okumak cehaleti alıyor, eşeklik baki kalıyor.

edit: aşağıdaki fotoğrafta oyuncaklarla oynayacak çocukları görebilirsiniz kobanide


cache3.asset-cache.net

“Sosyalist Gençlik Derneği Federasyonu (SGDF) olarak iki ay önce Ankara ’da bir toplantı düzenledik. Bu toplantıda bir yaz kampı yerine ezilen insanlarla dayanışmak adına Kobani’ye gitmeye karar verdik. Amacımız oradaki ezilmişliği ve insanların psikolojisini anlamaktı. Oradaki insanlara bir yardım eli uzatmak adına böyle bir çalışma başlattık. Biz daha önce Roboski’ye de gittik. Amacımız Roboski’de olduğu gibi Kürt ve Türk kardeşliğini göstermekti.Kobani’deki savaşın sadece Kürtlerin değil, Ortadoğu ’daki bütün halkların savaşı olduğunu göstermek için oraya gitmek istedik. Bu plan çerçevesinde iki aylık süreçte çocuklar için oyuncak topladık. Kobani’de bir anaokulu kurma projemiz vardı. İlerde bir kütüphane çalışması yapmayı düşünüyorduk. Kütüphane için İngilizce, Arapça, Kürtçe ve Türkçe kitaplar topladık. Kobani’deki kadınlar için elbise ve sağlık malzemeleri topladık. Yola çıkarken yanımızda süt, mama ve çocuk bezi bulunuyordu. Kobani’de yaşanan sıkıntıları bir nebze de olsa azaltma amacındaydık."

www.milliyet.com.tr

Orada ölen iki kişi benim fakülteden arkadaşımdı. Bir ideolojileri vardı ama tabii ki gayet normal ve düzgün insanlardı (yani şöyle bir cümle kuruyor olmak bile utanç verici ama neyse anlayın siz). Böyle bir şeyin başlarına gelebileceğini düşünmediler demek ki. Aksi takdirde körü körüne gideceklerini sanmıyorum.

Halen okumayanlar var herhalde: ÇOCUKLARA OYUNCAK GÖTÜRÜYORLARDI.

Aha bu da link, istediğiniz kaynaktan okuyun: www.google.com.tr

ilgisi varsa puzzle, maket (uçak, gemi, araba vs.) gibi şeyler yapabilir.

benzin parasını verin gezsin.

Arabası yok. Gezebilme imkanı da yok. Yoksa tatil düşünmüştük.

Yapboz, kafayı bildiğin boşaltıyor, sadece ona yoğunlaşıyorsun. Terapi bi nevi.

yapboz vermeyin. bir süre sonra özellikle de tıkandığı yerde ben napıyorum lan deyip yalnızlığıyla çok daha sert yüzleşebilir. fiziksel olarak da hareket gerektiren şeyler bulun.

spor, müzik aleti çalma, sosyal sorumluluk projelerine katılma, briç vs. gibi oyun gruplarına katılma...

dizilere sar. tonca mükammel dizi var. indir indir izle.
facebook'ta takıl, yeni insanlara yaz; oluyorsa, yapabiliyorsan yürü.

hobi bahçesi?

yaş olarak olmasa da ruh hali olarak size çok yakınım. intiharı falan da düşündüm.
1-2 hafta kadar önce apartmanın âtıl bahçesiyle bi ilgilensek mi dedi sevdiğim adam. biliyorum benim için söyledi. tamam dedim. kolumu kaldıracak halim bile yoktu o derece depresif modda idim.

1-2 hafta içinde o bahçe ile uğraşmak, çalıyı çırpıyı temizlemek, tırmıklamak, toprağı bellemek çapalamak gübrelemek, arada çıkan kedi boklarını temizlemek nasıl iyi geldi bilseniz.

şimdi her akşam bir an önce eve koşup bahçemi sulamak için can atıyorum. sulama yaparken arada kendime de yağmur yapıyorum çok eğlenceli oluyor.

bu arada bi tane de hamak kurduk bahçeye. sonra meş'ale aldık 2 tane, akşamları onları yakıp çay demleyip içiyoruz.

bildiğim kadarıyla avrupa yakasında arnavutköyde, anadoluda da beykozda hobi bahçesi var. belediyeden kiralanıyor.

apartmanınızın minicik bahçesi varsa orada da yapabilirsiniz.

hiç olmadı eve kasa getirin 4-5 tane, onlara bi şeyler dikin.

bi de evcil hayvan sahiplenin. bir sürü muhtaç kedi köpek ilanı var. inanın bana en en en iyi antidepresan ve arkadaş, onlar.

bizi bekleyen güzel günler olmadıgına kanaat getırmiş olup,en az sevıyede olan insanlığa inançıda diğer inanç anlayışları gibi kaybetmiş bulunmaktayım.yazdıklarına üzülerekte olsa katılıyorum.

Bir süredir ben de aynı durumdayım. Akşam uykumdan uyandım, uyuyamadım. Kabus falan. Ölümde bile siyaset yapılır hale geldik. İnsanoğlundan nefret ediyorum bir süredir.

Ayrıca güzel şeyler elbette oluyor ama onları da kendi ellerimizle yıkıp yağmalıyoruz. Ya da yapılan güzellikler yetmiyor. Artık kafam almıyor o kısmı.

gerçekten kapalı bir kutuda yaşıyormuşsunuz. dünyada katliamlar cinayetler her daim oldu olacakta. Rwanda katliamı, Holokost, bosna vb her daim oluyor. suruç bunların yanında mikro ölçekte kalır. o yüzden dünyaya küstüm artık tavrı iyi niyetli ve masum olabilir ama fikrimcr aynı zamanda korkakça ve tatlı su hümanistliği içeren bir durum.

Ha birde aliya izzetbegoviç, oscar schindler, reanda da adını hatırlayamadığım diğer bir insan gibi insanlarda var, umudumı kaybettm ölmek istiyorum demeyip savaşan, mücadele eden ve değişiklik oluşturan insanlar.

seçenek senin, kolay yolu seçip insanlığa inancını kaybetmiş düz adam olabilirsn veya diğer seçeneği seçebilirsn.

konu hakkında en enterasan sözü ise hitlern söylemesi hem ironik hem trajik; "mücadele etmeyrnin yaşam hakkı yoktur"

Dünyada tarih boyunca yaşanan katliamlar veya yaşamımız boyunca tanıklık ettiğimiz ölümler olmasa zaten mikro ölçek olarak tanımladığınız bir olay "son damla" etkisi yaratmazdı.

İnsanoğlu her duyguyu içinde barındırıyor. Dönem dönem ümitsizliğe kapılmak ve hatta elini ayağını çekme dürtüsünü hissetmesi de mücadele etmek istemek kadar doğal.

Ben tabii kendi adıma konuşuyorum.

Arada beyin resetlemek istiyor ki biraz dinlenebilsin :)

insanlığa olan inancınız dünkü olaydan sonra yok olduysa yine iyiymiş.

dessy; tv izlemeyip haberlere bakmayınca beyin resetleniyor tavsiye ederim. bazen dünyadan habersiz 1 ay geçiriyorum mis gibi oluyorum.

efrasiyab +4887643788

efrasiyab87, tv izlemiyorum zaten. sosyal medya hesabımı da kapattım. haber okumamaya çalışacağım bir süre. kesinlikle işe yarıyor, haklısın.

efrasiyab +87, daha güzel özetlenemezdi sanırım. içinde insanlık kırıntısı bulunan herkes, dünkü patlamanın görüntülerini izledikten sonra az ya da çok üzülmüştür. buna kayıtsız kalmak mümkün dğeil; ama dünyanın her yerinde, her gün birileri korkunç şekilde can veriyor.

"insanlık" tanımını gözden geçirmeni öneririm. başta eski ve yeni dinlerin etkisiyle, insanların kendini diğer varlıklardan üstün görüp özel olduğuna inanması ve dolayısıyla kendi yarattığı değerlerin en güzelini sahiplenmesi, insanoğlunun "güzel" olduğu algısına yol açıyor. sonra da bir bomba patlayınca, bir katliam olunca "insanlık ölmüş" diyoruz. hayır; gördüğümüz şeyler, insanlığın ta kendisi. tıpkı "iyi"likler gibi.

sadece "iyi" veya sadece "kötü" diye bir şeyin olmadığını idrak ettiğimiz gün yine üzüleceğiz belki ama şu anki kadar yanmayacak canımız.

tabii ki insanlar her gün ölüyor ama aklımıza en çok yanı başımızda olunca geliyor maalesef...@efrasiyab ın verdiği örnekler tabii ki doğru ama her anlamda hem mekan hem zaman olarak yakında olması zaten dessy'in dediği umutsuzluğa yol açıyor...

patlama anının olduğu video da kurtulan bir kadın patlama olduktan sonra üstüne başına vurarak isyan edişidir zor olan...bunu bekliyomuş gibi çıldırmasıdır....şok anı yaşamamasıdır...kaçmamasıdır....

insanın vahşi kötü olduğunu zaten kabulleniyosun bunda bi problem yok ara ara yüzüne hiç beklemediğin anlarda çarpınca sarsılıyorsun...insanlık tanımı bu zaten demiş @der meister mesela...ben bu kadar bilimsel bakamıyorum maalesef....o zaman her şeye bir kılıf uydurup duygularından kaçıyosun...ölenler ve öldürenler için "mantığa" büründüğümüz işte o an duygusuz varlıklara dönüşüyomuşuz gibi geliyor...oysa ki o dediğimiz mücadele saf duygulardan oluşuyor....

hani derler ya bazı hayatlar adanmış hayatlardır diye ondan vazgeçiyo insan istemeden de olsa oyuncak götürürken bi yere patlayabiliyosa vücudun, ölebiliyosa arkadaşların maalesef dediğiniz gibi tekrar tekrar insana, iyiliğe, hatta hatta pasif direnişe olan inancınızda kayboluyo maalesef

en azından ben böyle düşünüyorum...

Karaagac taki kopruler muhtesem onlari gezin. Bir de karaagacta emirgan aile bahcesi var inanilmaz peynirli gozleme yapiyorlar.

Carsida aydin tava ciger var o da muhtesem. Ben de bi kere gittim bunlari yaptim. Bir de carsida kapali carsi gibi bir yer var orasi gezilebilir. Badem ezmesi var meshur ama ben hic begenmedim siz ona da bir bakin.

edirne ciğeri yiyeceksin işte klasik olarak. ali paşa çarşısını gezersin, bu güreş yaptıkları yer var oraları dolaşabilirsin. denildiği gibi karaağaç tarafında güzel cafeler vs var. oraya gidersin işte lozan anıtı vs. diye yazar. eski tren garı vardı aynı yerde.

Beyazıt külliyesini ve karaağacı gezebilirsiniz. Lozan anıtını görebilirsiniz. Şükrü paşa anıtı da olabilir

Yiyecek olarak ciğer yiyin. Ciğer sevmiyorum diyebilirsin ama bu ciğer başka ciğer. Ben de normal ciğeri yemem ama bu efsane. Köfte yemeyin derim, her yerde aynı zaten köfte..

erken gidin, Karaağaç'a doğru giderken nehri geçince çok güzel kahvaltıcılar var bahçeler içinde.

Saglil muzesi diye de bir yer vardi ben skilmistim ama belki ilginizi cekebilir orayi da bi arastirin.

Sağlık müzesi +100000!! Ama ben sıkılmadım, o ayrı :P Arkadaşların bahsettiği köprüleri geçince (Karaağaç'taki) sorun birilerine yolu tarif ederler mutlaka. O yolda ilerlerken de çok güzel anıtlar, evler var.

uzun ama, olay soyle basladi www.eksiduyuru.com

ne kadar temiz duygularla ilişkiye girmişsin ama o yalan söylemiş. siktir et will'i.

