Hayatımla ilgili bir dizi karar aldım. Bundan bize ne dediginizi duyar gibiyim. Evet haklısınız. Bu kararlara genel olarak bi isim lazım. Saglıklı beslenme, saglıklı yasam ve ders düzeni oturtma ile ilgili bunlar. Koza düsündüm mesela cok mu sacma olur? Baska ne olabilir böyle degisim kararlari icin toplu bir isim?

açıkçası gelebilecek cevaplar aşağı yukarı belli tabii ki ama mesela ben erdoğan, hatta tüm siyasilerin karşıtı biri olarak başkanlık sistemine geçilmesi taraftarıyım. daha doğrusu erdoğan'ın rahat bırakılması ve ne yapmak istiyorsa yapması gerektiğini düşünüyorum. buradan yapılacak geri dönüşün (başkanlığın gelememesi ya da erdoğan'ın bi şekilde tamamen gitmesi) ülke toplumunda herhangi köklü bir değişikliğe yol açabileceğini düşünmediğim için böyle, belki aptalca, fikirler gelmeye başladı aklıma.

yani bence türkiye'nin ve türk toplumunun, erdoğan'ın başkanlığında dibi göreceği zamanı yaşaması gerekiyor. bizim gibi milletler anca yaşayarak bazı şeyleri idrak edebiliyor. dolayısıyla her kesimden insanı aynı derecede etkileyen bir buhranın içerisine gireceğimiz zamanı yaşamalıyız. şu an hala toplumda fanatizm ve bölünmüşlük var. bu durumun değişmesi için karşıtlıktan çok karşı kesimin suyuna gidip istedikleri verilmelidir. yani şu anda muhalif olmanın mantıksızlığını anlatmaya çalışıyorum. arzu edilen çözüme ulaşmak için yapılacak olan stratejik bir eylem planı gibi düşünün. sadece pasif bir şekilde beklemek ve hatta ölçüyü kaçırmadan destek vermek. tabii tamamen erdoğan'ın yönlendirdiği bir ülkenin çok uzun soluklu olmayacağına ve bir yerden sonra patlak vereceğine emin olduğum için böyle düşünüyorum.

mantıksız mı? uzun vadede toplumun kendini eğitmesi adına hızlandırılmış kurs gibi bir etki sağlar sanki. ya da şu anda bir anda erdoğan çekip gitse bile toplumun normalleşmesi nasıl gerçekleşecek? basit bir bölünmüşlük değil bu, biraz derinleşti sanki.

lan bu devlet bahçeli de benim gibi düşünüyor olmasın? baksana dayının bakışlara, her şey beklenir kendisinden. i.hizliresim.com neyse ya ben bi snickers yiyim. kusura bakmayın.

stepne vesaire bunları geçelim, cidden merak ediyorum. bir kaç ay öncesine kadar rte'ye, başkanlığa, cumhurbaşkanlığı sistemine falan kin kusan adam birden neden 180 derece döndü? salt politikacı olmakla açıklanamaz diye düşünüyorum?

Öncelikle belirtmek isterim ki dünyanın düz yada yuvarlak olduğunu tartışmak için yazmıyorum bunları. Bu konuyu tartışacak bilgiye sahip olduğumu da düşünmüyorum. Bir forumda Truman Show filminin hristiyanlık propogandası olduğu ve filmdeki dünyanın incil'de tasvir edildiği gibi dizayn edildiğini okumuştum. Sonra bu filmi 2. kez izlemeye ve izlerken adamlar bu filmi dünyanın düz olduğunu savunarak yaptılar sende bunu düşünerek izle diye kendimi tembihledim.

Şimdi filmde dikkatimi çeken sahneleri sizinle paylaşmak ve fikirlerinizi almak istiyorum.

