michael_knight
Payoneer'deki USD parayı Türkiye'deki banka hesabıma Varlık Barışı kapsamında %3 vergi ödeyerek çekebileceğimi okudum. Ama bunun nasıl yapıldığını, hangi formu nerede, nasıl doldurduğumu adım adım anlatan bir kaynak bulamadım.Çoğu banka şubesi bu konuda bilgisizmiş sanırım, halen öyle mi?Bu şekilde
Payoneer'deki USD parayı Türkiye'deki banka hesabıma Varlık Barışı kapsamında %3 vergi ödeyerek çekebileceğimi okudum.
Ama bunun nasıl yapıldığını, hangi formu nerede, nasıl doldurduğumu adım adım anlatan bir kaynak bulamadım.
Çoğu banka şubesi bu konuda bilgisizmiş sanırım, halen öyle mi?
Bu şekilde parasını getiren oldu mu aranızda, anlatabilir mi?
Paxful üzerinden Payoneer ile ödeyerek kripto para satın alıp onu Türkiye'ye getirmek daha iyi bir yöntem mi?
Ama bunun nasıl yapıldığını, hangi formu nerede, nasıl doldurduğumu adım adım anlatan bir kaynak bulamadım.
Çoğu banka şubesi bu konuda bilgisizmiş sanırım, halen öyle mi?
Bu şekilde parasını getiren oldu mu aranızda, anlatabilir mi?
Paxful üzerinden Payoneer ile ödeyerek kripto para satın alıp onu Türkiye'ye getirmek daha iyi bir yöntem mi?
0
Bankaya gidip varlık barışından faydalanmak istiyorum diyorsun. Bi form dolduruyorsun. Vergiyi o günün kurundan tl olarak peşin ödüyorsun, sonraki 3 ay içinde, formda yazdığın hesaba parayı gönderebilirsin. Paranın yurtdışından direkt o hesaba gelmesi lazım.
Şubeler bilmiyor genelde evet, bazı bankalar hiç yapmıyor bile bu işi. Esnafın falan yoğun gittiği bi şubeye gidersen daha rahat olur.
Şubeler bilmiyor genelde evet, bazı bankalar hiç yapmıyor bile bu işi. Esnafın falan yoğun gittiği bi şubeye gidersen daha rahat olur.
0
Ben geçen gün %2 ile getirdim, kraken’den kripto kazancımı hesabıma çektim.
En altta ekler diye link var, onu yazdır doldur (form 1)
www.resmigazete.gov.tr
Garanti Bankasının yakınımdaki şubesine gittim müşteri temsilcisi bi sordu müşterimiz misiniz diye. Sonra benim hesabım bambaşka bir şehirdeydi formu tarayıp oradaki esas temsilcime yolladı. (Bunlar hep bireysel, şirketim falan yok öyle sanılmasın ama Garanti galiba herkese özel bi müşteri temsilcisi atıyor) O kişi onayladı (sistemden bir onay vermesi gerekiyor galiba) vergi için onayımı aldı şu kur ile şu kadar tl oluyor diye. Hemen çektiler parayı. Ben de hemen transferi yaptım geldi.
Bu arada benim beklediğimden çok daha kolay oldu. Gayet biliyor gibilerdi.
En altta ekler diye link var, onu yazdır doldur (form 1)
www.resmigazete.gov.tr
Garanti Bankasının yakınımdaki şubesine gittim müşteri temsilcisi bi sordu müşterimiz misiniz diye. Sonra benim hesabım bambaşka bir şehirdeydi formu tarayıp oradaki esas temsilcime yolladı. (Bunlar hep bireysel, şirketim falan yok öyle sanılmasın ama Garanti galiba herkese özel bi müşteri temsilcisi atıyor) O kişi onayladı (sistemden bir onay vermesi gerekiyor galiba) vergi için onayımı aldı şu kur ile şu kadar tl oluyor diye. Hemen çektiler parayı. Ben de hemen transferi yaptım geldi.
Bu arada benim beklediğimden çok daha kolay oldu. Gayet biliyor gibilerdi.
0
Lubb
SelamlarKullandığım diş macunları florürsüz piyasada bilinenlere kıyasla daha az kimyasal içeren modellerden. düzenli fırçalıyorum.bu bir sorun mu?
Selamlar
Kullandığım diş macunları florürsüz piyasada bilinenlere kıyasla daha az kimyasal içeren modellerden. düzenli fırçalıyorum.
bu bir sorun mu?
Kullandığım diş macunları florürsüz piyasada bilinenlere kıyasla daha az kimyasal içeren modellerden. düzenli fırçalıyorum.
bu bir sorun mu?
0
Florür dişlere faydalı bir element. Kendisine düşman olmayı gerektirecek bir durum da yok. Florürlü diş macunu kullanmanız daha iyi olur
0
Florürün macundaki etkinliği az ama florürsüz macunun da beyaz sabundan farkı yok. O yüzden heo yüksek florürlü macun tercih edilmeli
0
Florun curuklere engel oldugu bilimsel olarak kanitlanmis bir sey. O yuzden altin standarttir. Disleriniz dandik denilen migros marka ama florlu olan dis macunu kullanan birine gore daha kolay curuyebilir.
0
Florür olmadan fayda sağlamıyor. Florürün zarar verebilmesi için günde bir paket diş macunu yemeniz lazım. Doğalcılara inanmayın. Zehiri zehir yapan dozdur.
0
Flörürün dişlere faydalı olduğu oldukça tartışmalı bi konu:
www.hsph.harvard.edu
Ama sadece diş macunundan zarar verici seviyede alabileceğinizi de sanmam.
www.hsph.harvard.edu
Ama sadece diş macunundan zarar verici seviyede alabileceğinizi de sanmam.
0
Flörürsüz diş macunu kullanan varsa dişlerini hiç fırçalamasın daha iyi, ayırdığı zamana yazık. Kim uydurduysa bunu insanlar yıllardır hala florür zararlı diye uzak durmaya çalışıyor. Flörün dişlerin çürüme ihtimalini düşürdüğü tüm diş hekimleri tarafantan kabul edilmiş bir şey. Zararlı olsa dahi alınan miktarın zarar verme şansı yok.
Kolaları, fast foodları, en iyi ihtimalle ağrı kesicileri içeriğini sorgulamadan ye-iç, ama flörür sararlı, oldu canım.
Laflarım soru sahibine değil, alınmaca olmasın lütfen.
Hocam piyasadaki en ucuz florürlü diş macununu alıp dişlerinizi düzenli bir şekilde fırçalarsanız hiç bir şey olmaz merak etmeyin.
Kolaları, fast foodları, en iyi ihtimalle ağrı kesicileri içeriğini sorgulamadan ye-iç, ama flörür sararlı, oldu canım.
Laflarım soru sahibine değil, alınmaca olmasın lütfen.
Hocam piyasadaki en ucuz florürlü diş macununu alıp dişlerinizi düzenli bir şekilde fırçalarsanız hiç bir şey olmaz merak etmeyin.
0
Biz ailecek 15 yıldır sadece suyla fircaliyoruz. Ne dis eti kanamasi ne curuk. Disci tavsiye etti. Macun evet zehirdir.
0
tchuck
yazılım işleriyle ilgileniyorum. yapay zeka vb. işlerle "şuan" ilgilenmiyorum.uygulama ve web tabanlı uygulmalarla uğraşıyorum.elimde 2018 macbook pro var. belki 1 sene daha götürür ama 2 sene götürmez. ciddi vergi açığım da gelince, seneye alınca bu sene alayım bari vergiden düşerim. en azından bun
yazılım işleriyle ilgileniyorum. yapay zeka vb. işlerle "şuan" ilgilenmiyorum.
uygulama ve web tabanlı uygulmalarla uğraşıyorum.
elimde 2018 macbook pro var. belki 1 sene daha götürür ama 2 sene götürmez.
ciddi vergi açığım da gelince, seneye alınca bu sene alayım bari vergiden düşerim. en azından buna ödeyeceğim paranın %35lik bölümünü devlet yerine bilgisayara vermiş olurum diye düşündüm.
faturayı 2022 içinde almam gerektiği için 3-4 hafta beklemeli ürünlere dönemiyorum.
1. www.hepsiburada.com
bu modelde 24gpu var.
65bin TL.
bir de apple'ın sitesinden yine hızlıca gidip alabildiğim 32gpu model var o ise 72bin tl.
aradaki 7000tl'ye değecek bir fark yaratıyor mu? öncelikli sorum bu.
diğer sorum ise;
kredi kartım fiziki olarak üsütmde yok. normalde heryerde QR ile ödemeyi kullanıyorum. apple store'da da bu tür ödeme kullanabiliyor muyuz? fiziki kart olmadan ödememin yolu var mı?
uygulama ve web tabanlı uygulmalarla uğraşıyorum.
elimde 2018 macbook pro var. belki 1 sene daha götürür ama 2 sene götürmez.
ciddi vergi açığım da gelince, seneye alınca bu sene alayım bari vergiden düşerim. en azından buna ödeyeceğim paranın %35lik bölümünü devlet yerine bilgisayara vermiş olurum diye düşündüm.
faturayı 2022 içinde almam gerektiği için 3-4 hafta beklemeli ürünlere dönemiyorum.
1. www.hepsiburada.com
bu modelde 24gpu var.
65bin TL.
bir de apple'ın sitesinden yine hızlıca gidip alabildiğim 32gpu model var o ise 72bin tl.
aradaki 7000tl'ye değecek bir fark yaratıyor mu? öncelikli sorum bu.
diğer sorum ise;
kredi kartım fiziki olarak üsütmde yok. normalde heryerde QR ile ödemeyi kullanıyorum. apple store'da da bu tür ödeme kullanabiliyor muyuz? fiziki kart olmadan ödememin yolu var mı?
0
Son soruya yanıt olarak; apple store sadece kredi kartı ve sanal kart kabul ediyor.
0
@orient blue,
e süper, sanal kart bilgilerimi orada söyleyerek satın alım yapıyorlar yni demi? bu da işimi görür süper
e süper, sanal kart bilgilerimi orada söyleyerek satın alım yapıyorlar yni demi? bu da işimi görür süper
0
Bende 32 gpu'luk model var. 24'lük yok, o yüzden ne kadar fark oluyor bilemiyorum. Ama 32'lik alet mükkemmel. 2019'dan geçtim, çok memnunum, ki 2019'u da çok beğeniyordum. Her türlü öneriyorum. Sanırım bi tek şarjı bi tık daha az gidiyor 24'lüğe göre ama zaten masada kullanıyorum genelde. Bi de bi tık daha kalın ve ağır 2018-2019 modellerine göre, ama masada kullanıyorsan çok farketmez yine.
0
plutongezegendegilmi
Şimdi benim kenarda yıllardır "dandik 1 ev" parası kadar param duruyor. Ama paranın miktarı artsa da ederi hep "dandik 1 ev" oluyor :) Enflasyonla mücadelede fena tokat yedim yani.Neyse dedim ki bu böyle olmayacak madem bi ev alayım. Ufak bir piyasa araştırması sonucu ortaya çıktı ki elimdeki seçen
Şimdi benim kenarda yıllardır "dandik 1 ev" parası kadar param duruyor. Ama paranın miktarı artsa da ederi hep "dandik 1 ev" oluyor :) Enflasyonla mücadelede fena tokat yedim yani.
Neyse dedim ki bu böyle olmayacak madem bi ev alayım. Ufak bir piyasa araştırması sonucu ortaya çıktı ki elimdeki seçenekler şunlarmış:
1- Aylık gelirin 1/3'ü kadar ödemesi olan bir kredi çekip, güzel bir semtte ufak (80-90 m^2, 2+1) bir ev almak.
2- Yine aynı miktarda kredi, ama daha "kötü" bir semtte büyük (160+ m^2) bir ev almak.
3- Krediyi ya da peşinatı düşürüp, yine "kötü" semtte daha ufak bi ev almak.
Önemli noktalar:
1- Evde oturacağım. Yatırımlık evim var ama başka şehirde. Kira getirisi vs. bi faktör değil yani.
2- Aslında bana kalsa 2. seçenekten giderdim, evin büyüklüğü önemli bence ama hanım bir arkadaş var, kendisi o semtte oturmak istemez diye düşünüyorum. Bi zarf atayım dedim ama "niye bana soruyorsun" diye bi kontra atakla sorumu savuşturdu.
3- Kenarda bi miktar param yine kalsın istiyorum (3. seçenek o yüzden var), çünkü kenarda bi 6 aylık maaşın bulunuyor olması iş hayatında atar gider yapma alanı açıyor insana. O lüksü kaybetme konusunda çekincelerim var.
4- Aile, eş, dost, akraba desteği gibi opsiyonlarımız yok. Para sabit yani.
Karar veremediğim için sizlere sorayım dedim. Tabi illa ev almak zorunda da değilim, "1 sene bekle, piyasalar düzelecek" diye düşünüyorsanız (veyahut görmediğim başka bir seçenek varsa) lütfen onu da belirtin.
Neyse dedim ki bu böyle olmayacak madem bi ev alayım. Ufak bir piyasa araştırması sonucu ortaya çıktı ki elimdeki seçenekler şunlarmış:
1- Aylık gelirin 1/3'ü kadar ödemesi olan bir kredi çekip, güzel bir semtte ufak (80-90 m^2, 2+1) bir ev almak.
2- Yine aynı miktarda kredi, ama daha "kötü" bir semtte büyük (160+ m^2) bir ev almak.
3- Krediyi ya da peşinatı düşürüp, yine "kötü" semtte daha ufak bi ev almak.
Önemli noktalar:
1- Evde oturacağım. Yatırımlık evim var ama başka şehirde. Kira getirisi vs. bi faktör değil yani.
2- Aslında bana kalsa 2. seçenekten giderdim, evin büyüklüğü önemli bence ama hanım bir arkadaş var, kendisi o semtte oturmak istemez diye düşünüyorum. Bi zarf atayım dedim ama "niye bana soruyorsun" diye bi kontra atakla sorumu savuşturdu.
3- Kenarda bi miktar param yine kalsın istiyorum (3. seçenek o yüzden var), çünkü kenarda bi 6 aylık maaşın bulunuyor olması iş hayatında atar gider yapma alanı açıyor insana. O lüksü kaybetme konusunda çekincelerim var.
4- Aile, eş, dost, akraba desteği gibi opsiyonlarımız yok. Para sabit yani.
Karar veremediğim için sizlere sorayım dedim. Tabi illa ev almak zorunda da değilim, "1 sene bekle, piyasalar düzelecek" diye düşünüyorsanız (veyahut görmediğim başka bir seçenek varsa) lütfen onu da belirtin.
0
ben opsiyon 1'den yürürdüm. ancak full kredilendirmez, dediğiniz gibi 6 aylık bir bütçeyi kenara koyup kredilendirerek bu opsiyonu tercih ederdim. enflasyon artıyor, dolayısıyla ne kadar kredilendirirseniz o kadar kara geçersiniz diye düşünüyorum. tüm full nakitimi eve gömmezdim. ben de yeni araba değiştirdim. kredi çektiğim miktarin daha fazlası bende vardı ama kredi çektim, çünkü max 6 aya kuşa dönücek zaten. ben de elimdeki yatırımı (altın veya döviz) bozmamış oldum.
opsiyon 2 yerine 1'i de şu sebeple tercih ederdim, zarf attığınız arkadaş kendisine göre plan yapılmasını istemiyor anladığım kadarıyla ki öyle cevap vermiş. o cevaptan sonra ben de ısrarcı olmaz, kendime göre plan yapardım. büyük ev her türlü dert; temizlik, aidat, faturalar vs. tek kişi yerleşecekseniz eve, bence sosyallik, ulaşım, muhatap olduğum insanlar önemli. medeniyet maalesef semtten semte çok değişebilen bi konu, benim kişisel tercihim bu olurdu.
opsiyon 2 yerine 1'i de şu sebeple tercih ederdim, zarf attığınız arkadaş kendisine göre plan yapılmasını istemiyor anladığım kadarıyla ki öyle cevap vermiş. o cevaptan sonra ben de ısrarcı olmaz, kendime göre plan yapardım. büyük ev her türlü dert; temizlik, aidat, faturalar vs. tek kişi yerleşecekseniz eve, bence sosyallik, ulaşım, muhatap olduğum insanlar önemli. medeniyet maalesef semtten semte çok değişebilen bi konu, benim kişisel tercihim bu olurdu.
0
içinde oturacağın için bence hanım arkadaşınızın yorumu daha önemli olacak :) bunu kesinlikle gözardı etme, semt çok önemli (yani goptan fatih’e geçersin sorun değil de göztepe’den fatih’e geçersen epey mutsuz olursunuz)
keza ev büyüklüğü konusu da çok subjektif. ben nispeten merkezi ama çok küçük bir evden yana seçim yaptım, evet büyük ev daha konforlu ama merkezi olması hem değer kazanma hem hayat kalitesi açısından çok önemli.
tüm parayı eve gömmemek ve mümkün olduğunca kredi çekmek bence de mantıklı.
yatırımlık ev alacaksan 5 sene içinde sattığında hayvan gibi vergi çıkacağını unutma. yani 5 yıl satmayacağın bir yatırım planı yapmanı öneririm.
özetle bence mutlaka hanım arkadaşın ikna olmasını sağla derim bir noktada. bence paradan daha önemli bu genel mutluluğun açısından.
keza ev büyüklüğü konusu da çok subjektif. ben nispeten merkezi ama çok küçük bir evden yana seçim yaptım, evet büyük ev daha konforlu ama merkezi olması hem değer kazanma hem hayat kalitesi açısından çok önemli.
tüm parayı eve gömmemek ve mümkün olduğunca kredi çekmek bence de mantıklı.
yatırımlık ev alacaksan 5 sene içinde sattığında hayvan gibi vergi çıkacağını unutma. yani 5 yıl satmayacağın bir yatırım planı yapmanı öneririm.
özetle bence mutlaka hanım arkadaşın ikna olmasını sağla derim bir noktada. bence paradan daha önemli bu genel mutluluğun açısından.
0
@sirkelimon, arkadaş kendisine göre plan yapılmasını istemiyor değil de, daha "resmi" bir beklentisi var, ben erteliyorum o işi biraz :) Yoksa benim için semt çok farketmiyor çünkü zaten Ankaradayım, araba var vs.
0
hocam büyük ev alırsınız ama komsularınız kotu olursa o evde kalmak zulum olur bence. yine de ankarada evler o kadar büyükken, 90 metrekare evde yaşamak da zor olur :/
0
aynı ikilemde kalıp, kötü semtte, oldukça güzel bir site içerisinde büyük ev aldım.
zaten her yere arabayla gidip geliyoruz. gayet de mutluyuz.
bu arada bahsettiğim site tipi 850 katlı siteler değil. oralarda komşuluk da olmaz, keyif de olmaz. 2.5 yıldır bu sitedeyim, yiyip içtiğimiz ayrı gitmeyen komşularımız var. yılbaşını beraber kutlayacağız mesela.
daha düşük katlı sitelerde, büyük hatta bahçeli eve bakabilirsiniz.
zaten her yere arabayla gidip geliyoruz. gayet de mutluyuz.
bu arada bahsettiğim site tipi 850 katlı siteler değil. oralarda komşuluk da olmaz, keyif de olmaz. 2.5 yıldır bu sitedeyim, yiyip içtiğimiz ayrı gitmeyen komşularımız var. yılbaşını beraber kutlayacağız mesela.
daha düşük katlı sitelerde, büyük hatta bahçeli eve bakabilirsiniz.
0
bence burada çok belirsizlik var.
ankara için semtin "kötü" veya "iyi" olması çok geniş bir yelpaze.
yaşanacak ama çok kaliteden ölmeyen bir semt olabilir.
ya da mesela iyi semt neresi?
reşit galip üzeri mi, cinnah mı, kırkkonaklar mı?
herkes kırkkonaklar'a bayılıyor ama bence pek iyi bir semt değil.
diğer yandan, kesinlikle mis gibi yaşanacak bir yer tabii ki.
bunlar çok göreceli.
bir de şu ekonomide ev almak ne kadar doğru bilemiyorum.
evet, her an her şey daha da yükselecek, yükseliyor ama parayı eve gömmek, ev kredisine girmek vb. gibi süreçler için de ortam pek uygun değil gibi.
alırsan da bence minimum nakit, maksimum kredi kullanmalısın.
elinde olabildiğince nakit tutmak her zaman daha mantıklı geliyor bana.
ayrıca hanımcılıktan yanayım, evi almadan kesin onay almalısın.
sadece mutfağı beğenmedi diye evden nefret edebilir.
"niye bana soruyorsun?" dedi diye kafana göre takılıp sürpriz falan yapmaya kalkma yani :)
en kötüsü "kendime ev alıyorum, sen de gör" diye götürüp göster ne olursa olsun.
ya da 2-3 seçenek arasından hangisini seçmen gerektiği konusunda yorum alıyormuş gibi yap ama muhakkak göster.
ankara için semtin "kötü" veya "iyi" olması çok geniş bir yelpaze.
yaşanacak ama çok kaliteden ölmeyen bir semt olabilir.
ya da mesela iyi semt neresi?
reşit galip üzeri mi, cinnah mı, kırkkonaklar mı?
herkes kırkkonaklar'a bayılıyor ama bence pek iyi bir semt değil.
diğer yandan, kesinlikle mis gibi yaşanacak bir yer tabii ki.
bunlar çok göreceli.
bir de şu ekonomide ev almak ne kadar doğru bilemiyorum.
evet, her an her şey daha da yükselecek, yükseliyor ama parayı eve gömmek, ev kredisine girmek vb. gibi süreçler için de ortam pek uygun değil gibi.
alırsan da bence minimum nakit, maksimum kredi kullanmalısın.
elinde olabildiğince nakit tutmak her zaman daha mantıklı geliyor bana.
ayrıca hanımcılıktan yanayım, evi almadan kesin onay almalısın.
sadece mutfağı beğenmedi diye evden nefret edebilir.
"niye bana soruyorsun?" dedi diye kafana göre takılıp sürpriz falan yapmaya kalkma yani :)
en kötüsü "kendime ev alıyorum, sen de gör" diye götürüp göster ne olursa olsun.
ya da 2-3 seçenek arasından hangisini seçmen gerektiği konusunda yorum alıyormuş gibi yap ama muhakkak göster.
0
Hocam şimdi kötü semtin ne derece kötü olduğuna bağlı. Ankara için, sincan, mamak, keçiören gibi yerlerde bence yaşanmaz. Hatta orada villam olsa bile oturmazdım. Çankaya’da olup nispeten ucuz yerlerse belki olabilir. Cevizlidere, gökkuşağı mahallesi gibi yerler çok pahalı değil ama semt olarak kötü de değil. Ben olsam güzel bir semtte 2+1 tercih ederdim. ama işte kötü semtte büyük ev parasına çayyolu, bilkent, çukurambar gibi yerlerde 2+1 de alınmıyor
0
1- küçük ev, iyi semt. aynısını 3 sene önce yaptım çok mutluyum. 3 çocuk planlamıyosun 2+1 80 metrekare ev yeter artar, küçük ama kullanışlı bir ev bulursan her türlü sığarsın eve. ama semt çok sıkıntı.
0
Küçük ev +1 arastirmissinizdir ama devlet bankaları kredi vermiyor. 300k maksimum.
0
freebird5406_2
türkçe klavyede parantezleri yatay sayı tuşları sayesinde koyabiliyoruz, ingilizce klavyede ise bu bracket ler bağımsız olarak bulunuyor ve yeri sağ serçe parmağımızın altındaingilizce klavyede kod yazmak daha pratik değil mi tuşların yeri bakımından ?
türkçe klavyede parantezleri yatay sayı tuşları sayesinde koyabiliyoruz, ingilizce klavyede ise bu bracket ler bağımsız olarak bulunuyor ve yeri sağ serçe parmağımızın altında
ingilizce klavyede kod yazmak daha pratik değil mi tuşların yeri bakımından ?
ingilizce klavyede kod yazmak daha pratik değil mi tuşların yeri bakımından ?
0
Çok daha pratik. Ben maalesef Türkçe klavye kullanıyorum ve elim ayağım yoruluyor kod yazarken ama arkadaşların hemen hepsi en kötü ENG layout kullanıyorlar.
0
130-140 tuşluk türkçe klavye olsa daha pratik olmaz mı?
fonksiyon tuşları da müstakil olsun
fonksiyon tuşları da müstakil olsun
0
iyi olmayan gececi
Freelance video edit işleri yapıyorum. Yeni başladığım için şu an gelgitli bir iş durumum var ve fatura kesmem gerekiyor. Ne yapmam gerek cidden kafam karışık ve hiç bilmediğim konular. Yardımlarınızı bekliyorum. Bu işi gerçekten halletmemi sağlayan kişilere ücreti neyse onu da verebilirim.
Freelance video edit işleri yapıyorum. Yeni başladığım için şu an gelgitli bir iş durumum var ve fatura kesmem gerekiyor. Ne yapmam gerek cidden kafam karışık ve hiç bilmediğim konular. Yardımlarınızı bekliyorum. Bu işi gerçekten halletmemi sağlayan kişilere ücreti neyse onu da verebilirim.
0
Tanıdığın, güvendiğin şirketi olan bir arkadaşından vergisini verip fatura kestirebilirsin.
Bookmark'ımda şöyle bir site eklemişim ama hiç araştırmadım. Doğruluğu ve güvenilirliği konusunda bir bilgim yok.
(git: tpayment.co)
Bookmark'ımda şöyle bir site eklemişim ama hiç araştırmadım. Doğruluğu ve güvenilirliği konusunda bir bilgim yok.
(git: tpayment.co)
0
ben de bi dönem çok araştırmıştım, en güzeli kendi şahıs şirketini kurana kadar benzer işler yapan birini bulup ona fatura kestirmen. fatura bedelinin %18ini ödersin tabi.
0
yurtdışına şirket kurma seçeceğini düşün derim. ingiltere Estonya filan gayet kolay. faturayı çat diye keser yollarsın, parayı da visa üzerinden harcarsın.
0
(bkz: rimuut)
fakat buradan fatura kestiğinde sana gelecek ödemenin vergisini ayrıca hesaplayıp beyan edip ödemelisin. tabi ödeyip ödememek senin insiyatifinde. para wise üzerinden ve birleşik ödeme hismetleri adına etiketsiz geliyor.
bir dezavantajı da müşterinin burada hesap açıp ödemeyi. türkiyede değil, yurtdışı bankasına euro olarak yapması gerekiyor. çıkan masraf ufak faturalarda sıkıntı yaratabilir.
fakat buradan fatura kestiğinde sana gelecek ödemenin vergisini ayrıca hesaplayıp beyan edip ödemelisin. tabi ödeyip ödememek senin insiyatifinde. para wise üzerinden ve birleşik ödeme hismetleri adına etiketsiz geliyor.
bir dezavantajı da müşterinin burada hesap açıp ödemeyi. türkiyede değil, yurtdışı bankasına euro olarak yapması gerekiyor. çıkan masraf ufak faturalarda sıkıntı yaratabilir.
0
ikiicidisibirkisi
insanları rahatsız eder mi?vefat eden bir yakının imha edilmesi gereken evraklarını yakmak gerekiyor.kimsenin soğuk sebebiyle kapı, pencere açmadığı da düşünülürse sizce koku ve duman sorunu olur mu?sadece kağıt yakılacak.
insanları rahatsız eder mi?
vefat eden bir yakının imha edilmesi gereken evraklarını yakmak gerekiyor.
kimsenin soğuk sebebiyle kapı, pencere açmadığı da düşünülürse sizce koku ve duman sorunu olur mu?
sadece kağıt yakılacak.
vefat eden bir yakının imha edilmesi gereken evraklarını yakmak gerekiyor.
kimsenin soğuk sebebiyle kapı, pencere açmadığı da düşünülürse sizce koku ve duman sorunu olur mu?
sadece kağıt yakılacak.
0
@jelly bear
kapaklı küçük bir mangal mevcut. ara ara kapak kapatılsa nasıl olur?
kapaklı küçük bir mangal mevcut. ara ara kapak kapatılsa nasıl olur?
0
su dolu bir leğende 1 gün bekletip kağıdı hamur kıvamına getirerek çöpe de atabilirsiniz.
0
japon balığı
Benim dışımda tüm iş arkadaşlarım iş yeri gönderilerini beğeniyor, yorum yapıyor ya da yeniden paylaşıyor. Küçük bir ekibiz, aksiyon vermemem göze batıyor mudur?
Benim dışımda tüm iş arkadaşlarım iş yeri gönderilerini beğeniyor, yorum yapıyor ya da yeniden paylaşıyor. Küçük bir ekibiz, aksiyon vermemem göze batıyor mudur?
0
Yeniden paylaşmıyorum. Yorum yapmıyorum. Çok alakasız bir şey değilse beğeniyorum.
Göze batıp batmaması LinkedIn'i ne kadar aktif kullandığınızla ilgili. Sürekli yazılar paylaşıyorsanız, başka hesapların gönderileriyle etkileşim halindeyseniz iş yerinizin gönderileriyle hiç ilgilenmemiş olmanız dikkat çekebilir. Yok benim gibi nadiren kontrol ediyorsanız arada beğenip geçin sorun olmaz.
Göze batıp batmaması LinkedIn'i ne kadar aktif kullandığınızla ilgili. Sürekli yazılar paylaşıyorsanız, başka hesapların gönderileriyle etkileşim halindeyseniz iş yerinizin gönderileriyle hiç ilgilenmemiş olmanız dikkat çekebilir. Yok benim gibi nadiren kontrol ediyorsanız arada beğenip geçin sorun olmaz.
0
Bazen marketingciler "arkadaşlar paylaşalım" diye link atar, onda da içimden söve söve tıklarım ama normalde hayatta ellemem.
Göze batıyor mudur? Öyle bi beklenti varsa evet, batıyordur.
Göze batıyor mudur? Öyle bi beklenti varsa evet, batıyordur.
0
eğer linkedin'de aktifseniz, başkaca paylaşımlar yapıyorsanız yadırganabilir.
0
hayır. hatta şirketin özel bir uygulaması var bunun için otomatik olarak paylaşıyor eğer izin verirsen (Everyonesocial mi ne). üstüne hediye falan veriyorlar ona rağmen paylaşmıyorum.
0
Linkedin'de hiç aktif değilim, bir şey paylaşmam ya da başka şeylere yorum yazmam zaten 30-35 bağlantım var. Göze batmıyorumdur herhalde?
0
alperz
Aşağı yukarı 2000 yılından beri her gün iki üç fincan ve üzerinde kahve içerim. Öğleden sonra, akşam üstü de içerim. Son zamanlarda bunu azalttım gerçi.Ancak son bir, iki aydır kahveyi iyice azalttım. Günde iki fincanı geçmiyorum ve sadece sabahları içiyorum. Geçtiğimiz iki gün hiç içmedim. Bu sabah
Aşağı yukarı 2000 yılından beri her gün iki üç fincan ve üzerinde kahve içerim. Öğleden sonra, akşam üstü de içerim. Son zamanlarda bunu azalttım gerçi.
