Fakir ama ruhsuz seçerdim. İpneliğine.

Zaten bayan ya da kadın da değilim ;_;

hangisiyle daha iyi anlaşıyorsam. romantik olması anlaşacağım anlamına gelmez. ben de romantik değilim.

ya ne cevap bekliyorsun zengin ve ruhsuz tabii ki.
vıcık vıcık ve fakiri kim napsın allasen?

Erkegim ama 1i secerdim.

Zengin ve ruhsuz olanı.

Romantik erkek denildiğinde aklıma gelen de şu: www.youtube.com

La hadi illa yukarı mı taşıyalım mesajı hayrına yazın işte.

Yukarı yukarı

öncelikle evet sözlüğe şöyle bir başlık açmak yerine (bkz: diş eti şişliğiyle ilgili soru) o tarz soruların yeri burası, sözlüğe yazmak istiyorsanız klacid başlığına belki tanım gibi girilebilir bir ihtimal, sonradan gelecek çözümün yardımcı olması için birine, ikincisi duyuru uyanmamış olabilir henüz, sabırlı olun, çağrı merkezi değil burası, üçüncü bir de üslup sıkıntısı da var gibi ama o da ağrıdan diyelim. geçmiş olsun.

Mazur görün o kadar ya. :) tatilde bir de yine bu hastalık gelince insan sabırsızlaşıyor.

Arkadaş olaya bak ukalanın biri dışında hiç mi bakan yok hadi pazar pazar şişliklerle boğuşmayalım ya

Ne zaman oldu ? Nasil bir sey gormeden muayene etmeden bi sey demek güç .

Ayın 10'u gibi dolgumu yenilettim sağ ön üst dişinmde.
Dün sabaha kadar da rahattım ama dün sabah hafif bir şişlik ve dolgu yüzünden rahatsızlık duydum dişte dişimde zonklama gibi bir şey başladı.
Dün gece de şişlik hissi ve zonklama devam etti uykuda geçti,uyku aralarında oldu.
Apse başlangıcı gibi geliyor.klacid ile başlayıp bir diş hekimi görmem mantıklı olmaz mı?

klacid doğru tercih olmayabilir.diş hekimine danışmadan antibiyotik almayın.diş iltihaplarında öncelikli olarak başka antibiyotikler tercih edilir,klacid değil.antibiyotik kullanılması gerekiyor olabilir bunu kontrolden sonra dişhekimi önersin.fakat Ağrı, ateş ve iltihaba etkili ilaçlardan olan apranax (allerjiniz yoksa)kullanabilirsiniz geçici olarak ve diş hekimine gidene kadar.ağız bakımını ihmal etmeyin.
geçmiş olsun sağlıklı günler.

Çok sağol kardeşim

tıp çalışşanı değilim ama klacid doğru grup antibiyotik değil. amoksisilin grubu antibiyotik verilir genelde. amoklavin, amoksilav filan gibi.

caps ataydın iyiydi

Diş doktoruna muayene olmadan ilaç alma. Zaten reçetesiz antibiyotik satın almak yasak.

En kısa zamanda doktora git. Bugün doktora gidemeyeceksen Kloroben ağız gargarası var eczanelerde, onu öneririm. Doktora gidene kadar 2-3 defa onunla gargara yaparsın, 1-2 defa da tuzlu ya da karbonatlı suyla.

saramago - körlük

Kafka - Dönüşüm

halil cibran - ermiş (roman sayılmaz gerçi)
hermann hesse - knulp
saul bellow - boşlukta sallanan adam

pek "felsefe"den saymazlar ama sartre'ın bulantı'sı güzeldir. varoluş akar.

düşüş - camus
bir beyoğlu düşü - demir özlü
aylak adam - yusuf atılgan

+ sartre, bertrand russell, alberto moravia kitapları.

tebrik ederim böyle bir iş yaptığınız için.

yavruluğu biraz aşmışlar sanki, maşallah çok sağlıklı görünüyorlar. Özellikle dişi iseler bir veterinerde kısırlaştırıp evin çevresinde (evde istemiyorsan evin içine alışmaması lazım) bakabilirsin bence tabi imkanın varsa. Kutu, tente vs. de koyabilirsin kışa doğru, çoğunlukla kuru mama verirsin masrafı olmaz fazla (kilosu 5 lira bizim kediye 1 aydan fazla gidiyor). Dışarıdan da beslenirler onlar. Bir de temel aşılarını yaptırısın, onlar da çok tutmuyor. Ben yavru kedilere bu üçgen peynirlerden veriyorum bayılıyorlar, tavsiye ederim.

sütü suyla 1'e 1 oranında karıştırıp verin lütfen. elinize sağlık. ^_^

benim de bir kedim var 6 yıl önce yağmurlu, soğuk bir günde annem sokaktan alıp getirdi, onu da annesi bırakmış böyle. ağlıyordu, üşümüştü çok 3 aylık falandı hatta belki daha küçük. annem alıp getirmeseydi ölürdü. bize çok bağlı şimdi annesiz büyüdüğü için bizi ailesi gibi görüyor, zaten öyle olurmuş. 6 yıldır mutlu mesut yaşıyoruz.

ben de aynısını yapardım sonuç olarak. iyi bir şey yapıyorsunuz.

Eve sokamıyorum benim kendi kedim diğer kedilere karşı aşırı düşmanca tavır sergiliyor

alışmaları için süre tanımanız, bir şans vermeniz iyi olur.
yani her kavgada hemen ayırmak alışmalarını engelleyebilir.
sizin durumunuzu bilmiyorum ama birçok insan bu konuda çabuk karar veriyor.

3 aylıktan büyük gibi görünüyorlar. süt vermenize gerek yok. zaten süt pek iyi de değil onlar için. mama vermeye devam edin. hava çok sıcak, sularını ihmal etmeyin. keyifleri yerinde görünüyor. kış için belki bahçede bir yuva yaparsınız. yüreğinize sağlık

Müsterih olunuz, bu dediklerinizin hiçbiri olmayacak.

Suriye gibi olmayız ama çok kalabalık ortamlarda bulunmamakta fayda var bence. Canlı bomba eylemleri artabilir. İnşallah yanılıyorumdur..

grgn, iyi diyorsun güzel diyorsun da bunu neye güvenerek söylüyorsun? daha pazartesi günü suruç'ta 32 insan ölmedi mi? onun üç katı yaralanan var. 32 kişi ölünce, yaralıların sayısı önemsizleşiyor insanların gözünde; ama orada uzvunu, yetisini kaybeden insanlar oldu. hayatı bir daha asla eskisi gibi olmayacak, sadece travma yüzünden bile ciddi sıkıntı yaşayacak yüzlerce insan.

türkiye'deki ışid sempatizanlarının sayısı çok fazla. ışid'in eylem için sınırı geçmesine, büyük şehre gelmesine bile gerek yok. buradaki adamları halledebilir. daha önce büyük şehirlerimizde patlama olmadı mı? kaldı ki, o zaman böyle bir tehdit bile yoktu, bu şekilde ortadoğu bataklığına saplanmamıştık.

cephe savaşı olsa neyse, öyle bir şey de olmayacak. patır patır patlatacaklar bombayı. kaçıracaklar, yakacaklar, dökecekler falan. süper. stratejik derinlik çok güzel.

O değil de ben üniversiteye il dışına gidiyorum. Google'a kürdistan yazınca bir sürü harita çıkıyor ya, hepsini güncellemişler sanırım. Benim gideceğim il de var haritada. Adım hardcore türk adı, sikecekler götümü ona yanıyorum. :|

7.62 mm nin temizleyemeyeceği pislik yoktur. CcC

daha önce memleketde hizbullah vardı, bir sürü toplu mezar buldular hizbullahçıların kestiği, benzer şekilde derin ilerleyebilirler, kaldı ki o dönemde tv'ye çıkan gonca kurişi de öldürmüşlerdi.

Hem pkk hem isid taragindan cok daha vahim saldirilar olacagini dusunuyorum, hic de oyle yabana atilacak seyler degil. Tunus'ta jetskiyle plaj basip turistleri taradilar. Maalesef cok zor ve karanlik gnler bizi bekliyor diye dusunuyorum.

Bu isid tezgahini yonetenler kimlerse, onlar vazgecene kadar da rehdit surecektir.

eğer Türkiye ciddi bir savaş içine girerse (saldırı, misilleme değil de bildiğin savaş) Türkiye içindeki diğer silahlı örgütler (pkk, dhkpc, milliyetçiler vb.) hem birbirine hemde devlete girerler diye düşünüyorum. devletin yanında yer alan gruplar ile devlete karşı olanlar arasında en fazla zararı işinde gücünde olanlar görecektir.

ulan dolar kesin fırlar yarına

2,74 olmuş zaten amk. Bilgisayar toplayacağım anama atladı bu dolar resmen. En son baktığımda 2,63tü.

2003 saldırıları olduğunda taksim'de, olay yerine oldukça yakındım. biliyorum nasıl bir dehşet olduğunu ama bugüne kadar paranoyak biri olmadım, bu tarz korkuların terörün amacına hizmet ettiğini düşündüm.
ancak bugün ben yaşananlara basitçe ışid ya da pkk diye bir ad da veremiyorum, önümüzü göremiyoruz. suriye gibi olmayız evet ama olmamak için ne kadar kayıp vereceğiz. farklı grupların oyun sahası artık türkiye. ülkenin yönünü tayin eden kişinin kendisinin ve ailesinin çıkarları iktidarda olmadığı takdirde çok büyük tehdit altında.
bütün bu bilgiler ışığında evet korkuyorum.
bir yandan da türk ekonomisinin çökmesi pek kimsenin işine gelmez. bu kadar hard core saldırıların gerçekleşmesi "bir şekilde" engellenir diye de kendimi rahatlatmaya çalışıyorum.
bilmiyorum.
ama evet ilk kez mümkün olduğunca kalabalık açık alanlardan uzak duruyorum. turistik yöreler de ayrıca tehdit altında bence.

Oncelikli olarak sifresini kimsenin bilmediginden emin mi? Cunku gecen sene bir tanidigimiz boyle bir olay yasamisti, tercih donemi bitmeden farketmisti neyse ki, butun tercihleri degismis. Bir arkadasi biliyormus sifresini.

Bunu ihtimali elediyseniz, aklima pek bir sey gelmiyor. Cunku bugun osym burosundaydim, kesinlikle yerlesecegine emin olup yerlesemeyen 4 tane cocuk gordum. Zerre guvenmiyorum bunlarin yapacagi ise. Mutlaka dilekce yazsin osymye bir sekilde inceletsin. Bir sey cikar mi pek emin degilim ama.

arkadaşının bir yakınının (aile, arkadaş, sevgili vs) ondan habersiz bir şekilde değiştirmiş olma ihtimali > arkadaşının o kadar salak olma ihtimali > bahçeşehir üniversitesi'nin arkadaşının sistemine girip sıralamayı değiştirmiş olma ihtimali.

kusra bakmayın ama bu son yazdığımdan ciddi ciddi şüpheleniyorsanız... neyse...

şifresini bir yerde unutup söylemiştir. daha önce kaç kez haberle çıktı ben bunu yazmadım ama bu okul çıktı diye sonra ortaya çıktı akrabası, annesi, babası, arkadaşı değiştirmiş.

bahçeşehir üniversitesinin böyle bir şey yapmaya ihtiyacı yok, zaten o kadar kolay bir şey değil. böyle bir skandala bulaşsalar sittin sene kendilerini temizleyemez.

bizim zamanımızda tıp kazanacak birinin en güvendiği arkadaşı tercihlerini değiştirmişti. kızcağız tıp beklerken şırnakta mıydı hakkaride miydi hatırlamıyorum ilahiyat fakültesine yerleşmişti. sonra tekrar hazırlandı filan. en yakın arkadaşlar yapıyor bazen öyle

böyle durumlar bugüne kadar en yakınlardan çıktı maalesef.
ama hiç söylediğiniz gibi üniversiteye bağlı bir durum duymadım. bahçeşehir'i geçtim yeni açılanlar hakkında falan bile. yani oraya gitmeyecek bir insan çıktı diye de gitmez zaten.
adli vaka bu, söylendiği gibi bilişimle ilgili birim neyse araştırması gerekiyor.
kolay gelsin.

eskiden yani 2009 tercihlerinde bölümlerin kodları vardı acaba kodları yanlış yazmış olma ihtimali var mıdır?
sonuçta benim tercih yaptığım sene ziraat mühendisliği olarak bildiğim bi kod tamamen sistemden silinmişti, meğer ziraat mühendisliği dallara ayrılarak hayatına devam etmiş gibi gibi olaylar olmuş da olabilir.

ayrıca felaket bişey olmuş ikinci tercih mercih de yalan oldu dimi şimdi?

