Giriş
(14)

mutsuzluklarınız sizi nasıl delirtmiyor

dedi ayca
Duyuruda hep depresif gittiğimin farkındayım ama şu hayatta sanırım iki büyük tutkum var; bisiklet ve seyahat. İkisini de yapamadığım bir hayata sahibim. Çünkü param yok, çünkü işim yok, çünkü daha 23 yaşındayım <3 Ama durup düşününce boğulacak gibi oluyorum. Bu düzen, bu hayat bana uygun değil. Ban
Duyuruda hep depresif gittiğimin farkındayım ama şu hayatta sanırım iki büyük tutkum var; bisiklet ve seyahat. İkisini de yapamadığım bir hayata sahibim. Çünkü param yok, çünkü işim yok, çünkü daha 23 yaşındayım <3

Ama durup düşününce boğulacak gibi oluyorum. Bu düzen, bu hayat bana uygun değil. Bana kalsa başlarım Güney Amerika'dan ufak tefek işler yapa yapa iki gün konaklamaya, 15 dolara, yatacak yer+yemeğe vs. dünyayı gezerim. Belki sponsor da bulurum kim bilir (burada küçük bir gökkuşağı var.). Ama bu söylediğimi gerçekleştirme ihtimalim milyonda bir olduğu için eliyoruz. Geriye kalan seçenek de yaklaşık olarak 30 yıl çalışıp her şeyin sonunda dünyayı gezebilecek paraya sahip olmak <3 Yarın ne olacağımız belli değilken şu hayatta bu kadar çok istediğim bir şeyi (eminim benim gibi olanlar vardır içinizde.) erteliyorum.

Bazen şeytan diyor kariyeri falan siktir et gir bir işe al paranı, biriktir çık git interrail'e oradan kaptır bir şekilde. Ama sonra neden olduğunu bilmediğim bir şekilde mantıksız buluyorum. Halbuki mantıksız değil çünkü hepimizin çalışma amacı hayatı istediğimiz şekilde yaşamak.

Ben müthiş mükemmel kariyer sahibi olup da yaşamaya fırsatı kalmayan insanlardan olmak istemiyorum. Ya da mesleğim mesela son derece elverişli yurtdışı seyahatlerine ama kısa süreli turistik şeyler istemiyorum. En basitinden Erasmus zamanında "3 günde İtalya mı gezilir hiç gitmem daha iyi" diyip gitmemişliğim var. Yani aradığım şey uzun soluklu, buna hiç sahip olamayacağımı bilerek hayatta kalıyorum. Şimdi gelip "hem pastam dursun hem karnım doysun diyorsun sen" diyeceksiniz, buyrunuz diyiniz. Saatlerdir youtube'dan tren yolculukları videoları izleyip izleyip hüzünleniyorum.
Ben trenle Hallstatt'a giderken manzaranın güzelliği karşısında oturup ağlamış insanım. Bu kadar çirkin bir hayata minik masum kalbim dayanmıyor sanırım </3

Sürekli aklımda bir yere gitmek var, bunu düşündüğümde de yapamayacağımın farkına varıyorum (bordo pasaport+parasızlık=müthiş ikili) ve resmen hayatı kendime zehir ediyorum. "Hayatımın sonuna kadar köle gibi çalışıp mutsuz öleceğim" diyorum ve cidden 23 yaşında olmama rağmen kendimi 78 yaşında gibi hissediyorum. Erkek arkadaşıma yakındığımda bana "kötü şeylere ve yapamadıklarına odaklanıyorsun" diyor da şu an dönüp bakınca yaptığım ne var? Yalnızca evdeyim, görüşülecek zaman da en yakın yer olduğundan dolayı Bakırköy'e gidiyoruz. Taksim iğrenç, Kadıköy uzak, eve dönüş problemli vs.

İstanbul'un kalabalığı ve insanların iğrençliğinden bahsetmeyeceğim burada çünkü kitap yazarım hislerim/uğradığım tacizler/ayılıklardan yola çıkarak.

Genel olarak çok mutsuzum ve artık ben bunu kaldıramıyorum. Etrafımdakiler de "iş bulamıyon ya ondan" diyor bana ama altında yatan esas neden özgür olmadığımı ve olamayacağımı düşünmem. Bu kadar konuşmaya bir şey değiştiremiyorum belki ama "içimdeki çocuk" gerçekten çok huzursuz.
0
dedi ayca
(25.10.17)
okumadım çok uzun.

soruya cevap: mutlu olacağım günleri düşünüyorum. bir umuttur yaşatan insanı.
0
diffarentiationation
(25.10.17)
etrafındakiler dediğini söylediğin şeylerin içini nasıl dolduruyolar, kasıtları ne laf sokma amaçlı mı söylüyolar... bilemiyorum. ama "iş bulamıyon ya ondan" kısmı evet kısmen doğru.

nihayetinde çalışıcaksın bir işte. bir ihtimal birkaç yere girip çıkıcaksın. kabaca söylüyorum hem çalışıp hem parça parça dünyanın çeşitli yerlerini gezmek de oluyo mu nasıl oluyo hayallerindkine ne kadar yaklaşıyo görmüş olcaksın.

hani demek istediğim bir belirsizlik durumu var ve sen de onu evhamla dolduruyosun.

giriceğin iş illa ki seni etkiliyecek, hiçbir şey olmasa bile gününün belli saatlerini ona vericeksin, ama nihayetinde bütün hayatını belirleyen bir şey olmuycak ki. hani kpss--> memuriyet değilse ve iş arayan biriysen olmadı çıkma imkanın da var. ki boş durabildiğine ve söylediklerinden anladığım kadarıyla harıl harıl kapı kapı gezip iş aramadığına göre borç harç sıkıştıran bir şey de yok demek ki.
0
dafaisss
(25.10.17)
@dafaisss aslında borç harç yok (kyk'yı saymıyorum...) hala ailemle yaşıyorum. yakında evlilik yok ne bileyim işte kiramı nasıl ödeyeceğim derdi yok. ama liseden beri babamdan para istemediğim için ve elimde kalan tek para da kyk'dan biriktirdiğim üç kuruş şey olduğu için aslında düşünülenin aksine kapı kapı gezip iş arıyorum. HEM DE ANLATTIĞIMIN TERSİNE KARİYER İÇİN. Yeni mezun olduğum için henüz işim yok, babadan zengin olduğum için değil yani. Ben de dünyanın geri kalanı gibi işe girip çalışacağım, işe girmek ve çalışmakla ilgili bir problemim yok aslında üniversitedeyken sürekli çalıştım, garsonluk yaptım, küçük freelance işler aldım, dergide yazdım vs.vs. ama hepsi hayatımı destekleyen ve beni öldürmeyen şeylerdi. Yani şöyle ki freelance işe 2 gün ayırıyorsam bir sonraki gelene kadar boştum. O parayla da yemek mi yerim ya da artık okula malzeme mi alırım neyse, günlük hayatımı rahatlatıyordu. Ama şimdi 8 saat 5 gün olacağı için PARAM OLACAK AMA HARCAMAYA VAKTİM OLMAYACAK kafasındayım. Çünkü eğlence ya da kafa dağıtma anlayışım avm'ye gidip kocişkomla salına salına yürümek değil. Doğada olmak, yeni yerler keşfetmek, trene falan binmek istiyorum. Kulağa inanılmaz şımarık geldiğinin farkındayım, okuyanlar da "ne toy bu" diyordur ama inanın çok samimiyim. Orta direğin de altından gelen bir ailedeyim dediğim gibi işe girmezsem herhangi bir maddi dayanağım yok. Olay çalışmak istememek değil, çalışıp hayatımızı heba ettiğimizi düşünmem.

Ama dediğin gibi belki de hiç tam zamanlı çalışmadığım için böyle düşünüyorum.
0
🌸dedi ayca
(25.10.17)
instagram çıktı çıkalı çoğunluk özellikle de kadınlar hep senin ruh halinde. Bir gezme isteği dağcılık, bisikletçilik felan. Eskiden millet kpss kasıp msn karşısında sigara tüttürerek mutlu oluyordu.
0
empedokles
(25.10.17)
güzel hayallerin ve masum bir kalbin var belli ki ama burası türkiye piremses ☪

bende aynı senin erkek halindim bi ara.artık senin gibilere bakarken acıyorum(yanlış anlaşılmasın) bu bir içgüdü çünkü.güçlü güçsüze acır.

türkiyede yaşamak için öldürmen lazım.o kalbi çıkart at yerinden tr de yaşamak istersen.tek önerim budur.zaten tr de mutlu da olamazsın hele ist de

saygılarımla
0
regardless of what they say
(25.10.17)
bu ülkede yaşama, güney amerika ülkeleri tam senlik.. 3-5 yıl part time işlerle gez dolaş.. ne güzel işte heyecanların isteğin var..

*ama devam edeceksen de istanbulda bir iş bul hayallerinin üzerine çimento falan dök yeni hayatının temelini at ev borcuna gir.
0
redeath
(25.10.17)
Kızacaksın belki biliyorum ama bence senin gerçek derdin yok bu mutsuzluklarının tek sebebi bu.

"3 günde İtalya mı gezilir diye İtalya'ya gitmedim" cümlesinin nasıl bir şımarıklık olduğunun farkında mısın mesela? Ben sırf arkadaşlarımla sosyalleşebilmek için bile bir yandan çalışıp para kazanmak zorundaydım.

Başlığı görünce "çok acı var dayanamıyorum" naifliğinde bir içerik göreceğimden o kadar korktum ki ama altında koccaman ergenlik sancıları olan bir kız çocuğu çıktı. Büyüyünce geçer üzülme sen.
0
lcha
(25.10.17)
Icha +1
0
Aman Sen de
(25.10.17)
soruyu okumadım ama bu aralar mutsuz olanlara echart tolle şimdinin gücü kitabını öneriyorum. bi okuyun bana hak vereceksiniz. pambık gibiyim şu an.
0
for day to break
(25.10.17)
Genel olarak haklısın, özellikle çalışma hayatı hakkındaki düşüncelerin. Çalışmaya başladıktan sonra daha kötü düşüncelere de varabilirsin. Fakat yine de bu derece mutsuz olman biraz da bakış açınla alakalı. Sıfır noktasındayken sürekli 100'ü düşünürsen doğal olarak mutsuz olursun. Sen önce 10ları 20leri düşün ve ulaş sonra zamanı geldiğinde yine yukarıları düşünürsün. Mesela bisiklet senin için büyük bir zevkse ve bisiklet alacak paran yoksa 1-2 günlüğüne kiralayabilirsin. Ülke ülke gezme şansın olmayabilir fakat ülke içinde birkaç şehirden oluşan bir seyahate çıkabilirsin. Bunun için hazırda paran yoksa 1-2 ay çalışıp işten çıkarak yapabilirsin. Yaşadığın şehir seni mutsuz ediyorsa birkaç yıl içinde daha kolayca mutlu olabileceğin bir şehre taşınma planları yapabilirsin. Tabi uzun vadede bir işe girip en azından 3-5 yıl dişini sıkman gerekiyor farklı bir hayatı mümkün kılmak adına. 3-5 yıl çok uzun dersen gerektiğinde 1-2 aylık aralar verirsin kendine. Sonuç olarak sahip olmadığımız şeyler için huzursuzluğa mahkum olmaktansa şartlar dahilinde bir şeyler denemek, iyi kötü sonuçlarını görmek hevesi diri tutmak adına daha mantıklı.
0
harvey
(25.10.17)
@Icha'nın bakış açısı yanlış olmasa da tam olarak öyle de değil.

Bir insanın canının istediği bir şey varsa ve onu yapamıyorsa mutsuz oluyor. Yıllar geçtikçe de bu mutsuzluk hafiflemiyor, sadece kabulleniliyor.

Yalnız gerçekten de tam zamanlı çalışıp kendine ufak geziler ayarlamalısın.

Bisiklet detayını vermemişsin, onu da yapmıyorsan tam dayaklıksın çünkü mazereti yok.
0
cikmaz sokaktan cikagelen cocuk
(25.10.17)
Yarisini okuyabildim ancak ama yapacak bir sey yok yani ben de 23 yasindayim ve dertlerim var bu dertler de su an hayallerimi isteklerimi gerceklestirmeme engel oluyor. O yuzden su anda mevcut guzel seylere odaklaniyorum ve ileride yapabileceklerime odaklaniyorum.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(25.10.17)
@redheath 2 3 sene daha kesin olarak İstanbul'dayım. Sonra yurt dışına kaçabilirsem öyle kurtulacağım temelli ya da olmadı daha küçük bir yere. Çünkü İstanbul'da mutlu değilim, kalabalığı ve kabalığı kaldıramıyorum. Doğduğumdan beri burada yaşıyorum ama olmuyor cidden. Geçen gün herifin teki dirseğini kafama gömdü üst geçitte, dönüp "pardon kardeş" bile demedi. Belki küçük bir şey ama beni günde 150 tane böyle şey olunca (laf yemek, tacize uğramak, çöp atmaktan, yemek almaya, tuvalete girmekten, yürüyebilmeye herkesi beklemek zorunda olmak, sıraya kaynak yapan insanlarla debelenmek vs) artık yıpratıyor.

@icha valla ben de sırf sosyalleşebilmek için 50 liraya günde 12 saat çalışıyordum. Çok biliyorum arkadaşlarımın doğum günü olduğu zaman tüm günün parasını sırf huysuz insan olmayayım diye bir bira, bir yemek ve yol parası için harcadığımı.Çalışamadığım yoğun zamanlarda da dediğim gibi kyk'yla yaşıyordum. Üstelik geri ödemesi için yarısını ayırarak. 200 lira gibi bir parayla İstanbul'da özel bir üniversitede okudum ben . 4 sene bir kere bile okul kantininden bir şey almadan, bir kere bile starbuckstan kahve içmeden. O yüzden lütfen o şekilde değerlendirmeyelim. İtalya için de evimdeyken demedim bunu. Erasmus'taydım ve gidilecekse 3 günlüğüne gidilecekti, ne bileyim Çek'e, Macaristan'a gittim 3 günlüğüne ama sanatı din olarak kabul etmiş bir insanın İtalya'yı 3 günlüğüne kabul etmesini bekleme. Ne müzeleri gezebilir, ne mimariye bakabilirim. Tabii ki şimdi hastanede ana babam olsa ne bileyim evden atılsak falan bunları düşünmeye vaktim olmazdı. Ama bu "haline şükretmelisin" kısmına genelen pek katılamıyorum ben. Çünkü sağlık konusunda herhangi bir ciddi problem yok şu an kimsede "eyvallah" ama geri kalan şeyleri bu götürmüyor. En basitinden hayat görüşüm ailemle bir değil. Onlara göre klasik, oku, iş bul ve evlen. Ama ben bu "pattern"in insanların sahip olduğu tek hayatı mahvettiğine inanıyorum. 23 yaşındayım ve lise 2den beri çalışıyorum. Sadece şu an tam zamanlı bir işim yok ama rica ederim para bulmam ve çalışmam gerektiğini söylemeyin bana. Yıllarca "züppe"lerin içerisinde hayatta kalmaya çalıştım. Hocalarım 40ü kişilik sınıflarda 90 liralık ödev isterlerken (değerlendirdikleri şeyi sergi için istiyorlardı, notum vardı ama sisteme girmeyeceğini söylemişti) ben param yok diyince PARASI OLMAYAN OKUMASIN O ZAMAN dediler. Tam bursluydum yani bilmiyorum ne yapsaydım? Para kazanmayı da, parasızlığı da biliyorum. Okulum kep cüppe'yi kiralamadığı sattığı için ona bile gidemiyordum ben. Elbise almaya falan da param yoktu. Kısacası anlattığım kadarını biliyorsunuz hepiniz. Dediğim gibi sıkıntım çalışmamak değil, tembellik değil. Sadece hayatımı bu uğurda heba etmek. Aklımda başka şeyler varken sabah 6da kalkıp işe gidecek olmak.

@harvey biraz karamsar ve sabırsız bir insanım kabul ediyorum. İkisi birleşince de böyle bir şey çıkıyor ortaya. Ben de farkındayım bir şekilde gezilir edilir, annem de diyor mesela "güzel bir işin var adam gibi çalış 5-6 sene sonra 6-7 bin lira maaşın olacak o zaman her haftasonu çık git istediğin yere :)" diye ama bu benim hayat tarzımı karşılamıyor. En azından sokağa çıkınca mutlu olayım istiyorum ya da mutlu olmasam da mutsuz, huzursuz olmayayım bari. Ya da madem hayatımızı heba ediyoruz bari değsin diyorum ama 10bin de kazansan bu ülkede 100bin de kazansan yukarıda anlattığım gibi o dirseği kafana yiyorsun ve kimse özür dilemiyor.

@cikmaz sokaktan cikagelen cocuk ya ben küçükken oturduğum yerde sürüyordum bisiklet, dön dolaş aynı 1 km'in içinde koymuyordu. Sonra Erasmus için gittiğimde, ki Litvanya'ydı gittiğim yer hani Amsterdam falan değil, bisikletle her yere gidip gelmeye başladım, günde 40 km binmeye başladım. Zaten yollar falan son derece müsait, bir de kadın olduğun için suçlu değilsin orada. Ama buraya döndüğümüzde Halkalı'da yaşıyorum. (Bunu söylemem bile yeterli olmalı bence :D) Bisiklete binebilmek için bisikleti arabaya yükleyip 3 saat yol gitmek lazım ya Belgrad'a ya da Moda'ya falan. Onun dışında en yakın Yeşilköy var ama orada kiralanan bisikletleri bile sürmek mümkün değil insan akınından. Hele hele günlük yaşamda kullanmak imkansız. Mavi saçlı bir kadının e5 kenarından okula gittiğini düşünsene. Açık hedef yani. 2 güne kalmaz gazetelerde görürsünüz adımı. Korkuyorum ben bu ülkeden.
0
🌸dedi ayca
(25.10.17)
ben de sadece ilk paragrafı okudum, sorry :-/ cok sevdiğin bir şeyi yapmak için 30 sene çalışıp para kazanmayı beklersen o para hiç bi zaman gelmez, istediğin şeyi de asla yapamazsın. hemen yola çıkmak lazım
0
euteamo
(25.10.17)
(14)

Kendimi çok kötü hissediyorum

yaren
Selam...Sevgi konusunda korkağın tekiyim. Öyle korkuyorum öyle geriliyorum ki, karşımdakinin çok bariz olan hal ve hareketlerini anlamıyorum, algılamıyorum bile. Bu -mıyorumlar tepki şeysi değil, aklımın merkezine kadar girip oturan sevilme alarmının çok çeşitli korkularım tarafından daha çalmadan k
Selam...

Sevgi konusunda korkağın tekiyim. Öyle korkuyorum öyle geriliyorum ki, karşımdakinin çok bariz olan hal ve hareketlerini anlamıyorum, algılamıyorum bile. Bu -mıyorumlar tepki şeysi değil, aklımın merkezine kadar girip oturan sevilme alarmının çok çeşitli korkularım tarafından daha çalmadan kapatılması -mıyorumları. Yoksa zekâ geriliğim falan yok.

Napıcam bilmiyorum. Kendimi çok kötü hissediyorum.
0
yaren
(24.10.17)
neyden korktuğunu anlatman lazım, ben anlamadım şahsen.
0
ilkot
(24.10.17)
yaşlı evinde okey çeviririz hep beraber. yapacak bişi yok bari sen sevdiğine bişiyler de yada belli et
0
selam
(24.10.17)
Korkarsan yine kaybedeceksin. Korkmazsan kazanma şansın var. Sonuç bu kadar belliyken kafanın içindekilere değil, karşındaki kişiye odaklan. Dışa dönük ol.
0
dissendium
(24.10.17)
korkma. korkak olma. ben şişmanım deme.
0
MaNOfTheYear
(24.10.17)
Dışarıdan kıytırık bir endişe gibi görünüyor ama içimde kapkaranlık bir karadelik bütün umut ve olumluluk hislerini müthiş bir gürültüyle yiyip kendi içine doğru çökerek kayboluyor ama aynı anda var da oluyor. Kafayı yicem. Bu facia nasıl yok edilir öğrenmek istiyorum...
0
🌸yaren
(24.10.17)
haydaaa!

alarm caldiginda bize yaz. biz soyleyelim seviyo mu arkadasca mi yaklasiyor.
0
jimicik
(24.10.17)
geçmişte yaşadıklarının ekisi var mı böyle hissetmende. büyük ihtimal vardır. önce onlarla yüzleş. boş sandalye tekniği diye bir şey var. ben bazen yaparım. takıntılarımda işe yarıyor.
0
for day to break
(24.10.17)
felsefe sorusu gibi olmuş yaren. anladığım kadarına cevap vereceğim ama bambaşka bir şey sormuş da olabilirsin, kusura bakma şimdiden.

sende nasıl çalışır bilmem, ama bende şöyle oldu. 25 yaşıma kadar "sevdim sevilmedim, seveni sevemedim" modunda gezdim. hiç sevgilim olmadı. ama bu durumu o kadar sallamıyordum ki. hayatım boyunca hep "beni çok seven biri çıkacak ve öyle çok sevecek ki, diğer her şey önemsiz kalacak.." konulu hayaller kurdum. bil bakalım ne oldu. en ummadığım, en gitmek istemediğim ve gerçekten de zorla gittiğim yerde biriyle tanıştım, ve ilk görüşte karşılıklı aşk gibi bir şey oldu. işte öyle biriyle karşılaştığında anlıyorsun ki, bu sevgi çok başka. kafan bu işlere hiç basmasa da, bu güne kadar hiç tecrüben olmamış olsa da, nasıl sevilir ya da sevilmek nasıl bir şey hiç bilmesen de gördüğün yerde anlayacağın, hissedeceğin kadar büyük bir şey. o yüzden şimdi "anlayamıyorum, niye sevilemiyorum, niye sevildiğimi fark edemiyorum" falan diye üzülme, demek ki daha o'nunla tanışmadın. bir gün karşına "o" çıkınca her şey rayına oturacak.

sevgiler.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(24.10.17)
Bende de var o. Aleni yürüyen adamı kankam görüyorum. bu nedenle çevremdeki kızlar bana kim için "bu sana yürüyo" deseler, doğru çıkıyor.

Kendini kötü hissetmeni anlayamadım sadece. Bu kadar mutsuz eden bir şeyle savaşıp aşman gerekirken kendini korkuya ve mutsuzluğa teslim etmenin anlamı yok. Bu konuda kendinle savaş, başaramıyorsan da destek al.
0
lcha
(24.10.17)
Gecmisteki kotu tecrubeler + 1
@istanbul kanatlarimin altinda ve @lcha da +1
0
runagain
(24.10.17)
kendi beğenmediğin, rahatsız olduğun özelliklerini o aklından geçiriyomuş gibi düşünüyo olabilir misin? uyduruyorum çenende hafif bir yamukluk vardır bu da kafana taktığın bir şeydir, karşındakine zihninde "üff çenesi yamuk ne çirkin" dedirtiyosundur muhayyilende ama aslında onu diyen sensin. ve sonra da korkmaya başlıyosun. korktuğun da böyle bir şeyle, ya da başka bir şekilde reddediliş/karşılıksızlık'la karşılaşmak.

yani korktuğun sevilmek değil kırılmak, gururunun hassaslaşmış olması, ha kırıldım ha kırılcam hissi. o da seni kör sağır yapıyo. yine kırılırsam toparlayamam kendimi korkusu bir ihtimal biraz da. çözüm öneremedim ama bilmem işine yarar mı dediklerim.
0
dafaisss
(25.10.17)
sevildiğini anlaman gereken için çalan alarmı hangi korkular engelliyor hocam?
0
regardless of what they say
(25.10.17)
Kullanılma korkusu @regardless.

@dafaisss aslında sevilmekten değil sevilmemekten + kullanılmaktan + kan/dır/ılmaktan korkuyorum. Buldum. Hepinizin yardımıyla... var olun...

Bu korkular içime nasıl işlemiş merak ettim...
0
🌸yaren
(25.10.17)
@yaren kullanılma korkusu normaldir hocam.akışına bırakıp insanları tanıman lazım ne diyebiliriz ki :)
0
regardless of what they say
(27.10.17)
(12)

inananlara bir sorum var, cennette dünyadaki sevdiklerimin olmayacak olması

for day to break
ihtimali de cehennem değil mi sizce? mesela cennetteki biri şu an x sevdiğim nerde diye sorunca: "o şimdi yanıyor mu" diyecekler. böyle bir şey kimi mutlu eder ki?
ihtimali de cehennem değil mi sizce? mesela cennetteki biri şu an x sevdiğim nerde diye sorunca: "o şimdi yanıyor mu" diyecekler. böyle bir şey kimi mutlu eder ki?
0
for day to break
(13.10.17)
böyle bir şeyden mutlu olmayacak üzülecek insan zaten ebedi cehennemlik olmaz. ebedi cehennemliklerde muazzam pişmanlık ve yaptıklarının acı sonuçlarının verdiği azap olur, cennetliklerde ise kendileri adına mutluluk ve huzur olsa da elbette cehennemlikler için de üzüntü olur, fakat hiçbir taraf yaşadığı üzüntüyle Allah'ın kararını değiştiremez. x'in geçmişte yapıp kendi elleriyle hazırladığı sonu da değiştiremez. O sebeple cennetlikler bu duruma "aşırı" derecede de üzülmezler.
0
yaren
(13.10.17)
"bir senin lafın Allahın kararı değiştirilemez" denmesi bana çok saçma geliyor. bu sadece benim lafım olamaz. bir belgeselde izlemiştim tüm dünya insanlarının duyguları aslında birbirinin aynıydı. (yani olaylar karşısındaki tepkileri, utanma, üzülme, pişmanlık gibi...) bence hiçbir insan sevdiği kişiyi cehennemde görmek istemez.

ayrıca zaten üzülen kişi cehennemde olan değil, cennette olan kişi. ayrıca aşırı derecede üzülmeyeceklerini nerden bilebiliriz ki, adam üzülüyor sonuçta, onu da yanında görmek istiyor, bunun aşırısı azı var mı.
0
🌸for day to break
(14.10.17)
bu soru ilk defa sorulan bir soru değil, sözlükte de defalarca dile getiriliyor biliyorum ama belki burdan güzel bir cevap gelir mi diye sordum.
0
🌸for day to break
(14.10.17)
x sevdigin kisinin bir klonu sana verilir. sen klon oldugunu anlamazsin.
0
partizan
(14.10.17)
klonlama sahtekarlık oluyor ama. aslı yanıyor. neyse yatsam iyi ederim. umarım hiç bir sevdiğimi klonlamazlar airette.
0
🌸for day to break
(14.10.17)
Aşırı romantizm. Şu kıçı kırık dünya'da bile insan biraz rahata erdi mi sevdiklerini unutabiliyor. Sen diyorsun ki sevdiklerim yok diye cennet cehennem olur, e o zaman cehenneme git, sevdiklerinle cenneti yaşa?
0
harvey
(14.10.17)
@for day

cennetle cehennemde işler dünyadaki gibi yürümüyor ki, oranın şartlarını burası gibi düşündüğün için şimdiki hislerinle değerlendiriyorsun. öyle değil orası. cennet de cehennem de "sonuç" evrenleri. evet cennetteki kişi cehennemdeki sevdiği için üzülür ama onun bu üzüntüsü -tekrar ediyorum- o kişinin geçmişini de Tanrının o kişi hakkındaki takdirini de değiştirmez. zaten cennette olduğu yani kendi olumlu sonucunu yaşama halinde olduğu için de cehennemdeki kişi için "çok fazla" veya "aşırı" üzüntü yaşamaz. nihayetinde bunu o kişi kendi elde etti, kendi elleriyle ve kendi iradesiyle yaptı çünkü. onun yerine cehennem yaşamaz cennetlik kişi. ilahi adalet böyle bişey.

ek: valla @harvey'e fena halde katıldım yani.
0
yaren
(14.10.17)
harvey, yanılıyorsun sevdiklerimin yanına cehenneme gidip cenneti yaşamak romantizm değil sürrealizm olur. dünyadaki rahatı görünce sevdiklerini unutmak günah değil mi, Allah buna izin vermiyor, zaten bizi birbirimize sevdiren de o değil mi o zaman niye bu sevgiyi ahirette yok ediyor.
0
🌸for day to break
(14.10.17)
Zaman cennet ve cehennemde aynı şekilde akmıyor olabilir, herkes nasıl kıyamette bir anda uyanacak çok önce ölmüş olanlara bir an uyuyup uyanmışlar gibi gelecek, öyle.
"Oo ağaca bak, oo yemek istedim geldi, Allah'ım kedilere çimenlere bak" derken etrafı incelerken çoktan cezası olanlar bitirip yanımıza gelir gibi hissediyorum (veya biz cezamızı çekip gelmiş oluruz).
0
Sulfoxaflor
(14.10.17)
yaren, o zaman cennette düşünme yetimizi elimizden alacaklar öyle mi? ama bir yandan da diyorsun ki, kendi iradesiyle yaptı bana ne cezasını çeksin gibi bir şey olacak. bana bu sorunun mutlaka sevenleri birbirinden ayırmayacak bir cevabı olmalı gibime geliyor. neyse bence böyle sorulara verilen bu tür cevaplar hiçbir insanı inanca yaklaştırmaz. tam tersi uzaklaştırır.
0
🌸for day to break
(14.10.17)
@for day

cennettekiler bana ne'ci insanlar olabilirler de olmayabilirler de. onu biz belirlemiyoruz, Tanrı belirliyor.

senin sorunun cevabı bana göre tasavvufta saklı. vahdet-i vücud felsefesinde. "tecellî" gibi "zuhur" gibi kavramları incelemek lazım. cennet de cehennem de bizim şu sınırlı algılarımızın ve bilgilerimizin kavrayabileceği ifadeler. belki de gerçek bu bizim bilebildiğimizden çok daha değişiktir. belki gerçekten de senin dediğin gibi, sevginin ayrıştırılmadığı bir ortamdır. tek bildiğim, insanoğlunun her şeyi tam olarak bilmesinin mümkün olmadığı. sürekli bilmediğimiz bilgiler vardır ve var olacaktır. bu da, bilmediğimiz pek çok boyut olduğu anlamına gelebilir. o yüzden enerjini buna değil de, daha somut sorunları daha barışçıl şekilde çözmeye harcamak daha faydalı olabilir diye düşünüyorum.
0
yaren
(14.10.17)
Orada dunyadaki gibi akrabalik ana cocuk sevgisi duygular olmayacak. Tanidiklarini gorsen de birsey hissetmeyeceksin diye yillar yillar once duymuştum. Dogru mudur bilmem.
0
japon askeri
(14.10.17)
(10)

Uyuşturucu kullanan birine ne yapılabilir?

utkumon
Kuzenim her türlü uyuşturucunun dibine vurup sağa sola saldırıyor. Tedavi de olmak istemiyor. Kendi rızası olmadıkça hastaneye yatırılamıyormuş. Ee ne yapıcaz biz böyle ?
Kuzenim her türlü uyuşturucunun dibine vurup sağa sola saldırıyor. Tedavi de olmak istemiyor. Kendi rızası olmadıkça hastaneye yatırılamıyormuş. Ee ne yapıcaz biz böyle ?
0
utkumon
(13.10.17)
kovun evden.
0
glamdr1ng
(13.10.17)
hangi uyuşturucuymuş bu sağa sola saldırtan merak ettim.
0
La Femme D'argent
(13.10.17)
ne içiyor ki?
0
vayezikhan
(13.10.17)
1) madde ile bağı kesilecek kriz dönemini atlatana kadar , madde bulmasının önüne gecilecek.gerekirse bağlanacak.hapis tutuklama vb.
2)gerçekten bırakıp bırakmak istemediği tespit edilecek. Birakacam deyip yalan söyleme ihtimalleri çok fazla.
3) kriz dönemi ve düşkünlüğü bitince arkadaş ortamı ile bağı kesilecek. Yaşadığı şehir değiştirilecek. Güvenilir bir tanıdıkta köy vb. Bir yerde Kontrol altında tutulacak.
4) Bir işle oyalanması sağlanacak.
Uzun süreli kontrol altında tutulup sağlıklı düşünebileceği bir evreye kadar bırakılmayacak.
Çok zor ve uzun bir süreç geçmiş olsun , umarım ise yarar.
0
scorpion37
(13.10.17)
@scorpion o kadar yardırmışsın da ne maddesi onu da söyle anlamışsın belli ki.
0
La Femme D'argent
(13.10.17)
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(13.10.17)
tanıdık var uyuşturucu kullanmıyor ama sağa sola saldırıyor, öfkesine hakim olamıyor. 112 acil aranılıp polis eşliğinde adana akıl hastanesine götürülüyor. orda kuzu gibi olup geliyor.
0
for day to break
(13.10.17)
polisi arayabilirsiniz.
0
e haliyle
(13.10.17)
parayı nerden buluyo o da önemli. dibine vurmadan kastınızı bilmiyorum ama tahminen düzenli bir işte çalışamaz olsa gerek, ya da bulsa da süreklilik sağlayamaz.

burnu sürtmeden akıllanmaz diye düşünüyorum ben.
0
dafaisss
(14.10.17)
112 ve acil durumu kendisi maddeyi bırakmayı istemediği sürece işe yaramaz. Çünkü hastaneye gittiğinde psikiyatrist kendisine maddeyi bırakmak isteyip istemediğini soruyor istemiyorsa ayaktan tedaviyle bırakıyorlar. ancak birinci dereceden yakını sulh hukuk mahkemesine başvurduğunda kararda zorunlu yatarak tedavi ile ilgili bir şey geçiyorsa kararla toplum sağlığı merkezlerine gittiklerinde acil sevk ile yatışı yapılabilir. ama yine mahkemeden vasilik kararı çıkartmakta da fayda var.
0
forrestgumpinkosusu
(14.10.17)
(11)

Aynaya baktiginizda sinirlendiginiz oluyor mu?

ceann deas
Saatlerce hazirlanip sonra tekrar ayna karsisina gectiginizde bi boka benzemediginizi gorup cinnet gecirme sinirina yaklasiyor musunuz? Ben her gün yaşıyorum da.
Saatlerce hazirlanip sonra tekrar ayna karsisina gectiginizde bi boka benzemediginizi gorup cinnet gecirme sinirina yaklasiyor musunuz? Ben her gün yaşıyorum da.
0
ceann deas
(13.10.17)
oluyor. öğlen tıraş oldum ama dipler gözüküyor. yüzümde sivilceler arttı. karşımada vücudum olsa tokatlarım. aynaya yakından bakmayınca az daha mutlu oluyor yakından bakınca kusurlar belli oluyor .S
0
latsc
(13.10.17)
Tüm uğraşlarıma rağmen yine bi boka benzememişsem olduğum halimi kabul edip çıkiyorum sahnelere.
0
for day to break
(13.10.17)
saatlerce hazırlanmıyorum bu yüzden. ne kadar uğraşırsan uğraş bir boka benzemeyeceksen o kadar uğraşmana gerek yok bence. mal bu, bu kadar oluyor; yapacak bişey yok, kendini hırpalama diyorum mesela kendime, naçizane öneririm.
0
Bruce
(13.10.17)
1. ve tek kural: aynaya yakından bakmayacaksın, önünden geçerken saçı şöyle elinle düzeltip geçeceksin oldu bitti. sıfır sinir.
0
lazpalle
(13.10.17)
@bruce aynisini ben de diyordum ama makyajsiz hali ile makyaj yaptigi hali arasinda ucurum olan insanlar gorunce fikrim degisti. Bende ise makyaj yasimi +15 yapmak ve cirkinlestirmek disinda bir ise yaramiyor. Gerçi makyajsiz halimde bile insanlar oldugumdan 10 yas falan yasli oldugumu dusunduklerini soyluyorlar.
0
🌸ceann deas
(13.10.17)
ergenken yasiyordum. "ya bu tip degismeyecek galiba hep boyle kalicam" diye uzuluyordum. sonra alisiyor insan, kabulleniyor. artik sadece "kiyafet daha dombili mi gosterdi, sacim daha az yoluk nasil gozukebilir" gibi ayrintilara yogunlasiyorum.
0
pide
(13.10.17)
İnsanın doğal hali en güzel halidir. Sizi o şekilde beğenip sevecek insanlar bulursanız bunu anlarsınız ancak. Tüm dünya adnan oktarın zevkine göre şekillendi resmen. Çok üzücü
0
hasmetizm 2046
(13.10.17)
ya bence sen doğru malzemeyi seçemiyorsundur. ya da usulünü bilemiyondur. ben mesela makyajla kahveye yakın gözlerimi bildiğin yeşil yapabiliyorum. cilt çok önemli birde. önce cildini makyaja iyi hazırlamalısın. benim en büyük hobim boş zamanımda makyaj denemelri yapmak. böyle yap kendini daha iyi tanırsın. sen sen ol kendini kuaföre teslim etme. mesela göz kalemini içe sürmek gözlerimi dana gibi gösterir. kuaförün ilk işi gözümü göz kalemi sürmek olur.
0
for day to break
(13.10.17)
yanlis renkleri seciyor olabilirsiniz; sac ve makyajda bu cok farkeder.

