Çok yaptım, hatırlamıyorum. Birinin aleyhine tupurmussem ve sonradan haksız olduğumu anlarsam tupurdugumu yalarim. Kendi aleyhime bir karar söz konusu ise zinhar yalamam tupurdugumu.

bi kere yaladım, hak meselesi idi, bi ara konuşurken bi iş fikri vermişti sonra biz koptuk aradan zaman geçti ben o fikri yapmak istedim, aradım konuştuk dedim %50 ortak olalım bu işi yapalım beraber, fikir zaten senin, ok dedi sonra o iş nihayete ermedi. pişman oldum sayılmam ama yapacak başka tonla fikir varken o fikrin peşine gitmeye gerek yoktu tekrar hayatıma sokmanında bir anlamı yoktu, gereksiz bişiydi.

bi kişi var yine tükürdüğümü yalamak istediğim ama karakterimde pek yok, ileride bu konuda pişman olacağımı biliyorum birde

yaptım, eski bi sevgilimi affetmiş, geri barışmıştım, pişman oldum.

aşk yüzünden; hep aşk yüzünden. olduğum da oldu olmadığım da...

kabahatler kanununa göre bir yaptırımı var sanırım; para cezası.

nerde dolaştığına bağlı. antalya sahilde kimse dönüp bakmaz, polis bişiy demez. fatihte polise gerek kalmaz.

kuvvetle muhtemel kabahatler/ahlaka mugayyir davranış maddesi uygulanır. üşendim şimdi bakmaya ama 91 lira mıydı neydi uygulanan karşılığı.

yerine göre yok, kendi mahallende de yok şikayet olmazsa ama başka yerde problem olabilir tabii.

Bazen exceller gider..

Bazen exceller kalır..

Önemli olan, giden değil. Kalandır.

bırak gitsin, dönerse diyecektim de... dosya hiç senin olmamış ki :/

yanlış flaşa bakıyorsundur, diğerine bak, çantadakine.

Tek flash var bende
şuan köşeme çekildim ağlıyorum
haydan geldi huya gitti

Ah ah

Bence yine de bir kurtarma yazılımı ile tara belleği belki çıkar ortaya.

İki farklı Program ve cmd den komut kullandım dosyanın izi bile yok

kaçan balık büyük olur.

Ayda 15 gün falan yanıyor bizimkisi o da akşam eve gelince 1de açıyoruz gece açık kalıyor sabah derse giderken kapatıyoruz tamamen. 150 tl geldi bizimki.

30 gün 1.kademede yaktım 190 lira geldi.

hiç yakmadık o kadar geldi. 4-5 gün anca yanmıştır. onda da sıcak değildi petekler, ılıktı. ev de soğuk olunca gittim kapattırdım ev sahibine.

gece üstünüzü açmıyosanız kapatın en iyisi geceleri. 30-40 lira farkeder.

135 gelmiş şimdi baktım 0_o
60 metrekare ev, haftasonları ve haftaiçi gündüzleri hep 1 de yaktım, haftaiçi akşamları 4'e çıkardım. korumasız çok eski bina olunca :( anovvv yandık bu sene

325 lira gelmiş, evlat acısı :)

@emirkulu2 sen yine 4e çıkarmışsın da 135i görmüşsün ben 1e bile getirmedim yarımdan yukarı çıkmadım resmen ama ortalamaya göre çok fazla gelmiş herkese. %9luk zammın etkileri bu fiyatlar. bu kış maaşı doğalgaza yatırcaz anlaşıldı :/

gündüzleri yakmayın, zaten en kısıkta açıyorsunuz eve geldiğinizde soğuğu kırmasa bile bir önceki gecenin sıcaklığını koruyor. biz hiç gündüzleri açmıyoruz, eve gelince açıyorum epey kökleyip 1 saat sonra kapıyorum. daha sonrasında kısıkta tutuyorum ihtiyaç varsa. geçen ay 10-15 gün yakmışımdır (hepsi max 1-2 saat fln) 47 tl mi ne geldi.

1inci kademe 2inci kademe ne oluyor? bende ve benim bildiğim kombilerde hep cantigrat derece olarak gösteriyor.

birinci kademe en düşük sıcaklık olan 30 35 ise o şekilde peterklek ılık bile olmuyor. ben elli derecede falan yakında ancak sıcaklık görüyorum. bir kaç gün boyunca evde olmayacaksam ya da gece geç gelip sabah erken çıkacaksam kombiyi kapatıyorum. ancak onun dışında geceleyin veya evde yokken minimum ya da minimumdan hallice yapıyorum.

sürekli aç kapa yapmak verimi düşürüyor.
banyodakini boşuna kullanmayın, kapalı kalsın.
kullanmadığınız bir oda varsa onu kapatın. ancak antre muhakkak yansın.

@john naptın öyle yav daha şimdiden :) ocakta şubatta kaç gelecek sana kim bilir

@seksen9, @liriamer söylediklerinizi uygulamaya başlıyorum bu günden itibaren. hatta başka önerileriniz varsa onlara da açığım :)

peteklerin arkasına alüminyum ile kaplanmış strafor yerleştir. ısının bir kısmını korumuş olursun.

mega onu hazır satar mı nalburlar? (araya soru soktum pardons)

15 gün falan yaktım. gayet ısındık diyebilirim. 177 tl. geldi.
@emirkulu o köpüklerden nalburlarda var ama üstü folyo kaplı olanı var mı bilmiyorum.
4 sene önce eski evimde iken onlardan alıp bildiğin yemeklerde kullanıla alu-folyolar almış ve üzerlerini 2-3 tur kaplayıp tüm peteklere koymuştum. yani evde yaparsın. ama epey bir alu-folyo gidiyor, gitsin 1 kerelik yapacaksın.

0TL kullanım 165TL ceza geldi anasını siktiklerimden afedersin.

260 teelee. ve tüm ay dondum da üstelik :/işe giderken, yatarken falan hep kapatmıştım :(
şimdi gene donuyorum, bir gözüm sayaçta, yarın odam için elektrikli ısıtıcı alıcam. 0 32 tl gelmiş biraz ona yükleneyim :P ya da kombi için bakım mı yaptırsam? en düşük derecem 30, yanmıyor bile ama 9 saatte 1 gösterge oynuyor. arkadaşım da 30 yakıyormuş ama gayet sıcakmış. napayım?

167 lira ve yandım evde şort t-shirtle gezip cam açıyorum ama merkezi sistem olunca kendin ayarlamıyorsun işte. lanet olsun ki evim güney cephe ulan boşuna para veriyom.

muhalefetlik etmek değil amacım ama bu havalarda gündüzleri yakmak faturayı kötü etkilemez mi? özellikle de yoğuşmalı kombi değilse.

baya soğuk olsa sürekli açık tutmak mantıklı olabilir zaten baştan duvarları ısıtacak diye ama şu an gündüzleri ya da uyurken kombinin tekrar tekrar suyu ısıtıp evi dolaştırması fazla enerji harcatmaz mı? onun yerine akşamları 1 saat yakıp soğuğu kırmak sonra da yatana kadar kısıkta çalıştırmak daha iyi olmaz mı?

gönül ister ki 3 kuruşun hesabını yapmadan yakalım, hiç üşütmeyelim ama öğrenciysek, tasarruf yapmamız gerekiyorsa günde 2-3 saat çalıştırmak daha iyi değil mi?

15 lira bekliyorum bu ay, daha gelmedi henüz elektirikli battaniye kullanıyorum isinmak için, doluyorum belime oh miss..

sevdiği, hayatında etkilendiği bir şeyden (şarkı olabilir, karakter, film gibi şeyler olabilir) ilham alıp takma isim kullabilir belki blog adı için. sonra belki "falancanın serüveni" diye de ekleme yaparsınız. ne şekilde hoş gözükürse.

gişeden mutfağa
broker chef
bu tarz ironi barındıran bir şey olsa hoş olaiblir. blog olayına gelince ingilizcesi varsa ki olmasa da olur altyazıyla falan halledersiniz. video blog olayına girmesini öneririim diger sosyal medya hesaplarıyla da destekler. vlog cular çok saglam rate alıyorlar. çok profesyonel olabilir ama birkaç örnek vericem;
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

hacı, bu senin dediğin şuna benziyor, "ben bi araba alacam ama ne alayım". elektirikli al, benzinli al, dizen al, küçük bişi al, büyük bişi al. bak gördün mü çeşitler ne kadar fazla.

Henüz neyi nasıl yazmak istediğinizi bile çözemediniz gibi geliyor bana. önce bi ufakdan yazmaya başlayın thumlr olur wordpress olur blogspot olur bir yerde ufakdan ufakdan başlayın yazmaya isim de önemli değil. salla gitsin daha sonraları yazdıkça, yazmak istediğiniz şeyleri fark edeceksiniz, zamanla bir topluluk oluşacak, yazmak istedikleriniz, yazdıklarınız isimle örtüşmeyecek ve taşınacaksınız, sizi takip edenlerde yeni yerinize gelecek. olay bu. çok büyütmeyin.

mealen: önce ne yazmak ve nasıl yazmak istediğinizi bir çözün kendi içinizde, zaten bunu çözünce gerisi otomatik gelecek.

Sorguluyorum, hem de her gün.

Yüksek lisansa başlama nedenlerimden ilki askerliği tecil ettirebilmekti. Onu hallettim 3 yıl kafam rahat. Okul hayatını özlediğim ve sektördeki düz adamlardan farklı olabilmek için başladım diyebilirim. Ama benim de işim oldukça yoğun. Haftada 1 gün izin var ve o günde de sunuma hazırlanıp, makale yazmaya çalıştığım için kendime vakit ayıramıyorum. Spora gidiyordum bırakmak zorunda kaldım. Yüksek lisansta hocalar biraz farklı olur, kendimi geliştiririm, ufkumu açarlar diyordum. Ama ne yazık ki hala aynı kafadalar. Sektörde hiç bir şey yapamayan adamlar-kadınlar başka hiç bir şey yapamayacakları için akademisyen olmuşlar. Bilimsel anlamda ne üretiyorlar, hangi yaralı parmağa işiyorlar bilmiyorum. Sadece işkembeden atıp tutuyorlar. Kendilerine verilen kürsüyü kaybetmemek için yapışıyorlar. İktidarla otoriteyle ters düşmemek için taklalar atıyorlar. Gözetim toplumu, kültür endüstrisi, Marksizm, eleştirel teori vs vs atıp tutuyorlar. Sonra iş gündelik hayatla ilgili ufak bir duruş sergilemeye geliyor, iktidardan korktukları için 3 maymunu oynamaya başlıyorlar. Okula girerken ceplerimizin, çantalarımızın içine ellerini sokup didik didik arayan güvenlik görevlilerine çıkıp bir şey demiyorlar. Ama gözetim toplumu konusunda ''Ne güzel konuşmuş Foucault, I love you Adorno ♥•♥, çok yaşa Benjamin serseri dahi ♥•♥•• '' demesini biliyorlar.

ilkokulun ilk gününden şu saniyeye kadar hep sorguladım. okulda geçen her dakikam ziyandır bence. şu anda da ödev yapıyom amk yüksek lisans kadar gereksiz bişey yok. bıraksak para yanıyor

okuma amacımı değil de çalışma amacımı çok sorguladım. iş hayatı iğrençtir.
keşke ömrümün tamamı okul köşelerinde, kütüphanelerde, fotokopicilerde geçse.

keşke sadece okuyarak ömür geçirebilsem. olmuyor tabii.

evet bir de bu var... çalışma hayatımı da sık sık sorguluyorum.

