Giriş
(7)

Instagram Reklam Algoritması?

dreamnesiac
Selamlar,Çok aktif Instagram kullanıcısı değilim, şirket hesaplarını takip ettiğim ayrı bir hesabım vardı, aylar yıllar sonra girdim. Tam olarak neyi baz alıyor bilmiyorum ama nokta atışı ilgilmi çekebilecek şeyleri göstermeye başlamış geçen zamanda:- Dijital Pazarlama eğitimi: Bununla ilgili takip
Selamlar,

Çok aktif Instagram kullanıcısı değilim, şirket hesaplarını takip ettiğim ayrı bir hesabım vardı, aylar yıllar sonra girdim. Tam olarak neyi baz alıyor bilmiyorum ama nokta atışı ilgilmi çekebilecek şeyleri göstermeye başlamış geçen zamanda:

- Dijital Pazarlama eğitimi: Bununla ilgili takip ettiğim hesap yok, yakın zamanda diğer hesabımdan bir eğitime üye oldum sadece form doldurarak. Çok yoğun şekilde Google'da arıyorum konuyu, tonla da mail listesine üyeyim.

- Yapay zeka, data vb: Seminer dinliyorum arada Linkedin üzerinden, çok fazla şey okuyup arıyorum. Bunlarla ilgili tek hesap takip etmiyorum ama Instagram'da

- Adobe: Yakın zamanda şirket için ürün aldık, eğitim aradım her yerde. Başka ürün reklamı geldi. Takip etmiyorum yine.

- Hava temizleyici filtresi: Birkaç ay önce cihazı aldığım markadan tam da cihaza uygun reklam görmeye başladım. Markayı da cihazı da takip etmiyorum.

Aklıma geldikçe örnek ekleyebilirim.
Yani takip edilen hesaplara göre öneri getiriyorlar desem bunlarla ilgili hesap takip etmiyorum dediğim gibi.

Nasıl çalışıyor buradaki "Targeting"? "Search triggered" bir mekanizma mı var?

Teşekkürler
0
dreamnesiac
(03.12.21)
Facebook'taki hareketlerinizden, WhatsApp'taki mesajlarinizdan ve girdiginiz siteler eger Facebook Pixel kurdularsa o sayede sizi siniflandirmistir.
0
sertac akin
(03.12.21)
gidip mağazadan yüzüklerin efendisi serisi aldım. google'da aratmadım hiç.
eşimle sık sık konuştum ama yüzüklerin efendisiyle ilgili. instagram'da karşıma sürekli yüzüklerin efendisi film kesitleri çıkıyor. sayfa reklamları, ürün reklamları çıkıyor (instagram sayfası olan yüzüklerin efendisi ürünleri satan firmalar)
0
matilda
(03.12.21)
italyadaki arkadaşım bana pianodaki yeni parçasını gönderdi whatsapp üzerinden

instagram'a bir girdim piano reklamı
0
duyurukullanıcısı
(03.12.21)
Dinlendiğini henüz farketmedin galiba? Klavyen ve mikrofonun takip altında. İnstagram ve facebook seni büyük bir dikkatle dinler, kullandığın kelimelerden yola çıkarak reklamı dayar. Aynı şey Google içinde geçerli fakat insta ve face arsız bir şekilde dinler, engel olamazsın. Reklamcılık bakımından çok isabetli bir mecra bence.
0
unlztrk
(03.12.21)
meta dediğimiz bir reklam firması. instagram - whatsapp - facebook gibi mecralar da reklam verecekleri kişileri bulmak/ayrıştırmak için ortaya attıkları "yem"ler.
0
co2s2
(03.12.21)
takip ettiğin kişilere göre göstermiyor sadece orası kesin. ya sadece şunu düşünsek bile işin içinden çıkarız aslında. whatsapp bedava bir uygulama. hiç bir şekilde reklam vs. içermiyor. hiç bir zaman da içermedi. reklam geliri edinemediğine göre herhangi bir geliri de olmaması gerekir, aksine bu kadar kişinin datasını tuttuğuna göre server maliyetleri, geliştirme maaliyetleri var.

ne biçim bir iş biçimi değil mi? whatsapp'dan sağa sola yaydığınız datalar (yazışma, ses, görüntü ıvır zıvır. )instagram'da facebook'da kullanılıyor. instagramdaki yaydığınız datalar da diğerlerinde... böyle bir sistem yani. mesajlarınız isteseniz de istemeseniz de botlar tarafından taratılıyor, yaş cinsiyet dini inanç yaşadığınız yer vs. her şey ile birleştirilip sizin bir profiliniz oluşturuluyor. kanımca öyle bir profil ki bu kendimizden bile iyi tanıyorlar bizi. siz doğa yürüyüşlerini sevmiyorum ve asla sevmem diyorsunuz örneğin. ama istatistiklere göre bilmem kimin romanını okuyan, 30 yaşlarında, erkek, mahmutya şehrinde yaşayan ve kamilya'ya gitmiş, şu şu markalardan alışveriş yapmış ve şuralara gitmiş insanlarla bir araya gelme sıklığı şu kadar olan insanların hiking sevme oranı yüksek. size getiriyor hiking ayakkabılarının reklamlarını. bir süre zorluyor. zorlamaktan kastım çeşitli kombinlerle deniyor. en sevdiğiniz sanatçının altına koyuyor, üstüne koyuyor. tüm bunları yaparken sizin her türlü verinizi de kaydediyor. sadece üzerine tıklamaktan bahsetmiyorum. aşağı doğru kaydırırken onun olduğu bölümde kaç saniye kaldığınıza bile bakıyor. tüm bu bilgileri farklı şekillerde deneye deneye size özgün bir profil çıkarıyor. telefonunuza gelen bildirimler bile bu tarz algoritmalara bağlı. telefonunuzu bıraktığınız gibi sizin ilginizi çekecek bir arkadaşınızın yeni paylaştığı resminin bildirimini gönderiyor ki dönüp tekrar bakın. bakmadınız mı? başka bir şey deniyor. olmadı mı ? başka bir şey daha. bence 21. yüzyılın devrimi. önümüzdeki 100 yılı şekillendirecek buluş...

tüm bu bilgilere de big data diyoruz. ne kadarı legal, ne kadarı illegal, ne kadarı etik, ne kadarı değil henüz daha 10-15 senelik mevzu olduğu için her şey gri. ileride illa ki çizgiler çekilecektir ve şu anda da çekilmeye çalışılıyor ama neler olur bilinmez.

işin garip yanı savaşa girerseniz kazanmanız da imkansız. siz sadece kendi beyninizle sentezlediğiniz bilgiler üzerinden savaşmaya çalışıyorsunuz, karşınızdaki makine sizin hiç bir yaptığınızı unutmayan ve aynı şekilde 5 milyar kişinin de yaptıklarının hiç birini unutmayan bir database'e sahip ve bunu kullanarak size karşı duruyor. biz insanlar her ne kadar aksini iddia etsek de her alanda sınıflandırılabilir varlıklarız. kadınlar pembeyi sever, erkekler maviyi. pembeyi sevmeyen kadınlar turuncuyu sever, onu da mı sevmedi kırmızıyı sever gibi gibi. bu istatistiklerin 5 milyar insan üzerinden her an tutulduğunu düşünün. ne biçim bir bilgi dağarcığı olabilir adamların ellerinde :) savaşmanın da çok bir anlamı yok zaten. optimize olup kalıcı biçimde kalacak hayatımızda artık yapacak bir şey yok. sizin lehinize olan yerleri de oluyor, aleyhinize de .


ticari bir instagram hesabım var benim örneğin. reklam vereceğim. bana bildiğin insanları satıyor instagram. şu şu yaş aralığında, şu şehirlerde yaşayan, şunlarla ilgilenen, şöyle olan böyle olan, daha önce benden alışveriş yapmış insan profiline yakın insanlara bu reklamı göster diyorum. al sana 1000 dolar, bunun karşılığında 1 hafta boyunca elinde 100 bin insanın ilgisini satın alıyorum diyorum. satıyor.


bu alanda artık uçmuş gitmiş iki büyük firma var. birincisi meta yani eski adıyla facebook, diğeri de google. bunlar birbirleriyle veri paylaşıyorlar mıdır bilmiyorum. gözlemim meta'nın daha iyi bir bot yazdığı yönünde. google'da oldukça iyi ve hatta muhtemelen daha fazla veriye sahip ama ibre yavaş yavaş meta tarafına kayıyor.

durum bu :)


not: bununla alakalı çok güzel bir belgesel vardı netflixte geçenlerde izlemiştim. eski instagram mühendisleri ile falan röpörtajlar da içeriyordu. gayet açıklayıcı bir şekilde aslında düşündüğümüzden çok daha ileride olduklarını görebiliyorsunuz o belgeselde.
0
syozkn
(03.12.21)
işin uzmanı insanlardan destek almak gereken alandır.
bkz: dipays.com
0
ForzAras
(14.02.25)
(20)

Hayattaki en güzel ve en kötü zamanlarınız

dissendium
Hayattaki en güzel ve en kötü zamanlarınız nasıldı?
Hayattaki en güzel ve en kötü zamanlarınız nasıldı?
0
dissendium
(01.12.21)
En güzel zamanlarım üniversitedeki zamanlarım.
En kötüleri ise lisenin ilk yılı, ortaokul falan
0
zimbirik
(01.12.21)
31 yaşındayım, genel olarak her senem bir öncekinden daha iyi oluyor gibi hissediyorum o yüzden çok geçmiş özlemi çekmiyorum.

ama 2016 (26-27 yaşlarındayım) tam young wild and free olduğum zamanlardı, o sene baya güzeldi. 4-5 kere tatile gitmiştim, çok geziyordum, tam bir single'dım, paso macera idi yani.

en kötü günüm de kız kardeşim bilinmeyen bir enfeksiyondan hastaneye düşmüştü 2017'de, onun yanında refakatçiydim. o geceki kadar kötü hissettiğim bir gün daha olmamıştı, hastalık işi çok zor (sonra iyileşti neyse ki) dönemsel olarak bakarsak lise son zamanlar - üni ilk zamanlar olabilir herhalde.
0
roket adam
(01.12.21)
En kotu: Ailemle senelerdir kus kaldik + calistigim sirket batti, tazminatsiz issiz kaldim + Depresyon + Siddete meyilli bir sosyopat/manipulatorden ayrildim, kendisi mail ve sosyal medya hesaplarima sizip arkadaslarimin %50si ile arami bozdu, toparlamak yillar aldi + 1 sene boyunca kesintisiz her gece kabus gordum, fibromiyalji ile aylarca bogustum.

En iyi: Yuksek prestijli projelerde comez bir muhendis olarak all-star takimi gibi bir muhendis ekibi ile calistim + Muhtesem eglenceli iliskilerim oldu, kendimi ve hayattan ne istedigimi kesfettim + maasim yuzunden arkadas ortamimda fabrikator olarak anildim. Iyi kazandim, basarili yatirim yaptim, kendi evimi kendim aldim.
0
cleric
(01.12.21)
en guzel zamanlarim mezun olduktan sonraki calismadigim donemdi. vaktim coktu kendimle ugrasiyordum ve cok uzun seyahatler yapabiliyordum. is hayatina girince yaslandim gibi hissediyorum
0
ala09
(01.12.21)
En iyisi:üniversitede Erasmus dönemi ve mezun olduktan sonraki 2 3 seneydi. Çok kazanmıyordum ama çok da yorulmamıştım. Sabahlara kadar içip sabah işe gidebiliyordum. Çok eğlendim, gezdim, takıldım.

En kötüsü: yok heralde ya, en kötüsünde bile şükür seviyesindeyim şuan geri dönüp baktığımda.
0
kismisolungac
(01.12.21)
Üniversite 3. sınıf (2016) ile geçtiğimiz yıl arası çok kötüydü. Ailevi çok büyük sıkıntılarım oldu ve toksik ortamdan kurtulacak ekonomik ve psikolojik gücüm yoktu. Uzun süreler ilaç tedavisi görmek zorunda kaldım. 2020 yılında da o zor zamanlara dayanmamı sağlayan yegane canlı vefat etti. Ardından haftalarca yemek yemedim ve tekrar ilaç kullanmaya başladım. 8 ay toparlayamadım. Geçtiğimiz ocaktan beridir bir miktar daha iyi gidiyor her şey en azından altından kalkamayacağım zorluklarla karşı karşıya kalmıyorum diyebilirim.

En güzel zamanlar da lise 3-4'tü sanırım o zamanlar farkında değildim ama.. Güzel olmasının sebebi de dümdüz normal bir lise hayaatı olması dsngjsd klasik okula gidiyodum arada arkadaşlarla okey oynamaya falan giderdik, bu.
0
eatpraylaw
(01.12.21)
en kötü zamanım son 1,5 sene, 2020 haziran'dan itibaren devam ediyor.
en güzel zamanlarım 13-16 arasıydı. bol bol geziyordum, konfor alanımdan çıkmıştım, daha önce yapmadığım şeyleri denemiştim.
0
Bruce
(01.12.21)
En güzel zamanım hazırlığı bitirdiğim seneki yaz tatili idi. Sıfır stres, Londra’da yaşam, gezmeler, yemeler hey gidiii.
En kötü zamanlarım da 15 ay süre evliliğimin ikinci yarısı. Esir hayatı, hakaret, küfür… Allah belalarını versin eşim ve ailesi hayatımı mahvettiler.
0
cilekli pasta
(01.12.21)
En güzel; üniversite zamanları ve tatil zamanlarım.
En kötü; şu zamanlarım.
0
mutekebbir
(01.12.21)
en kötü zamanım; 1991-2000 yılları arası 9 yıl. dünya üzerinde cehennemi yaşadım. bilen vardır belki, babam boşanıyor, bize anneniz öldü diyor, üvey anne geliyor ve o 9 yılın büyük kısmı fiziksel ve psikolojik işkence. ondan sonraki en kötü zamanım da geçen sene eski kız arkadaşımdan ayrıldıktan sonraki aylar.

en güzel zamanlarım, 2000-2007 arası. lisenin bir kısmında özgürlüğün tadını ilk kez çıkaran bir genç, sonra da üniversite yılları. ve aralıksız devrimler, hehe. şimdi aklıma geldi, üniversitede sürekli yanımda oturan bir kız vardı, her yer boş da olsa yanıma gelirdi. inanılmaz güzel bir kız, yani nasıl anlatılır böyle bir güzellik ve benden hoşlanıyor. alala. ben buna inanamıyorum. benden neden hoşlansın diyorum. arkadaşlar araya giriyor, kafama kafama vuruyor da anca farkına varıyorum. keşke şimdiki aklım o zamanlar olsaydı. o kız zengin, ilişkiyi sürdüremem, istediği yerlere gidemem diye uzaklaşmıştım. ah be!

neyse devam edeyim. üniversiteyi burslu okudum, yurt olarak bize denize sıfır apart villa kiraladılar. 4 kişiye 1 villa. ben de şehirde yaşayan 3 burslu eleman bulup benim villaya kaydını yaptırdım ve tek başıma yaşadım orada. her odada birer gün yatardım. haftada 2 kere temizlik gelirdi hepsini değiştirirdi :)) villaların arasındaki boşluğa gece masaları çıkarıp lan'dan cs atardık max kişiyle 16 mi 32 mi neydi. subwoofer almıştım paraya kıyıp, 6'nın 1'i awp miydi, sniper, çaaaat diye yankılanırdı gecenin 3'ünde adamın kaşının ortasında açtığım delikte. o zaman da nickim douchebag'di cs'de. sonra ben arkadaş ağırlamayı çok severim, villamda tabii 4 kişilik mutfak var, balkona büyükçe masa kurar haftasonları arkadaşları kahvaltıya davet ederdim. mal bulmuş mağribi gibi gelirlerdi. e bu para nerden geliyor? onu da yine onların üzerinden kazanırdım :) limitsiz 100 mbit internetimiz var, film download edip cdlere yazardım ve arkadaşlara kiralardım. cd kiralama 500 bin tl, satın alırsan 1,5 milyondu hatırladığım kadarıyla. herkes satın alırdı, arşivciler, sonra birbirine verirdi, bana kazık attığını zannediyor :) olsun bana maliyeti 100 bin tl. (paradan sıfırlar atılmadığı zamanlar, tey tey) zaten cd 2 kere el değiştirse 3. kişide çiziklerden çalışmaz.

villa kat kaloriferiyle çalışıyor. her villaya aylık 250 lt motorin veriyorlar deposuna. kış aylarında 4 kişilikler yakıtı bitirip bana gelirdi. hortumla çekip taksim ederdim :) beni çok sevdiler, ben de onları çok sevdim, canım arkadaşlarım. çoğuyla hala görüşürüz. burası yalan. birazıyla hala görüşürüz :)
0
gabe h coud
(01.12.21)
üni iyidir
sonra kötü genelde
0
duyurukullanıcısı
(01.12.21)
en güzel zaman: bu yıl diğerlerinden farklı olarak müthişti diyebileceğim bir yıl yok.
en kötü: 2015(lise3) istemediğim bir sınıfta sevmediğim insanlarla beraber okumak zorundaydım ve o sene bitsin diye günleri saydım. Daha sonra, üniversitenin ikinci senesi olan 2018'in ilk yarısı. Çok sevdiğim bir ilişki bitmişti, sevdiğim bir şehirde yalnız başıma keyifsiz bir yaşam sürdüm.
0
biravekahve
(01.12.21)
2019'un son 3 ayı.

Hem planlı programlı hem spontane gelişen bir süreç geçmişti. Epey keyif aldığım bir dönem olmuştu.

En kötü zamanım sanırım ne kadar mal biriyim dediğim lise yılları.
0
put it in your appropriate place
(01.12.21)
En guzel yillar aslinda cok zor gecen ama umutlarimin oldugu yillar. Universitede son yilim.

En kotu işte o umutlarin bittigi, hayatin o kadar da guzel olmadigini anladigim 25 30 arasi. Yeni is, yeni ortam, evlilik.

Simdilerde yeni hayaller bulmaya calisiyorum.

Pekcoklarina gore ozenilecek bi hayatim var ama Hayat genel anlamda zor.
0
halk
(01.12.21)
en guzel zamanlarim lisenin son iki yili ve universiteye "gercekten" basladigim ilk iki sene, 2010-2012 ve 2017-2019 araliklari diyebilirim.

en kotu ikincisi 2013-14. major depresyon, fiziksel sakatlik, saglik sorunlari vs. tamamen bas asagi gittigim ve az kalsin kendimi oldurdugum bir donemdi.

su an yasadigim en kotu donemde oldugumu dusunuyorum. kendimi oldurmek niyetim yok bu sefer, nasil desem daha olgun ve yetiskin acisi hissediyorum, biraz daha fazla basa cikabiliyorum ama icten ice daha yikici bu. soyle soyleyeyim o zaman 100 uzerinden 10'dum ama o yasta bunu tolere edebiliyordum. o zaman bu kabul edilebilirdi. simdi 100 uzerinden 15'im ama 30 altindaki adamin ne esi, ne isi, ne dostu, ne duzgun yasantisi olabilir iste oyle dusun. "her sey kotu gidiyor oyleyse gebereyim" dedirtmeyen ama yasama sevincini alan, direncini kiran turden.
0
der meister
(01.12.21)
en güzel: orta son, lise 1, işe başlangıç ilk 3 sene

en kötü: ünv., işsizlik dönemi - iş başlangıç arası

güzel zamanlarda umut vardı, enerji vardı, planlar vardı. kötü zamanlarda tam tersi.
0
ya ben lan neyse
(01.12.21)
sanırım en guzel yıllarım ilkokul ve orta ikiye kadarki süre. sonra hayatım hiç güzel olmadı. geçen yıl babamı kaybettiğimden beri yokuş aşağı gidiyorum. ilaçlar kullanıyorum ama onu dusunmediğim bir an bile yok. ölmeyi o kadar istiyorum ki anlatmam mumkun değil. o an gelene kadar ölü gibi yasayacagım sanırım.
0
suyin
(02.12.21)
en kötü yıllarım üniversite
en güzel yıllarım son 3 senem
0
hopp
(02.12.21)
Son 2 sene sanırım hem en kötü hem de en güzel zamanımdı. Daha kötü günler yaşadım ama bu kadar ağır depresyonda olmadım hiç. En güzel aynı zamanda çünkü bana anne diyen biri oldu hayatımda ve o büyüyor, görüyorum. Her ne kadar kötü bir anne olsam da...
0
curukturpkokusu
(02.12.21)
Bir dönem çok disiplinli, zihinsel ve bedensel en üst seviyede güçlü olduğum bir dönemdi. Sabah koşu, sonra kütüphane sonra akşam yüzme. Müthişti müthiş. Temizlik, yemek, para işleri, insanlar, hiçbiri ile ilgilenmem gerekmiyordu. Eşyalarım da en iyisinden ve birkaç taneydi. Bilgisayar örneğin, ya da kış için koşu montu. Her şeyin az ve öz olduğu fakat kendim de dahil her şeyden üst düzey verimlilik aldığım bir dönemdi. Çok özlüyorum. Sonraki zamanlarım hep vasati.
0
velvetmorning
(02.12.21)
(7)

kuvvetli kas gevşetici

duyurukullanıcısı
ne var ?majezik alıyorum ama bana mısın? demiyor.
ne var ?

majezik alıyorum ama bana mısın? demiyor.
0
duyurukullanıcısı
(30.11.21)
majezik ağrı kesici yalnız. muscoril var kas gevşetici olarak.
0
veritaslibertas
(30.11.21)
cabral var fıtık için kullanıyordum.

ha bir de bazı ilaçlar hemen etki etmeyebiliyor atıyorum 3 4 gün düzenli kullandıktan sonra tam etki alabiliyorsun, cabral bunlardan birisi değil, reçetesiz satılıyordu ama eczaneler de bi acaip.

elinde ilaç olmayınca reçeteli satılıyor deyip müşteriyi sallayanlara denk geldim.
0
killerbee
(30.11.21)
nerenizin ağrıdığını söyleyebilirseniz belki başka öneriler olur, mesela strese ya da üşütmeye bağlı boynunuz ağrıyorsa muscoril de etkili olmayabilir.
0
kaptankedi
(30.11.21)
kas gevşetici öneremem ama fıtık ile alakalı ise derdiniz voltaren 75mg benim için hep kurtarıcı oldu.
0
denizmaniaherif
(30.11.21)
flexo iğne
0
mikahakkinen
(30.11.21)
strese dayalı her yerin tutulması sorunum var
0
🌸duyurukullanıcısı
(30.11.21)
Böyle durumlarda ben şunu uyguluyorum, emzirme nedeniyle brufenden başka ilaç kullanamadığım ve sürekli sırtım,boynum bacaklarım tutulduğu için.
Önce hafif sırt boyun egzersizi, pilates lastiği ile hafiften o kasları açıyorum. Ardından sıcak banyo, veya sıcak su torbası ile kası ısıtıp biraz da ısınmış halde lastikle egzersiz yapıyorum. Egzersiz dediğim uzun birşey değil, 20 kere falan birkaç hareket.
Önemli olan kasın aniden soğumaması. Yani banyodan çıkıp ince giyindiysem veya saçım ıslak halde havlusuz gezindiysem daha beter oluyor. Saç kurutulacak, yoksa havluya sarılacak ve havlu ıslandıkça değiştirilecek. Banyo sonrası üşümesem bile bir hırka falan giyiyorum çünkü vücut o sırada kururken ısı kaybediyor ve bu kasları soğutuyor. Bundan sonra brufen alıyorum. Siz voltaren veya muscoril de tavsiye edildi ise alabilirsiniz.
0
curukturpkokusu
(30.11.21)
(10)

sizce en iyi oyuncu ve gosterdigi en iyi performans?

buenosdias
acip acip su videonun basini izliyorum. gercekten hayran kaldim. https://www.youtube.com/watch?v=yf3TVS-yEuobi de su var.https://www.youtube.com/watch?v=wM6exo00T5Isizin icin en iyi oyuncu ve en iyi performans gosterdigi film/sahne hangisiydi?
acip acip su videonun basini izliyorum. gercekten hayran kaldim.

www.youtube.com

bi de su var.
www.youtube.com

sizin icin en iyi oyuncu ve en iyi performans gosterdigi film/sahne hangisiydi?
0
buenosdias
(30.11.21)
çok var ama aklıma ilk gelen
martin freeman'ın sherlock'ta; sherlock'un ölmediğini kanlı canlı yanında görünce verdiği ilk andaki tepki.. ayrıca basit gibi görünse de çok iyi yazılmış bi sahne.

bi de iyi performansı ekranda anlamak çok zor, sahnede canlı görmek lazım.
yakın zamanda oedipus'ta iokasteyi oynayan Marieke Heebniki gördüm mesela, vay dedim bu ne.
0
rewlack
(30.11.21)
şu videonun altındaki yorumdan çok etkilenmiştim:

www.youtube.com

''This is a classic. Actors could learn from that cat. That’s the perfect combination of skittishness, indecisiveness and disbelief, followed by disappointment and dejection in less than a minute.''

ama benim için şov limonata'daki bu sahnedir:

www.youtube.com
0
onemoremile
(30.11.21)
tom hanks - cast away, forrest gump, saving private ryan

bunlardan birini veya sahnesini seçmek diğerlerine haksızlık. %100 o rolde adam, inanılır şey değil.

başka oyuncular genelde hep kendini oynar, film ona göre şekillenir. mesela Kristen Stewart, Lady Diana'yı bile nevrotik, elini nereye koyacağını bilmeyen biri olarak, yani kendini oynayarak sunmuş. spencer filmi bittiğinde, bu neydi şimdi dedik arkadaşımla. mesela ryan reynolds. hep aynı karakteri oynar, filmler ve setler değişir adamın çevresinde, tom hanks gibi karaktere bürünen ve sırıtmayan çok nadir oyuncu var. mesela kevin spacey, yazık ettiler adama :( , joaquin phoenix, viggo mortensen, adrien brody, sean bean, mads mikkelsen, cillian murphy, rami malek gibi.
0
gabe h coud
(30.11.21)
Yüzlerce var.

Mesela; www.youtube.com
0
alfred
(30.11.21)
Once upon a time in Hollywood filminde leonardi Dicaprio'nun sahnesini çok severim ama en iyi aktör ve performans çok fazla var;
youtu.be
0
logisticsmanager
(30.11.21)
duyurukullanıcısı
(30.11.21)
en iyi diyemem oyle bir iddiam yok, pek film kulturum yok ama mar adentro'da javier bardem abim oyle oynamis ki cocuk gibi aglamistim.
0
der meister
(30.11.21)
Son zamanlarda aklımda kalan The Danish Girl filminde Eddie Redmayne'nin cıbıldak iken cinsel organını saklamaya çalıştığı sahne büyük oyunculuk örneği bana kalırsa.

Edward Norton'un komple Fight Club'daki oyunculuğu keza. Özellikle kendini dövdüğü sahne. Hatta aynı filmde Brad Pitt'in tiradları.

Inglorious Basterds'da Hans Landa'yı canlandıran Christoph Waltz mesela harika bir oyunculuk her sahnesinde.

Ama performans dersek sadece bunları düşünemeyiz. Bazı oyunculuklar fiziksel performans da gerektiriyor. Mesela The Matrix'te Keanu Reeves'in öyle muhteşem bir tiradı rol kesmesi vs yok ancak martial arts konusunda bir Hollywood yıldızının gelebileceği son noktaydı kendisi aynı şekilde Laurance Fishburne'nin Morpheus performansı.
0
bana kedicik derdi
(30.11.21)
ilk aklıma gelen Samuel L. Jackson hamburger sahnesi
0
bahçedekisandal
(30.11.21)
şu analizi izlemeni tavsiye ederim:

Westworld: What Makes Anthony Hopkins Great
www.youtube.com
0
orpheus
(30.11.21)
(8)

Akıcı İngilizce- Speaking

dreamnesiac
Şimdi önce buraya ilkokuldan sonraki hayatı İngilizce ile geçmiş birini çizelim.İngilizceyle ilgili sınavlardan da iyi skorlar alıyor, TOEFL Speaking 27 hatta, bu da ok.Amma velakin akıcı konuşamıyorum!! :)Yani mesela teknik bir sunum yapmam gerekiyor rakamlarla falan, farklı dosyalar açıp. Düşüne d
Şimdi önce buraya ilkokuldan sonraki hayatı İngilizce ile geçmiş birini çizelim.
İngilizceyle ilgili sınavlardan da iyi skorlar alıyor, TOEFL Speaking 27 hatta, bu da ok.
Amma velakin akıcı konuşamıyorum!! :)
Yani mesela teknik bir sunum yapmam gerekiyor rakamlarla falan, farklı dosyalar açıp. Düşüne düşüne konuşuyorum.
Dün bir toplantı kaydı dinledim, öyle kelimeler kullanmışım ki "proceed" "initiate" falan. Günlük konuşmayı geçtim şirkette kimse kullanmıyor bunları, hatta belki aksanları daha kötü ama takılmadan çok hızlı konuşuyorlar.
Ben bazen uygun kelimeyi ya da en düzgün ifadeyi falan kullayaım derken "es" veriyorum. Üniversiteden kalma arkaik akademik kelimeler de aklıma ilk gelenler olunca sonuç bu oluyor :)

Netlfix izle falan demeyin onlarla ilgili bir sorunum yok :)
Erasmusçu komşum falan da yok, o da ihtimal dahilinde değil gibi:)
Discord vb işe yarar mı bu konuda?
Daha önceki duyurulara baktım, Cambly'e Italki demişler ama haftada 4 saatle olacak iş değil yahu.
Ne ediim ben? :)

Teşekkürler
0
dreamnesiac
(05.11.21)
sesli kitap oku,

çenenin kelimelere alışması lazım bisiklet kullanmak gibi.
0
duyurukullanıcısı
(05.11.21)
Bence ozguven ya. Benim gozlemim.
0
floydian
(05.11.21)
Konuşma grupları oluyor, onlara katılabilirsiniz. Pandemiden dolayı bazıları sanal ortamda bazıları da yerinde oluyor. www.meetup.com sitesinden ya da facebook'tan bulabilirsiniz. Pratik yaptıkça İngilizce'niz daha akıcı hale gelir.

