Giriş
(1)

Kucuk kara balik

pln
Yurtdisindayim kitabi alamiyorum, okumak istiyorum ama PDF bulamiyorum. Goren duyan bilen yazsin ne olur.
Yurtdisindayim kitabi alamiyorum, okumak istiyorum ama PDF bulamiyorum. Goren duyan bilen yazsin ne olur.
0
pln
(31.08.17)
harvey
(31.08.17)
(16)

tütüne geçeyim mi

shotgunwoman
2 günde 1 sigaraya para vermek koyuyo artık yav, sarmayı falan da biliyorum tütüne geçsem mi? ne diyorsunuz tütüncüler?
2 günde 1 sigaraya para vermek koyuyo artık yav, sarmayı falan da biliyorum tütüne geçsem mi? ne diyorsunuz tütüncüler?
0
shotgunwoman
(30.08.17)
seviyorsanız ve keyif alıyorsanız geçin,
ama bence tütün sarmak keyifli bir iş değil. bayıyor bir yerden sonra, tadı da güzel olmuyor her seferinde.
0
luchetti
(30.08.17)
kesinlikle geç.

hem tadı çok hoşuna gitmeyecek, az içeceksin.

hem sarmayla uğraşman gerekecek her defasında, yine az içeceksin.

hem daha ucuz, alırken kazanacaksın :)

otlakçıların varsa onlar da seni terk edecek.
0
runagain
(30.08.17)
2 gün kadar arkadaşla old holborn içtiydim tadı fena gelmedi sadece 3-5 nefeste bitmesi garip geliyordu hızlı yanıp bitiyor yani. onun dışında sarmanın bayması olayı içen arkadaşlarda genel olarak azaltmalarına yaramıştı diye hatırlıyorum.
0
🌸shotgunwoman
(30.08.17)
Geçme iğrenç ya tütün, sen ne kadar tatlış güzel bi kızsın tütün sana hiç yakışmaz ;_;. Hem bir araştırma okumuştum tütün daha zararlıymış. Bulursam atarım.
0
ekaterina
(30.08.17)
@vegas e sigara hiç içemedim ya acayip öksürtüyordu beni

@ekaterina zararını geçtim artık ya düşünsem bırakırım zaten :D tatlış kız ve sarma sigara konusunda yorum yapamicam ama
0
🌸shotgunwoman
(30.08.17)
Geç, tam senlik, çok yakışır.
0
harvey
(30.08.17)
🌸shotgunwoman
(30.08.17)
Geç. Etrafımda geçip pişman olan yok. Çok daha avantajlı. Her şeyden öte denemekten zarar gelmez.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(30.08.17)
günde 10 dal içiyorsan geç. golden virginia sarı/yeşil, old holborn falan deneye deneye ideal tütünü bulursun.
0
zgrydn
(31.08.17)
saydıklarınızın hepsini denedim arkadaşlar ama en çok old holborn u sevmiştim
0
🌸shotgunwoman
(31.08.17)
Valla parasını tadını bilemem ama ben sigara kullanan biri olsam kesin tütün içerim sarması vs. Çok güzel görünüyor. Bence ayrı bir havası var onun. Şöyle güzel de bir tabaka alırsın müthiş.
Konu ne zaman buraya gelse ulan acaba diyorum ben niyeti bozmadan kaçayım iyi akşamlar.
En azından bir süre dene baktın olmuyor dönersin yapacak bir şey yok.
0
mutekebbir
(31.08.17)
geçme iğrenç bişey
0
follow rivers
(31.08.17)
Aklın varsa geç kardeşim. ben 6 ay oldu tütün içiyorum 1 yıldır kapatamadığım kredi kartı borcumu kapattım
0
ugrcn
(31.08.17)
ameleliği çok, geçme.
0
cay koy geliyorum
(31.08.17)
o paket sigaraların ne kadar boktan bir tada sahip olduğunu farketmek istiyorsan geç. el alışıyor bir süre sonra. avantajları çok
0
bir sevgi faresi jamal
(31.08.17)
maddi açıdan güzel. sarması falan da bence ugrastırıcı değil. fakat ağız cevresinde renk değişimine sebep oldugunu düşünüyorum. bu yüzden bıraktım. ağız cevrem sarımtrak bir renk almıştı.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(31.08.17)
(6)

güzel bir film

harvey
Dram, gerilim, gizem, suç, romantik seven kişi ne izlesin?
Dram, gerilim, gizem, suç, romantik seven kişi ne izlesin?
0
harvey
(26.08.17)
Yaşam kürü.
0
hernezıkkımsa
(26.08.17)
Onu izledim, pek de beğenmemiştim açıkçası.
0
🌸harvey
(26.08.17)
days of heaven
barry lyndon
0
lesmiserables
(26.08.17)
the fountain
0
Apocalypse
(26.08.17)
The Handmaiden
Bound
0
landho
(26.08.17)
edgenabby
(26.08.17)
(3)

tatil günü erkenden uyandım canım çok sıkılıyor

playing star again
ne yapayım, bir şey önerin??
ne yapayım, bir şey önerin??
0
playing star again
(26.08.17)
evde başka uyuyan kimse yoksa, güzel bi müzik aç, ver sesi. kahve seviyorsan kahve koy presse ya da makineye. o olurken müzik eşliğinde evi toparla, sonrasında ödül olarak da kahveni iç. (:

ben çalışmak zorunda olduğumdan erken uyandım misal, daha vakıf olamadım o ayrı. ama sen keyiflendirebilirsin bence sabahını /:
0
treamorg
(26.08.17)
"Paterson" adlı tatlı filme bir şans verebilirsin.
0
harvey
(26.08.17)
patersonu izlersen sıkıntıdan ölebilirsin. anime izle
0
kapitalist gerilla
(26.08.17)
(13)

Ateistlere ölüm sorusu

diffarentiationation
Şimdi çok uzak geliyor ama, olur da 80 yaşına kadar tek kişiyle evli kaldınız.50 yıllık evlisiniz.Bir gün eşiniz ölüyor. Yanına gideceğim, buluşacağız gibi bir avunma, umut, teselli yok.Nasıl katlanacağız bu acıya? Nasıl yaşanır ki? Günler nasıl geçer?
Şimdi çok uzak geliyor ama, olur da 80 yaşına kadar tek kişiyle evli kaldınız.50 yıllık evlisiniz.
Bir gün eşiniz ölüyor. Yanına gideceğim, buluşacağız gibi bir avunma, umut, teselli yok.
Nasıl katlanacağız bu acıya? Nasıl yaşanır ki? Günler nasıl geçer?
0
diffarentiationation
(20.08.17)
o acinin siirselligine tutunabiliriz
0
twelfth
(20.08.17)
dindarlar kendini avutma, ileride göreceğim falan filan diyerek, dindar olmayanlar için ise kabullenme oluyor. her iki türlü de acı bir süre sonra hafiflemek zorunda. insanız çünkü biz.
0
tuzumkuru
(20.08.17)
nedir duyurunun bu ateistlere olan merakı? alıp veremediği diyecektim de, çok kışkırtıcı olur diye merakına çevirdim. ateizm duyuru için bilinmeyen bir şey de ve 5 yaşında çocuğun yeni bir kavramla tanışması gibi böyle abuk sabuk sorular çok sorulmaya başladı da. bu meraka sahip olan birileri de altta bana yanıt verebilirse sevinirim.

dünya üzerinde çekilecek herhangi bir acıya "zaten öldükten sonra buluşacağız." diye bir teselli olabileceğini sanmıyorum. bunun, inanan bir birey için de bir teselli olabileceğini düşünmüyorum açıkçası. 50 yılını beraber geçirdiğin ve sonrasında hayatından ayrılan bir insanın acısının tesellisi olmaz.
0
i drive the hearse
(20.08.17)
Ateist degilim ama olaya kendi cevrenden bakiyorsun. O cercevenin disina cikinca zaten soru gereksiz kaliyor.

Yani o kisi olumden sonra herhangi bir yerde olmadigindan onun yanina gitmek de sacma oluyor soru kendi kendini iptal ediyor.

Ornegin ateistler cehenneme gitmekten korkmuyor mu gibi sorular geliyor. Ateist zaten cehenneme inanmiyor ki neden korksun. Soru celiskili. Anlatabiliyor muyum? Ayni sekilde olumden sonra yasamin olmadigina inanan kisi zaten neden olumden sonra sevdigi kisiyi gorecegine inansin ya da bunu istesin?
0
Traveller
(20.08.17)
alternatifi yok ki abi. ben kendimi biliyorum. öyle bir durum yaşasam %90 ihtimalle eşimin arkasından bir sene içinde hastalanıp ölürdüm, o zamana kadar zıpkın gibi olsam bile. ben de sevdiğim insanla sonsuza dek yaşamak isterim, ben de sevdiklerim ölmesin isterim ama ateistim nabiyim, inanmıyorum. sen sevgilin yokken "benim sevgilim var" diyo musun mesela? benim mantığıma göre bir yaratıcı yok, varlığı sürpriz olur. insan kendini çoğu konuda kandırabilir ama bazılarında kandıramaz. ben yaratıcıya inan(a)mıyorum, eşimin sonsuza dek yaşayacağına veya ona kavuşacağıma nasıl inanayım ki?

REALITY HITS YOU HARD deyip deli gibi ağlar, kısa süre sonra ben de ölürüm. yapacak bir şey yok. hayat böyle bir şey. ortada somut gerçekler varsa benim ne düşündüğüm ya da istediğim önemli değil. eşim ölmüş mü? ölmüş. ben yaratıcıya inanmıyor muyum? inanmıyorum. buna göre, eşim toprak olup gitmiş mi? gitmiş. imdi yürek yırtılır. bir hayatımız var. birlikte geçirdik. sonra herkes gibi öleceğiz. o da ölmüş olacak. kahrolurum, deliririm ama gerçek bu. yapabileceğim bir şey yok.

edit: söylediğim yanlış anlaşılmasın, "inananlar kendini avutmak için söylüyor, aslında allah yok" falan demiyorum. din bu konsept üzerine kurulu bi şey olsa da insanların bireysel olarak inanmak ya da inanmamak için farklı motivasyonları olabiliyor. zaten bu bir tercih değil, adı üstünde inanç meselesi. ben inanmıyorum, çünkü benim mantığıma göre bir yaratıcı yok. olduğunu düşünseydim, inanmamak gibi bir lüksüm zaten olmazdı, "bence var" derdim. "bence tanrı var ama ben inanmıyom" diyemezsin ki. yani bir müslüman çeşitli sebeplerle allah'ın var olduğuna ve dolayısıyla eşinin cennete gideceğine inanıyor olabilir ama ben onun gibi düşünmüyorum, bence yaratıcı da yok ve ölünce hiçbir yere gitmiyoruz. bana mantıklı gelen bu. bunu değiştiremem ki. benim 60 sene ateist olduktan sonra hop diye allah'a inanmam hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
0
der meister
(20.08.17)
@i drive öyle bir teselli var. edit: bunu yazdıktan sonra beni engellemiş. yazdığım şey baya acıttı galiba? ne insanlar var şu dünyada.
@traveller açar mısın biraz?
0
🌸diffarentiationation
(20.08.17)
ahiret inancı olanlar katlanıyor mu ki? öyle bir kaybın hiçbir tesellisi olacağını sanmıyorum. eşini kaybedip arkasından çok geçmeden ölen bir sürü karı/koca var. sanırım hepsi de ateist değil?
0
doxanikee
(20.08.17)
Onu geç "yok oluyorum" diyerek yaşamak her an her gün. İnsan nası katlanır buna? Nihilizm.
0
Batuhanolabilir
(20.08.17)
80 yıllık bir hayatı bir hiç için yaşayan bir insana ölüm acı veremez bence.
0
harvey
(20.08.17)
dindarların ölümle daha iyi başa çıkabildiğini hiç ama hiç düşünmüyorum. sevdiğin birini kaybetmek herkes için çok acılı, ama illa bir tarafı seçmek gerekirse inanmayanların daha sağlam durduğuna her zaman şahit olmuşumdur. hiç 'nasılsa öbür tarafta buluşacağız' diye metin olabilen birini tanımadım. bunlar kendi çevremden gözlemlediklerim.

inananlar öbür tarafta görüşeceğini düşünüyor, inşallah allah cennetine alır falan diyorsa, inanmayanlar da 'iyi ki onu tanımışız, iyi ki annemiz/babamız/dedemiz vs. olmuş' gibi şeyler diyorlar. eğer inanmayan biriysen zaten hayatını sevdiğin birini kaybedince bir daha görüşemeyeceğinizi bilerek yaşıyorsun. bunu hayatın bir gerçeği olarak baştan kabulleniyorsun. bu tabii ki kaybın acısını dindirmeye asla yetmez, sadece duruş farklılığı diyelim.

mesela inançsız bir ailedeysen, 80 yaşında ölen eşin için insanlar ağlayacak üzülecektir ama bir yandan da '80 sene sağlıklı huzurlu yaşamış, bunca seneyi ne güzel beraber geçirmişsiniz, ne kadar şanslısınız' diye teselli edecektir. yani insanlar gelecekte olduğu varsayılan ahirete değil, geçmiş günlerin güzelliğine odaklanarak acıyla baş etmeye çalışırlar genelde.
0
lily briscoe
(20.08.17)
bir tesellisi yok. ayrıca o yaşlardaki insanlar ölümle daha barışık. gençler gibi ölüm olnlar için uzak bir konu değil. o yaşa gelene kadar bir sürü sevdiği tanıdığı insanı kaybetmiş oluyor zaten.
0
orpheus
(20.08.17)
Sorunda sanırım bu anlatığın durum, en azından ibrahimi dinlerin ezelden beri sunduğu "diğer yaşam" tasvirlerinin ateistler açısından meşru kılma olasılığı olup olmadığı ile alakalı..

Bu durum "günler nasıl geçer? kavuşmayacağım" düşünleri maneviyatı ihtiyaç kılmaktan ziyade çok klasik olarak "varouşsal kriz" sorunu.

(bkz: varoluşsal kriz)

Bu tabii ki sana kalmış bir durum. İster Camusnün deyimiyle felsefi intiharı seçerek o yaşta bir dinin sunduğu "diğer manevi yaşam" anlatılarıyla kendini avutabilirsin. Yahut aslında o yaşa kadar aslında "ölüm" kavramının maddesel bir durum olduğunu onca yıl içselleştirip hayata tekrar seküler çerçeveden bakarak acını yaşayabilirsin. acı yaşamayacaksın demiyorum bak :)
0
AlsterWasser
(20.08.17)
sapere aude

bilmeye cüret et.
0
dhadkan
(20.08.17)
(1)

çekmeköy- dudullu ev eşyası

siyah gece
bu bölgelerde uygun fiyatlı mobilyadır, beyaz eşyadır spot ürünler satan önereceğiniz bir yerler var mıdır? uygun fiyatlı olması önemli.
bu bölgelerde uygun fiyatlı mobilyadır, beyaz eşyadır spot ürünler satan önereceğiniz bir yerler var mıdır? uygun fiyatlı olması önemli.
0
siyah gece
(20.08.17)
Dudullu'da bir sürü spotçu var, oradan bakabilirsin.
0
harvey
(20.08.17)
(8)

İnsanlardan neden tiksiniriz?

asocial anchorman
Veya daha genel olarak dış dünyayla benliklerimiz arasındaki çelişkinin varoluşsal kaynağı nedir? Genel bir soru oldu biliyorum ama sorunun sizde uyandırdığı karşılığa dair cevaplarını merak ediyorum.Edit: Daha çok derinliği olan cevaplar da beni tatmin edecektir ne düşündüğünüzü anlama konusunda. Y
Veya daha genel olarak dış dünyayla benliklerimiz arasındaki çelişkinin varoluşsal kaynağı nedir? Genel bir soru oldu biliyorum ama sorunun sizde uyandırdığı karşılığa dair cevaplarını merak ediyorum.

Edit: Daha çok derinliği olan cevaplar da beni tatmin edecektir ne düşündüğünüzü anlama konusunda. Yani kişinin sosyal-fiziksel niteliklerinden bağımsız olarak, herkesten tiksinme potansiyelimiz olduğunu düşünüyorum. Doğumdan itibaren tamamen yabancı bir dışsallığa adım atıyoruz ve kendimizi dünyayı anlamlı kılmaya çalışan canlı varlıklar arasında buluyoruz, bu bile başlı başına tiksinti unsuru benim için
0
asocial anchorman
(20.08.17)
Geri zekalı oldukları için.
0
dissendium
(20.08.17)
Bedenleri ya da ruhları pis olduğu için.
0
harvey
(20.08.17)
bu soruna 2 şekilde cevap vereyim
fiziksel tiksinti: başkası kustuğunda sümkürdüğünde tükürdüğünde ortaya çıkan tiksinme
ruhen/psikolojik şekilde davranışlarından tiksinme sanırım bunu soruyorsun, bendeki cevap fazla bencillik
0
basond
(20.08.17)
Tiksinme beyinde öğrenilerek kodlanmadığı için zamanla alışkanlığa ve otomatik sergilenen bir davranışa dönüşüyor.

Çocuk burnu ile oynayıp çıkardığı şeyi gösterdiğinde o şeyin iğrenç olduğuna dair bir tepki sergiliyoruz ve çocuğun bunu aynalamasına sebep oluyoruz. Tükürük, kirlilik vesaire yine aynı.

Sonuçta bir insanın iğrençliği algısını beynimizde oluşturan da yine zamanla çocuklarımızın beynine işlediğimiz iğrençlik bileşenlerinin bir bütünü.

Büyüyüp de beynimizin soyutlama yeteneği geliştiğinde tabii bu zamanında işe yarayan beynimizdeki kodlamaları sorgulayıp örtme yeteneğimiz de oluyor. Şu an senin sorgulaman gibi mesela.
0
iron
(20.08.17)
Kendini kandirmasi, gercegi gorememesi.
0
imelih
(20.08.17)
Tiksinilen şeye olan algımızın sosyal olarak öğrenildiğini düşünüyorum ama tiksinme denince aklıma gelen tek şey ve görüntü: Bağcılar - Kabataş tramvayı. Buradaki kokular ve insan görüntüleri yani çirkinlik ve pislik beni tiksindiriyor. Bu fiziksel olanıydı sanırım. Bir de belki ilk zamanlarda tiksinmediğimiz bir şey, sık sık karşılaştığımızda artık bize tiksinti verebilir.
Ruhen de böyle olabilir. Yani bir insan bana bir kere yalan söylerse belki tiksinmeyebilirim ama bu yalanlar sıkça tekrar ederse bu tiksinmeye yol açar. Olumsuz davranışın ya da olayın sıkça tekrarlanması ile de oluşabilir.
Şimdilik böyle yorumlayabilirim kendimce.
0
duyond
(20.08.17)
İnsanlardan tiksinmenin itilmenin çok temel ilkel sebepleri oluyor genelde, genelde kendimizi çok daha haklı sebepler olduğuna ve onun tiksinilecek bir insan olduğuna inandırırız. Başkalarını da buna inandırmak isteriz. Bazen bu nedenler gerçekten haklı nedenlerdir, bazen haklı olmaları gerçek neden olduğu anlamına gelmez. İnsanın bu tarz ego çatışmalarını olduğu şekilde görebilmesi önüne geçmesine yardımcı olabilir veya bunu böyle kabul ederek devam edebilir. Bu hâlden rahatsız olup yine yapmaya devam ederek daha fazla ikileme, huzursuzluğa, iç çatışmaya da düşebilir.

Bu nedenleri oldukları gibi görmek ve reddetmemek kolay bir şey değil. Hatta bu nedenler o kadar alçak nedenler olabiliyor ki insanın bırak karşı taraftakiyle münasebetinde bu durumu göz önünde bulundurmasını, kendine kabul ettirmesini, kendi kafasında bunu dile getirmesi bile çok büyük bir zorluk olabiliyor.
0
Adramelekhh
(20.08.17)
Bana göre bunun sebebi kibir. Kibrin sebebi güvensiz hissetmek ve güvenlik ihtiyacını karşılamak. "Ben doğruyum/iyiyim/temizim/kaliteliyim/olumluyum/faydalıyım" gibi bir sınıflandırmaya ihtiyaç duyuyoruz ve güvensizlik duyduğumuz kişileri tiksinilecek sınufa dahil edip bi güzel tiksiniyoruz. Çünkü biz iyiyiz onlar kötü, onların bizim yanımızda yeri olamaz, aha da güvendeyiz.
0
yaren
(20.08.17)
(4)

Bağımlılık

rahip janick
Başka bir şeye bağımlı olmadan, bir insana olan bağımlılığımızı nasıl yeneriz? devamlı düşünme, iletişime geçme isteği, iletişime geçemeyince öfkelenme, hayal kırıklığına uğramaps: spor hariciedit: sorunun içeriğini daha özele indirdim.ediy 2: sorunun içeriği değişince soru tipi de değişti.
Başka bir şeye bağımlı olmadan, bir insana olan bağımlılığımızı nasıl yeneriz?

devamlı düşünme, iletişime geçme isteği, iletişime geçemeyince öfkelenme, hayal kırıklığına uğrama

ps: spor harici

edit: sorunun içeriğini daha özele indirdim.

ediy 2: sorunun içeriği değişince soru tipi de değişti.
0
rahip janick
(19.08.17)
(bkz: nöroplastisite)

Bağımlılık denen olay beyindeki reward circuit da olan bir evrimsel bir gerçek aslında doğal ancak, 21. yuzyıl şartları altında biraz da evrim "bug"ı gibi bir şey.
Çoğu bağımlılık diyebileceğimiz şeyler (şeker, internet vb.) "mismatch theory" diye adlandırabielceğimiz durumdan oluyor. Evrimsel gerçekliğimiz ile günümüz dünyası şartlarının tamamen çatışması durumu.

en.wikipedia.org

bu noktada farkındalık gayet önemli.

bağımlı olduğunuz şeyle ilişkinizi koparmanız gerekiyor. Daha sonra daha başka yararlı şeylerle (ki tekrar bağımlılık yapacak şeyler olmak zorunda değil) tekrar beyninizi "re-wire" etmeniz gerekiyor. Uzun bir süreç. Bağımlı olduğunuz şeyi hatırlayacak şeylerden uzak durmanız gerekiyor. süreklilik önemli.

Yani sloganımız : "neurons that fire together wire together" işin özeti bu.

hobi,spor (yazmışsızsınız zaten), meditasyon, iş- uğraş, sosyal çevre ve radikal değişiklikler vb. şeylerle meşgul olmak yardımcı olacak şeyler.
Bu nokta da "klişe" diye sınıflandırılabilecek çözüm yöntemleri bilhassa en etkili çözüm yöntemleridir. Örneğin sporu hareketi hayatınıza sokmazsanız zorlanırsınız. Sizi iyi hisseterecek hormonların salgılanmasında önemli rol oynuyor. Çünkü siz bağımlıyken suni bir mutluluk yaratarak o hormonların salgılanmasını sağlayarak kendinizi bağımlı hale getirdiniz.

edit: www.youtube.com burda da bilgilendirici açıklama mevcut ek olarak.

edit2: Eğer gönül işi sorusu olarak bağımlılıktan bahsediyorsanız (ki bir farkı yok aşk da pozitif bir bağımlılık türü) şu makaleye bir göz atmanızı öneririm.
---> journal.frontiersin.org özellikle son başlık işinize yarar.
0
AlsterWasser
(19.08.17)
Bağımlı olunanın, aslında o insan değil, o insan suretinde, beyinde yaratılan mükemmel imge olduğunun farkına vararak.
0
agluna
(19.08.17)
Bence bağımlılık ihtiyaçtan doğuyor. Sağlıklı bir şekilde gidermediğin ihtiyaçlar sağlıksız bağımlılıklara dönüşüyor. Yaşam tarzı ve fiziksel şartlar da aynı şekilde bağımlılıkları yaratıyor. Yaşam tarzını değiştirmek lazım fakat o da başlı başına bir bağımlılık sayılır.
0
harvey
(19.08.17)
Sana ilgi gösteren başka insanları sömürerek
0
photo85
(20.08.17)
(10)

insanlar neden gerçeklere katlanamıyor da sürekli onaylanmak istiyor

mete kudur
sb, cevap gelirse geldikçe soru silsilesi de gelecek.
sb, cevap gelirse geldikçe soru silsilesi de gelecek.
0
mete kudur
(19.08.17)
çünkü haklı çıkıp tatmin olmak için, çünkü içini rahatlatmak için, çünkü gerçekleri kabullenemediği için.

bazı insanlar için gerçekte haklı ya da haksız olmak, doğru ya da yanlış bilmek hiç önemli olmuyor. önemli olan kabul görmek, onaylanmak.
0
rahip janick
(19.08.17)
yani bu insanların haklı olmak istemesi bi' hezeyandan mı ibaret ? faydasız bir hezeyan hem de, bencilce.
0
🌸mete kudur
(19.08.17)
bence tamamen öyle.

babamdan biliyorum. asla tartışamazsın, gerçekleri söylediğin zaman sinirlenir. haksız bile olsa haksız olduğunu duymak istemez, onaylanmasa bile. en sonunda da durumu "bence"ye getirir.

gerçekleri duymak istemiyorlar, gerçekleri görmek istemiyorlar, yanılgıda olmadıklarını, haklı olduklarını, doğru olduklarını, hata yapmadıklarını düşünüyorlar ve birileri bunu söylesin istiyorlar. Ha, birileri bunun aksini söyleyecekse de hiçbir şey söylemesin daha iyi, onlara göre.
0
rahip janick
(19.08.17)
Çünkü kompleksliler.
0
ms brownstone
(19.08.17)
Çünkü her olumsuz tarafın aslinda yapici yani da vardir. Kimse yikici eleştiriyi sevmez.
0
for day to break
(19.08.17)
İnsana en küçük yaştan itibaren doğruluk, hakkaniyet ve iyilik hakkıyla sevdirilmemiştir, ondandır. Bunları çoğumuz sadece kendi çıkarımız için kullanırız, ardına saklanırız. Halbuki "kendin için istediğini başkası için de istemek" en başta gerçekleri olduğu gibi görmeyi sevecek, yanlış olduğunda eksiklenmek değil de düzeltmek yoluna gidecek, kendini tanrı olarak değil hatalı yanlışlı insan olarak görüp hep iyiliğe yönelecek şekilde davranmanın sağlaması. Kendim için istediğim adaleti senin için de aynı dozda istemeliyim. Hürriyeti, eşitliği, doğruluğu, güveni... ancak bu eğitimden sonra insan yanlışını sükunetle görebilir, ancak bu eğitimden sonra yanlışı düzeltmeyi seçebilir.

Yani değerler eğitimimiz, kişilik/karakter eğitimimiz çok 40 katır terkisinde süründüğü için böyleyiz.
0
yaren
(19.08.17)
çünkü gerçekler egoyu yeterince beslemiyor.
kendi kafalarında tasarladıkları daha cazip geliyor.
0
blatta hiberna
(19.08.17)
Gerçekler genel olarak acı verici şeyler, insanlar acı çekmektense yalan da olsa mutluluğu ve tatmini tercih ediyor.Ayrıca kimse biricik egosuna zarar verecek ve vicdanında rahatsızlık yaratacak şeyleri duymak istemez.
0
harvey
(19.08.17)
Çünkü kendine başkalarının ona verdiği değer üzerinden değer biçmeye alıştırılıyor doğumundan itibaren. Bir şey yapıyor ebeveyni gülüyor aynı şeyi tekrar yapıyor ebeveyni tekrar ilgi gösterdiği anda sorun başlıyor. Arkadaşının komik olmayan şakasına zorla gülsün ki kendininkine de gülünsün ilkokulda ortaouklda bunu öğreniyor. Çocukta ebeveyninde olmayan bir içgörü yoksa fıtratı ebeveynininki gibiyse onlar gibi olup çıkıyor.

Türkiye toplumunda çok yaygın bu durum. O yüzden yalnızlığı anlayamıyor, birey olmayı idrak edemiyor insanlar. Bir de isim takmışlar Akdeniz toplumu, sıcakkanlılık diye.
0
Batuhanolabilir
(19.08.17)
Ben de bunu soruyorum, cevap bulursam haber veririm tsk.
Aslinda cevap belli, onaylanmak isteyen yaratiklariz. Bu da kabul etmemiz gereken gerceklerden biri.
0
stavro
(19.08.17)
(22)

sürprizlerden hoşlanır mısınız ?

elma
ben sürpriz kelimesini duyunca bile huzursuz oluyorum.. kontrolüm dışında ya da aniden gelişen olaylara karşı biraz tepkiliyim.. planlı ve programlı olmayan şeyler canımı sıkıyor.. belki de biraz can sıkıcı tiplerdenim bu konuda bilemiyorum.. siz sürprizler konusunda ne düşünüyorsunuz, sever misiniz
ben sürpriz kelimesini duyunca bile huzursuz oluyorum.. kontrolüm dışında ya da aniden gelişen olaylara karşı biraz tepkiliyim.. planlı ve programlı olmayan şeyler canımı sıkıyor.. belki de biraz can sıkıcı tiplerdenim bu konuda bilemiyorum..

siz sürprizler konusunda ne düşünüyorsunuz, sever misiniz ya da benimle benzer şeyleri hisseden var mı merak ettim :))
0
elma
(18.08.17)
bayilirim surprizlere ^^ olsa da heyecanlansam.
0
jimicik
(18.08.17)
Evet ben de sevmiyorum. Senin gibi düşünüyorum. Gelişigüzel olan şeyleri sevmiyorum genelde.
0
arockm
(18.08.17)
Hayır. Tamamen yoksun işi.
0
secrex
(18.08.17)
ya ben daha ziyade sürpriz yapan insanın beklentisini karşılayamamaktan korktuğum için sürprizlerden hoşlanmıyorum.

