güneş enerjisi çok pahalı bir şey

güneş enerjisi çok ucuz bir şey. insanları yanlış bilgilendirmeyin.

Biliyorum park ve bahcelerde oldugunu amma velakin su an burada boyle bisi yok + park ve bahcelere koymayacagim ki.

belediyenin koyduklarinda telefonu birakip gidemiyorsunuz bir kilitli kutu yok diye biliyorum ama olani da vardir belki.

Gunes panelli baslangic masrafi olarak yuksek olabilir (40wh lik panel 75$ amazonda ) ama uzun zaman icinde karli olacaktir. Hem yesil enerji guzel bisi.

kullandığın panel, depolama ünitesi, coğrafi koşullar verimli mi verimsiz mi olacağını çok değiştirir. kağıt üzerinde karlı olur mu olmaz mı cevabını alabileceğini zannetmiyorum şu noktada, prototip ve saha testi lazım.

*ilk test için turistik bölgeler düşünülebilir
*yerel yönetimlerle, belediyeler ile gerekli teması kurmak ve bürokrasiyi halletmek gerekli
*birden fazla panel ile testi gerçekleştirmek ve test sonucuna göre materyal seçmek lazım
*coğrafi sorunlar, arıza ve benzeri durumlarda çalışacak yedek enerji kaynağı gerekli

sorularım;
*felaket senaryolarında ne yapılacak? yoğun yağmurdan içindeki telefon zarar görürse ne olacak? ben gidip kutuyu kırarsam ve cep telefonunu çalarsam ne olacak? bu tip durumlar için sigorta sistemin mi olacak yoksa risklerden kullanıcını haberdar edip, zarardan muaf olmayı mı tercih edeceksin?
*ne kadar sıklıkla, ne biçimde denetlenecek? sana zarar vermek istersem ve birer lira karşılığı sistemindeki tüm kutuları bloke edebiliyorsam, buna karşı hazırlıklı olacak mısın mesela?

ilk aklıma gelen çözülmesi gerekli sorunlar bunlar.

ürün tasarımcısıyım o yüzden direk tasarım-üretim odaklı söyleyeyim; işlemez.

yeşil enerji güzel bişiy diyip aldığınız güneş panelini olabilecek en verimsiz ortamda kullanmanız tam bir doğa faciası olur.

güneş panelini unutun bir kere, sen özel girişimcisin, vandalizmi gözardı edemezsin. artı pahalı bir sistem ve zaten harcayacağın elektrik nedir ki şarj için? onu düşünme bile.

güneş sıkıntılı. koyduğun batarya devamlı dola boşala 5-6 ayda ömrünü tamamlayacak(bataryasız olacaksa gece armut toplaması gerek), güneş paneli ve diğer devreleri + her cihaza uyumlu kablo + açık alanda olduğu için koruma kasası, tezgahı, know-how süreci vs. ile bu ürünü en az 450-500 liraya mal edebilirsin hem de olabilecek en kalitesiz haliyle. bu üründen bir şehir içine 50-100 tane koymadığın sürece kimse bu ürünü farkedemez(sık sık görmeleri, alışmaları gerek. yıllar geçmesi lazım yani. o sürede de bakımı boku püsürü, astarı yüzünü geçer.

belediyeler bu işe el atmış olmasa belki tutabilirdi ama artık çok eskidi bu fikir.

ümidini kırdıysam üzgünüm fakat gerçekler böyle.

@rygard ne guzel sorular bunlar :)

*turistik bir akdeniz bolgesindeyim zaten, simdilik sezon olu tabii.
*burokrasi icin bana yol gosterebilecek kimi isleri halledebilecek yetkinlikde ve bilgide, pek cok devlet ve belediye departmaninda tanidigi olan bir aile dostumuz var, bana yardimci olacagina dair inancim tam bu konuda. Tabii elde veri olmasi iyi olur benim icin.
*su an burada pek gunes yok ama su isitmasi icin gunesden faydalaniyorlar her binada. Sanirim paneller icinde yeterli olacaktir sezonda bildigim.kadari ile paneller verimliliklerine gore kalitesi degisiyor baskada bir bilgim yok simdilik, fiyat lerformans arastirmasi yapmak gerek dedigin gibi.
*aku dusunuyorum bunun icin ama amac sistemi ayakta tutmak sarji devam ettirmak degil. Aklimda anahtar ve sifre kombinasyonu var kutularin acilmasi icin. (Sahip olunan bisi ve bilinen bisi = az bisi daha iyi guvenlik)

Sorularinin cevaplari;

* kutu suya dayanikli halde uretilir, Bu direkleri kumsala dikmeyi dusunuyorum yuzlerce kisi olacak etrafinda zaten ancak gece yapilacak bir eyleme bisi diyemem, direkleri sigortalayabilirim belki (maliyete bakar) diger taraftan hirsizligi caydirici unsur olarak kamera dusundumdu ama biraz daha dusunmem gerekebilir kamera yerine foto ceken bisi daha iyi olabilir. Calinmaya karsi muaf olmayi tercih ederim, gece ise kullanima kapali olacak kapanis saatine kadar alinmayan esyalar sirket deposuna konacak/anahtar + imza karsiliginda iade edilecek (esyalari koyarken imza atacaklar bu arada)
* mesai saatleri? Icerisinde saat basindan daha fazla olmamak uzere direkleri kendim kontrol edebilirim (yasasin bisiklet) ancak deadlock'i hic dusunmedimdi :) bunu da dusunmem gerek haklisin. Bir anlamda ben parami kazanmis olacam ama diger taraftan ddosa maruz kaliyorum haklisin, dusunulecek.

@calligrapher,
Kimi sorduklarina bi yukarda da deginilmis bende bir kismina cevap verdim,

Elektrik hatti istememe sebebim kumsalda kablo yok :) otellerden cekmek durumunda kalirim ki bu da maliyetimi arttiracaktir (adamlara para odeyecegim elektirik icin) kaldiki otel niye kabul etsin ki bunu? Belki otelin hizmeti gibi gosterebiliriz ama kabul ederler mi bilemedim.

Dedigim gibi konu sehirin ici degil, tamamen belirli bir bolge dedigin gibi 500tl lik bir maliyet cok.iyi bir maliyet olur ve 50/100 olmasa da 20/30 direk alabilirim. Onemli olan guvenlik + verimlilik.

Bu sarj olayi benim icin bir problem bu siralar ve yuz binlerce turistin icinde de benim.gibi olanlar vardir elbet. bunun yaninda bu gun gordugum bisi bu fikri biraz daha pekistirdi benim icin Elemanin biri kumsalda metal dedektoru ile arama yapiyordu (lodos var) eleman turistlerin dusurdugu degerli esyalardan denizin kustuklarini topluyordu, demekki buna vakit+maliyet ayirabilecek bir durum var ortada. Belki altin/gumus degil ama manevi degeri olan seyleri de birakabilirler kutulara. Dedigim gibi sadece sarj degil + emanethane amacli bisi.

Hevesimi baltalamak degil yaptigin, biraz daha dusunup dediklerinin etrafindan dolasmayi bulmam lazim bunun icinde bunis olmaz cunku ile baslayan seyler iyi oluyo, aklina gelen bisi varsa yardir gitsin.

Şifreli verileri göremezler(daha doğrusu şifreli olarak görürler). Gmail ve Hotmail de https üzerinden bağlantı kurduğu için görülemez. Görebilecekleri veri sadece nereye bağlantı kurulduğu olur.

Gorebilir, ancak bunu her firma yapmaz, zira firewalldan gecen her paketi loglayip icini okuyup eger tehlikeli bisi varsa uyari sistemini tetikleyecek sistemleri de kurmasi gerek masrafli biraz ama mumkun.

Ssl falan fark etmez yani firma isterse gorebilir.

Bilgisayar network admininin kontrolünde olmadığı sürece, sen sadece o ağa bağlanarak internete çıktığın sürece https ile bağlantı kurduğun verilerin görülmesi mümkün değil.

Ama o networke dahil olduğun anda, (örneğin herkesin bildiği domain yapısında) bilgisayarının yönetimini ağ yöneticisine devrettiğin anda her şeyini görebilir.

Yani burada şirket ağına nasıl dahil olduğun önemli.

ben de öğretmenim. aynı işi fotokopi makinesi kiralayan bir yer bularak çözdüm. tarayıcı özelliği olan bir makine kiralarsanız bir hafta sonunda halledersiniz. kitapların cilt yerlerini kesip (matbaalar 3-5 liraya hepsini kesiyor) verin makineye.

Him kitaplarin pdf versiyonlarini aratsaniz internette ucuza buldunuzu alin zahmetsiz olsun?

@lancelot: ofiste tarayıcı var ama üşendiğimden sordum kaça yaparlar diye :)

@selam: kitapların üzerinde eşimin notları da var. o yüzden taratmak gerekiyor.

kütüphanelerde tarama cihazları varmış kitapları pdfe çeviren büyük kütüphanelerde var diyorlar

giyilebilir teknolojilerin iyice hayatımıza girmesi olabilir.

uçan arabaların yaygınlasması

projeksiyon telefonlar

Javascript cok acayip olcak dunyayi ele gecirecek.

Js'li telefonlar yayilacak, ghz'ler artacak,

bitcoin yayginlasacak,
yapay zeka arastirmalari hizlanacak (filmlere yaklasmiyoz merak etmeyin),

Kisiye ozel organ uretimi cikacak,
elektrikli araclar yayginlasacak ve gelisecekler
Ucuz ve yesil.enerji kaynaklarina gecis artacak.
Ilk aklima gelenler.

projeksiyon telefonu kim napsin aq.

depolama, islemci ve batarya teknolojilerinin gelisecegi asikar. ama sen daha milestone kivaminda biseyler ariyorsun sanirim, cok zor bunu da yanitlamak. soyle bi ted talk listeyi verebilirim ama: blog.ted.com

koku iletimi olabilir. düşünsenize, film izlerken o an oradaki koku size ulaşıyor, çok şükela olmaz mıydı?

devletlerin resmi dijital para birimleri olabilir.

3d printer. atın favorilere bekleyin. washe dedi ileri görüşlü bi lavukmuş dersiniz, kulaklarımı çınlatırsınız.

duyuların birbirine dönüşümü diyerek çok güzel sallıyorum. yani kokuyu görünür, sesi kokar, görüntüyü de duyulur hale getirecekler mesela.

belki de çalışan vardır bu konuları bilmiyorum.

Benim açımdan "daha iyi doğruluk oranlarına sahip optik biyopsi"

Daha fazla çeşide sahip xhamster olacak!

Projektörlü telefon zor bir şey değil, projektörlü video kameralar var ve koydukları yer telefonla aynı kalınlıkta. Bu mu önemli gelişme, biraz gündemi takip edelim lütfen...

14 nmlik cpu alacaksın birkaç haftaya eyvallah da, gpu kısmında hayat o kadar da güzel değil. Eğer malum şirket kendini toparlayıp rekabeti kızıştırmayı başarabilirse güç tüketimini çok zorlamadan (malum nm de azalacak) hafif bir performans patlaması olabilir. Verelim elektriği artsın performansı olayını yapmaya cesaret etmezler bence, bir kez yediler o boku.

