ben de öyle yapıp hiç çalışmadan girmeyi düşünüyorum. en azından nasıl bir sınav olduğunu görmek amaçlı

ales’e çalışırken konu çalışmak değil de hız kazanmak için çalışmak önemli. hızlı olabiliyorsanız çalışmadan da başarılı olunur bence.

Kesin gir. Elinden geleni de yap.

alese yoğun çalışan mı var zaten? kesin gir.

Kpss çalışırken Ales'e de girmiştim, hiç de zor değildi içerik paralel olduğu (sözel için konuşursak). Paragraf sorularında iyiysen çalışmana gerek yok. Çok matematik çözmen gerekiyorsa hız için çalışman lazım. En azından birkaç deneme çöz bu sınava girmeden önce.

beni sınav sabahı ev arkadaşım zorla kaldırıp yollamıştı 57. oldum. siz girin mutlaka sınava.

Ben sınava oturduğum zaman hangi bölümü çözeceğimi bile bilmiyordum o kadar bihaber girdim. 78 almıştım benim işimi görmüştü eşit ağırlıkçıyım bu arada ama sayısal puanım da bundan biraz düşüktü. Temel matematik ve türkçe bilgisi iyiyse işe yarar birşeyler alırsınız. Ben nedense zor bir sınav sanıyordum ve öylesine girmiştim.

ales'e niye calisir ki insan?

1.89 boya 81kilo fena degil ama boyu kiloyu bos ver, yag oranin kac?

@crucio, valla bilmiyorum ne kadar doğru ama benim evdeki baskül %16 diyor. Ama güvenilir olduğunu bilmediğimden göbek çevresi ölçümünü yazdım, daha sağlıklı olur diye.

boy ve kilona bakarsak, 6 aydir da spor yaptigini dusunursek %16 dogru olabilir. cok kotu bi oran degil bence. agirlik calismalarina baslanabilir. bu esnada yag yakimi da devam eder zaten. kilo vermeye yada kilona odaklanma. yag oranini dusurdugun surece cok daha iyi ve fit bit vucudun olur. bu surecte kilon artadabilir. cunku ayni hacimdeki kas doku, yag dokuya gore daha yogun olur ve daha agir olursun. 1.75 boyda olup 80kg olan birisi ucgen vucuda sahipken, 70kg olan birisi dombili olabilir, oluyor.

Ağırlık antrenmanı kasları büyütmek için şart ve kaslar büyüdükçe durduğun yerde yaktığın kalori bile artacaktır.

Sonra yağ oranını belirlemek spor dışında beslenmeyle de alakalı. Yani toplam kalori dışında kalorinin geldiği yerin hesabına da bakmalısın.

Yoksa kaslar iyice erir 'skinny fat' olursun.

@idexo, onun olmaması için elimden geleni yapıyorum zaten. Abur cubur falan tamamen kestim, haftada bir cheat meal yapıyorum o kadar. Baya yulaf-yumurta-et-tavuk-haşlama patates şeklinde besleniyorum öbür türlü.

patates ne ya. bos karbonhidrat. bosver onu. protein ve yag agirlikli beslenmen lazim. findik, kaju, vs tarzi kuruyemislerle ara ogunler yapabilirsin. sabahlari iki haslanmis yumurta, oglen salata, aksamlari et/tavuk/balik olacak sekilde bir diyet belirleyebilirsin.

ntfs olarak tekrar formatlayın. apple belki kendi okuyabileceği bir formata çevirmiştir.

apple ile kullanirken format vs yapildi mi? diskin format tipi degismis gibi. mac bilgisayarlar ntfs sistemlere yazma islemi yapamaz. eger mac'ten ozel bir program ile degilde normal tasima ile dosya tasidiysaniz bunun formatini degistirmis olmaniz lazim. ya fat32 yapmissinizdir yada htfs+. eger samsung tv diski goruyorsa muhhtemelen fat32'dir. genelde tv'lere htfs+ destegi koymuyorlar. eger fat32 ile formatlandiysa 4gb'dan buyuk dostalarin gorulmesinde sorun olusabilir. bu surecte hicbir sekilde disk formatlanmadiysa tabi bu dediklerim gecersiz olur.

önce apple formatladı. sonra da filmleri yükleyebilmek pcde tekrar formatlandı. ntfs ve fat32 şekillerini de denedim. ikisi de işe yaramadı. şu anda ntfs formatında. apple işinden önce de bu formattaydı zaten.

tmm ntfs olmasi lazim zaten. acaba samsung'un bekledigi ozel bi klasor yapisi falan mi var? hdd'yi bilgisayara takip filmleri oynatabiliyor mu denediniz mi? hdd'yi baska bir televizyon ile denediniz mi?

başka bir tv de deneme şansım yok ama bilgisayarla oynatma, yükleme, silme v.b. işlemleri hiç sorunsuz yapıyor. sorun hdd yi tvye takınca çıkıyor.

Dosya biçimi ile alakalı işte. Arkadaşlar söylemiş. NTFS değil de, FAT16 ya da FAT32 yapın formatı.

es7000 serisi samsung tv var. ntfsli diski problemsiz tanıyor ve oynatıyor içindekileri.

sat. arkana bile bakma ne var ne yok sat. geri donersen tekrar alirsin. illa satmicam diyorsan, ailenin yanina yolla. yazlik vs varsa orda depoda dursun. ulkeden ulkeye esya tasimak dert. depoya yada tasimaya verecegin parayla dondugunde herseyin daha yenisini iyisini alirsin zaten. iki kere ulke degistirmis birisi olarak soyluyorum hharcadigin paraya, emege, strese degmez. sat yada ver kurtul. ne kadar az esya o kadar iyi.

int de onlarca depo var ve fiyatları da çok uygun. oraya bırakabilirsiniz. m2 usulu çalışıyorlar

@crucio yani en mantıklısı o ama ailemi kaybettiğimden dolayı manevi değeri yüksek şeyler var, yani satamam çok hassasım o konuda babamın berjeri, pikapı var mesela imkanı yok birine vermemin :) beyaz eşyaların hepsini vericem, bi tek 4-5 koli ıvır zıvırım vardır veremeyeceğim artı 2-3 de mobilya bu durumda depolar aylık nekadar ister acaba?
Ayrıca İstanbulda yaşamıyorum:) yaşadığım yerde depo bulamadım.

Sattıklarından gelecek paraya ihtiyacın yoksa bence gerçekten durumu olmayan insanlara dağıt beyaz eşya, mobilya, TV'yi falan.

kusura bakma boyle bi durum olabilecegini dusunemedim. bu durumda evi musait olan es-dosttan yardim istenebilir yada son care depo tabi. hizlica bi internetten depo fiyatlarina baktim 2m^2'lik depolar icin 80TL/ay gibi bir fiyat var. uzun sureli depolayacagim derseniz belki bi indirim olur.

benzer durumda arkadasim depo tutmustu. 6 ay içinde dönüp dönmeyeceklerine karar verecekler. dönmeyeceklerse satacaklar.

gideceginiz yere de gonderebilirsiniz. bu sekilde mobilya/esya tasimaciligi yapan profesyonel sirketler var. cebinizden bir miktar cikar ama manevi degeri varsa deger diye tahmin ediyorum.

%70 - %80

%10-%20

yüzde 30

tip olarak da karakter olarak da benzemiyoruz.

o çabuk sinirleniyor ve evhamlı - pipirikli,

ben cok sakin ve rahatım. bu da onu ayrıca sinirlendiriyor bazen :)

0

0. 1 bile olamaz.

@neill
şimdi sakinsin ama 50 yaşına geldiğinde belki sende çabuk sinirleneceksin?
bu değişimi geçirir misin onu soruyorum. belki peder bey'de senin yaşında senin gibiydi.

Babamdan emin değilim ama rahmetli dedeme benzeyecegim kesin

20 yilda babamin dedeme ne kadar benzedigini gozlemleyince 70-80% diyorum. dedeme ve babaanneme kizdigi ne varsa su anda birebir aynilarini yapmakta babam :)

0. Kendisi 48'de rahmetli oldu.

%0

hayatımızın hiçbir evresinde benzemedik. 50 olunca da pek niyetim yok açıkçası :)

%5 civari

@acemi birisi tak yeniden çıkar yazmıştı da burada, oradan aklımda kalmış :(

acemi nickine uygun bir cevap vermiş.

bios'taki herhangi bir yanlış ayar nedeniyle pc açılamıyorsa bios pilini çıkarıp artı ve eksi kutuplarını bi telle kısa devre yaparsan bios ayarları resetlenir ve bu da bazı sorunlara gayet de çözüm oluyor.

mevcut durumda pc'de ekran kartı varsa sorun onda olabilir yoksa da anakart üzerindeki görüntü aygıtında sorun olabilir ya da şu an alet görüntüyü başka bir porttan vermeye çalışıyor olabilir.

görüntü çıkışlarını sırayla deneyip görüntü gelip gelmediğini kontrol et.

eski bilgisayarları baya kullanmıştım. bu gibi durumlarda açılmamalarının biosla ilgisi olabiliyor. açılmayınca pilini çıkarır veya fişleri çıkarır bir süre beklerdim ve sonra açılırdı.

sorunun bios pilinde olduğunu nasıl tespit ettiniz, bence önce sorun nerede onu kesin tespit edin sonra o sorunlu parçaya yönelirsiniz. böyle denemelerle daha işin içinden çıkılmaz hala alır durum.

birsey soylemek kolay degil. pili cikartman sadece bios ayarlarini sifirlar. eger ayarlarla oynamadiysan sorunun ordan degil zaten.
1-bios ekrani gozukuyor mu?
2-pc acilirken gelen sesler nasil? kisa tek olarak "bip" mi yoksa. uzun veya bir kac kere gelen bir ses mi? o seslerin anlami var ve sorunun ne oldunu soyluyo. rastgele otmuyor.

-pili cikartacaksan guc kablosunu da cekmen lazim. bu sekilde 2-3dk bekle tekrar dene.
-eger kasanin ici cok kirli ise elektrikli supurge ile dusuk devirde tozlari al. harddisk, cdrom, vs takili olan butun kablolari anakarttan cikar. sadece islemcinin fani takili kalsin anakarta. tozlar kisa devre yapmis ve statik elektrik birikmis olabilir.
-eger hharici ekran karti varsa ve dahili ekran karti da varsa muhhtemelen bios reset yediginde dahili ekran karti aktiflesmistir. monitoru dahili ekran kartinin portuna bagla. harici ekran kartini da komple sokebilirsin.

@crucio

Açılmadığı zaman uzun bir şekilde öttü biiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiip diye.

uzun bip sorun oldugunu gosterir. ne demek oldugu anakarta gore degisir. genelde RAM hatasi olur ama degisedebilir. anakartin modeline bakip internetten yada kullanma kilavuzundan bakabilirsin ne anlama geldigini.

bilgisayar ilk acilirken f8 e abanip cikan menuden guvenli kipte aç. guvenli kipte ekran karti surucusu olmasa bile VGA dan goruntu alman lazim, surucuyu oradan kurarsin. guvenli kipte VGA goruntu alamiyorsan baska bir sorun vardir.

maalesef işe yaramadı. kırıp atacam en sonunda şu bilgisayarı. farklı bir pc'de driver kurmama izin vermemesi başlı başına saçmalık. driverları kurabilsem yüksek ihtimalle çalışacak.

bilgisayar ilk acilirken windows acilmadan once yani, olan biteni gorebiliyor musun? windows logosu, f8'e bastigin zaman ickan menu falan bunlar TVde gozukuyor mu?

hayır dostum, hiçbir şekilde görüntü gelmiyor. zaten bios kısmını hdmi göstermiyor diye vga kablosu aldım fakat vga ile de göstermiyor. ekran kartı driverları yüklü olmadığı için vga ve hdmi çıkışları komple iptal sanırım.

yok BIOS kismini bile TV ile gormuyorsan driver ile alakasi yoktur cunku oralar driver'in yuklendigi asama bile degil. driverlar windows acilip da login ekrani gozuktugu seviyede devreye giriyor zaten.

laptop uzerinde cikisi VGA / HDMI cikis arasinda degistirten bir dugme olabilir o zaman, ona basmak denenebilir, laptop bir sebeple VGA cikisina goruntu gondermiyor acildigi anda en azindan ilk windows yuklenme asamasina gelene kadar gostermesi lazim.

laptop ışıkları yanıyor fakat hiçbir şekilde görüntü gelmiyor. ne hdmi ne vga.

televizyonun girisleri ile ilgili bir problem olabilir mi (veya televizyon uzerinde bir ayar)? saglam bir bilgisayar + ayni kablo ve baglantilar ile deneme imkani var mi?

