marlonbranda
Biliyorsunuz son senelerde ülkeden baya bir genç, beyaz yakalı vb.. yurtdışına göç etti. buradaki kariyerlerini bırakıp oralarda uber, doordash, garsonluk gibi meslekleri yapıyorlar. etrafınızda bu şekilde gidip çeşitli sebeplerden dolayı -mesleki tatminsizlik, ırkçılık...- vazgeçip ülkeye temelli d
Biliyorsunuz son senelerde ülkeden baya bir genç, beyaz yakalı vb.. yurtdışına göç etti. buradaki kariyerlerini bırakıp oralarda uber, doordash, garsonluk gibi meslekleri yapıyorlar. etrafınızda bu şekilde gidip çeşitli sebeplerden dolayı -mesleki tatminsizlik, ırkçılık...- vazgeçip ülkeye temelli dönen birilerine denk geldiniz veya duydunuz mu?
bir grup insanla bu konuda iddialaştım; mümkün değil, neden dönsünler minvalinde ama merak ettim acaba var mı gerçekten.
bir grup insanla bu konuda iddialaştım; mümkün değil, neden dönsünler minvalinde ama merak ettim acaba var mı gerçekten.
0
Kanada'dan donen arkadasim oldu. Ben de Amerika'dan dondum ama cok uzun zaman once.
0
kanada'dan kesin donus yapan 10-15 kisi/aile taniyorum.
pisman misin sorusuna evet yanitini veren olmadi bir kisi haric. O bir kisi de tekrar kanada'ya geri geldi.
genelde sebepler:
1 - meslegini icra edememek, onune bir suru set cikmasi.
2 - maddi tatminsizlik.
3 - manevi tatminsizlik
4 - toplum icindeki konum kaybi
5 -hayallerle gerceklerin birbirini tutmamasi
vs
pisman misin sorusuna evet yanitini veren olmadi bir kisi haric. O bir kisi de tekrar kanada'ya geri geldi.
genelde sebepler:
1 - meslegini icra edememek, onune bir suru set cikmasi.
2 - maddi tatminsizlik.
3 - manevi tatminsizlik
4 - toplum icindeki konum kaybi
5 -hayallerle gerceklerin birbirini tutmamasi
vs
0
Evlenip Kanada'ya giden orada çocuk yapan ona rağmen boşanıp geri dönen bikaç kişi tanıyorum, Kanada sıkıntılı bir yer sanırım.
0
Akrabalarla, sülaleyle çok içiçe yaşama alışkanlığı olanlar dışarıda tutunamıyor.
benim gözlemim bu.
benim gözlemim bu.
0
dedem var 70lerde calismak icin gittigi almanya'dan dönmüş. dedeme tum torunlari olarak bu konuda biraz kirginiz -_-
sebebi burada devlet memuru olarak gununu gun ederken almanya'da fabrikada isci olmanin daha cazip gelmemis olmasi.
sebebi burada devlet memuru olarak gununu gun ederken almanya'da fabrikada isci olmanin daha cazip gelmemis olmasi.
0
ben de böyle birkaç kişi tanıyorum, yurtdışında yaşamak zor, her şey para değil. özellikle türkiye’de durumu iyi olanlar doğal olarak daha çabuk pes edip ne uğraşıcam lan bunlarla diyerek dönüyorlar. aileleri yaşlandığı - sağlık problemi yaşadığı için dönen de iki ayrı kişi tanıyorum, o da bir kriter.
0
Ben minimum 1,5 defa gidip, döndüm fakat sonunda temelli taşındım yurtdışına
0
Amerikaya gidip orda yapamayıp baska ülkeye giden tanıyorum ama temelli donen tanımıyorum.
0
Yani temelli döndü mu bilmiyorum da almanya sonrası İsveç derken şimdi döndü. Ama sağlık sorunları falan da var ondan olabilir.
Onun dışında master yapmaya gidip iş bulamayip dönenler var. Ama daha başka is bulup vs sonra dönen görmedim, duymadim.
Onun dışında master yapmaya gidip iş bulamayip dönenler var. Ama daha başka is bulup vs sonra dönen görmedim, duymadim.
0
avrupa'da tanıdıklarımın yarısı türkiye'ye döndü veya ülke değiştirdi. türkiye'ye dönenlerin sebebi genelde iş bulamamak, özellikle corona zamanında öğrenci vizesiyle kalanların büyük çoğunluğu mezun olduktan sonra işsiz kaldı çünkü. ülke değiştirenlerin de en büyük şikayeti avrupa'nın gelenekçi özellikleriydi bu yüzden amerika ve kanada gibi ülkeleri tercih ettiler.
eğitimin ücretsiz olduğu avrupa ülkelerine master için giden insanlar çok arttı mesela, aynı sınıfta bile bir sürü türk bulmak mümkün. bunun sonucu olarak yine işsizlik problemi sebebiyle dönen insanlar daha çok olur diye düşünüyorum.
eğitimin ücretsiz olduğu avrupa ülkelerine master için giden insanlar çok arttı mesela, aynı sınıfta bile bir sürü türk bulmak mümkün. bunun sonucu olarak yine işsizlik problemi sebebiyle dönen insanlar daha çok olur diye düşünüyorum.
0
Valla benim baya var ya. Şöyle bi düşündüm, ABD, Avrupa ve Avustralya'dan geri dönenler var. Yazılımcı bunların hepsi.
TR'de iyi bi standart tutturabileceğine inananlar dönüyo. Para daha kıymetli, rekabet daha düşük, insanlar daha sosyal, iş yapmak daha kolay vs. Hepsinin başka başka sebepleri var.
TR'de iyi bi standart tutturabileceğine inananlar dönüyo. Para daha kıymetli, rekabet daha düşük, insanlar daha sosyal, iş yapmak daha kolay vs. Hepsinin başka başka sebepleri var.
0
cocuklugundan optum seni
Merhabalar,Kardeşim bu sene üniversite sınavına girdi, ted ya da çankaya üniversitesinin bilgisayar mühendisliği %50 burslu gelebilir gibi görünüyor. Biz de bu iki tercihe sıcak bakıyoruz. Bu okulları/bölümü nasıl bilirsiniz? Okuyan ya da mezun olan birileri varsa eğer bilgi almak isteriz.
Merhabalar,
Kardeşim bu sene üniversite sınavına girdi, ted ya da çankaya üniversitesinin bilgisayar mühendisliği %50 burslu gelebilir gibi görünüyor. Biz de bu iki tercihe sıcak bakıyoruz. Bu okulları/bölümü nasıl bilirsiniz? Okuyan ya da mezun olan birileri varsa eğer bilgi almak isteriz.
Kardeşim bu sene üniversite sınavına girdi, ted ya da çankaya üniversitesinin bilgisayar mühendisliği %50 burslu gelebilir gibi görünüyor. Biz de bu iki tercihe sıcak bakıyoruz. Bu okulları/bölümü nasıl bilirsiniz? Okuyan ya da mezun olan birileri varsa eğer bilgi almak isteriz.
0
detayları bilmiyorum ama ikisinden çankaya üniversitesi oldukça dandik duruyor.
0
Hocam radikal bir öneriyle geleceğim ama şimdi çankaya üniversitesine yılda 110000 TL vermek hadi bursla 60000 oluyor yaklaşık.
Aynı paraya Polonya'da falan neredeyse varşova teknik üniversitesine (ilk 500'de)
falan kaydolabilir. Ya da çekya'da.
En azından AB üyesi bir ülkenin diploması bir de polonya çekya gibi ülkeler bilgisiyar bilimleri ve mühendislik konularında fena değiller.
bu ülkelerin yaşam maliyetleri de düşük, bir de öğrencilere çalışma izinleri sağlıyorlar falan. Yani okul parası ödendiği sürece yaşam maliyetlerini çıkarabilir.
Özellikle çekya'nın oyun endüstrisi falan bizden daha iyi durumda olduğu için bu konuda istihdam ve uluslararası iş tecrübesi anlamında fırsatları daha iyi olabilir.
Türkiye'de bilgisayar mühendisliği okumanın gerekliliği zaten tartışmalı bir konuyken, bir de orta karar okullara bu paraları harcamak mantıklı gelmiyor. Ama bu benim görüşüm tabii.
Aynı paraya Polonya'da falan neredeyse varşova teknik üniversitesine (ilk 500'de)
falan kaydolabilir. Ya da çekya'da.
En azından AB üyesi bir ülkenin diploması bir de polonya çekya gibi ülkeler bilgisiyar bilimleri ve mühendislik konularında fena değiller.
bu ülkelerin yaşam maliyetleri de düşük, bir de öğrencilere çalışma izinleri sağlıyorlar falan. Yani okul parası ödendiği sürece yaşam maliyetlerini çıkarabilir.
Özellikle çekya'nın oyun endüstrisi falan bizden daha iyi durumda olduğu için bu konuda istihdam ve uluslararası iş tecrübesi anlamında fırsatları daha iyi olabilir.
Türkiye'de bilgisayar mühendisliği okumanın gerekliliği zaten tartışmalı bir konuyken, bir de orta karar okullara bu paraları harcamak mantıklı gelmiyor. Ama bu benim görüşüm tabii.
0
Akademik kadrolarini karsilastirdiginiz zaman ted universitesi bayagi onde cankaya universitesinden bilgisayar muhendisligi icin.
0
Araştırma görevlilerini çıkardığın zaman Çankaya'da 9, TED'de 7 tane hoca var.
Bu kadar az kişiyle nasıl tüm dersleri verebileceklerini iddia ediyorlar aklım almıyor. Bir de bunun üstüne bi ton para vereceksiniz falan.
Karşılaştırma açısından, ben okurken bizim bölümde 40'a yakın hoca vardı. Yani zaten 30-40 tane ders var, her derste uzmanlaşmış en az 1 hoca olması için bu kadar adam lazım.
@anten'in yurtdışı önerisi cidden mantıklı görünüyor.
Edit: bari verdikleri dersleri karşılaştırayım dedim. TED'in sitesinde yazmıyor hangi dersleri verdikleri. Çankaya'da da matematik derslerini doldurmuşlar programa, çünkü dediğim gibi bilgisayar derslerini verecek kimse yok. Toplam 15 tane bölüm dersi var, bir senelik eğitimi 4 seneye yaymışlar :/
Bu kadar az kişiyle nasıl tüm dersleri verebileceklerini iddia ediyorlar aklım almıyor. Bir de bunun üstüne bi ton para vereceksiniz falan.
Karşılaştırma açısından, ben okurken bizim bölümde 40'a yakın hoca vardı. Yani zaten 30-40 tane ders var, her derste uzmanlaşmış en az 1 hoca olması için bu kadar adam lazım.
@anten'in yurtdışı önerisi cidden mantıklı görünüyor.
Edit: bari verdikleri dersleri karşılaştırayım dedim. TED'in sitesinde yazmıyor hangi dersleri verdikleri. Çankaya'da da matematik derslerini doldurmuşlar programa, çünkü dediğim gibi bilgisayar derslerini verecek kimse yok. Toplam 15 tane bölüm dersi var, bir senelik eğitimi 4 seneye yaymışlar :/
0
Özel üniversitelerin neredeyse hepsi aynı. Bilgisayar mühendisliğinde de okul pek önemli olmuyor. Hoca kalitesine bakmak çok yanlış, bizim gibi bir ülke için. Çünkü akademi çok kötü bir halde. Tr'de profesör olmak çok kolay. Öyle "bu hocalar yurtdışında yükseklisans-doktora yapmış" diye gözünüzde boyanmasın.
Bu iki üniversitenin öğrenci topluluklarını ve yatay geçiş,çap olanaklarını ataştırın. Bölüm hocaları öğrencilerin yarışmalara, projelere katılmalarına katkı sağlıyor mu bunu konuşun. Hangi ünide devam zorunluluğunda sorun oluyor, hangisinde olmuyor. Öğrencilerin stajlarını yapmaları için üniveriste ya da bölüm hocaları referans oluyor mu. Aşağıda linkini bıraktığım gibi üniversitelerin öğrenci topluluklarının sayfalarından da bilgi alabilirsiniz.
instagram.com
instagram.com
Eğer okul notlarını yüksek tutup, daha iyi bir üniversiteye geçiş yapma düşünceniz varsa bu geçiş yapmayı düşünebileceği üniversitelerin kurumlararası yatay geçiş sonuçlarına da bir bakın.
Bu iki üniversitenin öğrenci topluluklarını ve yatay geçiş,çap olanaklarını ataştırın. Bölüm hocaları öğrencilerin yarışmalara, projelere katılmalarına katkı sağlıyor mu bunu konuşun. Hangi ünide devam zorunluluğunda sorun oluyor, hangisinde olmuyor. Öğrencilerin stajlarını yapmaları için üniveriste ya da bölüm hocaları referans oluyor mu. Aşağıda linkini bıraktığım gibi üniversitelerin öğrenci topluluklarının sayfalarından da bilgi alabilirsiniz.
instagram.com
instagram.com
Eğer okul notlarını yüksek tutup, daha iyi bir üniversiteye geçiş yapma düşünceniz varsa bu geçiş yapmayı düşünebileceği üniversitelerin kurumlararası yatay geçiş sonuçlarına da bir bakın.
0
encokbenisevinnolur
Klasik gitar öğreniyorum ve bu tür bir şey çok işime yarar gibi geliyor.Ekranda belli aralıklarla (örn. 4 sn.'de bir) A, Am, Dmin, F... yazacak. Örneklerin yerine bütün akorları koyabilirsiniz.Bu tür bir program var mıdir acaba bildiğiniz?Ya da şayet yoksa hiç programlama bilmeyen biri olarak birkaç
Klasik gitar öğreniyorum ve bu tür bir şey çok işime yarar gibi geliyor.
Ekranda belli aralıklarla (örn. 4 sn.'de bir) A, Am, Dmin, F... yazacak. Örneklerin yerine bütün akorları koyabilirsiniz.
Bu tür bir program var mıdir acaba bildiğiniz?
Ya da şayet yoksa hiç programlama bilmeyen biri olarak birkaç how to videosu izleyip kendim yazabilecegim basitlikte bir şey mi acaba bu?
Ekranda belli aralıklarla (örn. 4 sn.'de bir) A, Am, Dmin, F... yazacak. Örneklerin yerine bütün akorları koyabilirsiniz.
Bu tür bir program var mıdir acaba bildiğiniz?
Ya da şayet yoksa hiç programlama bilmeyen biri olarak birkaç how to videosu izleyip kendim yazabilecegim basitlikte bir şey mi acaba bu?
0
Şurada "sayfayı oynat" butonuna basınca benzer bir şey yapıyor, iş görürse bi bakın: www.repertuarim.com
0
Powerpointte slayt koyup zamanlamalar yapabilirsin çözüm olarak aklıma böyle bir şey geldi.
0
bahsettiğiniz şey excel'de bile yapılabilir. ihtiyacı tam olarak yazarsanız ben yapmaya çalışırım
0
chatgpt ile yazdırılabilir reperturarim ya da www.sarkinotalari.com gibi bi sistem
0
Survivorman
Yüksek bilişim uzmanı ekşiler; garantisi 01.12.2017 tarihinde başlamıştır. Kutuları, kitapçıkları tam gereçleri hepsi tertemiz ve eksiksizdir. Sigara kullanmadığımız için düzgün nefes alarak çalışmış bir makinadır. Grafik Tasarımcıyım ve herhangi bir "mining" işlemine asla maruz kalmamıştır. İşlemci
Yüksek bilişim uzmanı ekşiler; garantisi 01.12.2017 tarihinde başlamıştır. Kutuları, kitapçıkları tam gereçleri hepsi tertemiz ve eksiksizdir. Sigara kullanmadığımız için düzgün nefes alarak çalışmış bir makinadır. Grafik Tasarımcıyım ve herhangi bir "mining" işlemine asla maruz kalmamıştır.
İşlemci: AMD Ryzen Threadripper 1950x 3.4Ghz 4Ghz 32Mb Fan
SSD: Samsung 960 Evo 500Gb SSD M.2 NVME MZ-V6E500BW
RAM: Corsair Vengeance RGB 64 GB 3200 MHZ DDR4 CL16 CMR
Kasa: Thermaltake Core V51 RING Edition CA-1c6-00M8WN-00
Anakart: Asus AMD Rog Strix X399 E-Gaming DDR4 3600 GLA
Psu: Corsair TX850M 850W CP-9020130-EU
PSU Soğutucu: Corsair H115i CW9060027-WW 25 cm Sıvı işlemci Soğutucu
Ekran Kartı: Asus Nvidia 11GB GTX 1080Ti Strix Gaming GDDR5X 352 BIT
DVDR: Asus D5MT 24X DVD Yazıcı siyah sata
HDD: Seagate 3.5 4 TB 5400 RPM 256 mb Sata 3 PC HDD ST4000DM
OS: Microsoft Win 10 Pro 64 Bit
Hesaba kitaba vurursam ne kadar fiyata satılır?
İşlemci: AMD Ryzen Threadripper 1950x 3.4Ghz 4Ghz 32Mb Fan
SSD: Samsung 960 Evo 500Gb SSD M.2 NVME MZ-V6E500BW
RAM: Corsair Vengeance RGB 64 GB 3200 MHZ DDR4 CL16 CMR
Kasa: Thermaltake Core V51 RING Edition CA-1c6-00M8WN-00
Anakart: Asus AMD Rog Strix X399 E-Gaming DDR4 3600 GLA
Psu: Corsair TX850M 850W CP-9020130-EU
PSU Soğutucu: Corsair H115i CW9060027-WW 25 cm Sıvı işlemci Soğutucu
Ekran Kartı: Asus Nvidia 11GB GTX 1080Ti Strix Gaming GDDR5X 352 BIT
DVDR: Asus D5MT 24X DVD Yazıcı siyah sata
HDD: Seagate 3.5 4 TB 5400 RPM 256 mb Sata 3 PC HDD ST4000DM
OS: Microsoft Win 10 Pro 64 Bit
Hesaba kitaba vurursam ne kadar fiyata satılır?
0
Ben böyle durumlarda sıfır fiyatını hesaplayıp 3'te 2'sinden ilana koyuyorum, genelde aynı gün satılıyor. Yani işte üstüne pazarlık payı falan ekleyip ayarlarsın, ona göre rahat satılır.
Tek sıkıntısı 1080 ekran kartı. Yani performansı biraz daha düşük ama 3060 falan çıktı artık, bundan çok daha ucuz, sıfır alacak olsam 1080 almam. Zaten 1080 satan da kalmamıştır artık piyasada. Buradan biraz fiyat kırarsınız olmadı.
Tek sıkıntısı 1080 ekran kartı. Yani performansı biraz daha düşük ama 3060 falan çıktı artık, bundan çok daha ucuz, sıfır alacak olsam 1080 almam. Zaten 1080 satan da kalmamıştır artık piyasada. Buradan biraz fiyat kırarsınız olmadı.
0
sipsiyah
ilk günler halsizlik burun geniz akıntısı ve öksürük oldu. 5. günden itibaren tüm semptomlar yavaş yavaş geçti, 7. günde gayet iyiydim neredeyse tamamen iyileşmiş gibi oldum iki gün. sadece öksürük ve geniz akıntısı kalmıştı seyrek olarak. 10. gün bugün bugün öksürük ve geniz akıntısı neredeyse kalm
ilk günler halsizlik burun geniz akıntısı ve öksürük oldu.
5. günden itibaren tüm semptomlar yavaş yavaş geçti,
7. günde gayet iyiydim neredeyse tamamen iyileşmiş gibi oldum iki gün. sadece öksürük ve geniz akıntısı kalmıştı seyrek olarak.
10. gün bugün bugün öksürük ve geniz akıntısı neredeyse kalmadı gibi diye test yaptım çok silik bir pozitif aldım.
akabinde hemen kas ağrıları ve halsizlik geldi, nabız yükseldi 77 ye falan.(normalim 64) sonra geçti ama şu an halsiz hissediyorum. piskolokik mi normal mi yoksa iki gün önce, tam geçtiği gün, hala akut pozitif bir akrabamla aynı odada bulunmuştum, o mu yeniden arttırdı, biraz panik oldum. sizce nedir
5. günden itibaren tüm semptomlar yavaş yavaş geçti,
7. günde gayet iyiydim neredeyse tamamen iyileşmiş gibi oldum iki gün. sadece öksürük ve geniz akıntısı kalmıştı seyrek olarak.
10. gün bugün bugün öksürük ve geniz akıntısı neredeyse kalmadı gibi diye test yaptım çok silik bir pozitif aldım.
akabinde hemen kas ağrıları ve halsizlik geldi, nabız yükseldi 77 ye falan.(normalim 64) sonra geçti ama şu an halsiz hissediyorum. piskolokik mi normal mi yoksa iki gün önce, tam geçtiği gün, hala akut pozitif bir akrabamla aynı odada bulunmuştum, o mu yeniden arttırdı, biraz panik oldum. sizce nedir
0
Virüsler ölse bile genetik kalıntıları yüzünden testler pozitif gelebiliyor, false-positive oranı çok yüksek. Zaten o yüzden semptom göstermeyen insanlara test yapmıyorlardı.
Testte pozitifi gördükten sonra kötüleşmek psikolojik olabilir. "Nabzın 77'ye yükselmesi" falan yazmışsınız, 177 olsa neyse de 77 zaten normali.
Testte pozitifi gördükten sonra kötüleşmek psikolojik olabilir. "Nabzın 77'ye yükselmesi" falan yazmışsınız, 177 olsa neyse de 77 zaten normali.
0
ikiicidisibirkisi
sadece mayalı alkol, çay ve suyla beslenen kişi ne kadar yaşar sizce?5 yıldır bu şekilde besleniyor ve halen bu düzene devam edebiliyor. kilo ve kas kaybı mevcut ayrıca zaman zaman yüzde çıkan kirmızı leke benzeri sivilcere sahip.günlük doz ise sekiz-on yüksek alkollü bira seviyesinde.*kesinlikle ka
sadece mayalı alkol, çay ve suyla beslenen kişi ne kadar yaşar sizce?
5 yıldır bu şekilde besleniyor ve halen bu düzene devam edebiliyor. kilo ve kas kaybı mevcut ayrıca zaman zaman yüzde çıkan kirmızı leke benzeri sivilcere sahip.
günlük doz ise sekiz-on yüksek alkollü bira seviyesinde.
*kesinlikle katı gıda alımı yok.
5 yıldır bu şekilde besleniyor ve halen bu düzene devam edebiliyor. kilo ve kas kaybı mevcut ayrıca zaman zaman yüzde çıkan kirmızı leke benzeri sivilcere sahip.
günlük doz ise sekiz-on yüksek alkollü bira seviyesinde.
*kesinlikle katı gıda alımı yok.
0
Abi bu sence akla mantığa sığan bir durum mu? Bunların besin değeri yok bu şekilde 5 yıldır besleniyorum diyen insan yalan söylüyordur, vücut metabolik hızı minimuma düşürdüğünde bile birkaç ayda kalp kası kaybı başlar ölürsün en basitinden. Biradan gelen karbonhidrat hayatta tutmaz yani.
0
Olmesi kac gun surer bilmiyorum ama 1-2 haftaya zaten bira falan icemeyecek hale gelir.
0
imkansız. sadece bazı vitaminler eksik alındığında bile ciddi hastalıklar ortaya çıkıyor. besin değeri yok.
6 aya kalmadan ölürsün.
6 aya kalmadan ölürsün.
0
inanması güç ama beş yıldır yaşanıyor bu beslenme düzeniyle.
*kişi sürekli ishal mesela.
*kişi sürekli ishal mesela.
0
Sürekli ishalse zaten giderdi. 3 günde yatağa düşüyor ciddi ishal.
Ölmüştür o çoktan da zombi falandır şimdi.
Ölmüştür o çoktan da zombi falandır şimdi.
0
Abi besin almayınca nasıl ishal oluyor ki, yani tuvalete gidince ne çıkarıyor sence?
0
Yani bro sen şimdi ne dersen de ben sana karşıt olarak 1500 ayrı argüman sunarım bilimsel veriler ışığında, onu da belirtmek isterim güzel bi beyin fırtınası yaptık bitti.
0
bi şişe bira 200 kalori yaklaşık. 10 bira içsen 2000 kalori eder, yaşamak için yeterli.
bira sonuçta arpa ya da buğdaydan yapıldığı için içinde az miktarda da olsa vitamin ve çeşitli mineraller vardır.
c vitamini eksikliğinden dolayı iskorbüt olabilir gerçi. ama işte dışarıdan vitamin alıyorsa oradan da yırtar. çay olarak yeşil çay içiyorsa oradan alabilmesi de mümkün.
yani "sadece" böyle besleniyor olması zor. ama insan vücudu da acayip bişey, ne koşullar altında sağlıksız da olsa hayatta kalabiliyor. özellikle de gençken. yine de madem böyle beslenecek yanında fıstık yiyip biraya da limon sıksın. ömrü uzar belki.
bira sonuçta arpa ya da buğdaydan yapıldığı için içinde az miktarda da olsa vitamin ve çeşitli mineraller vardır.
c vitamini eksikliğinden dolayı iskorbüt olabilir gerçi. ama işte dışarıdan vitamin alıyorsa oradan da yırtar. çay olarak yeşil çay içiyorsa oradan alabilmesi de mümkün.
yani "sadece" böyle besleniyor olması zor. ama insan vücudu da acayip bişey, ne koşullar altında sağlıksız da olsa hayatta kalabiliyor. özellikle de gençken. yine de madem böyle beslenecek yanında fıstık yiyip biraya da limon sıksın. ömrü uzar belki.
0
Abi 2000 kalorilik bira içince kasların ve hücrelerin yeniden inşası tamiri ve yenilenmesi için gerekli proteini ya da hormonların üretimi ve bu hormonlarların çalıştığı sistem için zaruri olan yağların eksikliğini nasıl hallediyorsunuz 10 birayla? Yani yanlış anlamayın merak ettiğim için soruyorum 10 biradan gelen karbonhidratla bu işler oluyorsa boşuna o kadar masraf yapıp et zeytinyağı ne bileyim yumurta falan almayalım 30'lu yumurta olmuş 50 lira, her gün bi Trabzon ekmeği yersek olur o zaman.
0
mühim olan sıvı alımı, sıvısız kimse 1 hafta bile yaşayamaz ama yemek yemeden birkaç ay yaşanabilir.
bu süre 5 ay ise, bu kadar dayanmasını biraya borçlu. sadece su olsaydı dediğim gibi birkaç dayanabilirdi.
ölüm olarak da çat diye ölmez, çeşitli hastalıklar ortaya çıkar yavaş yavaş bitip gider. zaten ölmesinin asıl nedeni açlık değil, hastalık olur.
bu süre 5 ay ise, bu kadar dayanmasını biraya borçlu. sadece su olsaydı dediğim gibi birkaç dayanabilirdi.
ölüm olarak da çat diye ölmez, çeşitli hastalıklar ortaya çıkar yavaş yavaş bitip gider. zaten ölmesinin asıl nedeni açlık değil, hastalık olur.
0
Vitamin - mineralleri ekstra olarak aliyorsan yasarsin tabi. Ama muthis acili ve hastalikli bir olum seni bekler. Oyle cat diye olunmuyor. Ama gencken yapilan her yanlis olmeden once hastalikli gecirecegin gun sayisini ve cekecegin eziyeti arttiriyor.
Ayrica hati gida almadan ishal olamazsin. Ishalsen kati gida da aliyorsun demektir. Bize burda kati gida almiyorum diye abartmana gerek yok. Kac yasinda insanlariz boyle sacma beslenme duzenlerine waay demiyoruz.
Ayrica hati gida almadan ishal olamazsin. Ishalsen kati gida da aliyorsun demektir. Bize burda kati gida almiyorum diye abartmana gerek yok. Kac yasinda insanlariz boyle sacma beslenme duzenlerine waay demiyoruz.
0
nebibecks k
Balkona arılar kovan yapmıştı, duman tutup arıları kaçırıp kovanı attım ancak arılar tekrar geliyor ve petek yapmaya çalışıyor. O kısma bi şeyler mi sürmeliyim veya nasıl tekrar petek yapmalarını engellerim?
Balkona arılar kovan yapmıştı, duman tutup arıları kaçırıp kovanı attım ancak arılar tekrar geliyor ve petek yapmaya çalışıyor. O kısma bi şeyler mi sürmeliyim veya nasıl tekrar petek yapmalarını engellerim?
0
Büyük bir ihtimalle eşek arısı onlar. Duman anlık olarak uzaklaştırır. Hemen tedbir almazsan sizi artık balkona çıkamaz hale getirirler. Dilden, enseden sokması, ya da topluca saldırması ölümcül olabilir. Yuva yaptıkları dolap vs her neyse o, onu içeri alın.
İnternette eşek arısı ile mücadele konusunu araştırın.
İnternette eşek arısı ile mücadele konusunu araştırın.
0
Eşek arısı daha büyük olmuyor muydu? Normal görünüyorlar ama bilemedim. Dolap değil de balkon demirinim yanına yapıyorlar maalesef petek benzeri şeyi.
0
Sirke kullanın efendim, ağır kokulu ve uzun süre kalıcı esans ağırlıklı malzemeler uzak kalmalarını sağlar. En kesin çözüm, profesyonel destek almak (ilaçlama)
0
1 aydır ben de aynı dertle uğraşıyorum. Duman, taze nane, yuvalarının ağzını bantlamak vs baya deneme yaptım ama çözüm bulamadım.
Bu arada sarı siyah olanlar için eşek arısı dediler, ben de büyük olması gerekiyor sanıyordum ama bunlar bal arısı değilmiş.
Hiç bir şey çare olmayınca elime sinek ilacı ve sert bir cisim alıp giriştim. sinek ilacı öldürmüyor ama köşede kıstırırsanız baygınlaştırıyor. Sonra da hepsini öldürdüm malesef.
Bu arada sarı siyah olanlar için eşek arısı dediler, ben de büyük olması gerekiyor sanıyordum ama bunlar bal arısı değilmiş.
Hiç bir şey çare olmayınca elime sinek ilacı ve sert bir cisim alıp giriştim. sinek ilacı öldürmüyor ama köşede kıstırırsanız baygınlaştırıyor. Sonra da hepsini öldürdüm malesef.
0
Yuvalandıkları deliği tespit edip orayı slikonla kapamalısınız. Ayrıca bir pet şişenin tepesini kesip, içine şekerli su, tavuk/balık eti vs gibi arıların sevdiği bir şey koyarak kestiğiniz kısmı ters huni gibi tepesine takarsanız basit bir arı kapanı hazırlamış olursunuz ki en azından gezinenlerin neredeyse tamamını yakalayabilirsiniz.
www.youtube.com
www.youtube.com
0
dissendium
Ben genelde görüyorum. Görmek istemiyorum. Siz?
Ben genelde görüyorum. Görmek istemiyorum. Siz?
0
nadir de olsa görüyorum maalesef. tatilden döndüğüm gün, "mali tatilden sonra vergi denetim kurulu'na gitmemiz lazım" diye sıçrayarak uyandım.
0
Isinizi goruyor musunuz deyince baska bir sey anladim (bkz: is gormek)
Ozellikle ertesi sabah stresli bir sey varsa goruyorum. Veya mesela 7'de cise kalktim, 8:30'a kadar yatmaya devam edicem. O 1 bucuk saatte uyanmisim da masamda emaillere bakiyorum, bilgisayara login olmaya calisiyorum gibi ruyalar goruyorum.