Ya hiç ihtimal vermiyorum ama en çok istediğim şey bu olabilir. Şu anda internette kullandığımız ne kadar protokol varsa silip yenisini falan yapsınlar abi. Askeriye içinde kullanıma uygun, hiçbir art niyetli kullanımı düşünülmeyen email gibi gerizekalıca bir şeyi kullanıyoruz hala. Sonra niye spam deposuna dönüyorum ben. Ulan spami engellemek için harcadığımız çabayla (bireysel olarak ve email sağlayıcıları olarak) interneti en az 5 kez revize etmiştik ak.

kelliğin çözümü bulunamıyacak beyler heyecan yok

1) nüfus cüzdanı yeterlidir doğru
2) merit crystal cove ( girne de ) salamis hotel ( Magosa da ) bu otellerin zaman zaman turnvaları oluyor.. verilen fiyata konaklama vs dahil edebiliyorlar
3) turnuva yoksa kendiniz bilet alıp oteli ayarlayıp gidebilirsiniz.
4) bence kumardan uzak durun
5) illa gidicem derseniz mesj atınç.. 4 senelik Kıbrıs yaşantıma istinaden detayları paylaşırım

Eski patronlardan birinin arkadasi (hanim) belese ayarliordu her bisiyi ama tabii zenginler icin o adam binlerce lira birakio her bisi beles ona.

bu sabah geldim kıbrıstan. istersen lüks otelde kalıp kumarhanesinde oynayabilirsin, istersen sadece kumarhanelere de gidebilirsin.

gidiş dönüş uçak bileti 120 liraya geldi. en lüks otelde de 100 euro gibi bi fiyata 2 kişi kalabilirsin.
sıralama olarak meyhane kerhane kumarhane

Gonderen tarafin ve sizin mail sunucusuna ait loglara bakmak lazim bunu diyebilmek icin.

Gelmeyen mailler bir tek sizin hesabiniza mi dusmuyor diger cc li kisilere gidiyor mu?

Gelmeyen mailleri atan kisilerin sirketlerinde ortak olabilecek bir seyler varmi? Mail server, anti virus, spam filtresi vb.?

Gazın oksijeni bitirmemesine yeterli olur.

çok kafaya takıyorsan gece kapat kombiyi yatmadan, evin sıcaklığı sabaha kadar idare eder seni.

normalde kapatıyorum zaten ama misal bugünlerde çok soğuk oluyor.

ben en iyisi gaz dedektörü alayım.

allahım kurtar beni bu takıklıktan.

Gaz havadan agirdir bu nedenle dibe coker o zimbiriklar ise yukarda yani gaz disari cikmaz bununla birlikde eger kacak olursa kokusunu duyarsin (uyku kismini bilemem tabii)

dogal gaz havadan hafiftir. dedektorler yukari takilir. co2 agir olandir.

@Oharro hakli normal tup gazi agir dogal gaz hafifmis

kargo firmaları genelde kendilerinde kayıtlı adresi kullanmaya bayılırlar. yurtiçi kargo gibi en bilindiklerinden birine gidip, kendi doldurduğun kargo kağıdına o sokakta bir numara yazacaksın. çalışan hemen uyanıp kayıtlarda bu geçiyor ama diyecek. sen de bir dk bi sorayım diyip telefonla 3-5 dk geçirecek sonra sizinki doğruymuş ona gönderelim lütfen diyeceksin.

edit: yandex panaroma candır.

harita.yandex.com.tr

Yandex den baktim ama no ve apartman ismi gozukmuyor.

İlk linkteki HB essentials Çapalı Kahverengi olan benim hoşuma gitti. Normalde sevemem böyle şeyleri bu baya güzel geldi)

İlk linkteki çapalıyı ben de beğendim. Ama çok pahalı değil mi ya? istanbul'daysan Taksim'e gidip alsan dolu vardır orda.

bu bileklikler işportacılarda da var.
bence masasına koyabileceği bir obje filan al.

www.facebook.com

bu arkadaşla irtibata geçin, kişiye özel istediğiniz tarzda bileklikler tasarlıyor ve yapıyor. acil olduğunu söylerseniz size öncelik de verir. sayfada cep telefonu var.

Tesbih al ucuz da hem.

altı üstü bir bilekliğe o kadar para vermeyin bence. maliyeti nedir ki hem. o aralıkta şık bir kalem alabilirsiniz belki

www.tchibo.com.tr

hayatımda toplam 1.5 gün çalıştım onu. dışında hep boş geziyorum. bence işsiz olmak dünyanın en güzel şeyi keyfini çıkart

ben de iş arama sürecindeyim şu an. biraz depresif bir hal aldı. bol bol uyuyorum. fotoğraf çekmeye çıkıyorum. arada kahve içmeye gidiyorum. ama onun dışında bi aktivite yapmak gelmiyor içimden. kariyer sitelerinde açık pozisyonlara bakmaktan midem bulandı artık.

ben varım. bir yandan iş arıyorum, bir yandan doktora ile ilgili işler peşindeyim. işsiz olmak dünyanın en sıkıcı işi.

hayırlısı olsun hepimiz için, ne diyelim.

çalışma siktir et. sonra çalışıp, bok kokulu marinalarda iki kahveye 50 lira veriyonuz. oturamıyoruz aq

1,5 sene işsiz kalmıştım ama benim o dönemde hem param vardı hem de çocuğu okula götürüp getirmek, kazanı temizlemek-yakmak, köpekleri, ördekleri yemlemek-sulamak, film indirip izlemek vb mesgalelerim vardı, sıkılmıyordum ama iş bulamadığım için dertleniyordum tabii. İnşallah kısa zamanda gönlünüze göre bir iş bulabilirsiniz.

(amarikanların aa toplulukları gibin ne güzel)
merhaba işsiz arkadaşlarım. ben fuckinginthebilmemne. 3 aydır işsizim. linkedin'de milletin marifetlerine denk geldikçe ağlıyorum(hani hepimiz ipsiz sapsız insanlardık, nerden öğrendiniz o kadar boku?!), kariyer.net morunu gördüğümde migrenim tavan yapıyor. secret cv var bir de, dertleştiğim kankamdır. elinden bişey gelmiyor ama uğraştığını biliyorum.
ailem günde 20 saat uyumaya bayıldığımı sanıyor.
insanlarla pek iletişim kurasım gelmiyor benim. zira aklımda iş dışında bişey olmadığı için kafa şişircem anca.
neyse devam etmek istemiyorum :(
bok gibi bir dönem yani. biraz kafa dinleyim diyenler, net bir tatil ya da bişey bişey planınız yoksa boş durmayın. ucu her türlü depresyon. prozac'ın da allah belasını versin.
iyi geceler.

Ben de işsizim, canını sıkma. Ben askerlik de yapmadım henüz. :)

yazın hem işsiz hemde parasızdım, çok mutluydum şimdide işsiz ve parasızım ama mutlu değilim, kışın işsizlik kötü, yazın güzel.

Bende istifa etcem daraldim lan

"Birkaç yere iş başvurusunda bulundum, haber bekliyorum şimdilik."

şu cümle ne anlama geliyor, çok merak ettim. iş başvurusunda bulunup da haber beklemek nasıl bir şey olmakta? hani kariyer.net'ten filan ben de başvuruyorum ama hiçbir şekilde "haber bekliyorum" deme rahatlığına sahip olamıyorum. bu rahatlığın, bu tuzu kuruluğun kaynağı nedir? sahiden meraktayım. öğrenelim de biz de yapalım aynısını.

sefa pezevenkliği yapılır. ondan çalısmıyoruz. su sehirden iki gün gidicem diye görüsmeye çağırmayan kalmadı. alayı pis bu isverenlerin.

siz kafayı mı yediniz işsizlik dünyada ki en güzel şey tabiki cebinizde idare edecek kadar paranız varsa..

her sabah işe gelirken ağlıyorum.. emeğimin karşılığını alsam neyse derim ama.. yatın uyuyun bugünlerin keyfini çıkarın nasılsa bi gün çalışmaya başlayacaksınız ve uzunca bi süre çalışmak zorunda olacaksınız.

İş deneyimin var ve askerliği hallettin, demek ki artık daha iyi bir iş bulabilirsin :)

Isten ciktim 3 is gorusmesine girdim 2sine kabul edilmedim digeri de o kadar dusuk bi ucretti ki hakaret gibi biseydi o paraya 6 gun calismak. Kendi is yerimi actim ve o begenmedigim rakama muhtacim gizli issizim. En azindan vaktimi kendimi gelistirmeye harciyorum su an.

beynimizdeki broca/wernike alanlarının normalden daha büyük olduğu görülmüş birden fazla dil konuşabilen/anlayabilen insanlarda..
yani bu alanların "biyolojik" olarak büyüklüğü, bu isteğinizin gerçekleştirilmesi bakımından belirleyici oluyor..
bu bilgi tamamiyle yanlış da olabilir.. aklımda böyle kalmış!

python bir gecede öğrenirsin, c# veya java ikisinden birini seçip ilerleyebilirsin yavaş yavaş.

go var akıp gidecek ilerde, go'ya bakarsın vaktin oldukça. hepsi birbirine benzediğinden hepsinden bilgi sahibi olmak zor değil. php'yi bırak bence. :)

kurallarını deli gibi ezberlemene gerek yok gerektiğinde açıp dökümantasyonu bakarsın.

öğrenirsin. bilen var.
bos zamanın varsa hele cok kolay.
kendine basit projeler yap. (ya da reddit te programming challenges falan var)
euler project var.

hepsini al her dilde yaz.
ama haskell falan dersen biraz ugrasman gerekebilir.

c# öğren javayı da otomatik man öğrenmiş oluyorsun.

python biraz garip. gereksiz fazla syntactic sugar var. ama öğrenemeyecek bir şey yok.

zaten hepsi birbirine benziyor. c syntaxında hep. php, go, javascript vs. dahil. o yüzden racon aşağı yukarı aynı.

değişik bir challenge istiyorsan lisp öğren :)

tüm dilleri değil de dediklerini öğrenebilirsin bence. atıyorum uzmanlık alanın php, javascript, css falan olur. bir yandan da c# ile mvc öğrenirsin. php'de yapmak istediklerini asp.net mvc'de nasıl yaparım diye araştırıp php'de yapabileceğin bir projeyi yapabilirsin. böylelikle hem asp.net öğrenmiş olursun hem c#. aynısı java için de geçerli.
bence ben developer'ım diyen birisi zaten dil bağımsız olması gerek. ilerde önüne java ile yapman gereken bir proje geldiği zaman ben bunu yapmam demek yerine, 1 haftada syntax'ı öğrenip yaparım demek lazım. zaten programcı olduğun için diğer dilleri de öğrenmen çok vakit almaz. sadece neyin nasıl kullanıldığını araştırman gerekebilir ve pratik yaptıkça da artık daha az araştırarak yapar hale gelirsin.

keşke mühendislik okusaydım diyorum da, ergenlik salaklığı işte.
belki o zaman daha erken yakalardım yazılım işini. alakasız bir bölümün ikinci sınıfında tanışınca, algoritma mantığını da kendim çözmeye çalışınca çok geride kaldım.

aslında esas olay algoritma zaten. programlamayı programlama yapan o. dil işi tamamen google ile alakali. elbette cok uzman birisi ile aranda fark olacaktir, ama her dilde kod yazabilmek o dilin syntax ini bilmek degil.

ben hala for dongusu yazacagım zaman google i acip bakabiliyorum. bash script te nasıl unutuyorum mesela, ki degisik digerlerine gore.

ya da bazısı , bazısı ;
compiler larda o konularda kıyak geçebiliyor meslea; o da yerine göre iyi yerine göre kötü.

yani özetle çok dil bilmenin bi esprisi yok aslında. iş bulma açısından diyorsan moda diller kafi.

go bilsen türkiye de bi işine yaramaz mesela. o manada söyledim. python da oyle.
mesela akademik acidan python un güzle şeyleri var, acaip kod var ortada cünkü python ile bi çok şeyi kolay yapabiliyosun. ama koca bi şirkete girersen python degil java, c# yazdirirlar tabi.

python (Django) ile web sitesi yaparsın yalnız seri üretim.
o yüzden hepsini ogrenmeye calisma. gereksiz cogu.

yalnız java biraz python/php ayarı olmayabilir. enteresan bi dil, zaman istiyor.
bi de oop mantigi var zaten.

php icin de pdo akar.:)

o dediklerini biliyorum ben (c# hariç, lua, erlang, go dahil), yani soruya cevaben mümkün, ama gereklimi o tartışılır. Bütün bunları biliyor olmak beni süper bir yazılımcı yapmıyor ama iyi bir proje yöneticisi yapıyor çünkü projenin neresinde ne ihtiyaç var görebiliyorum ve gerekli yerlerde bu kısmı java, bu kısmı python bu kısmı php ile yapacağız diyebiliyorum.