VGA analog bir baglanti oldugu icin bilgisayar VGA ya cikis veriyorsa, kablo takar takmaz her turlu goruntu gelmesi lazim. Windows acilmadan once en azindan gelmesi lazim.

kendi bilgisayarım ile televizyondan vga girişi ile görüntü alabiliyorum. kablo çalışıyor.

o zaman kirik bilgisayarin modeli ve VGA kelimeleriyle bir internet taramasi yapmak lazim birilerinin basina gelmistir...

laptoplarda default olarak hharici monitor portlari aktif olmaz. onun kisayolu vardir. ona basman lazim. fn tuslarina bak. olmazsa bir de windowslarda standard olarak "windows"+P kombinasyonu otomatik olarak presentation modu oluyor. bu da VGA portunu aktiflestirir muhhtemelen.

yasal olarak ikamet edemezsin yanlis bilmiyorsam. elektrik su vs de sanayi fiyatlarindan baglanir.

En cok taki aliyorum. Taki disinda kedi oyuncagi, makyaj fircalari, telefon kilifi, saat aldim. Genelde riske edilebilecek fiyattaki seyleri aliyorum. Cok para verip yolda kaybolmasina uzulmek istemiyorum. :)

genel olarak bir kere kullanıp bir kenara attıgım seyler aldım ali'den, pil test aleti, vr gözlük vb vb

eski kız arkadaşıma anahtarlık almıştım

elektronik, taki, kiyafet, canta. kisacasi begendigim ve uygun olan ne varsa

Gözlük çerçevesi aldım alıyorum da. Bu site sayesinde yılda 2-3 çerçeve değiştiriyorum.

Elektronik ve rc ucak ekipmanları alıyorum genelde. Giyim ve aksesuar almam. Fotoğraf makineme lens kapağı, filtre vs de almistim.

aliexpredden değil de gearbestten alıyorum
metal modellerden alıyorum hobi amaçlı

gider tıkanıklığını açmak için kullanılan telden cübbeye, alakalı alakasız bir sürü şey aldım ama en çok kulaklık ve telefon aksesuarlarına para harcadım. dolar 3 lirayı geçene kadar sık sık kulaklık alırdım özellikle, fiyat performans canavarı bir sürü kulaklık var. ihtiyaçtan çok hobi olduğu için dolar yükseldikçe alma sıklığım azaldı tabii. en son bluedio indirimi oldu, oradan kaptım bir tane kablosuz.

iş yerindekilere, ali kullanmayan aile eş dosta telefon kabı, şarj kablosu, adaptör getirtiyorum bir de.

telefon kablosu, kılıf ve ekran koruyu alıyorum.

Simple present tense ingilizcesi olan yurt dışına gidecem diyor. Telepatiyle anlaşacak.

bence internet ile buyuyen nesil guncel dusunce trendlerini daha iyi takip ediyor, eski nesil gerceklikten uzak bir yapiya sahip, daha kemiklesmis fikirlerin sonsuza kadar hukmunun surecegini dusunuyorlar.

evet yakinda turkiye'de askerlik sistemi degisecek, mecbur. eskiye sorsan "sike sike yapacaksin hehehe"

evet egitimli kesim basta olmak uzere turkiye'den buyuk bir goc var bati ulkelerine. gecen sene turkiye venezuela'dan sonra en fazla dis goc veren ulke oldu diye hatirliyorum. eskiye sorsan "turk'un turk'ten baska dostu yok"

duyar kasma da internet caginda sesini amplifiye etmenin gecerli metodlarindan biri, bugun biri sozlukte veya orada burada baska somut bir hareket yapmayacagi bir konu hakkinda yazip bir tartisma baslatabilir, bu tartisma buyuyebilir ve yuzlerce sitede haverlerde hatta televizyonda bile insanlarin onune sunulabilir. bu internetin sundugu bir imkan, yine eskilere sorsan "sokaga cikacaksin eylem yapacaksin" derler.

zaman degisiyor, tabii ki yine neslin de deluzyon icinde oldugu konular vardir her nesilde oldugu gibi ama dogru dinlenilirse yeni nesil gelecekle ilgili ilginc seyler soyluyor bize, bu sadece turkiye'de de degil, ecnebilerin "millennial" dedigi nesil icin tum dunya'da da bu boyle.

sözlük ya da benzerleri, içeriğini ciddiye alınca kafa yapıyor. ben ondan diye düşünüyorum.
orada oluşan çoğunluk neyse onun gerçek olduğuna ilişkin bir illüzyonu, kendi kendine oluşturmaya başlıyorsun.

çevremdeki çoğu insan da bu şekilde değer yargısına sahip ve çoğu da ekşi sözlük kullanıyordur ama sözlüğün kendi özeliyle alakalı durum yok bence sosyal medya insanlara yaşadığı toplumdan soyutlanma becerisi kazandırıyor, istediği yere ait olma gücü veriyor.İllüzyon mudur değil midir oraya girilse çıkılmaz bana kalırsa.

internetle beraber gelen sıkıntı bu...çok suni ve yapay oldu herkes , özelliklede bu teknolojiyle büyüyen yeni nesil.ekşi sözlükte yazar olmakta bu kişilere ekstra bi kıdem vermiş gibi hissettiriyor.bi konu hakkında tam bilgi sahibi olmadan sürekli eleştiri ve alaycı yazılar ekşi sözlükten soğuma nedenimdir.uzun zamandır çok ciddiye almadan bi konuda okuyacağım konuyu okuyup çıkıyorum.gitgide kalitede düşüyor

Msn ve irc döneminde millet böyle değildi. Hatta msn herkesin iç dünyasını ortaya döküyordu. Ne dinliyorum özelliğinden şimdinin entellerinin ağır arabesk takıldığı ortadaydı

intermediate ingilizce (işime yaramadı) ve sıfır rusça ile, rusya'ya geldim. telepatiyle anlaştım. 6 yıl oldu. şimdi iki dile de oldukça hakimim. araya ispanyolca da sıkıştırdım biraz. bırakın gidebilen gitsin.

(bkz: mass hysteria)
(bkz: circle jerk)
(bkz: group ego) veya (bkz: toplu ego)

gibi sosyal psikolojik konuları da göz önüne alarak sözlüğe bakmak gerek.

Sözlük de bir medya ve toplu egoların oluştuğu bir ortam. Toplumun girmesine oldukça müsait bir alan. Ait olma ihtiyacıyla insanlar en aptal şeyleri söyleyebiliyor, kabul görmek için her şeyi yapabiliyorlar.

Şunu bilmek gerek: 'Topluluklar cahildir, bireyler birey olamadan cehaletten sıyrılamazlar.'

Fakat birey olmayı başarmaksa oldukça zor ve zahmetlidir. Birey olup toplumu karşına almak sürüdeki bireyin içgüdülerine de terstir.

Daha önce başkaları için de önerdiğim bazı baş ucu kitapları var:

Scott Peck - The Road Less Traveled

Eric Fromm - Escape From Freedom

Friedrich Nietzsche - Beyond Good and Evil

Friedrich Nietzsche - Zur Genealogie der Moral

edit: Kısmen @robokot'a da katılıyorum.

sadece sozlukle buyuyen nesil degil, 30'undan sonra sozlukle tanisan kisiler de gerceklikten uzaklasiyor. burasi bi fanus ortami, degil dunyanin ulkenin bile %1'inden fazlasinin takip etmedigi, yazmadigi bir ortam. dikkat cekme istegi, trolluk vs de bonusu.

Nerde yaşıyorsun? Eğer istanbul'sa otomatik olsun

Ankara’da kullanacağım

Ankara’nın o yokuşlarında kesinlikle otomatik.

Hem otomatik hem de hill holder ozelligi olsun

Bütçe 40.000 tl'nin altındaysa manuel daha mantıklı. Otomatik vites zengin oyuncağı. 3 4 ayda manuele alışırsın.

İstanbul’da trafiği ve yokuşu olan yerde işe gidip gelmek için manuel kullanıyorum. Keşke otomatik olsa dediğim ancak çok uzun süren dur kalk trafikte oluyor. Onun dışında manuel kullanmak gayet zevkli. Bütçe sıkıntısı varsa hiç boşuna yorulmuş otomatik araba alıp kumar oynamayın.

@signore bütçem 40bin civarında. En fazla 42-43 olabilir.

otomatik varken ozellikle buyuk sehirlerde manuel'i napacaksiniz; kac yildir otomatik kullanirim buyuk rahatlik her anlamda

otomartik de kullandim duz vites de kullandim. benim acimdan bir farki yok. 10 yil istanbulda duz vites kullandim hhic de ayagim vs kopmadi. insanlar biraz abartio bana gore. otomatik vites hhem daha pahali olur hhem de daha hassas olur ariza vermeye daha yatkindir. tamiri de daha masrafli olur. otomatik vites alacagin paraya bir ust segment daha yeni ve donanimli bir araba almayi tercihh ederim. ayrica her markanin otomatik vitesi de kullanilmaz bazilari cok dandik oluyor ve hem yakit hem performans noktasinda insani sogutuyor. eger otomatik vitesi iyi olmayan bir marka alacaksan hic alma daha iyi. bir de bazi durumlarda otomatik vitesin tepki vermesi daha gec oluyor. bu da ani hareket etmen gereken yerlerde kaza yapmak ile yapmamak arasinda gidip gelmek demek.

butcen cok dusuk o paraya duzgun otomatik vites araba olmaz bence. ben olsam manual alirdim. iki-uc haftaya alisirsin debriyaja. zaten bir sure sonra artik elinin ayaginin bir uzantisi gibi oluyor debriyaj ve vites. hhic dusunmuyorsun ve farketmiyorsun bile vites degistirdigini vs

şundan var bende: www.hepsiburada.com yeterince sağlam. rutin sürüşteki sarsıntılardan etkilenmiyo ama kaza falan yapsan fırlar gider muhtemelen (telefon iphone 8 plus). şu şekilde 4 tane magnet çıktı içinden: www.google.com.tr arkalarında bant var istersen telefona yapıştırıyorsun (www.google.com.tr ) istersen de yapıştırmadan kılıfa koyarak (www.google.com.tr ) kullanıyorsun.

iPhone 7plus ı tutmadı bizde.

aldigin urunun kalitesine gore degisir. kaliteli miknatisi olandan alirsan tutar. dandiginden alirsan tutmaz. ipad bile tasiyanlari var yani sen dusun

Spingen inkini kullanıyorum, çok rahat taşır. Kendime + 3 kişiye daha almıştım, herkes çok memnun

Spingen kuel h12 benim kullandığım

benim telefonun pili sabit, telefon tarafındaki mıknatısı sabitlemeden şeffaf kılıf içine koydum. gayet sağlam.

araca takılan kısmı havalandırma ızgarasına sıkıştırılanlardan rahatlıkla alabilirsin. vantuzlu yapıştırıcılılar bir süre sonra çöp olur.