Ancak son bir, iki aydır kahveyi iyice azalttım. Günde iki fincanı geçmiyorum ve sadece sabahları içiyorum. Geçtiğimiz iki gün hiç içmedim. Bu sabah bir fincan içtim. Hala enerji patlaması yaşıyorum. Sanki uyarıcı almış gibiyim.
Bu kafein bu kadar etkili bir şey mi? Ben yalama olduğum için mi fark edemedim yoksa denk mi gelmiş?
Ancak son bir, iki aydır kahveyi iyice azalttım. Günde iki fincanı geçmiyorum ve sadece sabahları içiyorum. Geçtiğimiz iki gün hiç içmedim. Bu sabah bir fincan içtim. Hala enerji patlaması yaşıyorum. Sanki uyarıcı almış gibiyim.
Bu kafein bu kadar etkili bir şey mi? Ben yalama olduğum için mi fark edemedim yoksa denk mi gelmiş?
0
Abi kaefin toleransı yükseldikçe etkisini hissetmiyor gibi oluyorsun ama eskiden Arap ülkelerinde alkolü uyuşturucu maddeleri yasaklarken kahveyi bile yasaklamayı düşünmüşler bu da uyuşturucu madde galiba deyip ama sonra sadece zihin açıcı bir şey olduğunu anlayıp vazgeçmişler, öyle bir madde kafein.
Bi de ekleme yapayım kafein toleransı yükselince sen fiziken ya da psikolojik olarak etkisini hissetmiyormuş gibi hissediyorsun ama kafeinin sistemde yaptığı etki aslında değişmiyor bunu da belirtmek isterim, sadece onu sen hissetmiyorsun. Böyle durumlarda genelde kafeinin dozu artırılır ama o da aslında çok doğru değil çok fazla kafein yüklemesi yapmış oluyorsun o da rahatsız etmeye başlıyor bir zaman sonra. En sağlıklısı dozu artırmak yerine birkaç gün hiç kafein tüketmeyip toleransı düşürmek bu anlamda.
Bi de ekleme yapayım kafein toleransı yükselince sen fiziken ya da psikolojik olarak etkisini hissetmiyormuş gibi hissediyorsun ama kafeinin sistemde yaptığı etki aslında değişmiyor bunu da belirtmek isterim, sadece onu sen hissetmiyorsun. Böyle durumlarda genelde kafeinin dozu artırılır ama o da aslında çok doğru değil çok fazla kafein yüklemesi yapmış oluyorsun o da rahatsız etmeye başlıyor bir zaman sonra. En sağlıklısı dozu artırmak yerine birkaç gün hiç kafein tüketmeyip toleransı düşürmek bu anlamda.
0
ben de çok az kahve işen biri olarak etkilerini çok somut şekilde hissediyorum içince. beni çok hızlandırıyor ve anksiyete sorunları yaşıyorum. gerçekten çok etkili bir madde bence.
hatta sürekli i,en insanların çoğu kendi normalini unutmuş durumda olduğu için çok fark etmiyorlar bu durumu bence.
hatta sürekli i,en insanların çoğu kendi normalini unutmuş durumda olduğu için çok fark etmiyorlar bu durumu bence.
0
Tolerans oluşturma ve onu aşmayla ilgili. Ben de her gün iki üç kupa kahve içiyorum. Bir gün dört kupadan fazla içtim ve o gün Energizer tavşanı gibi gezindim ortalıkta. Müthiş bir enerji, sürekli birilerine bir şeyler anlatma isteği, hızlı hızlı konuşmalar vs. Ama çarpıntı da yaptı ve rahatsız etti. Dediğiniz gibi uyarıcı almış gibiydim.
Şu an günde iki kupaya indirdim ve hiçbir (en azından güçlü) etkisi yok çünkü toleransım içerisinde.
Şu an günde iki kupaya indirdim ve hiçbir (en azından güçlü) etkisi yok çünkü toleransım içerisinde.
0
iddaaci
Merhaba, yeni bir mac aldım. Eğitim sitesinden aldım. Belge filan istemedi. Ne zaman isteyecek? 1 ay sonrasına teslimat tarihi verdi. Bu doğru mu? Daha erken geliyor mu?
Merhaba, yeni bir mac aldım. Eğitim sitesinden aldım. Belge filan istemedi. Ne zaman isteyecek?
1 ay sonrasına teslimat tarihi verdi. Bu doğru mu? Daha erken geliyor mu?
1 ay sonrasına teslimat tarihi verdi. Bu doğru mu? Daha erken geliyor mu?
0
Ben aldığımda hiç istememişlerdi. 1 ay teslim doğru, genelde 1-2 haftada gümrükte oluyor ama oradan çıkıp sana gelmesi tamamen sürpriz :)
0
@plutongezegendegilmi yurtdışından gelirken darbe filan almıyor değil mi? Sağlam paketliyorlar mı?
0
Ben hiç sıkıntı yaşamadım, zaten öyle bi durum olsa da apple çözer gibi düşünüyorum :)
0
roket adam
tatil veya gezme tozma odaklı yurtiçi - yurtdışı seyahatlere, bu yıl mesela kaç maaş harcamışsınızdır?
tatil veya gezme tozma odaklı yurtiçi - yurtdışı seyahatlere, bu yıl mesela kaç maaş harcamışsınızdır?
0
baska ulkede yasiyorum. tatil olarak senede 1 ay turkiyedeyim. 0.4-0.5 maas gidiyor.
0
NOrmalde 1 maaştı, pandemide harcayamadık diye 2022’de abarttık, yaklaşık 2,5 maaş gitti
0
Temmuz ayında dört gece Çeşme, Kasım başında dört gece Kıbrıs olmak üzere iki tatilde eve giren bir aylık parayı harcamışız. Çocuk yok.
0
Yılda en az 4 yurtdışı 1 yurtiçi tatil yaparız her tatil en fazla yarım maaşa falan denk gelir
0
nundu
Benim çocukluğumda bu sıfat uzuun yıllar Bill Gates'e aitti. Bilmiyorum belki arada değişiyordur (bi ara meksikalı birine geçmişti sanki) ama hani çok zengin muhabbeti olduğunda hep Bill Gates örneği veriliyordu ve direkt top isimdi yani.Şimdi ise son yıllarda çok sık değişti bu ünvan gibi geliyor.
Benim çocukluğumda bu sıfat uzuun yıllar Bill Gates'e aitti. Bilmiyorum belki arada değişiyordur (bi ara meksikalı birine geçmişti sanki) ama hani çok zengin muhabbeti olduğunda hep Bill Gates örneği veriliyordu ve direkt top isimdi yani.
Şimdi ise son yıllarda çok sık değişti bu ünvan gibi geliyor. Günümüzde mi bu değişim sık oluyor yoksa Bill Gates dönemi mi istisnaydı bu kadar uzun süre aynı kişide kalması yönünden.
Bi de Louis Vuitton'un sahibi nasıl en zengin insan oldu ya? Elon Musk'ın birincilikten düşmesinin sebebini sormuyorum ama Bezos ya da başka bir teknoloji şirketi sahibi değil de kıyafet gibi daha geleneksel bi endüstriden ve lüks tüketim şirketi sahibi biri nasıl birinci oldu. Zara gibi daha kitlesel bir firma da değil sonuçta. Spesifik bir nedeni var mı bu olayın?
Gerçi şimdi baktim hep top 10'daymış kendisi son senelerde. O da ilginç geldi listedeki Warren Buffet hariç diğer kişiler hep teknoloji firmalarından insanlarken sadece kendisi tekstil alanında.
Şimdi ise son yıllarda çok sık değişti bu ünvan gibi geliyor. Günümüzde mi bu değişim sık oluyor yoksa Bill Gates dönemi mi istisnaydı bu kadar uzun süre aynı kişide kalması yönünden.
Bi de Louis Vuitton'un sahibi nasıl en zengin insan oldu ya? Elon Musk'ın birincilikten düşmesinin sebebini sormuyorum ama Bezos ya da başka bir teknoloji şirketi sahibi değil de kıyafet gibi daha geleneksel bi endüstriden ve lüks tüketim şirketi sahibi biri nasıl birinci oldu. Zara gibi daha kitlesel bir firma da değil sonuçta. Spesifik bir nedeni var mı bu olayın?
Gerçi şimdi baktim hep top 10'daymış kendisi son senelerde. O da ilginç geldi listedeki Warren Buffet hariç diğer kişiler hep teknoloji firmalarından insanlarken sadece kendisi tekstil alanında.
0
Bill gates ununu eledi, eleği asti. Microsoft falan ceolugu birakti zaten, hanimla boşanması da etkilemistir ama hala çok çok zengin.
Bernard Arnault ; kendisini sırf Louis Vuitton indirmek yanlış olur. Win-win şeklinde lüks ürün satarken vergisini de Fransa'da veren biri.
Sahip olduğu sirketlere örnek;
Tiffany & Co., Christian Dior, Fendi, Givenchy, Marc Jacobs, Stella McCartney, Loewe, Loro Piana, Kenzo, Celine, Sephora, Princess Yachts, TAG Heuer, and Bulgari.
en.m.wikipedia.org
Sonuçta dünyada zenginlerin sayısı artarken bunlara ürün satacak adamın da zengin olması normal.
Sizin bahsettikleriniz ucuz ürün satanlar ve bunlar krizden vs etkilenir ama zengine satan etkilenmez kolay kolay.
Bernard Arnault tekstil alanında değil, lüks tüketim alanında. Tekstil sadece içinde.
Bernard Arnault ; kendisini sırf Louis Vuitton indirmek yanlış olur. Win-win şeklinde lüks ürün satarken vergisini de Fransa'da veren biri.
Sahip olduğu sirketlere örnek;
Tiffany & Co., Christian Dior, Fendi, Givenchy, Marc Jacobs, Stella McCartney, Loewe, Loro Piana, Kenzo, Celine, Sephora, Princess Yachts, TAG Heuer, and Bulgari.
en.m.wikipedia.org
Sonuçta dünyada zenginlerin sayısı artarken bunlara ürün satacak adamın da zengin olması normal.
Sizin bahsettikleriniz ucuz ürün satanlar ve bunlar krizden vs etkilenir ama zengine satan etkilenmez kolay kolay.
Bernard Arnault tekstil alanında değil, lüks tüketim alanında. Tekstil sadece içinde.
0
Bill gates bugunku serveti Microsoft'tan ziyade yaptigi yatirimlardan hisseden geliyor. Zaten Microsoft'u aktif olarak birakali cok oldu.
Arnault da tahmin ediyorum benzer sekilde servet yapmistir. Yatirimlar, gayrimenkul fon vs... Sahip oldugu markalar da zaten asiri yuksek karla satilan urunler ve luks eskisi gibi degil herkes sahip bu markalara boyle olunca onlardan yine de onemli bir gelir elde ediyordur. 100€'ya imal ettirdigi bir cantayi 5000€'ya satabiliyor. Ayrica adamin 180 milyar servetine karsilik louis vouitton 20 kusur milyar dolar. Ayni zamanda adam bu firmalarin %100 sahibi de degil. LVMH'nin yarisi adamin vs..
Mesela Ortega'nin serveti 65 milyar dolar, ama sirf zara'nin ederi 55 milyar civari zaten. O da inditex'in %60'ina falan sahip.
Ayrıca zaten hiçbirinin banka hesabında bikaç milyondan fazla para yoktur. Milyarlarca dolar, sahip oldukları portföylerin değeri. Para istedikleri zaman onları ipoteklettirip kredi çekiyolar gibi bişey okumuştum.
Arnault da tahmin ediyorum benzer sekilde servet yapmistir. Yatirimlar, gayrimenkul fon vs... Sahip oldugu markalar da zaten asiri yuksek karla satilan urunler ve luks eskisi gibi degil herkes sahip bu markalara boyle olunca onlardan yine de onemli bir gelir elde ediyordur. 100€'ya imal ettirdigi bir cantayi 5000€'ya satabiliyor. Ayrica adamin 180 milyar servetine karsilik louis vouitton 20 kusur milyar dolar. Ayni zamanda adam bu firmalarin %100 sahibi de degil. LVMH'nin yarisi adamin vs..
Mesela Ortega'nin serveti 65 milyar dolar, ama sirf zara'nin ederi 55 milyar civari zaten. O da inditex'in %60'ina falan sahip.
Ayrıca zaten hiçbirinin banka hesabında bikaç milyondan fazla para yoktur. Milyarlarca dolar, sahip oldukları portföylerin değeri. Para istedikleri zaman onları ipoteklettirip kredi çekiyolar gibi bişey okumuştum.
0
Bill Gates vergiden ve denetimden kaçmak için malını mülkünü kurduğu vakfa bağışlıyor, ona rağmen en zengin 4. kişi :)
Bu vergiden kaçınma işi kebap, parayı vakfa bağışladığın için vergi ödemiyorsun, ama vakfın yönetimi sende, hala istediğin gibi yatırım yapabiliyorsun, harcayabiliyorsun vs. Üstelik bu "private" ngo dedikleri yapılar üzerinde denetim, borsada işlem gören bi şirkete vs kıyasla çok daha gevşek.
LV'nin sahibi nasıl en zengin insan oldu? sorusunun cevabı da henüz vergiden kaçmak için gerekli bağlantıları, bağışları vs. kuramamış olmasıdır muhtemelen. Vergi kaçırdığında peşine düşmeyeceklerinin garantisini alır almaz o da düşer birinci sıradan :)
O listeler biraz fasa fiso yani.
Bu vergiden kaçınma işi kebap, parayı vakfa bağışladığın için vergi ödemiyorsun, ama vakfın yönetimi sende, hala istediğin gibi yatırım yapabiliyorsun, harcayabiliyorsun vs. Üstelik bu "private" ngo dedikleri yapılar üzerinde denetim, borsada işlem gören bi şirkete vs kıyasla çok daha gevşek.
LV'nin sahibi nasıl en zengin insan oldu? sorusunun cevabı da henüz vergiden kaçmak için gerekli bağlantıları, bağışları vs. kuramamış olmasıdır muhtemelen. Vergi kaçırdığında peşine düşmeyeceklerinin garantisini alır almaz o da düşer birinci sıradan :)
O listeler biraz fasa fiso yani.
0
hknty
yağlı radyatörler nasıldır? 20 m2 odayı ısıtır mı?https://www.koctas.com.tr/dijital-yagli-radyator-9-dilim-2000w/p/2000034402
0
bir tane bu oalcaksa bence kesinlikle isitmaz. dibinde oturmak zorunda kalirsiniz. bir de bunlar asiri elektrik tuketirdi eskiden simdi yenileri nasil bilmiyorum.
0
20 m2 geniş bir oda, tek başına ısıtamaz, ısıtır ama uzun bir süre ister, kayıplar hariç.
Saatte de 2,5 ila 3,5 tl yakar, aylık limiti aşınca 3,5 tl yakar ortalama saatte, hiç kapanmadan çalışırsa.
Saatte de 2,5 ila 3,5 tl yakar, aylık limiti aşınca 3,5 tl yakar ortalama saatte, hiç kapanmadan çalışırsa.
0
infrared mi alınmalı bunlardan mı? ufo tarzı ısıtıcılarda şöyle oluyor :d
twitter.com
kalorifer gibi ısıtmasa da çevresini ısıtsa yeter aslında. ama fiyatı 2-3 katı infrared'in. çok bir farkı yoksa ufo tarzı bir şey alabilirim.
twitter.com
kalorifer gibi ısıtmasa da çevresini ısıtsa yeter aslında. ama fiyatı 2-3 katı infrared'in. çok bir farkı yoksa ufo tarzı bir şey alabilirim.
0
infrared de ısıtmaz o kadar yeri. her ufo tarzı olan şeyler aslında infrared değil, gerçek infrared pahalı olur. mademöyle tüm odanın ısınmasına ihtiyaç yok, yağlı radyatör işini görür.
0
Ben kullanıyorum bunlardan, 2-3 derece farkediyor. Oda da 25 m^2 falan.
Ufoyu kendine çevirip oturabilirsin. 5-10 dk ısınınca kapatırsın, bi saat sonra tekrar bi açarsın vs. Daha iyi ısıtır ama uğraşmak gerekiyor.
Ufoyu kendine çevirip oturabilirsin. 5-10 dk ısınınca kapatırsın, bi saat sonra tekrar bi açarsın vs. Daha iyi ısıtır ama uğraşmak gerekiyor.
0
yağlı radyatör daha küçük bir odanın soğuğunu kırmak için olur, ama öyle çok da ısıtmaz.
hele ufo tarzı hiç bulaşmayın derim.
sizin çözümünüz konvektör ısıtıcıda.
deneyenlerden olumlu dönüşler aldım.
lcd tv gibi ince, bir araştırın dedim.
hele ufo tarzı hiç bulaşmayın derim.
sizin çözümünüz konvektör ısıtıcıda.
deneyenlerden olumlu dönüşler aldım.
lcd tv gibi ince, bir araştırın dedim.
0
biseysorcaktim
Kulaklıklar nasıl çalışıyor? Her biri aslında küçük birer hoparlör, mıknatıs etrafında kablo sarılı, gelen sinyali sese çeviriyor. buraya kadar sorun yok. hatta küçük çocukken kendim de böyle şeyler denemiştim.asıl sorum bundan sonrası için,* mesela active noise cancellation özelliği var. sesi dinli
Kulaklıklar nasıl çalışıyor? Her biri aslında küçük birer hoparlör, mıknatıs etrafında kablo sarılı, gelen sinyali sese çeviriyor. buraya kadar sorun yok. hatta küçük çocukken kendim de böyle şeyler denemiştim.
asıl sorum bundan sonrası için,
* mesela active noise cancellation özelliği var. sesi dinliyor ve ters frekansta bir yayın yaparak titreşimleri uzaklaştırıyor sanırım. sesi dinlerken mikrofon kullanıyor. peki frenkansı nasıl analiz ediyor? ya da bu işlemi nasıl milisaniye cinsinden yapıyor?
* 3d-5d falan gibi özellikleri var kulaklıkların. ses arkadan, aşağıdan, şuradan buradan geliyor. ama kulaklıkta 5 tane falan hoparlör yok, değil mi, bi tane var. bu durumda sese nasıl 3d efekti verilebiliyor?
* kablosuz bluetooth kulaklarda bir de mikrofon var, arkaplan seslerini filtreliyor, gelen açıya göre sesi iletiyor falan. sesin uzaktan mı yakından mı nereden geldiğini nasıl anlıyor? içinde bir kaç mikrofon varsa bile bu işlem için bir işlem yapması gerekir (yakın mikrofona şu açıdan geldi, bunu arttırayım, diğerini azaltayım gibi) işlem yapacaksa da bir işlemciye ihtiyaç duyar ve kısaca bir bilgisayar haline gelir. ama kulaklıklar işlemcisi olan bir cihaz değil, dimi?
* bazı kulaklıklarda 3d spatian audio gibi bir özellik var. kafanı sağa sola çevirince, aşağı yukarı yapınca ses başka yerden geliyormuş gibi oluyor. bu nasıl sağlanıyor. kulaklarda bir jiroskop olsa, bununla sağlanabilir ama bu durumda kulaklığın kocaman olması gerekmez mi? kuru fasulye tanesi kadar bir şey halbuki.
asıl sorum bundan sonrası için,
* mesela active noise cancellation özelliği var. sesi dinliyor ve ters frekansta bir yayın yaparak titreşimleri uzaklaştırıyor sanırım. sesi dinlerken mikrofon kullanıyor. peki frenkansı nasıl analiz ediyor? ya da bu işlemi nasıl milisaniye cinsinden yapıyor?
* 3d-5d falan gibi özellikleri var kulaklıkların. ses arkadan, aşağıdan, şuradan buradan geliyor. ama kulaklıkta 5 tane falan hoparlör yok, değil mi, bi tane var. bu durumda sese nasıl 3d efekti verilebiliyor?
* kablosuz bluetooth kulaklarda bir de mikrofon var, arkaplan seslerini filtreliyor, gelen açıya göre sesi iletiyor falan. sesin uzaktan mı yakından mı nereden geldiğini nasıl anlıyor? içinde bir kaç mikrofon varsa bile bu işlem için bir işlem yapması gerekir (yakın mikrofona şu açıdan geldi, bunu arttırayım, diğerini azaltayım gibi) işlem yapacaksa da bir işlemciye ihtiyaç duyar ve kısaca bir bilgisayar haline gelir. ama kulaklıklar işlemcisi olan bir cihaz değil, dimi?
* bazı kulaklıklarda 3d spatian audio gibi bir özellik var. kafanı sağa sola çevirince, aşağı yukarı yapınca ses başka yerden geliyormuş gibi oluyor. bu nasıl sağlanıyor. kulaklarda bir jiroskop olsa, bununla sağlanabilir ama bu durumda kulaklığın kocaman olması gerekmez mi? kuru fasulye tanesi kadar bir şey halbuki.
0
-> anc'nin çalışma mantığı dediğiniz gibi (gerçi bir sürü farklı versiyonu var). işlemin hızlı olma sebebi, kulaklığın üzerinde sırf bu iş için tasarlanmış bir işlemci olması. dsp deniyor (digital signal processor)
-> kulaklıkta 3-5 tane hoparlör olabilir. airpods pro'da 4 tane var mesela.
-> dps var, teknik olarak tam "bilgisayar" değil ama ona epey yakın bişey.
-> airpods pro'da jiroskop yok ama ivmeölçer var. mercimek kadar bi çip :) airpods max'lerde jiroskop da var diye biliyorum. jiroskoplar çok küçük değil, ama ivmeölçerle de hangi yöne hangi hızla hareket ettiğini ölçebiliyorsun.
-> kulaklıkta 3-5 tane hoparlör olabilir. airpods pro'da 4 tane var mesela.
-> dps var, teknik olarak tam "bilgisayar" değil ama ona epey yakın bişey.
-> airpods pro'da jiroskop yok ama ivmeölçer var. mercimek kadar bi çip :) airpods max'lerde jiroskop da var diye biliyorum. jiroskoplar çok küçük değil, ama ivmeölçerle de hangi yöne hangi hızla hareket ettiğini ölçebiliyorsun.
0
Noise cancellation için dediğiniz gibi faz terslemesi yeterli kendiniz bilgisayarda da deneyebilirsiniz bir mp3'ün 2 kanala atıp birinin üzerine konuşup diğerinin fazını terslediğinizde yalnızca kendini sesiniz kalacaktır öyle aşırı bi *analize falan gerek yok.
Evde 5.1 dinlerken de 2 tane kulağınızla dinlediğiniz için teknik olarak 2 verici ile bu datayı iki kaynak arasında dengeleyerek verebiliyor. Tabi sola az verdim sağa daha çok verdim öyle bi yönelgenlik oldu gibi kadar basit bişey değil sağlam filtrelemeler hesap kitap söz konusu. Beynimiz de psikoakustik ile gerisini hallediyor (bkz: virtual barbershop)
Kablosuzlarda, telefon tabletlerde birden fazla mikrofon var. İnsan konuşma sesinin frekans aralığı aşağı yukarı belli olduğu için oradan hareketle çalışıyor ve genellikle statik gürültülerde başarılı oluyor değişken seslerde değil. Fön makinası çalışırken konuşan bir insanı çok net bi şekilde duyurabiliyor elmalı cihazlar mesela. Evet basbayağı bilgisayar var kulaklıkların içinde teknik olarak.
Gyroscope ve acceleronmeter de var dediğiniz gibi. (Bunu kamera ile yapan yazılımlar da var headtracking ile)
Evde 5.1 dinlerken de 2 tane kulağınızla dinlediğiniz için teknik olarak 2 verici ile bu datayı iki kaynak arasında dengeleyerek verebiliyor. Tabi sola az verdim sağa daha çok verdim öyle bi yönelgenlik oldu gibi kadar basit bişey değil sağlam filtrelemeler hesap kitap söz konusu. Beynimiz de psikoakustik ile gerisini hallediyor (bkz: virtual barbershop)
Kablosuzlarda, telefon tabletlerde birden fazla mikrofon var. İnsan konuşma sesinin frekans aralığı aşağı yukarı belli olduğu için oradan hareketle çalışıyor ve genellikle statik gürültülerde başarılı oluyor değişken seslerde değil. Fön makinası çalışırken konuşan bir insanı çok net bi şekilde duyurabiliyor elmalı cihazlar mesela. Evet basbayağı bilgisayar var kulaklıkların içinde teknik olarak.
Gyroscope ve acceleronmeter de var dediğiniz gibi. (Bunu kamera ile yapan yazılımlar da var headtracking ile)
0
michael_knight
27 kiloluk Seter cinsi bir köpekle yaşıyoruz.Ayakkabı almak istiyorum. Satılan şeylere baktığımda aklıma yatan bir model olmadı.Silikonlar var ya da bohça gibi iple bağlananlar var.Daha önce köpeğine ayakkabı alanların deneyimlerini duyabilir miyim?Amacım her zaman kullanmak değil, birkaç gün bahçel
27 kiloluk Seter cinsi bir köpekle yaşıyoruz.
Ayakkabı almak istiyorum. Satılan şeylere baktığımda aklıma yatan bir model olmadı.
Silikonlar var ya da bohça gibi iple bağlananlar var.
Daha önce köpeğine ayakkabı alanların deneyimlerini duyabilir miyim?
Amacım her zaman kullanmak değil, birkaç gün bahçeli bir evde kalacağız. Her girip çıktığında ayağını silmek yerine ayakkabısını giydireyim, 10 dakika gezip geldiğinde de ayakkabısını çıkarıp temizlemeye gerek kalmadan eve alabileyim istiyorum.
Yazın denize girmeye gittiğimizde de aynı ürünü kullanmayı umuyorum. Özellikle kum çok sıcak oluyor, kumdan yürürken ayaklarını geçici bir süre için sıcaktan koruyacağını umuyorum (5-10 saniye)
Ayakkabı almak istiyorum. Satılan şeylere baktığımda aklıma yatan bir model olmadı.
Silikonlar var ya da bohça gibi iple bağlananlar var.
Daha önce köpeğine ayakkabı alanların deneyimlerini duyabilir miyim?
Amacım her zaman kullanmak değil, birkaç gün bahçeli bir evde kalacağız. Her girip çıktığında ayağını silmek yerine ayakkabısını giydireyim, 10 dakika gezip geldiğinde de ayakkabısını çıkarıp temizlemeye gerek kalmadan eve alabileyim istiyorum.
Yazın denize girmeye gittiğimizde de aynı ürünü kullanmayı umuyorum. Özellikle kum çok sıcak oluyor, kumdan yürürken ayaklarını geçici bir süre için sıcaktan koruyacağını umuyorum (5-10 saniye)
0
Bi kaç tane aldım (Amazon'da satılan modeller), hiç birinden memnun kalmadım. Sağa sola da sormuştum "var mı iyi model" diye ama kimseden olumlu bir şey duyamadım maalesef. O yüzden biz ayak silmeden devam ediyoruz.
0
black holes in the sky
özellikle kayseri mantısı dışındaki önerilere açığım. yakın zamanda gittiyseniz fiyat bilgisi de ekleyebilirseniz şahane olur.
özellikle kayseri mantısı dışındaki önerilere açığım. yakın zamanda gittiyseniz fiyat bilgisi de ekleyebilirseniz şahane olur.
0
yargin
Selam sevgili duyuru yazılımcıları,Bir yakınım yazılımcı. Kendisinden;-Güncellenen bir web sitesini, ben "haydi kopyala" dediğim zaman güncel duruma göre kopyalayan ve internet yokken veya o websiteye girmeden de bana güncel durumunu gösteren-Kopyaladığı bilgileri verdiğim şartlara göre düzenleyecek
Selam sevgili duyuru yazılımcıları,
Bir yakınım yazılımcı. Kendisinden;
-Güncellenen bir web sitesini, ben "haydi kopyala" dediğim zaman güncel duruma göre kopyalayan ve internet yokken veya o websiteye girmeden de bana güncel durumunu gösteren
-Kopyaladığı bilgileri verdiğim şartlara göre düzenleyecek, yeni şeyler oluşturacak bir yazılım yapmasını istemeyi düşünüyorum.
Düzenleme, yeni şeyler oluşturma kısmını verileri manuel olarak girersem ben excel'den yapabiliyorum. O yüzden öyle çok büyük ve uğraştırıcı şeyler olmadığını tahmin ediyorum.
Belki hiç para istemez, belki çok küçük bir rakam ister ama emeği boşa gitsin istemiyorum.
Böyle bir emek için ödemem gereken ücret ne olmalıdır?
Bir yakınım yazılımcı. Kendisinden;
-Güncellenen bir web sitesini, ben "haydi kopyala" dediğim zaman güncel duruma göre kopyalayan ve internet yokken veya o websiteye girmeden de bana güncel durumunu gösteren
-Kopyaladığı bilgileri verdiğim şartlara göre düzenleyecek, yeni şeyler oluşturacak bir yazılım yapmasını istemeyi düşünüyorum.
Düzenleme, yeni şeyler oluşturma kısmını verileri manuel olarak girersem ben excel'den yapabiliyorum. O yüzden öyle çok büyük ve uğraştırıcı şeyler olmadığını tahmin ediyorum.
Belki hiç para istemez, belki çok küçük bir rakam ister ama emeği boşa gitsin istemiyorum.
Böyle bir emek için ödemem gereken ücret ne olmalıdır?
0
"O yüzden öyle çok büyük ve uğraştırıcı şeyler olmadığını tahmin ediyorum."
Hocam birine yazılım yaptıracaksanız yukarıdaki cümleyi kurmayın mümkünse. Çünkü istediğiniz en ufak şey bile iş miktarını iki katına çıkaracak bir şey olabilir. Bu dışarıdan çok anlaşılmıyor haklısınız ama içeride durumlar farklı.
Misal:
- Verilerin nasıl gösterildiği sık sık değişiyor mu? Site değişebilir, site değişirse o arada sizin program çalışmaz. Anlık güncelleme yapılamadığı bi durum için ne senaryo hazırlanacak? Aciliyet ne? İki gün veri alınamazsa ne olur?
- Veriler nerede depolanacak? Yarın bilgisayar bozulursa verilerin kaybolup kaybolmamasını umursuyor muyuz?
- Kaç veri çekiliyor? Karşı taraf kısa sürede çok miktarda veri çekilmesini engelliyorsa bunun etrafından nasıl dolaşılır?
- Excel milyar dolarlık bi yazılım. Düzenlemenin ne olduğuna göre değişir ama onun becerilerinin binde birini bile kopyalamak duruma göre çok zor olabilir. Toplama çıkarma okey, ama "şu paraya alınabilecek en ucuz ürünlerden bir kampanya paketi oluştur" gibi bi iş varsa geçmiş olsun mesela.
- Terminal kullanmaya okey misiniz? Yoksa illa ki grafik arayüz mü lazım?
- Bahsettiğiniz siteden halihazırda veri çeken bir açık kaynak kütüphane var mı?
Bunlar yazıyı okuyunca bir anda aklıma gelen şeyler. İşe başlayıp üstüne iki saat düşünecek olsak bunun gibi belki 50-100 tane daha soru işareti ortaya çıkabilir. Hepsinin cevabına göre de işin ölçeği baya bi değişir.