çünkü günümüzde sürprizler aslında sürpriz yapanının kendisini tatmin etmek için yaptığı ya da bir yerlerden gördüğü birilerine anlatmak için yaptığı şeyler oluyor. geçekten karşımdakini ne mutlu eder, karşımdaki ne ister diye düşünülmüyor.
0
fosforlu cevriye
(18.08.17)
çok hoşlanırım, deli gibi hoşlanırım. keşke her gün süpriz yapılsa bana.
0
sta
(18.08.17)
ben de sevmiyorum, aynı şeyleri hissediyorum seninle. genel olarak fazla kontrolcüyüm, bilmemek-plansızlık hiç hoşuma gitmiyor.
0
olabilir ya da olmayabilir
(18.08.17)
İyiyse elbette
0
nihilanth
(18.08.17)
Sevmem.
Güzel bir şeyse huzursuzluğumu belli etmemeye çalışırım ama genel olarak hiç hoşlanmam.
0
mutekebbir
(18.08.17)
Sürprize göre değişir. Güzel bir sürprizse severim tabi. Aniden gelişen planlanmamış olaylara karşı negatif bir tutumum yok. Güzel bir olaysa aniden gelişse de olur. Neden olmasin
0
aquarium
(18.08.17)
Sevmiyorum, kontrolüm dışında gelişen şeyler beni tedirgin ediyor +1
Gerçi sürpriz var sürpriz var, ufacık bir hediye vs. ise sorun yok ama büyük bir organizasyon falansa çok huzursuz olurum, hoşuma gitmez.
0
i m cool with that
(18.08.17)
Severim ama hiç yapılmaz. Kendi kendime de yapamıyorum.
0
clones
(18.08.17)
Sevmem gerek yok.
0
catch the arrow
(18.08.17)
İyi bir süprizse bayılırım ama beni tanımayan nelerden hoşlandıüımı bilmeyen bir insan saçma bir süpriz yaparsa baya gerilirim ve hiç hoşuma gitmez.
0
powerpufgirl
(18.08.17)
Eğer iyi yapılmış, hoşuma gidecek bir sürprizse bayılırım. Mesela sürpriz paketler, sürpriz toplantılar...
0
kismisolungac
(18.08.17)
Çat kapı gelen misafirli sürprizleri sevmem ancak erkek arkadaşımın sürpriz yapması filan hoşuma gider. Onun dışımda samimi olmadığım insanların da bana süpriz yapmasından hoşlanmayabilirim çünkü absürd kaçacak bir ortam oluşabilir. Sadece yakınımdaki insanların süprizleri mutlu eder. Dolasıyla büyük oranda haklısın bence de.
0
neferkitty
(18.08.17)
sürpriz yapanım yok. arkadaşlarımın yapılacağı sürprizleri de önceden tahmin etmiş oluyorum, sürpriz olmuyor bana :/
0
boyalı kuş
(18.08.17)
Alakasız bir grup insan (ilgilenmedigim akrabalar vs dahil) kendi zevk/isteklerine göre düşünüp süpriz kisvesi altında zorla bir aktiviteler yaptırmaya çalışıp adına süpriz diyorsa hoslanmam.
Ama eşim, yakın dostlarım süpriz yaparsa sevinirim. Özellikle eşi süpriz yapanları imrenerek izliyorum, tabii ki burada zikredilen süpriz kavramı görümcelere gitmek veya yıldönümünü kaynanayla kutlamak vs değil.
0
Sulfoxaflor
(18.08.17)
Bayılırım
0
beyaztenlikiz
(18.08.17)
tam olarak kobuzchu kiz +1, esaslı bir control freak olarak normal şartlarda kendim için yapacağım bir plan dahi olsa habersiz ve kontrolüm dışında gelişmesi beni ürkütür.
hastalık işte ¯\_(ツ)_/¯
0
Bruce
(18.08.17)
ben de aynı senin gibiyim. kontrolüm dışında gelişen şeyler beni gerginleştiriyor.
0
theseachange
(18.08.17)
hayır.nefret ederim.
0
regardless of what they say
(18.08.17)
Genel olarak katılıyorum fakat sürprizi kimin yaptığına ve içeriğine bağlı olarak hoşlanacağım sürprizler de olabilir.
0
harvey
(18.08.17)
(22)

Sevgili ile her gün telefonda konuşmak vs. konuşmamak

la lykia
Haftada birkaç gün görüşen çalışan bir çifti düşünelim. Ayşe ile Ahmet olsun. Aynı evde yaşamıyorlar ama evleri aynı semtte.1. soru: Görüşmedikleri günlerde hiç telefonda konuşmamaları, birbirlerini aramamaları normal midir?2. soru: Diyelim ki o gün görüşelim veya görüşmeyelim gibi bir şey konuşulma
Haftada birkaç gün görüşen çalışan bir çifti düşünelim. Ayşe ile Ahmet olsun. Aynı evde yaşamıyorlar ama evleri aynı semtte.

1. soru: Görüşmedikleri günlerde hiç telefonda konuşmamaları, birbirlerini aramamaları normal midir?

2. soru: Diyelim ki o gün görüşelim veya görüşmeyelim gibi bir şey konuşulmamıştı. Ayşe Ahmet'i görüşelim demek veya bir şey anlatmak veya sadece sesini duymak için aradı. Ahmet de o gün biraz yoğundu, aramayı sonradan gördü. O gün eve yorgun gitti, önemli bir şey olsaydı Ayşe nasıl olsa 2. kez arardı diye düşünüp Ayşe'yi aramadan yattı uyudu. Ayşe'yi ertesi gün aradı. Bu normal midir?

3. soru: 2. sorudaki durumun ayda birkaç kez tekrar etmesi normal midir?

Bugün ofiste bu konunun tartışması oldu. (Ofiste olan arkadaşımız Ayşe. Kız geçen gün Ahmet'e yine ulaşamadığı için kafayı yeme noktasına geldi. )

Bir grup Ahmet'in Ayşe'yi sallamadığını söyleyip Ahmet'i suçladı. Bir grup da Ayşe'yi abartmakla suçladı. Sizce?

Edit Ek Not: Mesajlaşma yok, Ahmet bunun normal olduğunu savunuyormuş. Kendisi sürekli bi haber alma, haber verme halinin her zaman gerekli olmadığını söylüyormuş. Onun için özür dileme gibi bir durum yok. Hatta Ayşe'nin kendisini merak etmesini saçma buluyormuş ama Ayşe'nin haberleşme isteğine saygı duyduğunu, onun için elinden geleni yaptığını anlatıp anlayış bekliyormuş. Ayşe de "Sevgili, ilişki" kavramlarımız çok farklı, ayrılmam gerekiyor diye fikrimizi sordu.
0
la lykia
(17.08.17)
hiçbiri normal değil. yazık bir ilişki. zorlamaya gerek yok.
0
fragile lady
(17.08.17)
1. Eğer hiç konusulmuyorsa bence normal değil. Yani, aramiyorlardir ama mesajlasiyorlardir, o zaman sıkıntı yok, ama hiç konuşmamak normal değil bence. İnsan hiç olmazsa merak eder.

2. Eğer eve gidip aylak aylak takilmadiysa, direk uyuduysa normal. Aksi halde, insan, önemsiz olduğunu düşünse bile en azından ne olduğunu merak eder sorar.

3. Normal değil.

4. Ayşe'nin bu olayı ofise taşıması da pek normal değil.
0
rahip janick
(17.08.17)
böyle sorulara cevap aramak bence doğru değil. iki farklı insandan ve dinamikleri o iki insana bağlı olan bir iletişim biçiminden bahsediyorsun. bunu nereden bilebiliriz? bu tarz durumlarda şu siyahtır veya bu net beyaz demekten itinayla kaçınıyorum.
0
bruceandwayne
(17.08.17)
Bu şartlar altında Ayşe'nin başına bişey gelse, acil bi durum olsa Ahmet'i arayamaz. Arasa da Ahmet'in her şey olup bittikten sonra haberi olmuş olur. Böyle ilişki olmaz olsun. Sevgili demek en yakınımız, her şeyi en çok paylaştığımız ve ilk anlattığımız kişi demektir.
0
megalomaniac
(17.08.17)
ahmet'te bir ilgisizlik var. bu durum ha deyince düzelecek bir şey de değil. herkesle ilişki yürüyecek diye bir şey yok. ayşe önüne baksın.

not: 27E 4yıllıkilişkispor
0
zgrydn
(17.08.17)
en basitinden bir iyi geceler konuşması olsa güzel olur. ahmet bence sorumsuz. ayşe'yi pek sallamıyor.
0
hononu
(17.08.17)
Ek Not: Mesajlaşma yok, Ahmet bunun normal olduğunu savunuyormuş. Kendisi sürekli bi haber alma, haber verme halinin her zaman gerekli olmadığını söylüyormuş. Onun için özür dileme gibi bir durum yok. Hatta Ayşe'nin kendisini merak etmesini saçma buluyormuş ama Ayşe'nin haberleşme isteğine saygı duyduğunu, onun için elinden geleni yaptığını anlatıp anlayış bekliyormuş. Ayşe de "Sevgili, ilişki" kavramlarımız çok farklı, ayrılmam gerekiyor diye fikrimizi sordu.
0
🌸la lykia
(17.08.17)
normal değil.
0
elorelia
(17.08.17)
Eğer bu ilişki şekli Ayşe'ye uymuyor ve Ayşe'yi rahatsız ediyorsa - ki öyle görünüyor. Ayrılmasında fayda olabilir.ahmetin ayrılığı çok sallayacağini da sanmıyorum ben. Belli ki birbirleri için pek uygun insanlar değiller
0
rahip janick
(17.08.17)
normal değil hiçbirisi.
0
basond
(17.08.17)
Hiçbiri normal değil.
0
aquarium
(17.08.17)
Değil hiçbiri normal.
0
harvey
(17.08.17)
ikisi de bir birey ve ikisi de kendi fikirlerini savunuyor. böyle konularda kimse kimseyi "çok yanlış düşünüyorsun" diye suçlayamaz. ahmet zırt pırt aranmak istemeyen bir adam, tarzı o ve aramayı da sevmiyor olabilir. en doğal hakkı. ayşe de telefonlaşmayı fazla seven bir kadın. sevebilir, onun da en doğal hakkı.
konu aslında böyle basit olduğu için birbirlerini oldukları gibi kabullenmeleri ve bu işin ofise kadar taşınmaması gerekirdi. ama bu yüzden anlaşamıyorlarsa işleri çok zor.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(17.08.17)
Hiçbiri normal değildir. İnsan sevgilisine de günaydın iyi geceler demeyecekse kime diyecek acaba?
0
mutlusismankedi2015
(17.08.17)
ahmet kurnaz, ahmet tilki. ahmet aslında kızdan ayrılmak istiyor ama üzmeden yapmak istiyor. ayşe ayrılsın.
0
secrex
(17.08.17)
Ahmet çok uyanık. Muhtemelen başka biriyle mesajlaşıp konuşuyor. İnsan sevgilisiyle sadece hesap sormak haber vermek için konuşmaz, sırf özlediği için bile aptalca konuşabilir, yazabilir. Adam hem aramıyor hem aradığında açmıyor hem geri dönmüyor, hem de mesaj atmıyor?! Ben bu kafadaki biriyle beraber olmam, adam beni ofisteki ayşe teyzeden bile daha az merak ediyor önemsiyor diye düşünürüm.
0
mslny
(17.08.17)
Bu arada Ayşe'nin Ahmet ile birkaç hafta önce şöyle bir konuşma yapmış olduğu bilgimiz dahilinde:

"Biz demek ki bazı önemli kavramlara farklı bakıyoruz. Sevgilimizden, ilişkiden beklentilerimiz farklı. Bu şekilde birbirimize saygı duysak da mutlu olmamız zor. Uzlaşamıyorsak dostça ayrılalım vb. demiş.

Ancak çocuk ayrılmaya yanaşmamış. Yani Ayşe'ye bu tavrını diretiyor bir nevi.

Ayşe de sabah akşam konuşalım, mesajlaşalım kafasında bir kız değil. Zaten ofiste herkes yoğun. Ama en azından nezaketen aynı gün içinde beni geri ara vs dediğinde de Ahmet kızı kendisinin ve aramamasının normal olduğuna ikna etmeye çalışıyor.

Yani hem ayrılmaya yanaşmıyor, hem de beni böyle kabul et, benim davranışım normal baskısı yapıyor.

Sanırım bu biraz duygusal manipulasyon.
0
🌸la lykia
(17.08.17)
Ahmet'in başka biri daha var hayatında.
0
sen git ben geliyorum
(20.08.17)
1. Olabilir. Kişisel alan falan filan.

2. Olamaz, aramalıydı.

3. Normal değildir. O ilişki bitmiş okeye dönüyor.
0
yirmisantim
(20.08.17)
Güncel bilgi editi:

Ahmet Ayşe'ye benim seninle bir sorunum yok, ben sadece telefona yapışık yaşamayı sevmiyorum demiş. Bazen saatlerce telefona bakmadığım oluyor, bir işim oluyor, hiç bakmıyorum vs demiş. (Bakamıyorum değil.)

Bu arada Ahmet işsiz, gün içinde ailesinin git gel işlerine yardım ediyormuş. Fatura ödeme, akrabalara yardım vs.

Bir de akıllı telefon kullanmıyor. Sosyal medya hesabı da yok.

iş arıyor ama Ayşe'den dinlediklerimize göre bence biraz sallıyor. Ayşe ilanları takip edip Ahmet'e söylüyor, adam öyle başvuru yapıyor. Ayşe adama yardımcı olabilmek için elinden geleni yapıyor önümüzde.

Ayşe arkadaşımız da biraz duygusal ve bağımlı olabilecek bir profil. Kızı bence güzel manipule ediyor şu an çocuk. Sen bana zaten hiç güvenmedin vs diye duygu sömürüsüne başlamış şimdi de.

Durumun ilginç tarafı aslında Ayşe arkadaşımız da pek öyle bir kız değil. O da bireysel alanına önem veriyor vs. Bir de örneğin hiç mesajlaşmıyorlar. Adamda whatsapp da yok.

Gün içinde veya sonunda Ayşe arıyor ise şunun için arıyor: bugün görüşecek miyiz, görüşmeyeceksek ben şu işimi halledeyim veya program yapalım vs demek için. Hiç günaydın iyi geceler modunda bir çift değiller.

Biz örneğin iş çıkışı yemeğe gidelim dedik. Ayşe ben bir Ahmet ile konuşayım, bir programımız olmazsa gelirim diyor. Adamı arıyor, ulaşamıyor, mesaj atıyor biz kızlarla program yapıyoruz, bugün görüşür müydük vs diye. Ses yok. Ayşe'ye noldu konuştunuz mu diyorum. Yok ulaşamadım geliyorum ben de sizinle diyor.

O gün görüşmeyeceklerini böyle anlamış oluyor örneğin. Bu arada ondan habersiz program yapmasına Ahmet asla dayanamıyor, niye haber vermiyorsun oluyor anında.
0
🌸la lykia
(20.08.17)
1- normal
2-normal değil
3- almanya kaybedince biz de kaybettiğimiz için bu da normal değil.


Birlikteliklerde güven problemi yoksa, iletişim sıklığı karakter-tavır ilişkisiyle anlatılabilir.
Yani, bu ayşe ile ahmet'in ''sevgililik'' alışkanlıkları kesinlikle farklı; bu yüzden ya aynı eve çıksınlar ya da ayrılsınlar (eğer problemleri sadece buysa aynı eve çıktıklarında bu problem çözülür, daha gerçek ve sert problemlerle karşılaşırlar)
0
mete kudur
(20.08.17)
Bu arada bir kavga da şuradan çıkıyor: Adam şu an birçok öfke patlamasını işsiz olmasına bağlıyor. Ruh sağlığım bozuk diyor. Ayşe de elinden gelenin fazlasını hakkaten yapıyor zaten çok merhametli biri, onu incitmemeye çalışıyor.
Ama İş aradığı için de Ayşe telefonuna yapışık yaşamalı diyor. Adamı iş görüşmesine çağıracak olsalar Ayşe gibi 2 gün bekleyecek veya mesaj atacak hali yok şirketlerin sonuçta.
0
🌸la lykia
(20.08.17)
(14)

Hangi süper yetenek?

ya ben lan neyse
15 dakikalık görünmezlik - haftada 1 kullanılabilir10 dakikalık 20 insan gücü - 3 günde 1 kullanılabilir5 dakikalık yarı ses hızında hareket - 3 günde 1 kullanılabilirçıplak gözle görülebilen yere ışınlanma - ayda 1 kullanılabilir5 dakikalığına duvarlardan geçebilme - haftada 1 kullanılabilirkullanı
15 dakikalık görünmezlik - haftada 1 kullanılabilir

10 dakikalık 20 insan gücü - 3 günde 1 kullanılabilir

5 dakikalık yarı ses hızında hareket - 3 günde 1 kullanılabilir

çıplak gözle görülebilen yere ışınlanma - ayda 1 kullanılabilir

5 dakikalığına duvarlardan geçebilme - haftada 1 kullanılabilir

kullanılmayan yetenek diğer döneme devretmez. o gün içinde kullandın kullandın...
0
ya ben lan neyse
(12.08.17)
görünmezlik rocks !
0
qazaqwsx
(12.08.17)
1 ve 5 saçma bence. 4'ü sevmedim, bekleme süresi çok, 2 ve 3'ü alıyorum.
0
harvey
(12.08.17)
Işınlanma en iyisi ama cooldown çok fazla. güncelleme ile kısalırsa ışınlanma.. hee yok güncelemme gelmezse 15 dakikalık görünmezlik iyidir.
0
eazy
(12.08.17)
20 insan gücü , bi kere kullansam yeter , namım 100 sene sürer .
Olimpiyatlara neyim katılırım ,
Olmazsa Adam döverirm .
0
dunyatuhaf
(12.08.17)
duvarlardan geçebilme
0
neseranni
(12.08.17)
15 dakikalık görünmezlik haftada 1 :)
0
regardless of what they say
(13.08.17)
Ben görünmezliği seçiyorum çünkü hayalim ne işime yarayacaksa artık :)
Eşim 20 insan gücünü seçip boks maçlarına katılacakmış :)
0
esmeralda
(13.08.17)
ışınlanma güzel de dedikleri gibi cooldownu fazla range'i az o yüzden pas.

ama ulaşım sorunumu ille de çözücem. o yüzden 5 dakikalık yarı ses hızında hareket diyorum. görünmezlik de kulağa güzel geliyor ama 15 dk bana yetmez. onu beklerken o 1 hafta da geçmez iş alırım başıma durduk yere.
0
ravenclaw
(13.08.17)
görünmezlik
0
basond
(13.08.17)
garavel ustam, şarj süreleri çok kısa ama. ileride güncelleme gelir de bataryalar daha çabuk dolar umarım.

en uzun süreni 15 dakika ve en kısa sürede tekrar kullanılabileni, üç günde bir.

10 dakikalık 20 insan gücü sıkıntı. kavgaya girdin, 11. dakikada bitersin. hadi 10 dakikada bitirdin işi, üç gün ortalarda görünmeyeceksin.

sesin yarı hızında hareketin süresi çok kısa. basıp paris'e gittin diyelim (gidebilir misin bilmiyorum o kadar süre ve hızda), geri trenle falan dönersin.

ışınlanma derdim, "gözle görülebilen yere" şartı olmasaydı.

duvadan geçmenin süresi de çok kısa. bir de görünmezlik olmadan çok sakat.

o yüzden görünmezlik diyorum!

alışkınız zaten mobil operatörlerden "devretmez" olayına. ya ben lan neyse :)
0
runagain
(13.08.17)
ışınlanma
0
acckr
(13.08.17)
ışınlanma için bari kilometre sınırı falan olsaydı. evden metrobüse metrobüsten eve ışınlanırdım ne güzel azar azar yetirirdim bi ay.
0
klar
(13.08.17)
10 dakikalık 20 insan gücü - 3 günde 1 kullanılabilir

3 günde bir çomarlara dayak atardım
0
neil manke
(13.08.17)
Niye dakikalık ya öyle süper güç mü olur vodafone pakedi gibi
0
Batuhanolabilir
(13.08.17)
(26)

nicklerinizin sizler için anlamları nelerdir detaylı yazarsanız sevinirim

yorgunum
nicklerinizin sizler için anlamları nelerdir detaylı yazarsanız sevinirimrumuzlarınızın sizler için anlamı nelerdir yazacaktım benim kuşağım rumuz kelimesini kullanır ama önceki ilanlarımdan birinde sitenin yaş ortalamasının 20 yaş 30 yaş arası olduğunu anladığımdan onların diliyle nick yazdım.bu so
nicklerinizin sizler için anlamları nelerdir detaylı yazarsanız sevinirim

rumuzlarınızın sizler için anlamı nelerdir yazacaktım benim kuşağım rumuz kelimesini kullanır ama önceki ilanlarımdan birinde sitenin yaş ortalamasının 20 yaş 30 yaş arası olduğunu anladığımdan onların diliyle nick yazdım.

bu soruda öğrenmek istediğim cevaplar şunlar nickinizin anlamı ne, o nicki hangi haleti ruhiye ile aldınız, o nickin sizin için özel bir anlamı var mı ya da o nicki hayattaki hangi yaşanmışlık sonucu bilinç altınız size aldırdı.

son ilanlarımda olduğu gibi soruma gene önce ben cevap yazıyorum

yorgunum rumuzunu aldım çünkü gerçekten yorgunum ruhen yorgunum, ülkenin her geçen gün daha kötüye gitmesinden ve düzelme olasılığının olmamasından, insanların her geçen gün daha menfaatçi ve duyarsız olmasından, hiç bitmeyecek cehaletten ve daha birçok sebepten çok çok yorgunum.
0
yorgunum
(12.08.17)
erik satie'yi seviyorum. daha önceki nicklerim de genellikle roman karakterleri idi.
0
eriksatie
(12.08.17)
Sevdiğim bir filmden geliyor; www.imdb.com
0
harvey
(12.08.17)
Cunku kadife bir sabah gibiyim (*-*)/
0
velvetmorning
(12.08.17)
"epinizi düğerim"

youtu.be
0
attirmayin makedonun kafasini
(12.08.17)
kayıt esnasında bir nick düşünürken şunu dinliyordum.
www.youtube.com
olaylar gelişti.
0
filteria
(12.08.17)
kayıt esnasında kütüphanedeki en yakın kitap buydu. hayatımla da doğru orantılı aslında :)
0
yüzyıllık yalnızlık
(12.08.17)
Bağlantısını vereceğim entry'de yer alanı olduğu gibi kopyalayıp yapıştırıyorum: eksisozluk.com

"Bundan yıllar yıllar evvel, lise zamanlarında, sırf üniversite sınavına çalışmayı geciktirmek adına dört arkadaş, seçtiğimiz popüler bir animeye başladık. (bkz: ders çalışmamak için yapılan anlamsız hareketler)

Gel zaman git zaman, diğer üç kişi çeşitli sebeplerle bu işi bırakır ama tel tokasini duzelten samuray, inatla izlemeye devam eder. Yeri gelir mangasına bırakır kendini, yeri gelir bazı bölümleri tekrar izler, yeri gelir YouTube'dan ilgili videoları alt üst eder.

Bununla da kalmaz, kendini Japonya ve Japonca'ya verir. Kendi çabaları ile Japonca öğrenmeye başlar, Japonya'nın bütün özelliklerini araştırıp her araştırma sonucunda oraya hayran olur ve ileride ciddi bir şekilde, oraya yerleşmeyi planladığını kamuoyuna açıklar. Anlamsız tepkilere ise Japonca cevaplar vererek kararının doğru olduğunu ispatlama çabaları ise görmezden gelinir.

Bununla birlikte, saçını sürekli topuz yapıp kendo ve iaido kursları arayan kahramanımıza, Samurai Jack benzetmesi yapılmaya başlanmıştır bile. Bu zamanlarda, sözlük için nick seçileceği sırada, bu yazarın gözünün önünde son derece absürt bir sahne canlanıverir: Karşı karşıya gelen iki samuray, nefes nefese kalmış bir vaziyette birbirlerinin sonraki hamlesini beklemektedir. Kılıçların saçtığı kıvılcım, artık bir şeyleri yakacak kıvama ulaşmış; tarafların kıyafetleri yırtılmaktan yorulmuş, en ufak hareketi sezen gözler yorgunluktan seğirmeye başlamıştır. Tam birbirlerine son kez saldıracakken, içlerinden biri diğerine ''Hocam bir dakika ya.'' diye seslenir, o kadar hengâmenin arasında gözünün önüne düşen saçı sabitlemek için tokaları ile küçük bir saç ve toka planlamasına girişir. Tabii ki diğerinin ''Manyak mıdır nedir ya.'' bakışları eşliğinde.

Yani tel tokasini duzelten samuray, hiç var olmamış absürt bir karakterin sözlüğe izdüşümüdür sevgili yazarlar.

Diğer üç arkadaş ne mi yaptı? Hepsi taş gibi bölümlerde okuyup adam oldular çoktan, sadece tel tokasini duzelten samuray bir baltaya sap olamadı."
0
tel tokasini duzelten samuray
(12.08.17)
kesik bir nick yapmıştım, yarım bir cümle gibi. tamamını belki bilmediğim, belki istemediğim. run for what? çok bilmişin biri canımı sıktı bir gün... üyeliğimi sildim. run kaldı eski nickten, again eklendi.
0
runagain
(12.08.17)
Guns n' Roses'in hayatımda çok özel bir yeri var. Bütün ergenliğimi ve sonrasını fonda onlar varken geçirdim diyebilirim. Mr Brownstone da en sevdiğim şarkılarından biri. O şarkıyı düşünerek almıştım bu nicki.
0
ms brownstone
(12.08.17)
Kızım olursa bir adı yâren olsun istiyorum.
0
yaren
(12.08.17)
Herkesin ne güzel hikayeleri varmış.

İstediğim hiçbir kullanıcı adını kabul etmedi, sinirlendim elime bir kitap aldım ne olduğunu hatırlamıyorum içerisinde kullanıcı adı olarak kullanılabilecek kelimeleri denedim bunu kabul etti.
Sonra öğrendim ki allahın isimlerinden biriymiş.
Dönem dönem gerek sözlükten gerek buradan kendisine saygısızlık yaptığıma dair mesajlar alıyorum lakin iradem dışı oldu.
Ya da direkt olarak dini konularla ilgili sorular geliyor. Bu yüzden biraz rahatsızım.
0
mutekebbir
(12.08.17)
Pentagram - apokalips dinlerken almıştım sadece
0
Apocalypse
(12.08.17)
ortaokuldan itibaren çok sıkı bir rammstein dinleyicisiydim. bi' yerde nick alırken düşünüyordum ne yapsam diye. o sırada der meister çalıyordu. bu yani. işin ironik tarafı, rammstein'ın en az sevdiğin şarkısı hangisidir dersen ilk 3'te der meister vardır. sevmiyor değilim yani ama ne bileyim diğer şarkılarına kıyasla sönük olduğunu düşünüyorum. yine de seviyorum keratayı. kısa ve öz.
0
der meister
(12.08.17)
çerkescede ipek demek. çerkesim ailem bu ismi koymayı düşünmüş sonra kura çekmeye karar vermişler. 100 kızdan 99 unda olan bir ismi çekmişler :( ukte yani.
0
denef
(13.08.17)
harry potter spinoffu olarak çıkan fantastik canavarlar nelerdir nerede bulunurlar kitabını ilk okuduğum zaman(tahmini 7 yaşındaydım sanırım) en çok beğendiğim ve etkilendiğim canavarın adı nundu'ydu. nefesiyle hastalık yayan ve kocaman cüssesine rağmen aşırı sessiz hareket eden bir leopardı. kayıt olurken bi anda bu aklıma geldi nerden geldiyse ben de bunu yazdım.
0
nundu
(13.08.17)
açıklamaya gerek bile duymuyorum
0
regardless of what they say
(13.08.17)
En sevdiğim meyvenin fransızcasi. Başında 'la' da olmalı ama ilk yazdığımda kabul etmedi, ben de silip böyle yazdım.
0
fraise
(13.08.17)
isimlerimin ve soyismimin baş harfleri.
0
m e b
(13.08.17)
Ben uyurken dudağımla oynuyorum oda(eski sevgili) neden bu fıytfıyt ı yapıyorsun parmağın yorulmuyor mu fıytfıyt fıytfıyt diyordu.. tabi o zaman aşk vardı. Şimdi elimde olsa bu nicki değiştirecem bir tek bu yapıştı yakama ondan geriye
0
fıytfıyt
(13.08.17)
viper mahlaslı heyecanlı bir yazardım...
uçuruldum.
0
late viper
(13.08.17)
Halil Cibran'ın bi sözünden geliyor benimki.
Sözün tamamı "Hayat yüreğini okuyacak şarkıcı bulamazsa aklını okuyacak filozof üretir".
Kullanıcı adımı aldığım zaman yaşım galiba 44-45 civarıydı, emekli olalı biraz olmuştu. Emeklilik hallerinden biri de daha fazla düşünme fırsatının olması. Düşün düşün... Öhöm, neyse efendim, düşünürken mevzu illa geçmiş yaşam muhasebene geliyor, neler yaptım, nasıl yaşadım filan.
Bu arada da kurulduğundan beri kayıtlı kullanıcı olarak sözlük okuyorum. Bu sanıyprum 5. kayıt oluşumdu. Kullanıcı adı bulmak da sıkıyor bi yerden sonra. Kayıt sırasında masada Halil Cibran'ın kitabı vardı, yukardakı cümle aklıma geldi, o sıra "hayatın şarkısını okumayı beceremdim bari filozof tarafına bakem" deyip bu acayip kullanıcı adıyla kayıt oldum. Gel zaman git zaman hadi ben de yazayım deyip bu adla yazar olmuş bulundum. bin pişmanım, çünkü çok uzun.

Ülke meseleleri hakkında sana bi tavsiyem olacak. Sen sıkılsan da sıkılmasan da su akacak yolunu bulacak. Değiştirebileceğimiz şeyler için uğraşmak, değiştiremeyeceğimiz şeyleri olduğu gibi kabul etmek en sağlıklı yaklaşım. Cehalet konusunda yapılabilecek şeyler var. Gönüllü çalışmalar yapılıyor, bi ucundan tutup katkıda bulunabilirsin, eğitime destek veren kuruluşlara derneklere bağış yapabilirsin...
Deniz yıldızı hikayesini biliyorsundur. Bu işin azı çoğu yok. Destek verdiğin kişi için hayatın başka akmaya başladığınıı görmek sana da iyi geliyor. Yorgunluk morgunluk kalmıyor, daha umutlu, daha dinç, daha mutlu olyorsun.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(13.08.17)
sene 2013 filan herhalde, "hayır" yapacaktım, olmamıştı. ben de "hayırLI olmuyo, hayırSIZ yapayım" dedim, öyle oldu.

Kelimenin olumsuz bir anlamı var, biliyorum ama hesabı açarken bunu düşünmemiştim. Öyle kaldı.
0
hayirsiz
(13.08.17)
ekşi sözlüğe girerken almadım. daha öncesinde hali hazırda vardı. nick'le iştigal edilen c64 demo camiasından özentilik biraz. izlediğim c64 demolarında makinenin sınırlarını zorlayan demoların tasarımlarının çok kötü olması, makinenin sınırlarını zorlamasa da seyir zevki yüksek demoların daha çok hoşuma gitmesinden ötürü götümden uydurdum nick'imi... imagination rules on diye, kapalı halini şu şekilde yazdım : I.R.on.. 93 senesinden beri tüm mecralarda sistemin izin verdiği ölçüde bu veya buna yakınını kullandım. hatta yeri geldi tüzel kişilik gerektiğinde de şöyle bir şey uydurdum. I.R.on designs unlimited cooperation -> irduco.
0
iron
(13.08.17)
çevrimiçi bir arkadaş ismimi kısaltıp kai derdi. sözlük alımları tai chi'yle ilgilendiğim bir döneme denk gelince, yazarken bana bi dinginlik versin, gereksiz kavga gürültüye girmeyeyim diye birleştirdim bu ikisini.
0
kaichi
(13.08.17)
Almak istediğim nick kullanımda olduğu için odadaki nesnelere bakıp ne koyabilirim diye düşündüm, yatağımın üzerindeki pike çekti ilgimi; halı, masa, dolap, kitaplık da olabilirdim.
0
pike
(13.08.17)
şöyle nick hikayelere bakıyorum da en anlamsızı benimkisiymiş
0
basond
(13.08.17)
(20)

eksiduyuru.com sitesine kaç yıldır ya da kaç aydır üyesiniz?

yorgunum
eksiduyuru.com sitesine kaç yıldır ya da kaç aydır üyesiniz?bu sorunun yanı sıra sitenin iyi ve kötü bulduğunuz taraflarını da yazabilirsiniz?ben 1 yıldır üyeyim. sitenin iyi bulduğum yanı gerçekten elinden geldiğince her soruya cevap vermeye çalışan iyi niyetli üyeleri olması kötü bulduğum yanı ise
eksiduyuru.com sitesine kaç yıldır ya da kaç aydır üyesiniz?

bu sorunun yanı sıra sitenin iyi ve kötü bulduğunuz taraflarını da yazabilirsiniz?

ben 1 yıldır üyeyim. sitenin iyi bulduğum yanı gerçekten elinden geldiğince her soruya cevap vermeye çalışan iyi niyetli üyeleri olması kötü bulduğum yanı ise sorulara cevap yazmak yerine sataşma yapan gerzek üyeler.
0
yorgunum
(12.08.17)
5-6 sene falan olmuştur ya.

ben de seninle aynı fikirdeyim.
0
cokponcik
(12.08.17)
Üye olalı demeyelim de kullanmaya başlayalı aşağı yukarı 4 yıl olmuş.
O kadar olduğunu şimdi sayende fark ettim.