şaka bi yana, çok düşünüyon. ilişkiniz olursa çok pis darlarsın da sen bu çocuğu. one night stand'e olur diyosan devam et. yoksa forget about it.

ya heyecanlandim. cunku hep boyle "o bana bakmaz yeaa" diye dusundugum, hatta dusunemedigim bir tip. hatta hala kendimi onun yaninda goremiyorum ama iste boyle kalbim pir pir.

duyulmasi gerektigi kadar, sinav daha bitmedi. 7 dakika kaldi bitmesine. normalde ben yazmayi dusunmuyordum, sinavi bittiginde gorusmek isterse o yazar diyordum aslinda ama sinav yok la. cok sinir oldum ders calisamiyorum simdi.

will'in amacı belli.

sor tabii. beklediğin hata. sana o lafları sarhoşluktan mı söyledi yoksa ciddi miydi öğrenmenin tek yolu ayıkken vakit geçirmek.


bu arada dengi değilim deme, aşk insanın gözünü kör eder, en çirkini bile tanrıça gösterir.

"normalde ben yazmayi dusunmuyordum, sinavi bittiginde gorusmek isterse o yazar diyordum"

çok düşünüyon. sen ugly betty misin gardaş? sen quasimodo musun? çekinenin çocuğu olmaz.

will'in amacı belli diyenleri de salla... amaaaan burda herkes insan sarrafı kesiliyor başımıza. kalbinin sesini dinle. iyi şanslar :)

Bence bu Will flört adamı değil, sevişeceksen de direkt ''sevişelim mi'' de sen de kurtul Will de.

Ama yok aramızda az da olsa romantizm ihtimali var diyorsan, çekinme zira biliyorsun ki ''Avrupa'da kızlar teklif ediyormuş'' afsdad, adam zaten yeterince ilgi görüyordur. Öyle mi yapsam böyle mi yapsam derken iyice kaçar gider, kültür farkı onlar bizim çekingenliğimizi filan anlamaz, ne yap ne et açık ol adama.

Kahve içeceksen , ''nerdesin kahve içelim mi'' de, bi kere iplemezse de bi daha peşine düşme.

kendime hakim olup hicbir sey yapmayacagim. sinavini sormayacagim. gorusmek isteseydi biliyor okulda oldugumu. ya erken gelirdi, ya cikinca yazardi, yapardi bir sey. muhtemelen o gece alkolun etkisiyle bi yakinlasma istegi duydu, belki ben cok tepkisiz davrandim diye yakinlasmadi, belki bi anda alkolun etkisi gecti bisey oldu. tepkisiz de davranmadim aslinda ya. "cekinmene gerek yok ki, cekinmesi gereken biri degilsin" dedim. bunu demeseydim de "sanirim senden hoslaniyorum" diyen adama ya ne deseydim? neyse, simdi yazarsam cok darlamis olabilirim her gun her gun mesajlasma. gerci dun ilk mesaji o atti ama cok da devami gelebilecek bir muhabbetimiz olmadi zaten. birakiyorum ben boylece. cuma gunu barda olacagimi da biliyor. isterse gelir, ki her hafta geldigi icin yine gelecektir.

Bacım sen Almanya'da değil misin? Bu Avrupalı erkekler bizim Türk erkeklerine benzemez bak, öyle taciz edercesine peşinden koşmaz bence adama yanlış mesaj veriyorsun. Sen benden daha iyi biliyorsundur ama onların kültürüne göre üstemelek biraz kabalık olarak kaçıyor, net mesaj vermen lazım.

evet ama isteseydi zaten bir sekilde hemen ise koyulmaz miydi? tanidigim ilk avrupali degil ki bu aslinda hem avrupali hem amerikali. oha pasaport cok saglam. kesinlikle yanlis hamlede bulunmamaliyim dasdafasda

letheavendangered, hemcinsinim ama bu "isteseydi sağ verirdi, sol göstermezdi" tavırları çok "kezbanvari", sorrrriii. Sonunda bu kelimeyi de söylettin bana! :D

Çocuğun ne isteyip istemediği değil, bence öncelikle senin ne isteyip istemediğini bilmen gerekiyor. Diğer duyuruna da baktım, anlattıklarından yorum yaparak söylüyorum: bence sen adamı olduğundan farklı görüyorsun ya da kendine güvenin yok.

Ben olsam ve ilgilenip ilgilenmediğini merak ediyorsam "sınav nasıl geçti?" tarzı bir mesaj atardım. Ne var yani? Türk erkekleri gibi "ay kıza bak mı?!" diyecek. Gayet arkadaşça bir mesaj. Üstelik dün de mesaj yazmış.

Tey Allam!

ya dessy, haklisin. ama darlamis olmak istemiyorum. isteseydi yazardi diye dusunmem tribal dusunmemden degil. bunaltmak, daha en basindan "bu ne yaa her gun her gun" dedirtmemek icin.

ama zaten mesaj attim asdasd. aynen dedigin gibi sinavin nasildi yazdim.

Ay biz yine randevulastik! *winkwink*
"Sinav"dan sonra atlamis frankfurta gitmis. Peheeyy. Soramadim da sinava girecegin sinifi aradim ama sinavin yokmus ki diye. Belki de ben yanlis baktim.

ben de çekiyorum bu özellikten. çareyi kısaltma kelimeler yapmakta buldum. sürekli kullandığım ve sürekli düzeltmeye çalışılan kelimeleri klavyedeki kısaltma şeysine ekledim. mesela ben ne zaman fakat yazsam FAKAT yapıyor. ben de fakat kelimesini fkt olarak kısalttım fkt yazınca direk fakat yapıyor.

anlarsınız umarım.

Fakat kısmında ben de aynı otomatik düzeltmeyi alıyorum. Yok mudur bunun bir çözümü? Hepsiyle tek tek kısaltma yapmak da sıkıntı :( Çok gıcık.

itunes.apple.com

böyle arayınca bulunmuyor ya, anneye fln sormak lazım, ya da hiç bulamazsan online bağış yaparsın ihh vs.

yine soruya cevap olmayacak ama bana da annem buldu.

Şehir? Izmir'de bir sürü bulabilirim size.

Önceki duyurularıma bakın. Dilerseniz ilgilendiğimiz Hakkari'deki aile için aracı olabilirim. Aynı şekilde Diyarbakır'da babası olmayan okul çağındaki üç erkek kardeşinin çalışması ile ailenin geçim sağladığı yer için de aracı olabilirim.

benim bildiğim hep öyle oluyor.

hep sert olur,en tazesi bile serttir

Evet sert, yemeden suya koyuyorum ben, çok az da olsa yumuşuyor, sonra kemirmeye devam.

hep sert olur normal. suda bekletebilirsiniz biraz.

O yüzden ismi keçiboynuzu.

pekmezini tüket bence.

www.google.com.tr

Cinsellik ima edilmese şaşırırdım zaten.

valla o kadar sert ki, accık ucundan bile kemirsem başıma ağrı giriyor. ama kansızlık olduğu için ne zaman memlekete gitsek elime verirler bi kilo keçiboynuzu al ye diye.

Ağacından toplayıp yerdim eskiden , sert oluyor hocam.

Babam kahve fincanina su koyup onunla uzun sure kaynatip yiyor. Yumusuyor mu bilemem ama yumusamasa her aksam ugrasmaz herhalde.

Ben sizin varış saatinizden 45 dk. daha geç varıyorum eve.

Mutfakta olmayı seviyorum, farklı yemekler yapmaya çalışıyorum.
Film izliyorum.
Yeni yeni yürüyüş yapmaya başladım.
Akşam yemeğine bir süredir görmediğim arkadaşlarımı davet ediyorum.
İstanbuldaysanız zibilyon tane etkinlik var, ilgimi çekene katılmaya gayret ediyorum.

Çünkü: www.google.com.tr

Ama tabii arada bir süreliğine bir şeyler yapmak istemediğim de oluyor. İnsanız neticede :)

6.15'te evde olmak <3

Benim eve varış saatim 6.45 ile 7.45 arası değişiyor. Çoğu zaman etrafı toparlayıp, yemek yiyip uyuyorum. En fazla dizi izleyebilir halde oluyorum.
Ama dans ettiğim zamanlar işten çıkıp kursa gitmek bir şey yapmış hissettiriyor idi, güne ekstra bir aktivite sığdırmak insana iyi hissettiyor. Deneyin bence.

6.15 iyimiş ben 7 15 gibi evde gibi evde oluyorum trafikle bucuğu buluyor bazen. Bir kompleks spor salonuna üyeyim bazen gidip basketbol oynuyorum. bazen hiç eve gelmeden dışarıda takılıyorum. bazen de sadece film kitap aylaklık yapıyorum ama ne olursa olsun özellikle geç yatıyorum çünkü çalışmak denen şeyin hayatımı çaldığı tribine giriyorum ve her ne yaparsam yapayım doya doya sıkılana kadar yapmaya çalışıyorum.

eksisozluk.com

iş çıkışı 3 gün spor, 1 gün dans, 1 gün evde film/dizi şeklinde ilerliyorum bu aralar.
televizyonun karşısında hiç oturma derim, ben tv karşına geçtiğim zaman en az 1-2 saat bir türlü kalkamıyorum, sanki uyuşturuyor insanı.
dans kursu ile başlayabilirsin, hem sosyalleştiriyor insanı.

155'den öte emniyet kaçakçılık şubesini mi aramam daha etkili olur peki? sahte içki ile kim ilgileniyor?

tapdk'nın sitesinde sıkça sorulan sorularda şöyle bir soru var.
"Aldığım tütün mamulünün sahte veya kaçak olduğunu düşünüyorum, ne yapmalıyım?"
"Aldığınız tütün mamulünü TAPDK’ya göndermeniz halinde size ayrıntılı bilgi verilecektir. Sahte veya kaçak olması halinde konu ayrıca ilgili birime de aktarılacaktır."

Tütün için süreç böyleyse, İçki için de büyük ihtimalle böyle işliyordur. Daha net bir cevap gelmezse Tapdk'ya mail atarsanız, bence en doğru cevabı alabilirsiniz.

155'i ara direk onlar yönlendirir. ne boka yarıyolar zaten bunu da biz yapcaksak.

Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi

www.milliyet.com.tr
bu haberde bahsi geçen taslak yasalaştıysa köşeyi bile dönersin

155'e güvenmiyorum önceden de gözlerimin önünde gerçekleşen bir suçtan dolayı 45 dk içinde 3 kez aramıştım ama herif bana polislerin meşgul olduğunu söylemişti ve bunu derken 30 metre ilerimden devriye görevinde yavaşça giden polis otosu öylece kaybolmuştu.

sanırım web sitesinden yazılı suç duyurusu yapacağım. en azından bir bariz yazılı belge orda dursun.

136 gumruk muhafaza ihbar hatti

@ali11 olayın gümrükle alaksı olduğunu sanmıyorum, türkiye içinde üretilen içkiler bunlar. kaçak da olabiir ama onu sınırda yakalamalaları gerekir sanıyorum.

Kacak yollarla ulkeye girdiyse gumruk muhafazanin yetkisindedir. Sadece sinirlar degil tum turkiye gumruk sahasi sayilir

@ali11 merzifon'da gümrük muhafaza var mı?

edit: "Samsun Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü ekiplerinin Amasya'nın Merzifon ilçesinde yaptıkları akaryakıt operasyonlarında Samsun Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü ekiplerinin Amasya'nın Merzifon ilçesinde yaptıkları akaryakıt operasyonlarında Samsun Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü ekiplerinin Amasya'nın Merzifon ilçesinde yaptıkları akaryakıt operasyonlarında Samsun Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü ekiplerinin Amasya'nın Merzifon ilçesinde yaptıkları akaryakıt operasyonlarında "

ben tatmin oldum..:)

Hiç olmadı Bimer'e yazsan? Onlar doğru kanala yönlendirir.

sıradan bir alarmlı saat alıp yatarken uzanamayacağın bir yere koy. illa ki kalkmak zorunda kalırsın.