saclar da farkettirir cok.
0
e haliyle
(13.10.17)
Aynaya yakından bakma kafan rahat etsin +1
0
i m cool with that
(13.10.17)
bazen.

bazen lan amma yakışıklıyım diyorum. bazen tipe bak diyorum. ama birinci dediğim yüzde 90larda.
0
secrexv3
(13.10.17)
(6)

Burun tikanikligim ne yapsam gecmiyor

anabel
Merhaba. tam bir haftadir hastayim. surekli degisen semptomlarin yaninda hic gecmeyen bir burun tikanikligim var. doktor dun antibiyotik dahil birtakim ilaclar verdi. bugunku sampiyon semptomum burun tikanikligi. bir haftadir iliadin kullaniyorum. asiri da kullanmak istemiyorum ve bugun zaten o da i
Merhaba. tam bir haftadir hastayim. surekli degisen semptomlarin yaninda hic gecmeyen bir burun tikanikligim var. doktor dun antibiyotik dahil birtakim ilaclar verdi. bugunku sampiyon semptomum burun tikanikligi. bir haftadir iliadin kullaniyorum. asiri da kullanmak istemiyorum ve bugun zaten o da ise yaramadi. ne yapayim ben. var midir acaba bir kbbci olur dahiliyeci olur ya da bi cozumu olur biri?
0
anabel
(13.10.17)
yatarken boynunuzu ve başınızı güzelce örtün, günde üç hatta dört kez bol limonlu nane limon ya da ıhlamur çayı yapın.
0
norek
(13.10.17)
first defence diye kortizonsuz bir burun damlası var, o biraz daha zararsız gibi ve güzel açıyor. diğerlerini zaten 4-5 gün kullandın mı daha çok tıkıyorlar.
biraz yürüyüş, birkaç kez eğilip kalkmak, kafayı aşağı eğip kaldırmak gibi hareketler geçici olarak işe yarıyor. hareketsiz oturunca hep tıkalı kalıyor.
bir de dilinin ucunu damağına dayayıp, burnunu parmaklarınla sıkıp nefesini tutarsan yine geçici olarak açabiliyor.
0
tiny penny
(13.10.17)
uyurken breathe right burun bandı yapıştır çok güzel uyursun
2 gündür evde hepimiz bu şekilde uyuyoruz .
0
devilone
(13.10.17)
Karfurda himalaya tuzu var. 15 lira civarı. 1 çay kaşığını 1 su bardağı suda eritip burnunuza çekin. Kime önerdiysem bana dua etti.
0
for day to break
(13.10.17)
ben de tuz diyecektim. tuzlu suyu burnunuza çekince açılıyor.
0
silver apple
(13.10.17)
ama tuz rafine edilmemiş himalaya tuzu olsun. öteki daha kötü ediyor bence.
0
for day to break
(13.10.17)
(11)

size en yakın vefat etmiş kişi

diffarentiationation
kim? hala içiniz titriyor mu hatırlayınca? hiç unutmuyor musunuz yoksa?bana en yakın kişi anneannemin annesiydi. çocukken her hafta görürdüm ama hiç bire bir konuşmuşluğumuz yoktu. 10 sene oldu, sadece yüzünü hatırlıyorum. bir şey hissetmiyorum. yakınım dediğim kimse ölmedi. nasıl dayanırım, ne yapa
kim? hala içiniz titriyor mu hatırlayınca? hiç unutmuyor musunuz yoksa?

bana en yakın kişi anneannemin annesiydi. çocukken her hafta görürdüm ama hiç bire bir konuşmuşluğumuz yoktu. 10 sene oldu, sadece yüzünü hatırlıyorum. bir şey hissetmiyorum.
yakınım dediğim kimse ölmedi. nasıl dayanırım, ne yaparım hiç bilmiyorum.
0
diffarentiationation
(12.10.17)
annem vefat etti 1 yıl önce. normalde sağken pek aklıma gelmezdi ama ölümden sonra her gün aklımda, hiç çıkmıyor. bir şekilde alışıyorsun ama aklının bir köşesinde duruyor sürekli, unutma gibi bir durum yok pek.
0
dedimmidemedimmi
(12.10.17)
babam öldü 7 yıl önce. sık sık aklıma gelir, içim de titrer. kendimi yerden yere vurmam ama ölmeseydi yapabileceklerimizin hayali kurarım ara sıra. özlem böyle bir şey sanırım. bazen uykudan uyanınca falan; unutuyor insan. arayıp bir şey sormak, akıl danışmak istiyor. sonra çok hızlı hatırlıyorsun. en rahatsız edici olan bu.

bulunmak istemediğim ama zoraki katıldığım yüksek sesli, uzun masalı eğlencelerde genelde hep aklıma gelir bir de.
0
windowsguvenlikduvari
(12.10.17)
dedem öldü 2013 haziranında. bizim hemen yanımızdaki evde oturdular yıllarca, her gün görüyordum. severdim de. ama hiçbir şey hissetmedim. hiç. sanki tanımadığım biri ölmüş gibiydi. daha sonra bu yüzden çok kızdım kendime ama sonuç olarak öyle işte, hiçbir şey hissetmedim, aklıma da pek gelmez. arada bir geceleri bunaldığımda mezarına giderim, o zaman da bir şey hissetmem.

gerçi zaten mezarlığa onun için gitmiyorum, o saatte birisi görürse en azından dedemin mezarını ziyarete geldim diyebilmek için onun mezarına gidiyorum...
0
rahip janick
(12.10.17)
Halam, kuzenim eniştem vefat etti altı ay sonra da dedem on sene sonra da babaannem.
Ailem zaten küçücüktü 12 kişiydik 7 kişi kaldık yakın akraba çevresi olarak.
Üzücü ama alışılıyor özel günlerde o da olsaydı dediğiniz insanların çok olması biraz burukluk.
Hayat...
0
fasulyek
(12.10.17)
88 senesinde ben doğalı beri sağ olan tüm akrabalarım sağdı.
94 senesine geldiğimde iki dedem ve iki ninem, iki amcam, bir halam, dedemin babası vefat etmişlerdi. bana en yakın olanları oda arkadaşım olan babaannem ve çok sevdiğim amcamdı. insanın altı yıl içinde büyüksüz kalması çok acı. bir tek halam kalmıştı. çok şükür dört yıl öncesine kadar kimse vefat etmedi aileden. o ara unuttuk yakın kaybetmenin acısını. dört yıl önce son kalan halam da vefat etti. geriye anne-baba ve kardeşler kaldı. anne-babamdan 1100 km uzakta yaşamama rağmen ayda bir (bazen 3 haftada bir) gidip en az 4-5 gün yanlarında kalıyorum. insan elbet alışıyor, alışmaya mecbur. ama herhangi biri öldüğünde heb bir tarafımın eksik olacağını biliyorum. git-gel uçak paralarına servet döküyorum ama sonra aklıma geliyor, yarın öldüklerinde trilyon versem bir saniye daha göremeyeceğim.
Pazar günü kısmetse yine ziyaret edeceğim...
Amcamı çok özlüyorum mesela. Arada rüyada gördüm mü biraz özlemi diniyor zira gidenin ardından buluşmanın tek yolu rüya. Sarılıyorum falan. Benimkilerin üzerinden neredeyse çeyrek asır geçtiği ve o zamanlar çocuk sayılacak yaşlarda olduğum için sürekli yoklukları batmıyor. Ama insan arkadaşlarının ailesindeki yaşlıları görünce imreniyor. mesela eşimin anneannesini görünce sarılıyorum gidip. çocuklarım, kayınvalidem, eşimle fotoğraflarını çekiyorum dört nesil yanyana diye...
canım babaannemin tek kamera kaydı olan bir hi8 video kasetimiz kameralarla falan çalınmıştı. bugün bulup getirseler senelik maaşımın yarısını düşünmeden veririm mesela... fotolar özlem gidermiyor ama video iyidir. bol bol video çekmeli...
0
dilemma of subscribtionability
(12.10.17)
En yakın arkadaşlarımdan birini kaybettim, bebeklikten beri süregelen bir arkadaşlıktı. Hala sık sık rüyamda falan görüyorum. Tamamen atlatmak diye bir şey yok sanırım.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(12.10.17)
önce ninem, sonra babam, sonra ablam. :(
0
for day to break
(12.10.17)
hala içiniz titriyor mu hatırlayınca? hiç unutmuyor musunuz yoksa? ic titremesi ya da hic unutmama mi bilemem ama, aklinin ve kalbinin hep bir yerinde. 7/24 elbette onu dusunerek gecirmiyorsun ama aklina gelmedigi gun yok gibi oluyor. degisik bir sey. sanki kalbinin bir parcasi yok gibi yasiyorsun. kalbinin eksik oldugunu unutabilir misin? unutamazsin ama onla yasamaya alisirsin. her ölüm bir parcayi alip goturuyor.

yasasaydi neler yapardik diye dusunuyorsun. sabah falan bir saniye unutup hatirlama oluyor bazen @windows'un dedigi gibi, cok can yakiyor. ve ruyalarda gorup ozlem gideriyorsun +1.
acinin azalmasi diye bir sey yok bence, ilk 'yikilma' gecip toparlandiktan sonra, o aci/sizi sabit kaliyor. belki onunla yasamayi daha iyi ogreniyor olabilirsin ama aci azalmiyor.
0
kassiopeia
(12.10.17)
geçtiğimiz yıl nisanda en yakın arkadaşımı kaybettim. hala sık sık rüyalarıma girer ve hala hergün aklıma gelir içim titrer
0
genc irisi
(12.10.17)
çok çok çok zor. ölümün var olduğundan haberdar nasıl kafayı yemeden yaşayabiliyoruz hiç bilmiyorum...
0
kismisolungac
(12.10.17)
babamı kaybettim 2,5 yıl oldu. eskiden babasını annesini kaybetmiş insanlara bakıp bu acıya nasıl dayanıyorlar diyordum, aklım almıyordu. ama işte başınıza gelince dayanıyorsunuz bir şekil, çok canınız acıyor ilk zamanlarda, sonra acısı külleniyor, unutmak ne mümkün her gece rüyamda görüyorum hala. bazen gülüp eğlenirken kendimi suçlu hissediyorum, baban öldü sen kahkaha atıyorsun diye. kısacası acısı geçmiyor hep aklınds içinde, sadece o acıyla yaşamayı öğreniyorsun
0
oscar
(12.10.17)
(9)

İstifliyor musunuz ?

mete kudur
Az önce parfüm sorusu sorulunca aklıma takıldı, en son 12 adet almıştım onda da arkadaşım ''lan torbaya sığmayacak kıracaksın yeter'' demişti ölücü mantığıyla paramın verdiği imkanlar ölçüsünde istifleyen birisiyim sanırım ben. Hatta donanımhaber ölücüleri başlığında küfür edilen adamları onaylayan
Az önce parfüm sorusu sorulunca aklıma takıldı, en son 12 adet almıştım onda da arkadaşım ''lan torbaya sığmayacak kıracaksın yeter'' demişti ölücü mantığıyla paramın verdiği imkanlar ölçüsünde istifleyen birisiyim sanırım ben. Hatta donanımhaber ölücüleri başlığında küfür edilen adamları onaylayan bir yazım da mevcut. Keza hala bunun en doğal hak olduğunu düşünüyorum.

Ben kullandığım ve sevdiğim ürünleri aşırı istifliyorum, ve tükenmelerine tahammül edemiyorum. Keza birşeyin eskiyim atılacak duruma gelmesi sanırım benim alışık olduğum birşey de değil. Aklım almıyor yani. Misal; elektronik bir eşya alıyorsunuz ve bir süre o ıskartaya çıkıyor, bu bana çok ağır geliyor bu yüzden satıp para ekleyip daha optimumunu alma taraftarı oluyorum sürekli.

bu bana özel bi' manyaklık mı, yoksa sizlerde istifliyor musunuz ?.
0
mete kudur
(10.10.17)
ben düzenli aralıklarla temizlik yapıyorum tam aksine. bu baharda tüm kışlıklarımı dehleyeceğim mesela. iyi oluyor.
0
alperz
(10.10.17)
Satip yenisini almak istiflemek olmuyor ki?
0
chavezding
(10.10.17)
Çok pis istifliyorum. Ben de kurtulmaya çalışıyorum yavaş yavaş elimdekileri dağıtıyorum.
0
curukturpkokusu
(10.10.17)
Ölücüleri onaylamıyorum ama kalem ve ruj istiflemişim. Onun dışında talın yaşamaya çalışıyorum ama istiflemesem de zorlanıyorum.
0
aychovsky
(10.10.17)
istifleme değil de stoklama yaparım, her zamamn aldığım/alacağım bir ürünü donanım haber ölücüsü gibi ucuza bulunca bayağı fazladan alırım, istifçilğin aksine kullanmadığım /kullanmayacağım eşyaları atarım ya da bağışlarım.
Less is more :)
0
gezegen olan pluton
(10.10.17)
Hayır istiflemekten nefret ederim. Hatta şöyle olur bende bir şey çok işime yarayacaksa sahiplenirim. Azcık pişmanlik duyduğum bir esyayi hemen baskasina veririm. Ama bu aralar corap ve sicak tutacak giysiler istiflesem iyi ederim diye de dusunuyorum.
0
for day to break
(10.10.17)
yemin ediyorum eksi butonunu aradım sorunu okurken :)

normalde saygı duyulması bir şey ama ben duyamıyorum arkadaş dh ölücüleri ve benzerlerine :) üzgünüm.
0
Fusha
(10.10.17)
Hiç istiflemiyorum. Hatta akbile bile 10₺ atıyorum halbuki 50₺ at bitene kadar kullan dimi :)

Öğrencilik hayatının verdiği sonsuz fakirlikten olabilir :)

Biraz istiflemek zengin işi bence bir parfümün en az 70₺ olduğunu düşünürsek o da en iyi ihtimal yani 12 adet parfüm alsam aylarca aç kalırım şahsen.
0
powerpufgirl
(10.10.17)
Hayır. Size özel bir manyaklık değil, epey yaygın bir durum. Eşyayla kurduğunuz bağa bilinçaltında gerçek olmayan anlamlar yüklüyorsunuz gibi görünüyor. Memnun olduğunuz bir ürünün sadece evde tükenmesi bile kaybetme korkusunu tetikleyebiliyor.
0
otonomo
(10.10.17)
(2)

Ne yiyorsunuz? Neler tüketiyorsunuz?

Tersidüzükilec
Günün yemeğini canınız istemese bile nasıl belirliyorsunuz. Ya çok acıktım günü doyurmak için mi yoksa o an canınız ne istiyorsa yapıp mı yiyorsunuz? Yemek uyumunu nasıl yapıyorsunuz? Klişe mi ( kuru fasülye+pilav) ya da ya bu nasıl olur acaba diye değişik tadlara onay verdiğiniz var mı? Ne meraklıy
Günün yemeğini canınız istemese bile nasıl belirliyorsunuz. Ya çok acıktım günü doyurmak için mi yoksa o an canınız ne istiyorsa yapıp mı yiyorsunuz? Yemek uyumunu nasıl yapıyorsunuz? Klişe mi ( kuru fasülye+pilav) ya da ya bu nasıl olur acaba diye değişik tadlara onay verdiğiniz var mı? Ne meraklıymışım ya.
0
Tersidüzükilec
(08.10.17)
Canimin cektigine gore yerim. Canim spesifik bir sey cektiyse onume ne getirirsien getir dunyanin en kotu yemegidir, canimin cektigini yemem lazim o an. Canim ozel bir sey cekmiyorsa ve hazirda bana uyan yemek varsa onu yerim, hazirda yemek yoksa yine canimin cektigine gore bir sey alir yerim.

Bir seyi sevmiyorsam tek kelimeyle "yemem" net. Neyse karnimi doyurayim en azindan yav ne yiyecez simdi bu saatte falan demem, sevmedigim seyi asla yemem. Sevecegim bir sey alir yerim.
Degisik tat olayina fazla girmem. Sevdigim belli seylerin disina cikmam kolay kolay.
Bir de bazen ne yiyecem diye kararsiz kalir acliktan basim donecek duruma gelirim.
0
stavro
(08.10.17)
canım ne istiyorsa onu yiyorum . kahvaltıma çok özen gösteriyorum. bi gün menemen yapıyorum, ertesi gün pankek yapıyorum, diğer gün serpme yani zeytin peynir türü, arada bir sadece sucuk kızartıp yiyorum. öğle mevsim sebze yemeği yapıyorum. yanına pilav. bazen çorba içiyorum. kemik suyu koydum dolaba çorbalara atıyorum. siz de yapabilirsiniz. dünyanın en kolay işi bence.
0
for day to break
(08.10.17)
(3)

küstüğüm ve tartıştığım insanları stalklama isteği?

for day to break
size de oluyor mu? adamla barıştığım an sönüyor bu istek küstüğüm an tekrar başlıyor.
size de oluyor mu? adamla barıştığım an sönüyor bu istek küstüğüm an tekrar başlıyor.
0
for day to break
(08.10.17)
sosyal medya hesaplarına baktığım insanlardan soğuyorumbelki sen de bu nedenle yapıyorsun bu malla iyiki küsmüşüm demek için.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(08.10.17)
Normal.

Yoksa nereden dedikodu malzemesi bulacaksın?
0
kendi kendine yasayan yavrucak
(08.10.17)
haklısınız aslında onları kınayacak bir şey bulduğumda için için seviniyorum dedikodu yapmasam bile.
0
🌸for day to break
(08.10.17)
(10)

lokmalık kitap önerisi

arale
sayfa sayısı 150 yi geçmeyen kitap tavsiyesinde bulunabilir misiniz?
sayfa sayısı 150 yi geçmeyen kitap tavsiyesinde bulunabilir misiniz?
0
arale
(08.10.17)
Dünyanın Sonundaki Dünya-Luis Sepulveda
Bilinmeyen Adanın Öyküsü-Jose Saramago
Tembellik Hakkı-Paul Lafargue
Palto-Gogol
Dinle Küçük Adam-Wilhelm Reich
Yabancı-Albert Camus
Kırmızı Pazartesi-Gabriel Garcia Marquez
Marcovaldo ya da Kentte Mevsimler-Italo Calvino
0
zebragibi
(08.10.17)
satranç
0
Apocalypse
(08.10.17)
göğü delen adam
0
nice tnetennba
(08.10.17)
aylak adam-yusuf atılgan
0
johnnykilroy
(08.10.17)
franz kafka - dönüşüm
goethe - genç werther'in acıları
hermann hesse - siddhartha
voltaire - candide
balzac - eugenie grandet
tolstoy - ivan ilyiç'in ölümü
virginia woolf - kendine ait bir oda
0
theseachange
(08.10.17)
Bulantı - J.P Sartre

Rezervuar alayım.
0
6 yasimdan beri metal dinliyorum
(08.10.17)
ursula - her yerden çok uzakta (96 syf)

en iyileri arasında sayılmasa da baya etkilemişti bu kitap beni.
0
kaichi
(08.10.17)
Antabus
Suzan defter
Aziz bey hadisesi
Fareler ve insanlar
0
mutlusismankedi2015
(08.10.17)
ben bugün eckhart tolle, dinginliğin gücü kitabını okumaya başladım. farkındalığını arttırmaya yönelik, meditasyon tarzı bilgiler içeren bir kitap. bana çerez gibi geldi çok hoş ilerliyor ve ilerlerken de sende güzel hisler bırakıyor.
0
for day to break
(08.10.17)
teşekkürler iyi bir referans kaynağı oldu :)
0
🌸arale
(09.10.17)
(36)

Çok şirin bir hanımefendiye çiçek yollamak hakkında

notinhere
Selamlar,Sağlık kontrolü için gittiğim doktor hanımefendiyi çok beğendim, cuma son kontrol sonrası gelecek hafta kendisine çiçek yollamak istiyorum, bu sosyal medya devrinde sizce nasıl bir davranış bu?Not: karşı tarafın bekar ve ilişki içinde olmadığını biliyorum.
Selamlar,

Sağlık kontrolü için gittiğim doktor hanımefendiyi çok beğendim, cuma son kontrol sonrası gelecek hafta kendisine çiçek yollamak istiyorum, bu sosyal medya devrinde sizce nasıl bir davranış bu?

Not: karşı tarafın bekar ve ilişki içinde olmadığını biliyorum.
0
notinhere
(05.10.17)
İnce bir davranış olur. Doktorlar hastalarına pek o gözle bakmazlar(bir bayhan karizman yoksa) ama sizden memnun kaldım teşekkür ederim mahiyetinde anlaşılma durumu da var, o yüzden yolla.
0
Bruce
(05.10.17)
Nein.
0
velvetmorning
(05.10.17)
yollama bence.
0
secrexv2
(05.10.17)
yolla içinde kalmasın
0
isimsiz uye
(05.10.17)
yolla panpa
0
empty man
(05.10.17)
Tamam yollama diyorsunuz da bir neden de yazın niyeymiş?
0
🌸notinhere
(05.10.17)
heyecan verici ve cesur bir davranış. ama sen yine de yollama.
0
bruceandwayne
(05.10.17)
Son kontrole gittiğinde kendin verebilirsin, bahsettiğin şey ölü çiçekler değilse tabii. Canlı saksı çiçeği olmalı bence mutlaka çiçek olacaksa hediye.
0
Domuz
(05.10.17)
yollama. herkes çiçek yolluyor, alıyor (ailem doktor). kim göndermiş bakmıyorlar bile. +1 olacaksın.
0
pinkpeony
(05.10.17)
hastaneye canli çiçek yollamak kadar tehlikeli bir sey olamaz. bkz: aspergillozis
0
betsy
(05.10.17)
@pinkpeony kendisi yeni mezun sayılır, o yüzden çok almamıştır daha :)
0
🌸notinhere
(05.10.17)
bence 1 kg en güzellinden baklava yolla bir işe yarar en azından oturur yer.
0
denklemci
(05.10.17)
Yolla bence, öyle şeylerle güzel hava atılıyor.
0
fallopian
(05.10.17)
"Nasil bir davranis bu?"
Hanimefendiye yurumus oluyorsun iste.
0
stavro
(05.10.17)
@denklemci aynen, sonra da bi kebapçıya götürürüm, ellerimizle yemek yeriz.

@Peasant niyetim ciddi, kullan at amacım yok ama şimdiden ne olacağını nasıl bilebilirim?

@fallopian amacım hava atmak değil, kendisini yakından tanımak istemek.

@stavro yanlış yeri alıntılamışsın, "Nasil bir davranis bu?" değil, "bu sosyal medya devrinde sizce nasıl bir davranış bu?" olmalıydı. evet amacım o zaten ama bunun güzel mi abes mi bayık bir davranış mı olduğunu sormuştum.
0
🌸notinhere
(05.10.17)
Tamam iste, yurumus oluyorsun. Hoslandiysa olumlu donus alirsin hoslanmadiysa bosa gider, olay bu. Cicek gondermenin kotu bir tarafi yok, en fazla "pfff gerizekali" diyip cicegi bir kenara atar.
0
stavro
(05.10.17)
abartılı güller değil de bahar çiçekleri olabilir aslında neden olmasın .
sen giderken götürmek istersen de bonsai tavsiye ederim .
minik minyatür bir ağaç ona gelen ve gelecek olan bütün çiçeklerden farklı olacaktır.
0
devilone
(05.10.17)
O iş yaş. Daha yaratıcı olmalısın
0
MaNOfTheYear
(05.10.17)
içinde kalmasın yolla. sonra reddedil iyice içine dert olsun. sonra yine yaz buraya biz seni teselli ederiz.
0
for day to break
(05.10.17)
@stavro işte sonunda bir cevap alabildik, teşekkürler.

@devilone ben giderken götüremem, biraz utanabilirim :)

@MaNOfTheYear örnek?

@for day to break bunu dert edecek değilim :)
0
🌸notinhere
(05.10.17)
cevaplara verdiği tiklerden zaten yollamaya kararlı olduğun anlaşılıyor. bizim ne dediğimizin bir önemi yok. o yüzden yolla/yollama tarzı bir şey demeyeceğim.

ama bir kadın olarak cevap vereceğim, artık çiçek almak her kadının hoşuna gitmiyor. benim mesela. (bir buket çiçek yolladığını varsayıyorum) "çiçek neymiş ya napcam şimdi bunu" derim şahsen. saksıda bir canlı çiçek (bakımı fazla zor olmayanından, bonsai çok zor mesela) çok daha güzel olabilir, en azından 2 gün sonra ölüp kötü koktuğu için çöpü boylamayacak. ama o da hastanede zararlı demiş @betsy. bilemedim.

mektup yazsana ^^
0
istanbul kanatlarimin altinda
(05.10.17)
çiçek yollamak için flört olmasa bile en azından iki taraf da birbirinin farkında olmalı sanki. Senden hoşlanmasa bile çiçek geldiğinde senden geldiğini tahmin edebilmeli falan. birazcık belli etseydin önce daha iyi olurdu. yani şu haliyle "ne münasebet"lik bir durum bana göre.
0
aquarium
(05.10.17)
Sen baklava yolla diyen arkadaşla dalga geçmişsin ama hastanın çiçek yollaması nasıl desem biraz irrite edici bir durum kız zor durumda kalabilir. Aranızdaki ilişki sadece hasta doktor olduğunu varsayarak konuşuyorum.
Gerçekten yiyecek bir şey daha mantıklı ve hoş olabilir. Baklavayı aşağıladığın için sana ekler öneriyorum.
0
pastörizesüt
(05.10.17)
@istanbul kanatlarimin altinda çiçek olmasa bile tanışmak için bir adım atacağım. sosyal medya üzerinden takip etmek istemedim çünkü "beni mi stalklamış?" gibi bir soru sorulmasını istemedim. çiçeğin daha şık olacağını düşündüm, zaten bunu da başka alternatif var mı acaba diye sormak için açtım. yani çiçek derken gül papatya vs değil, büyüyebilecek, çiçek açabilecek, aşırı bakım gerektirmeyen bir şey olacak. eheh mektup daha doğru düzgün tanışmıyorken biraz şey değil mi, hani flört edilir, o zaman yazılır gibi geldi :) hem mektupta ne yazabilirim, hastane nasıl, işler nasıl gidiyor :P

@aquarium isim soyadımı biliyor zaten, çiçeği yollarken de teşekkür mesajı, isim soyad telefon yazacağım, bu kadarı yetmez mi :/

@pastörizesüt ama yiyecek yenecek ve bitecek, hatırlatıcı bir şey olmasından dolayı çiçek demiştim. zor durumda kalması yok, içeriden başka bilgiler aldım, çiçek yollamak sorun değilmiş :) baklavayı aşağılamadım, sadece hoş bir hanıma en azından tanışma aşamasında göndermek saçma bence. ekler yollayacaksan adresimi verebilirim :)
0
🌸notinhere
(05.10.17)
Bir çiçek için bu kadar düşünmeye gerek yok, yolla gitsin.
0
peggy
(05.10.17)
zaten sen hava atarsın diye değil, gönderdiğin doktor hanım hava atar diye yazdım. Yürümenin başarıya ulaşması düşük bir ihtimal geldiği için senin için faydasını es geçtim.
0
fallopian
(05.10.17)
@fallopian neden düşük bir ihtimal sence?
0
🌸notinhere
(05.10.17)
Bekar ve ilişki içinde olmaması bu jeste beklediğiniz şekilde karşılık vereceği anlamına gelmiyor yalnız.

Siz nezaket ve hoşluk olarak gönderirsiniz, doktor hanım da sevinir, mutlu olur, gururlanır filan güzel olur.

Yürüyecekseniz biraz daha yaratıcı olunabilir bence. Doktor-hasta ilişkisini devam ettirmeniz gereken bir doktor değilse, sağlığınıza daha çok özenip sık sık sağlık kontrolüne gidebilirsiniz mesela :D hafiften sohbet etmek vakit geçirmek çiçekten daha etkili olur
0
otonomo
(05.10.17)
@otonomo aynen, gelmiyor ve bunun farkındayım. zaten çiçeğe karşılık gelecek olan tepkiye göre hareket edeceğim. mesai saatleri içerisindeyken sohbet biraz zor da, çiçekle birlikte bir mesaj vs gelirse oradan sohbet devam ettirilebilir.
0
🌸notinhere
(05.10.17)
yollama yazanlara tik vermemişsin sinir oldum. yollayacaksan neden soruyorsun o zaman? allah allah.
0
pinkpeony
(05.10.17)
@pinkpeony bu sitedeki insanların gerginliğine bayılıyorum, sorular ne olursa olsun bir albay amca, bir huysuz nine kıvamındasınız :P tonla fikir alışverişi oldu, bunun için açmıştım duyuruyu zaten, niye sinirlendiniz anlamadım?
0
🌸notinhere
(05.10.17)
ahahaha :D sürekli ülkedeki cahillik ve yobazlıktan şikayet edip milletin hayatına muhtarlık eden pasif agresif kitle onlayn mı?

adamın tasviri bile güzel bak şirin hanfendi filan diyor. bırakın yollasın çiçeği ya, o çiçekler yollansın lütfen! :D hem bakarsın çiçek açar denemeden bilemezsin
0
otonomo
(05.10.17)
Yolla bence güzel bir davranis.
Yolladiktan bir gün sonra falan sosyal medyadan ekler konusmaya baslarsin. Sonra biraz muhabbetiniz olursa da kahve icmek icin bulusursunuz.
0
chitosan
(05.10.17)
Yolla, hoş şey çiçek yollamak
0
eazy
(05.10.17)
o kadar patırtı kopmuş. yollayınca haber verin bari, ne oldu biz de bilelim?

ayrıca cevap: yolla.
0
strawberry first
(05.10.17)
Çok ince bir davranış ben orkide çok severim üstelik hemen mahvolmuyorda. Yanında da zarif çok abartmadan 2-3 parçalık çikolata yollayın derim. vuhuuuuu
0
powerpufgirl
(05.10.17)
(1)

beslenme uzmanı diyetisyen ?

bana her yer cehennem
bugün üniversite hastanesinde doktora gittim. amacım sporla birlikte kilo almak. protein ağırlıklı besleneceğim ama özel bir rahatsızlığım olduğu için karaciğerime dikkat etmem yani protein miktarını çok iyi ayarlamam gerekiyor.önce gastroenteroloji ye göründüm. beni beslenme uzmanına yönlendirdi.or
bugün üniversite hastanesinde doktora gittim.
amacım sporla birlikte kilo almak. protein ağırlıklı besleneceğim ama özel bir rahatsızlığım olduğu için karaciğerime dikkat etmem yani protein miktarını çok iyi ayarlamam gerekiyor.

önce gastroenteroloji ye göründüm. beni beslenme uzmanına yönlendirdi.
orada yabancı uyruklu bir kadın sadece boy ve kilomu ölçüp, bana hazır kağıtta bulunan döküman üzerinde 1-2 değişiklik yaparak verdi.
anladığım kadarıyla kendisi doktor değil. çünkü kan testi vs yapmadan bunu nasıl verebiliyorsunuz dediğimde
-kan testini doktor isteyebiliyor. biz isteyemiyoruz dedi

kağıtta mesela dikkatimi çeken biskive yenebilir ama kesinlikle yenilmeyecek şeyler olarak kuruyemiş yazılmış. nasıl bir insan çam fıstığı veya badem yemenin zararlı olduğunu söyler ki.

ayrıca bana yemelisin dediği besinler, benim şuan günlük yediğim protein ve kalorinin en az 2 katı.
ben bunların hepsini yersem protein açısından karaciğerimde sorun olmaz mı dediğimde
olmaz dedi.

içimden çıldırdım tabi. odadan çıkınca kağıdı yırtıp attım.
ne yapayım. özel diyetisyene mi gideyim.

şuan çok siniriliyim
0
bana her yer cehennem
(04.10.17)
Hastaneler hep öyle. Özel diyetisyene gittim ben hiç fark yok. Burda okuduklarimla diyetisyenlerin söyledikleri o kadar farkli ki. Benim de kilo alma problemim vardı. Geri zeka diyetisyen bana diyor ki bisiklet sürme metobolizmani daha çok hizlandirir diyor. Tahlilimde de tam tersi metobilizmamın yavaş calistiği goruldu. Bu seferde ilaca baslaman lazim metobolizmanin hizlandirilmasi icin diyor. Deminki soyledigin nedir ya dedim. Cinim cik ekstrem durum bu gibi sacma sapan seyler soyluyor ya. Valla ben de kafayi yiycektim bir ara. Sonra her seyi biraktim. Keyfimce hareket ediyorum. Karnim ne zaman acikirsa yiyorum.
0
for day to break
(04.10.17)
(7)

Panik atak krizlerinde ne yapıyorsunuz?

denizaya
Dün otobüste nefes alamadım, kalbin sıkıştı ve ölümü hissettim. Tamam dedim ölüyorum.Hemen karşı duraktaki hastaneyi farkedip indim, doktorun yanına gittim;Dedim doktor acele kalp krizi geçiriyorum galiba, şu anda nefes alamıyorum, ölüyorum.Doktor bi kaç şeye baktı, dedi kalp krizi yok sen panik ata
Dün otobüste nefes alamadım, kalbin sıkıştı ve ölümü hissettim. Tamam dedim ölüyorum.
Hemen karşı duraktaki hastaneyi farkedip indim, doktorun yanına gittim;

Dedim doktor acele kalp krizi geçiriyorum galiba, şu anda nefes alamıyorum, ölüyorum.

Doktor bi kaç şeye baktı, dedi kalp krizi yok sen panik atak olabilirsin.

Ilk defa panik atak olduğumu orada öğrendim, doktor mersk etme ben bu krizden ölen insan görmedim, tekrar olursa en az yarım saat bi köşede kendin uğraşman gerek başka yolu yok, bi pisikoloğa görün ama onun verdiği hapı kullanma falan dedi. Kafaya hiçbişi takma, seni üzen şeyleri düşünme falan dedi...

Siz neler yapıyorsunuz bu krizlerde? Otobüste falan yakalanınca neler yapmalıyım? Şok oldum resmen ölümü hissettim.
0
denizaya
(04.10.17)
Doktor da fazla rahatmış :) Tamam panik atak olabilirsin de, pek halden anlıyo gibi gelmedi bana :)

Öncelikle ilk kez mi oldu?

Bu işin en temiz çözümü profesyonel destek.