Kötü bulduğum tarafı; telefondan girince favoriye ekleyememek. En büyük derdim bu burasıyla ilgili.
İyi tarafı da dediğin gibi sorulara düzgün cevaplar verilmesi.

Ben adres özürlü biri olarak yeri gelmişken yol arayışlarımda beni her defasında büyük bir dertten kurtaran arkadaşlara teşekkür ediyorum.
0
mutekebbir
(12.08.17)
ilk kuruldugu hafta girdim. o zamandan beri buradayim, ara ara gittim tekrar geldim. arama butonundan ulasabildigim en eski cevabim (07.12.06 13:04:52) tarihine ait.
0
eriksatie
(12.08.17)
sitenin en kötü bulduğum yanı senin gibi tanımadığı insanlara, özellikle kadın olduğu için küfür edip salça olup hala yüzsüz yüzsüz ahkam kesen tipler.
0
Bruce
(12.08.17)
2012 filan sanırim. Seninle aynı fikirdeyim gerzekler konusunda. En üzulduğum noktoda gerzekler bazen puan topluyorlar.
0
for day to break
(12.08.17)
Şimdi baktım 2012'nin sonundan beri. Pek sıkıntı duyduğum bir yanı yok,iyi işte
0
doxanikee
(12.08.17)
2010 da ilk duyurumu acmisim
0
basond
(12.08.17)
2007'den beri.
0
lily briscoe
(12.08.17)
Bu hesapla 2010dan beri ama evveliyatı var.
0
Ufuk
(12.08.17)
2012. Son bir kaç yıldır daha aktifim.
0
qazaqwsx
(12.08.17)
tam tarih hatırlamıyorum ama uzun süredir haberdarım ve kullanıyorum. birkaç kez bir şeylere kızıp üyeliğimi silip daha sonra başka kullanıcı adıyla üye oldum.

sevdiğim yönleri: iyi insanlar var. gerçekten iyi insanlar. muhabbeti iyi, sanal da olsa acını/sevincini paylaşan.
sorduğun sorulara genelde tatmin edici yanıtlar alıyorsun. yanıtlama hızı/yanıt sayısı ve tatmin derecesi yıllar içerisinde düşüşe geçti bence. giderek de düşüyor. trollere karşı bir mekanizması yok sözlük gibi, bunun etkisi var ve genel olarak ülkenin iyi insanlarında bir bezginlik var. iyi şeyler yapma, birilerine yardım etme falan. sürekli köreltiliyor insanların bu duyguları. gittikçe daha çok insan kabuğuna çekiliyor.

sevmediğim yönleri: troller!

mesajla küfreden, sataşan tipler.

benim ya da bir başkasının duyurusuna haddini aşarak yazan tipler. soruya/duyuruya odaklanmak yerine sataşan tipler.

moderasyonun "görünmez" olması. bazen kuralların "kafaya göre" esnemesi.
0
runagain
(12.08.17)
Herhalde 5-6 yıl oldu.
İyi olan yanı insanların -hani "bir problemi onu yaratan zihniyetle çözemezsiniz" derler ya- sorulan sorulara farklı bakış açıları ve bilgi getirebilmeleri.
Kötü bulduğum yanı ise bazı kişilerin hiç o kadar keskin ve sert olmamaları gerekirken "bütün kadınlar kaşar ve kezban salaklar oldukları için bence kullan geç kankaaa" tarzı cahilce, kendi çevrelerinde gözlemledikleri vizyonsuzlukta önerilerle gelmeleri. Cahil ve kaba insanları genel olarak ürkütücü buluyorum.
0
sopiro
(12.08.17)
2 yıldan biraz fazla oldu. Yanlış hatırlamıyorsam Mayıs ayında üye olmuştum.
0
harvey
(12.08.17)
bu hesapla 2010dan beri burdayim, oncesi de var baska hesapla 1-2 yil kadar. aklima gelen her seyi sorabiliyor ve ilginc bi sekilde buyuk olcude yararli/islevsel cevap alabiliyor olmayi seviyorum. harika insanlarla da tanistim ve bilmedigim yuzlerce sey hakkinda fikrim oldu. sevmedigim cok fazla sey yok, (nispeten kapali bi grup olsa da) sonuc itibariyle herkese acik bir ortamda var olabilecek tiplerin burada da olabilecegi gercegini goz onunde bulundurursak sacma sapan insanlari gormezden geliyorum o nedenle onlar da pek canimi sikamiyor. belki bi tek arayuzunun hantalligi, arama/filtreleme durumlarinin zayifligi az bi can sikici ama sonucta bu haliyle bile severek kullaniyorum. canim duyuru ❤
0
in vino veritas
(12.08.17)
2009
0
kleider
(12.08.17)
2002'den beri okur, 2003'ten beri de yazar olarak sözlüğü kullanıyorum ama sekiz ay öncesine kadar duyuruya bir kez merak edip de bakmamıştım. yani duyuru benim zihnimde bir ilan sitesiydi, o kadar.

bu yılın ilk günlerinden beri burada daha fazla zaman geçiriyorum.
0
filteria
(12.08.17)
2010'dan beri buradayim. Sitenin kotu buldugum yani eski zamanlardaki gibi olmamasi :( iyi buldugum yani alternatif bir platform olmadigindan oturu, sordugum sorulara genelde cevap bulabilmem ve normalde tanisamayacagim yolumun kesismeyecegi ama aslinda kesismesini istedigim turden insanlari barindirmasi
0
yuzır
(12.08.17)
Zannımca 9 yıl.
0
goodz
(12.08.17)
5 yıldır okuyorum ancak son yıllardaki nesilden mi kaynaklanıyor bilmiyorum ama eskiden daha kaliteliydi.
0
regardless of what they say
(13.08.17)
İlk duyurumu 2012'de açmışım ama ne zaman kayıt yaptığımı bilmiyorum açıkçası.

Ben de özveriyle yanıt verenler nedeniyle burada zaman zaman vakit geçiriyorum.

Kötü yanı ise gerginlik çıkarmak için var olan, anlamak dinlemek yerine küfür ya da hakaret ederek yağ gibi üste çıkmaya çalışan insanların varlığı. Gerçekten bu tipler değiştirdiler duyuruyu. Zaten ilk girdiğim zamanlarda sitenin hoşuma giden yanı insanların yanıtlarını siz diliyle yazmalarıydı. Yani bir tartışma adabı vardı. Şu anda üslupsuzluk üst noktada maalesef ki. Toplumda da böyle bir eğilim olduğu için sanırım burada da olması normal.
0
duyond
(13.08.17)
(20)

En çok neyli Topkeki seviyorsunuz?

secrex
s.b.tabii ki meyveli.
s.b.

tabii ki meyveli.
0
secrex
(06.08.17)
portakallı
0
basond
(06.08.17)
Elbette kakaolu.
0
harvey
(06.08.17)
çilekli.
0
avianthem
(06.08.17)
Tabi ki fındıklı ve kakaolu. Çünkü içinde fındık var. Ve kakako. Ve fındık.

Var oluş sebebim fındık ve kakao içeren bilimum gıdaları tüketmek bile olabilir.
0
sydney
(06.08.17)
Küçükken beslenmem kakaolu topkek ve meyöz şeftaliden oluşuyordu.
Artık karışık meyvelisini seviyorum sanırım.

Epeydir satın alıp yemedim, boyutlarını küçültüp de aynı fiyata sattıklarından beri. Otobüs yolculuklarında yiyorum işte denk gelirse.
0
bass solo take one
(06.08.17)
Yıllardır yemedim, marka olarak da denk gelmiyorum sanırım. Ben yerken meyveli ve kakaolu vardı, ikisini de ayrı ayrı severdim.
0
manuel mandalina
(06.08.17)
yillardir yemiyorum. yedigim zamanlarda kakaolu olanini severdim.

hic aramiyorum. ya agiz tadim degisti ya da onun tadi degisti. ikinci ihtimal olabilir. glikoz surubuyla alakali olabilir.
0
tabudeviren
(06.08.17)
Kakaolu. Yemeyeli yıl olmuştur belki.
0
pike
(06.08.17)
portakallı
0
eksimeksi
(06.08.17)
Meyveliyi severdim
0
hernezıkkımsa
(06.08.17)
thy ve anadolu jet in verdiklerini
0
iiiiiiiiiiii
(06.08.17)
kakaolu
0
hayirsiz
(06.08.17)
Meyveli tabii ki, insanlar meyveli dururken nasıl başka bir seçim yapabiliyor inanamıyorum :))
0
kayranin kedisi
(06.08.17)
Hicbir seylisini sevmiyorum. Cok seker katiyorlar, asiri sekerli. Kek tadi degil direkt seker tadi aliyorum. Firinda pisirilmis bir top seker.

Hayvan gibi seker koymuyor olsalardi tabii ki meyveli severdim.
0
stavro
(06.08.17)
Kakaolu. Herhangi bir şeyin çikolatalısı veya kakaolusu varsa, geri kalanı gereksizdir.
Yıllardır yemedim gerçi.
Yiyenler için ipucu: Buzdolabından çıkarınca dağılmıyor ve tadı daha güzel oluyor.
0
aychovsky
(07.08.17)
kakaolu
0
duyond
(07.08.17)
Kakaolusunu 1dk içinde bitirme yarışı yaparlardı lisede bak o geldi aklıma şimdi. Ben de denedim 1-2 sefer de içeceksiz ağzında büyüyor meret yutamıyorsun. Bitirebileni de görmedim.
0
bass solo take one
(07.08.17)
Uzun yıllardır yemiyorum ama yediğim zamanlarda (çocukken) süt varsa kakaolu süt yoksa meyveli yerdim.
0
mutekebbir
(07.08.17)
üzim.
0
Bruce
(07.08.17)
Küçükken meyvelisini ve portakallısını daha çok severdim, büyüyünce kakaolu sever oldum. Yıllardır yemiyorum gerçi.
0
i m cool with that
(07.08.17)
(2)

iki soru bu müzik nedir ve Şu tarz müzikler arıyorum

basond
şu tarz müzikler arıyorum.https://www.youtube.com/watch?v=B0WH8hCMeughttps://www.youtube.com/watch?v=5q6skxRLnsIşu videonun sonundaki müzik nedir acaba?http://www.dailymotion.com/video/x3aw3u0
şu tarz müzikler arıyorum.
www.youtube.com
www.youtube.com

şu videonun sonundaki müzik nedir acaba?

www.dailymotion.com
0
basond
(06.08.17)
2 numaralıyı sevdim. Şunu dene; www.youtube.com
0
harvey
(06.08.17)
epic orchestra diye geçer.
0
zebragibi
(06.08.17)
(5)

sürükleyici film önerisi

superb
alsın içine direkt?
alsın içine direkt?
0
superb
(05.08.17)
Insomnia
0
harvey
(05.08.17)
I don't feel at home in this world anymore
0
qazaqwsx
(05.08.17)
Life of David gale
0
mezzosprite
(05.08.17)
Hodejegerne
0
hümanist tabutçu
(05.08.17)
contratiempo
0
fıytfıyt
(05.08.17)
(6)

Şiirin hayatımızdaki yeri ve önemi

Zeth
Geçen yürüyüşteyiz. Bir arkadaş bir isim söyledi sonra palyaço mu dedi bir şiir, ünlüdür falan dedi başladı şiirini okumaya.İş çevremde muhafazakar-milli elemanlar çok. Erdem Beyazıt, İsmet Özel muhabbetleri falan gırla ama bazı isimler çıkıyor, ünlüdür falan ? Neyi ünlü, ne ara ünlü oldu, hangi kom
Geçen yürüyüşteyiz. Bir arkadaş bir isim söyledi sonra palyaço mu dedi bir şiir, ünlüdür falan dedi başladı şiirini okumaya.

İş çevremde muhafazakar-milli elemanlar çok. Erdem Beyazıt, İsmet Özel muhabbetleri falan gırla ama bazı isimler çıkıyor, ünlüdür falan ? Neyi ünlü, ne ara ünlü oldu, hangi komünitede falan diye soruyorum kendi kendime?

Ben oturup şiir okuyayım diye okuduğumu hatırlamıyorum bir kaç istisna dışında. Orhan Veli, Necip Fazıl, Mehmet Akif, Nazım Hikmet falan ergenliğimde okumaya çalışmıştım ama sarmamıştı genelde. Önüme düştükçe okurum. Önüme düşen de zaten illa bi numarası olan bişeydir. AH muhsin ünlü olur, işte Ali Lidarın o sinemalı falan şiiri olur, İkinci Yenilerin bazı şiirleri, Vatan Millet Sakaryalı şiirler. E güzel oluyor tabi, modunda yakalamışsa seni bir de. O kadar ama, dahası yok.

Neyse sizin şiirle ilişkiniz nedir, var mı böyle önerdiğiniz şeyler. Arada tutup ezberden şiir okur musunuz ? Okuyandan etkilenir misiniz ? Muhafazakar şiirdeki ikindi, secde, kabe, nesil; ya da yeni şiirlerdeki nar, kedi, mor imgelerinden bunaldığınız oldu mu ?

Benim gülesim geliyor İsmet Özelden falan arada ezberden sesli okuyor arkadaşlar hiç alakası yokken. Ulan ortam desen ortamı değil, şiir desen boktan, bitiriyor adam ee nabıcaz şimdi alkış mı yabıcaz diye kalıyorum.

Çok başka bişey soracaktım aslında ben ama unuttum.
0
Zeth
(05.08.17)
bi dahakine arkadaşını düzelt lütfen, palyaço adlı şiir ünlüdür ama turgut uyar'ın olarak bilinir, onun değil, anonim. onur ünlü saçmalıklarından doğan bir söylenti bu.

şiir hayatımın bir parçası ama sesli okunmasından genelde tiksinirim.

bir sürü isim önerebilirim ama şimdilik yaşayan şairleri söyleyeceğim: birhan keskin, lale müldür, murathan mungan, ahmet telli
0
mutlusismankedi2015
(05.08.17)
romantik şiiri pek sevmem. yahya kemal'in şiirlerini seviyorum çok. "rindlerin ölümü" şiirini ezbere bilirim. ara sıra kendime okuyorum bu şiiri. arz ederim.
0
efreet sultan
(05.08.17)
Şiirin hayatımda yeri yok gerçekten. Şiiri sevemedim, sevemiyorum, zorla da olmuyor. Okumayı ayrı, duymayı ayrı sevemedim. Hele ki biri teatral sesle şiir okumaya başlarsa, gülmemek için dudaklarımı ısırıyorum. Şiirin içinde 'hoyrat', 'esrik', 'rüzgar' falan geçiyorsa zaten dayanamayıp kahkaha atarım artık.

Bunun aile ile bir ilgisi olabilir. Ailede edebiyatçısıdır, şairimsilerdir çok; küçüklükten tiksindim. Bir anda biri şiir okumaya kalkıyor falan, hazırlıksız yakalanıp yerimden sıçradığım oluyor aile ziyaretlerinde. Öyle aileme tepki olarak da doğmadım genel olarak ama onlar şiiri ne kadar sevdiyse, ben o kadar tiksindim.

Tek istisnası halk ozanları. Okuyunca severim onları. Karacaoğlan'dır, Dadaloğlu'dur, Aşık Veysel'dir, onları severim. Hadi, belki Nazım Hikmet'le Orhan Veli'nin birkaç şiiri olsun yanına. Bir de Han Duvarları. O da ölçülü olur; birkaç yılda bir.
0
aychovsky
(05.08.17)
Hiç sevmem.
0
harvey
(05.08.17)
Şiiri severim. Bol bol da okurum, dinlerim falan. Bir yerde bir seyi beklerken ya da tek başıma yururken falan okurum. Hem hafızamı tazeler hem de hoşuma gider yani. O zamanın dolduruyor gibi gelir bana. Bir iki kere yolda yururken arkadaslarimla kendi kendime okuduydum yine de bi sey dememişlerdi sagolsunlar. sesli şekilde okumadığım ve onlara hitap ederek okumadığım için pek bir sıkıntı olmadı sanıyorum.

İlk ezberlediğim şiirler Orhan Veli şiirleriydi. Neredeyse çocuğunu bilirim. İsmet Özel de bilirim. Cahit Sıtkı çok severim ama çok şiirini ezberleyemedim.
Süleyman cobanoglu var metin eloglu var şükrü erbaş var ataol behramoglu var.

Şiir bence bazı durumlara ve genel olarak hayata katlanabilirligi arttırıyor. Benim için öyle yani.
0
fyodor fyodorovic
(05.08.17)
404 not found. Ama şarkı sözü öyle mi.. <3
0
manuel mandalina
(05.08.17)
(18)

öyle bir dram film önerin ki

steve rogers
izledikten sonra 2-3 gün etkisindeydim çıkamayayım.
izledikten sonra 2-3 gün etkisindeydim çıkamayayım.
0
steve rogers
(04.08.17)
Children of Heaven
0
fragile lady
(04.08.17)
brimstone

dram gerilim gerçi.
0
elorelia
(04.08.17)
My Sister's Keeper

not:Çok trajik bir hikaye böyle filmlerde insan kendini daha fazla sorguluyor ve herşeyin boş olduğunu sağlıktan kıymetli birşey olmadığının daha fazla farkına varıyor..çok duygusal film..
0
jamswety
(04.08.17)
Stoning of Soraya m. Sinir krizi gecirirsin.

Elephant Man

Oslo 31 August. Kanser eder
0
rahip janick
(04.08.17)
Requem For A Dream
Manchester By The Sea
House of Sand And Fogs
0
(04.08.17)
4everlilja
0
marul hirsizi
(04.08.17)
Hotaru no haka

dağılabilirsiniz.
0
late viper
(04.08.17)
Ginger snaps
0
rickon stark
(04.08.17)
Sling Blade
The Color Purple
Rebel Without a Cause
0
harvey
(04.08.17)
Beş şehir
0
bartman
(04.08.17)
ağır roman
0
azeriturku
(04.08.17)
secrex
(04.08.17)
Mommo kız kardeşim
0
scomalt
(04.08.17)
İncendies
0
curukturpkokusu
(04.08.17)
Lo imposible (2012)
0
mandy lane
(05.08.17)
incendies +1
manchester by the sea +1

muazzam dramlar.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(05.08.17)
grave of the fireflies
0
rhan
(05.08.17)
hotaru no haka ! +1
0
orixim
(05.08.17)
(16)

hatun ve hanımefendi kelimeleri üzerine ne düşünüyorsunuz?

reavelyn
soru başlıkta aslında ama biraz daha açayım. hatun kelimesini kaba bulanlar var, hanımefendi veya hanımı da eski bulup beğenmeyenler. buna üzülüyorum biraz aslında, hatun harika bir kelime değil mi? kadına verilen değeri gösteren kelimelerden birisi bence.
soru başlıkta aslında ama biraz daha açayım. hatun kelimesini kaba bulanlar var, hanımefendi veya hanımı da eski bulup beğenmeyenler. buna üzülüyorum biraz aslında, hatun harika bir kelime değil mi? kadına verilen değeri gösteren kelimelerden birisi bence.
0
reavelyn
(29.07.17)
hatunu eskiden çok severdim. şimdi özenti gibi geliyor. söyleyen kişiyle de alakalı bence. hanımefendi çok şık bence yabancı insanlar kullandığında. ayrıca yanımdaki bir erkek de üçüncü birisine benden hanımefensi diye bahsederse bu da hoşuma gider. ama her halükarda ikisi de söyleyen kişiye çok bağlı. özenti mi yoksa ağzına yakışmış mı diye
0
blacksky
(29.07.17)
Hatun itici. Biraz varoş geliyor hatta; ceceli dinleyip nargile kafeye giden tipler canlanıyor gözümde.
Hanımefendi gayet normal. Önceden dolmuş şoförleri bile kullanıyordu ne oldu da değişik bişi gibi gelmeye başladı bize şaşkınım.
0
jimjim
(29.07.17)
Ben sadece güzel kızlara hatun derim. Hatun fena gibi. Güzel olmayan kızlara kızcağız falan derim. Hanımefendi de güzel bir kelime ama gerçekten bir hanımefendi için kullanılırsa. Kezbanlar için kullanılırsa hoş olmuyor.
0
dissendium
(29.07.17)
Hatunu severdim çok da kullanırdım sonra bir şey oldu artık kaba geliyor sanırım yukarıdaki arkadaşın söyediği ile ilgili kimin nasıl söylediği önemli.
Hanımefendi gayet kibar bence çok şık.
0
mutekebbir
(29.07.17)
Hatun leş, hanımefendi cici.
0
harvey
(29.07.17)
İkisini de severim ama kullanım yerlerine göre. Hatun, samimi olduğum birine genelde çok güzel, çok fettan ya da böyle dişi bir özelliği olan bir kadından bahsederken kullandığım bir ifade. 'Hatun taş!' gibi. Çok yakın kız arkadaşımızla ismimizin sonuna hatun koyarak hitap ettiğimiz de olur ama isimler yeni nesil isimler olunca bir Nene Hatun gibi durmuyor; İrem Hatun, Ceren Hatun falan oluyor. Sonra da kıkırdıyoruz 'Ayça Hatun size bakraçla ayran çalkasın heee', 'Seçil Hatun, hele makaleleri bana tez forward eyleyesün' diye saçmalayıp mutlu oluyoruz. Kadından bahsederken hatun kullanımı bana çok samimi geliyor, 'Hatuna bak, gelirim dedi, gelmedi' gibi. İçeriğe bağlı olarak hatun kelimesini çok severim.
Hanımefendi daha çok sokaktaki 'bayan' lafını karşılayan bir şey gibi geliyor, 'Hanımefendi, cüzdanınızı düşürdünüz' gibi.
İkisi birbirinin alternatifi gibi gelmiyor.
0
aychovsky
(29.07.17)
iş yerindeysem genelde kadınlara hanımefendi diyorum. mesela müşteri aradığı zaman selamın aleyküm hanımefendi diyorum. nasılsınız diyorum. sizli bizli konuşuyorum.

ama normal arkadaş ortamında "naber kadın" derim.
0
kosun lan mevzu var
(29.07.17)
hatun cok itici bi hitap sekli. kullanmayınız lütfen.
0
all girls dream
(29.07.17)
@dissendium ve @aychovsky + 1 çok güzel açıklamışlar.

ama "hatun"un itici, kaba gelen bir yönü de var. kırsal; erkeğin, kadının efendisi olduğu çağrışımı yapıyor. bunu birebir kullanan şahıslarda gözlemledim. bu yönüyle hoş değil. "nene hatun"daki kullanımı ise çok hayranlık uyandırıcı, hanımefendinin de hanımefendisi gibi bir çağrışım yapıyor bende.
0
runagain
(29.07.17)
Ikisi birbirini karşılamıyor ki. Ayri ayri degerlendirmek lazim. Hatun diye nasil hitap edilir ki zaten. Birinden bahsederken geyik ortaminda hatun diye bahsedilir en fazla. Hatun şeklinde seslenmek... bilemedim. Hanimefendi birçok ortamda, asıl kullanilmasi gereken hitap şekli zaten.
0
aquarium
(29.07.17)
hatun lafını kullanmam, kullanılması da itici geliyor.
hanımefendiyi ben dahil çevremdeki pek çok kişi sinirlenince kullanıyor sanırım, düşünce farkettim.
0
manuel mandalina
(29.07.17)
Aman "bayan" demeyin de, ne derseniz deyin.

kakao +1
0
fengari
(29.07.17)
Hatun kelimesi itici geliyor açıkçası. Aksine hanımefendi 80'ler İstanbul'una ait, kibar bir kelime gibi geliyor kulağıma, daima eskileri hatırlatıyor. Keşke daha çok kullanılsa.
0
sytemofadownmanyagi
(29.07.17)
Ikisi de problem degil benim icin. Hatun kullanmak icin pek uygun durum yok ama biri kullansa rahatsiz olmam. Ben hatun demiyorum. Hatun diyince gozumde kocakari canlaniyor biraz:)
0
stavro
(30.07.17)
Hatun kelimesi çok afedersiniz erotiğime gidiyor. Halbuse yasal eş demek. Hele bi de yasadışı olsa var ya off
0
kargn
(30.07.17)
Hatun boktan.

Xxx hanfendicim iyidir.
0
Apocalypse
(30.07.17)
(6)

pasaj hangi kitaptan

alttaraf
hayatımda, gerçekliğini hissettiğim tek şey ağrıydı. onu da ağrıkesicilerle yok ediyordum. hayatımın tüm gerçekliğini yok etmek derdindeydim.kendimi tamamen unutmak değil, tarihten silmek derdindeydim. ruhumda en ufak bir acı, mutluluk, sevgi, hüzün, aldatılmışlık, karamsarlık kısacası hiçbir şey ka
hayatımda, gerçekliğini hissettiğim tek şey ağrıydı. onu da ağrıkesicilerle yok ediyordum. hayatımın tüm gerçekliğini yok etmek derdindeydim.
kendimi tamamen unutmak değil, tarihten silmek derdindeydim. ruhumda en ufak bir acı, mutluluk, sevgi, hüzün, aldatılmışlık, karamsarlık kısacası hiçbir şey kalmayacaktı. tüm duyguları ve fikirleri, temizlik delisi annemin tüm eve çamaşır suyuna bulaması gibi ; bir çırpıda yok edecektim. kendimi dezenfekte edecektim.
nasıl etmeyeyim ki? tüm insanlar gibi kirli, yozlaşmış ve hastaydım. ben, dünyaya geldiğimde de hastaydım, çocukken de , şimdi de.artık tek bir amacım vardı, o sonsuz boşluğa yavaş yavaş süzülürken ben; ölüm diye adlandırıyorsunuz siz. oraya doğru yola koyulmuşken, kendime dair bir şeyi götürmemeye niyetim vardı. ölüm kayığında süzülen bir günahkar değil, bir boşluk olacaktım.
ağrı kesiciler bitiyordu bazen, ağrılarım artıyordu. kendimi ve bedenimi hatırlamaktan nefret ediyordum. bedenim, berbat bir zihni taşıyordu. berbat zihnim, berbat anıları taşıyordu. berbat anılar, içinde başrolde bir sefili, beni taşıyordu.
sahi, nasıl unutabilirdim her şeyi, vadideki zambak gibi katı ve acıtan bir şeye nasıl dokunabilirdim? nasıl tüm gözlerden ve zihinlerden uzak olabilirdim? sonunda bulmuştum.
bulduğum şey, yavaş yavaş beni yok etmeye başlamıştı. çok mutluydum. tüm hafızam , çamurdan bir heykel gibi yağan yağmurda yok oluyordu.
zihnim ve anılarım yok oluyordu. bu sırrı da size vermek istemiyordum. yalnızca ben yok olabilirdim. o boşlukta kimseyi istemiyordum.
0
alttaraf
(23.07.17)
az once sozlukte okudum da ruh halimi anlatiyor, sagolsun suser arkadas kaynak vermemis, kimbilir belki de kaynak kendisidir..
0
🌸alttaraf
(23.07.17)
yazara mesaj attım :)
0
m e b
(23.07.17)
eyvallah:)
0
🌸alttaraf
(23.07.17)
Şahaneymiş.
0
harvey
(23.07.17)
bir pessoa havası var sanki.
0
tepedeki psychedelic adam
(24.07.17)
yani pessoa ya da shopenaur (dogrusunu yazamadim) ya da genc werner in acilari belki..
0
🌸alttaraf
(24.07.17)
(7)

ikinci dünya savaşı ile ilgili belgeseller

nice tnetennba
ikinci dünya savaşı ile ilgili belgesel arıyorum. çok fazla film var ve açıkçası işin içinden çıkamadım. film önerebilir misiniz?
ikinci dünya savaşı ile ilgili belgesel arıyorum. çok fazla film var ve açıkçası işin içinden çıkamadım. film önerebilir misiniz?
0
nice tnetennba
(16.07.17)
harvey
(16.07.17)
Oo soru tam ilgi alanımdan geldi :))
Öncelikle 21temmuzda Dunkirk filmi cikacak, ona mutlaka git.

Su an mobildeyim ama "soviet storm" serisini soyleyeyim kafadan. Youtube'da var.
The world at war da seri belgesel.
Mesajla not birakirsan birkac tane daha paylasirim pc başına gecince.
0
stavro
(16.07.17)
Apocalypse: The Second World War
0
battal gemalmaz
(16.07.17)
@stavro bunlar hep dunkirk gazından oldu zaten :/

bir belgesel vardı, rusların, savaştan sonra çocuk, yaşlı demeden almanlara ettikleri tecavüzleri anlatıyordu. ismini unuttum çok mutsuzum.
0
🌸nice tnetennba
(16.07.17)
Apocalypse izleyecegin tum belgeselleri kapsayan, gercek savas goruntuleriyle hazirlanmis essiz bir belgesel.
0
japon askeri
(16.07.17)
amerikanın gizli tarihi - oliver stone
0
basond
(16.07.17)
nazi megastructures
0
bir garip melek
(17.07.17)
(11)

depresif film/dizi

el pajaro
merhaba herkese,six feet under13 reasons whyepey severek izledigimdi. film aklima lion king geliyor. hehehe.soyle guzel karamsar,depresif onerilerde bulunur musunuz?
merhaba herkese,
six feet under
13 reasons why
epey severek izledigimdi. film aklima lion king geliyor. hehehe.

soyle guzel karamsar,depresif onerilerde bulunur musunuz?
0
el pajaro
(04.07.17)
Detachment
0
harvey
(04.07.17)
black mirror
0
himmet dayi
(04.07.17)
The missing. Butun psikokojimi yedi bitirdi ama hala tekrar tekrar izleyesim var.
0
a r a m i s
(04.07.17)
detachment +1
mar adentro
das leben der anderen
perfect sense
a single man
perfect blue
la pianiste
the whistleblower
naked
lat den ratte komma in
kronjuvelerna
turtles can fly
naboer
0
i m cool with that
(04.07.17)
big little lies
true detective
0
nice tnetennba
(04.07.17)
Oslo 31 agustos
0
partizan
(04.07.17)
Buffalo 66
Le conseguenza dellamore
0
partizan
(04.07.17)
Black Mirror
Utopia
Inside No 9
Her
The Lobster
Kynodontas
Who
What Ever Happened to Baby Jane?
Feud
True Detective +1
Rectify
0
fragile lady
(04.07.17)
Carnivale. Rahatsız ederek sevdiriyor.
0
apartman teyze
(04.07.17)
manchester by the sea
0
embermane
(05.07.17)
Dancer in the dark
Requiem for a dream
Fargo

Şu an aklıma gelenler..
0
peggy
(05.07.17)
(10)

Kasım'da Askerliğine Başlamış Olanlar Bir Bakabilir mi?

oradaydik ve simdi buradayiz
Kasım'da silah altına girmeyi düşünüyorum. Kısa dönem. Bu dönemde birliğine katılan arkadaşlar ne düşünüyor, tam kış ortası olacak biraz çekiniyorum, Şubat'a mı bıraksam diyorum ne dersiniz arkadaşlar?
Kasım'da silah altına girmeyi düşünüyorum. Kısa dönem. Bu dönemde birliğine katılan arkadaşlar ne düşünüyor, tam kış ortası olacak biraz çekiniyorum, Şubat'a mı bıraksam diyorum ne dersiniz arkadaşlar?
0
oradaydik ve simdi buradayiz
(04.07.17)
Döndüğünüzde işiniz gücünüz hazır olacaksa bekletmenin pek anlamı yok.