Yeni bir dil yanında yeni bir felsefe ile birlikte gelir, her dilin çözmeye çalıştığı problemler ve bu problemleri çözme biçimi farklıdır, bir yazılımcı, güzel projeler üreten biri olmak istiyorsan öncelikle "öğreniyorsun yea bişi yok" kafasına hiç girmeyip hangi dilin ne için hangi amaçla oluşturulduğuna, dilin çalışma biçimine (interpreted yada değil fark etmez) bakman gerekiyor. her dili uzman seviyesinde bilmene gerek yok ama compiler/interpreter'in nasıl çalıştığını, dilin kurallarını ve limitlerini bilmekte fayda var.

Genel olarak bir yada iki dili çok iyi (çok çok iyi) bilip diğerleri hakkında da bilgi sahibi olmak güzel bir şey.

Yaklaşık 15 dili bile/kullanan bir arkadaşım var, canı sıkıldıkça bir kitap alıp okuyarak, hem kitapdaki alıştırmaları çözerek hemde o dil ile ölü bir proje yaparak dilin limitlerini yapabildiklerini vs. yi öğreniyor ve evet düşünce seviyesinde ne kadar geliştiğini ve projesinde kullandığı dili kullanma biçimine nasıl yansıdığını görebiliyorsun.

son söz: iyi bişi ve evet öğrenebilirsin.

bütün dilleri öğrenmeye gerek yoktur; bir dilde uzmanlaşırsın, diğer dilleri de ihtiyacın oldukça ihtiyacın kısmı kadar öğrenirsin, yani java ile web uygulaması geliştiriyor isen istesen de istemesen de javascript ve html'le haşir neşir olman gerekebilir.

Ayrıca o maaşlar da kolay kazanılmıyor, yaptığın işe çok emek, hayatından çok fedakarlık yapman gerekiyor, belirli bir seviyeye gelebilmek için, en azından türkiye şartları böyle; aylık 6000-7000 lira kazanıp her gün sabah 8 akşam 11 çalışmak, gece yarısı sorun var diye uyandırılmak, evde hafta sonu proje ile uğraşmak herkesin tercih edeceği bir durum değil.

bir program vardı araştırsan bulursun adını hatırlayamadım şimdi. ama çekilmiş fotoğraftan bulmuyordu, kamerayı tutuyordun ölçmek istediğin yere o şekilde buluyordu.

Kameradan bulsa yeter bana

Smart Measure diye program vardı işini görür sanırım.

ya lg'lerde mi vardı sanki böyle bir özellik. kardeşime telefon bakarken g3 yada g3 beat.lerde sanki böyle bir şey okumuştum.

aynen @arockm iyi hatırlattı smart measure programın adı. ben denemiştim gayet başarılıydı.

smart meter mi ne vardı

İndigin kilonu korumak, kilo vermekten daha zor derler. Basarilar dilerim

en güzel doğum günü hediyesine sahip olmuşsun ki <3 <3

bilmiyorum ama sanki ilk başta kilo vermek daha kolay oluyormuş hep öyle derler okuruz ya hani. belki 60 günde 9-10 kilo veremezsin. bu seni hiçbir şekilde olumsuz etkilemesin.

günlük ya da haftalık motive ederim istersen

bu arada hiç tartılmadın mı peki? :o

19 çok iyiymiş ya. ama toplamda 30 vermiş olucaksın. kendi spor ve diyet şekli mi yaptın? yanlış bi şe olmasın da T.T

wauv çok iyiymiş

@disardayim

gerçekten en güzel hedıye oldu, kendı kendıme 100 gün verdığımde 100 üncü günün bugüne denk geldığını bılmıyordum, hesaplayınca fark ettım ve bu bana bır ışaret olmalı dıyıp daha fazla motıve oldum

bu süre ıçınde ılk 60 gün tartılmamıştım yanı toplamda 2-3 defa tartıldım dıyebılırım

dedığın doğru, başta çabuk gıdıyor, ıkı ayda 9-10 kılo olmayabılır ancak ben o hedefı koydum kendıme motıve olsun dıye, 5 kılo da versem sorun olmaz

açıkçası bu 19 kıloyu malak gıbı yatarak verdım dıyebılırım, bazal metobolızmama borçluyum yanı, çok şüşko olduğumdan bı çeşıt ıkramıye oldu ama ıyı yaptığımı düşünüyorum
bellı bı kıloya ulaşmadan spor yapınca da hasar alabılıyorsun, pışman değılım yanı, eklemlerım zarar görebılırdı, sırf bu nedenle eklem sancıları çeken tanıdıklarım var

şekerı ve ışlenmış gıdaları yemeyerek kılo verdım, o kadar
bunda bır hata olabıleceğını zannetmıyorum, ama ızmır e gıttığımde endokrın doktoruma uğrayacağım, teşekkur ederım

her zaman motıvasyon edebılırsın benı memnun olurum

bizden motivasyon bekliyorsun ama ben şahsen senden motivasyon aldım. 60 gün sonunda yine durumunu yaz buraya. bravo.

Geçmişte birçok başlıkta sana gıcık olsam da seni tebrik ediyorum. :)
Çok başarılı olmuş bence.ben de iki ayda 15 kg verdim.bu hafta birkaç gün bu rejimi aksatsam da devam ediyorum.
Rejimle birlikte umarım spor da yapıyorsundur aksi halde sarkma olabilir.
Diğer yandan doğum günün kutlu olsun.umarım sağlıklı kilosuz bir hayat geçirirsin.

10 numara savaşçısın truman. İvmeyi kaybetme.

doğum günün kutlu olsun, nice mutlu yıllar. aynen devam, harika. 60 gün sonraki hedefine de ulaşacağını düşünüyorum.

sen herkesi motive ediyorsun bence:)

not. en güzel fındık, fıstık, bademleri bulman dileği ile.

spor yapmadım, yalan söylemıyım şımdı hehe ama bundan sonra bır spor ayakkabısı alıp yürüyüşlere başlayacağım

böylesı ıyı oldu bence, önce beslenmemı oturttum, az yemekle doymayı öğrendım, şımdı buna sporu eklemeye geldı sıra

zaten bundan öncekı kılomda yürüyüş bıle yapsam bence bana yaramazdı, dızlerde gereksız ağrılar vs vs olabılırdı

şu ankı kıloma da aşınayım ama bu kılolardayken bıle yüzüm çok şış dıye asla saçlarımı toplayamazdım ben, hatta benı son yıllarda tanıyan kımse saçlarım toplu görmemıştır bıle

ama kötü karbonhıdratı kesınce gıdım gıttı ve yüzüm daha bı normal oldu, geçen gün saçlarımı toplayıp, bebek saçlarına kadar ıyıce yapıştırdım ve öyle dışarı çıktım, kendımı o şekılde de beğendım,

yanı ufacık da olsa bazı eşıklerı atlıyorum, mutluyum

bi özel değilse kaçtan kaça düştün yazabilirmisin. ben de son 1,5 ayda 9kilo kadar verdim. senin yazdıklarını okuyunca bende bi gaza geldim ne yalan söyleyim. bir de ne yedin ne içtin onlardan da bahset ara öğünlerde acıkınca ne yapıyosun mesela?

vışşş, helal olsun, böyle zor bir işi başaran her bişiyi yapar ben sana diyim.

cok iyi. takdir ettim. hedef koyup gerceklestirmen basari.

bilmiyorum programinda var mi ama, gunde 1 saate yakin tempolu yuruyus yaparak da faydasini gorebilirsin.

2015 senin yilin olmus.

2014 için heveslendiğim ve not aldığım şeylerden sonuna kadar gidemediğm tek konu kilo vermek olmuştu. sen motivasyon istemişsin ama ben seni okuyunca acayip gaza geldim :).

çok iyi gidiyorsun hakikaten, ama evet doktor kontrolü kısımlarını da ihmal etme ki sonra üzülmeyelim. kilo vermen yavaşlarsa da moralini bozma, bana da olmuştu, sonra diyetisyen birkaç hafta diyetimi değiştirince tekrar kilo vermeye başladım. bu dirençler normalmiş.

ayrıca nice nice mutlu yeni yaşlar dilerim.

kactan kaca dustugunu ogrenirsek super olur. bir anoreksige destek vermeyelim sozluk ahalisi olarak katil olmayalim.

senin ben daşşaanı yiyim

ama bu projeyi bizimle bir parmak bal gibi paylaşman olmamış. eğer faydalı olmasını istiyorsan şu feneri kendi önüne tutma da, bize de yol göster.

Seni tanımasam da bir postla seni çok ama çok sevdim.
Azimli olana, hayalleri olana, bir şeye azimle başlayıp hemen bırakmayıp devam edene saygım çok büyük. Tebrikler!
Çok çok iyi gitmişsin, kendinle gururlanmak sonuna kadar hakkın :)
Doğum günün kutlu olsun! Bugün kendine çok güzel bir aksesuar hediye et. Neden kıyafet demiyorum, çünkü gelecek ay o da bol gelecek :)
Çok sevindim senin için.

Tebrikler tru!

Tebrikler. Simdiki boy ve kilon nedir? Eger hala sagdaki resimdeki gibiysen ayni sekilde kilo vermeye devam etmelisin ama normal degerlere indiysen spor yaparak form kazanmalisin. Benim tavsiyem bu.

