kasko tutanağı dediğiniz kaza tutanağı mı? karşı tarafın trafik sigortası var ise sizin kaskodan değil onların trafikten yapılacak. dışarıda da yaptırabilirsiniz, fakat yaptırdığınızda paranızı alabilecek misiniz? trafikten yaptırırsanız da kaza fotoğraflarını, servis formalarını saklayın. kaza bu olur, öyle tramere falan çok takılmayın. satarken fiyat kırmak için yoklarlar, trameri var bu para etmez falan diye. geçin onları.

Önceden tramer yok ise deger kaybi icin karsi tarafın kaskosu ile irtibata geçin.

Bence adamla anlaşıp dışarıda yaptırın. Yazık o rakamlara.

Yetkili serviste yaptırmayın hasarı, özel serviste/tamirhanede yaptırın hasarı ve sigortadan alın ödemeyi. Sadece tampon hasarı ise o kadar yüksek rakamlar tutmaz, zaten bu zamanda 10-15 bin traöer kaydının bir önemi yok, bir far olmuş 10 bin lira.

Geçmiş olsun.

Edit: Özel serviste 10 bin hasar çıakcaksa yetkili serviste atıyorum 20 bin çıkar. Ama yapılan iş tamamen aynı oalcak.

seçenek olarak eğer mümkün oluyorsa o esnada sevilen müzikleri dinlemek, sesli kitap vb gibi dinleyerek o işlerde geçen zamanı eğlenceli ve daha faydalı hale getirmeye çalışmak

Düşünmeden, duyguları karıştırmadan yapılması gerekeni dümdüz yapıyorum. Bitince de keyifleniyorum.Disiplinli olanın motivasyona ihtiyacı olmaz.

- Sonunda kendime odul koyuyorum, atiyorum banyo tuvalet temizligi en nefret ettigim. Diyorum ki bu is bittikten sonra kendime kebap soyleyecegim, odul olarak aksamki maci, filmi icki, kuruyemis alarak seyredecegim ya da kendim icin ekstra bir alisveris, giysi, ivir zivir almak, ertesi gun extra fazla uyuyacagim falan gibi kendinize bir odul koyabilirsiniz.
- Isi bolmek de fayda sagliyor. Odayi temizlemek goze korkutucu gelebiliyor ama bunu bolersen: masayi duzenlemek, giyecek dolabi duzenlemek, yerlerin supurulmesi, silinmesi falan diye asama asama ustesinden gelebilirsin hepsi ayni anda olacak diye bir sey de yok farkli zamanlarda da olabilir. Bu isleri yaparken de arka fonda sevdigin bir muzik, ilber, celal falan acabilirsin sikilmaz insan.

ekspertiz yaptırın, raporu ve tramer kayıtlarıyla birlikte sitelere koyun. o yaşta zaten kusursuz 206 bulmak zordur, benzer yaş ve kilometredeki muadillerinin fiyatına göre bir fiyat belirlersiniz. ya da sigortacıdan kasko değerini öğrenip o civarda bir fiyat da konabilir.

Ekspertize para falan vermeyin, uçmuş zaten. Bir oto boyaciya rica edin veya üç beş bir şey verin, 5 dkda değişen boya durumunu serer önünüze. Trameri ve arac hakkinda bildiklerinizi yazın ilana. Arabayı satın alan ekspertiz yaptırır isterse.

Aynen buraya yazdığınız gibi söylersiniz. Siz masraf yapmayın. “Ben almadan önceki geçmişini bilmiyorum” dersiniz.

Otomatikse ben ilgileniyorum.

Başka bir araç alacaksanız otomobil bayileri veya kurumsal galerilere takasa verebilirsiniz. Kendiniz satacaksaniz kaporta durumunu öğrenip ilana yazın değişen boyasini. İlana geçmişini bilmiyorum, baktirmadim gibi şeyler yazmayın. Genelde çakal satıcılar böyle şeyler yazıyor.

yeni aracın jantının iç kısmı nasıl paslanır? resim var mı? ona göre ürün önereyim.

Resim yanımda yok. Yeni derken bir kaç aylık sıfır araç.

foto lazim, pas olma imkani bence yok baska biseydir.

Pardon jant demişim, jantin takıldığı metal aksamda pas var.

Fren diskleridir o paslanan aksam. Havadaki nemden dolayı oluşan yüeysel pastır onlar. Frene basınca temizlenir, merak etmeyin

Fren diski ya da fren tamburudur, çok normal kafaya takmayın.

C vit al mutlaka. Saglikli beslen, renkli beslen (sebze ve meyvelerden renkli beslenmek; yesillikler, kirmizi ve turuncu meyveler vb.), atesini olc, parol bulundur yaninda. Bol dinlen, bunu bir dinlenme, mola verme olsrak dusun. Grip gibi geciyor endise etme

c ve d vitamini+ bol su+ kekik çayı şahane olur. hafif geçer.

Bebek şampuanlarına bak. (ciddiyim)

ben de bebek sampuani ve iki gün de head and shoulders kullaniyorum, ama bebek sampuani saci kece gibi yapiyo krem de kullanman lazim.

ablam eczacı olduğu için, yapılacak en iyi karışımı yapmıştı sağolsun ama korkunçtu :D tel tel yapıyordu saçları saçma sapan bir hale gelmişti.

bir süre sabun kullanmanızı öneririm. özellikle zeytinyağlı. kafanıza eserse diğer çeşitli sabunları kullanabilirsiniz.

içeriği temiz olarak katı şampuan önerebilirim. rossmanndakiler f/p ürünü bakabilirsiniz

yves rocher'nin şampuanları çok güzel

Gerçek kaliteli zeytinyağlı sabun

Bıttım sabunu

her gün duş almak saç için çok sağlıksız bir durum ama. ben de her gün duş alıyorum ama saçımı gün aşırı yıkıyorum ki o bile sık. azaltmanız gerek.

ben siveno kullanıyorum çok memnunum.

1. Her gün şampuan kullanmayın
2. Saç tipinizi bilmeden yukarıdaki bütün önerileri deneme yanılma yoluyla elemeniz gerekir. Yağlı saçla kuru saça aynı ürün iyi gelmez. Düz saç başka şey, kıvırcık saç başka şey ister. İnce telli kıvırcık başka, kalın telli kıvırcık başka vs vs. Bir de saç porozitesi var: www.sacsirlari.com

İnce/kalın, düz/dalgalı/kıvırcık, kuru/normal/yağlı ve poroziteye göre uygun ürün önerilerine saç ile ilgili sitelerden bakabilirsiniz.

Kolum kırılmıştı, ambulans geldi, çok büyütülecek bir şey değildi. Gerilmedim, hatta siren bile açtırmadım, taksiyle gider gibi hastaneye gittik.

gezi dönemi aşırı gaz yemekten ambulansa alınıp hastaneye götülüyordum ki isim soyisim ortaya çıkacak da sonra gözaltına alınırım diye ambulans durunca kaçmıştım. haliyle baya gergindim, neyse ki ölmedim :)

babam kalp krizi geçirdiğinde gitmiştik o zaman 12 yaşında olduğum için eğlenceli gelmişti :/ kendim motosiklet kazası geçirdiğim zaman hayal meyal hatırlıyorum o zaman gerilmiştim

Bir çok kez ambulans ile hastaneye gittiğim oldu. Bende güven yaratıyor niyeyse ne zaman sıkışsam ambulansı ararım mesela :D Ben içeride huzurlu hissediyorum ama bir keresinde mental çöküş sonucu suicidal bir girişimimden ötürü ambulansla hastaneye taşınıyordum ama içerideki paramediklerden biri dertli bir türkü çığırmıştı başımda, bu biraz tadımı kaçırmıştı zaten müşkül durumdayız ne alaka brother olmuştum :D

Gıda zehirlenmesi yaşadığımda götürülmüştüm. İlk ince yabancı ve soğuk bir ortam olduğu için tedirgin oldum, ama sonra sırtüstü yatıp o güvende olma hissini yaşadım. Özellikle araç hareket edince.

Çok güvenli ben giderim. Bende güven verici. Daha güvenli nerde olabilirim ki sonuçta?

ön koltukta bir kere kullanmak zorunda kaldık acil durum olmamasına sadece hasta nakil etmemize ve özel bir ambulans servisi olmasına rağmen deli gibi kullandıkları ve ufacık yerlere girip çıkmaya çalıştıkları için çok gerilmiştim her saniye kaza yapacak gibi oluyorduk.
şöförün ruh hastası olduğunu düşünmüştüm.

ingiltere'ye tasindigimin 3. gunu hayatimda ilk kez hastanelik oldum. omzum cikmisti. gozlerim karariyordu ve ayaga kalkamiyordum. ambulansta taktiklari serumla kendimi cok iyi hissetmistim. sanirim omuz cikmasi nispeten basit bir sey oldugu icin pek gerilmedim.

birinde biraz baygindim tam hatirlamiyorum digerinde ayakta hastaydim yanimdaki yatiyordu arkada biraz zorlandim hizli ve sarsici oldugu icin ama guvenli buluyorum

1 saat yol gittik. güvenli hissettim. yanımda hemşire, önde dr vardı. yol uzun olduğu için sıkıcı ve sedye rahatsızdı. gece geç saat olduğu için hiç siren açmadılar, siren çalsa gerilebilirdim.

Hamileyken karnıma ani ağrı saplandıydı. İşyerinden apar topar ambulansla hastaneye gittik. Meğerse pankreatit olmuşum, safra kesesi karaciğer yolu tıkanmış. Valla o endişeyle güvende hissedemiyor insan, sadece daha çabuk gideceğinizi bildiğiniz için ambulansta olmayı tercih ediyorsunuz.

hybrid alırdım. şuradaki seçenekler olabilir.

toyota yaris fena görünmüyor.

www.arabalar.com.tr

suv model bir araba almam, düz b segmenti alırım

ford fiesta mesela

2023 / Titanium / Hatchback / 1.0L mHEV EcoBoost 125PS / 7 İleri Otomatik / Benzin/Hibrit

1.214.200 TL

skoda kamiq

2008 al geç

1.5 milyon bandında c5 aircross fena değil.

Jeep renegade kullanıyorum, çok memnunum.
Hem de premium hissi var.

Net skoda kamiq

Suv almam. Yaris avrupa da yilin araci secildi. Tavsiye ederim.

Hybrid alırdım. Chr yada austral.

Yada bayon.

+10 sene binecekseniz toyota olabilir.

Toyota Corolla Cross hybrid var.
1.6 M civarında, bayilere gidildiğinde indirim veya %0 faizli kredi seçenek kampanyası vardı.

yeni kasa ford fiesta
yeni kasa ford focus

Araba teknolojisinde on senede çok acayip değişiklikler olabilir
Bugün ki arabalar on sene sonra çöp olabilir
Bu kadar uzun vadeli düşünmek çok iyi değil bence

hyundai tucson'da kampanya vardı. hali hazırda honda city var. ocak ortası gibi ekonomimi ayarlayıp tucson'a geçmeyi düşünüyorum. az yakıp çok kaçıyor. bir yakınımda 2021 modeli var arada kullanma fırsatım oluyor. benim çok beğendiğim bir araç. ben alacağım için gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.

10 yıl kullanırım diyorsanız toyota, honda, hyundai üçlüsünden şaşmayın.

Toyota corolla cross gayet iyi bir seçenek.

Ya da yaris hybrid cross.

Skoda kamiq de iyi bir seçenek.

Bu kadar uzun vadeli kullanırım diyorsanız bence şu an sokaklarda 2013-2014 model araçlara bakın. En çok hangi markanın araçlarını görüyorsunuz.

Dayanıklılık konusunda sorunuza bu yanıt verebilir.

5 yıl dersen skoda kamiq 10 dersen toyota ve hondaya bakarım.

Pomodoro tekniği

Linkedn bir networking aracı. Birbirini tanımayan kişilerle dolu. Ben alanımla ilgili olanları kabul ediyorum, genelde de öyle olur.

