İphone 7 plus aldı kuzenim. Sıkıntısı çıkmadı.

İptal/iade işlemleri çok çetrefilli oluyor. Aldığınız anda vazgecerseniz internetten iptal edemiyorsunuz, telefonla yapılması gerekiyor. Beni çok zorlamışlardi ve sağlıklı bilgi alamamıştım.

Bir bitki tanimlamasi icin ancak bu kadar belirsiz fotograf cekilebilirdi :')
At kestanesi sanırım

at kestanesi.

Susuz kalmış gibi görünüyor. Ortanca bol su seviyor. Ozellikle toprak degistirdikten sonra saksinin altindan cikana kadar suladiniz mi? Genelde su sevenleri bu ayarda sulamak gerekiyor. Şu an ölüyor demek icin erken, birkaç gün daha izleyelim mi?

Saksı değiştirme dediğimiz olay şöyle yapılır. Eski saksıdan bir numara büyük bir saksı alınır. Tabanına bitkinin kök boynunun aynı hizada kalmasını sağlayacak kadar toprak konur. Bitki eski saksısından kök formu bozulmayacak ve eski toprağıyla kök bütünlüğü zedelenmeyecek şekilde çıkarılarak yeni saksısına oturtulur. kenar boşluklarına toprak ilave edilir ve can suyu verilir.

Özellikle çiçeklenmiş bitkide bu işlem çok incelikle yapılır.

Yukarıdaki bilgiler ışığında senin bitkiyi biraz döverek bu işlemi yaptığını düşünüyorum.

Zaten seralarda, mükemmel bir şekilde hazırlanmış ortama ve bol hormonla beslenmeye alıştırılmış bitki, ayrı eve çıkınca bir 'Noluyoruz Lan!' dönemi geçirir. Bu doğaldır.

İnternetten bilgilerini bulup bu bitki için uygun ışık ve su ortamını sağlayıp beklemekten başka yapacağın birşey yok.

Çicéginiz hâlâ yaşıyor sadece çiçeklerini dökmüş. Yaprakları gayet güzel. Bir dönem sonra yeniden açacaktır. Kuruyan dallariñi temizleyebilirsiniz.

Kalanchoe türlerinde küf ve mantar hastalıkları çok oluyor. Sararmis dal ve yapraklarin yanı sıra biraz da ortalardan yaprak seyreltebilirsiniz. Havadar, serin yerleri sever. Güneşin siddeti giderek arttigi icin direkt güneşe maruz kalmazsa da uzun süre dayanır ve çok suyu sevmez.

Market çiçeği böyle oluyor. Artık nasıl üretiyorlarsa orjinalinden daha büyük ve çok çiçekli oluyor. Bu uzun vadede artık çiçek açmayacak. Daha sonra kendini toparladiginda daha seyrek açacaktır. Bir şey yapmanıza gerek yok şimdilik. Bir de denildiği gibi çok böcek mantar oluyor bu türde. Doğrudan güneşe maruz kalmasin yanar

13 yıl sigara içtim, 7 yıl önce bıraktım. o eksiklik hissi tam olarak yok olmadı bende. ama yaptığım her şeyden aldığım keyifte herhangi bir eksilme yok.

hiç sigara içmemiş olmayı dilerdim ama sigarayı bırakabilmek de gerçekten önemli bir başarı bence.

hocam 11 ocaktan beri sadece çok aşırı alkolün yanında içen biri olarak sigarayı bırakmak hayatımda yaptığım en doğru şey aynen devam :9

eylül'de sigarayı bıraktım. birkaç gün önce arkadaşımla lucky strike siyah aldık, alkolle güzel gidiyor diye düşünürken tekrar başlamaktan korkup paketi çöpe attım. onun dışında, ara ara canım çekiyor.

o hissi tamamen biliyorum. hayatin bos gelmesi, mutlu anlarin mutlulugunun tadini cikaramayacagin, uzuntulu anlarla basa cikamayacagin / onemini kavrayamayacagin hissi. "cok istedigim bir yere gittim, cok guzel bir aksam yemegi yedim, manzara harika... sigara icmezsem keyif alabilecek miyim ki o andan? " hissi

guvenle soyleyebilirim ki bir sure sonra tamamen geciyor. tuhaf bir beyin programlanmasi o ama geciyor, normal hayatinda hic sigara icmeyen insanlar o keyifleri nasil aliyorsa zaman icinde o keyfi aklina sigara bile gelmeden aliyorsun.

"2 günde sigara bırakılmaz diyebilirsiniz ama beni tanımıyorusunuz :)" dedikten sonra

Ne bileyim mesela kahvenin yanında bir şeyler eksik gibi, iş aralarında ne yapacağım onu hiç bilmiyorum

Kendime ödül gibi düşünürdüm, alkolün yanında içerdim falan. Bunları sigarasız yapmaktan da keyif alabilir miyim?

Bırakanların hayatı nasıl değişti, mesela o eksiklik hissi nasıl gitti?

bunları soruyorsan sen de kendini ne kadar tanıyorsun bi düşün bence :(

@washe +1

@washe mesele bırakmak değil daha önce sigara içmediğim zamanlarda ne yaptığının bilmemek konuya yanlış yerden bakıyorsunuz. Bir sevgiliyi bırakmak gibi sonrasında ne yapıyoduk ok?

Sigara içmeyen insanın anlamasını beklemiyorum zaten

Bende eksiklik hissi gitmedi ama anlık bi sey ve hic de önemli bir eksiklik olarak gelmiyo. Çevremde çoğu kişinin sigara icmesiyle de ilgili sanırım. Her şeyden aynı miktarda zevk aldım hicbi sey degismedi o yönden. Yemegin ustune yakiym, arkorle iciym gibi istek yok. Ya da cooook sinirlendigim oldu, aklima hic gelmedi icmek. Ama yerine dönem dönem farklı seyler koydum. Spor gibi ya da her şeyi yemek gibi.

Birakmak icimi rahatlattı o yüzden arada bir kendimi "tebrik ederim bidıl, teşekkür ederim bidıl" seklinde konuşurken buluyorum. Seni de simdiden tebrik ederim. Gittigin yol, yol. Başarılar!

ben de bi 7 senedir herhalde sigara içiyordum içmekten de keyif alıyordum. hatta görenler "seni görünce sigaraya başlayasım geliyor" derdi. neyse. geçtik o günleri. bir haftayı geçti herhalde bırakalı.ilk günler kurduğum tek cümle şuydu "normal insanlar mutsuz olunca, sinirlenince vsvsvs ne yapıyorlar?" çünkü ben her küçük fırsatı "of bunun üstüne bi sigara" olarak değerlendirdim.

o yüzden o eksiklik hissini anlıyorum. bazen çok canım çekince sakız çiğniyorum. geçen gün arkadaşımla içerken dönüp dedim ki "neden sigara içmiyordum ben bi hatırlatsana bana" o an vurdu mesela ama içmedim. galiba geçmiyor lan o his. abo.

13 senedir sigara içiyorum. bıraktığım zamanlar da oldu. bu soruları benim de aklımdan geçti ve tekrar başlamamda etkileri oldu.

genelde iş yerinde sigara içtiğim için, beraber sigara içtiğim insanlar benim sigara alışkanlıklarımı biliyorlar ve ben istesem yine rahatlıkla bırakabileceğimi söylüyorlar.

sorgulama, keyfini çıkar, akışına bırak en basit ve etkili yok bu.

sigaranın keyfini çıkar demedim ben. sigarasızlığın keyfini çıkar dedim :)

Ben de bir gün içerisinde bırakmıştım sigarayı geçen yaz. Tam tarihi bilmiyorum, hiç saymadım, hiç aramadım.

Nefesim düzeldi en başta, yokuş, merdiven çıkarken falan çok rahatım. Eskiden sigara içmek için zaman yaratırdım, önceliğim oydu hatta gün içerisinde az sigara içtiğimi düşünüyosam geç yatardım birkaç tane daha içmek için ahdjfj :D

Ben eksiklik yaşamadım ki, her yediğim içtiğim sigaraya göre ayarlanırdı. Tiryakiler hep öyle değil mi zaten kahveyi, çayı sigara için içip, bi şeyleri sigaraya altlık olsun diye yerler. Çok net olmak gerekiyor sanırım o eksiklik hissinin oluşmaması için. Bitti ve bundan sonra yok, diye düşünmek gerekiyor.

Benim hayatıma dair tek kötü etkisi kilo almak oldu sigarayı bırakmanın ama onu da vermeye başladım bakalım yavaş yavaş.