Ben geçenlerde bi siteden sadece düzenli verip çekip bi yere kaydedecek (gösterme işlem vs yok yani) bir yazılım için 1000 $ para aldım ve verdiğim fiyattan memnun değilim mesela, bi daha olsa yapmam.
O yüzden yapabiliyorsanız olabildiğince ayrıntılı bir döküman hazırlayıp karşı tarafa gönderin. Fiyatı ve yapıp yapamayacağını o söylesin. İş belki kolaydır belki de zordur, ayrıntılarına bakmadan ne söylense yalan olur yani.
Hocam birine yazılım yaptıracaksanız yukarıdaki cümleyi kurmayın mümkünse. Çünkü istediğiniz en ufak şey bile iş miktarını iki katına çıkaracak bir şey olabilir. Bu dışarıdan çok anlaşılmıyor haklısınız ama içeride durumlar farklı.
Misal:
- Verilerin nasıl gösterildiği sık sık değişiyor mu? Site değişebilir, site değişirse o arada sizin program çalışmaz. Anlık güncelleme yapılamadığı bi durum için ne senaryo hazırlanacak? Aciliyet ne? İki gün veri alınamazsa ne olur?
- Veriler nerede depolanacak? Yarın bilgisayar bozulursa verilerin kaybolup kaybolmamasını umursuyor muyuz?
- Kaç veri çekiliyor? Karşı taraf kısa sürede çok miktarda veri çekilmesini engelliyorsa bunun etrafından nasıl dolaşılır?
- Excel milyar dolarlık bi yazılım. Düzenlemenin ne olduğuna göre değişir ama onun becerilerinin binde birini bile kopyalamak duruma göre çok zor olabilir. Toplama çıkarma okey, ama "şu paraya alınabilecek en ucuz ürünlerden bir kampanya paketi oluştur" gibi bi iş varsa geçmiş olsun mesela.
- Terminal kullanmaya okey misiniz? Yoksa illa ki grafik arayüz mü lazım?
- Bahsettiğiniz siteden halihazırda veri çeken bir açık kaynak kütüphane var mı?
Bunlar yazıyı okuyunca bir anda aklıma gelen şeyler. İşe başlayıp üstüne iki saat düşünecek olsak bunun gibi belki 50-100 tane daha soru işareti ortaya çıkabilir. Hepsinin cevabına göre de işin ölçeği baya bi değişir.
Ben geçenlerde bi siteden sadece düzenli verip çekip bi yere kaydedecek (gösterme işlem vs yok yani) bir yazılım için 1000 $ para aldım ve verdiğim fiyattan memnun değilim mesela, bi daha olsa yapmam.
O yüzden yapabiliyorsanız olabildiğince ayrıntılı bir döküman hazırlayıp karşı tarafa gönderin. Fiyatı ve yapıp yapamayacağını o söylesin. İş belki kolaydır belki de zordur, ayrıntılarına bakmadan ne söylense yalan olur yani.
0
Kittie
birini ariyorum mesela. telefonunu acmazsa hemen endiseleniyorum.disaridaysam falan butun keyfim kaciyor.basina bi sey geldi saniyorum. yani ortada anormal bi durum da yok. siradan telefonu acmadi diye endiseleniyorumbabami bekliyorum mesela. gec kaldi, aradim hala bekliyorum nerdesin dedim. babam d
birini ariyorum mesela. telefonunu acmazsa hemen endiseleniyorum.
disaridaysam falan butun keyfim kaciyor.
basina bi sey geldi saniyorum. yani ortada anormal bi durum da yok. siradan telefonu acmadi diye endiseleniyorum
babami bekliyorum mesela. gec kaldi, aradim hala bekliyorum nerdesin dedim. babam diyor biraz gec ciktim ama simdi hizlica gelirim. aklima ya kaza yaparsa sorusu geliyor. arayip hemen, acele etme ben bi kafede bekliyorum falan diyorum.ve gelene kadar cok endiselenmistim.
hele iste su telefon acilmama olayinda aklima elli tane sey geliyor.
gecenlerde teyzem telefonunu acmadi diye evine gitmeye karar vermistim. yalniz yasiyor. 1 saat icinde 3 kere aradim. 1 saat kisa bi sure aslinda. tam en iyisi gideyim derken telefon caldi. sessizdeymis duymamis..
babamin yagli falan yememesi lazim mesela.
her gun ne yedigini soruyorum. iskender yedim dedi bi aksam konusurken. bi sey demedim guldum ama cildirdim o gece
sadece yakin cevrem icin bunu hissediyorum. benim icin cok onemli bi insan daha var hayatta ve biraz maceraperest biri ama ayni seyleri onun icin hissetmiyorum tam olarak bu sekilde. o genc, guclu bi adam basinin caresine bakar diyorum. halbu ki asil genelde o risk altinda oluyor.. dogaya falan da gidiyor.
bu artik anksiyete oldu bende. herkesi surekli kontrol ediyorum. telefonla hal hatir sorarak. sizde de var mi benzer durumlar.
doktora mi gitmeliyim. dusunuyorum birinin basina bi sey gelmesiyle hic basa cikamam ki :(
disaridaysam falan butun keyfim kaciyor.
basina bi sey geldi saniyorum. yani ortada anormal bi durum da yok. siradan telefonu acmadi diye endiseleniyorum
babami bekliyorum mesela. gec kaldi, aradim hala bekliyorum nerdesin dedim. babam diyor biraz gec ciktim ama simdi hizlica gelirim. aklima ya kaza yaparsa sorusu geliyor. arayip hemen, acele etme ben bi kafede bekliyorum falan diyorum.ve gelene kadar cok endiselenmistim.
hele iste su telefon acilmama olayinda aklima elli tane sey geliyor.
gecenlerde teyzem telefonunu acmadi diye evine gitmeye karar vermistim. yalniz yasiyor. 1 saat icinde 3 kere aradim. 1 saat kisa bi sure aslinda. tam en iyisi gideyim derken telefon caldi. sessizdeymis duymamis..
babamin yagli falan yememesi lazim mesela.
her gun ne yedigini soruyorum. iskender yedim dedi bi aksam konusurken. bi sey demedim guldum ama cildirdim o gece
sadece yakin cevrem icin bunu hissediyorum. benim icin cok onemli bi insan daha var hayatta ve biraz maceraperest biri ama ayni seyleri onun icin hissetmiyorum tam olarak bu sekilde. o genc, guclu bi adam basinin caresine bakar diyorum. halbu ki asil genelde o risk altinda oluyor.. dogaya falan da gidiyor.
bu artik anksiyete oldu bende. herkesi surekli kontrol ediyorum. telefonla hal hatir sorarak. sizde de var mi benzer durumlar.
doktora mi gitmeliyim. dusunuyorum birinin basina bi sey gelmesiyle hic basa cikamam ki :(
0
Anksiyete ilaçları bu gibi durumlar için, herkeste oluyor benzer şeyler ara sıra. Ama yapabiliyorsan meditasyon daha iyi bir yöntem.
0
gecmis olsun, yasadiginiz durum hayati size cekilmez yapabilir, profesyonel destek almalisiniz. benzer durumlar elbette oluyor sevdiklerimiz icin ama bu seviyede degil kesinlikle, anlattiklariniz normal degil. ha telefonu acmadi neyse sonra ararim bi daha diyip unutuyoruz genelde 2-3 saat konuyu, keyfimiz tamamen kacmiyor yani. isin altinda sevdiklerinizi kaybetme korkusu gibi seyler yatiyor olabilir, destek alin lutfen.
teyzem 67 yasinda, sizin gibi cok endiseli evhamli biri. telefonla konusurken kesilse yolda biri saldirdi gibi seyler dusunuyor. herkes onu oyle kabullenmis ya iste hep evhamli diye diye ancak hayat kadin icin tam bir zindan. keske zamaninda profesyonel destek alabilseymis de cevresi bunu normallestirmeseymis.
teyzem 67 yasinda, sizin gibi cok endiseli evhamli biri. telefonla konusurken kesilse yolda biri saldirdi gibi seyler dusunuyor. herkes onu oyle kabullenmis ya iste hep evhamli diye diye ancak hayat kadin icin tam bir zindan. keske zamaninda profesyonel destek alabilseymis de cevresi bunu normallestirmeseymis.
0
avatar is back
uçuk kaçık fiyatlar, saçma sapan diyaloglar, rezillikler... arkadaşım araç linki atıyor ikinci el 21 model 700 lira, sıfır liste fiyatı 500. böyle böyle diyorum, gayet normalmiş gibi "ee sıfır araç yok piyasada" diyor. adamın biri bi şekil aracı almış diye diğeri 2 yıllık maaşı kadar farkı ödemeyi n
uçuk kaçık fiyatlar, saçma sapan diyaloglar, rezillikler...
arkadaşım araç linki atıyor ikinci el 21 model 700 lira, sıfır liste fiyatı 500. böyle böyle diyorum, gayet normalmiş gibi "ee sıfır araç yok piyasada" diyor. adamın biri bi şekil aracı almış diye diğeri 2 yıllık maaşı kadar farkı ödemeyi normalleştiriyor mesela.
kardeşime arabamı sattım yurtdışına gelmeden (o zamanlar 280 civarıyken piyasası ben 200'e sattım geldim) şimdi satsa 400'e gider diyor, aradaki zamlardan gelen farkla bile benzer aracı ingiltere'de almanya'da çok rahat alabiliyorsun. araç fiyatına 2-3 tane alabiliyorsun bir de.
en midemi bulandıran ise ilk anlattığım gibi herkesin bunu kabullenmiş olması. pedere bakıyoruz sıfır ufak bişey mesela şehir içi için. ilana koyanlar at hırsızı tipler, mesaj attıklarım yamuk türkçelerle cevap vermeler falan.
kabullenemiyorum emekli bir adamın, diğer tarafta on yıllarca çalışan mühendisin öğretmenin işçinin yıllarca birikimini bir tane bayilerle arası iyi ya da şansa bala bi şekilde bulmuş birinin alıp yüzbinlerce lira fazlasına satmasını.
ne olacak bu piyasa? nereye kadar gidecek? hayal meyal hatırlarım babam 94 krizinde de ev fiyatlarına yakın araçlar vardı diye falan peki şimdi ne olacak
arkadaşım araç linki atıyor ikinci el 21 model 700 lira, sıfır liste fiyatı 500. böyle böyle diyorum, gayet normalmiş gibi "ee sıfır araç yok piyasada" diyor. adamın biri bi şekil aracı almış diye diğeri 2 yıllık maaşı kadar farkı ödemeyi normalleştiriyor mesela.
kardeşime arabamı sattım yurtdışına gelmeden (o zamanlar 280 civarıyken piyasası ben 200'e sattım geldim) şimdi satsa 400'e gider diyor, aradaki zamlardan gelen farkla bile benzer aracı ingiltere'de almanya'da çok rahat alabiliyorsun. araç fiyatına 2-3 tane alabiliyorsun bir de.
en midemi bulandıran ise ilk anlattığım gibi herkesin bunu kabullenmiş olması. pedere bakıyoruz sıfır ufak bişey mesela şehir içi için. ilana koyanlar at hırsızı tipler, mesaj attıklarım yamuk türkçelerle cevap vermeler falan.
kabullenemiyorum emekli bir adamın, diğer tarafta on yıllarca çalışan mühendisin öğretmenin işçinin yıllarca birikimini bir tane bayilerle arası iyi ya da şansa bala bi şekilde bulmuş birinin alıp yüzbinlerce lira fazlasına satmasını.
ne olacak bu piyasa? nereye kadar gidecek? hayal meyal hatırlarım babam 94 krizinde de ev fiyatlarına yakın araçlar vardı diye falan peki şimdi ne olacak
0
Olacak bir şey yok, böyle gittiği yere kadar devam. Kasım ayında satış rekoru kırıldı, aralıkta da kırılacak çünkü insanlar nerdeyse yok parasına arabalarını takasa verip araba alıyor ‘aman bulamam’ endişesi ile. Daha memlekete giriş bile yapmamış gemideki araçlarda sıra var. Bu galerici/esnaf stoğu bitmedikçe ne yazık ki böyle devam.
0
peki bu çip krizi saçmalığı ne zaman bitecek? geçen seneden beri her ay "çip krizi 6 aya bitiyor" deniliyor
0
birebir aynı durum mesela amerika’da da var, redditte veya farklı sitelerde dealer markup diye aratırsanız araçların yerine göre liste fiyatının 1.5 2 katından daha fazlaya satıldığını görebilirsiniz. çip krizinden sonra açıkçası iyicene boku çıktı. yapılması gereken çok basit, almamak. bayide sıraya girmek, sıran gelince o liste fiyatından almak. stokta olmayan aracı hemen almak şu an lüks bir şey ve o lüks takıntısı yüzünden saçma sapan adamlar zengin oluyor.
ben de araç almayı düşünüyordum, biz bayilerde değil bayiler bizim önümüzde sıraya girene kadar (2019’dsn öncesinde öyleydi) mevcut aracımla devam ederim tertemiz. bir çok modelde zaten araç gelmeye başladı yani çip krizi olmayan araçlar da var. onların peşinden koşarsan çok beklemeden araç sahibi olunabiliyor.
donanımhanerdeki sıfır araç fiyatları konusuna yazıyorlar her gün nerede ne araç var. ama bizdeki araba ve hemen sahip olma tutkusu öyle bir seviyede ki kesinlikle hemen her şey olsun istiyoruz. bu da böyle gider o yüzden.
ben de araç almayı düşünüyordum, biz bayilerde değil bayiler bizim önümüzde sıraya girene kadar (2019’dsn öncesinde öyleydi) mevcut aracımla devam ederim tertemiz. bir çok modelde zaten araç gelmeye başladı yani çip krizi olmayan araçlar da var. onların peşinden koşarsan çok beklemeden araç sahibi olunabiliyor.
donanımhanerdeki sıfır araç fiyatları konusuna yazıyorlar her gün nerede ne araç var. ama bizdeki araba ve hemen sahip olma tutkusu öyle bir seviyede ki kesinlikle hemen her şey olsun istiyoruz. bu da böyle gider o yüzden.
0
2020 suzuki vitara 1.4 turbo glx cam tavan, hasarsız, 40 bin civarı olanlar 800 bin tl'ye kadar çıkıyor. ben aynı arabanın 2020 çıkışlı 2019 modelini 21600 euro'ya aldım daha bu haziranda doğu avrupa'da.
0
Olacakları söyleyeyim.
Cip krizi bitecek
Eskisi gibi her araba bulunabilecek
İkinci el piyasası çökecek
Olmayacak diyenlere inanma bunların hepsi olacak ama bugün ama yarın. Hayat döngülerden ibaret
Cip krizi bitecek
Eskisi gibi her araba bulunabilecek
İkinci el piyasası çökecek
Olmayacak diyenlere inanma bunların hepsi olacak ama bugün ama yarın. Hayat döngülerden ibaret
0
gerçekten öyle ama sözlükte ikinci el otomobil piyasası başlığına ne zaman baksam herkes düşecek düşecek diyor. hiç de düştüğünü görmedim. hiç bu fiyatlar ne böyle diyen yok. bir tek bana mı garip geliyor bu durum anlamadım.
0
Ben de arabayı değiştirecektim ama sırf bu durum yüzünden beklemedeyim. Yani param var ama bu tiplere 5 kuruş kazandırmam. Eninde sonunda bitecek bu, konut krizi de geçen seneye göre yavaşladı epey. Önümüzdeki sene en azından dolar bazında fiyatlar düşmeye başlar.
0
geçen sene bu dönem 180 bine aldığım araba 480 bin şu an. artmaya devam ediyor. akp kalırsa 600 olur chp gelirse 400 e iner en fazla :)
0
piyasa ahlaksız, alıcı satıcı da ahlaksız. bu durumda vatandaşını koruması gereken devlet lazım. sanayici arkadaşım, iki kazalı aracı alıp hiç kaza yapmamış gibi satıyor. artık şehirlerde şebeke olmuşlar. sigortacısından her türlü sanayi ustası birbirini tanıyor. sen arabayı göstermeye sanayiye gidiyorsun galerici ustaları arayıp benim araçta sıkıntı yok diye ağız birliği yaptırıyor. ustalarda araç alıp sattığı için galericilere adam yönlendiriyor.
burada devletin her şeyi kontrol etmesi lazım. araç sahibindende 6001 km almaya gidiyorsun 3000 kmde noter inip kontrol etmiyor çünkü noterlerle galerilerde artık birbirini tanıyor ahbap olmuşlar. yani bir sürü saçma sapan örnek var. herkes birbirini kandırıyor çünkü sistem buna seni sürüklüyor.
bence tek çözüm ötv tamamen kaldırılıp araç alımının kolaylaşması ve çürük araçların piyasadan toplanması ile olur. yani araçlar 0 km alındıkça 2. el piyasası değersizleşir arabaya ulaşmak kolaylaşır ve galerici sanayici bağı azalır. bu çok zor bir şey. yani ülkede emlakçı galerici vb. aracı iş kollarının bitmesi lazım. bu biter mi çok zor. çünkü türkiye mal üzerinden para kazananların ekonomiye katkı sağladı bir ülke. bu değişim için yıllar ve ekonomik refah lazım.
burada devletin her şeyi kontrol etmesi lazım. araç sahibindende 6001 km almaya gidiyorsun 3000 kmde noter inip kontrol etmiyor çünkü noterlerle galerilerde artık birbirini tanıyor ahbap olmuşlar. yani bir sürü saçma sapan örnek var. herkes birbirini kandırıyor çünkü sistem buna seni sürüklüyor.
bence tek çözüm ötv tamamen kaldırılıp araç alımının kolaylaşması ve çürük araçların piyasadan toplanması ile olur. yani araçlar 0 km alındıkça 2. el piyasası değersizleşir arabaya ulaşmak kolaylaşır ve galerici sanayici bağı azalır. bu çok zor bir şey. yani ülkede emlakçı galerici vb. aracı iş kollarının bitmesi lazım. bu biter mi çok zor. çünkü türkiye mal üzerinden para kazananların ekonomiye katkı sağladı bir ülke. bu değişim için yıllar ve ekonomik refah lazım.
0
die so slowly
https://www.instagram.com/reel/CmWf5MxAIlS/?igshid=YmMyMTA2M2Y= sb.
0
Kadınlara 10 üzerinden (güzellik açısından) puan veriyorlar. Sonra da işi gücü karakteri vs. hakkında bi yorum yapıyor, diğer eleman da o yorum üzerinden puanını güncelliyor.
Misal diyor ki 10 üzerinden 6 güzellikle ama kendi şirketi var. Diğer adam da kadının kendi şirketinin olmasını bi tık unattractive (çekici olmayan) bulduğu için puanı 5'e düşürüyor.
Misal diyor ki 10 üzerinden 6 güzellikle ama kendi şirketi var. Diğer adam da kadının kendi şirketinin olmasını bi tık unattractive (çekici olmayan) bulduğu için puanı 5'e düşürüyor.
0
Weeze3r
selamlar, bir süredir takip ettiğim kurs vardı javscript için, 4-5 ay oldu ve bugün basit bir diet takip uygulaması yapmak istedim ve donmuş gibi kaldım :) hiçbir şey bilmediğimi düşünüyorum ve nereden başlayacağıma dair hiçbir fikrim yok.kullanıcı yemekleri ekleyecek ve hedef kaloriden düşülecek gi
selamlar, bir süredir takip ettiğim kurs vardı javscript için,
4-5 ay oldu ve bugün basit bir diet takip uygulaması yapmak istedim ve donmuş gibi kaldım :) hiçbir şey bilmediğimi düşünüyorum ve nereden başlayacağıma dair hiçbir fikrim yok.
kullanıcı yemekleri ekleyecek ve hedef kaloriden düşülecek gibi bir mantık çerçevesinde uygulama yapmak istedim.
kurs boyunca hiç not almadım genelde pasif katılım gösterdim. sizce burada temellerim ile ilgili ciddi sıkıntılar yaşar mıyım? tutorial hell'e de düşmek istemiyorum bu sürede.
4-5 ay oldu ve bugün basit bir diet takip uygulaması yapmak istedim ve donmuş gibi kaldım :) hiçbir şey bilmediğimi düşünüyorum ve nereden başlayacağıma dair hiçbir fikrim yok.
kullanıcı yemekleri ekleyecek ve hedef kaloriden düşülecek gibi bir mantık çerçevesinde uygulama yapmak istedim.
kurs boyunca hiç not almadım genelde pasif katılım gösterdim. sizce burada temellerim ile ilgili ciddi sıkıntılar yaşar mıyım? tutorial hell'e de düşmek istemiyorum bu sürede.
0
bu gayet normal. programlama dili ogrenirken ilk 1 yil "hicbirsey bilmiyorum" dusuncesi ile gecer. daha sonra "her seyi biliyorum" hissiyati gelir. birkac yil daha tecrube edindikce tekrar "hicbirsey bilmiyorum" dusuncesi olur. cunku bu isi neresinden tutarsan tut, mutlaka bir tarafi karanlik ve bilinmez kalir. yillardir gelisen bilgisayar teknolojisi, bunun uzerine gelisen programlama dilleri, bu dillerin cevresinde gelisen kutuphaneler ve ekosistemler, bunlarin temelini olusturan veri yapilari, algoritmalar, design patternler cok cok buyuk bir bilgi birikimi olusturuyor ve cok hizli degisip gelisiyor. bu durumda 20 yil bu isin uzerine calisan insanlara sorsan onlar da bilmedigimiz cok sey var diyeceklerdir.
zaten onemli olan bilmedigin yeri gorebilmek ve uzerine gidebilmek. ogrendim dediginde birseyleri kaciriyorsun demektir. ogrenirken de tek tip ogrenme yontemi ise yaramaz, cunku bu spor yapmaya benzer. hep tek tip antramanla profesyonel sporcu olamazsin.
- once genel konsepti ogrenirsin. bir video acarsin ne, neden, nasil yapiliyor bir fikrin olur. sadece gozlemlersin.
- sonra unutmamak icin not alirsin. o an ogrendigin cok mantikli ve normal gelir ama bir sure sonra unutmak ve bu neydi demek normal. o yuzden not almak ve zaman zaman notlara goz gezdirmek her zaman iyi olur
- sonra elini klavyeye koyar birseyler gelistirmeye calisirsin. ilk basta her adimda takilirsin, ama zamanla birseyler oturur. paratik yapmadan hicbirsey ogrenilmis sayilmaz.
- sadece paratik de yetmez. cogu zaman neyi neden yaptigini tam kavrayamaz, yapilani daha buyuk cerceveden bakamazsin pratik yaparken. bu seferde yazilim mimarileri, tasarim sablonlari konusunu arastirmak ve bunu uygulamak durumununda kalirsin. bunu yaparken de elinden kagit kalem dusmez, universite ogrencisinin sinava calistigi gibi calismak durumunda kalirsin. bol bol kitap okumak gerekir bu noktada.
- bununla da bitmez, bir sure sonra detaylar onemli hale gelir. bu noktada da veri yapilari ve algoritmalar onemli olur. yazilim dilleri paradigmalari onemli olur. buna da matematik calisir gibi calismak gerekir
- bir taraftan da degisen ekosistemi, bakis acilarina adapte olman lazim.
bu dongu de hic bitmez yillar bu sekilde gecer. bu noktada merakli olmak cok onemli, motivasyonu bozmamak gerekiyor.
bu is profesyonel sporcu olmaya benziyor, ornegin futbolcu olmaya calismak gibi. kucuklukten merakla baslarsin ama iyi degilsindir. sonra sana yardimci olacak hoclarin esliginde cok farkli antramanlar, farkli taktikler ogrenirsin, bir taraftan da kendini kesfedersin. sonra cevrende de iyi ekip arkadaslarin varsa ilerlesin, sansliysan alaninda en iyiler arasina girersin.
zaten onemli olan bilmedigin yeri gorebilmek ve uzerine gidebilmek. ogrendim dediginde birseyleri kaciriyorsun demektir. ogrenirken de tek tip ogrenme yontemi ise yaramaz, cunku bu spor yapmaya benzer. hep tek tip antramanla profesyonel sporcu olamazsin.
- once genel konsepti ogrenirsin. bir video acarsin ne, neden, nasil yapiliyor bir fikrin olur. sadece gozlemlersin.
- sonra unutmamak icin not alirsin. o an ogrendigin cok mantikli ve normal gelir ama bir sure sonra unutmak ve bu neydi demek normal. o yuzden not almak ve zaman zaman notlara goz gezdirmek her zaman iyi olur
- sonra elini klavyeye koyar birseyler gelistirmeye calisirsin. ilk basta her adimda takilirsin, ama zamanla birseyler oturur. paratik yapmadan hicbirsey ogrenilmis sayilmaz.
- sadece paratik de yetmez. cogu zaman neyi neden yaptigini tam kavrayamaz, yapilani daha buyuk cerceveden bakamazsin pratik yaparken. bu seferde yazilim mimarileri, tasarim sablonlari konusunu arastirmak ve bunu uygulamak durumununda kalirsin. bunu yaparken de elinden kagit kalem dusmez, universite ogrencisinin sinava calistigi gibi calismak durumunda kalirsin. bol bol kitap okumak gerekir bu noktada.
- bununla da bitmez, bir sure sonra detaylar onemli hale gelir. bu noktada da veri yapilari ve algoritmalar onemli olur. yazilim dilleri paradigmalari onemli olur. buna da matematik calisir gibi calismak gerekir
- bir taraftan da degisen ekosistemi, bakis acilarina adapte olman lazim.
bu dongu de hic bitmez yillar bu sekilde gecer. bu noktada merakli olmak cok onemli, motivasyonu bozmamak gerekiyor.
bu is profesyonel sporcu olmaya benziyor, ornegin futbolcu olmaya calismak gibi. kucuklukten merakla baslarsin ama iyi degilsindir. sonra sana yardimci olacak hoclarin esliginde cok farkli antramanlar, farkli taktikler ogrenirsin, bir taraftan da kendini kesfedersin. sonra cevrende de iyi ekip arkadaslarin varsa ilerlesin, sansliysan alaninda en iyiler arasina girersin.
0
@emrahday hocama +1, bi de şöyle bi not ekleyeyim, editörü açıp karşısında donma hissini her bilgisayar mühendisliği öğrencisi yaşıyor zaten birinci sınıfta :) Başlarken öyle olması normal.
Kurs izleme, ders takip etme falan işin %1'i. Asıl öğrenmeyi pratik yaparken gerçekleştiriyorsun.
Github'dan falan örnek proje bulup, onun kodları içinde gezip, ufak tefek değişiklikler yapmak da faydalı olur bu arada. Ben öyle öğrenmiştim kod yazmayı. Kodda bi yeri değiştiriyordum, ekranda değişikliğe bakıyordum, "hmm bu bu işe yarıyormuş" demek ki diyip devam ediyordum.
Kurs izleme, ders takip etme falan işin %1'i. Asıl öğrenmeyi pratik yaparken gerçekleştiriyorsun.
Github'dan falan örnek proje bulup, onun kodları içinde gezip, ufak tefek değişiklikler yapmak da faydalı olur bu arada. Ben öyle öğrenmiştim kod yazmayı. Kodda bi yeri değiştiriyordum, ekranda değişikliğe bakıyordum, "hmm bu bu işe yarıyormuş" demek ki diyip devam ediyordum.
0
dissendium
Merhabalar. Şu anki işimde iki ay deneme süresini bitirdim. Şimdi iş bulsam, gel başla deseler ihbar süresi sorununu nasıl çözeceğim? 15 gün çalışmak zorunda mıyım? Onlardan çıkarmalarını istesem çıkarırlar mı? Bir de yerime birini 3 günde bulduklarını düşünelim. Kalan sürede yine çalışmam mı gereki
Merhabalar. Şu anki işimde iki ay deneme süresini bitirdim. Şimdi iş bulsam, gel başla deseler ihbar süresi sorununu nasıl çözeceğim? 15 gün çalışmak zorunda mıyım? Onlardan çıkarmalarını istesem çıkarırlar mı? Bir de yerime birini 3 günde bulduklarını düşünelim. Kalan sürede yine çalışmam mı gerekiyor? Teşekkür ederim.
0
diceksin ihbar sürem var.
günde 2 saat iş arama iznin var. 1 hafta falan tutabilirler seni. çok kilit biri değilsen ertesi gün çıkabilirsin de diyebilirler.
günde 2 saat iş arama iznin var. 1 hafta falan tutabilirler seni. çok kilit biri değilsen ertesi gün çıkabilirsin de diyebilirler.
0
15 değil de 14 gün ve evet çalışmak zorundasın. Şirket "isterse" ihbar süresi hakkından vazgeçebilir, ama istemezse zorunlu maalesef.
Hiç çalışmak istemiyorsan ihbar tazminatını ödeyip elini kolunu sallayarak da çıkabilirsin tabi.
Hiç çalışmak istemiyorsan ihbar tazminatını ödeyip elini kolunu sallayarak da çıkabilirsin tabi.
0
ihbar sürende çalış derlerse çalışmak veya parasını vermek zorundasın ama genelde yönetime ve işe bağlı, çok değişir.
0
O zaman önce istifa edip süreyi başlatmam mı gerekiyor? İşten çıkış tarihi hangisi oluyor?
0
ya ben lan neyse
yok mu kayıt olurken bunu baypas etmenin yolu? bir denemek istiyorum. birine bakıp çıkacağım.
yok mu kayıt olurken bunu baypas etmenin yolu? bir denemek istiyorum. birine bakıp çıkacağım.
0
obez kirpi george
işe yarar bişey midir bu, yıllardır duyuyorum, birileri çıkıp şunu yaptık, böyle bir teknoloji var süfer lan vs diye konuşuyor sanırım konferans tadında, bi faydası var mı bize, googledan öğrenemeyeceğimiz bişey katıyor mu yaninot: developerım
işe yarar bişey midir bu, yıllardır duyuyorum, birileri çıkıp şunu yaptık, böyle bir teknoloji var süfer lan vs diye konuşuyor sanırım konferans tadında, bi faydası var mı bize, googledan öğrenemeyeceğimiz bişey katıyor mu yani
not: developerım
not: developerım
0
katmıyor.
google'ın kendi ürünlerini / desteklediği dilleri pazarlamak için kullandığı bi marketing çalışması.
bu etkinliklerde sunum yapan birisiyle aynı şirkette çalışıyorum. teknik bilgisi zayıf sunumu ezberleyip gidiyor.
google'ın kendi ürünlerini / desteklediği dilleri pazarlamak için kullandığı bi marketing çalışması.
bu etkinliklerde sunum yapan birisiyle aynı şirkette çalışıyorum. teknik bilgisi zayıf sunumu ezberleyip gidiyor.
