400-450 arasi geliyor sabit,

Rutin 80-100 gelirdi son aylarda 150ye fikslendi. (Kullanim aliskanliklarimiz ayni)

çay makinası yerine çaydanlığı öneririm.

Rumuz: 80 TL

316 geldi, genelde 250-280 arası geliyordu.

bu saydıklarına çok fazla gibi.

ohaa o ne bee
burada fırın da çalışıyor 150 geldi yuh dedik

190-220 arasi geliyor. Gecen sene yarisi kadardi. Dogalgaz ve elektrik uctu resmen m.na koydular ulkenin.

xp pen'in dediğin modeli ile ilgili bir sürü bug bildirmişler, mesela kablosuzda çok lag oluyormuş ve haliyle çizdiğin çizgiler düzgün olmuyormuş.

ikincisi en pahalısını da alsan görerek çizmek gibi olmuyor ve ipad pro bu konuda çok başarılı.

intuos small iyidir. baya bir götürür seni. sonra baktın geliştin daha afilli şeyler istiyorsun ekranlı tabletlere geçersin bir kaç sene sonra

Wacom'un small modelleri azcık fazla small gelebilir zaman içinde, medium modelleri fiyat olarak aşırı farklı değil.
Bluetooth'lu falana afili bişey almak yerine parayı medium olana yatırmak isteyebilirsiniz.

wacom intuos var pek kullanmadim satabilirim.

iyilik ya da kötülüğü tam böyle ölçemeyiz, hatta hiç ölçemeyiz. her insan hem iyidir, hem kötüdür, değer verdiğiniz biri hakkında yargıya varmak için sebeplerini bulmaya çalışın, anlamaya çalışın.
cevap: anlaşılmaz

gözden mözden anlaşılmaz bence, herkes çok kolay arkandan iş çevirebiliyor. benciliz çok maalesef.

***hem iyilik ne kadar var ki iyi insan olsun.

Tabi ki anlaşılmaz :)
Böyle bir kriminal yöntem duydunuz mu?

Desem ki, insan görmek istediğini görür?

Bakislardan anlasilir elbette. Bakmayi bilmek lazim. Bu da tecrubeyle, cok insan gorup gecirmis olmakla ilgili biraz.

iyi kötü olduğu değil ama huyu suyu anlaşılır. sonuçta herkes biraz iyi biraz kötü

tiroitlerinde sorun var da olabilir. çünkü gözün ferini alıyor bence hemen etiketleme sen yine de.

nein.

Zeka seviyesi bir miktar anlaşılıyor ama iyilik kötülük zor. Onu 10 sene geçirsen yine anlamayabilirsin.

Esas depolari dolduran ampul formu diye biliyorum.

Devit icinde kanserojen maddeler oldugu icin avrupada falan yasaklanmis bir damla. Tanıdığım bir doktora kesinlikle tavsiye etmiyor.
Benim dvitaminim sizinkinden daha düşüktü, 9 falandi. O zaman doktorum haftada bir, bir tüpü bir kerede icmemi soylemisti. İctim bir sey degismedi.

Muhtemelen bir sey olmaz. Cunku dvitamini degeriniz 100 falan oldugunda iyi, ve bir tup o kadar yukseltmeyecektir muhtemelen. Ben cok daha fazlasini kullandim ama yine yukselmedi.
Siz tabii doktorunuza sorun ama. Bir tüpü için, tekrar baktırın. Cikan değere gore hareket edin.
D vitamini olarak wellcare ya da venatura d3+k2 olani tavsiye ederim.
K2 eksikliginden d vitamini baglanmasinda sıkıntı olabiliyormus. Bende boyle bir sey var sanirim ve suan venatura kullaniyorum. Baktiracagim tekrar ben de.
Dedigim gibi yine de doktorunuza sorun isterseniz.

Bir de doktor dedi ki "d vitamini olcumu kaldirildi artik, olcmuyorlar"

Bu konuda bilgisi olan var mi? Acaba sistemsel bir sikinti var da gecici olarak mi kaldirdilar? (Ben 1 ay once yaptirmistim testi)

d vitaminini diğer vitaminler gibi düşünmeyin, çok masum değil. zaten vitamin değil. doktor harici kafaya göre almamak gerek, muhtemelen reçetesiz vermiyordur eczaneler. fazla doz sıkıntılı. böbrek taşı, damar tıkanıklığı vb. sorunlara yol açabilir.

d vitaminini tahlillerde 30 civarında yeterli görüyorlar fakat son dönemde birçok doktor 70-80 arasında tutmanın faydalı olduğu görüşünde. ama hem değeri yükseltmek kolay değil , hem de takviyeyle yükseltip sonrasında bıraktığınızda hemen eski değerine düşüyor. güneşten almanın da çeşitli taktikleri varmış (11:00-13:00 arasında en az 10-15 dk el ve ayakları güneşte tutarak en yüksek değerde alınabilirmiş ve 24 saat içinde lifli sabunlu duş yaparsanız sentezlenmesini engellermişsiniz vitaminin).

Ben hap formu ve devit damlayla 16'nın üzerine çıkaramadım. Sonra doktorum Coledan damla verdi ünitesi daha yüksek diye , onunla anca 30'a çıktım. En son artık damlayı dil altı uygulamaya başladım anca 46'yı gördüm.(aldığım b-12'de de bu uygulamayı denedim onda da yükseldi) günde 8-10 damla arasında kullanıyorum. güneşe de çok çıkmadığım için sürekli kullanmaya devam ediyorum. tabi bunlar kişisel deneyimlerim , önemli olan doktorunuzla takip etmek.

Yeni kasa Peugeot 2008 derim. Bir süredir Suv araç almayı düşünürken bir anda vazgeçtim. Şanzıman ve motor çok iyi. Tasarım fazlasıyla güncel, showroom'da gidip inceledim, içerisi biraz basık olsa da güzel bi otomobil.

Lansman fiyatı benzinli manuel için 148.500 görünüyor. Bayiide bir miktar daha indirim olabilir.

kampanya.peugeot.com.tr

EK: Şanzıman derken otomatik EAT'lerden bahsetmiştim tabi ama onun fiyatı birden 170'e çıkıyor haliyle.

Peugeot 2008 SUV değil ki?

Neyse sıfır mı 2. El mi onu söyleseydin öncelikle
Bir de araziye çıkacak mı araç yoksa şehir SUV’u mu olacak?

@otopsiçocuğu,

Yeni kasadan bahsediyorum. 4x4 arazi aracı önerisi olarak sormadığını farz ederek yanıtladım.

Yeni 2008: www.peugeot.com.tr

0 alacaksan 2008 suv değil crossover ama bu gruba genel olarak suv deniyor. en mantıklısı o ancak paranız yetmiyorsa quashi. marka problem değilse suzuki grubu düşünülebilinir.

2. el renault kadjar. sorunsuz bir araç genel olarak. bu fiyata 2015 - 2016 düşük km bulabilirsin.

Qashqai sınıfında satış için lider, yakıt ve şanzıman güzel. Model yılı düşük olabilir o paraya.

kadjar veya tuscon

o kadar ciddi.
para akıp gidiyor resmen.

yasanir elbette, ama elleri siki olmali ve iyi planlama yapmalari gerekir. Tasinmasalar, mumkunse ayni maasa tasrada kalsalar daha iyi. neden Istanbul'a geliyorlar?

rahat yasarlar

yaşanır da sadece yaşanır yani. pek para biriktirilmez, allah korusun sağlıkla ilgili ekstra harcama vs çıkarsa zor duruma düşülür.

ama mesela aileleri zengindir, gerektiği durumda arka çıkabilecek birilerine güveniyorlardır. o zaman sorun yok.

3 kişi mi 7500 tl ile geçinecek yoksa eşinin de maaşı var mı? Bu önemli.

Çocuk dediğin zaten maaşının yarısını götürüyor. Ben zorlanırdım.

Yasanir ama epey sikintili olur. O civarlarda yasamak icin kira+fatura bi 3500'u cikar bi kere. Kaldi 4000. mutfak masraflari, cocugun giderleri vb... Para gercekten su gibi gidiyor istanbul'da. Disari cikilmayacaksa falan belki idare edilebilir ama o kadar.

Araba da varsa biraz zor. Toplu tasimayla gidilip, harcamalara dikkat edilirse olur.

Cocuk kucukse yine iyi ama okula vs gidiyorsa hepten zor.

Tek başıma o paraya anca geçiniyorum. Kira yok, fatura yok ona rağmen anca geçiniyorum. Lüks harcamam da yok. Biraz giyineyim biraz yiyeyim diyince hemen bitiyor. Haftasonlaeı dışarı bile çıkmam. Geçen gün ağlayasım geldi ben böyleysem millet çoluk çocukla nasıl geçiniyor diye. Yani geçinirler yine elbet atıyorum ben kıyafet alıyorum onlar almazlar. Ucu ucuna anca olur.

Kira vermiyorsa, çocuk da devlet okuluna gidiyorsa yaşanabilir. Sadece yaşanır ama.
Ve evet durum çok ciddi.

geçinemez net. istanbulda her adımın para. yaşam alanının daraltman lazım.

eğer borçları yoksa (borçsuz insan yok ama)

kira 2500
mutfak (cocuk dahil ) 1250
faturalar (en iyi ihtimal) 750
harcama esktra (dışarda yemek, kıyafet vb) 800
araba varsa yakıt ve masraflar 1000

böyle yaşarlarsa yaşayabilirler

7500 net ise bahsedilen muhitlerde ucu ucuna yasarlar o da cocuk devlete giderse ve borclari yok ise buyuk bir harcama cikarsa patlarlar. metropollerde kari koca calismak lazim artik tutunabilmek icin eger eger bireylerden birinin maasi cok cok iyi degilse.

bahsettiğiniz semtlerde bu gelirle yasamak cok zor. kiranın daha uygun olduğu bölgelerde yasayıp her gün toplu taşıma çilesi çekilerek olabilir.

yasanmaz.

biz ( anne-baba ve 2 yasinda bebe) 9.000 ile beceremedik ki 3 sene oncesi dolar henuz 3 tl idi.

ustelik ev kira degilken, araba ve benzin sirketten olmasina ragmen. her ay basabas yada ekstra bir masraf cikinca eksiye dustuk.

7500 ile sikinti yasamalari muhtemel, yasanmaz mi? yasanir. ama surekli bir kisma, gitmeme, yapmama, idare etme durumu ile.

tek maaş mı var?
15.000 gelir olursa ancak.

evet, o kadar ciddi.

Bu sorunun bi cevabı yok. Fark ettiysen herkes farklı bi cevap vermiş. Yaşam standardına, çocuğunu nasıl yetiştirmek istediğine bagli. Söyle örnek vereyim Benim 5000tl maaş alan bekar arkadaşım vardı Maltepe’de oturuyodu ve yetmiyor diyodu iyi bir geçişle 10bin lira alıyor suan. Beşiktaş’ta oturuyor ve yine geçiremiyorum diyor.

Umarım anlatabilmişimdir.

Kıt kanaat

Yahu 30 yaş nedir? Daha yolun başlangıcı. Normal karşılamayı bırakın, görünce benim hoşuma gidiyor.

Scooter işi mantıklı bence. Bi ara ben de bakıyordum, Xiaomi'nin güzel modelleri var.

yaş fark etmeksizin scooter kullanan her kadına garip bakılıyor zaten. dikkat çekiyor ama öyle laf edecek kadar değil, sadece "hmm" denecek kadar.
ağır değil. şarj için izin almanız gerekir samimiyetiniz yoksa sorumlu kişilerle.
eyyorlamam bu kadar.

Ben de scooter diye başladım, elektrikli motor aldım. Yaş 30 :)

xiamonin ise kesin al. şarjı evde akşamları da yaparsın ama 15 kilo gerektiğinde taşıman gerektiğini hesaba kat. 26 yaşında erkek olarak xiamonin scooterlarına binen ablalarımı çekici buluyorum :P

Rahat geldiyse neden sorun olsun. Ben hiç rahat edemedim yürümekten daha zor geliyor :)

"bir de kadına bak bu yaşında scooter falan demesinler." desinler?

yaşla ne ilgisi var kullanırım diyorsanız alın gitsin

Yaş için kimse bir şey demez. Genç bir yaş zaten 30.