Gaza gelip 3-5-8 kilolar verenler (ve sonra alanları) çok gördüm ama 19 kilo çok sağlam kilo... 19 kiloyu verebilmiş, 19 kiloyu verdiği noktada yelkenleri suya indirmeyip hedefi yükselten birisinin o kiloları geri alacak hataları da yapmayacağına eminim. yapacağın tek hata diyet bağımlısı olmak olur. istediğin kiloya indikten sonra beslenme düzenini ve çeşitlerini zenginleştirip kilo vermemeye başlamayı unutma. tebrikler ;)

Truman yazmamış ben yazayım.
Geçtiğimiz yıl 90 günde 22 kg vermiştim.sonra bazı sebeplerden aldım.bu yıl 2 ay önce başladım tekrar ve 2 ay sonunda 15 kg verdim.
Boy 183. 104 kg a çıkmıştım. Öncelikle dr kontrolunde yapmadım.sakın dr kontrolu olmadan bunu yapmayın belki ters teper.
Her sabah eti form'un yulaflı müslisinden yedim.öğlen tavuk et vaya sebze yemeği ile az çorba ve cacık.ancak max bir dilim kepek ekmeği.
Arada galeta vs. Ama akşam hiçbirşey yemiyorum.düzenli olarak %10 eğimle 45 dk 6 km hızla yürüyorum.10 dk eliptik bisiklet ve 150 mekik.
Hafta sonu bazen hem sabah hem akşam yapıyorum bunu.iş nedeniyle bazen rejimi ve sporu aksatmak durumunda kaldım.
Tekrar belirteyim bu benim kendime belirlediğim program.sakın dr kontrolu olmadan yapmayın.

Dogum gunun kutlu olsun. Simdiye kadar super bir sey yapmissin. Spora da baslarsan cok super olacak :)

trumancım, doğum günün kutlu olsun ve kocaman kocaman tebrikler.

iradene hayran kaldım, hem de akıllı akıllı yapmışsın, alnından öpüyorum:)

yeni yaşın mutlu huzurlu günlerle gelmiş hep öyle devam etsin.

bıraz mesaj gelmış burada da sorulmuş nasıl kılo verdın dıye,

öncelıkle şu an dıbını aydınlatamayacak bır mumum, yanı sıze söyleyecek, evet bunu yaparsanız mutlaka başarılı olursunuz dıyecek durumda değılım
çünkü evet hala sağdakı gıbıyım heheh

boy kılo sorulmuş, kılomu söyleyemeyecek kadar tombulum hala ama boyum 1,69

nasıl kılo verdım, bır kere ara öğün, kaçamak, serbest gün-saat dıye bır durumum yok

sadece yemeyeceğım şeyler belırlı, ekmek, unlu mamul, patates, makarna, pırınç, bulgur, pılav, meyve, kızartma, ışlenmış gıdalar -ambalajlı gıdalar- ve basıt şeker yok hayatımda

tabıı meyve ve bulgur kısmınıa takılacaksınız çoğunuz,
ınsulın dırencım 21 dı en son kı dıyete başladığımda muhtemelen daha yüksektı, maksımım 10 olması gerekıyormuş
o nedenle meyve ve bulgur da almadım bünyeye

değerlerıme baktırmadım ama karbonhıdrat bağımlılığımı yendığımı düşünüyorum

beslenme şeklımı köklü olarak değıştırdım, yemeyeceğım dedığım şeylerın eksıklığını hıçbır şekılde hıssetmıyorum

sadece, yıyeceğım şeylerde zaman zaman yenılıklere ıhtıyaç duyuyorum, mesela beyaz peynırden sıkılınca ne tür peynır yesem dıyorum gıbı gıbı

günde 2 ve sadece bazen 3 öğün yıyorum

zaten artık 2 öğün yetıyor, hatta 2 ncı öğünü öğlen yedıysem akşam cıdden hıç acıkmıyorum

genel olarak yıyebıleceğım her şeyın ıznını ılk başlarda angelus tan
şımdılerde arnold tan alıyorum dıyebılırım, kafama yatan şeylerı sormadan da yıyorum tabıı

mesela, altına ekmek koydurmadan ıskender falan yıyorum

ama dedığım gıbı sonuca ulaşmadığım ıçın pek ahkam kesmek ıstemem, sadece sorduğunuz ıçın söyledım

ayrıca, duyuruyu da mucıze gerçekleştırdığımı düşündüğümden dolayı değıl

sadece bıraz destek görmek, bıraz ıyı cümleler duymak ıstedığım ıçın açtım
bana bu günümde ıyı geleceğıne ınandığım ıçın yanı

yoksa obezıte pençesındekı bır ınsan ıçın 19 kılonun ınanılmaz büyük bır başarı olduğunu düşünmüyorum
fakat ınanılmaz büyük başarı sağlayacağımdan çok emınım

bugüne kadar, dıyetısyen lıstesı ıle 1 aydan bır gün fazla dıyet yapamadım ben

toplasan 4-5 kere dıyet denemesı yaptım ve bu kadar uzun sürdürdüğüm ve bu kadar kılo verdığım tek beslenme şeklım bu oldu

Devamlılığı sağlayan karbonhidrattan uzaklaşmış olman ve ara öğünleri kaldırman truman. Hızını da iyi aldın. İstediğin kiloya inene kadar motivasyonunu koruyacaksın bu sefer.

Helal be truman aynen devam :D iyi ki doğdun!

arnold çok güzel özetlemış, süreklı temas halınde olduğumuz ıçın hakım durumuma tabıı

dıyetısyenlerın verdığı ara öğün ve günde 6 dılım ekmek, meyve bana yaramadı yanı
o şekılde olmadı

ama şımdı yedığım yemeklerde kısıtlama yok ama günde 2 öğün yetıyor

kuru yemışı abartarak yedığım ve hala buna engel olamadığım ıçın günlük rutınıme sokmuyorum ama her gün cevız fındık badem yenmesı ıyı olur

sebze, salata kısıtlamam hıç yok ama şu an zaten ıstesem de ıstemesem de 3 yemek kaşığı sebze bana yetıyor,

artık yürüyüş yapma zamanım geldı, şımdı bana yardımcı olan kışılere teşekkur etmıyorum

sonucunu görmeden bunu yapmak ıstemıyorum çünkü, oldu bu ış demeden bunu yapmıcam yanı
bı heves değıl bı kararlılık olduğu ıçın ve bu benım ıçın bır proje olduğun ıçın, her şeyı zamanlara ayırdım ve teşekkurum de bu projenın sonuna yerleştırıldı <3

takdir ettim. hayatta disiplin her zaman iyidir.

Tebrikler :) ben de baya kilo verdim bu ara (2 ay) ama bunyemi cok zayif dusurmus doktorun dedigine gore, yorgunluk halsizlik devamli... saglikli kilona ulasirsin bu motivasyonla :) devam.

şimdi burada seni motive etmemiz mi gerekiyor? şahsen geldim ben motive oldum. 10 kilo vermem gerekiyor. 10 verebileceğimi sanmıyorum. denedim en fazla düşebildiğim bir sınır var altına düşemiyorum.

hatta planına ben de katılayım 60 gün sonra 9-10 kilo vermiş olmaya çalışayım ben de :)

bu arada doğum günün kutlu olsun

hadı ınşallah nawar, teşekkur ederım <3

şöyle bir giri girmiştim daha yeni. Siz tabii 100 gün önce başlamışsınız ama hemen hemen sizin yaptığınız şeyleri anlatmıştım.
eksisozluk.com

işin estetik boyutu hakkında bir yorum yapamam, saçların toplanınca insanın daha güzel/çirkin olması falan... Fakat şu var.

Bilmiyorum şu anda kaç kilosunuz ama daha önceden (100 gün önce) yine merdiven çıkıyordunuz değil mi? Şimdi 19 kilo verdiniz. Bunun nasıl büyük bir başarı olduğunu, vücudunuza nasıl bir iyilik yaptığınızı görmek ister misiniz?

19 kiloluk damacanalar var ya ondan alın sırtınıza şimdi o merdiveni inip çıkmaya çalışın.

Bilmiyorum kilonuz şu anda bir 19 kilo daha vermeye müsait mi belki de ideal kilonuza yakınsınız ama biraz daha kilo verince bu sefer şu andaki haliniz bile kilolu gelecek size.

Ben de abim de bu sağlıklı beslenme işine 2-3 yıl önce falan başlamıştık. İlk başlarda abim hem estetik hem sağlık kaygılarıyla başladı ben estetik olarak bir problem görmüyordum o yüzden sağlık kaygılarımla başladım. Abim benden çok daha kiloluydu ve 2 yılda toplam 50 kilo verdi. İnanılmaz bir şey 50 kilo. 50 kiloyu yerinden oynatamaz şu anda ama o 2 yıl önce 50 kilo fazlalık taşıyordu sırtında.

Kilo verme işinin bence en güzel kısmı herkesin böyle bir bakışlarının değişmesi (estetik kaygım yok demiştim ama varmış). Ben 1.72 boyla 88 kiloydum. Öyle aşırı şişman gibi durmuyordum (arkadaşlarım da benim gibi hatta daha yüksek kilolarda olduğu için). Ortamlarda sevimli tombik mumaelesi görüyordum. Ben gelince ciddi konuşanlar bile geyiğe başlıyordu. Ölüyorum yardım edin desem gülecekler. Sonra 62 kiloya kadar indim zamanla. Bu sırada üniversiteden mezun oldum yeni arkadaşlarım oldu. Hiç o sevimli, esprici, güldüren tombik izlenimi yok kimsede. Ciddi ciddi konuşabiliyorum. Maalesef insanlar çok fazla şekle önem veriyorlar sanırım (belki ben de öyleyimdir insanlar derken kendimi de katıyorum). Ve bu 19 kiloluk zayıflama işi oldukça başarılı olmuş. Sadece estetik olarak değil sağlık açısından da hem kendinizin hem belki bu şekilde bir beslenme alışkanlığı kazandırırsanız çocuklarınızın geleceğinizi güzelleştirmiş oldunuz.

çok güzel anlatmışsın, eksıklıklerım var yok değıl bu 100 gün çok mükemmel şekılde sağlık sıhat dolu geçmedı ama önemlı bı eşıktı benım ıçın
evet, hayatımdan çıkarmaya karar verdığım şeylere hıç yanaşmadım ama yıne de zamansız yemelerım de oldu, yıne de yedığım şeylerın zararlı olmadığından emındım
bana destek olan ınsanlar da var duyurudan falan

daha baya kılo vermem gerekıyor, yeşılımtrak da demış, artık daha yavaş gıder ama emın adımlarla gıdecek bundan emınım, karar verme aşaması tek zor yanı bence
sonrası gelıyor

mınık donut kardeş ınan ırade ıle alakası kalmıyor 1-2 hafta sonra, tamamen kanıksadığın bır şey olarak yerleşıyor hayatına 100 gün önemlı ama bence ılk 1 hafta dışını sıkan gerısını kolayca getırır
hadı hep beraber ekmekle şekerı bırakalım, su çok güzel valla bak hehe

tebrik ediyorum darısı başımıza

öncelikle doğumgünün kutlu olsun. kendine en büyük hediyeyi vermişsin. sonra da gerçekten tebrik ederim iradene hayran kaldım.

aslansın kaplansın truman tebrikler! doğum günün de kutlu olsun.

yay!
www.owned.com
aydınlanma!
darısı başımıza tru. bi 5 kilo fazlam var benim de :P

namus nınjası, kahkahalarla güldüm sdfgsdfg

tebrikler, hedefler şaşabilir gayet normal o kadar takılma. çok da aç kalma :) şekerden, işlenmiş ve paketli gıdalardan mümkün mertebe uzak dur. daha sonra gevşeyip tekrar yiyip içmeye başlama öyle şeyleri kolay gelsin.

Kickass'te olmaması mümkün değil, bi bak istersen.

popcorntime da var :P

unutulmazfilmler.com

Su an: mide agrisi
Genel: isimi sevmemem

monotonluk ve yalnızlıktan bıkmam.