2 kuruş para alıcaz diye sabah 6:30 da her gün kalkıp sıkış sıkış otobüste işe gitmeye çalışıyorum 1 saat boyunca. offf ne boktan lan herşey :)

yüksek lisansı bilemem ama şartlardan dolayı üniversite okuyamamış ve 45 yaşından sonra üniversiteye girmeyi hayal edenler de var.

Benim sorguladığım lisans değil ya. tamamen yüksek lisans. tabi ki okuduğum üniversite sayesinde iş buldum ve bir mesleğim var ama yüksek lisans tamamen boş ve bana bir şey kattığını düşünmüyorum. üstelik lisanstan çok daha fazla yordu beni ya. 3 yılda hayat enerjimi sömürdü yedi bitirdi.

bu sene bende başlıcam çalışırken yüksek lisansa. çok iyi motive ettin be!
aramızdaki fark en azından sen para ve kariyer için okumuşsun. ben kendim için.

eski kız arkadaşım oha denebilecek bir eğitim geçmişine sahipti ve birde üstüne doktora yapıyordu, bütün bunlara rağmen gayet punk'dı kendisi, açıklaması ise basit ve gayet net'di (ki bende aynı şeyleri düşünüyorum) sistemi içerden çökertmek için.

şöyle düşünün, solcu arkadaşlar her gün memleketi kurtarıyorlar ama çalıştıkları iş yerlerinde hiç bişi yapmıyorlar, öte yandan başkaları (cemaat evet) o sisteme dahil olup onu değiştirmek için çaba gösteriyorlar. okumanın tek amacı var, sisteme dahil olmak yada değiştirmek. hangisini seçeceğin senin ideallerin ile ilgili bişi. tabii örgütlenmek de önemli

www.ted.com

ohh 15 sayfa copy-paste ödevimi de bitirdim, nasıl olsa okumadan notu verip geçecek.

15 günden fazla sanırım 5 yıl olunca. şirketle anlaşıp erken ayrılabilirsiniz ancak.

3 yıldan sonra en az 1 ay 5 yılda da daha önceden haber vermen gerekiyodu galiba. eğer patronun kılsa ya da sorunlu ayrılıyosan ihbarı atladığın için sorun çıkarabilirler.

malesef zorundasın. konuşarak durumun özel oldugunu açıklamalısın yetkili kişiye, anlayış gösterip hemen ayrılmana izin verebilirler. aksi taktirde tazminat ödemek durumunda kalabilirsin.

@rondennis abi bu 15 gün ya da daha fazla çalışmak zorunda mıyım? Çekip çıkamaz mıyım daha fazla duramam orada

15 gün değil 8 hafta ihbar süreniz var.
içeride ne kadar paranız var? 1 maaş mı?
izin paralarınız falan var mı?

Yaklaşık 1 maaş var

ben yazana kadar yazmış arkadaşlar süre konusunu da,
mobbing falan durumu varsa, hakkınızı aramayı düşünüyorsanız asla "istifa ediyorum, alacağım kalmadı" gibi bir kağıt imzalamayın.
5 yıllık kıdeminiz var içeride.

o 1 maaşı ödemezler. verecekli bile çıkartabilirler ama sonuçta elbette "gitmek zorunda" değilsiniz.

3 yıldan fazla çalıştığınız için sizin ihbar süreniz 8 hafta. Yarın istifa ederseniz ancak 8 hafta sonra ayrılabilirsiniz. O kadar bekleyemem derseniz ve çıkarsanız 8 haftalık çalışmanıza tekabül eden ücreti (yani 2 aylık maaşınızı) işveren sizden tazminat olarak talep edebilir.

İş Kanunu'nun 24. maddesinde sayılan "haklı nedenler"den biri varsa o zaman ihbar süresini beklemeden çıkabilirsiniz.

24. maddeye bakacaksanız Kanun şurada:
www.mevzuat.gov.tr

patron, müdür vs. ile açık açık konuş sebeblerini vs. anlayış göstereceğini düşünüyorum ancak o akşam gidemeyebilirsin senden bir hafta daha kalmanı rica edebilirler, 5 sene emek vermişsin 1 hafta da kal işlerini devret., eğer şirket kurumsal bir şirketse müdürün/patron kafa adamsa istifa etmek yerine kovmalarını rica et (tazminatı kurtarırsın)

devamsızlık yapın işten atsınlar. 2 gün sebep belirtmeksizin işe gitmezseniz size noterden ihtar çekerler. 3 gün cevap beklenir, 4. gün işveren tarafından haklı nedenle iş akdiniz sona erdirilir. onlar düşünsün 5 yıllık kıdeminizi yakacak kadar darladılarsa. ihbar'da bulunursanız 8 hafta işe devam zorunluluğunuz (maaşınızı alarak) ya da 8 haftalık maaşı ihbar tazminatı olarak ödeyerek derhal çıkabilirsiniz. önerdiğim yol ise sizin için en acısız sızısız olanı.

Bu ihtar cekme olayi sonraki is gorusmelerinde bi yerde karsimiza cikar mi yani bana ne zarari var gali haizrdaki isyerimden ihtar yemenin? Sicile mi isleniyor noluyor yani

Hayır hayır öyle bir sicil sözkonusu değil. Noter tarafından işe devamsizliginiz tescillenmiş oluyor sadece. İşveren haklı nedenle işten çıkışınızı vermek için kendisini ispat ediyor. Cevap vermek durumunda da değilsiniz ayrıca.

Devamsızlık yaparsan evet noterden ihtar çeker, ardından da sözleşmeni fesheder. Ama o 8 haftalık ihbar süresince çalışman için yazılı bir bildirimde bulunurlar ve reddedersen ihbar tazminatını da talep ederler.

Millet iş bulup 2 ay beklemek zorunda kalıyor, öyle 3 gün devamsızlıkla olacak işler değil bunlar. İşverenle anlaşmak lazım.

niye ihtar çektirerek işverenin eline haklı bir sebep veresiniz ki onu anlamadım ben?
ben asıl siz haklı bir sebepten ayrılıyorsunuz gibi anlıyorum yazdıklarınızdan.
yoksa öyle yaklaşık 8 maaş geride bırakılıp gidilmez kolay kolay.

"şu şu sebeplerden ötürü şu tarih itibarı ile iş sözleşmemin feshini istiyorum" şeklinde bir dilekçe yazın. o sebepleri "çok açık" yazamasanız da olur ama yazsanız daha iyi. bundan bir kopya kendinize alın, aslını da artık patronunuz mu olur, insan kaynakları mı olur, personel birimi mi olur kim ilgileniyorsa oraya bırakın.

sonra mahkeme yoluna gidersiniz.

en kötü ihtimalle içerdeki maaşınızdan olursunuz ve yaklaşık 1 maaş da verecekli olursunuz. (sözleşmenizde bağlayıcı başka hususlar yok ise)

Ekstra masrafi var ara ödemenin.
banka gelecek planini senin kredi planindaki odemelerine gore tayin ediyor, simdi sen ara odeme yaparak bankanin gelecekteki para girisini azaltiyorsun.
bankanin uzun vadeli planini bozuyorsun.
günü gününe öde bence, yok ben harcarim ya hemen vereyim bankaya dersen baska tabi.
sor bi ogren ara odemenin masrafini.

bankayla pazarlık edip krediyi tekrar yapılandırmak gerekiyor. gidip bir konuşmalı, verdikleri rakamlara bakarak hangi durum daha karlı hesabı yapılmalı.

Banka erken ödemeyi kabul etmek zorunda değil. Kabul ederse de sizden bir tazminat talep edebilir.

Bütün bunlar ve daha fazlası, elinizdeki kredi sözleşmesinde yazması lazım.

Bildiğim kadarı ile erken ödediğinde faizi ile birlikde 60 bin yerine misalen 56 bin olacak yani erken ödeyince faizden biraz kar ediyon diye biliyom ama arkadaşların dediği noktalar da var, bankayla görüşmen lazım

Odedigin miktar ana paradan düşülür, kalan miktar yeniden yapilandirilir. Ama ödeme yapmadan önce toplam borcunun belli bir yüzdesini masraf olarak kesiyorlar, % 1 gibi. Bu oran değişir. Bankayla gorusmek lazım, hatta bazi bankalar ara odemeyi kabul etmeyebiliyor. En iyisi gorusmek.

kesinlikle taksi yeterli. istanbul'da araç sahibi olmak ahmaklık diyorum, kimse üstüne alınmasın.

Şart değil ancak öyle bir Lazım oluyor ki bazen, o da ayda yılda birkez, işte o zaman Şart diyebiliyorsun.

çok büyük bir araç düşünmüyorsan yüzde 80 vergi yok. yüzde 45. az değil ama yüzde80den az :)
eğer düzgün taksiciye denk gelirsen ya da her aradığında taksi bulabiliyorsan araba alma.

nerede oturuyorsun/çalışıyorsun/takılıyorsun...

bunun cevabı kişiye göre değişir.

Araba değil motosiklet ihtiyaç. Trafikte o kadar saat arabada beklemek benim ihtiyaçlarımı karşılamıyor açıkçası.

raylı sistem güzergahında isen, işin eve yakınsa, hele ki park yeri sorunu olan ev iş bölgesinde yaşıyor isen ağır amelelik.

Taksiye her saatte ve her guzergahta guvenemem. Gec saatlerde ve pek bilmedigim semtlere taksiyle gitmem. Gunun her saatinde her yere toplu ulasim da olmadigi icin, evet duruma gore ihtiyac. Sonucta burasi en kotu senaryoda sehrin bir ucundan oteki ucuna yuruyerek bir saatte gidebilecegin bir yer degil.

Bitaksi ve trafi turkiye kullaniyorum. Arabamı satalı sanırım 6 ay kadar oldu. İlk başta motor alayım diyordum. Sonra ne kadar ödediğime bakınca taşıt almak mantıksız geldi. Sanirım epey bir bu şekilde devam edeceğim.

evli değilsen arabaya gerek yok. pek çok arkadaşım eşi hamile kaldığında araba aldı yada şirket arabasını kullandı. gereksiz bişi araba, bisiklet al, motor al, araba alma.


@va +1 ama bazen,

10bin liralik bi araba isini gorur. Aksam bi yere gitmek gerekiyor, disci doktor falan bazen insan zorlaniyor. Bana ayda 1 kere lazim oluyor

Bence Istanbul'da sart degil. Hatta bircok durumda arabayla gitmek dezavantaj oluyor, maliyeti gectimde zaman acisindan.

teknoloji olsa ama hangi askerlerle olsa.

bugünün askerleri mi o zamanın mı

ve sayı ne olacak?

açıkcası iki seferde kazanabiliriz.

yeteri kadar techizat ve asker olursa tabii.

@efrasiyab87 ülke içindeki tüm insanlar, teçhizat, binalar komple taşıncaz 1914'e yani.

Kazanmasına kazanılır. Teknolojik bakımdan bakınca piyade açısından degil de makine açısından çok geliştik. En azından şimdiki bir ana muharebe tankına karsı o zaman yapılacak cok şey yok. Motorlu her şeyde durum böyle.

Şu da var askeri doktrin çok değişti. Artık o zamanki gibi siper savaşı yok. Bu da epey etkiler karşı tarafı çok şaşırtacağı için.

Edit: Komple ülkeyi götürsek, direkt hava üstünlüğünden zaten mağlup edilir. Orda kim tahmin edecek ses hızından hızlı uçan bir uçağın kafalarına o kadar hassasiyetle bomba bırakacağını.

amına bile koruz. sırf radar bile mutlak deniz hakimiyeti demek. ikinci dünya savaşı teknolojisi bu üstelik. keleş sadece bizde var misal. büyük avataj.

