Giriş
(3)

Goran Bregović parçası

duyurukullanıcısı
bir kadın vokal vardı kadın şarkı başlarken yüksek tondan tek ses giriyorduşöyle bir şeydi ;dbeşkeeeeee..........numanişkadubayniyayn...numani..diprişko..imanınayyn.nimanikoprişko..yaboooooooooooliske..yobooolivske...neydi bu parça
bir kadın vokal vardı kadın şarkı başlarken yüksek tondan tek ses giriyordu

şöyle bir şeydi ;

dbeşkeeeeee..........numanişka


dubayniyayn...numani..diprişko..imanınayyn.nimanikoprişko..


yaboooooooooooliske..yobooolivske...

neydi bu parça
0
duyurukullanıcısı
(20.02.21)
Ederlezi
0
Mirket
(20.02.21)
Ederlezi değil orada alt tondan giriyor
0
🌸duyurukullanıcısı
(20.02.21)
bu da değil herhalde ama yine de göndereyim. kayah i bregovic albümündeki şarkılara bi bakabilirsin.

www.youtube.com
0
tepedeki psychedelic adam
(20.02.21)
(7)

usd-euro neden düşüyor?

gozo
6 yaşında birine anlatır gibi anlatırmısınız
6 yaşında birine anlatır gibi anlatırmısınız
0
gozo
(16.02.21)
tl değer kazanıyor çünkü diyoruz ki "bana 100 dolar ver ben sana 700 tl vereyim. bir ay sonra 100 dolarını 101 dolar olarak geri alırsın tamam mı?"

adamlar da "tamam lan" diyor. ama bir ay sonra 101 doları nereden bulacağız bilmiyorum. hayırlısı...
0
alperz
(16.02.21)
Faiz çok yüksek bir dönemde, yatırımcılar parayı kullanmak yerine faize yatırıp daha yüksek kazanç sağlıyorlar, haliyle dövize talep azalıyor, talep azalınca düşüyor. Yüksek faizin sonu geldiğinde, misal %18'den %7'e düşünce faize parayı yatıran kişiler faizden alıp düşük kurlu dövize yüklenecek, dövize talep artınca kur yine yükselecek.
0
Kaleci Saçlı Forvet
(16.02.21)
dünyada tüm ülkeler içinde şu an en yüksek faizi veren ülkelerden biriyiz.

gelişmiş olan ülkeler eksi faizde hatta.

yabancı yatırımcı para getirdi bu faiz için.

ama faizin de bir maliyeti var, o maliyeti nasıl karşılayacağız kimse bilmiyor.

şu an faiz vererek zaman kazanıyoruz. kazandığımız zamanı iyi değerlendirirsek düşüş kalıcı olabilir, yoksa bu yabancılar gittiği anda kur eski yerine döner.

uzman değilim, yatırım tavsiyesi değil.
0
la lykia
(16.02.21)
faizi ağrı kesici gibi düşün dolar'ı da ağrı

ağrı kesiciyi arttırınca ağrı azalıyor ama ...
0
duyurukullanıcısı
(16.02.21)
seçime hazırlık bence, şuan tek sebebi faiz gibi duruyor çünkü ülkede olumlu hiçbir şey olmadı. yay gibi gerildiğini düşünüyorum, faizler böyle ilerleyemez bir çok sektör durma noktasına geldi araç sektörü/ konut sektörü başlıcaları.

faizi düşürüp dolarıui uçursa bu sefer de dolarla borçlanan özel sektör bitecek. düşükten alın borçlarınızı ödeyin diyorlar belki de bilemeyiz.
0
garavel
(16.02.21)
ekonomimiz şaha kalktığı için.
0
tenekeadam
(16.02.21)
2018'de 7,15 e çıkan dolar 5,15'e nasıl düştüyse öyle düşüyor.
şuan pandemi nedeniyle abd avrupa merkez bankaları düğünde 5 duble gömüp hunharca dolar fırlatan dayı gibi dolar fırlatıyor, hem de öyle 1lik değil. trilyonlarca dolar ve euro basıldı. bu paranın bir bölümü borsalara sızıyor, bitcoine sızıyor, yüksek faize sızıyor.
tüm dünya işsizliğe neden olduğu, yatırımı ve harcamaları düşürdüğü için faizi dibe çekti, sıfıra çekti herkes
pandemi dönemi 2020'de dünyada sadece 1 ülke faiz arttırdı. arttırmakla da kalmadı faizleri arşa çıkarttı.
yabancı yatırımcı için ilginçtir ki düşen döviz kuru nimettir
adamlar milyar dolarları getirir 8den bozdurur, aylarca faiz işletir, sonra 7'den tekrar dövize çevirip gider.
yükse faizlerle 20milyar dolar para girdi, bir miktar vatandaş bozdurdu. tl istersen tl değerlenir istemezsen değer kaybeder
ha şimdi diyebilirsin bu yabancılar 20 milyarı getirdi sattı tl aldı. şuan geri dolara dönseler 23 milyar dolar isteyecekler bizden
bir gün bunları alıp gitmeyecekler mi?
minik bir gülümseme bırakırım buraya
0
asbe
(16.02.21)
(10)

Babam hotel yaptı diyen arkadaş zengin midir?

paramolacak
Selamlar,Gerek garibanlık gerekse bu işlere hiç kafam basmadığından mütevellit şu konuda fikir almak istedim. Bir akadaşım ile telefonda bir şehir hakkına konuşurken alakasız bir konunun içinde şöyle bir cümle kullandım '' ben o şehirde ki xxx hotelinde konaklamıştım'' bu arada xxx hoteli de dünya
Selamlar,

Gerek garibanlık gerekse bu işlere hiç kafam basmadığından mütevellit şu konuda fikir almak istedim.

Bir akadaşım ile telefonda bir şehir hakkına konuşurken alakasız bir konunun içinde şöyle bir cümle kullandım
'' ben o şehirde ki xxx hotelinde konaklamıştım'' bu arada xxx hoteli de dünyanın en iyi hotel zincirlerinden birisi.

Arkadaşta ''orayı biliyorum babam yapmıştı orayı'' dedi, kendisini uzun zamandır tanıyorum, hava atmak ya da başka bişey ima etmek için söylemez böyle bişeyi. Sadece şimdi aklıma takılmış '' Ulan bunlar baya zengin heralde baksana'' diye.

Sizce bu durumda olan biri harbiden zengin midir? yoksa adalede bir inşaat firması falan mıdır?
0
paramolacak
(15.02.21)
Sormadım bende tabi ama babasının inşaat şirketi olduğunu biliyorum
0
🌸paramolacak
(15.02.21)
Zengindir. Yapılan Apart gibi sıradan bina değil sonuçta dünyanın en iyi otel zincirlerinden birisi diyorsun
0
goodyes
(15.02.21)
Babam bir ara çok büyük bir firmanın müteahhiyligini yapmıştı. O zaman fakir değildik ama zengin de değildik.
Bunun yanında zengin olarak gören birileri de vardı tabi.
0
kisa
(15.02.21)
İstanbul’daki birçok avm’yi benim dedem yapmıştı. Özellikle her yer avm olmadan öncekilerden bahsediyorum. Ama hiçbir zaman zengin olmadık. Yani zenginlikten ne anladığınıza bağlı biraz da. Benim için “zengin” kıstası ya aileden hanları hamamları olan, buraların her birinden aylık 50.000-100.000$ havadan geliri olup bunun yanında kendi işini yapan filan ya da holdingleri olup yanında inşaat turizm taşımacılık endüstri varlık zarar zurt tic. ltd. şti yazan tipli adamlar. Yani güzel bi araban, bir iki evin ve arsan varsa zengin sayılmazsın bence ancak “durumu iyi” kategorisindesindir. Arkadaşının babası devamlı ihaleler alan birisi de olabilir benim dedem gibi de olabilir. Bir zamanlar iyi olup batmış da olabilir. Hepsi mümkün yani bilemeyiz :) Tekneleri varsa, senede üç beş ülke geziyorlarsa, ailedeki herkesin kendi arabası varsa zenginlerdir :p
0
pandispanya
(15.02.21)
Abim mimar, bir havalimanı projesinin başındaydı. Zengin değil.:)
0
suicides underground
(15.02.21)
Projenin mimarı yada mühendisi olabilir, yüklenici müteahhiti olabilir. Gariban olmadıkları kesin, ama zenginlik miktarı nedir? Kime göre neye göre zengin?
0
John Bloor
(15.02.21)
mesela taksim levent metrosunda bir durak sorduklarında orayı biliyorum eşim yapmıştı diyebilirim, eşim mühendis ama ulaştırma bakanı değil :)
0
kenarortay
(15.02.21)
Yani eğer yüklenici şirket eşinizinse haklısınız ama bahsettiğiniz durumda eşiniz orayı yapmamış, oranın inşaasında bulunmuş oluyor.
0
🌸paramolacak
(16.02.21)
zenginlik göreceli kavram aslında
üniversitede benim param aylık akbile yetmezdi velev ki etilerde evi olan altında x5'i olan samimi bir arkadaşım vardı

bir gün bana birini anlattı durdu sonra ulan ne zengin adamlar var dedi

bence üniversite okurken herhangi bir arabası olan adam zengindir zaten.
0
duyurukullanıcısı
(16.02.21)
o otel inşaatında çalışan kime sorsan "orayı biz yapmıştık" der. o yüzden babası müteahhit olup çok kazananlardan da olabilir, bir taşeronda çalışan mühendis ya da firma sahibi de.
0
nawar
(16.02.21)
(20)

Çocuk yapma nedeni

instant crush
Merhabalar, gunun felsefe ve yaşam problemi olarak sorumuz: çocuk sahibi olmaya nasıl ve neden karar verdiniz? "Kendimi bildim bileli çocuğum olsun istiyorum" diyenlerden ve "bebekler cok tatli senin yetistirecegin bir küçük sen yapiyorsun" diyenlerden veya "dunyada kaynaklar tükeniyor cocuk mocuk y
Merhabalar, gunun felsefe ve yaşam problemi olarak sorumuz: çocuk sahibi olmaya nasıl ve neden karar verdiniz? "Kendimi bildim bileli çocuğum olsun istiyorum" diyenlerden ve "bebekler cok tatli senin yetistirecegin bir küçük sen yapiyorsun" diyenlerden veya "dunyada kaynaklar tükeniyor cocuk mocuk yapmayin"cilardan ziyade bu dünyaya çocuk getirmek isteyip istemediğini kisisel olarak bilmeyenlerin cevaplarini merak ediyorum.

Düşünüyorum düşünüyorum bir insan var edip basina durduk yere dert açmaya gerek var mi emin olamıyorum. 5 yasinda okula gitmeye baslayacak, yillarca ülkemiz insani ile mücadele ederek okulu bitirecek sonra is bulma derdi, yine sacma sapan insanlarla uğraşarak para kazanmaya calisacak vs. Veya bunlari yapmasa atıyorum sanatçı olsa yine baska baska sıkıntılar yaşanıyordur. Hayatın amaci mutlu olmak değil evet ama mutsuz olma ihtimali olan bir canlıyı var etmek için alınacak sorumluluğa dair motivasyon nereden geliyor? Olsa canla basla olabilecek en iyi şekilde yetistirmeye calisiriz o ayrı tabi ki ama sıfırdan var etme noktasındaki karar aşaması beni düşündüren kısım. Belki de karamsar bir insan olmayacak ve gayet sansli ve mutlu olacak bunu da bilmiyoruz tabi.

Siz ne diyorsunuz? Evli ve 30 yaş üstü cevap verebilirse sevinirim.
0
instant crush
(11.02.21)
bu kadar sorgulamadıkları için :)

çoğu evlilik zaten bireyi tüketen ve hayata devamlılığını zorlaştıran bir psikolojiye sokuyor. maalesef bunu çocuk yaparak 3-5 yıl daha geçiştirmeye çalışıyorlar.

o yüzden kişi öncelik "ben" diyip yaşarsa mantık çerçevesinde düşünününce bırak çocuğu evlilik bile yapmaz.
0
redeath
(11.02.21)
Üreme duygusu içgüdüseldir.
Söylediğin makul ve mantıklı gerekçeler gün olacak, an gelecek içgüdülerine yenik düşecektir.
0
Mirket
(11.02.21)
bir canlıyı var etmek için alınacak sorumluluğa dair motivasyon, bir primat olmaktan geliyor. primat özellikleri tüm bu sorgulamalardan daha baskın çıkıyor bir süre sonra.

baba olmayı, özellikle genç bir baba olmayı çok isterdim. yaşım 36, kanser hastasıyım (atlatıyorum, problem bu değil). artık baba olmak istemiyorum, sebebi genetik olarak bu rahatsızlığın sıkıntısını çocuğum/çocuğu/çocukları vs çekmesin diye.
0
uuth
(11.02.21)
30 yaşın üzerinde, 5 senelik evli ve 10 senedir aynı sevdiğim adamla birlikteyim. Gerçekten bu dünyaya ikimizden bir çocuk getirmeyi çok isterdim, çok da iyi ebeveynler olacağımıza inanıyorum ama her şeye rağmen g.tüm yemiyor, totalde istemiyorum. Bu ülkede yaşamasaydım ya da bu ülke bu kadar kaygı yaratacak bir ortam olmasaydı yapardım. Şu ortamda çocuk yapmak ya bencillik ya oyuncak arayışı ya da gerçekten iyi maddi imkanlarına güvenerek çocuğu koruyacak bir fanus yaratılabileceğine olan güvenin neticesindedir diye düşünüyorum. Fanustan kastım, kendine benzer ailelerin çocuklarıyla, en elit eğitimi verip, en donanımlı şekilde yetiştirebileceğin, kafana eserse tak diye yurtdışına gönderebileceğin bi fanus. Çocuk toplumla çok yüzleşmek zorunda kalmadan yani. Onda da gerçekten 20 sene sonra, 40 sene sonra neyse susuzluk başlarsa, nükleer bişey olursa dünyanın herhangi bir yerinde nasıl koruyacaksın diye düşünüyorum.

Hormonlarım ve aklım bir olup bana yapma diyor kısaca :D artık bi gün kafayı yersem yaparım, bakıcaz :) Çocuğu olan tüm ailelere de sabır, güç, sağlık, başarı, mutluluk diliyorum :))
0
pandispanya
(11.02.21)
Sınırlı kaynakların olduğu dünyaya bir çocuk getirme fikri şuan içime sinmiyor. Ama çok iyi bir anne olurum diye düşünüyorum, öğrenme ve gelişme aşamasında oyun kurmak, merak etmek, çocuğumla birlikte gelişmek, keşfetmek isterdim. Bir yanım eksik kalır gibi geliyor. Bir yandan da maddi yükümlülüğü istemiyorum, işe ara vermek istemiyorum, evimi değiştirmek durumunda kalmak istemiyorum. Eşim para olursa her şey hallolur diyor içten içe ona katılıyorum. Tam olarak ebeveyn olup olmayacağımıza karar vermiş değiliz. Yine de kendi ebeveynlerimiz yaşlandı ve destek gerekebiliyor, akrabalı büyük bir aile değiliz, bunu görünce bizim bir çocuğumuz olsa acaba destek olur mu ilerde diyorum içimden. Bakım vermek değil kastettiğim ama aramak sormak, görüşmek, danışmak, muhabbet etmek gibi şeyler. Belirsizlik hayatın her yerinde de olsa evrimin dürtmesi kendini anne babayken bulmak da var. Keşke bir taraf daha ağır bassa, ben bu meselede tam ortadayım.
0
kullanıcıadımbuolsun
(11.02.21)
koşullar iyi ise neden yapılmasın bence ok
ama 2021 türkiye'sinde bence anlamsız
0
duyurukullanıcısı
(11.02.21)
33 E / Bizde şu şekilde gelişti; Evlendikten sonra uzun zaman gezelim çocuk yapmayalım diye bol keseden konuştuk önce. Sonra etraftaki arkadaşlarımızın çocukları oldu, eşimin arkadaşları da birbiri ardına bebeklerini kucaklarına aldı. Sonra nasıl oldu anlamadık biz de çocuk istiyor olduk. Bebeğimiz henüz yolda, bizi neler bekliyor hala bilmiyoruz ancak daha gelmeden her muhabbet onun üzerinden dönüyor.
0
va
(11.02.21)
Kendimi bildim bileli çocuk düşkünü olmadım. 30'larıma gelene kadar çocuk mu / kedi mi deseler herhalde kedi derdim.
30 enteresan bir dönüm noktası kadınlarda. Hormonlar coşuyor mudur nedir? İki kızım var çok şükür, iyi ki varlar.
Mutlu olmanın tamamen olmasa da bir karar verme işi olduğunu düşünüyorum. Çocuklarımı öyle yetiştirmeye çalışıyorum. Kendimi karamsarlığa kaptırmadım, onları da kaptırtmamak için elimden geleni yaparım.
0
SiyamkedisiZorro
(11.02.21)
seviyorsan, seviliyorsan, güveniyorsan, bir ömür beraber geçer diyorsan: gaz maskesiyle gül koklanmaz deyip çocuk yapılıyor bence
0
bir soru sorcam
(11.02.21)
Belli bir sosyo-kültürel ve sosyo-ekonomik standardın altında kalan insanların bunu bir basamak olarak kabul ettiklerini düşünüyorum ve gözlemliyorum. Okul bitti, işe gir, evlen, çocuk yap. Üzerine çok fazla düşünmüyorlar ve romantik yaşıyorlar hayatı. Yapılması gerekiyor, çocuk aile kurumunun amacıdır gibi geliyor sanırım onlara. Kendileri henüz hazır hissetmeseler aile büyükleri istiyor diye yapıyorlar mesela. Ben ciddi anlamda planlayıp kendimi geri dönülmez şekilde hazır hissetmeden çocuk yapma kararı almam ama onlar için böyle bir süreç yok sanırım.
0
Mossy
(11.02.21)
Bu istek içgüdüden çok kültüren kodlar yüzünden baskın geliyor

Zorluğu var evet fakat yanında gelen statü ve tamamlanmışlık etiketi
0
freebird5406_2
(11.02.21)
toplumsal ve kültürel olduğunu düşünüyorum ben de. bir yerde herkes "ee çocuk?" diye düşünüyor. evli olmadığı ve mevcut şartlarda çocuk yapma ihtimali olmayan kişiler bile "ne zaman çocuk yapacağım" fikrine kapılıyor. ya da bir an önce evleneyim de çocuk yapayım falan. yaş geçmesi diye bir türkü var bir de, yaşım geçiyor diye bir telaşa giriliyor. bir de fazla abartılıyor. bizde abartılan iki şey herhalde çocuk yapmak ve annelik. isteyen yapsın tabii ki, allah mutlu mesut etsin, ama çocuk aşırı büyük sorumluluk. bir çok insan da bunu pek düşünmeden yapıyor geçiyor. neden, çünkü kültürel, çünkü herkes yapıyor, o niye yapmasın.
0
veritaslibertas
(11.02.21)
7 yıllık evliyim, şu an 5 aylık hamileyim. Tüp bebekle, anam ağlayarak yaptım bi de açıkçası. Hata kaza galan değil, gayet planlı bir bebek.Yorumları şoka girerek okudum açıkçası.

Kendimi de çok kötü hissettim. Bu dünyaya çocuk getirerekk sınırlı kaynakları kötü kullanan, çocuğunun geleceğini düşünmeyenn bencil insanlar olarak...

Gaz maskesiyle gül koklanmayacağı(!) için çocuk yapıldığını düşünen de varmış demek ki gerçekten. Ya da bireyselliğimizi yitirdiğimiz için evliliğimiz ite kaka gitsin diye çocuk yapmış da olabilirmişiz. Vay... vay ki ne vay...

Soru sahibi, biz mutlu insanlarız. Birbirimizi seviyoruz, dünyaya sevebileceğimiz bizden bir parça getirmek istedik. Hepsi bu kadar.
0
physcos physcos
(11.02.21)
6 yillik evliyim 1 cocuk var

Bir tane daha yapmazsam annem babam ve kayınpeder kaynana beni kesecek

Çok baskı yapıyorlar

Çocuk yapma nedenim: tam bir aile olmak ve eşimin anne olmayı istemesi
0
intern in the house
(11.02.21)
34 K tüp bebek tedavisi ile 1 aylık hamileyim. Eşim bu ülkeye çocuk mu yapılır kafasındaydı ama ben aile olmak bütün olmak istedim. Ayrıca bizim gibi insanlar çoğalmazsa ilerde yaşadığımız yer daha da boktan bir yere dönüşecek. Gümbür gümbür cahil nesil geliyor. Annelerinin kafasına çukur işareti kazıttığı çocuklar büyüyünce bu ülkeyi yönetecek.
0
suicides underground
(11.02.21)
35 yaşındayım 2 çocuğum var. çocuk konusunda hala gelgitli düşüncelerim var:

(1) geleceği distopya gibi görmediğim için (maksimum 2 çocuk şartıyla :)) çocuğa iyi bir gelecek sağlayarak topluma katkı sağlayacağımı düşünüyorum. kendi hayatımızdan büyük feragatle oluyor bu ama bizim gibi düşünenler olmasa suicides underground'ın dediği gibi olacak.

(2) anne olmayı ilk istediğim zamanlarda motivasyonum biraz farklıydı, çevreme baktığımda gördüğüm anneliğin verdiği o olgunluğa erişmeyi istiyordum, iyi bir insanın yetişmesine emek vermeyi istiyordum. o zamanlar gayretliydim yani. ama kazın ayağı öyle değilmiş, o olgunluk doğumla birlikte güncelleme gibi inmiyormuş, burnunu sürte sürte olgunlaşıldığını tecrübe ettim. hem 30 yaşından sonra zamanının yönetimini egosantrik bir varlığın eline vermek zorunda kalmak, hem de çocuk büyürken kendi travmalarımla yüzleşmek beni çok zorladı. böyle olacağını bilsem hiç bu işlere girmezdim diye düşünüyorum bazen. biraz depsesif biriyim, bu genlerin aktarılmaması lazımdı, doğal seleksiyonla yok olmalılardı :) (bunu çocuklarımın şahsından bağımsız olarak söylüyorum tabi ki)

evliliğin 5.yılında annelerimiz çocuk meselesini çıtlatmaya başlamıştı, onun da etkisi olmuştur mutlaka. kırk kere söylersen olur hesabı :)
0
starlightz
(11.02.21)
6 aylık evliyim, 31e. çocuk yapma konusunda ne düşünürsen düşün, şu denklemi asla unutma: kadınların çocuk yapabileceği sınır bir yaş var ve sonrasında sağlıklı bir çocuk dünyaya getirme ihtimalin oldukça düşüyor. ister çocuk iste, ister isteme, bir çok kadın "bu dünyaya bir kere geliyorum ve bunu yapamayacağım" düşüncesinin kurbanı oluyor. bunun üzerine toplumsal "anne" kodlarını da eklersen neden insanların önce aa çocuk mu asla çok banal dünya turu yapıcaz biz deyip sonra birden apar topar çocuk patlattıklarını anlayacaksın.
0
roket adam
(11.02.21)
Koşullar zerre umrumda değil, musmutlu bir hayat sürdüm diyemem ama ben yaşamayı seviyorum. Kötü şeylerden de saçma bir haz alıyorum, karamsarlığa düşünce ''keşke doğmasaydım'' dediğim zamanlar lise biterken sona erdi sanırım. Bunları yaşamamak, hiç doğmamış olmak istemezdim. Şu an her şey b.k gibi hayatımda:) ama olsun yaşamak güzel şey. Düzeltmeye çalışmak, çabalamak güzel sağlıklı olduğun sürece.

Yine de hiçbir zaman çocuk sahibi olmayı hayal etmedim. Kendi hayatımı noktalayıp başkası için yaşamak gibi geliyor çocuk meselesi. Çok zengin olsaydım, düzenli ve düzgün bir hayatım olsaydı yine de istemezdim bence, çünkü aynı kapıya çıkıyor.

30 K e
0
megalomaniac
(12.02.21)
giderek cidden bu yıllarda çocuk yapanların cesaretine hayran oluyorum
0
duyurukullanıcısı
(12.02.21)
evli ve 30 yaş üstü olarak cevap veriyorum: uzun yıllardan sonra gerçek hisler beslediğim bir sevgili kişisi olmuştu. türlü fedakarlıklar yaparak beraber olduk. sevgili kişisi deliler gibi çocuk istiyordu ben ise onu henüz yeni bulduğum için sevgililik müessesinin tadına varmak istiyordum hayatımda ilk defa. derken bir gün bazı şikayetler yüzünden jinekolog ziyaretim oldu ve bir rahatsızlığım olduğunu öğrendim doktor hemen çocuk yapmayı dene 1 ay bile ssenin için kayıp yoksa çok zorlanırsın falan dedi. sonra çocuğum olmadığını ve sevgili kişisinin çok üzüldüğünü hayal ettim. benim motivasyonum bu oldu ve korunmayı bırakınca hamile kaldım. bebiş gelince ilk 1 yıl çok zorlandım malum herkesin zorlandığı sebepler ama özellikle de sevgili kişsii ile benim zamanımdan çaldı diye düşündüm vs. ama bebe 1 yaşlına geçince bende bir şeyler oldu bebişle aramda muazzam bir bağ oluştu ve şu an bile hr geçen gün artıyor o bağ 3 yaşına gelmek üzere kendisi. çok klişe ama annelik hiç bir aşka benzemiyor bambaşka bi hisle seviyorsunuz bebeyi. ülkenin güvenlik ve ekonomi ile ilgili sorunları beni onun geleceği ileilgili çok kaygılandırıyor o yüzden 2. ye asla cesaret edemiyorum zaten ayrıca maddi ve manevi olarak kendimden yaptığım fedakarlıklar da 2. yi asla düşündürmüyor.. evet partner kişisi ile ilişkimizden kendimizden dev fedakarlıklar yapıyoruz ilk 2 yıl uyku uyumadığım için kronik migrenli olup ilaçlardan sağlığımı kaybettim ama şimdi dönüp bakınca her şeye değer. hayata bir deneyimler silsilesi olarak bakıyorsak her kadının anneliği bir kez deneyimlemesi gerektiğini düşünüyorum.
0
iwillsee
(21.02.21)
(9)

h&m'i rakiplerinden ayıran

owaki
nedir? bir ödev için soruyorum.rakip:Gap olabilir, sadece tr bazında değil soruhttps://www.strawpoll.me/42611388
nedir? bir ödev için soruyorum.
rakip:Gap olabilir, sadece tr bazında değil soru

www.strawpoll.me
0
owaki
(10.02.21)
Kalite olarak gap nere h&mn nere bence bir değiller, tarz olarak da bir değiller

H&m in farkı hızlı modayı ucuz üretimle sunabilmesiydi, uygun fiyata modaya uygun pahalı markaların tasarımlarına benzer giysiler üretmesiydi, bunu en önce yapan firmalardan biri o yüzden insanların kafasında yer etti, şimdi çoğu marka bunu yapıyor zaten

Lcw nin bile tasarımları şu an oldukça güzel fakat kalitesi de bir o kadar düştü
0
freebird5406_2
(10.02.21)
zara, mango vs.'ye göre ucuzluğu ve daha casual ürünler satması.
0
sir gawain
(10.02.21)
pull and bear gibi farklı tasarımları ucuza veriyordu sonra marka bilinmeye başlanınca saldı tabi

o değil de pull and bear neydi ya eski fotolarıma bakıyorum nerede öyle tshirtler
0
duyurukullanıcısı
(10.02.21)
Geri dönüşüme önem vermesi, müşterilerini buna teşvik etmesi. Evde bir torba kıyafetinizi, mağazaya götürdüğünüzde bu kıyafetleri geri dönüşüm için sizden alıp, size indirim kuponu veriyorlar.

www2.hm.com

Buna ek olarak hem Türkiye'de hem birçok ülkede plastik atıklar iplik haline getirilip, giyim markalarına satılıyor. Hm'de bu tip iplikleri satın alıp, kullanan bir marka.

youtu.be

www2.hm.com
0
GoodMorningTeacher
(10.02.21)
rakiplerine göre biraz daha ucuz ve genele hitap eden bir tarzı var, çoğu kişinin giyebileceği şeyler yani.
0
candide
(10.02.21)
H&M Türkiye'ye gelmeden önce How I Met Your Mother'ın bir bölümünde denk gelmiştim. Barney Stinson bir kadına şalının ne kadar güzel olduğunu söylüyordu. Kadın da gülümseyerek H&M diyordu sadece. Bu sahne nedeniyle çok klas bir marka sanardım hep. ABD'deki H&M mağazasına girince aslında Türkiye'nin DeFacot'su gibi olduğunu anladım.

Gap H&M'in rakibi değil tabii ama rakiplerinden ayıran Türkiye'de LCW, DeFacto gibi markalardaki gibi ucuza satılması olabilir.
0
himmet dayi
(10.02.21)
kaliteli home bölümü olması olabilir.
premium quality diye bi kategorisi olması olabilir. samimi buluyorum ben o kategoriyi, öbür kıyafetler plastik ama bak bunlar yün, keten vs. demek gibi geliyor.
0
turk kizi
(10.02.21)
h&m'e girdiğinde yüzüne vuruveren kesif bir ucuz plastik kokusu var. gap ile karşılaştırılamaz.
0
naksidil
(10.02.21)
H&M bu saydıklarının yanında çok daha ucuz ve daha düşük kaliteli ürün satan bir mağaza.
Uzun süre Türkiye'de yoktu ve Avrupa'ya giden insanlar bavullarını doldurup geliyorlardı.

Avrupa için gerçekten ucuz, alıp bir iki kere giyip atmaya değecek kadar hesaplı. O yüzden de popüler özellikle gençler arasında.

Rakiplerinden ayıran, hesaplı olması, bir de çoğunlukla çok iddialı olmaması diyebilirim.
0
burfak
(11.02.21)
(9)

Booking.com size ne etti allah aşkına?

neverguesser
wikipedia, über vs. hepsi yasaklarından teker teker kurtuldu, bir bu site kaldı? hala daha vpn açmadıkça tr içi rez yapamıyoruz, neden gündemden ve gönülden uzak şu an?
wikipedia, über vs. hepsi yasaklarından teker teker kurtuldu, bir bu site kaldı? hala daha vpn açmadıkça tr içi rez yapamıyoruz, neden gündemden ve gönülden uzak şu an?
0
neverguesser
(10.02.21)
Turizm bakanı ets'nin sahibi olduğu için olabilir sanki?
0
whoosie
(10.02.21)
millet kötü puan verdiği için büyük otellere insan gitmemeye başladı o sebeple kapattılar
0
duyurukullanıcısı
(10.02.21)
über kurtulmadı. sadece sarı teröristlerle çalışmak zorunda bırakıldı.
tursab gibi karaktersiz bir kurum da var.
0
uuth
(10.02.21)
en son ekim'de geri dönüyor denmişti, sonra niye uzadı bilmiyorum ama son duruma göre açılacak dendi.
www.birgun.net
0
Jux
(10.02.21)
booking.com çok agresif bir pazarlama politikası izleyip rezervasyon piyasasına çökünce dışladılar arkadaşları, turizmin durumu malum. benim vpn ile dubai üzerinden açılmış bir hesabım var, oradan rezervasyon yapıyorum gerekirse. vpn ile çalışıyor gayet iyi bir şekilde.
0
roket adam
(10.02.21)
Ya çorba parası ya da yallah dediler olanlar oldu. Açılacaklar masada anlaşıldı ama bir türlü olmadı çünkü zaten şu ara turizm de korkunç durumda.

Ben de yıllardır VPNle kullanmaya devam edenlerdenim ama çoğu yer kontenjan kapatıyor ve fiyatları eskisi kadar makul tutmuyorlar. O nedenle zorla bıraktık resmen, yazık oldu.
0
lcha
(10.02.21)
hotelscom da iyiydi.otel bana başka oda vermek istedi daha kötü olan. hotelscoma yazdım direk olmaz öyle şey deyip yola getirmişti
0
ShadowOfMoon
(10.02.21)
Tursab dediki bizim yerli firmalar vergi veriyor, bu gavurlar vergi mergi vermiyor, bu yüzden yerli firmalardan daha az komisyonla saldırgan bir pazarlama yapıyorlar.

Devlette vergi verenini koruyup erişimi engelledi doğal olarak, ama burada ofis açıp vergi verir ve mükellef olursa geri açılacaktı sanki!

