işkoliklik nasıl bir şey ?

çevremde işinden memnun ve çok severek çalışan bir ben varım herhalde, dün 3-4 saat oturdum çalıştım, ve çalışmaktan zevk alıyorum. çevremdekiler bunun normal olmadığını söylüyor, mesai saati 08:30 - 18:30, işe erken (08:10) gibi gider geç (19:30) gibi çıkıyorum.

Avrupa yakasında oturuyorum ve arkadaşlarımın çoğu anadolu yakasında oturuyor. Eve gitmek yerine çalışmayı tercih ediyorum.

Bu durumumda bir sorun görüyor musunuz ? cevap evet ise çözüm yolu önermenizi rica ediyorum.

gidis donus biletimiz var diyelim. donus bileti de yaniyor mu? ne yapilabilir boyle bir durumu minimum zararla atlatabilmek icin?

yazları boşverin de kışların hayli karlı ve soğuk (-30 diyen var) olduğu bir memleketteyim. geçen sene iki defa kayıp düşme tecrübem oldu. bu sene buna izin vermeyeceğim. ama bir taraftan takım elbise giyme mecburiyeti de var. şimdi hem şeklen takım elbiseye uyacak, hem de ayaklarımı sıcak tutacak ve beni düşürmeyecek ayakkabılar ya da çizmeler her neyse arıyorum. fotoğraflı başvurular da kabul edilecektir.

Merhaba,

Aranızda nickimi bilen, aa duyuruda bir de silent vardı diyecek olan var mıdır bilmiyorum, ama buradaki bir çok kişinin genel yorum ve değerlendirmelerine çok güveniyorum. O nedenle danışmak istediğim bir konu var.

Ben sıfırdan (ama gerçek anlamda sıfırdan) yıllarca debelenerek kendi şirketini kurmuş, ticari faaliyetlerin içerisinde deneye yanıla bir çok konuyu öğrenmiş birisiyim. O dönemlerde hiç bir fikrimin olmadığı, cevabını arayıp bulamadığım bir çok soru vardı. Bunların geneli, doğrudan uygulamaya yönelik "şu nasıl yapılır ki, neye dikkat etmem gerekir ki" tadında sorulardı.

Halen bakıyorum, internette bir çok konuda birbirini kopyalayan içerikler var. Fakat doğrudan işin içerisinde olup anlatan içerik çok sınırlı. Öyle görünüyor ki, işin içindekilerin anlatmaya zamanı yok, anlatanlar da aslında anlattığı şeyi hiç uygulamamış.

Ben de, ara ara kendime karaladığım yazılardan bir blog oluşturmaya karar verdim.

Genel olarak şöyle şeyler yazmayı planlıyorum;

www.dunyadonuyor.com
www.dunyadonuyor.com
www.dunyadonuyor.com

Derdim, kendimce görüp, yaşadıklarımı, zorluklarla öğrendiklerimi, insanlar daha az zahmet çekerek öğrensin. Bir ucundan yakalayabildikleri bir cevap olduğunda devamını sorsunlar, yardımcı olayım. Çünkü eşekten düşenin halini eşekten düşen anlarmış.

Şu an için yalnızca bir kaç yazımı koyma vaktim oldu ve maalesef henüz yayınlanmamış bazı yazılara atıflar var, şimdilik onları dikkate almazsanız sevinirim, yazılar eklendikçe birbirine bağlanacak.

Dediğim gibi, sizin eleştiri ve yorumlarınız , oldukça önemli. Hevesimi kırabilecek yorumlar da olabilir ama pek hevesi kırılabilen birisi değilimdir, kararımı verdim. Fakat madem yapmayı planladım, bari düzgün bir şey çıksın istiyorum. Ne düşünüyorsunuz?

Not: Blog reklamı gibi olmaması açısından ve soru başka kimseye fayda sağlamayacak kadar kişisel olduğundan, bir süre sonra cevap vereceklerin affına sığınarak silmeyi düşünüyorum.

Az önce yanlışlıkla duyuru şeklinde açmışım. Değiştiremedim, tekrar gönderiyorum.

Yurtdışı (İngiltere) acil bi gönderi için hangisini tavsiye edersiniz?

