Yani bir hatamı telafi etmek için ufak bir jest yapmayı uygun gördüysem bana o jestin tekrar geri dönmesine gerek yok, döngü mükemmel şekilde tamamlanmıştır. Introvertler için bu daha da geçerli.
Tabii illa bir şey alınacaksa günün anlam ve önemine dair tatlılar dururken pizza saçma.

ya özür için değilse diye kafa karışıklığım var. söylemedi ki, öylesine aldım dedi. en iyisi ortak alan için büyük bir kek alıp bırakmak galiba. herkes de yemiş olur hem. en iyi çözüm buymuş gibi gözüktü şu an.

teşekkürler.

O tatlı almış, siz de tatlı bişi alabilirsiniz. Oreolu milyonlarca tatlı vardı ufağından bi tane

the innocents (2021)

Spoorloos, 1988

Omen

Dark Skies

the visit

mobil edit: arkadaslar magdalene sisters benzeri film sorup sirf filmde rahibe var diye benedetta onerileri aldigim duyuruma benzemis cevaplar :D
bugun izlemedim belki baska cevap da gelir diye:
ornek filmlerde cocuklar katil:(

Başrol akıllı sevimli çocuk demişsin gerçi ben yanlış film ismi yazmışım düşündüğüm o film değildi.
Mikey seyret bulursan evlatlık psikopat bebe filmi ya da daha yeni sosyopat sadist Joshua var. Sevimli mi emin değilim ama fena değildi film.

Hard Candy

Kötü hisseder üzülürüm.
Ama kısırlştırma gibi nispeten basit bir ameliyatta ölen bir kedinin belli ki bağışıklığı çok düşükmüş, altta farklı hastalıklar varmış, ve ilerde kediye iyice bağlandıktan sonra nüksedip ölmesi ve çok daha fazla üzme senaryosunu yaşamamış olduğum için bencilce de olsa kendimi avuturdum.

Öncelikle kısırlaştırma kedi sağlığı için doğru bir karar ve yaygın bir operasyon. Ama hasta bir hayvanı ameliyat ettirmek ya da ameliyat sonrası yara bölgesiyle ilgili çıkabilecek sıkıntılara dikkat etmemek gibi hekim ve kedi Sahibini bağlayan durumlarda elbette sorumluluk var. Onun dışında ameliyatta beklenmedik bir kanama falan gerçekleşmesiyle kedinin kaybedilmesi kimsenin öngörebileceği bir şey değil ama yine böyle bir durumun yaşanma ihtimalinin o kedinin ve olası yavrularının sokakta karşılaşacağı tehlikeler, hastalıklar yanında lafı bile edilmez.
O yüzden evinize alacağınız ve sokakta takip ettiğiniz kedileri lütfen kısırlaştırın.
Ne hissedersiniz meselesine gelince eğer ameliyat sürecinde üzerime düşeni yapıp sonrasında da takip ettiysem üzülürdüm ama kendimi suçlamazdım.

Tırnak kesilirse sokakta ölür bence. Kendini savunamaz.
Nalburdan bir iş eldiveni alıp mamayı onunla vermek ise yarayabilir.

Eldiven ve doğrudan yaklaşmayın o yokmuş gibi davranın. Mamayı bırakın çekilin. Sokak kedisinin tırnağı kesilmez.

Tırnak kesilirse zıplayamaz ve koşamaz. Ölür gider.

Yemek verin, ama yaklaşmayın.

Aslıhan pasajındaki sahaflara bir bakın Fransızca raflarına.

@sibertenik'in önerisine ilaveten;

Nadirkitap'in internete sayfasından da bakabilirsiniz, var mı yok mu diye. Pahalıya gelebilir tabii.

nadirkitap’ta aradığım kitap yoktu. amazon fr gönderim yapmıyordu. çok araştırmadan abebooks’tan aldım.

1- gerçek olmasaydı, şimdiye herkes en ağır şekilde yalanlamıştı. cemaat bile "yaşanan olay münferittir, bizimle alakası yoktur" diyebildi sadece.

2- asıl önemli olan ise şu : "yok canım yaşanmamıştır, o kadar da değil" diyebiliyor musunuz? bunlardan her şeyi beklemiyor musunuz? adamlar boşanmaların sebebi olarak laik, hukuk devletini göstermeye başladılar.

neyse. 6-7 ay kaldı.

Gercek: yetkinreport.com

Yahu kadın hamile kalınca 14 yaşında zaten doktorlar sayesinde olay patlamış ama üstü örtülmüş. Yerine 21 yaşında birinin kemik yaşı raporu alınmış. Hepsi dosyada.6 yaşında başladığı konusunda da ses kayıtları var.

6 yas olayi belki ailenin dedigi gibi olabilir ancak bu cemaatlerde birlesme oldugu gibi cocuk yapilir, bu baglamda 6 olmasa bile 13-14 yasinda cocugun evlendirildigi kesin... bu cocuga 6-7-8 yaslarinda gercekten ne olmustur bu kadar ses ciktiktan sonra devlet bir zahmet ogrenir er halde....

tahminim, 6 yasindan bu isin sozu kesildi, cocuk belki adamin evinde yasamaya basladi(birden fazala karisi olmasi ihtimal dahilinde), biyolojik olarak cocuk yapabilecek anda da yasli adamin koynuna atildi...

Kardeslerin aciklamasi dogruysa bu neden? www.birgun.net

Doğru mudur değil midir Bilemem.

twitter.com

taktırmayana ceza var mı? kısmını bilmiyorum ama kuzenim iki hafta önce iki kedisine çip taktırdı.

aralik 2022 son, cip taktirdim evet bunlar dogru da ceza nasil veriliyor onu anlamadim. veterinere goturmeyenlere bir sey olmayacak demek ki. cezaysa da ne yani para cezasi mi belirsiz bir sey

yine de caydirici bir seye ihtiyac duymadan cip taktiriniz \o/

Taktırdık evet.

İlçe Tarım müdürlüğü'nde hallediyorlar hızlıca.

her kafadan bir ses çıkıyor. ceza için benim duyduğum; sokakta çipli bir kedi bulunursa terk etti diye sahibine 10 bin tl ceza olacak deniyor. (evden kaçsa ne olacak falan filan.) ayrıca yeni yılda çipsiz kedinizi vet e götürünce ilaç uygulayamayacak deniyor. (sokak kedisi yazar yine ilacı uygular muhtemelen, bunun gibi bir sürü laf dolanıyor.)

not: ilçe tarım müdürlüklerinde 80 tl civarında uygulama yapılıyor. 5-10 tl'ye de kuduz aşısı yaklaşmışsa onu da yapıyorlarmış. veterinerler de fiyat yerine göre; 200-300 tl bandında.

taktirdik, evet. veterinere gittiginizde 5 dakika icinde hallediyorlar zaten ve tum avrupa birligi ulkelerinde de istenilen bir sey. yakin zamanda yurtdisina gidecegimiz icin taktirmama sansimiz yoktu.

2022 aralik kediler icin son tarih ve cip taktirmadiginiz durumlarda veterinere gittiginizde muayene edilmeyecek, cezasi da olacak diye bir sey okudum ben de.

Cezasini gectim, cipli olan kedinizin kacma, kayip vs durumlarinda sokakta bulundugunda en azindan size ulasmalari acisindan oldukca guzel bir uygulama bence. cip okutuldugunda hem size hem de kedinize ait bilgilerin hepsi goruluyor veteriner tarafindan.

Yeri gelince veterinere götürdüğümüz yirmi civarı sokak kedisi var, kısmen evde kısmen dışarda yaşamaya alışkın olanlar, kışın giren yazın çıkanlar... Ben belediyenin bakamadığı hayvanı tutup cebimden veterinere götüreceğim o veteriner de bakmayacak :)
Komik.

2 gün önce veterinerimde taktırdım. özel veterinerde 250'ye taktırdım. ilçe tarımda 70 tl olduğunu duydum. ilçe tarıma önceden randevu almak gerekiyormuş.

taktirdim, veteriner çipsiz aşı yapılamayacağından bahseti, ayrıca 2023te taktırırsanızda geç taktırdığınız için ceza veriyorlarmış, evden kaçma veya vefat durumlarında veterinere haber verilmesi gerekiyormuş ki çipe işlensin. 250 tl ye taktırdım beylikdüzünde saniyelik iğne ile takılıyor kedi fark etmedi bile takıldığını.

kedilerim yaşlı olduğu için hırpalamak istemiyorum ve henüz taktırmadım açıkçası.
kararsızım, taktırmayı düşünmeyen taraftayım daha çok.

evden kaçma ihtimali, yurt dışına çıkma, hem dışarıda hem evde yaşayan, dolayısıyla bütün aşıları tamamen düzenli yapılması gereken kedi için mantıklı elbette.
mesela benimkiler evden hiç çıkmadıkları ve artık hepsi 10+ olduğu için sadece iç-dış parazit aşıları yapılıyor, onu da ben alıp evde kendim yapıyorum.
bu işin denetimi de takibi de muhtemelen asla yapılmayacak.

bu veteriner ücretleriyle bir kedimin iki günde hastalanıp ölmesi bile tahlili, ultrasonu derken 3 binden fazla tuttu mart-nisan civarında.
hiçbir veterinerin (çok kuralcı kaideciler dışında) çipsiz hayvanı geri çevireceğini sanmıyorum bu ekonomide.
yani "çipsizler tedavi edilmeyecek" meselesinin hayata geçeceğine inanmıyorum.
zaten veterinerde yapılan her işlem kayda geçmiyor bile.
ne istanbul'da, ne ankara'da yeri geldiğinde binlerce lira nakit ödeme yaptığımda bile fatura vb. aldığımı hatırlamıyorum.
veterinerin önce her işlemi sisteme girmesi lazım bu işin gerçekleşmesi için.
yaptığı en ufak işleme fatura kesmesi lazım, bunu da hiçbir veteriner yapmaz.
zor yani bence ama yanılabilirim de tabii.

Ben taktırdım. Veteriner hekimin söylediğine göre çip yoksa ve ev hayvanı ise herhangi bir işlem yapılamayacak ve hatta cezası olacakmış. Hastalığı var, aşısı var.

Aralığın sonunu bekliyorum bir uzatma vs. olur mu diye…

Evet, zaten zorunlu yasadigim yerde. Cipsiz seyahat edilemiyor bu arada, seyahatlerde zorunlu bir uygulamaydi zaten.

Cip taktirdiktan birkac yil sonra cipi kontrol ettirmeyi de unutturmayin.

Ben de arada kaldım çünkü benim kedim yarı ev kedisi/yarı sokak kedisi. Hatta mahallede benden daha uzun süredir kendisine bakanlar da var.

“prensipleriniz” için kedinizi bir otobüsün bagajında soğuk ve korku dolu 22 saatlik bir yolculuğa mı zorlayacaksınız? bence sorulması gereken soru bu.

hahaha ben niye her sorumda linç girişimine maruz kalıyorum ya. evet, gerekirse öyle yapacağım. prensipler zaten bu yüzden prensip, tırnak içine alabileceğiniz sözde bir konu değil yani

biraz kedinin karakterine bağlı bir durum. ayrıca "bence o halde dışkı yapmak akıllarına gelmez" çok yanlış bir bakış açısı. hayvanın biyolojisi bu. aklına gelmesiyle alakalı bir tercih değil. o 22 saat içinde en az 2-3 defa bunu yapacaktır çünkü. hatta korktuğu için bu sıklık artabilir.

22 saat de uyutma-sakinleştirme için çok çok uzun ve riskli bir süre.

nasıl olur bilmiyorum ama uçak dışındaki en iyi tercih özel otomobil olabilir.

Pet taksi sizin çözümünüz. Sakinleştirici de verirsiniz. Veterinere danışın onlar anlatır. İdare eder.

5 saatle 22 saat arasinda gayet de büyük fark var. Eger 22 saat otobüs yolculugu deneyecek olursaniz hayvancagiza iskence etmis olursunuz. Bagaji hesaba katmiyorum zaten. Paraniz varsa, taktirin cipi ve birlikte ucun. Cok minik bir islem.

Diski da cis de akillarina gelir. Hatta stresliyken daha da güzel gelir. Kimileri bebek bezi bagliyor bu tür durumlara karsi. Sakinlestirici ilac meselesini de yine veterinere danismaniz gerekiyor.

Devam edeyim iki en büyük boy kutuya yaş mamayla yerleştirirsiniz bir günlük tam öğün olmasına gerek yok. Artık o kutuya yapsalar da bir gün idare eder. Yolculuk sırasında kutunun açılması doğru olmaz. Pet taksi otobüsten hızlı ulaştırır zaten.

ne sorunuzun tamamını okudum ne de cevapları fakat başlıktan yola çıkarak daha önce bir arkadaşımın başına gelen detayı aktarmak istedim.
arkadaşım kedisiyle kendi aracıyla 4-5 saatlik bir yolculuğa çıkmıştı. hayvan huysuzlanınca kafesin kapağını açmış. Hayvanda pedalın altına girmiş. Çok sıkıntılı anlar yaşadığını aktarmıştı. Zaten tahmin edilebilir. Hayvan sıkılacak bunalacak ve sorun çıkartacak kaçarı yok. Ve eğer serbest bırakırsanız da en olmaz yere girecek tehlike oluşturacak. Bunun da kaçarı yok.

22 saat yolculuk için vereceğiniz sakinleştirici dozu sağlığı için çok tehlikeli olur. Sakinleştirici alsalar bile farklı bir ortamda stres oldukları için yemek ve su içiremezsiniz. Üstüne aç haliyle sakinleştiriciyi belli aralıklara tekrarlayacağınız için ishal, kusma, terleme vs. durumlarla kesin karşılarsınız.

Bagaja koymayı kesinlikle düşünmeyin bile. 22 saate siz bile zor dayanabilirken, kedilerinizin dayanması mucize olur. Bagajın karanlık ve nispeten havasız bir ortam olduğunu da düşünürseniz sağ çıksa bile psikolojisini düzeltmeniz kaç hafta sürer.

"bir tanesi 3 saatlik eskişehir'e biri 4-5 saatlik yol ile ankara'ya gidecek" fikriniz daha uygulanabilir. Onda da illa otobüsle gidecekseniz yanınızdaki koltuğu da kedileriniz için satın alıp taşıma kafeslerini yanınıza koyabilirsiniz. Gece yolculuğu tercih ederseniz, insanlar farketmez. Bileti kedileriniz için satın aldığınızı da belirtirseniz muavin de idare etmeye çalışır, yardımcı olur. Olmadı en arkaya geçersiniz vs. Kesinlikle gözlem altında, yanınızda olsun kedileriniz.

mümkün değil.

yok bunları planlamıştır. rusya ve çin muhtemelen içe dönüş politikası izleyecek yani rusya gazı ve çin iş-gücü olmadan belirli bir süre yaşama politikası büyük ihtimalle bunun altyapısı hazırlanıyor şimdi

diğer türlü rusya ben gazı kestim, çin ben üretimi durdurdum diyemezdi. büyük ihtimal ile en az 10 yıl önümüzde iki blok içe dönük politika izleyecek

rusya-çin-%50asya
ve
eu-usa-japonya

rusya eu doğal gazsız ve çinsiz yapamaz diyor kısmen haklı zayıflatmanın tek yolu da bu büyük ihtimalle.

Çin yeterince destek çıkmadı ama Rusya'ya hatta Putin hayal kırıklığı yaşadı diyor birçok kaynak.