Geçen sene tercihler açıklandıktan sonra da aday işlemlerinden tercih listemiz görüntülenebiliyordu çıktısını da sonradan alabiliyorduk kontrol edin bi daha yazık olmasın

ack+3000. inşallah arkadaşın da senin gibi bahçeşehir'in değiştirmiş olduğunu düşünmüyordur. herkesin dediği gibi eş, dost, akraba, sevgiliden şüphelenin. neredeyse her sene yaşanıyor aynı olay.

olası bir problemde sunmak üzere tercihlerin çıktısını mutlaka alın diye özellikle belirtmiş ösym. şu halde çözüme kavuşması baya zor görünüyor ama umarım hallolur da arkadaşının 1-2 senesi yanmaz..

gümrüktekilere ödeme dekontunu göstersin, muafiyet sınırı 75 euroydu bildiğim kadarıyla. 15 dolarlık ürün için vergi ödememeniz lazım

e herhalde geri döner, içine şarap doldurup içecek halleri yok

@victum, ürün eğer orijinal bir marka replikası ile gümrükteki abiler onun tr satış fiyatını baz alabilirler. sen trde 1500 liraya satılan ayakkabıyı 15 dolara çinden alıp giyemeyebilirsin yani. keza ayakkabı konusunda son mevzudan sonra daha hassas davranılıyor.

Mal sana ulaşmadığı için open dispute yapıp para iadesi isteyebilirsin. malın geri dönüp dönmemesi seni bağlamaz. sonuçta eline ulaşmamış bir üründen bahsediyoruz.

edit: ayakkabıların vergilendirilmesi ile ilgili bir değişiklik yapılmıştı sanırım. 10 dolarlık da olsa vergiye tabi tutulacak

Ayakkabılarda değer farketmeksizin 77tl vergi uygulaması geldi.

evet bu geçenlerde çıkan bir kanun, haberlerde görmüştüm. ayakkabının fiyatı ne olursa olsun bu vergi alınıyor.

edit bilgilendirici linkler:
bilgedefteri.com
bilgedefteri.com

bi dk ayakkabı aldığınızda bedeli ne olursa olsun vergi mi ödüyorsunuz?
yuh artık..
şimdi diyecektim tutup da türkiye fiyatını araştırıp vergi koyan memur görmedim diye bu tarz şeyler için...
ya nedir bu ambargo ülkesi miyiz?
allah kahretsin.

o konu biraz karisik sanirim, benim bir ay once gumruge takilan pabucum geri gonderilmedi daha cine. bana da gelmiyor, gumrukte bekliyor herhalde.

yasa geregi takilmiyor olmasi gerekiyor. o yuzden itirazlar var cok sayida. sanirrim bakanliktan yazi gibi birsey bekleniyor. dilekce doldurup sikayette bulunun diyenler vardi. dilekce ornegi de vardi.

ayakkabi cine donmezse satici da parayi iade etmiyor bu arada. dispute actim ama o sizin sorununuz dediler :(

var buradan randevu alıp gidiyorsun hastanerandevu.gov.tr

biraz araştırın tabii doktoru gitmeden.

Devlet hastanesindeki psikyatriste gitmedim ama tahminime göre ayrıca bir de bunun için tedavi görmen gerekebilir. Alay etmiyorum yanlış anlamayın. Gidip de memnun olan görmedim ve ayrıca devlet hastanesinde tedavi tam bir eziyet..
@siberteknik'in dediği gibi mutlaka bir tavsiye ile yahut dr u araştırarak gidin..
Geçmiş olsun...

randevu sırasında psikolojik sorunun artabilir . doktorun yaklaşımlarını söylemiyorum bile .. tipik bir dahile uzmanına gitmişsen yaşayacaklarını tahmin edebilirsin aslında ..
bu gibi şeyler bizim ülkemizde fazla romantik
not: gittiğimden söylemedim ama türk insanıyız neticede bir kaç kereolay yerine polis çağırmışlığımız var ,kan kusturur bunlar adama kan ..

geçmiş olsun

randevu alıp gidiyorsun, genelde antideprasanları dayıyorlar, gerek görürse psikoloğa yönlendiriyor. psikolog seansı da öyle bir saat falan değil en fazla 15 - 20 dakika kadar.

fransızca dedim de latince galiba

suni göz yaşı

unifluid ilacın adı. polyvidone sanırım bizdeki povidon. göz için diyor. göz antiseptiği gibi. konjonktivit için muhtemelen.

voie ophtalmique kısmı fransızca, göz kullanımından bahsediyor.
latince yok.
ne işe yarayabileceğini yazmışlar zaten...

spencer holst - kedilerin dili
çok zevk almıştım okurken

pessoa - şeytanın saati

aklımdaki yılan

Doğu yücel düşler kabuslar

göçmüş kediler bahçesi

bernard malamud - the magic barrel (türkçe çevirisi yok)
italo calvino - jaguar güneş altında

bir de şu:

www.youtube.com

edit: çok fazla okumadım ama caradoc evans ve dylan thomas öyküleri beni en çok çarpan öyküler olmuşlardır.

İlk aklıma gelenler, Göçmüş Kediler Bahçesi +1500
Hele "Usta Beni Öldürsen E" adlı bi öyküsü var orda Bilge Abimizin...

Dostoyevski, Beyaz Geceler.

Sait Faik, Lüzumsuz Adam, Alemdar'da Var Bir Yılan

Son olarak Sabahattin Ali'nin Kağnı-Ses-Esirler'i (özellikle orada Ses'te Köstence Güzellik Kraliçesi).

edit: Gogol'ün Petersburg öykülerini de ekleyeyim. Hatta en başlarda yazmalıydım.

thomas mann öykülerini severek okuduğunu hatırlıyorum...

what we talk about when we talk about love aldım kütüphaneden. haydi bisss.

teşekkürler...

yazmaya devam ediniz.

dursun burada kaynak olarak.

çehov'un öykü kitaplarından herhangi birisi.

mars yıllıkları, bradbury (şehir öyküsü değil deyip geçmeyin.)
bir de hasan ali toptaş var tabii.

onat kutlar - ishak
oğuz atay - korkuyu beklerken
ingeborg bachmann - otuzuncu yaş

airmax 2 diyor ya işte tepede. sen yoksa sazan avına mı çıkmışhan?

air max 90.
air max 2 diye model yok.
edit: air max light diye bilinen bir 2 varmış ama bu değil.

Nike Air Max 90 Essential

air max diye aratınca milyarlarca air max çıkıyor bunların hepsinin farklı modeli var ben onu soruyorum.
store.nike.com
bu sayfadaki ayakkabıların hepsi farklı bir model.

sütü yüzde elli su yüzde elli süt şeklinde verirseniz iyi olur.
ishal yaptığı söylenir sütün, açıkçası ben hiç vermiyorum, zaten anne besliyorsa gerek de yok şimdilik.
micho gibi kuru mamalar hem daha dayanıklı, hem de etraf temiz, derli toplu olur.

Kuru mama yiyebilirler sanırım.
Bir şey ser yinede, ne kadar yaz olursa olsun gece üşüyebilirler.

yavrular ve anne kediler için satılan mamalar iyi iş görür ama bunun için yavruların sütten kesilmesi gerekir. şimdilik anneyi iyi beslemek yeterli olur. süt verecekseniz o sütü mutlaka sulandırın. yattıkları yere koyacağınız dışı naylonla kaplanmış, içine de kullanmadığınız eski kumaşları koyduğunuz bir mukavva kutu onlar için lüks bir apartman dairesi olur (kışın tabii).

nazarımda kuru mama için daha erken illa vereceksen ya günün belirli bir öğününde ver misal akşam yada 2 günde ver. Kedi dediğin yer balık hafızası gibi bir midesi var sen önüne ne koyarsan yesedeyemesede giderbakar.

Seçenek olarak kaşar, peynir, labne, krem peynir vb peynir türlerini yavru kediler mutlaka yerler.

Kırmızı yada beyaz et vermemen yavru kediler için daha iyi yavru kedi hazır mamaları var

Sut vermeyin, ishal yapar. Baska bir sey bulamazsaniz da sulandirarak verin soylendigi gibi. Yavru kediler icin kuru ve yas mamalar var, onlardan alip verebilirsiniz. Haslanmis yumurta sarisi, baharatsiz tuzsuz yagsiz tavuk/balik/et, jambon da evden verilebilecekler arasinda olabilir yine ama en sagliklisi mama.

annesi varsa süt emiyosa anneyi beslemek gerek, değilse şu mamalar biberonla sanırım www.google.com.tr
edit:yanlışım varsa düzeltin

çok geç. sakın kediniizi sokağa bırakıp geri dönmesini beklemeyin. kedi telef olur dışarda.

bizimki bir kere kayboldu, bulduk sonra, ev kedisiydi şimdi dışarıda takılıyor, kendi halinde, biz harici tüm insanlar ve kedilerden uzak bir halde vakit geçiriyor, bizi görünce eve gelmek istiyor, kapıda bekliyor vs, ilk başlarda çok kısa süreli çıkarttık, sonradan alıştı, siz de öyle deneyin isterseniz.

size ne kadar şanslı olduğunuzu nasıl anlatmalıyım bilemedim...
şehirdeki bir kedi için olabilecek en güvenli şekilde yaşıyor şu anda ve alışmış durumda eve, belli bir düzeni var.
bu yazdıklarımın inanın paranoyaklıkla alakası yok.

benim iki britishimi annem 1 yaşından sonra alıştırdı.

başında beklemen lazım. azar azar artırarak başında bekle alışır zamanla. ilk başta yere basamaz sonra alışır.

Valla hayvan istemiyorsa zorlamamanı tavsiye ederim. Sokaktan çok korkan böyle bir hayvan için travmatik bir deneyim olur ve başına ne geleceğini de bilemezsin o gerginlikle. Sokağa alışkın ya da sokağı merak eden hayvanın dışarı bırakıldığında yaşama/başına bir iş gelmeme şansı çok daha yüksek.
Hiç gerek yok böyle bir atraksiyona girmene.

bizzat yaşadığım deneyimi, gördüklerimi anlatayım da olasılıklar daha net görülsün.
iki yıl önce, on kadar kediyle bahçe katına taşındık, şöyle tarif edeyim, biz gayet yeşil güzel, genişçe bir arka bahçeye doğrudan çıkış olan -4. kattayız. yamaç var, kedilerin ancak o yamacı çıkarak caddeye geçme durumları var.
geldiğimizde apartmanın girişinde de alışmış bakılan 2 kedi vardı, hala duruyorlar.
bizimle gelen kediler bahçeye çabuk alıştılar, çoğu bahçede büyüdü zaten, yemekleri bahçede, ben atlasam yan komşu veriyor, şu an kalan kedi sayısını söyleyeyim:2. trafik kazası, kayıp, kedi kovalamasından korkup kaçma şu an kalan sadece 2 kedi.
karşı komşumuzun kedisi yeni doğum yaptı, el bebek gül bebek 4 aylık oldular, caddeye bakan bir bahçede dışarı çıkmaya başladıktan sonra şu an kalan kedi sayısı 1. o da veterinerde, kalçası dağılmış halde ameliyat olmayı bekliyor.
geçen yine bizim apartmanın ön tarafında yine kedi besleyen komşumuzla konuşuyorduk, bu kaldırıma/caddeye çıkan birkaç seneyi geçmiyor, neden bahçede kalmıyorlar anlamıyorum dedi.
size burada alıştırabileceğiniz yönünde tavsiye verenler yarın elinizde kayıp kedi fotoğrafı dolaşırken ya da acil veterinere koşuşturduğunuzda yanınızda olmayacaklar.
hayvanın madem ev seven bir doğası var, bir adet kedi için, dert etmeyin kumu, tüyü falan (sizin için öyle olmayabilir ama dışarıda bakmanın böyle bir avantajı oluyor, inkar edilemez) evinde kalsın.

@sibertenik umrumda değil kılı tüyü kakası. ben onun kılına tüyüne kurban olurum evlat gibi bakılıyo ama kendi cinslerini de görsün hava alsın falan amaç yoksa gerisi umrumda değil. mutsuz olacaksa zarar gelecek pencereden bakmaya devam etsin :)

@sibertenik +100000 kesinlikle ama kesinlikle dışarı alistirmayin.

zararlı falan değil. belediyeler genellikle diyeyim bedavaya yapıyor bu işi. biraz araştırma lazım tabii. ama bahçe katında oturuyorsunuz diyelim, yetişmeniz mümkün değil. oradan buradan sizin kapınıza bile atılabiliyor yavrular. kafese tıkıp götürülecek karakterde olmuyor her kedi falan filan.
ha bir de müstakil evi olup da yavru kedilerini vermek isteyenler var. ne bileyim cins kedim var "anneliği tatsın :/" kafası var -ki kaç kez anlatıldı, biyolojik olarak 1 kez doğurmanın bir fark yaratmadığı- onların durumunu bilemiyorum. en iyi sokaktan bir can kurtarmak.