23 yaşındaym 54 kiloyum.hedef hem kilo vermek (aslıdna kilom çok değil fakat yağım çok kasım yok)şu yaşıma kadar doğru düzgün spor filan yapmadm,markete yürümeye bile yeri gelir üşenirim yani.ayrıca 1 paket sigara içiyorum günde yani koşacak insan değilim ama heves ettm.evde yürüyüş bandı var şimdilik onda koşuyorum biraz dha ilerletip sahile geçicem.ilk gün denediğimde 1 dakikadan sonra nefes bile alamadım.4 gündür 1 dakika koşup 4 dakika yürüyorum.her hafta koşu dakikasını arttırmak istiyorum.hedef 30 dakika aralıksız koşabilmek.

şimdi ben bunu başarabilir miyim bu sigara içen bünyeyle yoksa sigarayı muhakkakki azaltmam mı lazım(bırakmak diyemiyorum çünkü kendimi tanıyorum sigarayı bırakmam koşmayı bırakırım yine) ayrıca evlere şenlik bir kilo alıp verme geçmişim var 55 kilodn 82 ye sonra tekrar 53 e sonra tekrar 70 e ve yine 54 e inmiş bulunmaktayım.kilo alma sebebim depresyonda buzdolabı-alkol-uyku üçlüsüne abanmam yoksa obur filan değilim normal şartlrda

yeni trend bu mu? kimse cevap vermiyor.

biri sormuş mesela "şunu bilen varsa mesaj atarsa sevinirim"

google'dan giriyorum, kendi bilgimi ekliyorum, 10 numara düzgün bir cevap veriyorum bir paragraf heriften tık yok. bir "tşk" der insan.

bazısı geliyor "şu konuda yardımcı olabilir misiniz?" diye soruyor, son derece düzgün cevap yazıyorum uzun uzun tık cevap yok! bir bakıyorsun entry giriyor "şu yemek çok güzel ya" diye.

yazıyor sanan hatundur diyeceğim adam bunlar!

ne için soruyorsunuz yeşillendirin diye, olta mı atıyorsunuz olm belki hatun yazar diye.

başkasına ilişki uzmanı kesilip, kendine gelince çuvallayıyoruz ya!
bir yardımcı olun gençler,
mesaj kaygısı taşıdığını biliyoruz. ve konuşmuyorlar.
ayrılmışlar ama sanırım boş değiller birbirlerine karşı.

sertap erener, bir dala gözlerimde

Çok geç oldu belki de düşündük taşındık
Bir çok şeyi birbirimizden sakındık
Bir şey eksik cümle de
Yüklem mi özlem mi sakladığın şey her neyse beni üzer mi?

Öyle çok şey var ki içimde
hep sustuk konuşmak yerine
Konuşmadığımız her ne varsa
Seninle sakladım gözlerimde

Ne olur sende fazla üzülme
Hep kendi kendine yenilme
Konuşmadığımız her ne varsa seninle

Bir damla gözlerimde

Belki yanlış yoldayız
Kaybolduk kaybolduk gizleyince kendimizde yorulduk
Her hatada telafi gerekli değilmi
Bizi durduran gurur mu kibir mi?

Öyle çok şey varki içimde
hep sustuk konuşmak yerine
Konuşmadığımız her ne varsa
Seninle sakladım gözlerimde

Ne olur sende fazla üzülme
Hep kendi kendine yenilme
Konuşmadığımız her ne varsa seninle
Bir damla gözlerimde...

kulakiçi olmasın.
spor yaparken düşüp durmasın ona uğraşmiyim.
iyi ses versin dışarıdan koparsın.
bi de çok kaba olmasa sevinirim önerileri bekliyorum. tabiki ucuz olsun :D

Ayrıldıktan sonra birbirimizi facebooktan silmemiştik. Arada muhabbetlerimiz oluyordu yine. Sonra kendisi evlendi. Bir gün beni sildiğini farkettim. hiç gocunmadım. normal geldi yani. hatta baktığımda ortak arkadaşlarımız olan diğer erkekleri de sildiğini gördüm.

aradan yıllar geçti. geçenlerde beni ekledi bu. şaşırdım be kabul ettim. sonra muhabbet açmaya falan başladı. çok tatlı bir ikizleri var 2.5 yaşında. havadan sudan konuştuk işte. evliliği hakkında bir şey sormadım o da söylemedi.

resimlerine bakıyorum kocası ile çekilmiş bir tane bile resim yok. ancak profilinde hala x ile evli diye yazıyor.

bana mı yürüyor bu hatun.

ya bu gönül işlerine bakan var mı ? Bakıyorum da 28 inden kalma şeyler filan var. Sanki pek bakılmıyor gibi mi ?