0
mark greg sputnik
pandemi zamanından beri sakalla bıyığı ilk kez kestim. bıyığı kesme konusunda isteksizim çünkü barkod gibi göründüğü ilginç bir dönem var, uzamışken kesesim gelmiyor hiç ama biraz cildim nefes alsın dedim. nitekim kesince fark ettim ki suratım mayın tarlasına dönmüş aboov, yok böyle bir çirkinlik. h
pandemi zamanından beri sakalla bıyığı ilk kez kestim. bıyığı kesme konusunda isteksizim çünkü barkod gibi göründüğü ilginç bir dönem var, uzamışken kesesim gelmiyor hiç ama biraz cildim nefes alsın dedim. nitekim kesince fark ettim ki suratım mayın tarlasına dönmüş aboov, yok böyle bir çirkinlik. her taraf yara bere, değişik değişik renkler, acayip kuru filan. o yüzden 3-4 ayda bir yumurtaya dönüşeyim dedim kendi kendime.
siz sakallarınızı belli aralıklarla kesiyor musunuz yoksa 3-5 yıl gidiyor musunuz? cilt sağlığı açısından kesmek gerekir mi mesela, önemli bir nokta mıdır?
siz sakallarınızı belli aralıklarla kesiyor musunuz yoksa 3-5 yıl gidiyor musunuz? cilt sağlığı açısından kesmek gerekir mi mesela, önemli bir nokta mıdır?
0
en az 5 yıldır falan sıfır kesmedim. kısaltıyorum sadece berberde. kendim de kesmiyorum. askere gidersem anca.
0
2012-13'ten beri toplamda 2 sene sakalımı sinek kaydı kestim. onun haricinde hep leonidas sakalı.. ilk sinek kaydındaki travmayı hala unutamıyorum. bembeyaz surat, buz gibi rüzgar.. yara falan yoktu bende ama koca bir kafadan aniden yumurtaya dönünce özgüveni falan kalmıyor insanın. dediğin gibi ama yüzün hava alıyor, yüzük mordorda yok edilmiş de ortadünyaya bahar gelmiş gibi, çiçekler açmış gibi hissediyor insan.
31 yaşındayım artık, çocukça geliyor artık bu sakal. yavaş yavaş kısaltıyorum zaten. önümüzdeki 6 aya bu gölgeden kurtulurum diye planlıyorum.
31 yaşındayım artık, çocukça geliyor artık bu sakal. yavaş yavaş kısaltıyorum zaten. önümüzdeki 6 aya bu gölgeden kurtulurum diye planlıyorum.
0
haftada 2 kere 2 numarayla kesiyorum. cilt bakımı yapabilecek kadar kısa. ergen gibi gözükmeyecek, sakallı diyecek kadar uzun.
0
Dokuz yıldır bıyığım var. Sakal bazen var bazen yok. Sakal bana aslında yakışmıyor ama düzenli tıraş olmaya üşeniyorum.
0
Sadece yazın tatile çıkacağımda keserim.
Temmuz-Ağustos sıcaklarında yüzümde sakalla güneşlenmek falan hoşuma gitmiyor. Hem bu vesileyle yüzüm de komple bir hava alıp güneş görmüş oluyor. Tatilden dönünce yine sakalla devam, daha da kesmem.
Temmuz-Ağustos sıcaklarında yüzümde sakalla güneşlenmek falan hoşuma gitmiyor. Hem bu vesileyle yüzüm de komple bir hava alıp güneş görmüş oluyor. Tatilden dönünce yine sakalla devam, daha da kesmem.
0
5 yıldır bir kere, o da pandemi kapanması sırasında can sıkıntısından kestim. onun harici hep sakallıyım. bana hep sakal konusunda takılan genel müdürüm video konferansta halimi görünce sen bir daha sakalını kesme dedi :)
0
Ya bu sakallı olanların eşleri durumdan rahatsız değil mi? 5 yılda 1 kere sakal mı kesilir?
0
Hiç sıfırlamadığım bi dört-beş senelik dönem oldu, şimdi kafama eserse bi sıfırlıyorum yılda iki üç kez. Onun dışında berberde düzeltiyordum şimdi makine aldım çok elim yatkın olmasa da iyi kötü hallediyoruz :d
Özellikle yeni bi şehre taşınıp iyi berber bulamadığım süreçte berbere sakalı nasıl istediğimi anlatmakla uğraşmak yerine (aslında değişik bi model de değil ama eski berberime hiçbir şey söylemem gerekmiyodu o yüzden bilmiyorum shshsh) sıfırla diyodum. Bi de makine aldığım ilk dönemde kısaltma işine cesaret edemeyip sıfırlamıştım. Yazları sıfırlamak iyi geliyo ama güneş görüyor hava alıyor yüz
Özellikle yeni bi şehre taşınıp iyi berber bulamadığım süreçte berbere sakalı nasıl istediğimi anlatmakla uğraşmak yerine (aslında değişik bi model de değil ama eski berberime hiçbir şey söylemem gerekmiyodu o yüzden bilmiyorum shshsh) sıfırla diyodum. Bi de makine aldığım ilk dönemde kısaltma işine cesaret edemeyip sıfırlamıştım. Yazları sıfırlamak iyi geliyo ama güneş görüyor hava alıyor yüz
0
Her cumartesi tıraş olurum. Sakal sevmem. En fazla iki hafta uzar. Fazlası işte imajımı bozar.
0
4 senedir hiç sakalsız değilim, en az kirli takıldım. Geçen yaz baya uzundu sonra sıkıldım kısa takıldım, şimdi bi daha uzatıcam. Öyle çok gür bi sakalım olmadığı için sorun olmuyor.
0
sıfır kesemiyorum çünkü jilet vurduğum an cildim kabarıyor. onun yerine makinayla olabildiğince kısaltmaya çalışıyorum çok uzadığı zaman. genelde 2-3 ayda bir oluyor bu.
0
1 yıldır hiç dokunmadım diyebilirim, istediğim bir görünüm vardı onu elde etmek için de 4-5 yıldır çeşitli kısaltmalar ayarlamalar yaptığım oldu şu anda da oldu gibi.
Bıyıklarımi 2 haftada bir falan düzeltirim ama, hem ağzıma giriyor rahatsız oluyorum hem de hoş görünmüyor.
Bir de uzun süre kesilmeyecekse bana kalırsa mutlaka, azami günaşırı yıkamak lazım. Yoksa hem kötü görünüyor hem de rahatsız ediyor, hele ki sigara içiyorsanız daha da kötü oluyor.
Bıyıklarımi 2 haftada bir falan düzeltirim ama, hem ağzıma giriyor rahatsız oluyorum hem de hoş görünmüyor.
Bir de uzun süre kesilmeyecekse bana kalırsa mutlaka, azami günaşırı yıkamak lazım. Yoksa hem kötü görünüyor hem de rahatsız ediyor, hele ki sigara içiyorsanız daha da kötü oluyor.
0
En son 2009 yılında askerde kestim.
hiçbir zararını görmedim. berberim yüzümüe maske falan yapıyor ama, sakalın altında neler oluyor, neler bitiyor allah bilir.
hiçbir zararını görmedim. berberim yüzümüe maske falan yapıyor ama, sakalın altında neler oluyor, neler bitiyor allah bilir.
0
Hiç kesmiyurjm, 2mm kadar bir sakal hep kalıyor. Yillar oncr bir değişiklik olsun ve nefes alsin diye ben de bir kestim, soyulmus hiyar gibi gorununcunce bir daha asla kalkışmadim.
Ama cildimde bir sorun, yara bere iz falan bir sey yoktu tertemiz cikti uzun bir aradan sonra sakali kestigimde.
Ama cildimde bir sorun, yara bere iz falan bir sey yoktu tertemiz cikti uzun bir aradan sonra sakali kestigimde.
0
Yılda bi kaç kez komple kesiyorum sakalı. Onun haricinde makineyle kısaltmaca.
Ama bıyığı askerlik hariç 10 yıldır kesmedim. Bi gün salvador dali, bi gün enver paşa, niçe, başka bi gün ülkücü cosplay'i yapıyorum, hayatıma renk geliyor.
Ama bıyığı askerlik hariç 10 yıldır kesmedim. Bi gün salvador dali, bi gün enver paşa, niçe, başka bi gün ülkücü cosplay'i yapıyorum, hayatıma renk geliyor.
0
en son askerde jiletle kestim. 4 senedir berberde kısalttırıyorum. senede 1-2 kere çok sıkılırsam kendim makineyle sıfıra yakın kesiyorum.
0
Askerden geldiğimden beri sakalımı hiç sıfır kesmedim bi 15 sene falan olmuştur, sadece uzunluğunu biraz değiştiriyorum o kadar. Muhtemelen ölene kadar da hiç kesmem. Bir de üniversite dönemi de dahil hiç saçımı uzatmamıştım, pandemiyle birlikte saçımı da hiç kestirmedim dağ ayısı gibi dolaşıyorum ortalıkta.
0
hadi ya la
Çıktığı günden beri kullanıyorum, doğru soruları sorabilen biri için mesleki, günlük ve belki psikolojik açıdan bile çok güzel bir yardımcı bu araç. Fakat aklımda şu soru var, ya bir gün umumi kullanıma kapatılırsa ve yalnızca büyük şirketlerin satın alabileceği paralı bir hale gelirse? Google gibi
Çıktığı günden beri kullanıyorum, doğru soruları sorabilen biri için mesleki, günlük ve belki psikolojik açıdan bile çok güzel bir yardımcı bu araç. Fakat aklımda şu soru var, ya bir gün umumi kullanıma kapatılırsa ve yalnızca büyük şirketlerin satın alabileceği paralı bir hale gelirse? Google gibi devam etmesi mümkün müdür? Eğer bir şey ücretsizse ürün sizsiniz diyorlar, bu hizmet için seve seve ürün olabilirim.
Duyuru'ya sorulan soruları İngilizceye çevirip chatbot'a sorduğumda ortalama bir insandan çok daha iyi cevaplar veriyor. Konu ne kadar saçma, detaylı, zor, soyut olsun fark etmiyor.
Duyuru'ya sorulan soruları İngilizceye çevirip chatbot'a sorduğumda ortalama bir insandan çok daha iyi cevaplar veriyor. Konu ne kadar saçma, detaylı, zor, soyut olsun fark etmiyor.
0
Github Copilot da bu şekilde çıkıp $10/ay olarak yoluna devam etti. OpenAI Copilot geliştiricileri arasındaydı.
0
OpenAI’ın bu ürünü zaten kredi bazlı olarak sunuluyordu (playgrounddaki chat modülünün neredeyse aynısı). Muhtemelen yine kredi bazlı ücretlendirmeye geçerler. Kredi de sorulan soru ve alınan cevabın uzunluğuna görseydi sanırım.
0
dr doof +1. OpenAı çok fazla şey geliştiriyor ve maalesef açık kaynak kod tutumundan uzaklaştılar. Bir ara elon musk yatırım falan yapmıştı hatta yanılmıyorsam.
0
Kullanıcı input'u ve feedback'i kendilerine de fayda sağlıyordur, o yüzden kapatılmayabilir.
Ama bi yerde okumuştum, maliyetinin günlük 3M $ olduğundan bahsediyorlardı. OpenAI'ın o kadar para kazanabildiğinden şüpheliyim, o yüzden bi noktada ya reklam alırlar ya da ücretsize kapatırlar diye düşünüyorum.
Olduğu gibi kalsa keşke. Süper ötesi bir Google alternatifi.
Ama bi yerde okumuştum, maliyetinin günlük 3M $ olduğundan bahsediyorlardı. OpenAI'ın o kadar para kazanabildiğinden şüpheliyim, o yüzden bi noktada ya reklam alırlar ya da ücretsize kapatırlar diye düşünüyorum.
Olduğu gibi kalsa keşke. Süper ötesi bir Google alternatifi.
0
Yine openAI'ın Dall-E'si kredi bazlı, bence öyle devam eder. (Ayda 15 kredi bedava veriyor, 115 kredi almak 15 usd.)
0
vedatchilipeppers
Bence Millet İttifakı adayı yüksek ihtimalle yarın açıklanacak, Ekrem’i de aday gösterecekler. Bir yandan da adayı açıklasınlar diye Cumhur İttifakı yargı eliyle muhalefeti zarflıyor gibi geliyor; politik katakulliler. Siz ne diyorsunuz? Buyrun soppete.
Bence Millet İttifakı adayı yüksek ihtimalle yarın açıklanacak, Ekrem’i de aday gösterecekler. Bir yandan da adayı açıklasınlar diye Cumhur İttifakı yargı eliyle muhalefeti zarflıyor gibi geliyor; politik katakulliler. Siz ne diyorsunuz? Buyrun soppete.
0
Yarın Ekrem'in aday gösterilmesi çok mantıklı olur, o yüzden 6'lı masadan böyle mantıklı bir karar çıkacağını zannetmiyorum. Keşke çıksa.
0
Valla hocam acikcasi bu olay yeni bir 'anayasaya aykırı ama evet diyeceğiz' olayi gibi olacak. Olay sadece zarflamak degil bir de ustune birkac hamle sonrasi icin direkt pozisyon alma olayi oldu. Ortada cok buyuk esitsizlik oldugu icin muhalefet adayi aciklama konusunda su ana kadar iyi bir strateji izledi ancak su noktadan sonrasi buyuk bir bilinmezlik.
Direkt imamoglu aday yapilirsa dedigim gibi bile bile lades demek gibi bir olay olabilir cunku su sartlar altinda verilen cezanin ust merciden donmesi anca iktidar izin verirse olabilecek bisey gibi ki bu da dusuk olasilik. Bana da aday imamoglu olacak gibi geliyor ancak secime bir iki ay kala da ortalik oyle boyle karismayacak.
Direkt imamoglu aday yapilirsa dedigim gibi bile bile lades demek gibi bir olay olabilir cunku su sartlar altinda verilen cezanin ust merciden donmesi anca iktidar izin verirse olabilecek bisey gibi ki bu da dusuk olasilik. Bana da aday imamoglu olacak gibi geliyor ancak secime bir iki ay kala da ortalik oyle boyle karismayacak.
0
Benim görüsüm RTE 3. kez secime giremeyecegi icin erken secim yaptirmaya calisiyor. Olayin sicakligi ile rüzgar tekrar imamoglu‘na dönündü diye muhalefet erken secimi kabul edebilir.
Rte‘nin tuzagina düsmemek lazim.
Rte‘nin tuzagina düsmemek lazim.
0
Ekrem niye KK'nın onayını bekliyor ben de onu anlamıyorum. Aday olacaksa olsun. RTE Erbakan'dan onay bekleye bekleye seçim kazanmadı.
Edit: saygıdan, ilkeden bahsedeceksek 20 yıldır bi tane seçim kazanamayan KK'nın çoktan utanıp istifa etmesi gerekirdi zaten. Geçiniz.
Edit: saygıdan, ilkeden bahsedeceksek 20 yıldır bi tane seçim kazanamayan KK'nın çoktan utanıp istifa etmesi gerekirdi zaten. Geçiniz.
0
Ekrem KK onayini beklemiyor, bir ittifak kuruldu, herkes kurulan ittifaka saygi gosterip birlikte adim atmak icin bekliyor. Ayrica bir parti mensubu olmak, o partinin gucunu alip belediye baskani olmak (su anda Ekrem farkli bir yerde olabilir ama adam bir CHP uyesi (bu ne demek ben partimin kurallarina uyacagim, saygi gosterecgim, bu ilkeleri benimseyecegim demek, ki adamin yaptigi da bu, ayrica CHPnin orgutu olmasa o da burada olmazdi) genel baskanin ve parti meclisinin kararlarina uymak yukumlulugunu getirir ve de saygi gostermeyi.yoksa disiplin kurulu diye bir organ var. Eger sana uymazsa bu kurallar, ayrilirsin partiden, bu kadar basit.
20 yildir ilkesizlik, sevgisizlik, saygisizlik alip basini gittigi icin yeni nesil parti geleneginden ve kurallardan bihaber.
20 yildir ilkesizlik, sevgisizlik, saygisizlik alip basini gittigi icin yeni nesil parti geleneginden ve kurallardan bihaber.
0
www.cumhuriyet.com.tr
bu tamamen muhalefeti zorlama hareketi. seçime kadar karar verme ihtimalleri düşük verseler de bu tepkilerle imamoğlunu karşılarına almak istemezler. Hedef bir an önce muhalefet adayı açıklansın istenmesi. akşener ve babacan kk adaylığını istemiyor. yani 6lı masanın alalacele hareket etmesine gerek yok.
bu tamamen muhalefeti zorlama hareketi. seçime kadar karar verme ihtimalleri düşük verseler de bu tepkilerle imamoğlunu karşılarına almak istemezler. Hedef bir an önce muhalefet adayı açıklansın istenmesi. akşener ve babacan kk adaylığını istemiyor. yani 6lı masanın alalacele hareket etmesine gerek yok.
0
dissendium
Merhabalar. Makine mühendisi olarak IT alanında çalışmam için nasıl seçenekler var? Bilgisayar mühendisi olmayıp farklı bölümlerden bu alana geçen var mı? Bu alanda yazılım dillerinin ağırlığı nasıl? Teşekkür ederim.
Merhabalar. Makine mühendisi olarak IT alanında çalışmam için nasıl seçenekler var? Bilgisayar mühendisi olmayıp farklı bölümlerden bu alana geçen var mı? Bu alanda yazılım dillerinin ağırlığı nasıl? Teşekkür ederim.
0
en kolay manuel testci olarak is bulursunuz. sql bilmeniz gerekir bir miktar. bilgisayar muhendisi olmayip da it'de olan cok insan var.
yazilim dillerinin agirligi ne demek? hangisi cok kullaniliyor mu? eger oyleyse de yapilacak ise gore degisir ama genel olarak javascript, c#, python, java cok kullanilan diller.
yazilim dillerinin agirligi ne demek? hangisi cok kullaniliyor mu? eger oyleyse de yapilacak ise gore degisir ama genel olarak javascript, c#, python, java cok kullanilan diller.
0
Selamlar. Aof isletme mezunuyum, 15 yildir yazilim gelistirici olarak calisiyorum.
Makineci olarak sektorde daha rahat is bulursun.
Kiyas yapabilmen icin dedim.
Makineci olarak sektorde daha rahat is bulursun.
Kiyas yapabilmen icin dedim.
0
kod yazabiliyor musun, yazamıyor musun? bunun cevabına göre iş bulabilirsin yada bulamazsın.
tabii hangi alanda kod yazabildiğin önemli, makine müh. olup web siteleri de yapabilirsin, makine de yapabilirsin, cnc, lazer, 3dprinter, vs. vs. hem yazılım hem mekaniği birleştirebilirsin.
tabii hangi alanda kod yazabildiğin önemli, makine müh. olup web siteleri de yapabilirsin, makine de yapabilirsin, cnc, lazer, 3dprinter, vs. vs. hem yazılım hem mekaniği birleştirebilirsin.
0
it alani cok genis bir kavram. bizde bilgisayar muhendisliginin %70'i yazilim ile geciyor(mufredat) aslinda o bolum tamamen software engineering.
diyecegim o ki sadece yazilim odakli olmayabilirsiniz. illa yazilim'dan yuruyecegim diyorsaniz, web3 ve blockchain basliklari iyi alternatifler olabilir.
diyecegim o ki sadece yazilim odakli olmayabilirsiniz. illa yazilim'dan yuruyecegim diyorsaniz, web3 ve blockchain basliklari iyi alternatifler olabilir.
0
Benim şimdiye kadar birlikte çalıştığım en iyi yazılımcı makine mezunu bi abiydi.
Yani teorik bi engel yok. Ama öğrenmesi zor bi alan, çok çalışman lazım. Gerçi makine bitirebildiysen çalışma konusunda da sıkıntın yoktur :)
Dil konusu da şöyle: popüler dillerde çok iş var ama yazan da çok. Niş dillerde de iş az, ama uzman çok daha az.
O yüzden ilk 1-2 yıl popüler bir dilden ilerleyip, sonrasında niş bir alanda uzmanlaşmak en sağlam kariyer yolu olur diye düşünüyorum. En azından ben öyle yapıyorum. Rust öğreniyorum şimdi ufak ufak (web3 / blockchain alanında çalışıyorum), maaşlar ortalamada JS dev'lerin kafadan iki katı mesela.
Ama direkt Rust yazarak başlayayım dersen hem muhtemelen hayata küsersin, hem de "junior rust developer" diye bir rol yok ya da çok nadir. Zor bi dil olduğu için developerları genelde senior elemanlar oluyorlar.
Yani teorik bi engel yok. Ama öğrenmesi zor bi alan, çok çalışman lazım. Gerçi makine bitirebildiysen çalışma konusunda da sıkıntın yoktur :)
Dil konusu da şöyle: popüler dillerde çok iş var ama yazan da çok. Niş dillerde de iş az, ama uzman çok daha az.
O yüzden ilk 1-2 yıl popüler bir dilden ilerleyip, sonrasında niş bir alanda uzmanlaşmak en sağlam kariyer yolu olur diye düşünüyorum. En azından ben öyle yapıyorum. Rust öğreniyorum şimdi ufak ufak (web3 / blockchain alanında çalışıyorum), maaşlar ortalamada JS dev'lerin kafadan iki katı mesela.
Ama direkt Rust yazarak başlayayım dersen hem muhtemelen hayata küsersin, hem de "junior rust developer" diye bir rol yok ya da çok nadir. Zor bi dil olduğu için developerları genelde senior elemanlar oluyorlar.
0
Yazılım dillerinin ağırlığı ifadesini bir iş gününde ne kadar süre kod yazılıyor anlamında söyledim. Sürekli kod yazmak mı gerekiyor?
C bilgim var biraz. En iyisi en sık kullanılan dillerden birini öğrenmeyi deneyeyim.
C bilgim var biraz. En iyisi en sık kullanılan dillerden birini öğrenmeyi deneyeyim.
0
@dissendium, şirkete göre çok değişiyor o. Günde 1000-2000 satır kod yazdığım da oldu, 3 ayda o kadar yazdığım da oldu. Ama yazılımcıysan işin o yani. Genelde çok karışan eden olmuyor işi aşırı sallamadığın sürece.
0
yazilan kod miktari sektore, sirkete, ve o an calisilan ise gore cok degisiyor. bazen haftalarca bir probleme kafa patlatip sonrasinda kod yazmak bir yana kod silerek is tamamlandigi oluyor. bazen bir gun tamamen toplanti ile gecip artik kod yazsam dedigim oluyor. yazilan kodun niteligi de onemli.
programlama dili acisindan bakilinca populer bir dil ile baslamak problem yasandiginda cozum bulmak icin avantajli. ama populer bir dilde rekabet de fazla olacagi icin is bulma acisindan daha rekabetci olmayi gerektiriyor. ama son yillarda devir de degisti, bir dil bileyim her seyi o dil ile yapayim devrinin sonuna geldik gibi. artik kodun yapacagi ise, calisacagi ortama gore farkli dil seciyoruz, ve farkli dillerde yazmamiz gerekiyor. yazilacak dile de bircok durumda gelistirici tek basina karar veremiyor. hatta cogu zaman onceden yazilmis projeler ve diller uzerinde calismak gerekiyor. o nedenle bir dili iyi bilmek, en onemlisi tum dillerde kullanilan ortak yazilim gelistirme konseptlerini bilmek onemli. bunun yaninda arastirip ogrenebilme kabiliyeti onemli. bu acidan bakilinca yeterince zaman ayirip, istekli olduktan sonra ogrenmek cok da zor degil.
programlama dili acisindan bakilinca populer bir dil ile baslamak problem yasandiginda cozum bulmak icin avantajli. ama populer bir dilde rekabet de fazla olacagi icin is bulma acisindan daha rekabetci olmayi gerektiriyor. ama son yillarda devir de degisti, bir dil bileyim her seyi o dil ile yapayim devrinin sonuna geldik gibi. artik kodun yapacagi ise, calisacagi ortama gore farkli dil seciyoruz, ve farkli dillerde yazmamiz gerekiyor. yazilacak dile de bircok durumda gelistirici tek basina karar veremiyor. hatta cogu zaman onceden yazilmis projeler ve diller uzerinde calismak gerekiyor. o nedenle bir dili iyi bilmek, en onemlisi tum dillerde kullanilan ortak yazilim gelistirme konseptlerini bilmek onemli. bunun yaninda arastirip ogrenebilme kabiliyeti onemli. bu acidan bakilinca yeterince zaman ayirip, istekli olduktan sonra ogrenmek cok da zor degil.
0
baldan kaymak
Ne sıklıkla oynuyorsunuz? Hangi oyunlar? Teşekkürler
Ne sıklıkla oynuyorsunuz? Hangi oyunlar? Teşekkürler
0
Şehir kurmaca türünde çıkan hemen her oyunu oynuyorum. Ama maalesef çok vaktim yok, haftada 3-5 saat ayırabilirsem şanslı sayıyorum kendimi.
0
Bir ara cs go oynuyordum. Sonra oyunda sürekli bana 35 yaşında adamsın ne işin var oyunda dedikleri için bıraktım
0
kesinlikle uzak duruyorum cunku oyunu bir kurunca bagimlilik haline geliyor, basindan kalkamiyorum.
0
Hayır çünkü çok zaman kaybettiriyor, bağımlılık yapıyor.
Bir dönem hots çok oynadım. Fifa da çok oynadım.
Su an zamanim olsa dayz oynamak isterdim.
Bir dönem hots çok oynadım. Fifa da çok oynadım.
Su an zamanim olsa dayz oynamak isterdim.
0
Online oynamam. Sonları yok. Bu yüzden fm de oynamıyorum. Sonu olan, hikayesi güzel oyunları oynuyorum. Ac serisi, hitman, farcry, tomb raider vs.
0
Valheim'i oynuyoruz 4 kişi. Bazen 3 oluyor. Kasım ayına kadar haftada birkaç sefer oynardık. Oyunun sonuna gelmiştik, kısa bir süre sonra update geldi ama bir sefer oynayabildik.
0
35'e kadar goalunited oynadım. sonra bıraktım bir daha hiç browser tabanlı oyun oynamadım. ama evde her gece fifa'da online 2-3 maçım var. bunun dışında ben de sonu olan oyun oynama taraftarıyım. oyunu kurayım, 2-3 hafta oynayayım sonra bitsin ve yenisine geçeyim.
haaa, telefonda biraz kafa topu oynadım o sayılır mı bilemiyorum.
haaa, telefonda biraz kafa topu oynadım o sayılır mı bilemiyorum.
0
20li yaslarin basinda geberene kadar oynarim herhalde derdim, 2 senede bir pc toplardim, surekli upgrade vs..
27-28 yasindayim, bir gun medal of honor oynuyorum online, bir odaya girdim, saatlerce ugrastim tek kisi vuramadim. en sonunda pes ettim, ortaya beyler yaslar kac diye yazdim, yas ortalamasi 16 cikti.
peki dedim, usulca CD'yi cikarttim ve cope attim. Orda bitti benim icin.
belki diablo 4 falan cikarsa alirim. deli gibi araba simulasyonu oynardim simdi altimda arac var zaten, gazlamak istedigimde aksam tenhada cikip iki tur atiyorum yetiyor.
27-28 yasindayim, bir gun medal of honor oynuyorum online, bir odaya girdim, saatlerce ugrastim tek kisi vuramadim. en sonunda pes ettim, ortaya beyler yaslar kac diye yazdim, yas ortalamasi 16 cikti.
peki dedim, usulca CD'yi cikarttim ve cope attim. Orda bitti benim icin.
belki diablo 4 falan cikarsa alirim. deli gibi araba simulasyonu oynardim simdi altimda arac var zaten, gazlamak istedigimde aksam tenhada cikip iki tur atiyorum yetiyor.
0
39 e, oynamıyorum. bir kaç sene önce telefondan marvel contest of champions oyununu oynardım. her gün, saatlerce. globalde bir gruba almışlardı beni. tüm dünyadan insanlar var. line'da grubumuz var. gecenin bir vakti gir, oyna, ilerle, ilerle diye taciz ederlerdi :) 22.00'de bakarım diyince İncirlik'ten Amerikan askeri zannetmişlerdi. Sadece askerler zero seven hundred hours gibi yazar falan. aylarca beraber başka gruplara karşı savaştık. gruptan çoluk çocuğunun fotoğraflarını atanlar, arada kadın da görüyorduk, ilginç hayatlar. sonra bir anda oyunu ve line'ı sildim.
0
fırsat bulduğum zaman çok azaldı çünkü artık tek başıma oynamak sıkıyor.
Sadece arkadaşlarım da uygun olduğunda oynadığım hiçin haftada 1 kereyi geçmiyor
Sadece arkadaşlarım da uygun olduğunda oynadığım hiçin haftada 1 kereyi geçmiyor
0
Geoguessr. Google sokak görüntüsünden harita üzerinde nerede olunduğunun tahmini. Kelimelik oynuyorum ara sıra, Scrabble çakması.
Eskiden de online olarak en çok Yahoo üzerinden tavla, satranç, bilardo falan oynardım. Oyun konusunda çok becerikli değilim, ben de bulmaca, bilgi yarışması, tetris, masa ve kart oyunu türü oyunlar oynuyorum sadece, online veya offline.
Gençken bile yaşlı gibiydim anlayacağın.
Eskiden de online olarak en çok Yahoo üzerinden tavla, satranç, bilardo falan oynardım. Oyun konusunda çok becerikli değilim, ben de bulmaca, bilgi yarışması, tetris, masa ve kart oyunu türü oyunlar oynuyorum sadece, online veya offline.
Gençken bile yaşlı gibiydim anlayacağın.
0
40 yaşıma kadar oynardım. PES ve FIFA. Uncharted 4'ün multiplayer'ını da çok oynadım.
İki yıldır oynamıyorum.
İki yıldır oynamıyorum.
0
chivalry 2 oynuyorum online olarak. Mücadeleci oyunlar ilgimi çekmiyor. Öldür öl savaşa devam et kolaylığını seviyorum Multi oyunlarda. Bir de coop seviyorum, her tarzını denedim hepsi zevkli. Diablo 4 alabilirim çıktığında onun dışında gamepass e gelen güzellere bakıyorum. High on life a başlarim bugün. Atomic heart da gelecek bir kaç ay sonra. Oyun eğlence ihtiyacı önemli benim için. 40e xboxsx
0
27 yaş olmaz mı :d
Çocukluktan beri online oyunları çok sevemedim ya. Oyun oynamak benim için bireysel bi mevzu. Yani ben çocukken dışarı çıkıp oynamayı da çok sevmezdim. Rekabet duygum çok az ve bi oyuna rekabet girince canım sıkılıyor :d
Çook nadir bi iki el LoL atıyorum. Onun dışında geoguessr oynuyorum ben de, iyiyimdir de coğrafya nerdü olduğum için. Bi de lichess'te satranç oynuyorum ama çok iddialı sayılmam onda.
Onun dışında işte tek kişilik hikayeli oyunları seviyorum. Açık dünyalı hikayeli çoğu meşhur oyunu oynamışımdır (GTA hariç onu sevmiyorum San Andreas'ta bıraktım :d).
he çocukken mmorpg de çok oynadım da en fazla 15 levela falan gelip başka karaktere geçiyodum iki üç karakteri denedikten sonra da siliyodum. Öyle grinding yap eşya düşür vs bana göre değildi pek.
Çocukluktan beri online oyunları çok sevemedim ya. Oyun oynamak benim için bireysel bi mevzu. Yani ben çocukken dışarı çıkıp oynamayı da çok sevmezdim. Rekabet duygum çok az ve bi oyuna rekabet girince canım sıkılıyor :d
Çook nadir bi iki el LoL atıyorum. Onun dışında geoguessr oynuyorum ben de, iyiyimdir de coğrafya nerdü olduğum için. Bi de lichess'te satranç oynuyorum ama çok iddialı sayılmam onda.