Ozellikle ertesi sabah stresli bir sey varsa goruyorum. Veya mesela 7'de cise kalktim, 8:30'a kadar yatmaya devam edicem. O 1 bucuk saatte uyanmisim da masamda emaillere bakiyorum, bilgisayara login olmaya calisiyorum gibi ruyalar goruyorum.
0
aslil
Merhaba. Biraz saçma bir soru olacak ama ODTÜde yeni çalışmaya başladım. Nerede ne yenir ne yapılır yardımcı olabilir misiniz.
Merhaba. Biraz saçma bir soru olacak ama ODTÜde yeni çalışmaya başladım. Nerede ne yenir ne yapılır yardımcı olabilir misiniz.
0
Endüstri mühendisliğinin altındaki Çatı da yemek yenir. Doyurucu da denenebilir. O çarşı da. Teknokent tarafında Starbucks ta olmalı. Spor salonları yüzme havuzları mevcut.
Çarşıda balık ızgara yapan bir yer vardı. Ziraatin arkasında kalan küçük yerde. Hala duruyor mudur bilmem ama
Çarşıda balık ızgara yapan bir yer vardı. Ziraatin arkasında kalan küçük yerde. Hala duruyor mudur bilmem ama
0
fizik bolumune gidip patates ekmek klasigini yiyebilirsiniz. gunduz vakti sicak olur, ama aksam vakti devrim stadyumu cevresinde gezmek, stadyumun merdivenlerinde oturmak keyifli oluyor. orada baska insanlarla da tanisabilirsiniz. tenis kortlarinin orada banklarda oturup cay-kahve vs icebilirsiniz. a4 kapisi yokusunda, sunshine kafe vardi bir zamanlar orada da otururduk. kultur kongre merkezinde bazi bazi konser etkinlikleri olurdu, bunun disinda fizik bolumunde korku gecesi yapiyorlardi 3 film birden :) bu son dedigim iptal olmus olabilir.
0
Bunun için yapılmış bir rehber var: oncekahvem.blogspot.com
Çalışma saatlerini ve tavsiye edilen yemekleri içeren resimleri indirip telefonumun
galerisinde favorilere taşıdım. Şahsen işime yarıyor ara sıra.
Açık büfe için Çatı (Endüstri'nin yanında) iyidir. Özel tatlar için yurt ve bölüm kantinleri var (hepsinin güzel yaptığı şeyler farklı). Son olarak, 8. yurtta YPT yemeyeni dövüyorlar.
Çalışma saatlerini ve tavsiye edilen yemekleri içeren resimleri indirip telefonumun
galerisinde favorilere taşıdım. Şahsen işime yarıyor ara sıra.
Açık büfe için Çatı (Endüstri'nin yanında) iyidir. Özel tatlar için yurt ve bölüm kantinleri var (hepsinin güzel yaptığı şeyler farklı). Son olarak, 8. yurtta YPT yemeyeni dövüyorlar.
0
İşletmenin altında yemekhane var, fena değil, ucuza gelsin dediğiniz günlerde gidilebilir. Teknokent'e de yakın.
Yazın açık değildir ama dönem içinde kantinlere uğrayın. Her kantinin kendine özgü yemekleri oluyor. Sosyal bilimlerde güzel salata vardı, mimarlıkta tavuk pilav falan vardı. Bilgisayarın kahvesi iyiydi. Gezip keşfetmek lazım.
Çatı, sunshine vs de güzel ama öğle vakti giderseniz çok kalabalık olur.
Teknokent'te central açılmış bu sene, bira vs için müsait. Ama teknokentteki yerler gereksiz pahalı oluyor genelde.
Edit: pizzacı altan'ı unutmuşum, güzeldi baya pizzaları. Bi de ikizlerde Twino diye bi yer var, oraya da gitmeyin. Berbat bi yer.
Yazın açık değildir ama dönem içinde kantinlere uğrayın. Her kantinin kendine özgü yemekleri oluyor. Sosyal bilimlerde güzel salata vardı, mimarlıkta tavuk pilav falan vardı. Bilgisayarın kahvesi iyiydi. Gezip keşfetmek lazım.
Çatı, sunshine vs de güzel ama öğle vakti giderseniz çok kalabalık olur.
Teknokent'te central açılmış bu sene, bira vs için müsait. Ama teknokentteki yerler gereksiz pahalı oluyor genelde.
Edit: pizzacı altan'ı unutmuşum, güzeldi baya pizzaları. Bi de ikizlerde Twino diye bi yer var, oraya da gitmeyin. Berbat bi yer.
0
odtü kampüsünde mecburen yemek yiyeceğiniz anlar olacak ama odtü kampüsünde spesifik olarak şu yenir bu yenir diyemeyeceğim çünkü ucuz olsa da lezzetsiz ve sağlıksız yemekler artık. evet, çatı bile. çatı'nın tatlıları hala ok'dir ama.
yalıncak'a gidilir, devrim'de oturulur.. arkadaş ortamı yoksa yapacak çok bir seçenek yok açıkçası.
yalıncak'a gidilir, devrim'de oturulur.. arkadaş ortamı yoksa yapacak çok bir seçenek yok açıkçası.
0
unpopular opinion ama cati hem kalitesiz hem kazik, onu netlestirelim. ben ogrenciyken oyleydi simdi de iyilesmemistir.
ben sizin durumunuzda olsaydim yemegi evden getirirdim. arada bir bir yerlere gitmek isterseniz kkm'de "uptown" diye bir restoran var. ogrencileri almazlardi. orasi gorece olarak tatmin edebilir. bir de gene arada bir "carsi"daki birkac yer dusunulebilir, mesela "Cilli".
butceniz dusukse yemekhaneden yiyebilirsiniz. ogrenciler yemekhaneye burun kivirir ama kalite olarak cati/kantinler vs yemekhane bim vs sok gibi. en azindan yemekhane ucuzdur.
Yemek yenecek kismini atladigimiza gore eger personelseniz, spor salonunda personellere ozel yoga, pilates kurslari, spor salonunun kendisi (agirlik vs), acik ve kapali havuz (genelde personel ve akademisyenlere ozel seanslar oluyordu) gibi cok harika imkanlar vardi. ve mesela atiyorum pilates kurslari falan personal icin ogrenciye gore daha ucuzdu. websayfasindaki ve calistiginiz ofisteki panolardaki duyurulari takip edin. gene spor olarak tenis kortlari, squash mquash isteyene turkiye sartlarinda sonsuz olanak var.
son olarak ogrenci topluluklari etkinlik duzenler, mesela tiyatro senligi, konserler, resim veya enstruman kurslari, vs. gene duyurulari takip edin.
kkm'de etkinlik arada olmaz, gayet sik olur. mesela kkm.metu.edu.tr ki bu pandemiye ragmen.
ben sizin durumunuzda olsaydim yemegi evden getirirdim. arada bir bir yerlere gitmek isterseniz kkm'de "uptown" diye bir restoran var. ogrencileri almazlardi. orasi gorece olarak tatmin edebilir. bir de gene arada bir "carsi"daki birkac yer dusunulebilir, mesela "Cilli".
butceniz dusukse yemekhaneden yiyebilirsiniz. ogrenciler yemekhaneye burun kivirir ama kalite olarak cati/kantinler vs yemekhane bim vs sok gibi. en azindan yemekhane ucuzdur.
Yemek yenecek kismini atladigimiza gore eger personelseniz, spor salonunda personellere ozel yoga, pilates kurslari, spor salonunun kendisi (agirlik vs), acik ve kapali havuz (genelde personel ve akademisyenlere ozel seanslar oluyordu) gibi cok harika imkanlar vardi. ve mesela atiyorum pilates kurslari falan personal icin ogrenciye gore daha ucuzdu. websayfasindaki ve calistiginiz ofisteki panolardaki duyurulari takip edin. gene spor olarak tenis kortlari, squash mquash isteyene turkiye sartlarinda sonsuz olanak var.
son olarak ogrenci topluluklari etkinlik duzenler, mesela tiyatro senligi, konserler, resim veya enstruman kurslari, vs. gene duyurulari takip edin.
kkm'de etkinlik arada olmaz, gayet sik olur. mesela kkm.metu.edu.tr ki bu pandemiye ragmen.
0
thewhitewolf
Sadece adını bildiğiniz biri internet şifrenizi istiyor. Verir miydiniz? Yasal olarak sıkıntılı bir durum olur mu?
Sadece adını bildiğiniz biri internet şifrenizi istiyor. Verir miydiniz? Yasal olarak sıkıntılı bir durum olur mu?
0
sen ona verdin, o bir arkadaşına verdi, o da başka bir arkadaşına verdi.
ilk verdiğin kişi güvenilir olsa bile ipin ucun kaçıyor bir yerden sonra.
bir kere komşum sordu bana, vermedim. yine sorulsa yine vermem.
ilk verdiğin kişi güvenilir olsa bile ipin ucun kaçıyor bir yerden sonra.
bir kere komşum sordu bana, vermedim. yine sorulsa yine vermem.
0
sizin wifi ile internete girip illegal bir şey yaparsa sizin ip adresiniz görünür ve muhatap siz olursunuz.
en basit şey,
sizin ağ ile internete çıktı, çocuk pornosu izleyip hükümete küfretti. ne olacak?
en basit şey,
sizin ağ ile internete çıktı, çocuk pornosu izleyip hükümete küfretti. ne olacak?
0
Bi kaç günlük kısa süreli bi kullanım için veririm. Uzun süreli kullanacaksa tabi kendi internetini alması lazım.
0
HAYIR KESİNLİKLE HAYIR
abonelik kimin adınaysa her türlü yasal sorumluluk onda kalır. aksini ıspatlamak zorunda kalır.
edit: illa verilmesi gerekiyorsa 5651 sayılı kanuna uygun loglama altyapısı kurup verebilirsiniz.
abonelik kimin adınaysa her türlü yasal sorumluluk onda kalır. aksini ıspatlamak zorunda kalır.
edit: illa verilmesi gerekiyorsa 5651 sayılı kanuna uygun loglama altyapısı kurup verebilirsiniz.
0
15 temmuz sonrasu fetöcü avı döneminde bu şifre paylaşım mevzusundan o kadar çok suçsuz kişinin canı yandı ki şaşırırsın.
0
Piukh
Büyük boy bavulda yer kaldı, bunu yanıma alasım var ama almayacaklarsa hiç uğraşmayayım. Normal alkolden bir farkı yok diye düşünüyorum ama fısfıs falan filan diye sorun çıkarırlar mı acaba bilemedim. Kargo bölümüne vereceğim bavulu, kabinden bahsetmiyorum bu arada. Ürün de şu linkteki:https://www.e
Büyük boy bavulda yer kaldı, bunu yanıma alasım var ama almayacaklarsa hiç uğraşmayayım. Normal alkolden bir farkı yok diye düşünüyorum ama fısfıs falan filan diye sorun çıkarırlar mı acaba bilemedim. Kargo bölümüne vereceğim bavulu, kabinden bahsetmiyorum bu arada. Ürün de şu linkteki:
www.eyupsabrituncer.com
www.eyupsabrituncer.com
0
Normal alkol siselerini bavulda tasidigim oldu daha once defalarca, hem de 1 litreden fazla 2-3 sise olacak sekilde. Sorun olacagini sanmiyorum o yuzden.
0
www.catsa-acsta.gc.ca
www.turkishairlines.com
Buradan anlaşılan kabul edilmiyor (ki mantıklı). Miktardan bağımsız 70% üzeri alkol olmaz diyor.
Not: tam olarak bilgiye ulaşamadım ama 80 derece eşittir 80% olarak varsayıyorum. Değilse hesabını yaparak karar verebilirsiniz.
www.turkishairlines.com
Buradan anlaşılan kabul edilmiyor (ki mantıklı). Miktardan bağımsız 70% üzeri alkol olmaz diyor.
Not: tam olarak bilgiye ulaşamadım ama 80 derece eşittir 80% olarak varsayıyorum. Değilse hesabını yaparak karar verebilirsiniz.
0
Kargo bagajında sıvıyla ilgili bi kısıtlama yok. AMA yanıcı ürün alınmıyor. Bahsettiğiniz şey 80 derece alkol, yaklaşık %40 alkol içeriyor demek, o da yanar. O yüzden almayabilirler.
Gerçi böyle bakınca viski de almamaları lazımdı, ama alıyorlar. ¯\_(ツ)_/¯
Gerçi böyle bakınca viski de almamaları lazımdı, ama alıyorlar. ¯\_(ツ)_/¯
0
Alkol oranı ise mesele kolonya da %80 etil alkol içeriyor, ona izin var diye göstermiş. Makineler bununla kolonya arasındaki farkı anlayabiliyor mu acaba ve gerçekten öyle bir fark var mı?
PS Rubbing alcohol diye geçen temizleme solüsyonlarında kolonyadan farklı Isopropyl Alcohol varmış ve bu sebeple yanıcı sınıftaymış. Doğal olarak uçağa alınması mümkün değil.
PS Rubbing alcohol diye geçen temizleme solüsyonlarında kolonyadan farklı Isopropyl Alcohol varmış ve bu sebeple yanıcı sınıftaymış. Doğal olarak uçağa alınması mümkün değil.
0
Lusid*
Ev bakınıyorum buralar nasıl düzgün muhitleri neler? General zeki doğan nasıl yaşanır mı?
Ev bakınıyorum buralar nasıl düzgün muhitleri neler? General zeki doğan nasıl yaşanır mı?
0
Yaşanır yaşanmasına da çok güzel bi mekan değil. Tuzluçayır civarları eskiden Alevi mahallesiydi, sol örgütler falan fink atıyordu. Artık pek kalmadı gerçi de konsept o yani.
Cemal Gürsel'e yaklaştıkça ulaşımınız kolaylaşır, metro falan var, Ankara'nın her yerine giden otobüsler dolmuşlar geçiyor(du) oradan. Mansur Yavaş bozmadıysa 4-5 sene önce öyleydi.
Ama her türlü kalabalık ve kaotik bi yer. İstanbul'dan geliyorsanız koymaz. Gece geç saatte eve dönmek için iyi bi yer değil, taksiye falan mecbur kalırsınız.
Ankara'da genel olarak şey, Atatürk bulvarından şehri ikiye bölün, oranın batısında kalan yerler doğusunda kalan yerlerden iyi.
Cemal Gürsel'e yaklaştıkça ulaşımınız kolaylaşır, metro falan var, Ankara'nın her yerine giden otobüsler dolmuşlar geçiyor(du) oradan. Mansur Yavaş bozmadıysa 4-5 sene önce öyleydi.
Ama her türlü kalabalık ve kaotik bi yer. İstanbul'dan geliyorsanız koymaz. Gece geç saatte eve dönmek için iyi bi yer değil, taksiye falan mecbur kalırsınız.
Ankara'da genel olarak şey, Atatürk bulvarından şehri ikiye bölün, oranın batısında kalan yerler doğusunda kalan yerlerden iyi.
0
in vino veritas
bu diziye yeni basladim. aslinda boyle tekduze komedilerden hoslanirim ama bu dizi bir turlu akmiyor gibi geldi bana. daha ilk 4 5 bolumunu izledim o yuzden erken yaftalamak da istemiyorum. devam etsem ileride guzellesiyor mu yoksa sonuna kadar boyle devam mi ediyor?niyetim eglenceli bir seyler izle
bu diziye yeni basladim. aslinda boyle tekduze komedilerden hoslanirim ama bu dizi bir turlu akmiyor gibi geldi bana. daha ilk 4 5 bolumunu izledim o yuzden erken yaftalamak da istemiyorum. devam etsem ileride guzellesiyor mu yoksa sonuna kadar boyle devam mi ediyor?
niyetim eglenceli bir seyler izlemek. netflix'te olmasi ve bitmis olmasi disinda pek de bir kriterim yok. varsa onerilerinizi de alirim. simdiden tesekkurler
niyetim eglenceli bir seyler izlemek. netflix'te olmasi ve bitmis olmasi disinda pek de bir kriterim yok. varsa onerilerinizi de alirim. simdiden tesekkurler
0
bence devam et, gittikçe iyileşiyor. community benim en sevdiğim komedi dizilerinden.
0
ilerleyince de aman aman akmıyor. süper komik de değil bence zaten ama dizidekilerin salaklığı sayesinde çerezlik izleniyor.
birbirlerinden çok farklılar ama kriterlerinize uygun olarak the good place çok daha iyiydi bence, izlemediyseniz önerebilirim.
birbirlerinden çok farklılar ama kriterlerinize uygun olarak the good place çok daha iyiydi bence, izlemediyseniz önerebilirim.
0
@south park, good place benim en sevdigim dizilerden biridir, keske azicik benzerini bulsam keske good place'i hic izlememis olsam da bastan baslasam :) ona benzer oneri varsa alabilirim :)
0
Community'i yapan kişi Dan Harmon, aynı zamanda Rick & Morty'i yapan eleman. Devamı için oradan bi çıkarım yapabilirsiniz belki, R&M sevmediyseniz bunu da sevmezsiniz gibi gibi.
Monty Python'ın filmleri ve sketch'leri vardı netflix'te yanlış hatırlamıyorsam. Dizi değiller gerçi ama izlediğim en komik şeyler.
Monty Python'ın filmleri ve sketch'leri vardı netflix'te yanlış hatırlamıyorsam. Dizi değiller gerçi ama izlediğim en komik şeyler.
0
Community çok çerez bi dizi. Bazıları abartıyor bence bu diziyi. Ben 2 sezon falan izledim artık baydı bıraktım.
0
netflix'te şu an the office'ten daha komik bir dizi yok bana kalırsa. ona da karakterlerle bağ kurana kadar 5-6 bölüm sabretmeniz gerekiyor.
0
ilk bölümü izleyip "bu ne lan" diye bırakmıştım, bir süre sonra tekrar şans verdim ve zerre pişman olmadım. niyetiniz eğlenceli bir şeyler izlemekse dik âlâsı var community'de. hele üçüncü sezona geçmeden bırakanlar kendilerine yazık ettiklerinin farkında değil. bir de haddim olmadan söylemek zorundayım, south park'ta da pek bir şey "akmıyor", ama yine de her yıl oturup izliyoruz. yani mesele akmama meselesinden ziyade karakterleri izlemekten keyif alma meselesi, o da evet tamamen öznel ve bırakmak için benim gözümde tek geçerli gerekçe.
bununla birlikte rick & morty karşılaştırması yapma önerisine katılıyorum. birini sevmeyenin diğerini seveceğinden ben de şüphe duyarım.
community'yi kusurlarıyla bile seven biri olarak pek tarafsız değilim doğru, ama community'nin üçüncü sezonunu izlememek de ajksgdagf, "dizinin tek bir sezonunu bileceksin, kalanını beyninden siliyoruz" deseler diğer sezonları üçüncüsüne feda ederdim.
bununla birlikte rick & morty karşılaştırması yapma önerisine katılıyorum. birini sevmeyenin diğerini seveceğinden ben de şüphe duyarım.
community'yi kusurlarıyla bile seven biri olarak pek tarafsız değilim doğru, ama community'nin üçüncü sezonunu izlememek de ajksgdagf, "dizinin tek bir sezonunu bileceksin, kalanını beyninden siliyoruz" deseler diğer sezonları üçüncüsüne feda ederdim.
0
Çok standart Amerikan komedisi o. Genelde popcorn işler sevenler bunu sever (ve good place, brooklyn99 vs)
The Office ve Trailer Park Boys muhteşem ama çok ayrı işler, genelde üsttekileri sevenler bunları sevmez.
The Office ve Trailer Park Boys muhteşem ama çok ayrı işler, genelde üsttekileri sevenler bunları sevmez.
0
bubiruyaolmali
Selamlar,Avrupa veya Amerika’da takip ettiğiniz köşe yazarları kimler? Spesifik bir konu özelinde değil. günceli yazanlar diyebiliriz. Her hafta açıp okuduğunuz bu hafta acaba ne yazacak diye merak ettiğiniz kişiler :)şimdiden teşekkürler,
Selamlar,
Avrupa veya Amerika’da takip ettiğiniz köşe yazarları kimler? Spesifik bir konu özelinde değil. günceli yazanlar diyebiliriz. Her hafta açıp okuduğunuz bu hafta acaba ne yazacak diye merak ettiğiniz kişiler :)
şimdiden teşekkürler,
Avrupa veya Amerika’da takip ettiğiniz köşe yazarları kimler? Spesifik bir konu özelinde değil. günceli yazanlar diyebiliriz. Her hafta açıp okuduğunuz bu hafta acaba ne yazacak diye merak ettiğiniz kişiler :)
şimdiden teşekkürler,
0
glenn greenwald
joe rogan (podcast'çi gerçi bu, ama çok iyi konukları oluyor)
tucker carlson (bu da tv programı sunuyor, köşe yazarı değil, ama haber işte)
joe rogan (podcast'çi gerçi bu, ama çok iyi konukları oluyor)
tucker carlson (bu da tv programı sunuyor, köşe yazarı değil, ama haber işte)
0
Eric Asimov. Her yazdigini online yayimlandigi an okurum.
Ullrich Fichtner. Düzenli yazmiyor ama günceli yazar.
Deniz Yücel´i de takip ediyorum 2013-2014 zamanindan beri. Witty bir tarzi var.
Ullrich Fichtner. Düzenli yazmiyor ama günceli yazar.
Deniz Yücel´i de takip ediyorum 2013-2014 zamanindan beri. Witty bir tarzi var.
0
marsli gocmen
Eski roma'da "quis custodiet ipsos custodes" (koruyuculardan kim koruyacak) şeklinde bir söz var.Bu sözü "kurtarıcılardan kim kurtaracak" anlamına gelecek şekilde söylersek cümle nasıl olur?Edit: Orijinal deyimin anlamı "Koruyucuları kim koruyacak?"mış. @akhenaten'e teşekkürler.
Eski roma'da "quis custodiet ipsos custodes" (koruyuculardan kim koruyacak) şeklinde bir söz var.
Bu sözü "kurtarıcılardan kim kurtaracak" anlamına gelecek şekilde söylersek cümle nasıl olur?
Edit: Orijinal deyimin anlamı "Koruyucuları kim koruyacak?"mış. @akhenaten'e teşekkürler.
Bu sözü "kurtarıcılardan kim kurtaracak" anlamına gelecek şekilde söylersek cümle nasıl olur?
Edit: Orijinal deyimin anlamı "Koruyucuları kim koruyacak?"mış. @akhenaten'e teşekkürler.
0
Custodes bekçiler, koruyucular, kurtarıcılar gibi anlamlarda kullanılıyor. Dolayısıyla söylediğiniz cümle yanlış olmaz.
0
qui -> kim
salvare -> kurtarmak
salvator -> kurtarıcı
nos -> biz
Kelime biliyorum ama cümle kuramıyorum (ekleri/grameri bilmediğim için). Yine de üstteki kelimelerle bir şeyler yapabilirsiniz diye düşünüyorum.
Alakalı/manidar: www.youtube.com
salvare -> kurtarmak
salvator -> kurtarıcı
nos -> biz
Kelime biliyorum ama cümle kuramıyorum (ekleri/grameri bilmediğim için). Yine de üstteki kelimelerle bir şeyler yapabilirsiniz diye düşünüyorum.
Alakalı/manidar: www.youtube.com
0
Ben soruyu yanlış anlamışım. Cümlenin bizzat kendisi zaten sizin söylediğiniz şekilde de çevrilebilir. Cümleyi değiştirmeye gerek yok. Ama eğer yukarıdaki önwriyi dinlemek isterseniz custodes yerine salvatores koyabilirsiniz. Quis custodiet ipsos salvatores
0
orjinal deyim, şöyle bir durumu anlatıyor. adama diyorlar ki karının başına adam koy ki seni aldatmasın. o da diyor ki, başına koyduğum adamların başına kimi koyacağım? kadın beni onlarla aldatırsa ne olacak?
o yüzden kurtarıcılar'ı kullanmak taraftarı değilim. bekçileri kim bekleyecek derim ben olsam. gözcüleri kim gözetleyecek de olabilir.
o yüzden kurtarıcılar'ı kullanmak taraftarı değilim. bekçileri kim bekleyecek derim ben olsam. gözcüleri kim gözetleyecek de olabilir.
0
biseysorcaktim
para kazanmak ya da başka bir amaçla da olsa, ek işiniz var mı?müzik yapmak ve yayınlamak, instagram ya da sosyal medyaya içerik üretip yayınlamak, ufak bir uygulama yazmak, işe yarar bir websitesi yapıp altına bana kahve ısmarla butonu koymak....aklıma gelen, gelmeyen. pasif ya da aktif gelir elde
para kazanmak ya da başka bir amaçla da olsa, ek işiniz var mı?
müzik yapmak ve yayınlamak, instagram ya da sosyal medyaya içerik üretip yayınlamak, ufak bir uygulama yazmak, işe yarar bir websitesi yapıp altına bana kahve ısmarla butonu koymak....
aklıma gelen, gelmeyen. pasif ya da aktif gelir elde etmek adına.
var mı yaptınız bir şey?
--
bilhassa, ekonımik koşullar sebebiyle mecburiyetten yaptıklarınız dışında (mesaili işim bittikten sonra kargo dağıtıyorum gibi değil) , "çok mecbur değilim ama yine de yapınca daha iyi hissediyorum" dediğiniz işler.
müzik yapmak ve yayınlamak, instagram ya da sosyal medyaya içerik üretip yayınlamak, ufak bir uygulama yazmak, işe yarar bir websitesi yapıp altına bana kahve ısmarla butonu koymak....
aklıma gelen, gelmeyen. pasif ya da aktif gelir elde etmek adına.
var mı yaptınız bir şey?
--
bilhassa, ekonımik koşullar sebebiyle mecburiyetten yaptıklarınız dışında (mesaili işim bittikten sonra kargo dağıtıyorum gibi değil) , "çok mecbur değilim ama yine de yapınca daha iyi hissediyorum" dediğiniz işler.
0
Evet, tam zamanlı işimin yanında early stage startuplara teknik danışmanlık yapıyorum.
Hem kenara 3-5 para atmak için iyi, hem denemek istediğim yeni teknolojiler için fırsat oluyor, hem de hepsinden küçük miktarda hisse alıyorum, biri büyüyüp satılırsa zengin olurum diye. Ama batıyor hepsi :(
Hem kenara 3-5 para atmak için iyi, hem denemek istediğim yeni teknolojiler için fırsat oluyor, hem de hepsinden küçük miktarda hisse alıyorum, biri büyüyüp satılırsa zengin olurum diye. Ama batıyor hepsi :(
0
evet yapıyorum. günde 1-2 saat ek iş ile araba kredimi ödüyorum.
edit: kısa kesmişim.çalıştığım sektörde* danışmanlık veriyorum.
edit: kısa kesmişim.çalıştığım sektörde* danışmanlık veriyorum.
0
quintana
Selamlar.Sunucunun harici diske veya NAS cihazına yapılan günlük yedeklemesinin haricinde dışarıdan gelebilecek şifreleme ataklarını düşünerek ofis içerisinden bir kullanıcıyı görevlendirip 15 günde bir ikinci bir harici disk taktırıp manuel yedek alıyoruz. Yedek bitince kullanıcıdan diski sökmesini
Selamlar.
Sunucunun harici diske veya NAS cihazına yapılan günlük yedeklemesinin haricinde dışarıdan gelebilecek şifreleme ataklarını düşünerek ofis içerisinden bir kullanıcıyı görevlendirip 15 günde bir ikinci bir harici disk taktırıp manuel yedek alıyoruz. Yedek bitince kullanıcıdan diski sökmesini istiyoruz. Yani amacımız her zaman sunucu üzerinde takılı olmayan elde bir yedek disk olması. Kullanıcıya tak çıkar yaptırmaktansa diski zamanlanmış görevle ya da manuel eject ettirsek dışarıdan sunucuya erişmiş kötü niyetli birinin bu diski görme ihtimali var mıdır?
Teşekkürler.
Sunucunun harici diske veya NAS cihazına yapılan günlük yedeklemesinin haricinde dışarıdan gelebilecek şifreleme ataklarını düşünerek ofis içerisinden bir kullanıcıyı görevlendirip 15 günde bir ikinci bir harici disk taktırıp manuel yedek alıyoruz. Yedek bitince kullanıcıdan diski sökmesini istiyoruz. Yani amacımız her zaman sunucu üzerinde takılı olmayan elde bir yedek disk olması. Kullanıcıya tak çıkar yaptırmaktansa diski zamanlanmış görevle ya da manuel eject ettirsek dışarıdan sunucuya erişmiş kötü niyetli birinin bu diski görme ihtimali var mıdır?
Teşekkürler.
0
Bir de tabii çıkartılmış diski tekrar mount edebilme imkanı gerekli ama bu sanırım olabilecek bir şey değil.
0
kullandığınız işletim sistemi ve sunucuya erişim seçeneklerine göre bu ihtimal değişebilir. windows sunucuda active directory yapısı kullanıyorsanız yetkilendirme yapabilirsiniz.
yada sunucudaki dosya boyutu ve internet hızınızı göz önüne alarak bir bulut sistemine yedekleme yapabilirsiniz (sql tabloları ise bunlara da dikkat etmenize gerek yok).
herhangi bir başarılı uzaktan erişimde (rdp veya ssh) sunucu üzerindeki bütün donanımlara erişim sağlanabilir. hatta ilo gibi bir yönetici arabirimi mevcutsa raid yapısı bile değiştirilebilir.
yada sunucudaki dosya boyutu ve internet hızınızı göz önüne alarak bir bulut sistemine yedekleme yapabilirsiniz (sql tabloları ise bunlara da dikkat etmenize gerek yok).
herhangi bir başarılı uzaktan erişimde (rdp veya ssh) sunucu üzerindeki bütün donanımlara erişim sağlanabilir. hatta ilo gibi bir yönetici arabirimi mevcutsa raid yapısı bile değiştirilebilir.
0
kötü niyetli bir kullanıcının uzaktan başarılı erişiminde sunucu üzerinden fiziksel olarak koparılmamış, sadece eject yapılmış bir diske ulaşmasının mümkün olduğu sonucunu çıkarıyorum öyleyse.
Teşekkürler.
Teşekkürler.
0
belki biraz saçma gelebilir ama şöyle bir mantıkla bu dediğinizi yapabilirsiniz.
-harici güç kaynağı ile çalışan bir HDD kutusu
-Bu HDD kutsunun güç alacağı prize takılı bir dijital zaman ayarlı priz.
-Sunucuda dijital priz ile aynı zaman diliminde yedeklemeyi çalıştıracak bir *.bat dosyası
www.hepsiburada.com
-harici güç kaynağı ile çalışan bir HDD kutusu
-Bu HDD kutsunun güç alacağı prize takılı bir dijital zaman ayarlı priz.
-Sunucuda dijital priz ile aynı zaman diliminde yedeklemeyi çalıştıracak bir *.bat dosyası
www.hepsiburada.com
0
eject ettirirsen device manager uzerinden disable enable yaptiginda tekrar kullanilabilir olur. o yuzden diski cikartin mutlaka.
ama boyle bir sey sordugunuz icin size bir pentest hizmeti lazim bence. sizin aginizda nac yapisi da yoktur?
ama boyle bir sey sordugunuz icin size bir pentest hizmeti lazim bence. sizin aginizda nac yapisi da yoktur?