Bugün saat 13'te doktoruma mesaj attım. "X Bey iyi bayramlar. Nasılsınız iyisiniz umarım. Y Z ben" diye. Radyoloji raporumu atmam gerekiyordu da, bir giriş yapayım dedim Whatsapp üzerinden. 1 ay önce de Whatsapp üzerinden konuşmuştuk e-mail'ini hiçbir yerde bulamadık diye. Ama onda sadece meseleyi anlatıp raporu göndermiştim. Şimdi cevap vermedi mesajı görüp whatsapp'a girmesine rağmen, ben de bundan dolayı fotoğrafı attım.

Kendisi 50 yaşına yakın bir profesör, benden 25-30 yaş büyük yani. Sevgi de duyarım kendisine, o da bana sıcak davranır gittiğimde. Hayatımı kurtardı diyebilirim kendisi için.

Ayıp mı oldu acaba kendisine? Koskoca doktora hal hatır sormamam mı lazım benim?

Nor: Ben bayramdan sonra atarım diye düşünüyordum ama önemli bir mesele diye babam hemen atmamı söyledi.

Oturdum 1 saattir NTV de belgesel izliyorum ağaç faresinin hayatı :D
Siz?

İnstagram'da takılıyordum, şeytan dürttü ex'in sayfasına girdim yanlışlıkla takip ettim. Tabiki engeli bastı hemen. ahaha rezalete gelin. Neyse sorumu sorayım, napayım :d

bu sabah birinin tacizlerinden, her verdiğim cevap için mesaj atarak eleştirmesinden bıkıp, ilk defa birini eklemiştim.
az önce de biri bana 'düzgün konuş yoksa adam ederim' diye mesaj atıp engelledi. ben de o sinirle mallara ekleyeyim derken yanlışlıkla sildim mesajı.

insanlar fazla terbiyesiz değil mi?

alt mı üst mü?

Uzun sureli iliskisi olmus bir kiz dusunun. 2-3 kere ayrilik da olmus ve toplamda 6 yil kadar surmus. Her ayrilikta, bu kiz ya birisyle cikmis ya da flort etmis. Sonra uzun iliskisine geri donmus. Uzun sureli iliskisini kesin olarak noktalidigi son ayriliktan 2-3 ay sonra da 1-2 ayligina birisyle takilmis. O iliski de bitmis ve 1 senedir falan hayatinda kimse olmamis. En azindan bilindigi kadariyla. Bu arada terkeden taraf hep kendisi.

1- Sizce bu uzun iliskisi bir nevi takinti haline gelmis ve akli hala onda olabilir mi ?

2- Ahlak bekciligi yapmam ve kimseyi de yargilmam ama her ayrilikta birisyle olmasi, surekli gozu disarida olma ve yedekte adam tutma, lolay adam harcama gibi durumlari dusundurttu bana, siz ne dersiniz ?

Boyle bir profile karsi biraz temkinli yaklasmak gerekir diye dusunuyorum, siz ne dersiniz ?

Biliyorum tüm değişkenleri bilmeden ve insanları tanımadan sağlıklı bir yorum yapmak mümkün değil ama işte insan dayanamıyor, belki bir yerden bir şeyler kaparım diyor.Neyse kısa kescilere aşağıda anlatıyorum.

Şimdi benim liseden bir alt dönem olan hatun kişisi ile bir aracı vasıtası ile tanıştım.Daha doğrusu face'den bulduk birbirimizi.29-30 yaşında insanlarız bu yüzden tanıştırılma amacı malum.Şimdi biz bu hatunla bir müddet face'den yazıştık.(ama sadece face) Neyse biraz yazıştıktan sonra bu hatun benim yazdığıma cevap vermedi ve ben de mikerler deyip sallamadım.