Hergün aklıma geliyor ama gelecegi deli gibi merak ediyorum

oluyor, olacak.

tarif ettiğin gibi oluyor bende de. boş durdukça düşünüyorum sanırım. kendimi işe yaramaz hissettiğimde.

düşünüyorum bazen. yani bunalıma girip çözüm olarak gördüğümden değil de işte...

Bir seyler üreterek geçiştiren arkadaslarda var

peki intiharı düşündüğünüz dönemde sizi vazgeçiren ne? ben bu dönem yine geçecek, yine normal insanlar gibi olucam tekrar diye vazgeçiyorum ve hakkaten de bi süre sonra geçiyor. ha yine geliyor sonra orası ayrı tabi.

"intiharda yaşar ara ara hayatı düşünürüm."

oluyor tabi, çok düşündüm intiharı, hala da düşünüyorum. ama buhrana girip de intiharı çıkış yolu olarak görmüyorum. genelde normal zamanlarımda intihar geliyor aklıma.

sonra düşünüyorum intihar edersem nolur diye. annem var, evde-kapı önünde kedilerim var. ben ölürsem onlar napıcak diyorum, sonra biraz daha erteliyorum.

1. Ben. Biraz ekstrem bir durum benimki, neredeyse moralimi bozan ne varsa akabinde hemen intihar düşüncesi. Çocukluktan beri hem de. Bir dizi vardı, çatıdan atlayarak intihar eden bir kadın hakkında. Muhtemelen ondan beri.
2. Sonradan sorduğun vazgeçiren şey faktörü ise....genelde çok basit şeylerde bile "şeytan diyor kendini at camdan" dediğimden az biraz düşününce gerçekten değmeyeceğini görüp vazgeçiyorum. Diğeri ise biraz çevreden. Beni hak etmediğim kadar seven bir aile çevrem var, onları üzmek istemiyorum.

hayır.

hiç düşünmüyorum valla yoğunluktan aklıma gelmiyor bence

her akla geleni yapacak olsaydık ohoo...

(git:www.youtube.com )

Zor dönemlerde sık sık kaçışmış gibi aklımdan çıkmıyor.
Ama ota boka da intihar mı etsem diyeni de anlamıyorum.
Hani her şeyin üstüste geldiği, içinde bir şeylerin biriktiğini hissettiğin ve patlamak istediğin o an işte... kısmen öyle bir dönemdeyim yine ama uygulamaya geçmek düşünmek kadar kolay değil galiba.
Hala tamamlayamadığım içimde ukte olan şeyler geliyor aklıma. Vazgeçiren de bir şans daha ver hayata/kendine diye düşünmem galiba;)

Herkesin dünyada hedefleri vardır. Ben, hedeflerime ulaşmak için yaparım her ne yaparsam. İşler yolunda gitmediğinde, veyahut durduk yerde çok alakasız sorunlar karşıma çıktığında kısacası bunaldığımda, hedefler ulaşılamaz göründüğünde Z planı olarak aklıma gelen şey tamamen "özgürlük"tür.

Düşünsenize, bir şeyler yapmaya çalışıyorsunuz, gerek sizin beceriksizliğiniz, gerekse çevresel faktörlerden dolayı hiç bir şeyi başaramıyorsunuz. Bu sonuçlardan dolayı artık hiç bir şey uğruna koşmayıp, sadece keyif için yaşamaktan güzel ne olabilir? İşten atıldığınız için kendinize kızmazsınız, okulu bitirememeniz umrunuzda olmaz vesaire. Çünkü keyif için yaşıyorsunuz, o an ne isterseniz onu yapabilirsiniz (tabi ki hiç bir zaman başkalarına zarar vermemek koşuluyla), kaybedecek hiç bir şeyiniz yok!

Hedefleri olan insan için 1 saatin bile önemi vardır, bir saat boş insanlarla boş boş çene çalmak o kişiye zararda olduğunu hissettirir, çünkü uğraşması gereken daha verimli şeyler vardır. Diyelim ki hiç bir şeyi başaramıyorsunuz, hedeflerinizden vazgeçtiniz... E daha ne? ister 5 saat çene çalın, ister yarın herhangi bir otobüsle başka bir şehre gidin. Kim size bir şey diyebilir? Canınız ne istiyorsa onu yapabilirsiniz, çünkü 10 gün okula gitmememek size bir şey kaybettirmez, çünkü hedefiniz yok!

Şahsen düşünce yapım buna benzer şekilde oluştuğu için, uçlarda, en olmadık şeyler yaşamama rağmen hiç bir zaman intihar aklıma gelmedi. Üstelik 5 yaşımdan beri sürekli mutsuz olan birisiyim. Her zaman insanlardan farklı bir yerde durdum, çoğu kişiyle iyi anlaşmama rağmen hiç bir ortam tamamen beni kabul etmedi çünkü hep farklıydım, herkes ve her şey doyumsuzdu benim için. Hiç bir tatmin olmadan ve kötü olayların da olduğu bir hayat bana intiharı hiç düşündürtmedi. Çünkü intihar pes ediştir. Bugüne kadar pes etmem gereken bir durum olmadı. Eğer bir gün gerçekten hedeflerimin gerçekleşemeyecekleri sonucuna varırsam pesediş hakkımı hedeflerden yana kullanmayı tercih edeceğimi düşündüm hep. Örneğin; 30 yaşıma geldiğimde hala istediğim hayat düzenini kuramamışsam berduş olarak yaşayacağımı düşünüyorum. Ölmek ne için ki? Korkaklık, kaçıştan başka bir şey değil. Ayrıca intihar etmek de çok verimsiz geliyor bana. Birisini kurtarmak veya bir şeyleri iyileştirmek uğruna ölürüm daha iyi.

İnsanı çıkmazlara sürükleyen geniş resmi görememektir.
Örneğin; son yaşadığım olay, gerçekleşmesi çok düşük olan bir trafik kazasında bulundum ve çok basit bir kaza sonucu motosikletim pert oldu. Suçlu karşı taraf ve suçunu kabul etmedi. Bir şekilde benim zararım karşılanacak, kaskom da var. Ben belki hasarsızlık indirimimi kaybedip 500 lira, 1000 lira gibi uzun vadede bir zararla çıkacağım bu işten. Ve suçlu olmadığım halde 1000 lira gibi bir zararla çıkmak beni çok huzursuz ediyor fakat geniş resme bakıyorum ve diyorum ki, benimkiler gibi hayalleri olan bir insan için 1000 lira nedir ki?..

Aynı şey kişiler ve diğer her şey için de geçerli, örneğin sizi sürekli sinirlendiren, korkutan birisi olabilir. Bir hedeflerinize bakın, bir de sizi çıkmazlara, depresyona, bunalımlara, intihara sürükleyen sorunlara. Sizin hayalleriniz bu ufacık kişilerden, 1000 lira gibi ufacık maliyetlerden, okuldaki bir kaç dersten, işyerinizdeki müdürden daha mı ufak?

Geniş resme bakmak her konuda en iyi çözümü getirir.
Çöpe atacağınız, beğenmediğiniz hayatları bana getirin, onlarla dünyayı değiştireyim.

major depresyon dedikleri olay heralde. düşünmediğim tek günüm yok. ip görsem kendimi asmak, bıçak görsem şah damarımı kesmek geliyor içimden. 30 yaşındayım, 18 yaşımda da böyleydim. hiç değişmiyor. Gençlikde baş etmek çok daha zordu, hatta bi kaç sefer başarıyordum. ama artık alıştım mı desem başa çıkmayı öğrendimm mi desem bilemiyorum. dönem dönem azalıp artıyor sadece... boktan bi durum.

Oluyor, eyleme geçme kafi. Biraz zaman lazım sadece. Bana da hemen hemen her gün geliyor bu duygu. Aman hayatta böyle bir şey dur bakalım ne olacak tadında beklentileri düşürüp, gezip etrafı görmeye gelmiş modunda takılırsanız işler daha hızlı rayına giriyor.

Asosyallikten olduguna katiliyorum. Ölümüne asosyalim her gün düşünüyorum bazen araba kullanirken direk beton duvara son hiz direksiyon kirmak istiyorum o derece ama yemiyor. Arkadaş veya sevgili bulursan gecer

şunu dinliyorum geçiyor

www.youtube.com

nere bura istanbulda mısın?
eşini dostunu aradan başka bir önerim yok malesef. hayırlı görevler.

ailemle olduğum halde yalnız hissediyorum. bugün yakın akrabaları ziyarete gittik. hep bi yapmacıklık var gibiydi. yani o his pek geçmiyor :)

ve bu fotoğraf ne? :) merak ettim

@sutlu nescafe yok istanbul degil :)

@acemi araba gormekten bıktım :) araba tasiyoruz gemiyle 4000 civari arac var

@canercuxy Gemi köprüüstü (halk diliyle kaptan köşkü)

köşkün var daha da yakınıyorsun
biz de çılgınlar gibi eğlenmiyoruz bayramda hani içini ferahlatacaksa diye söyliyim dedim.

samimiyetsiz bayram gezmeleri, basmakalıp sohbetler, söz bitince kalkacak bahane aramalar...
bu mu aradığınız?

belki aile kurmanın zamanı geldi gibi bir hissiyattır, bayram yalnızlığı değil de... bana da oldu bugün bikaç saniyeliğine.

genelde beatles şarkıları ingilizce derslerinde kullanılır. Oldukça anlaşılır ve basittir genelde. film ve dizi de çok şey katabilir. ama boş boş dinlemekle olmuyor. Sürekli kafada sorgulamak lazım. "Burada neden böyle dedi, bu kelime de ne demek" vs. gibi.

evet bu konuda klasikler, eskiler iyidir. freakme'ye katılıyorum.
"oldies" başlığı altında bulunabilir mp3leri bu şarkıların.
ben de boş geçmeyeyim the beach boys önereyim mesela.
aslında bir de eurovision şarkıları denenbilir,anlaşılır ingilizce kullanıyorlar genele hitap edebilmek için. bazıları da gerçekten dinlenebilir.
eskilerden yine diyelim eurovision fatihi abba :). mesela mamma mia'yı hatırlarım ben ingilizce derslerinden...

abba dinleyebilirsin bence de. ayrıca jeff buckley ve ray lamontagne de olabilir. spotify kullanabilirsin şarkı sözleri için.

doc watson
nick cave
blonde redhead

139.

138 yaptim.

131

67 :/

146.
azıcık kasınca geliştiren bi test zaten.

sibertenik, helal en yüksek 149muş şu an sanırsam. Aksini söyleyen fotoşoplu görsel atıyor.

23

ilk yaptığımda 120'lerdeydi ancak, kastım 144 falan derken oldu.
dur ben de aldım screenshot iyi söyledin, gerçi adamı geçemedik ama olsun:
(git: i.hizliresim.com )

güzel bir test. devamını bekleriz.

sibertenik, ben de 112 ile girdim. 139 derken 5. seferde 145'i gördüm :)

143

130

Bi cacık anlamamama rağmen 140 yaptım. Telefondan gerçekleştirdim bunu evet.

i.hizliresim.com

Güncel: 149

2. seferde 148 yaptım

imgur.com

tebrikler. kaptırdım birinciliği ama kasmayacağım, çünkü delirebilirim fazla uğraşırsam :)

ilkinde 90 falan (anlamadım mevzuyu ben) sonra 127 o civarlarda kaldım

i.imgur.com

henry gale, tebrikler.

26 : felç

sadece bikaç saat dayanabildim, update:
(git:i.hizliresim.com )

sibertenik, helal hocam sakin :D

sibertenik, hocam hiçbi şekilde 149 üstüne çıkmıyor sanırsam. 3 roundu da diğerlerine çok daha iyi yapmama rağmen yine 149 aldım.

109

ahahhaha :) tutamadım kendimi.
valla 150 neden olmasın dedim ben de ama olmadı. 149'da tıkandım. kesin bi iş var...

i.imgur.com
144 yaptım :3
edit: hemen bi sonrakinde i.imgur.com 147

57. beni gömmeyi unutmuşlar sanırım. halbuki düşen bardak yakalama konusunda ustayımdır, cidden korkunçtur reflekslerim...

Benim de 121. Ikincide ise 102 yaptim. Daha da ugrasasim gelmedi.

Tebrikler hepinize. Sadece top 5'i güncelleyeceğim bundan sonra.

ben olsam 10 tane muhabbet kusu 5 tane papagan alir balkona koyardim ... bise diyen olursa da kuslarin dogasi bu derdim ...

