +1
hem halık hem sağlık çalışanlarının hataları olabiliyor
hastalık halinde hasta yakınları da dengesini kaybediyor malum.
0
basond
(06.02.17)
şuraya yazan doktorcuktaki egoya bakıldığında çok iyi görülüyor. abi doktor olunca tanrı mı oluyorsunuz, ne yani bu? ebeveynim doktor, doktorların ellerinde büyüdüm ama bazılarınızdaki şu kibir hiçbir meslekte yok. o bazılarınız da iyi oluyor dövülüyorlar. adamlara bak ya.
0
pinkpeony
(06.02.17)
İnsan olmayı beceremeyen doktorlar ve kötü çalışma şartlarının, sağlıklı psikolojiye sahip olmayan insanların üzerinde yarattığı etkiden kaynaklanıyor.
0
harvey
(06.02.17)
Doktoru ayrı mal hastası ayrı mal. Komple malız. Evet.
0
gunde 3 litre kola icen adam
(06.02.17)
(11)

Mystery türünün hakkını veren film önerilerinizi paylaşır mısınız?

insomni4c
s.b
s.b
0
insomni4c
(31.01.17)
What Lies Beneath
0
harvey
(31.01.17)
shutter island en üstlerde bana göre,

bu türde çok film izledim, unutmazsam bi liste yapıcam sana, unutursam kalır ama.
0
nucleon
(31.01.17)
tepedeki psychedelic adam
(31.01.17)
mystic river
0
levpontryagin
(31.01.17)
mystıc river +1
0
minduser
(31.01.17)
dark city
memento
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(31.01.17)
Mulholland Dr.
The Game
Memento
The Prestige
Eyes Wide Shut
0
iwasbornonamountainside
(31.01.17)
bunny lake is missing
the conversation
0
lesmiserables
(31.01.17)
Eyes wide shut döver.
0
bigbadabum
(31.01.17)
el cuerpo
0
olkol
(31.01.17)
Contact.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(31.01.17)
(11)

sevgiliye "seni seviyorum" demek

çakıstes
ya da dememek.bir ilişkide hiç "seni seviyorum" lafının geçmemiş olması arada sevgi olmadığı anlamına mı gelir? evetse neden ilişki sürdürülür? hayırsa neden denmez? mantık ilişkisi midir bu?not: ilişkide hal ve hareketlerde başka sorun yok, geleceğe yönelik planlar vs yapılıyor karşılıklı.
ya da dememek.

bir ilişkide hiç "seni seviyorum" lafının geçmemiş olması arada sevgi olmadığı anlamına mı gelir? evetse neden ilişki sürdürülür? hayırsa neden denmez? mantık ilişkisi midir bu?

not: ilişkide hal ve hareketlerde başka sorun yok, geleceğe yönelik planlar vs yapılıyor karşılıklı.
0
çakıstes
(31.01.17)
Sözle ifade edip davranışlarla ispatlamak gerekir. Güvenli olan budur bana göre. Birinden biri eksik olursa zayıf temellere inşa edilmiş olur o bina.
0
yaren
(31.01.17)
Sevgi olmadığı anlamına gelmeyebilir ama karşı taraf biraz cool takılmaya çalışıyordur belki. Yeni moda: "ben kimseye seni seviyorum diyemiyorum", bak şurdan git demek istiyorum bunlara. Bi arkadaşım neden seni seviyorum demiyorsun demiş sevgilisine, o cümleyi söyleyebilecek bi yapım yok cevabını almıştı, adam orda bile "seni seviyorum diyebilecek" diyememiş, o cümle demiş, peh. Sevgisini göstermemek, söylememek övülecek bi hale geldi. Yani seni seviyor olabilir sma bu yüzden söylememek bile ayrılık sebebi bence, demek ki sen ilgi gösterilmesinden, sevgiyi hissetmekten hazzediyorsun ama o değil. Özetle birbirinize göre değilsiniz, uzun vadede mutsuzluk demek bu da.

Not: sevgiliye ismiyle hitap edenlerin de abv. Sevdiği halde seviyorum demeyenlerin de.
0
ekaterina
(31.01.17)
Sadece söylemek sevgi gostergesi olmadigi gibi sadece davranislar da bunun gostergesi degildir. Ikisi bir arada olabilmeli bana göre. Davranislariyla sevgisini gosteren birini ara sira da olsa seni seviyorum demekten alıkoyan nedir ki ? Hiç soylememek tuhaf. Istedigi kadar sevgisini gostersin, seni seviyorum demekten aciz biriyle olmak istemezdim.
0
aquarium
(31.01.17)
Bazen söyleyesi gelmiyor insanın ilişkide, bazen çok söyleniyor selamlaşmaktan farkı kalmıyor. Kişiden kişiye değişir herhalde ama ben hislerim çok güçlü değilse söylemeye çekinirim genelde. Yine de kesin değil, karşımdaki insanın mizacına ve benim onunla muhabbetime bağlı.
0
Adramelekhh
(31.01.17)
Ben pek diyemem, hatta hic diyemem. Karsi taraf zorla soylettirmeye calisir falan. O yuzden takilmamak gerek bence
0
balpolen
(31.01.17)
Seni seviyorum demeyen taraf aşık değildir. Sevdiği kişiyi görünce kalbi daha hızlı atmıyordur. Mantık ilişkisi değil. Tatsız tutsuz bir ilişki. Mantık evliliği yapan insanlar bile yeri gelince birbirlerine sevgilerini gösterirler.
0
dissendium
(31.01.17)
26 yaşında bir insanım hiç söylemedim bu lafı, benlik bir şey değil herhalde o yüzden, ama gayet aşık oldum bana da aşık olduklarını bildiğim, hisettiğim kişiler vardı yanımda.
söylememiş olmamın belli bir nedeni yok, dediğim gibi benlik bir laf değil, aşkım falan da demem, çünkü içleri çok boş geliyor bu sözlerin, öyle resmi bir tip değilim, mantık ilişkisi neyse işte o da olmadı ama farklı şekillerde de gösterebilir insan sevgisini bence. ayrıca bu sözleri öylesine söyleyen de çok, takma bence ya da çok takıyorsan kendisine sor direk.
0
pamuk helvalar cebe
(31.01.17)
eğer "seni seviyorum" cümlesi size boş geliyorsa bu cümlenin içini dolduracak duygusal malzemeye sahip değilsinizdir. yani ilişkide bir şeyler eksiktir.

tabi ki bu lafın geçmemesi ortada sevgi olmadığı anlamına gelmez. ancak sevgiliye bunu söyleme gereği duymamak (söylemek değil) biraz şey... sonuçta insan amca oğluna da seni seviyorum demez ama onu sevebilir. bu ikisini ayırabilmek lazım.
0
zgrydn
(31.01.17)
Sözlerin bir şeyin var olup olmamasını net bir şekilde ispat etmek açısından önemi yok. Çünkü sözler kolayca yalan olabilir. Yalanı bu kadar sık bulunan bir şeye böylesine önem vermek de saçma. Ayrıca duyguları dışa vurmak için dolup taşmak lazım, belki henüz o yoğunluğa ulaşılmamıştır. Ya da kendi kendine ulaşılmıştır da bir aradayken "o an" yakalanamamıştır.
0
harvey
(31.01.17)
İşte harvey verdiğim örneğe çok güzel bir örnek, hep bir bahanesi var gördüğünüz üzere ve ne kadar da şık açıklıyor kendisini, o an gelmemiştir, yoğunluğa ulaşamamıştır vs. vs. ne kadar zarif ve bir o kadar çiğ sözler. kanmayın bunlara arkadaşlar. Bir yalan olabilir evet, kimse yalan söylensin demiyor zaten, sevmiyorsa seviyorum desin demiyor ama sevdiği halde söylememeye bahane bulmayın rica ediyorum. Komik oluyorsunuz.
0
ekaterina
(01.02.17)
Hiç geçmemiş olması değişik tabii fakat ne kadarlık bir ilişki olduğu da mühim. Ayrıca bir birliktelik söz konusuysa sevgi olmaması ihtimali de düşük. E bu cümle kullanılmadı diye sevgi yok da denmez. Bunun bir kotası yok bana kalırsa. Yani içinden gelince söylersin, bazen de dile getirmek yerine göstermeyi uygun bulursun. Söylenirse başım gözüm üstüne, söylenmezse de haller hareketler sevgiyi açık eder.

Çok kafana takılıyorsa duyguların yükseldiği bir an sen söyle ve bak bakalım nasıl bir yanıt gelecek.

Aşk sözcükleri, seni seviyorumlar, sana aşığımlar bazı insanlar için çok kolay söylemler olmuyor. Zaman içinde söylemekten keyif alınabiliyor. Zorlamamak lazım, yani sen istediğin için söylenecekse hiç söylenmemesi yeğdir bence. Bırak söylemesin de göstersin, o da olumlu derim ben.
0
teoridefeminist pratiktegeysa
(01.02.17)
(11)

Bazi insanlar neden yanindaki de icsin ister?

yuzır
Oncelikle biraz kendimi alkol konusunda anlatmam gerekirse, ben (alti cizili)genelde mutlu zamanlarda degil mutsuz zamanlarda icerim. Belki yanlis ama ben boyle yaparim. Bira, sarap, likor falan severim tat olarak. Yani donem donem canimin alkol istedigi, istemedigi zamanlar falan olur. Bazen mesela
Oncelikle biraz kendimi alkol konusunda anlatmam gerekirse, ben (alti cizili)genelde mutlu zamanlarda degil mutsuz zamanlarda icerim. Belki yanlis ama ben boyle yaparim. Bira, sarap, likor falan severim tat olarak. Yani donem donem canimin alkol istedigi, istemedigi zamanlar falan olur. Bazen mesela eve alirim her gun bira icerim, evde bira bulunur. Sonra bir donem hic icimden icmek falan gelmez, icmem yani. Bir sebebi olmaz.

Soyle bir durum var. Mesela bazen 3-4-5 vs kisi disari cikiyoruz aksam, oturuyoruz pub gibi bir yerde falan. Insanlar iciyor. Ben boyle canimin bira falan istemedigi bir donemde oluyorum ve icmiyorum. Ve boyle ustumde tuhaf bir baski hissediyorum. Yani zaten ikide bir "yuzir sen niye icmiyorsun" demelerini geciyorum. Surekli bana da icirmeye calisiyorlar. "yaaa hadi bir tane ic sen de", "al benimkinden ic biraz" ve bir sureden sonra artik, "yok ya canim istemiyor", "yok ben icmeyecegim" demekten yoruluyorum. Bilmiyorum ya, boyle iste.

NEDEN INSANLAR BUNU YAPIYOR? Siz iciyorsaniz icin canim istemiyor yaa allaala. Sebebi ne, kendileri icerken yanlarindaki insanlarin da icmesini istemelerinin?


Ek: Ictigim ve icmedigim zamanlardaki eglenme oraninda cok bir degisiklik yok bence. Hatta ictigim zaman sessizlesiyorum genelde. Eglenmek icin alkol almis olma ihtiyaci hissettigim zamanlar nadiren oluyor.

Not: Soru kendini imha edebilir.
0
yuzır
(30.01.17)
Canının sıkkın olduğunu, biraz içersen neşeleneceğini düşünüyorlar. Bir de tabii ortak hareket etme güdüsü. Mesela 4 kişi guitar hero oynamaya gidiyorsun, aradan bir kişi "yok ya ben oynamak istemiyorum, izleyecem" derse diğerleri baskı yapar oynaması için. Bunun gibi, onlara dahil olma hevesi.
0
long live rock n roll
(30.01.17)
@ugpo zaten oyle bir durum yok, yine hep beraber guluyoruz, muhabbet ediyoruz vs. Uzak kalma durumu yok yani
0
🌸yuzır
(30.01.17)
arkadaşların biraz manyak. içmeyene ısrar edilmez.
0
cekilmis gayfe
(30.01.17)
:D ben yapıyorum bunu.

Nedenine gelince, tam bilmiyorum açıkçası. Sanırım ilkin iştirak güzel oluyor aktivite esnasında, o yüzden yanımızdaki de bize katılsın istiyoruz. İkinci olarak da, bu biraz kişisel bir sebep, ben utanıyorum alkolikliğimden :) İçmeyi çok severim, çok da içerim (içerdim ya da); böyle yanımda biri olup o da içince sanki aklamış gibi oluyorum kendimi. Sırf kendi keyfime değil de bir grup aktivitesi olarak içilince geçerli bir bahanesi varmış gibi hissediyorum.
0
buff
(30.01.17)
alkolün sebebi senin de kendileriyle aynı kafada olmalarını istemeleri olabilir yoksa ayık olan taraf ertesi gün sen şöyle yaptın xD diye anlatabilir. asıl ilginç olan aç olmadığını söyleyen birine yemesi konusunda ısrar edilmesidir.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(30.01.17)
aynı frekansı yakalamak istiyorlar işte. alkolün bazı insanlara yaramadığını anlayamıyorlar.

bazısı da tam tersi, biraz içince herkesi kafası güzel gibi görmeye başlıyor. onlar daha iyi.
0
filteria
(30.01.17)
Çünkü insanlar farklılıklardan hoşlanmazlar. Senin tercihin ne kadar mantıklı ve sağlıklı olursa olsun eğer çoğunluğun tercihinin dışındaysa ve hatta tekse doğal olarak yadırganır.
0
harvey
(30.01.17)
Elin boş kalmıyorsa kimsenin karışmaması lazım. Mesela ben alkol almasam da soda filan alıyorum. Sorana da cin tonik diye dalga geçiyorum.
0
lcha
(30.01.17)
içki kültürüne sahip olmayan birer mal oldukları için.
0
zirrealist
(30.01.17)
hocam alkol masasında herkes -senin de bildiğin gibi- aynı kafada olmak ister. şahsen ben de normalde alkol alıp da o an içmeyen birinin masada olmasını istemem. eğer hiç alkol almıyorsa sorun etmem ama.

bence adamlar haklı.
0
teritori
(30.01.17)
Ayık adam sarhoş kafayla çekilmez. Bunun tersi de geçerlidir.
0
kargn
(30.01.17)
(21)

haç şeklinde küpe

postmodern rh
takar misiniz? hristiyanliga sempatisi olan ve kupeyi de estetik bulan biri taksa ne dusunursunuz?
takar misiniz? hristiyanliga sempatisi olan ve kupeyi de estetik bulan biri taksa ne dusunursunuz?
0
postmodern rh
(30.01.17)
çok aşırı sempatik bulurum ^^
0
cekilmis gayfe
(30.01.17)
Ergen derim.
0
angelus
(30.01.17)
"kahpe bizans'ta mehmet ali erbil de takmıyo muydu lan böyle bir şey?" diye düşünürdüm.

not: takmıyormuş, tacından sarkanlar küpe gibi gözüküyor.
0
yazmamaya yemin eden adam
(30.01.17)
Allah yazan kupe takani da eziklerim, hac kupesi takani da. Dini sembollerden hazzetmiyorum.
0
kuehles blondes
(30.01.17)
Haz etmem, yüzeysel biri olduğunu düşünürüm.
0
harvey
(30.01.17)
Bir (erkek) arkadaşım takıyordu. Ne yalan söyleyim, biraz özenti (dikkat çekmeye çalışıyor gibi) geliyordu. Ama çok da üzerinde durmuş değilim.