Her bi bokun para olması.daha doğrusu isteğim şeyler için çok paramın olması gerektiği.sorunun cevabı benim için para.

Cocukluk hayallerimi gerceklestirememis olmak.

Ideallerimin pesinden gitmemem. Gidecek gucu kendimde bulmamam.

erteleme huyum sağolsun. yapmam gerekenleri erteledikçe geriliyorum, yapmazsam çok pis patlayacağımı biliyorum çünkü.

parasızlık ve doğal getirileri.

1) beklentilerimizi karşılayamıyor oluşumuz, bu karşılayamamak kontrolümüzde yada kontrolümüzde olmayan şeylerden kaynaklanabilir, o kısım önemli değil, önemli olan bize hissettirdikleri.

2) kendimizi önemli hissetme ihtiyacımız, herkes koşturma peşinde ve insan takdir ve sevgi görmek istiyor, görmeyince de daralıyor. bu sevgi dediğim de illaki aşk meşk değil. gel biz buna saygı diyelim.

ölümcül olabilen bi hastalığım var. muhtemelen öldürmeyecek ama hayatım boyunca doktor kontrolü ve ilaçlara mahkumum. şimdi gidin ve mutlu olun :)

Peki ya benim ? sizce çok mu basit ? Hayatta en çok güvendiğim insan mutsuzum dedi terketti. Hiç bir şey diyemedim.
Duyuru biraz gönül işi oldu ama mutluluk huzur gönüldedir...

@mathanieltroy: ölümcül sayılabilecek, kritik boyuttaki hastalıklara sahip insanlar hayatadaha buyuk bir azimle baglanirlar çoğunlukla.
Bizdeki faydaci mutsuzluğun muhteviyatı farklı.
Çok geçmiş olsun.

Terk edilmek. Sevildiğini bilerek terk edilmek.

@nathanieltroy çok geçmiş olsun.

@iste o kavunici balik sevdiğini söyledi evet.

Uykum var.

yalnız olmak.

maalesef ki yapıyorlar öyle şerefsizlikler.

tabi ki araştırıyorlar

her yerde değil ama evet.

Mesela facebook arkadaş harici herkese kapalı iken bilgilerimi satın alacak kadar ilerliyorlar mı yoksa göründüğü kadar mı bakıyorlar peki sizce?

Göründüğü kadar bakıyoruz. Profil açıksa gevşek insan izlenimi veriyor.

sosyal medya profil analiz uygulamaları var. bu uygulamalarla sizin profilinize dair veriler grafikler üzerinden sunuluyor. vaktim olsaydı bu grafiklerde nelerin olduğunu da söylerdim.

kendi adıma benim bölümüme baş vuran oldukça kesinlikle araştıyorum, sosyal medyada firma/kişi/yaşam biçimi vs. ile ilgili yazdıkları beni ilgilendirmiyor, işi ile yazdıkları ilgilendiriyor onlara bakıyorum.

devlet bile yapıyor ne diyorsun

oskar

oscar değilmiş

tören

senaryo

aktör

tören de yemedi aktör deneniyor

beş harf olmalı acemmi :D

aktör

sanat? a'yı iki defa kullanabiliyorsak eğer

yok televizyon

hcı abi reddi miras kalan mirastan cok borc varsa yapılıyo evet ölmesi birazdan m e l t e m gelir aahahahahahaha

ölümden sonra yapılır. ölümden önce mirastan feragat sözleşmesi yapılır. Bu sözleşme miras bırakanla yapılır.

Mirası reddetmenin Öğrenmeden sonra bir ay süresi vardı diye hatırlıyorum. Süreleri araştırın bence. Hak kaybı olmasın.

mirasdan feragatname, mirası bırakacak olan olan kişi hayattayken her iki tarafta noter huzunda olmak üzere ilgili feragatnameye imza atar, noter her ikisinede rızasını sorar, her iki kişininde akıl sağlığı yerinde raporu alması lazım.

reddi miras, miras bırakacak olan kişi vefat ettikden sonra yapılır, vefat sonrasında 3 ay içinde yapılması gerekir aksi takdirde misarı kabul etmiş sayılırsınız, sulh mahkemesine yazılı şekilde başvuracaksınız, yine belli bir yaşın (60'dı galiba) üstündeyseniz akıl sağlığı raporu gerekebilir tam emin değilim.

Not: Avukat değilim, bir süre önce benzer bişiyle uğraştık o nedenle biliyorum.

atarlı ergen ne o babanla tartıştın da mişrasınımı reddetcen hahahah tik koy

havaş servisi tam önünden geçiyor hacım. servis yoksa gazipaşa otogara gidip (o da yol üstünde) ordan alanya otobüsüne binersin. taksiyle anlaşırsan 100 liraya zorlayarak bulabilirsin.

100 lira mı? vışş, uçak buradan oraya 80 lira yaw :) neyse havaş'a abanayım ben en iyisi. pedere sürpriz yapacam diye habersiz gidiyorum bakalım kısmet oda benden habersiz buraya gelmeye kalkmazsa iyi :)

Havas kesinlike. Zaten havas saatleri ucak saatlerine gore yani istanbul ankara gibi saat basi degil. Ucak iner, havalimani bosalir havas oyle kalkar.

gelmez gelmez merak etme

payu ne bilmiyorum ama 2015 başından itibaren tüm tarayıcılar sslv3 ile çalışan siteleri açamayacak hepsinden sslv3 desteği kaldırılacak çünkü. hatta şu an beta sürümlerinde kalkmış durumda bile.

sebebi de çok büyük bir güvenlik açığı bulunmuş olması. şu başlıktaki son entrylere bakabilirsin: eksisozluk.com

en az tls 1.0'a geçmek gerekiyor sene sonundan sonra insanların sitene erişebilmesi için.

sslv3 browserlar tarafından terk ediliyor, sunucular zaten v3, v2 destekliyorlar dolayısı ile şu anda v2 den yürüyoruz zaten farkında olmadan (v2 de düşürülecek sanırım yada düşürüldü bile). ancak eski browserlar yada henüz güncellememiş olanlar v3 den devam ediyorlar, bunu da sunucu üzerinde sslv3'ü disable ediliyor. şimdilik bir süre daha böyle gidecek, openssl libressl olarak fork edildi ve yeni bir grup tarafından geliştiriliyor, ana amaçları kodları ve bugları temizlemek, libressl'in kullanımı da önümüzdeki yıllarda artacaktır ve hem sunucular hem browserlar libressl'e kayacaklardır.

tabii protokol de bir uprade söz konusu olacaktır ileride, v4 gelebilir yada v3.1 falan

@selam

sslv4 var zaten. ssl'nin 3'ten sonraki sürümleri tls olarak adlandırılıyor. ssl ismiyle çıkan son sürüm 3'tü ssl ismi tarihe karıştı yani bir daha çıkmayacak o isimde bir şey.

v4= tls 1.0
v4.1 = tls 1.1
v4.2 = tls 1.2

sslv2 tarih olalı çok daha uzun zaman oluyor zaten kimse şu an v2 filan kullanmıyor. v2'den yürüme gibi bir şey söz konusu bile olamaz yok öyle bir şey. v3'ün de tarih olmasıyla birlikte en az tls 1.0 kullanılıyor şu an.

openssl ile filan da ilgisi yok ayrıca bunun. protokol ile ilgili bunlar tamamen. onun olayı başkaydı.

@birisi ben bu hikayeyi hep karıştırıyorum nedense, tsl = ssl öncesi olarak aklımda kalıyor neden bilmiyorum ama sen doğrusun :)

v2 için ise en azından apache'de ssl'i aktif ettiğimiz zaman öntanımlı değerlerinde geliyor.

poodle/paddle'ın protokol akışı ile ilgili bir hata olduğunu okudumdu, amma velakin openssl'de en fazla kullanılan kütüphane, heartbleed'den sonra baya bir problem olduydu bu durum ve bu nedenle libressl fork'u çıktı diye biliyorum. bu nedenle zamanla (projenin de ilerlemesi ile birlikte) libressl'e geçiş olacaktır.

Erkek matematik bolumu yar doclari kolu bacagi eksik değilse bsyagi çekici oluyor.

bankacı qızlar

Mimarlar ve tarihçi hatunlar :)

escortlar

yok.

mimarları ben de çekici buluyorum. şantiyedeki tek dişi onlar oluyor. biraz o sebepten. kreatif ofise giderken kafama kalas düşse dahi tempomu bozmam. o tamam okeyli, çek edelimli cümlelerini bile mazur görüyorum. canlarım onlar benim.

züccaciyecilerden çok etkileniyor, manavlara karşı dudak ısırıyor, kabzımallara karşı ise şehvetle dudaklarımı yalıyorum.

Mimarları çekici bulanlar hepiniz kocaman bir yalançısınız :((((

dişçi dicem de şimdi 2 tane arkadasın eşi dişci sapık derler bi de teknik konudaki becerisi olan kadın süper ya

biri de mühendisler desin de şu çocuklar sevinsin yahu :))))

cevaplar: biscolata erkekliği, son ütücülük, gurmelik.

doktorlar

Balerin. Klasik müzik sanatçıları var bir de.

Mankenler, ulan hepsimi tas olur...

alla alla mimarlar ne ara bu kadar çekici olmuş? neden haberim yok.

dublaj yapıyorum. 3-4 senede artık uzmanlastım diyebilirim. mühendisim aynı zamanda.

trombon çalıyorum, bir de ileri sürüş motosiklet eğitimlerim ve derecelerim var bu ikisi olabilir

Yan flut kursu verebilirim. Ki ogrettigim bikac kişi oldu. Hicbisi yapamazsam is hayatinda (isletme okuyorum) gidip öğretmenlik sertifikasini alip ordan yururum belki kimbilir.

Uzman olduğum iki meslekte de iş bulamıyorum. Şu anda yaptığım işte de iyiyim ama uzmanliklarimla çok alakasız. Tuhaf bir kariyerdeyim yani.

yazılımcıyım ama bu işimi yapmasam format falan atabilirim herhalde en fazla.

Bisiklet. O olmazsa her türlü tesisat işleri. Satış pazarlama.

Mühendisim; 3-4 sene kadar birkaç dergide editörlük yaptım. Şimdiki işimi yapmasam herhangi bir dergide editörlük yapabilirim ya da topluluk önünde konuşan herhangi bir siyasinin (dernek başkanı vs. gibi) konuşma metinlerini yazabilirim herhalde.

Coook caresiz kalirsam fransizca ceviri falan yapabilirim ya da turizm isinde calisabilirim. Muhendisim.

Tıpçıyım.
Çeviri işine girerim, liselilere özel ders veririm (fizik, kimya, biyoloji, İngilizce, Analitik, matematik, çok aç kalırsam coğrafya.) Web tasarım öğrenirim. Fotoğrafçılarda sivilce silerim, baskıya kitap dergi hazırlarım. Turist rehberliği falan Yaparım. Bunlar ekstrem koşullar tabi.

müzikden biraz anlarım, gitar tamiri bakımı vs. bilirim (peder luthier oradan geliyor bilgiler, gitaristden bi tık fazla, luthierden bi kaç tık aşşada) mesleğimi öğretebilirim birde

Ticaret

Amatör boksörüm, dövüşerek para kazanabilirim lokal maçlara çıkıp falan.