Planlamış olsun ya da olmasın, başarılı olsun ya da olmasın, 2022 yılında bağımsız bir ülkeyi işgal ederek en başta çocuklar olmak üzere sivillerin ölümüne sebep olmak büyük çuvallamadır.

putin çuvalladı demek tek taraflı kaynak okumaktır. rusya büyük bir ülke. ortadoğuda iran'ı, asya'da çin'i arkasına alabilecek bir ülke. israil üzerinde de etkisi var (ki israil'in savaş konusunda herhangi bir yorumunu duymadım. aynı şekilde hindistan da çekimser kaldı). kaldı ki, gördüğüme göre rus halkı da putine büyük destek veriyor (büyük kentlerde toplanan birkaç bin insana kıyasla çok daha fazla insan yaşıyor rusya'da). hatta bu desteğin %80'lere çıktığını söyleyenler bile var.
iki taraf da aşırı milliyetçilik ve propaganda kasıyor. rus kaynakları da öyle, avrupa kaynakları da öyle.

ayrıca, putin niye çuvallasın? dünya savaşlarında çuvallayan hitler, stalin, roosevelt falan değildi. bizzat halklar çuvalladı.

Putin olağanüstü bir hareket başlattı ve Newton'un yasası gibi şu anda hiç olmadığı kadar büyük bir tepki görüyor (ekonomik yaptırımlar, silah mühimmat destekleri vb.)
Hava döndü gibi. Putin'in köpeksiz köyde değneksiz dolaşmasına dur dendi.

Valla acikcasi su 'putin dusunmustur' tayfasindan falan olmak istemiyorum ancak ozellikle su donemlerde herkesin sanki plansiz programsiz, haldur huldur is yapilmis gibi dusunmesi cok garip oluyor. Misal ben kendi halinde normal bir insanim. cogu ulkenin gundemiyle falan pek ilgilenmem cunku isim o degil. Isim ile ilgili seyleri ise elimden geldigince takip etmeye calisir, hatta bununla da yetinmem kim ne yapiyor-hangi yerde ne populer sektor neye agirlik veriyor gibi seyleri arastirir ogrenirim.

Bunu neden soyledim? Cunku olay sadece putin olayi degil. Tamam tek adam rejimi var, tamam adam istedigi gibi at kosturuyor da birak rusyayi en ortalama devlette bile karsi taraflarin nasil calistigini/ne yapmaya calistigini arastiracak ve onlarla ilgili veri toplayacak kisiler vardir cunku kisilerin isleri o. Bunlar da su ya da bu sekilde bir planlama yapar ve bu planlarini masaya yatirir. Karsindaki kisi diktator bile olsa onunla konusur ve bisekilde mantikli karar almaya calisir. Misal sadece askeri duruma odaklanalim, ben ortalama bir kisi olarak bugun gidip bir ulkenin askeri kanadinin basina gecsem ve bir ulkeye saldirmaya calissam kendime soracagim ilk sorular sunlar olur.

1- Elimizde(ic ve dis) toplam kac asker var? Bunlar tam olarak nasil dagitilmis.
2- Ust rutbedeki kisiler kimler ve bunlarin gecmisleri-karakterleri nasil? Emirlerinin altinda hangi birlikler var.
3- Elimizdeki techizat ne durumda. Tum malzemelerin listesi ve dagilimi hakkinda bir rapor alirim.
4- Askeri alandaki son teknoloji urunler neler? Elimizde bunlardan kac adet var, diger ulkelerde bu dagilim nasil.
5- Saldiracagim ulkenin askeri tarafinin basinda kim var? Bu kisinin gecmisi nasil ve en onemlisi su anki iliiskileri nasil
6- Ellerindeki techizat bilgisi ve asker sayilari nasil? Askerlik egitimi tam olarak ne sekilde veriliyor. Techizat ve asker dagilimi nasil?
7- Eger techizat ve diger seylerle ilgili cok net bilgim yoksa bu bilgiyi nasil elde edebilirim? Karsi tarafin icine bir casus yerlestirebilir miyim? Ya da bizdeki istihbarat niye bu bilgiyi alamamis.
8- Karsi ulkenin cografi ozellikleri, zayifliklari/guclu yanlari neler?


Bak hic bisey bilmeyen biri olarak ben bile gidip karsi tarafin durumu hakkinda bisekilde bilgi toplamayi dusunup ona gore bir strateji kasmaya calistim. Daha gonderilecek askerlerin dagilimlari, sayilari, gunluk ortalama maliyete, hava-kara-deniz gibi daha kapsamli ozelliklere hic girmedim bile. Kac yildir isi bu olan kisiler ukraynanin askeri olayini, nasil bir taktik takinacaklarini, ellerindeki techizati, gelebilecek olasi yardimlari hesap etmemis midir sence? Ki bu sadece askeri alandi. Bunun ekonomik ayagi icin yine ayni sekilde baska kisiler diger ulkelerin durumlarini incelemis, gelebilecek hamleleri bunlarin olasiligini falan bisekilde dusunmustur. Tamam her seyi dusunmemislerdir ya da hesaba katamamislardir ancak yine de bir cogu sey dusunulmustur bence.

Bizler siradan kisiler olarak atiyorum macron-putin gorusmesinde tam olarak ne konusuldugunu bilmiyoruz ancak onlar bu bilgiye sahipler. O konusmadaki hassas bilgileri masaya yatirmislardir. Haa devletler kartlari acik sekilde oynamaz ve poker masasindaki gibi davranabilirler o ayri ancak yine de sen de bunu bilir buna gore hareket edersin. Yanlis anlasilmasin adamlar her seyi biliyordur vs demiyorum ancak senin benim gibi ortalama insandan da cok daha fazla bilgiye sahipler ve isin kotusu hangi bilgi kirintisiyla idare edecegimizi belirleyenler de onlar.

Yani kisaca bu ortamdaki haberlere bakip da bir sonuca ulasmaya calismak yanlis bence. @lesmi nin dedigi gibi hem tek tarafli bir yaklasim olur bu hem de bilgi eksikligi yonunden yanlis degerlendirilir. Bu olayin arka planini ve gercekten neler yasandigini her zaman oldugu gibi taa kac sene sonra x-y-z kisilerinin anilarindan vs ogrenecegiz. O zamana kadar ise her iki taraf da bizi neye inandirmak istiyorlarsa onu servis edip o sekilde manipule edecekler.

21. yy'da putin'İn yayılmacı ve şiddet yanlısı politikalarına, nükleer tehditlerine yüzde seksen veya yakın destek verecek bir halk kitlesi olduğuna inanmak zor. ha otoriter yönetimlerde sayılarla çok kolay oynayabilirsiniz. yani sizin gözünüzün içine baka baka da açıklanan resmi bir enflasyon rakamı da var. insanlar ekonomik yaptırımlardan zarar gördükçe daha da fazla sorgulayacaklar. bu kadar geniş çaplı bir işgal için ortaya konulan argümanların altı doldurulamıyor. daha ötesi birbirine çok yakın iki halktan bahsediyoruz.
ikinci bir konu sivillerin yoğun olarak direndiği bir ortamda savaş suçu kavramıyla karşı karşıyayız. rusya gibi çok geniş topraklara yayılmış bir ülkede yine orta ve uzun vadede büyük sıkıntı doğuracak hamleler.
eğer uzlaşma sağlanmaz iş büyürse de kazananın olmadığı noktalara ulaşırız ki düşünmek istemiyorum.

demokrasi götürmüyor, ondan hep.
bağdat abd+uk ortaklığında bir haftada bütün ırak ise anca üç haftada düştü. o işgalde bugün gördüğümüz tepkilerin hiçbiri yoktu üstelik.
tam olarak rusya'nın deminden şimdiye gelerek ukrayna büyüklüğünde bir ülkenin kontrolünü mü almasını bekliyordunuz?

herşeyi fake medya ve ukrayna telegram hesaplarından takip ettiğimiz için oluşan algı rusyanın çuvalladığı yönde. politik durumla ilgili tamamen tarafsız biri olarak şunu söyleyebilirim ki putin yapacağı hamlelerin 2 adım ötesini ukraynayı işgal etmeden önce hesaplamıştır. swiftten çıkarılması, ambargo uygulanması vs bunların hepsinin bir b planı vardır. adam eski ajan, etrafındakiler de boş değil. ukraynayı işgal etmiyor, sen silahını dibime koyarsan ben de sınırımı genişletir seni geri kovalarım diyor NATOya.

Rusya genel kurmay başkanı hakiki general iken, savunma bakanı çakma generalmiş. Bu bilgiye ek olarak Rusya'da bol bol rüşvet döndüğü için likayatin geçerli olduğu bir ilke gibi gelmiyor artık bana.

Benim yengemin babası Rus ve bakanlıkta bürokrat. Abime verdiği kartı gören Ruslar veya Rusya hakkında bilgi sahibi olan Türkler bu kartla Rusya'da her istediğini yaparsın vs diyor. Konuyu baya saptirdim ama liyakat olmayan bir ülkeden çok da bir şey beklememek lazım belki de.

Kendinizi hazırlayın, uyutun. Acı çekmesin daha fazla.
Sonra yeni bir kedi sahiplenin.

Benzer durumda kalsam ötenazi olmayı isterdim diyecek biri olarak uyutmanın doğru karar olduğunu düşünüyorum. Ki - bildiğimiz kadarıyla- hayvanlarda ölüm-yaşam bilinci yok(içgüdüden bahsetmiyorum), haliyle acı çekmesindense yaşamıyor olması daha vicdani bir yaklaşım.

3 hafta önce kedimizi kaybettik. birkaç saatlik çektiği acıya şahit oldum ve hala unutamıyorum. O gün vefat etti, çok üzüldüm ama aynı acıları çekmeye devam etseydi onu hiç kaldıramazdım herhalde. çok zor bir karar, bu kararı vermemek için dua etmiştim ama çok acı çekiyorsa bunu dikkate alın bence.

Tamamını okumadan trafik kazası sonrası felç falan sandım ki o şekilde hayatını devam ettiren çok hayvan var. Ama sizin durumunuz gayet güzel bakılmış, 8 yaşını görmüş, şimdi de her nefesinde acı çeken bir hayvan. Bu acıyı sonlandırmanın başka yolu yoksa bu kararı almak gerekiyor bence.

kedimizi kaybettik.

bu duyuruyu açtığım dakikalarda yine kakasını yapamadığı için acı ile miyavlıyor ve nefes almakta zorlanıyordu.

bir süre bekledikten sonra annem ile babam yakındaki nöbetçi veterinere götürdüler.

orada nöbetçi veteriner hekim lavman yapmaya çalışırken fenalaşmış sanırım. lavmanı hemen durdurmuşlar ve yoğun bakım kuvözüne koymuşlar. solunum kötüleşince kalp masajı, iğne yapmışlar ancak döndürememişler.

annem elimde çırpınarak öldü diye anlatıyor.

hafta içi asıl bakan veterineri kaka yaparken zorlanırsa kalp de zorlanır ve o an kaybedebiliriz diye uyarmıştı.

onun için evde kaka yapmaya çalışırken o kadar miyavlayınca ve solunum güçleşince nöbetçi veterinere götürdüler aslında hemen.

acaba veteriner hekim acemi miydi? götürmeselerdi de kakasını yapmaya çalışırken evde kaybedebilirdik.
başka yapılabilecek bir şey olabilir miydi?
1 gün daha yaşatabilir miydik?

7 yıl sevgiyle büyütüp hayatta tuttuğumuz kedimizin böyle acı çekerek ölmesi çok ağır geldi. sürpriz olmadı ama çok ağırmış. şu an nasıl canımın acıdığını tarif edemiyorum.

yorum yapan herkese teşekkürler.

Yaşatamazdınız, hem kendinize, hem kedinize hem de onu yaşatmak için uğraşmış herkese haksızlık etmeyin . Siz bir canlıya doğduğu şartlarda sahip olabileceğinden çok daha iyisini verdiniz yıllarca. Kendinize gelince tekrar bir kedinin hayatını kurtarmanızı dilerim.

Okurken icim parçalandı. O kadar iyi anlıyorum ki sizi. Allah sabir versin. Siz gerçekten de elinizden gelenin en iyisini yaptininiz. Hayata -2 den baslamis bir cani bu kadar sure buyutebilmek yaşatabilmek bile çok guzel.

uyuturdum. hatta trafik kazası sonrası çok acı çekeceği, tüm ömrünü sancılı geçireceği bi sürece gireceğini biliyorduysam daha o zaman uyuturdum. eziyet gibi bi hayattansa erken ölümü yeğlerim.

Elinziden gelenin en iyisini yapmissiniz. bu kadar ilgilenmeseniz bu kadar yasamazdi bile. Iciniz rahat olsun,

benzer bir durumu biz 12 yaşındaki köpeğimizle yaşadık, bir iki haftalık veteriner süresinden sonra bize uyutmaya karar verip vermeyeceğimiz soruldu, çok zorlandık ama daha fazla acı çekmesine dayanamayacağımız için uyutmayı seçtik, ancak biz buna karar verdiğimiz anda kendisi bu dünyadan ayrılmaya karar verdi. üzerinden iki ay geçti, hala düşündüğümde üzülüyorum ancak böyle durumlarda daha fazla acı çekmemesi için uyutmanın en doğru karar olduğunu düşünüyorum.

acınızı çok iyi anlıyorum, ancak elinizden gelenin en iyisini yapmışsınız, maalesef hayata müdahale etme şansımız olmuyor her zaman, olması gereken böyleymiş, daha fazla acı çekmeden gitmeyi tercih etmiş. melek onlar. zamanla acısı hafifleyip yerini özleme ve güzel anları hatırlamaya bırakacak. sabırlar diliyorum.

Kedim yaşlıydı, hastaydı veteriner uyutalım daha fazla acı çekmesin dedi, ben kendi kendime "bu halde o da mutlu değil" diye uyutma kararı verdim ellerimle teslim ettim.

Çok üzülmem sandım, onun için en iyisi buydu dedim. Uyutulmuş hali bana bir kutuda verilince ben orada yığıldım kaldım, koca adam ben deli gibi hem orada hem evde ağladım.

Şimdi bile gözlerim dolu halde yazıyorum. Onun için doğru kararı verdiğimi düşünüyorum ama aradan 1,5 sene geçti hala üzülüyorum...

Keskelerle yaşamak çok zor, ihtimallerinse sonu yok. Ben bir yabancı olarak sadece okuduklarimdan bile ona sevgiyle ve çok güzel baktığınızi anladım. Ki yazılanlardan da fazlası olduğuna eminim.

Ilk kedi bakmaya başladığım zamanlarda ben inanılmaz etkileniyordum ölümlerden, hastaliklardan. Sonra alışmak zorunda kaldım çünkü psikolojimi, hayatımı çok etkiliyordu. Kedilerden kaciyordum artık. Halbuki onların hala bize ihtiyacı var, yetebildigimiz kadar artık.

Kendinizi hazır hissettiğinizde bir miniğin daha yuvası olun. Emin olun iyi gelecek.

içim çok acıdı okurken, acınızı paylaşıyorum ve sabırlar diliyorum öncelikle. siz öyle güzel öyle sevgiyle bakmış, öyle çok ömür katmışsınız ki bu çocuğa vereceğiniz her karar olurmuş, o açıdan içiniz rahat olsun.

arkadaşınız gelip 2-3 günde bir bakacaksa hiç evinden ayırmayın. Daha çok strese girer.

arkadaşınız tek olsaydı gönderin derdim ama çoluk çocuk varmış, stres olur kalabalıkta. gelebiliyorsa evde bakması kediş için daha iyi olur.