Ben herkesi ediyorum hocam, sonrasında abuk subuk paylaşım yapan çıkarsa o zaman bağlantıyı siliyorum

tanimadigimi eklemem, en az 150-200 red vermisimdir.

Linkedin'in amacı bu zaten bir yerde.

Instagram gibi sosyal ağlar aksi belirtilmedikçe kişisel alandır, insanların çevresi, tanıdıkları ve tanımak istedikleriyle etkileşimde olması gerekir. Paylaşımlar kişisel ve özeldir.

Linkedin iş bulmak, iş çevresinde görünür olmak, yeni iş bağlantıları edinmek için olan bir ağ ve kendi iş sahanız içinde gördüğünüz her yerden insanla resmi, kişisel olmayan bir iletişim kurarsınız. Çok fazla özel alan değildir, başkaları tarafından fark edilip iş teklifleri almak, tekliflerinizi iletmek vs. için kullanırsınız. Paylaşımlar resmi ve duyulması istenen şeylerdir.

Yabancı/Türk diye ayırayım.

Yabancılar iş pozisyonları için ulaşıyor veya cv havuzu oluşturuyorlar. Ulaştılarsa bazı fırsatları beraberinde getirebilir. Ben onları eklerim, bazen de ben onları buluyorum ve ekliyorum :) Özellikle İK şirketlerinden danışmanları.

Hintli satışçılar bazen ekliyor onları direk reddediyorum. Sağlayabileceğim bir fayda yok.

Türkler için de direk ekler geçerim reddetmenin gereği yok. Genelde İK şirketleri ekliyor, bana uygun pozisyonları oldukça iletişime geçiyorlar faydalı oluyor. Ayda 2-3 firma genellikle ulaşıyor ve görüşmek istiyorlar. Mevcutta çalıştığım pozisyon için Linkedin aracılığıyla bana ulaştılar, iyi ki de ulaşmışlar.

daha önce ekledim ve bu sayede ingiltere'den birkaç freelance iş aldım.

disney’de only murders in the building.

American horror story. Nedir diye bir bakayım dedim, sabahladım.

Kılıf derken bir yere taşırken içine koymak için mi yoksa telefona taktığımız kılıf gibi mi? Telefon kılıfı gibi olan ise sorduğunuz bana çok gereksiz geliyor.

Şöyle bir sey kullanıyorum, çok memnunum. Hem farklı bir tarz katıyor, hem koruyor:

www.spigen.com.tr

Şunu almıştım zamanında, biraz kullandım, sonra çıkardım duruyor öyle.
www.apple.comçin-incase-13-inç-sert-kapaklı-kılıf?fnode=b4abae02795c4b29e2943dcf986a75ab8be8a5019703ad578c2bd4cb496ee85937e3719bffbd2a1a5b3cecb451785d33bcea98c17e5d82952f8efac24126c0975f86c75a071552f8a79aefcbe94927a9bfb1b209359038d0dab2560be7caa809

Bir yerden bir yere taşırken zaten çantada taşıyorum. Kullanacağım zaman da zaten taşın toprağın üstünde kullanmıyorum, kolay kolay çizilmiyor. Çizilirse de ne yapayım artık kafasındayım. Benim aldığım kılıf piyasadaki en ince, en "yok gibi" kılıflardan biri olduğu halde yine de rahatsız ediyor beni.

Ufak tefek cizikler oldu dis tarafinda benimkinin ama hicbir zaman tel kilifi gibi bir sey dusunmedim sahsen. Canta icinde veya tasima kilifi olarak zaten kullaniyorsunuzdur diye dusunuyorum. Bence gereksiz

gerekli, seffaf plastikleri tavsiye ederim. Hem cok pahali degil hem de guzel koruyor.

surekli bir yerlere tasimiyorsan gereksiz. ben sadece is bilgisayarimi tasiyorum (o da cizilmis falan onemi yok) ev bilgisayarim denelerdir yerinden kimildamadi.

Hiç gerek yok. Çok ağırlaştırıyor, hantallaştırıyor aleti durduk yere.

8 yıldır kullanıyorum hiç ihtyaç duymadım.

2 senedir case kullanıyorum. Siyah mat bir tane.

Cihaz hala ilk günkü gibi ne çizik var ne vuruk kırık.

Kalınlaştırdığını da düşünmüyorum. Yani illaki biraz oluyor ama hiç rahatsız etmedi zaten ince cihazlar.

bence gerekli ama incase'den memnun değilim. başka kaliteli bi şey de bulamadım.

bu sene aynı şekilde yolda ceza yedim. elime tutuşturdular cezayı, eve de tekrar gelmedi. muhtemelen farklı bi ceza yemişsiniz ama en net e devletten bakın plakaya yenmişse direkt çıkıyo zaten

Bölgedeki tarihe bakın.

Cepteyim düzeltemiyorum: belgedeki.

Farklı ceza olması lazım, elden verilince tebliğ edilmiyor diye biliyorum

geçen sene kesilen cezalar bildiğim kadarıyla iptal edildi seçim öncesi 2000 TL'ye kadar olanlar silindi. Ama kontrol edin siz yine de.

En doğru bilgiyi e-devletten görebilirsiniz. Girin kesilen cezalara bakın.

Bana da oldu, ve hayır bir daha adrese teblig yapılmadı. Yani farklı bir ceza için olabilir.

polis size verdiyse bir daha adrese gelmez. daha dikkatli kullanmalısınız.

Evet, bu baska bir cezaymis. Hiyirli olsun hanemee

Klozet tıklandığında bol miktarda lavabo açıcı bende sorunu çözmüştü.

En alt kattaysanız foseptiğin tıkanmış olmasından da şüphelenebilirsiniz.

Ben sizin yerinizde olsam duş girişini hava almayacak şekilde kapatırım bantla falan, sonra yaparım yaptığım işlemleri, lavobo açıcı, pompalama falan. Bir de alt en alt kattaysanız hiç uğraşmayın, büyük ihtimalle binanın çıkışı tıkanmıştır ve sizin apartmandan veriyordur.

3.kattayım ve gider yeni tip giderlerden sanki yerinden çıkmazmış gibi

Tıkanma değil de daralma var gibi. Çocuk bezi veya ped gibi erimeyen bir şey boruyu kısmen tıkamış da drenaj azalmış ve sifonu çekince açığa çıkan su miktarını drene etmeye yetmiyor gibi.

Tamirci çağırmak tahmin ettiğinizden daha ucuz olabilir.
"Kameralı aletle gelip tıkanıklık açıyoruz" diyen yerlerden birine telefon edip sorun. Keşif ve tıkanıklık sebebini öğrenmek çok ucuz oluyor genelde.
belki de 8-10 Lavabo aç parasına açtıracaksınız tıkanıklığı.
Ben şu firmayı 5 yıl önce çağırıp memnun kalmıştım, siz başka bir firmaya da bakabilirsiniz. Hiç değilse bi fiyat öğrenin.
www.protesisat.com

Isvec. Orada yaşayan arkadaslarimin hala çok bir isvecce bildiği yok.
Kesinlikle Fransa değil:)

hollanda. tek kelime flemenkce bilmeden yasarsin. yaslilar bile ingilizce biliyor.

Hollanda +1. Kuzey ülkelerinde de yaşarsın ama dillerini öğrenmen beklenir.

Bu konuda Hollanda ve Danimarka kafaya oynar.

Sorudan tam anlasilmiyor ama sadece ingilizceyle makine muhendisi olarak is bulabilir miyim denmis sanirim. Zira ingilizce konusarak Turkiye'de bile yasaniyor.

Cevap: yeterince kalifiyeysen hepsinde sadece ingilizceyle calisabilirsin. Ama onlara seni ta Turkiye'den getirtecek bir sebep vermen, ozelliklerinin olmasi lazim.

butun ab is bulabilirsen

kanka işini ayarladığın sürece ingilizceyle yaşayamıyacağın ülke yok. ha sorun ben makine muhendisiyim ve ingilizce biliyorum nerelerde iş bulabilirim ise işler değişir.

ingiltere ve hollanda. iskandinavya ve almanya'da da yasanir ama lokal halkin arasina karisamazsin cok. hollandalilar daha sosyal diger cermenlere kiyasla.

Butun ozelliklerimiz ayni :) Daha once hollanda'da cok rahat yasadim, belcikaya dogru gittigimde sanki bir tik sikinti yasadigimi animsiyorum, digerlerini bilmiyorum.

Avrupa degil ama Rusyada imkansiz oglu imkansiz.

M

M, L, ve XL boxerlarım var. Markadan markaya değişiyor.

32 bedenim.

M bence

boy ve kilo da yazarsan m mi l mi söylerim :D

@prole

Kilo 76-80 arasi degisiyor diyelim.
Boy 1,88

@baldur2 ben large diyorum. Ne dar ne bol olur.

Boy 190, kilo 93. L beden kullanıyorum. Bence sana m olur.

Ev alamıyorum gibi düşünme, hangi şehirdesin bilmiyorum ama imkanın varsa üzerine bir miktar kredi kullanırsan kiracılı stüdyo veya 1+1 daire alınabilir. Kira getirisi kredinin ödenmesine katkı da sağlar, mülk sahibi olursun. Bence en sağlıklısı o olur.

faize koysan şuan aylık 15-18 bin arası bir getirisi olur.

400 gr altın alabilirsin. hem dolar hem altın tarafından paranı korursun.

ya da

60-70 tane elektrikli bisiklet alıp 1k-2k kar ile 1 ay sonra satış yapabilirsin :)

Hocam üzerine 200 filan cek devlet bankalarından ödeme problemin yoksa yani gelirinin yüzde 50-60ı ödeme gücün olacak şekilde 24ay(800-1200 arasındaki araçlarda 24 ay) clio polo corsa bulduğunu al. Ya da borsaya da bakabilirsin.

ben de arabayı tavsiye ediyorum. Amerikadan ev al derdim ama dolar uçtu

fark etmez herhangi bir araba komik ama her türlü daha fazla kar getiriyor bizim ülkemizde.

alıp kenara koymak lazım bende de 100 küsür bin vardı dolar mı alsam altın mı diye düşünürken gittim yamaha scooter aldım.

120 ye aldım şuan 220 ye gidiyor. 4 ayda neresi en garanti bu kadar kar getirecekti? %80 artış çok iyi.

Gezdiğim de cabası. Kaldı ki binmesen daha rahat satılır km artmadığı için ama olsun.

Araba derdim ben de ama düşünmüyormussun. Uzerine koyup 1+1 vs gibi alınabilir, bu devirde düzenli gelir de getiriyor. Mecbur değilsem ben studyo, 1+1 e girecek kiracı ile uğraşmak istemezdim. Doğru bir araştırmayla arsa alabilirsin. Akarı kokarı yok. Örneğin geçmişte Ankara İncek te köy alanından yok paraya arazi alan öngörülü insanlar üzerinden çok da uzun zaman geçmeden onlarca kat kar ettiler.
Gibi gibi

Sakarya'nın Kocaali ilçesi deli prim yapmaya devam eden bir ilçe. Sahile yakın evlerden bakabilirsiniz. Mesela 1+! havuzlu sitede ev 1 milyon. www.sahibinden.com
Başka böyle yerler araştırıp ufak kredi ile ev alırdım ben olsam.

Araba bir yatırım değil onu o kafayla almayın. Tabii birikimim çarçur olmasın bir mal alayım derseniz o ayrı.

Yatırım konusunda bilginiz yoksa borsa vb maceraların sonu tatsız olabilir.

Spk (sermaye piyasaları kurulu) yetkili bir aracı kuruma ya da bankaların yatırım bölümlerine danışabilirsiniz. Yatırım fonları hakkında bilgi alın muhakkak.