0
benibulmanlazim
geçen gün annem aradı bi arkadaşının, laptopının sarj kablosunda olan adaptör yanmış evde yangın çıkarmış dedi. ya olur mu öyle saçma şey dedim konuyu kapattım. bu olayı duyan eden şahit olan var mı.
geçen gün annem aradı bi arkadaşının, laptopının sarj kablosunda olan adaptör yanmış evde yangın çıkarmış dedi. ya olur mu öyle saçma şey dedim konuyu kapattım. bu olayı duyan eden şahit olan var mı.
0
Ben çakma bir telefon şarj adaptörünün patladığına gözümle şahit oldum. Ama pof etti. Öyle bomba gibi patlamadı. Yine de çıkardığı kıvılcım nedeniyle kolay tutuşabilecek bir şeyin yanında ise yangın çıkarma ihtimali yok değil. Tabii sık yaşanan bir durum mu? Hayır. Öyle olsa piyasadan ürün toplamaya kadar giderdi iş.
0
Benim adaptör de yanmıştı, ama işte bomba gibi patlama değil de alevler çıktı söndü hemen. Yine de yanıcı bişeyin üstünde olsa halı falan gibi sıkıntı olabilirdi herhalde.
0
kibritsuyu
Terrier cinsi bir köpeğimiz var daha 8 aylık. Nisan'da (5 aylıkken) babamla yazlığa geldiler. Aynı gün babam fenalaştı, hastaneye kaldırdılar. Köpeğe daha önce iki köpek bakan komşu sahip çıktı. 2 hafta Muğla EAH, 3 hafta Ankara Tıp, taburculuktan sonra 1.5 ay ev derken yazlığa geri geldik, köpeğimi
Terrier cinsi bir köpeğimiz var daha 8 aylık. Nisan'da (5 aylıkken) babamla yazlığa geldiler. Aynı gün babam fenalaştı, hastaneye kaldırdılar. Köpeğe daha önce iki köpek bakan komşu sahip çıktı. 2 hafta Muğla EAH, 3 hafta Ankara Tıp, taburculuktan sonra 1.5 ay ev derken yazlığa geri geldik, köpeğimize kavuştuk.
Lakin sadece mama yiyen, arada azıcık farklı yemek yiyen hayvan mama yemiyor. Çok acıkırsa yer dedim, yine yemiyor. Kuru ekmek yiyor, Royal Canin Puppy Mini yemiyor. Komşu bizden tecrübeli, iyi bakmış ama kemik suyu, tavuk falan normal yemek yedirmiş.
Bem açıkçası mama yesin istiyorum. Nasıl geri mamaya alıştırırım bu hayvanı?
Lakin sadece mama yiyen, arada azıcık farklı yemek yiyen hayvan mama yemiyor. Çok acıkırsa yer dedim, yine yemiyor. Kuru ekmek yiyor, Royal Canin Puppy Mini yemiyor. Komşu bizden tecrübeli, iyi bakmış ama kemik suyu, tavuk falan normal yemek yedirmiş.
Bem açıkçası mama yesin istiyorum. Nasıl geri mamaya alıştırırım bu hayvanı?
0
Mamayı koyacaksınız başka bir şey vermeyeceksiniz aç kalınca yiyecek. Bizim veterinerin cevabı her zaman bu.
0
biliyorum kiyamiyorsunuz. ama arkadaslar hakli. sadece mama vericekseniz. ertesi gun yeni mamayle degistireceksiniz vesaire.
ama ben de kiyamadigimdan yavas yavas biraktirdim. ornegin, kuru mamanin yaninda bir de kutuda yas mama aldim. ilk gun yari yariya karistirdim. yas mamayi severek yediginden arada kuru mamayi da yedi, ikinci gun daha az yas mama, bu sekilde sadece kuru mama kalincaya kadar devam ettim. bir hafta 10 gun sonra duzene girdi. son sadece kuru mamayi ilk gun yemedi ama ertesi gun acikinca yedi. belki sizin de isinize yarar.
ama ben de kiyamadigimdan yavas yavas biraktirdim. ornegin, kuru mamanin yaninda bir de kutuda yas mama aldim. ilk gun yari yariya karistirdim. yas mamayi severek yediginden arada kuru mamayi da yedi, ikinci gun daha az yas mama, bu sekilde sadece kuru mama kalincaya kadar devam ettim. bir hafta 10 gun sonra duzene girdi. son sadece kuru mamayi ilk gun yemedi ama ertesi gun acikinca yedi. belki sizin de isinize yarar.
0
@gel gel +1
Yukarıdaki arkadaşların dediği gibi muhtemelen picky eater olmuş. Mamalar tatsız, kıyamadığınızı görünce de yemiyor ki güzel yemek verin. Çözümü arkadaşlar anlatmış.
Onun haricinde iki şey söylüycem:
1- Ayrılık anksiyetesi olabilir. Yani normal yemeği gözünüzün önünde yiyor ama mama başka bir yerde duruyor diye de yemiyor olabilir. Yemeği elinizden vermeye çalışıp bi bakın. Durum buysa da zamanla aşılır, ama uzun süreli ayrılık sonrası köpeklerin böyle huyları olabiliyor, duygusal hayvanlar.
2- Ben köpeğe "sadece" mama vermiyorum. Yani belki bi tık sağlıklıdır ama yazık, bi ömür kötü yemek yiyerek geçmez. O yüzden arada yüksek proteinli şeyleri (kıyma, yumurta vs) normal mamanın içine karıştırarak da verin bence. Sadece ev yemeği yemesin tabi ama sadece mama da yemesin :)
Yukarıdaki arkadaşların dediği gibi muhtemelen picky eater olmuş. Mamalar tatsız, kıyamadığınızı görünce de yemiyor ki güzel yemek verin. Çözümü arkadaşlar anlatmış.
Onun haricinde iki şey söylüycem:
1- Ayrılık anksiyetesi olabilir. Yani normal yemeği gözünüzün önünde yiyor ama mama başka bir yerde duruyor diye de yemiyor olabilir. Yemeği elinizden vermeye çalışıp bi bakın. Durum buysa da zamanla aşılır, ama uzun süreli ayrılık sonrası köpeklerin böyle huyları olabiliyor, duygusal hayvanlar.
2- Ben köpeğe "sadece" mama vermiyorum. Yani belki bi tık sağlıklıdır ama yazık, bi ömür kötü yemek yiyerek geçmez. O yüzden arada yüksek proteinli şeyleri (kıyma, yumurta vs) normal mamanın içine karıştırarak da verin bence. Sadece ev yemeği yemesin tabi ama sadece mama da yemesin :)
0
Veterinerden geldim. Tüyleri de kıtık olmuş, hatta kesmeye çalışıp tüysüz tavuğun g.tüne çevirmişler.
Tıraş ettiedim. Veteriner dedi ki eli, kolu, göbeği, boynu, kulakları kıpkırmızı, alerji olmuş. Puppy mini yerine hypoallergenic mama verdi ve keainlikle başka şey yemesin dedi. Mamayı koy, 5 dakika sonra da al, nasıl olsa mama orda, bi ara yerim demesin, yemezse mamanın gittiğini görsün dedi. Onu da ölçekle vericez. Ayrıca ilaç da verdi.
Bakalım akşam başlıyorum tedaviye.
Tıraş ettiedim. Veteriner dedi ki eli, kolu, göbeği, boynu, kulakları kıpkırmızı, alerji olmuş. Puppy mini yerine hypoallergenic mama verdi ve keainlikle başka şey yemesin dedi. Mamayı koy, 5 dakika sonra da al, nasıl olsa mama orda, bi ara yerim demesin, yemezse mamanın gittiğini görsün dedi. Onu da ölçekle vericez. Ayrıca ilaç da verdi.
Bakalım akşam başlıyorum tedaviye.
0
ruh i tibbiye
ben şu teknk detayları pek bilmyorum. m1 ve m2 çip numarası nedir? photoshop vs kullanmıyorum. bolca excel, spss, klask akademik öğrenci işlerim için kullanacağım. hangi modeli önerirsiniz? teşekkürler
ben şu teknk detayları pek bilmyorum. m1 ve m2 çip numarası nedir? photoshop vs kullanmıyorum. bolca excel, spss, klask akademik öğrenci işlerim için kullanacağım. hangi modeli önerirsiniz? teşekkürler
0
M1 ve M2 kısaca işlemci. 2020'de Apple Mac bilgisayarlar için Intel yerine kendi geliştirdiği ARM tabanlı çip kullanmaya başladı. M2 çip M1'in güncellenmiş versiyonu. iPhone'da her yıl güncellenen A14-A15-A16 diye giden ARM çipin Mac versiyonu.
M1 ile M2 arasında %40 performans farkı var. Ama bahsettiğin yazılımlar için M1 de fazlasıyla yeterli olur. M2 ile gelen yeni Macbook Air'da güzel özellikler yok değil. Ama önemli farklar mı? Bence hayır. Magsafe şarjın (mıknatıslı şarj girişi) dışında çok ciddi bir fark göremedim. 5 bin liralık bir fark yok yani.
Karşılaştırması şurada: www.apple.com
Eğer bütçe sorunu yoksa M2'yi bekle derim. Şu an ön siparişte.
M1 ile M2 arasında %40 performans farkı var. Ama bahsettiğin yazılımlar için M1 de fazlasıyla yeterli olur. M2 ile gelen yeni Macbook Air'da güzel özellikler yok değil. Ama önemli farklar mı? Bence hayır. Magsafe şarjın (mıknatıslı şarj girişi) dışında çok ciddi bir fark göremedim. 5 bin liralık bir fark yok yani.
Karşılaştırması şurada: www.apple.com
Eğer bütçe sorunu yoksa M2'yi bekle derim. Şu an ön siparişte.
0
ikisi de canavar gibi. aradaki 5000 lira sizin için kabul edilebilirse m2 alın. yoksa m1 de fazlasıyla yeterli olur, yıllarca kullanırsınız.
0
M2'lere nihayet düzgün bi kamera koymuş apple. Sık sık videolu görüşme yapacaksanız ya da video falan çekmeniz gerekiyorsa aklınızda bulunsun.
0
M1 ile intel islemciler arasinda dag kadar fark var ama M2 ile M1 arasinda o kadar da fark yok diyor inceleyenler. Basit isler icin M1 fazlasiyla ve yillarca yeterli olacaktir. Bende M1 var hicbir sikinti yok. Tabi ki fiyat sorun degilse M2'li modeli alabilirsiniz en sonuncusu olmus olur, islemci haric baska avantajlari da var ustte dendigi gibi daha iyi kamera, daha parlak ekran, magsafe adaptor gibi
0
storage denen şeyini alabildiğin en yükseği al. onun ömrü sınırlı ve değiştirilemiyor.
0
alperz’e katılmıyorum. Su an MacBook Air’ın depolamasını 2 TB yapmak isteyince ödemen gereken ekstra ücret 16 bin lira.
2 TB kapasiteli taşınabilir SSD’lerin en iyileri 3.500 civarında zaten. Ayrıca bulut depolama bu kadar yaygınken depolamaya ihtiyacın da olmaz.
8 yıldır 256 GB MacBook kullanıyorum. Hiç 200 GB’ın üzerine çıkmadım bile. Office, SPSS işleri icin 256 GB depolama yeterli olur. Hadi 512 olsun da 16 bin verip 2 TB almak mantıksız.
2 TB kapasiteli taşınabilir SSD’lerin en iyileri 3.500 civarında zaten. Ayrıca bulut depolama bu kadar yaygınken depolamaya ihtiyacın da olmaz.
8 yıldır 256 GB MacBook kullanıyorum. Hiç 200 GB’ın üzerine çıkmadım bile. Office, SPSS işleri icin 256 GB depolama yeterli olur. Hadi 512 olsun da 16 bin verip 2 TB almak mantıksız.
0
evet eksik bilgi olmuş. benim hatam.
2022 yılında gidip de 256gb ssd'li bilgisayar almayın. onu demek istiyorum. ben depolama alanının yetmemesinden bahsetmiyorum bu arada. ssd'li doluya yakın kullanmanın ömürlerini kısalttığını biliyorum. hatta böyle kullandığım iki tane 256'lığı pert etmişliğim de var. okuma ve yazma hızları bir anda 40-50mb'a falan düşüyor. tatsız bir durum.
hatta şu anda kullandığım bir tane 1tb harici var ssd. o da pert oldu geçen ay. 100mb'la yazıyor. ancak büyük tek dosya yazarsan normal hızında yazabiliyor.
512 is the new 256.
2022 yılında gidip de 256gb ssd'li bilgisayar almayın. onu demek istiyorum. ben depolama alanının yetmemesinden bahsetmiyorum bu arada. ssd'li doluya yakın kullanmanın ömürlerini kısalttığını biliyorum. hatta böyle kullandığım iki tane 256'lığı pert etmişliğim de var. okuma ve yazma hızları bir anda 40-50mb'a falan düşüyor. tatsız bir durum.
hatta şu anda kullandığım bir tane 1tb harici var ssd. o da pert oldu geçen ay. 100mb'la yazıyor. ancak büyük tek dosya yazarsan normal hızında yazabiliyor.
512 is the new 256.
0
Lucidream
Selam arkadaşlar,Ülkede yaşadığımız ekonomik krizi fırsata çevirebilmek için bir kaç aydır yatırım konusundaki alternatifler hakkında kafa yoruyoruz fakat bizim için en ideal seçenek hangisi karar veremedik. Şuan için aşağıdaki opsiyonlar mevcut, sizce en mantıklısı hangisi? Ya da daha mantıklı olan
Selam arkadaşlar,
Ülkede yaşadığımız ekonomik krizi fırsata çevirebilmek için bir kaç aydır yatırım konusundaki alternatifler hakkında kafa yoruyoruz fakat bizim için en ideal seçenek hangisi karar veremedik. Şuan için aşağıdaki opsiyonlar mevcut, sizce en mantıklısı hangisi? Ya da daha mantıklı olan bir opsiyonunuz var mı?
Genel Bilgiler:
Aylık ödenebilecek/birikim yapılacak maksimum miktar: 7-9 bin tl
1. Opsiyon:
1,80 faiz oranıyla 12 ay vadeli kredi kartı taksitli nakit avans (70-80 bin civarı) çekmek ve altın, dolar, euro vb. emtialara yatırmak.
Risk: 2023 seçimlerinde olası hükümet değişimi ile ekonomide iyileşme.
2. Opsiyon:
Mevcutta kullandığım aracımı satıp (450 bin civarı ediyor), 200 bin civarı kredi çekip aracımı yükseltmek. Borcu bittiğinde aracı satıp, daha düşük modele geçerek emlak yatırımı yapmak.
Risk: Kasko, vergi vb. masraflarının artması, sıfır araç bolluğunun artma ihtimali ve ikinci el piyasasının düşmesi.
3. Opsiyon:
Kredi, alım satım işlerine bulaşmadan aylık olarak dolar, altın birikimi yapmak.
Risk: 2023 seçimlerinde hükümetin değişmemesi ve bu emtiaların çok artma ihtimali.
4. Opsiyon:
Ev kredisi çekerek yatırımlık ev almak (500 bin tl civarında olması ve en az 2.500 tl kredisi olması şartıyla)
Risk: Ev peşinatı için bireysel kredi ile aynı anda ev kredisine girmek. Bu şekilde olduğunda bütçemiz zorlanıyor ve yaşam kalitemiz düşebilir.
5. Opsiyon:
Kredi ile arsa yatırımı.
Risk: Değerinin altın ve dolardan daha fazla artacağının garantisinin olmaması.
Ülkede yaşadığımız ekonomik krizi fırsata çevirebilmek için bir kaç aydır yatırım konusundaki alternatifler hakkında kafa yoruyoruz fakat bizim için en ideal seçenek hangisi karar veremedik. Şuan için aşağıdaki opsiyonlar mevcut, sizce en mantıklısı hangisi? Ya da daha mantıklı olan bir opsiyonunuz var mı?
Genel Bilgiler:
Aylık ödenebilecek/birikim yapılacak maksimum miktar: 7-9 bin tl
1. Opsiyon:
1,80 faiz oranıyla 12 ay vadeli kredi kartı taksitli nakit avans (70-80 bin civarı) çekmek ve altın, dolar, euro vb. emtialara yatırmak.
Risk: 2023 seçimlerinde olası hükümet değişimi ile ekonomide iyileşme.
2. Opsiyon:
Mevcutta kullandığım aracımı satıp (450 bin civarı ediyor), 200 bin civarı kredi çekip aracımı yükseltmek. Borcu bittiğinde aracı satıp, daha düşük modele geçerek emlak yatırımı yapmak.
Risk: Kasko, vergi vb. masraflarının artması, sıfır araç bolluğunun artma ihtimali ve ikinci el piyasasının düşmesi.
3. Opsiyon:
Kredi, alım satım işlerine bulaşmadan aylık olarak dolar, altın birikimi yapmak.
Risk: 2023 seçimlerinde hükümetin değişmemesi ve bu emtiaların çok artma ihtimali.
4. Opsiyon:
Ev kredisi çekerek yatırımlık ev almak (500 bin tl civarında olması ve en az 2.500 tl kredisi olması şartıyla)
Risk: Ev peşinatı için bireysel kredi ile aynı anda ev kredisine girmek. Bu şekilde olduğunda bütçemiz zorlanıyor ve yaşam kalitemiz düşebilir.
5. Opsiyon:
Kredi ile arsa yatırımı.
Risk: Değerinin altın ve dolardan daha fazla artacağının garantisinin olmaması.
0
2-4 güzel görünüyor.
Arsa fiyatları şu an dip, kimse almıyor ne olacağını kestiremediği için. O yüzden uzun vadeli yatırım olarak güzel, düzgün bişey çıktıkça yapıştırıyorum ben. Ama kredi ile nasıl olur bilmiyorum.
Arsa fiyatları şu an dip, kimse almıyor ne olacağını kestiremediği için. O yüzden uzun vadeli yatırım olarak güzel, düzgün bişey çıktıkça yapıştırıyorum ben. Ama kredi ile nasıl olur bilmiyorum.
0
Bana 2,4 ve 5 cazip geldi :) 1. Opsiyondaki risk risk değil bence, bırakın ekonomi düzelsin, yine de zarar etmezsiniz :) 3. Opsiyon sizi yorar. Her ay uğraşmak zor ve sürekli yükselem fiyattan alacaksınız bunları. Bence uğraymaya değmez. Arsa almak da güzel ama belirsiz olur sanırım, kar etmeyebilirsiniz ama zarar da etmezsiniz ama kredi ile almaya değer mi bilmiyorum. Ben olsam öncelik sırasını 2-4-5 şeklinde yapardım.
0
Benzer durumdaydım, arabayı satıp ucuz bir araba aldım, elimde kalanın paranın üstüne kredi çekip ev aldım, içinin tadilatını yapıp kiraya verdim. Aldığım kira kredinin tamamına yakınını ödüyor. 1 sene sonra da tamamını ödeyecek.
Yani sizin 4. Opsiyona benzer bir şey yaptım ve yaşam kalitem düşmedi.
Yani sizin 4. Opsiyona benzer bir şey yaptım ve yaşam kalitem düşmedi.
0
tchuck
linkedinde remote ve parttime/proje bazlı olarak filtreleyip bi 8-10 tane işe başvurdum.bunun gibi başka nereler var acaba?hedefim; haftada 10-12 saat vakit ayırıp ek gelir elde edeceğim işler kovalamak. nereler vardır bu tür iş ilanlarının olduğu?(upworkü tercih etmiyorum, orada tuhaf bir rekabet v
linkedinde remote ve parttime/proje bazlı olarak filtreleyip bi 8-10 tane işe başvurdum.
bunun gibi başka nereler var acaba?
hedefim; haftada 10-12 saat vakit ayırıp ek gelir elde edeceğim işler kovalamak.
nereler vardır bu tür iş ilanlarının olduğu?
(upworkü tercih etmiyorum, orada tuhaf bir rekabet var. nasıl aşacağımı da bilemedim. bedava iş yapıp rating kasmak istemiyorum. normal, düz işe girer gibi prosedürlerden geçip iş alayım)
bunun gibi başka nereler var acaba?
hedefim; haftada 10-12 saat vakit ayırıp ek gelir elde edeceğim işler kovalamak.
nereler vardır bu tür iş ilanlarının olduğu?
(upworkü tercih etmiyorum, orada tuhaf bir rekabet var. nasıl aşacağımı da bilemedim. bedava iş yapıp rating kasmak istemiyorum. normal, düz işe girer gibi prosedürlerden geçip iş alayım)
0
dice bakin derim. parttime ya da remote var mi emin degilim ama amerika it pazarinda cok popular is icin.
0
docs.google.com
Ama haftada 10-12 saat ile ciddi bi para kazanmak zor, genelde 20 saat istiyorlar. 10-12 saatlik işler olursa da dandik işler olur, pek para getirmez diye düşünüyorum.
Ama haftada 10-12 saat ile ciddi bi para kazanmak zor, genelde 20 saat istiyorlar. 10-12 saatlik işler olursa da dandik işler olur, pek para getirmez diye düşünüyorum.
0
mariposa
Erkeğim, 2 senedir saçlarımı uzatıyorum. Omzumu geçti saçım, uzun saç hiç kestirmedim. Şimdi omzuma kadar kısaltmak istiyorum. Herhangi bir berbere gitsem halledebilirler mi?
Erkeğim, 2 senedir saçlarımı uzatıyorum. Omzumu geçti saçım, uzun saç hiç kestirmedim. Şimdi omzuma kadar kısaltmak istiyorum. Herhangi bir berbere gitsem halledebilirler mi?
0
iddaaci
Merhaba elimde 1.5v kumanda pili var. Çin malı pil kontrol cihazı bitmiş gösteriyor. Multimetre 1.4v gösteriyor. Kullandığımız oyuncağa takınca oyuncak sapıtıyor. (Kapanıyor ses çıkarmıyor vb.) yeni pil takınca oyuncak zımbala gibi sorun yok. 1.4v neden yeterli değil? Bitmiş mi sayılır
Merhaba elimde 1.5v kumanda pili var. Çin malı pil kontrol cihazı bitmiş gösteriyor. Multimetre 1.4v gösteriyor. Kullandığımız oyuncağa takınca oyuncak sapıtıyor. (Kapanıyor ses çıkarmıyor vb.) yeni pil takınca oyuncak zımbala gibi sorun yok.
1.4v neden yeterli değil? Bitmiş mi sayılır
1.4v neden yeterli değil? Bitmiş mi sayılır
0
Pillerin voltu düşer. Ne kadar düşebileceği piline bağlı ama 1.5V'lık pillerin 1V'a kadar düştüğüne çok sık şahit oldum.
Onun haricinde kontrol cihazı da doğru çalışıyor, multimetre de. Yani pilde hala 1.4V gerilim var, doğru, ama dışarı akım vermiyor, çin malı cihaz o yüzden bitmiş gösteriyor. İkisi de düzgün çalışıyor yani.
Sebebi de pilin iç direnci. Kullanıldıkça pilin iç direnci yükselir. Pili taktığın cihaz da önemli, çoğu devrenin çalışması için minimum bir akım gereksinimi olur, o akımı çekemezse çalışmaz.
Yani teoride pilin içinde hala "elektrik" var, ama dışarı çıkaramıyorsun. Dandik bi led'e falan taksan çalışır ama belki.
Onun haricinde kontrol cihazı da doğru çalışıyor, multimetre de. Yani pilde hala 1.4V gerilim var, doğru, ama dışarı akım vermiyor, çin malı cihaz o yüzden bitmiş gösteriyor. İkisi de düzgün çalışıyor yani.
Sebebi de pilin iç direnci. Kullanıldıkça pilin iç direnci yükselir. Pili taktığın cihaz da önemli, çoğu devrenin çalışması için minimum bir akım gereksinimi olur, o akımı çekemezse çalışmaz.
Yani teoride pilin içinde hala "elektrik" var, ama dışarı çıkaramıyorsun. Dandik bi led'e falan taksan çalışır ama belki.
0
Erensq06
Merhaba arkadaşlar Şanlıurfa havalimanından AnadoluJet ile Ankara’ya uçuş yapacağım da kimseye ulaşamadım belki aranızda bilen vardır. Fotoğraftaki gibi dambılım var 20kg havalimanında üst bagajda sıkıntı yaparlar mı çantalı bir biçimde ince?
Merhaba arkadaşlar Şanlıurfa havalimanından AnadoluJet ile Ankara’ya uçuş yapacağım da kimseye ulaşamadım belki aranızda bilen vardır. Fotoğraftaki gibi dambılım var 20kg havalimanında üst bagajda sıkıntı yaparlar mı çantalı bir biçimde ince?
0
Kabin bagajı için müsaade edilen maksimum ağırlık 8 kg.
Bi de bu arkadaşın şekli şemali silah çantasına da benzediği için kesin bakarlar ne bu diye.
Bi de bu arkadaşın şekli şemali silah çantasına da benzediği için kesin bakarlar ne bu diye.
0
Basustu bagajına bir iki kişi daha böyle yoğun şeyler yüklerse sert bir sarsıntıda kafanıza iner. Yapmayın.
Zaten alınmaz.
Zaten alınmaz.
0
Tehlikeli ürünü dolap üzerinden arkadaşınıza satın alacağınız kargo kodu ile kargoya verin 30 tl ye kargo ile götürmüş olursunuz.
0
bunu büyük ihtimal birak basüstüne kadar almayi daha x-ray'de ucaga almadan atarlar. yaralama yapabilecegin silah kategorisine girer bu.
0
dissendium
1. Kendinize jest yapıyor musunuz? Yemek ısmarlıyorsanız bu genelde ne oluyor?2. Annenize babanıza ihtiyaçları olmasa bile para veriyor musunuz?3. Yardım yapıyor musunuz? Öğrenci olur, ekonomik durumu iyi olmayan biri olur... Sadece para olmak zorunda değil. Kitap, kıyafet de olabilir. Herkese açık
1. Kendinize jest yapıyor musunuz? Yemek ısmarlıyorsanız bu genelde ne oluyor?
2. Annenize babanıza ihtiyaçları olmasa bile para veriyor musunuz?
3. Yardım yapıyor musunuz? Öğrenci olur, ekonomik durumu iyi olmayan biri olur... Sadece para olmak zorunda değil. Kitap, kıyafet de olabilir. Herkese açık şekilde yazmak istemiyorsanız bu soru için mesaj da atabilirsiniz. Teşekkür ederim.
2. Annenize babanıza ihtiyaçları olmasa bile para veriyor musunuz?
3. Yardım yapıyor musunuz? Öğrenci olur, ekonomik durumu iyi olmayan biri olur... Sadece para olmak zorunda değil. Kitap, kıyafet de olabilir. Herkese açık şekilde yazmak istemiyorsanız bu soru için mesaj da atabilirsiniz. Teşekkür ederim.
0
1. her ay ihtiyacim olmayan gereksiz harcama butcem var. kendimle anlasmam su sekilde o parayi harcamak *zorundayim*
2. dumduz parayi asla kabul etmiyorlar ama hediye falan aliyorum ya da yemege vs cikariyorum surekli
3. bir noktada cok yapiyordum ama ulkenin yarisindan cogunun aktif olarak sadaka kulturune itildigini gorunce maalesef biraktim insanlara yardimi. ara sira hayvan barinaklarina vs bagis yapiyorum
2. dumduz parayi asla kabul etmiyorlar ama hediye falan aliyorum ya da yemege vs cikariyorum surekli
3. bir noktada cok yapiyordum ama ulkenin yarisindan cogunun aktif olarak sadaka kulturune itildigini gorunce maalesef biraktim insanlara yardimi. ara sira hayvan barinaklarina vs bagis yapiyorum
0
1. Jest olarak değil de kendimi iyi hissetmek için güzellik sektörüne her ay biraz para kaptırıyorum.
2. Ailem benim çocuğuma 3 sene a’dan z’ye tüm masraflarını üstlendi. Ben 4 aydır iyi bir işte çalışıyorum. Geçen ay 13k verdim salonun tülünü perdesini yeniledim. Bu ay 10k verdim ikisine özel sağlık sigortası yaptım. Ondan önceki ay kardeşimin bedellisine 10k vermiştim. Bu ara elibol davranıyorum emekleri çok diye ama ev kredisine girmeyi düşünüyorum. O zaman hatrı sayılır bir yardımım olmaz. Bekarken kuruşumu görmemişlerdi mesela.
3. Doğuda yaşayan okul okul yardım yapan arkadaşlarım var. İki üç ayda bir oraya yakında gidecekleri okul için listelerindeki ürünlerden alıp gönderiyorum.
2. Ailem benim çocuğuma 3 sene a’dan z’ye tüm masraflarını üstlendi. Ben 4 aydır iyi bir işte çalışıyorum. Geçen ay 13k verdim salonun tülünü perdesini yeniledim. Bu ay 10k verdim ikisine özel sağlık sigortası yaptım. Ondan önceki ay kardeşimin bedellisine 10k vermiştim. Bu ara elibol davranıyorum emekleri çok diye ama ev kredisine girmeyi düşünüyorum. O zaman hatrı sayılır bir yardımım olmaz. Bekarken kuruşumu görmemişlerdi mesela.
3. Doğuda yaşayan okul okul yardım yapan arkadaşlarım var. İki üç ayda bir oraya yakında gidecekleri okul için listelerindeki ürünlerden alıp gönderiyorum.
0
1. Nadiren. Retro oyun konsollarıyla ilgileniyorum bu ara. 3-4 ayda bir 500-1000 lira arası bi konsol alıyorum biraz uğraşıp satıyorum mesela.
2. Kardeşime 1000 lira civarı ay başında veya bi kaç gün içinde atıyorum.
3. Belirli bir kuralım yok. Denk gelirse yapıyorum.
2. Kardeşime 1000 lira civarı ay başında veya bi kaç gün içinde atıyorum.
3. Belirli bir kuralım yok. Denk gelirse yapıyorum.
0
kendime degil de sokak hayvanlarina jest yapiyorum mama alarak :D artik kimse mama vermemeye basladi.
yardima ihtiyaci olana kendi butcemi zorlamaycak sekilde maas alimindan bagimsiz yardim ediyorum zaten.
anne baba ve birkac akrabamiz var onlara da ufak tefek seyler aliyorum yemelik icmelik. kedime odulluk bisiler aliyorum :)
voaa kendim icin hic bisi yapmiyomusum!
yardima ihtiyaci olana kendi butcemi zorlamaycak sekilde maas alimindan bagimsiz yardim ediyorum zaten.
anne baba ve birkac akrabamiz var onlara da ufak tefek seyler aliyorum yemelik icmelik. kedime odulluk bisiler aliyorum :)
voaa kendim icin hic bisi yapmiyomusum!
0
1. maaş alsam da almasam da kendime çok iyi bakıyorum.
2. Annem harçlık gönderiyor. Yapma, etme diyorum, EUR altın gönderiyor. Çocukluğunda yapamadım, şimdi izin ver diyor. Benden bir şey kabul etmez ama hediye alıyorum.