Kitap konusunda duyurukullanıcısı'na katılıyorum. Ben olayı eğlenceli hale getirmek için radyo tiyatrosu seslendiriyormuş gibi okuyorum :)
0
schopenhauerin kedisi
(05.11.21)
Cambly önermeye geldim ben de, haftada 4 saat olmasına gerek yok daha uzun ya da kısa seanslar seçebilirsiniz. siz kendinizi burada anlattığınız gibi doğru ifade edip şu yüzden akıcı konuşamadığımı düşünüyorum dediğinizde native biri sizi daha iyi yönlendirebilir. Belki siz kendinizi hiç akıcı konuşuyor gibi göremiyorsunuz ama objektif bir göz farklı değerlendirip daha doğru yönlendirebilir.

Yine sunuma hazırlanırken topluluk önünde nasıl anlatacağınızla ilgili bir ön hazırlık yaparsanız bence farkını görürsünüz. Sonuçta sunumun kendisini hazırlamak farklı, onu bir topluluğa sunmak farklı bir olay.

Ayrıca uzmanlık alanınız nedir bilmiyorum ama proceed, initiate falan bizim yabancı firmalara sunum yaparken kullandığımız sözcükler şimdi nesi yanlış ki bunların anlamadım :')
0
evde liyakat kalmamis
(05.11.21)
Merhaba,
Anlattığınız profile bakınca sorunun dil bilgisiyle ilgili olmaktan ziyade psikolojik olduğunu düşünüyorum. Sosyal kaygı ve özgüven eksikliği yaşadığınız duruma sebep oluyor olabilir. Konuyu anlattığınız kitlenin profili de üzerinizde performans kaygısı oluşturmuş olabilir. Bence olayın bu tarafına odaklanırsanız daha hızlı çözüm alabilirsiniz.
0
but that was just a dream
(05.11.21)
benim yardımcı olacak bir önerim değil ama yardımcı olabilecek bir sorum olacak. türkçe konuşurken akıcı mısınız? bir şeyi anlatırken es vererek mi konuşursunuz düşünürerek? demek istediğim, belki ingilizceyle sorununuz yoktur da konuşma şekliniz, tarzınız vs öyledir zaten. bence anadilinde de düşünerek ve dolayısıyla zaman zaman eslerle konuşan biri yabancı dilde de aynıdır. sonuçta yabancı dilde konuşurken farklı bir insan olmuyoruz. eğer türkçe akıcı yabancı dil yavaş ise bunu aşmanın tek yolu da pratik zaten, ona değinmişler.
0
erenderk
(05.11.21)
Akıcı konuşabilmek için konuşmak lazım. Cambly ile haftada 3 4 saat konuşsanız çözülür diye düşünüyorum.
0
bana kedicik derdi
(05.11.21)
haftada 4 saatle de olmayacaksa neyle olacak pardon? :D
cambly falan genelde 30'ar dakikadan 1-2 saat sürüyor haftada, siz biraz daha yoğun alır 2 ay sonra şakırsınız.
yukarıdaki yorumlara da katılıyorum; konuşurken yabancılaşma yaşamak,türkçede de akıcı olmamak falan ayrıca etki ediyordur.
çok okuyun, harry potter falan ne bileyim, dili akıcı ve daha önce türkçesini okuduğunuz romanları bir de ingilizce okuyun.
ama konuşma dersi satın almak şart.
0
rewlack
(05.11.21)
(6)

norveçlinin avukat parası ile tehtid etmesi

duyurukullanıcısı
belalı bir norveçli var eskiden iş yaptığım adamın bana borcu var. sürekli erteliyor. sürekli. 6 ay sonra sonra bir 6 ay falan sonra bir 6ay falan böyle.norveç'te avukatlar ile görüştüm saatine 300euro+VAT+expenses istiyorlar. bir mail 4 saat. sadece dosyana bakmak en az 1000euro. mevzunun ne zaman
belalı bir norveçli var eskiden iş yaptığım adamın bana borcu var. sürekli erteliyor. sürekli. 6 ay sonra sonra bir 6 ay falan sonra bir 6ay falan böyle.

norveç'te avukatlar ile görüştüm saatine 300euro+VAT+expenses istiyorlar. bir mail 4 saat. sadece dosyana bakmak en az 1000euro. mevzunun ne zaman biteceği de belli değil diyorlar. karşı taraf ne kadar uzatırsa vs.

dolayısı ile ben bu yükün altına giremem adamda bunu biliyor.

geçen yine bastırdım adam beni avukat ücretleri ile tehdit etti. benim söylediğim şeyleri yapacaksın diye.

bunun yasal bir karşılığı olabilir mi? hem türkiye'de hem norveç'te?

türkiye'den bir kaç yaptırım uyguladım ama hava gazı. bir etkisi yok.
0
duyurukullanıcısı
(04.11.21)
ne borcu var ? resmi belgelere mi dayanir vb bilmeden cevap vermemiz imkansiz maalesef
0
sweetoffice
(04.11.21)
borcu şüpheye yer bırakmayacak şekilde kanıtlayabiliyor musunuz?

arada faturasız - belgesiz iş yaptınız mı bu adamla? her fatura karşılığı gelen giden para belli mi?

bir de ne kadar borç var? 1000 euro için değmez, 10bin euro için bir şey diyemem. 100bin euro için beklemeniz hata.
0
co2s2
(04.11.21)
borcu var baya,

firmanın tr çalışanıydım. bana, türkiye devletine, sektörden bir kaç kişiye daha borcu takıp kaçtı.

imzalı vize mektubunda dk bizim çalışandır yazısından oslo'da bunlar için çalışırken çekilmiş fotolara kadar her türlü belge var. adam zaten inkar etmiyor borcu öteliyor.
0
🌸duyurukullanıcısı
(04.11.21)
Avukatsiz icraya verilmiyor mu?
Bizim ulkede cat diye veriyorsun onlarda da vardir benzer seyler.
0
divit
(04.11.21)
Norveclilerin takildigi reddit sayfalarinda ya da forumlarda sor bu tarz seylere ayar olup bedava yapan bile olur
0
divit
(04.11.21)
Bizde dava açıldıktan sonra kaybeden taraf tüm mahkeme ve avukatlık ücretlerini öder hukukta mantıklı olan budur norveçte de geçerli bir durum olduğunu düşünüyorum.
0
apocalipy
(04.11.21)
(15)

Kişilerden borç alınca rahat edebiliyor musunuz?

gmzo
4 ay önce araba almak için bir miktar (70k) kredi çekmeye karar verdik. Hesap kitap yaptık, 2 senede rahat rahat ödeyebiliriz, hiçbir şeyden de geri kalmayız dedik. Keşke kimseyle konuşmadan gidip çekseydik, aileler bir miktar biz yardımcı olalım, faiz ödememiş olursunuz, kendinizi sıkmadan istediği
4 ay önce araba almak için bir miktar (70k) kredi çekmeye karar verdik. Hesap kitap yaptık, 2 senede rahat rahat ödeyebiliriz, hiçbir şeyden de geri kalmayız dedik. Keşke kimseyle konuşmadan gidip çekseydik, aileler bir miktar biz yardımcı olalım, faiz ödememiş olursunuz, kendinizi sıkmadan istediğiniz zaman ödeyin diyerek üstteki rakamın yarısını verdiler (tamamını da verirlerdi de, pandemi vurdu işleri).

Yalnız bankaya iki senede yavaş yavaş ödeyecektik borcu, şimdi benim içim katiyen rahat etmiyor ve üst baş almadan, ek harcama yapmadan maksimum tasarrufla ailelere borcu bir an önce kapatasım var. Gidip keyfine 250 tl'lik bir şey alsam bile kötü hissediyorum. Neyse ki birkaç aya kapatmış oluruz gibi görünüyor. Yani uzun vadede yardımları dokunmuş oldu elbette ama kısa vadede hem kendimi, hem de eşimi çok sıkmış oldum.

Siz nasılsınız böyle durumlarda? Borcunuz varken rahat rahat gezer misiniz, lüks harcama yapar mısınız?

Galiba bundan sonra banka dışında kimseye borçlanmayacağım.
0
gmzo
(04.11.21)
Ben de rahat etmezdim. Önümüzdeki yıl maaşlar zamlandıktan sonra bi kredi daha çekip ailelere borcunuzu kapatıp, yine yavaş yavaş ödersiniz.
0
himmet dayi
(04.11.21)
ben de sizin gibiyim. ailelerden bile olsa para isteyemiyorum. verecekse karşılıksız versinler. yoksa her türlü kredi çekerim/çekerdim. benim kendi ailem de öyle kimseden borç para almadılar kredi çektiler kapattılar.
0
Hallegadola
(04.11.21)
fikri bile çok kötü geliyor, o yüzden hiç borcum olmadı bugüne dek. umarım bundan sonra da olmayacak.
0
erenderk
(04.11.21)
Durum sebeplere göre çok değişir. Sizin durumunuzda ben olsam diye konuşacak olursam, kendi adıma borcu almadan önce biz planımızı iki sene boyunca şu kadar miktarı bankaya ödeyecek şekilde yaptık, yardımcı olmak isterseniz seve seve kabul ederiz ama ödemeyi hızlandırmak da huzurumuzu kötü etkileyecektir diye açıklar, "bir an evvel bir geri dönüş olmayacağını" açıkça söylerdim. Eğer aile bu söz üzerine teklifini geri çekemeyecek tarzda bir yapıya sahipse geri çekilme hakkı vermek için tekliflerini kibarca reddederdim.

Bütün tasamı açıkça ortaya koyduktan sonra hala yardımcı olmak istiyorsalar ya da reddettiğim halde ikinci kere teklif ederlerse o zaman dert etmeden alırım. Beni rahatsız eden şey "adettendir" diye kendilerine de külfet olacak bir şeyin altına girdiklerini hissetmem olur kısaca. Yoksa ailelerinizin yardım tekliflerini geri çevirmeyin bence, böyle durumlarda anne babalar sırf yardım ettikleri için mutlu oluyorlar.
0
akhenaten
(04.11.21)
Kisilerden borc almam, bankaya giderim faizimi veririm kendi yagimda kavrulurum. Elime para gecerse oderim, gecmezse sallarim. Ritmi ben ayarlarim.

Sagdan soldan borc almak insanin toplum icindeki guvenirligini zedeliyor kesinlikle, zamaninda odesen bile.
0
cooperr
(04.11.21)
aile ise sıkıntı yok,

sen kendi çouğuna yardım etmez miydin?

kafanda bir ödeme planı çıkar ona göre öde.

rahat ol. böyle şeyleri kafana takarsan hiç bir şeyin tadı çıkmaz.

sana destek olan bir ailen olduğu için mutlu ol.
0
duyurukullanıcısı
(04.11.21)
Ben de biraz daha rahat düşünmeni tavsiye edeceğim. Arkadaş, akraba olsa bi derece ama o kişiler senin ailen. Aynı durumda onlar da olabilirdi, krediye faiz ödemesinler diye sen de destek olabilirdin. Bu çok normal bişi. Karşı taraftan bununla ilgili olumsuz bir tepki, laf sokma olmadığı sürece elin rahatladığında yavaş yavaş ödersin. Ailenden bu desteği alabildiğin için gerçekten şanslısın.
0
ırene adler
(04.11.21)
başkasından borç almaktan nefret ederim. gider paşa paşa bankadan borcumu alırım, 70 bin dediğine yazacağı faiz 5-6 bin olacak max zaten. özellikle ailedeki para muhabbetlerinden nefret ediyorum, yaptığım her hareket "bak borcu var ama geziyor tozuyor" diye insanların gözüne batar çünkü. ayrıca faiz ödemediğin sürece borç aldığın paranın aynısını ödemiş olmuyorsun, yani ailenden 70 bin alıp 1 sene sonra 70 bin tl olarak geri ödersen aslında 50 bin tl ödemiş gibi oluyorsun enflasyondan ötürü, ailemi bu duruma düşürmek zarar ettirmek de hoşuma gitmez.
0
roket adam
(04.11.21)
benzer durumdayım, yaz ayında araba alırken annemden borç aldık. sağolsun her zaman kendinizi sıkıştırmayın ne zaman eliniz bollaşırsa o zaman ödersiniz diyor ama içimiz rahat etmiyor. aylardır resmen yemiyoruz, içmiyoruz elde avuçta ne artarsa kenara atıyoruz niyetimiz yılbaşından önce bitirmek. bankaya borç bu kadar bunaltmıyor insanı, yakınlardan borç almak daha sıkıntı bana göre, manevi yükü daha fazla. borç yiğidin kamçısı diye boşa söylememişler. evladım istesin canımı veririm para ne ki diyorum, ama annemin de o parayı kolay kazanmadığını bildiğim için tek derdimiz bir an önce geri ödemek.
0
kakamelsokoban
(04.11.21)
Bir an duyuruyu ben mi yazdım acaba dedim :) aynı şekilde bir hafta önce, araç almak için 70 bin eksiğimizin 45 binini ailelerden aldık. Biz istemedik, faiz ödemeyin boşuna diyerek ısrar ettiler. Birebir aynı şeyi düşünüyorum, kredi çeksem aylık ödeyebileceğim tutarı belirler ona göre kendimi ayarlardım ama şimdi borçlu olduğumu biliyorum ve standart bir taksitim yok. Elimize geçen maksimum tutarı ödeyip borcumuzu kapatmak istiyoruz. Araba aldık ama ben çok gezip, keyfi harcamaktan kaçınıyorum, kesinlikle aileler böyle bir şey düşünmez bu arada. Bizden çok istediler araba almamızı, şöyle şöyle öderiz dediğimizde cümlelerimizi tamamlattırmadılar bile istediğiniz zaman ödeyin diye. Ama benim de içim rahat etmiyor. Her şeyden kısmaya çalışıyorum. Dediğin gibi 2 sene yerine belki 6 ayda kapatacağız borcumuzu ve belki 10 bin lira faiz ödemekten kurtulduk ama biraz huzursuz oluyor insan. Birebir aynı durumdayız yani, yalnız değilsin :)
0
hrvl
(04.11.21)
açıkçası araba vs almak için ailelerimizden yardım istemiyoruz ama alsam da bırak rahatsız olmayı, geri bile ödemezdim herhalde:D
0
co2s2
(04.11.21)
Aile arkadaş fark etmeksiniz geriliyorum.

Lüks harcamayı bırak kendimi iyice sınırlarım, gezmeyi de tozmayı da unuturum gibime geliyor.

Bir keresinde çok yakın arkadaşımdan bir maaş kadar borç almıştım. Çocuğun en az 10-15 katı bankada parası vardı, ihtiyacı yoktu yani o paraya. Neyse o ara işten çıktım, birkaç parça ödemiştim ama askerlik girdi araya falan derken sürekli borcumu düşündüm durdum. Ailemin de durumu iyi değildi onlara da kapatın ben size öderim diyemedim. Sonrasında işe girer girmez ilk iki maaşımla kapattım borcumu.

Araba alırken de açıkçası bankaya borçlanmak daha mantıklı geliyor bana da. 5-10 bin faiz öder ailem de olsa kimseye sıkıntı vermem, kendimi sıkıntıya sokmam.

Şu an bir yıllık daha kredim var mesela ama iki şişe şarap alıyorum kendime. Anama babama borcum olsa almazdım :D
0
chicha_v2
(04.11.21)
iyi kafa hocam. öde kurtul kafandan çıksın. yani borçlu olmak iyi bir his değil ama devir böyle. bankalarla uğraşacağına aileden al ver daha makul. sıkın kendinizi birkaç ay kafanızı boşaltın değer.
0
fatihkkk
(04.11.21)
aileler dedigin esinle senin anne-babaniz diye anladim.
kimi anne-baba al der, sonra problem eder. benimkiler mesela hic almadim ama alsam geri bile odetmezler cok eminim.
yani bunu netlestirmek lazim, sen kendini bilirsin de esinin annesi-babasi nasildir durustce soylemeli.

anca size para verip zora duserlerse vicdan yapilir. yoksa kafaya takacak konu degil bence. oyle bi durumda da mecbur kredi cekip borcu kapatirsiniz.
0
Kittie
(04.11.21)
cok rahatsiz edici bir durum olsa gerek. hic borcum olmadi su ana kadar.

Bence kilit cumle su: ust bas almadan, ek harcama yapmadan maksimum tasarffula... yani oncesinde ek harcamalar yapip surekli ust bas mi aliyordunuz? bu kadar borca girip de ek harcama yapilmamali zaten. tatiller iptal, gereksiz alisveris (giyim, elektronik yenileme, eglence aktivitelerinin pek cogu vs) iptal.
0
Sour
(04.11.21)
(5)

e-ticaret uzmanları

duyurukullanıcısı
gelişmiş e-ticaret sitelerinde her müşterinin ip veya müşteri koduna göre sitede gezinme istatistikleri data olarak kayıt ediliyor mu?ilk bu sayfaya girdi burada 5sn kaldı oradan şunu tıkladı 15sn kaldı sonra çıktı 3 gün sonra yine girdi ve aldı şeklinde.böyle bir database tutuluyor mu?
gelişmiş e-ticaret sitelerinde her müşterinin ip veya müşteri koduna göre sitede gezinme istatistikleri data olarak kayıt ediliyor mu?

ilk bu sayfaya girdi burada 5sn kaldı oradan şunu tıkladı 15sn kaldı sonra çıktı 3 gün sonra yine girdi ve aldı şeklinde.

böyle bir database tutuluyor mu?
0
duyurukullanıcısı
(03.11.21)
Mouse okunun gezdigi yerler bile kaydediliyor.
Hangi siteden geldin,nerelere baktin,nereye gittin..
0
divit
(03.11.21)
yandex metrica'da mouse hareketlerine kadar neye tıklamışsın ne kadar kalmışsın, hangi tarayıcıdan, hangi cihazdan girmişsin hepsini görebiliyorsun. kayıt tutuluyor.
0
RojoElefante
(03.11.21)
tutulmasini gectim. bu iste calisan ekipler var. analytics ekibi. bir de bu isi yorumlayanlar var. marketing takimi.
0
buenosdias
(03.11.21)
Orta çapta olan firmalar bu datayı taşımıyor, çünkü ciddi anlamda maliyet demek. Ancak yandex metrica hizmeti ile ücretsiz olarak senin ekranını izleyebiliyor. Ekranı derken sadece site üzerinde yaptığın işlemleri, sanki ekranına bakıyormuş gibi izleyebiliyor (Kart datası vs şifreleniyor)

Gelişmişlerde ise yaptığın hareketler loglanarak, kişi bazında analizler yapılıyor ve bunun sonucunda sana özel teklifler, ürün sıralamaları vs değişiyor. Tüm bu datalar ahmet şunu yapmış gibi değil de ID 110002 müşteri şunu şunu yapmış, segmenti şu vs şeklinde tutuluyor
0
PoscheN
(03.11.21)
demo bir dataset nereden bulabilirim? eski yılların olabilir, rastgele bir haftalık bir set olabilir, az trafikli bir sitenin olabilir vs. bir kaç şey test etmek için lazım
0
🌸duyurukullanıcısı
(03.11.21)
(4)

oturarak karın kası nasıl yapılır?

sizofren06
masabaşında karın kası yapma yolu var mı?
masabaşında karın kası yapma yolu var mı?
0
sizofren06
(02.11.21)
Abi yanlış anlama hayvan gibi çalışıp hala karın kası belirgin olmayan insanlar varken senin isteğin biraz komik ama stomach vacuum hareketini bi araştır yine :)
0
Zaman Tamircisi
(02.11.21)
göbek varsa yağ vardır, yağ yakınca su çıkar.

yani göbeğin kadar terlemediğin sürece imkansız.

oturarak nasıl terlersin ona bak bence.
0
duyurukullanıcısı
(02.11.21)
"Moderatör Notu: 'Soruya cevap içerse bile; soru sahibini/soruyu/kullanıcıyı/cevabı hedef alan, tartışma yaratan tüm cevaplar cevap niteliğine bakılmaksızın silinir, devamı halinde kullanıcının hesabı kapatılır." uyarısı üzerine temel birkaç fizyolojik bilgi vererek başlayalım.
vücutta yanan yağın yaklaşık %80'i nefes yoluyla dışarı atılır. kalanı da idrar, dışkı, ter vs ile. bu sebeple sauna eşofmanı, ısıtıcıların yanında oturmak gibi vücudun soğutma sistemini zorlayacak eylemler işlevsel değildir. bu önemli bilgi cepte.
ikinci olarak ise kas yapmak denen şey aslında oradaki mevcut kasın kasılma yönü doğrultusunda, zorlayıcı hareketler yaparak kasta mikro yırtıklar oluşturmak ve sonrasında uyku sırasında protein senteziyle o yırtıkların yamanarak hacimlenmesini sağlamaktır.
üçüncüsü; karın bölgesinde üç temel kas grubu bulunuyor. en içte, gövdeni korse gibi saran, hareket yönünde işlevsel olmayan, iç basıncı dengeleyen transversus abdominis. bunun kuvvetli olması karın bölgesinin daha düz görünmesini sağlar.
bunun üstünde yanlarda, çift kat olacak şekilde çapraz halde iç ve dış obliqueler var. bunlar göğüs kafesinin ön tarafını leğen kemiğine yaklaştırırken aynı zamanda gövdeyi döndürmeye yarar. belin daha güzel görünmesi için kuvvetlendirilmesi şarttır fakat çoğu zaman ihmal edilir.
karnın önünde ise rectus abdominis yani nam-ı diğer six pack ve hatta baklavalar bulunur. bunun görevi de göğüs kafesinin önünü leğen kemiğine yaklaştıracak şekilde gövdeni öne katlamaktır (fleksiyon). six pack ismi de biraz şaibeli. kimi insanda 4 kiminde 6 kimisindeyse 8 adet olur. nadiren tek sayılarda da bulunabilir. eğer 4 adet baklavanız varsa her gün milyon tane mekik de çekseniz 5 veya 6'ya çıkamaz. ameliyat ile fibrillere müdahale edilmediği sürece sayısı değişmez, değişemez.

bu üç temel bilgi doğrultusunda masabaşında mucize beklememek gerekir.
sandalyede otururken doğrudan baklavalar üzerine çalışmak fizik kuralları gereği çok etkili değil.

"karın kasları spor salonunda yapılır, mutfakta görünür" diye güzel bir söz var. istediğin kadar kuvvetlendir, eğer üzeri yağ tabakası ile kaplıysa orada baklava dilimlerini görmen imkansız. aşırı kuvvetli karın kaslarına sahip olup lömbür lömbür yağ ile dolu olabilirsin.

oturduğun yerde yapabileceğin -bana göre- en faydalı egzersizi yazı ile ne kadar açıklayabilirim bilmiyorum fakat deneyeyim.
sandalyenin iyice ucuna otur ve bacaklarını uzat. ayaklarını yerden biraz kaldır. kalça fleksörlerin, quadricepsin ve karnın zorlanmaya başlayacaktır. dengeni korumak için gövdeni biraz arkaya doğru eğimli tutman gerekecektir. bunu yaptığından sırtın bir yere değmesin. bu pozisyonda sağ omuzunu leğen kemiğinin sol tarafına yaklaştırmaya çalış. hafif bir katlanma ve dönüş hareketi yapmış olacaksın. ardından sol omuzu leğen kemiğinin sağ tarafına yaklaştır. bir sağa bir sola sırasıyla dön.
bu hareketin asıl hedefi baklava olarak bilinen rectus abdominis değil, obliqus abdominstir ama inan bana sadece baklava çalışmaktan çok daha düzgün bir forma sahip olmanı sağlar.

illaki sadece rectus abdominis çalışmak istiyorum dersen de kuyruğunu bacaklarının arasına sıkıştıran köpek gibi bir hareket yaparak leğen kemiğini arkaya eğimli (posterior pelvic tilt) hale geitrerek bir nebze baklava çalışmış olabilirsin.
0
d e j i n
(02.11.21)
dizlerini birleştir, üzerine bi kaç top a4 koy, sırt dik, hafif öne eğil, karnını kas ve dizlerini yere değdirmeden indir kaldır. hali hazırda karın kasları aktif ise işe yarar.
0
hasmetizm 2046
(02.11.21)
(3)

İleri tarihli vekalet iptal edilebilir mi?

Wolfware
şöyle açıklayayım. ben ahmet üzerine bir araç alacağım. ahmet bana vekalet verecek ve bir sene sonra arabanın üzerime geçeceğine dair vekaletim olacak.peki ahmet bu vekaleti istediği zaman iptal ettirebilir mi yoksa bağlayıcılığı var mı bir sene sonrası için?
şöyle açıklayayım. ben ahmet üzerine bir araç alacağım. ahmet bana vekalet verecek ve bir sene sonra arabanın üzerime geçeceğine dair vekaletim olacak.

peki ahmet bu vekaleti istediği zaman iptal ettirebilir mi yoksa bağlayıcılığı var mı bir sene sonrası için?
0
Wolfware
(01.11.21)
süreli vekalet verebilirsin eğer onu soruyorsan zaten noterde sorarlar
0
duyurukullanıcısı
(01.11.21)
1 sene sonra arabanın üzerine geçeceğine dair vekalet olmaz. vekalet ile tanımlanmış süre içinde vekalet evrağında tanımlanan satın alma ve-veya satış işlemlerini bir başka şahısa yapabilirsin. (vekalet içinde muayne, tüm yasal yetkiler, belli bir plaka veya tüm araçlar gibi tanımlar da olabilir)

yani senin durumunda 1 yıl boyunca ahmetin arabasını başka bir şahısa satabilirsin (kendine satamazsın)

ahmet istediği an, istediği şehirden vekaletin çıkarıldığı notere ulaşarak bu vekaleti iptal edebilir.
0
orpheus
(01.11.21)
Ahmet 1 sene geçerli vekalet verebilir, ama bir sene dolmadan iptal ettireceği gibi, vekaleti iptal ettirmeden de aracı başkasına satabilir.

Ahmet bir yerlere borç takabilir ve araca haciz konulabilir.

Girmeyin bu işe bence, Ahmet kardeşinizse belki. Bak kardeşinizse bile kesin yapın demez kimse, bi düşünülür sadece.
0
John Bloor
(02.11.21)
(4)

Bu Dolar, Siyasetin Gündeminden Nasıl Hemen Etkileniyor? Bir Açıklayın

depresif çocuk
Şu olayı açıklayın hele.Başbakan çıktı bir şey söyledi veya saçma bir politik hamle yaptık. Nasıl hemen bu gelişmelerin neticesinde dolarda bir yükselme meydana geliyor, arka planı nasıl işliyor bu olayın merak ediyorum. Yani birileri tetikte bekliyor da en ufak bir ters hareketimizde fişimizi mi çe
Şu olayı açıklayın hele.
Başbakan çıktı bir şey söyledi veya saçma bir politik hamle yaptık. Nasıl hemen bu gelişmelerin neticesinde dolarda bir yükselme meydana geliyor, arka planı nasıl işliyor bu olayın merak ediyorum. Yani birileri tetikte bekliyor da en ufak bir ters hareketimizde fişimizi mi çekiyor? Başbakanın zaten tartışma yaratmayan açıklaması yok, bu da kanıksandı, e o zaman hiçbir şeyin sürpriz olmaması lazım.
0
depresif çocuk
(29.10.21)
Ben bi aileye borç veriyorum veya çocuklarına yatırım yapıyorum iyi eğitim alsınlar gelişsinler bana daha fazlasını kazandırsınlar diye. Aileden birileri dengesiz, ortamı geren şüphe yaratan açıklamalar yapıyor. Ben de bu aile manyak çıktı herhalde, planlarım yatacak diye vazgeçiyorum paramı yani yatırımımı geri çekiyorum. Daha güvenilir gördüğüm ailelere “borç” veriyorum. Ortamı geren, plansız programsız, şiddete açık, hukuksuzluk yapan (sonuçta bugün gazeteciye yarın iş insanına) vs vs aileler kendini değersizleştiriyor.
0
rewlack
(29.10.21)
Türkiyede dolar çok saçma bir hal aldı. Her an her şey olabilir mantığıyla tl çok çok kırılgan hale geldi. Ben tl'nin gerçek değerinin şu şartlarda bile bu kadar berbat durumda olabileceğine inanamıyorum. Geçen polonya cumhurbaşkanı gerekirse savaşırız dedi ab'ye meydan okudu ve zlotyde yaprak kımıldamadı. Tr'de böyle bir söylem olsa dolar min 50 kuruş giderdi. Durumumuz çok kırılgan, sallantıda. Her şeyin olabilme ihtimali var olarak görülüyor bu nedenle tüm açıklamalar hemen tl değeri açısından etki ediyor.
0
mg3929
(29.10.21)
dolar etkilenmiyor, türk lirası etkileniyor. stabil olmayan bir ülkenin parasına kimse yatırım yapmak istemez. ortalık karışır gibi olduğu anda herkes lan bir şeyler olacak herhalde deyip tl satıp döviz alıyor.
0
roket adam
(29.10.21)
sen elinde 100m usd olan bir fonun müdürüsün diyelim.

paranı sağa sola yatırdın. türkiye'ye de yatırayım dedin ama bakıyorsun ki türkiye'de hukuk yok. bu ne demek? mesela bir anda sırf birileri istedi diye bim'e 958 milyon TL ceza gelebilir. daha sen fonun parası ile bim hissesi alacaktın? bim'e çalışan nakliye firmasını satın alıp geliştirecektin falan? noldu şimdi?

peki bim hemen bir hafta içerisinde bu ceza ya karşı dava açıp ödemekten kurtulabilir veya bunu 50m tl'ye çekebilir mi? o hukuksal sistem var mı? yok.

o zaman diyorsun ki sende 100m usd yöneten bir müdür olarak ya benim ne işim var bu memlekette? gideyim kore'ye yatırım yapayım. bir günde saçma sebepten top perakende firmasına 1 milyar tl ceza kestiler itiraz bile edemiyorsun.

hopp gitti 100m usd.