İmkan varsa evden ayırmayın +1

Gelebiliyorsa arkadaşınız mamasını suyunu vermeye gelsin. 10 gün için kedinin dünyası şaşmasın. Bazen fazla stres yapıp küsüyorlar. Bir de o evde 12 yaşında çocuk varsa sürekli kedi ile oynamak isteyecek. Kedi iyice korkar.

Proverb +1

Yalnız hiç yalnız kalmayacak diye sevindiğiniz durum hayvan için asıl stres kaynağı. Topu topu da 10 gün. Evde bakılması elbette ki en mantıklısı.

Biz bir hafta bırakıyoruz kediyi, arkadaşlar gün aşırı gelip mama bırakıyor. Bir hafta kalınıyorsa 10 gün de kalınır. Arkadaşınız gelsin baksın bence. En mantıklısı bu. Yok ben gelemem vs diyorsa da ideal değil ama oraya da götürülebilir tabi ama muhtemelen strese filan girer ve bir hafta eziyet çeker orda alışana kadar.

Bu arada illa orada bırakacaksanız kediye hiç ilişmesinler, hatta mümkünse bir odaya bıraksınlar, kedi kendi kendine takılsın orda.

Herkes +1

İdeali arkadaşınızın her gün gelip kolaçan etmesi ama iki günde bir de olur. Hatta üç günde bir bile olabilir ama başka evde 10 gün büyük stres kaynağı kedicik için.

Bir kişinin 10 gün boyunca gelip bakması mümkün değilse iki üç arkadaşınızdan yardım alsanız?

vay be hiç aksi görüş gelmemiş. teşekkürler arkadaşlar, ben iyisi mi arkadaşlardan rica edeyim eve gelsinler 2-3 günde bir. aynı binada 2 arkadaşım daha var, hatta biri kedili. ben kedi yalnız kalmasın diye düşünmüştüm ama belli ki evinde kalması daha iyi.

İstanbul Fatih, Kadıköy ve Üsküdar’daki klinikler kısırlaştırıyordu.

@tektasak bu garip mesela. Bizim olayın genel bir karar olmadığı aşikar, sebebi bölgesel bir şey mi anlam veremedim.

Bir arkadaşım erkek kedileri kısırlaştırmak ömrünü kısaltıyor demişti ama gerçek mi değil mi araştırmadım hiç
Öyle bir sebepten olabilir

Erkek kedilerin kisirlastirdiktan sonra beslenmelerine cok dikkat edilmesi gerekiyor, yoksa idrarda kristallesme sorunu yasiyorlar. Bu da bobrek yetmezligine ve olume yll acabiliyir. Bu sebeple kaçınılıyor olabilir.

Bence köpeklerin üremesi, başıboş köpek saldırıları nedeniyle yapılıyor. Başıboş kedi saldırısı diye bir şey olsa ömür falan dinleyeceklerini sanmıyorum.

Azaltma politikasında tehlike durumu ön planda gibi geliyor bana

Kısırlaştırılmamış bir erkek kedi sizin de denk geldiğiniz gibi sokakta sürekli saldırı, kızgınlık dönemlerinde özellikle bağışıklık düşüklüğü ve enfeksiyonlar, bölgesinden uzaklaşmak zorunda kalma gibi risklerle karşı karşıya ve zaten ömürleri çok çok kısa. kısırlaştırılmamış erkek kediler yavrular için de risk oluşturabiliyor ve bütün kapışma, kovalamaca şehir atmosferinde gerçekleşiyor. Ama normalde erkek dişi ayırt etmeden kısırlaştıran belediyeye bir kedi fazladan alır mısınız dediğimde erkek olduğu için kabul etmediklerine ben de şahidim.
Kısacası lütfen belediyelerin bu kadar tehlike içinde idrar yolu enfeksiyonlarına duyarlılık gösterdiklerini düşünmeyin. Eğer büyük yoğunluk varsa öncelik dişilere veriliyordur asıl üreme kaynağı oldukları için ya da basitçe iş yükü azaltıyorlardır.

Kısırlaştırıyor.

Normalde kizginliga girdigi gunden 10gun sonra yapabiliyorlar ortalama. Ikinci kez girme olayini bilmiyorum. Zaten ameliyattan once kan degerlerine bakarlar, eger kan degerlerinde sorun varsa yapmazlar.

Ben olsam beklerim. Çünkü ben de beklenir diye biliyorum. Ya da başka bir hekim görüşü daha alın.

Ben de bekle derim. Ben de öyle biliyorum.

1 yaşından önce kısırlaştırma önermiyoruz. Bekleyin hayvanı da tehlikeye atmayın derim. Kızgınlıktan sonrası uygundur ama yanılıyor olabilirim bu konuda.

@amory siz kimsiniz

1 yaşından önce kısırlaştırma kim önermiyor anlamadım. Yurtdışındaki pratik 5-6 aya yerleşmiş durumda, İngilizce anahtar kelimeleri yazın şu bahsettiğiniz 1 yaşından önce önermiyoruz klişesini bir tanesinde bile göremezsiniz. Hatta ilk yazdığımda önüme gelen today’s veterinary practice’te acaba daha da mi öne çekilmeli tartişması. Çekilsin dediğimden değil, uygulamanın yerleşikliğini anlatmak için. todaysveterinarypractice.com
Burada da birçok veterinerin uygulaması bu yönde ama neye dayandığı bilinmeyen bir 1 yaş klişesiyle Bekletilen onlarca kedi hamile kalıyor, kızgınlık stresine giriyor, baş edemeyenler evlerinden atıyor.
Soruya gelince evde tek kediyse biraz daha beklerdim, sokakta tehlike altında erkek kedilerden kaçmakla geçiyorsa günü kısırlaştırırdım.

@sibernetik yolladığın sitede de yazıyor. Hipotermi riski yüksek. Riske girmeye gerek var mı? Ayrıca yaşı, kilosu, cinsi ve cinsiyeti vs de önemli.

Yavru kediyi başka bir şeyden dolayı ameliyat ediyorsak ve değerleri de uygunsa aynı ameliyatta kısırlaştırıyoruz. Onun dışında yapmıyoruz. Mesela uyutma(ötenazi) da yapmıyoruz. Seçim meselesi.

Bence barınaklarda yaşı küçük veya büyük bakmadan kısırlaştırıyorlar. Acaba niye diye düşünmek lazım. Adamlar kendileri de diyor nüfusu azaltmak için yapıyoruz. Feline fix by five var. Aynı amaca hizmet.

"The optimal age to spay/neuter a cat is before it reaches 5 months of age. For owned cats, the optimal age would be 4 to 5 months; for cats in shelters, the optimal age could be as early as 8 weeks."

www.avma.org

"The AVMA supports the concept of pediatric spay/neuter in dogs and cats in an effort to reduce the number of unwanted animals of these species. Just as for other veterinary medical and surgical procedures, veterinarians should use their best professional judgment based on the current scientific literature in deciding at what age spay/neuter should be performed on individual animals. The decision should be made by the animal’s owner in consultation with a veterinarian after discussing associated risks and benefits.​"

6 hafta yani bir buçuk ay ila 14 hafta yani 3 buçuk ay arasındaki hayvanların hipotermi riskinin nasıl minimize edilebileceğini tartışmışlar. Burada 1 yaşına kadar beklenmeli sonucunu mu çıkardınız?
Yolladığım sitede 5-6 ay “öncesi”nden bahsediliyor tekrar yazayım “öncesi”. Yurtdışında sahipli sahipsiz hayvanları kısırlaştırdıkları yaş 5-6 ay. Sizin söylediğiniz 1 yaş.. Barınaklarda daha da küçük yaşta 2 aylığa kadar hayvanlarda uygulanan operasyon ve riskleri konumuz değil. Evet muhtemelen çoğalmayı önlemek için erken yapıyorlar ameliyatı.
Amaç aynı olabilir ama bahçede, sokakta baktıkları kedilerini kısırlaştırmak isteyen insanları çok yanlış yönlendiriyorsunuz bu şekilde, onlarca hayvan doğum yapıyor ipin ucu kaçıyor. Son gönderdiğiniz alıntıda da sahipli hayvanlar için 4-5 ay demiş zaten. Siz de alıntılamışsınız.

@siberteknik

Buradan nasıl hipotermiyi azaltırız dediklerini çıkarıyorsun. Şuna hastayım Türkiye'de; herkes internette okuduklarının reelde de aynı şekilde işlediğini düşünüyor. Yapan vardır. Olamaz mı dedik? Biz yapmıyoruz dedim. Uygun görmüyoruz. Ev kedisi diyor başlık sahibi. Onlarca doğum yapıyor dediğiniz hayvanlar sokak hayvanı. Sana yolladığım yazılarda da yazıyor. Riskler mevcut. Minik vücutlarda her veteriner iş yapamaz. İnce parmaklılar daha iyi ameliyat edebilir. Hipotermi var diye yazıyor yazıda sen ise "hipotermiyi nasıl azaltırız yazıyor" diyerek konudan sapıyorsun.

Nüfusu kontrol altına almak için o yaşlarda kısırlaştırıyorlar diyorum konuyla alakasız diyorsun

"Concerns about small body size, hypothermia, and hypoglycemia are valid and require that the veterinary staff pay attention to maintaining body temperature and minimizing the length of time that food is withheld before surgery. Risk for hypothermia can be minimized by limiting the amount of hair clipped; using warm scrub solutions without alcohol; and using warming devices such as water-circulating heating pads, forced warm air flow, or active polymer warming blankets. Risk for hypoglycemia can be minimized by not withholding food for more than 2 hours before surgery."

İki ayrı evde, 4 dişi kedi bakıyoruz. İkisini eylül ayında kısırlaştırdım. Diğer ikisi için de ameliyat yakın.

Kızgınlık döneminde ameliyat yapmanın normal vaziyette ameliyat yapmaktan tek farkı kanama miktarı. Burada kanama kedinin yaşamsal fonksiyonları sürdürmesinden ziyade ameliyatı gerçekleştiren ekibe zorluk çıkardığı için endişe yaratıyor. Elbette vücudun travması da daha zor toparlanıyor ama ameliyatı başaramayan dişi kedi oranı 1000'de 3 civarıydı bildiğim kadarıyla.


İlave bilgi: Bazen kedilerin bünyeleri de şaşıyor. Bir hafta sonra tekrar girebiliyor ya da kızgınlıkta olup eskisi gibi çok ağlamıyor. Bu dış etkenlere ve biyolojik saatine bağlı olan bir şey. Saat burada günlük değil, biyolojik zamanlayıcısı anlamında.

5-6 ayın normal kabul edilip öncesinin risklerinin tartışıldığı makaleyi gönderdim size tekrar yazayım da. Siz bunu kafanızdaki 1 yaş saplantısını her şekilde doğrulandığını düşünüyorsunuz.
İnternette okuduğum şeyler demişsiniz bu basit bir kısırlaştırma ne zaman yapılıyor, uygulama ne şekilde sorusu ve evet Onlarca kaynakta da benzer cevaplar var. Türkiye’de de, yurtdışında da uygulamayı bu şekilde yapan (ev kedilerine ve sokak kedilerine) onlarca yer var. Tedbir olarak beklenebilecek dönemde yine5-6 aya kadar olan dönem olarak işaret edilmiş. Siz kafadan bir 6 ay daha ekliyorsunuz.
Konuyla alakasız olan 2 aylık yani aşırı erken kabul edilen kısırlşatırma. O şekilde yazdım okursanız. Diğer bahsettiğiniz bir hayvanın boyutlarının ameliyat için küçük olması, Sağlık durumunun elverişli olmaması bunların hepsi o hayvan özelinde değerlendirilecek konular. Benim de bir sürü sağlık sorunuyla doğmuş, ortalamadan ufak kalmış, kronik hastalıkları olan 4 yaşında kör bir kedim var. Hastalıktan başını kaldıramadığı için kısırlaştırmadım ama bu ona özel bir durum. Aynı şekilde başlık sahibinin durumu da biraz beklemesini gerektirebilir. Ama 1 yaşına kadar önermiyoruz diyerek yaptığınız genelleme bugün modern pratiğe uymuyor. Siz ev hayvanına, beklesin derim zararı yok nasıl olsa diye düşünüyor olabilirsiniz. Yine söylüyorum tersi yöndeki uygulamanın yaygınlığına rağmen. Yalnız bunu söylediğiniz zaman kapısının önünde kedisini besleyen bağ kuran insanlar da bekleyelim o zaman diyor. Sonuçlar ortada.

@siberteknik
"İnternette okuduğum şeyler demişsiniz bu basit bir kısırlaştırma ne zaman yapılıyor, uygulama ne şekilde sorusu ve evet Onlarca kaynakta da benzer cevaplar var"
Uçak nasıl uçurulur veya nükleer enerji nasıl oluşur sorularının da cevabı internette var. Ama gerçekte nelere dikkat edeceğin veya kaç bin değişkenin olduğu yazmaz. Kısırlaştırmada bir çok değişken var. Çok ameliyata girdim. Öyle dediğin gibi kolay değil hiç bir şey. Basit değil. Masadaki bir canlı. Bizim doktorlara internette baktım bende şu hastalık var diye caka satmaya benziyor yaptığın.

bayağı yanlış anlamışsınız , ben sorunun basitliğinden bahsettim, ameliyat kolay demedim, bu konuda tek bir sözüm keşke hiçbir operasyona ihtiyaç olmasa. Basit olan “soru”ya dönecek olursak, “kediler için uygun kısırlaştırma yaşı“ Bu basit bir soru ve evet internette sizin veteriner misiniz bilmiyorum meslektaşlarınızın da içinde olduğu grupların toplulukların bu konuda yılların birikimiyle sizin kabul etmediğiniz ama sizin pratiğinizin aksine verdiği cevaplar var. Sizinle tamamen zıt yönde giden tartışmaları var. Onlar da aynı ameliyattan bahsediyorlar, kedilerin özel hallerini de değerlendiriyorlardır. Çok da uzağa da gitmenize gerek yok soru sahibinin kedisini emanet ettiği veteriner de 7 aylık bir kediye operasyon yapacak.
Kedi kısırlaştırma için uygun yaş nedir sorusunu kaynaklardan araştırmakla internetten teşhis koymak arasındaki bağlantı kurmanıza şaşırmadım gerçi. Ne zaman gelecek diye bekliyordum. Size kendi uygulamalarınızda başarılar.

Tekrar yazayım soru da basit derken tartışılmamalı, tek bir cevabı olmalı anlamında değil. Hakkjndaki verilere, pratik uygulamalarınIn dünya genelindeki yansımalarına ulaşılabilirliği anlamında.

@siberteknik
İnternetten okuduklarınla burada haklı olduğunu öne sürüyorsun. İşin içinden biri olarak tecrübelerimi aktarıyorum.
"Just as for other veterinary medical and surgical procedures, veterinarians should use their best professional judgment based on the current scientific literature in deciding at what age spay/neuter should be performed on individual animals"

Yukarıda da yazdığı gibi veterinere sorun o bilir diyor. Senin gibi kesin cümleler kuramıyorum. Biz yapmıyoruz ve önermiyoruz da. Sen internetten okuduklarına inanmaya devam edebilirsin. Adamlar bas bas bağırıyor nüfusu kontrol etmek için bu yola başvurduk diye. Ev kedisi burada bahsettiğimiz. Mesleğini söyle bizler de sallayalım internette okuduklarımızla. Doktorsan mesela nasıl kanser teşhisi koyduğumuzu google'dan referanslarla sana gösterelim. Aselsanda isen taramalı bomba atarların ne kadar efektif olduğunu karikatürlerle gösterelim.