Aradan 2 ay geçti ve tam telefon elimde sabahın dokuzu çat mesaj geldi yine face'den. -Selam nasılsın? tabi ben şaşırdım ama muhabbet iyi geldi derken o gün gece yarısına kadar bir muhabbet bir muhabbet.Ertesi gün oldu, lan bişey yazıyorum cevap yok.Yazıyorum cevap yok.En sonunda iki gün sonra mesaj attım bilmeden bir hata mı yaptım diye.Gece geri mesaj attı bir sorun yok.Sonra yine bişeyler yazdım yine cevap yok.Tabi ben yine mikerler moduna girdim ve okuyom ben yaaa diyip bir daha da bir şey yazmadım.

Şimdi işin ilginç kısmı yukarıda yazdıklarımdan sonra şimdi de bu hatun kişisi face'de koyduğum fotoları beğeniyor.Lan ne alaka? Bundan sonraki hamleyi merak ettiğimden arkadaşlıktan da silmedim ama cidden amaç nedir merak ediyorum.

Biraz uzun oldu gibi ama derdini mikeyim derseniz alınmam.Bana ya da hatun kişisine istediğiniz kadar vurabilirsiniz.

hıı ne dedin?

farklı acaba? kaçırdığım bir şey mi var? tşk...

ilk makinesi olacak alan kişinin.

www.n11.com


www.hepsiburada.com

aynı satıcı nikon d3200'ü neden daha pahalıya satıyor acaba? kafam karıştı.

www.n11.com

şimdi stalk kelimesini kullandığım için ayar vereceklere önceden açıklamamı yapayım: daha uygun bir kelime bulamadım başlıkta kullanmak için. açıklamayı zaten yapıcam şimdi.

daha önce de yazmıştım, varoluşbuddy'li bi duyuruydu belki vardır hatırlayan. benim sürekli kendi kendime yazıp çizdiğim, yazdıklarımı okuduğunu çok iyi bildiğim ama hiç pas vermeyen biri vardı. aynı şehirde olmamıza rağmen aramızdaki korkunç mesafe nedeniyle buluşmayı teklif dahi etmemiştim.

daha sonra kavga ettik gibi bir şey oldu, tamamen koptum. 15-20 gün falan hiç yazmadım. sonra işte tatil için başka bir yere geldim. buradayken geçen gün, "istanbul'a döndüğümde bi yerde buluşalım, oturup konuşalım olur mu? 7-8 ay peşinde dolaşıp sabah akşam sana yazınca ruh hastası gibi hissediyorum, buluşursak daha iyi olur sanki" dedim.

cevap bile beklemiyordum ki pat diye "olur" yazdı.

şimdilik "aklında kalayım da daha çok özlesin egomu okşasın" dediğini biliyorum ama "geldim ben buluşalım" dediğimde yan çizeceğini de sanmıyorum...

neden buluşalım dedi ki şimdi bu? 8 aydır bu teklifi mi bekliyordu yoksa? ne bileyim garip işler.

hiç bunları gözlemleyeniniz oldu mu?

benim 2 tane brezilyalı arkadaşım var. birinin sevgilisi zaten türk ve kız da tamamen türk-türkiye aşığı olmuş. diğerinin türkiyeyle ve türklerle hiçbir alakası yok ama ne bileyim, kafa yapısı, tavırları, alışkanlıkları ve hatta tripleri bile tam türk gibi. hatta bizim erkeklerin "türk kızı" diye genellediği tüm kriterlere uyar. ben de bir türk kızı olarak o kızın attığı gibi trip görmedim mesela.

bunun dışında, ülke olarak bakınca da türkiyeye benzemiyorlar mı? mesela bir futbol aşkına şehirlerin kaldıramayacağı tesisler yapmak ve bir daha hiç kullanılmayacak bu tesisler için dünya para harcamak, insanların canlarının değersizliği, ihmalkarlık (belki de bunların hepsini orda meydana gelen ve türkiyedekilere çok benzeyen kazalara istinaden yazıyorum, bilemedim). dünyanın öbür ucunda olsa da insanlarını yapı olarak, ülkeyi de bu saydığım şekliyle bize çok benzetiyorum. başka hiçbir ülkede olmayan şeyler hep onlarda ve bizde oluyor gibi.

not: sambayı ve her türlü festivali tenzih ediyorum.

niye öyleler? amaçları ne tam olarak bilen var mı?

merhaba,

yüksek lisans kaydında askerlikle ilişiği olmadığına dair belge isteniyor. bu durumda tecil işlemi yaptıktan sonra mı bu belgeyi alacağım, yoksa tecili okul hallediyor mu?

yurtdışına giderken yanınızda maksimum şu kadar para olabilir diye bir kural var mı? bir tanıdık ingiltere'ye gidecek de, arkadaşları belli bi meblağdan fazla olursa yanında parana el konur demişler. nedir bu işin aslı?

