Para almıyoruz, onu belirteyim.
Bir pandispanya tekti, tek başına kaldırmakta zorlanıyordu. Bana da 'Olur musun' dediler, 'Her zaman duyuruda olamayabilirim ama yardım ederim' dedim. Şimdi alıştım. Tabii ki bir gün emekli de olacağım. :)
Zorluğu bazen oluyor, bazen olmuyor. Örneğin, haftasonu ben eve işle gelirim. Politik tartışmaların yoğun olduğu, günde 3-4 saat uyuduğum bir dönemde Cumartesi 12 saatimden fazlasını sadece ispiyonlara ayırmışlığım vardı ama bu istisna; genelde o kadar çok tutmuyor. Ya da bir kelimenin küfür olup olmadığını ve o küfrü içeren duyuruya ne yapılacağını 10 gün boyunca tartışabiliyoruz. Her mod'un farklı bir görüşü oluyor ve fikir birliğine varamayınca biraz 'soğumaya' çalışıyoruz. Kötü yanlarından biri de her sabah olmasa da çoğu sabah 'Ayy, ne varmış, bir duyuruya gireyim' dediğimde mesaj kutumda anneme sövülen bir mesajla güne başlayabiliyorum. Dün duyurusunu sildiğim biri, 'Ne hakla' diyerek küfretmiş oluyor. Bir kere de gecenin 3'ünde yapılan bir ispiyonu sabah 9'da değerlendirdiğim için 'Uyuyacaksan neden mod oldun' diyen oldu. 'Seni bulur ve yakarım' diyen olmuştu; birçok kişi burasının babamın çiftliği olmadığını söyledi. Şİkayet ettiğimden söylemiyorum, yanlış anlaşılmasın; sadece böyle şeyler oluyor. İlk başlarda sinir bozuyordu, şimdi uç bir durum olmadıkça çok fazla hislendirmiyor. Bunun dışında, duyuru sorunları üzerine konuşmak isteyenler ile uzunlu kısalı mesajlaşmamız da olmuştur. Bazen komik durumlarla da karşılaşabiliyoruz.
O kadar şeyin arasında zor olduğu zaman da oluyor, olmadığı zaman da. Acillere müdahale edip, devamını ertesi güne bıraktığımız oluyor. Şimdi uykum kaçtığı için buradayım, bazen olamayabiliyorum ama birden fazla kişi olunca idare ediliyor zaten. Tek başımıza olmadığımız için kriz anları dışında sıkıntı olmuyor. Karar veremediğimizde mesajlaşıp 'Eee, n'apılacak şimdi' diyoruz.
Tek kişilik duyuru taşımalar herkes için çok zaman almıyor ama bazıları inatlaşıyor, onlar zaman alıyor. En çok zaman alan şey tartışmalar. Çünkü tartışmalarda çok düşük viteste hareket edip 'Kim formata aykırı' diye uzun uzun değerlendirme yapmamız gerekiyor. Ki cevabın içine laf sokma girdiğinde, cevabın nerede bittiğini ve hakaretin nerede başladığını ayırt etmek zor olabiliyor. Bunun dışında, eğer bir taraf sakin davranmışsa ve diğer taraf dellenmişse, diğer tarafın daha çok cevabı silinmek zorunda kalınıyor. Bu zaman da cevabı silinen taraf 'Neden onu silmediniz, çifte standart' diye haykırabiliyor. Aynı gün içinde 4-5 kere faşist, bir o kadar da terörist ilan edilip kimlik karmaşası yaşadığımı hatırlıyorum, buraya da yazmıştım sanırım. Olabildiğince nötr kalmaya çalışıyoruz, ne kadar başarıyoruz ve ne kadar deforme olduk, bilemiyorum. Bir miktar olmuşuzdur.
Bir de biraz limitleyici bir tarafı var. Geçen sene 30+ zirveler yapardım, artık yapmıyorum. İki nedenden, ilki bana gıcık olan biri sırf ben düzenliyorum diye gelmez diye. İkincisi de, öyle biri gelirse ortalık bulanmasın, ağzımızın tadı kaçmasın diye. (Ek: Şimdi aklıma gelen neden, tehdit edenlerden biri karşıma çıkmasa da olur)
Ego kısmına gelince, çoğunlukla egodan çok işyükü gibi oluyor ama egomuz da ne oldu bilmiyorum, onu dışarıdakiler daha iyi değerlendirir. Sonuçta ağzımıza geleni yazıyoruz. Belki tatmin ediyordur. Zor bir iş değil ama keyifli de değil; iş sadece. Zaman zaman zor, zaman zaman keyifli. Hani burada kötü kısımlarını söylüyorum ama benim için en güzel tarafı, özellikle kaymak ve pandispanya ile muhabbet etme fırsatı vermesi, günlük hayatta onlara daha yakın olmam oldu.
0