1) Film gökten düşen spot lambayla başlıyor. Spot lambanın üzerinde 'Sirius 9 canis major' yazıyor. Bu yıldızın özelliği dünyadan görünen en parlak yıldız olmasıymış. Filmin başında bu sahne aslında bunun bir dekor olduğu, var olmadığını söylemek midir ?

i.hizliresim.com

2)Truman deniz kenarında yağmura tutulur. Eve geldiğinde karısı kitap okuyordur. Kadının elinde tuttuğu kitabın ismi 'dream machine' ve kapağında içinde insanlarla yükselmekte olan bir balon. Burada balona hayal makinesi neden deniyor. Aslında söylenmek istenen uzay araçlarının bir hayal makinesi olduğu olabilir mi ? Çünkü alakasız bir sahne, çocuğu olmayan bir kadın neden çocuk kitabı okusun, ürün yerleştirme de olamaz.

i.hizliresim.com

3)Truman bodrum kata iner, sandığı açar. Sandığı açarken masada küreyi görürür. 2 saniye sonraki sahneden sandığın kapağının altında bir harita ve pusula. Orda yapılmışı varken neden bir harita daha ?

i.hizliresim.com


4) Filmde iki baltalı ilah var. Birisi karısı birisi ilkokul örtmeni. Truman ne zaman keşfe çıksam dese onlar keşfedilmişi var diyip sündürüyolar trumanı. Özellikle öğretmenin keşfedilecek bişey yok diyip dünya haritasını göstermesi ilginç bence. Birşey saklıyor gibi.

i.hizliresim.com
i.hizliresim.com

5) Gazeteci yapımcıyla röportaj yapıyor. Yapımcıya şu soruyu soruyor ' Neden daha önce Truman gerçek dünyayı keşfe bu kadar yaklaşmadı' Cevap ise dünyanın gerçekliğini bize sunulan haliyle kabul ederiz. Burda şekilden bahsetmiyo diyebiliriz. Ama aynı durum şekli içinde geçerli değil midir? Yada burda bize sorgula şeklini de sorgula mı demek istiyor ?

i.hizliresim.com

6)Aşağıdaki linkte filmde oluşturulan yapay dünyanın görüntüsü var. Yarım küre şeklinde. Taban düz üzerinde koruyucu kubbe. İncil ve kuranda korucu kubbe terimi geçmekte. Diğer bir sahnede yapımcı yapay dünya için dünyanın olması gerektiği hali bu diyor. Şekli için diyor olabilir mi ?

i.hizliresim.com
i.hizliresim.com

7)Truman kahvaltıda radyoyu ayarlamakta. Radyo dünya şeklinde. O da ne ? Masada Solgar'ın 1000 mg Vitamin D takviye hapı :) Bu komik gelebilir size ama benim aklıma şu geldi. Malumunuz D vitaminini güneşten alırız. Burdaki vitamin d kutusu güneşi sembolize etmekte. Düz dünyayı savunanlar güneşin aslında dünyadan çok daha küçük olduğunu savunur ya, bu sahne de vitamin d şeklindeki güneş radyo şeklindeki dünyadan daha küçük. Buna bir gönderme olabilir.

i.hizliresim.com

8)Truman artık bi boklar olduğunu anlar ve karısını da arabaya atıp yola çıkar. Şimdi aşağıya iki resim bırakıyorum. Birisi trumanın dönüp durduğu kavşak, diğeri düz dünyayı savunanlara göre dünya haritası ve BM haritası. Ben benzettim siz ? Kavşağın ortasındaki beyaz şemsiye ile düz dünya haritasındaki kutup. İkincisi tuğla renkli kavşağı çevreleyen gri çember ve düz dünyayı çevrelen beyaz kutup ?

i.hizliresim.com
i.hizliresim.com

9)Aşağıdaki resimde millet elele vermiş trumanı arıyor. Dikkatimi çeken insanların kolkala girmesi, sağdaki stop levhası ve arkadaki masonik sembollerle bezenmiş Truman'ın çalıştığı bina. Burada yönetmen bu masonik yalanlardan illallah ettik artık kolkola verip durduralım bunların yalanları mı demek istiyor ?

i.hizliresim.com

Nerden bu sonucu çıkardım ? Truman'ın babasını kaçırdıkları sahnede arkadaki kemerden yazan yazıya dikkat 'unus pro omnibus omnes pro uno'. Yani latince birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için. Yönetmen bu detayı kaçırmayalım diye ok işareti bile yapmış sanki yazıyı gösterir. Neden bu yazı buraya konmuş neden neden latince ? Yukarıdaki sebepten olabilir mi ?

i.hizliresim.com

10) Son sahne. Truman dünyanın sonuna gelir ve bir çıkış olduğunu bulur. Yalanı ortaya çıkarır.

i.hizliresim.com

Servisleri garajından kalkıyor. Sabahları personel gireildiği gibi öğrenciler de görüyorum avm içinde. Servis alanına doğru giden büyük ihtimalle. Personel kartını bgösterenle üniverste kartını gösterenhariç kimse giremityor sanırım.

başka bir yerde böyle bir şey görmüş müydünüz? Bana ilginç geliyor da.