Son iliskik bittiginden beribgenelde iliski-maddiyat uzerine basliklar actim, sizlerin gorusunu almak istedim. Ben paragoz, somurucu biri degilim. Sadece savurganim, para tutamiyorum. En son Kasim'da kredi cekmistim. Bu ay yine kredi cektim cunku yine patladim. Yapamiyorum iste. İliskideyken asla her aeyi erkek oder kafasinda biri olmadim. Ben de oderim, hediye vs alirim. Ama ne bileyim iste, karsimdaki insan bu konularda bana laf soyledi mi (evet kotu niyetli degiller )geriliyorum, bana karisamaz diyorum. Karsimdaki kisi tutumluluk yaptiginda, bu ay cok harcadik gitmeyelim, senede 2-3 tatil yeter, ne gerek var vs gibi sozler duyunca ' ya her zaman dusunme, biraz da tadini cikar' diyorum icimden ve evlilikte daha cok mudahele ve kasma durumlari olur diye soguyorum. Hicbir zaman zengin adam pesinde kosmadim, hatta burda sizce bu adam pinti mi dedigim eski sevgilim su ana kadarki en varlikli erkek arkadasimdi. Gerci maas olarak benden az aliyordu ama tutumlu oldugu icin kiyida kosede parasi vardi, bir de ailesi de varlikliydi. İste bazen boyle durumlarda ya sevgilinle gizel bir seyler icin degmez mi diye dusunurdum, hep ilerisini dusun bilmem ne. O'ndan once de benzer kisilikte adamlar oldu. Benim kafada sadece bir kisi vardi o da aldattigi icin bitirdim zaten. İsin garibi yakin kiz arkadaslarim da pek benom gibi olmadigi icin anlayamiyorlar beni. Ben cok mu ac goLuyum, fazlai anlok yasiyorum, nasil duzelir bu durum ? Biliyorum, simdi yine biriyle baslasam bir muddet sonra benim bu ozelligim adama batacak, ya da onun aksi ozelligi bana batacak. Off darlandim iste, cok kafaya takiyorumnbu konulari. Sanki bana ilisli icinde paranin p'si konusulmamali hibi geliyor.

Cevabınız evet benim ise nasıl anladınız? Nelerden vazgeçip neleri kabul ettiniz ? Her dialog ve eylem kavgaya dönüştüğü halde ilişkilerinize neden devam ettiniz ? kişiliğinizden vazgeçtiğiniz oldu mu? Çevremde o kadar mantıksız hareketlerde bulunanları görüyorum ki ve cidden oturup konuştuğumda onların gerçekten sevdiğine ikna oluyorum ama kendim "ben bunları asla yapmam" diyorum. ailem için bile yapmayacağım davranışlarda bulunan insanlar var ve onları hiç böyle bir şey yaşamadığım için anlayamıyorum. biraz da o yüzden bu duyuruyu açıyorum yaşayamadığım şeyleri duyup anlayabilmek için de yani. İsterseniz yeşillendirin dertleşelim bu duyuru buna da açık. hadi dökülün leyla ve mecnunlar.

şimdi facebookta gördüm bu arkadaşı yine hatırladım ve yüzüme bir gülümseme oturdu. birkaç önyargı kırmak için açıyorum başlığı da. (ben de feci önyargılı bir insanımdır)

lisede feci serseri bir eleman vardı. biz lisenin yda kısmındaydık, o düz lise kısmında. gerçekten aşırı serseriydi, çevresindeki insanlar hep adam bıçaklayan, kavgalara giren tiplerdi. o da onlardandı esasında ama biraz daha ılıman biriydi. öbürleri gibi kökten it kopuk değildi. aynı zamanda kendisi ağır ülkücüydü de. derslerle zaten ilgisi olmadığını söylememe gerek bile yok.