Ben mesela telefonumu yatağa almıyorum, yatağın yakınına da koymuyorum. Daha çok radyasyondan dolayı. Odanın en ucuna koyduğum için sabah kalkmam da gerekiyor.

Ben telefonun alarmını da duyamıyorum bazen. Sinir bozucu bir şeyler koyuyorum alarma sabah sabah başımı ağrıtıyor o da.

O zaman klasik bir alarmı odanın en uç köşeine koyabilirsin. Kullandığın cihaz önemli değil, önemli olan onu nasıl kullandığın.

abi görüntü güzel de ucuz o ürünler ya :) normal insan yani

not: üründen kastım ayakkabı ve giyim içindi.

brazzers çok el attı o olaya be abicim senin yaşın genç herhalde. Lise'de onlarla büyüdük biz.

yıllık vergisi yüksek

Bi kere sanayiye götüremiyorsun anlayan usta bulmak imkansız, hep servise götürmek zorundasın o da sıkıntı yani servis fiyatları ortada.

Susayım diyorum dayanamıyorum.

Ne kadar leş bir soru ve ne kadar leş cevaplar. Beyni ile cinsel organı yer değiştiren ne çok insan var!

Şekerpare?

elma rendesi kakao tarcin ve biskuvi kitirini karistirip hamur haline getiriyorsunuz, elinizde top yapiyorsunuz, sonra hindistan cevizinde yuvarliyor ustunu kaplatiyorsunuz, tam ramazanlik ultra hafif, kucuk kucuk yani fazla kisiye dagitilabilcecek bir tatli, benim tavsiyem yaninda dondurma topu ile servis etmeniz. kalorisini dert etmezseniz cikolata sos dokulurse daha guzel olur. evde tatlilari cidden sekerli seven varsa elma rendesine biraz esmer seker ilave edebilirsiniz.
servis edilene kadar buz dolabinda bekler hicbirsey olmaz, disi hindistan cevizi ile kapli oldugu icin taze kalir.

mavicorap, tarifin adı nedir? elma rendesi kararmaz mı ertesi güne kadar?

geçenlerde iftara misafirliğe gittim arkadaşımın annesi haşhaşlı kek gibi birşey yapmış onu şerbetle haşlamış üzerine de krem şanti sürmüş çok güzel olmuştu. adı haşhaşlı revaniymiş yapımıda basit birşey.

sütlaç. bayılırım.

revani

Hazir baklava yufkasiyla baklava yapabilirsin.cok kolay.

Hafif bir sey olsun dersen yalanci profiterol.

sütlaç

Güllaç. Hem pratik, hem bereketli.

kadayıflı muhallebi. yapımı falan da kolay. yok böyle tatlı süper bi tadı var. google yaz çıkıyor zaten.

Bence pasta yapabilirsiniz, çünkü zaten pastalar 1 gün dinlendirildikten sonra asıl lezzetine kavuşuyor. Cheesecake falan da olabilir, göründüğü kadar zor değil limonlu cheesecake tavsiye ederim

Bence etimek tatlısı yap. Krem şanti yerine üstüne muhallebi koyabilirsin. Doktor ötkerin(böyle yazılmadığını biliyorum :) ) meyve sosları var üzerine de ondan gezdirirsin oooh mis. hem hafif, hem yapımı kolay, hem de bugünden yapsan da bir şey olmaz. Yanında dondurma ile de ikram edebilirsin.

Aranan kan şam tatlısı ile bulundu!!! anneanne rulez!!!

Bereketli yemek ne demek ki?

Bir yemegi digerinden daha bereketli ne yapar?

@inaniyorsun bari saygi duy bereketli olması için örnek; mesela elimizde 300 gr dana kuşbaşı var, bunu tek başına sotelesek 2 kişiye anca yeter. Ama bu et ile patatesli, biberli, domatesli, soğan-sarımsaklı bir tencere yemeği yapılsa 5-6 kişiye yetebilir, yani yemek daha bereketli hale gelir.

revani, irmik helvası, evde yapılan her türlü sütlü tatlı <3

O haberler bilincli yapiliyor. Yani oyle surekli bi teslim olma durumu yok. Olanlar cok nadir.

Bir arkadaşım orada jandarmada çalışıyor. Her hafta minimum birkaç kişinin teslim olduğu artık olağan bir durum.

O bölgede yaşayan bir ailenin tanıdıkları da teslim oldu.

Amaç nedir bilmiyorum. Tanıdıklarımın tanıdıkları kaçarak teslim olmuşlardı, onu biliyorum.

Kimsenin cevap vermemesi beni daha da korkutuyor :( :O

psikolog değilim, bir cevabım da yok ancak benzer duyguları paylaştığımızı söylemek istedim. ben etrafımdakilere değil ama kendime bir zarar vermekten korkarım hep. bilincimi kaybetmek, delirmek, vücudumun kontrolünü kaybetmek gibi düşünceler beni hep korkutmuştur. misal yüksek bir yerdeyken bir anda nedensiz yere kendimi aşağı atmak:) bu tarz düşünceler aklıma çok sık değil ara ara geldiği için rahatsız edici boyutta değiller şu an. genel olarak bu ruh halinden nasıl kurtulunur bilmiyorum maalesef. ama klasik bir cevap olarak; sanırım her şeyi kafaya takmamak gerekiyor. gün boyu beynimizin içinde o kadar savaş veriyoruz ki, şahsen benim beynim patlayacak gibi oluyor. bazı akşamlar yatmadan önce ışıkları kapatıp, bir mum yakıp 10-15 dk bomboş, hiçbir şey düşünmeden durmaya çalışıyorum, beynimi boşaltmaya çalışıyorum, beni cidden rahatlatıyor. cinnet noktasına nasıl gelinir bilmiyorum ama belki o noktaya gelmemek için meditasyonla ilgilenmek yardımcı olur.

Sizin dediğiniz daha çok panik&anksiyete atak anında yaşanan korkular gibi sanki. Yaygın bir şekilde yaşanan korkular ama tabii insanın yalnız olmadığını bilmesi güzel bir duygu :)

Ben daha çok böylesine iyi bir insanın bile cinnet geçirip etrafındakileri öldürmesi noktasına takılıyorum. Yani böyle bir insan dahi yaşayabiliyorsa bunu, hepimiz yaşayabiliriz?? Benden başka kimsenin aklının bir köşesine kazınmıyor mu bu? :( Cinnet geçirmemek için ne yapmak lazım? :/

panik atak var zaten bende:) panik atak anında ölmekten korkarken, bu tam tersi yani bambaşka bir şey gibi geliyor, sanki bir an kendimi öldürmek isteyecekmişim gibi.

ben psikoloğa gitmiştim ancak açıkçası çok da tatmin edici cevaplar alamadım, farklı psikologlardan yorum almak iyi olurdu gerçekten.

Bir insanın toplum içinde "iyi" olarak bilinmesi onun sağlıklı bir psikolojiye sahip olduğunu göstermez. Çok başka şeyler. Cinnete pekçok şey neden olabilir. Uzun süren fiziksel, psikolojik şiddet, maddi, manevi büyük kayıplar, uzun süren yalnızlık, boşluk, tatminsizlik vb. Cinnet geçirmemek için, sürekli haksızlığa karşı koyacak kadar güç elde etmeli, mümkün olduğunca fazla sevmeli, sevilmeli, uzun süre yalnız kalmamalı, basit şeylerden zevk almayı bilmeli.

Bu cinnet durup dururken gecirilmez. Illa ki bir sorunun vardir Bilinc altina atip bastirdigin ve ruyalarina bile girip seni uykusuz birakan. Kendi halini baskalariyla karsilastirmaya baslarsin, baskalari sana gore ne guzelliklerle yasarken, senin bunlardan nasil mahrum kaldigin filan aklina gelmeye baslar. Bu sey baskalari icin siradandir ama bunun yoklugu ve buna ulasamaman hayati cekilmez kiliyordur. Yavas yavas bu insanlari kiskanmaya, ayni zamanda da bunlardan nefret etmeye baslarsin. Boyle ufak ufak beyninde kucuk senaryolar kurgulamaya baslarsin. Ama bunlari surekli bastiriyor ve kimseye de acmiyorsundur. Hatta bu senaryolarin sacmalgini kendine ispatlamak icin disariya karsi daha iyi niyetli bile davranmaya baslayabilirsin.


Daha sonra baskalari icin onemsiz gorunen trafik tartismasi, esinle fatura yuzunden atisma vs. gibi olaylar bu bilinc altina ittigin senaryolarin bir anda su yuzune cikmasina sebep olur ve sonunda kendi canina da kiyarsin cunku hayatta kalsan zaten hayat boktan ve bu cinsyetlerden sonra daha da boktan olacaktir.


Kisaca, cozemedigin ve surekli gergin dolasmana sebep olan, bilincaltina attigin bir sorunun varsa cinnet gecirebilirsin. Yoksa gecirmezsin. Zaten bu cinnet gecirenlerin hemen hemen hepsinin cozemedigi bir sorunu sonradan ortaya cikar "esinden ayrilmisti", "is bulamiyordu", "kiz arkadas bulamiyordu ", "arkadaslari dislamisti", "zenciler tarafindan bullying e maruz kalmisti", "babasindan nefret ediyordu" , "kredi karti borclarini odeyemiyordu" vs.

Ama hepimizin sıkıntıları, uzun süren problemleri olmuyor mu? Ya da travmaları?

Ben senelerden beri borç içinde büyüyen biriyim mesela. Çözemediğim bir travmatik olayım var diyelim.

Kendimize bile anlatamakta zorlandığımız arka planda kalan dertleri falan sadece bir iki kişiyle paylaşmak yeterli oluyor mudur? Yoksa cinnet geçirenlerin hepsi problemlerini dışa vuramayan insanlardan mı oluşuyor?

İste olur olmadik seylere sinirleniyorsan, birilerini ya da herkesi kiskanmaya ve yavas yavas nefret etmeye basladiysan, kafanda da ufak ufak senaryolar beliriyorsa "agzina sicacagim onun, hele bir elime firsat gecsin" vs. diyerek, cinnetin esigine geliyorsundur.

Yani durum aslinda bu borc icinde buyumeni kaniksadin mi, yoksa sende hala kiskanclik/nefret gibi duygular ve dahasi senaryolar tetikliyor mu? Kaniksadiysan, bunun sebeplerini gorup, cozumunu de kabullenip bunun icin emek sarfediyorsan sorun yoktur.

Oluyor olmasına da birini 3/10'luk bir olumsuzluk dibe vurdururken, diğerine 6/10'luk olumsuzluk hiçbir şey yapmayabiliyor. İnsan sabit değil. Aynı olaylar farklı insanlarda çok başka etkilere neden oluyor. Paylaşmak, dışa vurmak çok çok önemli. İçte kaldıkça sürekli büyür dertler, zihnini kemirir durur.

Şöyle anlıyorum;

Her insan problem yaşıyor, sorunu var vs. vs.
Ama bu problemlerinin üzerine gidebiliyorsa, kendileri için savunma mekanizması kurabiliyorsa ve bu sıkıntılarını bir şekilde paylaşabiliyorsa SORUN YOK!

Böyle bir insan cinnet geçirmez öyle haberlerde gördüğümüz gibi, dimi? :)

Aynen oyle, yani problemi ufak ufak da olsa cozebiliyorsa sorun yoktur .tabi cozerken, duygularin durumu onemli, yani nefreti, kiskancligi , asagilik kompleksinden bu surecte kurtulmus mu? Yoksa cozum asamasi bunlari daha da mi guclendiriyor " sikerim boyle isi, ugras ugras nereye kadar!" filan dedirtmiyorsa, cinnet gecirmez . Cunku sahis bir cozumun varliginin ve bunun verdigi kismi huzurun farkinda.


Zaten yukarida bahsettigim olaylarda birey cozum bulamadigi icin cinnet geciriyor, kendince o da hakli.