Ben de erkek olarak küpe takıyorum ama sadece halka.
0
long live rock n roll
(30.01.17)
Başın belaya girer. Boşver.
0
komando kani var bende
(30.01.17)
Takmam. Herhangi bir sembol ihtiva eden hiçbir aksesuarı takmam. Estetik bulmuyorum.

Takan hakkında da dikkatimi çekerse Hristiyan herhalde diye düşünürüm. Olmadığını biliyorsam da özenti diye düşünürüm. Estetik bulduğu için taktığını söylerse zevksiz diye düşünürüm.
0
buff
(30.01.17)
özenti derim +1
0
yue
(30.01.17)
harvey + 1

ben aynı şekilde kilisede mum yakan müslümanları ya da camide dua eden hristiyanları da anlamıyorum.
0
m e b
(30.01.17)
"hristiyanlığa sempati duymak" ne ya, liseli misiniz? din bu, sınıf arkadaşı değil. hristiyan olmadığım için haç şeklinde herhangi bir aksesuar takmam, hristiyan olmadığı halde takanın da liseli olduğunu düşünürüm. özel bi sembol olsa neyse, haç la.
0
der meister
(30.01.17)
ergen derim
0
sta
(30.01.17)
şeytan diye taşlarım. şaka şaka. ne olucak ya tak gitsin.
0
zirrealist
(30.01.17)
@der meister, deistim, sadece kupe olarak manasiz seylerdense sembolu anlamli buluyorum ve estetik olarak da hosuma gidiyor.

ayrica sinif arkadasina sempati duymak liselilik bana gore.
0
🌸postmodern rh
(30.01.17)
Birebir hac formundaysa ve hristiyan sembolüyse takılması sakıncalı iman boyutu açısından hristiyanlık alameti olduğu için.
0
dadas9
(30.01.17)
Ben estetik bulurum.
Üzerinde ters haç olan tişörtüm var mesela çok severim (annem hiç sevmez).
Aksesuar kullandığım dönemlerde (lise yılları) kolye olarak da takardım.

Herhangi bir dine sempatim yok hiç olmadı ama haç bana hoş görünür beğendiğim sembollerden.
0
mutekebbir
(30.01.17)
ozenti derim
0
monkey
(30.01.17)
iyi sevişir derim, asıl amacını sorgularım.
0
tutmayın küçük enişteyi, salıverin gitsin
(30.01.17)
Ay şeklinde (Hilal) küpe takan herkes müslüman mı oluyor ne alaka yani. Üstünde İsa'nın figürü yoksa çok da dini sayılmıyor bence.
0
tutmayın küçük enişteyi, salıverin gitsin
(30.01.17)
yatarken uçları batmıyor mu diye düşünüyorum ne zaman görsem
0
sttc
(30.01.17)
Özenti derim
0
pastörizesüt
(30.01.17)
(11)

Şöyle cuma akşamına yakışır güzel bir film önersenize

pastörizesüt
?
?
0
pastörizesüt
(27.01.17)
Nasıl bir şey istiyorsun?
0
vonkhar
(27.01.17)
@vonkhar Korku filmi dışında her şey olur. Son zamanlarda izleyip beğendiğiniz herhangi bir film
0
🌸pastörizesüt
(27.01.17)
Hidden figures
0
condom kurşunu
(27.01.17)
bhdrydn
(27.01.17)
Royal tenenbaums olabilir o halde.
İlgi alanına hakim olmadığım için wes anderson kontenjanını kullanıyorum.
0
vonkhar
(27.01.17)
danish girl
0
basubadelmevt
(27.01.17)
ben subjektif bir öneride bulunacağım.
the falling. ben çok beğendim. imgeli-simgeli bir film, bir çok kişi pek bir şey anlamamış. bence akılla bakmamak gereken bir film zaten. sahneler hoş, görüntülerin yarattığı duygulara bakarak iletişim kurmak lazım filmle.
diğeri de izlemediysen, "sen aydınlatırsın geceyi" filmini izleyebilirsin.bu iki film aynı ekolle yapılmış.
0
suser
(27.01.17)
pursuit of happiness
0
monicapp
(27.01.17)
Kong que
0
harvey
(27.01.17)
incendies ve grand budapest hotel izledim ikisi de guzeldi, incendies icini yakabilir
0
tiredpanda
(27.01.17)
13th Friday
0
faik abi
(28.01.17)
(13)

stephen king kitabının filmi

mukrime
stephen king romanlarından uyarlanan filmlerden izlemek istiyorum. en iyi 3 öneriniz nelerdir?teşekkürler!
stephen king romanlarından uyarlanan filmlerden izlemek istiyorum. en iyi 3 öneriniz nelerdir?

teşekkürler!
0
mukrime
(27.01.17)
Misery
0
harvey
(27.01.17)
yeşil yol
0
nickimin hakkini veremedim
(27.01.17)
shining
misery
the mist

bonus: it
0
olkol
(27.01.17)
"It" yakında gösterime girecek. ben de onu bekliyorum (stephen king meraklısı olduğum için değil de celebrity crush'ım baş rolde oynadığı için sabırsızlanıyorum).
0
köstebek kurabiye
(27.01.17)
hepsini izledim. :(

başka?
0
🌸mukrime
(27.01.17)
rosemary konagi ya da buna benzeyen bi ismi var. iyi olup olmadigini hatirlamiyorum ama cok oldu izleyeli
0
pide
(27.01.17)
hayvan mezarlığı var bir de. bir yeşil yol değil ama.
0
puc
(27.01.17)
children of the corn var bir de. çok iyi değil ama idare eder.
0
grace margaret mulligan
(27.01.17)
devilred
(27.01.17)
Stand by me ve hayvan mezarligi + 1
0
mesudiyeli mesut
(27.01.17)
Christine
Carrie
The mist
0
olmaz
(27.01.17)
dizi olmaz mı :)

under the dome.
0
eindaclub
(27.01.17)
stand by me, 1408, misery (he bir de yüzyılın fırtınası var 3 bölümlük televizyon filmi o da güzeldi)
0
feykalade
(27.01.17)
(10)

Bazı cevapları okurken ay bana bir şeyler oluyor

devilred
Bazı cevapları okurken fenalık geçiriyor musunuz? Bir soruya bakıyorum, bir de verilmiş destan uzunluğundaki cevaba bakıyorum; aralarında bir bağ göremiyorum. E o zaman neden yazdın sen bunu hacı? Neden alakasız cevapları süsleyip püsleyip destan uzunluğunda yazar ki insan :(
Bazı cevapları okurken fenalık geçiriyor musunuz? Bir soruya bakıyorum, bir de verilmiş destan uzunluğundaki cevaba bakıyorum; aralarında bir bağ göremiyorum. E o zaman neden yazdın sen bunu hacı? Neden alakasız cevapları süsleyip püsleyip destan uzunluğunda yazar ki insan :(
0
devilred
(21.01.17)
a.k.a bitirme tezleri ;_;

ben okumuyorum.
0
shotgunwoman
(21.01.17)
Genelde atlarım bende eğer benim soruma verilmemişse. Yani uzun cevaplar genelde boş oluyor abi adam ordan oraya oradan oraya geçip durmuş oluyor.
0
gozu acik sevisen yahudi
(21.01.17)
Evet ve uzatilmak icin uzatildigini dusunuyorum. Hatta bazen bazi sorularda uzun cevap gorunce "bir insan bu soruya nasil bu kadar uzun bir cevap yazabilir ve neden" diye sorguluyorum.
0
yuzır
(21.01.17)
@krem peynir

Sabır diliyorum, gerçekten beterin beteri varmış :)
0
🌸devilred
(21.01.17)
İnsanlarda, anlamadığını yüceltme eğilimi olduğunu düşünüyorum bu tarz cevaplara verilen desteği görünce. Yahu bildiğin saçmalamış işte, laf kalabalığı yapmış, boş konuşmuş; süslü cümleler kurunca bu değişmiyor ki. Gerçi sadece buraya özgü de değil bu durum, böyle insanlar her yerde var.
0
🌸devilred
(21.01.17)
okumuyorum +1

aynı şekilde 80 paragraf uzunluğundaki gönül işleri ve arkadaşlık ilişkileri temalı soruların da hiçbirini okumuyorum.
0
köstebek kurabiye
(21.01.17)
ilgimi ceken bir konuyla ilgili ise okurum neden okumayayim? sonucta burasi gorsel sitesi degil video sitesi yazilarin olldugu bir site, amac okuyup beraberce ogrenmek, ogretmek, anlamak, anlatmak.
bunlarin hepsi saygi dahilinde yapildiginda sorun olacagi dusunmuyorum.
beni rahatsiz eden salak ve bilgisiz insanlar daha cok, bilmeden atip tutanlar, yani tahmin etmek, zannetmek falan degil, baya bildigin cahil cesaretiyle bildigi konuymuscasina yardirip gecenler acayip sinirimi bozuyor, ama daha once bahsettigim saygi geregi salakliga bile elimden geldigince saygi duymaya calisiyorum.
diger bir sinir olduklarim ise tldr grubu, tam sizin karsitiniz olarak, bana burada bulunma amaci oksimoronik geliyor, yani bir yazi bir paragrafa ulasti diye gozun korkuyorsa yarin obur gun ana baba vefat ettiginde 'oldu gomucez :(' mi yazacaklar merak ediyorum. tabi yine aynen saygi duyarim sonucta anasi babasi dusunsun diyip geciyorum.
0
mavicorap
(22.01.17)
Sadece kavga filan çıkarsa okuyorum :D

Onun dışında cevapların çoğunu hızlıca okuyupla okumamak arasında geçiyorum.
0
neferkitty
(22.01.17)
Okuyorum pisman oluyorum. Kisaca soyle de diyebilirdi aslinda diyorum bazen.
0
for day to break
(22.01.17)
Başlıkla tam olarak uyuşup uyuşmaması ve uzunluğu değil de konunun ilgimi çekip çekmemesi ve yazının okunaklılığına bakarım. Konuların çoğu gereksiz ve ayrıca bazıları cidden sinir bozucu tarzda yazıyor. Haliyle uzun ya da kısa, iştahla okuduğum pek az yazı oluyor.
0
harvey
(22.01.17)
(16)

az çalışıp az kazanmak mı çok çalışıp çok kazanmak mı?

anonymice
iki iş var diyelim.birincisinde gerçekten az çalışıyorsunuz, herşeyinize zaman kalıyor, ama para kısıtlı.ikincisinde ise geceniz gündüzünüz yok, hafta sonları bile çalısıyorsunuz ve buna karşılık iyi de kazanıyorsunuz.HAngisini seçerdiniz ve neden?yoo dostum yooo ikisinin arası yok.
iki iş var diyelim.

birincisinde gerçekten az çalışıyorsunuz, herşeyinize zaman kalıyor, ama para kısıtlı.

ikincisinde ise geceniz gündüzünüz yok, hafta sonları bile çalısıyorsunuz ve buna karşılık iyi de kazanıyorsunuz.

HAngisini seçerdiniz ve neden?


yoo dostum yooo ikisinin arası yok.
0
anonymice
(21.01.17)
Freelance çalışmak hangisiyse o
0
razvan rat
(21.01.17)
Tak diyene kadar ikincisi, sonra ilki. İkinciyle ömür geçmez, ilkinde de para yetmez.

İlkle ikinciyi karıştırmışım, düzelttim.
0
devilred
(21.01.17)
Ben şuan 2deyim 10 seneye 1e geçerim.
0
gozu acik sevisen yahudi
(21.01.17)
işe göre değişir sevdiğim bir işse koymz çok çalışmak kazancı da önemsemem.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(21.01.17)
1i seçtim.
0
pastörizesüt
(21.01.17)
önce 2 sonra 1

olmuyorsa 1
0
elorelia
(21.01.17)
tabii ki birincisi. kendime zaman ayıramayacaksam ne yapayım kazandığım parayı. yani bir de işin komiği, ikinci seçenekte kendime zaman ayıramayacak olmama rağmen o parayı da belli şeyler için harcarım. ama o harcadığım paranın keyfini çıkaramam. atıyorum, araba alsam ne olacak? işe giderken kullanırım herhalde, ne güzel. ya da içerisinde pek zaman geçirmeyeceğim yeni bir eve taşınırım. ha yalnız yılda bi iki hafta tatilimi rahatlıkla yapabilirim, heh.

tabii yaşadığınız yer de önemli. istanbul'da az kazanarak geçinebilmek epey güç mesela, hayat kaliteniz ciddi şekilde düşebilir. az kazanarak basit yaşayabilmek ayrı, sefillik ayrı. onun haricinde sorumluluklarının olmaması da mühim. benden başka birisi daha varsa, durum biraz farklılaşıyor.
0
philus
(21.01.17)
once iki sonra belki bir. belki diyorum cunku issiz bir adaya da yerlesebilirim. hayat planlarimda var.
0
eksisozluk kullanici sozlesmesini okudum
(21.01.17)
Şimdi çalışmayacaksan ne zaman çalışacaksın?
0
England
(21.01.17)
Tabii ki 1. Her zaman 1.
0
köstebek kurabiye
(21.01.17)
Kısıtlı para ve iyi kazancı açmak lazım. Zamansız para da parasız zaman da pek bir işe yaramıyor. Kişinin maaş dışı ciddi bir geliri varsa, az para çok zaman mantıklı olabilir ama bütün kazanç maaştan ibaret olacaksa, en azından ek gelir elde edene kadar çok çalışıp çok kazanıp, az yaşamaya razı olunabilir.
0
harvey
(21.01.17)
Belli bi yere 2 zateb sonra hedefin 1e gecmek olacak.
0
condom kurşunu
(21.01.17)
günde 2 saat çalışıp ayda 1000 lira almanın bir işe yaramayacağını belirtmek isteyerek 1 diyorum.
gerçi kira ödemiyorsam ve merkezi bir yerde bir evim varsa günde 2 saate 1000 lirayı kabul edebilirim sanırım. 2 ay nasıl oluyor diye bakıp günde 4 saate 2000 seviyesine çıkarma şansımız var mı?
0
baba jo
(21.01.17)
elin ayagin tutuyoken firsat da varken cok calisip cok kazanmak super mantikli geliyor acikcasi :)
0
superfluid
(21.01.17)
Doğrusu şu:
35 yaşına kadar 2 yapıp yükseleceksin sonra daha az çalışıp daha da çok kazanmaya başlayacaksın.
0
turkuaz
(21.01.17)
Kesinlikle 1'i seçerdim ben. Çok paranın harcayacak vakit olmadıktan sonra bir faydasının olacağını düşünmüyorum.
0
ms brownstone
(21.01.17)
(14)