neyse. lisede, tiyatro çalışması başlıyordu sene sonunda sahnelenmek üzere. ciddi bir iş, öyle ilkokul piyesi tarzında değil. 1 sene hazırlanılacak vs. ben girdim, bir kaç arkadaş daha seçildi ve girdi. tüm bunlardan belli bir süre sonra da, hocamız zorla bu elemanı aldı tiyatronun başrolü yaptı.

ilk başta çekingendi eleman hani tiyatro nasıl yapıcam diye. ama rol yeteneği olan biriydi, taklitler vs. yapardı. kiloluydu da, biraz ata demirere benzetebilirim :)

çalışmalara başladık, baya komik ve makara biriydi sokaktaki ve arkadaş grubunun arasındaki it kişiliğinin yanında. baya eğlene eğlene çalışıyorduk, bol bol da çileler çekiyorduk geri kaldığımız zamanlar. okul bitiyor biz tiyatro kasıyorduk akşama kadar. eleman zaten çok kez çıkıp gitmek istedi ama başrol yükü onun sırtında olduğu için elbette izin vermedik.

hayatında okumadığı kadar şeyi sırf o tiyatro tekstini okuyarak okumuştur.
ve ilginç bilgi: lisedeki hocamız da kürttü ve bdp'li biriydi. hani elemana ülkücü demiştim ya ilginç bilgi olarak aklınızda kalsın.

hem hoca bize güvendi, hem o elemana güvendi. feci çileler çektik, çok sevdiğim de biri oldu eleman giderek kötü huyları törpüleniyordu. diğer it kopuk arkadaşlarıyla daha az vakit geçirdiği için.

ilginç bir şekilde düşünceleri de değişiyordu. "tabu" diyeceğimiz şeyleri konuşuyordu vs.

neyse. bu elemanın üniversite kazanmaya yaklaşma ihtimali bile yoktu. ihtimal bile diyemiyorum yani: im-kan-sız.

ama noldu biliyor musunuz? hayatında ilk kez bu elemanın elinden birisi tutmuştu, hocamız sayesinde bu tiyatroda olağanüstü başarılı bir rol çıkardı. yani o kadar iyiydi ki size burada anlatamam. profesyonel seviyeye çok yakın belki de o seviyede bir performans sergiledi.

düşünceleri değişti, hoca da elinden tuttuğu için geleceğine daha farklı açıdan baktı. önce bir tiyatro okuluna girdi, ardından oranın aracılığıyla bir konservatuvar. şimdi bakıyorum, entelelktüel biri olmuş resmen. arkadaş çevresi çok daah düzgün insanlarla bezeli, okuduğu kitaplara filmlere bakıyorum. çok acayip amk.

ilk tanıdığım günkü elemanla bunun arasında en ufak bir ortak nokta yok.
şimdi facebooktan gördüm yine, yüzüme bir gülümseme oturdu. yanlış yönlendirmelerle, ilgisizlikle neredeyse yoldan çıkacak biriydi. esrarkeş biriydi, belki tiner bile çekiyordur orasını bilmiyorum. ama şuan çok başka biri. niye? çünkü biri elinden tuttu. hem de elinden tutan kişi, bu elemanın siyasi olarak "nefret ettiği" kanatta biriydi :)

ülkücülükten eser yok zaten, sola yatkın paylaşımları olmuş.
adamın hayatı değişti amk. demek peri masalı diye bir şey var.

belki de normal şartlarda bugüne kadar hapise düşecek ya da bıçaklanacaktı kim bilir.

merhaba,

erkek arkadaşımın ailesine türkiyeden lokum, reçel, helva götürmekten çok sıkıldım. gerçi onlar her defasında hopur hopur yiyorlar seviyorlar ama farklı bi şeyler götürmek istiyorum. yiyecek olması tercihim çünkü en keyfi çıkan şey genelde yemek ben ve onlar için. herhangi bi fikri olan var mı? özel ya da özel olmasa bile almanların aşina olmadıkları farklı bir tat?