Redaktörlük falan yapabilirim belki dergilerde.

İlkokuldan lise sona her seviyeye özel ders verebilirim ingilizce ve fen dersleri dışında.

Şimdilerde hukuk okuyorum.

Ameleyim. Ağırlığım kadar malı yükle sırtıma bana mısın demez taşırım. En geçerli meslek.

montajcı falan olabilirim. yada eve gelip tadilat yapan joker ustalar var ya onlardan. aslında baya da para kazanabilirim bu işten sanırım.

-boya yapabiliyorum seviye baya iyi
-dolap, duşakabin, kapı vb. her şeyin montaj ve kurulumunu yapabilirim
-matkap ve türevlerini çok iyi kullanabilirim.
-mutfağın evyesini takabilirim(alttan hemde :) )
-duvar örüp alçı sıva da çekebilirim.

en güzeli de zevk alarak yapıyorum bunları.

-çatıda kiremit değiştirmişliğim ve yine çatıya çanak anten takmışlığım var :)

mühendisim. diplomam elimden gitse çok iyi düz işçi olurum yani amele.

hukuk

ingilizce tıbbi çeviri
şoförlük

başka da bi bok yapamam.

veri güvenliği, veri depolama, şifreleme algoritmaları, patlayıcı ve silah yapım, tasarım ve onarımı.

cok guzel yemek yaparim, elim de cok hizlidir. meslegimi yapmazsam -ki yapmak istemiyorum- asci olmak isterim.

ikinci olarak da manikurcu. oje surup tirnak deseni falan yaparim, ona da cok para aliyor yapan yerler.

aşçılık elimin kiri. sadece yemek değil, fırın işi ve pastacılık da yaparım. mühendisim, mühendislik de yaparım, zaten aile geleneği olarak ticaret de olur, kasarsam çiftçilik bile yaparım.

kuaförlük o olmadı dizi izleyicilik

meslek harici para kazandıran yeteneğim 3 boyutlu çizimler yapan programları kullanabilmek.

Web sitelerine makale yazarlığı ve editörlüğü yapar, basit WordPress ve eklenti kurulumları gerçekleştirebilirim (hiçbir kodlama bilgim yok şu anda, tamamen el yordamıyla)

Bunun dışında edebiyat, türkçe ve İngilizce için ortaokul ve lise öğrencilerinin seviyesinde özel ders verebilirim.

Bir de Türkçe dersinde geçer not almak isteyen üniversite öğrencileri varsa, bu kişilere üstte yazdığım makaleler benzeri yazıları yazarak yardımcı olabilirim.

müzik.
bi piyanom, bi davul setim, bi bas gitarım, sağlam kayıt aletlerim ve güzel bi mikserim olursa yutup'taki tek kişilik dev orkestra misali cover'lar yapıp orijinalinden daha iyi olan cover'lar başlığında boy gösterebilirim. milyon tık da para demek tabii...

fresh mühendisim. henüz mühendislikten çok az para kazandım. yeni yeni kazanmaya başlıyoruz bakalım...
fakat 5-6 yıl boyunca türkiye'de ingilizce bilmenin ekmeğini çok yedim. legal olarak çalışabilir yaşa basar basmaz, yani 18, ingilizce ile ilgili her türlü şeyden deli para kazandım. kendime ne ciciler, ne ayakkabılar kıyafetler aldım o paralarla, yurtdışlarına gittim gezmelere oooh... ama artık bıraktım, mühendisliğe odaklandım.

Personal training.

Ben denedim, rezil bir şey oldu.

Kullanicilardan April12th'nin bulutagaci diye bir blogu var. Oradaki donut tarifini yapabilirseniz gayet lezzzetli oluyor.

teyzem yapardı, cidden güzel oluyordu.

@minik donut canavarı nickli bir arkadaş var duyuruda. Sürekli ismine denk geliyorum. Belki o yapıyordur :)

2 kere denedim elim de baya yatkindir boyle seylere ama ikisinde de cok kotu oldu :/

@elitist, bir duyuruda tarifim var diyordu ama silmiş cevabını.

hım anlaşılan o ki benim harcım değil :) vaz geçeyim ben bu sevdadan o vakit.

o işe minik donut bakıyor. kendisi duyuruyu görürse yardımcı olur sana.

@minik donut canavarı, beliyorum o halde :)

maaş kaçında yatıyordu lan?

iş - güç, faturalar, arkadaş, beşiktaş, peste taktik...

bir şeyler...

(bkz: sadece erkeklerin anlayabildiği cumartesi olayı)

ayvalıktaki arsa

boş boş dalarken çok derinlerde birtakım düşünceler de oluyor ama çok silik belli belirsiz düşünceler oluyor bunlar ve birinden bir diğerine zıplanıp duruluyor çok kolay ve hızlıca. genelde de çok boş beleş düşünceler oluyor. ama tabii ki bazen yandaki kadınla da ilgili bir şeyler düşünülüyor tabii ki. genelde iyi şeyler olmuyor.

@palve boş beleş kısmını anladım da neden iyi şeyler olmuyor ki?

açıkçası hiçbir fikrim yok.

fazla karmasik seyler degil ya.

"lan acaba arabayi satip dizel mi alsam?" veya "zamaninda dolar almayan kafami sikim" gibi seyler.

Bence proletarier ya aseksuel ya mizojen ya da nikahsiz sekse karsi. Taze sevistigin kadin hakkında neden kotu şeyler dusunuyosun heval?

@palve o zaman neden diye sormayayım da nasıl şeyler diye sorayım. sabah trip atmıştı sana ya da facebookta birinin fotoğrafını beğenmişti gibi basit şeyler mi yoksa anlamak istemediğim gibi şeyler mi?

bence damdanakan erkek değil kesinlikle. hiçbir erkek taze seviştiği hatun için "ne güzeldi yav ben bu kadını seviyorum" ya da "ne iyi kadın yav" diye düşünmez. ulan seviştik ama ya bağlanıp kalırsa, ulan seviştik ama ya hiç memnun kalmadım ya bi daha isterse vs. gibi şeyler olur genelde. olmasa bile genelde bi huzursuzluk olur her erkek hemen kaçıp gitmek ister oradan aşık falan değilse. ayrıca evet tabii ki nikahsız seks mi olurmuş.

edit: tl dr; genel bir huzursuzluk oluyor işte hemen kaçıp gitmek istiyor oradan erkek kişisi.

Erkek değilim de sen çok kişisel bir şeyi genelleyip bütün erkek soylu bireylere mal etmissin bence. Erkekler aydinlatsin.

gelsin aydınlatsınlar iddia ediyorum aşık olmayan erkek seviştikten sonra kaçmak ister, huzursuzlanır. istisnalar dışında bu hep böyledir.

Du bakalim, ne diyecekler.

Boşalma sonrasındaki andan bahsediyorsan genelde hiçbir şey. One night stand falansa çoğu zaman "bu muydu yani amk" ya da "sanırım ben sevişmeyi o kadar da çok sevmiyorum" gibi şeyler geçiyor. Seksin overrated olduğu üzerine düşünceler. Kız sevgilimse bir şey geçmiyor genelde, uykum geliyor.

Öhhmm şimdi şöyle oluyor. Seks esnasında penise ficudun bir çok damarindan kan pompalanıyor ve dogal olarak beyne giden kan/oksijen miktarı azalıyor. bosalmadan sonra ise kan dolaşımı duzeni normale inip beyne de normal oksijen gitmeye başlıyor ve beyin yavaş yavaş normal şeyler düşünmeye başlıyor. Ama direkt kuantum fiziği hala yeterli oksijen seviyesine ulasmadigindan basit gündelik şeyler düşünüyor. Mesela ben saat kaç acaba, yarın çarşamba mıydı perşembe mi? Tırnaklarım uzamış kesim lan şunları. .......

yataktan karşı tarafa kendini kötü hissettirmeden kalkmanın yollarını arıyorlar.

"biraz daha bekleyip ikinciyi yapsam mi acaba?"

Erkek kisisi bosaldiktan sonra kadinla ilgili pek birsey dusunmez. Hatta kadindan uzaklasmak ister derhal. Nedense o noktadan sonra kadindan hic hoslanmiyoruz. Tiksinir de biraz erkek. Daha dokunmak falan istemez kadina. Kadinin ciplak vucudunun da hicbir cekiciligi kalmaz. "Ne guzel sevistik", "falanca pozison ne iyiydi be!", "ne tutkuluydu ama" gibi seyler dusunmez erkek.
Kisaca soyle diyeyim, taze sevistigi kadin, o sirada Dunya'da yaninda olmak isteyecegi en son seylerden biri oluyor erkegin.
Simdi duyuru kadinlari, gelip bana laf soylemeye kalkmayin agzinizin ortasina bir tane vururum yeminle! Elestri falan yapmayin hic, nedenini biz erkekler de pek bilmiyoruz, boyle oluyor iste. Ama bu bahsettiklerim sadece sevismek icin yaninda oldugun kadin ile ilgili.

Bazen boşaldıktan sonra kafam o kadar nal oluyor ki (çok yoğun bir boşalma oluyor), o an bırak bir şey düşünmeyi, göz kapaklarımı hareket ettiremiyorum. En içip dağıttığın, en sarhoş olduğun, kendini en uyuşturduğun halini al beşle falan çarp. O derece. Eğer yanımdaki sevgilimse "dur kafamı yaşayayım 5 dakka" diyebiliyorum güçlükle, sonrasında cuddle cuddle ediyorum zevkle, sevgilim değilse de o 5 dakka sonunda kafam açılınca "keşke şurdan defolup gitsem" oluyorum ama saygısızlık etmiyorum tabii yanımdaki kadına. :) konuşmalar elleşmeler falan.

Şahsım adına eğer bir şey düşünüyorsam da o an "güzel s.kiş oldu" gibi şeyler düşünüyorumdur. :) Yanımdakiyle ilgili bir şey değil.

İrkekten sogudum.

damdanakan: durum bu yani, kusura bakma. Bazende kalkmaz istemez erkek ama yine birsey dusunmuyordur, uykusu gelmistir sadece. Genelde cok feci uyku basar cunku erkegi.

Sıklıkla; "trafik azıtmadan çıkayım bari."

pompiş sonrasını soruyorsan, o boş boş bakışlarda gerçekten bom boş oluyorum, hani adın ne deseler bilmiyorum derim o derecede.

Demeyin yahu... Gerçekten durum çok ciddi o yüzden bağışlayınız obsesif sevgili moduna giriyorum: Hiç mi yok oluru cerrahi operasyon geçirmeden?

tek çözüm cerrahi müdaheledir maalesef.

Yareppim resmen ıstırabın ilk evresini, reddetmeyi, yaşıyorum.

Arkadaşlar ben de kilo vermekte olan şişman biriyim. 140'tan 80'e düşen tanıdığımın durumu gerçekten çok kötü. Bu problemden mustarip dostlar varsa af buyursunlar ancak gerçekten o görüntü bana son derece iğrenç geldi. Ve eminim ki kilo verince ben de aynı durumda olacağım. Mademki öyle, bu iş için para biriktirmeye şimdiden başlayayım. Böyle bir operasyon ne kadar tutar?