Başlık sahibinin kedisini tanıyan bilen kendi veterineri 7 aylıkken ameliyat edecekken ve soru bu değilken 1 yaş öncesi önermiyoruz diye dalan sizsiniz :)
Yurtdışında yerleşik anlayıştan bahsedince de onların tek kriteri nüfus kontrolüymüşçesine cevap veriyorsunuz.
Neyse dediğim gibi tekrar size kendi uygulamalarınızda başarılar.

Ne yapacağım diye sormuş. Senin mantığına göre kimse cevap atmamalı. Meslek erbabından çok bilen siz bile cevap atabildiğinize göre sorgulamanız pek mantıklı değil.

Yurtdışındaki uygulama burada da yapılıyor. Önermiyoruz diyorum. Yapan yapıyor. Nedir bu kadar takılıp kalmanız? İnternette yazılan her şeyi veterinerler o şekilde yapmak zorunda değil. 2 aylık kediye kısırlaştırma yapılır diyor ama her kedi sahibi o kırılgan canlıya bakabilir mi ameliyat sonrası? Enfekte oldu, dikiş attı, kanama veya vücut ısısı düştü veya arttı diyelim; bunlarla uğraşmak akıllı adam işi mi? Neyse teşekkürler vaktiniz içi Veteriner Bey/Hanım.

Evet 2 aylık kediye kısırlaştırma ameliyatı akıl işi değil, pratikte bir karşılığı da yok belki aşırı uç uygulamalar hariç. İnternette yazan şey dediğiniz makalelerde de böyle bir öneri yok. Herkes aynı fikirde.

İyi günler size de.

95 bin liraya 700 lira veriyor

mevduat faiz oranları her banka için farklılık gösteriyor. mevcut durumda 400.000 - 450.000 tl birikiminiz olsa aylık 3000 tl faiz geliriniz olabilir.

400 bin tl gibi bir şey lazım. tabi enflasyonu aradan çıkarırsak.

3 bin TL faiz getirisi değil faiz in paranı koruması demek o paraya daire alsan hem dairenin fiyatı artar hemde kirasını yersin ama faiz yenirse o para değer kaybeder. Enflasyon yüksek faiz düşük gelir beklenemez

aslinda para kazanmis olmuyorsun faizde paranin degerinu korumus oluyorsun enflasyon oraninda. atiyorum bankada 1 milyon paran var. ilk bes yil faizini yedin sonraki 5 yilda kalan anaparanin faizi sana yetmez. cunku aslinda anapara degerini kaybetmistir.

(bkz: reel faiz)

teşekkürler arkadaşlar. bir yandan da garanti bankasının faiz oranlarına bakmıştım. aylık yüzde 3.5 yazıyordu. ona göre 100 bin tl yetiyor ayda 3000 kazanmak için. garip. orada ya bir hile var, sözünü etmedikleri. ya da benim kafam basmıyor bu mevzulara.

yok öyle hesaplanmıyor, mevduat faizi hesaplama siteleri var. onlara bakın.

%3,5 yıllık faiz oranı. 100 bin TL'ye bu orandan aylık faiz getirisi 248 TL.

100000*3,5/100/12*0,85 diye hesaplayabilirsiniz.

Genellikle internet şubesinden açtığınız hesaplara daha yüksek faiz veriyorlar. Bazı bankalar günlük %8,5 faiz veriyor şu an. Bu oranla 500 bin liraya 30 günde yaklaşık 3 bin lira faiz gelir.

çok geçmiş olsun öncelikle. bir tavsiye veremeyeceğim ama kedilerin bir yerlere saklanmaya çalışması hayra alamet olmuyor. genellikle öleceklerini anladıklarında başka vahşi hayvanlar gelip bulmasın diye saklanırlarmış iç güdüsel olarak, kaçmaya güçleri olmadığı için.
ben olsam başka bir veterinere daha götürürüm. umarım bi an önce iyileşir.

2 hafta çok ciddi bir zaman.kuru mama denemenin pek anlamı yok böyle acil durumlarda bence. viyo gibi bir besin desteğiyle hills ad mama ağızdan verilebilir. ama uygulanan tedaviler pek işe yaramamış gibi görünüyor, başka bir veterinerde farklı tetkikler de yapılmalı vakit kaybetmeden. diş ya da davranış sorunundan daha farklı göründü bana. yemek yedirmeyecek kadar ciddi bir diş problemini geçirecek mucizevi bir toz var mı onu da bilmiyorum.
bütün yapılan tedavileri iyice öğrenip tahlillerle beraber başka bir veterinere gidin. ist anadolu yakasındaysanız böyle vakaların götürüldüğü bir veteriner var bildiğim. özelden yazarım isterseniz.

acilen hemen baska veterinere goturun. sizin goturdugunuz veterinerler teshis koymamis ki, antibiyotik verip gondermisler cunku sorunu anlamamislar. belki cok basit bir sorun ama su an tedavi edilmiyor.

istanbulda iseniz feridun kalyoncu r&v veteriner klinigini oneririm. ama kesinlikle zaman kaybetmeyin, 2 hafta cok cok uzun bir sure

eksiden feridun hocanin basligina bakin, neden ona goturun dedigimi anlayacaksiniz. eski test sonuclari da mumkun ise yaninizda olsun

ben de feridun kalyoncu diyecektim bu arada.

Acaba yeni kediden bir hastalık bulaşmış olabilir mi? Fip taşıyıcısı filan olmasin

geçmiş olsun.

feridun bey iyidir, bence de bir götürün.
bir de bu kadar uzun süre beslenemediği için kimse (veteriner olarak yani) a/d önermedi mi bu hayvana?
bir veterinerden konserve olanını alın, onu verin veterinere götürünceye kadar.
bağışıklığı düşmüş, ameliyat sonrasında zayıflamış kedilere verilir.

bir de viyo var, onu da verebilirsiniz ama onun için hemogram sonucunu bekleyin.
böbrek değerleri yüksek olsa da verebilirsiniz, ama karaciğer değerleri önemli.

çiş kaka yapma sıklığı nedir?
iki hafta önce yapılmış olsa da hemogramına mutlaka yeniden baktırın, kan değerleri bir günde bile değişebilir.

Benim bulup baktığım sokak kedisine benziyor (git: 1433413) küçük kedinin durumu.
Diger kediye de bulaşmış olabilir belki dediğiniz gibi.

Bir ihtimal verilen antibiyotiklerin yetersiz, yanlıs tedavi olması. duyduğum kadarıyla burun akıntısından tetkik yapılarak hangi tür bakteri olduğu tespiti ve ona göre ilaç verilmesi de mümkün. Bu tetkiki de yaptırmadiysaniz yaptirin belki faydası olur.

Mama yememe konusu benim kedide de var, burun tıkalı olduğu için yerken yutkunurken tıkanma boğulma hissi yasadiklari icin ve bazen de burun tıkalı olduğu koku alamadıkları için yemiyorlar sanırım. Kuru mama hiç yememesi yaş mama zorla da olsa yiyebilmesi yaş mamayi yalayabildigi ve kokusunu az da olsa alabildiği için. Yaş mamada balıklı deneyin, balık kokusu daha yoğun olduğu için daha iyi.

Gecmis olsun. Umarim tez zamanda şifa bulur. Duyuruyu güncelleyin lütfen, benim kedicige benzediği için durumu, merak ettim.

Böbreklerine ve böbreklerle ilgili değerlerine de bakmalarını rica edin veterinerden. Geçmiş olsun.

(git: 1437299) 

ben çok benzer süreçlerden geçtim. Bitanecik evladım ölümlerden döndü ki hala devam ediyoruz tedavilere. Lütfen baska bir hekime mutlaka götürün, teşhis konusunda başka bir hekime danışın. Tam teşekküllü olan, her türlü tahlili tetkiki yapabilecek bir kliniğe götürmekte fayda var her zaman. Maddi olarak zorlayıcı olabiliyor fakat, bazı tetkikler yapılmadan bazı teşhisler konamıyor. Ve anladığım kadarıyla zaten siz elinizden gelen bütün sevgiyi ve ilgiyi gösteriyorsunuz - ki kediler psikolojik olarak her şeyi hisseden canlılar, bu da ona güç veriyordur. ama mutlaka baska bir hekim konsültasyonuna ihtiyacınız var diye düşünüyorum.

Ben kendi yavrumu Feridun Kalyoncu'ya hiç götürmedim, ama adını çok duydum ve mutlaka iyi bir hekimdir diye düşünüyorum. ben gecenin bir yarısı acil bir şekilde gittigim için seçeneğim yoktu, sonrasında da ilk müdahal eden kliniğe çok güvendim açıkçası. Lütfen bizi de haberdar edin bu arada, miniğin ihtiyacı olan bir şey olursa yardımcı olalım.

Yanıtlar için çok teşekkür ediyorum öncelikle. Paşa korona pozitif. Dışarı çıkıp dolaşması, baska kedilerle/kedi çişi kakasıyla teması sebebiyle enfeksiyon nüks etmiş.

Evet, A/D ile besledik, çiş ve kaka yapmasında sorun yok şükür, mutlaka takip ediyorum gün içinde.

İstanbul'da olmaması sebebiyle görüşemediğim çok güvendiğim bir veterinerle de sonunda görüştük, hiçbir kediyle teması olmaması gerektiğini söyledi. Çevresinde asla stres öğesi olmaması gerektiğini anlattı. Öğünlerini tavuk, balık, et ile desteklememi söyledi. Paşa dışarı çıkmayacak, kedilere temas etmeyecek.

Bugün çok iyiydi Paşam, iki buçuk hafta sonra ilk kez cama çıkıp etrafı izledi, benimle oynadı ve saatlerce kendini temizledi.

Misal bugün somon pişirmiştim fırında, beğendi ve yedi. Koca bir yaş mamayı götürdü maşallah. Daha ufak taneli kaliteli bir mamayla iyi gidiyor şu anlık.

Ateşi yok, salyası akmıyor, sümük sorunumuz da yok şükür. Koynumdan ayırmıyorum şu aralar, evden işe işten eve olduk. :)

Mobilde biraz karmaşık yazmış olabilirim, affola. Aklıma gelenler bunlar şu an.

AKP'yi sadece bir parti olarak gormemek lazim. AKP (ya da daha genis tabiriyle Siyasal Islam) Turk halkinin cogunlugunun dunya gorusu ve hayat anlayisina en yakin parti. Dolayisiyla parti adindan bagimsiz olarak Siyasal Islam Turkiye'de her zaman etkili olacaktir.

Ülkede siyasal islam bitmez. O yuzden akp biter ismi değişir cismi ayni kalir.
Türk halkınin çoğu böyle yönetilmeyi seviyor, yapacak bir şey yok.

Tıpkı SP döneminde olduğu gibi, kendi içinden yenilikçiler çıkıp kavgasız gürültüsüz bir şekilde kendilerine güven kazanırlarsa anca öyle. (Babacan ya da küçük enişte gibi değil.)

@crown bazen duyuru/soru sahibi olmasam dahi cevap olarak tiklemek istediğim gönderiler oluyor, seninki de öyle bir gönderi.

çıkar birliğini uyuyan çoğunluğa çaktırmadan ne kadar yürütebileceklerine bağlı. şu anki akp'nin içinden yenilikçi falan çıkması zor. erbakan zamanındaki gibi değil işler.

AKP bir partiden çok bir kimlik bir hayat tarzı. Ve bu sadece ona oy verenlerin değil tüm orta doğunun genel tavrı. Akpye atfedilen tüm suçlamalar; hırsızlık, yolsuzluk, adam kayırma, bunlara ilkesel olarak bir karşı çıkış yok. Aksine tek sorun bunları kendisinin yapamıyor oluşu. Adam kayırmadan şikayetçi olan neredeyse herkes bir torpil bulsa, bunda bir beis görmeyecek. Farklı tezahurlerde, farklı etnik, dini ya da siyasi kimliklerle var olsa da Türk halkının neredeyse tamamı akplidir. Aynı şekilde reisin tek suçu da kendi muhteşem ideolojilerinin reisi olmaması. Reis de Allaha hamd olsun tam bize yaraşır bir lider. Bayılıyorum ona. Onu düşündükçe nefesim kesiliyor.

ne yazık ki @allah yazdiysa bozsun +1

ben bunu gördüğümden beri Türkiye'ye olan inancımı kaybettim. Yani az sayıda düzgün insan var ama geri kalan muhalefet bile kendi sırasını bekliyor, aynı tas aynı hamam devam edecek gibi.

parti olarak akp, yavaş yavaş bitip %1-2 alan SP haline dönüşebilir. Daha en az 1-2, belki de 3-4 seçim var ama ona.

Ekleme yapmak istiyorum. En büyük ahlaki dayanağı "senin anana bacına yapsalar ne yaparsın" olan bir milletten bahsediyoruz. AKP ölür ama akpcilik ölmez.

2 seçime sıkıntıya gider. ben rtenin yaşadığı sürece etkisinin olduğunu düşünüyordum ancak pandemi sürecinde dünya değişime girdi bu herkesi vurur.

nesiller değişecek, dünyadaki görüş farklılıkları gittikçe birbirine benzeyecek. geri kalanlar ileridekilere mental olarak yetişecek. o zaman akp ve uzantıları bitecek. bu kaçınılmaz bir son. malatya'daki bir lise öğrencisiyle londra'daki bir lise öğrencisi teknoloji vasıtasıyla anlık olarak görüntülü konuşabiliyor. onun yazdığını twitter'da diğeri okuyabiliyor. fikirler paylaşılıyor insanlar birbirini anlıyor. yabancıların gavur dinsiz olmadığını, onların da kendileri gibi birer insan olduklarını öğreniyor insanlar. böyle sonsuza dek gitmeyecek.

Bitmez. Türkiye bir yola girdi artık .20 sene öncesine göre çok şey değişti .
Ciddi anlamda (denizde kara havada ve dış ülkelerde) stratejik hamleler yapılıyor. 90larda dışarıda yaptığımız tek açılım(!) Yunan jetleriyle Ege sularında yapılan (o zamanın tvlerinde sadece göstermelik bir haber olarak ) it dalaşlarıydı .

Şimdi ise bir çok ülkeyi rahatsız edecek türde hamleler yapılıyor ve bu konuları şu dönemde başka hiç bir parti yürütemez . Muhalefete ve kaybettikleri seçimlere bakarsak sadece akp nin seçimlerde kazanması için varlık gösteriyorlar. Akp gitmez bir kaç level üstü gelir.
Ek bir kaç parti kurulacakta, seçime girecekte ve akp oy kaybedecek umudu ile yaşıyorlar.
Ha bir de sandık haricinde, AKP'nin gitmesi için coronadan da medet umanlar var.

Akp zaten 2015 Haziran seçimlerinden itibaren bitik. Mhp'nin desteğiyle ayakta duruyordu bu zamana kadar. Şuanda Akp diye bir şey zaten yok, Bahçeli'nin güdümündeki Erdoğan var. Fakat artık o da bir fayda getirmiyor. Son yapılan anketlerin tamamında Akp + Mhp maksimum % 48. Son yerel seçimlerde bütün büyükşehirleri kaybettiler. 25 senedir kazandıkları İstanbul'da 23 haziranda % 8 fark yediler. Yapılacak ilk seçimlerde Akp yolcu yani.
Bütün trolleri maaşa bağlayıp Twitter'da Sözlük'te vs. havlatsalarda geri dönüşü olmayan son bu.

fobfilm+1
ayrıca destekleyen sermayedarların ülkeden parasını çekip yurt dışında işletmeler açtığı söyleniyor bence ciddi bir dalga geliyor. siyasal islam öyle gözde büyütülecek bir şey değil dünyanın her yerindeki muhafazakar parti oyu kadardır.