Bende de vardı. Kaç gece hastaneye gidip EKG çekildiğimi biliyorum. Bir de dinlenirken nabzım 95-110 takılan biriydim. "aha geldi vallaha geldi" diye stresten çatlıyordum.

Sonra spora başladım sağlam kardiyo yaptım. 3 yılın sonunda dinlenme nabzım 70-75lerde. bu beni baya rahatlattı.

Eğer atlatamasaydım destek alacaktım. Şimdilerde de çok nadir olarak gece nefes alamıyorum diye birden sıçrıyorum yataktan. "Yek ya bişi olmaz" diyerek yatıyorum sonra.. Baya alıştım özetle.
0
lcha
(04.10.17)
nefes egzersizi yapıyorum. burundan derin nefes alıp ağızdan yavaş yavaş mum üfler gibi veriyorum
0
sta
(04.10.17)
psikolojik olduğunu telkinle kendine anlatmayı dene. gerçek değil beynim yanlış uyarılıyor falan gibilerinden. bende işe yarıyor.
0
bohr atom modeli
(04.10.17)
geçeceğini bildiğim için o an acıya katlanmaya çalışıyorum. kah Rabbime sığınıyorum, kah nefesimi takip ediyorum, kah bir şeylere okumaya çalışıyorum. zaten geçiyor uzun sünmüyor benimki çok şükür.
0
for day to break
(04.10.17)
Geçmiş olsun.

kimisinde yılda bir bile olmazken, kimisinde hayatı karartıyor. şimdiden kendini korkutma. belki bir daha olmayacak.

tekrarlarsa kendini telkin etmeye ve güvende hissedeceğin bi yere gitmeye çalış. bir de kaşık sokuyorum ben boğazıma kadar, o öğürme hissi kendime getiriyor. yine panik atak hastası bi arkadaşımın doktorunun tavsiyesiydi.

tekrarlarsa doktora gitmeni öneririm. ama lütfen ilaç kullanımını son çare olarak görecek bir doktor bul kendine. ya da ilaç kullan ama bu süreçte de bir yandan bu sorunun neden baş gösterdiğini çözmeye çalış mümkünse bir terapistle. yoksa benim gibi senelerce ilaç içersin. :/
0
hushhush
(04.10.17)
yukarıda bahsedilenler gibi, durumun fiziksel değil de psikolojik olduğunu hatırlat kendine. Ve bu durumun biraz sonra geçeceğini hatırlat kendine, uzun sürmeyeceğini hatırlat. Nefes egzersizleri fayda gösteriyor, derin derin nefes alıp vererek durumu kontrol altında tutabilirsin.

Geçmiş olsun, umarım bir daha yaşamazsınız.
0
denhia
(04.10.17)
vay be helal olsun doktora. "ilaçlara gerek yok, işin kolayına kaçma. sen güçlüsün, kendi kendine halledersin" demiş. çok doğru demiş.

panik atak olan bir arkadaşım doktor tavsiyesiyle kullanmaya başladığı ilk antidepresan ilacı sonucunda panik atak geçirdi. böyle de şeyler var.

her psikolojik sorunda ilaçlara yönelmeyin. iyisiniz, güçlüsünüz, bu yaşa kadar sapasağlam hayatta kalabildiyseniz beyninizin size oynadığı oyunlarla hayli hayli başa çıkabilirsiniz.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(04.10.17)
(15)

nasıl ölmek istersiniz?

for day to break
ben şehit olmak isterim, yani insanlar arkamdan çok ağıtlar yaksınlar isterim. :D tabi ben bunu görmeliyim. bazen de sağlıklı bir şekilde yaşlanıp, yatağımda tatlı tatlı uyurken ölmek isterim.
ben şehit olmak isterim, yani insanlar arkamdan çok ağıtlar yaksınlar isterim. :D tabi ben bunu görmeliyim. bazen de sağlıklı bir şekilde yaşlanıp, yatağımda tatlı tatlı uyurken ölmek isterim.
0
for day to break
(03.10.17)
en temizi kafaya bir adet kurşun ile bence.

fekat!

yüksek katlı bir bina ya da köprüden atlayıp inene kadar son pişmanlığı yaşamak istiyorum. hatta şöyle çooooook yüksek bir binadan atlayıp düşünmek için bolca vaktim olsun istiyorum.

edit: yaşlılığımı hiç hayal edemiyorum. hep derim, bir gün öleceğim ve bu bir kaza olmayacak diye.
0
rahip janick
(03.10.17)
Sevgilime yan baktin kavgasinda.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(03.10.17)
Yaslanmadan ölmek isterim sadece. 50'ler ideal bence.
0
doxanikee
(03.10.17)
çocukluğumdan beri savaşta öleceğimi düşünürüm, böyle garip ve rahatsız edici bir his var. bu tamamen benim manyak olmamdan da kaynaklanıyor olabilir tabii ama sanki ağzımda rambo bıçağıyla cephedeyken çotank diye alnımın çatına mermi yiyecekmişim gibi hissediyorum. anında ölmeyeceğim ama. son anlarımda öleceğimi bileceğim gibi. böyle bir senaryo var kafamda. böyle ölmeyi istiyor muyum? bilmiyorum.

ben sanırım pişmanlık duymayacağım bir şekilde ölmek isterdim. "güzel bir hayat yaşadım" diyebilerek, çok ani olmadan, öleceğim için üzülmeyerek. bir de önlenebilir bir ölüm olmasın. hani gerizekalılığım yüzünden ölmeyeyim mesela, sevenler "kafası çalışsaydı ölmezdi" diyemesinler, "keşke öyle olmasaydı, o zaman kurtulabilirdi" diyecekleri bir şey olmasın ellerinde. "e ölmeyip napcaktı daha amk" desinler, ölmemin normal karşılanacağı bir durumda ve güzel bir hayat yaşamış olarak öleyim.

bu durumda galiba klasik ölüm döşeğinde huzurla ölme şeysi ağır basıyor. güzel olurdu ya. rammstein falan açardım. ergenliğimi, gençliğimi düşünürdüm. öyle sakin sakin ölürdüm. mis.
0
der meister
(03.10.17)
Yaşlanmadan, acı çekmeden.
0
mutekebbir
(03.10.17)
Uyurken güzel olurdu ama içimde bok yoluna gideceğim gibi bir his var.
0
ketcapli dondurma
(03.10.17)
Uyurken fark etmeden.
0
anumegha
(03.10.17)
Ben doksanımı göreceğimi düşünüyorum. (öyle düşünmek işime geliyor:)
80-85'e kadar aktif olarak geçirip kalanını da ihtiyarlığın tadını çıkararak yaşama düşüncesindeyim. Zihnimdeki ihtiyarlık görüntüsü şöyle: Tercihen evimin önündeki verandada sallanan sandalyede dizlerimde yün şal olduğu halde oturuyorum, hava serin ama güneş var, sabah çiğ olmuş, çiçeklerimin üzerindeki çiğ damlaları güneşin ışığıyla muhteşem renklere bürünüyorlar, ben ve köpeğim birbirimize bakıp gülümsüyoruz.

"Eh artık ben ölem" dediğim zaman da artık yapmak istediğim bişi kalmamaış olacağı için akışına bırakırım.
Tek çekincem birilerine muhtaç olma düşüncesi. O şekil bişi başıma gelirse ve iyileşmem, kendime yetme durumum söz konusu değilse muhtemelen sevdiğim şeyleri hiç durmamacasına yeme gibi bişeler ayarlarım.
O yaşa kadar yaşamışsam çocuklar da artık büyüdükleri için kadavra başvurumu yapmış olurum. Gerçi 2050 lerden sonra belki kadavraya da gerek kalmaz, öğrenciler sanal veya yazıcı çıktısı organ ve bedenlerde pratik yapıyor olabilirler. Öyle olursa da toprakla buluşuruz :)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(03.10.17)
Ben soğuktan donarak ölmekte isteyebilirim. Ama tabi hiç acı yaşamayım korku da çok dozajında olsun. Ardimdan çok feci dramlar dönsün. Kibritçi kiz gibi.
0
🌸for day to break
(03.10.17)
Overdose.
40'ların başı olabilir.
0
kayranin kedisi
(03.10.17)
son zamanlarda düşündüğüm iç savaş gibi bir sokak çatışmasında siniper la tek atış..
0
jamswety
(03.10.17)
"100 Days of Happiness" diye bir roman var. Onda da hastalığından öleceğini öğrenen bir adam, 100 gün sonrasına bir başka ülkede (neresi olduğunu hatırlamıyorum) bir hastaneden randevu alarak assisted suicide ile ölmeye karar veriyor. Yeterince yaşadığımı ve ileride elden ayaktan düşeceğimi hissettiğim zaman o şekilde ölebilmek isterdim. Vedalaşarak, işlerimi hallederek, sürpriz faktörü olmadan, acı olmadan vs.
0
sopiro
(03.10.17)
öncelikle ölmek istemiyorum.
ben yokken üretilmiş nadide sanat eserlerini, cevapları bulunmamış bilimsel problemleri ve insanların barış içinde huzurla yaşayabildiği günleri görebilmek isterdim. yine de eğer ölürsem çalışma masamda çalışırken, ney'imi üflerken ya da sevdiğim kadının yanında son nefesimi vermek isterdim.
0
rakicandir
(03.10.17)
fark etmez, çok bekletmesin yeterli.
0
gadasiz
(03.10.17)
overdose en temizi gibi düşünüyorum. bizimkiler öldüğünde kaç yaşındaysam o civarlar oluru var.
0
vedatchilipeppers
(03.10.17)
(9)

Küçük şehirde oturanlar boş günlerinizde neler yapıyorsunuz?

for day to break
Sıkıldığınız oluyor mu? Hadi istanbul ankara gibi yerde oturanlar için konser, tiyatro türü etkinlikler yoğunluklu oluyordur...
Sıkıldığınız oluyor mu? Hadi istanbul ankara gibi yerde oturanlar için konser, tiyatro türü etkinlikler yoğunluklu oluyordur...
0
for day to break
(02.10.17)
Mesela edip akbayram konserine gitmek istedim bir kaç ay önce en yakın istanbul da vardı. Bence orda yasayanlar daha şanslılar.
0
🌸for day to break
(02.10.17)
Tiyatro ve sinemaya gidebilme imkanım var. İçinde olduğum meslek kuruluşu arada etkinlik yapıyor ona katılıyorum.
Haftaiçi kitap, dizi, pilates ve arkadaş buluşması ile geçiyor. Şikayetçi degilim. Büyük şehirlerde bu kadarını bile yapamıyor insanlar.
0
cabiday
(02.10.17)
Mersin
Sinema tiyatro avm dolaşmaca sahilde koşmaca
0
sagin
(02.10.17)
kitap okuyoruz, atölyelerimiz var; arkadaş, eş, dost biraraya gelip hem sohbet hem bir şeyler yapıyoruz. mahalle arasında sokak sineması kuruyoruz bazen milli maçları izliyoruz.
0
secrexv2
(02.10.17)
Kucuk bir sehirde 2 hafta kalmistim. Depresyona girdim, hayatimin en kotu 2 haftasiydi belki de.
Cevap: Hicbir sey yapamiyordum.
0
stavro
(02.10.17)
Küçük şehirden bildiriyorum, daha doğrusu büyükşehir nüfusu 1 milyondan fazla, insanların tiyatro, etkinlik, konser gibi dertleri yok.
Gençler okul dışı kafelerde takılıyor. En kötü ev veya parklardalar. Sürekli bir şeyler yiyip içip konuşuyorlar. Başka yaptıkları bir şey yok.

Orta yaş ise kahvehanelerde. Haftada 1 halı saha maçı. Çalışanlar çoğunlukla işteler. Parası olan hafta sonları çevre illeri gezer. Pikniğe falan giderler.
0
diffarentiationation
(02.10.17)
netfiliz.
0
yalnux
(02.10.17)
Ne sıkılması ya, her günümüz vizontele filmi gibi :) şaka bi yana özlüyoruz, konser, festival, tiyatro, sinema hatta avmleri bile.
0
curukturpkokusu
(02.10.17)
küçük şehirde bulunduğum zamanda haftada bir devlet tiyatrosu olurdu, kaçırmamaya çalışırdım, bazen de sinema, çoğu zaman da arkadaşlarla dışarıda yemek, yürüyüş, sohbet, bazı akşamlar evde toplanmaca, beraber yemek hazırlama ve yeme, evde film vs.

geri kalan kısım evde geçiyordu.
0
elma
(02.10.17)
(28)

burayı ciddiye alıyor musunuz?

lucky strike
dünkü olay üzerine açılan duyuruya yazılan cevaplara istinaden soruyorum. https://www.eksiduyuru.com/duyuru/1227323/duyuru-ile-alakali-su-olay-hakkinda-ne-dusunuyosunuzbir takım insanlar burayı (duyuruyu kastederek) ciddiye alanlara "gülüyor" ve burayı fazla takmamamızı, sadece işimizi halletmek içi
dünkü olay üzerine açılan duyuruya yazılan cevaplara istinaden soruyorum. www.eksiduyuru.com

bir takım insanlar burayı (duyuruyu kastederek) ciddiye alanlara "gülüyor" ve burayı fazla takmamamızı, sadece işimizi halletmek için kullanmamızı nasihatliyor. hatta burayı ciddiye alanlara gülenler bile var.

refere ettiğim duyurudan ve olaydan tamamen bağımsız olarak soruyorum; burayı ciddiye alıyor musunuz? hatta genişleteyim, sanal olarak var olduğunuz siteleri ve hesaplarınızı ciddiye alıyor musunuz?

ben alıyorum. bu veya az çok emek harcadığım bir hesabım kapatılırsa üzülürüm, kahrolurum. daha önce ekşi hesabım kapatıldığında buradaki hesabım da uçmuştu, çok üzülmüştüm mesela.
0
lucky strike
(28.09.17)
alıyorum. neden almayayım.
0
secrexv2
(28.09.17)
hesabım nedensizce uçurulursa ciddiye alırım. linkteki kişiyi bilmiyorum, belki haklıdır belki haksızdır ama bunu problem yapması anormal değil.

ciddiye almıyor olmak daha iyi tabii.
0
pinkpeony
(28.09.17)
Genel olarak almıyorum da spesifik olarak bahsettigin olayda mesele ciddiye almak/almamak değil. Konuyu oraya çekenlerin okuduğunu anlama ve degerlendirmede problemi var. Adaletsiz bir karar mekanizması varsa olayın muhatabı ve muhatabı olmayanları rahatsız eder. Bu ciddiyet/sizlikten bağımsız.
0
doxanikee
(28.09.17)
Kimi insanlari aliyorum kimilerini almiyorum. Kimilerinin kimi goruslerine katiliyorum kimilerine katilmiyorum. Cok dolu birkac insan oldugu gibi cok bos insan da cok var. Kisaca ciddiye alinmasi gerekeni aliyorum. Kalani umursamiyorum.
0
Traveller
(28.09.17)
şöyle ki, almıyorum. bahsettiğiniz olaydan haberim yoktu mesela beni de ilgilendirmez hiç. etliye sütlüye bulaşmam can sıkıntısına girer 2-3 soru okur çıkarım kimsenin nickini bile bilmem. sorduğum sorulara gelen cevapları, başka sorulara gelenleri alirim ama arka planda nolmuş kim neyapmış falan filan hiç alakadar etmez dalgama bakarım.

not: ekşiyi de almıyorum ama uçurulursa üzülürüm tabii ki o ayrı bişey o kadar vakit geçiriyosun fln
0
hayati cozemeyen adam
(28.09.17)
evet ciddiye alıyorum. insanlara yardım etmek için buradayım. bir faydam dokunsun derdindeyim. hatta bilgim olmayıp cevap veremeyip yardımcı olamadığım için burukluk yaşadığım oluyor.
0
MtKrt
(28.09.17)
duyuruyu değil insanları ciddiye alırım. bu konuyla ilgili kimi ciddiye alacağımı belirleyen, senelerin tecrübesiyle geliştirdiğim yarı geçirgen bir filtrem var.
0
zgrydn
(28.09.17)
Hesabım özelinde konuşursam evet.

Onun haricinde buradakileri nahoş bir durum olduğunda ciddiye almıyorum.

Ama çoğu zaman ciddi bazen de eğlence amaçlı kullandığımdan böyle bir meşgalenin şu an için bitmesini istemem.
0
eeb
(28.09.17)
neden almayayım +1
0
isimsiz uye
(28.09.17)
Zerre siklemiyorum.

2012-2013 yıllarında en çok zaman harcadığım siteydi. Git gide bitti. Hatta iddia ediyorum duyuru’nun boka sarmaya başlaması ilk ifşalar ile başladı.
0
sen git ben geliyorum
(28.09.17)
drive denen mal banlandı mı? 2 kere seni mallar listesine ekliyorum diye mesaj attı 1 ay arayla. psikolojisi bozuktu galiba.

linkteki linkteki entry de silinmiş neydi bu arada?
0
diffarentiationation
(28.09.17)
burayı pek almasam da burada olan bazı insanları ciddiye alıyorum.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(28.09.17)
Ciddiye alınacak kullanıcıları ciddiye alıyorum -ki sayıca çok değil- onun disinda kavga, hakaret, moderasyon, tartışmaya yönelik duyurular gibi şeyleri çok önemsemiyorum.
0
aquarium
(28.09.17)
bugüne kadar ciddiye alıyordum, bundan sonra ben de malları filtrelemeye başlayacam. az önce çamaşır ve kurutma makinesinin nasıl kullanılacağını soran birine üşenmedim madde madde anlattım,belki ilk defa çamaşır makiesi kullanıyor diye. ama şahıs duyurusunu silmiş ve benim yazdıklarım da boşa gitti. böylelerini gördüğüm anda mallar listesine ekleyeceğim artık.
0
izole
(28.09.17)
Hesabımı ciddiye almıyorum. Yani, birgün uçsam 'Niye uçurdunuz beni' demem. Nick'im benim yatırım aracım değil, sonuçta kendimi belli etmek istersem aycho2, aycho3 diye milyona kadar yolu var bunun; illa kendimi burada ifade edeceksem, öyle ifade ederim. Bana ulaşamayınca hayatı kayacak biri falan yok. Bir küsur ay uzaklaştım yoğunluktan ve başka sebeplerden, bensiz kaos mu çıktı ya da ortalık mı karıştı. Ne koca koca insanlar gittiler, arkasından ağıt mı yaktık. En fazla 'Ay gidiyormuş, üzüldük' falan dedik. Bir gün de bırakmaya karar verirsem, herkes sakin sakin yazmaya devam edecek; atılırsam da aynı şey olacak. Hesabım çok umrumda değil.

İnsanları ciddiye alıyorum ama. 'Ailemle kavga ettim' diyeni, 'Sevgilim şöyle şöyle' diyeni ya da en basitinden 'Bu akşam ne yapıyorsunuz' diyeni dahi ciddiye alıyorum. Karşımda etiyle, kanıyla olmasa da zihniyle bir insan var ve yardım edebilirsem ne mutlu bana. Bilindik bir troll olursa ciddiye almam ama onun dışında herhangi söylenilen bir şeyi ciddiye alırım.
0
aychovsky
(28.09.17)
eksiduyuru benim en sevdigim sitelerden birisi ve basladigi tarihlerden beri yogun sekilde takip ettigim bir olusum.
Farkli jenerasyonlardan pek cok kisinin goruslerini buradan takip edebiliyorum,haber sitelerinden ve televizyondan uzak durdugum icin guncel pek cok olaydan burasi sayesinde haberdar oluyorum.sozlugu okumayai yazmayi birakali gene uzun seneler olmasina rag,en buradan hic vazgecemedim.kesinlikle ciddiye alip,cokcada egleniyprum burada.

Aslinda ciddiye almaya gerek yok diyenlerde ciddiye aldiklari icin bunu yaziyorlar gibi geldi bana,ciddiye almiyorsan bunu yazmanin bir manasi yok.

Moderatorlerle gecimsizlik konusuna da pek katilmiyprum.haksiz yere silindigini dusundugum cokca cevabim ,birazda sorularim oldugu halde buna icerleyip blr dalasa girmedim.silinmistir olup bitmistir.en son moderator kavgasinda da burada ciddi ciddi takildigi goruntusunu veren arkadaslarin birden fazla nikle moderatorlere giristigini ,sacma bir kontrol arayisinda olduklarini gorduk.birazda bu yuzden moderatorlugun anonim olmasinin faydali olacagini dusundum genelde.

Bir moderatorun olm sabah olsun sunu banlayim diye dusundugunu zannetmiyorum.enteresan bir suru adam var burada.herseyi kopileyip endeksleyenden tut,ifsa resimlerini stoklayana kadar.cevaba kufur eden cesitlerden,dmden hunharca yuruyenlere.enteresan komunite,yonetimi oldukca zor.

Bence siteyi aycovskiye devretmek lazim.
0
duptıs
(28.09.17)
hayır ciddiye almıyorum, ancak haklı olduğumu düşündüğüm bir olay varsa sanal manal dinlemem pek.
0
gebere jackson
(28.09.17)
ciddiye alıp almamak benim karar vereceğim bir iş.
0
regardless of what they say
(28.09.17)
duyuruyu ciddiye alıyorum.

bahsedilen olayın linkleri uçmuş, her gün girip bakmama rağmen kaçırmışım olayı. ama ilgili duyuruyu da yazdığım gibi, verilen cevaplarda haddi aşan, özel mesajlarda küfür/hakaret edenlerin uçurulması taraftarıyım.

sözlükle ve duyuruyla ilgisi olmayan, interneti facebook'tan filan ibaret insanlara öyle güzel anlatıyorum ki sözlüğü ve duyuruyu. bazen çok da mahcup oluyorum tabii ki.

@cesario, bahsettiğine benzer bir olay yaşadım. bir duyuru açan arkadaşla görüştük ve ticari bir iş için bulduğum kaynak başına pay alacaktım. sonra bu arkadaş mesajlara cevap vermedi filan. ben çevreme ettiğim büyük büyük laflarla kaldım. o kadar insan benim için çabaladı. kız asıldığımı filan düşünmesin diye de açıkça sadece işle ilgili bilgi almak için geri dönüş yapmasını rica ettim. tanımam etmem, o kadar mı çaresizim ki, sırf kız diye asılacağım ya da o kadar mı kıroyum.

ilginç şeyler yaşanıyor ama ben güzel taraflarını görmeye çalışıyorum hep. hayatta da hep öyle yapmaya çalışıyorum.
0
runagain
(28.09.17)
Sanal olarak varolduğum platformları ciddiye alıyorum. Ciddiye almadığım platformda bulunmuyorum.

Şimdi ben nasıl kanlı canlı oturmuş bu yazıyı yazıyorsam soruyu soran da aynı benim gibi ekranın arkasında yazı yazan bir insan. Niye ciddiye almayayım?

Hesabım kapatılırsa üzülmem, nedenine bakarım, yanlışım varsa ders almaya çalışırım, yanlış anlaşılma vs bi durum varsa kendimi ifade etmenin yollarını ararım, platform yönetimi veya üyeleriyle siyasi dini veya futbol taraftarlığı gibi fanatiklik içeren konularda aynı tarafta olmadığım için hesabım kapatılmışsa "yanlış yerdeymişim, iyi oldu bu" der üstüne bir de sevinirim. (Fanatizmden, fanatiklerden uzak durmak daha iyi)
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(28.09.17)
duyuru ile ilgili ne zaman soru sorulsa 'burayı ciddiye almayın' diyen bi akıllı atlıyor hemen. sanırsın eve gidip duyuruda bu olmuş diye ağlıyoruz filan sanıcaklar. bişey olmuş soruyoruz alt tarafı. ayrıca burada bi sürü insanlar tanıştım ettim, yardımlaştım. ne bileyim. ciddiye alıyorum illaki. gayet normal bişey.
0
elorelia
(28.09.17)
Duyuruyu ciddiye almiyorsan ve burasi mod ciftligi ve kadinlar kulubuyse neden buradasin? Amacim kavga cikarmak degil. Gercekten merak ediyorum. Neden bir suru forum bilmemne varken ve burasi dedigin gibi bir yerde neden buradasin?
0
Traveller
(28.09.17)
gerektiği kadar alıyorum da bu i diverse olayı baya uzadı saçma sapan. banlanmış, gitmiş modlara sormuş, cevabını almış, hala "banlandım da banlandım" diye duyurular geliyor sürekli. o arkadaş bana da "seni mallar sürüsüne ekliyorum" diye mesaj attı. ben de cevap attım ve mesaj gönderemediğimi görünce duyuruma yazdım. sonra gitmiş uzun uzun paragraflarla konu hakkında duyuru açmış, ben de orada bıraktım olayı. bu kadar ciddiye almak mantıklı değil bence, insanda sinir yapar, erken yaşlanmaya neden olur. burada böyleyse, gerçek dünyada nasıl yaşıyor bu insanlar? zor bence.

ayrıca ben sözlükte reklam yaptığım için çok fazla uçurulduğumdan dolayı 7. veya 8. hesabımı kullanıyorum şu an ama yine beni bilen biliyor. demem o ki çok da şey yapmamak lazım.
0
dedimmidemedimmi
(28.09.17)
bu arada açıklama ihtiyacı hissettim duyuruyu açan ben olduğum için.

iki tarafı da tanımıyorum. entryi yazan arkadaşla mesajlaştık konu üzerine. ama onun da küfür tarihçesinin kabarık olduğuna dair mesajlar aldım. bir de benim de daha önce tartışma yaşadığım biri (farklı nick) olduğunu söylediler. yani uçurulması belki isabetli bi karar olmuş olabilir. ama 3/3ün de duyuru altında bariz küfürleri var ve özel mesaj ifşası yapan da oymuş. bu durumda sanırım onun tarihçesi yeterince kabarık bulunmadığı için uçurulmamış. ama bence yine de ortada keyfi bi uygulama var.
0
elorelia
(28.09.17)
günden güne daha az ciddiye alıyorum. çok iyi insanlar var elbette ama geneli kendini akıllı ve kültürlü sanan içi boş insanlar. belki yaşım ilerledikçe bunu farkettim. ciddiye almayan ve sadece ihtiyacı oldukça az yazı yazan insanların daha değerli olduklarını farkettim ayrıca.
0
dafuq
(28.09.17)
alıyorum ama ciddiye alınmadığım için üzülüyorum. kim ne sorarsa sorsun, tüm içtenliğimle yanıtlıyorum ama benim sorularımla dalga geçen ufak tefek embesiller oluyor. onların da ergenliğine veriyorum.
0
for day to break
(28.09.17)
Bilgi açısından gerçekten güzel cevap veren arkadaşlar var, bir yandanda iki yüzlü insanlar var Birgün rimel tavsiyesi alıp ertesi gün askerlik tecilini nasıl yapılır diye soran troller var. Kritik bilgi olup emek edip yazıp soruyu silenler. Hiç olmadığı hayatı olayları anlatıp hikâye uyduranlar var. Hatta bir tane kamil var ( bayan) bir hemşire oldu, bir yönetici bir araba aldı bir ev aldı bir patronu ile kavga etti vs hayat hikayesi yalan dolan. İfşa da sahte resim atıp milleti trolledi. Çok var böyle tipler. En azından çoğu kullanıcı bilgilerini deneyimlerini paylaşıyor seviyorum burayı
0
Fritz-X
(28.09.17)
Ciddiye almıyorum diyenleri afaroz ediyorsunuz sanırım. Başıma bir iş gelmeyecekse ben burayı belli oranda ciddiye alıyorum. "Tabii ki ciddiye alıyorum yani .s.s" seviyesinde değilim. Şöyle ki, burada gerçekten yardımcı olmaya çalışan çok güzel insanlar var, onların cevaplarını ciddiye alıyorum bittabi. Kendilerine müteşekkirim, onlar sayesinde bu platforma arada uğruyorum, yazdıklarını okuyorum. İyi oluyor. Ama işi bulandıran, gerçek hayattaki tatminsizliğini burada başkalarına saldırgan cevaplar vererek atmaya çalışan vb. kişilere sinir olmuyorum. Neden? Çünkü bunlar gibilerini ben normalde de ciddiye almam, burada mı alacağım? He he deyip geçiyorum, çoğu zaman cevap bile vermiyorum. Kapatıp çıkıyorum. Benim buradaki bu tür bir insanı ciddiye alıp karşılık vermem için gerçekten çok ama çok kötü bir gün geçiriyor olmam gerekir. Yani o gün zaten sinirliysem o insana patlayabilirim. Onun haricinde sallamam. Başka derdim mi yok.
0
i m cool with that
(28.09.17)
(9)

neden porno izleyicisi pornoculardan daha kötü üne sahip oluyor?

secrexv2
?
?
0
secrexv2
(24.09.17)
yoo olmuyo. sibel kekilli kadar baskı var mı üstümüzde?
0
Delay Fuze
(24.09.17)
onlar sevişiyor biz aciz gibi izliyoruz çünkü
0
freetakilir
(24.09.17)
bunu biraz şu yöne almak istiyorum.

neden en çok porno film çekilen, çevrilen ülkeler modern addedilirken pornonun en çok izlendiği ülkeler 'sapık' ilan ediliyor?
0
🌸secrexv2
(24.09.17)
Pornonun cekildigi ulkeler yerine pornonun cekilemeyecegi ulkeler porno izliyor. Kiz arkadaslari da olamiyor bu ulkede insarin cunku kadinlari insan yerine koymuyorlar, seks yapan kadin orospu demek onlar icin, kadinlar da bu erkeklere guvenmiyor. Sonra bu ulkeler porno izliyor. Ornek ulke vermeme gerek var mi?
0
Traveller
(24.09.17)
Porno çekilebilen ülkelerde (pornodan kastım pornografik içerikli "film" yani bizdeki filmler porno değil) insanlar özgürce cinsel partner bulabiliyor haldeyken izlenen ülkelerde ölen karınıza 5 saat içinde son postayı koyabilirsiniz tarzı fetvalar veriliyor. Sebebi bu. Bir kısım nispeten daha özgür şekilde sevişebilirken, diğer kısım bir tanesi elden gidince "hass öldü lan, neyse daha kayarım ben buna, zati bidaha nerde bulcam aq" kafasında olduğu için bu şekilde. Kelimeler bana ait değil...
0
Tears of Devil
(24.09.17)
ya hu porno sektöründen büyük kadını sömüren, metalaştıran başka bir şey mi var? bu hal, vaziyet varken kadını insan yerine koymuyorlar birileri demek ne doğru.
0
🌸secrexv2
(24.09.17)
sen olmuyor zannediyorsun. kaç pornocunun hayatını biliyorsun ki? ne yaşadıklarını ne bilelim. ayrıa sibel kekilli +1 kadın ne hisetmiş olmalı ki; bir ülkeyi engelledi. iyi duygular içindeyken yapmamıştır herhal bunu. ayrıca aydemir akbaş'ı kimse sevmez pornocu diye. şahin k'yla herkes dalga geçer. ülkeye göre de değişir bence. bizim ülke dememe gerek yok sanırım.
0
for day to break
(24.09.17)
porno çekildiği için modern değiller yada modern oldukları için porno film çekelim denmiyor.

deep throat adlı film yayınlandığında amerika ayağa kaltı, oyuncular mahkemeye verildi, ölümle tehdit edildiler, sokak ortasında hastanelik oluncaya kadar dövüldüler. bu olaylar ise pek çok kanun ve düzenleme getirilmesine yol açtı. (ama en çok izlenen film de oldu haftalarca gösterimde kaldı?)

oyuncuların mahkemeye verilmesi aslında şu demekti; bir kişi herhangi bir filmde (pornografik yada değil) oynadığı rol yüzünden mahkemeye verilebilir ve hüküm giyebilir. Bu durumda birisi hitleri oynadı diye mahkemeye verilip hüküm giyebilir yada bir başkası stalin rolünü oynadı diye komünism propagandası yapılıyor diye hüküm giyebilirdi, işte modernlik tam bu noktada tüm sinema oyuncularının bir araya gelip bu durumu protesto etmesi, hakim, savcı, yönetici kişilerin ise bu protestoları "lan bi durun bakalım bunlar ne diyo" diyip dikkate alması ve gerekli düzenlemeleri çıkartmasıdır.

Birde yorumlarda sanki porno izleyicisi sadece ortadoğu'da yada 3ncü dünya ülkelerinde varmış gibi bir hava yaratılmış. Yok öyle bir dünya. 3ncü dünya ülkesi olarak pornoyu beleşe izliyoruz, e bu kadar oyuncu yapımcı milyar dolarları nereden kazanıyor? devlet mi veriyor? USA en büyük üreticilerden biri ve en çok para harcayan yine USA.

Genel olarak dünyada porno izlemek doğru bir davranış değil, bu nedenle tüm üreticiler içeriklerini başka başka isimlerle ücretlendirip banka extrelerinde anlaşılmaması için takla atıp duruyorlar.


Şu anda bir sürü insan sevişiyor ve bu kötü bir şey değil (din'i bakışı saymazsak) izleyicinin kötü olması ise abazanlığından falan değil, masturbasyon yapıyor olması ve izlemenin röntgenciliğe girmesi yüzünden böyle.

Tabii ki bu konuda ahkam kesenlerin hepsi de porno izliyor o ayrı. Bu güne kadar hiç porno izlemedim diyen kişinin evinden bile filmler fotoğraflar çıkabiliyor, izlemese bile çekiyor, manitalarına foto atıyor video gönderiyor (sexting vs.) ama ahkam kesmeye devam ediyor. Tamamen insanların iki yüzlülüğü işte.
0
selam
(24.09.17)
Pornocuların özel ve cinsel hayatları çok güllük gülistanlık değil.

Dışı sizi içi onları yakar.

Ayrıca porno izlemek neden kötü olsun? Sorun porno izlemekten ileri gelmiyordur. Porno izleyen kişinin başka sorunlarından ileri geliyordur.

Her yemek yiyen obez olmadığı gibi her porno izleyen de abaza değildir.

Ufku bakireler sizi. Biraz ufkunuzu genişletmenizde fayda var.
0
idexo
(24.09.17)
(14)

sen hiç sevilmemişsin ne demek?

secrexv2
?
?
0
secrexv2
(24.09.17)
seni benim gibi/kadar seven olmadı demek bence
0
isimsiz uye
(24.09.17)
seni üzmüşler demek.
0
kosun lan mevzu var
(24.09.17)
"İlişkideki marazın suçlusu sensin" demenin kafa karıştırıcı ve romantik yöntemi.
0
testis agrisi
(24.09.17)
Hasta ruhlusun demenin kibar ve duygusal sekli.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(24.09.17)
Çok güzel bir cümle bence. Öncekileri unut demek olabilir.
0
m3mphis
(24.09.17)
çok acayip sevmiş yani.

birisi bana bu cümleyi kursun isterdim.
0
runagain
(24.09.17)
İki anlamı geldi aklıma, ikisi birbirinin tersi.

İlki, seni doğru düzgün sevmemişler, sevgiye hasret kalmışsın, onu da ben göstereceğim.

İkincisi, hiç sevmemişler ve yeterince sevgi alamamaktan sen de kaskatı ruhlu, psikopat bir insan olmuşsun.

