audiobook + podcast. cok temiz. radio dinletileri de olur, eskilerden. spooky seyler severim dersen redditten cokca dinleti var, birileri yaziyor, birileri sesi güzel olanlar okuyor, tamamen gönüllü isi. genelde korkutucu hikayeler icin yapiliyor tabi. bir de grammer cok kisinin taktigi degil. ama en eglencelileri de bence onlar.

www.voscreen.com

ya kızlar maşallah da erkekler biraz, yani nasıl diyim... :(

yok, biz cirkinler atmayi biraktik. seviye yükseliyor saniyorsunuz.

bugünün teması tipsizlerdi,hic yeltenmedim.

@celeron +1

ego mastürbasyonu.

ifşa = "bana güzel olduğmu söyleyin"

güzelliği geçtim es kaza üstündeki ütüsüz olsa bile itin götüne sokulan insanları görünce fikir edinebilirsin. sidik yarışından başka bir şey değil.

al yukarda "tipsizler" diyor açık açık, oradan tart işte ifşacıları ve yorum yapanları. bir insanı fiziksel görünümüyle eleştirmek açık açık "ben dar görüşlü bir aptalım" demekle aynı şey bana göre.

ifşa ikiye ayrılıyor 1 bunun tadını çıkaran umrunda olmayan adamlar 2 bir de bunları eleştrip götünü yayan şişko çirkin tayfa.

Evet guzel kadin orani artmis ama her zamanki gibi yakisikli adam yok:)

kızlar güzel de erkekler tipsiz be. bi apocalypse yakışıklıydı.

ilk ifşaları hatırlıyorum da gerçekten güzel kızlar gelmiş duyuruya. erkekler olarak hala umut vermiyoruz. :(

amacin ne @silgi tozu?

2.bp.blogspot.com

Seni bekliyoruz. :)

@isott ben sıramı savdım:D

Ahahha yaa sirasiyla diye dusunmemistim. Valla simdi kendimi kotu hissettim buna da katildim diye.

çok kız var abi gelin

@groove geberdim gülmekten

haftada bir nezarete düşmeden yapamıyorsun. senden hızlısı kaza yapar.

Allah vurmuş daha ne olsun
ikindiyi kılmadıysan cemaat olalım kardeşş.
abi sakalı out

borç lazımsa alırım.

michaelcerasmustache.tumblr.com

i am not the only one.

media.giphy.com

Gopnik :)

gozlukler lens mi?

xaaxaxaxaxx gözlükler efsane

ilk fotoğraf: nazif öss'yi kaçırdın

ayrıca stavro +1 gkjhasjf

biraz spor yap, sakaldan kurtul on numara olursun.

@charlotte spor yapıyorum ya halihazırda. allah razı olsun.

azdırdın

ilk fotoda tüyü bitmemiş, İzmir'e düşmüş Ardahanlı asker tipi yok mu ya?

İkinciye yorum dahi yapasım gelmedi

ya böyle ifşalarda uyarı koyun 18+ diye :(

kitabi okuyordum. diziyi izlemiyordum cünkü kitaplari oldukca güzel, hayal gücümle canlandirip sonra izlemeyi seviyorum. ufakken harry potterlari filmden evvel okuduguma cok memnundum mesela. lotr da öyle olmustu benim icin. neyse.

daha öldügünü bilmedigim bir karakterin, ölümden döndügünü bana söyledi bir arkadas.

diziyi izlemedim, 3. kitaptayim dememin üzerinden yaklasik 10 sn gecmisken.

fuck them all.

salla, kafana göre yardir. ciddiye alma, cok düsünüp hatirlama.

ha bir de bu tar sorularin olmazsa olmaz bitis notudur: dumbledore ölüyor.

sen ne yaptin simdi bana spoiler verdin

@partizan afssada harbi öyle oldu ya la
Dur not edeyim :D

abi dizide ölmeyen bi şey yok zaten, bu kadar zaman geçmiş spoiler yemen kaçınılmaz. yine de keyif alırsın, izlemek istiyosan canını sıkma yardır gitsin. ne olacağını bilsen bile keyifle izlersin, merak etme. ha öte yandan ben 5 sezon izlemiş birisi olarak 6'ya hala başlamadım çünkü çok sıkıldım. diyalog dizisi diyorlar, eyvallah ben de zaten her an kavga dövüş beklemiyorum ama bir bok olmuyor ya. 8-10 bölüm çekiyorlar, sonra iki sene hiçbir şey yok. geliyorlar, hop aynı terane, yine bitti. bu nedir aq. eskisi gibi tat vermiyor, sıkılıyorum. fak dis şit.

Ben de hemen son sezona gelip milletle biraz tartışmak istiyorum diziyi aslında. Birde hodor muhabbeti dönüyor onu hiç kurcalamıyorum adını duyunca kapatıyorum sayfayı :D

ben de cok gec basladim, ilk ciktiginda cok baymisti devam edememistim. simdi sezon 1-2de yine zar zor bitirdim ama 3-4 daha iyi geciyor gibi. 5-6 nasil olcak acep??

gercekten diyalog dizisi ama cok guzel o acidan

internet kuralları der ki
kanıtlanana kadar internetteki herkes erkektir.

O sebeple herkesi erkek olarak görmeye devam edebilirsin.

Erkekim ben evet.

@kaptan sen kız değil miydin ayol ay pardon ahoy!

erkek neymiş saplı o saplı.

@basond

Rule 29 states: In the internet all girls are men and all kids are undercover FBI agents.

Rule 30 states: There are no girls on the internet.

internette kiz oliyor mu ki?

Pompa falan yazınca beni de erkek sanıyorlar hep.

bi tane buluşacak izmirli hatun bulamadım ben de. erkek değilim.

yaşa silesus dökümanla gelen adamları daha çok severim.

goddard kizsa, duyuruda bir erkek kalmamis demektir.

@siles, kötü bir şey mi söyledin sen?
ne dedin sen? çat!

internette herkes erkektir.

erkek mi var? =_= nerde?

buralara pek kız ugramıyor

bilgisayar bilgim süper değil ama atıyorum windows'a daha gelmeden önce bios ekranı var, start up menüsü var. oralarda bluetoothlu klavye, kablolu klavye çalışacak mı? sanmam. bios üzerinde bir giriş aracı olmadan nasıl hareket edeceksin? mesele windows değil bence.

@huan8 - söylemeyi unutmusum windows 10. biostan kablolu klavye atamak mümkün müdür? bu konularda acemiyim, device managerdan disable secenegini bulamadim, driver kaldirmayi öneriyor, baska secenek yok. kaldirmaya kalktim, windows uyardi, cesaret edemedim biraktim.

klavyenin driver'ı varsa onu kaldır, sallıyorum şu an

hocam
önce bir tane kullanıcı oluştur şifresiz windows a girebilme adına.
laptoptaki driver i kaldir - ama emin ol laptop klavyesi oldugundan
o windows şifre girme ekranında çalışır bluetooth klavye
ama sıkıntı windows başlayınca direk o klavyenin de çalışması

En az bench press kadar etkili bir hareket. Ben şahsen minimum 30 tane nizami şınav çekemeyip düzenli spor yapıyorum diyen insanları ciddiye alamıyorum.

eski hoca bir defasinda sakayla karisik, elbette makinede gösterecegim, callisthenics ya da sinavla evde yapmayi ögretseydim, buraya bir daha gelen olmazdi, demisti.

gülümseyip gecmistim ama bir yandan aslinda ufak da olsa dogruluk payi var demistim.

Şınav türüne bağlı olarak omuz, biceps, triceps, göğüs, karın, kalça, birçok kası çalıştırır.

Diamond push up
Spartan push up
Muay thai push up
Clap push up
Tek ayak havada şınav
Tek kolla şınav(Bunu yapabilmek için önce çift kol yaparken tek kola yüklenerek başlayın)
Yumruk şınavı

Şimdilik aklıma gelenler bunlar.2-3 tanesi hariç hepsini normal bir insan 5-6 tane de olsa yapabilir. Günde yapabildiklerinden 10 ar tane 3 set yapıp bir de beslenmene dikkat etsen alır yürürsün zaten.

Şınavda kendinize uyguladığınız kiloyu artırma şansınız biraz düşük. Genelde büyümek için düşük tekrar yüksek kilo şeklinde çalışıyorum ben şınavda öyle bir şansım yok. Ama evde yapacaklar için gayet etkili bir hareket.

Şınav ile direnci sürekli arttıramadığından kas kütlesi kazanımı sınırlıdır. Ama başka hareketlerle kombine edilip daha yüksek yoğunluk sağlanabilir tabii ki. Bir de çoğu trainer doğru şınav formunu bilmiyor daha.

ben fellik fellik gezmeyi severim. iki gün orası iki gün burası şeklinde. ancak aynı yere ikinci gidişimde keyif yapmalara başlıyorum. benimki biraz önizleme gibi oluyor genelde. seversem ikinciye gidiyorum keyif olsun diye. seninki biraz daha farklı bir tatil anlayışıymış, bence aynı tatil içinde birkaç yer gezmekten hoşlanmazsın. anlattığın şekilde bir tatil planlarsan daha mutlu ve içine sinen bir tatil geçirmiş olursun bence.

4 gün napcan ki pragda mesela? ortamın mı var? arkadaşın mı?

tarihi yerleri gezip döncen her halükarda. belki akşam bi yerde bi bira içersin. hepsi o.

Ben de hop hop gezmeyi sevmem.
Bence hic mantiksiz degil, gayet keyfi cikarilir. Ben barcelonada 1 haftaya yakin kalmistim.
Sokaklarda insanlarla tanisiyorum filan. Eglenceli oluyor. Sehrin az kesfedilmis yerlerini kesfediuorum vb.

arkadasim kaldigim yere geldi, bana anlatiyor, stockholme gececekmis, paris üzerinden, birak 1 güne bir sehri koymayi, bir cümlede birden cok sehir geciyor. dedim nereyi gezdireyim, nereler meshur dedi. gel dedim, ciktik.

devasa palace. girecek misin? yok. selfie cekti gecti.

devasa kule. cikacak misin? ister misin? yok. iki resim cekeyim.

...

bir yil oldu ben her yerini gezemedim, cogu yere girmedik.

ben gezdim der miydim? hayir. bir yöresel yemek, bir müzik, bir etkinlik, bir müze, bir dagi tepesi hikei, gezmeden görmeden tatmadan gezdim der miydim? hayir.

sen diyorsan eyvallah. ben demem diyemem. ben kapisindan döndükleri müzeyi digerleri gezdim derken 3 gün verdim gene her yerine girip cikamadim. türkiyede de ayasofya, topkapi. defalarca gittim kafamdan planini yazar cizerim sana. 5 saatlik sultanahmet turu var. gezdim diyorlar.

peki. tamam.

Ben bir şehirde 2 gece 3 gün veya 3 gece vakit geçiriyorum en az. Koştur koştur şehir/ülke görmek bana göre değil.

koştur koştur gezmek bana göre de değil. 2 gün orda 2 gün burda gezeceğime 4 gün doğru düzgün tek şehri gezmeyi tercih ederim. tarihi yerleri göreyim evet ama sadece bu yetmez bana. kültürünü, insanını, alışkanlıklarını görebildiğim kadar gözlemlemek, yaşamak isterim. yöresel lezzetlerin tadına bakayım, 1 akşam turistik bir restoranda yediysem bir akşam daha lokal insanların takıldığı bir yerde yiyeyim. biraz sokaklarında dolanayım, bazen aynı sokaktan defalarca geçeyim, beğendiğim bir cafede oturup kahvemi ya da şarabımı içeyim. böyle tatil seviyorum ben. koştur koştur biyerlere yetişmeye çalışıp bir de havalimanında, tren gazrında, yolda bekleyerek tatilden keyif almıyorum. 20 gün tatilim olur o ayrı :) o zaman farklı şehirler gezerim ama 4-5 güne çok yer sığdırmaya çalışmam

Mesele not almaksa samsungun kalemli tabletlerinden al. Foto cekip ustune not alma var pdf ustune not alma var ekran goruntusu ustune not alma var.

Ben 800 lira gibi biseye aldim dizustu bilgisayar niyetine kullaniyorum.

bazı tabletlerde sadece kalemi algıla seçeneği oluyor ekranın yani elini ekrana yaslayıp yazdığında hiçbir sorun olmuyor aldığın tabletin o özelliğinin olmasına dikkat et. ipad'de yoktu diye hatırlıyorum

ben de surface tavsiye edecektim, ama türkiye'de var mı bilmiyorum. varsa microsoft'tan şaşmayın. one note, microsoft ink, office lense vs. konularını hayli ciddiye alıyorlar özellikle windows 10 ile birlikte.

bu iş için en iyisi surface, türkiye'de yaşadığmızı ve doları düşününce samsung.

buyuk ipad pro + apple pencil. akar gider.

"bence" surface +1. varsa firsat, pro + apple stylus +1.

imza: ipad air 2 + adonit jot script sahibi.

bir haftalik matlab bilgimle caka satmaya calisayim, bir dakika.

Q = integral(FUN,A,B) approximates the integral of function FUN from A
to B using global adaptive quadrature and default error tolerances.

"FUN must be a function handle." A and B can be -Inf or Inf. If both are
finite, they can be complex. If at least one is complex, integral
approximates the path integral from A to B over a straight line path.

senin yazdigin fun denklemi function handle degil ama hala double classinda. function handlea cevirmen gerekiyor.

tam olarak ne hata veriyor söylememişsin ama @fun olarak yazmayı denedin mi?

aldığım hata şu: "First input argument must be a function handle."

yani yazdığım bu normal distribution'ı function olarak tanıtamıyorum. şimdi fun'ı @ olarak yazmayı denicem.

özetle yapmak istediğim de normal distribution'ın(pdf) 2 değer arasında integralini almak.

yaptım galiba çok teşekkürler. function'ı function olarak tanıtmıyormuşum.

fun=@(x) normpdf(x,0,1);

diye yazınca düzeldi.

x'i syms x komutu ile tanıttın mı?

öncesinde x'yi [-3,0.1,3] diye tanıtmıştım ama aslında tanıtmamam gerektiğini sonra fark ettim. çünkü zaten integral'i x'e göre almam gerekiyordu. x'e bir rakam verince zaten integral almanın bir olayı kalmıyormuş.