Yaşadığın şehir önemli bence.

Bir turlu etkilenemiyorum bu virusten niyeyse, okuyorum, ediyorum, isin ciddiyetine vakif olmak istiyorum ama olmuyor olmuyor. Grip mi corona mi desen grip diyecek moddayim hala.

Bugun şirket doktoru iş yerinde açıklama yapti. Tr de henuz resmiyete gecmis bir vaka yok imiş. Ama görülürse eger işimiz iş dedi.

Bi zamanlarin domuz gribi, sarsi neyse bu da o gibi geliyor bana.
Hic endiselendirmiyor beni

annem babam ölecek muhtemelen o yüzden endişeleniyorum, gribi bile ağır geçiriyorlar.

ben domuz gribi ve kuş gribi dönemlerini hatırlıyorum. kim kapsa öldü gözüyle bakıyorduk ki hakkaten ölüyorlardı yani.

ama coronavirüs'te zibilyon tane taburcu olan insan var. ölenlerin de çoğu yaşlı ve halihazırda bağışıklık sistemi sıkıntıları olan kişiler(miş). o yüzden çok endişelenemedim.

Şu anki hali çok korkutucu boyutta değil fakat 2-3 hafta sonra, şu anki virüslü insanlar kuluçka sürelerini tamamladığında esas tablo ortaya çıkacak. Bir de mutasyona uğrayıp gücünü arttırma ihtimali varmış, ki o biraz korkutucu evet.

hayir efendim. endiselenmemeliyiz.

endiselenince corona virusu bize bulasmiyor mu? bulasirsa da bulasir. ne yapalim? bulasan herkesi oldurmuyor zaten.
ilaci da simdilik yok. bu yuzden sakin kalmaktan baska bir secenegimiz yok. muhtemelen yakinda bir koruma asisi cikacaktir.

Domuz gribi zamanı üni de idim. O zaman bir hocamız ve dört beş öğrenci sınıfta maskeli duruyordu. Bu grip domuz gribinin yanında halt etmiş. O zamanın en meşhur olayıydı
Corono daha o seviyede değil

Kilometresi biraz fazla tabii ama bu fiyatlara anca bu olur. Otomatik vites ve kilometresi nedeniyle mekanik arızalara davetiye çıkarıyor gibi. Masrafı olur yani.

kullanmadım. 3bin motor ve pejonun tutmayan kasası. tr şartları için mantıksız.

Eski tip 3000 motor bir aracın yakıt tüketimini hayal bile edemiyorum. Fabrika verisi 14.4 olan bir araç, lpg ile 20 litrelerde geziyordur diye düşünüyorum. Tüketimini ve lpg uyumunu iyi araştırın.

Peugeot'nun son 3-4 senede cikardigi kasalari bi kenara koyun, ben olsam kalanina bulasmazdim. Onun haricinde arac 321.000 km'de ve 'hatasiz, boyasiz" oyle mi? Bir de arac 3000 motor. Bunun yakit ve diger giderleriyle krediye girip sifir arac alinir net.

lpgli ve boyasız olması ilgimi çekti benimde.

araba galeriden farkındasın değil mi?
galericiler arabayı komple boyar sonra da boyasız diye satar.
şanzımanı eski tip, yarı otomatik olması da sorunlara davetiye çıkarır yaşı itibariyle.

@fire, 321.000 km'lik bir aracin boyasiz olmasi hemen hemen imkansiz bir durum. Arac isinden ne duzeyde anliyorsunuz bilmiyorum ama ikinci el otomotiv sektorunde dolandiricilik cok fazla. Bu surecte yaninizda bu isten anlayan birileri mutlaka olsun. Yoksa darmadagin olup sonradan toparlanmis pert bir araca para vermeniz olasi.

@msb yok daha önce alım satım yapmışlığım kazığımı yemişliğim var iyi bir ekspertiz yaptırmadan almam zaten, temiz ve bakımlıysa km çok önemli değil benim için, boyada da yoksa gerçekten ancak o zaman alırım zaten. Bu piyasa için f/p açısından makul.

bu km'de bir araç hemde peugeot alınır mı ya :/

parçasını bulmakta çok çok zorlanırsın. parçadan kastım fren balatası, diski gibi çerez şeyler değil tabi. debriyaj, şanzıman sistemi parçalarından bahsediyorum. muhtemelen çoğu arızası kara düzen idarelik tamir edilmiştir.

uzun saçdan anlayan erkek berberi bulmak çok zor. hepsinin kafası 3 numaraya çalışıyor

dedim dedim de kime dedim +1
uzun saçlı uzun saç berberi bulun.

kadın kuaförü.

kadın kuaförü. ayda bir uğra çöz. ben de başlarda erkek berberine (ramazan aq) gidiyordum. bir baktım saç uzaldıkça kısaltıyor, gitmeyi bıraktım. şimdi kadın kuaförüne gidiyorum ayda bir. kırıkları alıyor fön çekiyor tertemiz. saç uzatacaksan berbere gitme kuaföre git. saçların kırıkları alınınca daha çabuk uzuyor.

berbere ugrama.

ben oyle yapiyorum.once bi kendini kaybediyor saclar,garip bir hal alip yanlardan kabariyor falan,sonra tac takilacak kivama geldiginde her sey yoluna giriyor.son 6 yildir yine uzun sacliyim ve berbere arada sakal trasina ugruyorum.saclarim belime falan geldiginde benim ufak kizla kuaforculuk oynuyoruz o kesiyor.

www.gittigidiyor.com

olm kadın kuaförlerine erkekler de gidebiliyor mu?

olamaz

Abiler bence de olamaz. Ama dün cidden ikisini de elime aldım. Ve daha ağır. Arkadaşa verdim o da dedi.

ikisi de 194 gram diyor apple kendi sitesinde belki diğerinde kaplama kapak falan vardır yada cam koruyucu

e tartsanıza dijital tartıda?

pili şiştiyse öyle hissettirmiş olabilir.

Ağır. Kırmızıya boyamak için önce astar atıyorlar. Siyahta astar yok.

Kırmızı her zaman ağır çeker.

Çöp poşetleri market poşetlerinden daha sağlam bence. Market poşetlerinin zaten eve gelene kadar üçte ikisinin altı deliniyor.
Ben bu ücretlendirmeden önce de çantamda katlanan çantalardan taşırdım, çöp poşetini ayrıca satın alırdım. Hiçbir şey değişmedi, böyle güzel.

Kesinlikle çöp poşeti daha sağlam. Market poşeti almayın yapmayın doğaya bunu :(

şimdi şöyle markette satılan poşetlerin de toplu satılma durumu var ve kiloyla satılıyor. mesela sallıyorum 1 kg'ı 7 lira gibi.
eğer çöp torbası mantığıyla alacak dahi olsam gider onu alırım.

bu arada ben marketten her seferinde poşet alıyorum ama bunun sebebi çöp torbası yapmak değil kolay taşımak.

bir de çöp torbasında bu ağzı büzülen varya, onlar şahane oluyor. onları tavsiye ederim. huzur gerçekten kloroplast'ta

edit: şeyi yazmayı unutmuşum. o market poşetlerini kilo ile alırsan sudan ucuza geliyor yani. illa onları kullancaksan herhangi bi plastikçiden o şekilde de alabilirsin diyecektim. yaşlanmışım ben iyice.

geçen aldığım çöp poşeti herhalde market poşetinden daha kötüydü. baya ucuz plastik kokuyordu zaten.

maliyetini de geçtim de doğaya hangisinin bir faydası var ya da bir şey değiştiriyor mu onu bilmiyorum.

çöp kutumuz çok küçük olduğu için küçük market poşetleri kullanıyoruz, en küçük çöp poşeti bile büyük geliyor yani. o yüzden market poşeti ile devam.

küçük alışverişler harici market poşeti almama gibi bir şansım olmadığından genel olarak poşet ile devam. çöp poşeti de bulunduruyorum bir paket bir ondan bir bundan derken uzunca bir süre gidiyor zaten.

Market poşeti gibisi var mı bee, vazgeçilmezim, on numara çöp oluyor.

Market poseti almiyorum kendi torbami tasiyorum. Eger poseti satin alirsam ucretsizken verdigi doga zararinda bi sey degismiycek ki. E poseti ucretli yapma sebebi zaten dogaya verdigi zarar degil miydi? Market posetleri ucretsizken de cop poseti satin aliyodum daha saglam oluyor.

hic hesaplamadım. ben zaten manav/ekmek reyonundan ince poşet alıp kullanıyorum.
yemişim çevreyi. bu ülke ingilterenin çöpünü alıyor, benim çöpümü mü alamıycak.

www.bbc.com

n11 gg gibi sitelerden toplu alayım dedim, onda da tanesi 24 kuruşa geliyor. bimin verdiği poşetin kalitesiyle macro centerın poşetinin kalitesi arasında ise dağlar kadar fark var ikisi de 25 kuruş.

türkiyede hiç içmiyorum derken buradaki tek değişken bira olmasa gerek

@free dışarıda çok et yerdim başka da değişiklik yapmadım. Etinden mi suyundan mı birasından mı bir şey var anlamadığım.

Et.

Et tüketimi fark ettiriyor bildiğim kadarıyla.

Havasindandir. Ortadoğu olum bura. Herşey hastalıklı. Yirmi yıldır vergiler nereye gitti diye sorunca vatan haini ilan edildiğin bi yer.

O parçayı sen de düşürmüş olabilirsin kedi de bırakmış olabilir, kediler manipülatif canlılardır kesin yapmıştır demiyorum ama yapabilirler.

Sinirlenince olmadık yerlere kakasını ve çişini yapan kedi gördüm de taşıyan görmedim. Kendini temizleyemeyip sonradan poposundan oraya düşürmüş de olabilir, bizimki yapıyor arada.

Cok muhtemeldir ki kakasini kuma yaparken makatindan dusemeyen bok parcasidir o. İceride o bolgeyi temizlerken de dusmustur. Basima geldi daha once.

Poposuna yapışıp düşüyor bazen.

olmaz, ben ufakken ustune basmistim birkac kez, manyak gibi bir yere saklanip ayagima ataklar yapiyordu, su an dana gibi.

Bizim evde 3 kedi var, ister istemez kuyruklarina basiyoruz. aci bi "viyk"lamadan sonra hicbir sey olmamiscasina muhabbetimiz devam ediyor, yanlislikla oldugunu anliyorlar, kin gutmuyorlar. Oyle adimla yanlislikla atilan tekmeden de bir sey olmaz, epey esnek ve dayanikli hayvanlardir kediler korkmayin.

yanlışlıkla olduğunu anlıyorlar +1 hiç birşey olmaz kediler bayaa dayanıklı hayvanlar.

hiiç bir şey. geçen gün ben de apartman kapısında kapının açılmasını beklerken ayağımın dibine kedi girmiş. ayağımı hareket ettirip vurunca ciyakladı gitti. baktım hayatına mutlu mesut devam ediyordu

genelde olmaz ama olabilir de.

Benim kedim iki kez beşinci kattan düştü bir şey olmadı. ona hiçbir şey olmamıştır.

samsung m30s.

bence en önemli kriterlerden biri sarjdır. kameralar ortalama olsa bile, şu aletin 6000 mah sarj kapasitesi var. kullan kullan bitmez.

Redmi Note 8 Pro yeterli olur. Hayırlı olsun.

oneriler icin tesekkuler, peki 6 inchden daha ufak ne onerirsiniz? samsung j7 kullaniyor su anda kasasi bundan daha buyuk olmasin isterler (boyut karsilastirmasi icin: mobiledevicesize.com)

o boyutlarda artık pek telefon üretilmiyor. yeni moda geniş ve çentikli ekran. vardır illa ki birkaç tane de ekranı büyük diye de kötü telefon almayın sakın.

Her firsatta soyluyorum, Redmi Note 8 pro cok iyi bi telefon. 2 aydir kullaniyorum, fiyat/performans orani bu denli iyi baska bi cihaz kullanmadim.