HAYTAP'ı ara sor. Belki yapabilecekleri bir şey vardır. Yazık garibana. Aslında "pırahın layn beni anuna goduklarım" diyor da anlayan yok.

beldeiyeyi aradınız mı? hayvana eziyet var deyip alabiliyorlar bildiğim kadarıyla.

geçen seneki evde aynı durum bende de vardı bir ara köpeği öldürmeyi bile düşündüm sonunda taşınmaya karar verdik .

Arkadaşlar sağolun ama belediyeyi de aradım, polisi de aradım, zabıtayı da.
Hiçbir çözüm bulamadığım için yardım istiyorum. Delirmek üzereyiz, üstelik yeni taşındık bu eve! Bebeğimiz var ve sırf o biraz temiz havada büyüsün diye hafif şehir dışına doğru yaklaştık, şimdi de penceresini bile açamıyoruz havlamalardan!
Ciddi sorun yaşıyoruz.

Köpeği satın almayı teklif edin? Sonra ister kendiniz eğitir çocuğunuzla beraber büyütürsünüz, ister şehir çevresindeki çiftliklerden birine verirsiniz ya da sahiplendirirsiniz.

Ses kaynağı insan olsaydı bir şey yapılabilirdi ama zabıtanın dediği mahkeme kararı gerçekse sorunun cevabı orda zaten. Hiçbir şey yapılamaz, onunla yaşamayı öğrenin. Sakın hayvana bir şey yapmaya falan kalkmayın. Kolaysa gel sen yaşa derseniz, benim için sorun yok. Ses kaynağı insan olmadığı sürece rahatsız olmam.

Bu arada bir çözüm: Söylediklerinizden çıkardığım kadarıyla köpeğin sahibi, köpek havlamaya başladığında onunla ilgilenmiyor sanırım. Bu durumda siz köpekle ilgilenebilirsiniz. Şöyle ki, havlamaya başladığı zaman yanına gidip onunla oynarsanız ve bunu sürekli yaparsanız, daha az havlayacağını garanti edebilirim. İlgi ve iletişim istiyor çünkü, derdi kuş veya ses değil. Birileriyle iletişim kurmak istiyor.

Komsuyla konus ,köpeği diger tarafa baglasin.

komsuyla konusmaktan niye korkuyosun? git yemez seni durumu anlat. polisi zabitayi arayacagina komsuyla konus korkma

Teşekkürler tekrar, cevaplayayım..

1- Hayvana ulaşamıyorum, hemen duvarın arkasında. Bahçeleri kilitli. Ulaşabilsem havladığında gidip sevicem sakinleştiricem. Duvar yüksek.
2- Kurabiye-bisküvi vs at diyenler oldu, riski alamam çünkü ara sıra köpek zehirleme vakaları oluyor. Hayvana bir şey olur da, sonra benden bilirler diye onu yapmam.
3- Sahipleriyle konuşmayı bir kez denedim, terslendim. Korktuğum yok. Nezaketi elden bırakmadan konuştuğum insanların bana kabalıkla, bildiğin magandalıkla karşılık vermesinden sıkılmış bir bünyeyim.

şöyle haksızlığa pabuç bırakmayan karakterde bir yakınınız varsa onu yanınıza alıp gidin, yüzleşmeye hazır olmalısınız. siz belediyeyi zabıtayı aradınız ama bunu komşu bilmiyor sonuçta, her türlü hukuki yolu deneyeceğinizi, hayvan derneklerine şikayette bulunacağınızı, hayvana eziyetten hayvanı ellerinden aldıracağınızı vs. aklınıza ne gelirse sayın kendinizden emin şekilde.

o da tutmuyorsa özellikle geceleri hayvan başladığında polisi arayın gürültüden şikayet edin. sürekli arayın bıksınlar. çevrede başka rahatsız komşu varsa onları da örgütleyin. yani bu insan müsveddelerine bu işin peşini bırakmayacağınızı iyice belli etmeniz lazım.

bir de mümkünse doğrudan savcılığa başvurmayı deneyebilirsiniz.

memlekette hukuk mukuk yok tek aklıma gelen güçlü bir köpek sireni alıp balkona adaptörle falan takmak hatta ses ile tekilleme devresi falan da yapılır ama bazı köpekleri susturuyor hepsinde işe yaramıyor tabi hayvana eziyet mi bilemiyecem

başka rahatsız olan komşu yok, belki de var ama bişey diyemiyorlar. çünkü dediğim gibi sahipler biraz maganda.

polisi çok kez aradım. birkaç kez, saatlerdir havlayan hayvan polisler gelmeden 2 dk önce sustu! onun da garantisi yok ki, hayvan bu. son sefer polisin gelişinden bir süre sonra telefonuma 4 çağrı geldiği için tedirgin oldum, bir daha aramadım polisi. gecenin 1'inde. artık numaramı mı verdiler komşuya, polisler kendileri mi aradılar "ne meşgul ediyonuz hayvanın sesi çıkmıyo" filan diye bilmiyorum.

kendimi zorbalık karşısında eli kolu bağlı hissediyorum ve bu terörü sineye çekmek zorunda kalmak çok koyuyor. uykumuz, sağlığımız, huzurumuzun elden gitmesi de ayrı...
bir köpeğin havlama hakkı için ben antidepresan kullanmanın eşiğindeyim, bu ne ya...

Köpek sireni denen şeyi geçen hafta araştırdım. dediğiniz gibi kimi köpeği etkiliyor, kimini etkilemiyor. fiyatları 300 tl'den başladığı için risk alamadım. sokak köpeklerini kaçırmak için kullanılan portatif sonik cihazlardan aldım, onların duyduğu frekanstan bir ses çıkarıp rahatsız ediyormuş.. her havladığında düğmesine basınca bi süre sonra havlamayı bu rahatsız edici sesle bağdaştırıp havlamamaya başlıyorlarmış. ama bunun için her havladığında o sesi duyması lazım, ben de 24 saat pencerede nöbet tutamıyorum haliyle... (zaten duyuyor mu onu da bilmiyorum)
o da işe yaramadı :/

BİMER'e yazsanız durumu. Her işe bakıyorlar diye biliyorum. yanlış biliyor da olabilirim gerçi.

konuşmayı bir kez daha deneyin. bir kez denedim diyorsunuz belki fazla kibar kaldınız. bir kez daha deneyin, kararlı olun, derneklere başvuracağınızı ve hayvana asıl kendisinin kötülük ettiğini kanıtlayacağınızı söyleyin.

büyük ihtimalle o köpek çok mutsuz ve acı çekiyor. köpeğin havlama hakkına söylenene kadar hayvan hakkında samimi bir endişe duysanız ve onu bulunduğu kötü ortamdan kurtarmaya çalışsanız ne kadar da güzel bir davranış olurdu. hayvanına eziyet eden hayvan sahiplerini il orman su müdürlüğü'ne şikayet etmeniz gerekiyor. hem siz kurtulun hem hayvan kurtulsun. ama dediğim gibi çemkireceğiniz adres köpek değil, onu o perişan vaziyette bağlı tutan vicdansız sahipleri.

@kimber +1500

Hocam o köpek mutsuz, o köpek eziyet görüyor. Suç onda değil, gerizekalı sahiplerinde.

[email protected] 'a ACİL konu başlıklı mail yazarsanız eminim bir çözüm yolu bulacaklar. Tabii açık adresi de yazmalısınız.

arkadaşlar haytap'ı arayacağım.
belediye, polis ve zabıta bir şey yapmadığı için onlardan yardım isteyeceğim. yazdıklarımı adam gibi okumadan, bi halt bilmeden yargılamak ve beni "çemkirmek"le itham etmek yerine yardım etmeyi tercih edenlere çok teşekkürler.

Merak eden olursa diye buraya sonucu not düşeyim:
Köpeğin sahibiyle konuştuk, "Unutmazsam akşamları arkaya bağlarım, ama benim özel mülküm, keyfimin de kahyası ben kendimim." dedi. Evden taşınmaya karar verdik, ev sahibimiz "bir de ben konuşayım" dedi, ama ona da aynı tavrı göstermiş mal herif.
Sonuç: Bir köpeğin havlama hakkı sebebiyle taşınıyoruz. Buradan "hayvan hakları"yla ilgili bana ders falan vermeye kalkacak şuursuz arkadaşlar için dileğim; umarım bir gün geceleri 3 saatlik uykuyla işe gitmenin, o yorgunlukla gün boyu çocuk bakmanın falan ne demek olduğunu öğrenirsiniz. çemkiriyormuşum da, bu halde bi de köpeğin sağlığını falan düşünecekmişim. siktiriniz. uzaktan bikbik etmek ne kolay ya.
ha bi de, eşşek gibi masraf yapıp taşındığınız evinizden böyle bir sebepten tekrar taşınmak zorunda kalır ve daha borçlarınızı ödemeden yeni borçların altına girmenin ne demek olduğunu da inşallah öğrenirsiniz.

dostum geçmiş olsun çok üzüldüm. sırf bu yüzden evlenince taşınacağım evde bi hafta bi kalıp sayko komşu/köpek vs. var mı bakacağım önceden..

ben de kopekten degil. ust komsularin gece gurultuleri yuzunden tam 3 defa ev degistirdim. is hayatimi etkiledi, depresyona soktu. oluyor boyle talihsizlikler maalesef.
kulak tikaci kullanin ya da ses yalitimli bir eve tasinmalisiniz.

Mesele köpeğin doüasının ne olduğu değil, apartman yönetmeliğindeki desibel sınırı.
Benim de doğan sevişirken bağırmak ama bağırıyorm uyum.
Bğıracaksam şehir dışına çıkıyorum.

Zabıtayı yeniden çaağırın olmaz bu böyle

Sonradan da cevap yazılmış, teşekkürler arkadaşlar.
Bahsettiğim gibi, o evden çıktık. Taşındık. Sitedeki eski komşularımızdan da köpeğin eski performansında hiç hız kesmeden havlamaya devam ettiğini duyuyoruz.

Apartman yönetmeliğindeki desibel sınırından bahseden arkadaşa; maalesef burası apartman değildi, olsaydı keşke. Müstakil evdi. Köpek de tam yan evin bahçesinde, bebeğimizin odasının penceresinin önünde havlıyordu. Problem oydu zaten.
Neyse taşındık ve sağlığımızı, huzurumuzu geri kazandık çok şükür.

ikinci dünya savaşı sırasında berlin filarmoni wilhelm fürtwangler'e emanetti.
ama illa ki orkestra kaydı olması gerekmez, belki piyanist filminin ilk sahnelerinden aklınızda kalmıştır ki gerçekten yaşanmış böyle olaylar.

hormonal bir düzensizlik sebebiyle normalden fazla olabilir.
ama öyle bir bozukluk olmasa da evet kadınların kılları var, o yüzden de epilasyon amaçlı büyük bir pazar var, çeşit çeşit yöntem.
bahsettiğiniz "doğal" seksilik size tamamen kültürel olarak dayatılmış seksilik.
bir afrika kabilesinde dünyaya gelseydiniz işler bambaşka olacaktı maalesef.

genetik bişey baba o her kadında o kadar o la maz.
hormonal dengeye aykırı. belki kadın hastadır ilaç kullanıyordur bilemeyiz yadırgamamak lazım.

doğal seksilik dediğin şey 4 yuvarlaktan ibaret baba kılla alakası yok pek.

Midesi kaldırmayan bakmasın!!
www.haberself.com
Midesi kaldırmayan bakmasın!!

Daha önce gördüğüm için gözüm kapalı aldım linki :(

Ergenlikte ilk çıkan kıllar çok zayıf ve belli belirsiz çıkıyor, hatta esmer değilse direkt sarımtırak çıkıyor. Fakat onlar alına alına koyulaşıyor ve sonra lazer, ağda vs devreye giriyor.

Doğada hiç alınmamış olsa öyle bir görüntü oluşmazdı yani, alındıkça kalınlaşıyor kıllar, hiç alınmamış olsaydı belli belirsiz tüyümsü bir şey olurdu herhalde.

Tabi genetik çok önemli bir faktör mesela çoğu slav kadın bacağını hiç almıyor bile çünkü kıl değil şeftali tüyünden hallice, ama onların erkekleri de tüysüz :)

kadınlar da erkeklerle ayni bölgede kıl tüye sahip. sadece yoğunluk miktarı farklı. bunu da testosteron miktarı belirliyo. mesela polikistik over hastalığında kadınlardaki testosteron artar ve yüz, karın gibi bölgelerde kıllanma artışı olur. yani normalde de var ama sadece artar ve kalınlaşır. belirginleşir yani. doğaya gelince bence bu tamamen yaşadığımız dönemin güzellik algısı dayatması. yüzyıllar önce erkekler eşlerini onlardan aldıkları feromonlara, kalçasının geniş olmasına(çünkü bu kadınlar daha kolay doğum yapar erkek soyunu daha rahat devam ettirir) bakarak seçiyorken günümüzde sıfır beden sıfır kıl tüy gibi dayatmalar var. erkek için de aynı şekilde. bana göğsündeki kılı tüyü alan erkekler itici geliyor mesela. doğal görünüme ters/aykırı geliyor.

dipnot: kolunu bacağını alıp erkekleri buna alıştıran o ilk kadının da mk ;_;

Gecen hafta bimde kasiyer bi kiz gordum hic abartmiyorum cene altinda bildigin top sakal vardi. Aslinda baya baya biyigi da vardi ama sakal o kadar coktu ki biyik dikkat bile cekmiyordu. Ve yasi da en fazla 25tir.