Vernik alsan düzelir evet, bi de bu ahşap, polyester vs. boyama kurslarında ponpon fırça kullanıyorlar, sanırım onlar iz bırakmıyor. Youtube'tan videolarına bakabilirsin. Mesela neler yapıyorsunuz, merak ettim örnekler gösterir misin :)

Krem peynir, pürüzlu çıkanlar için zimpara kullanıyorum zaten ama mesela dün iki tane amblemli anahtarlık çıkarttık, onların yüzeyi dumduzdu. Yine de iz kalır gibi oldu.

Ekaterina; cok buyuk şeyler çıkaramadık henüz, 1 hafta oldu alalı. Anahtarlık, mumluk, kitap ayracı, kalemlik vs. Ama ilk zamanlar cin ali'den bozma adamları zor cikartiyorduk, biraz ilerletince drone yapmak gibi fantastik fikirleri var erkek arkadaşımın :) şu an evde değilim, akşam dönünce resimlerini atarım.

Prhn, boya karıştirma işini deneyeyim o halde.

fırcayı yumusak, boyayı ıyı karıstırıp ınceltıp bırden cok kat atmak, baskı sonrası prımer atıp gerekıyorsa macun/silikon ıle bu basamak basamak dokuyu kaplayıp zımparalama ıle düzeltmek lazım.

3d prop dıye aramaya baslayabılır, prop shop ve punıshed props youtube kanalalrında profesyonel taktıkler alabılırsın.

Sprey boya kullanabilirsiniz?

Eşitlemek = editlemek

taa forum zamanlarından bildiğim kadarıyla o sitede en çok takılan her şeyi bilen cevap veren tipler mod olur, ego tatmini elde ederler. Para aldıklarını hiç sanmıyorum ama belki biraz alıyor olabilirler de.

zor derken, teknik olarak değildir ama insanla uğraşmak her zaman zor.

Düzenli olarak tararsan çok zor değil ama burası ayrı mesai isteyen bir yer. Öyle kafana estiği zaman bakınca pek olmuyor bence.
Burası bir iş, gönüllülük esasına dayanıyor, para almıyorum. Bence alınmalı orası ayrı zira zaman zaman fazlasıyla yorucu ve can sıkıcı bir yer oluveriyor özellikle siyasi ve sosyal içerikli tartışmalar dönerken. Şöyle söyleyeyim hayatımda hiçbir zaman buradaki mesaj trafiğini yaşamadım, buradan başka yerde de yaşayacağımı sanmam. Mesaj kutumun hep yeşil yandığı, devamlı insanları uyardığım zamanları bilirim. Ve inan bezdirici.
Sırf arıza çıkarmak için mesaj atan kullanıcı çok, baldan şeker kullanıcı sayısı az değil ama.

Ben burayı seviyorum, eskiden daha çok seviyordum. Elimden gelecekse katkım olsun istedim, çözümün bir parçası olmak istedim, farklı durumlar da oldu neticede buradayım. Siteye dair yapmak istediklerim vardı, hala var ama eskisi kadar inancım yok vs vs.

Bu aralar yeni bir oyun keşfettim, onu oynadığım zaman mod olmak aşırı keyifli oluyor. Duyuruların yasak içerik, partner arama, iş arama veya para karşılığı ödev olup olmadığını anlamak için özelden mesaj atıyorum duyuru sahibine ve ödevse parasını vb detayları soruyorum. Oltayı yeme aşamasında garip keyif aldığım doğrudur. Bir de "neden uyarıyorsun birader, rahatsız isen çek git" kafasındaki kullanıcı mevcut, o zaman da çat diye silmek güzel oluyor.

Bunların dışında yorucu, sıkıcı, keyifsiz. İnsanların sizden hiçbir şekilde memnun olmaması da cabası. Uyarırım uyarma işini yap madem cevabımı sil der, silerim uyarmadan neden siliyorsun der.

Oncelikle hayirli forumlar.

Duyuruna kaynak yapacagim, @kaymaktutmayansicaksut, gunluk hayatta ne ile mesgulsun? Sorabilir miyim?

Su an kumulatif katkisi son bir ayda en cok olan iki moddan birisin yanimiyorsam. Modlardn birinin akademisyen oldugunu ogrenince durdum. Nasil vakit buluyorsunuz vs diye cenem dustu, mal gibi kaldim.

Nasil yetisiyor? Duyuru aktif, cok is var, surekli ilgi istiyor belli bir seviyeyi korumak. Nasil yetisiyorsunuz kendi hayatiniz bir yAna buraya?

Bir de gorev paylasimi var mi modlar arasinda net? Sen @kaymak su kategorileri al, @ayco sunlari yapacak,@pandis evlendi ama o da gonderdigimiz duyurulari temizlesin va gibi? Gercek hayatta modlar tanisiyor mu? @compu aktif bir sekilde yol yordam gosterip liderlik yapiyor mu yokaa perde arkasinda yetki verip bir saha gorunmedi mi? Sorular sorular.

Gonulluluk esasiyla bu kadae ugrasip bana verileni ben de duyuruya geri vermeliyim bilincini tebrik ediyorum son olarak. Cok baska bir idealist kafasi bu. Nadir gorulur oldu bu artik

öncelikle mod olmak için kadın olmak lazım. burada işler böyle yürüyor.
ülkemizde birini kapıcı bile yapsan eline yetki geçince tavırları değişiyor. aynı kafadakini tutup mod yapıyorsun gibi düşün. her şeyi ben bilirim sen ne anlarsın havaları, tepeden bakmalar falan gırla.
cevap: ego tatmin etmek için mod olur.

Para almıyoruz, onu belirteyim.

Bir pandispanya tekti, tek başına kaldırmakta zorlanıyordu. Bana da 'Olur musun' dediler, 'Her zaman duyuruda olamayabilirim ama yardım ederim' dedim. Şimdi alıştım. Tabii ki bir gün emekli de olacağım. :)

Zorluğu bazen oluyor, bazen olmuyor. Örneğin, haftasonu ben eve işle gelirim. Politik tartışmaların yoğun olduğu, günde 3-4 saat uyuduğum bir dönemde Cumartesi 12 saatimden fazlasını sadece ispiyonlara ayırmışlığım vardı ama bu istisna; genelde o kadar çok tutmuyor. Ya da bir kelimenin küfür olup olmadığını ve o küfrü içeren duyuruya ne yapılacağını 10 gün boyunca tartışabiliyoruz. Her mod'un farklı bir görüşü oluyor ve fikir birliğine varamayınca biraz 'soğumaya' çalışıyoruz. Kötü yanlarından biri de her sabah olmasa da çoğu sabah 'Ayy, ne varmış, bir duyuruya gireyim' dediğimde mesaj kutumda anneme sövülen bir mesajla güne başlayabiliyorum. Dün duyurusunu sildiğim biri, 'Ne hakla' diyerek küfretmiş oluyor. Bir kere de gecenin 3'ünde yapılan bir ispiyonu sabah 9'da değerlendirdiğim için 'Uyuyacaksan neden mod oldun' diyen oldu. 'Seni bulur ve yakarım' diyen olmuştu; birçok kişi burasının babamın çiftliği olmadığını söyledi. Şİkayet ettiğimden söylemiyorum, yanlış anlaşılmasın; sadece böyle şeyler oluyor. İlk başlarda sinir bozuyordu, şimdi uç bir durum olmadıkça çok fazla hislendirmiyor. Bunun dışında, duyuru sorunları üzerine konuşmak isteyenler ile uzunlu kısalı mesajlaşmamız da olmuştur. Bazen komik durumlarla da karşılaşabiliyoruz.

O kadar şeyin arasında zor olduğu zaman da oluyor, olmadığı zaman da. Acillere müdahale edip, devamını ertesi güne bıraktığımız oluyor. Şimdi uykum kaçtığı için buradayım, bazen olamayabiliyorum ama birden fazla kişi olunca idare ediliyor zaten. Tek başımıza olmadığımız için kriz anları dışında sıkıntı olmuyor. Karar veremediğimizde mesajlaşıp 'Eee, n'apılacak şimdi' diyoruz.

Tek kişilik duyuru taşımalar herkes için çok zaman almıyor ama bazıları inatlaşıyor, onlar zaman alıyor. En çok zaman alan şey tartışmalar. Çünkü tartışmalarda çok düşük viteste hareket edip 'Kim formata aykırı' diye uzun uzun değerlendirme yapmamız gerekiyor. Ki cevabın içine laf sokma girdiğinde, cevabın nerede bittiğini ve hakaretin nerede başladığını ayırt etmek zor olabiliyor. Bunun dışında, eğer bir taraf sakin davranmışsa ve diğer taraf dellenmişse, diğer tarafın daha çok cevabı silinmek zorunda kalınıyor. Bu zaman da cevabı silinen taraf 'Neden onu silmediniz, çifte standart' diye haykırabiliyor. Aynı gün içinde 4-5 kere faşist, bir o kadar da terörist ilan edilip kimlik karmaşası yaşadığımı hatırlıyorum, buraya da yazmıştım sanırım. Olabildiğince nötr kalmaya çalışıyoruz, ne kadar başarıyoruz ve ne kadar deforme olduk, bilemiyorum. Bir miktar olmuşuzdur.

Bir de biraz limitleyici bir tarafı var. Geçen sene 30+ zirveler yapardım, artık yapmıyorum. İki nedenden, ilki bana gıcık olan biri sırf ben düzenliyorum diye gelmez diye. İkincisi de, öyle biri gelirse ortalık bulanmasın, ağzımızın tadı kaçmasın diye. (Ek: Şimdi aklıma gelen neden, tehdit edenlerden biri karşıma çıkmasa da olur)

Ego kısmına gelince, çoğunlukla egodan çok işyükü gibi oluyor ama egomuz da ne oldu bilmiyorum, onu dışarıdakiler daha iyi değerlendirir. Sonuçta ağzımıza geleni yazıyoruz. Belki tatmin ediyordur. Zor bir iş değil ama keyifli de değil; iş sadece. Zaman zaman zor, zaman zaman keyifli. Hani burada kötü kısımlarını söylüyorum ama benim için en güzel tarafı, özellikle kaymak ve pandispanya ile muhabbet etme fırsatı vermesi, günlük hayatta onlara daha yakın olmam oldu.

@silesius avukatım.

Bir görev paylaşımı yok, ispiyon kutusu yanıyor ise ilgilenmek isteyen mod ilgilenir, duyuruyu taramak ve ispiyon yememiş ama silinmesi gereken cevap/soru/duyuru varsa ayıklamak isteyen varsa ayıklar.
Hiçbir modun aktif olmadığı zaman da olur, aynı anda aynı ispiyonu değerlendirdiği de. Kafamız karıştığında aycho ile kafa kafaya verip kullanıcı veya ispiyon degerlendirmesine girdigimiz zamanlar fazladır, hatta az önce konuşuyorduk.
Bilemediğimiz kısımlar olursa veya şurası böyle olsa güzel olmaz mı dediklerimiz sorunun muhatabı compu, ona gidiyoruz.

Sistem az çok böyle, şeffaflık adına anlatmış olayım.

En çok güldüğüm konuşma şuydu sanırım. Yine bir gün küfür değerlendiriyoruz. Boşa gitmesin diye de benzer küfürleri ortaya çıkarıp değerlendirmeye başladık. 'Şimdilik bu durum elimizde ama ileride başka biri şu küfrü de kullanabilir' diye önlem almaya çalıştık. Tam olarak hatırlamıyorum konuşmayı, dolayısıyla aynı konuşma değil de, özü aynı gibi.

-Şimdi biri senin annene bu küfrü etse ne yaparsın, normal mi karşılarsın, yoksa hakaretten dava açılır mı?
-Şimdi anneme etseler bir şey demem ama o annelerimize bağlı. Başka birinin annesi bu duruma alınabilir.
-O anneler için dava yolu açılır mı?
-Annesine bağlı. Anne para ile o işi yapabiliyorsa olur tabii ama anne yapıyor mu ki o işi?
-Annene X diyebilirim ama Y diyebilir miyim peki?
-Anne blablabla....

İki saat 'Biri sana b.k dese ne olur', 'Başka biri g.t dese ne olur' gibi şeyleri ciddiyetle tartışırken birden kendimize bakıyoruz. Dışarıdan biri görse 'Ne yapıyorsunuz siz' der. Ortalıkta birkaç tip 'Anana şunu dedi', 'Benim anama mı' diye saçmalığın ötesinde bir muhabbet ediyor. O halimizi görünce çok gülüyorum.

Bu kadar yorulmaya değer mi ya? Bana biraz anlamsız geliyor. Mesajla kufredeni direkt ucurmayi dusunmuyo musunuz? Niye bu kadar laf yiyosunuz ki? Asla anlam veremeyecegim işler bunlar. Yani saygı mi duysam, saflikla mi suclasam bilemiyorum, kusura bakmayın. Actigim duyurulara saçma sapan bi yorum geldiğinde ya da dengesizin biri mesajla rahatsız ettiğinde bile keyfim kaçıyor benim. Ne işim var lan benim burada? hissiyatı oluşuyor. Sizdeki bu adanmışlık, boyun eğen, sineye ceken tavır, yüksek aidiyet duygusu benim için fazla anlaşılmaz. Bu işin içinde başka bi şey var, diye dusunuyor insan ister istemez. Ne bileyim.

compumaster pandispanya'nın mod olabilmek için kendisine 1.5 sayfalık e-mail yazdığını söylemişti. manevi açıdan, uğrunda böylesi uğraşlar verilecek kadar tatmin edici bir şey demek. herhalde kimisi için klasik bekçi öykülerindeki, ne bileyim bir murtaza'daki, der letzte mann'daki üniforma gibi bir şey modluk.

Valla, o kısmı ben de anlamıyorum. Keşke anlayıp cevap verebilsem. :)

Mesajla küfredeni uçurmayı düşünmedim çünkü diğer insanlara da mesajlarla küfürler gidiyor ve özel mesaj ifşası yasak olduğu için onlara müdahale edemiyoruz, onlar da küfür yiyor. 'Bana mesajla küfretti, ne yapayım' mesajı geliyor ve 'Savcılığa git'ten ötesini söylemeyip elimiz kolumuz bağlı oturmak zorunda kalıyoruz. Dolayısıyla, millet bu konuda şikayet edemezken, bizim 'Vay bana küfretti' diye uçurmamız ayıp olur. Onun yerine bakıp bakıp deli gibi gülmek işime geliyor şimdilik.