3. Yardım yapıyorum. Bir dernek kanalıyla. Kendim de bilgisayar aldım bir okula. Şirket de yardım ediyor, orada destek oluyorum. Kırsaldaki devlet okullarının hali çok fena.
2. Annem harçlık gönderiyor. Yapma, etme diyorum, EUR altın gönderiyor. Çocukluğunda yapamadım, şimdi izin ver diyor. Benden bir şey kabul etmez ama hediye alıyorum.
3. Yardım yapıyorum. Bir dernek kanalıyla. Kendim de bilgisayar aldım bir okula. Şirket de yardım ediyor, orada destek oluyorum. Kırsaldaki devlet okullarının hali çok fena.
0
1) maastan bagimsiz olarak istedigim seyi istedigim zaman aliyorum. Yani soyle, eger bir ihtiyac ise hemen aliyorum. Eger bir hobi urunu, gereksiz bir sey, bir seyin fazlasi vs ise online olarak sepete atip birkac gune hala istiyorsam o zaman aliyorum. Bazen o arada o seyle ilgili bir detay ogreniyorum ve fikrim degisiyor cunku.
2) babam yok. Anneme her ay maasimi aldigim gun para gonderirim. Ihtiyaci oldugu random zamanlarda da gonderirim.
3) duzenli olmasa da yilda birkac defa bagis yapiyorum. Bazen bir dernege, bazen de tanidigim birinin organize ettigi bir aktiviteye.
2) babam yok. Anneme her ay maasimi aldigim gun para gonderirim. Ihtiyaci oldugu random zamanlarda da gonderirim.
3) duzenli olmasa da yilda birkac defa bagis yapiyorum. Bazen bir dernege, bazen de tanidigim birinin organize ettigi bir aktiviteye.
0
1. Bonus monus almadıysam yapmıyorum.
2. Babam emekli annem ev hanımı. Bu emekli maaşı ve pahalılıkla yardım yapmadan yaşamaları pek mümkün değil.
3. Düzenli yapmıyorum.
2. Babam emekli annem ev hanımı. Bu emekli maaşı ve pahalılıkla yardım yapmadan yaşamaları pek mümkün değil.
3. Düzenli yapmıyorum.
0
1. Kesinlike hayir. Zaten kazandigim paranin tamamini kisisel hedefler icin biriktiriyorum. Sirf "jest" olsun diye plansiz tuketim yapmam. Maas alinca bir anda zenginlesmedim, gene buzdolabinda ne varsa onu yiyorum.
2. Hic para vermedim ama yanlarina gidince bir ihtiyac varsa alirim.
3. Evet ama duzenli degil, gerek olustukca.
2. Hic para vermedim ama yanlarina gidince bir ihtiyac varsa alirim.
3. Evet ama duzenli degil, gerek olustukca.
0
1- Hayır, kendime jest yapma alışkanlığım yok.
2- Para almıyorlar da faturaları kredileri falan kendi üstüme aldım. Emekli olsalar bi kredi kartı çıkarıp falan veririm herhalde.
3- Patreon'dan sponsor olduğum insanlar var. Yani çocuklara falan yardım etmek de güzel de, yaratıcı ve bişeyler yapmak isteyen insanlara fon yaratmayı, onların bağımsız çalışabilmesini sağlamayı daha kıymetli buluyorum.
2- Para almıyorlar da faturaları kredileri falan kendi üstüme aldım. Emekli olsalar bi kredi kartı çıkarıp falan veririm herhalde.
3- Patreon'dan sponsor olduğum insanlar var. Yani çocuklara falan yardım etmek de güzel de, yaratıcı ve bişeyler yapmak isteyen insanlara fon yaratmayı, onların bağımsız çalışabilmesini sağlamayı daha kıymetli buluyorum.
0
1-) maaş alınca değil de denk geldikçe.
2-) nakit olarak istemezler o yüzden farklı şekillerde, evet.
3-) üniversitede öğrencilik yıllarımda kredi kartına talimat vermiştim. Halen daha otomatikte. İşsizlik veya maaş durumuna göre bağış miktarını düzenliyorum. Bir de etraftan duyarsam denk geldikçe yardım etmeye çalıştıklarım oluyor ama o çok az denk geliyor.
2-) nakit olarak istemezler o yüzden farklı şekillerde, evet.
3-) üniversitede öğrencilik yıllarımda kredi kartına talimat vermiştim. Halen daha otomatikte. İşsizlik veya maaş durumuna göre bağış miktarını düzenliyorum. Bir de etraftan duyarsam denk geldikçe yardım etmeye çalıştıklarım oluyor ama o çok az denk geliyor.
0
1) Hayır
2) Hayır, zaten versem de almazlar (düşününce durumları benimkinden daha iyidir hahaha). Arada bunu sever/kullanır diye gördüğüm bir şey olursa alıyorum.
3) Düzenli bağış yaptığım yerler var
2) Hayır, zaten versem de almazlar (düşününce durumları benimkinden daha iyidir hahaha). Arada bunu sever/kullanır diye gördüğüm bir şey olursa alıyorum.
3) Düzenli bağış yaptığım yerler var
0
T. Harv Eker'in Milyoner Aklın Sırları isimli bir kitabı vardı, orada bu şekilde "harcama fonu", "yatırım fonu", "bağış fonu" gibi şeyler yazıyordu, ona bir göz atmanızı tavsiye ederim, güzel şeyler yazıyor.
0
1 evet
2 hayır
3 ailesinin maddi durumu nedeniyle ünv kazandığı halde gidemeyen bir öğrenciden haberdar olduk, işyerinden bir kaç arkadaş birleşip her ay destek olduk, şimdi o öğrencinin okulu bitirdiği haberini aldık, bu mutluluk tarif edilemez. Güzel bir yola girmiş oldu. Bu sene aynı şekilde bir öğrenci daha var :)
2 hayır
3 ailesinin maddi durumu nedeniyle ünv kazandığı halde gidemeyen bir öğrenciden haberdar olduk, işyerinden bir kaç arkadaş birleşip her ay destek olduk, şimdi o öğrencinin okulu bitirdiği haberini aldık, bu mutluluk tarif edilemez. Güzel bir yola girmiş oldu. Bu sene aynı şekilde bir öğrenci daha var :)
0
1- Yediğim içtiğimden fazlasını kazanıyorum. Yani ay sonunda makarna yiyorum da maaşımı alınca bir pirzola yiyeyim demiyorum. Ay sonunda da pirzola yiyebiliyorum.
2- İhtiyaçları olanı veregeldim. Şimdi sadece annem var. Zorluyorum ama istemiyor. Kardeşim vasıtası ile yine ihtiyaçlarını kapatıyorum.
3- Yeğenime harcanması için kardeşime her ay rutin x TL gönderiyorum.
2- İhtiyaçları olanı veregeldim. Şimdi sadece annem var. Zorluyorum ama istemiyor. Kardeşim vasıtası ile yine ihtiyaçlarını kapatıyorum.
3- Yeğenime harcanması için kardeşime her ay rutin x TL gönderiyorum.
0
hkaan
Javascript bilsem yapabilir miyim böyle bir şey? Test yapacak ve cevapladığında ccevaplayanların yüzde kaçı ne cevap vermiş gösterecek, basit aslında: https://neal.fun/lets-settle-this/bir bu şekilde animasyon nasıl yapılıyor, o da mı javascript ile? https://neal.fun/absurd-trolley-problems/teşekkür
Javascript bilsem yapabilir miyim böyle bir şey? Test yapacak ve cevapladığında ccevaplayanların yüzde kaçı ne cevap vermiş gösterecek, basit aslında: neal.fun
bir bu şekilde animasyon nasıl yapılıyor, o da mı javascript ile? neal.fun
teşekkürler
bir bu şekilde animasyon nasıl yapılıyor, o da mı javascript ile? neal.fun
teşekkürler
0
Animasyonları SVG ile yapmış. Böyle bir şey yapılabildiğini bilmiyordum:
neal.fun
JS ve CSS bilsen yaparsın. Bi de arkada bu cevapları kaydetmen gereken bi yapı da kurman lazım. Bilenler muhtemelen firebase falan ile halledebiliyordur gerçi, dolayısıyla bi sunucuya falan ihtiyacın olmadan o şekilde de halledebilirsin.
neal.fun
JS ve CSS bilsen yaparsın. Bi de arkada bu cevapları kaydetmen gereken bi yapı da kurman lazım. Bilenler muhtemelen firebase falan ile halledebiliyordur gerçi, dolayısıyla bi sunucuya falan ihtiyacın olmadan o şekilde de halledebilirsin.
0
elastigirl
Kariyer nedeni bir iş benzeri yerlerin yurtdisinda iş arama odaklı bir yerini arıyorum.komikgelebilir ama ilk kez deneyeceğim önerisi olan var mı
Kariyer nedeni bir iş benzeri yerlerin yurtdisinda iş arama odaklı bir yerini arıyorum.komikgelebilir ama ilk kez deneyeceğim önerisi olan var mı
0
roket adam
selamlar arkadaşlar, danışmanlık işi gereği fiziki toplantıya gittiğimizde ara ara 8-10 sayfalık ufak raporlar vermemiz gerekiyor. şimdiye kadar pdf olarak yolladım ama yeterli etkiyi yaratmadığını düşünüyorum (özellikle orta yaşlı kesimde) bunu yazıcıdan çıkartıp o şekilde versem daha güzel olacak
selamlar arkadaşlar, danışmanlık işi gereği fiziki toplantıya gittiğimizde ara ara 8-10 sayfalık ufak raporlar vermemiz gerekiyor. şimdiye kadar pdf olarak yolladım ama yeterli etkiyi yaratmadığını düşünüyorum (özellikle orta yaşlı kesimde) bunu yazıcıdan çıkartıp o şekilde versem daha güzel olacak gibi. ama yazıcıdan çıktığı düz a4 haliyle verince de çok amatör duruyor.
sizce böyle 8-10-20 sayfalık raporları, evde ciltlemek mümkün müdür? bu konuda bir fikri olan var mı? yani amaç kağıtları poşet dosyada vermeyeyim de, bi tık daha özenli hazırlanmış bir imaj oluşturayım. (bunun için alet gerekirse onu da alabilirim ama tabii ücretsiz olsa daha iyi olur :)
sizce böyle 8-10-20 sayfalık raporları, evde ciltlemek mümkün müdür? bu konuda bir fikri olan var mı? yani amaç kağıtları poşet dosyada vermeyeyim de, bi tık daha özenli hazırlanmış bir imaj oluşturayım. (bunun için alet gerekirse onu da alabilirim ama tabii ücretsiz olsa daha iyi olur :)
0
ben alttaki tip sıkıştırmalı ürünler kullanıyordum gayet güzel oluyordu.
www.hepsiburada.com
burada paket satmış ama ben 100 adet kapak şeffaf plastik 100 adet arka renkli plastik, 100 adet de cilt aparatı almıştım ayrı ayrı.
www.hepsiburada.com
burada paket satmış ama ben 100 adet kapak şeffaf plastik 100 adet arka renkli plastik, 100 adet de cilt aparatı almıştım ayrı ayrı.
0
dissendium
1. Bir yerde en az çalışma süreniz ve en çok çalışma süreniz nedir?2. Sizce ne kadar sürede iş değiştirilmeli?3. Ortalama bir yerde 4 yıl çalışmak sizce çok mu?4. Ortalama üstü bir yerde çok uzun süre çalışmak mantıklı mı?5. Ortalama bir yerden ortalama üstü bir yere geçiş süresi ne olmalıdır?Teşekk
1. Bir yerde en az çalışma süreniz ve en çok çalışma süreniz nedir?
2. Sizce ne kadar sürede iş değiştirilmeli?
3. Ortalama bir yerde 4 yıl çalışmak sizce çok mu?
4. Ortalama üstü bir yerde çok uzun süre çalışmak mantıklı mı?
5. Ortalama bir yerden ortalama üstü bir yere geçiş süresi ne olmalıdır?
Teşekkür ederim. Daha sonra soru silinebilir.
2. Sizce ne kadar sürede iş değiştirilmeli?
3. Ortalama bir yerde 4 yıl çalışmak sizce çok mu?
4. Ortalama üstü bir yerde çok uzun süre çalışmak mantıklı mı?
5. Ortalama bir yerden ortalama üstü bir yere geçiş süresi ne olmalıdır?
Teşekkür ederim. Daha sonra soru silinebilir.
0
2 - İki-dört yıl arası
3 - Dört yılda terfi olmadıysa çokun sınırında
4- Eğer terfi ediyor, mesleki olarak gelişiyor ve iş/hayat dengesini iyi kurabileceğiniz bir ortam varsa mantıklı.
5- İlk fırsatta, mümkünse 1 saniyede.
3 - Dört yılda terfi olmadıysa çokun sınırında
4- Eğer terfi ediyor, mesleki olarak gelişiyor ve iş/hayat dengesini iyi kurabileceğiniz bir ortam varsa mantıklı.
5- İlk fırsatta, mümkünse 1 saniyede.
0
sektöre göre değişmekle birlikte 4 sene az bile. normal koşullarda işveren eğitip yetiştirdiği eleman 3-4 yıl sonra bırakıp başka yere gitsin istemez. sık iş değiştirdiği için elenen cv'ler biliyorum.
0
1. 10 gün, 13 yıl
2. Max. 5 yıl
3. Çok değil
4. Çok değişken bunun cevabı
5. Ne kadar çabuk o kadar iyi.
2. Max. 5 yıl
3. Çok değil
4. Çok değişken bunun cevabı
5. Ne kadar çabuk o kadar iyi.
0
1- 7 Ay - 4.5 yil
2- 2 yil
3- Normal ama en ideal hamle daha yuksek bir yere atlamak.
4- Degisken
5- Bir yerde idareten duruyorsaniz 1. senenin sonunda is bakmaya baslamak mantikli.
2- 2 yil
3- Normal ama en ideal hamle daha yuksek bir yere atlamak.
4- Degisken
5- Bir yerde idareten duruyorsaniz 1. senenin sonunda is bakmaya baslamak mantikli.
0
En az 15 ay, en fazla 3 yıl bir yerde çalıştım. 3 yıldan fazla çalıştığın zaman elde ettiğin kazanımın (maddi/manevi) ciddi oranda düştüğünü düşünüyorum. Dünyanın en harika yeri olsa 3 yıldan fazla durulmamalı bence. Bu ayrıca, kişinin kendinde tembellik ve rutine bağlılık yaratıyor. Ortalama bir yer mesleki anlamda bir şeyler katıyorsa, ortalama üstüne geçişte acele edilmemeli diye düşünüyorum ama doyum noktasında sonra ilk fırsat değerlendirilebilir.
Not: Farklı kurumsal firmalarda 6 yıl çalıştıktan sonra aynı sektörde kendi işimi kurdum.
Not: Farklı kurumsal firmalarda 6 yıl çalıştıktan sonra aynı sektörde kendi işimi kurdum.
0
1- 4 ay - 18 ay. Ortalamam 8-9 ay falan.
2- 1 yıl civarı iyidir.
3- Çok.
4- Değil. Sonuçta çalışansın, karşında da şirket var. Uzun süre kalırsan tokatlarlar.
5- Geçebilecek hale gelmek: 1-2 yıl. Fırsat varsa hemen.
2- 1 yıl civarı iyidir.
3- Çok.
4- Değil. Sonuçta çalışansın, karşında da şirket var. Uzun süre kalırsan tokatlarlar.
5- Geçebilecek hale gelmek: 1-2 yıl. Fırsat varsa hemen.
0
1. 1 yıl - 7 yıl
2. 3-4 yıl ama şartlara bağlı.
3. çok değil
4. terfi varsa mantıklı
5. işin seni tatmin etmiyorsa düzenli olarak iş bak. ilk fırsatta geç.
2. 3-4 yıl ama şartlara bağlı.
3. çok değil
4. terfi varsa mantıklı
5. işin seni tatmin etmiyorsa düzenli olarak iş bak. ilk fırsatta geç.
0
1. 3 hafta, 11 ay :’)
2. İş rahatsa 2-3 yılda bir
3. Bence çok
4. Eğer ilerleyebiliyorsa mantıklı
5. 5-6 ay
2. İş rahatsa 2-3 yılda bir
3. Bence çok
4. Eğer ilerleyebiliyorsa mantıklı
5. 5-6 ay
0
1. 6 ay-5 sene
2. öyle bir şey yok. önün açıksa aynı şirkette kalınır. ayda 240k TL alıyorsan neden ayrılacaksın.
3. değil. ücretin piyasanın altında kaldıysa, mutlu değilsen, köreliyorsan gibi nedenler iş değiştirme için süreden daha önemli.
4. evet. bknz. 3 - mutlu mesut isen, ayarları bozmaya gerek yok. sürekli hayat kararları almak çok stresli bir iş.
2. öyle bir şey yok. önün açıksa aynı şirkette kalınır. ayda 240k TL alıyorsan neden ayrılacaksın.
3. değil. ücretin piyasanın altında kaldıysa, mutlu değilsen, köreliyorsan gibi nedenler iş değiştirme için süreden daha önemli.
4. evet. bknz. 3 - mutlu mesut isen, ayarları bozmaya gerek yok. sürekli hayat kararları almak çok stresli bir iş.
0
Kittie
masterchef izliyorum su an.genel olarak ici pembe etlerin hicbiri bana hitap etmiyor da demin birini izledim baya sefler kestikce eti kan cikiyordu etten.tabak kan oldu. begendiler yemegi. sadece seflerden biri biraz daha pisebilirdi dedi djdkd. ama genel olarak herkes az pisiriyor.nasil bir tat bu
masterchef izliyorum su an.
genel olarak ici pembe etlerin hicbiri bana hitap etmiyor da demin birini izledim baya sefler kestikce eti kan cikiyordu etten.
tabak kan oldu. begendiler yemegi. sadece seflerden biri biraz daha pisebilirdi dedi djdkd. ama genel olarak herkes az pisiriyor.
nasil bir tat bu az pismis etler. bana cig etmek yemek gibi geliyor.
pahali restoranlarda bu uygulama yaygin diye dusundugumden oyle yerlere gittiysem hep belirtiyorum pisme derecesini. yani ben asla yemem de merak ettim
genel olarak ici pembe etlerin hicbiri bana hitap etmiyor da demin birini izledim baya sefler kestikce eti kan cikiyordu etten.
tabak kan oldu. begendiler yemegi. sadece seflerden biri biraz daha pisebilirdi dedi djdkd. ama genel olarak herkes az pisiriyor.
nasil bir tat bu az pismis etler. bana cig etmek yemek gibi geliyor.
pahali restoranlarda bu uygulama yaygin diye dusundugumden oyle yerlere gittiysem hep belirtiyorum pisme derecesini. yani ben asla yemem de merak ettim
0
steak tarzı etleri orta-az pişmiş seviyorum, yani kestikçe direkt kan olmasa da, kanlı bir su çıkacak kadar.
ama köfte ya da kıymalı bir şey yiyorsam az pişmiş istemem.
kıymanın pişme oranı en az orta olmalı, hatta kurumadıkça çok pişmeli.
ama köfte ya da kıymalı bir şey yiyorsam az pişmiş istemem.
kıymanın pişme oranı en az orta olmalı, hatta kurumadıkça çok pişmeli.
0
az pismis yiyemem ama orta pismis yerim, hatta tercih ederim. yalniz bu is biraz profesyonellik gerektiriyor. orta pismisi genelde tutturamiyorlar cunku. becerebilen yaptiginda cok lezzetli oluyor, pismekten kurumuyor sulu ve lezzetli kaliyor ama yerken herhangi bir cig tat da gelmiyor.
0
Tercih hakkım olduğunda sadece az ve az-orta pişmiş yiyorum. İnsanların neden sevmediğini anlamıyorum, insanların büyük kısmının mr cihazlarından korktuklarını öğrendiğimde de aynı anlamsızlığı hissetmiştim.
Birçok insan brokoli de sevmiyor mesela. Neden sevmedikleri hakkında hiçbir fikrim yok. Ben yemek ayırmam, önüme gelirse kömür gibi pişmiş eti de yerim ama zevk almıyorum.
Az pişmiş eti ısırdığınızda dişiniz etin içine rahatça geçerken bir yandan etin pişmekten buhar olup uçmamış müthiş aromalı suyu damağınıza akıyor. Çok pişmiş eti ısırdığınızda eğer normal bir insansanız hiçbir şey olmuyor, parçalansın diye arkasına birkaç kere daha ısırmanız gerekiyor ve sonunda çiğneyip yutulabilecek hale geldikten sonra yutuyorsunuz işte.
Birçok insan brokoli de sevmiyor mesela. Neden sevmedikleri hakkında hiçbir fikrim yok. Ben yemek ayırmam, önüme gelirse kömür gibi pişmiş eti de yerim ama zevk almıyorum.
Az pişmiş eti ısırdığınızda dişiniz etin içine rahatça geçerken bir yandan etin pişmekten buhar olup uçmamış müthiş aromalı suyu damağınıza akıyor. Çok pişmiş eti ısırdığınızda eğer normal bir insansanız hiçbir şey olmuyor, parçalansın diye arkasına birkaç kere daha ısırmanız gerekiyor ve sonunda çiğneyip yutulabilecek hale geldikten sonra yutuyorsunuz işte.
0
Yerim, asıl lezzeti öyle çıkıyor ama damağı alıştırmak gerekiyor (bizim kültürümüz için konuşursak). O et çiğ değil, çiğ et hiçbir pişirme işlemi görmemiş ettir. Damak tadınıza uymayabilir, o ayrı mesele.
Bu arada o gördüğünüz de kan değil, büyük oranda su ve miyoglobin.
Bu arada o gördüğünüz de kan değil, büyük oranda su ve miyoglobin.
0
kan degil o gordugunuz sey. etin suyu.
az pismis her zaman tercih edilir cunku daha sulu ve lezzetlidir et. daha kolay cignenir. bir kere yeseniz seversiniz.
etin cesidine gore medium rare veya medium iyidir.
az pismis her zaman tercih edilir cunku daha sulu ve lezzetlidir et. daha kolay cignenir. bir kere yeseniz seversiniz.
etin cesidine gore medium rare veya medium iyidir.
0
yerim, severek. blue rare gibi cok az pismis olmasin yeter. cok pismis etler kuruyor, lastik gibi ya da sakiz gibi oluyor, cigne cigne gitmiyor agizdan.
0
Önyargılarından arınabilen herkes az ya da az orta pişmiş et sever, kuru lastik gibi et seviyorum diyene zevktir renktir demek saçma çünkü sevilesi bir tarafı yok. Tamamen alışkanlık ve önyargı meselesi.
0
yiyorum. eskiden yemezdim bu ne pişmemiş falan derdim. zamanla alıştım artık fazla pişmiş et yiyemiyorum. fazla pişince sertleşiyor, kuruyor. bir de bunu pahalı restoranlarda gösteriş için yapıldığını düşünenler var. o kadar para verip sadece gösteriş için lezzetsiz bir şey yediklerini düşünmek çok mantıksız.
0
Eskiden ici kirmizi olan eti agzima surmezdim. Senin gibiydim.
Bir gun antrikotu denedim evde böyle tavada. Vay arkadaş dedim bu zamana kadar neler kaçırıyormusuz.
Etin tadini almiyormusuz dedim. O gun bugundur cok pismis yemem.
Az pismis et sulu oluyor suyunu kaybetmemis oluyor. Tadi veren de o suyu etin.
Yani orta pismis severim ben, icin kan kirmizi degil de böyle pembe kaliyor. Kesinlille grilesmeyecek ama. Bu ayari tuttururs juicy dedigimiz kivamda, lokum gibi yumusak ve oldukca sulu inanılmaz lezzetli oluyor.
Yalnız hayvanın neresi oldugu onemli. Antrikotu olacak mesela. Tadi cok farkediyor.
Bir gun antrikotu denedim evde böyle tavada. Vay arkadaş dedim bu zamana kadar neler kaçırıyormusuz.
Etin tadini almiyormusuz dedim. O gun bugundur cok pismis yemem.
Az pismis et sulu oluyor suyunu kaybetmemis oluyor. Tadi veren de o suyu etin.
Yani orta pismis severim ben, icin kan kirmizi degil de böyle pembe kaliyor. Kesinlille grilesmeyecek ama. Bu ayari tuttururs juicy dedigimiz kivamda, lokum gibi yumusak ve oldukca sulu inanılmaz lezzetli oluyor.
Yalnız hayvanın neresi oldugu onemli. Antrikotu olacak mesela. Tadi cok farkediyor.
0
Abi çiğ köfte diye bişey var, pastırma var, kurutulmuş et var. Direkt çiğ et de yeniyor yani.
Sadece (blue rare) biftek değil, tartare (kıymadan yapılıyor) veya somon da çiğ yeniyor, ben yiyorum en azından.
Hatta börek falan yaparken de içine eti çiğ koyarım. Millet önce eti pişiriyo, sonra börekle bi daha pişiriyo falan. Baya yanıyor et bence.
Bence herkes çiğ - az pişmiş ete bir şans vermeli.
Sadece (blue rare) biftek değil, tartare (kıymadan yapılıyor) veya somon da çiğ yeniyor, ben yiyorum en azından.
Hatta börek falan yaparken de içine eti çiğ koyarım. Millet önce eti pişiriyo, sonra börekle bi daha pişiriyo falan. Baya yanıyor et bence.
Bence herkes çiğ - az pişmiş ete bir şans vermeli.
0
Medium rarespor. Well done ve otesi ile medium ve altinin tat olarak o kadar farki var ki ikisini karsilastirmak filan mumkun degil, dolayisiyla iyi ve cok iyi pismis sevmenin on yargidan baska bir sey olmadigi ve etin o sekilde yenmesinin uygun olmadigi dusuncesindeyim. Eger yeni bir sey denemek istiyorsaniz onerim:
Bir dokum tava alin. Lava gayet f/p olarak guzel urunler uretiyor.
Bir de gida termometresi alin. Saplanir olanlarindan olsun. Amazon’da guzel urunler var. Hem fahrenheit hem celsius cinsi olcse iyi olur, cunku 140-145 fahr oynamasini kontrol edebilirsiniz rahatlikla ama 56 derece birden 57-58 olur kontrol etmesi zor olur.
Bir de guzel bir et alin, bonfile antrikot vs. 1.5-2 parmak kalinliginda olsa guzel olur.
Guzel bir et aldiysaniz agir bir marinasyona genel yok, cok tarife girmeyecegim ama karabiber zeytinyagi yeterli olur iyi et icin. dokum tavada bunu pisirin, tahminimce bahsettigim kalinlikta et 5-7 dk’da pisecektir. Sonlara dogru gida termometresiyle olcun ve 145 fahrenheit ic sicakliga ulastiginda alin. Bu medium olcusudur.
Birkac dk dinlendirdikten sonra kesin yiyin ve onceden yediginiz etlerle kiyaslayin.
Bir dokum tava alin. Lava gayet f/p olarak guzel urunler uretiyor.
Bir de gida termometresi alin. Saplanir olanlarindan olsun. Amazon’da guzel urunler var. Hem fahrenheit hem celsius cinsi olcse iyi olur, cunku 140-145 fahr oynamasini kontrol edebilirsiniz rahatlikla ama 56 derece birden 57-58 olur kontrol etmesi zor olur.
Bir de guzel bir et alin, bonfile antrikot vs. 1.5-2 parmak kalinliginda olsa guzel olur.
Guzel bir et aldiysaniz agir bir marinasyona genel yok, cok tarife girmeyecegim ama karabiber zeytinyagi yeterli olur iyi et icin. dokum tavada bunu pisirin, tahminimce bahsettigim kalinlikta et 5-7 dk’da pisecektir. Sonlara dogru gida termometresiyle olcun ve 145 fahrenheit ic sicakliga ulastiginda alin. Bu medium olcusudur.
Birkac dk dinlendirdikten sonra kesin yiyin ve onceden yediginiz etlerle kiyaslayin.
0
Tamamen kan olacak şekilde değil de, hafif az pişmiş olarak çok severek yiyorum. Az-orta pişmiş gibi. Etin tadı bence öyle anlaşılıyor, iyi pişmiş kuru etlerin hepsinin tadı aynı.
0
eski turkiye'de et lokantalarinda nasil pismis istersiniz diye soruldugunu ben hatirlamiyorum, ne istesen well done gelirdi.o yuzden ben medium yemekte zorlaniyorum, well done'a alismisiz.
ama yurtdisinda well done istiyorum diyince birkac kere ahci ile atistim, adamlar mutfaktan cikip bana o etin neden well done yenmeyecegini anlatmaya geliyor, bir suru kafa utuluyorlar. o yuzden artik well done demiyorum medium well diyorum yoksa bir suru bas agrisi.
ama yurtdisinda well done istiyorum diyince birkac kere ahci ile atistim, adamlar mutfaktan cikip bana o etin neden well done yenmeyecegini anlatmaya geliyor, bir suru kafa utuluyorlar. o yuzden artik well done demiyorum medium well diyorum yoksa bir suru bas agrisi.
0
Medium rare +1
Hanım misal blue, steak tartare falan da sever ama onları çok sevemedim.
Hanım misal blue, steak tartare falan da sever ama onları çok sevemedim.
0
@msb +1 diyeceğim ama şundan, genel olarak kırmızı et ve etin o yumuşak dokusunu sevmiyorum. Et yiyorsam et hissinden mümkün olduğunca uzaklaşmasını istiyorum. O yüzden et seven, döküm tavada tam kıvamında medium rare et pişirip keyifle yiyen arkadaşlar bana da et yapacaksa "çok pişmiş olduğunu düşündüğün noktada 3-5 dakika daha pişir" diye açıklıyorum istediğim pişme seviyesini.
www.google.com
Congratulations seviyorum ¯\_(ツ)_/¯
www.google.com
Congratulations seviyorum ¯\_(ツ)_/¯
0
Pek çok insanı irrite eden şeylerin başında da, az ya da orta pişmiş etin kanlı olduğunu düşünmek. Bu zaten bilinçaltında bir tiksinme refleksi yaratıyor. Halbuki bu sıvı kan değil.
Gördüğünüz kırmızı sıvı myoglobin. Kaslara kırmızı rengini veren ve oksijen taşımaya yarayan bir protein türü. Dolayısıyla siz eti myoglobin'i tamamen buharlaştıracak kadar pişirdiğinizde aslında elinizde kupkuru bir kas lifi kalmış oluyor.
Elbette eti istediğiniz gibi, hoşunuza nasıl gidiyorsa öyle yemelisiniz. Mesela amerikalı biriyle tanışmıştım ve adam zeytinyağlı yaprak sarmasının üzerine ketçap döküp yiyordu. Benim için bu resmen suç olmasına rağmen adamın hoşuna öyle gidiyor, diyecek bir şey yok :)
Gördüğünüz kırmızı sıvı myoglobin. Kaslara kırmızı rengini veren ve oksijen taşımaya yarayan bir protein türü. Dolayısıyla siz eti myoglobin'i tamamen buharlaştıracak kadar pişirdiğinizde aslında elinizde kupkuru bir kas lifi kalmış oluyor.