6-7 yıldır yılda bir kere bunlardan alırdım, mıknatılslı olanlar 2,5 yıl oldu hiçbir sorun yok. markalı birşey falan da değil aldığım.

işi yapana git. ben olsam ellemezdim.

işini yapacaksa zaten parasıyla yapacak. hoş karşılamak zorunda. ben olsam o kadar yola gitmezdim sanırım.

ayrıca o telin uzaması dişlerinizin hareket ettiğini gösteriyor :) geçmiş olsun

Bence yakındakine gidin hiçbir şey yapmayacak neticede, alt tarafı uzun kalan kısmı kesecek zor değil. Ya da doktorunuzu arayıp onayını alın bence, içiniz rahat etsin.

Geçmiş olsun bu arada :)

Bir de takılırken kontrol etmediniz mi yoksa sonradan mı batma yaptı? Benim de alt tellerim akşam takıldı, ve ne zaman tel değişi olsa doktorum iyice bak diye zaman tanıyor

@systemofadownmanyagı (düzelttim), takılırken hissetmedim, sonrasında konuşurken ve bir şeyler yerken batmaya başladı.

öncelikle kendi doktorunu arayıp onayını al. eğer o uzun kısım gerekliyse yazık olur. onay aldıktan sonra istedğin yere gidebilirsin. yakın yer dediğin yer sorun yapmasa gerek. sonuçta sadece tercih değil maliyet de önemli. belki daha ucuza yaptırıyorsun başka yerde. bilemez.

sttc +1. once doktorunu alip onay al. simdi adamlar yanlis keser, eksik keser kendi doktorun neden baska doktora gittin simdi yeni tel yapmamiz gerekir vs der.

Aktarmasız uçuş yok mu? Bagaj varsa sorun olur bence böyle.

Edit:uçuş bağlantılı, sorun olmaz. Herhangi bir gecikmede kendileri yer bulmalı hatta diye biliyorum.

değil.

ama bağlantılı uçuş, beraber alıyorsan zaten havayolu sorumluluğunda.

bagaj yok
aktarmasız yok

bağlantılı uçuş, ilk uçuşunuz gecikirse ikincisini bekletirler. ama 35 dk yeterli değil.

bu biletleri ayri ayri aliyorsun degil mi? cok asiri sansli degilsen ikinci ucaga binemezsin. lk ucak hic rotarsiz kalksa bile indikten sonra koruge yanasmasi en az 5dk surer. daha sonra ucaktan inis, kosa kosa kontrollerden gecis vs en az 10dk daha. ic hatlarda normalde ucagin kalkisindan 15-20dk kala boarding tamamlanir. genelde bunu pek uygulamiyor sirketler ama ucak yogun degilse zaten herkes binmis oluyor ve yine kapatiyorlar. yani en iyi ihtimalle 5dk ile yakalarsiniz o ucagi. hherhangi bir rotarda yada iki ucaktan birinin korukte degilde aciga park etmesi durumunda kacirirsiniz. iki bileti ayri ayri aldiginiz icin de bir sonraki ucaga ucretsiz degistirmezler biletinizi.

diyetisyenden ziyade, spor antrenorune gitmen daha mantikli olabilir. spor salonlarindaki tiplere degil de bu isin gercekten okulunu okumus profesyonel antrenorlere.

Zehra Bora der susarım. Sporcu beslenmesinde uzman. Ve bu konuda eğitim almış bir kişi
Adresini aşağıda paylaşıyorum.

Barbaros Mahallesi, Ak Zambak Sokak, Varyap Meridian A Blok No:2 Kat:3 Daire:43, 34746 Ataşehir

İnstagram üzerinden ulaabilirsin.


www.instagram.com

neden diyetisyen aradığınızı anlamadım. henüz deneyip de başarısız olduğunuz bir programınız da yok gibi. şu kitabı okuyarak oldukça iyi bir birikime sahip olabilirsiniz bu konuda bence.

www.idefix.com

Tavsiyeleriniz için teşekkürler. Gereksiz göründüğünün farkındayım, deneyip başarısız olduğum bir program var. Vaktim az, zannediyorum strese girdim bedenen ve zihnen :)

kişiye göre değişiyor tabii ama genel olarak boyun küsüratından 10 çıkartınca ideal kilo elde ediliyor. örneğiniz doğru yani.

İdeal boy-kilo oranı yoktur, ideal yağ-kas oranı vardır. Değişen şartlara göre 60 kiloyla dombili de olabilirsin fit de.

benim boyum 1.62, ideal kilomun 56 olduğunu söylemişti spor salonundaki hoca. ben o zaman 47 kiloydum ve tombiktim. şimdi daha da tombiğim ama o başka konu.

yani eğer kaslı bir insan olsaydım 56 benim için ideal olabilirdi, ama ben bıngıl bıngıl yağ olduğum için 56 demek dombili demekti.

özetle, 1 kg yağ vs 1 kg kas karşılaştırmasını bırakıp gidiyorum.
i.pinimg.com

boy kilo orani degil, yag oranina bakmalisin. fit vucudu olan bir kadinin yag orani %15-18 araliginda olmali.

Sıkı bir vücut varsa ideallikten söz edebiliriz

Bir sıkıntı olmaz, ben gpu hdd ve üstünde cpuyla falan birlikte anakartı el bagajıma koymuştum, psu'yu da normal valize, sabiha gökçene girerken bu ne dediler ama bişey olmadı

niye tasiyamayasin ki? sivi bi madde degil, patlayici degil. belki RAM'leri kesici alet olarak kullanabilirsin ama o da zor :)

izinsiz olacağından için bir şikayete bakar. sana gıcık olan biri, kremin işe yaramadığı biri şikayet ederse?

tibbi malzeme sattigin icin, telefon kilifi satar gibi satamazsin. saglik bakanligindan izninin olmasi lazim. acemi'nin dedigi gibi ya tanidik bi eczaci bulup onunla ortak olarak yapmalisin bu isi, yada sirketlerle konusmalisin.

bana yolla kanke

Aman ya sen bunların dediģine ne bakan. Adam gümüş suyu üretip satıyor. Kimseden izin aldığı da yok. Bir sürü de müşterisi var.

Bir eczacı ile konuşacağım arkadaşlar tavsiyeleriniz için teşekkürler.

Ben denerim azcık :( ama rozam da var aynı zamanda :(

buraya yazıp ve özel mesaj atıp denemek isteyen arkadaşlar var. şuan aydın'dayım tatil sebebiyle. bayram sonrası istanbul'a geçeceğim işler güçler başlayacak yine o zaman uygun bir yer bulup buluşup denetebilirim. herkese sonsuz teşekkürler yeniden! :)

benim facebook'tan dogal icerikli bakim urunleri aldigim bir sayfa var. yag karisimlarindan nemlendirici, tonik, sac yagi, leke azaltici, aktar spreyi falan satiyorlar. onlara bazen seboreik dermatit de uretsenize diye talep geldiginde olmaz, o tedavi edici urun, o yuzden yapamayiz, iznimiz yok diyorlar.

Bir kozmetik firmasiyla görüsüp, üretim, izin islerini onlara hallettirip ürünle ilgili ortaklik gibi birsey önerebilirsin.

Eskiden bir kozmetik firmasinda calismistim, istersen özelden de yazisabiliriz.

Bende de var bu illet. Denemek isteri. :)

ahmet nezihi pekcan, yapma ilaç konusunda üstat bir eczacı kendisi, konya'da. ama seminerlerle onunla bununla falan epey şehir geziyor. kendisiyle iletişime geçin, formülün tamamını vermeyin ama fikir alışverişinde bulunun. ülkenin her yerine hazırladığı karışımları gönderiyor, birlikte iş yapabilirsiniz bu formül için.

abi niye şevk kırıyorsunuz, yerli ilk ilacımız ankaferd bloodstopper bu şekilde bulunmuştur. ben bir formül uyguluyorum faydalı oluyor bunu inceleyin diye hacettepeye götüren vatandaş sayesinde. milyon dolarlık lablardaki çalışmaya neden öncü olmasın? etnobotanik dediğimiz alan halktan az mı bilgelik topladı sanıyorsunuz?

aldırma sen kardeşim, konuş birileriyle.

gitsin tabi. ip'lerden sehir, ilce ve mahalle tespiti yapilabilinir. arkadasinin yasamadigi yer oldugu anlasilinca dava duser muhtemelen

ya bi şey çıkmaz o meseleden. karşı taraf resmen işsiz güçsüzün tekiymiş. gidin hakime durumu anlatın. olayla bir alakam yok, bilirkişi isterse bilgisayarımı inceleyebilir filan deyin. bi halt çıkmaz.

açılın bilirkişi geldi :)

62'li ip'nin yurtdışı kaynaklı olduğu belirlenmiş, muhtemelen aynı tarihteki 6135 ile biten numaraya gelen sms'ler sorgulanır, sms kaydı bulunmazsa sorun kalmaz. sms varsa ilişkilendirilebilir. yalnız, ilk sayfada telefon 279 ike 2. sayfada 297 :)

hiçbir şey olmaz merak etme. bilişim suçları böyle şeylerle pek ilgilenmiyor. anlatsan da anlamıyorlar zaten.

şans oyunları dışında mlsf şansınız yok.

800k / 60 = 13.300dolar.
maaşın yarınısını kenara attın diyelim 26.600dolarlık işe girmen lazım. tl ile 126.084tl maaş alman lazım ayda.
6 ay için firmanın sana ödemesi 756.504 net. vergiler dahil sen adama 200.000tl'ye mal olursun ayda o da 6 ayda 1.200.000tl eder.
bir iş veren cironun ortalama %2-3'ünü CEO'ya verse 1.200.000 / 0.03 = 40.000.000tl

yani bir firmaya girip şöyle diyeceksin ben size her 6 ayda 40.000.000tl satış yaptırırım bunun karşılığında da ayda 200.000tl'nizi alırım. bunun 120.000tl'si sana gelir 60.000tl'sini kenara koyarsın.
60.000tl * 60ay = 3.600.000tl o da 4.74'den 760.000 dolar yapar. 40.000dolar da işte prim falan filan bulursun.

bir fikir bir acik bulacaksin kendi isini kuracaksin. o cins paralar o sure icinde genelde kendi isini kurarak ve basarili olarak kazanilir. maas vs. zihniyetinden cikmak lazim yani, maas veren sen olacaksin.

1- Para kazanmayı öğrenmek gerek.
2- Kesinlikle tasarrufu öğrenmek gerek.
3- Yatırım yapmayı/iş kurmayı öğrenmek gerek.
4- Birikim yapmayı(artı değer üretmek) öğrenmek gerek.
5- Ancak yukarıdakileri şu anda biliyor olsaydın bu parayı çalışıp, iş kurup kazanabilirdin.
6- Sıfırdan başlıyorsan ilk 5 yılın yukarıdaki ilk 4 maddeyi anlamakla geçebilir. Ondan sonraki 5 yılda böyle bir para kazanabilirsin.

ilham editi: www.youtube.com

@dedim dedim, hocam fikir mantıklı ama o iş zor. Ceo'luk vasfım yok, olsa zaten hiç düşünmem direkt olaya girerim.

@robokot, evet aslında aklımdaki o. Tarımda mesela getirisi yüksek ürünler yetiştirip bunları pazarlamak... Ama bu işte tutturmak ne kadar mümkün? Risk nedir acaba? Onları merak ediyorum.

@hey corc, kardeş hayatları takas edelim mi?