Ama zorlarsa şundan neden olmasın?
vignette2.wikia.nocookie.net

Ben ucururdum ya. Başkasına kufredeni de ucururdum. Ama işin içine girince durum değişiyor herhalde.

İlk başta sinirden ellerim titriyor idi abuk sabuk mesajlar gelince. Kaç defa "yapamıyorum ben bu işi, herkes nefret etti benden lanet olsun." Diye düşündüm, ağladığımı bilirim bir kullanıcı yüzünden.

Daha geçen düşündüm, neden vaktimi harcıyorum ben buraya diye, buraya harcanan vakitte kitap okurum kendime dair bir şey yaparım, uyurum yahu mesela. Ama sanırım burada olmak salakça bir his sağlıyor, buradan daha hakim oluyorsun önündeki şeye. Kızdığın noktaya müdahale etme gücün var, bu imkan varken neden sadece kızan tarafta olayım dedim vazgeçmek istediğimde.

Bir de burası beni geliştirdi, sakinliğimi ve kontrolümu koruyabiliyorum burası sayesinde, bana bunu kattı. Objektif olmak istemediğin anlarda bile objektif olmak durumunda kalmak zor ama başardığım zaman, evet güzel bir his bu.
En uykulu halimle bunları söyleyebilirim.

@mister turist: aradığım cevap buydu. Nickini attim hafızaya. :)

duyuruya kaynak yapıyorum, modlar ip takibi yapabiliyor mu o yetki sadece compu'da mı?

hani bisürü hesap var ya, troll bunlar diye mimlenmiş ya da onların yedek hesapları varmıs falan. insanlar cok emin konusuyor da böyle bi bilgiye sahipsiniz de ordan mı cıkıyor? bu arada ucretsiz yapılacak iş degil yahu:/

@kaymak: valla o zaman supermis. Bayağı derviş gibi, Tibet rahibi gibi bi şey oluyorsunuz demek ki. Kitap okumaktan faydalı o açıdan. Bi de burası cidden bizim tahsilli orta gençliğin enteresan bi kesitini sunuyor, zenginleştiriyor insanı aslında. Şimdi biraz oturdu, kafam netleşti. Rahatca uyuyabilirim artık. :)

Ip takibi modlarda yok. Veritabanı temizleme işleri de yok.

Bazı kişileri çeşitli ipuçlarından anlayabiliyoruz, bazılarını duyurucular kendi anlıyor. Gerçi biz anladığımızı da ortaya söylemiyoruz, kendi aramızda 'Geri dönmüş, eyvah' diyoruz.

Ben daha önceden de sakindim, pek kolay sinirlenmem. Bana da kazandırdığı kötü lafa karşı kalkan oldu. Eskiden daha çok üzülürdüm. Bir de düşündüm şimdi 'Neden' diye, şöyle buldum. Çok görev insanlığı var bende, biri görev versin yapayım isterim, sürekli çalışayım, boş durmayayım isterim. İş verilince elimden geleni yapmadan rahat olamam pek. İş olur-olmaz, o ayrı da, ben yapabildiğimi yapmazsam kendi kendimi yerim. Her şeyi ciddiye alırım ben. Bu cevap da biraz 'Beğenmediğiniz özellikleriniz neler' sorusuna cevap verirmiş gibi oldu ama kendi açımdan 'Haa, bu yüzden yapıyormuşum' diye cevap verdim kendime. Benim de motivasyonum buymuş.

oov kaymak az önce ip görebiliyoruz yazmıştı silmiş^^

haha ben de meraktayım görüp göremediklerine dair ^^

Açık cevaba sansür: Bir şeyler görüyoruz ama uyarılı bir takip sistemi yok. Mod'lar için o şekilde.

Edit: Abovv, bilmediğim şeyler varmış!

Şeffaflık buraya kadar. Evet haydi herkese iyi uykular :)))

Bizle paylasamayacaginiz mühim yönetim sırlarınız da mi var? Vov so hot!

Çok konuştuk, sabaha compu kesin atacak bizi :)

Sizi atsin, beni alsın. Amacım oydu zaten. Ben bu duyuruya lale devri yasatirim ben. -_-

Bir insana bir güç verirsen onu istediği gibi kullanmaktan zevk alır. illa kötü anlamda değil ama eline bir şeyleri değiştirme, üzerinde oynama hakkı veriyorsun ve o kendisini önemli bir kişi olarak görüyor. Ego tamini de diyebiliriz.

Thesis filmi var. bu konuyu gayet güzel işlemişti. Bi yere kadar yaşanmış bir deney. Filmde bir deney için insanlar gönüllü oluyor. bir kısmı mahkum bir kısmı gardiyan oluyor ve gardiyanlar ellerindeki gücü kötüye kullanmaya başlıyor. deneyi düzenleyen doktor da kendini hapisane müdürü gibi görmeye başlıyor. filmde işler çığrından çıkıyor ama gerçek deneyde mahkumlar şikayet etmeye başlayınca deney sonlandırılıyor.

@vapurlarfalan das experiment'le karıştırıyor olabilir misiniz? o öyleydi, yalnız tesis 'snuff film'lerle ilgili bir şeydi.

e: tam da mod'ların huzurunda ikili sohbet gibi oldu, ama içimdeki inek dayanamadı. mazur görünüz harcadığım byte'ları.

e2: ikili sohbetin dibine vurayım: @damdanakan çoktan unutmuşsunuzdur gerçi, ama diğer nick'imi kullanırken sizinle manasız bir sebepten atışma içine girmiştim. burada hakkında pozitif düşünceler içinde bulunduğum insanlardansınız. bu soruyu araç olarak kullanmak istedim, özür dilemek için o konuyla alakalı olarak da.

Bunu daha önce başka sorular altında da beyan ettim, buraya da nasipmiş, buraya da yazayım. Ben moderatörlük görevinin gerçek anlamda lafının yapılacak denli önem arz eden bir yetki(adına yetki diyorsak) olduğu kanaatinde değilim. Önünde iki fazla buton açık olan kullanıcıyız her birimiz fark bu. Bu kadarcık görevin öyle ahım şahım ego tatmini sağladığı kanaatinde de değilim, hatta çoğu zaman elinizin altındaki fazladan seçenek "ahaha bak sildim" hissinden ziyade "gerçek hayatta da tanıyorum, cevabını silsem elli tane şey düşünecek şimdi, bak hemen değişti." diyecek tedirginliğini yaşatıyor. Oysa ki yaptığınız, yapmaya uğraştığınız şey sadece düzeni sağlamak, kavga çıkmasının önüne geçmek. Bir sonraki is başvurumda etiket olmayacak burası bana.

Biz gidersek yerimize başkası gelir, bir süre fazladan küfür, duyuru tekrarı görürsünüz, kan duyuruları alta iner. En fazla bu. Sonra başkası gelir, işi öğrenmeye çalışırken biraz bocalar, hepimiz bocaladık, astık kestik de en başta kendimizi ve sitenin istediğini bulana kadar, sonra toplar ve belki o istenen ideal mod olur.

Kullanıcı benim gözümde moderasyondan daha değerli, katkıyı ve rengi katan şey, sitenin dönmesini sağlayan kullanıcı çünkü. Ve samimiyetle söyleyebilirim ki politik bir fikir beyanı değil bu. Kalp kırmadan siteyi toparlamaya çalışmanın sebebi bu benim için.geçici bir görev için burada patronluk taslamaya ve kalp kırmaya gerek yok. Ha, zaman zaman azarlar gibi konuştuğum vardır o da sabrın sınırları zorlandığı vakitler oluyor artık. Sen diye lambur lumbur giren adama siz diye hitap ediyorsak henüz egomuz tavan değildir. Hepimiz insanız, fikirlerimiz ve tavrımız, karakterimiz var. Modlugumuz da bundan iyi kötü etkileniyor.

Diğer taraftan kullanıcı olarak daha rahattım, daha kolay cevap verebiliyor idim şimdi cevap yazmaktan vazgeçtiğim çoktur.

@want2die ayrı bir mesai değilsiniz.

1952' den beri duyuruda takilirim aha bu modlari daha ilk kez gordum. vay be.

mod olmak ister miyim şu an için zor,
uğraşmak vs tahammül sınırlarım az o yüzden sanırım zorlanırdım. Ha sitede ki kaliteyi arttırmak adına katkım olsun isterim. Bunun için düzgün cevaplar az trollük yaparak elimden geldiğince hem faydalı oluyorum hemde bildiklerimi paylaşıyorum.

Forumsal olacaktır daima burası illaki çünkü vaktini burada çok geçiren insanlarız.

uçak bagajına koyduğun içkide bir sınırlama yok, kırılmasın koydukların yeter.

gecen hafta bavulda 5+ litre siviyla girdim, kimse bir sey demedi. bu zamana kadar da hic limit olduguna denk gelmedim, sorulmadi, limit olduguna dair bir sayfa/kural/yasa görmedim.

kirilmasin yeter.

5 şişe muhtelif içkiye el koydular girişte. Hangi havalimanına indiğin muhim

@thewizardofearthsea Fiumicino hava alanı beş şişelik bir durum olmayacaktır en fazla iki şişe

Stabil olup olmadığını bir ay sonra görürsün. Linux dağıtımları her an saçma bir sebepten çökme riskine sahip, eskiden kullanırdım, amacım neydi bilmiyorum.

Ubuntu 14.04

en son sürülmüs halleriyle mint ve elementary os duruyor, portable olduklarindan.

ama bir tane böyle düzgün el atanim olmadi ögreneyim. giriyorum, bir tanesi 15 sayfa da nasil bootable flash yapilir anlatiyor, flash bellek nedir ile baslamis. geciyorum dogal olarak. o kadar da degil. sonra bir sey yüklemeye calisiyorum. ne tutorial var, ne bir sey. exe ile program kuran bünye yabanci, ilk kaynak direkt terminal kodlariyla basliyor, afalliyorum.

linux bu yüzden kullanamiyorum. en ufak sorumda, gecen bluetooth ayarlarini bulamadim mintte mesela, ya overkill ya da islevsiz yardim sayfalariyla karsilasiyorum @anon. ayni nedenden birlikte linux kullanalim mi ya dedigimiz 5 arkadastan biri haric hepsi canim windows diye hevesleri kirilip döndü. kalan da illegal islerini tails'te kalanlari windowsta yaptigindan onu da saymamaliyiz saniirm.

linux mint güzeldir, debian based olanını kullanmıştım bir ara. Basit bir arayüzü var, kde ve gnome versiyonları var ayrı ayrı.

ubuntudan tiksinirim, kendi içinde updateleri bile düzgün yapamaz. linux mint , debian sürümü olanı bence çok güzel

ubuntu 16.04 kullanıyorum lts sürüm güncelleme desteği daha uzun yani

linux mint'in en son sürümü şu an ubuntu 14.04 tabanlı

Ubuntu 14.04 kullanıyorum, arayüz olarak da dediğin gibi cinnamon.

Ubuntu boktan diyenlerin linux mint neyin ustune insa edilmis oldugunu ogrenmelerini tavsiye ederim.

Debian

minti sanırım 1 hafta öcne yükledim eski pci çin. ya o ya da slackoydu. çok hoştu. ço khızlı çünkü 246 mb filan harcıyordu.

şu an windowstayım, laptop bozuk. Normalde 14.04 kullanıyorum ama 16ya geçerim herhalde.

linuxta live cd olayı mükemmel ya flash bellekten işletimsistemi çalıştırmak filan.

bulma ihtimalin düsük, yanit gelmezse facebook, okul grubu, üyeler, türk arayarak ihtimalleri arttirabilirsin. arkadaslik göndermeden diger klasöründe görülmeme ihtimalini de hesaba kat ama. bu sekilde cok defa iletisime gecildigi oldu.

Kpss sitelerine baktın mı hocam. Orda özet geçiyorlar.

site degil de yillar evvel milliyetin verdigi iki ciltlik illerimiz kitaplari, istenen seyi veriyor. güncel degil cok, ama bir sürü defa cocukken ödevlerimi kurtarmislardi. benzer konseptte basitlestirilmis seyler icin @tolganin dedigi gibi ders/ödev/okul temali seylere yönelmeni öneririm. kitaplar su an el altimda degil, olsa üsenmez gerekli yerleri ceker atardim.

bazi il belediyelerinin (ya da valilikte olabilir) şehir tanitm vcdleri oluyor. onlari bir ara istersen nette. ben de tunceli ve ağrı nın cdleri bulunuyor.

Ben de KPSS için istiyorum sitelerden de maalesef bulamadım

il yıllıkları

kpss için işine yarar mı emin değilim ama illerin sosyal kültürel özellikleri ile ilgili şeyler bulabileceğin bir site var: www.kulturportali.gov.tr

ups

uçak kargo

ups, dhl, fedex. 40 50 dolar fiyat isterler bu arada

ben dhl ile göndermiştim. 2 güne gitmişti.

40-50 dolar çokmuş yalnız. İlla bir günde gitmesi gerekmiyor. 1 hafta-5 gün içinde ulaşması kâfi arkadaşlar. Nasıl yapsam dersiniz?

ptt aps aracılığıyla da 1-2 hafta arasında gidiyor, o dhl/ups'e göre epey ucuzdu.

evrakları bana ulaştırırsan dhl ile gönderirim, kurumsal anlaşmalı olduğumuz için 8 euro'ya falan götürüyorlar. almanya'ya ertesi gün teslim ederler.

daha önce buradan birkaç arkadaşa da yardımcı olmuştum.

dhl 190 tl (muhabbet kurup indirim isteyince 150)
ups 140 tl

ptt çok daha ucuz.