Başlık açıklayıcı oldu aslında. Böyle bir film vardı, fragmanını izlemiştim. 30'lu yaşlarındaki adam çocuk gibi davranıyor, anası babası "ne olacak bu oğlanın hali" tavrındaydı. Neydi ismi bu filmin?

sb?
not/ nerede yaşadığınız değil, nereli olduğunuz.

yeni müzikler keşfetmek istiyorum. son zamanlarda sürekli dinlediğiniz, eski veya yeni, yerli veya yabancı farketmez şarkıları paylaşır mısınız?

Mesela haluk bilginer. adamda sanki gırtlak kanseri varmış gibi hırıltılı ve cırtlak. ama yere göğe koyamıyorlar.
aynı şekilde m.ali erbil'in sesi. cidden eşek sesini andırıyor vurgulamalarıyla ve tonlarıyla.
ali poyrazoğlu'nun sesi de dikkat edilince kötü geliyor.

tamam sesleriyle çok iyi oynayabiliyorlar, gerekli duyguyu veriyorlar ama sırf seslerine bakınca bariz kötü değil mi?

son bir saattir arada hata veriyor. vermediği zamanlar da çok geç açıyor başlıkları.

Merhaba, adamlar futbol takımı alıyor, bir sürü reklam veriyor. Deli gibi para harcıyor. Bunlar bu kadar para kazanıyor mu? Bi de bu içecek cinsel güce destek mi sağlıyor? Belki ondan çok satıyordur. Ama markette kimseyi redbull alırken görmüyorum.

dün tuhaf gündü, olay üstüne olay yaşandı. bunun istihbaratlar arası bir güç gösterisi olduğu konusunda bazı fikirler okudum, mantıklı da geldi aslında. özellikle almanya ya da ab - rusya arasında tabii, türkiye figüran. olabilir mi, yoksa bunlar bildiğimiz, alıştığımız terör saldırıları mı sizce?

merhaba arkadaşlar;

şimdi çok uzun süredir öğrencilik, doktora, nöbetler falan derken bir türlü evde yemek yapma düzenimi oturtamadım. artık buna bir son vermek istiyorum. ancak çok yetenekli olduğum söylenemez. yapmaya üşenmeyeceğim, çok sağlıksız olmayan, kolay pratik yemek tarifleri arıyorum. ne yapmamı önerirsiniz? kitap, blog vs kaynak tavsiyesi de alabilirim. teşekkürler.

Demin hala bakan evet kayseride ölen şehitlerimiz var bla bla ama halep de esad katliam yapıyor, halepde siviller ölüyo falan diyor. şaka mı bu? ülkemizde insanlar öşürken bile hala haleepdeki araplar. niye böyle ya.

Erkek kardeşim ne yazık ki herkese karşı biraz mesafelidir. Ilgili de değil. Bir abi gibi hiç değil. Mesela kardeşim kpssye girecek 2 yıl tarihini bilmez düşünmez bir arayıp başarılar dilemez.

Aslında kafamız uyuşur. Yazın beraber olunca dışarıya çıkarız eğleniriz vs vs. Bir anlaşamama yok ortada.

3 yıldır bölümden bir sevgilisi var. Son sınıftalar. Hayatı paylaşıyorlar. Muhtemelen ileriye taşıyacaklar da. Kız arkadaşına oldukça sıcak ve içten de davrandık. Herseferinde bir hediye ile gittik. Ben arkadaşımmış gibi davrandım hep.

Ben bu seneye kadar üniversitede idim. Annem babam ayrı. Kız kardeşim geçmişinde bir travma olduğu icin evde tek kalamıyor. Annem o yüzden ne benim yanima ne erkek kardeşimin yanina gelemez. Arada babam gelir.

Kız arkadaşı ise ailenin son çocuğu. Ailesi çok kibar ve tam dengimiz insanlar. Annesiyle tanıştım çok hanımefendi, babası vefat etmiş. Kadın diğer çocuklarını evlendirdiği için çok sık küçük kizinin yanına geçiyor. Bizim ki yazın onlara gidip 2 hafta fln kalıyor, annesi ile anne oğul gibi. ablasının düğününe tee nereye onlarin aileden olarak gitti geldi.