80 milyonluk nüfusla ilk 6 ay aq etrafın.

ama basit teknoloji var bizde, savaşı sürdürecek derecede know-how ve üretme olayı yok.

o yüzden 6 ayda ne yaparsak yaparız sonra sürüncemeye kalır

işgal 1 ay sürmez bence.

Çiş olduğundan emin misin? Bence ergenliğe girdi :/

yani yaptığı haltın çapı 40 50 cm yayılmıştı. bu kadar meni yapamaz diye tahmin ediyorum. bir de yorgan altında havlu çarşaf altında yatağa kadar işlediği için işedi dedim. ha onların menisi çiş gibiyse tabi bilemem.

meni ne ya? o insanlarda oluyor.

erkek kediler kızgınlığa girince oraya buraya çişlerini yapıyor. bu çiş normal çiş değil. hormon kokulu oluyor. ağır bir koku bu.

ilk başlarda çok ağır bir koku olmasına da gerek yok.

veterinerle konuşun diyorum.

@mea, yanlış bilgini düzeltmek adına meni bir isimdir ve memeli erkeklerin spermlerini taşıyan (bulunduran) sıvıya verilen bir isimdir, yani o dediğin bütün memeli erkek canlılarda olan bir şey.

Link: tr.wikipedia.org

kazma sesi dediğiniz sanırım kumu ya da toprağı patileriyle çukurlaştırırken çıkardıkları ses. büyük olasılıkla kediniz tuvalet için kum arıyor. eğer onun istediği tuvalet imkanını sunmazsanız birçok yere tuvaletini yapacaktır. kediler iç güdüsel olarak kum/toprak arıyorlar. 1 aylık kediyii bile kuma koyup patisini birkaç kez sürtünce başka yere yapmıyor. kumunu değiştirdiğinizde beğenmediği için, başka kediyle tuvaletini paylaşmak istemediği için, tuvaletinin yeni yerini beğenmediği için vb. birçok sebeple kediler tuvaletlerini başka yerlere yapabiliyorlar. kedinizin bu davranışı alışkanlığa dönüşmeden önce kapalı bir tuvalet ve kum alın. eğer kediniz erkek ise etrafa koku bırakmaya çalışacaktır ancak bu çişten farlıdır. 1 yaşından sonra kısırlaştırmanız ikiniz için de daha iyi olacaktır. kızgınlık döneminde evden kaçabilir de.

tüy problemi nedeniyle klozete alıştırmaya çalışmışsınız. uzun tüylü kedilerin popo kısmındaki tüyleri biraz kısaltırsanız sorun yaşamazsınız. kediniz neredeyse dokuz aylık. artık poposunu daha dikkatli temizleyecektir.

kum arıyor olabilir
ergenliğe girmiş olabilir
er ya da geç kısırlaştıracaksınız zaten, erkek kedinin işemesiyle baş edilmez. biz kısırlaştırmayalım diye aylarca direndik, yataklara su geçirmez alez koyduk, koltuğa işedi. onun olduğu odadan koltuğu kaldırdık, yere işedi, sonra kendi çişinin içine yattı filan. onu yıkayalım derken küvetin içinde çırpındı durdu patilerini parçaladı, her yer kan oldu, nöbetçi veterinere koştuk gece gece... neler neler ya. kısırlaştırmak da 15 dakikalık bi olay, erkek kediler için çok rahat. sonrasında hem kedi rahatladı hem biz. şişmanlamadı, hantallaşmadı. daha mutlu bi hayvan oldu.

Cevaplar için çok teşekkürler arkadaşlar.

tuvalet için kızdığını düşünmüyorum çünkü yeni bir alışkanlık değil. ki yaazdığım gibi yatağa işemeden yarım saat evvel klozete yaptı. kız arkadaşım geldiğinde odaya almadık kapıyı kapattık. bir de gündüzleri yalnız kalma olayı var. ikisinden birine ya da ikisine trip atıyor bilmiyorum. ergenlik durumu olmadığı da yorumlara ve kedinin hareketlerine bakılırsa belli. çünkü hiç koku bırakmadı etrafa. öncesinde ya da sonrasında. ulumaları da yok.

bu sabah itibariyle veterinerime bıraktım fakat. kısırlaştırılması için. akşam alacağım. bakalım ne gibi değişiklikler olacak hayatımızda.

üçünü de kullanıyorum. en çok firefox.

yandex on numero... her bok var.

opera 12.17 (yeni versiyonu çok beter)

chrome

laptopta chrome iphone ve ipadde safari

chrome.
başka bilgisayara geçince yer imlerim de geliyor. pek şugar.

ie (iş yerinde maalesef)

Maxhton (iş yerinde özel işlerde)

Firefox (evde kendi bilgisayarımda)

Chrome (arkadaşların blgisayarda)

comodo dragon-srware iron.

sadece chrome

internet explorer, tek geçerim.
evde işte cepte tablette...

iş yerinde chrome,
evde firefox.

mac - safari
win 8.1 - opera

firefox

firefox

krom.

chrome. senkronizasyonu seviyorum

iş ve ev sync halinde chrome görünümlü firefox. (chrome teması kullanıyorum) mobilde safari. ios için firefox olsa çoktan geçmiştim.

chrome. tatlıms^^

opera. en tatlısı.

evde safari
işte firefox (eklentileri için)

uzun yıllar firefox'tan sonra birkaç ay önce chrome'a geçtim

safari

firefox

chrome ama mozilla'ya gecmeye calisiyorum yavastan

chromium, chrome'un özgür hali :)

termal çoraplar var. blackspade'in. ben de aynı dertten yakınıyordum, bir nebze iyi geldi. ama asıl iyi gelen şey kan dolaşımını arttırmak. gün içinde ayaklarım donarken 15-20 dakika masa tenisi oynuyorum ayakkabıyı çıkarasım geliyor.

dağcıların kullandığı bi nane var, 3tl tanesi, ayaklarının altına yapıştırıyon sıcacık oluyo.

bunun ötesinde sağlam ayakkabı lazım

üc kat corap giyin.
ya da söyle yünlü tabanlar var ayakkabinin icine koymalik:
www.fell-shop.com

polar çorap, migros'da 9 lira.

@afrika fasulyesi:

termal çoraplar ne derece işe yarıyor ? hareket etme gibi bir şansım olmuyor ne yazık ki, 5 saat bir cafede dışarıda oturup çalışıyorum kimi zaman.

@selam:

bir link falan ya da ismini alabilir miyim o nanenin ?

@shi aila:

üç kat malesef giyinemem kalın olmaması lazım ayakkabı ayağıma olmaz. Yünlü tabanlar işe yarıyor mu ?

@rygard:

baya kalın gözüküyor polar çoraplar, onlarda olmaz gibi sanki. yani giyerimde ayakkabı olmaz bu sefer.

yün keçe

kaliteli ayakkabi. outdoor magazalarindan temin edebilirsiniz , deri ayakkabi satan cabani gibi yerlerde de güzel sicak tutan ürünler var. 50den baslar 350ye kadar gider genelde.

eller de üsüyorsa kansizlik muhtemel, demir az olabilir, adam gibi beslenme gerek.

@afrika fasülyesi +1.

bir de @selamin dediginin pilli olanlari var les ama isitiyor gene de. ama o nokta dagda falan gelinen nokta. ölme diye. cafede beklerken üsümek normal degil zaten.

ofiste veya evdeysen ayak ısıtıcıları var.

ayak altına konan 3 tl'lik naneleri sanırım decathlon mağazalarında bulabilirsin.

@mr mucuk
bi nebze yariyor evet. ayakkabiyi da önceden bi numara büyük almaniz gerekiyodu. adettendir kislik ayakkabi kalin coraplada giyilsin diye bi numara büyük alinir. (en azindan ben öyle yapiyorum)

@wiillii:

kansızlık gibi bir sorun yok, hareketsiz geçen 1 2 saatten sonra ayağım üşümeye başlıyor doğal olarak dışarıda olduğum için.

@shi aila:

kalın çorap vs giymekten hoşlanmıyorum ne yazık ki, ayakkabıyıda bu sebeple tam numarasında alırım. termal çorap denicem sanırım.

www.hepsiburada.com

bak birde bunlar varmış, 50TL ye şarjlı elektirikli ısıtıcı.
forum.shiftdelete.net

kendimi.

The doctor u

2004-2009 arası beşiktaş tribünlerini. efsane zamanlarıydı.

djarum vanillayı

yeğenimi, erkek arkadaşımı, abimi. tam olarak sıralama da bu şekilde. ciddi anlamda bir özlem.

haşhaşı ve zimboyu. ve misketi. ve limonu. ve puantiyeli kaltak kedimi. tripodu. hayatıma giren bütün kedileri özledim :(

arkadaşlarımı.

adam gibi uyku, ailem, boza, nar. bu sirayla özledim. önümüzdeki 1 hafta icinde de bu sirayla hepsiyle özlem gidericem.

Rahmetli anne babam.

ailem ve dostlarımı

kedimi

kendimi ne güzel bir cevap olmuş :) klasikleştiricem bende belki şimdi ama ''evet! bende kendimi'' özellikle son zamanlarda epey uzaklaştım kendimden foff sigara içaghh hadi

Cocuklugumu ozluyorun.

Olsun demek de zor artik
cocuk duslerimiz yok artik

arkadaşlarımı ve eski hatunu.. :( böhü ...

Gayet mantıksız. Aşırı mantıksız. Çok mantıksız.

buradan yola çıkarak nasıl bir kuyruk acısı yaşadığını görebiliriz. :) karaktersiz, kompleksli, ezik bir yaratığın işi. ya hiç s.klemez güler geçerdim, ya da gördüğümde bir kere ağzına sağlam sıçardım, öyle bir sıçardım ki tek kelime edemezdi bir daha. ortası olmaz, öyle bir sıçacaksın ki devam edemeyecek.

motivasyonu ve kaynağı varsa değil. bu örnekte kaynak zamanmış.

mesela param olsa ben sinir olduğum bir adamın evinin üstünde dolaşması için uçak kiralayıp arkasına "feridun senin tipini sigeyim" diye pankart astırabilirim.

blog linki bu ozkanbostanciibnesipkknintakendisi.blogspot.com.tr

mantıkla hareket ettiğini söyleyemeyiz.

bu kadar uğraşa wallahi saygı duyasım geliyo bazen, ne biliyim gereksiz bir efor ama adam yapıyo garip bişi.

yakın ama farklı "ğ"de ilk harfin uzatması gibi oluyor.

şurada anlatmıştım:

eksisozluk.com
eksisozluk.com

netice itibarı ile, yüzde yüz aynı sesler değil fakat her ikisinin de bir nevi uzatma vazifesi gördüğü -yukarıdaki entry'lerde verdiğim örneklerdeki- durumlarda aynı seslere dönüşmüş oluyor. onun haricinde farklı sesler.

alakası yok. önceki sesli harfi biraz uzatıyo o kadar. ağlamak yerine aylamak mı diyoruz?

Ayni sesler degil. Y'de dilinin orta kismini agzinin tavanina yaklastirarak, yumusak g'de ise daha arkadaki kismi daraltarak cikariyorsun. Ayni degil.

tuğçe, tuyçe farklı, sessiz harflerin tonlamaları yanlarındaki sesli harflere göre değişiyor.

yumusak g sesi
ince ünlüler ve kalin ünlüler ile kullaniminda iki farkli bir ses.

ince ünlüler ile kullaniminda yine farkli ama y'ye yakin bir ses.