Benim 30000 dolara ihtiyacım var daha onu bile nasıl oldururum bulamadım

Sana kolay gelsin

abi ozel olmayacaksa merak ettim ne icin istiyorsun bu parayi? yani rakam fazla spesifik geldi, neden 1 milyon falan degil de 800 bin?

bu corc da kanadalara gitmis milyoner olmus adam hala duyuruda kendini ovuyor. eee vizyon parayla alinmiyor tabii. kanada'da yasayip senelik 500k usd+ gelirim olacak, duyuruya yazacagim ben de zengin oldugumu. ohooo. reddit'e falan git bari abi.

@idexo, şimdiye kadar hiç böyle bir ihtiyacım yoktu açıkçası, tam da bugüne kadar. Hazırlıksız yakalandım.

@kitap arasında, eyvallah hocam, cümlemize...

@meister, biraz özel bir mevzu kardeşim, hırs filan değil de bir tür manevi operasyon diyelim (dini değil tabii). Ama manevi işler bile parayla oluyor.

trade yapmayi ogren, her ay duzenli olarak bitcoin/ethereum al. scalp yada day trade yapmak zor ama swing trade yapabilirsin, yada direk position trade edersin.

@hey corç, onun farkındayım, o çerçeveden çıkılabilir mi diye düşünüyorum zaten. Belki bir çare...

@aristarkos, kardeş gerçek hayat (haşa huzurdan) bok gibi, biraz kendimi aşmak istiyorum. İyi mi kötü mü bilmiyorum ama, insan dediğinde ruh var. O ruh yapıyor ne yapıyorsa...

5-10bin'lik bir yatırımla e-ticaret işine girebilirsin. Alibaba'dan alıp amazon.com'da satacaksın. Tutturursan o para rahat kazanılır.

Şurada detaylı anlatımı mevcut:

sampriestley.com

şans oyunuyla kazanılmaz o para. şans oyunuyla para kazanılmaz. 3-5 tutturursun belki ama öyle paralar, büyük ikramiyeler hayal.

bu fetö operasyonları yeni başladığında bir haber görmüştüm. son 10 yılın mp büyük ikramiye kazananları fetö'den göz altında diye. doğrudur yanlıştır bilmem ama o paraları sana bana yedirmezler.

ticaretle kazanırsın. ancak ticarette de 100 kişiden 1'i başarılı oluyor.

bir de şu bir fikir bir kod bilgisi olayı var.

>@robokot, evet aslında aklımdaki o. Tarımda mesela getirisi yüksek ürünler yetiştirip bunları pazarlamak... Ama bu işte tutturmak ne kadar mümkün? Risk nedir acaba? Onları merak ediyorum.

Sana pesinen soyleyeyim herkesin yaptigi iyi bilinen bir is ile bir yenilik bir "fikir" ama dahice bir fikir sunmadan dedigin surede boyle bir kar elde edemezsin, dedigin seyler sansin yaver giderse gecinmelik isler olur.

Ha mesela tarimda kimsenin akil etmedigi bir acik (atiyorum), uretimi, verimliligi, pazarlamayi, lojistigi, herhangi bir seyi kimsenin gormedigi bir acidan gelistirecek bir fikrin olur (veya herkesin bildigi ama yapamadigi bir fikri hayata gecirmene yardimci olacak baglantilarin olur), bunu hayata gecirirsin, o zaman bu cins paralar seni bulur. Bunu yapabilmek icin o isi yalayip yutmus olmak gerekir en bastan genelde ki neresi verimli neresi verimsiz, neresi gelistirilebilir bulasin. Bir uzmanlik istiyor yani. Yoksa bilmedigin bir sektorde bilmedigin bir isi yapmaya kalkip boyle paralar kazanmayi bekleme.

Uzmani oldugun bir is var mi? Egitimini aldigin? Sektorunu, musterisini vs. bildigin? Ona odaklan orada fikir uretmeye calis.

@robokot, hocam kendi sektörümde maksimum kazancım 10 bin lira. O da maksimum yani. Demek istediğim şuydu, ben az da olsa sermaye sağlayacağım, işi bilen birisiyle iş yapacağım. Mesela türkiye'de yeni yeni yetiştirilmeye başlanan meyveler var, bunlar alternatif tıpta filan kullanılıyor diye getirisi yüksek. Ama işte evdeki hesap çarşıya uymayabilir. İki yıl içinde 150-200 bin lira biriktirme ihtimalim var, eldeki üç beş kuruşu da kaybederim diye korkuyorum. Mevzu o.

baska bir yol da programlama bilmiyorsan programlama ogrenip, mobil oyun yapabilirsin. eger tutacak bir oyun yaparsan 1 yilda kazanirsin o parayi

iyi bir is fikri bulur ve bunu ilerletirsen 2 - 3 sene icinde bu yatirimi alabilirsin. girisimcilikle ilgili kitaplara bir goz atmani tavsiye ederim. fakat kotu haber su. salt para kazanma ugruna icine girecegin islerden para kazanma olasiligin genelde cok dusuktur.

ahlakını ve vicdanını bir kenara koyarsan türkiye'de böyle bir para gayet tabii toparlarsın, hem de çok daha kısa bir sürede..

yasa yok, keriz çok: dolandırıcılık.

geçmişten günümüze titan, jet fadıl, çiftlikbank, aralarda mesela bir herif 600-700 taksi plakası parası topladı kaçtı vs bunlar gibi onlarca örnek, senin çapındaki paralarda da yüzlerce belki de bini aşmıştır örnek sayısı.

önemli olan yaratıcılık. afili isimler bulabilmek; geçmişte saadet zinciri, şu anda da "network marketing" gibi.

sonra günün konseptlerini yakalayabilmek; bak o çiftlikbank'ın açılışı efsane mesela, kurban kesip dua okutup dış güçe sövüp tayyip övüyorlar millet de şakşaklıyordu pokasdpad

kredi çekip bahis bürosu da açabilirsin. 3-4 ay millete düzgün hızlı ödeme yapıp sonra bir anda yok olursun. zaten illegal, kimse hukuki bir mecraya başvuramaz.

ha alnının akıyla dersen,

türkiye'de alnının akıyla iş yapana ceza olarak az para verilir.

direk sisme yatak al bence. hem en uygun fiyatli secenek olur hem de en az sekilde yer kaplar.

Şişme yatak kesinlikle

aşağıda benzer bir soruyu ben de sordum. adres değişikliğinizi nüfus müdürlüğüne bildirmeniz gerekiyor yoksa GSS prim borçları birikiyormuş SGK yurtdışına gittiğinizi bilmediği için. Bunun dışında gerekli bir şey var mı ben de merak ettim ve sordum. Bilgilenirsem söylerim

Butun kredi kartlarinizi, telefon, elektrik gibi seyleri kapatip, mutlaka "borcu yoktur" kagidi alin.

Vekalet mutlaka verin, her sey icin vekalet mumkun olmuyor ama kendinize gore akliniza gelen her seyi yazdirabilirsiniz.

E-devlet girisinizi yurtdisina actirin. Banka islemleri yaptiracaksaniz yurtdisindan baglanma konusunu onlarla da gorusun.

E-nabiz diye bir sey var, onda da yapmaniz gereken bir sey var mi diye bakin, yurtdisindan girisi actirmak gerekebilir.

Acik telefon hattiniz kalacaksa, konusursaniz sadece vergilerini odeyerek hatti acik tutabiliyorsunuz.

Aklima gelenler simdilik bunlar.

ABDyi pek bilmiyorum belki dediklerim geçerli değildir ama varsa aşı kartı filan yanınıza alın, bir de diş sorununuz varsa gitmeden halledin bence.
resmi iş için ben buradayken gitmiyorum hep e-devletten yapıyorum. kira geliri bildiriyorsanız emlak vergisi ödüyorsanız vs. bunların netten yapılması için yolunu öğrenin yapın. kimseye vekalet vermeseniz daha iyi.
adres değişikliğini gidince de bildirebiliyorsunuz. gidince gitiğiniz yerdeki konsolusluk size dosya açıyor, bildirim yapınca. olur ya tekrar bi seçim olur, dövizli askerlik olur, bebeğiniz olur kimlik çıkartırsınız, kaybedersiniz vs. konsoluklukta bir şekilde işiniz hep olacak zaten.
bir de belki gitmeden Türk makamlarının istediği türde vesikalık çektirebilirsiniz. belki ABD standartları farklı/pahalı olur.

e devleti yurt dışına açtırmak ne oluyor ? amerikadan e devlete giremiyor muyum ?

eşifre diye bişey var. yetkisi daha yüksek. üstteki arkadaş ondan bahsetmiş olabilir.

kredi kartı vs götürecekseniz yurtdışına açık olduğundan emin olun.

online bankacılık için yurtdışından giriş yapmayı aktive edin. bazen default kapalı oluyor.
bi de 3d alışveriş kullanıyorsanız bankalar yabancı numaraya göndermiyor. türk hattı olacak illa diyebiliyor. o yüzden türk hattını aktif tutmak faydalı

Doktor, hastane işlerinizi ve özellikle dişleri mutlaka halledin. En az bir sene doktora ihtiyacınız olmayacakmış gbi hazırlanın. “Lazım olursa” diye antibiyotik yazdırıp götürün. Orada doktor yazsa bile sigortalıyken en az 50 dokarı antibiyotiğe gömmek zorunda kalabilirsiniz.

Ben giderken e-devleti yurtdışından girişe açtırmak gerekiyordu. Şu an değişmiş olabilir, PTT'ye sorun.

tr hattina mobil imza tanimlattir. e-devlet'te bazi islemler icin mobil imza gerekiyor. bircok isinizi, mesela ikametgah degistirme, konsolosluga gitmeden, tr'ye gelmeden halledebilirsiniz boylelikle.

bazi bankalarin 3d'si yurtdisi hatlar ile de calisiyor ama bazilari ulke kodunu olunca sacmaliyor. mesela ben teb'den yurtdisi numarama sifre alabiliyorum ama ing gonderemiyor. mutlaka bi tr hatti olmasi iyi olur bence. ben faturali hattimi on odemeliye cevirttim. tr'ye gidecegim zaman internet paketi aliyorum sadece. onun disinda bir masrafi olmuyor. bankalardan sms gelecek olursa da burada arada takip edebiliyorum.

bnaka sms şu şekilde halledeğim, o hattı takacağım kullanacağım zaman ? böyle sorun çıkmas değil mi ?

Amerika’dan e-devlet’e internet bankacılığı üzerinden giriş yapıyorum, sorun olmuyor Türkiye’de açık banka hesabınız kalacaksa.

evdeki modeminizi tv+ kutusu gibi şeyleri iade etmeyi unutmayın. bize kimse iade edeceksiniz demedi ben de öyle olunca pek sallamadım o telaşta, şimdi neredeyse 1000 tl fatura çıkarmışlar :/

başka bir sürü neden var örneğin mutasyon bunlardan biri ama doğal seleksiyon en temeli.

Evet, bir canlıdaki genetik farklılık doğal seçilim, eşeysel seçilim ya da yapay seçilim ile onu genlerini aktarma konusunda avantajlı kılar.

Esas mesele tür değil gen aslında. Genler yeni türler yaratmak için uğraşmazlar, bu konuda özel bir çabaları yoktur, onlar sadece çoğalmak isterler. Richard Dawkins, "gen bencildir" derken de bunu kastediyordu.