Bir de buna cinnet getirmek denilmesi bence yanlis. Benzer kavramlar olan nobet/kriz vs icin gecirmek derken buna neden getirmek diyoruz? Sacmalik, ay cok sinirlendim 1!!!!!

Henüz gitmedim ama Prag' a ucuz diyorlar. giderim diye bir otel-hostel araştırması yapmıştım ben de bir ara iyiydi baya.

Prag.

prag'da bulunmuştum ama öyle uzun vadede ne yapılır düşününce pek de bi şey canlandırmadı bende. dubrovnik gibi olsa mesela; ama daha ucuzu. var mı öyle bir yer?

dubrovnik gibi denizli, belgrad gibi ucuz, barcelona gibi canlı!?

Belgrad.

berlin

berlin'de de belgrad'da bulunmuştum. belgrad küçük bir kere, bi baştan bi başa yürürüm bir ayda. berlin'de ne yapılır? charlie panpanın check point'i harici nesi meşhur? turkish kebap?

berlin ama barcelonadan ucuz sayilmaz.

lizbon

neden lizbon?

Lizbon çünkü Portekiz'in geneli ucuz, sıcak kanlı insanlar, eğlencesi de, tarihi de, kültürü de şukela. Hem okyanusu da var. Daha ne olsun? Benim en büyük hayallerimden biri orada bir iki ay kafa dinlemekti. Belki bir gün :)

booking araştırmam dahilinde lizbon fiyatlarıyla da göze çarpmaya başladı. güvenli midir? bir gün napoli treninden romalı arkadaş önerisiyle dönmüştüm de ''tek gitme, sikerler'' denmişti.

ben portekiz'de 10 gün tek kaldım, lizbon'da da sanırım 4 gün geçirmiştim. kadın halimle bana bir şey olmadı, neden olsunmuş? riskli olacağını düşündüğün bölgelere iç güdüsel olarak gitmiyorsan sorun yok zaten.

varşova'da 10 ay falan yaşadım yazları gayet şukela eğlence aktivite bazında.

kesinlikle Berlin. diğer yazılan şehirlerde 1 ayda sıkılabilirsiniz ama Berlin'de her gününüz dolu dolu geçer. her Berlin duyuşumda bir ah çekerim derin derin. yüce rebbim inşallah 2-3 yıl kesintisiz yaşamayı nasip eder orada. dinimiz amin. bu arada anılarım filan yok hee, berlin'de arkadaşım bile yok, öznel bir cevap değil yani. çok gidip geldim, her seferinde dönmek istemedim <3

berlin, viyana, pahalı olması dert değilse britanya üzerindeki herhangi bir yer. lizbon'da 1 ay sıkıntıdan patlarsın. (kardeşim yaşıyor)

lizbon +1 veya porto. çok yakınlar zaten.
6 ay kaldım. hiç sıkılmadım. en ufak bir tehlikeli durumla karşılamadım. şehir güzel, insanlar güzel, havası güzel, yemekleri güzel, şarabı güzel. avrupa şehirleri içinde en ucuzlarından biri. daha ne?:)

he berlin'in nesi meşhur demişsin, ona da cevap vereyim. yani öyle check point vs turistik atraksiyonları var, duvar filan var, ama bunlar değil yani mesele. berlin'de gece hayatı efsane ötesi, yaşayan gençlerin yaşam tarzı, kafeler, barlar, yeni insanlarla tanışabilme olasılığı, her gün yeni bir köşesini keşfedebilme, 1 ay'da dolu dolu bir şehri yaşayabilme fırsatınız olur berlin'de. çok turistik yerlerde mesela roma'da 1 ayda ne yapılır cidden aklım almıyor. çünkü berlin gibi hareketli, dinamik değil. koca bir sultanahmet gibi. tarih tarih nereye kadar? ben bir yerde 1 ay filan kalacaksam turistik şeylerden ziyade oradaki halkın yaşam tarzına bakardım.

2.5 ay için 3k € bütçem var. journey önümüzdeki hafta başlıyor ve yeşil pasaport britanya'yı kapsamıyor halihazırda (zaten kapsasa da pahalı kaçardı pound bize) oscar lizbon'a gidecek gibi, berlincilerin açıklayamadığı bir şey var sanki. sadece erkeklerin bildiği berlin olayı gibi bir şey varsa söyleyin ben de bileyim! deniz meniz de var, lizbon mis ve ucuz görünüyor. berlin'in nesi var? kreuzberg, kaldır elleri havaya

braga'da 15 gün kaldım.. porto ve lizbonda da birkaç gün kaldım.. portekize bayıldım genel olarak.. ispanyaya geçebilirsin rahatca.. akdeniz başkadır..

ucuz bir ülke.. avrupadan soyut biraz.. yakınında bir ada var bir de.. oraya da gdiersin baya bilinen bri ada.. adını unuttum :)

avrupa sayılır mı ki?: ukrayna. inanılmaz ucuz. çok da keyifli. vize de istemiyor. (giriş kapısında polislere bi 3-5 dolar corba parası atmak lazım geliyor sadece)

talinn, riga, vilnius, krakow. tek tek olunca 1 ay sıkar ama 1 ay içinde dördü birden çok keyifli bi şekilde gezilir. en uzun mesafe otobüsle 4 saat. öğrenci dostu kentler oldukları için atraksiyonu fazla ve ucuz. doğa zaten mükemmel. talinnde ucundan kıyısından beyaz geceler yaşanıyordur. her gece ayrı bir olay olur.

yukarıda saydığım kentlerin hepsinde kış çok uzun ve ağır geçtiği için yazı en dolu dolu yaşayan yerler buralar.

bonus: hepsinde kızlar on numara.

madem pahalilari eliyoruz ben olsam krakow'a giderdim.

Lizbon +1

Krakow yahut berlin !

Endülüs. Cordoba veya granada. Ucuz ve sahane.

ilk durak iber yarimadasi olacak gibi (insan, okyanus ve fiyat faktorleriyle agir basti) ucuz ucak arayislarindayim. (help me if u can) agustos icin guzergah berlin olabilir. (bira askina)

Dessy soruna cevap değil ama ben şu tarifi kaydettim güya hala yapıcam, gördüklerimin arasında en değişiği buydu belki ilgini çeker:D
Gerçi bu sıfırdan yapmıyor :

www.popsugar.com

animalman, inşallah siteden uçurulursun.

evde yapılan sabunlar profesyonel sabunlar kadar cildi koruyan nemlendirici vs içermediğinden, ph'ı profesyonel laboratuvarda ayarlananlar kadar cilde uygun olamayacağından (sabun aslında baziktir ancak cilt asidik olduğu için bir şekilde ph'ı 5.5'e yani cilt pH'ına yakınlaştırılır ki cilt ile tepkimeye girip zarar vermesin) ev yapımı sabunlar cilde ciddi zararlar verebilmektedir. nitekim her türlü laboratuvar ekipmanımızın olduğu profesyonel bir lab'da yaptığımız sabundan sonra bile elde garip bir his kaldığını gördük. profesörümüz de yukarıda yazdığım bilgileri vermişti. her şeyin ev yapımı en sağlıklısı olmuyor :) özellikle de kimyasal maddelerle yapılan işlemlerde.

animalman, cevabın iyi ki silinmiş ve umarım gerçekten uçurulursun da.

sen zaten duyuruya cevap vermedin. alakasız yorum yazdın, geyik mi yaptın, yorum mu belirttin, orası beni ilgilendirmiyor ama sabunla ilgili bir şey demediğin kesin.

onun yerine dedin ki "işe önce yahudi bularak başla". sonuna da gülücük işareti çıkardın ki cümlenin pıtırcık esprisi olduğunu anlasın biz zavallılar.

cevabın silindi diye de şimdi hz. muhammed'den girip başka yerden çıkıyorsun.

yobazlıkta bu ülkenin top 10'ine girebilirsin.

önemli olan müslüman olabilmek değil, önemli olan önce insan olabilmek.

lütfen saptırma duyuruyu da, soruyu da.

@animalman bir insandan nefret etmek için tanımaya, yüzyüze görmeye, sesini bile duymaya ihtiyaç olmadığının kanıtısın. savunduğun fikirler de, onları savunuş yöntemlerin de leş gibi. bence de umarım atılırsın çünkü bilgi dağarcığında (if exists) duyurudaki kimsenin işine yarar bir bilgi olduğunu sanmıyorum.

ya susayım susayım diyorum da her seferinde cevap bildirimi gösteriyor ulan sabun tarifi yazılmış diye bakıyorum ama sorudan alakasız şu cevapları gördükçe artık ben de bir şey yazmak istiyorum:

arkadaşlar soru açık ve net: evde sabun yapma tarifleri.

hayır çok komik olsa, orjinal bir espri olsa vallahi canım sıkılmayacak, hadi esprini de yapmışsın silinmiş, silinince de müslüman mağduruyetine bağlayıp ad hominem yapmanın ne mantığı var.

sorudan alakasız cevap verip sonra gidip duyuru açıyor millete sövüyorsunuz ''duyuru çok bozdu'' diye.

allah aşkına dolu bir içerikle yazmayacaksanız, bir kere yazdıysanız da daha fazla uzatmayın , ne gerek hakkaten mantıklı mı şimdi? ben yazdığım cevabı silsem de orada görüyorum ve ev sabunu tarifi verilmiş zannediyorum çünkü ilgimi çeken bir konu ve çünkü merak ediyorum. Ama alakasız ad hominem içerikli tartışmayı uzatmak hakkaten mantıklı mı şimdi?

bi susun bari.

bu arada ev sabunu tariflerini bekliyorum hanımlar.

Nefer, biz buna el atacağız sanırım: sagligabiradim.com

kostik soda zımbırtısı yerine kül kullanasım var ama arkadaş dedi, o da kanser riski taşıyormuş.

wtf?! biz ne kullanacağız?

vallahi çok şaşırdım bu tartışma kültürüne emin ol çok ''orijinal'' hahahahah

www.quickmeme.com

@dessy bir de şunu kaydetmişim bunda içerik daha az :D

www.popsugar.com

hem @eskiden sizofrendim simdi iyiyiz'in dediği gibi ph değerleri belli sabunları kullanmış oluruz :P

nefer, senin gönderdiğinde shaved soap var anacım. yani her durumda, eğer DIY tarzı bir şey istiyorsan, kendin yapman gerekecek katı sabunu, yoksa ben mi bir şeyler kaçırıyorum?

@dessy ph değeri çok oynamasın diye onları yolluyodum ben :D

Nefer, aradığımız kan bu olabilir!!!: www.diynatural.com

cs616228.vk.me

en büyüğü bu, yukarıdakinden farkı watermarksız olması

41.media.tumblr.com

bu boyuttan büyük a4 boyutları. dolayısıyla evet biraz kalite dususu olur ama sorun cıkarmaz bence

A5 yaptırsam daha mı iyi olur?

bu fotoğraf büyük güzel durmaz

Yani evet ne kadar küçük olursa o kadar iyi olur

A5 işte A4'ün de yarısı değil mi? O yeterince küçük bence, hı?

evet yarısı. bence uygundur:)

Ozellikle yabancilar icin degil ama uygulama olarak trafi var.

İngilizce mi o acaba?

Simdi baktim, ingilizce dahil dil secenekleri mevcut.

siz niye terk ediyorsunuz?

Şu hayvan sahiplendirme ilanlarının altında her seferinde ''sen niye bırakıyorsun'' tavrını bırakalım artık, adam sokağa bırakmıyor, çöp kutusuna da atmıyor, yuva arıyor. Demek ki bakamıyor ve yine bir canın sorumluluğunu üstlenerek güvenli bir yere teslim etmek istiyor. Sebeplerini sıralasa ''oo tamam haklısın'' deyince mi sahiplenilecek, niyeti olan zaten arıyor. Niyeti olmayan da anca mahkeme kurup burdakileri yargılıyor.