Kendi okulunun uluslararası ofisiyle de bi görüş,yardımcı olurlarsa daha uygun fiyata gönderebilirsin.

ptt nin yurtdışına aps si yok diye biliyorum, yamuluyor da olabilirim. Avrupaya normal posta 1 haftada falan gider bence, ptt ile gönderirsen.

ptt ile göndreceksen takip kodu al mutlaka

dhl, en ucuzu bogazici kampüs girisindeki durak copy. anlasmali oldugundan daha ucuz. 5ten evvel vermis, ertesi sabah 9-10da teslim etmislerdi. dakika dakika takip numarasini da güncellemislerdi. ups vs de iyidir, ama almanya dhl ve deutsche post memleketi.

bu arada dhl, döküman icin, alici imzali, ucakla acil seklinde 30 euro üstü müydü neydi. tuzlu, ama tertemiz. 24 saat gecmemisti.

ptt yurt dışı aps'si tabi ki var neden olmasın? bizzat kullanmıştım.

okullarda kirtasiyeler anlasmali oluyor genelde. bogazicinde tnt ile 48 liraya gonderilebiliyor mesela.

edit: durak degil ama guney kampus'teki kirtasiye, durak helsinki icin 75 euro demisti.

bs player otomatik bulup indiriyor

rip grubu ismi varsa onu ararım yoksa fps ye bakılır. hiç olmadı orijinal altyazısının zamanlama verisiyle eldeki altyazıyı senkronlarım.

bs player +1

@ufuk +1 - ad + fps. bulamadigim seylerde türkce herhangi bir alternatif de bulamamistim.

ben filmi indirmeden önce altyazi.org da veya başka yerde aynı versiyonlu altyazı olup olmadığına bakıyorum. mesela Jungle.Book dvdrip-xvid,ac3-evo diye sürmüşlerse altyazılardaki tag lerden EVO yu aratıp öyle indiriyorum

divxplanet?

popcorn time da olur.

torrent hiç bir zaman takip edilemeyen bir mecra olmadı bütün eşlerin ip'si kabak gibi görülüyor zaten.
yabancı içerikleri herkese açık, türkçe içerikleri üyelikli sitelerden indiriyorum bi sıkıntı yaşamadım yaşayanı da duymadım.

bayadır indiriyorum herhangi bir sorun çıkmadı şimidye kadar.

türkiye torrentten ceza alacağın bi ülke değil. rahat ol.

@ufuk, torrentin takip edilebilirligi degil de takip ediliyor mu demek istemistim, benim hatam özür dilerim. tesekkürler.

@allanpoe ve @freetakilir, rahatlattiniz, size de tesekkürler, let the torrent feast beginnnn!

ISP kimin ne indirdiğine bakmaz. Devlet de bakmaz. Birisi "benim filmimi indirmişler" diye şikayetçi olursa "bakalım doğru mu" diye geriye dönük kontrol ederler, olaylar ondan sonra gelişir. Person of Interest dizisinde yaşamıyoruz :))

kayıtların teorik olarak herhangi bir 3. parti şirket tarafından (hak sahibi, hukuk firması) veya İSS tarafından sonsuza dek saklanması mümkün, her zaman mümkün olmayan ise bunların delil olarak kabul edilmesi.

Yani adam senin filmini indirmişse "üç kez ağırlaştırılmış müebbet yesin, onlar bitince de asılsın" gibi saçma şeyler isteyemezsin, yaptırım gücün kısıtlı.

Mesela bir şirket bu işin peşine düşmeye karar verdi diyelim, torrente düşmüş ne kadar içerik varsa hepsini bulup indiriyorlar önce. Eşler bağlanmaya başlıyor, bunları kaydetmeye başlıyorlar. Sonra tek tek mahkemeye veriyorlar indirenleri. Bu davalar yıllarca sürüyor ve attıkları taş ürküttükleri kurbağaya değmiyor.

O yüzden bu yolu seçen şirket sayısı çok az.

"Her filme 50 dolar ödeyeceksiniz lan" dayatması tutmadığı için bunlar oldu gerçi, şimdi orta yolu buluyorlar gibi.

teknik olarao ramle chrome'da html5te yalan. ram lazım, cpu değişecekse muhtemelen boardda değişecek..ram ve disk güncellenebilir gerisi fazla maliyetli olur hatta kasayı at yenisini al bile olabilir

onlar mutluysa elleme derim.
ha çok elleyeceksen bir ram ve ssd al.

her sey 30 gb yer tutmuyor, yavas da olsa rahatsız degılıiz aman elleme diyorlar. ama bilgisayarıma tıklayınca klasörlerin gelmesi 10 sn. sıfır bilgisayar performansına cıkmayı hedeflemıyorum ama rami degistiermek, son 6 yıl içinde kasayı ilk defa temizlemek vs hic mi fark yaratmaz @mrvengeance? bır de w10 olayına yorumun nedir? hiç bulasmadan 2. el kasa mı bakayım? nasıl ikna ederim bizimkileri bilmiyorum.

Rami 8 yap. ssd al. baska da is yapilmaz. ha bir de temizlik ve termal macun.

w10 yukleme bence de. w7 max.

ram'i yukseltmeden once ssd takmani oneririm.
120gb kingston'lar 120tl mi ne ve isini hayli hayli gorur.

sonra ram'i 4'e yukseltebilirsin ama anakartinla uyumlu falan bulman zor olacaktir. 2.elde belki vardir.

onun disinda cok da bisey yapamazsin dusuk butce ile

urun.gittigidiyor.com şu arkadaştan iki tane al. bir de milletin dediği gibi 120'lik falan herhangi bir ssd bu bilgisayarı iki üç yıl daha götürür.

ama temizlik şart.

ajan
herkes söylemis.
120 lik ssd cak. ssd siz olmaz.
ram 2 daha eklesen olur
ama windows 7 iyidir. cok rahat bir sistem.
kasayı da ac elektrik supurgesi ile tozu cek yeter.
islemci sıkıntı cikartirsa termal macun olayına girersin.

kasa temizlendikten sonra ssd ve ram takmak 10 dk lık iş.
windows 7 kurmak 1 saat falan surer.
slimdrivers diye program var bunu kaydet driverleri hemen kurarsin.

taktik :
ssd yi ve ram i satın al cebinde dursun.
aksamustu kasayı temizleyecegim de bi temizle.
sonra isletimini guncelleyecegim gece de kasa acik olarak milleti uykuya gonder.
degisimi yap
windows u kur
ertesi gün bak.

1. gönderim yok
2. reklam kaldırılabiliyor
3. istanbul bilişim satıyor ancak voyage yok sanırım

yollamıyorlar
n11de vardı ama çok pahalı, reklamlı satıyorlar

türkiye'ye gönderim olmuyor yeni modellerde. reklamlı versiyon alabilirsin, sonra amazon chat'e "abicim/ablacım, bende böyle bi kindle var ama ben abd'de yaşamıyorum, o reklamlar sizin oralar için geçerli, benim şu reklamları bi kaldırıverseniz size zahmet" dediğinde 5 dk dolmadan çat diye kaldırıyorlar o reklamları. n11'de hobiall mağazasından aldım ben pp3'ü, memnun da kaldım.

neden voyage? overpriced bence. pw gayet temiz, yeni kındle serısı de yolda.

reklamlar temalı ekran koruyucusu gıbı, rahatsız etmıyor. cok da umursamıyor ınsan zaten. @devilredin yöntem de iyiymiş.

neden voyage sorusuna cevabı ben vereyim, ergonomisi pw2/3'e göre oldukça rahat ve ışıklanması gerçekten cezbedici. yani en azından benim için

Yeni kindle a da baktım onu sa göndermiyorlar ve fiyatı 300e yakın.

kindleın türkiyeye yollamama nedenı servis ve hizmet sunamaması. türkçe icerik veremedigim yere kindle yollamam mantıgından kaynaklı. bilmiyorlar ki meritokrasi vs ile yıllardır korsan kullanıyor bu ülke? hoş, e kitaba para verip alsan da istediğin platformda rahatca okuyamıyorsun. tek yolu drm kırmak o da zaten illegal. derdim büyük, soruda yeni farkettim niye yok kısmını. bu yüzden.

ama en temiz yol hala gelenlere getirtmek. su an aldıgım 4 kindleın 3ü es ve dostta. her daim amazon kampanyalarına dnk getirdigimden en az 50 euro kar elde ediyorlar tr fiyatına kıyasla.

İşini gücünü ayarlayıp git o halde. Önden gidip gel, orada en az bir hafta kadar zaman geçir.

İşte işi nasıl ayarlayacağımı bilmiyorum.

Mesela şuan 150 bin kadar birikmiş para var. Bu parayla İstanbulda ev almak için temizinden bi 80 bin lira daha gerekiyor. 80 bin lira kredinin 70 bin lira faizi var. 10 sene boyunca her ay 1200 lira para ödemek demek.

İstanbulda bu tarz girişimler yapıp geleceğimi ipotek etmek istemiyorum. Sonra bi de araba alayım dersin, vergiler sigortalar trafik dehşet para. Ondan sonra bi evleneyim çoluk çocuk derken ömür geçti gitti. İstemiyorum bunu.

22 yaşında evi mevi siktiret ya. takıl sen. ben 28 oldum takılmaya çalışıyorum. yarın makedonya'yı gezmeye başlayacağım. atarım sana da fotoğraf. ev almak 22 yaşında düşünülecek bir şey değil bence. göçü de bilemiyorum. fırsat yakalarsa yapıştır.

Birebir bir arkadasim ayni seyi yasamis, vw dandik ucuz bir van birakmis adamin biri, bir sene boyunca her haftasonu arabayi tamir etmeye calismis. Arkaya yatak atmis, mutfak ve tuvalet eklemis kova seklinde, bakmis, yalitmis, motoru elden gecirmis. Sonra annesine tam dediklerini söylemis, kücük yerde dogdum büyüdüm dünyayi görmem gerek diye. O da anlayisla karsilamis, cok az bir parayla cikmis yola. Avrupayi yardirmis, afrikaya inmis, bir sekilde hindistana sonra avustralyaya gecmis. Su satmaktan insaatlara sürekli kisa süreli islerde calisip karnini doyurmaya bakmis. Bir bucuk sene sonra dönmüs arabayla evine.

Wtf dedirtiyor biliyorum ama adam resimleri vs gösterdi, gezmis görmüs. Universiteden evvel, para pul yok, yas ufak, adam dünyanin yarisini gezmis, cok acayip insanlar tanimis.

Yiyor mu? Yemiyor. Ama gipta ediyorsun elinde olmadan.

bence elli kez düşünüp bir kez karar vermen lazım, yaşın da çok genç be, kendine bu kadar ağır düşünceler ve sorumluluklar yüklemen ne kadar doğru.

adayı iyi biliyorum, kışın pek sosyal hayat bekleme, haziranda bile sessiz sakin bir yerdir. satış-pazarlama konularında iyiysen iş falan ayarlarsın ya da bir otel de (çoktan aramaya başlamışlardır eleman)

bu yaşta bunları düşünme diyenleri boşver. bazı insanlar hayata erken atılıyor. buna mecbur kalıyor.

iş olayı o tür yerlerde sorun olur evet. kolay kolay bulamazsın. iş bulamadığın zaman orada apaçıkta kalma. bence bir süre kalabalık da olsa istanbul'da idare et. kariyer yap, veya mesleğini edin. bunlar biraz yerine oturduktan sonra nezih yerlerde yerleşik hayat kurmak daha kolay olur.

ben senden 2 yaş büyüğüm ama aynı durumdayız. istanbul'da sıkışıp kaldığımı düşünüyorum ama bir sahil kasabasında iş bulamam şu an muhtemelen.

önceden araştırmalarınızı düzgünce yaparsanız neden olmasın. ben antalya'dan izmir'e taşınmaya karar verdiğimde önce geldim bir arkadaşımda kaldım 2 hafta, iş imkanlarını, ev kiralarını, oturabileceğim semtleri araştırdım. 1 ay sonra tekrar geldim 2 hafta, geçici uyduruk bir iş buldum, evimi tuttum, taşıdım her şeyimi, uyduruk iş kiramı vesaire karşılarken yavaş yavaş kafama göre, niteliklerime uygun bir iş aradım, o işe geçtim vesaire derken şimdi gayet kurulu bir düzenim var 7 yıldır ve mutluyum. üstelik ben bunları 30'umdan sonra yaptım. siz bu yaşta bunları hayli hayli yaparsınız.

tek bir önerim var, istanbul'un keşmekeşi gerçekten normalin üstünde olduğu için kuşadası gibi yerler ilk etapta istanbul'da yaşayanlara pek güzel geliyor. ama uzun vadede kasaba ruhu taşıyan turistik yerler insanı bayar, hele sizin yaşınızda. çanakkale, izmir tarzı şehirler biraz daha mantıklı. sakin bir semtte oturup, sadece canınız istediğinde şehir merkezlerine gidebilme opsiyonunuz olur.

11.22.63 var tek sezonluk, yeni bitti sayılır. gayet güzeldi.

benim bildiğim yok ama dizi izlemeyi bırakıp başka bir uğraş bulabilirsiniz. belki de dizilerin bitmesinin bir anlamı vardır haa kim bilir. belki de her şey daha güzel olacaktır sizin için. kim bilebilir ki bunu

Penny dreadful

sons of anarchy izledin mi?
oz izledin mi?

lost.
şimdi bi uçak var.

verecek bir cevabınz yoksa niye yazıyorsunuz yahu ?

bron / broen önerebilirim.
house of cards olabilir, orphan black belki beğenirsin. yine izlemediysen true detective. ray donavan.

mermize +1

lucifer

the night manager

artık dizi tavsiyesi yerine açıyorum dizilab ve türevlerini bakıyorum hangisi 2. sezonda veya 2. sezonu yeni bitmiş bakıyorum konusuna kafama yatarsa ilk bolumu izliyorum sararsa devam sarmazsa diğerlerine aynı rutini uyguluyorum.

11,22,63
lucifer
night manager
jessica jones
son zamanların akıcı herkesçe beğenilen dizileri.

neyin sikintisi? yani görünmemesi neye yol acti ki?

geforce experience kullaniyorum, bilgisayarim ayarlarinda gözükmüyor ama sistem, grafik sürücüsü görüyor ve bunda sikinti yok. normal calismaya devam ediyor ikisi de.

birebir ayni modelden yaziyorum.

şöyle ki, oyunlarda ve çizim programlarımda ciddi bi performans düşüklüğü var. nvidia denetim masasında da gözükmüyor. bunla beraber bugün akşam "unauthorized slave vga card is plugged" hatası aldım pc açılmıyordu birkaç kere kapatıp açınca geri geldi ekran.

bak o ilginc olmus. geforce experience taniyor mu karti?

sonradan mi oldu yoksa basindan beri mi böyle?

ayni sorun icin 50 küsür sayfalik lenovo forum tartismasi dönmüs ama göz attigim zaman net bir cözüm göremedim. bakmakta yarar var, sonradan olduysa, son dönemde bios update gibi bir islem yaptin mi?

sonradan oldu ya. geforce exp yok pc de kurayım bir.

aynı tartışmayı ben de okudum ve hiçbir işe yarar şey göremedim. bios update de yapmadım :/

geforce yükle, olmazsa y510p icin dedicated driver güncellemesi var lenovonun sitesinde, onu tekrarlayalim, tabi sistem geri yükleme noktasina dönmeyi denedikten sonra bunlar. hicbiri olmazsa gene konusalim. bir sekilde o baglantiyi tanimak istemiyor anakart. bios kaynakli gibi gibi.