Cok sasirmistim. Her gun yuzlerce musteriyle yuzyuze geliyosun ve insanlarin karsisina o sekilde cikiyorsun. Icsellestirmis.

Trasla killar kalinlasmaz/koyulasmaz:
www.evrimagaci.org

Tamamen genetik, kimi kizlarda 1 tane bile bacak kili olmayabiliyor.

sevin, oynayin.. anne ile samimiyeti saglamadan da yavrulara cok yakin davranmayin ama, sonucu biraz sert olabilir :)

* sut verecek olursaniz sakin ilik su ile karistirmadan vermeyin. circir olmasin yavrular.

yavruların gözlerine dikkat edin, enfeksiyon kaparsa temizlemeniz gerekebilir kör olmasınlar diye.

yavruların gözlerini sadece ıslak pamuk ile yavaşça silin.
çay kürü yapmayın. daha kötü yapıyor

anne kedi diğer kedileri balkona sokmuyor hatta benimkileri bile

i62.tinypic.com

sosyolojinin çocuk psikoloğu olması nedir yahu, alakası yok.

ney, sosyologlar çocuk psikologluğu mu yapıyormuş :)
biri kötü bir şaka yapmış sanırım...

O zaman tamam iletiyorum ben arastirmadan direkt sormustum size
Ne diyosunuz sosyoloji isine yazilir yazilmaz?

valla iş imkanı açısından zor bir bölüm sosyoloji. gerçi son zamanlarda iyi çalıştılar devlette çeşitli yerlerde (denetimli serbestlikler vb) kadro bulmaya başladılar. agaranti iş kafasında değilse o üçünden mimar sinanı yazmak daha güzel bir ortam sağlar bence ama marmarada da çift anadalla belki başka bir bölüm de okuyabilir filan.
açıkçası ben pek sosyoloji önermem, eğer psikoloji istiyor ve puanı tutmuyorsa pdr veya sosyal hizmet uzmanlığı bölümlerini deneyebilir. (puanlar hakkında bir fikrim yok ama psikolojiden düşük oluyorlar diye söyledim)

Sorularınıza tam cevap veremiyorum ancak başka kedi ile gerçekten kavga etmiş olabilir.
Bu konu ile ilgili forumları okuduğumda herkes kedisinin düşer düşmez başka kkedilerin saldırdığını yazmış, haliyle diğer kedilerle gerçekten kavga edip korkmuş olabilir.
Diğer kediler bunu direkt tehdit olarak algılayıp saldırıyorlar çünkü.
Çok geçmiş olsun bir de fiyat normal bence.

Canııım, ne korkmuştur o şimdi.

Fiyat normal. İki-üç sene önce komşumuzun yere düşen kedisini anında hastaneye götürmüştük. Ağrı kesici ile karışık iç kanama önleyici yaptılar. İstanbul Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Acil'de 35 TL idi. Eğer kavga, saldırı sonucu krem de gerekmişse bu fiyat normal, hatta birçok yere göre ucuz da olabilir.

Eğer yakınlarınızda varsa bir Veterinerlik Fakültesi'ne götürebilirsiniz. Daha ucuz olur çevredekilere göre. Röntgen çektirmek gerekli midir bilemem ama sonradan pişmanlık duymaktan iyidir. İçiniz rahat eder durumunuz varsa.

Çok geçmiş olsun.

kazıklanmamışsınız öncelikle.

röntgen çektirmenin gereği olup olmadığını da buradan kimse söyleyemez, ancak tahmin yürütür. yani kedinin kavga etmiş olması da tamamen tahmin.
ölümden dönmüş görünüyor şimdilik kediniz ama iç kanama için yine de takip edilmesi gerek diye biliyorum, bir iki gün. fayda var kontrole götürmekte.

Dokunduğunuzda acıyorsa bir yeri, kaçıyor, dokundurtmuyorsa kırık çatlak vs olabilir. Bizim kedi düşünce arka ayak parmağını kırmıştı. İlk götürdüğümüz veteriner anlamamıştı bile. İkinci götürdüğümüz fark etmişti. Kontrol edin derim.

fakülteye veya hayvan hastanesine gmtürün. kırık çıkık olabilir

o adamlar da özel klinikleri sana hizmet için açmışlardı. onların karın doyurmak, aile kurmak, o kadar sene bir taraflarını yırtarak okuyup hekim olmak falan bunlar boş şeyler... salaklık veteriner hekimlerde ki ilkokuldan sonra okuldan ayrılıp sanayide usta olmadılar vida sıkmaya vida başına 10 tl isteyen adamlardan olmadılar ya da inşaat sektörüne girip ucuza ev yapıp lüks diye millete kakalamadılar. Devlet kurumlarına götürün özel kliniklere götürmeyin kedinizi köpeğinizi paranız yoksa... hem ucuz hem 5 yıldız hizmet... 1 gün veteriner kliniğinde çalışın bakalım az mı çok mu kazanıyorlar görün.

bugün bir tuvaletin musluğunu ilkokul mezunu tesisatçı bozması adamlar 40 liraya değiştirilerken siz hekimlik ücreti 65 tl çok diyorsunuzya... o diplomaya ayıp be...

veteriner hekiminiz az para almış lütfen ismini ve adresini verin odaya şikayet edeceğim hekiminizi!

not: veteriner hekimiyim. mezuniyet aşamasında "ben hayatımı üç kuruş için takla atan, sahiplendiği canı için devlet kurumundaki fiyatlar için bile bağırıp çağıran tiplerle uğaraşamam dediğim için bıraktım. şimdi bir laboratuarda dertsiz tasasız manyak hasta sahiplerinden uzak mutlu mesut yaşıyorum. arada sizin gibileri görünce hayallerimi yıktığınız görüp tekrar delleniyorum...

tercih yapmak tek başına düşürmüyor (tercih yapıp hiçbir yeri kazanamazsan düşmüyor yani), tercihlerden sonra kayıt yaptırmaya hak kazanırsan, kayıt yap yada yapma, bir sonraki sene okul puanı düşük hesaplanır.

bir yere yerleştirilmeniz puanı düşürür en basit şekilde.
yani sizin oraya kaydolmanızdan ziyade önemli olan yerleştirilmeniz.

Teşekkür ederim arkadaşlar, bu doğrultuda tercih yapmadan önce kararsız kaldığı bölümleri yazmamalı.

Bu sistemle ogrenim goruyorum, kendime acimiyorum. Harclarinin o kadar yuksek olmasi acimasiz olmasina ragmen uc yildir bir kez bile kasten ogrenci birakimina raslamadim. Kimsenin hayatiyla oynanmadi. Ogretmenler birinci ogretimdeki kadar ciddi.

Yildiz Teknik Universitesi - Matematik Muhendisligi

ben sabah 8 de kalkıp derse gidecek mizaçta birisi olmadığım için 2. öğretimden çok memnunum.

not: 4 dönemdir yüzdelik dilimdeyim normal öğretime geçme ihtiyacı hissetmedim.

kimse zorla kaydedilmediği için değil.
çok çeşitli sebeplerden tercih etmek zorunda kalabiliyor insanlar. ne bileyim çocuklu olanlar falan.
hangi bölümler için açılmalı o ayrı bir tartışma konusu. suistimal edilmemeli elbette.

Hiç de düşündüğünüz gibi bir şey değil aslında. Bir bölümün 2. öğretimini açtıran hocalar değil, Rektörlük başkanlığındaki yönetim kurulu oluyor. Öğrencilerin "hoca götürüyor parayı" olarak gördüğü 2. öğretim olayı çoğu zaman hocaya ekstra bir gelir bile kazandırmıyor. Yeri geliyor 2. öğretimde verdiği dersi hocanın dosyasına örgün öğretim dersi olarak işleyip parasını bile kesiyorlar.

Öğrenci gözünden bakmak gerekirse de, ben lisans zamanında sırf erken kalkmamak için ilk tercihim olan bölümü 2. öğretim yazıp kazanmıştım ve belki sabahın köründe kalkarsam kalacağım dersleri, zinde ve rahat bir şekilde olduğum için büyük başarıyla vermiştim. Verilere dayanarak konuşmak gerekirse de, her dönem farklı hocaların "2. öğretim sınıflar dersimde daha başarılı" dediklerini duyduk.

özel üniversite 2 yıl okuyup tek kuruş vermeden bitirdim, şimdi devlet üniversitesinde okuyorum , normal öğretimden 10 15 puan düşük aldım diye yıllık 1100 lira vermek koyuyor

kardeşim hükümet insan düşmanı bu kadar basit. ikinci öğretimden harç almak nasıl bir mantıktır, haraç bu bildiğin. vatandaş yararına yapılan bir sikim yok, harçtan sok, gssden sok, vergiden sok. delik deşik olduk la.. ama sarayımız var, mercedeslerimiz var. itibardan tasarruf mu olur sok vatandaşa gitsin

hocam bence yine de fotograf koymalısın. bir de bu iş için açılmış siteler, facebook grupları vs. var. mutlaka oralarda da paylaş. yazık sokakta kalmasın hayvan. bu arada sen neden bakamıyorsun?

evet engelli hayvanlara özel vakıf da var sanırım. bi araştırın. inşallah yuva bulur kuzum ya :(

foto şart.

katılıyorum. fotoğraf koyunuz ve siz de sahiplenme imkanlarınızı değerlendiriniz.

bu haldeki hayvanı sakın sokağa salmayın. ben tekirdağ dayım oraya gelme şansım yok. valla alırdım.

Şuralarda da şansınızı dener misiniz:

Bu hesap çok yoğun şekilde paylaşıyor ünlüler filan da RT yapıyorlar ilanları, buradan yuva bulma şansı yüksek oldukça: twitter.com

Bir de ilanların gayet ciddiye alındığı ve takip edildiği HaySev sayfası var: www.facebook.com

Buralara ilan bırakınca link'i burada paylaşırsanız ben de kendi hesaplarımda duyururum, başkaları da paylaşır.

çalışma saatlerim ters olduğundan ve iş sırasında telefon kullanamadığım için geç görüyorum yazdıklarınızı ama mutlaka kontrol ediyorum. cevapladım mesajınızı.

haber var mı, yuva buldunuz mu

nedir durum?

merhabalar, yavrunun durumu iyi gidiyor 4-5 gün daha veterinerde kaldıktan sonra iyi olmasını bekliyorlar. ilgilenen bir aile var yalnız halen kesinleşmediği için aramaya devam ediyorum. buradan da sahiplenmek isteyen oldu haber bekliyorlar, ilgilenen herkese çok teşekkür ederim.

hafta sonuna kadar ev durumunun belli olmasını bekliyoruz. kesinleştiğinde başlığın diğer önemli duyuruların önüne geçmemesi için güncelleme yapıcam.

yalnız halen 100% bulundu diyemediğim için lütfen ilgilenenler benimle iletişime geçmeye devam etsinler. duyarlı herkese teşekkür ederim.