Elbette eti istediğiniz gibi, hoşunuza nasıl gidiyorsa öyle yemelisiniz. Mesela amerikalı biriyle tanışmıştım ve adam zeytinyağlı yaprak sarmasının üzerine ketçap döküp yiyordu. Benim için bu resmen suç olmasına rağmen adamın hoşuna öyle gidiyor, diyecek bir şey yok :)
0
deveyidiken
Bir süredir video montaj konusunda kendimi geliştiriyorum ve Freelancer olarak çalışmak istiyorum. Müşteri/iş bulma konusunda belli başlı freelancer siteleri mevcut ancak ilk işi buralardan bulmak konusunda soru işaretleri var kafamda. Çünkü gördüğüm kadarıyla bu işi yapan çok fazla insan var, yani
Bir süredir video montaj konusunda kendimi geliştiriyorum ve Freelancer olarak çalışmak istiyorum. Müşteri/iş bulma konusunda belli başlı freelancer siteleri mevcut ancak ilk işi buralardan bulmak konusunda soru işaretleri var kafamda. Çünkü gördüğüm kadarıyla bu işi yapan çok fazla insan var, yani rekabet bir hayli fazla. Bu sitelerin haricinde nasıl bir yol izlemek gerekir?
Bir de freelancerlık sürecinde "Şunlara dikkat et, bunu böyle yap" dediğiniz genel tavsiyelere de açığım.
Bir de freelancerlık sürecinde "Şunlara dikkat et, bunu böyle yap" dediğiniz genel tavsiyelere de açığım.
0
Valla hocam network dedikleri şey bu. Yine sizin gibi freelance video edit işi yapan birini bulun, beğenmediği işleri size paslasın. Zamanla sizden memnun kalan müşteriler çevrelerine önere önere büyürler.
Ben bi 10 sene önce falan kartvizit bastırıp, ajanslara gidip elden kart verip böyle böyle diye söylemiştim. Oradan 1-2 iş geldi falan derken 3-5 sene sonra hayvan gibi network olmuştu.
Onun haricinde freelancer'lık derya deniz. Bi süre sonra sıkıntılı tiplere hayır demeyi öğrenirseniz kafanız rahat eder. Şimdiden kolay gelsin, başarılar.
Ben bi 10 sene önce falan kartvizit bastırıp, ajanslara gidip elden kart verip böyle böyle diye söylemiştim. Oradan 1-2 iş geldi falan derken 3-5 sene sonra hayvan gibi network olmuştu.
Onun haricinde freelancer'lık derya deniz. Bi süre sonra sıkıntılı tiplere hayır demeyi öğrenirseniz kafanız rahat eder. Şimdiden kolay gelsin, başarılar.
0
teoberk
şu görseldeki üçgende x,y,z açıları eşit olur mu (her durumda)? eğer olmazsa herhangi bir durumda olma şansı var mı?
şu görseldeki üçgende x,y,z açıları eşit olur mu (her durumda)? eğer olmazsa herhangi bir durumda olma şansı var mı?
0
Açıları 3 eşit parça yaptığımda programın verdiği değerler:
www.hizliresim.com
Yani programa göre ya açılar eşit olacak ya da alttaki 3 doğru. İkisi aynı anda mümkün değil.
www.hizliresim.com
Yani programa göre ya açılar eşit olacak ya da alttaki 3 doğru. İkisi aynı anda mümkün değil.
0
edit: bunlar da alttaki 3 parçayı eşit yaptığımızda çıkan değerler:
www.hizliresim.com
not: 2 durumda da AB=AC
x=z çıkması gerekiyormuş bu arada. soru hatalı da denebilir. soruysa eğer.
www.hizliresim.com
not: 2 durumda da AB=AC
x=z çıkması gerekiyormuş bu arada. soru hatalı da denebilir. soruysa eğer.
0
ben baya köreldim bu işlerde ama ikizkenarı çemberin yarıçapı olarak kullanırsak ortadaki açı bir miktar büyük kalacak gibi görünüyor.
0
@onemoremile +1
x,y,z eşit değil. x,y,z eşit olsa alttaki parçalar eşit olmaz.
Zaten aslında açılara baksan açık, yanlardaki iki üçgen geniş açılı, ortadaki dar açılı. Birisinin yandaki küçük açısının karşısındaki doğru ile, ortadakinin daha büyük açısının karşısındaki doğru aynı büyüklükteyse, ortaya kalan açının daha küçük olması lazım aynı uzunluk için.
x,y,z eşit değil. x,y,z eşit olsa alttaki parçalar eşit olmaz.
Zaten aslında açılara baksan açık, yanlardaki iki üçgen geniş açılı, ortadaki dar açılı. Birisinin yandaki küçük açısının karşısındaki doğru ile, ortadakinin daha büyük açısının karşısındaki doğru aynı büyüklükteyse, ortaya kalan açının daha küçük olması lazım aynı uzunluk için.
0
bonjourrr
İki ulkedende oturum çalışma izni alabileceğinizi düşününŞimdiye dek amerika diyordum maaşlar orada yüksek yaklaşık 8bin dolar civarı hollandada 3500 euro ama şu var Hollanda'da Ankara anlaşması ile gidince freeelance olarak ayda 7000 Euro'ya çıkıyor.Bu durumda gözden kaçırdığım birşey olaabilir han
İki ulkedende oturum çalışma izni alabileceğinizi düşünün
Şimdiye dek amerika diyordum maaşlar orada yüksek yaklaşık 8bin dolar civarı hollandada 3500 euro ama şu var Hollanda'da Ankara anlaşması ile gidince freeelance olarak ayda 7000 Euro'ya çıkıyor.
Bu durumda gözden kaçırdığım birşey olaabilir hangisini seçerdiniz neden
Şimdiye dek amerika diyordum maaşlar orada yüksek yaklaşık 8bin dolar civarı hollandada 3500 euro ama şu var Hollanda'da Ankara anlaşması ile gidince freeelance olarak ayda 7000 Euro'ya çıkıyor.
Bu durumda gözden kaçırdığım birşey olaabilir hangisini seçerdiniz neden
0
Freelance çalışmak biraz sıkıntılı. Hele Hollanda gibi pahalı bir yerde daha da büyük sıkıntı.
Ama onu bırak iklim diye bişey var. Amerika'nın da neresinde olacağına göre değişir tabi ama karanlık ve yağmurlu bir yerde yaşamaya anlam veremiyorum ben pek.
Ama onu bırak iklim diye bişey var. Amerika'nın da neresinde olacağına göre değişir tabi ama karanlık ve yağmurlu bir yerde yaşamaya anlam veremiyorum ben pek.
0
@pluton freelance iş garantisi olamdigi için mi ama alina maaş aylık noramlin iki kati
0
Ben 6-7 aydır freelance çalışıyorum, bıktım açıkçası. Yani tam zamanlı bir işin varken yanda yapılır ama sadece freelance stresli. Evet maaşlar yüksek ama garantisi yok, izni yok, saatler oynayabiliyor, şirkette tam yerin belli değil, genelde en sıkıntılı işleri sana veriyorlar vs. vs.
Ki yani coinbase / hp falan gibi "kurumsal" şirketlere de çalıştım, durum aynı. O verdikleri 2 kat paranın bir sebebi var.
Ki yani coinbase / hp falan gibi "kurumsal" şirketlere de çalıştım, durum aynı. O verdikleri 2 kat paranın bir sebebi var.
0
bildiğim kadarıyla tr de olan birisi için abd de bu izinleri almak çok daha zor özellikle çalışma izni. ayrıca hem mesleki hem de maddi tatmin olarak ulaşılabilecek tavan noktasının abd de daha yüksek olduğunu söyleyebiliriz. son olarak burası biraz kişisel ama pluton un da dediği gibi california nın güneşli sahillerinde yaşamak varken yemişim hollanda yı açıkçası :)
0
4 yildir amerikadayim ve imkanim olsa kesinlikle avrupada yasamak isterim. tr yakin en basta, aileniz tr de ise bu zamanla cok buyuk arti oluyor.
amerika koca kita ve cogu kismi bombos. arabasiz adim atamazsiniz, sokaklar bombos, o filmlerde gordugunuz super bahceli buyuk evler ama bahcesinde insan goremezsin, sokak zaten bombos.
yani biraz ne aradigimn ile alakali, tr de nasil yasadigin ile alakali.
amerika koca kita ve cogu kismi bombos. arabasiz adim atamazsiniz, sokaklar bombos, o filmlerde gordugunuz super bahceli buyuk evler ama bahcesinde insan goremezsin, sokak zaten bombos.
yani biraz ne aradigimn ile alakali, tr de nasil yasadigin ile alakali.
0
amerika ne avrupa'ya ne türkiye'ye benzer. Maaşlar yüksek olabilir ama giderler de o kadar yüksek.
Amerika'da avrupa'daki sosyal devlet anlayışı yok. Bizdeki kadar bile yok.
Kafanız rahat yaşamak istiyorsanız, iyi ve kapsamlı bir özel sağlı sigortanız olmalı ABD'de. Bunun da maliyeti ayda 500 dolardan başlar, 2000 dolara kadar gider. Daha yukarı bile çıkan paketler var.
Atıyorum 5 sene çalışır para biriktirirsin. Allah korusun yolda bir ayağın kayar kolunu kırarsın. Birikimin yarısını ameliyata verirsin sigortan karşılamazsa. Apandistin patlar bütün paranı eritirsin. O yüzden amerikalılar çok korkar hastane işlerinden, sigorta kapsayacak mı diye.
Avrupa daha rahattır bu konularda. Bir de her ihtimali düşünmek lazım. ABD'de işsizlik ile avrupa'da işsizlik aynı şey değil. ABD'de dibe vurmak çok kolay maddi olarak. Avrupa'da bu koşullar daha adil.
Şöyle diyeyim özellikle kuzey avrupa'da, en küçük köyde bile iyi kötü bir toplu taşıma vardır. ABD'de araban yoksa sıfırsın. Ha araba ucuz mu ucuz. Ama yine de böyle bir opsiyon olması güzel. Almanya, hollanda, polonya, isveç, fransa, ingiltere... Tren ağıyla neredeyse hepsini dolaşabiliyorsun.
Bu neden önemli? Mesela atıyorum yazılım işindesin. YAzılım şirketleri genelde büyük şirketlerde toplanır. ABD'de işinden uzak bir yerde oturma şansın yok. Ama Avrupa'da öyle değil. Küçük bir kasabada ucuza oturup, şehirde çalışabilirsin. Trene binip işe gitmen max 40 dakika. Düsseldorf'ta ofiste bir kız vardı. Düsseldorf pahalı diye köln'de oturuyordu. Trene atlayıp 30-40 dakikada geliyordu işe. ABD'de bunu yapmak zor.
Genelde avrupa mantığı şudur, en fakir ile en zengin arasında yaşam standartı anlamında bir uçurum olmaması için birr çaba vardır. Mesela bazı ülkelerde ve sektörlerde şirketin en düşük maaşı ile en üst maaşı arasında bir oran vardır. Yani ceo kendine zam yapacağı zaman en alta da aynı oranda yapmak zorunda kalır.
Ben oyumu avrupa'dan yana kullanırım.
Amerika'da avrupa'daki sosyal devlet anlayışı yok. Bizdeki kadar bile yok.
Kafanız rahat yaşamak istiyorsanız, iyi ve kapsamlı bir özel sağlı sigortanız olmalı ABD'de. Bunun da maliyeti ayda 500 dolardan başlar, 2000 dolara kadar gider. Daha yukarı bile çıkan paketler var.
Atıyorum 5 sene çalışır para biriktirirsin. Allah korusun yolda bir ayağın kayar kolunu kırarsın. Birikimin yarısını ameliyata verirsin sigortan karşılamazsa. Apandistin patlar bütün paranı eritirsin. O yüzden amerikalılar çok korkar hastane işlerinden, sigorta kapsayacak mı diye.
Avrupa daha rahattır bu konularda. Bir de her ihtimali düşünmek lazım. ABD'de işsizlik ile avrupa'da işsizlik aynı şey değil. ABD'de dibe vurmak çok kolay maddi olarak. Avrupa'da bu koşullar daha adil.
Şöyle diyeyim özellikle kuzey avrupa'da, en küçük köyde bile iyi kötü bir toplu taşıma vardır. ABD'de araban yoksa sıfırsın. Ha araba ucuz mu ucuz. Ama yine de böyle bir opsiyon olması güzel. Almanya, hollanda, polonya, isveç, fransa, ingiltere... Tren ağıyla neredeyse hepsini dolaşabiliyorsun.
Bu neden önemli? Mesela atıyorum yazılım işindesin. YAzılım şirketleri genelde büyük şirketlerde toplanır. ABD'de işinden uzak bir yerde oturma şansın yok. Ama Avrupa'da öyle değil. Küçük bir kasabada ucuza oturup, şehirde çalışabilirsin. Trene binip işe gitmen max 40 dakika. Düsseldorf'ta ofiste bir kız vardı. Düsseldorf pahalı diye köln'de oturuyordu. Trene atlayıp 30-40 dakikada geliyordu işe. ABD'de bunu yapmak zor.
Genelde avrupa mantığı şudur, en fakir ile en zengin arasında yaşam standartı anlamında bir uçurum olmaması için birr çaba vardır. Mesela bazı ülkelerde ve sektörlerde şirketin en düşük maaşı ile en üst maaşı arasında bir oran vardır. Yani ceo kendine zam yapacağı zaman en alta da aynı oranda yapmak zorunda kalır.
Ben oyumu avrupa'dan yana kullanırım.
0
Maaşa göre ülke seçiyorsan senin yerin amerika dostum. Avrupa daha farklı bir kültür ve kafa yapısı gerektiriyor. Para getirisi açısından bakacak olursan türkiyede bile çok karlı anlaşmalar bulabilirsin.
0
Merhaba,
Hollanda'da yasiyorum, pandemi oncesi Amerika merkezli sirkette calisiyordum is icin gidip geldim. Amerika'da yasamadim tecrubem is seyahatlerinden ibaret.
Hollanda'da ikamet edecekseniz freelance calisaniz da vergi vereceksiniz. Kontratli calisirken 3500, freelance olunca 7000 gibi bir durum malesef soz konusu degil. Kendi sirketinizi kurup freelance calisirsaniz is ile ilgili masraflarinizi gelir vergisinden dusmeniz disinda pek avantajiniz yok. Hollanda'dan Amerika'ya freelance calisip, Amerika maasi alirsaniz buyuk ihtimalle Hollanda ofisine gore daha yuksek olacaktir ama yine de vergi vereceksiniz. Belastingdienst'in IRS'ten asagi kalir yonu yok.
Bunun disinda yasam ve calisma kosullarina gelirsek, Amerika'da yillik izin standart olarak yok, benefit olarak veriliyor. Hollanda'da ilk yildan min 25 gun izniniz var. Hafta'da 40 saatten fazla kral gelse calistiramaz sizi Hollanda'da, ABD'de ise insanlar calismak icin yasiyor. Is yapma kulturu cok farkli. ABD'de insanlarin cogu para icin yasiyor, baska sey dusunmuyor ( benim kisitli gozlemim bu, dogru olmayabilir ) Hollanda'da ise kisisel hayat ve is hayati ayrilmis durumda, bir sekilde hayatta kalirsiniz Hollanda vatandasi olursaniz. ABD'de gelir dagilimi cok kotu, siniflar arasinda ucurum var, Hollanda'da bu daha dengeli. Toplumun buyuk kesimi ayni standartlarda yasiyor, bu yuzden insanlarin daha huzurlu oldugunu dusunuyorum.
Hangisini secerdim sorusuna gelirsek, 20'lerimde olsaydim ABD'yi tercih ederdim. O yastaki enerji ile rekabetci ABD'de mucadele etmek, iyi paralar kazanmak mumkun. 10 yil ABD'de calisip daha sonra hayatin daha huzurlu, daha konforlu oldugu Hollanda'ya donerdim.
Hollanda'da yasiyorum, pandemi oncesi Amerika merkezli sirkette calisiyordum is icin gidip geldim. Amerika'da yasamadim tecrubem is seyahatlerinden ibaret.
Hollanda'da ikamet edecekseniz freelance calisaniz da vergi vereceksiniz. Kontratli calisirken 3500, freelance olunca 7000 gibi bir durum malesef soz konusu degil. Kendi sirketinizi kurup freelance calisirsaniz is ile ilgili masraflarinizi gelir vergisinden dusmeniz disinda pek avantajiniz yok. Hollanda'dan Amerika'ya freelance calisip, Amerika maasi alirsaniz buyuk ihtimalle Hollanda ofisine gore daha yuksek olacaktir ama yine de vergi vereceksiniz. Belastingdienst'in IRS'ten asagi kalir yonu yok.
Bunun disinda yasam ve calisma kosullarina gelirsek, Amerika'da yillik izin standart olarak yok, benefit olarak veriliyor. Hollanda'da ilk yildan min 25 gun izniniz var. Hafta'da 40 saatten fazla kral gelse calistiramaz sizi Hollanda'da, ABD'de ise insanlar calismak icin yasiyor. Is yapma kulturu cok farkli. ABD'de insanlarin cogu para icin yasiyor, baska sey dusunmuyor ( benim kisitli gozlemim bu, dogru olmayabilir ) Hollanda'da ise kisisel hayat ve is hayati ayrilmis durumda, bir sekilde hayatta kalirsiniz Hollanda vatandasi olursaniz. ABD'de gelir dagilimi cok kotu, siniflar arasinda ucurum var, Hollanda'da bu daha dengeli. Toplumun buyuk kesimi ayni standartlarda yasiyor, bu yuzden insanlarin daha huzurlu oldugunu dusunuyorum.
Hangisini secerdim sorusuna gelirsek, 20'lerimde olsaydim ABD'yi tercih ederdim. O yastaki enerji ile rekabetci ABD'de mucadele etmek, iyi paralar kazanmak mumkun. 10 yil ABD'de calisip daha sonra hayatin daha huzurlu, daha konforlu oldugu Hollanda'ya donerdim.
0
blatta hiberna
merhabalar,soru başlıkta.tanıdığınız, bildiğiniz, kazıkçı olmayan, güvenilir bir yerler biliyor musunuz?konuyla ilgili her tavsiyeye açığım.teşekkürler!
merhabalar,
soru başlıkta.
tanıdığınız, bildiğiniz, kazıkçı olmayan, güvenilir bir yerler biliyor musunuz?
konuyla ilgili her tavsiyeye açığım.
teşekkürler!
soru başlıkta.
tanıdığınız, bildiğiniz, kazıkçı olmayan, güvenilir bir yerler biliyor musunuz?
konuyla ilgili her tavsiyeye açığım.
teşekkürler!
0
Weeze3r
selamlar, geçen ay bir hevesle xbox series s aldım, eskiden çok oyun oynardım ama 1 aydır doğru düzgün oynamıyorum. kafa dağıtmak için elimin altında bulunsun düşüncesindeydim. yaş 32 ve oynadığım oyunlardan zevk almıyorum. size de böyle oluyor mu artık oyun oynama isteğinizin kalmadığını hissetmek
selamlar, geçen ay bir hevesle xbox series s aldım, eskiden çok oyun oynardım ama 1 aydır doğru düzgün oynamıyorum. kafa dağıtmak için elimin altında bulunsun düşüncesindeydim. yaş 32 ve oynadığım oyunlardan zevk almıyorum. size de böyle oluyor mu artık oyun oynama isteğinizin kalmadığını hissetmek gibi.
0
bi ara oluyordu evet. sonra doğru oyunları oynamadığımı fark ettim.
son zamanlarda oynayıp çok keyif aldığım oyunlar:
hades
persona 5
spider-man
resident evil 0, 1, 2, 3(eh işte sırf serinin devamı diye), 4
sekiro
ne oynuyorsun mesela sen?
son zamanlarda oynayıp çok keyif aldığım oyunlar:
hades
persona 5
spider-man
resident evil 0, 1, 2, 3(eh işte sırf serinin devamı diye), 4
sekiro
ne oynuyorsun mesela sen?
0
Oluyor,oldu. Yasla ilgili , hayatin evresiyle ilgili. Ozellikle bir arkadas grubu beraber oynanmiyorsa oluyor. Kafam dolu oluyor ve oyuna musade edebildigim /thammul edebildigim sure azaldi, Ya cok rekabetci olmasi lazim multiplayer oynayalim, onda da sinir katsayisi artiyor hayatin stressi yeterken niye bir de oyundan stress alayim yada singleplayersa da ne cok karmasik olmali ne basit olmali. Ikisine de gelemiyorum. Su an misal Spider- Man oynuyorum, ama tahammul surem 30 dakika. Giriyorum birilerini dovuyorum, belki bir gorev yapiyorum. Tamam. Cunku hayat bekliyor arkada ve bu hep ayni seyi yapiyormus hissi vermeye basliyor. Misal fall guys vb. amacsiz oyunlara tahammulum daha fazla.
0
Eğer daha önce konsol kullanmadıysanız, konsol kullanma kültürünüz yoksa (Evet öyle bir kültür var) kesinlikle zevk almazsınız.
Bilgisayar oyunları oynamış birisi olarak evde hem PS, hem XBOX hem de nintendo var, kesinlikle üçü de yatıyor kullanmıyorum acaba sorun oyunlarda mı diye üçüne de denedim sorun oyunlarda değil sorun konsolda ve kumandalarında, o kumandalara hakim olmak ve elin oturması çok önemli yoksa oyunlardan keyif alamıyorsun.
Bilgisayar oyunları oynamış birisi olarak evde hem PS, hem XBOX hem de nintendo var, kesinlikle üçü de yatıyor kullanmıyorum acaba sorun oyunlarda mı diye üçüne de denedim sorun oyunlarda değil sorun konsolda ve kumandalarında, o kumandalara hakim olmak ve elin oturması çok önemli yoksa oyunlardan keyif alamıyorsun.
0
Bende de var o his, yaş 30.
Ama yaşla ilgili bişey olduğunu sanmıyorum ya. Kafam işe takılıyo mesela oyuna odaklanamıyorum. Bi de oyun sektörü de çok kendini tekrarlıyor, indie'ler hariç çok hoşuma giden bişeye yıllardır rastlamadım.
Ama yaşla ilgili bişey olduğunu sanmıyorum ya. Kafam işe takılıyo mesela oyuna odaklanamıyorum. Bi de oyun sektörü de çok kendini tekrarlıyor, indie'ler hariç çok hoşuma giden bişeye yıllardır rastlamadım.
0
yani evet eskisi kadar tabii ki zevk alınmıyor ama o oyunlar da dandik bence ya.
hades içine girmesi baya kolay bir oyun ama baya keyifli. geçen sene 100 saat oynadım. tavsiye ederim.
ha bir de cuphead var, eğer zorlayıcı arcade tarzı oyunları seviyorsan güzel vakit geçirtir bence.
hades içine girmesi baya kolay bir oyun ama baya keyifli. geçen sene 100 saat oynadım. tavsiye ederim.
ha bir de cuphead var, eğer zorlayıcı arcade tarzı oyunları seviyorsan güzel vakit geçirtir bence.
0
ben de 22-23 yaşına kadar acayip oyun oynardım ama sonra hiç içimden gelmedi maalesef. özellikle oyunların sürekli multiplayer'a dönmesi, sürekli bir rank yarışı ve sürekli bi para - add on vs talebi olduğu için soğudum oyun oynamaktan.
0
Yaklaşık bir yıldır Xbox series s de sadece Battlefield 1 team deathmatch oynuyorum. Benzer kişiler ile sürekli bir rekabet halinde oyun oynarsanız sıkılmıyorsunuz
0
gündüz oyun oynamak sarmaz. bir kere kesinlikle hava kararmış olacak.
hitman tavsiye ederim mesela. çok basit direkt hedefe yönelik ve çok zevkli bir oyun.
hitman tavsiye ederim mesela. çok basit direkt hedefe yönelik ve çok zevkli bir oyun.
0
Bende yok. Her gun wow oynuyorum. Haftasonlari hic bitmesin istiyorum. Oynadiginiz oyunu degistirin. Sosyellesin arkadas edinirseniz oynamasi daha zevkli
0
eksisozluk.com
Buyur buna dair en guzel tespit.
Hayatta baska ugraslar, dertler, zevkler cikiyor karsina lisedeki, unideki dertsiz basin ve bol zamanin yok artik 32 yasindayken.
Buyur buna dair en guzel tespit.
Hayatta baska ugraslar, dertler, zevkler cikiyor karsina lisedeki, unideki dertsiz basin ve bol zamanin yok artik 32 yasindayken.
0
eksisozluk.com
Buyur buna dair en guzel tespit.
Hayatta baska ugraslar, dertler, zevkler cikiyor karsina lisedeki, unideki dertsiz basin ve bol zamanin yok artik 32 yasindayken.
Buyur buna dair en guzel tespit.
Hayatta baska ugraslar, dertler, zevkler cikiyor karsina lisedeki, unideki dertsiz basin ve bol zamanin yok artik 32 yasindayken.
0
stavro
Sosyal medyada yorum olarak görüyorum hep. Ulan sosyal medyada böyle anlamadığım cok sey var da simdi bu aklima geldi sadece.
Sosyal medyada yorum olarak görüyorum hep. Ulan sosyal medyada böyle anlamadığım cok sey var da simdi bu aklima geldi sadece.
0
levent bilgen
Ve neden?
Ve neden?
0
Çok öznel bir konu. Mesela şimdi çok iyi bilinen Hitchcock çok iyi işçilik yapmış olsa da kendi zamanında değersiz filmler yapan yönetmen gibi anılıyormuş.
Bence toplumları etkileme (her kültürden) ve klasik anlatıyı kullanmak açısından Steven Spielberg bayaaa baya iyi bir yönetmen. Ama neye baktığına bağlı kimi Lars von Trier de diyebilir, sadece oyuncu yönetimi ve sahnelemesine bakarsan belki bambaşka biridir. Gişe başarısı (kitleleri etkileme) olarak bakarsan James Cameron bir numara ama iyi yönetmen demem ben şahsen. Biricik bir özelliği yok.
Bence toplumları etkileme (her kültürden) ve klasik anlatıyı kullanmak açısından Steven Spielberg bayaaa baya iyi bir yönetmen. Ama neye baktığına bağlı kimi Lars von Trier de diyebilir, sadece oyuncu yönetimi ve sahnelemesine bakarsan belki bambaşka biridir. Gişe başarısı (kitleleri etkileme) olarak bakarsan James Cameron bir numara ama iyi yönetmen demem ben şahsen. Biricik bir özelliği yok.
0
Terry gilliam
Çünkü filmlerini ana akım hollywood tarzı çekse sonlarını hollywood un sevdiği gibi bağlasa çok daha tanınır ve para yapardı fakat kendine has yönetme kesme yazma tarzı var, bazen çok tuhaf bazen gereksiz fakat kafasındaki gibi kendi istediği gibi yapıyor öyle olsun istiyor ünü parayı itip canının istediğini çektiği için nedense bu tuhaf adama saygı duyuyorum
Çünkü filmlerini ana akım hollywood tarzı çekse sonlarını hollywood un sevdiği gibi bağlasa çok daha tanınır ve para yapardı fakat kendine has yönetme kesme yazma tarzı var, bazen çok tuhaf bazen gereksiz fakat kafasındaki gibi kendi istediği gibi yapıyor öyle olsun istiyor ünü parayı itip canının istediğini çektiği için nedense bu tuhaf adama saygı duyuyorum
0
Yüzüklerin Efendisi'ni düşününce Peter Jackson. Avatar'ı düşünce James Cameron. Film türüne göre değişir.
0
0
Steven Spielberg de olur + James Cameron da olur + Asgar Ferhadi de ++++ bi çok olur. öznel, kişisel bir soru olmuş.
0
çok öznel +1
yaşayanlar arasında filmografisi en güçlü olan martin scorsese derim. tarzına en çok sempati duyduğuma ise jim jarmusch derim. spielberg olsun, cameron olsun bu yönetmenlerin filmlerinde prodüksiyon yönetmenliğin önüne geçiyor bence. benim nazarımda spielberg, cameron, ridley scott büyük “stüdyo” yönetmenleri, ötesi değil. hatta ridley scott’a bir sürü boş filmine rağmen diğer ikisinden daha çok saygı duyuyorum, blade runner ve alien gibi kültlerin hatrına. scorsese de tamamen bağımsız değil, o da büyük stüdyolarla çalışmış ama filmlerinde stüdyo değil yönetmen filmi tadı hep baki, bu yüzden daha değerliler benim için.
yaşayanlar arasında filmografisi en güçlü olan martin scorsese derim. tarzına en çok sempati duyduğuma ise jim jarmusch derim. spielberg olsun, cameron olsun bu yönetmenlerin filmlerinde prodüksiyon yönetmenliğin önüne geçiyor bence. benim nazarımda spielberg, cameron, ridley scott büyük “stüdyo” yönetmenleri, ötesi değil. hatta ridley scott’a bir sürü boş filmine rağmen diğer ikisinden daha çok saygı duyuyorum, blade runner ve alien gibi kültlerin hatrına. scorsese de tamamen bağımsız değil, o da büyük stüdyolarla çalışmış ama filmlerinde stüdyo değil yönetmen filmi tadı hep baki, bu yüzden daha değerliler benim için.
0
chubbchubb
Merhabalar.Macbook air almayı düşünüyorum. M1 çip. 8 gb ile 16 gb arasında kaldım. Şu an arada 4500 tl fark var. Günlük ve iş için kullanacağım ama iş için de öyle çok ağır programlara ihtiyacım olmuyor, daha çok office vs. Ama almışken uzun süre kullanmak istiyorum, kararsızlığım biraz bu yüzden. 8
Merhabalar.
Macbook air almayı düşünüyorum. M1 çip. 8 gb ile 16 gb arasında kaldım. Şu an arada 4500 tl fark var. Günlük ve iş için kullanacağım ama iş için de öyle çok ağır programlara ihtiyacım olmuyor, daha çok office vs. Ama almışken uzun süre kullanmak istiyorum, kararsızlığım biraz bu yüzden. 8 gb beni uzun süre götürür mü yoksa 4500 tl'lik farka değer, 16 gb mı al dersiniz?
Şimdiden teşekkürler!
Macbook air almayı düşünüyorum. M1 çip. 8 gb ile 16 gb arasında kaldım. Şu an arada 4500 tl fark var. Günlük ve iş için kullanacağım ama iş için de öyle çok ağır programlara ihtiyacım olmuyor, daha çok office vs. Ama almışken uzun süre kullanmak istiyorum, kararsızlığım biraz bu yüzden. 8 gb beni uzun süre götürür mü yoksa 4500 tl'lik farka değer, 16 gb mı al dersiniz?
Şimdiden teşekkürler!
0
uzun süreli kullanma planınız varsa sadece bugünkü kullanım kapsamınıza göre değerlendirmeyin bence. çok fark etmeyecekse tabii ki fazla ram işe yarar.
ama mesela benimki 2015 8gb pro. en sert müzik yazılımlarından adobe'lara ve unity'ye falan 1 kere zorlanmadı. bilgisayarı alırken bunların hiçbirini kullanmayı planlamamıştım.
ama mesela benimki 2015 8gb pro. en sert müzik yazılımlarından adobe'lara ve unity'ye falan 1 kere zorlanmadı. bilgisayarı alırken bunların hiçbirini kullanmayı planlamamıştım.