öncesinde www.enpedi.com bu adresten test aracını indir bak. sorun varsa sistem geri yükleme noktası oluştur. ekran kartı driverini güncelle tekrar bir kontrol et. aksi halde donanımsal bir problem söz konusu olabilir. yazılımsal kısmını enine boyuna kontrol etmen lazım.

hocam aleti tek basina tak eger makina gormezse yani makina acilmazsa. ekran kartinin plastik kisimlarini alimunyum folyo ile kapat(fani varsa cikar) ve onceden isitilmis 180 derece firinda 7-8 dakika beklet. soguduktan sonra tak geri calisir. evet bana da ilk duyunca garip gelmisti. youtube a bak inanmiyorsan. Bu yontemi 3 kere denedim (farkli kartlarda) 3'u de basarili oldu.

bende z580 var benzer problem geldi başıma, makina kasılıyordu, oyunlarda yerde sürünüyordu, 635m'in devreye girmediğini fark ettim. geforce experience yükleyince "code 18" veya "code 40" hataları verip sürücü çalışmıyordu.

bios güncellemesi yaptım, ardından güncel sürücüleri yükledim (365.10) ve şu an sanki windows yeni kurulmuş gibi akıyor makina.

2-3 yıllıkdan daha eski ama www.youtube.com

ikisi de değil :(

bon jovi - midnight in chelsea

nakarat kismi full shalalalala diye gidiyor. benim bildigim en meshur shalalala sarkisi bu

shalalala degil de tralalala olabilir mi? alt j fitzpleasure geldi aklima ama rudemus vs bilmiyorum, shalaladan tek gelen cagrisim buydu.

belki de budur www.youtube.com

www.youtube.com

bence yanlış bulmuşsun, aradığın şarkı bu :D

Bir kaç yıllık değil ama aklıma bu geldi

youtu.be

valla ikea hiçbir zaman ucuz değildi ki, hep böyle bildim ben. ürünler tarz ve denişik olduğu için reklamı döndü. ucuz diye değil.

bi de köfteler möfteler ucuzdu muhabbeti çok dönmüştü.

valla evimi komple ikea'dan düzdüm. ektorp koltuklar gayet uygun fiyatlı. üstelik istikbal-bellona gibi 40+ yaşa değil gençlere hitap ediyor. saklama fonksiyonları iyi. ucuz ürünleri olduğu gibi pahalı ürünleri de var

Öyle mobilyacıdan alır gibi alınca ucuz olmuyor biraz yaratıcılık katmak lazım. Çeşitli ürün serileri premium olduğundan pahalı. Bir de gidip kanepe yatak gibi şeyler ikeadan alınmaz.

sözlükte ağırlıklı olarak dönen muhabbet esnafa para kaptırmadık istediğimizi aldık şeklinde olduğu için heğ ucuz gibi bi beklenti kalmış aklımda ama siteler görmüş bi insan olarak ucuz olduğunu düşünmüyorum.
@la noix
ucuzdan kastımı da açayım. mesela üst seviye kalitede bi koltuk alıcaksındır istikbal de 5000tl dir ikeada 3000tl dir ona bi itirazım yok ama ben bekar evi düzmeye çalıştığım için en ucuz ürünlere bakıyorum sadece ve ucuz değil :)

cok ürünü piyasada benzer ürünlerden daha islevsel, daha ucuz.

neye baktigin önemli. bir de ayni seyler baska nerede var benzer fiyatlar kampanya haricinde. onu söyle.

yoksa ben de gider araba fiyatlarina bakar, bende o para yok, neresi ucuz derim. ama o araba, benzer yakan, benzer gücteki arabalarin yari fiyatidir. herkes ucuz der, bana pahalidir. göreceli özetle.

ikea'nın ürün gamı çok geniş, ucuza da ürün satıyor pahalıya da. tercih edilmesinin sebebi ucuz ürünle pahalı ürünlerinin arasında kalite farkının az, fonksiyon ve stil farkının daha çok olması. 50 liraya sehpa satıyor, bildiğin sehpa. 250 liraya ise o sehpanın deseptikona dönüşen halini satıyorlar, mesela. ürünleri isimlendirmelerinin bir sebebi de bu; bir ürün serisi çıkartıyorlar, ona genel bir isim veriyorlar. o serinin en baz modelini ucuza satıyorlar, en dolu halini pahalıya. bizim alım gücümüzden ötürü hepsi ucuz gelmiyor bize ama ikea'nın global algısı "f/p ürünleri satan yer"dir genelde; çok kaliteli olarak da bilinmez zaten.

mesela ikea kalitesinde bir ürün olan lack model bir rafı 20 liraya alabiliyorsun, onun 8'li uzun halini 140 liraya alabiliyorsun. sade tasarımları genelde ucuz oluyor zaten.

bekar evi düzdüm komple ikeadan. dendiği gibi ucuz ürünleri de var pahalı da. ama ben ortalama ürünlerden seçtim ve gayet de memnunum.çünkü sade tasarım seviyorum.

Ucuz olan ürünleri var pahalı olan ürünleri var. Ama diğer mobilya firmalarında fiyatlar uçmuş durumda. Onların yanında yine ucuz kalıyor.

ikea da sadece belli başlı şeyler ucuz olabiliyor
yada ederinde orjinal şeyler olabiliyor
yoksa ikea ucuz demek doğru değil.

tarz ve görünüm olarak hiç itirazım yok çok güzel şeyler var. ama ucuz olarak hiç birşey kestiremedim gözüme. benim amacım mümkün mertebe ucuz şekilde ev kurmak ama ucuz olarak birşey kestiremedim henuz gözüme. tarzı çok ön plana almayınca bi avantajını göremedim açıkçası mesela 140 liraya sandalye var ama aynısını sitelerde daha ucuza alırım ki. zaten evlenince atılcak ömürlük de almıyorum. hala ucuz bi yönünü görebilmiş değilim yani ama tarz olarak çok güzeller ona lafım yok

şimdi aklıma geldi de yoksa pinti miyim lan ben bütün sorun bu mu

Valla hem bekar hem evli evimi duzdum ikea'dan. Bekar evimdeki cogu seyi evli evimde de kullaniyorum. Hele evlenirken gezmedigim mobilyaci kalmadi (direkt uretici de dahil). En ucuz ikea'ya kapattim cok da memnunum

yemeği ucuz.

bir de küçük masadır raftır onlar uygun olabiliyor duruma göre.

want2die +1

ikeanın sehpadır baş ucu lambasıdır böyle ıvır zıvırları ucuz. mobilyayı biz de evlenirken inegölden aldık 4500'e yemek+salon+yatak odası dahil. 3 kere taşındık 6 yıldır sorunsuz kullanıyoruz. taşınırken hep sökülüp tekar kuruldu dolaplar vs. her gören mobilyacı ne kadar kaliteliymiş dedi. ikea mobilya açısından o kaliteye yaklaşamaz bile. artı piyasadaki o meşmur mobilyacılar aynı kaliteyi hatta daha düşünüğünü 2-3 kat paraya satıyor. aynı dönemde bizim mobilyaları aldığımız fiyata istikbalde salon takımı bile alınmıyordu.

istikbal,bellona gibi yerlere göre çok daha iyi ama siteler yada inegöle göre bi avantajı yok anladığım kadarıyla. özellikle küçük ürünlerde tercih etmek lazım demek ki.

ikea mottosunu kendince ucuz olmasini soyle anlatti, montaj isini musteri ve demonte haliyle depolarda az yer kapladiklarindan dolayi bir algi olusturdu. bunun yaninda kisisel kazanca gore insanlara ucuz gelebilir.

ShowKeyPlus: www.indir.eu

Ayrıca windows 10 ürün anahtarları bios'a yazılır. format atsanız bile sonraki kurulumda otomatik tanıması ve etkinleştirmesi gerekir.

teknikekip+1

ama office ve diger yüklü keyleri gösteren programlari da öneririm. office mesela ayri key kullaniyor, onu da not etmekte yarar var, eger 2016 degil de daha eski sürümse özellikle. lisansli tüm programlarin ayri key kullaniyor. hepsini gösterenleri secebilirsin, keyfinder vs gibi.

www.thewindowsclub.com


Bu şekilde tam key öğrenilir.

gümrüğe takılmasın dikkat.

Bence mantıksız. Projeksiyon Cihazı çok hassas alettir. Yolda sağlam kalacağını sanmıyorum ki gümrük limitlerini geçer diye düşünüyorum.

Ek cevaplar:
1) hayır yok. ancak kullandığını bankadan bu taksitlendirmeyi yaparsınız.

O ucuz olanların çözünürlükleri genelde çok düşük oluyor ne için kullanacaksın bilmiyorum ama bu bir sıkıntı olabilir.

ürünün incelemelerini bulursan youtbeda, seyret, bu popüler bir konu.

getirtmedim, kullandim. marka hatirlamiyorum ama korkunctu. cözünürlük pixel pixel anadolu, isin gücü cok zayif, telefonun isigi yansa ekrani göremiyorsun, cogudaki firmware yüzünden istedigin ekran boyu 1080x720p vs ayarlanmiyor, dahili hoparlör saka zaten.

almadan evvel kesinlikle review bak, yorum oku. yoksa cöpe atmayi göze alamadigin bir miktari ödeme.

net önerimdir.

bir ara ben de alacaktim baya baya arastirdim ama urun yorumlari genelde oldukca kotu. oyuncak gibi oldugunu yazanlar, denildigi gibi pixel pixel oldugunu yazanlar. Sakin bulasma derim

bazıları çok güzel ama çoğu kişisel gelişim.

güzel olanları genelde bilim üzerine olanlar bence. onlar dışında katılıyorum tamamen.

Benzer şeyler düşünüyorum. En azından Türkçe videolar için.

İlk başta vay be adamlar haklı lan diyorsun, sonra yavaş yavaş azalıyor etkisi.

self improvement olarak değil de, güzel eğlenceli konuşmalar olarak değerlendiriyorum, o yüzden hoş geliyor. ama daha ileri gitmez.

Cok fazla konusma var, guzel olanlarin orani dusuk. Ama ozellikle ilgilendiginiz alanlardaki konusmalari izlerseniz faydali oluyor.

Yoksa "bir video izledim, hayatim degisti" gibi bir durum soz konusu degil.

Kişisel gelişim tadındakiler için söylediklerine katılıyorum ama bilim, doğa, politika, ekonomi vs gibi alanlarda çok dolu içerikler de mevcut. Severek izliyorum.

amway'in konuşmalı olanı, bol gaz. bol rol kesme. bol idealize etme ve basitleştirme. tam gerizekali amerikalilar icin. etliye sütlüye dokunmadan bin türlü hikaye. bir tane de kardeşim tüm bu sorunlardan bahsediyoruz ama ırkcilik var, sömürü var, türlü türlü faşizm var demiyor.

üzerine söyleyecek bir şeyim yok, sadece haklısın diyorum. benim izlediğim çoğunda hiçbir bok yoktu affedersin, klasik gazlamalar ve "ben yaptım oldu" tarzı sallama taktiklerle doluydu büyük bölümü.

kişisel gelişim kitaplarını beğenmeyen yeni neslin "kişisel gelişim" boşluğunu dolduruyor artık sanırım bu ted konuşmaları. aynı b*kun laciverdi benim gözümde.

hep söylemişimdir: günümüz insanı kendini önemli hissetmeye bayılıyor. herkes elon musk, herkes girişimci, herkes özel amk yerinde. bi tanesi de demiyo ki ben kardeşim ben minibüs şoförü olcam, akşam hanımla oynaşacam, survivor izleyip çay içtikten sonra uyuycam. ondan sonra da depresyona falan giriyo keresteler. OLUM ÖNEMLİ DEĞİLSİNİZ LAAAN. SİZDEN ÇOK VAR. BUNU OKUYAN 100 KİŞİDEN 1 VEYA 2'Sİ SPEŞIL VAN, BİLEMEDİN TU. gidip bütün eğitiminizi çöpe atın, vasat olun demiyorum ama kendinizi bu kadar büyük görüp kasılmayın, kendinizi üzmeyin ya. kişisel gelişmek zorunda değilsiniz amk olmuyosa zorlamayın, sktir edin.

orada konuşma yapan adamlardan ders almaya kalksak binlerce dolar ödememiz lazım. ilgilendiğin bir konuda görüşünü önemsediğin birini bedavaya dinleme imkanı sunuyor işte. bence çok faydalı.

esprin güldürdü.

sadece bunu yazmak istedim.

iyi geceler.

tamamin izlemeyeecksin ki. mesela sempanzelere üzüm ve salatalik verdikleri deney oldukca ilgincti. deney ilginc, soru daha ilginc. etik kavrami ne zaman olusuyor? etik sosyal bir canli olmakla mi, dinle mi, düzenle mi geliyor? ilgincti. var öyle birkac tane oha iyiymis dedirten.

kalaninda cogu kisisel gelisim.

bu arada sauce: www.youtube.com

Zamanında 1 tek satırlık bilgi için bir kitap almış insanım. O nedenle 3 cümlelik yeni ve ilgimi çeken bilgi için 18 dk TED konuşması dinleyebilirim. Yani burada bilgiye verdiğiniz anlam ve vaktinizin bolluğu arasında gidip gelen bir değerleme süreci işliyor. BEn değerli buluyorum. Ha içinde bir sürü boş konuşma var, ama kesinlikle çok değerli anektodlar içeren yığınla video var.

www.ted.com

www.ted.com

www.ted.com

www.ted.com

www.ted.com

ben bu konuşmaları çok beğenmiştim.

bazıları çok boş, haklısın.

bizim okulda bir öğrenci konuşmacı olmuştu. o günden beri ciddiye alamıyorum TED talks'u. şarlatan ve dolandırıcıları adeta ilham perisi gibi gösteren her türlü organizasyona karşıyım. bkz. yga

Konuşmaların bir kısmı hoşuma gitmiyor değil; arada ilginç, bilgi verici olanlar çıkabiliyor. Bilim konularında bilgilendirici olanlar var ama onların da çoğunu ben anlamıyorum zaten. Gerizekalılığımdandır ama bazı konularda sıfır bilgi sahibi bir insan olarak konuşmalar çok Bilal'e anlatırmış gibi gelmiyor ve çok bir şey anlamıyorum. Kişisel gelişimdekilerin birkaçı hariç çoğu gereksiz geliyor. Toplamda 8-10 videoyu seviyorumdur ama daha çok birinci dünya problemi olan insanların dünyaya gözlerini kapayıp "körler sağırlar, birbirini ağırlar" çerçevesinde eğleşmeleri olarak görüyorum. Yine de boş zaman doldurgacı olarak işe yarıyorlar. Tuvalette fayans saymaktan iyi gibi.