10 müdür olsa 1 milyar dolar
100 müdür olsa 10 milyar dolar
1000 müdür olsa 100 milyar dolar.
0
duyurukullanıcısı
(30.10.21)
(7)

Belediye neden taksi işine girmiyor

dissendium
Bunun yasal bir engeli mi var? İlk aşamada 5 bin araç alıp gayet de trafiğe çıkabilirler. Daha sonra bu sayı artırılır. Bunu deneyen belediye var mı?
Bunun yasal bir engeli mi var? İlk aşamada 5 bin araç alıp gayet de trafiğe çıkabilirler. Daha sonra bu sayı artırılır. Bunu deneyen belediye var mı?
0
dissendium
(28.10.21)
çünkü taksi plakası sahipleri o ilçenin zaten ağa babalarıdır belediye başkanın kankasıdır.
0
duyurukullanıcısı
(28.10.21)
Satın alabileceği taksi plakası yok galiba bilmiyorum. Zaten Ekrem başkan da bunun peşinde ama sürekli red yiyor yeni taksi plakası için.
0
guitarissimo
(28.10.21)
girmek istiyor ama ukome'de kabul ettiremiyor.
0
xrated
(28.10.21)
Taksi isletmek icin plaka almasi lazim. Kimse satmaz plakasini, almaya kalkarsan da fiyati artar.
Diyelim paraya kiydin 5bin tane aldin yine sayi 17bin olacak.
Yine basamayacaksin plaka.

Istese uber tarzi bir cozumle taksileri deler gecer ama isine gelmiyor cozmek.
0
divit
(28.10.21)
tamam belediye istiyor girmeyi de ukome'den geçmiyor. ukome, belediyeye bağlı birim. ukome reddedince bir nevi belediye istememiş oluyor
0
avatar is back
(28.10.21)
Yasal olarak taksi hizmetini sadece taksi plakalari ile yapabilirsin. Yeni plaka basilma kararini da varolan plaka sahipleri yatirimlarinin fiyati dusmesin diye engelliyor.

Suruculu arac kiralama tarzi yasal olarak gri alanlar var ama onlar havaalani transferi tarzi seylerde calisabiliyorlar.
0
cleric
(28.10.21)
Belediye başkanı bir çok konuda kafasına göre karar alamıyor, UKOME'nin yapısının değiştirilmesi nedeniyle de yeni taksi plakası işini geçiremiyor. UBER konusunda da haksız rekabetle ilgili bir mahkeme kararı var yanlış hatırlamıyorsam. Orada mevzuat değişikliği vb. gerekecektir. Keza "Belediye 5 bin araçlık filo kursun, taksi gibi hizmet versin" desen onun da muhtemelen UKOME'den geçmesi lazım yapısı gereği zira UKOME "Ulaşım Koordinasyon Müdürlüğü" demek, buradan geçmeyen ulaşım çözümü zor. Bir şey bulsan bile belediye meclisine takılır... Bana kalırsa iktidar bu konuda yine kendi ayaklarına sıkıyor ve Ekrem İmamoğlu'nun ekmeğine yağ sürüyor; 5000 yeni taksi taksicileri mevcut süreçte olumsuz etkilemez, plakalar belediyeye ait olacağı için de plaka fiyatlarını çok düşürmez. Zaten COVID nedeniyle taksilere oluşan talebin bir anda azalması mümkün değil. Taksiciler ve iktidar basit bir şekilde çözülecek lokal bir problemi kangren haline getirdi, Ekrem İmamoğlu da bunu -haklı olarak- canlı tutup üzerinden prim yapıyor.
0
salihdt
(29.10.21)
(7)

screen recorder yazılımı

duyurukullanıcısı
ekip arkadaşlarına atmak için ekranı kaydetmem gerekiyor ama iyi bir program bulamadım.bulduklarımda ise genellikle flu çıkyıyor webm kaydediyor sonra onu mp4 yaparken kalite gidiyor vs.güzel bir program ne var acaba?
ekip arkadaşlarına atmak için ekranı kaydetmem gerekiyor ama iyi bir program bulamadım.

bulduklarımda ise genellikle flu çıkyıyor webm kaydediyor sonra onu mp4 yaparken kalite gidiyor vs.

güzel bir program ne var acaba?
0
duyurukullanıcısı
(28.10.21)
Sadece ekran kaydı olacak ise PowerPoint'te (evet MS Office) Ekle menüsü altında ekran kaydı mevcut. Üstüne mikrofondan ses kaydı da yapılıyor.
0
himmet dayi
(28.10.21)
başka yazılımlar vs kullanıyorum video editliyorum vs vs vs sadece office yok yani
0
🌸duyurukullanıcısı
(28.10.21)
halanne
(28.10.21)
Onu demek istemedim.

İstediğin programı kullan. O sorun değil. PowerPoint'in içinde ekran kaydı alabileceğin bir bölüm var. İstediğin herhangi bir şeyin ekran kaydını alabilirsin. Söylemek istediğim şey şuydu; atıyorum bi tuşa basınca fare imleci etrafında halka oluşsun, diğer yerler kararsın, yok efendim baloncuk çıksın içinde yazı görünsün vs. Bunlar yok. Onun dışında normal ekran kaydı alınıyor PowerPoint'te
0
himmet dayi
(28.10.21)
viking recorder lite.

kullandığınız işletim sistemine uygun versiyonu varsa çok başarılı. bir sürü seçeneği var, fps de seçebiliyorsunuz ve tamamen ücretsiz olmasına rağmen herhangi bir kısıtlama söz konusu değil.
0
killerbee
(28.10.21)
bir sürü yazılım var ama ortalama bir kullanıcı için en kolayı zoom yükle kendi kendine bir toplantı başlat, ekranını paylaş ve kaydet.

Sonra bu kaydı (mp4 olarak veriyor) ekip arkadaşlarına gönder.

Şu dönemde hepimiz uzaktan çalışırken zoom yüklü olmayan bir pc kalmadı gibi bir şey sonuçta.
0
yeninesiltupcu
(28.10.21)
OBS Studio bedava ve her işi görebilecek bir yazılım.

Ders vermek gibi bir amaç varsa Camtasia Studio'nun mouse ve klavye kaydetme şeyleri güzeldi (ama paralı)

Ek olarak, Mac kullanan varsa QuickTime'ı açıp "dosya->yeni ekran kaydı->kayıt yap" ile çok rahat kayıt yapabilir.
0
nhk ni youkosu
(28.10.21)
(8)

Uzaktan evlilik

el conquerador
Boşanmış bir çift, seneler sonra bir araya gelmeden, avukatlar aracılığıyla tekrar resmi olarak evlenebilir mi?Kuzenimin arkadaşı seneler önce ayrıldığı eşiyle tekrar evlenmiş. Ama fiziken bir araya gelmemişler. Yani nikah dairesine gitmek falan yok. Avukatlar aracılığı ile evlenmişler, her şeyi avu
Boşanmış bir çift, seneler sonra bir araya gelmeden, avukatlar aracılığıyla tekrar resmi olarak evlenebilir mi?

Kuzenimin arkadaşı seneler önce ayrıldığı eşiyle tekrar evlenmiş. Ama fiziken bir araya gelmemişler. Yani nikah dairesine gitmek falan yok. Avukatlar aracılığı ile evlenmişler, her şeyi avukat halletmiş, bunlar sadece imza atmışlar. Bu mümkün mü?
0
el conquerador
(28.10.21)
Öyle şey olmaz
0
adwokat
(28.10.21)
nikahı memurun kıyması ve şahitlerin olması şart. yoksa geçerliliği olmaz.
0
rose parks
(28.10.21)
başlığa baktıkça gülme geliyor öncelikle o yüzden sorry :D

sonrasında; ilişki belki sürüncemede kalmıştır, ertelenen mahkemeler yıllar sürmüş ve sonrasında avukatların davaları geri çekmesi tekrar evlenme etkisi yaratmıştır.
0
onemoremile
(28.10.21)
Resmi nikahta olmaz, islam hukukuna göre dini nikahta vekaletle nikah kıyılabilir.

Ya seneler önce boşanmadılar, resmi evlilikleri zaten devam ediyordu.

Ya da şimdi evlenmediler ama beraber yaşamak için "yeniden evlendik" dediler.
0
John Bloor
(28.10.21)
kulaktan kulağa nasıl geldiyse artık.

ben vekaleti verdim abi, o uğraşsın bana ne.
0
duyurukullanıcısı
(28.10.21)
değil, rüşvetle hatırla filan evraklar ayarlanmış olabilir

dini açıdan: kadın tekrar başka biriyle evlenip boşanmandan eski kocasıyla evlenemez
0
bir soru sorcam
(28.10.21)
Evli insanlar boyle daha saglam yalanlar uydurabiliyor.
Muhtemelen hic bosanmadilar.

Vekaletle evlilik olsa, nasil haberin olmadan adina sirket kuruyorlarsa ayni oyle devamli birileriyle evlenip bosanip dururduk.

Edevlete bakarsin Aa ben evliymisim dersin.
0
divit
(28.10.21)
Yanlis hatirlamiyorsam vekalet ile islemleri baslatabiliyorsunuz ama son asamada iki tarafin da fiziksel olarak sahitlerin ve memurun onunde evet demesi gerekiyor.

Yukarida yazildigi gibi yillardir devam eden bosanma davasini iptal ettirmis olabilirler.
0
cleric
(28.10.21)
(8)

NFT nedir? internette anlaşılır bilgi yok..

sonhakan
Örnekle açıklanırsa belki anlasilor
Örnekle açıklanırsa belki anlasilor
0
sonhakan
(28.10.21)
kısaca dijital obje. sınırlı sayıda üretiliyor veya tek bir adet üretiliyor. parasal değeri var.

monalisa tablosunun dijital olarak orjinal şekilde satılması gibi. tabi bunu sadece o tablonun hak sahipleri oluşturup satabilir.
0
xrated
(28.10.21)
örnek:

diyelim bir tane emoji var. bu emoji dünyada bir tek sende olcak, bu emojiyi görenler diyecek ki aa bu ne cool bi emoji sahibi kim acaba falan.

unique eser işte.
0
makarnavodka
(28.10.21)
"Bu emoji sadece sende olacak" ya da "Mona Lisa tablosunun dijitali" deyince bazı şeyler havada kalıyor. Bir kere bildiğim kadarıyla NFTleştirilmiş bir dijital objenin hariçten çoğaltılıp dağıtılmasını engelleyebilecek (Eğer intellectual property kısmına girmiyorsak) teknik bir şey yok. Yani emoji örneğinde o emoji herkes tarafından görülebilir, kullanılabilir, emoji NFTsi size o emojinin yaratıcısı tarafından "Bu emojinin dijital orijinali bu kişiye aittir" gibi bir token veriyor. Mesela tweetler böyle satıldı; sonuçta Jack Dorsey'in ilk Tweet'inin NFTsine sahip olmak Tweet üzerinde bir tasarruf hakkı tanımıyor.

İşin değer kısmı ise hemen her sanat ürününde olduğu gibi alıcıların değer algısına kalmış. Bugün herhangi yeni bir şey yaratmadan, piyasada anonim olarak bulunan bir şeyi gidip NFT haline getirip satışa sunabilirsiniz. Birisi buna 1000 dolar vermek isterse verir, buna engel bir şey yok.

Bu bağlamda NFT kabaca "Bu veri bloğu, şu tarihte, şu kişi(adres) tarafından şu kişiye(adres) tescil edildi" kaydı. Bu kaydın ne anlam ifade ettiği ise taraflara kalıyor.
0
salihdt
(28.10.21)
sanat eserlerinin dışında kendinize ait telif koyabileceğiniz ürünleri dijitalde tek kişiye satma olayı.
0
evimin paspasi
(28.10.21)
nft sahibi insan o eserin telif hakkı sahibi olmuyor. siz olayı çok yanlış anlamışsınız. eser gayet çoğaltılıp satılabilir. unique olmasının tek sebebi ünlülerin falan twitterda bakın bu nft benim bu hesap da benim ordan alabilirsiniz vs demesi. yoksa başkası kopyalayıp da satabilir. nft sizi telif hakkı sahibi yapmaz. ben mona lisanın fotoğrafını çekip nft olarak satabilirim buna bir engel yok.

ekşi başlığında daha ayrıntılı bilgiler var.
0
jelly bear
(28.10.21)
bence gelecekte şu şekilde olacak, türkiyede arabalar noterden satış oluyor gödügüm kadarıyla amerikada parayı verip ruhsatın arkasına imza ve register dairesine gitmeniz yeterli ama gelecekte her aracın bir nft'si de olacak, hatta aklınıza ne gelirse onun da nft'si olmasını engelleyen bir kanun yok, sonuçta bu nft'yi satmak demek o arabayı satmak demek olacak.

yani bu uygulamalar reelde bize ne kazandıracak,bunu düşününce bu mantıklı geliyor gibi.
0
liberal
(28.10.21)
sanal makbuz.
0
duyurukullanıcısı
(28.10.21)
jelly bear zaten kişinin kendisinin telifli eseri dedim. dikkatli okudun mu bilmiyorum.
0
evimin paspasi
(30.10.21)
(1)

Sermaye artırımı ve birkaç muhasebesel husus hk.

tchuck
muhasebeciden çok olumlu geri dönüş almadığım için, bir de burdan sormak istedim.eğer bu ücretli danışmanlık vs. tarzı bir şeye giriyorsa, silebilirim başlığı.bankacım (üniversiteden arkadaşım) bana birkaç şey söyledi1. sermayem küçük gözüküyormuş artırmam gerektiğini söyledi. 2. kasa hesabım çok fa
muhasebeciden çok olumlu geri dönüş almadığım için, bir de burdan sormak istedim.
eğer bu ücretli danışmanlık vs. tarzı bir şeye giriyorsa, silebilirim başlığı.

bankacım (üniversiteden arkadaşım) bana birkaç şey söyledi

1. sermayem küçük gözüküyormuş artırmam gerektiğini söyledi.

2. kasa hesabım çok fazla artıda gözüküyor, bankada o kadar para yokken kasa hesabının + yazması sıkıntı dedi

3. ortaklardan alacaklar hesabında hiç hareket olmamalı dedi.

-------

1. madde için 500bin lira falan sermaye artırımı yapmamın iyi olacağını söyledi. ben bunu muhasebecime sorduğumda; 500bin sermaye artırdığımda, bu parayı sermaye olarak yatırmadığım sürece bu paranın ortaklardan alacaklara düşeceğini, bunun da yıl sonunda kendime faiz geliri faturası kesmek zorunda kalmam gerekeceğini falan söyledi. yani işin özü çok mümkün değil dedi. (şirkete giren paralarla zaman içerisin çek-yatır yaparak sermaye ödeyemez miyim dediğimde de, mizanda sürekli bakiyeler terste kalacağı için bişey farketmez, yine bu faiz faturasını kesmen gerekir dedi)

2. madde için; yapılacak çok bişey olmadığını kasayı başka hesaplara dağıtamayacağımızı söyledi.

3. madde için de; şirkette bankamatikten de çekilse, hesaba havale de yapılsa, elde de tutulsa bu paraların her birinin ortaklardan alacaklara işlenmek zorunda olduğunu söyledi.

bankadaki arkadaşım da bunların her birisinin tam tersini iddia ediyor. "ortaklardan alacakları millet çatır çatır başka hesaplara yediriyor", "kasayı 500bin kâr eden adamlar bile kasayı 10bin tl gösteriyor", "ortaklardan alacaklarda kimse hiç hareket göstermiyor" vs dedi. banka tahsil bölümü için buradaki rakamların hiç olmaması/düşük olması önemliymiş çünkü.

yani gerçekten muhasebecimin dediğine mi, bankacımın mı dediğine inanayım bilemedim.

firmam da yazılım firması.
aşırı vergi ödüyorum, üstelik bu tür kayıtlar nedeniyle bankalara karşı da çok iyi durumda gözükemiyorum.
0
tchuck
(26.10.21)
muhasebecin seni güvenli limanda tutmaya, bankacın ise piyasa çakalı olmaya itiyor.

o sebeple hangisi doğrudur diye bir soru bence yanlış. sen firmanı nasıl yönlendirmek istiyorsun ona karar vermen lazım.

birde neden sermaye arttırımı yapman lazım onu iyice düşün. banka her zaman sana sermaye arttır der. 1m olsa 2m 5m olsa 10m 10m olsa 20m yap der.
0
duyurukullanıcısı
(26.10.21)
(2)

Forex hakkında

goklerdengelenkarar
En temel düzeyde nedir, mantığı nasıl çalışır?Türkiye’de yasal yollardan, tertemiz şekilde bu şle girme imkanları nelerdir?Ben girmeyeceğim. Bilgim sıfır. Sadece ne olduğunu en temel düzeyde merak ediyorum. İnanın internette bilgi yok. Ya aşırı detay ya da oltacılar dolu.
En temel düzeyde nedir, mantığı nasıl çalışır?

Türkiye’de yasal yollardan, tertemiz şekilde bu şle girme imkanları nelerdir?

Ben girmeyeceğim. Bilgim sıfır. Sadece ne olduğunu en temel düzeyde merak ediyorum. İnanın internette bilgi yok. Ya aşırı detay ya da oltacılar dolu.
0
goklerdengelenkarar
(26.10.21)
duyurukullanıcısı
(26.10.21)
hiç bilmeyen biri için yukarıdaki entry "bu nedir?" hissi uyandırır.

Daha basit olarak şuradan başlayıp temel şeyleri bi öğrenmek lazım: www.gcmyatirim.com.tr

Burada detaylı açıklanmayan kaldıraç sistemini de şöyle açıklayalım. Örneğin Dolar/TL çapraz kurunda 20 dolarlık bir işlem açacaksınız. Burada dikkat edilmesi gereken açacağınız işlem. Dolar, TL karşısında değer kazanacak diye düşünüyorsanız USDTRY paritesinde uzun, değer kaybedecek diye düşünüyorsanız kısa pozisyon açarsınız. Kaldıraç da kullandığınız aracı kurumun size sunduğu bir katsayı gibi düşünülebilir (esasında anaparanızın ne kadarlık bir değişime teminat olacağını belirleyen bir katsayıdır)

Örneğin USDTRY çapraz kuruna ilgili aracı kurum 100x kaldıraç sunuyor olsun. Siz 20 dolarınız ile uzun pozisyon açtınız. USDTRY'deki %1'lik değişim kaldıraç katsayısı ile çarpılıp sizin kazancınız olarak hesabınıza yansır. Yani 20 dolarlık işlem ile %1 artıştan 20 dolar kazanırsınız. USDTRY %2 yukarı yönde hareket ederse 40 dolar kazanırsınız. Tabii tersi için de aynı şey geçerli. Örneğin yine USDTRY'de kısa pozisyon açtınız (dolar değer kaybedecek diyorsunuz). TL dolar karşısında %1 değer kazanır ise ya da diğer bir değişle Dolar TL karşısında %1 değer kaybederse siz yine kazanmış oluyorsunuz. Bu işlemi sadece döviz üzerinden düşünmeyin. Petrolden pamuğa, altından gümüşe, şirket hisselerine varana kadar birçok enstrümanda işlem yapmak mümkün.

Örneğin "Facebook hisseleri bugün %5 değer kazanacak" diye bir varsayımda bulunalım. Siz 20 dolarınız ile Facebook hissesine uzun pozisyon açarsanız %5'lik artış size %500 olarak döner. Yani 100 dolar kazanırsınız. Toplamda 120 dolarınız olur.

Şimdi gelelim terste kalma durumuna. Facebook örneği üzerinden devam ediyorum. 20 dolarınız ile facebook'a uzun pozisyon açtınız. Ama facebook ilk 1 saatte %1 değer kaybetti ve daha sonra %5 değer kazandı diyelim. O ilk 1 saatte %1'lik değer kaybı Size %100 olarak yansıyacağı için yatırımızı likidite oluyor ve paranız bittiği için pozisyon otomatik olarak kapanıyor (stop-loss koymadığınızı düşünelim). Sizin para bittikten sonra facebook isterse %20 değer kazansın. Siz ondan bir şey kazanamazsınız.

Buradaki, yani kaldıraçtaki mantık şu: Siz aslında 20 dolarınızı teminat gösterip kaldıraç katsayısı kadar borç alıyorsunuz ilgili aracı kurumdan. Yani 2000 dolar alıyorsunuz. 20 doları da teminat olarak aracı kuruma veriyorsunuz gibi düşünün. Şimdi 2000 dolarınız var. Herhangi bir enstrümanda uzun pozisyon açtınız ve o enstrüman %2 değer kazandı diyelim. 2000 * %2 = 40 ettiği için siz 20 dolarınız ile 40 dolar kazanmış oluyorsunuz. Şimdi terste kaldığınız durumu ele alalım: 2000 dolarınız varmış gibi düşünüyoruz yine; USDTRY'ye uzun pozisyon açtınız ve USDTRY %0,5 değer kaybetti diyelim. 2000 * %0,5 = 10 dolar eder. %0,5'lik bir hareketle sizin paranın yarısı gitti. %1'lik bir ters harekette de paranın tamamı gidiyor ve pozisyon kapanıyor. Forex'in kötü tarafı bu. Kaldıraçsız işlemde ne olursa olsun elinizde bir kıymet kalıyor iken forexte tamamen sıfırı görebilirsiniz. Üstelik çok ufak değişimler ile bu mümkün. Dolayısı ile forex piyasası daha çok kumara benzer. USDTRY üzerinden düşününce %1'lik hareket büyük bir hareket gibi geliyor ama örneğin BIST'te 10 saniye içinde herhangi bir hisse %15 değer kaybedebiliyor. Dolayısı ile paranın 2 saniye içinde sıfırlanması bile çok olası.
0
himmet dayi
(26.10.21)
(7)

Başarılı bir mobil uygulama yapma ihtimali sıfır mı?

Benyinegulerim
İstediğiniz herhangi bir uygulamayı android ve ios için yazacak, yayınlayacak beceriniz var diyelim. Bunun indirilme, beğenilme şansı artık sıfır mı sizce? Şu an teknoloji kanalları artık alanı domine eden şirketler yüzünden bunun mümkün olmadığını söylüyor. Ne düşünüyorsunuz?Edit: söylemek istedikl
İstediğiniz herhangi bir uygulamayı android ve ios için yazacak, yayınlayacak beceriniz var diyelim. Bunun indirilme, beğenilme şansı artık sıfır mı sizce?

Şu an teknoloji kanalları artık alanı domine eden şirketler yüzünden bunun mümkün olmadığını söylüyor. Ne düşünüyorsunuz?

Edit: söylemek istedikleri şey sektör domine ediliyor ve aradan sıyrılmak zor.
0
Benyinegulerim
(26.10.21)
onu söyleyen kimse bir daha takip etme, saçmalık.

teknoloji hiçbir zaman bitmez. sonlanmaz. her zaman devam eder. sadece senin vizyonun sığ ise görüş alanın dar demektir. o sebeple herşey yapıldı diye sanabilirsin.

şurada discord kaç yaşında? cluphouse daha oturmadı bile. daha yapılacak binlerce şey var.
0
duyurukullanıcısı
(26.10.21)
Sıfır değil. Pazarlamaya ne kadar sermaye ayırdığına bağlı. "Uygulamayı yapayım, markete atayım. Orada keşfedilsin." diye düşünürsen tarihin en iyi uygulamasını yapsan da hiç indirilmeyebilir. Günümüzde kulaktan kulağa yürümüyor bu işler. Reklama, tanıtıma parayı basan düdüğü öttürüyor. Piyasayı domine eden şirketlerin gölgesinde kalmak tabii ki beklenen bir şey ama "artık mümkün değil" demek absürt.
0
himmet dayi
(26.10.21)
aslında ihtimal var gayet yok değil de bence tek sıkıntı;

biraz dikkat çeksen, piyasada daha güçlü olan bir şirket daha iyisini veya benzerini yapıp önüne geçebilir ve sönebilirsin.

eğer demek istedikleri o ise haklılar. ama uzmanlık ve geniş çaplı bir altyapı isteyen (herkesin he deyince yapamayacağı) bir ürün ortaya koyarsan bu ihtimali de azaltırsın.
0
ananiyimioguz
(26.10.21)
alakası yok. daha yepyeni tiktok gibi, clubhouse gibi örnekler var. her gün çıkan yeni hypercasual oyunlar var. vesaire, vesaire.
0
roket adam
(26.10.21)
Açıkçası ben "bunun için kesin bir uygulama vardır" diye arayıp bulduğum ve daha önce kullanmadığım bir uygulamayı indireceğim zaman öncelikli olarak kaç kişinin oy verdiğine ve bunların kaçının 4-5 yıldız olduğuna bakıyorum. Örneğin +1m kişi tarafından 4.5 yıldızı olan bir uygulamayı +500k kişiden 4.9 yıldız almış bir uygulamaya tercih ediyorum.

Diğer taraftan kullanıcı etkileşimi daha düşük bir uygulamanın arayüzünü daha çok beğendiysem geliştirici açıklamasına ve yorumlara verdiği cevaplara bakıyorum, samimi geliyorsa riske girip indiriyorum. Eğer klasik esnaf kafasında yazılmış bir şeyse hiç dokunmuyorum.
0
akhenaten
(26.10.21)
bir arkadaşım (32 yaşında), 20'li yaşlarda olan çocukların kurduğu şirkette işe girdi geçen hafta :D Google Play Store'da milyonlarca indirilen bir oyun yapmışlar genç yaşta bile şirket kurup yürümüşler mesela.
0
nhk ni youkosu
(26.10.21)
orpheus
(26.10.21)
(10)

Her şeyden bıkınca napıyoruz?

Bruce
İş yerinde her şeyi halleden olmaktan bıktım. Çözülemeyen sorun olduğunda yardım istenen olmaktan bıktım. Sorunu olan arkadaşların danıştığı insan olmaktan bıktım. Babamın muhasebesini tutmaktan bıktım. Ablamın işiyle ilgili fikir vermekten bıktım. Beraber büyüdüğüm, en yakınım dediğim kuzeninim kar
İş yerinde her şeyi halleden olmaktan bıktım. Çözülemeyen sorun olduğunda yardım istenen olmaktan bıktım. Sorunu olan arkadaşların danıştığı insan olmaktan bıktım. Babamın muhasebesini tutmaktan bıktım. Ablamın işiyle ilgili fikir vermekten bıktım. Beraber büyüdüğüm, en yakınım dediğim kuzeninim karı kız muhabbetinden bıktım. Kendi karı kız muhabbetimden de bıktım.

Kimse beni aramasın istiyorum. Kimseye derman olmak istemiyorum. Genel olarak sorumluluk sahibi olmaktan bıktım. Görünmez olmak istiyorum, var olmamak istiyorum.

Napıyım, kendimi ölü mü göstereyim? Bildiğiniz kimlik değiştirmeci var mı? Nasıl kaçıcam her şeyden?
0
Bruce
(26.10.21)
(bkz: abi geç oldu yat istersen artık )

Sal gitsin bruce, dert etme o kadar.
0
j r r tolkien hayrani
(26.10.21)
telefonu kapatın.
0
erenderk
(26.10.21)
buraya değil de bu insanlardan birine patlıyoruz ve bu kişileri korkutuyoruz, bir süre bize bir şey demeye korkuyorlar, biraz rahat ediyoruz ama sonra da bu insanları kırdığımız için vicdan azabı çekiyoruz.
0
rahip janick
(26.10.21)
İstifa edip telefonu 1-2 ay bıraksan kendine gelirsin ama niye böyle doldun ki şimdi acaba o.O
0
abuzer
(26.10.21)
dolmussun iyice, hicbir seyi dusunmeden telefondan internetten insandan uzak bi kafa tatili 1 haftada resarj eder aslinda. ve bu noktaya gelmeden belli periyotlarla kucuk tatiller iyi gelir diye dusunuyorum sonrasi icin.
0
in vino veritas
(26.10.21)
Hayır demeyi öğrenerek.
0
bagcivan
(26.10.21)
haha şaşırdım okuyunca.
abi sen gerçek hayatta da duyuruda olduğu gibi her soru sorup yardım isteyene ilk koşup cevap veren kişi oluyorsan bunların başına gelmesi ve sonuçta bıkmak normal.
ben mesela beni bıktıran birisi olursa dinlemiyorum. dinler gibi yap dinleme mesela.
0
dafuq
(26.10.21)
hacı o değilde sana bir şey sorcam.

bir eleman var bana borcunu vermiyor onu nasıl yaparız?
0
duyurukullanıcısı
(26.10.21)
Hocam toplumun sizin gibi insanlara çok ihtiyac var, her 10 insana bi tane sizin gibi insan gerekiyor. Göreve devam :(

Biraz mola iyi olabilir dabi.
0
WithWorth
(26.10.21)
biraz tatil iyi gelir, telefonsuz tabii. hatta bana iki gün kamp bile iyi geliyor.
0
selam
(26.10.21)
(3)

şu an turist vizesi ile nereden multi schengen alabiliyoruz?

duyurukullanıcısı
roma, ispanya vize vermiyor sanırım? iş vizesi içinde zorlamak istemiyorum
roma, ispanya vize vermiyor sanırım? iş vizesi içinde zorlamak istemiyorum
0
duyurukullanıcısı
(18.10.21)
macaristan'dan suan vize alabilirsin; ama multiple verirler mi bilemem.
0
buenosdias
(18.10.21)
macaristan'dan 2 kere aldım ama hep uçak bileti kadar gün verdiler bir daha almam.
0
🌸duyurukullanıcısı
(18.10.21)
Ben Almanya 1 yıllık aldım geçen ay
0
skyangel
(18.10.21)
(21)

ne kadar fakirleştiniz?

yazar yazmaz yazan yazar
son 5 yılı baz alalım. hayatınızda neler değişti? neleri kısıyorsunuz?kendimden örnekler verecek olursam:- zara'dan giyinirdim indirimlerini deli gibi takip ederdim. artık mail listesinden bile çıktım. lcw'den giyiniyorum. (ki lcw bile gayet pahalı)- kafama her estiğinde kaju-antep alır yerdim. şimd
son 5 yılı baz alalım. hayatınızda neler değişti? neleri kısıyorsunuz?

kendimden örnekler verecek olursam:

- zara'dan giyinirdim indirimlerini deli gibi takip ederdim. artık mail listesinden bile çıktım. lcw'den giyiniyorum. (ki lcw bile gayet pahalı)

- kafama her estiğinde kaju-antep alır yerdim. şimdi ayda 1 kez ancak alabiliyorum.