Sıkılaştırıcı ürünler gerçekten işe yarıyor. hele bir de paraya kıyıp iyisinden alırsan ve birkaç ay düzenli aksatmadan kullanırsan sonucu görürsün.

farabi, verilen kilo fazlaysa sarkma kaçınılmaz. biraz da yapıya bağlı bir şey. adam hali hazırda sarkıksa kilo verince de sarkık olur. sarkmanın önüne biraz olsun geçebilmek için spor ve bol protein yemek lazım.

Yakılan birkaç kiloluk yağ ile birlikte kas kütlesi artırılabilirse deri bir şekilde kendini toparlayabilir ama yüksek kilolarda cerrahi yöntemlerden başka bir araç yardımcı olmaz size. Kozmetik ürünler falan denmiş ama 60 kilo vermiş birinin derisini toparlayabilecek bir ürün henüz icat edilmedi, onu icat eden kimyager dünyanın en zengin insanı olurdu herhalde, o tip ürünlere para harcamayın.

Bıçak altına yatacaksın.

farabi, o deriler ne olacak bilmiyom amma velakin senin durumunda olan biri kilo verirken zamana yayarak vermeli ki derin toparlanacak zaman bulsun, şöyle düşün çok hızlı kilo aldığında deride çatlak oluyo ama daha uzun süre içerisinde alındığında deri de herhangi bir problem yaşanmıyor, aynı mantık verirken de var,

biraz kilo vereceksin, o kiloyu bir süre koruyacaksın sonra vermeye devam edeceksin vs.

kilo verirken derinin sarkmaması için falan havuzda yapılan bir takım egzersizler var, fizik terapi uzmanları daha iyi bilirler o egzersizleri.

paypal ile olmuyor malesef dolandırıcılık problemi var o işin, ben btc-e kullanıyorum banka ile gönderiyorum parayı. daha kolay yöntem btcturkden almak

Aslında bir miktar param var PayPal'da, onu değerlendirmek amacıyla istiyordum bunu :)

şöyle yapılabilir, paypaldaki parayı ucash'e aktarır ucache ile btc-e'den alabilirsin, tabii aktarma sırasında ucash komisyon kesecek.

btc-e okpay, perfect money, egopay, payeer, ecoin, epese, moneypolo ile para aktarımı yapılabiliyor, paypaldaki parayı bu sistemlerden birine aktaracaksın sonra btc-e ye gönderip coin alacaksın anca böyle arada ki değişimlerde sistemler komisyon kesecekler tabii

Ne kadarlık komisyonlardan bahsediyoruz aşağı yukarı? %2-3 kabulüm ama daha üstü sorun yaratabilir :)

var var iğneli sapıklar. ne kadar çok bilemezsin. adana'da çok popülerdi kendileri. www.google.com

edit: lince uğramadan düzelteyim. iğneler aids olmaz canlılar olur. canlılar da olmayabilir hiv+ olurlar.

öyle bir şehir efsanesi dönüyordu bir ara. hatta sinema salonu ya da otobüs koltuklarına vs. iğne koyuyorlarmış geyiği de dönüyor. yapan var mıdır gerçekten bilmiyorum. fakat hiv o kadar kolay bulaşan bir hastalık değil. zaten atmosfere çıkınca çok uzun süre dayanamıyor. virüs olduğu için ölüyor diyemedim.

Eskiden vardı da hala var mı merak ediyorum. Böyle arkadan iğne batırmakla da hastalık oluşur mu?

Böbrek çalma mevzusu gibi şehir efsanesi

ıslak kan var ise bulaşır, kuru ise hiv imkansıza yakın. hepatit'te o potansiyel var. bakteriler de geçebilir.

edit: o kadar şehir efsanesi değil, o zamanlar adana'daydım ben ciddili korkuyorduk. taciz, kanala ittirmeler falan doluydu.

okuyunca aklıma geldi. herhalde yirmi yıl olmuştur, taksim meydanından istiklale yürürken bacağıma isabet etmişti bişiy. ama bacağımdan iğne falan çıkarmadım veya yerde bişiy görmedim/aramadım. hiv ile alakasız da olabilir, salakça hareketlerden olabilir (salakça hareketler için bkz: çek cumhuriyetinde bira içtiğim barda adamın birinin üzerime oyuncak örümcek atarak tepkimi ölçmesi -bu da yazarken aklıma geldi).

neyse o zamanlar bu muhabbetler yoktu pek, aklıma bile gelmedi. test falan da yaptırmadım. ancak bu olaydan on küsur yıl sonra evlenirken kan testleri yapıldı ve sanırım hiv de dahildi (hatırlamıyorum, sadece olması şarttır diye düşünüyorum), herhangi bir sorun olmadı. umarım benimki gibi bir şeydir, okuduğumuz duyduğumuz hiv bulaştırma girişimi değildir.

sayenizde hayatta hatırlaymayacağım bişiy hafızama erişti...

Bir dönem barlarda diskolarda bu tür şeylerin olduğuna dair söylentiler yayılmıştı, çocuktum tabii kafam basmıyordu da benim tahminim insanları bu tür yerlerden korkutarak uzak tutma çabası ve böylece fuhuş ile HIV'in yayılmasını engellemeye çalıştıklarını düşünüyorum (devlet destekli komplo teorileri).

eleman çimdik atmıştır belki iğne değil de?

Hiv cok nazlidir o kadar kolay bulasmaz. Dis ortamda neredeyse yasayamaz (virusler ne kadar yasar ayri bir tartisma ama neyse)

Ha bu demek degil ki baska bir sey olamaz. Bence kezzap, asitten daha cok korkmak lazim

hiv alabilmek için 1 ünite hivli kan alman falan gerek.

değil ki batacak iğne... hepatit B için 3000'de 1 ihtimalden söz ediliyordu.
hiv için 10 000'de 1 diye anımsıyorum. bilgisi taze olan arkadaşlar düzeltsin.

ulan oyle bi yazmissiniz ki gorende sanacak aids kapmak cok cok zor bisey. yok oyle bisey hocam. bunlar tamamen telasa mahal verilmemesi icin uydurulan seyler. oyle olmasaydi bu gun aidsli nufusu milyonlari bulmazdi.

Bunlar aids hastalarının toplumdan dışlanması için uydurulmuş şeylerdir. Her şehir efsanesi gibi canlı canlı gören, başına böyle bir şey gelen yoktur. Bir arkadaşın arkadaşının başına gelmiştir; bir arada bir bölgede çok yaygındır. Yok efendim öyle bir şey.

sağ değil sol şeritten araç kullandıkları için. genel sağlak olan insanlar için daha mantıklı bir kullanım biçimi aslında.

sol şeridi kullanmalarının nedeni de doğal bir refleks olarak yüzyıllardır yaptıkları uygulamanın, at arabalarının icat olması ile aynı şekilde devam etmesi ve endüstri devrimi sonrası motorlu taşıtlar için de kurallaştırılması.

Trafik soldan akiyor, cunku eski donemlerden gelen aliskanlik. Sebebi de mizrak dovuslerini dusunun sovalyeler arasindaki, mizragi sag elle tutuyorlar ve rakip de sag taraflarinda kalsin diye soldan at suruyorlar.

ABD ekolunde neden sagdan suruyorlar derseniz onlarin sovalyeleri yoktu, atli arabalari vardi. Ve arabanin surucusu sag elindeki kirbacla atlara vuruyordu. Sag elinde kirbac sallarken de yanindan gecen diger atli ve at arabalarina vurmamak icin soldan degil sagdan suruyordu. Motorlu tasitlara gecilince de devam etti bu.

rygard +1

eski bir gelenek diye okumuştum bir yerde. insanların geneli sağ elini kullandığı için yolun sol tarafından ilerliyorlarmış. hani hem birbirlerini selamlamak, hem de silah vs. ile kendilerini savunmak için. tabii sağ elle kılıç tutan ve sağ elini kullanan adam için ata soldan binmek daha kolay hem de atın dizgini sol el ile tutup, sağ el ile sağdan gelecek tehlikelere karşı kendini korumuş oluyorsun. hem ata in-bin sırasında arkana duvarı almak hem de at sürerken millet sağında kalsın diye soldan akmış trafik.

sağdan akan trafik de fransızlara borçlu olduğumuz bir şey. napoleon'un avrupa fethi ile de fetih altındaki diğer ülkelere yerleşiyor bu kural. sonra nasıl geri kalan yerlere yayılıyor bilemiyorum.

bir ingilize sormuştum ben bunu, verdiği cevap aynen şu oldu, biz vitesi sol elimizle değiştiriyoruz ve güçlü olan elimiz direksiyonda kalıyor, böylece vites değiştirme sırasında hakimiyeti kaybedip kaza yapmıyoruz ve kaza yapma oranımız diğer ülkelere göre daha düşük çünkü güçlü elimiz direksiyonda kalmaya devam ediyor. bana mantıklı gelmişti :)

cevap at arabaları.

insanların çoğu sağlaktır ve otomobil öncesi dönemde at arabalarında sağ elle vurulan kırbacın yol kenarındaki insanlara çarpmaması için at arabaları solundan gider. otomobiller yavaş yavaş çıkmaya başladığında da değiştirmezler bunu.

@bubezleeb'in söylediğini okuyunca, aklıma şu yazı geldi. Tam olarak sağ direksiyonu değil de, at arabaları ile ilişkiyi açıklayan bir şey zamanında e-postlarda dolaşıyordu.
sinefoto.com

Halizhazırdakileri dök bi yere. gittiğin yerden yeni al.

Sad but trueeee.(metalikaaaa)

1- türkiye'de satan görmedim. uzun bir süre boyunca aradıktan sonra yurtdışından aldım zaten.

2- canlı lan bunlar, niye dökeyim. dökmem. evlatlarım onlar benim.

yurtdışından nasıl getirdin? aynı şekilde götür

Bu heyvanlar kuru halde geldi di mi bir toz olarak... O zaman tekrar kurut ve kuru halini çıkar yurtdışına.

et voila.

soruna cevap değil ama, veteriner yada ne bileyim akvaryumcuya bıraksan ben sana her ay 50/100 bişiyler ateşleyecem desen olmaz mı ki? (tanıdık tabii)

images.nationalgeographic.com

hangi şehir?

istanbul'dan izmir'e seyahat edilecek.

bu hayvanlar kuru olarak gelmiyorlar, yumurtaları kuru halde bir tozun içerisinde geliyor. suya atıyor ve yumurtalarından çıkmalarını bekliyorsun. artık yumurtalar suya temas ettiğine, hatta dışarı da çıktıklarına göre ne yazık ki kurutma şansı yok.

veteriner tanıdık yok, olsa da bırakmayı da çok istemiyorum, yeni çıktılar daha, büyüdüklerini görmek istiyorum.

Şu an nasıl gözüküyorlar? Valize atıp şampuanmış tonikmiş gibi yapabilirsin.

peyote, san pedro, peru meşelasi kaktüsleri.

Meditasyon

boru otu kaynatıp içebilirsin. sonuçlarına katlanırsan tabi.

sour, yağlı bişi o hacı, baya bildiğin suyun üstünde yağ tabakası birikir :)

melisa çayı rahatlatır deniyor. ben bu tür çaylar kullanmıyorum da çokça duyuyorum.

Melisa ve papatya'yı tek geçerim.

Kumbür.

Sigara şeklindeki çoğu ot kafa yapıyor.