Bu arada bu meblağlar ile hala daha küçük şehirlerde 1+1 vb bulmak mümkün.

yerli yabancı yatırım fonları.

benim için net hollanda. dillerini öğrenene kadar ingilizce ile rahatlıkla yaşarsınız. almanya gibi almanca zorunluluğu yok bildiğim kadarıyla. hem batı hem de kuzeyde olduğu için çok çok gelişmiş. ve en önemlisi almanya'daki kadar türk yok. bir sürü sebep sayılabilir fakat ilk aklıma gelenler bunlar.

bu ikisi arasinda hollanda daha cazip acikcasi.

ama is bulmadan önce ülke degil ama önce is sonra ülke secilmesi daha mantikli.

ben almanyada yasiyorum, kurulu düzenim olmasa hollandaya giderdim :))

Sektörel olarak karşılaştıramam ama iki ülkenin de avantajları ve dezavantajları var. İki ülkede de yaşamış birisi olarak Hollanda seçerdim ancak bu seçim Almanya’nın neresi olduğuna göre de değişir tabii ki. Hayat Hollanda’da genel olarak daha kolay. Dijital olarak her işinizi halledebiliyorsunuz mesela. Ama Almanya’da hala her iş kağıt kalemle yürüyor. Toplu taşıma Hollanda’da daha düzenli. Buna ek olarak Hollanda’da altyapı daha gelişmiş durumda. Dil konusunda İngilizce ile senelerce sorunsuz yaşarsınız. İnsanlar daha toleranslı. Türklere karşı daha az önyargı var. Şehirler Hollanda’da daha temiz ve daha güvenli. Diğer taraftan Almanya daha sosyal bir ülke. Aşırı sağ partinin federal olarak %22’lere doğu eyaletlerinde %30’lara dayandığı bir yer. Almanya’nın en büyük artısı Hollanda’ya göre daha ucuz olması. Hollanda’da vergiler daha fazla, ev krizi daha büyük. Almanya’da daha ucuza bir ev bulabilirsiniz. Yine Hollanda’da dizel ve büyük araba almayı unutun, vergileriyle başa çıkamazsınız. Ama Almanya’da daha kolay araba alırsınız.

Örnekle çoğaltılır tabii ama ben Hollanda’da yaşamayı tercih ederim.

hollanda muhtemelen daha kolay entegre olunabilen bir yerdir. bu almanya'da bir problem çünkü birkaç şehir dışında hiçbir yer kozmopolit değil ve sokakta nadiren ingilizce duyarsın.

sektör pazarlama / reklam olduğu için sizin güçlü marka ve şirketlerin merkezlerinin olduğu yerlere gitmeniz lazım. bir yazılımcıdan farklı sektör dinamikleri.

Dil bariyeri yüzünden zaten yerel pazarlama konusunda iş bulmanız zor. Yani almanlara, hollandalılara yönelik pazarlama işini hollanda pazarını bilen biri varken bir göçmene vermezler kolay kolay.

Siz ya global markaların türkiye pazarına bakan bölümlerinde iş bulabilirsiniz. Ya da mena, europe gibi regional kısımlara bakan yani ingilizce ve global insightlarla yürütebileceğiniz işler kovalamanız lazım.

Bunun için şirketlerin global ya da regional merkezilerinin olduğu yerlerde iş aramanız lazım.

Sektör özelinde iş bulabileceğiniz yerlerin başında londra geliyor. Çünkü birçok markanın reklam ve pazarlama ajanslarının merkezi londra'da ve avrupa/global kampanyalar Londra ofislerinden yönetiliyor.

İkinci seçenek ABD. Zaten pazarlamanın merkezi orası. Türkçe bilen marketing/digital marketing çalışanları arayanlar çok oluyor.

Bunun dışında Türkçe bilenler için doğu avrupa ülkeleri de bir opsiyon. Çünkü bazı global şirketler Türkiye'yi doğu avrupa'ya bağlıyor. Romanya, Polonya, Çekya gibi ülkelerde büyük firmaların doğu avrupa merkezleri var. Bir de bu ülkelerde dijital startup sayısı çok fazla. Oyun sektörü de oldukça aktif. Bunlarda da ciddi iş fırsatları oluyor. ama daha konservatif ülkeler olduğundan çalışma vizesi almak zahmetli.

Son seçenek almanya. Ama almanya'da türkçe bilen insan zaten var o yüzden türkiye'deyken almanya'da marketing alanında iş bulma şansınız çok olmayabilir. Almanya'daki türk alman pazarını da tanıyor bir de. Siz bilmiyorsunuz, o yüzden iş bulma şansı daha zor Almanya'da.

Son seçenek ankara anlaşmasıyla freelancer olarak kendi şirketinizi kurmak. Hem türkiye'deki müşterilerinize, hem oradaki şirketlere bu hizmetleri vermek.

dubai'yi de unutmayalım. Türkiye genelde ortadoğu pazarında anılıyor artık ve büyük firmaların ortadoğu pazarlama kampanyaları dubai'den yürütülüyor. Bir de dubai expat bölgesi, o yüzden iyi çevre yaptığınızda yöneticileriniz 1-2 sene sonra başka ülkeye gidebiliyor ve sizi de o ülkeye alabiliyor.

link yok

Simdi linki koydum, heyecandan unutmusum

ekspertizden bağımsız olarak yorum yapayım; araba tertemiz de olsa atmosferik yani güçsüz ve çok yakma potansiyeli olan bir araç. piyasası da pek yok. ben olsam direkt elerdim. turbo beslemeli modellere bakardım.

"Bu modeli çok sevdim, aşık oldum. İleride satamasam da, elimde kalsa da, ya da büyük zarar etsem de alıp binmek istiyorum"

diyorsanız ona göre yorumlamak lazım. Yok eğer böyle bir durum yoksa hiç yanaşmayın.

Ben yoldan geçen her arabaya/motora bakar gözlemlerim kendimce, ilk defa gördüm böyle bir model.

Yedek parçası lazım olduğunda çok zor bulunacağı gibi fiyatları abartı olacaktır.

Piyasası hiç olmayan bir araba. Satmak istediğinde çok zorlanırsın. Toplam 10 ilan var zaten. Kimsenin aklına gelecek bir model değil. Alınmaz bence.

Ekspertiz raporu da iyi değil. Boya olması çok dert değil belki ama 3 parça boya var, tramer kaydı yok diyor. Araba zaten kaç parça. Tramer olmaması kötü bir şey. Araca ne olduğu belli değil.

o kadar korkmayin bildigin corsanin sekillisi bu araba. satarken agir satilir ama illa satilir yani burasi turkiye. parca sikintisi falan olmaz. motoru sanzimani bilindik parcalar. bi problem olmaz. bu galericiyi de biliyorum durust birisi baktirip alin. begendiyseniz korkmayin.

araba güzel ama daha çok zengin ülkelerdeki insanların "aa ne güzel araba şunun ikinci eline 3-4bin$ verip alayım çok tatlı" diyeceği türden, maalesef biz ülkedeki pahalılıktan dolayı zevkleri bir yere bırakıp mantıklı olanlara karar vermek zorundayız. o yüzden yukarıdaki arkadaşlara katılıyorum. 18-19bin$ verilecek bir aracın yarın satılmak istendiğinde hızlıca satılabilecek bir araç olması çok önemli

Hocam her şey bir satarken oldukça zorlanirsin. Atmosferik motor iyi değil +1. Ayrıca boyalı parçalar dışında kaputta da işlem var ki, esas sıkıntı o. Ayrıca sanzimandaki terleme eğer potansiyel bir arızaya işaretse çok ciddi bir sıkıntı, ağır maliyetli.
Sonuç olarak, alınmaz.

Eksileri; -söylenildiği gibi- piyasasının olmaması, tek kapılı olması, tramerde gözükmese de ciddi sıkıntıları olması ve rengi (maalesef siyah/beyaz/gri kadar kolay satılmaz)

Artısı, tatlı şirin oluşu, çok fazla görebildiğimiz bir araba olmaması falan.

Bende böyle abuk bir araba var ama ikinci, hobi arabası. Herkes laf ediyor ama ben binerken çok seviyorum önemli olan bu bence.

orient blue +1 türkiye piyasasını düşününce alınıp satılması çok zor. spesifik bir araç.

Bu paraya toyota yaris alirim

calisthenics.

bu arada reformer pilates tek duze de, yuzme degil mi? havuzda ayni yerde git gel :) denize gidiyorsan belki biraz daha farkli olabilir, dalgalar falan da var.

Yüzme sikilastirir, kadın bedeninin ihtiyacı oldugu kadar da kaslandirir. Yetmez derseniz stronglifts 5×5

onlar yeterli olmaz ki, bir araç sadece. anahtar kullanmayı biliyorum araba tamircisi olabilir miyim demek gibi bi şey.

bu kisiye tavsiyem sql kasmasi yonunde olurdu cunku cok rahat is bulabilir

el cevab: sanmiyorum

sadece bunlari bilmek yetmez. bu araclari genelde devops engineer veya SRE pozisyonlarindan bilmesi istenier. bu pozisyonlar icin de docker ve kubernetes yaninda system design, aws/azure/google-cloud gibi bulut sistemlerden herhangi biri, CI/CD surecleri, monitoring, yeterli duzeyde linux ve isletim sistemi bilgisi, tercihen de bash scripting bilmesi istenir.

bunlari ogrenmek gelecek icin cok iyi yatirim olur, is alani giderek artan pozisyonlar bunlar.

Emrahday +10

sql konusunu biraz detaylandırabilir miyiz? mesela piyasada microsoft qsl mi yoksa açık kaynak mysql mi avantajlı?

Alınır, ama şöyle.

GTX 1650 kartlar son demlerini yaşıyor, ama bunu hali hazırdaki oyunlar için düşünmeyin. Hele ki oyundan kastınız multiplayer fps oyunlarsa hiç sorun yaşamazsınız. Sadece red dead redemption 2 ve cyberpunk gibi oyunları ultra ayarlarda oynayamazsınız ama yine de sizi tatmin edecek kadar verim alırsınız. Gelecekte çıkacak ve popüler olacak orta segment oyunları da rahatlıkla oynayabilirsiniz ancak gelecekte çıkacak red dead redeption 2 ayarında ağır grafik yükü olan oyunlarda sorun yaşamaya başlarsınız. Kararınızı buna göre vermeniz iyi olur.

Günlük kullanım içinse fazla fazla yeterli, düşünmeye gerek yok.

Ayrıca ürünün pdfinde yazdığına göre ekranı da 120hz IPS panel. Bu fiyata göre gayet iyi bilgisayar.

Hocam ikinci el düşünürsen garantili acer nitro 5 var hatta alınık satılık kısmına da koydum. Uygun fiyata bırakırım. Özellikler neredeyse ayni.

Ideapadlerin çok kötü plastik bir kasası var, benim laptop wifi sorunu vardı, iade etmiştim, o problemi çözmüşlerdir sanırım

Özelliklerine göre fiyatı çok iyi. Alınır

Parfümü teninize ya da kıyafetinize sıkmayın, havaya sıkıp bileklerinizi havadaki parfümün içinden geçirin ya da altında durun, üstünüze ‘insin’. Daha az miktarda sıkmış olursunuz.

Seyreltme namına yaptığın her şey formülü, dolayısıyla yapısını bozar hocam.onun olayı ağır olmasi anladığım kadarıyla.@orient in dediklerini yapabilirsin bence de. Ayrica harbiden hangi parfümmüş ben de merak ettim.

parfum su: www.google.com

Parfümü kıyafetinize hiç sıkmayın zaten, bunu yapıyorsanız vazgeçin. Parfüm zaten tercihen kıyafete sıkılan bir şey değil, eğer sıkarsanız da istediğinizin aksine çok daha kalıcı bir etkisi olur (ama konusu teninizdeki kaliteyi de vermez)

Hal böyleyken sadece boynunuza bir fıs, ya da bileklerinize birer fıs kullanmayı deneyebilirsiniz (~30-40cm mesafeden)

Eğer zaten böyle yapıyorsanız @orient blue'nun söylediği şekilde yapın, ama kıyafetinizi giymeden önce.