'y' harfi -dili bastırarak- arka damakla çıkartılıyor
'ğ' harfi -dil kullanmadan- genizden çıkartılıyor.

aralarında böyle bir fark var.

Y ve ğ ayni sesler degil ama ğ yerine bir onceki sesliyi iki kere okuyarak ayni ses alinabilir. Tuğbu- tuuba, ağlamak- aalamak gibi.

ğ, kendinden önce gelen sesli harfi yarım ses oranında arttırır. başka da bir işe yaramaz. anneciyim ile anneciim demek az da olsa farklı ses

2 sene olması lazım.

benim de gidip almam lazım bir türlü alamadım valla.

7 sene sonra aldım ben, extra olarak iki belge daha doldurdular ve bilgisayarlı sistem öncesi sınav olduğum için emniyet müdürlüğü MEB bölge müdürlüğünden arşivdeki dosyamın kopyasını istedi, MEB'i 15 gün bekledim, emniyetden randevu alıp, dosyamla emniyete gidip aynı gün aldım ehliyetimi.

senin için ise hiç bir şey gerekmeyecek, sistemde sınava girdiğine dair kayıt var, emniyet bunu görebiliyor, e B1 vs. ek evraklarıda doldurdular zaten (onlarda 4/5 sene önce çıkan evraklar). cebinde 100 lira olduğunda gidip alabilirsin.

29 mayıs 2015'e kadar süren var.

annem candy crush ta 76. level da falandı en son.

candy crush, 1010, two dots, flow free

kelimelik

Paperama

Farmville,hayday turevleri bunun icin var.bir doz ver muptelasi olur dezavataji siz ac kalirsiniz

plants vs zombies

8 ball pool olabilir android için

annemin oynadıklarını söyleyeyim:

mahjong
pig&dragons
101
farm heroes saga

sadece facebook'taki oyunları oynuyor zaten.

candy crush
farmville

draw something, uğraşsın dursun

istanbulda marketlerde şişede satıyorlar balaban ve vefa bozasını, 7 lira litresi, eğer satış olacağını düşünüyorsan distribütörlük ayarlasan daha iyi olmaz mı?

selam, biz Balaban'in LT'sini 5 tl'den aliyoruz. Yuh orada 7tl mi.

6 küsür, 7 ye yuvarladım, sizin ora neresi?

selam dostlar, adeti öyle diye gece dedim. biraz da bahane uzun gece yürüyüşlerine çıkmak için. gerçi marketlerde bu kadar yaygınmış madem sokaktan alan olur mu ki. bilemedim.

alla alla. mail hangi adresten gelmiş ?

spam, virüs, phishing falan olmasın? link varsa tıklamayın.

[email protected] fake değil gibi duruyor, kayıt numarası gün saat koltuk bütün bilgiler yazıyor mailde.

sitede bu mail'i göremedim ancak şunu gördüm ki pegasus'un mailleri türkçe. yani misal [email protected], [email protected] gibi o yüzden başarılı bir fake olabilir. arayın sorun derim.

edit: ayrıca benim de adsoyad şeklinde outlook adresim var denedim yerlerini değiştirmeyi iletilmedi.

Gmail'de soyle bi ozellik var, adresin herhangi bi yerine nokta ekleyip cikarinca alici degismiyor. Ayrica adresin sonuna + koyup kelime eklersen yine degismiyor. Belki outlookda da boyle bir ozellik vardir.

Fake ise sorun yok tıklamadım zaten hiçbirşeye. Ama yanlışlık olduysa sıkıntı çıkmasın kimseye diye sormuştum. Teşekkürler ilginiz için arayıp sorayım ben en iyisi.

pegasus'un [email protected]
o bilet no'yla pegasus'tan bileti görüntüleyebilirsen belki kiş hakkında daha fazla bilgiye ulaşırsın

kredi kartınna para çekilmiş mi kontrol ettin mi?

su fiyatlara mümkün degil.

zaten istediginiz cekim etc seyleri pra karsiligi yaptirabiliyorsunuz su anda. isi bilen sürücüsü filan oluyor.

Çok para ve altyapı gerekli. Rağbet olacağını düşünmüyorum.

Sadece drone'u gezdirmek için mi? Drone gezdirmeye 25-30 dolar verilebileceğini sanmıyorum. Mevcut teknolojiyle yapılabilir fakat cidden maliyetli olur.

amacın ne olduğunu anlamadım. eğer turistik bir şey düşünüyorsan, tutmaz. adam taksim yukardan nasıl gözüküyor acaba dur şöyle bir site varmış para vereyim de izliyim mi diyecek? filmciler falan için düşünüyorsan hiç kimse çekeceği şeyi başkasının eline bırakmaz. en fazla yapacağın şu olur; alırsın 5-10 tane drone. bir tane operatör bulursun. operatörüyle beraber kiralarsın atıyorum günlüğü 500 liradan.

@hayirsiz

evet hocam türkiyede yapinca tutmaz deniyor, kültür farki cünkü, amerikan adam, "la dur bah bah nasil carpcam vapura" demez.

derse de adam legal olarak arkasini kollar, bi is gelse drona olcak bellidir.
tutanak tutulur, hasar kaydi etc yapilir, sigorta etc yapilir, türkiyede polisi ararsin, drone ne la der, biz bakmiyoruz ona thk yi arayin denir, thk diyanet bakiyo ucanla kacanla der, pislik yapan adam türkiyede adam iki dayilanir bi agzini acip tek kelime edemezsin.

çakarlar o drone'u yere, para falan da alamazsın.

fikri çalabilirim ama fiziksel olarak çalabilirim yani internetten klavye mouse ile olmaz o iş. en basitinden adamın gönderdiği komutların 1/2 sn. drona geç ulaşması problemi var, o sırada bir duvara çarpabilir misalen. ama fiziksel olarak yanında olunca adamın çift kumanda ile aynı dronu kontrol edebilirsiniz tıpkı sürücü kursundaki sağ koltukdada fren/gaz/debriaj pedalının olması gibi.

bir şeyi uçuran adam fiziksel olarak da bunu seyretmeyi tercih edecektir. yani sonuçta elindeki alet bir cihaz, boing 737 gibi bişi değil ki?

zaten rağbet görmesi için değil de bir nevi "bu da yapılmış olsun" gibisinden düşündüğüm bir fikir. amaç para kazanmak değil de, fikrin gelişmesi, başka sonuçların ortaya çıkması :)

onlar konuşur ak parti yapar )) evet gerçekten bir çok firma bunu yapmaya başladı. drone.web.tr

* Ortada bir sözleşme var mı? Varsa orada yazar.
* Yazılımcı dediğin bir şahıs sanırım. Çünkü firma olsa böyle yokuş yapmazdı.
* Her yazılımcı yazılımını paylaşmak istemez.

* Hosting için sizden parayı kim alıyor? Hosting firması alıyorsa bu bilgileri doğrudan onlardan temin edebilirsiniz.

yasal olarak verip vermemesi yaptığınız sözleşmeye bağlı. eğer sözleşmede bu bilgileri alacağınız yazıyorsa, sözleşmeyi gösterip alabilirsiniz.

eğer ortada bir sözleşme yoksa, yazılımcı arkadaş isterse siteyi kapatır ve kimse bir şey söyleyemez. o yüzden yazılımcı ile anlaşmaya çalışıp bu bilgileri alabilirsiniz. ama ftp bilgilerini alsanız bile, yazılımcının oraya attığı dosyalar size pek yarar sağlamaz. çünkü adam oraya attığı kodları derleyip de atmıştır büyük ihtimalle. o dosyalar üzerinde direkt bir geliştirme yapamazsınız.
sizin sitenin kodlarına da ihtiyacınız var ve tabii ki ftp bilgilerine de.

Burada siz hata yapmışsınız. domain ve hosting'i siz alıp yazılımcıya bir ftp kullanıcı adı ve şifre vermeliydiniz. ya da sözleşmede bunu açıkca belirtmeniz gerekirdi.

Yazilimci firma.
Ortada yazili bir sozlesme yok.
Yazilim icin para odedigimizden paylasmak zorunda olmaz mi?

Hosting firmasina kendimiz odeme yapiyoruz, onlardan bu bilgileri temin edebiliyoruz ama site icerisindeki her seyi temizeyerek bize verebiliyor hosting firmasi. Cunku hosting firmasinda ilgili kisi olarak yazilimcilar gozukuyor. Sifirlama yaparak verebiliyor hosting firmasi bilgileri.

Icerigi kaybetmeden nasil yapabiliriz?

Dava sonuç getirmez. Ödemesini yapmadığı için sitesi kapanan bir müşterim beni bu nedenle "nitelikli dolandırıcılık" suçlamasıyla dava etmişti. Kovuşturmaya yer olmadığından dava düştü. Ben tenezzül edip geri dava açmadım. Normal yollarla işinizi halletmeye çalışın.

ve bundan sonra firma/kişi seçiminden daha dikkatli davranarak sözleşmesiz iş kesinlikle yaptırmayın.

Olayi cirkinlestirmeden cozmek istiyoruz, ortada tanidiklar filan var.
Yasal olarak FTP erisiminin bizde olmasi gerektigini gosteren bir kaynak belirtebilir misiniz?

büyük ihtimalle ftp bilgisi vs için sizden para koparmaya çalışıyorlar. eğer hosting firmasına ödemeyi direkt siz yapıyorsanız ve ilgili kişi olarak sizin firmadan biri görünüyorsa içerideki bilgileri silip vermeleri çok saçma.
yazılımcıya değil de hosting firmasına dava açabilirsiniz. öyle saçma şey mi olur, ne hakla senin dosyalarını siliyorlar?

Ilgili kisi olarak bizim firmadan biri gibi mi gozukurlar bilmiyorum ama ilgili kisi olarak yazilim firmasindan biri gozukuyor.

Siteyi bedeli karsiliginda kodlamis olabilirler ve bu sizinle FTP bilgilerini paylasacagi (kodlari paylasacagi) manasina gelmez sozlesmeniz ya da anlasmanizda bunun aksi olmadigi surece. Dolayisiyla tavsiyem karsi tarafin da mutabik kalacagi biraz taviz verebilir,bir sonraki isinizi daha profesyonelce yapabilirsiniz.

hosting firması hangisi yazılım firması hangisi bilgileri özelden gönderirseniz tanıdık birileri çıkar belki.

işi hosting firmasıyla görüşmeye çalışın. hadi ftp bilgilerini vermediler yedek talep edin o zaman yedeklerinizi de mi vermeyeceklermiş? olamaz öyle bir şey. alın yedeklerinizi hepsini şutlayın olmadı.

tatlı dil yılanı deliğinden çıkartır derler, firma ile olan probleminizi giderin daha sonra ftp bilgilerini alıp yedeklerinizi oluşturun, sonra da yallah firma

Cevaplar icin tesekkurler. Ortada yazili sozlesme olmazsa 'hukuksal' olarak haklar nelerdir? Bu bilgiye erisebilecegim bir yer onerebilir misin?

efsane olmuş deneyip yorumlarımı paylaşırım ellerine sağlık.

edit: harika! ilk kendimi ekledim ve puf her şey gitti. bayıldım.

edit 2: bir de sabit başlık açarız güncel tutarız troll listesi olan tadından yenmez. tabii eğlenceli troll'ler başımızın tacı.