Buyuk cogunlugu kisisel gelisim, bos konusmalar, katiliyorum sana.

Ama zaten kisisel gelisim videolari izlemedigim icin Ted'de de izlemiyorum.
Su gibi Ted videlolarini seviyorum:
www.ted.com
www.ted.com
www.youtube.com
www.ted.com
Bir de espriye guldum:)
aychovsky'ye de iyi guldum:)

beni de sarmıyor böyle şeyler. icraat lazım icraat.

Kişisel gelişim üzerine olanları ben de sevmiyorum.
AMAAA, bazen kimi fizikçilerin, evren üzerine konferanslarına denk geliyorum ki, of, of ,of!
Bir anda ufkum genişliyor.
Aslında, ekmek parası derdi olmayacak, her gün evreni araştırıp, onun üzerine düşüneceksin.

Çoğu boş nadiren iyilerine denk geliyorum

espri süper demeye geldim ben de

3 numaraya vurmak çok kolay, 3 numara için en kısa tarağı takın (4mm) ve yardırın :D
Taraklı olduğu için yamuk kesme ihtimaliniz yok, ama her yerden en az 2 kere geçtiğinizden emin olun.

Ama favori ve ense kısımları üstlerden biraz daha kısa olsun derseniz o iş sıkıntı.

eksisozluk.com

Enseyi ve kulak arkasını illa ki başkasına aldırman lazım.

her yerden bi kaç seferden fazla geç abi. ilk 2 yapışında zorlanırsın ama 3.cü de berber olduğunu düşünüyosun zaten 5 6 kesimde makinenin parası çıkınca insan bi mutlu oluyo ki anlatamam.

efsane ya. ben imkansizi yapip philipsi dandik bir modeli ile uzun saca 19 mm giriyor ense ve favorilere dogru 15, uclara 10 ile bir defa daha daliyorum. gayet de güzel oluyor.

enseyi düzgün almak cok zor, kulaklari ben halledebiliyorum da ense yalan.

bir de sorun su. taraklardan dolayi, hele de benim gibi uzun kesiyorsan, tek seferde dogru bitirmek zorundasin. sac 40 mm, tarak yakaliyor, kesiyor. diyelim ki beceremedin kil yönüne ters girmedin, tarak kafana degmedi. 25 mm kaldi ama sen 20 istiyorsun. orayi tekrardan 20e indirmek zor. defalarca gecmen gerek. net ve kisa girmen, killara ters girmen, taragin killari kaldirmasi, dik tutmasi mühim. bunlari yaparsan daha da kolaylasir. yapamazsan, yapmazsan da bol bol gec. zaten 3 numarayi yanlis kesmek becerememek de cok zor.

o da zamanla oluyor.

1400 modelinde tarak yok yanılmıyorsam. otomatik ayar imkanı var. kenardaki kilidi aktif edip tık tık tık tık yapıyorsun (her basışta bir kademe ilerliyor. 4 numara için 4 tık).

1) hdd yi cikarip ssd takarsaniz, ne var ne yok gider hdd nin uzerindeki.
2) ayrica windows kurmaniz gerek zaten.
3) anakartiniza bagli. Modeli yazin nete ssd yuvasini gorun. Yeni bir laptopsa vardir ayrica ssd slotu.
Uygun ssd yi anakartiniza gore alacaksiniz simdiden alisveris yapmayin.

Hdd üzerindeki verileri ssdye kopyalamak için kullanılan yazılımlar var. Herhangi bir lisans vs kaybetmeden tüm içeriği olduğu gibi ssd üzerine kopyalayıp (windows falan dahil olmak üzere) sonra ssdyi bağlarsan problem olmaz.

Hdd'yi çıkarıp ssd takarsanız hdd'yi zaten kullanamazsınız.
İkisi birlikte takılı olacaksa ssd'yi depo olarak kullanabilirsiniz format vs. uğraşmadan ama ssd'ye yazık olur. windows'un ssd'de kurulu olması hız bakımından daha mantıklı.
hdd'den yedekleri alıp ssd'yi takın ve kurulum yapın. en iyisi bu.

mevcut hdd yerine değil, varsa rom (dvd ya da blueray) yerine takmayı deneyin öncelikle.

öncelikle cevaplarınız için teşekkür ederim :)

daha önce 1-2 defa açmıştım laptop'ın içini ve yanlış hatırlamıyorsam fazladan boş bir alan yoktu. bu da sizin cevaplarınızı okuyunca geldi aklıma :) internetten de videoları izledim ve sanırım şu anda aklımda kalan tek sorun sıfırdan windows kurmak :) onunla da ilgili mutlaka videolar vardır, izleyeceğim ancak şöyle bir şey var; benim windows'um orjinal, 7 yüklü. çevirdim laptop'ın altına baktım altta bir product key var ancak yarısı silinmiş :( samsung'u arayıp danışacaktım ama malum bu saatte mesaileri bitmiştir.

ssd'yi taktıktan sonra eski lisansımı kullanmaya nasıl devam edebilirim? yoksa şimdi sıfırdan yeni bir lisans mı almam gerekecek :/

ayrıca tavsiyelerinize her zaman açığım :)

1- o tek bir HDD icinde birden fazla bolum var iste C, D, vs gibi. HDD yi soktunmu hic birine erisemezsin cunku bagli degil. ama veriler icinde durmaya devam eder tabi ki. harici olarak o hDDyi bagladigin zaman gene verilere erisebilirsin.

2- format atma. format zaten diske atilan bir sey. yeni ssd'yi taktiginda onun icine windows/linux kurman gerekecek.

3- baglayabilirsin duruma gore.
laptopun dvd surucunu sokup yerine ssd'yi takabilirsin araya bir cevirici de takarak.
onun disinda HDD nin yerine takman sart.

1-partition =/= harddisk sayisi.
o hddde ne varsa gider ama klonlayarak montaj yapmak en rahat cözüm. mesela evo kullaniorum, samsung data immigration ile komple kopyaladim, hicbir degismemis gibi devam ettim kullanmaya.

2-niye? sifir degil mi? hdd ile ssd farkli calisiyor, format gerekli bir sey mi hala emin degilim?

3-ayni anda baglamak icin yuva olabilir, laptop vs ise, usb ile baglanip basit programlar araciligiyla harici gibi erisim mümkün. dedigim data immigrationu sata to usb 3.0 adaptör ile yapmistim mesela. laptop vs ise bu tek secenegin olabiliyor.

senelerdir tirsagim, laptop ve bilgisayari acmam, bilirim, ama korkarim. gecen yil ilk defa yaptim, 15 dk sürmedi, risk sifira yakin, bu kadar kolay oldugunu bilseydim daha evvel yapardim. ben format atmaya korkup bilgisayarci abiye soran o tirsak ilkokul ögrencilerindendim. oysa yardirmak gerekliymis, gec ögrendim.

hocam benim verdiğim cevabı okumadın sanırım. Yeniden windows kurmana gerek yok, lisansına bir şey olmayacak, bu sorunları çözen programlar var diyorum.
Usb ile bağlayacaksın ssdyi, hddyi ona kopyalayacaksın program aracılığıyla sonra da ssdyi monte edeceksin.
şu kısmı izle istersen bi
youtu.be

1-yeni key istenmeyecek, eskisini not et ama gene de. w10 icin konusuyorum, eski sürümlerde her seyi not etmek sart.

2-ssd hdd hybrid sistemse dikkatli olmani öneririm. bir de lenovo nova key gibi atraksiyonlu özellikleri varsa, o zaman da dikkatli olmani öneririm. kendine ait model + ssd upgrade diye aratirsan bolca sey cikar zaten. bunlarin önemi var mi yok mu oralardan karar verirsin.

hdd'yi olduğu gibi kopyalamak istemiyorum. çöp dosya çok var, trojan olma ihtimali var ve saklamak istediğim dosya yok. onun haricinde kullandığım programları, oyunları vs sıfırdan kurabilirim.

bu yönüyle bakıldığında olduğu gibi hdd'yi ssd'ye aktarmak avantajlı gelmedi bana.

tabi yanıldığım, atladığım bir nokta varsa belirtirseniz sevinirim.

ayrıca;

key'im bilgisayarın altında yazıyor ancak zaman içerisinde kullanım esnasında yarısından sonrası silinmiş. nasıl öğrenebilirim bilmiyorum :( key windows 7 için..

tüm cevaplar gerçekten ufkumu genişleti, teşekkür ederim :)

camin uzerinde denemedim ama logitech'in su mouse'u diger her turlu zeminde sorunsuz calisiyor senelerdir:
www.hepsiburada.com

Anywhere MX var bende her yerde çalışır çift lazer sistemi olduğundan ötürü yaklaşık 2 yıl ilkini 2 yıldırda ikincisini kullanıyorum 1. mouse dota oynamaktan bozulmuştu sağ tuşu. Bunun 2 si çıkmış galiba şarj falan oluyormuş bir yerde okumuştum onu al paran yeterse.

a4 tech g10-810f

logitech performance mx pahalidir, ama cam sehpada bile calisir. @gözü acik sevisen yahudinin dediginin üst modeli, son modeli. 2 track wheel, side buttons, ergonomik dizayn. kücüktür üc.

kaçamadım daha yaşım 26 emme ve lakin önümüzdeki 5 yıl içerisinde kendi mesleğimi icra etmem için gereken sermayedar alanlarından uzaklaşıp zanaat sahibi bir insan olmak istiyorum. bu zanaat tarım, hayvancılık, olta balıkçılığı veya ufak bir işletme şeklinde olacak sanırsam. bu alternatiflerden hangisinin benliğime daha uygun olduğunu belirlemek için de mikro düzeyde çalışmalara başladım. evde bir şeyler yetiştirme, yemek-meze yapma vs gibi uğraşlarım mevcut. bakalım ne olacak önümüzdeki yıllarda göreceğiz.

Gelecek yil bu zamanlar yapmanin hayalini kuruyorum. Belirli bi' miktar var kafamda hic de ucuk olmayan. Onu toparlarsam insallah yapacagim.

hırslı değil sizin kuşak, çünkü gerçek manada bir tehlikeyle karşı karşıya değilsiniz.

Öldürülme tehdidiniz yok, (Güneydoğu şehitler vb diyeceksin 1000 kişiyi geçmez yılda en kanlı zamanda bile) Aç kalma tehdidiniz yok, insanlık tarihinde gıdanın en bol ve ucuz olduğu devirde yaşıyoruz. Soğukta ölme tehdidi yok, en kötü koşulda bile aileler çocuklarına bakıyor evden atmıyor.

NE yani 1200lü yıllarda yaşayan bir köylü tarlasına aşık mıydı= veya 1800lerde günde 18 saat çalışan sanayi işçisi çok mu mutluydu?

İşi gücü bırakıp kaçmak çok afedersin göt ister. TOnla arkadaşım her hafta bahseder ama şu ana dek taşaklı bir şekilde işi gücü bırakıp doğaya geri dönen tek bir çift gördüm, onlarda zaten facebook fenomeni, haber filan oldular ama anca o ikisi var.

hayat cesaret ister, yapabilirsen yaparsın, becerirsen kral olursun. Olmazsa düz hayata ve şikayete devam.

90'lıyım. 7 göbek İstanbul'luyum. Başka şehir bilmezdim. Çift lisans bitirdim. Okul hayatım her zaman mükemmel oldu. İki yabancı dil biliyorum. Üniversite boyunca çalıştım. Üniversitenin hemen ardından da gerçek iş hayatına atıldım. Bi 3 yıl da öyle çalıştım. Oldukça parlak bir profil çiziyordum kurumsal hayatta ancak istediğimin bu olmadığını farketmem çok uzun sürmedi. Bu sebeple geçtiğimiz ay her şeyi bırakıp, tası tarağı toplayıp küçük bir şehre yerleştim. Şimdi arkadaşlarımızla bi cafe işletiyoruz. Ev-iş arası 3 dakika. Bi de minik bi motor aldık. Şimdilik her şey güzel, gökyüzü mavi ve ben mutluyum.

Karnımı doyurmak ve temiz hava almak dışında bu hayattan gerçekten fazla bir beklentim yok. Ancak bizim nesil hırssız olduğu kadar da maymun iştahlı. Eğer, istediğinin bu olduğuna eminsen ve imkanın varsa denemeden ölme derim. Güç seninle olsun!

kimden nereye kaçıyorsun diye de soruları devam ettirmek lazım o zaman. edecekler çünkü. nereye gidersen git kendinle gidiyorsun. tamam çok matah bir hayat yaşamıyoruz da hayatında ilgini çeken bir uğraşın yoksa işten kaçsan ne olacak? ha uğraşların var, hobin var, fikrin var da işten dolayı yapamıyorsan (ki bu bence genellikle bahane) o zaman bunu düşünebilirsin.

basit mevzular var. ihtiyaçlarımız için çalışıyoruz. bizden öncekiler evet bir işe daha çok saygı duyuyorlardı çünkü onlar için barınmak, aç olmamak vs vs gibi en temek ihtiyaçlar gerçekten lükstü. tatil dünyanın en zengin insanlarını yaptığı bir şeydi benim çocukluğumda bile, ki yaşım 30 benim de.