Ancak olay şu ki, parfümü zaten koksun diye sıkıyoruz. Derdiniz "parfümümü seviyorum ama kokusu burnuma çok ağır geliyor" gibi bir şey olsa bunu halledebilirsiniz ama anladığım kadarıyla sizin sorununuz insanların kokuyu beğenmesi. Bu açıdan seyreltseniz de birileri bu kokuyu alıp beğeniyorsa seyrelttiğinizde de kokuyu alıp beğenip soracak. Bir şey değişmiyor temelde.

Parfüme fragrantica'dan baktım şimdi, çok yoğun vanilya ve amber notaları var diye görünüyor. Seyreltseniz de bir şey değişmez gibi çok.

Yine de seyreltmek isterseniz parfümü teninize uyguladıktan sonra alkollü bir pamukla hafifçe cildinizi silin. Pamukla temizliği ne kadar uzatırsanız koku o kadar yumuşar, kendinize göre ayarlayabilirsiniz. Ancak parfüme bir şey katmanızı kesinlikle önermem.

Alternatif olarak gömleğinizi giymeden önce göğsünüze parfümü sıkıp öyle giyinebilirsiniz.

@akhenaten yoo sorun insanlarin sormasi degil aksine bu sikanin hosuna gitmesi lazim dogal olarak ama koku cok agir cidden. Insanlar tum siseyi bosaltmis gorgusuz, araniyor bu diye arkamdan konusuyordur:)

@speedy hah tamam şimdi oldu :) evet kullandığınız koku eau de parfum (edp) dolayısıyla %15-30 esans yoğunluğu var. Genelde günlük kokular eau de toilette (edt) olarak satılır %8-15 esans oranı olur.

Edp kokular genellikle resmi gece etkinliklerinde (davetlerde, restoran yemeklerinde vs.) kullanmaya uygun aslında. Edt ise gündelik kullanıma daha uygun. Dolayısıyla haklı bir rahatsızlık hissediyorsunuzdur :)

Alkollü pamuk işe yarayacaktır

Kullandiginiz parfüm kışlık/baharlik bir parfüm.

Edt/edp ayrımına pek katılmıyorum ben. Evet denilen doğru ama yoğun olması bu kadar keskin cizgilerle ayrilmasina sebep olamaz.

Sizdeki sorun bu parfüm edp+ notlari yaza ya da sicak havaya asla uygun değil. Açıkçası bu parfümle şu havada yanıma gelseniz ben bayilirdim heralde.

Buna ek olarak edp/edt ayriminda fis sayısını azaltabilirsiniz.

Ama dediğim gibi yazın olamaz :)

Bu devirde akaryakıt oldu artık. Daha iyi bir hediye yok.

sonax koltuk temizleme spreyi
sonax cilalı araba şampuanı
mikrofiber bez
oto parfümü

bunlardan biri ya da ikisi gayet mutlu ederdi.

Konunun evli olmakla alakası yok. Devlet hastanesi bu hizmeti veriyorsa medeni duruma bakılmaksızın yapar.

hastaneye ve doktora göre değişiyor. bir kaç sene önce takmak istemeyenlerin olduğunu biliyorum. şimdi durum nedir bilemiyorum.

Bi dönem boş opsiyonunu o kadar ucuza sattılar ki Kızılay dağıtıyormuş gibi herkes bundan almıştı, sırf benim çevremden 3-4 kişi almıştı.

kaleci +1

Yoksa pek de iyi bir suv değil. Kullanıp da memnun olmayan insanlar var.

emsallerine göre çok uygundu +1. suv sayılmaz aslında, yerden yüksek bir hatchback denebilir bu grup için.

bizde 1.6 dizel var. Tiguan istiyordu peder parasi yetmedi bunu istemeyerek aldi 5 sene once ve baya sevdi araci. Ici baya genis ve rahat koltuklari yatirdin mi baya esya aliyor, gaza coktun mu fena gitmiyor ama cok da yakmiyor, sikinti da cikartmadi. fiyat/performans urunu denebilir.

Ben kısa süre kullandım, kullanan arkadaşım vardı ve arka koltukta uzun yolculuk da ettim. Tavsiye etmiyorum hızlanması oldukça kötü, konforsuz, kabin içine çok fazla ses alıyor. Uğultu baş ağrısı yapıyor. Şekli nedeniyle de kabin boğucu. Bunlar tecrübelerimdi.

Ben geçen sene dolu paket sıfır citroen c3 aircross alırken arkadaşım benden 40 bin TL daha pahalıya 4 yaşında qashqai almıştı. Bindim kullandım da ama öyle öff diyeceğim bir özelliği yok. Nissan 20 cm daha uzun güya ama oturma alanında öyle muazzam bir fark yok. Bagajı daha küçük. Enteresan valla. Ben de çözemedim bizim milletin qashqai aşkını.

Bir kere kullanmak durumunda kaldım. Traktör gibi bi araç bana kalırsa. Zorda kalmadıkça kullanmak istemem :)

Bu araçla ilgili pek fikrim yok açıkçası fakat piyasa ne kadar artmış dahi olsa 250 bin lirayı şu tıynette bi araca verirken içim sızlardı sanki.

Ben olsam km ve model yılından feragat ederek farklı marka/modellere yönelirdim.

Hocam daha iki gün önce sıfırını inceledim bunun yapmayın derim. Biraz daha farklı araçlar bakın.

Bu araba hayatta 250 000 etmez. Hem Fiat, hem 0.9 motor, hem 6 yaşında. Pardon da çüş yani.

15-20 daha koyup 2017-2018 nissan micra bakabilirsiniz.

Panda'nin tasarimi pek basarili degil bence, bi olmamislik var arabada.

İlla a segmenti alınacaksa i10 ya da picanto alırdım, panda hiç tutmuyor.

Merhaba, picanto, micra ya da i10 da alabilirim ama hem daha cok yakiyorlar hem de nasil bir fark var goremiyorum?

Sirf arac tutulmuyor diye neden onlara 40-50 bin daha fazla vereyim?

Mesela micraya gore bunun negatif yanlari nelerdir?

İkinci eli çok zor gider bunun. Micrayı gözü kapalı satabilirsin. Picanto bile daha iyidir bundan.

Ben micra da picanto da kullandim. Ikisi de tenekeden hallice arabalar. Hele picanto, oyuncak arabanin bi tik ustu gibi. Bu araba nedense bir tik daha tok geliyor bana acikcasi. Zor satilmasi benim icin ilk siralarda bir kriter degil, surekli al-sat yap gibi bir niyetim yok cunku

Pandaların yedek parça problemi olduğunu duymuştum, bence alınmaz panda.

alıp satamayacağınız bir araba. otomatik şartsa diğer tutan modellere bakınız. 0,9 motorlar tutmuyor.

2018 de imar barışı sayesinde abonelikler konuta dönmüş, yapı kayıt belgesi alınmış olabilir.

alınmadıysa büyük ihtimalle seneye çıkacak olan imar barışında başvuru yapıp sorunu çözersiniz.

istanbul un %90 ı böyle. bir şey olmayacak sadece kredi kullanılamadığından alırken satarken biraz zorlanılır onun dışında aynen devam :)

kat irtifaki varsa konut kredisi kullanılıyor diye biliyorum.
ileride af v.s. gelirse başvuru yaparsınız.

oturmak içinse zaten hiç kafaya takmayın bir şey olmaz. yatırımlıksa biraz daha ucuza gider iskanlılara göre.

iskan bir anlamda bu ev denetlendi herşeyi tam ve mevzuata uygun yapıldı demek değil mi?
şahsen ben oturmak için böyle bir ev almam.

İskan neden alınamamış önce onu öğrenmek lazım, belki de basit bir şey yüzündendir ve kimse ilgilenmemiştir.

Mesela müteahhit sgk primlerini yatırmamıştır, ondan alınamamıştır. Belediyeye "müteahhit kaçtı" diye başvurulursa SGK borcu sorgulanmadan da gerekli harçlar ödenip iskan başvurusu yapılabilir.

Ama çok süre geçmiş, uğraştıracağı kesin.

Eğer projeye aykırı bir yapım mevcutsa, kaçak bir çatı katı, kaçak bir bodrum katı vs gibi. O zaman imar barışı olmadan iskan almak imkansız.

2018 yılında neden başvurmamış bina sakinleri imar barışına acaba?

Şu an size tek zararı satarken zor satacak olmak ve elektrik su aboneliklerinin ortak olması problemi. Hem fiyatı yüksek hem de toplanması ödenmesi vs binadan birinin uğraşması lazım.

O kadar af cikmasina ragmen almadilarsa sorunludur ya da para vermeyen cimri komsular vardir.

Neyse takma kafaya seneye 1 milyon fazlasina satarsin.

imar barışı ile kat mülkiyetine dönersiniz sadece apartmandakileri örgütlemek lazım.

ev alma işleri gerçekten sıkıntılı iyi araştırmak gerekiyor.

iskansız sıfır ev aldım, 2018 yılında %10 civarı piyasanın altında bir fiyata. kredi kullandım sorun olmadı.

en büyük problem elektrik faturası. benzer kullanımda aynı semtteki insanlara 200 lira elektrik faturası gelirken bana 400 liralarda fatura geliyordu. özellikle son zamlardan sonra 600 liranın altında fatura ödemedim.

bunun dışında herşey normal vergisini vs ödüyorsun. apartman birlik olursa af ile ya da kanuni yollarla iskan alınabiliyor.

Kat ittifaklı tapu kredi çekmeye mani değil. Zaten yeni yapılacak evlere temelden satın alacakların kredi çekebilmesi için yapılmış bir şey bu tabir. Ama 2012 çok eski, ciddi bir sorun var bence de. Tüm sakinler afları takip edin +1

Telde olduğum için edit yapamıyorum. *irtifak

wrangler

Wrangler +1

lee. hic pisman olmadim.

levis 512 çok ii

evet sağda solda bu yazıyı çok görüyorum ağı aşınıyor cepleri aşınır vs eskisi kadar kaliteli değil diye.

iyi denimler birim başına düşen ilmek sayısı ile olur. 12 civarı orta 14 civarı olanlarlar ise kaliteli olur.

denimlerinizin kaliteli olanları ya da sandığınız. bunlar desensiz olanları ve koyu renkli olanlar. o desen siz giydikçe kendisi oluşacak.

kaliteli dediğiniz denimleri çok yıkamayın. kaliteli denimin arkasındaki jakron deri olur iç yüzündeki dikişe bakarsanız paçasından içeri bakın kırmızı dikiş olur oradan anlarsınız.

açık renkli denimlerden uzak durun.

levis 3 serisi kot üretiyor. çabuk yırtılanlar dandik olanları ve veya açık renkli aşınmış ağarlaştırılmış olanlar. made craft serisi kaliteli olanlar. ki bu lc waikiki ile ile bir ara aynı pamuktan üretilirdi.

denim konusunda diesel momotaro j&j ve levi made crafted serisi wrangler lee diye aşağı doğru iner.

tavsiyem markaya takılmayın. koyu renkli sert ağartılmamış ve eskitilmemiş kalın hangisini bulursanız en uygununa onu alın.

Her gün sabah akşam ilgili egzersizler ile ağrıyı hafifletip, süreci uzatabilirsin.

John bloor+1. Ayrıca ortopedi uzmanından ziyade sinir ve beyin cerrahinin alanına giriyor bel fıtığı. Ameliyatını onlar yapıyor mesela.

Hekim değil profesyonel hasta olarak yazıyorum. En az birkaç gün tam dinlenin, uzanabiliyorken oturmayın. egzersiz de yapmayın ağrı şiddetliyken. Ağrı azalınca yavaş yavaş bel egzersizlerine başlayın. Temel tavsiye edilen egzersizleri yapın ama bu meret herkeste farklı etki ediyor, sizi rahatlatmayan, ağrınızı artıran hareketi bırakın. Ağrı tamamen geçince de belinizden başlayarak kollarınızı sırtınızı kuvvetlendirin. Ölçülü ve kendinizi kontrol ederek ilerlemek kaydıyla direkt belinize yüklenmeyen her sporu yapabilirsiniz.

ortopediste görünün evvel, beyin cerrahına gittiğinizde ameliyat edelim diyecek istisnasız. hakikaten ameliyatlık bir durum olabilir ama uyuşma, çiş kaçırma gibi şeyler yoksa önce ortopediyi denemekte fayda var.