Evet sürpriz olabilir. Üst sıralardaki kişilerin tercihlerine bağlı biraz da. Ama bana girebilirsin gibi geliyor.

böyle az kontenjanlı bölümler için buranın hayaliyle yıl(lar)ını geçirmiş gençlerin önünü kesmeyin derim. kurulu bir düzeniniz ve işiniz olduğunu, bu bölümü hobi amaçlı okumak istediğinizi varsayarak diyorum.

yerine kimin geçeceğini bilmek gibi bir şansı yok adayın.
kaldı ki bu bölümün mezunlarının çoğu için de fransızca sadece bir araç, hatta diploma detayı oluyor. tutup da fransız edebiyatı konusunda derinleşen azdır.
eğer okuyacaksanız rahat rahat yapın tercihinizi. gelir umarım.

bu bölümü okuyamayacak/bitiremeyecek durumda iseniz başvurmayın deseydiniz anlardım da, hobi olarak okumayın demeniz oldukça tuhaf geldi. kendimi geliştirmek adına eğitim hayatımı sürdürmek istiyorum. ve bunun bir lüks olarak algılanması oldukça üzücü.

maalesef öss yılı stresini çok çok iyi bilen, o yıl gençlerin ne tür sıkıntılarla boğuştuklarını iyi bilen biri olarak böyle düşünmek zorundayım. kendimi aşırı stres altında bir sene bu bölüme girmek için çalışıyor hayal ettim ve bir sıra ile giremediğimi düşündüm. o sırada anne babamın üzüntüleri gözüme geldi. sadece 20 kişi alıyor burası. iğrenç bir sistem var. ve bu sistem bana göre değil. ben olsam tercih yapmazdım ama siz elbette tercihi yapacaksınız. bunun için suçladığımı asla düşünmeyin.

büyük ihtimal girersin, bir ihtimal sürpriz olabilir. Sonuçta kazanıyorsan, yeterli puanı almışsan girersin abicim bu kadar net sonuçta össde ilk defa giren liseden yeni mezun kişilere öncelik tanınmıyor, herkes eşit lise mezunu da üniversite mezunu da. Daha çok isteyen daha çok çalışsın girsin, olmuyorsa yapacak bir şey yok başka bölüme girer, sonuçta birileri girecek o bölüme puanı yüksek olan kazanır maalesef düzen bu. Tutturuyorsan için rahat olsun bol şans.

lie to me

mentalistte gü<eldir

breaking bad de akar gider

mentalistin sıkıcı bir iki bölumu var ama bir yerden sonra baymiyor. diziyi canli tutmayi basarmislar bence. red abimiz diziyi zamaninda girip cikiyor.
acikcasi korktum klasik polisye mi diye. ama sagolsun jane ve cho keyfimizi yerine getiriyor.

breaking bad (walter, gus)
prison break (michael scofield, mahone)
fringe (walter)
leverage (alayı cinyız)
battlestar galactica (mal dahi gaius)

ilk aklıma gelenler bunlar

lie to me'yi iptal etmişler ama. finalini bağlamışlar mıydı, şak diye mi bitirmişlerdi?

obsesif kompulsif bozukulga sahip dahi dedektifin hikayesini anlatan (bkz: monk) var.

leverage bir grup "suçlu"nun zor durumdaki insanlara yardım etmesi.
a takımı fln gibi
işte bir adet mastermind var, bir hacker, bir dolandırıcı, bir hırsız bir de dövüşçü.
her bölüm farklı birine yardım ediyorlar tabi yavaşça ilerleyen bir de ana konu var.

True detective nerde güzel kardeşim

perception'a bir bakın.

doctor who, fringe

Akıp gitmesi kısmından emin değilim ama, criminal minds.

death note
code geass

Kesinlikle white collar

the fall

kötü, başlama.

eğer anime de kabulse
steins;gate
zankyou no terror

(bkz: bron/broen)
bence bunu izle, hiç görmediğin tipte bir kadın karakter göreceksin.

mentalist'e yani başladım, güzel gidiyor.
the fall www.imdb.com

Mentalist +1
White Collar

iyi olduğu başlığı açman ben de 2 tane not aldım.

mentalist şukeladır. patrick jane hastasıyımdır.

fringe de bana göre ilkokul düzeyinde bi dizi.

lutheri yardımcısı ölünce bırakmıştım. nasıl gidito iyi mi izlediysen?

@deryack çok az izledim, çok hoşlanmayınca kapatmıştım.

aşık olun, ayrılın, kaybedin, özleyin vs.

laf olsun diye yazmıyorum. proust araştırmacılarından birinden dinlemiştim. 20 yaşında okuduğunuzda anlamayacaksınız. hayat tecrübesiyle ancak kavrayabilirsiniz demişti.

bir de tabii yazıldığı dönem ve çevre hkk bilgi edinmek iyi olur.

Direkt başla. Anlamadığın bir bilgi olduğunda da internet elinin altında.

Ön hazırlık yapmanıza gerek yok kitapla ilgili, çoğu okuru fazlaca betimleme kullanıldığını bu yüzden cümlelerin ağır ve sıkıcı olduğunu söylese de aldırış etmeyin ve kitapla ilgili hiçbir eleştiriyi okumayın.

Çok şanslısınız, çünkü ilk kez okuyacaksınız. Harika bu..

aslında önce proust'un hazlar ve günler kitabını alsaydın. bir nevi ön hazırlık gibi kayıp zaman'a. ama düşününce çok da önemli değil.

yardır gitsin.

ve evet, çok şanslısın. ilk defa okucayacaksın.

hiş gerek yok
özetini çıkarsınlar onu oku
tayyeap stayla!
:)

çok imrendim, keşke ben de ilk kez okuduğum zamana dönebilsem.

ah be şu kitabı alıp bir türlü başlayamadım, nerde ismini görsem içim gidiyor.
şöyle bir kitap var ama tabi bu kitaptan önce mi sonra mı okunur bilemedim:
Proust-Samuel Beckett
www.idefix.com

www.dr.com.tr

bu kitabı öncesinde ya da sonrasında okuyabilirsin; ama özellikle bir ön hazırlık yapmaya ihtiyacın yok. iyi okumalar. (:

Bir Proust uzmani olarak yaziyorum. Bu yaz boyunca bitirmeye calisma. Uzun bir zamana yay: sindire sindire oku. Zaten belli kitaplarda tempo dusecektir.

Cevaplar için teşekkür ederim. Sanırım doğrudan okumaya başlayacağım. Ve zamana yayıp, sindire sindire...

@sibertenik dediklerini de yapmıştım zamanında, 42 yaşında evli çocukluyum :)

öyleyse zamanı gelmiş :) iyi okumalar...

Facebook ve twitterde haysev, yuvasiz hayvanlar gibi gruplarda paylasin lutfen. Karsilastiginiz yere fotografini yapistirin kopegin iletisim adresi ile.

çip okuyucusu olan bir veterinere gidin belki çipi vardır. bir de bulduğunuz bölgedeki veterinerleri gezin, tanıyor olabilirler.

ankarada kayıp köpek bulunmuş, sahibi belli değil. duyurusu var. bil bakalım kim bulmuş?
tabii ki mutevazi!!

sahibini tanıyorum demişsin, civar dukkanlara ve parklara kayıp ilanı asılabilir. sahibinin köpeğini arayacağını düşündüğün yerlere filan. umarım terk değildir.

kardeş madem tanıyorsun çevredekilere sorsana? belki sahibi şu an deli gibi onu arıyordur? burada 1 duyuru açıp sahibi çıkmazsa benimdir gibi egoist bir düşünce nedir? hele önce sonuna kadar sahibini ara bir sonra sahiplenirsin anladık hayvan sevgin gelişmiş de bir sahibini arasaydın iyiydi.

fantom, yahu tekerleme yazdım başlığa, bu neyin agresyonu böyle? evim dolmuş taşmış zaten, şu hayvanı bir gün bile eve almak ne kadar zor benim için biliyor musunuz? sahibini bizim sokakta görmüşler en son, köpeği bırakıp yürüyerek gitmiş, tasmasız gezdiriyor normalde de belki o yüzden kaybetmiştir ama köpeğini arıyorsa sanırım buraya gelirdi, sokaktaki herkese de haber bıraktım tabi ki soran olursa bana yönlendirmeleri için. töbeneuzubillah ya insanı sinirlendiriyorsunuz.

sevgili battal, balkonda çamaşır sermeye çıkmışken köpek buldum, başardım bunu evet, benden başka var mıdır acaba kendi balkonundan köpek bulan:(

seffaf, çıktığı barınağı biliyorum, yarın gidip sahiplenen adamın telefon numarasını öğrenmeye çalışıcam.

ben de köpeğimi sokakta bulduğumda sahibini aramaya koyulmuştum öncelikle.
sonra fazla detaylara girmeyeyim, hayvanın sürekli birilerinin eline düşüp tekrar sokağa döndüğünü öğrendim. daha trajikomik şekilde, internette fotoğrafını gördüm benim gibi bulan biri ilan açmış, sonra da altına sahibini bulup teslim ettim diye not düşmüş. artık nasıl bir sahipse hayvan şu anda bende. bana da kimse ulaşmadı zaten.
mutevazi'nin en temkinli şekilde yaklaşıp hayvanı güvenle bakılacağı bir yere teslim edeceğine inanıyorum. aşırı tatlıymış yalnız...

Tamam dostum Özür dilerim umarım sahibini bulursunuz yok eğer bulamadınız umarım sezilerinizle düzgün biir aile bulursunuz...

Twitter'da Kayıp Köpek diye bir hesap var. twitter.com Oraya haber verin duyursunlar belki sahibi görür.

Sahibi çıkmazsa bence siz sahiplenmeyi düşünün. Çok tatlı kerata. :-)

iamelf, evde bu arkadaştan başka üç köpek, biri hamile 7 de kedi var. sahiplenmek imkansız, evde tutmam bile çok zor çok hırpalıyor benimkiler hayvanı. size veriiim? :)

sahibini buldum yeppaaaaa!

Oh beeeeee

türbanlı olmak 99,999% kolaylık sağlar.

okula bikaç gün önceden gidip tuvaletine gizleyebilirsin sistemi

kopya zaten sınav anında çekilmiyor sınav öncesinde sorular adaylara ulaşıyor benim kanaatim

@spagetti yuh arkadaş daha ne diyeyim

six pack yorumu beğenmiyorsun ama benim saç diplerime kadar ararlarken kapalı birinin bluetoot kulaklık takıp takmadığı bile aranmıyor, örtüsünün içine istediği şeyi koyup girer, bir polis arama yapmaya kalksa başörtümden dolayı beni rencide ettiler diye mağdur olur ama ben saçım açık ve içinde bir şey olmadı bariz belliyken saçlarımın ellenerek aranıyorum.

valla ister beğenin ister beğenmeyin evet türban.

içinde bir nebze adalet duygusu taşıyan türbanlılar da buna isyan ediyor.
benim kafamdaki bere, saçım önüme düşmesin diye taktığım toka çıkarttırılırken türbanlı aday yanımdan süzülüveriyor kafasında bir sürü tokayla, gelişigüzel bir yoklama sonrası ki çoğu zaman o da yok. ama başı açık bir kadının tişörtünü açıp kemeri var mı yok mu diye bakıyorlar mesela..

evet bugünün türkiye'de eğer bir ösym sınavı kopya düzeneği kuracaksanız türban çok büyük kolaylık. ister beğenin ister beğenmeyin.

+1 ucan spagetticanavari

dedektörü kafamdan geçirip sonra yine de bandanam çıkarılıp kontrol edildi, sadece kumaş olduğu belli olduğu halde de oradaki kutuya alındı, yanıma alamadım... bandana lan, ufacık bi saç bandı işte. saçları da kapatmıyordum yani, sadece gözüme gelmesini engelleme amaçlı saç bandı şeklinde takmıştım.
türbanlıların kafasından benim gibi o dedektör geçirilmiyor mesela nedense...
hele komple pardesüyle filan giriyorsa ve aranmadan girebilirse ki girebilen illaki olur yoksa mağdur olur yine haklı olur... neler girebilir yanında acaba?
dendiği gibi bluetooth kulaklık ise çok çok basit türbanla.

ha aynı kapıdan giren elinde mont taşıyan, yarım litrelik su şişesini nedense poşetle taşıyan(fem poşetiydi tesadüf mü bilemem) ve onlarla girebilenler varken iki karışlık bandana "aksesuar ıvır zıvır hepsi yasak" denerek engelleniyor.

beğenmesen de doğrusu bu.

kopya sinav aninda cekilmiyor ki; sorulari alanlar cevaplarin yeri degisse cevaplayamayacak tipler. hal boyleyken osym'nin yaptigi sey kendi lekesini ortmek. paso neden alinmaz? kagit para? bozuk para? bunlarla kopya cekebilen yigit varsa ceksin zaten ben o yetenegi takdir ederim.

ayrica ucanspagetti +1

Kız olmayınca o dikkatimi çekmedi. Durum buysa haklısınız tikliyorum herkesi

yahu niye hayvanı yetiştiği çevreden uzaklara götürüp atsın...
bir sürü kirpi benim oturduğum yerde de geceleri çıkıyorlar, gündüzleri kayıp.
kedi maması yiyorlar bu arada.

hiçbirşey yapmayın, dolaştığı yerlere ve bulabilirseniz yuvasının yanına kedi maması koyun. Bazı türlerini evde besleyenler var, genelde kedi maması ile besliyorlar. Genelde geceleri aktif olan bir ırktır, Gündüzleri pek ortalıkta gözükmezler.

Doğru yavrulayacak en iyi çözüm çok yakın olarak alakadar olmamanız ama biraz kedi maması bırakırsanız iyi olur.

kirpiye yapabileceginiz en buyuk en iyilik ona hic ilismemek, cahillikler kitabi'nda boyle diyordu.