@guitarissimo + olarak siyasal islam'ın kemik oyu % 20-25 civarıdır. Erdoğan'ın % 50 oy alması demokratik ve merkezi söylemlerle dışarıya açılmasıyla olmuştur. Artık günden güne içe dönük fanatik söylemlerle marjinalleşiyor ve kemik kitlesine dönüyor. Ruşen Çakır'ın bu konuyla ilgili yaptığı yayını izlemenizi tavsiye ederim:

"Erdoğan'ın en büyük stratejik yanılgısı"
www.youtube.com

Akp hükümet olarak bitti ama henüz bundan haberleri yok. tek başına iktidar bile değiller bir kaç senedir.

RTE>Akp o ayrı bir hikaye ve şu an hala bu kadar bile oy almalarının sebebi de kendisi.

parti olarak da anap gibi bitecekler bir kaç seneye.

fotoğraf çekip internete koyacaksınız kayıp köpek ilanlarının olduğu sayfalara. ilanları tarayacaksınız var mı köpeğini arayan çivarda diye, petshoplara veterinerlere soracaksınız civardaki. ama bu kadar uzaktan ne yapabilirsiniz yanına bile gidemiyorken anlamadım. belediye sahip falan bulmuyor, geldi aldı diyelim tutup başka yere atar şehir dışı yemek bulamayacağı yerler de olabilir. her köpek gördüğünüzde aklınıza belediyeyi getirmeyin.

arkadaşlar lütfen boş boş mesajlar atmayalım belediyeyi aramayın diye, aramak istemediğimi zaten belirttim.

arkadas guzel guzel aciklamis neden atar yaptiginizi anlamadim ben. guzelce fotograflarini cekin, facebook da uskudar kayip kopek diye aratin yada benzeri # ile. eger sahipli ise size ulasma imkani artacaktir. Baktiniz gelen giden yok, bu sefer ayni fotolarla buraya yada benzer sayfalara evlat edinme ilanlari verirsiniz. Inanin hayvanlarla alakali yorum yapan insanlar yardim etmek icin yazar size. Gecen gun yine istanbulda kaybolan kediyi buldular, kendi evladimi bulmus gibi sevindim. Bunun bos mesaji olmaz yani.

kayıpdostlar, müge anlı'nın sitesi patibuldular, facebook'ta haysev acil'e (haysev kayıp sayfası da var, geçen arkadaş bulduğu bir hayvanı mail atıp sayfaya koydurmuştu) yakından fotoğraf çekip yükleyin. veterinere götürülüp çipi olup olmadığına da bakılmalı. ücretli bir işlem değil, tasma takıp götürmek yeterli.

Hayvanların hiçbir etkisi yok viüsle alakalı.
Haytap'ı falan takip ediyor olsaydınız görürdünüz, günlerdir kendilerine yırtıyorlar hayvanların etkisi yok diye.
Bugün evde oturması gerekirken çıkıp fellik fellik gezen yaşlı parazitlerin uydurmalari bunlar. Normal günde de sevmiyorlar zaten hayvanları, şimdi de nefretlerine kılıf bulma derdindeler.
Bırakmayın hayvanlarının besleyin. Böyle böyle kimse beslemezse açlıktan ölecek hayvanlar.

beslemeye devam ama teması kesin. kediyi sizden önce biri sevmiş olabilir ondan size bulaşabilir ya da sizde virus vardır kediye bulaşır.

geçenlerde bir köpek coronavirus nedeniyle öldü.

www.fox35orlando.com

Beslemeyi bırakırsanız size alışmış olan hayvanların ne yapacağını düşünüyorsunuz?

virüs hayvanlardan geçti uzak durun demek saçmalık, evcil hayvanlarla ilgisi olmadığı konusunda hakikaten insanlar (insanlar derken cdc falan) bir taraflarını yırtıyor. bahsi geçen 17 yaşındaki weak positive (hatalı bir sonuç da olabilir) köpeğin corona yüzünden öldüğü kesin değil. otopsi yapılmamış, semptom yokmuş. (bu arada binlerce hayvan da her gün bu testi geçiyor ve negatif) hayvanı bir yüzey olarak kabul ederseniz nasıl kapı kolu teması sonrası dezenfekte ediyorsanız kendinizi hayvanı sevdikten sonra da elinizi yıkarsınız olur biter ya da içinize sinmiyorsa uzaktan sevin ama beslemeyi bırakmak hem saçma hem gereksiz.

Kedilerin zerre zarari yok. Yarasa, pangolin gibi hayvanlarla kedileri bir tutan zircahillere kulak asmayalim piliz

corona zoonoz bir hastalık değildir.

hayvandan insana bulaşmaz. veterinerler bunu anlatmak için kendilerini paralıyorlar.

makalede insanlardan hayvana bulaşması yani hayvanların korunmasından bahsediliyor. daha doğrusu tartışılıyor köpeklerin ya da kedilerin bu virüs karşısında insanla birlikte semptom gösterdiği bir vaka da yok. inanın araştırılıyor bu tarz salgınlarda her ihtimal.
bizim dikkatimizi yöneltmemiz gereken temas insan teması. bütün veriler bu yönde, bütün önlemler bu yönde. dikkat dağıtarak konuya farklı bir bakış açısı getirmiş, iyilik yapmış olmuyoruz.

1. ve son yorum aynı ve farklı kişilerce yapılmış. paranı çöpe atmak istiyorsan iban atayım

yorumlar fake. güvenmezdim. spor mağazalarının sitelerine bakın, yalıspor, barçın falan.

Site komple fake

www.nosorgulama.com

haha adamlar her markanın tr sayfasını kurmuş baya organize suç örgütü çıktı. zaten alacağım yoktu sorayım dedim yine de.

telefon numaralarini arattim. bi ara kombi bakimi isine de girip yorumda kendilerini ovmusler en altta www.nosorgulama.com zaten 9la baslayan sabit nolar dolandirici oluyor genelde niyeyse

Hıyar çıksa yine iyi

www.sikayetvar.com

Yarı fiyatına kamera alsam mı diyenden, 160 liraya Nike olur mu diyene. Dolandırıcılar için bir cennet bu ülke.

Maalesef bu dil kursları hakkında bir bilgi sahibi değilim ama bir tercüman olarak şunu söyleyeyim, B1 kuru başlangıcına gelen birinin rahatlıkla ekonomi ve siyaset konuşmasının imkânı yok. C1 seviyesindeki insanlar bile kompleks konuşmalarda zorlanabiliyor ve tıkanabiliyorlar. Dolayısıyla ben olsam Wall Street'i direkt elerim. Çünkü bana yalan söyleyen yere güvenmem.

Hakikaten o nasıl b1'miş, ekonomi siyaset rahat rahat konuşturuyor? Şaka gibi.

ne amaçla ingilizce öğrenmek istediğinize göre değişir. sınav, iş, kişisel ilgi, sadece speaking vs.

Her zaman diyorum ITI, British Side, Besiktas Amerikan Kultur en iyileri. Ucune de gittim ve TOEFL skorum 102. YDS 97.

Evet o konu bana da ilginç geldi ama eğitimleri tamamen spraking üzerine olduğu için çok yorum yapamadım.

@ben hastayim, şuan kişisel ilgi daha ön planda. İş hayatımda da lazım olacak. Yurt dışına çıktığımda zorlanmadan akıcı konuşmak istiyorum.

Boğaziçi, GS Üni gibi okullara bakardım ben olsam. Kafadan 8000 TL borca girmek hiç akıl karı değil, hem de genelde aşırı şikayet alan kurumlar yukarıda yazdığınız kurumlar.

Antalya'da yukarıda bahsettiğiniz kurumlardan birinin native diye Siirtli hoca diyerek A1 öğrencilerine yutturduğunu görmüştük kardeşimle.

@6 yas, Gs üni fiyatlarına baktığımda min 8 bin görünüyor :/

iyi de hep tam doldurmuyorum ki, az doldurup içtiğim de oluyor mesela. nasılsa şişede az kaldı hepsini doldurayım dediğimde tam geliyor.

mörfi kanunları olumsuzluğa işaret eder ama, bu gayet fit bir olumluluğun mütesebbbibi..

bende de oluyor. ayran şişesini bardağa boşaltırken tam denk geliyor :)

oluyor, kutular 33 cl, şişeler genelde 25. Bazı bardaklar da 33. Haliyle tam doluyor. Bazı bardaklar da 25, biraz içip dolduruyorsun aha yine tam doldu.

Bugün akşam yemeğini yerken açtığım 500 cl su üç defa bardağı aynı hizada doldurdu ve bitti, aman tanrım dedim.

sıvılar kabın şeklini alır biliyorsunuz onunla ilgili.

ehehe bu da gecenin kötü esprisi olsun.

Midelerine faydaları var. Tüy kusma işi daha kolay olsun diye yapıyorlar.

Arada vermek iyi olur hatta kedi çimi diye bişey var bunun için. Hayvancıkların karnı ağrıyınca yiyorlar.

karınları ağrıyınca yiyorlar

sadece kediler değil köpekler de yer. evet sindirimle ilgili.

onların arasından helena mia derim.

flüt tecrübesi yok diyorsun, ama kesin kararlıysa bırakmayacaksa, trevor james vivace başlangıç için çok daha iyi bir flüttür.

daha önceden de yazmıştım, ne olursa olsun gümüş kaplama olsun. Gidip nikel flüt alıp da yarardan fazla zarar getirme, çöp olur. Nikel flütler, deri ile kontakta zarar verirler.

anlıyorum hediye almak istemenizi ancak ucuz flütler zaten tavsiye edilmez, diğerleri tuzlu diyorsunuz, yerinizde olsam bu topa girmezdim. kendi flütünü kendi araştırsın seçsin. eğer flüt öğrenmek gibi bir niyeti varsa tabii.

kendisi kız arkadaşım da, flüt güzel bir hediye olur, istekli başlamak için ama kendisine de direk soramıyorum şu durumda. ne kadar kararlı bilmiyorum tam. trevor'ı duydum arastirirken, uygun 2. ellere bakmak için tünele gidiyorum şu anda. teşekkürler herkese

ikinci el enstrüman alırken bilen birinin kontrol etmesi gerekiyor.
trevor james evet iyi markadır ama bu motivasyon işi kafa olarak hazırsa beraber de hem öğretmen bulup hem halledebilirsiniz diye düşünüyorum. yine hediye olur.
okulum gereği biliyorum bu işleri biraz, plansız bu işe başlayanlar bir kenara bırakıyorlar bir süre sonra.
neyse kolay gelsin.

motive konusunda ben kendisine güveniyorum ama hediye işini çaktırmamak için konusunu tekrar açmak istemediğimden emin olamıyorum. wiseman dfl150 ve roy benson fl402 nasıl flütler acaba, bir bilginiz var mı

maalesef bilmiyorum. trevor james vivace en uygun başlangıç flütü diyebilirim.

öğrenci olduğumdan 800 liralara çıkmam biraz zor gözüküyor :/ peki fox markası hakkında bilginiz var mı, galata'da 450 liraya 2. elini buldum, amerikan markasıymış, o hoşuma gitti uzakdoğululara nazaran. şimdiden herkese teşekkür ediyorum

Bence kedi kopek sahiplenmek pek de durust olmayan bir eylem. Ornegin ben senin vegan oldugunu biliyorum. Sirketlerin hormonlarla 3 gunde 15 kilo hale getirdigi tavuklara acimadan o tavuklari sansli kedi ve kopeklere yediriyoruz. Yani sansli bir canli icin binlerce sanssiz canlinin aci cekerek yasamasina ve olmesine neden oluyoruz. Bu durum Amerikali cocuklar Nike giysin diye calisan Bangladesli cocuklarin hikayesine benziyor. Onlar hayvan acidan anlamaz diye bir tartismaya elbette girmiyorum ya da hayvanlar insanlar icin yaratilmis ya da evrimlesmis seklinde sig tartismalara.

kısırlaştırmak gerektiğine inanıyorum.
çünkü ülkemizde sokak hayvanlarının bu kadar aşırı olmasının öncelikli nedenlerinden biri kontrolsüz çoğalma ve kısırlaştırmama zaten.

sokağımda sahiplenilebilecek 10 tane yavru varken, benim kedim iki ay sonra unutacağı annelik hissini tatsın diye orada burada perişan olacak yavruları dünyaya getirtmem.
bunu mantıklı bulanın da aklından şüphe ederim.

"o zaman insanlar da üremesin" falan diye düşünenler var.
ama insanların hayvanların yüzde %98'inin aksine, zevk ve ihtiyaç amaçlı seks yaptığını da unutuyorlar.
üstelik, bir kediyi doğurtsanız, sonraki ilk kızgınlık döneminde yine çiftleşecek, yine çiftleşecek ve yine çiftleşecek.
özellikle cahil kesimde nüfus planlaması yapmama örnekleri çok olsa da, insanların genel geçer kısmı bir ya da kaç çocuk istiyorsa o kadar çocuktan sonra üremeyi durduruyor.

bir kedinin ya da köpeğin kısırlaşmadan bir yıl içinde doğmasına neden olduğu yavru sayısıyla, insanınki bir değil.

bunu da açıklamak istedim konu açılmışken.

hayvan hakları olan kısım da şöyle...
ben kedilerimin hepsini sokaktan kurtardım.
benim sorumluluğum ona bakmak, onu sağlıklı tutmak, onu mutlu yaşatmak.
sokaklarda sefil olacaklarına ya da dediğim gibi iki ay sonra unutacakları yavrularına sahip olmak yerine, benimle sağlıklı, uzun ve güzel birer ömür yaşamaları daha doğru.
yani dediğim gibi, özellikle ülkedeki hayvan durumu göz önüne alınacak olursa, kısırlaştırmanın hayvan hakları ihlali falan olduğunu düşünmüyorum.
bunun öyle olduğunu düşünenin de yine aklından şüphe ederim.

kısırlaştırdım. veteriner prostat kanseri riski olur kısırlaşmazsa demişti. diğer köpeğime sürekli çiftleşme hareketi yapıyordu.
bunun dışında zaten çiftleştirmeyecektim, çünkü doğacak yavruların akıbeti benim sorumluluğumda olacak. ben bakmayacak olsam da vebali bana. ki türkiye'de gözüm kapalı kimseye sahiplendirme yapamam, ömür boyu bakar bu diye kimseye güvenemem. ciddi sorumluluk isteyen bir şey. ve o yavrular da büyüyünce kısırlaşacak mı yoksa onlar da mı yavrulayacak, sonrası ne olacak vs vs.
hayvanın doğasına müdahale kısmına gelince, zaten doğası mı kaldı? evde bakıyorum, yürüyüşe çıkartıyorum, yemeğini veriyorum. evcil hayvanın doğası diye bir şey yok, doğal olan bu değil ki. bakımı benim sorumluluğumdaysa olası her şeyine müdahale etme hakkını kendimde görürüm.
herhangi bi barınağa ya da orman beslemesine gidip hayvan kısırlaştırılmazsa ve çiftleştirilirse nelere sebep olunduğu görülür zaten.
bunları düşünüp kısırlaştırdım.

BEn de vegan mamalar var ve evet, vegan olmayankar kadar sağlıklı ya da kediyi vegan yapmak ne kadar doğru tartışmalarına girmek iste miyorum. Ama zaten veganların bir çoğu vegan olmayn mama kullanıyor türkiyede. Başka hayvanların bedenlerini kullanıyor. Şu an için zorunluluk biraz bu durum.