Onun dışında işte tek kişilik hikayeli oyunları seviyorum. Açık dünyalı hikayeli çoğu meşhur oyunu oynamışımdır (GTA hariç onu sevmiyorum San Andreas'ta bıraktım :d).
he çocukken mmorpg de çok oynadım da en fazla 15 levela falan gelip başka karaktere geçiyodum iki üç karakteri denedikten sonra da siliyodum. Öyle grinding yap eşya düşür vs bana göre değildi pek.
0
baldan kaymak
5 gün 8 saat lik dilimde yoğunluğunuz kaç saat oluyor?yani işte günde 30 dk boşluğum oluyor yada yetmiyor gibi.
5 gün 8 saat lik dilimde yoğunluğunuz kaç saat oluyor?
yani işte günde 30 dk boşluğum oluyor yada yetmiyor gibi.
yani işte günde 30 dk boşluğum oluyor yada yetmiyor gibi.
0
8-8,5 saat aktif çalışıyorum çoğu gün. Toplantı arasına denk getirirsem 1 saat yemek arası, olmazsa yarım saat civarı. Haricinde sürekli uğraşmam gereken şeyler var, illa ki bişi çıkıyor.
0
Zamanına göre çok değişiyor ama ortalamada günlük 3-4 saattir diye düşünüyorum.
0
8 saat mesai genelde ortalama 2-3 saat aktif, arada sırada 8 saat aktif olduğum zamanlar oldu oluyor.
0
Toplantıları aktif çalışma sayıyor muyuz? Ben olsam çoğunu saymam.
Neyse, toplantısız yarım saat falan. Toplantıları sayarsan 4-5 saat :((
Neyse, toplantısız yarım saat falan. Toplantıları sayarsan 4-5 saat :((
0
çok değişir. son 15 güne bakarsan 14-15 saat çalışıyorum, 10 saatten fazlası aktiftir. bundle bundle iş yaparım. 2 saat kesintisiz çalışırım. 15 dk mail bakarım, 15 dk haber sözlük duyuru. sonra 1 saat kesintisiz çalışma, 1 saat öğle arası. sonrasında da benzer. öğleye kadar 3, öğleden sonra en az 4. mesaiye kalırsam son zamanlarda olduğu gibi, en az 3 saat de öyle aktif çalışırım.
ay ortasında, denetim, özel o aya özgü işler yoksa, normal bir günde 6 saat falandır.
ay ortasında, denetim, özel o aya özgü işler yoksa, normal bir günde 6 saat falandır.
0
Dönemine göre değişiyor. Ama çok işin güzel yanı zaman nasıl geçiyor anlamıyorsun :)
0
Çok değişiyor. Bazı günler 1 saati bulmazken bazı günler de sabahtan akşama yoğun oluyor.
Yoğun günler daha güzel.
Yoğun günler daha güzel.
0
alaimisema
Arkadaşlar elimde bir DB var mdf boyutu 30GB. Log değil direkt mdf kendisi bu boyutta. Shrink etsem de boyut değişmiyor. Tabloların mb olarak boyutunu gösteren sorguyla bakıyorum bunun çok çok azı bir boyut var. Bu 30GB datayı neyin oluşturduğunu nereden görebilirim?
Arkadaşlar elimde bir DB var mdf boyutu 30GB.
Log değil direkt mdf kendisi bu boyutta. Shrink etsem de boyut değişmiyor. Tabloların mb olarak boyutunu gösteren sorguyla bakıyorum bunun çok çok azı bir boyut var. Bu 30GB datayı neyin oluşturduğunu nereden görebilirim?
Log değil direkt mdf kendisi bu boyutta. Shrink etsem de boyut değişmiyor. Tabloların mb olarak boyutunu gösteren sorguyla bakıyorum bunun çok çok azı bir boyut var. Bu 30GB datayı neyin oluşturduğunu nereden görebilirim?
0
yanıtlar için teşekkürler ama ne yazık ki ikisinden de sonuç çıkmadı. sp_spaceused deneyince boyut data kısmında görünüyor. Ama nerede bu data anlamadım.
0
İlla bişeyler o boyutu oluşturmak zorunda değil. Database'e "sen kendine bu kadar yer al koç, veri geldikçe doldurursun" diyebiliyorsun baştan. İçinde veri olmasa bile o kadar alanı kapatıyor ki ileride sıkıntı yaşamasın vs.
sys.allocation_units fikir verebilir belki.
sys.allocation_units fikir verebilir belki.
0
chicha_v2
Kombinin ayarında vs. bir sıkıntı yok ama kombi biraz eski. Bazen 15-20 dk su sabit sıcaklıkta akarken bazen musluk sıcak tarafta ve debisi düşük olmamasına rağmen 1 dk sıcak su veriyor, sonra yeniden ateşleme yapıyor o sırada su soğuyor, tekrar ısınıyor vs. Özellikle soğuk havalarda keyifsiz bir du
Kombinin ayarında vs. bir sıkıntı yok ama kombi biraz eski.
Bazen 15-20 dk su sabit sıcaklıkta akarken bazen musluk sıcak tarafta ve debisi düşük olmamasına rağmen 1 dk sıcak su veriyor, sonra yeniden ateşleme yapıyor o sırada su soğuyor, tekrar ısınıyor vs.
Özellikle soğuk havalarda keyifsiz bir duş deneyimine sebep oluyor bu da.
Sebebi ve çözümü nedir, bunları nerelerde aramak gerekir?
Bazen 15-20 dk su sabit sıcaklıkta akarken bazen musluk sıcak tarafta ve debisi düşük olmamasına rağmen 1 dk sıcak su veriyor, sonra yeniden ateşleme yapıyor o sırada su soğuyor, tekrar ısınıyor vs.
Özellikle soğuk havalarda keyifsiz bir duş deneyimine sebep oluyor bu da.
Sebebi ve çözümü nedir, bunları nerelerde aramak gerekir?
0
Kombinin içinde bi sıcaklık sensörü var, bi de soğutma / havalandırma yapan bi fan gibi bişey var.
Fazla tozlandıysa tıkandıysa falan fan soğutamıyordur, fan soğutamayınca da ara ara kapatıyordur kendini kombi.
Tabi bu teori neden normal kalorifer çalışırken değil de su ısınırken oluyor sorusunun cevabını vermiyor. Ama yine de güzel bi başlangıç noktası olabilir. Geçen başıma geldi 300 liraya fanı temizledi usta, düzeldi sonra kombi.
Fazla tozlandıysa tıkandıysa falan fan soğutamıyordur, fan soğutamayınca da ara ara kapatıyordur kendini kombi.
Tabi bu teori neden normal kalorifer çalışırken değil de su ısınırken oluyor sorusunun cevabını vermiyor. Ama yine de güzel bi başlangıç noktası olabilir. Geçen başıma geldi 300 liraya fanı temizledi usta, düzeldi sonra kombi.
0
@pluton Kombi sadece su ısıtmak için var. Ev yerden merkezi ısıtmalı onu söylemeyi unutmuşum.
Ama fana bi bakayım kendim yapabilirsem hallederim. Teşekkürler ^^
Ama fana bi bakayım kendim yapabilirsem hallederim. Teşekkürler ^^
0
Belki de su sıcaklık ayarınızı biraz yükseltmek veya düşürmek çözecektir. İçini açmadan önce onu deneyin derim.
0
Etanglement
Merhaba, 60'lı yaşlarda renk körlüğü şahıs için gözlük arıyoruz. Daha önce araştıran, alan varsa aydınlanmak isteriz.
Merhaba, 60'lı yaşlarda renk körlüğü şahıs için gözlük arıyoruz. Daha önce araştıran, alan varsa aydınlanmak isteriz.
0
www.youtube.com 
şöyle bir şey var.
ama yakın bir arkadaşım renk körü. bu gözlüklerden denediğini ve pek de verim alamadığını söylemişti.
şöyle bir şey var.
ama yakın bir arkadaşım renk körü. bu gözlüklerden denediğini ve pek de verim alamadığını söylemişti.
0
dakota
Hayatın kendine özgü bir hesaplaşma yöntemi vardır.Bu sözü çevirdiğim zaman hayatın kendi planı vardır çıkıyor. Tam çevirisini nerden yapabilirim ?
Hayatın kendine özgü bir hesaplaşma yöntemi vardır.
Bu sözü çevirdiğim zaman hayatın kendi planı vardır çıkıyor. Tam çevirisini nerden yapabilirim ?
Bu sözü çevirdiğim zaman hayatın kendi planı vardır çıkıyor. Tam çevirisini nerden yapabilirim ?
0
"Omnia causa fiunt" var, "her şeyin bi sebebi vardır" gibi bi anlamı var.
Motamot çeviri istediğiniz anlamı vermeyebilir, "hesaplaşma" sözcüğünün latincesini bilmiyorum ama işte "ratio" kullanırsan dediğin gibi "plan" anlamına geliyor ki o da tam güzel bi plan anlamında değil, baya hesap kitap gibi bi anlamda.
Motamot çeviri istediğiniz anlamı vermeyebilir, "hesaplaşma" sözcüğünün latincesini bilmiyorum ama işte "ratio" kullanırsan dediğin gibi "plan" anlamına geliyor ki o da tam güzel bi plan anlamında değil, baya hesap kitap gibi bi anlamda.
0
sassot
Kişisel gelişim olarak, finansal olarak ya da genel olarak hedeflerinizi belirlediniz mi ? Ne hedefiniz var ?
Kişisel gelişim olarak, finansal olarak ya da genel olarak hedeflerinizi belirlediniz mi ? Ne hedefiniz var ?
0
Yds Almanca'dan 70 80 arası bir puan almak ve iş görüşmesinde fena değil denecek kadar konuşabilmek.
0
kilo verir ve mental sağlığımı toparlarsam memnun olurum, ötesinde bi beklentim veya hedefim yok
0
iş hedefi, yeni bir departman kurmam gerekiyor. şirketimin karlılık ve kar hedefini tutturmam lazım. teşvik alacağız ilk defa, o da önemli bir hedef.
kişisel finans durumu, Ocak’ta 1,5 milyon retention bonus alıyorum. Mart’ta da benzer bir tutar yıllık prim. klasik yatırımların dışında bir girişim kurmak istiyorum.
Eşimin ailesi zengin. Uluslararası iş yapıyorlar. Türkiye’de, başka ülkelerde fabrikaları var. Onlarda bir takım gelişmeler olacak. Bir jenerasyon işi gücü bırakıyor. Bırakmak istiyor. Yeni jenerasyonda yaşlar küçük ya da iş bilen kimse yok. Para yiyorlar, geziyorlar, ilgileri yok. Benim liderlik yapmamı bekliyorlar.
kişisel finans durumu, Ocak’ta 1,5 milyon retention bonus alıyorum. Mart’ta da benzer bir tutar yıllık prim. klasik yatırımların dışında bir girişim kurmak istiyorum.
Eşimin ailesi zengin. Uluslararası iş yapıyorlar. Türkiye’de, başka ülkelerde fabrikaları var. Onlarda bir takım gelişmeler olacak. Bir jenerasyon işi gücü bırakıyor. Bırakmak istiyor. Yeni jenerasyonda yaşlar küçük ya da iş bilen kimse yok. Para yiyorlar, geziyorlar, ilgileri yok. Benim liderlik yapmamı bekliyorlar.
0
- bir şirket var son aşamada olduğum, oraya girersem çok para kazanacağım bir kariyer sıçraması olacak. onu bekliyorum girersem min 3 sene çalışmak gibi bir hedefim var. giremezsek başka bir değişiklik düşüneceğim.
- ibiza ve amsterdama gitmek istiyorum
- bir ara çocuk yapacağız 2023’te inş uğraştırmadan olur
- bel ağrısını çözmek için düzenli spor yapmam lazım
- ibiza ve amsterdama gitmek istiyorum
- bir ara çocuk yapacağız 2023’te inş uğraştırmadan olur
- bel ağrısını çözmek için düzenli spor yapmam lazım
0
is degistirip teknoloji sektorune gecmek
sevebilecegim bir kadin bulmak
bmw almak
sevebilecegim bir kadin bulmak
bmw almak
0
Gittiğim destinasyonları anlamlı biçimde ilerletmek.
- Kuzeyde Amsterdam'in ötesine
- Batıda Brüksel'in ötesine
- Güneyde Kaş/Antalya'nın ötesine
- Doğuda Mardın'in ötesine
- Kuzeyde Amsterdam'in ötesine
- Batıda Brüksel'in ötesine
- Güneyde Kaş/Antalya'nın ötesine
- Doğuda Mardın'in ötesine
0
oscp edinmek
ielts'den yüksek bir puan almak
taşınmak
yatırım yapmak
en az bir yazılım dilini iyi bilmek.
ielts'den yüksek bir puan almak
taşınmak
yatırım yapmak
en az bir yazılım dilini iyi bilmek.
0
kiracıyı çıkarıp kendi evime taşınmak, 15 kilo vermek, sakal uzatmak, hayatta kalmak.
0
Hükümet gitsin ilk hedef, tayin 2. Hedef, çocuk biraz büyüsün,yeşil pasaport gelsin.
0
Omzuma rağmen spora yeniden başladım. Eski günlere dönemem ama olduğu kadar deyip devam etmek istiyorum.
Yeni kitap almamayı becerip kütüphanemde okunmamış kitap bırakmama kararındayım ama almama işini nasıl beceririm, bilmiyorum.
Kafa dengi birini bulursam ülkeyi ikinci bir tur gezmek niyetindeyim.
Merkeze taşınacağım, site hayatı bana göre değil, kapıdan çıkınca kendimi çarşıda bulayım istiyorum.
Yatırımlarımda daha agresif olacağım.
Bakalım.
Yeni kitap almamayı becerip kütüphanemde okunmamış kitap bırakmama kararındayım ama almama işini nasıl beceririm, bilmiyorum.
Kafa dengi birini bulursam ülkeyi ikinci bir tur gezmek niyetindeyim.
Merkeze taşınacağım, site hayatı bana göre değil, kapıdan çıkınca kendimi çarşıda bulayım istiyorum.
Yatırımlarımda daha agresif olacağım.
Bakalım.
0
- Tezimi savunmuş olmak
- Almanca'da B1 seviyesine ulaşmak
- Fikir aşamasında olan küçük girişimlerime başlamış olmak
- Almanya veya civarındaki bir şirketten mesleğimle ilgili bir pozisyonda kabul almak
- Alt göbeğimi eritmek
- Biraz daha sosyal olmak
- Almanca'da B1 seviyesine ulaşmak
- Fikir aşamasında olan küçük girişimlerime başlamış olmak
- Almanya veya civarındaki bir şirketten mesleğimle ilgili bir pozisyonda kabul almak
- Alt göbeğimi eritmek
- Biraz daha sosyal olmak
0
Portekiz'de bahçeli bir ev almak. Bankadan öğrendiğim kadarıyla böyle bir ev alacak kadar kredi imkanım olmasına rağmen vatandaşı olmadığım için %30-40 arası peşinatı 2023 yılında biriktirebilmem hiç mümkün görünmüyor.
Görüştüğüm bir hanımefendi var, her şey yolunda giderse hiç uzatmadan direkt nikahı basıp evlenmeyi düşünüyorum. Hali vakti yerinde görünüyor, sırt sırta verirsek güdemeyeceğimiz insan yok.
Ailemin türkiye'de kalan üyelerini de ya yaşadığım yere ya da almanya/hollanda taraflarına bir şekilde getirip türkiye gündeminden komple kopmak istiyorum. mümkün mü? kısmen.
Yıllardır saz çalmayı öğreneceğim diyorum ama bunun lafını ettikçe gerçekleşmiyor. 2023'te sazı elime alıp bir yerden başlamayı düşünüyorum.
Hayatımda hiç gününü, saatlerini planlayan biri olmadım. Akıp giden zamanı hayretle izlemek yerine hayranlık duyduğum "akşam 9-11 gibi biraz kitap okuyup dil çalıştım" diyebilen insanlar biri olmak istiyorum. telefonuma uyku saati alarmı kurdum, küçük küçük başladım buna.
biraz daha bakımlı bir erkek olmak istiyorum. ne bileyim biraz yanık ten, pürüzsüz bir cilt falan.. geçen ay bir iki krem aldım ama nereme süreceğimi bilmiyorum. belki biraz youtube videosu izler bu konuya biraz eğilirim.
bu yaza formda gireceğim dediğim her kış üzerine 2-3 kilo daha koyuyorum. kemerde istediğim deliği tutturamayınca güne çok agresif başlıyorum. herkesin haleti ruhiyesi için o çanta doldurulacka, o gyme gidilecek.
Görüştüğüm bir hanımefendi var, her şey yolunda giderse hiç uzatmadan direkt nikahı basıp evlenmeyi düşünüyorum. Hali vakti yerinde görünüyor, sırt sırta verirsek güdemeyeceğimiz insan yok.
Ailemin türkiye'de kalan üyelerini de ya yaşadığım yere ya da almanya/hollanda taraflarına bir şekilde getirip türkiye gündeminden komple kopmak istiyorum. mümkün mü? kısmen.
Yıllardır saz çalmayı öğreneceğim diyorum ama bunun lafını ettikçe gerçekleşmiyor. 2023'te sazı elime alıp bir yerden başlamayı düşünüyorum.
Hayatımda hiç gününü, saatlerini planlayan biri olmadım. Akıp giden zamanı hayretle izlemek yerine hayranlık duyduğum "akşam 9-11 gibi biraz kitap okuyup dil çalıştım" diyebilen insanlar biri olmak istiyorum. telefonuma uyku saati alarmı kurdum, küçük küçük başladım buna.
biraz daha bakımlı bir erkek olmak istiyorum. ne bileyim biraz yanık ten, pürüzsüz bir cilt falan.. geçen ay bir iki krem aldım ama nereme süreceğimi bilmiyorum. belki biraz youtube videosu izler bu konuya biraz eğilirim.
bu yaza formda gireceğim dediğim her kış üzerine 2-3 kilo daha koyuyorum. kemerde istediğim deliği tutturamayınca güne çok agresif başlıyorum. herkesin haleti ruhiyesi için o çanta doldurulacka, o gyme gidilecek.
0
Memur olarak mutlu olabileceğim bir yere atanmak
Artık kurulu bir düzenimin olması
Düzenli olarak spora gitmek
Yeni insanlarla tanışmak
Artık kurulu bir düzenimin olması
Düzenli olarak spora gitmek
Yeni insanlarla tanışmak
0
-Kilo hedefim 77-80 kilo bandına kadar inmek
-Ailedeki bazı vefatlar sebebiyle bazı hisseli gayrimenkuller var, bunlardan bazılarını kendi elimde toplamak. Zira biraz karışık, değelendiremiyoruz. Artık "şunun şu kadarına karşı bunun bu kadarı" diye bazılarını devredip devralma suretiyle ailenin hepsinin iyi kötü değerlendirebileceği bir hale sokmak.
-Bir dil daha öğrenmek. Son 1 senedir Endonezce öğreniyorum. Grameri baya kolay, hiç çekim falan yok. Bu 1 sene sonunda eh halim ne kötü ne şahane.
-İş...doğrusu içinde bulunduğum sektörü değiştirmek istiyorum ama 45'inden sonra çok zor. Artık çıkartılana kadar buradayız, anlaşılıyor.
-Ailedeki bazı vefatlar sebebiyle bazı hisseli gayrimenkuller var, bunlardan bazılarını kendi elimde toplamak. Zira biraz karışık, değelendiremiyoruz. Artık "şunun şu kadarına karşı bunun bu kadarı" diye bazılarını devredip devralma suretiyle ailenin hepsinin iyi kötü değerlendirebileceği bir hale sokmak.
-Bir dil daha öğrenmek. Son 1 senedir Endonezce öğreniyorum. Grameri baya kolay, hiç çekim falan yok. Bu 1 sene sonunda eh halim ne kötü ne şahane.
-İş...doğrusu içinde bulunduğum sektörü değiştirmek istiyorum ama 45'inden sonra çok zor. Artık çıkartılana kadar buradayız, anlaşılıyor.
0
-Kisin triathlon, wetsuit aldim
-Daha dusuk maasli bir ise daha az calismak kosuluyla gecmek
-tekne almak
-yazmaya basladigim kitabi bitirmek
-duzenli spora devam
-yeni bir ulkeye tasinan kardesimin hayata tutunmasina destek olmak
-destek verdigim 2 vakif var, onlara daha cok zaman ayirmak
-uyesi oldugum partinin lokal toplantilarina katilmaya baslamak
-ned olmak.
-Daha dusuk maasli bir ise daha az calismak kosuluyla gecmek
-tekne almak
-yazmaya basladigim kitabi bitirmek
-duzenli spora devam
-yeni bir ulkeye tasinan kardesimin hayata tutunmasina destek olmak
-destek verdigim 2 vakif var, onlara daha cok zaman ayirmak
-uyesi oldugum partinin lokal toplantilarina katilmaya baslamak
-ned olmak.
0
YDS İngilizceden 85 almak
Yıl sonuna doğru evlilik teklifi yapmak
Yıl sonuna kadar yapmayı düşündüğüm ticaretten 200k ₺ kazanmak
Green card çıkarsa ülkeden gitmek.
Green card çıkmasa da ülkeden gitmenin yollarını aramak
Alkolü tamamen bırakmak
Almancamı geliştirmek
Rusçamı da geliştirmek.
Yıl sonuna doğru evlilik teklifi yapmak
Yıl sonuna kadar yapmayı düşündüğüm ticaretten 200k ₺ kazanmak
Green card çıkarsa ülkeden gitmek.
Green card çıkmasa da ülkeden gitmenin yollarını aramak
Alkolü tamamen bırakmak
Almancamı geliştirmek
Rusçamı da geliştirmek.
0
İngilizce'mi geliştirmek,
3-5 kilo zayıflamak,
Doğru kızı bulabilmek,
Elime biraz para geçerse araba modelimi yükseltmeye çalışmak
3-5 kilo zayıflamak,
Doğru kızı bulabilmek,
Elime biraz para geçerse araba modelimi yükseltmeye çalışmak
0
1 - ingilizcemi geliştirmek
2- askerlik işini 35 yaşına kadar ertelemek
3- finansal özgürlük noktasında şansımın yaver gitmesi ve iyi kazanmak.
başka da yok şuan.
2- askerlik işini 35 yaşına kadar ertelemek
3- finansal özgürlük noktasında şansımın yaver gitmesi ve iyi kazanmak.
başka da yok şuan.
0
hedeften ziyade kafamdakiler:
finansal duzenimi gelistirmek
pick-up almak
cnc almak
bag bahce isleriyle ugrasmak
finansal duzenimi gelistirmek
pick-up almak
cnc almak
bag bahce isleriyle ugrasmak
0
öncelikle kendi ve bütün ailem için sağlık sorunu olmayan bir yıl.
yazın düğünüm var bu süreci sıkıntısız atlatmak.
aracımı değiştirmek.
evimin eksiklerini tamamlamak.
yıl boyunca sporu bırakmayıp belli bir aşamaya gelmek.
yazın düğünüm var bu süreci sıkıntısız atlatmak.
aracımı değiştirmek.
evimin eksiklerini tamamlamak.
yıl boyunca sporu bırakmayıp belli bir aşamaya gelmek.
0
yeni girdigim iste hedefleri kasima kadar tutturmak
hanima duzgun bir is bulmak
yan is olarak emlakcilik kursunu bitirip bir firma ile anlasmak
bulabilirsem temiz bir e30 almak
oglanla ukulele kursuna baslamak
10kg vermek
hanima duzgun bir is bulmak
yan is olarak emlakcilik kursunu bitirip bir firma ile anlasmak
bulabilirsem temiz bir e30 almak
oglanla ukulele kursuna baslamak
10kg vermek
0
2023 büyük yıl ya. Hemen ankete girişeyim:
- Doktora bitecek. Bitmezse atılıyorum zaten. Tez çoktan yazıldı, problem yok. Günü bekleniyor. Hoca kıllık etmese zaten 2 sene önce bitmiş olacaktı da Türkiye işte ne diyeyim.
- YDS'den puan almam lazım. Enayi gibi dil tazminatı almıyorum ne zamandır. Akmasa da damlar.
- IELTS'ten de puan almam lazım yurt dışı başvuruları için. Konuşmam sıkıntılıydı, onu da yurt dışında hallettim. Döner dönmez gireceğim bakalım. 8.5 alsam zil takar oynarım. 8 alsam ona da sevinirim. 7.5 ve altı biraz üzer. Muhtemelen tekrar girerim ama bakacağız.
- En büyük hedefim Almanca meselesi. Bu yıl epey öğrendim ama ciddi ciddi C1 sertifikasına kasmam gerek. Yıl sonuna kadar almaya alırım da alana kadar başvurular için çok geç kalmış olabilirim.
- Evet başvuru deyip duruyorum. Valla ben yapabilirsem gideceğim. Türkiye bitti benim için. Avrupa'da geçirdiğim 1 yıldan sonra hiç kuşkum kalmadı. Yalnız alan itibarıyla zor iş. İş bulup gidemem. Allah'tan ikinci diploma var da o diplomanın master programına kapağı atıp yerleşmek mesele. Sonra doktoralı dönerci olarak biraz sıkıntı çeker, ileride çoluk çocuğa gülerek anlatırım. Bu iş olsun diye şimdiden çok uğraşıp emek verdim, temellerini attım. Gerisi kısmet.
- Six-pack yaşlarım geçiyor artık. Formum şu an hiç fena değil ama birkaç ay sıkı çalışma ister yine de. Bu yıl vakit bulabilirsem ahir ömrümde kendimi öyle de bir görmek istiyorum. Bir şeye yarayacağından değil de heves işte. Hep Hollywood.
- Valla iki saat salsa yaptım, tadı damağımda kaldı. Çok isterim azıcık öğrenmeyi ama zaman olmayacak gibi. Yine eşek gibi çalışmak beni bekler.
Bakalım yıl sonunda neler olmuş olacak.
- Doktora bitecek. Bitmezse atılıyorum zaten. Tez çoktan yazıldı, problem yok. Günü bekleniyor. Hoca kıllık etmese zaten 2 sene önce bitmiş olacaktı da Türkiye işte ne diyeyim.
- YDS'den puan almam lazım. Enayi gibi dil tazminatı almıyorum ne zamandır. Akmasa da damlar.
- IELTS'ten de puan almam lazım yurt dışı başvuruları için. Konuşmam sıkıntılıydı, onu da yurt dışında hallettim. Döner dönmez gireceğim bakalım. 8.5 alsam zil takar oynarım. 8 alsam ona da sevinirim. 7.5 ve altı biraz üzer. Muhtemelen tekrar girerim ama bakacağız.
- En büyük hedefim Almanca meselesi. Bu yıl epey öğrendim ama ciddi ciddi C1 sertifikasına kasmam gerek. Yıl sonuna kadar almaya alırım da alana kadar başvurular için çok geç kalmış olabilirim.
- Evet başvuru deyip duruyorum. Valla ben yapabilirsem gideceğim. Türkiye bitti benim için. Avrupa'da geçirdiğim 1 yıldan sonra hiç kuşkum kalmadı. Yalnız alan itibarıyla zor iş. İş bulup gidemem. Allah'tan ikinci diploma var da o diplomanın master programına kapağı atıp yerleşmek mesele. Sonra doktoralı dönerci olarak biraz sıkıntı çeker, ileride çoluk çocuğa gülerek anlatırım. Bu iş olsun diye şimdiden çok uğraşıp emek verdim, temellerini attım. Gerisi kısmet.
- Six-pack yaşlarım geçiyor artık. Formum şu an hiç fena değil ama birkaç ay sıkı çalışma ister yine de. Bu yıl vakit bulabilirsem ahir ömrümde kendimi öyle de bir görmek istiyorum. Bir şeye yarayacağından değil de heves işte. Hep Hollywood.
- Valla iki saat salsa yaptım, tadı damağımda kaldı. Çok isterim azıcık öğrenmeyi ama zaman olmayacak gibi. Yine eşek gibi çalışmak beni bekler.
Bakalım yıl sonunda neler olmuş olacak.
0
sağlıklı beslenmek
düzenli spor yapmak
düzenli cilt bakımı yapmak
eski enerjime dönmek
tezimi yazıp bitirmiş olmak
doğum günümde yurtdışında olmak
minicik bir ihtimalde olsa araba almak
kitap okumaya daha çok vakit ayırabilmek
mental sağlığımı korumak
düzenli spor yapmak
düzenli cilt bakımı yapmak
eski enerjime dönmek
tezimi yazıp bitirmiş olmak
doğum günümde yurtdışında olmak
minicik bir ihtimalde olsa araba almak
kitap okumaya daha çok vakit ayırabilmek
mental sağlığımı korumak
0
Sevgili bulmak ve yurtdışına tatile gitmek
Sci yayin yapmak
Ev almayi cok isterdim
Sonbahar gibi uzakdoguya gitmek
Eski bir arkadaşımla barismak
Sci yayin yapmak
Ev almayi cok isterdim
Sonbahar gibi uzakdoguya gitmek
Eski bir arkadaşımla barismak
0
Evlenmek istiyorum artık hayırlısıyla.
İtalyada balayı.
Huzurlu olmak..
İyi bir aşçı olmak bir sürü yemek tarifi öğrenmek.
İtalyada balayı.
Huzurlu olmak..
İyi bir aşçı olmak bir sürü yemek tarifi öğrenmek.
0
-Kafayı düzeltmek öncelikle,
-Müzik prodüksiyon öğrenip geliştirmek (başladım buna),
-Spora tekrar başlamak,
-Yeniden evde yemek düzenine geçmek,
-Daha az alkol ve sigara tüketmek,
-Hayatımdaki gereksizleri temizlemek
-Müzik prodüksiyon öğrenip geliştirmek (başladım buna),
-Spora tekrar başlamak,
-Yeniden evde yemek düzenine geçmek,
-Daha az alkol ve sigara tüketmek,
-Hayatımdaki gereksizleri temizlemek
0
fransizcayi b2-c1 seviyesine getirmek
sirkette forecasting departmanini kurmak
maasi 2 katina cikarmak
aile ve kendimin mental ve fiziksel olarak saglikli olmasi
sirkette forecasting departmanini kurmak
maasi 2 katina cikarmak
aile ve kendimin mental ve fiziksel olarak saglikli olmasi
0
-Sporu alışkanlık haline getirip bırakmamak.
-Kilo vermek.
-İhtiyaç dışı alışverişe son vermek.
-Yabancı dil öğrenmeye geri dönmek, bu sefer bırakmamak ve daha çok çalışmak.
-Yıl bitene kadar bir yurtdışı tatili.
-Sağlıksız yiyecekleri azaltarak bitirmek.
-Kilo vermek.
-İhtiyaç dışı alışverişe son vermek.
-Yabancı dil öğrenmeye geri dönmek, bu sefer bırakmamak ve daha çok çalışmak.
-Yıl bitene kadar bir yurtdışı tatili.