Önce apartmandakilerle konuş, özellikle apartman yöneticisiyle. Onlarda ev sahibinin telefonu olabilir, köpeğin sahibini arayıp durumu anlatırlar. Belki sahibinin başına bir iş gelmiştir. Buradan bir sonuç alamazsan belediyeyi ara durumu anlat.

belediye barınağa götürürse hayvan bilinmeze doğru gidebilir. ciddi bir ihtimal.
öncelikle sahibinin bulunması için çevre araştırması yapıp hayvanseverler acil gibi geniş kitlesi olan fb gruplarında fotoğraflar paylaşın lütfen.
paylaşın ki rezil olsunlar.

apartman değil müdtakil ev. sahibinin kim olduğu konusunda kimsenin de bir bilgisi yok. zira ev terk edilmiş gibi. içerde doğru düzgün eşya bile yok. biri o evin sahipleri öldü sonradan da eve biri gelir oldu dediler. belki uzaktan bir akraba ama daimi kalmıyormuş. nöbet tutacam başka çare yok herhalde adamı yakalamak için. belediyeye de dilekçe vermem gerekiyormuş. ölme eşeğim ölme işte. türkiye... lanet olsun

Belediye polis itfaiye???

birkaç dernek filan daha yol gösterebilir haykur mesela aklıma geldi. kurtarma videoları yayınlıyorlardı.
ya allah kahretsin hakikaten.
o hayvanın şu anda nasıl bir travma yaşadığını düşünemiyorum.

bu arada lütfen fotoğraf çekin, video çekin, kurtarılsması için daha ciddi baskı yaratır bunlar hayvanın ve sonrasında da takibinin yapılıp, düzgün bir şekilde sahiplendirilmesini sağlar.

ilgilenen birine ulaştım dohayko'dan sonunda. evin sahibine "gelip evin fotoğraflarını çektiler, hayvanınıza el konulacak eğer bir şeyler yapmazsanız" gibisinden bir şeyler söylememi rica ettiler. en azından acil bir müdahale için. bir de belediyeye dilekçe verecek dohayko başkanı. ev adresini de aldılar. ama o o. çocuğunun hayvanı alıp başka bir yere tıkmasından korkuyorum.

bu kişinin bırakın o hayvanı bundan sonra hiçbir hayvan sahiplenememsi için gereken girişimler yapılmalı ki bunun yurtdışında ağır cezası var.
o yüzden lütfen siz bunu yayın facebook hayvanseverler gibi sayfalarda. ne kadar ifşa o kadar iyi ve acilen güvenli bir yere alınması gerekiyor o hayvanın.

gece vakti kırın camı, kaçsın köpek

yoksa sizi dolandırıp durur bu insanlar

birilerine ulaştım şimdi uzun uzun yazmayım ama hayvanı yarın başka eve göndericez, sahiplenmek isteyen bir teyze var. sorun çözüldü gibi. ilgilenen herkese çok teşekkür ederim.

ohhh sagolun varolun. bu gibi durumlarda kacirmak en mantikli yol aslinda.

çok sevindim ya... kimse o sahiplenecek teyze de dert görmesin, ellerinden öpüyorum.

Ohhhh Allah razı olsun sizden ve o teyzeden :(

Sahiplenmeyeceksen bulduğun yere bırak annesi yemek aramaya gitmiş olabilir. Başka kediler veya köpekler zarar verebilir.

Hocam bahçede ben ve bir komşumuz besliyoruz kedileri mümkün olduğunca. Kedi çok küçük ve aldığım yerde ne başka yavru ne de başka bir yavru olduğuna dair iz yoktu. Çok açtı ayrıca.

Ben de o şekilde yazlıkta yalnız bulduğum bir kediyi aldım. Annesi yavru hastalanmış diye reddetmiş atmış istemiyordu. Anneyi buldum görürdüm yavruyu yanına ama arkasını döndü gitti. Küçücük yavru kalakaldı hasta haliyle. Ölüyordu neredeyse hayata döndürdüm. Sahiplendim ben de büyüttüm kocaman oldu. O gün bugündür benimle :) annesi olmadığından eminsen kediyi bahçede korunaklı bir yere koy. Diğer kedilerin gelemeyeceği bir yere. Şu baş düşmanın olan kedi hala oralardaysa kediyi içeri almak çözüm olabilir kendini koruyacak duruma gelene kadar. Kolay gelsin :)

Sağol hocam. Eve en son kedi alma girisimimiz ablamin korkması nedeniyle sadece 3 gün sürmüştü. O yüzden bahçede bakmaya çalışacağım :)

bizde de annem ölümüne korkuyordu evde korkan birinin olması fena. Yeni bulduğun kediye bişey olacağını sanmıyorum karnını doyur o kendine kıvrılıp yatacak bi yer bulur annesi gerçekten yoksa.

Öyle yapacağım teşekkürler :)

geri götür annesi yemek aramaya çıkmıştır annesi gelir onun.

dediğim gibi baya bekledim ama etrafta hiç kedi görünmedi. yarın geçerken tekrar bakarım.

şu an zaten uzaklaşmış artık, ilgilenin, iki aylıksa zaten sütten kesilmeye başladıkları dönem.
önemli olan güvenli bir ortam sağlamak.

buralar ne etti size pitpul diyenlerle dolacak. zabıta ilgileniyor bildiğim kadarıyla bu konularla. 153'u arayıp bilgi alabilirsiniz.

adam düzgün biri değilse ve elinde pitbul varsa elbette tehlikelidir, en iyisi elinden alınmasıdır tabi ki ama bunu belediye eliyle değil hayvansever bir dernek vs eliyle yapmak gerekiyor. pitbul barınağa girerse bütün hayatı orada geçiyor çünkü. sahibi saçma bir insan diye hayvanın hayatı boyunca dört duvar arasında kalması adil bir çözüm mü sizce?

Hayvanın vukuatı yoksa bir şey yapamazsınız. Adam tekin değilse ve hayvanı vahşi olması için suistimal ediyorsa kanıtlanırsa bir şeyler olabilir belki.

pitbul cinsi olması o hayvanın evinden koparılması için yeterli mazeret değil.
eğer şiddete teşvik ediliyorsa o zaman evet hayvan hakları için mücadele eden derneklere ulaşmayı denemeniz daha insani olacaktır.

siyasete de futbola da -diğer şeylere de- fanatizm derecesinde bağlanmayınca böyle sorunlar yaşanmıyordur diye tahmin ediyorum.

sevgikusunkanadinda editi: ironiye gel.

gezi olayları döneminde dezenformasyon ve provokasyon yapıp sonradan "kutuplaştık" demek de enteresanmış hani.
kafayı yedik evet, topluca sıkıntılı bir psikolojideyiz.

Taraf olsak bile bazı şeylere hakaret edilmediği sürece sorun yok.
bazen gerilim yaşasam da mallar sürüsü listem bomboş .

@baba jo

alakası yok

ortak hak özgürlüklerde buluşamıyoruz.
kardeşim geceleyin davul calmayın rahatsız oluyoruz diyoruz,
gelenek bu katlanacaksınız diyorlar. kan davası da gelenek o zaman?
benim hakkıma saygı duymayan adama ben nasıl saygı duyayım, anlaşayım ?

futbol muhabbetiyle siyaset muhabbetini asla bir tutmuyorum.
futbolda taraftarlık müessesesi, bir takımdan olanın öbür takımdan olanla arasındaki fark (!) ve bunun varsa, bilmiyorum gerçekten ne olabilir, getirisi götürüsü ile siyasetteki kutuplaşma sadece biçim olarak kıyaslanabilir. yani evet herkes kendi tarafının hatasına karşı gözü kapalı.
ama onun haricinde içerik olarak çok daha keskin ve net duruş sergilenmesi gereken bir konu bugün türkiye'de politika.
"politikayla bugün ilgilenmezseniz, yarın o sizinle ilgilenir" gibi bir söz vardı, hatırlatırım.

din-siyaset-futbol temel kavga konularımız. ayrışmadan duramıyoruz. sözlükteki spor kanalı başlıklarından sadece "bazı o**** çocuklarına x olan y" kalıbında olan entryleri çıkardığında %30 kadar azalıyor. direkt "o**** çocu*" içerenleri çıkardığında rahat %70'i gidiyordur. siyaset ve dinde en azından bu kadar küfür yok. sadece kutuplaşma var.

Çok pardon ama, birazdan alta bilezik gibi dizeceğim entry'leri yazan "şeyin" şu duyuruyu açması kadar yüzsüzce bir durum yok sanırım. Ak pak yüzsüzlük dediğimiz şey tam olarak böyle olsa gerek:

eksisozluk.com
eksisozluk.com
eksisozluk.com
eksisozluk.com
eksisozluk.com
eksisozluk.com

Ha bir de tecavüz entry'si var, futbol meraklısı ak yazar futbolla tecavüzü bağdaştırmayı çok seviyormuş: eksisozluk.com

(aman sileyim dersen capslerini bilahare göndereceğim)

Bu da nick altı: eksisozluk.com

Önemli noktalara değinmiş arkadaşlarımızdan birisinin entry'si: eksisozluk.com

Futbol mevzusunu ben de onaylamıyorum. O yüzden siyaset için yazacağım: biz burada farklı fikirlerin (ya da ısrarla vurguladığım üzere fikirsizliklerin) birbirini tutmamasından ötürü kapışırız, geriliriz, başka duyuruda yine birbirimize yardımcı oluruz. Ben dozajımı ayarlayamazsam sonrasında "kusura bakma birader" derim, karşımdakinden gelen özrü kabul ederim. Sonuç olarak: sana ne ki birader?

Sözlükte "amk"siz bir cümle kurama, nefret söylemlerini, hakaretleri ard arda sırala, ondan sonra gelip burada "niye geriliyoz ki" diye tatava yap. Ne güzel aklanma yöntemi.

@sevgikusunkanadinda

kendi kendine konuşmussun.

hele ki futbol ile tecavüz olayına yaklaşımın tamamen saçma.
yılmaz vural'dan esinlendim de söyledim orada ama hoş esinlemesem de farkeder.
tecavüz etmek bir argo terimdir.
tüm söylediklerimin de arkasındayım.
bileziklik durum bir yana kendini rezil etmişsin.

"Kendini rezil etmişsin" ne la, rezilliğin kimde olduğu ortada. Yemin ederim şu anda karşımda samatya denen lüzumsuz varmış gibi hissettim, ben neyden bahsediyorum bu ne konuşuyor :D peheyy...

Yılmaz Vural'dan esinlenmen orada yazdığın şeyin rezilliğini ve gg'liğini ortadan kaldırmıyor. Al da aç beynin bilgiyle dolsun: www.cinsomedya.org

Ben zaten seni şunları okuduktan sonra ak troll listeme aldım, o konuda bir sıkıntı yok. Bunları buraya yazma sebebim ise @baba jo'nun da bahsettiği gibi hakareti, provakasyonu, nefret söylemini ard arda sıralayıp ondan sonra "niye kutuplaştık kiğğğ" diye duyuru açman. Bunun adı yüzsüzlüktür ve sizin cenahtakilerde de fersah fersah var bundan. Sana da sirayet etmiş.

"Egom yok görün bakın eleştiriye tahammüllüyüm" tikini de aldığıma göre rahat uyuyabilirim artık, Allah razı olsun.

Pusetin içine güzel bir mama koy belki kandırıp yakalarsın.
Dikkat et kendini ısırtıp, tırmalatma sonra iğne kaçınılmaz olur.

dün maltepe sınırlarında belediye'den gelen kedi yakalama ekipleri gördüm.
yalnız adamlarda sadece ucuna balık ağı tarzı bir şey takılı sopa vardı. işe yarayacağından emin değilim. kediyi bulamadıklarından öğrenme şansım olmadı.
büüyk bir kafes alıp düzenek yapabilirsiniz. yiyecek filan koyduktan sonra girmesini bekleyip.
bir de sakinleştirici içeren yemek verip sonra o sopa tarzı ağlarla yakalanabilir. ama yemek yemiyor diyorsunuz. ona hiç dokunmaması mümkün.
son çare sakinleştirici ilaçla hayvan vurularak yakalanabilir. o hizmeti kadıköy belediyesi sağlar mı bilemiyorum. ikna etmeniz gerekiyor. veterinerler yanaşmıyor bildiğim kadarıyla.

ben öyle bir kediyi, taşıma kabının dibine yaş mama koyup, girdiği anda da kabı baş aşağı çevirerek yakalamıştım. elinize en azından bulaşık eldiveni vs. giymeyi unutmayın. daha sağlam bir eldiven varsa tabii daha iyi olur.

naptın?