@whoosie; booking yasağı çok eski değil mi? Kim bilir kaç bakan değişmiştir üstüne?
0
John Bloor
(10.02.21)
hocam vergi falan bahanesi
bu büyük zincir oteller çok kötüydü ekside bile sürekli gündem oluyordu bunu gören turist büyük otellere değil puanı yüksek olan butik otellere gidiyordu
onun önünü kestiler
0
duyurukullanıcısı
(10.02.21)
(16)

sadakat sınırınız

bir soru sorcam
aslında biraz stalk yapmaya da giriyorbir sevdiğiniz var kabulüyle:-twitter'da güzel/yakışıklı bir profil resmi gördünüz mü, diğer twitlerine de bakar mısınız, resmini büyütür müsünüz-haber sitelerinde takılırken, ünlü resim haberlerine de tıklar mısınız -ekşi duyuruda, sözlükte karşı cins entryleri
aslında biraz stalk yapmaya da giriyor
bir sevdiğiniz var kabulüyle:

-twitter'da güzel/yakışıklı bir profil resmi gördünüz mü, diğer twitlerine de bakar mısınız, resmini büyütür müsünüz
-haber sitelerinde takılırken, ünlü resim haberlerine de tıklar mısınız
-ekşi duyuruda, sözlükte karşı cins entrylerini geriye dönük olarak özellikle inceler misiniz
-gerçek hayatta yolda görüp keşke dediğiniz insanlar oluyor mu
-instagramda bilgisinden çok dış görünüşü sebebiyle takip ettikleriniz var mı

--
ben daha çok 3.yü yapıyorum, okuyup bi şeyler öğrenmek, eğlenceli şeyler okumak, bir insanı tanımak daha sonra akılda kalan uygun şeyleri paylaşmak
tabi bir yerde sosyalleşme ihtiyacını karşıladığı için gerçek hayattaki muhabbeti de azaltabiliyor
bu daha çok arada bir dargınlık olduğu zaman oluyor, geçiyor
0
bir soru sorcam
(10.02.21)
Hepsini yaparim. Ozellikle unlu haberlerine bakmanin ne alakasi var anlamadim gerci.
0
hot potato
(10.02.21)
Ben de hepsini yapıyorum ya, çok normal bir şey bence.
0
roket adam
(10.02.21)
Hepsini yaparım ki dünyanın en sadık eşiyimdir. Bunlarda sorun yok.
0
sta
(10.02.21)
-twitter'da güzel/yakışıklı bir profil resmi gördünüz mü, diğer twitlerine de bakar mısınız, resmini büyütür müsünüz

ilgimi çekerse evet.

-haber sitelerinde takılırken, ünlü resim haberlerine de tıklar mısınız

hayır hiç ilgilenmem.

-ekşi duyuruda, sözlükte karşı cins entrylerini geriye dönük olarak özellikle inceler misiniz

"aaa karşı cins" diye değil ama o kişiyle bir yazışma etkileşim falan olduysa kabaca kimmiş nasıl biriymiş diye bakarım. yoksa ilgilenmem.

-gerçek hayatta yolda görüp keşke dediğiniz insanlar oluyor mu

evet.

-instagramda bilgisinden çok dış görünüşü sebebiyle takip ettikleriniz var mı

hayır. ama takip ettiklerimi de tanıdığım için takip ediyorum. bilgisi için değil.
0
tabudeviren
(10.02.21)
-no
-no
-cinsiyeti fark etmeksizin birinin mesajları ilgimi çekiyorsa bakıyorum bi
-bunu yapıyorum bazen ama inanılmaz insanlar geçiyor
-no
0
aguen
(10.02.21)
Hepsi hayır. Gerçi çoğunu yalnızken de yapmıyorum ama hayatımda biri varsa özellikle yapmam.
Normal değil ayrıca yapan insan umarım benim sevgilim olmaz:'(
0
kaptan maydanoz
(10.02.21)
çoğunu yapıyorum ben ama kesinlikle tek yapmadığım yolda güzel birini görüp keşke demek. bugüne kadar birlikte olduğum kadın dışında kimseye bakıp keşke onunla olsaydım demedim.
gerçi ilişkim yoksa da demiyorum. saçma loser bir psikoloji bu.
0
bohr atom modeli
(10.02.21)
1) Çok nadiren. Ama onda da karşı cinse değil hemcinslerime bakarım %99 xD meraktan.
2) hayır
3) hayır
4) asla
5) hayır

Bunları aldatmak olarak görmüyorum bu arada. Ama ilgimi de çekmiyor. (4 numara üzücü bişey bence).
0
pandispanya
(10.02.21)
güzel kadına erkeğe bakmakta bence sıkıntı yok bir kere estetik kaygı ile bence zaten bakmak lazım yani bu insan ne yapmışta bu kadar güzel? sadece doğal güzelliğin olması veya olmaması işe yaramıyor

ama ben buna yürüyeyim bizimkini boşlayayım tabi hoş değil
0
duyurukullanıcısı
(10.02.21)
Bunların hepsi olabilen şeyler bence 4. Maddeyi de görüp keşke demekten çok kısa bir an ilgilenmek, merak etmek gibi yorumladım. Bence sadakat sınırı daha çok etkileşime girmeyle başlıyor.
0
turkce konusan uzayli
(10.02.21)
irade meselesi bence daha çok
etkileşime girmek eyleme dönüştürmek oluyor
0
🌸bir soru sorcam
(10.02.21)
Evet eyleme dönüştürmek oluyor ondan bahsediyorum ve etkileşime girildiğinde de sadakat sınırı aşılmaya başlıyor. Sadakatsizliğe geçmeye başlıyor. Ama twitterdan fotoğrafı büyütüp bakmak olur yani nedir ki. insanız sadakat sınırları içinde bir davranış.
0
turkce konusan uzayli
(10.02.21)
bunlarda ne var ki? anlayamıyorum.
0
naksidil
(10.02.21)
asla yapılmaması gerek
0
lcha
(10.02.21)
Yolda görüp keşke demek ne demek? Yolda gördüğüm çoook güzel kadını oha kıza bak diye kız arkadaşıma göstermişliğim var. Ama sevgilim olmasa bile yolda gördüğüm kimse için keşke sevgilim olsa ya da keşke sevişsek demiyorum. Güzelliğini görüp takdir edip geçip gidiyorum.

Söylediğin şeylerin hiç biri bir insanı aldatma anlamına gelecek şeyler değil. Hepsini farklı niyetle yapabilirsin.
0
Jux
(10.02.21)
haber sitelerini saymazsak gerisi var. ama şu sıralar yalnızım ilişkim olduğunda işim olmaz.
0
guitarissimo
(14.02.21)
(11)

Duyuru Plus Plus - Chrome eklentisi

plutongezegendegilmi
Link: https://chrome.google.com/webstore/detail/duyuru-plus-plus/phfbcclmfjpmmgglfajicjlcehmdnlndYaratıcılıktan bu kadar uzak isim için özür dilerim.Napıyor? Sağ altta bildirimler listesinin altına bir "engellenenler" listesi ekliyor. Böylece duyurularını görmek istemediğiniz birisi varsa engelleyeb
Link: chrome.google.com

Yaratıcılıktan bu kadar uzak isim için özür dilerim.

Napıyor? Sağ altta bildirimler listesinin altına bir "engellenenler" listesi ekliyor. Böylece duyurularını görmek istemediğiniz birisi varsa engelleyebiliyorsunuz. Kullanıcı adı büyük/küçük harf duyarlı.

Örnek kullanım: ibb.co

Cevapları engelleme şimdilik yok. Talep olursa ekleyebiliriz.

Her türlü feedback'e açığım. İstediğiniz başka özellik olursa bu duyuruya cevap olarak yazın. Contribute etmek isterseniz de mesaj atın (html/css/js), açık kaynak zaten repoyu paylaşayım sizinle.

Edit: eklenti hiçbir data toplamıyor. Siteye giriş yapmadan da kullanabilirsiniz.
0
plutongezegendegilmi
(09.02.21)
eksiduyuru troll detected var bende onla beraber çalışıyor mu?
bir de feedback olarak engellediğim kişinin nickini de görmek istemem ben
0
duyurukullanıcısı
(09.02.21)
@duyurukullanıcısı, troll detected'ı hiç duymadım, linki paylaşabilir misiniz? Arayınca da çıkmıyor markette.

"Engellenen kişinin nick'ini görmemek" kısmını anlamadım. Sağ alttaki listede de mi görünmesin? Collapsable list yapılabilir o vakit.
0
🌸plutongezegendegilmi
(09.02.21)
İsim olmamış+1

Takip ettiğimiz kişileri lütfen kolayca görme imkanı verir misiniz?
Açık görünüm yap > Ctrl f ile arat > tek tek bak vs. Zor oluyor.
0
kaptan maydanoz
(09.02.21)
gece modu bekliyorum yıllardır godotu bekler gibi...
0
olutaklidi
(09.02.21)
@kaptan, onun yöntemi var zaten. Ama stalker'lar sırlarını paylaşmaz...
@olutaklidi, çok güzel fikir ya, attım to-do list'e.
0
🌸plutongezegendegilmi
(09.02.21)
github.com

ben biraz dinozor kaldım galiba
0
duyurukullanıcısı
(09.02.21)
bu arada cidden trolleri listelemek yerine bir badi list yapabilirsen takip etmek istediğimiz duyurucuları takip edebiliriz.

mesela dk'yı ekledim yeni bir şey yazarsa renklensin falan gibi

bilmiyorum ne kadar zordur
0
duyurukullanıcısı
(09.02.21)
@dk highlight işi kolay ama notifikasyon filan sıkıntılı. yine de ekliyorum listeye, inceleyeyim.
0
🌸plutongezegendegilmi
(09.02.21)
İlk göz ağrısı, Troll Detected. 2014'ten. (git: 877196)
selam[es]'a ait. www.eksiduyuru.com (bkz: @selam)
Yalnız chrome ve mozilla mağazasından silinmiş. yukarıdaki github'da var

Firefox'a da gelmesini isteriz ve açık kaynak olmasını(mümkünse).
Sonra da safari'ye gelsin.

Ayrıca şöyle bir şey ekleyeyim. senin ekşi duyuruya eklentide yazarları silebiliyoruz ya hani. bunun ekşi sözlük için de olanı yok.
çalışan* ve aynı basitlikte sadelikte olanı yok.

şöyle ki: sözlükte bir yazarı "engelle"dik. herhangi bir başlığı açınca yazar ve entrisi gözükmüyor.
ama, aynı başlıkta kelime bazlı arama yapınca, Engellediğimiz yazar yine gözüküyor, arama sonuçlarında. bunun önüne nasıl geçeriz.

yapabilirsen, ki benziyor, nolur sözlükteki entrilerin aktığı orta sayfada yazarlar engellenebilsin ama mesajlar, badiler vs sayfalarında engellenmesin, gözüksün. oluyor mu öyle?

Tema++ eklentisi, Firefox'da yok, kuramıyorum.
0
esref
(09.02.21)
Ha bir de, Toplu liste yükleyebilelim.
0
esref
(09.02.21)
@pluton, neymiş ki yöntemi? Benim bildiğim bir tane basit mobil uygulaması yapıldı onda da notification servisi yazacak arkadaş yazmadığı için pek işe yaramamış:/
0
kaptan maydanoz
(10.02.21)
(2)

nesin matematik köyü

duyurukullanıcısı
ya ben tatil niyetine buraya gidip biraz matematikle ilgilenmek istiyorum 1 hafta kadarbeni alırlar mı? merhaba ben geldim falan desem?yaş 30 üstü
ya ben tatil niyetine buraya gidip biraz matematikle ilgilenmek istiyorum 1 hafta kadar

beni alırlar mı? merhaba ben geldim falan desem?

yaş 30 üstü
0
duyurukullanıcısı
(09.02.21)
peki mesela orada bir otele yerleşsem nmk'nın bir kütüphanesi çalışılabilicek bir yeri var mı?

hani sabah 9 akşam 5 gidilecek bir kütüphane kantin gibi bir yer
0
🌸duyurukullanıcısı
(09.02.21)
peki şubat sonu gitsem kafelerde vs açık olmadığı için nmk'da yer bulabilir miyim?

yani ne onların ortamını bozmak isterim ne de kendim rahatsız olmak isterim. oturayım bir köşede üniversite kütüphanesi gibi takılayım laptopla vs gibi düşündüm
0
🌸duyurukullanıcısı
(09.02.21)
(9)

Bang bang

dunal
Bang bang sarkisinin bir versiyonunu ariyorum. Kadin vokal, dusuk tempo ve duru bir versiyondu. Ozel bir versiyon oldugunu sanmiyorum ancak nedense youtube'da aratarak bulamadim. Cikan sonuclara bakilirsa bulabilecek gibi de durmuyorum. Nancy Sinatra'ninki oldugunu ummustum ama o da tam degil. Buldu
Bang bang sarkisinin bir versiyonunu ariyorum. Kadin vokal, dusuk tempo ve duru bir versiyondu. Ozel bir versiyon oldugunu sanmiyorum ancak nedense youtube'da aratarak bulamadim. Cikan sonuclara bakilirsa bulabilecek gibi de durmuyorum. Nancy Sinatra'ninki oldugunu ummustum ama o da tam degil. Buldurabilecek var mi? Tesekkurler.
0
dunal
(08.02.21)
duyurukullanıcısı
(08.02.21)
hayir, ikisi de degil.
0
🌸dunal
(08.02.21)
Hangi bang bang olduğunu bir yerimizden mi tahmin edicez :)
0
yarey
(08.02.21)
lana del reyin coverı mı acaba aradığın?
0
superfluid
(08.02.21)
herkes birer bang bang versiyonu bırakıyor o zaman :|
www.youtube.com
0
gkhncnzdgn
(08.02.21)
Lana del rey coveri degilmis. Digeri de kesinlikle degil.
0
🌸dunal
(08.02.21)
Bazı kadın vokalli versiyonlar ; Cher , Daniela Andrade, Sarah Hicks...
0
mirafiori
(08.02.21)
exlibris
(08.02.21)
Sarah hicks versiyonundaki muzik + lana del rey vokali + siyah bir video temasi diyerek bu isi kapatalim. Tesekkurler herkese.
0
🌸dunal
(09.02.21)
(6)

yiyilebilen vs. yenemeyen

soru
hangisi doğru?
hangisi doğru?
0
soru
(07.02.21)
yenilebilen-yenemeyen
aslında yenebilen-yenemeyen olması lazım ama emin olamadım.
0
Jux
(07.02.21)
Yenilen, yenilmeyen
0
etna
(08.02.21)
yi diye bir kök yok sanırım
0
duyurukullanıcısı
(08.02.21)
Yenebilen - yenilebilen
Yenemeyen - yenilemeyen

hepsi doğru kullanım diye biliyorum.
0
heathen
(08.02.21)
1. fiilin kendisi yemek
2. edilgen hale gelmesi için sonuna -n koyduk. yenmek(güreşteki yenmek var birde ama o bu değil. ona da geleceğim)
3. bunun da sonuna yeterlilik fiili eklersin. ye-n-e-bilmek olur. bir elmanın yenebilmesi için kırmızı olmasına gerek yoktur.

ek: yenilebilmek fiilini yine ayırırsan: yen-il-e-bilmek olduğunu görürsün. o da güreşteki yenilmek olur. ben hayatımda yenilemeyen boksör görmedim.
0
alperz
(08.02.21)
yenilebilmek ben şöyle hecelerdim
-ye +yemek ye
-ye -nil +bu yemek yenilsin
-ye -nil -e + bu yemek derhal yenile
-ye -nil -e -bilmek +bu yemeğin yenilebilitesi sorgulanmalıdır.
0
duyurukullanıcısı
(08.02.21)
(5)

Kdv'siz mal alıp ihracat yapılabilir mi?

havadakarada
İhracatta kullanmak için bir mağazadan mal alırken bunu belirtip kdv hariç fiyatla mal alabiliyor muyuz? :)
İhracatta kullanmak için bir mağazadan mal alırken bunu belirtip kdv hariç fiyatla mal alabiliyor muyuz? :)
0
havadakarada
(07.02.21)
hayır.

siz yine kdv'li alıyorsunuz. kayıtlarınıza ihraç kayıtlı olarak kaydedip, malı ihraç ettikten sonra, alırken ödediğiniz kdv'leri devletten geri istiyorsunuz.
0
kibritsuyu
(07.02.21)
bu devletten kdv isteme mevzusu garip

bir kesim diyor ki ben cash, nakit olarak alıyorum
bir kesim diyor ki nakit asla alamazsın vergi borcuna sayıyorlar

çok garip.
0
duyurukullanıcısı
(07.02.21)
ikisini de alırsın. ama nakit olarak almaya çalışırsan yolu yokuşa sürüp adamı bezdirirler. elli çeşit uyumluluk kontrolleri, bilmemkaç basamak alt satıcıya karşıt incelemeler (yani sana mal satan adama mal satan adamın toptancısına mal veren üreticiye kadar bilgi istemeler, her birinin ötekine kestiği faturaların bire bir uyumlu olarak bildirilmesi), uuu olaylar olaylar. defter incelemesine alıp ıncık cıncık inceleme de yapabilirler.

gerçi mahsup istediğinde bile bunların birçoğu kontrol ediliyor, faturaları herkes karşılıklı tam olarak bildirmiş mi bakarlar ama defter incelemesi falan yapmazlar.
0
kibritsuyu
(07.02.21)
o sebeple kdv mevzusu karışık
0
duyurukullanıcısı
(08.02.21)
Ürün alacağınız firma aynı zamanda imalatçıysa, ihraç kayıtlı olarak kdv ödemeden mal alabilirsiniz. Almış olduğunuz malları 90 gün içerisinde ihraç etmeniz gerekli.
0
obscure
(08.02.21)
(5)

Dijital Piyano tavsiyesi

clones
Piyano çalmayı öğrenmek için dijital piyano almak istiyorum. Bu konuda başlangıç seviyesinde tavsiyelerinizi alabilir miyim? Zaten halihazırda araştırma yapıyorum. Bu konuda burda tecrübeli kişilerle iletişime geçmeyi de isterim. Şimdiden teşekkürler.
Piyano çalmayı öğrenmek için dijital piyano almak istiyorum. Bu konuda başlangıç seviyesinde tavsiyelerinizi alabilir miyim? Zaten halihazırda araştırma yapıyorum. Bu konuda burda tecrübeli kişilerle iletişime geçmeyi de isterim. Şimdiden teşekkürler.
0
clones
(07.02.21)
ben heveslenince midi klavye aldım. bence başlangıç için ideal. sıkılırsan başka şeyler yapabilme şansın var. ilerletirsen de başka şey alırsın.

bence mantıklı.
0
duyurukullanıcısı
(07.02.21)
Casio cdp s100 veya cdp135 bence gayet guzel ses ve tusa sahip. ama asil onerecegim sey letgo'dan ikinci el aramaniz. casio oneririm yone eger nakitle alacaksaniz. video istersiniz sesine bakmak icin
0
ala09
(07.02.21)
Casio'lardan bence uzak durmalısınız. Yamaha Arius YDP-163 kullanıyorum. 2016 yılından beri. Eğer alakcasanız YDP serilerine bakabilirsiniz. Kawai'de bakabilirsiniz. Her ikisi de iyi dijital piyano çıkarıyor.
0
kadera bach
(07.02.21)
kawai fiyat performans olarak iyidir, ayrıca gerçek geçerli enstrumanlar üretir. Dijital piyano adı altında gerçekten rezalet klavyelere ahşap stand yapıp satanlar da var.

yamaha'lar da çok düzgündür tabi ama kawai 10 liraya 5 köfte verirken yamaha 10 liraya 2 köfte vermektedir marka bilinirliğinden ötürü.
0
hedep
(07.02.21)
Benim de evimde yamaha arius ydp 142 var.
eksisozluk.com
bu entrymin sonunda yazan şeylerle belki avantajlı bir durum yaşarsınız.
0
la traviata
(07.02.21)
(14)

25 yaşınıza geri dönseniz

Mossy
Neler yaparsınız şimdiki bilgi ve tecrübenize sahip olarak? Keşke daha gençken farketseydim, aklıma gelseydi ya da farklı yapsaydım dediğiniz şeyler neler?
Neler yaparsınız şimdiki bilgi ve tecrübenize sahip olarak? Keşke daha gençken farketseydim, aklıma gelseydi ya da farklı yapsaydım dediğiniz şeyler neler?
0
Mossy
(06.02.21)
olumsuz olaylar için bu kadar üzülme derim,

genç olunca sanki dünyada herşeyi bir tek sen yaşıyormuşsun gibi hissediyorsun.

herkes en baba eleman bile hata yapar. çok üzülme devam et derdim.
0
duyurukullanıcısı
(06.02.21)
çoğu olayın, yaş ilerledikçe önemsiz olduğu anlaşılıyor. Şüphe , endişe gibi kavramları çok ön plana almamaya çalışırdım.
0
silver apple
(06.02.21)
18 e basar basmaz şehir değiştirip yalnız yasasaydim keşke
0
opitseri
(06.02.21)
kanada'ya gocerdim.
0
baldur2
(06.02.21)
o zamanki işimden daha erken ayrılırdım, bi de daha fazla aktif olurdum iş hayatında.
daha sık yurt dışını gezmeye giderdim. çok daha az kazanıyordum ama hem daha çok vaktim esnekliğim vardı hem de elimdeki para iyi kötü bişeye yetiyordu.
0
Jux
(06.02.21)
yurt disina yerlesirdim
0
in vino veritas
(06.02.21)
2 sene türkiye'de yüksek lisans yapacağıma direkman parası neyse verir yurt dışında yüksek lisans yapar ve kapağı yurt dışına atardım.

veya hiç yüksek lisans yapmadan yine avustralya'ya göçerdim.
0
rain when i die
(06.02.21)
25 yaşındayken İngiltere'de yüksek lisans yapıyordum, iş bulmak zor diye geri dönmüştüm şimdiki aklım olsa kebapçıya girer yine kalırdım :) şu an ielts'e hazırlanıyorum Kanada express entry'e başvuracağım. 30 yaşındayım. Ek olarak, 26 yaşında doktoraya başladım, geçen yıl bıraktım. Şimdi dönsem hiç başlamaz vakit harcamaz diğer hayallerime yoğunlaşırdım.
0
nhk ni youkosu
(06.02.21)
Daha az fastfood yerdim
0
nax
(06.02.21)
Çok detaylı düşünmeden ilişki yaşardım, ne istediğimi çabuk anlamak için, ciddiye de almadan, ükeyif alırdım.
25 yaşımdaysam malesef mesleğimi değiştirme yaşım geçmiş ama yurtdışında masterdan sonra çalışmak için yolları denerdim, şansımı zorlardım en azından 2 sene iş hayatım olsun diye çabalardım sonra olaylar gelişirdi
0
hopp
(06.02.21)
şunun şurasında bikaç sene öncesi ama sene olarak da gideceksek birkaç sene geriye, bol bol gezerdim korona çıkmadan.
0
olutaklidi
(07.02.21)
direkt yurtdışına yerleşirdim. arkama bile bakmadan.
0
reanarchy
(11.02.21)
ya bu arada yeni madde ekliyorum hala güncelken duyuru.

net, taaa üniversite çağlarında kendime uyan birini bulup evlenirdim 25'inde

ama bu da kısmet işi tamamen.
0
rain when i die
(11.02.21)
- master yapmazdim direk is hayatina atilirdim.
- yurtdisinda 10 seneyi gecirmeden vatandasligi alir almaz tr'ye geri donerdim - o da 29-30 civarina denk geliyor.
- 35'e gelmeden yatirim olarak cok daha fazla riske girerdim. Mesela stock/kripto isine cok daha erken dalardim..
0
cooperr
(23.03.21)
(4)

Boğaziçi Hukuk ve İletişim

flo
Yürürlükteki mevzuata göre yeni fakülte açılması için başvuru dosyası hazırlanır. Başvuru ilgili üniversitenin senatosunda görüşülür. Kabul edilirse YÖK'e onaya gider ve sonrasında Cumhurbaşkanına sunulur.Peki neden bu iki fakültenin kurulması şok etkisi yarattı? Üniversite içinde görüşülmedi mi? Ki
Yürürlükteki mevzuata göre yeni fakülte açılması için başvuru dosyası hazırlanır. Başvuru ilgili üniversitenin senatosunda görüşülür. Kabul edilirse YÖK'e onaya gider ve sonrasında Cumhurbaşkanına sunulur.
Peki neden bu iki fakültenin kurulması şok etkisi yarattı? Üniversite içinde görüşülmedi mi? Kimse bilmiyor muydu? Senato onayı yok muydu?
0
flo
(06.02.21)
muhtemelen yoktur.
0
jelly bear
(06.02.21)
ya iyi misin?
rektör kimseye sorulmadan atanıyor hukuk ve iletişim'i mi sorucak üniversiteye.
0
duyurukullanıcısı
(06.02.21)
zaten amacı melihin yanına birilerini koymak. tek başına kalmasın orda diye. ne senatosu ? ne haberi ?
0
alicandan
(06.02.21)
Buldum arkadaşlar. Son kanun değişikliğine göre senato kararına ve YÖK onayına gerek kalmamış.

2809 Sayılı Kanun, ek.30.madde:

"Cumhurbaşkanı üniversitelere bağlı olarak fakülte, enstitü ve yüksekokul kurmaya; bu birimlerle ilgili olarak birleştirmeye, kapatmaya, bağlantı ve isim değişikliği yapmaya yetkilidir."
0
🌸flo
(06.02.21)
(5)

tatil nasıl yapılır?

duyurukullanıcısı
hiç doğru düzgün tatil yapamadımyani arkadaşlar çağırdı gittik bir kaç kişi çağırdı gittikbir otele gidip kumsal olsun, kayak olsun oradaki aktiviteler beni cezbetmiyortatil nasıl yapılır? şubat ayında nereye gidilir ne yapılır?
hiç doğru düzgün tatil yapamadım

yani arkadaşlar çağırdı gittik bir kaç kişi çağırdı gittik

bir otele gidip kumsal olsun, kayak olsun oradaki aktiviteler beni cezbetmiyor

tatil nasıl yapılır? şubat ayında nereye gidilir ne yapılır?
0
duyurukullanıcısı
(05.02.21)
bilmediğin bir şehirde bilmediğin sokaklarda kaybolmak.
0
phonex
(10.02.21)
www.youtube.com

ben şimdi yozgat'ta bilmediğim sokaklarda gezersem dalmazlar mı bana sen kimsin lan bizim mahallede geziyorsun diye?
0
🌸duyurukullanıcısı
(10.02.21)
yozgatta akraba ziyaretine gidilir tatile değil. ha görülecek yerleri vardır oraya git.
0
phonex
(10.02.21)
Herkesin tatil anlayışı farklıdır. Kimisi o şekil tatil yapar kimisi bu şekil. Kimsenin tatiline kimse karışamaz.

Kimisi kültürel mirası olan şehirlerde kaybolup, o şapel senin bu müze benim gezip görmek ister. Güneş batınca şehrin eğlencesine yumulursun, bira fabrikaları dolaşırsın, yerel tatlar ve içkiler denersin. Belki birkaç gününü sahile, güneşlenmeye ayırırsın.

Kimisi doğa ile dinleniyordur. Kamp yapar. Tırmanır, dalar, yüzer, bir denizin tadını çıkarınca biraz ilerler başka koya geçer.

Kimisi tek istediğim deniz kum güneş ve eğlence der. Bi pansiyonda kalır. Sabahtan akşama kadar sahilde müzik/kitap/bira, akşam da gece kulübü, bar, vs takılır.

Kimisi yoruldum, her şey hazır olsun, insanlar hizmet etsin bana der. Otele gider, yiyip içip güneşlenip yatar. Çocuk varsa kulübe, animatörlere filan itelersin.

Kimisi sevdikleriyle denizde izole olmak ister tekneyle çıkar.

Ohoo bu arada kimisi yaz, kimisi de kış sever; kış gelsin de kayak yapayım, şarap sucuk yapayım der.

Yani özetle bir tane tatil anlayışı yok:) bugüne kadar olanlar sizi mutlu etmemiş olabilir. Kendi tatil anlayışınızı kendiniz bulacaksınız :)

Kışın Türkiye’de ya termal otele gidersin, ya kayak yaparsın, ya Kapadokya, ya Eskişehir, ya gurme turu yapayım dersin Adana, Antep, Hatay filan güzel yemekler tatmak için dolaşırsın ya da İstanbul yakınlarında (mesela Ağva filan) ev tutar sevdiceğinle başbaşa zaman geçirirsin, gibi. Genel olarak. İşte yine tüm zevkler size kalmış. Tatil olayının genel özeti bu şekilde :D
0
pandispanya
(10.02.21)
bence otel değil ev ortamı lazım konaklama için gideceğin yerde
güzel sebze ve et yemekleri olacak
harcayacağın para seni üzmeyecek
doğal yürüyüş alanları
üşütmeyen terletmeyen hava

ilk maddeyi dert etmesen arabayla planlı-plansız bir rota gitmek en güzeli
0
bir soru sorcam
(10.02.21)
(4)

Bogazici Mezunlari eylemlerin neresinde ?

freedonia
Bu kodaman abilerin niye sesi cikmiyor. Hepsi en ust kademe yonetici bilmemne zaten hele o boomer jenerasyon. Niye sesleri cikmiyor, sesleri cikiyor da ben mi duymuyorum.
Bu kodaman abilerin niye sesi cikmiyor. Hepsi en ust kademe yonetici bilmemne zaten hele o boomer jenerasyon. Niye sesleri cikmiyor, sesleri cikiyor da ben mi duymuyorum.
0
freedonia
(02.02.21)
Okula alinmiyorlar, normalde okula giris serbestti. Disarda olan 1-2 seye katildilar. Linkedin'de bugun birkac yazi gordum.

Ama pek cogu konumunu korumak icin sessiz kalacak.
0
fakyoras
(02.02.21)
kodamanlar eylem yapamazlar yaparlarsa taraf olurlar sonra mayışcıklarından olurlar.

mayışlarından olan adamı kimse işe almaz onlarda düşük pozisyonda başlamak istemez.
0
duyurukullanıcısı
(02.02.21)
Sesi çıkanlara yapılan zulüm kaybedecek çok şeyi olan insanı daha çok korkutur.
0
SiyamkedisiZorro
(02.02.21)
boğaziçiler ortam adamıdır öyle bu soğukta pandemide gidip türkü çekip cihara yakıp halay çekecek halleri yok. bahar ayları pandemi olmasa katılım daha fazla olurdu. bir evlenip 2 çocuğu olmuş iyi paralar kazanan adamlar bu toplara pek girmezler.
0
kelepir
(02.02.21)
(13)

mantıklı cevap arıyorum.

super kahraman olsaydim baba olurdum
ayrılmak üzere olduğum eşimin ailesi yaşadığımız sorunu bilmesine rağmen dün son kez konuşmak istedi. sorunun ne kızım dediler. ben de zaten bildikleri şeyi çok kırıp dökmemeye çalışarak anlattım.konuşmanın özünde bana aldatılmadığım ve dayak yemediğim için bir şeylere katlanmam gerektiği ve boşanma
ayrılmak üzere olduğum eşimin ailesi yaşadığımız sorunu bilmesine rağmen dün son kez konuşmak istedi. sorunun ne kızım dediler. ben de zaten bildikleri şeyi çok kırıp dökmemeye çalışarak anlattım.
konuşmanın özünde bana aldatılmadığım ve dayak yemediğim için bir şeylere katlanmam gerektiği ve boşanmamam gerektiği söylendi.
o kadar zoruma gitti ki, illa dayak yemem mi lazım ayrılmam için.
gerçekten bu kadar spesifik şeyler olmayınca insan bir şeylere katlanmak zorunda mı?
değil tabi de. siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
0
super kahraman olsaydim baba olurdum
(02.02.21)
Sen mi bosaniyorsun? Sacma tabii ki, sorun ne bilsek yorum yapabilirdik ama verdiğin karardan ne olursa olsun hiçbir zaman pisman olma derim, en doğrusunu sen bilirsin.
0
bbpress
(02.02.21)
söyledikleri şey saçma tabi ki. aldatılmamak, dövülmemek zaten evlilikte artı puan değildir ki. olması gereken şeydir. oh aldatılmıyorum diye şükretmez ki insan. yani nasıl anlatsam. çalışıp da oh maaş alabiliyorum, patronum maaşımı yatırıyor diye şükretmek gibi bi şey. ama zaten normal olan çalışıp maaş almak/evliliğe sadık kalmak olduğu için bunlar var diye katlanmamız beklenemez. aile çok meraklı ise senin aldatmıyor oluşuna şükretsin mesela.

yaşadığınız sorun ne bilmiyorum. ortada çocuk varsa ve büyük bi problem yoksa tekrar denenebilir. ama sevgi, saygı bittiyse yapacak bi şey yok. karar sizin kararınız. aynı yatağa giren sizsiniz. istenmeyen bi evliliği sürdürmek imkansız zaten, boşuna eziyet. dünyanın sonu da değil.
0
elorelia
(02.02.21)
bazı insanların görüşlerini önemsememeliyiz
nasıl isterlerse öyle düşünsünler
yeni hayatınızda başarılar dilerim
0
superb
(02.02.21)
ya kendini gaza getirip boşanma kararı mı alıyorsun acaba?