20bin adım mı ? belim değil her yanım ağrır bu kadar yüklenmek doğru mu bilemedim.
benim doktor kilo vermeden geçmez demişti verdim ve geçti.

son birkac gundur diye anlattiklarin tipik bel fitigi. ama her zaman ameliyatlik olmuyor durum. ayrica ortopedi degil, sinir cerrahisi bakar.

Eger gecmez ise norologa gorunmen lazim, MR isteyecekler..
En az 3 operator doktordan fikir almani tavsiye ederim.

önce beyin ve sinir cerrahisinden randevu.

muhtemelen mr ister.

3 gün sadece yatılıp. yeme içme yürüme dışında sadece yatılıp 2-3 saate 15-20dk yürüme verdiydi dr.

sonra seni fizik tedaviye gönderir.

fizik tedavide derler ya burda yatacan 15 gün. ya da egzersiz verecem yapacan.

pasif lomber fleksiyon sağ + sol diz+ 2 diz diğer hareket pasif lomber ekstansiyon hareketleri işe yarayabilir.

bize doktor bunları söyledi.

1 ay sonra tekrar gel dedi.

geçmiş olsun.

tecrübeli bir hasta olarak tavsiyem önce doktor. sonrasında da fıtık için verilen egzersizleri aksatmadan yapmak. bana bir fizik tedavi doktoru egzersiler yanında bir de barfiks çubuğu önermişti. çubuğa tutunup hiç başka hareket etmeden salınıyorsunuz. o nedenle kapı aralığına takılan barfiks çubuklarından aldım ve hergün birkaç dakikalığına onda salınıyorum. faydasını gördüğümü söyleyebilirim. eve almak istemiyorsanız, belediyelerin spor aleti yerleştirdiği parklarda genelde barfiks aygıtı olur.
hayatı zindan eden, insanın tadını, tuzunu kaçıran bir illet. umarım çabucak iyileşirsiniz.

yıl sonuna kadar küresel enflasyon ve hala tedarik zincirinin bozukluğundan dolayı araçlarda artış bekleniyor, o yüzden yatırımlık mantıklı ama seneye de seçim var. 2-3 aylık bir ötv indirimi gelirse 2018'de ki gibi bir düşüş olur. o zaman sanırım 15'er puanlık ötv düşüşü ve %1 kdv uygulanmıştı

Geçen sene bu zamanlar aldığım sıfır arabam bu sene iki katına çıktı. Normalde müthiş yatırım ama burası Türkiye, hiçbir şey belli olmaz. Her şey tepe taklak olabilir. Normali eskiyen arabanın değer kaybetmesi.

golf polo clio ise al. ancak 300 bin üzeri araçlardaki hareket çok düşük. ilan çok araba çok alan satan az. şu an herkes arabaya yatırım yapıyor ama gün gelir ekonomi düzelirse araç çoğalır 2. el piyasası göçer ama bu uzun vadede olabilecek bir şey.

çok büyük risk. böyle riskleri bu kadar büyük paralar için nasıl alabiliyorsunuz, anlayamıyorum.

araç fiyatlarının artması biraz da global bir sorun. yani tedarik zincirindeki eksiklikler sıfır araç miktarını etkilediğinden fiyatlarda ciddi bir artış söz konusu.

hangi fiyat aralığında olursa olsun daima yukarı yönlü bir hareket var ve tahminim birkaç yıl daha bu şekilde devam edecek.

300.000 bandında bir araç sattım 1 ay olmadan gitti.
750.000 bandında başka bir araç satın aldım, resmen almak için adamlara yalvardım, çünkü çıkan ilanlar gerçekten birkaç gün içinde satıldı. şu anda aldığım araç bile sarı sitedeki en düşük fiyata bakarak 75.000 koydu. Aynı gün baktığım 4 aracın 4 ü de satıldı. Bunların hepsi son 1 ayda oldu. Tabii biraz da mevsimsel bir durum, bu zamanlarda piyasa hızlı oluyor , kasım - mart arası 2. el daha sakin geçiyor.

Sonuç olarak, döviz, hisse senedi, altın inişli çıkışlı oluyor ancak ev ve araba bu ülkede daha uzun süre hep çıkışlı olacak kanaatindeyim. Tabii bu durum yatırım tavsiyesi değildir.

Şu anda bile 500k üzeri araçlarda kıpırdanma yok, bir kredi kampanyası vs da yapılmıyor araç olmadığı için. Bana da gereksiz risk gibi geliyor. Artı olarak mtv^si, sigortası, kaskosu (şart değil ama garajda ne olacağı belli olmaz), 1 senede satamazsan periyodik bakımı bunlar ciddi maliyetler.

Şu anda 500k üstü araçlarda hareket olmadığı iddiası doğru değil sektörden bildiriyorum. Alınan her araç iyi yatırımdır bu dönem.

Sadece sosyal medya ve video izlemek için çok detaylı düşünmenize gerek yok aslında, genel geçer bir markanın herhangi bir ürününü alabilirsiniz. En kısa yoldan windows 11 yüklü bir bilgisayarın temel standartları saydığınız ihtiyaçları karşılar.

Ancak araya zaman zaman nispeten büyük boyutlu excel dosyaları girecekse, fotoğraf ve video düzenlemeleri yapacaksanız, arada basit oyunlardan vesaire de oynarım diyorsanız celeron işlemcili bilgisayarları komple atlayın. i3 10.nesil ve üstü bilgisayarlara bakın.

Diğer taraftan video kalitesini önemsiyorsanız bilgisayarınızda en aşağı 1080p bir ekran bulunmasını önemsemeniz bence hayrınıza olur, bu durumda da i3 bilgisayarlara kaymayı düşünebilirsiniz.

Celeron bilgisayarlar chip krizi ve ekonomik bunalımlardan sonra tekrar yaygınlaşmaya başladı. Normalde bu tip bilgisayarların genelinden çok daha güçlü telefonlar mevcut.

Ben kullanıyorum dell ini.gayet yetiyor bu işlemlere ve memnunum

video oynatmada sorun olabilir.

yüksek çözünürlüklü videoları izlerken sorun yaratabilir. ayrıca 4gb ram demişsiniz ama 4gb ram bence oldukça düşük. en azından 8gb olsun.

bu soruya herkesin cevabi bireysel olur. ben sabah erken spor yapmaktan nefret ediyorum mesela, kesinlikle tavsiye etmezdim kimseye. ama spor yapan bir suru insan taniyorum, iclerinde sabah spor yapip zipkin gibi gezenler de var. demek ki bazilarinin isine yariyor.

en iyisi kendi takviminiz icinde, "duzenli" olarak spor yapmaniza imkan veren rutin hangisiyse onu uygulamak. deneyin, sabah erkenden spor yapin, birkac gunde karar verirsiniz.

sizin durumunuzda iş yerinize yakın bir spor salonunda sabah veya akşam çıkışta gitmeniz daha uygun olur.

son bir aydır sabah 6.30da kalkım salona gidiyorum. ve hayatımda ilk kez spor yapan kilolu bir insanım ona rağmen spora gittiğim günler daha dinç daha enerjik oluyorum. spor sayesinde gece yatış saatlerim de düzene girdi. sabahın köründe kalktım boşa kalori almayım diye düşünerek yeme düzenime de artısı oldu. yeni başlamış biri olarak ben tavsiye ederim şahsen

Sabahlari hiit yapiyorum ben. Cok da iyi oluyor. Hizlica yag yakma amacin varsa haftada 2 hiit yapabilirsin

Kendimden ornekliyeyim cunku baska yolu yok.
Pazartesi/Carsamba/Cuma sabah 5:20`de kalkip 6 da salona gidip 8de cikiorum. Avantajim su an calistigim yer hem cok uzak degil hem de baslama zamani acisindan rahatim dolaysiyla 8:30 da iste olsam sorun yok ama olsaydi 6-7 arasi da yapabilirdim idmanimi gun sayim artardi. Hatta 2 ay icinde o durumda olmam gerekecek. Idmanim genel anlamda barbll ile yapilan compound liftlerden olusuyor. Squat/press/deadlift/bpress/pull up/row vb. Idmanin Sabah olmasi yada aksam olmasinin yada ac veya tok olmanizin bir farki yok. Uzun detay, burada girmeyecegim. Pazartesi/carsamba da aksam 18-20:00 arasi dil kursuna gidiyorum. Bir de bonus her aksam beslenme cantami hazirliyorum yani kahvaltim/ogle yemegim vs. de yanimda geliyor. Dolayisiyla rutinim haftasonu yogun yemek yapip, haftaici eve geldikten sonra bir dizi esliginde ertesi gune hazirlanmak uzerine. Mumkun mertebe 22 sularinda yatmaya yakinsamis oluyorum. Gun icinde yorgunlugunuz olur ama bu yaptiginiz ise bagli. fiziksel olarak bir performans sergileyecekseniz o gun problem olabilir ama ofiste oturuyorsaniz yine aksam ve sabah in farki bir noktadan sonra yok, basta bir vucut tepki verir.

Bunlarin yaninda Cardio yapmak, bir kilo verme araci degildir, dolayisiyla kilo vermek amaciyla ki buadaki amac aslen yag vermek/yag yuzdenizi dusurmek spor yapmak istiyorsaniz direnc egzersizleri yapmaniz lazim. Ozel ayri bir hedef veya ilgi yoksa kosmanin, elipticin vs.nin getirisi sanilandan az. Yani sizin 10km 50 dakka alti kosma hedefiniz vardir veya kosmayi seviorsunuzdur, lutfen yapin ve devamedin ama yoksa aradiginiz seyin cevabi cardioda degil. Bu tabii hic yapmayin demek degil.

Sabah yapabiliyorsanız iyi olur. Gece boyunca vücuttaki glikojen depoları boş olduğu için sabah direkt yağ yakmaya başlarsınız spor yaparken. Gün içinde de dinç olursunuz. Midede sorun yoksa öncesinde şekersiz sade kahve yağ yakımını ve metabolizmayı ateşler.

Sporum sabahları. Ben çok memnunum. Gün içinde yüksek oluyorum. akşam uyku için gerekli fiziksel yorgunluğu da sağlamış oluyorum. Kafam doluyken spor yapamam mesela sabah iyi geliyor.

sabah insaniysaniz bence olur. bir donem inatla erken kalkip, spora gidiyordum. cok kisa surdu bu maceram. 2. gun eliptik bisikletteyken ayagim pedaldan cikip ondeki bara carpti ve 3 parmagim kirildi :) o gun sabah sporu insani olmadigimi anladim :D

kşam ben de ölu gibi eve attıgım için kendimi, seni çok iyi anlayabiliyorum :) Ben de aynı şekilde sabah yapıp evden çıkıyorum. Asla enerji duşuklugu yaşatmıyor, aksine digerleri daha ayılamamışken ben daha zinde ve ayık hissediyorum tabii "uykumu almışsam" :D Uyku sorunu yaşamıyorsan ve 12de kesin uyurum diyorsan bence o plan yurur :)

İnsanların ne zor hayatları var. Allah yardımcınız olsun. Sabah sporu disiplini kazanırsanız harika olur. Ama zordur.

12'de uyursan o iş yaş. 8 saatin altı uykuyla sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürmen mümkün değil. 9'da yatağa girmen lazım.

Konuyla kismen alakali oldugundan buraya birakiyorum:

en.wikipedia.org

Yabancı ülkenin askeridir bence o. Eğitim görüyordur ikili anlaşma gereği

Türk vatandaşıysa neden olmasın?