Evlilikte altın meseleleri

sorunvar
Neden çok altın istiyor kadınlar ?https://scontent-vie1-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-9/16114221_1347371488658195_9140619153550333168_n.jpg?oh=cf76bf2eab1fc095d6e7c687cf3714e3&oe=591BD1BC https://scontent-vie1-1.xx.fbcdn.net/v/t1.0-9/16114203_1348809898509447_4428020699613071908_n.jpg?oh=918c54945f0bc79991a
Neden çok altın istiyor kadınlar ?



scontent-vie1-1.xx.fbcdn.net

scontent-vie1-1.xx.fbcdn.net
0
sorunvar
(20.01.17)
hasta ruhlu insanlar çünkü. altın isteyen erkeklerde öyle ayrımcılık olmasın.
0
freetakilir
(20.01.17)
onla hava atacak konu komşuya
0
cekilmis gayfe
(20.01.17)
kadınlar istiyor olarak bakamıyorum, ikinci örnekte gelinin abisine zincir istenmiş. direkt olarak kız evine bir bağış yapma durumu var.

kültürde kız isteme diye bir şey var en başta. eeen modern aile bile allahın emriyle kız istiyor. bir şeyi isteyerek "alırsan" karşılığında bir şey "vermen" beklenmesi de oldukça doğal. parası neyse verip el değmemiş kızı alıyosun yani. fair trade. ha öküz ha kız.
0
freya
(20.01.17)
ikinci fotoğraf için mehir olayına bakabilirsin. fotoğraftaki olay gerçek ise kızımız eşeğin kulağına su kaçırmış tabi ama değilse de iyi trollemiş.
0
blue eyes white dragon
(20.01.17)
Altındır settir ne bileyim istenen şeylerin tamamen evlenen kıza ait olması gerekir, ailesine abisine babasına vs verilmez. İslamiyette böyledir, adı mehirdir, iki çeşit mehir vardır, biri hemen evlebirken biri de evlendikten sonra ve fazla geciktirmeden verilir KIZA. Tekrar ediyorum kızdan başkasına verilmez. Başkası istiyorsa edepsizlik hayâsızlık menfaatperrstlik çıkarcılıktır. Kıza verilen mehir konusunda da incelikler vardır ama oraya girmiyoruz şu anda.
0
yaren
(20.01.17)
satılık mal oldukları için, her kadın böyle değil tabii
edit: krem peynir+1 ayrıca kız isteme geleneği de ayrıca bir tartışma konusu olmalı bence
0
limoncello
(20.01.17)
tabii ki bizim toplumumuzda evlilik dendiğinde gelenekler vb. devreye giriyor, ki bence bu kötü bir şey de değil.
bu geleneklerin, yani işte kızı istemeye gitmenin, sözün/nişanın, düğünün de bazı gereklilikleri oluyor.

bu bence günümüze aşırı derecede abartılı yansıyor ve tabii ki toplumun genelinde var olan açgözlülük ve görgüsüzlük de devreye giriyor.
gelenekler orta haliyle, şartlara göre yapıldığında güzel, kız alıp vermeyi alışverişe döndürmek başka bir şey.
uzun uzun liste yapmak falan çiğlik artık.
bir de bu alınanların verilenlerin yıllarca geyiği de dönüyor bu tip aileler içinde.
"x'i de sevmem zaten, düğünde bilmemne yerine bilmemne takmıştı" falan gibi değerlendirmeler yapılıyor.
ülkede, özellikle de Anadolu kesiminde dünyaların nispeten küçük kalmasıyla da ilgisi var.
yani hayatlarında başka bir şey yok.

orada krem peynir'in dediği giriyor devreye.
ben de çok "krem peynir+1" diyorum bugün, kusura bakmasın, ama öyle.
0
blatta hiberna
(20.01.17)
ataerkil düzen+1

eskiden kadına evlenirken altın, para vs verilmesinin nedeni, kadınlar çalışıp para kazanmadığı için, bir boşanma/terk edilme durumunda, dımdızlak ortada kalmaması, elinde bir güvencesinin olması içinmiş. (yukarıda bahsedilmiş-mehir)
tabii kadınların babası da başlık parası talep ediyor aynı zamanda. yine aynı neden, kadın çalışmıyor, eve para getirmediği gibi onun için harcama yapılıyor. sonuç olarak, babası kızı büyütene kadar yaptığı harcamaları damat adayından istiyor, ben bu kıza senin için baktım, büyüttüm ayağına.

bunlar günümüzde devam ediyor işte. geleneksel olmayan ailelerde "şunları takacaksınız" gibi dayatmalar olmuyor tabii. ben evlenirken aileler arasında takının t'si bile konuşulmadı. herkes kafasına göre taktı bir şeyler. bu tarz ailelerde "geline altın takma" kafasından çok, yeni evlenen ve masrafları olan çifte yardım edelim kafası var.

bunun gösteriş haline getirilmesi ise tamamen kültür ve karakter meselesi. Altın bilezikleriyle hava atan bir gelinin, iphone u ile hava atan güya modern bir adamdan farkı yok bence.
0
peggy
(20.01.17)
İnsan da eşyadan farksız artık. Eşyanın özelliği nedir? Bir fiyatının olması. İnsanların da fiyatları var. Kiminin fiyatı altına, kiminin statüye, kiminin servete, kiminin şöhrete endeksli. Çoğu insan satar kendini ama kimse kabul etmez ya da edemez.Çok altın çok değer demek.
0
harvey
(20.01.17)
Bu tam bir yolma düşüncesi olmuş artık. Bizde sadece çocuklara takılır ama efsane altın takılır/istenir sebebi de borçsuz evlensinler diye. O altınlar bozdurulur borçlar ödenir isterlerse tatile çıkarlar. Bence de gerekli ama her şeyin de bir sınırı var.
0
jazzabel
(20.01.17)
böyle insanlar yok diye bir şey valla
komşumuzun 2 oğlu evlendi biri samsun biri ordulu "kız" aldı
ikisi de listesiyle geldi :)
kızlardan biri y.dışında yaşıyor, çalışıyor buna rağemn ne kdar gelenseksel adet varsa uyguladı ve istedi.
diğeri lise mezunu ev kızı (boşansalar bu kız çatır çatır nafaka alacak mesela, islamda nafaka mı var?) çocuğun parası da yoktu kredi çekti altın aldı.
bunlar bizim en yakın komşumuz, düğünlerini biz yaptık sayılır o kadar torulduk, ilgilendik, misafirlerini ağırladık vb. bu kadar yakın olmadıklarımızda olayların içyüzünü bilmiyorum ama %90ında aynı şeyler oluyordur.
bu arada biz mahallenin AKP/MHPli olmayan 2-3 ailesiyiz. gelinler ne kapalı ne cahil. nişanlıyken birlikte tatillere giden şimdi cruise turunda olan insanlar. ama altına gelince işler değişiyor.
0
niye ama
(20.01.17)
trakya'da bi beldede yaşıyorum burada altın istemenin tek amacı belde olduğundan belde sakinlerine hava atmak. tek amaç bu. bi de şu var damat tarafı fakir ise ''akrabayız kız alıp verme düşmez'', damat tarafı zenginse ''uzaktan akrabayız çok uzaktan'' diye bi ikiyüzlülük var.

şehir lokasyonu için ise iki düğüne şahit oldum böyle altın kavgası verilen; birinde kızın annesi geline takılan takıları almak istedi daha takı başlamadan erkek tarafı da konuklarına damada takın talimatı verdi böylece kızın annesi affedersin babayı aldı. diğerinde ise düğün günü iş bozuldu bayağı sandalyeler havada uçtu falan kavga çıktı .

yani sonuç olarak lokasyon küçük bi yer ise altın gösteriş için büyük bi yer ise ya da büyük şehirlerden birinde oluyorsa bu düğün dernek işleri orada da tamamen kız tarafının terbiyesizliği başka bi şey değil.
0
pomaks
(20.01.17)
Ya aslında biraz da maddi garantisi oluyor kadının, hiç kendi parasını kazanma kavramı olmayan zamanları düşününce. Ama tabii şu anki vaziyette güç gösterisi gibi
0
ansya
(20.01.17)
Mehir hakkı dinen caizdir. Kadınların dinen değerli bir şeyler isteme hakkın vardır. Buna mehir hakkı diyorlar. Ayet;

"Kadınlara mehirlerini borcunuzu öder gibi verin. Eğer onun bir kısmını size gönül rızasıyla verirlerse onu da afiyetle yiyin." (Nisa Suresi/4)

Daha fazlası için bakabilirsiniz: www.namazsitesi.com
0
elifff83
(03.10.19)
(4)

sizce bu samimi bir inanç(sızlık) mı?

m e b
okuldan tanıdığım bir arkadaş vardı. ciddi anlamda dindardı ve imrendirici yönde bir ahlak, etik, din anlayışı vardı. biliyorum, "ateist=ahlaksızlık" gibi algılanıyor böyle diyince ama demeye çalıştığım o değil. "ben müslümanım ama arada kaçamak da yaparız, kıps ;)" mantığında göstermelik değildi da
okuldan tanıdığım bir arkadaş vardı. ciddi anlamda dindardı ve imrendirici yönde bir ahlak, etik, din anlayışı vardı. biliyorum, "ateist=ahlaksızlık" gibi algılanıyor böyle diyince ama demeye çalıştığım o değil. "ben müslümanım ama arada kaçamak da yaparız, kıps ;)" mantığında göstermelik değildi davranışları. mesela kafeye gittiğimizde "ben birkaç peçete/kürdan kullandım, hakkınızı helal edin." der helallik isterdi kafenin kasasından, parasını vermeye çalışırdı hak geçmesin diye.

neyse, sonra bir arkadaşımdan (kendisi de ateist) öğrendim ki bir gün başından geçen olumsuz bir olay sebebiyle "tanrı var da neden bizim gibi iyiler hep acı çekiyor da hep kötüler daha mutlu oluyor?" diye isyan edip ateist olmuş. yani damdan düşer gibi, gregor samsa'nın dönüşümü gibi adeta. sonra bu ateist arkadaşımdan da "ya sen de bu yollardan geçtin. araştırma yapmak istiyorum. bilimsel yönden din/islam-bilim çelişkilerini öğrenmek istiyorum." tarzında da kaynaklar, fikirler öğrenmek istemiş.


şimdi bu duruma dini yönden bakınca, önceki hal ve hareketlerinin de samimi olmadığını, ateizm yönünden bakınca da "ergen isyanı" tandansında bir ateizme kapıldığını düşünüyorum. yani her koşulda samimi gelmiyor. yanlış mı düşünüyorum? sizce de iki yönden düşününce fikirleri samimi midir? ateist olanlarınız için sormak da gerekirse, sizin süreciniz de böyle ani mi oldu?
0
m e b
(17.01.17)
Arkadaşın dinden bağımsız sağlam bir ahlak anlayışı varmış, sonra da tanrı kavramını sorgulamaya başlamış bence samimiyet konusunda sıkıntı yok. Hatta kaynak sorması, okumak araştırmak istemesi "ergen isyanı" ateizmiyle ilgisi olmadığını gösteriyor sanki.
0
kobuzchu kiz
(17.01.17)
ergen isyanı tandansında kabul edilmesi gereken düşünceleri ilk başta bahsettiğin dini eğilimleri bence. çocuk mantıklı bir çıkarım yapmış bence.

@kobuzçu kız'a katılıyorum.

ben arkadaşın davranışını samimi ve mantıklı buldum.
0
burya
(17.01.17)
Ben burada çıkarcı bir inanç anlayışı görüyorum. Çıkar açısından kişi tatmin olmayınca inancı sarsılıyor. Yapılan çıkarım tamamen mantıksız. "Bütün kurallara uyuyorum, öyleyse isteklerim yerine gelmeli ve mutlu bir hayatım olmalı" Böyle bir şeyin olmasına imkan yok.
0
harvey
(17.01.17)
@godoşu beklerken: işte, samimilik dediğim de bu bağlamda zaten. ateist olmadan önceki davranışlarını, dini gerekçelerle anlamlandıran, ateistlere göre "tutarsızlıklar" olarak adlandırılacak her türlü dini ritüel, olay ve olguyu müslüman/teist biriyken en üst mertebede bir açıklamaya oturtan birinin, bir anda ateist olduktan sonra, yaşadıklarını bir anda saçma bulan birisinin bir olay sonrası "tüm bu dini olgular anlamsız, adaletsiz" seviyesine gelmesi şaşırtıcı. çünkü bu, richard dawkins'in bilimsel anlamda cevap veremediği bir soru görüp bir anda "ben artık teistim" demesi gibi. ve bu da @harvey'nin yazdığı cevaba götürüyor bizi. ben bu nokta için samimi olmadığını düşündüm.
yoksa diğer ateist arkadaşım ateist olurken pat diye değil de anlamlandıramadığı şeylere cevap aradıkça ateist oldu. o yüzden yadırgadım bu arkadaşı.
0
🌸m e b
(17.01.17)
(9)

Zombi istilası olsa hayatta kalmaya çalışır mısınız?

nundu
Başlık net aslında ama biraz açıklayayım. Walking Dead vs gibi bi zombi istilası oldu varsayalım, bilinen anlamda toplum çöktü, nüfusun çoğu zombi oldu kalanlar da kendilerini kurtarmak için diğer insanları öldürmekten çekinmeyen kişiler. Walking Dead'i izlemediğim için çok da detay bilmiyorum ama u
Başlık net aslında ama biraz açıklayayım. Walking Dead vs gibi bi zombi istilası oldu varsayalım, bilinen anlamda toplum çöktü, nüfusun çoğu zombi oldu kalanlar da kendilerini kurtarmak için diğer insanları öldürmekten çekinmeyen kişiler. Walking Dead'i izlemediğim için çok da detay bilmiyorum ama uzaktan gözlemlediğim şekilde durum bu sanırım dizide.

Neyse bu durumda bir gün daha yaşamalıyım içgüdüsüyle mi hareket ederdiniz? Yani bilmiyorum ama çok tuhaf geliyor bana bu hareket, abi insanlık bitmiş sen hala bugün de yaşadım diye gün sayıyosun. Yani aferin iyi güzel yaşadın da neye yaşadın yani noldu herhangi bir pozitif olay var mı dünyada, sen saklanarak acı çekerek yaşıyorsun ve yaşadığın sürece ölüm korkusuyla beraber devam edecek bu durum.