Bana gore senin bildigin bill gates olman lazim.oglen konusuldu simdi taze pisti diyorsun,tebrikler.

tebrikler, hızlıymışsın :) bakalım nasıl çalışıcak.

vaayy günün en anlamlı ve işe yarar duyurusu olmuş. Ellerine sağlık.

bi firefox versiyonu olsa bi de anlayan bir arkadaş kodları incelese (şifreyi kaptırmayalım) süper olur.

ilk beni ekleyin

edit : yüklemeyin norton uyardı şifreleriniz gider

Keske veritabanina kaydetse oradan kullansak, trollspray gibi olsa. Ayin trollu olsa en cok trolleyenler falan olsa

eklentiyi daha denemedim ama sözünün eri insanları çok seviyorum be, tam da dediğin gibi gün bitmeden hem de. eline sağlık.

Mobilim, eklentiyi görüp deneyemedim ancak tasarım konusunda isterseniz yardımcı olabilirim.

bireysel düsüncem: veritabani gibi bir fikre karsi cikin, cünkü bu durumda moderasyon sikintisi olacak. nasil cogu duyurunuz hollowlife tarafindan silinince kiziyorsaniz hollowlife*a ve dönüp eksiduyuru kurallarinin ne kadar kisitlayici oldugune dair ses cikarmiyorsaniz, moderasyon trolle birini eklediginde gene ortalik karisacak. yok ben troll degilim falan filan.

bir de mesela cinsellikle alakali bir soru soruyorum, mesaj geliyor, "yok aga gercek olamaz trollük yapma." tras bicaklariyla alakali soru soruyorum, "su trasi da ne abarttiniz aq, olun bitsin iste." diye yanit aliyorum 17 yasinda bir gencten.

bu farkli kafalar ve sistemin sallantili olabileceginden dolayi veritabani/ortak troll listesi olayina sonuna kadar karsiyim.

onun haricinde ihtiyac duyulan bir eklenti özünde. cok kurcalayamadim henüz. ancak bireysel kalmasi taraftariyim.

@trumanshow, sende demi aynı sorun çıktı? bende benim browserda bişi oldu sandımdı, bakayım ona sağlim kafaynan.

@oldboy, hem google store için ikonlar ekran görüntüleri lazım hemde site içinde kullanmak için, ayarların yanına gelen link pek bi çirkin, tabii ikonlarda öyle sitenin bütünlüğünü bozuyorlar, bir el atabilirsen sevinirim.

@tescillimarka, browser tabanlı bir eklenti, şifreleriniz ile işi yok, bir iki fix'den sonra kaynak kodlarını da yayınlayacağım.

@divit, yapılır öyle bişi istatistik amaçlı veriler toplanabilir ama üçüncü parti yerlere kullanmak gerekecektir, her ne kadar böyle bir istatistik için anonimleştirecek olsakda kimin hangi datayı ne kadar önemsediğini bilemeyiz.

@hurşit, o norton'un ipneliği benim değil.

trollspray gibi olsa manyak olur ellerine sağlık selam.

@trumanshow, düzelttim, yeni versiyon yolda ama google amcam bir saat sürebilir güncellemesi diyor, güncelleme yapıldıkdan sonra duyuruyu editlerim tekrardan.

şaka bolm korksunlar diye trolledim şifre almıyon ama iyi fikir aslında

@hurşit, o halde troll listesine alıyorum seni

zaten sayemde piyasa yaptın benden sebep yazdırdılar sana

www.eksiduyuru.com

şu sayfaya bir import tuşu konabilir bence faydalı olur. "mallar listesini troll engelleme listesine aktar" gibi bir tuş koyarsın o tuşa basınca oradaki kullanıcıları direkt otomatik olarak eklentinin troll listesine aktarır zor bir şey olmasa gerek ne dersin?

@rotten head, kısmet diyorum şimdilik ama mantıklı dediğin bi ara bakarım.

@rotten head, ekledim, bir iki güne eklentileriniz kendi kendine güncellenecektir, isterseniz silip yeniden kurarak güncelleyebilirsiniz.

ne guzel adamsin, eline saglik. gina gelmisti bu beyinsizlerden.

Supersin. Eline saglik

yanında bir de troll listesi verirseniz, 21. yy ın en büyük buluşu olacak :)

ikon konusunda nası bi yardıma ihtiyacınız var, tarif ederseniz yardımcı olurum.

Eline sağlık, büyük insanmışsın. Şimdi geriye bir tek "Kim troll olabilir, kim olmayabilir" adlı eklentinin beynimdeki karar mekanizmasına eklenmesi kaldı :)

Vay sen ne güzel bir insansın yahu. Eline, koluna ve beynine sağlık. Helal olsun.

@battal gemalmaz ikonlar ve linkler sitenin bütünlüğünü bozuyorlar, yampacık duruyor, yerine hoverlı moverlı sitenin bütünlüğünü bozmayacak ikonlar lazım azcık da css.

@tescillimarka, firefox eklentisi de hazır, isteyene operada var, safari için destek gerekiyor. Tabii birazda artwork lazım

İyiymiş bu ya. Aklımda.

allahını seven biri anneanneye anlatır gibi anlatsa ya? :-/

terimsel bir adı vardı onun, gelmedi aklıma. esasında başka bir şeyle yapılıyordu ama limonlu su da içebilirsiniz deniliyordu ikamesi olarak. bilen birileri yazar.
zaten reflü gibi mide sorunları olanlar yapmasın deniyor.

yağ yakar diye bir şey yok, imkansız bir şey bu. sadece bir şehir efsanesi.

yalnızca sabah bağırsaklarınızı çalıştırır, temizler biraz.

bir bardak suya sıkılmış azcık limon suyu kimsenin midesini delmez ayrıca.

limon içerisindeki c vitamini kilo kaybına neden olur ama yağ yakar mı onu bilemedim, kilo kaybettirken aynı zamanda da böbrek taşı oluşmasına yardımcı olur. her bün bir kalsiyum sandoz içenlerde böbrek taşı görülmesi içmeyenlere oranla yüksektir. dolayısı ile limonlu su olayını abartmayın günde bir bardak yarım limon iyidir.

baya ekşiydi ya azıcık gibi değildi hiç. sağ olun.

saatlerini, günlerini, aylarını diyete ve spora veren milyonlarca insan var. bir çoğu fazla kilolarından kurtulmak için yapıyor.
bence bu insanlara limonlu su içen birileri boş işler peşinde koştuklarını söylemeli artık.

ben metabolizmayı kendine getiriyor, elektrolit dengesi için gerekli diye biliyorum.

Valla hatır hatır yağları yakmasını beklemek manyaklık olur tabiside lakin ben 10 gün boyunca sabahları yarım litreye yakın ve aynı zamanda sıcağa yakın ılık suya birkaç limon suyu damlatıp içerek selülitlerimden kurtuldum. Artık sıfır selülit, pürüzsüz bacaklar.

Aşağıdaki linkte ılık su + limon karışımının gerçekten işe yarayıp yaramadığı konusunda klinik çalışmalarının olmadığını söylüyor ancak işe yaradığını/yaramadığını söyleyen çok fazla geri dönüşlerin olduğunu da belirtiyor. Herkeste farklı etki oluyor belki de. Eğer öyleyse, ben o şanslı kişilerden biriyim <3

www.caloriesecrets.net

bir ara ben de iciyordum sonra hayatima lansorla gaviscon girdi...

ben de istiyorum böyle bir olay. compu reyiz kodlasın bence.

ben de bunu anlamıyorum. devlet dairesi mi arkadaş burası. bakıp haaa trollmüş bu deyip geçemiyor musunuz?

bazen eğlenceli şeyler çıkıyor, eğleniyoruz. nedir yani.

yok.

açılan çöp başlıkları habire moderasyona şikayet edin en sonunda uçarlar belki.

@m murphy

sanane yahu? sen seviyorsan istediğin gibi oku. ben bunların ana sayfamı kirletmesini istemiyorum. belki yardımcı olabileceğim veya bana yardımı olabilecek bir soruyu bu troller yüzünden gözden kaçırmak istemiyorum. adamlar banlansın mı dedik? yoksa, bize engelleme opsiyonu sunulsun dedik.

@lily

işim gücüm yok onla mı uğraşacağım yahu. zaten istediğim onları görüp rahatsız olup ben çektim başkası çekmesin değil, hiç görmeden ortadan kaldırmak.

aynen.
işinize gelmiyorsa duyuruyu okumayın. babanızın malı mı burası.

Bence hakli bir istek. Aramizda coder arkadaşlar varsa bir el atsinlar bu ise. Çok komplike bi şey olduğunu sanmiyorum

+1 m murphy

Ben de istiyorum bunu. Eglencesine sacma sacma duyuru acanlar var. Verdikleri yanitlari da gormesek daha iyi.

ben de katılıyorum. buna karşı çıkanlar da duyuruyu troll amaçlı kullananlar zaten.

hayır bir de ciddi gibi duyuru açıyorlar. bunlardan bir tanesi böbreğim ağrıyor diye duyuru açmış demin. bakmadım kimin duyuruyu açtığına ilk önce, oturdum uzun cevap yazdım. sonra baktım ismine, trol. ben her seferinde duyuruyu kim açmış, acaba gerçek mi yoksa trol mü, cidden böyle bir problem var mı diye düşünmek, isim kontrol etmek istemiyorum. teknik olarak mümkünse böyle bir opsiyon çok faydalı olurdu bence.

@fayfo bana mı laf sokuyon
ağrıyo lan yalan mı söylüyom

@fayfim
sen bobregi agriyan bir insana uzun uzun cevap yazdiginda bu cevap sadece trol tarafindan gorulmuyor ki. Gunun birinde bobregi cidden agriyan adam da o yazini okuyup bilgilenecek.

yine de bir duyuruya cevap yazacaksam gerçekten ihtiyacı olan birine olmasını isterim. zaman harcıyorum sonuçta. ve benim için bir insana hayatta verebileceğim en önemli şeyim zamanım.

sana tayvisyem fayfocum benim nikime tıkla kırmızı kalsın beni görünce yazmasın haaa karı kız niklerine de tıklıyosan sec birini zaman önemli

chrome'a eklenti olarak yazsam kullanırmısınız?

olabilir aslında.

@selam: ben de kullanirim.

gece yarısına doğru atarım link'i o vakit.

selam, ben de kullanırım askerden yırtmak icin yaşını büyütme yolları arayan oçeleri görmemiş olurum steril feodal şatolarmızda şaraplarımızı yudumlarız

yorumlardan da çıkartsın mı yoksa sadece duyuru listesinden mi duyurusunu kaldırsın?

troll dedected amma velakin force may with you diyip tek tıkla içeriği görüntülemek istermisiniz?

kestane kebab, acele cevap

Troll detected gibi şık olsun aynen ama basliklari gormeyelim.

gördüğünüz üzere yorumları da görmemek daha hayırlı olacak gibi hocam :) eyvallah, şimdiden eline sağlık gerçekten.

selam,

firefox (pale moon) için de yazılabilir mi, greasemonkey üzerinden falan?

@selam peki chrome'a eklenti olunca nasıl kullanılacak? kullanıcı adı şifre girmeye gerek kalmadan çalışacaksa süper olur.

efendiler, buyrun chrome.google.com taze çıktı.

Not: bir tasarımcı falan link ve ikon olaylarına el atarsa daha da tatlı olacaktır.

@lily briscoe, kullanıcı adı ve şifre gerekmiyor, troll listeniz browser üzerinde saklandığından evdeki hesabınızdaki troller ile iş yerindeki bilgisayarınızdaki aynı olmayacaktır.

@ron dennis, yazılır ama benim tecrübem yok firefox ile malesef.

@lily briscoe, kaynak kodlarını yayınladım, github.com adresinde istersen bakabilirsin.

eline sağlık selam. harika çalışıyor :)

sadece, bir emin misiniz falan diye sorsa daha güzel olurmuş :) yanlışlıkla milleti uçurmayalım farketmeden.