Ama bir sorun var. Erkek kardeşim bizden hiç birşey istemez. Ben birşeye ihtiyacin var mi yok yok yok anneme aynı yok yok yok. Hasta olsa turp gibi vs. Ama kızın annesi kardeşime yorganlar götürmüş onu yapmış bunu yapmış. Olum yorganin çift kişiliğine az geliyorsa git al beceremiyorsan da haber et halledelim.

Yok kızın ablasi ona eldiven atki bere örmüş vs biz örsek takmaz. Alacak olsam zaten asla istemez zevkime uymaz der onu der bunu der. Hayır gidip almaktan aciz mi. Bazen diyorum bu çocuk cimri.

Hayır ben de üniversitede okudum ben kime dert yanayım. Ben üniversitede okuyan halimle onunla mı ilgilenecem bebek gibi.

Kız hiç kötü niyetli gelmedi başta bana. Sadece bir kaç kere yanımızda ay işte ablam atkı bere ördü yok işte yorgan çift kişilik yatağına küçük geliyordu annem bir gelişinde yorgan aldı vs dedi. Ne kadar mahcup olduk anlatamam. Kiz tabi kardesimin yaninda görüyor eksiklerini annesini arıyor hallediyorlar bizimkinin sorununu.

Ben bu sene mezun olunca kendime araba almak yerine aldım bir tane kardeşim biniyor. Dedim ki ailesi bizim için ilgisiz demesin. Kardeşimi iyice iç güvey gibi kaybetmeyelim.

kız arkadaşı ile 3 4 kere görüştük bir kaç günlüğüne.
Ama kızın bazi haraketleri beni gıcık etmeye başladı.

Misal geçen kardeşimi aradım araba kullanıyormuş kız açtı herşey süper. Ya 10 dk bir şey anlattım hayatımla ilgili önemli bir şey onlara anlatamayacaksam kime anlatacam. Baya uzakta tek başimayim kızı kardeşim gibi görüyorum biraz dinler fikir verir diye düşündüm.

En son bir yerde kız alo alo alo alo yaptı tel kapandı. Ama bana sanki numara gibi geldi bilmiyorum. Sonra 1 2 dk durdum aramadı. Hic birşey olmamış gibi ben aradım.

Bugun kıza whatsap foton çok güzel çıkmış diye yazdım. Cidden çok farkli bir foto idi. Teşekkür etti. Nasılsın diye yuzeysel bir soru. cevabim hic önemli degilmiscesine bastan savma bir cevap. Kapanış.

Yahu kendime almam gereken arabayı aldim ona verdim her ay 3k kredi ödüyorum. Yazık değil mi? Bu kardeşimle ilişkimiz hep böyle mi olacak?

Kaybettik mi hala kurtarilabilir mi?

merhabalar. bir ödev üzerine çalışacağım da. daha başlamadım sizce hangisi hakkında daha çok bilgi toplayabilirim.

gençler için;

medya uyuşturucu kullanımı hakkında önleyici kampanyalar yapıyor
veya
medya uyuşturucu kullanımı konusunda istek uyandırıyor

hangisi üzerinden gitmeliyim?

Aynı zamanda kahve önerisi de alabilirim.

Kahveyi moka pot ile yapıcam, deneyimi olan arkadaşlar bilgilendirirse sevinirim.

Sıfırdan başlayan biri b1e ne kadar sürede ulaşabilir.

duyuru tarihindeki en saçma sorulardan biri geliyor.

gıcık tutması mı denir ya da boğaz temizlemesi mi bilemeyeceğim ama hani daha çok sigara içenlerde görülen, balgam takılmasıyla alakalı bir durum. "ıhı ıhı" gibi bir ses çıkarılır boğazdan. o eylemin ismi yok mu ya? öksürmek gibi, öksürük gibi tek kelimelik bir sözcük. mesela ingilizcede de bilmiyorum olup olmadığını, onu da bilen varsa yazıversin. almanca bilenler de almancasını yazabilir bu arada. aklıma bu takıldı şu an. güzel dert di mi?

teknoloji guruları, bu nedir tam olarak yahu, bizim siteye baya ziyaretçi geliyor oradan da...

bugün okuduğum hamile kadına saldırı, şortlu hemşireye saldırı, dün @uzun kulaklı tavşanın şehir magandalarıyla imtihanı ve daha niceleri...