Ben gitmedim fakat Kasım'da askere gitmiş her arkadaşım günlerin kısa olmasından dolayı daha çabuk geçtiğini söylediler. Bu görüş hem sürünerek hem de keyif yaparak yapan tüm arkadaşlarımda ortak görüş idi. Şubat'ın da arada kaynaması hoş duruyor.

Bana da mantıklı geldi ama birkaç farklı görüşü değerlendirmek iyi olur.
0
desdenova34
(04.07.17)
Kasımda git. Şubata bırak diyenleri kesinlikle dinleme. Şubata kalacak gibi olursan git kapılarında yalvar, kasımda git. Kasımda kısa dönem olarak gittim. Başka celpte gitmeyi istemezdim.
0
nawar
(04.07.17)
Bence en iyi dönem. Günler kısa, havalar ısınmadan eve dönüyorsun.
0
harvey
(04.07.17)
Kasımda askerlik yapmış birisi olarak kısmet diyorum :) Gideceğin yerle alakalı bir durum.Erzuruma giden bir arkadaşım o kadar soğukta günde 6 saat nöbet tutarak kısa dönemini geçirdi.Aam bugün olsa şubat'ta gitmeyi tercih ederdim ben.
0
josefen
(04.07.17)
bi yere gidersin keşke kış gelseydim dersin, bir yere gidersin keşke yaz gelseydim dersin. onu da nereye gideceğin belli olmadan bilemezsin. madem gideceksin bu düşüneceğin son şey olsun.
0
soft
(04.07.17)
Kasımda yaptım İzmir çıktı şansa. Bence kesin kışın git yağmur falan yağar kar yağar eğitim iptal olurdu bizde çünkü bir kişi hasta olunca 400 kişilik koğuş herkes hasta oluyor. Bademcik iltihabı yüzünden 300 kişi revire gitmek istemişti mesela. Ayrıca en kalabalık 4. Tertip olur iyi kötü arada kaynarsın öyle herşey nizami olmaz.
0
gozu acik sevisen yahudi
(04.07.17)
askerlik yapılacak en sağlam dönemdir kasım, özellikle kısalar için.

bizim gibi bahtsızlar, 10 ay 22 gün yaptık ama olsun. acemiliği serin havada yapacaksın.
0
blue eyes white dragon
(04.07.17)
Usta birliginin nereye cikacagina bagli. Antalya cikarsa yasadin, kars cikarsa ebeninkini tersten gordun demektir bu.
0
tosunpasa
(04.07.17)
Nereye düştüğüne bağlı. Ağrı fln çıkarsa bisileri tuttun demektir. Yukarda bi arkadas yağmur kar vs yağınca eğitim iptal olur demiş ama sanırım bu gittiğin yerle alakali. Ben -25 kar kıyamette eğitim yaptigimi bilirim ama özetle kış iyidir yazın ter mer cekilmez
0
all girls dream
(04.07.17)
Kasım'da gitmek mantıklı geldi. Grip aşısı da olurum gitmeden önce, yararlı olacaktır. Sağ olun tavsiyeler için. :)
0
🌸oradaydik ve simdi buradayiz
(04.07.17)
(12)

Sadece müslüman yazarların kitabıni oku diyen biri?

for day to break
Neye dayanarak diyor bunu? Kendisi bana açıklama yaptı ama günah demekten öteye gidemedi. Dini kitaplar da bana istediğim her şeyi verebilirmiş güya. Ama bazi dini kitaplar bana o kadar sikici geliyor ki yarim birakiyorum. Dinimizde ilim çinde bile olsa alin dememisler mi? Siz ne düsunuyorsunuz bunu
Neye dayanarak diyor bunu? Kendisi bana açıklama yaptı ama günah demekten öteye gidemedi. Dini kitaplar da bana istediğim her şeyi verebilirmiş güya. Ama bazi dini kitaplar bana o kadar sikici geliyor ki yarim birakiyorum. Dinimizde ilim çinde bile olsa alin dememisler mi? Siz ne düsunuyorsunuz bununla ilgili...
0
for day to break
(02.07.17)
Dayanağı yok bence. Okuyalım yeter ki. Hristiyan Musevi Müslüman, içerik olarak kaliteli olsun da kim yazarsa yazsın.
0
Fusha
(02.07.17)
duyduğum en saçma şeyler sıralamasında kafaya oynar..
0
qazaqwsx
(02.07.17)
bazen he he deyip geçmek lazım. şunun üzerine düşünmek bile saçma.
0
soso
(02.07.17)
O biri, az öteye gitsin. Sen de canın ne okumak istiyorsa oku.
0
apartman teyze
(02.07.17)
bu tiplerin söylemlerini çok ciddiye almayın allah rızası için. bak bunu bir müslüman olarak diyorum. yav he he deyin geçin. olmadı, özgür demirtaş'ın bir programda yaptığı ince bir jest var onu yapın.

kadınlar çalışmamalı diyip hastaneye gidince bir kadın tarafından tedavi edilen bir din adamı vardı. benim gözümde bunlar böyle.
0
blue eyes white dragon
(02.07.17)
Neye dayanarak dediğini biz nasıl bilelim ki adamı getir de biz soralım (: Konuşamanın öncesi sonrası nasıldı ? İslam diniyle ilgili kitap okurken mi diyor bunu ? Yoksa calculus u da mı sadece müslüman yazarlardan oku diyor ?
0
fyodor dostoyevski
(02.07.17)
müslümanların çoğu konuşurken yalnızca sandalyeye dayanıyor, sorun o zaten. bazısı "resim, roman ifşadır bu yüzden de haramdır" düşüncesinde, bazısı "oku" ile başlayan kitap hiçbir okumayı yasak etmez diye düşünüyor.
zaten yalnız müslümanların kitaplarını nerden okuyacaksın, yazanlar da büyük ihtimal "gavurların" kitaplarını okumuştur, belki de münafıktır. oh yeah.
0
ben demistim zaten
(02.07.17)
Fyodor dostoyevski sadece islam diniyle ilgili yazilar olmadiği sorumda yeterince açik zaten. Tüm kitaplari diyor.
0
🌸for day to break
(02.07.17)
nothing in my way
(02.07.17)
Yobazlığına ve korkusuna dayanarak söylüyor. Bu düşüncenin temelinde inancında şüpheye düşmek var, oysa okuduğun herhangi bir şey seni şüpheye götürecekse o inanç olmamıştır zaten. Aynı mantığa göre, inançsızlar da dini olan her şeye karşı kapalı olmalılar, burada kendi içinde çelişkili bir durum var.
0
harvey
(02.07.17)
biliyor ki başkalarını okusa rasyonel kısmı ortaya çıkacak ve korkusuyla yüzleşmeye çalışacak. Onun için gerek yok. Komfor alanı iyi. Komfor çemberinden çıkma diyor işte.
0
empat
(02.07.17)
qazaqwsx +1
0
klar
(02.07.17)
(17)

Son 1 ay içinde kaç kitap okudunuz?

qazaqwsx
Merhaba,Aşağı yukarı son 1 ay içinde kaç tane kitap okumuşsunuzdur? Kitapları da yazarsanız çok güzel olur aslında :)güzel pazarlar dilerim.
Merhaba,

Aşağı yukarı son 1 ay içinde kaç tane kitap okumuşsunuzdur?

Kitapları da yazarsanız çok güzel olur aslında :)

güzel pazarlar dilerim.
0
qazaqwsx
(02.07.17)
0 +1
0
funl
(02.07.17)
Haziran'da 4 kitap okudum, bunların ikisi tek oturumda bitecek ince kitaplardı;

Mithistorima - Yorgos Seferis
Baran Peregrine'in Tuhaf Çocukları - Ransom Riggs
Benim Hüzünlü Orospularım - Gabriel Garcia Marquez
2001: Eski Türkiye'nin Son Yılı - Mirgün Cabas
0
bi mekan
(02.07.17)
0. Hatta son 4 yıl için de geçerli bu rakam.
0
diffarentiationation
(02.07.17)
2
har
merhume
ikisi de murat uyurkulak
0
ghilleinthemist
(02.07.17)
2
samarit'in sırrı
vahşi adalet.

normalde haftada 1 kitap okurum ama bu aralar pek zaman bulamıyorum.
0
MtKrt
(02.07.17)
Isabel Allende - Ruhlar Evi
Ursula K. Le guin - Mülksüzler
Hasan Ali Toptaş - Gölgesizler
Dostoyevski - Budala (Yarısındayım.)
0
auroraaurora
(02.07.17)
2 kitap, 1 de çizgi roman

genç werther'in acıları-goethe
liseden arkadaşlar-selçuk aydemir

y: the last man (cilt 7)

not: şu anda da "ölüm bir varmış bir yokmuş"u okuyorum (jose saramago)
0
reso aga
(02.07.17)
Darwin ve darwincilik
Sözde kızlar - Peyami safa
Deniz kurdu - Jack london
Otostopçunun galaksi rehberi (henüz bitmedi)
0
ruhen hastayim ben
(02.07.17)
3 okundu, 4. bugün bitecek.

Uyuyan Adam, Rosshalde, Kâtip Bartleby
+
İnsan Olmak
0
harvey
(02.07.17)
2.yi okuyorum. :(

Chuck Palahniuk - Kaçaklar ve Mülteciler
Charles Dickens - Oliver Twist
0
ms brownstone
(02.07.17)
Orta zekalılar cenneti
Kırmızı pazartesi
Sapiens
Kara kitap'a devam ediyorum. Daha uzun bir zamanımı alacak gibi.
0
aquarium
(02.07.17)
2
muhteşem gatsby - f. fitzgerald.
echo'nun kemikleri - samuel beckett.
0
ravenclaw
(02.07.17)
3.5

Aşkın en güzel tarihi
Seninle başlamadı - mark wolynn
Antik dünya - susan wise bauer
Ortaçağ dünyası - susan wise bauer bu bitmedi daha
0
jazzabel
(02.07.17)
filteria
(02.07.17)
Saatleri Ayarlama Enstitüsü
Halkidona'dan Kadıköy'e Körler Ülkesinin Hikayesi
Fransız Teğmenin Kadını (devam ediyor)
0
tepedeki psychedelic adam
(02.07.17)
25 mayısta 7 tane kitap almıştım hedefim haziran içinde bunların hepsini okumaktı ama sadece 2 tanesini okuyabildim (Sapiens ve Bülbülü Öldürmek).
3. kitaba bu akşam başlayacağım.
0
battal gemalmaz
(02.07.17)
4 oldu dün itibariyla
0
captainobvious
(02.07.17)
(21)

En az iki kez izlediğinjz film?

pavlis
İsmini ve türünü de yazarak söyler misiniz?
İsmini ve türünü de yazarak söyler misiniz?
0
pavlis
(26.06.17)
98 yapımı Sefiller
0
harvey
(26.06.17)
memento, ilkinde anlamadım.
0
goodz
(26.06.17)
Snatch
Fight Club
Dictator
0
gozu acik sevisen yahudi
(26.06.17)
çok var ama sayı olarak en çok izlediğim captain america: the winter soldier olabilir büyük ihtimal
0
peki madem
(26.06.17)
12 Angry Men. 50 defa izlemişimdir.
0
angelus
(26.06.17)
çok var +1

inglorious basterds
pulp fiction
dr. strangelove.

en çok izlediklerim içinde en çok izlediklerim bunlardır herhalde.
0
ravenclaw
(26.06.17)
Goodfellas - biyografi
Wolf of wall street- biyografi
Shutter Island - Gerilim
Whatever works - komedi
The king's speech - biyografi
A beautiful mind - biyografi
The pianist - biyografi
The social network - biyografi
Man on the moon - biyografi
Faq about time travel - bilim kurgu
Back to the future serisi - bilim kurgu
Doctor strangelove: Komedi
Deadpool - komedi
Midnight in Paris - Bilim kurgu mu komedi mi bilemedim
The matrix(sadece ilk film) - bilim kurgu
K-pax - bilim kurgu
Ice Age - komedi

Aklıma gelenler bunlar.
0
noluyo yaa
(26.06.17)
interstate 60, fantastik, yol, macera.
train de vie, nazilerden korkan bir yahudi köyünün hikayesi, komedi, dram, yol.

çok keyifli ve sevimli filmler.
0
dahinnotha
(26.06.17)
kosmos
the green mile
color of paradise
0
wilhelmwasmuss
(26.06.17)
Twelve monkeys, matrix, akira, moon, ghost in the shell, 2001:a space odyssey, minority report. Tümü fantastik ya da bilim kurgu ya da türevi.
0
kargn
(26.06.17)
The fountain hatta üç gün üst üstte izlemiştim. Her bir izleyişte bir başka olmuştu.
0
clones
(26.06.17)
başkalarının hayatı / dram (eminde olamadım) 4-5 defa izlemişimdir. hem konu hem ulrich mühe efsanedir bu filmde.
0
Phoebe
(26.06.17)
Life of Brian- Komedi
Repulsion - Korku, Gerilim
The Tenant- Gerilim
Burn After Reading - Komedi
Everything You Always Wanted to Know About Sex But Were Afraid to Ask- Komedi
Paris Texas- Dram
Dangerous Liaisons- Dram(?)
0
buf-e kür
(26.06.17)
The danish girl, biyografi
Gülen gözler, neşeli günler

Aklıma ilk gelenler bunlar oldu
0
mutlusismankedi2015
(26.06.17)
apartman teyze
(26.06.17)
Oldboy - türe ne yazayim bilemedim.
0
o ben degilim
(26.06.17)
lotr serisi - fantastik
vizontele - komedi
naked - drama
pulp fiction - reservoir dogs - kill bill - drama/suç
v for vendetta - suç/drama

daha onlarca vardır ama ilk aklıma gelenler bunlar.
0
Apocalypse
(27.06.17)
back to the future serisinin (bilim kurgu - komedi) her filmini en az 5'er kere izlemişimdir
0
yuto
(27.06.17)
yeşilçam fileleri var bink ere izlemişimdir. sadri alışık, kemal sunal filmleri falan. umut var (haya5). otobüs (hayat), the gold rusjh(komedi), shadows and fog(komedi), korkarlen(hayat), au haard balthazar(hayatın ağababası), kader(dram), tabutta rovasata(hyat, rahatlatma filmi), i hired a contract killer(rahatlatma filmi, komedi), üşütük(saçma komedi)..

daha var da aklıma bunalr geldi.
0
misterturist
(27.06.17)
hemen her filmi 2 kez izlemişimdir ben. ya çok sevdiğim için, ya anlamadığım veya sonunu/önemli sahnelerinden birini falan unuttuğum için, ya arkadaşıma/sevgilime/misafirime vs de izletmek istediğim için. sevmediğim ve yarım bıraktığım filmler hariç (tabi ki hariç olcak zaten, adı üstünde yarım kere izlemişim asdf) her filmi en az 2 kere izlemişimdir. bu da çok fazla sayıda film eder. sen şunu 10 falan yap bence.

soruya bir tane cevap: beetlejuice / fantastik komedi
0
reso aga
(27.06.17)
pride and prejudice 2005 yapımı olan.
bir de bir the x files bölümü olan "memento mori" dönüp dönüp izliyorum.
0
denne
(27.06.17)
(21)

bakıyorum herkesi begeniyorsunuz

yuvarlanantencereninkapagi
herkesi ve hiç umulmadık yüzleri begeniyorsunuz. çok şaşırıyorum. fotoğrafa bakıyorum, kesin buna giydirmislerdir diyorum. bi bakıyorum ' söyle güzelsin, böyle guzelsin' . bu durumu elestirmiyorum sadece garipsiyorum. estetik algimin genel guzellik algisiyla hiç uyuşmadığını düşünmeye başladım.beğen
herkesi ve hiç umulmadık yüzleri begeniyorsunuz. çok şaşırıyorum. fotoğrafa bakıyorum, kesin buna giydirmislerdir diyorum. bi bakıyorum ' söyle güzelsin, böyle guzelsin' . bu durumu elestirmiyorum sadece garipsiyorum. estetik algimin genel guzellik algisiyla hiç uyuşmadığını düşünmeye başladım.

beğeni kriterleriniz nedir mesela bir yüzde? benim sanırım bir kriterim yok.

ek olarak yanlış anlaşılmasın, kimseye sen çirkinsin falan diyelim demiyorum. aksine.
0
yuvarlanantencereninkapagi
(25.06.17)
ufak kusurlara bayılırım bir yüzdeki.
0
lüzumsuz adam
(25.06.17)
Böyle bi durum var evet.
0
ekaterina
(25.06.17)
Benim de toplumla güzellik anlayışım çok uymuyo sanırım belli kriterlerim yok aslında ama bilemedim valla.
0
pastörizesüt
(25.06.17)
Daha önce yazdıklarından kafa olarak sevdiysem ortalama biriyse bile gözümde tepelere çekiliyor.

Doğal ve içtense, makyaj falan hikaye en kral kız o'dur.
0
passion rules the game
(25.06.17)
çünkü çirkin deme lazım olur kafası.

tabi tutup beğenmediğin insana sen şöyle çirkinsin böyle çirkinsin demenin bir mantığı yok, ama herkesi güzel bulmanın altındaki amaç da aşağı yukarı belli.
0
keçeli kalem
(25.06.17)
giydirince de -simayla alay olmaz- tayfası geliyor n'apalım. ayrıca zaten benim öyle abartılı kriterlerim yok, gideri olsun yeter.
0
yeraltindan potlar
(25.06.17)
Ben artık alıştım bu duruma. Ne zaman ifşa olsa "ooooooo aman tanrım yok böyle bir güzellikkk!!! <3 <3 <3" şeklinde yorum yapılıyor herkese. Diyorum bu seferki şahane biri galiba açıp bir bakayım. Açılan linkteki kişi maksimum 5-6/10 oluyor. İşte bunlar hep ekmeğinin derdindeki delikanlılar. İddiasız kızlara yazıyorlar ki şansları yükselsin. Zira bu iltifatları eden adamların da dünya yakışıklısı olmadıklarını biliyoruz, dün geceki (ve bu sabahki) ifşada gördük.

Bu seferki ifşada eli yüzü düzgün bayağı kişi vardı ama bana göre hiçbirinin abartılacak bir yanı yok. Çok güzel ya da çok yakışıklı değiller, normal insanlar işte.
0
i m cool with that
(25.06.17)
Güzellik anlayışım farklıdır benim. Bu yüzden bir kriter söyleyemem.
0
Apocalypse
(25.06.17)
ya nefes alsın yetercilik ile gelen "ya tutarsa" var ya aşırı nazik bir grup ekşi duyuru ya da cidden herkesi beğeniyorlar. benim oyum kimseyi kırmamak için herkese güzel/yakışıklı diyorlar. gönül işleri sekmesinde ekşi duyuru klasiğidir. fotoğrafını paylaşan herkes güzel/yakışıklı/yorumsuz kalır. ilişki durumuyla ilgili anlatılan her şeyde karşı taraf suçlu bulunur. ilişki başlamadıysa, bir uyuşmazlıktan söz edilen karşı taraf ne kadar mantıklı olursa olsun, duyuruyu açana "kaç kurtul böyle insanlardan" denir. çok da şey yapmamak lazım.
0
nawar
(25.06.17)
Neden her ifsadan sonra bu tip gerilmeler yaşıyosun, merak ettim.
0
elorelia
(25.06.17)
e çünkü beğenilecek güzellikte kadınlar ve yakışıklıymış denecek erkekler var ifşada. ifşayı aktif olarak takip eden yaklaşık 150 kişi var desek 149'unun beğenmediğini birinin beğenme olasılığı hala matematiksel olarak var.

beğenmek ayrı, tapmak ayrı. tapılacak bir insan var, o da kendini biliyor <3
0
i drive the hearse
(25.06.17)
bu durumun politically correct açıklaması için nawar'a, acı gerçek açıklaması için de i m cool with that'a katılıyorum.

kriter olarak da burun önemli. kaş da önemli. limonlu cola'nın burnu güzele benziyordu ama muhtemelen o açıyı bulmak için yıllarca uğraşmıştır. bunun dışında love my way'de hem burun hem kaş iyi duruyor.

bunların dışında gördüklerim sokakta her gün gördüğümüz dikkatimizi çekmeyen insanlar.
0
ron dennis
(25.06.17)
niye çok şaşırma duygusu yaşayacak kadar üzerinde duruyorsun ki.

basit, eğlenceli bir olay. (bu fotografları arşivleyip ileride zaman geçince harekete geçip mesaj atan filan azimli işsizleri bir kenara bırakırsak tabii- öyle şeyler olmuş yazıyordu bir ara buralarda)

çirkinlik, güzelliğe göre daha belirgin sınırları olan bir şey.

birine ay ne çirkin denirse genelde diğer insanlarda onu çirkin bulur ama, güzellik daha esnek bir şey, yani eli yüzü düzgünse, yani her gün sokakta rastlanabilecek ovvv göz alıcı biri diyemiyorsan da kabul edilebilir bir güzellik varsa onu çoğunluk güzel bulacaktır.

zaten herkes aşırı güzel veya yakışıklı çıkarsa burada bir gariplik olurdu.
0
wilhelmwasmuss
(25.06.17)
ben öyle bir durum görmedim. tam tersine hoş görünen tiplere bile giydirmeye çalışan ergen ergen agresiflikler içeren yorumlar daha çok gibiydi.
0
burya
(25.06.17)
kara kara bunu düşünmüyorum ya yapmayin..... baya da eğlendim hatta
0
🌸yuvarlanantencereninkapagi
(25.06.17)
İfşalara bakmadım pek, bayram bayram kalp kırmamak için olabilir:)
0
Fusha
(25.06.17)
Bunun birkaç farklı nedeni var, en önemlisi olumsuz durumların saklanması, güzel olduğunu düşünenler yazıyor ama çirkin olduğunu düşünenler yazmıyor, böylece herkesçe güzel bulunuyormuş gibi geliyor ama aslında öyle değil.
0
harvey
(25.06.17)
yukarıdaki çoğu cevaba çeşitli yönlerden +1

zaten öyle ya da böyle albenisi olan erkek/kadınların ifşalarındaki yorum sayısı dahi ortaya koyuyor onların albenilerinin olduğunu. hiçbir albenisi olmayanlar arada kaynıyor işte. şekil a :( çünkü ben üç-dört defa ifşada bulunmuştum, hiçbirinde de "vaov!!1", "aman ya rabbil alemin." minvalinde cevap almadım. birkaç kadın duyurucu da alamadı. kısacası cazibesi eksik olanlar da fazla. işte bu duyuru da algıda seçiciliğin bir örneği bence.
0
m e b
(25.06.17)
Zoruna mı gitti?
Zaten güzel olduğu kendine toplum tarafından empoze edilen hatunlar genelde ifşa yapıyor. Bunu gören diğer hatunlar hiç piste çıkmıyor. Asıl onları görmek lazım aslında.
0
[GODDARD]
(25.06.17)
Ben kadinlarin genelini begendim, bir kadin olarak.
Hafif kemikli yüz güzel bence, ama güzellik genele bakinca dedigin bir sey, sadece yüz degil.

Yanlis anlamadik da, algin yanlis bence. Genelde duyuruda muhabbetleri olduklari insanlara iltifat ediyorlar sanirim. Begenip tanimadiklarini da özelden yaziyorlar?
0
buf-e kür
(25.06.17)
Sen paylaş seni beğenmeyelim.
0
for day to break
(25.06.17)
(13)

izmir'de otobuste oynayan insanlar

aquarium
Hakkında ne dusunuyorsunuz merak ettim. Sizce güzel bir olay mı yoksa saygısızlık mı ?
Hakkında ne dusunuyorsunuz merak ettim. Sizce güzel bir olay mı yoksa saygısızlık mı ?
0
aquarium
(21.06.17)
otobuste sort giyiyorum diye birinin bana saldirmasindansa kendi kendilerine eglenen insanlar gormeyi tercih ederim. dolasiyla beni zorla kaldirmaya calismayip, otobuste baska insanlarin yerlerini isgal etmedikleri surece sorun yok diye dusunuyorum su aralar.

bu arada sunu da ekleyeyim; normalde sokak sarkicilarini/ danscilarini da severim.
0
fraise
(21.06.17)
Bu olaylar genelde Isvec'te olur gelismis ulkelerde olur. Cok sasirdim en basta ama cok mutlu oldum. Burada da guzel insanlar var ama gittikce baski altina aliniyoruz.

Saygisizlik arayan cocuk tecavuzlerine baksin, minibuste saldiriya ugrayan Ozgecan'a baksin, yolsuzluklara baksin
0
Traveller
(21.06.17)
Zaten gece otobüsü büyük olasılıkla o(baykuş) o yüzden ordakilerin çoğu eğlenceden dönüyo. O yüzden eğlenceyi devam ettirmişlerdir, rahatsiz olan olsa da söylerdi bence
0
nundu
(21.06.17)
Topluma açık yerler kimsenin oturma odası değil. Mide bulandırıcı bir varoşluk örneği.
0
harvey
(21.06.17)
Ben çok aeviyorum böyle şeyleri. Böyle herkesin mutlu mutlu gülerek şarkı söylemesini, oybamasını falan. İspanya'da bir metroda bir ağzı şarkı söyleyen, el çırpan, oynayan insanlar vardı ve iki kız başlatmıştı. "Keşke biz de görsek böyle şeyler, bizde de olsa" demiştim. Her gün olursa bir özelliği olmaz ama arada sorada öyle olayların olması, insanların gülüp oynaması içimi açıyor. Müzik türü, dans türü ister tango, ister halay, o ister apaçi dansı olsun. Ya şarkı söyleyene ya da oynayana kesin katılırım zaten.
0
aychovsky
(21.06.17)
Eglenceyi de eglenen insanlari da severim. Cok iyi bence. Eglensin herkes.
Nerede oldugu onemli, her turlu severim boyle seyleri.
0
stavro
(21.06.17)
insanlar eğleniyor, güzel.
0
doxanikee
(21.06.17)
gayet hoş bence, keyifli bir olay. tüm yurtta hayat böyle renkli olsa keşke.
0
soft
(21.06.17)
uçakta şarkı söyleyenler videosu vardı bir de. arada istanbuldaki vapurlarda da oluyor. halk geneli seviyor böyle. ben ise sevdiğim türden, kafa şişirmeyen tempoda bir şey çalıyorsa sorun yok fakat aksi halde rahatsız olurum. eh o zaman da kulağıma kulaklık takabilirim. toplu taşımada çok da doğru bir davranış değil ama insanlar eğleniyor. yarısı çıkarmış kameraya çekiyor. bu videoyu paylaşan elemana uyuz oldum ben 124214 defa kamerayı kendine çevirip trump-face yapıyor. çok gereksiz.

ben darbuka ile taciz eden çingeneler ve zurnanın olduğu her türlü kombinasyon hariç hepsine şans verebilirim sanırım.
0
nawar
(21.06.17)
Eger kimse rahatsızlığıni dile getirmiyorsa sorun yok. Ben cok eglenceli buluyorum. Bazen ankarada metroda gitar calan gençler goruyorum.sevimli birsey bence abartılmadıgı sürece.
0
delicevat
(22.06.17)
ne embesil troller var, varoşmuş, oturma odasıymış vs. pozitif bir şey yapıyor insanlar, bağırıp çağırıp sadece kendi keyif aldıkları fakat çevrelerini tiksindirecek bir şey yapmıyorlar, kimseye hakaret etmiyorlar, kimsenin herhangi bir şey yapmasını engellemiyorlar. ispanya, italya gibi ülkelerde olsa medeniyet göstergesi sayılır. almanya'da yaşıyorum ve açıkçası bu tip şeyleri, sosyalliği, sıcak kanlılığı özlüyor insan. bence kimseye saygısızlık edilmediği, sağa sola dalaşılmadığı sürece dans etsinler, oynasınlar, şarkı söylesinler. böyle şeyler renklendirmiyor mu hayatı yoksa ben mi çok naifim?
0
uckac
(22.06.17)
Minibüste tecavüzle kıyaslanacak bir şey değil. Bundan hoşlanmayanlara tecavüz daha mı iyi diyorsan dindar olmasın da tinerci mi olsun a kızmaya hakkın kalmaz. Laciverdi olursun anca.

Bu tür şeyleri severim ve insanlara pozitif etki yüklüyor sirkeci treninde bi durakta binip diğerinde inen akordeon çalan bi adam vardı. Çok yetenekliydi. Ama bu videoda ciddi rahatsızlık var. Bence şarkıyı piç edip kafa sikmişler. Yoksa sokak müzisyenleri gibi kaliteli olsa çiftakbil basayım. Ben de detone sesimle meyhane çıkışı haydililili yar söylesem ne güzel diyecek misiniz? Şahsen o otobüste iş çıkışı seyahat ediyor olsam feci uyuz olur ama ergenlerle dalaşmamak için susardım. Siz de burada bak kimse itiraz etmiyor derdiniz. Ayrıca "beğenmeyen kulaklık taksın" da zorbalıktır. Mecbur muyum la ben biri gürültü yapacak diye kulaklık taşımaya?
0
erci
(22.06.17)
içinde bulundukları araç hareket halinde olduğu için güvensiz durumdalar. bunun dışında bir olumsuzluk yok bence.
0
chachachablues
(22.06.17)
(11)

Ne kadar yalnızsınız?

EXXE01
Niye yalnızsınız? Bunu aşmak için ne yaptınız ya da yapıyorsunuz?
Niye yalnızsınız?


Bunu aşmak için ne yaptınız ya da yapıyorsunuz?
0
EXXE01
(11.06.17)
Çok yalnızım, yalnızlığım zorunlu tercih yüzünden. Bunu aşmak için hiçbir şey yapmıyorum.
0
tahin pekmez yoğurt
(11.06.17)
Çok alıştım bu hale. Tek başıma karar almayı seviyorum. Şehir değiştirmek iş değiştirmek gezmek tozmak rahat geliyor. Aşmak için de bişi yapmıyorum. Pek yapasım da gelmiyo açıkçası. Bozuk muyum neyim acaba.
0
bartman
(11.06.17)
yalnizim. bunu degistirmek icin hicbir sey yapmiyorum.

yalnizliktan vazgecmeye deger biri karsima cikmiyor. ben de zaten aramiyorum :)
0
tabudeviren
(11.06.17)
Çok yalnızım... hem de çok. Bunu aşmak için elimden gelenin fazlasını yapıyorum ama nafile. Sürekli duvarlara tosluyorum. İlkin bütün umutlarım ölüyor sonra yavaş yavaş acısı geçince başka umutlara sarılıyorum. Çünkü vazgeçemiyorum. Çünkü atamıyorum içimden. Ne hallere düştüm ya.
0
[GODDARD]
(12.06.17)
Dünyadaki insan sayısı-1 kadar. Çünkü öyle. Bir şey yapmıyorum, canım istemiyor, belki isteyeceği zamanlar da gelir.
0
harvey
(12.06.17)
çok yalnızım.

ailemden uzakta, tek başımayım istanbul'da. ikinci dereceden akrabalar ve bir dönem çok yakın olduklarımla birlikte, sonradan hayatıma giren arkadaşlar(!) var. ama aslında kimse yok...

akşama kadar ne geyikler çeviriyoruz iş yerinde. gel gör ki kan ağlar yürekler.

ne yapıyorum?

sözlükte, duyuruda takılıyorum.

ev-iş arkadaşlarıyla olabildiğince muhabbet/geyik...

hemen her gün ailemle görüşüyorum.

sözlüğün ve duyurunun birer zirvelerine katıldım.