Onlar degisim ogrencisi. Turkmen kirgiz falan da denk geliyordu askerde bize.
Biraz egitim gorup ulkelerinde devam ediyorlar


Zaten ilk zenci pilotun linkini atmislar, kendisi pilot oldugu icin haliyle hem subay hem komutan.

Yorumlarda yazmışlar. Yabancı ülkenin azkeri öğrencisiymiş. Türk askeri öğrenciler de dışarıya gönderilebiliyormuş eğitim için. Bir çeşit askeri öğrenciler arası değişim programı.

Bkz: afro türkler

tr.m.wikipedia.org

m.youtube.com

Diğer ülkelerden askeri eğitim almak için gelenler var ülkemize. Hep biz mi Avrupa'ya abd'ye gönderelim ?

Osmanlı zamanında afrikadan hizmetçi olmaları maksadıyla getirilmiş, cumhuriyetle birlikte türk vatandaşı olmuş, sen-ben kadar türk olan siyahi vatandaşlar var. Yanılmıyorsam ege'de birkaç köy var tümden siyahi. Tsk'de 23 yıl önce bir astsubay görüp öğrenmiştim işin aslını.

Bizim siyahi türklerden olanlar var.net olması için söleyeyim babası astsubay emeklisi oglu albay olan komsumuz vardı.

Kesin uzar

Uzamaz.

Uzar

insallah uzamaz
zaten 5 ve 6yi tatil etti bizimkiler yillik izinden dusecek x(

İç turizmi canlandırmak için tatil yapılabilir.

Şahsi fikrim uzayacak diyor. Çünkü turizm sezonu açıldı. Avrupa'dan beklenilen talep gelmedi, Avrupa sonrası en çok hitap ettiğimiz kitle olan Rusya malûm savaş içerisinde. Başka gelecek hangi bölge kaldı? Bir Arap bölgesi bir de iç turistler. Sadece Araplarla da bu iş olmayacağı için uzayacağını düşünüyorum.

Ama diğer yandan da diyorum ki eğer uzatacak olsalardı şimdiye bir şekilde el altından ufak ufak nabız yoklarlardı.

Her türlü uzar.

Bence de uzar

özel sektör için en son ne zaman uzadı? sanki kamu için yaparlar da özel sektör için yapmazlar yine gibi.

Uzasaydı bu saate kadar söylerlerdi diye düşünüyorum. Turizm için olsa bu kadar son dakika tatil planı yapılması zor olur sanki.

Özel sektöre bayram tatilinin uzatıldığını hatırlamıyorum. Kast ettiğim kamu içindi.

@peki madem Her sene son anda yapıyorlar. Perşembe ya da cuma açıklanır.

Love handle, alt karın yok etmek egzersizsiz imkansıza yakın ne yazık ki :/

Karbonhidratları sıfıra yaklaştırıp, protein ve sağlıklı yağları artıracaksınız. Aralıklı oruç düzeninde besleneceksiniz (16/8) ve bu sırada kalori açığı vermeyeceksiniz. Yani ihtiyacınız kadar kalorinin tamamını yağ ve protein ağırlıklı olarak (Keto'ya yakınsayarak) alacaksınız.

Bunlar olurken de elbette egzersiz yapacaksınız.

Başkaca sihirli bir durum yok.

Kaptankedi, örnek bir diyet programı var mı acaba elinizde? İnternette bakıyorum ama özellikle kilo vermek için yapılan diyet örnekleri var. Ben o kadar az yersem zayıflarım, sporcu gibi yemeliyim sanırım.

Program gibi degil ama yöntem su olabilir: MyFitnessPal uygulamasını kullanıp yediginiz her şeyi girerseniz ne kadar kalori aldığınız ortaya çıkar.

Basit bir akıllı saat ile (MiWatch?) ile de egzersizlerinizi ve gün içindeki adımlarınızı sayarsanız da kalori ihtiyacınız ortaya çıkar.

Yaş-Boy-Kilo-Cinsiyet ile de bazal metabolizmanız az çok belli olur.

Aktif kalori + Bazal ihtiyaç kadar besleneceksiniz. Bu sırada karbonhidrati mümkün olduğunca az alacaksınız.

Bilimsel olarak bölgesel zayiflamanin kaniti yok. Bölgesel zayiflama için kim ne derse bilimsel olarak hiçbir desteği olamaz.

Kalori takibi, vücuttaki kas kütlesinin 1.5 kati civari protein alımı ve spor.

Kaptankedi teşekkürler güzel uygulama gerçekten. Yağ oranım 22 kas oranım 39 güncel olarak. Kalori ihtiyacım 2500. Yağ, karbonhidrat, protein yüzde dağılımım nasıl olmalı?

Logistics’in dediği üzere öncelikle vücutagirligi*1,5 gr şeklinde protein kısmını ayarlarsan digerlerini de ona göre ayarlarsın.

60 kiloyum demiştin, günlük 90gr protein alman gerekiyor.

Karbonhidratlar icin de günlük toplam 110grami geçmezsen şahane olur.

Bunlarin yediklerine göre kalorilerini bildikten sonra geri kalanı sağlıklı yağlar :-)

Zeytinyağı, avokado, Hindistan cevizi yağı, ceviz, tereyağı, hepsi olur.

Egzersiz olarak hiç bir şey yapamasan bile plunk yaparsan çok faydası olur. Short-long-Side derken :)

Aslinda yüzde 22 yağ oranı kadın bedeni için hiç fena değil, yaş 20 falan gibi çok genç değilse eğer. Ben sizin yerinizde olsam yukarıdaki arkadaşlar gibi beslenir ve egzersiz olarak da bol bol yuzerdim. Hem sağlıklı zayıflatır hem sıkılaştırır.

elbet yuzde yuz degil. yanilma payi vardir. muhtemelen biri test etmistir. bence cok fazla kafaya takma uyku olayini. daha kotu oluyor cunku. sabah eger yorgun, uykulu uyanmiyorsan iyi uyudum de gec. obur turlu yok %69 cikti. kotu uyumusum falan demek insani strese sokuyor.

%100 çok hassas bir ölçüm vermese de göreceli olarak doğrudur. uyku süresinin %11inde derin uyudunuz diyorsa, %13 ya da %9 olabilir. Yani 2 birim sapma olabilir. Ama yine de bu uzun uzun derin uyumadığınızı gösterir.

Derin uyku süresini iyileştirmek için yapabileceğiniz şeyler var: Mesela haftasonu-içi farketmeksizin her gün aynı saatte yatıp, aynı saatte kalkmaya çalışmak. Mümkün olduğunca erken yatağa gitmek. Kafanızı yastığa koymadan önceki 1 saat ekrana bakmamak gibi.

Çeşitli markaların stres çayı/relax tea/papatya çayı gibi insanı bir parça gevşeten çayları var, uyumadan önce bir tane içebilirsiniz.

Ayrıca, yine önemli bir detay: Kafanızı yastığa koymadan en az 4 saat önce her türlü yeme içme işini bitirmiş olmanız gerekiyor. 11'de uyuyacaksanız, saat 7'de kalori alımını durdurmanız gerekir. Alkollü içkiler de kalorili, bunu atlamayın :)

Kahve önemli bir uyku kalitesi bozucu. Kafayı koyduğum gibi uyuyorum deseniz de kahve derin uykuya dalmayı etkiliyor ve dinlenememiş kalkıyorsunuz. Ya da kalkamıyorsunuz :-) —15:00'ten sonra kahve içiyorsanız, bunu da terketmeniz gerek.

Bütün bunları yapmanıza rağmen iyileşme olmuyorsa, gelin bir daha konuşalım^^

bir hastanenin uyku merkezine gidip orada cihazlara bağlanıp o gece orda uyumanız lazım.
bağlanan cihazlaroı görünce zaten bu işin bandtla telefonla olmayacağını anlayacaksınız.

uyku kalitesi için mavi ışık filtrelerini kullanın.
melatonin desteği alabilirsiniz.
odanız zifiri karanlık olmalı, en ufak ışık kaynağı olmamalı.
horlamanız varmı diye hporlama ses kaydedici uygulama ile 3-5 gün kendinizi takip edin, varsa kbb'ye gidip ameliyat olun.

saatin yaptığı şey hareketliliğine bakmak. derin uykuda kaslar iyice gevşeyip hareket çok azaldığı için buradan hesap ediyor.

genel olarak uyku kalitesini arttırmak için yapılması gerekenler belli. burada olay aslında çok basit görünen doğruları gözden kaçırmak. 12den sonra kahve içme, her gece aynı satte yatağa gir, uyku hijeni vs.

solunum, uyku apnesi sorunun varsa bunları da çözmen lazım. balık yağı, b12, d vitamini, demir eksikliği gibi uykuyu-yorgunluğu direkt etkileyen faktörleri de gözden geçirmek iyi olur.

Bir de magnezyum çok önemlili. Uykudan bir saat önce alabilirsiniz.

Kan degerlerimde bir sorunum yok dediğim gibi yakın zamanda kontrolleri yaptırdım.

Psikolog olduğum için uyku sorunu yaşayan danisanlara yukaridakilerin hepsini öneriyorum ya da yönlendirme yapıyorum. Ama kendim hepsini uyguluyor muyum, bir kontrol etmem gerek. Horlama sorunum vs hiç olmadı ama alerji sorunum var; belki ondan kaynaklıdır.

Burada öğrenmek istediğim akıllı saatlerin güvenilir olup olmadığıydi esasında; boşu boşuna uyku laboratuvarina gitmeye gerek var mı, emin olamamistim. Sanırım bir gidip oradan fikir alsam daha doğru olacak.

%100 güvenmeyin. gece 12de yatıyorum, 3te yatmış gösteriyor. deliksiz uyuyorum, gece 3 saat uyumuşum gösteriyor.

Bu abinin analizine bakabilirsiniz;
youtu.be

Ben de mi band kullanıyorum. Ölçüm ayarlarını hassasa getirince fena değil ölcmesi. Ben memnunum.
Ekstra olarak derin uykunuz az ise derin uykuda salgılanan melatonin takviyesi alabilirsiniz. Uyku kalitesine etki eder mi bilmiyorum ama en azından eksikligini kapatirsiniz bu hormonun. Onun yerine ceviz de yiyebilirsiniz yatmadan.

1-2 hafta önce ben de araştırdım. neredeyse hçbir uygulamada sorun yok.
hatta mevcut android telefonu huawei'lere direkt olarak kopyalayabiliyorsunuz.

ha ben yine de almadım o ayrı :)

Vakti zamanında kuzenim p30 pro (sanırım) kullanıyordu tabii o zamanlar Google Android desteği vs vardı ama o bir çok konudan dert yanıyordu. Dert yandığı noktalardan bana göre en çarpıcı olanı telefonun anormal biçimde veri kullandığıydı. Misal aynı kişiyi baz alalım, aynı uygulamaları kullanıyor olsun.
Bir telefonda aylık 4 gb veri kullanıyorken Huawei telefonda 9 GB veri kullanıyordu.

Android meselesi patlak verince aradaki veri kullanım farkının nasıl olduğu ortaya çıktı. Her hareketini Huawei kendi veri merkezine kopyalama yapıyormuş. Diyeceksiniz ki, bunu her marka, her işletim sistemi yapıyor. Evet her marka yapıyor olabilir ama bunu gizliden değil, belirli prosedürlere, belirli çerçevelere uygun olarak yapıyor. Gizlice verileri kopyalayan şirket şuana kadar ortaya çıkmayan daha neler yapıyordur kim bilebilir?

Sırf bu sebeple bile Huawei markasını alternatif olarak bile değerlendirmiyorum şahsen.

Huawei telefon mu kaldı allasen :)

Samsung S22 al geç.