Bol şans.

Ben de 17 senedir, günde yarım paket civarı içiyorum. 2-3 sefer bırakma denemelerim oldu ve şu an yeni bir teşebbüsün içerisindeyim. :) 10 gün oldu içmeyeli.

Bu hissiyat bende de oluyor ve genelde sigara içemeyen insanların da aynı anlardan gayet keyif aldığını aklıma getiriyorum. Üstünün, başının, ellerinin, nefesinin kokmaması da cabası. Haftaonu deniz kenarında rakı-meze yaptık ve masadaki herkes içiyordu, canım istedi ama içmedim. Güzel bir sınav oldu mesela. Vücuttaki nikotin isteği azaldıkça, bu hissiyat da kaybolacak.

bağımlısı olunan birşey bırakılınca hayattan keyif alınmaya başlanmıyor bence. o bağımlılığını arayıp duruyorsun.

Age of 2: The Conquerors

Cossacks 3

tropico güzel seri, karayiplerde bir adanın başkanı olarak verilen görevleri yapmaya çalışıyosunuz (isterseniz serbest de takılabilirsiniz tabi), siyasetin de bol bol dahil olduğu güzel de bi mizahı ve müzikleri olan oyun. tropico 4 oynuyorum ben o güzel isterseniz 5'i de oynayabilirsiniz yakında 6'sı da çıkıcak hatta. bir de caesar serisini severdim küçükken ama o yıllardan beri hiç oynamadım belki hayallerimdeki kadar iyi değildir bilemiycem. torrent sitelerinde vardır sanıyorum ben steam indiriminden almıştım pahalı değil çünkü.

Şşşhohhh
Zeus: Master of Olympus bence pek az savaşlı ve bol peyzajlı bi oyun.

Civilization V

banished iyidir ama pek de gözünde büyütme.
köyün bütün ihtiyaçlarıyla uğraşmak biraz can sıkabiliyor. o yönden zorlayıcı bir oyun. ama görselleri pek şey değil yani...
boyutu da düşük.

Benim de internet erişimi kısıtlı link veremiyorum ama caesar 3 mükemmel olur.

Caesar III, Pharoah, Zeus (bu 3ü bence en iyi city-building)

bariz artış var. rusya ile olan kriz sonrasında neredeyse sıfırlanmıştı. ama yine de 2014 öncesi çok daha iyiydi. o zamanlar istikkal caddesi falan full avrupalı turist idi sanki. sonrasında her taraf arap doldu.

Ben de aynı şekilde nisan ayında istanbulda baya artış gördüm. Paskalya zamanları özelliklr. Herhalde patlamaların olmaması vr euronun gittikçe yükselmesi etkili oldu.

beylerbeyi sarayı ve sultanahmet civarında doğu avrupalı turistler görüyorum ayrıca marmariste ingiliz hareketliliği olduğu aktarılıyor. iskandinavlar ise yok gibi.

O ara Avrupa'da 17 ülke Türkiye'yi sigorta kapsamından çıkarmıştı. Şu an durum değişti mi bilmiyorum. Ama dediginiz gibi bir durum var evet.

daha bugün eminönündeyken aynı şeyi düşündüm. evet bir artış olduğu gerçek. umarım daha da artar.

bu sene turist sayısı rekor seviyesinde

www.ntv.com.tr

euro 5 dolar 4 tl olunca turkiye adamlara baya ucuz geliyor.

1000 euro ile gelse bile ucak otel dahil krallar gibi yiyip icip gezerler.

Sosis, salam gibi işlenmiş etler hayvanlar için zararlıdır. Onun yerine ucuza alabileceğiniz çiğ etlerden (sakatat vb...) vermenizi öneririm.

Tavuk cigerini aliyosunuz, pakedi 2 tl. 300 gr. falan. Onu evdeki sebzelerle pisiriyosunuz (kabak, havuc, patates, maydonoz) 1-2 avuc da pirinc koyabilirsiniz, biraz siviyag gezdiriniz, 1 bardak suyla iyice pisiyor, blenderdan gecirip pure haline getiriyosunuz. Soguk servis ediniz. Mmmm!

Kedi, köpek hepsi bayila bayila yiyo. Bu mamayi kuru mamalarla da karistirip verebilirsiniz.

Migroslar'da dostluk maması var. Goody-Migros işbirliği ürünü. 100 gramlık paket 1.50 tl. Çok ucuz. Ben alıyorum iki üç torba bagajda duruyor. Gördüğüm yerde bir iki paket açıp döküyorum.

O dostluk mamalarını genelde pek yemiyorlar. Kasaptan ilikli kemik alıp haşlayabilirsiniz, içine kuru ekmek, makarna filan. En ucuzu bu.

cevaplar için teşekkürler.

ben evde kendime bile bir şeyler yapamıyorken kemik haşlamak, sebzeli ciğer falan yapmak zor işler:)

(keşke bunu ilk mesajda belirtseydim...)

dostluk mamasını deneteceğim bakalım, severse ne ala.

temiz mama da çok uyguna mamalar var, besleyiciliği konusunda değişik yorumlar var ancak sınırlı bütçeyle bir çok hayvana faydalı olmak adına ideal. Goody den daha iyi ve ucuz olduğu kesin.Arada bir tavuk ciğeri haşlarsanızda sizden alası yok, haftada, 2 haftada 1 falan yapsanız yeter.

Dostluk maması çok pahalı aslında. Çok dandik ve hiçbir hayvanın yemediği 150 gramlık paket 1,5 lira. Ki petshoplarda kilosu 5 liraya daha lezzetli mamalar var. En ucuz ve kolayı ise n11 den ya da hepsiburadadan 15 kiloluk paket sipariş etmek 55-60 lira civarı oluyor paket. Size 1 ay gider.

Kuru mamalar genel anlamda hayvanlar için son derece sağlıksız şeyler. Hiç kontrol edilmeyen bir sektör. Tahılı basıyor firmalar:) Fiyatları da hiç ucuz değil söylendiği gibi. Yemek hazırlamaya gerek yok. Emin olun çiğ et hayvanların en sevdiği ve en yararlı şey. Tavuk ciğerini alıp önlerine koymanız yeterli. Mahalledeki kediler tavuk ciğeri verdiğimde birbirlerini eziyorlar:)

Serverda olan serverda kalir. Seni diriltebilir, o zaman istersin cantani geri :) ama herkes ortadakini istedigi gibi alir evet.

hayır kullanamaz. oyunda açık bir online sistemi yok. o durum sadece o senin açtığın server için geçerli.

2 incir sanki.
3 benim gözümde zararlı ot. hiçbir faydası yok. sök gitsin.
8 çilek olabilir.

Fotograflar pek net degil de tür tanimlamasi yapacak kısımları yok ama cins ve familya isimleri olarak:

2 ebegumeci
4 allium
5 esek marulu
7 ve 8 yavşan
9 ballıbaba

2 incir dğil hatmiçiçrği.

diğerleri de bahçe otları işte. geneli yayılıcı bitki cinsleri. zararlı ot diye bir şey yoktur eğer bir üretim yapmıyorsanız.

Ölü taklidi yapıyor olmasın :)

ana gövdeyle bağlantısı kopmuş o da içinde kalan son güçle yeşermeye çalışıyor. ana kısımdan kopan yerin üzerinden temiz bir bıçakla kesip suya daldırın bekleyin bakalım ne olacak. dayanırsa köklenebilir.. ayrıca difenbahya değil mi bu memleket bunla dolu bilemedim şansal

ne çiçği ya ağaç bu bildiğin ağaç. difenbahya bizde de var iki tane 1.5 metre boyunda, ne su veriyoruz ne yem ama öyle büyümeye devam ediyorlar. ölmemiştir o. su bul koy içine biraz sonra da tekrar toğrağa koyarsın hiç bir şey olmamış gibi hayata devam eder o.

Toprakta kalan kisminin dibinden yeni surgunler verebilir. Yine de bozulmus kismi bitkiden kesin. Ust kismini da kesip suya koyarsaniz cok kisa surede koklenir. Cok cabuk hayata tutunan bi bitki bu :)

Benim de böyle ölmek üzere olan(dolaylı yollardan kendi ellerimle öldürdüğüm) bir bitkim var. Suya koydum köklendi fakat sonra tekrar solmaya başladı, kökleri çürüdü falan. Sonra köklendirmesine yardımcı olması için vitamin tarzı bi şey bakayım dedim, direkt köklendirici varmış meğer. Ondan aldım, bekliyorum şimdi köklenmesini. Benim aldığım toz olan. Belki son çare işinize yarar :)

difenbahya. acaip azgın bitkidir. tek dalını bile suya koyup köklendirerek yeni bitki üretebilirsiniz. üst kısmını kesip suya koymak iyi fikir. saksıda kalan sadece saptan ibaret kısmı da atmayın, yanlardan sürer o da.