0
Öncelikle Macbooklar uzun ömürlü cihazlar, yani size yıllarca hizmet edecekler, Eğer sistemi yoracak uygulamalar çalıştırmayacaksanız, sadece internette dolaşıp film izleyip mail atmak için kullanacaksanız 8Gb yeterli olacaktır, Ancak unutmamanız gereken bir şey var, Alacağınız m1 çipli macbook air'in ramlarını öyle pc ramleri gibi upgrade edemiyorsunuz yani şimid 8Gb alayım bir iki sene sonra gider ram alır upgrade ederim deme şansınız yok.
O yüzden paranız varsa 16Gb alın derim, şu anda sistemi yormuyor olsa da gelecekte çıkacak yeni uygulamalar daha fazla ram'e ihtiyaç duyabilir, unutmayın macbook'lar uzun ömürlü demiştik, 10 yıl sonra bile kullanabileceğiniz bir makinenin ram'i 10 yıl sonra kuşa dönebilir.
O yüzden paranız varsa 16Gb alın derim, şu anda sistemi yormuyor olsa da gelecekte çıkacak yeni uygulamalar daha fazla ram'e ihtiyaç duyabilir, unutmayın macbook'lar uzun ömürlü demiştik, 10 yıl sonra bile kullanabileceğiniz bir makinenin ram'i 10 yıl sonra kuşa dönebilir.
0
Değer, 16gb alın.
Yazılım ve yazılımcı kalitesi her gün düşüyor, 8 bugün yetse bile yarın yetmeyecek.
Yazılım ve yazılımcı kalitesi her gün düşüyor, 8 bugün yetse bile yarın yetmeyecek.
0
8 fazla +1
Max 5.5-6 gördüm. zaten hiçbişey yapmasan bile 3-4 arası oluyor. ki 6 gördüm dediğim 30 sekme, video, twitter appi, müzik falan yani.
M2 air de 8 gb baz model ile çıkıyor, yeterli olmasa bazı 8 yapmazlar abi al geç. 2-3 seneye satar yenisini alırsın. değer kaybetmiyor cihaz.
Max 5.5-6 gördüm. zaten hiçbişey yapmasan bile 3-4 arası oluyor. ki 6 gördüm dediğim 30 sekme, video, twitter appi, müzik falan yani.
M2 air de 8 gb baz model ile çıkıyor, yeterli olmasa bazı 8 yapmazlar abi al geç. 2-3 seneye satar yenisini alırsın. değer kaybetmiyor cihaz.
0
ben de arada kalıp, sonra 16 gb olanında karar vermiştim. Öncelikle kesinlikle 8 gb yeter. ben sadece uzun vadeli baktığım için, ve cihaz ram yetmediği zaman dahili hafızayı da ram olarak kullandığı için uzun vadede dahili hafızayı da yorar diye 16 gb almaya karar verdim. 256 gb ve 16 gb ramli cihazım var.
şu an iPad'i 2. ekran olarak kullanıyorum ve ipadde whatsapp'ı yansıtıyorum. aynı zamanda chrome'da 6 sekme açık ve spotify'dan müzik dinliyorum.
anlayacağın aslında çok da fazla bir şey yapmıyorum ve anlık ram kullanımım 10.72 gb. sistem ram bol diye rahatlıkla yayılıyor aynı kullanımı 8 gb ram olan cihaz da yapardı ama mobil cihazların-apple cihazların bile bol ramli olduğu dönemde yükseltilemeyen ramli bir cihazı ben olsam 8 gb almazdım.
şu an iPad'i 2. ekran olarak kullanıyorum ve ipadde whatsapp'ı yansıtıyorum. aynı zamanda chrome'da 6 sekme açık ve spotify'dan müzik dinliyorum.
anlayacağın aslında çok da fazla bir şey yapmıyorum ve anlık ram kullanımım 10.72 gb. sistem ram bol diye rahatlıkla yayılıyor aynı kullanımı 8 gb ram olan cihaz da yapardı ama mobil cihazların-apple cihazların bile bol ramli olduğu dönemde yükseltilemeyen ramli bir cihazı ben olsam 8 gb almazdım.
0
Ben de aynı ikilemde kalıp hem bi kere alıp 10 sene kullanacağım hem de arada oyun da oynarım diye 16 gb aldım. 5-6 ay kadar oldu. Oyun bilgisayarı gibi değil elbette ama gerçekten tatmin edici. 2014 Tomb Raider bitirdim. Öyle ortalama grafiklerle de değil. Bi iki tık yüksek grafiklerle. M1 Maclerde ram GPU katkısı da sunduğu için bence önemli. SSD'den kısıp ya da pro 8 almaktansa Ram eklenerek air alınabilir. Bi tık geç geliyor bu arada bilgin olsun. Hazırda olmuyor genelde. Birkaç hafta kadar bekleyebilirsin.
Uzun vade kullanacaksan da bi zaman sonra değişmeyi düşünürsen de aklında şunu bulundurabilirsin, verdiğin para havaya gitmiyor, çünkü ürünün değeri düşmüyor. Satarken de aynı şekilde çok az kayıpla satıyorsun. Dolayısıyla bence 16 al kafan rahat olsun.
Uzun vade kullanacaksan da bi zaman sonra değişmeyi düşünürsen de aklında şunu bulundurabilirsin, verdiğin para havaya gitmiyor, çünkü ürünün değeri düşmüyor. Satarken de aynı şekilde çok az kayıpla satıyorsun. Dolayısıyla bence 16 al kafan rahat olsun.
0
biseysorcaktim
kullandığım cihazda forceclick özelliği var, çok da sevdim.ancak dikkatimi çekti. bazı yerlerde force click çalışmıyor.touch pad'in bazı yerleri değil, imleç bazı yerlerdeyken.mesela chrome'da herhangi bir sözcüğe tıklayınca sözlük çalışıyor (öyle ayarladım), ama imleci menu bar'lara götürünce bu öz
kullandığım cihazda forceclick özelliği var, çok da sevdim.
ancak dikkatimi çekti. bazı yerlerde force click çalışmıyor.
touch pad'in bazı yerleri değil, imleç bazı yerlerdeyken.
mesela chrome'da herhangi bir sözcüğe tıklayınca sözlük çalışıyor (öyle ayarladım), ama imleci menu bar'lara götürünce bu özellik çalışmıyor.
soru:
ya nasıl çalışıyor bu şey?
touch pad'in altında fiziksel bir şey var da, imleci hareket ettirince o kilitleniyor-açılıyor gibi bir durum mu var?
ancak dikkatimi çekti. bazı yerlerde force click çalışmıyor.
touch pad'in bazı yerleri değil, imleç bazı yerlerdeyken.
mesela chrome'da herhangi bir sözcüğe tıklayınca sözlük çalışıyor (öyle ayarladım), ama imleci menu bar'lara götürünce bu özellik çalışmıyor.
soru:
ya nasıl çalışıyor bu şey?
touch pad'in altında fiziksel bir şey var da, imleci hareket ettirince o kilitleniyor-açılıyor gibi bir durum mu var?
0
aslında reelde bir tuş yok. her şey elektronik. altta taptic engine gibi bi şey var sana gerilbildirim veriyor, basıyormuş gibi hissettiriyor. pcyi kapatınca hiç basamazsın mesela dene istersen
force touch'a gelince işlevi olmayan yerlerde çalışmıyor. mesela menu bar. orda force touchın bir işlevi yok o yüzden çalışmıyor.
force touch'a gelince işlevi olmayan yerlerde çalışmıyor. mesela menu bar. orda force touchın bir işlevi yok o yüzden çalışmıyor.
0
Bende de varmış, siz söyleyince deneyip gördüm. 2 yıldır kullanıyorum aleti, sadece telefonda var sanıyordum :D
Neyse şimdi denedim, menubar'da da force click yapabiliyorum. Yani donanım olarak bi fark yok, sadece yaptığında çalışacak bir program yok, o yüzden bişey çıkmıyor gibi görünüyor. Ama bi program olmadığı için feedback / titreşim vermiyor.
Neyse şimdi denedim, menubar'da da force click yapabiliyorum. Yani donanım olarak bi fark yok, sadece yaptığında çalışacak bir program yok, o yüzden bişey çıkmıyor gibi görünüyor. Ama bi program olmadığı için feedback / titreşim vermiyor.
0
kahver
Hello world.Şimdi bu tarz soruları internette binlerce defa sormuşlardır. Ekşi'de de benzer sorular, tartışmalar var. Çok fazla kafa karışıklığı yaratan cevaplar...Öznel olarak neyim eksik diyerek ben de soruyorum.1- 35 yaşından sonra gerekli kurslara veya çalışmalara günlük kaç saat ayrılır ise, Py
Hello world.
Şimdi bu tarz soruları internette binlerce defa sormuşlardır. Ekşi'de de benzer sorular, tartışmalar var. Çok fazla kafa karışıklığı yaratan cevaplar...
Öznel olarak neyim eksik diyerek ben de soruyorum.
1- 35 yaşından sonra gerekli kurslara veya çalışmalara günlük kaç saat ayrılır ise, Python gibi programlar öğrenilip Data analist tarzı programcı olunur? (isteyen her yaşta her şeyi yapabilir denebileceğini bildiğim için olunur diye kati soru sordum).
2- diyelim kişi, önceki mesleğini bıraktı ve yazılım-programlama işine kafayı yordu. ve 6 ay, 1 sene sonra bu meslekte bir şeyler yapabilmek için donanım sağladı. Yurtdışında veya remote olarak start verdiğinde kazançları maddi olarak kaç dolarla başlar?
3- matematik, ingilizce yazılımcılık için önemli parametreler. Bu alanlarda eksikleri olan kişilerin de bu mesleklerde boy göstermesi, bu sektörlerdeki iş açığını gösteriyor (linkedin'deki günlük iş ilanları bile bir veri). elbette bunun böyle gitmeyeceği aşikar. dünya data science, machine learning,
artificial intelligence gibi alanlarda daha hızlı gelişirken, matematiği veya ingilizcesi eksik olanlar eksiklerini kapatmalı mıdır, yoksa kemikten yetiştim geyiğindeki gibi bir 50 yıl daha ekmeğini yiyebilirler mi?
4- kodlamadan gözü korkanlar ama bu sektörlerde de var olmak isteyenlere front end developerlık tavsiye edebilir misiniz? bu alanda da büyük yenilikler olduğu için yarın birgün gerek duyulmayabilir mi?
5-bu soruları soran kişiye "hepsini boşver. yaşın gelmiş 35'e tecrübe kazandığın mesleğinde çorban kaynasın, hiç girme, uzun vadede yıpranır ve rekabetçi ortamda silinip gidersin" mi demeliyiz.
not: yazılıma yönelmeye çalışan çevremde bu yaşlarda çok insan var. büyük tartışma konusu açıkcası. uzmanlarına bi sorayım dedim.
iyi akşamlar, sevgiler.
Şimdi bu tarz soruları internette binlerce defa sormuşlardır. Ekşi'de de benzer sorular, tartışmalar var. Çok fazla kafa karışıklığı yaratan cevaplar...
Öznel olarak neyim eksik diyerek ben de soruyorum.
1- 35 yaşından sonra gerekli kurslara veya çalışmalara günlük kaç saat ayrılır ise, Python gibi programlar öğrenilip Data analist tarzı programcı olunur? (isteyen her yaşta her şeyi yapabilir denebileceğini bildiğim için olunur diye kati soru sordum).
2- diyelim kişi, önceki mesleğini bıraktı ve yazılım-programlama işine kafayı yordu. ve 6 ay, 1 sene sonra bu meslekte bir şeyler yapabilmek için donanım sağladı. Yurtdışında veya remote olarak start verdiğinde kazançları maddi olarak kaç dolarla başlar?
3- matematik, ingilizce yazılımcılık için önemli parametreler. Bu alanlarda eksikleri olan kişilerin de bu mesleklerde boy göstermesi, bu sektörlerdeki iş açığını gösteriyor (linkedin'deki günlük iş ilanları bile bir veri). elbette bunun böyle gitmeyeceği aşikar. dünya data science, machine learning,
artificial intelligence gibi alanlarda daha hızlı gelişirken, matematiği veya ingilizcesi eksik olanlar eksiklerini kapatmalı mıdır, yoksa kemikten yetiştim geyiğindeki gibi bir 50 yıl daha ekmeğini yiyebilirler mi?
4- kodlamadan gözü korkanlar ama bu sektörlerde de var olmak isteyenlere front end developerlık tavsiye edebilir misiniz? bu alanda da büyük yenilikler olduğu için yarın birgün gerek duyulmayabilir mi?
5-bu soruları soran kişiye "hepsini boşver. yaşın gelmiş 35'e tecrübe kazandığın mesleğinde çorban kaynasın, hiç girme, uzun vadede yıpranır ve rekabetçi ortamda silinip gidersin" mi demeliyiz.
not: yazılıma yönelmeye çalışan çevremde bu yaşlarda çok insan var. büyük tartışma konusu açıkcası. uzmanlarına bi sorayım dedim.
iyi akşamlar, sevgiler.
0
1- pas. klasik yol yerine (üniversite oku + işe gir) dediğin şekilde işe giren, freelance çalışan arkadaşlar daha güzel cevap verir.
2- mesleğe başlangıç parası türkiye'de yaklaşık 1000 dolar. şu an girsen 15 bin liranın altında almazsın eğer kurumsalız ayağına milletin hakkını gasp eden bir firmada çalışmıyorsan.
3- matematik çalıştığın alana göre değişen bir gereklilik. benim yazdığım kodun ne kadar verimli çalıştığını anlayacak kadar(zaman karmaşıklığı analizi) matematik bilgim var ama şu an grafik programlama yapamam mesela. onun için daha farklı matematik dalı hakkında bilgi sahibi olmak lazım.
senin sorun özelinde www.coursera.org
bunları bilmen gerekebilir işi zorlanmadan yapabilmen için. net olarak alana karar ver, sonra o alan için gereken matematik bilgisini de internetten bulup öğrenebilirsin.
ingilizce en azından b2 seviyesinde şart. bolca okuman gerekecek.
4- front end dev değilim ama, bizim şirkettekilerden yola çıkarsam, en az backend kadar iş yapıyorlar. çok hızlı değişen bir alan. her daim iyi derecede javascript ve genel geçer bir framework bilen (react, vue, angular vs) insan ihtiyacı olacaktır. yapabileceklerinin sınırı yok Fe'de.
5- ben bunu derim. eğer gelirinden memnunsan yazılım çekilecek çile değil. garip bir şekilde kolay algısı var insanlarda. öğrenmesi de, güncel kalması da, iş yapması da stresli ve -bence- genel kanının aksine zor. 35 yaşındaki birini mutlu edecek parayı da ilk başta kazanman yine zor olacaktır. çok fazla talep var.
2- mesleğe başlangıç parası türkiye'de yaklaşık 1000 dolar. şu an girsen 15 bin liranın altında almazsın eğer kurumsalız ayağına milletin hakkını gasp eden bir firmada çalışmıyorsan.
3- matematik çalıştığın alana göre değişen bir gereklilik. benim yazdığım kodun ne kadar verimli çalıştığını anlayacak kadar(zaman karmaşıklığı analizi) matematik bilgim var ama şu an grafik programlama yapamam mesela. onun için daha farklı matematik dalı hakkında bilgi sahibi olmak lazım.
senin sorun özelinde www.coursera.org
bunları bilmen gerekebilir işi zorlanmadan yapabilmen için. net olarak alana karar ver, sonra o alan için gereken matematik bilgisini de internetten bulup öğrenebilirsin.
ingilizce en azından b2 seviyesinde şart. bolca okuman gerekecek.
4- front end dev değilim ama, bizim şirkettekilerden yola çıkarsam, en az backend kadar iş yapıyorlar. çok hızlı değişen bir alan. her daim iyi derecede javascript ve genel geçer bir framework bilen (react, vue, angular vs) insan ihtiyacı olacaktır. yapabileceklerinin sınırı yok Fe'de.
5- ben bunu derim. eğer gelirinden memnunsan yazılım çekilecek çile değil. garip bir şekilde kolay algısı var insanlarda. öğrenmesi de, güncel kalması da, iş yapması da stresli ve -bence- genel kanının aksine zor. 35 yaşındaki birini mutlu edecek parayı da ilk başta kazanman yine zor olacaktır. çok fazla talep var.
0
roadmap.sh
Yukaridaki site bir yazilimcinin (backend, frontend, android,ios...) Bilmesi gereken tüm gereksinimlerini göstermekte.
İngilizce olmazsa olmaz. Belirttiğiniz kişinin yolu çok uzun.
Yukaridaki site bir yazilimcinin (backend, frontend, android,ios...) Bilmesi gereken tüm gereksinimlerini göstermekte.
İngilizce olmazsa olmaz. Belirttiğiniz kişinin yolu çok uzun.
0
Valla hocam şöyle bişey var, şu an çalışmaya başlasan güzel para kazanacağın dönem 40+ yaşların.
Ben 30 yaşındayım, kod yazmaktan başım şişti. Artık ufak ufak yöneticilik / danışmanlık pozisyonlarına kayıyorum, 40'tan sonra kod yazmakla uğraşmak istemem. Çünkü çok yıpratıcı bir alan, her gün oturup yeni bir şeyler öğrenmen gerek.
Ha bence yine otur başına bi bak, ben bunu 20 yıl yaparım dersen gir tabi. Sektör her geçen gün daha "rekabetçi" oluyor ama açık 3-5 sene içinde kapanmaz bence.
Ben 30 yaşındayım, kod yazmaktan başım şişti. Artık ufak ufak yöneticilik / danışmanlık pozisyonlarına kayıyorum, 40'tan sonra kod yazmakla uğraşmak istemem. Çünkü çok yıpratıcı bir alan, her gün oturup yeni bir şeyler öğrenmen gerek.
Ha bence yine otur başına bi bak, ben bunu 20 yıl yaparım dersen gir tabi. Sektör her geçen gün daha "rekabetçi" oluyor ama açık 3-5 sene içinde kapanmaz bence.
0
Gemicilik bi ara boyleydi, 6bin dolar maas var deyip herkes gemicilik kurslarina gitti. Bir kismi da 4 sene uni okudu.
Sonunda herkes alakasiz islerde.
55'den sonra bile yazilimci olabilirsin ama olmak ister misin. Ben 35+ yazilimciyim, ustteki yazilimcilarin dillerini 3 sene ugrassam ogrenemem. Cunku ben de tiksindim, belli bir yastan sonra yapilacak is degil.
Yapan adama saygim var ama 2000 dogumlu adamin sana is verip sonra bunu denetlemesi, kusur bulmasi falan saglam sinirler gerektiriyor.
Sonunda herkes alakasiz islerde.
55'den sonra bile yazilimci olabilirsin ama olmak ister misin. Ben 35+ yazilimciyim, ustteki yazilimcilarin dillerini 3 sene ugrassam ogrenemem. Cunku ben de tiksindim, belli bir yastan sonra yapilacak is degil.
Yapan adama saygim var ama 2000 dogumlu adamin sana is verip sonra bunu denetlemesi, kusur bulmasi falan saglam sinirler gerektiriyor.
0
1-) Herkesin öğrenme hızı farklı. Bir işte çalışıyormuş gibi, tamamını öğrenerek geçirmek tabi çok mümkün olmayabilir ama günde 7-8 saat bir yıl boyunca uğraşırsanız, giriş seviyesi pozisyonlara girecek kadar bilgi ilerleyebilirsiniz. Türkiye'de şu anda giriş seviyesi (junior) yazılımcı maaşı 10 bin lira civarı diye biliyorum, buradan başlayıp yukarı doğru gidiyor. Bu konuda şöyle bir yorum yapabilirim, eskiden herkesten yazılımcı olmaz diyordum, yılların getirdiği tecrübeden sonra bunu daha sonra düşündükçe, herkesten "iyi yazılımcı" olmaz diye düzeltmeye karar verdim, yani giriş seviyesinde iş yapabilecek seviyeye hemen hemen herkes gelebilir ama dünya standardlarında iş çıkaracağım diyorsanız, işte bunu (doğal olarak) herkes yapamaz.
2-) Kontrat bazlı çalışacaksanız remote işlerde genelde senior seviyesine gelmeniz gerek, bu da bence minimum 5 yıl tecrübe ile olur. Ben serbest çalışırım derseniz bir yıldan sonra yavaş yavaş iş almaya başlarsınız ama rekabetten sıyrılmanız zor olabilir.
3-) Web geliştiricilerin %99'unun lise matematiği harici matematik bilmesine gerek yokken C++'ta oyun motoru geliştirenlerin fizik bilmesi gerekiyor. İngilizce bilmeden zorlanırsınız, olur yine ama bence her yazılımcının İngilizce bilmesi gerekiyor.
4-) Tavsiye ederim, bence önü açık bir alan. Ben backend geliştiriciyim, haddime değil ama frontend için "kolay" diyemem, onun da kendine göre zorluğu vardır.
5-) Ben bunu demem, diyemem.
Bu arada eğer dört yıllık ilgili bir alandan mezun değilseniz, yapacağınız iş başvurularının yaklaşık olarak tamamı reddedilecektir.
Başarılar dilerim.
2-) Kontrat bazlı çalışacaksanız remote işlerde genelde senior seviyesine gelmeniz gerek, bu da bence minimum 5 yıl tecrübe ile olur. Ben serbest çalışırım derseniz bir yıldan sonra yavaş yavaş iş almaya başlarsınız ama rekabetten sıyrılmanız zor olabilir.
3-) Web geliştiricilerin %99'unun lise matematiği harici matematik bilmesine gerek yokken C++'ta oyun motoru geliştirenlerin fizik bilmesi gerekiyor. İngilizce bilmeden zorlanırsınız, olur yine ama bence her yazılımcının İngilizce bilmesi gerekiyor.
4-) Tavsiye ederim, bence önü açık bir alan. Ben backend geliştiriciyim, haddime değil ama frontend için "kolay" diyemem, onun da kendine göre zorluğu vardır.
5-) Ben bunu demem, diyemem.
Bu arada eğer dört yıllık ilgili bir alandan mezun değilseniz, yapacağınız iş başvurularının yaklaşık olarak tamamı reddedilecektir.
Başarılar dilerim.
0
ingilizcesi eksik olan birinini it sektöründeki herhangi bir işi bence hakkıyla yapması imkansız. tüm kaynaklar, içerikler, detaylar ingilizce, onu geçtim ileride x bi yazılımla, ürünle ilgili destek gerekir, birine ulaşman gerekir o adamlarla da ingilizce konuşuyorsun. 10+ yıllık kariyerimde gördüğüm ing bilmeyen adam sektöre bi şekilde girebilmiş olsa bile ilerleyemiyor.
0
Bu saatten sonra alaylı yazılımcıların sektörde tutunması zor. Bir yazılım mühendisi olarak bu yazılım balonunun patlayacağını düşünüyorum. Elbette sektör asla ölmeyecek ama daha çok Data science, ML, DL, AI gibi alanlara talep olacak. Onlar da alaylı yazılımcıyı aşar. İşinizde vasat bir seviyedeyseniz bile bence macere aramayın. Uzaktan göründüğü kadar kolay bir iş değil. 27 yaşında 5 yıl tecrübeli halimle kod yazmaktan sıkıldım, ben de yukarıdaki arkadaş gibi birkaç sene için danışmanlık yöneticilik tarzı bir tarafa geçmeyi düşünüyorum. Belli bir yaştan sonra kod yazmak zorlaşıyor, performansın düşüyor. 35 yaşında başlasanız, orta halli bir front-end developer olmak için bile min. 2 yıl lazım.
0
ben artık birçok konuda insanları dinlememeye karar verdim. bence şöyle yap. bir word dosyası aç (onenote, notion kullanmıyorsan tavsiye ederim) ve sağlam bir araştırma yapıp oraya notlar yaz. kronometre ile zaman tut ve en az bir 30 saat ayırarak bir rapor hazırla kendine. haftada 3-5 saat ayırarak birkaç aya yay gerekirse.
bunun içine yazılımla ilgili meslekleri yaz sırayla araştır ne olduklarını. takip etmen gereken siteler, programlama dilleri, izlemen gereken youtube videoları, oradan buradan duyduğun anahtar kelimeleri yaz ve araştır.(mesela bu duyurudan ben bu duyurudan react, angular gibi kavramları öğrendim ve ne olduklarını bilmiyorum)
birilerine de sor ama bu tarz bir araştırmaya min. 30 saat ayırmadan kimseyi dinleme. çünkü herkesin tavsiyesi farklı oluyor ve sana uymuyor. gereksiz yere şevk kıranlar olduğu gibi gereksiz gaza getiren de olabilir.
bunun içine yazılımla ilgili meslekleri yaz sırayla araştır ne olduklarını. takip etmen gereken siteler, programlama dilleri, izlemen gereken youtube videoları, oradan buradan duyduğun anahtar kelimeleri yaz ve araştır.(mesela bu duyurudan ben bu duyurudan react, angular gibi kavramları öğrendim ve ne olduklarını bilmiyorum)
birilerine de sor ama bu tarz bir araştırmaya min. 30 saat ayırmadan kimseyi dinleme. çünkü herkesin tavsiyesi farklı oluyor ve sana uymuyor. gereksiz yere şevk kıranlar olduğu gibi gereksiz gaza getiren de olabilir.
0
tchuck
Biraz öncesini de anlatacağım ki neden ikilemde kaldığımı anlayabilesiniz :)Ben fakir sayılabilecek bir ailede büyüdüm, akrabalarımızın durumu iyi olduğu için onların desteğiyle bazı şeylere erişebiliyordum (bilgisayarıdır, telefonudur vs.) ama gerçekten fakir olarak büyüdüm yani. hayatımda ilk kez
Biraz öncesini de anlatacağım ki neden ikilemde kaldığımı anlayabilesiniz :)
Ben fakir sayılabilecek bir ailede büyüdüm, akrabalarımızın durumu iyi olduğu için onların desteğiyle bazı şeylere erişebiliyordum (bilgisayarıdır, telefonudur vs.) ama gerçekten fakir olarak büyüdüm yani. hayatımda ilk kez 28 yaşımda direksiyon tutabilmiştim mesela.
neyse, yıllar geçti etti, ben de aşırı çok çalıştım, aşırı çok çabaladım hatta öyle ki 20li yaşlarıma dair pek anım/hatıram bile yok. ve şansım da yaver gittiği için (seçtiğim meslek olan yazılımcılık aniden gözde meslek olduğu) maddi durumumu fazlasıyla iyi hale getirebildim.
bu süreçte evlendim, eşimin de benden farkı yok aslında. o da fakir bir ailede büyüdü etti, beraber ikimiz de yükselerek ederek gelirlerimizi ve yaşam standardımızı güzel bir noktaya getirdik.
mevcut noktada;
ben ayda 5000 dolar + prim kazanıyorum. bir de kendime ait şirketim olduğu için oradan da yılda 400-500bin tl civarı gelirim var, eşim de 20bin tl civarı bir gelire sahip.
yani durumumuz gayet iyi, arabamızı da aldık. evimizi de istanbul'un en güzel bir yerlerinden kiraladık (haliyle kiraya da 17-18bin tl civarı para veriyoruz), yaşıyoruz. istediğimizi de giyebiliyoruz vs.
ama ben bir yandan da her ay birikim yapmaya çalışıyorum.
çünkü; biz ne kadar kazanırsak kazanalım, ne kadar iyi şeyler yaparsak yapalım "normal" insanların çok gerisindeyiz.
herkesin ya anasından ya babasından en aızndan bir evi var, bir evi olmasa da aile desteğiyle aldıkları (bildiğin kredilerini ailelerinin ödediği) bir evleri oluyor. biz bir araba almak için yıllarca peşinat biriktiriyorken, başkalarının peşinatını çat diye anaları babaları koyuyor vs.
haliyle nolursa olsun 3-0 geride başlama durumundayız.
ben de para biriktirip, yatırım fonu, temettü hisseleri vs. gibi şeylerle en azından 10 yıl sonra oturmak isteyebileceğimiz bir evimiz olsun derdindeyim. her ay kenara gelirimin en az yarısı kadarını atmaya çalışıyorum (belki daha fazlasını). çünkü 40lı yaşlarımızda ne olacağı belli olmaz, ben işsiz kalabilriim, gelirim düşebilir, sakat kalabilirim vs.
-----------
işte diğer noktada ise tüm herkesin avrupayı, amerikayı dolaştığı, güzel yerlerde tatil yaptığı 20'li yaşlarında ben ve eşim hiçbir şey yapamadık. paramız yoktu, yapamadık.
şimdi de 30'lu yaşlarımızı ev parası biriktirmek için harcamak, bir daha asla geri dönmeyeceğimiz yaşlarda "gayet iyi" bir yaşam yaşayabileceğimiz dönemde kendimizi kasıp ev parası biriktirmeye çalışmak ne kadar doğru bilemedim.
"mantık" olarak tabi ki güzel.
ama "duygusal" olarak bi fransa'da 2-3 şehir görmek, bir new york'u görmek, en azından 20-25 günlük bir avrupa turu atmak (ve bunu atabilecek maddi yeterlilikteyken) varken, yine hayatımızı yaşamadan ölüp gideceğiz gibi de hissediyorum.
kısaca;
her iki taraftan biri eksik kalacak mutlaka. çünkü ne kadar para kazanırsak kazanalım, ne yaparsak yapalım biz ikisini birden yapamayız.
siz ne düşünürsünüz?
Ben fakir sayılabilecek bir ailede büyüdüm, akrabalarımızın durumu iyi olduğu için onların desteğiyle bazı şeylere erişebiliyordum (bilgisayarıdır, telefonudur vs.) ama gerçekten fakir olarak büyüdüm yani. hayatımda ilk kez 28 yaşımda direksiyon tutabilmiştim mesela.
neyse, yıllar geçti etti, ben de aşırı çok çalıştım, aşırı çok çabaladım hatta öyle ki 20li yaşlarıma dair pek anım/hatıram bile yok. ve şansım da yaver gittiği için (seçtiğim meslek olan yazılımcılık aniden gözde meslek olduğu) maddi durumumu fazlasıyla iyi hale getirebildim.
bu süreçte evlendim, eşimin de benden farkı yok aslında. o da fakir bir ailede büyüdü etti, beraber ikimiz de yükselerek ederek gelirlerimizi ve yaşam standardımızı güzel bir noktaya getirdik.
mevcut noktada;
ben ayda 5000 dolar + prim kazanıyorum. bir de kendime ait şirketim olduğu için oradan da yılda 400-500bin tl civarı gelirim var, eşim de 20bin tl civarı bir gelire sahip.
yani durumumuz gayet iyi, arabamızı da aldık. evimizi de istanbul'un en güzel bir yerlerinden kiraladık (haliyle kiraya da 17-18bin tl civarı para veriyoruz), yaşıyoruz. istediğimizi de giyebiliyoruz vs.
ama ben bir yandan da her ay birikim yapmaya çalışıyorum.
