[]

Futbol kulüpleri

~~İyi geceler herkese,ekside Burak Yılmaz'ın sözleşmesini gördüm de çok ciddi paralar ya.Az çok biliyordukta,böyle görünce ne biliyim. Milyon Euro'lar havada uçuşuyor.Kur farkı da aldı başını gidiyor. Kulüplerin gelirlerinin çoğu türk lirası yola değil mi? Bunlar nasıl varmıyor bu ödemelerle?Zaten çoğu batık,borçları çok denebilir de bu borçlar kime tam olarak?Anladığım kadarıyla futbolculara borçları yok, Burak örneğinde olduğu gibi futbolcular ihtarname gönderilerdi herhalde sürekli.Bir de süper ligde türklere TL üzerinden ödeme yapılamaz mı? Bu konuda bildiklerinizi yazarsanız sevinirim.




 
*Bunlar nasıl varmıyor bu ödemelerle' olucak o kısım.


  • ırene adler  (12.09.18 00:19:13) 
Kulüplerin herkese borcu olur. Bunu da önem sırasına göre öderler.

Bir kere sistem oyuncu öncelikli şekilde kurulu. Çünkü oyuncuların eli çok güçlü. Burak Yılmaz'ın parasını ödemezsen, önce uyuşmazlık çözüm kurulu'na gider, bu noktada parasını vermezsen sözleşmeye uymadığın için serbest kalır. Kimse elindekini kaçırmak istemez. Hadi diyelim onu göze aldın. Sonra fifa'ya(yabancı oyuncular için direkt buradan başlar) gider, çıkan masraflar ve faizle birlikte ödemek zorunda kalırsın. Bunu da ödememekte ısrar edersen transfer yasağı, puan silme ve ligden düşmeye kadar gider. Bu da felaket olur.

Bu arada çalışanlara da borcun var diyelim, onu umursamazsın çünkü ancak icra micra yoluyla parasını kurtarabilir, başka da yaptırımı olmaz.

Özellikle süper lig'de kulüplerin gelirleri oldukça fazla. Maça çıkmak bile iyi para getiriyor. Yayın hakları, sponsorluklar, teşvikler vs. derken sözleşmelerdeki bu bol kepçeye varıyor iş.

Devlete olan borçlar bir şekilde sürekli indiriliyor.

Oyuncuya TL ile ödeme teklifi yaparsan sözleşme imzalamaz çünkü niye imzalasın? Herkes euro ile kazanıyor, o da kazanmak ister. Sen de mecbur kalırsın.
  • cikmaz sokaktan cikagelen cocuk  (12.09.18 00:40:14) 
her şeyden önce türkiye'de futbol kulübü yönetimi diye bir şey yok. birkaç istisna ve sahipli kulüp dışında hiçbir kulüp yönetilmiyor, idare ediliyor. maalesef bunu da çözüme kavuşturacak olan eninde sonunda sahiplik kurumudur.

ben birkaç örnek üstünden gideceğim.

kasımpaşa mesela. 3-4 senedir turgay ciner çok büyük bir titizlikle kulübü yönetiyor. habertürk'e eğildiğinden daha fazla eğildiğini düşünüyorum kasımpaşa'ya. çok ucuza takım kurup ligi ortalama bir yerde bitirip iyi paralar kazanıyor. bu oyuncuları bulmak için afrikaya falan da gitmiyor adam. doğu avrupa ülkelerinden bulup getiriyor. oyuncuların maaşları bir önceki kulüplerinin neredeyse iki katı. buna rağmen kulübe para kalıyor. avrupa kupalarına falan katılsa zaten adam komple medya işini bırakıp futbol işine girer.

göztepe mesela. uefa kupası almış beto var kalede. eski takımında aldığı paraya yakın bir para alıyor. 35 yaşında yamulmuyorsam. göztepe de iyi para kazanıyor. bonservissiz oyuncu alıp maaş yükü altına giriyorlar. oyuncuyu elden çıkarmak gibi bir sıkıntıları olmadığı için de doğal olarak mali tabloya + yazıp gelecek seneye plan yapıyorlar. bu kulüplerin borçları yok denecek kadar az. çünkü sahipli kulüpler. gider tablosu oyuncu maaşı dışında çok az kalemden oluşuyor. yayın havuzundan gelen paran bile hayli hayli çıkarır bu maaşları.

gelelim bizim türk dünya yıldızlarına. türkiye'de hiçbir oyuncu 3m euro edecek kadar oynamıyor. bunların hepsi menajer oyunları. zaten 3-4 tane menajer var. bu adamlar da başkanların bile abi çektiği adamlarla sıkı ilişkiler kuruyorlar. burak yılmaz'ı öneriyor sana. alırsın almazsın. almazsan alacak olan en az 4 tane daha kulüp var. trabzonspor vermez başakşehir, beşiktaş verir. mevzu bundan ibaret.

cengiz ünder roma'da 1m euro'ya oynuyor mesela. 1 milyon euro... tarık çamdal'ın falan 3'te biri... çünkü hiçbir menajer b sınıfı takımlara ayak oyunu yapamaz. roma almıyorsa sevilla alır gibi bir mantık yok avrupa'da.