Umarım ilk anlamda ya da başka güzel bir anlamda kullanılmıştır.
0
aychovsky
(24.09.17)
O.ç nin tekisin demek.
0
for day to break
(24.09.17)
Sevilme hissini hiç yaşamamışsın demek istiyor olabilir
0
clones
(24.09.17)
ergen lafı.
0
pinkpeony
(24.09.17)
bi tek kendi sevme biçimini doğru zanneden insan lafı. genelde yalan yulan davranışlarda bulunur bu insanlar, karşısındaki de samimiyetsizliğini anlayınca böyle derler. sevgilik gibi bir şeyse ve dediğim gibiyse kaçarak uzaklaş.
0
cocodancer
(24.09.17)
seviyorum seni ama anlamamakta ısrar ediyosun, sevilmenin nasıl bir şey olduğunu bilmiyosun
0
dafaisss
(24.09.17)
2 şekilde düşünülebilir:

1. "Sevilmeyen insan bayağılaşır"dan bahsediyor olabilir. Sevgi insanı zenginleştirir ya frekansınızı değiştirir, herkese/ her şeye karşı gönlü daha bol biri haline gelirsiniz. Bu romantik bi sevgi olmak zorunda değil; aile, arkadaş, eş dost, 4 ayaklı dostlar da sevdaya dahil. Bunların yokluğu insanı -bence- düz, derinliği olmayan, samimiyetsiz, köylü kurnazı, küçük hesapların insanı yapıyor zamanla.


2. Kimsenin hayattaki önceliği olmamışsın demek istiyor olabilir. Kimse dünya bir yana sen bir yana dememiş mesela.
Burada şöyle bir durum var bence hiç sevilmeyen insanlar buna izin vermeyen insanlar oluyor gördüğüm kadarıyla. Bunlardan bir kısmı kendisini sevmiyor, dolayısıyla başkası onu sevdiğinde durumu yadırgıyor ve uzaklaşıyor. hatta bi miktar karşısındakini küçük bile görebiliyor. Bir kısım da -biraz klişe ya da yavan gelebilir ama var bu arkadaşlar- sevginin/ilişkinin kaptırma haline kendini bırakamayacak kadar kontrolcü, mesafeli, duvarları yüksek ya da narsist olabiliyor.
0
hesabım silindi kırgınım modlar
(24.09.17)
saksıya fesleğen gibi oturturum manasıda çıkar.
0
selam
(24.09.17)
(11)

kronik hastalığınız var mı?

centrolenidae
cevap evet ise,1- ne kadar süredir?2- tanı aldığınızda ne hissettiniz?3- hayatınızı ne ölçüde etkilediğini düşünüyorsunuz?4- yapmak istediğiniz şeylere engel olduğunu/olacağını düşünüyor musunuz?5- bu durum için ne kadar sıklıkta canınız sıkılıyor, üzülüyorsunuz?not: ne olduğunu belirtmek isterseni
cevap evet ise,

1- ne kadar süredir?
2- tanı aldığınızda ne hissettiniz?
3- hayatınızı ne ölçüde etkilediğini düşünüyorsunuz?
4- yapmak istediğiniz şeylere engel olduğunu/olacağını düşünüyor musunuz?
5- bu durum için ne kadar sıklıkta canınız sıkılıyor, üzülüyorsunuz?

not: ne olduğunu belirtmek isterseniz cevabınızda ya da özel mesajla iletebilirsiniz.
0
centrolenidae
(23.09.17)
1- sanırım doğduğumdan beri
2- %30
3- bazen çok bazen az
4- 3'ün aynısı
5- haftada bir iki kere
0
deadwampir
(23.09.17)
1- iki yil :(
2- bu kadar ciddi olacagini bilmedigimden meh dedim
3- tahmin ettigimden cok
4- basket-futbol-kosu yapamiyorum, bisiklet de cok az :(
5- haftada bir
0
fakyoras
(23.09.17)
1- 2 senesi teşhis koyulmadan 9 yıl
2- tanı alabildiğime şükrettim, ölümcül değil. tanı almadan hayatım daha zordu
3- hayatımın zaten alt üst olduğu bir dönemdi :) bunun tek müsebbibi değil. şu anda etkisi sınırlı. ama ben de hayatımı zaten etkisi sınırlı olcak şekilde düzenledim.
4- kısmen. gidip güney amerikada ya da kutuplarda bir yerde 6 ay kalamam. kariyerimde bazı istediklerimi yapamam -biraz daha garantici ve az stresli yaşamaya çalışmam lazım yapamasam da. bilmediğim şeyi yiyemem. doktora ulaşımım olmayacak uzun seyahatler planlayamam. ateşim yükseldiğinde iptal oluyorum en büyük olaylardan birisi de bu.
5- çok değil. zaten 35'e yaklaşıyorum. kronik hastalığım olmasa da çoluk çocuk meşguliyetinden ya da masa başı 9-6 iş yüzünden veya yaşın ilerlemesinden giderek stabilleşirdim herhalde. hastalığımın aktif dönemlerinde üzülüyorum. bazen kolumu kaldıramayacak kadar halsiz kalıyorum...o zaman sıkılıyorum biraz.
0
niye ama
(23.09.17)
1) 8 ayı geçti
2)çok korktum ağladım ilaca başlamak istemedim, beni zorla mezara mı koyacaksınız diye doktorlara bağırdım, eve gelince tüm gün hopladım zıpladım çok sağlıklıyım diye. namaza başladım, geceleri kalkıp lütfen ölmeyim diye dua ettim.
3)her gün ilaç kullanmak çok zor ama olsun şükretmeyi öğrendim. oda arkadaşım kalp hastasıydı, ömür boyu çocuk doğurması yasaktı ve 13 tane ilacı vardı. daha duyarlı oldum. ağrısı olan insanları daha çok bağrıma bastım.
4)engel değil hiçbir şeye.
5)her akşam saat 8'de ilacımı alırken üzülüyorum.
0
for day to break
(23.09.17)
1. 8 aydır falan.
2. Tanı henüz yok. Şu ana kadar göründüğüm doktorların hiçbiri bir şey bulamadı. Strestendir kafaya takma falan gibi sikko tavsiyeler alıyorum çoğundan. En boktan kısmı da bu. En azından geçmeyecek bile olsa adını koyabildiğim bir rahatsızlık olsa baş etmesi daha kolay olurdu gibi geliyor.
3. Hayat kalitemi ciddi ölçüde etkiliyor. Sanırım ciddi bir depresyona girdim bu yüzden.
4. Genel olarak olmuyor aslında. Sadece çok sevdiğim ağırlık çalışmalarıma engel oluyor çünkü eğer psikolojik değilse antrenman sonrası durumum biraz kötüleşiyor.
5. Canımı çok sıkıyor. Ruh halimi çok kötü etkiliyor. Özellikle ilk 1-2 ay çok korkunç durumdaydım, şimdi biraz daha kabullendim gibi. Arada sırada baş edeyim, mücadele edeyim diye motivasyonla doluyorum. Bazen de niye çekiyorum, intihar edip kurtulayum diye düşünüyorum. İkincisi daha ağır basıyor. Ruh halimi mahvetti ama.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(23.09.17)
evet
5 sene olacak
ataklarla giden bişey o yüzden çok etkilemiyor
gebelikte sıkıntılı olabilir
pek sıkmıyorum açıkçası
0
shotgunwoman
(23.09.17)
7 senedir
bununla nasıl başa çıkacagımı düşündüm
%50
evet engel oluyor, olacak
su sıralar haddinden fazla üzülüyorum
0
en_birinci
(23.09.17)
1- 16 sene
2- hiç birşey
3- çok fazla etkiledi ve etkiliyor.
4- engel olduğunu düşünüyorum ve engel oluyor zaten.
5- sıklıkla.

juvenil romatoid artrit var.
0
sutlu nescafe
(23.09.17)
1- Yaklaşık 15 yıldır.
2- Kahroldum. Yatağa kendimi yüz üstü atıp saatlerce ağladım. Hastalığın geçme umudu kronik olduğunu öğrendiğimde tamamen yok oldu zira.
3- Tahmin edebileceğin en üst şiddette etkiliyor hayatımı.
4- Evet. Bu hastalık benim hayatımı güzel ve kaliteli bir biçimde geçirmemdeki en büyük engel.
5- Her saniyem üzülmekle geçiyor. Bu şekilde yaşamaktansa hiç doğmamış olmayı dilerdim. Biraz cesaretim olsa intihar edip kurtulurdum tümden.
0
i m cool with that
(23.09.17)
1- doğuştan
2- küçüktüm çok anlamamıştım
3- küçükken günlük hayatımı oldukça etkiliyordu özellikle belirli dönemlerde. tedavi olduktan sonra ciddi bir sorun yaşamadım.
4- alacağım kararlarda etkisi olmuyor, olacağını da sanmam.
5- tedavi sürecinde canımı sıkıyordu. başarılı bir tedaviden sonra boşuna üzülmüşüm dedim.
0
derdi dertsizlik olan adam
(24.09.17)
2 yıl olacak nerdeyse
Derecesiz üzüldüm. Kendimi mutant bir süpergüç olarak görüyordum. Yıkıldı.
Büyük kararlarımı etkiledi. Mesleğimde alan seçimimi buna göre yaptım. Evlilik iyice zorlaştı. Sigara gibi küçük ayrıntıların yasak olmasını önemsemiyorum.

İyi yönleri: alanımdan çok memnunum. Stressiz bir yaşantıyı önermeselerdi nick uyumlu yaşantım olacaktı. Arada tek bir sızı şeklinde üzülsem de anlık bir şey. Karşı cinse güvensizliğim vardı. Hastalık bana bir turnusol oldu. Ak göt kara göt hastalığımı söyledikten sonra ortaya çıkar en azından.

Stressiz yaşantı, içimde bir şey tutmamamı sağladı. Bam bam bam. Bazen şükredesim geliyor, ilahi bir el beni sarsmış da kendime getirmiş gibi.

Yapmak istediğim bir şey yok. Varsa da ya yukarıda dediklerimdir, başka varsa unuttum. 2 yıldır hayalim yok. Hayat ne getiriyorsa onu yaşıyorum. Kalender bir insan oldum biraz.

Sadece şu iğneler olmasaydı. Bir de umarım kimseye muhtaç olmadan ölür giderim.
0
fallopian
(24.09.17)
(4)

Cilt için en iyi vitamin takviyesi

comeon
Nedir sizce? Kırışıklıklar ve genel sağlıklı cilt görünümü için kullandığınız bi kapsül takviye var mı?
Nedir sizce? Kırışıklıklar ve genel sağlıklı cilt görünümü için kullandığınız bi kapsül takviye var mı?
0
comeon
(23.09.17)
Cilt için en çok kullanılan vitaminlerden biri c vitamini. Ama kapsül olarak alınıp sürülen hali var mı bilmiyorum. Bazı markalar ürünlerinde olduğunu iddia ediyor.
0
ofelia
(23.09.17)
E vitamini, kozmetik bir çok ürünün içinde olduğu da iddia edilir. Bence krem aracılığıyla almaktansa vitaminin kendisini almak daha mantıklı. Eczanelerden edineceğin E vitamini kapsülü kırıp cildine uygulayabilirsin. Kuru cildin varsa ya da mevsim geçişlerinde ekstra kuruyorsa saf zeytinyağı ile e vitamin kapsülünü karıştırıp gece uyumadan önce cildine uygulayabilirsin. Yapılandırma ve nemlendirme özellikleri yoğun olduğundan her zaman olmasa da ihtiyacın olan aralıklarla uygulayabilirsin. ( Bunların hiçbiri bilmediğimiz bir cilt için mutlak çözümler değil o yüzden cildini tanıyorsan ona uygun davranmalısın)
Kırışıklıklar için ayrıca makyajını silerken herkesin düştüğü hataya düşme çok nazik davran cildine. Gece uyumadan-sabah uyandığın gibi temizleme nemlendirme rutinin kanun olsun, uymazsan yaptırımı olsun :) Tabiki günde en az 2, 2.5 tl su iç.
0
dyg*dyg
(23.09.17)
E vitaminidir.
0
perfectum
(23.09.17)
devitinizi kesinlikle 50 üzeri yapın.
0
for day to break
(23.09.17)
(11)

İnsanları öpüşürken görünce mide bulanması

:)
Fi dizisini izlerken farkettim: Mehmet Günsur'la Serenay Sarıkaya vıcık vıcık öpüştükçe midem bulanıyor. Gerçek hayatta da toplu taşımada yiyişen çiftleri gördüğüm zaman aynı şey oluyor. Neden ki?Size de oluyor mu?
Fi dizisini izlerken farkettim: Mehmet Günsur'la Serenay Sarıkaya vıcık vıcık öpüştükçe midem bulanıyor. Gerçek hayatta da toplu taşımada yiyişen çiftleri gördüğüm zaman aynı şey oluyor. Neden ki?

Size de oluyor mu?
0
:)
(22.09.17)
Nedeni bilmiyorum ama bana olmuyor.
0
mutekebbir
(22.09.17)
nedeni senin hiç öpüşmemiş olman ve öpüşmeyi çok istiyor olman.
0
dakota
(22.09.17)
hayır. öbüşmek güzel şey.
0
elorelia
(22.09.17)
izlemesi her zaman keyifli olmayabiliyor. bazı öpüşmeler izleyiciye kendini fazlalık hissettirebiliyor. ama midem hiç bulanmamıştı ki bu arkadaşların nasıl öpüştüklerini de görmüş değilim, belki abarttılar.
0
EasyTiger
(22.09.17)
benim bi ibrahim tatlısesin öpüşmesinde midem kalkıyor onun dışında sorun yok.
0
sta
(22.09.17)
cakcuk diye sesler kulağımı tırmalamaya başladı mı bende rahatsız oluyorum.
bu nedir arkadaş, kıyma makinasına et basar gibi ya.
normal insanı bir öpüşme ise sorun yok.
0
seyduna6687
(22.09.17)
midemi kıpırdatan tek öbüşme bu cinyus.com

onun dışında güzel, bence herkes öpüşsün.
0
cay koy geliyorum
(22.09.17)
The Şanlıurfa Kiss +1. Onun dışında severim.

Aseksüel olabilirsin belki.
0
yirmisantim
(22.09.17)
bana olmuyor ama şu klipte ne hissediyosun merak ediyorum.
www.youtube.com

bir de xart izlemeyi dene.

edit: fi dizisindeki öpüşme bana da çok itici geliyor. bir de gossip girl'deki sarışın kız sevgilisi ile her sahnede gereksiz öpüşüyordu, o da çok iticiydi.
0
japon askeri
(22.09.17)
Sakal bıyık olaya dahilse midem biraz bulanıyor +1 yani bulanıyor demeyeyim de içim kötü oluyor. Onun haricinde sıkıntı yok.
0
i m cool with that
(22.09.17)
izlemesi güzel olmaz belki ama sevdiğin biriyle dene. tabi bizimle dalga geçmiyorsan. çünkü senin soruların biraz alaycı geliyor bana.
0
for day to break
(22.09.17)
(10)

menemen (melemen) yemeğinin içine ne koysam da ekstra sağlıklı olsa?

hasmetizm 2046
iş yerine kahvaltı için götürüyorum. yanında peynir zeytin var. chia tohumu falan mı serpsek?not: tupper kap kullanıyorum, evden yemek götürenler için çok güzel icat. askılı çanta içinde dik taşıdığım halde yağ sızdırmıyor. 28 tl ye falan bulunuyor. tavsiye ederim. http://urun.gittigidiyor.com/ev-ba
iş yerine kahvaltı için götürüyorum. yanında peynir zeytin var. chia tohumu falan mı serpsek?

not: tupper kap kullanıyorum, evden yemek götürenler için çok güzel icat. askılı çanta içinde dik taşıdığım halde yağ sızdırmıyor. 28 tl ye falan bulunuyor. tavsiye ederim. urun.gittigidiyor.com
0
hasmetizm 2046
(21.09.17)
Yağına zerdeçal ekleyin. İçindeki kurkumin etken maddesi kansere karşı güçlü bir savaşçı. Yağda çözünüyor ayrıca, fecci sağlıklı :)
0
msb
(21.09.17)
Zerdeçal + 1
Ben de kullanıyorum.

Aslında en sağlıklısı üstüne yeşil soğan eklemek ama işe gidiyormuşsunuz, kokabilir. Ben yaptıktan sonra üstüne yeşil soğan doğruyorum.
0
aychovsky
(21.09.17)
üzerine kaşar peyniri ince ince zar gibi dilimledikten sonra altını kapattıktan sonra erisin diye koyabilirsin.
0
blue eyes white dragon
(21.09.17)
@blue eyes white dragon peynir yiyorum yanında zaten, ayrıca kaşar pek sağlıklı sayılmaz.
0
🌸hasmetizm 2046
(22.09.17)
kavurma koy. mis
0
cay koy geliyorum
(22.09.17)
Evde varsa mantar koyuyorum ben. Ama benimki tamamen zevk amaçlı, tadını seviyorum. Yoksa o kadar gerekli değil bence ya, menemen tek başına yeterince iyi.
0
peggy
(22.09.17)
@cay koy geliyorum akşamdan yapıp sabah dolaptan çıkartıp götürüyorum, yani soğuk yiyorum o yüzden et türevi pek mümkün değil. yoksa kıymalı yapardım zaten.

@peggy mantar varsa iyi gidiyor evet. bende seviyorum ama f/p oranı düşük geliyor. çok pahalı bence kültür mantarları.
0
🌸hasmetizm 2046
(22.09.17)
sarımsak koy. üzerine kaşar erit. kaşar yağlı dersen çeçil daha az yağlı o da sünen peynir.
0
for day to break
(22.09.17)
@for day to break pişince kokmaz ise sarımsak iyi gider aslında.
0
🌸hasmetizm 2046
(25.09.17)
Sarımsak pişince kokmaz ve çok lezzetli. Çok da sağlıklı.
0
yirmisantim
(25.09.17)
(14)

cipro ve flagyl

placebo z
Günaydın duyuru ahalisi. Ayın 16sı gecesi zehirlendim, ambulanslık acillik oldum. Doktor başlıkta yazdığım, cipro ve flagyl adında iki antibiyotik verdi. Az önce bi bakayım dedim sözlükte ne yazmışlar diye, cipro için yazılanlar korkunç... #46122941. Şu lanet yan etkilere daha fazla maruz kalmamak i
Günaydın duyuru ahalisi. Ayın 16sı gecesi zehirlendim, ambulanslık acillik oldum. Doktor başlıkta yazdığım, cipro ve flagyl adında iki antibiyotik verdi. Az önce bi bakayım dedim sözlükte ne yazmışlar diye, cipro için yazılanlar korkunç... #46122941. Şu lanet yan etkilere daha fazla maruz kalmamak için ilacları bıraksam artık olurmu sizce? Antibiyotik yarım bırakılmaz biliyorum ama 5. güne girdim. Bide minoxidil var zaten düzenli kullandığım, çok ilaç yüklemesi oldu bünyeye dimi? :(
0
placebo z
(21.09.17)
Her ilacın her yan etkisi her bünyede görülecek ve aynı derecede etkili olacak diye bir kural yok. Belki de sende hiç görülmeyecek, böyle bünyeler de var. Antibiyotik önemli şey, onları kesme. Bu seferlik iç bitir. Sonra vücuduna ve ayrıca karaciğerine detoks yaparsın. Hiç gerilme şimdi huzuruna sağlığına bak.

Geçmişler olsun.
0
yaren
(21.09.17)
Ben Cipro'yu geçen sene kullandım. O zamanlar hakkında hiç bir fikrim yoktu. Herhangi bir yan etkisini fark etmedim. Sorunsuz bir ilaç demiyorum, sadece bende bir etkisi olmadı.
0
birşeylersoracağım
(21.09.17)
cureforlove'ın dediğini bilmiyorum mutlaka araştır. ama ben de cipro'nun ne kadar zararlı olduğunu biliyorum. gene de başladıysan bırakmak daha da zararlı diye duyarız hep.

@birşeylersoracağım malesef yan etkileri yıllar sonra bile ortaya çıkabiliyor. şimdi bir yan etkisini fark etmemiş olabilirsin, yıllar sonra allah korusun herhangi bir şey çıkarsa doktora gidince cipro yüzünden olacağı aklının ucundan bile geçmeyecek. bu yüzden çok tehlikeli zaten. genellikle bağırsak florasını değiştirdiği için bağırsak problemleri yaratabilliyor. eğer kullanıldıysa bağırsaklarının dengesi değişmesin diye bol bol doğal probiyotikli yiyecekler yemek lazım.

FDA geçen sene açıklama yaptı cipro ve benzeri ilaçlar hakkında. hastalığınızın tedavisinin başka bir yolu varsa, çok zorunda kalmadıysanız bunları kullanmayın dediler. ama bizim doktorlar her şeye bunu yazıyor çünkü gerçekten çok etkili bir antibiyotik, eminim sen de fark etmişsindir ne çabuk iyileştirdiğini.

geçmiş olsun.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(21.09.17)
5 gün ictiysen sikayetin kalmadiysa birakabilirsin. ama yan etkilere bakarak ilac birakilmaz. her yan etki herkeste gorulecek diye bir sey yok. yan etkisi ani olum olan ilac var. ona bakarsan ohoo.

bi de bagirsak florasini degistirdigi soylenmis. Adam zehirlenmis alo? ilaci zaten bagirsak florasini duzeltmek icin aliyor. cureforlove'in yazdiklari da anlamsiz. her tedavinin belli bir süresi vardir. o yuzden her ilacin belli sure alinmasi gerekir. kutu bitene Kadar degil, 5 gün veya 7 gün veya 10 gün, 3 ay 10 sene neyse artik. gastroenterittte 5 gün yeterli. cipro mesela bildigim kadariyla 10 tablet olan kutusu var, 14 tablet var, 20 tablet var. düsündügü tedavi süresine göre Doktor bunlardan birini secer, hastaya verir, bitene Kadar ic der.
0
fayfim
(21.09.17)
@fayfim

duyuruda verilen sözlük entrysini açıp bakmadıysan diye buraya tekrar kopyalıyorum
eksisozluk.com
lütfen bir göz at.

@cureforlove da yapılan bir araştırmanın sonucunu bizlerle paylaşmış. sence anlamsız olabilir, ama senin fikirlerinin yanında araştırmacıların fikirlerine inanmak daha mantıklı geliyor bana.

ilacın vücutta kalıcı hasar bırakma riski var denmiş, sen "ama adam ishal :(" diyorsun. başka başka tedavi yolları da var ishalin, tek çözüm cipro kullanmak değil. hatta çözümü herhangi bir antibiyotik kullanmak da değil. vücudunda siksok bi mikrop var diye antibiyotik alanlar yaşlandıklarında umarım bunun yüzünden çok acı çekmezler.

son olarak, tıpla alakam yok, mühendsim. ama iddia ediyorum ki grip oldunuz diye agumentin yazan doktorlardan çok daha iyi biliyorum ne zaman ilaç alınıp ne zaman alınmaması gerektiğini. elinizin altında internet ve bunca makale varken kendi sağlığınızla ilgili neler yapmanız gerektiğini kendiniz de öğrenebilirsiniz. doktora tabii ki gidin, çok değerli doktorlar var. benim babam mesela. ücra bir ilçenin devlet hastanesinde doktor, ve hep der ki "ilaç yazmayan doktor iyi doktordur." kendisinin ilaç firmalarından ne büyük maddi teklifler aldığını ben biliyorum. ve dediğim gibi bir ilçenin devlet hastanesindeki doktora yapılan teklifler bunlar. büyük şehirdeki doktorlara gelen teklifleri siz düşünün artık. bir noktadan sonra sizin sağlığınız gittiğiniz doktorun zamanında ettiği yemine sadık kalıp kalmamasına bakıyor. teklifler o kadar ağız sulandırıcı ki, en dürüstüm diyen doktor bile ikinci kez düşünüyor kabul edip etmemeyi.

bu yüzden her gittiğiniz dokotra 100% güvenmeyin. hele ki çok ilaç yazdıysa ve siz aslında görece olarak basit bir hastalık geçiriyorsanız aklınızda bir soru işareti hep olsun. bir ilacı almadan önce kendiniz gerek olup olmadığını araştırın, tanıdık doktor ya da eczacı varsa mutlaka ona da danışın derim ben.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(21.09.17)
özel hastane doktoru bana da ciprro yazmıştı idrarda lökosit görüldüğü için ben de o enrtyi okuyup içmemiştim. sonra buraya da sormuştum hatta, onlar da bana aman iç sen bakma o entryi böbrekleri ele alırsın diyenler olmuştu. sonra devlet hastanesinde yaşlı bir üroloğa gittim. o da içme bol su iç, egzersiz yap 1 ay sonra yine gel dedi. 1 ay sonra gidince eser kalmamış dedi. iyiki içmedim o ilacı.
0
for day to break
(21.09.17)
sevgili kardesim bak o fda'nin biz doktorlara yaptigi uyariya;

Health care professionals should stop systemic fluoroquinolone treatment immediately if a patient reports serious side effects, and switch to a non-fluoroquinolone antibacterial drug to complete the patient’s treatment course.

eger hasta ciddi yan etkiler gosterirse ilaci durdurun diyor. kimseye vermeyin bunlar cok tehlikeli ilaclardir demiyor. sakin icmeyin ölursunuz demiyor, yasaklamiyor. tekrar soyluyorum her ilacin yan etkisi var. eger cok yan etkisi varmis diye ilac icmeyecekseniz icecek ilac bulamazsiniz. agri kesicilerin neredeyse hepsi bobrek yetmezligi yapar. Aspirin ozellikle cocuklarda Reye sendromu yapar. en basit dediginiz ilacin yan etkilerini okusaniz zehir dersiniz. her gun onlarca olumlu Trafik kazasi yasaniyor ama insanlar yine de araba suruyorlar. kimse sakin trafige cikma, yürüyerek git bak araba sürenler kaza gecirip ölebiliyormus demiyor. ayni sekilde en bilinci insan hic arabaya binmeyip her yere yuruyerek giden insandir diye bir sey de duymadim. en iyi Doktor en az ilac veren degil, Dogru ilaci Dogru hastaya veren doktordur. hic ilac vermeden herkes iyilesecekse doktora gerek yok. yoksa her gelen hastaya bisey olmaz su ic gecer demek en kolayi.

yine bahsettiginiz entryde bahsettigi sekilde cesitli uyarilar cogu ilac hakkinda surekli yapilir. o bayer'in fabrikasina 100 km mesafede calisiyorum, hala cipro ozellikle komplike uriner sistem enfeksiyonunda 1. tercih olarak veriliyor. dünyada cipro kullanimi azaltilmaya calisiyor ama bunun nedeni yan etkileri degil, cok hizli sekilde bakteri direnci olusmaya baslamasi.

tavsiyem uzmani olmadiginiz meslek dallarini uzmanlarina birakin. nasil bir Doktor googledan bakip sizden daha iyi bir muhendis olamazsa siz de bir doktordan daha iyi tip bilgisine sahip olamazsiniz. tip tecrübedir.
0
fayfim
(21.09.17)
tamamini okudum son derece aptalca bir entry gercekten.

eksisozluk.com

bu daha dogrusu.
0
fayfim
(21.09.17)
yan etki olayi isminden dolayi olsa gerek cok yanlis anlasiliyor. örneklerle aciklamak gerekirse arabaya binmenin yan etkisi Trafik kazasi, ciddi yaralanma, hapse girmek, vicdan azabi, para ve can kaybi vs vsdir. ne bileyim spor yapmanin yan etkisi ani kardiyak ölüm, ciddi yaralanmadir. Doktor bana cipro Verdi, böbrek yetmezligine girdim, öldüm demekle Doktor bana spor yap dedi, spor yaparken kalp krizi gecirdim öldüm demek arasinda tibbi acidan cok fazla bir fark yok aslinda. ikisi de olasi "yan etki".

Misal; aspirinin yan etkileri;
Doza bağımlı olarak gastrointestinal hemoraji, ülserasyon, tinnitus, vertigo, geçici işitme kaybı, kanama zamanının uzaması ve nadiren lökopeni, trombositopeni, plazma demir konsantrasyonunda düşme görülebilir. Ayrıca nadir vakalarda aşırı duyarlık reaksiyonları olarak kaşıntı, ürtiker, angionörotik ödem, astim ve anaflaksi görülebilir.

Haber, entry basligi:
SOK SOK SOK Aspirin Astim yapiyor! FDA'dan yapilan uyariya gore gereksiz Aspirin kullaniminin astima neden oldugu ortaya konuldu. Basit bir dis agrisina karsi bile verilen Aspirin insanlarda astim yapip akciger fonksiyonlari geri donusumsuz olarak bozabiliyor. uzmanlar doktorlari Aspirin verirken daha dikkatli olmalari konusunda uyardi.

Simdi burada isimleri degistirip Aspirin yerine dipro, astim yerine de ne isterseniz yazin.
0
fayfim
(21.09.17)
@fayfim doktora sağlıkla ilgili ayar vermişim haberim yok :D

ama bence iyi yapmışım. mühendislerin yanlış yaptığını düşündüğün bir konu olursa sen de bana ayar vermekten çekinme, sonuçta hepimiz hata yapıyoruz. ama cipro konusunda senden daha tecrübeli doktorlardan biraz bilgi alman iyi olacak, görünüşe göre bir şeyleri yanlış ya da eksik biliyorsun.

zaten senin de yazdığın gibi, ilaçların hepsinin yan etkisi olduğu için çok gerek olmadıkça ilaç kullanmamamız gerekiyor. "ilaç yazmayan doktor iyi doktordur" derken sen benim neyi kastettiğimi anladın bence. doğru ilacı doğru hastaya vermek; evet, mesela grip olana antibiyotik, başı ağrıyana vermidon dayamak doğru ilacı doğru hastaya vermek mi oluyor şimdi? eğer başım çok ağrıyorsa o ağrıyı geçici olarak vermidonla geçirmek yerine "ulan acaba bir problem mi var, başı niye ağrıyor bunun, bir baktıralım" diye sorgulayan doktor isterim ben. "vermidon iç geçer" diyeni değil.

ayrıca her ilacın bin tane yan etkisi var dedik ama sence neden cipro fazlasıyla belirgin bir şekilde öne çıkıyor? acaba gerçekten alınmaya değmeyecek kadar riskli olduğu için olabilir mi?

sağlığımızı sadece gittiğimiz bir adet doktorun eline bırakacak olursak çok yanılırız. sebebi için bkz. önceki cevabımın son 2 paragrafı.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(21.09.17)
Cipronun one cikmasi diye bir duruma ben almanyadaki tip camiasinda rastlamadim. Kaldi ki burada her ay tipla ilgili guncel bilgileri derleyen bir tip dergisi duzenli olarak bütün doktorlarin adresine yollanir. Bir seyleri yanlis bilme olasiligim sizden cooooooooook daha Kücük yani dert etmeyin :)Yan etkileri nedeniyle artik verilmeyen cokca ilac oldu, olmaya da devam ediyor. tip böyle ilerler cünkü. cipro henüz bunlardan biri degil. tip kar zarar iliskisidir. hastanin gorecegi potansiyel yarar zarardan fazlaysa ilac verilmeye devam eder.

tibbin mantigini cok dogal olarak anlayamiyorsunuz. basi agriyan hastaya agri kesici verilir tabi ki. vermidon verilir. basi agriyan herkesi neden basi agriyor acaba beyin kanseri olabilir mi diye arastiramazsiniz. halihazirda üretilmis bütün mr cihazlariyla sürekli beyin mri yapsaniz bile yetmez. o noktada sadece Klinik süphe girer isin icine. he bu sirada atiyorum 1 milyon bas agrili hasta icinden 3 tane hasta da beyin kanseri tanisi konamadigi icin ölür. yapacak bir sey yok. onlar ölmesin diye bütün kaynaklari her hastaya veremezsiniz. kan tahlili yapilirken hersey bakilsin demek de ayni sebeble mantiksiz iste. herkes herseye baktirmak icin her ay hastaneye giderse saglik bütcesinin tamami oraya gider. sinirli kaynaklari sinirsizmis gibi kullanamazsin. bunun yaninda mr aslinda cok zararliymis diyen adamlarla da ugrasmak gerekiyor.

sagliginizi tabi ki sadece 1 doktora birakmayin, Dogru. ama biraktiginiz doktora güvenin. istediginiz Kadar Google arastirmasi yapsaniz da o Doktor Kadar iyi bilemeyeceksiniz, bunu kabullenin. arastirdiginiz seyin gercekten dogur olup olmadigini da yine baska bir doktora sorun. bak mesela, siz arastirmissiniz, bravo. ama bana soruyorsunuz, aslinda öyle olmadigini söylüyorum, acikliyorum. lakin hala benden aslinda daha iyi bildiginizi ima ediyorsunuz. o Zaman bunun adi bilincli insan degil, okumus cahil olmak oluyor malesef :) herseyi bilmek zorunda degilsiniz yahu. bu benim alanim degil, bilmiyormusum, yanlis biliyormusum, ögrendim demek bu Kadar zor olmamali.
0
fayfim
(21.09.17)
Ben içmiştim zamanında, iki sene sonra reflü oldum, kesin Cipro yaptı.