Ufak yani 6inc, amoled paneli, orta karar snap işlemcisi, 4000mah pili, 48mp kamerası ve uzun süre android guncellemesi alabilecek xiaomi mi a3 işinizi fazlasıyla görür 1400 1500 tl.
Paranız cebinizde kalır. Ucuz olmasının sebebi 720p paneli. Gidip inceleyin bir teknoliji mağazasında rahatsız etmezse alın geçin.

son çıkan imar affı ile orayı kayıt altına aldırdınız mı? aldırmadıysanız yıkabilir.

O gönderiyi almamak bir şey kazandırmaz. Muhtara bırakılan kağıt size tebliğ edilmiş sayılır.

@sutlu nescafe, imar affi zamaninda orasi terasti, ustu kapali olmadigi icin affa da girmedi haliyle.

imar affı zamanında herkes terası kapattırdı, kapattıranlar teras yapmak için açtırdı ve imar affına başvurdu. önünde müsait olanlar veranda yaptırdı vs. keşke o araya yapıp başvursaymışsınız :/

Para cezası ve yıkım kararı çıkmıştır. Tebligatı almamak diye birşey yok, muhtara bırakılır ve geçerli sayılır ( tebligat kanunu ). Para cezası neyse de yıkım kararı belediyenin tutumuna bağlı. Yıkmaya gelebilir dava açabilir. Şimdi buradan işin *bneliğini soylemiyim dünya kadar olay var. Encümen kararı ile belediyenin yolunu tutun en makul olanı.

akp'li belediyelerde rüşvetle işi çözüyorlarmış ama chp'li belediyelerde durum nedir bilmiyorum.

Toparlayabildigin butceye gore bir Yaris al. Satmak istedigin anda satarsin kazali neli degilse. 60-70 toparlayabileceksen Corolla da bakabilrisin eski kasalardan. Kazali falan da degilse cok rahat satarsin bunlari deger kayipsiz.

Toyotalar, Fiatlar, Volkswagenler piyasasi hareketli olan, surekli alinip satilan markalar.

opel corsa d kasa 50 70 bandında rahat alır satarsın.

renault ve fiat grubundan clio, symbol, albea, linea, punto... bunlar hep tüpte hem dizelde kendini kanıtlamış sorunsuz motorlara sahiptir. bütçen az olduğuna göre işletme maliyetlerinin de uygun olması lazım ki son derece uygundur bu araçların.

bulduğun ilanları da paylaş buradan yorumlayalım

Renault Symbol'ü tarif etmişsin. temizi 35-40-45 bin arasında. 130-150 bin km fazlası fiyatı düşürür.

@Slogan, ilanlar cok kafa karistirici. Simdilik etrafimdaki kisilere soyledim. Bir tane cok uygun ve temiz 2005 model 150bin km'de megane2 buldum ama kacirdik, olmadi.

@hey corc, riskli bulmakta haklisin. Ben de buluyorum. Sen de devlet memurusun degil mi?

@mikahakkinen, corsaya biraz bakayim. Bu soylenmemisti hic.

corsa b segmentin en tutulan aracı hem sağlam satması kolay.

45 bine 2007 Astra Enjoy saticam ilgilenen olursa. 214 bin'de.

evet çok akıl işi değil. hazır yemek değil de; kiloyla mantı, börek, turşu, meze... daha mantıklı olur.

pardon diyerek başlayayım,
acaba cafe işleten kişi hesap kitap bilmiyor mu? ekmeğin, kaşarın vs fiyatı belli kalitesi belli tost ihtiyacı olan kişi veya her gün tost yiyecek kişi (mesela ben) gider kaliteli bir makine alır 3-4dk'da tostunu yapar çantasına atar yada yer.

şimdi cafe sahibi ya daha ucuza alacak ya da çok inanılmaz bir lezzete ulaşacak. daha ucuza alması için kalitesiz malzeme kullanması lazım. inanılmaz lezzette (pahalı baharat vs) zor olsa bile pahalı. kaldı ki yemeksepetine vereceği para da var.

bizim bir büfeci abi vardı bir soğuk sandwich yapardı böyle uzun yola gideceğimiz zaman falan 15-20 tane depolayıp giderdik. ucuzdu da. içini açıyorsun işte zeytin, mayonez falan filan ama acayip bir lezzet. her işin bir profesyoneli bir püf noktası bir kilit taşı var. onu bulmak lazım. yoksa maalesef. standart işler ile standart paralar bile kazanılammıyor.

Sadece yemeksepetinden iş yapan yerler olduğunu biliyorum, yani öyleki dükkan olsa dahi dükkanda masa falan olmuyor her şeyi paket servise endeksli, öyle ki telefonla sipariş bile yok kimisinde, yani uygulanabilir bir şey.

Ama semt pazar potansiyeli önemli, tost dediğiniz şeyi düz uno tost ekmeğine yapacaksa anlamı yok, bazlama tost gibi şeyler yapmalı, çeşit sunmalı, yani o tost insana geçiştirmelik bir yiyecek değil, kahvaltı - öğle yemeği gibi görünmeli. Patates kızartması da sunulmalı bence. İsmi de yöresel bir şey olabilir.

hee yemeksepetine girmek öyle kolaydı zaten =D boşver hiç canını sıkma. o iş olmaz zaten. annenin suyunu git öp sev nasılsa olmayacak..

"kim tost söyler ki?" bakış açısını girişimci ruhlu biri olarak yanlış buluyorum.
birçok kişi tost söylediği gibi, yemeksepeti'nde tostçular da var.
mesele kim tost söyler ki diye düşünmek değil, herkesin yiyebileceği bir tost yapmak ya da tost yemeyecek adama da tost yedirebilmek.

kaldı ki, marmaris büfe ve türevleri tamamen iki parmak ekmek ve içinde yok sayılacak kadar malzemeyle tost, hazır nugget, uno (muhtemelen markası farklıdır da, şekil olarak marketlerde satılanlardan demek istedim) sandviç ekmeğinin arasına salam kaşarla iş yapan yerler.
ama her yerdeler, demek ki o iğrenç tostları, marketlerde satılan hazır nuggetları/sosisleri ve sandviçleri birileri evde yapmak yerine oradan yiyor.

işletmeden anlamıyorsa o ayrı bir şey.
ama şansını, imkanlarını zorlayarak bir şeyler yapabilen insanlar da var.
bence kendine göre değişik tarifler, farklılıklar bulur ve lezzetli olursa yemeksepeti üzerinden de doğru kampanyalar yaparsa belki bir şansı olabilir.
evden bunu yapmak zor tabii, yani siparişle ertesi güne falan hazırlasa tamam da, anı anına servis yapmak için yine de bir sistem lazım.
üç buçuk yılda bir şekilde kendini döndüremediyse bir şeyleri değiştirmeli en azından, ama mesele tost değil yani onu demek istedim.

Ev yemekleri yapip tencereyle siparis alsin instagram'dan. Bekarlar epeyce talep gosteriyor bu ise.

tost sipariş edilebilir bu arada. Ben ediyorum arada canım tost çekiyor evde tost malzemesi olmuyor sipariş edip yiyorum.

ama tabi lokasyon önemli. Özellikle beyaz yaka sabahları sipariş edebilir ya da öğrenciler sipariş edebilir bence.

ama yine de kendini çevirecek kadar kazanamayabilir gibi geliyor. Belki başka bir cafe/restorana bağlı olarak siparişleri alıp hazırlayabilir.

ya da yemeksepetinden ziyade getir ya da glovo ile çalışabilir kurye olayını çözmek için. Tabi bu durumda bu uygulamalar yemeksepetinden az kullanıldığı için siparişte düşer.

Şimdi yemekçiler bilirler detaylarını, fakat bence evden yapamamalısınız. Ne kadar anneniz titiz, eviniz temiz olsa bile, ev sonuçta. Bir denetime, düzenlemeye tabi olmayacak ve ben öyle yerden sipariş vermek istemezdim açıkçası. Mesela anneniz gün içinde yemek yapar afiyetle yeriz, çok dikakt etmeyiz ama işin içine üretim girince değişiyor.

saçma bir iş modeli ama tost olduğu için değil. yeni nesil hipster tostçular var, iş de yapıyorlar. hatta birinin sahibi arkadaşımın arkadaşı. düzgün bir markayla tost da satılabilir. ama anne kafasıyla, hele hele evden yapılacak iş değil.

anneni kiloyla mantı, yaprak sarma, kek kurabiye vs. işlerine yönlendir.

yemek sepetiyle hiç uğraşmayın..
annenin yemekleri güzelse her gün farklı ev yemekleri yapsın..
tabldot şeklinde plastik kaplara 2 farklı yemek koyuyorsun..
işten eve gelen bi dünya bekar insan için büyük kolaylık oluyor bu yöntem..
müşteri bulmak için de yaşadığınız semtte duvarlara afiş asın..
mesela izmir'de yaşayan bekar bi arkadaşım var..
her akşam tabldot ev yemeği alıyordu aynı semtteki bi kadından..
her akşam farklı bir şeyler yemek gibisi yok yani..
benim yaşadığım semtte yok, olsa alırdım yani..

oturduğum mahallede çarşı/işhanı benzeri biryerde bu tarz iş yapan biri var. cajun tavuk+patetes kızartması satıyor başka da birşey yok. tek göz ufak bir dükkan. yemeksepetine de üye olmuş. bir tane moto kuryesi var yakın yerlere de kendisi gidiyor. ne kadar karlıdır bilemem ama boş durduğunu görmedim en azından bir hareket var. özetle evden iş yapmak zor olabilir ama bu tarz ufak bir dükkan da iş görebilir. ayvalık,kumru cajun derken yuvarlanır gidersiniz işte

Yemeksepeti üyeliği anlaşması için tabelası olan bi işletmeye sahip olması gerekiyor kişinin. Yeni üye olduğumuz için biliyorum.

O is olur ya da olmaz ayri konu da, kim tost soyler ki diye bir sey yok. Kimse isyerinde tost makinasini acip oturup tost yapmiyor mesela, disaridan soyluyorlar boyle seyleri. Ugrasmak istemeyen disaridan soyler, evde bile olsa ugrasmayip disaridan soyleyen insan dolu. Sahsen ben dee ugrasmak istemedigimden evden siparis veriyorum bazen.
Isyerlerinin, ofislerin bol oldugu bir noktadaysaniz olabilir ama oyle duz tost ile olmaz, cesit bol olmali.

www.hepsiburada.com

ürünün açıklama kısmında sorularının cevapları mevcut.

chromecast

xiaomi mi tv box sorunlarınızın hepsini çözecektir.

bu cihazı hdmi kablosuyla birlikte televizyonunuza bağlayıp android işlemli bir ekran kullanıyorsunuz. blutv, netflix, youtube, spotify gibi tüm programları rahatlıkla kullanabilirsiniz.

Xiaomi mi box var bende, cok memnunum. Kendi internete baglaniyor, uzerinde dahili Netflix, Youtube falan var. Televizyonu yalnizca ekran fonksiyonu icin kullaniyor. Verdiginiz her kurusun karsiligini odeyen bi cihaz, tavsiye ederim.

Xiaomi mi box kullanıyorum ben de yaklaşık 1 yıldır. 2013 model televizyonumu akıllı yaptı. Netflix youtube blu tv spotify kullanıyorum memnunum. Bazen donuyor çok açık kaldıgında kapatmayı unuttugumda restart ediyorum düzeliyor. Tek sorun diyebileceğim şey bu.

peki hepsiburada.com'un kara cuma'dan beri süren sıkıntıları sona erdi mi, fiyat iyiymiş.

yoksa hiç macera aramayıp amazon'dan falan mı alayım?

ahh ahh. kaç zamandır bekliyorum xiomi box'u geçtiğimiz aralık ayında 339 lirayken almadım. 380 lirayken yine almadım. şimdi 400 :(
belki yardımcı olamadım ama 20 lir 20 liradır. acil değilse beklenebilir.

care chromecast. her eve lazim.

xiaomi mi tv box

tamam xiaomi mi box s hoşuma gitti.

peki nereden alalım, fark eder mi? amazon, hepsiburada, trendyol, n11 vs. şurada xiaomi bayisi var, 450 lira ama türkiye garantili dedi, o sitelerde satılanlar garantisiz dedi.

var mı öneriniz?

xiaomi mi box s 4k +++++

ben teknostoredan almıştım. bir gün içinde geldi sıkıntı çıkmadı.

valla her birinin huyu suyu ayri, benimkilerin hosuna gidiyor ama onlar her kosulda sevilmekten hoslaniyor. Bazi kediler de var ki zaten genel olarak sevilme taraftari degil :)

Hoşuna gitmezse belli eder mi peki?