Kedi de çok güzelmiş bu arada.

neferkitty +100000!!!!

cevabı; "sanane amk" olan sorular sormayın.

kedinin maşallahı var bu arada. Benim Marvin'e benziyor.

Fidye, saglik sebebiyle oruc tutamiyorsan fukaraya bunun karsiliginda verdigin paraya deniyor.

Onu biliyorum. Fidyenin anlamını sormuyorum zaten.

zekatın ramazan ayında verilmesi şart değil. malvarlığının üzerinden bir yıl geçmişse ramazanı beklemeden vermek gerek hatta.

fitre yerine fıtır sadakası diyen de var, belki onu da duyduysan farklı bişey sanmış olabilirsin.

hayır. fidye, bir hastalık, bir musibet yüzünden oruç tutamadığın günlerde verdiğin bir şey. tam emin değilim ama gün başına 15 tl'den açılıyordu fidye. tabi zenginsen gücün nispetince artırabiliyorsun.

fitre, bayram namazına kadar vermen gereken ramazan ayı sadakası. bunun için de diyanetin belirlediği bir alt limit var. tabi bu da yine gücün nispetince doğru orantılı.

zekat, sadece ramazan'la ilintili bir şey değil. her yıl malının 1/40'ını gibi bir oran olmalı (emin de değilim) fakirlere dağıtmanla alakalı o. islam şartı zaten bu. yine yine yine, eğer durumun el veriyorsa.

Fitre, herkesin verebileceği bir günün karşılığı, fidye ise oruç tutamayacak durumda olanların tutamadıkları gün sayısı*x lira olarak verdikleri para oluyor sanırım.

Zekat 80 gram altından veya karşılığı bir paradan fazlasına sahipseniz ve bunu 1 senedir elinizde bulunduruyorsanız, bu paranın 1/40'ını fakir fukaraya vermek zorundasınız. Yani diyelim ki hesabınızda bir senedir 10bin lira var, 80gram altın şu anda 8bin TL civarında, demek oluyor ki 10bin /40 = 250TL zekat vermeniz gerekiyor. Zekat başka zamanlarda da verilebilir ama Ramazan'da yapılan ibadetler daha sevap olduğundan çoğu insan zekat vermeyi Ramazan'a denk getiriyor.

Fitre fıtır sadakası diye de geçer. Sanırım sizin dediğiniz küçük tutar şeyin adı fitre. Oruç tutan mükellefe faydası, onun bu ibadetini tamamlamak, oruçluya yakışmayan davranışlarla zedelediği ibadetinin eksikliklerini telafi etmektir. Diyanetin belirlediği fitre miktarı bu sene kişi başı : 11,50TL

Fidye is oruç tutmaya gücü yetmeyen veya hasta / yaşlı olan kimseler oruç tutamadıkları için fukaraya günlük iki öğün yemek ücreti üzerinden para verirler, bu fidye diye biliyorum.

edit1: Zekatta bahsedilen miktar net olmalı yani borçlarını vs. düştükten sonra elinde kalan para 80gram altında fazla olmalı.

mermize, tamam, ben de o şekilde biliyordum ama fidye ve fitre parası aynı geçiyor internette. ve yine internette ramazan'ın en çok sorulan soruları fitre ve zekat diyor.

fidye alt limiti 11,5 tl, fitre ayrı ise ona da bakalım dedik, o da 11,5 tl diyor.

o yüzden karıştırdık.

işte fidye ve fitrenin parası aynı olsa da, niteliği farklı. biri oruç tutsan da, tutmasan da vermen gereken bir şey (fitre); diğeri (yani fidye) oruç tutuyorsan vermek zorunda olmadığın bir uygulama. dediğim gibi hastalıktan, musibetten dolayı tutamıyorsan, onun parasını bir fakire vermek yani bahsettiğimiz şey.

fitre ramazan ayında fakire para verince oluyor. fidye için de birini kaçırıp ailesini arıyorsun. polisi karıştırmayın diyorsun.

fidye zaten özürden dolayı tutamadığın gün için normal bir insanın bir günlük yiyeceğine verdiği düşünülen miktar. onu da diyanet belirliyor işte her yıl. aynı olması bundan.

İkisi de kimyasal; biri katı diğeri sıvı. Ama duş jeli daha hijyenik.

Hassas citler için olan bir sabun. Duş jellerinin içinde genelde daha ağır kimyasallar oluyor.

İngilizce biliyorsan "shower gel vs soap" diye ara Google'da. Bir sürü karşılaştırma göreceksin.

malzemesine, markasına ve içeriğine bağlıdır herhalde.

www.sebamet.com

kalıp sabun

haci sakirden sasma ...

El yapımı sabunlar, şu köylü teyzelerin yaptıklarından aldım ben. Duş jeli kullanmayalı seneler olacak neredeyse. Çok da mutluyum, cilt kuruması da yapmıyor.

ikisini de kullanıyorum. sabun + duş jeli yapıyorum.

zararlı olmalarıyla ilgilenmiyorum. bunlara gelene kadar...

Sabun cildi kurutabiliyor. Ananemin eli egzama oldu sabunla çok yıkadığından.
Ben de sabunla yıkandığım zaman cildim çok kuruyor, banyodan çıkınca hatır hutur kaşınıyorum.
O yüzden duş jeli kullanıyorum. Dove veya Niveanınkilerden bir zarar görmedim.

loccitane önerebilirim.

hacışakir bildiğin düz kalıp sabun işte.

Ben dove sabun seviyorum temizlenmiş hissi veriyor. Bi de rossmanndan sprey duş köpüğü aldım yumuşacık güzel kokulu tavsiye ederim.

Sabun diyorum ama bende Axe dus jeli var. Canim istediginde onu kullaniyorum, ayrica cok guzel kokuyor.

Bebeler icin yapilan duş jellerini oneriyorum.

Abdulla marka zeytinyağlı sabun ve ipek hanım Çiftliği sabunları.

şirket bilgisayarı mı, kendi bilgisayarınız mı? şirket bilgisayarı ise siz uğraşmayın IT götürsün servise. kendi bilgisayarınız ise bilemeyeceğim.

Kendi bilgisayarım.

yazıcıoğlu civarında şöyle bir dolanıp sor bakalım. 30 - 40'tan fazla isteyen olursa kaç.

Gözünü korkutmak istemem ama servislerde her türlü pislik dönebilir.
parça değiştirmeye kadar. güvenilir bir yer bulabilirsen ne ala.

O yüzden öneri istedim, yoksa tanıdığım yok. Buradan bir arkadaş bi yer önerdi, bu hafta halledeceğim inşallah, umarım sorun çıkmaz.

kadıköyde güvenilir yer hiçbir zaman olmadı sanırım. 20 yıldır elektronik aletlerle ilgileniyorum, güvendiğim sadece bir tane tamirci/teknik eleman var. çoğu hırsız, şerefsiz. 2 liralık kapasitör değiştirip anakart değişti ver 400 lira derler. aman diyim.

kadıköyde değil ama göztepe de. istasyon civarlarında. 32 bir pc. son derece güvenilir. tertemiz bir arkadaş, ismi aliydi sanırım. bütün laptop arızalarımı çözmüştür. katakullici kadıköy esnafında gerim gerim gerilme bence. mutlaka kadıköyde de delikanlı adamlar vardır ama kelek yapana denk gelebilirsin.

Iki kere (farkli arizalardan oturu) Yazicioglu'nun civarlarindaki Sifir Hata'ya goturdum, ikisinde de memnun kaldim. Garanti bile verebiliyorlar. Ziraat Bankasi'nin yanindan girildiginda soldaki ilk sokakta, sag tarafta.

hocam yazıcıoğlundakilere ben pek güvenemiyorum bi kaç durum yaşadım. elektronik alet bırakmadım allahtan. simsar var uranyum pc diye de geçiyor yazıcıoğlunun oradan yukarı doğru çıkarken. simsar diye kimse sorsan gösterir. oraya bi kaç kere pc götürdük hiç sıkıntı yaşamadık önerebilirim yani.

gokriver, dediğiniz yerin adı nedir?

Ya merhaba, 32-bit pc yazmaya çalışmıştım. yazamamışım pardon.

valla ben kardiyolog filan değilim ama devlet hastanesindeki bir doktor sizin maillerinize filan şimdiye kadar cevap verdiyse bile adam yeterince vakit ayırıp vermiş, yazık günah rahat bırakın adamı artık. valla ben başka hastası olsam size hakkımı helal etmem o kadar açık ve net. 40 kere sormuşsunuz söylemiş adam daha ne yapsın?
babanız o kadar istiyorsa gitsin istediği özel bir doktora görünsün. bu operasyona gerek olup olmadığını yapıp/yapmayacağını sorsun. ha bir de yaşı kilosu vs bunlar hep önemli. 2 hekim bu operasyonu yapmayı riskli gördüyse herhalde babanızda var bir risk.
bana kalırsa babanız sigarayı, hayat tarzını filan değiştiremediğinden bahane/meşgale arıyor.

bu hastanın öncelikle yaşam tarzında bir değişikliğe gitmeyi denemesi lazım.
adamın biri erikleri tuzlayıp denize atıyormuş, niye yapıyorsun demişler, tuzlu erik sevmem demiş.

sizinki de o hesap. kalbine önem veriyorsa eriği tuzlamayı bıraksın: sigarayı yani.

Biliyorum, çok da haklısınız. Ben bu durumda doktora zaten tekrar yeni raporları maille göndermekten çekiniyorum ama öte yandan da babam ve rahatsızlığı var, ben de bir evladım neticede. Üstelik babama ne diyeceğim? "gönderemem baba, 40 kez oldu gönderdik" diyemem ki.

Ek olarak belirtmiş olayım, babamın ameliyat olduğu hastane siyami ersek. yeri geldi memleketteki fakülteye alındı, yeri geldi devlet hastanesindeki acile kaldırıldı ama "bence ince damara müdahale olması gerek" diyen doktor özel bir prof. o böyle demeseydi belki de babam biraz daha rahat uyuyabilecekti. psikolojik olduğunun farkındayım, zaten ağrıyı çoğunlukla sadece geceleri yaşıyor, e uyku apnesi de var. ama babam kabullenmiyor. çünkü "prof öyle dedi".

Öyle diyemem, sonra babam küsüyor, kızıyor. Başka bir çözüm yolu bulmaya çalışayım bu durumda. Olmadı o "müdahale edilmesi gerek bence" diyen prof'a söyleyeyim, bir psikoloğa görünsün desin. Ama öte yandan, acaba çok riskli bir şey var mı hakikaten diye düşünmüyor değilim. Bir kardiyolog özelden yazsa bana da en azından bir evlat olarak içim rahat etse? Belki 6 ayda bir şeyler gerçekten değişmiştir.

babanın memleketindeki kardiyologla konuşun öncelikle. sigarayı ve stresli yaşamı bıraktırsın zorla korkutsun biraz. hala düzelmezse operasyonu düşünürüz falan desin. kalbe müdaheleden sonra hayatı değiştirmek gerekiyor ciddi anlamda.

dessy'cim biraz açık konuşacağım kesinlikle kırıcı olarak algılama, baban sigarayı bırakmadığı sürece hiçbir doktor bu riskli ameliyatı yapmaya yanaşmaz açıkcası.

benim babam da sigara içiyordu vs bir dünya kvs problemi yaşadı, gittiği her doktor açık ve net ''sigarayı bırakmıyorsan gelme'' diyordu artık haklılar da, çünkü doktor damarı açsa da post-op döneminde yine sıkıntı olacak, yine kendisi uğraşacak. Haliyle ''kendi sağlığını önemsese sigarayı bırakırdı, ben değil başkası uğraşsın'' diyorlar. Baban o kadar ameliyat olmasına rağmen sigara faktörünü kabullenmek istemiyor bence, bu biraz psikolojik boyutu. Kardiyolog değilim ama doktorların bahsettiği şekilde yaşam kalitesini artırarak yaşayan pek çok insan var. Aynı bu şekilde bir vaka olan patronumun babasının damarını açabilen tek doktor Hacettepe Kardiyoloji bölüm başkanı oldu (İstanbul, Ankara ve Antalya'da) ama onun babası sigarayı bırakmıştı. Sigara içmeye devam etse idi yapar mıydı bilmiyorum. Tedaviyi yapmaktan ziyade tedavi sonucuna yönelik, hasta için kar-zarar hesabı yapmakla alakalı biraz.

i.imgur.com

Şu şekilde arattığında harika şeyler çıkıyor: www.google.com.tr

elektronik olanlardan al. bende bundan var. www.vatanbilgisayar.com

Benim bu konuyla ilgili iki tane duyurum vardı, belki işini görür karar aşamasında:

www.eksiduyuru.com
www.eksiduyuru.com

Teşekkürler :)

ben rossmann'dan almıştım, hassas ve bayadır da kullanıyorum. 30 lira gibi bi fiyatı vardı.

muhtemelen işlemcinin soğuması için gerekli hava akımı sağlıklı olmuyor. işlemcinin fanını ve fana hava gelen boşluğu tozdan arındırmanız gerekli. bir de işlemci ve üzerindeki hava soğutucu metalin arasındaki macun kurumuştur. bunu da halletmeniz gerekir.