"hayır" cenahından iki oluşuma takıldım birer kez. sarmadı çok.

sınıf farkı eski arkadaş dostlarla, çok sıkı da olsanız bir zamanlar, eski muhabbeti bitiriyor. bir de evlilik... aile kurmuşlar. çoluk çocuk.

biten bir sevgililik... sevgilimsi ilişkiler... saçmasapan, anlamsız, monoton bir hayat...
0
runagain
(12.06.17)
Çok yalnızım triplerine girmek istemiyorum ama birileriyle bir şeyler paylaşmak, güzel şeyler hissetmek ve hayatın güzelliklerini bu insanla beraber keşfetmek istiyorum. Bunları yaşayabilecekken yalnız geçen zamanıma üzülüyorum. Insan bazen birlikteliğe bazen yalnızlığa hasret oluyor. Bir süredir birlikteliğe hasretim. Ne yapıyorsun kısmına gelirsek özel bir çabam yok.
0
zencipanda
(12.06.17)
Sapyoseksüel olduğum içim yalnızım
0
MaNOfTheYear
(12.06.17)
İstediğim kadar yalnız kalamıyorum.
0
arnold schwarzeneger
(12.06.17)
bugün, son 3 yıl içerisinde aynı kadın tarafından 3. kez terk edildim. on numara yalnızım bugün.
0
captainobvious
(12.06.17)
Çok. Okul bitti, sevgili terk etti. Çevre zaten pek yoktu şimdi hiç kalmadı. İş hayatından da bir halt olmuyor. Kurs murs baktım onların da saati uymuyor. Her şey daha güzel olacak derken daha kötü oldu. Asıl şimdi tam zamanıydı paylaşmanın ama radikal değişikliklere gidiceğim bir kaç ay sonra.
0
reactionic
(12.06.17)
(12)

Çölde Geçen Film, Roman

yeteramadenedimherseyi
Biraz garip bi istek ama bana çölde geçen film, roman vb. önerebilir misiniz?
Biraz garip bi istek ama bana çölde geçen film, roman vb. önerebilir misiniz?
0
yeteramadenedimherseyi
(11.06.17)
Çölde Çay, İngiliz Hasta.
0
devilred
(11.06.17)
tatar colu. harika bir roman.
0
der meister
(11.06.17)
The Flight of the Phoenix (1965)
0
burya
(11.06.17)
Bab Aziz
0
harvey
(11.06.17)
Çölü tek başına geçen robyn davidson hakkında bir film vardı. Desert woman diye aratabilirsin. Tracks galiba.
0
puc
(11.06.17)
çöl işaretçileri
0
lesmiserables
(11.06.17)
Sibiryada bir toplama kampından kaçıp 5 bin kilometre falan yürüyen mahkumları anlatan güzel bir film vardı.tek hatırladığım ed harris ya da peter weir oynuyordu.

Bir de o havada the grey diye bir film var.
0
a r a m i s
(11.06.17)
aramisin dediği film şu;

www.imdb.com


www.imdb.com
0
elorelia
(11.06.17)
Hidalgo
0
ofelia
(11.06.17)
Lawrence of arabia bence colde geciyor baya
0
kuehles blondes
(11.06.17)
Boris Vian- Pekinde Sonbahar
0
entel dantel seyleri seven kiz
(11.06.17)
Paris texas
0
halitkin
(11.06.17)
(5)

Allah'ın kendisi yalnızken; sürekli kalabalık sürüler oluşturma nedeni ?

mete kudur
Aslında yekten sb demem gerekirdi ama, bazı durumlarda hitap edilen topluluğun algı kabiliyetini de maaalesef göz önünde bulundurmak gerektiği için; açıklama yapma zorunluluğu doğuyor. bazen. (kendine güvenenler için soru başlıktan ibarettir)Az önce uçsuz bucaksız manzarama bakıp kahvemi yudumlarken
Aslında yekten sb demem gerekirdi ama, bazı durumlarda hitap edilen topluluğun algı kabiliyetini de maaalesef göz önünde bulundurmak gerektiği için; açıklama yapma zorunluluğu doğuyor. bazen. (kendine güvenenler için soru başlıktan ibarettir)

Az önce uçsuz bucaksız manzarama bakıp kahvemi yudumlarken aklıma geldi; kuş sürüleri çok güzel uçuyorlar. Ama neyseki şimdi konumuz bu değil; en azından konumuzun tamamı bu değil.

Yazarken dinledim; youtu.be

Varlıkların sayısı arttıkça cehaletlerinin de doğru orantılı olarak arttığını düşünen birisiyim; hatta yine buradan kafası genelin biraz daha üzerinde çalışan bi' arkadaşımız bana demişti ki; herkesin okuyabilir olması(beni hedef alarak söylüyor bunu) ve üzerine bir de herkesin fikirlerini aktarabilir olması, düşünce tarihine ket vurmuştur, ve insanlık aslında ulaşabileceğinden daha düşük bir seviyede kalmıştır. yani bi' nevi, ''la sen okumayı bırak, aksiyona geç taş taşı inşaatlarda, kafan basmıyor'' demişti.

Haklı olabilir, bilmiyorum. Malum cumhuriyet yeni kurulduğunda da bize ''feylosof'' değil fen bilimleri erbabı, demir ustası lazım deniliyordu.

Şimdi, arkadaşınızın haklılık ihtimalini bi' kenara koyduktan sonra; benim acizane fikri orgazmlarımın sonucunda; birşeyin sayısı arttıkça kalitesinin azaldığı yönünde insiyatif hamlem çok gelişti. bunun aksini ispatlayan birden fazla şey vardır elbette ama; ben olaya şu kavram üzerinden yaklaşıyorum; (bkz: avam)

Avam kalabalıklığın getirdiği bi' güce sahiptir. gidin bakın bütün büyük liderler büyük lider olmak için bu avamı sürükleyebilme(güdebilme) kabiliyetiyle var olmuşlardır, demokrasi olsun, anti-demokrasi olsun(silah zoru diyelim mesela) varolan bütün liderler esasında kalabalık bir gücü yönlendirme(gütmek kelimesine karşı çıkanlar olabilir) yani hitabet yani taraflı yaklaşıma sürükleyebilme kabiliyetleri olmadan var olamazlar.

Ve bu yönlendirdikleri güç kalabalıkları sindirebildikleri ölçüde varlığını sürdürebilir, yani esasında yeterince kalabalık olması gereklidir. Buna çok güncel bir örnek olan ''15 temmuz darbe kalkışması; vatan hainliği'' örneği alınabilir. Yani herkesin algoritmik olarak gerçekleştirebileceği basit bir diyagram bu; eğer ki 15 temmuz gecesi yapılan kalkışmanın şu an cenazeleri bile yıkanmayan, duası edilmeyen, inandıkları dine inanmadıkları varsayılan grubu; eğer(2.defa) daha kalabalık olsalardı, şimdi vatan haini değil de kahraman(!) ilan edileceklerdi ve belki de başka insanları vatan hainliğinden yargılayacaklardı.

Şimdi malum ülkede taraf tutma olduğu için 1 taraf hakkında bir yorum yapınca diğer taraf kıskanmasın; aynı yorumu şöyle de yapabiliriz; ''kurtuluş savaşı'' olarak bilinen 1.dünya savaşı sonundaki artçı aksiyonlarda alınan sonuçların devamında eğer; ''cumhuriyetci cephe'' güçlü bir kalabalık güdebilme yetisinde olmasaydı; o zamanın uzaklaştırılan ya da idam edilen kadroları; bu sefer bu cepheyi aynı(birebir) suçlarla yargılayıp, suçlayabileceklerdi.


Yani; kalabalık böyle melem birşeydir benim gözümde; sayı arttıkça vasfı doğru orantılı bir şekilde azalır(oysa artması gerekir, genel mantık(logic) itibariyle)

Bunu sadece askeri ve siyasi düzlemde değil; toplumsal hatta iş dünyasında da görebiliriz; Ali Sabancı'dan gelsin;
''Şimdi eskiden dedem varmış, tek söz sahibi, kardeşler gelmiş sayılar artmış fikir ve güçler ayrılmış; ondan sonra zaten kuzenler gelince bu işin yürümeyeceği ortaya çıkmış.'' bu bütün aile şirketlerinde böyle olmuş ve olacaktır da.

insan mukadderat gereği kendi öznesinin önüne geçemez. anca sindirilebilir, baskı altında tutulabilir.


Yani aslında isyan filminde insanların sanattan ve dertten uzaklaştırılmaları, kötü değil aksine insanı insana rağmen koruma kollama çabasıdır. Ama insan o senaryoda bile, kendi öznesinin önüne bi' türlü geçememiştir. Neyseki şimdi konumuz bu da(-da ayrı) değil.

kuşlar mesela, evet konumuzun bi' kısmı kuşlar. ne kadar da kalabalıklar. insanlar kalabalık, melekler kalabalık, 3 harfliler kalabalık, hayvanlar kalabalık, çimenler mesela; ya bu çimenler ne kadar da kalabalık. dünyada en çok çimen vardır herhalde. bi' arkadaşımız yazmış, mikrodalga fırınlardan korkuyormuş, değişik aletlermiş. ben de çimenlerden korkuyorum. çok fazlalar. Allah muhafaza, bi' isyana kalksalar. yandık.

Ve tıpkı terör saldırılarındaki gibi, kalabalığın sayısı arttıkça toplumdaki değeri düşer ve artık sadece istatistlik(bu nasıl yazılıyor zerre umrumda değil) bir kavram olma yolunu seçer; eskiden terör mağduru şehitlerin isimleri tek tek okunurken süslü püslü bi' kadın tarafından(45 sn- bkz: nefes) artık sadece rakamsal olarak konuşuluyor. patlamada 37 şehit verildi, ya da 2 polis şehit oldu gibi. Buna karşılık olarak da bizden 1 onlardan 100 gidiyor diye açıklamalar yapılıyor. Ama o giden 1 kişinin ya da 100 kişiden 1'nin nasıl bir hayatı ve hayali olduğu kimsenin umurunda değil. Ölen kişiye öldüğü için üzülüyor insanlar; kendisini gerçekleştiremediği için değil. mesela belki de öss de son gece o kadar çok çalıştı çabaladı ve ağladı ki; dünyaya sisteme adalete isyan etti. Ama bu kimsenin umrunda değil. sayısal bir veri o sonuçta. çünkü neden; kalabalık.

Allah bu yüzden kendisi yalnız olmasına rağmen; farklı varlıklar değilde, farklı sürüler oluşturma gayesinde herhalde. Mesela insan; ben tam saymadım ama dünya üzerinde 8 milyarın üzerinde insan var deniliyor. Allah 8 milyar insan yaratmış oluyor; ama mesela 8 milyar farklı tür yaratmamış. yani 1 tane adem yarattı diyelim(lan ilk insanda erkek vay arkadaş) sonra 1 tane serçe 1 tane o yeşil avatar mı neyse ondan var ederek 8 milyar tür yaratmamış. Gitmiş 8 milyar insan var etmiş(tek tek) sonra mesela oturmuş(ya da bilmiyorum naptıysa) 30 milyar tavuk var etmiş falan filan.

Yani kendisi yalnızken neden sürekli kalabalıklar var etmiş; ve bu kalabalıklaşmanın sonucu olan avamlaşmanın önünü açmış, onu merak ediyorum. Bi' yardımcı olsanız ?

not: Atayız arkadaşlar ateizm ile açıklama gayreti içinde olmasın lütfen; yazılan bütün safsatalar(lütfen beni tekrar da etmeyin) tekil yaratıcı fikri üzerine gerçekleştirilmektedir. Boğulalım.
0
mete kudur
(10.06.17)
bu sorunun cevabi yok. kutsal kitap sayilan belgelere bakip bir seyler yorumlarsin ustte uzun uzuun yaptigin gibi. ama sonuc yok. "neden boyle yapmis" sorusu insanlar icin bile isr yaramiyorken "tanri" icin nasil dusunebilir ve emin bir sekilde bir yere ulasiriz?

not: bunu kopyaliyorum moderasyon silersen yeniden yazarim yeter artik.
0
pgup
(10.06.17)
Biraz tersini düşün. Tek bir insan yaratıldı ve dünya hayatı böylece devam ediyor mesela. Sonuç ne olur?
0
1adam
(10.06.17)
İşte bunlar hep imtihan :)
0
Fusha
(10.06.17)
Süzülen nebula canavarının neden sayısız galaksi yarattığının cevabıyla aynı.
0
ruhen hastayim ben
(10.06.17)
Yaratanla yaratılan aynı şey değil ki böyle bir soru mantıklı olsun? Yaratıcının nasıl çoğalmasını bekliyorsun? Mantıksız. Bir ülkede bir tane kral olur, 15 tane değil. Doğası gereği insanlar çoğalıyor, kalabalıklaşıyor, bu yaratıcının özel bir seçimi olmasa gerek.
0
harvey
(10.06.17)
(20)

yaş 35 yolun yarısı mı?

limoncello
an itibariyle 35 oldum. yolun yarısına mı geldik şimdi?bu zamandan sonra hayatıma birini alıp belki evlenip çoluk çocuğa karışabilir miyim?bir kısım arkadaşım evli, çocukları falan da var ama benim için çok uzak gibi bu ihtimaller...bomboş bir hayatım var gibi, yalnız mı ölücem, kedim falan da yok?h
an itibariyle 35 oldum. yolun yarısına mı geldik şimdi?

bu zamandan sonra hayatıma birini alıp belki evlenip çoluk çocuğa karışabilir miyim?
bir kısım arkadaşım evli, çocukları falan da var ama benim için çok uzak gibi bu ihtimaller...

bomboş bir hayatım var gibi, yalnız mı ölücem, kedim falan da yok?

her şey çok zor geliyor gözüme. çok yaşlanmış hissediyorum kendimi üniversiteye başlayacak 2000lileri falan görünce.
0
limoncello
(07.06.17)
orta yaş bunalımına giriyor olabilirsin orta yaşlı olmamana rağmen.
Yolun yarısı 35 değil fikrimce.
0
basond
(07.06.17)
35 hiçbir şey için geç değil, çok büyük bir yaş da değil kesinlikle. Öyle düşünme. Neden uzak olsun ki bu dediklerin, istersen olabilir. Böyle mutluysan yalnız yaşamak da kötü bir şey olmaz veya evlenip çocuk yapmamayı da tercih edebilirsin. Sana bağlı her şey.
0
ekaterina
(07.06.17)
şimdi her şey o kadar zor geliyor ki gözüme yeni biriyle tanış, anlaşabil her konuda, uyuşabil, sonra zaman geçsin, sonra ikiniz de evlenmek isteyin, evlenin falan çok zor gibi. amaç evlenmek değil ama bu saatten sonra ilişkiler çok zor geliyor. yeni biriyle başlamak falan birkaç ay önce sevgilimden ayrıldım, yakın zamanlarda görüştüğüm biriyle de olmadı.
0
🌸limoncello
(07.06.17)
yok yahu, 35 dediginiz ne ki? daha upuzun bir hayat var onunuzde. yasayacaginiz cok guzel gunler olacaktir. yalnizliktan mutlu degilseniz bir sekilde beraber mutlu olacaginiz birisi karsiniza cikacaktir. boyle mutluysaniz, o da guzel. boyle kotu seyler dusunmek yerine kendizi mutlu edecek seyleri bulmaya calisin derim. umarim her sey gonlunuzce olur.

daha nice mutlu, saglikli, guzel yillariniz olsun.
0
fraise
(07.06.17)
Annem bugün (daha doğrusu teknik olarak dün) 73 oldu.

Abim haftaya 45 olacak ve geçen sene sevgililiğini ilan ettiği kişi ile birlikte yaşıyorlar, evlenmeyi düşünüyorlar. Çocuk da olabilir arada bir yerlerde. Öncesinde de kendine dert etmiyordu böyle şeyler, az çok mutlu bir hayatı vardı.

Demek ki yolun yarısı olmak zorunda değil. Yalnız ölmek içinse aşırı genç bir yaş. Çoluk çocuk için, erkeksin, zaman limitin yok sonuçta. 'Şimdi doğurdum, doğurdum' gibi bir stresin de yok.

basond'un dediği orta yaş bunalımı da olabilir ama daha erken de onun için. Genel olarak bunların doğum gününe denk gelmiş olması ile yüzleşmiş gibisin. Aslında yüzleşmen gereken çok bir şey de yok. Hepsi zamanla yerine oturacak, beklemediğin anda başına gelecek şeyler. Ve o zamana kadar keyfine de bakabilirsin, oturup 'Ne zaman olacak' diye sabretmek zorunda da değilsin, ki belki doğum günün olmasa aklına gelmeyecek şeyler.

Üniversiteye başlayacak 2000'liler bana çok komik görünüyorlar mesela. Yani, komik değil ve hayatın güzel zamanlarından biri de, biri 'Geri dönmek ister misin' dese, 'Aman aman, iyi böyle' derim. O kadar yılı boşuna mı yaşadım, fıstık gibi yıllardı hepsi. Aradakini kaybetmek istemem.

Doğum günün kutlu olsun!
0
aychovsky
(07.06.17)
kedin yoksa hala şansın var.
0
floydian
(07.06.17)
birisiyle evlenmek ve cocuk yapmak zorunda falan degilsin. evlenmek saka degil. evlenmek icin de hic kimse evlenmemeli. ideali 2 yil ayni evde yasayip, görüp, tartip öyle evlenmek.

bu arada kedi cok özel bir hayvandir. kedi seven de özeldir.

hayatina bir amac bul ve o amac icin yasa. anlamli hale gelir böylece.
0
ingenieur und musiker
(07.06.17)
Yok yav naptın. Benim hoşlandığım kız 33 yaşında 3. üniversitesini okuyor. Aynı bölümdeyiz. Bizim gibi takılıyor hep. Çok eminim ki kendi yaşını hissetmiyor. Kimsenin yaşını bildiğini de düşünmüyorum. Sadece ben araştırıp buldum. Hayatın bir anlamı yok. Hayat bir yol değil. İki günlük bir bebeğin savaşta öldüğü bir dünyada 35 yıl yaşamak büyük bir şanstır. Yaşayacağın bir dakikanın bile garantisi yok bu hayatta. Ya bundan sonra istediklerinin peşinden koşarsın ve mutlu ölürsün, ya da hiçbir şeyi değiştirmeyip mutsuz ölürsün. Finalde ölünüyor. Nasıl hissederek öleceğin senin elinde.
0
dissendium
(07.06.17)
15 yasina kadar gecen süreyi yasamdan sayma. Elinde olmadan geçti hatta onemli anlar hariç çoğunu hatırlamıyorsun bile. Dolayisiyla 20 yasinda gibi bir sey çıkıyor ortaya. Uzerine bir 20 sene daha koydugunda bir bu kadar daha zaman gecmis olacak bir 20 daha koydugunda aslinda ne kadar daha cok zamanin olduğunu anlayacaksin. Hayatinin 3te1 ini daha yeni geride bıraktın.bu acidan bak
0
goodman
(07.06.17)
yaşıtız. bana yolun yarısından da fazlaymış gibi geliyor ama bu öznel mevzu tabi. fizik yasalarının elverdiği her şey her yaşta yapılır. burada düşünülmesi gereken kısım yapıldıktan sonrası. evlilik tecrübesi olan biri olarak söylüyorum ki boşa atıp tuttuğum sanılmasın: benim yalnızken sahip olduğum stabil huzur hali, 21. yüzyıldaki evliliklerin çoğunu havada karada katlar. soğuk mağara köşelerinde yapayalnız titreyerek otuzbir çekerim de yine de bir daha o kurumsal zindana girmem. tabi bu benim kişisel gözlemim, tecrübelerim ve buna benzer sik sok bir takım birikimlerimden damıtılmış son tahlil. sen dene belki çok mutlu olursun kimbilir.
0
yeraltindan potlar
(07.06.17)
yolun yarısı.
0
alkolsuz icecek
(07.06.17)
@yeraltından aslında ben de evlilik isteyen biri değilim yani hep korktum. evliliği genel olarak söyledim ama hayatımda uzun süreli sevebileceğim, zor da olsa bağlanabileceğim biri olması, ama bağlanmaktan da korkuyorum. ve son zamanlarda çocuklara düşkünlüğüm arttı. benim de bir tane olsa nasıl bir duygu olur diye düşünüyorum ve çevrende herkes bu anlamda bir yere gelmişken sanki bir şeyleri kaçırdım ya da kaçırıyorum hissi var
0
🌸limoncello
(07.06.17)
yolun yarısı 27 falan bence. 55 yaşını geçtikten sonra öl demek değil bu. o yaşa kadar bir şeyler oturtmuş artık rölantiye düşebiliyor olman lazım bence. 55 yaşına gelmiş ve hayatını düzene sokmuş (bu kesinlikle evli demek değil) ya da zengin değilsen başarısız bir hayat geçirmişsin demek bence. 35'te elinde bir şey olmamış olabilir ama 50'ye kadar yolun var yani bir şeyler başarmış olmak için.

tabii "yarı" derken kasıt başkaysa bilemedim. kuruluş, yükselme, duraklama, gerileme şeklinde osmanlılarsak, 0-25 kuruluş, 26-50 yükselme, 51-65 duraklama sonrası gerileme.
0
nawar
(07.06.17)
o -bir şeyleri kaçırıyorum hissi-nin sorumlusu büyük oranda sosyal medya. insanların suratına "kimse senin eblek yetiştirdiğin çocuğunun bugün ne bok yediğini merak etmiyor" denmez, ayıp ama bunun dışında bireysel olarak çocukla kurulan ilişkinin büyük oranda bir boşluk doldurucu, anlam katıcı etkisi olacağını ben de düşünüyorum. o sorumluluğu gerçekten almak istiyorsan, zaman içinde bu sorumluluğu sana vermek isteyen bir takım kadınlar da elbet çıkar. ama bence her zaman iki yönlü bakmak lazım; klişe bir ilke olarak hayat çoğu zaman kötü, ender olarak güzeldir, bu durumda kaçırdıklarının çoğu da kötüdür, böyle düşünüp rahat rahat uyuyabilirsin karşim.
0
yeraltindan potlar
(07.06.17)
Yolun yarısı 35 ise mutlu olmalısın.
0
devilred
(07.06.17)
daha yeni olgunluğa adım atıyorsun, kadın erkek fark etmez. herkes yalnız ölür bu konuda sağlam olmalıyız.
0
algoritma uzmani
(07.06.17)
Yolun uzunluğunu bilmiyorsun. Elinde olan tek şey kalan kısmı ne kadar kaliteli yaşayabileceğin.
0
arnold schwarzeneger
(07.06.17)
Arnold+1

Kendinize, ben hayatımın kalanını söylenerek, şikayetlenerek,kendimi başkalarıyla kıyaslayarak ve bana dayatılan sosyal rollere uymuyorum diye kendimi suçlayarak mı geçirmek istiyorum diye sorun.
0
Phoebe
(07.06.17)
Çoğu insanın 70'ine kadar sağlıklı bir yaşam sürmediğini düşünürsek, 35 için yolun yarısından da öte diyebiliriz.Sıfırdan başlamak için çok geç, mesafe kat etmek için güzel yaşlar.
0
harvey
(07.06.17)
bunu diyen şair 46 yaşında öldü. yani 35 yolun yarısı değil. yarısı deyip fazla şey etme hayatı.
0
uyuya kalip kavimler gocunu kaciran adam
(07.06.17)
(14)

Agnostik olmak

nothing in my way
Sizce agnostik olmak garip mi? Yıllardır tanrının varlığını sorgulayıp duruyorum. Kısaca arada kaldım diyebilirim. Sizce ortamlarda agnostikim desem garip karşılanır mı? Öyle şey mi olur ya inanırsın ya inanmazsın mı denir?
Sizce agnostik olmak garip mi? Yıllardır tanrının varlığını sorgulayıp duruyorum. Kısaca arada kaldım diyebilirim. Sizce ortamlarda agnostikim desem garip karşılanır mı? Öyle şey mi olur ya inanırsın ya inanmazsın mı denir?
0
nothing in my way
(06.06.17)
ahaha niye densin canım isteyen istediğini düşünmekte ve istediğine inanmakta serbest. ortamlarda dini görüşünü açıklamak zorunda da değilsin ayrıca.
0
fragile lady
(06.06.17)
isteyen istediği olur, istersen hüseyin avni mutlu'ya inan. senin elinde. buna seni rencide edici bir girişimde bulunan olursa uçan tekme haktır.
0
Apocalypse
(06.06.17)
demezler. hem kim karışabilir ki.
0
belkider
(06.06.17)
ahahah güldürdün ya kusura bakma. başkalarına takacaksan hanefi-sünni-müslüman olmaktan başka şansın yok. kafana göre takıl. garip karşılayanın da kendi öküzlüğü.
0
doxanikee
(06.06.17)
agnostikliği niye arada kalmışlık olarak görüyorlar bir türlü anlamıyorum. agnostiklerin duruşu nettir, inançtan da bağımsızdır. böyle bir bilgiye sahip olmadığımızı, hangi yargıda bulunursak bulunalım (tanrı var veya yok yargılarından) bunun altının çizilemeyeceğini; içi boş bir iddia olacağını belirten etimolojik olarak da bu anlama gelen (a-gnostik(bilgisine sahip olmama)) bir görüş. arada kalmışlık değil, benim gözümde en rasyonel ve bilimsel yaklaşımdır.

agnostik olduğunda tanrı var ya da yok diye yine kişisel olarak birine daha çok eğilim gösterebilirsin. ama bildiğin bir şey varsa o da hangi eğilimde olursan ol aslında bu bilgiye sahip olmadığındır. hissiyatın ile bilincini, bilgini ayrı tutarsın.
0
neseranni
(06.06.17)
Agnostik olmak garip değil. İnançlı birinin yazdıpı kitapta şöyle bir yazı vardı "Ateistleri anlıyorum ama agnostikleri anlamıyorum. Tanrı'nın varlığı çok büyük bir şey ve her şeyin başı. Bu kadar önemli bir konuda nasıl fikir sahibi olunamaz, nasıl "Kanırım yok" denir, "Bilemeyiz" denir. Olay zaten bilememek, bilmediğin şeye ya inanırsın ya inanmazsın" dyordu. Buradan anladığım kadarı ile önceliklere bağlı. İnancını önde ve her şeyim başında tutan bir insan bunu "Üniversite sınavı bitmiş, bölüm seçmişsin, mezun olacaksın ama hala ne olacağını bilmiyorsun" gibi görebiliyor.

Bana kalırsa, bu kadar soyut bir konuda kararsız kalmak kadar normal bir şey yok.
0
aychovsky
(06.06.17)
neseranni + 1

yani ortamlarda agnostikim demeyin, zira değilsiniz.
0
luchetti
(06.06.17)
neseranni +1

ingilizcen varsa www.amazon.com bunu okumanı tavsiye ederim. agnostisizmin evrimsel biyolojiyle veyahut bilimle ilişkisini, sanılanın tersine arada kalış olarak tanımlanmadığını görebilirsin. ortamlarda biri demeden ben demek istedim.
0
sporty
(06.06.17)
Kaç yıllık agnostiğim bir kişi de "ya inanırsın ya inanmazsın" dedi diye en ufak rahatsızlık hissetmedim.

neseranni güzel açıklamada bulunmuş. ailesinin dini, onlar öğretti diye inanan dinci ya da kız arkadaşı terk etti ya da zengin değil diye tanrıya küsen ateist kadar prim görmezsin ama zaten amaç prim olmamalı. bu gruptakilerin fikirleri de seni ilgilendirmemeli.

agnostiklere bakış açısı ya arada kalmış ya da aslında inanmıyor ama bir ihtimal yanarım diye tamamen inkar etmiyor şeklinde. sanırım teistlerle karıştırılıyoruz.
0
nawar
(06.06.17)
Ben de agnostiğim heralde. Yani kendimi bir kalıbın içine sokmuyorum ama öyleyim diye düşünüyorum.

İnanç veya inançsızlık konularına kafa yormuyorum ve bu konu hakkında kimse ile konuşmuyorum. Bu konular hakkında konuşmak bana saçma ve anlamsız geliyor. Ergenler veya kendini inanç ile tanımlayanlar bu konu hakkında konuşuyor genelde.
İnancınızı da hiç kimseye açıklamak zorunda değilsiniz. Ailem dindar olduğu için onların yanında ikiyüzlü davranıyorum ama onların yanında olmadığımda düşünmüyorum bunları. Niçin oruç tutmadığımı soranlara da tutmak istemiyorum ve tutmuyorum diyorum. Siz de böyle diyebilirsiniz.
0
tahin pekmez yoğurt
(06.06.17)
@nawar
Bilmiyordum, öğrenmiş oldum. Teşekkür ederim ancak bu adlandırmaların benim için gerçekten bir önemi yok. Dediğim gibi düşünmediğim, kafa yormadığım için adını bilmem de bir şey ifade etmiyor.
0
tahin pekmez yoğurt
(06.06.17)
Garip değil ama bana risk almayıp kolaya kaçmak gibi geliyor. Tercihte bulunmak, bulunmamaya göre daha mantıklı ve sağlıklı değil mi? İnançlı kişi vazgeçiyor, inançsız kişi risk alıyor, agnostik ne yapıyor? Neye göre hareket edecek, biraz ondan biraz bundan mı alacak?
0
harvey
(06.06.17)
neseranni +1000

agnostik olmak fikri olmamak anlamına gelmiyor. en basit biçimiyle "tanrının varlığı ya da var olmayışı bilinemez." agnostik düşüncedir. Türkçede de 'Bilinmezcilik' diye geçiyor zaten.

Tanrı Yanılgısı kitabının yazarı Richard Dawkins'in bu kitapta bir skalası var;

1- Tanrının varlığından kesin olarak emin olanlar.
...
7- Bir tanrının olmadığından kesin olarak emin olanlar.

