alegori kavramını iyice anlamaya çalışıyorum, bu bağlamda, aklıma umberto eco'nun foucault sarkacı kitabında direkt olarak "alegori" kelimesinin çok geçtiği geldi. tam olarak anlamadım bu cümleleri.şu kısımlarda "alegori" kelimesiyle ne denmek isteniyor? yani bir bakıma türkçe'den türkçe'ye çeviri r
alegori kavramını iyice anlamaya çalışıyorum, bu bağlamda, aklıma umberto eco'nun foucault sarkacı kitabında direkt olarak "alegori" kelimesinin çok geçtiği geldi. tam olarak anlamadım bu cümleleri.
şu kısımlarda "alegori" kelimesiyle ne denmek isteniyor? yani bir bakıma türkçe'den türkçe'ye çeviri rica ediyorum : )
1) “Kuşkusuz, İsa’nın çektiği acılar bir
alegori, Tapınakçılar’ın
yargılanmasının bir ön-duyurusudur.”
2) Bana Staglieno mezarlığını çağrıştıran, tarihsel imgelerle süslenmiş bir
taç-kapıdan geçtik. Üstünde karmaşık bir neo-klasik
alegori, onun
üstünde de oyma harflerle şu sözcükler: CONDOLEO ET
CONGRATULOR.
3) Hepsi hepsi iki oda vardı; köşelere yığılmış kitaplarla tıkabasa dolu,
kitap rafları kitapların ağırlığı altında bel vermiş. Üstünde bilgisayarın,
yazıcının, disket kutularının durduğu masayı hemen gördüm.
Kitaplıklardan artakalan boşluklarda birkaç resim, masanın tam
karşısında, özenle çerçevelenmiş bir on yedinci yüzyıl gravürü; geçen ay,
tatile çıkmadan önce bir bira içmek için yukarı çıktığımda farkına
varmadığım bir
alegori.
-----
başka birçok yerde geçiyor aslında ama çok örnek olacağı için almadım onları.