çünkü kadınlar belli bir yaşta sırf güç gösterisi yapmak için kendilerini gaza getirip boşanmaya çalışıyorlar.

bakın ben boşandım zor kararlar alabiliyorum güçlüyüm falan hesabı. çok gördüm.
0
duyurukullanıcısı
(02.02.21)
Sanırım ayrılma sebebiniz geçimsizlik. Dayak veya aldatma doğal olarak herkesçe meşru sayılırken geçimsizlik biraz daha hafife alınıyor. Toplum böyle olduğu için onların (eşinizin ailesi) yaklaşımlarını da çok dert etmeyin. Mühim olan sizin mutluluğunuz, başka bir çıkar yolu bulamıyor ve anlaşamıyorsanız mutluluğu ve huzuru seçmeniz gayet normal.
0
vampir akrep
(02.02.21)
karşı tarafın ailesinin ne demesini bekliyordun ki. çok normal olarak senin üstüne gelmişler iste. salla gitsin bence.
0
roket adam
(02.02.21)
Bir anne baba olarak bir şekilde bardağa dolu tarafından bakmanızı istemişler haklı olarak. sorun nedir bilmiyoruz tabii ama herkesin sorun eşiği de farklı olabilir.
onlara göre sorun olmayacak bir şey yaşadıysanız evliliği devam etmeniz yönünde tavsiyede bulunmayı görev edinmelerinde herhangi bir saçmalık veya yanlış bir şey yok bence.

İnsan katlanmak zorunda mı sorusu dünya görüşünüze, karakterinize göre değişir.

klasik bir hikaye vardır. Adamın tekine "bahçende bir siyah bir beyaz köpek var, kavga etseler hangisi üstün gelir?" diye sormuşlar. Adam da "hangisini beslersem o yener" diye cevap vermiş.

Siz hangisini beslemek istiyorsunuz?
0
emcekare olmadi einstein olsun bari
(02.02.21)
sorunun ne olduğunu öğrenmemiz gerekir tabi. Ama muhtemelen evlilik bitirme kararının çok ciddi bişey olduğunu ve geçerli gerçekten sebepler olması gerektiğini söylemek istemişlerdir.
0
azzlack
(02.02.21)
taraflar davet etmedikçe ailenin müdahil olması bile sakat bence. onlara açıklama borçlu musun? söyledikleri şeyin de iler tutar bir yanı yok, ilişki bu iş değil ki "piyasa kötü, bak maaşını da alıyosun" diye akıl verilsin.
0
her giriste sifresini unutan adam
(02.02.21)
Nedense şiddeti sadece fiziksel şiddet sanıyorlar. Psikolojik ve duygusal şiddet hiçbirşey ifade etmiyor bazıları için. O nesil malesef biraz böyle:(
0
suicides underground
(02.02.21)
onlara olan faydasini veya zararini düsünebilirsin sonucta sen taniyorsun, belki adama biz mi bakicaz, karisi baksin diyorlardir.
0
wishmaythşngs
(02.02.21)
insan elbette bir şeylere katlanmak zorunda değil, yani bir sabah uyanırsın ve artık yanındaki insanla uyanmak istemediğini düşünür, bu yüzden boşanırsın.

diğer yandan, geçen hafta böyle bir şey ailemde yaşandı.
dayımın ikinci kez evlendiği eşiyle aralarında bir süredir bir didişme vardı.
birbirlerini 15-16 yaşından beri tanıyorlar.
eskişehir-istanbul arasında gidip gelmeli bir evlilik.
sohbet arasında bir nevi eşinizin ailesinin dediklerini söyledim dayıma.

çünkü böyle düşünüyorum.
yani yaşa, duruma, sürece, konuya, kişilere göre değişir ama bu durumda bence de saçma sapan bir şeydi boşanacak olmaları.
ki dayım eskişehir'e gidince barıştılar.
yani içinizde bir şeyin bitmesi için illa bir nedene gerek yok.
dediğim gibi, bir anda aniden "istemiyorum ya" da diyebilirsiniz ve bu yeterli bir sebeptir.

ama diğer yandan da, evlilik ciddi bir mesele.
hepimiz 20'li 30'lu 40'lı yaşlarımızda kalmayacağız ömür boyu.
çevremde 40'lı yaşlarında koca boşamayı marifet sayan, adamları damızlık gibi kullanan ya da evlenirken öylesine evlenen, sonra adamı olduğu kişi için eleştiren kadın sayısı aşırı fazla.
ne evlenirken ne de boşanırken "sevgi"yle ilgili en ufak bir şeyi hesaba katmıyorlar.
bir kadın olarak bu durumda kadınlara hak vermiyorum açıkçası.
güçlü kadın hareketi bu demek değil.

yani sadece içsel olarak, nedensizce bile olsa bir şeyi istememek kapris değildir ama bir kapris uğruna evlilik bitirmek de yetişkince bir davranış değil.
bu durumda sorunuzun kesin bir cevabı yok.
0
blatta hiberna
(02.02.21)
onların söylediklerine gücenecek bir şey yok. onlar başka bir zamana aitler sizi ve yaşadıklarınızı anlamayabilirler. kendi meşreplerince yorum yapmışlar.

bunun kararını verecek olan sizsiniz. onların bilirkisiligine basvurmak, fikir almak zorunda değilsiniz.

sakin bir kafayla objektif olarak değerlendirin ama. hirslanmadan, sinirlenmeden ve başkalarının gazına gelmeden.

hiçbir detayı bilmiyoruz. anca bu kadar olur.
son kararınız en doğru karar olsun.
selamlar.
0
tabudeviren
(02.02.21)
(3)

Amerika'dan ne getirsek para kazanırız?

mukremin citir
selam,bu ay içinde kuzenim ny'dan gelecek. ondan ne isteyerek de tr'de para kazanabiliriz?
selam,

bu ay içinde kuzenim ny'dan gelecek. ondan ne isteyerek de tr'de para kazanabiliriz?
0
mukremin citir
(02.02.21)
bir kere gelecek ise yükte hafif pahada ağır müzikal aletler.

gerçi amazon herşeyi getiriyor artık bi oradaki fiyatlara bakın.

bence usa'e birşeyler satmak daha mantıklı tr'den.
0
duyurukullanıcısı
(02.02.21)
Yüksek gümrük vergili ürünler getirilmeli
0
yeahbutso
(02.02.21)
valla pek karlı bir şey kalmadı açıkçası. müşterisini bulabilirseniz insta360 tarzı trde olmayan niche kameraları getirtebilirsiniz.
0
roket adam
(02.02.21)
(39)

Mesleğiniz nedir ?

garavel
Herkes yazılımcı gibi değil mi ya, gerçekten nereye kafamı çevirsem her taraf yazılımcı ve bir o kadar da sektörde açık var diyor işverenler.Yazılım harici bir meslekle uğraşanlara sorum, mesleğiniz nedir ?
Herkes yazılımcı gibi değil mi ya, gerçekten nereye kafamı çevirsem her taraf yazılımcı ve bir o kadar da sektörde açık var diyor işverenler.

Yazılım harici bir meslekle uğraşanlara sorum, mesleğiniz nedir ?
0
garavel
(01.02.21)
moda tasarımcısıyım
0
fragile lady
(01.02.21)
Önce arkeoloji, sonra sosyoloji bitirdim. Önce organizasyoncuydum, sonra nasıl olduysa son işimde iş geliştirme uzmanıydım. Şimdi de İstanbul Üni'nin açığından çocuk gelişimi okuyorum :D Diğer yandan da işletmeci mi, aşçı mı, garson mu, barmen mi, temizlikçi mi olduğumu bilmediğim bi işim var. İleride belki kreşte çalışırım :P
Böyle bakınca, keşke yazılımcı olsaymışım diyorum, en azından ne olduğun belli işte ne güzel :D
0
pandispanya
(01.02.21)
ingilizce öğretmeniyim. bundan 6 sene önce birkaç ay çalışır, başka iş bulur istifa ederim diye başlamıştım. sınıflarımı, öğrencilerimi öyle özledim ki... tanıdığım insanlara itiraf edemediğimi burada dile getireyim ben bu işi yapmayı çok sevmişim aslında.
0
dimpled
(01.02.21)
mühendisim. yazılımcı olsam güzel kapılar açarmış bana ama o kadar ilgim yok ki. mesleğimi seviyorum.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(01.02.21)
insaat mühendisiyim
0
ben de
(01.02.21)
Planlamacıyım. Bana da herkes ikcı gibi geliyor.
0
nickimin hakkini veremedim
(02.02.21)
@ben de sektörde durum nasıl ? maaşlar tatmin ediyor mu ?

@nickimin hakkini veremedim biraz daha açar mısınız ? ne bitirdiniz mesela, ne yapıyorsunuz tam olarak ?
0
🌸garavel
(02.02.21)
yayin operatoru. bana da benden baska bu isi yapan yok gibi geliyor
0
ala09
(02.02.21)
@garavel

türkiye piyasasini maalesef pek bilmiyorum ama maasimdan memnunum. diger sektörlerdeki corona durgunlugu ile kiyaslayacak olursam gayet iyi durumdayiz diyebilirim.
0
ben de
(02.02.21)
Psikoloğum. Bizden bol bol var gibi bu aralar :)
0
kullanıcıadımbuolsun
(02.02.21)
Yazılımcıyım herkes avukatmış gibi geliyor
0
Kahir ekseriyet
(02.02.21)
mühendis, teknoloji yatırımları danışmanı

fikrin ve paran varsa yapmak istediğin işte mühendislik içeriyorsa arayacağın kişi benim.
satış pazarlamaya karışmam geri kalan herşeyi halleder ürün bu, fiyat bu, kazanacağın para bu, yapman gereken bu diyip mevzuyu teslim ederim. tr/eu/iskandinavya çalışıyorum.
0
duyurukullanıcısı
(02.02.21)
Mimar / akademisyenim. Her ikisiyle de aşk / nefret ilişkisi yaşıyorum. Mimar olmak deli işi, akademisyen mimar olmak için tamamen keçileri kaçırmış olmak gerekiyor, özellikle tasarım alanında.
0
gmzo
(02.02.21)
onu yazmayı unutmuşum bana da herkes influencer gibi geliyor. bir şekilde sosyal medyadan ucuza para kazanma derdinde insanların çoğu, yapana da saygı duyuyorum haksız değiller.
0
🌸garavel
(02.02.21)
Bir diğer nereye baksan rastlanılan meslekteyim, avukatim
0
kitap arasında kalmış silgi tozu
(02.02.21)
Endüstri mühendisiyim. Yazılımcı olsaydım keşke diyorum. Yazılım dillerine yatkınlığım var. Zevkle yapardım. Şu an endüstri mühendisliği beni tatmin etmiyor.
0
himmet dayi
(02.02.21)
Sınıf öğretmeniyim. Ben de herkes yazılımcı sanıyordum.
0
ruhen hastayim ben
(02.02.21)
çevirmenim.

herkesin mesleğinin ne olduğundan ziyade, sabah şirkete gidip akşam döndükleri monoton bir dünyadalar diye düşünürdüm.
benimkinden çok farklı bir düzen bu.
en azından 2020'ye kadar farklıydı.
artık herkes benim gibi.
kendimi yalnız hissetmiyorum :)
0
blatta hiberna
(02.02.21)
@himmet dayi endüstri mühendisi ne yapar ? şuanki bulunduğunuz pozisyonunuz ve iş tanımınız nedir acaba ?
0
🌸garavel
(02.02.21)
Turizmciyim. Turdur, oteldir falan bakıyorum. Alaylıyım, 15 seneyi geçkin uğraşıyorum.
0
habarbey
(02.02.21)
universite doneminde (marmara reklam) produksiyon asistanligindan baslayip amirligine kadar geldim, tv calisaniydim.. yuksek lisans doneminde (arel grafik tasarim) free lance grafik ve tv baglantilarim sayesinde cevirmenlik yaptim.. akabinde medya ve uzantilarindan daralip meslek degistirmeye karar verdim.. o sirada ogretmenlik firsati cikti karsima dil ve sahip oldugum toefl`dan oturu.. 11 yil once oylesine basladigim meslege, ogretmenlik sertifikasi ile profesyonel olarak devam ediyorum..

bana herkes issiz gibi geliyor.. asiri pesimist ruh halimden de kaynaklaniyor olabilir..
0
mecik balit
(02.02.21)
@garavel

ne iş olsa yaparız abi :d

şaka bi yana üretim ve hizmet sektörlerinin birçok alanında çalışma imkanı var. yani hastanede çalışan arkadaşım da var, trt'de de çalışan arkadaşım da var, üretim sektörü ağırlıklı oluyor genelde ama işte alternatifler de çok fazla.

ben otomotiv sektöründe kısa bir süre planlama akabinde uzun süre proje yönetimi bölümlerinde çalıştım. şu an çalışmıyorum. yeni bir iş için istifa ettim. yeni işte süreç tamamlanmak üzere. otomotiv değil bu kez. yine üretim sektörü. pozisyon satın almaya bağlı bir uzmanlık diyeyim.

Genel olarak planlama, proje yönetimi, kalite, üretim (üretim mühendisliği, yalın üretim, verimlilik vb. ile ilgili tüm bölümler), satış, satın alma, ürün geliştirme (tasarım değil) vb. gibi pozisyonlarda çalışıyor endüstri mühendisleri.
0
himmet dayi
(02.02.21)
Kimya mühendisiyim. >10 yıldır boya argecisi olarak çalışıyorum.

Bana da duyurunun %85'i yazılımcı veya avukat gibi geliyordu :)
0
pati
(02.02.21)
sinema & televizyon mezunu, modern tavla oyuncusuyum.
0
ateistanbul
(02.02.21)
Turist rehberi & ziraat teknikeri
0
beetlejuice
(02.02.21)
yazılım.(eğitimim) çiftçi.(ata mesleği) öğretmen.(bilgisayar, girdim bitirdim. bitiremem sanıyordum ama bitirdim) taksici. (baba mesleği. yapmıyorum. eskiden adam olmayınca geceye çıkardım.)
0
phonex
(02.02.21)
Akademisyenim, siyaset bilimi alaninda doktoraya devam ediyorum, ayni zamanda ders veriyorum.
0
feliss
(02.02.21)
Ameleyim (müteahhit), kat karşılığı verilecek yeriniz varsa verin yapayım :)
0
John Bloor
(02.02.21)
yazilimciyim. bana da herkes benden cok kazaniyormus gibi geliyor.
0
lemmiwinks
(02.02.21)
teknikerim. hep bir şeyleri tamir ettim. şimdiyse ar-ge yapıyorum. bana da herkes benden çok kazanıyormuş gibi geliyor.
0
hemsta
(02.02.21)
finansçı/akademisyen/oyuncak tamircisi:)
0
yemrem
(02.02.21)
Hafta içi akşam 5'e kadar memurum, sonrası ve hafta sonu tam zamanlı esnafım. Kafamın içinde 24 saat esnafım. Şu, su verenin itfaiye hortumunu sevdiğiniz esnaflardan değilim, suyumuz var :)
0
synax
(02.02.21)
avukatım
0
her giriste sifresini unutan adam
(02.02.21)
Yazılımcıyım, bana da herkes yazılımcı olmaya çalışıyor gibi geliyor.

Neyse yazılımcı olun, belki ülke daha iyi bir yer olur 50 sene sonra.

youtu.be
0
chicha_v2
(02.02.21)
siyaset bilimi mezunuyum, işsizim.
0
rojhat
(02.02.21)
devlet memuruyum, düz.
0
birfincankahvedahaisteyenadam
(02.02.21)
Eskiden hava indirme teğmen'dim. yani paraşütçü piyade. muvafaktaname ile memurluğa geçtim.
0
komando kani var bende
(03.02.21)
tamirciyim bildiğin tornavida anahtar gres yağ tamir işi.
0
basond
(03.02.21)
Mali müşavirim. ben de çoğunluğun yazılımcı olduğunu düşünenlerdendim.
0
naksidil
(03.02.21)
(18)

Gezmek için bir şehre gidince otel yerine yanında kalacak birini aramak

ms brownstone
Ben bu olayı asla anlamıyorum ve açıkçası biraz sinir de oluyorum. Yani bir şehre gezmek için gideceksem ve o şehirdeki biriyle özellikle plan yapmamışsak, beni evine davet etmemişse asla kimseye “ben x şehre geldim ama kalacak yerim yok, sende kalsam olur mu” gibi bir şey söyleyemem. Gezip para har
Ben bu olayı asla anlamıyorum ve açıkçası biraz sinir de oluyorum. Yani bir şehre gezmek için gideceksem ve o şehirdeki biriyle özellikle plan yapmamışsak, beni evine davet etmemişse asla kimseye “ben x şehre geldim ama kalacak yerim yok, sende kalsam olur mu” gibi bir şey söyleyemem. Gezip para harcamayı göze almışsam zaten gider kendime uygun bir otel bulup parası neyse veririm. Param yoksa da hiç gitmem. Asla bedava kalacak yer dilenemem kimseden.

Ayda yılda bir görüştüğüm bir arkadaşım yanındaki hiç tanımadığım arkadaşıyla günler öncesinden yaşadığım şehre gelmiş. Beni hiç arayıp sormadı bu süre boyunca. Kaldıkları kişinin yanından çıkmaları gerekince bize gelmek için yazdı bana. Ben de bahane bulup kabul etmedim. Zaten pandemide her yere girip çıktıklarını bildiğim insanlar ve arkadaşını hiç tanımıyorum bile. Ki evim de küçük, kardeşim sabah 9’da salonda işe başlıyor. Yani hem yaptığına sinir oldum hem de bu dönemde zaten pek mantıklı değildi ama yine de bi “ayıp mı oldu” düşüncesi geldi bana.

Sizler neler düşünüyorsunuz bu konuda? Yani bir yeri gezmeye gidecekken otel ayarlamak yerine sırf bedavaya getirmek için orda yaşayan tanıdıklarınızdan evlerinde kalmayı talep eder misiniz? Ya da birisi size bu şekilde gelse ne düşünürsünüz? Couchsurfing gibi daha çok yurt dışında olan şeyleri ayrı tutuyorum tabii ki. Orda iki tarafın da karşılıklı talebi söz konusu. Benim bahsettiğim bir anda çat diye bir aramayla akşam evde bir ya da daha fazla kişi için kalacak yerinizin olup olmadığının sorulması.
0
ms brownstone
(01.02.21)
Ben de asla yapamam. 4-5 sene önceki en yakın arkadaşım çağırmıştı 2 gün gezdik falan, davet edilmeme rağmen geceleri otele döndüm yine.

Şu anki en yakın arkadaşım olsa, haftasonu geliyorum sana uygunsa koltuğun benimdir derim yani ama çooooooook yakın olmamız lazım.
0
aguen
(01.02.21)
Haklısınız bence. Şehre gelmeden önce haber verse ve birlikte vakit geçirseniz neyse de böylesi yüzsüzlük. İyi yapmışsınız.
0
auroraaurora
(01.02.21)
arkadaşımla yakınlığıma bağlı. sevdiğim biriyse zaten otelde kalmasını ben istemem, bende kalsın isterim. ama samimiyetmize güvenerek "ben oraya geliyorum, sende kalabilir miyim" de dese "aa ben davet etmeden yanladı" falan diye düşünmem, gel buyur derim. ama fazla yakınım değilse, tüm koşullar iyi bile olsa (pandemi olmasa, evde kardeşim homeofis olmasa, evim yayla gibi olsa vs.) gene de kabul etmeyebilirim, niye rahatımı bozayım. fazla yakın olmadığın biri evinde kalsa rahatın bozulur çünkü.

ben ki kaç kere tanımadığım insanlarla ev arkadaşlığı yapmış & yapmakta olan biriyim ama o başka bu başka. hele ki şu pandemi döneminde bence kabul etsen garip olurdu.

ay hele ki bir de tanımadığın biriyle gelecek. vallahi millet yüzsüz, YÜZ-SÜZ.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(01.02.21)
iyi ki kabul etmemişsiniz. yoksa sinir olacaktınız durduk yerde.
otele para vermeyi boşa para akıtmak gibi düşünüyor insanlar. sadece uyuduğu için para vermek saçma geliyor. çok samimi bir arkadaşımsa belki kalırım, ama ben de otelciyim. samimi olmadığım biri otel olmadığı için evime gelmeye çalışsa huzursuzlanırım. eve birini almak çok özel bir durum.

sadece bir kere, hiç tanımadığım bir şehirde, gece yarısı kalmıştım. yani olaylar öyle gelişti ve ne yapacağımı bilemedim. çok samimi olmadığım bir arkadaşı arayıp, burada nasıl otel bulacağımı sormuştum. hemen beni aldı, kendi evi müsait olmadığı için ablasının evine götürdü. çok mahcup olmuştum ama çok iyi gelmişti. istisnai durumlar hep var. ama seninkiler baya şehri bilen, başlarına aksilik gelmemiş insanlar. ayıp olan biri varsa sensin. takma.
0
lovemyself
(01.02.21)
Ogrenciyken ve cok kisitli bir butceyle yasarken, tabii ki yaptim. Zoraki, son dakikalik bir istek olarak degil; oncesinde o insanla iletisime gecerek ve kucuk bir hediye goturerek mesela.

Tanidiklarim, benim isimin gucumun oldugu, en yogun oldugum vakitlerde dahi gelip kalsinlar, aksam bir yemek masasinda bulusuruz, ne olacak? Hic sorun yapmam, on gun eve cokulmedigi surece, tanimadigim insanlarla da gelip kalabilirler.

Ama pandemi doneminde sizin yaptiginizi yapardim.
0
buf-e kür
(01.02.21)
Kesinlikle katılıyorum. Nefret ediyorum misafirlikten. Misafir olmaktan da, ağırlamaktan da. Hele davetsiz misafirden ekstra nefret ederim.
0
roket adam
(01.02.21)
hayatımda ilk kez böyle bişey duyuyorum. bence arkadaşlarınızı ve arkadaşlıklarınızı gözden geçirin önce.
bırak konaklamayı normal ziyarete bile davetsiz/emrivakiyle gelme yüzsüzlüğü göstermez benim arkadaşlarım.

couchsurfing'de karşı biri değilim ama oradan izin, haber verme falan var :D

tam bir kıroluk diye düşünüyorum ne düşüneceğim. iletişimimi keserim böyle dandun insanlarla.
0
rewlack
(01.02.21)
Gezmeyi göze almışsa konaklamayı da düşünmeli ve önceden ayarlamalı. Ben de nefret ederim. Haklısınız.
0
ruhen hastayim ben
(01.02.21)
Yatılı misafir sevmiyorum. Misafirliğin en güzeli 1-2 saat oturup gitmektir.
0
kickboxer
(01.02.21)
arkadaşın kalacak yer bulmak için zahmetlere girmişse, bütçesine takla attırmışsa üzül. aksi halde üzülme
0
esref
(01.02.21)
haklisiniz. hicbir sekilde uzulmeyin.

ben de eski bir arkadasimi boyle evimde agirlamistim, uzun zamandir gorusmuyor ve konusmuyorduk hasret gideririz diye kabul ettim. kiz beni birakti gitti baska arkadaslariyla bulustu gezdi sonra evime geldi. ben sok oldum. sigara icemezsin dememe ragmen bir de odamda sigara icmis. asiri sinir oldum. ayni sekilde bir daha gelmek istedi ve kabul etmedim. bu yaptiklarini da yuzune vurdum. daha da konusmuyoruz. zaten konusmuyorduk, gerek yok.

hele simdi corona varken, annem ve kardesimi bile eve kabul etmiyorum. sifir risk ile tek basima yasiyorum, evden cikmiyorum. hic gerek yok.
0
batlegolas
(01.02.21)
ben de asla boyle bir teklifte bulunmam kimseye. rahat edemem.
0
batlegolas
(01.02.21)
Bu tamamen samimiyetle ilgili. Bir aile dostumuz var. Bir sabah zil sesiyle uyanırız ki cümbür cemaat kapımızdalar (70'li yıllarda bizim evde telefonumuz bile yokken kalkar Ankara'dan gelirlerdi, hey gidi çocukluğum)... Can dostumuz. Başka da bu rahatlıkta biri olmadı, sanırım olamaz da artık.
Yazdığınız senaryo, hele pandemi döneminde, az uzak dursun. Bu ne samimiyet?
0
SiyamkedisiZorro
(01.02.21)
buna benzer araba isteme mevzusu var birde,

çok acil olur eyvallah ama keyfi sebeple neden birinin aracını istiyorsun? git kirala.

ev için çok samimi isek ve elemanın mutlu olacağını düşünüyorsam sorarım. yoksa sormam.
0
duyurukullanıcısı
(01.02.21)
işi düşünce aramış hiç kendini kasma
0
basond
(01.02.21)
Ayıp yatakta olur. Kimse size istemediğiniz bir şeyi yaptırmak zorunda değil o ya da bu nedenden istememişsiniz ve kabul etmemişsiniz. Hepimiz özgür bireyleriz, kimseye bir söz vermemişsiniz, size güvenerek gelinmemiş o şehire ayrıca kimseyi de yarı yolda bırakmamışsınız. Hiç ayıp olmamış, gayette kendi kararınızı vermişsiniz. Üstüne daha fazla düşünmeye gerek bile yok.
0
wacot
(02.02.21)
yanlış bir şey değil yaptığınız. şahsen misafiri de misafirliği de sevmem. en geç üç gün öncesinden belirtilmesi ve de uygunluğuma göre olur derim olmaz da derim. pandemiden evvel bir arkadaşımın düğününe gittim 3 günlüğüne. gitmeden evvel oteli falan ayarlamış parasını da ödemiştim. illa bizimle kalacaksın diyen arkadaşlarıma otelin parasını verdim orda kalmazsam bana koyar diyerek reddetmiştim :)
0
phonex
(02.02.21)
“Gezip para harcamayı göze almışsam zaten gider kendime uygun bir otel bulup parası neyse veririm. Param yoksa da hiç gitmem. Asla bedava kalacak yer dilenemem kimseden. “

Kelimesi kelimesini katılıyorum
0
cilekli pasta
(25.10.21)
(9)

Mcbook Air kullanan var mıdır ?

denizmaniaherif
Merhaba. 2012 olanlarından 2. el almayı düşünüyorum nelere dikkat etmeliyim ? (cihaz iyi durumdaymış ilk günkü gibiymiiş kutusu vs her şeyi.. )Sizce cihazı alırsam kaç sene daha gider ? Yoksa almamalı mıyım ? 2020 modelleri 11 bin lira. Bu parayı vermek manyaklık diye düşünüyorum.
Merhaba. 2012 olanlarından 2. el almayı düşünüyorum nelere dikkat etmeliyim ? (cihaz iyi durumdaymış ilk günkü gibiymiiş kutusu vs her şeyi.. )
Sizce cihazı alırsam kaç sene daha gider ? Yoksa almamalı mıyım ? 2020 modelleri 11 bin lira. Bu parayı vermek manyaklık diye düşünüyorum.
0
denizmaniaherif
(01.02.21)
2012 macbook air alma. süründürür seni. şöyle diyeyim bende ssd'li 2011 macbook pro var o bile tat vermiyor.

m1 işlemcili macbook air al. müthiş bir alet.
0
alperz
(01.02.21)
macbook'un bir ömrü var 5 yıl falan. 5 yıl sonra standart bilgisayar oluyor. takılmalar ısınmalar falan.

o sebeple standart bir şekilde kullanmayı düşünüyorsan alma.
0
duyurukullanıcısı
(01.02.21)
Ne amaçla kullanacağınız önemli. 2 sene önceye kadar 2012 pro kullanıyordum, ekran çözünürlüğü çok düşük. Websitelerinin bile bir kısmı desteklememeye başlamış olabilir. Yani işletim sistemi program şu bu değil web'de gezmek bile çok konforlu olmaz muhtemelen.

OS olarak bildiğim kadarıyla Catalina destekliyor, yani son güncellemeyi almadı, bundan sonrakileri de alamayacak. Apple'ın geriye dönük desteği çok iyi değil, yine kullanım şeklinize bağlı tabi ama 1-2 yıl sonra bir sürü uyumsuzluk sorunuyla karşılaşabilirsiniz.

Yanisi, ben olsam almam.
0
plutongezegendegilmi
(01.02.21)
early 2015 var bende.

pil ömrü gözle görülür bir şekilde azalması dışında hiçbir sıkınıtısı yok.çalıştırmasını beklediğin her şeyi çalıştırıyor ve beklediğin performansta kullanıyorsun.

en azından fikir olsun diye söylüyorum 2012 için bişi diyemem biraz eski gibi.
0
AlsterWasser
(01.02.21)
eğer air ile işim çözülecek olsaydı 11binlira bana bedava gelirdi, ne yazık ki apple bilgisayar konusunda 47binden aşağı düşemedim fiyat konusunda.

10 senelik makinaya hiç bişey olmasa pil lazm olur, servise gidersin bulamazsın, özel servise gidersin 1500 lira isterler. kendin alsan taksan da 1000 lira tutar.

ayrıca 5 seneden gün almış her bilgisayar her an gidici durumdadır, apple 5 seneden sonra yedek parça tamir desteği garantisi vermiyor, ellerinde varsa yaparlar, kol gibi de geçirirler, yoksa alet çöp olur, zira bak 2015 model çıkma macbook fanları 500 liradan satılıyor orjinali kaç paradır allah bilir.
0
killerbee
(01.02.21)
11 bin lira vermek manyaklık değil telefon parası neredeyse, gayet mantıklı. 6-7 sene çok rahat kullanırsın. 2012 model almak biraz parayı sokağa atmak demek şu anda, üstüne pili değişir bi ton para ödersin, arızalanır anakartı değişir bi ton para ödersin. gerek yok.
0
roket adam
(01.02.21)
2012 model almak çok mantıklı olmayabilir. gerçi ben mesela bu cevabı 2011 macbook air'den yazıyorum. hala işimi gayet iyi görüyor, fakat mesela geçtiğimiz yıl pilini değiştirmek zorunda kaldım (ki geç bile değiştirdim, çok uzun zaman "service battery" uyarısı ile çalıştı). şimdi de işim için kullanırken (yani mesela toplantı programları falan kullanırken) yavaşlıyor, ısınıyor çok. artık iş için götürmeyince yenisini almak durumunda kaldım.

gündelik ağır olmayan işlerde (web'de gezinmek, word'de bi şey yazmak gibi) hala rahat kullanılıyor ama birkaç programı (office gibi basit programlar da olsalar) aynı anda kullanacağınız işler yapacaksanız eğer, tavsiye etmem. biraz daha yeni bir model bakın derim. pluton'un dediği gibi işletim sistemi kaynaklı uyumsuzluk mevzuları da canınızı sıkabilir.
0
nimberjack
(01.02.21)
Herkese çok teşekkürler. Müthiş yardımcı oldunuz. Buz gibi soğudum 2012 modelinden ^^ O zaman ben en iyisi 5 sene kullanbileceğim bir laptop bakayım çok daha uygun ücretlere. Sonuçta ben bunu prestijli gözüksün diye değil performans beklediğim için alacaktım.. 9 yaşında bir cihazdan da hakikaten performans beklemek çok mantıklı olmadı..
0
🌸denizmaniaherif
(01.02.21)
usta, kıy paraya m1'li air'i al. kesin. ram'inin 8gb olmasına falan aldırma. bu yeni bir işlemci yapısı. iphone'larda nasıl az ram'le çok iş oluyorsa artık mac'lerde de az ram'le çok iş yapılabiliyor.