şimdi sen de ihtiyaçların için çalışıyorsun ama eskisi kadar hayati ihtiyaçlarımız yok bizim. çok iyi olmasa da barınma/eğitim/sağlık/yeme içme gibi temel ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyoruz. fazlası ne olabilir? işte fazlası sensin. isteklerin yani. gezmek tozmak olabilir, keman olabilir, heykel olabilir, çapkınlık olabilir, birine bakma yükümlülüğü olabilir, sosysal projeler olabilir, politika olabilir, akademik kariyer olabilir vs vs vs.

arazi alıp işlesen dünyanda bir anda in to the wild'ın müzikleri mi çalacak sanıyorsun? bu şehirlilerdeki kaçıp gitme tribine bayılıyorum. 18 yaşıma kadar köyde yaşadım ben. gidin kalın bakalım bir anadolu köyünde 10 gün kalabiliyor musunuz. bir çoğu ahlaksız, cimri kokuşmuş insanlar. her pislik döner ama toplumda mide bulandırıcı bir ahlakçılık var.

kendi kendime heyecanlandım biraz kusura bakma:) ama değiştireceksen şimdiden değiştireceksin işte, ona göre planını hazırlığını yapıp, "gerçekten" ama gerçekten istediğin şeyi yapacaksın. kişisel gelişim nasıl bir ezber dayatmaysa, işi gücü bırakıp köye yerleşmek de aynı derecede ezber.

dedigini yaptim kactim avustralyaya yerlestim.

Büyük şehirlere alıştıktan sonra Anadolu'nun ücra bi köşesinde kendine yeni bi hayat kurmak çok zor ama ben insanların bu konuda desteklenmesi gerektiğini dusunuyorum. Hatta keşke buna yönelik bi devlet politikası olsa. Mesela 40 yasin altındaki aktif çalışan nüfus büyük şehirlerden göç konusunda teşvik edilse. İş, kalacak yer, kredi falan saglansa. Ne bileyim. Hem bu insanlar gittikleri yerlerin gelişimine, kalkınmasına katkı sağlar hem buyuksehirlerdeki yaşam şartları iyileştirilir, trafikten sağlık sistemine birçok sorun çözülür hem de insanlar daha kaliteli, mutlu yaşarlar. Bilmiyorum, belki çok afaki konuştum ama bence, cidden İstanbul gibi büyük şehirleri terketmeliyiz.

Kaçanlar burada
www.hayalimbiciftlik.com

şöyle ki evet çevremde böyle insanlar var. ama geriye dönmek istediklerinde bir dayanak var. örneğin ücretsiz izin alıyorlar devlet memuruysa ve 1 yıl sona geri dönebilirim kafası var. ya da ailesi bir ev vermiş, hiçbir şey olmadı kira param var diyo. ya da biliyor ki eninde sonunda bir gün miras kalacak. hiç yaşlandığımda ne yapacağımı o zaman gelince düşünürüm diye düşünen bir insan görmedim. yaa ne kadar rahat adam dediğim insanlarla yakın arkadaş olunca aslında güvendiği bir şeylerin olduğunu anlıyorum.

ayrıca bizim kuşağın kraldan çok kralcı olmaması hoşuma gidiyor.

olay biraz kiymet bilmekle alakali. su anki nesil kiymet bilmiyo. cunku her sey cok kolay elde ediliyor. cep telefonunun olmadigi 25 sene oncesini dusunsenize, sevgililer falan nasil haberlesip bulusuyordu? ugur melekenin de bununla ilgili bir yazisi vardi yanlis hatirlamiyorsam. babamin yasadiklarina bakiyorum mesela bir de kendiminkine. babam gaz lambasiyla ders calisirken, ben sinav sorularini googlea yazip muhtemelen cevabi anlamadan dersi geciyorum. yani olay bence zorluk gormedigimiz icin elde ettiklerimizin degerini anlamiyoruz, kiymet veremiyoruz.

he senin durumunda ne olur mesela, baska ulkelere gidebilirsin mesela, 1 sene bir ulkede 1 sene baska bir ulkede vs yasayabilirsin. illa daga cikacasin diye bir sey yok.

arazi işi plaza işinden daha zor
hem fabrikatör hem çiftçi kızıyım

olum var ya çok yakınım şu anda bu hayale, bir kaç parametre var onları kotarsam cennet gibi bi halde yaşıycam ama hem zaman hem emek gerekli.

1. si işimi daha hacimli bir hale getirmeliyim (çeviri)

2. si (opsiyonel) memur olup ailemin kırsaldaki evinde yaşama olasılığım var.


ama dediğim gibi hem emek hem zaman. para değil. şükür para var. b.k gibi (qızlar selam)

_MErhaba anonymice bey nasılsınız?
_meeee ...baaaaaa...meeeee
_anonymice bey? merhaba
_gulüm yannıs geldin sen.


kısaca yapmacıklıktan uzak... sinir stresten uzak... b.k beyinli patrondan uzak bir yer hayalim. şansım yaver giderse gerçekleştirecceğim inşallah.

@la noix arti 1
arazi, tarim, ciftlik isleri hakikaten filmlerdeki gibi kolay degil. cocuk bakmak gibi dusun. onlarca inege bakiyorsun, sabahtan aksama kadar beslemek zorunda oldugun, asisiydi, pisliklerinin temizlenmesiydi, sagilmasiydi, satilmasiydi vs derken hayatin onlar oluyor. kuzenim hayvancilik yapan esinden bu yuzden bosandi, adam hayvanlardan kafasini kaldiramiyordu ki esiyle ilgilensin.

@ cilekli krep arti 1
ben de tezek gibi avustralyaya gittim ama benim durum daha net degil, kalici da olmayabilirim. neden cunku kaybedecek bir seyim yok. donersem isim garanti, fena da bir is degil, miras vs durumlari da var. o yuzden kisiden kisiye de cok degisiyor.

22 yasinda mühendislik okuyorum.

hayalim 40indan sonra yaylaya cikip, odun kesip soba yakmak, birkac meyve agaci, sebze yetistirip coban köpegim, kümes hayvanlarimla takilmak. sevgilim haric insanlarla iletisime gecmemek, internet haricinde ben istemedikce kimsenin bana ulasamamasi. ahsap atölyesi kurmak bahcenin bir kenarina, kuyu, solar panel vs ile ugrasip kendi kendine yeten, ufak bir yer. söyle kendi yaptigin cardagin kenarinda oturup varendadan uyaklarini sarkitmak, ava cikmak, hikelara cikip dönmemek, civardaki dereye, göle girmek soguk soguk. daglarin manzarasi, sabah ayazi, kus sesleri, bir de pikap alacaksin, odunlari tasimaya, kasaba merkezinden yiyecek icecek ihtiyacini arada bir halletmeye. belki diresta gibi bir youtube kanali kurar, ya da peterin dip it kanali gibi bir yan hobi gelistiririm. ya da ne bileyim, ufak bir lathe alirim atölyeye, ufak heykel falan yontarim. resim cizerim. kafa dinlerim ya.

bu motivasyonum. muhtemelen yalan olacak, muhtemelen kendi kendime bunlari yapabilecek enerjimin oldugu yaslarda, bunu yapacak param, stabil bir hayatim olmayacak. dünya degisecek, ekonomik parametreler zart zurt.

ama beni oraya gömün.

duyuru, vasiyetimdir.

İnsan faktörünün olduğu her yerde mutsuzluk olacaktır, az olacaktır çok olacaktır ama illaki olacaktır ve o can sıkılacaktır. her türlü pislik rekabet cahillik her yerde var.

Dahili meddah biraz anlatmaya çalışmış, köyde doğmuş büyümüş birisiyim. Yani eken biçen bir ailenin çocuğu olarak.. çıldırdığım zamanlar çok oldu o insanlar yüzünden. şimdi aynı sıkıntıyı kocaman şirkette çalışan insanlar yaşatıyor. Yani bu işin sonu yok. Önemli olan minimize etmek, şartları olabildiğince iyi hale getirmek... güzel bir hayat dilerim.

plaza yasamina alternatif niye hep ciflik yasantisi goruluyo ki? bir suru alternatif yasam tarzi var. mark wahlberg'in sniper filmini izleyip etkilenmeyen var mi? o da bi tarz, illa köyde bahce bostan isleriyle ugrasmak gerekmiyor. onu isteyene de saygi duyarim da gercekten sıkıcı be.

baska bir alternatif (bkz: esteban vihaio) tipi hayat tarzi olabilir. dogu avrupa'da kebabci acmak olabilir. avustralya'da elma toplamak olabilir. sirt cantasiyla hostellerde kala kala dunyayi gezmek olabilir. ki bu bu bati avrupa kulturunde cok yaygindir(lise ya da uni mezuniyetinden sonra). ne bileyim, sinirsiz alternatif var. ama bunu masa basindan bulmak da zor gibi. insanlar gercekten napmak istediklerine karar vermek icin yola cikiyolar iste sirt cantasini alip. cekilecek cile mi dersen bence degil.

ben bi sahil kentinde yasamak isterdim.

evde de işte de kablosuz var, ev iş arası mesafe 20 dakika; 2 gb tam yetiyor, 3 gb ile rahatlıyorum.
video varsa işin içinde 6 tercih et derim, 10 muhtemelen çok pahalıdır.

6gb
Video, radyo arada dizi burası anca yetiyor, nadiren de olsa kimi zaman ucundan azıcık astığım oluyor. İşte ve evde wifi bu arada.

6GB


İşle ilgili arada dışarı çıktığımda hotspot olarak bilgisayara bağlıyorum. Bu yüzden biraz sömürüyor olabilirim. Dışardayken video ya da başkaca bir şeyden sakınmıyorum. Ay sonunda ancak 500MB artıyor.


Özet: 6GB fazla fazla yetiyor.

6 var, 4,5g ayagina bir kac aydir bir 6 daha veriyorlar. Yetiyor.

28 GB
Turkcell 4.5 g ayağına 2 ye katladı (6+8)x2 oldu mis

1 GB genelde. Bazen 2 GB yapiyorum. Pek bir sey yapmiyorum. Arada whatsapp arada burasi arada sozluk falan. Cok bir sey etmiyor zaten bunlar da.

6 gb. tablette falan hotspot olarak kullanıyorum, evde wi-fi yok, sürekli müzik vs dinliyorum. bugün yeni dönem gelecek, 7 mb kotam kalmış :)

5gb idi gayet yetiyordu.
şimdi 4g ayağına 5+5 yaptılar.
daha da yetiyor.

5gb iken de film/dizi izlemek dışında her şeyi yapıyordum. video filan cayır cayır izliyorum.

1 gb vardı yetmiyordu. 4 gb yaptım. iyi şimdi

6gb. 4gb kesinlikle yetmiyor.

4dü 6 yaptım. 69tl ödüyodum 4 gb internetli pakete. 6 gb 69tl oluyordu 1 yıl taahhütlü olunca. Zaten telefon almıştım 1 seneden fazla kalmam gerekiyor diye yaptırdım gitti. Bir de şimdi turkcell veriyor 4.5g diye. Evde ofiste wifi var. Fazlasıyla yetiyor. 4 de yetiyordu.

4gb +2gb (pzt-cmt) vardı, avea 35tl.
turkcell'in 6gb 38tl olan paketine geçiş için talimat verdim, yarın geçiyorum. 3 ay boyunca +6gb daha veriliyormuş.

mail, telegram, messenger, whatsapp, imgur. thats it.

herhalde 2 gbi zorluyorumdur. hayatimda wifi olmadan gecen süre oldukca az. okulda 50mbit net, evde 35 mbit net, ne yapayim?

iki hat kullanıyorum birinde 9,5 gb diğerinde 10 gb

3310 kullanıyorum internetim yok telefonda.

sınırsız kotam. sosyal medya, haber, internetten bişeyler bakınmaca. ihtiyacın neyse ona yönel bence. ama 4 ya da 6 gb iyidir.

oyun videosu izlemek olarak genelleyebiliriz bunu. bazi youtube kanallarinin hatri sayilir view'lari bu kitleden geliyor. biz de atari salonlarinda izlerdik elalemi saatlerce, ona benzetiyorum acikcasi.

Nasıl yapacaklarını öğrenmek için bu var. Önceden minecraft yokken comandosta nasıl bölüm geçilir diye 16+ yaşlarındakiler video izlerken artık evlere pc girmesiyle minecraftta en güzel ev veya şehir nasıl kurulur videodan izliyorlar.

Bir başkası da oyuncak açma videoları. Bunlar da çok izleniyor.

Futbol maçı izleyenler de oynamıyor, oynayanları izliyor. Dizi seyredenler de dizilerde oynamıyor, oynayanları seyrediyor. Bence insanın psikolojisinde olan normal bişey.

Çok yaygın, ve aslında güzel de bir durum. Minecraft'a ilgi duyan çocuklar sonrasında Scratch gibi kodlama programlarına da ilgi duyabiliyorlar. Şunları da paylaşmak istedim:

www.commonsensemedia.org
www.commonsensemedia.org

minecraft'in diger butun video vs.lerden ayri bir yeri var. benim 5 yasindaki yegenim hem kabus goruyor, hem cildiriyor izlemek icin. butun arkadaslari ayni sekilde. var o oyunda bir subliminal Numara. kup kup olmalariyla ilgili bir sey olabilir.

cevremde yok. youtube candir, ama lets play, su bu, bunlarin sonu yok. oyunlara gömülmemekte yarar var. ot gibi yetismesinler.

Arkadasimin esi rus. Cocuk iki dili de konusabiliyor. Bazen ofise getiriyor bebeyi 6 yasinda. Saatlerce turkce minecraft videosu izliyor. Kapatiyor kurtulduk anasini satayim diyorum. rusca minecraft videosu izliyor. Oyunu oynamiyor bu arada.
Bir ikincisi manitanin kardesi 7 yasinda. Sincan bebesi. O da deli gibi minecraft izliyor. O da oynamiyor.

Ben 28 yaşındayım, bazen oturup 1,5 saat CS:GO maçı izliyorum. Zevkli oluyor.

Aynisi bizde de var. cocuk 6 yasinda deli gibi minecraft videosu izliyor. Bugun de bana nilgisayara minecraft kurdurttu, ne kadar mutlu oldu anlatamam. Ben de simdi internette minecraft hakkinda bilgi ariyorum ki, tekrar onu neselendireyim.

Bir sure bilgisayarda oynatmamayi dusunuyorum.