- protein tozu almayı bırakalı seneler oldu.

- 4 senedir aynı telefonu kullanıyorum. yeni çıkan telefonları takip bile etmiyorum. nasıl olsa alamayacağım.

- getiryemekteki indirimler hariç yemek söylemiyorum.

- aburcubur işlerini mininmuma indirdim.

- konserlere gitmiyorum.

- eşimle tenise giderdik her hafta. şimdi ayda 1 belki gidiyoruz.

e, 32, kamu çalışanı.
0
yazar yazmaz yazan yazar
(18.10.21)
Artık barda vs bira içmiyorum. Evde ya da sahilde içiyorum genelde.
Telefonumun bilgisayarımın bozulmasından korkuyorum. iphone 6s ilk çıktığı hafta almıştım, korkmadan kılıfsız kullanırdım o zamanlar. Teknolojik alet pahalılığı beni kılıfa zorluyor.
Protein tozu ben de almıyorum.
0
mg3929
(18.10.21)
-telefonum 3 yıllık huawei
-dışarıda yemek hemen hemen yok
-balık ve k. eti daha az yiyorum
-kahvemi evde yapıyorum
-kuruyemiş sadece çekirdek alabiliyorum.. fındık fıstık vs.. çok çok nadir.
-çoğu gıda ve temizlik ürünlerinde daha uygun marka değişimi veya kg azaltımı yaptık.
-yılda 1 veya 2 kıyafet alışverişi
-otomobili çok uzak yerler ve alışveriş dışında kullanmıyoruz
-neredeyse bütün alışverişi internetten ucuz ve kampanyalı ürün arayarak yapıyorum
-tatile bu sene gitmedim
-konser yok.. spotify alırdım onu iptal ettim.

anında aklıma gelenler.. düşündükçe liste uzar elbette
0
jepa
(18.10.21)
Üniversite öğrencisiyken daha rahat harcama yapıyordum. Söyleyeceğim tek şey bu.
0
dissendium
(18.10.21)
Elektroniği sık takip eder, sık değiştirirdim.
Şimdi amaan bunların da hızına yetişilmiyor, bunlar hep kapitalizmin oyunları, kaptırmamak lazım.. moduna geçtim.

Aliexpress'ten çok sık alışveriş yapardım. Artık siteyi ziyaret bile etmiyorum.

Marka kıyafetleri düşünmeden alırdım, şimdi fiyat/performansı yüksek aynı işi karşılayabilecek ürünler araştırıyorum günlerce.

Benzini dert ederdim, arabayı sattım dertten kurtuldum. Allah muhafaza şuan aracım olduğunu düşünemiyordum.
0
ananiyimioguz
(18.10.21)
5 yıl önceki dolar kuru farkı katında fakirleştim
0
bir soru sorcam
(18.10.21)
- zara olayını ben de bıraktım çok uçtu fiyatlar. indirimden basic tshirt ve sweatshirt görünce alıyorum. pantolon olayını da amazondan jj kot stoklamıştım beni 3-4 yıl götürür.

- cola falan az alırdım şimdi hiç almıyorum. su en sağlıklısı moduna girdim :)

- kıyma falan kasaptan çektirirdim kuzu dana karışık. şimdi carfurdan dana döşten çektiriyorum en uygunu.

- arabaya aksesuar falan almaya çok hevesliydim şimdi kuruş masraf etmiyorum.

-mercedes c180 almaya 2 sene önce maddi olarak yaklaşmıştım şimdi rüyamda görürürm.

- ürünleri sıfır alacakken ulan dur letgoda vardır belki diyorum.

- iphone 6s telefonum var 4 yıl oldu. değiştirirsem ikinci el iphone 8 falan alırım diye düşünüyorum.

- iphone watch, airpods falan almak istiyordum şimdi kablolu kulaklığa devam. ne gerek var, ikisi de iş görüyor :)
0
xrated
(18.10.21)
2015 araliktaki maasim(ilk isim diyebiliriz) 2bin dolardi. her yil defalarca yurt ici gezi ve birkac kez yurt disi gezi yapabiliyordum. su anda o sirkette 6 yil tecrubelilere ( ben de orda dursam oyle olacaktim) 1500 dolar civarinda veriyorlar.

yukselip tecrubelenmeye ragmen alim gucu azaldi... yurt disi gezileri gittikce zorlasti, eskiden bim-a101'e girmeyenler de oralara girmeye basladilar.
0
fakyoras
(18.10.21)
Elektrikten tasarruf etmeye çalışıyorum.
Sık sık giysi alırdım. Şimdi bakmıyorum bile. Yeterince varken de keyif için alırdım.
Market alışverişini düşünmeden yapabiliyordum. Şimdi en acil ne ise, onları alıp çıkıyorum.
0
pro9it9is9
(18.10.21)
- sıfır araba, telefon, bilgisayar alabilirken şu an alamıyorum.
- markette para harcarken bin defa düşünüyorum.
- yurtdışı hayal oldu, storylerden bakıyoruz işte.
- para biriktiremiyorum.

bizi bu hale getirenlere teşekkür eder, daha çok yemelerini rica ederim.
0
scudman1
(18.10.21)
aynı güçte en üst seviye laptopa bakarken şimdi
aynı güçte en alt seviye laptopa bakıyorum.
0
duyurukullanıcısı
(18.10.21)
Aslında hepimiz aynı durumdayız yazdıkların üç aşağı beş yukarı ortak

Eskiden teknoloji haberlerini takip ederdim şu an içimden o bile gelmiyor

Markette temel gıda dışında bir şey alırken bile - örneğin sos, turşu vs- bunu almalı mıyım diye ister istemez arada kalıyorum
0
freebird5406_2
(18.10.21)
*En az haftada bir etkinliğe giderdim.
*Ayda bir belki.

*Kuaföre daha çok giderdim, saç ördürmeye bile uğrardım.
*Ayda bir kaş aldırmaya gidiyorum sadece.

*Sık sık dışarıdan yemek söylerdim.
*Telefondaki uygulamaları temizledim. Bazen iş yerine getir kampanyalarından söylüyorum o kadar.

*Ayda birkaç kez dışarıda kahvaltı yapardım.
*Ne yazacağımı bile bilemedim. En son kardeşim ısmarlayacak diye gitmiştim kaç zaman önce.

*En az haftada bir akşam bir mekanda oturur bir şeyler içerdim.
*İçeceğimi ve sandalyemi alıp sahile gitmeye başladım.

*Eskiden çok kıyafet alırdım gerekli gereksiz.
*Artık ihtiyaç dışı bir şey almıyorum ama ihtiyaç olanı da almak için bazı şeylerden feragat etmem gerekiyor maalesef.

-Aylık sabit giderlerimin kalitesi günden güne düşüyor. Zam geldikçe bir alt markaya düşe düşe sonunda nereye varacağımı bilmiyorum.
-Yıllık üyelik süreleri biten uygulamaları yenilemiyorum.

Aklıma geldikçe eklerim şimdilik aklıma gelenler bunlar.
0
mutekebbir
(18.10.21)
5 sene önce üniversiteydim, burs alıyordum ve bir öğrenciye göre oldukça güzel geçiniyordum. şu an işsizim sıfır gelirle evden dışarı adım atmıyorum.
0
candide
(18.10.21)
Dışarda arkadaşlarla hiç düşunmeden biralar, tekilalar içerdik; şimdi bütün içmeli aktiviteler eve döndü.

Yurtdışı tatili her sene mutlaka planlanır ve gidilirdi; geçen seneden beri ailemin yaşadığı ülke hariç hicbir yere gitmedim ki ona da zorunluluktan gidiyorum.

Konser, tiyatro, sinema biletleri hiç düşünmeden alınırdı şimdi değer mi ki gitmeye diye dusune düşüne hareket ediyoruz.

Değişik ülkelerden gelen yemek sosları ithal çikolatalar vs gibi şeyleri almayı çok severdik; o reyonlarin önünden gecmiyoruz artık.

Her ay giysiler birkaç parça giysi, bakım ürünleri vs hep alırdım şimdi ihtiyacım yoksa almıyorum. Eşimin de elektronik eşyalara zaafı var, aliexpress size çalışıyor diye dalga gecerlerdi, geçen gün bakmış en son bir sene önce yeni bir şey almış.


Bir de düşününce hatırladım şimdi; parfümün 1200 lira olmuş. Söyleyeceklerim bu kadar.
0
fraise
(18.10.21)
Sadece alisveris yaparken kufur ediyorum, onun disinda daha da zenginlestim.
Herkes 2013-2018 arasi cilginca harcarken ben biriktiriyordum simdi sulalem raad.

Bak ama yegene araba alacaktim bu paraya araba mi olur lan manuel kullanmayi ogren dedim almadim, bu olcekte fakirlestim.
0
divit
(18.10.21)
6 sene önce bir maaşımla o zaman için en baba macbook'u almıştım, şimdi ise maaşımla en düşük özellikli macbook'u alamadığımı fark edip var olanın bataryasını falan değiştirme planları yapıyorum.
0
BuddyGuy
(18.10.21)
- hobi namina bir sey kalmadi. Ki cok ciddi paralar harcardim. (Lego'nun sitesine girmeyeli, plak bakmayali, elektronik almayali 2 seneyi gecmistir).

- eksisozluk'teki lego whatsapp grubuna son 1 yildir mesaj dahi atilmiyor :) (kimisi pilot, kimisi muhendis bu arkadaslarin. Setlerini satip birakanlar oldu)

- 2 sene once almayi dusundugum arabalari su an 3 aile bir araya gelsek zor aliriz.

- marketten falan kismadik ama her kasadan geciste vay mk diyorum.

- disarda mekana gitme olayi cok cok azaldi. (Pandemi etkisi de var biraz)

- eskiden biletix'ten sadece guzel etkinliklere bakardik, simdi en tirt konser 300 kagit olmus. 2 kisi gitsen yedin ictin otopark vs 700 800 harcayip donuyorsun. Gitmemeyi yegliyoruz genelde.

Aslinda tek tek saymaya bile gerek yok, her turlu etkisini herkes hissediyor artik.
0
brkylmz
(18.10.21)
siyasal islam ve hayatsız yaşlılar yüzünden hiçbirşey yapamıyoruz. yaşarken öldürdüler.
0
ayseee
(18.10.21)
Cok şey değişti.
Bayagidir yurtdisina çıkmıyorum öncelikle, en onemli fsrk bu. Genel olarak yurticijde de eskisi kadar gezmiyorum.
Disaridan yeme ciddi oranda azaldi.
Et yemeyi azalttim ki en büyük keyfimdir et. Kafama estikçe gider et yerdim disarida, her kafama estiğinde yemiyorum artik.

Marka giymeyi bırakali cok oldu, ayni sey bende de var. Lcw DeFacto mağazalarina hiç girmezdim, kalitesiz buluyordum hic bakmıyordum bile. Artık bakiyirum boyle uygun fiyatlı markalara.

Hobilerime eskisi kadar para harcayamiyorum. Lazım olan malzeme oldugunda gider fazla fszla alırdım, şimdi erteliyorum cogu hobi malzemesini.

Sacim icin kullandigim urunler vardi, bszilarini artik almiyirum ya da cok daha nadir kullaniyirum.

Cok konsere giderdik, artık nadir gidiyoruz.

Kısacası keyfi seylere zevklere ayirdigim pay ciddi oranda azaldi, bir coguba hiç pay kalmadi. Genel olarak mecburi şeylere ve onun dışında yemeğe harciyirum anca. Bogazdan çok da kesemiyorum ama digerlerinde ciddi sekilde kısıtlamaya gittim.

Eskisine baktigimda bok gibi hayat yasiyorum su an ama farkidna değilim. Bildigin fakir olmusum.
0
stavro
(19.10.21)
-Çeşit çeşit peyniri eksik etmezdim. Eski kaşar, örgü, dil, isli peynir severim. Şimdi nerde indirimli bulursam düz ezine vs. alıp geçiyorum.

Sırf beğendiğim için yeni ayakkabı, mont, bere alırdım her yıl. Şu an yıprana kadar aynı kıyafetlerle devam diyorum.

Yeni kozmetik ürünleri denemeyi seviyorum. Ama artık bildiğim kalitesinden emin olduğum ürünleri stok yapıp macera aramıyorum.

İş yerinde arkadaşlarıma çay, kahve vs bol bol ısmarlardım. Şimdi ne gidip virüs riski alıyorum ne de bişey ısmarlıyorum.

Sıvı deterjandan toz deterjana geçtim baya ekonomikmiş.

Böyle böyle pinti olucam zorla.
0
buzbebek
(19.10.21)
Tatil, konser vs aklımın ucundan geçmez. 5 yıl önce günü birlik bile uçakla bi yere gidip gezip geliyordum.

Arabamı bi daha değişemem.
Ev sahibi çıkarırsa 4 5 binlik bi kirayı asla ödeyemem o kadar kazancım yok.

Sigortamı ödeyemiyorum

2 yıldır gözlük ihtiyacım var, camını değişemedim. 5 yıl önce lens kullanıyordum

5 yıl önce haftada 3 kez kuaföre giderdim. Saçımı evde boyayıp kendim kesiyorum şu an.
0
photo85
(20.10.21)
(4)

Instagramda hikâye paylaşamıyorum

gregorpanpa
bir tane ticaret hesabım var kendi gönderilerimde paylaş seçeneğine tıkladığımda hikayemde paylaş seçeneği çıkmıyor uzun zamandır, diğer herşey normlal neden olabilir qcaba
bir tane ticaret hesabım var kendi gönderilerimde paylaş seçeneğine tıkladığımda hikayemde paylaş seçeneği çıkmıyor uzun zamandır, diğer herşey normlal neden olabilir qcaba
0
gregorpanpa
(10.10.21)
www.instagram.com
Bu özellik gelmiş olabilir.
0
kobuzchu kiz
(10.10.21)
saçma sapan bir özellik getirdi ig.

normal story atacakmış gibi hikaye'ye gel oradan oluştura bas

oradan üst ortadaki gülen şeye bas

3.sıra sağda yeniden paylaş var.

orada en son baktığın fotoları göreceksin oradan seçip paylaşacaksın.
0
duyurukullanıcısı
(10.10.21)
üst ortada Gülen şey yok
0
🌸gregorpanpa
(10.10.21)
buldum teşekkürler
0
🌸gregorpanpa
(10.10.21)
(6)

Firmalar/kurumlar neden link kısaltma servislerini kullanır?

tey tey
Ben mi paranoyağım ama bu bit.ly tarzı siteleri kullanan kurumlar sinirimi bozmakta. Özellikle sms yoluyla iletişim kurduklarında bu servisleri kullandıklarında tıklamak istemiyorum.Üniversite mesaj atıyor, tıklayın dediği yer bit.ly/***Ya da dandik bir firma nereden bulduysa iletişim bilgimi, sms i
Ben mi paranoyağım ama bu bit.ly tarzı siteleri kullanan kurumlar sinirimi bozmakta. Özellikle sms yoluyla iletişim kurduklarında bu servisleri kullandıklarında tıklamak istemiyorum.

Üniversite mesaj atıyor, tıklayın dediği yer bit.ly/***

Ya da dandik bir firma nereden bulduysa iletişim bilgimi, sms iptali için şuraya tıklayın demiş, yine bit.ly/***.

Hadi arkadaşlar arasında veya resmi olmayan konularda tamam da, işletmeler veya kurumlar neden kullanıyor bunu? Hiç profesyonel de durmuyor üstelik?
0
tey tey
(08.10.21)
çok büyük ihtimalle verecekleri adres çok uzun bir adres olacaktır. mesela "bu mail listesinden çıkmak için şuraya tıklayın" dediğinde :

www57.maillist.birşeyler.com/unreg.asp?fjdksjşflkdjsfşldskfjsdfşldskjfsdşlfkjdsşflj4opı3urpğo9ucrnslfıuj0ğp9unldskıfnşlksjnlfkjdnşflısdunbvğfpu24nflkjdnşldkjrtfnğunflşsşf4nv20ğ9fn0sdfşlkjn42fnf42ğnfuv429uf42p2wfjelvkjfşwnlşfwjnfvşlwkjnfw

gibisinden bir adrese gideceksiniz. bu adresi sms olarak almak istemezsiniz sanırım
0
co2s2
(08.10.21)
linke kaç kişi tıklamış onu görüyorlar. önemli.
0
duyurukullanıcısı
(08.10.21)
çünkü attıkları linkler normalde ahmet.com/?alıcı=tey tey şeklinde oluyor ya bunu gizleyip takip ediyorlar ya da uzun olmasın diye kısaltıyorlar ama genelde 1. seçenek
0
nahtoderfahrung
(08.10.21)
1-) Adres kısalıyor.

2-) Link sayesinde analitik veriye ulaşabiliyorlar.
0
hayirsiz
(08.10.21)
Kendi kısaltma domainlerini de kullanıyorlar bazı siteler, dikkatinizi çekmiyordur belki ama Google da g.co ile kısaltıyor linkleri.

Bir de tinycc'deydi galiba, aynı kısaltmanın gittiği linki değiştirebiliyorlar. Haftalık toplantı zoom linkini kisa.com/bişeykulübü gibi bir linkle paylaşıyorlar, her toplantı için güncelliyorlar mesela mesela.
0
kobuzchu kiz
(08.10.21)
Aslında toplantı gibi durumlar ya da sık kullanılan, bilinen, güvenilen kaynaklardan gelen kısaltılmış linkler mantıklı. Counter olarak kullanılabildiğini veya farklı analitik verilere ulaşmak için kullanıldığını bilmiyordum (bkz: TIL).

Benim sıkıntı olarak gördüğüm yarı-bildiğim veya hiç bilmediğim işletmelerden buraya tık istemeleri. Rasgele bir linke tıklamak gibi bir şey bu. Tehlikeli resmen. Link uzatma servisleri de var aslında ama üşendirici:)
0
🌸tey tey
(08.10.21)
(15)

iş sözleşmesi rekabet yasağı hk

ernecati
merhaba;3,5 yıl mühendis olarak çalıştığım firmadan ayrılıp başka bir firmaya yönetici olarak geçtim. ama anlaşmazlık oldu deneme süresi içinde ayrıldım. önceki çalıştığım firma ekteki maddelere ithafen 150binTl civarı ödeme yapmam gerektiğini bildiren ihtarname göndermiş.emsal davalarda tazminat öd
merhaba;
3,5 yıl mühendis olarak çalıştığım firmadan ayrılıp başka bir firmaya yönetici olarak geçtim. ama anlaşmazlık oldu deneme süresi içinde ayrıldım. önceki çalıştığım firma ekteki maddelere ithafen 150binTl civarı ödeme yapmam gerektiğini bildiren ihtarname göndermiş.

emsal davalarda tazminat ödeyen de var ödemeyende var ama herkesin sözleşmesi ayrı tabii. hukuki anlamda ekteki maddelere göre yorum yapmak isteyen ve konu hakkında tecrübesini paylaşmak isteyen olursa memnuniyetle dinlerim.
0
ernecati
(04.10.21)
sen bu sözleşmeye imza attın mı?

sana ayrıca bir gizlilik sözleşmesi imzalatıldı mı?

sen cidden rakip veya aynı sektörde bir firmaya mı geçtin? veya firma seni bu sebeple mi transfer etti?

burada iki firmadaki işinin niteliği çok önemli. onu açman lazım.
0
duyurukullanıcısı
(04.10.21)
ekteki iki belge iki ayrı sözleşmenin maddeleri , madde 2 gizlilik sözleşmesinin parçası, madde 10 belirsiz iş sözleşmesinin parçası. ve evet malesef ikisine de imza attım. istifadan sonra aynı sektördeki bir firmaya geçtim ancak önceki firmada proje geliştirme uzmanı unvanı ile çalışıyordum, son çalıştığım yerde proje ve sistem yöneticisi olarak başladım. ismi yakın gibi gözükse de firma değiştirdiğimde önceki yaptığım işle tamamen alakasız bir pozisyona başladım diyebilirim. zaten deneme süresini tamamlamadan (işe tam vakıf olamadan) ayrıldım. bu durumda nasıl değerlendirilmeli?
0
🌸ernecati
(04.10.21)
Eski firman dava açmadan git konuş yokmu orada üst kademede tanıdığın kimse? Deneme süresinde yeni firmadan istifa etmişsin zaten. Abi böyle saçma birşey olamaz tabi ki aynı sektörde iş bulacaksın, çünkü o sektöre vakıfsın. En kötü iş mahkemesinden döner bu iş içini rahat tut.
0
kanlakarisikyagmur
(04.10.21)
aslında eski firmadan ayrılırken konuşarak anlaştık. herhangi bir problem olmadan ayrıldım. üst düzey tüm yöneticilerle helalleştim. herkes yolun açık olsun diyerek uğurladı beni. 2 ay sonra böyle bir durum ortaya çıktı. o sebeple arayıp ne diyeceğimi bile bilmiyorum açıkçası.

Öte yandan yaptığım iş ile ilgili yüksek lisans ta yapıyorum. hem akademik hem profesyonel olarak bu alanda uzmanlaştım. başka bir işte çalışmam iş hayatıma sıfırdan başlamak demek. bu yaştan sonra ne başka iş bulabilirim ne de başka bir iş öğrenebilirim ama bu söylediklerimin hukuki bir dayanağı var mıdır onu bilmiyorum..
0
🌸ernecati
(04.10.21)
burada öncelikle bir avukat ile görüşmen gerekicek, imzaları atmışsın. bizim söylediklerimiz biraz havada kalır. yeni başladığın firmanın bu durumdan haberi var mı? varsa onlarda bozulabilir veya bilinçli olarak seni transfer etmişler ise senin sorunun diyebilirler.

burada pozisyon isimlerinden ziyade yaptığın iş önemli eğer sen önceki firmandaki teknik bilgi, know-how, dosya döküman vs yeni işinde de kullanıyorsan ve önceki firman bunları kanıtlar ise işin zor. buradaki kast ettiğim şey sektöre mal olmamış şeyler. elbette her yerde autocad kullanacaksın ama önceki firmandaki autocad dosyalarını yeni firmaya taşıyıp orada da kullanıyorsan buralar hep sorun.

yani avukat ile konuş ama iki farklı işindeki 'işin niteliği' nin farklı olduğunu kanıtlaman gerekiyor. pozisyon isimlerine takılmadan.
0
duyurukullanıcısı
(04.10.21)
teşekkür ederim,
avukata ilettim konuyu o da araştırıyor bir yandan.
yeni firmaya da ilettim onlar istediğin yerde çalışırsın kimseyi bağlamaz diyorlar ama daha önce de tecrübe etmemişler böyle bir şeyi.
iş tanımları ile ilgili bir doya hazırlasam iyi olacak her ihtimale karşı
0
🌸ernecati
(04.10.21)
Bir sey cikmaz, bolge siniri koymalari lazimdi onu koymamislar. Sektor nedir belli degil kafasina gore yazmis gecmis.

Varsa avukat ilgilensin ama %99 bi halt alamazlar.
0
divit
(04.10.21)
ben de o şekilde umuyorum. teşekkür ederim.
0
🌸ernecati
(04.10.21)
Çalıştığın şirkette haklı nedenle ayrıldığı doğrulayabilecek bir şey var mı? Fazla mesai, mobbing vs. O zaman rekabet yasağı ortadan kalkar
0
goodman
(04.10.21)
istifadan 3-4 ay önce performans değerlendirmesi yapılırken maaşımın az olduğunu belirten bir yazı yazıp imzalayıp müdürüme vermiştim. geçerli olur mu acaba?
0
🌸ernecati
(04.10.21)
avukatın daha ayrıntılı seni bilgilendirecektir, ancak bu maddeler çok geniş yazılmış. Mahkeme böyle rekabet etmeme yükümlülüğü maddelerini geçerli saymıyor. eğer böyle bir madde geçerli olsa idi, hiçbir çalışan işten ayrılmayı göze alamazdı. böyle bir maddenin geçerli olabilmesi için süre ve yer sınırlaması yapılmalı. yani demeli ki 1 sene Marmara bölgesinde aynı iş kolunda ve/veya rakip firmada çalışmayacak. o zaman mahkeme durumun şartlarına göre bu yükümlülüğü geçerli sayabiliyor. senin imzaladığın bu hüküm çok geniş kaleme alınmış, bence herhangi bir şey çıkmaz bundan. ama dediğim gibi avukatın seni daha ayrıntılı bilgilendirecektir.
0
wendyangelamoiradarling
(04.10.21)
ayrılırken, üstlerinizle falan helalleşirken, yeni geçeceğiniz şirketin adını sanını söylemiş miydiniz?
0
co2s2
(04.10.21)
@co2s2 hayır, ayrılırken nerede çalışacağım net değildi. ama aynı alanda başka bir firmada çalışacağım kesindi çünkü sahip olduğum diploma ile başka bir firmada çalışmam pek de mümkün değil.
0
🌸ernecati
(04.10.21)
sahip olduğunuz diploma ile aynı sektörde başka bir alanda çalışabilirdiniz belki. detayları bilmiyorum. bu anlamda firmaların kendi aralarındaki rekabetini ölçmek - anlamak mümkün olur.

örneğin uçak mühendisi, doğal olarak havacılık hariç çalışamaz. buraya kadar ok.

siz çıktığınız yerde uçak bakım sorumlusu olarak çalışmışsınızdır ama yeni şirketinizde uçak kiralama işi yaparsınız. böyle olunca en azından rekabet eden bir firmada olmazsınız.
0
co2s2
(04.10.21)
Bunu belirlemek için iki şirketin ürünlerine bakmak lazım. Kek üreten bir şirketten yine kek üreten bir şirkete geçtiyseniz sorun olabilir ama kek üretmeyen bir şirkete geçtiyseniz sorun olmayabilir. O kısmı belirtmeniz gerekir daha iyi yorum yapabilmek için.
0
dissendium
(04.10.21)
(11)

bira mezesi

duyurukullanıcısı
cips okpatates oksosis alıyorum okbaşka ne yapıyorsunuz?
cips ok
patates ok
sosis alıyorum ok

başka ne yapıyorsunuz?
0
duyurukullanıcısı
(02.10.21)
bence cips alma, gereksiz sağlıksız bi şey...
patatesleri fırınlaa
kuruyemiş al
bi de illa sosis alacaksan fümecinin sosisini al
www.gurmejet.com.tr

biraz pahalıdır ama sonuna kadar değer verdiğin paraya
0
sameidiot solo
(02.10.21)
yani biranın yanına hem meze hem doymalık
0
🌸duyurukullanıcısı
(02.10.21)
Yer fistigi/tuzlu fistik
0
kuehles blondes
(02.10.21)
1 milyon tane sey denedim en iyi giden cips bence. Ozellikle baharatli, tuzlu, acili sagliksiz cipslerden. Cips haric hic bir seyle gitmiyor bence bira. Maksat doymaksa biber dolmasi ile de icilir o ayri.
0
speedy
(02.10.21)
antrikot

birazdan döküm tavada pişircem. misss.
0
spirit crusher
(02.10.21)
ben hamburgerin yaninda severim doymak icin ise
0
ala09
(02.10.21)
Yeşil zeytin
0
veritaslibertas
(02.10.21)
Tursu, zeytin, findik fistik.
0
ne istedigini bilmeden aglayan cocuk
(02.10.21)
tuzlu fıstık
0
silver apple
(02.10.21)
Çiğ köfte
0
amortisman
(03.10.21)
Sadece patates ya da cips yetiyor bana.
0
j r r tolkien hayrani
(03.10.21)
(6)

Fikir hakları, patent, marka tescil

runagain
Dünyada benzeri olmayan bir hizmeti web&app üzerinden hayata geçirmek amacıyla başlıyorum nihayet...Fikrime ait haklarımı ve kuracağım web&app koruma altına almak için ikisi avukat, biri de kalkınma ajansı çalışanı olmak üzere, arkadaşlarımdan fikir/bilgi istedim ve bu arada sevgili duyuruya da sorm
Dünyada benzeri olmayan bir hizmeti web&app üzerinden hayata geçirmek amacıyla başlıyorum nihayet...
Fikrime ait haklarımı ve kuracağım web&app koruma altına almak için ikisi avukat, biri de kalkınma ajansı çalışanı olmak üzere, arkadaşlarımdan fikir/bilgi istedim ve bu arada sevgili duyuruya da sormak istedim.

Bir ara, "bir iş fikrim var, 100 bin TL yatırımla 1 milyon dolar kazanacağım" benzeri bir başlık açmış ve yatırımcı aramaya çalışmıştım da bayağı linç yemiştim duyuruda... Nihayet yatırımcı bulundu, 150 bin TL ile başlıyoruz.

Kaynak sınırlı, piyasa yüksek... Mümkün olduğunca ince eleyip sık dokuyarak, sağlam hareket etmek istiyorum.

Soruya gelecek olursam...

Düşünün ki, Twitter yok! Ben kuruyorum ve o formatın taklit edilmesini istemiyorum.

Her türlü fikir, görüş, öneri ve yoruma açığım.

İlerleyen aşamalarda yazılımcı, reklamcı arkadaşlara da ihtiyacım olabilir. Onlar da görüşlerini paylaşabilirler, paylaşsınlar lütfen.

Daha önce benzer bir girişimde yer almış, katkı sağlamış arkadaşların görüş ve deneyimlerini de öğrenmek isterim.

Çok teşekkürler şimdiden herkese...
0
runagain
(26.09.21)
Uluslararası patentlerin olsa bile, birisi haklarını ihlal ettiği zaman bunu kanıtlasan dahi davaların sonuçlanması yıllar alıyor.