Ya biz napıcaz bunlarla, ülkenin her yerinde var bunlardan. Trafikte anlaşamayıp takip edip öldüreni, adam toplayıp döveni mi dersin, gürültü yapıyor diye uyardın diye bıçaklayanı mı, yan baktın diye öldüreni mi?

Arkadaş bu ülkede nasıl yaşıycaz biz? Bu şerefsizlere ses çıkarmadıkça kendilerini iyice bir şey sanıp güçsüz gördüğü kişilere dikleniyor. Ota b.ka insanları linç edenler, bu tarz durumlarda ses çıkarmıyorlar. Hiç düşünmüyorlar mı yarın öbür gün senin de başına gelebilir. Sevdiğin birinin başına gelebilir.

Bu memlekette ya öleceksin, ya da öldürecek misin? Bu mudur yani? Korkuyla mı yaşayacaksın sürekli?
Bireysel silahlanma deniyor. Şimdi aldığın silahı kullanamayacaksan hiç çıkarmayacaksın o ayrı, ama hadi kullanmak zorunda kaldın, dünya bir pislikte kurtulduama senin hayatın kaydı. Bu şerefsizlere verilmeyen ağır cezalar sana verilir, o kadar eğitim, kariyer birikim vs. gider. Diğer türlü bu şerefsiz bir şey yapsa doğru düzgün ceza verilmediği gibi zaten o yolun yolcusu, 29804980808 tane sabıkası olan, bilmem kaç defa hapse girip çıkmış insanlar. Onların kaybedeceği bir şey yok.

Kadınlar tamamen savunmasız, saldırı durumunda o anki şokla ne kadar savunma sporu bilse de bir şey yapabilmesi çok zor, zaten standart bir kadının standart bir erkekle baş etmesi fiziksel olarak imkansız gibi, hele elinde silah, bıçak,taş vs. varsa izbandut gibi erkek için bile mücadele imkansız. Biber gazı, elektro şok gibi şeyleri kullanmak da o an çok zor olduğu gibi, elinden alınıp snein aleyhine kullanılıp senin vücuduna zarar verebilir ve adli olarak da suç kesebilirler sana nefsi müdafaaya bakmadan.

Velhasılıkelam napmalı, nasıl baş etme bu çomarlarla, çomarlıkla ve şehir magandalarıyla?
Eğitilme durumu bunla riçin, bu yaştan sonra söz konusu değil ki, bu arkadan gelen nesil için de çok zor? Ne düşünüyorsunuz, anı kaygıları paylaşıyor musunuz?

Herkese merhabalar. " Taksim istiklal'in eski tadı kalmadı" diyorlar ve yerine artık gezmek için Kadıköy'ü öneriyorlar. Doğru mudur?
Evet ise Kadıköy'de nereyi gezmemizi tavsiye edersiniz?

Şimdiden teşekkürler

2 gündür metrobüsten inip Trump Towers'a giden merdivenlere yöneldiğimde orada yerde uyuyan bir kadın bir erkek ve bir çocuk görüyorum. İyice üstlerini örtmüşler ve uyuyorlar. Yüzlerini göremiyorum çünkü iyice örtünmüşler. Çok üzülüyorum iki gündür bu sahneye. Kış da geldi yakında havalar çok soğuk olacak ne yapacaklar?
Hayat niye bu kadar acımasız, dünya niye bu kadar kötü?
Sanırım merhameti olan insanlar intihar etmeli yoksa dünya yaşanacak bir yer değil. Kötüler de birbirini yesin.

diyelim bir insan evladı var, normalde pamuk gibi olmasına karşın arada bir anda öfkelenip gayet kırıcı olabiliyor. sonrasındaysa vakit geçtiğinde özür diliyor. ayrıca bunu engellemek aslında elinde de değil, nitekim önlemek için ilaç da kullanıyor. ne yapacağız yahu bu elemanı? eleman dediğim koca adam. öyle eş, koca falan meselesi değil, gayet arkadaşım ve ayrıca birlikte de çalışıyoruz bir süredir. arada ufak bir hatada kafayı yiyor adam. ben de dayanamayıp ağzıma geleni söylüyorum tabii. sonra da kendisine geliyor. ama sanki alttan almak, onun bunları bilinçli olarak yapmadığını düşünerek hoşgörü göstermek çok daha sağlıklı ve yapıcı bir hareket olacakmış gibi geliyor bana. yoksa grip bir insana öksürüyor diye tepki göstermeye benzer bir hal alır olay, o da tuhaf bence biraz. ne dersiniz?