Normal toprak dediginiz eger paketlerde satilanlar ise onlarin su tutma kapasitesi yuksek oldugu icin sulamaya dikkat edilmesi gerekir. Kaktusler suyu sevmez, kökten curumeye baslayinca kurtarmak zorlasir. Bu topraklara kum karistirilmasi drenaji arttirir.

Çiçekçi bana torf kullan dedi, diğer çiçekler için satın almıştım fakat çok su tutuyor gibi geldi. Taşlı kumlu bir toprak da var elimde, karıştırarak kullansam uygun olur mu sizce?

O pakettekilere torf deniyor ama aslinda torf toprak karisimi o. Bahsettigim oydu aslinda. Karistirabilirsiniz evet. Taslar olmasa daha iyi olur ama ayiramayacak gibiyseniz onemli degil artik.

hayati tehlike hariç özel hastanelerde acilden ücret alıyorlar

m.radikal.com.tr

masraf göstereceğim deyip dikiş işlemini faturalandır vezneden.

dikiş de hayati önem taşıdığı için ücret alınmamalı, sgk'ya şikayet edin.

7 yıl önce özel hastane aciline 22-12 tansiyonla gittim. tomografi için para istediler, sol yanım tutmuyorken kalkıp gitmeye kalktım. korkup hiçbir şeyden para almadılar.

cevapları yeni gördüm, teşekkür ederim.

yarın sgk'yı arayıp detaylı bilgi alıcam, gerekirse şikayet edicem. Pansuman- kontrol için de hastaneye gidicem zaten yarın.

1 ay boyunca cerceveciere sorduk ama bulamadik biz de. Halbu ki istedigimiz sey cok basitti. Sokak tezgahlarindaki resinleri bile kolayca bu sekilde yapiyorlar sonucta. (4000 parcalik bi puzzeldi).

En sonunda koctasta ince cerceve yaptirdik.

Ben yapıştırıcı ile yapıştırılmış halini (omleti ters çevirme mantığıyla) ters çevirip, arka kısma komple dcfix denilen bir yapiskanlı şeffaf bantla yapıstırmıştım. Bu halini nasıl isterseniz o şekilde sergileyebilirsiniz. Asla kopmaz, ayrılmaz bir daha.

Ben bekar evimde dediğiniz gibi bir mukavvanın üstüne sabitleyerek asmıştım fakat, evlendikten sonra cercevelettim. zarar görmesin, daha uzun kullanabilmek adına.

Parçalanmamasını bir şekilde sağlasanız bile zaman içerisinde hava ve ışık teması sonucunda renkleri solmaya başlayacaktır. Yapıştırıcının oluşturduğu tabaka bunu çok uzun süre geciktirmez. Ben de koçtaşta çerçeveletmiştim. Kenarı ince çerçeve, üzeri de mat koruyucu plastik. Üzerinde bulunan mat plastik çok zor fark ediliyor. Yokmuş gibi. Ben gayet memnunum. Eğer ki puzzle uzun vadede elinizde dursun istiyorsanız çerçeveletin.

Kafam karıştı:D

100 kat vernik denen bir sey var. Zanninca puzzle'in en ustune komple uygulanirsa kuruyunca bir arada tutar levha gibi. Ama denemedim. Bence 100 parca bir puzzle ile deneme yapabilirsiniz...

Ben de yapıştırıcıyı uyguladiktan sonra arkasindan koli bandiyla seritler geciyorum saglam olsun diye. Onu mukavvaya nasil tutturursunuz bilmiyorum ama cerceve gibi goruntu versin diye hasır halat çevrilebilir kenarina, puzzleina gore tabi.

Koli bandıyla şerit geçen arkadaşlara kolaylık olması açısından tavsiyem, dcfix alıp, tek parçada işi halletmektir. İlk puzzle'ımda ben de koli bandı kullanmıştım (:

(dcfix koli bandının fon kartonu gibi satılan halidir, kırtasiyelerde satılır.)

Boyle bir soylem var ama bence alakasi yok.hayvanin kaninin tamamen akitilmasi uzerinden gidip et daha kirmizi,ben bir goruste anlarim falan diyorlar ama genelde bos beles muhabbet iste.italyan kasaptan aliyoruz hem oyle diyorlar hem gomuyorlar.

Hocam bence bariz bir kırmızılık var. Bizdekiler pembemsi mesela.

Helalini bilmiyorum da gezen inegin eti kahverengilesiyormus, kapali duran ineginki kirmizi kaliyormus. Gecen kasap dedi, o yuzden ne kadar gezeni makbul kabul etsek de goruntu itibariyle kirmizi olan tercih edildigi icin gezdirilmeyen inekleri goruyoruz raflarda.

Ete kırmızılığını veren myoglobulindir, kas hücrelerinin yapısında bulunur, yani hemoglobin (kanın kırmızı rengini veren madde) çok bir fark yaratmaz.
Vejeteryan bir agnostik olarak profesyonel görüşüm bu kadar..

Naif hayvan +1

Ayrıca helal kesim olmayınca kan içeride kalmıyor, yine kesince hepsi akıtılıyor. Sadece oldurulmesi farklı.

Hayır.

Kesim konusunda bilgilerim kulaktan dolma. Sadece bariz kırmızılık o sebepten mi diye merak ediyorum.

@beet
Bu kahverengilik beni geçen gün bayağı korkuttu. Etteki parçaların yarısı kahverengiydi.

Helal kesimdeki tek mantık hayvan kesilirken Allah'ın adıyla kesilmesidir. Farkında olmadan Allah'ın adıyla kesmeyi unutursan sıkıntı yok, bilinçli olarak Allah'ın adını anmaz ya da Allah'a şirk koşup başka bir tanrı adına kurbanı kesersen o hayvanın etini müslümanlar yiyemez.

Teknik olarak bir fark yok yani, bir budist ve bir müslüman aynı mezbahanede aynı koşullarda yetişmiş aynı ırk iki hayvanı yere yatırsa biri Allah'ın adıyla kesse diğeri de kurbanı Buda'ya adasa hayvanların etleirnde bir farklılık olmaz.

Lan ben ciddi ciddi cevapladım, soru makara değildi di mi?

etin helal olmasının şartlarından biri hayvanın boğazının kesilerek öldürülmesi.
oysa yurtdışında, kafalarına elektroşok verip öldürüyorlar.
elektroşok olunca:
1) hayvan çok hızlı ölüyor, daha az streslenip kasılıyor, dolayısıyla eti daha yumuşak oluyor, deniyor.
2) kan hayvanın vücudunu daha geç ve daha az tazyikle terk ediyor. canlı ve adrenalinli bir kalpten fışkırdığı gibi olmuyor. bu da fark ediyor olabilir.

İp atlamak gördündüğü kadar kolay değildir.
Aşağıdakilere dikkat ederek 5, 10, 15, 20 şeklinde aralıksız atlamayı deneyin.

1- dizleriniz hafif kırık olacak
2- parmak ucunda olacaksınız
3- ip çok uzun veya kısa olmayacak
4- ipi arkanızdan önünüze doğru salladığınızda, ipi ilk sallama anında değil de, ipin yere değme sesini duydugunuz anda zıplamalısınız.

Yutuptan izleyip denedigim halde ben de ogrenemedim yontemini. El, ayak, kulak koordinasyonu gerek. O da calismayla olur sanirim.

geçen bi sağlık seminerinde ünlü bi doktor demiş ki;
90 sonrası şehirde doğan çocuklar sokakta büyümediler. sokakta büyüyen çocuklar oyunlarla, yarışlarla fiziksel gelişimlerini tamamlıyorlardı. bu çocuklar o fırsatı elde edemediler. bu sebeple başta denge merkezi olmak üzere bir çok fiziksel rahatsızlıklara yakalanmaları daha kolay.

senin gibilere hep imrendim.

tüm fakülte hayatım internet kafede geçti.