Yani genel olarak yaşamak eylemini sadece nefes almak olarak değil hayattan zevk almak olarak gören bir insanım o yüzden bu şekilde işkence dolu bi hayat yaşamaktansa pes ederdim ben. Çünkü dünyanın artık eski haline döneceğinin garantisi de yok, hadi diyelim 10 yıl sonra zombi tehlikesi bitti, o 10 yılda yaşanan gerileme bir ömürlük sürede aşılamaz bence ve insanlar güvensiz ve kendi başlarına yaşamaya devam eder gibi geliyor.

Hah kendimi açıkladığıma göre sizin yorumlarınızı bekliyorum merakla ^^
0
nundu
(17.01.17)
Çalışırım tabi. Zombilerle savaşmak çok ekşınlı olur benim için. Öyle bir durumda bir tane zırhlı araç bile ele geçirsem öldürebildiğim kadar zombi öldürmeye çalışırım. Hatta kendi operasyon takımımı bile kurarım. Ben böyle durumlarda madem öleceğim, o zaman neden savaşarak ölmüyorum'u tercih ederim. Bu saatten sonra artık bu gezegen g.tü toparlayamaz diyerek yaşadığım yeri, tanımadığım insanları zombilere teslim edemem. Çok savaşçı bir kimlikle yazdım ama durum böyle.
0
dissendium
(17.01.17)
yaşamak isterim açıkcası. büyük ihtimalle köye giderim, köyde sadece yaşlılar kaldı zaten, yaşlı nine ve dede zombileri öldürdükmek kolay olur diye düşünüyorum, dizlerinde kireçlenme olan zombiler kovalayamaz sonuçta beni. hastalık kapmamış inekleri ayırırım zombi inekleri ise öldürürüm, etlerini güzelce ayırır bişirir yerim, çünkü bişince virüs falan hepsi ölüyor, zombi virüsü etki etmez bu yüzden. bu şekilde uzun yıllar yaşarım herhalde.
0
Apocalypse
(17.01.17)
günümüz zombi istilasından çok da farklı mı? sen neden intihar etmiyorsun o zaman?
Herhalde mücadele edip yaşamaya çalışırım, içgüdüsel bir şey bu. hah 1000 tane zombi üzerime üşüştüyse artık salıveririm kendimi tabii :)
0
burya
(17.01.17)
bu tarz dizi ve filmler izlerken aynı sizin gibi hissediyorum, neymiş arkadaş bu yaşama arzusu diye. hatta piyanisti izlerken bile böyle hissetmiştim. sevdiğin herkes ölmüş, tutkun olduğun piyanoya elini süremiyorsun, dünya o kadar boktan ki seni ırkın/dinin yüzünden öldürme peşindeler, başına o kadar şey geliyor, yıllarca debeleniyorsun. bu adam neden kendini öldürmüyor yahu demiştim. sanırım ben olsam daha ilk sezonda andrea gibi çekerim emaneti, severim adaleti kashdka
walkingin sonraki sezonlarında biraz daha mücadele arzularını takdir ettim ama zombilerden çok insanların korkunçluğu ortaya çıktıkça gene neden intihar etmiyorlar döngüsüne döndüm ben.
0
red g
(17.01.17)
Ben hazırlık yapıyorum zaten. Survival önemli.
0
kurnaz
(17.01.17)
@burya

tabi ki farklı yani haberlere bakınca içim sıkılsa bile istersem yıllarca gram haber izlemeden mutlu mesut yaşayabilirim sadece kendimi dizi, film, bilgisayar oyunu ya da ne bileyim sanat spor vs onlarca değişik şeyle mutlu edebilirim. İstediğim güzellikte yiyecek yiyebilirim, arkadaşlarımla oturup iki bira içip muhabbet edebilirim. Bunlardan kaçını zombi istilası gibi bi durumda düzenli yapabilirsiniz? Yani tamam şu an ülkenin içinde bulunduğu durum kötü ama yaşanamaz değil çok farklı şeyler bence
0
🌸nundu
(17.01.17)
@nundu : walking dead'e bakarsan zaten seninle farklı şeyler yapmıyorlar aslında. herkes kendi dünyasını kurmaya çalışıyor. dışarıda zombiler dolaşırken duvarları sağlam olduğu müddetçe hayatını keyfini çıkarıyorlar. sevişiyorlar, yemek yiyip eğleniyorlar vs. bana dokunmayan zombi bin yaşasın misali.
0
burya
(17.01.17)
tabi ki! hatta arkadaşlarla aramızda "Zombie Apocalypse" planımızı bile yaptık. herhangi bir durumda kim nereye gidecek, elektrik nasıl sağlanacak falan hepsi belli.
0
sagittal
(17.01.17)
Senin mantığına göre dünyanın en az yarısı intihar etmeli. Neden etmiyorlar? Çünkü yaşama arzusu bilinçli değil, ölüm yaşamın bir alternatifi olmadığı için bu insanların yaşama devam etmelerini sorgulamak saçma.
0
harvey
(17.01.17)
(29)

Değişimi seviyor musunuz?

aychovsky
Soru başlıkta. Öylesine, merak ettim.
Soru başlıkta. Öylesine, merak ettim.
0
aychovsky
(15.01.17)
hayır sevmiyorum.

rutinlik, monoton, düzen, tertip, istikrar ve simetri manyağıyım. taktım otomatiğe gidiyorum, sürprizleri sevmiyorum.
0
halitkin
(15.01.17)
Aklıma mantığıma ve gönlüme uyduğu sürece evvett!!! :)
0
yaren
(15.01.17)
çok severim
0
powerpufgirl
(15.01.17)
Birlikte degismeyi seviyorum. Tek basina degisince olmuyor.
0
thewizardofearthsea
(15.01.17)
Hayır. Gelişim belki
0
hasmetizm 2046
(15.01.17)
Hayır.
Değişiklik ve yenilikten hiç hoşlanmam.
Teknolojinin gelişmesi bile beni rahatsız eder.
Eski eşyaları kullamayı tercih ederim.
Sürekli bir şeylerin moda olmasından ve çevrenin ona göre şekillenmesinden nefret ederim.
0
mutekebbir
(15.01.17)
haşmet güzel demiş... değişimi değil de gelişimi severim. ağacın büyümesini severim ama başka bir yerde başka bir ağaç görmeyi sevmem mesela. daha doğrusu sevmem değil de huzursuz hissederim biraz. değişimi pek sevmiyorum.
0
der meister
(15.01.17)
Evet
0
icelik
(15.01.17)
olumluysa evet olumsuzsa hayır.
0
theseachange
(15.01.17)
aslında içgüdüsel olarak çoğu insan değişim sevmez, alışkın olunanı, bilineni sever; çünkü değişim bilinmezlik ve risk içerir, bu da bilinçaltı için tehlike demektir. önceden çok daha fazla dirençliydim değişime karşı şimdi daha rahatım
rutin bilindik olanı da severim
bu arada değişimden ziyade gelişim benim de favorim
0
limoncello
(15.01.17)
değişimin ne konuda olduğu önemli tabii ki. Bazen değişim "yeni" demek oluyor ve ayrı bir motivasyon umut heyecan demek oluyor. bazen değişim hali hazırdaki güzel şeyin / alışılan durumun gitmesi oluyor üzüyor ya da en azından geriyor.

Ancak genel anlamda değişim her zaman lineer bir çizgi de ilerlemiyor ve değiştiği durumuda içine katarak başka bir şeye dönüşüyor her zaman kaldırması kolay bir şey değil. Her zaman hoş gelen bir şey değil benim için.

Zamanını bilen değişimler en güzeli.
0
qazaqwsx
(15.01.17)
Hiç sevmem. Hatta birçok konuda değişimden nefret ediyor bile olabilirim. Hayatımdaki hemen hemen her şeye aşırı bağlanma huyum var sanırım. Bir şeylerin değişme ihtimali bile beni huzursuz ediyor.
0
ms brownstone
(15.01.17)
evet ama basta aci veriyor.
0
eksisozluk kullanici sozlesmesini okudum
(15.01.17)
Hiperadaptasyon sorunu olan biriyim. Her konuda önce değişim yaşamamak için kırk dereden su getiririm; değişim olduktan sonra sanki tüm hayatımı o şekilde yaşamışım gibi devam ederim.

Sanırım bu durumda değişimi sevmiyor ama kolay adapte oluyorum.
0
fraise
(15.01.17)
Değişimi sevmek ya da sevmemek arasındaki noktadayım: kabul ediyorum.
Çünkü değişim tek bir doğrultuda ilerlemiyor yukarıdaki arkadaşların belirttiği üzere. İstediğimiz, beklediğimiz yönde olduğu gibi onaylamadığımız yöndeki değişimle de karşılaşabiliyoruz. Bu yüzden değişim hakkında yekten bir karar verilecekse onu kabul etmek en doğrusu diye düşünüyorum.
0
gkct
(15.01.17)
sevip sevmediğimi anlayacak ya da bununla ilgili seçim yapacak fırsatım olmadı ama çabuk adapte olduğumu söyleyebilirim.
0
fallopian
(15.01.17)
Seviyorum.
0
Apocalypse
(15.01.17)
sevmiyorum
0
chatrefhill
(15.01.17)
Kendi kontrolüm dahilinde değilse sevmiyorum. Kendi kontrolüm dahilinde, şevkle yaptıysam bayılıyorum.
0
devilred
(15.01.17)
elbette. sürekli bir şeylerin değişmesi gerektiğini düşünüyorum, uzun süre bir en ufak bir değişim olmazsa daralıyorum. değişim olmazsa, hep aynı kalsak ne anlamı kalır yaşamanın.
0
lesmiserables
(15.01.17)
Benim istediğim, planladığım bir değişimse elbette severim. Zaten değiştirebileceğimiz pek az şey var, o şeylerden birinde ciddi bir değişim yaşamak heyecan verici, iyi hissettiren bir durum. Ama benim dahil olmadığım bir değişim varsa bundan pek hoşlanmam ve hatta rahatsız olurum.
0
harvey
(15.01.17)
hasmetizm +1
0
tuzumkuru
(15.01.17)
hiç sevmiyorum. stabil hayattan inanılmaz keyif alıyorum. elimden gelse kıpırdamıcam bile.
0
senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine
(15.01.17)
seviyorum
0
nucleon
(15.01.17)
fiziksel evet ruhsal hayır. dış görünüşümle sürekli oynarım ama fikirlerim düşüncelerim genellikle stabildir.
0
shotgunwoman
(15.01.17)
öncesinde çok korkuyorum sonrasında ise umarım hep böyle kalır diyorum yani zor alışıyorum kolay vazgeçemiyorum.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(15.01.17)
Bayılırım.
0
köstebek kurabiye
(15.01.17)
severim.
0
fragile lady
(16.01.17)
elimde dovmesi var kocum
0
tiarwain
(16.01.17)
(15)

Evlendiniz ve eşiniz hastalandı

sorunvar
Eşiniz hastalandı ve evliliğiniz 3 .ayındasınız ve iyileşme umudu yok gibi felç geçirdi gibi bir şey Ne yaparsınız ? a) Eşimle iyileşene kadar sonsuze dek ilgilenirimb) Eşimle ilgilienirim ama artık bana karşı sorumluluklları getiremeyeceği için eş ararımc) direkt boşanırım d) diğer (sizin öneriniz
Eşiniz hastalandı ve evliliğiniz 3 .ayındasınız ve iyileşme umudu yok gibi felç geçirdi gibi bir şey

Ne yaparsınız ?

a) Eşimle iyileşene kadar sonsuze dek ilgilenirim
b) Eşimle ilgilienirim ama artık bana karşı sorumluluklları getiremeyeceği için eş ararım
c) direkt boşanırım
d) diğer (sizin öneriniz nedir ? )
0
sorunvar
(10.01.17)
nasıl fanteziler lan bunlar. evleniyor musun araba mı alıyorsun?
0
dinsiz adam
(10.01.17)
Bitkisel hayat değilse beni tanıyabilecek kadar şuurluysa a,
Bitkiselse b.
0
kargn
(10.01.17)
d- "iyileşme umudu yok gibi felç gibi bir şey" hastalığı için dünyanın dört bir yanında tedavi ararım.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(10.01.17)
Proletarier +1
0
rusyalı kozmonot
(10.01.17)
Evlenmem gerekmez, sevgilim olsa yeter bakmam için. İlgilenirim. Gönlümden geçen ve o an yapacağım şey a olur.

Bizim benzer durumda bir tanıdığımız vardı. Kadın 16 yıl hastanelere taşıdıktan, evde herkesten iyi baktıktan sonra 'Yoruldum, ben artık. Daha fazla kaldıramıyorum' diyerek suçlu psikolojisi içinde ayrıldı. Kadın da harap oldu yıllar boyunca. Dolayısıyla, kendime güvenim tam olsa da, 16 yıl sonra belki ben de yorulurum, o yüzden büyük konuşmak istemiyorum ama yine de bakacağımı düşünüyorum. O yüzden d) Gücümün yettiği kadar bakarım. Bunun da bir ömür olmasını umarım.
0
aychovsky
(10.01.17)
Hastalıkta ve sağlıkta diye sormuyorlar mı
0
zugas
(10.01.17)
Yaşamadan bilemeyiz. Çoğu insan doğruyu bilir fakat yapmaz ya da yapamaz. Bir şeyi bilmek ve söylemekle onu yapmak arasında çok ama çok büyük bir fark var.
0
harvey
(10.01.17)
Bu konularda hassasım okuduğum gibi "a" diye düşündüm ama hayat şartları kesin bir şey diyemeyiz ki.
Bu yüzden %90 A diyorum.
0
mutekebbir
(10.01.17)
sevmek başka birşey kardeşim. sevdiğinse bcd şıkkı yok bile. Tek şık, a!
0
sylr
(10.01.17)
A şıkkı olmayacak biriyle evlenmezdim zaten, evlendiysem de A'dan başka seçeneği düşünmem. Asla yarı yolda bırakmam eşimi.
0
neferkitty
(10.01.17)
A
0
alt4y
(10.01.17)
fikrimi değiştirdim. ben check-up'a sokardım komple evlenmeden önce.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(10.01.17)
eşim veya sevgilim olsun elbette ilgilenirim her şeyiyle. fakat hastalığın boyutuna göre süreç nasıl ilerler bilinmez. yıllarca böyle bir fedakarlık yapmak herkesi yorar. belli bir noktadan sonra ister istemez bırakırdım. sonsuz aşk ve sevgi bende çok yok. hatta bu çok az kişide var... mesela düşünüyorum eşimle cinsel ilişki de kuramıyorsam bu da sıkıntı...

aynısı benim başıma gelse. iyileşme ihtimalimin olmadığı bir hastalık sonucu günlük yaşamımı sürdüremeyecek hale gelsem, bilincim yerindeyse zaten eşimden bizzat ben boşanırım...
0
humat
(11.01.17)
a

edit: aklıma şu teyze geldi hahaha :D
www.youtube.com
0
yue
(11.01.17)
a
0
sttc
(20.01.17)
(22)

25 yaş kadın-30 yaş kadın

Esinsin
Arasında olgunluk, güzellik vs olarak fark var mıdır ?Güzelliği eşit sayalım hangisni tercih ederdiniz ? Memesi büyük olan demeyin kızarım.İyi pazarlar :)
Arasında olgunluk, güzellik vs olarak fark var mıdır ?