şu beyin ne acayip şey yalnız ha.

m.youtube.com

Ben bununla uyanıyorum, çok iyi de güzel de oluyor yani, denemenizi tavsiye ederim. Teşekkürler

nelerdir?

21 yaşındayım. geleceğe dair hiç umudum yok. derslerim gayet yerinde ama ne istediysem olmadı şu hayatta. geçenlerde dernekten bi ablaya aynını dedim, daha yaşın kaç ki, geleceğe umutla bakman lazım dedi. yani öyle kuru kuruya yol göstermek olmuyor. bunun yaşı da yok bana kalırsa. seven birkaç kişi var onun dışındaki insanlar da öyle oldukları için oradalar.

en son dostoyevski/yer altından notlar kitabını okudum. öyle çaresiz bir zamanda okudum ki, kitabı okuyanlar bilir; iyice dibe battım. psikolojimi bozdu kitap. Bozuk psikoloji ne kadar bozulabilirse.

çevremde bir sürü insan şiddete meyilli. kimse omuz attıktan sonra, çarpıştıktan sonra pardon demiyor, kimse metrodan inenlere yol vermiyor, kimse sizin acınız olduğunu bildiği konuda konuşmamaya özen göstermiyor. Sürekli insanlarda gösteriş meraklılığı. Toplumun kurbanları, sırf annesi şunu şunu yap dediği için özgürlüğünden olan bir sürü insan. Yürüyen merdivende solda bekleyenler, sigarayı otobüs sırasında içenler, o kadar aramama rağmen bir kez geri dönüş yapıp, bir kere aklına gelip merhaba bugün de ben arayım dedim; nasılsın demeyenler, televizyona bağımlı olanlar, telefonsuz yaşayamam diyenler, eski fotoğraflara saygısı olmayanlar, yapılan bir işe "mal mısın aq" diye cevap verenler, sallanmayınca, iplenmeyince kendine çeki düzen verip gerisin geri size özen ve saygı göstermeye başlayanlar. çözdüm ben insanları da onlarla oynamak istemediğimden dolayı böyle umutsuzum. gücüm yok, arkamda duracak iki insan yok. yahu amaaaan. sizce nasıl olur bu durum? nasıl atlatırım bunu? psikolog demeyin, aradım demin 400 lira dedi. yok o kadar param.

şu dediğim şeyi açıklayayım hemen: komşularımızdan izole yaşıyor olmamız. hatta düşmanız aq.
mesela şu grubun www.youtube.com şarkılarını ne zaman dinlesem "ya biz bu ermenilerle ne diye böyleyiz aq" diye üzülürüm. aynı şekilde yunanistan benim cocukluğumdaki düşmanımızdı, ona da yabancı damat izlerken çok üzülürdüm. iranla da pek bi etkileşim yok. tek övünç kaynağımız kasrı şirinden beri sınırlarımız aynı.. aferim! tamam din ve mezhep farklılıkları da önemli bi sebep ama bence temeli bu değil. bu topraklar hiç bi dönem bu zamanda olduğu kadar izole, parça pincik olmuş muydu ki..
mesela gürcistan? bi karadenizliler memlekete ne kadar etki yapıyor, onlarla da biraz içli dışlı olsak fena mı olurdu? küçükken ben eve misafir gelince de çok mutlu olurdum. güzel sohbet, dertleşme ortamları olurdu, her yaş grubunun kendi arasında. öyle yani..
barış manço ermenistana gitmiş miydi acaba ya, açıp bari onu izleyeyim :/

şimdi burada torrent yasak, direkt ceza geliyor. yalnız bizim burada kabel deutschland hotspot çekiyor ve kullanabiliyorum, hızı da fena değil. malum, benim adıma kayıtlı değil, bildiğiniz starbucks'ın internetini kullanmakla aynı hesap olsa gerek. peki bunla torrent kullansam benim ceza yeme gibi bir ihtimalim var mı? yok sanki, ne dersiniz? zaten hep kullanmayacağım, sadece os x mavericks indirmek istiyorum, başka yerde bulamıyorum şu şeyi. kaldı ki yasadışı da değil aslında mavericks'i malum ortamlardan indirmek, zira bu güncellemelerin parasını çoktan verdik bilgisayarı alarak ama indirtmiyor pezevenkler.