-Sağlıksız yiyecekleri azaltarak bitirmek.
0
Bu sitede bu kadar kilo problemi olan insan olmasına şaşırdım biraz, 2023 hedefimi Ekşi Duyuru Dombililer Kampı kurup herkese kilo verdirmek olarak güncelledim.
0
enflasyonu %20' ye cekmek :)
motorsiklet almak istiyorum ama ulkedeki trafik beni korkutuyor o yuzden vazgectim. su anda bir hedefim yok.
motorsiklet almak istiyorum ama ulkedeki trafik beni korkutuyor o yuzden vazgectim. su anda bir hedefim yok.
0
-akil sagligimi toparlamak
-kariyer anlaminda daha guvenli bir pozisyona gelmek
-cokca kitap okumak
-meslegimle ilgili yeni seyler ogrenmek, kendimi gelistirmek
-ehliyet sinavini gecmek
-belki kendim icin degil bu degil; ama ailemin mutlu olmasi elbet.
-kariyer anlaminda daha guvenli bir pozisyona gelmek
-cokca kitap okumak
-meslegimle ilgili yeni seyler ogrenmek, kendimi gelistirmek
-ehliyet sinavini gecmek
-belki kendim icin degil bu degil; ama ailemin mutlu olmasi elbet.
0
-Yasadigim ulkenin vatandasligini almak
- evlenmek
-tasinmak
-is yerinden uzun sureli izin almak
- ek gelir elde edecek ve beni heyecanlandiracak bir ugras bulmak
- evlenmek
-tasinmak
-is yerinden uzun sureli izin almak
- ek gelir elde edecek ve beni heyecanlandiracak bir ugras bulmak
0
akıcı şekilde ingilizce konuşmak, daha fit olmak ve finansal olarak da sadece BATMAMAK :)
0
iki basit planım var.
-daha fazla yeni insan tanımak.
-yaza fiziksel olarak bomba gibi fişşşek gibi girmek.
-daha fazla yeni insan tanımak.
-yaza fiziksel olarak bomba gibi fişşşek gibi girmek.
0
Aylardır hem tam zamanlı çalışıyorum hem tez yazıyorum, çok yoruldum. Dinlenmek, kendime çevreme zaman ayırmak istiyorum.
0
- evin ekstra borclarini bitirmek
- yeni arabanin ek borclarini bitirmek
- para biriktirebilmek
- insallah bir bebek sahibi olmak
- yeteri kadar para biriktirebildiysem(kredisiz bi sekilde) kendi isimi kurmak icin kücük adimlari atmaya baslamak.
- yeni arabanin ek borclarini bitirmek
- para biriktirebilmek
- insallah bir bebek sahibi olmak
- yeteri kadar para biriktirebildiysem(kredisiz bi sekilde) kendi isimi kurmak icin kücük adimlari atmaya baslamak.
0
- patent dosyalarımın yazımını bitirip başvurularını yapmak
- yelkenli eğitimine ileri seviyede devam etmek
- yelkenli eğitimine ileri seviyede devam etmek
0
istifa etmek (yaptım)
sigarayı bırakmak (yaptım)
yeni bir yetenek / meslek kazanmak (yarım devam ettireceğim)
sosyal medya hesaplarını geliştirmek / genişletmek (devam ediyor)
ne demişler, bugünün işini yarına bırakma :)
sigarayı bırakmak (yaptım)
yeni bir yetenek / meslek kazanmak (yarım devam ettireceğim)
sosyal medya hesaplarını geliştirmek / genişletmek (devam ediyor)
ne demişler, bugünün işini yarına bırakma :)
0
-Tezimi teslim edip yuksek lisansimi bitirmek.
-Duzgun bir ev bulup, tasinma, yerlesme islerini halletmek, yeni sehre ve ulkeye adaptasyon saglamak.
-Kedimi sapasaglam bir sekilde yanima getirmek.
-Yuksek lisans sonrasinda kariyerimi ne yonde cizmek istedigimi netlestirmek ve uygun adimlari atmak.
-ingilizcem cok koreldi, tez bitince biraz ona yogunlasmak istiyorum.
-Spor istikrarimi yakaladim, bu rutini bozmak istemiyorum.
-Terapiye baslamak ve devam ettirmek.
Bakinca gozume cok gorundu simdi ama yapabilirim umarim hepsini.
-Duzgun bir ev bulup, tasinma, yerlesme islerini halletmek, yeni sehre ve ulkeye adaptasyon saglamak.
-Kedimi sapasaglam bir sekilde yanima getirmek.
-Yuksek lisans sonrasinda kariyerimi ne yonde cizmek istedigimi netlestirmek ve uygun adimlari atmak.
-ingilizcem cok koreldi, tez bitince biraz ona yogunlasmak istiyorum.
-Spor istikrarimi yakaladim, bu rutini bozmak istemiyorum.
-Terapiye baslamak ve devam ettirmek.
Bakinca gozume cok gorundu simdi ama yapabilirim umarim hepsini.
0
yeni taşındığım ülkeye tamamen uyum sağlamak.
ingilizce'yi upper seviyesine getirmek.
keyif alabileceğim bir işte çalışmak.
fitness'a tekrardan başlamak.
yeni insanlarla tanışmak , dostluk kurmak.
hoş bir irish kızı ile tanışıp evlenmek(kısmet içerir)
ingilizce'yi upper seviyesine getirmek.
keyif alabileceğim bir işte çalışmak.
fitness'a tekrardan başlamak.
yeni insanlarla tanışmak , dostluk kurmak.
hoş bir irish kızı ile tanışıp evlenmek(kısmet içerir)
0
-Kilo vermek
-Borçları bitirmek
-İngilizceyi ilerletmek
-Tezle uğraştığım için bu yıl güzel bir tatil yapamadım, en azından yurt içinde bol gezmeli tatil yapmak
-Borçları bitirmek
-İngilizceyi ilerletmek
-Tezle uğraştığım için bu yıl güzel bir tatil yapamadım, en azından yurt içinde bol gezmeli tatil yapmak
0
-Her seferinde aksilik çıkan bir seyahat planım var bu yıl artık gerçekleştirmek istşyorum
-İşlerimde potansiyelimi yeteri kadar kullanmadığımı düşünüyorum, daha yoğun çalışmam lazım
-Trafik korkusunu ortadan kaldırmak
-Bir de Farklı bir iş planım var onu hayata geçirirsem şaşırtıcı ve güzel olabilir
-düzenli terapi de güzel olur
-İşlerimde potansiyelimi yeteri kadar kullanmadığımı düşünüyorum, daha yoğun çalışmam lazım
-Trafik korkusunu ortadan kaldırmak
-Bir de Farklı bir iş planım var onu hayata geçirirsem şaşırtıcı ve güzel olabilir
-düzenli terapi de güzel olur
0
guzel anket, hemen yerimizi alalim :)
* belirli sureli is sozlesmemin suresiz olarak yenilenmesi icin gereken performansi gosterebilmek
* her ay gelirimin %25'i kadar tasarruf yapabilmek ve portfoyumu enflasyon ustu getiri saglayacak sekilde duzenleyebilmek
* 15 kitap okumak
* italyanca C1 sertifikasi almak
* her gun yoga yapmak + haftada en az 2 gun baska bir antrenman yapmak
* bu seneye gore daha cok sosyallesmek
hadi hayirlisi :)
* belirli sureli is sozlesmemin suresiz olarak yenilenmesi icin gereken performansi gosterebilmek
* her ay gelirimin %25'i kadar tasarruf yapabilmek ve portfoyumu enflasyon ustu getiri saglayacak sekilde duzenleyebilmek
* 15 kitap okumak
* italyanca C1 sertifikasi almak
* her gun yoga yapmak + haftada en az 2 gun baska bir antrenman yapmak
* bu seneye gore daha cok sosyallesmek
hadi hayirlisi :)
0
öncelikle bir e92 coupe almak, ilk hedef bu. Yıl ortasına kadar olursa tadından yenmez. İkinci olarak düzenli spora devam edip vücudu eski haline getirmek, bütün emekler uçtu gitti resmen. Son olarak da yıl sonunda bir terfi daha alıp ülke çapında bir pozisyon almak, ki bir ihtimal türkiye dışında, italya olsun allaaam.
büdüt: italyanca öğrenmek!
büdüt: italyanca öğrenmek!
0
sakince
29 yaşında zamanında müdürlük yapmış biri olarak, halen daha biri bana x bey diye seslendiği zaman saliselikte olsa duraksıyorum. Beraber yemek yediğimiz, yaşça büyük bir abi telefonuna beni .. bey diye kayıt etmiş bunu görünce, içten içe sen bey'sin lan diyorum. Biraz gülesim geliyor. Kendimi çoçuk
29 yaşında zamanında müdürlük yapmış biri olarak, halen daha biri bana x bey diye seslendiği zaman saliselikte olsa duraksıyorum. Beraber yemek yediğimiz, yaşça büyük bir abi telefonuna beni .. bey diye kayıt etmiş bunu görünce, içten içe sen bey'sin lan diyorum. Biraz gülesim geliyor. Kendimi çoçuk gibi mi hissediyorum bilmiyorum ama adını koyamadığım bir duygu yaşıyorum. komik gibi diyim.
Acaba kendime saygım falan mı yok ey freud'lar:). TAbi kadınlarda soruma cevap verebilir.
Acaba kendime saygım falan mı yok ey freud'lar:). TAbi kadınlarda soruma cevap verebilir.
0
Garipsemiyorum. İş hayatında bey kullanımı sevdiğim bir şey. İnsanların saygılı, mesafeli, kibar olması hoşuma gidiyor.
0
Benim de tuhafıma gidiyor. Ama sektörde yeni olmama veriyorum. Aslında şöyle bir durum var bende, özellikle yaşıtım biri ya da benden büyük de olabilir ama unvan olarak altta gözüken kişiler söyleyince üzülüp alt üst ilişkisine sinirlenir söylenirim içimden.
0
bana herkes bey diyor. yaş 39. bey, hanım, güzel hitaplar. garipsemem.
sadece bunu garipsediğin için kendine saygın var, yok denemez. alışkın değilsin.
sadece bunu garipsediğin için kendine saygın var, yok denemez. alışkın değilsin.
0
Bizde hanım bey demek yasak, yönetici olmama ve şirkette bir ağırlığım olmasına rağmen bana bey diyenleri bozuyorum bazen tatlı bazen acı, genelde yeni başlayanlar ya da çok samimi olmadıklarım diyor.
Benim derdim kendimi bey olarak görüp görmemekle ilgili değil senden farklı olarak. Bey gibi beyim ve buna rağmen bey denmesin istiyorum. Beyliğin bey dememekle olduğunu gösterince de bey demekten vazgeçiyorlar zaten.
Sen bey denilmeyi hak edilmeyen biri olduğunu, bunu hak eden insanlar olduğunu ama xyz sebeplerinden ötürü kendini buna layık görmediğini düşünüyorsan evet; özdeğer eksikliği yaşıyor olabilirsin.
Benim derdim kendimi bey olarak görüp görmemekle ilgili değil senden farklı olarak. Bey gibi beyim ve buna rağmen bey denmesin istiyorum. Beyliğin bey dememekle olduğunu gösterince de bey demekten vazgeçiyorlar zaten.
Sen bey denilmeyi hak edilmeyen biri olduğunu, bunu hak eden insanlar olduğunu ama xyz sebeplerinden ötürü kendini buna layık görmediğini düşünüyorsan evet; özdeğer eksikliği yaşıyor olabilirsin.
0
Bu her zaman yaşadığım bir durum değil bu garipseme durumu, arada sebepsizce oluyor. bilemiyorum
0
Yaş 30. İşte birileri "Plüton bey" diye seslenince "Lan Plüton benim ama bey dediği kim acaba?" diye düşünüp sağa sola bakınıyorum anlık, sonra bana diyorlar diye jeton düşüyor.
0
Kurumsal dünyada olduğum zamanlar, bu hitapla bir sorunum yoktu. Ama hem bey diye hitap edip hem de senli benli konuşanları garipserdim. "Sailor Bey, öğle yemeğine gelecek misin?" gibi bir şey duyunca şaşırırdım. Bey denilince direkt sizli bizli iletişim beklerim. Kardeşler ltd şti gibi bir yer de değildik. Alanında ülkenin en iyi firmasıydı.
0
eski is yerinde denirdi hic garipsemem, garipsemedim. simdi hocam deniyor ona hala yeni alisiyorum
0
@sailor sanırım siz sorunu çözdünüz. Çünkü şimdi düşündüğümde önce senli benli samimiyet kurduğum kişilerden arada bunu duyduğum zaman oluşuyor bu durum. Tanımlanamayan sorunu tanımladım rahatladım. Fikir alışverişi güzel birşey...:)
0
@sailorun bahsettiğini benim eski müdürüm yapardı. Koordinatör genel müdür vs gibi onu işinden edebilecek pozisyondaki kişilere "x bey nasılsınız?" derken sadece başını ağrıtabilecek pozisyondaki amirlerine "x hanım nasılsın" derdi.
Saliselik duraksama bana kendi adımla seslenilince de oluyor ya. o kadarı olsun.
Saliselik duraksama bana kendi adımla seslenilince de oluyor ya. o kadarı olsun.
0
sanguine
Bir süredir sürekli bu sitenin reklamını videolarını görüyorum tamamen random biçimde. Sıfırdan yazılımcı olmayı ve peşinden iş bulmayı vaadediyor. Üstelik ücretsizmis. Varsa bir dogrulugu vakit ayiricam o yüzden soruyorum hiç duyan gören var mı https://www.develhope.co/en/
Bir süredir sürekli bu sitenin reklamını videolarını görüyorum tamamen random biçimde. Sıfırdan yazılımcı olmayı ve peşinden iş bulmayı vaadediyor. Üstelik ücretsizmis. Varsa bir dogrulugu vakit ayiricam o yüzden soruyorum hiç duyan gören var mı
www.develhope.co
www.develhope.co
0
iş bulana kadar ücretsiz diyor.
Countries 2 - Turkey, Albania, Serbia, Romania, Bosnia, Croatia, Bulgaria, Egypt and Nigeria.
The total cost of courses for those residing in one of the countries listed above is 2900€ (incl. VAT).
Countries 2 - Turkey, Albania, Serbia, Romania, Bosnia, Croatia, Bulgaria, Egypt and Nigeria.
The total cost of courses for those residing in one of the countries listed above is 2900€ (incl. VAT).
0
dodonene
Milyar dolarları olan birisinin tek başına aaa oyun hazırlaması ne kadar sürer? Bu konuda hiçbir fikrim yok sadece merak ettim.
Milyar dolarları olan birisinin tek başına aaa oyun hazırlaması ne kadar sürer?
Bu konuda hiçbir fikrim yok sadece merak ettim.
Bu konuda hiçbir fikrim yok sadece merak ettim.
0
parayı mı kastediyon yeteneği mi? yetenek ise, imkansız. paranın ise açmayacağı kapı yok. en önemli şey doğru insanları bulmak.
0
milyar dolarların varsa rockstar"i satin alıp bana gta 6 yapın dersin yaparlar. böylece tek başına gta 6'yı yap(tır)mış olursun. tam olarak neyi soruyorsun? bir insanın tek başına tüm contenti tek başına yaratıp aaa oyun yaratması mı? onun için milyar dolarlara gerek yok. ama gta 6'yı tek başına yapman için hem yazılımı hem grafiği hem proje yönetimini hem müziği hem senaryo yazarlığını, hem şu anda aklıma gelmeyen diğer onlarca şeyi yalayıp yutmuş olan gerek. dünya üzerinde böyle bir insanın yaşadığını sanmıyorum. zaten yaşasa bile 50 senede anca yapar herhalde.
0
Araliksiz 50 yılda belki. 2d tasarım, 3d tasarım,animasyonlar, muzik, programlanması, senaryo yazılar vs, guvenlik testleri, bug testleri bug fixler vs, gibi gibi. Daha bir suru sey. Sen hesapla tek basina yapilabilir mi
0
Valla hocam sorsan herkes "kimse tek başına işletim sistemi yazamaz" da der, ama sonra bi terry davis çıkar, masaya vurur gider. Bu işler böyle.
Dahilerle biz sıradan insanlar arasında öyle 3-5 kat değil, binlerce kat verimlilik farkı var. Ama işte denk gelmesi lazım. Denk gelir mi? Zor.
Dahilerle biz sıradan insanlar arasında öyle 3-5 kat değil, binlerce kat verimlilik farkı var. Ama işte denk gelmesi lazım. Denk gelir mi? Zor.
0
Grafik motoru, modeller, senaryo, müzikler, efektler hazır olsa belki tek başına bir insan ömrü yetebilir.
Yoksa cok zor Erestor +1
Tek başına bina dikebilirsiniz, misal müstakil ev, ciftlik kurabilirsiniz. Ama buyuk bir ekosistemi barindiran seyleri -gokdelenler veya şehirler gibi- tek basiniza yapamazsiniz hem iş gücünüz yetmez hem de her alanda bilgi birikimini edinmeye zaman yetmez. Hem mimari cizim yapacaksin hem kimya bileceksin hem fizik bileceksin hem kablo cekeceksin hem yol yapacaksin hem matematik geometri bileceksin hem sanattan ve edebiyattan anlayacaksin..
Tamam tek basina oyun yapanlar var ama gta gercek dunya oyunu haritasında bile bir uctan bir uca gitmek gercek dunyada birkac saat suruyordu arabayla. İstanbulu otur ciz bakalim tek basina her detayı ile. Belki ömür yeter ama ancak ona yeter.
Otistik bir durum soz konusu ile orasini bilemem ama.
Yoksa cok zor Erestor +1
Tek başına bina dikebilirsiniz, misal müstakil ev, ciftlik kurabilirsiniz. Ama buyuk bir ekosistemi barindiran seyleri -gokdelenler veya şehirler gibi- tek basiniza yapamazsiniz hem iş gücünüz yetmez hem de her alanda bilgi birikimini edinmeye zaman yetmez. Hem mimari cizim yapacaksin hem kimya bileceksin hem fizik bileceksin hem kablo cekeceksin hem yol yapacaksin hem matematik geometri bileceksin hem sanattan ve edebiyattan anlayacaksin..
Tamam tek basina oyun yapanlar var ama gta gercek dunya oyunu haritasında bile bir uctan bir uca gitmek gercek dunyada birkac saat suruyordu arabayla. İstanbulu otur ciz bakalim tek basina her detayı ile. Belki ömür yeter ama ancak ona yeter.
Otistik bir durum soz konusu ile orasini bilemem ama.
0
gta'nın kendi motoru var. bu motoru yapmak bir insanın yapabileceği bir iş değil. dışardan parayla alacağı bir motor var diyelim. assetleri, sesleri, müzikleri de dışardan aldı diyelim. oyunu tamamladı. bitirdi. bunu test edecek QA ekibi lazım. tek başına test yapamaz.
kısacası gta 6'yı tek başına yapmak imkansız. Ama daha düşük kaliteli bir gta benzeri oyunu tek başına yapmak daha mümkün.
kısacası gta 6'yı tek başına yapmak imkansız. Ama daha düşük kaliteli bir gta benzeri oyunu tek başına yapmak daha mümkün.
0
tek başında bir boeing 737 yapmak daha kolay.
ama şu olabilir. unity benzeri bir platformda içinde çeşitli araçların olduğu bir şehirde gezilen, görev tamamladığın bir oyunu 1-2 senede yapabilir.
ama neden gta olmaz dersen oradaki hikaye ve detaylar çok özel. sadece radyo kanallarındaki haberler ve müzikler için bile 10-15 kişilik bir ekip çalışmıştır.
ama şu olabilir. unity benzeri bir platformda içinde çeşitli araçların olduğu bir şehirde gezilen, görev tamamladığın bir oyunu 1-2 senede yapabilir.
ama neden gta olmaz dersen oradaki hikaye ve detaylar çok özel. sadece radyo kanallarındaki haberler ve müzikler için bile 10-15 kişilik bir ekip çalışmıştır.
0
piranase
merhabacoursera'da 'google data analytics' kursu var aylık $39'a. veri tabanı tasarımında uzmanlaşmak isteyen biri için yararı olur mu? bu fiyata değer mi sizce?link: https://www.coursera.org/professional-certificates/google-data-analytics?action=enroll&trk_ref=articleProductCard
merhaba
coursera'da 'google data analytics' kursu var aylık $39'a. veri tabanı tasarımında uzmanlaşmak isteyen biri için yararı olur mu? bu fiyata değer mi sizce?
link: www.coursera.org
coursera'da 'google data analytics' kursu var aylık $39'a. veri tabanı tasarımında uzmanlaşmak isteyen biri için yararı olur mu? bu fiyata değer mi sizce?
link: www.coursera.org
0
Kursu bilmiyorum ama financial aid başvurusunda bulunun. Neredeyse herkesin başvurusunu onayliyorlar. Reddedilen daha duymadım hiç. 15 gün sonunda açıklıyorlar, şansınızı deneyin bence.
Başarılar dilerim
Başarılar dilerim
0
Çok veritabanı odaklı bi kurs değil gibi görünüyor içeriğine bakınca.
0
Bu sertifikayi bitirdim. Yukaridaki yazar arkadasin dedigi gibi financial aid ile sifir maliyetle tamamladim. Eger financial aid istemiyorsaniz da uygulamadan acinca fiyat 49₺’e dusuyordu, 39 dolardan cok daha ucuz oluyor haliyle. Bence o parayi vermeyin.
Icerige gelirse veritabani ile ilgili tek kurs SQL dilinin anlatildigi program. O da veri tabani mimari gibi degil. Dolayisiyla veritabani ile ilgili daha cok icerik olan kurslara bakmanizi oneririm.
Icerige gelirse veritabani ile ilgili tek kurs SQL dilinin anlatildigi program. O da veri tabani mimari gibi degil. Dolayisiyla veritabani ile ilgili daha cok icerik olan kurslara bakmanizi oneririm.
0
plutongezegendegilmi
Eskiden kalan 3-5 tane tişörtüm var, lisedeyken almıştım bunları (15+ sene önce) hala giyiyorum. Ne baskısı soldu ne kumaşı dağıldı falan, hayvan gibi iyi tişörtlermiş.Etiketine baktım ama Tayca bi şirket adı çıkıyor, Google'da da bulamadım bişey, kapanmış herhalde şirket.Şimdi benzer kalitede tişör
Eskiden kalan 3-5 tane tişörtüm var, lisedeyken almıştım bunları (15+ sene önce) hala giyiyorum. Ne baskısı soldu ne kumaşı dağıldı falan, hayvan gibi iyi tişörtlermiş.
Etiketine baktım ama Tayca bi şirket adı çıkıyor, Google'da da bulamadım bişey, kapanmış herhalde şirket.
Şimdi benzer kalitede tişört arıyorum ama bulamıyorum. H&M, koton, kaft vs. epey dandik kalıyor bunların yanında.
Ek olarak, %100 pamuk ve "heavy cotton" diye kalın bi kumaş türü kullanıyorlar. Böyle giyince omuzlar tam oturuyor ama beli falan sarmıyor, güzel dökümlü bi duruşu var.
Affix falan güzel ama onlar da 70-80 € olmuş, bi tişörte 1500 lira vermek de istemiyorum açıkçası.
Tekstil cennetinde yaşamıyor muyuz ya, yok mu şöyle 300 liraya falan güzel tişört?
Etiketine baktım ama Tayca bi şirket adı çıkıyor, Google'da da bulamadım bişey, kapanmış herhalde şirket.
Şimdi benzer kalitede tişört arıyorum ama bulamıyorum. H&M, koton, kaft vs. epey dandik kalıyor bunların yanında.
Ek olarak, %100 pamuk ve "heavy cotton" diye kalın bi kumaş türü kullanıyorlar. Böyle giyince omuzlar tam oturuyor ama beli falan sarmıyor, güzel dökümlü bi duruşu var.
Affix falan güzel ama onlar da 70-80 € olmuş, bi tişörte 1500 lira vermek de istemiyorum açıkçası.
Tekstil cennetinde yaşamıyor muyuz ya, yok mu şöyle 300 liraya falan güzel tişört?
0
ben geçen ceza infaz kurumları satış yerinden aldım. mağazada +200 olan basic tişörtü 30 liraya aldım. %100 pamuk ve ince değil, baya kalın.
ankaradaysanız istanbul yolunda yerleri var.
ankaradaysanız istanbul yolunda yerleri var.
0
@tolgan, hocam "o kadar suriyeli aldık, niye ucuz tişörtümüz yok" diye espri yapacaktım ama sonra uygunsuz olur diye vazgeçmiştim. Sen direkt mahkum emeğinden açmışsın kapıyı. Teşekkür ederim tabi ama güldüm :D
0
decathlon'un quechua nh500 tişörtlerini ben beğeniyorum. (gerçi benim giydiklerim bir iki sene öncenin modelleri, şimdi stokta gözükmüyor)
www.decathlon.com.tr
www.decathlon.com.tr
0
ds damatta guzel kumasli seyler buluyordum ben. rengi solmayan likrali yumusacik esofman, tshirt vs. onun disinda agir pamuk kumas demissiniz belki lacoste, th gibi markalar olabilir
0
muhayyer divan
MerhabaKendimi doğru anlatabilecek miyim bilmiyorum. Sormam lazım.Anneannem 95 yaşında, 96'yı yaşıyor. Bazı sebeplerle çok ciddi sıkıntılar yaşar oldu, dün gece olan şey için "alıp götürecek gibiydi" dedi. Bugün yine olmuş, şimdi hastanedeler. İçimde zerre kıpırtı yok. Korku, endişe, hüzün, telaş, n
Merhaba
Kendimi doğru anlatabilecek miyim bilmiyorum. Sormam lazım.
Anneannem 95 yaşında, 96'yı yaşıyor. Bazı sebeplerle çok ciddi sıkıntılar yaşar oldu, dün gece olan şey için "alıp götürecek gibiydi" dedi. Bugün yine olmuş, şimdi hastanedeler.
İçimde zerre kıpırtı yok. Korku, endişe, hüzün, telaş, ne bileyim, dua bile edemiyorum. Hiçbir şey hissetmiyorum, dümdüzüm. Neden böyle? Normal mi bu? Bir şey yapmam gerekiyor mu?
Kendimi doğru anlatabilecek miyim bilmiyorum. Sormam lazım.
Anneannem 95 yaşında, 96'yı yaşıyor. Bazı sebeplerle çok ciddi sıkıntılar yaşar oldu, dün gece olan şey için "alıp götürecek gibiydi" dedi. Bugün yine olmuş, şimdi hastanedeler.
İçimde zerre kıpırtı yok. Korku, endişe, hüzün, telaş, ne bileyim, dua bile edemiyorum. Hiçbir şey hissetmiyorum, dümdüzüm. Neden böyle? Normal mi bu? Bir şey yapmam gerekiyor mu?
0
anneannen zaten hayatında aktif, seni değiştirecek/dönüştürecek bir yere sahip değildir.
bir de şu var, ölüm yaşadıkça tanınır. ben de küçükken ailemin yanında bir cenaze evine gittiğimde ya da ölüm haberi aldığımda net tepki veremezdim. hatta insan bazı yaşlarda "çok yaşamayıp ölmek en iyisi" diyor. 20 yaşında bir gence sorsan 65 yaşında ne yaparsın diye, ölmeyi tercih ettiğini söyleyebilir. bunlar hep yaşamamakla alakalı. mesela ilk ayrılığında, sevgilin gidince ölürsün sanıyorsun. intihar edenler var. ama 45 yaşındaki biri sevgilisinden ayrılınca intihar etmez genellikle. çünkü o duyguyu tanır, geçeceğini bilir. bunun bir benzeri ölüm denilen şey.
ben ne zaman ölüm karşısında karakteristik bir duruş yakaladım? tanıdıklarım önce. gittiler, gelmediler. gittikleri zaman bana boşluk bıraktılar. çok samimi olmadıklarımın ölümü ile fazla üzülmemeyi, tanıdıklarımın ölümüyle eksilmeyi kabullendim. önceden bir vefat haberi duyduğumda, arkadaşımın akrabası ölmüş olsun örneğin, arayamazdım. ne diyeceğimi bilemem diye. şimdi koşarak yanına gidiyorum. çünkü benim de akrabalarım öldü ve o gün yanımda olanların bana ne hissettirdiğini biliyorum.
benzer şey, gençlerin acılarında da kendini gösteriyor. liseye giden bir tanıdığım, arkadaşının arkadaşı kanser olmuş diye onu teselli ediyordu. teselli ettiği kişi, kanserli olan kişinin arkadaşı yani. dünyanın en klişe laflarını kullandı. Twitter'dan toplama laflar. kınamıyorum, çünkü o acıyı hissetmiyor. "bi susar mısınız, kız ağlıyor burda!!" hassasiyeti gibi bu. ama bir yakını kanser olsaydı, ne demesi gerektiğini, ya da susması gerektiğini bilirdi. bilecek, öğrenecek. hayat böyle.
bence gençsiniz ve biriktiriyorsunuz. bir şirket kurup onunla vergi rekortmeni olmayı bilmiyorsunuzdur mesela, çünkü yaşınız ve deneyiminiz tutmuyordur. ölüm de bunun gibi. aslında bu yüzden, gelenekler önemli. senelerce yaşanmış, biriktirilip yeni nesillere aktarılmış şeyler onlar. kötü gelenekler de duyuyorum bazen, ama mesela bizim geleceğimizde hasta ve ölü evine yemek götürülür. uzun yoldan gelen de, ev sahibi de onlardan yer. bulaşıklar da götürülür geri. bunlara karşı da sert görüşleriniz ya da yorumsuz bir duruşunuz olabilir. neyse, uzattım, ama demek istediğim, yaşla kazanılır bazı şeyler. çok normal. siz duygusuz değilsiniz. 95 yaşındaki birinin yaşamasını isteyecek kadar 'yaşlıların gözünde hayatın kıymeti'ni bilmiyorsunuzdur henüz.
bir de şu var, ölüm yaşadıkça tanınır. ben de küçükken ailemin yanında bir cenaze evine gittiğimde ya da ölüm haberi aldığımda net tepki veremezdim. hatta insan bazı yaşlarda "çok yaşamayıp ölmek en iyisi" diyor. 20 yaşında bir gence sorsan 65 yaşında ne yaparsın diye, ölmeyi tercih ettiğini söyleyebilir. bunlar hep yaşamamakla alakalı. mesela ilk ayrılığında, sevgilin gidince ölürsün sanıyorsun. intihar edenler var. ama 45 yaşındaki biri sevgilisinden ayrılınca intihar etmez genellikle. çünkü o duyguyu tanır, geçeceğini bilir. bunun bir benzeri ölüm denilen şey.
ben ne zaman ölüm karşısında karakteristik bir duruş yakaladım? tanıdıklarım önce. gittiler, gelmediler. gittikleri zaman bana boşluk bıraktılar. çok samimi olmadıklarımın ölümü ile fazla üzülmemeyi, tanıdıklarımın ölümüyle eksilmeyi kabullendim. önceden bir vefat haberi duyduğumda, arkadaşımın akrabası ölmüş olsun örneğin, arayamazdım. ne diyeceğimi bilemem diye. şimdi koşarak yanına gidiyorum. çünkü benim de akrabalarım öldü ve o gün yanımda olanların bana ne hissettirdiğini biliyorum.
benzer şey, gençlerin acılarında da kendini gösteriyor. liseye giden bir tanıdığım, arkadaşının arkadaşı kanser olmuş diye onu teselli ediyordu. teselli ettiği kişi, kanserli olan kişinin arkadaşı yani. dünyanın en klişe laflarını kullandı. Twitter'dan toplama laflar. kınamıyorum, çünkü o acıyı hissetmiyor. "bi susar mısınız, kız ağlıyor burda!!" hassasiyeti gibi bu. ama bir yakını kanser olsaydı, ne demesi gerektiğini, ya da susması gerektiğini bilirdi. bilecek, öğrenecek. hayat böyle.
bence gençsiniz ve biriktiriyorsunuz. bir şirket kurup onunla vergi rekortmeni olmayı bilmiyorsunuzdur mesela, çünkü yaşınız ve deneyiminiz tutmuyordur. ölüm de bunun gibi. aslında bu yüzden, gelenekler önemli. senelerce yaşanmış, biriktirilip yeni nesillere aktarılmış şeyler onlar. kötü gelenekler de duyuyorum bazen, ama mesela bizim geleceğimizde hasta ve ölü evine yemek götürülür. uzun yoldan gelen de, ev sahibi de onlardan yer. bulaşıklar da götürülür geri. bunlara karşı da sert görüşleriniz ya da yorumsuz bir duruşunuz olabilir. neyse, uzattım, ama demek istediğim, yaşla kazanılır bazı şeyler. çok normal. siz duygusuz değilsiniz. 95 yaşındaki birinin yaşamasını isteyecek kadar 'yaşlıların gözünde hayatın kıymeti'ni bilmiyorsunuzdur henüz.