Güzelliği eşit sayalım hangisni tercih ederdiniz ? Memesi büyük olan demeyin kızarım.

İyi pazarlar :)
0
Esinsin
(08.01.17)
30 yaş kadını tercih ederim, erkek arasında 5 yaş bu kadar farketmiyor ama kadında 25 ve 30 arasında uçurum var. 25 yaş pelinsu 30 yaşında pelin oluyorlar.
0
masa penisi
(08.01.17)
@masa penisi ne açıdan uçurum var ?
0
🌸Esinsin
(08.01.17)
olgunluk açısından
0
masa penisi
(08.01.17)
Bizzat deneyimledim şu an ki kız arkadaşım 29 yaşında(ben de), arada gerçekten çok fark var. Güzelliğin yaş ile çok ilgisi oldugunu düşünmüyorum. Oturup saatlerce konuşabiliyoruz, karşılıklı daha rahat empati kurabiliyoruz. Diğeriyle yaşadığım birliktelik cinsel ağarlıklı ve içi boş bir ilişki oldu, kısa sürdü zaten 6 ay kadar. Kesinlikle 30 yaş derim ben.
0
mirty
(08.01.17)
@duna kalan 1 i ?
0
🌸Esinsin
(08.01.17)
Dış görünüş açısından 25 yaşındaki bir kadın ile 30 yaşındaki bir kadın arasında pek bir fark yoktur. Ben 25 yaşındaki halimi hatırlıyorum da, şu anki halimden daha iyi değildim. Hatta bence daha kötüydüm, yüzüm daha toparlaktı, cildim daha pürüzlüydü. Yıllar içinde kendime daha iyi bakmayı öğrendim, bedenimi daha iyi tanıdım.

Olgunluk açısından ise epey fark var. Şimdi karşıma 25 yaşındaki halim çıksa ağzına vururum bir tane. Sözlük'te 25 yaşında girdiğim entry'leri falan okuyorum ara sıra, hala bayağı ergenmişim bence.
0
köstebek kurabiye
(08.01.17)
Güzellik olarak fark var elbette. 30da kırışıklıklara merhaba deyin. Yüzün çökmeye başladığı yaş. 25 yaş tercih ederler. Genç ve diri.
0
mandalina kokusu
(08.01.17)
Yalnızca güzellik olarak fark vardır. Zira 30 yaşında 15 yaşındaki ergen gibi davrananını da biliyoruz, 20 yaşında evlilik düzeyinde olgunluk göstereni de. Evet olgunluk yaşla ilgili ama yaşanmışlığın ne kadarının deneyim olarak edinildiğini de sorgulamak gerekiyor.
0
BuddyGuy
(08.01.17)
Olgunluk yaşla birlikte sabit bir değer olarak gelmiyor, kişi zamanla olgunlaşabilir de olgunlaşmayabilir de. 20 yaşındaki bir kişi 30 yaşındakinden daha olgun olabilir. Güzellik ne yazık ki zamanla eskiyen ve kaybedilen bir değer. Bu eskimenin hangi yaşta başlayacağı ise güzelliğin seviyesine bağlı. Kişi gerçekten güzelse 25 ve 30 arasında hiçbir fark olmayabilir fakat ortalama bir tip için 25 ve 30 arasında ciddi bir fark olacağını düşünüyorum. Diğer şartlar eşitse tabi ki genç olanı tercih edersin çünkü genç olan yaşlanır fakat yaşlı olan gençleşemez.
0
harvey
(08.01.17)
Yaşa ve güzelliğe göre etmez ki çoğusu.
0
Cursed Chico
(08.01.17)
Aşık olduğum kız 29 yaşında ama evlenecek olsam 25 yaşında olanı tercih ederim. 25 yaşındaki kız 5 yıl sonra 30 olacak zaten. Olgun meraklısıysam biraz beklerim. Hem gençliğini hem olgunluğunu görürüm. 30 yaş birçok kadın için tırt bir yaş. En önemli fark ciltte.

@köstebek kurabiye'nin 25 yaşında olduğu halini dün gördük. Cildi gergin ve gençmiş. Şu anda öyle değil mesela.
0
dissendium
(08.01.17)
@dissendium şu anki cildimin nesi varmış? :P
0
köstebek kurabiye
(08.01.17)
@Cursed Chico yaşa ve güzelliğe göre tercih eder çoğusu.. 20 yıllık adamların karılarını aldattığı kadınlara bakarsan çoğu karısından oldukça küçüktür ve güzeldir.
0
🌸Esinsin
(08.01.17)
Kesinlikle 25.

Kadının 25 yaşına kadar çok büyük ölçüde olgunluğa eriştiğini düşünüyorum, buna şahit oldum. 30 yaşında kadın sadece yaş almış kadındır. 25'ten daha olgun olacağını düşünmüyorum. 25'ine kadar olgunlaşmamışsa zaten o yaştan sonra olgunlaşamaz, olgunlaşacak olsa da ben uğraşmam.

Bilakis erkekler geç olgunlaştığı için erkekte 5 yaş fark eder. 25 yaşında erkekle 30 yaşında erkek arasında (genelde) dağlar kadar fark vardır. Bu yüzden 30'larımın başındayken 20'lerinin ortasında bir kadınla hayatımı birleştirmeyi planlıyorum.
0
yirmisantim
(08.01.17)
@köstebek kurabiye, şu anda yüzün daha kilolu ve bu nedenle daha yumuşak hatlara sahip. Daha gençken yüzün daha zayıfmış ve daha keskin ve belirgin yüz hatlarına sahipmişsin. Cildinde bir sorun yok. Ama gerçekçi olmak gerekirse benim açımdan çok fark var. :)
0
dissendium
(08.01.17)
@dissendium ya hu yapma etme. yüzüm şimdi daha mı kilolu!? bilakis şu an çok daha ufak. eski fotoğrafım yandan çekilmişti, o yüzden net bir yorum yapamazsın. şu anki halimin fotoğrafları ise direkt cepheden çekilmiş. sen benden daha mı iyi bileceksin benim yüzümü? :D
0
köstebek kurabiye
(08.01.17)
25 yaşında hala eğlenceye önem veren; eğlenme, gezmek görmek isteyen, hayatını yaşamak isteyen hatunlar vardır yani daha çoklardır ama 30'a gelince bir evlenmeliyim telaşı alıyor pek çok kadını dolayısıyla yaptıkları çoğu şey av planlarının bir parçası oluyor. ha benim yaşım bu kıyasları yapmaya yetmiyor ama çevremde bir sürü insanda görüyorum bunun örneklerini. 30'a dayanan çiftler hiç anlaşamasalar da, dünyanın en uyumsuz çifti olsalar da birbirlerinden nefret de etseler çoğunlukla kadının zoruyla evleniyorlar.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(08.01.17)
@köstebek kurabiye, ben gördüğümü yorumlarım. O zamanlar yüzün daha küçükmüş. :) Daha canlıymışsın. Nyse sen alınıyorsun galiba. Ben fazla zorlamayayım. :)
0
dissendium
(08.01.17)
@dissendium yoo alınacak olsam fotoğraf koyar mıyım buraya? sadece tek bir fotoğrafa bakarak benim hakkımda yanlış bir yorumda bulunuyorsun. o yüzden kendimi açıklama gereği hissettim.
0
köstebek kurabiye
(08.01.17)
@köstebek kurabiye, kişisel görüşün yanlışı doğrusu olmaz. Sen bunun böyle olmadığını söyleyebilirsin tabi. Bu benim görüşüm.
0
dissendium
(08.01.17)
5 yılda olağanüstü hayatında olağanüstü değişiklikler olmadıysa tercihim 30 olurdu herhalde.

güzelliği eşit diyorsunuz. tabii ki 30. olgunluk önemli.
0
burya
(08.01.17)
erkekler açısından burada ne yazarlarsa yazsınlar külahıma anlatsınlar genç olanı tercih ederler. Sohbet etmek için 30 yaşında olanı tercih ederim ben.
0
turkuaz
(08.01.17)
(8)

Seiko 5 Military

chicha
Nasıl bilirsiniz?Seksi fotoğrafı için: http://www.edipsaat.com/FB,21269,17,seiko-zy-seiko-seiko5-sports-srp275j.jpg
Nasıl bilirsiniz?

Seksi fotoğrafı için: www.edipsaat.com
0
chicha
(04.01.17)
Çok basit görünüyor.
0
harvey
(04.01.17)
Ben beğendim. Ama lacivert falan olsa daha iyi olurdu gibi...
0
himmet dayi
(04.01.17)
İyi bilirim.
Şuan kolumda takılı olan saat. Haki yeşili rengini tavsiye ederim. Şık,sade dayanıklı bir saat. Alınacaksa da amazon diyorum. Şuanda 55$.
0
dickens
(04.01.17)
aynen basit.
0
lonelyman
(04.01.17)
Tırt görünüyor, kordonu değiştirirsen 10 üzerinden 6.
0
kimlanbu
(04.01.17)
eh işte.
fiyatını ne kadar?
eğer 100'ün üzerindeyse değmez.
0
pangea
(04.01.17)
İkinci el fiyatı 350 tl. Amazon'da 130 dolar civarı sıfırı.
0
🌸chicha
(04.01.17)
Berbat. Seiko sever olarak hiç beğenmedim
0
all girls dream
(04.01.17)
(12)

Eee 2016'da kaç kitap okudunuz?

efreet sultan
Goodreads'te 50 kitap hedef koymuştum. Sene içinde askere gitmeme rağmen şu anda 49. kitabımı bitirdim. Mutluyum lan. Bi boku başardım en azından.
Goodreads'te 50 kitap hedef koymuştum. Sene içinde askere gitmeme rağmen şu anda 49. kitabımı bitirdim. Mutluyum lan. Bi boku başardım en azından.
0
efreet sultan
(25.12.16)
52 koymustum, 20'ye tamamlamaya calisiyorum (su an 18'deyim). Bu sene sadece ocak, subat ve aralik aylari icinde basladigim kitaplari bitirebildim ama, o yuzden 2017 icin gene 52'yi hedefleyecegim(umutluyum).
0
common of demons
(25.12.16)
2 ya da 3
0
cedex
(25.12.16)
Ben nedense 47 gibi bir hedef koymuştum kendime ama ne yazık ki çok çok altında kaldım bu sayının. En fazla 20 tane falan okumuşumdur sanırım.
0
ms brownstone
(25.12.16)
ben her ay en az 5 kitap okudum, bazı aylar 6,7,8 kitap okudum... mesela temmuz ayında 13 kitap okumuştum... bu ay 5. kitabımı okuyorum henüz, hedefim yıl bitmeden 1 tane daha okuyabilmek... yani yaklaşık 70-80 arası kadar kitap okumuşum sanırım...
0
usesoap
(25.12.16)
goodreads'e göre marttan bu yana 95 kitap okumuşum
0
cesurseyyah
(25.12.16)
Hedef 52ydi, 30 dene okumudum
0
fakyoras
(25.12.16)
Geçen sene 52ydi 47 okumuştum, bu sene biraz daha sıkıntılı oldu okuyamadım hiç 24'te kaldım.
0
captainimsi
(25.12.16)
Hedef 100'dü, 97 olmuş, yılbaşına kadar elimdeki üç kitabı da bitirebilirsem tutturacağım
0
mutlusismankedi2015
(25.12.16)
Bravo, ben hedef koymadım, canım sıkılıyor kitapların 3 ay yüzüne bakmıyorum, 2016'da sadece 6 tane okumuşum.
0
Tutkun
(25.12.16)
80 deyim
0
gkct
(25.12.16)
30/30
0
harvey
(25.12.16)
Ben de 100 koymuştum 58 falan okudum :( Geçen sene 100 olmuştu ama bu sene iş güç engel oldu okumaya.
0
BuddyGuy
(25.12.16)
(28)

Evlilikte çocuk ne zaman olmalı ?

Wolfware
MerhabaBir kızarkadaşım var ilişkimiz evliliğe doğru gitmekte. Ne zaman evleniriz ne zaman çocuk olur gibi konularda fikirlerimizi sorduk birbirimize. Ona göre evliliğin tadını çıkarmak lazım. Bu sebeple çocuk 2-3 sene sonra olmalı. Ben ise 1 yada 1.5 sene sonra olmasını mantıklı görüyorum. Zira ben
Merhaba

Bir kızarkadaşım var ilişkimiz evliliğe doğru gitmekte. Ne zaman evleniriz ne zaman çocuk olur gibi konularda fikirlerimizi sorduk birbirimize.

Ona göre evliliğin tadını çıkarmak lazım. Bu sebeple çocuk 2-3 sene sonra olmalı. Ben ise 1 yada 1.5 sene sonra olmasını mantıklı görüyorum. Zira ben 31 yaşındayım o 27. Tabi o 3 sene bekleyebilir ama ben çok geç baba olmak istemiyorum. 3 sene sonra 34 yaşında olacağım biraz geç olur gibi geliyor. Siz ne düşünüyorsunuz ?
0
Wolfware
(20.12.16)
olursa kazara olmalı. riskli olursa daha heyecanlı.
0
_goddard_
(20.12.16)
erkeğin baba olması için 34-35 yaş en iyisi bence.
hatta bazısının 40'a kadar falan beklemesi bile mantıklı.
sonuçta babalık biyolojik anlamda annelik gibi bir şey değil.
1-2 yıl hiçbir şey kaybettirmez, tam tersine kazandırır erkeğe.

bence 3 yıl çok uzun.
ama evliliğin ikinci yılında olabilir.

ben de ilk yılı karı-koca geçirmenin daha iyi/sağlıklı/doğru olduğunu düşünüyorum.
0
blatta hiberna
(20.12.16)
çiftlerin yaşına bağlı,
özellikle kadının ama burada sizin yaş sıkıntılı.

evlenir evlenmez yapın.
0
livaneli kadir
(20.12.16)
İlişkisi evliliğe doğru giden yalnızca çok az kişi evleniyor. O evliliğe giden kısım biraz evcilik oyunundan ibaret :) haddime değil belki ama, bu soru için daha çok erken. Zamanla göreceksiniz.