çünkü; biz ne kadar kazanırsak kazanalım, ne kadar iyi şeyler yaparsak yapalım "normal" insanların çok gerisindeyiz.
herkesin ya anasından ya babasından en aızndan bir evi var, bir evi olmasa da aile desteğiyle aldıkları (bildiğin kredilerini ailelerinin ödediği) bir evleri oluyor. biz bir araba almak için yıllarca peşinat biriktiriyorken, başkalarının peşinatını çat diye anaları babaları koyuyor vs.
haliyle nolursa olsun 3-0 geride başlama durumundayız.
ben de para biriktirip, yatırım fonu, temettü hisseleri vs. gibi şeylerle en azından 10 yıl sonra oturmak isteyebileceğimiz bir evimiz olsun derdindeyim. her ay kenara gelirimin en az yarısı kadarını atmaya çalışıyorum (belki daha fazlasını). çünkü 40lı yaşlarımızda ne olacağı belli olmaz, ben işsiz kalabilriim, gelirim düşebilir, sakat kalabilirim vs.
-----------
işte diğer noktada ise tüm herkesin avrupayı, amerikayı dolaştığı, güzel yerlerde tatil yaptığı 20'li yaşlarında ben ve eşim hiçbir şey yapamadık. paramız yoktu, yapamadık.
şimdi de 30'lu yaşlarımızı ev parası biriktirmek için harcamak, bir daha asla geri dönmeyeceğimiz yaşlarda "gayet iyi" bir yaşam yaşayabileceğimiz dönemde kendimizi kasıp ev parası biriktirmeye çalışmak ne kadar doğru bilemedim.
"mantık" olarak tabi ki güzel.
ama "duygusal" olarak bi fransa'da 2-3 şehir görmek, bir new york'u görmek, en azından 20-25 günlük bir avrupa turu atmak (ve bunu atabilecek maddi yeterlilikteyken) varken, yine hayatımızı yaşamadan ölüp gideceğiz gibi de hissediyorum.
kısaca;
her iki taraftan biri eksik kalacak mutlaka. çünkü ne kadar para kazanırsak kazanalım, ne yaparsak yapalım biz ikisini birden yapamayız.
siz ne düşünürsünüz?
0
Eğer bahsettiğiniz gibi ayda 5000 $ + Prim + Sabit yıllık 400K + Eşinizin Maaşı kadar geliriniz varsa Ev ve Araba almak içn neden para biriktirme ihtiyacı hissediyorsunuz anlamadım?
Herhangi bir bankaya gidip hem ev hem de araba kredisi çekip krediyle ev araba sahibi olabilirsiniz.
Bir de şuna takıldım : "çünkü; biz ne kadar kazanırsak kazanalım, ne kadar iyi şeyler yaparsak yapalım "normal" insanların çok gerisindeyiz." Sizin çevrenizdeki normal insanlar nasıl merak ettim, Bentley'e binip 27 odalı şato tarzı villalarda mı yaşıyorlar? Evinize giren para şu an ülke nüfusunun %99'unun evine girmiyor, ya da ben mi yazdıklarınızı yanlış yorumladım.
Not : Bahsettiğiniz kadar kazanıyorsanız, hem ev hem araba sahibi olabilir bir de üstüne rahatlıkla yurt dışı tatili yapabilirsiniz.
Herhangi bir bankaya gidip hem ev hem de araba kredisi çekip krediyle ev araba sahibi olabilirsiniz.
Bir de şuna takıldım : "çünkü; biz ne kadar kazanırsak kazanalım, ne kadar iyi şeyler yaparsak yapalım "normal" insanların çok gerisindeyiz." Sizin çevrenizdeki normal insanlar nasıl merak ettim, Bentley'e binip 27 odalı şato tarzı villalarda mı yaşıyorlar? Evinize giren para şu an ülke nüfusunun %99'unun evine girmiyor, ya da ben mi yazdıklarınızı yanlış yorumladım.
Not : Bahsettiğiniz kadar kazanıyorsanız, hem ev hem araba sahibi olabilir bir de üstüne rahatlıkla yurt dışı tatili yapabilirsiniz.
0
İkisini de rahat rahat yapacak geliriniz var, sadece hesap yaparken problem yaşıyorsun. Avrupa için 20-25 günlük turlar yerine 1 haftalık 2-3 farklı yere, bölgeye gidin.
0
Bu duyuruyu biraz bakın nasıl sıfırdan gelip süper oldum duyurusu gibi algılıyorum maalesef. Dediğinize göre yıllık prim harici 1.75m geliriniz var. Orta üst klasman bir arabayı 1 yıl içinde alabilirsiniz mesela. Fakirlikten geldiyseniz ikiniz de demek ki süper zengin hayat olmazsa yapamam diyecek insanlar değilsiniz. Aylık 50k para harcasanız istediğiniz her şeye maksimum 10 yılda erişmiş oluyorsunuz. Soru ne ben gerçekten anlamadım.
0
valla üzüldüm. umarım daha çok kazanırsınız. ülkenin durumu gerçekten kötü.
ben olsam biriktiririm bu durumda. yarınımız belli değil sonuçta.
ben olsam biriktiririm bu durumda. yarınımız belli değil sonuçta.
0
@adventchant,
bu gelire birkaç aydır sahibim.
daha önce arabamızı almak için 2.5 yıl para biriktirmemiz gerekmişti.
şuan da ev almak istersek (tabi ki 1+1 şehir dışı bir evden bahsetmiyoruz) 2 yıl para biriktirmemiz gerekiyor kabaca. (çünkü 3+1, doğru düzgün semtteki evler mevcut haliyle 2.5-3 milyondan başlıyor. ve bu paranın en az %50-60'ına sahip olmamız gerekiyor hem banka tarafında hem de müteahitin ev fiyatını düşük göstermesi sebebiyle)
kabaca 180bin tl değil, 130-140bin tl civarında diyebiliriz gelir için.
bu gelire birkaç aydır sahibim.
daha önce arabamızı almak için 2.5 yıl para biriktirmemiz gerekmişti.
şuan da ev almak istersek (tabi ki 1+1 şehir dışı bir evden bahsetmiyoruz) 2 yıl para biriktirmemiz gerekiyor kabaca. (çünkü 3+1, doğru düzgün semtteki evler mevcut haliyle 2.5-3 milyondan başlıyor. ve bu paranın en az %50-60'ına sahip olmamız gerekiyor hem banka tarafında hem de müteahitin ev fiyatını düşük göstermesi sebebiyle)
kabaca 180bin tl değil, 130-140bin tl civarında diyebiliriz gelir için.
0
@mg3929,
bu amaçla açmadım duyuruyu,
orta üst segment araba dediklerinizin fiyatı şuan 1.5 milyon tl civarında.
yıllık 1.7 milyon kazandığımızı varsayarsak, bu parayı hiç harcamadan 1 yıl boyunca biriktirmek demektir. ki aylık giderlerimiz de var haliyle.
ama zaten bu araba konusunda bahsettiğim mevzu geçmiş yıllardandı. 2-2.5 yıl para biriktirmemiz gerekmişti, onu kastetmiştim. şuan aracımız var, taksidini de ödemeyi sürdürüyoruz.
bu amaçla açmadım duyuruyu,
orta üst segment araba dediklerinizin fiyatı şuan 1.5 milyon tl civarında.
yıllık 1.7 milyon kazandığımızı varsayarsak, bu parayı hiç harcamadan 1 yıl boyunca biriktirmek demektir. ki aylık giderlerimiz de var haliyle.
ama zaten bu araba konusunda bahsettiğim mevzu geçmiş yıllardandı. 2-2.5 yıl para biriktirmemiz gerekmişti, onu kastetmiştim. şuan aracımız var, taksidini de ödemeyi sürdürüyoruz.
0
@tchuck, kendinle çelişiyorsun sürekli, Öncelikle değeri düşük göstererek satış yapma mevzusu çok sıra dışı müteahhitlerin yaptığı bir çakallık, bugün %10 peşinatla rahatlıkla ev alabilirsiniz dediğiniz gibi 2.5 milyonluk bir ev almak istediğinizi varsaysak cebinizde 250K olması kafi ki bu sizin için şu anda sıkıntı çıkaracak bir meblağ değil.
Para biriktirme mevzusuna gelince, zaten sonsuza kadar para biriktirseniz dahi para biriktirerek ev sahibi olamazsınız, bunun bir örneği yakın dönemde görülmüş değil bu ülkede, belki geçmişte yetmişli, seksenli yıllarda örneği vardır ancak ev almak için para biriktirmek gibi bir şey olamaz enflasyonu olan ülkelerde. Yani her şekilde ya peşin paranız vardır peşin alırsınız ya da peşinatını verir kredi çekersiniz.
Tekrar söylüyorum yazdıklarınızla ilgili bir sorun var, bahsettiğiniz kazançlarla şu an Türkiye şartlarında sorunsuz, sıkıntısız ev sahibi de olursunuz, tatilinizi de yaparsınız, yatırımınızı da yaparsınız.
bence acilen bir yatırım danışmanı ile çalışmaya başlayın, anladığım o ki para yönetimi konusunda ciddi sıkıntılar yaşamanız olası.
Para biriktirme mevzusuna gelince, zaten sonsuza kadar para biriktirseniz dahi para biriktirerek ev sahibi olamazsınız, bunun bir örneği yakın dönemde görülmüş değil bu ülkede, belki geçmişte yetmişli, seksenli yıllarda örneği vardır ancak ev almak için para biriktirmek gibi bir şey olamaz enflasyonu olan ülkelerde. Yani her şekilde ya peşin paranız vardır peşin alırsınız ya da peşinatını verir kredi çekersiniz.
Tekrar söylüyorum yazdıklarınızla ilgili bir sorun var, bahsettiğiniz kazançlarla şu an Türkiye şartlarında sorunsuz, sıkıntısız ev sahibi de olursunuz, tatilinizi de yaparsınız, yatırımınızı da yaparsınız.
bence acilen bir yatırım danışmanı ile çalışmaya başlayın, anladığım o ki para yönetimi konusunda ciddi sıkıntılar yaşamanız olası.
0
Kazandigin parayla avrupa ve amerika'nin herhangi bir sehrinde ev araba alip rahat rahat yasabilirsin.
Benim avrupada yasayan yazilimci arkadaslarim daha az kazaniyor.
Bence para algin kaybolmus, almancilarda bunu gorursun.
Bankada 3 milyon euro parasi vardir ama ne yapacagini bilemez fakirlikten geldigi icin en fazla gidip opel corsa falan alir.
Mahallede rastgele bir emlakciya danis sana 1 ay icinde ev aldirir ustune araba da aldirir.
Benim avrupada yasayan yazilimci arkadaslarim daha az kazaniyor.
Bence para algin kaybolmus, almancilarda bunu gorursun.
Bankada 3 milyon euro parasi vardir ama ne yapacagini bilemez fakirlikten geldigi icin en fazla gidip opel corsa falan alir.
Mahallede rastgele bir emlakciya danis sana 1 ay icinde ev aldirir ustune araba da aldirir.
0
sadfasdf millet gömmüş ama anlıyorum ben seni abi.
sıkıntı şu, 5-10 sene önce kredi çekip rahat rahat ev alanlar şu an evlerin dolar bazında bile daha pahalı olduğunu, üstüne de kredi faizlerinin hayvan gibi arttığını anlamıyorlar.
üstüne üstlük biz contractor olarak yurtdışına çalışıyoruz, yani yarın pat diye işsiz kalabiliriz, dolayısıyla 100k kazansan da aylık 50k ödemesi olan krediye girmek riskli. o yüzden "%10 peşinat öde gir" gibi olmuyo öyle :)
yani çok basit aslında, babamın 15 sene önce 50k dolara aldığı ev şu an 3-4 milyon lirayı geçti. o öğretmendi alabiliyordu, ben yazılımcıyım alamıyorum, çünkü para biriktirmem lazım.
neyse asıl diyeceğim şu, avrupa turu düşündüğün kadar pahalı değil, yılda 20-25 günlük bir tatil yapabilirsin. hazır tur falan bakıyorsan onları salla, kendin planla turu. ev konusunda da önce ucuz bi 1+1 al, hatta aylık ödemesi abartı olmayan bi kredi de çekebilirsin. onu kiraya ver, dursun. kendine güzel bir ev almak istediğinde satarsın. zaten dolar olarak para biriktirmekten bile fazla değer kazanacak muhtemelen.
bir de spesifik olarak istanbul'da yaşamanı gerektirecek bir durum yoksa başka şehir bakabilirsin. düzgün yaşamak istediğinde gereksiz pahalı olan bi şehir orası. halbuki çok daha kaliteli bir şekilde çok daha ucuza yaşayabileceğin başka yerler de var.
ben öyle yapıyorum en azından.
sıkıntı şu, 5-10 sene önce kredi çekip rahat rahat ev alanlar şu an evlerin dolar bazında bile daha pahalı olduğunu, üstüne de kredi faizlerinin hayvan gibi arttığını anlamıyorlar.
üstüne üstlük biz contractor olarak yurtdışına çalışıyoruz, yani yarın pat diye işsiz kalabiliriz, dolayısıyla 100k kazansan da aylık 50k ödemesi olan krediye girmek riskli. o yüzden "%10 peşinat öde gir" gibi olmuyo öyle :)
yani çok basit aslında, babamın 15 sene önce 50k dolara aldığı ev şu an 3-4 milyon lirayı geçti. o öğretmendi alabiliyordu, ben yazılımcıyım alamıyorum, çünkü para biriktirmem lazım.
neyse asıl diyeceğim şu, avrupa turu düşündüğün kadar pahalı değil, yılda 20-25 günlük bir tatil yapabilirsin. hazır tur falan bakıyorsan onları salla, kendin planla turu. ev konusunda da önce ucuz bi 1+1 al, hatta aylık ödemesi abartı olmayan bi kredi de çekebilirsin. onu kiraya ver, dursun. kendine güzel bir ev almak istediğinde satarsın. zaten dolar olarak para biriktirmekten bile fazla değer kazanacak muhtemelen.
bir de spesifik olarak istanbul'da yaşamanı gerektirecek bir durum yoksa başka şehir bakabilirsin. düzgün yaşamak istediğinde gereksiz pahalı olan bi şehir orası. halbuki çok daha kaliteli bir şekilde çok daha ucuza yaşayabileceğin başka yerler de var.
ben öyle yapıyorum en azından.
0
derdimi rakamsal olarak özet geçmem gerekirse;
benim gelirim 100bin dolar diyelim yıllık. (ki değil, gelirim 80-90 bin dolar taş çatlasın ve türk lirası. bölümü dolar karşısında sürekli değer kaybediyor)
istanbul'da düzgün semtlerden birinde 100 metrekareden büyük ev almanın maliyeti en az 180-220bin dolar arası. ki az bile söyledim, çünkü ben 3.5 milyon tl'den azını bulmadım. (kadıköy vb. semtler tabi ki) (sancaktepede X sitesinde 1+1 evler 1.900bin tl den başlıyor)
bu evlerde koşullar şöyle; 0 alıyorsan %70 kredi çekebiliyorsun. ancak 0 aldığında müteahitler bu evleri asla kendi değerinde göstermiyor. (3.5 milyonluk evi tapuda 1 milyon tl gösteriyor, sen 700bin tl kredi çekebiliyorsun. bu konuda lütfen benimle iddialaşmayın, açın ekşisözlük başlıklarını okuyun veya rastgele 10 tane ilana telefon açıp kaç para kredi çıktığını sorun)
ikinci el alıyorsan %50'sine kredi çıkabiliyor maksimum.
yani ne gerekiyor?
benim en az 100bin dolar peşinat biriktirmem gerekiyor, ki muhtemelen daha fazla.
kenarda 20bin dolardan biraz fazla birikmişim var, bu birikmişn bir kısmını kredi ile yaptım.
neyse.
ülke koşullarında kirasıdır yiyeceğidir giyeceğidir yılda bana en fazla 40-50bin dolar civarı para kalıyor cebime. hatta kredileri falan düşünce daha az kalıyor ama sizin gönlünüz olsun, bunu söyleyelim rakamlarla.
bu ne demek?
ben 3 sene boyunca para biriktirmeliyim ev peşinatı elde edeiblmek için. bu konuda hemfikir miyiz?
benim sorum da burada başlıyor:
her sene kenaara attığım 40-50bin doları avrupa tatilleri, amerika tatilleri, kendimi mutlu edecek başka aktiviteler gibi şeylerde harcayıp 20'li yaşlarda yapamadıklarımı mı yapmalıyım?
yoksa. bu paryı biriktirip ev peşinatı mı yapmalıyım.
yukarıdaki hesapta gördüğnüz gibi, ikisi birden olmuyor.
kenara 40bin dolar değil, 20bin dolar yapıp, o kalan parayı yerim tabi ki. bu durumda da 3 sene deil 6 sene peşinat ibirktirmem gerekir. ki ceteris paribus.
anlatmaya çalıştığım şey bu.
benim gelirim 100bin dolar diyelim yıllık. (ki değil, gelirim 80-90 bin dolar taş çatlasın ve türk lirası. bölümü dolar karşısında sürekli değer kaybediyor)
istanbul'da düzgün semtlerden birinde 100 metrekareden büyük ev almanın maliyeti en az 180-220bin dolar arası. ki az bile söyledim, çünkü ben 3.5 milyon tl'den azını bulmadım. (kadıköy vb. semtler tabi ki) (sancaktepede X sitesinde 1+1 evler 1.900bin tl den başlıyor)
bu evlerde koşullar şöyle; 0 alıyorsan %70 kredi çekebiliyorsun. ancak 0 aldığında müteahitler bu evleri asla kendi değerinde göstermiyor. (3.5 milyonluk evi tapuda 1 milyon tl gösteriyor, sen 700bin tl kredi çekebiliyorsun. bu konuda lütfen benimle iddialaşmayın, açın ekşisözlük başlıklarını okuyun veya rastgele 10 tane ilana telefon açıp kaç para kredi çıktığını sorun)
ikinci el alıyorsan %50'sine kredi çıkabiliyor maksimum.
yani ne gerekiyor?
benim en az 100bin dolar peşinat biriktirmem gerekiyor, ki muhtemelen daha fazla.
kenarda 20bin dolardan biraz fazla birikmişim var, bu birikmişn bir kısmını kredi ile yaptım.
neyse.
ülke koşullarında kirasıdır yiyeceğidir giyeceğidir yılda bana en fazla 40-50bin dolar civarı para kalıyor cebime. hatta kredileri falan düşünce daha az kalıyor ama sizin gönlünüz olsun, bunu söyleyelim rakamlarla.
bu ne demek?
ben 3 sene boyunca para biriktirmeliyim ev peşinatı elde edeiblmek için. bu konuda hemfikir miyiz?
benim sorum da burada başlıyor:
her sene kenaara attığım 40-50bin doları avrupa tatilleri, amerika tatilleri, kendimi mutlu edecek başka aktiviteler gibi şeylerde harcayıp 20'li yaşlarda yapamadıklarımı mı yapmalıyım?
yoksa. bu paryı biriktirip ev peşinatı mı yapmalıyım.
yukarıdaki hesapta gördüğnüz gibi, ikisi birden olmuyor.
kenara 40bin dolar değil, 20bin dolar yapıp, o kalan parayı yerim tabi ki. bu durumda da 3 sene deil 6 sene peşinat ibirktirmem gerekir. ki ceteris paribus.
anlatmaya çalıştığım şey bu.
0
iyi de sen zirveden ev almaya calisiyorsun, kadikoy dedigi manhattan ile kapisiyor su an.
New york emlakcisi kadikoy emlakcisi kadar kazanamadi son 1 senede.
Once 1 tane normal ev aliyorsun artik bu izmir mi olur tuzla,gebze mi olur sen sec.
Cekmekoy falan da olabilir belki fiyatlari bilmiyorum.
illa 3+1 de sart degil.
Bununla kendini garantiye aliyorsun isten atilirsan burada bedavaya oturacaksin.
Sonra ev fiyatlari normallesince bunu satip kadikoy evine girersin.
Sonucta dolar kazandigin icin bir noktadan sonra ev almak senin icin kolaylasacak.
Sen su an 1 milyona 1.0 golf almaya calisiyorsun alamiyorsun ama sana dizel clio lazim.
New york emlakcisi kadikoy emlakcisi kadar kazanamadi son 1 senede.
Once 1 tane normal ev aliyorsun artik bu izmir mi olur tuzla,gebze mi olur sen sec.
Cekmekoy falan da olabilir belki fiyatlari bilmiyorum.
illa 3+1 de sart degil.
Bununla kendini garantiye aliyorsun isten atilirsan burada bedavaya oturacaksin.
Sonra ev fiyatlari normallesince bunu satip kadikoy evine girersin.
Sonucta dolar kazandigin icin bir noktadan sonra ev almak senin icin kolaylasacak.
Sen su an 1 milyona 1.0 golf almaya calisiyorsun alamiyorsun ama sana dizel clio lazim.
0
benzer gecmise ve gelire sahibiz, bizim sansli oldugumuz sey ise emlak fiyatlarinin dustugu/duraganlastigi o minicik zaman dilimi icerisinde kendimize elimizdeki tum birikmis ile bir ev alabilmek oldu, istedigimiz lokasyondan, istedigimiz buyuklukte. ama onu yapana kadar da acikcasi gezmemizden odun vermedik. ama her ikisini de yapabilene kadar biraz beklememiz gerekti. yani bu gelire bir kac aydir sahipseniz, biraz bekleyin az daha birikmisiniz olsun. Hem kendinizi daha rahat hissedersiniz.
eger kontrat bazli calisiyorsaniz, bir kenarda birikmisinizin olmasi her daim iyidir, ne kadar sure issiz/projesiz kalacaginiz belli olmaz. uzun sureli bir proje aldiginizda hem kafa hem de maddi olarak biraz daha rahat edersiniz.
ayrica avrupa gezmesi (mevcut doviz kurunu hesaba katmazsak) o kadar da tutan bir sey degil, planinizi duzgun yapmaniz gerekiyor sadece.
eger kontrat bazli calisiyorsaniz, bir kenarda birikmisinizin olmasi her daim iyidir, ne kadar sure issiz/projesiz kalacaginiz belli olmaz. uzun sureli bir proje aldiginizda hem kafa hem de maddi olarak biraz daha rahat edersiniz.
ayrica avrupa gezmesi (mevcut doviz kurunu hesaba katmazsak) o kadar da tutan bir sey degil, planinizi duzgun yapmaniz gerekiyor sadece.
0
zor şartlarda büyüdüğün için bazı şeyleri takıntı hale getirmişsin gibi geldi. insan hayatının ilk dönemlerinde bazı şeylerin eksikliğini yaşayınca ne yaparsa yapsın bunu kapatamıyor gibi gelebiliyor. mesela şu an türkiye'nin %90'ından iyi bir geliriniz var ancak hala 3-0 geride olduğunu düşünüyorsun. şu an o skoru 3-20'ye çekmişsin bence. yine benzer bir yanılgı daha var. insanların büyük bir kısmı avrupa'yı gezmedi aslında. o oran da daha düşük.
bence bir denge kurmalısın. kazancının belli yüzdelerini genel giderlere, yatırıma, kişisel isteklere gibi ayırmalısın. böylece birçok şeyi yaparak yatırım da yapabilirsin.
bence bir denge kurmalısın. kazancının belli yüzdelerini genel giderlere, yatırıma, kişisel isteklere gibi ayırmalısın. böylece birçok şeyi yaparak yatırım da yapabilirsin.
0
Bahsettigin gelirinizin yaninda 1-2 haftalik avrupa tatili hicbir sey. Geleceginizi etkileyecek bir gider degil.
20 bin tl gelir ile kredi çekip 2 milyonluk eve giren işten tanıdığım var. dolayısıyla sahip olduğunuz gelir ile yazdığın her şeyi yapabilirsin.
20 bin tl gelir ile kredi çekip 2 milyonluk eve giren işten tanıdığım var. dolayısıyla sahip olduğunuz gelir ile yazdığın her şeyi yapabilirsin.
0
Black mamba arti 1. Gecmisteki durumun su anki durumunu dogru bir sekilde algilamani zorlastiriyor. Bunu alabilirsen daha rahat olur her sey.
Sen bu kafayla ev alamayacagini dusunuyorsun ama senin yarin kadar kazananlar, riskti, krediydi, daha tasarruflu bir butce yonetimiyle belki 2. Evi aliyorlar. Demek ki sorun sende diyebiliriz.
Sen bu kafayla ev alamayacagini dusunuyorsun ama senin yarin kadar kazananlar, riskti, krediydi, daha tasarruflu bir butce yonetimiyle belki 2. Evi aliyorlar. Demek ki sorun sende diyebiliriz.
0
black mamba +1
ne kadar para kazanırsanız kazanın, bilinçaltınız parasızlığa programlı ve o yüzden kendinizi güvende hissetmiyorsunuz.
dediğiniz doğru, yani insanın yeri geldiğinde gezip tozup bir yerleri görmesi de lazım, para biriktirmesi de.
bunlar dönemsel şeyler, şu anda normalin çok üzerinde ve tuhaf bir dönemden geçiyoruz ülke olarak.
yani normal şartlarda belli süre bu gelire sahip olup otomatikman biraz birikim yaptıktan sonra tatilinizi de yaparsınız, başka şeyleri de.
o yüzden şu anda new york'a gidemiyor olabilirsiniz ama bu birçok kişinin hayatında olan bir sorun.
babası fabrikatör olan, her yıl manhattan'a muhakkak tatile giden arkadaşım da şu anda o tatile gitmiyor mesela.
yani dövizin yüksek olduğu dönemde döviz kazanıyorken doğru yatırımlar yapın, hem para biriktirip hem "yaşayacağınız" zamanlar da gelecek ama şu anda zaten şartlarınız gayet iyi.
mesela şu süreçte de türkiye'yi dolaşabileceğiniz, gezip görebileceğiniz fırsatları değerlendirebilirsiniz.
sizin söylediğiniz sosyal-kültürel durumu yakalayabilmek bir süreç, bütçe meselesi değil aslında.
ne kadar para kazanırsanız kazanın, bilinçaltınız parasızlığa programlı ve o yüzden kendinizi güvende hissetmiyorsunuz.
dediğiniz doğru, yani insanın yeri geldiğinde gezip tozup bir yerleri görmesi de lazım, para biriktirmesi de.
bunlar dönemsel şeyler, şu anda normalin çok üzerinde ve tuhaf bir dönemden geçiyoruz ülke olarak.
yani normal şartlarda belli süre bu gelire sahip olup otomatikman biraz birikim yaptıktan sonra tatilinizi de yaparsınız, başka şeyleri de.
o yüzden şu anda new york'a gidemiyor olabilirsiniz ama bu birçok kişinin hayatında olan bir sorun.
babası fabrikatör olan, her yıl manhattan'a muhakkak tatile giden arkadaşım da şu anda o tatile gitmiyor mesela.
yani dövizin yüksek olduğu dönemde döviz kazanıyorken doğru yatırımlar yapın, hem para biriktirip hem "yaşayacağınız" zamanlar da gelecek ama şu anda zaten şartlarınız gayet iyi.
mesela şu süreçte de türkiye'yi dolaşabileceğiniz, gezip görebileceğiniz fırsatları değerlendirebilirsiniz.
sizin söylediğiniz sosyal-kültürel durumu yakalayabilmek bir süreç, bütçe meselesi değil aslında.
0
Ben divit'e katılıyorum. Yani türkiye şartlarında iyi para kazanıyor olmak birden ev araba sahibi olacağın manasına gelmiyor. Aylık maaşın bi kısmını yatırıma, bir kısmını krediye, bir kısmını da harcamaya ayırmanız lazım. Kesinlikle tatile gitmeniz, gezmeniz, kendinizi motive etmeniz lazım. Ayda 5 bin doların 1500 dolarını harcasanız geriye yine hayvan gibi para kalıyor. Neden hem gezip hem para biriktiremiyorsunuz onu hiç anlamadım.
Orta halli bir araba + orta halli bir ev al yatırımlık, en azından bir garantin olsun madem bu kafadasın, biraz olsun seni rahatlatır. Gidip istanbul'un en güzel yerlerinden ev almak zorunda değilsin yani.
İşsizlik anksiyetesine gelirsek, Aylık 150 bin liradan bahsediyorsun. Ayda 50 bin harcayarak gidiyor olsan, kalanı kenara atsan ayda 100 bin lira kenarda durur. Her ay 2 aylık parayı kenara atmış olursun. Bu şekilde 1 sene çalışsan, 2 sene işsiz kalacak kadar tamponun olur. 2 sene işsiz kalmazsan bu parayı yatırımda değerlendirirsin. Ayda 50 bine de o yurtdışı tatillerini rahat rahat yapabiliyorsun. Yani bence hocam işin özeti sizin psikolojik bir probleminiz var, bir nevi tekrar fakir olur muyum anksiyetesi yaşıyorsunuz ama bu çok saçma. Hedefleriniz gerçekçi değil, bu gelirle 1-2 senede bile istanbulda ev alabilecek durumdasınız zaten.
Bu arada yine yurtdışı firmasında çalışan biri olarak iyi bir muhasebeci ile de çalışın derim, kazandığınızın vergisini ya ödeyin ya da muafiyetlerden kurtulun mutlaka kafanız rahat olsun. Devlet verginin peşini bırakmıyor çünkü.
Orta halli bir araba + orta halli bir ev al yatırımlık, en azından bir garantin olsun madem bu kafadasın, biraz olsun seni rahatlatır. Gidip istanbul'un en güzel yerlerinden ev almak zorunda değilsin yani.
İşsizlik anksiyetesine gelirsek, Aylık 150 bin liradan bahsediyorsun. Ayda 50 bin harcayarak gidiyor olsan, kalanı kenara atsan ayda 100 bin lira kenarda durur. Her ay 2 aylık parayı kenara atmış olursun. Bu şekilde 1 sene çalışsan, 2 sene işsiz kalacak kadar tamponun olur. 2 sene işsiz kalmazsan bu parayı yatırımda değerlendirirsin. Ayda 50 bine de o yurtdışı tatillerini rahat rahat yapabiliyorsun. Yani bence hocam işin özeti sizin psikolojik bir probleminiz var, bir nevi tekrar fakir olur muyum anksiyetesi yaşıyorsunuz ama bu çok saçma. Hedefleriniz gerçekçi değil, bu gelirle 1-2 senede bile istanbulda ev alabilecek durumdasınız zaten.
Bu arada yine yurtdışı firmasında çalışan biri olarak iyi bir muhasebeci ile de çalışın derim, kazandığınızın vergisini ya ödeyin ya da muafiyetlerden kurtulun mutlaka kafanız rahat olsun. Devlet verginin peşini bırakmıyor çünkü.
0
Genel anlamda yaşadığın ikilemi anlayabiliyorum ve bu noktada şöyle bir pencere açsan;
Gelecek kaygından dolayı ileride kötü senaryo ihtimaline karşın 2+1 veya 1+1 ortalama bir semtte yatırımlık ev alıp (1.2-1.5 m bütçeli), Avrupa tatilini de direkt euro bölgesinden ziyade Budapeşte veya Balkanlar gibi daha ortalama başlangıçlar ile gerçekleştirmen daha makul gibi. Yavaş yavaş vites yükseltsen daha sağlıklı olur kanaatimce, hem kafana yatan bir ev bulursan mevcut aldığın evi de satıp peşinat olarak değerlendirirsin.
Good luck.