Sokaktaki kediler -ürkek olsun olmasın- yemek yerken sevilmekten hoşlanmaz. Yaşadıkları ortamdan dolayı tetikteler her zaman. Ev kedilerinin de %90'ı öyledir. Yemek yerken rahat bırakılmalılar.

kediden kediye değişir. ancak sokaktakilerin çoğu eğer açsa heyecanlanıyor ve tepki verebiliyor, yani hoşuna gitmediğini belli eder. bir kısmı da sevdiğiniz zaman önündeki yemeği bırakıp "sev beni" diyor. benim tercihim; mamayı verip yedikten sonra sevmek şeklinde.

Bir kere etik olarak bir mecrada reklam vermek isteyen herkes reklam verebilir.
Yaptığınız sözleşmeye bağlı da olsa “B Firması” rekabet kurumuna şikayet etse o sözleşme gudik olur.
Ama yerel firmalar olduğu için anladığım kadarıyla kimse bu tip durumlara girmez.
Bence sizin yaptığınız yanlış. Yani aynı sektörden başka reklam yayınlamayacağım sözü.
Ben olsam B’den reklam alırdım. Sonra A da mecburen gelirdi paşa paşa.
Ama bunu daha fazla reklam geliri elde etmek için değil etik değerler için bu şekilde yapardım.
İsterse 1’inden 10 kazanacağıma ikisinden 8 kazanırım.
Dert değil.

Serdar Erener bunun icin yeni ajans acti.

Reklam işinden hiç anlamamakla beraber kısıtlama içine sokan reklam anlaşmalarına sıcak bakmazdım. Kaldı ki arada 2x lik fiyat farkı var. A ya sözleşmeyi aynı şartlarda (B nin reklamını yapmama koşulu) yenilemeyeceğimi bildirip B ile anlaşma yapardım. İsterse farklı koşullarda A ile de anlaşma yapardım.
Edit: Başlıkta sorunun reklamcılara olduğunu belirtmişsiniz sonradan farkettim kusura balmayon.

A tam küçük şehir hırslısıymış, sakının böylelerinden.

Ne diyorsun?

10 kere okudum anlamadım yemin ederim.
tabloyu biliyorum
daliyi biliyorum
bıyığı da var evet

ama "belleğin azmi tablosuna dali bıyık doğru mu?" ne demek çözemedim teyze :(

evet doğru diyelim.

Dogru diyen bir grup var, dali oldukten sonra biyigin aslinda dogru olmadigini soyleyenler de ayni kisiler. Bellegin Azmi tablosundaki biyigin baska bir tablodan (eseri ve ressami hatirlamiyorum) calinti oldugu konusunda da keskin kanitlar vardi hatirladigim kadariyla.

Biraz karmasik bi durum yani.

bakımı yapıldıktan sonra ilk aldığınız yakıt aytemiz'den mi, yoksa denemiş miydiniz opet'i de bakımdan sonra? bazen eski hava filtresi çok kötü olduğunda yenisini takınca yakıt tüketimini arttırdığına şahit oldum fakat bu kadar çok etkilememesi gerek, ve çekişi de değiştirir yani fark etmeniz gerekirdi, dolayısıyla o değildir diye düşünüyorum.
vuruntu falan oluyor mu düşük devirde gaz pedalına yüklendiğinizde?

aytemiz'den geçen yaz bir kampanya sebebiyle benzin almıştım. normalde yakıt ne kadar gider pek takip etmememe rağmen bitiş hızına şaşırdım. ikinci almada da aynı şey yaşanınca bir daha almadım. aslında hep sempati beslemişimdir bu markaya, neden olduğunu da anlamadım.

hava sıcaklığı da düştü bu arada. yaz ile kış arasında biraz fark normal kabul edilir. geçen dediğiniz geçen hafta ise sıcaklık farkından olma ihtimali var. ama halk arasında da hep bir söylenti vardır bu aytemiz kadoil vb firmalar hakkında "pompaları az basıyor" diye. 10 lt diye alıyorsunuz 9.6 lt geliyor mesela. sayaç 10 gösteriyor ama, arabayı tartmadığımız için bilemiyoruz doğruluğunu. birde gece ve gündüz arasında da marjinal bir fark var yakıt konusunda :)

tabii mevsim koşulları da etkiler, çok soğuk hava çok sıcak havaya göre %20'ye kadar arttırabiliyor bazen, aracına göre.

@gkhncnzdgn, Hayır bakımdan sonra çok kere yakıt aldım Opet'ten, zaten yeni dediğim bakım da 2-3 aylık. Bariz bi vuruntu hissetmedim.

@tears, evet ben de sıcaklık farkına bağlıyorum bir kısmını ama yine de bu denli fark yaratmaması gerek, en azından daha önce bu denli fark yaratmıyordu aynı araç.

mevsimle alakalı galiba. ben de de aynı durum var.

bonacibo kullanıyorum. sorun yaşamadım 2 tane sağlıklı 2 yaşında kedim var.

kuru mama olarak: purina one somonlu kısırlaştırılmış kedi maması
yaş mama: schesir, n&d

haftada bir haşlanmış yumurta, tavuk vs. yer. kendisi dışarı da çıkan bir kedi olduğu için arada kuş falan yakalıyor. yazın da çekirge, kertenkele, cırcır böceği vs. avlar, kimisini yer kimisini de bize hediye eder.

Proplan

taste of the wild, pro plan, acana

Royal canin veriyorum. Ama evde balık-tavuk-kırmızı et yaptığım zaman da kemiksiz birer parça veriyorum mutlaka. Bazen yoğurt veriyorum. Bazen yediğim salataya sulanıyor biraz veriyorum marul yiyor. Daha 5 aylık.

Proplan ya da n&d

Nd

Nd, acana

Ben temizmama ya cok guvenemiyorum bu kadar hayvan sahibi midesinde bobreginde karaciğerinde sorun oldu tuy doktu vs diyosa vardir bi sey gibi geliyo. Bu sikayetler de son 1 2 senedir cikti o yuzden formulasyonu degistirdiler diye dusunmustum ama hayir ayni formulu kullaniyoruz diye geri donus yapmislar benzer dusundeki insanlara da.

Ben param oldukca hills aliyorum sokaktakilere yavru kedi mamasi aliyorum. Yetiskinler de yiyebiliyo sorun olmuyo diye. Proplanda indirim görmüştüm kucuk paketlerinde markamama.comda onlardan alicam bu sefer.

Arada da tavuk haslayip filan veriyorum denk geldikce.

Evde 3 tane kedim var. Trendline verin gecin. Kilosu 10 tl. Biz de bi dunya katkili urun tuketiyoruz kedi icin de kilosu onlarca liralik urunlere gerek yok bence.

Proplan kısır+1... ama kilosu 50 lira olmuş. Daha ucuz bir alternatif arayışındayız.

n&d tahılsız.

kimsenin moralini bozmak istemem, ama kalitesi düşük mama kullanmak kedinin ömründen çalıyor.
iki, üç, beş yaşındaki hayvana bir şey olmaz.
ama o hayvan 15-20 yaşına kadar yaşasın, böbrek yetmezliğinden 8-10 yaşında ölmesin ya da hasta olarak yaşamasın (iyi ihtimalle) istiyorsanız, beslenmesine erken yaştan dikkat etmenizi tavsiye ederim.

n&d yaban mersinli&kuzu etli az tahıllı. internetten 10 kg'ını 300 tl civarına alıyorum. baya araştırmıştım, içeriği gerçekten kaliteli, kedim de çok seviyor. değiştirmeyi pek düşünmüyorum.

5 yıl kadar Bonacibo kullandım. İçeriğinin değişmediğini iddia ediyorlarsa külliyen yalan. Kokusu bile değişti. N&D’ye geçtim. Bu ayardaki mamalardan devam edeceğim.

mümkün olduğunca yaş mama ile beslemeye çalışmalı. ömür boyu kraker yemek çok sağlıklı değil.

Yaşa göre Royal Canin babycat -> kitten -> fit32 kullanıyorum.

O bende de var. Evet onun görevi hangi şartta olursa olsun bana o ürünü getirmek için maaş alıyor ama ister istemez vicdan yapıyorum ben. O durumlarda da fazlasıyla bahşiş veririm.

Hava kotu bile olsa acil ihtiyaclar icin siparis verilebilir bunun icin maas aliyor sonucta ama bahsisi de mutlaka verilmeli diye dusunuyorum.

Ben kuryelerin kötü hava şartlarında çalıştıkları için çok üzüldüklerini düşünmüyorum, kötü hava şartlarında biraz gecikme olunca kendilerine ayı gibi davranan müşterilerle karşılaşınca üzülüyorlardır muhtemelen. Birkaç gün önce böyle bir durumda hava şartları nedeniyle trafik vardı ondan geçiktik özür dilerim deyince ne önemi var hocam canın sağ olsun dedim adam mutluluktan boynuma sarılacaktı nerdeyse, artık nasıl tiplerle karşılaşıyorlar da nasıl muameleye maruz kalıp bu hale geliyorlar sen düşün, yağmurdur soğuktur çok etkilemiyordur bence anlayışsızlık kırıcı oluyor.

Onların işi bu ve bunu bilerek o işi kabul ediyorlar. Ona göre giyiniyorlar, hazırlık yapıyorlar. Bence kendinize dert etmeyin, fazla duygusal bakıyorsunuz olaya :)
Ayrıca kurye piyasası var, bunlar nazlı ve iyi paralara çalışan adamlar. Öyle asgari ücrete çalışanını bulmak mümkün değildir. En azından İstanbul'da durum bu.
Bir de hayatta kolay iş yok.
Hepimiz gerçekten çok zor şartlarda para kazanıyoruz.
Ya insanların, yöneticilerin, patronun ağız kokusunu çekiyoruz akşama kadar ya da hava koşulları ile, trafikle mücadele ediyoruz.
Ne bileyim hepimizin hayatında çeşitli zorluklar var.
Onların yaptığı işin zor tarafı da bu.
Başka birşey yok.

İşte bu yüzden kötü havalarda ve tatil günlerinde sipariş getiren olursa bahşişi kapıyor. Hem kendi vicdanımızı hem de onların moralini bir nebze de olsun düzeltiyor.

şöyle düşün o app olmasa ve sen olmasan adam işsiz kalacak.

Hiç bahşiş vermeyen bir tek ben miyim? Gerçi öğrenci olduğum için söz konusu olamaz ama ben de teşekkür edip hızlıca alıyorum paketi mahçup hissettiğim için. Mesleğini icra etmesinden ziyade herkesin bahşiş verme kültürü olması ve bir tek benim bahşiş vermiyor olma suçluluk duygusu mahcubiyete neden oluyor

glovo'nun hava kötüyken aldığı ekstra bir ücret var, o işime geliyor.
o yüzden genelde yemeksepeti'nden ya da restoranın kendisinden değil de, glovo'dan sipariş veriyorum hava kötüyken.

diğer yandan, çok duygusal bakmamak lazım muhtemelen.
insan üzülmeden edemiyor tabii, ama bu durumda her kış 2-3 ay çalışmamaları falan lazım.
onların çalışmaması restoranlara ve glovo tarzı uygulamalara da yansır.

hatta diğer yönden düşününce, asıl bu havalarda işe yarıyor bu uygulamalar.
hava güzelken herkes çıkıp alışverişini yapar istese.
ama bu havada "ya isteyeyim gitsin" demek daha kolay oluyor.