İmza: türk kadınlarından bıkıp, sonunda moskovaya yerleşen kamil.
0
Vse budet horosho
(20.12.16)
hiç bir zaman
0
foster
(20.12.16)
Olmalı-olmamalı tadında bir şey söyleyemeyeceğim ama ben de kız arkadaşın gibi düşünüyorum. Öncesinde sevgili ile birlikte yaşanıyorsa daha erkene alınabilir ama onun dışında evlilikte baş başa bir miktar geçirmek evliliğin tadına varmak için ya da iki taraf insan gibi anlaşabiliyor mu yoksa bu evlilik bitmeye yazgılı mı onu tespit etmek için gerekli gibi geliyor bana. 1 sene, 1 buçuk sene bir şeyleri oturtmak için kısa bir zaman, çocuk yapmak da gerçekten çok önemli bir karar, dolayısıyla ben 2-3 sene geçsin taraftarıyım.
Bu arada ikinizin de yaşı çok genç. Erkek için 34 daha olgunlaşmanın yeni yeni tamamlanmaya başladığı bir yaş, o yüzden hiç geç değil baba olmak için. Bence erkek için 35+ daha uygun hatta.
0
buff
(20.12.16)
Zaten beraberseniz bir suredir, evliligin tadi iliskiden nasil farkli olacak ki:/
Yani bence biraz dogru dusunuyorsun, 1,5-2 sene diyin, tam olsun3 seneyi gec buldum ben de.
0
kuehles blondes
(20.12.16)
Her ilişkinin dinamiği farklıdır ama ben de mümkün mertebe geç çocuk sahibi olunması gerektiğinden yanayım. Hayatınızı yaşayın ve olabildiğince geç anne-baba olun çünkü bu işin geri dönüşü olmayacak.

Kaldı ki 34-35 yaş gayet normal, neden geç olsun?
0
fragile lady
(20.12.16)
29 yaşındayım, yeni evlendim. En az 2-3 sene çocuk istemiyorum ben de:( Aslında genel anlamda çocuk istemiyorum. Öyle bir içgüdüm yok.

Bu arada 34 erkek için geç değil.
0
peggy
(20.12.16)
Daha genç olsaydım birkaç yıl kendimizi tanımayı isterdim ama şu anki yaşımda evlensem ertesi gün çocuğu yaparım.
0
devilred
(20.12.16)
Bence kız arkadaşınızın fikri daha mantıklı. çocuk olmadan önce 2-3 yıl gezip dolaşıp keyfini çıkarmak lazım. çocuk olunca hayat tamamen ona endeksleniyor. en basitinden ilk zamanlarda sabaha kadar uyutmuyor, işe kan çanağı gözlerle gidiyorsun. bu en basiti. daha neleri var neleri. kısacası çocuk büyük sorumluluk ve aslında yaştan ziyade bu çocuğu yetiştirmeye, bakmaya hazır mısın değil misin, bu sorumluluğu almaya hazır mısın bunu insanın düşünmesi lazım.

eğer yaş konusundan bakarsak kadının yaşı daha önemli tabii ki. 34 yaş geç değil normal bile sayılır. benim babam ben doğduğumda 34-35 yaşındaydı. erkek 40 yaşında bile baba olabilir yani.

ama dediğim gibi yaştan ziyade esasen iki tarafın da bu sorumluluğu almaya hazır olduğu zaman en uygun zamandır.
0
Neill
(20.12.16)
Arkadaşlar şu nokta da önemli. Ben çocuğumla aramda çok yaş farkı olmasını istemiyorum sorun bu. Yoksa tabi ki bazı insanların geç baba olması gerek. Ben mesela 22 yaşında baba olmak istemezdim o olgunluğa sahip değildim. Ama 35 ve sonrası da geç olacak. çocuk 20 yaşına gelince ben 55 olucam :/
0
🌸Wolfware
(20.12.16)
20-55 arasındaki yaş farkı eskiden büyüktü, çünkü millet 60 yaşında ölüyordu. Şimdi azıcık kendine bakarsan 80 yaşına kadar kafan sapasağlam kaliyor. Sen 80 yaşına gelene kadar insan ömrü olur 90 zaten.

Ben de evliyim 3 yıldır, yaşım 31. Hiçbir zaman çocuk düşünmüyorum.
0
harzem
(20.12.16)
32 kadın. evliyim. cevabım hiçbir zaman.
bu zamanda bu ülkeye çocuk mu yapılır.
neyse bari ille yapacaksanız hayatınızı yaşayın biraz, kaçmıyor çocuk. kadın tarafı haklı.
0
kaputt
(20.12.16)
e 1 sene sonra olsun diyorsan hemen hamile kalacak? 9 ay sürüyor zaten hali hazırda yapımı :( kadın yaşı olarak 32den önce olmasa daha iyi gibi geliyor bana.
0
freya
(20.12.16)
hesabı diğer tarafa göre yapmak daha mantıklı. şöyle ki,

siz ailenizin desteğine ihtiyaç duymamaya ne zaman başladınız? yani ne zaman tam olarak kendi ayaklarınız üzerinde durdunuz? bu yaşa X diyelim.

anne/baba olmak istediğiniz yaşa da Y diyelim.

Kaba bir hesapla sizin çocuğunuz da size (X+Y) yaşına kadar ihtiyaç duyacak. O yaşa kadar çocuğunuza destek olmayı kabul ederek hesap yapın derim.
0
babilbaligi
(20.12.16)
Bu "Hayatınızı yaşayın, 2 ila 3 yıl sonra yapın" diyenlerin büyük çoğunluğu 2 yıl sonra çocuk yapmak istemeyecek haberin olsun, kadınlar artık eskisi gibi değil, çoğu çocuk gibi bir şeyin sorumluluğunu almak istemiyor, bir süre sonra tahammülsüz bir hale geliyor çocuklar konusunda, 1 tane sevimli bebek görüyorlar tamam ama ondan daha fazla yaramaz ve ebeveynlerine işkence yapan çocukları gördükçe çocuk fikrinden uzaklaşıyorlar, ha bir de klişe "bu lanet ülke ve dünya üzerine çocuk mu yapılır" olayı var, o başka bir şey, "dünya ne zaman harika bir yer oldu ki?" diye sormak lazım kendilerine, dünya içinde tek hakim olgu "kaos"tur, biz kaos içinde doğduk büyüdük, onlar doğacak olursa farklı bir biçimi ve derecesinde var olacaklar sadece.

Orta yolu bularak hareket etmelisiniz, ama bu konularda illa taraflardan biri gönülsüz oluyor.
0
devorgilla the gunslinger
(20.12.16)
çocuk erkeğin hayatında çok bir şey değiştirmiyor para vs düşünmezsen. ama kadının hayatını bitiriyor. kız arkadaşınızın fikri daha önemli .

23 /kadın 30 dan önce kesinlikle çocuk yapmam gibi geliyor.
0
hmm
(20.12.16)
doğrusu, birlikte yaşamak istediğinizde birlikte yaşamaya başlamanız, çocuk sahibi olmak istediğinizde de çocuk sahibi olmanızdır.

tamamen iki kişinin şahsi tercihlerine bağlı ve keyfi bir şeyi böyle yaşa bağlayıp standartlaştırmaya çalışırsanız mutsuz evliliklere ve ayakbağı gibi görülerek yetiştirildiğinden ilgi budalası olmuş mutsuz çocuklara sebep olursunuz.
0
sherbert
(20.12.16)
bu ülkede çocuk yapmak?

20 aylık evliyim 29 yaşındayım eşim 10 aydır çalışmıyor çocuk yapmak için tüm şartlar uygun ama bu ülkede çocuk yapmak çocuğa yapılmış bir terbiyesizlik gibi geliyor bana.

kendim yaşamaktan zevk almadığım bir ülkede bir başka canlının keyif alabileceğini düşünmek biraz ahmaklık gibi.
0
prezarlatif
(20.12.16)
İyi de abi 30 sene önce de bu ülke yaşanılabilecek harika bir ülke değildi hiçbir zamanda olmayacak. Siz neden evleniyorsunuz ? Mutlu olmak için. Çocukta bir mutluluktur. Eğer bu ülkede yaşıyorsanız ve evleniyorsanız bir mutluluk peşindesiniz demektir. Evleniyorsanız da çocuk yapmak gayet normal. benim fikrim bu.
0
🌸Wolfware
(20.12.16)
28 yasındayım. Eşimle evleneli 1 yıl oldu. Geçen burada duyurmuştum. Eşim şu an hamile 2 aylık :)
0
Kresto
(20.12.16)
Çocuk 20 yaşındayken sizin 51 ya da 54 yaşında olmanız çok bir şey fark ettirmeyecek ama 27-30 yaşında yeni evliyken gezmenin, dolaşmanın, eğlenmenin tadını çıkarmamak bence eşinizi daha çok üzebilir.
0
whoosie
(20.12.16)
4 sene sonra normal
0
turkuaz
(20.12.16)
En az 2 sene sonra bence. Evlilik içinde de birbirinizi iyice tanıyın.
0
Lim5
(20.12.16)
Tarafların önceki yaşantılarına bağlı olarak değişir. Özgürlükle ve birbirleriyle ilgili yeterince doyuma ulaşmışlarsa hemen olabilir. Ulaşmamışlarsa ulaşana kadar 2-3, hatta 5 yıl sonra falan bile olabilir. Gerçi bana kalırsa bu ülkedeki çoğu insan hiçbir zaman çocuk yapmamalı.
0
harvey
(20.12.16)
Cocugu sonraya ertelemeden evvel, smear testi vs. yumurtalik rezervi ve spermiyogram testine baktirdiktan sonra beklemenizi tavsiye ederim. Bir doktor arkadasim 27 yasinda menapoza girmek uzere oldugunu tesadufen ogrendi ve esinin de azosperm oldugunu fark ettiler. Su an bebekleri oldu fakat bu sureci yasayinca pismanlik duyulabiliyor, keske beklemeseydik vs. gibi. Testlerden sonra karari vermek de iciniz rahat bir sekilde size kalir yine.
0
mandy moore
(20.12.16)
yaşlar erken değil, geç de değil. annenin istemesi daha önemli.
0
sayns
(20.12.16)
(20)

Görüşleriyle sizi en çok etkileyen yazar, düşünür, bilim adamı kim?

lafıolmaz
Sadece bir isim verme hakkınız var. :)
Sadece bir isim verme hakkınız var. :)
0
lafıolmaz
(12.12.16)
newton
0
basond
(12.12.16)
Bertrand russell
0
mesudiyeli mesut
(12.12.16)
Edgar Allan Poe.
0
BuddyGuy
(12.12.16)
charles darwin
0
cedex
(12.12.16)
Sokrates.
0
papillon7
(12.12.16)
Bu tür sorulara gelişine Carl sagan diyesim gelse de ahmak ve cahil insanlardan müteşekkil toplumda carl sagan uzaydan düşmüş gibi kalıyor. Pratik karşılığı yok.

Edmund rostand cyranosuyla etkilemiştir beni en çok. Gaskon beylerinin en bi gururlusu cyrano. Şair silahşor fizikçi.
0
kargn
(12.12.16)
jean-jacques rousseau.
0
theseachange
(12.12.16)
Ayn Rand
0
harvey
(12.12.16)
Asimov
0
kobuzchu kiz
(12.12.16)
Jose Saramago
0
levpontryagin
(12.12.16)
ilk aklıma gelen
ümit yaşar oğuzcan
0
bigbadabum
(12.12.16)
Cesare pavese
0
suicides underground
(12.12.16)
proust
0
olkol
(12.12.16)
jean paul sartre
0
masa penisi
(12.12.16)
Newton'a çok saygı duyarım. Bana göre tarihteki en zeki bilim adamı.
0
dissendium
(12.12.16)
Ahmet altan
0
alttaraf
(12.12.16)
Elbette Gauss. Adam dünyaya gelmemiş olsa fizik 2 yıllık MYO bölümü, mühendislikler de gıda ve inşaat kalır, onlar da yarım yamalak...
0
babilbaligi
(12.12.16)
Muzaffer İzgü. Çocukken çok okurdum, hayata karşı bakışımı o belirledi.
0
aychovsky
(13.12.16)
Fernando Pessoa
0
devilone
(13.12.16)
öyle çok etkileyen biri yok, genelde okuyup araştırdıklarımın iyi yönlerini dikkate almayı tercih ederim. en çok kimin dediklerini kendime yakın bulduğumu düşünürsek; alexander pope. henüz taze dimağlı bir üniversite öğrencisiyken derslerde görüp de "ulan ben de aynen böyle düşünüyorum!!" diye şaşırıp sevinmiştim. okumaya devam ettikçe temel düşünüş biçimlerime git gide daha fazla katkıda bulunmaya başladı.

hatta bu soruya paralel; hayranlıkla takip edip hayatıma derin etkisi olmuş birinin olmamasını da yine kendi sözüyle açıklayabilirim.
"Fools admire but men of sense approve"
0
baba jo
(13.12.16)
(13)

belgeseller için neden film kalitesinde dublaj yapılmıyor?

m e b
film dublajı konusunda dünyanın en iyilerindeniz bildiğim kadarıyla (hatta en iyisiyiz.). ama dublajlı olmasına rağmen belgesellerin çoğunda arka plandan hala orijinal seslendirmeleri duyuyoruz. niye böyle ki?
film dublajı konusunda dünyanın en iyilerindeniz bildiğim kadarıyla (hatta en iyisiyiz.). ama dublajlı olmasına rağmen belgesellerin çoğunda arka plandan hala orijinal seslendirmeleri duyuyoruz. niye böyle ki?
0
m e b
(12.12.16)
kanalların tercihleri oluyor seslendirme konusunda.

ayrıca kanalın verdiği bütçeye göre de belirleniyor kalite.

söylediğiniz şekilde yapılan dublajın maliyeti daha düşüktür.
dolayısıyla bazı kanallarda bu yola gidiliyor.
0
blatta hiberna
(12.12.16)
Belgesellerin talebi düşük yani para etmiyor. Bu sebeple filmler kadar değer görmemeleri normal.
0
harvey
(12.12.16)
Belgeselin film kadar alicisi yok, bu kadar basit. Kac kisi belgesel izliyor?
0
stavro
(12.12.16)
@harvey & stavro & angelus:

onunla ilgisi yok.
buradaki izlenme oranı düşünülerek belirlenmiyor.
tamamen kanal tercihi ve bütçe planlaması.