Benim de 4 gun dersim var. Ben de ayni rutine sahibim ama hicbi seye cok vakit harcamiyorum cunku evim küçük, derslerim de az. İki gun tam, iki gun ogleden sonra bos. Bana bayağı vakit kaliyo ama bi kac gun onceden isleri gunlere boluyorum. Ama yine de kış oldugu icin ev temizligi bakimindan cok ayrintiya girmiyorum, elim de agir ustelik. Ama hobilere zaman kaliyo.

takdir ettim. öğrencilerin çoğu ya yurtta kalıyor ya da hayvan gibi yaşıyor. senin için vakit alan şeylerin büyük bölümüyle ya uğraşmıyorlar ya da uğraşmak zorunda kalmıyorlar.

benim 5 gün dersim var. ben zaman açısından çok sorun yaşamıyorum ama bunun bir numaralı sebebi evi bok götürüyor olması ve ders çalışmamam. ders çalışan, düzenli olarak evde yemek yapan, belirli aralıklarla evi temizleyen biri olsam seninle aynı durumda olurdum.

kendi adıma "hazırlık bitene kadar dişini sık" dedim ben, seneye 3 gün ders olacak, o mutlu ediyor biraz. bence sen de üzülme ama, tamam şimdi çok vakit bulamıyorsun belki ama roket gibi yaşıyorsun. bu disiplin, özveri vs. eminim ileride sana çok şey kazandıracaktır. sığır gibi yaşamaktan her türlü iyidir :)

Yapanlardan alabilirsiniz yakin ise:
firinimdanekmekler.com

Cok lezzetli gorunmelerine ragmen ugrasamam diye dusundugumden Evde ekmek ve maya yapmiyorum ama yapan bi arkadasim var :)
Refika Birgül ile calisiyor hatta, burak arpak, aratirsaniz bence bütün sorularınıza cevap ve bi suru de degisik ekmek tarifi videosu bulabilirsiniz,
Sanirim maya tarifi de var, baya ekmek konusunda her seyi anlatiyor,

Artisan ekmek satan yerlerden/internetten ekşi maya alarak yapabilirsiniz. Evet dediğiniz gibi 3-4 günde 1 un ve su ile beslemek gerekiyor ve dondurucuda da saklanamıyor. Yapacağınız zaman küçük miktarda maya alıp kullanabilirsiniz. Anneniz, arkadaşınız vb yakınlarınızda biri yapıyorsa, yapacağınız zaman onların mayasından kaçırabilirsiniz :)

Başka bir çözüm: 1 ekmeği kaç kişi/ kaç günde tüketebileceğinize göre örneğin daha fazla maya alıp 2-3 ekmek yapıp dilimleyip dondurucuda saklayıp birkaç hafta yükleyebilirsiniz.

Ekmek yapmak güzel şey :)

evde ekmek yapıyorum.

maya oluşturmayı evcil hayvanla aynı görmene güldüm ahah :D öyle sürekli mayanı beslemene gerek yok bir kez olusturduktan sonra mayanı derin dondurucuya koyabilirsin.

paket maya da mayadır ama lezzetli bir ekmek yapmak istiyorsanız kendinizin mayayı oluşturması daha faydalı olacaktır.

ekşi maya 10 günde oluşturuluyor. zaman/performans ürünü olarak nohut mayasını araştırın. nohut mayası sizin için daha kolay olacaktır.

ekşi mayalı ekmek diye fırınlarda sorabilirsiniz. tadını, yediğinizde anlayacaksınız. bugün yıllardır yaşadığım şehirden farklı bir şehirde sorayım dedim ve kendimi bir fırına attım. adamlar, ekşi mayalı çavdar ekmeği bile yapıyormuş.

Max 1-2 gun yapmaya devam edip daha fazla ugrasamayacagimi bildigim icin hic kalkismadim ben. O isler olmuyor, bence sen de hic kalkisma:)

www.ekmeksanati.com

Bunun için en güzeli önce ekşi maya yapmak. Ben yaptım ama çok sabır istiyor. Çünkü olgunlaşasıya kadar sürekli beslemek gerekiyor, kabını temiz tutup sıcakta tutmak, takip etmek lazım. Ama çok keyifli her şeye değiyor :)

Bugün de ilk ekmeğimi yoğurdum bu ekşi mayadan; ekmek yapımı da 6-18 saat arası değişiyor tariflere göre. Sürekli saat başı katlama yapıp mayalandırıyorsun. Eğer detaylı tarif isterseniz uzun uzun yazarım. Ekşi mayanın oluşması 7-10 gün.

Burakcığım anlatiyo ekşi mayadan ekmek yapimiyla ilgili her şeyi.
www.google.com.tr

dont starve together olabilir

bir bilgisayarda oynamamız gerekiyor ama. tv başına geçip iki gamepad ile oynayacağız mümkünse.

overcooked
store.steampowered.com
cidden çok zevkli bir aşçılık oyunu.

Bende aynisini dusunup nintendo wii almistim uzun zaman evvel.bu islerle alakasi olmayan kadin hala oynuyor nintendoyla.

Life is strange

Call of
Left 4 dead

overcooked oldukça başarılı gözüküyor. teşekkürler önerenlere hiç duymadığım bir şeydi hemen aldım. diğer arkadaşlara da fazlasıyla teşekkürler. özellikle overcooked tarzı aynı ekranda bir şey çözmeye çalıştığımız veya split screen olan oyunlar arıyorum daha çok. öneren olursa yine buradayım.

dont starve together güzel,
alışırsa torchlight 2 falan güzel
ama torclight'ta falan kavga çıkıyor genelde

Sabahattin Ali geliyor. (yakın tarih ama )

tabi ki hrant dink. yanilmiyorsam arkadan vurdular garibi.

Atatürk geliyor benim aklıma direkt olarak. Belki fiziksel olarak bir saldırı değil ama her fırsatta vuruyorlar.

ilk sezar geliyor maalesef -aklımıza soktular baskın kültürleriyle- ama sanırım "sen de mi brütüs." lafı efsane.

bir de ankara savaşında yıldırım beyazid geliyor. karşı tarafa geçen satıcılar hesabı.

Abraham Lincoln

Jesse James geldi benim de

iffet :D

Lipton naneli yeşil çay, doğuş mistik çay sade.

Ayva veya elma dilimleri, karanfil ve tarçın çubuğunu birlikte demlemek hoşuma gidiyor.

Edit: Altta görünce aklıma geldi, zencefil de yakışıyor bu karışıma.

zencefil+limon

yahu bu twinings'in earl grey'i nedir arkadaş. bitirdi beni.
edit : bitki çayı değil tabii.

doğadan isveç şurubu bitki çayı

twinings'in zart berry zırt berry'li bi sürü çayı vardı, offf ne güzeldi onlar :/

kış çayı da severim ekşi ekşi.

Bunlari tek tek demliyorum:
Adacayi
Biberiye
Hibiscus
Lemongrass

Paket olarak da dogadan kayisili form.

önce nişanlandım.
sonra ayrıldım.
son zamanlarda aldığım en radikal kararlar bunlar. beraberinde hayatımda bir çok değişiklik oldu. Mesela nişanlanmamış olsaydım başka bir şehirde mesleğimi yapıyor olacaktım. şimdi doğup,büyüdüğüm şehirdeyim, öylesine çalışıyorum. pişman mıyım,değilim.

Şeytanla anlaşma yaptım.

Bir parçamı verip güzel bir gelecek satın aldım. Tabi daha alamadım, 1 sene içinde gerçekleşmesi planlanıyor.

Her ne pahasına olursa olsun psikoterapiye gitmek. Bunun için en değerli şey olan zamanı bile yönetmek o kadar zor ki bazen...

geçen sene benim için çok önemli bir karar verdim. ondan sonra her şey daha da kötü oldu.

sonuçtan iyice uzaklaştım.

Bilkent'i bıraktım, sonra da GS'yi bıraktım. Henüz bir şey gerçekleşmedi.

Zigaraya başladım. Herhangi bir amaca yönelik başlamadım ama bu sabah sol kolumda uyuşukluk, kalp çarpıntısı ve soğuk ter boşalması ile uyanıp on dakika öleceğimi sanmamla sonuçlandı.

Şu zamana kadar çok var. En yakın 10gün önce sigarayı bıraktım. Şu sıralar da işi bırakmak için araştırma yapıyorum ama henüz yemiyor. 3 senedir belli bir noktaya geldim. Planım bırakıp daha mutlu olabileceğimi düşündüğüm bir işte junior olarak başlamak, belki ülke bile değiştirmek.