Ben hiç anlamam böyle şeylerden. Nasıl yapılır bu dedikleriniz? tutorial tarzı bir şey var mı? Yoksa hiç uğraşmadan bir bilgisayarcıya mı götüreyim?

idare etmek için bir laptop soğutucu alabilirsiniz.

bir de halı, yatak, yorgan üzerinde kullanıyorsanız bu şekilde kullanmayın. düz bir zeminde altında ve etrafında boşluk olacak şekilde kullanın.

arkasındaki ince ufak vidaları söküp fanı tozlardan temizleyeceksin hepsi bu daha önceden yapmadıysan macun işine girme derim kolay bir iş ama önce temizleyip kullanmayı bir dene.

macuna bişey yapamazsın da bilgisayarın modeliyle filan fanının nasıl temizleneceğini arattırsan video çıkıyor genelde. bilgisayarın kapağını açıp fana nasıl ulaşacağını anlatır. zaten bilgisayarı açınca fan açıkta. onun tozunu temizlemeyi deneyebilirsin.

pc kapalı haldeyken toplu iğne gibi ince bir şeyle fanın dönmesini engelleyip elektrik süpürgesiyle biraz hava çektir. bir süre idare eder.

155'e.

Ve Bimer.

154'e.

Evet

Hayır, ama ihtimal dahili ölüm şeklimden korkuyorum.

Ölmekten kıl payı kurtulmuş biri olarak cevabım: Yusuf yusuf...

evet

evet.

pek korkmuyorum ama depremde falan çevredekiler telaş yapınca insan bi hoş olmuyor değil

azdan az çoktan çok gider ;)

yeni bir baslangic benim icin.

hayır

daha gerçekleştirmeyi umduğum hayallerim olduğu için evet, ama ölsem bunlar artık umrumda olmayacağı için hayır. kariyerimin aşk hayatımın doruk noktasında olsaydım baya korkardım herhalde.

Evet. Her gece her saat. Neler neler konuşturma beni şimdi.

Hayır.

evet. kabre girip herkes gittikten sonraki aşamadan, sorgu sualden korkuyorum.

hayır. ölüm şekli korkutuyor beni daha çok. boğularak ya da cayır cayır yanarak ölmek var uykunda ölmek var...

hayır. ne ölme şeklimden ne de var olduğu kanıtlanmamış bıdı bıdı öbür taraftan.

1.5 ) Havet

hayır

hayır.
korktuğum şey ölüm yolunda fiziksel acı çekmek.

evet.

hayor

Hayır ama,

Şuan dolu dolu yaşamadığım bi hayat var yaşlanınca pişman olacağımı biliyorum bundan korkuyorum.

Olmekten korkmuyorum. Ama olmek istemiyorum da.

Hayır.

Hayir

2 nefeste ölünecekse hayır. diğer yönden öleyim artık diye yalvaracaksam korkulur haliyle.

Hayır

Ölüm varsa ben yokum ben varsam ölüm yoksa, ölmekten değil ölüm görmekten öyle korkuyorum ki

evet

Hayır

Ozel plakadir, belli bir ucret karsiligi alabilirsiniz. Ad Soyad seklinde alanlari gormustum.

Türkiye'de de var mı ki öyle olay? İlk kez duyuyorum. O zaman neden zenginlerin, ünlülerin falan bu tarz plakaları yok? Ağaoğlunun bile 34 AGA gibi bir şeydi yanlış hatırlamıyorsam.

plakadaki bayrak gerçek olmayabilir. belki yabancı plakalıdır ama sticker falan yapıştırmıştır. şöyle bir şey miydi?
www.n11.com

Sağ tarafındaki böyleydi ama sol tarafındaki mavi üzerine TR yazısıydı.

Henüz net bir cevap alamamış olmak beni daha da merakta bırakıyor :I Yok mu araba, plaka uzmanları? :)

Tevazu kibirden gelir kafasındaki insanların düşüncesi sanırım o. Mantık şöyle işliyor.

"Aslında övgüyü hakediyorum. Ama yine de öyle değilmiş gibi davranmıyorum. Yani mütevaziyim. Ama kendimi olduğumdan daha azmış gibi gösteriyor olmam, aslında daha fazla olduğumu bildiğim anlamına geliyor. Bu düşünceden korunmak lazım."

Sufizm'le alakasını bilemedim. Ama genel olarak tasavvufla ve kibirden kaçınma ile ilgili bir olay.

Ben içselleştirerek tevazu sahibi olan insanın kibirli olduğunu düşünmüyorum ama.

twelfth'in aynen açıkladığı kafa tevazu gösteren bir tip için geçerli bence, başka tipler de var. tevazu gösteren herkes bu şekilde bir mantık sürecinden geçmiyor otomatik olarak. övülmekten utanmak diye bir şey de var mesela.

lakin fazla tevazunun kibirden geldiğini söyleyebilirim ben rahatlıkta. o analiz fazla tevazu için çok geçerli.

ben de sufizmle alakasını çözemedim. ama bence kötü bişey değil. mütevazılığı bir zayıflık, eziklik olarak görenler olabilr bence. vur kafasını al ekmeğini gibi filan. bilmiyorum.

bi de iki kişi de aynısını yazınca söylemeden edemedim. mütevazı olacak o. mütevazi başka bişey. paralel anlamına geliyor.

aşırısında bir miktar kibir olabilir. bu durumda kötü görülebilir, orta şekerlisi iyidir.

Az önce konuştuk o abi ile, Taptuk Emre'nin söylediği bir şeymiş. Yani "ben kimim ki? kibirlik veya mütevazı olmayı hak edecek bir yanım dahi yok, allah beni öyle olmaktan sakınsın, ben bir hiçim" mantığıyla söylemiş.

bunun sadece dinle de alakası yoktur. Dogville' i izle.. evrensel bi durum insan için.. Merhametin fazlası kibirdendir.

sandbagging iyidir.

Hiçlik mertebesi gibi düşünebilir belki?

Mütevaziliğin iyi bir şey olduğunu düşünüyordum ama ucundan azcık anlayabiliyorum da neden kötü olduğunu.

bu konudaki fikrimi özetleyen cümle şudur:

fazla tevazu gösterme gerçek sanırlar...

fazla tevazu kibirdendir diye bi laf var, gerçeklik payı oldukça yüksek.

bi de mütevazi değil, mütevazı..^^

Düzelttim ^_^

Eh adam bu ben hiçim mevzusuna düşerken bir tevazuya düşmüyor mu? Giving credit to Allah yani.

Hiçlik övgüyü hak eden bir durum değil ki dünya gözüyle? Ben tabii hakim değilim bu konuya, bilemiyorum. Sadece fikir yürütüyorum ama dediğin de mantıklı.

Arkadaşın kafayı sıyırmış . Karışmaması gerektiğini tekrar tekrar söyle , gerçekten saçmalıyor. Bekar galiba kendisi , kıskançlık var bariz

annnam görümce tribi. sakinleşmez o kaç, saklan gözükme bir süre gözüne.
kardeşini kıskanıyordur.

arkadaşın manyakmış. bence kıskançlık var. diyelim ki kuzenin kıza ters gitti. yine de senin ne suçun var. sonuzta o olmasa başka biri olacaktı. ha senin kuzen de cadoloz bişeyse yazık adamın başını yakmışın:))))

yook kızcağız öyle iyi ki çocuk bir ay sonra bana teşekkür etti, aynen şöyle dedi, yaa ben hayatımda böyle bir hatun tanımadım, ne kadar komplekssiz, kısmanmıyor etmiyor, melek gibi dedi :) Aynen böyle.

Sadece evde iş bölümü yapaılırken yardım etmesini istiyormuş o da ediyormuş.

Bu arada varoş dediği kız, scuba diving, snowboard, tandem yapıyor. Oturup yerli dizi izleyip çekirdek çitlemiyor.

Kendi kazanıp, kendi parasıyla evini almış bir kız.


Offf arada kaldım yaa :(

Bence kendini suçlu hissetmen gereken bir durum yok ortada. İki insan mutlu olmuş, ne güzel.

Arkadaşın kardeşini ağır kıskanmış anlaşılan. Görümce tribi bazılarında oluyor, korkarım arkadaşınızdan çekeceğiniz var :) Biraz sakinleştiğinde olağan şekilde görüşün ve bu meseleyi iyice bir konuşun. İlişkiyi yaşayan onlar, ona noluyo?

ooovv edepsize gel. ona neymiş ispanyaymış fransaymış kendisi mi gidecekmiş? ben burda tercihlik bir durum göremiyorum açıkçası, arkadaşınız hakaret edip kapatmış telefonu. kendi evlenmediği için de olabilir kardeşini kıskandığı için de olabilir, tamamen kıskançlık konuşmuş yani kendisi değil.
kusura bakmasın da iki insan evlenirken o ikisinin duyguları önemli olan. he biraz da annelerin babaların diyeyim de görümceye noluyo?
hiç de suç sizde falan değil, ne güzel yuva kurmalarına vesile olmuşsunuz. suç görümcede.

hımm anladım. o zaman başka kuzenin var mı? :))))

Evet kendisi bekar, evlenmek istemiyor ve çocukları sevmiyor. Evliliği korkunç buluyor.

Ama kendi doğrularını kardeşine dayatmak istiyor, sorun bu. E adam evlenmek istiyor sonuçta. Kimse kafasına silah dayamadı ki.

araya kıskanclık girmiş. arkadasınızla aranızı bozmayın sonucta diğerleri iki yetişkinler, kızla sorunu varsa arkadasının gitsin kardeşiyle konuşsun sizle değil. siz bir şey yapamazsınız bu durumda.

gönlüne göre bir aday çıksın, tez zamanda evlenmezse benim de adım fiskos değil.

iki kişi bir arada mutluysa, diğerleri sonsuza kadar çenelerini kapamalı.

sen sadece tanıştırmışsın, kimseyi zorlamamışsın ki. asıl varoş ve manyak arkadaşın bence. o ne biçim laflar ve tavır öyle?

kardeşini kıskanmış belli ki. ben olsam bir süre mesafeli olurdum.

Senin ne suçun var yahu? Tanıştırmışsın sonrası onların elinde. Bence hiçbir şey yapma.

1- bu kız senden hoşlanıyor, sen başkalarının arasını yapıp hala ona doğru bir hamle yapmadığın için çıldırıyor.
2- Kardeşi kendisinden önce evlendiği kıskanıyor.
3- Senin bilmediğin gerginlikler yaşandı, belki sadece ikisi arasında, ondan dolayı olabilir.

bunlardan herhangi biri veya hepsi birden olabilir.