@whatyougetiswhatyoudid
Maalesef hiç bir şey yapamıyorum. Dün iki kez yakalayabilmek için deneme yaptım ve ikisinde de başarısız oldum. Bugün yemek vermek ve yakalamak için yine deneme yaptım, en sevdiği yemek olan tavuk haşlamayı götürdüm ama onu bile yemedi. Yine deneme yaptım yakalamak için, başının arkasından ve kalçasının üstünden aynı anda yakalayıp kafese sokmaya çalıştım ama nafile, yine elimden kaçmayı başardı. İşin daha da kötüsü artık beni gördüğü an uzaklaşıyor hatta bizim apartman çevresinde bile görünmüyor. Gözündeki et parçası her gün büyüyor, Kedi Tülin (İsmi Tülin bu arada) böyle giderse kör kalacak maalesef.

ben de kaza gecirmiş bir kediyi yakalamaya çalıştım
kırık ayak, çenesi yamuk kaçtı gitti :(

facebook hayvanseverler acil grubuna filan yazın isterseniz. buradan pek fazla kişiye ulaşamazsınız.
ama kediyi uzaklaştırmışsınız zaten, bilemedim bir anlamı var mı... kayboldu panikle bağırdı belki...

atın kıçına kolunu sokup lavman yaptırmak gibi şeyler mi kulağına hoş geliyor yoksa bilim yapmak mı? bu iş süs köpeklerinden muhabbet kuşlarından ibaret değil sonuçta.

hayvanları gerçekten seviyorsan tamam da dendiği gibi bu iş sadece kediler köpekler kuşlar için değil. bi inek de gelecek koyun da belki yılan... çok iyi düşünüp karar vermek gerek.

Burada yazılanlar dahil hiçkimseyi dinleme arkadaşım. Aynı şeyi ben de yaptım ve şu an çok çok mutlu ve rahatım. Aynı tepkileri ben de aldım zamanında. Hiçbirini umursama. Bugün sana o tepkileri gösterenler, yarın istemediğin bir mesleğin ve mutsuz bir hayatın olduğunda yüzüne bakmayacak, sana destek olmayacak. İsterse bizzat ailenden olsun, hiç fark etmez. Senin iyiliğini düşündükleri falan yok. Sen olayı kafada bitirdiysen, yani "ben veteriner olunca mutlu olacağım, şu an burada mutsuzum" diyorsan bir saniye düşünme. Ankara Veteriner Fakültesi en yüksek puanlı yer olmasına rağmen bölüm pek yazılmadığı için puanları gayet düşük. 80-90 binlerle alıyordu değişmediyse. ODTÜ Elektronik'e girebildiysen Ankara Veterinerlik'e zaten oturma organınla girersin. Puanlara aldırış etme. Veterinerlik isteyen tipler senin gibi baskı görüyor, dayanamayıp mühendislik yazıyor. Bölümün puanları bu yüzden düşük. Senin hayatını sadece sen yaşarsın, bir başkası değil. Nerde mutlu olacağına inanıyorsan oraya git. Hiçkimseyi ama hiçkimseyi dinleme.

Ekleme: Geç falan da değil. 3 yılın geçmiş sadece. Benimle aynı durumdasın.

Ekleme 2: Ne sınavı ya, sen sınava da girmeyeceksin ki. ODTÜ Elektronik'e girdiğin seneki MF-3 puanın Ankara Veterinerlik'in o seneki puanından yüksek olduğu için zart diye geçeceksin. Ağustosta veya eylülde olması lazım. Direkt Ankara Üniversitesine başvuru yapıyorsun, sınavsız mınavsız geçiyorsun.

Orada arkadaşınız filan varsa birkaç derse girseniz ziyaretçi olarak.

duyurularından takip ettiğim kadarıyla gerçekten hayvansever birisin. ama sadece kedi köpekle ilgilenmeyeceksin o yüzden iyi düşün derim. Bir de her nedense hobi olarak benimsenen şey mesleğe dönüşünce işkence gibi olmaya başlıyor.

arkadaşların dedikleri çok doğru, evet bu sadece senin kararın ve senin geleceğin. aynen katılıyorum.

ancak geçiş yapmadan önce yukarıda bir arkadaşın da dediği gibi mutlaka geçmek istediğin vet. fakültesini ziyaret et. öğrencilerle konuş. okul ne durumda, hocalar, imkanlar nasıl, memnunlar mı? herkesin bakış açısı farklı olabilir ama sen de bu farklı açılardan topladıklarını kendi düşüncelerinle harmanlayabilir, olumlu olumsuz yönlerini başlamadan görebilirsin.

mutlaka hocalarla konuşup izin isteyip birkaç derse gir.

yani evet hayat ve hayaller senin, onların peşinden git ama bazen hayallerle gerçekler örtüşmeyebilir, en ince ayrıntıya kadar düşünmek iyidir ama gerçek durumu gidip görmek en iyisidir.

dediğim gibi hepsini en ince ayrıntısına kadar düşündüm, kararımı vermeden önce bölüme gittim, öğrencilerle konuştum, hocalarla konuştum hatta bölümün memurlarıyla bile konuştum :) yurtdışı denkliklerini araştırdım, ilerde yurtdışına çıkacak olursam diye.
ilk dönemin ders notlarını alıp onları inceledim, baya baya oturup çalıştım hatta. nelerle karşılaşabileceğimi bilerek verdim yani kararımı aslında, öyle hayaller dünyasında verilmiş bir karar değil.

ohoo o zaman söylenecek bir şey yokmuş zaten :) hayırlı olsun kararın, umarım her şey istediğin gibi olur.

valla yazıp yazıp sildim.
saçmalamıyorsun inan. çok sevindiğimi ve şimdiden kutladığımı belirtmek istiyorum kısaca :)

makine mühendisliğinde 6 yıl okudum.bir sene sonra mezun olacaktım ama tiyatro bölümünün yaş sınırına takılacağım için mühendisliği bıraktım.şu anda dil tarihte tiyatro okuyorum.anam,babam ve çevremdeki bütün insanlar karşı çıktı haliyle.uzun lafın kısası keyfim çok yerinde,verdiğim karardan çok mutluyum.umarım senin için daha da keyifli olur.

İyi arkadaşlık eşliğinde başlayan ev arkadaşlıkları genelde küfür kıyamet biter. Eğer maddi sıkıntın yoksa kesinlikle tek başına yaşa, hem tecrübe olur hem de kafan rahat olur.

Maddi sikinti yoksa kendi evine cik

paran varsa tek başına çık.

4 öğrenci o evde kesin bir sıkıntı çıkar. kanlı bıçaklı ayrılınır.
sıkıntı çıkmazsa ev ahıra döner.

misafir gelen bir çocuk için kedilerin sıkıntı oluşunu anlayamadım, kapatırsınız en kötü ihtimal, tırnaklarını kesersiniz, çocuğun oynamasına izin vermezsiniz. eninde sonunda bir çözüm yolu bulunur.
bir sürü kedi sahibi kedileriyle beraber kendi çocuklarını yetiştiriyorlar.
neyse ama sorunun cevabı kendi evin bence.

eğer imkanın varsa tek başına çık. kedilerin ve annenle daha mutlu olursun inan bana. bir arkadaşın yanına çıkıyor olsaydın belki derdim ama ev arkadaşlıkları hele de bu kadar fazla insan beraber kalıyorsa uzun soluklu olmuyor, birçok arıza çıkıyor.

ben de geçen yaz tek başıma eve çıktım bu yüzden kesinlikle tek çık diyorum. ben de 6 sene yurtlarda kaldım ve şimdi evimde olmak o kadar iyi geliyor ki. çok rahatım. kedim de var. yaşayıp gidiyoruz. imkanın varsa böyle bir fırsatı kaçırma. hem aynı evde yaşamak için 4 kişi gerçekten çok fazla.

@once, sıkıntı çıkacağını düşünmüyorum. dördümüz de ders çalışmayı seven öğrencileriz ve karakter olarak sakin insanlarız.

@sibertenik, kedilerim birbirini kovalarken yatmakta olan kuzenimin gözünün 1-2 cm uzağından geçmişler. evet, tırnaklarını törpülemek bir çözüm ama anlatamıyoruz bazı insanlara. yine de kedilerimi bi 3 sene daha aileme yükleyesim yok.

tek çık.

4 kişi yaşanmaz bi evde. hem arayı bozmamış arada bir ev partisi yapmaktan öteye geçmemişş olursun.

başka ev arkadaşı da bulabilirsin istersen ama annem gelecek diyorsun.

kedini bırakma.

kendi evin en rahatı, en yakın arkadaşların da olsa, hiç kavga etmeyecek de olsanız rahat olmuyor, keşke imkanım olsa da tek eve çıksam.

Hayallerini yikmak istemem ama seni yanlarina cagirma sebepleri seni cok sevmeleri degil ekonomi amacli, 3 kisi yanina 4.yu acayip sevdiginden filan istemez yani, e maddi durumun da iyiymis odemeler aksamaz diye sana sormuslardir, ha seni sevmeleri de arti bir etki olmustur ama soyledigim sebep kadar degil. Hatta "beni cagirmalarina cok mutlu oldum" diye dusunecegini bilecek kadar taniyorlarsa da tam bicilmis kaftansin. Sen olmasan en son internete cevreye ilan verecekler sonucta, cok da mutlu olunacak bir sey degil yani. Simdi olaya duygusal yaklasip 4 ay sonra pisman olacaksin.

4. Olmami istedilerden sonrasini okumadim(ciddiyim)

4 kisi asla olmaz bi evde

@neferkitty, biraz acımasız bi cevap oldu ama kafamın bi köşesinde var olan düşünceler bunlar.

Tek çık.

Ablamın lisedeki matematik hocası ki baya yaşını başını almıştı fikir değiştirip hukuk okudu. Şu an avukatlık yapıyor bildiğim kadarıyla. Sınav stresi çekebilecek isen öğretmenlik yaparken neden olmasın

kesinlikle değil. bizim fakültede epey aflı öğrenci var. 70 yaşında bir teyzemiz bile var mesela. fakülteye 1962'de girmiş. kız arkadaşımın hocası var; adam profesör, derslere giriyor ve başka bir iş daha yapıyor. aynı zamanda sınıf arkadaşım :) çoğu hukuk fakültesinde devam zorunluluğu olmadığı için sorun yok. 30-35 yaşlarında çalışıp okuyan çok kişiyle de tanıştım. hiç geç değil. 45 yaşında olsan bile geç değil derdim.

böyle sorulara da hastayım.
son zamanlarda mesleği olup da üniversite sınavına giren kişiler arasında hukuk acayip popülerleşti.mis gibi mesleği olup da hukuk kazanan bi dünya kişi tanıyorum. üstelik yaşları 20'lerin sonu ve 30'ların başı arasında değişiyor.

vallahi 25 yaşın lafı bile olmaz diyeyim.
hem de mesleğiniz var.
birçok örnek mevcut. 25 ne ki, hakikaten...

kısaca, değil.

Değil. Yeter ki isteyin.

Hayır hiç geç değil, ama bence hukuk okuyacağınıza başka bir şey okuyun. Avukatlıkta para yok.

aynısını öğretmen olan, evli ve çocuklu bir insan olan yengem yaptı. uzun yıllar süren ağır ceza hakimliğinden sonra emekli de oldu.

kısaca yapılmışı var diyelim.

Geç..

24 yaşında son sınıf öğrencisi olarak yazıyorum bunu. 4 yıl kolay geçmiyor ayrıca çalışacağım demişsin de o kadar kolay değil hukuk fakültesinde.Dersler zor olacak, günün 10 saatini ders çalışmaya ayıran multi inekler olacak ve buna rağmen yeri gelicek kalabilecekler de. Hem öğretmenlik hem de hukuk okumak zor iş. 5-6 yılda bitiririm diyorsan o zaman rahat.

işten eve gelince direk derse oturman lazım.Boş zamanlarında eğlenceye gezmeye vakit ayıramazsın.Hukuk fakültesi tek gecede çalışılıp bitirilecek bölüm değil.

Bugün sınava girdim. Sadece 3 kişi ilk kez giriyordu. 4-5 kişi de 40larındaydı. Geç değil. Kaybedecek neyin var hem mesleğin de varmış.

Geç değil.
31 yaşındayım. Hukuk fakültesi öğrencisiyim. Hem okuyor hem başka bir meslek yapıyorum. Gayet güzel yürüyor.

24 yaşında mühendisim seneye 2 yıllık adaet meslek yüksek okuluna başlayağım, açık öğretim(ama diplomada yazmıyormuş :D). sonra dgs ile huhuk istiyorum. imkansız değil bence yani olmamalı neden olsun ki...

Tekrar sokağa bırakacaksan eve almak çok mantıklı değil ama soğukta ve yağmurda kalacağına bir süre ev ortamında kalması hiç yoktan iyidir.

eve alma alışır sonra bırakınca zorlanır hayvancağız. yemek ver düzenli olarak.

barınabileceği bir alan var mı ıslanmadan?
bir de düzenli yemek ve su meselesi önemli.
gerçi duman grisi ve yaşlı dedin ben orada bittim.