"ohaaa bu ne laan?" diyeceksin.
0
alperz
(01.02.21)
(5)

CRM tavsiyesi

KidLazer
selamLogo CRM kullanıyoruz. müthiş memnuniyetsizim.yerine Bitrix24 baktım. fena değil. talep açtım 1 haftadır dönüş yok. lokal desteği olmayan bir çözüm istemiyorum.bunun yerine önerebileceğiniz bir şey var mı adam gibi çalışan ve mümkünse bulut tabanlı? SFDC istemiyoruz, aşırı pahalı. SAP zaten mil
selam

Logo CRM kullanıyoruz. müthiş memnuniyetsizim.
yerine Bitrix24 baktım. fena değil. talep açtım 1 haftadır dönüş yok. lokal desteği olmayan bir çözüm istemiyorum.
bunun yerine önerebileceğiniz bir şey var mı adam gibi çalışan ve mümkünse bulut tabanlı? SFDC istemiyoruz, aşırı pahalı. SAP zaten million dollar baby. anladınız mevzuyu.
0
KidLazer
(01.02.21)
Logo dan niye memnun değilsiniz?
Lokal destek veriyorum. Standart versiyon geliştirmeye açık ve özelleştirme konusu geniş.
0
neymis
(01.02.21)
sugarcrm

tam ilaç.
0
duyurukullanıcısı
(01.02.21)
@neymiş

4 yıldır kullanıyoruz (enterprise modeliymiş sanırım) ne adam gibi eğitim verebildiler (logo merkezden gelip) ne de istediğimiz gibi şeikllendirebildik. hep yamalarla ilerliyoruz. logo merkez teklif altında default TL gelmesini bile 1 ay sonra ancak hata olarak kabul etti. benim gözümde tam bir çöp.
0
🌸KidLazer
(01.02.21)
Default ayar tanımlama seçeneği var mesela, uygulama içinden kendiniz de yapabilirsiniz. özelleştirme için destek almaya bakın derim.
Ekran tasarımı vs ile istediğiniz şekle gelir.

docs.logo.com.tr
0
neymis
(01.02.21)
zoho crm :)
0
agharta
(01.02.21)
(17)

Kaçırdığım bir sey mı var?Faiz olayı.

ırene adler
>> Ekside sık sık denk geldigim başlıklardan biri var 1 milyon liram olsa çalısmam şeklinde. Bu başlıklarda genelde faizi 15 bin, onunla gül gibi geçinir giderim diyenler oluyor.Finansal açıdan çarpık bir düşünce değil mi bu? Ben de şu şekilde biliyorum. 1 milyonun var faizde, her ay çekip harcadın
>> Ekside sık sık denk geldigim başlıklardan biri var
1 milyon liram olsa çalısmam şeklinde. Bu başlıklarda genelde faizi 15 bin, onunla gül gibi geçinir giderim diyenler oluyor.

Finansal açıdan çarpık bir düşünce değil mi bu? Ben de şu şekilde biliyorum. 1 milyonun var faizde, her ay çekip harcadın 10-15 sene sonra Türkiye gibi bir ülkede o paranın değer kaybı çok yüksek olacak değil mi? O zaman belki faizden aylık aldığın para bile- ana paraya dokunmadığın şartta- asgari şekilde yaşamaya yetmeyecek. Ana parada değer olarak baya düşecek. O kadar sene sonra iş hayatına döneyim desen,o da çok kolay iş olmaz.


Benim kaçırdığım bir nokta mı var burada? Bu sistem sürdürülemez ve bir çok kişininde bilmesi gereken bir şey değil mi bu faizle gecinmenin riski?
0
ırene adler
(31.01.21)
Kaçırılan bir şey yok bence.kimse uzun vadeli düşünmüyor
0
kisa
(31.01.21)
şimdi sıkıntı şurada faiz yüksek çünkü ekonomi o kadar kötü ki bankalar para bulamıyor yüksek faiz ile para toplamaya çalışıyor.

ekonomi kötü ise demek ki ödemeler yapılmıyor, işler bitmiyor.

yani sen 1m tl ile piyasaya girsen mesela %40 karlı bir işe bütün paranı harcasan %17 ihtimal ile o para sana dönmeyecek. paran batacak.

o sebeple ya evet tl değer kaybediyor ama en azından %17 kar ile garanti para alıyorum demek 1m tl üstü için kötü bir düşünce değil.

bu piyasa koşullarında.

bunları yazarken ağlıyorum üzüntüden ama durum bu.
0
duyurukullanıcısı
(31.01.21)
Biz fakiriz olum bize göre milyon bile hayal olduğu için çok sorun etmiyoruz ilerisini (:
0
Ufuk
(31.01.21)
2021 ekonomisinde biz fakiriz bana ne faizden falan diyemezsin

çünkü işverenin elindeki paranın hepsini %15'ten faize yatırırsa işsiz kalırsın.
0
duyurukullanıcısı
(31.01.21)
Haklısın, çarpık bir düşünce.

10 yıl önceki maaşım 1.000 liraydı. O zaman yetiyordu. Şimdi 1.000 lirayla geçinmek imkansız.
0
himmet dayi
(31.01.21)
@duyurukullanıcısı ben nasılsa hep 50 liralık alıyorum kafasında değilim de bu bilginin sende olması seni daha korunaklı yapmıyor sonuçta patron zaten beni çalıştırmaktan daha kazançlı görürse faizi gider oraya yatırır senin elinde buna karşı bir şey yapacağın enstrüman yok.
yani illaki hayatımızı etkiliyor makro ekonomi ama filler tepişir çimenler ezilir modu.
0
Ufuk
(31.01.21)
ana paran tl'de kaldığı için sürekli eriyecek.
ev alıp kiraya vermek daha mantıklı çünkü en azındna elindeki meta değer kaybetmeyecek ve kazandığın para (kira) her sene artacak.
tahliye taahhütnamesi yapıp 2-3 senede bir kiracı değiştirirsen gerçek enflasyon oranındada zam yaparsın.
sadece kira sözleşmesi yaparsan gerçek enflasyon %40'ken devlet %15 açıklar, kiradan eline geçecek para yine azalır.
0
aslindasorunumpsikolojik
(31.01.21)
bence mantıklı olabilecek tek yol şu, yıllık 180 bin faiz aldın diyelim. Yarısıyla yaşayıp (belki az az çalışıp ek gelir elde edip) 90 binini hisse, fon vb. ile 2x yapmaya çalışırsan (ki yılda %80-90 artan fonlar var, %60 bile yapsan yine iyi tabii) en azından normalde aldığın faize yakın bir parayı geri biriktirmiş olursun. Ben böyle yapmaya çalışırdım.
0
nhk ni youkosu
(31.01.21)
finansal açıdan çarpık bir düşünce evet. zaten 1 milyon sahibi olan hiç kimse parasını faize koyup beklemiyor. parayı faize koyup bekleme kafasındaki kimse de 1 milyon sahibi olamıyor.
0
roket adam
(31.01.21)
Kritik nokta gelirin % kaçıyla geçinilebildiği, eğer tamamı harcanıyorsa doğal olarak uzun vadede tabi ki geçerliliği yok. Fakat mesela 1/3'ü ile yaşanabiliyorsa birikimler değer kaybını karşılayabilir. Bunun dışında tl'de olmak her zaman için bir risk ve kayıp demek.
0
alfred
(31.01.21)
Evet mali açıdan çarpık bir düşünce hazıra dağ dayanmaz ayrıca bu düşünce faiz oranlarını sabit varsayarak kurgulanmış mesela 5 yıl sonra faizlerin ciddi oranda düşebilme ihtimali var 90'lı yıllarda %80 faiz oranları vardı 2-3 yıl öncesine kadar %8 lere kadar düştü faiz oranları ve şu an pandemi vs. gibi olağanüstü sebeplerle tekrar yükseldi ama elbet tekrar düşecek. Ev alıp kiraya vermek daha mantıklı hem evin değeri artıyor hem de kira geliri elde ediliyor ev fiyatları yerine göre 10 yılda 10 kat değerlenebiliyor veya bu para borsaya yatırılsa hem temettü geliri elde edilir hem de hisse senedi değer kazanır.
0
acebi
(31.01.21)
kaçırdığın bir şey yok da kendi ağzınla demişsin. 10-15 sene ayda 15 bin alsan sence de bir şeyler yapmaz mısın geleceğin için? 4-5 bine işte çalışmak yerine 1 milyonum olsa elbet istifa eder faişze koyarım paramı
0
papuayenigine02561
(31.01.21)
yüklü miktardaki parayı faize yatırmak size kazanç sağlamaz. faizi anaparanın üzerine koyarak (bileşik faiz) sadece o mevcut paranın zaman içinde gücünün erimesini (alım gücünü) engellersiniz.

bu nedenle mevduat faizi %17 iken kredi faizi %34'dür.

20 sene evvelki 1 milyon lira ile kaç kg. gıda malzemesi aldığınıza bakınız. bugün kaç kg. gıda malzemesi aldığınıza bakınız.

bugün bir 1 milyon liraya ev alıp onun kirası ile geçinirim deseniz bile gerçekte o evin kendini kira getirisi ile amorti etmesi ortalama 25-30 yıl sürüyor. zaten o süreden sonra ev kâr getirisi sağlıyor. zaten bina 50 yaşına gelince de yenisi yapmak gerekiyor.

biz hiçbir zaman o özendiğimiz gelişmiş ülkeler gibi olamayacağız çünkü para/varlık yönetimi denen olayı bilmiyoruz.
0
phonex
(31.01.21)
1 Milyon param olsun yarın gider istifayı basarım.
Aylık 5 bin ile memleketimde mis gibi yaşarım (evim var)
Geri kalan 10 bin yılda 120 bin yapar, buda bulunduğum il de her sene 1 ev satın alabilirim demek.

Hayat İstanbul'dan ibaret değil, faizi güzel kullanırsan ölene kadar elin cebinde yaşayarak gezersin.
0
paramolacak
(31.01.21)
Ben bayılıyorum bu düşünceye.
Ekşide faiz gelirini eleştiren Adamlar aylık 3-4bin maaşa çalışıyor, 1 milyon para mı? Onun faiziyle geçinilir mi diyor.1 milyonu olan adamın şu ya da bu şekilde 1 milyonu var ve senden (sen derken sen değil eleştirenler) her türlü daha rahat bakıyor geleceğe. nedir bu rahatlık? daha az gerginlik yaşıyor, bir işte çalışacaksa daha seçici oluyor, kimsenin derdini çekmiyor, 3-4 bine hayatını heba etmiyor vs. faiz geliri tl olarak çok dert ediliyorsa her ayın faizi ile 2 bin dolar alabilirsin, yıllık 25bin dolara kadar yolu var. Az para mı? Boyle daha guzel geliyor kulaga degil mi?
0
dadasalon
(31.01.21)
Milyon TL aylık faizde 14000 kadar para bırakıyor olmalı.
Bunun ne kadarı ile yaşamaya devam edip kalanı anaparaya ekleyeceğiz?
4000 e çalışan adamın da maliyeti 6000nkadardir.
Tamamen aynı şekilde yaşasa (ki gerçekten zordur bankada para varken) her ay ancak 7 8bin kadar kenara koyar.
Enflasyona bakınca da evet bu para birnsure götürür ama kesinlikle azalacaktır.
0
kisa
(31.01.21)
1 milyon tl değil de, şöyle 300-400bin dolarlık uzun vadeli eurobond ile çalışmadan geçinebilirsin.
vergi sonrası dahil eline aylık 10bin tl den fazla geçer, üstelik dolara endeksli bir gelir ve vade sonunda ana paranı yine dolar olarak geri alıyorsun.
tek riski TR'nin batması.

1 milyon tl'ye gelirsek borsa'da bir temettü portföyü oluştursan yıllık ortalama %7 getirse 70bin tl gelir, portföy bir şekilde enflasyona karşı kendini korur.
0
nuisance
(31.01.21)
(18)

9 yaşındaki erkek çocuğunu evde nasıl oyalarım?

kibritsuyu
arkadaşlar, okullar sömestr tatiline girdi. hafta için gündüz canlı ders yaparken bile teneffüslerinde oyalayacak bir şey bulamıyordum, şimdi canlı ders de yok, tüm gün boş.annesi işe gidiyor. ben evde çalışıyorum. baba oğlu sabahtan akşama kadar yalnızım. işim olduğu zamanlar televizyon, tablet fal
arkadaşlar, okullar sömestr tatiline girdi. hafta için gündüz canlı ders yaparken bile teneffüslerinde oyalayacak bir şey bulamıyordum, şimdi canlı ders de yok, tüm gün boş.

annesi işe gidiyor. ben evde çalışıyorum. baba oğlu sabahtan akşama kadar yalnızım. işim olduğu zamanlar televizyon, tablet falan mecburen. ama işim müsait olduğunda en azından hem televizyondan, tabletten uzak durmasını sağlayacak, hem de birlikte güzel ve kaliteli vakit geçirmemizi sağlayacak ne yapabiliriz?

her şeyden çabuk sıkılıyor. kitap okutamıyorum hiç sevmiyor. ek çalışma (matematik vs) yaptıramıyorum, sevmiyor. kutu oyunu, masa oyunu desen bir oyun cafe'yi doldurabilecek kadar çok oyunumuz var, çabuk sıkılıyor. lego oynayalım desek zırt diye bitiyor. evin içinde deniz topuyla (ses yapmasın diye normal topla değil) futbol oynuyoruz ama yine de aşağıya çok ses yapıyor. annesi hama boncuk diye bir şey almış, başta bi ilgisini çekti, şimdi onun da pabucu dama atıldı. birbirine ekleyip yapı kurulan pipet gibi bişeyler almış, onunla da ilk gün oynadık, bi daha heves etmedi. koskocaman türkiye haritası aldım. şehirleri, dağları, gölleri bulma oyunu uydurduk, ama ne kadar uzun oynayabilirsin ki bunu da.

versem sabahtan akşama kadar tablet oynama potansiyeline sahip. ama elbette tableti verip kurtulma taraftarı değilim. beynini, gözlerini de düşünmem lazım.

kitap falan okumaya alışsa ona da razıyım. dünya kadar kitabı var. sırf bari tablete bakıyor, tabletten kitap okusun diye tabletine kitap okuma uygulamaları, kitap okuma siteleri, bir sürü e-kitap falan yükledim, en azından tabletle faydalı bir iş yapsın diye, bir kere bile alıp açtığı yok. tamam 1 saat falan oyun oynasın da, kalan vakitte ben ne yapayım da 2 hafta oyalayayım bu çocuğu evin içinde? gözünüzü seveyim yardım edin.
0
kibritsuyu
(30.01.21)
devir değişti artık çocuklar bizim gibi sokakta çelik çomak oynamak zorunda değil. canı ne istiyorsa akranları ile neyin muhabbetini yapıyorlarsa onu oynasın. en az 8 saat gece uyuyorsa ve yemek yiyorsa problem değil ne yaptığı. 12 punto renksiz alfabeli kitap mı okucak o yaştaki çocuk. serbest bırakın 30 yaş büyük adamla oynamaktansa akranları ile böğüre böğüre istedğini oynasın online. belki espor şampiyonu olur ilerde. ytd.
0
kelepir
(30.01.21)
Çocuk dergileri ya da robotik-kodlama için eğitim kitleri alabilirsiniz. Etkinlik, bulmaca, deney içeren kitap-dergi olursa ilgisini çekebilir.

www.tubitakdergileri.com.tr

www.robotistan.com

Online eğitim platformları var, katılabilir belki. Ben bi bambuyu biliyorum.

instagram.com
0
GoodMorningTeacher
(30.01.21)
tableti, oyunu onun becerilerini geliştirecek şekilde kullanabilirsiniz aslında.

ben kuzenlerle çok güzel art arda need for speed porsche unleashed veya test drive 6 oynardım.

eve bir direksiyon alırsınız, bir o yarışır veya bir siz. yükleyin forza gibi dirt rally 2.0 gibi oyunları, berecileri de artar hem.

not: taa 2000 yılında guillemont ferrari 550 marenello direksiyonum vardı :)
0
rain when i die
(30.01.21)
abi bu çocuğun anası ortaokul öğretmeni. her gün tablet oynamaktan beyinleri uyuşmuş çocuklarla uğraşıyor. ben pedagojik formasyonun dibine vurmuş annesine "bırak yaşıtlarıyla ne muhabbet ediyorsa sabahtan akşama oyun oynasın, oyun becerisini geliştirmek için kullanıp elektronik oyun şampiyonu olsun" derim?

zaten alıp suç ve ceza okusun demiyorum. bir kütüphane dolusu çocuk kitabı var, yazılısı da var, resimlisi de var. 2-16 yaş arası her türlü kitap var. bilim teknik'inden tut, gezi, uzay, yaşam, yaşına uygun çeşit çeşit dergi var. ayrıca deney kitapları, arduino setleri var. evde org var, gitar var, öğretip yol gösterebilecek adam da var. yani tablet oynamıyorsa bunun alternatifi eski devirdeki çelik çomak mıdır? yok mudur günümüzde tablet harici çocuk eyleme yöntemi?

kaldı ki yaşıtlarıyla zoom açıp karşılıklı da oynuyorlar saatlerce. ama ben sabahtan akşama yaşıtıyla online oyun oynayan, anca yiyip için sıçan, elinde tabletle mala dönmüş şişko bir çocuk olsun istemiyorum lan. oynamasın, saksı gibi kitap okuyup bilimsel çalışma yapsın da demiyorum. ama hareket lazım, biraz o tazecik beyninin gelişmesi de lazım. sadece yüksek ses ve hareketli parlak ışıklardan ibaret tabletle beyni uyuşsun istemiyorum.

arkadaşlarıyla parka götürüyoruz koştursunlar diye. arkadaşı 2. dakikada sıkılıp anasından tablet istiyor, parkta oturup tablet oynuyor. ben böyle bir çocuk olsun istemiyorum ki. tabletse tablet, yasak değil oynasın da kısıtlı oynasın. mala dönüşecek kadar oynamasın.
0
🌸kibritsuyu
(30.01.21)
bizde de bu modelin küçük yaş versiyonu var. dışarı çıkmak dışında başka bir oyalayıcı bulamıyoruz. tabletle fazla vakit geçirdiği günler durağan aktivitelere hiç ama hiç yanaşmıyor. sabahtan lego, resim vb aktiviteyi tutturabilirsek o günü daha sakin geçirebiliyor, yoksa tüm gün mızmızlanıyor bi şeyi beğenmiyor. kutu oyunu sevmiyor sizinki de demek ki. ya dışarda yapacak birşeyler bulun ya da tablet vermeden biraz can sıkıntısına sabredip legolara dalmasını bekleyin. yapacak birşey bulamayınca mecburen üretmeye başlar.

bir de tüm oyuncakları oyunları gözünün önünden kaldırın, unutsun. sırayla çıkarırsınız daha hevesli olur.

bizim apartmandaki o yaştaki çocuklar slime yapımına merak salmışlardı, biraz ortalık batıyor ama epey oyalanıyorlardı onunla.
0
denizince
(30.01.21)
slime var, kinetik kum var, hot wheels parkurları, onlarca arabası var, odası oyuncak dolu.

kutu oyunu da seviyor, mesela saatlerce monopoly oynayabiliyoruz, iyi de oynuyor kerata. ama 2 kişiyle de onun tadı yok. 2 kişilik kutu oyunu da maksimum yarım saat idare ediyor.

tavla öğrettim bu hafta, yeni diye biraz ilgisini çekti ama bunun da ömrü 1-2 hafta sürer maksimum.

hiçbir arkadaşının bilmediği kadar kağıt oyunu biliyor. pişti, uno falan derken batak öğrendi, ciddi ciddi oynuyor lan adam. bitince yandaki ıstakaları devirmeli okey oynuyor. bildiğin emmi oldu 9 yaşında.
0
🌸kibritsuyu
(30.01.21)
yani genel olarak sıkılgan çocuklar evi kirletecek aktivitelerden (uzmanlar duyusal diyorlar da işte aslında evi batıran aktivite) hoşlanıyor gibi bir gözlemim var :) deney seti gibi oyunlar alabilirsiniz. the dad lab var meşhur, instagram hesabı ve deney kitabı var. onlardan birlikte yapabilirsiniz.
0
denizince
(30.01.21)
"kitap okuma" kendi içinde bir sebep içermiyor sebep bu olabilir mi sizce?

yani çocukların bilgisayara yönelmesinin bir sebebi var, anne babalarımızın kitaplarda buldukları amaçları bilgisayarlarda buluyorlar. bir oyun oynarken, bir video ya da dizi izlerken bir amacınız, tatmin ettiğiniz bir duygunuz var.

bir film arayan insana "ne tür olsun", "nasıl konuları seviyorsun" diye soruyoruz. biliyoruz ki kendisiyle alakasız bir konuda film izlerken sıkılacak. Ama kitaplar için böyle değil bu. Kitap okumak her zaman düz bir eylem.

Ne yapayım? - Kitap oku.

Çok anlamsız oluyor haliyle. Çocuğuna kitaplar alıp hoşuna gideceği "fazla eğitici olmayan!" hikayeler okuyarak ilgisini kitaplara çekebilirsiniz. Kitap okumanın, matematik çalışmak ve nasihat dinlemekten bir farkı olmalı ki çocuk kitaba yönelsin.

öneri olarak çocuğunuzun sevdiği oyunların, filmlerin ya da benzeri şeylerin kitapları varsa onları alabilirsiniz.
0
mentuhotep
(30.01.21)
Teknik boyutuna giremem cunku ben evdeki 7 yasindaki kiza cozum bulamiyorum.

Bu yuzden buraya sadece lego yazmaya geld8m.lego ciddi ugrastiriyor.sevdigi seriyi aldigimda bastan sona ugrasip kendisi yapiyor,diger serilerle birlestiriyor.bunun disindaki tum oyuncaklarda yanina yanci ariyor.

Birde en son amazon un kopegi var,duz plastikten geliyor,yaninda bir suru minik bez parcalari var,sen onlari tuy diye o plastigin ustune isliyorsun.kendi kopegini kendin tasarla gibi.onu verdim yaklasik 2 saat hic basindan kalkmadan tek tek herseyini yapti,susadim bile demedi.uretebildigi herseyde cok guzel vakit geciriyor bizimki.
0
duptıs
(30.01.21)
Çocuğum yok öneri mahiyetinde sallayacağım :) yeğenlerim üzerinden fikir yürütüyorum ve aslın çocukların fiziksel olarak enerjilerini atamama problemleri var, enerjisini atamyan çocuğa boyama , okuma vb. aktivitenin tillahını sunsanız bir yere kadar idare ediyor. Bir de çocukların zaman algısı da bizden farklı bence, o yüzden çabucak sıkılıyorlar, özellikle bir akranlarıyla sürdüremedikeri için bu tip aktiviteleri. Benim önerim günlük programa ek olarak tabii, bir nintendo wii konsol almanız, kırık mırık uygun fiyata bolca var ikinci el, bütçe varsa switch alın tabii, dans mı spor mu neye hevesi varsa fiziksel olarak kendini orada yorsun. sonra zaten dinlenmek için daha sakin aktivitelere kayacaktır. tabletten bence daha iyi her türlü, çünkü uzun süre elindeki ekrana bakan çocuklarda postür ve gözelere neler olacak bilemiyoruz yakında.
0
ruz
(30.01.21)
Maketle falan uğraşmasını sağlayabilirsiniz belki.

Bu arada kitap okumayı teşvik etmek için belli aralıklarla Wifi şifresini değiştirip Wifi şifresini kitapta geçen spesifik bir detay yapabilirsiniz. Bu sayede şifreyi bulana kadar kitap okur hem de tabletten falan uzaklaştırmış olursunuz. Kitap okumanın ödülü tablet olur.
0
İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi
(30.01.21)
Hep derler ya çocuklar anne babayı örnek alır diye. Siz istediğiniz kadar kitap oku deyin, sizin elinizde kitap görmediği sürece mümkün değil okumaz.

Bu yaşta çocuklar için spor çok iyi bir etkinlik. Youtube'da falan o yaş grubu için egzersiz programları var. Güvenilir bir uzmanınkini bulup başlatın. En azından enerjisini atar daha çabuk yorulur:)

Robotik kodlama iyi fikir en azından meşgul olur.
0
anten
(30.01.21)
Kutu oyunlara (board game) dalsanız. Monopoly'den başlayın, diğerlerine geçersiniz.
0
put it in your appropriate place
(30.01.21)
satranç demeye geldim.
0
engelbert humperdinck
(30.01.21)
Sokağa çıkma saaatleri parka gidip scooter-bisiklet ve yorulabilceği şeyleri yapabilirsiniz (Arkadaşlarım böyle yapıyor). Gün içinde enstrüman, lego, birlikte bilgisayar oyunu gibi şeyler yapıyorlar.
0
kaset
(30.01.21)
Ormana gidip gezin.
0
luluki
(31.01.21)
Ben tabletçi yeğenimi masal anlatarak oyalayabiliyorum. İlgilendiği şeyler var, mesela örümcek adamı çok seviyor. Masaldaki ana karakterin adına örümcek adam diyip yardırıyorum, bayıla bayıla dinliyor.
0
plutongezegendegilmi
(31.01.21)
cocukta tüm türk cocuklarında olduğu gibi konsantrasyon eksikliği var. yani bir şeye konsantre olamıyor.

bence bunu değiştirmeniz lazım.
0
duyurukullanıcısı
(31.01.21)
(9)

okyanus ortasında yaşamak nasıl bir şeydir?

ahm1
mesela fiji, amerikan samoası, hawaii, yeni zelanda... buralarda (hele de yeni zelanda dışındakiler gibi, hem okyanusun ortasında olup hem de küçük bir kara parçasında) yaşamak acaba nasıl bir histir?hawaii dışındakiler okyanusun tam ortasında değil evet ama onlar da ada ve en yakın büyük kara parça
mesela fiji, amerikan samoası, hawaii, yeni zelanda... buralarda (hele de yeni zelanda dışındakiler gibi, hem okyanusun ortasında olup hem de küçük bir kara parçasında) yaşamak acaba nasıl bir histir?

hawaii dışındakiler okyanusun tam ortasında değil evet ama onlar da ada ve en yakın büyük kara parçaları binlerce km uzaklarında. bir süredir bu olay çok ilgimi çekiyor. yani okyanusun ortasında yaşama psikolojisi, avrupa'dan, amerika'dan, afrika'dan, bütün kıtalardan çok uzakta yaşamanın hissi acaba nasıl bir histir?

haritadaki 1 numara: fiji, 2: hawaii
0
ahm1
(29.01.21)
olağanüstüdür bence de. tüm ömür çekilmez ama kesinlikle birkaç ay ya da bir yıl falan deneyimlemek isterdim.
0
papuayenigine02561
(29.01.21)
çok farklı olamaz.

global dünya.

avrupa ve amerikadan fiziksel olarak uzak olmak hiçbir şeyi değiştirmiyor.

bu ülkelerin kurumsal ve ekonomik dünyalarını yaşıyoruz dünyanın her yerinde.
0
AlsterWasser
(29.01.21)
hocam gecen adini ilk kez duydugum bir ada var. tum ana karalara en uzak noktadaki yermis

ve uzerinde 250-300 kisi yasiyormus. cok izole ama bir sure sonra korkutucu bir sey, en yakin kara parcasina bir haftada falan gidiyorsun, o da gemiyle falan.

tristan da cunha


www.google.com!3m1!1e3!4m5!3m4!1s0x25a3b1a1af6dc9b:0x69ee2d95dc98aedb!8m2!3d-37.1052489!4d-12.2776838

buranin disinda senin de bahsettigin yerler ilk etapta fantastik gelse de biraz sikici yerler sanirim. ama yeni zelanda farkli uzak da olsa kocaman ulke en azindan saglik egitim vs gibi hizmetleri sinirsiz olarak alabilirsin
0
exlibris
(29.01.21)
@exlibris: 300 kişinin yaşadığı yere de gidilmez ya. hem dediğim gibi uzak olmalı, hem de biraz gelişmiş olmalı. min 100 bin kişinin yaşadığı bir yer. fiji var işte. 880 bin kişi yazıyor. hawaii biraz fazla gelişmiş gibi, 1,5 milyon kişi yaşıyormuş. ama oranın da lost avantajı var :)

dediğin yer konum itibariyle çok iyiymiş ama gidip de köye yerleşmek istemem yani :) (yani yaşamak derken, hepsi hayal tabii de)
0
🌸ahm1
(29.01.21)
istanbulda adalarda yaşamanın bile başka ruh hali ve düzeni var. Keza bozcaada gökçeada da öyle, ilginç bir ada hissi mahrumiyet bölgesi hissi yaşanıyor
0
freebird5406_2
(29.01.21)
Ankara'nın göbeğine tam 100 km mesafede bir köyde yaşayıp hayatında hiç kasabaya inmemiş bir kadın görmüştüm,
Köyünden ilk defa askere gitmek için çıkan çok kişi gördüm sonra.
Köyünün okyanus ortasında ya da 3 kıta ortasında olmasının kendisi için bir anlam ifade etmeyecek dünya kadar insan yaşıyor memlekette.
0
Mirket
(29.01.21)
Mahrumiyet hissi arti 1
0
baldur2
(29.01.21)
bence hiç birşey yapamayacaksın zaten en yakın kara 1000 km burada da yapılacaklar belli hissi ile huzur içerisinde yaşanır.
0
duyurukullanıcısı
(29.01.21)
"Ada, hem bağımsızlığın, yani müstakil oluşun sembolüdür, hem de dört bir yanından sınırlı oluşun."
0
denizince
(30.01.21)
(7)

Ailemi Eğitiyorum 1 (YouTube kanalları ve TV'yi lehimize kullanalım!)

hsktr
Her zaman ev hanımlarının bahsettiği bir konu olan "ben iş yaparken oynuyor işte arkada oğlum" muhabbetini faydalı hale getirmek için bir plan yaptım. Oldukça basit bir plan bu. YouTube açabilen televizyonların hepimizin evlerine yayıldığını varsayarak, burada hep beraber ailelerimizin hangi YouTube
Her zaman ev hanımlarının bahsettiği bir konu olan "ben iş yaparken oynuyor işte arkada oğlum" muhabbetini faydalı hale getirmek için bir plan yaptım. Oldukça basit bir plan bu. YouTube açabilen televizyonların hepimizin evlerine yayıldığını varsayarak, burada hep beraber ailelerimizin hangi YouTube kanallarına ve televizyon programlarına maruz kalması gerektiğini belirleyebiliriz.

Benim aklıma ilk celal Şengör'lü İlber Ortaylı'lı teke tek bilimler geldi ama belki bu programlar her ailenin ilgisini çekmez ve bazen kışkırtıcı bile olabilir :p Nitekim alternatif YouTube kanallarını ve programları sürekli sürekli ev camiasına dayatarak belki de kültürel bir kalkınma gerçekleştiririz :)

İşte bu başlık altında aklınıza gelen, özellikle her yaştan aile ferdinin (bu konuda kendinizi lütfen çok kısıtlamayın, ne kadar çok program o kadar iyi) dikkatini cezbedebilecek YouTube kanallarını, TV programı tekrarlarını, ve hatta podcast'leri önermenizi rica ederim. Teşekkürler
0
hsktr
(29.01.21)
standart türk ailesi celal şengör falan dinlemez. yani sen onu koysan önüne kapatır. başka şeye bakar.

ben bu tür kültürel testi standart türk ailesinin çocukları ile olan konuşmalarım sayesinde deniyorum.

insanlar youtube'da ne kadar çöp içerik varsa onu izlemek istiyor. çünkü çöp içerik kafa boşaltıyor. evet belki standart türk ailesi zaten fazla yükleme yapmıyor neyi boşaltıcaksın diyeceksin ama onu bile boşaltmak istiyor.

mesela atıyorum ben günde 100birim bilgi alıyor ve akşam 1-2 saat piano çalarak bu bilgiyi sindirmek istiyorsam

standart türk ailesi bireyleri 3 birim bilgi alıyor ve bunu da dizi olsun, saçma tartışma programı olsun, spor programı olsun, acun olsun atmak istiyor.

yani öncelikle giriş çapını arttırman lazım 3'ten 50'ye ki celal şengör'ün 2 buçuk saatlik yayınını anlayabilecek düzeye gelsinler. daha mevzu orada değil yani sen düşün.

peki bunu nasıl yapıcaksın?

işte burda romantik sosyologlardan ziyade realist sosyologlara ihtiyacımız var. yani kulağa hoş gelen ama türk toplumunda bir işe yaramayan tanımlamaları unutmak gerekiyor.

türk halkının en sevdiği şey nedir?
laf sokmak.