Efenim ben bu akşam Kadıköy Starbucks'tan bir içecek aldım. Sıra beklerken bazı gözlemlerim oldu, ne kadar doğrudur sizin yorumlarınızı istedim:

- Tipler gayet düzgün. Türk kadınları zaten bence her şekil güzel, ama buradaki erkeklerin bakımlı olmak dışında boyları posları filan da bi ayrıydı. Acaba ışıktan filan mı öyle görünüyodu?

- Herkeste bi yapmacıklık, bi artislik gördüm, en fazla da baristalarda. Ama hak verdim insanlara, bütün gün o müşteri kitlesiyle uğraşa uğraşa öyle olmuşlardır.

- Yav bir de ben de İstanbul'da doğmuş büyümüş insanım, fakat burası New York'tan daha New York, oranın bir parodisi gibiydi, kahveyi alırken kıza "Eline sağlık" dedim, pek tuhaf kaçtı. O artama yani.

Hayal mi görüyodum, kompleksli miyim ondan mı, yahut yanılıyor muydum?

Selam ahali,
Sozlukte "cin buyu hastanesi' basligini gorunce dellendim yine ve bu basligi acmak zorunda kaldim,
Tamam artik bu ulkede bu mallar diyarinda hicbirseye sasirmamak gerektigine alistim ama aklim havsalam almiyor yahu,
Birisi cin cikarma hastanesi aciyor ve musterisi var!!!!
Bu nasil olur?
Ya bir zerre kadar beyni olan birisi nasil cine periye buyuye inanir?
Hastanede buyu tedavisi de varmis!!! İnanilir gibi degil ama gercek..
Gerci bu ulkede binlerce falci ya da fal bakilan cafe tarzi yerler var ve musterisi de sanirim az degil.. Neyse..
Benim merakim su:
Bircok kisi bu cin peri islerinden bahsolunca " kuranda yeri var, islamda yeri var" gibi bir zirvalikla olati ciddi ciddi savunuyor,
Eger varsa bu mecrada da bir musluman arkadas lutfen anlatabilir mi, gercekten sizin kuran ve islam da cin buyu islerinin yeri yurdu var mi, varsa nasil bir akil ve mantikla buna inanabiliyorsunuz???

yurtdışındayım, burada çok sayıda türk olduğu için daha iyi karşılaştırma yapabiliyorum da dikkatimi en fazla çeken şey en lüks arabalara türk milletinin biniyor oluşu. yani nerede son model mercedes, bmw varsa anlayın ki o araba yüzde 90 bir türk'e aittir. şehir dümdüz ve bisiklet sürmeye gayet elverişli olmasına karşın bisiklete binen türk ise pek göremezsiniz. öte yandan ülkemizde ikinci el ürün almak da bir nevi eziklik olarak görülür, cepte para olmasa dahi borçlanarak son model telefon alınır, ek olarak mesleğe göre de kişiler küçümsenir...vs. özünde göçebe olan bir millette neden bu denli şekilcilik var? hatta akdeniz insanlarının genel özelliği mi bu acaba? sanki italyanlar da buna benzer gibi geliyor bana ama çok fikrim yok tabii. alman milleti ise tam tersi.

Hani hep duyarız özgür ülke falan diye, ne kadar özgür bu Amerikalılar?

Seçim döneminde milletin adaylara baya laf söylemesinden aklıma geldi bu. Neleri özgür olarak yapabiliyorlar?

Teşekkürler

Eminönü'nden saat 17:50'de bindiğim İETT otobüsü şu an itibariyle (19:47) Haşim İşcan geçitinde. Yenikapı metroya ulaşmaya çalışıyorum. Pertevniyal Lisesi önündeki geçidi su basmış. Bunca süredir arada kalan, ilerleyemeyen ambulanslar da var. Ve de Eminönü'nde otobüs beklerken baştan ayağa ıslandım yağmurda. Ey İETT otobüs saatlerini organize edemiyorsun bari yağmurda sığınabileceğimiz duraklar yap. Bu akşam bir kamera olaydı da çekseydim Eminönü'ndeki trajediyi.