şöyle bi şey?

[
{
"latitude": 33,
"longitude": 39,
"description": "blue",
"status": "good"
},
{
"latitude": 34,
"longitude": 40,
"description" : "red",
"status": "good"
}
]

$response = array();
while(($row = mysql_fetch_array($resultset)) !== FALSE) {
$response[] = $row;
}

echo json_encode($response);

neyine yetmiyor ki? illaki field isimlerini değiştirmen mi lazım?

Merhaba,

JSON spec'i 10 sayfa bir şey, gayet basit bir yapısı var, karışık hiçbir şey yok. Ama bu JSON'u elle oluşturmaya çalışmayın, kesinlikle bir JSON library'si vardır php'de, mysql'den aldığınız datayı önce objelere, ondan da JSON data'sına dönüştürün.

bir günde o kadar su bile içsen su zehirlenmesi geçirebilirsin. yani evet sıkıntı olur.

powarede falan diyorsan sakıncası yok ancak redbull tarzı ise çarpıntı yapar, kalp krizi geçiirene bile sebep olabilir.

enerji içeceklerinin en son öğrendiğim zararı kısırlık yapmasıymış.

kalbe zararı var la onların? kalp krizi geçirtir allah korusun, boşuna yazmıyorlar üstüne günde en fazla 500ml tüketiniz diye.

hic bisey yoksa iceriginde o kadar seker var. 10 kutu demek 200-250 gram seker demek.

kalp krizinden gideceksin.

geçen kuzenlerimden birisi bağırsak iltihaplanmasından hastaneye kaldırıldı.

son dönemde kötü besleniyormuş ve çok miktarda enerji içeceği içiyormuş.

15 kutuya oha diyorum.

bunlar tamamen şeker dolu, direkt metabolizmayı etkileyen şeyler.

etkisini bugün olmazsa ilerde görebilirsiniz. bir yerlerden çıkabilir bunların zararları diyorum.

Adamın canına okur arkadaş o, ben bir kutu içmekten imtina ediyorum uzun yolda araba kullanmayacaksam eğer. Mümkünse enerjiyi fındık fıstık ceviz gibi şeylerden almaya çalışın, spor yapın.

bu gibi ürünlerde bağımlılık yapacak maddeler oluyor. kola vb içecekler gibi.

zaten içindeki şeker başlı başına bağımlılık yapıcı madde.

sağlığınız için lütfen azaltın ve bırakın.

umarım yazdıklarınız şakadır. 10-15 kutu :(

gazeteciler olmasa askerin, iscinin, emeklinin, manavin gozaltina alindigini ogrenemeyecegiz.

Gazetecilik faaliyetlerinden dolayı gözaltına aliniyorsa, işini yasal çerçevede yapmasına rağmen oluyorsa bu, aynı zamanda insanların haber alma özgürlüğüne tecavüz anlamına geldiği için ouvvv tabii.
Bu arada, manav da haksız yere gözaltına alinmissa ona da ouvvv. Fakat manavin arkada ne işler cevirdigini bilemeyecegimiz için daha temkinli bir ouvvv oluyor. Ya da askerin silahı ile ne yaptığını veya ne yapmayı planladığını bilemeyiz. Mahkemeyi bekleriz. Ama gazetecinin işi ortadadır. Ha gizli saklı uyuşturucu satiyorsa o bambaşka bi mesele.
Mobildeyim de cumlelerim yamuk kopuk olmuş olabilir ama baglamini anladiniz siz.
(Biz senin masaüstündeki halini de biliriz derseniz, ona da eyvallah)

Ayrıcalık yok, şöyle düşün. "ouvvvv!" şeklinde tepkinin geldiği kaynak zaten gazeteci. Bugün Hürriyet yazarı Zaman yazarının gözaltına alındığını öğrenince haliyle onun için bomba gib ibir haber olur. Eğer haberleri hazırlayanlar gazeteci değil manavlar olsaydı, başka bir manavın tutuklanması gene aynı etkiyi yaratırdı.

gazeteler haber yayınlar, bunlarıda gazeteci muhaberler aracılığı ile bulur, derler ve yayınlar, gazeteci olmazsa haber de olmaz. haber olmazsa güz sahibi insanların öldür emri verdiğini öğrenezmesin, aldıkları rüşveti bilemezsin, büyük orta doğu değil belki ama büyük şehir dönüşümünde insanların dövülerek tehdit edilerek evlerinden sürüldüğünü bilemezsin, bilmediğin şeyler hakkında yorum yapamazsın, yorum yapamadığın şeyle ilgili karar veremezsin, karar veremediğin şekilde oy veremezsin ve güç sahibi insanlar öldür emri verip insanları döverek, tehdit ederek evlerinden kovmaya devam ederler. Tabii bunlar küçük örnekleri.

hukuk önünde kimsenin ayrıcalığı olmaz olmamalı da... gazeteciler kendileri zamanında suçsuz masum insanlara saldırırken adamların masumiyet karinesini dikkate almıyorlardı da şimdi mi kendileri masum ayağına yatıyorlar... cemaat gazetelerine ve gazetecilerine acımamak lazım... kuddusi okkır'ın laneti ve bedduası onları yakacak...

bi ayrıcalıkları yok ama işin ucu kendine dokununca ortalığı birbirine katarlar. ben de hep düşünmüşümdür neden basın kartı olanlar otobüse bedava biniyor diye, dünyanın en saçma olayı.

Türkiye'de hukuk devleti ilkesinin geldiği düzeyi görmek bakımından aydınlatıcı bence. Şu açık ki adamlar AKP'nin tekerine çomak soktukları için gözaltına alınıyor. Bu kadar gözönünde olan adamlara bunlar yapılıyorsa, ortalama vatandaşın başına neler gelebilir düşünün derim...

Gazeteciliğin ayrıcalığı nasıl yok? Medya aslında 4. kuvvettir diye hiç duymadınız mı? Yani nedir? Yasama, Yürütme, Yargı, Medya :) Diğer üçünün ayrıcalığı olduğu kesin ama artık medyaya da o gözle bakılıyor. Buradaki medya tabii ki haber alma özgürlüğü yoksa bu tarz benim'deki nurella değil. Bu yüzden kuvvetler ayrılığında medya özgür bırakılmalı ki demokrasi işlevini doğru düzgün görebilsin.

Ha içeri alınması ha söyleyeceklerinin engellenmesi. İkisi de aynı. Mesela penguen belgeseli yayınlanması :)

En düz şekilde bakarsa sarı basın kartının olması onların ayrıcalıklı olduğunu gösterir.

yazılacak onlarca şey var ama eski duyurularınıza baktım da neyse siktiret dedim :D

Medya fonksiyonel bir demokraside sandık ve yargı kadar önemli bir kurumdur. Bundan dolayı gazetecilerin özgür olmaları gerek.

Otobuse bedava binmeleri ulkedeki en sacma seylerden biri olabilir.

zirvenin herhangi başka bir toplantıdan ne farkı var?

saçma sapan sözlükleri bu kadar da abartmayın, büyütmeyin kafanızda.

@mea sorularin hicbirine cevap vermemissin ama ben seninkine vereyim. Gundelik rutinimde tanimadigim insanlarla gorusmek yok benim, bilmiyorum senin nasil¿

zirveler ve de diğer toplantılar hakkında genelleme yapılamaz. çünkü bisikletle gezme zirvesi de yapılıyor, tiyatroya gitme zirvesi de, kitap okuyup konuşma zirvesi de, içki içip dağıtma zirvesi de, Büyükada da piknik zirvesi de. hepsine çeşitli yaş, mesleklerden değişik insanlar katılıyor.

soruda verdiğin örnekten çıkarsak senin sormak istediğin bar ortamı mı? bar ortamında da sohbet edeceğin insanlar çıkabilir, çıkmayabilir. sonradan görüşeceğin insan da olur, nefret ettiğin de.

ha içki içerek sıkıntını giderir rahatlarsın belki. bilemiyorum. her şey sana bağlı.

insan ilişkilerinde bir çok değişken vardır.

@mae bak arkadasim dogrudan polemik yaratmaya ilk cevabindan baslamissin. tamam iyi de seyler yazmissin ama bu uslup cok yanlis. sorular gayet acik, kendi kisisel tecrubelerinizden birseyler yazmanizi istemisim. sordugum seyler var, sormak istediklerim degil. zirveler senin icin bir rutin hal kazanmis olabilir ama hala rutininde boyle seyler olmayan insanlar var bil istedim.

kimse ile polemik amacım yok. senin yazdığın cümle üzerine yazmıştım.

sildim onları. iyi günler dilerim.

Ben düzenlediğim ve gittiğim zirvelerde keyif aldım genel anlamıyla. Ara sıra hala görüştüğüm arkadaşlıklar da edindim. Yeni insanlar her zaman bi şeyler katar düşüncesiyle zirveleri destekliyorum.

inci ile ekşiyi karıştırmamak lazım, bu tür etkinlikler zincir etkisi ile oluşur, yani bir şekilde buradan oradan tanıdığın güvendiğin biri vardır (yüz yüze değilde yazdıklarından) o giderse sende gidersin, sen gittiğin içinde başkası gider bu böyle devam eder. dolayısı ile zirvelerde kafa insanları bulma şansın artar vs. Ha hiç gidiyormuyum zirvelere buluşmalara? hayır tabii ki. gidermiyim? bilmiyorum, bende tanımadığım bir sürü insanın olduğu bir yerde kendimi rahat hissetmiyorum bu olaylar bu şekilde gelişiyor. zincirin parçası değilsen ilişme hiç.

Konsept zirvelerin disinda duzenlenen zirvelerin bir cogunda amac gecenin sonunda sevisecek adam/kadin bulmaktir. Bu niyetle giden bir suru yazar var bir cogu da amacina ulasiyor.

Sözlükte isolde'nin entrylerini baştan sona okumanı tavsiye ediyorum

badim zaten ama daha somut bir şeyler lazım sanki :/

kaygılı bir insan mısın kaygı bozuklugu olan bir insan mı önce bunun netleşmesi gerekir?

kaygı bozukluğunu daha önce bir arkadaşım sende olablir diye söylemişti ama ben kaygılı olduğunu düşünüyorum. bence kaygılıyım ama sanki bozukluk da olablir bilmiyorum ki :/ kendi kendime teşhis koyamadım açıkçası

soruna cevap değil ama Allah etrafındakilere sabır versin.

eywallah :)

ego.
fight club da cozduler. sen bi kar tanesi degilsin. degersiz kücücük bir şeysin dediler. ve oylesin. iq un x olmus, tipin güzel olmus, güclü olmussun basarili olmussun ya da cok sey bilmissin herkes seni sevmis. bunların hicbiri onemli degil. sen hala kücücük bi hiçsin.

çözüm sunuyorum şimdi.
telefonu at, interneti teknolojiyi birak.
al başını bi haftasonu falan, bi hafta bi yere git tatil yap. mümkünse tek başına.
hatta robinson crusoe hayatı yaşarsan ne kdr boşmuşum diyip bi uyanma yaşayabilirsin.

ama ilk satır.
ego.

eksisozluk.com

oldunlukla gelen bir şey. başına daha çok şey geldikçe öncekilere bakıp ulan nelere takıyormuşum ben diyorsun. bu böyle katlanarak artıyor sonra hiç bir şey umrunda olmayan insanın biri olup çıkıyorsun.

i.imgur.com

daha çok acı...

sen kaygı ekseninde gitmişsin ama bana okuyunca başka bişi düşündürdün. kaygı, sorunun kaynağı değil de sonucuymuş gibi geldi. "control freak" diye tabir sorun esas kaynak olabilir mi acaba? bunu, sorunun kaynağını isabetli saptamak belki çözüme giderken daha kolay olur diye söylüyorum ukalalık yapmak için değil. herkesi kontrol etmek isterken, edemediğin durumlarda sinirlenmek gibi. bazısı reaksiyonunu sinirle gösterir, bazısı endişeyle. bana bu gibi geldi. ama tabii sadece verdiğin örnekler üzerinden gittim, çok daha detaylı dinlemek lazım, uzmanına anlatmak lazım. benimkisi ne idüğü belirsiz bi tespit sadece.