tl üzerinden kontrat konusuna gelirsek. yapılır. yapan da var. muğdat çelik mesela. 2 milyon liraya sözleşme yapıldı. yapmak istersen yaparsın. ama bunu sadece bir takım değil kulüpler birliği yapmak zorunda. atıyorum tüm türk oyuncular tl üzerinden para alacak dediğin anda kazan kaldıran olmaz. çünkü tl üzerinden alacakları paralar bile avrupa'da rüyalarında göremeyecekleri paralar. bir de şöyle bir kural daha koyarsan tadından yenmez. +32 yaş üstü yabancı futbolcu transfer yasağı. bu koyduğun anda zaten hiçbir türk oyuncu sesini çıkaramaz... bir de sanırım bir ara 2. lig'deki tüm sözleşmeler tl üzerinden yapılıyordu. tam emin olamadım şimdi...
  • mind mischief  (12.09.18 03:13:14) 
Futbolcuya borçlanamazsın Fifa ve Uefa nedeniyle. Lisans çıkartmazlar vs detayları var. O nedenle banka kredileri ile ayakta duruyorlar.

Ya da başkanlar takımı kendi şirketlerine borçlandırıp sponsorluk kanalıyla para veriyor kulüplere.

Yayıncı kuruluş geliri sabit kur üzerinden dolarla(3,5 tl civarı)

Şampiyonlar ligi primleri euro ile.

Maç günü gelirleri tl ile.

Sponsorluklar da genellikle döviz ile.

Bu zamana kadar batmadılar çünkü gelir girdileri yüksek ve asla bitmez bir gelir kapısı. Dört büyükler her daim izlenen, taraftarı olan kulüpler. Bu nedenle kredi çekmekte çok problem yaşamazlar. Nasıl olsa ödenir diye. Kulüpleri kendine borçlandırmak iyi bir gelir kapısıdır.
  • bos gezenin bos ustasi  (12.09.18 07:11:33) 
Bir futbolcuyla anlaşma yaparken toplam sene üzerinden anlaşma yapar, ücretini yıllık olarak ödersin, fakat borç toplam olarak işlenir. Misal A futbolcusuyla 3 yıllık anlaşma yaptın, yıl başına 5 milyon olmak üzere 15 milyon euro vereceksin, sen anlaşmayı yaptığın an 15 milyon euro borçlu gözüküyorsun ama bu borcu yıl yıl ödüyorsun, yani 15 milyon euro'luk anlaşma yaptık al sana 15 milyon euro demiyorlar. Bunu 28 futbolcu üzerinden düşün, önceki sezonlarda yapılan anlaşmaları düşün, bunlar büyük bir yekün tutuyor. Yani borçların çoğu futbolculara, futbolcu sözleşmesi devam edip kulüpte kaldığı sürece kulüp bu parayı ödeme planına göre öder.

İkincisi, kafaüstü takımlarda oynayan futbolcular TL üstünden anlaşma yapmaz, piyasası vardır çünkü sen euro vermezsen başkası verir, sadece daha dandik futbolcular ve takımlara gelen Türk futbolcular TL cinsinden ücret alabiliyorlar. Yani anlaşmayı nasıl yaparsan o para cinsi üstünden ödeme yapmakla mükelleftir kulüpler.

Üçüncüsü, kulüplerin en büyük gelir kaynağı yayın ihalesinden gelen paradır, ondan sonra stad gelirleri, gidebilirse Avrupa maçları forma satışları vs şeklindedir. Buralardan muazzam bir para gelir, kulüp iyi yönetilirse doğru anlaşmalar doğru planlamalar yapılırsa bu gelirler giderleri karşılar ama Türkiye'de öyle olmuyor, öyle olmayınca tüm kulüpler banka kredileriyle kulübü ayakta tutmaya çalışırlar. Yani futbolcuların ödemeleri geldikçe, içeride para yoksa, bankadan kredi çekerler, futbolcuların ödemesini yaparlar. Bu şekilde futbolcuların o sezonki borcunu öderler ama bu sefer de bankaya borçlanırlar, sonra onun için de ayrı bir ödeme yapıp elde satılacak bir şeyler varsa onu satıp banka borçlarını ödemeye çalışırlar. Misal stadın isim haklarını satarlar onun parasıyla borç öderler, ya da başka bir bankadan başka bir kredi çekip mevcut borcun taksidini ödemeye çalışırlar, bu düzen dönebildiği kadar döner, ki büyük kulüplerin kredi alabilirliği yüksek olduğu için genelde "çevirirler" ama çeviremeyenler batarlar, o nedenle finansal fair play diye bir kavram var. Yani giderin gelirini aşmayacak, bir noktadan sonra da kar etmek zorundasın. Yani eşşek kadar borcun varken hala futbolcu alma, çünkü sen belli ki borç alıp transfer edeceksin bu futbolcuyu sonra parasını ödemeyeceksin mağdur edeceksin, o nedenle elindekini sat, gelir oluştur, sonra transfer yap. Bir zaman sonra da bu şekilde ucu ucuna gelen finansal tablo sağlıklı olmayacağı için, gider-gelir arasında kar yapacak duruma gel, yani futbolcu sat forma sat ama bir şey alma, kasanda para kalsın, bize güvenli bir kulüp olduğunu hissettir, yoksa ne transfer yapabilirsin ne de bizim organizasyonlarımıza katılabilirsin diyorlar, kulüpler de mecburen kendilerini düzeltmeye başlıyorlar. Düzeltebilirse düzeltiyorlar, düzeltemezlerse batıyorlar.
  • angelus  (12.09.18 11:53:33 ~ 13:23:14) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.