140 journos bu konuda belgesel çekmişti
youtu.be

zor şartlarda çalışıyorlar ama bu da onların ekmek teknesi
ben mutlaka bahşiş veriyorum

asansörsüz eski bina dolu semtte damacana kuryesi değilse o kadar da yazık değil arkadaşlar.

birincisi, adamın bir yeteneği özelliği olsa yapabileceği daha iyi bir iş bulur onu yapar. Siz paket siparişten vazgeçtiğinizde bu arkadaşlar uzun vadede işsiz kalır. merak edenler için yazayım çöpü yere atmazsak çöpçüler işsiz kalır diyen dayı ile akrabalığım yok.

ikincisi, aslında o kadar da eziyetli bir iş yapmıyorlar. Sipariş için sıraları var, 100 siparişi yüklenip sabahtan akşama paket gezdirmiyorlar, verilen 2-3 paketi yarım saat içinde teslim edip dönüyorlar. Pazarcı esnafı, ispark biletçisi, türlü seyyar satıcı, polis/asker ve belediye temizlikçileri çok daha fazla bu soğuğa yağmura maruz kalıyorlar, onlara kıyasla oldukça iyi durumdalar.

son olarak şunu yazayım, kaşar paketçiler bu soğuk işini avantaja çevirip daha çok bahşiş toplayacakları taktikler geliştiriyorlar ve iyi semtte iyi iş yapan bir paketçi çok güzel paralar kazanabiliyor.

üzülecek bir şey yok yani, rahat olun.

Adamın işi bu ve bu iş karşılığında maaşını alıyor. Bu şartları kabul ederek giriyor işe. O yüzden bahşiş vermeye karşıyım.

aşağı yukarı her kurye çıktığı iş başına ekstra para alıyor; sadece kuru maaş değil yani.

dün yürüyerek getirdi bir kurye,15 dakikalık yol. Yağmur da vardı, bir de kurye kadındı. baya üzüldüm, bahşiş versen dert, vermesen dert...bilsem sipariş vermezdim.

Bende arada vicdan yapıyorum ama uygulamayı kullanmasan kurye çalışmayacak. Adam işsiz kalacak veya işletme çalışmayacak. Onun yerine bahşiş olmasa bile geç getirdi diye kızmamak lazım diye düşünüyorum. Teşekkür etseniz güzel bir davranış.

Mutlaka bahşiş veririm kuryeye, normal zamanda 3-5 bozukluk ne varsa, ama yağmurlu ve zor hava şartlarında 10 liraya kadar çıkarım.

1 lira bile olsa bahşiş verin, her gittiği sipariş 1 lira verse seve seve yapar işini.

yağış olduğu zamanlar çok acil bir ihtiyaç değilse eğer sipariş vermiyorum. çok lazımsa yağmurun dinmesini bekliyorum ondan sonra veriyorum.

böyle durumlarda ben de üzülüyorum ama bahşiş veriyorum. "bahşiş vermiyorum" diyene saygım var, kimsenin cebindeki parayı yönetecek değilim ama "işini yapana bahşiş vermek saçma" zihniyetini anlamıyorum. arkadaşlar, dünya o kadar adil ve güzel bir yer değil maalesef. maaş veriyorlar da az veriyorlar işte. adam belki günde 10 saat trafiğin içinde sürekli baskı altında motor kullanıyor, günde üç tane hata yapsa belki 10 saatini boşuna çalışmış olacak. gün içinde hem trafikte hem de gittikleri yerlerde bir sürü aptal saptal tiple karşılaşıyorlar, sürekli azar işitiyorlar. klasik tabirle "herkes 1 lira verse" bu insanlar maruz kaldıkları terbiyesizliğe karşı en azından daha fazla kazanç elde etmiş, hiç değilse "bunca boka püsüre katlanıyoruz ama hiç değilse elimize güzel para geçiyor" demiş olurlar.

"eee madenciler de zor şartlarda çalışıyor, onlara da bahşiş verelim!1!!" diyorlar böyle deyince... dünyadaki her şeyi, tüm kötü koşulları tek başınıza bir anda değiştiremeyebilirsiniz. bu yüzden yapabileceklerinizden geri durmak zorunda mısınız? evet siz devrim yapmayacaksınız, evet sizin bahşişleriniz dünya kuryelerinin hayatını güzelleştirmeyecek ama tek bir insan için dahi adım atmış olmak, atmamaya kıyasla daha güzel değil mi?

o yüzden ben kendi gtünde donu olmayan bir öğrenci olmama rağmen son 20 liramla 15 liralık sipariş veriyorsam dahi 1-2 lira bahşiş vermeye çalışıyorum, "siparişin üstüne 2 lira daha ekleyemeyeceksen sipariş verecek paran yoktur, dışarıdan söyleme o zaman" diye düşünüyorum. "ayranı yok içmeye, atla gider sçmaya" durumu biraz ama olsun, hiç gocunmuyorum şahsen, kendi adıma doğru olanı yaptığıma inanıyorum.

neyse, çok gaza geldim, bu konu üzerine manifesto yazmanın lüzumu yok, uzatmayayım. kısacası o kuryeler siz sipariş vermeseniz başka yere gidecekler, maalesef yapılacak fazla bir şey yok. angelus'un da değindiği üzere kendilerine iyi davranarak, saygı göstererek, küçük de bir bahşiş vererek sanırım imkân ölçüsünde en iyisini yapmış oluruz.

"bunlar vicdan rahatlatmaya yönelik ucuz hareketler" diyen varsa da kalksın devrimini yapsın o zaman, arkasından yürümeyen şerefsizdir.

yazık değil. sadece sen onlara insan gibi davran aşağılama. adamın işi o. bahşiş konusundada biraz cimriyimdir :)

kötü hissetmenize gerek yok çünkü bu onların işi. bazı şirketler sipariş başına prim de veriyor merak etmeyin. eğer içiniz rahat etmeyecekse bahşiş verebilirsiniz.

Dilenciye para vermem ama her gelen kuryeye 5 lira fix bahşiş verir ayağına sağlık derim. ben de kendimi kötü hissediyorum bazen. ne yapalım hayat böyle işte.

xiaomi redmi note 8 pro.

128'lik olanından aldım, fena halde memnunum.

Xiaomi tercihinize göre redmi note 8pro, mi9lite, bütçeyi 2800e çekerseniz mi9t. Samsung düşünüyorsanız a70, m30s başarılıdır.

Yani aynı fiyata 3 aylık 2. el alınabilir mi diye mi soruyorsun ben mi yanlış anladım?

930 liralik Pencil bedavaya geliyor işte, temizse alınabilir tabi.

temizse alınır bence de. ama daha ucuzları da var sahibinden.com üzerinde, biraz daha pazarlık yapabilirsiniz bu ürün için 5250'ye kadar.

karoq veya kodiaq

3008

Karoq +1

subaru xv eğer 4*4 istiyorsan

c5 aircross

Gecen ay 3008 almanin esiginden dondum, oncelikli sebebi dizel otomatiginin kalmamis olmasi, sonraki sebebi de subat gibi muhtesem kasasiyla 2008'in geliyor olmasi.

Yani ozetle 3008 ya da yeni kasa 2008 derim, her seyiyle cok basarili araclar.

3008-c5 aircross-yeni kasa 2008-yeni 508.

Peugeot bayide 2 tane arac kalmisti benzinli. Biz de benzinli duaunyyorduk. Aslinda yeni 2008i begendim ama fiyatlarin cok artacagindan korkuyorum. C5 aircross bayilerde kalmamis

Karogun geri gorus kamerasi yoktu sanirim

Evet fiyatlar bir miktar artacak, hurda indirimi de bitiyor sanirim, benzinli 3008 dusunuyorsaniz hic durmayin zaten.

suzuki vitara

%50 olasılıkla çıkar :)

(bkz: her şeyin olasılığının %50 olması)

Hayır bana çıkacak

Bence çıkar gibi ama kesin de konuşamıyorum şans işi sonuçta.

tabii lan manyak mısın

ya çıkarsa ?

@pati, @cern ve benim numaralarımız aynıysa çıkar. bana çıkacak çünkü.

tabi lan sana çıkmıycakta kime çıkıcak.

çıkar rahat ol.

çıkarsa ne vaat ediyorsun bana ? ona göre çıkar veya çıkmaz diyeyim

çıkmaz. yıllardır arkadaşım alıyor ona da aynısını söylerim, daha çıkmadı.

hep beraber evrene enerji yollayalım. çalışma ihtimali var en azından:)

gerçekleşme olasılığı milyonda bir olan kötü şeylerin %99 gerçekleştiği evrenimizde bu işin tek bir yolu var. milli piyangonun size çıkmasının büyük bir felaket olduğuna yürekten inanır ve herkesi inandırabilirseniz, evren bir ihtimal bu incelikle örülmüş tuzağınıza düşebilir. daha 7 gün var ;)

50 lira çıktı arkadaşlar

ben dedim knk sana çıkıcak dedim.

hiçbir zorluğu yok bir sürü çakma program da kullanıyorum office dahil.

Macbook'ta olup diğer markalarda olmayan şey sarj süresi ve ekran mı? Sanmıyorum. Apple tercihleri genelde marjinal faydaya dayalı oluyor (profesyonel tasarımcılar gibi Apple ihtiyacı olanları tenzih ederim): www.quora.com

Bu Apple işi artık biraz heves, özenme, statü göstergesi, fanboyluk falan olmuş durumda malesef. Sadece pdf okuyacağım diyene bile "abi ipad alman lazim, cok iyi okunuyor" diyen tipler var.

Yok fanboyluk yapmiyorum :) eviews vs gibi saglam programlar kullanacagim aksine..

hocam kullandığım pc yi aldığım günden beri formatlamadım. muhtemelen 5 6 senedir bende. tanıdığım aklı başında kimse bilgisayarını formatlamıyor. kaldı ki ben deli gibi crackli program oyun vb kullanıyor, çılgın gibi torrent indiriyorum, ve windows defender dışında bir güvenlik programım dahi yok :( gözünü seveyim apple savunmaya çalışırken hüç format atmüyürüm demeyi bırakın. biz de atmıyoruz format. bu bir kıstas değil. windows hantal da değil, sadece her şeye izin veriyor. apple sisteme erişmenizi kısıtladığı için yavaşlamıyor. windowsta tüm dosyalar erişime açık. bu da "format atüyürüz" diyen kullanıcıların sistem dosyalarını bozmalarına müsade ediyor. tabi birde virüs konusu var. 23452345 tane porno vb sitede takılıp "vürüs yedük format atüyürük" demek biraz saçma oluyor. windowsta "format" atmamanın formulü gayet net; bilmediğiniz sitelere girmeyin, bilmediğiniz dosyaları indirmeyin, bill gates'ten gelen servet dağıtma mailini açmayın yeter. he ama ille bill aganın servetine ortak olacaksanız evet. imac işinizi görür. simple to simple.

cevap: imac yazmac yerine IMAC yazdırıyor. başka bir tatavası yok. portakal suyu içip "bunu içmeden uçamıyorum" demek gibi. bir thinkpad alın yürüyün, format atmanıza gerek kalmaz.

dipnot: aynı şey android vs ios için geçerli değil. ios neden alınır sorunun mantıklı cevapları var. ve açık ara ios s*ertir androidi. (bunu apple düşmanı olmadığımı belirtmek için yazdım)

edit: thinkpad'çiyim. son 10 bilgisayarım thinkpad idi.

bir programin cakmasini idnirdiginiz icin sikinti yasiyorsunuz. virüsten tutun trojana kadar bilgisayarinizin kapisini acip birakiyorsunuz, sonra windows cok rerreö.

macbook ekrani göz yormuyor mu? ilk defa duyuyorum. sarj süresi iyi ama bu degerde yüzlerce windows notebook var zaten.

surface alabilirsiniz mesela.

macbooklarin eger cok özel macbook gerektiren is yapmiyorsaniz getiriden cok götürüsü var.

son 5-6 senedir tek bir korsan yazilim kullanmadim, son 2 senedir win 10 dayim. win 10 mükemmel bir sey.

her zaman is dünyasina bakmak lazim verimlilik icin. is dünyasinda bir kac sektör disinda(reklamcilik ve eglence endüstrisi etc) tüm endüstri windows kullaniyor. bu bilgisayar maliyetinden degil, sirketlr icin bilgisayar para degil. özel anlasmalarla aliyorlar zaten, verimlilik ve cok cesitlilik konusundan windows gibisi yok.

pro diye sattigi aletle dünya ile iletisim kuramiyorsun adaptör olmadan. docku olmayan pro bilgisayar mi olur.

bilgisayarlarina lafim yok bu arada güzel, hos ve kaliteli. kisisel kullanim icin kesinlikle kötü degil. ama üretim yapilacaksa windows diyorum.