Olmuyor, olamıyor diyerek işten ayrıldım. Sonra bir şekilde çok istediğim işle ilgili olan birisine ulaştım derken derken işten ayrıldıktan 1 sene sonra tam olarak istediğim şeyi elde ettim. Şimdi dünyayı gezerek mesleğimi yapıp para kazanıyorum, huzurum yerinde. Mutluyum işte :)
Not : İstediğim şey için belki 2 sene uğraştım.

Sigarayi biraktim.
Arkadas cevremi degistirdim.
Mesleğimi biraktim.
Yasadigim şehri degistirdim.

30 yıllık istanbul hayatıma son verip Akdeniz'in güzel bir ilçesine taşındım. Her şey çok güzel oldu. Afedersin ama s... İstanbul'u.

20'li yaşların başında aldığım iki büyük radikal karar var. Biri zirveye taşıdı diğeri tünele soktu. Ying yang gibi bi yanım karanlık bir yanım aydınlık yaşadım bir süre.
Sonra hayat ışığa arkamı dönüp tünelde olmamı gerektirdi. Bir süre de öyle gittim. Fakat tünel bana iyi gelmedi ve kötü hastalandım. Bu kez bir büyük radikal karar daha alıp hastalıkla satranç masasına oturdum.
Baktım yeniyorum hoşuma gitti, bu kez bir büyük radikal karar daha alıp tünelden çıkmaya karar verdim.
Şimdi ışık göründü, çıktım çıkacağım aşamasındayım.

Büyükler böyle. Küçük küçüklerin sonuçları toplamda kötü olmadı sanki. Yaş ilerledikçe sonucun iyi olma olasılığı artıyor.

özelde hukuk fakültesini bıraktım.
gittim devlet üniversitesinde iletişim okudum.

anlatırken insanlar hala hafiften acıyan gözlerle bakıyorlar bana. bense hiç pişman değilim.

bir ayrılık,sancılı bir süreç sonra aynı şehirde yaşanmayacağını anlayıp işinden istifa etmek ve o şehri terketmek...Şimdi daha iyi bir iş ve daha iyi bir hayat:)

benim en yakın arkadaşım kuzenim. okuyosa burdan selam gönderiyorum kendisine. cnm benim <3

1 tanesiyle çok iyiyiz

Kuzenler de akraba sonuçta. Akrabalarin cogu ne kadar gereksizse onlar da o kadar gereksiz ve yorucu. 8 tane kuzenim var sadece biri aşk, elimde buyudu kerata. Gerisi çöp.

baba tarafımda birkaç kuzenim var hiç görüşmüyoruz. anne tarafımda iki kuzenim var, biri benden 1 yaş büyük pek anlaşamayız ve çok nadir görüşürüz. ama kardeşi olan benden de 3 yaş küçük kuzenimle çok samimiyiz, hep buluşur görüşürüz. aile buluşmalarında yoksa bayağı ararım falan.

Hepsiyle resmiyim

Anne tarafından sevdiğim bir tane kuzenim var onunla da seyrek görüşürüz rahat 5 yıldır görüşmemişizdir. Bu yüzden severim, kendi halinde, iyidir.

Baba tarafıyla çok yakınız bütün kuzenler çok iyi anlaşırız.
Özellikle iki tanesiyle kardeş gibiyiz diyebilirim.

Senin durum kötü, ben baya iyiyim. Özellikle teyze kızları ile. Kardeş yarısı gibidirler.

sanırım 35 civarı kuzenim var (sallamış olmayayım ama ortalama durum bu)
şimdiye kadar sadece 5 tanesiyle konuşmuşumdur. tanımıyorum yani kendilerini.

Birkaçını hiç tanımıyorum. Sıkıntılı olduğum zamanlarda da arayacak bir kuzenim yok. Gerek de duymuyorum. Zaten benim akrabalarıma yönelik genel görüşüm gölge etmesinler başka ihsan istemem'dir.

hepsinin köküne kibrit suyu. tabi bunda teyze,dayı ve amcanın da payı var. hepsi saçma sapan çomar evlat yetiştirmişler. annemi babamı bir kere aramamışlardır. ben de onları aramıyorum ne zamandır. böyle karar aldım. ölseler cenazelerine gitmem. dışardaki herhangi biri gibiler. uzak olsunlar.

1 yıldır hiçbirini görmedim, hele koydekileri görmeyeli 10 yıl falan olmuş. Şu an sayısını bile düşünüyorum, +10'du en son.

Üç tanesini hiç tanımıyorum, biri benimle yaşıt, anlaşsak iyi olabilirdi. Onların haricinde iki kuzenim daha var, severim onları. Benden küçükler, arada mesajlaşırız.

2 tane baba tarafından var, velet onlar. 2 tane de anne tarafından var, biri üç yaş büyük benden biri daha fazla. Hiçbiriyle görüşmüyorum, İstanbul'da yaşıyorlar benim gibi.

Baba tarafından tek bir kuzenim var, yaşı bana en yakın o. Çok iyidir kendisi ama oturup sohbet edecek ortak konu pek bulamıyoruz, kafalar bambaşka. Anne tarafındakilerle aramızda yaş farkı var, hatta en küçükler olan ikizlerle aramız 24 yaş, çocuğum gibi filan olur herhalde onlar. <3 Büyük olanlar evli çocuklu, sohbet müthiş açıyor ama sık görüşemiyoruz. Bu kuzen mevzusu konusunda ben de evrene kırgınım, kuzenlerle şuraya gidiyoruz diyemedim hiç :/

baba tarafından kuzenlerin en büyüğü benden 10 yaş küçük. Bir yerlerde, aile ziyaretinde filan karşılaşırsak naber lan filan diyorum en fazla. 2-3 tanesini toplam birkaç kez görmüşümdür.
Anne tarafında 20nin üzerinde kuzenim var. 1 tanesiyle arada sırada görüşürüz. Geçen bir tanesi askere gidecekemiş iskenderun,a, beni de ziyarete geldi ankaraya. o zaman gördüm.

en yakın arkadaşlarım kuzenlerim +1. aile bağları kuvvetli bir şekilde büyüdüğümüz için çocukluktan beri tanıştığım 2'siyle(biri amcaoğlu, diğeri babamın kuzeninin torunu) kendimi bildim bileli yakınız, başka da çocukluk arkadaşım yok zaten. halamın çocukları benden 10 ve 15 yaş büyük, ablalık-abilik etmişlerdir bana çok.

anne tarafındakilerle de samimiyiz, bayramları ya da yaz tatillerini illa 1-2 hafta beraber geçirirdik ufakken. hala da bayramlarda mümkün olduğunca bir araya geliriz, anne tarafımdakilerle baba tarafımdakiler de tanışır, severler birbirlerini. yaşı benden büyük olanlar daha bi saygı çerçevesinde ama benden küçük 2 tane var dayımın, onlarla daha samimiyiz. hatta benden büyük olanların toplamda 5 tane de çocuğu var, 11-5 yaş arasında, onlara da bebekliklerinden beri yakınım, vakit buldukça ilgilenmeye, derslerine destek olmaya çalışırım.

tüm bu kuzenlerin içinde kuzenim olmasa pek sevmeyeceğim 1 tane var, onun dışındakilerin bir sorunu olduğunu düşünmüyorum. o da bana karşı değil de, hayata karşı biraz sorumsuz bir kadın. tabii yaşadığı travmalar var, o yüzden aile içinde mazur görülüyor bazı davranışları, idare ediyoruz.

Bazıları maaşlı çalıştırır. turlara gönderir. bazıları tur başına yevmiyesini verir gönderir. jolly ets gibi firmalar maaşlı çalıştırıp güneydoğu karadeniz gibi yerlere otobüs komutanı gibi gönderir. maaşları o kadar yüksek değildir.

bir çok firma tur başına anlaşıp gönderir. rehber orda anlaşmalı olduğu halıcı kilimci her neyse satışlardan da komisyon alır. sistem böyledir.

Seyahat acentelerinin (sigortali, maasli) rehber calistirma zorunlulugu var. Onun haricinde o yilki duruma gore yogunluk varsa gunluk yevmiyeli calistirabilirler. Isler cok yogun olunca genelde maasli çalıştırma yoluna gidiyorlar çünkü günlük tur ucreti bazen maaşı katlayabiliyor. Komisyon da anlasmaya gore.

/?nomobile i silip /m.php yazmak.

İşlemi yapip telefonun geri tuşuyla dönüyorum ben de.

beta.eksiduyuru.com ;)

@compumaster betada kızlar kendi teklif ediyo diyollağ?

mesaj geldiğinde web bildirimi ve android ios uygulaması da varmış doğru mu?

hatta 20x30 profil resmi de konuluyormuş.