Benim eski telefonum huawei ydi. Google store desteği vardı o zamanlar. Yenilemek gereğince yeni durumu göze alamayıp samsung aldım. Kullanışlılik, pratiklik ve arayüz olarak huawei nin yanından geçemez mevcut telefonum.

persol

oakley, tom ford, serengeti

Senelerdir severek kullanıyorum: Armani

Serengeti +1. Gözlük üreticilerinin değil moda markalarinin ürünlerini alırsan cam kalitesine değil, markaya para ödersin.
Örneğin gözlüğünü kullanmadım hiç ama Armani'nin saatleri kaliteli olmayan makinalar kullananan ve kolay bozulabilen saatler. Verdiğine göre pahalı, isim hakkı.

Serengeti

persol +1

mustang, inesta, police.

Yeni 208 veya 2020-2021 308 olabilir giib.

Toyota auris net. 5 yil kullandım, tek geçerim. Sorunsuz binersin.

Opel Astra

artık dünya suva yöneldi. skoda scala skoda kamiq seat arona vw grup memnun eder ancak tek sıkıntı dsg. japon suvlarıda tutmuyor. corolla hatchback, megane hatchback, focus hatchback. sıkıntısız olanlar japon.

Belki Peugeot 2008 de bakabilirsiniz.

4 yildir yaris kullaniyorum. Tikir tikir gidiyor. 2021 in en iyi araci diye google da arat. Yaris cikiyor.

Babanızı hastaneye götürdüğünüzde ilgili bölüme talepte bulunursanız, sizin iş yerinize verilmek üzere; "x kişisi şu nedenle hastanede kalması gerekmiştir ve y kişi refakatçi olarak başında durmuştur" şeklinde yazı hazırlanıp verilir. Siz de bunu iş yerinize sunarsınız. Devler memurlarının refakatçi izni toplam 6 ay olabiliyor. Özel sektörde nasıl işliyor bilmiyorum. Geçmiş olsun.

O şekilde değil. Sağlık kuruluna giriyorsunuz. Babanızın ve sizin fotoğrafları, kimlik fotoları lazım. Babanızın tedavi gördüğü hastanenin sağlık kurulu olacak. Kurula babanızın doktoru hastalik teşhisini yazıyla bildirecek. Bu talep üzerine kurul karar verecek. 3+3 toplam 6 ay olabilir en fazla.

Ben de yıllardır kullanmıyorum zaten. Ama şu sıralar bi tarama yapmak lazım gibi geliyor. O yüzden bilgisayarın anasını ağlatmadan, efendi gibi taramasını yapıp gidecek bir antivirüs arıyorum. Dediğim gibi birkaç güne zaten tekrar sileceğim kendisini.

defender yeterli. macosta zaten gerek yok.

Defender fazlasıyla yeterli.

AV pazarı birkaç milyar dolarlık bir pazar ve büyük bir pazar olmasının bir sebebi var. Kullanmayanlar pc'lerinde ne olduklarının genellikle farkında olmuyorlar, tek başına defender da oldukça yetersiz bir ürün.

Ürün olarak da Kaspersky kullanmanı öneririm.

Eset nod32.kasmaz, iş görür.

kesinlikle yükleyin. en azından bir web sitesine girdiğinizde, browserınızdan bilgisayarınıza neler yükleniyor bir bakın. (uMatrix eklentisiyle görebilirsiniz)

antivirus'ler sizi cok guvenli kilmaz fakat oldukca bilinen zararlilara karsi iyi bir koruma saglar.

ayrica macos da dahil linux ve dagitimlari icin de antivirus hatta antimalware tarzi urunler kullanmak gereklidir. her isletim sistemi hedef olabilir ve oluyor. ozellikle mac malware'leri cok revacta.

Cevap verenler ikiye ayrılmış, Yükleme gerek yok diyenler ve Yükleme diyenlere kulak asma Defender yetersiz diyenler, kendimi işin uzmanı olarak gördüğümden ben de iki kelam edeyim.

Yükleme diyenler Windows Defender zaten yeterli gerek yok diyen bir kitle haklılar da ama nereye kadar haklılar? ;

Geçen zamanda bilgisayar kullanım alışkanlıklarımız değişti, bundan 10 yıl önce forumlarda, torrent sitelerinde, film izleme sitelerinde vs cirit atardık artık sadece sosyal medya, ekşi sözlük, youtube ve netflix tarzı siteleri ziyaret ediyoruz sadece, dolayısı ile böyle bir kullanıcı iseniz gerçekten Defender işinizi fazlasıyla görür 3. parti bir antivirüs yüklemenize gerek yok.

Ancak bilgisayarınızı sizin dışınızda yaşı ufak bir afacan kullanıyorsa, mutlaka steem'den oyun indiriyor, oyun içinde insanlarla iletişim kuruyor onların verdiği linkleri tıklıyordur ki çoğunluğu büyük ihtimalle trojan yuvasına dönmüş siteler o yüzden mutlaka Defender harici bir antivirüs yazılımı hatta İnternet Security paketi yüklemenizde fayda var.

Kaspersky piyasadaki en makul ve başarılı güvenlik yazılımlarından birisi onu kullanabilirsiniz.

Şimdi bir kaç soruyla yüklemeli misiniz yüklememeli misiniz karar verelim.

1. Kullandığınız işletim sistemi Windows mu? (E/H)
2. Bilgisayarı standart bir kullanıcının alışkanlıklarının dışında torrent, patch, crack vs için de kullanıyor musunuz? (E/H)
3. Kullandığınız bilgisayara sağdan soldan gelen akrabanız, arkadaşınız vs usb bellek takıyor mu? (E/H)
4. Bilgisayarınızı kendini dışında, eşiniz, çocuğunuz, kardeşiniz kullanıyor mu?

Bu 4 sorudan 1.si Evet ve diğer sorularından en az birisi de Evet ise kullanmanızda fayda var.

Yeni başlayansan, hareketleri doğru öğrenmen gelişmen ve sakatlanmaman için gerekli. Onun için salonda bir hoca gözetiminde başlamanı öneririm.
Zaten hareketleri biliyorsan, Bir squad rack, bir bench, bir de kapı barfiksi edinirsen altyapı tamamlanmış olur. Bir program uydururuz.
Ancak evde çalışmak çok fazla irade gerektiriyor. Başarabilen insan sayısı çok az.
Yani madem niyetlisin şartları zorlayıp bir salona git derim.

Stronglifts 5×5

Freeletics uygulamasini indirebilirsiniz

Ben yaklaşık 2-3 yıldır evde düzenli egzersiz yapıyorum.
önce 6 ay gibi bir süre kas, kemik ve eklemler için yoga, plates, kardiyo tipi çalıştım. sonrasında yavaştan ağırlık egzersizlerine geçtim. çok yoğun kas kütlesi oluşmadı -kadın olmanın dezavantajı tabi ama- ben evde yapmayı sevdiğim için çok takmıyorum özellikle dengeli bir görünüm için; sırasıyla kol-bacak-karın-sonra tüm vücut direnç egzersizi ve HIIT-tabata tarzı ilerliyorum.

evde oluyor ama imkanınız varsa bir mentor eşliğinde ilerlemek tabi ki daha mantıklı. ama başlangıç seviyesinde bence evde başlayıp o disiplini kazandığınızda ileri seviye için gidebilirsiniz. hem kendinizi mental olarak hem de fiziken hazırlamış olursunuz. çünkü ileri seviye ağırlık antrenmanı evde zor sakatlık oluşabilir, hareketlerin başlangıcı bitişi-süresi-kaç tekrar olacağı vs. hep kişisel farklılıklara göre değişiyor.

cardio yapıp kendini yorduktan sonra ağırlık çalışman doğru olmaz. tam tersini yap.
ayrıca uyanır uyanmaz süper aç karına yaparsan insülin direnci gelişir. az bir şey ye ve en az 30dk bekle öyle başla sporuna.

Aç karna spor yapınca neden insülin direnci gelişsin? Sporcular kardiyolarını genellikle sabah erken saatte aç karna yapar zaten.

İnsülin direnci gelişmez +1.
Aksine aç karnına spor yapınca harika hormonlar karışır kana. Yalnız ağırlık hafif, cardio fazla olmalı.

Aç karnına antrenman yapmayla insülinin direnci gelişiminin hiç ilgisi yok yav, hatta kaslardaki glikojeni harcayacağın için insülin direnci varsa onu bile düzeltebilir :) Onun dışında bi zararı ya da faydası olmaz bikaç defa dene bozmazsa devam et iyi hissetmezsen yine değiştirirsin.

inisülin direnci filan olmaz, ve diğer arkadaşların dediği gibi eğer öyle bir şey varsa siler atar. bu tip spor vücuda yağ yakmayı da öğreteceği için uzun vadede metabolizmana iyi gelir.

burada iki husus çok önemli:

1- sporunu yaptıktan sonra üstüne proteinli bir kahvaltı yapman şart ki vücut gerektiği gibi kendisini toparlayabilsin. bir parça abartmadan karbonhidrat da gerekir.

2- kardo sırasında eliptik üzerinde kendini kaybedip, gaza gelerek nabzı çok yükseklere getirmemek gerek. ağırlıklarda da yüksek ağırlık yerine bir tık az ağırlık çok tekrar yapmak gerekir. bol su içip, eğer başın dönerse bir tık dinlenmek iyi gelir. belki yarım muz bulundurabilirsin yanında. baktın biraz vücut yalpalıyor, ağzına atarsın. hem potasyum takviyesi yapar. hem de hızla kan şekerini yükseltir toparlarsın.

dilersen önden pre-workout olarak bir turk kahvesi ya da espresso gönderebilirsin. yağ yakımını hızlandırıp yardımcı olur.

kolay gelsin.

nasıl yaa yalan mıymış bu bilgi? yıllarca buna göre hareket ettim ben piii

Ameliyatla lazeri kast ediyorsunuz herhalde. Artık yeni bir tedavi yöntemi degil; Türkiye'de bile 25 senedir falan uygulanıyor.

Sevgilimin gözünün içine lens koyacaklar öyle bir ameliyattan mı bahsediyorsunuz?(ICL diye geçiyor) Henüz sipariş verildi bir aya gelecek sırayla iki göze de takacaklar, internette %99 başarı oranı diyor doktor da güven verdi. Tabii daha az yapılan bir şey bu ama kısa sürede hallediyoruz diyor doktor.

benim gördüğüm tek problem bazı insanlarda ekstra ışık hassasiyeti yapması, benim eski şirkette bi eleman bilgisayarı güneş gözlüğü ile kullanıyordu o yüzden. benim gibi ekmeğini pc'den çıkaran birisi için kabus senaryosu olduğu için ben yaptırmayı düşünmüyorum. ama buna karşılık binlerce mutlu hasta vardır mutlaka.

Göz yapınızın , olacağınız ameliyat türüne uygun olduğunu mutlaka birkaç doktordan teyit ettirin.Ve alanında gerçekten iyi doktorları seçin,3-5e bakmayın.Çünkü giden geri gelmiyor.
Benim göz yapım ,doğuştan gelen bazı sıkıntılardan dolayı, ameliyatların riskini yükseltiyordu ve maalesef kötü senaryolar gerçekleşti. Ama ameliyat ta olmak zorundaydım.

20 yıllık gözlük kullanıcısıyım. Olmayın. Hiçbir zaman gözlükle gördüğünüzden daha net göremeyeceksiniz. Numara büyüme riski var. Ameliyat komplikasyonlarından bahsetmiyorum bile.

3 sene oldu. Bir şikayetim yok. Hassasiyet eskiden de vardı ışığa karşı. Bir tık arttı diyebiliriz. Ama lens olmadan görmenin konforunun yanında benim için bir hiç diyebilirim. Bu hassasiyet ilk 6 ay çok fazla oluyor. Sonra geçti mi yoksa alıştım mı tam bilemiyorum.

18 yıl önce yaptırdım. Hiçbir sıkıntı yok.

Terapiyle.