Dünya kupası izlerken koca bir pringles devirdim, sonra yarım çerez. üç bira yuvarladım, eve geldim, yarın seyahate çıkacağım diye fast food'a abandım üzerine. patatesler, kola, hamburger..

alışık da değilim buna çok az/kararinda yerim genelde. ağırlık çöktü, öbürgün çok önemli bir toplantım var kendimi fit hissetmem ve olmam lazım.

nasıl şu şişkinlikten kurtulurum bu gece?

ayrıca ağır akşam yemeği sonrası yarın nasıl geçiştirebilirim günü?

Üniversiteden eski bi arkadaşımın tavsiyelerinize ihtiyacı var. Zira ben aylardır oturup konuşuyorum kendisiyle ama nafile. Burada herkesin tatlı dille de olsa, en sert tavırla da olsa en dürüst ve samimi cevapları verdiğini biliyorum.

Herhangi bir arkadaşım olsa bu kadar üzerinde durmaz geçerdim ama en kötü zamanlarımda beni karşısına oturtup saatlerce konuşup saçmasapan kararlardan döndürmüşlüğü, çok derdime çare olmuşluğu var.Böyle ciddi bir kararda aynı şeyi yapmazsam,ilerde pişman ve üzgün olduğu günleri görmek istemem.

Biraz anlatayım..Kendisi 30 yaşına yeri girdi, yurtdışındaki 2 yıllık yükseklisansı saymazsak bu yaşa kadar hep ailesiyle yaşadı. Bundan da rahatsızdı. İyi bir holdingde iyi de bir maaşla çalışıyordu. İş hayatının ona göre olmadığından bahsederdi hep, sonunda istifa etti. Birkaç ay sonra da kitap yazmaya başladığını ve artık hayatını böyle kazanmak istediğini söyledi. Ailesi başta karşı çıktı ama saygı gösterdiler.

Aile durumları hep iyiydi. Ama babası geçen sene kansere yakalandı, ev arabalar ne varsa sattılar, maddi manevi ilk defa bu kadar zora girdiler.

Tam atlattılar her şey normale dönüyor derken pat diye geçen ay evleneceğini söyledi. 41 yaşında editör bir kadınla. arkadaşın birkaç yazısını bir dergide yayınlarken tanışmışlar, sonra arkadaşa çok yardım etti zaten birden çoğu yerde yazısı çıkmaya başladı.

asıl olay şu ki; arkadaşın geçen sene bi ilişkisi vardı ve sonrasında ayrılsalar bile hep bu kızı anlatırdı. daha 4 ay önce kızı aramış tekrar görüşmek için ama kız kesin bir şekilde yeni bir ilişkisi olduğunu ve artık onunla ilgili sayfayı kapattığını söylemiş. bu olaydan 1 ay sonra da bu kadınla tanıştılar. 2 ay içinde de evlenmeye karar verdiler. temmuz sonunda evleniyorlar.

Bunun çok ani ve büyük ihtimalle de eski sevgilisine tepki olarak verilmiş bir karar olduğunu söylüyorum. en azından bir süre daha birbirlerini tanımalarının iyi olacağını, aradaki yaş farkının ilerisi için sorun olup olmayacağı ile ilgili iyice düşünmesi gerektiğini söylüyorum. ha olabilir, belki de aşık oldular belli mi olur diyorsunuzdur belki, onu da sordum "aşık mısın?" diye hiçbir cevap vermiyor.

yanyana durduklarında kadın teyzesi gibi duruyor ama halinden çok memnun tabii,çıtırı kaptım diye düşünüyordur. bir dediğini iki etmiyor, bütün hesapları kadın ödüyor. iş anlamında da yardım ediyor her türlü.

şimdi mantık evliliği gibi duruyordur biliyorum, alan razı veren razı diyebilirsiniz ama ne kadar sağlıklı sizce, özellikle ilerisi için, 9 yıl sonra kadın 50 yaşında olacak, arkadaşım sadece 39.

bu durumu deneyimleyen, etrafında tanık olan varsa paylaşıp tavsiye verebilir misiniz, ne yapmak lazım?

facebook'ta şunu istiyorum diye yayınladım, ama kimse iplemedi.
www.vatanbilgisayar.com
sizce bununla gelip, gönlümü alan olur mu?
daha 22 saat var:)

(görüyorsunuz ki, erkekler için de para önemli, hehe)

Özellikle facebookta denk geliyorum. İki isimli insanların isimlierinin tekini kısaltarak kullanması çok gereksiz değil mi?