R. Dawkins en popüler ateist bilim insanlarından biridir. O bile kendini 7 olarak değerlendirmez. Nitekim bir şeyin olduğundan ya da olmadığından kesin olarak eminim demek bilimsel bir yaklaşım değildir. Bilim şüphecilik olgusunun üzerine kuruludur.

soruya cevap: ortamlarda agnostiğim demeyin.
0
himmet dayi
(06.06.17)
neseranni artı1

@harvey risk almak nedir ya lol. Ya varsa diyen müslümler gibi konuştun.
0
humblebirth
(06.06.17)
(27)

Doğum gününü unutan sevgili

turuncu sufle
İlişki 9 aylık, yaşlar 24 ben kadın tarafıyım diyerek başlıyorum. 2 gün önce doğum günümdü ve insan sevgilisinden bir şeyler bekliyor tabi. Büyük bir kutlama vs degil, hatırlasa ve kutlasa yeterdi. Unuttu. Ertesi gün söyledim unuttun diye. Çok özür dilerim diyip durdu. Öküzlük yaptım diyor ama bence
İlişki 9 aylık, yaşlar 24 ben kadın tarafıyım diyerek başlıyorum. 2 gün önce doğum günümdü ve insan sevgilisinden bir şeyler bekliyor tabi. Büyük bir kutlama vs degil, hatırlasa ve kutlasa yeterdi. Unuttu. Ertesi gün söyledim unuttun diye. Çok özür dilerim diyip durdu. Öküzlük yaptım diyor ama bence önemsemediği için unuttu. Çok değersiz hissettim kendimi. 2 gündür doğru düzgün konuşmuyoruz zaten. Siz ne diyorsunuz öküzlük mü önemsememek mi? Ne yapayım ben?
0
turuncu sufle
(06.06.17)
Çok öküzlük hiç öyle nolcak insanlık hali falan diyemeyeceğim. İnsan sevgilisinin doğum gününü haftalar önceden düşünür. Ama gerçekten samimi olduğuna inanıyorsan affet yapacak bir şey yok. Zaten samimi ve mahcupsa o telafi eder.
0
pastörizesüt
(06.06.17)
Boyle gunleri önemsemeyin yaa tarzında biri olmadigim icin bence hoş olmamış. Insan sevgilisinin, kaldı ki 9 aylik sevgilisinin dogum gunu icin heyecanlanır bile. bir seyler organize etmeye gerek yok. Bir pasta bir kutlu olsun yeterli. Aşırı yoğun calisan ya da cok kotu bir donemden gecen biri degilse bence unutmamaliydi. (ki insan yogun bile olsa telefona bir hatirlatma birakir gercekten onemsiyor olsa) telafi etme çabası olmalı en azından. Bir de genel durumunu göz önünde bulundurmalısın. Normalde de bu tarz degersiz hissettiren hareketleri var mi yoksa bu ilk mi ona gore düşün.
0
aquarium
(06.06.17)
Ben ilişkimi bitirmiştim bu sebeple. İnsanı acayip değersiz hissettiriyor.
0
bir nick var benden iceri
(06.06.17)
Facebook olmasa hatırlamak zor. Ben kimsenin doğum gününü bilmiyorum. 9 aylık sevgili diyorsun üstelik. Adam daha ilk defa denk geliyor senin doğum gününe. Süpriz beklemiyorsan söyleseydin bişeyler yapalım diye. Milletin tek derdi o sanki
0
hasmetizm 2046
(06.06.17)
Unutmuştur olabilir, bazen adımı bile unutacak seviyeye geliyorum ben. İnsanlık hali olarak görüyorum.

Ama bundan sonrası için, kendini nasıl affettireceğine, telafi edip etmemesine göre bakarım ben duruma. Telafi ederse ok. Telafiden kasıt büyük şeyler yapması/alması değil, içtenlikle bir özür dileyip, güzel şeyler söyleyerek kendimi iyi hissetmemi sağlaması.
Ama umursamamaya devam ederse kavga çıkarırım sanırım.
0
peggy
(06.06.17)
Yoğun bir dönemi değil. Doğum günlerimizin arası çok yakın yani biliyor olması gerekir tarihi.

@aquarium kesinlikle küçük bir pasta güzel bir söz yeterdi. Normalde de önemsiz hissettiren şeyler olduğu için iyice kafam karıştı. Sadece doğum gününü unutma meselesi değil, önemsiz hissettirmesi sorun.
0
🌸turuncu sufle
(06.06.17)
insanların içinde bulunduğu dönem çok belirleyici olabiliyor, direkt öküzlük olarak adlandırmadan önce bir düşünmek lazım; acaba bu aralar stresli bir dönem mi geçiriyor, çok mu yoğun vs diye.

benim 7 senelik sevgilimin doğum gününü unutmuşluğum var, kadınım ve önemsiz de görmüyordum. fakat o aralar iş hayatım o kadar karışıktı ki bir gece öncesinde "şöyle kutlayayım" diye düşünmüş olsam dahi o gün içerisinde komple unutmuştum.

insanız. olabilir böyle şeyler.

edit: ben cevabı yollayana kadar yoğun olmadığını belirtmişsiniz. o zaman ruh halini hesaba katın, belki canı sıkkındır, depresyondadır vs? cevap hiçbiri ise bilemiyorum altan /:
0
treamorg
(06.06.17)
Bunun yüzünden değersiz hissetmen, iki gündür doğru düzgün konuşmaman falan bana süper saçma geldi. Defalarca özür dilemiş, "öküzlük yaptım" demiş daha ne yapacak mesela bu adam?

Gördüğünüz değer bu kadar mı ki "doğum günümü unuttu" diye "tamam demek ki değer vermiyor bana" diye düşünüyosunuz anlamadım ki.
0
cay koy geliyorum
(06.06.17)
Ya ben bir de şunu ekleyeceğim. Öküzlük mü onemsememek mi demişsin ama öküzlük, arkasina sığınılacak bir marifet degil ki. Kadınlar aman da öküzlük yapmis benim sevgilim seklinde yaklastikca, önemsemeyen düşüncesiz erkekler öküzlük yaptim deyip geçiyor işte böyle. Dogum gunu dışında baska "öküzlüğü" yok deseydin bu seferlik affet derdim ama genel hali buysa otur düşün derim.
0
aquarium
(06.06.17)
Fikir belirten herkese tesekkur ederim. Baskasini bulur diye bi dusunce yok kesinlikle. Iliskide yeterince mutlu olamama durumu var.

Sevgilisinden surekli pahali hediyeler isteyen, sevgilisine soforlugunu yaptiran kadinlar mutluyken ben mutsuz olmayi kabullenemiyorum. Kucuk bi kutlama bekledim sadece. Zaman zaman degersiz hissettiren seyler oluyo ama bu patlama noktasi oldu galiba.
0
🌸turuncu sufle
(06.06.17)
bir kere kaç yıllık sevgilim unutmuştu.
ve o süreçte kavgalıydık.

herhalde hayatımda ilk ve tek defa bir kadın olarak dırdır etme deneyimini yaşadım, hatta öyle bir dırdır ettim, öyle bir konuştum ve öyle bir hayatı zindan ettim ki adama, sonraki yıllarda "blatta'nın doğum günü haftası şenlikleri" falan gibi bir hafta önceden kutlamaya başlamıştı garibim.
hediyeler, pastalar falan, ne yapacağını şaşırıyordu.

dediğim gibi, kavgalı olduğumuz dönemdi ve insan hakikaten kendini çok değersiz hissediyor.
sonra doğum gününü unuttuğum insanları düşündüm, hakikaten değer vermediğim ve umursamadığım insanlarınkini unutuyorum.
bir de yüzlü yüzlü bana, "sana çok kızgındım, unutmam doğal" demişti, çıldırmıştım. :)

ama bunun ilişki dinamiğiyle ilgisi var.
ilişkide genel olarak mutsuzsan, sevilmediğini hissediyorsan, genel olarak ilgisizlik varsa, duygusal tatmin yoksa, o zaman "eh tamam artık" denecek bir noktaya taşıyabilir.
o zaman zaten durum, "doğum günümü kutlamadı diye ayrıldım" olmaz.

asla kabul edilebilir bir şey değil doğum gününün unutulması.
yoğunluk, bilmem ne, hiç önemi yok.
ama bunun karşılığında verilecek tepkiyi, ilişkinin genel durumu belirler.
0
blatta hiberna
(06.06.17)
Önemli olan kutlama, hediye, yemeğe çıkarılması falan değil; insanın hatırlandığını, önemsendiğini hissetmesi.

İki dk. telefon açıp kutlayabilirmiş yoğun değilse.
Ben böyle şeyleri hep karşı tarafın sizi önemsemediğine yorarım ki hepi topu 9 ay çıkmışsınız. İlk doğumgünün senin.
Bunu önemsememek için çok erken bir süre.
0
chitosan
(06.06.17)
Böyle erkekleri çok mu arıyorsunuz cidden?

Ayrıl.
0
MaNOfTheYear
(06.06.17)
Bikac sene once tam boyle bir iliskim oldu, dogumgunu unutmalar, ameliyattan sonra nasil oldun diye aramayi unutmalar... "ay yogun donemden geciyor anlayis gostereyim", "cok stresli biraz alttan alayim", "insanlik hali, cok buyutmemek lazim" deyip durdum kendi kendime tam 1 bucuk sene. Sonra o iliski benim kicimda patladi.

Hayir efendim, seven insan dogumgunu unutmaz, apple ceo'su falan olmadigini farzederek soruyorum, ne stresi ne isi gucu varmis bu kadar onemli, sevgilisinin dogumgununu unutacak kadar? Tek bir tarihi aklinda tutamayan adam ya agir morondur, ya zerre deger vermiyordur. Kendi adima konusacak olursam su saatten sonra kimsenin nazini, kaprisini cekmem, eski iliskim bana cok guzel ders oldu. Beyefendi cok stresliyse, cok mesgul zor donemlerden geciyorsa buyursun bekar halde o donemden gecsin. Sen alttan aldikca tepene biniyor bu tipler, tavsiyem alttan almaman ve burnundan getirmen yonunde. Bu tip erkekler anlayisli hosgorulu olgun kadin haketmiyor, ama kezbanlik yaparsan pesinde kul kole oluyor. Biraz it cekersen hemen kendine gelir, lutfen taviz verme, yoksa seneye yine unutur hatta daha kotu unutur. Ay eski sevgilim olacak okuzu hatirlayip cok pis kin doldum seninkine de :D
0
duru arsnova
(06.06.17)
unutamaz.

burada unutanları görünce biraz empati yaptım ancak @blatta hiberna güzel açıklamış. geçmişten gelen bir birikim olduğu belli, dolayısı ile bu konunun bardağı taşıran son damla olması gayet doğal. eğer böyleyse evet, yeterince değer vermiyor.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(06.06.17)
İnsanlık hali olabilir de, olmayabilir de. Geçen sene kendiminkini unuttum ben. Doğum günümden önceki gün 'Yarın doğum günüm' diye yattım, uyandıktan 1-2 sonra Facebook'ta 20 küsur bildirimi görünce aklıma gelen şey 'Galiba bir yer patladı ve insanlar güvende olduğunu bildiriyorlar. Eyvah, deprem mi oldu acaba, neresi patladı' idi. O bildirimlerin açıldığı 10 saniye var ya, hayatımda o kadar telaşlandığım azdır. Doğum günüm olduğunu görünce nasıl rahatladığımı anlatamam. Kendi doğum günüme alınmıyorum ama insanlar hatırlamayınca alındıkları için doğum günü stres kaynağı bana. Bir kere iki gün öncesine kadar 'Unutmayacağım, unutmayacağım' diye kasarken erkek arkadaşımın doğumgününü unutmuştum. Sağ olsun 'Doğum günüm bugün' diye hatırlatmıştı. Öyle bir kötü geçmişimiz de yoktu ya da değer vermiyor da değildim. Birlikte çok gülmüştük. Tam tersine iki gün öncesine kadar çok stresliydim unutmayayım diye, çok gerilmiştim. Sanırım biriyle birlikte olmanın en zor gelen yanı bu, keşke eskiler gibi 'Domatesler olgunlaştığında doğmuşum, nüfus memuru 1 Ocak yazmış' döneminde olsam.

Öküzlük mü, önemsememek mi olduğu kişiye göre çok değişir. Normal zamanda önemsediğini hissettiriyorsa ve hatta 'şımartılmış' hissediyorsan, unutulmuş bir doğum gününün lafı bile edilmeyebilir ama normal zamanda da o kadar ilgili değilse, önemsemiyor da olabilir. Kendisi için çok önemsiyorsa, kutlu doğum haftasına çeviriyorsa ve benimkini es geçip gitmişse o zaman kızardım. O durumda bardağı taşıran son damla da olabilirdi ama benim gibi kendininkini bile zor hatırlayan biri ise ben pastamı alıp giderdim 'Hadi, gel kutluyoruz. Kaçamazsın, bugün doğum günüm. Gel buraya, sırnaşacağım. Hadi şımart beni. Elmyra mode on' diye. Tabii hatırlarsam.
0
aychovsky
(06.06.17)
@duru+11111, duru gerçekten söyleyeceğim ne varsa yazmışsın arkadaş olalım mı <3

benim de 3 farklı tarihte doğumgünümü kutlayan ama esas tarihte kutlamayı unutup ehe mehe diye geçiştiren bi sevgilim olmuştu. Umursamıyordu evet. Bence çok haklısın, ben en yakın arkadaşlarımınkini bile unutmuyorum, sevgilliyi unutmak ne demek. Bu yüzden ayrıl diyemem ama ilişkideki diğer şeyleri iyi bi gözden geçir derim.
0
ekaterina
(06.06.17)
Ne öküzlük ne de önemsememek. İnsan önemsediği şeyi de unutabilir ve unutmak sadece öküzlere ait bir özellik değil. Buradan ancak bir ihtimal doğum günlerini önemsemediği çıkarılabilir ki o da eleştirilecek bir şey olmasa gerek.
0
harvey
(06.06.17)
benim kız arkadaşım art arda 2 kez mi 3 kez mi ne unuttu doğum günümü. artık unutsun da taşak geçeyim diye bekliyodum. bi keresinde ertesi gün ağlayarak aradı ben yarılıyodum telefonda gülmekten.

doğum günü falan takmam ama hayatında pek bi önemi sahip değildim, olsam kutlardı
0
klar
(06.06.17)
Sallamıyor seni.
0
arnold schwarzeneger
(07.06.17)
sallamıyor valla, üzgünüm.
0
piremses
(07.06.17)
kadınlar bayağı takıyor bildiğim ve buradan da gördüğüm kadarıyla. yaptığı özensizlik keşke yapmasaydı ama benim için de doğum günleri bir şey ifade etmediği için hiç önemsemezdim kendim için böyle durum olursa.

ama senin özelinde kötü olmuş, bir insana ne olursa olsun değersiz hissettirmek bayağı kötü bir durum.
0
Apocalypse
(07.06.17)
sadece bu olaydan onun sizi önemsemediğini çıkaramazsınız. belki öküzlük, bir nebze... türlü sebepleri olabilir. basitçe "unutmuş" olabilir.

kutlasa daha iyiydi. ama büyütmeyin. iki gündür trip havası varmış zaten. özel günlere önem verdiğinizi ve bu olayın sizi kötü hissettirdiğini söyleyin yeter.
0
dahinnotha
(07.06.17)
saçma suçlamalar görüyorum, üzülüyorum ..
yahu adam daha önce hiç kutlamadığı bir şeyi nasıl hatırlasın, asıl garip olan o.
sanki 5 yıllık ilişki, adam 4 yıl hepsinde kutlamış etmiş ama 5. yılı unutmuş gibi bir tavır var ..
adam özel günleri kafasında tutmak istemiyordur , senin kadar önem vermiyordur falan filan ..
sen de onunkini hatırlama böylece yıllar boyu birbirinize trip atacak sebebi ortadan kaldırmış olursunuz..
0
taylor durden
(07.06.17)
Doğum günü denen şeyin hiç bir anlamı yok.Miladi takvim kullandığımızdan 365 günde bir denk geliyor başka bir takvim kullansak belki 700 yada 300 günde bir denk gelecekti.

Kutlanması bile saçma.Tam tersi insanlar doğum günlerinde üzülmeliler. Yaşlanıyoruz neyin kutlaması bu.Neyine bu kadar anlam yüklüyoruz.
0
turkuaz
(07.06.17)
ayril hakkaten.
0
gizli vezne
(07.06.17)
burdaki saçma sapan kezban tripleri atanları unut. Herşeyden önce sevgiliniz insan hayatın doğal akışı iş yaşamı stres ve sorumluluklar insanların sosyal ve özel hayatına yansıyor, bakma burda ahkam kesen öğrencilere ve ergenlere. bir zamanlar sevgilim şimdiki müstakbel eşimin doğum günü bende unuttum ama o hafta iş yogunlugu maddi meseleler vs derken aklıma bile gelmedi ve geçen sene turkcell dogum günümü kutlayana kadar dogum günüm oldugunun farkında degildim. kısacası özür dilemiş pişman olmuş hayat filmlerde ki gibi çılgın partiler süpriz dogum günleri yada bir kaç tane görgüsüzün sosyal medyada dikta ettigi gibi şen şakrak mükemmmel toz pempe degil.
0
Fritz-X
(07.06.17)
(18)

Motor alayım mı?

ekaterina
Motor sürmek bana hep çok ilginç ve heyecanlı gelmiştir. İstanbul'da geniş bi kampüste yaşıyorum, arabam da var ama diyorum ki motor alayım, kampüs içinde motorla dolaşayım hevesimi de almış olurum, kesinlikle benzin almak haricinde dışarı çıkmayacağım. Sizce saçma mı? Heves almalık olduğu için çok
Motor sürmek bana hep çok ilginç ve heyecanlı gelmiştir. İstanbul'da geniş bi kampüste yaşıyorum, arabam da var ama diyorum ki motor alayım, kampüs içinde motorla dolaşayım hevesimi de almış olurum, kesinlikle benzin almak haricinde dışarı çıkmayacağım. Sizce saçma mı? Heves almalık olduğu için çok para vermek istemiyorum max. 10k falan olsun bi de scooter da almak istemiyorum, vitesli öğreneyim bari, ne tavsiye edersiniz? (çok uzağım hiç bilmiyorum, bi ara iron 883'ü çok gözüme kestirmiştim ama hem pahalı hem de çok ses çıkartıyor vazgeçtim)
0
ekaterina
(05.06.17)
Kampüs içinde motorla gezersen çok küfür yersin. Bisiklet al.
0
dissendium
(05.06.17)
Bisikletim var. Amaç motordan hevesimi alabilmek :( neden ki, kampüsün içi vızır vızır motor dolu zaten, bir sürü insanda var.
0
🌸ekaterina
(05.06.17)
www.youtube.com

heves almak adına 10K ayırmak da ilginç. hobi desen amenna ama heves almak? baya ilginç.

not: bu arada videoyu da ilk 6 saniyesi için falan attım. sonraki bölümüyle bir gönderme yapma çabam yok.
0
i drive the hearse
(05.06.17)
Alma. Surttugun an ucarsin motorda. Ben dikkatli olurum falan filan bunlari gec, dis etkenlere mudahale edemezsin.
0
stavro
(05.06.17)
kampüs dışına çıkmayacağına inanmıyorum. bir gün elbet o kampüs sana dar gelicektir
0
klar
(05.06.17)
Kuba Superlight 200
0
angelus
(05.06.17)
motor kullanan kadınlara bayılıyorum. seksi görünüyorlar.
al.
0
filteria
(05.06.17)
Geçen kütüphanede ders çalışıyordum. Arkadaşım aradı, neredesin, yanına geleyim dedi. Dedim kütüphaneye gel. Beş dakika sonra 5-6 bin liralık motorla kütüphaneye geldi. Kütüphanedeki 15 kişi dönüp dışarı baktı. İnsanların yüz ifadelerini ben gördüm. Yarısından fazlası küfür etti içinden. Spor motorlar çok ses çıkartıyor. Bir de sen eğlencesine alacakmışsın. Aynı yoldan 35 kere falan geçersin kesin. Bildiğin gürültü kirliliği. Serserilik. Ulaşım için desen neyse. Bunlar benim düşüncem. İstiyorsan alabilirsin tabii.
0
dissendium
(05.06.17)
Ses işine laf edenleri takma, apaçilik yapıp egzozu açmadığın sürece ses falan yapmaz motorlar.

Scooter neden istemiyorsun? Ben her türlü motor kullandım açıkçası scooter rahatlık. Gerçekten ayrı bir keyif. Fiyat bütçene de daha uygun. 10K dan ekipman parası min 1000tl düş, sigortası falan da var çok bir şey kalmıyor.

Not: Hala scooter öeriyorum ama illa vitesli kovalayacaksan satılık bir beyaz honda vtr 250 var. Şunun modelden: goo.gl
0
yakuza123
(05.06.17)
@yakuza sigortasını, ekipmanlarını biliyorum 10k sırf motor için, 2000 lira da eğitim var yoksa onlar hariç düşün. Scooter sürenler motor sürdüklerini anlamıyorlarmış falan filan, birisi beni etkiledi bu konuda.
0
🌸ekaterina
(06.06.17)
Bi de yamaha emax mıydı neydi cok cirkin scooterlar ya hep kuryeler, tüpçüler aklıma geliyor, tek güzel sku vespa o da pahalı.
0
🌸ekaterina
(06.06.17)
Bilinçli olmana sevindim :)

Bence gayet anlıyorsun, önemli olan sana hitap etmesi. Her tipin hissi farklı oluyor, bir supersport ile cruiser çok farklı tatlar. Ben naked hastasıyım mesela en çok sokakta zıpırlık kasmayı sevdiğimden.

Sadece kampuste süreceksen zaten yavaş gideceksin demektir, bu da çoğu tipten tam faydalanamaman demek. Bence scooter ve cruiser kalıyor geriye. Ben ucuzlardan yamaha delight beğeniyorum. Cruiser olarak da angelus yazmış kuba superlight 200 o bütçedeki en (ve tek) karizma alet bence de.
0
yakuza123
(06.06.17)
Araban var ve dışarı çıkmayacaksın, fena halde gereksiz olur.
0
harvey
(06.06.17)
Enduro eğitimi veren yerler var. Oralarda hevesini alabilirsin. Ben öyle yaptım önce, şimdi ehliyet alıyorum.
0
arnold schwarzeneger
(06.06.17)
al, ama öncesinde eğitim ve ekipman al.
vitesliye hevesin varsa vitesli al ama başlangıç motorun 250cc'yi geçmesin.
0
manuel mandalina
(06.06.17)
al, durdugun kabahat. bi süre sonra dayanamayıp sağa sola gitmeye başlarsın zaten. 10k ile başlayacaksan 200'lük pulsar bakabilirsin.
0
mirty
(06.06.17)
alinir. neden olmasin. maddi durumunuz izin veriyor galiba. egitim, ekipman masraflarini da biliyorsunuz. yalniz biraz gec kaldiniz. ehliyet kursuna yazil, sinav olsun, ehliyet gelsin, motoru begen al, kiyafetler, egitim darken yaz biter. yagmurda kampuste surmezsiniz sanirim.

iron iyi hos da, kampus motoru degil ya. yani oyle bir motora binip sirf kampus icinde gezildigini gorsem bi gulme gelir. sukuter ben de sevmiyorum ama hem ilk motor olmasi hem de kampus dedin diye sukuter tavsiye ediyorum. ders notlarin olur, kaskin, montun olacak, bu sicakta amele amele tasiyacak misin onlari kucaginda? sukuter varsa at arka cantaya, sele altina da kaski koy mis. iron tarzi bir motorda arka canta dusunemiyorum.

bu arada kampus ici deyip ehliyeti ihmal etmezsin umarim. cunku olur da birine carparsin, birinin arabasina carpabilirsin vs. basin cok derde girer.
0
jimicik
(06.06.17)
@jimicik ders notum yok benim ya, öğrenci değilim. Böyle şeyler taşıyacaksam da araba var zaten, ahah kampüstekiler nerden bilsin sadece kampüste gezdiğimi :D ama @dissendium haklı sesi itibariyle iron'a binmeye ben utanırım, çok fenaydı. Ehliyet de alacağım tabii, benzin almaya çıkınca bile bir şeyler olabilir. Ehliyet+eğitim 2000 tl diye demiştim. Şimdi ehliyete yazılırım eylülde de motoru alırım 2 ay binerim, yazın sıcak olur hiç binilmez ya.
0
🌸ekaterina
(06.06.17)
(7)

İnsanlarla iletişim kurmak zorlaştı mı?

diffarentiationation
Eskiden özellikle internetten tanımadığımız insanlarla konuşmak çok daha kolaydı. Sohbet odaları, irc, mirc, msn, forumlar gibi bir çok mecra vardı. Şimdi bunlar yok ya da çok azaldı.Sosyal hayatta da sanki daha kolaydı yeni insanlarla tanışmak. Herkes telefonlarına gömülmüş oturuyor şimdi her ortam
Eskiden özellikle internetten tanımadığımız insanlarla konuşmak çok daha kolaydı. Sohbet odaları, irc, mirc, msn, forumlar gibi bir çok mecra vardı. Şimdi bunlar yok ya da çok azaldı.
Sosyal hayatta da sanki daha kolaydı yeni insanlarla tanışmak. Herkes telefonlarına gömülmüş oturuyor şimdi her ortamda.

Acaba büyüdüm diye mi böyle hissediyorum yoksa sizde de var mı böyle düşünceler?
0
diffarentiationation
(05.06.17)
Biraz öyle. Herkes kendi işinde gücünde. Herkes bir dağınık.
0
MaNOfTheYear
(05.06.17)
Benim işim pazarlama, her gün farklı farklı yerlerde farklı yeni insanlarla tanışıyorum. Şunu söylim şu anda insanlarla iletişim kurmak, tanışmak hiç olmadığı kadar kolay. Özellikle kadınlarla. Emin ol.
0
etna
(05.06.17)
herkesin götü tavanda egosu marsta. bu yüzden çok zorlaştı evet. bunun bir numaralı sorumlusu da instagram ve diğer ıvır zıvırlar.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(05.06.17)
İletişim kurmak zorlaşmadı da bence büyüdük. İnternet bazında konuşacak olursam, bir kere internet bu kadar derya deniz bir şey değildi, genelde gençler kullanırdı. Ben 14-15 yaslarindayken chat odaları, msn falan hala aktif kullanılırken tanımadığım, tipini bile bilmediğim bir sürü insanla saatlerce çetleşir, müzik gruplarından, filmlerden, havadan sudan, dertlerimizden falan bahsederdik, ve bu çok normal bir şeydi. 80'ler ve 90'ların başında doğmuş ve evinde bilgisayar olan herkesin rastgele bir chat programında, forumda, oyun oynarken vs tanışıp kanka olduğu biri mutlaka vardır.

Şimdi 24 yaşındayım, değil tanımadığım insanla film müzik analizi yapmak, bazen tanıdıklarımla bile oturup konuşmak zulüm gibi geliyor. Tahammülüm azaldı, bunu da büyümüş olmama bağlıyorum.
0
duru arsnova
(05.06.17)
Büyüdük +1
Film sohbetine gelene kadar hava durumu, iş/güç, evlilik çoluk çocuk muhabbetine takılıyorsun öyle manalı doyurucu bir sohbet zaten olmuyor. Zaman kısıtlı, zorunluluktan bir arada oturduğun insanlarla zoraki muhabbetler kurmaya çalışıyorsun vs. Muhabbet zorlaştı, yüzeysel ve işimize/çıkarımıza yarayacak yorucu ve zorunlu konuşmacıklarla uğraşıyoruz.
0
Sulfoxaflor
(05.06.17)
İmkanlar açısından aksine her geçen gün kolaylaşıyor. Her türden insana kolayca ulaşabiliyorsun. Diğer taraftan bir şeyin kolaylığı arttıkça değeri de düşüyor. Ciddi bir çaba harcamadan sahip olduğun şeye değer vermiyorsun. Dahası artık her şey maddileşti, büyük çıkarlar olmadıkça insanlar zaman/çaba harcamıyor. Harcamak isteseler dahi oyun ve eğlenceden zaman bulmaları zor. Bu şartlarda derinlikli, anlamlı iletişim kurmak da haliyle çok zor.
0
harvey
(05.06.17)
Ben güvenlik konusunda da endişeleniyorum açıkçası. Tabii ki büyümek, hayat gailesi, teknoloji bağımlılığı vs gibi şeyler etki ediyordur ama, artık o kadar fazla -muhtemelen haklı- bir "kimseye güvenmeyin" mesajı var ki, ben birçok durumda yeni insanlarla iletişim kurmaya çekiniyorum. İnternetten tanıştığın biri seni rahatsız eder mi, girdiğin bir site bilgini çalar mı, bir kafede sohbet ettiğin kişi takip eder mi, bir şey yapıp seni suçlar mı, söylediğin bir laftan başına bela olur mu falan gibi sürekli bir kaygı halinde yaşıyoruz.