Alınmamalı, paranıza yazık.

Hep soylerim: Telefonda degil ama bilgisayar ve tablette Apple asmis durumda, baska hicbir markayla kiyas goturmez net!

Az önce arkadaşıma bilgisayar öneriyordum. O da macbook pro almak istiyordu. Sebebi de Apple kullananların 6-7 yıldır bilgisayarlarını kullanıyor olmaları. Neyse, bakayım dedim, ThinkPad: ssd'si pro'nun iki katı ve daha hafif; bunun dışında ekran boyutu, ram, işlemci vs. aynı ve ThinkPad 3000 lira daha ucuz.

Not: 2012'den beri sorunsuz bir şekilde Dell Latitude laptopumu kullanıyorum. Sanırım sadece win10'a geçmek için format attım, ondan da emin değilim.

teknik ozellikleri, ekran kalitesini, pil suresini, format atmiyoruz muhabbetini gecersek, bence apple'in asil olayi satis sonrasi teknik destek. tr'de nasil bilmiyorum ama yurtdisinda garantisi bitmis 6-7 senelik macbook'u gotur servise alirlar, eger sikinti software ile alakali ise para almadan cozerler.

ufak tefek hardware sikintilarini bile parasiz hallediyorlar, gecenlerde benim oglan klavyenin tuslarindan birini kirdi, laptop 5 yasinda garantisi biteli seneler olmus, goturdum tusu degistirdiler para falan da almadilar, yarim saatte hallettiler yolladilar. bir de hardware testi yapmislar onun da raporunu verdiler. boyle bir servisi baska hangi marka veriyor bilen var ise soyleyin biz de ogrenelim.

Tesekkurler dostlar lenovo ya da dell'e yonelecegim.gercekten gozlerimi s.kti asus xo367h.hatta sirf ekrani ve agirligindan dolayi degistirmek istiyorum.yoksa ssd taksam goturur 2 yil daha rahat.var mi dell ya da lenovo onerileriniz ince, sarji hayvani ve ekrani on numara olan?

eğer ms officei iş veya ders amacıyla kullanıyorsanız almayın, diğer durumların hepsi ok.

hepsi aynı yerde üretiliyor bu yakıtların. aralarındaki fark benzin istasyonundaki depoların ve tuvaletlerinin ne kadar temiz olduğu. senin veya aracının anlayabileceği fark yok. gidip çok dandik kaçak bir istasyondan almadığın sürece.

Opet ve Aytemiz'in yakit kalitesi digerlerinden farkli diye duymustum ustamdan.

Saniyorum yakitin istasyonun deposuna girdikten sonra bi dinlendirme islemi mi ne oluyormus, Opet vb daha kurumsal oldugu icin bu islemler harfiyen uygulaniyormus falan filan detayini hatirlamadigim icin cok iyi aktaramadim.

Bende de var bu durum, fakat hastalik mi bilmiyorum. Yeteneklerime fazlaca guveniyorum fakat bu guven beni aslinda geride birakan bir unsur oluyor.

Adı: Narsistik kişilik bozukluğu

Adam gerçekten öyledir belki. Bunu kendisinin söylemesi hos değil ama davranışları böyleyse yapacak bir şey yok kendinin farkında demek ki

@mikro patlama +1

normal değil tabi ki kariyer sahibi yada ne kadar üstün özelliklere sahip olursa olsun kimse kimseden üstün değil ki, üstelik iş hayatı gibi bir atmosferde çok hassas dengeler bunlar

Kendini üstün gördüğü sizin yorumunuz mu kendi ifadesi mi? Belki sadece herkesin eşit olduğunu ifade etmeye çalışıyordur. Mesela ben de işyerinde ünvanı benden büyük kişilerden “emir” aldığım zaman ya da beni azarladıkları zaman bu muameleyi hak etmediğimi ifade ediyorum (ya da etmeye çalışıyorum diyelim, çünkü her zaman açıkça söyleyemiyorum). Ama bu durumun kendimi üstün görmekle ilgisi yok, sadece her insan kadar değerli olduğumu biliyorum ve köleymişim gibi davranmasını kabul edemiyorum. Sırf ünvanı var diye asistanlara köle gibi davranan insanların insanlıktan nasibini almamış, beş para etmez budalalar olduğunu düşünüyorum. Ama onlardan aldığım tepkiler aynı senin anlattığın gibi. Her şeyi ben biliyormuşum, kimseyi beğenmiyormuşum, sanki profesör olan benmişim de onlar asistanmış.
Eşitlik ve adalet peşindeyim sadece. İnsan gibi muamele görmek istiyorum hepsi bu. Bunu yaparken de kimseye saygısızlık falan etmiyorum, sadece eteklerini öpmüyorum hepsi bu.

Ben geçenlerde 550 liraya yaptırdım buji hariç. 2015 Astra

bana çok geldi ya, 2009 corsa sahibiyim geçenlerde bakımı 350 tl falan tuttu bui hariç.

sağolun arkadaşlar şimdi kıvrılıp ağlamaya başlıyorum :D ankara içi temiz güvenilir usta tavsiyesi olan...

ben aracımı bosch servislerine götürüyordum.
fiyatları belli takacakları mal belli.
sadece size yakın olan 3-4 yeri arayıp hangisi daha ilgili onu öğrenmek lazım.
en azından kazıklamıyorlar ve f/p dengeli bir hizmet sunuyorlar.

kazık yediniz mi öğrenmek için misal bir tanesini arayın ve bu işlemleri yaptıracağım kaça olur diyin. arka frenler temizlik falan gibi işlere hiç girmeyin bedava değilse.

şu ülkede ne zaman motor temizlik fren temizlik xx temizlik deseler o pahalı spreyler yüzünden kazık atmayı amaçlamışlardır.
sprey de 5 tl falan bu arada ama sana 50 tl diyorlar.

yetkili serviste bakım paketi 500 TL. ondan sizin duruma ek olarak polen filtreside var. bujide set olarak 200 lira olsa. 700 tutardı. sizde 830 biraz yetkili servis fiyatı olmuş. usta için fazla bence.

motor yağını, antifrizi dışarıdan alıp ekletebilirdiniz.
bir dahakine yani.

120 lira filtreler, 180 lira castrol yağ, 220 lira da buji
330 lira işçilik vermişsiniz.

iyi gondiklemiş bence.

pazartesi opel kullanan arkadaşıma ustasını bir sorarım unutmazsam, memnundu kendisi.

bir de öneri vereyim, periyodik bakım için ustaya gidecekseniz alın malzemeleri internetten sadece işçiliğine para verin. bir de malzemeden para almasınlar.

fren balata spreyi nette 7-8 lira adamlar oraya buraya sıkıp 15-20 liraya sana fatura ediyor. gıcık oluyorum böyle ustalara evet

Biraz fazla olmuş evet.

Fazla verilmiş eski corsa kullanıcısıyım.

bu fiyata serviste bile yaptırılırdı.

Ford kullanıcısı olarak ; yıllık bakım=4filtre + 4ltcastrol 5w-30 + Ön DiskveBalata değişimi dizel bir araç için işçilik 150 tl ödedim. Malzemeleri ben ayarladım. Siz en az 200 tl fazla ödemişsiniz. Malzemeler de orjinal mi yan sanayi mi muhabbetine girmedim bile.

Buji hariç 400-450 arası tutması gerek usta fiyatının. Biraz fazlaca tutmuş evet. Motor yağı ve filtreleri internetten alın bir dahaki sefere, işçilik için de 100-150 TL arasında hallediyorlar zaten.

bünyeden bünyeye değişiyor olabilir bu. alışkanlıkla alakalı gibi.

ben yıllardır sade filtre kahve içerim ve (günde en az iki bardak en fazla dört bardak) hiç çarpıntı yaşamadım.

bu şekerden çok kahvenin kendisiyle alakalı olabilir.

Sabahlari 1,5 litre sekersiz tuketiyorum. Hic carpinti yasamadim.

Daha dun benzer bir durum yasadik biz de. Belediyelerde esiniz dostunuz yani arkaniz yoksa cok zor bu islerle ugrasmak.

Binanin acik kisimlari ne olarak gorunuyor? Teras ya da balkonsa kalici sekilde, yani konstruksiyon vb gibi bir seyle kapattirmazlar.

@msb yapının iki tarafı tamamen açıktı, branda ile kapattık yapı kayıt belgesinden sonra tugla ile kapattık, aslında durumunda değişen bir şey olmadı yapının.

biz de arnavutköyde (o zamanlar oraya bağlıydı şimdi bilmiyorum) aynı durumu yaşadık çiftlikte. su havzasına yakın diye bir bölümü yıkıldı. hiç ellemeyin dediler ellemedik, yan komşumuz villa yaptı kimse ses etmedi, 2 ay sonra gelip bizim evi tamamen yıktılar. yer terkos bu arada.

beğendim, videolardan izlediğim kadarıyla güzel olmuş.

hybrid olanı alınır.

Yeni 208 de 2008 de çok güzel bence. 3008 zaten güzel. Net alınır:)

@orpheus, hybrid yok direkt elektrikli var ama o gelmeyecek Turkiye'ye.

o paraya 9-10 yasinda arabalar... Bana cok mantikli gelmiyor.

Yanlız değilsin =) ben sanmıyomda, kesin eminim. Fazla detaycı ve ince düşünmekten, temelinde her haltı düşünmekten. Salla ya napcan zaten sosyalleşip.

@ÜĞ nerde cahil var sosyal öyle özgüveni napiyim

Kardeş, yalnız değilsin, kıymetlisin.
Başarını etkilediği tespitin doğru, olumsuz etkiler. Başarılı olmayı, para kazanmayı vs. çok önemsiyorsan kendini açmalısın. Misal daha bireysel çalışıyorsan, kurumsal hayatta değilsen, böyle de devam edebilirsin iyi kötü.

basariyi etkiliyor evet. ama ben de sevmiyorum hayatimda cok fazla sayida insani.

(bkz: introvert)
(bkz: içe dönüklük)

1.Kalın olmayan, sevdiğin türde bi kitap seç.
2.Her gün muhtemelen akşam 10:30-11:30 arası boşsun. Veya başka bir saat varsa sen seç.
3.Saat kur. Kitap okuma saatin gelince telefonunu uzak bi yere bırak, çalarsa duyarsın nasılsa. Birisi seni aramadığı sürece telefona bakma.
4.Bunu her gün yap.

aynen ben de senin gibiyim. nerede eski ben, nerede şimdiki ben :)

çözüm olarak şöyle öneri verebilirim: her gün en az on sayfa (veya ne kadar istiyorsan) okumaya zorla kendini. böylece hiç okumadığın gün kalmaz ve kitabı bitirmiş olursun.

Çözüm 1: daha önce okuduğunuz keyif verici bir seri varsa onunla giriş yapmak. zira bu yeni düzen ve etraftaki uyaranların fazlalığı vakit ayırsak bile uzun vadede bizi odaklanmakta güçlük çeken ve dikkat&ilgi süreleri daha kısa insanlar haline getirdi. ısınma için beyine ufak bir yükle başlamak adına bu iyi bir yöntem. Seri olmak zorunda değil tek bir kitap da olabilir.