Yapabileceğin tek şey çok hızlı uygulamaya geçirerek rakiplerin seni geçemeyeceği şekilde ayrışmaya çalışmak olmalı. Başka yolu yok.

Bunlar başlangıçta dert etmen gereken sorunlar değil, senin şu anda en büyük sorunun kullanıcı bulmak olmalı.
0
hayirsiz
(26.09.21)
internet mecrasında koruma sadece finans ile olur. başkası senin siteni kopyalarsa reklam ve teşvik ile ona gidecek olan kişiyi kendine çekersin. dava mı edeceksin? yine para. bu davalardan anlayan avukat zaten euro ile çalışır sana sağlam masraf çıkarır sonunda bunu icra bile edemezsin sadece karşı tarafı engellersin.

twitter, facebook, airbnb, foursquare, uber

bunlar sanki notepad ile yazılmış sonra almış yürümüş gibi gözükse de asla öyle değil. arkalarında çok sağlam, çok sağlam baya sağlam finansal güç var.

o sebeple o parayı harcayacaksanız mantıklı yerlere harcayın da deneyim kazanın en azından.
0
duyurukullanıcısı
(26.09.21)
önemli olan sağlam finans +1
Patent koruması app ler için zaten basit bir süreç değil ve fiziksel ürünlere göre nispeten daha kolay aşılabilir. Tabiki patent alın ama odağınız ürününüz olsun.
twitter ın da pek çok rakibi vardı ama öne ayakta kalmasını sağlayan finansal gücü ve pazara nüfuzu idi.
0
yeninesiltupcu
(26.09.21)
o yatirim ne fikrin haklarini butun dunyada korumaya, ne de biri hakkini cignerse onu dava etmeye ve davanin sonucunu gormeye yeter.

"biri kopyalamazsa basarabilirim anca" gibi bir is modelin varsa o is modeli iyi degildir.

bugun isteyen herkes yeni bir twitter acabilir, var da ornekleri. mastodon vs. twitter bu konuda hic bir sey yapamaz ismi falan kullanilmadikca.

kopyalanabilir, "ozel sosu" olmayan bir fikirse hizli ve cok iyi deneyim ile mumkun oldugu kadar musteriyi hizli bir sekilde cekmen gerek, baska yolu yok ozetle. dominant calisacagin ulkede isim haklarini al tabii, ama onun disinda fazla para harcama bu "hak koruma" isi icin. zaten fazla paran da yok, 150k dedigin 17000$ para, iyi bir muhendisin 2 aylik maasi dunyada. bu isleri iyi yapabilen yazilimcilar zaten yabanci musterilere yapiyor dolar bazindan (mesela ben), 150000 liraya basit bir mobil uygulamadan otesini yapmazdim mesela. muhtemelen yurtdisi musteriye kendini begendirememis tl ile calisan yerli muhendislerle idare edeceksin. 150k yi gozunde cok buyutme yani, oyle hak korumalar dava acmalar icin paran yok zaten.

ozetle:

1) "format koruma" fikrini unut, oyle bir sey pratikte pek yok. isinin basarisi buna bagliysa bastan iyi dusun. "ozel sos" gerekiyor. kopyalamasi zor bir intellectual property olmasi isini kolaylastirir.

2) 150k tl'yi gozunde cok buyutme, web&app tech startup icin cerez parasi bile degildir, tutumlu ol, maceraya girme. oyle yazilimcilaaar reklamcilaar avukatlaaar kalkinma ajansi calisanlariii vs. para yedirecek kadar bir varlik degil. bu parayla iyi bir MVP yapip biraz traction elde edip yeni yatirimcilar bulmaya bakman lazim.
0
robokot
(26.09.21)
mobil ve gaming de türkiyede 60'dan fazla startup ile çalıştım,
150 bin tl hiçbir şey. sadece test yapıp bak kullanıcı başı maliyetlerim düşük, kazancım şöyle olabilir diye büyük yatırım çekmek için bir sinyal verebilirsin.

bu iş de ürün kadar reklam çok önemli. monetization&growth pek çok aşaman var. korkutmak istemem ama yapman gereken şu, gizlilik sözleşmesi imzalayacağın ve seni gelecekte destekleyeceğine söz veren yatırımcılar bulman.
marka hiçbir işe yaramaz mobil de. bilgisayar programı telif hakkıdır, patent ayrı bir şey, bulduğun şeyin patentlik olduğunu düşünmüyorum. telif hakkını her zaman ispatlayabilirsin bir yere kaydettiysen (appstore vs.) ama dakikada uygulama çalınıyor, fikir çalınıyor, ilk aşamada buna yetişemezsin (davaya). dolayısıyla mümkün olduğunca büyük ölçekle girmeye çalışman lazım.
ayrıca uygulamanın testini test hesaplarında yap A/B testleri ile önce gör sonra şirket hesabına değiştir.
bu arada reklam teşvikleriyle reklam harcamalarının yüzde 60 ını geri alabilirsin.
0
yeahbutso
(26.09.21)
üzülerek söylemeliyim ki öyle bir koruma mümkün değil. sadece türkiye'de belki benim bildiğim, çalıştığım 15-20 ajans var sadece oturup app marketlerdeki trendleri önceden yakalamaya çalışıp ilgili uygulamaları, oyunları vs taklit ediyorlar. bunların işi bu. istediğin kadar da dava açabilirsin hiçbir şey çıkmaz bir şekilde senin kaynak koduna erişip sonra doğrudan onu kullanacak kadar ahmak falan değillerse.
150k tl türkiye piyaası için bile çerez parası. son ayrıdıldığım yerin yeni teslim ettiğim projesinin öngörülen haftalık reklam gideri 40k idi. geri dönüşü de bir allah biliyordur. ve burası oldukça küçük bir yerdi sektör için. özellikle tl bu kadar değer kaybetmişken yabancılardan çok saçma bir para akışı var. senin benim için 150k tl büyük para adam için 15k£ bile değil.
0
Efoody
(26.09.21)
(2)

Yurtdışında yaşayan yabancılar Türkiye borsasında nasıl yatırım yapabilir?

Cenk Daniels
İmkanı var mıdır?Teşekkürler.
İmkanı var mıdır?

Teşekkürler.
0
Cenk Daniels
(23.09.21)
pasaportları ile banka hesabı açabiliyorlar. oradan para aktarabilirler ve oradan girebilirler.
0
duyurukullanıcısı
(23.09.21)
Midas ile olur mu onu bir dene
0
aligan
(23.09.21)
(8)

Şu durumda hediye kabul eder miydiniz?

ms brownstone
Evimize çok yakın bir kahvecide bir kedi doğum yapmış ve mekanı işleten 2 kardeş bakıyor haftalardır kedilere. Yavrulardan biri hastalanınca beledye veterinerine götürmüşler ve orda çok ilgilenilmemiş anladığım kadarıyla. Ben de özel veterinere götürdüm kediyi. Her sabah götürüp veterinere bırakıyor
Evimize çok yakın bir kahvecide bir kedi doğum yapmış ve mekanı işleten 2 kardeş bakıyor haftalardır kedilere. Yavrulardan biri hastalanınca beledye veterinerine götürmüşler ve orda çok ilgilenilmemiş anladığım kadarıyla. Ben de özel veterinere götürdüm kediyi. Her sabah götürüp veterinere bırakıyorum ve öğleden sonra gidip alıp yine bahsettiğim mekana bırakıyorum. Bir süre daha devam edecek bu durum. O arada başka bir veterinere gitmem gerekecek falan derken beni biraz uğraştırıyor tabii ama şu an önceliğim kedinin iyileşmesi ve isteyerek yaptığım için sıkıntı yok benim açımdan.

Bugün kediyi bırakırken mekanı işleten kardeşlerden biri kediyle ilgilendiğim için hediye aldığını söyleyip verdi bir anda. Hiç beklemediğim bir şeydi ve zaten her türlü hasta bir hayvan görsem tedavisiyle ilgileneceğimi, hediyeye hiç gerek olmadığını falan söyledim ama aldım bir şekilde. Yani o an “kabul edemem” diyemedim. Eve gelince baktım ki bileklik almış. Altın ya da gümüş takı kullanmadığım için anlamadım tam olarak ne olduğunu ama değerli bir şey sanırım. Bu sefer de pişman oldum aldığıma ama hayır diyemedim o an :(

Siz olsanız alır mıydınız? Yani hediyeye “alamam” denir mi bilmiyorum ama hiç tanımadığım biri sonuçta. Şimdi huzursuz hissediyorum bu yüzden. Ne yapmalıydım sizce? :/
0
ms brownstone
(23.09.21)
içinden gelmiş almış. kabul ederdim kullanmasam bile. nazeket, zarafet ve görgü sahibi bir insanmış diye düşünürdüm.
0
dedim ben sana
(23.09.21)
Altın falan değildir ya, daha dün hediyelik baktım, minicik çocuk bileklikleri bile 700-800 lira.

Çok pahalı bir şey olmadığı sürece bence sıkıntı yok, incelik yapmışlar. Ha cidden değerli bir şeydir, "çok naziksiniz ama bunu iade edip parasını bu kedilere harcarsak ben daha mutlu olurum" deyip güzelce çözebilirsiniz.

(Fotoğrafını atsanıza, bakalım. Altın ya da gümüşse iç tarafında bir yerde ayarını gösteren minik bir baskı olur. Onu da kontrol edebilirsiniz.)
0
kobuzchu kiz
(23.09.21)
Yaptığın şeyi takdir ediyor, hediye alma fikri kafasından geçiyor, bu fikri uygun buluyor, ne hediye alsam diye düşünüyor, bilekliğe karar veriyor ve gidip bilekliği satın alıyor.

O hediyeyi kabul etmemek bence karşı tarafa biraz hakaret. O kişi ben olsam ve hediyem kabul edilmemiş olsa kendimi çok salak yerine konmuş hissederdim. İyi ettin almakla. Yabancıdan gelen bir hediye olduğu için belki mahcubiyetini biraz daha belli etseydin ya da ne bileyim durumun tuhaflığının farkında ama hediyeyi almamak gibi bir seçeneği olmayan biri gibi davransaydın belki bu konu kafana takılmayacaktı.
0
IncredibleMau
(23.09.21)
hediyeyi kabul etmemek büyük nazikliksiz olurdu ama böyle bir durumda bileklik almak da biraz fazla özel.

yani sevgilim olsa alayım, arkadaşım olsa alayım da sonuçta dediğiniz seviyede bir yakınlık yok. arkadaş sayılmazsınız yani.

hele altın falansa haftay istemeye bile gelebilirler :)
0
killerbee
(23.09.21)
hediyeyi kabul etmemek kabalik olurdu
0
all girls dream
(23.09.21)
bilekliği biraz genişletip kedilerin birinin boynuna tak, mesaj vermemiş olursun eğer mevzu o ise.
0
duyurukullanıcısı
(23.09.21)
Ben olsam kabul etmezdim. Sonuçta anladığım kadarıyla tanıdığım, pek sohbetinizin olduğu kişiler değiller. Karşı cinsten kişilerse yanlış anlayabilirler. Hediye aldıklarına, baya bu konuyu düşünmüşler, normalde bi tatlı bile alsalar yeterdi ya da kafeye davet edebilirlerdi.
0
GoodMorningTeacher
(23.09.21)
eğer size minnet duyup hediye almak istemiş olabilir fakat bu hediye de ölçül olmalı, 10 liralık bir köpek biblosu ya da bunun gibi konuyla ilgili bir şey daha sembolik olurdu
0
freebird5406_2
(23.09.21)
(3)

Yatırım fonu grafiklerini dolar bazında gösteren bir site var mı?

mikro patlama
Tefaş sitesinde TL bazında fon grafiklerini görebiliyorum ama bana dolar bazında fon fiyatı grafiği lazım. Böyle bir site bilen var mı?
Tefaş sitesinde TL bazında fon grafiklerini görebiliyorum ama bana dolar bazında fon fiyatı grafiği lazım. Böyle bir site bilen var mı?
0
mikro patlama
(20.09.21)
Bu şekilde olan tradingview linkini
tradingview.com/symbols/BIST-ISCTR/

Şu şekilde yazınca istediğin oluyor;
tradingview.com/symbols/BIST-ISCTR%2FFX%3AUSDTRY/
0
archmage mahmut
(20.09.21)
tefas harici fonları import eden site bilmiyorum ben.
0
duyurukullanıcısı
(20.09.21)
@archmage mahmut Bu linktekiler hisse senedi grafiği, bana yatırım fonu grafiği lazım.
0
🌸mikro patlama
(20.09.21)
(23)

Erkekler boxerı nereden alıyorsunuz?

suicides underground
Eşime daha önce aldığımız marka (damat) aşırı pahalılaştığı için başka markaya geçeceğiz. Kotondan aldım haşır huşur çıktı. Yumuşak olması tercihimiz. Teşekkürler
Eşime daha önce aldığımız marka (damat) aşırı pahalılaştığı için başka markaya geçeceğiz. Kotondan aldım haşır huşur çıktı. Yumuşak olması tercihimiz.
Teşekkürler
0
suicides underground
(09.09.21)
internet yılda 2-3 defa toptan ucuz olunca alıyorum. bir seferde 20 gibi.
0
duyurukullanıcısı
(09.09.21)
mavi, h&m
0
lemmiwinks
(09.09.21)
şahinler,blackspade
0
1917
(09.09.21)
H&m
Jack and Jones
0
kisa
(09.09.21)
Eskiden marks&spencer'dan alıyorduk eşime ancak hem pahalandığı için hem de yıkandıkça sündüğü için farklı marka deneyelim dedik.
Altınyıldız Classics ve Penti'den aldıklarımızın kalitesi çok daha iyi çıktı, fiyat olarak da uygun kalıyor.
0
onune3012
(09.09.21)
Hanım geçen paraya kıyıp marks and spencer almış, aman tanrım… mükemmel…
0
giovanne
(09.09.21)
Marks and spencer demişsiniz, verilen linke baktım, yüzde 88 polyester diyor, bildiğin laylon.
Şekli bozuluyor dedikleriniz de muhtemelen pamuklu, yani sağlıklı.
0
vizivozo
(09.09.21)
%100 pamuk olmasına dikkat edip, semt pazarı, hm, pierre cardin den falan alıyorum.
0
xrated
(09.09.21)
eros, dagi, en son da kom' dan aldım. Memnunum.
0
kumandanim
(09.09.21)
jack and jones, amazonda satılıyor ara ara indirimde.
0
roket adam
(09.09.21)
Blue mint 100 TL :(
0
jacque
(09.09.21)
mark and spancer ın üzerine yok.
0
jamswety
(09.09.21)
%100 pamuklu Puma, LCW, M&S, Tommy Hilfiger ve Calvin Klein var bende.

En sevdiklerim TH olanlar şimdiye dek. CK da güzel ama ben aldığımda bir araba parası değildi. Şu an olsa almam.

He bir de en son Cotboxer isimli bir markadan almıştım onlar da modal kumaşlı ve inanılmaz rahat, severek giyiyorum.
0
chicha_v2
(09.09.21)
Pamuklu olarak ben nbb ve pentiden alıyorum, çok memnunum. Tam bir f/p. Pamuklu olduğu için terleme yapmıyor. Tavsiye ederim.
0
Weeze3r
(09.09.21)
jack and jones
0
reanarchy
(09.09.21)
Tutku
0
baal
(09.09.21)
Penti.
0
invictae
(09.09.21)
dagi. ozellikle modal ve pamuklu stretch modellerini cok rahat buluyorum.
0
crucio
(09.09.21)
The Don
0
d max
(09.09.21)
The Don. Antalya'da outlet mağazası da var. Fiyatlar çok iyi.
0
en bi orijinal
(09.09.21)
penti romanya'dan aldım ben, türkiye üretimiydi ve indirimdeydi.

jack and jones'ları falan beğenmedim.
0
rain when i die
(09.09.21)
ben hep koton'dan alıyorum. haşır huşur boxer modellerini de biliyorum ama koton'da öyle model görmüyorum ben. belki internet mağazasında öyle model vardır, o modelden almışsınızdır.

şunlar haşır huşur etmez: www.koton.com

15 tane alınca 2 sene gidiyor açıkçası. tavsiye ederim.
0
ahm1
(09.09.21)
kişiye göre değişir boxer konusu çok sıkmayan şort tarzı seviyorsa hm nin boxerleri güzel
0
egokalp
(09.09.21)
(15)

Ultima Online / İlk Defa Başlamayı Düşünen Biri

burka
MerhabalarŞimdiye kadar hiç Ultima Online oynamadım, aslında MMORPG genel olarak az oynadım diyebilirim. Oyunun tasarımını biliyorum, mekaniklerini de az çok tahmin ediyorum. Niyeyse Heroes of Might and Magic 3'ü çok sevdiğimden (ve hala ara sıra oynadığımdan) mıdır nedir; Ultima Online'a da bir mer
Merhabalar

Şimdiye kadar hiç Ultima Online oynamadım, aslında MMORPG genel olarak az oynadım diyebilirim. Oyunun tasarımını biliyorum, mekaniklerini de az çok tahmin ediyorum. Niyeyse Heroes of Might and Magic 3'ü çok sevdiğimden (ve hala ara sıra oynadığımdan) mıdır nedir; Ultima Online'a da bir merak duymaya başladım. Acaba şöyle 1-2 ay bakayım, biraz takılayım mı diye düşünüyorum. Ne dersiniz, sizce buna değer mi?
0
burka
(08.09.21)
MMORPG lar bataklık gibi insan ne zaman bu tip oyunlara biraz takılır bırakırım diye başlasa kendini çılgınca zaman harcarken buluyor. Ultima gayet akıcı ve eğlenceli bir oyun uzun 97 den beri insanları kendine bağımlı yapabilecek kadar eğlenceli ama dediğim gibi bir noktadan sonra zamanı boşa harcıyor hissi veriyor insana. Eski MMORPG bağımlısı konuştu.
0
apocalipy
(08.09.21)
Eski bir uo oyuncusu olarak işsizsen, yaşam amacın yoksa, bir hayata sahip değilsen başla.

Ultima online hayat offline diye meşhur bir sloganı vardır. Bu oyuna kendinizi kaptırırsanız sonuçları hiç hoş olmuyor. CS GO , lol , dota gibi oyunlar esrarsa ultima online cristal meth tir, eroindir. Yeterli dozu alırsanız ( oyunu öğrenirseniz ) fiziksel bağımlılık yapar.

Modern mmorpg'lerden en büyük farkı güvenli hiç bir ortamın olmaması ve öldüğünüzde oyunun en pahalı itemleri olsa bile üzerinizdeki her şeyin çevrenizdekiler tarafından yağmalanmasıdır. Hain bir pusuda ansızın haftalarca verdiğiniz emekler gidebilir. Sözde güvenli olan şehirlerden birinde npc'den item almaya çalışırken aniden ekran grileşebilir. Katilleriniz itemlerinizi yağmalarken sizinle dalga geçmelerini izlersiniz.

Muhteşem bir oyuncuda olsanız muhteşem itemleriniz de olsa tek başınıza yapabilecekleriniz sınırlıdır. Takım çalışması gerektirir ki bu da oyunda sıkı arkadaşlıklar doğurur.

İtlik puştluk gırladır bu oyunda. Bu da oyuna kan davaları, intikam , hırs duygusu sokar.

Başlamayın.
0
srjkvon
(08.09.21)
Valla mmorpg tarihinin açık ara en iyi oyunu o bence. Türe meraklı birinin bu oyunu oynamadan ölmemesi lazım.

İlk girdiğinde 1 ay hiç sarmayacak muhtemelen, sonra mekaniği öğrendiğinde de işinden gücünden olacaksın.

Ben o yüzden bulaşmıyorum artık.

Başta warrior ile başla, bard'ı sonra açarsın. En son da thief.
0
plutongezegendegilmi
(08.09.21)
bence sadece kapalı bir server'da oynanılması lazım. mesela 50 kişilik bir oyun grubu gibi. maksat muhabbet ama bir şeyle uğraşmak da güzeldir gibi.

yoksa diğer türlüsü online oynamanın bence mantığı yok. çünkü sonu yok. varsa bile sadece kayıp zaman.
0
duyurukullanıcısı
(08.09.21)
Yıl 1998, Ultima Online ‘a başladım. Osi, SNN, Nebula,Kolayoyun ne kadar server varsa oynadım :)) 56k modemle telefon hattıyla oynadığım günler oldu.

Üniversite sınav yıllarımda önümde iki seçenek vardı;
1- Char kasmak 2- Sınava hazırlanıp daha iyi puan almak.
Ben 1.yi tercih ettim. Bir iki yıl sonra server reset yedi.

Yıllarca meslekten dolayı denizlerde internetsiz kaldım, eve döndüğümde 2-3 ay eve kapanıp sürekli Uo oynadım.

Neredeyse 23 sene geçmiş, ara ara açıp halen oynarım :) Öyle bir bataklık Uo
0
Northern Mariner
(08.09.21)
Ben 6 yıl Knight Online oynadım.

Üstteki arkadaşa katılıyorum, bağımlılık yapıyor. Sonra kurtulmak çok zor oluyor.

Başlama derim.
0
hayirsiz
(08.09.21)
Yanıtlar için teşekkürler. Aslında ben de denizciyim, dolayısıyla gemide seferdeyken oynama imkanım yok. Bu yüzden oyuna başlasam bile en fazla 2-3 ay kadar online olarak oynayabilirim ki benimki merak zaten. Acaba local sunucu kurup kendi başıma mı keşfetsem biraz... Biliyorum RPG filan olmayacak ama şayet online denemek istersem en azından nedir ne değildir biraz görmüş olurum. Bir nevi kendi kendimin GM'i oluyorum :D
0
🌸burka
(08.09.21)
yani hocam koca bir wow dünyası varken uo bence fantazi.

gemide kaç adam var? hepsi ile lan partisi yapıp uo atabilirsiniz. internetsiz.

onun dışında wow yani.

o da bitti ama sanırım.

kim bilir ne gelicek yeni dalga?

2. bir wow çıkmadı mesela.
0
duyurukullanıcısı
(08.09.21)
Gemide uo oynanmaz :) Kendi kendine server kurma olayi cok mesakkatli, npcler icin bile bir ton ugras gerekiyordu.

Lan’da Cs 1.5 oynanır, age of empires oynanir

Ama genel olarak vardiyasi biten gider uyur :)
0
Northern Mariner
(08.09.21)
Günah benden gitti! 1 ay oynayacağım, sonra zaten istesem de online olamam. Nebula sunucusunu düşünüyorum, hala yayında görünüyor ve sitesi de profesyonel yönetiliyora benziyor.

See you real life!
0
🌸burka
(09.09.21)
wow oyna wow

normal insan tanırsın en azından limanlarda birer arkadaşın olur

boşver uo'yu
0
duyurukullanıcısı
(09.09.21)
ne zaman online multiplayer bir oyuna başlamak istesem yaptığım bir şey var. adım adım birlikte uygulayalım.
önce şuna tıklıyoruz: store.steampowered.com
incelemeler kısmına gelip filtreleri seçiyoruz: Olumsuz, Oynama Süresi: 1000 saatten fazla

"2012 yılında mertcan arkadaşımın evine gittiğimde bu oyunu oynadığını gördüm keşke araba çarpsaydıda gitmeseydim amk" ( 5,408.5 hrs on record)

5000-10000 saatli incelemelerin çokluğunu görüp şok geçiriyoruz.
hayatı yaşamak istediğimize ve yaşayan ölü olmak için çok genç olduğumuza karar verip pc'den yavaşça uzaklaşıyoruz.

pc'den uzaklaşamadıysak bu kez olumlu incelemelere bakıyoruz.
"Foseptik çukuru. Gelme git yeni arkadaş gelmeee" (2,522.5 hrs on record)
onların da çoğunun aslında olumsuz olduğunu görüp kapanışı yapıyoruz.
0
ganbatte
(09.09.21)
Nebulayı geç, 10-15 oyuncu ile zevki olmaz

www.uoforever.com hem en iyi yabancı eğlenceli server hemde haftasonları çok fazla etkinlik ve aktivite oluyor.
0
Northern Mariner
(09.09.21)
@duyurukullanıcısı
WoW oynamak istemiyorum. Aslında benzer MMORPG'de çok merak etmiyorum, sakince gidip takılmak istiyorum. Galiba Ultima'ı bu kadar merak etmemin sebebi Heroes M&M3, Yerdeniz Büyücüsü vb. fantastik evrenleri çok sevmemden kaynaklanıyor. Hakikaten de oyunlarda grafiklerin kusursuz ve detaylı olmasından ziyade hayalgücüme hitap etmesi ilgimi çekiyor. Dur bakalım ne olacak...

@Northern Mariner
Sözlükten birisi daha Nebula'a girme, server sürekli sıfırlanıyor dedi ve UOForever'ı tavsiye etti. Kendi lokal sunucumda tek başıma oynamayı planladığımı düşünürsek 10-15 oyunculu sunucular pek de dert değil benim için ama tavsiyenizi takip edeceğim sanırım :)

@ganbatte
Yönteminiz için teşekkürler :) Ben o kadar işsiz değilim, zaten bu kadar fazla oyun oynayacak vaktim ve imkanım da yok. Üstelik bu kadar bilgisayar başında durunca sıkılıp bırakırım oyunu, sanal dünya dışında ilgi alanları olan birisiyim. Herhalde en çok oynadığım oyun zamanınd LoL olsa gerekti ki sıkılıp bırakmıştım. Tanıyorum yani kendimi.
0
🌸burka
(09.09.21)
dota'yı görünce hatırladım da yurtta 6 kişilik bir grup vardı aralıksız her gün ama her gün dota daha warcraft haritası iken botlara karşı maç atarlardı günde 3 oyun nereden baksan 6 saat.

4 yıl boyunca her gün ist'da bir sağa sola gidelim yok her gün. aynı herolar ile.

sorsan üni hayatı süperdi hep geziyoruz derler
0
duyurukullanıcısı
(09.09.21)
(12)

Hoşlanılan kızla nasıl sevgili olunuyor?

ir mania
Dışarı çıkınca veya sosyal medyada birçok güzel kız görüyorum fakat sevgili olamıyorum. Son 5 senedir bu döngüden çok az çıktığım oldu onlar da uzun süreli ilişkiler olmadı çünkü benimle ilişki kuranlar yoklukta gideri olanlardı ben de devam ettirmek için istekli olmadım haliyle. Yüzyüze muhabbet ku
Dışarı çıkınca veya sosyal medyada birçok güzel kız görüyorum fakat sevgili olamıyorum. Son 5 senedir bu döngüden çok az çıktığım oldu onlar da uzun süreli ilişkiler olmadı çünkü benimle ilişki kuranlar yoklukta gideri olanlardı ben de devam ettirmek için istekli olmadım haliyle. Yüzyüze muhabbet kurduklarım da bana taciz ediyormuşum gibi davrandı sapık gibi hissettirdiler. Bu durumda ben napacağım bilemiyorum. Maddi durumum iyi evlenmek de istiyorum fakat yasadiklarim bunlar. Örneğin işyerinde gördüğüm farklı ofisteki kızlarla nasıl sevgili olabilirim?
0
ir mania
(08.09.21)
Sevgililik hakkında sanki tek taraflı yapılan ve senin beceremediğin bir şey gibi konuşmuşsun. Karşındaki insanlar senden hoşlanmazsa bu konuya çözüm bulabileceğini sanmıyorum.

Entelektüel biri misin? İletişim yeteneklerin iyi mi? hobilerin var mı? Cinsiyetçiliği aşabildin mi? feminizmi destekliyor musun_? türk kültüründeki eril bakış açısından sıyrılabildin mi?

Bunlardan birine hayır cevabını veriyorsan o konuya yoğunlaşmanı öneririm. Sonrasında iki lafın belini kırabilirsin kadınlarla.

Öyle ısmarlama olmuyor. Tanışmaya ve keyifli vakit geçirmeye odaklan. Kadınlara birer sevgiyi adayı değil insan olarak bak. tanışıp hoşlanırsan, kafalarınızın uyduğunu düşürsen sevgili adayı olarak görmeye başla.
0
zimbirik
(08.09.21)
İlgini belli etmelisin önce. İlerler o şeklde.
0
my pink
(08.09.21)
@zimbuirik hepsi mevcut

@my pink onu yapınca sapık damgası yedim
0
🌸ir mania
(08.09.21)
iş yerindeki birine yürüme tanışması ile gidersen sapık derler.