Islah da bu konuda etkili.
Günümüzde kullanılan çoğu tarımsal hayvanın bitkinin doğada tek başına hayatta kalması mümkün olamayabiliyor.
Mesela günümüzdeki ineklerin çoğu doğada hayatta kalamıyor, seleksiyona bıraksan ölecek hayvanlar. Ama az süt veren türü değil de çok süt veren türü ıslah ederek inekleri bir nevi adapte ediyoruz. aynı şey tarla bitkileri ve diğer evcil hayvanlar için de geçerli.
edit: tüm köpek türlerinin ilk olarak kurtların ıslahı sayesinde insan üretimi olduğunu okumuştum bir yerde.

Genler herhangibir sey istemez, sadece biyokimyasal etkilesimlerle ilerler surec, genlerde oyle bir bilinc yok.

Turlesmeyi etkileyen bircok faktor var. Pozitif ve negatif dogal secilim, genetik suruklenme, cografi izolasyon gibi etkiler bunlardan bazilari.

çok net ve tertemiz bir bilgi vereceğim. bunun aksi mümkün değildir. BİR MUTASYON ASLA AMA ASLA CANLI İÇİN OLUMLU SONUÇLANMAZ. kural yani bu.

Evrimsel biyolojide çok net ve temiz bilgiler verenlere güvenmeyin, bu işin en önemli kuralı budur.

Cosmos belgeselinin ikinci bolumunu izlemeni tavsiye ederim. evrim ve dogal secilimi cok guzel bir sekilde anlatiyor. hatta cosmos'u komple tavsiye ederim. her konuda insanin ufkunu genisleten bir belgesel.

en nihayetindeki neden tamamen dediginiz gibi genlerle alakali. sonucta bir canlinin karakteristiginin degismesi icin genlerinin degismesi gerekir. gen degisimini tetikleyen sebeplere bakmak lazim bu konumda. yani turlesmenin tek nedeni genetik haritadaki degisimlerdir, e genetik haritadaki degisimlerin sebebi de aktarilabilen genetik mutasyonlardir. dolayisiyla turlesmenin sebebini de mutasyonlarin sebeplerinde ve onlarin nasil secildiginde aramamiz lazim. ufak ornekler vereyim ve birkac yanlisi duzelteyim.

ornegin secilen mutasyonlarin her zaman canlinin yararina olmasi gibi bir durum yok. mutasyonlarin zaten bircogu zararlidir fakat arada ortaya cikan yararli mutasyonlar yeterince avantaj sagliyorsa populasyonu ele gecirmeye baslar. fakat bundan ziyade bazi mutasyonlar canliya zarar verdigi halde secilirler. genelde cinsel secilim basligi altinda inceleniyor bunlar, birazdan farkina varabileceginiz gibi. ornegin tavuskusunun gereksiz buyuklukte bir kuyrugu var, kendisine hic yarari olmayan ama nedensiz bir bicimde karsi cinsin ilgisini ceken. veya adini hatirlayamadigim bir balik turunde acik beyaz renk olmak o baligi daha kolay bir yem haline getirirken buna ragmen karsi cins bunu seciyor. bu durumu guzel ozetleyen bir laf var, "not the survival of the fittest, reproduction of the fittest". yani evrim survive etmekle alakali degil, tamamen uremekle alakali.

turlesme icin bir canli grubunun farkli secilimlere maruz kalmalari gerekmekte. bu yukarida da bahsedildigi gibi canli grubunun bir kisminin cografi izloasyona ugramasi sonucu olabilir, eseysel secilimin canli grubunun bir kisminda farklilik gostermeye baslamasi olabilir veya bu sebepler sonucunda bir sekilde farklilasmis bir canli grubu tekrar karsilasip, eger ki tam anlamiyla turlesme gerceklesmediyse yani hala ciftlesebiliyorsa, bu biraz farklilasmis turlerin birlesmesiyle bambaska bir tur de cikabilir, atlar ve eseklerde oldugu gibi.

bunun yaninda bircok genetik faktor de var. mesela jumping genes diye bir olay var, buna gore genler ne kadar dogru bir tabir bilemiyorum ama bir bakima durduk yere kendi aralarinda yer degistirebiliyor. bunun sonucunda da turlesme gormek mumkun. ve su an aklima gelmeyen birkac benzeri genetik mekanizma da bulunmakta.

bazı durumlarda meslek odası sicil numarası imza yetkini destekler nitelikte oluyor. yani bazı dökümanlara mühendis olarak imza attığında sicil numaranı da istiyorlar. tek faydası o başka bilemiyorum.

Bazı meslek odalarına kayıtlı olmak yasal zorunluluk. Mesela kimya mühendisiysen ve kimya mühendisi olarak çalışıyorsan odaya kayıtlı olmak zorundasın. Hiçbir faydası yok. Bildiğin soygun.

devlet'e is yapan bir sirkette calisiyorsan ve bazi dosyalara imza atman gerekiyorsa odalara kayitli olman gerekiyor. onun disinda baska bir ise yaradigini duymadim

evet dogru yurtdisina tasindigini bildirmezsen GSS primleri birikiyor. ama bunu yurtdisina tasindiktan sonra bildirmen lazim. ikametgahini yurtdisina aldiktan sonra oradaki calisma iznini, oturum belgeni vs sgk'ya bildirmen gerekiyor. acelesi yok yalniz bunun. ben 3 yil sonra bildirdim yurtdisinda oldugumu gecmise donuk olarak da butun borclarim silindi.

sikinti olmaz. yuksek lisans ve doktora icin yas siniri 35. tecilin olmasa bile subeye gidip bir sonraki celp icin yoklama vereceksin. yoklamani verince bir sonraki celbe kadar ilisigi yoktur belgesi alacaksin, onunla okula kayit olup kayit belgesi ile askerlige gidip celbi iptal ettirip tecil alacaksin

Aynen öyle.
Zaten o sebeple 10.000 euro'dan 1.000 euro seviyesine indirdiler.

yükümlülük baki kalıyor. senede bir iki türkiye'ye geldiklerinde havalimanında sıkıntı yaşıyorlar. o nedenle parayı verip yükümlülüğü sildiriyorlar işte.

cift vatandas olamadigin iki vatandasliktan birini secmen gereken ulkeler var. boyle bir durumda Turk vatandasi olarak yurt disinda yasamaya devam edenler oluyor. Yahut, Turk vatandasi oldugu halde yurt disinda calisanlar oluyor bir sure.. Boyle bir durumda asker kacagi ise Turkiyeye girdigi an yukumlukler onu da kapsiyor.

Yabanci ulke vatandasligini almissa zaten boyle bir derdi yok. Dovizli askerlik onun icin degil . Turkiye vatandasi olup yurt disinda yasayanlari kapsiyor. Boyle insanlar da Turkiyeye gelecek ziyaret edecek sonucta..ailesi burda bilmemnesi burda..vs.

bir de anlamadığım 38 yaş sınırı kaldırıldı deniyor, yani eskiden adam 20 yaşında gidiyordu konsolosluğuna ben çalışıyorum diye belgelerini gösteriyordu, 38ine kadar askerliğini erteliyorlardı. Kimse sormuyordu, 38ine kadar Türkiye'ye istediğin kadar gir çık, erteli gözükor askerlik. E şimdi 38 yaş sınırı da kalktı diyorlar, e bu adam 50sine-60ına kadar hiç bir şey ödemez, nasıl olsa yurt dışında çalışıyor şeklinde askerliği üst yaş sınırı olmadan ertelenmiş, istediği gibi girer de çıkar da Türkiye'ye yanlış mıyım? E bu adam salak mı durup dururken 2000euroyu gömsün

Yurtdisinda yasayan herkes kok salmiyor orda (alamancilar haric sadece). Kisa donemli giden, gittigi ulkede vatandaslik alamayan tonlarca insan var. o yuzden 1-2bin euro verip kurtulmayi seciyor bir cogu.

Tecil-yas olayina vs gelince Nerden tutsan elinde kaliyor, yasayi yapanin bile neyi nice yaptigini bildiginden supheliyim.

Yurtdışında ne olacağı belli olmaz. Bir olaya karışırsın çat deport ederler indiğin an havalimanına asker kaçağısın al başına belayı. Değer mi 1000-2000 euro neyse.

Not: 2012 de yaptım KD.

Bazen trde askerlik yapmayinca o ulkede yapmak zorunda kaliyorsun vatandasligi alinca.

almanya için konuşacak olursam askerlik yükümlülüğü olduğu sürece türk vatandaşlığından çıkıp alman vatandaşlığına geçiş mümkün olmuyor. bu şekilde biliyorum yanlışım varsa düzeltin

@burya
iltica edenler için şart değil. yahut orada doğmuş seçme hakkı olan çocuklar da yapmak zorunda değil burada askerliği. ama orada askerlik veya hizmet yapıyorlar.
hayret kimse dememiş yahu, tamam adam yurtdışına gitmiştir kök salmıştır eyvallah ama sülalesini de mi götürmüş.
Anne babanız, dedeniz, kuzaniniz ölünce cenazesine gitmeyecek misiniz gençler?
38 yaş meselesini kaldırmaları ne akla hizmet onu bilmiyorum yalnız. sonsuza kadar ödemese yaptırım olmayacak gibi, bence de tuhaf.

cifte vatandas isen iki ulkeden birinde askerlik gorevini yapman gerekiyor. ikamet ettigi ulkenin askerlik sartlari daha kotu ise, mesela 6-12 ay kamu hizmeti vs., dovizle askerlik yapip, askerlik gorevini tr uzerinden halletmek isteyenler de oluyor.

türkiye o kişiyi çağırtamıyor mu? ben diğer ülke polisine haber verip onlar tarafından aranır ve sınır dışı edilir sanıyordum. durum böyleyse yurtdışına kapağı atmış birinin umrunda olmaz sanki.

"türkiye o kişiyi çağırtamıyor mu?"
ülkeye girmeye çalışmazsan şeyinde değil tr'nin

1- 13-14 saat

2- işe gidiş gelişlerde haber siteleri, sözlük, müzik. eve gelince duyuru, youtube'dan kısa videolar, bazen film izliyorum.

kendimi geliştirecek bir şey yapmam imkansız gibi bu tempoda.

3-3.5 yol. 9-6 işte. Evde tv aspor transfer raporu.

1- yol 1.5-2 saat arası sürüyor işle birlikte yaklaşık 12 saat gidiyor.
2- geldigimde genelde yorgunluktan ölüyorum, dus alıp sözlüğe bakiniyorum. Bazen ders çalışıyorum bazen televizyon izliyorum bazen aşka gelip yemek yapıyorum veya diğer ev işlerine bakabiliyorum.

Yaptıklarımın ne kadar verimli olduğu ise tartışmaya açık.

1- 8.30da evden cikiyorum. 5.30'da evde oluyorum.

2- spora gidiyorum, bisiklet biniyorum, mangal yapiyoruz vs. bazen gol kenarina gidiyoruz. genelde de 1-2 gibi yatiyorum

Toplam 10 saat evde yokum.(nşa)
İşten çıkıp bi işim varsa direkt oraya gidiyorum veya direkt arkadaşlarımla buluşuyorum(çok sık değil bu durum)

Direkt eve geldiysem bişeyler yiyip biraz tv veya telefonla vakit geçiriyorum. Sonra bi duş, sonrası zaten uyuma saati.

Ev işlerim varsa tv/telefonu çıkarıp o vakti gardrop-ütü-çamaşır vs. İçin ayırıyorum.

Kendimi geliştirecek bişey için zaman oluşturabilir miyim? Aslında evet. Ama o zaman nolur biliyomusun? Akşamki hafif atıştırmam, uyku düzenim, banyo saatlerim ve ev işlerim tamamen bozulur. O 2-3 saate o kadar çok ihtiyacım var ki kimseyle paylaşamam işte napıyım...

1. 11 saat
2. Senle aynı durumdayım. Baygın halde gelip mala bağlıyorum genelde.