Herhangi bir site veya organizasyonun sohbet odaları falan da hiç ilgimi çekmiyor mesela. Kendi seçtiğim ve sadece zevk için kullandığım tek bir sosyal medya aracı bile (instagram) hatta duyuru bile gün içinde o kadar zaman çalıyor ki, bir de gidip herhangi bir yerde boş boş milletle sohbet etmek yerine kim bilir neler yapılır o zamanda diye düşünüyorum.
0
sopiro
(05.06.17)
(13)

internetteki tartışmalarınız sizi etkiliyor mu?

mizore
açıklayayım: biriyle internette tartıştınız. duyuru olur, sözlük olur herhangi bir forum olur. karşıdaki hakaret etti ve/veya farklı açılardan yaklaşmaya başladı, tartışma ilerlerdi. sinirleniyor musunuz veya kişisel algılıyor musunuz? gerçek hayat/sanal hayat ayrımınız var mı bu tarz olaylarda?bu b
açıklayayım: biriyle internette tartıştınız. duyuru olur, sözlük olur herhangi bir forum olur. karşıdaki hakaret etti ve/veya farklı açılardan yaklaşmaya başladı, tartışma ilerlerdi. sinirleniyor musunuz veya kişisel algılıyor musunuz? gerçek hayat/sanal hayat ayrımınız var mı bu tarz olaylarda?

bu başka bir sitede sorulmuştu. genel olarak "tanımadığım insanların benim hakkımda ne dedikleri, ne düşündükleri beni ilgilendirmez. hakaret ediyorlar fakat beni tanımıyorlar ki" kabullenilmişti. gözüme çarpan "ben bir düşüncemi paylaşıyorsam, gelen her türlü eleştiriyi kişisel algılamak hakkım." yorumuydu.

siz ne düşünüyorsunuz?
0
mizore
(04.06.17)
eskiden kişisel algılıyordum ve sinirlendiğim de oluyordu ama artık etkilemiyor. internetin nasıl bir ortam olduğunu fark etmekle alakalı. aynı umursamazlığın gerçek hayatımda da baş göstermesini beklemekteyim.
0
pinkpeony
(04.06.17)
gerçek ile sanal ayrımı var bende, olmalı da kesinlikle, yoksa kafa kalmaz insanda. bu yüzden çok kafaya da takmamak gerekiyor sanalda yapılan tartışmaları ya da edilen küfürleri. internet ortamında her şeyle karşılaşılabilir. mesela mahkemeye verme gibi olayları da biraz gereksiz buluyorum. gerçi artık gerçeğin de bir parçası oldu bu sanal ortam, bu da ayrı konu tabii. yani şimdi benim adıma ekşi sözlük'te başlık açılsa ve bir güzel sövülse ne yapardım bilemiyorum. sonuçta gerçek hayatımı da etkiler. ancak anonimlik söz konusuysa olay sanalda kalmalı ve çözülmeli.
0
philus
(04.06.17)
5-6 sene oncesi olsa cok etkileniyordum sinirleniyordum kavga ediyordum filan simdi hic umrumda degil. Internette her turlu insanin olabilecegini kabullenmekle baslamak lazim, insanlarin cogu kompleksli ve ruh hastasi gibi davranabiliyor. Gercekte de ruh hastasi mi degil mi bilemeyiz tabi he he deyip gecmek lazim.
0
neferkitty
(04.06.17)
Tartismiyorum. Karsimdaki tartisacak gibi oldugunda "haklisin bro" diyip engelliyorum. Gercek hayatta yüzüne tükürmeye tenezzül etmeyeceğim tipler internette bana ahkam kesiyor, ne harcıycam enerjimi.
0
duru arsnova
(04.06.17)
kendisi konuşurken bilinçdışı şekilde ayırdında olduğundan olsa gerek iki farklı insan olan, kendisine yönelik yaklaşımlarda gerçek-sanal ayrımı yapamayan kişilerle dolu burası. kavgalarının çoğunun temeli bu. sözlükte saldırı ve hakaret eksik olmazken tartışmalarda, yüz yüze gelince kimsede o hava yok.

ben sanaldaki saldırıları vs. pek ciddiye almıyorum. ne uğraşacağım onunla, diye düşünüp tartışmaya girmiyor ya da uzatmıyorum genelde.
0
nawar
(04.06.17)
normalde iplemem ama az önce televizyonda dizilerde oynayan birinin başlığını açtım diye adam başlığa 150 tl'ye reklam yapan sözlük yazarı diye bakınız vermiş. ulan adam ekran yüzü olmuş, ekran yüzü olan adama başlık açıldığında bu söylenir mi? cahil demekten hoşlanmam ama tam cahil işi.
0
blue eyes white dragon
(04.06.17)
bazılarının klavye delikanlılığı olarak değerlendirdiği çok net bir sanal-gerçek ayrımım var. gerçekte sanaldakine kıyasla çok daha anlayışlı, az öfkeli, sakin biriyim. internette dilediğim kadar kavga ediyorum, kapışıyorum falan. sonuç olarak hepimiz deşarj oluyoruz, kimse de zarar görmemiş oluyor. bunun farkında olan insanlarla dövüşmeyi daha çok seviyorum. duyuruda dissendium'a çok fazla sataşırım mesela çünkü o bu konuda çok iyi bir dövüş partneri. duyuruda her türlü pisliği yapıyoruz ama onun dışında hiçbir sıkıntımız yok. bu dengeyi tutturabilen insanlarla kavga etmek, onlara saldırmak çok eğlenceli. ben bazen internet delikanlısı demesinler diye adres ver diyenlere de adres verip dayak yiyorum ama tercihim kavga gürültüyü internetle sınırlı tutma yönünde genelde.

o açıdan internetteki tartışmalardan etkilenmiyorum diyebilirim. bu sektöre ilk girdiğimde çok bozulduğum, sinirlendiğim oluyordu ama artık öyle değil. uçan kuşla bile kavga ettiğim için alıştım. bilgisayarı kapatınca hepsi geride kalıyor benim için. aksi takdirde çoktan bakırköy'e kapatmışlardı zaten, böyle agresif hayat mı yaşanır yav.
0
der meister
(04.06.17)
cok fazla takmamak gerektigini ogrendim. cevap vermemek, engellemek vs daha mantikli.
0
baldur2
(04.06.17)
Evet bu duyruya da hemen cevap yetiştirmiş nickinden Kezban olduğu anlaşılan tipler hakaret mesajı atıp zekasına güvenmedigi için engelliyor mesela. Kızlara olan ümidim daha da azalıyor.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(04.06.17)
Sokakta karşılaşsak en nazik haliyle yol verecek olan insanın internette içinden canavar çıkabiliyor. Umursamıyorum o yüzden.
0
devilred
(04.06.17)
Bazı arkadaşların sadece hakaret ederek tartıştıklarını zannetmesi üzücü. Krem peynir moderatörlükten ayrılmadan önce, kendisinden eğer bir daha Duyuru'da birine hakaret edersem, hesabımın kapatılacağına dair bir uyarı aldım. İletişimin gizliliği açısından mesajın ayrıntılarını paylaşmam doğru olmaz. Son zamanlarda nefesini ensemde hissetmeye başlamıştım. Herhalde çok şanslı bir insan olmalıyım ki, kendisi hiç beklemediğim bir şekilde bu olaydan bir gün sonra moderatörlükten ayrıldı. Şu anda krem peynir gitti, artık her istediğimi yazabilirim diye düşünmüyorum tabii. Çok şükür, otokontrolü olan bir insanım. Kaostan faydalanmam. Hatta son bir iki günde krem peynir'e hak vermedim değil. Tamam, kendisiyle tartıştığımız, ters düştüğümüz olmuştur, ama Duyuru'da hakaretlere hiçbir şey yapılamadığını gördüğümden beri her moderatörün kendince haklı olduğunu düşünüyorum. Buranın kuralları olduğunu unutuyoruz çoğu zaman. Söz konusu moderatör, başkalarına hakaret etmeyi alışkanlık haline getirdiğimi ve cevap silinme istatistiklerimin yüksek olduğunu söyledi. O silinen yanıtlarımın yüzde doksanında kendimi savunmak için yanıt yazmıştım. Hatta bunların yüzde doksandan daha fazlası da hakaret ve küfür etmeyi eğlence sayan arkadaşa yazılmıştı. Çok ilginç ki, kendisi aynı istatistiklerin iki katına sahip olmasına rağmen, bugüne kadar hiç uyarı aldı mı bilmiyorum. Sadece o kişi de değil, Duyuru'da özel mesajla milletin anasına bacısına küfredip, sonra engelleyenleri de biliyoruz. Bunlar moderasyonun çözüm bulamadığı konular. Bunları "tartışma" dediğimiz şeyin, insanı bir anda tehlikeye atabileceğini belirtmek için söylüyorum. Benim işe yarar yanıt oranım yüzde 77. 10 kişiye yanıt verdiysem, bunlardan neredeyse 8 tanesi, hadi 7 tanesi olsun, yanıtıma tik atmış ve verdiğin cevap işime yarıyor, eyv. demiş. Ama buna rağmen onlarca troll'ün arasından nedense benim hesabımın kapatılması söz konusu oluyor. Hakaret etmem yanlış. Bunu kabul ediyorum. Ancak bu uyarının başkalarına yapılmıyor oluşu beni bazen rahatsız ediyor. Evde bunları düşünüp, derin derin nefes aldığım düşünülmesin. Ben seviyeli bir tartışmadan hiçbir zaman çekinmedim. Gerçek tartışmalardan hep keyif alırım. Ne dediğini bilen insanlarla tartışırken bile bir şeyler öğreniyorsun. Benim tartışmak kelimesinden anladığım, birbirine saygılı iki insanın belli bir konu etrafında heyecanlı bir şekilde bilgi alışverişi yapmasıdır. Bu beni rahatsız etmez. Eğer tartışmak iki insanın birbirlerine durmadan hakaret etmesiyse bunun ne sanal ortamda ne de gerçek hayatta bir değeri yok.
0
dissendium
(04.06.17)
Umrumda olmuyor, dileyen dilediğini söyleyebilir. Yaklaşık 10 yıldır o tarz bir tartışmaya girdiğimi de hatırlamıyorum, zaten insanlar ne mal olduklarını belli ediyor, karşıdaki beni yoldan çıkaracak biriyse uzatmam, keserim.
0
harvey
(04.06.17)
İnternette uzun uzun tartışmaya girmeyi aşırı saçma bulduğumdan o duruma hiç gelmiyorum.
0
arnold schwarzeneger
(05.06.17)
(5)

ünalan hakkında

siyah gece
yalnız yaşayacak kadın kişisi için ünalan nasıl bir yerdir? kiralar nispeten daha uygun görünüyor.
yalnız yaşayacak kadın kişisi için ünalan nasıl bir yerdir? kiralar nispeten daha uygun görünüyor.
0
siyah gece
(03.06.17)
aklından bile geçirme.
0
since1907
(03.06.17)
son 1 haftadır tam olarak aynı bölgelerde ev bakıyorum :) google street view kullanmanızı öneririm bu gibi durumlarda, çok faydası oluyor. azıcık eski tarihli olabiliyor görüntüler ama hiç fikir sahibi olmamaktan iyidir.

edit: street view olmayabilir gerçi benim dediğim şeyin adı. google maps'e girip bakacağınız yerin civarındaki bir noktaya tıkladığınızda sol tarafta üzerinde 360 derece dönen bir okun olduğu fotoğraf gibi bir şey çıkıyor, sokaklardan alınan görüntüleri gösteriyor, harita üzerinde de gezebiliyorsunuz.

edit2: mesela ünalan: prntscr.com
0
cansins beybi kolonya
(03.06.17)
Pek uygun bir yer değil.
0
harvey
(03.06.17)
Laf atma falan seviyesinde tacizler vardir ama bi tecavüz vakası yoktur, olmaz heralde diye düşündüğüm biyer. Yani uygun iyi degil.

Not: hayatımda gitmedim görmedim, tahmin yalnızca
0
klar
(03.06.17)
bence de pek uygun değil. yine site içi olursa daha uygun olabilir
0
gazozailacatmauzmani
(03.06.17)
(9)

Kitap almak için online web site tavsiyeleri

denizaya
Uzun zamandır online kitap almadığından takip edemiyordum. Aldığım zaman kitapyurdu ve idefix, babil vardı...Şimdi değişik güzel kitap satan siteler çıktı mı yoksa yine aynen bunlar mı?
Uzun zamandır online kitap almadığından takip edemiyordum. Aldığım zaman kitapyurdu ve idefix, babil vardı...

Şimdi değişik güzel kitap satan siteler çıktı mı yoksa yine aynen bunlar mı?
0
denizaya
(01.06.17)
www.evrenselkitap.com (evrensel kitabevi) son zamanlarda ben buradan alıyorum.
0
tabudeviren
(01.06.17)
Bu aralar kitapyurdunu kullanıyorum, memnunum.
0
harvey
(01.06.17)
Ben hep idefixten alıyorum, şimdiye kadar bir sorun yaşamadım
0
purplee
(01.06.17)
eganba
idefixten paramı 2 ayda geri alabildim. kitapyurdu da o kadar olmasa uğraştırmıştı (45 gün)artık önlerinden geçmiyorum.
denk getirirsem nadirkitaptan toplu alım falan daha uyguna gelebiliyor.
0
müftü
(01.06.17)
odakitap'dan alıyorum ben.

babil ve kitapyurdu hacı hoca molla tayfadan yobaz kesim.

idefix de doğan grubu olduğu için alışveriş yapmıyorum.
0
gozu acik sevisen yahudi
(01.06.17)
İlk kez Bkm'den aldım bu hafta. Sözlük yorumları kötü, geç gönderiyorlarmış, ama fiyatlar çok iyi.
0
manuel mandalina
(01.06.17)
arkadaş.com.tr
0
for the record
(01.06.17)
Eganba +1
0
mutlusismankedi2015
(01.06.17)
babile ayrı bir sempatim var. hiç mağdur da etmediler.
0
gazozailacatmauzmani
(01.06.17)
(25)

İyi bir aile mi yoksa iyi bir kariyer mi?

fraise
Bu akşamın anketine hoşgeldiniz diyelim. Bugün kuzenim, kardeşim ve ben bu konuda çok konuştuk, bir de size sorayım dedim. Mutlu, huzurlu bir aileye sahip olup ortalama bir iş ve maaşiniz olsun mu dersiniz? Yoksa 'illa ki eş bulunur, olmasa da olur. Beni tatmin edecek bir kariyere sahip olayım iyi d
Bu akşamın anketine hoşgeldiniz diyelim. Bugün kuzenim, kardeşim ve ben bu konuda çok konuştuk, bir de size sorayım dedim. Mutlu, huzurlu bir aileye sahip olup ortalama bir iş ve maaşiniz olsun mu dersiniz? Yoksa 'illa ki eş bulunur, olmasa da olur. Beni tatmin edecek bir kariyere sahip olayım iyi de bir maas alayım. Hem kendime hem başkalarına faydalı olayım' diye mi düşünürsünüz?


Kardeşim ile ben daha ailecı çıktık. Kuzenim 'boşverin aileyi; para, kariyer daha önemli. Onlar olursa bol bol gezersiniz, istediğinizi alırsıniz. Mutlu da olursunuz' dedi. İnsanların genel eğilimi ne, merak ettim. Evet, bu aralar hep beraber tatilde olduğumuz için hayatın anlamını sorguluyoruz grup halinde :)
0
fraise
(01.06.17)
gezerken yanımda sevdiğim kişi yoksa neyleyeyim o parayı. mühim oln beraber harcamak beraber plan yapmak.
0
la noix
(01.06.17)
aile. ama kariyerde istediğim gibi bir şeyse kariyeri de seçebilirim. amacı para olan insanların istediği-aradığı türden kariyer değil tabi.

ama düşününce bazen aile daha önde gibi duruyor bende de. küçüklükten beri mutlu bir ailede büyüdüğüm ve etrafımda hep mutlu aileler olduğu için sanırım.
0
prens zuko
(01.06.17)
aç ya da açıkta bırakmayacak maaşım varsa eyvallah. yalnızlık kötü şey ya. ben de aileciyim biraz evet.
0
aslpls
(01.06.17)
iyi bir kariyerin yoksa, iyi bir aile uzun vadide patlar. iyi bir kariyer ise iyi bir ailenin sürmesi için gerek koşuldur. umarım 2side sizin olur.


''kadınların peşinden koşmayın paranız biter, paranın peşinden koşun kadınlar hiç bitmez''
0
mete kudur
(01.06.17)
Ben de ailecilerdenim.

Para kariyer vs var ama onları paylaşabileceğin bir ailen, derdine ortak olabilecek kimsen yoksa kariyere sahip olmak da anlamsız gibi geliyor.
0
purplee
(01.06.17)
aile tabii. seninle gurur duymayan sevdiklerin yoksa kariyer, ugruna harcıcagın ailen yoksa para neye yarar :)) tek basına bir gezmenin yemenin ne manası var ki?
0
fin
(01.06.17)
Aile tabi. Evde huzurlu mutlu olmadiktan sonra kariyeri napicam, aksam dolar balyalarina sarilip mi yaticam?
0
duru arsnova
(01.06.17)
Kariyer..cunku yalnizliktan memnunum.
0
astrid
(01.06.17)
Kendimi gerçekleştirmeden mutlu olamayacağım için kariyer
0
fasulyek
(01.06.17)
Ben minnoş ve sevimli aile diyorum, evde huzuru olan her türlü kariyerinde ilerler. Ancak kötü bir aile yüzünden elindeki kariyer de para da pul da gidebilir, iyice yeşilçam senaryosu gibi oldu ama durum böyle bence :D
0
neferkitty
(01.06.17)
kesinlikle aile derim. huzurlu bir aile ortamı olmayınca, para bir yere kadar idsre ettiriyor hayatı. ama huzurlu bir aile olunca yeteri kadar para ile de geçinilebiliyor. ben de aileyi seçenlerdenim.
0
denhia
(01.06.17)
ev alsam ve içini istediğim gibi döşesem. arabayı, bilgisayarı, laptopu, cep telefonunu yenilesem. dünya turuna çıksam ve bundan sonra da canım her istediğinde yurt dışına tatile çıkabilecek olsam. bu saydıklarımı yaptıktan sonra huzurlu aile diyebilirdim. onlardan önce iyi bir kariyer.
0
nawar
(01.06.17)
ikisini de istemiyorum
0
elvedui
(01.06.17)
Ortalama iş ve maaş tanımına bağlı. Bir yere kadar para daha önemli, o paraya sahip değilsen mutlu bir aile hayatı çok zor fakat ona sahipsen ve mutlu bir ailen varsa, bunun yerine çok daha fazla para ve yüksek statüyü koyamazsın.
0
harvey
(01.06.17)
aile. kariyer konusunda aşırı hırslarım yok zaten. ek olarak ailesiz kariyeri neyleyim.
0
rayde
(01.06.17)
kariyer kesinlikle.
0
avianthem
(01.06.17)
iyi bir aile ama oda çok iyi olmasa da iyi bir kariyerden geçiyor ..
0
sorunvar
(01.06.17)
iyi bir aile bence, neyleyim parayı huzur olmadıktan sonra. Diğer düşüncede yanındakiler senin kariyerin için yanında oluyor, öbür tarafta sen olduğun için yanında olan insanlar var.
0
gozu acik sevisen yahudi
(01.06.17)
iyi bir aile.
yalnızım, param var, geziyorum, yiyorum, giyiniyorum ama bunları paylaşacak birilerini istiyor insan. evde bile oturuyo olsam sevdiğimle/sevdiklerimle oturmayı tercih ederim şahsen.
0
dedim ben sana
(01.06.17)
Bu konu üzerine düşüncem tamamen ruh halime göre şekilleniyor. O yüzden şuan ne desem boş.
0
zimbirik
(01.06.17)
Aile olayı tırt olduğu için kariyeri seçtim. Mutluyum
0
MaNOfTheYear
(01.06.17)
Çok aşık olduğum ve ve birlikte aile kurma planları içinde olduğum biri var. O olmadıktan sonra paraya mı sarılıp yatacağım?
0
mutlusismankedi2015
(01.06.17)
İyi bir aile geçmişim yok ne yazık ki. Kavga gürültü içinde büyüdüm. Evliliği birbirine zoraki tahammül etmeyen çalışan iki insanın birleştiği bir kurum olarak tanıdım ilk. Kendi özel hayatımda da işler yolunda gitmedi. Hayatımı paylaşmak isteyebileceğim bir insanla tanışmadım henüz. Sevsem de hep yüz üstü bırakıldım. Beni sevenleri de ben hayal kırıklığına uğratmışımdır belki, kim bilir.

Özetle evlilik konusunda şansımın yaver gitmediğini ve muhtemelen hiçbir zaman da gitmeyeceğini biliyorum. Bu yüzden ben kariyeri seçtim.
0
i m cool with that
(01.06.17)
kariyer'i aile için yaparsın gerisi boş. gezme eylemini tek başına 3-4 kere yaparsın 5. sefer bu ne yine sap gibi geziyorum olayına dönüşüyor. her tanıştığın adama 'bak şu deal'ı nasıl bağladım sana anlatayım' diyen bir sığır değilsen aile her zaman önde gelir.
0
dedim dedim de kime dedim
(01.06.17)
İyi bir aile. Yalnizlik ozgurluk demek olsa da cogu zaman sikici olabiliyor. Ben yalniz basima gezmeyi hic sevmem mesela. Para da onemli tabi o da olmali ama cok cok fazlasina gerek yok. Sevdigin insanla berabersen ve ihtiyaclarini karsilayacak kadar paran varsa yeterli.
0
nesenbilneben
(01.06.17)
(20)

Sürekli cinsellik düşünen kişiler düşük zekalı mı?

elvedui
Hayatının merkezinde cinsellik olan, sürekli bunu düşünen insanlar sizce eğitimden bağımsız olarak düşük zekalı mı? ben o şekilde gözlemledim siz ne düşünüyorsunuz acaba?
Hayatının merkezinde cinsellik olan, sürekli bunu düşünen insanlar sizce eğitimden bağımsız olarak düşük zekalı mı? ben o şekilde gözlemledim siz ne düşünüyorsunuz acaba?
0
elvedui
(31.05.17)
Dusuk zekali mi bilemem ama cinsel aclik icinde olduklari bir gercek. Tipik Turk erkeginde bunu gozlemlemek gayet mumkun. Sosyo kulturel yapinin baskilayip yasakladigi cinsellik Turk erkeginin diline vurmus durumda.
0
tezek
(31.05.17)
cinsellik düşünmek ayrı bir olay; günlük yaşamı, hareketleri, konuşmaları vs. bunun üzerinden gerçekleştirmek ise bambaşka... sonuçta cinsellik dediğimiz şey hormonlarla ilgili bir durum. aklı başında insanlar diğerlerinden farklı olarak otokontrol uygulayarak düşüncelerini ve eylemlerini makul sınırlar içinde tutuyor. diğerlerine ise sapık diyoruz zaten.
0
nrmnm
(31.05.17)
Cinsellik cok ilkel bir sey, her statudeki insanin yaptigi ve dusundugu bir sey.

Cinselligi ne sekilde dusundugu egitimle alakali ve zekayla alakali bence. Uc ornek ama tecavuzu cinsellik zanneden biri egitimli ya da egitimsiz gerizekalidir.

Esi ya da sevgilisi ile daha cok cinsellik yasamak isteyen insan ise libidosu yuksektir baska da zekayla alakasi yoktur bence.

Namusu bacak arasinda arayan gerizekalidir ama, bunu da firsat bulmusken diyim. Hani diyonuz ya bir kere sevisen kesin aldatir diye...
0
bir ileti paylastim
(31.05.17)
hayır sosyokültürel yapıdan veya açlıktan bahsetmiyorum. tanıdığım baba parasıyla okuyan yakışıklı zengin çocuklarında da bu abazalık var. ortalamanın çok üzerinde zeki olduğunu düşündüğüm, akademik anlamda başarılı insanlarda bu dediğim yok. acaba zeka ile libido ters orantılı mı diye düşünüyorum.
0
🌸elvedui
(31.05.17)
hormonel bir şey, alakası yok bence.
0
veritaslibertas
(31.05.17)
Stres altında olunmadığı zaman düşünülmesi artıyordur. Akşama kadar it gibi çalışıp stresten boğulduğum zamanlarda aklıma bile gelmiyor. Fakir yapar abaza olur, zengin yapar playboy olur muhabbetine girmiyorum bile.
0
insomnia
(31.05.17)
işin bu kısmını fazla düşünmedim ama eğer insan güdülerini bastırmasa bence sürekli olarak cinselliğe düşkün olurdu. yeme içme gibi cinsellik de önemli bir ihtiyaç insan için.
burada bence şunu ayırt etmek lazım; insan karşıdaki insanın kişiliğine mi şehvet duyuyor yoksa onun bedenine mi? yani şu her gördüğü bacağa, totoya eve gidip mastürbasyon yapıp bunu haydar dümen'e yazanları ayıklarsak, eşiyle sürekli cinsellik düşünen bir insanın hayatının merkezinde cinsellik değil de daha çok eşiyle birlikte kurulan bir fantastik dünya olabilir. bu yüzden sorunuza "genel itibariyle hayır" diye cevap veriyorum.
0
savata
(31.05.17)
hayatinin merkezinde is olan, sadece is dusunen bir insan icin ne dusunuruz? muhtemelen hirsli diyebiliriz. merkeze aski koyana romantik diyebiliriz. seksi koyana neden aptal diyelim? sizinki biraz tumden gelim sanki. etrafinizda cok zeki olmayan bazi insanlar var ve ortak ozellikleri sekse duskun olmalari belki de.

ote yandan cok zeki olup akademik kariyere yonelmis bir tipin ister istemez hayatinin merkezine cinsellik koyacak zamani olmuyor.
0
jimicik
(31.05.17)
evet aynen öyle. Bir kısım kadın programında hani o tüm mahalle tren oluyor ya, sebebi cehalet. Akılları fikirleri çüklerinde ya da kukularında. Eğitim, insanın basit dürtülerinin üzerine yaşamasını engelliyor.
0
algoritma uzmani
(31.05.17)
sanırım siz belli bir davranış tipinden bahsediyorsunuz. sürekli cinselliği düşünmekten ziyade ağzında hep seks muhabbeti olan "onu nasıl götürsem buna nasıl çaksam" diye etrafta dolanan tipleri kastediyorsunuz. şimdi siz sosyo kültürel yapıdan bahsetmiyorum demişsiniz ama bu davranış şekli tamamen sosyo kültürel yapı ile alakalı. eğitimli insan daha farklı bir sosyo kültürel ortamda bulunduğu - çalıştığı için buna göre davranışları, biçimleniyor. yukarıda bahsini ettiğim barzo nun yetiştiği, gördüğü ortam bu, o yüzden bu sürekli dilinde. ha ama iş akla/zekaya/kültüre geldiğinde emin olun o akademik ortamda dahi içten içe öğrencilere yada asistanlara dair muhabbetler dönüyor.

fark şu birinde iş daha pornografik diğerinde daha kibar biçimde.

iki sene önce bir şantiyede bulundum. santiye teknikeri meslek lisesi mezunu, işe dair kafası çok iyi çalışıyor, pratik çözümler üretiyor ama herifte sürekli seks muhabbeti onu orda yaptım, bunu burda götürdüm ve bu herif evli karısını nasıl aldattığını anlatığ duruyor.

neyse bu kadar şeyi şundan yazdım, zekayla pek alakası yok sekse düşkünlüğün :)
0
issiz karga
(31.05.17)
zekayla ilgisi yok psikolojik ve fizyolojik etmenlerle alakalı bence. o zaman hiç cinsellik düşünmeyen çocuklar süper zeka mı oluyor.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(31.05.17)
eğitimli olan herkes zeki değildir. bu çok karıştırılıyor. sayısal alanda ilk 500'ü alan bir bölümdeyim, bölüm arkadaşlarımın hepsine gerçekten zeki diyemiyorum. kaldı ki millet saçma sapan yerlerde okuyunca kendini dahi zannediyor. zeka doğuştan gelen bir şeydir, eğitimle bir yere kadar şekillenir.
0
🌸elvedui
(31.05.17)
Zeka ile ilgisi yok, kişinin boş ve boşlukta olmasıyla alakalı. Gerçi boş ve boşluktaki kişi muhtemelen zamanla aptallığa doğru kayacaktır.
0
harvey
(31.05.17)
zekayla alakasız bir şey.
akademik ortamlarda dönen olayları bilseniz. en üst seviyede eğitim almış insanlardan oluşan bu ortamda kimin eli kimin cebinde belli değil.
0
kayranin kedisi
(31.05.17)
evet
0
fragile lady
(31.05.17)
Ben abaza diyorum :d
0
powerpufgirl
(31.05.17)
Zekayla alakası yok, ne kadar tatminsizlik çektiğinle alakalı. Bu tatminsizlik sadece cinsellikle alakalı da olmayabiliyor.
0
Piukh
(31.05.17)
Hayır, yüksek libidolu.
0
i m cool with that
(31.05.17)
yorumlara göre tezimi kendimce doğruladım :D :D :D

cevaplar için teşekkürler...
0
🌸elvedui
(31.05.17)
Bizler hayatta kalma ve üreme için programlanmış gen makineleriyiz. Hayatımızın merkezinde elbette üremek olmalı. Cinsellik zevkli, normal libido sahibi herkes bunun farkındadır, zekadan bağımsız olarak, herkes de bunun peşinden koşmaya değecek kadar önemli olduğunun farkında. Düşük libidoyu, zevk alamamayı zekayla açıklamaya çalışmazdım ben olsam.
0
kargn
(31.05.17)
(14)

türbanlı kadınla evlenmek istemiyorum denince şaşırılması

yazar yazmaz yazan yazar
sözlükte başlığı görünce aklıma geldi sorayım dedim, maksat şafak atsın.ister en efendi olsun ister en piç erkek olsun, türbanlı kadınla evlenmek istediği zaman (adamın özel yaşamı hiç alakasız olsa bile) hiç garipsenmez hatta normal olan buymuş gibi algılanır. ama mesela ben türbanlı kadınla evlenm
sözlükte başlığı görünce aklıma geldi sorayım dedim, maksat şafak atsın.

ister en efendi olsun ister en piç erkek olsun, türbanlı kadınla evlenmek istediği zaman (adamın özel yaşamı hiç alakasız olsa bile) hiç garipsenmez hatta normal olan buymuş gibi algılanır. ama mesela ben türbanlı kadınla evlenmek istemiyorum dediğim zaman (ki öyle diyorum) "aaa, niye ki?", "nesi var türbanlıların?" gibi sorular hemen peşinden geliyor ve açıklama bekliyorlar. türbansız iş arkadaşımla bile geçen aynısı oldu mesela. bana türbanlı bir arkadaşını gösterdi nasıl sence diye. türbanlı istemiyorum diyince bir afalladı falan... insanlar mı çok muhafazakarlaştı yoksa bu manyaklar hep mi benim çevremde?
0
yazar yazmaz yazan yazar
(31.05.17)
Ben turbanli ile evlenmek isteyeni anlamam, fantezi gibi. Dindar birini istersin de turbanli istemek sapiklik gibi.
0
bir ileti paylastim
(31.05.17)
Bu manyaklar hep senin çevrende. Gerçi bu manyaklardan çok ne yazık ki de senin çevrene de denk gelmiş demek ki.
0
pastörizesüt
(31.05.17)
Dinden soğudum ya. Bu ülke insanları yüzünden. Ciddiyim eskiden dindardım şuan ne olduğum belirsiz.
@bir ileti paylaştım +1
Sapıklık ve fantezi gibi.
0
powerpufgirl
(31.05.17)
bu manyaklar senin çevrende bence. benim etrafımda buna şaşıran kimse olmaz. hatta türbanlıyla evlenmek istiyorum dersen şaşırıp sana garip garip bakarlar.
0
sta
(31.05.17)
@bir ileti paylastım+1. Bana birisi türbanlı olsun ya dese of ne muhafazakar, sen yarın eşim çalışamaz da dersin deyip iletişimi keserim. Bıktım muhafazakarlıktan valla.
0
giselle
(31.05.17)
@bir ileti paylastim +1
@powerpufgirl +1

Manyaklar çok, akıllı uslu insan azaldı. Ben şaşırmazdım çünkü başı örtülü olan kızla evlenip başınu hemen açtırmış arkadaşım var ve üstelik imam hatip mezunu üstelik Konyalı. Dünyada her şey oluyor, dünya sanki insanın aklına gelen her şeyin uygulama sahası gibi. Artık buna karar verdim. Şaşırmıyorum.

Türbanlıyla evlenmek istemek de hayatında türbanlı görmek istememek de gayet olağan şeyler. Acaip tarafı yok. Bakma sen insanların aşırı şartlanmış bilgisiz zihinlerine. Onlar bilinçli değiller. Bilinçli insan, bir konuda olması gerektiği gibi davranmıyor olsa da kendini belli eder, gelişime açıktır, samimidir, olumludur. Böyle bak bakalım çevrende ne göreceksin.
0
yaren
(31.05.17)
Senin çevrede sıkıntı var bence. Ben hatuna ilk bunu sormuştum ailede türbanlı birisi var mı diye? Teyzesi türbanlı mesela o bile beni rahatsız ediyor.
0
gozu acik sevisen yahudi
(31.05.17)
Ne insanlar muhafazakarlaştı ne de verdiğin örnekte bir manyaklık var. Bu sadece bir tercih.
0
harvey
(31.05.17)
mantık şu;

türbanlı : el değmemiş
türbansız: kimin ellediği belli değil.

maalesef düşünce yapısı bu şekilde. zaten çok moda değil mi erkeklerin belli yaştan sonra annelerinden 'iyi aile kızı' bulmalarını talep etmeleri...
0
elorelia
(31.05.17)
abi kimle evlenirseniz evlenin yeter ki aşk ve muhabbet dolu bir yuvanız olsun. bu aralar bu iki kelimeye hayranım. aşk ve muhabbet.
0
for day to break
(31.05.17)
ne muhafazakar bir yaşam tarzına sahibim, ne de herhangi bir dinle bir alakam var, ne de ailemde bunun zıttı biri var.
ancak burada yazılanlar okudukça kafamdan aşağı kaynar sular dökülüyor.