Gelecek kaygından dolayı ileride kötü senaryo ihtimaline karşın 2+1 veya 1+1 ortalama bir semtte yatırımlık ev alıp (1.2-1.5 m bütçeli), Avrupa tatilini de direkt euro bölgesinden ziyade Budapeşte veya Balkanlar gibi daha ortalama başlangıçlar ile gerçekleştirmen daha makul gibi. Yavaş yavaş vites yükseltsen daha sağlıklı olur kanaatimce, hem kafana yatan bir ev bulursan mevcut aldığın evi de satıp peşinat olarak değerlendirirsin.
Good luck.
0
biseysorcaktim
https://finance.yahoo.com/quote/AMPL/5 yıllık geçmişe bakınca 40'tan 16'ya kadar düşmüş.bu bir data ve ürün analiz şirketi. bir çok yazılım, web sitesi vs bunların hizmetlerin kullanıyor. 5+ sene sonrası için almak mantıklı görünüyor.fikri olan var mı bu konuda?olumlu bahsini duydum ancak ben incele
finance.yahoo.com
5 yıllık geçmişe bakınca 40'tan 16'ya kadar düşmüş.
bu bir data ve ürün analiz şirketi. bir çok yazılım, web sitesi vs bunların hizmetlerin kullanıyor.
5+ sene sonrası için almak mantıklı görünüyor.
fikri olan var mı bu konuda?
olumlu bahsini duydum ancak ben inceleyince o kadar da cazip bir fırsat gibi görmedim açıkçası. çünkü bir çok şirket son yıllarda epey düştü.
5 yıllık geçmişe bakınca 40'tan 16'ya kadar düşmüş.
bu bir data ve ürün analiz şirketi. bir çok yazılım, web sitesi vs bunların hizmetlerin kullanıyor.
5+ sene sonrası için almak mantıklı görünüyor.
fikri olan var mı bu konuda?
olumlu bahsini duydum ancak ben inceleyince o kadar da cazip bir fırsat gibi görmedim açıkçası. çünkü bir çok şirket son yıllarda epey düştü.
0
bir trader olarak 2021 kasım'dan beri düşen hisseye girmezdim.
değer yatırımcılığı açısından elde sağlam veriler varsa belki girilebilir. o konuda çok fazla bilgim yok. atıyorum yeni bir anlaşma bağlamıştır, önemli bir yenilik getirmiş, son bilançosu uçacaktır vs. vs.
değer yatırımcılığı açısından elde sağlam veriler varsa belki girilebilir. o konuda çok fazla bilgim yok. atıyorum yeni bir anlaşma bağlamıştır, önemli bir yenilik getirmiş, son bilançosu uçacaktır vs. vs.
0
Ben Amplitude kullanmaya çalışırken kanser olmuştum. En son o kadar bunaldım ki koddan kaldırdım her şeyini.
Yani işin business tarafını bilmem ama o ürüne cebimden 5 kuruş vermezdim.
Yani işin business tarafını bilmem ama o ürüne cebimden 5 kuruş vermezdim.
0
O sektorden Braze'i tavsiye ederim Amplitude yerine. O da ayni sekilde baya dustu bu surec icerisinde. Daha genis bir urun gamutu var.
finance.yahoo.com
Yalniz gunun sonunda Insider muhtemelen tamamini supurecek bunlarin. Braze, Amplitude, Dynamic Yield bunlarin Insider'in elindeki ucuz isci gucune karsi koyabilecegini zannetmiyorum.
finance.yahoo.com
Yalniz gunun sonunda Insider muhtemelen tamamini supurecek bunlarin. Braze, Amplitude, Dynamic Yield bunlarin Insider'in elindeki ucuz isci gucune karsi koyabilecegini zannetmiyorum.
0
roy keane ve giggs reyiz
duyuru-ilan sitelerinin öncüsü denebilecek bir site vardı beyaz renk ağırlıklı.. hatırlatan olur mu?
duyuru-ilan sitelerinin öncüsü denebilecek bir site vardı beyaz renk ağırlıklı.. hatırlatan olur mu?
0
sirisum
Yazilim hakkında 0 bilgisi olan birine tavsiye edebileceğiniz ilgili bir hoca var mi? Amac ilgi duyan birine 4-5 yil bandinda yazilimi ogretmesi. Udemy vs istemiyoruz, etkileşim-yonlendirme şart.
Yazilim hakkında 0 bilgisi olan birine tavsiye edebileceğiniz ilgili bir hoca var mi? Amac ilgi duyan birine 4-5 yil bandinda yazilimi ogretmesi. Udemy vs istemiyoruz, etkileşim-yonlendirme şart.
0
twitter.com
yeni başladık php ile. istersen katılabilirsin. acayip sarıyor 4-5 yıl değil. giriş seviyesinde 3 aya kodlab php kitabı bitecek öyle düşün
yeni başladık php ile. istersen katılabilirsin. acayip sarıyor 4-5 yıl değil. giriş seviyesinde 3 aya kodlab php kitabı bitecek öyle düşün
0
Hocam o çok zor bi iş. Yani baya para bayılman lazım. Çünkü yazılım sektöründe maaşlar yüksek, iyi bi elemanın sana vakit ayırabilmesi için çok para vermen lazım. Az para isteyen adam da hayır olsun diye yapmıyorsa kötüdür, ondan da bişey öğrenebileceğin şüpheli. O kadar parası olan adam da niye yazılım öğrensin zaten.
0
Hocam vardir illa ki, saglun bakis açınız için fakat ben pozitif bakmayı tercih ediyorum. Belli bir miktara kadar çıkabilirim, bakalim belki buradan da öneriler gelir
0
Yazılım ögrenmek için özel hocaya gerek yok. Etkileşim ve yönlendirme lüzumsuz. Yazılım ögrenmek için bir sürü online kaynak ve kurs var. Udemy ve btk akademi sayesinde ögrenip şuan çalışan arkadaşlarım var. İlla biri elimden tutsun yönlendirsin istiyorsanız. Bilge adam akademi tarafından birebir etkileşimli kurslar alabilirsiniz. Fakat ona para yetiştirebilir misiniz bilemiyorum.
akademi.bilgeadam.com
akademi.bilgeadam.com
0
Bu mesleğe 25 yılını vermiş birisi olarak yazıyorum, yazılım geliştirme (eski adıyla bilgisayar programcılığı) kursla, öğretmenle öğrenilmez. Yazılım geliştirmenin öğrenilmesinin en etkili ve tek geçerli yolu, bir proje üzerinde aktif olarak çalışmaya başlamaktır.
Öncelikle hangi platforma odaklanacağınızı seçmelisiniz, daha sonra o platformda size özgü çalışacak bir proje belirlemelisiniz, örneğin basit bir hesap makinası ile işe başlayıp daha sonra kişisel hesaplamalarınızı tutacak bir finans asistanı yazacağım kendime diyeceksiniz ve adım adım kodlamaya başlayacaksınız.
Eee ben hiç bir bir şey bilmiyorum ki adımları nereden bileyim dediğinizi duyar gibiyim, Google işte bu yüzden var, girilen bir sayı ile girilen 2. sayının toplamı şu dilde nasıl alınır diye sorsanız size anında yolu yordamı çıkar, temel fonksiyonlar, döngüler, if/else şartları, aritmetik ve matematiksel ifadeler vb konuları zaten basit bir kaç döküman okuyarak öğreneceksiniz başlangıçta, sonrası çorap söküğü gibi gelir.
Öncelikle hangi platforma odaklanacağınızı seçmelisiniz, daha sonra o platformda size özgü çalışacak bir proje belirlemelisiniz, örneğin basit bir hesap makinası ile işe başlayıp daha sonra kişisel hesaplamalarınızı tutacak bir finans asistanı yazacağım kendime diyeceksiniz ve adım adım kodlamaya başlayacaksınız.
Eee ben hiç bir bir şey bilmiyorum ki adımları nereden bileyim dediğinizi duyar gibiyim, Google işte bu yüzden var, girilen bir sayı ile girilen 2. sayının toplamı şu dilde nasıl alınır diye sorsanız size anında yolu yordamı çıkar, temel fonksiyonlar, döngüler, if/else şartları, aritmetik ve matematiksel ifadeler vb konuları zaten basit bir kaç döküman okuyarak öğreneceksiniz başlangıçta, sonrası çorap söküğü gibi gelir.
0
Nereden nasıl öğrenir hoca nasıl bulunur bilemem ancak alana yönlendirme kafamıza göre olmaz, olmamalı, şu alanda iyi para var hacı diye olmaz. bir şeyler öğrenip bir iki bişi yaptıktan sonra ya ben bunlarla değilde X konusuyla uğraşmak istiyorum dediğinde yapılması gereken bir şey.
biraz araba kullanmak gibi, önce bir araba kullanmayı öğrensin, sonra tır kullanıp uzun yolmu istiyor, ralli'ye mi katılacak, f1 demi yarışacak, iş makinesi mi kullanacak kişinin kendisinin bulması gerekiyor, sevmeyeceği bir alanda vakit kaybetmemesi, motivasyonunu düşürmemesi gerekiyor.
yazılıma oyun yazmak için ilgi duyanda var, google yapanda var, işimi göreyim bana yeter diyende var. istemediği bir alana yönlendirmeye çalışmak doğru değil.
senelerdir yazılımcıyım ve hep yüksek trafiği olan yerlerde çalıştım, alanımda keyif aldığım konularda bunlar, hiç oyun yazmayı düşünmedim, hiç mobil uygulama yazayım demedim, yaz deseler uğraşır debelenir yaparım bir şeyler ancak o olandaki kişilerin yaptığı gibi olmaz, o kişiler yaptığım işle dalga geçerler :) ancak bana de ki bir sistem var dakikada bir milyon kişi geliyor o zaman gözlerim parlıyor, o sorunları da mobil uygulama yapan çözemez.
hepimizin temelleri aynı ancak alanlarımızda kullandığımız çözümler farklı. eğer kişinin zaten belli bir amacı var ise (oyun yapacam, mobil yazılım yapacam, arabalara modiye yapacam, uçan araçlara uçuş bilgisayarı yapacam vs.) o zaman daha doğru yönlendirme yapılabilir.
biraz araba kullanmak gibi, önce bir araba kullanmayı öğrensin, sonra tır kullanıp uzun yolmu istiyor, ralli'ye mi katılacak, f1 demi yarışacak, iş makinesi mi kullanacak kişinin kendisinin bulması gerekiyor, sevmeyeceği bir alanda vakit kaybetmemesi, motivasyonunu düşürmemesi gerekiyor.
yazılıma oyun yazmak için ilgi duyanda var, google yapanda var, işimi göreyim bana yeter diyende var. istemediği bir alana yönlendirmeye çalışmak doğru değil.
senelerdir yazılımcıyım ve hep yüksek trafiği olan yerlerde çalıştım, alanımda keyif aldığım konularda bunlar, hiç oyun yazmayı düşünmedim, hiç mobil uygulama yazayım demedim, yaz deseler uğraşır debelenir yaparım bir şeyler ancak o olandaki kişilerin yaptığı gibi olmaz, o kişiler yaptığım işle dalga geçerler :) ancak bana de ki bir sistem var dakikada bir milyon kişi geliyor o zaman gözlerim parlıyor, o sorunları da mobil uygulama yapan çözemez.
hepimizin temelleri aynı ancak alanlarımızda kullandığımız çözümler farklı. eğer kişinin zaten belli bir amacı var ise (oyun yapacam, mobil yazılım yapacam, arabalara modiye yapacam, uçan araçlara uçuş bilgisayarı yapacam vs.) o zaman daha doğru yönlendirme yapılabilir.
0
comp
bütçeniz az hangi özellik ille de olsun istersiniz? o özellik olmazsa araba almayacak, bekleyeceksiniz, o derece bi arayış.otomatik vites, filan tip şanzıman, eds, abs dahil;arabadan arabaya opsiyonlu olan en temel aradıklarınızı sayar mısınız?hayat kurtaran/kolaylaştıran özellikleri soruyorum bi ne
bütçeniz az
hangi özellik ille de olsun istersiniz?
o özellik olmazsa araba almayacak, bekleyeceksiniz, o derece bi arayış.
otomatik vites, filan tip şanzıman, eds, abs dahil;
arabadan arabaya opsiyonlu olan en temel aradıklarınızı sayar mısınız?
hayat kurtaran/kolaylaştıran özellikleri soruyorum bi nevi
teşekkürler
hangi özellik ille de olsun istersiniz?
o özellik olmazsa araba almayacak, bekleyeceksiniz, o derece bi arayış.
otomatik vites, filan tip şanzıman, eds, abs dahil;
arabadan arabaya opsiyonlu olan en temel aradıklarınızı sayar mısınız?
hayat kurtaran/kolaylaştıran özellikleri soruyorum bi nevi
teşekkürler
0
Bence; anahtarsız giriş ve çalıştırma, hız sabitleyici (adaptif olursa hele), en azından arka park sensörü (otomatik parka kadar yolu var), tüm camlarda tek dokunuşla açma-kapama, otomatik klima, otomatik farlar/yağmur sensörü/otomatik kararan ayna.
Zibilyon tane donanım sayılabilir tabii ama bence bunlar en temel ve olmazsa olmazlar.
Zibilyon tane donanım sayılabilir tabii ama bence bunlar en temel ve olmazsa olmazlar.
0
park sensörü.
tabi bütçe az ise insan her türlüsüne razı olur. bu anlamda özellikten ziyade mümkün olan en düşük km ve iyi bakılmış araç ararım. hatta yeni çıkan kurumsalları tercih ederim. en azından bir muhatabın belli bir km garantin olur.
tabi bütçe az ise insan her türlüsüne razı olur. bu anlamda özellikten ziyade mümkün olan en düşük km ve iyi bakılmış araç ararım. hatta yeni çıkan kurumsalları tercih ederim. en azından bir muhatabın belli bir km garantin olur.
0
hayat kurtaran: acil fren destek sistemi - çarpışma/kaza önleyici olarak bilinir genelde. olmazsa olmazdır.
Çoklu hava yastığı olabilecek en bolundan,
bunlar güvenlik ve yaşam için olmazsa olmazımdır, olmayanını satın almam.
sonrası hız sabitleyici, anahtarsız giriş, matrix led far, android auto/carplay, şerit takip, kör nokta.
Çoklu hava yastığı olabilecek en bolundan,
bunlar güvenlik ve yaşam için olmazsa olmazımdır, olmayanını satın almam.
sonrası hız sabitleyici, anahtarsız giriş, matrix led far, android auto/carplay, şerit takip, kör nokta.
0
Hız sabitleyici uzun yolda çok işe yarıyor. Eğer sürekli uzun yol gideceksem beklerim, ama genelde şehir içi kullanacaksam umursamam.
Şehir içinde yokuş kalkış desteği güzel, ama düz bi şehirdeyseniz çok da mühim değil.
Airbag olmayan araba oluyor mu bilmiyorum ama ikinci el bakacaksanız özellikle kontrol ettirin, yoksa almayın.
Şehir içinde yokuş kalkış desteği güzel, ama düz bi şehirdeyseniz çok da mühim değil.
Airbag olmayan araba oluyor mu bilmiyorum ama ikinci el bakacaksanız özellikle kontrol ettirin, yoksa almayın.
0
Bazi ozellikler sonradan da eklenebilir, mesela park sensoru ya da bluetoothlu ya da buyuk ekranli navigasyonlu android radyo tablet gibi.
On arka otomatik cam olmali. Hala arka camlari kollu olan arabalar var.
Seritte tutma kontrolu bazen ise yarar oluyor. Cruise control ve direksiyondan ses kontrolu vs. de konforlu.
Bir de klima kontrolleri eski tip olmali. Tusu cevir sabit kalsin bakmadan ayarlayabil. Kesinlikle dijital (dokunmatik falan) olmamali. Bir tanidigin arabasinda dijital klimada hava girisini ic sirkulasyona cevirince 5 dakika sonra otomatik disaridan almaya ceviriyodu mesela. Cok kotu...
On arka otomatik cam olmali. Hala arka camlari kollu olan arabalar var.
Seritte tutma kontrolu bazen ise yarar oluyor. Cruise control ve direksiyondan ses kontrolu vs. de konforlu.
Bir de klima kontrolleri eski tip olmali. Tusu cevir sabit kalsin bakmadan ayarlayabil. Kesinlikle dijital (dokunmatik falan) olmamali. Bir tanidigin arabasinda dijital klimada hava girisini ic sirkulasyona cevirince 5 dakika sonra otomatik disaridan almaya ceviriyodu mesela. Cok kotu...
0
güvenlikle ilgili donanımlar olabilir.
Yokuş kalkış desteği özellikle yokuşlu bir şehirde çok işe yarıyor.
Onun dışında ayağını yerden kessin yeter.
Yokuş kalkış desteği özellikle yokuşlu bir şehirde çok işe yarıyor.
Onun dışında ayağını yerden kessin yeter.
0
her şey olsun istersin ama istetmesi olmayan, arka camı çevirmeli kol arabaya 400 bin tl istiyorlar. arabaya milyon verip hayatımı 10 sene krediye adapte edemem. ekonomik durumum olduğunda aracın motor gücü ve güvenlik benim için konfordan önce gelir.
0
otomatik klima çok gerekli bir icat bence. hatta hız sabitleyiciden daha önemli benim için.
şunları da sayabilirim
otomatik vites
esp + abs
led veya xenon far
4 cam otomatik
bluetooth (sonradan ekledim :)
bu yukarıdakiler olmayan arabayı kesinlikle almam şu an.
şunları da sayabilirim
otomatik vites
esp + abs
led veya xenon far
4 cam otomatik
bluetooth (sonradan ekledim :)
bu yukarıdakiler olmayan arabayı kesinlikle almam şu an.
0
C sinifi veya daha buyuk olması. Kucuk araba almam. B sinifi polo, yaris vs almam mesela. Asla kucuk arabaya binmem.
Bir de 4 cam otomatik olmali. Klimasiz araba var mi bilmiyorum da varsa da klimasiz araba asla almam.
Nitekim ilk araba baktigim zamanlar B sinifina yetiyordu butcem, almadim israrla. C sinifi alana kadar arabasız takildim.
Su an da C sinifi kullanıyorum ama bir tik buyugunu alma imkanim olsa alırım hemen.
Sunlar da "bunlar yoksa asla almam" diye diretmeyecegim ama sansimi sonuna kadar zorlayvagim, özellikle arayacagim donanimlar:
Bluetooth
Park sensörü
Otomatik katlanir ayna
Silecek sensoru
Hiz sabitleme
Bunlardan Bluetooth gibi sonradan eklenebilen donanimlari eklerim yoksa eger.
Bir de 4 cam otomatik olmali. Klimasiz araba var mi bilmiyorum da varsa da klimasiz araba asla almam.
Nitekim ilk araba baktigim zamanlar B sinifina yetiyordu butcem, almadim israrla. C sinifi alana kadar arabasız takildim.
Su an da C sinifi kullanıyorum ama bir tik buyugunu alma imkanim olsa alırım hemen.
Sunlar da "bunlar yoksa asla almam" diye diretmeyecegim ama sansimi sonuna kadar zorlayvagim, özellikle arayacagim donanimlar:
Bluetooth
Park sensörü
Otomatik katlanir ayna
Silecek sensoru
Hiz sabitleme
Bunlardan Bluetooth gibi sonradan eklenebilen donanimlari eklerim yoksa eger.
0
esp bence önemli, ön cam buz ve bug giderici kışın çok fark ediyor benim araçta yok arka cam da var ön camda yok haliyle kış sabahları 2-3 dk buzun buğun çözülmesini bekliyorsun olsa güzel olurdu bence.
sogutmalı torpido uzun yolda ve yalıtım bence çok önemli uzun yolda aynı şekilde dengeli süspansiyon
haliyle d sınıfı otomobil candır. özellikle uzun yolda keyifli bütçem yeterse d sınıfı otomobil.
sogutmalı torpido uzun yolda ve yalıtım bence çok önemli uzun yolda aynı şekilde dengeli süspansiyon
haliyle d sınıfı otomobil candır. özellikle uzun yolda keyifli bütçem yeterse d sınıfı otomobil.
0
biseysorcaktim
Önümüzdeki günlerde yeni bir projeye başlayacağım.mobile uygulamamızın web client'ini reactjs ile yazmaya başlayacağım. önümüzde desktop app'i çıkarmak da var. desktop app, nice-to-have değil, planlarımız dahilinde olan mecburi bir eylem.haliyle web'i yazarken, projenin iskeletini oluştururken bir y
Önümüzdeki günlerde yeni bir projeye başlayacağım.
mobile uygulamamızın web client'ini reactjs ile yazmaya başlayacağım. önümüzde desktop app'i çıkarmak da var. desktop app, nice-to-have değil, planlarımız dahilinde olan mecburi bir eylem.
haliyle web'i yazarken, projenin iskeletini oluştururken bir yandan da electron js ile olan kullanımını düşünmeliyim.
en uygun yöntem nedir bu konuda?
web app bittikten sonra electron ile bir pencere oluşuturup webview ile içine web uygulamasını vermek istediğim bir şey değil. daha native olmalı. ayrıca uygulamada anında mesajlaşma gibi özelikler de var. arkaplanda açık olmalı, bildirimler gelmeli vs. yani web app'ten farklı bazı native özellikler de düşünüyoruz ya da düşünebiliriz.
yani, aslında sormak istediğim, bazı modifikasyonlar dışında web'de client'ında yaptığım şeyler electron'da doğrudan çalışır mı? yoksa ikisini birbirinden bağımsız iki proje gibi mi düşünmeliyim?
tek kod, farklı ortamlar gibi düşündüm hep.
mobile uygulamamızın web client'ini reactjs ile yazmaya başlayacağım. önümüzde desktop app'i çıkarmak da var. desktop app, nice-to-have değil, planlarımız dahilinde olan mecburi bir eylem.
haliyle web'i yazarken, projenin iskeletini oluştururken bir yandan da electron js ile olan kullanımını düşünmeliyim.
en uygun yöntem nedir bu konuda?
web app bittikten sonra electron ile bir pencere oluşuturup webview ile içine web uygulamasını vermek istediğim bir şey değil. daha native olmalı. ayrıca uygulamada anında mesajlaşma gibi özelikler de var. arkaplanda açık olmalı, bildirimler gelmeli vs. yani web app'ten farklı bazı native özellikler de düşünüyoruz ya da düşünebiliriz.
yani, aslında sormak istediğim, bazı modifikasyonlar dışında web'de client'ında yaptığım şeyler electron'da doğrudan çalışır mı? yoksa ikisini birbirinden bağımsız iki proje gibi mi düşünmeliyim?
tek kod, farklı ortamlar gibi düşündüm hep.
0
Valla ben olsam iki ayrı repo/proje yapmam. Tek proje olur, build ederken desktop flag'i verirseniz electron çıktısı verir, web derseniz normal build eder.
- Interface bugünler için var :) Misal login işiniz var diyelim, web ve desktop birbirinden farklı olabilir (CORS vs). Elinizde bir tane loginProvider interface'i olur, web için webLoginProvider'ı, desktop için desktopLoginProvider'ı kullanarak build edersiniz.
- UI componentlerinizi olabildiğince küçük ve birbirinden bağımsız yazın. Hepsi "platform" gibi ortak/temel bir component'ten extend olsun, web veya desktop'a göre farklı özellikler kazansınlar.
- Bunları typescript yazdığınızı düşünerek yazdım ama js'te daha kolay.
- Interface bugünler için var :) Misal login işiniz var diyelim, web ve desktop birbirinden farklı olabilir (CORS vs). Elinizde bir tane loginProvider interface'i olur, web için webLoginProvider'ı, desktop için desktopLoginProvider'ı kullanarak build edersiniz.
- UI componentlerinizi olabildiğince küçük ve birbirinden bağımsız yazın. Hepsi "platform" gibi ortak/temel bir component'ten extend olsun, web veya desktop'a göre farklı özellikler kazansınlar.
- Bunları typescript yazdığınızı düşünerek yazdım ama js'te daha kolay.
0
biz hali hazirda electronjs icerisinde reactjs ile projemizi gelistiriyoruz. ayni componentleri hem web hem de client uzerinde kullaniyoruz. baya is kolayligi sagliyor bu sekilde. bizim sistem genelde crud calistigi icin electron tarafinda problem yasamadik. isletim seviyesinde yapilacak islemler var ise problemler ile karsilasacaginiz acik. aninda mesajlasma, bildirim gibi yapilarda problem yasamazsiniz.
0
die so slowly
Bir albümün her şarkısına o kadar aşina oluruz ki bir şarkının sonunu dinlerken sonraki şarkının introsunun çoktan kafada dönmeye başlaması durumu olur, bunun adı var mıdır?
Bir albümün her şarkısına o kadar aşina oluruz ki bir şarkının sonunu dinlerken sonraki şarkının introsunun çoktan kafada dönmeye başlaması durumu olur, bunun adı var mıdır?
0
Dedigin durumu ben de yasiyorum bazi albumlerde ama bu muzikle degil psikolojiyle ilgili bir durum bence
0
bu durumu kaset çalar zamanından beri yaşamadığımı şimdi farkettim. mezdeke, muazzez ersoy nostalji 7-8-9, ragga oktay, bomfunk mc's, hakan peker albümlerinin şarkılarını bu şekilde daha şarkı başlamadan kafada mırıldanmaya başlardık. ses biraz fazla açıksa şarkı arasındaki beklemede o birkaç saniyelik hışırtı...
şimdilerde bazı sanatçılar albümlerinde bir hikaye anlatımı yapıyor. hayko cepkin benim her albümüm giriş-gelişme-sonuçtur, hikaye anlatır diyor. röportajlarında belki bu durumun adını koymuştur.
şimdilerde bazı sanatçılar albümlerinde bir hikaye anlatımı yapıyor. hayko cepkin benim her albümüm giriş-gelişme-sonuçtur, hikaye anlatır diyor. röportajlarında belki bu durumun adını koymuştur.
0
plutongezegendegilmi
ya bu 90'larda çıkmış, 2005'ten sonra da yok olmuş gitmiş bi müzik türü sanırım, ya da ben bulamıyorum. encyclopaedia metallum'da milyon tane kayıt var ama random 3-5 tane dinlemeye çalıştım, müziği bulamadım, ya da çok kötü şeyler denk geldi, o yüzden bir bilene sorayım dedim. sacramentum, dissecti
ya bu 90'larda çıkmış, 2005'ten sonra da yok olmuş gitmiş bi müzik türü sanırım, ya da ben bulamıyorum. encyclopaedia metallum'da milyon tane kayıt var ama random 3-5 tane dinlemeye çalıştım, müziği bulamadım, ya da çok kötü şeyler denk geldi, o yüzden bir bilene sorayım dedim.
sacramentum, dissection, vinterland, illnath ayarında grupların albümünü arıyorum. ha normalde black grubudur, ama melodik bi albüm yapmışlardır, o da olur.
ama death (misal amon amarth gibi) olmasın.
örnekler:
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
teşekkürler.
sacramentum, dissection, vinterland, illnath ayarında grupların albümünü arıyorum. ha normalde black grubudur, ama melodik bi albüm yapmışlardır, o da olur.
ama death (misal amon amarth gibi) olmasın.
örnekler:
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
teşekkürler.
0
@teritori, sağolun hocam ama o melodic heavy metal, black değil :) greed'i seviyorum ama bu albümde.
@edmond hocamın gönderdiği de trash mesela.
@die so slowly, Wyrd güzelmiş, sardı. Teşekkürler.
@edmond hocamın gönderdiği de trash mesela.
@die so slowly, Wyrd güzelmiş, sardı. Teşekkürler.
0
Ben de oyumu Amorphis- My kantele den yana kullanıyorum.
küçük bir ihtimal dark tranquility olabilir.
bonus : "therion"
küçük bir ihtimal dark tranquility olabilir.
bonus : "therion"
0
melodic black metal = klavye'nin veya synth'in dahil oldugu black metal.
dimmu borgir ve cradle of filth var.
dimmu borgir ve cradle of filth var.
0
Burada hatırı sayılır albüm var tam aradığınız ayarda olur mu bilmiyorum ama.
www.last.fm
Edit: verdiğiniz linklerin hiçbiri çalışmıyor.
www.last.fm
Edit: verdiğiniz linklerin hiçbiri çalışmıyor.
0
Ancient'ın Night Visit albümü, bu türde en sevdiğim iki parçayı içinde barındırıyor: Horroble ve albüme ismini veren Night Visit. Black Metal'in saflığına duyduğum bağnazca inancım ve daha çok da üşengeçliğim yüzünden albümü hiç açıp baştan sona dinlemedim maalesef.
0
@amaranta, modlar başlığı düzeltirken bozmuşlar muhtemelen, hepsi lowercase olmuş. Düzelttim şimdi.
link efsaneymiş, teşekkürler.
edit: soruyu sormadan önce tereddüt etmiştim, ya niş bi tür, cevap gelmez, boşa database'i işgal edicez falan diye ama ne güzel şeyler geldi. teşekkürler herkese.
link efsaneymiş, teşekkürler.
edit: soruyu sormadan önce tereddüt etmiştim, ya niş bi tür, cevap gelmez, boşa database'i işgal edicez falan diye ama ne güzel şeyler geldi. teşekkürler herkese.
0
Abo, metal kültürü gerçekten ölmüş. Adam melodic black demiş; Artillery'ler, Amorphis'ler, Therion'lar havada uçuşmuş. Ah ulan Z kuşağı...
youtu.be
www.youtube.com
www.youtube.com
Bunlar da benden olsun.
youtu.be
www.youtube.com
www.youtube.com
Bunlar da benden olsun.
0
grgn
Burda hep sorun yaşanan, bıkılan, şikayet edilen komşular anlatılıyor. Hiç harika bir komşunuz yok mu? Harikadan kastım nazik, ince düşünceli, sessiz sakin, anlayışlı, kültürel birikimi yüksek, hoşsohbet, güleryüzlü ve egosuz olması; komşudan kastım müstakil evde oturuyorsanız size bitişik olan pars
Burda hep sorun yaşanan, bıkılan, şikayet edilen komşular anlatılıyor. Hiç harika bir komşunuz yok mu? Harikadan kastım nazik, ince düşünceli, sessiz sakin, anlayışlı, kültürel birikimi yüksek, hoşsohbet, güleryüzlü ve egosuz olması; komşudan kastım müstakil evde oturuyorsanız size bitişik olan parsellerdeki insanlar, apartmanda oturuyorsanız aynı binadaki insanlar. Sitenin başka bloğu veya 2 ileriki bina komşu sayılmaz bence.
0
Var da hocam harika komşumuz var ne yapalım diye duyuru açmak anlamsız olur o yüzden söylemiyoruz.
0
Karşı komşum da yan komşum da süper. Hele şimdi yaz geldi ikide bir çay içmeye bahçelerine damlıyorum.
0
Benim var ya. Onların orda olduğunu bilmek bile güven veriyor. Sorun olsa hemen onlara koşarım, geri çevirmezler.
0
Alt kattaki teyze ölü olabilir hic gormedim hic sesini duymadim.
Dunyanin en iyi komsusu cunku ortada yok.
Dunyanin en iyi komsusu cunku ortada yok.
0
lojmanda yasiyorum, haliyle komsularimin hepsi cok egitimli, kulturlu, saygili, dogru duzgun insanlar. Benimle cok az konusuyorlar, karsilasinca merhaba deyip gidiyorlar sohbet etmeye calismiyorlar. O yuzden iyi.
0