Sarı kantaron gerçetken çok fakrlı kafalara sürüklüyor, çok farklı bir şey :)

sinek mantarı. assında uyuşturucu değilde halüsinojen desek daha doğru olur.

karanfil. kaynatıp suyunu ağzında çalkala bildiğin uyuşturuyor.

haşhaş. içinde morfin ve kodein var

Kediotu

sanırım sakinleştirici (trankilizan) demek istedin.

passiflora

alışkanlıktır bence, bırakamamıştır. kendini daha güvenli hissediyor olabilir. ya da ben daha ölmedim,burdayım gibi olası bi olaya müdahale etme güdüsü taşıyor olabilir. çok şaşırtıcı gelmedi bana.

birinin silah taşıması iyi bişi olamaz, polis, asker, veznadar vs. farketmez amma velakin polis özelinde mesleği gereği sağlam düşman edinmiş olabilir, mesleki alışkanlık olabilir, bence taşımaması daha normal tabii, ben yazılımcıyım diye yanımda klavye taşımıyorum misalen.

Silah garip bisey ben askerden sonra cok aradim sanki hep dusurmusum gibi geldi. İnsan kendini ciplak hissediyor

normal değil ama ben emekli polisleri normal olarak adlandırmıyorum. emekli olduktan yıllar sonra dahi polislik kalıbından çıkamıyorlar yürüyüşleri, duruşları bile polis.

allah aşkına görevinde kaç tanesi düşman kazancak iş yapıyor. sanki bütün polisler rıza baba ve ekibi. büyük çoğunluğu bütün gün çay içip hırsızlık, adam yaralama, kavga vb... ihbarı gelicede önce (en az) 10-15 dakika bekleyip, olay sakinleştikten sonra olay yerine giden adamlar.

not: emekli polis çocuğuyum çıkarımların hepsi kendi gözlemlerim

edit: babam emekli olduktan sonra hiç silahını beline takmadı. bazanın altına kaldırdılar yıllardır orada duruyor.

Onlarda taşıma izni var. Gayet normal. Normal derken yasal yani. Yoksa 25 yıl mecburen taşıdığın bir şeyi mecburiyet kalkınca hala taşımak garip tabii.

Emekli olunca o yetki biter. O silahın resmi adı artık beylik tabancası olarak geçer.

Bu noktada dikkat edilmesi gereken rublenin değeridir, eğer ruble %17'den fazla değer kaybederse zarar yazabilirsin sonuçta, yani düz mantık hesap böyle.

edit: dolara niçin yüksek faiz versinki? istenen şey doların satılıp rubleye çevrilmesi böylece rublemeye talep olunca ruble değerlenir, mesela ülkemizde de böyledir dolar düşsün diye faiz yükseltilir, dolarlar bozdurulup faize yatırılır böylece tl değerlenir.
ülkemizde dolara mesela 2-2.5% faiz var sanırım.

az önce bi haber okudum ruble nerdeyse yarı yarıya değer kaybetti. ruslar antalya'daki evlerini satıyor diye. ekonomiden anlamam da bilgilendireyim dedim.

TL %10.5 faiz verirken %6.5 için şu son 1-2 ayda %50 değer kaybetmiş rubleye güvenilir mi?

Dolar şeklinde yatirsak ?

para birimi verilen faizden 3-4 kat daha deger kaybederken akilli isi degil. sobada falan yak o 400 bini daha faydali.

rusyaya iş yapanlar ağlayacak yakında amma velakin şimdilerde gidip orada bir iş tutturan para kazanabilir ileride, faiz değilde iş yapmakdan bahsediyorum tabii.

vatandaşlığın yoksa paran elden gidebilir. iç edeller itiraz edemzsin.

enflasyon diye bi kavram var. onu bi araştır.

dolara o kadar yuksek faiz vermez zaten. bizim turk bankalari da TL %10 (enpara filan) verirken euro/dolar %1.5 civarinda.

lubuntu.net

u1307.hizliresim.com bu hatayı veriyo it ya Unetbootin ile de yükledim aynı

debian

startx

mint

ya hacılar 50 100 mb bişey yok mu ner yavas internet kafe kapanacak

puppylinux.org

geç kalmak.

çocuk sahibi olamamak

Bir gün hafızamı kaybetmek ve dişlerimin tamamen kırılması

annemin ölmesi.

korkumun olmaması

kör olmak

İşitme engelliyim, benimki kör olmak haliyle. ve körlük riski olan bir göz hastalığım da var :)
onun dışında kronik korkum, elimdeki iyi ve değerli şeyleri kaybetmek. (arkadaş, iş, meta) kayboluyorlar da genelde.

yalnızlık, terk edilme, bunun yüzünden ben terk ediyorum hep kalp kırıyorum falan ...

felç kalmak ve başkalarına muhtaç olmak

kör olmak +1

Yalnizlik +1

O andaki gundemime gore degisiyor benim korkularim. Su anki favori korkum bosanmak. Biz evlenecegimizi duyurduk arkadaslara, 2 hafta icinde tanidigimiz bir cift ayrilik 2 cift de bosanma karari aldi. Hepsi de birbirini sevdigini dusundugumuz ciftlerdi. E biz de birbirimizi seviyoruz ya biz de diye baslayan bir dizi soruyla kafam mesgul sayelerinde.

Ölüm. Nasıl hesap vercem lan

ailemi kaybetmek

Uzuv kaybı

mekan öneremiyeceğim ama park yeri bulmak için mutlaka arabada navigasyon olsun bende istanbul'da bi yere gittiğimde park yeri konusunda mutlaka önceden isparkta bi araştırma yapar navigasyonla ona göre giderim linkte ispark otoparkları var araştır belki sevgilinin gitmek istediği yere yakın uygun bi otopark vardır

www.ispark.com.tr

hapymoons kapısındaki adamlara arabayı ver onların park yerleri var ucretide ne kadar verirsen 10 tl atarsın yeter.
maltepe ve elitlik birbirine uzak kavramlar o yüzden öyle bir yer yok.

bi starbucks'var benim bildiğim düzgün yer olarak ama özel buluşma falan iin tırt tabii, birde küçükyalı sahilde balık restoranlar var, kolcuoğlu var, park kısmını valeler çözüyor

+1 jamswety diyorum

Maltepe sahilde günaydın restorant var.
Dragos'ta da sosyal tesisler var ama basit kaçar belki özel buluşma için. Bilemedim şimdi.

teşekkür ederim

teamviewer var ama açık bilgisayara bağlanabiliyorsun galiba.

Teamviewer ile eğer karşı bilgisayar kablolu bağlıysa modeme mümkün. Tabi biraz uğraşlı bir iş. Sitesinde nasıl yapılacağı yazıyor.

Teorik olarak anakartta wake-on-lan özelliği varsa mümkün ama pratikte dinamik-ip vb. çok engel var. Böyle bir şey çok lazımsa rapsberry-pi kullanarak çözülebilir belki.

www.eksiduyuru.com

play.google.com

www.youtube.com

ekleme: böyle birşey de var

www.depicus.com

magic ping, wake on lan diye bişi var, biosdan ayarlıyorsunuz, telefona da bir uygulama indirip makinenin mac adresine ping atıyorsunuz hop diye boot ediyor.

selam + 1; wake on lan

İngilizcen yeterliyse W3 bu iş için en iyi kaynaklardan birisi. Sadece SQL için değil, kurcalarsan farklı konularda da iyi bir kaynak olduğunu görürsün. Bilgisayarına kur ücretsiz sürümlerini, kurcalaya kurcalaya boş zamanlarında öğrenirsin.

W3 başlamak için harika. Temeli verir. Sonra zaten duruma bakarsın.

bi tanede matematik kitabı al, kümelerle ilgili olan başka bişiye ihtiyacın yok, sql dediğin şey basitçe verileri kümelemek, iki küme arasında kesişenleri bulmak gibi işlemleri içeriyor, eğer kümeleri iyice anlarsan sql'ide anlarsın.

çoğu durumda formüller küme işaretleri ile anlatılır SQL'de.

Benim zerre bilgim yoktu, sql server kurdum, tablo, diyagram yarattım, uzaktan bağlantı sağladım, işimin düştüğü sorguları da google'dan bakıyorum, çok spesifik bir şeyse veya bulamadıysam buradan soruyorum, daha cevapsız kalmadım sql konusunda.

cok bulunmaz degilse internetten izleniyor. onun disinda torrentcrazy kullaniyorum ben.

zamunda.
ama üyelik gerek. arada bir alım yapıyorlar, takip etmek lazım.

thepiratebay .cr
kickass .so
google dns ile bunlar çalışıyor.

Torrentz.eu

0arena.bg

popcorntime fena değil. popcorntime.io dan uygulama indiriyorsun, açıyorsun karında bi sürü film, tıklayıp hemen izliyorsun bende 5Mbit internet var yetiyo

dinozor olduğunu sanmıyorum. zorlasam plesiosaurus derdim fakat pembenin kuyruğu, onun bize sürüngen olmadığını söylüyor.
yüzgeçlerinden başka kol benzeri uzvu ve solungaçları olmadığını da dikkate alırsak balık değil memeli olduğunu düşünüyorum.

dinozor yazmışım, dinazor olacak afedersiniz.
yoo dinozormuş:
www.tdk.gov.tr

loch ness canavarı?

deniz atı değilmi

dino vardı çakmaktaşlardan
lh6.googleusercontent.com

parti.

kendimi eğlenmek zorundaymış gibi hissetmeyeceğim

Emperyalizm oyunları bunları. Çünkü güçlü bir türkiye istemiyorlar :/

ikinci dünya savaşının son günleri...

berlin'in düşmesine sadece bir kaç kilometre kalmış; üst düzey komutanlar ise yer altındaki sığınaklarda, haber alma telaşında.

kadın sekreterlerden birinin ise aklına birden bir fikir geliyor; parti yapmak!
komutanlar deli gibi sarhoş olup dans ediyorlar. dışarıda son hatlar düşmüş durumda. müttefikler caddelerde ilerliyor. onlar ise, müzik eşliğinde dans ediyor.

benim için şu an yılbaşı böyle gözüküyor. Yılbaşı küçük çocuklara dünyanın güzel bir yer olduğunu sanmaları için uydurulmuş bir gün.

İlla mutlu olacağım diyorsanız da, etrafınızdaki küçük bir çocuğa hediye alın. Onların hala mutlu bir ütopyada yaşamaları için yeteri vakit var.

dışarı çıkmıyoruz

pompiş.

Fütursuzca içmiyorum.
Çünkü içersem gecenin hiçbir tadının kalmayacağını, bir noktadan sonra sızacağımı biliyorum, tanıyorum kendimi.
O yüzden en fazla 3-5 bira içip efendi gibi devam edeceğim geceye.
Ayrıca herhangi bir mekana da gitmiyorum. Ya Tunalı'da olacağım, ya evde. Daha ne olsun.

parti yapmayacağım.
kimseye hediye almayı da düşünmüyorum.

sekis

Kimseyle vakit geçirmiyorum.
Evden çıkmıyorum.
Güzel yemekler yemiyorum.
Bardağın boş tarafı <3

normal bi günde yapmadığım şeyleri. ha ama ertesi gün tatil olacağından iki bira içerim :)

hediye almıyorum.

Reserve

Korkma titre!
(bkz: inanma seni sikicek)
Kaç yıllık Sönmez ağbey :(

Kahve yaptım bana gelsene dedim.