Bu durumlarda kendime haşin davranıyorum, çünkü motivasyonu veklersem çok beklerim anacım. Motive olmayı beklemek, gaza gelmeyi beklemek daha erken bitecek bir işi riske atıyor, planlamayı iyi yapanazsan o bekleyiş işi hızlı hızlı yaparken kalitesiz olmasına mal oluyor. Procrastination'ı bol bol yapmaya meyilli bir insanım, o yüzden ilk kendime geldiğim anda "Motivasyonu bekleme, o popo kalkacak ve çalışacak" derim. Öyle nazik nazik, sevimli sevimli çalışmayı beklersem çok beklerim çünkü.
İngilizceniz varsa
s-media-cache-ak0.pinimg.com
www.bookyourselfsolid.comexaminedexistence.comwww.youcandoanything.xyz 
Özetle:
1. O popo oradan kalkıp masanın başına geçecek. Zorla morla.
2. İşe hemen başlanacak.
3. Kalkmak için bahane aranmayacak, bulunmayacak. Su falan yanına alınacak, en fazla tuvalete gidilip gelinecek.
Şu anda yaptığın başka şeyleri motivasyon ve tutkuyla yapmıyorum, sadece öylesine yapıyorum. Tutkuyla mı Duyuru'dayım, hayır. Masa başında motivasyonum olduğu için mi oturuyorum, hayır. Öyleyse başka bir şeyi yapmak için tutkuya veya motivasyona ihtiyacım yok.
İlk önce beni arayabilecek olan insanlara "Ben çalışıyorum, kampa girdim, kapandım" mesajı atarım ya da önden konuşurum rahatsız edilmemek için. Sonra pomodoro ile çalışmak daha kolay oluyor, bazen pomodoro aralarını kullanacak kadar lüksüm olmuyor. O şekilde çalışır ve işi yapmazsam kendimi cezalandırırım. Örneğin, "Bu iş şu zamana yetişmezse o çok sevdiğin yemeği yiyemezsn", "Akşam arkadaşınla buluşamazsın" gibi katolik manastır rahibesi katılığında uygularım bu cezaları kendime. Çünkü iş bitmiyorsa, tembellik ediyorsam sevdiklerimi de yapmayı hak etmiyorum diye düşünürüm. Bu da işkence gibi gelmiyor, çünkü uğraştığım işi seviyorum. Eğer sevmediğim bir iş olacaksa, işte o fena.
Derler ki 'İşe başlayın, devamı gelir'. Ziegarnik etkisi gereği, dağ gibi değilse veya uzun vadeli bir iş değilse, insanlar başladıkları işleri tamamlamadan çok da rahatlamazlar. Kafada 'Bitir! Bitir!' olur. Bu nedenle de, işe ucundan da olsa başlamak motivasyon getirebilir.