Tıbbı genel olarak tırt bir disiplin olarak görüyorum ama iç gitsin bir şey olmaz zaten içeceğin kadar içmişsin.
0
i was made for you
(21.09.17)
@fayfim

amacım "ben doktordan iyi biliyorum" demek değil, lütfen yanlış anlama. sadece google'dan baktığım şeyleri gelip burada satmaya da çalışmıyorum. yukarıdaki cevaplarımın birinde de dediğim gibi, bir tarafta doktor olan babamın dedikleri var, bir de senin burada dediklerin var. ve ikiniz de doktor olmanıza rağmen dedikleriniz çelişiyor.

babam belli bir ilacı reçeteye yazarak belli bir kotayı doldurması için ilaç firmalarından büyük teklifler alırdı. elbette hiçbir zaman kabul etmedi. yersiz ilaç yazılmasına karşıdır, sistit ya da ishal durumlarında cipro kullanımına karşıdır, basit hastalıklarda antibiyotik kullanımına karşıdır, her bir yerin ağrıdığında ağrı kesici içmeye karşıdır. dayanılmaz baş ağrılarında ise ağrı kesici içmek yerine "harbiden ya niye başım ağrıyor ki" diye baktırılmasını savunur. tabiki her baş ağrısında değil. cevabımda da "çok" başım ağrıyorsa demiştim zaten.

ha bana mantıklı gelen tabiki babamın dedikleri. ayrıca bunun bir zararını da görmedim. çocukluğumdan beri çok çok nadir ilaç kullanırım, ve hiç de hasta olmam. bu ikisi arasında bir ilişki olmalı.

diyeceklerim bu kadar. sevgiler.
dünyanın en seviyeli tartışması oldu :D

edit. ilaç firmaları yukarıda da anlatığım gibi milyar dolarlar kazanmak uğruna güvenimi çok fazla sarstığı için şu anda ilaçlara karşı çok fazla önyargılı da olabilirim, bunu kabul ediyorum. ama bu günekadar başıma gelen basit hastalıklarda bir ilacı sırf o ilaç şirketinin kasası dolsun diye kullanıp sonra ağlamaktansa hiç kullanmayıp biraz sıkıntı çekmeyi tercih ediyorum. yoksa elbette ilaçlar, antibiyotikler ve doktorlar olmasa insanlık olarak sağlık durumumuz çok daha kötü olurdu.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(21.09.17)
gerekli olmadikca vermemek lazim, o kesinlikle Dogru. sistit icin konusursak mesela, idrar yolu enfeksiyonlari komplike ve komplike olmayan olarak ikiye ayrilir. komplike olmayanlari eger sikayet ve ozel bir durum(yakin tarihte ameliyat vs vs) da yoksa tedavi etmek de gerekmez. su icmek kafi. ama komplike idrar yolu enfeksiyonuysa antibiyotik vermek gerekir. erkeklerde idrarda görülen bakteri mesela direk komplike idrar yolu enfeksiyonu olarak degerlendirilip 10-15 günlük antibiyotik tedavisi verilme endikasyonudur. veya bu enfeksiyon böbreklere sicradiysa hastanin yanlarinda vurmakla agri oluyorsa vs. yine antibiyotik verilir. bununla birlikte sürekli tekrarlayan kroniklesmis idrar yolu enfeksiyonlarinda uzun süreli(14 güne Kadar) antibiyotik vermek gerekiyor. simdi isin bu Kadar ayrintisini tabi ki Doktor olmayan vatandaslarin bilmesi gerekmiyor. ama sizin babaniz bunlari tabi ki cok iyi biliyor. onunla farkli dusundugumuz herhangi bir nokta yok, emin olabilirsiniz. bu konuda onunla konussak ikimiz de birbirimizin soylediklerini dogrulariz muhtemelen:) doktorlar gereksiz antibiyotik kullanimini engellemek, hastalarda bilinc olusturmak icin sürekli basit seylerde antibiyotik almayin, sistitte, gripte antibiyotike gerek yok falan seklinde basit kisa cumleler kurarlar ama sistitte antibiyotik gerekir mi, gerekirse hangi durumlarda gerekir sorusunu cevaplandirmak icin 1 saatlik tartisma yapilabilir. siz doktora gittiginiz Zaman benim idrar yaparken yanmam var dediginizde doktorun kafasindan cinsiyetinizle baslayip hamile olup olmadiginizla devam eden, cesitli olasi faktörleri icine Alan bir algoritma calismaya baslar, ona yönelik sorular sorar ve bir karara varir. bunu uzun karar mekanizmasini x durumunda antibiyotige gerek yok sigligina indirmek Dogru degil. benzer algoritmalar bas agrisinda da olur.

sürekli ilac kullanin diyen birisi degilim, yanlis anlasilmak istemem. benim bahsetigim nokta eger bir ilaci Doktor recete etmisse onu icin. kendi kendinize yorum yapmaya, tani koymaya calisirsaniz genellikle yanilirisiniz. siz 20 yasinizdasinizdir, basiniz agridigi Zaman agri kesiciye gerek olmadan yatar uyursunuz gecer. baskasi 50 yasindadir, aslinda tansiyonu 200e 120dir, ondan agriyordur. sizde idrar yolu enfeksiyonu vardir, Doktor ilac vermeden su icmeyi tavsiye etmistir, gecmistir ama baskasinda da ayni enfeksiyon varken sadece cinsiyeti farkli oldugu veya hamile oldugu icin belki 10 gün antibiyotik kullanmasi önerilmistir.

bakin hangi antibiyotigi secmeliyiz, cipro idrar yolu enfeksiyonunda verilir mi, once hangi ilaci vermek gerekir, antibiyotik baslamadan once Kultur yapmak gerekir mi falan konularina girmedim bile. bu konularin bir karara baglanmasi icin uluslararasi konferanslar düzenlenip tani tedavi semalari olusturuluyor. komplike veya komplike olmayan idrar yolu enfeksiyonunda hangi ilaclarin hangi dozda kac gün boyunca verilmesi gerektigi yapilan calismalarla belirlenmis durumda. sadece komplike degil, komplike olmayan idrar yolu enfeksiyonunda da sikca verilmesi nedeniyle ciproya karsi cok ciddi direnc gelismeye basladi. türkiyedeyken katildigim son bilimsel toplantida e. coli yoluyla olusan enfeksiyonlarda yüzde 50-60larda bir direncten bahsediyorlardi. bu cok ciddi bir rakam. dogal olarak cipro azaltilmaya calisiliyor. monurol suanda komplike olmayan basit sisttite en cok tavsiye edilen en az direnc gorulen antibiyotik. tek doz kullanilmasi da tedavi uyumu acisindan artisi. komplike idrar yolu enfeksiyonlarinda da hala cipro, ampisilin veya bactrim oneriliyor.

mevzu derin yani, bir cumleyle oyle sistite antibiyotik verilmezle gecilecek Kadar basit degil ama babaniz simdi oturup size butun idrar yoluna yaklasimi anlatacak degil :) selamlar.
0
fayfim
(21.09.17)
(8)

ölüm sizi de etkiliyor mu?

mslny
Her gün eşiyle beraber işten dönerken yahut gün içinde karşılaştığım, evinin işleriyle ilgilenen, arabasını yamuk parkedince tekrar düzelten, sürekli aktif olan, gayet sağlıklı görünen ve merhabadan öte muhabbetim olmasa da varlığına bu şekilde göz aşinalığım olan komşu abinin kalp kriziyle vefat et
Her gün eşiyle beraber işten dönerken yahut gün içinde karşılaştığım, evinin işleriyle ilgilenen, arabasını yamuk parkedince tekrar düzelten, sürekli aktif olan, gayet sağlıklı görünen ve merhabadan öte muhabbetim olmasa da varlığına bu şekilde göz aşinalığım olan komşu abinin kalp kriziyle vefat ettiğini öğrendim, yani şimdi artık onu görmeyecek miyim, inanamıyorum.

Sanki ölüm hep uzak ya da kazayla hastalıkla vs olur gibi geliyor. Böyle ani ölümler beni çok üzüyor, etkiliyor, korkutuyor. Akşam babama sarılıcam ve bak sakın dicem meselâ. Amannn ölüm de neymiş gayet doğal diyenlerin çok sevdiği birini kaybetmediğini düşünürüm hep. Birkaç yıl önce çocuğum gibi ciğerimden sevdiğim ananemi kaybettiğimde yaşadığım acıyı tarif dahi edemem, halâ hissederim, özlemi ayrı. Sanırım o yüzden benzer acı yaşamaktan bu korkum. Sizde nasıl etki yapıyor?
0
mslny
(20.09.17)
insan olan etkilenir.

etkilenmeyenin insanlığından şüphe ederim.
0
eeb
(20.09.17)
yemin ederim ilk paragraf benim (üst komşuyla sadece merabalaşmam arabayı parkedemeyince tekrar binip parketmem falan)

okuyunca tırstım.
0
mrv
(20.09.17)
insan her şeye alışıyor. babam dahil dört yakınımın ölümüne şahit oldum. he alışamayan da olabilir, o zaman da psikiyatrist kapılarını aşındırıyor insanlar. tabi ki alışma belli bir süre gerektiriyor yoksa o kadar da kaygısız olmak mümkün değil. daha geçen gün muhabbet kuşumu kafesin dibinde buldum. sabah oynayıp sevdiğim kuşu öyle görmek bile insana ölümü sorgulatıyor.
0
lazpalle
(20.09.17)
Çok etkiliyor. Ve korkuyorum. Herkes için. Simdi bile birileri veda ediyor hayata.
0
for day to break
(20.09.17)
Sıradanlığına rağmen ürkütücü bir olay tabi ama diğer taraftan ölümün karşısındaki yaşam da ondan daha az ürkütücü değil ki.
0
harvey
(20.09.17)
ne bileyim, sevdiğimizi kaybetmek ayrı, kendimiz için ayrı. Az sonra veya yarın ölebilirim, ama bunu bilsem de bilincinde değilim, uzak sanıyorum. Öldüm farzedelim, herşey yarım, planlar, acılar, hırslar, mutluluklar, heyecanlar, kızgınlık ve kırgınlıklar. Böyle düşününce hepsi ne kadar gereksiz.
0
🌸mslny
(20.09.17)
çok sevdiğim dedemi kaybetmeme rağmen, üzülme konusunda her zaman yaygın kanaat ile paralel düşüncelere sahip olmayabiliyorum.

bunun sebebi; ölüm ile ilgili olan bakış açımı az çok değiştirmem olmuştur. inancımız ne olursa olsun, ölüm hep bir bilinmeyen olduğundan, çocukluktan beri bu bilinmezlikten o ya da bu şekilde etkilendiğimiz için ölüm olgusu bizi etkiliyor.

keza sürüngen beynimizdeki "hayatta kalma içgüdüsü" de bizi ölüme direnmeye mecbur bıraktığı için, özellikle yakınlarımızın ve sevdiklerimizin ölümü halinde, etik anlamda olmasa da pragmatik anlamda menfaatimizin etkilenmesi bizi üzer.

4 sene önce çok sevdiğim dedemi kaybettiğimde üzülmememin nedeni, ölümünü bekliyor olmam, kafamda alışmış olmam değildi. zaten ani bir ölümle aramızdan ayrılmıştı kendisi. tabi ki bakış açısını değiştirmekte, çeşitli inançların etkisi yadsınamaz ama biz kendi ölümümüzü çok uzak gördükçe, ölen kişiyle bir araya gelme ihtimalimiz olduğuna inansak bile, bu sürenin uzunluğu bizi sabırsızlık temelinde çok etkileme potansiyeline sahiptir.

Bütün bunlara rağmen, yine de sevdiklerimi ve yakınlarımı kaybetmek istemem o işin ayrı boyutu.
0
finsidigi
(20.09.17)
dede 1 - mort
dede 2 - mort (genç gitti)
nine 1 - mort
nine 2 - mort (genç gitti)
rol model dayı - mort (genç gitti)
büyük amca - mort
büyük hala - mort (genç gitti)
büyük yenge - mort
küçük amca - mort (genç gitti)
enişte 1 - mort
benden önceki on kardeş - mort (yarısı doğmadan, yarısı doğduktan sonra)
kuzen 1 - mort (baya genç gitti)
candan çok sevilen it - mort (çok genç gitti, 4 yaşında idi)

kuzenden sonra ölümü tamamen ti'ye almaya başladım. "büyük" ile başlayan ekip totalde 5 senede, son üçlüsü ise 3 ayda olmak üzere beraber gitti. benim kayışı koparmam sevimli itimin baya baya kıvranarak ölmesi ile başladı sanırım. kaç, üçüncü yıl dönümü geliyor galiba onun da. ondan bi' hafta önce dayınınki var - doğum günümle aynı gün.

tl;dr: aşağı yukarı anne ile baba, bi' avuç da teyze-amca-dayı etc kaldı. 5-6 gibi her şeyi siktir etmişlik geliyor, 8-9 civarı (ki her gün gördüğünse) kayışı kopartıyor. net bi' şekilde söylüyorum, daha bu pazartesi "ÇOK" uzun süreli depresyondan çıktığımı fark ediyorum. tıraş oldum - zararlı birkaç alışkanlıktan kurtuldum - eski hobilere döndüm ve yenilerini ekliyorum - kürek aleti sipariş ettim, fenerbahçe'yi zorlayacağım - okulun bi' spor takımına giriyorum etc.

tl;dr'nin tl;dr'si: yakınlardaki ilk birkaç ölüm sadece konsept ile tanıştırıyor - toz pembe dünyayı yıkıyor. sonraki birkaç ölüm yaşam sevincini biraz emiyor. ondan sonraki birkaç ölüm kaybetme korkusunu hayatın her anına sokuyor, sadece insanları sevip de kaybetmemek için mizantropi bile oluşabiliyor. sonrakiler de artık enkaza çeviriyor insanı - belli bi' yerden sonra anca toplarma adımları atılabiliyor.

özet geçiyorum, yakın akrabalar epey - akrabalar evet - çevredekiler, bi' yerden sonra pek önemsemiyorsun.
0
bilinmez bir yazar
(20.09.17)
(5)

Psikolojik sorunum var mı?

kediyiyenpiskopatfareyimben
Haberlerde veya sosyal medyada haklı yere dövülen ya da eziyet edilen birini görünce çok seviniyor, sanki mutlu oluyorum? Bu bir psikolojik sorun mu acaba?Örnek; 1. Kapkaç yapan bir adamın yakalanıp dövülmesi2. Kadına kıza taciz eden adamın yakalanıp dövülmesi3. Behzat Ç dizisinde akbabanın köpeği ö
Haberlerde veya sosyal medyada haklı yere dövülen ya da eziyet edilen birini görünce çok seviniyor, sanki mutlu oluyorum?

Bu bir psikolojik sorun mu acaba?

Örnek;

1. Kapkaç yapan bir adamın yakalanıp dövülmesi
2. Kadına kıza taciz eden adamın yakalanıp dövülmesi
3. Behzat Ç dizisinde akbabanın köpeği öldüren adamı dövmesi gibi
0
kediyiyenpiskopatfareyimben
(20.09.17)
Bir izleyinin o anda kensini özdeşleştirebileceği 3 farklı şahıs var.

1. Suçlu. İzleyici kendini suçluyla özdeşleştirebilir ve olaylara onun açısından bakabilir.

2. Mağdur. İzleyici kendini mağdurla özdeşleştirebilir ve olaylara onun açısından bakabilir.

3. Cezayı uygulayan. İzleyici kendindini cezayı uygulayanla özdeşleştirebilir ve olaylara onun açısından bakabilir.

Sen kendini sanırım mapdurla özdeşleştiriyorsun ve mutlaka ceza bekliyorsun. Cezasını bulduğunda ise için ferahlıyor. Doğru mu anladım?

Burada psikolojik sorun değil de hassayet var diye düşünüyorum, zamanla bu özdeşleştirme mevzuu şizofrenlerdeki gibi hayal ettiğine inanma olayına dönüşmemeli. Dikkatli olmak gerek. Yani izlerken bu kadar duygusal değil de daha mantıksal izlemek lazım galiba.
0
yaren
(20.09.17)
Degil.
0
velvetmorning
(20.09.17)
Bu konuda bilimsellikten uzak olarak şunu söyleyebilirim ki bu bir sorundan ziyade süper kahramanların gelip onu kurtarmasını bekleyen çocuk psikolojisi gibi bir şey. Kendini tüm adaletsizlikleri çözecek güçte görmediğin de ya da o an harekete geçecek fiziki durumun olmadığında birinin senin yerine de intikam alması seni rahatlatıyor gibi.

bence için adaletsizliklere karşı hırsla dolmuş ama pek de bir şey yapamadığın için suçlu hissediyorsun. Bu da dışa vurumu.
0
nifak tohumu
(20.09.17)
batı diyarlarında bu sorunun cevabı "evet" olacaktı, lakin kültürel olarak bizde bu öğreti yok.

suç ve ceza hukuku esasında suçluların yakalanması ve rehabilite edilmesi şeklinde yerini buluyor. bu yüzden gotham'da hala batman'i istemeyen bi' ekip vardır. istanbul sokaklarında bi' batman'imiz olsa bağrımıza basarız. vigilante kültürü bizimki, tek adamcılık etc.

psikolojik ve biraz da antropolojik boyutunu biraz daha açmak gerekirse, bunu her ne kadar çağdaşlaşmaya çalışsak da öğretilmiş kültürden kopamamamıza bağlıyorum. hani biliyorsunuz, her ne kadar çağdaş bir insan gibi yaşamaya çalışsanız da "öeah, bu kadarı da fazla." şeklinde bi' cümle kuruyorsunuz illa ki, ölçülülüğü erdem kılan bi' kültürden geliyoruz ve on yıldır adaleti uygulayacak kurumların adaleti sağlamadığını aksine insanlık suçu sayılabilecek faaliyetlere eğildiğini görüyoruz.

bu bağlamda hem evet, hem hayır. ama hayır daha ağır basıyor, bu bahsettiğin örneklere yakın insanların başlığı açılıyor sözlükte, en çok favori alan genelde en çok ana avrat siken oluyor.
0
bilinmez bir yazar
(20.09.17)
evet sorunlusun. seni dövseler ben de çok mutlu olurum. çünkü ben de sorunluyum. iyi geceler.
0
for day to break
(20.09.17)
(8)

Oda arkadaşımla sorunlarım var, çok çekingenim napmalıyım?

maria callas
oda arkadaşım değişti mayıs ayında, yeni gelen kızla pek samimiyetim yok, yazın da yoktum pek kalmadık birlikte. 1 haftadır buradayım ben. Bugün odaya girdiğimde kulak üstü kulaklığımı alıp taktığını gördüm, hiç seslenmedim, baak dedi, hıı onu mu aldın falan dedim ama surat astım. Hiç sallamadı, kul
oda arkadaşım değişti mayıs ayında, yeni gelen kızla pek samimiyetim yok, yazın da yoktum pek kalmadık birlikte. 1 haftadır buradayım ben. Bugün odaya girdiğimde kulak üstü kulaklığımı alıp taktığını gördüm, hiç seslenmedim, baak dedi, hıı onu mu aldın falan dedim ama surat astım. Hiç sallamadı, kulaklık takılı şekilde odadan çıkıp bi yere gitti. Ben çok çekingen bi insanım, kulak üstü olsa bile bu durumu hiç hijyenik bulmuyorum ama seslenemedim. Napmalıyım, nasıl davranmalıyım bilemiyorum bana yardım eder misiniz?

Diğer sorunları da anlatayım, odadan çıkarken ışığı kapatıyor ben orda uzanmış bilgisayarda iş yapıyorum, niye kapatıyosun diyorum bakmadan gidiyor. Tuvalet kağıdı almıştım yaz başında 24'lü, dolaba koymuştum. Bütün yaz yoktum, geldiğimde bitmişti, 1 haftadır böyle yaşıyoruz, havlu kağıt götürüyorum ben kendisi hiç seslenmiyor, resmen benim almamı bekliyor heralde. 24 rulo kağıdı tek başına bitirdiğine göre kullanıyor yani, kullanmıyor da değil. Pazar sabah 8'de uyanıp duş aldı, 2 saat saç kuruttu, dün gece arkadaşımın doğumgünü vardı, geç geldim nevrim döndü, pazar sabah bi yere mi gideceksin diyorum yoo ben böyleyim diyo. 9'dan sonra 10000 adım attı heralde odanın içinde, fıt fıt gezip durdu, 2'den 5'e yattı uyudu, sabah yatsana amk. Erkek arkadaşımla geçen ay 2 gün gelmiştik, bira almıştık, içemedik sonra dolaba koyduk o bi daha geldiğinde içeriz dedik, geçen mesaj atmış kanka biralar vardı dolapta gömdüm diye, ya bunu diyene kadar alıp yerine koysana. Eve çıkmayı düşünür oldum normalde çok memnun olmama rağmen, napim ben ya. :(((((
0
maria callas
(17.09.17)
Bunun napayım'ı yok ki, konuşmak zorundasınız. Haklı olduğunuz noktalar da var, haksız olduğunuz noktalar da var. Misal, X saatte yat, şu saatte kalk gibi bir arzunuz olabilir ama bence bunu dile getiremezsiniz. Siz partiden geç geldiniz diye başkaları bunu önemsemek zorunda değil, herkesin hayatı kendisine göre önemli. O da isterse gece üçte kalksın, her şeyi sessiz halletmek zorunda tabii. Benim eski ev arkadaşlarım bir sene boyunca benim iş günü de tatil günü de sabah 5'te kalkıp duş almama dayandılar mesela, ama sağolsunlar "yoo hiç sorun değil" falan diyorlardı ben her mahçup olup da kusura bakmayın dediğimde.

Ev arkadaşı toplantısı yapın bir nevi. Ortak ürünler nelerdir, onları belirleyin. Misal, tuvalet kağıdı, çamaşır deterjanı, bulaşık deterjanı, temizlik malzemeleri gibi şeyler. Bunları almak için bir sistem geliştirin. Her ay herkesin belirli miktar para vermesi olabilir, markete gidip alıp o anda ikiye bölüşerek vermek olabilir, bir ay biri bir ay biri alsın gibi olabilir. Hangisi en güvenilir geliyorsa.

Size ait bir şeyi yiyip içiyorsa ve siz "ya salla boşver" diye bakamıyorsanız - ki bakmak zorunda değilsiniz, mümkün olan en direkt şekilde söyleyin. "Erkek arkadaşım bu hafta yine gelecek, bira içip film izleriz diye düşünüyoruz. Bir iki gün içinde bir markete gittiğinde bizimkileri yenilersen çok iyi olur" deyin.

Eşya konusunda ise kesinlikle katılıyorum. Size ait bir şey kullandığını gördüğünüz anda "dostum ben onu alayım, pimpirikliyimdir ben, hiç hoşlanmam böyle özel şeylerin paylaşılmasından" deyip hop diye alıverin o anda.

Zor geldiğini anlayabiliyorum, fakat başkasının sizin hayatınız üstünde bu kadar kontrol sahibi olması daha zor gelmeli size. Olabilecek en en en kötü şey, biraz kaba saba laflar edip ağzınızın tadını kaçırması olur, ki kaçmış zaten.
0
sopiro
(17.09.17)
çekingenliğini üzerinden atman için fırsat ayağına gelmiş. sen de ona onun gibi davrancaksın, o da kendi tavrı olan şeylerden bıkıp anlaşmacı tarafa döncek kuzu gibi olcak. sen de onun tuvalet kağıdını birasını kulaklığını vs. izinsiz kullancan vs. anlattığın kadarıyla vurdumduymaz birisi, karşına alıp anlaşmaya çalışarak bir yere varamazsınız.
0
dafaisss
(17.09.17)
ufukta bir kavga görüyorum kaçarı yok kavganı et geçebiliyorsan başka bir odaya geç böyle böyle haklarını savunmayı öğreneceksin ne yazık ki hayat böyle
0
birdposing
(17.09.17)
Ya bu saygısız insanlıktan anlamaz ya, çat çat söyleyeceksin başka yolu yok.
Tuvalet kağıdı gibi ortak kullanılan şeyleri ayrı ayrı alsın herkes kendine, sen kedine ayrı al kendi dolabında sakla ki ortak kullanma amacında olmadığını anlasın, biraları da söyle, erkek arkdaşım gelince içicez alıp yerine koyar mısın de. Sen uyırken ses yapınca da kafanı kaldır, daha sessiz olur mısun de, ışığı kapatıp odadan çıkınca da geri gelecektir nasılsa, gelince ona "odadan çıkarken ışığı kapama benim ışığa ihtiyacım oluyor, olmazsa kendim kapatırım zaten" de. Eşyalarını alırsa "cnm ben pek hoşlanmıyorum k.b. senle alakalı değil" de.

Samimiyetiniz daha ilerlememiş 1 hafta olmuş, o yüzden hoşlanmadığın her şeyi şimdi söyle, yoksa ilerde hiç mi hiç söyleyemezsin, söylemeye kalksan "en başından beri böyle yapıyorum, şimdi mi aklına geldi söylemek, ne oluyor" falan tarzında tepkiler alıp fesat insan konumuna düşersin, dikkat et, saçma sapan bi insanla karşı karşıyasın.
0
turuncu tonlarda
(17.09.17)
kulaklığımı alabilir miyim diyemedin mi, geri isteseydin ya bu kadar mı çekingensin. biraz seninki çekingenliği geçmiş enayiliğe dönmüş. başkasının malı kullanılacaksa bile nezaketlice istenir benim bildiğim. verip vermemek senin bileceğin iş. ha çok yüzsüz biriyse ve sen de hır gür çıksın istemiyorsan eşyalarını onun ulaşamayacağı yere koy, kilit vur giderken.
0
for day to break
(17.09.17)
Bir üstteki yoruma sonuna kadar katılıyorum seninki çekingenlik değil salaklık olmuş kusura bakma.

Gayet ağır konuşacaksın, çat çat söyleyeceksin, eşyalarımı izinsiz kullanamazsın diyeceksin. Bu kadar basit.
0
mutlusismankedi2015
(17.09.17)
Baştan tepkini koy önce güzel üslupla, sonra gidişata göre karşı tarafın altında kalmayacak şekilde bir yere kadar, ama karşı taraf insanlık dışı noktaya geçtiği anda kaliteyi bozmayıp yolları ayırmak en güzeli. Anlattığın tip insanlar genelde yola gelmez, "aa sevmiyo muydun, tamam bi daha olmaz kusura bakma" demezler. Ama Sen yine bir dene, olmuyorsa ayrılın. Bu cins insanlarla birlikte yaşanmaz. Dinsizin hakkından imansız gelir.
0
sekerse tehlike
(18.09.17)
eve çıkın.evden yazıyorum :)
0
regardless of what they say
(18.09.17)
(7)

rahatsızlığım ne?

contavolta
öncelikle 8 saat uyuyorum ama yine de dinlenemiyorum. gece uykum bölünüyor galiba sık sık. vücudumda bi uyuşukluk hissi oluyor sabah kalktığımda, kendime gelmem uzun sürüyor. devamlı halsizim sanki.mesaideyken nerdeyse her gün baş ağrısı oluyo son bi iki haftadır.bazen az bazen çok.geceleri yatarken
öncelikle 8 saat uyuyorum ama yine de dinlenemiyorum. gece uykum bölünüyor galiba sık sık. vücudumda bi uyuşukluk hissi oluyor sabah kalktığımda, kendime gelmem uzun sürüyor. devamlı halsizim sanki.

mesaideyken nerdeyse her gün baş ağrısı oluyo son bi iki haftadır.bazen az bazen çok.

geceleri yatarken elim ayağım yanıyor resmen. soğuk yer arıyorum onlara.

kilo sorunum yok. daha önce bu şikayetlerden bi kaç defa doktora gittim tahlil yaptılar. şekerim normal, b12 ve folik asit az bişey eksik çıkmıştı. onlar için ilaç kullanmıştım.

başka bi rahatsızlık olabilir mi acaba bu belirtiler? doktorlar çok sallamıyor gibi geliyor, o yüzdn soruyorum.

yaş:29 cinsiyet: erkek
0
contavolta
(14.09.17)
Haftada kaç tane ağrı kesici kullanıyorsunuz? Sadece baş ağrısı mı yoksa sırt boyun kaslarında ağrı var mı? Fibromiyaljiyi bir araştırın, belirtiler varsa fizik tedavi hekimine gidin.
0
curukturpkokusu
(14.09.17)
Kansızlık da yorgunluk ve ateş yapar.
0
funl
(14.09.17)
Bu belirtiler bir çok nedenden olabilir. Doktor tahlil sonucuna göre bi tedavi uygulamış. Tekrar gidip "şunlar yapıldı ama şikayetlerim geçmedi" demen lazım. Şikayetlerin geçene kadar git.
El ayak yanması için bir de cildiyeye git.
Yorgunluk hali çok çok nedene bağlı olabiliyor. Kardiyolojiye bi git, kalp damar bakılır onu bi elemiş olursun.

Beslenme düzenin nasıl, dengeli besleniyor musun, hareket ediyor musun. Değilse düzenle.
Stres var mı, varsa stres de yapar.

Doktorları önceden araştırıp öyle git.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(14.09.17)
genel muayene yaptırın kendinize. tiroitleriniz normal mi vitamin eksikleriniz var mı. kolestrol de başağrısı yapıyor. birde hepatite baktırın.
0
for day to break
(14.09.17)
D vitamini eksikliği de olabilir ona da baktırın
0
blueprints and cigarettes
(14.09.17)
doktorlar sallamiyorsa ciddi bir sey degildir.
0
fayfim
(14.09.17)
aynılarını ben de yaşıyorum ve depresyonda olduğumu düşünmeye başladım. ay hev rizıns.
0
poison pill
(14.09.17)
(7)

Grip aşısı olayım mı olmayayım mı?

xu
son 4 senedir grip aşısı oluyorum geçen sene ve ondan önceki sene aşı olmama rağmen grip oldum. geçen sene tam 15 gün gripli gezdim hayatımın en ağır gribiydi. şimdi bu sene aşı olma konusunda kararsız kaldım bende işe yaramıyor mu acaba? yoksa çok daha kötü mü geçecekti aşı olmasaydım yaşadığım gri
son 4 senedir grip aşısı oluyorum geçen sene ve ondan önceki sene aşı olmama rağmen grip oldum. geçen sene tam 15 gün gripli gezdim hayatımın en ağır gribiydi. şimdi bu sene aşı olma konusunda kararsız kaldım bende işe yaramıyor mu acaba? yoksa çok daha kötü mü geçecekti aşı olmasaydım yaşadığım gripler?
0
xu
(13.09.17)
D vitamini araştır. Devit.
0
iddaaci
(13.09.17)
olma bence. sağlık konusunda her geçen gün değişik açıklamalar yapılıyor. sonradan toplatılan kemik ilacını kullanmış bulunan bir tanıdğın sol göğüs kafesi içine doğru çökük şimdi. o ilaçtan şüpheleniyorlar. daha 20 yaşında. yıllar sonra aslında grip ilaçları bik bik diye açıklamalar yapılabilir. doğada bir sürü sağlıklı yiyecek var onlardan ye. vitaminin değerlerini yükselt. özellikle d olanı.
0
for day to break
(13.09.17)
grip aşısı yalan bir şey ya. olmayın. her sene bir sürü insan grip oluyor ve bu yüzden grip mikropları her sene daha da dirençli olmak için mutasyona uğruyor. siz aşı olunca vücudunuza grip mikrobu alıyorsunuz ya hani, o senenin yeni grip mikropları sizin aşıyla vücudunuza aldıklarınızdan çok daha çetin ceviz olmuş oluyorlar. dolayısıyla aşı bir işe yaramamış oluyor, hatta tam tersi boşu boşuna vücudu yormuş oluyorsunuz.

grip sözkonusu olduğunda aşı işin kolayına kaçmak oluyor. doğrusu ise düzgün beslenmek. ben yıllardır ilaç almam, antibiyotik kullanmam, aşı olmam ama hasta da olmam mesela.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(13.09.17)
Ben bu tartışmayı hiç anlamıyorum her sene aynı muhabbet. Aşının ücretinde de acısında da bir şey yok ki bir dakikalık işlem. Belki 10 yıldır yaptırıyorum.
0
demirKamil
(13.09.17)
ben geçen yıl oldum, pek bir işe yaramadı. daha ağır soğuk algınlıkları geçirdim.
0
murakami
(13.09.17)
Onun yerine kefir iç hocam. Ya da sarımsak hapları var bağışıklık sistemini güçlendirir. Meyve ye bol bol.
0
komando kani var bende
(13.09.17)
grip aşısı çok saçma. daha hayatımda hiç olmadım.
0
sta
(13.09.17)
(10)

Cinselliğin önemi hakkında

neil manke
okuduğum bir kitapta şöyle yazıyor:"çünkü cinsellik öyle dominant bir alandı ki, cinsel açıdan yetersizlikler/sapmalar/yoksunluklar bireyi nevrotik bir evreye götürerek özünü parçalıyor ve toplumsal açıdan ciddi problemlere neden oluyordu."cinselliğin yokluğunun -özellikle cinselliği tecrübe etmiş b
okuduğum bir kitapta şöyle yazıyor:

"çünkü cinsellik öyle dominant bir alandı ki, cinsel açıdan yetersizlikler/sapmalar/yoksunluklar bireyi nevrotik bir evreye götürerek özünü parçalıyor ve toplumsal açıdan ciddi problemlere neden oluyordu."

cinselliğin yokluğunun -özellikle cinselliği tecrübe etmiş birinde- bireysel olarak nevroza sebep olması, toplumsal bakımdan da günümüz türkiyesine sebep olması bir gerçek. var mı beyan etmek istedikleriniz bu konuda?
0
neil manke
(31.08.17)
valla ben insanlarin yasadigi konsantrasyon, yorgjnluk, mutsuzluk, uyuzluk vs,. gibi seylerin hepsini bozuk cinsel hayata bagliyorum. anamiz, babamiz da dahil. insanlar istedigi kadar segse ocu gibi baksin. bence gercek bu.
0
mayeskuel
(31.08.17)
Cinsellik hiç hafife alınacak bir konu değil. Bi sibel üresin değilim ve olmak da istemem ama gerçekten evliliklerin en önemli konusunun cinsellik olduğuna inanırım. Cinsellik duygusuzluk değildir ve olmamalıdır. Öyle hassas bir konudur ki bana göre, her insan sadece eşinden yatak odasında gereken verimi alabilmek için bile olsa ona güzel davranmalı, yani eşler arasındaki huzuru bağlılığı ve ve sevgiyi sağlayıp devam ettiren bir şey bu. Hani önemli olan boyu değil işlevi cümlesindeki gizli anlam "kullanmayı bilecen"dir ya, cinselliği de kullanmayı bilmek gerek. Ne kadar büyük de olsa cinsellik de bir araç ve evet kullanmayı bilmek gerek. Bence çok önemli çok hassas çok incelikli. Ama yine de araç.
0
yaren
(31.08.17)
Şu yönde katılmıyorum bu açıklamaya. Türkiye'de cinselliğin yokluğundan değil de, aşırı bir cinsellikten kaynaklı bir toplumsal problem var. Her bakış cinsel (özellikle siyasal islamcılar cinsel lens kullanımında başı çekiyor). Kılık kıyafet, namus, eğitim, alkol, ulaşım vb. aklına gelebilecek siyasi, sosyal ve günlük her olay cinsellik üstünden yorumlanıyor. Aslında Michel Foucault'nun Viktoryen Britanya üstüne yorumu bizim için de geçerli: Muhafazakar gözüken toplumumuz cinsellik üstüne o kadar fazla konuşuyor ki, aslında olan şey cinsel yasaklama ve tabu değil; sürekli ve aralıksız bir cinsellik düzenlemesi. İşte Türkiye'deki cinsellik kaynaklı nevrozların sebebini aşırı-cinsellik üstüne kurulu sosyal kodlarımızda buluyorum.
0
protector
(31.08.17)
Ben katılmıyorum buna. Tam tersi sağlam cinselligi sağlam bedenler ve sağlam kafalar yaşayabilir. Kimse mutlu cinsel hayatım yok diye de hasta olmaz, bunalıma girmez. Cinsellik hayatin bir oyunu. Hickimse de bu oyundan mahrum kaldiğı icin kafayi bozmaz. Sanmam. Kaynak yok tabi ama cok mutlu cinsel hayatlari olan insanlarin suruyle cocuklari oluyor adam onlara bakamiyor örneğin hepsini katlediyor kendini de öldürüyor. Öyle olsa böyle olur mu.
0
for day to break
(31.08.17)
@Protector Her şeyin cinsellik üzerinden yorumlanması, aşırı cinsellikten değil de cinselliğin yokluğundan kaynaklanabilir mi? Dolayısıyla aşırı cinsellik de (her şeyin yorumlanması bazında) cinselliğin yokluğundan kaynaklanabilir mi?
0
elitist
(31.08.17)
Nasıl yemeğe açlık hissediyorsak, cinsellik de öyle bence.

Aç kalınca davranışlar değişiyor , cinsel açlıkta da öyle.
0
kleider
(31.08.17)
@elitist. Aslında her şeyin cinsellik üstünden yorumlanması şuna işaret eder: Cinsellik problematikleştirilmiştir. Problematik kılmak sosyolojik bir kavram. Bir toplumun belli zamanda, spesifik problemler üstüne dönen tartışmanın toplumu kurması demektir. Türkiye'de mevcut cinsellik üstüne yorumlamaların sebebi, cinselliğin problematik kılınması.

Peki cinsellik neden problematik kılınmıştır? Bunun cevabını emprik bir çalışma yapmadan vermeye çalışmam kafadan atmak olur. O sebeple bunun cevabını vermem imkansız. Mesela Foucault'nun Viktoryen dönem incelemesinde bunun cevabı nüfus kavramının ortaya çıkması, biyopolitika ve burjuva tipi ailenin yönetimi idi. Yani cinsel eksikliğin dışında aramak gerekiyor, çünkü cinsel eksiklik/açlık da cinselliğin problematik kılınmasının ardından ortaya çıkıyor.