Çözüm 2: öykü ya da deneme okuyarak başlamak. böylece tatmini yükseltmek, çünkü böyle olunca tamamlama hissi daha çabuk geliyor. aynı zamanda sürdürülebilir oluyor yoğun da olsanız.

belli sure boyunca telefonu kurcalamaniza engel olan app'leri tavsiye ederim. 15 dakikayla baslayip yavas yavas artirabilirsiniz. benim dikkat araligim (bkz: attention span) 3 dakikaya dusmustu, odaklanma app'i sayesinde 50 dakikaya kadar cikarttim.

cocukken surekli kitap okuyan biri olarak su an yilda 3 kitap bitirirsem sukrediyorum. cok uzucu. en buyuk nedeni telefon bence de.

Okumayı sevdiğin türde kitaplarla ilgilenmen lazım. okurken eziyete katlanıyormuş gibi hissediyorsan telefonunu elinden bırakamayacaksın. araştırma kitapları veya uzun soluklu romanlar yerine, merak uyandırıcı, görece kısa 4-5 adet klasikle başlamak işe yarayabilir.

Aynı durumdayım. Eskiden gayet iyi okurken 1 senedir hiç içimden gelmiyor. Geçen denedim odaklanamadım. ama benim asıl merak ettiğim, instagram nasıl bu kadar vaktinizi alabiliyor? Hani son postlara baksan en fazla 10 dakika falan sürüyor. Şimdi instagram hareketlerime baktım, salı 1 saat 39 dakika, çarşamba 1 saat 13 dakika geçirmişim. Siz ne yapıyorsunuz içeride la? Bilmediğimiz ortamlar falan mı var :DD

aynı sorundan mustaribim ne yazık ki. ben bir de maç hastasıyım, şimdi avrupa maçları bizim saçma saatimiz yüzünden gece 1'de ancak bitiyor, öyle "akşam oturup okuyayım" da diyemiyorum, çok lazımmış gibi aklım hep avrupa'nın farklı bir köşesindeki maçta oluyor, kendimi veremiyorum.

ben kendi adıma üstesinden gelmeyi başaramadım. yalnızca hiçbir şekilde dış etken tarafından rahatsız edilemeyeceğim, gerçekten "bomboş" kalabileceğim zamanlarda kitap okuyabiliyorum. uzun süreli tatil, sabahın körü veya beni ilgilendiren hiçbir maçın olmadığı sayılı günler... anca o zaman. o yüzden ben bazen normalden biraz daha erken kalkmaya çalışıyorum veya okuyacak vakit bulduğumda normalde okuyacağımdan daha fazla okumaya çalışıyorum.

bu şekilde mevcut tempomdan hiç memnun olmasam bile ayda 300-400 sayfayı bulabiliyorum; çünkü ay boyunca kitabı elime 3-4 kez alıyorum ama alınca da bayağı okumuş oluyorum. onun dışında okul, iş-güç, hayatta kalma savaşı ve onun getirdiği stres vs. derken düzenli olarak kitap okumak zaten çoğu kişi için çok zor. çelik gibi irade lazım.

bende bi' de anlama takıntısı var, her bir cümleyi kaplumbağa hızında okuyup tam anlamıyla sindiremezsem rahat edemiyorum. tamamen odaklanmadan asla başlamam. öyle olunca daha da zorlaşıyor, yani diğer insanlar gibi toplu taşımada yahut kafası atınca pat diye kitap okuyabilen biri değilim ne yazık ki, çok özeniyorum. o yüzden ayda 1-2 kez kitaba davranıyorum ama elime alınca da bırakmıyorum, kendi adıma böyle çözdüm. yılın 8-9 ayı ayda birer kitap, nispeten rahat edebildiğim ve boşa çıktığım üç ayda da aylık ortalama 3-4 kitap... senede 20-25 oluyor. çok mu? asla. ama olsun, hiç yoktan iyi :/

tuvalete kitap birakin, her gittiginiz de bir iki sayfa okuya okuya sadece orada bir kitap bitirirsiniz.
bir kitap klubune katilin, sadece kitap okuma aliskanligi kazandirmiyor, ayni kitaptan farkli insanlarin ne kadar farkli noktalara dikkati ettigini farkediyorsunuz. bir de belli bir sure oldugu icin ister istemez kitaplar bitiyor, cok etkili bir yontem, fakat disiplinsiz bir grup olmasin, onlar sinir bozucu oluyor.

kolay okunan bir kitap ile baslayin, misal ben bu aralar kukla'yi okuyorum, zaten hicbir zorlugu olmayan uzun tanimlamalara girmeyen, dizi gibi kitap.

bir de gaza geldiginiz zamani iyi degerlendirin, bos oldugunuz bir gun guzel bir kitapciya girin, uzun uzun kitaplari inceleyin, iclerinden ilginc olan, hemen okuyasiniz gelen bir tanesini hemen o an alin, yakindaki bir kafeye bara gidip cayinizi biranizi alip okumaya baslayin, uzun zamandir gecirdiginiz en iyi zaman oldugunu farkedeceksiniz. hatta ustune parkta yuruyus, o sirada kitapta okuduklarinizi dusunmek sindirmek, sonra dayanamayip bir banka oturup biraz daah okumak, sonra usuyup yine bir kafeye bara oturmak vs derken, sanki bir kitap la randevuya cikmis gibi oluyorsunuz, acayip guzel bir his.

cozum mudur bilmiyorum, ama bence ne yapsaniz okumayacaksiniz. tecrubem o ki: okuyan kucuk yastan baslayarak okuyor, okumayan da okumuyor.

benim onerim: telefonda faydali seylere bakmaya calisin, daha iyi instragram hesaplari takip edin. bilgiye baska sekilde ulasin.

Bahis koy, kesin okumak istiyorsan.

1. Bana 100 lira ver.
2. Eğer 30 gün boyunca her gün yarım saat kitap okumazsan, okumadığın gün, senin 100 lirayı tuvalete atıp sifon çekeyim. Sana videosunu göndereyim.

Ne dersin?

Not: Bu yöntem, okuma ihtimalini 3 kat artıracak.

Bu şekilde spor ve kilo vermek isteyen 2 kişiyi takip ediyorum.
Eğer başka yardım isteyen varsa, bana yazan ilk 3 kişiye daha yardımcı olacağım.

ben anksiyete nedeniyle birkaç sene kitap okuyamamıştım, psikoloğumun tavsiyesi üzerine çok sevdiğim, akıcı kitapları tekrar okumaya başlayarak okuma alışkanlığımı geri kazandım.

ebabil +1

Sesl kitap dinliyorum ben. Bende de aynı sıkıntılar vardı.

sesli kitap dene derim işe yarıyor.

cok sevdiginiz ve daha onceden elinizden birakamadiginiz bir yazarin bir kitabini ya da eskiden bu sekilde okudugunuz bir kitabi alip okuyun. kendinizi cok kaptirarak bir kitap/yazar ile basladiginizda tekrar, en azindan bende, kesinlikle ise yariyor. o havaya girince tekrar okuyabilmeye odaklaniyorsunuz.

On numara IPTV izlenir

gerek yok. nu7400 yeterince yeni bir tv. dışarıdan app yüklenebiliyor. örneğin iptv app yüklenebilir.

Ben çok memnunum.

Çatı ustası derken, yalıtım ustası mı? Yoksa çatıyı üretecek, tamir edecek usta mı?

İstanbul için yalıtım ustası tavsiye edebilirim.

Yok yalitim ustasi degil, demir konstruksiyonla kapatilacak bir bolum var evde.

telefon samsung ise, samsung gear'lara bakılabilir.
www.samsung.com


active modeli hoş gibi.

Galaxy Watch Active kullanıyorum, çok memnunum.

samsung'ların şarjı az gidiyor, ilk aldığımda bile max 3 gün gidiyordu. bugün "huawei watch gt 2" aldım, şarjının 2 haftaya yakın gittiği söyleniyor yorumlarda. öğlen aldım bu saate kadar %2 düştü yeni heves oynamama rağmen.
bütçene uyuyorsa hem şıklığı hem de işlevi bakımından çok güzel bence.

edit : telefonum samsung ve tüm fonksiyonları kusursuz çalışıyor, telefon markası ile aynı olsun diye kasma

xiaomi al. şarj konusunda üzmüyor.

samsung galaxy watch kullaniyorum gayet memnunum. 3 gun kadar dayaniyor sarji, bana yetiyor.

Ben de 200-210'a kadar SUV bakiyorum. Su anda Peugeot 3008 onde gidiyor. Showroom'a gittim dokundum hissettim. Gercekten etkileyici bi arac. Ondan 2 saat kadar once Opel'e gidip GrandlandX'e baktim ama cıks! Aracin hicbir yeri beni icine cekmedi.

Bu arada bu fiyat araliginda yazdigin araclar aliniyor mu?

Abi su yazdıiklarindan gozuken durum hem havali olsun hem vergisi dusuk olsun kafasindasin ama dusuk motor ,agir arac kombinasyonu daha fazla yakit,daha fazla ariza demek.dsg bambaska konu,hala cozduk diyorlar ama bence ayni durum,cozulen bir sey yok ve hala bile bile lades diyor insanlar.garip.
Buradakilerden q3 yerine q5 dusunsen guzel olur.
X3 guzel bir arac ama bu ekibin icinde en guzeli kesinlikle glk ama onunda 250 si degil 320 si.250 yeterli degil,320 sini uzun sure kullandim.inanilmaz saglam,yakiti minimumda tuketen bir arac.sifir problem uzun seneler binilebilecek bir arac.buyuk gelmeyecekse gl de olur.
3.0 crd motorlu jeep wk ya da wk2 grand cherokee de olur.bende wk halen var.400k km nin uzerinde camur,kar,kum,dag,tepe dolasiyorum,kesin tavsiye ederim.

@msb,

Peugeot'a sicak bakamiyorum ustat, hele ki deger kaybi cok yasayacak bir arac. 2. elde yazdigim araclar var belli parametrelerde...

@duptis,

320 hem dizel hem de vergisi cok fazla. Jeep'te ayni sekilde...Yuksek vergi, dizel ve yuksek km bunlar kacindigim seyler.

Q3 değil çünkü yeni kasası çıkmak üzere ve arada epey bir fark var. Bunların hepsi gayet iyi modeller, model yılı en düşük hangisi ile onu almanı öneririm. Özellikle eski model lüks sınıfta çok ciddi servis ücretleri ödeyeceğini de hesaba katman gerek.

O para tam 2017 model ve üstü (son kasa) mazda cx-5
1 dakika düşünmem

kendi deneyimim:
bmw/merso genel olarak VAG grubuna gore daha sikintili araclar uretiyor. kullanmasi zevkli ama servis ozellikle garantisi yok ise ocak sondurebilir.

bence Q3 audi'nin en sikintisiz araclarindan ama bendekinde DSG yok. benim bu listeden sececegim arac q3 olurdu. mazda falan da dusunulebilir, cx-5ler hakkinda cok olumlu seyler duydum ve dizayn/surus dinamigi olarak bmw'yi taklit ediyorlar.

Subaru xv yi bir inceleyin. ben çok beğendim. diğerleri kadar havalı olmasa da hepsinden iyi bir araç olduğunu düşünüyorum. hybrid seçeneği de gelecek diyorlardı, özellikle hybrid harika olabilir.

konunun cahiliyim ama hibrit chr benim ilgimi çekiyor. belki değerlendiren olur.

"When you register a domain (gTLD) or transfer it to another registrar (usually your web hosting provider), the domain will be locked for 60 days. During this period the domain cannot be transferred. It is part of the transfer policy from ICANN and applies to all registrars."

wix'te siteni host etmek domain'i transfer etmene gerek yok ki. şimdilik dns ayarlarıyla idare et. 60 gün sonra da transfer edersin. ama genelde transfer yaptığın yer (wix) senden 1 yıllık domain kirasını alacaktır. yani şimdi godaddy'ye 1 yıllık para verdin, 2 ay sonra da wix'e 1 yıllık vereceksin. bence 1 yıl bitmeye yakın yap.

@malheiros, adres barında satın aldığım domain adının görünmesi gerekiyor ama, kendime de değil, siteyi başkasına yaptığım için önemli bir konu aslında. Off çok kötü oldu bu :((

Wix'te yayınlayınca Wix'in kendi garip adres uzantısı görünüyor.