Iletisim kurabilmemiz icin iyi bir kanal diyeyim.

www.youtube.com

şu çocuk aylık $7.3k - $116.8k arasında bir para alıyor socialblade'e göre youtube'dan

bunun dizi/ film/ futbol/ yarışma izlemekten bir farkı yok. herkes ilgisini çeken, merak ettiği, zevk aldığı yayınları izler. bir hastalık olarak nitelemek pek doğru değil. kişisel olarak konuşursam; mesela ben de futbol izleyemiyorum, canım sıkılıyor. izlemekte anlamsız geliyor (maç tekrarı izleyenleri duyunca aklım çıkmıştı). muhakkak senin de izlemekten/ yapmaktan zevk aldığın bir şey başkalarına mantıksız geliyordur.

şöyle de bir durum var; zararlı yayınları izleyeceğine minecraft izlesinler. oyunun çocukların zihinsel gelişimlerine olumlu anlamda etkisi var. belki oynamak kadar olmaz ama izlemenin de faydası olacağını düşünüyorum.

evet.

arduino ile yapilmisi var. rasp pi ile de gördüm. instructables ve internette burglar alarm temasini arastirmani öneririm. bir de editliyorum, uygulamalar var, webcam kamerasinda yüzde bilmemkaclik hareketlilik gördügünde aktif olup islem baslatan ya da kayda giren, onlari azicik kurcalamak lazim. secenek bol ama, mümkün her sekilde.

hcsr-04 ultrasonik sensör alırsın. (10 tl)
arduino'ya bağlarsın, arduino nano, işini görür.
onu da bilgisayara bağlarsın, kablolu olması daha kolay olur tabi.

daha önce bu tip bağlantılar hiç yapmadım, işin sırf yazılım kısmını biliyorum aslında o yüzden özür dilerim.

sensörü arduino'ya bağladım, arduino da bilgisayara bağlandı diyelim. (hangi girişten bağlanıyor mesela, usb üzerinden mi?)

sürecin son kısmı da, arduino'nun, sensör her çalıştığında "usb bilmem kaç çalıştı" datasını göndermesi, benim de o datayı her aldığımda yazılımımda ilgili işlemi yaptırmam şeklinde dönüyor sanırım dğil mi?

ihtiyacın olan şey analog to digital convertor.
hareket sensörün analog çıkışını buna bağlayacak ve örneklenmiş sinyali okuyacaksın.

ya o konu tamamen hayal gücüne bagli. serial port acabiliyorsan bilgisayardan com baglantisi veriyor arduino ide mesela. input veya output seklinde yönlendirmek mümkün olmali.

kamera dedigim olay icin vardi bir seyler ama emin degilim su an isminden. ama kullanmayi denemis crackli bulmaya üsendigimden vazgecmistim.

sensörü direkt bilgisayara baglamak icin yanilmiyorsam data acquisition card gerekiyor (?) emin degilim, bir de sensör cok önemli. kimisi digital sinyal veriyor, i2c kullanan var, direkt voltaj dalgalanmasi veren var, kendi icinde sinyal analizi ve degerlendirmesi yapip komut yollayan var.

seceneklerin resmen sonsuz.

uğraşmaya üşenirsen güçlerimizi birleştirebiliriz.
sen de bana yazılım öğretirsin.
ama sınavlarımın bitmesi lazım :)

Hareket sensörünün verilerini bir bluetooth modülü ile yakın mesafede gönderebilirsin. Wi-Fi modülü kullanarak da internet ağına çıkıp dünyanın herhangi bir yerinde bulunan bir pc ye bağlayabilirsin. Kablo kullanmak istemiyorsan bu çözümleri araştırabilirsin.
Bununla birlikte IoT kavramını araştırmanı tavsiye ederim.

peki sizce en mantıklı ve en "yapabileceğim" hangisidir?

yani tekrar edeyim:

sensör bir veriyi algıladığında, ona bağlı olan bilgisayara (bu laptop veya bildiğiniz bilgisayar kasası da olabilir. önemli olan en az donanım bilgisi ile bunu yapmam) "bir şey hareket etti" diyecek. o hareket etti datasını aldıktan sonra işin kalanı bende.

ama işte bu datayı en kolay ve ucuz şekilde nasıl gönderirim. herkes çeşitli yöntemler söylemiş, çok teşekkürler gerçekten :) kimsii benim bilgimi bile aşıyor olabilir.

ama bana biraz daha şu şekilde anltsanız inanılmaz minnet duyarım:
xx sensörünü alacaksın.
onun şöyle bir çıkışı var (veya çıkışı yok, içini açıp şu noktasına bir kablo bağlayacaksın)
o çıkışa şunu bağlayacaksın, o bağladığın şeyden de kablo uzatıp bilgisayarına takacaksın.
sonra bu datayaı almak için bilgisayara şu programı yükleyeceksin. işin kalanı sende, artık datayı alıyorsun.

falan gibi böyle biraz daha salağa anlarsanız :)))

En kolayı hareket sensörünü rs232 ile doğrudan bilgisayara bağlamak. Sonra c ile gayet kolay okunuyor. Sonuçta veri analog değil dijital halde gelecek (var-yok) oku, sonra istediğin yazılımı çalıştırırsın.

Herhangi bir hareket sensörü alabilirsin, çıkış voltajı 5v olanları seçersen daha rahat edersin.

basvuruda ya da kisisel bilgilerinde hata varsa, cogu sözlesmede isten cikarilma hakki veriliyor isverene. ek olarak belgede sahtecilik, yasal konulari aldigindan basina baska sorunlar da acilabilir.

pratikte ne mi olur? muhtemelen hicbirsey.

süreç işlemez. işe girerken evrak isterler sizden, adli sicil kaydı, askerlik durum belgesi vb gibi. bunların içinde tabi ki üni diploması da olur. onu veremeyeceğin için girişin yapılamaz. bedava çalışırım 1 hafta dersen o olabilir bak.

liriamer+1
Evde kaybolmus yaa desen de edevletten mezuniyet belgesi isterler

Süreçte olası bir anlaşılma durumu için, evrakta sahtecilik suçunu araştır, sonuçlarını göze alabiiyor musun düşün derim.

Valla çok çok yakın bir tanıdığım (bilişim sektöründe) ilkokul mezunu; ukrayna'da bitirdim üniversiteyi deyip sahte bir de diploma yapmış. Senelerdir bir sürü büyük firmada çalıştı, çalışıyor. Çok da iyi paralar alıyor. Sadece birinde sorun çıkar gibi oldu, anında başka yerden is bulup çıktı. Milyonda bir ihtimal ama olabiliyor böyle şeyler, turkiye'deki insan kaynakları çalışanları o kadar da zeki değil zira.

ya, ciddi ciddi mantikli konusuyoruz da, böyle olaylar da oluyor bir yandan:

www.japonca.com.tr
eksisozluk.com
www.milliyet.com.tr

simdi sürec islemez falan demeyelim, neler neler mümkün ... seyettigimin ülkesinde.

Ha yakalanirsaniz evrakta sahtecilik vs derken başınıza ne işler geleceginizi tahmin edersiniz zaten.

İşe girerken Universite diplomasını istiyor adam akıllı firmalar. Zaten almazlar.

Sahte diploma vs konularını bilmiyorum farkedip farketmeyeceklerini.

Sahte diploma yapip vermezsen sadece form veya cv'ye yazdigin uni mezunu ibaresiyle evrakta sahtecilik olmaz. Ama firma yalan beyandan dolayi sizi isten cikarir.
Zaten soylendigi gibi cogu firma ise giriste diploma ister.

Ben bunu yapmıştım. İşe kabul aldıktan sonra söyledim. Bir dersim var onu da uzaktan halledebilirim derse gitmeme bile gerek yok dedim. Kabul ettiler.

diploma fotokopisi istemişlerdi bende. işe başladıktan 1 hafta sonra göndermiştim tüm belgeleri. bu süreçte sgk girişim de yapılmıştı. zannımca tamamen prosedür amaçlı isteniyor. herhangi bir kontrol mekanizmaları olduğunu düşünmüyorum. fotokopi sonuçta sahte hazırlamaya bariz bir şekilde de açık.

eskiden yapan çoktu da artık denetimler sıklaştı hem özelde, hem devlette. devlette bile 20 yıllık öğretmeni atmışlardı sahte diplomasından dolayı. yakalanmazsan bi şekilde gidersin ama bi e devlet kaydına bakarlarsa, işin üstüne giderlerse evrakta sahtecilikten hapis bile yatabilirsin.

iş kanunu md.25

a) İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde
bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler
söyleyerek işçinin işvereni yanıltması

artık e-devlette diploma sorgulama diye bir sekme var sanırım.k..na tenekeyi bağlarlar.

Dans etmiyorum ben. Icersem gevser ederim falan diye bekliyordum zaten de olmadi. 6 visne vodka ictim bu arada.

etkisi birasına göre değişir. dışarıda bir yerde bardakta içtiyseniz birayı %50'si su zaten, veya efes, miller vs alkol oranı çok düşük. 3x amsterdam deneyin. etki edecektir. vodka konusunda bir şey diyemeyeceğim. eğer vodka yüzünden kusarsanız bir daha hiç alkol almayabilirsiniz mide bulantısından dolayı.

2-3 biradan ve o kadar votkadan başın dönmemesi normal. Bu miktar içkiden beklenen hafif bir keyif hali, tatlı bir hafiflik vermesidir. Buna çakırkeyiflik denir.

Senin istediğin küfe gibi sarhoş olmak anlaşılan; başım dönsün midem bulansın falan istiyorsun. Bunun için miktarı (bünyeye göre) artırman lazım. 9-10 votka mertebesi.

Ama bunu denemeni önermem. Pek keyifli bişey değil. Ben yerinde olsam sevdiğim içkiyi bulmaya ve nasıl içmeyi sevdiğimi bulmaya çalışırım. Mesela fasıl eşliğinde rakı mı seviyorsun, gece klübünde tekila mı, salaş mekanda şarap mı vb.

Nasıl ki gazlı içecekleri sürekli geğirene kadar içmiyorsak, alkolü de sürekli yüksek miktar almamalıyız. Zira o karaciğer bize lazım. Baştan öyle alıştırma kendini. Sarhoş olmak kolay, en olmadı şişeyi diker kafana içersin. Zor olan keyif almak...

Anahtar hızlı içmekte. Bir ufak votkayı 5 dakikada bitirip maymunlukta dünya markası olmuşluğum çoktur.

Antidepresan geçmişin varsa az etkilenebiliyorsun.

ben tadi icin seviyorum, muhabbetleri güzellestiriyor, viski tercihim.

herkeste ayni etkiyi göremiyorsun, alkol komasina kadar vücudumu zorladim, ama sarhos olmayi beceremedim. bende etkisi, cakirkeyiften öteye gecemiyor, cok acikli bir durum.

neyse, alkolü baskalarina uyum saglamak icin degil keyif aldigin icin ic. yoksa icme.

bir de merak ettim, yas kac? ne ictin? birayla sarhos olmak zaten normalde de zor.

hayir. interneti kapattigim en son zaman cevirmeli hattin kullanildigi zamanlardi.

bizim modem aylardır hiç kapatılmadı. arada bi restart attıklarımızı saymazisem. sorun olmadı. hiç gece uyurken modemi kapatan 20 li 30 lu yaşlarda insan tanımadım. onlar daha çok sanki 50'li yaşlardan sonra oluyor.

benim 6-7 yıldır falan açık. henüz patlamadı.

Elektrik kesildiginde kapaniyor bir tek.

Uzun süre gece yatarken modemin de takılı olduğu fişi pirizden çıkarıyordum yattığım odada olması sebebiyle ama yaklaşık 3-4 ay önce modemin yerini değiştirdim (ortak kullanıyoruz) ve o günden beri sürekli açık, elektrik faturasında da çok belirgin bir fark yok.

3,5 yıldır hiç kapatılmadı. buna elektrik kesintileri de dahil. kesintisiz güç kaynağı+ jeneratör combosuyla aralıksız açık kaldı. sen 1 aya takılıyorsun... benim pc güncelleyip yeniden başlatmalar hariç 1,5 yıldır aralıksız açık...

ya internet ya da elektrik kesilirse öyle kapanır bizde modem.

Herhangi bir sıkıntı, arıza, elektrik kesintisi dışında kapatmayı düşünmedim bile. İnternet'e bağlı tüm cihazlar kapalı olsa bile.

elektrik cok harcamaz mi? aha aha.

adaptörünün üzerinde kac watt yaziyor? 10 watt falandir, standbyda daha da az harcar. kettlein var mi? kac watt yaziyor? 1,7 litre hizli bir kettle 2000 watt üzeridir.

do the math.

benim babam da hep modemi patlar diye kapatırdı bundan bi 10 sene önce :D Benim gece knightta koxpa ya da pazara koyduğum karakter dc yerdi dolayısıyla :D

yep. genelde erisebilirlikten falan bir seyleri kurcalamis olman gerek ama sistem geri yükleme noktasina dönmek muhtemelen cözer.

garip bir sekilde sistem geri yukleme noktasi da surekli siliniyordu ama bir cozum buldum.

regedit'te HKEY_LOCAL_MACHINE\SOFTWARE\Microsoft\Windows NT\CurrentVersion\Image File Execution.options'in altinda explorer.exe degerinin olmamasi gerekiyormus. onu silince duzeldi.

2-boyutundan emin degilim ama normal. bunu dropboxin torrent üzerinden calisani gibi düsün. dosyayi biri degistirince senin bilgisayarinda da güncelleniyor. eger mod ya da admin degilsen, degisiklikler tek yönlü oluyor, hatta dosya ve klasör klasör surdaki degisiklikleri bana kaydetme diyebiliyorsun. dropbox, box, google drive sync gibi programlardan temel farki dosyalarin bir serverdan cekilmek yerine mod/admin takilanlardan cekilmeleri. master onlar, onlardaki degisiklikler sirasiyla ilk baglananlarda aktif oluyor, yeni baglanan oldukca, güncellenmis slavelerde ya da o sirada online olan mod/adminlerdeki dosyalarin cekilmesiyle oluyor.

tl,dr: evet. snyc programinin torrent üzerinden calisani. modlarin yaptigi degisiklikler zamanla sana yansiyor.

border-width: 1px 0px yaziyor, 1px yaparsan olur herhalde

onu denedim olmadı

jsfiddle'a falan at ordan bakalim, boyle olmuyor

bendeki son meritokrasi boyuru 4.20 gb. daha gelmesi lazım sana yani.

attım jsfiddle.net