bu arada koskoca national geographic ve discovery channel'ın bütçeleri kısıtlıdır.
öyle büyük paralar dönmüyor.
0
blatta hiberna
(12.12.16)
Koskoca National Geographic'in maliyet sıkıntısı yaşayacağını düşünmüyorum maliyetten ziyade algı ile ilgili bir durum sanırım bu. Direkt dublaj yapıldığında belgesel izlediğin algısı oluşmuyor yapay bir ortam oluşuyor. Muhtemelen bununla ilgili bir durumdur. Alttan orijinal sesler geldiğinde daha gerçekçi bir ortam oluşuyor.
0
angelus
(12.12.16)
Koskoca national geogeaphic dilan dediğinizin türkiye ofisi muhtemelen kardeşler ticaret ofisi gibidir. Değildir ama o kadar gözünüzde büyütmeyin, raflarda ay taşı, yerler fosil mamut kafası, duvarda piton yılanı asılı değil.
0
kurnaz
(12.12.16)
yav arkadan orijinal sesin gelmesinin bütçeyle ne alakası var? sesi miksleyen adam orijinal sesin potunu indirip orijinal sesi kısmak için bahşiş mi istiyor nedir?

gelmesin arkadan ses? düzgün belgesel kanallarının dublajları zaten güzel. hatta duayen dublaj sanatçıları seslendiriyor. ama illa arkadan orijinal ses de geliyor. e vermişsin nur subaşı'na dublaj parasını, daha neye lazım bütçe?
0
kibritsuyu
(12.12.16)
@kibritsuyu:

bütçe, miksajın kalitesini etkiler.
işçilik gibi düşünün.
dublaj da kalite kalite yapılan bir şey.
bu kanalların yayın akışında ayda yüzlerce bölüm oluyor.
fazladan işçilik, fazla mesai demek.

bir de bütün bunların dışında, arkadan ses gelerek kayıt yapılması ya da yapılmaması gibi şeyler kanalın tercihiyle de ilgili.
0
blatta hiberna
(12.12.16)
@blatta hiberna: işte ben de tam olarak bunu anlamıyorum. dublajlı gayet güzel belgeseller de var. adam sanki belgesel yayımlanırken mikrofonu eline almış, simultane çeviri yapıyor da biz hala arka plandaki anlatıcının sesini duyuyoruz.

normal filmlere göre daha ucuz olması gerekmiyor mu belgesel seslendirmenin? çünkü filmlere göre seslendirilmesi gereken daha az kişi var.
0
🌸m e b
(12.12.16)
tahminimce; ortam sesi ile anlatıcının sesi aynı kanalda olduğunda, ortam sesini kaybetmemek için yapıyorlar. seslendiren, orjinal konuşmanın üstüne konuşuyor, ikisi de sustuğunda ortam sesi duyuluyor.
0
supermatik
(12.12.16)
bütçeyle alakalı 50 bine de çıkar 5 bine de çıkar dublaj. belgesel satmadığı için 5 liraya hallediyorlar.
0
cekilmis gayfe
(12.12.16)
Ben bilerek, isteyerek yaptıklarını düşünüyordum (maliyetten dolayı değil).

Ben seviyorum arkadan orjinal sesin gelmesini. Hem ona da kulak kabartıp dublajın düzgün olup olmadığını anlıyorum hem de adamın/kadının kendi sesini duymayı seviyorum, daha doğal geliyor kulağa.
0
peggy
(12.12.16)
@m e b:
e bunu anlatmaya çalışıyorum zaten.
dublajı daha iyi olanlar var, dublajı daha kötü olanlar var.
bunda da kanalların tercihleri ve bütçeler etkili.

kanalın kendisi de o dublaj şeklini tercih edebiliyor.

dublaj işi yapılmadan, kanalla anlaşmadan önce dublaj örneği gönderilir kanala.
"böyle yapacağız" denir.
adamlar, "hayır, şu şöyle olsun" der ya da kabul eder.
ona göre anlaşılır.

"koskoca" dediğiniz discovery channel'ın dublaja ayırdığı bütçe düşüktür mesela.

seslendirmenin kalitesi önemli.
kullanılan programların, dublaj sanatçılarının, miksajın kalitesi maliyeti belirler.

seslendirilmesi gereken daha az kişi olup olmaması değil buradaki mesele.
bazı belgesellerde bir filmdekinden daha çok insan konuşur.

bazı kanal o ortam sesinin kalmasını istiyor.
ya da kalmasını kabul ediyor.

daha önce de dediğim gibi, bunlar ayda yüzlerce bölümlük akışı olan kanallar.
hepsini topladığınızda, dakika başına 1 dolarlık artış, ciddi paralar ediyor.
bu yüzden bütçe dahilinde yapılmak zorunda her şey.
yani miksajda bir bölüm için bir saat daha fazla uğraşılması, toplamda onlarca saatlik mesai yapar.
bu da artış demektir.
zaten belli dublaj kaliteleri var, ona göre bir şeyler tercih edip, yapıyorlar.
kanal da onaylıyor işte.

belgeselin "satması" dublaj kalitesini etkilemez.
dublaj stüdyosunu bağlamaz yani.
kanal ne derse o.
her kanalın ya da kurumun buna ayırdığı belirli bir bütçe vardır.
bunun izlenme oranıyla, belgeselin reytingiyle, satmasıyla falan ilgisi yok.
izlenme oranı artınca dublaj kalitesi yükselecek diye bir şey yok.
0
blatta hiberna
(12.12.16)
(6)

yorgan- battaniye altı

yuvarlanantencereninkapagi
butun boş vakitlerimi yorganın altında geçirmek istiyorum. altında derken gerçekten altında, kafam ve tüm bedenimle. uyurken falan asla kafami çıkarma zaten.her ne yapıyorsam burda yapayım istiyorum. kendimi iyi hissediyorum. normal mi bu, napicaz?
butun boş vakitlerimi yorganın altında geçirmek istiyorum. altında derken gerçekten altında, kafam ve tüm bedenimle. uyurken falan asla kafami çıkarma zaten.

her ne yapıyorsam burda yapayım istiyorum. kendimi iyi hissediyorum. normal mi bu, napicaz?
0
yuvarlanantencereninkapagi
(09.12.16)
değil. etrafta iyi ve sevebileceğin insanlar da var.
0
füt
(09.12.16)
sevdiğim birtakım insanlar var zaten.
0
🌸yuvarlanantencereninkapagi
(09.12.16)
İçindeki şeyleri dışarıda bulamazsan içe kaçarsın. Beklentilerini değiştireceksin ya da daha çok deneyeceksin.
0
harvey
(09.12.16)
normal. illa dışarısı olsun diye bir kaide yok.
0
sefil
(09.12.16)
Problemlerin de yorganın içine giriyor yalnız, dışarda beklemiyorlar.
0
bigbadabum
(10.12.16)
kimi ağlıyor kimi uzun yürüyüşler yapıyor kimi arkadaşlarıyla içip dağıtıyor... bunların hepsi normal oluyorsa, sen battaniyenin altına girmişsin çok mu?

isteğinin kısa süreli olduğunu varsaydım, ama yok bundan sonra böyle yaşasam tam süper olacak diyorsan olmaz tabi.
0
azizakin
(10.12.16)
(2)

kitap listeleri

gkct
Mutlaka okunması gereken 100-250 eser gibi listeler bilen var mı?
Mutlaka okunması gereken 100-250 eser gibi listeler bilen var mı?
0
gkct
(08.12.16)
ardacan laf sokmaya çalışmışsın fakat google'dan aratamayacak kadar basit düşünmediğim için danışmak istedim. kötü kalpli olmanın mazereti ne bilmiyorum
0
🌸gkct
(08.12.16)
harvey
(08.12.16)
(10)

İnsanlar niye böyle?

fanilawhite
İnsanlar niye bu kadar mal? halkımız yani. baya mallar ya. ben akıllı falan değilim he, ama hayret ediyorum nası bu kadar salak olabilirler diye. siz de aynı şeyleri düşünüyor musunuz hiç?
İnsanlar niye bu kadar mal? halkımız yani. baya mallar ya. ben akıllı falan değilim he, ama hayret ediyorum nası bu kadar salak olabilirler diye. siz de aynı şeyleri düşünüyor musunuz hiç?
0
fanilawhite
(05.12.16)
Aynen oyle dusunuyorum, cocuk yapiyorlar ve ciddi ciddi bir tanriya inaniyorlar...
0
alttaraf
(05.12.16)
Dün de benzer bir soru vardı baktım şimdi link atmak için silinmiş.
Hepimiz bir başkasına göre salak olabiliriz.

Saflık olarak bakarsak benim son 3 yıl içinde oturup ciddi ciddi bu adam/kadın bu saflıkla bunca yıl nasıl yaşamış diye düşündüğüm en az 4 kişi oldu, büyük saflık ama öyle böyle değil.
0
mutekebbir
(05.12.16)
düşünüyorum tabi. çünkü halk fakir, bol karbonhidratlı besleniyorlar yeteri kadar protein alamıyorlar o yüzden aptallar :/ aptal oldukları için de malum kişiyi destekliyorlar o zaman daha da fakirleşiyorlar daha da bol karbonhidrat alıp daha da aptal oluyorlar. kısır döngü yani..
0
sta
(05.12.16)
Evet. Insan gercekten hayret ediyor.
0
nax
(05.12.16)
salak olmalarının yanında bence kötülerde. insanlık ciddi anlamda kötü, kafalarında daha kötü şeyleri referans alarak kendilerini iyi biri olarak görmeye calısıyorlar.
0
monicapp
(05.12.16)
Soğuk kafa açıyor herhalde bu ara aptallık tespiti doldu buralar.

Evet aptallar, yeri geliyor ben de o kadar okul okudum, güya bilinçli vatandaş/insanım nasıl böyle bir aptallık yaptım diyorum. Öyle kusursuz canlılar değiliz sonuçta, önemli olan başkalarının aptallığından ders çıkarmak bana kalırsa. Bunu yapamayanlar kuşaklar boyu aptal gelip aptal gidiyor.
0
chicha
(05.12.16)
Çünkü aptal olmaları için gereken herşey varken olmamaları için gereken hiçbir şey yok. İnsan hiçbir şey yapmazsa aptal olur. Oysa aptallıktan kurtulması için bir şey yapması gerekir. Çoğu insan çevreleri tarafından oynatılan kuklalar olmaktan öteye gidemediği için aptallık kaçınılmaz oluyor.
0
harvey
(05.12.16)
kesinlikle katılıyorum. üstelik eğitimli, kültürlü, modern vs kesimin de mal olduğunu düşünüyorum. özellikle bu yüzden çok mutsuzum.

mesela şu meşhur y-kuşağı. 90'larda çocuk olanlar hani. ben de onlrdan biriyim. yakın çevremde bisürü arkadaşım var. doların artışından yakınıyorlar arada bir. sorsan yemin ediyorum neden arttığını bilmiyordur. neyse. bunların çoğu iyi paralar kazanıyor (iyi üniversite ve iyi bölüm mezunu çünkü) ama her ay ay sonunu zor getiriyorlar. neden? çünkü sürekli dışarıda yiyip içiyorlar. eğlencelerinden asla mahrum kalmıyorlar. "kenara üç kuruş koymak lazım aslında ne olur ne olmaz" diyorum, "çok haklısın ya evet" diyorlar, 5 dakika sonra gene bi dışarı çıkma planı ya da haftasonu için bilet alalım'a kayıyor muhabbet. sürekli bir para harcama. ha bunu yapanlar da bu arada hippi tayfası. yani concon takılsalar marka giyinseler paso kıyafet alsalar dicem ki hadi neyse. ama e abi senin savunduğun felsefe hani doğallıktı, sistemin kölesi olmamaktı, amerikanın da kölesi olmamaktı, bi bahçem bi evim olsun domatesimi yetiştireyim felsefe konuşayım diyordun? nasıl olacak sen daha ay sonunu denkleştiremezken bu işler?

neyse. ikinci bir konu da türkiyenin 3825729 tane birbirinden önemli derdi olması, ama devlet sağolsun içlerinden ortalama ciddilikte bir tanesini seçip 3 gün boyunca halkı bununla oyalaması. 3 gün sonra o olay unutulurken bir başka dert seçip onu halkın gözüne sokması. bu sırada arka planda elli tane şey çevirmesi. ama varolan sıkıntıların hep halının altına süpürülmesi. kimsenin de la noluyor dememesi. kimsenin kalkıp sesini çıkarmaması.
herkesin susması.
"susmayın ya. fikir belirtin. bişi yapın. bişeye dikkat çekin. biraz düşünün, herkesten farklı düşünün ve bunları söyleyin."
diyince de benim kötü olmam.

bu arada ilk paragrafta bahsettiğim insanların ikinci paragrafta bahsettiğim şeylerden tamamen bihaber olması zaten ayrı bir mallık. abi az bi araştır kültürlen ne bileyim neye karşı olduğunu da bil dimi? hadi siyaseti geçtim, elmayı araştır, ilk insanı araştır, atom bombasına bi bak ne bileyim "genel kültür" işte. instagramda hippi gözlükleri ve kafandaki sloganlı bereyle kitap okurken fotoğraf çektirince marjinal olmuyorsun.

gibi şeyler düşünüyorum bazen.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(05.12.16)
Mal olan cok fazla insan olmakla birlikte herkes mal degil. muhtemelen mal dedigin adamlar da sana mal diyordur. Herkesin kendine gore onem verdigi kisa ve uzun sureli hesaplari vardir. Seninle ayni oncelikleri vermemesi insanlarin mal oldugunu gostermez. Isine gelen baska bir durum vardir, mala yatiyordur. Etrafimda cok fazla var boyle insan.
0
oshamahue
(05.12.16)
Eq ve iq olabildiğince dusuk. Empati kurduğunu zanneden bile empati kuramiyor. Genel olarak sebebinin toplumun gelenekvari yaşamı ve büyüme stili olarak goruyorum. Adamsendecilik yüksek oranda var çünkü hayatta kalmaya çalışan sokak kedileri gibi kendimizi koruyarak var olmaya çabalıyoruz. Tam anlamıyla salak diyemesek de yukarı da belirttiğim 2onemli zeka hususunda ciddi eksikliklerini var. Mantigi kullanamıyorum olmak daha doğru yaklaşım olabilir. Ornegin hayvan sevgisi ve bunun daha yaşça küçüklere aktarılması, ornegin ev içi aile (fert farletmiyor) iletişimi, ornegin toplu taşımada iletişim, ornegin neden var olduğunu sorgulama ve faydalı olabilme gudusu eh işte buar ve buna benzer örnekler maaleaef yok.
0
kedimbitmis
(05.12.16)
(7)

samimi başarı hikayeleri?

tosiba
böyle samimi, içten, belki sonunda 'adam ne çalıştı ama değdi be, haketti adam' diyebileceğimiz filmler var mıdır?
böyle samimi, içten, belki sonunda 'adam ne çalıştı ama değdi be, haketti adam' diyebileceğimiz filmler var mıdır?
0
tosiba
(18.11.16)
Çiçek abbas.
0
bigbadabum
(18.11.16)
Men of honor
October Sky
Gattaca
0
kreatin
(18.11.16)
tam istediğin tarz bir film değil ancak başarı-çalışma-bir şey kazanmak için fedakarlıklar yapmayı gösteren en iyi filmlerden birisi bence rush.
0
steve rogers
(18.11.16)
Pursuit of happiness
0
kreatin
(18.11.16)
The Great Debaters
0
harvey
(18.11.16)
Eddie the Eagle (2016)
Working Girl (1988)
0
RedGoldGreen
(18.11.16)
12 Angry Men
0
kaportaci mahmut
(19.11.16)
(9)

Okuduğunuz kitaplar hakkında

stiletto heel
Daha sonra gördüğünüzde içeriğini ve kahraman isimlerini hatırlıyor musunuz? Ben hatırlamadığım için soruyorum. Normal mi? Olması gereken hangisidir?
Daha sonra gördüğünüzde içeriğini ve kahraman isimlerini hatırlıyor musunuz? Ben hatırlamadığım için soruyorum. Normal mi? Olması gereken hangisidir?
0
stiletto heel
(17.11.16)
Hepsini hatırlamak mümkün değil tabi ben genelde siyasi kitaplar okurum mesela unuttuğum isimler çok oluyor bir yerde muhabbeti açılınca.