Plan satın al idare et?

wix'ten başka bir yerden aldığınız domaini kullanabiliyorsunuz. yani atıyorum domainadınız xyzabc.com ise ayarları yaptıktan sonra insanlar xyzabc.com'a girdiğinde sizin wix sitenize erişebilir. sitenizin wix üzerinden yapıldığını dahil bilmez.

support.wix.com

NS ayarı yapacaksınız sadece. Onda da zaten domainin nerede olduğunun hiçbir önemi yok. Nameserver doğru yonlendirilirse domain adres çubuğuna yazıldığında direkt olarak site açılır. Wix uzantılı falan olmaz.

Bildiğim kadarıyla mühürlüyorlar. Mühürlenen binaya girmek komple yasak, eşyalarını bile alamayanlar oluyor.

Muhurlerler.

7 gun durumu ilk bakista sacma gibi gorunuyor fakat depremin de zamani belli degil sonucta, ya olursa?

Bir de bu surecte depreme dayanikli bina bulmak epey dert oldu. Aklima ilk gelen sey bi depo tutup esyalari gecici olarak oraya tasimak, ev bulana kadar da bi yakininin yanina tasinmalari.

Direkt soyleyen var. Acikca soylemeyip hissettiren de var.

Cocuk buyutmek eskisi gibi degil artik, inanilmaz maliyetli ve yorucu bir ugras.

Bana da öyle geliyor, ama benim aldığım en yakın cevap “bazen pişman oluyorum” oldu

Bu söylediğiniz şeyle ilgili bir detay Everybody Lies isimli kitapta var, yazarı Seth Stephens Davidowitz olabilir, uyduruyor da olabilirim.
Bu kitap Big Data ile ilgili, ve insanların Google aramalarından sosyolojik cıkarımlar yapılıyor. Belirli bir dönemde hamilelikle ve çocuk sahibi olmakla ilgili aramalar yapan insanların arasından "hamileyim, doğursam mı?/ partnerim hamile, çocuğu doğursak mı aldırsak mı?" gibi şekillerde emin olmadıklarını belirten insanların çok büyük bir yüzdesi yaklaşık bir yıl sonra "çocuk sahibi olduğum(uz)a pişmanım. Ne yapmalıyım?" gibi aramalar yapıyorlarmış. Yani emin olmadan girişilmemesi gereken bir konu. Ben şimdi berbat anlattım tabii de, kitap mükemmel.

Birkaç sene önce İngiltere'de falan da çalışmalar vardı bununla ilgili. Çok büyük bir tabu, kimse dile getirmiyor; kimse dile getirmediği için de insanlar çok anormal bir his sanıyor bunu, ayrıca nasılsa sevilir/alışılır/idare edilir diye düşünerek de çocuk sahibi oluyor emin olmayanlar da. Kompleks bir konu.

Benim duyduğum şöyle oldu; çocuk bayağı sorun çıkarıp (bağır, ağla, gürültü, yerinde durma vs) canlarından bezdirdikten sonra gelip babanın yanına yatıp sarıldı ona. Baba da "günün tamamı pişmanlıkla geçiyor, sonra şöyle bir sarılıyor, o pişmanlığı unutuyorsun" dedi.

davranış bilimci jordan peterson'un "don't let your kids make you dislike them" şeklinde bir mottosu var. "çocuklarınızın, onları sevmemenize sebep olacak şeyler yapmasına izin vermeyin." gibi çevrilebilir. ebeveynler, çocukları üzerinde otorite kurmayı başaramadıklarında önce saygı, sonra sevgi kayboluyor.

Babam:(
Hatta bazen anneme baskı kuruyordu yanımda ben istemiyordum sen istedin diye. Hatta öyle ki hiç sahip çıkıp benimseyemedi bizi.

benim. cocuklarimi seviyorum ve onlara sahip oldugum icin mutluyum. ama tekrar dünyaya gelsem hic cocuk sahibi olmazdim.

Almadığı hizmet veya mala para ödeyenler için sürpiz değil bu. Başka usta arayın ve parayı iş bitince verin.

bakın hepsini vermedik bir kısmını verdik. hiç vermezsek hiç yapmazlar diye düşündük.

biraz daha bekleyip artık direkt parayı isteyeceğiz zaten. küçük bir yer ve herkesçe bilinen bir esnaf.

adamın dükkanında git otur
abi lütfen bizi magdur ediyorsun de
darla
ama hic vermeyeceksin hocam sistem bu sekilde

1 hafta daha bekleyeceğim du bakalım. yazık ya, demişsiniz ya iş bitince verin parayı diye, bu bize tüm esnaflar içinde en iş bitirir esnaf diye övüldü.

en güvenlisi düşünün artık. memlekete bak ya, sorsan müslümanlar.

Ustaya iş verirken sözleşme yapın kendine güvenen usta itiraz etmez dalavereciler ise kabul etmez

Ustaların hepsi böyle çalışıyor maalesef.

%20-30 peşinat normaldir. Kesinlikle paranın hepsini iş bitmeden vermeyin. Bir de sürekli arayıp, darlayın. Kış gelecek, zordayız, söz vermiştin vs. vs. Bu işler böyle yürüyor maalesef.

Dayak vs. hiç gereksiz, nereye varacağı belli olmayan, saçma bir fikir.

Başka alternatifiniz varsa, "paramı ver" diye paranızı alarak; farklı bir usta ile çalışmayı deneyin.


.

O kişiyi bu saatten sonra yarım yamalak iş yapar/yapacaktır. Siz 2 ay neden beklediniz? Tepesine neden çökmüyorsunuz? Bu saatten sonra siz başkasına işi acele olarak yaptıracaksınız ve diğer heriften de paranızı almaya çalışacaksınız.

tepesine çökmez olur muyuz, her hafta arıyoruz, tamam gelecem diyor. 1 hafta daha bekleyeceğim sonra parayı verin diyeceğiz.

ben ustanin parasini 50 gün sonra veriyorum. anca isin icinden cikiyorum.
bu adam ayin 1 ocakta ise mi başladi. ocak ayi maaşini 20 şubatta veriyoruz. 20 günlük parasi iceride kaliyor. isi yarida birakip gitme ihtimali de kalmiyor.
yani surekli soyluyoruz su adamlara baştan para vermeyin. malzeme parasi verecekseniz de gidip beraber malzeme alin. fisini de vs de alin ya da malzemeyi siz alin. katakulli yapmasinlar nalburla aralarinda anlasip.

kis geliyor ki o eleman daha da cok yogun olur. baska eleman bulun konusun. adam ok derse. sozlesme de yapabilirsiniz. yeni eleman ile. yeni eleman okey derse, eskisinden parayi isteyin.

ulkede pek usta yok.
ustanin sozde ustanin keseri iyi bir keser 55 tl falan. bu adam yagmur yagiyor calinir vs diye gider keserini alt kata koyar tahtanin altna saklar it gibi korur ama senin 2000 tl'lik matkabini calistigi yerde acik alanda birakir defolur zibarmaya kogusa gider. bu adamlar boyle. acimayacaksin.acitmayacaksin.
yap kardesim al parano bu kadar. bunu size demiyorum usta calistiracaklara diyorum.
size de kolayliklar sabirlar dilerim.

Aylar önce bu soruyu ben sormuştum. Üstelik ben hepsini vermiştim. Ders oldu bana da.

Henuz isini yalansiz dolansiz hakkiyla yapip parasini alan bi ustaya rastlamadim. Hepsi bi dalavere pesinde, az emekle cok para alma derdinde. Hayatta bir seye acimiyorsam o da usta milletidir.

Avrupa'da Dogubank ve civari, Anadolu'da Yazicioglu Pasaji'nin yanindaki pasajda.

Doğubank’ı geç hocam ben geçen hafta gittim, çok kalitesiz ürünler var ona rağmen mecburiyetten aldım içemedim attım

10 arda full takip ettigim donemler oldu, cokta troll yuvasi degil, bazi sorulardan guzel filmler, kulturler kazandim.
Vengoyu burda gorup endulus turu yapip kulturu baya arastirmistim, ilk sorumu 2007de sormusum hey gidi

eski kalitesinin yakınından bile geçemez. troll dolu ortalık. cevap veren 10 nick'ten temiz bi' 5-6'sı birilerinin beşinci hesabı ya da sırf pislik yapmak için üye olmuş dangalak bir tipe ait.

böyle deyince de sevmediğim herkese troll yaftası vurduğum düşünülüyor. hayır kardeşim. ben bu duyuruda en az 20 kişiyle tartışmışımdır. dissendium vardı mesela, her duyuruda didişiyorduk herifle. adam alplerin hiçbir numarası olmadığını, hakkari'de de dağ olduğunu falan yazıyordu. ama ben hiçbir zaman "BUNLARI DUYURUYA NİYE ALIYOSUNUZ" demedim. görüşlerimiz taban tabana zıt olsa da, anlaşamasak da buraya kendini yansıtan GERÇEK biriydi çünkü. böyle olanlara her zaman saygım var, duyuruyu güzelleştiren zaten insanların bu ortamda birbiriyle iletişim kurması, birbirine yardım etmesi.

o özelliğini büyük ölçüde yitirdi benim için. boş boş, antin kuntin soruların hepsi cevaplanır ama cidden "yahu bunu benim birilerine danışmam lazım, kendi başıma halledemem" diyeceğin hemen hiçbir soruya cevap alamazsın. zamanında öyle insanlarla tanışıyordum ki burada, oturduğum yerde 10 puan iq kazanıyordum. şimdi nerdeeee.

10 üzerinden puanım 6 olur herhalde. zamanında 8'di. bu gidişle 5-4 diye gidecek öyle.

Fikir lazımsa faydalı oluyor, herkesin bir fikri var hemen her konu hakkında.

Ama Google'da kısa bir arama ile bulabileceğiniz bilgiler dışında bir bilgi gerekirse cevap nadiren geliyor.

buranın scriptini beğenmiyorum çok kötü

mobile desteği yok

çok bilgi veya tecrübe gerektiren sorulara cevap bulamıyorsun genelde yüzeysel soru cevaplar

Cok az cevap geliyor. Gerci geldiginde de cok yardimci olan insanlar da oluyor. Ama azinlik.

Anca anket tarzi bi soruya ya da komik bi olayin konu oldugu soruya yogun cevap geliyor.

Gecen seneye kadar uyeligim yoktu ama hep takip ederdim. ben de eskiden daha cok cevap ve daha enteresan, daha gerekli sorular oldugunu dusunuyorum. Yine de seviyorum. Bana iyi geliyor.

Bu arada ben de geyik sorular aciyorum bazen ama trol soru acmiyorum en azindan :)

6/10

eskiden çok ve düzgün cevaplar gelirdi, şimdi az ve trollük yapmaya/dalga geçmeye yönelik yanıtlar geliyor. ayrıca eski fikir çeşitliliği yok, çoğu cevap birbiri ile aynı mantıkta yani farklı bakış açısı yok.

Hukuk isim, cilt bakimi hobim ikisinden soru gorunce cevap yaziyorum mesaj atıyorum. Yuzeysel degil de daha detayli aciklama yapmaya calisiyorum.

Elektrik supurgemi buraya sorarak aldim notebook alirken de bayagi yardimci olanlar oldu. 1 2 kisiyle guzel sohbetlerim oluyo yakinda gorusmek de istiyorum bu insanlarla reelde.

Bikac sinir oldugum konu var. Ilki uzun uzun cevap yazdiginda ve tek cevap veren sensen bi tik bi tesekkur vs bile etmeden cevabi alip silenler oluyo sorusunu ondan hoslanmiyorum. Ikincisi troll haricinde 1 2 terbiyesiz saygısız ve suursuz insanlar var. Ucuncusu de bilmedigi konularda cok eminmis gibi alakasiz cevap veren tipler bi de sordugun soruyla alakasi olmayip yazdigin bi seye takilip bambaska cevaplar veren tipler. Bunlar haricinde 10 uzerinden rahat 7 veriirim