İşte bu sebeple aşırı-cinsellik, De Sade'ın eserlerindeki gibi sürekli bir cinsellik ve keşiş eğitim kitaplarındaki gibi cinsel perhiz ikiliğinin ötesine geçer. Mesele ne kadar cinsel ilişkiye girildiğinden önce, cinselliğin problemtikleştirilmesi.
0
protector
(01.09.17)
duyuru sahibinin paylaştığı yazı, + 1

@protector, + 1

bizde bitmez bir açlık var. cinsellik konusunda da, yemek konusunda da; para biriktirme, ev sahibi olma konusunda. doymak bilmez aç, köylü bir toplum. 4 kadınla evli olan da böyle, 30 dairesi olan da, milyon lira parası olan da.

bastırılmış cinsel güdüler evet birçok sosyal/siyasal sorunun kaynağı. ama kuduruk bir cinsellik temelli bakış da bu toplumda yaygın yer bulan bir davranış @protector'un dediği gibi. bu, ikiyüzlü bir toplum olmamızdan kaynaklanıyor.

akşama kadar "garı da garı" muhabbeti yapan, gelen geçenin orasına burasına dalıp çıkan ayı; özgürlükten, eşitlikten, adaletten, haktan, hukuktan bahsedince bir anda bilmemkim hocaefendi oluyor ve hooop dinden çıkarıveriyor seni. çomar kesiminin durumu bu.

bu bastırılmış, ikiyüzlülük cinsellik ve alkolde kendini gösteriyor daha çok. bu yüzden içenlerin çoğu ağzıyla içmeyi bilmez, çünkü yasak olan bir şeyi yapıyor. bir anda dönüp, allah kitap diye hoop dinden çıkarabilir sizi.

ibrahim tatlıses özelinde bir kadın yazar yazmıştı bunu yıllar önce. "arzuladığı kadınlar farklı, evinde olmasını istediği kadın farklı" gibi bir tespiti vardı. "evlenilecek/eğlenilecek kızlar" gibi.
0
runagain
(01.09.17)
Ben cinselliğin yokluğunun hususi olarak tecrübe etmemiş insanlarda çok daha büyük ve olumsuz etkileri olduğunu düşünüyorum.

Cinsellik dominant bir alan, evet. Bizi yönetiyor hatta. Ama varlığından ziyade yokluğuyla. Doymuş olan çok da sallamıyor. Doymamış olanlar tehlike saçıyor.
0
yirmisantim
(01.09.17)
Cinsellik yoksunluğu önemli etkileri olan bir durum ama aynı önemde hatta daha çok önemde olan başka gereksinimlerimiz var. Karnını doyurmak, doyuruyor olacağına güvenmek mesela. Nevrozun varlığında dominant etki olarak cinselliği işaret etmek hata olur.

Öncelikle diğer bütün temel ihtiyaçları karşılanmış bir bireyde cinsellik yoksunluğunun nevroza etkilri ve cinselliği yeterli doyumda yaşayan bir bireyin diğer temel ihtiyaçlarından birinin eksikliğinin nevroza etkileri araştırılmalı.
Bunlar bilinmeden "cinsellik dominant bir alandır yoksunluğu bireyin özününün parçalanmasına ve toplumsal ciddi problemlere neden olur" demek hata olur, hedef saptırmak olabilir, yanlış çözümlere itebilir.

Üzerinde ağır baskı olan bir alan cinsellik. Baskının çok boyutlu nedenleri var. Soy sop takipi etken, din bir etken, nüfus artışı konusu etken... Baskı olan alanda sapmaların, yetersizliklerin, yoksunlukların, taşkınlıkların, yanlışların, travmaların olması gayet normal. Bir nesnenin üzerine ağırlık koyunca ne oluyorsa bunda da aynı oluyor. kimi yer eziliyor kimi yer yanlardan taşıyor, fışkırıyor etrafı pisletiyor vs. Hangi fizyolojik ihtiyacı aynı baskıya maruz bırakırsan aynı sonuçların olacağını söyleyebiliriz. Bu nedenle belirleyici kelime dominant değil baskı olmalı bana göre.
0
hayat aklini konusacak bir filozof uret
(01.09.17)
(22)

İlk defa tadıp çok bayildiğiniz bir tatli önerir misiniz?

for day to break
S.b?
S.b?
0
for day to break
(30.08.17)
Pastel de nata
0
kuehles blondes
(30.08.17)
Hatay usulü kabak tatlısı..
0
st curse
(30.08.17)
kerebiç
0
straight from the heart
(30.08.17)
Daha modern tatlilar olabilir mi? Tatlı içecekte olabilir.
0
🌸for day to break
(30.08.17)
modern olarak algılamayabilirsiniz ama nevzine diyorum.
0
isott
(30.08.17)
modern ise cannoli. güzel bir italyan tatlısı.
0
straight from the heart
(30.08.17)
ya şimdi böyle çok agresif bir cevap olacak şimdiden özür dilerim ama bu nasıl bir soru?

yer yemez çok beğendiğimiz tatlıları mı sormaya çalışıyorsunuz?
ilk defa tadıp çok bayıldığımız...

herkes de tatlı tatlı cevaplamış, bir ben anlamadım sanırım soruyu (:
0
neyleyim
(30.08.17)
Creme Brulee
0
soufigay
(30.08.17)
Kadayıflı muhallebi ve Antep katmeri <3 Batılı anlamda bir tatlı beğenim yok. Milföy krema filan meh -.-'
0
fallopian
(30.08.17)
Bursada yedigim sut helvasi
0
condom kurşunu
(30.08.17)
kaymaklı sac arası.

gayet modern, adına dé la pistache petit paté avec créme derseniz modernlikten yenmez.
0
mehmed resad
(30.08.17)
@neyleyim

Sanirim birine daha ilk tadimda "mmmhhhmmmm" dedirtecek bir tatli arayisinda kisi, bunu ifade etmeye calismis gibi geldi.

Ben sonradan gelisen modern tatli kismini anlamadim :D modern tatli diyince bisey canlanmiyor gozumde ama cheesecake, cupcake filan herhalde. Macaron fena halde eski moda mesela. Belki populer tatli dmeek istemis de olabilir. Bilemedim.
0
kuehles blondes
(30.08.17)
(bkz: medovnik)
0
girdaptaki
(30.08.17)
semifreddo
0
mephistoo
(30.08.17)
Şimdi Bilal'e nasıl anlatilır bilmiyorum. Büyüyünce anlarsiniz.
0
🌸for day to break
(30.08.17)
ya da kendimizi daha doğru ifade etmeyi öğrenmeye çalışabiliriz mesela, anlamayanda noksanlık aramaktansa (:

tikler de cevap vermeyenlere gelmiş.

cevap verelim: limonlu sorbe
0
neyleyim
(30.08.17)
ilk defa tattığımda beni en çok etkileyen tatlı, kaymaklı ve fındıklı vaziyetteki kabak tatlısıydı.

son zamanlarda tattığım çikolatalı mus var. şef bir arkadaşımız porto şarabı eşliğinde denetti, çoğiyi oldu. (bu senin modern tanımına uyuyor mu bilemedim, tarihçesi belki daha eskidir)

soru muğlak, ikisini de belirteyim dedim.
0
zgrydn
(30.08.17)
eti canga......

Kan şekerimin düşe yazdığı bir gün yediğimde beynim uçmuştu... belki o yüzden iyi gelmiştir.
0
binder dandet
(30.08.17)
Neyleyim soruda anlamayacak ne var, ilk defa yiyip beğendiğin bir tatliyi soruyorum. Modernlikten kastim da herkesin bildiği baklava, seker pare vs türü olmaması. Evet senin alginda problem var, hatta kendin de belirtmissin asabi olduğunu. Benim de senden kalir yanim yok. En iyisi sen daha iyi idrak edebildiğin sorulari oku.
0
🌸for day to break
(31.08.17)
peynir tatlısı
0
gezegen olan pluton
(31.08.17)
trileçe. ilk kez geçen sene yedim bayıldım değil belki ama sevdim yani :)
0
burya
(31.08.17)
Çilekli magnolia
0
mutlusismankedi2015
(31.08.17)
(4)

Hiçbir şeyin daha iyiye gitmiyor olduğu hissi

whatdreamsnevercome
bununla mücadele edemiyorum artık. hiçbir şey, bir önceki döneme oranla daha iyiye gitmiyor. grafikteki ufak çıkışlar, hemen ardından büyük düşüşleri getiriyor.ilk kez bu kadar hissizim. 1 senedir gerçek anlamda öfke veya gerçek anlamda sevinç hissetmiyorum. çok yorgunum, açıkçası geleceğe dair de b
bununla mücadele edemiyorum artık. hiçbir şey, bir önceki döneme oranla daha iyiye gitmiyor. grafikteki ufak çıkışlar, hemen ardından büyük düşüşleri getiriyor.

ilk kez bu kadar hissizim. 1 senedir gerçek anlamda öfke veya gerçek anlamda sevinç hissetmiyorum. çok yorgunum, açıkçası geleceğe dair de bir şey beklemiyorum, nihayi son aynı olacak ve o sona kadar geçen süreçten de ciddi bir keyif almayacağım gibi gözüküyor.

bu da yaşama dair motivasyonumu yavaş yavaş öldürüyor. bu da kendimi yavaş yavaş öldürme kararı almama sebep oluyor.

soru sormam lazım başlığın kapanmaması için, kendimi öldürmemem için herhangi bir sebep olabilir mi
0
whatdreamsnevercome
(29.08.17)
evet, bir sebep olabilir. her zaman en az bir sebep vardır.

yazsam, kendi derdini unutur, oturur ağlarsın. halâ birkaç sebep bulabiliyorum. eminim senin için de bulabiliriz.
0
runagain
(29.08.17)
Bertrand russel" mutlu olma sanatı" kitabını tavsiye ederim.
0
geçerkenugradım
(29.08.17)
aslında bedava yaşıyoruz biliyor musunuz, öyle zor yaşamlar var ki? şuan bedenimi dinliyorum da, ne güzel.
0
for day to break
(29.08.17)
psikolog'a git rahatlatacak
0
neo
(29.08.17)
(6)

tsh yüksekliği sınırda ilaca başlasam mı?

for day to break
bir yandan gebelikte istiyorum, ama anti tpo, t1 ve t3 normal. ayrıcı daha önce yükselip düşmüşlüğü var. ne zaman kaya tuzu kullanmaya başlasam hep böyle oluyor. doktor ilacı bana bıraktı. bir yandan karaciğer ilacı da kullanıyorum. karar vermemde fikirlerinize ihtiyacım var.
bir yandan gebelikte istiyorum, ama anti tpo, t1 ve t3 normal. ayrıcı daha önce yükselip düşmüşlüğü var. ne zaman kaya tuzu kullanmaya başlasam hep böyle oluyor. doktor ilacı bana bıraktı. bir yandan karaciğer ilacı da kullanıyorum. karar vermemde fikirlerinize ihtiyacım var.
0
for day to break
(24.08.17)
kaç çıktı?
0
sta
(24.08.17)
sta, 4,5
0
🌸for day to break
(24.08.17)
şu videoda kadın diyor iyot alın eczaneden. benim doktor bunu bir kaşık suda boğacak gibi duruyordu? hangisine inansam acaba? www.youtube.com
0
🌸for day to break
(24.08.17)
4.5 hamilelik için yüksek. hamilelikte onu 2.5'un altına düşürüyorlar. daha yükseğe çıkmasına izin vermiyorlar. hamilelik düşünüyorsan ilacı kullanman gerekebilir.
0
sta
(24.08.17)
@kobuz.. dikkat edersen yüksek deil sınırda, birde, önceki tahlillerde de yükselme ve sonra düşme olmuş demişim. doktor dedi tekrar düşebilir bekleyelim ama yine de istersen ilaç da yazabilirim bekleyelim demezsen dedi. doktor bana normal ve insanca geldi. bence tam tersi sen senin onayına sunmadan tak diye sana ilaç yazan doktordan uzak durmalısın.
0
🌸for day to break
(24.08.17)
Gençlerde üst sınır çok daha düşük. 1.5-2 gibi. Tiroid hormonu çocuğun zihinsel gelişimi için çok önemli. Madem kaya tuzunun sorun yarattığını fark ettin, kaya tuzu kullanma. Tansiyon için en sağlıklısı hiç tuz kullanmamak. İlla kullanacaksan tiroidin için iyotlu tuz kullan. Balık ve deniz ürünleri ye. Az iyot da fazla iyot da tiroidi baskılıyor. Canan Karatay'ı geç. İlaca başla. Bir zararı yok. Eksik olan hormon yerine konuyor. Karaciğer ilaçlarıyla alakası yok. Sabah kalkıp bir hap yutacaksın diye çocuğunun ömür boyu acısını çekmesini istemezsin.
0
Lim5
(24.08.17)
(1)

sanal dünya'da birilerini mahkemeye verip sonuç alan oldu mu?

for day to break
ya sağlık alanında kurulmuş bir facebook grubunda (insanların birbirleriyle tecrübelerini paylaştıkları bir grup) sistitle ilgili soru sormuştum. beni ahlaksızlık ve edepsizlikle suçlayan ve hatta küfredenler oldu. birkaç tanesini vercem savcılığa maddiyat o kadar dert değil. bunların sicillerine iş
ya sağlık alanında kurulmuş bir facebook grubunda (insanların birbirleriyle tecrübelerini paylaştıkları bir grup) sistitle ilgili soru sormuştum. beni ahlaksızlık ve edepsizlikle suçlayan ve hatta küfredenler oldu. birkaç tanesini vercem savcılığa maddiyat o kadar dert değil. bunların sicillerine işlensin de kimin ahlaksız olduğu. ondandır sormam.
0
for day to break
(20.08.17)
ya bana ahlaksız diyenlere sizin gibi gerzeklerle muhatap olmuyorum, ben burda derdime derman arıyorum yazdım sadece. ayrıca özelden onları şikayet edeceğimi de yazdım.
0
🌸for day to break
(20.08.17)
(10)

insanlar neden gerçeklere katlanamıyor da sürekli onaylanmak istiyor

mete kudur
sb, cevap gelirse geldikçe soru silsilesi de gelecek.
sb, cevap gelirse geldikçe soru silsilesi de gelecek.
0
mete kudur
(19.08.17)
çünkü haklı çıkıp tatmin olmak için, çünkü içini rahatlatmak için, çünkü gerçekleri kabullenemediği için.

bazı insanlar için gerçekte haklı ya da haksız olmak, doğru ya da yanlış bilmek hiç önemli olmuyor. önemli olan kabul görmek, onaylanmak.
0
rahip janick
(19.08.17)
yani bu insanların haklı olmak istemesi bi' hezeyandan mı ibaret ? faydasız bir hezeyan hem de, bencilce.
0
🌸mete kudur
(19.08.17)
bence tamamen öyle.

babamdan biliyorum. asla tartışamazsın, gerçekleri söylediğin zaman sinirlenir. haksız bile olsa haksız olduğunu duymak istemez, onaylanmasa bile. en sonunda da durumu "bence"ye getirir.

gerçekleri duymak istemiyorlar, gerçekleri görmek istemiyorlar, yanılgıda olmadıklarını, haklı olduklarını, doğru olduklarını, hata yapmadıklarını düşünüyorlar ve birileri bunu söylesin istiyorlar. Ha, birileri bunun aksini söyleyecekse de hiçbir şey söylemesin daha iyi, onlara göre.
0
rahip janick
(19.08.17)
Çünkü kompleksliler.
0
ms brownstone
(19.08.17)
Çünkü her olumsuz tarafın aslinda yapici yani da vardir. Kimse yikici eleştiriyi sevmez.
0
for day to break
(19.08.17)
İnsana en küçük yaştan itibaren doğruluk, hakkaniyet ve iyilik hakkıyla sevdirilmemiştir, ondandır. Bunları çoğumuz sadece kendi çıkarımız için kullanırız, ardına saklanırız. Halbuki "kendin için istediğini başkası için de istemek" en başta gerçekleri olduğu gibi görmeyi sevecek, yanlış olduğunda eksiklenmek değil de düzeltmek yoluna gidecek, kendini tanrı olarak değil hatalı yanlışlı insan olarak görüp hep iyiliğe yönelecek şekilde davranmanın sağlaması. Kendim için istediğim adaleti senin için de aynı dozda istemeliyim. Hürriyeti, eşitliği, doğruluğu, güveni... ancak bu eğitimden sonra insan yanlışını sükunetle görebilir, ancak bu eğitimden sonra yanlışı düzeltmeyi seçebilir.

Yani değerler eğitimimiz, kişilik/karakter eğitimimiz çok 40 katır terkisinde süründüğü için böyleyiz.
0
yaren
(19.08.17)
çünkü gerçekler egoyu yeterince beslemiyor.
kendi kafalarında tasarladıkları daha cazip geliyor.
0
blatta hiberna
(19.08.17)
Gerçekler genel olarak acı verici şeyler, insanlar acı çekmektense yalan da olsa mutluluğu ve tatmini tercih ediyor.Ayrıca kimse biricik egosuna zarar verecek ve vicdanında rahatsızlık yaratacak şeyleri duymak istemez.
0
harvey
(19.08.17)
Çünkü kendine başkalarının ona verdiği değer üzerinden değer biçmeye alıştırılıyor doğumundan itibaren. Bir şey yapıyor ebeveyni gülüyor aynı şeyi tekrar yapıyor ebeveyni tekrar ilgi gösterdiği anda sorun başlıyor. Arkadaşının komik olmayan şakasına zorla gülsün ki kendininkine de gülünsün ilkokulda ortaouklda bunu öğreniyor. Çocukta ebeveyninde olmayan bir içgörü yoksa fıtratı ebeveynininki gibiyse onlar gibi olup çıkıyor.

Türkiye toplumunda çok yaygın bu durum. O yüzden yalnızlığı anlayamıyor, birey olmayı idrak edemiyor insanlar. Bir de isim takmışlar Akdeniz toplumu, sıcakkanlılık diye.
0
Batuhanolabilir
(19.08.17)
Ben de bunu soruyorum, cevap bulursam haber veririm tsk.
Aslinda cevap belli, onaylanmak isteyen yaratiklariz. Bu da kabul etmemiz gereken gerceklerden biri.
0
stavro
(19.08.17)
(18)

okuduğunuz en kaliteli mizah kitabı?

istististist
hayatınızda okuduğunuz en kaliteli mizah kitabı hangisiydi?
hayatınızda okuduğunuz en kaliteli mizah kitabı hangisiydi?
0
istististist
(17.08.17)
atilla atalay - sıdıka
0
prompter
(17.08.17)
Selçuk Demir mahalleden arkadaslar
0
all girls dream
(17.08.17)
Otostopçunun Galaksi Rehberi (mizah bu değil diyenle tartışırım)
Madde 22
Sıdıka +1 (Genel olarak Atilla Atalay) <3
Huysuz İhtiyar
0
kobuzchu kiz
(17.08.17)
Ferhan Şensoy - Oteller Kitabı

Şans eseri karşıma çıktı.
0
dissendium
(17.08.17)
Otostopçunun Galaksi Rehberi + 1
0
sopiro
(17.08.17)
en kaliteli demek iddialı olur ama iki tanesi aklımda, biri aslan asker şvayk; diğeri de ingiliz yolcular. yalnız ikincisinin mizah olup olmadığından emin olamadım. aklımda eğlenceli bir kitap olarak kalmış. 15 yıl olmuştur okuyalı.
0
puc
(17.08.17)
otostopcu cok iyidir. mizah kitabi tanımı tartışmalı ama mizah anlayışını sevdiğim iki yazar var kurt vonnegut ve jonathan s. foer. turkiye de yazanlardan da murat menteş ve alper canıgüzü sayabilirim.
0
eriksatie
(17.08.17)
umut sarıkaya - benim de söyleyeceklerim var 1-2-3
0
captainobvious
(17.08.17)
Captainobvious +1
0
curukturpkokusu
(17.08.17)
Otostop
0
gurur
(17.08.17)
umut sarıkaya + 1
0
contavolta
(17.08.17)
Neil Gaiman Anansi Çocukları
Alper Canıgüz, Murat Menteş ve Sezgin Kaymaz'ın pek çok kitabı. (Sezgin Kaymaz'ın kitapları hem ağlatıp hem güldürüyor)
Bir de trajik bir konuyu anlatmasına rağmen Oblomov'un ilk sayfalarında havaalanında gülme krizine girmiştim.
0
anumegha
(17.08.17)
aziz nesin zübük
cervantes don kişot
otostopçu nun galaksi rehberi
0
for day to break
(17.08.17)
Otostopçunun Galaksi Rehberi iyi güzel ama aynı yazarın (Douglas Adams) Dirk Gently Serisi var Kutsal Dedektiflik Bürosu ve Ruhun Uzun Karanlık Çay Saati diye 2 kitaptan oluşuyor.
Bunların mizah dozu daha yüksek.
0
norek
(17.08.17)
Woody Allen - Tüysüz.
Abraham Kischon- Başbakanı Kim Öptü.
0
pangea
(17.08.17)
Catcher in the rye
0
fyodor fyodorovic
(17.08.17)
Afif Yesari - Hengame, Şalter, Kontak (üçü de ayrı kitap)
0
manuel mandalina
(17.08.17)
en kalitelisi üzerine bir fikir beyan edemiycem çünkü pek fazla mizah kitabı okuduğum söylenemez. ama bir tanesi var ki her cümlesiyle beni kahkahalara sevk ediyor

uykusuzdan da bilirsiniz,

fırat budacı - kendimi durduracak değilim
0
it oynamis yonca masarasi
(17.08.17)
(7)

Serviste unutulan çocuk

_k_u_z_g_u_n_
Duydunuz mu bilmiyorum kreşe giden cocuk sabah serviste uyua kalmış sonra unutuluyor dört buçuğa kadar sorum şu arabada oksijen biter mi bu sürede çocuk üç yaşlarında Allah ailesine sabırlar versin
Duydunuz mu bilmiyorum kreşe giden cocuk sabah serviste uyua kalmış sonra unutuluyor dört buçuğa kadar sorum şu arabada oksijen biter mi bu sürede çocuk üç yaşlarında Allah ailesine sabırlar versin
0
_k_u_z_g_u_n_
(17.08.17)
Sıcakla birleşince olmuş olabilir.
0
teknikekip
(17.08.17)
sabah 7,30'dan, akşam 16,30'a kadar... üç yaşında bu çocuk. yazık.

başlık az önce açılmıştı:

(bkz: #1216720)
0
runagain
(17.08.17)
Arabada oksijen elbette biter, ayrıca yakın zamanda şöyle bir şey duymuştum; arabanıza biner binmez klimayı açmayın, önce arabanızı havalandırın sonra klimayı açın, içeride bilmem ne bişey kimyasal gazı birikirmiş kapalı kaldığı sırada. O da zehirler miymiş neymiş.
0
yaren
(17.08.17)
sorun oksijenin bitmesinden öte hipertermi'dir muhtemelen. güneş altinda kalan aracın iç sıcaklığı şu yaz günlerinde 70 dereceye kadar çıkabilir ki bu durum bir yetişkin bile 5 dakika civarında ancak dayanır.
0
helenart
(17.08.17)
mevzu oksijen değil. camları kapalı bir araç içinde sıcaklık çok çok yükseliyor. saunada 8 saat kalmak gibi düşün.
0
zgrydn
(17.08.17)
oksijen bitmez araçlar o kadar dışarıyla izole değil. muhtemelen sorun ısının aşırı yükselmesi.
0
orpheus
(17.08.17)
çocuk ağlamamış mı hiç? emniyet kemeri takılı halde bulunmuş. çıkaramadımı ki acep? bulunduğunda baygınmış.
0
for day to break
(17.08.17)
(37)

tüketmediğiniz gıdalar

xlero
sebebiyle beraber söyler misiniz? alerji, sağlıksız bulmak, tiksinmek, diyete uymaması vs.ben küçükken ailecek çok kola içiyorduk, abimin midesi bir ara epey kötü oldu. sanırım 12 yıldır kola içmiyorum
sebebiyle beraber söyler misiniz? alerji, sağlıksız bulmak, tiksinmek, diyete uymaması vs.

ben küçükken ailecek çok kola içiyorduk, abimin midesi bir ara epey kötü oldu. sanırım 12 yıldır kola içmiyorum
0
xlero
(16.08.17)
alkol sağlık
işkembe çorbası kokusu kötü
domuz haram + kokusu iğrenç
şalgam hiç sevemedim
yengeç ıstakoz kalamar karides vb deniz ürünleri görüntüleri iğrenç.
0
basond
(16.08.17)
enteresan anketmiş, işte cevaplarım!

ekmek: gerek yok.
pilav: gerek yok.
küp şeker: gerek yok.
tatlı/gazlı içecekler: gerek yok.
piliç/balık köfte salam jambon vb: daha sağlıksız bir alternatif olarak aklıma ayakkabı yalamak filan geliyor, dolayısıyla hayır dostum.
kuşüzümlü yemek: bunu icat edenler kafayı yemiş bence, tiksiniyorum.
pirinçli sebze yemeği: tiksiniyorum.
çok pişmiş herhangi bir yemek: kusucam.
0
evde liyakat kalmamis
(16.08.17)
şeker ve şekerli tüm ambalajlı gıdalar - sağlıksız
mısır - gdo suzu yok
kola - sağlıksız
meyve suyu, soğuk çay, meşrubatların alayı - şekerli ya da tatlandırıcılı
0
rentts
(16.08.17)
bamya, pırasa, ıspanak(bu son ikisini börekte araya kaynatıp yediriyo annem ama normalde yemem), lahana, taze fasulye, karnabahar ve aklıma gelmeyen daha birçok sebze ve otu (cibez, şevketibostan, ebegümeci vs. ne kadar gereksiz ege otu varsa) yemiyorum çünkü sevmem tatlarını iğrenç geliyo bana.

karpuz/kavun yemem. en son 4 5 yaşında annemin hadi bi dene falan demesiyle yemişimdir herhalde, ki o zaman yediğimde de damağımda böyle pütürlü his bırakmıştı alerjim bile olabilir hiç bilmediğim. yememe nedenim de karpuzun beni aşırı irite etmesi. böyle yapış yapış sulu şekerli olması falan insanların yerken ağzının burnunun karpuz olması aşırı tiksindiriyo beni, kavunu da tadını sevmediğim için yemiyorum.

kola çok çok nadir tüketirim hani dışarda topluca yemek yenirken bazen kola söylemek avantajlı olur başka içecekte kampanya olmaz falan o zaman içerim yoksa içmem.

kesin başka bi şeyler de vardır da aklıma gelmedi, çok yemek seçen biriyim. ha mesela kokoreç ve ciğer dışında sakatat yemem, bu kemik iliğini falan emiyolar bazen ondan tiksinirim. kelle paça da yemem gerçi o sakatat mı değil mi tam bilmiyorum bile.
0
nundu
(16.08.17)
taze biber; tadı saman gibi hoşuma gitmiyor.
geri kalan ne varsa kabulüm.
0
re noreno
(16.08.17)
Kola/gazlı içecekler/meyve suları/ice tea vs - şeker/sağlık
bitter çikolata harici çikolata - şeker/sağlık
şekerleme/bisküvi vs - şeker/sağlık

garip dokulu şeyler (chia pudding, noktalı vs şeyler) - trypophobia

meyve+ yemek karışımı şeyler (kuru erikli et falan) - çünkü deli değilim
0
sopiro
(16.08.17)
jelibon, marshmallow vb. tiksindiriyor kıvamı yüzünden, zaten sağlıksız.
Gazlı-gazsız şekerli-tatlandırıcılı içecekleri tüketmem, ekstra şekere hiçbirimizin ihtiyacı yok. Sade soda varsa içerim.
Ketçap mayonez vb. yemem, yağlı ve çok kimyasal. Ama acı sostan vazgeçemiyorum.
Naneli-meyveli-kahveli vs. şekerleri almam, ikram edilse yemem.
Yağlı etleri yemem, yağsızını da pek yediğim söylenemez. Deri görürsem kusarım. Sakatat yazarken ellerim titriyor, ağzıma sürmem.
Sigara-alkol kullanmam, zararını açıklamama gerek yok.

ayda veya 2 ayda 1 cips yerim, sağlıksız ama bazen çekiyor canım.
Genel olarak ambalajlı gıda tüketmemeye çalışıyorum.
0
megalomaniac
(16.08.17)
Evde liyakat kalmamis'ten alıyorum:

ekmek: gerek yok.
pilav: gerek yok.
küp şeker: gerek yok.
tatlı/gazlı içecekler: gerek yok.
piliç/balık köfte salam jambon vb: daha sağlıksız bir alternatif olarak aklıma ayakkabı yalamak filan geliyor, dolayısıyla hayır dostum.

Bunlara ek olarak patates.
0
yirmisantim
(16.08.17)
Her türlü abur cubur (zor oldu ama başardım, tüketmiyorum uzun süredir) - sağlık
Her türlü sakatat - tiksinmek
Tavuk but ve kanat - tiksinmek
Kırmızı etin yağ dokuları - tiksinmek
Tüm biber çeşitleri - tiksinmek
0
peggy
(16.08.17)
şu duyuruya bakınca kimsenin yediği ortak bişey yok
bi gün zirve olursa sadece çekirdek çitlenebilecek

insanların sağlıksız diye yemedikleri her şeyi yiyorum görünüşe göre ilk ben öleceğim.

ilk cevabıma ek olarak haşlanmış yumurta ve kaymak da yemiyorum alerji yapıyor.
0
basond
(16.08.17)
@basond kimse makarna dememiş, bence makarna yenilebilir ^^

ekleme yapıyorum: süt, gaz yapıyo :D
0
evde liyakat kalmamis
(16.08.17)
ciğer. kokusu, tadı, çiğnerken ağzımda yarattığı his... her şeyiyle korkunç.

çocukken yiyip kusmuştum. Bir daha da yemedim, ölsem de yemem. bulunduğu masadan da alelacele karnımı doyurup kalkarım.

not: edirne tava ciğeri çok daha başka bir şey, onu yiyebilmiştim (edirne'de). ama üç beş taneden sonra tadı normal ciğere dönmüştü benim için.
0
rahip janick
(16.08.17)
Etik nedenlerle hiçbir hayvansal gıdayı tüketmiyorum. Bamya ve pırasa yemem için açlıktan ölüyor olmam lazım. Tatları berbat. Bunlar dışında asla yemem veya içmem diyebileceğim bir şey yok.
0
auroraaurora
(16.08.17)
sağlık kaygısıyla glisemik indeksi yüksek çoğu şeyden ve hazır/rafine gıdalardan uzak duruyorum. zaten belli bir süre sonra gerçekten tatları berbat geliyor.
bakla dışında istisnasız tüm sebzeleri yerim.
0
lazpalle
(16.08.17)
her türlü meyve - içlerinde tahta (çekirdek) var diye yemiyorum. yediğim görülmemiştir.
zehtin - aynı şekilde çekirdekli olduğundan dolayı
enginar - te allam... yenicek şey değil kuran çarpsın.
beyin - zerre haz etmem. hatta kelle paça'nın içinde varsa içmem, söverim.
biber - acı eşiğim (yiyecek anlamında) çok düşük olduğu için tüketmiyorum.
dondurma - hem sağlık açısından hem de mevsim gözetmeksizin boğazlarımı anında şişirdiği için.
cips - bilmiyorum. çekici gelmiyor.
dalak - sebebi yok

benden bu kadar. bu liste dışında ne gelse yerim.
0
Tears of Devil
(16.08.17)
Kola- şeker
Çikolata ve türevleri- şeker
Her türlü ekmek- boş kalori neden tüketeyim
Pilav- kan şekerini hızlı yükseltiyor, besleyici değil
Makarna- aynı
Cips- midem kaldırmıyor sade bile olsa
Tuz- domates hariç her türlü gıdanın tadını bozduğunu düşünüyorum
Sakatat- kokusu hoşuma gitmiyor yemeyi düşüneniyorum
Sebzelerden sadece kereviz yemem kokusuna alışamadım bir türlü
Meyvelerden de muz ve çilek yiyebiliyorum diğerleri lezzetsiz geliyor
0
voyager 1
(16.08.17)
Kola: 15 yıldır içmiyorum.
Diğer asitli ve asitsiz olmak üzere hazır içecekler: çok mecbur kalırsam ayda yılda bir bardak onun haricinde içmem. Sağlık için.
Ekmek: Diyet için bıraktım yıllardır yemiyorum.
Bamya: İğreniyorum.
Meyve kremalı tatlılar: iğreniyorum.
0
mutekebbir
(16.08.17)
karpuz alerji
ananas alerji
salam sucuk sosis sağlık
sakatat sağlık/tiksinmek
ekmek ihtiyaç duymuyorum
0
shotgunwoman
(16.08.17)
Sebze, et, balik, meyve ve bazi kuruyemisler disinda hicbir sey yemiyorum. Resmen pastaya, çöreğe hasret kaldim. Yillardir boyle. Sporcu gibi antrenman yapiyorum, oyle besleniyorum (._.)
0
velvetmorning
(16.08.17)
Çay: Nefret ediyorum.
Mayonez: Sevmem.
Sakatat: Hepsi iğrenç, kokusuna dahi dayanamam.
Bezelye: Bunun da kokusuna bile tahammülüm yok. Bi yemeğin içinde olduğunda (misal tas kebabı falan) o yemeği yemem.
Acı: Yiyemiyorum, direncim yok. Ayrıca manasız geliyor acılı yemek.
Pişmiş havuç ve biber: Sevmiyorum.
Menemen: Kusmuğa benziyor.
Gazlı içecek, meşrubat: Ayda yılda bir canım çekerse içerim. Onun dışında aramam,sevmiyorum.
Tatlı, dondurma, çikolata vs.: Bunlar da ayda yılda bir canımın nadiren sapıtıp çektiği şeyler. Tatlıyı sevmiyorum genel olarak.
Sütlaç, muhallebi: Bunlar da tatlı başlığı altında aslında ama artı bir parantez açmak istiyorum. İkisi de bebek kusmuğuna benziyor. Annem de anasını satayım evde en çok bundan yapardı ve sürekli ye diye zorlardı. Resmen bebeklikten şu güne kadar travmam oldu sütlaç. Ağzıma sürmem.
Reçel, bal, pekmez, nutella vs.: Sevmiyorum.
Kaşar: Peynire hakaret resmen, ağzıma sürmem.
Siyah etli balıklar: Tatları acı geliyor.
Bamya: Sümük gibi, tüylü tüylü bi de.
Kayısı ve şeftali: Tüylü deyince aklıma geldi. Bu iki meyveyi çok sevmeme rağmen tüylerinden dolayı yiyemiyorum. Bir nevi tik gibi. Soyan olursa yerim ama.
0
buff
(16.08.17)
bamya yemem sümüklü pisnik şey.
0
Ufuk
(16.08.17)
Haslanmis yumurta - tiksiniyorum. Daha dogrusu yumurtanin sarisi katilasti mi tiksiniyorum.