üstüne bir de yukarda çeşitli radyoları dinlemek için pilayer de varmış. sağ tarafta da atari salonu ama böyle bildiğimiz jetonlu atari oyunları, sıkrit faytır, tumblebob, tekken 3 gibi.

bir de tema özelliği de geliyormuş, herkeşin adına özel temaası da varmış.

ama en güzeli ifşa butonu olması, bunu çok sevdim, bi basıyon ne var ne yoksa saçıyo ortalığa.

oooooooooo beta.eksiduyuru.com
half life 3'ten once cikarsa kurban keserim.
m.php yaziyorum ben linke.

ben de geri tuşuyla dönüyorum.

Konu o değil biliyorum ona dair cevabım yok ama eline sağlık demek istedim.

Kopege tekme atmasinin karsiliginda dovdugunu ispatlayamasan bile, basit tibbi mudaheleyle giderilebilen yaralama kapsaminda ya adli para cezasi alirsin ya da hukmun aciklanmasinin geri birakilmasina karar verilir. Ikincisinde denetimli serbestlik olur, karakola git imza at falan gibi.

New day+1

www.google.com.tr

Basit yaralamadan ceza alırsın. Belki hastane ve çalışmadığı günler rücu ettirilir.

Ellerin dert görmesin.

iş göremez raporu kaynaklı bir miktar para cezası ve hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı hapis cezası gelebilir. 5 sene suç işlemezsen sabıkandan düşer.

Savci sana "neden vurdun?" diye soracaktir. Sen de ifadende durumu anlatirsin. Adam iyi hazirlanmis diye lap diye hapis cezasi vs olmaz. Sorusturma devam eder de adamin kopege vurdugu bir kamera kaydi da ortaya cikarsa senin elin guclenir. Merak etme fazla birsey olmaz.

İlk ifadende adamın köpeğe vurduğunu senin de bunu görüp bir anlık öfke ile haksız tahrik altında adama vurduğunu pişman olduğunu söyle bişey olmaz.

Zamaninda level dergisi'nin verdigi "byzantine" adli 6 cd'lik bi oyun vardi. Mutlaka bul onu. Tam senlik.

Ben de bu tarz oyunlari seviyorum. Hatta 3d grafikleri neden gercek hayata yaklastirmak icin kastiklarini hic anlamiyorum. Cekin iste gercek goruntuyle bu tarz macera oyunlari. Mis gibi.

Varsa baska bu tarz gercek goruntulu oyun, ustume atabilirsiniz.

Cok geyikmis :)

şöyle bir örneği de var; www.youtube.com

ben beğenmedim. bunun kitaplı versiyonu da var. kendi seçimlerine göre 32nci sayfaya 55'inci sayfaya falan git diyo. onu beğenmiştim.

late shift diye bir oyun vardı ona da bakabilirsin.

sanırım siz epik drama tarzı filmleri seviyorsunuz. o zaman pride and prejudice'ı önerebilirim.

iyi seyirler

izlemediyseniz cinema paradiso ya da big fish'i de beğeneceğinizi düşünüyorum.

Mary and max

the fall (2006)

Being there.

wayy biri being there demiş benden de being there

Annie hall
Midnight in paris
Sevmek zamani
Muhsin Bey

Cinema paradiso+1
The fall+1

Little miss sunshine.
Mr. nobody

Wes anderson filmleri özellikle:
Rushmore
The darjeeling limited
The grand budapest hotel

Ne kadar tarzı dediklerinizden olsa da Hitchock (typo olabilir ismin yazımında) filmleri, özellikle:
Vertigo
Psycho


Özel istek: lütfen duyuruyu silmeyin. Ben de sevdiğiniz filmleri seviyorum çünkü benim içinde güzel bir kaynak olur :)

Nasıl unuturum editi: a serious man

Atonement

Sense & sensibility
Dangerous liaisions
I capture the castle
Monte kristo kontu
The emperor's club

Bunların biraz dışında kalan ama izlenmesi gereken :
Of mice and men 1992
Grapes of wrath 1940

Ayrıca cinema paradiso ve pride&prejudice ve being there +1

sanırım bekleyenler oluyor ve kurs kayıtları açılır açılmaz dolduruyorlar.

Taaaa aylar öncesinden doluyor. Sonra o kisiler kurs basladiginda gelmiyor, gelmeyecegini arayip haber de vermiyor. 25 kisilik kontenjana 50 kisi basvuruyor ama kursu 10 kisi bitiriyor.

doğum günün kutlu olsun

hayırlı ömürler dilerim.

Mutlu yıllar :)

doğum günün kutlu olsun, nice senelere :)

kac yasina giriyorsun?

ooooooooooooo mutlu yıllar.

al üfle sana zahmet.

giphy.com

kutlayan herkese teşekkür ederim. merak edenler için :) kimlikte 39 gerçekte 35 oluyorum gün itibariyle.

Mutlu yıllar

Benimde dündü önce sen kutla :)

yeni yaşın sana güzellikler getirsin :)

Eee, kaç oldun? :)

mutlu, sağlıklı yıllar.

@yirmisantim 35 ve 39'un ortalamasını alıyosun.

Nice güzel yaşlara.

Doğum günün kutlu olsun.cik gez disarda.
Kar yağaydı daha iyi olurdu ama boşver:)

Yıllar önce zehirlenmiş gibi görünen bir sokak kedisini veterinere götürmüştüm. 5 seneden fazla olmuştur. Sara krizi geçiriyormuş kedi. Serum bağladı iğne vs yaptı tedavş etti. Gece de orada kaldı kedi. Yaşayamadı maalesef. Verdiğim para 40-50 lira bir şeydi heralde.

Çok güzel bir şey yapmışsınız sadece teşekkür etmek istedim.

Biz de yine araba carpmis bir kediyi ameliyat ettirdik. Ayagi kirik diye gittik, diyafram yirtigi cikti. Veteriner sadece bol indirimli diyafyam ameliyat parasini aldi, 1K. Ayagina mudahale edilmedi ama herhangi bir rontgen, antibiyotik, parazit ilaci, kalma parasi (1 haftalik) gibi masraflar cikartmadi.

çok bir şey çıkmaz, veteriner iyi biriymiş belli. yoksa sizden mutlaka ön ödeme fln alırdı, öyle telefon alıp bırakmazdı. çok bir masraf çıkarmaz,

yaptığınız çok güzel ayrıca

arkadaşlar 350 tl hesap çıkardı veteriner. telefonda görüştük birkaç pazarlıkla son 250 yapabilirm en fazla dedi. dedim benim verebileceğim en fazla 100 tl. yok asla olmaz diyor. o zaman kedi kalsın sizde zaten tedavisi de yapıldı yapacak bir şeyim yok dedim öyle bir kaç çemkirmeyle kapattık telefonu.

kedinin durumu iyiymiş çok sevindim buna. ama maalesef bu ücret bir sonuç doğurdu bundan sonra yolda yaralı hayvan görürsem bir veterinere götüremeyeceğim. zengin bir adam değilim sonuçta 2 serum 2 iğnete bu kadar para veremem. üzgünüm ama hayatın (ülkenin) gerçeklerine lanet olsun.

bence götür en iyi tedaviyi iste paran varmış gibi sonra da sadece kullandığı malzemelerin parası dışında bir şey isterse iyi almıyorum o zaman salın kediyi sokağa dersin. en azından sağlıklı bir sokak kedisi olarak hayatına devam eder.

Dizi ingilizcemle cevap verecek olursam "figure it out" derim.

figure it out değil de i will settle it derdim ben

"find a way"

Make it happen.

Yukarıdakilere ek olarak "manage" de denebilir.

I can handle it de olabilir. Hallederiz, ayarlarız manasında.

figure it out dediğiniz şeyi karşılar.

Arrange olmuyo mu arrange?

1- Her gün yapmana gerek yok. Bir hafta durursa üzerinde mayalanma oluyor tekrar, onu sıyırıp içebilirsin ama en iyisi iki üç günden fazla bekletmemek.
2- Bilmiyorum.
3- İlk kefiri onunla yapsam diye bir şey yok, tek kullanımlık onlar, yaptıkça alman lazım.

Bizde hiç o kadar beklemez içeriz hemen.

Annem ziraat fakültelerinin marketleri oluyor oradan alıyor.

Onu bilmiyorum.