R.Ahmet Demirci gibi. Az önce de Betül S. Özgen ismini gördüm. O ortada S. ne allasen? Neden durduk yere bi gizem yaratıyorsun. Kimlikte yazıyorsa kimlikte kalsın. Madem illa taşımak istiyorsun bari tam taşı. Çok tuhaf.

Merhaba,

Bacaklarım kalın mı sizce? etekle pek hoş durmuyor, ne yapmalıyım? Babette giyemiyorum ya.. ahh babetler. renkli renkli ne güzel.



ühü.

Sevgili duyuru ailesi bugün sık sık idrara çıkma probleminden dolayı kontrole gittim.Yarın işeme testi yapacaklarını söylediler.Nedir bu işeme testi ? Nasıl yapılır ?

Merhaba,
Ekspertiz için tavsiye edebileceğiniz bmw servisi var mı? Daha önce istanbul oto'ya götürüyordum bakım için ama son ekspertizleri tamamen yalan çıktı. Borusan takas harici veya iade almadığı ekspertiz yapmıyor. Aracın camı değişecek zaten, kaskofan camını orada değiştirip, soldan ses geliyor genel bir bakın desem bakarlar mı? Şu servis çok iyidir diyebileceğiniz bir yer var mı?
Teşekkürler

Italya'ya 1 haftalik gezi icin schengen basvurusu yaptim. Gecen senede cek cumhuriyetinden alinmis vizem var zaten. Kime sorduysam 1 haftada donerler dedi, konsoloslugun resmi sitesindede 5 is gunu civari diyor. Ama sagolsunlar ben basvurali 1 ay oldu hala sonuc yok. 3 kez mail attim seyahat tarihim gelmek uzere diye, cevap veren de yok.. Acaba red mi bastilar o yuzden mi bu kadar bekletiyorlar? Idata'ya sordum eksik evrak veya gorusme talebi gelmedi diyorlar. Ben daha once boyle birsey duymadim, basvurusu 1 ay boyunca sonuclanmayan var benden baska acaba?

bu yaz amerika seyahatimde araba kiralayacağım. internetten biraz araştırma yaparak kampanyalar yakaladım. günlük 25 dolara geliyor. sanırım 10 gün falan kiralayacağım.

kiralama yaparken sanırım sigorta da yaptırmak gerekiyormuş. bunun bedeli nedir?
kiralama şirketinde sigorta yaptırmak istemezsem kendim sigorta yaptırabilir miyim?
10 günlük araba kiralamak için kaç tl limitli kredi kartım olmalı (sanırım provizyon alınıyormuş)
ekstadan bilmem gereken ip uçları var mıdır?

teşekkürler.

www.eksiduyuru.com

konu buydu. önerilerinize uyarak nikaha gittim.

whatsapp'tan ltfedip attığı davetiyeden gördüğümüz üzere, evlerinin önünden servis kalkacaktı nikah dairesine.

gitmeden bir gün önce diğer arkadaşım aramış bu kişiyi. sormuş istediğin bir şey var mı? biz kızlarla bizde kalıcaz, istersen erken gelebiliriz diye. gerek yok demiş.

gittim nikah salonuna girmeden elim ayağım titredi, sinirlendim, duygulandım vs. çok yabancı gibiydik. sanki her gün konuştuğum, dertleştiğim kadın değildi evlenen. takısını taktık, sadece öptüm geçtim, hayırlı olsun demedim/diyemedim. iğrenç hissettim.

eve geldiğimizde facebook'tan işyerinden arkadaşlarının eve gittiğini, odasında fotoğraflar çekildiğini gördüm. nikahtan sonra da eve gidilmiş, öyle sohbet muhabbet falan vs.

biz üç kişiye ise komşunun kızı muamelesi vardı. ne bok yedik de böyle davranılıyoruz anlamadım. dedikodu desen aramızda yapılmaz, kötülük yaptık desek imkanı yok.

kendimi eski sevgilimin nikahına gitmiş gibi hissettim. eve dönünce oturdum ağladım, kendisini o kadar seviyormuşum ve değer veriyormuşum ki dayanamadım yaptıklarına.

bunları niye yazdım; sizi seven ve değer veren arkadaşlarınıza böyle bir şey yapmayın :/