1.12 saat
2.şu sıralar biraz salmış olsam da, kendimi geliştirme konusunda sürekli mücadele veriyorum. Kitap okumak, internetten kurs almak gibi şeylerden bahsediyorum. Çok verimli kullandığım tartışılır. Bazen arkadaşlarımla dışarıda oluyorum, yürüyüş yapıyorum. Başlıca engelleyiciler film, dizi, internet.

Yolda tartışma programı dinliyorum, o da bir şeyler katıyor.

günlük veya haftalık program yapıp onu takip etmek etkili oluyor. Habit tracker diye bir şey var ilgini çekerse. Alışkanlıklarını veya basitçe yaptıklarını takip etmeye yarıyor.

Aslında somut hedeflerin varsa, işin çok daha kolay. Çünkü nereye gittiğini biliyorsun, yaptığını neden yaptığını biliyorsun.

Bir dönem anksiyete sorunumu çözmek için haftada 5 gün 30 dk tempolu yürüyordum. Hiçbir engel tanımıyordum. Diz boyu kar yağıyordu veya yağmur. Kafama koyduğum için yapıyordum. Nasıl hissettiğimi umursamıyordum. O istek hiçbir zaman kalıcı olarak varolmuyor. Eve geldiğimde halim yoksa dahi giyinip çıkıyordum, 5 dk sonra vücut kendine geliyor. Yürüyüş bitip eve döndüğümde çok daha dinç oluyordum. Daha rahat bir uyku da sağlıyor.

Kendini yorgun hissetmeyle ilgili mevcut durumu inceleyebilirsin :

-işin fiziksel olarak çok yorucu mu? Tüm gün ayakta mısın? Bir şey taşıyor musun? Vb.
-stres yoruyorsa, onu azaltmanın yollarını inceleyebilirsin.
-yeterince uyumuyorsan uyku düzenini değiştirebilirsin. Uyku kaliten düşükse arttırabilirsin.
-yediklerinin arasında kalitesiz yiyecekler varsa, onlar da kötü hissettirir.
-uzun zamandır kafanda yer alan sorunlar varsa, bunlar bıkkınlık yapar, sırtta kambur olup moraline enerjine zarar verir.

1- sabah işe gidiş 15-20dk, akşam dönüş yaklaşık 40dk, totalde 1 saat yol diyebiliriz. 8.30-18.30 iş. 11 saat ediyor hepsi.

2-işten gelip hemen spora gidiyorum. spora gitmiyorsam genelde dinleniyorum, oyun, film, dizi, internette takılma şeklinde.

1- 6.20 evden cıkış 19.20 eve giriş.

2- dizi, film, müzik. yorgun değilsem kitap okumaya çok gayret ediyorum. haftasonu 1 günü tamamen okumaya,çğrenmeye ayırıyorum. diğer türlü vicdanım rahatlamıyor.

1- 10 saat toplam.
2- yorgun hissetmiyorum ama uykumu alamadığım zamanlar ki çoğu zaman böyle oluyor, erken uyumamaya çalışarak vakit geçiriyorum. uykum varken bir şeyler yapmaya hevesim olmuyor, hobilerimi yapamıyorum o yüzden. uykum yokken hobilerim konusunda kendimi geliştirmeye çalışıyorum ama uzun bir zamandır bir atalet içinde olduğum söylenebilir.

1,5 saat yol git-gel. şu an geçici olarak mesaim 8:30-17:30 ama 17:30da cıktıgım cok nadir.

gelir gelmez üstünü başını değiştir ve sakın beş dk suraya uzanayım vs deme. tv izleme.

Yol toplamda 40dk ya da max 1 saat sürüyor. Normalde 10 saat çalışıyoruz ama bazen bir kriz çıkıyor 17-18 saat çalışmış oluyoruz.

Kendimi sakatlamadan önce spora giderdim vakit buldukça, şimdi spor yapamadığım için çıkışta eve gitmiyorum yürüyorum, geziyorum, birileriyle buluşuyorum.

1-9 saat harcıyorum
2-spora gidiyorum bir ara ingilizce çalışıyordum sınavı geçince bıraktım metal maketlerimden yapıyorum

1-10.5- 11 saat (yol dahil)
2-bazen uyuyakalıyorum, bazen duş bile lüks olabiliyor ( saçlarım vakit alıyor.) eğer iş çıkışı bir programım varsa sabaha yorgun işe geliyorum. gencim ancak fiziken çok yorucu oluyor benim için.

eğer enerjim varsa, film- kitap. dışarıda haftaiçi aktivitem 1-2'dir. 3. gün de dışarıda olursam kendimi asla toplayamam.

8.30-8.40 evden çıkış, 19 gibi eve dönüş.

Haftanın belli günleri iş çıkışı spora gidiyorum. Gitmediğim zamanlar başka bir planım varsa dışarıda oraya gidiyorum, yoksa eve gelip uzun uzun yemek yapıyorum. Film, kitap, arkadaş vs bir şekilde geçiyor akşam. Çalışmanın ilk senesinde erkenden yatıp sabaha kadar bayılmış gibi uyuyordum. zamanla alıştım sanırım. şimdi her şeye zamanım ve enerjim var gibi geliyor.

gotursen iyi olabilirdi ama yoksa da sorun degil. zaten cok belirleyici bir faktor degil. "aa bu adam italyadan vize almis o zaman biz vermezsek ayip olur" demiyorlar.

dolgulu dis de beyazlatilir. kar beyazi yapmayacak zaten. bir iki ton acacak ki dogal goruntu bozulmasin. sana kaplama kitlemek icin demis oyle seyler. " Kanal yaptı çok çürükmüş ağrır acır yine diyo" bunu da ilk kez duyuyorum. kanal tedavisi dedigin sey dislerin sinirlerinin alinmasidir. zaten cok curumus, dolgu tutmayacak dislere cekimden onceki son care olarak yapilir. sinirleri olmayan bir dis nasil agritiyormus acaba. baska bir dis hekimine git. isin gecmisini anlatmadan "dislerimi beyazlatmak istiyorum bir de su disim biraz agriyor" de bakalim ne cevap verecek

not: annem dis hekimi.

kanal yapılan diş çürük diye ağrımaz. belli ki tam temizleyememiş ya da düzgün dolduramamış. açıp kanallara tekrar bakması ve bunun için senden para almaması lazım. ayrıca kaplama 500 euro değil, daha yeni yaptırdım tanesi 500 tl falan. dişçini değiştir.

Yorumları dikkate alma, mantıklı şeyler çok az.

Dolgulu dişe beyazlatma yaptırırsan dolgu rengi koyu kalır, onları da değiştirmek lazım. Bunu göze alıyorsan yaptır.

Ucuz yollu beyazlık da rüya. Malzemeler hep ithal. İstikrar sürdüğünden döviz yüksek. Dandik malzeme kullanılmazsa bu işin ucuzu yok.

turkiye'de mi bir disin kaplamasi 500 euro?

baldur2 evet, estetik amaçlı yapılan lamine veya empress dişlerin fiyatları o civarda.

*sigara iciyorsaniz dis beyazlatma yaptirmayin.

*evde hindistan cevizi ve karbonat karisimiyla kendiniz yapabilirsiniz.

alt tarafı bir* kağıt parçası... ver gitsin.

cdn.turkmedya.com.tr

Krediyi bankanın dediği şekilde en düşük 12 taksitle alın, 1 ay sonra götürün elime para geçti erken kapatacağım deyip parayı yatırın kredinizi kapatın. Ben 2 sefer böyle yaptım. Erken kapadığın zaman faizi de ödemiyorsun. Bilmem düşünürmüsünüz.

yapı kredi'de bcc diye bir kredi türü var, taksitli değil. diğer bankalarda da benzer şeyler vardır mutlaka. alıp faizi ile beraber tek seferde ödemek için yapılmış bir kredi türü.

kullanalı bir 5 yıl kadar oluyor, ama galiba 3 aya kadar kapatmak gerekiyordu.

edit: araba alıp satmak gibi bir niyetiniz varsa, 12 taksitle kredi alıp her 15-30 günde bir araba alıp satarak taksitleri ödemeyi hedefleyin. böylelikle anapara size kalır. diğer türlü masraf falan derken zararlı çıkarsınız.

Enpara ile 1 taksit kredi çekmek mümkün. Hatta 50.000 TL için 1 ay sonra, 51.242 TL oluyor toplam ödeme.

bazi bankalar krediyi erken kapatmak icin ekstra masraf aliyor. eger 12 aylik kredi alip erken kapatacaksaniz bu duruma dikkat edin.

Ticari müşteri iseniz rotatif kredi alabilirsiniz.

madem dizlerin de sakat cok fazla agirlik bindiremiyorsun, yuzmeye git. hem bu sicak gunlerde serinlersin hem de butun kas gruplarin calisir.

yüzmeyi ben de düşündüm. olduğum ilçede havuz yok merkeze inmem gerekiyor. hadi o da sorun değil de, buranın kapalı yüzme havuzu yazın çok kalabalık oluyor ve bu nedenle çok hasta olan biliyorum. bakayım başka nerede gidebilirim. teşekkür ederim

yoga

bir ev al oradan, kar payını da al, turist vizesiyle git geri dönme.

Ailemin şirketi olup da iyi para kazansam kasmam hiç. Devam ederim bu hayata. Evet vizyonsuzum.

www.google.com.tr
boğaziçi mühendislik mezununa daha uygun bence bu olay, geçen sene baya araştırmıştım ama olaylar farklı gelişince bir süre daha buralarda kaldım.

bence olabilir mantıksız değil

ayrıca amerıka e2 vizesi ve ingiltere ankara anlaşmasına da bakın

Avrupa'da bazı ülkelerde kafelerde sigara, nargile vb kullanımı yasak. Hollanda'da nasıldır bilemem, araştır önce derim.

amsterdam'da hem turklere hem de faslilara yetecek kadar nargile cafe var zaten.

Paran var madem bir sene dünyayı gez, vizyonunu geliştir, hayatta ne yapmak istediğini keşfet sonra onu nerede yapmak istiyorsan ona uğraş. Baltalamak değil niyetim ama böyle hayal olmaz :) Boğaziçi’nde mühendislik okumak dünyanın en büyük başarısı değil tabi ama kolay da değil. süper genious değilsen test kitaplarında geçmiş bir çocukluk, gençlik ve sabahlanmış finaller demek. Emeklerinin hakkını ver derim naçizane, istiyorsan yine aç tabi Cafe ni ama şu anda çok kahvehane muhabbeti gibi geldi söylediğin

müsadenle rez. alıyorum.

tüm senaryo karadağ'ın bir gün avrupa birliğine girecegine dayanıyor aslına bakarsan. şu an avrupa birliğinde değil.

benim araştırdıklarımdan öğrendiğim karadağ'da iş yapmak hiç kolay değil. dili çok zor, mafyatik sorunlar mevcut vs.

senaryo onun üzerine kurulu ve girecekler gibi zaten.

bu arada fiili olarak iş yapılmayacak ki , ticaretle uğraşmak değil amaç , oturum ve vatandaşlık alıp , ab süreci başlayınca bu hakları avrupa için devralmak.

genelde şöyle olur o işler

şirket kurarsınız sonra 1 2 3 yıl her neyse denetime girersiniz, karlı iseniz ve vergi ödüyorsanız alırsınız oturum

yoksa kurdum şirketi ver vatandaşlığı diye bir durum yok

google'a "montenegro immigration" yazsan zaten adamlarin resmi gocmenlik sayfasini buluyorsun. ben sana en can alici noktayi yazayim

"Montenegro requires the foreign investor to make an investment of at least 500,000 Euros before the applicant can apply for citizenship"

vatandaşlık 500.000 ise , çoktan AB de bulunan ülkelerden de bu paraya çözülür zaten o iş.

belki oturum için özellikle uzun süreli oturum için başvurulabilir.
bunun daha ucuza mal olabileceğini düşünerek yazdım.