"20 yıllık arkadaşım, beraber tatiller yaptık, çok güzel günlerimiz oldu. Arkadaşımı kaybetemek istemiyorum" demissiniz ama o arkadasiniz pek boyle derdi yok gorunuse gore. Siz bilirsiniz ama sizi gozden cikarani siz de gozden cikarin derim.

Arkadasiniz sacmalamis ve kabalik etmis. Ayrica kuzeninizle bereber olan bu arkadasinizin kardesi degil mi, ona ne oluyor? Hadi o kendi kendine dert yapiyor da burada sizin sucunuz ne?

Arkadasligi gozden gecirmek konusunda iyi dusunmussunuz bence. Cok buyuk terbiyesizlik. Arkadasiniz normal biri degil muhtemelen, ne olursa olsun akli basinda bir insandan beklenecek bir davranis degil. Arkadasinizi coktan kaybetmissiniz zaten, gecmis olsun.

arkadaşa gelmişler biraz...

1. bir daha çöpçatanlık yapma -ben bir kere yaptım, aslında iyi de oldu evlendiler falan da, ikisi de işleri bitince benle görüşmeyi kesti, ahahahha XD yani arkadaşlığımızı kestiler nedense. neyse, işin daha kötü yanı, bu çiftimiz tüm arkadaş grubumuzu bozdu, çünkü kız tarafı sosyal ortamı domine etmek isteyen bir ruh hastası, erkek de komplekslerle dolu bir başka ruh hastası. belki de o yüzden bu kadar iyi bir çiftlerdir, ahahahahha XD natural born psychopats neyse yani kimseyi tanıştırma, herşey doğalında gitsin derim ben -hala kendimi dinlemeyip tanıştırdığım insanlar oluyor tabi, bende suç aslında :D -

2. arkadaşın kafayı kırmış, o kadar yakınsanız "sana ne giren çıkan var yarr...m" demen gerekirdi -ben olsam öyle derdim, diyorum, dedim, diyeceğim :D - ciddi ciddi al karşına konuş çok kaybetmek istemiyorsan, ama böyle manyaklara daha önce şahit oldum, kuzeninle sevgilisinin arasını bozabilir. ciddiyim. sen arkadaşını karşına al, bize anlattığın gibi kuzeninden bahset. ayrıca plastik nasıl varoş oluyor ya, benim bildiğim polimer o? :D bir de şey dicem, eğer böyle ara bozacak kadar manyak olmadığına kanaat getirirsen ya da bu genel bir manyaklık ise -yani her zaman yaptığı bir şeyse, belki de sen bilmiyorsun bu durumunu, 20 yıllık diye her şeyini biliyor olamazsın, dimi?- neyse, genel bir manyaklık ise, zaten kimse sallamaz, sen de sallama, he he, de geç. eğer bir noktada mantıklı konuşabileceğin bir insansa, bu halinin nedenini anlamaya çalış tabi. hatta çok üstelerse, dalga geçer bir tavırlar "yoksa sen kıskanıyor musun?" diye sor, "hayır canım olur mu öyle şey vıdı vıdı bik bik" diye öterse, tabi ki de kıskanıyordur. eğer öyle bir durum varsa da, hmm peki öyle olsun gibisinden yemediğini belirt, eğer biraz aklı başındaysa bir daha bunu yapmaz, çünkü gidip bu konuyu başkaları ile konuşabileceğini düşünebilir. hatta öyle bir blöf de yap, "ben bir de bu durumu kuzenimle konuşayımmmm.." gibisinden konuşursan, mal gibi kalabilir ahahahhaha arkadaşını tanımıyorum ama, öyle random bir kız düşündüm şimdi ahahha çok komik olur surat ifadesi falan. ben de az kötü değilim ha! :D neyse bugün de gıybetimizi yaptık çok şükür :D

kolay gelsin, çok da üstüne düşünme bence, arkadaşın yaşlıysa da kıskançlık moduna girmiş olabilir -hayır illa yaşı büyük diye girmesine gerek yok da, bazı kadınlar toplum etkisiyle böyle moda girebiliyorlar evde kalıyorum diye. ya da cidden görümce mode: activated da olabilir, bilemedim. bana saçma geliyor da o tip şeyler bir erkek kardeş sahibi olaraktan. :D

ayrıca suç bende diyip işin içinden sıyrılamazsın :D sanki sen kendi kendine arkadaşının haberi olmadan tanıştırdın? burada bir suç varsa en az yarısı onun, diyim de.

edit: hiç düzelmezse hiç dayak yememiş demektir, ben gelir döverim bizzat. zaten ne zamandır elim kaşınıyor :D

Bu gün de aradı, kız büyü yaptı kardeşime diyo!

o o

Ben materyalist düşünde bir kadınım,burçlarla ilgilenmem, kahve falı bile baktırmam. Gereksiz gelir bana. Şimdi bu bana böyle deyince mavi ekran verdim. Ne diyeceğimi şaşırdım.

Arkadaşım inançlı biri, meditasyonla atstroliji ile ilgilidir ama işi bu boyuta getirdiğini bilmiyordum. Yani büyüye inanmak kadar.

Kuzenimin büyü filan yaptırmadığına eminim.
şaka gibi ya :)
.

Yok artık dedim.

Kardeşini aradım, ablam benim hayatıma giren hiç bir kızı onaylamadı ki. O yüzden artık onun kaygılarını önemsemiyorum biz mutluyuz, iyi ki tanıştırdın hayatımın kadınını buldum dedi.

Noktayı damat adayı koydu. Aşk zaten bir büyüdür değil mi...

aöshdşlasfdşlkajaşf ne manyaklar var ya.. sen onla arkadaşlığını tamamen kesme de -sonuçta tr aile ilişkilerinin sulu duygusallığından bahsediyoruz- olabildiğince azalt, tabi dediğim gibi önce bir konuş da. belki normale döner bilemedim şimdi..

Arkadasiniz doktora gorunmeli gercekten.

nickimden de anlaşılabilir belki bu işle uğraşıyorum. bence yani 1e1 tanımadığınız hiç bir aktardan falan tane olmayan karabiber almayın. karabiberin toptan fiyatı son bir yılda 14-15 tl den 37 civarına kadar çıktı. güzel bi değirmen alın kendinize. gidin azar azar 5 tl 5tl tane karabiber alın, kullanacağınız kadar çekin kullanın. tuza bişey diyemem. bence gereksiz.

Yanlış anlaşıldım sanırım. Ben karabiber/tuz tavsiyesi değil, öğütücü tavsiyesi için soruyorum.

Kusura bakma ben yanlis anlamisim. Degirmen konusunda en temizi markette satilan plastik tek kullanimlim olanlar.

esse'den aldığımızı metal öğütücülü, kırmızı renkli, tahta öğütücülerden kullanıyoruz. birisinde tane karabiber ve diğerinde deniz tuzu kullanıyoruz. kapağı ne kadar sıkarsanız o kadar ince öğüterek çıkarıyor, damak tadınıza göre ayarlıyorsunuz.
karabiberler paketlerine ağırlık olsun diye kum kattıklarını öğrendikten sonra karabibiber kullanmıyordum. şu an zevkle kullanıyorum, tadı da toza göre çok daha farklı.
tuz tamamen damak tadına bağlı. öğüttüğünüz tuz bazen bütün olarak ağzınıza geliyor, diğer tuzu o şekilde hissetmiyorsunuz. bazı tuzlar öğütülse bile erimiyor, alırken ona dikkat ederseniz sorun olmaz.
tavsiye ederim, toz halden çok daha güzel ve sağlıklı

Bu durumda esse'ninkini mi öneriyorsunuz? Bir de, dediğiniz ürün bunlardan hangisi? www.esse.com.tr

o metal ve ahşap olanların iç mekanizmaları genelde paslanıyor o yüzden tek kullanımlıktan yanayım ben.

119.5 yazıyor, çok pahalı geldi şu an. evlenirken çeyiz olarak almıştık. fiyatını bilmiyordum.
daha uygunları da var diye biliyorum ama paslanma sorununa da bakmak lazım.
bizimkide pas görünmüyor henüz, 2 senedir kullanıyoruz.

ogutucu kisimi seramik olanlari tavsiye ederim. Biz eminonu tarafinda yemek sektorune ozel malzeme satan bir magazadan almistik. Kuru kahveci'nin sokaginda. Ozellikle tuz ogutuculerde metal olanlar paslanabiliyor.

ben markette satılan tek kullanımlık olduğunu az önce öğrenmiş olduğum plastik minik öğütücülerden kullanıyorum(markasını bilmiyorum), bitince dolduruyorum, kötü mü yapıyorum? o ahşap olanları çok büyük la, sofraya koyunca misafir var sanıyom, o yüzden minikleri varsa bana da önerin bi tane akjsd

avantaj kısmına gelirsek;

1) karabiberi çok tüketiyorum, dolayısıyla toz olunca öbek öbek atıyorum elimle, sonra tabi o el rahat durmuyo gözüme burnuma falan değiyo, sonra hapşurmaktan, gözümü kaşımaktan veremli gibi dolaşıp duruyom evde

2) bazı yemeklerde tane karabiber kullanmak gerekiyo, değirmen olunca kapağını açıp tane olarak atıyorum..

yancı sorusu: "bağdat" markası aşırı pahalı lan, çok mu iyi bi marka, hiç bi ürününü almıyom ben? o_0

@resoağa ya tek kullanımlık derken ömürleri diğerlerine nazaran çok daha az manasında dedim. tabi ki tek kullanımlık değil onlar dağılana kadar kullanın ya (:

yahu içindeki malzeme paslanmaz çelikse falan aslında onlar da kullanılabilir. ama inanın şu anda bilmediğiniz bi yerden toz karabiber alınmaz. piyasasından dolayı hilesi hurdası çok.

tane karabiberde marka aramayın. tanenin içinin doluluk oranı değişebilir tabi ki kalite kalite ama fazla para vermeyi gerektirecek bi fark değil inanın. tane karabiberi en ucuzundan alabilirsiniz. içinde dalı sapı çöpü olmasın ona dikkat edin.
hoş bana kalsa imkanınız varsa hiçbirini marketten almayın, gidin aktardan alın mis gibi taze taze.

ama kesinlikle o aktarlarda satılan metal 15-20 tl civarında satılan öğütücülerden almayın. onlar çok kalitesiz malzemeden üretilmiş aletler.

Hala bulamadım ihtiyacıma göre bir değirmen. Ben ahşap ve uzun olanları çok seviyordum, onlardan bakayım dedim, en iyi marka (uzun süreli kullanım) için peugeot öneriliyor, markanın fiyatları ise çok fena.

yahu deli misiniz o fiyat verilmez ona. git al plastikten sen işlevsellik için (:
he diyorsan ki aksesuar olarak düşünüyorum o parayı tipiyle hak eder. ona bişey diyemem. o açıdan mantıklı olabilir.

Ben hem görsellik, hem de kullanış açısından istiyorum. Çok pahalı olduğunun farkındayım, o yüzden zaten soruyorum. Mesela Bambu'nun ürünlerinden kullanan birileri varsa yorum yazar, bana fikir verir.

Değirmen alacaksan kendisi ahşap, öğütücü kısmı demir dişli olanlardan tercih et. Piyasadaki plastik ya da metal öğütücüler alacaksan hiç alma.

Paşabahçenin öğütücülerinden kullanıyorum, öğütme aksamı plastik kendisi cam. Öğütme inceliği ayarlanamıyor onun dışında bir yamuğu yok. Çok pahalı değildi.

mudo'dan aldım. kendisi ahşam içi paslanmaz çelik galiba. gayet güzel.yeşil kırmızı hardal renk seçenekleri vardı. kampanyalıydı. 49 tl idi sanırım. memnunum ben. 3 ay filan oldu.

iyiaksamlarbayan, öğütme inceliği ayarlanabiliyor mu peki? çok güzelmiş ürünler! Hem de uygun fiyatta.