Zamanım var ve kitap okumak mı oyun oynamak mı müzik dinlemek mi dizi izlemek mi nette takılmak mı nasıl değerlendirsem bilemiyorum.

Kitap okumak yararlı ama çok zaman alıyor.
oyun yararsız ama zevkli
müzik pasif ama zevkli
dizi yine pasif ama zevkli
nette takılmak en boşu.

Siz boş zamanınızda ne yapıyorsunuz?

"alter" sözcüğü sokakta bildiğimiz "dude" anlamına geliyor herhalde. dolayısıyla bir kadınla konuşurken "alter" kullanılamıyor mu? internette pek bulamadım bilgi. bir kadının alter demesinin tuhaf olduğunu okudum sadece.

geçenlerde marketin (yurtdışındayım) fırın bölümünde ekmeklerin içeriğine bakıyordum. tek glikoz şurubu olmayan ekmek patates ekmeğiydi. alıp üzerine bal sürdüm, muz doğradım, bir de tarçın serpiştirdim. çok iyi doyuruyor, aşırı pratik, peki sağlıklı mı? hani böyle bir düzen oturtayım diyorum.

ayrıca bu patates ekmeği neden popüler değil ki? hayatımda ilk defa yiyorum. ekşi'de de pek lafı geçmemiş. (bkz: patatesli ekmek)

Bilmiyorum, yapamıyorum. Bir şeylerim eksik ya da yarım. Başarıya ihtiyacım var. Sanki kendimi kendime kanıtlamam lazım ama yapamıyorum. Olmuyor. Çok basit duran şeyler bir anda gözümde büyüyor. Heyecanımı hiç kontrol edemiyorum. 100 değil 200 alabilecek bilgiyle girdiğim sınavdan 1-2 hata yapıyorum. Olmaması gereken bir durum, hepsini biliyorum ama heyecan basıyor saçmalıyorum. Kıçı kırık cs goda bile heyecanımı kontrol edemiyorum. Kalp atışlarım hızlanıyor. Yapabileceğim şeyleri yapamıyorum. Gidip 2. merhabayı diyemiyorum. Çünkü bir gerizekalıyım. Çünkü hayatı çok yanlış anlamışım, saçma sapan bir pencereden bakıyorum. Hata yapmayı kabul edemiyorum. %100 başarı istiyorum olmayınca ki doğal olan bu sanırım, içim içimi yiyor. Ne bileyim içimi dökmüş oldum, düzelmeli miyim yoksa herkes farklıdır, bu böyle gelir böyle gider, kendimi böyle mi seveyim ?

Kahvaltı için 20-25 dk içinde hazırlanıp tüketilebilecek gereksiz karbonhidrat ve doymuş yağ içermeyen, içinde yumurta(kokusundan dolayı), doğal olarak hamurişi ve kızartma olmayan ne/neler yesek ki acep ? Süt-Mısır gevreği pratik ama çok da sağlıklı sayılmaz. Kötünün iyisi olarak elde dursun. Peynir, zeytin alışkanlığım hiç yoktur, en makul o mu duruyor ki ?

Sizce iran darbesindeki gibi kısa sürede fethullah gülen kahraman olarak ülkeye ayak basar mıydı?

yoksa cemaat olarak geri planda kalmayı tercih ederler miydi 2-3 sene daha ?

kısacası darbe sonrası ne olurdu sizce?

Trump geldi yine gider misiniz ? Alternatif yer mi bakarsınız ?

Ne bileyim; anne babanız gidin kendinizi kurtarın mı dedi, yoksa biz ne olacağız diye size içten içe bir kırgınlık mı duydu? Bir tarafınız bu acıyı yaşıyor mu yoksa alıştınız mı bu duruma artık?

Anne babanız kendine bakamaz duruma gelince ne yapacaksınız ayrıca? Aklınızda ne varsa yazın lütfen...

Yakın gelecek için temelli ayrılmam olası ve bunca senedir beraber yaşadığım ailemden ayrılacak olmak içimi parçalıyor. Ama ayrılmazsam da ülkenin durumu malum.