0
çok gönül bağınız olmayabilir. ben 2 ay arayla babaannemi ve dedemi kaybettim. babaannemde pek bir hissim olmadı, o zaman ben de şaşırmıştım, yaşlı diye herhalde demiştim. dedemi kaybedince anladım ki yaşla hiç ilgisi yokmuş. şu an yazarken bile gözüm doluyor. aramızdaki bağ çok çok farklıydı, babam gibiydi. babamı kaybetmiş gibi oldum. 100 yaşında da olsa aynı şekilde üzülürdüm, çok sevince hep erken geliyor.
0
80'i gecen birisi bence gorevi basariyla tamamlamistir. O yuzden ben de yakinim olsa dahi pek uzulemiyorum.
Ama gecenlerde 60li yaslarda akrabam olmayan sadece tanisikligim olan, cok sevdigim birisi covidden gitti, 40 yasinda adamim oturdum agladim 5 dakika. Hala arada aklima geliyor huzunleniyorum.
Ama gecenlerde 60li yaslarda akrabam olmayan sadece tanisikligim olan, cok sevdigim birisi covidden gitti, 40 yasinda adamim oturdum agladim 5 dakika. Hala arada aklima geliyor huzunleniyorum.
0
Bi kaç sene önce anneannemin annesi öldü, 100 küsür yaşındaydı (net bilmiyo kimse). Bi de öyle bi hastalığı falan da olmadı, pat diye gitti bi gece.
Taziye evi ilginç bi şekilde baya normal, hatta neredeyse "neşeli" bi ortamdı. Yani bi kızı (o da 80 yaşında) biraz ağladı ama geri kalan herkes muhabbet ediyo, ölen kişiyle ilgili anılarını anlatıyo falan. 20-30 yaşında ölen birinin evindeki o ağırlığın zerresi yoktu yani.
Başta bana da garip geldi ama sonra sanırım herkes bilinçaltında "zaten yaşayacağını yaşadı, hayatı da iyiydi, daha ne olsun" diye düşündüğü için böyle bi ortam oldu. Beklenmedik bir ölüm değil, zor bi ölüm değil, bi pişmanlık, suçluluk, kötü bir anı yok. Zamanı gelince öleceğimizi de biliyoruz. Sonradan düşündükçe normal geldi o ortam.
Taziye evi ilginç bi şekilde baya normal, hatta neredeyse "neşeli" bi ortamdı. Yani bi kızı (o da 80 yaşında) biraz ağladı ama geri kalan herkes muhabbet ediyo, ölen kişiyle ilgili anılarını anlatıyo falan. 20-30 yaşında ölen birinin evindeki o ağırlığın zerresi yoktu yani.
Başta bana da garip geldi ama sonra sanırım herkes bilinçaltında "zaten yaşayacağını yaşadı, hayatı da iyiydi, daha ne olsun" diye düşündüğü için böyle bi ortam oldu. Beklenmedik bir ölüm değil, zor bi ölüm değil, bi pişmanlık, suçluluk, kötü bir anı yok. Zamanı gelince öleceğimizi de biliyoruz. Sonradan düşündükçe normal geldi o ortam.
0
İnsanlar aynı olaylara farklı tepkiler verir. Endişe, stres, yas, üzüntü süreçleri çok karmaşık.
Siz de denk gelmişsinizdir, yakınlarını kaybeden insanların hepsi ağlayıp sızlamaz. Bazısı sanki hiçbir şey olmamış gibi her işe koşturmaya devam eder ancak dışardan bakan biri ondaki tuhaf gerilimi hisseder. İnsanlar durdurur, onu kenara çekerler. Birçok kişi bu durumu fark etmiştir, kendi aralarında durumun aciliyetini kavrayıp sessizce hemen bir görev paylaşımı yaparlar yapılacak işlerle ilgili.
Demem o ki siz ne kadar üzgün olduğunuza falan kafayı takmayın. Şu anda bu ruh halinizi anlamlandırma çabanız bile zor bir süreçten geçiyor olduğunuzu gösteriyor. Gerçekten umursamayan ya da durumla başedebilen biri "takdiri ilahi" ya da "üzüldüm yani ama onun için böyle daha iyi" gibi şeyler söyleyip geçerdi. Sizin yaşadığınız böyle bir şey değil.
Kendi üstünüze çok gelmeyin. Ne hissettiğinizin de bir önemi yok zaten. Şu anda bir şeyler paylaşmak istediğiniz insanlarla daha yakın olmaya bakın.
Siz de denk gelmişsinizdir, yakınlarını kaybeden insanların hepsi ağlayıp sızlamaz. Bazısı sanki hiçbir şey olmamış gibi her işe koşturmaya devam eder ancak dışardan bakan biri ondaki tuhaf gerilimi hisseder. İnsanlar durdurur, onu kenara çekerler. Birçok kişi bu durumu fark etmiştir, kendi aralarında durumun aciliyetini kavrayıp sessizce hemen bir görev paylaşımı yaparlar yapılacak işlerle ilgili.
Demem o ki siz ne kadar üzgün olduğunuza falan kafayı takmayın. Şu anda bu ruh halinizi anlamlandırma çabanız bile zor bir süreçten geçiyor olduğunuzu gösteriyor. Gerçekten umursamayan ya da durumla başedebilen biri "takdiri ilahi" ya da "üzüldüm yani ama onun için böyle daha iyi" gibi şeyler söyleyip geçerdi. Sizin yaşadığınız böyle bir şey değil.
Kendi üstünüze çok gelmeyin. Ne hissettiğinizin de bir önemi yok zaten. Şu anda bir şeyler paylaşmak istediğiniz insanlarla daha yakın olmaya bakın.
0
Benim anneannem de benzer durumlarda, şu an özel bakimla yasiyor. Annem ve teyzemler sürekli yanında oluyor birinden biri. Bir dönem tüple falan beslendi.
Yani su an durumumuz artık çok acı cekmeden gitsindi. Daha 6 ay önce covid falan oldu yoğun bakıma gitti, hic istemedi gitmeyi. O yüzden bizde de var. Uzuluyoruz ama misal zamaninda dedem 60 yaslarinda vefat etti, daha erkendi. Onunki gibi olmuyor tabi 90 yaşında birine üzülmek.
Yani su an durumumuz artık çok acı cekmeden gitsindi. Daha 6 ay önce covid falan oldu yoğun bakıma gitti, hic istemedi gitmeyi. O yüzden bizde de var. Uzuluyoruz ama misal zamaninda dedem 60 yaslarinda vefat etti, daha erkendi. Onunki gibi olmuyor tabi 90 yaşında birine üzülmek.
0
Valla insan son 20 senesni Parkinson ve Alzheimer ile, 10 senesini yatalak, son senelerini baya bilinçsiz geçiren anneannesi ölünce bırak üzülmesini sevinebiliyor bile.
0
Arada kusak farki cok olunca insan sevse bile o kadar üzüntü duyamayabiliyor. Normaldir, olur öyle.
0
anneannem öldüğünde ben de böyle hissettim. herhalde kalanlar için de öyle hissederdim. artık hepsi 85+ ve aslında ben bu yaşta halen ölmemek isteyen kişilere biraz kızgınım. hiç adil değil böyle şeyler. gençliğinin baharında ölenler varken 85 yaşında ölmek istememek bencillik değil de nedir?
ben bile şu yaşımda ölsem, benden 10 yaş genç ölen ve benim kadar şey görmemiş milyonlarca kişi varken kendi ölümüme üzülmeyi biraz bencillik sayardım.
80 yaşına erişen bir insanın ölümüne üzülmem. yeterince yaşamış.
ben bile şu yaşımda ölsem, benden 10 yaş genç ölen ve benim kadar şey görmemiş milyonlarca kişi varken kendi ölümüme üzülmeyi biraz bencillik sayardım.
80 yaşına erişen bir insanın ölümüne üzülmem. yeterince yaşamış.
0
ya ben lan neyse
iyi akşamlar,ben öğretmen olarak çalışıyorum meb'de.çalıştığım yerde devlet köyden gelen çocuklara öğle aralarında yemek veriyor.nöbetçi öğretmen yemeklerle ilgili çocukların başında duruyor.ben sene başında bu yemek şartnamesini istedim müdür geçiştirdi.yıllar önce şartnameyi görmüştüm. bu sene de
iyi akşamlar,
ben öğretmen olarak çalışıyorum meb'de.
çalıştığım yerde devlet köyden gelen çocuklara öğle aralarında yemek veriyor.
nöbetçi öğretmen yemeklerle ilgili çocukların başında duruyor.
ben sene başında bu yemek şartnamesini istedim müdür geçiştirdi.
yıllar önce şartnameyi görmüştüm. bu sene de büyük ihtimalle değişmedi. yemekler termoslu kaplarda gelmesi gerekirken termossuz kaplarda geliyor. ekmekler paketli yuvarlak ekmeklerden gelmesi gerekirken açık ve dilimlenmiş halde geliyor. çocuklara çatal kaşık tuz peçete seti, paketli halde verilmesi gerekirken sadece açıkta plastik çatal veriliyor. bir de biz kaç çocuk yemek yerse sayıp kağıda işliyorduk, müdür yardımcısı kağıdın o kısmını karalayıp okulda yemek dağıtılan öğrenci sayısını tam olarak tüm aya şimdiden yazmış. halbuki çocukların yarısı yemek yemiyor çünkü tadı falan çok kötü. geçen de çocuklardan biri kıl çıktı diyordu. plastik çıktığını da biliyorum.
müdüre bunları anlattığımda işi "siz obsesif misiniz?" demeye getirdi kibarca. direkt sordu hatta. sözlü olarak ilçe şube müdürlerine söyledim "hocam kimse ihaleye girmiyor, mecburuz" falan diyorlar.
bu durum beni aşırı rahatsız ediyor. küçük bir ilçedeyim ve adım takıntılıya çıkacak. ısrar edersem benle uğraşacaklar ama devlet resmen dolandırılıyor. evet, tek derdim bu. ben öğretmenler gününde hediye kabul etmeyen biriyim. benim için böyle şeyler önemli.
yine parasını devletin ödediği köylü çocukları taşıma işinde de benzer sorunlar yaşanıyor. bazen kafalarına göre şoför değiştiriyorlar, bazen 15 öğrenciye 10 kişilik minibüs geliyor vs.
beni 2 aydır artık yemek ve taşıma işini yapamayacağım yerlere nöbetçi olarak yazmaya başladılar. sırf ben sorun çıkarmayayım diye.
ve iş arkadaşlarımın gözünde de sorunlu, onların da işini zorlaştıran, baş ağrısı biri olma yolundayım.
kendimi namuslu filmindeki şener şen gibi hissediyorum. bırakın ben namuslu falan olmayayım ama çok zoruma gidiyor.
biraz daha uzatırsam yarın ilçe milli eğitimden okula gelip "ya senin öğretmen dosyandaki yıllık planların tarihleri doğru yazılı mı?" falan diye salça olacaklar.
okuldan 200 tane kitap kayboldu, soruyorum kimse bilmiyor. "yıllar önce müdür pandemi yüzünden kaldırmıştı." falan deyip susuyorlar. kitaplar hala yok. müdür de değişti.
yok mu ulan bu devletin sahibi. öyle bir durumdayım ki kime şikayet etsem benim yaptığım anlaşılacak ve "zaten takıntılıydı bu" diye benim başıma üşüşecekler.
ne yapayım, nerelere gideyim?
edit: lütfen bu yazıyı herhangi bir yerde paylaşmayın. merak etmeyin bir şekilde çözeceğim. ama şimdi siz konuşun.
ben öğretmen olarak çalışıyorum meb'de.
çalıştığım yerde devlet köyden gelen çocuklara öğle aralarında yemek veriyor.
nöbetçi öğretmen yemeklerle ilgili çocukların başında duruyor.
ben sene başında bu yemek şartnamesini istedim müdür geçiştirdi.
yıllar önce şartnameyi görmüştüm. bu sene de büyük ihtimalle değişmedi. yemekler termoslu kaplarda gelmesi gerekirken termossuz kaplarda geliyor. ekmekler paketli yuvarlak ekmeklerden gelmesi gerekirken açık ve dilimlenmiş halde geliyor. çocuklara çatal kaşık tuz peçete seti, paketli halde verilmesi gerekirken sadece açıkta plastik çatal veriliyor. bir de biz kaç çocuk yemek yerse sayıp kağıda işliyorduk, müdür yardımcısı kağıdın o kısmını karalayıp okulda yemek dağıtılan öğrenci sayısını tam olarak tüm aya şimdiden yazmış. halbuki çocukların yarısı yemek yemiyor çünkü tadı falan çok kötü. geçen de çocuklardan biri kıl çıktı diyordu. plastik çıktığını da biliyorum.
müdüre bunları anlattığımda işi "siz obsesif misiniz?" demeye getirdi kibarca. direkt sordu hatta. sözlü olarak ilçe şube müdürlerine söyledim "hocam kimse ihaleye girmiyor, mecburuz" falan diyorlar.
bu durum beni aşırı rahatsız ediyor. küçük bir ilçedeyim ve adım takıntılıya çıkacak. ısrar edersem benle uğraşacaklar ama devlet resmen dolandırılıyor. evet, tek derdim bu. ben öğretmenler gününde hediye kabul etmeyen biriyim. benim için böyle şeyler önemli.
yine parasını devletin ödediği köylü çocukları taşıma işinde de benzer sorunlar yaşanıyor. bazen kafalarına göre şoför değiştiriyorlar, bazen 15 öğrenciye 10 kişilik minibüs geliyor vs.
beni 2 aydır artık yemek ve taşıma işini yapamayacağım yerlere nöbetçi olarak yazmaya başladılar. sırf ben sorun çıkarmayayım diye.
ve iş arkadaşlarımın gözünde de sorunlu, onların da işini zorlaştıran, baş ağrısı biri olma yolundayım.
kendimi namuslu filmindeki şener şen gibi hissediyorum. bırakın ben namuslu falan olmayayım ama çok zoruma gidiyor.
biraz daha uzatırsam yarın ilçe milli eğitimden okula gelip "ya senin öğretmen dosyandaki yıllık planların tarihleri doğru yazılı mı?" falan diye salça olacaklar.
okuldan 200 tane kitap kayboldu, soruyorum kimse bilmiyor. "yıllar önce müdür pandemi yüzünden kaldırmıştı." falan deyip susuyorlar. kitaplar hala yok. müdür de değişti.
yok mu ulan bu devletin sahibi. öyle bir durumdayım ki kime şikayet etsem benim yaptığım anlaşılacak ve "zaten takıntılıydı bu" diye benim başıma üşüşecekler.
ne yapayım, nerelere gideyim?
edit: lütfen bu yazıyı herhangi bir yerde paylaşmayın. merak etmeyin bir şekilde çözeceğim. ama şimdi siz konuşun.
0
zaten bariz bir şekilde "doğru olmayanı" yapan müdürle diyaloğa girmeniz saçma olmuş.Bence bir süre bekleyin, ardından bakanlık ve cimer'e şikayet edin. Bir aksiyon alınmaz ise farklı, yeni yöntemler düşünebilirsiniz.
0
Acikcasi takildiginiz seylerin cogu bence de gereksiz ozunde. Is hayati uzlasma demektir, hic bir sey mukemmel degildir, bazi seyler beklenenden iyi gider bazisi da gormezden gelinir.
Ozellikle acik plastik catal, acik ekmek falan gereksiz detaylar elinizde ozellikle yolsuzluk yapildigina dair kanitlar yoksa. Illa ki bir sey yapmak istiyorsan o enerjiyi en onemli sorunlara harca. Yabancilar “choose your battles” der. Yoksa ekmegin plastik icinde gelmesi falan hijyen tiyatrosu.
Ozellikle acik plastik catal, acik ekmek falan gereksiz detaylar elinizde ozellikle yolsuzluk yapildigina dair kanitlar yoksa. Illa ki bir sey yapmak istiyorsan o enerjiyi en onemli sorunlara harca. Yabancilar “choose your battles” der. Yoksa ekmegin plastik icinde gelmesi falan hijyen tiyatrosu.
0
www.youtube.com
Bu videoyu bir izlemenizi öneririm... Ben hüngür hüngür aglamistim. Sorularinizin cevabi da burada bence.
Bu videoyu bir izlemenizi öneririm... Ben hüngür hüngür aglamistim. Sorularinizin cevabi da burada bence.
0
Takilmakta cok haklisin. Helal olsun ayrica ayriksi sorunlu gorunmek ugruna bile ugrasiyorsunuz.
Net sikayet edin ekran goruntuleriyle birlikte. Hatta keske tanidik bulup bakanliga oyle sikayet edebilsen.
Net sikayet edin ekran goruntuleriyle birlikte. Hatta keske tanidik bulup bakanliga oyle sikayet edebilsen.
0
Nerdesiniz bilmiyorum, belki yerel bi gazeteciye çıtlatabilirsiniz, o haberini yapabilir belkiiii.
Ayrıca hala bizim gibi insanlar olduğunu görmek o kadar güzel ki yemin ederim dıygulandım, kocaman sarılıyorum size
Ayrıca hala bizim gibi insanlar olduğunu görmek o kadar güzel ki yemin ederim dıygulandım, kocaman sarılıyorum size
0
yaptıklarınızda haklısınız ama bu ülkede haklı olsan neye yarar ? sadece görev olarak size verilen ve sorumluluğu sizde olan şeylere yorum yapın bence.
0
pandemi zamanı değil de 2016 temmuz'undan sonra bazı yayınevlerinin kitapları toplandı kütüphanelerden. yemek için gerçekten çok az ücret veriliyor ama bu kötü yemeklere bahane olamaz. düzeltmezlerse cimer'e yazacağınızı söyleyebilirsiniz. cimer de ilçe milli eğitime gönderecek, onlar da okula soracak. bu şekilde çözülmezse il milli eğitim'e dilekçe yazabilirsiniz. bu arada onlar da sizi şikayet ederse başka bir şey için okula müfettiş gelirse ne ala işin aslını müfettişe anlatırsınız belki sorun o şekilde çözülür. plandaki eksiklik çok mühim değildir başınız ağrımaz ama sizin anlattıklarınız idarenin başını ağrıtır.
0
Eger gerçekten soyledigin hiçbir şey dikkate alinmiyorsa nöbet defterinin ilgili kısmına tutanak tutarsin.
0
o yemek işi için bakanlıktan bir bütçe geliyor. o bütçe de orada bu üçkağıtçıdan başkasının ihaleye girip hakkıyla yemek dağıtmasına yetmiyor demek ki.
bak ilçedeki müdür demiş mecburuz diye... bazı şeyler acı ama gerçek oluyor ve mecbur kalıyorsun bu memlekette.
bu işi çözmek için ta ildekilere kadar insanların başını ağrıtman lazım. çünkü şu anda herkes üstünden aferin alıyor sorun çıkmadan, gelen az para ile o iş yürüdüğü için. sen bu aferinlerin önünü keseceksin.
gazetecilerden, twitter mahkemesinden yardım isteyebilirsin. şu aralar öğrenciye yemek mevzusu moda. üstüne atlayanlar çıkabilir. ama orada anonim kalmak da mühim. elbette müdür bu işin bir kenarından senin tuttuğunu bilecek ve sana yine gıcık olacak. işini zora koşacak, saçma sapan bir ders programı yapacak falan. bu aşamada evraklarını iyi tut. açık verme.
bak ilçedeki müdür demiş mecburuz diye... bazı şeyler acı ama gerçek oluyor ve mecbur kalıyorsun bu memlekette.
bu işi çözmek için ta ildekilere kadar insanların başını ağrıtman lazım. çünkü şu anda herkes üstünden aferin alıyor sorun çıkmadan, gelen az para ile o iş yürüdüğü için. sen bu aferinlerin önünü keseceksin.
gazetecilerden, twitter mahkemesinden yardım isteyebilirsin. şu aralar öğrenciye yemek mevzusu moda. üstüne atlayanlar çıkabilir. ama orada anonim kalmak da mühim. elbette müdür bu işin bir kenarından senin tuttuğunu bilecek ve sana yine gıcık olacak. işini zora koşacak, saçma sapan bir ders programı yapacak falan. bu aşamada evraklarını iyi tut. açık verme.
0
hocam çare mevzuları tutanak altına almak olacaktır ama direkt hedefe oturursunuz. başınız çok ağrır yani. sizinle koordine olabilecek öğretmenler var ise önce onlarla bir ittifak yoluna gidin. aşama aşama olayı ele alın. sizin gibi öğretmenlerin olması da ayrıca sevindirici.
0
tchuck
cuma sabah 8de abd büyükelçiliğinde vize randevum var.perşembe gece girip sabah 7de çıkacağım, konsolosluğa yakın hangi oteli önerirsiniz? fiyat farketmiyor, hatta düzgün bir yer olursa sevinirim.ankarayı hiç bilmediğim için soruyorum.
cuma sabah 8de abd büyükelçiliğinde vize randevum var.
perşembe gece girip sabah 7de çıkacağım, konsolosluğa yakın hangi oteli önerirsiniz? fiyat farketmiyor, hatta düzgün bir yer olursa sevinirim.
ankarayı hiç bilmediğim için soruyorum.
perşembe gece girip sabah 7de çıkacağım, konsolosluğa yakın hangi oteli önerirsiniz? fiyat farketmiyor, hatta düzgün bir yer olursa sevinirim.
ankarayı hiç bilmediğim için soruyorum.
0
ulus'ta yeni bahar otel'de kalırım ben hep.
arabayla (taksiyle) en fazla 15 dk sürer. temiz ve uygun fiyatlı bir otel.
arabayla (taksiyle) en fazla 15 dk sürer. temiz ve uygun fiyatlı bir otel.
0
tunalı gordion otel
çok merkezi gezip alışveriş de yapabilir, bir şeyler yiyip içmeye de çıkabilirsiniz.
sıkılmazsınız.
altta restoranı da yeni yapıldı efsane güzel bir yer oldu. keyifli, temiz ve merkezi bir otel.
çok merkezi gezip alışveriş de yapabilir, bir şeyler yiyip içmeye de çıkabilirsiniz.
sıkılmazsınız.
altta restoranı da yeni yapıldı efsane güzel bir yer oldu. keyifli, temiz ve merkezi bir otel.
0
Tam karsisinda jw marriot yurume mesafesinde de movenpick var. Ikisi de pahali ve guzel oteller.
0
Liv hospitalın karşısında bir otelde kaldı arkadaşım. Adını bilmiyorum. ABD elçiliği'ne de çok yakın.
0
fiyat farketmiyor demişsiniz ama büyükelçiliğin tam karşısında best hotel var, bahsedilen diğer otellerden ucuzdur. biz de vize için gittiğimizde burada kalmıştık, eski fakat temiz bir otel. penceresinden büyükelçilik görünüyor, ulaşım açısından tercih edilebilir. yürüyerek 170 metre / 3 dakika.
0
michael_knight
"Ücretli Öğretmenlik" uygulaması kaç yıldır var?Mesela 1950'lerde, 1990'larda da var mıydı? Veya eskiden de uygulama nadir şekilde olsa bile ne zamandır günümüzdeki kadar yaygın? Şu anda çok mu yaygın?Bir kişi yıllarca (8-10 yıl boyunca aynı okulda) ücretli öğretmenlik yapıyor mu?
"Ücretli Öğretmenlik" uygulaması kaç yıldır var?
Mesela 1950'lerde, 1990'larda da var mıydı?
Veya eskiden de uygulama nadir şekilde olsa bile ne zamandır günümüzdeki kadar yaygın? Şu anda çok mu yaygın?
Bir kişi yıllarca (8-10 yıl boyunca aynı okulda) ücretli öğretmenlik yapıyor mu?
Mesela 1950'lerde, 1990'larda da var mıydı?
Veya eskiden de uygulama nadir şekilde olsa bile ne zamandır günümüzdeki kadar yaygın? Şu anda çok mu yaygın?
Bir kişi yıllarca (8-10 yıl boyunca aynı okulda) ücretli öğretmenlik yapıyor mu?
0
İlk 98'de başlamış, yeterli öğretmen bulunamayan branşlar için, "bilgisayar öğreticisi" falan gibi.
Sonra 2005-2006'da her branşa yayılmış. Şu an 85 bin kişi varmış, ama geçen sene 70 binmiş. 2005'te ilk başlarken de 20 bin kişiyle başlamışlar. 2018 yılından bi 75 bin rakamı var. Belki pandemide azalmıştır sayısı uzaktan eğitim vs. muhabbetine.
Toplamda da 975 bin öğretmen varmış devlette (oha). Yani kabaca %8'i ücretli. İlk başlayan elemanlar kadroya geçmediyse ya da istifa etmediyse 17 yıllık tecrübesi olan vardır. Ücretli öğretmenler kolay kolay okul değiştiremiyorlar diye biliyorum.
Sonra 2005-2006'da her branşa yayılmış. Şu an 85 bin kişi varmış, ama geçen sene 70 binmiş. 2005'te ilk başlarken de 20 bin kişiyle başlamışlar. 2018 yılından bi 75 bin rakamı var. Belki pandemide azalmıştır sayısı uzaktan eğitim vs. muhabbetine.
Toplamda da 975 bin öğretmen varmış devlette (oha). Yani kabaca %8'i ücretli. İlk başlayan elemanlar kadroya geçmediyse ya da istifa etmediyse 17 yıllık tecrübesi olan vardır. Ücretli öğretmenler kolay kolay okul değiştiremiyorlar diye biliyorum.
0
90'ların başlarında da vardı, belki daha önce de vardır. En çok İngilizce'de olurdu, öğretmenin olmadığı branşlarda. Tabi şimdiki gibi okulun yarısı şeklinde değil, bir iki öğretmen bir kaç aylık ihtiyaç şeklinde.
0
2003'te hazırlık okurken ilk main course öğretmenimiz gidince marmara iktisat mezunu birini bize ingilizce öğretmeni yapmışlardı. tek özelliği ing hazırlık okumuş olmasıydı. aldığı para çok komikti. 30 milyonn mu dediler 50 mi dediler 100 mü... o gün duyunca da komik bir paraydı. zaten sonra o da gitti sene sonuna doğru.
0
ikikerekac
Ne olacak? Herkes İnternet alışverişine odaklanacak Avm ler çöp olacak gibi bir öngörü yanlış mıdır?Yani İnternetten alışveriş bu binaları kapattırır mı? Yoksa nedir öngörünüz? Beş on sene için soruyorum
Ne olacak? Herkes İnternet alışverişine odaklanacak Avm ler çöp olacak gibi bir öngörü yanlış mıdır?
Yani İnternetten alışveriş bu binaları kapattırır mı? Yoksa nedir öngörünüz? Beş on sene için soruyorum
Yani İnternetten alışveriş bu binaları kapattırır mı? Yoksa nedir öngörünüz? Beş on sene için soruyorum
0
Saçma butikler bile hala yasiyo. Önlerinden her gecisimde "buradan kim alışveriş yapiyo" diye duusnuom. So; AVM lere hijbiji olmaz bence
0
Avmler sadece alışveriş degil bir çok insan var için sosyalleşme yeme içme alani
0
tam tersi pandemi sonrası tekrar canlanmaya başladı.
tarih boyunca bu tarz toplu alışveriş yapılan yerler hep oldu yine olacaktır.
ekonomik olarak soruyorsanız zaten bir avm kendini 10 yılda amorti ediyordur.
tarih boyunca bu tarz toplu alışveriş yapılan yerler hep oldu yine olacaktır.
ekonomik olarak soruyorsanız zaten bir avm kendini 10 yılda amorti ediyordur.
0
Olmuşu var :
edition.cnn.com
Kendi öngörüm kiraları yeterince düştükten sonra internet alışverişleri için depoya dönüşeceklerdir.
Bir de bu podcast bölümünde bunun üstüne kafa yormuşlardı belki ilginizi çeker:
www.spreaker.com
edition.cnn.com
Kendi öngörüm kiraları yeterince düştükten sonra internet alışverişleri için depoya dönüşeceklerdir.
Bir de bu podcast bölümünde bunun üstüne kafa yormuşlardı belki ilginizi çeker:
www.spreaker.com
0
Sıradan Türk ailesinin tek eğlencesi avm gezmek. Büyükşehirlerde düzgün otoparklı, ailece takılacağın başka yer yok. Küçük şehirlerde avm'lerden başka gezip alışveriş yapıp yiyip içicek başka yer yok. Satış belki azalır ama avm'ler kendini bi şekilde çekici kılmaya devam eder.
0
yılların palladium'unda in cin top oynuyor, bir bir kapanmış mağazalar, gereksiz varoş mağazalar açılmış. anadolu yakasının metro city'si olmuş. yakında kapanır. emaar, akasya gibi high levela daha doğrusu zengin araplara hitap edenler ayakta kalır diğerleri yavaştan kapanır.
0
Avm'ler bir kültürdür. İnternet avm kapattırmaz. 100 yıl sonra bile avm olacak. Olay sadece alışveriş değil.
0
Bir kısmı kapanır, belli başlı Avm'ler devam eder. Zaman içerisinde evirilir belki.
0
AVM'nin kendisi de kavram olarak değişiyor zaten.
Ben küçükken tek katlı kocaman binalar vardı, acayip ucuzdu, ayda bir gidip arabayı ağzına kadar doldurup dönerdik. Ama düz market alışverişi yapılırdı genelde.