Bu arada, ekonomik olsun derseniz 45 gram karabiber + 100 gram himalaya tuzu 5 lira. İkisi de değirmenli.

Kipada, yazmayı unuttum.

kaliteli olsun diyorsanız peugeot alıp geçin, yalnız tuzludur :)

evet ayarlanabiliyor. baya kullanışlı. ben mudo'dan filtre kahve demliği de aldım 800'lük o da çok güzel ihtiyacın varsa alabilirsin kibar bişi.

koydum, resimleri lütfen imgur.com a felan yükleyin allah aşkına tinypicten vazgeçin :)

herkes birden koydu ilanı sdfs

imgur.com'a erişim yasak iş yerinden :( o yüzden :(

Ayrıca hepinize çok teşekkür ediyorum! <3

gizlilik ayarı vs. olması lazım diye biliyorum. ayarları biraz karıştırsanız.

düzelmiyormuş. müşteri hizmetlerini aradım. şaka gibi. elalem o yüzden yazıp duruyor, numara bilgisi almak için.

arayan rahatsız eden oldu mu hiç?

evet, oldu. bikini satışımda erkek biri sorular sormuştu ürünle ilgili, ben de sıfır ürün olduğu için alıp satacak diye düşünmüştüm. arayıp bildiğin baya rahatsız eden oldu farklı numaralarla.

Sahibindende bazi urun saticilarina mesaj atarken saticinin numarasi gizli kaliyor, benim numaram paylasiliyor. Bir gizlilik ayari olmasi lazim yani

yok, ben baktım, bulamadım. müşteri hizmetlerini aradım sonra, onlar da aynı şeyi söylediler.

biz emlak işi yapıyoruz bizde problem değil de sizde farklıymış ya olay. en mantıklısı, bitane kontörlü hat alıp o numarayı oraya yazmak. en azından iş için olduğunu bilirsiniz. günlük görüşmelerinizi etkilemez whatsapp dan falan rahatsız edemezler.

dükkan sahibi falan olunca fark ediyordur belki. sistem hiç adil değilmiş. bilmeyen de öğrenmiş olsun diye silmiyorum duyuruyu.

Ilani numarayi gizli olarak bile acmis olsan numarayi gorup erisenler olabiliyor. Ayrica ilani her editlediginde gizlilik ayarini tekrar duzeltmeyi unutmaman lazim, formda default telefon acik geliyor.

Arkadaş, tekrar söyliiim, öyle bir ayar yok :) Müşteri hizmetleri de aynısını söyledi.

maalesef mesajlara cevap verirken numara da gidiyor.

güvenli satış yapabilmek için bunu şart koşuyor sahibinden.com

ama bir kadın için gerçekten de sıkıntı.

malesef büyük bir sorun. yıllardır düzeltmediler.
(bkz: sahibinden.com'un işitme engellileri yok sayması)

2.

ince hesaplarım yok.

her sabah.

Her gün duş alıyorum ama saçımı her gün ''tam'' yıkamıyorum.

Şu an parabensiz bebe şampuanı kullanıyorum o zaten hiç köpürtmüyor şampuan gibi değil, azıcık diplerine filan sürüyorum o kadar. Yani saçım totalde hiç köpürmüyor ama hiç yağlanmıyor/kaşınmıyor da.

Saça ne kadar çok ve sık şampuan sürerseniz Ph dengesi bozulup o kadar sık yağlanma ve kaşınmaya başlar.

kısa saçlılar hatta aradaki günler şampuan sürmese bile olur bence.

iki günde bir yıkıyorum.
dökülme sorunum yok.
biraz kuru sadece saçlarım, yağları karıştırdım uçlara sürüyorum.
Tek derdim kurutması uzun sürüyor, denizde kum bende saç çünkü.

yazın her gün. kışın 2 günde bir.

o muhabbetleri ben de çok duydum, saç derisinin ürettiği ve saçı besleyen doğal bir yağ varmış. yıkadıkça o yağ gidiyormuş ve saçlar güçsüz kalıyormuş.

ama saçını hergün (bazı günler iki kere) yıkadığı halde gayet gür, sağlıklı, az dökülen saçlara sahip olan bir arkadaşım var, bu teoriyi çürüttü. kişiye göre değişiyordur belki.

Her gün mutlaka yıkarım. Dışarıda çok zaman geçirdiysem bu sayı ikiye de çıkabiliyor. Aslında saçın sağlığı açısından yağlanması da gerekiyor. Gün aşırı yıkamak daha iyi diye biliyorum. Ama benimki artık bir alışkanlık olmuş tabi, ilkokuldan beri her sabah mutlaka duş alıyorum, saçlarımda şimdiye kadar dökülme, kepek vs gibi bir problem olmadı. Kestirdikten sonra çok hızlı uzadığını söyleyebilirim.

2 günde bir duş alırken yıkıyorum.
Sabah akşam yıkayanlar var te allam, başka işi yok milletin.

Kirlenme durumuna göre ya haftada bir, ya da haftada 2-3 kez yıkıyorum.

Eğer çok yağlı bir saç deriniz yoksa saçları her gün yıkamak iyi değildir. Saç derisinde de deri ve saç için iyi olan doğal bir yağ var. Yıkadığınızda bu yağı deriden almış oluyorsunuz. Her gün yıkamak da bu yüzden iyi değil.

Saçın çabuk kirlenmesini önlemek için, temiz ortamlarda bulunmak harici:
- Saçınızı fazla ellemeyeceksiniz, elinizdeki yağ ve kir ile kirleniyor.
- Uzun saçı açık bırakınca daha çok kirlenir, topladığınızda saçlar nedeniyle kir deriye zor ulaşıyor.
- Saçınızı yıkadığınızda tam temizlediğinize ve duruladığınıza emin olacaksınız. Haftada 1-2 kere saçınızı yıkıyorsanız en az iki kere şampuanlamanız lazım, saçın uzunluğuna göre kullanmanız gereken şampuan miktarı değişir.
- Saç derisine uygun bir şampuan kullanacaksınız.

Saçı toplamak hariç diğerlerini uyguladığım için haftada 1-3 kez yetiyor bana. Kirli görünmüyor, kokmuyor, bir problem yok.

her gün yıkarım, günaşırı şampuanlarım.

doktor tavsiyesiyle gün aşırı yıkıyorum.

Her gun dus alip, gun asiri yikiyorum.Sacin her gun yikanmasi dogru degil demisti doktorum.

2 günde 1 şampuanlarım. eğer genede yağlandığını ve yıkamam gerektiğini düşünürsem duru suyla saç diplerini ovuyorum. Bu işlemde en az 5 6 saat temiz saçlara kavuşmamı sağlıyor.

bi erkek olarak 2-3 gün diyorum

günaşırı yıkarım genelde. ama bazen yaptığım aktiviteye ve havaya göre gün içinde de yıkadığım oluyor çünkü saçlarım çok yağlı. günaşırıyı geçirmem ama.

her gün dışarı çıkıyorsam hemen hemen her gün. ama çok detaylı bir yıkama yapmıyorum kiri tozu akıtacak kadar. evdeysem 2-3 günde 1

oha kadınlar ne kadar pismiş, ben daha normal bir insan olan dışkıladıkları fikrine bile yeni alışmaya çalışıyorum:D

valla ben yazın bi evden çıkarken bir de yatmadan önce. kışın sadece günde 1. şu ana kadar hiçbir zararını görmedim, saçımda dökülme yok. gerçi yaşım da genç ama olsun pek dökülecek gibi durmuyorlar. haftada 1 demiş ya ögh metrobüste camı kirleten kadın iamelf:/

:D

d&r'a uğra uygun hobi eşyaları bulabilirsin.

tedx konuşmaları izleyin?

dediğim gibi gelen giden oluyor patron geliyor bazen. oyun, video v.s. yapamıyorum o yüzden.

işinize yarayacak bir programın tutorial^larını izleyin patron ne yapıyorsun derse bilmem ne için bir şeye bakıyordum dersiniz.
bir sürü e kitap var seçin acin birini okuyun ne yaptıpınız belli olmaz ekranda.

İnternette arkadaşlarınızla sohbet, Twitter, Facebook, Ekşi Sözlük kullanmak, haberleri okumak, normal kitap okumanıza patron gıcık olursa e-kitap okuyabilirsiniz bilgisayardan... İnternet kullanabiliyorsunuz gördüğüm, o zaman yapabileceğiniz, izleyebileceğiniz, okuyabileceğiniz bir sürü şey var internette.

kulaklığı bir kulağına tak, arka planda tedx konuşmasını dinle mesela. böyle bir imkanın da mı yok? illa görmek zorunda değilsin video'yu.

tr.pinterest.com de güzel bir site. çok faydalı şeyler öğreniyor insan, tavsiye ederim.

normal sabunu sürsen annem bana öyle yapıyordu.

hacı şakiri at blendere bir miktar suyla, sonra onu boş duş jeli şişesine doldur.
televizyonda bir ev ekonomisi programında adamın biri çok küçülen el sabunlarını böyle yapıyodu.

ben süngere doğal sabunu ovalıyorum birkaç kez, köpürüyor hemen. zor da olmuyor aslında. sünger dediğim top şeklinde olan banyo lifleri var ya, ondan.

çocuk işçi çalıştırmanın suç olduğunu biliyorsunuz sanırım?

şöyle bir duyurum vardı öncesinde, ona güvenerek yazmıştım ben: www.eksiduyuru.com

iyi güzel diyorsunuz ama bu çocuklar 13 yaşında.
14 yaşını doldurmuş olmaları gerekiyor.

www.resmigazete.gov.tr
Madde 2 —Bu Yönetmelik, 4857 sayılı İş Kanununun 71 inci maddesi gereğince, 18 yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçiler bakımından yasak olan işler ile 15 yaşını tamamlamış, ancak 18 yaşını tamamlamamış genç işçilerin çalışmasına izin verilecek işler, 14 yaşını bitirmiş ve ilköğretimini tamamlamış çocukların çalıştırılabilecekleri hafif işler ve çalışma koşullarına ilişkin usul ve esasları kapsar.

Çocuk işçi çalıştırmak, belli yaştan sonra, suç değil. Önce buna bir açıklık getireyim. 15 yaşının üstündeki çocuklar, çalıştırılabilir.
Onun dışında, çok uzun geldi, okumadım kusura bakma.

Pekala, mesela atölyenin birinde bir adam dese ki, gel kardeşim, sen yanımda dur, aylık sana 400 TL vereyim harçlık. bu da mı suç? Yani fabrikada veya cafeterya'da çalıştırma durumu yok. Sadece sokaklarda sürtmesini önlemek için eylül ayına kadar daha verimli bir yerde kalmasını sağlamak aslında maksat.

linkini verdiğin duyurunda geçen cümle:

"15 yaşını doldurmuş ve ilk öğretimi tamamlamış çocuklar gündüz belli bir saat çalıştırılabiliyorlar."

berberlerde falan yerleri süpürür, müşteriler de bahşiş verir?
Olmaz mı?
Bazı market zincirlerinde de görüyorum. torbaya ürünleri koyuyorlar, insanalar da para üstlerinden 3-5 veriyor
sokaklarda selpak satmaktan daha iyi sanki?

Yok mu bizi yönlendirebilecek birileri? Ya da tanıdığı, eşi, dostu ile konuşan?

biraz zor açılıyor, google'da şöyle: www.google.com.tr

Burada vardır belki www.oldwooddesign.net

site süpermiş, teşekkür ederim!

2. madde infak olarak geçer genelde.
örneğin şu adreste bazı bilgiler mevcut: www.sorularlaislamiyet.com

şu vardı, aklıma geldikçe yazacağım.

"aldatan, sizi allah ile aldatmasın!"
(kur'an; lukman 33, fatır 5, hadid 14)

Ben de şöyle bir şey buldum, paylaşmış olayım: onedio.com