İnsanlar Kedilerin köpeklerin yaşam alanıarını işgal edip onları çöp kutularına, otoban kenarlarına mahkum edince, bir kaç insanın eve alıp onlara evini açması pek de zorba bir eylem görünmüyor.


Evcilhayvanlarda kısırlaştırma ömürlerini uzatıyor. HOrmonlarını bastıracak kadar sevişemedklerindne sanırım.

Doğasına dokunmamamız gerektiğini düşünüp ilk kedimizi kısırlaştırmadık. 3 yıl sonra yavru dişi bir kedi aldık eve ama ikisini buluşturmadık. Yavru olan çok hastaydı onu iyileştirmek için odama aldık. Kokusunu aldı ve sesini duydu yine de. Zaten amacımız iyileştirip salmak ya da birine vermekti neyse. Dişinin kokusunu alınca bizimki tuhaflaştı çiftleşmek istedi yavru diye uzak tutunca hep depresyona girdi, egzama oldu, çocuk gibi hastalandı iyileşemedi bir türlü ve bir gün kaçtı gitti. Sonraki aldığımız kediyi anında kısırlaştırdık. Sitede beslediğimiz kediler var. Saldırgan köpek çok olduğu için yavruları parçalanıyordu korumak isteyen anne de yaralanıyordu. Onları da sırayla kısırlaştırdık.

Şehir hayvanseverlerinin en büyük çelişkilerinden biri bu bence. Hayvanların ev ortamına uygun olup olmadığını düşünmeden kendi keyifleri için evlerine alıp sonra kısırlaştırmayı savunuyorlar. Kontrolsüz çoğalma varmış. Evlat edinsen "bu kalabalık dünyaya bir insan daha getirmesin" diye kısırlaştıracak mısın?

biatta hiberna +1

@ossssy durumun vehametini anlayabilmek için gerçekten barınak gezmeli, çaresizce yardım etmeye çalışan insanların evindeki onlarca hatta yüzlerce kedi gerçeğiyle yüzleşmeli, her gün sokaklarda ezilen öldürülen tecavüze uğrayan hayvanlara çevirmelisiniz odağınızı.

İnanın o kadar hızlı çoğalıyorlar ki yetişmek mümkün değil. Sırf bizim sitedeki dişi kedi bile bu sene 3 doğumdan 10 yavru doğurdu. Bakın bu tek bir dişi kedi. Yavrularına bakmaya çalışırken erkek kediler tarafından tekrar zorla çiftleşmeye zorlanan sadece tek bir kedi. Her gün bu ülkede doğan kedi yavrularına yetişmek imkansız. Boşu boşuna sokaklarda ölüp gidiyorlar. Köpek üremesi daha kontrollü ve az. Ama kedilerin çoğalma ve aynı hızla da sokakta ölme oranı o kadar yüksek ki insan hayret ediyor.

İşte o doğan zavallı yavrucaklar üç gün sonra arabanın altında kalıp ölmesin -zaten yaşam şansları çok çok düşük- diye kısırlaştırmayı savunuyoruz. Bir arkadaşım bu zavallı hayvanları sokaktaki vahşetten kurtarma işine girişti de şu an 50 kedi var bahçesinde. Kimse sahiplenmiyor, kimse evinde istemiyor, e sokakta ölüyorlar.

Kedi hayvanının nesli tükenme riski baş göstermediği sürece inanın kısırlaştırmak vahşetle ölmelerinden daha iyidir.

Ayrıca kediler ev hayatına uygundur. En sevdikleri yer evdir. Kendi keyfimizden almıyoruz ayrıca. Ben kendi kedimi mesela, o kadar çaresizce evin önünde ağlıyordu ki 1.5 aylıktı, yalnızdı, açtı, ölmek üzereydi, almazsam öleceğini bildiğim için onu orda bırakmaya vicdanım elvermediğinden sahiplendim. Ay tüyü kılı diye eve almasaydım 3 gün sonra ölüsünü bulduğumda "aman evim tüy olmadı" mı deseydim? Merhamet ve şevkat çok yüce duygulardır.

Lütfen ama lütfen allahın yarattığı canlıları günümüz şehir hayatında ölümden kurtararak evlerine alan insanlara ve sokaktaki canlılara karşı daha nazik daha kibar olun.

Köpekleri niye kısırlaştıralım öyleyse?

Bana kalırsa insanlar da üremesin zaten. İnsanları da kontrollü kısırlaştırmalıyız ya da doğacak çocuk sayısına göre ceza vermeliyiz nüfus 2-3 milyona düşünceye kadar. Doğmuş olanların yaşam hakkı ayrı da, bundan sonra en fazla iki çocuk, ki o bile fazla diye düşünüyorum. Bu benim kendimce ütopik görüşüm ama biri önerse karşı çıkmam.

Hayvanlarda ise ev hayvanları için kısırlaştırma uygun olabilir, olmayabilir. Duruma bağlı. Geçmiş yıllarda ailem sokaktaki bir kediye bakıyorlardı, ki evde bile değildi. Onun 5 yavrusu, 4 torunu derken 20-30 kediyi geçti ve mahalleli yetişemiyor. Sokak kedisini alıp kısırlaştırmak tabii ki çok anlamlı değil. Yalnız, kedileri apartmana tıkmak da ayrı bir konu da, ev hayvanının ömrü ile sokak hayvanının ömrü bir olmuyor. Annemlerin gözü gibi baktığı sokak hayvanı her akşam ayrı bir yara, ayrı bir iltihap, ayrı bir sakatlıkla eve geliyor. Daha önceki ev kedimiz de bahçeye, vb. çıkabiliyordu ama o 16 yıl kadar yaşadı. Burada bir sokak hayvanı 5 yıl yaşadığında 'Bir ayağı çukurda, taş çatlasa iki sene' diyoruz. Yani, bir yandan ömrünü uzatıyoruz ama bunu yaparken de 20 metrekareye tıkmak da işkence. 16 sene yaşayan kedimizi kısırlaştırmıştık, çünkü hayvan acı çekiyordu, kız kedi. Bir doğursa her sene 4-5 yavru verecek. Onlar nasıl olacak, ne yapacağız diye düşünüyorduk. Üstüne de doktor 'Kısırlaştırmazsanız, bazı hastalıklara açık olur' dedi, onun üstüne kısırlaştırdık.

Köpeklerde durumu bilmiyorum.

Ossy +1

Hayvanlar için "iyi" olana karar verip onlar icin yapmak başlı başına üst tür kibri. Bana her türlüsü iğrenç geliyor. Hele bunu hayvana iyilik olarak pazarlamak.

kedim var. ve evet sancılı bir kısırlaştırma operasyonu ve iyileşme süreci geçirdik. fakat her şeyi ile değdiğine inanıyorum. kedim daha önce iki doğum yapmıştı. ve inanın toplamda beş yavrudan yalnızca ikisi hayatta kaldı ve onları da sahiplendirene kadar canım çıkmıştı. şimdi ne kedimin kızıştığı için evden çıkma isteği, ne doğum sancısı ne de yavruları sahiplendirme stresi yok. resmen huzurluyum. size de en kısa sürede yaptırmanızı öneriririm.

birden fazla kedi sahibi olmak mecbur bırakacaktır. sokak kedileri cins olmuyor ve sahiplendirmek çok zor.
@traveller sen kendi yediğin yemekten verebilirsin elbette. eskiden mama da yokmuş kedi kumu da. ne pişerse evde ondan yermiş kedi. ki köylerde hala aynı şekilde, kimse mama almıyor. tavukların yetiştirilme çeşidine biz değil devlet karışacak, temel insanı haklarımızı bile savunamazken bunu savunmayı denemek bile çok zor bu memlekette. hayır sanki sebzeleri cennette yetiştiriyorlar, ölümsüzlük pınarının suyu ile büyüyorlar. yol kenarındaki tarlalarda egzoz gazını yiye büyüyor organik diye aldıkların, kimyasal gübreler ile büyüyor, üstüne pis derelerde yıkanıp temizleniyor bu sebzelerin kumları. genetiğine tohumuna hiç girmiyorum.

@cursed chico hem evde hem bahçede baktığım onlarca kedi var, hepsini elimden geldiğince kısırlaştırıyorum. bu sene eğer komşunun bırakıp gittiği 5 kediyi de kısırlaştırmasaydım şu an bir 20 kedi daha olacaktı bahçede. evdekilere gelince hem en önemli stres kaynağından kurtarıyorsunuz, hem de birçok kanser türünden. yavruların sahiplenilmemesine, saçma sapan insanların eline geçmesine değinmiyorum bile.
@doxanikee ben merak ettim burada neyi "pazarlıyorum"?
somut ya da soyut anlamda olsun ne yaptığını, nelerle uğraştığını bilmediğiniz insanlar hkk önyargılı konuşmayın.
biri köpekleri sormuş, onların hali daha da beter. ama tabii gidip gerçekten görmek lazım barınakları, çoğalınca ormanlara atılan hayvanları. "hayırsız ada" neymiş bir okumak lazım. öyle sallamakla olmuyor.

blatta hiberna + 1

Bunca senedir kedi bakarız. Aralarında cins olan da vardı sokakta gözümüze hoş bakan da, paspasın üzerinde can çekiştiği için kurtarıp evimizin kedisi yaptığımızda. Eğer sokaktan da alsan bir kere ev kedisi yaptın mı ondan sorumlusun. Bu demek oluyor ki hayvan istediği gibi sokağa çıkıp çiftleşemeyecek. Ve o zaman hayvan bildiğin acı çekiyor. Dişi olsun erkek olsun bu durumdaki bir hayvanı kısırlaştırmak en doğru çözüm. Doğurganlığını kısıtlayarak nasıl bir kötülük yaptığımızı anlayabilmiş değilim. Kendimiz de doğum kontrol hapı, spiral, kondom kullanmayalım, 15 tane çocuğumuz olsun sersefil...

Fotoğraflarını eklersen daha etkili olabilir.

sorun ne bilmiyorum ama fotoğrafları yükleyemedim hata verdi. onunla uğraşıyorum birazdan güncelleyeceğim :) teşekkürler

İnsanlar şekilci ve sağlamcı maalesef. Yuva bulması vakit alabilir. Facebook gruplarını, sahibinden.com, patilen.com vb. deneyebilirsiniz.

@auroraaurora aklıma gelen tüm facebook gruplarına yazdım, instagramdan ünlüler takipçisi çok olanlar vs.herkese yazdım ama yok :( daha önceki 4 kedi yavrumu aynı şekilde 1-2 gün içinde sahiplendirdim oysa ki. Dediğin gibi insanlar kör olduğu için istemiyor

[email protected]'a yazdınız mı?

yazmamıştım hemen yazıyorum

İletişim bilgileri ve fotoğraflarla birlikte durumun aciliyetini belirten bir mail atın. aciliyete göre sıraya alıyorlar çünkü ilanları, o süreç uzun sürebiliyor.

kedi sahiplendirmek çok zor, onlarca ilan var internette, binlerce kedi var sahiplendirilmek istenen ve sahiplendirilen kedilerin de akıbeti her zaman hoş olmuyor daha yeni türkiye'nin her tarafından kedi toplayan hasta bir kadınla ilgili fb post'una denk geldim.
üç kedi fazla değil zamanla da alışırlar.

gündüz evde olmuyorum, kediyi kapatmak zorunda kalıyorum, yoksa vuruyor zaten hayvanın bir gözü var ona da bişey olacak diye korkuyorum açıkçası. alışana kadar yavru için kötü sonuçlar doğurabilir

o gerginlik azalıyor, herkes kendi yerini buluyor bir süre sonra. bu kedi için en güvenli yer bence şu an sizin yanınız. kurtararak zaten çok güzel bir iş yapmışsınız. devamını bir şekilde getirin derim. üçü anlaştıktan sonra zaten problem kalmayacak. kedi kavgası içinde çok kalmış, sonunda bir şekilde anlaştıklarını görmüş biri olarak söylüyorum.

bordo, koyu yeşil, lacivert opak çoraplarla gideri olabilir de keser bu bacak boyunu illa ki...
mangodan ayakkabı alınır mı emin değilim aslında.

Bacak boyunu kesmesi ne demek?

Hafiften zor bir renk.

Bunu siyah çorapla giyebilmek için aklıma gelen yol, siyah kazak/triko ve ayakkabı ile aynı renk etek kombinasyonu ile olur. Aynı renk etek olmayınca siyah çorabı çok güzel kaldırmayabilir, uyumsuz durabilir.

Bunun dışında bordo demeyim de, bordo-taba bir karışım ile güzel durur ya da içinde bu rengin olduğu ama ana rengin bu olmadığı elbiselerle giyilebilir. Bordo-kremit ve sıcak tonlu buz mavisimsi bir şey giyilebilir.

Bunun dışında beyaz kazak ve skinny kot pantolon ile kullanılabilir. Krem rengi skinny pantolon ile kombinleyebilirsin ama pantolon sarı alt tonlu (beje dönük) olmalı, pembe alt tonlu olursa renkler çatışır.

Simsiyah giyinip altına bunu giyersen açar, boğulmayı engelleyici güzel bir aksesuar olur.

Bej rengi bir palton varsa, onunla kombinlenebilir.

Hiçbiri olmazsa çanta aynı renk olursa kurtarabilir.

Düşününce uygun bir skinny kot altına gider.

@aychovsky; bacaklarımı kısa göstermedi, bunun dışında baska bir bot daha gösterdim, o direk kısa gösterdi mesela

Ben 1-2 kış önce mango'dan almıştım baya benzerini.

Benimki biraz daha kısası ama kotlarla gayet güzel oluyor.
s-media-cache-ak0.pinimg.com

çorap ten rengi olmalı bence.opak koyu bir çorapla düşünemedim.
cdn.lookastic.co.uk

genel olarak her renge uyuyor,kullanışlı.
yazın şortla bile giyilir yani.
glamradar.com
s-media-cache-ak0.pinimg.com

Bence direkt ten ile giyilmeli renkli giymezdim. Ben de denemiştim ve rahatsız gelmişti. .

ten rengi çorapla kullanmak için mutlaka
geçişi sağlayacak kısa çorap gerekiyor bence. hatta doğru kullanıldığında bacak boyunu da uzatır.
gerçi bu model renk ve boy olarak daha kışlık. yine opak çoraba kalırsın diye düşünüyorum.

Mangoda gercek deri ayakkabinin 137 tl olmasina sasirdim, emin misin gercek deri olduguna?

Ben koyu mavi (indigo gibi) skinny kotla yakistirirdim, aslinda beyaza calan soluk mavi gibi de olur. Corap ya da elbiseyle pek yakistiramadim, belki skater dress tarzinda mini-midi (max diz ustunde bitmeli) olabilir. 40 den ten rengi corap olabilir elbise giyilirse. Koyu yesil/kahverengi filan gozumde kotu canlandi. Opak siyah da olabilir

evet, geçen sezonun ayakkabısı, yaz ayı oldugu icin yarı fiyatına suan

Alköl.

Kavun

Bilgisayar oyunu...

m.youtube.com

iyi bir distopya / apokaliptik film

@siberteknij dark city?