Sonra işte içinde sinemalar, kitapçılar falan olan, çok katlı binalar açıldı (department store deniyor bunlara, mall değil). Buz pateni şu bu vs. sosyal boyutu da vardı bunların.
Eh şimdi de çoğunlukla laser tag veya yeme-içme alanları olan, çok da alışveriş yapılmayan, "şehir içi" mekanlara döndüler. Sebze meyve almaya AVM'ye gitmiyorsun artık. Sinemalar da öldü sayılır.
ABD de aynı dönüşümü 60-90 yılları arası yaşamış. Orada ne olduysa bizde de o olur herhalde.
Ben küçükken tek katlı kocaman binalar vardı, acayip ucuzdu, ayda bir gidip arabayı ağzına kadar doldurup dönerdik. Ama düz market alışverişi yapılırdı genelde.
Sonra işte içinde sinemalar, kitapçılar falan olan, çok katlı binalar açıldı (department store deniyor bunlara, mall değil). Buz pateni şu bu vs. sosyal boyutu da vardı bunların.
Eh şimdi de çoğunlukla laser tag veya yeme-içme alanları olan, çok da alışveriş yapılmayan, "şehir içi" mekanlara döndüler. Sebze meyve almaya AVM'ye gitmiyorsun artık. Sinemalar da öldü sayılır.
ABD de aynı dönüşümü 60-90 yılları arası yaşamış. Orada ne olduysa bizde de o olur herhalde.
0
iyi olmayan gececi
Kız arkadaşımla 9 Aralıkta sabahtan Ankara'da olup 10 aralık öğleden sonra döneceğiz. Ben ilk defa gidiyorum tam anlamıyla. İstanbul'dan geliyoruz. Gece rakı içebileceğimiz bir mekan ve gün içerisinde kendi işlerimizi hallettikten sonra yapabileceğimiz bir aktivite öneriniz var mıdır?Teşekkürler.
Kız arkadaşımla 9 Aralıkta sabahtan Ankara'da olup 10 aralık öğleden sonra döneceğiz. Ben ilk defa gidiyorum tam anlamıyla. İstanbul'dan geliyoruz. Gece rakı içebileceğimiz bir mekan ve gün içerisinde kendi işlerimizi hallettikten sonra yapabileceğimiz bir aktivite öneriniz var mıdır?
Teşekkürler.
Teşekkürler.
0
yer bulabilirseniz meyhane Afitap, aktivite kaleyi gezmek olabilir. rahmi koç müzesi bonus olur.
0
sorucu
public class Asset { } public class House : Asset { } public class C { public void MyMethod(Asset a) { Console.WriteLine("Asset"); } public void MyMethod(House h) { Console.WriteLine("House"); } }Elimizde yukarıd
public class Asset
{
}
public class House : Asset
{
}
public class C
{
public void MyMethod(Asset a)
{
Console.WriteLine("Asset");
}
public void MyMethod(House h)
{
Console.WriteLine("House");
}
}
Elimizde yukarıdaki sınıflar olsun.
Şu kodu çalıştırırsak
Asset objA = new House();
C c = new C();
c.MyMethod(objA);
Konsola 'Asset' yazılacak. Fakat şu kodu çalıştırırsak
Asset objA = new House();
C c = new C();
c.MyMethod((dynamic)objA);
konsola 'House' yazılacak.
Sorum şu. Neden? İlk kodda neden overload edilmiş metodlar içinde base classlı olanı seçiyor. İkincisinde dynamic cast i yapınca neden House oluyor bu?
{
}
public class House : Asset
{
}
public class C
{
public void MyMethod(Asset a)
{
Console.WriteLine("Asset");
}
public void MyMethod(House h)
{
Console.WriteLine("House");
}
}
Elimizde yukarıdaki sınıflar olsun.
Şu kodu çalıştırırsak
Asset objA = new House();
C c = new C();
c.MyMethod(objA);
Konsola 'Asset' yazılacak. Fakat şu kodu çalıştırırsak
Asset objA = new House();
C c = new C();
c.MyMethod((dynamic)objA);
konsola 'House' yazılacak.
Sorum şu. Neden? İlk kodda neden overload edilmiş metodlar içinde base classlı olanı seçiyor. İkincisinde dynamic cast i yapınca neden House oluyor bu?
0
Overload resolution deniyor bi konsepte. Hangi durumda hangi fonksiyonu çağıracağına nasıl karar veriyor dil gibi.
Muhtemelen ortada bir "kararsızlık" olduğunda (dynamic kullanman gibi), en spesifik olan eşleştirmeyi yapıyordur. Yani normalde "asset"'i seçiyor çünkü onu explicit verdin, ama kararsızlık durumunda kendisi gidip en spesifik olanı, yani "house"'u seçiyor.
Dökümantasyon okumak faydalı bu gibi sorular için: learn.microsoft.com
Muhtemelen ortada bir "kararsızlık" olduğunda (dynamic kullanman gibi), en spesifik olan eşleştirmeyi yapıyordur. Yani normalde "asset"'i seçiyor çünkü onu explicit verdin, ama kararsızlık durumunda kendisi gidip en spesifik olanı, yani "house"'u seçiyor.
Dökümantasyon okumak faydalı bu gibi sorular için: learn.microsoft.com
0
baldan kaymak
Sizce de kitap gibi biri değil mi?Siyasi görüşünden çok böyle giyimi, duruşu, konuşması vs. bana çok düzgün biri gibi geliyor.Siz ne düşünüyorsunuz?Not: siyasi görüşünü falan bilmiyorum. Bu sebeple yazmadım.
Sizce de kitap gibi biri değil mi?
Siyasi görüşünden çok böyle giyimi, duruşu, konuşması vs. bana çok düzgün biri gibi geliyor.
Siz ne düşünüyorsunuz?
Not: siyasi görüşünü falan bilmiyorum. Bu sebeple yazmadım.
Siyasi görüşünden çok böyle giyimi, duruşu, konuşması vs. bana çok düzgün biri gibi geliyor.
Siz ne düşünüyorsunuz?
Not: siyasi görüşünü falan bilmiyorum. Bu sebeple yazmadım.
0
0
Görünüşe aldanmamak lazım.
İçişleri bakanlığı döneminde yaşanan faili meçhuller için zamanında "kabulümdür" demişti. Şimdi reddediyor o ayrı. Konu seçim olunca bir ak ve pak görünme ihtiyacı var.
Kadın bir zamanların "Asena"sı. Onun döneminde PÖH ve JÖH'te ülkücülere geçilen kıyaklar muazzam. Hoş o zamanlar ülkücü olmak PÖH ve JÖH'e katılmanın gayrıresmi gereği haline gelmiş.
İçişleri bakanlığı döneminde yaşanan faili meçhuller için zamanında "kabulümdür" demişti. Şimdi reddediyor o ayrı. Konu seçim olunca bir ak ve pak görünme ihtiyacı var.
Kadın bir zamanların "Asena"sı. Onun döneminde PÖH ve JÖH'te ülkücülere geçilen kıyaklar muazzam. Hoş o zamanlar ülkücü olmak PÖH ve JÖH'e katılmanın gayrıresmi gereği haline gelmiş.
0
plutongezegeni ahahahahhaha +1
beni de giyimi boğuyor.
severdim sevmedim şimdi tekrar seviyorum.
imamoğlu ve yavaş için diretmeyi asla bırakmamalı.
beni de giyimi boğuyor.
severdim sevmedim şimdi tekrar seviyorum.
imamoğlu ve yavaş için diretmeyi asla bırakmamalı.
0
nejdet c +1
gecen ilk defa oy verecek biriyle muhabbet ediyordum feminizm, ekoloji ilgi alanlari ancak yeni nesil epey apolitik tabi, kime oy vereceksin deyince bilmiyorum ama belki aksener demisti...
2 3 link yolladim da ilgi alanlariyla ve hayat gorusuyle hic alakasi olmadigini anlamis oldu. demem o ki sizin gibi marketing departmani tarafindan yaniltilan cok var...
gecen ilk defa oy verecek biriyle muhabbet ediyordum feminizm, ekoloji ilgi alanlari ancak yeni nesil epey apolitik tabi, kime oy vereceksin deyince bilmiyorum ama belki aksener demisti...
2 3 link yolladim da ilgi alanlariyla ve hayat gorusuyle hic alakasi olmadigini anlamis oldu. demem o ki sizin gibi marketing departmani tarafindan yaniltilan cok var...
0
parcaliham
Selamlar,Geçen gün arkadaş ortamında konuşulduğu için kafam karıştı, burada sormak istedim.Bir insanın, 'ben siyahi erkeklerle/kadınlarla birlikte olmak istemem' cümlesi kurması ırkçılık mıdır? Yoksa kişisel bir tercihe mi girer?Bir insanın 'ben uzakdoğulu bir erkek/kadınla birlikte olmak isterim' d
Selamlar,
Geçen gün arkadaş ortamında konuşulduğu için kafam karıştı, burada sormak istedim.
Bir insanın, 'ben siyahi erkeklerle/kadınlarla birlikte olmak istemem' cümlesi kurması ırkçılık mıdır? Yoksa kişisel bir tercihe mi girer?
Bir insanın 'ben uzakdoğulu bir erkek/kadınla birlikte olmak isterim' demesi de aynı minvalde düşünülebilir mi?
Son soru... bir insanın 'ben trans biriyle birlikte olmak istemem' demesi ayrımcılığa girer mi?
Bu konuları tam olarak kafamda oturtamadım. Sizlerin düşüncesini ve toplumsal düşünceyi merak ettim.
Teşekkür ederim.
Geçen gün arkadaş ortamında konuşulduğu için kafam karıştı, burada sormak istedim.
Bir insanın, 'ben siyahi erkeklerle/kadınlarla birlikte olmak istemem' cümlesi kurması ırkçılık mıdır? Yoksa kişisel bir tercihe mi girer?
Bir insanın 'ben uzakdoğulu bir erkek/kadınla birlikte olmak isterim' demesi de aynı minvalde düşünülebilir mi?
Son soru... bir insanın 'ben trans biriyle birlikte olmak istemem' demesi ayrımcılığa girer mi?
Bu konuları tam olarak kafamda oturtamadım. Sizlerin düşüncesini ve toplumsal düşünceyi merak ettim.
Teşekkür ederim.
0
Kişisel tercihtir. Sebeplerine göre değerlendirilmesi lazım ama. Derse ki "siyahi/uzakdoğulu/trans kişi insan değil" veya işte kibir göstergesi sözler ederse o ırkçılık, ayrımcılık olur. Ama siyahi kişiyle birlikte olmak istememe sebebi mesela ten rengine bir türlü alışamamaksa, karanlıktan korkmak gibi bir korkum var diyorsa, yakın hissedemiyorum diyorsa bu tamamen kişisel bir durumdur, ırkçılık ya da ayrımcılık olarak değerlendirilemez.
Kaldı ki konu gönül işleri, duygular meselesi. Kişi sevdaya tutulduğunda uzağı yakını siyahı beyazı görmez.
Kaldı ki konu gönül işleri, duygular meselesi. Kişi sevdaya tutulduğunda uzağı yakını siyahı beyazı görmez.
0
Bana kalırsa bunlar ırkçı ifadeler.
“Türk biriyle birlikte olmak istemem” i ele alalım mesela.
Basit bir örnek:
-X ile birlikte olmak istemiyorum
+Neden?
-Çünkü Türk
Örnekten ayrı olarak Türklerle birlikte olmak istemem dediğinde Türk kümesine dahil olan bütün bireylerle birlikte olmak istemediğini söylüyorsun. Yani bir tercih yapıyorsun esasında yukarıda söylendiği gibi fakat bu tercihinin referans noktası “ırk”. Yani bir insana -ya da Türk kümesine dahil olan bütün insanlara- karşı diğer bütün özelliklerine bakmaksızın, tanımaksızın, yalnızca Türk olmasından ötürü yani etnik kimliğinden ötürü bir tutum belirliyorsun, ve bu eylemin tek referans noktası, belirleyici unsuru etnik kimlik ya da ırk.
Irkçılık kişisel tercihler için bir motivasyon olabilir. Verdiğiniz örnekler ırkçılığa dahildir bana kalırsa.
Irkçılık bir ırkı başka bir ırktan üstün/alçak görme olarak sınırlandırılamaz. Zaten öyle olsa bile “Türklerle birlikte olmak istemem” gibi tercih ifadelerinin altında yatan sebep de Türkleri -bir ırk olarak- kültürel, fiziksel ya da başka bir özellik açısından eksik görme durumu vardır diye düşünüyorum.
Oxford’un tanımı: Irkçılık, farklı bir ırk veya etnik kökene sahip oldukları için diğer insanlara yönelik önyargı, ayrımcılık veya düşmanlıktır.
Bu tanıma göre Türk oldukları için insanlarla birlikte olmak istememe ön yargısına varmak ırkçılık kapsamına girer zannımca.
“Türk biriyle birlikte olmak istemem” i ele alalım mesela.
Basit bir örnek:
-X ile birlikte olmak istemiyorum
+Neden?
-Çünkü Türk
Örnekten ayrı olarak Türklerle birlikte olmak istemem dediğinde Türk kümesine dahil olan bütün bireylerle birlikte olmak istemediğini söylüyorsun. Yani bir tercih yapıyorsun esasında yukarıda söylendiği gibi fakat bu tercihinin referans noktası “ırk”. Yani bir insana -ya da Türk kümesine dahil olan bütün insanlara- karşı diğer bütün özelliklerine bakmaksızın, tanımaksızın, yalnızca Türk olmasından ötürü yani etnik kimliğinden ötürü bir tutum belirliyorsun, ve bu eylemin tek referans noktası, belirleyici unsuru etnik kimlik ya da ırk.
Irkçılık kişisel tercihler için bir motivasyon olabilir. Verdiğiniz örnekler ırkçılığa dahildir bana kalırsa.
Irkçılık bir ırkı başka bir ırktan üstün/alçak görme olarak sınırlandırılamaz. Zaten öyle olsa bile “Türklerle birlikte olmak istemem” gibi tercih ifadelerinin altında yatan sebep de Türkleri -bir ırk olarak- kültürel, fiziksel ya da başka bir özellik açısından eksik görme durumu vardır diye düşünüyorum.
Oxford’un tanımı: Irkçılık, farklı bir ırk veya etnik kökene sahip oldukları için diğer insanlara yönelik önyargı, ayrımcılık veya düşmanlıktır.
Bu tanıma göre Türk oldukları için insanlarla birlikte olmak istememe ön yargısına varmak ırkçılık kapsamına girer zannımca.
0
bahsettiklerinizin hepsi irkcilik ayrimcilik ornekleri, aslinda suriyelilerden sonra turkiye'de halk irkciligin ne oldugunu ogrenmis ve ben irkciyim deyip tutarli bir tavir gosteriyordu yer yer, ancak gelen ilk 3 cevap gosteriyor ki durum hala cok karisik...
muhtemeldir ki kimse irkcilik ve ayrimciliktan tamamen azade degildir, bu soylemlerin nerede nasil hangi sartlar altinda kim tarafindan soylendigi, irkcilik ve ayrimcilik olup olmadigi noktasinda onemlidir, ben birinin cikip taksim meydaninda bosluga dogru bagirdigini varsayiyorum. yoksa baltimore'da bir siyahi ben siyahi insanlarla birlikte olmak istemiyorum diyorsa bu tercih, bunu oradaki beyaz diyorsa bu ayrimciliktir. Bu neden boyledir, neden bir cifte standart* vardir bununla ilgili milyon tane bilgi uluslararasi kaynaklardan edinilebilir.
*cifte standart kavramini olumsuz bir kavram olarak degil notr bir kavram olarak kullaniyorum
muhtemeldir ki kimse irkcilik ve ayrimciliktan tamamen azade degildir, bu soylemlerin nerede nasil hangi sartlar altinda kim tarafindan soylendigi, irkcilik ve ayrimcilik olup olmadigi noktasinda onemlidir, ben birinin cikip taksim meydaninda bosluga dogru bagirdigini varsayiyorum. yoksa baltimore'da bir siyahi ben siyahi insanlarla birlikte olmak istemiyorum diyorsa bu tercih, bunu oradaki beyaz diyorsa bu ayrimciliktir. Bu neden boyledir, neden bir cifte standart* vardir bununla ilgili milyon tane bilgi uluslararasi kaynaklardan edinilebilir.
*cifte standart kavramini olumsuz bir kavram olarak degil notr bir kavram olarak kullaniyorum
0
@but that was just a dream -1 :) Türk biriyle birlikte olmak istemem dersem ırkçılık olur. çünkü sarışın, kızıl tenli, yeşil, mavi, siyah gözlü çok farklı fiziksel özelliklerimiz mevcut. ancak tıpkı -örnek, sallıyorum- "siyah kıvırcık saçlı kadınlarla beraber olmak istemem" bunda veya aynı mantıkla siyahilerden -beraberlik anlamında- hoşlanmamam ırkçılık olmaz bence. tercihtir.
0
ırkçılık değil.
cinsel ilişkide insanlar karşıdaki kişinin pasaportuna değil, fiziksel özelliklerine bakar. eğer bahsedilen konu fiziksel özellikse tercihtir.
cinsel ilişkide insanlar karşıdaki kişinin pasaportuna değil, fiziksel özelliklerine bakar. eğer bahsedilen konu fiziksel özellikse tercihtir.
0
Kimse kimseyi biriyle birlikte olmaya zorlayamaz tabi ki ancak arkada yatan neden önemli. Mesela "Ben bir asyalıyla birlikte olmam çünkü genel olarak çekici bulmuyorum" anlaşılabilir bir durum... Kişi sırf kendisini daha iyi tanımak için bunun nedenlerini anlamaya çalışabilir tabi... Ancak örneğin "Asyalılarla birlikte olmam çünkü saçma sapan şeyler yiyorlar" baya baya anlamsız bir önyargı olurdu. Bu arada ayrımcılık her zaman negatif olmak zorunda değil tabi ki, mesela Asyalıların matematikte çok iyi olması gibi bir klişe önyargı var, pozitif gibi gözükse de bu da bir genelleme ve o gruptan insanlar için rahatsız edici olabilir.
0
Irkçılık ve ayrımcılıktır, ama aynı zamanda kişisel bir tercihtir de. Bunlar illa birbirini dışlayan şeyler olmak zorunda değil.
Konu hakkındaki kafa karışıklığı, ırkçılık hakkında (konunun Hitler'e falan bağlanıp) aşırı negatif bir önyargının olması.
Çünkü herkes -çeşitli derecelerde- ırkçıdır. Hatta bu genetik temelleri olan bi durum, toplu halinde yaşayan canlılarda, topluluğa uyumlulukla alakalı genlere göre seçilim olur, uyumlu olmayanlar belli derecelerde dışlanır (ama tamamen dışlanmaz, çünkü varyasyon da lazım) vs. Toplumun selameti için gerekli bir mekanizma bu.
O yüzden asıl önemli nokta bu mekanizmanın nasıl işlediği.
Mesela ABD'de son zamanlarda çok tartışılan bi konu, üniversiteye kabul işini IQ bazlı ölçüm yapan testlerle yapıyorsan bu ırkçı bir tercih, çünkü IQ genetik bi olay ve bazı ırkların IQ'ları diğerlerine göre düşük. Ama sen toplum olarak sınırlı kaynaklarını en verimli şekilde harcamak istiyorsun, o yüzden bu "kötü" bir tercih değil. Aksini yapıyor olsan toplumun selametini tehlikeye atıyor olurdun.
Aynı şekilde beraber olduğun kişinin sana etkisi negatif olacaksa burada ırk bazlı bir ayrım yapmanda sıkıntı yok. Fakat genelde çok büyük bir etkisi olmadığı için çok karşılaşmıyoruz. Misal yine ABD'de insanların %50'si başka ırktan biriyle birlikte olmuş. Ama iş evliliğe geldiğinde negatif etkisinin daha yüksek olabileceğini düşündükleri için farklı ırktan biriyle evlilik oranı daha düşük, %15 civarında.
Özetle ırkçılıktır ama her ırkçılık "kötü" değildir. Kötü olup olmadığına karar vermek için faydasına zararına bakmak lazım.
Konu hakkındaki kafa karışıklığı, ırkçılık hakkında (konunun Hitler'e falan bağlanıp) aşırı negatif bir önyargının olması.
Çünkü herkes -çeşitli derecelerde- ırkçıdır. Hatta bu genetik temelleri olan bi durum, toplu halinde yaşayan canlılarda, topluluğa uyumlulukla alakalı genlere göre seçilim olur, uyumlu olmayanlar belli derecelerde dışlanır (ama tamamen dışlanmaz, çünkü varyasyon da lazım) vs. Toplumun selameti için gerekli bir mekanizma bu.
O yüzden asıl önemli nokta bu mekanizmanın nasıl işlediği.
Mesela ABD'de son zamanlarda çok tartışılan bi konu, üniversiteye kabul işini IQ bazlı ölçüm yapan testlerle yapıyorsan bu ırkçı bir tercih, çünkü IQ genetik bi olay ve bazı ırkların IQ'ları diğerlerine göre düşük. Ama sen toplum olarak sınırlı kaynaklarını en verimli şekilde harcamak istiyorsun, o yüzden bu "kötü" bir tercih değil. Aksini yapıyor olsan toplumun selametini tehlikeye atıyor olurdun.
Aynı şekilde beraber olduğun kişinin sana etkisi negatif olacaksa burada ırk bazlı bir ayrım yapmanda sıkıntı yok. Fakat genelde çok büyük bir etkisi olmadığı için çok karşılaşmıyoruz. Misal yine ABD'de insanların %50'si başka ırktan biriyle birlikte olmuş. Ama iş evliliğe geldiğinde negatif etkisinin daha yüksek olabileceğini düşündükleri için farklı ırktan biriyle evlilik oranı daha düşük, %15 civarında.
Özetle ırkçılıktır ama her ırkçılık "kötü" değildir. Kötü olup olmadığına karar vermek için faydasına zararına bakmak lazım.
0
Değildir, bir süre önce Twitter’da böyle transfobi tartışması çıkmıştı. Yani istemiyorsa sadece istemiyordur insan. Fobi mobi alakası yok.
0
Irkçılık, ayrımcılık olsa da umrumda değil. Kişisel hayatımda alıp bir ömür boyu benimle yaşayacak kararlarım politik doğruculuk ekseninde veremem. X ırktan biriyle birlikte olmak istememek vs. herkesin kendi tercihidir.
0
Irkçılık vb. değil.
Bir insanın Türklerle evlenmek istememesi Türklerin kültürünü veya insanların fiziksel görüntüsünü beğenmedigi içindir. Bir insan Türkler evrimleşmememiş, insanın alt sınıfında yer alıyor, bu yüzden evlenmem deyorsa bu ırkçılıktır.
Tabii ki genelleme istisna içerir. Türklerle evlenmem deyen bir insan kafasına uygun bir Türkle evlenebilir; fakat isimlendirme, genelleştirme, sınıflandırma bu kusurları içererek hayatı kolaylaştırır;, ön yargılar hayatı kolaylaştırır. Ön yargılar olmadan yani sınıflandırmadan yaşayamayız. Peşinen bazı şeylerden kaçınmalıyız veya yakınlaşmalıyız.
Not: Türküm. Örneğin Bir Hintliyle evlenmem. Bir Hintliyle evlenmem için ön yargımı kırmalı. Türkle evlenmek istemeyen bir kâinat güzeli olursa ön yargısını kırmaya çalışırım.
Bir insanın Türklerle evlenmek istememesi Türklerin kültürünü veya insanların fiziksel görüntüsünü beğenmedigi içindir. Bir insan Türkler evrimleşmememiş, insanın alt sınıfında yer alıyor, bu yüzden evlenmem deyorsa bu ırkçılıktır.
Tabii ki genelleme istisna içerir. Türklerle evlenmem deyen bir insan kafasına uygun bir Türkle evlenebilir; fakat isimlendirme, genelleştirme, sınıflandırma bu kusurları içererek hayatı kolaylaştırır;, ön yargılar hayatı kolaylaştırır. Ön yargılar olmadan yani sınıflandırmadan yaşayamayız. Peşinen bazı şeylerden kaçınmalıyız veya yakınlaşmalıyız.
Not: Türküm. Örneğin Bir Hintliyle evlenmem. Bir Hintliyle evlenmem için ön yargımı kırmalı. Türkle evlenmek istemeyen bir kâinat güzeli olursa ön yargısını kırmaya çalışırım.
0
Bu konu aklıma geçen hafta iki latin arkadaşımla yaptığım konuşmayı getirdi. İkisi de 25-30 yaş arası güzel kadınlar ve Türk erkekleriyle ilişkileri olmuş. Konu bu duruma gelince tekrar bir Türk erkeğiyle birlikte olur musunuz diye sormuştum. Aşağıdaki cevapları vermişlerdi. Hangisi ırkçı, hangisi değiş sana bırakıyorum.
Cevap 1) hayır tekrar bir Türk erkeğiyle birlikte olmak istemem. Ben evlenip, kendi ailemi Kolombiya’da kurmak istiyorum ve bir Türk erkeğinin Kolombiya’da yaşaması, benim geleneklerime alışması ve ayak uydurması zor. Bir erkekten beklediğim şeyler var, latin erkekleri bunu karşılayabilir ancak Türk erkekleri ilişkilerdeki bu beklentimi karşılayamaz.
Cevap 2) Türk erkeklerini fiziksel olarak çekici bulmuyorum, daha sarışın erkekleri tercih ediyorum.
1. Cevapta aslında kişi aslında karşısındakini Türk olduğundan değil, Türk olmanın kültürünü kendi kültürüyle uyuşturamayacağı için söylüyor. İkincisinde ise sorun Türk olması direk. Karşısına sarışın, yakışıklı bir Türk erkeği de çıksa sadece Türk olduğu için reddedecek. Umarım bu durumu tam anlatabilmişimdir.
Cevap 1) hayır tekrar bir Türk erkeğiyle birlikte olmak istemem. Ben evlenip, kendi ailemi Kolombiya’da kurmak istiyorum ve bir Türk erkeğinin Kolombiya’da yaşaması, benim geleneklerime alışması ve ayak uydurması zor. Bir erkekten beklediğim şeyler var, latin erkekleri bunu karşılayabilir ancak Türk erkekleri ilişkilerdeki bu beklentimi karşılayamaz.
Cevap 2) Türk erkeklerini fiziksel olarak çekici bulmuyorum, daha sarışın erkekleri tercih ediyorum.
1. Cevapta aslında kişi aslında karşısındakini Türk olduğundan değil, Türk olmanın kültürünü kendi kültürüyle uyuşturamayacağı için söylüyor. İkincisinde ise sorun Türk olması direk. Karşısına sarışın, yakışıklı bir Türk erkeği de çıksa sadece Türk olduğu için reddedecek. Umarım bu durumu tam anlatabilmişimdir.
0
bunu ne amaçla söylediğine bağlı. salt renginden dolayıysa ırkçılık. konsept önemli. cinsel yönelim ayrı bir şey ama. ne yapsın adam heteroysa homoseksüel biriyle de birlikte olurum mu demek zorunda kalsın. o ayrımcılık değil.
bu biraz algı meselesi. kız çocuk istemem dersen yobaz olursun, erkek çocuk istemem dersen modern bir baba. genel görüş neyi savunuyorsa buna o karar veriyor. tek bir norm yok maalesef.
bu biraz algı meselesi. kız çocuk istemem dersen yobaz olursun, erkek çocuk istemem dersen modern bir baba. genel görüş neyi savunuyorsa buna o karar veriyor. tek bir norm yok maalesef.
0
eskiden olsaydı ırkçılık olduğunu düşünürdüm. ama artık öyle olduğunu düşünmüyorum. belki de buna en büyük etken artık en ufak bir topluluğa olumsuz bir eleştiri dahi olsun yapamamamızdır. bir diğer ve galiba en önemli sebebi de tarihsel açıdan yarası olan topluluğa mensup olanların hassasiyetlerinin hala devam etmesindendir.
çeşitli sebeplerden ötürü bir insan bir kültürü benimsemeyebilir, hayatına dahil etmek istemeyebilir, ilişkisini en az seviyede tutmak isteyebilir.
ben bir karadenizliyim ve doğu kültürüyle hamuru yoğrulmuş birinin "karadenizli biriyle olmak istemem" cümlesi beni yıkmaz, saygı da duyarım ama aynı şekilde kürt ya da doğulu birinden sırf kültürü sebebiyle hoşlanmama veya onun yaşam standartlarını/değerlerini kabul etmeme özgürlüğü bana da ait olmalı. ben kürt biriyle içli dışmak olmak istemezsem (varsayım olarak), bu "bu ülkede kürtlere hiçbir zaman ayrımcılık bitmedi" cümlesini kurdurtmamalı.
azınlığın, çoğunluğun kültürünü tabii olarak sevmemesi doğalsa aynı şekilde çoğunluğun da azınlığın kültüründen kaynaklı onlardan hoşlanmaması aynı derecede doğaldır.
kısacası ben etnik/dini/siyasi/maddi veya manevi açıdan insanları sevme hakkımızın olduğu kadar sevmeme hakkımızın da olduğunu düşünüyor ve savunuyorum. neden japonları çalışkanlıkları için sevdiğimizi düşünüyoruz ve kimse itiraz etmiyor da "ben x'leri şu yüzden sevmiyorum ve hayatımda istemiyorum." dediğimiz zaman ayrımcılıkla suçlanıyoruz? (bakın, burada aynı sebepten suçlanmamak için x yerine gerçekten de sevmediğim toplulukları yazamadım bile.)
çeşitli sebeplerden ötürü bir insan bir kültürü benimsemeyebilir, hayatına dahil etmek istemeyebilir, ilişkisini en az seviyede tutmak isteyebilir.
ben bir karadenizliyim ve doğu kültürüyle hamuru yoğrulmuş birinin "karadenizli biriyle olmak istemem" cümlesi beni yıkmaz, saygı da duyarım ama aynı şekilde kürt ya da doğulu birinden sırf kültürü sebebiyle hoşlanmama veya onun yaşam standartlarını/değerlerini kabul etmeme özgürlüğü bana da ait olmalı. ben kürt biriyle içli dışmak olmak istemezsem (varsayım olarak), bu "bu ülkede kürtlere hiçbir zaman ayrımcılık bitmedi" cümlesini kurdurtmamalı.
azınlığın, çoğunluğun kültürünü tabii olarak sevmemesi doğalsa aynı şekilde çoğunluğun da azınlığın kültüründen kaynaklı onlardan hoşlanmaması aynı derecede doğaldır.
kısacası ben etnik/dini/siyasi/maddi veya manevi açıdan insanları sevme hakkımızın olduğu kadar sevmeme hakkımızın da olduğunu düşünüyor ve savunuyorum. neden japonları çalışkanlıkları için sevdiğimizi düşünüyoruz ve kimse itiraz etmiyor da "ben x'leri şu yüzden sevmiyorum ve hayatımda istemiyorum." dediğimiz zaman ayrımcılıkla suçlanıyoruz? (bakın, burada aynı sebepten suçlanmamak için x yerine gerçekten de sevmediğim toplulukları yazamadım bile.)
0