"Lisansüstü öğrenim gören öğrencilerin sevk tehirleri azami 35 yaş sonuna kadar uzatılmaktadır. Öğrenim gördüğü programın azami süresini aşan öğrencilerin sevk tehirleri yapılamamaktadır.
Yüksek Lisans öğrenimini tamamlayan yükümlülerin askere sevkleri Askerlik Şubeleri tarafından mezuniyet tarihlerinden itibaren 1 yıl süreyle ertelenmektedir.
Bu haktan faydalanmak isteyen mezunlar, mezuniyet belgeleriyle birlikte Askerlik Şubelerine müracaat etmelidirler.
Doktora öğrenimini tamamlayanların ise, mezuniyet nedeniyle sevk tehiri yaptırmalarına yasal imkân bulunmamaktadır. İlk celp döneminde askere alınırlar."

mezun oldugun icin tehiri iptal etmisler. doktoraya kayit olunca kayit belgesi ile beraber askerlik subesine gidip tekrar tehir ettirebilirsin.

Yalnız mı yaşıyorsunuz? Birlikte yaşadığınız başka birisi varsa o kişinin de gitmesi yeterli.

Ogle molasi da bir ise yaramiyor. Isyerim nufusa cok uzak. Yanliz yasiyorum bu sebeple gidebilecek baskasi da yok malesef

birisine vekalet verirsen senin yerine o da yapabilir

zannımca geçiş üstünlüğü önce 3 numaralı araçta. 2 numaralı araçta yol ver işareti olduğu için beklemeli ve 1 numaralı araçta da tali yol işareti olduğu için 1 numara geçmeli. en son 2 numaralı araç hareket etmeli. emin olamadım, eski bilgilerimi zorlayarak cevapladım.

gecis sirasi 3-1-2 diyorum

1-3-2

2: Yol ver levhası olduğundan en son geçecek.
3: Başka yola gireceği için düz geçen araca yol verecek.
1: Anayolda olduğu için düz yolunda 1. sırada geçecek.

@mutekebbir +1

İşin ibneligi 1 numarali arac olan traktorde. Traktorler de is makinasi statusunde sanirim. Traktor olmayip normal araba olsa fikrimi soylerdim ama traktorun sehir icinde ne işi var amk? Şaşırtmacalı soru. Arkadasimi ariyorum joker hakkimi kullanmak istiyorum.

mutekebbir +1.

diş hekimleri yapar istediğiniz cerrahiyi. Konuşmanızı engellemiyorsa kalmasını öneririm ama isterseniz bir oral cerraha gidip tek seansta kurtulabilirsiniz herhangi bir sağlık sorununuz yoksa.

4 yaşımdayken, r'leri vurgulu olarak söylemediğim için kestirmişlerdi. Çok zaman geçtiği için doktor öneremiyorum ama, yapan kulak burun boğaz uzmanıydı. Lokal anesteziyle, 2 saniyede tık diye kesiyorlar. Çok kolay bir operasyon, hiç çekinmeyin.

oha bunu bir tek ben yaptirdim saniodum. kucukken 'r' leri duzgun degil, hic soyleyemiyordum, ilkokulda okuldakiler dalga gecmeye baslayinca baya kotu olmustum. psikologa falan da gitmistim, 'r' harfini soylemek icin ozel egitim de aldim vesaire. en son annem dil bagimi kesti biraz da az biraz soylemeye basladim. hala daha cok duzgun soyleyemem. ortaokul lisede agiz dolusu "orrrrrrrrospu cocugu" diyememek hala icimde uktedir :P

doktorunn cok onemli oldugunu zannetmiyorum, nester tutmasini bilen herhangi bir doktor yapabilir sanirsam. cok buyuk bir operasyon degil 20-30saniye birsey suruyor. benim annem dis doktoru o bile yapabiliyor yani.

Bakir kapların belli aralıklarla düzenli olarak kalaylanması gerekiyor bildiğim kadarıyla. Yoksa zehirlenme yapabiliyormuş.

amaranta ursula +1. bakir agir metaldir ve vucuttan atilamaz. agir metaller vucutta zamanla birikir ve ciddi saglik sorunlarina hatta olume sebep olabilir. duzenli olarak kalaylanan bakir kaptan zarar gelmez. metal catal,bicakla kullanmamaya ozen gostermek lazim cunku bunlar yuzeyi cok kolay cizebiliyor. ayrica yemekleri bakir kaplarin icinde de cok saklamamak lazim. pisirdikten sonra artan yemegi baska bir kaba almak daha iyi.

kayıp kimlik bildirimi diye bir olay yok bildiğim kadarıyla ama nüfusun alo 199 hattı var orayı arayıp bir sorabilirsin.

emniyete gidip tutanak tuttur. ya da jandarmaya

tutanaga gerek yok. ramazan bayramindan sonra yeni ehliyet almak icin gittim, eski ehliyetim kayip dedim. "o zmn senin ehhliyeti aldigin subeden evraklarini istememiz lazim bir kac ayi bulabilir" dedi. Gecenlerde aradilar gelmis evraklar. simdi tekrar gidip yeni ehliyeti alcam. eger ehliyeti aldigin subeye gidersen ayni gun icinde hallederler demisti. ama benim imkanim olmadigi icin belgeleri bekledim

veya yine amerika'ya yazlımcı olarak giden ama mühendis olmayan birilerinin blog'u veya youtube kanalı veya ne bileyim sözlükte veya başka mecralardak iyazıları vs. varsa o da çok makbule geçebilir.

sözlükte guru'nun yazdıklarına falan bak, ssg de dediğin gibi gidiyor bildiğim. O tarz insanların yazdıklarından yola çıkabilirsin.

uber'de çalışan selman kaya diye biri var, youtube kanalı da bulunuyor. bu konularla ilgili detaylı video'ları vardı. soru sorarsanız yardımcı da olur belki.

"mühendislik diploması olmayan (ama lisans mezunuyum) bir yazılımcının amerika'da iş bulma şansı var mıdır?"

Evet var. Muhendislik diplomasi sarti yok zaten buyuk firmalarda.

Misal Google'in rastgele bir Software Engineer ilanindan kopyaliyorum: "BS degree in Computer Science, similar technical field of study or equivalent practical experience": goo.gl

Bir tane de rastgele Microsoft ilani, bunda degree yazmamislar bile: "2+ years of software engineering experience": goo.gl

Bu sekilde giden cok insan vardir ama daha goz onunde oldugu icin Sedat Kapanoglu geliyor aklima ilk.

ssg veya onun gibi kişiler gibi, bir şirketten davet alarak amerika'ya gidip tanıdık da olmadan iş aramaya başlarsanız her zaman hayalinizdeki işe kavuşamayabiliyorsunuz. mesleği bile olsa ilk zamanlar garsonluk, pizzacılık, marketde çalışma gibi işlerle başlayıp 1-2 sene sonra hayal ettiği işe ulaşanlar çok. eğer işiniz hazır bir biçimde gitmiyorsanız gerekirse bu işlerin yapılacağını bilerek gitmelisiniz.

mesela birinin hikâyesini gördüm youtube'da, marketde çalışmayla başlayıp belli bir süre iş kovalayıp linkedin'in türkiye ile ilgili biriminde çalışan var.

@bcdhms, aynen abi o arkadaşı biliyorum. ama kendisinin öğrencilik kariyeri baya parlak, mühendislik vs. mezunu zaten. videolarından da 5-6 tane izledim, hepsi genelde "yazılım mühendisliği" üzerine konuşmalardı.

o yüzden tam aradığım yanıtları onda bulamadım ama yine de güzel vizyon verdi.

bilgisayar muhendisligi icin soyleyeyim, herhangi bir diploman olmasina gerek yok. belli basli hicbir sirket senden diploma sormuyor, mulakatlari gecebiliyorsan zaten yeterli bilgin var demektir. yine yazilimda once oraya gidip orda sirketlere basvurmazsin. burdan basvurursun eger kabul alirsan onlar senin yerine vizeni alirlar. daha dogrusu lottery icin gerekli belgeleri hazirlarlar.

azer koculu var. github.com //şu an abd de değil bildiğim kadarıyla
nasıl gittiği hakkında şurada bilgi vardı www.youtube.com

caner turkmen (iki yıllık diplomalı) youtu.be
//abd den döndü sanırım.

meng to twitter.com
//daha önce gidip sonra ayrılıyordu, sanırım vizeyi ye

her birinin abd deneyimi gidiş yolu hakkında fikir verir.

www.youtube.com

bunları izleyin mutlaka

butun basvurular birbirinden bagimsiz degerlendiriliyor. 5 kez red yesen bile 6.da kabul alabilirsin, 5 kere kabul alsan bile 6. da red yiyebilirsin. defalarca red yiyen, amerikaya gittiginde kacak calistigi icin yakalanip sinir disi edilen, ama tekrar basvurdugunda kabul alan tanidiklarim var.

ikinci soruya gelirsek kurnaz soru yok. gercekten neden gitmek istiyorsan onu soylemen senin icin en iyisi, en ufak bir sekilde yalan soyledigini yada kurnazlik yapmaya calsitigini farkederlerse o zmn red yersin. en son gittigimde yandaki adam daha once hic mahkemede ceza aldin mi sorusuna hhayir dedi, gorevli de 20 yil once bilmem nerde birseyden dolayi ceza almissin, daha sonra ceza affedilmis neden soylemedin dedi ve reddi basti. daha onceki basvurumda da new york'a "gezme" amacli giden bir ogretmene "senin pennsylvania'ya gidecegini biliyorum, neden gizliyorsun" diye red basan gordum.

Ben 6 yıllık pc'ye taktım bir de ram yükselttim şimdi gayet iyi

ısınıyorsa fanı toz kaplanmış olabilir. aradaki termal macun ölmüş olabilir. ssd ile ısınma probleminin önüne geçemezsin.

@empedokles, kaçlık taktın? ram'i kaça yükselttin? maliyeti ne oldu?

günlük kullanımda değişimden çok memnun kalırsınız ama oyun performansına etki etmez. ekran kartı ne bu arada?

250 gb lık ssd taktım. 4 gb ram ekledim 8 gb oldu. Şu an gayet iyi.

asıl sorun ram gibi, ssd'den kısıp ona yüklenseydiniz 12-16 gb arasında, fanı çalıştığı halde ısınması ilk aldığınızda da varsa yapacak bir şey yok karakteri böyledir bilgisayarın, böyle değildi ise içini açıp toz temizliği yapın ya da en basiti süpürge makinesi ile ızgaralardan çektirin tozları. Bir diğer sebep işletim sistemi ağırlaştırmıştır sistemi, sistem geri yükleme ya da temiz format atın, tavsiyem ubuntu gibi bir linux kurun, o zaman uçar bilgisayar.

bilgisayarin islemcisi fena degil daha gideri olur. soylendigi gibi ssd+RAM takviyesi ile 2-3 yil daha gideri olur. RAM icin min 8 olmasi lazim ama 12 yada 16 yaparsan cok daha iyi olur. SSD icin 128lik hatta duruma gore 64luk bile yeterli olabilir. eger muzik/video/fotograf arsivin varsa onlar icin tasinabilir harddisk alirsan daha ekonomik olur.

bu takviyeler isinmana care olmaz yalniz. muhtemelen fanin cok kirlenmis. fani temizlemek gerekir, hatta mumkunse termal macunu da yenilersen isinma sorunu cozulur.