şengör, ortaylı, demirsoy'un falan kahvehane ortamında kullanılabilecek laflarını alıp kolaj yapman gerekıyor ki insanlar bunu kullanabilsinler, kullanabilirlerse merak ederler o zamanda araştırırlar.

o sebeple o iş senin dediğin gibi sadece playlist oluşturarak olacak iş değil.

ali nesin her gün canlı matematik anlatıyor bak bakalım chat e insanlar ne yazıyor?
0
duyurukullanıcısı
(29.01.21)
Tv, youtube veya sosyal medya bu konuda faydadan cok zarar getirir bir seyler ogrenmek ve gelisim icin kitap ve makale okumak faydali olabilir zira akademik konular medyada yer almiyor alsa bile medyanin manipulatif yonu ve reyting amaci oldugunu unutmamak lazim dediginiz gibi surekli medyaya (yazili,gorsel, sosyal) maruz kalip medyanin her turlu manipulasyonuna ugrayan her turlu cop bilgi ve dezenformasyona inanan kitleler mevcut zaten.
0
acebi
(29.01.21)
Ha bu arada celal sengorun havali konusmalari genc nesil arasinda etkili oluyor belli ki ne de olsa topluma aykiri konusanlar cezbedici oluyor ama celal bey kendi alani disinda bir cok konuda tarafli ve dogru soylemiyor ne yazik ki
0
acebi
(29.01.21)
mesela aslı şafak bence bomboş bir insan. direk silerim o playlisti.
0
duyurukullanıcısı
(29.01.21)
ara sıra annem whatsapp resimlerini sil diyor mesela. işte millet whatsapp'tan bir dünya resim göndermiş.

hepsi laf sokmalı özlü söz.
0
duyurukullanıcısı
(29.01.21)
gündem özel programları (youtube)

barış özcan (youtube)

trt belgesel kanalı (youtube)

trt dinle uygulaması

trt 2 kanalı (youtube)

psikolojiyle ilgili: tülay kök (youtube). genelde kadınlara hitap ediyor.



aklıma geldikçe eklerim.
0
evanka
(29.01.21)
Üstün Dökmen'i mesela izletemezsin bizim millete çünkü adam tam senin yarana dokunuyor diğerleri acımasın diye sıvazlıyor.
0
duyurukullanıcısı
(29.01.21)
(16)

Mühendislikte böyle bir terim var mı? bir makineyi bir kere ateşlemek gibi

rewlack
"bir makineyi/cihazı harekete geçirmek için bir kereliğe mahsus bir etki vermek ve daha sonrasında onun kendi kendine çalışmaya devam etmesi" böyle bir eylem var mı? ne denir buna? bu tanımı sistem için de düşünebiliriz.
"bir makineyi/cihazı harekete geçirmek için bir kereliğe mahsus bir etki vermek ve daha sonrasında onun kendi kendine çalışmaya devam etmesi" böyle bir eylem var mı? ne denir buna?

bu tanımı sistem için de düşünebiliriz.
0
rewlack
(29.01.21)
ataletini yenmesi, aşması diyoruz biz.
0
duyurukullanıcısı
(29.01.21)
müyendiz değilim de "ignition" diyesim geldi.
0
kibritsuyu
(29.01.21)
devreye aldık deriz.
0
kanlakarisikyagmur
(29.01.21)
Trigger olabilir?
0
Benyinegulerim
(29.01.21)
(bkz: kickstart)
0
orpheus
(29.01.21)
Valla ben de mezun olduktan sonra havalı havalı şeyler kullanıcaz ümidiyle gittim.

Gördüğüm:

+yapıştır ananiyimioguz/ateşle bakıyım ananiyimioguz.

-oldu mu abi?

+süpersin

Hiç öyle trigger mirigır yok valla pratikte görmedim.

Biri kapılar ardında duysa adımız çıkar maazallah.

Ama soru teknik olarak ne kullanılır ise bana da en mantıklı tetikleme / trigger geldi.
0
ananiyimioguz
(29.01.21)
marş?
0
turbo sadık
(29.01.21)
tahrik deniyor bu olaya (harekete geçirme) ama bunun fiil halini duymadım hiç. tahrik etmek falan gibi. almancada mesela tahrik antrieb, bunun fiil hali antreiben.
0
bohr atom modeli
(29.01.21)
özel bir terim adı yoksa kickstart kullanabilirsiniz
0
nahtoderfahrung
(29.01.21)
gemiciler "çakmak" terimi kullanıyor sanırım bunun için
0
eja
(29.01.21)
Ignition bildiğin set fire tarzı ateşleme. Yani içten yanmalı bir motorun durumundan söz edilmiyorsa ignition olmaz bence.

Kickstart da elle, ayakla sert bir fiziki güç uygulanarak yapılan başlatmaya karşılık geliyor.
0
armagan abanuz
(29.01.21)
İlk hareket (marş motoru ile yapılan) starting?
0
ykyt
(29.01.21)
İngilizcede de bildiğim kadarıyla "drive" denir ve Türkçede "tahrik" anlamına gelir.
0
simderun
(29.01.21)
"ilk hareketi vermek" deniyor bazı yerlerde. makinenin / sistemin tipine göre "çakmak" denebilir ya da "marş" basmak denebilir.
0
co2s2
(29.01.21)
Tahrik mantıklı ya da sinyal gibi bir şeyse tetiklemek olabilir
0
ifo
(29.01.21)
arkadaşlar hepinize teşekkür ederim.

@golgi aygıtı aydınlattı;
aradığım şey; "stirling çevrimi" idi.

eylem de trigger olabilir en yakın.
0
🌸rewlack
(30.01.21)
(5)

türkiyenin son 30 yılı

mg3929
sözlükte ergenekon terör örgütü başlığını görünce aklıma geldi.tarafsız bir şekilde türkiyenin son 30 yılında neler oldu, devletin içinde hangi yapılaşmalar vardı. işte ergenekondur, cemaatlerdir ya da diğer yapılaşmalar vs. bunları nereden okuyup/izleyip öğrenebilirim? bu konularda çok cahil hissed
sözlükte ergenekon terör örgütü başlığını görünce aklıma geldi.
tarafsız bir şekilde türkiyenin son 30 yılında neler oldu, devletin içinde hangi yapılaşmalar vardı. işte ergenekondur, cemaatlerdir ya da diğer yapılaşmalar vs. bunları nereden okuyup/izleyip öğrenebilirim? bu konularda çok cahil hissediyorum ve bunlarla ilgili okumak istiyorum. tavsiyeleriniz için teşekkürler.
0
mg3929
(28.01.21)
Son darbe: 28 şubat youtube.com

Ayrıca 32. Gün arşiv hesabı tam aradığın yer bence.

youtube.com

O dönemlerle ilgili her türlü siyasi ve toplumsal olayla ilgili inanılmaz bir arşivdir..
0
otopsicocugu
(28.01.21)
bu mevzuları 2065'te ölmek üzere olan kişilerle yapılan röportajlardan anca öğrenebilirsin.

daha arşivler yeni yeni açılıyor düşün.
0
duyurukullanıcısı
(28.01.21)
32. Günü biliyorum, izliyorum da arada.

@duyurukullanıcısı tam olarak arkasında ne var demiyorum, neler oldu neler yaşandı tarihsel süreç yani
0
🌸mg3929
(28.01.21)
fetö konusu için doksanlarda yazılmış neci hablemitoğlu - köstebek'i öneririm özellikle. zaten adamı öldürmüşler kitabı yazdıktan sonra. özellikle fetö tehdidini akp bağlamından uzakta incelemek için çok faydalı bir kitap.

onun dışında güncel olaylar için de metastaz 1-2 serisi bence başarılı.
0
roket adam
(28.01.21)
İletişim, Doğan Kitap'ın yakın tarih kitaplarına bakabilirsiniz. Araştırmacı ve yetkin gazetecilerin araştırma kitaplarından güvendiğiniz isimleri seçebilirsiniz. Çiğdem Toker, Murat Yetkin, Gökçer Tahincoğlu, Timur Soykan gibi
iletisim.com.tr
www.sozcukitabevi.com
www.dogankitap.com.tr
0
kaset
(29.01.21)
(2)

Whatsap'dan mkv uzantılı video göndermek

put it in your appropriate place
Blender 3d'den bir animasyon yaptım. Ekran alıntısı gördüğünüz gibi gidiyor. Bunu nasıl normal gönderebilirim? Bazı telefonlarda açılmıyor çünkü, mkv. Göndereceğim kişi, hoşlandığım biri. Geçen kendisinden direkt fikir almıştım ama animasyon filan hiç dememiştim. Yaptığı fikri sadece resim olarak at
Blender 3d'den bir animasyon yaptım. Ekran alıntısı gördüğünüz gibi gidiyor. Bunu nasıl normal gönderebilirim? Bazı telefonlarda açılmıyor çünkü, mkv.

Göndereceğim kişi, hoşlandığım biri. Geçen kendisinden direkt fikir almıştım ama animasyon filan hiç dememiştim. Yaptığı fikri sadece resim olarak atmıştım. Şimdi animasyona koydum. Dolasıyla niyetim sohbet açmak. Kısaca normal düz video nasıl gönderebilirim?
0
put it in your appropriate place
(28.01.21)
mp4 olarak kaydetmen lazım.

blender output ayarlarında var mp4. encoding'den mpeg-4'ü seçeceksin.
0
duyurukullanıcısı
(28.01.21)
Yutuba yükle gizli link olarak
0
freebird5406_2
(28.01.21)
(7)

SAP kullanan şirketler neden Fiori,Hybris gibi şeylere gereksiz para ödüyor

ananiyimioguz
Geçen SAP yazılımcısı bir arkadaşla bu konuyu konuştuk, anlam veremedik.Bir şirketiniz var ve ihtiyacınız doğrultusunda SAP kullanıyorsunuz diyelim data yönetimi için. ERP yazılımları arasında sektörde öncü zaten ona eyvallah da, ona tonla para öderken bir de ara yüz için neden SAP ürünleri kullanıp
Geçen SAP yazılımcısı bir arkadaşla bu konuyu konuştuk, anlam veremedik.

Bir şirketiniz var ve ihtiyacınız doğrultusunda SAP kullanıyorsunuz diyelim data yönetimi için. ERP yazılımları arasında sektörde öncü zaten ona eyvallah da, ona tonla para öderken bir de ara yüz için neden SAP ürünleri kullanıp tekrardan fazla fazla lisans paraları ödüyorlar? Danışmanlık şirketleri ellerinde başka bir şey olmadığı için onları kakalıyorlar da o yüzden mi, zorunluluktan mı yani.

Çünkü Hybris, Fiori de SAP backhand ile haberleşip al ver yapıyor, lisans ücreti olmayan herhangi bir fronted yazılım da aynı şeyi yapacak.

Sap ürünleri yerine atıyorum sadece bir yazılımcı çalıştırıp react ile web sayfası geliştirseler veya mobil için flutter kullansalar hem daha işlevsel ihtiyaca yönelik bir şey çıkar, hem görsel açıdan daha doygun görünür.

Sebebi nedir sadece 1 yazılımcıya para vermek yerine hem yazılımcıya hem de lisans ücretlerine para vermenin?

Bizim aramızda konuşurken bilmediğimiz, ama sap ürünleri kullanıldığında çok şeyin fark ettiği bir takım hususlar mı var?
0
ananiyimioguz
(28.01.21)
danışmanlıkta main itemlerden para kazanamazsın mesela sap, microsoft365, infor gibi.

bu temel itemlerin fiyatı bellidir. senin vereceğin danışmanlık ücreti de bellidir. yani kazanılacak karlar bellidir.

o sebeple para kazabilmek için yanında bundle ürün koyman gerekir. belki %20 performansla kullanıcak ama olsun adam zaten kesenin ağzını açmış fırsat bu fırsat diye artık yerli, yabancı verirsin malları.

bu 2. 3. parti yazılımlardan %50 yakın para kazanıyorsun ki cidden inanılmaz.
0
duyurukullanıcısı
(28.01.21)
Hahah :) Evet hizmeti veren firma için avantajlı tabii ki ama alan firma neden maliyeti düşünmüyor ve yönelmiyor başka şeylere, bilgisi mi olmuyor acaba alternatifler hakkında. Oradaki mantığı anlayamadık.
0
🌸ananiyimioguz
(28.01.21)
türk yönetici kafası kişi ile anlaşır ürün ile değil.

yani sen istediğin kadar sap'nin teknik özelliklerini anlat türk yönetici dinlemez o dk'nın referanslarına bakar, kıyafetine bakar, saati kaç para ona bakar arabası en kötü bi a4 olsun ona bakar.

ondan sonra dk ne derse alır. 100k usd yerine 150k usd olsun zaten kafasına göre bir bütçe belirlemiştir. onu aşmasa yeter.

sap extreme bir örnek ama sen atıyorum başka bir legacy yazılımının sadece isim olsun diye başlangıç paketini ver sonra yerli firmalardan bundle yap adama paket olarak ver sesini çıkarmaz. referans + a6 + pahalı saat + pahalı ofis varsa.
0
duyurukullanıcısı
(28.01.21)
-Çünkü işten anlamıyorlar, herkes yazılımcı değil

-Sap markasına güveniyorlar, birşey olursa teknik destek hazır modundalar

-Danışman şirketler mutlaka alınmalı olmazsa olmaz şeklinde pazarlıyor o programları

-IT yöneticisi konumunda olan ve yazılımdan anlayanlar ise çoğunlukla sorumluluk almak istemiyor. In-house yazılım ya da 3rd party ücretsiz yazılım bir sorun çıkarması durumunda suçu atacak kimse yok. Ama arada SAP olunca gözler direkt SAP ye dönüyor.

-SAP kullanan şirketler zaten belli bir büyüklüğün üstündedir, o büyüklükte şirketlerde işlerin durması o lisansa vereceğin paradan kat ve kat fazlasını götürür, bu tarz bir durumda bakınız bir önceki madde. Zaten kimse kendi cebinden çıkarıp vermiyor, hal böyle olunca bu işin standardı budur SAP kullanacaksan bu masraf katlanacaksın modu oluyor( Hamama giren terler hesabı)
0
zikardo
(28.01.21)
Çünkü sokaktan getirdiğin yazılımcı Ahmetin de, yazdığı kendi frontendin de ciddiye alınır bi yanı olmadığı için fioriye hybrise para veriliyor. Lisans parasının yanında karşısında muhattap da alıyor. Danışmanlık hizmeti sorun çözmek değildir, aynı zamanda uygun şekilde şirketin ihtiyaçları doğrultusunda doğru çözüme götürmektir. Ayrıca türkiyede projeler inanılmaz hızlı ilerliyor herkes işim hemen bitsin diyor o yüzden basıyor parayı. Yurtdışında 1 senede yapılan yazılım projesi bizim ülkede allaha emanet 3 ayda bitsin isteniyor. Öyle olunca paket çözüm alınıyor. sap yazılımcısı arkadaşın neden fiori ve hybris alıyolar anlam veremiyorum diyorsa ona mesleğinde başarılar dilerim.
0
nahtoderfahrung
(28.01.21)
Aynı toplantıda çalıştığı danışmanlık firmasında manager seviyesinde, sap ve fronted geçmişi olan bir developer da vardı o da dedi aslında benim şirketim olsa tercih etmezdim diye. Çünkü koskoca hizmet diye deli paralara sattıkları yazılımları ben ihtiyaca göre firmalara yazıp veriyorum çok çok daha az maliyetle diyor. İster web ister mobilden kullanıyorlar diyor. Analizse analiz, grafikse grafik hepsi yapılıyor zaten. Gerisi input ve al-verler.

Daha kompleks başka bir hizmet olsa tercihlerine çok şaşırmam ancak hybris ve fiori neredeyse yoldan geçen bir mid-level veya senior bir yazılımcının kendi imkanlarıyla yazacağı bir arayüzden daha ek bir şey yapmıyor anladığım kadarıyla.

Kaldı ki ben junior bir mobil yazılımcıyım. 1000 kişilik bir firmada çalışıyorum. Sap kullanıyorlar. Mobil cihaz kullanan tüm mavi yakalar için birçok ekran yazıp çıkardım tek başıma ve ben bunu 3-5 bin lira maaşla yapıyorum. Ekranları 300 kişi kullanıyor. Ne istedilerse de verdim şimdiye kadar react-native ile android uygulama geliştirerek. Kadrodayım zaten hesap verecek olan da benim, neden muhatap bulamasın ki?

React de öğrenmeye başladım, yakında web için de ihtiyaçları gideririm. İleride bana ödeyecekleri tutar hadi olsun olsun 7 olsun 12 olsun.

Sadece şu kısım mantıklı geldi dediklerinizden; bizim geliştirme için vaktimiz var ve yapıyoruz ama firmalar hızlı paket çözümler isteyebilirler. Bu gibi durumlar için satın alsınlar ama firmalara kesilen faturaları duydukça hala çok saçma geliyor ama millet deli kazanıyor ki koymuyor herhalde..
0
🌸ananiyimioguz
(28.01.21)
Senin kendine ve şirketine güvenin tam anlıyorum da ben sana güvenmiyorum, o yüzden fazla para veriyorum.
SAP alabilecek kapasitedeki şirketlerin SAP'ye verdikleri parayı çok düşündüklerini sanmıyorum, geçiş süreci baş ağrısı yarattığı için mümkün olduğunca kısa tutmak adına paket ürünler alınıyor.
Danışmanlık firmaları da bundan ayrıca para kazandıkları için tabiki de SAP çözümlerine yönlendirecekler, ayrıca 3.parti yazılımların SAP ile entegrasyonu muazzam baş ağrısı yaratıyor, herkes kendi doğrusunu karşıya yedirmeye çalışıyor böyle olunca işler yürümüyor uzuyor ve bizle alakalı olmadığı halde bizle sorun yaşıyor.
3. parti çözümü sen yazdın ben senle çalışmak istemediğim zaman ne olacak? Fiori ve Hybris danışmanlığı alınacak alternatif birden çok firma var sen bana zorluk çıkarırsan yol verir B firmasıyla çalışırım.
Şuan sana bunları yazarken bile bir 3. parti entegrasyon yapacak bir yazılım şirketindeki adamlara laf anlatmaya çalışıyorum hala işi bana itelemeye çalışıyorlar.
0
nahtoderfahrung
(28.01.21)
(3)

1 tl'ye mal edilip 60 kuruşa satılamayan patatesler

avatar is back
demin şöyle bir haber okudum ; https://twitter.com/vaziyetcomtr/status/1354393557893832704bunlar peki neden pazarda markette satılmıyor? 3 değil 5 değil hep görür oldum bu haberi. olayı ne bunun?
demin şöyle bir haber okudum ;

twitter.com

bunlar peki neden pazarda markette satılmıyor? 3 değil 5 değil hep görür oldum bu haberi. olayı ne bunun?
0
avatar is back
(27.01.21)
çünkü türkiye'de micro tedarik yok. yani 100kg alayım dobloya atayım marketlere satayım diye bir şey yok. gelişmemiş.

herkes toptancının gelip 100 ton patates alamasını bekliyor.

devlet patates ithalatına izin veriyor. toptancı gidip çin'den alıyor 500 ton. halde satıyor.

geçmiş olsun.
0
duyurukullanıcısı
(27.01.21)
Dobloya atıp marketlere satılmaya kalkılırsa kayıt ve denetim dışı olur söz konusu durum ancak geri kalmış ülkelerde olan bir şey. Bizdeki asıl sıkıntı aracıların olması ve çiftcilerin yeteri kadar kooperatifleşmemesi. Bir diğer konu tarım ürünlerinin ithal edilmesi (buğday, saman, ceviz, et vs.) bir ekonomi için kötü değil tam tersine olumlu bir şeydir ayrıca üreticiye zarar vermez sadece fiyatları dengede tutar halk ekonomi bilmediği için ekşide, sosyal medyada yalan yanlış bilgiler var.
0
acebi
(27.01.21)
(3)

Şahıs şirketi kuracağız

işimdeyim gücümdeyim
Kardeşimin adına kurmak istiyoruz ama aklımıza takılan şeyler var. Bilen varsa çok makbule geçer.1 - kardeşim bir yerde maaşlı olarak çalışıyor. Şirket kurmuş olması işyeri açısından sorun teşkil eder mi? İzin almalı mı veya bildirim yapmalı mı?2 - kendisinin sgk'sı doğal olarak ödeniyor. Bu yüzden
Kardeşimin adına kurmak istiyoruz ama aklımıza takılan şeyler var. Bilen varsa çok makbule geçer.

1 - kardeşim bir yerde maaşlı olarak çalışıyor. Şirket kurmuş olması işyeri açısından sorun teşkil eder mi? İzin almalı mı veya bildirim yapmalı mı?

2 - kendisinin sgk'sı doğal olarak ödeniyor. Bu yüzden Bağkur ödemeyeceğiz diye biliyorum. Yarın işten çıkarsa bizim kız bağkur borcu birikmeye başlar ödenmezse değil mi? Bu ona ileride sorun olarak döner mi?

3 - bana ait evde oturuyor. evi adres gösterebilir mi? illa ki kendisinden kira mı almam lazım stopaj için?

4 - şahıs şirketi kurunca ne satacağı, ne hizmet vereceği sınırlı mı? mesela yazılım, tasarım işleri yapacağız, kendisinin yazılım konusunda bir diploması yok bu sorun mudur?

5 - sgk'lı olduğu için genç girişimci katkısından yararlanamaz değil mi? kendisi 22 yaşında.

teşekkürler şimdiden.
0
işimdeyim gücümdeyim
(27.01.21)
1- iş sözleşmesinde yazıyorsa eder yoksa etmez. patron sorun çıkarmaz ise etmez.

2- bağkur ödemiyorsunuz sgk devam ama bir şekilde sgk kesilirse 15 gün içerisinde bağkur a geçmek zorundasınız. evet ondan sonra bağkur birikir. ödemelere bakın.

3- kira sözleşmesi şart. yoklamaya gelicekler. odada fazla eşya olmasın.

4- nace kodu yazdırıyorsun. ne satacaksan onu yazdırmak zorundasın. sen yine danışmanlık da yazdır. sıkışırsan danışmanlık kesersin.

5- no idea.
0
duyurukullanıcısı
(27.01.21)
+1 @duyurukullanicisi
0
ifo
(27.01.21)
1. İş sözleşmesini okuyun önce işe girerken imzaladığı, bir kopya da kendinde olmalı.
2. İşten çıkarsa nur topu gibi bir borç birikmeye başlar, buraya dikkat.
3. Evet stopaj ödeyecek kendi adına değilse tapu tamamen, ihtimal sanal ofis de olabilir, ya da cüzi bir miktarda tutabilirsiniz kirayı.
4. Eskiden bu daha sıkıntılıymış ama şuan şahıs şirketine de kod ekletebiliyorsunuz, onu muhasebeciye sorarsınız, evet muhasebeciniz olmak zorunda.
5. Daha önce şirket kurmadıysa genç girişimci teşvikinden yararlanır(daha önce sigortalı çalışmış olmak buna engel değil ama halihazırda çalışırken nasıl ondan emin değilim) evet ama bir yıl sgk ödemiyorsunuz(sgknızı sizin yerinize devlet ödüyor, yani sgk başlıyor) bu teşvikle, ilk üç yıl 70.000 tlye kadar da gelir vergisi ödemiyorsunuz. Kalan tüm ödemelere devam. Yani yerinizde olasam kardeşinizin işten çıkma/çıkarılma durumu varsa biraz bekler bu sgk ödememe durumunu fırsata çeviririm. Yoksa bu hakkınız bir işe yaramayacak diye anlıyorum.
0
kullanıcıadımbuolsun
(27.01.21)
(7)

Kendi ülkenizi kurdunuz! Milli marşınız ne olurdu?

hsktr
Sb
Sb
0
hsktr
(27.01.21)
Ne olurdu derken? Şiir olarak mı müzik olarak mı tarz olarak mı ne demek istediğin anlaşılmıyor.
0
1bir1bir1
(27.01.21)
Mansur Ark - gazla gitsin
0
allah yazdiysa bozsun
(27.01.21)
sallama dünyayı keyfine bak
bir taş üstüne taş koy da öyle yat
durgun suya ilişme azgın nehre dal
varoluşun sebebini bulda öyle ebedi uykuya dal
0
duyurukullanıcısı
(27.01.21)
marş dediğin 4/4'lük olmalı malum. o yüzden ferdi özbeğen, eskimeyen dost diyorum.

o olmadı radiohead'in lucky'si
0
mermize
(27.01.21)
Hits from the bong
0
eazy
(27.01.21)
spoti haftalık keşf
www.spotify.com
0
esref
(27.01.21)
neymis
(28.01.21)
(1)

Türk Telekom pilot vb. (girişimciye destek programları)

tchuck
türkiye içinde neler var acaba?yani gelip 500bin yatırıp hisse almak yerine; "sana ofis sağlarım, sana AWS üstünden 2 senelik kredi açarım" vs. gibi daha ufak ama işletmeyi kurtaracak desteklerde bulunan, yatırımcılarla tanıştıran bu tür başka programlar var mıdır?
türkiye içinde neler var acaba?
yani gelip 500bin yatırıp hisse almak yerine; "sana ofis sağlarım, sana AWS üstünden 2 senelik kredi açarım" vs. gibi daha ufak ama işletmeyi kurtaracak desteklerde bulunan, yatırımcılarla tanıştıran bu tür başka programlar var mıdır?
0
tchuck
(26.01.21)
teknoparkların yarışmalarına girersen oradan ofis alırsın.

bedava servis sağlayıcı hiç görmedim. bir keresinde bir yatırımcıya gitmiştim destek amaçlı bana server vermeyi kabul etmişti. destek falan işte anca.

bir de ben özel sektörün yaptığı hiç bir yarışma, fonlamaya güvenmiyorum. hepsi önceden belli.
0
duyurukullanıcısı
(26.01.21)
(6)

marka tescil

duyurukullanıcısı
şimdi bir marka ismi var domaini bende hatta sosyal medya hesapları da bende ama marka tescili yapılmış yani adam markayı boşlamış bir aksiyonu da yok zaten.Marka İlan Bülten Tarihi_ 12.09.2011Koruma Tarihi_ 27.02.2011Başvuru Tarihi_ 27.02.2011Tescil Tarihi_ 05.06.
şimdi bir marka ismi var domaini bende hatta sosyal medya hesapları da bende ama marka tescili yapılmış yani adam markayı boşlamış bir aksiyonu da yok zaten.

Marka İlan Bülten Tarihi_ 12.09.2011
Koruma Tarihi_ 27.02.2011
Başvuru Tarihi_ 27.02.2011
Tescil Tarihi_ 05.06.2012

ben şimdi ne zaman markayı kendi üstüme almak için gidebilirim?
0
duyurukullanıcısı
(26.01.21)
2022 yılının Haziran 5. gününa kadar tescilli, bundan sonra bi 6 ay daha cezasını ödeyip markaya devam edebilir sahibi.

10 yıl + 6 ay süre geçtikten sonra boşa çıkıyordu değişmediyse.
0
John Bloor
(26.01.21)
markayı kullanmama markayı iptal sebebidir. dava açılabilir avukat vasıtasıyla vs. ama ne kadar sürer bilmiyorum 2022 hazirandan önce biter mi mesela :)
0
yeahbutso
(26.01.21)
sınıflar tam benim kullanmak istediğim sınıflar :(
0
🌸duyurukullanıcısı
(26.01.21)
Koruma süresi tescil tarihinden değil, başvuru tarihinden itibaren işlemeye başlar. Yani 27.02.2021’de bitiyor, az kalmış. Koruma süresinin sona erdiği tarihten itibaren altı ay içinde de ek ücret ödeyip, yenileme talep edebilirler ama markayı hiç kullanmıyorlarsa büyük ihtimal yenileme talep etmezler.
0
miranda
(26.01.21)
@miranda

yani 2021 9.ayda ben başvuru yapabilir miyim?
0
🌸duyurukullanıcısı
(26.01.21)
yaparsınız, koruma süresi geçtikten sonra marka, “müddet” olarak gözükür zaten.
0
miranda
(26.01.21)
(4)

KOSGEB desteği

tchuck
2 senedir limited şirketim var. yazılım işleri yapıyorum, bir de eticaret sitem var ordan da satış yapıyorum.neyse, kenarda parası pulu olan insanlar olmadığımız için; ben ne zaman "yav bi yazılımcı iki yazılımcı daha aalyım. elimdeki bazı projeleri büyüteyim. iyi müşterilerim de var, daha çok iş al
2 senedir limited şirketim var. yazılım işleri yapıyorum, bir de eticaret sitem var ordan da satış yapıyorum.

neyse, kenarda parası pulu olan insanlar olmadığımız için; ben ne zaman "yav bi yazılımcı iki yazılımcı daha aalyım. elimdeki bazı projeleri büyüteyim. iyi müşterilerim de var, daha çok iş alırım vs." desem, bu işi kotaramıyorum. çünkü yani kenarda parası olmyan insan için 100bin 150binlik yatırımlar yapmak çok büyük risk oluyor.

sadede gelecek olursak; devletin, kosgeb'in vs. bir desteği var mıdır? "işimi büyütme kredisi" falan gibi, ödeme koşulları yumuşak, belki ilk 5-6 ay ödemesiz falan kredileri.

varsa ben bunları nasıl araştırıp öğrenebilirim? sitesinden bakıyorum ama çerçeveler çok belirsiz. belli ki bu işlerde tecrübeli birinin yönlendirmesi gerekiyor. ama usulü nedir ne değildir bilemiyorum işte.
0
tchuck
(26.01.21)
arge çağrılarına dijitalleştirme çağrılarına kobigellere başvurabilirsin.

ben geçen aldım ama %20 desteklendi hibe olarak onu da kullansam mı bilemedim.

yani öyle aman aman bir şey yok. tübitak'a 1501/1507 vs. bakabilirsin.
0
duyurukullanıcısı
(26.01.21)
KOSGEB çok bilmiyorum ama @duyurukullanıcısı +1, tübitak bakın. Tübitak'ın çok basit bir filtresi var, onu geçecek bir proje oluşturuyorsunuz, hibeyi alıyorsunuz (bu sene 200 bin tl). Sonra o projeyi 1-2 ayda bitirip kenara koyup işinize bakıyorsunuz.

Pek etik değil ama herkes böyle yapıyor :/
0
plutongezegendegilmi
(26.01.21)
devlet kesinlikle sana para verip al harca demez, sen harcarsın sonra talep edersin. bazen bu harcamanın ön onayı vardır bunun için proje filan gerekir.

yabancı dil mobil uygulama geliştirme ihtimalin varsa benimle iletişim kurabilirsin, bir çözümüm var tabi yine harcıyorsun öyle talep ediyorsun.
0
yeahbutso
(26.01.21)
Kosgeb ilk işletmeni kurarken destek veriyor eğer değişmediyse. Onun için de önce kosgeb eğitimini alıyorsun, sertifikayı aldıktan sonra işi kuruyorsun, işletmeye başlıyorsun.

Sonra kosgeb'e gidip "ben işi kurdum" diyorsun. Adamlar da gelip bakıyor. Ne kadar masraf yaptıysan belli bir limite kadar hibe veriyor.

Ama orada da çok sıkılar. Yani bilgisayar aldın mesela, 15000 TL verdin, 10000 TL'lik makineyi niye almadın da bunu aldın diye soruyor sana.

Atıyorum adam dürümcü açmış dükkana gitmiş 20bin liralık smart tv alıp şirkete fatura etmiş "müşteri izler" diye. Onu ödemeyebiliyor mesela.