@sameidiot seyretmiştim onu, "hacksaw ridge" seyretmemiştim, seyrettim, o da yeterli gerilimi verdi sağolsun.

nazar boncuklu kolye olabilir.

galata kulesi olan tablo falan da olabilir bence.

kız kulesi ya da (tabii olayı nedir onu da bilsin anlatsın kıza).

müzisyense veya biraz koleksiyoner ruhu varsa kesinlikle yerel müzik aletlerinden alırdım. saz, tambur değil tabii daha kompakt. bana o tarz bir hediye gelse çok sevinirdim.

türk kahvesi takımı, baharat, lokum,

70lik tekirdağ rakısı, ehl-i keyf ve rakı kadehi(istanbul temalı)

kuzey avrupalı kimselerse, kendilerinin ince belli çay bardağına ayrı bir ilgileri oluyor.

Peştamal olabilir havludan çok daha az yer tutuyor, seviyorlar ama hamam renklerinde olmasın.

evet

prensipte evet ama bu şartlarda sağlıklı bir birey yetiştirmek gözümde büyüyor.

10 sene sonra olabilir ama ebeveyn olmaya uygun muyum, emin değilim.

Maddi durumum iyi olursa yapmak isterim.
Olmazsa yapmayı düşünmüyorum.

Turkiyede dogup buyuyecekse hayir sanmiyorum ki umarim oyle olmaz. Aksi halde belki evet. Ama daha cok var.

yakin zamana kadar sicak baktigim bir fikirdi, evlenirsem isterim diye dusunuyordum ama artik pek emin degilim, bilmiyorum. millet gencken istemez, ben ergenken falan cok istiyordum buyuyunce istemez oldum.

istiyordum oldu 2 tane hem de :) ikiz değil yani. 2 sene arayla :)

evet isterim

çok seviyor ve istiyordum 2 seneye kadar, 2-3 ay kedi baktıktan sonra çekilecek sorumluluk olmadığına karar verdim. Büyük konuşmuyorum ama bu ara istemiyorum.

hayır.

şu an için hayır.

Dear gibi düşünüyorum sanırım. Evliliğe mesafeliyim ama kendi çocuğum olsun isterim.

Hiç istemiyorum.

Bir kızım bir oğlum olsun, başka bir şey istemiyorum.

evlilik istemiyorum ama çocuk isterim.
bir kızım olsa güzel olurdu. ama oğlum olur kesin.

Bazen

belki bir gün olur ama olmayabilir de. en azından şu an için kendimi bir baba olarak kuramıyorum kafamda. yani "babba" diyerek üzerime doğru yaklaşan bir şey... pff, gelme lütfen. git. geri git!

her neyse, olacaksa da bir kız bir erkek olsunlar.
büyük olan kız olsun, öbürüne ablalık etsin.
benim gibi erkek kardeşiyle gün aşırı hayvanlar gibi kafa göz yarmalı, vücut mosmor etmeli kavgalar edip büyümesinler.

açıkçası sıfırdan insan şekillendirme fikri hiç fena gelmiyor bana, büyük çaplı, ciddi ama ilginç bi deney gibi. deneyin kötü gitmesi halinde deneği ortadan kaldıramayacaksın tabii, hatta kontrolden çıkıp insanlara tehdit oluşturması filan... aslında bu açıdan da ayrı bi eğlenceli, frankenştayn misali aşsldas

neyse ki henüz o sosyopatlık seviyesine erişemedim heheh. ama bundan geri kalan kısımlar da hiç ilgi çekici değil, o yüzden istemiyorum diyebiliriz. ama yapıcam mı, %90 evet; el mecbur.

çok istiyordum ama artık o kadar emin değilim.

prensipte evet, ama sürekli aklıma okul masraflarını getirip iptal ediyorum.

hayır. mecbur yapmak durumundayım ya da eşimi boşayacağım :')

Evet. Cok cok cok istiyorum. Bebekleri cocuklari cok seviyorum. Bir yegenim ilkokulun ilk yillarina kadar nerdeyse benimle buyudu.

@dear god make me a bird, + 1

edit: @cabiday da + 1

Cok calisacagim bir isim olmazsa ve cocuguma zaman ayirabileceksem ve maddi olarak ona iyi bir egitim ve cevre sunabileceksem evet ama Turkiye'de bu sartlar cok zor. Egitime para versem bu kez cevreyi nasil kontrol edebilirim bilmiyorum.

bilmiyorum. çocukları çok seviyorum, ilerde evlenirsem evlatlık da edinebilirim fakat çocuk doğurmak nasıl bir his merak ediyorum sanırım.

Kesinlikle hayır.

istemiyorum. evliliğe de karşıyım ama milyonda bir ihtimal olup o "ruh eşi" dediğin insan çıkarsa evlenilebilir ama çocuk hayır. hoş, ruha da inanmam.

ölümden hepimiz korkuyoruz değil mi? ölümün dehşetli olmayanı da yok, can vermek her şekliyle çok zor. patlama vs. gibi şeylerde saniyenin yüzde biri sürede can veren insan çok çok az ve istisna.
bir insanı daha bu dehşete, ölüme mahkum etmek hakkın olan bir şey mi sence?

diğer yönden, hayat baya sıkıcı bir şey. klişelere girmiyorum. ayrıca sırf senin sikinden çıktı diye senden apayrı gelişecek bir insanın tüm sorumluluklarını üstleneceksin, hayatının en büyük sorumluluğu o olacak.

son olarak, bebek ağlamasından nefret ettiğim kadar çok az şeyden nefret ediyorum. hiç gerek yok, üremek ayak takımının tercihi bu yüzyılda.

arkadaşlarımın çocuklarını gördükçe daha da uzaklaşıyorum çocuk fikrinden, normalde tam tersinin olmasını beklerdim.

hala keyfime fazlasıyla düşkünüm sanırım. terazide daha ağır basamadı.

bi de, her insanı bir gün yakalayan "bir proje olarak çocuk olayı" da daha yok bende. şimdilik büyük projem işim çünkü. yeteri kadar meşgul edip tatmin duygusu sağlıyor.

Istiyorum. Korkuyorum ama isterken de. Bir seyi cok isteyince ya olmuyor ya da olunca sonu iyi olmuyor. Yavrum olacaksa saglikli olsun, buyudugunu gorebileyim.

@lamira, senin çocuğun vardı ama? duyuru hediyeleşmesinde konuşmuştuk, enteresan.

cevap: hayır.

edit: özelden mesaj attım lamira.

çocukları sevmem. çok ses yaparlar, baş ağrıtırlar ve sabır zorlarlar.

genel olarak çocuk sevmeyen, çocuk gürültüsünden ve şımarıklığından rahatsız olan biri olmama rağmen, istiyorum.

istiyorum ama önce kendimi buyutmem lazım. yaş 30 oldu hala yakın ilişki ve evlilik korkum var.

Istiyorum. Ama bu ulkede degil. Bencillik yapmaya gerek yok.

çocukları seviyorum ama kendi çocuğum olmasını pek istemiyorum.

dedimmidemedimmi ve blue serenity, cocugumu kaybettim ben.

hem evet hem hayır. yani hayır basmasındaki en önemli sebep: kendinden vazgeçmek, artık sen, her alanda ön planda değilsin. Herkes nasıl kolay bu kadar kendinden vazgeçebiliyor bilmiyorum o yüzden. Çocuğun doğumundan büyümesine her anı mucizevi ve bunu far etmek bir yanı isyanla karşılamaktan çok korkuyorum. Ama dünyaya baba olmak için gelmiş bir adamla evlenme arefesinde oldukça fikrim değişiyor. O kadar çok omuzda çocuk taşımalık ki. Diğer yandan sadece çocuğun ilk 5 yaşına kadar hayal kurabiliyorum. Annem hep toprağa girinceye kadar der hep bu yolculuk. Bense onu öyle bir hale getirmek istiyorum ki her an ben yokmuşum gibi hazır olsun hayata. Öyleyken böyle işte.

40 yaş civarı hayatımı şöyle bir toparlayıp evlat edinmek isterim. bakalım.
kendi çocuğum olması konusunda hiç hevesli değilim. dünya yeterince kalabalık.

Evet çok istiyorum

1 tane yaptım ben. Belki ilerde 1 tane daha olabilir.

bir iki seneye kadar asla istemediğimden o kadar emindim ki. son zamanlarda ulan çok istiyorum galibaya evrildi bu konuda fikrim çocuklarla haşır neşir oldukça. maddi olarak korkunç durumdayım, işim yok, evim yok, sırtımı yaslayabileceğim bir babam veyahut zengin bir kocam yok ama galiba orta karar bir stabilitede çocuğu koyarım. itiraf gibi itiraf, anne olmayı çok istiyorum.

İlkel benliğim ve egom birlik olup isteyecekler bir gün ama şu an değil. Muhtemelen evleneceğim kişi çocuk isteyen bir profil olacak.

Normalde istiyorum ama adeta birer küçük canavar kuzenlerimi gördükçe kararsız kalıyorum. Kendi hayatımdan vazgeçmek için henüz hazır değilim. En verimli yaşlarımda verimimi düşürmek istemiyorum. Çocuk büyük sorumluluk demek. Şimdiki nesil 30 yaşına kadar üniversite okuyor. Çocuklara bu süreçte maddi ve manevi olarak destek olmak zengin olunsa bile aslında çok zor. Çocuğun cebine para koyunca işler hallolmuyor. Ki o parayı verebilmek de büyük emek istiyor.

Bismillah NO!

Kesinlikle istemiyorum. Çocukları zerre kadar sevmem zaten. Bütün hayatımı bana bağımlı bir insana adama fikri de korkunç geliyor.

Cocuklari cok severim ama cocuk sahibi olma istegim yok. En azindan su an icin yok. Tr sartlari falan degil mesele, cocuk sahibi olmak istemiyorum.

Evet, istiyorum.

Arkadaşların çocuklarını ya da yolda şirin bi çocuk gördüğümde ben de yapıcam diye hevesleniyorum. ama bi tanesiyle bi saat vakit geçirince sıkılıyorum ve çıldırıyorum. belki kendim yaparsam öyle düşünmem.
bi de kendimden bi parça olma fikri güzel geliyor. sonuçta benden çıkacak o şey. bi taraftan da çocuk bu, atsan atılmaz satsan satılmaz. eşya değilki. sürekli bana muhtaç birinin varlığından rahatsızlık duyarım gibi geliyor.

istiyorum ama bazen de bir çocuk büyütmek için fazlasıyla yorgun olduğumu düşünüyorum.

istemiyorum. sebep çocukla uğraşmak istemiyorum.

Yapıldı ama sola doğru yürüyor, denge sorunu var. düz bir şekilde yürüyemiyor yani.

Kalıcı bir hasar var, kafatasından travma aldığı için yürümesi normal kediler gibi dümdüz ve atik olamıyor. İlk bulduğumuzda su dahi içemiyor, yemek yiyemiyordu, ayakta duramıyordu, devamlı düşüyordu. Tüm yetilerini kazandı, artık yemek yiyor, su içiyor, tuvaletini yapabiliyor ve yürüyebiliyor.

Twitter ve facebookta yuvasiz hayvanlar, haysev gibi gruplara durumu paylastiniz mi. Metin ve fotografi screen capture alarak onlara yollasaniz rt falan yapsalar etkili olur diye dusunuyorum. Ben de kendi sosyal hesaplarimda yaziyorum. Insallah bulunur.

Hepsi birçok ortak arkadaşımız tarafından da yapıldı.

Sahiplenemedigim kedi hakkında ahkam kesmek gibi oluyor biliyorum ama Nacizane tavsiyem sudur, bahceli evi olan ki bu ev illa İzmir ya da İstanbulda olmasına gerek yok birine bahcesinde ve cevresinde yasaması icin verilebilir. sokakta olmayacaktır, o evin cevresinde olacaktır.

bahçesinde kedi bakan biri olarak, arada içeri almama rağmen o evin etrafında kalma işinin pek geçerli olmadığını söyleyebilirim. çok kedi alıştırdım bahçeye, hiç gitmez dediklerimin başına türlü şeyler geldi. sürekli mama, su, ilgi olduğu halde. böyle bir kedi için mutlaka ev içi bakım lazım. umarım bulursunuz sahiplendirip takip edebileceğiniz birilerini. ünlülerden hayvanseverlere de başvurun derim kedinin hikayesini anlatan bir tweetle.

Ben sahiplenmek niyetindeyim biraz ama şu an ankaradayım ve bir süre istanbula gidemeyeceğim. bir şekilde bize ulaştırılması mümkün olabilir mi acaba?

dessy'e mesaj atmak istedim ama uçmuş galiba uyarı verdi.

dessy hesabı silmiş, iletişim de bırakmamış. Belki girip bakıyordur da başka bir hesapla ulaşır sana.

Ulaşım sorununu halletmeye çalışıyoruz, yardımcı olabilecek var mı arkadaşlar?

2 açıortay varsa üçüncü de açı ortaydı. m(B)= 50 derece olur. diğer tarafa kalır 130.

m(a)/2+m(c)/2= 65

180-65=115

Böyle olması lazım sanki.

cevap anahtarına göre doğru. evet. çok teşekkür..

Ben bu soruları hiçbir zaman matematiksel olarak çözmedim. az buçuk görsel olarak açılardan anlayan biriysen bu açının 120'den büyük olmayacağını anlıyor insan. açının sorulduğu yere dik indirip mantık yürütüyordum ve hiç de yanlış yapmamıştım :)

@ asilov ciddi cevap vermemiş ya da sorunu anlamamış sanırım. fikrim yok ama iyi para eder, harap durumda değil ise

evet ya teknoloji değişti. antika olarak diyorum ne fiyat biçilebilir :)
çalışıyor bu arada. almanlar malum.

ebay'de baktım. 1900'lü yılların başında imal edilmiş şu makineyi muhafaza kutusuyla birlikte 50 euroya veriyor adam.

www.ebay.de

@burya öyle bir piyasası var ki, sahibinden'de mesela 150000 ve üstü, 50000 civarı ve 1000 tl civarı olarak üç gruba ayrılıyor arası yok. tarihe göre de değil sıralama. ebay'e de baktım ama çok dikkate almıyorum çünkü daha önce nerede satıldığı önemli diye bu işi bilen yabancı biri söylemişti. ama türkiye'de fiyatları bu kadar birbirinden alakasız görünce bir de duyuruya sorayım dedim. antikacılara da pek güvenilmez herhalde ne bilim, tuhaf :/

özel bir modeli vardır belki para eden bilmiyorum. 1800 yılı üretimi falan varsa onlar para ediyordur. almanya'da ebay'e bakıyorum en yüksek ilan 500 euro olarak görünüyor. 1935 üretimi. 1873 üretimi bir tane var 250 euroya veriyor adam.

ama durumu kötü. 150.000 lira nasıl oluyor ben pek anlam veremedim. adam tr'de 150.000 satmış ama gerçekten alıcısı var mı? varsa iyiymiş valla :)

R modeli ingiltere ebay'de gördüm bir tane
Antique SINGER Sewing MACHINE Hand Crank Cased VINTAGE Floral 1902 27k R505731

www.ebay.de

140 euroya bırakıyor o da. tr'de 150.000 liraya satılana göre 10 kat daha temiz görünüyor. ha bu tr'de satan adamın R 616954 diye yazdığı seri mi özel? R zaten serinin genel adı olsa gerek. diğer no da makinanın kendi üretim kodu. yani ingiltere'de satılan da R serisi

bizimki de o tarihlerde evet, aşağı yukarı aynı gibi. yani almanya tabii singer'in harman olduğu yer. peynir ekmek gibi satmıştır belki o zamanlarda. türkiye'ye kaç tane geldi bilemiyorum.
r seri numarası yıllara göre kodluyorlar, her makinenin özel harfle başlayan numarası var.
ama tabii almanya'dan özel uçakla getirtmek daha ucuza gelir 150000'e göre. bir dikiş makinesi balonu var gibi görünüyor..

battaniye olabilir.

sıcak yemek yemeleri etkili olur.
haşlanmış tavuk suyuna ekmek, kuru mama falan karıştırıp, bulamaç gibi yaparsanız, hem bereketli olur, hem de sıcak bir şey yemiş olurlar.

kartondan kulübe çok etkili olmaz, muhtemelen kar yağarken ıslanır.
ama başka ne yapılabilir, ben de bilmiyorum.
yine de belki büyükçe kolileri koli bandıyla sabitleyip, otobüs durağının içine falan koyabilirsiniz?

mamayı da koyarken bir koli parçasının üzerine dökmeniz iyi olur.