"türbanlı kadın ne yea, her haltı yiyolar sonra türban takıyolar" kadar saçma sapan bir fikri nasıl dillendirebiliyorsunuz?
kahvehanede oturup sokaktan geçenleri kesip "aha mini eteği giymiş demek ki yollu" diye geviş getiren hıyarlardan ne farkınız kalıyor? bunu kendinize yakıştırıyor musunuz?

duyuruya gelecek olursak, "türbanlı kadınla evlenir misin?" gibi artık ortaokulda filan kalan "bir milyon verseler eşşek gibi anırır mısın?" tadındaki soruları çok önemsemeyin. herkesin belli bir dünya görüşü ve yaşam tarzı var, tabi ki bunlara uygun biriyle birliktelikler kuracaksınız, nedir yani...
0
luchetti
(31.05.17)
benim çevremde de şaşıran kimse yok. sadece arada bir "büyük konuşma" diyenler (kınadığını yaşamak - büyük konuşulan konunun başa gelmesi vs.) çıkıyor, ıslak meşe odunu ile dövesim geliyor onları. muhabbeti kursağında bırakıyorlar insanın. karmayı falan düşünüp "lan acaba başıma gelir mi?" diye bir korkuyor insan.
0
nawar
(31.05.17)
türbanla ilgili şahsi fikrimi geçiyorum. herkes kafasına ne isterse onu taksın, kimseyi yargılamayacağım.

ama senin çevren baya manyak. en basitinden arkadaşın senin türbanlı kadından hoşlanmayacağını duyduğunda niye şaşırıyor ki?

benim çevremde durum tam tersi. hem iş arkadaşlarımdan, hem de normal arkadaşlarımdan herhangi birisi tutup türbanlı biriyle evlenmek istediğini söylese büyük ihtimalle delirdiğini düşünürüm çünkü "ben türbanlıyla evlenicem" neyin kafası. "ben mini etekliyle evlenicem" ya da "ben saçı kısa biriyle evlenicem" diyor muyuz?
0
istanbul kanatlarimin altinda
(31.05.17)
Elo +
0
i m cool with that
(31.05.17)
(17)

başka ülkeye yerleşmek

sanal uyku
merhaba. aslında sorumu tam olarak anlatamayacak da olsam ana hatlarıyla paylaşmak istedim.mevcut çalıştığınız işinizden ve çevrenizden memnunsunuz, aile desteği de yakınınızda diyelim. ingiltere'de size benzer hayat standartı sağlayacak maaşlı başka bir işe gider misiniz? burada doğal olarak bir ço
merhaba. aslında sorumu tam olarak anlatamayacak da olsam ana hatlarıyla paylaşmak istedim.
mevcut çalıştığınız işinizden ve çevrenizden memnunsunuz, aile desteği de yakınınızda diyelim. ingiltere'de size benzer hayat standartı sağlayacak maaşlı başka bir işe gider misiniz? burada doğal olarak bir çok koşulu bilmiyorsunuz ve aile de olmayacak.
şimdiden teşekkürler.
0
sanal uyku
(30.05.17)
bir saniye düşünürsem aklımdan şüphe ederim.
0
ampirikukumil
(30.05.17)
ben giderim. ukrayna'ya yerleşmeye gidip gtüne baka baka geri dönmüş biriyim; yurtdışında yaşamayı tecrübe dahi etmeden ne kadar zor bir şey olabileceğini gördüm. buna rağmen benzer bir imkânım olsa yine kalkar giderim açıkçası. üstelik benim standartlarım feci şekilde düşüyordu orada, sırf ülkeden kaçayım diye gitmiştim ama gidince "ulan değmez" deyip döndüm.

benzer standartlarda yaşayabileceksem arkama bile bakmam. kolay olmayacaktır kesinlikle ama insanız sonuçta, zamanla alışıyoruz. ben gitmek, yaşamak hayaliyle öldüğüm sibirya için bile, şu gün önüme vizemi ve işimi koysalar, deseler ki "gel knk seni çelyabinsk'e atalım, güzel para da kazanacaksın", yine bi' düşünürüm. kolay mı tek bir insan tanımadığın, tamamen yabancı bir şehirde/ülkede yaşamak?

yine de sonuç olarak çektiğin çileye değer bence her türlü. türkiye korkunç bir yer oldu maalesef. standardım aynı olacaksa basar giderim ben.
0
der meister
(30.05.17)
Direkt giderim, gittim de.
0
crown
(30.05.17)
ben giderim ama insanların yurtdışı deneyimleri genelde birbirinden farklı oluyor. benim aile, arkadaş gibi konularda öyle derin zaaflarım yok mesela. bu yüzden başka ülkede hiç zorluk çekmedim. ancak sende bu tip hassasiyetler varsa ki olabilir, çok doğal, zorlanabilirsin de. onun dışında da genel itibariyle yabancılık da çekebilirsin, kendini yeni ülkene ait hissetmeyebilirsin. bunlar da mümkün. özetle, bilemeyiz.
0
philus
(30.05.17)
İşimden memnunum, parasından memnunum, hayatımdan memnunum, ailem sevgilim herkes yanımda... bu durumda İngiltere'ye gitmek için bir neden göremiyorum ben. Yani ne bileyim İngilizlerin de en az Fransızlar kadar dallama olduğunu düşününce, bu seçimim bana çok makul geliyor.
0
angelus
(30.05.17)
İş, aile ve çevreden memnunsam benzer standartlar için rahatımı bozmam.
0
harvey
(30.05.17)
Memnunsam yasamimdan neden gideyim ki? Sirf gitmek icin gidilir mi? Sacma.
0
kuehles blondes
(30.05.17)
Ne orada olmak için cazip bir motivasyon kaynağı ne de burdan gitmek icin bir olumsuzluk varken, anlamsız bence de
0
klar
(30.05.17)
sen gitmek istemiyorsan ben gideyim ? hayır anlamıyorum nasıl gitme imkanına sahip olduğunuzu açıklarmısınız
0
empty bottle
(30.05.17)
Oyle direkt atlamamak gerek diye dusunuyorum. Onemli bir karar iyi dusunmek lazim. Aidiyet hissinin yerini doldurabilmek kolay olmuyor. Turkiyede yasamak cok zor ama yine de aidiyet hissiniz varsa yikilsa da burayi ozluyorsunuz ve yeri dolmuyor. Mesela bazi seyleri sadece kendi dilinizde anlatabiliyorsunuz. Insanin kendi evi gibisi yok derler ya ulke icin de oyle.
0
but that was just a dream
(31.05.17)
Biraz gelecekte ne yapmak istediğine bağlı.

İşimi çok seviyordum, arkadaşlarımla çok iyi ilişkilerim, çok geniş bir çevrem vardı, rahatım yerindeydi, uzun yıllardan sonra borçları tamamen kapatıp hiç görmediğim artılı rakamlara geçmiştim, ailem kışın yanımdaydı, yazın onların yazlığına gidip keyif yapıyordum ve şu an öğrencilik şartlarına geri dönecek şekilde terk edip geldim.

İşimi çok seviyordum ama cemaat ve AKP kadrolaşması yüzünden azaldıkça azaldık. Millet istifa etti, bir kısmı kovuldu. İş yerine rekor sayıda dava açıldı. Darbeden sonra KHK'larla kovulan arkadaşlarım oldu. Gelmesem belki ben de kovulacaktım, bugün olmasa yarın. Bir arkadaşım bir yıldır işsiz ve en son Fransa'ya politik sığınma talebinde bulundu. Sıfır Fransızca ile.

Arkadaşlarımla aram çok iyiydi, yavaş yavaş yurtdışına taşınmaya başladılar bir şekilde. 5-6. arkadaştan sonra ben taşındım. Benden sonra 3-4 kişi kaldı. Muhtemelen kalsam, 3-4 sene sonra tek ben kalacaktım. Hatta, bu ülkede 5 kişi olduk. Birbirimize gidip gelme planları yapıyoruz.

Ailemle olmak çok güzel ama ölene kadar onlara sığınamacağım. Kendim için karar vermem gerekiyor. Aile dediğin her gün Skype'tır, Whatsapp'tır görüşülüyor zaten. Normalde annem yaptırmıyordum yemeğimi zaten. O konuda değişen bir şey olmadı.

Sonuçta geldiğime pişman değilim ama daha düzenimi oturtamadım, yerleşemedim. Başka bir kültürde zorlanıyorum ama ilerisi için bu kararı şimdilik güzel bir karar olarak görüyorum.

İyisi ne, kötüsü ne?

Metrobüse binmiyorum. Sinirli insanlar yok. Hayatıma karışan insanlar yok. İstediğim zaman istediğimi giyiyorum. O tarz konularda kafam aşırı rahat. Hayatımda stres çok az.

Kötüsüne gelince, vatandaş değilim ve kendimi kanıtlamak için çok çalışmak zorundayım. Hayat standardım düştüğü için tek başıma bir evde kalacak kadar kazanmıyorum. Ev arkadaşları/sahipleri çılgın çıkabiliyor. Kimseyi tanımadığım bir yere geldim, kapkalabalık arkadaş çevresinden konuştuğum 3-4 kişiye düşünce sudan çıkmış balık gibi hissediyorum. Birileriyle konuşmak istediğimde beklemek zorunda olmak ve birilerini arayamamak, sosyal hayata yetecek kadar kazanamamak garip geliyor. Ciddi ciddi değil ama hafiften de bir kültür şoku yaşadığımı fark ettim. Bu konuda rehberlik alıyorum.

İstanbul her zaman orada geri dönülmek istese. Türkiye yerli yerinde duruyor. İstenilse, başka ülkede yapılamasa dönülüverir ama canım istediğimde Türkiye'den ayrılamam. O yüzden, bu fırsat benim için değerli idi ve bu şekilde değerlendirdim. Yukarıdaki sıkıntılar birkaç sene içinde yenilebilecek, aşılabilecek sıkıntılar. Bu fırsatı bunları düşünerek değerlendirdim. Arkadaşlarımdan da 'Tam zamanında gittin, çekilmez oldu buralar' mesajları alıyorum.

Ama herkes için durum böyle olmak zorunda değil. İşinde bir gelirin ve tehdit edilmeyen bir ortamın vardır. Geleceğini Türkiye'de görebiliyorsundur ve çok kişinin yaşadığı bazı sıkıntıları yaşamıyorsundur. O zaman terk etmenin anlamı yok. Değerlendirilecek kısım şu, şu anın güzelliği ne kadar sürecek? 10 yıl sonraya bu güzellikler kalacak mı? Bu güzellikler kalacaksa güzel, madem mutluysan değerlendirmek zorunda değilsin ama bu güzellikler kalmayacak gibi görünüyorsa 10 sene sonrası için bir B planın var mı?
0
aychovsky
(31.05.17)
Giderim. Bu kulturde dogdum ama bir turlu alisamadim, belki o kulture alisirim:) Alisamasam da alisirim. Pisman olmam.
0
stavro
(31.05.17)
uzun yollu düşünürüm. ailemin burada yalnız kalması yüzünden. öyle büyük bi sülale değiliz. bir ihtiyaçları olduğunda hemen koşup gelebilmem, icabında bir süre yanlarında kalabilmem gerektiğini hissediyorum. şimdiye kadar çok şükür olmadı böyle b'şey ama yaşlar ilerliyor. ingiltere'de "sen git oğlum ihmal etme ana babanı" gibi bir esnekliği bana sağlayacak bir işverenim olacaksa benim için olay büyük ölçüde çözülür.

sizin yaşlar gençse, benimki gibi bir kaygı ufukta yoksa ve kırsalda bi çiftlikte toplumun genelinden izole yaşamayı düşünmüyorsanız (öyle olsa burada da gayet rahat yaşanır bence) karar vermek daha kolay. uzun vadeli sonuçlar çok bariz çünkü. daha doğru ve huzurlu bir yaşam, evlilik ve çocuk olursa eğitimleri ve topyekün kişisel gelişiminiz gibi. adapte olana kadar büyük çaba harcıyorsunuz ancak gelecek nesile de bırakabileceğiniz şeyler elde ediyorsunuz.
0
kaichi
(31.05.17)
eskiden gitmek istiyordum. artık istemiyorum. bu toprakları seviyorum. insanının tümünü olmasa da dilini, toprağını, ezanını seviyorum. gitmek istemiyorum.
0
fyodor fyodorovic
(31.05.17)
Bu soruyu sorana kadar valizi toplamıştım.
0
crescendo
(31.05.17)
work & travel yapmadan önce silikon vadisinde çalışma hayalim vardı, fakat gidip görünce vazgeçtim o hayalden. göründüğü gibi değil hiçbir şey. bir de ingilizler çok ırkçıdır. sosyal anlamda sıkıntı çekebilirsiniz.
0
elvedui
(31.05.17)
Düşünmeme gerek yok, anında giderim.
Yurt dışında çok yaşamadım toplamda bir buçuk seneyi biraz geçkin yaşadım ama oralardan döndüğüme çok pişmanım.
0
peggy
(31.05.17)
(1)

Hülya koçyiğit'e benzeyen amerikalı bir kadın artist

baburhan
Hülya koçyiğit'e çok benzeyen amerikalı bir kadın artist vardı. Yıllar önce ölmüştü ama. Marilyn monroe kuşağından falandır. Gençlik fotoğrafları siyah beyazdı mesela. Çok çok aşırı ünlü değil ama bilinen de bir kadın. Hatırlayan var mıdır?Edit: hepburn değil.edit2: tippi hedren de değil.
Hülya koçyiğit'e çok benzeyen amerikalı bir kadın artist vardı.

Yıllar önce ölmüştü ama. Marilyn monroe kuşağından falandır. Gençlik fotoğrafları siyah beyazdı mesela.

Çok çok aşırı ünlü değil ama bilinen de bir kadın. Hatırlayan var mıdır?

Edit: hepburn değil.

edit2: tippi hedren de değil.
0
baburhan
(29.05.17)
Tippi Hedren?
0
harvey
(29.05.17)
(10)

Şöyle evler hakkında ne düşünüyorsunuz?

voyager 1
http://instagram.com/tinyhousemovementYaşar mıydınız, bunalır mıydınız?Şunun gibi bir şey mesela: https://instagram.com/p/BPyJjh2Az6Z/
instagram.com

Yaşar mıydınız, bunalır mıydınız?
Şunun gibi bir şey mesela: instagram.com
0
voyager 1
(27.05.17)
Senin attığında değil ama diğer evlerden beğendiklerim var ve yaşayabilirim. Bunalacağımı düşünmüyorum. Benim için ufak da olsa oturma alanı olması yeterli gibi. Tabi iyi bir şekilde havalandırma imkanı olmalı, temiz hava şart.
0
ol dedim olmadı
(27.05.17)
guzelmis, cocugumuz olana kadar biz de boyle bir seylerde yasamak istiyorduk.

ben boyle ev/dekor instalarini cok seviyorum ayrica, daha varsa bildiginiz, ozelden yollar misiniz?
0
beriberi
(27.05.17)
Dar mekanlardan hoşlanmıyorum, odalar az ama geniş ve kullanışlı, camlar büyük olmalı. 4 ve 5 numarayı beğendim.
0
harvey
(27.05.17)
bu evler küçük ama kullanışlı. yükseklik de kullanılarak her metreküpe bir işlev tanımlanmış, dolayısıyla kayıp alan yok. istanbul'da ne evler var, 70m² ama alanın sadece yarısını kullanmak mümkün. ince uzun, ancak 2-3 kişinin yan yana dizilebildiği balkonlar; kare şeklinde, yemek masasıyla oturma grubunun iç içe olduğu salonlar; dar, uzun, karanlık koridorlar; doğal ışık almayan mutfaklar..

uzun lafın kısası, seve seve yaşardım ben böyle bir evde.
0
gmzo
(27.05.17)
Bayıla bayıla yaşardım böyle evlerde.
0
ms brownstone
(27.05.17)
fotoğraflar çok harika duruyor ama günlük koşuşturmalar sırasında o ev o fotoğraftaki gibi kalmayacak ki. mesela en basitinden çamaşırları nereye asıcaz? :D ben şahsen pek tercih etmem. büyük alan ve az eşya olması taraftarıyım.

ha yaşar mıyım, yaşarım tabi. günlerce çadırda yaşıyorum bunda mı yaşayamayacağım.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(27.05.17)
Onlara benim dev kopek sigmaz (._.) Bir tane de mini var. Ikisi guresse ev yıkılır.
0
velvetmorning
(27.05.17)
Aşırı seviyorum hatta kendime de yapmak istiyorum
0
fasulyek
(27.05.17)
@ j r r tolkien, amaç genelde bir yıllık kiraya karşılık ev yapmak. Ucuz eve sahip olmak. Senin olan şeye kira vermediğinden bir yıl sonra vs artık istediğin gb süslersin. Bir de ısınma güneş enerjisi vs derken ev iyice ucuz oluyor.
0
fasulyek
(27.05.17)
daralırım, bana basar öyle evler. yaşayamam. bir ara 28 m2 evde yaşamıştım. aklıma geldikçe bunalıyorum.
0
balik kraker
(27.05.17)
(3)

Banka transfer swift kodu nedir?

basond
Arkadaşlar bir otel bana para iadesi yapacak yurtdışından(macaristan) benden swift kodunu istemişyapıkredi bankası için swift kodu YAPITRISFEX diye yazıyor nette bunun mu göndereceğim yoksa hesap numaramla alakalı her hesaba ayrı swift kodu mu oluyor?Kendisine iban isim banka ismi yolladım swift eks
Arkadaşlar bir otel bana para iadesi yapacak yurtdışından(macaristan) benden swift kodunu istemiş
yapıkredi bankası için swift kodu YAPITRISFEX diye yazıyor nette bunun mu göndereceğim yoksa hesap numaramla alakalı her hesaba ayrı swift kodu mu oluyor?

Kendisine iban isim banka ismi yolladım swift eksik dedi.
sadece YAPITRISFEX yazmam yeterli midir?

edit: swift kodunu dolar hesabına yönlendirmek için YAPITRISXXX demiş sanırım bu kodu yeterli doğru mu?
0
basond
(24.05.17)
Bildiğim kadarıyla yeterli.
0
harvey
(24.05.17)
Transferin döviz cinsi nedir?
0
irene
(24.05.17)
Usd demişsiniz pardon, yapıtrısxxx olanı söylemelisiniz.
0
irene
(24.05.17)
(13)

ayrı eve çıkmak mı araba almak mı?

yons
şimdi hem işin eve uzaklığından hem de artık yaşın ilerlemesinin de (31) verdiği etki ile işyerine yakın kiralık eve çıktım. evdekilerle de kafa çok uyuşmuyordu, kafa mı dinlerim hem dedim.birikim de yapıyorum bir yandan. ama şimdilik ev peşinatı olacak kadar değil.bir yandan şeytan dürtüyor acaba e
şimdi hem işin eve uzaklığından hem de artık yaşın ilerlemesinin de (31) verdiği etki ile işyerine yakın kiralık eve çıktım. evdekilerle de kafa çok uyuşmuyordu, kafa mı dinlerim hem dedim.
birikim de yapıyorum bir yandan. ama şimdilik ev peşinatı olacak kadar değil.

bir yandan şeytan dürtüyor acaba eve geri dönüp, kiraya vereceğim para ile az biraz da kredi çekerek düzgün bir araba mı alsam diye (40-50bin civarı). hiç araç sahibi olmadım. getirisini götürüsünü kestiremiyorum. ödediğim kira 600, faturasıydı yemeğiydi vs 1300-1400 gidiyor cepten standart.

ama bir yandan da araç alsam dahi bir süre sonra aile ile yaşamak beni darlayacak gibi. bu ikilemde kalanınız vardır illa. fikriniz ne olur?
0
yons
(24.05.17)
aile ile yaşamanın +ları farklı , tek yaşamanın + ları farklı.
şuan zaten tek yaşıyorsun kafanı iyice dinle sonra ailenin yanına geç. zaten çalışıyorsun aile ile fazla aynı ortam bulunamazsın diye düşünüyorum.

paranı da biriktir evlenince ev alırsın bence. eğer istanbulda yaşıyorsan trafik kol gibi. bu trafik için araba almaya o kadar vergi verip benzin yakmaya değmez.

ucuzundan bir motosiklet alırsın gider gelirsin.
0
Caaannn
(24.05.17)
İstanbul'da yaşıyorsan araba alma bence.

Ben araba sahibiyim ve ayrı evde yaşıyorum. İzmir'den İStanbul'a taşındım.

İzmir'deyken araba olmadığında zorluk yaşıyordum. Burada araba ile dışarı çıktığımda zorluk yaşıyorum. Trafik derdi başka, park yeri derdi başka...
0
himmet dayi
(24.05.17)
evde kalin.

gerekiyorsa bir ev arkadasi bulup, masrafi dusurun.

o sekilde para biriktirip, almak istiyorsaniz araba alin.
0
for the record
(24.05.17)
bursa
0
🌸yons
(24.05.17)
bence ailenizle yaşamaya devam etmeyin, aracı da bir süre boşverin. birikim yapın, tercihiniz zamanla oturur. ama aileyle oturmayın ya.
0
konar konmaz omer konur
(24.05.17)
Ailenle aran iyi değilse ayrı yaşamak araba sahibi olmaktan daha değerli bir şey.
0
harvey
(24.05.17)
Ailenle aran iyi olsa bile donme, ayri evde devam et. Ayri yasamanin sana katacaklari cok daha fazla.
0
hrskrs
(24.05.17)
30 yaşını geçmişsiniz yahu, sizce de artık aileyle yaşamak için biraz yaşlanmamış mısınız?
0
captainobvious
(24.05.17)
Aile evine dönmeyin bence. Birincisi huzurlu ve rahat olamazsınız, ben eve gidince kendimi misafir gibi hissediyorum artık. İkincisi yol uzaksa arabayla da çekilmez çok yıpranır kafayı yersin, tecrübeyle sabit. Kısacası aynı evde kalın maksimum birikime devam bi süre sonra daha ucuz bi arabayı yine aynı evde yaşarken alırsın.
0
Nature Works
(24.05.17)
ayrı eve çık motosiklet al. sezon geliyor.
0
icim urperiyor
(24.05.17)
araba amelelik.
evden ise yuruyebiliyorsan ne guzel iste.
30'lu yaslarda aile ile yasanmasini sahsen biraz garipsiyorum. tabi kisisel tercihler bunlar ama eve ciktiginda daha bir birey oluyorsun. mini bir hayat donduruyorsun. ileride evlenirsen ona da hazirlik olmus olur. kadinlarimiz ana evinden hicbir sey ogrenmeden cikip gelmis adamlardan cok cekiyorlar maalesef.
aile ile yasadiginda da masrafin olacak. hicbir katkida bulunmadan baba evinde kalmiyorsundur. ustelik anlasamiyorsun da. kendi evin, kendi duzenin. ufak ufak da biriktir iste.
0
jimicik
(24.05.17)
bursada yaşayan biri olarak bursanın şöyle bi problemi var hiç bi yer birbirine çok uzak değil ama hiç bi yere kısa sürede gidebilceğin bi toplu ulaşım yok

eğer eve düzenli olarak hatun atan,sürekli alkol ve sigara kullanan bi adamsan ayrı evde yaşaman kesinlikle şart ama bunları 40 yılda bir yapıyorum diyosan bursada kesinlikle araba seçeneğine gitmeni öneririm

diyosanki arada takılmaya yer lazım oluyo 1-2 ortak bul faturalar dahil kişi başı ayda size gideri 300tlye gelicek şekilde senin şuan yaşadığın evi bekar evi haline getir arada takılmaya kafa dağıtmaya gidersin

not:ev nerde ? iş nerde ? aile evi nerde ?
0
berginyonbaenre
(24.05.17)
30 yaşından sonra aileyle yaşanmaz ya :(
0
duru arsnova
(24.05.17)
(16)

her şey insanlarla mı güzel

yuvarlanantencereninkapagi
naparsak yapalım nerede olursak olalım her şey insanlarla mı güzel? güzel bir şehre ya da kafeye gidebiliriz. ama güzel bir sohbet edecek insanımız yoksa bu her şeyi siler atar mı?bu konuda ne düşünüyorsunuz genel olarak?
naparsak yapalım nerede olursak olalım her şey insanlarla mı güzel? güzel bir şehre ya da kafeye gidebiliriz. ama güzel bir sohbet edecek insanımız yoksa bu her şeyi siler atar mı?

bu konuda ne düşünüyorsunuz genel olarak?
0
yuvarlanantencereninkapagi
(22.05.17)
yalnizlik, kötü arkadastan iyidir
0
1adam
(22.05.17)
hayat kesin ve keskin bir şey değil...

bazen insanlarla güzel bazı şeyler. kafede oturmak, güzel bir şehri gezmek. gördüklerini paylaşmak, konuşmak, gülmek...

bezen de yalnız tadı çıkar bunların. insan kendisi, sadece kendisi için biriktirmek ister. güzel bir kafede yalnız oturmayı, güzel bir şehrin sokaklarında yürürken hayal kurmayı.

dolayısıyla her şey insanlarla da güzel; insansız, yalnızken de güzel.
0
asethuan
(22.05.17)
Niye her şeyi silsin atsın ki? İnsan olmadan da bir manzaranın tadı çıkar ya da bir yemeğin tadı anlaşılır. Yine de bir eğlenceye gittiğimde tanıdık insan yoksa tek başına o kadar zevk almıyorum ama alan da alır. Hepsinin yeri ayrı. İnsanlarla da keyfi daha çok çıkan şeyler var, keyfi çıkması için insansız olunması daha iyi olan şeyler var. İnsansız kalınca neden zevk alınmasın.
0
aychovsky
(22.05.17)
into the wild
0
bohr atom modeli
(22.05.17)
böyle bir genelleme yapılamaz ki?
bazen dağ başında olma hissiyatı güzel olur, bazen insanlarla bir arada olmak.
0
tabudeviren
(22.05.17)
tabii ki burda her zamandan her yerden bahsetmiyorum. daha mı tatlı diyorum? umarım anlatabiliyorumdur
0
🌸yuvarlanantencereninkapagi
(22.05.17)
Daha tatlı olduğu da oluyor, olmadığı da. Ruh haline bağlı. Uzunca bir süredir yalnızsan böyle düşünmen normal.
0
hayde bre
(22.05.17)
Bence bu kişiden kişiye değişiyor. Mesela ben güzel bir şey gördüğümde, tattigimda, yaşadığımda vs paylaşma ihtiyacı hissediyorum. O an yanimda kimse yoksa da en kotu annemi, kardeşimi, sevgilimi ararım. Özellikle gezmeye gittiğimde yanimda biri varsa daha çok keyif alıyorum geziden. Ha olmaması zevk almama engel değil, o ayrı.

Yine de tek başına kulaklık takip yürüyüş yapmak da pek keyiflidir benim için.


Bazı arkadaşlarım tek başına gezmeyi, sinemaya gitmeyi daha çok sever. Kısacası kişiden kişiye, durumdan duruma değişir.
0
fraise
(22.05.17)
Yerine zamanına göre değişir. İnsan bu ne elde etse elinde olmayan tatlı gelir. Kalabalık ortamın vardır yalnız kalmak istersin, yalnız kalırsın arkadaşım yok dersin öyle geçip gider.
0
gozu acik sevisen yahudi
(22.05.17)
sosyal bilimlerde son yapilan calismalar gosteriyor ki zeka katsayisi yukseldikce, ozellikle icedonuk bireylerde cehennem diger insanlar oluyor. yani kisinin kim olduguna bagli.
0
mavicorap
(22.05.17)
Hayır, alakası yok. Ben yalnızlıktan daha çok hoşlanıyorum. Yanımda birileri varken geriliyorum, rahatsız hissediyorum. Çünkü insanlar çok kötü. İnsanlar hep moral bozuyor, hep laf sokuyor, hep negatif, hep hırslı, her daim yarış halinde. Şimdi sana öyleleri denk geliyor, insan kendi gibilerini çevresine çeker diyenler olacaktır şüphesiz ama bu benim için çok da geçerli değil sanırım. Ben yalnızca huzur ve mutluluk istiyorum, kimseye karışmıyorum, kimsenin kalbini kırmamaya çalışıyorum ama diğer insanlar bana öyle davranmıyor. Beni strese sokacak bir harekete imza atıyorlar kesin.

Neyse çok uzattım, iç dökme şeysi gibi oldu bu cevap. Kısacası şunu diyebilirim ki kimsenin arkadaşlığı bana kendi arkadaşlığım kadar tat vermiyor. En iyi dostum benim.
0
i m cool with that
(22.05.17)
Ornegin Istiklal mimari acidan Kadikoy'den daha guzel ama oraya les gibi insanlar gelmeye basladi, Kadikoy'un cirkin sokaklari ise iyi insanlarla harika oldu.
0
Traveller
(22.05.17)
eskiden yalnızken çok daha mutluydum gerçi şimdi de öyleyim kalabalıktan hoşlanmam. Ama kafa dengi, hoş vakit geçirebileceğim, birbirimize bir şeyler kazandıracağımız insanlarla dost olsam çok daha iyi olurdu diye düşünüyorum artık.
Hani şebnem ferah diyor ya 'iyi dostlar biriktirdim, hepsi ailem oldu diye' öyle bir arkadaşlık istiyorum. böyle insanlarla hayat daha güzel olurdu.
0
uyusam iyi olur
(22.05.17)
1-2 ay önceydi sanırım. her şeyden ve herkesten sıkılmış (bilhassa iş ve iş çevresinden) tek arzum evde oturup film izlemek, kitap okumak, yalnız kalıp kafa dinlemekti.

henüz bir hafta oldu olmadı, arzuladığım durumdayım ve inanılmaz sıkıldım, inanılmaz yalnız hissediyorum. telefonuma bakıp mesaj atacak insan arıyorum ergen gibi.

özetle; insanlar olmadan eksik oluyor bir şeyler. öte yandan bir grup insan da var ki enerjini sömürüyor, seni kötü hissettiyor. velhasıl kendini izole etmektense belli bir mesafeyi koruyarak insanlarla birlikte olmak sanki en iyisi.
0
dahinnotha
(22.05.17)
hayır. böyle diyemeyiz.
bu kafa yapısını pek sağlıklı bulamam.
0
filteria
(22.05.17)
Her şeyi silip atmaz, sadece alacağımız zevki düşürebilir. Paylaşmak şeylerin değerini artırır, güzel şeyler güzel insanlarla çok daha güzel olur.
0
harvey
(22.05.17)
(12)

Mutlu sona bağlanmayan depresyon ve yalnızlık filmleri

Vse budet horosho
Önerebilir misiniz? Çok bilindik şeyleri sanırım izlemişimdir, daha iyi tahminleriniz varsa biralarım hazır, açıp izleyeyim. Ve evet depresyondayım :) Tek ricam aşk acısı ile alakalı saçma sapan şeyler olmasın. Bekliyorum önerilerinizi efendim.
Önerebilir misiniz? Çok bilindik şeyleri sanırım izlemişimdir, daha iyi tahminleriniz varsa biralarım hazır, açıp izleyeyim. Ve evet depresyondayım :)

Tek ricam aşk acısı ile alakalı saçma sapan şeyler olmasın. Bekliyorum önerilerinizi efendim.
0
Vse budet horosho
(17.05.17)
Tam olarak isteğini karşılar mı bilmiyorum ama "gemide" benim için efsanedir. İzlerken insanın içi kararıyor yav :))
0
yankee jumping
(17.05.17)
Manchester by the sea
Nocturnal animals
0
astrid
(17.05.17)
www.imdb.com
detachment - adrien brody filmi
0
puc
(17.05.17)
g.co
Aşkla alakası yokk Ama için paramparça olucak
0
megalomaniac
(17.05.17)
oslo 31 august
0
blame
(17.05.17)
mr. nobody
0
reavelyn
(17.05.17)
inside llewyn davis
0
brakgn
(17.05.17)
(bkz: das boot)

sonu mutlu bitmeyen en guze film
0
wagner love
(17.05.17)
Nasıl olur da kimse Broken Circle Breakdown yazmaz.
0
catch the arrow
(17.05.17)
muhtemelen izlemişsindir ama nuri bilge'den, uzak.
sonsuzluk ve bir gün.
persona,
nostalgia,

bir de şu paltolu, parasız ingiliz boheminin eski kız arkadaşının evine yerleşip her bokla ilgili bitmeyen tiratlar attığı film vardı, anımsayan yazıversin. onu da izle.
0
filteria
(17.05.17)
İzlediğim en iyi yalnızlık filmlerinden biriydi www.imdb.com
0
suskun
(17.05.17)
Detachment
0
harvey
(17.05.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.