1. Mayayi icine koydugun sut oda sicakliginda 2 gunde mayalaniyor. Kefiri suzdukten sonra buzdolabinda saklayip 1-2 gunde tüketmen gerek. Mayalanma suresi yaz aylarinda daha da kisaliyor hatta, yarim gunde oluyor falan. Maya buzdolabinda saklanmiyor ama. Suzdukten sonra tekrar mayalamak gerekiyor. Saklanacaksa da buzdolabi posedine su doldurup mayayi icine koyup buzlukta dondurmak gerekiyor.
2. Bazi aktarlarda bulunuyormuş diye duydum.

Maya Migros’ta falan var ancak 2-3 tl ilk mayalar değilde 20-30 tl liklerden Alman lazım. Diğer mayalar toz halinde tek kullanımlık.
Ziraat fakülte marketlerin buluyor evet.
Tüm hafta değilde 4-5 gün bozulmadan buzdolabında duruyor
Bittikçe yaparsın maya zaten sen yaptıkça çoğalıyor.
Nerdesin yakınsan sana maya verebilirim

toz halindeki mayalar tek kullanımlık değil. onları kağıt bir torbanın veya bezin içerisinde kullanırsanız çoğalıyorlar ve her seferinde maya almanız gerekmiyor. hatta kağıt torba veya bez içinde kullanmasanız dahi, yoğurt mayalar gibi. kefirinizden 1 çay bardağı ayırıp onunla yeni kefirinizi mayalayabilirsiniz. yoğurt mayalamakla benzer mekanizma zaten. mantar çoğalıyor işte subtrat içinde.
kefir dolapta1 hafta dayanıyor, ama benim önerim bir veya iki günde bir yapmanız. sıcak günlerde 24 saatte oluyor, soğukta uzayabiliyor. biz market mayasını çok kullandık, zararlı falan olamaz sonuçra spesifik bir mantar türü bu. kefiri yapabiliyorsa her şey yolundadır zaten. bozuk bir maya olsa kefir yapmaz daha başka içilemeyecek bir şey yapar.

ben bir müddet yaptım. yaza tekabül ettiğinden, oda sıcaklığında yarım gün ila bir gün arası sürede hemen mayalanıyordu ve enfesti.

danem firmasının sevdanem mayasıyla (tek kullanımlık) yapıyordum. ama aynı firmanın büyüdanem isimli çok kullanımlık kefiri de var. bu mayaları 5m migroslarda bulabilir yahut online sipariş edebilirsiniz. doktoralarını kefir üzerine yapmış üç akademisyen tarafından üniversite bünyesinde kurulmuş bir firma ve kefirlerinin lezzeti gerçek kefir lezzeti.

bir bakın:
kefirdanem.com

erkek olsun ya! benim bildiğim pembe ve mor erkek?

Dişi bu. Pembe dişi, mavi erkek. Bu bildiğimiz dipdişi bir kuş.
Tabii yaşı da önemli. Birkaç aylıksa sonradan dönebiliyor ama açık mora yakın tona dönüyor, o da öyle dişi oluyor. 6-7 aylık falansa aetık net dişi.

Ben de disi diyorum. Burun cevresi acik renkli olanlar genelde disidir. Ama cok kucuk gibi bu bebe. Allah anali banali buyutsun :)

Disi bu

tipini yediğim dişi gibi duruyor

Kadın kuş

trans birey. agzini yuzunu opmeli bunun.

Yenibosnayi bilmiyorum ben meydana gitmistim. Ozellikle grup derslerine giriyordum. Daha motive edici oluyordu. Bireysel calisirken civitabiliyorum cunku.

Göremediği işitemediği dokunamadığı tadamadığı ve koklayamadığı, yani algı sahasının dışında kalan şeyler olduğunu ve bu yolla dünyada kim bilir ne kadar çok kişiyi olumlu etkilediğini söyle. İnsan algılarından ve egosundan ibaret değildir, bilmediği güzellikleri keşfetmek için yaşasın.

Merhaba,

psikoloji dersinde gördüğümüz kadarıyla önce karşı tarafa sevildiğini, saygı duyduğunuzu, değerli olduğunu hissettirecek şekilde iletişimi başlatın,
sonrasında sorunu detaylıca anlatmasını, sorular sorarak ama incitmeden veya yargılayıcı, fikrini çürütücü bir tavır takınmadan dinleyin ve gerekirse anladığınızı göstermek için söylediklerini kelimeleri değiştirerek tekrar edin.
sonrasında kişinin elindeki kaynakları gözden geçirmesine yardımcı olun. Aile, arkadaş, siz, para, eğitim, aşk, geçmiş başarılar, yurtdışı imkanı varsa o, tatil imkanı varsa vesaire bunları dillendirmesini sağlayın. Ama "bak iyi durumdasın" mesajını vermemeye çalışarak yapın.
Sonrasında plan çizmeye çalışın, şu şu kaynaklarla şöyle bir şey yapabilir miyiz acaba? gibi sorular sorun. gerekirse kökten değişiklikler tavsiye edin, bulunduğu çevre sorunun kaynağı olabilir çünkü.
sonrasında sık sık yoklayın moralini, ne yaptığını, bir şey yapmak isteyip istemediğini vs.

eğer evde kapalı, çok uyuyan geç yatıp geç kalkan dışarı çıkmak istemeyen birisiyse zorla olmasa da arkadaş nazı yaparak dışarı çıkarın, doğa park vs gibi yerlere götürebilirsiniz.

beraber spora başlamayı teklif edebilirsiniz, basit bir egzersiz bile olsa her gün 30 dakika yapmak antidepresan etkisi yaratıyor.

son olarak, intihar edeceğini söyleyen birisini polise bildirmekle yükümlüsünüz, not olarak düşelim. bildirin demiyorum ama öyle işte.

ve bu anlattıklarım da profesyonel tavsiyeler değil kesinlikle. klinik psikolog eşliğinde kişiye özel değerlendirilmesi gereken bir mesele çünkü.

Bir de şunu eklemek gerekir, kişinin yaşamını sonlandırmak istemesi, bunu bilinçli bir karar ile yapması bizim ne kadar üzerinde söz hakkı olduğumuz bir şeydir? Sadece düşünmek için yazmak istedim bunu da.

saygılar

Birlikte profesyonel yardim almaya gidin mutlaka... birlikte gidin diyorum cunku tek gitmek istemeye bilir...

Bir de olaylari yorumlama gozdeki gozluk gibidir, gözluk numaran yanlissa her sey oldugundan daha da kotu gorunur.

Kimsenin hayati kolay degil , yalniz degil...

Merhaba çok güzel tavsiyeler yazılmış. DUyuruyu silmeyin olur mu?

çok kötü bir dönemden geçen arkadaşımı, elinden tutup psikoloğa götürdüm. seans seans, her hafta. o çıkana kadar bekledim, çıktıktan sonra psikoloğundan, ona nasıl davranmam gerektiğiyle alakalı tavsiyeler aldım ve ikimiz birlikte içmeye gittik. bu şekilde 4 ay geçti, daha iyiye döndü.

bir de david burns - iyi hissetmek adlı kitabı okusun. ben okumadım, psikoloğum önerdi. tanıştığım kim varsa, yazdığım kitabı okuyup düşüncelerinin kalıcı olarak değiştiklerini söylüyorlar. ben de "down" hallerimden birine girince okumaya başlayacağım.

Her seyi birakip yola ciksin. Zaten kendisini gozden cikarmissa daha ne kaybedebilir ki.

Değişiklik önerin. Ama öyle çok çaba gerektirecek, uzun süre sonunda hissedilecek değişiklikler değil. Adam zaten kendinden geçmiş. Meslek değiştir, yurtdışıma yerleş gibi çok çaba gerektiren tavsiyeler pek yerinde olmsz çünkü adam şu an felçli gibi. Muhtemelen günlük sorumluluklarını dahi yerine getirirken zorlanıyor. O yüzden basit ve hızlı sonuç gösterecek değişiklikler yapmalı. Bu ufak değişiklikler ona biraz daha iyi hissettirecektir sonrasında ise daha sistemli ilerleyip meslek değişimi ya da kendinde onu rahatsız eden ne varsa kademeli olarak değiştirip mutlu olabilir. Terapi mutlaka almalı ama tabi işinin ehli bir terapist lazım. Bu arada eğer İstanbul’da ise ben tanışmak istiyorum

imdi,
şöyle bir durum var:
istatiksel verilere göre intihar girişimlerinin %80 gibi hayli büyük bir kısmı başarısız oluyor.
bu ne demek?
intihar girişiminde bulunanların pek hemen, hemen hepsi sonraki hayatlarına intihara teşebbüs etmeden ki hallerinden bin beter bir halet-i ruhiye içerisinde devem etmek zorunda kalıyorlar. (örn: sakat kalıyorlar).
bu kadar büyük bir riski en gözü kara pokerci bile almaz. almamalı; zira aklı başında bir kimseye yakışmaz.
şu da var ki: ölüm, sondur. hayat ise her ne denli karamsar gözükürse gözüksün, geleceğe dair her zaman için limitsiz potansiyel içerir.
hayatımızı sonlandırmaya karar verdiğimizde bu potansiyeli çarçur etmiş oluruz.
bu, en kibar haliyle söyleyecek olursak küstahlıktır!
bu israfa gerek yok.
her türlü acı geçecektir.
kalıcı bir acı olduğuna inanmıyorum.

mütemadiyen.