FM18'in kapanmasina gelirsek kapanma sebebini bulmak lazim. RAM yetersizliginden de kapaniyor olabilir, asiri isindigindan dolayi da kapaniyor olabilir.

RAM ve ssd takmak kolay, youtube'dan video izleyerek yapabilirsin ama termal macun surmek cok kolay degil, bu islerden anlayan bir arkadasin varsa ondan yardim iste. servise goturulcek bir durum da degil acikcasi sacma sacma 5dklik is icin 150-200tl para isterler

Bütün tavsiyeler için teşekkür ederim, fan temizliği yapılacak, ram 12-16 gb'a yükseltilecek, termal macun sürülecek.

ekran kartı özellikleri de şöyle: ekran kartı için yapılması gereken bir şey var mı?

eksiup.com

bu dahili ekran kartı. dxdiag i çalıştırıp bir atın büyük ihtimal harici ekran kartı vardır. ha eğer harici ekran kartı yoksa kusura bakmayın ama çöp bu. özellikle eski modeller için ekran kartı bulmak sorun, çok ümitli olmayın bence.

onun dışında anakartınızın max kaç gb ram desteklediği de önemli. atıyorum max 8 gb destekleyen bir anakarta 12 - 16 gb takmanın bir anlamı olmaz. anlamı olmayı geçtim bilgisayar yeni takılan rami algılamazsa boşa para vermiş olursunuz. tabi takılan 16 nın sadece 8 ini de okuyabilir bilemiyorum daha bilgili olanlar aydınlatabilir.

onun dışında anakartın max kaç mhz hızında ram desteklediği de önemli buna da dikkat etmelisiniz.

bu bilgileri nereden öğrenebilirsiniz peki? üreticinin sitesinde arama yapınç bulamazsanız google da etraflıca bir arayın. aradığınız şey teknik özellikleri olacak. üretici sayfasında bulabilirsiniz diye düşünüyorum. olmadı mail atın.

onun haricinde ssd takın, performansı farkettirir ama ısınmaya çözüm olmaz. ısınma için daha önce yaptıysanız daha önce dendiği gibi açıp fanı temizleyin bir termal macun alıp işlemciye sürün. bir süre rahatlatır. ama yapmadıysanız bulaşmayın, teknik servise telim edip parasıyla yaptırın.

hdd yi cikarip ssd takmanin isinmaya minimal bir etkisi olur fakat kapanacak kadar isiniyorsa sogutma sisteminin gozden gecirilmesi gerek. dahili ekran karti dandik, fakat termal macun, 4 gb ram ve ssd ile gunluk kullanim biraz daha rahatlar. zaten ssd ve ram sonradan sokulup baska bilgisayara da takilabilir o yuzden olu bir yatirim olmaz, denemeye deger.

SSD takınca çok daha fazla ısınır. Bende öyle oldu.

@empedokles SSD'nin isinmaya negatif yonde etkisi olmaz, bi fark olsa olsa daha az isinir, cunku hareketli bir parcayi hareketsiz bir parca ile degistirmis oluyorsun. senin sorunun baska.

@rahip ekran kartina birsey yapamazsin. ama RAM yukseltince ekran karti da daha fazla ram kullanabilecek, belki biraz performansi artar ama o ekran kartindan oyun oynama performansi bekleme. "hd, 4k filmleri oynatsin yeter" bir kart o.

Kahverengi kuşak sahibi bir karateci olarak uzak doğu sporları için minimum 3 yıl diyorum. Sanıldığından çok daha zorlar. Kick boks öneriyorum. Yine de kavga etmemeye çalış. Hiçbir spor dayak yememe garantisi vermez.

kaslarım boşuna gibi hissediyorum ne demek acaba ya. kendinizi gaza getirip kavga mavga bulaşmayın, kıps diye takarlar bacağa neye uğradığınızı şaşırırsınız. artık kimse emanetsiz dolaşmıyor. hatta bacağı da geç, kalbe gidiyorlar direkt. aman diyeyim.

sudoku ile baslamani oneririm, beyin kaslarin zayif kalmis once onlari gelistirmek lazim.

sudoku +1 satranç olursa daha iyi.

vücudun geri kalanı için de kick boks yada muay thai. yada sağlam bir eğitmen bulursanız kick boks + bjj şeklinde mma. hem vuruş hem grapling...

onun dışında amacınız sokaksa çalışacağınız sporda sparring olmasına önem verin. diğer türlü "sen benim kolumu tut, ben şuradan geçerken yumruk atacağım, sol ayağını geri at" gibi garip bir tiyatroya dönüyor iş. ha sokak değil de kafayı rahatlatmak, huzur bulmak olsaydı aikido derdim.

bu spora gittiğinde sana ilk öğretecekleri sokak dövüşünden kaçınman olacaktır zaten.
ben boks diyorum. ama hangi dövüş sporuna gidersen git kasların hacmi azalacaktır, çünkü anaerobik bir spor. salonda hantallaştığını düşünüyorum yani hızlanman gerekecek. dolayısıyla kasların estetik görünümünden vazgeçebilecek misin?

denyonun birine denk gelmişsiniz.

at burcuyum deyip mülakata devam edin.

ikizlere ekmek su verilmesini istemeyen insanlar tanıyorum

turkiyede de mi baslamis?! yurtdisinda bazi mulakatlarda soruldugunu duymustum ama hangi burcsunuz diye degil de dogum yeri ve saatini sorup kisisel harita analizini cikariyorlarmis. buna gore karakter ve zihin yapinizin size sunulan is icin gercekten uygun mu degil mi diye tespitini yapiyolarmis.

bu bi yana cesitli mahkemelerde de ceza hafifletici etken olarak da kullaniliyor diye biliyorum. baska da bi bilgim yok :D

İşe alımcının dingilliği. Sanane amk.

Size niye sordu bilemem
Bana şahıs şirketi patronu sormuştu
Kadın coooook ilgiliydi her hafta Ankara'nın ciks semtlerinde sosyete falcilarina giden filan bi tip-miş tabi ben bunu ise başladıktan sonra anladım
Komik olan epey muhabetini ettik ama ben burç bildiğimden değil; resmi doğum tarihine göre burcum farklı asıl burcum akrep…ben durumu anlattım yukselenim kovaymiş.
Kadın kendince yorumlar yapmıştı

2018'de hhala burclara inanan varsa ise alamamak icin olabilir

Umarım @crucio’nun dediği gibidir. Saçmalık yahu.

Bana da sormuşlardı 1 senedir sebebini düşünüyorum...

soru hakikaten saçma ama burçlara inanan insan sayısı da az değil. buna ek olarak @thesolipsist +1

yaşasın ikizler!!!

soruya verecegeniz tepkiyi ogrenmek icin sormus olabilirler. dalga gecer bir cevap mi veriyorsunuz, yoksa sabirli bir sekilde soruya cevap mi veriyorsunuz. yoksa burcunuz kimsenin umurunda degil. soruya cevap veririken takindiginiz tavir onemli.

ben olsam bu sebeple sorarim soruyu. gevsegin teki mi yoksa sabirli mi?

şuradaki tek profesyonelce cevabı tomcruise vermiş. biz de soruyoruz, hatta bir numaralı sorumuz bu :) cevaplayış tarzına bakıyoruz. "ne alaka birader" tarzı bir tepkiyle gelenle çalışmam mesela.

(bkz: netfilix)

netflix türkiye'de yok himym.

Torrent +1

Popcorntime.sh

iPhone'larin kablosuz sarj ozelligi yok. hicbir isine yaramaz o alet. aliexpressten begendigin bi kabloyu 4-5$'a alabilirsin. orjinal kablonun hicbir olayi yok.

www.aliexpress.com

@crucio, iphone x'in diyor.

Qi standartlı herhangi bir cihazla kullanabilirsin, zararı olmaz.

@celeron iphoneX'ta Qi destegi oldugunu bilmiyordum. @paintov iphoneX ile kullanabilirsin, bir zarari olmaz ama cok yavas sarj oluyor aklinda bulunsun.

8de de var kablosuz şarj.

iphone x kullanıcısı olarak; hiç denemesem de araştırdığım kadarıyla kablosuz şarjın çok yavaş olduğunu biliyorum ve o yüzden hiç yanaşmıyorum.

telefonun şarjı bana iki gün yetiyor. genel olarak zaten geceleri şarja takıyorum. evde kullandığım ikili;

www.hepsiburada.com

www.hepsiburada.com

iki saatte 0-100 şarj oluyor alet. 0 dan 50'ye 40-45 dk da şarj oluyor. orjinal adaptörü bi kenarda duruyor. ofiste her ihtimale karşı orjinal kablosu ve asus'un 10 wattlık adaptörünü yanımda taşıyorum ama ofiste en son 2.5 sene önce iphone 4simi şarj etmiştim :)

şahsi fikrimce kablosuz şarj araba için ideal. onun dışında ciddi bi getirisi yok.

kablosuz şarj sisteminin bir standardı var ve her ürün ile geçerli.
zamanında nokia'dan aldığım kablosuz şarj aletini, şimdi iphone ile çatır çatır kullanıyorum. ancak prize takılmış şarj aleti kadar etkili değil. bu yüzden çok gerekli olmayan bir aparat. güzel görünüyor mu, oldukça...

bakaya/kacak olman bedelliden faydalanmani etkilemez. zaten bedelli bakaya ve kacaklar icin cikiyor. eger askerlik islemlerine baslarsan ve birligin belli olursa o noktadan sonra geri donus yok diye biliyorum.

1: bir şey olmaz en kötü 350tl cezası var. çevirmeye girmezsen, otelde kalmazsan sıkıntı yok.
2: faydalanırsın ama o riske girmeye değmez.

Cem yılmaz'ın böyle bi artisliğe girecek aşağılık kompleksi yok diye düşünüyorum. Yani altın renkte filan. Olsa olsa 34 ymz 34 filandır mesela onun plakası.

İnternette bi tane 34 arg xxx bi tane de 34 dvd xxx diye plakasıni gördüm. Arg arog'dan dolayi, dvd DVD satışlariyla aldigi arabasina verdigi plakaymiş. Evet böyle altin yaldızlı plaka olayina girmemiş sanirim.

can yılmaz'dır o :)

siyah ustune altin renk komplekslikten degil. ozel plakalar bu renk oluyor. C yilmaz yaziyorsa ozel plakadir zaten. ha cem yilmaz midir onu bilemem.

Ceyhun yılmaz da bmw cabrio var ama.. bi ihtimal

ise basladigin ilk gun sigortanin baslamis olmasi lazim. duzgun sirketler normalde sen ise baslamadan basvurunu yaparlar ve ilk gunden itibaren primini oderler. sisteme ne kadar gec dusuyor onu bilmiyorum ama sirkete sor benim sigorta noldu diye

sigortan yapılmıştır. ay sonunda görürsün dökümünü. prim günlük hesaplanır ama o her günün sonunda o günün primi şeklinde gözükmez. ay sonunda ödemeleri yapılır. sorun orada biraz.

ayın 23 den sonra fln gözüüyor. aynı gün gözükmüyor

Maşallah herkes fikir sahibi. Hizmet dökümüne çalışman takip eden ayın 23’ünden sonra görünür. Sgk’nın Uygulaması 1 ay geriden gelir.

Ağustos 23unden sonra görebilirsin e devletten

bu ayın değil, sonraki ayın 23ünden sonra gözükür, eloria +1

en dogrusu su; temmuz girisleri agustos 1-23 arasinda muhasebe birimi ne zaman sgk tahakkuku tamamlarsa o zaman gorunur...

bi sakin hocam ya
ay sonu goreceksin
her ay sirketler bildirim yapar
ondan sonra gorursun