Başka bir kitapta mesela aynı dönemi okuyunca isimler yerine geliyor daha görmeden.
0
gozu acik sevisen yahudi
(17.11.16)
Bununla ilgili bir yazı okumuştum ve bunun normal olduğundan bahsediyordu. Hatırlamak için özet çıkartmak gibi ekstra bir gayret sarf edilmesi güzel olur tabii ama bence normal olan bir kitabın sende bir şekilde hissiyat olarak bir şeyler bırakabilmesidir. Bazen konusu, bazen bir cümlesi, bazen bir karakteri ya da en azından bir his... Adı anıldığında bir iki kelam edebilmelisin.
0
fragile lady
(17.11.16)
detayları, isimleri hatırlamıyorum ama içeriğini genelde hatırlarım.
0
tiny penny
(17.11.16)
Konuyu ve bende nasıl bir etki yarattığını hatırlıyorum. Karakter isimlerinin çoğunu unutuyorum.
0
harvey
(17.11.16)
ben romanları istesemde istemesemde çok hızlı okuyorum. scan ediyorum galiba. ondan ana kahramanın bile ismi kalmıyor aklımda çoğu zaman. marslıda mesela mark whatney dışında kimse kalmamıştı aklımda.

uzun zaman geçmişse çok önemli ve beğendiğim karakterse kalır yoksa kalmaz. okur okumaz sadece ama sadece olayı hatırlatığım kitaplar oluyor.

kürk mantolu madonnada, madonnanın hayatını anlatıyorlardı, onu hatırlıyorum ama diğer karakterleri hatırlamıyorum mesela. :))

natelarsonmusic.com
0
kurnaz
(17.11.16)
Karamazov Kardeşler'de Juçka diye bir köpek vardı. Onun adını bile hatırlıyorum. Köpeğin hikayesi biraz acıklıydı, ondan olabilir. Hepsini hatırlamana gerek yok. Sempatik bulduğun bir karakteri hatırlasan yeter.
0
dissendium
(17.11.16)
Çok iz bırakırsa hatılıyorum, en favori serimi 1 sene sonra olaylarını hangi kitapta ne geçmişti unutuyorum. Genel olarak çoğunu hatırlamıyorum valla ki 5 sene sonra komple siliniyorlar
0
eja
(17.11.16)
Bende de öyle. Olayları hatırlarım, karakterlerden bir ikisi kalır.
0
premium hayat yan gel yat
(17.11.16)
ben kitapları okuyup okumadigimi bile zor hatırlıyorum.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(17.11.16)
(7)

insan kaynakları pozisiyonu kadar saçma bi pozisyon var mı ya?

pomaks
selam ulu romalılar,tanıdığım biri var özel bi firmada ik'da çalışıyor ve tabi ki bayan. iş gereği de farklı illerde mülakat yapıyor atıyorum izmir, adana, urfa, ankara, manisa gibi gibi yerlerde ve konaklamasından tut yiyeceğine içeceğine kadar şirket karşılıyor. bu ablamız hala instagramdan falan
selam ulu romalılar,

tanıdığım biri var özel bi firmada ik'da çalışıyor ve tabi ki bayan. iş gereği de farklı illerde mülakat yapıyor atıyorum izmir, adana, urfa, ankara, manisa gibi gibi yerlerde ve konaklamasından tut yiyeceğine içeceğine kadar şirket karşılıyor. bu ablamız hala instagramdan falan pff mülakat :/ şeklinde triplerde.

bu sadece benim gördüğüm bi örnek de arkadaş insan kaynakları tamamen ama tamamen bana uydurulmuş bi pozisyon geliyor. nerede minnoş işsiz hatun varsa ya da işte biraz concon tipli eleman varsa bakıyorum ik'cı. cv'lerine bakıyorum ik ile alakasız okullar atıyorum biri sanat tarihi okumuş biri halkla ilişkiler okumuş(halkla ilişkiler evet ik ile alakasız geliyor bana uzmanlık alanı dışında kalan bi bölüm), ne bileyim biri sayısal bi bölüm okumuş falan bunlar biz ik'cıyız diye dolaşıyor ve sağlam paralar alıyorlar.

cv'lere bakıyorum ya vakıf üniversitesinde tezsiz yüksek yapmışlar ya da hadi devlet üniversitesinde yapsın problem değil en en en en über donanımı ingilizce biliyor ee ingilizceyi konuşmak akıcı konuşmak max 6 ayını alır bi insanın zor bi değil mağarada yaşamıyorsan eğer.

hayır sgk giriş çıkışı yapmak, bordro basmak ne bileyim işte mülakat ayarlamak vs. bunları ben şu iibf mezunu halimle yapıyorum zaten yaptım da. gel gelelim bu işi bu pozisyonu öyle abaryıtorlar ki ''şekerim bugün 10 mülakata girdim bittim yhaa'' tarzında. yani ulan 1 er saat mülakat ki ben hayatımda hiç 1 saat mülakata girmedim fazla fazla veriyorum 10 saat yapar ki tamamen oturup konuşuyorsun kafa yormuyorsun neyin tribinde bu ikcılar?

hayır hep bakıyorum aynı kişilikte minnoş kızlar concon elemanlar. bunlara Allah muhafaza ciddi anlamda iş kitlesen geberip gidecekler masa başında. yanlış mıyım??

saygılar sevgiler.
0
pomaks
(17.11.16)
işini düzgün bir şekilde yağpan arkadaşları tenzih etmekle beraber %90'ının kolpa olduğu konusunda hem fikirim.

bu %90'nın %80'i de mulakat yapmayı bile beceremiyorlar.
0
teritori
(17.11.16)
aslinda is alim sürecleri cok daha detaylidir da insan kaynaklari calisani olarak kalifiye olmayan insanlari aldiklari icin is alim sürecini sadce CV degerlendirme olarak görüyorlar. Örnegin almanyada büyük insan kaynaklari sirketleri var ve bircok sirket onlara devretmis durumda bu isleri. bu sirketler türkiyedeki calisan emsallerine göre farkli ne yapiyor? caliasanlarinin hepsi uzmanlasmis, mesela programlama alaninda bir program yazmayi bilmese de bir sirketin ne gibi programciya, hangi programlama dillerine hakim olan, iletisim becerisi gerekli mi gereksizmi, gibi en ince ayrintilari inceliyorlar. kisi ye de sorduklari sorular "kendini 5 yil sonra nerede görüyorsun" dan öte cok daha teknik ve bilgi gerektiren, kisini yalanini ortaya cikartan sorular oluyor. daha sonra da calisirken de kisinin arkasinda duruyorlar. örnegin belli araliklarla calisani arayip "isinden memnunmusun?" "calistigin kisiler baski yapiyor mu?" "mobbing var mi?" "patrona dogrudan söyleyemedigin ama bizim senin adini vermeden söyelememizi istedigin birsey var mi" "memnun degilsen sana baska bir is yeri bakalim mi" "eger ciddi bir problem var ise is kanununda uzman avukat ile cözelim mi?" gibi sorular ve destekler veriyorlar. Is yerlerini de bir taraftan destekliyorlar mesela patronlar "bak bu adamlar teknik is yapiyorlar, zaman konusunda baski yapma, ya kacarlar ya kötü is yaparlar", "bak bu tarz kisilere ekstra birseyler verreceksin, mesala yurt disi seyahatlerinde first class ucacak ki motive olacak" "ya da bu tarz calisanlari kendi haline birak, daha iyi calisir" "bu kisileri hizli calistirmak istiyorsan su cümleleri kullanarak baski yapacaksin ki kalpleri kirilmasin" gibi psikolojik, sosyolojik ve teknik altyapilari olan danismanlik veriyorlar. yani aslinda zor bir alan ama bunu türkiyede yapanlarda is yok.

türkiye de kanunlar da islemedigi icin cok da ihtiyac olmuyor. patron is kanunu bilmeyebilir, diye bilir ki "su adamlari atacam", calisan da "at da seni bir mahkemeye vereyim, saglam tazminat alayim". iste o alanda HR patrona diyor ki "hop dur bakalim, o adami atarsan kicindaki donu bile alir" diyerek kanuni danismanli yapar normalde. patron bilmez her kanunun inceligini, avukatlik bir durumda olmadan anlamaz ne yapacagini.

patron genelde insan iliskilerinden de anlamaz "calsan cocugum hasta izin verin der" patron "is cok der", iste burada isi bilen HR araya girmesi lazim "dur bi, adamin cocugu hasta, bu adama böyle yaklasirsan bu adam bundan sonra tüm isleri salar, ne sana ne sirkete saygi duyar, yap babaligini, seni daha cok sevsin saygi duysun" demesi lazim. bir sürü is arabuluculuk yapacak da, koyuyorlar beceriksiz insanlari, is görüsmesinde masanin öbür tarafinda kasilip basvurani kücük görüyorlar. isi bilmiyorlar.
0
emrahday
(17.11.16)
Pozisyon değil de pozisyonu dolduran kişilerin ortalaması saçma.
0
harvey
(17.11.16)
oo yine kalbi kırılan minnoş adaylar gelmiş laga luga yapmış. şimdi şöyle ki, ik bu değil.

biri yukarıda demiş, sgk giriş vs. personel yapar, memur yapar o konunun ik ile çok alakası yok.

sen mülakatı soru sormak sanıyorsan zaten çok yanlış yere bakıyorsun. evet gerekli soruları sen de sorarsın. şirketin iç yapısını öğrenip adayın beklentileri / gelecek planları/ şirketin adaydan beklentiler uyuyor mu, ölçüp biçebilecek misin?

bütçe yapmayı biliyor musun? ister 100 kişi olsun ister 1000, o bini departmanla ayırıp, iş analizini yapıp, görev tanımlarını hazırlayıp, adamların görevleri dışında başka bir şey yapmamalarını sağlayabiliyor musun? kariyer yolu çizebiliyor musun? performans sistemi kurup insanları ölçme değerlendirmeye tuttun mu?

o pozisyonu öyle abartmıyolar, doğru adamlarla mülakat yapamadığında, doğru adaya ulaşamadığında, ya da aday senin xyz firmana görüşmeye gelmediğinde departman yöneticisi tepesine biniyor " benim eksik kaynağım var çalışamıyorum" diye.

daha bin tane şey yazarım da, malum mülakat var şekerim, diyeceğim o ki, o işler sandığınız gibi değil.
0
benaslinda
(17.11.16)
@benaslinda

dediğin işleyişi uygulayan türkiye'de 100 tane firma yoktur kalıbımı basarım buna. tüm kurumsallar buna dahil. ''o işler öyle değil işte şekerim yha'' diyorsun da nasıl işler bizim göremediğimiz??? bütçe yapmak demişsin bütçeyi bütçe ve raporlama hazırlar satışından tut muhasebesine ik'sına hepsi bütçeyi kontrol eder kendi departmanını ilgilendiren eksik bi şey var mı diye varsa onu da bütçeye iletir bütçe uygun görürse eklenir ki bunu da ik gmy'si(genel müdür yardımcısı) ya da ik müdürü yapar normal uzmanın işi değil bu.

şirketin iç yapısını öğrenmek kuantum fiziği değil. senden istenen eleman özellikleri bellidir sana gelen elemanın cv'sine bakarsın elemana bakarsın kendini ifade ediş tarzı gelecekle ilgili ne düşünüyor ne bekliyor ne istiyor bir iki mesleki soruyla teknik bilgisini ölçersin kafana uyarsa olurunu verirsin yani amerika'yı yeniden keşfetmiyorsun.

görev tanımını geç. yine iddia ediyorum tr'de bu görev tanımı kapsamını uygulayan 100 firma yoktur. hatta bu görev tanımı zımbırtısı yüzünden herkes olası doğacak ek bi işi birbirine çakmaya yer arar 'benim işim değil abi yaeee' diye. doğruya doğru. performans değerleme işi yine bölüm müdürlerinin senelik ya da 6 aylık yaptıkları bi değerleme. ik'ya sadece raporu gelir bu adam az çalışıyor bu adam çok çalışıyor 1-10 arası bi puanı vardır ona göre ik da o elemana ya yol verir ya prim ya da maaş artışı ya da başka şekilde bi ödül verir. bunu da geçtik.

siz bunları iş olarak görüyorsanız şu ana kadar saydıklarım siz hiç çalışmamışsınız bugüne kadar kusura bakmayın. sabah 9 dan 12'ye kadar 3 mülakat yapıp akşam saat 16.59 dedi mi servise kaçıp ''bugün mülakatlar çok yordu beni yhaa'' diye sızlanıyorsanız bence işinizin kıymetini bilin.

ayrıca yukarıda bi arkadaş yazmış %100 katılıyorum. ik departmanlarında tek bi erkek vardır hadi 2 olsun diğer tüm çalışanlar ciciş takımından sevgilisi çiçek mi göndermiş evlilik yıldönümünü kutlamış mı trendyol'da ne indirime girmiş, elif şafak'ın son kitabı nasılmış tüm gün bunların kritiğini yapan kadınlar yani.

bence de o işler öyle olmuyor şekerim bin tane daha şey yazarım böyle.
0
🌸pomaks
(17.11.16)
ev arkadaşıma gayet kurumsal bir şirkette ik'cı "hımm mimar sinan mezunusun, neden odtü değil?" diye sorduğundan beri ben de öyle düşünüyorum. şirket otomotiv şirketi, şirketin inşaat departmanına mimar arıyorlardı. böyle bir soru soran insanın, mimarın pozisyona uygunluğunu ölçebileceğini de düşünmüyorum zaten.

not: ev arkadaşım işi aldı, kuyruk acımız yok.
0
gmzo
(17.11.16)
gereksiz olduğuna ben de inanıyorum
0
limoncello
(17.11.16)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.