@cevap botu'na katılıyorum.

Sorunu doğru tesbit edersen çözümü bulup uygulayabilirsin.

Bende de kontrol manyaklığı az da olsa vardı fakat yaşadığım bazı deneyimler beni hayatı akışına bırakma ve her şeyi olduğu gibi kabul etmeye yöneltti. Böyle olunca derin bir rahatlama yaşadım çünkü artık kafam gereksiz yere kontrol edemediği şeylerin meşguliyetini yaşamıyor. Kabul etmenin bilgeliği ve huzuru değerli/değersiz yaşamlarımızı daha basit hale getiriyor.

koy götüne demeyi öğrenmen lazım, bunuda şöyle düşün misalen, sen arkadaşlarından ayrıldın eve geldin, sen tek başına gelebiliyorsun fakat senin arkadaşın eblek mi o niye gelemiyor? bu davranışının arkadaşlarına tanıdıklarına hakaret olduğunu düşün birazcık en azından onlara olan davranışlarını değiştirmen de etkili olur.

işte tam olarak bunu daha başaramıyorum sorunu görebiliorum sanırım kontrol durumu var ancak nasıl çözeceğimi bir türlü bulamıyorum daha önce psikiyatriye gitmiştim şu an gitmek istemiyorum ilaç verecek olacak bitecekmiş gibi. :/

birbirimizi mi ...kelim yoksa seni mi diye bi cevap ver evi de tutma (buradaki fiil onların zihinlerinde canlandırdıkları imaja uygun olduğu için söylenmiştir, hanımlarımız alınmasın)

+ kontrat bir sözleşme, adama söz vermiş oluyon yani, dolayısı ile tutman beklenir, aksi halde yaptırımı da belirtilmiş.

Kesinlikle o evi tutmazdim. Kimi getirip getirmeyeceğim ev sahibini ilgilendirmez.

yani şimdi özgrülük falan filan iyi hoş tabi ama ev de adamın. istediği kuralı koyma özgürlüğü var. tutmazsın olur biter.

ev sahibinin kendisi bölünerek çoğaldıysa böyle bir sözleşme maddesi olabilir elbette.

Zaaaaaa. Zaaaaahahagagafaadf

Bence olur abi, ev adamın. Yani kanunen olmasa bile o kafadaki ev sahibiyle anlaşamayacaksan hiç girme o daireye. Muhtemelen komşular da o kafadadır.

Bizimkiler de çok hassastır, fatihteyim tek yaşıyorum bağyanım. Bi keresinde evde tamir işi vardı, babam anlar diye eniştemi çağırdıydı. Eniştem kapımdan içeri girerken yan komşu bi hışımla açtı kapıyı shahshjfjhdsas görmen lazım. Babam seslendi eniştesi merak etmeyin diye. Eve hiç erkek çağırmadığım için sorun yaşamıyorum ama evime kim girdi çıktı her ay komşum ev sahibime rapor veriyor :) bişi için aradığında diyo bana ev sahibi annen gelmiş geçen falan diye :D

Yani uyumlu değilsen hiç girme diyecektim yeniden. Çok konuştum pardon

oha. tutma o evi. daha sözleşmede buna karışan ilerde her şeye karışmaya çalışır. birbirimizi mi mikelim diyebilirsin ama.

olmaz uygulanabilirliği bence. temel haklardan birinin içine sokarsın bu durumu. evine kim girecek kim çıkacak ona ne etrafa rahatsızlık vermediğin sürece.

ama canın sıkılır bence tutma.

sözleşmeye istediğin şeyi yazmakta özgürsün ama hukuk o maddeleri tanımaz. mesela bir kağıda "divit beni tutsak edebilir izin veriyorum" yaz karşılıklı imzalayalım sorun olmaz. mahkemeye gittiğimizde babayı alırız.

Divit duyuruları kişisel fantezilerine alet etme lütfen asfsdad

@emirkulu2 ahaha duyuru sahibi erkek ama :D

Ben de onu diyorum divit, çoluk çocuk okuyor buraları

bence de tutulmasın o ev.

Ev sahibi kirasını alıyorsa kiracının, özel hayatına karışma gibi bir lüksü yok diye düşünüyorum ben

saçmalık olmasına saçmalık da o kafadaki insanın da kafa yapısını değiştiremezsin bu saatten sonra. imkanın varsa başka eve bak. evi boş kalıp da kira alamadığı, kira gelirinden mahrum kaldığı gibi bir de evin aidatını ödemek zorunda kalacak olan ev sahibinin bu konularda dertlenmesi gerektiğini düşünüyorum açıkçası. kiracı değil misin, parasını verebildiğin bütün evler senin.

Uygulanabilirligi yok. Tc de hukuken sözleşme serbestisi ilkesi geçerli yani , herkes sözleşmelerin içeriğini serbestçe belirleyebilir. Ancak bu içerik vw sözleşmeler emredici hukuk kurallarına genel ahlaka temel insan haklari vs ye aykırı olamaz. Sizin evde kaç kişi ikamet edeceğinize karisabilir ancak eve gire çıkan kişiye karisamaz, sözleşmeye böyle bir madde konulamaz konulsa bile o hukum yok hukmundedir.

yazamaz. oldu ya yazdı bu sebeple evi boşaltmasını talep edemez.

Olabilir ama uygulanabilirliği yok, ben eve çıktığım dönemde arkadaşımla beraber kalıyordum sözleşme iki kişi üzerinden yapılmıştı ama sonra 3 olduk 4 olduk kız da geldi, kaldı, gitti değişen birşey olmadı..

ben bir ev sahibiyim ve kira kontratına ''balkonda kutup ayısı beslemek yasak'' ibaresi koydum du zamanında bir de yakın arkadaşım yeni evliydi ve boşanmama maddesi eklettiydim.

siz bu ev sahibine he diyin, istediğinizi yapın baktınız ses çıkarıyor 3 ay kirayı takın çıkın ki ders olsn

Her diyetisyen gibi sizin diyetisyen de kilo alın diye dayamış karbonhidratı. Böyle insanlara sağlığınızı emanet etmeyin.

meyve suyu var, bal var, nişasta var. daha ne kadar şekere yüklenebilirsin ki zaten. diyet programında bir çikolata şelalesinde banyo yapmak eksik. bence diyetisyen çıldırmış hakikaten.
herkes yazacak nasılsa, göbekli adam olmak istemiyorsanız, meyvesuyu, bal, pirinç tüketmek yerine, protein ve yağ ağırlıklı besleneceksiniz, spor yapacaksınız. meyve suyu, taze sıkılmışı safi şeker, kutu olanı ise komple glikoz şurubu. şeker hastası olursunuz günde 1 litreden fazla meyve suyu içerseniz.

bu liste şaka mı?

bu sağlıksız besinleri size yazan diyetisyenin amacı ne? yağ bağlamanız sonra da şeker hastası olmanız mı?

kim bu diyetisyen? nereden mezun, nerede çalışıyor. işinin ehli birisini bulmanız gerekiyor. yoksa diyetisyen çok.

Bunun yerine hergun cift lavas adana gom 1 ayda 10 kilo garanti

sigara içiyorsan bırak derim, bende senin gibiydim bıraktım baya kilo aldım normal kiloma ulaştım.

Pirinç pilavı hariç ciddi sıkıntı yok bence. Arkadaşların çıldırdığına bakmayın bence, susam, kuruyemiş vs. faydalı yağlara sahip şeyler. Şeker oranı da çok yüksek değil bu ürünlerin, yağ oranı daha yüksek. Sıkma meyve suyu da kötü bir fikir değil elbette, çünkü eklenmiş şeker yok içinde. Meyve şekeri var sadece. Her şeker tipi kötüdür diye bir şey yok. Vücut doğal şekeri işlenmiş şekerden çok daha rahat işliyor. Ama 5 bardak biraz çok gibi görünüyor. Bal ve yoğurttan zaten mümkün değil zarar gelmez. Ancak şeker hastasıysanız bal o zaman dikkat edilmesi gereken bir şey. Doktorlar tarafından büyütüldüm, bir tanesi de "Ay bal yeme çok şekerli" falan demedi. Diyetisyen falan değil bu doktorlar. Bilakis, annemin uzmanlığı nefroloji. Spesifik olarak şeker hastalarıyla ilgileniyor.

Bana burada gerçekten sıkıntılı görünen tek şey pirinç pilavı. Gerçekten nişasta oranı çok yüksek onun. Pirinç pilavı yerine bulgur pilavı veya başka kompleks karbonhidratlar tüketebilirsiniz. Bir de elbette bol bol protein ve yağ tüketin ama kızartma yağı değil, gene sağlıklı yağlardan (i.e. kuruyemiş).

Şeker kilo almak istiyorsanız lazım bir şey, diyetisyeniniz de bunu en sağlıklı yollardan vermeye çalışmış, gayet doğru bir yaklaşım ama sırf şekere yüklenmeyin. Kompleks karbonhidratlar, protein ve yağ da yeterli şekilde tüketin. Liste çok kötü bir liste değil.

Şeker şekerdir. Diyetisyenden kurtul.

Niye uzuldun?
Pavyonda görmüş gibi?

ahah güldüm gerçekten :)
ya arayışta demek ki diyeceğim de, ben arayışta olmadığım halde tinder'a bakıyor olduğum için onu da diyemiyorum. ama onun amacının beni yakalamak olmadığı kesin. ne bileyim üzüldüm işte.

tinder'da görmezsin diye düşündüğün biri var. onu görme ihtimaliyle tinder'da takılıyorsun. onu görünce şok oluyorsun. iyiymiş. :D

birisi demiştir çok güzel bişi indir diye indirmiştir o da, bişi yok.

neden bi sey diyeceksin ki? birini arıyor bile olsa ne diyebilirsin ki? sevgilinse sıç ağzına ama değilse hesap sormaya ne hakkın var?

burada soruları yalnızca ben sorarım!

damdanakan +1 ahahahaha koptum.

hakkaten sanki tarlabaşında jartiyerle görmüş fibi konuşuyor :D

üzülmenin sebebi sanırım sana yürüyodu, sende boş değildin ama ağırdan alıyodun.
şimdi tinder da karı kız avında görünce üzüldün. bu mu bana yazan çocuk buralarda fink atıyo dedin.

nasıl senaryo? tuttu mu?

hain kostok, tutmadı.

ben tinderda herkese likelayan bir erkeğim. yanlışlıkla sevgilisi olan kız arkadaşımı da likelamışım. bi baktım o da likelamış. konuşup böyle birşey olmamış gibi davranalım dedim. kabul etti. kısacası tinderda böyle şeyler olmuyor değil, salla.

ya bir de salak gibi hiçbir şeyine bakmadan likeladım, olur da o da beni görürse benim onu gördüğümü anlasın diye. acaba kendisiyle ilgili bir şeyler yazmış mı, başka fotoğraf koymuş mu falan, bunlar soruma tam cevap olurdu ama şimdi tekrardan bulmam imkansız heralde, dimi? :(

Alternatif Rafet El Roman sarkisi gibi baslik.