Kadınları önce sevgili adayı diye görmeyi bırakman lazım.
0
zimbirik
(08.09.21)
taciz ediyormuşsun gibi davranma, sapık gibi hissettirme kısmını biraz açarsan belki daha çok yardımcı olabilir birileri. ne yaptılar da öyle hissettin? sen ne yaptın da öyle tepki verdiler?

bir de şu soruyu yazış dilin bile çok mekanik geldi bana, güzel kızlar var, yoklukta gideri olanlar var, bende para var vs.. duygusal bir şey alamadım yazdıklarından.
farklı ofisteki kızlarla nasıl sevgili olabilirsin onu da bilemeyiz, belli bir kız yok ortada ve insanlar çeşit çeşittir. herkese aynı şekilde yaklaşamazsın.
0
şarkı güzel ama ingilicce
(08.09.21)
bence önce arkadaş olmaya çalışmalısınız, sonra flört, sonra sevgili. siz direkt olaya girmeye çalışıyormuşsunuz gibi geldi.

ya da muhtemelen liginizdeki kızlara değil de, daha üst ligdekilere yürüyorsunuz :)
0
rose parks
(08.09.21)
bir arkadaşım vardı, sevgili niyetine tanışan kızlar kaçıyordu çocuktan çünkü içine düşüyordu kızların. gereksiz iltifatlar, yavşamalar vs. ilgisi olan kız bile kaçar bundan. erkekler bu konularda ağır başlı olmalı ve abazan gibi davranmamalı. konuşkan, espritüel, kültürlü erkekler dikkat çeker her zaman ama bir erkek nerede ne konuşacağını biliyorsa iyidir. yoksa her ortamda mal mal konuşan bir tip ya da kasıntı lafları yiyebilirsin. gizemli olun demiyorum ama kızların peşinden koştuğunuz belli olmasın hatta koşmayın. hayatın olağan akışındaymış gibi kızlarla iletişime başlayın, doğrudan hemen arkadaş olmanıza da gerek yok. sadece daha rahat olun ve konuşmanızın boyutunu doğrudan sevgililiğe çevirmeyin.

rosa parks'a da katılıyorum. belki de ilgilendiğiniz kızların ilgisini çekecek kadar yakışıklı değilsiniz. sadece tiple olmuyor bunu defalarca gördüm ama tip veya fiziksel herhangi bir ayrıcalık bir adım öne geçirir sizi.
0
Hallegadola
(08.09.21)
Açıkçası insan sevmeyen biriyim o nedenle arkadaş ol gibi önerileri yapamıyorum ki zaten. Zaten fazla arkadaşım yok yani kıza iltifat kahveye çıkar falan bunlara içimden gelmiyor genelde. Belki samimi olduktan sonra zevkli olur bilmiyorum. Ama sırf güzel diye taklalar atamıyorum bir kıza. O nedenle sanalda daha çok deniyorum şansımı orda iltifat ediyorum çünkü güzelligini görmüşüm içimden geldiği gibi davranıyorum taktik maktik yok yani belki de bundan olmuyor. Aslında kızların ne istediğini biliyorum ama yapmak içinden gelmediği için yapmıyorum. Sonra da niye olmuyor diye üzülüyorum.
0
🌸ir mania
(08.09.21)
zimbirik'in sorusuna verdiğin hepsi mevcut yanıtı doğru değil bence çünkü yoklukta gideri olan kadınlar benimle ilişki kurdu filan demişsin. oralarda sıkıntı var, bakış açısı, insana yaklaşım, verilen değer filan. muhtemelen bu imajına, iletişim biçimine, birçok şeyine yansıyor ve hissediliyor.
0
snape i başından beri tanırım
(09.09.21)
sen onunla olmuyorsun o seninle oluyor yani aslında kız sana 'go ahead' veriyor ve sen çabalamaya başlıyorsun kendin yaptın sanıyorsun ama değil tabi o sana izin veriyor sadece.

bu izni almak içinde kızın çevresindeki erkekleri incelemen lazım onlardan bir tık daha iyi giyinmen, daha bakımlı olman (saç,sakal,el,yüz) sana avantaj sağlar.

onun dışında acaba bu kız benden hoşlanıyor mu testi yapmak istiyorsan çok dümdüz ve sıkıcı bir konudan bir muhabbet aç eğer devam ettiriyorsa ihtimal var etmiyorsa yol ver gitsin. o izin zaten hiç bir zaman gelmez.

muhabbet ilerledikçe senden date gelmediği gören hatun zaten ya en son ortaköy'de ne zaman kumpir yedin? bebek'te ne zaman waffle yedin? şurada bir x varmış gittin mi? demeye başlar demiyorsa ve muhabbet uzamıyorsa zaten o izin gelmeyecek demektir.

elbette zorlama ile muhabbeti sen oraya getirebilirsin hatun kısmı hoşlanmıyorum desede seviyorlar çünkü kendi kız arkadaşlarına anlatıcak hikaye çıkıyor oradan da bir şey olur mu olur ama risk tabi.

mevzu karışık çünkü its turkish.
0
duyurukullanıcısı
(09.09.21)
@duyuru hiç uğraşamam biliyon mu
0
🌸ir mania
(09.09.21)
yoklukta gideri olanlardı dediğin kızlar aslında benle aynı ligte dediğin kızlar dimi?

kanka bana burdan söylemesi kolay ama direk naber nasılsın günün nasıl geçiyorla gir lafa. gördüğün her kıza ama. en havalısından en sessizine kadar. patrondan işçisine kadar. yüzünden gülümsemeyi eksik etme. "üff snn be salak" yüzü takınandan uzak dur. muhattap olup muhabbeti devam ettirenle de arkadaş ol. kim olursa. naber nasılsından öteye gitmiyorsa zorlamanın bir anlamı yok. sen onun tipi değilsindir, aşıktır yada sevgilisi vardır. yada ilk izlenimin "yeterince" merak uyandırmıyordur. artık aldığın elektriğe göre aşağıda çay içelim, seni durağa kadar bırakayım gibi non-date sorular ve sonra da bu h.sonu şuraya şunu yapmaya gidelim mi diye sorular sor. eninde sonunda devamını getiren biri olacaktır. yani önce arkadaş ol sonra sevgili olursunuz.

sosyal medya beni yanıltıyor olabilir ama artık kimse ciddi ilişki peşinde değil gibi. herkeste bir günümü gün edeyim kafası var. o nedenle işin kolay değil. kolay gelsin.
0
mastermindj
(22.09.21)
(22)

Islam defin süreci çok travmatik değil mi?

logisticsmanager
Bundan 4 yıl önce babannemi kaybettik. Üniversite döneminde kuzenimi de defnetmistik ki o da cok travmatikti ama bunun kadar değil heralde. Ya zamanla unuttum ya da babannem kadar yakin olmadigim icin.Cenaze başında bekledim, taşıdık falan. Ağlamadım. Ama babannemi mezara koyarlarken o beyazlara sar
Bundan 4 yıl önce babannemi kaybettik. Üniversite döneminde kuzenimi de defnetmistik ki o da cok travmatikti ama bunun kadar değil heralde. Ya zamanla unuttum ya da babannem kadar yakin olmadigim icin.

Cenaze başında bekledim, taşıdık falan. Ağlamadım. Ama babannemi mezara koyarlarken o beyazlara sarili bedeninin seklini görebildiğim için dagildim gittim. Hala hatirladigimda kötü olurum, gözlerim dolar.

Esim yabanci, o da oradaydı. Defin sureciniz cok travmatik bu nasıl iş dedi. Millet aglamiyor esim deli gibi agliyor babannemi 4-5 kere görmüş kisi.

Düşününce hakli gibi geliyor. Sanki tabut içinde olsa falan bu kadar etkilenmezdim gibi.

Ne diyorsunuz? Yani bana beyazlara sarıli bir bedeni gormektense tabutu gömmek daha az travma yaratan bir olay olurmus gibi geliyor.
0
logisticsmanager
(04.09.21)
dinin olayı o ama, "topraktan geldik toprağa gidiyoruz ve herkes bunu yaşayacak" mesajı veriliyor orada.

Hristiyanlar tabutla gömüyor ama onlarda da törende kapağı açık yani insanı göreceğin şekilde oluyor sanırım, eğer filmlerdeki gibiyse. O da korkunç bence.
0
nhk ni youkosu
(04.09.21)
Tahtaları düzgün çakmak için vücutları biraz köşeye itelemek gerekiyor mezarın içinde. Ben hem babamın hem de dedemin cenazesinde mezara inip yukarıdan cenazeleri alıp mezarın içine yatırıp biraz köşeye doğru itelemişyim, havalar biraz soğuyunca ilk aklıma gelen vücutların soğukluğu olur aradan kaç yıl geçti hala böyle, bence de travmatik.
0
Zaman Tamircisi
(04.09.21)
Ölümü hayattan ayırdığımız mümkün olduğunca bu konudan kaçındığımız için artık travmatik geliyor halbuki hayatın bir parçası

Bu programda ölümü konuşuyorlar
youtu.be
0
freebird5406_2
(04.09.21)
Bence ölümle ilgili tüm süreçler travmatik…
Hristiyanların tabuta koyup süsleyip sergileme olayı da bana çok korkunç geliyor.
Bedenin toprakla buluşması fikri aslında güzel gibi, çünkü çıplak ayakla toprağa basınca da iyi hissettiriyor. Ama çukura atılmasındaki görüntü çok kötü, katılıyorum…
Bu süreci iyi yapacak hiçbir şey yok sanırım.
0
megalomaniac
(04.09.21)
gerçekten kötü. ölüyü görmek tutmak taşımak falan.

bu arada kadınlar tabutla gömülüyo diye biliyodum ama öyle değil miymiş?
0
jelly bear
(04.09.21)
bence de türkiye'deki işleyiş baya travmatik. özellikle çocuğa falan da gösteriyorlar etkisinden çıkması baya yıllar alıyor.

ölü halini bence mahremiyet sayıp göstermemek lazım. o hali ile kimse hatırlanmak istemez. hristiyanlıkda ölüyü hazırlayanlar var adamlar usta normal insan gibi hazırlıyorlar. bizde öyle değil.
0
duyurukullanıcısı
(04.09.21)
ben de acı bir şekilde intihar eden ilkokul arkadaşımın cenazesine gitmiştim. sadece uzakta durabildim, tabutu görmek bile istemedim. defnin travmatik olduğu konusunda haklısınız.
0
epleindebisous
(04.09.21)
ölüm fikrinden korktuğumuz için öyle geliyor. islam'in amacı bize sürekli ölümü hatırlatıp dünyayı o şekilde yaşamak. o yüzden cenazelere katılımı da teşvik eder islam.
0
nuisance
(04.09.21)
travmatik falan değil bence. tabutla gömülen cenazelerde de cenaze evinde önce open casket tören yapıyorlar mesela sizce o daha travmatik değil mi? tabutun içinde ölmüş ama giydirip makyaj yapılmış cenazeyi görüyorsun ve saatlerce konuşma dinliyorsun falan...

yeni nesil veya gençler diyelim, yakınlarının definlerinde falan da daha dirayetliler. artık neden bilmiyorum ama gittiğim cenazelerde, babasını toprağa veren gençler görüyorum, hepsi dimdikler. konuştuğum yaşlılar da aynı yorumları yapıyorlar. olayı travmatik hale dönüştüren bence cenaze evinde bağırıp çağıranlar, sinir krizi geçirenler. ölümü kabullenince hepsi normal geliyor.
0
malheiros
(04.09.21)
Son derece travmatik.
Bir de cenaze yıkanırken su dökmeye çağırırlar.
Ben giremedim. Anneannemi hep yaşadığı gibi anımsamayı tercih ettim.
0
pro9it9is9
(04.09.21)
defin sürecimiz bence daha travmatik değil, daha doğaya uygun ve insanı sürece dahil ediyor, ki dahil olmalıyız bence.

temizleyip yıkayıp sardıktan sonra toprağa karışacak şekilde gömüyoruz ölülerimizi.
makyaj yapıp üç bin dolarlık tabutla insan gömmek çok suni bir şey.

ölünün taşınması, yıkanması, gömülmesi gibi herkesin ayrı ayrı işin bir ucundan tutması gibi şeyler hem insanı ölümle yüzleştiriyor hem de sevdiğin insanı bir şekilde uğurlama şansı veriyor.
yani insanın kendi ölüsünü kendi gömmesi insani ve olması gereken bir şey bence.
ben annemi yıkadıktan sonra çok rahatlamıştım mesela.

travmatik olan şey ölüm zaten, yani ölüm travmatik bir şey.
ama hayatın bir parçası.
bizim defin sürecimiz bununla yüzleştirdiği için daha gerçekçi.
0
blatta hiberna
(04.09.21)
Yüksek lisans tez konumdu. Aşırı travmatik olduğunu düşünüyorum. Gereksiz ritüeller dizisi, hem ölene hem yaşayana işkence. Şimdi tam olarak adı neydi unuttum. bedenimizi bi kapsülün içine yerleştiriyorlar ve bir ağaç oluyor. Yeni bir teknolojiymiş. Haberi okuyunca öyle gömülmek istedim. Dilerim nasip olur.
0
Corpsebridee
(04.09.21)
Bir kişiye veda etmek için yapılıyor o törenler, eğer kişiye veda edilmezse asıl o zaman durum daha travmatik ve sağlıklı bir kopuş olmadan gerçekleşiyor. Bu tüm kültürlerde gereklidir, bir cenaze töreni, bir veda…Mezarı olmayan, törensiz ölen insanlara bir bakın, aileleri hala yas tutarlar sürecini sonlandıramadıkları için. Odisse’de bile vardı sanırım.

Onun dışında, İslamiyette mi yoksa hangi kurallarda bilmiyorum ama medrese usülü ders alırken bi medrese hocasından, İslam’da kadının cenaze defin işlemlerinde bulunmaması gerektiğini söylemişti. Çoğu kadın da bulunmaz orada, dayanılması güç bir durum ve ağlar, cinnet vs geçirirse defin sırasında ölüyü rahatsız etmesin diye.
0
kırmızıayakkabılıgargamel
(04.09.21)
Kaynaklarda mezarın şekline kadar geçer bu tür mevzular.

i.hizliresim.com
0
Erva
(04.09.21)
seyi atlamissin abi, en yakinlarin gasilhanede ölüyü son kez yikanirken gormesi ve hatta bazen yikama islemini bizzat yapmasi olayi var.

inancsiz biri oldugum icin kremasyon en tatlisi gibi geliyor bana. yak beni ver kullerimi sevenlere, belki savursunlar bir yerlere ooh... oldukten sonra umrumda degil gerci de. bence kalanlar icin guzel bir katharsis olur.
0
robokot
(05.09.21)
ölümün travmatik olmayan bir hali yok ki. bence yabancıların açık tabut töreni çok daha korkutucu ve travmatik mesela, ona hiç gelemezdim. ya da yakma olayları falan. bizimki yine en azından biraz daha insani gibi geliyor, sadece bazı saçma detaylar var (yemek dağıtma gibi), ama genel olarak bence kötünün iyisi.
0
roket adam
(05.09.21)
olumu travmatik yapan sey sonrasinin mechullugu ve bilinmezligi. butun semavi dinlerde benzer olmakla beraber ozellikle islam'da asil hayatin olumden sonrasi oldugu vurgulanir ve olumun unutulmasi istenmez. islam'a gore olum aslinda bir son degil, inananlar icin guzel bir baslangictir. eger olumu ve defni bu sekilde idrak edebilirsen surec travmatik degil. birisini otogardan yada havaalanindan ugurlamak gibi.

dedemi ortaokulda babaannemi lisede kaybettim. ikisinde de hem gasilhanedeydim, hem de mezarlikta. olayi tamamen idrak etmeme ragmen acikcasi cok bir uzuntu hissetmedim. hatta sonrasinda ben neden aglamadim diye dusunup uzulmustum ama simdi bununla da barisigim.
0
crucio
(05.09.21)
Sen bi de Budistleri gör
Nepalde kaldım ve birkaç cenaze törenine katıldım. Yakılmak suretiyle...
0
fempusay
(05.09.21)
Kişinin öldüğünü kabullenebilmek için önemli bir işlevi olduğuna inanıyorum o ritüellerin.
0
michael_knight
(05.09.21)
Benim yurtdışındaki ilk işim mezarcılıktı. Sanırım biraz kıyas yapabilirim bu konuda.

Evvela yurtdışında cenazelerin defin işlemi çok geç oluyor. Şahıs ölmüş, üstünden 30 40 gün geçmiş, anca seremoni yapılıyor ve o sırada artık kaybına bir nebze alışılmış oluyor. İnsanlar feryat figan etmiyor.

Yine cenaze töreni bizde çok travmatik dediğiniz gibi. Okunan Kuran dua neyse hepsi böyle bir insanı dehşete düşürür şekilde oluyor. Helallik sormak dahil. Yabancıların cenazesi çok steril, çok daha formal, çok daha sakin bir ortam. İnsanı germiyor.

Gömü kısmı ayrı bir cinnet sebebi zaten. Tabutla gömmemekten tut, cenaze sahiplerinin ağlaya ağlaya kürekle toprak atması. Bu yok yabancılarda. Makineyle veya görevliler tarafından tabut 2,5 metre(~6 feet) düzgün kazılmış ve etrafı halıyla çevrilerek maskelenmiş mezara düz biçimde indirilir. Gömülme işlemi insanlar gittikten sonra gerçekleşir.

Bizde ayrıca mezarlar çok sığ derin değil ve üstü tepe şeklinde oluyor veya etrafı mermerle kapatıyoruz vs. Adamlarda mezar taşı var, mezar taşının başında varsa çiçek ekmek için ufak bir alan var. Kalan her yer mezarlığın kalanı ile eşit seviyede dümdüz halı gibi çim.

Bizde mezarlığa girince tırsarsın. Yabancıların mezarlığı park gibidir. İnsan huzur bulur gidince dehşete kapılmaz.

Bir başka husus da genç ölüm azlığı. Bizde 50 55 60 tık gidiyor. Adamlarda mezar taşlarını sıradan oku en genci 85 yaşında ölmüş. Artık vakti gelmiş ölümün, öyle kalp krizi tak götürmemiş. Haliyle bu da ayrı bir travma sebebi kalanlara.

Ben bu konuda baya kafa yormuş birisiyim. Artık mezarcı değilim kendi işimi yapıyorum ama bu olaylardan sonra karar verdim yurtdışında yapacağım ölürsem cenazemi. Aileyi travmaya sokmaya gerek yok. Gerçekten Türkiye'de cenaze ve yakının ölümü insana bir ömür kapatamayacağı bir yara açıyor. Çok cenazede bulundum Türkiye'de, özellikle şehit cenazesine çok katıldım. Olacak iş değil. Bu işi böyle yapmanın kimseye hiçbir faydası yok.
0
bana kedicik derdi
(05.09.21)
Babamı o toprağa gömdüğüm günden beri ölü, ölüm, mezar, mezarlık, hiçbiri benim için ürkütücü, korkutucu veya travma sebebi değil. hatta artık işim de ölülerle ilgili. bana ilginç gelen şey ise şu anda kanlı canlı işinde gücünde olan, hayal ve planları olan adamın 24 saat içinde toprağa gömülmüş olması. bu kadar kısa olmasına alışamıyorum.
0
işimdeyim gücümdeyim
(05.09.21)
Bu soru bana en sevdiğim dizilerden biri olan Six Feet Under'ı hatırlattı, bir gün Nate, ölüsünü toprağa gömen ve başında bağıra çağıra ağlayan birilerini izliyordu uzaktan ve kendi düzenledikleri soğuk törenlere göre, ölüme ve insan doğasına çok daha uygun buluyordu bu ritüeli.

Bence de travmatik olan ölümün ta kendisi, bu şekilde toprakla bütünleşmek bana da daha doğal geliyor, süslü tabutlar ve makyajlardan. Sonuçta ne şekilde olursa olsun cenazelerde ölümle bir şekilde yüzleşiliyor ve kabullenişin başlangıcı oluyor. Toprağa dönmek, doğa ile bütünleşmek biraz döngünün sonu gibi, huzur verici bir tarafı da var.

Bir de bazen cenazelerde en çok ağlayanlar en uzak kişiler hatta ölen kişiyi hiç tanımayanlar olabiliyor.
0
(05.09.21)
(2)

uzaktaki iş adamına kendini hatırlatma

duyurukullanıcısı
ya zamanında tanıştığım beraber yemek yediğim çok insan oldu ege'de yerel fabrika sahipleri şimdi ben istanbul'da olduğum için bunları çok takmıyordum ama pandemi iyice belimi büktü bunlara bir açılmam lazım danışman olarakşimdi direk mail mesaj atsam vay dk sen bizi ararmıydın falan diyip beni beda
ya zamanında tanıştığım beraber yemek yediğim çok insan oldu ege'de yerel fabrika sahipleri şimdi ben istanbul'da olduğum için bunları çok takmıyordum ama pandemi iyice belimi büktü bunlara bir açılmam lazım danışman olarak

şimdi direk mail mesaj atsam vay dk sen bizi ararmıydın falan diyip beni bedavadan 3-4 ay çalıştırırlar

onların beni araması lazım ki ağırlığımı koruyabiliyim.

ne yapsam da adamlara kendimi hatırlatsam? bana bir ulaşsalar?
0
duyurukullanıcısı
(02.09.21)
Bu adamlarla iletişiminiz neydi, siz ulaşmadan onlar size ulaşsınlar nasıl olacak, ortak tanıdıklar dürtebilir belki. Onun dışında, uçak kiralayıp fabrikalarının üstüne uçak egzozuyla telefon numaranızı yazdırabilirsiniz bence.
0
kobuzchu kiz
(02.09.21)
uçak kiralayıp fabrikalarının üstüne uçak egzozuyla telefon numaranızı yazdırmak kötü fikir çünkü rüzgar çıkabilir 0 rüzgar ile 8 olabilir paralar başkasına gidebilir.

birde ben zaten yamaç paraşütü yapıyorum Paramotor'u takar havadan kartvizit de atabilirim ama olmaz çevreyi kirletemem.
0
🌸duyurukullanıcısı
(02.09.21)
(8)

Haciz Gelecek Arkadaşa Yardım

Crowley
Yakın bir arkadaşım var. Pandemi yüzünden yada elinde olmayan bir sebepten değil tamamen keyiften/tembelliğinden ödeyemeyeceği kadar borca girdi.Şimdi de borcu ödeyemediğinden dolayı 3 tane abuk motosikletini benim üzerime yapmayı düşünüyor.Sağda solda duyuyoruz, kaza yapsa ruhsat sahibi ben olacağı
Yakın bir arkadaşım var. Pandemi yüzünden yada elinde olmayan bir sebepten değil tamamen keyiften/tembelliğinden ödeyemeyeceği kadar borca girdi.

Şimdi de borcu ödeyemediğinden dolayı 3 tane abuk motosikletini benim üzerime yapmayı düşünüyor.

Sağda solda duyuyoruz, kaza yapsa ruhsat sahibi ben olacağımdan benim de başım belaya girecek. Alkollü yakalansa ki alkollü de kullanıyor bana da ceza kesilecek. Kesilen cezayı da ödeyecek durumu yok.

Direk olmaz da diyemiyorum çünkü yakın zamanda bir sabah sevgilisinin yanına gideceği için borç istedi vermedim. Akşamına kendi motorları uzun yola gitmez diye benim motorumu istedi, yukarıda saydığım sebeplerden onu da vermedim.

Bu konulardaki düşüncemi bilmesine rağmen böyle isteklerine hem sinirleniyorum hem de vicdan azabı çekiyorum kötü bir arkadaşım diye.

Bu motosikletleri üzerime almamak için bir bahane bulmam lazım ama aklıma hiçbir şey gelmedi. Başına böyle bir durum gelen varsa yada bir fikir en kötüsüne bile razıyım.
0
Crowley
(01.09.21)
motorları üzerine al kilitle bir garaja anahtarı da sende olsun, tamam motorlar hacizle gitmesin de diğer türlüsü alınacak sorumluluk değil, arkadaş olmak her şeye he demek değik, böyle kabul ederse
0
freebird5406_2
(01.09.21)
hacı 3 motorun var, borca batmışsın hala manitanın yanına giderken para istiyorsun ben evde tahta kemiyorum birde senin dertlerini taşıyorum

sen arkadaş değil hamal istiyorsun. benim yüküm bana yeter kardeş.

derdim ben olsam.
0
duyurukullanıcısı
(01.09.21)
senden boyle risklerin altina girmeni isterken "iyi arkadas miyim" diye dusunup vicdan azabi cekmeyen biri icin neden vicdan azabi cekiyorsun? "bu bu sebeplerle olmaz kanka" diyeceksin. arkadassaniz hakkaten anlar zaten.
0
robokot
(01.09.21)
burda yakın arkadaşlıktan ziyade alma verme dengesinde sıkıntı olan bir iyi niyeti suistimal etme görüyorum dışardan bakınca. herkes kendi tercihlerinin sonucunu yaşar. hani sağlıktır, tamamen onun dışındaki sebeplerden kaynaklı bir ekonomik krizdir falan neyse de keyfi olarak kendini .oka bulayan insan için kılımı kıpırdatmam maddi anlamda.

bu konudaki düşüncelerini bilmesine rağmen bu isteklerde bulunmaya devam ediyor zira sizi manipüle edebileceğini düşünüyor. muhtemel ki daha önce etmiş.

bahane bulmak zorunda değilsiniz. "ben bu tür yanar döner işlere karşıyım, dahil olmuyorum, prensibim böyle" bitti, nokta. vicdan falan yapmanıza da gerek yok.
0
Phoebe
(01.09.21)
eğer borçlarını ödemezse, mal kaçırma/satışın iptali davası açarlar. sen de davada sanık olursun. bu işlerin zaman aşımı da yok. hatta motorları sen üzerine aldın diyelim, sonra senin üzerinden satış yapıldı, arkadaşın da parayı aldı ve borcunu da kapatmadı. yine satışın iptali davası açılır ve parayı da senden alırlar.
0
malheiros
(01.09.21)
Sürekli sorumluluktan kaçan kişilerin imdadına hep yetişen birileri olduğunda gördüğüm kadarıyla bu kişilere iyilik değil kötülük yapılmış oluyor. Bir şekilde yine yırtarım psikolojisine giriyorlar, sorunlarını onlar yerine birileri nasıl olsa çözecek diye gerekli adımları zamanında atmıyorlar.
3 tane motosikleti olan birisi olaylar icra noktasına gelmeden en azından bunları satıp borcu/borcun bir kısmını ödeyebilirdi.
0
efx
(01.09.21)
bu arkadasinla er yada gec kotu olup kuseceksin gibi duruyor. Bu olay ne kadar erken yaşanırsa senin için daha hayırlı olur.

Kabul etmediğin şeyleri ısrar edip psikolojik baskı yapan kişilerden nefret ediyorum.
0
srjkvon
(01.09.21)
Arkadaşın sebebiyle büyük bir derse gireceksin eğer yaparsan. Salın bulaşma
0
KaraSakall
(02.09.21)
(18)

amsterdam'a gitmeli mi?

lemmiwinks
uzun zamandir istiyorduk. bugun teklif aldim. simdi is ciddiye binince arada kaldik. kurulu duzenimiz var sonucta :D fena olmayan bir gelirimiz var esimle. ekonomik olarak rahat sayiliriz. 3 hafta once yeni bir eve tasindik. tasinma da masrafli oldu biraz tabi. bir de aileleri, arkadaslari geride bi
uzun zamandir istiyorduk. bugun teklif aldim. simdi is ciddiye binince arada kaldik. kurulu duzenimiz var sonucta :D fena olmayan bir gelirimiz var esimle. ekonomik olarak rahat sayiliriz. 3 hafta once yeni bir eve tasindik. tasinma da masrafli oldu biraz tabi. bir de aileleri, arkadaslari geride birakmis olacagiz. amsterdam'da kimsemiz yok. benim annem babam 65-70 yas civarinda, baska cocuklari yok. esimin annesi ogluyla yasiyor, esini birkac yil once kaybetti.

ekonomik olarak orada azcik daha iyi olacagiz ya da ayni olacak muhtemelen cunku kiralar cok yuksek, esim de turkiye'deki isine devam edecek bir sure en azindan. turkiye'nin geleceginden umidimiz yok ama gidip omur boyu oralarda yasar miyiz bilmiyoruz. cocuk dusunmuyoruz ama yapmaya karar verirsek de orada yetistirmek daha iyi gorunuyor.

daha once kim sorsa deli misin kosarak gitmen lazim derdim, simdi kendim ikilemdeyim. sacma bir durum. yeni bir hayat kurmak da zor geliyor.

sizin fikriniz nedir?
0
lemmiwinks
(01.09.21)
bu ülkenin en son sorunu ekonomi.
0
avianthem
(01.09.21)
bence gidin. yalniz gitme sebepleri asla turkiye'nin ekonomik durumuyla alakali olmamali. hollanda'ya gideceksiniz ama bunun size katkilari nedir onu iyi arastirin.
0
rm
(01.09.21)
gidis sebebimiz ekonomik degil.
0
🌸lemmiwinks
(01.09.21)
gitmediginde 10 yil sonra pisman olmayacagini dusunuyorsan gitme.
0
do you remember me
(01.09.21)
Keşke yerinizde olsaydım. Koşa koşa giderdim ben.
0
Hallegadola
(01.09.21)
Ekonomik olarak buyuk ihtimalle Amsterdam'da daha iyi olmayacaksiniz. Turkiye'de yol yordam bildiginiz, aileniz cevreniz falan oldugunuz icin daha bilinclisiniz ve haliyle cevinizden cikan para da ona gore daha efektif. Baska bir ulkeye gidince fiyat/performans kontekstiniz olmayacagi icin, ozellikle servis sektorunun pahali oldugu bir yerde gundelik yasam ekonominiz iyilesmeyecektir anlattiklariniz isiginda.

Gitmenize degmesi icin Hollanda'da yasamaya, bati avrupa kulturune vs ozel bir ilgi, heves duymaniz lazim. Veya Turkiye'deki durumdan rahatsiz olmaniz lazim. Yoksa gundelik zorluklari gozunuzde buyutmeden asacak motivasyonu bulamayabilirsiniz.
0
hot potato
(01.09.21)
selam,
ben amsterdam'a tam uc yil once tasindim, yasim 22'yken. sizin kadar beni baglayan bir sey yoktu elbette ama Turkiye'deki konumum yasima gore cok iyiydi. buraya issiz olarak geldim, en bastan universite okudum. iyi ki yapmisim diyorum her gun.

hayatimda her gun midemi agritan gundemler yok, turkiye'de maruz kaldigim ayrimciligi burada hic yasamadim, sokakta bir kez olsun kendimi guvensiz hissetmedim, devletle kurdugum iliskide her seyin benim iyiligim icin duzenlendigini tecrube edebiliyorum (bazen hosuma gitmese bile), etrafimdaki insanlar yasantima saygili. burada arkadas da edinebilirsiniz, hatta kuzenim (kirkli yaslarinda) 6 sene once tasindi buraya ve cok guzel bir cevreleri var cogu turk ailelerden olusan. 8 yasinda bir cocuklari var ve cocuk her gun okula kosa kosa gidiyor, cesitli aktivitelere zaman ayiriyor.

bilhassa amsterdam'da gun gectikce expat turkler artiyor, hala cogunluk "gurbetci" turk ama kendi kafa yapiniza yakin insanlari biraz ararsaniz bulabileceginize eminim.

eger anne-babanizin sagligi ve guvenliginden emin olabiliyorsaniz (kaldi ki su an karar verseniz 15-16 saat icinde turkiye'de olursunuz, donmek de zor degil) amsterdam'in yasantisinda sizi zorlayacak hicbir sey yok. hele ki istanbul'da hayatta kalabildiyseniz. elmali biskrem bile var burada :)
0
reavelyn
(01.09.21)
gidis sebebimiz tabi ki turkiye'nin durumu. gidersek belki donmeyiz bile.