Kendi kendine teşhis koymayı bırakarak.

ilaçsız çok zor. Bu da bir hastalık. nasıl ki vücudunuzda enfeksiyon olunca antibiyotik kullanıyorsanız beyin kimyanız bozulduğunda da ilaç kullanabilirsiniz bir farkı yok.bundan çekinmek çok yanlış bence. bir an önce doktora görünmenizi tavsiye ederim.

uzmana danışarak, başka türlü zor.

Bisiklet belki

İlaç +psikoterapi. Psikoterapi mümkün değilse "İyi Hissetmek" adlı kitap okunup söylenenler uygulanabilir. Biblioterapi,okuma terapisi diyorlar.

kırık bir bacak üzerinde yürümeye çalışmaktan vazgeçin.

Majör depresyon tanısını doktor mu koydu? Majör depresyon kronikleşmiş depresyondur, basitçe, beyninizdeki birçok salgının olması gerektiği gibi işlemediği bir süreçtir. İlaç tedavisi ve çoğunlukla buna ek olarak psikoterapi gerektirir.

Hayattan az keyif almıyorken depresyondayım, çok keyif almıyorken majör depresyondayım gibi bir şey yok. Lütfen bir doktora gidin ve size önereceği tedaviyi harfiyen uygulayın.

Şikayetçi olun bence hemen. Karakoldan çağırıp bir ifadesini alsınlar ki işin ciddi olduğunu anlasın herif. Yarın tutup da bir şey yapmaya niyetlenmis olsa bile korkar işte. Yarın gelmeye kalkarsa (ki hiç sanmıyorum) direkt polisi arar ekip istersiniz. Bindirir götürürler. Tecrübe ettim bunu.

Şikayet edin. Hiç muhatap olmayın. Her yerden engelleyin. Hatta direkt dava açarım deyin eğer muhatap olacaksanız.

Edit: sakın alttan almayın. Sen kimsin ki paramla değil mi istediğim kişiden hizmet alırım deyin. Korktuğunuzu anlayınca daha da üstünüze gelirler. Bunlar böyle para kazanmaya alışmışlar.

derhal sikayetci olun

celebi +1, konum istanbulsa ben de gelebilirim

emniyette şikayetçi olsak adam iyice bilenebilir bize karşı ya bilemiyorum iyi mi olur kötü mü olur bu. adam muhtemelen boş atıyor korkutmaya çalışıyor ama işte neticede tanımadığımız biri olunca %100 emin olamıyosun onun endişesi var. bir şey yapmıycak adamı polisle falan uğraştırsak gaza gelir de bir şey yapmaya kalkar belki. adamı gözaltına alıcak olsalar gideriz zaten polise de öyle bir şey yok maalesef.

@nibba konum ankara

bence annenizi orta yaşlı veya yaşlı kadın görünce korkutmaya çalışmışlar.
zaten yarın taşınıyormuşsunuz, nereye taşınacağınızı genel olarak bilseler de daire numarasını falan bilmiyorlarsa sorun çıkmaz muhtemelen.

polisin hemen müdahale edeceğini düşünüyorsanız şikayet edin tabii.
üvey babamı biri bıçakla tehdit ettiği için şikayet ettiğimizde ifadeye iki ay sonra çağırmışlardı.
karakoldan karakola değişiyordur belki.
bir de, bildiğim kadarıyla şikayetçi tarafın adresini karşı taraf görebiliyor.
şimdiki adresi zaten biliyorlar onda sorun yok ama hemen müdahale edilmeyecekse, durup dururken yeni adresinizi öğrenmelerini de sağlayabilirsiniz.

bu arada bence bir şey olacağı yok ama bunu da arayıp polise bir danışmak lazım şikayetçi olmadan önce.

bu tip durumlarda polise şikayetten ziyade ailede bir abi, dayı, amca vs. varsa onların muhatap olması daha etkili oluyor genelde.
ama tabii ki kesin bir tavsiye değil, fikrimi söylüyorum sadece.

şikayetçi olun. o kadar iş-para için ağlayan adam olay çıkarıp gözaltı, hapis vs. uğraşmak istemez. olayın ciddi olduğunu anlasın +1

hocam rahat olun bu tipleri iyi bilirim. ters duz konusup sonradan aglak hale donduyse polis onu iyi eder.

benim de bu tarz bir olayim olmustu. tehdit edilmistim adamin mekanina gitmistim karsima cikmamisti. sonra mahkemeye verdim. adamin ifadelerini okudum tam komediydi :D sut dokmus kediydi resmen

Gönlünü ferah tut hocam bişey yapamaz. Atıp tutuyor.

bişi yapacak adam aglayan tonda konuşmaz. boş atıp tutmuş korkmayın ama yinede şikayetçi olun akilli olsun

bence adama siz mesaj atin.
gayet nazik ve sakin bir uslup ile.

x tarihinde nakliye isimiz icin anlasmistik ancak y tarihinde z saatinde annem aaa bbb ile yapmis oldugunuz telefon gorusmesinde alacagimiz hizmet kapsamindaki ccc konulari ile ilgili mutabik kalamadigimiz icin hizmet alimimizi iptal etmis ve bunu ddd saatinde sizinle paylasmis bulunmaktayiz.

Sonrasinda sizden fff saatinde "...." icerikli bir mesaj almis bulunmaktayiz. Bu mesaj tehdit icermektedir. Baska bir kisi yerine yanlisla bize gelmis olabilecegini dusunuyoruz ancak tekrar benzer icerikte bir mesaj gelmesi durumunda nobetci savciliga bildirecegimizi iletmek isteriz.

Klasik belli bir cografya adami.
Bunlar aglaklik ile aslanlik arasinda gidip gelirler.
Simdi atar yapsan 1kg baklava alip ozur dilemeye gelir yarin yine olay cikarir.

Ara bagir cagir yine kediye donecek

hiç endişelenmene gerek yok olay falan çıkaracağı yok. olay çıkarıp ne yapacak senden parasını ve hamalların yövmiyesini mi alabilecek ?

bu güne kadar ev basacam diyen hiç kimsenin evi bastığını görmedim. en kötü ne olabilir yarın sabah 8de kapıya hiçbir şey olmamış gibi gelebilir ve taşıma konusunda ısrarcı olabilir. böyle bir durum olursa bırakın diğer ekip işini yapmaya devam etsin. ben olsam önlem olarak diğer taşımacıları sabah olabildiğince erken çağırır işe başlatırdım. adamlar da sana zaten demiş nakliyeci nakliyeciyi tanır.

Ben turbo araç kullanmadım hiç ama herkes turbo öneriyor. LPG taktirmayi vs düşünmüyorsanız turbolu olanı alın derim

bir yakınımda 1.6 lpgli civic var araba hızlanırken geberiyor. 1.2 polo vardı bende o bile daha güzel gidiyordu.

Normalde en ideal secenek her zaman turbo benzindir; her markada.

Ama honda turbo isinde pek tecrube sshibi degil. Bana gore dunyanin en iyi atmosferik benzinli motorlarini ureten honda'nin atmosferigi alinir. Kafa rahat binilir. Hele fiyat farki da varsa cabasi. Sigorta kasko bedavaya gelir.

Honda'da yas onemli degildir.

Atmosferik hem çok yakar, hem performansı düşüktür. 1.5 turbo normalde çok daha pahali olurdu. Hiç kaçırmayın derim.

2019 makyajlı 1.6 LPG’li kullanıyorum eco elegance . Aynı araçtan bahsediyorsunuz muhtemelen . Sürüşleri hemen hemen aynı çünkü ikisinde de cvt şanzıman var , ama 182 beygirlik olan daha hızlı gidiyor kalkışta pek anlaşılmıyor ama hızlanırken belli ediyor kendini. dikkatli kullanılırsa ikisinin de yakıt tüketimi hemen hemen aynı .

İkisi arasında ciddi performans farkı var. Sürüş zevkini de artıracaktır turbolu olan.

İkisi arasında şehir içi güncel fiyatlarda tahminimce turbo olan 40TL daha fazla yakar güncel fiyatlarda. O yüzden eco elegance'da lpg vardır, yakıt açısından fark eder. Sorunsuzluk olarak da atmosferik daha iyidir ama bu demek değil ki turbo başınıza bela olacak..

O yüzden bence performansa önem veriyorsanız turboluyu seçin fakat yakıt sizin için önemliyse 1.6 olan.. çünkü benzin 20TL, LPG 11TL şuan..

atmosferik motor lpgye uyumlu sorunsuz bir motor. 1.5 turbo daha verimlidir lpg uyumu yok. 1 yaş farkı artık önemli değil. önemli aracın donanım paketi. donanım paketi daha geçerli.

Aynı arabayı almayı düşünüyorum, hatta az önce corolladan geçen birinin yorumunu izledim. Atmosferik motorun zaten performansı düşük artı bide lpg ile kullanırsan iyice düşüyor. Performans harici o fiyat bandında doluluk, genişlik, malzeme kalitesiyle önde. Ama performansı unut.

düzenli uzun yola çıkıyorsan 1.5 turbo daha mantıklı olur.
ağırlıklı şehir içinde takılacaksan 1.6 eco.

Evet sorun yaşamazsiniz

Yine de çantada kolay ulaşılabilir bi yere koyun bence. X ray de bıçağını görüp iskillenirlerse çıkarır gösterirsiniz.

Tecrübem yok.
Finansal olarak baksak al derdim. Çünkü parayı ezmeyeceksin yine bir mal alacaksın. Belki araba fiyatları daha fazla artar belki altın fiyatları. Ama sonuçta altın daha çok artsa bile araba fiyatı da artacaktır.

Ama zaten kredi öderken bir de borç ödemek çok zor olacaktır. O yüzden alma derim. Ayrıca şu an bütçede olmayan arabanın da masrafları eklenecek.
Araba masraflarını sıklıkla göz ardı ediyoruz.
Sigorta, vergi, yıllık bakım gibi kalemleri hesap ediyoruz ama mesela araban olduğu için normalde gitmeyeceğin yerlere gideceğini, otopark parası ödeyeceğini, aniden pahalı bir arıza çıkabileceğini, arkadaşlarının "beni havaalanından alsana, şuraya götürsene gibi talepleri sebebiyle harcayacağın parayı hesaplamayı unutuyoruz genelde.

20 bin TL altınla borçlanmak için çok miktar değil. Bence sorun araç fiyatının coguyla borçlanmak,kredi miktarı yani. Araba hiç kullanmasan bile durduğu yerde masraf olan bir şey. Kontak açmadan vergi, muayene, bakim vs masrafı olacak. İlla alacaksan daha ekonomik bir araç al derim. Ne kadar az borç, o kadar iyi.

borcu kimden alıyorsun o önemli. yarın ben sıkıştım borcunu öde bro diyen biri olmayacaksa kesinlikle al.

ben 2019 da dolar ve bir miktar tl karşılığı 50 bin lira borç alarak 2022 başında geri 110 bin lira olarak ödedim. (karşı tarafı kuruş zarara uğratmadım)

şu an aracım 250 bin tl'ye gidiyor. 140 bin kar ettim diyemem çünkü araç marşa basmasan bile ayda 500 lira yiyor. istanbul'da daha fazladır.

fakat rahatlığı tartışılamaz. trafik zulüm diyoruz fakat asıl zulüm toplu taşıma ve insanlar. zarar edeceğimi bilsem şu rahatlığı tattıktan sonra yine alırdım. imkanım olsa wc'ye arabayla giderim.

arabayı vs. borçla almak mantıklı asıl.

paranı altına/dolara at. arabanı komple borçla al.
hem paran değerlenip o parayla taksitlerini ödersin, hem araban değerlenir. bir anda varolmaya nbir para sahip olursun.

edit: pardon altın borcu alacakmışsın. mantıksız.

Borç aileden aslında ne zaman ödediğimin bir önemi yok ama ben 1 yıl sonra ödemeye başlamak istiyorum. 20 bin tl gibi bir miktar olduğu için acaba çekmek mantıklı olur mu bilemedim çok bişey de sayılmaz ya o yüzden kararsız kaldım diğer arkadaşlardan da görüş alabilirim.