Demlerim 1 bardak icerim yazik olur termosa.

neredeyse hiç.

güzel çay bulmak zor, dolayısıyla o zahmete girmiyorum. arkadaş varsa bile sallama yapıp geçiyorum.

elbette, cay'siz bir hayat olamaz :) yasasin ahmad tea

hayır.

Başkası gelmediği sürece hiç.

Neredeyse hiç.

Hic.

Yalnizlik kadar kotu bir sey yok

Yoldan gecene cay ikram etmişligim var.

öğrenciyken demlerdim, şimdi vaktim olmuyor. Çok kişiyken de demlemiyorum hatta.

hiç işim olmazdı ama işsizken çaya kahveye sardım. daha çok da kahve. üşengeçliğimden sallama yapardım hep. şimdi demleme yapıyorum. normalde çalışsam evde hayatta çay yapmam.

7 yıldır yalnız yaşayan biri olarak toplam demlediğim 5'i geçmez. Misafirim gelince demliyorum. Yurt dışındayım bir tane yabancı arkadaşım çayı çok seviyor. O gelince demliyorum, böylece benim de çay ihtiyacım karşılanmış oluyor. kahve çok daha pratik geldiği için çaydan kahveye geçiş yaptım.

Sevsem demlerdim. Kahve sevdiğimden mocha pot ile kahve yapıyorum. Tek yaşamakla alakası yok bu işin, seviyorsan üşenmezsin bence :)

Ya sallama çay ya da hazır kahve falan. Yalnızca misafirim falan gelirse öyle uğraşırım. Böyle de misafirseverizdir işte yalnızlar olarak, ehem.

sallama çay candır

hayır. o kadar çayı kim içecek?

Hafta sonu nadiren. Ayda 1 falan anca.

never. eve arkadaşım gelirse o yapıyor

hatta sıcak bir şey imiyorum hatta su dışında bir şey içmiyorum evde.

Hiç Demlemem.

Her akşam :)

hafta sonu kahvaltiya demleme
hafta ici aksam sallama

Haftada 2-3 aksam yaparim. Ozellikle ders calisiyorsam. Bazen ihlamur tarzi caylar demliyorum ama.

Akşam üstü yapıyorum. Sabah kahvaltıda kahve veya sallama çay içiyorum.

kahvaltıda belki

demlemiyorum.

kahve yaparım ben genelde sadece. tek kalmak ne iğrenç bir şey:(

0.5 lt termosun içine atıyorum bir adet demlik çay ve üstüne sıcak su, bu şekilde demliyorum çayı ve gayette güzel oluyor

Hep. Bi tek uyudugumda ve disari ciktigimda cayim olmuyo.

çoğunlukla demlerim, demlik poşetlerden 1 tane atıp 2 bardak çay demlemek dakika sürmüyor.

Hic demlemem, hep sallama cay iciyorum. Gelen misafirlerde de tiryaki olmadigi icin anca Türkiye'ye aile evine gidince demleme cay icebiliyorum.

yalnız kahvaltı yaparım, çayımı demlerim mutlaka.

Yurtdisindayim... evden yeni geldim, bi ozlemle uzun zamandan sonra ilk kez demledim. Iki bardak ictim :) cay aciktiriyo beni..

Bahce bitkilerine besin olur

Protein açısından zengin su. Hatta 2 kilosu 300 liraya satılan whey proteinler direkt peynir altı suyu tozu. Her türlü hamur işine koyabilirsin, güzel gider.

anneme sordum döksün dedi :)

Pogaca yap, ben oyle yapiyom

Beat box müzik sayılıyorsa bakabilirsin.

youtu.be

Acapella, scat

aslında ben paket alıp paketi aynı gün bitiren bir adam değildim. Ama baktım ki paket alma sıklığım artıyor ve ileriye dönük sigaranın bana daha da zarar verecek o zaman bu şeyden bir defada kurtulmak için tövbe ettim. belki buradaki çoğu kişiye saçma yada aptalca gelebilir ama namazla oruçla işi olmayan bir adam olarak tövbe ettim. Canım artık istemiyor.

Bir akşam bir arkadaşım "hadi bugün sigarayı bırakalım" dedi. "Yok ya bırakmayalım, ne bırakıcaz şimdi" diye itiraz ettikten sonra ikna oldum, "tamam hadi bırakalım" dedim. İki yıl oldu.

biraktiktan sonar arkadastan bir firt almamak

e-sigara 7 sene once bir kere denedim bir daha sigar aicme ihtiyaci hissetmedim bir kere bile.

e-sigara+1

bırakmayı istememin sebeplerinden biri de maddi kayıp. e-sigara pek cazip gelmiyor ama yine de cevaplar için teşekkürler

valla ben ilk denemede allen carr yöntemi ile bırakıp 1 sene içmemiştim. ondan sonra bana hiçbir şey tesir etmez oldu, 4-5 kere denedim en fazla 1 hafta sürdü. en son sikerün lan diyerek 3 hafta ölsem de içmemek için kendime söz verdim. ilk birkaç gün ciddi kriz geçirdim ama her seferinde sözümü tutmak için sabrettim bir de yanımda şişe şişe soğuk su tuttum. her aklıma geldiğinde suya saldırdım. şu an 4 ay oldu. çok daha rahatım. bu öyle bir lanet ki ölene dek aklının bir köşesinde duracak. beni fiziksel olarak ciddi manada etkilediği için içmemek zorundayım. inş tekrar başlamam.

Uzmanlar polikliniği bakırköy/istanbul. Mora terapi diye bir şey.

Annem ve babam ikisi de bıraktılar çok şükür. Biri 43 diğeri 45 senelik içiciydi.

@EasyTiger fiyatları mesaj olarak atabilir misin ?

Herkes bilsin yazayım.

600 tl. Pazarlık yapılabiliyır.

0212 542 0 542

Sizi bir cihaza bağlıyorlar. 1,5 saat civarında sürüyor. Birkaç gün sonra bir daha gidiyorsunuz. Çıktıktan sonra 3-5 gün fiziksel yorgunluk hissediyorsunuz. Bizimkiler hep yattılar.

(bkz: wellbutrin)

(bkz: Kabak Çekirdeği)

İstisnasız ofis masam da,evim de,arabam da tutuyorum.Oh miss

Nefes almanın,havanın,suyun,yemeğin tadı bu kadar güzel olamaz dedim ilk başlarda.İnanın hayat çok güzel bu illet olmadan

champix. kesin çözüm.

Aspidistra elatior diyorum gorebildigim kadariyla

ortasına kürdan batırıp, kürdana hamur bulaşmadıkça pişirmeye devam et.

keki de fındıklı yap, havuçlu ne ya? ıssız adam seti mi burası? :(

Artık hamur gelmiyor. Havuçlu ve cevizli olmaz mı :(

çıkart çıkart hemen.

sadece cevizliyi hüpletirim, havuç girince sokağından geçmem :D

Ortasi pismeyince kenarlarina aluminyum folyo sarip pisirmeye devam edin. Kuru olmasin, catlamasin istiyosaniz da piserken metal kap icinde su koyun firina.

Aluminyum sagliksiz. Firin turbolu mu? 50 dk cok. Olmamis o kek. Atin.

Neticeyi bildiriyorum, sürekli kontrol ve yer değiştirmeler sonucu 1 saat 5 dakika gibi bir süre sonunda çıkardım. Kabı açmadan da bekledim biraz. Sonuç harika herkes baya beğendi.

@ykyt folyoyu gidayla temas ettirmiyoruz. Kalibin disina sariyoruz.