Adimla Seslendi

>>>

Tinder da Gordum

millet bu neymiş deyip kocasıyla bebeğiyle foto atıyor çok az insan amacına uygun kullanıyor. zaten muhabbet ilerleyince kızlar birden msjları kesip siliyor fazla ileriye gitmemek için. meraktan yüklemiştir.

"Seni tinderda görmüşler" de.

ya biri bana desin beğen şeyine bastığım insanları görmenin yolu yok mu bu tinderda? vallahi keriz kim deseler ahan da benim derim. :(

sussan gönül razı değil, konuşsan ne diyecen çünkü sende oradaydın :)

(bkz: ulan hepiniz oradaydınız be)

Kadıköy için;
-Cafe Shop
-Viktor Levi
-Liberta
-Bomonti Bresseria
-My Chef
-Agapia Restorant

Kafka da iyi bence kadıköy de kalabalık ama iyi

Kartal için;
Alır Kardeşler'i tek geçerim.

Ya da moda da doğru sahilden yürüdüğün zaman böyle çakma körfez gibi bi oluşum var üstüne de cafe açmışlar sağlı sollu deniz havası oh mis beltur işletiyordu çikolatalı cheesecake ı hala aklımda

@indescribable Moda Burnunu kastediyor sakın gitmeyin.

Beltur işletmesi rezalet.

Taksim'de sıraselviler caddesi üzerinde Erciyes cafe var, ev gibi yahu! Çok güzel de limonlu cheesecake yapıyorlar :)

Kadıköyde Kafka, Tatlı Huzur, Acıbademde Sihirli Spatula

Kadıköyde kahverengi cafe

Mecidiyeköyde trump içindeki midpoint

kadıköy - kahve bahane mi kahve kültür mü oldu sonradan ne işte orası

Günümüzde her şey para ve ekonomi. Ekonomiyi yöneten dünyayı yönetir. Ekonomiyi de ülkeler yönetmiyor. O Amerika' ları da yöneten birileri var yani.

Burada yönetim dediğin şey de öyle %100 kontrol değil. Yani birileri dünyayı yönetiyor evet ama bu istedikleri ülkeye istedikleri her şeyi yaptırabilirler anlamına gelmiyor.

hiçbir kişi kuruluş xxx devletten üstün değildir.

devletten üstün değildir yanlış aksine devlet aslında maşadan başka bi şey değildir. zaten devlet örgütlenmesini oluşturanlar egemen güçlerdir ilk kez. devlet aslında sözde bir yüce güçtür bir nevi maşadır. uzun vadede sadece güçlü ve egemen sınıfın çıkarlarını korur ki yaratılış amacı da budur zaten. bu ön bilgiyi verdikten sonra hiç kimsenin hiç kimseyi yönetemediği bir gerçek bana göre. tabii ki çok daha baskın olan ülkeler(aslında ülkeler derken burada devletten değil o ülkeyi büyük ve güçlü ülke yapan ekonomisinden bahsediyorum) var ancak en güçlüsünden en güçsüzüne kadar bütün ülkeler arasında uzlaşılmaz bir çıkar çatışması var. en basitinden yıllarca kullanılan altın standardı için bile pek çok güçsüz ülkenin rezervlerine ihtiyaç duyuluyordu özellikle 19. yy'dan sonra altın daha da önem kazandı ve bu tam da insanoğlunun dünyaya açılıp kolonileşmelerin oturduğu bir döneme denk geliyor. ne seninle ne sensiz bu dert inan çaresiz... öyle işte düşünsenize, her zaman güçlü olmuş bir ülkede afrika'da olduğu kadar altın olduğunu. bu sefer belki de bu rezervler yüzünden rahat bir ekonomiye sahip olamayacağı için bu kadar büyüyemeyecekti. kim bilir. yani her zaman ülkelerin birbirlerine ihtiyaçları vardır. ha doğal şartlar ekolojik sebepler vs. eşit gelişmeyi imkansız kılmış ne olursa olsun ancak bu tabii ki sonsuza kadar böyle sürmez. teknolojik gelişmeler gittikçe ülkelerin birbirlerine olan ihtiyaçlarını azaltıyor azaltacak da. işte o zaman biri çıkıp en güçlü benim deyip dünyayı yönetebilir.

bunlar gece gece pek de ayık olmayan kafayla yazılmış kendi düşüncelerim saçmalamış veya saçma sapan cümleler kurmuş olabilirim kusura bakmayın.

XXX diyince porno dünyayı yönetiyor dedin diye geldim ama konu bambaşkaymış. neyse porno sektörü dünyayı yönetiyor, çok büyük paralar dönüyor o işte diyip kaçayım en iyisi.

asfasdhasf, geçen gün otobüste kimya bölümünden mezun ama işsiz kaldığı için mecburen piyango bileti satan bi arkadaş hayat tavsiyesi veriyordu bana, hepsine eyvallah dedim vardır bi bildiği akıl akıldan üstündür dedim dedim dinledim genelde boş laf olsa da çoğu. sonunda dünyayı ne yönetiyor biliyor musun dedi, dedim herhalde amerika diyecek, futbol dedi lan futbol! bütün dediklerini sildim beynimden. hani 4 yıl üni. okuyup bilet satmasına çok şaşırmış ve üzülmüştüm ilk başta ama o laftan sonra gayet normal karşıladım. bu da böyle bi anımdır.

"Ulus-devletler önem kazandıkça bu adamlar azalır"

swh koymayı unutmuşsunuz...

Kompleks konulari anlamamakla ilgili bu safsatalar.

Evrim i big bang i anlamazsin yaratilisa siginirsin; ekonomiyi , uluslararasi iliskileri anlamazsin rockefeller yonetiyor dunyayi, 7 aile yonetiyormus

tabi ki cok buyuk sirketler istediklerini bir noktaya kadar aliyorlar, ama putinini ne kadar durdurabildiler gorduk.

Yada cin in politikalarini ne kadar etkileyebilirler ?

Turkiye bile yeri geldi onaylamadi tezkereyi abd askerleri icin

12 yılda ingilizceyi öğretemiyorlar osmanlısı mı eksikti bir tek? ben lisansta dersini aldığım halde bişey anlamıyorum, alanım olmasa ileride bir işime yaramayacak. baştan aşağı anlamsız çocuklara bunu öğretmek

niyet meselesi.

ya arkadaş böyle bişey var mı? eğitimde bunu da öğretelim zararı yoktur mantığı mı var yoksa ? şunu da öğretelim faydası olur mu? koy ispanyolca, almanca ikinci dil. koy medya okur yazarlığı ( işlerine gelmez ) zorunlu olarak, drama sanat bilmem ne. osmanlı zamanında okuma yazma bilenler yüzde beşti. ama amaçları şu arap harflerini öğretiecekler ve ilerde bu yaygınlaşacak. harfleri değiştirebilirler. yok ebesinin diyebilirsiniz. ama 10 yıl önce bugünkü olaylara da yok ebesinin diyorduk. saygılar.

osmanlıcanın öğrenilememesi yeni osmanlılar zamanında osmanlı devletinde bile bir eğitim meselesiydi. bir gazete sahibi olan filip efendi okuma yazmaya sahip değildi mesela. kolay değil gerçekten öğrenmesi.

ne gereği var? yani osmanlıca öğrenince neyi daha iyi yapmayı başarıcaz? daha iyi doktorlarımız mı olacak? daha iyi bilim insanlarımız mı olacak? mezar taşlarını okumuyormuşuz, hangimiz mezarlığın yanından geçerken latin alfabesi ile yazılmış mezar taşlarını okuyoruz ki osmanlıcasını okuyalım?

ha birde kendisini tam bir osmanlı padişahı gibi hissetmesini sağlayacaktır, ölü bir osmanlı padihaşı yani, tarihede osmanlıyı tekrar canlandırmak isteyen lider olarak falan geçer.

olay olması tayyip'in gündem değişsin diye kaşıması,
herkesin de bu tuzağa düşmesi nedeniyle oldu.

çok daha ciddi olaylar (ve kanunlar) hiç tepki görmeden kabul ediliyor oysa ki.
şu an ülkeyi bir hırsızlar cuntası yönetiyor ve biz osmanlıcayı tartışıyoruz.

Osmanlıca sadece farklı alfabe ile yazılan türkçe. İçine karışmış arapça farsça kelimeler onu başka dil yapıyorsa şu an konuştuğumuz da osmanlıca o zaman.

Farklı bi bakış açısıyla bakalım olaya. Televizyonda gazetede zaten siyasi boyutu günlerdir konuşuluyor. Gel bi de şöyle bak.

Şimdi bu Osmanlıca'yı sosyal bilimler liselerinde "zorunlu" yapacaklar yakında. Diğer liselerde de seçmeli olması için kadro açacaklar.

Osmanlıca'yı bütün bu liselerde çok güzel öğrettiler diyelim. Herkes şakır şakır osmanlıca konuşuyor olsun. Ne yapacağız şimdi biz bu dille.

Ülkeler arası yazışma yapabilir misin ? Yok.
Bilimsel makale okuyabilir misin ? Yok.
Yurt dışına çıkıp osmanlıca konuşan başka bir ülke bulup insanlarıyla konuşabilir misin ? Yok.
Ülke içinde kendi aranda konuşabilir misin ? Şahsen ben ve benim gibi pek çok insanla konuşamazsın ne dediğini anlamam. Konuşssan da bunun ekstra bir faydası var mı ? Yok
Osmanlıca yazılmış kitapları okuyayım desen ? Kitap sayısı az, temini sıkıntılı osmanlıca el yazması kopyasını zaten nereden bulacaksın . Müzede görürsün anca. O da olmadı.

Ne yapacaksın peki bu dili ? E öğretsinler nolacak. Öğretsinler de öğretmek için ne gerekiyor bir bakalım.

Öğretmen yetiştireceksin. Maliyet.
Öğretmenleri okullara atayacaksın. Maliyet.
Maaş vereceksin her ay. Büyük maliyet.
Öğrenciyi hiç bir işine yaramayacak dünya'da onu bi adım ileriye taşıyacak hiç bir özelliği olmayan bir dil için mesai harcatacaksın. Hem maliyet hem de zarar ziyan öğrenci açısından.

Peki bu kadar uğraş sonucunda fayda?
Sıfır.

E osmanlı arşivlerimizi okuyalım. Zaten onları okumak için osmanlıca bilmene gerek yok. Tercüme denilen bir kavram var. İhtiyaç olduğundan binlerce farklı insana tercüme ettirebilirsin.

Peki ben osmanlıca öğrenmek istiyorum. Öğrenmeyeyim mi ? Tabi ki öğren. Üniversitede dil tarih coğrafya fakültesine gidersin. Orada öğrenirsin. Gerek duymayan adamın mesaisini almaya, hiç ihtiyaç duymayacağı birşey için milyonlarca tl harcamaya gerek yok. Ülkenin daha büyük sıkıntıları var şu an. Paramız da çok bol değil. O kaynakların doğru harcanması gerekiyor.

keşke bana da öğretilseydi diyorum ben şahsen. hatta imkanım olsa gönül tekin'in ayvalık'daki harvard işbirliğiyle olan enstitüsüne giderdim. ben işe kültürel açıdan bakıyorum. ayrıca birçok tarihçimiz de diyor osmanlıca bilmeyen entelektüel, alim olamaz. benim bakışım daha elitist bakış açısı olabilir buna katılırım.

he eğitimde bunca saçmalık varken bunlarla uğraşılması ayrı bir saçmalık oluyor, ona da katılırım.

bu arada imam hatiplerde ve sosyal bilimlerde zorunlu oldu sadece.