İşle doğrudan alakalı harcamalarını uygun görürse destekliyorlar.
0
anten
(26.01.21)
(35)

Türkiye’nin Avrupa’ya göre avantajları

garavel
İklim vs doğal sebepler değil bahsettiğim, sosyal çevre, ailenin yakın olması vs de değil. Mesela iş yapma kolaylığı, bankacılığın biraz daha gelişmiş olması, e- devlet’in orada pek alternatifinin olmaması ( sanırım ). Konut sahibi olmada biraz daha rahat bir de sanırım ( yüksek birim maaşlar, ayni
İklim vs doğal sebepler değil bahsettiğim, sosyal çevre, ailenin yakın olması vs de değil. Mesela iş yapma kolaylığı, bankacılığın biraz daha gelişmiş olması, e- devlet’in orada pek alternatifinin olmaması ( sanırım ). Konut sahibi olmada biraz daha rahat bir de sanırım ( yüksek birim maaşlar, ayni birim ev fiyatlarından dolayı )

Sizin aklınıza gelenler neler?

almanya, hollanda, ingiltere, fransa baz alınabilir.
0
garavel
(25.01.21)
vergiden kaçınma imkanlarının fazlalığı olabilir
0
roket adam
(25.01.21)
Torrent kullanma imkanı
0
freebird5406_2
(25.01.21)
yazmışsınız zaten bankacılık diye. ben de spesifik bir şey yazayım.

kredi kartı ya da genel olarak her yerde kart kullanabiliyor olmak.

kanser ediyor avrupada nakit muhabbeti.
0
AlsterWasser
(25.01.21)
aklıma giyim kuşamın daha ucuz olması geldi, istediğiniz şeyse tabii.
0
candide
(25.01.21)
issizlik asiri yuksek ve asgari ucret asiri dusuk oldugu icin hizmet isleri ucuz.
0
hot potato
(25.01.21)
@alster bu tuhaf mesela, hangi ülke için bu söylediğiniz acaba ? ben genelde özellikle son dönemde sadece kart ile alışveriş gördüm hep, öncesinde de kart çoğunluktaydı sanki.
0
🌸garavel
(25.01.21)
Aslında say say bitmez. 1. Vergiler düşük ve esnaf gelir vergisinden muaf 2. Online eğitimde başarılıyız. AÖF sisteminde Anadolu AÖF dünyada ikinci sırada 3. edevlet uygulamalarında başarılıyız hans'ın hala kağıt kalemle yaptığı günlerce süren bürokratik işlemleri Mehmet edevletten bir kaç dakikada halledebiliyor. 4. İnternet bankacılığı 5. Geniş ve yeni otoyollar avrupada bizdeki kadar yaygın değil 6. Avrupanın en büyük avmleri bizde zorlu center bu konuda Türkiye'nin yüz akı. 7. İş yapma ve iş yeri açma bizde daha kolay ve bürokrasi daha az ayrıca teşvikler ve hibeler var 8. Devlet dönem dönem vergi ve kredi yapılandırması getirip mükelleflere ödeme kolaylığı sağlıyor 9. Ticari taksiler çok ucuz toplumun her kesimi kullanabiliyor 10. Çalışıp krediyle ev sahibi olma süresi avrupadan çok daha kısa
0
acebi
(25.01.21)
@garavel yazdıklarım corona öncesi tabi :..) tabi tüm avrupayı genellemek ahmaklık olur. örneğin izlandada tam tersi kart her yerde geçiyor her miktara kadar.

marketler dışında çoğu dükkan tarzı işletmede özellike yeme-içme vb. durumlarda belli bir miktara kadar nakit sonrasında kart daha yaygın.

en azından ben çok denk geldim. tabii azalıyordur haliye. bankacalılık hizmetleri geriden geliyor resmen. daha bir kaç sene öncesinde kadar manuel şifre kağıdı veriyordu deutsche bank internet bankacılığında.. daha yeni yeni geçtiler yeni sistemlere.
0
AlsterWasser
(25.01.21)
En başta sağlık sistemi gelir zannımca
0
but that was just a dream
(25.01.21)
1- Turkiye'de ustalik cok ucuz. Muslukcu, boyaci, catici, dogalgaz tesisatcisi, elektrikci cagirdin mi battin demektir Avrupa'da, sayi olarak da azlar ha bos gununu denk getireceksin falan buyuk basagrisi. Terzi, kuru temizleme, bakim, tamirat pahali keza. Yenisi alsaydim daha iyiydi durumlari oluyor.
2- Hizmet sektoru. Resepsiyonist, garson, satis elemani bizim Turklerin kiymetini bilmemiz gerekiyor kesinlikle. Avrupadakiler hep artist. Adam kendini benle mi karsilastiriyor napiyor? Olum sen hizmet sektorundesin illa Rothschild ailesinden mi olmam lazim iyi bir hizmet alabilmek icin.
0
neck_and_neck
(25.01.21)
Emek ucuz, patronlar için güzel ülke.
0
alfred
(25.01.21)
insanların daha çözüm odaklı olması. en suratsız memura bile "abi be, işim çok zor zaten bak böyle böyle benim işi bi hallediversen" desen adam yapabiliyorsa yapar yapamıyorsa yol gösterir hiç yoktan. avrupa'da bi yönerge vardır onun dışına hayatta çıkmazlar deli ederler. adama mesai sonrası sorsan bu konuyu "he valla ne saçma iş helelelülele" der ama mesaide hiçbir riski olmasa da bütün inisiyatif onda olsa da o işini yapmaz.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(25.01.21)
avrupa çok geniş bir tanım. bulgaristan da avrupa, norveç de avrupa. bu arada yazılanların neredeyse tamamını avrupalı ortalama biri bir dezavantaj olarak görür.

örneğin:

@acebi'nin dediği aöf sistemi bir avantaj mı dezavantaj mı bilemedim. örneğin aöf mezunu bir insan almanya'da yüksek lisans yapamıyor. genelde kabul etmiyorlar. yani aöf ciddiye alınmıyor pek. yoksa avrupa'nın yapmak isteyip de yapamadığı bir şey değil. eğitim kalitesini düşürdüğünden olabilir.

@proletarier'in dediği için de geçerli olabilir. avrupa'da bir standart vardır, herkes bu standarda uygun iş yapmak zorundadır. sen müşteri olarak onlar hizmeti sağlayan olarak uyar. dolayısıyla herkes aynı muameleyi görür. hataya veya kayırmaya yer olmaz.
0
Sour
(25.01.21)
@Sour, böyle düşününce doğru ama şöyle açayım. Kurumlar hantaldır, gelişmeye kapalıdır. Bu kurumları gelişmeye zorlanması gerekir. Ortada çağ dışı-geçerliliğini yitirmiş bir prosedür varsa ve herkes buna uymaya devam ederse o süreç herkes için eziyet olmaya devam eder hasbelkader yetkili bir abinin gözüne batana kadar. Kuralları zararsızca esneten kişiler olması bu tür durumları yetkililerin gözünün önüne daha çabuk getirir. Kurumları gelişmeye zorlar yani.

Benim fikrim bu tabii böyle sanki değişmez bir gerçek gibi yazdım ama düşüncelerimi yazdım sadece.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(25.01.21)
@Sour avrupadan kasit bati avrupa ulkeleri bulgaristan moldova romanya degil tabii ki. Ikincisi AOF mezunuyla orgun mezunu ayni haklara sahipler hic bir fark yok ve dunya genelinde yuksek lisans yapabiliyorlar. AOF sistemi egitim kalitesini dusurmez firsat esitligi saglar yoksa AOF te muhendislik, tip veya mimarlik egitimi verilmiyor isletme veya kamu yonetimi egitimi vermek icin orgun fakulte kurmaya gerek yok. Ayrica avrupada da AOF var ve dunyada en basarilisi ingilterede.
0
acebi
(25.01.21)
Yok.

Online bankacılıkta şimdiye dek yapamadığım tek şey ev kredisi için birikim hesabını açamamaktı. Açmak için gereken randevuyu da online aldım.

Oturma izni başvurusundan kütüphane kartına, şahıs şirketi açmaktan reçeteli ilaç almaya kadar her şey online.

İki yılım dolmak üzere. Banka hesabımı açtıktan sonra nakit kullandığım tek yer Türkiye elçiliğiydi. Masamda hala elçilikte lazım olduğu için çektiğim paranın kalanı duruyor.

Vergi meselesinin az gibi görünmesi dolaylı vergilerin çokluğundan, kimsenin vergi bilinci olmamasından ve vergi kaçırmanın çok kolay olmasından dolayı. Finlandiya'da
ve Türkiye'de ödediğim gelir vergisi %25 (Edit: Tekrar düşündüm de sanırım Türkiye'de ödediğim gelir vergisi daha yüksek olabilir.) Dolaylı vergisiyle, ödediğim paranın karşılığını alamamamla, otuyla bokuyla Türkiye'de daha fazla vergi ödüyordum.

Türkiye'de düzgün bir semtte düzgün bir evi aileden ve eşten destek almadan alabilmek neredeyse imkansız. 2010 yılında Beylikdüzü'ndeki evler için 150 bin lira peşinat istiyorlardı. 4-5 sene önce Dereboyu caddesindeki saçmasapan bir evi 950 bin liraya satmışlardı. Burada tek başıma 10-12 ayda ofise 30-40 dakika mesafede bir ev için gereken mortgage'ın peşinatını biriktirebildim (Bir sırt çantası ve bavulla ülkeye girip her şeyi sıfırdan düzmeme rağmen.) Tek dezavantaj şehir merkezlerindeki ortalama ev büyüklüğünün Avrupa'da Türkiye'ye oranla daha küçük olması.

Türkiye'de musluk falan filan için bir sürü para döküp bir ay sonra tekrar çağırmak zorunda kaldığım 'usta'ların yerine buradaki işini yavaş ama düzgün yapanları tercih ederim.

Türkiye siyasi iradeye yanlarım, her türlü memuru siyasi networküm ve paramla satın alırım, işçiyi sömürür kısa yoldan köşeyi dönerim kafası için cennet gibi bir ülke.
0
bruce mclaren
(25.01.21)
Maasli calismiyorsan Türkiye daha güzel.
Istedigin an kov, istedigin gibi mobbing yap, istedigin gibi süresiz izine çıkar, sigortasini asgariden yatir, haftada 50 saat calistir ayni maasi ver, haftasonu ara, mesai sonrasi ara, tatilde ara. Cok mu vergi veriyorsun? Araba al sirkete vergiyle ode. Vergi borcun mu var? Odeme, af bekle vs vs

Onun dışında servis isleri ucuz; restoran vs ucuz, muslukcu vs isleri ucuz. Çünkü herkes cani istediği gibi bu islerde çalıştigi icin bir sürü var. Haliyle uc kuruşa düşüyor iscilik. Aynisi restoran islerinde de geçerli.

Onun dışında caninin Türkiye'de paran varsa caninin istedigi her şeyi yaparsin. Gece canin dondurma mi istedi? Kebap mi istiyorsun? Peki özel profesör doktor randevusu ? Hepsini parayi basarak yapabilirsin ama gelismis Avrupa ülkelerinde yapamazsin. En azından öyle 1000lira verdim randevuyu aldım falan yok buralarda. Özel hastane yok zaten.

Herhangi bir yerde tanıdığın varsa is halledersin. Devlet dairesi, polis, yargıç, savci. Zenginsen bütün bu sistemi alt edersin zaten, sistem seni korumak icin var.

Edevlet, kredi ve kart almanin olağanüstü gereksiz hizliligi (o yüzden yer gök kredi ve kredi kartı borcu), kiyafet/ayakkabi/deri ürünleri ucuz olmasi.

Eğitim sistemini ovecek durumda değilim. Ülkede yer gök üniversite mezunu kasiyer/fabrikada isci dolu ama bir tane aklı başında elektrikci, muslukcu bulmak imkansiz. Bunlari hiç egitmeyip herkesi üniversite mezunu yapman süper bir şey.
0
logisticsmanager
(25.01.21)
tüm dünyaya göre avantajı, eğitim araştırma hastanesinde tedavi oluyorsun, ödediğin ücret 7 tl, reçetenin yüzde seksenini ssk ödüyor(yani hepimiz), muayene eden uzman hekim, isviçrenin en baba hekimleri kalitesinde, belki daha iyi, bak sıfır mübalağa! aman nazar değmesin
ek: özetle bu konuda güncel tabirle tam bir sosyal devlet. amerikada donuna kadar alırlar, avrupada doktor bulamazsın sade vatandaşsan.
0
esref
(26.01.21)
gerçekten merak ediyorum e-devlet gibi çok kapsamlı bir site var mı mesela avrupa ülkelerinin herhangi birinde ? ya da e-nabız vs.


@bruce ev konusunda ben hep türkiye'nin daha basit olduğunu düşünüyorum. ev bi kere bol çünkü. avrupada o durum yok.
0
🌸garavel
(26.01.21)
TR'nin ALmanyaya gore avantajlari:

- Burokrasi daha az.
- Kurallari esnetmek cok daha kolay.Sorumlunun iki dudaginin arasinda her sey. Bu sayede adamini bulup kurallari esnetip herkesin onune gecebiliyorsunuz.
- Yemekler
- Teklifsiz iletisim ve tanisma daha kolay
- Giyim cok ucuz
- Sehir ici ulasim daha ucuz

Bu arada konut edinmek Turkiyede daha rahat degil bence.Turkiyede ucuz denilen kalitesiz yerlerle Avrupadaki pahali ve kaliteli yerleri karsilastirmak sik yapilan bir hata.
0
turkuaz
(26.01.21)
şu yorumları okuyan türkiye'yi dünyanın en iyi ülkesi sanır:)
0
nothing in my way
(26.01.21)
@garavel, evin kalitesi kötü ve fiyatı fahiş olduktan sonra çok olmasının bir esprisi yok bence. 1 yıldır anneme babama emekliliklerini geçirecekleri yaz kış yaşayabilecekleri bir ev bakıyorum. Bakınca "acaba burada gerçekten insan yaşamış mı?" denilecek evler 600-700 bin liradan başlıyor. Balıkesir, İzmir ve Muğla taraflarında oturulabilecek bol ev varsa üzerime link atın :)
0
bruce mclaren
(26.01.21)
@bruce mclaren ciddi misiniz bilmiyorum ama 700 bine hele hele balıkesir muğla'da falan deli güzel evler alınabilir ya, ben izmirde yaşıyorum olduğum bölgede 700 bine mesela 4-5 yaşında 3+1 gayet güzel bir ev alınabilir, merkezi yerlerin civarında güzel bir sitede yani.

dediğiniz şey yazlık vs müstakil evse bilemem. ki yine alınır diye düşünüyorum ama aramaya çok üşendim :)
0
🌸garavel
(26.01.21)
@garavel yazlık-müstakil evet. Konak'ta 30+ yıllık 2+1 ara kat daireye 400 bin lira vermek de bana pek akıl kari gelmiyor açıkçası :)

Edit: Acaba yanlış mı hatırlıyorum diye tekrar bakayım dedim. Alsancak'ta 30+ yaşında ara kat 2+1 daire 800 bin lira: www.sahibinden.com
0
bruce mclaren
(26.01.21)
zenginsen dunyadaki en guzel ulkedir. yalakalar, kurallarin, kanunlarin zenginin lehine islemesi, daha fazla saygi gormen, hizmet sektorunun hem kaliteli hem de ucuz olmasi. dis, sac, goz gibi estetik saglik operasyonlarinin cok ucuz olmasi.
0
baldur2
(26.01.21)
@bruce mclaren izmirin en en en merkezi yerinde bakıyorsunuz, bu çok normal. mavişehire 5 dakika bostanlıya 10 dakika uzaklıkta çiğli ataşehir bölgesinde mesela nezih bir sitede 700 bin civarına çok iyi evde oturulabilir.

ama çok çok merkezi yerde tabii ki oturulamaz.

foça, gümüldür gibi yerlerde de ortalama bir yazlık alınabilir.
0
🌸garavel
(26.01.21)
@garavel İzmir'i sizin kadar bilmediğim için uçuk bir örnek seçmiş olabilirim. Ama anlatmak istediğim farkı yine de gösteriyor. Helsinki'nin en en en merkezi yerinde bir evin mortgage'ına ayda 1.500-2.000 euro vererek satın almak ve hala fazla kasmadan kenara 1.000 euro koyabilmek mümkün. Ben bunu Türkiye'den ayrıldığım zaman da hayal edemiyordum, hele şimdiki ekonomik koşullarda hiç hayal edemiyorum.

Öneriler için ayrıca teşekkürler :)
0
bruce mclaren
(26.01.21)
Ev alma konusunda bati da en az turkiye kadar zor sartlar sunuyor acikcasi. Ev almak avrupa ulkelerinde kat kat daha kolay degil. Et, araba, benzin, elektronik vs turkiye'ye oranla cok daha rahat alinabiliyor olabilir ama ev ayni oranda zorlukta bence.
0
baldur2
(26.01.21)
@hayat gercekten guzel

Neler mesela ?
0
🌸garavel
(26.01.21)
Ucuz iş gücü, bürokrasi, bankacılık ve sağlık sistemleri kesinlikle.

Tabii bir de en önemli konu: gıda/mutfak/yemek (fiyatları değil çeşitleri).
0
nawar
(26.01.21)
e-devlet, bankacılık, genç nüfus ve acelecilik dolayısıyla gelen şeyler yani. Sağlık (gerekirse parasını verip özel hastaneye gidebilme lüksü.)

konut sahibi olma olayı her yerde sıkıntı ama mortgage sistemi olan ve enflasyonu yılda %1-2 olan yerlerde çok daha uzun vadeli rahat alıyorlar sanıyorum. Bizde ölüm.(şunu da hesaba katmak lazım, bizde iyi maaşla iş bulabildiğin yer İstanbul. Batıda illa Paris, Berlin, Londra'da yaşamadan da iyi maaş alabiliyorsun hatta ortalama aynı maaşı alıyorsun çoğu yerde. Gördüğüm bu. Biz küçükçe bir şehirde benzer paraları alabilsek daha rahat ev alıyor olurduk, alım gücümüz de artardı. İstanbul'un 8 milyon, gerisinin anadolu şehirlerine dağıldığı bir Türkiye hayal etsenize :)

şirket kurma işleri ve vergi çok mantıksız/kötü geliyor bana. Ki dünyada da en karışık sistemlerden biri olarak anılıyordu. Estonya mesela o işi çok basitleştirmiş, ben açıkçası internetteki işim tutarsa Türkiye'de değil Estonya'da falan şirket kurup oraya vergi vermek istiyorum.

Bence alt-orta sınıf için Avrupa süper, üst sınıf için Türkiye istediğin gibi at koşturabileceğin müthiş bir ülke.

edit: birçok konuda sorun olarak kuralsızlık, örneğin kriptopara gibi şeylerde işimize yarıyor. ABD'de hatta sanırım Fransa'da vs. yaşayanlar sattıktan sonra gelir vergisi vermek zorunda. Türkiye'de henüz belirtilen bir vergi yok. Abd, kanada, çin vb. ülkelerdeki insanlar çeşitli borsalara kaydolamıyor, coin satışlarına katılamıyor, biz katılabiliyoruz. Bu devlet bizi korumadığı için oluyor ama eğer para kazanabilirsen işine de yarıyor işte.
0
nhk ni youkosu
(26.01.21)
eğer çok paran varsa ve kötü bir alışkanlığın yoksa kafan rahat olsun kimse yanına yaklaşamaz
0
duyurukullanıcısı
(26.01.21)
Ya herkes paradan evden bahsetmiş, kimse kültürden (ve özellikle iş kültüründen) bahsetmemiş, çok şaşırdım. (Değinen olmuş gerçi haklarını yemeyeyim, ama çok değil yine).

Tabi Avrupa'nın tamamını bilmiyorum ama gördüğüm kadarıyla "kuralcılık" çok baskın.

Bunun iyi yönleri var, ne yapman ve nasıl yapman gerektiği belli. Yap geç, kimse fazlasına zorlamaz, emeğine çökmez, tertemiz. Bizde memuriyet arayan ama biraz daha çok param olsun diyenlerin hayali gerçek olmuş.

Öte yandan sana sunulan ile yetinemiyorsan, daha iyisini güzelini yapmak istiyorsan, o kalıbın dışına çıkmanı çok zorlaştırıyorlar. Mantığı da şu: risk istemiyoruz. Plan yaptık, plana uyalım, fazlasına gerek yok, başımıza bir iş gelmesin yeter. 20 yaşındaki insanlar bile benim nenem gibi.

Bi 100 yıl öncesinde dünyayı keşfeden, kültürün, bilginin sınırlarını zorlayan insanların bunların ataları olduğuna inanmakta güçlük çekiyorum.

İşe gir, 9-5 arası git gel takıl, 30 yıllık ev kredisine gir, haftasonları da git drone uçur, gitar çal, dağda bayırda yürüyüş yap gel. Güzel/anlamlı bir ömrün böyle bir şey olduğuna inanan çok fazla insan var. Rahatları azıcık bozulduğunda bir anda aşırı sağ partilere yönelmeleri de bundan. Aman sorunları çözelim, yeni çıkış yolları arayalım vs. yok, para yok, mültecileri atalım gitsin. Sıradan adamı suçlamıyorum ama elitleri, okumuşları da bundan çok farklı değil.

TR'de gidilen yönü beğenmesem de bir dinamizm var, bu iyi bir şey bence, ben seviyorum.
0
plutongezegendegilmi
(26.01.21)
Hollanda'da yasiyorum, burasi ile Turkiye'yi karsilastiracak olursak iklim, mutfak/yemek Turkiye'nin en buyuk artisi. Bunlar ve aile, yakinlar disinda Turkiye'de ozlenen pek bir sey yok.

Is yapma, is kulturu/ahlaki ise karsilastirilamaz. Turkiye'de birakin sozlu anlasmayi, yazili anlasmalari dahi kimse sallamiyor. Hukuken hakkinizi aramaya kalksaniz zaten o baska hikaye. Ozetle Turkiye'de ticaret ve is ahlaki yerlerde.

Turkiye'de bankacilik sistemi daha gelismis ve esnek fakat Avrupa gittikce arayi kapatiyor. Ozellikle odeme sistemleri konusunda Turkiye cok kisitli imkanlar sunuyor. e-devlet bu ulkelerin hepsinde var. Hollanda icin konusursak gayet basarilir ve bir suru ozel sirket ile ( elektrik, su gibi ) entegre olarak da calisiyor.

Ev alma meselesini karsilastirmak anlamsiz. Hollanda'da asgari ucret sahibi bir cift rahatlikla ev alabilir ( sehir merkezinde, kanal manzarali degil tabi ki ) bunun icin pesinata da gerek yok. AB vatandasi degilseniz faiz biraz daha yuksek ya da bir miktar pesinat (%10 sanirim) ayni faiz orani ile kredi almak mumkun. Gerekli olan tek sey suresiz is kontrati ve Hollanda'da 1 yildir ikamet etmek.

Turkiye'nin en buyuk avantajlarindan birisi ( tabi ki paraniz varsa ) ucuz iscilik. Zaten bahsedilmis, evde ampul patlasa degisitirmek icin adam cagirabilirsiniz. Gunluk yasam icin ornek verirsek, makul fiyata berber/kuafore gitmek mumkun.

Uzun uzun yazmak gereksiz aslinda. Turkiye'nin Avrupa'ya gore en buyuk avantaji yeterli paraniz var ise her turlu kurali, kanunu kendi avantajiniza olacak sekilde esnetebilirsiniz. Avrupa'da bu o kadar kolay degil.
0
whisky
(28.01.21)
@acemi

aöf mezunları almanya'da yüksek lisans yapabiliyor mu? (benim bildiğim kadarıyla kabul etmiyorlar, o nedenle soruyorum)

ingiltere'deki sistemi başarılı kılan nedir?

türkiye için online eğitimde başarılıyız, türkiye 3. sırada demişsiniz mesela. neye göre üçüncü sırada? öğrenci sayısına göre mi? eğer öyleyse anlamsız. eğitim kalitesine göre mi? bunu nasıl ölçmüşler bilmek isterim. yani buradan mezun olan öğrencilerle ilgili örgünlerle karşılaştıran bir araştırma mı yapılmış?
0
Sour
(04.02.21)
(10)

Bu tuşlar ne yapıyor? Akai MPK Mini Play

anx
Bu tuşlar ne yapıyor bilen var mı acaba?Filter'ı kısınca ses kısılıyor, açınca açıyor, tek anladığım o. Peki ya diğerleri?:filterattackresonancereleasereverb amtchorus amteq loweq high
Bu tuşlar ne yapıyor bilen var mı acaba?
Filter'ı kısınca ses kısılıyor, açınca açıyor, tek anladığım o.
Peki ya diğerleri?:
filter
attack
resonance
release
reverb amt
chorus amt
eq low
eq high
0
anx
(25.01.21)
Öyle kelimlere dökerek anlatmak biraz zor anlatsak bile nasıl anlayacaksın. Test ederek öğrensen aslında çok basit.
0
olaylar olaylar
(25.01.21)
Neden kelimelere dökmek zor olsun, hepsi bir işe yarıyor sonuçta, öyle değil mi?
Örn; filter volume artırıyor, reverb yankı yapıyor vs.
0
🌸anx
(25.01.21)
Filtre volume artırıp azaltmanın dışında sesi baskılayarak yumuşatıyor da. Reverb sesi bir odada, salonda veya stattaymış gibi yani boşluk hissi veriyor. Release sesin sonunu uzatıp kısaltıyor, attack ise başını uzatıp kısaltmaya yarıyor. Resonance sesin basıncı ile alakalı sanırım. Eq low düşük frekans eq high yüksek frekanstaki sesleri düzenlemeye yarıyor adından anlaşılacağı üzere. Chorus sese derinlik ve çok seslilik katar vs. Bunlar tamamen benim kendi çabalarım sonucunda öğrendiklerim.ses uzmanı değilim. Hiç bilmiyorken biri anlatsa pek işime yaramazdı muhtemelen
0
olaylar olaylar
(25.01.21)
Cevabınız için teşekkürler.

Reddit'te de sormuştum, şöyle şahane bi' şey yollamışlar, burada dursun ki tüm meraklılar nemalanalım::

(git: learningsynths.ableton.com)
0
🌸anx
(25.01.21)
Selamlar filter ve resonance subtractive synth ve sampling kullanırken kullandığımız tek bantlı bir filtredir. Tek bantlı bir equalizer olarak düşünebilirsiniz (fab filter pro q videosu izlerseniz görsel olarak çok net anlarsınız) Filter potansını kıstığınızda üst frekanslardan başlayarak kesmeye başlar resonance ise tam bu kesim noktasını yükselterek vurgular. Tek bir filtre ve resonans niye diye düşünürseniz subtractive synth çalışma prensiplerine göz atmanızı öneririm (bkz: harmonik)

Attack Release (Aslında genellikle attack decay sustain release olarak rastlarız adsr) sesin siz tetikledikten sonra başlama ve siz bıraktıktan sonra tınlamaya devam etme süresi diyebiliriz kısaca. Yani basit olarak pad seslerde yüksek attack ve release kullanıyoruz ve yumuşak bir ses elde ediyoruz gitar gibi pluck seslerde düşük attack ve release kullanıyoruz.

Reverb ve chorus amount reverb ve chorus efektlerinin miktarları. (bkz: reverb) (bkz: chorus)

eq low ve eq high da bildiğimiz önceden belirlenmiş alt ve üst frekansları kesip, boostlayabileceğiniz equalizer.

O elinizdeki cihaz da bir rompler yani önceden örneklenmiş sesleri rom üzerinden değiştirilemeyen şekilde tekrar tetiklenip çalınmasına yarayan alet. Sampler ve Rom birleşiminden türemiş bir isim.
0
hedep
(25.01.21)
Tuş dediğiniz aslında tuş olamayan şeylere knob deniliyor. Canlı performanslarda ya da automation dediğimiz şeyleri yaparken işleri kolaylaştıran birtakım sinyal aparatları. Üstünde filter attack vs. Yazıyor diye illa o çalışacak diye bir şey yok. Midi learning, midi map gibi içerikleri olan müzik programlarında istediğiniz amaçta da kullanabilir, değiştirebilirsiniz. Genellikle hangi müzik programı kullanıyorsanız midi klavyenin sitesinden hazır kurulu driver dosyasını indirip program içine yükleyebilirsiniz.
0
kadera bach
(25.01.21)
filteria
(25.01.21)
bende mpk mini 2 var.

onları kendin de atayabiliyorsun bunu yapsın şunu yapsın diye. tabi default olarak gelen şeyler var.
0
duyurukullanıcısı
(25.01.21)
@duyurukullanıcısı, evet bunda da atanıyor fakat bunun olayı bilgisayara bağlamadan/ses atamadan da kendi default ses ve özellikleriyle müzik yapılabiliyor olması.
0
🌸anx
(25.01.21)
@kadera bach, knob'u nasıl çevireceğimi bilemedim türkçeye, topuz düğme vs saçma geldi.
evet dediğiniz midi klavyeler için geçerli fakat bu ''play'' modeli, yani kendisi bir synthesizer, hali hazırda içinde atanmış ses ve ayarları var, o yüzden bu ayarları öğrenmek istedim.
0
🌸anx
(25.01.21)
(4)

kendinizi ait hissettiğiniz il'e, ilçe'ye, köy'e

duyurukullanıcısı
bir miras bırakmayı düşünüyor musunuz?harita, kitap, heykel, resim vb.
bir miras bırakmayı düşünüyor musunuz?

harita, kitap, heykel, resim vb.
0
duyurukullanıcısı
(24.01.21)
Hiç düşünmemiştim doğrusu. Öyle kendimi ait hissettiğin bir yer olmadığı için belki. Yaşadığımız ilçede ismini soyadımızdan alan cadde var, oranin ilk sakinleri olduğumuzdan. O yeter herhalde. Haha.
0
a perfect lie
(24.01.21)
çocukluğumun geçtiği Mihalıccık. Kendisi için bir bir tanıtım filmi yaptım zaten miras olarak. Ayrıca öldüğümde gömülmeyi istediğim yerdir Ömer Köy Eski Mezarlık.
0
ankarakecisi
(24.01.21)
ya benim de yok mesela ait hissettiğim yer belki istanbul'daki kampüsüm o kadar.

ama ilerde bir yer olursa oranın 3 boyutlu haritasını yapmak isterim. çiçekler böcekler kuşlar ağaç cinsleri vb.
0
🌸duyurukullanıcısı
(24.01.21)
hiç öyle bir şey düşünmedim ama ağaç bıraktım 5 tane :) o da aitlikten değil doğa sevgisinden.
0
batlegolas
(25.01.21)
(27)

Her şeye rağmen “gitmem” diyen var mı?

ms brownstone
Malum ülkedeki genç nüfusun belki de çok büyük bir çoğunluğu bir yolunu bulup gitmek istiyor ülkeden. Yani en azından benim sosyal medyada gördüğüm kadarıyla böyle. Merak ettiğim hala bu ülkede umudu olan, her şeye rağmen Türkiye’de yaşamaktan memnun olan insanlar var mı? Neden gitmek istemiyorlar,
Malum ülkedeki genç nüfusun belki de çok büyük bir çoğunluğu bir yolunu bulup gitmek istiyor ülkeden. Yani en azından benim sosyal medyada gördüğüm kadarıyla böyle. Merak ettiğim hala bu ülkede umudu olan, her şeye rağmen Türkiye’de yaşamaktan memnun olan insanlar var mı? Neden gitmek istemiyorlar, ne cazip geliyor onlara bu ülkede?

Gitmeyi düşünenlerin de cevaplarını bekliyorum nedenleriyle. Yani neden Türkiye’den gitmek istiyorsunuz ya da istemiyorsunuz? Yaş ve cinsiyet de belirtirseniz güzel olur.
0
ms brownstone
(24.01.21)
Baştan söyleyeyim belki imkanım olsa giderim , sonra ulaşamadığın ciğer mındar hesabı olmasın. Biraz da zora gelemeyen bir yapım var komfor bölgemden çok çıkmaya meyilim yok hele tek başıma. Ama hiç y.dışında yaşama hayali de kurmadım.

Onun dışında vatanı seviyorum, toplumun tarihini kültürünü samimiyetini. Dilimizi de çok seviyorum.

28 E

Edit: bu arada farklı yıllarda 1 ay İngiltere 2 ay da Almanya olmak üzere y.dışında kaldım.
0
fezagezgini_4
(24.01.21)
31 yaşındayım, 1 sene kadar yurtdışında yaşadım önceden, erasmus ve staj dolayısı ile. İş dolayısıyla sürekli yurtdışına gidiyorum, aşırı bir hevesim kalmadı yani bunun için. Çalıştığım iş dövizle kazanmanın mümkün olduğu bir sektör (bilişim sektörünün bi alt dalı), türkiye'de iyi para kazanınca bir avrupa ülkesinde yaşayamayacağın kadar lüks ve rahat bir hayat yaşayabiliyorsun. Zaten maddi olarak belli bi eşiği aştıktan sonra, duygusal faktörler devreye giriyor, rahatımı bırakıp başka ülkede göçmen olmanın dertleriyle uğraşmak istemiyorum, ailem burada, düzenim burada vs vs. Yani genel olarak gidişattan memnunum. Yurtdışında yaşadığım dönemde de insanların önyargısıyla uğraşmaktan, vizesi derdi gerginliğinden nefret etmiştim ki hiç ırkçılıkla karşılaşmadım ona rağmen böyle oldu. Göçmen olduğunda düşünmen gereken binlerce farklı konu olduğu için tüm potansiyelini tam olarak işine yansıtamıyorsun (mesela patrona karşı çıkman gereken bir durumda "lan neyse şimdi vizeyi tehlikeye atmayayım" deyip susuyorsun, ama o riski alabilen adamlar yükseliyor) Sessiz sakin bi hayat yaşıyorsun yani mecburen.