@Hallegadola: ben de oyle diyordum is ciddi degilken.

@hot potato: ekonomik olarak bizim icin cok fark olmayacak muhtemelen, evet.

@reavelyn: keske o kadar erken gidebilseydik biz de. tabi gec gidip de orada cevresini olusturanlar da olmuyor degil. tabi kimi de yapamayip geri donuyor.
0
🌸lemmiwinks
(01.09.21)
"deli misin kosarak gitmen lazım" cevabı kendin vermişsin. Türkiye'den Ortalamanın üzeri sayılabilecek bir gelire sahibim. Şu an gel amsterdam da uber şoförlüğü yap deseler koşa koşa giderim.

Ekonomiyi filan boşver, insan kalitesi sorunu var bu ülkede. Trafikte birinin senin önünü kesip öldürmeyeceğinin ya da makas atan bir alçağın katletmeyeceğinin bile garantisi yok. Bak daha büyük İstanbul depremi var, ülke ne olacak nasıl toparlanır kim bilir.

5 dakika bile düşünmezdim. İki kere hollanda'ya gittim, ikisinde de aşık oldum.
0
robin one persie
(01.09.21)
Yani amsterdamın artılarını siz zaten biliyorsunuz anlatmaya gerek yok ama anne baba gerçekten o kadar önemli ki.. durumları nasıl rhatsızlıkları var mı bilemiyorum ama inanın ölümden sonra keşkeler bitmiyor. Hele de aynı şehirdeyseniz kıymetini bilin. Babamın ölümünden önce şu duyuruyu görseydim deli mi ne sorduğunu soruya bak derdim. Hakkınızda en güzeli olsun.
0
cilekli krep
(01.09.21)
çocuk düşünüyorsan git, düşünmüyorsan zaten tr'de sürekli çalışacağın için yine paran olacaktır.
0
duyurukullanıcısı
(01.09.21)
@cilekli krep: benim de korkum biraz da o. yaslandilar artik. babamin damarlari tikaniyor, stent takildi falan. zaten ufak/orta problemleri var. ayni sehirde degiliz ama yakin sayilir (istanbul - edirne). esimin ailesi burada, onun annesi daha genc ama yine onun da saglik problemleri olabiliyor.

benim kendi problemlerim de var ayrica. 10 kilodan fazla verdim gecen sene ve geri alamiyorum. neden verdim bilmiyorum. 2 ogun yeme duzenine gectik, belki onun etkisidir ama cok yesem de kilo alamamak endislendiriyor. bir de yakin zamanda plastrone aapndisit derdi cikti basima, hala iyilesemedim tam, tekrar doktora gidecegim cuma gunu, belki ameliyat diyecek. amsterdam'da sikinti yasar miyim korkum var. ayrica dis implanti yaptiriyordum, yarida yakalanmis oldum bu teklifle.
0
🌸lemmiwinks
(01.09.21)
Git sonra canin isterse donersin.
Gidersen donme secenegin var.

Gitmezsen hic donemezsin.

Bu durumda gitmek en mantiklisi.
0
divit
(01.09.21)
standartlarinda ufak bir dusus bile olmayacakmis madem, gitmekten baska secenel goremiyorum ben.
0
in vino veritas
(01.09.21)
tek sıkıntı aile ve arkadaşlar(sadece aile hatta, çünkü yaşlanıyorlar :/), mümkünse gidip 5-6 yılda oraya alışıp vatandaşlık alıp sonra geri dönüp dönmemeyi tekrar düşünmek lazım.(yaşlılıkta Akdeniz iyi olur ama Hollanda vatandaşı ve euro birikimli olarak emekli olmak bambaşka olur, ayrıca o zaman gelince dünya ne halde olacak Akdeniz küresel ısınmadan dolayı yaşanmaz halde mi olacak vs. bilmiyoruz) Herkesin aradığı fırsat bu, hele çocuk planınız varsa bence kesin yapılmalı.

Bu arada kendim için Hollanda'ya bakarken oranın çifte vatandaşlığı kabul etmediğini görmüştüm. Ek bilgi olarak yazayım ama kimse söylesem "hehe Türk vatandaşlığından çıkarsın olur biter" demişlerdi :') Ben birkaç şirkete başvurmuştum dönen olmadı, daha net bir cv hazırlayıp zorlamayı düşünüyorum mesela.
0
nhk ni youkosu
(01.09.21)
Belli ki konfor alanınızın dışına çıkmak zor geliyor, normaldir. Açıkçası ben ülkenin durumundan vb. bağımsız bir insanın böyle fırsatları değerlendirmesi gerektiğini düşünüyorum. Mevcut koşullarda bu tartışmaların hep maddi kazanç ya da siyaset düzleminde değerlendirilmeleri normal ama bence farklı açılardan düşünmeye de çalışın. Farklı bir ülkede yaşamak, orada bir hayat kurmak, sosyal çevreye adapte olmak insanı geliştiren şeyler. Keza insanın işini her zaman alışık olduğu yapıdan çıkartıp başka kültürlerden insanlarla yapması da farklı bir tatmin sağlıyor.

Diğer yandan Amsterdam'da yaşamanın avantajları da dezavantajları da olacaktır. Mesela Amsterdam'da kiralar bildiğim kadarıyla oldukça pahalı; bugün İstanbul'da iyi bir semtte yaşarken orada aynı şeyi yapamayabilir, şehirden görece biraz daha uzak bir yerde yaşamak durumunda kalabilirsiniz. Veya iklim sizi zorlayabilir... Diğer yandan Avrupa'nın güzel bir noktasında olacaksınız; bir tarafınızda Almanyai diğer tarafta Belçika ve Fransa... Tatilleriniz çok eğlenceli olabilir.

Aile konusuna gelince, açıkçası ben bu konuda katıyım, şahsen ne zaman kararlarımı başkaları yüzünden değiştirmek zorunda kalsam o insanların bir noktada beni pişman ettiğini gördüm. Kaldı ki Edirne - İstanbul 2 saatse Amsterdam - İstanbul 4.5 saat. Bu kadar basit olmadığının farkındayım ama o kadar abartılacak bir şey yok bence.
0
salihdt
(02.09.21)
Yorumlarda gidiş sebebimiz Türkiye'nin durumu demişsiniz ama bugüne kadar gemileri yakmadıysanız ve kurulu düzeninizden memnunsanız yurt dışına gittiğinizde özellikle ilk 6 ayda sıfırdan hayat kurarken karşılaşacağınız ufak tefek aksaklıklar bile gözünüzde büyüyecektir.

Benzer durumda olan birkaç arkadaşıma gaz vermiştim. Hepsi ilk 1-2 senede geri döndüler. O yüzden böyle iyi ya diyorsanız hiç boşu boşuna bürokrasisiyle bilmemnesiyle uğraşmayın. Hem zaman hem de para kaybı.
0
yürümeyin
(02.09.21)
Ben 36 esim 31 yasindaykem tr den herseyi birakip 3 yil once amerikaya tasindik.

Ayni sene

Abim 41 esi 40 yasinda 2 cocukla herseyi birakip amsterdama tasindilar. ( abim aldigim en iyi karardi diyor )

4 muzde tr sartlarinda cok iyi gelirleri olan tr deli ilk 5 unv mezun kisileriz

Kesinlikle gidin derim, ydisinda yasamak cok buyik tecrube. Su an konfor alaninizdan cikmak zor geldiginden tereddut yasiyorsunuz ( aynisini ben de yasamistim ) hatta bir aksilik ciksa da gidemesek, sucluluk da hissetmem diye de dusunuyorsunuzdur :) and
0
oscar
(02.09.21)
(14)

Erkekler ve halhal?

The colors of my sea perfect color me
Erkekler neden halhala bu kadar ilgili?Bilegimde görüp de o halhal mi? diye sormayan erkek yok neredeyse. Yani ayak bileğinde sarılı zincir daha ne olabilir ki? Bu ilginin sebebi nedir? Sadece estetik görünmesi mi? Çağrıştırdığı başka ne anlami var? Herhangi bir saatten ne farkı var?Teşekkürler.
Erkekler neden halhala bu kadar ilgili?

Bilegimde görüp de o halhal mi? diye sormayan erkek yok neredeyse. Yani ayak bileğinde sarılı zincir daha ne olabilir ki?
Bu ilginin sebebi nedir? Sadece estetik görünmesi mi? Çağrıştırdığı başka ne anlami var? Herhangi bir saatten ne farkı var?

Teşekkürler.
0
The colors of my sea perfect color me
(01.09.21)
ayak fetisizmi?
0
alevli deniz sortu
(01.09.21)
@alevli deniz şortu
Ayak da görünmüyor ki. Spor ayakkabınin içinde. Halhalin olduğu kısım pantolon havuç model olduğu için yarım karış dahi görünmüyor. Hani ayak görünse ok.
0
🌸The colors of my sea perfect color me
(01.09.21)
cinsel pozisyonlar çağrıştırıyor olabilir hayal gücü
0
freebird5406_2
(01.09.21)
benim de hoşuma gider ama herhangi bir cinsel çağrışım yapmadı açıkçası. ya estetik göründüğünden ya da az rastlanır olmasından.
0
lazpalle
(01.09.21)
Estetik bence. Bilekte güzel duruyor.
0
westblack
(01.09.21)
ben hiç sevmem halhal ama birinde görsem sorarım sanırım aa halhal mı o diye. Bilekliğe göre daha nadir, ilginç bi sözcük, barış manço şarkısı akla geliyor, muhabbet oluyor sorunca vs pek çok sebebi olabilir.
0
nundu
(01.09.21)
Muhabbet açmak için soruyorlardır. Halhal araç gibi görünüyor sadece.
0
lüzumsuz adam
(01.09.21)
Dinledigin muzige de ilgiliyiz.
Olayi baglayana kadar rol kesiyoruz.

8 saate kadar fransiz filmleri konusurum.
0
divit
(01.09.21)
CUnku kadin vucudunun en estetik ve zarif kismi ince ayak bilekleridir.Ince ayak bilekleri sanat eseri gibi bir sey.Halhalin bununla cok ilgisi var
0
turkuaz
(01.09.21)
Halhal epey seksi bir şey. Elbette ince bilekli bronz bir tende.
0
kukuleta
(01.09.21)
Sormalarının amacı muhabbet olabilri, yoksa o halhal değil de ne olabilir ki , halhal mı diye sorsunlar

Bana hiç çekici ve estetik gelmiyor.
0
ceketimi alip cikcam
(01.09.21)
"ayakcilar" halhali begenir, ince bilekte guzel durur.
"o halhal mi yaw" diye soran abilerin alayi ayak/bacak hastasi..
0
cooperr
(01.09.21)
Çünkü nadir karşılaşılan bir aksesuar, muhabbet açmak için bire bir.
0
John Bloor
(02.09.21)
o halhal mi 'den sonra 'bakabilir miyim?' sorunu yokluyor.
0
duyurukullanıcısı
(02.09.21)
(5)

Koşu bandı zararlı mı

kiriko
Arkadaşlar koşu bandında koşmak zararlı mı kilo vermek amacıyla kullanıyordum da
Arkadaşlar koşu bandında koşmak zararlı mı kilo vermek amacıyla kullanıyordum da
0
kiriko
(01.09.21)
coğu kişi zararlı diyor diz kapaklarına yük biniyormuş, hızlı yürüyün diyorlar.
0
duyurukullanıcısı
(01.09.21)
ben de aynısını çoğu kişiden duyduğum için baktım, yok öyle bişey. kulaktan kulağa uyduruluyor muhtemelen. bi de insanlarda doğal = sağlıklı algısı var, makine yapaylığının sıradan insan tarafından sağlıksızlıkla ilişkilendirilmesi sonucu ortaya çıkan bir sanrı olması da muhtemel.

edit: bu arada soruyu yanlış anlamışım; koşu bandında koşmak zararlı olabilir, sadece başka yerde koşmaktan daha zararlı olmadığını kastetmiştim. yani ortada zararlı olan bir şey varsa koşu bandı değil, koşmak olabilir.
0
bahis hesabi
(01.09.21)
Kilo vermek amaciyla kosudaki sikinti su; siz 5-10 kg fazlasi icin kosuyorsaniz sorun olmaz.

Ama 50-100 kg fazla icin kosmaya calisiyorsaniz sıkıntı. Bu bilimsel olarak kanitlanan bir olay, kemiklere, eklemlere binen ağırlık koştukça artiyor.

O sebepten çok fazla kiloluysaniz kosulmamali.
www.functionalaf.com.au
0
logisticsmanager
(01.09.21)
evet benim diz kapaklarımda sorun var koşu bandına çıkınca ağrı yapıyor sonra, o yüzden boştaysa kondisyon bisikleti veya spin bike kullanıyorum
0
nahtoderfahrung
(01.09.21)
spor salonudn 1 yıl koşu bandında koştum, sağ dizimde sorun oluştu.

eksisozluk.com
0
kanlakarisikyagmur
(01.09.21)
(13)

Sözlük yazarı olmanın hissettirdiği bir ayrıcalık var mı?

İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
Merhaba arkadaşlar,Ta 6 sene önce açtığım sözlük hesabı ne hikmetse bugün onaylanmış ve şu an yazar durumundayım. Kayıt olduğum zamanlar önemsiyordum yazar olmayı ama şimdi o kadar önemli gelmiyor. Gündemi sözlükten takip ederim ama yazarlık pek matah gelmiyor. Ummadığım bir anda onaylanması bir değ
Merhaba arkadaşlar,

Ta 6 sene önce açtığım sözlük hesabı ne hikmetse bugün onaylanmış ve şu an yazar durumundayım. Kayıt olduğum zamanlar önemsiyordum yazar olmayı ama şimdi o kadar önemli gelmiyor. Gündemi sözlükten takip ederim ama yazarlık pek matah gelmiyor. Ummadığım bir anda onaylanması bir değişik hissettirdi. Siz ne düşünüyorsunuz? Sevinilecek bir durum mu sizce? Eğer yazarsanız yazarlığınız onaylanınca ne hissettiniz? Fikirlerinizi belirtirseniz sevinirim. Teşekkür ederim.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(31.08.21)
İnstada 10k takipçim olsa daha ayrıcalıklı hissederdim ekşi bi anlam ifade etmiyor
0
olaylar olaylar
(31.08.21)
15 yıl önce hissettiriyordu. şimdi bahsini açmaya bile değmez, böbürleneni kafamda direkt ezik diye kodlarım hatta.
0
kiyiya vuran dildolar
(31.08.21)
2004-2005 civarı havalıydı
0
freebird5406_2
(31.08.21)
Köpeğimin TikTok hesabı daha havalı geliyor.
0
the she ronin
(31.08.21)
2007'de yazar oldum, olağanüstü geliyordu. okulu uzattığımı unutmuştum. şimdi yine sıradayım ama sırf dursun kenarda diye sıraya girdim. entry yazma amacım yok. mesaj falan atarım lazım olur.
0
ya ben lan neyse
(31.08.21)
Hiç yok bende
0
basond
(31.08.21)
Sebepsiz yere kufur yemek istiyorsan guzel ortam.

5-10 sene once 400 lira falandi hesap, bir degeri vardi.
Simdi aliskanlik olmasa bedava verirdim.

Genel iq cok dusuk.
0
divit
(31.08.21)
2007'den beri yazarım. 2008-2011 top dönemi. şimdi çöp.
0
duyurukullanıcısı
(31.08.21)
2011 öncesi vardı yazar sayısı belliydi şimdiye oranla da çok azdı.
0
monsieur turti
(31.08.21)
Başta bi heyecan oluyor anaa yazar mı olduk la diye sonra geçiyor. Artı eksi verebilme olayını seviyorum bir de açtığım başlık tutarsa okumayı seviyorum onun dışında bir olayı yok ama o kadar bekleyişten sonra yazar olma hissi güzel, beklediğine değmiş oluyor. 6 sene çokmuş ben 2,5 sene beklemişim. Bazıları instagram- Twitter hesabının bio kısmına yazıyor ekşi yazarı olduğunu, bunu garipsiyorum. Cv’ye eklemenin bir tık gerisi.
0
heathen
(31.08.21)
ayrıcalık demeyelim de seviyorum ben sözlüğü. bir yere bir şeyler yazmak iyi geliyor. kimi zaman geyik, kimi zaman gündem, kimi zaman alakasız bir konuda bir makale.

twitter instagram vs. beni çok sarmadı. bir de çoğu normal hayatta tanıdığım insanlara fikrimi anlatmak çok ilgimi çekmiyor. fenomen falan olacağım tanımadığım bir sürü kişiye ulaşacağım desen çok uğraş vermen gerekiyor.

e ne yapacağız o zaman? blog falan açılabilir ama onun için de bir konsept belirleyeceksin, konsept belirlemesen bile bir okuyucu kitlesi kazanman gerekecek vs. ekşi sözlük ise kısa yol bu konuda yani. deşarj noktası benim için.



he hissettirdiği bir şey var mı ? sözlükle alakası olmayan insanlar hala bir garipsiyor bir şekilde sözlük yazarı olduğumu duyunca. insanların kafasında ufaktan da olsa herkesin yazar olamadığı yer fikri var. ama dediğim gibi bunlar azınlık.


benim yazarlığımın onaylanması çok kısa sürdüğü için çok da bir şey hissetmemiştim açıkçası. torpil falan değil bu arada. sözlüğün eski alım sistemiyle alakalı. önceden sözlüğe kayıt tarihiniz önemliydi. benim de okumak için açtığım bu hesabım vardı. sürekli okurdum ama hiç yazar olsam mı dememiştim. sonrasında yazar olayım dedim. 10 entryi tamamlayınca ve kayıt tarihim diğer sıradakilere göre çok eski olunca muhtemelen direkt sıranın en üstüne yerleştim. çok fazla beklemeden de yazar oldum. bu süre hatırladığım kadarıyla çok kısaydı. bugün 10 entryi tamamlayıp yarın yazar oldum gibi bir şeydi galiba. o yüzden çok da heyecan yaşamamıştım açıkçası ama ilk başlarda yazdıklarıma çok dikkat ediyordum. hem dil bilgisi açısından. hem de çok emin olmadığım konularda yazmama açısından. her an fularlı bir ekşici gelip ayar verecekmiş gibi geliyordu ki o dönemin ayarları şimdikilerden çok daha iyiydi. atıyorum bir şeyle alakalı yarım yamalak bir bilgi yazdınız, altına bir fularlı gelip paragraf paragraf işin doğrusunu anlatır sizi itin götüne hiç küfür etmeden sokardı. şimdi koy götüne aklıma ne gelirse yazıyorum ehehe :) zaten spesifik konular hariç öyle dolu dolu pek bir yazar da kalmadı.

ne çok yazdım yahu.
0
syozkn
(01.09.21)
2006'da onaylanmıştı yazarlığım, sevinmiştim o zaman. entry'lerin bir adabı, yazarların iyi kötü fikirleri, bilgileri oluyordu yazdıkları başlıklar hakkında. sonra hızlı bir düşüşe geçti sözlük. trollük çıktı. entry'ler tanım olmaktan, bilgi içermekten uzaklaştı. sözlüğün de pek bir itibarı kalmadı. dolayısıyla artık ayrıcalık falan da hissettirmiyor. yıllardır doğru düzgün girmiyorum bile sözlüğe.
0
treize
(01.09.21)
ayricaliklik bir sey yok. simdi yine nostaljik dedeler gibi olacagim ama sozluk ilk acildigi zamanlarda guzel bir yerdi bence (ben 2001 girisliydim, 2006'ya kadar falan aktif kullandim, sonra tum entrylerimi sildim ama hesabim duruyor, kullanmiyorum). bir avuc yazar, cogumuz birbirimizi tanirdik, zirveler yapar bulusurduk. yaptigin guzel bir espriyi ertesi gun rastgele insanlardan duyabilirdin. benzeri bir ortam turkce internette kesinlikle yoktu. bence o zaman bir tatliligi vardi. hissettirdigi bir ayricalik yoktu bence ama ne bileyim, turunun tek ornegi bir mecra olarak guzel bir tecrubeydi. ben yaslandim ondan mi bilmiyorum ama artik hic oyle bir yermis gibi gelmiyor bana.
0
robokot
(01.09.21)
(3)

portafiltre nereden alabilirim?

duyurukullanıcısı
espresso makinesinin kahve kolu. direk kolu lazım bana 55mm.bu çap da iç çapı değil mi?
espresso makinesinin kahve kolu.

direk kolu lazım bana 55mm.

bu çap da iç çapı değil mi?
0
duyurukullanıcısı
(31.08.21)
Kullandığınız makine hangi markaysa yetkili servislerini deneyin, büyük ihtimalle vardır.
0
kobuzchu kiz
(31.08.21)
ürün almanya'dan alındı yani espresso makinesi, tr'de servisi yok maalesef.
0
🌸duyurukullanıcısı
(01.09.21)
O zaman yine de kahve makinesi tamiri yapan servisleri deneyin, piyasada yok ya da saçma pahalı portafiltreler var çünkü.
0
kobuzchu kiz
(01.09.21)
(15)

Hangi durumda hesabı erkeğin ödemesi gerekir?

nickini degistiren yazar
Hangi durumda hesabı erkeğin ödemesi gerekir? Hangi durumda alman hesabı yapılması daha doğru olur.1) kız ve erkek ilk buluşmaya (date) çıkıyor. İleride sevgili olma potansiyelleri var.2) kız ve erkek zaten sevgili.3) kız ve erkek arasında duygusal bir bağ yok. Sadece arkadaşlar.
Hangi durumda hesabı erkeğin ödemesi gerekir? Hangi durumda alman hesabı yapılması daha doğru olur.

1) kız ve erkek ilk buluşmaya (date) çıkıyor. İleride sevgili olma potansiyelleri var.
2) kız ve erkek zaten sevgili.
3) kız ve erkek arasında duygusal bir bağ yok. Sadece arkadaşlar.
0
nickini degistiren yazar
(30.08.21)
kim davet ediyorsa o öder.

karşıdaki paylaşmayı teklif ederse senden hoşlandım demiş olur.

karşıdaki o zaman şurada da bir tatlı veya drink alalım derse hoşlandım demiş olur.

eğer karşıdaki hiçbir şey demez ve cidden davet eden öderse 'bugün de doyduk çok şükür' gibi bir şey oluyor.
0
duyurukullanıcısı
(30.08.21)
1. davet edenin ödemesi makul ama diğer taraf hesabı paylaşmayı teklif etse şık olur, paylaşmazlarsa çıkışta tatlı, kahve falan ısmarlar ya da bir dahaki buluşmayı kendisi öder.

2. Ne fark eder? Kimde para varsa, o sırada kimin cüzdanı kolaydaysa, ekonomik durumlarına göre... Sürekli erkeğe ödetmek çok çirkin.

3. Arkadaşlar arasında çok para muhabbeti dönmesi tatsız bir şey olduğu için ufak tefek şeylerde (kahve içtik kalktık, sabah fırından iki poğaça aldık...) fark etmez, lafını etmek bile tatsız, bazen biri bazen diğeri öder. Pahalı bir yere gidildiyse paylaşılır.
0
kobuzchu kiz
(30.08.21)
davet eden öder. onun dışında niye erkek ödesin? hiçbir durumda ödememesi gerekir.
0
sana bir sarki yazdim fernando
(30.08.21)
Kobuchu+1. Bunun cinsiyetle alakası yok.
0
Phoebe
(30.08.21)
1-2-3 ben öderim elimden geldiğince, ama ben kariyerde hızlı yükseldiğim için belli bir seviyeye geldim, takıldığım arkadaşlarım hala öğrenci veya yeni mezun maaşı alıyorlar vs.

Genelde ben ödeyip, sonraki buluşmada kahve falan tarzı bir şeye çevirip onlara kahve ısmarlattırıyorum. Date için de böyle arkadaşlarım için de, varken sevgililerim için de öyleydi.

Kırılacak bir insansa vs. zaten anlaşılıyor o zaman da 50/50 paylaşıyoruz.
0
aguen
(30.08.21)
1 - ben öderim.
2 - ivir zivir seyleri ben öderim ama oturup restoranda 3er cesit sey yendiyse ortak ödenir.
3 - yine ortak.
0
reactionic
(30.08.21)
1- davet eden
2 ve 3 : ortak, sırayla
0
Hallegadola
(30.08.21)
1. erkek çoğunluklu ama teklif kadından geldiyse kadın.

2. yaşlara, konumlara, maddi durumlara bağlı.
özellikle 30-40 yaşındaki insanların "dur bende 20 lira var" falan hesaplarına girmesi ya da "sen ne yemiştin?"ler falan erotizmi öldürüyor.
20'lerde kimde varsa o öder ya da bölüşülür, o önemli değil.

yani önemli olan kimin ödediğinden çok, tek tarafın ödemesi.
"hesabı bölüşmek" biraz liseli hareketi olabiliyor ve ilişkilerin havasını bozuyor bence.

3. herkes kendi hesabını öder, daha doğrusu bence kuruş hesabı yapmak yerine direkt ikiye bölünür, ödenir işte.
bir tarafın durumu yoktur, nakit akışında sorun vardır, gerekirse arkadaşımın hesabını çekerim arada bir.
ya da çeşitli sebeplerde "bugün benden olsun" diyebilir bir taraf.
0
blatta hiberna
(30.08.21)
1, 2 ve 3. durumlarda özel bir davet konusu yoksa Alman hesabı olmazsa Amerikan hesabı ödenmelidir. 1. ve 3. durumda (özellikle) erkek davet etti ise erkeğin ödemesi gerekir (kadın davet ettiyse de kadın öder). 2. durumda üstünde parası olan ya da o an cüzdanına daha kolay ulaşan öder.

Genel olarak hesabı davet eden öder. Bunu diyen kullanıcılara +1
0
nawar
(30.08.21)
Nadir buluştuğum biriyse ben ısmarlamak isterim, centilmenlik+içinden gelmek. Sık görüştüğüm biriyse bir dengeye oturmasını beklerim. Burada bir gerginlik varsa o iletişim sürmez zaten..
0
her giriste sifresini unutan adam
(30.08.21)
Doğu kültüründe her durumda erkek öder.
Ve bence 1 ve 2.durumlarda erkek, 3 nolu durumda bazen kız bazen erkek ödemeli.
Bugüüne dek hep hesap paylaştım ve fazla fazla ben ödedim
Hayatın gör dediği şu : niyeti ciddi erkek zaten hesap kitap tutmuyor
Etrafımda da kimin sevgilisi hesap kitap yapmadan 2 nolu durumda hesap ödediyse devamında hep evlenme teklif ettiler
0
photo85
(30.08.21)
1. Davet edenin ödemesi daha doğru, alman usulü de problem değil bence.
2. Ortak
3. Ortak
0
Josephine.
(30.08.21)
1-2 erkek oder.
Arkadaslarsa kabaca ikiye bolerler.Yada sirayla ismarlarlar
0
turkuaz
(02.09.21)
Erkeğim. Karşı taraf ben ödeyeyim demediği sürece her durumda ben öderim.
0
hayirsiz
(02.09.21)
1)Önceden tanışıklık varsa, davet kabul edilmişse demek ki karşı taraf görüşmek istiyor. Bu durumda davet edenin ödemesi makul.

Ancak yüzünü hiç görmediğin biriyle online ortamdan tanışmışsan herkes kendinin hesabını öder. İlk buluşma suistimali diye bir şey var günümüzde. Buna düşmemek lazım

2)Bazen kadın, bazen erkek. Mesela yemeği erkek öder sonra kahve içilirse kadın öder gibi gibi.

3)Bölüşülür ya da sırayla
0
roe
(02.09.21)
(2)

bir cümle çeviri?

sana bir sarki yazdim fernando
"şirketinizin abd pazarı için yürütmekte olduğu çalışmalardan haberdarım"bunu en düzgün, en native biçimde nasıl çeviririz? teşekkürler
"şirketinizin abd pazarı için yürütmekte olduğu çalışmalardan haberdarım"

bunu en düzgün, en native biçimde nasıl çeviririz? teşekkürler
0
sana bir sarki yazdim fernando
(30.08.21)
i am aware of your company's work and effort for the usa market.
0
duyurukullanıcısı
(30.08.21)
Üsttekine belki şöyle bir şey katabilirim: "i am aware of your company's operations in the usa market."
0
prole
(30.08.21)
(2)

3ds Max için donanım

kisa
Merhaba gurular.Bir arkadaşım benden yaridm istedi. İç mimar, render alıyor ve kendini rahatlatacak bir konfigürasyon seçmeliyim.Sanırım islemciden çok ekran kartına yük biniyor.Baktığımda bazı profesyonel ekran kartları da gördüm uyumluluk listesinde ama normal piyasa ekran kartları ile farkları ne
Merhaba gurular.
Bir arkadaşım benden yaridm istedi. İç mimar, render alıyor ve kendini rahatlatacak bir konfigürasyon seçmeliyim.
Sanırım islemciden çok ekran kartına yük biniyor.
Baktığımda bazı profesyonel ekran kartları da gördüm uyumluluk listesinde ama normal piyasa ekran kartları ile farkları nedir bilmiyorum.
Sadece kasa için 20bin dersek nasıl bir konfigürasyon önerirsiniz?
8 ram 512 SSD 1 TB HDD fiks sanırım.
Amacı sadece 3dsmax i rahat çalıştırmak olacak.
0
kisa
(30.08.21)
program yanında kullanılan render motorunun da önemi var.

3d studiomax benchmark diye arattığımda bir sürü değişik render motoru çıktı.

hangi motoru kullanacaksanız onunla yapılmış sistem ve ekran kartı testlerini inceleyin. en temiz ve güvenilir sonuca böyle ulaşırsınız.
0
killerbee
(30.08.21)
3060 ve üstü ekran kartlarına baksın.
kasa alıcak ise amd'nin işlemcilerine ve ekran kartlarına bakabilir.
3060 dışındaki ekran kartlarını mutlaka 3060 vs 5500 diye araştırsın
gpu.userbenchmark.com
gibi

ram'de min 16gb. ssd 512 olsun. renderları hdd'de depolar.

hardisk harici olsa da olur.

3060'lık laptoplar 14-15 arası bence iş görür bazen 12'e düşüyor ama şans.
0
duyurukullanıcısı
(30.08.21)
(11)

İhtiyara Pc oyun önerisi

bana kedicik derdi
Çok sıkıldım son günlerde ne denesem sarmıyor.Cyberpunk oynadım 2 saat kadar altf4 çekip kaldırdım oyunu. Parasını verdiğimle kaldı. Rtx 3070 var ama kullanamıyorum resmen.Vr ve direksiyon var. Euro truck sim oynadım sıkıldım. Yarış oynayayım dedim sıkıldım assetto corsa çünkü kötüyüm yarışamıyorum.
Çok sıkıldım son günlerde ne denesem sarmıyor.

Cyberpunk oynadım 2 saat kadar altf4 çekip kaldırdım oyunu. Parasını verdiğimle kaldı. Rtx 3070 var ama kullanamıyorum resmen.

Vr ve direksiyon var. Euro truck sim oynadım sıkıldım. Yarış oynayayım dedim sıkıldım assetto corsa çünkü kötüyüm yarışamıyorum. Boş pistte döne döne nereye kadar.

Rdr2 indirdim hikayeyi dinlerken sıkılıyorum, at sürerken sıkılıyorum. Adam vururken fena değil gerisi sıkıcı.

Surviving Mars oynadım ilk başlarda iyiydi, en zor haritalarda bile hayatta kalmaya başlayınca sıkıldım bıraktım.

Sorun şu ki oyunlar single player ai ile oynayınca sıkıcı geliyor. Multiplayer oynayınca da yaş ilerlemiş artık eskisi gibi değilim hemen öğrenemiyorum refleksler bitik eziliyorum yine sarmıyor.

Ne önerirsiniz?
0
bana kedicik derdi
(30.08.21)
Bannerlord olabilir. Hikayesi yok (görevleri boşver), girip takır takır adam kesiyorsun sadece. Kılıç, yay ok falan mekanikleri güzel baya. Bi süre sonra sıkıcı oluyor ama oyalar bi 50 saat kafadan.

Hades var, 3070'in hakkını verecek bi oyun değil ama keyifli. Hack n slash.
0
plutongezegendegilmi
(30.08.21)
belki de sorun oyunlarda değil de, sizdedir.
bazen, bana da oluyor; keyşfsizken keyif aldığım şeyler, pek zevk vermemeye başlıyor. böyle durumlarda, bünyeyi zorlamamak lazım illaha keyif almalıyım diye. sevilen uygulamaya biraz ara verdikten sonra zevk yeniden geliyor.
Ya da artık oyunlardan temelli sıkıldınız. onda olabilir.
o zaman rtx 2070 e talibim!
dm'den fiyat yazar mısınız??
0
pangea
(30.08.21)
Sorun bende dostum haklısın ama oyun oynamazsam kafayı yerim sıkıntıdan. Hele hele şu aralar havalar da bozuyor. Kart satılık değil maalesef, oynamadığımda mininge bağlıyorum.
0
🌸bana kedicik derdi
(30.08.21)
gta
saints row
justcause
hades
ryse: son of rome
0
sutlu nescafe
(30.08.21)
Gta tüm serileri seneler evvel bitirdim yaw. Online pek sevmedim. Saints row izledim biraz youtube'dan pek açmadı diğerlerine bakayım.
0
🌸bana kedicik derdi
(30.08.21)
Little Nightmares
Superliminal
SUPERHOT
Shadow Tactics: Blades of the Shogun
Warhammer: Vermintide 2

Ya da belki;
Antichamber, The Talos Principle
0
archmage mahmut
(30.08.21)
Yazmayı unutmuşum fps sevmiyorum sevsem zaten cs:go atar geçerim.

Dishonored tarzi senaryoda diyalog secmecelerden tiksiniyorum acikcasi. Hic gelemiyorum. Cunku tum hikayeler kofti sonucta. Hikaye derdim olsa dizi izlerim. Gameplay onemli benim icin.

Ryse Son of Rome baya guzel gorunuyor bunu bi deneyeyim ben.
0
🌸bana kedicik derdi
(30.08.21)
Bana kalırsa 2000lerin başında gözden kaçan bir çok oyun var. Bu işlerin çok içinde değilim ama
Reflexive Entertainment oyunlarına bak derim . Boyutları da düşük. Biraz aramayla ilaçları da bulunabiliyor .
0
Erva
(30.08.21)
Path of exile olabilir.
0
Wakatakakage
(30.08.21)
yaş başını almış gitmişse single player'lara girme.

en iyisi bir ortak bulup multiplayer takılmak.

bir ortak bulup

valheim'e girebilirsin. güzel
Insurgency'e buddy ile girebilirsin
HELLDIVERS'a buddy ile girebilirsin

illa single diyorsan

darkest dungeon güzel
eu4 güzel
0
duyurukullanıcısı
(30.08.21)
Naptin baskan 100 yasinda gibi yazmissin, overwatch tavsiye ederim.
0
bluewhale
(30.08.21)
(5)

Tasarım programı öğrenmek

bana kedicik derdi
Bir takım bilgisayar parçaları var aklımda üretmek veya ürettirmek istediğim.Pc kasası, radyatör, distroplate, akrilik kaplı waterblock, rezervuar vs. Bunları en ideal hangi programla üretebilirim? Autocad ideal mi olur mu? Öğrenmek ne kadar zor olur? Geçmişte(10 12 sene oldu) 3ds max öğrendim biraz
Bir takım bilgisayar parçaları var aklımda üretmek veya ürettirmek istediğim.

Pc kasası, radyatör, distroplate, akrilik kaplı waterblock, rezervuar vs.

Bunları en ideal hangi programla üretebilirim? Autocad ideal mi olur mu? Öğrenmek ne kadar zor olur? Geçmişte(10 12 sene oldu) 3ds max öğrendim biraz hobi olarak onun dışında pek bir temelim yok. Mümkün müdür? Solidworks kullananlar gördüm ancak bu program çok pahalı, cracklemek falan gerekir sanırım bana gelmez.

Yine bunları üretmek tasarımları hayata geçirmek için ne tip üreticilerle görüşmeliyim? Mesela şu kasanın tasarımcısı images.app.goo.gl
Çin'de kornej yapan bir üreticiye ürettirtmiş.
0
bana kedicik derdi
(28.08.21)
Neden olmasın yahu? Adamlar yapmış işte. Ben neden yapamayayım?
0
🌸bana kedicik derdi
(28.08.21)
bahsettiğin şeylerde çok sağlam ısı transferi ve akışkanlar dinamiği hesapları var tüm çizimler bu hesaplara göre yapılıyor

yani

bunda da şöyle kavis vereyim güzel durdu gibi bir durum yok.

Autocad'den önce 4-5 kitabı yalayıp yutman lazım. dinamik ve mukavemete girmedim bile.

daha bunun imalatı var.

peehhhh
0
duyurukullanıcısı
(28.08.21)
autodesk fusion 360 hobbyist olarak kayıt yapıldığında ücretsiz lisans veriyor (1 yıllık ama 1 yıl sonra programı silip tekrar kurduğunuzda aynı kullanıcı hesabı ile devam ediyorsunuz). kullanması ve öğrenmesi çok basit. 3-4 saat tutorial vidyolarını izleyip direkt başlayabilirsiniz.

ben geçen sene başladım ve 2 ay sonra basit 3d modelleme yapıp fiverr da hizmet satmaya başlamıştım.

pc kasası için sheet, waterblock için normal body tasarımı gerekecek. bunlar program içinde ayrı modüller. hepsini adım adım öğrenirsiniz.

olur da tasarımı profesyonel ürüne çevirmek isterseniz tabi ki ısı tasarımı vs analizleri gerekir ama bunlar olmadan da heat sink tasarlanmaz diye bişey yok. üstelik bunu yapmak isterseniz fusion 360 içinde ısı tasarımı ve mukavemet için statik ve dinamik analiz modülü de var. yani iş oraya geldiğinde aynı programla bunları yapabilirsiniz.

tasarım konusunda desteğe ihtiyacınız olursa bana yazabilirsiniz.
0
sttc
(28.08.21)
CATIA da kullanabilirsin. Ama önce teknik resim öğrensen iyi olur. Bu programlar amaç değil, araç. Kâğıt ve kalemle yapacağın çizimi kâğıt ve kalem kullanmadan yapmayı sağlıyor.
0
dissendium
(28.08.21)
Teknik resim dersi aldım, mühendisim aslında ama başka iş yapıyorum, öneri için teşekkür ederim.
0
🌸bana kedicik derdi
(28.08.21)
(6)

Bu Kedi Niye Bu Kadar Agresif?

panda yuva yapmis sogut dalina
Bu arkadaşı neredeyse 2 senedir besliyorum sokakta. Sürekli hamile. Birkaç hafta önce yine doğurdu(nereye doğurduğunu bilmiyorum) Memeleri şişmiş, süt veriyor. Belli.Arkadaş ben bu kediyi her zaman besliyorum ama sürekli agresif. Her zaman olmasa bile, arada hep hırlıyor.. Az önce yine başka bir ked
Bu arkadaşı neredeyse 2 senedir besliyorum sokakta. Sürekli hamile. Birkaç hafta önce yine doğurdu(nereye doğurduğunu bilmiyorum) Memeleri şişmiş, süt veriyor. Belli.

Arkadaş ben bu kediyi her zaman besliyorum ama sürekli agresif. Her zaman olmasa bile, arada hep hırlıyor.. Az önce yine başka bir kediyi beslerken yarınlar yokmuşçasına geldi ve mamaya salça oldu. Doymuyor da :d :d Bugün abartısız söylüyorum 5 tane pouch yemiştir. Az önce onun da önüne mama dökerken çok sağlam tırmaladı elimi. Niye yaptı bir fikrim yok. Kanattı karaktersiz. Eve gelip sabunladım iyice. Geçen sene de yapmıştı aynısını. Sanırım başka bir şey yapmama gerek yok(?)

Bu kedi niye böyle sinirli? Her zaman değil ama bazen böyle agresifleşiyor.
0
panda yuva yapmis sogut dalina
(24.08.21)
tüm kediler genetik olarak aynı oranda evcilleşmiş değiller. mesela bu şekilde saldırgan bir siyam ya da iran bulamazsınız ama tam tersi tekirler çok daha agresif ve saldırgan olabiliyorlar. anadoluda hala bizim şehirde yaşayan tekirlere benzeyen ama vahşi kediler mevcut. bu eksta yabaniler onların torunları-çocukları olabilir.
0
orpheus
(24.08.21)
Doğum yapınca da agressifleşiyorlar.
0
pro9it9is9
(24.08.21)
benim kediler hakkında şöyle bir teorim var,

ya sonuçta hayvan nesli için aitlik kavramı yok. mesela insanlar için bu elma ağacı benim diyebilirsin. o elmalar o kişinindir ama yol kenarında ki bir elma ağacına iki kişi aynı anda yaklaşsa biri bu ağaç benim dese hadi len dersin. aitlik kavramı var.

kedi de bu yok. kedi için yemek ortalıkda olan düşen elma gibi bir şey. elma'nın birine ait olması gibi bir durum yok.

buna rağmen sen mama verince sanki bütün mamaları ağaçtan toplamışsın ve kedi efendiye lütfedip 3-5 tane veriyormuşsun gibi oluyor. o da sinirleniyor

ne topluyon lan tüm mamaları diye.

bence kedi haklı.
0
duyurukullanıcısı
(24.08.21)
Bazı kedilerin karakterileri öyle. Tabii "karakterine de sana da" diyebilirsiniz ama öyle. Ablamın bir kedisi var. Her sene yazın 3 ay bende kalıyor. Benim evdeki kedim hayli yaşlı, ablamın diğer kedisiyle bahsettiğim kedi aynı yaştalar (4 gibi). Kendi evindeki kediyle de arada hırlaşıyor ama benim evdeki kedime resmen azap çektiriyor. Bizim ayağımıza sürünüyor, yanılıp seveyim diye el uzattığımda elimi parçalıyor şerefsiz. 3 ay bu... Sevilmek istiyor bir yandan kedi. Geçen gün götün götün gelmiş sırtını yaslıyor bana ki seveyim diye. "Ben görmeden sev" diyor. Karakteri huysuz...
Siyah-beyaz sokak kedisi, dişi.
0
SiyamkedisiZorro
(25.08.21)
Analık içgüdüsü normal:)
0
suicides underground
(25.08.21)
Mama verdiğim duvarın tam altında bugün yavrularıyla gördüm. Demek ki onları korumaya çalışıyordu :)) Gerçi doğurduktan sonra hep agresif olan bir kedi. Biliyorum bu huyunu. Çok şaşırmadım. Sadece yavrularının orada olmasına şaşırdım. Olduğum tarafta değil tabi ama diğer tarafına öne doğru eğilip bakmanız gerekiyor. Bugün işten gelirken fark ettim. Beni görünce yine çıldırdı :D :D O hareketleri görmeniz lazım. İnsanı korkutuyor ya Asdsdsds Ha mama vereceğimi bildiği için çıldırdı tabi.

Yazık günah ya. Nereye doğurmuş onları öyle. Ha çok kötü yerde değiller ama ne bileyim işte. Yavrular annelerini emerken görünce insan garip oluyor :)
0
🌸panda yuva yapmis sogut dalina
(25.08.21)
(6)

Donercilik zor is mi?

speedy
Donerci camina yapistirmis. "Doner kesmesini bilen eleman araniyor." Acemi alsin iste yarim gunde ogrenir yeni baslayan. Zor is mi?
Donerci camina yapistirmis. "Doner kesmesini bilen eleman araniyor." Acemi alsin iste yarim gunde ogrenir yeni baslayan. Zor is mi?
0
speedy
(23.08.21)
ustalık ister tabi zor iştir. bi günde öğrenilecek şey değil. onu pişirmek, güzel kesmek, yanmamasını sağlamak, ne az ne çok pişmesini becermek kolay iş değil. ayrıca sıcak başında çalışmak da ayrı özveri.
0
jelly bear
(23.08.21)
gözlüklü bir futbol yorumcusu vardı onun döner dükkanı varmış usta kaçınca batmışlar.

sen düşün.
0
duyurukullanıcısı
(23.08.21)
Döner ustalığı cidden zor bir iş. O döneri ince kesmek başlı başına bir meziyet. Yarım günde biraz zor öğrenilir.
0
ismira007
(23.08.21)
Zor ve mesakatli is yalnızca ince kesmek değil sürekli döndürerek pisirmek pisen yerleri hizla kesmek kestiklerini tasniflemek siparis geldiğinde alip gramaja uygun bir sekilde ekmegin lavasin pidenin pilavin uzerine dizmek tabagi hazirlamak ayni zamanda doneri dondurmeye ve kesmeye devam etmek pratiklik ve el becerisi istiyor bir noktadan sonra dönerin şişe takılması da istenirse bu daha da zor bir iş
0
apocalipy
(23.08.21)
Olay sadece doner kesmek degil, o ortamda calismak. Bazi cevaplar is sanki evde izole bir sekilde doner kesmek gibiymis gibi anlatmis. Beceriden cok, o atomsfere uyum saglayabilecek misin?
0
hot potato
(23.08.21)
kesmesini bilene döneri taktırırlarda. o döneri takmak çok büyük zahmet ya. kat kat ypaılıyor aralara ayarında kıyması bilmem yağı falan çok meşakketli ve tecrübe isteyen bişey
0
avatar is back
(24.08.21)
(8)

Çizim yeteneği sonradan kazanılabilir mi?

winston insani
Merhabalar,Çizim yeteneği sonradan kazanılabilir mi? İlköğretim hayatım boyunca 4 gelen dersim hep resim oldu. Oldum olası resim yeteneğim sıfır nerdeyse. Yani çöp adam falan çiziyorum.https://www.youtube.com/channel/UCO-KlzrUGhZACLpcBWfQ-2g şu elemanı gördüm de, bunun gibi ne yetenekler var ya, ben
Merhabalar,

Çizim yeteneği sonradan kazanılabilir mi? İlköğretim hayatım boyunca 4 gelen dersim hep resim oldu. Oldum olası resim yeteneğim sıfır nerdeyse. Yani çöp adam falan çiziyorum.

www.youtube.com şu elemanı gördüm de, bunun gibi ne yetenekler var ya, ben bu tarz yeteneklerin doğuştan geldiğine inanıyorum mesela. Benim ablamda da öyle, küçüklükten beri hep güzel resimler çizer.

Gerçekten bu eleman gibi bir yeteneği sonradan kazanabilir mi insan sizce?
0
winston insani
(22.08.21)
Çizim yeteneği kısmen kazanılır ama yaratıcılık zor. Düşüncelerini kağıda dokebilmek öyle çok çalışmayla üst düzey yeteneğe zor ulaşır.
0
burty
(22.08.21)
binlerce saat harcarsan onun gibi, evet. dogustan boyle cizebilen kimse yok. kucuk yasta buna egilen kisiler var, yas ilerledikce daha kolay geliyor onlara. ama yine cok, cok calismak gerekiyor. herkes yapabilir, ama herkes o kadar calismaz. o yuzden teknik olarak evet herkes yapabilir, ama pratikte hayir. cunku o kadar calisacak kadar istemezsin muhtemelen. bir iste o kadar iyi olacak kadar calisacak motivasyon, o isle ilgili bir obsesyondan geliyor genelde ve o obsesyon herkeste yok.
0
robokot
(22.08.21)
Ben de resim yeteneği olmayan biri olarak bu soruyu çok merak ediyorum. Erdil Yaşaroğlu'nun çocuklara çizim yapmayı öğrettiği bir kanal var, oradan başlamayı düşünüyorum hatta :)
www.youtube.com
0
kendi helvasını kavuran zombi
(22.08.21)
aguen
(22.08.21)
Yok abi ya imkansiz. Yazin bile duzelmiyor 40 yil yazdigin halde.

Bunun olabilecegini iddia edenler hep cizerler, ama bu kisinin 5 yasindaki cizimine baksan zaten dogustan yetenek oldugun goruyorsun.

Anca bakarak kopyalama isleri gelisiyor.
Iste erdile bakarak tavuk cizmeyi ogrenirsin ama tavuga bakarak tavuk cizemezsin.
0
divit
(22.08.21)
yazi da duzelir cizim de duzelir. 40 yil yazip yazinin duzelmemesinin sebebi "deliberate practice" yani kabaca "bilincli calisma" yapilmiyor olmasi. sadece cizerek cizimini duzeltemezsin, sadece yazarak yazini da duzeltemezsin. bilincli bir sekilde eksik gordugun seylerin uzerine giderek tam olarak o konularda calismak gerekiyor anca oyle. deliberate practice ile aklina gelebilecek her seyi gelistirebilirsin. ama bir seyi nihayetine erdirecek kadar "calismak" icin ya insanustu motivasyon, ya da obsesif bir istek gerekiyor. o da herkeste her konu icin yok.
0
robokot
(22.08.21)
kazanilir tabi.

o videodaki adam en az 15 sene uğraşmıştır. senin 15 senen varsa olur.
0
duyurukullanıcısı
(22.08.21)
Yetenek kazanılmaz. Teknik öğrenilir. Teknik öğrenebilirsiniz tabi ki.

Sanatta yeterliği olan birinden tavsiyedir:)
0
suicides underground
(22.08.21)
(2)

Futbolda istatistikler nasıl hesaplanıyor?

avatar is back
Topla oynama, pas sayıları falan
Topla oynama, pas sayıları falan
0
avatar is back
(21.08.21)
www.altexsoft.com

termal kamera koyarsan hangi pası attığında nabzı kaçtı onları bile ölçersin
0
duyurukullanıcısı
(21.08.21)
%90 Yapay zeka, %10 Bilek gücü
0
catamenia
(21.08.21)
(9)

nft dalgası bitti mi?

duyurukullanıcısı
şöyle bir esti gürledi ama bir şey olmadı sanki
şöyle bir esti gürledi ama bir şey olmadı sanki
0
duyurukullanıcısı
(21.08.21)
kime göre neye göre? NFT derken onun üzerine kurulu projeler/tokenları mı diyorsun yoksa gerçek biricik nft'ler mi?

Daha geçen Solana üzerinden Ape bilmemnenler deli gibi satıldı. Takip ettiğim biri AxieInfinity'deki sanal arsasını 800 etherden satışa koydu :D Millet deli gibi ArtBlocks görselleri alıp satıyor. Ama Mart-Nisan'a göre sıradan insan için satış azaldı evet. O dönem biz de bir şey üretip satabiliyorduk, şimdi ünlü sanatçılar ünlü projeler satış yapıyor.(o zaman da zaten yapıyorlardı)

Daha NFT ile bir şeyler yapabildiğin oyunlar yeni yeni çıkıyor veya git gide gelişecek. Bence esas kullanımları birkaç yıla daha iyi görürüz.
0
nhk ni youkosu
(21.08.21)
yani o tüm büyük satışların falan nft websitelerinin gazlaması olduğunu düşünüyorum. elbette küçüklerde bir şeyler alıp satıyordur o gazla veya websiteler canlı tutmak için piyasayı yine gazlıyordur küçükleri.
0
🌸duyurukullanıcısı
(21.08.21)
Dolandiricilik oldugu cabuk ifsa edildi.
0
divit
(21.08.21)
bir kısmı site gazlaması, bir kısmı kara para aklama tarzı şeyler bile olabilir ama zengin olup para saçmak isteyenleri de küçümsemeyin :D bir sürü kripto zengini var. Bir de alanlar (Türk tanıdığım da var) 5 şey alıyorsa bi tanesini 3x'e 5x'e satıp parasını geri çıkardı bir dönem. Hala belli projeler öyle, hani bence gerçek lale çılgınlığı bu. Anında satamayacağın tamamen başkasının beğenisine ilgisine bağlı.

foundation, superrare vs. kendi gazlıyor olabilir ama opensea'deki açık istatistiklere bakın, volume'a falan. Bunların gerçek olduğuna inanıyorum.
opensea.io

ek olarak, ether ağı hala çok pahalı. Ben tek şeyi mintlemek için 140 dolar verdiğimi biliyorum :D herkes nasıl yapacak veya bid kabul etmek bile 60-70 dolardı bir ara, şimdi biraz daha düşük. Şu an çok kısıtlı bir kitle ilgileniyor (ki bu bile hayvan gibi pazar oluşturdu) şimdi başka chainlerde daha ucuza ve daha hızlı transfer edilebilen şeyler gelince, örneğin oyunlarda nft kullanımı falan, işler değişebilir. Şu anki al-sat bence öylesine bir şey. Zaten blockchain işleri de nft de 1999'ların interneti gibi şu an, "gerçekten" kullanan kaç kişi var ki?
0
nhk ni youkosu
(21.08.21)
@nhk ni youkosu

peki ben diyelim bir görseli beğendim sample fotosunu freelancer.com'dan birine gönderdim bunu bana şu 20usd ücrete üret dedim.

sonrada kendi sitemde vs istediğim yerde kullandım.

hatta orijinal üreticisi de başka birine 5000usd'ye sattı diyelim.

şimdi bu durumun yasal yaptırımı nedir?

yani nft burada neyi çözüyor?
0
🌸duyurukullanıcısı
(21.08.21)
NFT dalgasında bir play to earn oyunu olan wavesducks 'a yatırım yaparak doğru ata oynamış bulundum. Şu an 1-1.5 ayda bir 5 haneli sayılarda passive income alıyorum. TR şartlarında buna kasırga denmez mi?
0
rakicandir
(21.08.21)
hic bir seyi cozmuyor iste, satin aldigin sey "@duyurukullanicisi bu notu veritabanina eklemek icin baya para harcamistir" seklinde bir not. hic bir yasal hak tanimiyor.

neden esti gurledi? butun crypto piyasasinda oldugu gibi "hype surerse bunu daha aptal birine daha fazla paraya satabilirim" dusuncesi. satilacak satilacak sonunda birinin elinde patlayacak. arada kazanna kazaniyor, sonunda birinin elinde kaliyor.
0
robokot
(21.08.21)
(esas görüşüm bir sonraki paragrafta) nft o durumda bir şeyi çözmüyor. Öyle pratik bir uygulaması yok aslında yasalarla korunan bir şey de değil. Fakat diyelim bugün bir sanatçı bir şey yaptı NFT ile bunu ben yaptım ve gerçeği bu dedi(SSG mi ne bir yazı yazmıştı, aslında gerçekten o kişinin yaptığını kanıtlayan şey de o kişinin paylaşım yapıp duyurması, bu wallet benim demesi vs.), o bilindikten sonra sen kopyasını yaptırıp websitene koy, bir yere bas yine sahibi sen değilsin. NFT kimin cüzdanındaysa o sahip aslında. Ha kullansan cezai yaptırımı var mı dersen, şu an için örneği yok sanırım. Satın alanın da neye sahip olduğu yasal olarak belirsiz bence, bazı sitelerde açıkça belirtebiliyorlar "şu şu kullanım hakların var" diye, ama bu işin secondary market kısmı var yani ben bir şeyi alıp sergiledim/kullandım, sonra başkasına sattım. Benden tüm hak gidiyor mu, kim nasıl denetleyebilir bunun çözümü şu an yok gibi. Burada önem verilen, mesela Mona Lisa'nın orijinalini satın almak gibi, bugün üretilen bir şeyi gerçekten o kişinin ürettiği gün-saat her şeyi belli token'ı elde edip dijital ortamda tutmak(dosyalar da merkezsiz ortamda tutuluyor genelde). Bu arada iş dijital değilse bazıları NFT'yi alan kişiye fiziksel kopyayı da gönderiyor. Ama ikincil satış olayında yine ortalık karışır herhalde. Sanatçı için iyi olan da şu, alan kişi başkasına satsa da yine başta belirlediğin yüzdeyi alıyorsun. Telif gibi, her satıştan %10 alabilirsin mesela. Smart contractta olduğu için çoğu satış yeri bunu destekliyor.

* Bu sanat kısmı en mastürbasyon kısım bence, hani şimdi zenginler neden gidip orijinal Dali alıp sergiliyorsa bu da dijitali ve aslında yeni eserler dijital üretildiği için mantıklı. Ayrıca mesela resim orijinal mi sahte mi anlamak için uzmanlar, testler gerekirken bunda o sanatçının cüzdanı belli, nft belli, orijinal mi değil mi anında anlaşılır. (aynı görseli alıp opensea vb. markette ben şu an satışa koyabilirim evet, ama üreten wallet bambaşka bişey olur, daha sonra üretildiği belli olur, her şey kayıtlı)

fakat bence halen kaçırılan şey şu, bu iş sanat ürünleriyle popüler oldu diye öyle olmak zorunda değil. Sadece belli NFT'lere sahip olanların girebileceği etkinlikler (bilet gibi), bir oyunda sadece x nft'lerini alanların açabileceği özellikler gibi şeyleri de sağlıyor. Şu an NFT üzerine oyun yazanlar var ama ileride ekonomi kısmı (hukuki şeyler ve vergi işleri falan) çözülürse atıyorum Counter Strike'ta çıkan silah nft olarak gelebilir onlar alınıp satılabilir, alınan şeyler oyunu etkileyebilir. Zaten oyunlar üzerinden bir ekonomi dönüyor ama bu hileyi dolandırılmayı engeller.

Crowdfunding yapılırken şirket mesela bağışa göre herkese farklı NFT'ler dağıtabilir, ileride iş başarılı olursa insanlar ellerindeki nftleri paraya çevirebilirler.(almak isteyen olursa:) Tek taraflı değil alanın da kazandığı bir şeye dönüşüyor ama popüler olmaya, istenmeye bağlı. Hisse vermek veya token oluşturup vermek gibi aslında, nft olunca (özellikle çok üretilmediği sürece) tek olduğunu biliyorsun ve bu maddi değerini de artırıyor işte. Kriptoparalar ve nftler sayesinde herkes her şeyi alıp satabiliyor aslında bir yandan balon diyebiliriz, bir yandan da zaten borsalarda yapılan şeylerin halka açılması diyebiliriz sanırım. (nft ile ilgisiz ama) Mesela bu aralar baktığım bazı projeler* sentetik asset alıp satmak üzerine. Yani fiyatı borsadaki Tesla hissesiyle eşit kripto Tesla var, alıp satabiliyorsun ama borsada işlemin yok bir coin üzerinden gerçekleştiriyorsun aslında. Dünya çok ilginç bir yöne gidiyor hepsi mantıklı olmasa da incelemek lazım bence. (*Synthetix ve Horizon Protocol)
0
nhk ni youkosu
(21.08.21)
sorun biraz genel ve kisa oldugu icin ben de kisa ve genel yanit verecegim; hayir, farkli kullanim alanlariyla gayet yuruyor su anda. nft bir teknoloji, bir teknik. bunun icine gamification da yedirebilirsin, jpg koyup da gecebilirsin. btc fiyati ile blockchain teknolojisinin iliskisi gibi yani; cok da alakali degil. sanal yaris atiniz da nft olabilir, ciftlestirip diger atlarla yarisa sokup para kazanabilirsiniz. veya pokemon benzeri axie vb. play-to-earn oyunlarda takilabilirsiniz. kooperatif tarzi, new york'taki bir evin/arsanin %10 mulkiyetini de nft olarak satin alabilirsiniz. nft sadece bir tasarimcinin eserini satin almaktan ibaret degil, o sadece bilinen ilk kullanim alani.
0
hjarteblod
(21.08.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.