Nutella - millet bayiliyo da bence cok gereksiz
0
kuehles blondes
(16.08.17)
kola, gazoz.vs - sağlık
şeker - sağlık
pişmiş yeşillikler - sebze bence pişmemeli zeytinyağlı meze falan gömerim.
0
prezarlatif
(16.08.17)
Ciğer işkembe kelle ve diğer sakatatlar

Mantar bunlar damak tadima uymuo

Eskiden bikaç kere dilli Kaşarlı sandwich yerdim dile benzedigi için dil dediklerini saniodum hani dil peyniri gibi meğersem hayvanın diliylmış boggg

Tavuk yemiyor alerjim var
0
all girls dream
(16.08.17)
Millet kola asitli içecek yazmış ben hergün 1 lt en assağı tuketirdim urologum kesin içme dedi onu hayatımdan çıkardım şekeri de tuketiorm ve sekerli içecekleri de
0
all girls dream
(16.08.17)
Biber, bamya, bakla, pırasa => Küçüklüğümden beri tadını sevemedim bunların, yemiyorum. Diğer her sebzeyi, bakliyatı yerim.
İşkembe, kelle, paça, vb => Görüntüsü, kokusu güzel gelmiyor.
Meyve suyu => Eskiden günde 1-1,5 litre içtiğim oluyordu, şimdi bıraktım. Arada limonata yapar, bir bardak içerim. Kola ve fantayı da çok içiyordum eskiden, artık arada sırada içiyorum. Dolapta devamlı açık meyve suyu, ice tea, kola, fanta ve gazozun olduğu bir dönemden geçtik, sonra ailecek azalttık, dediğim gibi meyve suyunu hiç içmiyorum örneğin :)
0
hayirsiz
(16.08.17)
pırasa leşşşşşşş kokuyor.
tavuk antibiyotik.
midye civa yuvası.
0
mikahakkinen
(16.08.17)
Kokoreç disinda sakatat yemem. Onu da cok nadir. Sanırım bamya pırasa, sakatat ve koyun eti/sütü/peyniri disinda yemedigim icmedigim sey yok.
0
aquarium
(16.08.17)
Ben yemek seçmem her şeyi yerim. Sakatat demişler ama ciger, kokorec bunlar nefis bence. Patates salatasini pek sevmem ama sicak cayla ekmek arasi yapinca severim.
0
for day to break
(16.08.17)
kola, gazoz : şeker ve asit sonuçta
alkol : sevmiyorum + sağlıksız
kırmızı et ve türevleri : denedim olmuyor
balık : kırmızı etle aynı sebep
0
yaraticinick
(16.08.17)
Yeşil biber ve kavrulmamış sarımsak midemi bozuyor.
Meyve parçaçıklı yoğurt/dondurma gibi şeyleri yiyemiyorum ağzımda büyüyor kusmak istiyorum.
Bamya karnabahar brokoli mecbur değilsem yemem.
Patlıcanı sadece közlenmişse yiyebilirim hatta taparım.
Annemin yaptığı yemekleri de genellikle yemem kendi yemeğimi kendim yaparım.
Alerjim olan gıda yok/bilmiyorum.

Bunların dışında diyette olduğum için yasaklar şöyle;
Kızartmalar
Et suları
Katı yağlar
Hazır gıdalar
Abur cubur
Hamur işleri
Gazlı içecekler
Kutu meyve suları
Hazır çorbalar
Salamura gıdalar
Turşu
Sakatatlar ve şarküteri ürünleri
Yağlı ve kremalı gıdalar, mayonez vs.
Fazla alkol, tuz, kafein.

Ekmek makarna meyve her zaman değil, ölçülü şekilde.
Ömür boyu böyle besleneceğim, arz ederim.
0
apartman teyze
(16.08.17)
sağlık :kola, ice tea, hazır meyve suyu filan içmem, hazır gıda sınırlıdır.ketçap hiç kullanmam. mayonez bazen.
pizza, sosis, salam tüketmiyorum, midye de korkumdan yemiyorum.
çaya kahveye şeker atmam, bisküvi, çikolata cips filan çok sınırlı, hindistan cevizi krokan ve sarı lebelebiyi sevmiyorum fark ettiysem yemem. krem şantiden çok hazzetmem. ekmeği normal ekmek olarak yemem ama simit, börek, pide filan yiyorum.
genel olarak dışarıda yediğim şeyler tuzlu geliyor -evde yemeğe tuz atmadığım için-
ama "aaay asla yemem, ağzıma sürmem"lik hiç bir şey yok, açsam yerim :)
0
niye ama
(16.08.17)
Tavuk. Degil tüketmek, yanına bile yaklasmam. Sebebi ise feci sekilde tiksinmem. Son 2 yildir boyle. Tadi, goruntusu ve en onemlisi o lanet kokusu beni igrendiriyor. En cok igrendigim kismi da but. Zaten asiri sagliksiz bir sey.

Salam. Bunu da igrenc buluyorum ama tavuk kadar igrenc degil.

Domuz. Kokusu hayata kusturdu beni.

Yengec ıstakoz vs. Goruntuleri igrendiriyor. Tadi istedigi kadar guzel, o goruntudeki bir seyi yemem.

Bezelye. Nefret ederim. Issiz bir adada sadece bezelye ile kalsam ve acliktan olecek duruma gelsem yemeden once yine de bir dusunurum "ulan acaba yemesem acliktan olsem mi?" diye.

McDonald's, burger King vs menuleri. Hepsi midemi bulandiriyor

Palamut baligi. Lezzetsiz ve agir geliyor.

Turk kahvesi. Sevemedim gitti. Aslinda hemen hemen hicbir kahve turunu sevmiyorum.

Salcali bulgur pilavi. Sade (salcasiz ve sari renkte olan hali) bukgur pilavini yerim ama salcalidan nefret ederim.

Pirasa yemegi. Sevmiyorum

Enginar. Sevmiyorum.

Elma. Hayatimjn hicbir döneminde sevmedim. Eksi elmayi yiyebilirim ama o da midemi yakiyor, o yuzden hic elma yemiyorum.

Patlican. Kozlemesi haric hicbir formunu sevmiyorum patlicanin.

Bamya, taze fasulye, turlu vs. sulu yemeklerin hemen hemen hepsi. Cunku sevmiyorum.

Pogaca. O kadar agir ki kamyon yemis gibi tikaniyorum. Ayrica midemi yakiyor tabii ki.

Tarhana, brokoli corbasi, gulas corbasi ve iskembe-kelle paca haric tum corbalar.

Sut. Cunku sindiremiyor midem. Laktozsuz alio icebilirim ama gerek yok cunku aradigim bir sey degil sut. Farkında olmadan bol sutlu bir sey tuketirsem mide allak bullak oluyor.

Cikolata. Sevmem pek. Bayiyor beni cikolata. Hele yaz sıcağının ortasında cikolatali dondurma yiyorlar, allahim allahim..

Recel. Yiyemiyorum, asiri tatli geliyor.

Raki. Kokusunu da tadini da sevmiyorum.

Daha cok sey var da aklaima gelmiyor hepsi simdi. Aslinda bastan sadece yediklerimi yazsam cok daha kolay olacakti.
0
stavro
(16.08.17)
Kola, fanta, gazoz gibi şeyler
Neskafe (granül kahve yani)
Kelle paça işkembe
Pırasa (malesef sevemiyorum)
0
mutlusismankedi2015
(17.08.17)
asitli içeceklerin hiçbiri, ice tea, meyve suları- sağlıksız ve onları tüketince inanılmaz rahatsız oluyorum. en son ne zaman içtim bilmem.

abur cubur vs asla

tavuk pek sevmem az tüketirim ya da tüketmem
0
ruh i tibbiye
(17.08.17)
Dörtten fazla bacağı olan cisimleri yemiyorum çünkü kültürel nedenler falan (kalamar istisna)

Koç yumurtası vb yemiyorum çünkü o ne birader öyle yaaa.. Beyin ve kelledeki göz falan da acaib hissettiriyor.

Çikolata-kakao ile karıştırılan meyveler, vişneli brovni mesela, portakallı çikolata, çikolatalı yaş pastadaki kiraz vs, icat edenin allah belasını versin, sindiremiyorum.

Sarı leblebi de zorluk seviyesi yüksek bir kuruyemiş. Yerken sıkılıyorum.
0
kargn
(17.08.17)
Domates agzima aldigim an direk kusma refleksi geliyor.
Kola, gazoz gibi gazli icecekler.
Kokorec yemem, sevmiyorum.
Maydonoz, tadini sevmiyorum, herhangi bir yemegin icinde maydonoz oldugu zaman adeta maydonozun aromasindan yemegin tadini alamiyorum.
0
Kamyoncunun vitesi
(17.08.17)
(7)

Granit tava teflon tava dmküm tava farkları

dexter z
Ben 2 tane tava almayı düşünüyordum biri şu grill tava diye geçen tırtıklı tavalardan bi de bildiğimiz düz teflon tava. hangi tavayı alayım sizce en uzun ömürlü ve işe yararı hangisi? arkadaşım granit süper diyor ama bilemedim internette de düzgün bir şey bulamadım kullanan varsa öneriniz nedir acab
Ben 2 tane tava almayı düşünüyordum biri şu grill tava diye geçen tırtıklı tavalardan bi de bildiğimiz düz teflon tava. hangi tavayı alayım sizce en uzun ömürlü ve işe yararı hangisi? arkadaşım granit süper diyor ama bilemedim internette de düzgün bir şey bulamadım kullanan varsa öneriniz nedir acaba?
0
dexter z
(16.08.17)
Granit seramikten, seramik teflondan daha sonraki yani daha iyi teknoloji. Döküm ayrı bi sınıf, kullanıldığı alanlar daha farklı ayrıca çok ağır.
Bu soru çok soruldu, arama yaparsan diğer yorumları da bulursun.
0
manuel mandalina
(16.08.17)
Karaca'dan granit aldim 3 hafta once. Seti 300 tl. Kullaniyorum cizilmiyormus kasikla kazimadan dikkatlice kullaniyorum yine de. Guzel suan bir sorun yasamadim.
0
ykyt
(16.08.17)
et tavuk ızgara için alacaksan döküm al kesinlikle. ne kadar ağır o kadar iyi. geri kalanlar için seramik granit ne varsa iş görüyor.
0
argent dawn
(16.08.17)
Döküm tavaların kaplamasız olanları özen ve bakım ister. Ama kaplamalı olanların tek dezavantajı ağır olması. Onun haricinde dökümde yapılan yemeği yedikten sonra hep onda pişsin istiyor insan.
0
reactionic
(16.08.17)
kaplamasız döküm tava'yı kullanmak çok basit. seasoning denilen bir işlem var yağlayıp fırına veriyorsun. yapışmazlığı sağlamak ve paslanmayı engellemek için. arada bir yapsan iyi oluyor. ondan sonra isterse paslansın telle kazırsın çizildi derdi yok kaplama kalktı derdi yok. cayır cayır kullanıyorsun. üstünde et piştikçe tava kendine geliyor zaten
0
argent dawn
(16.08.17)
dokum tava olsun bir kere. etler dokumde pisecek. cunku isiyi esit dagitiyor ve yuksek isiya cikabilip etin muhurlenmesini sagliyor. boylece et sululugunu, besin degerini ve lezzetini koruyor.

bir adet bakir tavan olsun. yumurta vs. icin.

bir de granit-teflon-seramik seceneklerinden birisi olsun. refika birgul yanilmiyorsam seramik kullaniyor. onunki neyse aynindan al. daha iyi biliyorlar isin aslini.
0
jimicik
(16.08.17)
Ben döküm kullaniyorum. Et yaparken muhurleme sirasinda çok is yapiyor. Ama lezzeti yumusakliği güzel oluyor. Ayrıca yeni bir yöntem öğrendim köfteler için. Azcik yagliyorum. Isinca kisik ateste yavaşça kizartiyorum köfteleri. Temizliği çok uğraştiriyor. Ben normal bulaşık yikar gibi yikiyorum. Hatta bazen telle kazidiğim bile oluyor. Cok yağli olduğu icin onu diger bulasiklardan ayri yikiyorum.
0
for day to break
(16.08.17)
(17)

az kişinin bildiği muhteşem peynirler var mı bildiğiniz?

for day to break
mesela kolot peynirini ben çok seviyorum. yeni yeni marketlerde yer alıyor. daha önce marketlerde bulamamıştım mesela. birde küflü peynir varmış. küflü kaşar da sanırım az biliniyor. otlu peynir var birde.
mesela kolot peynirini ben çok seviyorum. yeni yeni marketlerde yer alıyor. daha önce marketlerde bulamamıştım mesela. birde küflü peynir varmış. küflü kaşar da sanırım az biliniyor. otlu peynir var birde.
0
for day to break
(14.08.17)
Valla edam
Blue danish tavsiye edebilirim ama az bilinen bi çeşit diil
0
all girls dream
(14.08.17)
misal ben keçi tulum peyniri çok seviyorum, yav beyaz peynir diyip geçiyorlar çok alınıyorum, üzülüyorum.
0
evde liyakat kalmamis
(14.08.17)
Emmentaler diye bir peynir var, hafif eski kaşarı andırıyor, tam şarap peyniri. TR'de denk gelmedim, Almanyadan dönerken almıştım.
0
zwiegesprach
(14.08.17)
Vegan peynirler var. Ayirt edebilirsen uzman derim.
0
Traveller
(14.08.17)
Edam ile gouda, Migros'ta var.
0
aychovsky
(14.08.17)
Bence en iyisi Cihangir'deki Antre Gourmet'ye gidin, oradaki peynirleri tek tek tadın. Kars Gravyeri, Mersin Bezde Tulum ve Adana'dan gelen bir Krem Keçi Peyniri var mesela ilk aklıma gelen, hepsine ayrı ayrı bayılırım. Daha aklıma gelmeyen pek çok peynir olduğu da kesin. Ha bir de, Eataly'den Stracciatella alın, taze bir peynir ve hayatımda yediğim en güzel şeylerden biri olabilir.
0
loras
(14.08.17)
Sürk (metro markette var)
0
jamiro
(14.08.17)
Birde çökelek var. Lora benziyor ana değil. Ekşimsi biraz.
0
🌸for day to break
(14.08.17)
Edam denmiş, Maasdamer, Brie.
Babybell <3
0
Lim5
(14.08.17)
cheese.com
Bulabilirsen bunu dene derim. İskoç peyniri gayet güzel
0
ismira007
(14.08.17)
Gorgonzola
0
beyaztenlikiz
(14.08.17)
@zwiegesprach

Emmentaler türkiye'de Emmental diye geçiyor. çoğu markette vardır
0
hononu
(14.08.17)
Harbi bergama tulum tamamdır. Bir de Kestel'den aldığım bir peynir var. Tulum diyorlar sadece. Çok mayalı çok tuzlu ama böyle yedikçe yersin iki kilo yersin durduramazsan kendini.
0
alperz
(14.08.17)
birde ben antalya'da bi otelde yemiştim. uzun uzun dilimlemişler. kaşar gibi ama kesinlikle kaşar değildi. böyle dişlerinle koparırken haribo yiyormuşun gibiydi tadı da tamamen peynir ama ne ekşi ne tuzlu yedikçe yiyesin gelen bi şeydi.
0
🌸for day to break
(14.08.17)
brie peyniri ar bide
0
all girls dream
(14.08.17)
mihaliç peyniri. sütaşınki fena değildi ama paket paket değişebiliyor. en sert ve büyük delikli olanını al.
0
adivar
(14.08.17)
keçi büşü
0
nıç
(14.08.17)
(20)

içinize atlet giyiyor musunuz bu sıcaklarda?

for day to break
ben giymiyordum ama giymeyince hasta oldum sanki, giymek mi gerekti acaba?
ben giymiyordum ama giymeyince hasta oldum sanki, giymek mi gerekti acaba?
0
for day to break
(13.08.17)
hiç sevmiyorum atlet giymeyi. giyilmesi iyi sanırım. şu kolsuz, sıfır yaka olanlarından.
0
runagain
(13.08.17)
ben hiç bi zaman atlet giymiyorum
0
ghilleinthemist
(13.08.17)
Giyim konusu kişiye, bünyeye göre çok değişiyor. Kolay üşüyen biriyseniz ve zaman zaman üşüdüğünüzü hissediyorsanız (ki bu sıcak havada da olabiliyor) giymelisiniz. "Bu sıcaklarda" üşütüp hasta olmanız gayet de mümkündür. Ama kimisi çok serin havalarda gömlekle gezer, kişiye göre değişiyor.
0
mikro patlama
(13.08.17)
ben yaz-kış giyiyorum. giymeyince çıplak hissediyorum. bir de sıcakta terleyip birden soğuk bi mekana girince koruyup kolluyor insanın sırtını, bağrını. giyilmeli derim.
0
secrex
(13.08.17)
Gitmiyorum, bu havada tişört bile fazla geliyor.
0
doxanikee
(13.08.17)
ben sogukta da giymiyom.
0
kosun lan mevzu var
(13.08.17)
Hiçbi havada atlet giyemiyorum ama normalde giyiyor olsam da bu havalarda giyemezdim diye düşünüyorum. Atlet bir yana tişört giyebildiğim için tebrik ederken buluyorum ben kendimi yazın ara sıra :/
0
havana
(13.08.17)
Giyiyorum kesinlikle. Hatta şu an atletle oturuyorum. Benim böbreklerim hassas biraz. Biraz soğukta kalayım, ertesi gün belim sızlar. Gece hava çok sıcak olsa bile belimi mutlaka örterim. Eline, beline, diline sahip ol diyenler bence atlete vurgu yapmış.
0
dissendium
(13.08.17)
Tamamen alışkanlıklarla alakalı üşüme durumu. Yaz-kış giymem ben, bir arkadaşım atletsizken yazın bile üşür.
0
pike
(13.08.17)
Yazın giymem ama kisin giyerim
0
all girls dream
(13.08.17)
10 yaşından beri giymiyorum ben yaz kış.
0
gozu acik sevisen yahudi
(13.08.17)
atlet giymeyi seneler önce bıraktım. tek sıkıntısı, sırtım terleyince direkt tişörte geçtiği için daha iğrenç hissediyorum.
0
m e b
(13.08.17)
Evde giyiyorum ama dışarıda hayır.
0
manuel mandalina
(13.08.17)
Yaz kış giymiyorum ben de hadi kışı anlarım da bu sıcakta giyenlere zerre anlam veremiyorum.
0
pastörizesüt
(13.08.17)
pastörizesüt, atlet teri emdiği için iyi olurmuş.
0
🌸for day to break
(13.08.17)
atlet zehri alır.
0
kosun lan mevzu var
(13.08.17)
yaz kış giymiyorum. afakanlar basıyo beni.
0
moratoryumkisilik
(13.08.17)
nayn.
0
boyle buyurdum
(14.08.17)
@ for day to break tamam teri emdi diyelim sonra üstümüzde ıslak ıslak kalıyor ne anladım bu işten üstelik atletle kat kat giyindiğimiz için daha çok terleriz
0
pastörizesüt
(14.08.17)
giymiyorum. sadece bi kere giymiştim. çok farketmedi ama.
0
elorelia
(14.08.17)
(20)

eksiduyuru.com sitesine kaç yıldır ya da kaç aydır üyesiniz?

yorgunum
eksiduyuru.com sitesine kaç yıldır ya da kaç aydır üyesiniz?bu sorunun yanı sıra sitenin iyi ve kötü bulduğunuz taraflarını da yazabilirsiniz?ben 1 yıldır üyeyim. sitenin iyi bulduğum yanı gerçekten elinden geldiğince her soruya cevap vermeye çalışan iyi niyetli üyeleri olması kötü bulduğum yanı ise
eksiduyuru.com sitesine kaç yıldır ya da kaç aydır üyesiniz?

bu sorunun yanı sıra sitenin iyi ve kötü bulduğunuz taraflarını da yazabilirsiniz?

ben 1 yıldır üyeyim. sitenin iyi bulduğum yanı gerçekten elinden geldiğince her soruya cevap vermeye çalışan iyi niyetli üyeleri olması kötü bulduğum yanı ise sorulara cevap yazmak yerine sataşma yapan gerzek üyeler.
0
yorgunum
(12.08.17)
5-6 sene falan olmuştur ya.

ben de seninle aynı fikirdeyim.
0
cokponcik
(12.08.17)
Üye olalı demeyelim de kullanmaya başlayalı aşağı yukarı 4 yıl olmuş.
O kadar olduğunu şimdi sayende fark ettim.

Kötü bulduğum tarafı; telefondan girince favoriye ekleyememek. En büyük derdim bu burasıyla ilgili.
İyi tarafı da dediğin gibi sorulara düzgün cevaplar verilmesi.

Ben adres özürlü biri olarak yeri gelmişken yol arayışlarımda beni her defasında büyük bir dertten kurtaran arkadaşlara teşekkür ediyorum.
0
mutekebbir
(12.08.17)
ilk kuruldugu hafta girdim. o zamandan beri buradayim, ara ara gittim tekrar geldim. arama butonundan ulasabildigim en eski cevabim (07.12.06 13:04:52) tarihine ait.
0
eriksatie
(12.08.17)
sitenin en kötü bulduğum yanı senin gibi tanımadığı insanlara, özellikle kadın olduğu için küfür edip salça olup hala yüzsüz yüzsüz ahkam kesen tipler.
0
Bruce
(12.08.17)
2012 filan sanırim. Seninle aynı fikirdeyim gerzekler konusunda. En üzulduğum noktoda gerzekler bazen puan topluyorlar.
0
for day to break
(12.08.17)
Şimdi baktım 2012'nin sonundan beri. Pek sıkıntı duyduğum bir yanı yok,iyi işte
0
doxanikee
(12.08.17)
2010 da ilk duyurumu acmisim
0
basond
(12.08.17)
2007'den beri.
0
lily briscoe
(12.08.17)
Bu hesapla 2010dan beri ama evveliyatı var.
0
Ufuk
(12.08.17)
2012. Son bir kaç yıldır daha aktifim.
0
qazaqwsx
(12.08.17)
tam tarih hatırlamıyorum ama uzun süredir haberdarım ve kullanıyorum. birkaç kez bir şeylere kızıp üyeliğimi silip daha sonra başka kullanıcı adıyla üye oldum.

sevdiğim yönleri: iyi insanlar var. gerçekten iyi insanlar. muhabbeti iyi, sanal da olsa acını/sevincini paylaşan.
sorduğun sorulara genelde tatmin edici yanıtlar alıyorsun. yanıtlama hızı/yanıt sayısı ve tatmin derecesi yıllar içerisinde düşüşe geçti bence. giderek de düşüyor. trollere karşı bir mekanizması yok sözlük gibi, bunun etkisi var ve genel olarak ülkenin iyi insanlarında bir bezginlik var. iyi şeyler yapma, birilerine yardım etme falan. sürekli köreltiliyor insanların bu duyguları. gittikçe daha çok insan kabuğuna çekiliyor.

sevmediğim yönleri: troller!

mesajla küfreden, sataşan tipler.

benim ya da bir başkasının duyurusuna haddini aşarak yazan tipler. soruya/duyuruya odaklanmak yerine sataşan tipler.

moderasyonun "görünmez" olması. bazen kuralların "kafaya göre" esnemesi.
0
runagain
(12.08.17)
Herhalde 5-6 yıl oldu.
İyi olan yanı insanların -hani "bir problemi onu yaratan zihniyetle çözemezsiniz" derler ya- sorulan sorulara farklı bakış açıları ve bilgi getirebilmeleri.
Kötü bulduğum yanı ise bazı kişilerin hiç o kadar keskin ve sert olmamaları gerekirken "bütün kadınlar kaşar ve kezban salaklar oldukları için bence kullan geç kankaaa" tarzı cahilce, kendi çevrelerinde gözlemledikleri vizyonsuzlukta önerilerle gelmeleri. Cahil ve kaba insanları genel olarak ürkütücü buluyorum.
0
sopiro
(12.08.17)
2 yıldan biraz fazla oldu. Yanlış hatırlamıyorsam Mayıs ayında üye olmuştum.
0
harvey
(12.08.17)
bu hesapla 2010dan beri burdayim, oncesi de var baska hesapla 1-2 yil kadar. aklima gelen her seyi sorabiliyor ve ilginc bi sekilde buyuk olcude yararli/islevsel cevap alabiliyor olmayi seviyorum. harika insanlarla da tanistim ve bilmedigim yuzlerce sey hakkinda fikrim oldu. sevmedigim cok fazla sey yok, (nispeten kapali bi grup olsa da) sonuc itibariyle herkese acik bir ortamda var olabilecek tiplerin burada da olabilecegi gercegini goz onunde bulundurursak sacma sapan insanlari gormezden geliyorum o nedenle onlar da pek canimi sikamiyor. belki bi tek arayuzunun hantalligi, arama/filtreleme durumlarinin zayifligi az bi can sikici ama sonucta bu haliyle bile severek kullaniyorum. canim duyuru ❤
0
in vino veritas
(12.08.17)
2009
0
kleider
(12.08.17)
2002'den beri okur, 2003'ten beri de yazar olarak sözlüğü kullanıyorum ama sekiz ay öncesine kadar duyuruya bir kez merak edip de bakmamıştım. yani duyuru benim zihnimde bir ilan sitesiydi, o kadar.

bu yılın ilk günlerinden beri burada daha fazla zaman geçiriyorum.
0
filteria
(12.08.17)
2010'dan beri buradayim. Sitenin kotu buldugum yani eski zamanlardaki gibi olmamasi :( iyi buldugum yani alternatif bir platform olmadigindan oturu, sordugum sorulara genelde cevap bulabilmem ve normalde tanisamayacagim yolumun kesismeyecegi ama aslinda kesismesini istedigim turden insanlari barindirmasi
0
yuzır
(12.08.17)
Zannımca 9 yıl.
0
goodz
(12.08.17)
5 yıldır okuyorum ancak son yıllardaki nesilden mi kaynaklanıyor bilmiyorum ama eskiden daha kaliteliydi.
0
regardless of what they say
(13.08.17)
İlk duyurumu 2012'de açmışım ama ne zaman kayıt yaptığımı bilmiyorum açıkçası.

Ben de özveriyle yanıt verenler nedeniyle burada zaman zaman vakit geçiriyorum.

Kötü yanı ise gerginlik çıkarmak için var olan, anlamak dinlemek yerine küfür ya da hakaret ederek yağ gibi üste çıkmaya çalışan insanların varlığı. Gerçekten bu tipler değiştirdiler duyuruyu. Zaten ilk girdiğim zamanlarda sitenin hoşuma giden yanı insanların yanıtlarını siz diliyle yazmalarıydı. Yani bir tartışma adabı vardı. Şu anda üslupsuzluk üst noktada maalesef ki. Toplumda da böyle bir eğilim olduğu için sanırım burada da olması normal.
0
duyond
(13.08.17)
(13)

Hamile mi?

riff cohen
Son ilişkiden sonra bir kez adet olmuş ve 2.adeti baya gecikmiş birisi hamile olabilir mi? Hamilelik dışı uzamalar oluyor mu adette ? Üzerime iyi haber atın
Son ilişkiden sonra bir kez adet olmuş ve 2.adeti baya gecikmiş birisi hamile olabilir mi? Hamilelik dışı uzamalar oluyor mu adette ? Üzerime iyi haber atın
0
riff cohen
(12.08.17)
2. adeti baya gecikmişse bunu buraya sorana kadar eczaneden gidip bi test alıp bakması 5 dakikasını alır. sonuçta biz müneccim değiliz.
0
sta
(12.08.17)
Test zaten yapacak.şuan test yapbilecek durımda değil müneccim olmanı beklemiyorum.bişeyler bilenlerden bilgi almaya çalışıyorum.boş yapana kadar işe yarayacağın başlıklarla ilgilenebilirsin.
0
🌸riff cohen
(12.08.17)
İyi haber mi? Evlilik hazırlıklarına başla.
0
1adam
(12.08.17)
Korunmus muydunuz? Kadın hangi donemdeydi?
0
elorelia
(12.08.17)
ilişkiden sonraki adet ile yeni yumurtanın oluşması arasındaki süre boyunca spermlerin canlı kalması pek olası değil. şayet hamile çıkarsa senden olmama ihtimalini de düşün.
0
washe
(12.08.17)
Bazen başka sebeplerden uzayabilir. Bir de üstüne hamilemiyim stresi eklenirse olay daha da uzar. Test yaptırınca hamile değilse, rahatlar ve muhtemelen bir kaç gün sonra adet görür.

Ancak hamilelik şu an sizin için uygun bir dönem değilse ko-ru-na-cak-sı-nız.


.
0
kartallar yuksek ucar
(12.08.17)
Allah analı babalı büyütsün.
0
secrex
(12.08.17)
*doktor değilim*
çok zor çünkü ilişkiden sonra adet olmuş. yani yumurta spermle birleşmemiş, döllenme olmamış ve dışarı atılmış. sonra da tekrar ilişkiye girilmediğini varsayıp ve spermin max. 3-4 gün canlı kalabildiğini eklersek ortada sperm yok ve döllenme de yok. muhtemelen başka seneplerdendie stres, üzüntü, hatta beslenme değişimi vs bile benim düzenimi etkiliyor mesela hatta çoğu kadının. bence korkmayın ama emin olmak isteniyosa da yukardakilerin dediği gibi test yapıp rahatlayın.
0
blacksky
(12.08.17)
Büyük ihtimal hamile
0
fasulyek
(12.08.17)
Yaz aylarında herkesin düzeni kayabiliyor, hele bi de hamile miyim stresi eklenince muhtemelen ondan gecikmiştir.
Test yaparsanız strese gerek kalmaz.
0
bir nick var benden iceri
(12.08.17)
Mümkün. Regl kanamasından biraz farklı olup, 'üstüne görme' denen bişey var.
jinekoloji.com
Gecikmesiyle ilgili benim bi anketim var, o da şurada;
www.eksiduyuru.com
Şu an test yapma imkanı yok demişsin, kafaya takmamaya çalışsın, yoksa uzar da uzar.
0
manuel mandalina
(12.08.17)
Adetin gecikmesi için birsürü sebep var.
Benim takvimim karman çorman mesela. 17 gün geçtiğini biliyorum. Stres yaptıkça ben daha da gecikti
O da ilişkiden sonra stres yapmıştır ama bu da demek değil ki hamile olamaz
Testini yaptırsın
0
sagin
(12.08.17)
Üstüne gorme denilen olayı bana sorun. Üstüne görme kanı normal adetten daha az az ve daha koyu renkli olurmuş. Böyle bildıgin ped degistirecek kadar kan gelmesi o ustune gorme degil.
0
for day to break
(12.08.17)
(7)

Isırılıyorum, yardım :(

mithrilfender
Vücudumun heryerini küçük nokta şeklinde ısırık izleri kapladı. İnanılmaz kaşınıyorlar. Ama neden olduğunu çözemedim. Isırıklar tek tek duruyor. Klasik üçlü grup halinde değil. Sivrisinek ısırığı gibi. Ama ortasında kan izi yok. Bir de odamda ölü bir arkadaşa rastladım. Acaba o mu ısırıyor ki? Mini
Vücudumun heryerini küçük nokta şeklinde ısırık izleri kapladı. İnanılmaz kaşınıyorlar. Ama neden olduğunu çözemedim. Isırıklar tek tek duruyor. Klasik üçlü grup halinde değil. Sivrisinek ısırığı gibi. Ama ortasında kan izi yok. Bir de odamda ölü bir arkadaşa rastladım. Acaba o mu ısırıyor ki? Minicik birşey, kanatlı, uçuyor gibi. Ağzı sivri. Ama tahta kurusu değil gibi.
Nedir bunlar? Lütfen yardım edin.
Edit: fotoğrafları ekledim. Minik kızarıklıktan yüzlerce var vücudumda
0
mithrilfender
(11.08.17)
pire olabilir mi?
0
elorelia
(11.08.17)
tahta kurusu olabilir ya küçük ve inanılmaz kasınıyorsa. bed bugs olanından.
0
turk kizi
(11.08.17)
Doktora gittim. Isırık olduğunu teşhis etti. Ama ne o da birşey diyemedi. Pire olsa bir şekilde görmem gerekmez mi? @türk kızı evet minicik ve inanılmaz acıyıp kaşınıyor :(
0
🌸mithrilfender
(11.08.17)
Pireyi görmek için baya aramanız gerekir, giysilerin kıvrımlarına, dikiş altlarına falan çok güzel saklanırlar. Pireden şüpheleniyorsanız son zamanlarda giydiğiniz her şeyi ve onlarla temas eden giysileri, çarşafı yastığı falan ne var ne yok hepsini mümkünse sıcak suyla (yani 30 derece olmasın) yıkayın.
0
kobuzchu kiz
(11.08.17)
pire benim başımın belası. pıt pıt diye ordan oraya atlar, yakalamak bir mucizedir. artık yakalamakta iyice uzmanlaştım. kolay kolay ölmez. tırnakların arasınra çıtırt ezmen lazım onu. (bkz: orgazmdan zevkli anlar) ısırdığı yerde ağlatacak kadar kaşınır. himalaya tuzunu suda eritip kaşınan yerlere sür hemen alıyor kaşıntıyı.
0
for day to break
(11.08.17)
Hmm. Yarın evi ilaçlatacağım. Umarım geçer :(. Yoksa bu gidişle delireceğim :(
0
🌸mithrilfender
(11.08.17)
(bkz: yakarca)
0
kimlanbu
(11.08.17)
(8)

Sevgiliniz Robotla Seks Yapsa?

anumegha
Merhabalar,Biliyorsunuz ki seks robotları gümbür gümbür geliyor. Hatta İspanya'da yalnızca robotların çalıştığı bir genelev bile açıldı. Sevgiliniz bir robotla cinsel münasebetlere girse kendinizi aldatılmış hisseder misiniz? Hissederseniz neden, hissetmezseniz neden? Teşekkür ederim.
Merhabalar,
Biliyorsunuz ki seks robotları gümbür gümbür geliyor. Hatta İspanya'da yalnızca robotların çalıştığı bir genelev bile açıldı. Sevgiliniz bir robotla cinsel münasebetlere girse kendinizi aldatılmış hisseder misiniz? Hissederseniz neden, hissetmezseniz neden? Teşekkür ederim.
0
anumegha
(11.08.17)
mastürbasyondan farkı yok. nefes almadığı için sorun etmezdim sanırım ama edebilirim de.
0
secrex
(11.08.17)
wd 40 kullandın mı diye sorarım.

edit: vazgeçtim, namus cinayeti işlerim. robota gider su dökerim.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(11.08.17)
Kendimi aldatılmış hissetmem ama neden ben varken o diye bozulurum.
0
senolll
(11.08.17)
Ben aldatılma konusuna tercih etme olarak yaklaşıyorum; yani robotu tercih ediyorsa eğer, aradığı farklı aksiyonlar var demektir(merak buna dahildir), aradığı farklı aksiyonlar varsa bu da demek oluyorki beklentileri karşılayamıyorum/karşılayamadığım gerçeğini açığa vuruyor. (konunun bi' önemi yok, cinsellik olmayıp da başka alanlarda da beklentilerini karşılayamamış olabilirim misalen; başka şeyleri de merak ediyor olabilir yahut istediği kadar atletik de olmayabilirim veya istediği kadar entelektüel de olmayabilirim ya da istediği/beklediği kadar zengin/başarılı da, tercih konusunun ne olduğunun hiçbir önemi yok.)

Ve beklentilerini yeterince karşılayamıyorsam(alternatife meyil ediyorsa) aramızdaki ilişki ''razı olma'' durumundan öteye gitmemiş/gitmemekte demek oluyor. Ve ben bundan nefret ederim. Midemi bulandırır vasat sevgiler/sevgililer.
0
mete kudur
(11.08.17)
kıskanmazdım, ben de yapmak isterdim. ama sürekli hale getirirse 'noluyor lan' derdim
0
blacksky
(11.08.17)
Gulmem gelirdi. Bir maddeye kerkinmek gibi. Ne bileyim. Bayagi dalga da gecebilirdim. Insansi yapmaya calistiklari uapay zeka da bana bazen cok komik geliyor. Makine olarak kalsa ve satrancta beni yense bile icimden " gerizekaiya bak ya" diye bir sey gecer kesin (*-*)/
0
velvetmorning
(11.08.17)
Anlık azma ve maatürbasyon gibi görmüyorum bunu. Çünkü düşünülmüş, uğraşılmış ve para vererek robot almaya karar verilmiş. Hani "Sen yanımda yoktun, ben de azdım" durumu değil. Demek ki orada bir sorun var, onun ne olduğuna bakarım ama iş gezisinde oteldedir, amıştır, ortada robot vardır. Mastürbasyon olacağına, robot olsun demiştir. O zaman "Anaaa, nasıldı" diye merakla sorarım.
0
aychovsky
(11.08.17)
robotun saçını başını yolardım.
0
for day to break
(11.08.17)
(26)

organik hoşaf neden çarpıtılıyor?

for day to break
kız katkı maddesi kullanmadan gıdaların raf ömrünü uzatmayı buluş olarak sunmuş. bunun nesi tuhaf?
kız katkı maddesi kullanmadan gıdaların raf ömrünü uzatmayı buluş olarak sunmuş. bunun nesi tuhaf?
0
for day to break
(09.08.17)
Raf ömrünü nasıl uzatıldığı açıklanmış mı herhangi bir katkı maddesi kullanılmadan? Sanırım açıklanmamış. O nedenle bu bir buluş değil. Fakat mesele alzheimer hastaları için bir çip var, o bir buluş. Şekersiz hoşafı yeni bir buluş diye itelemişler.
0
angelus
(09.08.17)
soz konusu trt ve turban olunca insanlar direkt saldiri, dalga gecme moduna geciyor; cok da kizamiyorum onlara; ama daha sacma olani o program bulus programi degil girisimcilik programi. sen kalkip muthis robotik isey yapabilirsin; ama hosaf daha iyi para kazandiracaksa onu secerler. yanlis yok burda.
0
mayeskuel
(09.08.17)
jürilerin oy verirken "yeni bir milli içecek mi doğuyor? bizi çok heyecanlandırdı" falan diyerek oy veriyorlar, bravo raf ömrünün uzaması müthiş bir icat diyen yok, kayırmaca olduğu çok açık.
0
burty
(09.08.17)
yani içeriği aslında tam da bilmiyorum ama sağlıklı hoşaf beynimde çiple dolaşmaktan daha cazip.
0
🌸for day to break
(09.08.17)
Jürinin vizyonu da bu şekildeymiş demek ki hoşafı seçmişler.
0
angelus
(09.08.17)
Alzaymırlilar için cip ne is yapıyordu tam bilmiyorum. iyi mi edecek onlari sanmam. Katki maddesiz yemek daha isabetli.
0
🌸for day to break
(09.08.17)
Tabii düşününce sen de haklısın. Misal kanser hastaları için ya da ne bileyim HIV pozitifler için de çeşitli aşı ilaç çalışmaları falan yapılıyor ama bu onları iyi mi edecek belli değil, katkı maddesiz hoşaf bu anlamda daha faydalı olabilir tabii. En azından sağlıklı beslenmiş olurlar. Bilim bilim nereye kadar.
0
angelus
(09.08.17)
Bak sen de çarpıtiyorsun angelus. Bilim nereye kadar diyen mi oldu şimdi yazamiyorum çok isim var. Buda bilim. Sağlıkli yemek insanlik icin faydaliysa niye bilime aykiri olsun.
0
🌸for day to break
(09.08.17)
hiç tuhaf değil. oda bilim buda bilim.
çip mip çıkardılar şimdi, ne yapar bilmiyorum ama iyi eder mi sanmam.
ver babacım hoşafı.
0
pikrua
(09.08.17)
beyinde çiple dolaşabilmek için için önce beyin lazım zaten. o yüzden hoşafla ayranı karıştırıp içebilirsiniz. daha cazip.
0
mahone
(09.08.17)
@pikrua, @mahone evet sizler için isabet olmuş çip seçilmemesi. bir kere daha takdir ettim jüriyi. sana da kafandaki çiple bol katkı maddeli cips yemeler.
0
🌸for day to break
(09.08.17)
cunku insanlar sunu soruyorlar ;

-organik hosafi sunan o turbanli değil de turbansiz biri olsaydı, yine ayni sekilde seçilir miydi?

ayrica, madem girişimcilik ve para kazanma, bir cip mi daha fazla gelir getirir yoksa hosaf mi?
0
for the record
(09.08.17)
O yarismada hosafin secilmesinin siyasi nedenleri var. Bilimin gereksiz oldugu dusuncesi yavas yavas kazandirilmaya calisiliyor. Eger Isvec'ta olsak gulerdik ama diger olaylari gordugumuzde elestiriye deger bir konu oldugu goruluyor. Sen de olaya bu sekilde bakmalisin. Evet muhalefetin egitim sistemini elestirirken TV programlarinin halki cahillige suruklemesini de soylemekle hakli olduklari yanlar var.
0
Traveller
(09.08.17)
ortada lojistik sorunları, raf ömrünü nasıl uzattığını anlatan bi şey yok. katkı maddesi kullanmıcam diyip biyosensörlerle bozulmaları hemen görücem diyo. e boulmaları tespit edeceksin de, mesele tespit değil olmasını engellemek. gayet tırt bi proje
0
ghilleinthemist
(09.08.17)
iyi de hoşaf birinci olmamış ki, son aşamada elenmiş yine.
0
elorelia
(09.08.17)
onun proje olarak değerlendirilmesi bile ülkenin ne halde olduğunu gösteriyor,
katılan türbanlı yada türbansız fark etmez tamamen torpil apaçık.
Yeni bir milli içecek mi doğuyor ne? 1400 lerde yeniçeriler bile organik hoşaf içiyordu. Ne yenisi?
Yaptığı yenilikleri soruyorlar ürünle ilgili tek bir gelişme yok, ambalajını değiştirmiş de, kim alır diye araştırmış da vs vs,

Asıl garipsediğim olay bu olaya normal demek ve torpil kısmını görmek istememek.
0
basond
(09.08.17)
Hoşafta zaten katkı maddesi olmaz ki. Rahmetli babaannem bundan 15 yıl önce yaptığı hoşaflara su, ilgili meyve ve şeker dışında hiçbir şey koymazdı. Hoşafın başına organik gelince o şey aslında sağlıklı değilmiş de sonradan sağlıklı olmuş algısı oluşuyor. Girişimciliğe karşı değilim ama bir gıda mühendisinin daha ciddi şeylerle uğraşması lazım. Ürün geliştirme bu kadar basit bir süreç değil.
0
dissendium
(09.08.17)
1-Yarışma bilim yarışması değil.
2-Proje tırt.
3-Jüri dangalak.Bence sorun genel olarak televizyona çıkan ahalinin dangalaklığı.

Ha Tübitakın proje yarışmalarında bile jüriler çok matah değil.

İETT nasıl giderim'inden yıllar önce minibüs hatlarını dahi içerecek şekilde program yazmışlardı arkadaşlarım, bunu siz yapamazsınız kesin başkaları yaptı denilerek elendiler.

Başkası yalıtım malzemesi yaptı bi bitkiden. su yalıtım değeri gerekli değeri tutmuyordu. Virgülü kaydırdılar 1. oldular.
0
Zeth
(09.08.17)
hosaf yaklasık 2000 yıldır zaten organık oalrak yapılıyordu son 50 yılda baska seyler gırınce degıstı. sımdı bu mu proje ?
0
bryan fury
(09.08.17)
arkadaşlar hala hoşaf diyorsunuz şu olaya, mesele hoşaf değil sen hala anlamadın mı, kadın yiyeceklerde katkı maddesiz raf ömrü uzatmanın yolunu bulmuş. bana göre sözü edilen diğer yarışmacının ürünü de dahiyane ama bu da hoşaf deyip geçilemeyecek kadar önemli.
0
🌸for day to break
(09.08.17)
tüm yazılanları okudum for day to break dostum buda=MÖ 563-483 arasında Hindistan'da yaşadığı tahmin edilen ruhani öğretmen ve Budizm'in kurucusu. şu dahi anlamındaki de da'yı artık öğrenin yazmayı. sonra gelip şunu bunu çarpıtıyorlar diyorsunuz, en basit türkçe kuralını bile bilmeyip burada insanları eleştirmeniz komik oluyor cidden.

ikincisi hoşaf kim tüketiyor allah aşkına? kim marketten hoşaf alıp da içiyor? biliyoruz ki israil malı bilmem ne diye bokladığınız kola ve türevleri dışında maden suyu, meyve suyu, ayran, kefir, limonata tarzında ürünler tüketiliyor. hoşaf alıp da içeni ne gördüm ne duydum. hoşafın yeri bellidir, yemeğin yanında soğuk şekilde tüketilir ona bi şey diyemem öyle tüketirim de ama raf ömrü uzatılacak ya da işte organik olması ve bunun muhteşem bi buluşmuş gibi sunulmasına tepki veriliyor.

kaldı ki aynı yarışmada alzheimer hastalarının unutkanlığını giderebilecek bi çip de yarışıyordu ve hoşafın aynı yarışmada yarışması bile düpeduz saçmalık. bu saçma sapan yemek programları var onlarda yarışsa yine desteklerim ama biri bilimsel bi şey diğer tüketim amaçlı bi şey. zaten aslında geniş açıdan bakarsanız bizim tam da sorunumuzu gösteriyor bu. biz üretmeden tüketmeye alışmışız. hoşaf isterse 50 sene rafta kalsın hoşafı yapacak malzemeyi ithal ediyoruz, üretmiyoruz ya da ürettiklerimiz bize yetmiyor.

diğer yanda belki bi hastalığın sonunu getirmeyecek ama unutkanlığı azaltacak bi girişim var onu desteklemek yerine hoşafın raf ömrünün uzatılmasını desteklemek dediğim gibi ahmaklık. olayın türban ve başka bi şeyle ilgisi yok. o girişimin ve girişimcinin o yarışmaya alınması bile saçmalık. gerçi papaz eriğini imam eriğine çeviren icadı tubitak kabul ediyosa bunu neden trt kabul etmesin derseniz siz de haklısınız.
0
rahat ya
(09.08.17)
@Trollziya, benim okuduğum köşe yazısında kızın yarışmaya katkı maddesiz raf ömrü uzatan içecek sunduğu yazıyordu. günlerdir hoşaf diye okuyorm bana da hoşaf diye okuyunca çok tuhaf gelmişti bu açıdan okuyunca mantıklı geldi ve o yüzden sordum zaten buraya.
0
🌸for day to break
(09.08.17)
şnorkel vardı sanırım bir de fizik tedavi cihazı. yani şnorkele bir sey diyemem ama o fizik tedavi cihazı varken, baya baya saçma. o elemanın yerinde olsam abd'e pazarlayip, bir daha da gelmezdim buralara.
0
evimin paspasi
(09.08.17)
@for day to break

kim siyasi görüşünü karıştırmış pardon? o tarz saçma bi şeyi babamın oğlu yapsa da saçmadır 55 kat yabancı da yapsa yine saçma saçmadır.

tavsiyem, bi şeyi sorguluyorsan ve de karşı tarafın haksız olduğunu ya da neden böyle diyorlar diye düşünüyorsan kaynağın direkt kendisine ulaş önce. belki o köşe yazarı taraflı biri her iki açıdan da olabilir bu? ben köşe yazısı okudum o adam böyle demiş o zaman saçma değil yav demek yerine elinizin altında google var açın yarışmanın o kısmını izleyin, kızın ne dediğini ne anlattığını ne bulduğunu anlattığı kısmı izleyin sonra karar verin hala size mantıklı geliyorsa tartışabilirsiniz sabaha kadar sözüm yok.

ama kim bilir kim bi köşe yazarı yazmış onu baz alıp tartışmak sonra da 'ya benim yeteri kadar kimya bilgim yok ki nereden bileyim' diye işi körleştirmek manasız.

olay sağlıksa eğer ardında kalan girişimcilerin girişim denemesine bakınız. gerçekten odağınız sağlıksa eğer.

ben yarışmayı izlemiş biri olarak diyorum ki olay sağlık falan değil tamamen milletle kafa bulmak ve de 'bakın bizim kızlar da imkan verildiğinde bi şeyler yapabiliyor imajı' verip siyasi içerikli mesaj paylaşmak. atıyorum hoşaf değil de üzerinde allah yazan patates olsa da yine o kız seçilirdi. burada bi kayırmaca ve düpedüz halkla alenen dalga geçme durumu mevcut.

ha şunu da kabul ederim kız eğer derse ben atıyorum peynirlerin raf ömrünü 5 yıla çıkaracak bi şeyler buldum tebrik ederim o ayrı. fakat hoşaf zaten normal dolapta bile dursa 10 güne kadar durabilen bi gıda. raf ömrü katkısız olarak serin ortamda olsun olun 1 hafta olsun bunu derse ben 1 aya çıkardım ya da 3 aya çıkardım yine tebrik ederim. şu girişimiyle sadece kusura bakma ama insanlarla alenen dalga geçen bi kız ve bunu destekleyenler mevcut işte.
0
rahat ya
(09.08.17)
ben yine de tekrar edeceğim: "organik hoşaf" komik alaycı bir ifade. böyle dendiği zaman gerçekten işe yaramaz, sanki birileriyle dalga geçiliyormuş algısı oluşturuyor.

ama, yiyeceklerde katkı maddesiz raf ömrü uzatma dendiğinde bu daha anlamlı duruyor. kız buluşunu sunarken organik hoşaf diye sunmuşsa eğer evet ahmaklık.

yarışmayı izlesem bile kızın buluşunun ne kadar değerli olduğunu kestiremem. yiyecekleri ne kadar uzunlukta saklayabiliyor ve buluşu gerçekten sağlıklı mı bunun analizini yapamam. diğer buluşlarla dahiyanelik açısından kıyas yapacak kadar donanımlı değilim.

ama kaşar peynirlerim çabucak kuruyor, bozuluyor. onlar için işe yarayacak bir buluşsa bu kızın yaptığı kıza elleşmeyin valla. döverim hepinizi. hayırlı akşamlar.

edit: "olay sağlıksa eğer ardında kalan girişimcilerin girişim denemesine bakınız. gerçekten odağınız sağlıksa eğer." bu cümleni de defalarca okumama rağmen hiçbir şey anlamadım.
0
🌸for day to break
(09.08.17)
"Girişimcilik açısından bakıldığında hoşaf daha başarılı" diyen, "çipi kaç kişi alır" düşüncesinde olanlar var. Şu yorumlara bakınca bile zaten sonucun ne kadar normal olduğunu görüyorsun. Ki burası ülke ortalamasına görece daha okumuş insanların olduğu bir yer. Böyle başa böyle tarak afedersin.

Seneye yurt dışına 100 ton organik hoşaf (hadi içecek diyim de incinmesin bacılarımız hacılarımız) satar, o parayla 1 kilo çip alırız. Çünkü bir milliyiz. Çapımız bu.
0
erci
(09.08.17)
(6)

Psikolog karışısında hasta istediği gibi davranabilir mi

qazedcsrfvtyhngujmkol
Böyle bir durumda psikolog napabilir. Mesela hasta sürekli argo konuşsa kutsal değerlere hakaret etse hatta cinsel organını falan gösterse. Var mı böyle bişey yaşayan acaba. Psikolog napar bu tür durumda seansa devam mı eder Anormal bisey yokmuş gibi. Yoksa polis falan mı çağırır. Polis çağırma veya
Böyle bir durumda psikolog napabilir. Mesela hasta sürekli argo konuşsa kutsal değerlere hakaret etse hatta cinsel organını falan gösterse. Var mı böyle bişey yaşayan acaba. Psikolog napar bu tür durumda seansa devam mı eder Anormal bisey yokmuş gibi. Yoksa polis falan mı çağırır. Polis çağırma veya bu tür bir tepkide mesleğinin ne anlamı kalıyor hasta zaten anormal hissettiği için gelmiş şifa bulmayı umduğu da kendine tepki gösterince iş mi.
0
qazedcsrfvtyhngujmkol
(09.08.17)
Tamamen atıcam, kendisinin anlatışına göre değişir. Eğer hasta bunları yapmasına rağmen yanlış olduğunu biliyorsa psikolog yardımcı olurdu. Eğer bilmiyorsa farkında değilse bu tarz hareketleri yapan kişinin etik değerlerinde sıkıntı var demektir. Bundan bahsedebilirdi psikolog. Yani ben olsam böyle yapardım. Niyet önemli.
0
freetakilir
(09.08.17)
hadi argo tamam, hadi kutsal değerlere hakaret tamam falan diye okuyordum ki... cinsel organını gösterme nedir yahu :) psikologun alanının dışına taşıyor olay bence.

"...bu tür bir tepkide mesleğinin ne anlamı kalıyor" oldu canım, hasta diye bir de yatırsın şöyle psikologu ha? bak şu psikologun yaptığına sen, adam şifa bulmaya gelmiş! sabretse psikolog da belki zevk alacak hatta belki onun da şifaya ihtiyacı vardır.

bu ne ya, ciddi misiniz?
0
runagain
(09.08.17)
godoşu beklerken + 1 (özlemişim kız seni)

Duyuru psikologları cevap verecekse, benim cevabımı dikkate almayın. Onlar cevap vermiyorsa, etik kodlar ve daha önce tanık olduğum durumlarla konuiacağım.

Psikoloğun işi her anormali düzeltmek değil, hatta anormal olmak zorunda bile değil. Örneğin, kişilik bölünmesi veya çoklu kişilik durumunda konuşa konuşa yapılacak bazı terapi türlerinin hastalığı derinleştirdiği, çünkü diğer kişiliklerin ortaya çıkışını teşvik edeceğini söylüyordu. O derecede "anormal" denilen kısma pskiyatrinin bakması gerekir ki, insan sağlığına tehdit varsa, hasta intihar ya da cinayete meyilli ise, yasaya aykırı şeyler yapacak durumdayssa doğrudan hastaneye yatırabilsin, ilaçla tedaviye başlasın, delirium durumundaysa beyaz odaya alınsın, vb. Ne şartlar altında olursa olsun şifa dağıtımı yapan kişiler onlar değil.

Kutsal değerlere küfrettiğinde yargılamaması lazım ama senin tehlikeli olduğunu düşündüğünde polis de çağırabilir, psikiyatri sevkki yapabilir. Pskoloğun kutsal değerlerine de küfredersen kişisel nedenlerle sana yardım edemeyeceğine karar verme hakkına sahip. İlgili etik kod şöyle geçiyor: Psikolog, yardım için başvuran kişiyi, kendisinin yararlı olamayacağını düşünüyorsa, danışan olarak kabul etmeme konusunda karar verme hakkına sahiptir. Atıyorum peygambere küfrediyorsan ve psikolog çok inançlı ise, sana yardım etmeyi kabul etmek zorunda değil, hatta reddetmesi etik olabilir. Çünkü terapiyi yapabilmesi için onun kendi psikolojisini stabil tutabilmesi gerek. Yeterli kadar stabil olacağını düşünmüyorsa danışanı reddedebilir. Görevi başa çıkabilmeyi en yüksekte tutmak ama bunu herkes için başarabilmek gibi bir görevi yok. Başa çıkıp çıkamayacağına kendi karar verir.

Bir yandan da, başka bir etik kural şu: Eğer psikolog mesleğini uygun biçimde yapmasını engelleyecek kişisel sorunlar yaşadığına karar verirse, bu sorunu en uygun biçimde çözmelidir. Sen bir davranışta bulunuyorsan bunu yapmanın nedenine göre kendi karar vereceği bir yöntemle çözebilir. Dolayısıyla, onlar için bazı şeyler "pskiyatrik vaka" ise bunda kişisel karar verilecek bir durum olduğunu sanmıyorum ama arada derede bir hareketse ya da yapılma amacının ne açıdan olduğunu düşünüyorsa, ona göre kendi kararını verebilir, kendi kararı içindeki çözümü uygulayabilir. Teşhircilik yaptıysan, yasalara aykırı bir hareketse ve psikiyatrik nedenlerle yapıldığında yasalara aykırı değilse, duruma göre seni bir daha yapmamak üzere yönlendirebilir de, neden öyle bir şey yaptığını da araştırabilir, "Güvenliği arayın, bu da psikiyatri sevki" de diyebilir. O an onu hangi motivasyonla ve ne şekilde yaptığına karar verecek olan kişi o, o motivasyona göre hareket edebilir.
0
aychovsky
(09.08.17)
"sınırda kişilik bozukluğu" isimli bir kitap, bir psikiatrın anısını anlatıyor, hastası doktora (hasta kadın) kendisine taciz edecekmiş gözüyle bakıyor. doktor gayet sakince onla iletişim kurarak kliniğine gönderiyor.
0
for day to break
(09.08.17)
O kadar geniş anlayışlı, ileri derecede esneklik tanıyan psikolog umarım Türkiye'de yoktur.
0
1adam
(09.08.17)
@1adam ne demek ki o?

ne olacak peki bu insanlar, yatağa mı bağlanacaklar yoksa allahın onları helak etmesini mi bekleyecekler?
0
rahip janick
(09.08.17)
(19)

Argo ve Küfür

qazaqwsx
Merhaba,Hoşlanabileceğiniz kişinin/sevgilinizin vs. ağzından argo ve/veya küfür çıktığı anda soğuyor musunuz?Ben de böyle bir durum var. Ben küfürü günlük hayatta kullanan ya da argo kelimelere sıklıkla başvuran bir insan değilim. Değilmişim de zaten öyle diyorlar. Bu yüzdendir bilmiyorum ama bir in
Merhaba,

Hoşlanabileceğiniz kişinin/sevgilinizin vs. ağzından argo ve/veya küfür çıktığı anda soğuyor musunuz?

Ben de böyle bir durum var. Ben küfürü günlük hayatta kullanan ya da argo kelimelere sıklıkla başvuran bir insan değilim. Değilmişim de zaten öyle diyorlar.

Bu yüzdendir bilmiyorum ama bir insan olur olmadık küfürlü konuşunca ya da tam hoşlanabileceğim bir kişinin ağzından argo bir şeyler duyunca ben de olay bitiyor. Gözümde düşüyor.

Siz de durumlar nasıl ?
0
qazaqwsx
(08.08.17)
duruma göre değişiyor aslında.bir şeye sinirlenmişse küfürlü konuşmasına bişey demem çünkü ben de aynısını yapıyorum. ama sürekli bu haldeyse bana göre itici.
0
rayde
(08.08.17)
Eger o kişiyle bağlarımı koparabiliyorsam inanki koparıyorum. Ama bu böyle olmuyorsa açıkcası araya bir mesafe ve saman koyuyorum ha koymadan önce tepkimi belirtiyorum sonra tavşan dağa küsmüş muhabbeti olmasın.

Yalnız bir daha düşününce gerçekten cok itici ç. Düşünsene oğlan kıza kavgada senin ben amk diyor. Asıl ben senin diyivermek istiyorsun o an işte.. neyse kendimi doldurdum ortada ne adam var ne kadın :D
0
fıytfıyt
(08.08.17)
İnsanın kendini tutamayıp argo konuşup küfrettiği nadir anlar olabilir... fakat nokta yerine küfür kullanan, her ortamda argo konuşan, hele anneli babalı ve senin bilmemne gibi kullanılan iğrenç küfürler kişinin kalitesini belirler, uzaklaşırım.
0
mslny
(08.08.17)
hayır
0
shotgunwoman
(08.08.17)
Yazışırken görürsem soğuyorum. Hele mesela "amk" yazacağına "aq" yazan bir insanla tüm ilişiğimi keserim.

Yüz yüzeyken bir şeye sinirlendiyse küfretmesi itici gelmez ama nasıl küfürler seçtiği de önemli.
0
yirmisantim
(08.08.17)
Mezhebim, toleransim falan cok genis olsa da bu durum beni de sogutuyor. Ama kufurlu/argo konusma icin bir standart olmamakla beraber, samimi bir sohbette kufur/argo ile laf gedigine oturuyorsa cok sorun edecegimi sanmiyorum. Agzinda ve sohbette ne kadar samimi durduguyla ilgili. Ha ama normal sekilde anlatabilecegi bir seyi veya kufurlu/argo konusmasina gerek olmayan bir seyi bu sekilde dile getirirse sogurum.
0
finsidigi
(08.08.17)
Küfür kimseye yakışmıyor
Soğurum
0
sagin
(09.08.17)
Soğurum. Yani, duruma yakışan bir küfrü, o an uygun ve esprili bir sille kullanıyorsa ve sık küfür kullanmayan birisi ise soğumam ya da çok sinirlendiği veya paniklediği anda cinsel ilişki içermeyen "S.çayım" gibi şeyler kullanıyorsa ve o da pek sık rastlanan bir durum değilse, ondan da soğumam ama bunun dışında anında soğurum.

Bir de kişiye bağlı. Artık tanıyorumdur ve "Bu kişi çileden çıkmadan küfretmez" diyorumdur ve kırk yılın başı bir küfür çıkar, tamam ama henüz tanımadığım bir kişi sürekli argoya vuruyorsa kendimi organize sanayii'den kankası gibi hissederim ve ışık hızıyla soğurum.
0
aychovsky
(09.08.17)
bir ölçüm var, aşanı siliyorum kafadan.
0
runagain
(09.08.17)
Soğurum.
0
i m cool with that
(09.08.17)
ben de tam aksine, küfür etmeyen insanı samimiyetsiz buluyorum. "saldırmak yerine küfür etmeyi tercih eden ilk insan medeniyetin kurucusudur" demişti biri, freud muydu?

ayrıca argo farklı bir kavram, sigaraya "cigara" demek, paraya "kağıt" demek birer argo örneğidir. bilmek lazım yani.
0
neil manke
(09.08.17)
Küfürlü konuşmayı samimi buluyorum ben.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(09.08.17)
Hafiften utanarak soyluyorsa ve sadece benim yanimda soyluyorsa hosuma bile gider.
0
twelfth
(09.08.17)
argodan neden soğuyayım ki? acaba bir tanımlama hatası mı yapıyoruz? mesela "mars olmak" bileşik fiili argo aslında. ne bileyim, "kesişmek" de argo. "şu çocukla günlerdir kesişiyoruz" derseniz argo sözcük kullanmış olursunuz.

küfür ise kabul edilemez benim için. küfrün herhangi bir versiyonuna ihtiyacım yok. edeni de hoş karşılayamam.

ekleyeyim, bir şekilde ayrımcı ya da cinsiyetçi konuşmak da benim için kabul edilemez. ama bu argo olduğu için değil, cinsiyetçi ve ayrılıkçı olduğu için.
0
windowsguvenlikduvari
(09.08.17)
ne için kullandığına bağlı olarak değişir. yerinde bir küfürse güvenm bile artar ama alakasız, masum kişiye karşı yapılmışsa soğurum.
0
for day to break
(09.08.17)
ota boka küfür ediyorsa tabi ki. hele kızsa varoş bir kezban canlanıyor gözümde.
0
nothing in my way
(09.08.17)
küfür etmiyorum yanımda küfredilmesini de sevmiyorum. argo yine tahammül edilebilir ama küfürü normal göremem.
0
cabiday
(09.08.17)
argo tahammül edilemez ya da argo için; öyle kelimeler kullanamam diyor nedense herkes.

argo için ilk aklıma gelen örnekler. Açıktan almak, argo mesela. sonrasında, polis için aynasız demek yine argo. abayı yakmak, yine çok kullanılan argolardan. atılan triplerin baş tacı, "boş ver" yine argo. beleş, bıçkın, caka satmak, çıngar çıkarmak, taklaya gelmek argo. hatta tepkilerden anladığım kadarıyla çok şaşırtıcı gelecek ama "patronuma gıcık oluyorum" derken kullanılan "gıcık olmak" argo.
0
windowsguvenlikduvari
(09.08.17)
küfreden erkekten soğumam.

ama tarz önemli.
varoş ve ergen dilinden hoşlanmam kadında da, erkekte de.

bunun dışında, bana göre "güzel küfreden/argo konuşan insan" bile vardır, bazısının ağzına çok yakışır.
0
blatta hiberna
(09.08.17)
(6)

anlamsız iç sıkıntısı

rayde
sizlerde de var mı bu aralar? nasılsınız?
sizlerde de var mı bu aralar? nasılsınız?
0
rayde
(08.08.17)
sıcaktan hep.
0
secrex
(08.08.17)
şu aralar yok, bahar mevsimlerinde pek olmaz bende. akşamları bazen gelirler.
Ama bu sıkıntıların anlamsız olmadığını okumuştum bi' yerlerde bilinçaltı pompalıyormuş sanırım, o yüzden biraz onları dinleyip çözebileceğin birşeylerse üzerine yoğunlaşmanı tavsiye ederim.

Nasılız; fena sayılmayız, dünyevilik dertlerimiz var işte, ve esasında çözümü bizim elimizde değil ama işte insan ve çevre faktörleriyle dert edinebiliyoruz bunları zaman zaman. Ama havalar böyle güzelken de çok da uzun dert etmiyoruz tabi, bi' kahve yaptım şimdi camdan tarlaları izliyorum, son 3 gün uyumadan zaman geçtiği için bugün 18 saatten fazla uyumuşum onun dışında dert edindiğim birşey yok. güzeliz güzel.
0
mete kudur
(08.08.17)
insan içine gir ama hep onları onayla. asla onlara muhalefet olma. onlar ne diyorsa sen de katıl onlara. onlar gülerken sen de gül gülesin yoksa bile geliyor, onlar kızıyorsa sen de kız. iç sıkıntısına birebir.
0
for day to break
(08.08.17)
Haftada 2-3 kez vuruyor bana da.
0
apolitikherif
(08.08.17)
bazen ihale almış yandaş mutluluğuna sahibim, bazen doğruları söyleyip oy alamayan sosyalist - hümanist mutsuzluğuna.

Büyüklerle ben yapamıyorum
çocuklar da almıyor beni oyunlarına
devlet dairesinde
yangından kurtarılmayacak
sıkışmış bir çekmece gibiyim
açılamıyorum sana

Sunay AKIN
0
lebenlius
(08.08.17)
var ve mutsuzum
0
acckr
(09.08.17)
(12)

Gıcık Hastalıklar

chillbabe
Vücudunuzda var olup sizi rahatsız eden, hayat kalitenizi düşüren ve sinirinizi bozan rahatsızlıklarınız nelerdir?Mesela ben evimden başka yerde günler geçse bile büyük tuvaletimi yapamam, doğru düzgün uyuymam; karnım olur olmadık yiyeceklerle deli gibi şişer ve huzurum bozulur, idrar yolu enfeksiyo
Vücudunuzda var olup sizi rahatsız eden, hayat kalitenizi düşüren ve sinirinizi bozan rahatsızlıklarınız nelerdir?

Mesela ben evimden başka yerde günler geçse bile büyük tuvaletimi yapamam, doğru düzgün uyuymam; karnım olur olmadık yiyeceklerle deli gibi şişer ve huzurum bozulur, idrar yolu enfeksiyonum nadir de olsa nükseder. Buyurun, sizde neler var?
0
chillbabe
(07.08.17)
Hipoglisemi.
Açken ben ben değilim.
0
sopiro
(07.08.17)
çok fazla terliyorum ve büyük oranda psikolojik maalesef. ismail türüt benim yanımda hiçbi' şey değil. bu yüzden yaz mevsimi kadar nefret ettiğim şey azdır. pek su da içmediğim için mayışıyorum hep. enerjim düşük, leş gibi terliyorum falan. iğrenç.
0
der meister
(07.08.17)
Aylardır beni ağlatan ses tellerimdeki ödem.

Ne hastalıkmış bitmedi. Sıcak kahve içemiyorum, soğuk bir şey içemiyorum, dondurma yiyemiyorum, geçen 3 gece içki içtim sabahında sesim kısıldı. Doktora gidiyorum yapabileceğim bir şey yok iyi bakacaksın nodul olursa ameliyatla alırım diyor başka bir şey demiyor. Eeeh beeh. Yaz sıcağında soğuk su içme lüksüm bile yok.
0
jazzabel
(07.08.17)
Kaygı bozukluğu
Cilt lekeleri
Uykuya dalamama
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite
Alerjiler (dermatit, rinit, farenjit vs) Belli bir şey de yok, neyin ne zaman alerji yapacağını bilemiyorum.
Dişlerimin zayıf olması

Bir de hastalık değil ama sigarayı bırakacak ve hergün düzenli spor yapacak irademin olmamasına sinir oluyorum.

Bayağı çürükmüşüm yalnız
0
curukturpkokusu
(08.08.17)
Sese ve ışığa aşırı duyarlılık.
0
manuel mandalina
(08.08.17)
Bende 6-7 ay önce çok şiddetli baş dönmeleri ve mide bulantıları başladı durduk yere. Başta zehirlendim sandım ama geçmedi. 8-10 ayrı doktora gittim hiçbiri de bi bok bulamadı. Hala da geçmedi. Şiddeti azaldı ama hala gün içinde ara ara başım dönmeye başlıyor. Yaşam kalitemi yerle bir etti. İlk 1-2 ay sokağa çıkmaya bile korkar olmuştum ama şimdi biraz alıştım. Hayata dair hevesimi baya kırdı, intiharın eşiğine getirdi öyle bir illet.
0
bugunku antremanda goz dolduran futbolcu
(08.08.17)
Birkaç kıştır olmuyor ama kışları farenjit.
Bir de ben kendi evimde de tuvalete gidemiyorum, yani o ihtiyacım olmuyor. Haftada bir, en fazla iki. Yoksa başkasının evinde ekstra sıkıntılı değilim. Kendi evimde de sıkıntılıyım.
Spor yapınca dayak yemiş gibi yoruluyorum, en az birkaç saat uyumazsam zinhar kendime gelemiyorum. Oysa tam tersi enerjilenmem gerekiyormuş.
Uçak korkusu, sonuçta bu da bir hastalık.
Tansiyonum genel olarak düşük, 4-5 yılda bir bayılayazarım. İki kere de bayıldım. Bazal metabolizmam düşük. Spor yapıp hızlandırınca ve düzenli spora alışınca 1200'lere ancak çıkıyor.
Doğada kendi halime bırakıldığında üşürüm. Şu an değil tabii de, diğer insanlara göre.
0
aychovsky
(08.08.17)
Alerjik rinit baya gıcık bence. Sürekli ilaç almayı pek sevmediğim ve antihistaminikler fazla uyku yaptığı için yaz, kış, her daim nezle gibiyim.
Hapşırık krizleri, burun ve geniz akıntısı.. Dayanılmayacak durumlarda ilaç alıyorum sonra tüm gün aptal aptal dolanıyorum ortalıkta. Gözünün, burnunun hatta kulak içinin kaşındığını hayal etsene gerçekten hayat kalitesini baya düşürüyor.
0
blueprints and cigarettes
(08.08.17)
Bursit var bende.
Geçmedi bir türlü. Soluma yatamıyorum artık. Bir ara daha da kötüydü, sadece sırt üstü yatabiliyordum. Uzun yürüyemiyorum, ki uzun yürümeyi çok severim.

Bir an önce geçsin, lütfen...
0
SiyamkedisiZorro
(08.08.17)
tansiyon düşüklüğü
sinüzit ama himalaya tuzunun gözünü seveyim hemen açıyor
hepatit b (en tehlikelisi, siroz olmama 2 basamak kaldığını söyleyenler bile var) ilaç kullanıyorum (tamamen vücudumdan silinme ihtimali de varmış, inşAllah)
ilaca bağlı karın ağrısı (karbonatlı su anında rahatlatıyor)
d vitamini eksikliği
bunun dışında burdan istanbul'a kadar yürürüm aşırı enerjiğim. hiperaktive ve dikkat dağınıklığı sanırım.
0
for day to break
(08.08.17)
vücudumun diğer kısımları ortalamadan düşük terler ama ellerim-ayaklarım aşırı terler. kışın da buz gibidirler.
burnumun bir tarafı sürekli tıkalıdır. genel olarak sinirimi bozuyor, sportif aktivitelerde de zorluyor.
10 gün falan zıçamamak normaldir benim için. rekorum 13 gün. arada iki-büklüm yaptıracak kadar ağrı da yapıyor. ama son 1 aydır falan beslenmeyi düzelterek 2 günde 1 ortalama yakaladım.
0
misterturist
(08.08.17)
Birçok ilaca alerjim var. Antibiyotik ve grip ilaçlarını zaten kullanamıyorum. Bazen dayanılmayacak kadar ağrım olunca ağrı kesici içiyorum ama o bile kötü yapabiliyor. Bu yüzden hastalıklarımı da mümkün olduğunca ilaçsız atlatmak zorundayım.
0
peggy
(08.08.17)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.