Şu anda yeni mezun olsaydım, ne bileyim ailemi bu kadar önemsemeseydim, en önemlisi de iyi para kazanabileceğim bir iş alanını keşfetmiş olmasaydım muhtemelen yurtdışına taşınmak isterdim. çünkü ortalama insana avrupa çok daha iyi bir hayat sunuyor, ama ortalama üstü olduğunuzda ciddi sınırlar var ne uzuyor ne kısalıyorsun. o sınırlar da türkiye'de yok. trilyoner de olabiliyorsun, sokakta da kalabiliyorsun.
0
roket adam
(24.01.21)
şimdi ben italya ve norveç gibi iki ülkeye gittim. en çok norveç'te kaldım.

öncelikle oraya gidince bi b.k olmuyor. sen orada immigrant sın. yani kendi ülkesinde barınma için yeterli yetenekleri olmayan buraya gelip kimsenin yapmak istemediği işleri yapan kişi.

ama CEO bile var diyenler var.

evet çünkü senin profilinde o firmaya kimse ceo olmak istemiyor. benim danışmanlık verdiğim firmada ceo türk'tü ve ağzına sıçıyordu tasarımcılar. çünkü tasarımcı ceo'ya git şunu al diyor ceo para yok diyor tasarımcı bana ne lan git para bul o zmn diyor.

böyle bir sistemde firma ceo bulamazken oradan immigrant ın biri çıkıp tüm stressi üzerine alıyor iş bitince türkiye'deki gibi ceo mu taktiri alıyor dersiniz? hayır tasarımcı.

dış ülkeye hangi şartlarda gidilir? örnek veriyorum ailen vardır çocuğunun eğitimi için gidilir. çocuğum dünya vatandaşı olsun diye gidilir. biz zaten çekirdek aile içerisinde yaşıyoruz ve öylede yaşayacağız 10-15 yıl dersen bu şekilde gidilir.

ama ben tek başıma norveç'e gidecem orada 20 yıl yaşarım diyorsan o biraz cahillik kusura bakma.

bence bir yere yerleşmeyi düşünmeden önce en az 3 hafta kalıp sosyal hayatına bakmak lazım. internetten 2 resim görüp tav oluyor insanlar ki cidden cahillik.
0
duyurukullanıcısı
(24.01.21)
36 yaşında bir erkeğim. burada faydadan ziyade pişmanlık kıyaslaması uygun olur. gidersem, kaldığımdan daha çok pişman olurum, gözüm arkada kalır çünkü.
0
uuth
(24.01.21)
Aslında ben gitmek isteseydim şimdiye kadar gitmeyi denemiş olurdum. Almanya'da çok akrabam var. Kalacak yer sorunum bir süre olmazdı. Euronun daha düşük olduğu zamanlarda Erasmus olsun, staj olsun gitme şansım olabilirdi. Üniversiteden sonra da olabilirdi. İlgimi çekmedi doğruyu söylemek gerekirse. Belki de konfor olarak işime gelmedi. Türkiye'den ne olursa olsun gideyim kafasında olmadım hiçbir zaman. Gelecekte gitmek istersem de gerçekten hayat kalitemi artıracak yerlere gitmek isterim. Mühendis olmama rağmen Almanya düşünmüyorum nedense. Ben gidecek olsam ABD, İngiltere, İspanya falan isterdim. Gitmek istememin nedeni de aslında doğal güzellik, güzel şehirler. 27E
0
dissendium
(24.01.21)
Sosyal ortam.

Iyi egitimli, iyi kariyerli ve en onemlisi de uyum/dil sorunu cekmeyecek iki cok yakin arkadasimi silah zoruyla dahi Almanya´ya yerlesmeye ikna edemiyorum. Ikisi de kadin, neredeyse 30 yasindalar.

Inanilmaz sosyal insanlar, buyuk sosyal cevrelere aidiyet hissetmedikce iyi hissetmiyorlar. Avrupa´da yasadilar ve buradaki insan iliskilerini tatmin edici bulmuyorlar.
0
buf-e kür
(24.01.21)
Guzel bir evde misafir olmaktansa, kendi evim her zaman daha cazip benim icin. Meslek, cv, dil itibariyle gitmek mumkundu ama daha mutlu olacagima inanmiyorum. Aile, sosyal yaşam, yabanci dilde yasam (bilsen bile yorucu oldugu kanaatindeyim, hastaneye gitsem doktoru tam anlarmiyim, mizaha ortak olabilir miyim vb.) gibi bircok faktoru var.
0
pofudukayi
(24.01.21)
Bence yaş ilerledikçe herkes gençler kadar kolay karar veremiyor bu konuda. Bana öyle oldu. Eskiden bunun hayaliyle yaşardım şu an biraz çekiniyorum. Bir kere aile ve dostlar kısmı büyük sıkıntı. Ama farklı da bir deneyim imkanım olsa gider denerdim de kalmak için de güçlü nedenler var. En iyi nedenlerimden birisi ben gittikten sonra burada kalan küçük aile üyelerimi bu kokuşmuş zihniyetin ortasına bırakmak olur.
0
Kediyi üzdün
(24.01.21)
Ben gitmek istemiyorum. Üniversitede hayaller kurardim herkes gibi ben de ama iş hayatına, hayata girdikçe o işin oyle olmadığını anladım.

İyi bir maaşla ordan daha kral yaşarsın burada. Ama stres öldürür. :)
0
westblack
(24.01.21)
Ben de bir yandan gitmek istiyor bir yandan da gidemiyorum. Açıkcası gitmek zorunda hissediyorum kendimi. Geçen sene gidebilirken erteledim covid vs. bahane oldu. Daha önce almanya'da yaşadım hem her şey o kadar güzel ama bir yandan da o kadar zordu ki. Bildiğim her şey burada sonuçta. Kaç yıllık dostluklar vs. Bir seyler değişecek gibi olsa hiç düşünmem burada kalırım ama her şey giderek kötüleşiyor o yüzden iki üç sene sonra tekrar gitme ihtimalim olacak ve kendimi buna zorlayacak gibi hissediyorum.
0
turkce konusan uzayli
(24.01.21)
istesem gidip ABD vatandaşı olabilirdim. Gitmedim.
Şimdiki mesleğimle de istesem gidebilirim. Öyle bir niyetim yok.

Muhalif faunusu içine kapılmazsanız o kadar da yaşanılmayacak ülke değil burası.
0
zoghurt
(24.01.21)
Gitmek isterim çünkü kaybedecek bir şeyim olduğunu düşünmüyorum, sıfırım zaten.

Türkiye'de krallar gibi yaşayacak bir gelirim yok ve olmayacak. İstediğim hayat standardını yakalayamayacağım. Üst düzey bir pozisyon ve maaşta değilim ve önümüzdeki 10-20 yıl da değişmeyecek.

Burada İstanbul'da rahatça yaşayıp üst düzey pozisyonu olan, kariyeri olan kişiyi anlarım, kaybedecek şeyleri vardır ve bunu korumak istiyordur ama sanırım yurtdışına yerleşmek isteyenlerin çoğunluğu benim gibi düşünüp kaybedecek çok şeyi olmayanlar.
Edit: ve tabii huzur ve sağlıklı bir zihniyetin içinde yaşama isteği. Türkiye'nin hala huzurla yaşanabilecek bir ülke olduğunu düşünürler fazla iyimser.
0
bir fincan kahve ile film izlemek
(24.01.21)
Yurtdışından teklifler gelmesine rağmen buradayım hala. 25/e.

Çünkü hayat standartlarım iyi. Avrupa'ya gitsem kiradan falan sonra elime daha az para geçecek. Burada işyerine metro ile 7dk'da gidebiliyorum; arkadaşlarım burada, çok batılı yetiştirilmeme rağmen burada olan kültür ayrılığının orada daha fazla olacağından eminim. "Ama sen hiç Türk'e benzemiyorsun." ırkçı kalıbını duymaktan bıktım.

Not düşeyim, ülke ve insanlarının çöp olduğu konusunda herkese katılıyorum. Sadece haber izleyip diğer insanların çektikleri yüzünden çıldırmazsam hayatım oldukça iyi burada.
0
aguen
(24.01.21)
gitmek isteyen arkadaslarim 3 tipte,
1. Tr'de is ortamindan, imkanlardan tatmin olmayanlar
2. Tr'de de bisey olmayan hayalci tipler
3. Parayla ilgili

Ben geri dönmek istiyorum cunku isimde uluslararasi oldum zaten, ama sosyal hayatta almanya'da irkcilik görmedigim halde kendimi iyi hissetmiyorum.
0
wishmaythşngs
(24.01.21)
Gitmek istemiyorum, Türkiye ve İstanbul benim için cazip. Özellikle Linkedin üzerinden çok sayıda görüşme teklifi gelmesine rağmen mülakat dahi yapmıyorum. (33/E)

"Neden gitmek istemiyorsunuz" sorusu bile üzücü. Ailem, arkadaşlarım burada. Yaşadığım şehri, bölgeyi ve memleketimi seviyorum. İş anlamında seçeneklerim fazla. Niye gideyim ki? Kendi adıma gitmek için bir nedenim yok. Sevmediğim tonla durum var ama bunlar ülkeyi terk etmemi gerektirmiyor. Çok mecbur kalmadıkça bir yere gitmem.

Bir süre Avrupa'da kaldım. Sanılanın aksine muhteşem maddi şartlar yok, örneğin deneyimli bir yazılım mühendisi ay sonunu getirecek kadar para kazanır. Konut sorunu, istediğin evi kiralayamama problemlerin var. Maaşına oranla kiralar çok çok yüksek. Lokal dili bilmeden istediğin tarzda iş bulman sıkıntı. İş sözleşmeleri süreli. Ne kadar eğitimli ve nitelikli iş yaparsan yap "yabancı"sın.
0
Lethe
(24.01.21)
her şeye rağmen gitmek istiyorum çünkü burada sıfırım. yani sevdiklerimden başka kaybedecek bir şeyim yok. 27E
0
nothing in my way
(24.01.21)
ben varım. istersem muhtemelen 2 ayda iş bulup giderim. cehalet, ekonomik sıkıntılar, hükümet hepsinin farkındayım; ama sırf politik sebeplerden bu ülkeden kaçmak bana doğru gelmiyor. daha az kazanıyorum, medeniyet ve eğitim yerlerde; ama ben kendime bakarım arkadaş. oturduğum yer medeni, arkadaşlarım medeni. bana karışmaya teşebbüs edenlere haddini bildirecek özgüven ve statüye sahip olduğum için burada avrupa standartlarında yaşıyorum. o yüzden gitmek istemiyorum.
0
dokunmakalbime
(24.01.21)
yaş: dinazor.
gençliğimde gitmek istemiştim aile izin + para vermedi + dili doğru konuşamamakta etkiliydi. (salaklık) yıllar içinde 15 e yakın ülke + şehir gördüm. gitmediğime pişmanlık duyarım hala.
sonra okul bitti TR ye göre iyi işlere girildi + evlilik + çoluk çocuk.
bu saatten sonra nereye gitçen?
ha bir de muhaliflik vardı. şu zamanlarda 3-4. sıralarda :-)
0
ankarakecisi
(24.01.21)
immigrant olmak istemiyorum. rahat ve konforlu olmayacaksa kendi ülkemde yaşamayı tercih ederim.
0
deartheodosia
(24.01.21)
Ülkemden gitmek istemedim hiçbir zaman. Ama son zamanlarda çok korkar oldum bir kadın olarak. Tek başıma eve çıkacaktım, devamlı erteliyorum sebepsizce çünkü her an birileri (sucu, kargocu, mahalledeki herhangi biri) tecavüz edip beni öldürebilir evimde ve yaptıkları da yanına kalır. Bunun farkındalığıyla yaşamak çok ağır ve travmatik bir şey. O yüzden düzgün ve yasaların uygulandığı bir ülkede yaşamak istiyorum artık.
0
inawen
(24.01.21)
32 erkek kişisi olarak;

Fırsatım olsa giderim. Pek bir ümidim kalmadı. Çevremin yüzde 95'i, çok bilmiş insanlardan oluşuyor.

Beni, burada bağlayan etken yok. Annem babamın bir beklentisi kalmamış zaten. Bakıma muhtaç değiller. Bir yeğenlerim var, özleyeceğim. Kuzenlerim evli. Onların kendi bir hayatı var, her ne kadar iletişim de olsam.

Arkadaşlarımın çoğu evlendi, zaten normalde de pek sık görüşemiyorduk. Bir gün ansızın gitsem, kimsenin hoşcakal başkan, seni özleyeceğiz diyeceğini sanmıyorum.

Ne kadar becerikli bir insanım muamma. Gittiğimde kıyafetlerin yıkanması, yemeğin yapılması ve yıkanması, bir ton şey var.
0
put it in your appropriate place
(24.01.21)
Gittim döndüm. Özlüyorum bazı şeyleri ama orda ölmeyi asla düşünemedim. Arkadaş edinmek, uyum sağlamak vs. hiç zor şeyler değil, yeter ki maddi tatminin olsun. Ama bir türlü olmayan şeyler var, sevdiklerinin hepsini oraya getiremezsin. Türkiye'ye her gelmende misafir gibi hissetmek de çok batıyor. Burda kimseye kendimi ispatlamak zorunda hissetmiyorum ama orda bu konu benim içimde geçmeyen bir huzursuzluğa dönüşmüştü.
Polis görünce ben neden tedirgin olayım ayol?! Polis kim? Üstümü bile arayamaz. Alışmışım bi kere...
30 K.
0
megalomaniac
(24.01.21)
ben gitmeyeceğim.
onlar gidecek!!
0
unabomber
(25.01.21)
Yurtdisini ben luks bir restauranta benzetiyorum. Mekan super, servis harika, tabak canak muhtesem, atmosfer vs ust seviye. Yemeginizi seciyorsunuz, geliyor, tabak cok guzel dosenmis, siz de kopek gibi acsiniz zaten, derken bir isirik aliyorsunuz ve tadinin bombok oldugunun farkina variyorsunuz.

20 senedir kuzey amerika'da yasayan ve hala 30lu yaslarda olan biri olarak yazilanlarin cogu dogru ve bunu insanlarin gorebilmesine sevindim.

Adamlar maraba ariyorlar, o yuzden beyaz yakaya ben cikin gelin demem. Topu diktiyseniz ve ozellikle mavi yaka iseniz, dilinizin falan olmasina gerek yok disarda sizi hayal edemeyeceginiz bir hayat bekliyor, bir yolunu bulun ve uzayin.

Ama konforunu bozmaya korkan beyaz yakaysaniz, akliniza ilk gelen sey ulan yemekleri kim yapacak camasirlari nasil yikiyacaz ise, yurt disi deneyimizin 1-2 haftalik turistik gezilerden ibaret ise ve iyi kotu bir isiniz, duzeniniz var ise, uzak durun.
0
cooperr
(25.01.21)
her seye ragmen gitmeme degil, her seye ragmen donerim'e odaklanin bence. once gidin sonra pisman olursaniz zaten istediginiz zaman donersiniz.
0
baldur2
(25.01.21)
Ya ben de gitmedim ama sürekli bunun muhasebesini yapıyorum, anlatayım:

Öncelikle @roket adam +1. Yani şu an EU ortalamasının üstünde bir maaş alıyorum ama kira, hizmet vs. resmen bedava burada. EU'ya taşınsam süper zarardayım.

Öte yandan insan ve gıda kalitesi yerlerde. Koca ülkede güzel kahve, güzel et, güzel peynir, hatta güzel ekmek bile bulmak ölüm. Güzel insan da bulmak zor, insanların çok büyük bir kısmı ciddi psikolojik rahatsızlığa sahip ve bu ekonomik sebeplerden çok kültürel nedenlere dayanıyor. Bunu arkadaşlıktan ziyade kadın-erkek ilişkileri üzerinden söylüyorum. Çok saçma kültürel kodlar var, beni darlıyor. İş dünyasındaki etik vs. konularına hiç girmiyorum.

Herhangi bir vatan sevgim yok. Arkadaş ortamım güzel ama dünyanın neresine gitsem 1-2 senede benzer bir ortamı kurarım muhtemelen, sosyal bir insanım. Hayat kalitesi vs para açısından bakınca da hayat kalitesi daha ağır basıyor.

Yine de EU'ya gitmem. Güzel maaşlı bir US işi bakıyorum, karantina vs. olayları geçince ufaktan başvurulara başlarım.

28 / E
0
plutongezegendegilmi
(25.01.21)
30-K

yurtdışında iş aramıyorum. ama güzel bir iş teklifi alsam giderim. gene de bir süre sonra dönerim herhalde. ya da bilmiyorum, oradaki tutunma, sosyal çevre edinme durumuma bağlı. özetle, "yeter ki yurtdışına bir kapağı atayım, ne iş olsa yaparım" kafasında değilim, oraya gidip sürünmek ya da zaman zaman ikinci vatandaş olarak görülmek istemem. güzel şartlar olmalı önce. çünkü şu anda da işim iyi, çevrem geniş ve TR standartlarının üzerinde yaşıyorum. kaldı ki lükse düşkünlüğüm de yok. kazandığım paradan bağımsız olarak çok az harcıyorum. para sıkıntısı çekmeyince türkiye çok güzel ülke. tatile gidilecek bir sürü yeri var. denizi, havası, doğası güzel. alışveriş, yeme içme ucuz. tiyatro, sinema, çok bilindikleri yanında çok alakasız spor aktiviteleri var ve bunlara çok rahat ulaşabiliyorum. yurtdışında ekstrem bir spor yapmak, bir hobi edinmek çok daha pahalı.

diğer yandan, bir sürü konser ve festival kaçırıyoruz burada. sonra, trafiğinden nefret ediyorum. ama ona da çok nadiren giriyorum aslında. bir de yozlaşmış ve yobaz bir kesim var tabi pek görmek istemediğim. ama onlarla muhattap olmayınca ve onların sayıca azınlıkta olduğu bir bölgede yaşayınca (kendi adıma konuşursam kadıköy) zaten fazla göze batmıyorlar.

bir kadın olarak sokakta tecavüz edilip öldürülürüm ve katillerim davulla zurnayla halay çeker korkum yok. bunlar oluyor malesef ama bana sanki benim başıma gelmezmiş gibi geliyor. bakalım hayırlısı. kaldı ki, bunlar oluyor diye ülkeden kaçmak bana göre değil. daha çok kalırım, daha çok karşılarında durmak isterim.
0
istanbul kanatlarimin altinda
(25.01.21)
(3)

İş Başvurularında Son Çalışılan İşin Belirleyiciliği?

Bluesque
SB.Diyelim 5 sene X sektöründe Y alanında deneyiminiz var.Sonraki 5 sene başka bir sektörde Z alanında deneyiminiz var. Siz ilk 5 seneki deneyiminize benzer işlere başvurmak istiyorsunuz. Şansınız yok mu?
SB.

Diyelim 5 sene X sektöründe Y alanında deneyiminiz var.
Sonraki 5 sene başka bir sektörde Z alanında deneyiminiz var.

Siz ilk 5 seneki deneyiminize benzer işlere başvurmak istiyorsunuz. Şansınız yok mu?
0
Bluesque
(23.01.21)
şans var tabii. ama az maalesef, genelde son çalışılan işi dikkate alıyorlar. ön yazında X yıl şu işte de deneyimim var, bu alana dönmek bana heyecan veriyor, istekliyim vs vurgularsan dikkate alırlar belki
0
noxell
(23.01.21)
şans her zaman var alakasız bir A sektörüne bile girebilirsin.

burada önemli olan pozisyonun içeriği. mesela sen 5 yıl Z sektöründe çalıştın diye acaba X sektöründe paslandın mı? %100 çalışma verimine kaç ayda ulaşabilirsin. seni 4 ay beklemek yerine acaba Z alanında başka birini mi alsak?

gibi düşünceler ortaya çıkar.
0
duyurukullanıcısı
(24.01.21)
Görüşmeye gittiğinde kendini ne kadar güzel anlattığında önemli, ancak maalesef genellikle son çalışılan sektöre göre özgeçmişe bakıp değerlendiriyorlar.

Ön yazı dedikleri gibi önemli, ayrıca iş görüşmesinde görüştüğün kişilerin iletişim bilgilerini almak ve görüşme sonrasında o sektöre ve işe olan ilginden bahsederek bir teşekkür maili atmak bende hep işe yaradı son 3 işimden 2 sine bu şekilde maile cevap alarak girdim ve o işler o an çalıştığım sektörle bağlantılı olmasına rağmen bambaşka tecrübeler gerektirmekteydi.
0
cuma
(24.01.21)
(4)

Elektronik bir ürün üretip satmak

crazyblood
Merhaba iyi günler, tarım sektöründe kullanılmak üzere basit bir ürün tasarladık, içerisinde lithium ion piller ve elektronik devre var, bu ürünü üretip internet üzerinden pazar yerleri aracılığıyla satmak istiyoruz, pazar yerlerinde satış hesabımız, vergi levhamız vs. mevcut. Bu ürünü üretip satabi
Merhaba iyi günler, tarım sektöründe kullanılmak üzere basit bir ürün tasarladık, içerisinde lithium ion piller ve elektronik devre var, bu ürünü üretip internet üzerinden pazar yerleri aracılığıyla satmak istiyoruz, pazar yerlerinde satış hesabımız, vergi levhamız vs. mevcut. Bu ürünü üretip satabilmek için kanuni olarak nasıl bir yol izlememiz gerek? Hangi belgelere ihtiyacımız var? Doğrudan satabilir miyiz?
0
crazyblood
(23.01.21)
öncelikle ürününüzün patentini alın.
vergi levhası da varsa sorun olmaz. doğrudan satabilirsiniz.
0
ankarakecisi
(23.01.21)
benzer bir tarım cihazı yaptık, müşterimiz de türkiyedeki en büyük holdinglerden biriydi. hiçbir belge (ce-tse) talep etmediler. direkt faturasını kesip yolladık. özetle hiçbir belgeye ihtiyacınız yok. bir istisnası garanti belgesi olabilir. bu belgeyi üretirken bir tescil kodu almanız gerekiyor. ama n11 vs size bu belgeyi sormaz. müşteri de durduk yere nerde bu belgenin tescili demez.

patent konusu karışık. öncelikle ürüne patent alınmaz. patent bir yeniliği tescil eder. burada da eğer bir yenilik varsa bunun nasıl ifade edileceği çok önemlidir. wipo vs patent kayıtlarına bakarsanız (tpe de olur) benzer onlarca-yüzlerce patent vardır.
tahminin gsm veya wifi, toprak nem ısı birşey sensörü yaptınız.

patent de kendi başına bir kazanç ifade etmez. pantetin kimi nasıl engelleyeceğini size nasıl bir ticari avantaj sağlayacağını çok iyi planlamış olmalısınız. yoksa boşuna masraf. tpe sitesine girin ilk 1-2 yıl ödemesi yapılmış sonra terk edilmiş patent sayısına bir bakın ne demek istediğimi anlayacaksınız.
0
orpheus
(24.01.21)
Cevaplar için teşekkürler, patent başvurusu niyetimiz yok zaten, ürün çok fazla satılacak bir ürün değil ancak tek üreticisi biz olacağımız için bizi çevirecek kadar satılacağını düşünüyoruz. Yasal olarak satmamızda bir sıkıntı var mı? Ce belgesi, tse belgesi vs. zorunlu mu diye merak etmiştik, cevaplar için tekrar teşekkürler.
0
🌸crazyblood
(24.01.21)
öncelikle hayırlı olsun.

patenti karşılayacak maddi gücünüz yoksa almayın. ben kopyaladım diyelim eğer bir avukata x para verip beni takip ettirecek kadar paranız yoksa almayın. tr'de çok kötü o işler.

tüm resmi işlerin gerekliliği (belgeler, şirket, tse vb) işler büyüyünce önünüze geliyor. o zamana kadar elinizdeki pul kadar parayı da belge lazım diye çar çur etmeyin. ürüne harcayın.

ben sizin yerinizde olsam internetten girmem. çünkü yeni bir ürün ise tüketici bunun tam ne işe yaradığını anlamayacaktır. onun yerine kısa bir süre direk satış ile başlayın. gidin kullanıcıya anlatın satmaya çalışın.

bir ürünü yapmak değil onu satmak onu değerli kılar

her ne kadar gözbebeğiniz gibi görsenizde mutlaka sorunları vardır. bu sorunları kullanıcı ile direk satış yaparken alacağınız eleştrilerden göreceksiniz. çoğu zaman mesela bu adımda ürünün ismi değişir. ürünün ismi çok önemli.

vergi levhanız var ise bir nace koduna bakmak faydalı olur. muhasebecinize sorun gerekiyorsa ekletin bir tane ilgili kodu. bence mutlaka bir danışmanlık ekletin. sıkışırsanız danışmanlık diye kesersiniz faturayı.

başka sorunuz olursa buradan veya mesajdan ulaşın.
0
duyurukullanıcısı
(24.01.21)
(22)

Evleneceğiniz kişinin maddi durumuna bakar mısınız?

top_secret
Ekşideki başlığı görünce aklıma geldi, mesela biriyle tanıştınız;1- Aldığı maaş, yaptığı iş onunla evlenmenizde pozitif yada negatif etki eder mi?2- Aldığı maaştan vs bağımsız olarak, ödemesi gereken yüklü bir miktar (mesela 300 bin TL) borcu olsa bu durum evlenmenize engel olur mu?(Borç kumar vs. g
Ekşideki başlığı görünce aklıma geldi, mesela biriyle tanıştınız;

1- Aldığı maaş, yaptığı iş onunla evlenmenizde pozitif yada negatif etki eder mi?

2- Aldığı maaştan vs bağımsız olarak, ödemesi gereken yüklü bir miktar (mesela 300 bin TL) borcu olsa bu durum evlenmenize engel olur mu?
(Borç kumar vs. gibi bir borç olmayıp, ev araba tarzı da değil. Misal bitirdiği özel üniversitenin ücreti yada hasta bir aile bireyinin yüklü hastane masrafı gibi)
0
top_secret
(23.01.21)
1) Hayır, etmez.
2) Hayır. Ancak borcun neyden kaynaklandığına göre değişir. Örneğin kumardan kaynaklanan borç karşımdaki kişiye olan düşüncelerimi etkiler.
0
Başkalaşım
(23.01.21)
1-çok zenginse istemem gibi.
2-kendi maaşıyla ödeyebilecekse sorun yok
0
sttc
(23.01.21)
1. Maaşı zaten eğitimi ve kariyeriyle direkt ilgilidir, bu sebeple evet eder.
2. Eğer hali hazırda sahip olduğu bir ev - arsa - iş sebebiyle bu borç olmuşsa sorun etmem. Ama birine iyilik için bu borç varsa koşarak uzaklaşırım
0
otopsicocugu
(23.01.21)
1 eder.
2 borcun ne olduğuna bağlı. getirisi olmayan borç engel olabilir.
0
andlee
(23.01.21)
Eğer sorumluluk sahibi biriyse fark etmez
0
rapisa
(23.01.21)
1- Evet..

2- Evet
0
Andrew
(23.01.21)
bir kisiyle evlenmeye karar vermissem, o kisiyle uzun suredir sevgiliyim demektir. biriyle uzun sure sevgiliysem, her seyini kabul etmisim demektir. herifle takilip takilip hmm bunun maasi az, borcu cok, evlenmem hadi bye mi diyecegim? sonra da kendime evlenmelik zengin koca mi bakacagim?

ben egitimsiz, kariyeri olmayan biriyle sevgili olmam. sogurum zaten. cunku ben egitimli ve kariyer sahibi biriyim. kendim gibi orta halli biriyle olurum. fazlasinda gozum yok ama aziyla da anlasamam.

kendim gibi birinin de maasi, borcu sorun olmaz. illa benden cok alsin demem. benden az aliyor da olabilir ama egitimli ve caliskan olmali. ben de iskolik biriyim zaten. ya zaten boyle birinin maasi dusuk olamaz ki. genelde kendimden 10 yas buyuklere asik oldugumu da dusunursek boyle bir sey mumkun degil.

hem biriyle sevgiliysem zaten seviyorumdur yani. insan sevdigini bu sebeplerle birakip evlenmekten vazgecer mi?

mesela su an "o" bana gelse, borcu da olsa, isten de atilsa evlenirim.
0
batlegolas
(23.01.21)
Valla bakmıyorum diyen bana uyduruyor gibi geliyor, bir arkadaş ama güzel açıklamış yukarıda. Maksat eğitim seviyesi denkliği. Eğitim seviyesi aşağı yukarı aynı olan biriyle birlikte olunur, o an sizden az kazanıyor olabilir ama gün gelir sizin maaşınızı ikiye katlar.

Maaş önemli çünkü bir aile kuruluyor, herkes hayattan bir beklenti içersinde. Ailenin birliği bir nevi ekonominin de birliği demek. Aşırı zengin birlikte birlikte olmazdım zaten ben. Şu an manitamla aynı seviyedeyiz, eğitim ve aile denkliği olarak, iyi gidiyor bence.
0
Hallegadola
(23.01.21)
İkinci soru konusunda da kendisine araba ev alır o borç ödenir o sorun değil. Ailesine ona buna başkasına saçmasapan krediler çekilmişse kabul etmem, söylerim zaten.
0
Hallegadola
(23.01.21)
1- Evet
2- Evet. 300 bin tl dediğin rakam ayda 5 bin tl ödesen 5 senede bitiyor. Ciddi bir rakam yani küçük bir para değil.

Hayır diyen insan hayatında yokluk görmemiştir ya da kendisi zengindir, diğer tarafı dengeler. Bence evlilikteki en önemli konulardan bir tanesi maddi uyum. Bir tarafın maddi seviyesi çok iyi değilse de diğer tarafın bunu dengeleyebilmesi lazım, aksi takdirde sürünmek zorunda kalıyorsun. Huzursuzluk oluyor.
0
roket adam
(23.01.21)
ben okul okurken eğitimim için (rakamlar 50-100K değişebilir) toplam 750K borca girdi ailem...

ona göre de kazançlı olacağını düşünülen bölüm..

karşı taraftan da aynı oykuyu bekliyor insan..

benim borcum benim borcum politikasından ilerledim..

sonucta ben okurken aileme cocuguma yararım olsun diye de okudum..

karşı tarafta elini taşın altına koyup bu anlattığım gibi yapması gerekir/di..

sağlık konusunda TR sosyalist sayılır.. o kadar borç çıkacağını düşünmüyorum..

özel okul borcuna ise okuduğu bölüme bakarım, çalıştığı kurumlara bakarım, maaşına bakarım, açıkcası herşeyine bakarım ve karar veririm..

ben dert aramıyorum, eş arıyorum fikrini savunurum.

asya ya da ilyas diye ölümler kaldı mı emin değilim
0
hunharca ben
(23.01.21)
ekonominin sosyal ve kültürel hatta psikolojik (hatta ve hatta dolaylı olarak fiziksel) etkileri var.
saedec flört değil arkadaşlıklarda da sosyal yapı önemli? ztaen başka ne önemli olacak.

1-e heralde. maaş veya genel ekonomik hayat standardının benden "aşırı farklı" olması/olacağı garantisi çok yüksek maaş da olsa çok düşük maaş da alsa olumsuz bir yargıya sebep olur.

2-hayır. yüklü derken kime göre yüklü? bu soruyu sorana yüklü galiba? 30k kazanan insana yüklü olmuyordur.

özetle hayatını ne düzeyde yaşamak istemesiyle ilgili. az para kazanıyım, kendimi de geliştirmeyeyim. orta altı bi hayat yaşayayım diyen biriyle -serveti olsa da- sosyokültürel bakışı nedeniyle birlikte olmam.
0
rewlack
(23.01.21)
1) hayır. maaşından ziyade çalışabilme, disiplin, sorumluluk alabilme gibi özelliklerine dikkat ederim. yani çok yetenekli, zaman zaman çok para kazanabilen ama devamlılığı olmayan birine kıyasla asgari ücretle çalışan ama devamlılığı olan, insana güven veren birini öne koyardım. sonuçta birlikte yuva kuracağız, belki 30-40 senemizi birlikte geçireceğiz. o aralıkta yaşam standardımız, kazandığımız para belki 50 kez değişecektir ama insanın karakteri kolay değişmiyor. asgari ücret alıp da çok sıkıştığımızda ek iş bakacak bir kadını ayda 10 bin lira kazanıp zora gelemeyen, kafasına göre işi bırakan birine tercih ederim. ikinci kişinin "kötü" olduğunu falan söylemiyorum, kişisel tercih elbette herkes istediği gibi yaşasın ama konu evlilikse eğer ben bir insana ne kadar güvenebileceğimi ön planda tutarım açıkçası. para sonra kazanılır. kaldı ki sevdiğim insanla "parası olduğu için" evlenmeyi düşünmüyorum, para kazanıp kendi hayatımı idame ettirmeyi şahsi sorumluluğum olarak görüyorum. eşimin çok para kazanması pastanın çileği olur, çok önemli bir şey değil.