Yemek işini halledeceğim de asıl mesele barınacak yer. Acaba strafor falan gibi bir şey mi koysam altlarına?

Karton ıslanabilir. Etrafını kalın poşetlerle kaplayabilirsiniz. Pet şişelere sıcak su doldurup kutunun içine koyarsanız bir süre ısınırlar. Kutunun rüzgar almayan bir yere konması gerek.

bazı belediyeler de hiç ilgilenmiyor ya da alıp bu soğukta taş zeminli barınaklara götürüyorlar.
yani belediyenize güveniyorsanız arayın.

onun dışında içi straforlu, dışı söylendiği gibi poşetle kaplı kutular yapmak iyi fikir.

titremeleri vücut ısılarındaki düşüşün ciddi olduğunu gösteriyor. belki tıbbi müdahale de gerekebilir. battaniye, kalın karton vb. geçici tedbirleri alın,ama karda ne kadar dayanır bilemiyorum.
kalıcı bir çözüm olarak bence belgeleyin, belediyeye ulaşın, haysev acil gibi kullanıcısı bol sosyal medya gruplarına koyun, belediyeye işin takipçisiyiz hatta tvlere göndereceğiz hissiyatı verin. hayvanlar telef olmasın. soğuklar geçince yerlerine dönsünler tabii. takipçi birileri olursa tekrar bırakmak sorunda kalırlar. yani battaniye vs. yine götürün ama eğer vücut ısıları çok düştüyse yeterli olmayabilir şartlar feci.

@sibertenik:

belediyeye barınağa götürüp "bakmaları" için herhangi bir bildirimde bulunmak, hayvanları bu soğukta kimsesiz barınaklara yollamaktan başka işe yaramıyor maalesef.
barınaklarda hayvanlar birbirlerini yiyor ve kapalı alanda falan değiller.
ha otobanın kenarı, ha oradaki taşın üzeri.

hayvanlara kötü davranan hiçbir belediye de televizyona veririm, internetten kapına adam yığarım tehditleriyle korkmuyor.
eğer Maltepe, şişli, beylikdüzü gibi hayvanlarla ilgilenen bir belediye değilse, ortalıkta kalsınlar daha iyi, insanlar daha çok ilgileniyor.

barınağa gittiğinde aç kalacak, alıştığı yerden ayrılacak, üstelik yine aynı soğukla baş başa kalacak.
ve bizler gibi ilgilenmeye çalışan insanları da orada bulamayacaklar.
o yüzden barınak çözüm değil.
tam tersine, bu soğukları sokakta atlatabilecek olan hayvanı ölüme gönderme ihtimaliniz bile var.

siz kendi imkanlarınızla yapabildiğinizi yapın, belediyenize güvenmiyorsanız, aramayın.
ama fotoğraflarını çekip, facebook, twitter gibi yerlerde yaymak, hayvan sever gruplarda paylaşmak mutlaka işe yarar.

@blatta siz herhalde yazdığımı okumadınız, barınakta bakılsınlar dedim zannediyorsunuz.
barınakları biliyorum inanın. şu olağanüstü durum olmasa en başta ben karşı çıkarım. sokakta 20ye yakın kedi köpek bakıyoruz. bir kere yardım istemişliğim yok belediyeden. ama bu hayvanlar titriyorlarsa gecenin köründe durumları kritik de olabilir belki de daha profesyonel bir müdahale lazım.
hayvansever grupların desteği ve takiple diyorum. zaten birkaç gün sonra şartlar biraz da olsa normalleşecektir.

@siberteknik:

ben de, barınaklardaki "müdahalenin" daha profesyonel olmadığını söylüyorum.
hatta bir müdahale falan da yok, hayvanları alıp atıyorlar zemini taş, üstü açık kafeslere.
ha orada kalmış, ha öbür tarafta.
hiç değilse sokaktayken insanlar yardımcı olmaya çalışıyor bir şekilde.
birkaç gün sonra dönmesi mesele değil, sıcak ve tok kalacağı bir yere gitmiyor ki hayvanlar.

bir de, geceleri barınaklarda kimse olmuyor zaten, kapatıp gidiyorlar.

yani alınsınlar, bakılsınlar, sonra geri dönsünler diye bir şey yok.
barınakların durumunu biliyorsanız, bunu da biliyorsunuzdur.

hayvan sever grupların desteği ve takibiyle hiçbir barınak bir şey yapmadığı için hiçbir hayvan sever grup bu hava şartlarında köpeklerin barınağa yollanmasını istemiyor zaten.
dediğim gibi, sayılı belediyeler haricinde.

ama mesela bazı bölgelerde gönüllü olarak kliniğini açan veterinerler var.
onlar daha etkili olacaktır.
yani soğuklarda hayvanların barınmasına izin verenler oluyor.
şimdiye kadar da iki veteriner gördüm o şekilde maalesef.

hareket edemiyorlarsa, çeneleri kilitlendiyse vs. bulundukları yerde gece bırakma şansı yoksa diyorum belediyenin ya da akomun gezici desteği bile belki yardımcı olabilir. belki prefabrik bir çözüm bulabilirler. sonuç olarak olağanüstü şartlarla mücadelede yoldan geçen bir insandan daha fazla imkana sahipler, müdahale kısmı bu.
ve eğer sorun ciddiyse birkaç günlüğüne de güvenilir, kapalı bir alan da gerekebilir, evet çok az belediye bu işleri düzgün yapıyor ama tek şans buysa?. yani bu hayvanlar donuyor belki şu anda, olağanüstü şartlardan bahsediyoruz.
bu arada bir veteriner çıkar, hayvanseverlerden bir destek gelir, yardım bulunur en güvenilir çözüm.sosyal medyada mutlaka yaymak gerektiği konusunu ben belirttim ilk olarak yazdıklarımda zaten. bu işler düzgün yapılmadığı için.
umarım durumları o kadar kötü değildir.

Justin Bieber.

Eheh.

İşin ucunda bedava olduğundan mıdır nedir farklı bi motivasyonla okumayı denedim ama başaramadım :)

Anladığım kadarıyla p ile başlıyor. Ben 5 liramı alıp gidiyim bence

Trevis bilsaw

Tekrar baktim p. Trevis bilson
Travis galibs

şu ana kadar bilen yok

parasinda degilim de yazan kisinin baska metni varsa elde okunur oradan daha saglikli olur. Bir de "bildiniz bilemediniz" derken cevap elde var mi? Yoksa bilinip bilinemedigi de tahmin mi ediliyor?

şöyle ki. Elimde büyük bir database var ve tahminleri database ile karşılaştırıyorum. eşleşme olmayınca bilemediniz oluyor. :(

soyadı bilgüm gibi.

veri tabaninda sofistike aramalar yapmak mumkun degil mi peki? Mesela soyle bir sey: P. (J|T)*e* Bi*

P. garanti gibi. Ilk harf J veya T sonra arada bir seyler (*) sonra muhtemelen bir e var sonra yine bir seyler (*). Soyad Bi ile basliyor gibi gerisi belli degil (*).

Bu bir sonuc dondurmezse en temel varsayimlarimiz yanlis demektir, onlari duzelte duzelte tekrar deneriz. Sonuc dondururse muhtemelen cok az uygun sonuc doner onlardan da secip dogrulamak mumkun olur.

p. tercan bülgüm

SELECT Adı, Soyadı FROM Musteriler WHERE Soyadı LIKE 'B%' AND Adı LIKE 'P%';

Heheh, kendimi denedim sadece, dogru mu biri soylesin :p

Bence de soyadi Bilgüm +1

p jean bilgün

bence bu arada soru sahibi database'de sorgu yazmıyor sadece bi yerden sorguluyor. yoksa evet yuzır'ınki gibi ya da daha detaylı bişeyler yazmak denenebilirdi.

Kayıt olan kişileri sadece basit text documenta yazmıslar yapabildiğim tek şey search etmek dosya içerisinde sql araması yapamıyorum. Yoksa çok kolay olurdu.

isim yabancıysa "p. trevor" soyadı üzerinde çalışmalarımız devam ediyor.

kadın olduğuna emin miyiz?

Kadın ismi olduğunu nereden biliyorsunuz?

database'de kaç kişi var?

p. türkan bilgen

kadın eminiz. Tüm database çünkü kadın... Yabancı mı türk mü emin değiliz.

Text dosyasinda olmasi sorun degil, duzgun bir text editor ile (sublime text, notepad++) dosya icinde regex aramasi yapilabilir 5 dakikada (o kadar bile surmez) bulunur. Dosya ozel degilse upload edin bir yere hemen bulunsun.

baştaki p değil A
kişi sağ eliyle yazmış gibi duruyor.
J'den sonraki harfi anlayamadım ama Joenz gibi duruyor.
İkinci kelime de B ile başlamıyor, muhtemelen S.
ikinci kelime ikinci harf noktalı ve ünlü bi harf, eğer Türk alfabesi harfleri içinde ise. (Almanca,da, isveç dilinde noktalı başka harfler de var ya)
ikinci kelimede g gibi görünen şey g olmamalı, çünkü el yazısında kelime ortasında büyük harfe geçmek nedir?
son haf m gibi olabilir.

Belki faydası olur:)

neynep, ikinci kelime soyad olduğu için büyük harfle yazılmış giye düşünüyorum ben. çünkü G'den önce de bir L harfi var.
ama B ile başlamış olduğundan ben de şüpheliyim.
ilk kelimede ise J veya T'den sonra sanki bir d ya da a harfi var gibi.

bu arada dün 3 eczacıya da okutmayı çalıştım beceremediler. Nasıl yazdıysa listede tek bu kaldı...

P. Jhedh

dursun çiçek

bence ikinci harf o'ya daha yakın, kuyruklu harf değil gibi.
İkinci kelime soyadı ve büyük harfle başlıyor, ok. Ama G gibi görünen şey soyadı kelimesinin ortasında G gibi görünüyor, kelime içinde bi g olsaydı "g" olurdu, diye düşündüm.

neynep, soyadın bütün harfleri büyük yazılmış demek istiyorum.
bulalım şunu nolur ben çok takılırım böyle şeylere. bakın finallerim var bulalım şunu ders çalışıcam hadi... hadi!

bence adı frida ya da freda ama çözemedim tam.

hatta freda ballgown (marka) diyeceğim

ferda bilgin de olabilir.
ismin f ile başladığını düşünüyorum.

allah aşkına doğru bilen parayı, yazının sahibine bağışlasın. yazım kursuna falan gitsin ya. sinir oldum, hırs yaptım.

isim joasr. soyadı da s ile başlıyor. şimdilik bu kadar

a. şenda bilgin diyorum ben

Soyadının "Sülgün" olduğunu düşünüyorum. İsim hakkında henüz net bir fikrim yok.

Soyadın baş harfini dikkatlice incelerseniz, B harfinin kesinlikle o şekilde yapılamayacağını teknik olarak görebilirsiniz. Orada B harfi el yazıdaki S harfinin yapılış biçiminden dolayı alt yuvarlağı da varmış gibi görünüyor.

Şu ana kadar yapılmış tahminleri eşleştiremedim ben. Bilen yok gibi bu arada bir arkadaşım bana geliyor ve bu rezil txt dosyasını bir şekilde filterlayabileceğimiz düzene aktarmaya çalışacak.

Bu arada bazı yazarlar dosyayı upload et demiş ama şirketin olduğu için yapmamam gerekir.

Herkese gayreti için teşekkür ediyorum. Umarım bu akşam buluruz. Bulamasakta herkes çabaladı istanbulda olanlara haftasonu kahve ısmarlamak isterim :)

isim A.jienn bence. Soyadı büyük harf yazılmış olduğunu düşünürsek, Sİ***W diyebilirim en fazla.

P. İrem bilgün

P. Jsezn BİLGÜM

p.jirvan bilgüm

P. Tuna veya turna veya turla bilgüm.

"n.(nizar) şirvan bilgin" diye biri çıkıyor google'ladığında.

hepsini kontrol ettik eşleşme yok... Hayatımda çok el yazısı gördüm ama bu kadar okunmayanı ilk defa görüyorum

jicar bilgün

ya da tilar bilgün.

p. firdevs bilgen

doğrusunu biliyor musun?

A. Trevor Bilgün

Daha bulamadik. Kesinlikle ben de cok merak ediyorum bir insan istese bu kadar kotu yazamaz.

bence partiye kaçak girmiş ismini bilerek anlaşılmaz yazmış
Soy adı zülgen, zülger, zilgen, zilger, zilgör, zilgön olarak deneyin lütfen.

P. Tijen Bilgen
Ressam olması muhtemel kişi

bulamadık maalesef birazdan genel müdür öpecek beni..

p. Thera Bilgün.

p. jieva bilgün

p.tuana bilgüm

jhenla / jhevla bilgüm.

p. jesa bilgün

p.ümran bilgen
a.ümran bilgen

ismini yazan kişi en az 70 yaşında, orası kesin. ismin gerçeğini ne zaman öğreneceğiz? ne yazmaya çalıştığını çok merak ettim.

p. ferda bilg*n

feride de olabilir.

p. Tevrat Bülbül

Tierin adını aratır mısınız acaba?

p fre(i)da bilgan

hepsini denedik ama eşleşen çıkmadı.muhtemelen öğrenemeyeceğiz çünkü genel müdür de işin içinden çıkamadı.

bulabildiniz mi?

otobüsle bakırköy, sahile inilip bostancı deniz otobüsü en güzel yol.

maalesef o konuda ikna edemedim kardeşimizi, illa ki metro kullanacağım diyor.

yenibosnadan metroyla son durak yenikapı, ordan yenikapı hacıosman yönündeki metroyla taksim, ordan da bostancıya taksi dolmuş

sırf metro diyor, siz hala dolmuş falan diyorsunuz. bostancı durağından bostancı metro durağını anlıyorsak eğer (ki kendisi bostancı'da sayılmaz pek);

yenibosna - yenikapı (marmaray'a aktarma, ayrılıkçeşme yönü) - ayrılıkçeşme (kadıköy - pendik metrosuna aktarma ve pendik/tavşantepe yönünde biniş) - bostancı

Ben hala Boğaziçi diyorum.

Edit: Şehitlere sonsuz saygım var, ben iktidarın onları yaşatma tarzını beğenmiyorum. Yeni yapılara bu şekilde isimler verilebilir, ancak ülkenin tamamına mal olmuş yapıların, meydanların adlarına dokunulması anlamsız.

hayır tabi ki. gayet rezil bir isim.

ben de antakya sakini olarak bu adın öylece kalması taraftarıyım. hatta olaganüstü halin 3 ay uzatılmasından öte evden dışarı çıkar çıkmaz etkisinin hissedilmesini istiyorum. nasıl hak ettiysek öyle yönetiliriz. -o halde- sorun yok.