2) kolay bir durum değil tabii ama evlenmemize engel olacağını zannetmiyorum. yine karakter ve bakış açısı meselesi bu esasen. atıyorum ben kendi maaşımla bir tanecik çikelata aldım diye "o kadar borcumuz var sen para harcıyosun" gibisinden laflar ederse ümüğünü sıkarım. onun dışında problem değil, elimden geldiğince ödemesine de yardımcı olurum. sevgi kolay bulunan bir şey değil, birlikte mutlu olduğum insana borcu var diye rest çekemem. varsa var nabalım, kimin borcu yok ki şu zamanda, canımızı mı alacaklar?
0
der meister
(23.01.21)
hayır diyenler yalan söylüyor. tr'deki boşanmaların %90'ı maddi kaynaklı şiddetli geçimsizlik kavga vs. kimse kimseye sen az para kazanıyorsun demiyor başka şeyleri bahane ediyor.

evleneceğin adam/kadın imza atmadan bir hafta önce sana geldi dedi ki benim 500k borcum var 15 yıl bunu kapatıcaz beraber

babayı evlenirsin.
0
duyurukullanıcısı
(23.01.21)
maaşına bakmam ama mesleği, mesleğinin geleceğine bakmak lazım karşılıklı.
Birimizin başına bir iş gelse diğeri tek başına evi döndürebilir mi?

borcu harcını kendi ödeyecekse sorun yok
yine de 20 bin borca ses etmem
300bin borç çok, sorumsuz biri demektir 300bin borcu olan kişi (mortgage veya araba kredisi hariç)
0
summatinyourteeth
(23.01.21)
Ben evlenmeyi düşünmüyorum ama Türkiye'deki evliliklerin çoğu mantık evliliğidir.
0
rldofiui
(23.01.21)
1- evet
2- hayır
0
silah taciri
(23.01.21)
ikisi de sevgili olmamda sorun yaratmaz. ikisi de evlilik kararımı etkiler. maasinin/parasinin miktarina bakmam, ama neyi nereye harcadığına bakarim. ev gecimini saglayamayacak gibiyse evlenmem. sacma sapan seylerle parasini carcur edip temel seyleri kısıyorsa askimdan olsem de ciddi dusunmem. tek basina yasasa ev gecindiremeyecek insanla evlenilmez. evlilik sadece ask/sevgi isi degil, olmamali.
0
hazen
(24.01.21)
Sorunun cevabı 2 türlü,
1)mantık evliliği durumunda iki sorunun cevabı da evet.
2)aşkın gözü kördür derler, böyle bu durumda hiç bir şey negatif etki etmez.

Ama çevremde gördüğüm kadarıyla o deli divane aşklar de bir müddet sonra bitiyor. Tanıdığım boşanmış olan çiftlerin hepsi zamanında aşık olarak evlenmişler, zamanla aşk bitince maddiyat dahil daha önce göze batmayan şeyler sorun oldu ve kaçınılmaz son.

Kimse kimseyi kandırmasın maddiyat önemli, aşk karın doyurmuyor. Belki az maaşla yaşamak bir derece tercih meselesi olabilir, ama borç meselesi sakat.
0
zikardo
(24.01.21)
1- eğitim durumu ve hayattan/kendinden/evlilikten beklentileri, kariyer hedefleri benimle uyumluysa aldığı maaş sorun olmaz (uçurum yaratmıyorsa eğer. yaratıyorsa da zamanla bir şey paylaşamadığım için soğuma olabilir direkt olarak maaşı az ya ds benden çok fazla diye bitmez benim için. paylaşımla ilgili biraz). geliri için durum buyken yaptığı meslek çok daha önemli çünkü insanın yaptığı iş yaşama bakışını etkiliyor. burada yine işin içine sosyo-kültürel paylaşımlar giriyor. o yüzden mesleğine en başta dikkat ederim zaten.

2. yüklü miktarda borcu varsa eğer bunu kendi başına ödeyip eve de benim kadar katkı sağlayabilecek durumdaysa önemsemem. ama o, borcunu öderken evi yıllarca ben geçindirmek zorunda kalacaksam ve bu benim kişisel gelişimimi, kendimi gerçekleştirmek için harcayacağım kaynakları fazlasıyla etkileyecekse böyle bir evliliği yapmam.

elbette evlilik uzun bir sürecin meyvesi. yıllarca sevgili olup bunları görmezden gelip işler ciddileşince terk etmem. en başından zaten mesleği ve gelir durumu belli herkesin. hayatta beraber yürümek istemeyeceğim biriyle birkaç aydan fazla ilişki kurmuyorum (birkaç ay da tanıma evresi)
0
Mossy
(24.01.21)
1-) Evet
2-) Evet
0
nawar
(24.01.21)
1. soru icin "tembellik" diye cevap vereyim. iki insandan nefret ederim kadin erkek fark etmeksizin. tembel ve cimri olan. ikisinin de kokusunu alirim tabir-i caizse. boyle tiplerle arkadas dahi olunmamali ama is sevgililikten evlenmeye filan gelmisse ola ki; tembellik zaten hepsine bir anlamda etki ediyor; bu da vizyonu etkiliyor bence. Valla ben biraz isin vizyon tarafina bakiyorum. Ben dunyayi gezmek isterim; adamin hic o taraklarda bezi yoksa, cocuklarin egitimine degil de arsaya parayi yatirmak istiyorsa filan beni cok etkiler ki etrafimda da bu sebeple iliskilerin bittigini cok gordum.

borcu filan beni ilgilendirmez. ama destek de olmam; benim borcuma da destek olmasini istemem veya beklemem.
0
nefertarii
(24.01.21)
(17)

Komşuluk ilişkileri. Ben mi abartıyorum?

signore
Annemle 16 dairelik bir apartmanda oturuyoruz, alt daireye Iraklı bir aile geldi geçen ay sanırım. Bizimkilerde ölüm yıldönümünde bir şey dağıtma geleneği var, annem de ay başında dedemin ölüm yıldönümü için tatlı dağıtırken onların evine gidiyor çay vs. içiyor epey de sıcak davranıyor. Bir çift ve
Annemle 16 dairelik bir apartmanda oturuyoruz, alt daireye Iraklı bir aile geldi geçen ay sanırım. Bizimkilerde ölüm yıldönümünde bir şey dağıtma geleneği var, annem de ay başında dedemin ölüm yıldönümü için tatlı dağıtırken onların evine gidiyor çay vs. içiyor epey de sıcak davranıyor. Bir çift ve bir tane de küçük çocukları var, kadın ingilizce tek bir kelime bile bilmiyor, adam çat pat ama annemden daha iyi biliyor yine de. Translate'ten falan anlaşıyorlar.

Annem ilk günlerde diyor işte çocuğa yazık hiç arkadaşı yok vs o yüzden sürekli ağlıyor. Çocuk da annemi seviyor arada bize geliyorlar oynamaya. Annem böyle ilk hafta yemek götürüyor, sıcak davranıyor, gidip çocukla oynuyor falan. Kadın da çocuğu getiriyor bazen annemle oynamak istiyor diye. Hatta demişler ki bize Türkçe öğretebilir misin günde 1 saat falan. Ben hiç gitmedim ama onlar geldiklerinde normal bir şekilde ağırladım, çocukla top oynadım, adamla ingilizce konuştuk ettik. Basit Türkçe cümleleri yazdım öğretmeye çalıştım.

Neyse adamla ben ingilizce anlaşırken annem kadınla zerre konuşamıyor, translate de kötü zaten. Baktım annem bir anda soğudu tamamen ayağını kesti. Geçen dedim istersen bir ara uğra ne zamandır gitmiyosun. Yok dedi istemiyorum, gelirlerse de "annem evde yok" dedirtecektim sana. Niye dedim, zaten anlaşamıyoruz dedi.

Bugün eve geldik 9'a doğru, 5 dk sonra kadınla çocuk geldi, sesi mi duydular neyse artık. Mecbur içeri davet ettim, annem de balkondaydı, hasta olduğumu söyle vs dedi. Translate'ten annem hasta, bugün erken yatar yazdım. Azcık çocukla oynadım. O ara annem mutfağa girdi salona 1 dk geldi sadece. Kim aradı bilmiyorum ama kadın o ara eşiyle konuştu sanırım ve kalkıp gittiler. Bu arada kadın translate'ten geçmiş olsun vs. bir şey yazmış anneme de gösterdi giderken.

Ben çok sinirlendim bu olaylara genel olarak. Dedim ki gidip aşırı sıcak davranıp insanlarda beklenti oluşturuyorsun sonra bir anda bıçak gibi ilişkini kesiyorsun böyle iş mi olur. Empati yapıyorum o insanların yerinde olsam ne yanlış yaptık diye düşünürdüm. Yani ben de yarım yamalak anlaştığımız insanlarla aşırı samimi olmak iki günde bir gidip gelmek istemiyorum elbette ama ilk başta niye o kadar yakınlık gösterip bir anda böyle tamamen ilişki kesmek istiyor aklım almıyor ve arada ben kalıyorum. Ben bugün onlar hemen kalkınca kendimi çok kötü hissettim. Yarın bir tatlı vs. alıp çaya gitmek istiyorum mesela. Yani aslında istemiyorum ama onlara iyi hissettirmek için bir şey yapmam gerektiğini hissediyorum. Bana kalsa komşuyla ne iyi ne kötü olmak gerekir, şimdi ben bir şey yapmazsam sanki kötü olurmuşuz gibi geliyor aşırı rahatsız hissediyorum kendimi bu konuda. Abartıyor muyum sizce? Ne yapmalı?
0
signore
(22.01.21)
Bu yazdıklarınız salgının hayatımızda olmadığı bir dönemde mi geçiyor? Yazdıklarınız bana çok garip geldi. Salgın zamanı komşuyla bu kadar içli dışlı olmak garip, yeni tanışılan insanlarla böyle içli dışlı olmakta garip. Salgın zamanını geçtim annem herhangi bir komşuyla böyle çat kapı evimize gelinecek şekilde yakınlık kursa ben rahatsız olurdum.

Anneniz belkide evine böyle çat kapı gelinmesinden rahatsız olmuştur, belki kendisi çok şey yapmıştır komşusundan karşılık alamamıştır rahatsız olmuştur. Niye böyle yeni tanışılan bi iki insan için annenize kızdığınızı anlamadım. Ne gerek var.
0
GoodMorningTeacher
(22.01.21)
@GoodMorningTeacher salgın dönemi de maske falan takıyor zaten. Benim kızdığım şey dil sorunu olduğu en baştan belliyken neden bu kadar yüz verdi. En başta zaten bu mesafeyi korumak gerekiyordu. Şimdi o mesafeyi kimseyi incitmeden olması gereken yere getirmek için kendimi yükümlü hissediyorum. Hiç yoktan başıma iş açıldı sanki.
0
🌸signore
(22.01.21)
Evet anneniz garip. Bu davranışı sık sık tekrarlıyorsa sıkıntı. Yalnız siz onun hatasını telafi etmek için istemediğiniz bir şey yapmayın,yani yine selaminizi verin isterseniz görüşün de sırf anneniz böyle davrandı diye istemediğiniz bir samimiyet kurmayın bence onların da zamanla ayakları kesilir yapacak bir şey yok.
0
red g
(22.01.21)
*annemizin davranışı garip demek istedim:)
0
red g
(22.01.21)
Ya siz (aile olarak) bu ıraklı komşuyu çok kafaya takmıyor musunuz? Diğer komşularla ilişkileriniz de böyle mi ? Yani ben olsam (tamamen kendi tercihim) genel olarak komşularla çok samimi olmazdım.
0
infernalcadre
(23.01.21)
anladigim kadariyla anan sicak davranmak isterken bu sicakligin cikar amacli kullanilmak istedigini dusunmus. bence hakli da. (turkce ogretme meselesi)
0
nibba
(23.01.21)
Size anlatamadığı bir şey görmüş, yaşamış vs. olabilir mi onlarla? Aklıma en mantıklı açıklama bu geliyor.

Eğer böyle bir şeyler olmamışsa, annenizin yaptığı hoş değil ama çok büyütecek bir şey de değil. Zamanla herkes unutur zaten. Boşverin.
0
inawen
(23.01.21)
normalde böyle tutarsız davranışları var mı? yoksa kesin bir şey olmuştur bence. sadece size söylemiyordur anneniz. ne yapmalı; nedenini sormalı, cevap tatmin etmezse bile merhaba merhaba, apartmanda hal hatır sormalı devam etmeli.
0
anarsika
(23.01.21)
Abartıyorsunuz haklısınız. Madem bu noktaya kadar gelindi bence haftada 2 kez falan görüşün. Muhtemelen kimseyle iletişim kuramıyorlardır. eğer öğrenmeye çalışıyorlarsa türkçe öğretmenizde çok güzel bir yaklaşım olmuş
0
rapisa
(23.01.21)
*abartmıyorsunuz yazacaktım.
0
rapisa
(23.01.21)
Benim annemde millete yuz verir sonra buluttan nem kapar.
Onlarin da cevresi olmadığı icin annen sıkılmış olabilir.
Bi yalan uydur annemin bulasici hastaligi cikti diye, sen de denk geldikce gorusursun, kotu bisey yapmadilarsa.
0
durgunfoton
(23.01.21)
ben de okurken annenizi rahatsız eden bir hadise olmuş diye düşündüm. direkt komşuların kendilerinden kaynaklı da olabilir, başka birinin yorumundan dolayı bir soğuma da olabilir.
0
evanka
(23.01.21)
çok haklısın. anne tutarsız davranmış. o insnalar açısından da üzücü bir durum.
0
alicandan
(23.01.21)
Bence annen komşuların bir hatasını görmüş söylemiyor size, bu pasif agresif hareketi ben de çok yaparım maalesef. Annen bu kadar soğuk yapıyorsa bir bildiği vardır, ama annene sor bakalım inatla neden böyle soğuk yaptığını, konu dil değil bence. Valla aklıma kaçakçılıktan uyuşturucudan Iraklı herifin annenize sarkma ihtimaline kadar her şey geldi, elin Iraklısını çok fazla dert ettiniz bence. Bu pandemi zamanında ne tatlı alıp ziyaret etmesi. Boş verin ayakları kesilsin sizden.
0
Hallegadola
(23.01.21)
ya bu işte bizim tipik türk özelliği,

ara değer yok ya hep ya hiç. ya çok sıcakkanlı ya çok soğuk.

o sebeple biz misafirperveriz çünkü yabancılar ilk geldiğinde soğuyacak kadar kalmıyorlar.

yabancılar ile iletişimde insanın 10 kere düşünmesi lazım çünkü özellikle eğitimsiz yerlerden gelen insanların istekleri bitmeyecek. çocuğu senin nüfusa yazdıralım a kadar gider o.

yapılan yanlış en azından belli bir ara ile uzaklaşma imkanı vermesi lazımdı.
0
duyurukullanıcısı
(23.01.21)
annen kadinin ya da ozellikle adamin bir hatasini gormus ve size soylemiyor elini ayagini da ondan cekiyor.
0
oscar
(23.01.21)
şimdi elin adamını tanımadan sapık ilan etmeyelim de :) olay o kadar büyük olmayabilir, kadının istekleri anneye fazla gelmeye başlamış olabilir, başka biri ırkçı bir yorum yapmıştır ondan etkilenmiş olabilir. pencereden birşey silkelemişlerdir, kapıya çöp koymuşlardır vesaire vesaire, komşuluk bu, başka herhangi bir komşuyla yaşanacak sıradan bir problem yaşanmış da olabilir.
dil bilmeden bir yerde tutunmaya çalışmak zor. ben de parkta ıraklı bir kadınla karşılaşmıştım. kızı 1.sınıfa gidiyordu. online derslerde okumayı öğrenememiş, komşularından başka öğretecek kimse yok. öğretmen sürekli aileyi suçluyor, çocuğu aşağılıyormuş. ders için aldıkları telefonda çocuk sürekli tiktok izliyormuş. kadının tek umudu kızının sınıfta kalması, seneye yüzyüze eğitimin başlaması ve o şekilde öğrenebilmesiydi. böyle durumlarda yardımcı olmak iyiliktir yani hemen ters tepki vermemek gerek. sınırlar dahilinde yardım edilebilir. bence sınırların aşıldığını hissedince açık açık söylemek gerek, farklı kültür sonuçta bize fazla gelen onlara normal gelebilir.
0
evanka
(23.01.21)
(10)

hiçbir başarı elde edemeyeceğini bile bile parti kuranlar

avianthem
neden kuruyor?sarıgül mesela. neden?
neden kuruyor?

sarıgül mesela. neden?
0
avianthem
(21.01.21)
bu sorunun cevabını bilmiyorum. geçen gün türkiye ile alakasız bir ülkeden bana yüklü miktarda bağış geldi. bu bağış ile birlikte git parti kur dediler bana. partiyi kuracağım. parayı hangi kanallarda propaganda yaparak nasıl kullanacağıma kadar şartname var. yakında beni de ekranlarda göreceksiniz.
0
iddaaci
(21.01.21)
seçim için yardım topluyorlar. belki o paranın peşindedirler.
0
sttc
(21.01.21)
seçmeniniz, destekleyenleriniz olması kadar, var olan seçmeni bölmek de para getiren bir girişimdir. bkz. potansiyel bölücülük
0
ankarakecisi
(21.01.21)
Geçen bir video izledim partileri anlatan. Galiba buydu. youtu.be
0
pass
(21.01.21)
Kimsenin bu ise basarisiz olacagini bilerek girisecegini sanmiyorum. 95%inde bir umut, ya tutarsa dusuncesi vardir en azindan. Adam kendini kiyasliyor iste: birinin diplomasi bile yok diyor, faiz haramdir disinda ekonominin e'sini bilmiyor diyor, dis politikadan anladigi Israil, Filistin sadece diyor, otekinin liderlik vasfi yok miymiy diyor, benim bunlardan neyim eksik? Eksigim yok fazlam var, bunlar yapabiliyorsa ben hayli hayli yaparim bu isi. Bir de bu tarz guclu adamlarin cevresi yalaka, yardimci, hizmetli bir suru gereksiz alt kademe insanla cevrili. Onlarin gazina da geliyor. Atiyorum carsiya, esnafi gezerken kurtar bizi baskan, kurtar bizi vekilim falan gibi sozler duyuyorlar, saygi, hurmet goruyorlar gaza geliyorlar iste.
0
neverletyougodown
(21.01.21)
@iddiaaci arkadas biliyon birseyler sen :)
0
m orak
(21.01.21)
mesela atıyorum %48'e %49gibi bir oran çıktı diyelim. yani %3 var dışarda.

bu %3 kimin safına katılırsa o iktidar olacak.

o %3 için bakanlık bile verirler o kişiye atıyorum, babacan, davutoğlu, sarıgül vb.
0
duyurukullanıcısı
(21.01.21)
Sarıgül milyarder bi adam. Parası var, lobisi var, şimdi sıra geldi Türkiyeyi tekrar eski kaos günlerine götürmede kendi rolünü üstlenmeyi.. Amerikanın izni olmadan kimse parti kuramaz bu ülkede.
0
plastic_angel
(21.01.21)
Bkz Demokrat Parti başkanı Süleyman Soylu
Bkz Halkın Sesi Partisi başkanı Numan Kurtulmuş
0
Mistyimage
(22.01.21)
Akp Saadetten ayrılıp kuruldu

DSP CHP'den ayrılıp kuruldu

ANAP MSP'den ayrılıp kuruldu (yanlışım yoksa)

Yakın zamana gelirsek İyi Parti MHP'den ayrılıp kuruldu.

Yani İnce'nin kuracağı partinin ciddi bir oy alıp almayacağını kimse bilemez, hadi Sarıgül'ün biraz yüzü eskidi, ama İnce'den umudum var.

İnce'nin genel başkanlık seçiminde kurduğu şu cümleler beni çok etkilemişti, birebir olmasa da aklımda kalanlar;

"arkadaşlar genel başkanın nasıl seçileceği tüzükte var, ama nasıl gideceği yok. Hepimiz insanız, ben de yarın koltuğa yapışıp gitmek istemeyebilirim, gelin tüzüğe bir kural koyalım, üst üste iki seçim kazanamayan genel başkan değişmek zorunda olsun"
0
John Bloor
(22.01.21)
(1)

elektronik müzik dinleyicileri

valentinov
bunu neden dinlemiyorsunuz?https://www.youtube.com/watch?v=5lMmnfVylEE&ab_channel=AStateOfTrancebu gece 1000 diyor adam. durmak bilmeden, her hafta 2 saat program yapmak büyük iş.
bunu neden dinlemiyorsunuz?

www.youtube.com

bu gece 1000 diyor adam. durmak bilmeden, her hafta 2 saat program yapmak büyük iş.
0
valentinov
(21.01.21)
çok standart loopları almış dj sarmadı beni bir elektronik müzik dinleyicisi olarak
0
duyurukullanıcısı
(21.01.21)
(5)

rtx 2060 vs gtx 1660ti

we are floating in space
hangisi?
hangisi?
0
we are floating in space
(19.01.21)
2060 havada karada
0
proletarier aller lander vereinigt euch
(19.01.21)
ref model degilse tabi ki de 2060
0
nibba
(19.01.21)
2060 net olarak daha performanslı ama fiyat farkı varsa fiyat önemli ise tartışılabilir yoksa tartışılmaz.
0
fezagezgini_4
(19.01.21)
rtx 2060 daha yüksek performans skoruna sahip. Performans skorları sırasıyla;
13978 vs 12025
Ancak fiyat/performans verileri olarak gtx 1660ti daha iyi görünüyor.(abd fiyatlarına göre; 400usd vs 300usd)
Kısaca aynı fiyata alabiliyorsan rtx 2060, fiyat farkı çoksa gtx 1660ti da gayet iyi.
Aşağıda linki inceleyebilirsin:
(git:www.videocardbenchmark.net)
0
nalmes
(19.01.21)
render performance *** RTX2060 (133 fps) *** GTX1660ti (98.1 fps)

gpu.userbenchmark.com
0
duyurukullanıcısı
(19.01.21)
(9)

gereksiz "d" kullananlar beni kızdırıyor

sutcuyumbensutcu
ya çok açık köylülük ve türkçe katliamı değil mi? adam gitdi yazıyor ya da öpdü ya da kesdi vs. ve bunu herkes yapıyor. gereksiz yumuşamaya gerek var mı!!??
ya çok açık köylülük ve türkçe katliamı değil mi?

adam gitdi yazıyor ya da öpdü ya da kesdi vs.

ve bunu herkes yapıyor. gereksiz yumuşamaya gerek var mı!!??
0
sutcuyumbensutcu
(19.01.21)
Haklısın. Ben sert olması gereken ekleri yumuşak ünsüz olarak yazanlara da takığım.
1985'de... gibi. Doğrusu 1985'te.
0
himmet dayi
(19.01.21)
yapacam
edecem

gibi kullanımlar da buna benzer bir etki yaratıyor bence
0
owaki
(19.01.21)
gereksiz d kullanımı değil ki bu, yanlış d kullanımı. komik olduğunu falan mı düşünüyorlar acaba?
0
ardt
(19.01.21)
Yani evet temel eğitimden yoksun olduğunu gösteriyor karşımdakinin.

Dayım falan böyle yazıyor whatsapp grubunda mesela ve gözüm seyiriyor ama yapabileceğim bi şey de yok.

Siz de uyarabileceğinizi uyarın, uyaramadığınıza yutkunun hayat bu tarz şeylere takılınca çekilmiyor pek.
0
chicha_v2
(19.01.21)
araplasmis tipler yapiyor genelde. bazilari bilerek yapiyor.
0
baldur2
(19.01.21)
yok.
ama artık yazmayı geçtim; konuşulanı anlayamayan insanlar var. ana dilini anlamıyor veya konuşamıyor falan.
0
rewlack
(19.01.21)
yemek dadsız, duzsuz ve bişmemiş. her gün fox'un özeti.
0
duyurukullanıcısı
(19.01.21)
eğer verdiğiniz örnekler gibiyse, evet ben de sinir oluyorum ve gözümde bağlan olan de'nin bitişik yazılması, "ğ" yerine "y" yazılması kadar itici ve yanlış. rakamlardan/sayılardan sonra da millet takmıyor pek. "saat beşde/5'de", "eskisi kadar tad yok", "herkesde bir tuhaflık var" gibi kısacası fıstıkçı şahap olayından habersizler.

ama köylülük durumundan rahatsız olmuyorum. yani "dadsız duzsuz", "picamayla", "arabaya doğru goştu" gibi, bir köylünün bazı ifadeleri yerel ağızla telaffuz edişinde herhangi bir iğrençlik ya da yanlışlık göremiyorum.
0
m e b
(19.01.21)
Ona gelene kadar günlük konuşma yazışma esnasında çok lüzumsuz İngilizce kullananlar var. Çok gereksiz Arapça lafşar kullanmaya çalışanlar var. Amaçlarının saygıdeğer bir şekilde anlaşılmak değil kendini ispat edecek yer yaratmak olduğunu düşündürüyorlar, işin anadil saygısı tarafının umurlarına çok çok uzak olduğundan eminim.
0
1bir1bir1
(19.01.21)
(6)

çevirmenlerin yerini makinelerin almasına kaç sene var?

ardt
yahu kıçımızı yırtıp dil öğrenmeye çalışıyoruz ama google translate'in gelişmişliği de kafamı kurcalıyor. henüz tam olmamış tabi ama eskiye göre gayet iyi gibi. e belki de 5-10 seneye yüzde 95-99 oranında doğru çeviriler yapmaya başlayacak?mesela diyelim 1-2 dil öğrendik, bir işe girdik (iş daha çok
yahu kıçımızı yırtıp dil öğrenmeye çalışıyoruz ama google translate'in gelişmişliği de kafamı kurcalıyor. henüz tam olmamış tabi ama eskiye göre gayet iyi gibi. e belki de 5-10 seneye yüzde 95-99 oranında doğru çeviriler yapmaya başlayacak?

mesela diyelim 1-2 dil öğrendik, bir işe girdik (iş daha çok dil sayesinde girilen bir iş olsun, diğer yetenekler çok arka planda olsun), ya günümüzden 10-15 sene, hadi bilemedin 20 sene sonra "arkadaşlar hadi sizi yavaş yavaş gönderiyoruz, makineler yeterince gelişti" denirse? ya çalışmalarımız boşa giderse diye korkuyorum açıkçası. ne diyorsunuz bu duruma?
0
ardt
(19.01.21)
Yapay zeka birçok sektörde %100 insanın yerini almayacak. Ama çoğu alanda 5 kişinin yaptığı işi artık 2 kişi yapabilecek.

Çünkü yapay zeka uygulamalarıyla, bazı işleri yapmak kolaylaşacak.
Tercümanlık da büyük ihtimalle etkilenecek iş kollarından biri.

Hatta doğrudan konuşmayı algılayıp karşıdakine simultane tercüme edecek cihazlar tasarlanıyor.

Muhtemelen gelecek yıllarda birçok dokumanı birebir çevirebilecek uygulamalar görebileceğiz. Tercümanlar sadece kontrol mekanizması olarak bulunacak.

Şöyle örnek vereyim mesela finans alanında eskiden şirketin her harcamasının ilgili defterlere işlenmesi gerekiyordu. Bir sürü deftere sürekli kayıt yapılması gerekiyordu haliyle bu muhasebe alanında çok insan gücü demekti. Şimdi bilgisayarlar sayesinde tüm defterlere tek seferde kayıt yapabiliyorsunuz. Eskiden 3 kişinin yaptığını şimdi 1 kişi yapabiliyor.

Haliyle insan ihtiyacı azalıyor.
0
anten
(19.01.21)
Bence o kadar bile yok ya cayır cayır çeviriyor valla programlar, makale yazanı falan da var.

(bkz: gpt-3)

Tabii ki redaksiyona vs. ihtiyaç olur ama Netflix'te bile korkunç çeviriler görüyorken insan içinden Google Translate'e çevirtselerdi keşke diyor :)

Çevirmen linçine hazırım.
0
chicha_v2
(19.01.21)
google translate inanilmaz gelistirdi kendini, yillar oncesinden altavista babelfish'i hatirliyorum da reisin tonlamasiyla neredeeeen nereyeee geldik :)

bu arada youtube otomatik ceviri de inanilmaz basarili, google translate kadar iyi degil ama konusmayi taniyip cevirmesine sapka cikariyorum

senin de dedigin gibi 5-10 yila kimbili ne seviyelere gelecek
0
exlibris
(19.01.21)
bir çevirmen olarak şahsi görüşüm

2014, tercümanlık bölümüne yeni girerken: abi bu google translate böyle giderse işsiz kalacağız ya offf
2021, çalışırken: abi bu google translate olmasa işsiz kalacağım

işin şakası bir yana dediğiniz gibi makineler yeterince gelişti diye insan çıkarmaları bana gerçekleşmez gibi geliyor. çünkü o çevirinin redaksiyona ihtiyacı olması bir yana ingilizce bir şey sorduğunda ne demek diye açıklayacak insana da ihtiyaç var, telefonda kurumun derdini anlatacak zoom'dan görüşecek insana vs vs...

ha benim şimdiki aklım olsa zaten tercümanlık okumazdım lakin çevirileri doğru yapıyor diye insanların bilgi birikiminin yabana atılması kolay değil iş hayatında. belki genel geçer metinler üzerinden konuşuyoruz ama bunun en ufak bir hatanın bile hayati olduğu tıp çevirisi var, edebi çevirisi var, var oğlu var... kaldı ki sözlü çeviride insan sıcaklığının yerini tutmayacağını düşünüyorum karşı tarafla iletişim kurarken.

son olarak bu teknolojiler çok güzel olsa da özellikle türkiye için insan gücünden daha ucuza gelmeleri uzun yıllar alacaktır. bunlar naçizane görüşlerim, her biri dediğimin tam tersi şekilde de gelişebilir, nispeten yakın zamanda çalışmaya başlamış bir çevirmen olarak kendi gözlemlerime dayanarak söylüyorum bunları.
0
amugochi
(19.01.21)
1. dil öğrenmenin esas amacı çeviri yapmak değildir. iletişim kurmak ama daha da temelinde sadece zihinsel beceri kazanmak var. kompleks motor becerisi gibi düşünün. yani marjinal bi örnek vereyim; insanoğlu gemileri buldu ama yüzme öğreniyoruz hala gibi gibi.

2. çeviri olayında mutlaka üslup, janr vs böyle şeyler gerekli. çeviri sadece teknik bişey olmadığı için insan faktörü her zaman önemli olacaktır diye düşünüyorum.

bi de artık dünya değişiyor, yani dünyanın kendisi/düzeni bizzat değişiyor. tüm bu değişimler olacakken 20 sene öööyle oturup beklemesin bi zahmet meslek sahipleri. burada sadece çevirmenlere seslenmiyorum her meslek için geçerli bu olay. sürekli gelişime, dönüşüme açık bireyler olmak şart. ikinci üçüncü uğraşlar, işe dönüştürülebilecek ilgi alanları, hobiler bulmak şart. ilk işinize gerek kalmazsa diye de değil; ilk işinizi daha nitelikli yapabilin diye şart.
0
rewlack
(19.01.21)
çevirmenin iş gücü azalır yani standart bir çeviri atıyorum 3 kişi ile yapılıyorsa bu 1 e düşer ama sonlanmaz. çünkü kavram, anlam, duygu ve düşüncenin aktarılması konusundaki kelime seçimini makine yapamaz yapsa bile çok standart çeviriler çıkar.

bu 3ten 1e düşme mevzusu da umarım çevirmenlerin daha çok dil öğrenmesine vesile olur.
0
duyurukullanıcısı
(19.01.21)
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler basond, compumaster, fraise, kibritsuyu, rakicandir
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır.